Professional Documents
Culture Documents
Type Lecture
Reviewed
Dil ve Düşünce
Antik Çağ
Konuşmanın, başta düşünceler olmak üzere; arzuların, duyguların dışa aktarımı
olduğu birçok filozofun üzerinde durduğu bir konudur.
Eski Yunan
Platon, düşünceleri dile emanet etmenin hatalı bir tutum olduğunu
savunur.Aristoteles de düşünmeyi ruhun kendisiyle bir diyaloğu olarak ifade
etmektir.
Orta
Augustinus, dilin düşüncenin hızına ulaşamadığını çevresinde dolaştığına dikkat
çekmiştir.
Yeniçağ
Descartes, dili düşüncenin belirtisi ve dışa vurumu olarak ele almıştır.
Görüşler
Anlama üretimden önce başlar.
Dilbilimine Giriş 1
Düşünceler, dilin dilbilgisi tarafından sağlanan imkanlar ölçüsünde gelişir.
Düşüncenin Temelinde Dil Vardır
Dil ve düşünce arasındaki ilişki, çeşitli filozoflar tarafından farklı şekillerde ele
alınmıştır. Bazıları dilin düşüncenin belirtisi olduğunu savunurken, bazıları da
dilin düşüncenin gelişmesine katkı sağladığını belirtmiştir. Öte yandan, bazı
filozoflar dilin düşüncenin hızına yetişemediğini ifade etmiştir. Bu farklı görüşler,
dil ve düşünce arasındaki karmaşık ilişkiyi anlamaya çalışmamızı gerektirir.
Toplumsal Dilbilim
Toplum en genel ve basit tanımıyla ortak bir amaç uğrunda birlikte yaşayan,
çalışan ve bir şeyler paylaşan insan topluluğudur.
Dil, bu topluluğun iletişim kurmak, birbiriyleanlaşmak için kullandıkları kodudur.
Toplumsal Dilbilim, dil-toplum etkileşimini toplumsal katman, eğitim, cinsiyet,
yaş, kültür gibi açılardan inceleyen bilim dalıdır.
Dilsel Değişkeler
Dilsel değişke, bir ya da bir grup dil kullanıcısı tarafından kullanılan ve diğer
değişkelerden belirgin olarak ayrılabilen konuşma biçimidir.
Kişiye özgü dil kullanımı (idiolect): Dilin yalnızca bir kişiye özgü değişkesidir.
Aileye özgü dil kullanımı (ecolect): Kişiye özgü dil kullanımlarının etkileşim
sonucu diğer aile bireylerine de aktarılmasıyla oluşan dilsel değişkedir.
Lehçe (dialect): Farklı coğrafi bölgeler ve toplumsal gruplardan gelen dil
konuşucularının kullandığı ve sistematik farklılıkları gösteren dilsel değişkelerdir.
Dilbilimine Giriş 2
Topluluk dilleri (sociolect): Meslek, eğitim ve toplumsal sınıf açılarından
yansıtan dil değişkeleridir.
Anlambilim
Dil, iletişimi sağlayan uzlaşımsal bir dizge olarak tanımlanmaktadır.
Anlam, dil kullanıcısı tarafından sözcükler aracılığıyla açığa vurulan ya da bir
dinleyiciye iletilen ve dil kullanıcılarının zihninde birbirine eş ya da yakın olarak
beliren kavram-duygu-düşünce birleşimidir.
Yapısal Anlambilim: Bir dilin yapısı içinde, sözcük anlamlarının birbiriyle olan
bağlantılarını inceler.
Üretici/Yorumlayıcı Anlambilim: Tümcelerin derin yapısındaki önermelerin,
yüzey yapısına dönüştürülmesini inceler.
Sözcük Anlambilim: Bir dilin söz varlığını oluşturan tek tek sözcükleri
inceleyerek, bu sözcüklerin anlam boyutunu ele almaktadır.
Dilbilimine Giriş 3
Bu zamana kadar soyut gösterge sistemleriyle ilgilenen dilbilim, artık insan
iletişimini, yani dilsel iletişim durumlarında neler olup bittiğini araştırmaya
başladı.
Dilin belirli bir bağlam içinde nasıl kullanıldığını ve dil kullanımının ilkelerini
inceleyen ve yeni alan edimbilim (pragmatics) olarak adlandırılır.
Ancak insanlar söylenenleri kalıcı kılmak için değişik yollar aramış, değişik yazı
dizgeleri oluşturmuştur.
Kavramsal Yazı Dizgesi: Burada sözcük kendini oluşturan seslerle ilişkisiz tek
bir göstergeyle belirtilir. Bu gösterge sözcüğü bütününü ve dolaylı olarak da
onun anlattığı kavramı belirtir
Sesçil Yazı Dizgesi: Bu dizge, sözcükte birbirini izleyen seslerin oluşturduğu
dizilişi göstermeyi amaçlar.
Piktogram: Bir kavram veya fikri görsel hâle dönüştürmek için sembollerle
yalınlaştırılarak oluşturulan resimsel yazı şeklidir.
Dilbilimine Giriş 4