Professional Documents
Culture Documents
Dil; düşünce, duygu ve isteklerin, bir toplumda ses ve anlam yönünden ortak
olan ögeler ve kurallardan yararlanılarak başkalarına aktarılmasını sağ layan
çok yönlü, çok gelişmiş bir sistemdir. (D. Aksan)
3
Dil Nedir?
Duygu, düşünce ve dileklerimizi anlatmaya yarayan imlerin (işaret) –daha çok
ses imlerinin- hepsine birden dil denir. (T. N. Gencan)
Dil
Nedir?
Dil, yalnızca insana özgü olan, ülkülerin, duyguların ve arzuların isteyerek
üretilen simgeler yoluyla aktarılmasını sağ layan içgüdüsel olmayan iletişim
yöntemidir. (E. Sapir)
Dil, kendi düşüncelerini sesin yardımıyla, özne ve yüklem aracılığ ıyla anlaşılır
duruma getirmektir. (Platon)
Dil
Nedir?
Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağ layan tabiî bir vasıta, kendisine mahsus
kanunları olan ve ancak bu kanunlar çerçevesinde gelişen canlı bir varlık,
temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış bir gizli antlaşmalar sistemi, seslerden
örülmüş içtimaî bir müessesedir. (M. Ergin)
6
Düzenli bir sistem olması dilin insanlar tarafından öğ renilmesini, yazılı veya
sözlü olarak ifade edilmesini sağ lar.
7
Yansıma sözcükler dışında doğ adaki varlıklar ile onları ifade eden
sözcükler arasında belirli bir ilişkiye rastlanmaz.
9
Konuşurken çıkarılan sesler tek başlarına bir anlam ifade etmez ancak
dilin temeli, bu seslerin belli bir düzene ve dizilişe göre oluşturduğ u yapılardır.
Tarihî gelişim bakımından sözlü dil çok daha önce ortaya çıkmış, yazı
dili sözlü dili kayıt altına almak ve aktarılanların zaman karşısında kalıcılığ ını
sağ lamak amacıyla kullanılmaya başlanmıştır.
10
İlk yazılı belgeleri üreten Sümerce, Hititçe vb. diller incelendiğ inde
bunların gramer açısında modern dillerden daha geri olmadığ ı görülür.
Yeni sözcükler üretmek tercih edilen başlıca yol olmak üzere kimi dillerin
dışarıdan sözcük ithali yoluyla da günlük iletişim ihtiyacını sağ ladıkları bilinmektedir.
Dilin Özellikleri Nelerdir? 14
Dil, konuşanların yaş grupları, cinsiyetleri, yaşadıkları coğ rafya, yaptıkları meslek
vb. değ işkenler doğ rultusunda toplumsal katmanlara ayrışması söz konusudur.
Lehçe, şive, ağ ız, jargon, ölçünlü dil vb. kavramlar bu toplumsal katmanlaşmanın
sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Dilin Özellikleri Nelerdir?
15
Dil, aynı zamanda bir kültür aktarım aracı olduğ u için milli birikim ve
kimliğin nesilden nesile aktarılmasını sağlar
17
Kendi kuralları çerçevesinde daima dinamik ve değ işken bir yapı gösterir.
KURAMLAR
Çinlilere göre, bir su kaplumbağ ası, sırtındaki şekillerde yazının esrarını
taşıyarak imparatorun önüne gelir ve ona yazıyı öğ retir.
Babilliler, yarı insan yarı balık olan bir deniz canavarının denizden çıkarak
kendilerine yazıyı öğ rettiğ ine inanırlar.
Hintliler, Gök gürültüsünün, tabiat tanrısı Vac’in sesi olduğ una inanırlar. Vac,
aynı zamanda insan dilinin tanrısıdır.
Brahmanizm’in kutsal kitabında sözün ebedî olduğ u, dört bölümden meydana
geldiğ i ve bu bölümlerden birinin de insana isabet ettiğ i anlatılmaktadır.
DİLLERİN DOĞ UŞUYLA İLGİLİ MİTOLOJİK KURAMLAR 20
Eski Mısır’da, Baş Tanrı Ra’nın, isteklerini kendi dili ve habercisi olan tanrı
Tot aracılığ ıyla gerçekleştirdiğ ine inanılırdı. Tanrı Tot, bir varlığ ın adını
söylemedikçe o varlık var olamazdı.
Rahman olan Allah insanı yaratmış, ona beyan kabiliyetini vermiş, Kur’an’ı
öğretmiştir. (Kur’an-ı Kerim)
Yehova «Bunların hepsi tek kavim.» dedi. «Konuştukları dil aynı, girişecekleri işi
yarıda bırakacağa benzemiyorlar. Gelin de toprağa inelim, dillerini ayıralım
şunların. Birbirlerini anlamaz olsunlar.» (Tevrat)
Yansıma Kuramı: Bu kurama göre, insan çevresindeki doğa olaylarını, hayvanların ve ses
çıkaran nesnelerin seslerini taklit etmek suretiyle dili meydana getirmiştir.
Türkçedeki miyavlamak, melemek, havlamak, horlamak… gibi kelimelerin belli seslerin
taklidine dayandığı, sonradan dilin belli kalıplarına dökülerek eylemleştiği görülür.
XX. yüzyılın başlarında ortaya çıkan bu kuram, dil ögelerinin yansımalardan oluştuğunu kabul
etmektedir.
Dildeki ilk kelimeler canlı veya cansız varlıkların çıkardığı seslerin taklit edilmesi
sonucu oluşmuştur. Horul horul, havlamak, kükremek, şarıldamak, inlemek
vb. yansıma sözcükler bu kuramı örneklendirir.
Türkçede kediler için kullanılan miyavlamak eyleminin Almancadaki karşılığının
miaunen, Fransızcadaki karşılığının ise miauler olması bütün dillerde doğadaki
sesleri yansıtmak konusunda bir ortaklık görüldüğü kuramını destekler.
26
Ünlem Kuramı:
İnsanların çeşitli olaylar karşısında ruh ve bedenle ilgili duygularının etkisiyle çıkardıkları
ünlemleri sonradan sözcüklere dönüştürdüğünü ileri süren dilin doğuşunu ünlemlere dayandıran
kuramdır.
İnsanın dış etkilere karşı geliştirdiği tepki ve duyguları ifade etmek için çıkardığı ilk
sesler,dildeki ilk sözcükleri oluşturmuştur.
İş Kuramı: XIX. yüzyılın sonlarında bilim insanları, dilin doğuşunda ortak çalışmanın etkili
olduğu görüşünü savundular. İnsanların toplu halde bir iş yaparken anlaşma amacıyla çıkardıkları
seslerin dili oluşturduğu düşünülmüştür.
Örneğin ağır bir şeyi kaldırırken, iterken çıkartılan “hay, hop!” sesi gibi sözcüklerle dilin oluştuğu
kabul edilmiştir.
Mimik Kuramı:
Beden hareketlerini temel alan bu kurama göre, insanlar kimi duygularını ifade edebilmek
için çeşitli beden hareketleri yapmaktadır. Bu hareketlerin ağızda konuşma organlarına
yansıması ile kelimeler meydana gelmiştir.
İlk insan, tepkilerini ifade edebilmek için bir takım sesler çıkarmışlardır.Bu
esnada yapılan ağız hareketleri tekrarlanarak giderek perdeli seslere ulaşılmıştır.
DİLLERİN DOĞ UŞUYLA İLGİLİ BİLİMSEL KURAMLAR 29
İnsanda doğ uştan bir dil kurabilme gücü ve yeteneğ i vardır,konuşma beynin bir
işlevidir.
Günümüzde en yaygın olarak kabul edilen ve elde edilen veriler doğ rultusunda
en çok doğ rulanan kuram doğ uştanlık kuramıdır.
Özellikle dilin, insana özgü bir kabiliyet olması onun doğ uştan edinilmiş
belli bir melekenin ürünü olduğ u düşüncesini desteklemektedir.Dilbilimciler,
dillerin doğuşuna ilişkin farklı görüşlerde bulunmuşlardır.
DİLLERİN DOĞ UŞUYLA İLGİLİ BİLİMSEL KURAMLAR
Ana Dil:
Ata dil olarak da adlandırılan ve bir dilin veya dil ailesinin tarihî gelişim
sürecinde kuramsal olarak var olduğ u düşünülen en eski şeklidir.
Örneğ in bizim dilimiz için “İlk Türkçe” ana dil statüsündedir.
İlk Türkçeden ayrılan ilk üye, Ana Bulgarcadır (Eski Çuvaş Türkçesi). İkinci üye ise
Yakut Türkçesidir.
DİL TÜRLERİ NELERDİR? 31
Ana Dili:
İnsanların doğ uştan başlayarak yakın çevresinden öğ rendiğ i ve geliştirdiğ i
dildir.
Kişinin önce annesinden ve yakın çevresinden, sonra daha geniş çevreden ve ulusal olanaklardan
yararlanarak öğrendiği dil. Her Türk için Türkçe anadilidir (Koç 1992: 28)
İnsanın içinde doğup büyüdüğü aile ya da toplum çevresinde ilk öğrendiği dil. Ana dili bilinci dili
yabancı ögelere karşı savunur ( Vardar ve diğerleri 1988: 20).
İnsanın çocukken ailesinden ve soyca bağlı olduğu topluluktan öğrendiği dil (TDK Türkçe Sözlük
2005: 93).
Ana dil
Ana dil Türkiye Türkçesinin ortak dilidir ve Türk vatandaşı olan herkesin duygu ve
düşüncelerini paylaşmasında temel araç olarak görev yapar.
Bu dilin kaynağı Türk Dili, eğitim ve öğretim söz konusu olunca da inceleme,
araştırma alanı Türkçedir.
Edirne’deki memur, Ankara’daki milletvekili ve Hakkâri’deki öğrenci kuralları
bilinen bu ortak dili kullanmaktadır. Bireyi kuşatan, ona ruh ve güç veren dil, bu
dildir.
DİL TÜRLERİ NELERDİR?
32
LEHÇE: Bir dilin tarihî, siyasî, sosyal ve kültürel nedenlerle değ işik bölgelerde
ses yapısı, şekil yapısı ve kelime hazinesi bakımından önemli farklarla
birbirinden ayrılan kollarından her biridir. (Z. Korkmaz)
Lehçe çeşitli sebepler yüzünden bir dilin çeşitli bölgeler ses, yapı ve kelime hazinesi
bakımından ayrılan değişik biçimleridir. Lehçeler aynı dilden gelir. Türkçe için
düşündüğümüzde Türkiye Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Özbek Türkçesi, Türkmen
Türkçesi Türkçenin birer lehçeleridir. Ancak, bazı lehçeler bağlı olduğu dilden o kadar
ayrılır ki anlaşılabilirlik oranı oldukça düşer. Daha yakın bir zamana kadar Türkçenin bir
lehçesi olduğu bile bilinmeyen Çuvaşça ve Yakutça buna örnek olarak verilebilir.
Dil türleri
Şive: Bir dilin, bilinen tarihî seyri içinde ayrılmış olup bazı ses ve şekil
farklılıkları gösteren kollarıdır. Kırgız, Kazak ve Özbek Türkçeleri ise Türkçenin
şivelerindendir.
Ağız: Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlam bakımından farklılıklar
gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dilidir.
Denizli,Karadeniz, Konya ve İstanbul ağızları da Türkçenin ağızlarındandır.
Türklerin Kullandığı Alfabeler: Türkçe, tarihî gelişimi içinde pek çok farklı
alfabeyle yazılmış ve okunmuştur. Bu alfabeler sırasıyla şunlardır: Göktürk,
Uygur, Arap ve Latin alfabesi. Bunların yanı sıra Orta Asya’daki bazı Türk
devlet ve toplulukları Kiril alfabesini kullanmaktadır.
33
YAZI DİLİ:
Yazı dili aynı dilin bölgesel değişikliklerden bağımsız olarak tek bir çatı
altında toplanmasını sağlayan dildir.
Yazı dili, genellikle örgün eğitim ve kitle iletişim araçları aracılığıyla bir tür
yardımcı dil olarak edinilir.
Her türlü resmî, edebî ve yazılı iletişimde kullanılır.
Yazı dili, bir ülkede konuşulan şive ya da ağızlar içinden yaygınlaşıp egemen olan
ortak dilin yazışmalarda kullanılması, bilim ve sanat yapıtlarının bu ortak dille
yazılması sonucu ortaya çıkan yazılı dildir.
Günümüz Türkçesinde İstanbul ağzına dayanan yazılı dil hem ortak dildir, hem de
Türk yazı ve edebiyat dilidir. Genelde yazı dili ve edebi dil kavramları eş anlamlı
DİL TÜRLERİ NELERDİR?
KONUŞMA DİLİ
Konuşma dili, bir ulusun dilinin yazıyla ilişkisi olmayan ve çeşitli söyleyiş özellikleri taşıyan
yönüdür. Dilin gelişiminde temel, konuşma dilidir. Değişik yöntemlerle yazıya geçirme
sistemlerinin hepsi, konuşma diline dayanır.
Konuşma diliyle yazı dili arasında söyleyiş özelliklerinden kaynaklanan çeşitli farklılıklar
vardır: “Geleceğiz, yapıyor, bir şey, ağabey” biçiminde yazılan sözcüklerin “gelicez, yapıyo,
bişey, abi” biçiminde söylenmesi gibi.
Konuşma dili, yazı diline oranla hızlı bir gelişme içindedir. Bu gelişmede kısa anlatım, devrik
cümle, çeşitli vurgulama istekleri gibi nedenlerle söyleyişten ileri gelen etkenlerin payı
büyüktür.
Türk dilinde konuşma dili, yazı dili ayrımı İslamlık etkisine girilmesinden sonra belirginlik
kazanmıştır.
DİL TÜRLERİ NELERDİR? 34
Yapı bakımından içinden çıktığı ortak dilden farklı olmayan argo da, her dil gibi, sürekli
olarak değişir, gelişir. Kimi sözcükleri ölür, toplumsal gelişmelere göre yeni sözcükler
kazanır.
Argo
Argo terimi, eskiden, daha çok kaba dil karşılığı olarak külhanbeyi, ayak
takımı ağzı için kullanılırdı. Bu anlayış büyük ölçüde değişmiştir. Bugün,
külhanbeyi, hırsız, denizci, şoför argosu yanında esnaf, sanatçı argoları da
ortaya çıkmıştır.
Argo, sanıldığının tersine, anlam değişiminin güçlü olduğu, nükteli, etkili bir
dildir. O kadar ki, argo sözcükler, öbekler, zamanla ortak dilin söz varlığına
da girer, ulusça kullanılır.
Argo kelimeler
dümen (hile, dolap),
yelkenleri suya indirmek,
dikine tıraş (yalanlarla dolu gevezelik),
Argo örnekleri:
okutmak (elden çıkarıp - satmak)
racon (adet - usül)
keklemek (kandırmak - aldatmak)
su koy vermek: yarı yolda bırakmak.
omuzlamak (alıp götürmek),
yuvarlamak (bir şey yemek),
boşlamak (vazgeçmek, peşini bırakmak),
kırmak (okuldan kaçmak),
inek (çok çalışkan olmak)
DİL TÜRLERİ NELERDİR? 35
Jargon:
Aynı meslekî veya toplumsal gruptaki insanların kullandığ ı, belli kavramlar
bakımından günlük konuşma dilinden ayrılan özel dil veya sözcük hazinesidir.
Genel olarak bu terim belli bir yaş grubu, meslek, hobi veya ilgi alanı ya da amacı
paylaşarak bir araya gelmiş kişilerin kullandığı dile karşılık gelir.
Gençlik dili, hekimlerin mesleki konuşmaları veya borsa brokerlerinin konuşmaları
birer jargon örneği olarak gösterilebilir.
Büte bırakmak: Öğrenciyi bütünlemeye bırakmak.
Bir jargonu oluşturan sözcükler o gruba ait olmayan bir kişi için anlaşılmaz gelebilir
veya yaygın sözcükler olmalarına rağmen tamamen farklı bir anlamda da
kullanılabilir.
Öğrenci jargonu Örnekleri
Ezik: Başarısız buldukları ya da havalı olmayan kişiler için kullanılan lakap
Zırvana: Zırvalamanın nirvanası, yani fazlaca zırvalamak
Panpa: Yakın arkadaş, pampi, kanki, kankito, aşkito gibi versiyonları da var.
Atarlı: ters davranan, söylenen, dırdır yapan
•Bro: Yakın arkadaş (erkek)
Öğretmen jargonu örnekleri
Büte bırakmak: Öğrenciyi bütünlemeye bırakmak.
Kurtarma sınavı: Yeniden sınav yapmak.
•Dolmuş Jargonu
•“Araba kaldırmak” otobüsü sefere göndermektir.
•“Yolu dövmek” sürekli aynı hatta çalışmak.
•“Tek tabanca” bir hatta tek firmanın olması…
36
Mensubu olduğu dil ailesi içindeki diğer dillerden coğrafi nedenlerle uzak
düşmüş veya herhangi bir dil ailesine mensup olmayan dillerdir.
Hint Avrupa dilleri oldukları halde Arnavutça ve Yunanca izole dillere
örnektir.
Baskça hem coğrafi açıdan hem de hiçbir akrabası bulunmadığı için
dilbilimsel bakımdan izole bir dildir.
Ölü diller, zamanında bazı toplumların dili olmuş ama zaman içinde konuşanlarının başka
dilleri konuşan toplumlar içinde asimile olmasıyla ya da bu dillerin zaman içinde başka
dillere evrilmesiyle artık konuşulmayan dillerdir.
DİL TÜRLERİ NELERDİR? 38
Yapay Dil:
Mithat Sertoğ lu’nun saptadığ ına göre bizde, 1605’te ölen Mehmet Muhiddin,
bütün insanların, hiç olmazsa bütün Ortadoğ u uluslarının anlaşması için bir
yapma dil meydana getirmişti. 1580 tarihini taşıyan bir yazmada özellikleri
gösterilen bu dil Bâlîbilen adını taşıyordu. Bu dil, 12. yüzyılda yaratılan Lingua
Ignota'nın ardından dünyanın en erken ikinci yapay dilidir.
DİL VE KÜLTÜR ARASINDAKİ İLİŞKİ 39
NASILDIR?
Kültür nedir?:
İnsan toplulukları, kültür donanımları sayesinde tabiata karşı, fakat kendileri için y a p a y bir
çevre yaratmış ; bir y a n d a n biyolojik ihtiyaçlarını karşılarken diğ er yandan da tabiatın
zararlı kuvvetlerine karşı korunabilmiştir.
gerçekleş ebilmesi için genel norml ar belirler. Ö r n e ğ in düğ ün törenleri ve giyim kuşamla ilgili
yerleşm i ş kabuller kültürün eseridir.
DİL VE KÜLTÜR ARASINDAKİ İLİŞKİ NASILDIR? 41
Kültür nedir?:
Kültür nedir?:
Bu doğ rultuda kültürün bir milletin yaşam tarzı olduğ unu ve bu yaşam tarzıyla
ilgili maddî ve manevî bütün kavramları kapsadığ ını söylemek mümkündür.
DİL VE KÜLTÜR ARASINDAKİ İLİŞKİ NASILDIR? 43
Kültür nedir?:
▪ Atasözlerimize bakıldığ ında kara haber, kara çalmak, kara kara düşünmek
gibi örneklerden yola çıkarak kara sözcüğ ünün Türk kültüründe sıkıntı,
kötülük, uğursuzluk, yas vb. kötü duyguları çağ rıştırdığ ı görülür.
▪ Ak ise ak giyen ağa gerek, ak gün ağartır vb. örneklere bakıldığ ında
görüldüğ ü gibi aydınlık, parlaklık, temizlik, saflık kavramlarını çağ rıştırır.
47
▪ Dil ve kültür arasında, birbirini yaratma, birbirinin varlığ ına ve devingenliğ ine
kaynak ve ortam oluşturma yönünde organik bir ilişki vardır.
▪ Dil, kültüre ait çok sayıdaki unsurdan biridir ancak «kültürün varlığını ve
devamlılığını sağlamak», «sözlü ve yazılı kültür ögelerini bizzat yaratmak»
ve «kültürel ögeleri sonraki nesillere taşımak» işlevlerini yerine getirdiğ i
için en temel unsur olduğ u söylenebilir.
DİL VE KÜLTÜR İLİŞKİSİ NASILDIR? 51
▪ Whorf Hipotezi’nde göre bir dilin yapısı, o dili konuşan insanların düşünme
biçimlerini ve dünya görüşlerini etkiler.
▪ Dil, sadece düşünceyi ifade eden bir araç değ il, aynı zamanda düşünceyi
şekillendiren bir rehber olarak iş görür.
Dil, toplum hayatı içerisinde iletişimin sağ lanması için başlıca araçtır.
Sosyal bir varlık olan insanla, içinde bulunduğ u toplum arasındaki bağ dil
sayesinde kurulur.
Millî değ erler ve kültürel birikim dil sayesinde bireyler arasında hem yatay
hem dikey olarak yaygınlaşır.
TOPLUM HAYATI İÇERİSİNDE DİL NASIL ŞEKİLLENİR 55
Kişiler arasındaki toplumsal mesafe arttıkça dilin negatif nezaket doğ rultusunda
şekillendiğ i görülür: Camı kapatabilir misiniz?
Kişiler arası toplumsal mesafe kısaldıkça dilin pozitif nezaket doğ rultusunda
şekillendiğ i görülür: Abla, şu kalemi bana uzatsana!
57
KAYNAKÇA