Professional Documents
Culture Documents
Her ikisi de olay çevresinde gelişen anlatmaya bağlı edebi metin türüdür.
Her ikisinin de yazarı bellidir.
Her ikisinde de serim,düğüm ve çözüm bölümleri vardır. (Durum hikâyeleri hariç)
Her ikisinde de gerçek veya gerçeğe yakın olaylar anlatılır.
Her ikisinde de olayların geçtiği zaman ve mekân bellidir.
Her ikisinde de yapı unsurları ortaktır. (Olay-zaman-mekan-kişi-anlatıcı-bakış açısı vs.)
Hikâye kısa ve orta uzunlukta bir yazı türüdür. Roman ise uzundur.
Hikâyede kişi sayısı azdır. Romanda kişi sayısı fazladır.
FARKLILIKLAR
Hikâyede genelde bir tek olay vardır. Romanda ise birden fazla. Bazen romandaki bir olaydan hikaye bile çıkabilir.
Hikâye olayların sebebini araştırmaz. Roman ise ele aldığı konuyu, bir mesele haline getirir.
Hikâye her zaman tek konu üzerine kurulur. Roman tek bir konuyu bile bölerek, başka kişilere bulaştırarak çoklaştırır.
Hikâye tek boyutludur, roman ise çok boyutludur.
Hikâyede betimlemeler yüzeyseldir. Romanda ise hem çevre hem kişi tasvirleri geniş yer tutabilir.
2-Romanda Yapı
• Tema/Konu
Bir metinde asıl anlatılmak istenen duygu, düşünce veya hayale; temel Kişi Olay/Olay
çatışmanın en kısa ve yalın şekilde ifadesine tema denir. Tema, diğer Kahramanlar Örgüsü Tema/Konu
metin türlerinde olduğu gibi anlatmaya bağlı metinlerde de yapıyı 1-Tip 2-
Karakter
kuran birimler arasında birlik ve bütünlüğü sağlar.
Metindeki çatışma temanın belirlenmesini sağlayan unsurdur. Bütün
ögeler çatışmanın tamamlayıcısıdır. Dolayısıyla zaman, mekan, olay Romanın
ve kişiler temanın belirlenmesini sağlar. Öğeri / Yapı Çevre (Yer):
Tema daha genel ve soyuttur. Konu ise daha özel ve somuttur.. Anlatıcı:. Unsurları
Örnek: Tema: Aşk-- Konu: Vatan aşkı, Ferhat ile Şirin aşkı
Tema: Özgürlük---Konu: ABD'de siyahilerin özgürlüğü..
*****Tema yapı unsurları arasında olmasa da yapının tüm unsurlarını
bir araya getirir.****** Bakış Açısı: Zaman:
Olay/Olay Örgüsü
Metindeki kahramanlar arasında geçen her şey "vakıa" olaydır Edebi metinlerde, eseri oluşturan bütün ögelerin, bir ana tema çevresinde bir
araya gelerek belli bir sistem, düzen oluşturmasına olay örgüsü denir.
Olay örgüsü, okuyucuda ya da dinleyicide estetik bir haz uyandırmak amacıyla sanatçı tarafından düzenlenen bir kurgu olduğu için
gerçek hayattan yararlanılsa bile gerçek dünyadan farklı kurmaca bir örgüdür. Romanda her olay ve olgu, eyleme dönüşmüş istekler,
tutkular, özlemler, düşler, saplantılar... şeklinde çıkar karşımıza. Bunlar sadece olan şeyler değildir, olabilecek, olması muhtemel olay ve
olgulardır aynı zamanda.
ÖRNEK OLAY ÖRGÜSÜ:
ÖRNEK OLAY: 1- Bihruz Bey,Çamlıca tepesinde, kibar,genç ve güzel bir kıza sırılsıklam âşık olur.
2-Ertesi hafta yine oraya gider ve mektubu arabasına atar. Fakat bir daha onu hiç göremez.
Bihruz Bey'in Periveş 3- Yemeden içmeden kesilir, yataklara düşer, işini, annesini ihmal eder.
adında genç bir kadına 4- Keşfi Bey, Bihruz'a Periveş'in öldüğünü söyler.
aşık olarak ailesini ve 5- Şehzadebaşı'nda bir ramazan akşamı gezinirken Periveş'e çok benzeyen bir kadına
hayatını hiçe sayması ve rastlar; onu Periveş'in ablası sanır; kadından kardeşinin mezarının yerini sorar. Bihruz
sonunda yaşadığı derin Bey'in ahmaklığını anlayan Periveş, ona, aradığı kadının kendisi olduğunu söyler.
hayal kırıklığı. 6- Periveş'in sokak kadını olduğunu anlar bir hayal kırıklığına daha uğrar.
Kişi Kahramanlar
Anlatılan olaylar belirli kişiler tarafından gerçekleştirilir ve olaylar sırasında her kahramanın belli bir rolü bulunmaktadır. Roman kişileri
kadro olarak eserde oldukça zengin bir şekilde yer almaktadır. Kahramanlar genellikle insanlardan oluşur. Bazı yapıtlarda insan dışı
varlıklar kahraman olarak karşımıza çıkabilir.
Kişiler birtakım kategorilere ayrılabilir:
Tip: Karakter:
Anlatmaya bağlı metinlerde olayın merkezinde Karakter, bir varlığın, kişinin kendine özgü yapısı; onu benzerlerinden ayıran
bulunan, ait olduğu toplumsal sınıfın veya ana özelliği demektir.
zümrenin ayırıcı özelliklerini üzerinde taşıyan Olay içinde olumlu ve olumsuz yönleriyle verilen belli bir tip özelliği
kişiye tip denir. İçinden çıktığı göstermeyen kişilerdir. Karakterler kimseye benzemez, kendisiyle sınırlıdır.
toplumun/sınıfın/statünün temsili niteliğindedir Olay örgüsündeki gelişmelere bağlı olarak duygu, davranış, bilgi, anlayış ve
tepkilerinde değişiklikler olur.
Tip ile Karakterin Farkı:
Tipin toplumsal boyutu vardır. Karakter, birey olarak ele alınır.
Toplumsal sorunlar tip üzerinde işlenir.Karakter, kendisine ait olaylarla anlatılır.
Tip belirli özellikler sergiler. Karakter ise olaya bağlı olarak değişken özellikler sergiler. Kendine özgü davranışları vardır.
Mekan:
*Mekan, yaşanan olayların sahnesi durumundadır. Kişi ve nesnelerin birbirine olan konumunu gözler önüne serer.
Metindeki her mekanın mutlaka bir fonksiyonu ve kişilerin kaderini etkileyecek düzeyi vardır. Mekan, genel
anlamıyla düşünüldüğünde sadece kişilerin yaşadığı çevre değil, aynı zamanda kültür ve uygarlığı yansıtan şeffaf
bir tablodur.Mekanınbetimlenmesi hem okurun olayı iyi kavraması hem de anlatının bütünlük içerisinde olması
açısından çok önemlidir.
*Dar- kapalı- İç (9.H.Koğuşu) Geniş- açık- Dış (Sergüzeşt) Ütopik (H. Potter)
Zaman:
Olayın gerçekleştiği an-anlar. Anlatmaya bağlı metinlerin hiçbiri zaman kavramından bağımsız bir şekilde
düşünülemez. Bir yapıt içerisinde geçen ve zaman anlamı taşıyan sözler, olayın gerçekleştiği zamanı ifade eder.
*Belirli-Belirsiz (Zaman ifadesinin olup olmaması) *Dar-Geniş (Yaşanılanların hangi zaman aralığında geçtiği )
Anlatıcı:
Anlatmaya bağlı metinlerde dil, edebi dilin özelliklerini yansıtır. Metinler, ya I. tekil kişinin ağzından ya III. tekil kişinin ağzından anlatılır.
I. tekil kişi olayın içindeyken III. kişi ise ya gözlemci ya da tanık olarak kendini ifade eder.
Bakış Açısı
*İlahi (Tanrısal-Hakim) Bakış Açısı: Anlatıcı, olup bitenlerden haberdardır, olayda geçen kişilerin düşüncelerini, olayın nasıl
sonuçlanacağını bilir. Anlatım 3. kişi ağzından gerçekleşir.
Erdem arkasına bakmadan yürüyordu. Sinirliydi. Belli ki onu çok kızdırmışlardı. Öfkesi her halinden belli oluyordu. Eliyle garip işaretler yaparak hızlı
hızlı yürüyor, bir yandan da eve gidince neler yapacaklarının bir bir planını yapıyordu. İntikamını mutlaka almalıydı. Bu yapılanlar asla onların yanına
kalmamalıydı. İlk olarak Ahmet’e nasıl bir ceza verebileceğini düşündü. Mutlaka işe Ahmet’ten başlamalı diyordu içinden. Çünkü onu en çok onun
kalleşliği yıkmıştı. Hâlbuki Ahmet onun yıllardır can ciğer dostuydu. Yediği içtiği ayrı gitmezdi. Ne oldu da böyle iki kanlı bıçaklı düşman olmuşlardı.
*Gözlemci Bakış Açısı: Anlatıcı, olayda geçen kişilerin düşüncelerini ve olayın nasıl sonuçlanacağını
bilmez, sadece 3. kişi olarak olup bitenleri dışarıdan gözlemleyerek anlatır. Bir kamera gibidir.
"O akşam yağmurlu bir hava vardı. Henüz sonbahar ayları yaşanıyordu. Bekir, yemeğini erken yemişti ve odasına gidiyordu.
Birden kapıya yöneldi, içeridekilere “Ben biraz hava almaya çıkıyorum.” diye seslenerek dışarı çıktı. Evlerinin bulunduğu dar
sokaktan usulca geçerek sahile doğru yürümeye başladı. Ara sıra sokağın kuytu bir köşesinde duruyor, aç köpeklerin kavgalarını
izliyordu."
*Kahraman Bakış Açısı: Olaylar 1. kişi ağzından anlatılır; yani kahraman olayı kendisi anlatır. Okuyucu, olayı yaşayan kişinin
kendisinden dinler.
"Simit yiyerek yürüyorum. Tek tük geçenler dönüp bana bakıyorlar. Kılığı düzgün bir adamın sokakta simit yemesi yasak gibi. Bütün yasaklar gibi bunun
da kaçamak yolu yok mu? Simidi kırdım ve ceketimin cebine attım . Tek elimle bir lokma kopararak kimseye sezdirmeden bitirdim"
.
Romanda yapı unsurları derken temelde Olay-Zaman-Mekan-Kişiler ana unsur olarak alınmalı.
Tema-Anlatıcı ve Bakış Açısı ise yan unsur olarak ifade edilmelidir.
Roman Türleri
1. Akımlarına Göre Romanlar 2. Konularına Göre Romanlar
a) Klasik Roman: a- Sosyal roman:
b) Romantik Roman: b- Tarihî roman:
c) Realist Roman: c- Macera (Serüven) Romanı:
ç) Natüralist Roman: d-Polisiye romanlar ve egzotik romanlar
d-Egzistansiyalist roman: e- Psikolojik (tahlil-çözümleme) Roman:
e-Modern roman: e-Fantastik roman:
f-Postmodern roman: g-Bilim kurgu romanı:
4- • Modernist Romanın
Kemal Bilbaşar,
Orhan Kemal,
Kemal Tahir,
Yaşar Kemal,
Sabahattin Ali,
Sadri Ertem,
Samim Kocagöz,
Fakir Baykurt,
Aziz Nesin,
Rıfat Ilgaz,
Abbas Sayar,
Aziz Nesin,
Talip Apaydın
2-Bireyin İç Dünyasını Esas Alan Roman Özellikleri
1. Cumhuriyet Dönemi edebiyatında bazı sanatçılar da bireyin iç dünyasını
(psikolojisini, ruhsal durumunu) anlatmayı amaçlamış bu doğrultuda önemli eserler
vermişlerdir.
2. Psikolojik roman anlayışı benimsenir ve romanda bireyin psikolojisini yansıtma
amaçlanır.
3. Bu yazarlar, insan gerçekliğini farklı yönlerden anlatma gayreti içine girmişler;
olaylardan ve insanlardan hareketle bireyin psikolojisini aktarmaya çalışmışlardır.
4. Bu yüzden olay örgüsünü önemsememişler, merak unsurunu ikinci plana atmışlar
ve tamamen insanın iç dünyasını ve içsel çatışmalarını gerçekçi
tasvirlerle ortaya koymaya çalışmışlardır.
5. Bu yazarlar, insanın topluma yabancılaşmasının
nedenlerini sosyo-ekonomik unsurlarda değil bireyin iç dünyasında aramışlardır.
6. İnsan gerçeği toplumsal açıdan değil psikolojik açıdan ele alınır.
7. Birey kavramından yola çıkarak bireysel çözümlemeler yapmışlardır.
8. Bireyin bunalım, sıkıntı, yabancılaşma ve yalnızlıklarını ele almışlardır.
9. Bireydeki psikolojik unsurların birey üzerindeki etkilerini anlatmışlardır.
10. Psikoloji ve psikiyatriden faydalanmışlar; çağrışımlara açık, sanatlı bir dille ruh
tahlillerine/çözümlemelerine yer vermişlerdir.
11. Roman kahramanlarının ruhi portresi yapılır.
12. Modern hayatın insan üzerindeki etkilerini tespit etmek için psikoloji, psikoanalitik (psikoanaliz) gibi
bilimlerden ve dolayısıyla Freud’un görüşlerinden faydalanmışlardır
13. Ruhî bunalım, yabancılaşma, yalnızlık, toplumla hesaplaşma, kendini
sorgulama, bilinçaltı, iç sıkıntısı, gibi konuları ele almışlardır.
14. Geleneksel anlatım teknikleri yerine yeni teknikler kullanırlar. İç
konuşma, bilinç akımı gibi teknikleri kullanmışlardır.
15. Sanat için sanat ilkesine bağlı bir anlayış vardır.
16. Sosyal yarar beklenmemiştir. Böylelikle okurun bir fikre ulaşması -
benimsemesi istenmemiştir.
17. Genelde açık bir dil kullanılır.
18. Özellikle bilinç akışı, iç gözlem, empati tekniklerine başvurulur.