You are on page 1of 6

HlRiSTiYANLlK

örtmeleri gerekmektedir. Rahip ve keşiş­ s. 752; W. E. Mills, " Priest" , a.e., s. 802; Meh-
lerin başın tepesini traş etme geleneği met Aydın , Hıristiyan Kaynaklanna Göre Hı­
ristiyanlık, Ankara 1995, s. 65-77; W. Bassett.
Isa'nın başına konulan dikenli tacı temsil
"Catholic Church Organization", EAm., VI, 44 -
eder. "Tonsure" adını alan bu gelenek Or- 46; E. N. West, "Costume Ecclesiastical", a.e.,
todokslar'da bugün daha çok saç kısaltı­ VIII, 52-55; R. G. Parsons, "Sacraments (Chris-
larak icra edilmektedir. Piskoposlar bo- tian. Eastern) " , ERE, X, 902, 903; P. Volk, "Ab-
XVI. yüzyıl yunlarına, üzerinde Isa ya da Meryem i ko- bat", /'le w Catholic Encyclopedia, Washington
Moskova nu bulunan yuvarlak bir madalyon (pana- 1981, 1, 8, 9; C. Smith, "Christmas and !ts
Metropolitan ı Cy cle", a.e., lll , 655 -66 0; a.mlf., " Epiphany,
Dionysius·un
gia) takarlar. Bazan litürji sırasında pisko-
feast of" , a.e., V, 480, 481; P. Salmon, "Divine
dini kıyafeti poslar göğüslerinde bir haç taşırlar. Orto- Office, Roman ", a.e., IV, 917-920; P. M. J. Clancy,
(State doks rahipler ve piskoposlar ayin sıra­ " Fast and Abstinence" , a.e. , V, 847 -850 ; J. H.
Armoury
in the sında "sticharion" denilen beyaz renkte, Miller, "Liturgi" , a.e., VII , 928-936; a.mlf..
Moscow ipekten yapılmış dar elbise giyerler; alt "Mass, Roman ", a.e., IX, 414-426; H. A. Rein-
Kremlin,
düzeydeki görevlilerde bu elbise daha ge- hold. "Liturgy, Allego rica! Interpretation of'',
Moscow 1969, ae. , VIII, 937 -938; R. X. Redmond , " Liturgy,
rs . 74) . n iştir.
Histarical Development of'', a .e., VIII, 938-939;
Protestan din adamları XVII. yüzyıldan F. A. Brunner, "Liturgy, Structural Elements
temelen yahudi geleneğine göre giyini- itibaren geleneksel kıyafetler yerine cü b- of" , a.e., VIII, 939-942; J. Pascher, "Matins" ,
yorlardı. Sinagog ve kilisenin birbirinden be giymeyi tercih etmişlerdir. Cübbeler- a.e., IX, 463-464; R. Matzerath, "Ministry, Pro-
testant", a.e., IX, 871-873; C. Riepe, "Parish",
farklılaşması ve Gentile kilisesinin doğma­ genellikle basit ve siyah renkte uzun kı­
a.e., X, 1017-1019; J. R. Quinn, "Sacraments,
sı sonucunda din adamlarının da mahalli yafetlerdir. Mormonlar. Christian Scien- Theology of'', a.e., XII , 806-813; G. E. Schidel,
dini kıyafetler giymeye başladığı düşünü­ tist ve Seventh day Adventist gibi kilise- "Vespers", a.e., XIV, 630, 631 ; J. F. Baldovin,
lebilir. Ki lisede din adamlarına ait özel tip ler özel giysileri bütünüyle reddederler. " Christmas", ER, lll, 460-461; a.mlf.. "Easter" ,
kıyafetler ancak V. yüzyıldan sonra orta- Kiliselerde din adamlarının ellerinde ta- a.e., IV, 557-558; M. K. Hellwig, " Sacrament
(Christ ian Sacraments)", a.e., XII, 504-511.
ya çıkmış ve XII. yüzyılda nihai şeklini ala- şıdıkları ve ayin amacıyla kullandıkları baş­
cak tarzda gelişmiştir. Katalik kilisesi ll. ka eşyalar da vardır. Bunların başında Ro- li! MEHMET AYDI N
Vatikan Kaosili'nden sonra daha sade bir ma. Anglikan ve bazı Lutherci kiliselerde
kıyafete yönelirken Ortodokslar gelenek- piskoposların kullandığı "crosier" adı ve-
VI. MEZHEPLER ve TARiKATLAR
sel tarzlarını bugüne kadar sürdürmüş­ rilen baston gelir. Ucu yı lan şeklinde kıv­
ler, Protestanlar ise daha basit giysileri rık olan bu baston "iyi çoban" Isa'yı sem- Her dinde olduğu gibi Hıristiyanlık'ta da
görüş, yorum ve uygulama farklılıkları se-
tercih etmişlerdir. Kiliseye gelen laiklerin bolize eder. Doğu piskoposları "bakteria"
özel bir dini kıyafeti yoktur; yalnızca müm- denilen tepesi haç şeklinde veya iki yılan bebiyle çeşitli mezhepler (eglise, confessi-
kün olduğu kadar sade giyinmeleri isten- başının karşı karşıya geldiği bir asa taşır­ on , communion, secte) ve tarikatlar (orders)
miştir (Matta , 6/25-34; Efesliler'e Mek- lar. Haç figürü Isa'nın çarmıha gerilişinin ortaya çıkmıştır.
tup, 6/1 1- 17). Kadınların ise kilisede baş­ bir sembolü olarak pek çok kilisede yay- A) Mezhepler. Günümüz Batı dillerinde
larını örttükleri ve takı takmadıkları bilin- gın ca kullanılmaktadır (bk. HAÇ). genellikle mezhep karşılığında yaygın ola-
mektedir (Petrus'un Birinci Mektubu, 3/ BİBLİYOGRAFYA :
rak kullanılan ve Latince "izlemek" anla-
3-4; Korintoslular'a Birinci Mektup, ll / mında sequiden gelensect kelimesi, her-
H. Davies, Christian Worship, Oxford 1946,
5, 6). s. 53-82; The Holy Communion (ed . H. Mar- hangi bir ana gruptan kopan alt grupla-
Katalik rahipler litürji sırasında temel tin). London 1947; C. Dunıop. Anglican Public rın oluşturdukları örgütlenmeleri ifade
olarak "alb" (uzun koli u, beyaz, ketenden Worship, London 1953; Dua Kitabı: Roma İba­ eder. Grekçe "tercih etmek" manasındaki
detclsulü Hüliisası (tre. ı . Descuffi). İzmir 1960; haireo fiilinden türeyen heresy ise (sap kın)
elbise). " amice" (boynu kuşatan, beyaz
E. Molland. Christendom, London 1961; R. Her-
ketenden boyunluk). "cincture" (al bı bel- ana dini grubun kendisinden kopan alt
bert. lntroducing Anglican Belie{s, Westmin-
den saran, beyaz, keten ku ş ak) ve "cha- ster 1962, s. 67 -75; Catholicism (ed. G. Brantl).
grubu nitelendirmek üzere kullandığı
suble" (bu giys ilerin hepsinin üzerine gi- New York 1962; M. H. Shepherd. "Agape " , /DB, aşağılayıcı bir terimdir. Kelime daha çok
yi len kolları açık, beyaz, keten, dış giys i) 1, 53, 54; a.mlf.. "Lord's Supper", a.e., lll, 158- Katalik çevrelerde bu mezhebin dışında­
adını alan kıyafetleri giyerler; sol kola ma- 162; C. C. Richardson , " Lord 's Day " , a.e., lll, ki mezhepleri belirtmek üzere kullanılır.
151-154; T. Ware, The Orthodox Church, Lon-
niple (a ş ağı doğ ru sarkan ince uzun kuşak) don 1964, s. 281-304 ; D. Woodard. Our Sepa- Hıristiyan dünyası Katolik, Ortodoks ve
takılır. Diyakosların giydiği dış elbise ise reted Brethem, London 1968; M. Ward. Protes- Protestan (reformcu) kiliseler olmak üze-
"dalmatic" adını alır. Piskoposlar litürji ve tant Christian Churches, London 1970; Creeds re üç ana mezhebe bölünmüş, bunlar da
mass dışındaki bazı hizmetlerde (mese- o{ the Churches (ed.J. H. Leith). Oxford 1973; kendi aralarında daha alt mezheplere ve-
la cenaze) "miter" adını alan başlık giyer- G. Hubbard, Quaker by Convincement, Lon· ya cemaatlere ayrılmıştır. Özellikle re-
don 1974, s. 164-203; N. S. Pollard, "Abbess",
ler. formcu kiliselerde görüleceği üzere bir
The 1'/ew International Dictionary of the Chris-
Katalik manastırlarındaki elbiseler ise tian Church(ed. ı. D. Douglas). Michigan 1974, alt grubun, bazı hallerde ana kilisenin di-
oldukça basittir. Farklılık renklerdeki vur- s. 1; a.mlf.. "Abbot", a.e., s. 2; P. Toon, "Bishop", ğer gruplarıyla çok az bir ortak paydaya
gularla gösterilir. Benedietine manastır­ a.e., s. 133, 134; G. A. Catherall, " Cardinal" , sahip olması sık rastlanan bir durum olup
larında giyilen dış giysi siyah iken Fran- a.e., s. 192; J. Taylor, "Christmas ", a.e., s. 223; bunun en önemli sebebi, reformcu kilise-
R. S. Wallace. "Communion, Holy", a.e. , s. 244-
siskenler'de önceleri gri, daha sonra kah- lerde merkez ve çevre arasındaki ilişkinin
245; J. W. Charley, "Deacon" , a.e., s. 285; C. G.
verengi olmuştur. Dominikenler'in dış giy- Sin ger, " Easter" , a.e., s. 322; S. S. Smalley,
en alt düzeye inmiş olmasıdır. Buna kar-
sisi siyahtır. Rahibelerin giysileri de aynı "Epiphany", a.e., s. 346; C. C. Smith. " Metro- şılık Katalik ve Ortodoks kiliselerde mer-
sadeliktedir; yalnızca onların başlarını politan", a.e. , s. 656; a.mlf., "Patricarch", a.e., kez ve çevre kiliselerio münasebetleri da-

353
HlRiSTiYANLlK

ha yoğun olduğundan alt mezhep ve ce- hizipleşmeler olarak algılandı . IV. yüzyıl­ tik sayılırken Nasıralılar Ortodoks kabul
maatler arasındaki farklar reformcular- dan sonra Konstantin'in belli bir hıristi­ ediliyordu.
daki kadar belirgin değildir. Günümüzde yan yorumunu kabul etmesiyle birlikte bu Kilisenin Helenleşme hızına paralel ola-
hıristiyan nüfusunun yaklaşık% SO'si teolojik tartışmalar siyasi bir alana doğ­ rak şeriatın (Tevrat'ın) farklı açılardan yo-
Katolik, % 30'u Protestan, % 17'si Orto- ru kaydı. Bu noktadan bakıldığında hıris­ rumlanması tartışmaları teolojik tartış­
doks, % 3'ü de diğer gruplardan oluş­ tiyan mezheplerinin oluşum sürecinde te- malara geçişi de hızlandırdı. Yaklaşık 1.
maktadır. olojik tartışmalarla siyasi çıkarların iç içe yüzyılın sonlarına doğru vuku bulan bu
Hıristiyanlık'ta mezhep tanımının ayrı geçtiğini görmek güç olmayacaktır. hadise sonucunda gnostik fikirlerin Hıris­
bir örgütlenme ve kimlik anlamına gelme- Kilise içerisindeki ilk hizipleşmeler, ilk tiyanlığı etkisi altına almasıyla gnostik Hı­
si yönünden sosyolojik boyutları, farklı bir önce Hıristiyanlığın yahudi ve Gentil e yo- ristiyanlık olarak adlandırıla bilecek bir yo-
Hıristiyanlık yorumunu öngörmesi bakı­ rum ları arasındaki farklılıklardan doğdu . rum ortaya çıktı . Hıristiyanlık içerisinde
mından da teolojik boyutları vardır. "Bir Buna göre kilise yahudi şeriatma mı, yok- ayrı bir mezhep oluşturacak şekilde geli-
mezhep diğerine göre ne kadar hıristi­ sa Gentile topraklarında gelişen ve lider- şen gnostik hareketlerde özellikle Efia-
yandır?" sorusuna kesin bir cevap verile- liğini Pavlus'un yaptığı Helenistik- Hıristi­ tuncu felsefenin etkisi olmuştur. Basili-
mediği için mezheplerin birbirlerine ba- yanlık yorumuna mı bağlı kalacaktı? Kili- des (ll. yüzyıl) ve Valentinus (ll. yüzyıl) sa-
kışını tam olarak tesbit etmek güçtür. senin tercihi ikinciden yana oldu ve bu şe­ yesinde gnostik Hıristiyanlık Roma İmpa­
Bununla birlikte kiliselerin ekümenikyak- kilde yahudi şeriatma bağlı kalan grup ratorluğu'nun özellikle doğu kesiminde
laşımı . marjinal gruplar dışındaki kilise- varlığını ancak kısa bir müddet sürdüre- h ızla yayıldı. Tam anlamıyla gnostik sa-
lerin tamamen dışlanmasını engellemiş­ bildL Hıristiyanlığın ilkasrındave Hz. İsa'­ yılmayan, fakat pek çok noktada onlarla
tir. Mormanlar veya Yahova Şahitleri gi- dan hemen sonra ortaya çıkan ilk ayrılık­ doktrin birliği içinde olan Marcion'un baş­
bi uç gruplar ise kilisenin bu serbestli- lar. bu yeni din mensuplarının yahudi şe­ lattığı hareket de bu çerçevede ele alına­
ğinden faydalanamayacak kadar sapkın riatına tabi olup olmaması meselesinden bilir (bk MERKÜNİYYE). Kilisedeaynı yüz-
görülmüş ve Hıristiyanlık dışı kabul edil- kaynaklandı. İlk havariler konsili, yahudi- yılda ortaya çıkmaya başlayan diğer hizip-
miştir. lerin dışındaki milletiere mensup olup Hı­ lerin başında sofuca bir hayata dönüşü
Günümüzde sayı ve tarihiyapı bakımın­ ristiyanlığı kabul edenleri, bazı kurallar öngören Anadolu menşeli Montanizm
dan en büyük mezhep Katoliklik'tir. Kato- dışında (Resullerin işleri, 15/28-29). ya- gelir.
lik kilisesi merkeziyetçi, dogmatik ve ge- hudi şeriatından muaf tutuyordu. Yahudi ll. yüzyılın başından itibaren ortaya
leneği ön plana çıkaran yapısıyla diğer ki- menşeli hıristiyanlar ise (Judeo-chretiens) çıkan İsa'nın tabiatıyla ilgili Kristolojik
liselerden farklı bir tutum sergiler. Özel- Musa şeriatının geçersiz (mensuh) kılın­ (Christologie) tartışmalar giderek artan ih-
likle Latin dünyasında şekillenmiş olan masını kabul etmiyor, kendileri bu şeria­ tilaflara sebep olmuş . nihayet IV. yüzyıl­
Katoliklik, bir anlamda Roma İmparator­ ta göre yaşıyorlardı. Fakat bunların bir dan başlayarak kilisenin bütünlüğünü sar-
luğu'nun başından beri tercih ettiği Hı­ kı sm ı yahudi şeriatının sadece yahudi sacak önemli bölünmeiere yol açmıştır.
ristiyanlık yorumunun devamı mahiyetin- menşeli hıristiyanlar için şart ve geçerli Daha ilk günlerden itibaren İsa'nın kimliği
dedir. Bu ölçülere göre tarihi açıdan ikinci olduğunu savunurken ikinci grup (Judar- meselesi gündeme gelmiş, ll. yüzyılda
büyük mezhep olan Ortodoksluk, teolojik sants, Judaizers) putperest iken hıristiyan Mesih'in tabiatı ve baba ile ilişkileri, oğu­
açıdan Kataliklik'ten çok farklı olmamak- olanların da şeriatla yükümlü olduğunu lun uluhiyyetiyle Tanrı'nın birliğinin nasıl
la birlikte geleneğin yorumlanması ba- ileri sürüyordu. uzlaştırılacağı tartışılmıştır. Bu konuyu
kımından ondan ayrılmaktadır. Katalik Yahudi menşeli hıristiyanlar. 70 yılında tartışanların başında Monarşianlar gel-
kilisesinde, merkeziyetçi güçle sağlanan Kudüs'ün Romalılar tarafından yıktima­ mektedir. Bunlar Tanrı'nın birliği üzerin-
geniş coğrafya birliklerinin oluşturduğu sından önce Pella'ya gittiler, Trajan döne- de ısrarla durmakta; bir kısmı, İsa'nın ba-
homojenlik anlayışına dayalı bir gelenek minde (98-117) tekrar Yahuda'ya döndü- kire Meryem'den kutsal ruhun müdaha-
yorumunun hakim olmasına karşılık Or- ler, ancak Kudüs'te etkinlikleri azaldı. Ha- lesiyle mucizevi bir şekilde doğmakla bir-
todoksluk'ta gelenek daha etnik ve lokal variler dönemi sonunda yahudi menşeli likte yalnızca bir insan olduğunu, diğer­
bir anlam taşır. Genelde reformcu, özel- hıristiyanlar pek çok mezhebe ayrıldı. Bu leri ise babanın bizzat oğulda tezahür et-
de Protestan kiliseleri ise Katalik kilise- hareketin her iki grubu, sadece yahudi tiğini kabul etmektedir. Samsatlı Paul ve
sinin dini merkeziyetçi yapısına karşı bir şeriatının uygulanmasında değil Hz. İsa'­ Sabellius bu iki görüşün temsilcileridir.
baş kaldırı eylemi olarak ihtilalci sosyal nın mahiyeti konusunda da farklı düşünü­ IV. yüzyıl, Hıristiyanlık tarihinde uzun
hareketlerin bütün özelliklerini taşır. İba­ yordu. Nisbeten ılımlı olan ilk grup, Hz. yıllarsürecek olan büyük tartışmaların
detlerin basitleştirilmesi, merkezi otori- İsa'nın kutsal ruh vasıtasıyla bakire Mer- ortaya çıktığı dönemdir. Bu asırda başla­
tenin reddi, ferdi sorumluluğun ön plana yem'den doğduğunu kabul ederken son- yan tartışmaları tesllsle (trinitarisme), İsa
çıkarılması ve ilk kiliseye dönüş gibi kav- raları Ebianiler adını alacak olan Judai- Mesih'le ve insanla ilgili (ilk durumu, asiT
ramlar Protestanlığın temel karakteris- santlar Hz. İsa'yı normal bir insan sayıyor, günahın sonuçları) tartışmalar olmak
tiklerindendir. Protestan lı ğı teolojik ko- ayrıca Pavlus'un mektuplarını da redde- üzere üç grupta ele almak mümkündür.
nularda diğerlerinden ayıran unsurlar diyorlardı. Heretik (rafizt) sayılan gruplar- Teslise dair tartışmalar sonucunda zu-
bu özelliklerin uzantısı mahiyetindedir. dan Elkasiler de şeriatın ve sünnetin uy- hur eden Kristolojikproblemlerle ilgili ola-
Hıristiyanlık'ta erken dönemlerden iti- gulanmasına senkretizm ve riyazet karış­ rak ortaya çıkan temel mezheplerin ba-
baren ortaya çıkmaya başlayan mezhep tırarak kendilerini hem gnostiklere hem şında Arianizm ve Apollinarianizm gel-
ayırımları, kurulu kilisenin kendisini ev- de Essenller'e yaklaştırıyorlardı. Bunların mektedir. Arianizm İskenderiye'de papaz
rensel ilan ettiği IV. yüzyıla kadar basit te- ılımlı olanları daha sonra Nasıralılar (Na- olan Arius (ö. 336) tarafından kurulmuş.
olojik tartışmaların sonucunda türeyen zareens) diye adlandırıldı. Ebianiler here- Kristolojik meseleler konusunda kiliseyi

354
HlRiSTiYANLlK

bir hayli sarsmışsa da fazla sürmemiştir. Nestorianizm, kendisine bir tepki ola- yedisini de kabul etmekle birlikte hasta-
Arius, Kitab-ı Mukaddes'i literal olarak rak doğan monofizitizmi (monophysitism, ya yağ sürme sakramentini uygulamaz.
yorumlayan Antakya ekolünün takipçisi- monophysisme) ortaya çıkararak kiliseyi Bu kilise, 1198'den beri Katalik dünyasıy­
dir. Genellikle Arianizm tesllsi kabul et- yeni bir problemin içine itti. İskenderiye la ilişkiye geçmesi sonucunda Katalik Er-
meyen (subordinationist) ekol olarak bilinir. patriği Cyril (ö . 444) Efes Konsili aracılığı meni kilisesi ve Gregoryen Ermeni kilise-
Buna göre Mesih, Tanrı ile aynı özden ve ile Nestorius'u aforoz etti ve lsa'da yalnız­ si olarak ikiye bölündü. XIX. yüzyıldan iti-
O'nun oğlu olmayıp yalnızca bir insan ve ca ilahlık unsurunun bulunduğunu ileri baren misyoner faaliyetleri sonucunda
Tanrı ile insanlar arasında bir aracıdır. sürdü. Cyril'in fikirleriyle ortaya çıkan mo- Protestan Ermeni kilisesi adıyla bağımsız
Arius'un savunduğu bu fikirler İznik Kon- nofizitizm, çeşitli aşamalar geçirdikten bir kilise daha ortaya çıktı.
sili'nce (325) reddedilerekkendisi aforoz sonra bugünkü şekline ı. lustinianos ida- V. yüzyılın başlarında zuhur eden bir
edildi ve Mesih'in Tanrı ile aynı özden ol- resinde (527-565) geldi. lustinianos mo- başka hareket, antropolojik tartışmaları
duğu şeklindeki klasik telakki temel akl- nofizitizme sempatiyle baktıysa da Kadı­ içeren Pelajianizm'dir. Pelage ve Celestius
de olarak kabul edildi. Bu tepkiye rağmen köy kararlarından vazgeçmedi; onun öm- adlı iki keşiş asli günahı inkar ederek in-
Konstantin'in 337'de ölümünden sonra rünün sonuna doğru monofizitizme kar- sanın kendi kurtuluşunu sağlayacak iyilik
oğlu Konstantius Arianizm'i benimsedi; şı cephe aldığı bilinmektedir. İmparato­ yapma gücüne sahip oldı,ığunu ileri sür-
böylece mezhep, VI. yüzyıla kadar impa- riçe 1. Theodora ise monofizitizmi destek- dü. Augustin'in mücadele ettiği bu hare-
ratorluğun özellikle batı bölgesindeki bar- leyenierin başında gelmiştir. Monofizit ket aforoz edildi ve VI. yüzyılda ortadan
barlar arasında kabul gördü. Bugün mo- hareketin esas misyoneri Urfa Piskoposu kalktı.
dern dünyada Arianizm'in temsilcisi bu- Jacob Baradaeus'tur (Jacques Baradai,
lunmamakta. fakat Yahova Şahitleri ' nin Kökleri V. yüzyıldaki Kristolojik prob-
Süryanlce Yakub Bar-Addai. Arapça'da
Kristolojik görüşleri Arianizm'inkine ol- lemlere uzanan bir başka önemli mez-
Ya'küb el-Berdal). Baradai, 542 yılından
dukça benzemektedir. IV. yüzyılın ikinci hep, 423 yılı civarında ölen Suriyeli Keş iş
578'deki ölümüne kadar süren misyon fa-
yarısında, tesllsin bir rüknü sayılan kut-
Maron'un kurduğu Marünllik'tir. lsa'da
aliyetleriyle monofizitizmi Anadolu ve Or-
sal ruhla ilgili tartışmalar çerçevesinde bulunan insani ve ilahi iradenin ayrılama­
tadoğu ' da yaymış olup bu katkılarından
Makedanius ve Marathonius taraftarları yacak şekilde birbirine karışmış olarak
dolayı Suriyeli monofizitler Ya'kübl adını
bulunduğunu kabul etmeleri dolayısıyla
kutsal ruhun ulühiyyetine karşı çıkarak alır. Monofizit kilise özellikle Suriye, Kıbtl
aslında monotelit olan Marünller Haçlı se-
Ariusçu bir görüşe yaklaştılar. kilisesi adıyla Mısır ve Habeş kilisesi adıy­
ferlerinden sonra Roma ile temas kurma-
Liderleri Donatus sebebiyle Donatizm la da Habeşistan'da yayılmıştır (bk. YA'-
ya başladılar. 1445'te Floransa Konsili'n-
adını alan bir başka şizmatik (i'tizali) ha- KÜBİLER).
den itibaren ilişkiler ilerietiidi ve Marı1nl­
reket Kuzey Afrika'da IV. yüzyılda ortaya Yeni teolojik fikirler üretmekten ziya- ler zamanla monotelit fikirden vazgeçe-
çıkmıştır. Bu hareket oldukça riyazetçi de çeşitli inançları senkretik bir şekilde rek Katalik dogmalarını benimsediler.
bir tavır sergiiemiş ve sakramentlerin te- telif etmeye dayanan Ermeni kilisesi lll. Marünllik Doğu'daki en önemli Uniat (ye-
sirinin bu sakramentleri yapan kişinin yüzyılın ilk yarısında ortaya çıktı. Coğrafi
rel litürjileri sürdürmekle birlikte Katalik
içinde bulunduğu halet-i rühiyeye bağlı olarak piskoposluk merkezlerinden uzak doktrinini benimseyenler) kilisesidir. Bu-
olduğunu savunmuştur. Laodicea Pisko- olması dolayısıyla Ermeni kilisesi, konsil-
gün çoğu Lübnan, Kıbrıs, Mı sır, Suriye,
posu Apollinarius'un (ö. 390) öğretisinin ler veya toplantılarda alınan pek çok ka- Filistin ve Amerika'da yaşayan yaklaşık
adı olan Apollinarianizm (Büllinarisiyye) ki- rardan yeterince haberdar olamamış, ne-
liseye göre ilk büyük Kristal oj ik sapkınlık­ 1.500.000 Marünl tamamen Katolik'tir.
ticede farklı zamanlarda farklı kararları
tı. Bunlar Hz. lsa'nın tam bir tanrılık ka- uygulamak durumunda kalmıştır. Erme- Constantine-Sylvanus'un kurduğu Pa-
zandığını, ancak tam bir insanlığı oluştur­ ni kilisesindeki eklektik yapının arkasın­ ulicians (Pauliciens. islami kaynaklarda
madığını, Mesih'in vücuduyla kelamın da yatan en önemli sebep budur. Bir mil- Beylekani ~ Beyalike) hareketi. VII. yüz-
doğrudan birleşerek onun ruhunun yeri- yılda Doğu Roma sınırlarında Mezopotam-
let olarak Hıristiyanlığı topluca kabul eden
ni aldığını iddia ediyorlardı . ilk kitle Ermeniler'dir. 301 yılında vuku ya ve Kuzey Suriye'de ortaya çıktı. Temel
Arianizm'in ortaya çıkışından bir müd- bulan bu olay, öncelikle kilisenin gelenek- görüşler i düalisttir; iyi ve kötü diye iki

det sonra Nestoriani zm olarak bilinen sel kurucusu Aziz Gregory'nin (Gregoire. tanrının varlığını savunurlar. Ahd-i Atlk'i

mezhep yüzünden kilise yeni bir karışık­ Grigor) misyon faaliyetleri sayesinde ger- ve Ahd-i Cedld'in bazı bölümlerini kabul
lık içerisine girdi. IV. yüzyılda ortaya çıkan çekleşmiştir. Ekümenik konsillerden ilk etmezler. Pavlus'a çok değer vermeleri se-
bu mezhebin kurucusu olan Nestorius, üçünü (İznik, İstanbul ve Efes) kabul eden bebiyle bu adı alan hareket mensupları
lsa'da tanrılık ve insanlık unsurlarının bir- Ermeni kilisesi Kadıköy Konsili'ni tanı­ im paratar V. Konstantinos tarafından hi-
birine karışmadan bulunduğunu ve yer- maz, diğer konsiller hakkında da bir fikir maye edilmiştir. İmparatoriçe ll. Thea-
yüzünde yaşarken lsa'da baskın olan un- beyan etmez. Bu kilise doktrin açısından dara döneminde büyük zulüm gören ha-
surun insanlık olduğunu ileri sürdü. Böy- da eklektiktir. Ruhulkudüs'ün nereden reket mensuplarından 100.000 kadarı öl-
lece Meryem'i de Theotokos (tanrı taşı­ çıktığı konusunda Ortodoks görüşle pa- dürülmüştür. Balkanlar'da bir süre daha
yan) değil , anthropotokos (insan taşıyan) raleldir ve Filioque'u reddeder. öte yan- bağımsız olarak, ardından da Bogomil.
olarak nitelendirdi. Nestorianism'in gö- dan lsa'nın tek tabiatma (ilahi tabiatı Cathar ve Albigenler içinde varlıklarını
rüşleri de Efes Konsili'nde (431) reddedi- inandığı için monofizittir. Arafı kabul et- devam ettirmişlerdir. Her ne kadar bir
lerek kendisi aforoz edildi. Nestürllik bu- memekle Katoliklik'ten ayrılır ; fakat ölü- mezhep olmasa bile Kadıköy Konsili'nin
gün az da olsa Türkiye'nin güneydoğu­ lere dua etme konusunda Katalik ve Er- (451) kararlarına bağlı kalan ve Katolik-
sunda varlığını korumaktadır (bk. NES- meni kiliseleri arasında herhangi bir fark liği benimseyen gruplar da Melkit adıy­
TÜRİLER) . yoktur. Ermeni kilisesi sakramentlerin la bilinmektedir. Melkitler Marı1nller gi-

355
HlRiSTiYANLlK

bi Uniat kilisesi olarak telakki edilir (bk. tevdi edilmiş , fakat o Tanrı'ya baş kaldır­ Anglikanizm şeklinde üç gruba ayrılabi­
MELKAİYYE) . mıştır. insanlığı şeytanın esaretinden kur- lir. Lutheran kiliseler, Martin Luther'in
VII. yüzyılda ortaya çıkan bir başka he- tarmak için Tanrı ikinci oğlu isa'yı insan ve takipçiferinin benimsediği inançlara
retik hareket, Hz. isa'da iki tabiat (ilah- suretinde dünyaya göndermiştir. isa şey­ bağlı kalanların oluşturduğu kiliselerdir.

lık ve insanlık) kabul etmekle beraber sa-


tana karşı zafer kazandıktan sonra sema- Reforme ki liseler, Jean Calvin 'in yorumu-
dece bir tek irade o l duğunu ileri süren ya dönmüş, geride gerçek hıristiyanlar nu benimseyen hıristiyanların meydana
monothelitizmdir. Bu hareket monofizi- olan Bogomiller'e yardım etmek üzere getirdiği kiliseler olup bunlar İngilizce ko-
tizmle Ortodoks Hıristiyanlığı'nı uzlaştır­ kutsal ruhu bırakmıştır. Ahd-i Cedld'i ka- nuşulan ülkelerde Presbyterian kiliseler

mak için ortaya çıkmış. ancak İstanbul bul eden Bogomiller Ahd-i Atik'in bazı kı­ olarak adlandırılır. XVI. yüzyılda reform
Konsili'nde (680) Hz. isa'da iki irade oldu- sımlarını şeytanın eseri diye reddettikle- hareketinden sonra İngiltere'de ortaya
ğu kabul edilerek tek iradenin mevcudi-
ri gibi evliliği ve et yemeyi de reddeder- çıkmış bir mezhep olan Anglikanizm, Ang-

yetini öne sürdüğü için reddedilmiştir. ler. Ayrıca resimlere tazimi putperestlik likan Birliği (Anglican Communion) kiliseleri
sayar, Katolikler'in kiliselerini kötü ruhla- tarafından benimsenen doktrin ve uygu-
VIII. yüzyılda İspanya' da zuhur eden rın mabedieri olarak görürler. lama sistemi olup Roma Katalikfiği ile
Adoptianizm'in önderi olan Toledo Başpis­ Calvinist Protestanlık arasında uzlaştır­
Cathar (Cathari). XII. yüzyılda ortaya çı­
koposu Elipandus. isa'nın insan ve Tanrı
kan ve Güney Fransa'da Albigen diye ad- macı bir yol takip etmektedir. 1660'ta ll.
yönlerini ayırt etmeyi amaçlamış. insan Charles'ın restorasyonundan itibaren
landırılan heretik bir harekettir. "Saf, te-
olarak isa'dan "Tanrı'nın evlat edindiği Anglikan kilisesi tamamen İngiltere'ye
miz" an l amında Grekçe katharoiden ge-
oğlu" diye söz etmiş, isa'nın insanlığını has bir kilise olma özelliğine bürünmüş­
len Cathari, daha önce St. Augustin tara-
Tanrı'nın oğlu olan isa'dan yani isa'nın tür.
fından Maniheist bir gruba verilmiş isim-
tanrılığından ayırmıştır. isa ilah olarak
di. Catharlar'ın menşei tam olarak bilin- XVI. yüzyılda ortaya çıkan diğer mez-
Tanrı'nın tabii oğlu, insan olarak ise evlat
memekle beraber muhtemelen Pauli- heplerin başlıcaları şunlardır: Anabaptist-
edinilmiş oğuldur. Bu hareket, temsilcili-
cians ve Bogomiller'e bağlanmaktadır. ler. Küçük çocukların vaftiz edilmesine
ğini Samsatlı Paul'ün yaptığı dinamik Mo-
Doktrinleri düalist, üniversalist, Docetist karşı çıktığı için bu ismi alan bir Protes-
narşiyanizm hareketine kadar çıkmakta­
ve tenasühe dayalı unsurlar taş ı ması se- tan mezhebidir. Hareketin menşei Tho-
dır ve 798'de Papa lll. Leon'un topladığı
bebiyle Maniheizm ve gnostisizme ben- mas Münstzer'e dayanır. Ondan sonra bu
konsilde yasaklan mıştır.
zemektedir. Catharlar arasında canlı öl- hareketi Menna Simons Hollanda'da or-
Kökeni sosyal bir olgu olarak Grek ve dürmek ve etyemekyasaktı. Sakrament- ganize etmiştir. XVII ve XVIII. yüzyıllarda
Latin kültürleri arasındaki mücadeleye ·ıeri kabul etmiyor, ayrıca savaşa ve her iyice gelişen mezhep Mennonites adını al-
kadar çıkarılsa da en azından görünüş türlü cinsel ilişkiye karşı çıkıyorlardı. Kili- dı. Anabaptistler çocukların vaftiz edil-
itibariyle teolojik problemierin yol açtığı se bu hareketi reddetmiş, Papa lll. Inno- mesi yanında sadakat yeminini, askerlik
bir başka ayırım Ortodoksluk'tur. 1054 cent onlara baskı uygulanmasına karar hizmetini, resmi görevleri, devlete vergi
yılında İstanbul patrikliğiyle Roma pisko- vermiş ve onun çağrısıyla toplanan ordu ödemeyi, yargıç karşısına çıkmayı da red-
posluğunun birbirlerini karşılıklı olarak Catharlar'la yirmi yıl mücadele etmiş, ni- dederler; boşanmayı ise ancak zina ge-
reddetmesi, kilisenin Batı dünyasında ka- hayet engizisyon tarafından tamamen rekçesine dayalı olarak kabul ederler.
lan Katalik kilisesi ve Doğu coğrafyasında ortadan kaldırılmıştır. Bu dönemde orta- İmanı id rak edecek yaşa gelen büyükle-
kalan Ortodoks kilisesi şeklinde ikiye bö- ya çıkan (ı ı 76) bir başka hareket de ku- rin vaftiz olmasını ise şart koşarlar. Soci-
lünmesiyle sonuçlandı. rucusu Peter Waldo'ya nisbetle Waldo- nianizm. İspanyo l fizikçisi Michael Ser-
Bu tarihten itibaren XVI. yüzyılda or- culuk (Vaudois) diye anılan mezheptir. vetus ile Lelio Sozzini ve yeğeni Faustos
taya çıkan reform hareketine kadar olan Gerek sosyal gerekse teolojik sebeple- Sozzini tarafından ileri sürülen tes-
zaman içinde Hıristiyanlık'ta Kristolojik re dayalı olarak XV. yüzyılın sonlarında lls karşıtı bir hareket olup modern Unita-
problemierin yol açtığı mezhep bölünme- ortaya çıkan Protestan hareketi, kilisenin rianizm'in öncüsüdür. Hareketin İngilte­
leri yerine daha çok kilisenin pratik hayat- Ortodoksluk'tan sonraki ikinci büyük bö- re temsilcisi John Biddle'dir. Hıristiyanlı­
ta yozlaşmasına karş ı çıkan kırsal kökenli lünmesine yol açmıştır. Orta ve Kuzey Av- ğın aslında bulunmadığı gerekçesiyle tes-
bazı heretik hareketlerin güç kazandığı rupa'da başlayan bu hareket, XIV. yüzyıl­ lls doktrinine karşı ilk yüzyılda başlayan
görülmektedir. Sebepleri genellikle sos- dan beri yoğunlaşan reformcu taleplerin tevhid hareketi Arius'un fikirleriyle iyice
yal problemlere bağlı olan bu halk hare- bir sonucu olarak görülebilir. Bugün dün- belirginleşmiş, ancak Hz. isa'nın ulühiy-
ketleri daha çok manastırlar etrafında ör- ya hıristiyan nüfusunun önemli bir kısmı yetini ve tesllsi kabul etmeyen bu görüş
gütlenmiştir. Bogomil, Albigen, Wald o ve Protestan mezhebine mensuptur. Her ne İznik Konsili'nde (325) reddedilmişti. Bu-
Cathar hareketleri bunların tipik örnek- kadar Protestan kilisesi kendi içinde ra- gün hala mevcut olan Unitarianlar'ın ço-
leridir. Haçlı seferlerinin yol açtığı ekono- dikal kanattan liberal kanada kadar ge- ğu Amerika'da yaşamaktadır. Erastia-
mik ve sosyal sonuçlar bu hareketlerin niş bir yelpaze halinde bulunuyarsa da nizm. İsviçreli doktor Thomas Erastus ta-
h ı zlanmasına ve çeşitlenmesi n e yol aç- geleneksel dogmalara ve kilisenin mer- rafından kurulan heretik bir mezheptir.
mıştır. kezlleşmesine karşı olması açısından ho- Seküler güçlerin kiliseye hakim olması ge-
Bogomilizm Xl. yüzyılın başlarında Bul- mojen bir karakter arzeder. rektiğini ve kilisenin onları aforoz edeme-
garistan'da ortaya çıkmış ve Doğu Orto- XVI. yüzyılda reform hareketinin orta- yeceğ ini, dini hayatın düzenlenmesinde
doks kilisesince heretik sayılmıştır. Düa- ya çıkışıyla birlikte Katalik kilisesine tepki bu güçlerin mutlakyetkisini ileri sürmek-
list olan fırkaya göre Tanrı'nın iki oğlu var- olarak doğan ve genelde Protestanlık adı tedir. Arminianizm. Hollanda Calvinizmi
dır. Dünyanın ve insanın yaratılışı ile in- altında anıl an çeşitli kilise ve mezhepler içerisindeki bölünmelerden biri olan ve
sana ruh verilişi büyük oğul Satanai"l'e Lutheran kiliseler, reforme kiliseler ve mutlak kader doktrinine karşı Jacob Ar-

356
HlRiSTiYANLlK

mini us tarafından ileri sürülen görüşe ve- Wesley ve arkadaşları Anglikan kilisesi ya, İsviçre. Filipinler, Avusturya, Hollanda,
rilen addır. Bunlar 161 O'da Hollanda Dev- bünyesinde Oxford Üniversitesi'nde bir Polanya ve Kuzey Amerika'da örgütlen-
leti'ne görüşlerini açıklayan bir beyanna- manevi hayat metodu vazederek dini bir miştir. Litürji konusunda· da Katalik kili-
me (remonstrantia) vermişler. bu sebeple uyanışı başlattılar. Dua ve oruçlarında sesinden ayrılan Old Catholic Church,
Remontrant diye de adlandırılmışlardır. yeni bir yol tutmaları, Oxford Hapishane- Meryem'in asli günahtan ari (immaculate
Arminianizm Calvin'in sert determiniz- si'ndeki tutukluları düzenli olarak ziyaret conception) olduğu doktrinini benimsemez.
mine karşı çıkmakta , Tanrı'nın hüküm- etmeleri, yoksul çocukların eğitim ve öğ­ Mezhebin 1957'deki mensupları 350.000
ranlığının insanın hür iradesiyle bağdaş­ retimlerini üstlenmeleri, dini günler gibi civarındaydı.
tığını , Mesih'in haç üzerinde bütün insan- özel zamanlarda metodik bir düzen takip B) Tarikatlar. Hıristiyanlığın tarihi sü-
lar için kendini feda ettiğini ileri sürmek- etmeleri sebebiyle Metodistler diye ad- recinde merkezden kopan özel örgütlen-
tedir. Puritanizm. Kiliseyi, Kitab-ı Mukad_- landırılmışlardır. XIX. yüzyılda ortaya çı­ meler olmaları açısından mezheplerle
des'te olmayan obje ve uygulamalardan kan önemli hareketlerden biri, 1831 'de benzeşen diğer alt cemaat grupları tari-
arındırarak Hıristiyanlığı Kitab-ı Mukad- William Miller tarafından Amerika'da baş­ katlardır. Hıristiyan tarikatları, mensubu
des'e uygun hale getirmeyi hedefleyen latılan Adventizm'dir. lsa' nın ikinci gelişi­ bulundukları mezheplerin bütün dogma-
İngiliz Protestan hareketinin adıdır. Bazı ni umutla bekleyen bu grup lsa'nın 1843'- larını kabul etmekle birlikte pratikte bazı
puritenler, Presbyterian geleneği izler- te geleceğini, bu gerçekleşmeyince de farklılıkların oluşmasına imkan verecek
ken bazıları da birtakım ıslahatla ingiliz 1844'te geleceğini ilan etmişti. Hz. lsa'- düzenlemeler de yapmışlardır. Hıristiyan
kilisesini benimsemişlerdiL nın ikinci geliş tarihi ve ruhun ölümsüz- tarikatlarının Ortodoks olanları Benedic-
XVII. yüzyıldaortaya çıkan dini grupla- lüğü konusunda ileri sürülen çeşitli gö- tenler'den beri kırsal kökenli misyoner
rın başlıcaları da şunlardır: Jansenizm. rüşler mezhep içinde hizipleşmeye yol aç- hareketleri olma özelliğini sürdürmüştür.
Cornelius Jansen tarafından başlatılan mıştır. Bugün en aktif olanlar Yedinci Gün Fakat bu tip tarikatlar, Ortaçağ'da Av-
hareketin adıdır. xvıı ve xvııı. yüzyıllar­ Adventistleri'dir. Bunlar ruhun öldüğüne, rupa'da teşekkül eden tarikatlardan fark-
da Roma Katalik kilisesinden doğan bu yalnız adil olanların ve hakkı kabul eden- lı olarak daha çok manastır örgütlenme-
radikal Augustinci hareketin görüşleri , lerin (yani kendilerinin) öldükten sonra leri şeklinde görülmelidir. Gerçek anla-
Pa pa X. Innocent tarafından 1653'te he- dirileceğine inanırlar. ibadet günü olarak mıyla tarikatlar, Xlll. yüzyıldan sonra Av-
retik damgasıyla mahkum edilmiştir. ira- pazar yerine cu martesiyi kabul eder ve rupa ' nın bunalımlı dönemlerinde kırsal
de hürriyetini reddeden Jansenizm ka- bu günün yasaklarına uyar, et yemekten, kesimde merkezi otoriteye karşı baş kal-
der inancını katı bir şekilde yorumlamış­ kahve, çay, tütün ve alkolden kaçınırlar. dırısonucu türeyen heterodoks örgütlen-
tır. Pietizm. Philipp Jakob Spener liderli- Mormonlar. Joseph Smith tarafından meler şeklinde doğmuştur. Hatta kilise-
ğinde Protestanlar arasında ortaya çıkan, 1830'da New York'ta kurulmuş dini bir nin bu isyan hareketini bastırmak için
xvııı. yüzyılda da gelişmesini sürdüren hareketin mensupianna verilen addır. oluşturduğu özel cemaatler bile kırsal ke-
hareket iyi işlerle kutsal bir hayat sürme- Onlara göre İncil Tanrı ' nın sözü olduğu simlerdeki heterodoks tarikatlarının mo-
yi ve gerçek Hıristiyanlığı yaşamayı he- gibi Smith'in yazdığı Morman kitabı da dellerini örnek almışlardı.
defler. Quakerler. George Fox tarafından Tanrı'nın sözüdür. Isa 1000 yıllık bir sal- Kilisece heretik ilan edilen hareketlerin
başlatılan bir harekettir. Fox, Anglikan tanat sürecek, ona inananlar kurtulacak- sebep olduğu kargaşayı önlemek üzere
kilisesinden beklediğini bulamayınca 1652 tır. Yahova Şahitleri. Charles Taze Rus-
Xl! I. yüzyıldan itibaren Katalik doktrini
yılında kısaca Dostlar diye anılan "Haki- sell (ö. 1916) tarafından kurulan senk- çevresinde gelişen çeşitli tarikatların or-
kat Dostları Cemiyeti"ni (Society of Friends) retist Mesihi harekettir. Bunlar, lsa'nın taya çıktığı görülmektedir. Bunlardan bi-
kurmuştur. Bu hareket ilk Hıristiyanlığın ikinci gelişinin vuku bulduğuna ve onun ri, Kastilyalı Piskopos Dominic'in 1216'da
manevi ve sade şekline dönmeyi, hiçbir 1914'te gökte Tanrı'nın krallığını başlat­ kurduğu Oorniniken tarikatıdır. Augustin-
aracı olmaksızın dogmalarla, resmi ayin tığına inanırlar. Onlara göre mukaddes ci görüşleri benimseyen bu tarikat ma-
ve töreniere ihtiyaç duymaksızın, sessiz- kitap Tanrı' nın sözüdür. Tanrı tektir ve is- nastır hayatını öngören bir örgütlenme
lik ve dinleme halinde Tanrı ile temas kur- mi Yahova'dır. lsa'da ilahi tabiat yoktur. tarzına sahipti. Misyonerlik konusunda
mayı prensip olarak benimsemiştir. Bun- Yeryüzü asla imha ve yok edilmeyecektir. bir hayli başarılı olan Oorniniken tarikatı
lara. Tanrı kelamı karşısında titremelerin- Cehennem yoktur. Gerçek din Yahova Şa­ halen varlığını sürdürmektedir. Aynı yüz-
den dolayı Quakers (titreyen ler) adının ve- hitleri'nin inancıdır. yıl içerisinde ortaya çıkan Katalik Fransis-
rildiği ifade edilmektedir. Batı'da Aydın­ Ortodoks kilisesi hem coğrafi hem de ken tarikatı 1209'da Assisili Francis tara-
lanma çağının ve rasyonalizm in hakim ol- etnik olarak belli bir alanda sınırlı kaldığı fından kuruldu. Fakirliği ve inziva hayatı­
duğu XV!ll. yüzyılda , bir yandan serbest için ciddi bir bölünme problemi yaşama­ nı benimseyen, manastırlar çevresinde
düşünce de denilen deizm vahyin yerine mış, ayrıca Ortodokslar'da kiliselerin ba- örgütlenen Fransisken tarikatı da günü-
aklın bildirdiği bir Tanrı inancını vazede- ğımsız şekilde örgütlenmesi de bölünme- müzde yaşamaktadır. Bu iki tarikat, re-
rek tabii dini savunurken öte yandan ye- yi en aza indirmiştir. Protestanlık hareke- formculuğa karşı Katalik geleneğini mu-
ni mezheplerin doğuşu da sürmüştür. tinin doğmasından sonra Katalik kilisesi- hafaza etmek üzere lgnatius Layola ta-
Universalizm. 1750'lerde ortaya çıkmıştır. nin de ciddi bir bölünmeye maruz kaldığı rafından kurulan Cizvit tarikatına da ze-
Gnostisizm, Anabaptizm ve mistisizmin söylenemez. Bunun tek istisnası, Alman- min hazırlamıştır (bk. CİZVİTLER). Aynı
karışımıdır; teslisi ve düşüş inancını red- ya'da ortaya çıkan Old Catholic Church ha- amaçla kurulan bir başka tarikat da kök-
detmekte, herkesin sonuçta kurtulaca- reketidir. 1870'te I. Vatikan Konsili'nde leri Xl!. yüzyıla kadar uzanan, fakat 1539'-
ğına inanmaktadır. Metodizm. XVIII. yüz- papanın yanılmazlığı doktrininin kabulü- dan sonra ıslah edilen Carmeli tarikatıdır.
yılda Protestan ilahiyatçı John Wesley'in nü reddederek Katalik kilisesinden ayrı­ Bunlardan başka 1533'te erernonalı bir
öğretileriyle ortaya çıkan bir mezheptir. lan Old Catholic Church özellikle Alman- doktor olan Antonio Maria Zçccaria ve ar-

357
HlRiSTiYANLlK

kadaşları tarafından Milan'da misyoner- sında bulunan Katalik kilisesinin dışında lurnun doğuşu gibi gelişmeler, Hıristiyan­
lik amacına yönelik olarak kurulan ve gü- hiçbir din, hatta Ortodoks ve Protestan lık'tan başka dinlerin de tarihte hatırlan­
nümüzde varlığını sürdüren Barnabi ta- kiliseleri gibi diğer hıristiyan kiliseleri bile maya değer manevi başarılar elde etmiş
rikatı, Francis de Sales'in (ö. 1622) karşı insanı kurtuluşa ulaştıramaz . ll. Vatikan olduklarını ortaya koydu ve hıristiyanları
reformcu olarak kurduğu, misyonerlik fa- Konsili'ne (ı 962-1965) kadar bu yaklaşım bu dinler konusunda düşünmeye sevket-
aliyetlerine de katkıları olan Visitation Or- Katalik kilisesinin diğer din ve mezheple- tL Nihayet birçok hıristiyan teologu, baş­
der, Giovanni Bosco'nun özellikle misyo- re karşı katı tutumunu ifade eder. Bu son ka diniere mensup kişilerin kendi dini ge-
nerlik yapmak üzere 1841 'de 1\ırin'de konsilde ise H ı ristiyanlık dışında başka len ekieri içinde kurtuluşa erebileceğini
kurduğu ve halen yaşayan Salesialılar Ka- dinlerin varlığı kabul edilmiş, bunların ba- söylemeye başladı.
tolik tarikatları içerisinde en büyük olan- zı olumlu değerler taşıdıklarından ve in-
B) H ıristiyanlık ve Dinler. 1. Te-
D iğer
lardandır. XIX ve XX. yüzyıllardan itiba- sanların kurtuluşuna yardımcı oldukların­
mel Yaklaşımlar. Hıristiyan tealoglar Hı­
ren Protestan ülkelerinde de bazı tarikat- dan söz edilmiştir. Bununla birlikte yine ristiyanlık dışı dinler konusunda üç fark-
Iarın kurulmaya başlandığı görülmekte- kilise kurtuluşun evrensel aracısı olarak lı yaklaşım sergilemektedir. a) D ı şlayıcı
dir. Richard M. Benson tarafından 1865'- görülmüş ve bu sebeple misyonerliğe da-
(exclusivist) Ya kl aşım. Tanrı hakkındaki
te kurulan manastik karakterli Society of ha çağdaş metotlarla devam edilmesi be-
gerçek bilgi ve tecrübeyi Hıristiyanlık' la
Saint John the Evangelist (Cowley Fathers) nimsenmiştir. Öte yandan Katalik kilisesi
sınırlandırır. Diğer dinlerle ilgili değerlen ­
bu tip tarikatların içerisinde en kayda de- ll. Vatikan Konsili'nden sonra diyalogdan
dirmenin temel ölçüsü kilisedir. Kurtulu-
ğer alanıdır. Tarikat bugün özellikle Ame- söz etmeye başlamıştır.
şun merkezine kiliseyi yerleştirdiği için
rika Birleşik Devletleri, Kanada ve Avust- Kilise. XV. yüzyılın ortalarına kadar dini bu yaklaşıma bazan kilise- merkezci yak-
ralya gibi ülkelerde faaliyetlerine devam inancın muhtelif şekillerinden bahsetme-
laşım da denilir. Dinler hakkındaki bu ka-
etmektedir. yi gerekli görmemiştir. Bunun sebebi, ki-
tı anlayışın modern dönemde fikir baba-
BİBLİYOGRAFYA : lisenin, Yahudilik de dahil olmak üzere, sı Protestan tealog Karl Barth'tır. Ona gö-
D. Woodard. Our Separated Brethern, Lon- H ı ristiyanlık'tan başka hiçbir dini geçerli
re insan Tanrı'yı kendiliğinden bilemez:
don 1968 ; H. D. Mc Donald. "Monothelites", saymamasıdır. Sadece Akdeniz çevresin-
ancak Tanrı'nın vahiy ile bildirmesi sonu-
The New International Dictionary of the Chris- deki ülkelerden ibaret bir dünyadan ha- cunda insan O'nu tanıyabilir. Vahiy sade-
tian Church (ed . J. D. Do uglas) . Michigan 1974, berdar olan kilise, bu dünya insanlarının
s. 673, 674; a.mlf.. "Montanism" , a.e., s. 674; ce Yeni Ahid'den ibaret olduğu için de Hı­
D. Christie-Murray, A History of Heresy, Ox- İncil'i tanımamaları için hiçbir sebebin bu- ristiyanlık dışında gerçek Tanrı bilgisi yok-
ford 1989; Mehmet Aydın. Hıristiyan Kaynak- lunmadığına inanmış , kilise dışında kalan- tur. Dinler hakkındaki gerçek bilginin tek
larına Göre Hıristiyanlık, Ankara 1995; a .mlf.. ların ebedi olarak cehennemde kalacak- kaynağı Tanrı olduğundan Hıristiyanlık
"Hıristiyanlık' ta Teslis Doktrini ve Hıristiyan larını ilan etmiştir. XV. yüzyıldan itibaren dışındaki dinler hakkında bilgi edinmek
İ ' tizalleri", AO ilahiyat Fakültesi islam ilimle- gerçekleşen coğrafi keşifler sonunda dün- için karşılaştırmalı çalışmalar. felsefi açık­
ri Enstitüsü Dergisi, sy. 5, Ankara 1982, s. 141-
156; Günay Tümer- Abdurrahman Küçük, Din- yanın daha büyük olduğu ortaya çıkınca lamalar ve benzeri arayışlar gereksizdir.
ler Tarihi, Ankara 1997, s . 299-326; C. A. Scott. İncil'in mesajının ulaşamadığı sayısız put- Bir hıristiyan başka hiçbir dini gelenekle
"Paulicians", ERE, IX, 695-698; W. M. Clow, perest topluluklarla karşılaşan hıristiyan irtibat kurmaya çalışmamalıdır. "Kilise
"Socin_ianism", a.e., Xl, 650-654; C. Kannen- tealogların vicdanları bütün bu insanları dışında kurtuluş yoktur" ifadesiyle for-
giesser. "Arianism" , ER, ı , 405, 406; T. Nersoyan,
"Armenian Church", a.e., 1, 413-417; K. Ru-
cehennemlik ilan etmekten rahatsız ol- müle edilen bu yaklaşım 2000 yıl boyun-
dolph . "Heresy. An Overview", a.e., VI , 269- muş, İncil'le tanışmayan toplulukların ko- ca resmi inancı teşkil etmiştir. Bugün Or-
275; R. L. Wilken, "Marcionism", a.e., IX, 196; numu hıristiyan tealogları arasında ciddi todoks ve Protestan kiliseleri bu yaklaşı­
W. H. C. Frend, "Monophysitism", a.e., X, 66- tartışmalara yol açmıştır. Ancak bu tar- mı hala sürdürmektedir. Il. Vatikan Kon-
68; N. D. Mitchell, "Religious Orders : Christian
tışmalar hıristiyanların genelini etkilerne- sili sırasında Katalikler arasında bu yak-
Religious Orders", a.e., XII, 308-312; N. T. Am-
merman. "Schism-An Overview", a.e., XIII, 98- miş ve bir gün bütün dünyanın hıristiyan­ laşım taraftarları azınlık durumuna düş­
1 02; M. Hill, "Sect", a.e., XIII, 154-159; T. F. laşacağı inancı devam etmiştir. XIX. yüz- müşlerdir. b) Çoğulcu (pluralist) Yaklaşım .
Sable, "Uniate Churches", a.e., XV, 138-141. yılın ikinci yarısından itibaren hıristiyan Bütün dinleri Tanrı'ya götüren eşit vası­
Iii] MEHMET AYDIN dünyasının güçlenmesi ve siyasi- askeri talar olarak görür, Hıristiyanlığı da Tanrı'­
başarıların kazanılması bu inancın yakın ya ulaştıran diğer dinlerle aynı statüde
bir zamanda gerçekleşeceği umudunu değerlendirir: fakat bu anlayışa göre de
VII. HI RİSTİYANLIK ve DiGER DİNLER arttırm ı ştır. Fakat bu durum ll. Dünya Hıristiyanlık biraz daha emin bir yoldur.
A) Hıristiyanlık ve Kurtuluş Kavramı . Savaşı'ndan sonra tersine dönmüştür. Hint asıllı Katalik t ealog Raimundo Pa-
Hıristiyanlığın temel öğretisini Hz. Isa'nın 1949 devriminden sonra Çin'de uyanış ve nikkar çoğulcu yaklaşım için "paralelizm"
kurtarıcılığı oluşturur. İnsanlığın kurtu- gelişme süreci başladı: 1947 yılında ba- tabirini kullanır. Buna göre dinler doğru­
luşu için kendini feda eden Isa kurtulu- ğımsızlığını kazanan Hindistan kültürel ya ulaşmak için aynı hedefe yönelmişse
şun merkezidir. Geleneksel öğretiye gö- açıdan bütün hıristiyan dünyasını önemli bu durumda dinlerin birbirinden üstün
re insanlar kurtuluşa erebilmek için ona ölçüde etkiledi. 1948'de yahudiler, Kata- ya da aşağı olduğunu söylemek anlamsız­
inanmak ve bugün onun bedenini temsil likler'in inancının tam aksini gerçekleşti­ dır. Her din insanı gerçeğe ulaştırmak­
eden kiliseye intisap etmek zorundadır. rerek kutsal topraklarda bağımsız İsrail ta eşit değere sahiptir. Dışlayıcı yaklaşım
Kilise babaları bunu, "Kilise dışında kurtu- Devleti'ni kurdular. İslam dünyasında da kurtuluşu kiliseye bağlarken John Hick
luş yoktur" (Extra eeclesiarn nu ila sal us) ifa- hızla güçlenen bir uyanış başladı ve Batı ve Paul F. Knitter gibi daha başka önemli
desiyle formülleştirip bir dogma haline toplumunda da İslam'a duyulan ilgi gide- isirolerin de savunduğu çoğulcu yaklaşım
getirmişlerdir. Bu dogmaya göre Hıristi­ rek arttı. Sonuç olarak kolani sisteminin kurtuluşun temel noktasına Tanrı'yı koy-
yanlık'ta doğru yolu temsil ettiği iddia- çöküşü, iletişimdeki devrim, plüralist top- muştur. Hıristiyan tealoglar arasında ço-

358

You might also like