Professional Documents
Culture Documents
Berrin Aksoy-Özet
Berrin Aksoy-Özet
● Herhangi bir yazın metnini çevirme sürecinde, ister roman, ister şiir ya da tiyatro metni
olsun, ele alınması gereken öğelerden ilkini kaynak metnin konumu oluşturur. Çoğu
çeviribilimci kaynak metnin konumunu bir düzlemde amaç metnin konumunu başka bir
düzlemde tutup iki düzlem arasında bir ilişki kurarak kaynak metnin konumu kadar hedef
metnin konumununda önemli olduğu sonucuna varmıştır
● Metin ve okuyucu arasındaki ilişki konumsal ve kültürel etkilere bağlıdır.
● Yazın çevirisi belirli bir durum ve işleve hizmet etmek yerine, kültür ve toplum içinde
daha büyük bir yelpazeye seslenir.
● Bir yazın eseri yeni bir dile ve kültüre sırf çevrilmiş olması için çevrilmez. Bu eser
ideolojik, toplumsal ve kültürel nedenlerle seçilebilir.
● Yazın metni yalnızca okuyucuya birşey iletmez, onda bazı duygu ve düşünceleri de
kendine özgü ve yaratıcı bir dil kullanımıyla uyandırır.
Biçembilim
Özellikle roman ve öykü çevirisinde çevirmenin yapacağı ilk şey eseri okumak, yorumlayabilmek
ve yazarı ve metni biçem açısından tanımaktır.
• Eseri incelerken biçimsel olarak yazıldığı dönemin bazı özelliklerini yansıttığını anlayabiliriz.
• Çeviriye yönelik olarak eseri yazar, yazıldığı dönem ve dilsel özellikleri açısından ana
hatlarıyla incelemeden sonra, çeviriyi yönlendiren kuralları belirlemek gerekir. Daha sonra metni
okuyarak dilsel ve anlamsal göstergelerin çözümlenmesi aşamasına geçilir.
Şiir Çevirisi
• Şiir, dilin en yoğun biçimde kullanılmasıdır. Okuyucu da bu yoğunluğa ayak uydurabilmeli ve
okumasını yoğunlaştırmalıdır. Şiirdeki hareketi ve sesi yakalamaya çalışmalıdır.
• Şiirlerde sözcükler kendi başlarına yer alır ve aslında niteledikleri nesne ve eylemle değil, şiir
içinde yer alan diğer sözcüklerle ilişkilidir.
• Şiirde en çok kullanılan söz sanatları eğretileme (metaphor), benzetme (simile) ve
düzdeğişmece’dir (metonymy).
• Şiirde söz sanatlarının ve dilbilgisel saptamaların dışında ses, dizem ve ölçü de şiirsel anlatımı
oluşturan öğelerdir.
• Eğretileme, benzetme ve düzdeğişmeceden ayrı olarak şiiri oluşturan imge ve simgenin
varlıkları da çokça hissedilir. İmge bir öykünmedir. Açık olmaktan çok üstü kapalıdır ve
sözcükler okuyucunun zihninde yaşam kazanır.
• Simge ise eğretileme ile birbirine benzemeyen nesnelerin arasındaki karşılaştırmayı birbirine
bağlarken, bu bağlantıyı tüm eser boyunca yayar.
• Şiirde ses uyak ve ölçüde ortaya çıkar.
• Şiirde uyaklı sesler ‘ses yinelemesi’ (alliteration) ‘ünlü yinelemesi’ (assonance), ‘ünsüz
yinelemesi’ (consonance) ‘tam uyak’ (full rhyme) ve ‘vurgulu yineleme’ (reiteration) olarak
sınıflandırılabilir.
• Bu yöntemlerin hepsinde biçim ve içerik korunmaya çalışılırken, aykırı biçimde çevirmen şiirin
kaynak ve hedef kültürlerinin şiir kural ve geleneklerini tamamen göz ardı eder.
• Bazı oyun metinleri ise sahnelenmek amacı gütmeden yazılabilir. Bu gibi metinler monolog
şeklinde sahnede seyirciye okunur ve bir kürsüden topluluğa seslenen bir konuşmacının yaptığı
konuşmaya benzer.
• Oyun metni ister çevrilmek ister sahnelenmek için olsun, incelendiğinde sahne yönergelerinin
metinde büyük rol oynadığı görülür.
• Tiyatro yapıtının sahnelenmesini oyuncular sağladığından çeviri nefes alınabilir tümcelerden
oluşmalıdır. Bazı tiyatro yapıtları operaya uygulanabilir. Bu durum genelde diyalogların 'şarkı
olarak söylenebilir’ özelliğine sahip olduğunda gerçekleşir.
• Sahne dilinde ima edilenler metine yoğunluk ve derinlik katar. Sahne dilinin diğer bir özelliği
çoğul açıların birbirleriyle olan ilişkisidir yani oyuncular ve izleyiciler arasındaki etki-tepki
ilişkisidir.
• Çevirmen, yönetmen ve oyuncularla birlikte çalışarak metnin büyüsünü bozmadan ve
sahnelenme özelliğini yitirmeden eseri çevirebilir.