Professional Documents
Culture Documents
MİMARLIK BÖLÜMÜ
DR. ÖĞR. ÜYESİ HAYAL MERİÇ
4. HAFTA
MİNOS – MİKEN – YUNAN
MİMARLIĞI
Adada M.Ö. 5000 itibaren Neolitik dönemde yaşamış insanların varlığı bilinmektedir. Minos
(Girit) Uygarlığı M.Ö. 3500 lerde Tunç Çağı’nda Girit Adası’nda kurulmuştur.
Uygarlık kurulduğunda adada feodal bir düzen hakim olmuştur. Bu çağ aynı zamanda ada
kültürüne adını veren Kral Minos’un yaşadığı çağdır.
Minos Uygarlığı ya da diğer adıyla Girit Uygarlığı en parlak dönemini M.Ö. 2700 ile M.Ö. 1450
yılları arasında yaşamıştır. Bu dönemde hem Asya’ya hem de Avrupa’ya yönelik deniz
egemenliği Girit’e geçmiş; başkent Knossos parlak bir uygarlık, sanat ve aynı zamanda
burjuvazi sınıfının doğduğu bir krallığın başkenti olmuştur.
Başta Knossos’taki saray olmak üzere Mallia, Phaistos ve Aya Triada gibi kentlerde görkemli
saraylar yapılmıştır. M.Ö. 1700 lerde ada büyük bir deprem geçirmiş, sarayların tümü yıkılmış,
ancak sonrasında yıkılan yapıların yerine yenileri yapılmıştır.
Minos Uygarlığı M.Ö. 1400 lerde Yunanistan’dan gelen Akalar tarafından istila edilmiş,
şehirleri yıkılıp, yağmalanmıştır. Bu tarihten sonra adada Girit kültüründen derin izler taşıyan
yeni bir kültür dönemi olan Miken Uygarlığı dönemi başlamıştır. M.Ö. 12. yüzyılda yine
Yunanistan’dan gelen Dorlar tarafından ada tahrip edilmiş ve bundan sonra uygarlık açısından
önemini yitirmiştir.
Dr. Öğr. Üyesi Hayal MERİÇ 4
Ege Denizi, Girit Adası – Minos Uygarlığı
Dr. Öğr. Üyesi Hayal MERİÇ 5
Minos Uygarlığı’nda Mimarlık
- Görsel sanatlarda dinsel konular bir yana mitolojik konulara dahi yer
verilmemiştir. Dr. Öğr. Üyesi Hayal MERİÇ 6
b) İkinci özellik ise; Girit sanatında içinde bir savaş
mitosunun (Mitos:Efsaneleşen kavram, kişi, halk
hikayesi) bulunmayışıdır. Bu nedenle;
- Sanat eserlerinin hiçbiri savaşı övmez, krallar
savaşlarda kazandıkları başarılar ya da ünleri
nedeniyle sanat eserlerine konu edilmezler.
- Eserlerde sıkça görülen çifte ağızlı balta gibi silahların
savaştan çok kült işlevi gördükleri anlaşılmıştır.
- Adadaki saraylarda askeri birlikler konumlanmamış,
bu saraylar bir kaleden çok bir villa görüntüsünde
inşa edilmişlerdir.
Dr. Öğr. Üyesi Hayal MERİÇ 7
SARAYLAR
Girit mimarlığının karakteristik yapıları büyük saraylardır.
Girit adasında yapılan kazılarda ancak adada yaşanan depremden yani M.Ö.
1700 lü yıllardan sonra inşa edilmiş ikinci dönem ve geç döneme ait
saraylara ait kalıntılar bulunmuştur.
Kareye yakın bir planı olan sarayın kenarları yaklaşık 150 metredir.
Sarayın biri kuzeyde deniz tarafında ana giriş olmak üzere üç girişi
bulunmaktadır.
Aynı zamanda bir tapınak olan sarayda zemin katta orta avlunun
batısında kalan odalar dinsel törenlere ayrılmıştır.
Avlunun batısında kalan taht odasında taştan yapılmış, yüksek arkalıklı bir taht ve
bu tahtın yanında duvara bitişik olarak yapılmış oda duvarları boyunca uzanan
oturma birimleri bulunmaktadır.
Tahtın tam karşısında arınma seremonisi için yapılmış bir havuz bulunmaktadır.
Taht odasının duvarları zambaklar arasında çizilmiş grifon (Grifon: Kartal ile aslan
vücudunun birleşmesinden meydana gelen hayali varlık.) desenleri ile fresk
tekniğinde (Fresk (Fresko): Islak kireç sıva üzerine yapılan duvar resmi tekniği.)
süslenmiştir.
Girit Sütunu
Dr. Öğr. Üyesi Hayal MERİÇ 21
Knossos Sarayı
Dr. Öğr. Üyesi Hayal MERİÇ 22
Knossos kentinde bir de açık hava tiyatrosu bulunmuştur. Tiyatroda kral,
saraylılar ve halkın kılıç oyunları, boğa güreşleri ve dinsel törenleri izlediği
bilinmektedir.
Knossos’taki Açıkhava
Tiyatrosu
Sarayın esas büyük salonu (taht odası) iki sütunlu bir girişten
ve bir sahanlıktan geçilen büyük bir megarondur.
Miken’deki en önemli yapı “Atreus’un Hazine Evi” denilen M.Ö. 15. yüzyıla
ait bir yer altı odasıdır.
Bu kubbeli bölüm dini törenler için kullanılmış olup, buradan kayaya oyulmuş
alçak ve küçük bir mağara şeklindeki esas mezar odasına geçilmektedir.
Tirins Akropolü ise bir kale şeklinde yine bir tepe üzerinde kiklop (Kiklop
duvar: Büyük boyutlu taş blokların harçsız olarak, üst üste konmasıyla
oluşturulmuş duvardır.) tarzında duvarlarla çevrilmiştir. Duvarlar 8-16
metre yükseklikte, 10 metre kalınlıktadır.
Atina’daki Partenon
Bergama’daki Athena Tapınağı triglif Tapınağı’nın triglif
bölümünden detay bölümünden detay
Dr. Öğr. Üyesi HAYAL MERİÇ 95
Athena Tapınağı’nın İkinci kat sütunları arasındaki korkuluklarda da natürmort
(Natürmort: Konusu cansız varlıklar olan sanat eseri.) düzeni içinde çeşitli üsluplar
bir araya getirilmiş, dekoratif bir yüzey olarak biçimlendirilmişlerdir.
Korkuluk yüzünden sütunların alt kısmı gömme sütun haline gelmiştir. Balkon
kısmındaki bu unsurlar klasik Yunan sanatına aykırı niteliktedirler.
Ayrıca sütunların arkasındaki yapı duvarının sağır olması cepheyi anlamsız kılmaktadır.
Bu bağlamda Helenistik mimari rölyef gibi dekorasyon amacına hizmet etmiş
olmaktadır.