You are on page 1of 4

Mevzu Hadis

Betül Tunk
Giriş
Bu çalışma, mevzu haber konusunu Prof.Dr.Ahmet Yücel’in Hadis Usulü ve Dr.Mahmud
Tahhan’ın Teysiru Mustalahi’l-Hadîs eserlerinde geçen bilgilerden ve M.Fatih Kaya,M.Enes
Topgül hocaların derslerinde konuyla ilgili anlatmış olduklarından yararlanılarak karşılaştırıp
incelemeyi amaçlamaktadır.
Mahmûd Tahhan,kitabında mevzu hadisin terim anlamını ele alırken “Hz Peygamber’e nisbet
edilmiş,uydurulmuş bir yalandır.”1der.Ahmet Yücel ise benzer bir tanım
kullanarak ,mevzunun bir rivayetin uydurma olduğunu ifade ederken en çok kullanılan tabir
olduğuna ve bunun yanında batıl,masnû ve muhtelâk tabirlerinin de mevzunun yerine
kullanıldığına değinmiştir.2
M.Fatih Kaya konuşmasında mevzunun terim ve sözlük anlamını daha detaylı ele alarak şöyle
demiştir;“Halk kavramı Kur'an-ı Kerim'de bir de "ihtilak" ( ‫) إختلق‬anlamında, yani "gerçek
olmayan şeyi gerçekmiş gibi gösterip yalan uydurmak" manasında kullanılmıştır.(el-Ankebût
29/17) (‫ق‬CCCCC‫)خل‬olmayan bir şeyi yoktan var etmek demektir.Hadisul Muhtelak
ise,Peygamberimiz ağzından sadır olmamış bir sözün var olmuş gibi gösterilmesidir.
Dolayısıyla bu uydurma olmayan bir şeyi var etmek gibi olduğu için bu isimle
isimlendirilmiştir.Hadis tabisinin normalde amacı Peygamberimizin mübarek ağzından çıkan
hadisi taşıyıp bize ulaştırmak,fakat hadis uyduran kimsede taşıyıcılık yoktur işçilik
vardır.Kitapta hadis uydurma faaliyetlerinin (‫نع‬CCC‫ )ص‬tabiriyle ifade edilmesinin sebebi
budur”3.M.Enes Topgül,yine benzer bir tanım kullanmış “Hz Peygamber’e ait olmayıp onun
ağzından uydurulan sözlerdir”demiştir.
Tanımların birbirine benzerliğinden açıkça anlaşılıyor ki “mevzu”kelimesi hadis usulü
kitaplarında aynı anlama hizmet etmiş,farklı bir usul konusunun tarifinde kullanılmamıştır.
Mevzu’nun sınıflandırılması noktasında kaynaklar birbirinden farklılık
göstermektedir.M.Tahhân kitabında, “Râvînin Ta’n Edilmesi Sebebi ile Merdud Olan
Haber”alt başlığında mevzuya ilk sırada yer verir.ilk sırada yer vermesinin nedeni “ta’n
noktaları sebebi ile kabul edilmeyen hadis nevilerini sıra ile en şiddetli ta’n olan kizb’den
başlamayı daha uygun görmesidir.

1
Mahmud Tahhan, Teysiru Mustalahi'l Hadis, çev.Cemal Ağırman, Rağbet yayıncılık, İstanbul 2019,s.241
2
Ahmet Yücel,Hadis Usulü,M.Ü. İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları,42..baskı,Temmuz 2019 -İstanbul,s.209
3
Mehmet Fatih Kaya, Usül Hadis Teysir Dersi,26.video,23.04.2011
A.Yücel ise, sıhhati açısından hadisleri 4 ana başlık altına toplayıp,mevzu hadisi zayıf
hadisten ayrı olarak ele almıştır.Böyle bir tasnifi tercih etmesinin sebebini M.Enes hocamız
şöyle açıklamıştır;”Bazı bilginler mevzu hadis zayıf hadis türünün en kötüsüdür derler çünkü
Peygamber ile hiçbir ilgisi olmayan bir kavram O’na nisbet ile kullanılmaktadır.Bu, asla
kabul edilemez bir tavır olduğundan zayıf hadis taksiminin altında mevzu hadislere yer
vermişlerdir.Ancak geç dönem bilginleri mevzu haber için “hadis”kavramının kullanımını pek
isabetli bulmazlar.Çünkü normalde bu ifadelerin bizim bildiğimiz teknik anlamıyla hadisle bir
ilgisi yoktur”M.Fatih Kaya’da bu meseleye değinerek; Bazı alimler mevzuyu müstakil bir
başlığa yer vererek açıklamayı uygun görmüşlerdir.Çünkü zayıf hadis az çok bir senedi olup
Rasullah’a ait olma ihtimali olan hadislerdir fakat mevzunun uzaktan yakından
Peygamberimiz’le ilgisi yoktur.”4der. Bu bilgiler ışığında İki kitabın yazım zamanını dikkate
alındığında M.Tahhân ve A.Yücel’in farklı mevzu sınıflandırmasının nedenini daha net
görüyoruz.
Hadis uyduranların akibetini A.Yücel ;”Bazı alimler hadis uydurmanın Allah’a ve
Peygamber’e iftira etmek olduğu için bu kişiler dinden çıkacağını söylerler.Ancak mûtedil
alimler hadis uyduranın dinden çıkması için yalan söylemeyi helal sayması gerektiğini
söylemişlerdir”der.Teysir kitabında ise bu tür rivayetleri hadisin durumunu bildiği halde
rivayet etmenin helal olmadığı yazar5.M.Fatih Kaya konuşmasında bu kısmı genişçe açıklamış
ve şöyle demiştir; “Hadisin mevzu olduğunu bilen için dinin hangi alanıyla ilgili olursa olsun
mevzu ile rivayet etmek helal değildir. Ancak kişi rivayetin mevzu olduğunu belirtirse o
zaman rivayet edebilir.Mevzuyla amel edilmesi caiz değildir,çünkü rivayeti caiz olmayan bir
şeye amel etmek uygun olmaz.Nitekim Peygamberimiz şöyle buyuruyor. “Kim bir hadisi
rivayet ediyor ama onun yalan olduğunu biliyor veya tahmin ediyorsa o iki yabancıdan
birisidir.”Bunlardan birincisi hadisi uyduran ikincisi nakledip yayan kişidir.Dolayısıyla suçu
işleyene yardım ve yataklık etmek suçu işleyenle aynı cezayı alacaktır.Allah katında hadis
uydurmak günah-ı kebairdendir yani en büyük günahlardandır.” 6Enes Topgül, bu konu
hakkında tam olarak bir bilgiye yer vermese de diğer anlattıklarından hadis uydurmanın ne
kadar kötü bir günah olduğunu anlayabiliriz.
Mevzu’nun tarihte ilk ne zaman görülmeye başlandığı konusunda çeşitli iddialar
vardır.M.Enes Hoca bu konuya şöyle açıklık getirmiştir.“Peygamberimiz berhayat olduğu
dönemde uydurma faaliyetlerinden bahsetmek mümkün değil,eğer Peygamber hayattayken

4
Mehmet Fatih Kaya, Usül Hadis Teysir Dersi,26.-,23.04.2011
5
s.241
6
Mehmet Fatih Kaya, Usül Hadis Teysir Dersi,27.-30.04.2011
biri onun adına yalan söylerse bu sözün ortaya çıkması kuvvetle muhtemeldir.Doğrudan
sahabiler karşılaştıkları müşküllerde Peygamber’e başvurarak bunun izahını
istiyorlardı,dolayısıyla bu tür bir şeyin ortada kalması mümkün değildir.Diğer fırkalar
sahabilerin yalancı olduğunu söyleseler de bu iddiayı ispatlayacak bir veri yoktur. ”diyerek
devamında sâhabenin rivayet ederken ne kadar titiz davrandıklarını,hatta bazılarının “kasten
olmasa da yanlış bir söz söylerim”korkusuyla çok rivayetten kaçındığını anlatır.Ahmet Yücel
ise kitabında bu konuyu şöyle ele almıştır.”Kaynaklarda hadis uydurma faaliyetinin Hz
Peygamber döneminde başladığı ve “Kim bile bile bana isnad ederek yalan söylerse
cehennemdeki yerine hazırlansın”hadisini böyle bir olay üzerine söylediği kaydedilmekteyse
de hadis uydurmanın,İslam toplumundaki siyasi gruplaşmalardan sonra ortaya çıktığı
anlaşılmaktadır.”Söz konusu gruplaşmalar Peygamberimiz’in vefatından sonra vuku bulan,
Hz Osman’ın şehadetiyle başlayan gelişmeler sonucundaki siyasi ve iktisadi
gruplaşmalardır.A.Yücel bu konuya detaylıca değinmiş,M.Enes Topgül hocanın anlattıklarına
benzer bilgiler vererek hadis uydurmacılığının Peygamber döneminde görülmediğini
belirtmiştir.7Sahâbeden Berâ b.Âzib,Enes b.Malik ve Hz Âişe’nin rivayetleriyle bu düşünceyi
desteklemiştir.Teysir kitabında hadis tarihinin konusu olduğundan bu meseleye yer
verilmemiştir.Ne kadar yer verilmese de M.Fatih Kaya konuşmasında bu konuyu genişçe ele
almış,sahabi döneminde bu faaliyetlerin görüldüğü iddiasının zayıf delillerden ibaret olup
sahabinin ne kadar adil olduğunu ve bu faaliyetlerin fitne olaylarından sonra yayılan
güvensizlik ortamında görülmeye başladığını açıklamıştır.İbn’i Sirin’in bu konuyu açıklayan
meşhur sözüyle de konuşmasını desteklemiştir.8
Hadis uyduranların birden çok sebebi ve farklı yöntemleri vardır.Enes hoca bu konuyu şöyle
anlatır;”Erken dönem fırkalarının ortaya çıkmasıyla uydurma hadisler çoğalır,bunun sebebi
dini fırkalar durumlarını meşrulaştırmak için bir takım argümanlar kullanmasıdır.Ayetleri
uyduramayacakları için te’vile tabii tutarlar,dini vecihler hala amaçlarını desteklemiyorsa o
zaman hadis uydururlardı.Bunun yanında burada bağlam değiştirmeyi ve sansür
faaliyetlerinin görüldüğünü de eklemeyi uygun görüyorum.Fırkalar arasındaki tartışmalarda
ilk ortaya çıkan husus Şia ve Ehli Hadis arasındadır ve büyük oranda bu uydurma fezail
bağlamındadır.Şia Ali’nin faziletini ortaya koyan hadisler uydurmuştur.Amaçları Ali’nin
hilafetine gasp edildiği düşüncesini vurgulayıp diğer sahabilerden üstün olduğunu
ispatlamaktır.Bunun yanında siyasi sebeplerden hadis uydurmacığına gidilmiştir.Örnek olarak

7
Ahmet Yücel,Hadis Usulü,M.Ü. İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları,42..baskı,Temmuz 2019 -İstanbul,s.

8
Mehmet Fatih Kaya, Usül Hadis Teysir Dersi,27.-30.04.2011
Emevîlerin siyasi otoriteyi güçlendirmek için Arapçılık ve Kaderciliğin önemini vurgulayan
hadisler uydurmaları verilebilir.”Diğer sebepleri M.Fatih Kaya konuşmasında şöyle
açıklar;”Zühd ve salaha sahip olup insanların hayır işlemesine teşvik etmek için yasaklarla
korkutarak hadis uyduranlar en şerli fırka olarak görülür.Çünkü insanlar onlara hüsnü-ü zan
besleyerek sözlerine güvenirler.Kuran okumaya teşvik için Kuran’daki pek çok sürenin
faziletini anlatıp hadis uyduran Nûh b. Ebî Meryem gibi..Bir diğer uydurmacılar İslam’a ta’n
için hadis uyduran zındıklardır.İslam’a açıktan hile yapmaya gücü yetmeyen bu kesim
İslam’ın suretini çirkin göstermek ve sadrında yaralar açmak için bu yola başvurmuşlar.Bazı
imanı zayıfların yöneticilere yakın olmak amacıyla onların sapkınlıklarına ve düşüncelerine
uygun düşen hadisler uydurduğu bilinmektedir.Güvercin besleyen Abbâsî halifesine bir
adamın aslında hasen olan hadise uydurmalar ekleyerek yaranmaya çalışması gibi..Bazı
kıssacılar kazanç elde etmek ve insanları teselli etme kastıyla hadis uydurmuşlardır.Şöhret
kazanmak gayesiyle hiçbir hadisçide bulunmayan garib hadisleri kullanıp sahih hadislerin
senedini alarak hadis uyduran yalancılar da vardır”9
İki anlatıcı da konuyu her ne kadar farklı üslup ve yöntemle anlatsalar da değindikleri
noktalar benzerlik taşır,büyük oranda bir farklılaşma söz konusu değildir.Fatih Kaya Teysir
kitabındaki başlıkların sıralamasını takip ederek anlattığından kitaptaki başlıklara tek tek yer
vermeyi gereksiz buluyoruz.10A.Yücel,Teysir kitabı kadar konuyu başlıklar altına alarak
detaylıca yer vermemiş genel hatlarıyla ilk fitne olayları ve siyasi karışıklıktan başlayan
uydurmacılığın sebeplerine değinmiştir.
Son olarak alimler farklı yöntemler ile mevzuyu diğer hadislerden ayırt etmeye
çalışmışlardır.”Klasik literatürde muhteva tenkidi uydurma hadis tespitinde gündeme gelirken
modern dönemde hadisin sıhhati bağlamında kullanılmaya çalışılır.” 11 M.Kaya hadis
alimlerinin kezb olan raviyi tespit edebileceklerini söyler,çünkü onlar hadisin isnadındaki
kopukluğu ve yanlışlığı anlarlar.Çoğunlukla tercih edilen yöntem tarihsel tutarlılıktır,hadis
aldığını iddia ettiği kişinin yıllar önce vefat etmesi gibi.Metnin muhtevasındaki çelişki ve
dengesizlik unsurları da önemlidir.Mesela az bir iyilikle çok mükafat kazanılacağının
anlatıldığı hadisler.A.Yücel ve M.Tahhân bu gibi tespitlere yer verirler.

9
Mehmet Fatih Kaya, Usül Hadis Teysir Dersi,28.-07.05.2011

10
Mahmud Tahhan, Teysiru Mustalahi'l Hadis, çev.Cemal Ağırman, Rağbet yayıncılık, İstanbul 2019,s.245

11
Enes Topgül

You might also like