You are on page 1of 14

AİLE

1) tekvir-8, 9
٨ ‫َو ِإَذ ا اْلَم ْو ُءوَد ُة ُس ِئَلْت‬
«Kız çocuğun hangi suçtan ötürü öldürüldüğü kendisine sorulduğu zaman;(8)»
٩ ‫ِبَأِّي َذْنٍب ُقِتَلْت‬
«Kız çocuğun hangi suçtan ötürü öldürüldüğü kendisine sorulduğu zaman;(9)»

2) fuhuş, zina araf 33

٣٣ ‫ُقْل ِإَّنَم ا َح َّر َم َر ِّبَي اْلَفَو اِحَش َم ا َظَهَر ِم ْنَها َوَم ا َبَطَن َو اِإْل ْثَم َو اْلَبْغ َي ِبَغْيِر اْلَح ِّق َو َأْن ُتْش ِرُك وا ِباِهَّلل َم ا َلْم ُيَنِّز ْل ِبِه ُس ْلَطاًنا َو َأْن َتُقوُلوا َع َلى ِهَّللا َم ا اَل َتْع َلُم وَن‬

«De ki: "Rabbim sadece, açık ve gizli fenalıkları, günahı, haksız yere tecavüzü, hakkında hiçbir
delil indirmediği şeyi Allah'a ortak koşmanızı, Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi
haram kılmıştır."(33)»
1) cana hürmet- kürtaj
2) zina yok

٣٢ ‫َو اَل َتْقَر ُبوا الِّز َنا ِإَّنُه َك اَن َفاِح َش ًة َو َس اَء َس ِبياًل‬

«Sakın zinaya yaklaşmayın; doğrusu bu çirkindir, kötü bir yoldur(32)» İsra

٣٠ ‫ُقْل ِلْلُم ْؤ ِمِنيَن َيُغ ُّض وا ِم ْن َأْبَص اِرِهْم َو َيْح َفُظوا ُفُروَج ُهْم َذ ِلَك َأْز َكى َلُهْم ِإَّن َهَّللا َخ ِبيٌر ِبَم ا َيْص َنُعوَن‬

«Mümin erkeklere söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, mahrem yerlerini,
korusunlar. Bu, onların arınmasını daha iyi sağlar. Allah yaptıklarından şüphesiz
haberdardır(30)»Nur
‫َو ُقْل ِلْلُم ْؤ ِم َناِت َيْغ ُضْض َن ِم ْن َأْبَص اِر ِهَّن َو َيْح َفْظَن ُفُروَج ُهَّن َو اَل ُيْبِد يَن ِزيَنَتُهَّن ِإاَّل َم ا َظَهَر ِم ْنَها َو ْلَيْض ِرْبَن ِبُخ ُم ِرِهَّن َع َلى ُجُيوِبِهَّن َو اَل ُيْبِد يَن ِزيَنَتُهَّن ِإاَّل ِلُبُعوَلِتِهَّن‬
‫َأْو آَباِئِهَّن َأْو آَباِء ُبُعوَلِتِهَّن َأْو َأْبَناِئِهَّن َأْو َأْبَناِء ُبُعوَلِتِهَّن َأْو ِإْخ َو اِنِهَّن َأْو َبِني ِإْخ َو اِنِهَّن َأْو َبِني َأَخ َو اِتِهَّن َأْو ِنَس اِئِهَّن َأْو َم ا َم َلَك ْت َأْيَم اُنُهَّن َأِو الَّتاِبِع يَن َغْيِر ُأوِلي اِإْل ْر َبِة‬
‫ِم َن الِّر َج اِل َأِو الِّطْفِل اَّلِذ يَن َلْم َيْظَهُروا َع َلى َعْو َر اِت الِّنَس اِء َو اَل َيْض ِرْبَن ِبَأْر ُج ِلِهَّن ِلُيْع َلَم َم ا ُيْخ ِفيَن ِم ْن ِزيَنِتِهَّن َو ُتوُبوا ِإَلى ِهَّللا َج ِم يًعا َأُّيَه اْلُم ْؤ ِم ُنوَن َلَع َّلُك ْم ُتْفِلُحوَن‬
٣١

«Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, iffetlerini


korusunlar. Süslerini, kendiliğinden görünen kısmı müstesna, açmasınlar. Baş örtülerini
yakalarının üzerine salsınlar. Süslerini kocaları veya babaları ve kayınpederleri veya oğulları
veya kocalarının oğulları veya kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya
kızkardeşlerinin oğulları veya müslüman kadınları veya cariyeleri veya erkekliği kalmamış
hizmetçiler, ya da kadınların mahrem yerlerini henüz anlamayan çocuklardan başkasına
göstermesinler. Gizledikleri süslerin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey inananlar!
Saadete ermeniz için hepiniz tevbe ederek Allah'ın hükmüne dönün(31)»Nur
٦٨‫َو اَّلِذ يَن اَل َيْدُع وَن َم َع ِهَّللا ِإَلًها آَخ َر َو اَل َيْقُتُلوَن الَّنْفَس اَّلِتي َح َّر َم ُهَّللا ِإاَّل ِباْلَح ِّق َو اَل َيْز ُنوَن َوَم ْن َيْفَع ْل َذ ِلَك َيْلَق َأَثاًم ا‬

«Onlar, Allah'ın yanında başka tanrı tutup ona yalvarmazlar. Allah'ın haram kıldığı cana haksız
yere kıymazlar. Zina etmezler. Bunları yapan günaha girmiş olur(68)»
1) hayırlı nesiller imamet
‫ُأوَلِئَك اَّلِذ يَن َأْنَع َم ُهَّللا َع َلْيِهْم ِم َن الَّنِبِّييَن ِم ْن ُذ ِّر َّيِة آَد َم َوِمَّم ْن َح َم ْلَنا َم َع ُنوٍح َوِم ْن ُذ ِّر َّيِة ِإْبَر اِهيَم َوِإْس َر اِئيَل َوِمَّم ْن َهَدْيَنا َو اْج َتَبْيَنا ِإَذ ا ُتْتَلى َع َلْيِهْم آَياُت الَّرْح َمِن َخ ُّر وا‬
٥٨ ‫ُسَّجًدا َو ُبِكًّيا‬

«İşte bunlar Allah'ın kendilerine nimetler sunduğu peygamberler; Adem'in soyundan, Nuh ile
beraber taşıdıklarımızdan; İbrahim ve İsmail'in neslinden ve doğru yola erdirdiğimizden, seçip
beğendiklerimizdendirler. Rahman'ın ayetleri onlara okunduğu zaman ağlayarak secdeye
kapanırlardı(58)»
٥٩‫َفَخ َلَف ِم ْن َبْع ِدِهْم َخ ْلٌف َأَض اُعوا الَّص اَل َة َو اَّتَبُعوا الَّش َهَو اِت َفَسْو َف َيْلَقْو َن َغ ًّيا‬

«Onların ardından, namazı bırakan, şehvetlerine uyan bir nesil geldi. İşte bunlar azgınlıklarının
karşılığını göreceklerdir(59)»Meryem

‫َوَو َّصْيَنا اِإْل ْنَساَن ِبَو اِلَد ْيِه ِإْح َس اًنا َح َم َلْتُه ُأُّم ُه ُك ْر ًها َوَو َضَع ْتُه ُك ْر ًها َو َح ْم ُلُه َو ِفَص اُلُه َثاَل ُثوَن َشْهًرا َح َّتى ِإَذ ا َبَلَغ َأُش َّد ُه َو َبَلَغ َأْر َبِع يَن َس َنًة َقاَل َر ِّب َأْو ِزْع ِني َأْن َأْشُك َر‬
١٥ ‫ِنْع َم َتَك اَّلِتي َأْنَعْم َت َع َلَّي َو َع َلى َو اِلَدَّي َو َأْن َأْع َم َل َص اِلًحا َتْر َض اُه َو َأْص ِلْح ِلي ِفي ُذ ِّر َّيِتي ِإِّني ُتْبُت ِإَلْيَك َوِإِّني ِم َن اْلُم ْس ِلِم يَن‬

«Biz insana, anne ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir; zira annesi, onu,
karnında, zorluğa uğrayarak taşımış; onu güçlükle doğurmuştur. Taşınması ve sütten kesilmesi
otuz ay sürer. Sonunda erginlik çağına erince ve kırk yaşına varınca: "Rabbim! Bana ve anne
babama verdiğin nimete şükretmemi ve benim hoşnut olacağın yararlı bir işi yapmamı sağla;
bana verdiğin gibi soyuma da salah ver; doğrusu Sana yöneldim, ben, kendini Sana
verenlerdenim" demesi gerekir(15)»Ahkaf
٣٨ ‫ُهَناِلَك َدَعا َزَك ِرَّيا َر َّبُه َقاَل َر ِّب َهْب ِلي ِم ْن َلُد ْنَك ُذ ِّرَّيًة َطِّيَبًة ِإَّنَك َسِم يُع الُّد َعاِء‬

«Orada Zekeriya Rabbine dua etti: "Ya Rabbi! Bana kendi katından temiz bir soy bahşet,
doğrusu Sen duayı işitirsin"(38)»Ali İmran

٤٠ ‫َر ِّب اْج َع ْلِني ُمِقيَم الَّص اَل ِة َوِم ْن ُذ ِّر َّيِتي َر َّبَنا َو َتَقَّبْل ُدَعاِء‬

«"Rabbim! Beni ve çocuklarımı namaz kılanlardan eyle. Rabbimiz! Duamı kabul


buyur."(40)»İbrahim
٧٤‫َو اَّلِذ يَن َيُقوُلوَن َر َّبَنا َهْب َلَنا ِم ْن َأْز َو اِج َنا َو ُذ ِّرَّياِتَنا ُقَّرَة َأْع ُيٍن َو اْج َع ْلَنا ِلْلُم َّتِقيَن ِإَم اًم ا‬

«Onlar: "Rabbimiz! Bize eşlerimizden ve çocuklarımızdan gözümüzün aydınlığı olacak insanlar


ihsan et ve bizi, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder yap" derler(74)»Furkan
٩٩ ‫َو َقاَل ِإِّني َذ اِهٌب ِإَلى َر ِّبي َسَيْهِد يِن‬

«İbrahim: "Doğrusu ben Rabbim uğrunda sizi bırakıp gidiyorum; O beni doğru yola eriştirir"
dedi(99)»
١٠٠ ‫َر ِّب َهْب ِلي ِم َن الَّصاِلِح يَن‬

«"Rabbim! Bana iyilerden olacak bir çocuk ver" diye yalvardı(100)»Saffat


1) büyük sözü dinle Yusuf 5 78 97

٥ ‫َقاَل َيا ُبَنَّي اَل َتْقُصْص ُر ْؤ َياَك َع َلى ِإْخ َوِتَك َفَيِكيُدوا َلَك َكْيًدا ِإَّن الَّش ْيَطاَن ِلِإْل ْنَس اِن َع ُد ٌّو ُم ِبيٌن‬

«Babası şunları söyledi: "Oğulcuğum! Rüyanı kardeşlerine anlatma, yoksa sana tuzak kurarlar;
zira şeytan insanın apaçık düşmanıdır"(5)»
٧٨ ‫َقاُلوا َيا َأُّيَها اْلَع ِزيُز ِإَّن َلُه َأًبا َشْيًخ ا َك ِبيًرا َفُخ ْذ َأَح َدَنا َم َك اَنُه ِإَّنا َنَراَك ِم َن اْلُم ْح ِس ِنيَن‬

«Kardeşleri: "Ey Vezir! Onun yaşlanmış, kocamış bir babası vardır. Bizden birini onun yerine al.
Doğrusu biz senin iyi davrananlardan olduğunu görüyoruz" dediler(78)»
٩٧ ‫َقاُلوا َيا َأَباَنا اْسَتْغ ِفْر َلَنا ُذ ُنوَبَنا ِإَّنا ُكَّنا َخ اِط ِئيَن‬

«Oğulları: "Ey Babamız! Suçlarımızın bağışlanmasını dile, bizler hiç şüphesiz suçluyuz"
dediler(97)»
1) ayrım yapma Yusuf 8 9

٨ ‫ِإْذ َقاُلوا َلُيوُسُف َو َأُخ وُه َأَح ُّب ِإَلى َأِبيَنا ِم َّنا َو َنْح ُن ُعْص َبٌة ِإَّن َأَباَنا َلِفي َض اَل ٍل ُم ِبيٍن‬

«Kardeşleri demişlerdi ki: "Yusuf ve özkardeşi babamıza bizden daha sevgilidir. Oysa biz bir
cemaatiz. Babamız açık bir yanlışlık içindedir."(8)»
٩ ‫اْقُتُلوا ُيوُسَف َأِو اْط َر ُحوُه َأْر ًضا َيْخ ُل َلُك ْم َو ْج ُه َأِبيُك ْم َو َتُك وُنوا ِم ْن َبْع ِدِه َقْو ًم ا َص اِلِح يَن‬

«"Yusuf'u öldürün veya onu ıssız bir yere bırakıverin ki babanız size kalsın; ondan sonra da iyi
kimseler olursunuz"(9)»

2) çocuklarına güven Yusuf 13 14 18

١٣ ‫َقاَل ِإِّني َلَيْح ُزُنِني َأْن َتْذ َهُبوا ِبِه َو َأَخ اُف َأْن َيْأُكَلُه الِّذْئُب َو َأْنُتْم َع ْنُه َغاِفُلوَن‬

«Babaları, "Onu götürmeniz beni üzüyor; siz farkına varmadan onu kurdun yemesinden
korkarım" dedi(13)»
١٤ ‫َقاُلوا َلِئْن َأَك َلُه الِّذْئُب َو َنْح ُن ُعْص َبٌة ِإَّنا ِإًذ ا َلَخ اِس ُروَن‬

«"And olsun ki, biz kuvvetli bir toplulukken kurt onu yerse, biz aciz sayılırız" dediler(14)»
١٨ ‫َو َج اُء وا َع َلى َقِم يِصِه ِبَد ٍم َك ِذٍب َقاَل َبْل َسَّو َلْت َلُك ْم َأْنُفُس ُك ْم َأْم ًرا َفَص ْبٌر َج ِم يٌل َو ُهَّللا اْلُم ْسَتَع اُن َع َلى َم ا َتِص ُفوَن‬

«Üzerine başka bir kan bulaşmış olarak Yusuf'un gömleğini de getirmişlerdi. Babaları: "Sizi
nefsiniz bir iş yapmaya sürükledi; artık bana güzelce sabır gerekir. Anlattıklarınıza ancak
Allah'tan yardım istenir" dedi(18)»
1) namuslu ol Yusuf 22 24 26 27 33 34

٢٢ ‫َو َلَّم ا َبَلَغ َأُش َّد ُه آَتْيَناُه ُح ْك ًم ا َوِع ْلًم ا َو َك َذ ِلَك َنْج ِزي اْلُم ْح ِس ِنيَن‬

«Erginlik çağına erince ona hikmet ve bilgi verdik. İyi davrananları böyle
mükafatlandırırız(22)»
٢٣ ‫َو َر اَو َد ْتُه اَّلِتي ُهَو ِفي َبْيِتَها َع ْن َنْفِس ِه َو َغ َّلَقِت اَأْلْبَو اَب َو َقاَلْت َهْيَت َلَك َقاَل َم َع اَذ ِهَّللا ِإَّنُه َر ِّبي َأْح َسَن َم ْثَو اَي ِإَّنُه اَل ُيْفِلُح الَّظاِلُم وَن‬

«Evinde bulunduğu kadın onu kendine çağırdı, kapıları sıkı sıkı kapadı ve "gelsene" dedi.
Yusuf: "Günah işlemekten Allah'a sığınırım, doğrusu senin kocan benim efendimdir; bana iyi
baktı. Haksızlık yapanlar şüphesiz başarıya ulaşamazlar." dedi(23)»
٢٤ ‫َو َلَقْد َهَّم ْت ِبِه َو َهَّم ِبَها َلْو اَل َأْن َر َأى ُبْر َهاَن َر ِّبِه َك َذ ِلَك ِلَنْص ِر َف َع ْنُه الُّسوَء َو اْلَفْح َشاَء ِإَّنُه ِم ْن ِع َباِد َنا اْلُم ْخ َلِص يَن‬
«And olsun ki kadın Yusuf'a karşı istekli idi; Rabbin'den bir işaret görmeseydi Yusuf da onu
isteyecekti. İşte ondan kötülüğü ve fenalığı böylece engelledik. Doğrusu o bizim çok samimi
kullarımızdandır(24)»
٢٥ ‫َو اْسَتَبَقا اْلَباَب َو َقَّد ْت َقِم يَص ُه ِم ْن ُدُبٍر َو َأْلَفَيا َس ِّيَدَها َلَدى اْلَباِب َقاَلْت َم ا َج َزاُء َم ْن َأَر اَد ِبَأْهِلَك ُسوًء ا ِإاَّل َأْن ُيْس َج َن َأْو َع َذ اٌب َأِليٌم‬

«İkisi de kapıya koştu, kadın arkadan Yusuf'un gömleğini yırttı; kapının önünde kocasına
rastladılar. Kadın kocasına "Ailene fenalık etmek isteyen bir kimsenin cezası ya hapis ya da
can yakıcı bir azab olmalıdır" dedi(25)»
٢٦ ‫َقاَل ِهَي َر اَو َد ْتِني َع ْن َنْفِس ي َو َش ِهَد َشاِهٌد ِم ْن َأْهِلَها ِإْن َك اَن َقِم يُصُه ُقَّد ِم ْن ُقُبٍل َفَصَد َقْت َو ُهَو ِم َن اْلَكاِذ ِبيَن‬

«Yusuf: "Beni kendine o çağırdı" dedi. Kadın tarafından bir şahit, "Eğer gömleği önden
yırtılmışsa kadın doğru söylemiş, erkek yalancılardandır; şayet gömleği arkadan yırtılmışsa
kadın yalan söylemiştir, erkek doğrulardandır" diye şahidlik etti(26)»
٢٧ ‫َوِإْن َك اَن َقِم يُصُه ُقَّد ِم ْن ُدُبٍر َفَك َذ َبْت َو ُهَو ِم َن الَّصاِدِقيَن‬

«Yusuf: "Beni kendine o çağırdı" dedi. Kadın tarafından bir şahit, "Eğer gömleği önden
yırtılmışsa kadın doğru söylemiş, erkek yalancılardandır; şayet gömleği arkadan yırtılmışsa
kadın yalan söylemiştir, erkek doğrulardandır" diye şahidlik etti(27)»

٣٣ ‫َقاَل َر ِّب الِّسْج ُن َأَح ُّب ِإَلَّي ِمَّم ا َيْدُعوَنِني ِإَلْيِه َوِإاَّل َتْص ِر ْف َع ِّني َكْيَد ُهَّن َأْص ُب ِإَلْيِهَّن َو َأُك ْن ِم َن اْلَج اِهِليَن‬

«Yusuf: "Rabbim! Hapis benim için, bunların istediklerini yapmaktan daha iyidir. Eğer
tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan onlara meyleder ve bilmeyenlerden olurum." dedi(33)»
٣٤ ‫َفاْسَتَج اَب َلُه َر ُّبُه َفَص َرَف َع ْنُه َكْيَد ُهَّن ِإَّنُه ُهَو الَّس ِم يُع اْلَعِليُم‬

«Rabbi onun duasını kabul etti ve kadınların tuzağına engel oldu. Zira O, işitir ve bilir(34)»

1) kürtaj çocuk öldürme. En am 140, 151

١٤٠ ‫َقْد َخ ِس َر اَّلِذ يَن َقَتُلوا َأْو اَل َد ُهْم َس َفًها ِبَغْيِر ِع ْلٍم َو َح َّر ُم وا َم ا َر َزَقُهُم ُهَّللا اْفِتَر اًء َع َلى ِهَّللا َقْد َض ُّلوا َوَم ا َكاُنوا ُم ْهَتِد يَن‬

«Beyinsizlikleri yüzünden, körü körüne çocuklarını öldürenler ve Allah'ın kendilerine verdiği


nimetleri Allah'a iftira ederek haram sayanlar mahvolmuşlardır; onlar sapıtmışlardır, zaten
doğru yolda da değillerdi(140)»

‫َم ا َح َّر َم َر ُّبُك ْم َع َلْيُك ْم َأاَّل ُتْش ِرُك وا ِبِه َشْيًئا َو ِباْلَو اِلَد ْيِن ِإْح َس اًنا َو اَل َتْقُتُلوا َأْو اَل َد ُك ْم ِم ْن ِإْم اَل ٍق َنْح ُن َنْر ُزُقُك ْم َو ِإَّياُهْم َو اَل َتْقَر ُبوا اْلَفَو اِح َش َم ا َظَهَر ِم ْنَها‬ ‫ُقْل َتَع اَلْو ا َأْتُل‬
١٥١ ‫َتْقُتُلوا الَّنْفَس اَّلِتي َح َّر َم ُهَّللا ِإاَّل ِباْلَح ِّق َذ ِلُك ْم َو َّصاُك ْم ِبِه َلَع َّلُك ْم َتْع ِقُلوَن‬ ‫َوَم ا َبَطَن َو اَل‬

«De ki: "Gelin size Rabbinizin haram kıldığı şeyleri söyleyeyim: O'na hiçbir şeyi ortak
koşmayın, anaya babaya iyilik yapın, yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, sizin ve
onların rızkını veren Biziz, gizli ve açık kötülüklere yaklaşmayın, Allah'ın haram kıldığı cana
haksız yere kıymayın. Allah bunları size düşünesiniz diye buyurmaktadır."(151)»
1) çocuk eğitimi lokman 13 – 19

١٣ ‫َوِإْذ َقاَل ُلْقَم اُن اِل ْبِنِه َو ُهَو َيِع ُظُه َيا ُبَنَّي اَل ُتْش ِرْك ِباِهَّلل ِإَّن الِّش ْر َك َلُظْلٌم َع ِظ يٌم‬
«Lokman, oğluna öğüt vererek: "Ey oğulcuğum! Allah'a eş koşma, doğrusu eş koşmak büyük
zulümdür" demişti(13)»
١٤ ‫َوَو َّصْيَنا اِإْل ْنَساَن ِبَو اِلَد ْيِه َح َم َلْتُه ُأُّم ُه َو ْهًنا َع َلى َو ْهٍن َو ِفَص اُلُه ِفي َعاَم ْيِن َأِن اْشُك ْر ِلي َوِلَو اِلَد ْيَك ِإَلَّي اْلَم ِص يُر‬

«Biz insana, ana ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Annesi onu,
güçsüzlükten güçsüzlüğe uğrayarak karnında taşımıştı. Çocuğun sütten kesilmesi iki yıl içinde
olur. Bana ve ana babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş Bana'dır(14)»
‫َوِإْن َج اَهَداَك َع َلى َأْن ُتْش ِرَك ِبي َم ا َلْيَس َلَك ِبِه ِع ْلٌم َفاَل ُتِط ْعُهَم ا َو َص اِح ْبُهَم ا ِفي الُّد ْنَيا َم ْعُروًفا َو اَّتِبْع َس ِبيَل َم ْن َأَناَب ِإَلَّي ُثَّم ِإَلَّي َم ْر ِج ُع ُك ْم َفُأَنِّبُئُك ْم ِبَم ا ُكْنُتْم َتْع َم ُلوَن‬
١٥

«Ey insanoğlu! Ana baba, seni, körü körüne Bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat
etme; dünya işlerinde onlarla güzel geçin; Bana yönelen kimsenin yoluna uy; sonunda
dönüşünüz Bana'dır. O zaman, yaptıklarınızı size bildiririm(15)»
١٦ ‫َيا ُبَنَّي ِإَّنَها ِإْن َتُك ِم ْثَقاَل َح َّبٍة ِم ْن َخ ْر َد ٍل َفَتُك ْن ِفي َص ْخ َرٍة َأْو ِفي الَّس َم اَو اِت َأْو ِفي اَأْلْر ِض َيْأِت ِبَها ُهَّللا ِإَّن َهَّللا َلِط يٌف َخ ِبيٌر‬

«Lokman: "Ey oğulcuğum! İşlediğin şey, bir hardal tanesi ağırlığınca olsa da, bir kayanın içinde
veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, Allah onu getirip meydana kor. Doğrusu
Allah Latif'tir, haberdardır"(16)»
١٧ ‫َيا ُبَنَّي َأِقِم الَّص اَل َة َو ْأُم ْر ِباْلَم ْعُروِف َو اْنَه َع ِن اْلُم ْنَك ِر َو اْص ِبْر َع َلى َم ا َأَصاَبَك ِإَّن َذ ِلَك ِم ْن َع ْز ِم اُأْلُم وِر‬

«"Ey oğulcuğum! Namazı kıl, uygun olanı buyurup fenalığı önle, başına gelene sabret; doğrusu
bunlar, azmedilmeğe değer işlerdir."(17)»
١٨ ‫َو اَل ُتَص ِّعْر َخَّد َك ِللَّناِس َو اَل َتْم ِش ِفي اَأْلْر ِض َم َر ًحا ِإَّن َهَّللا اَل ُيِح ُّب ُك َّل ُم ْخ َتاٍل َفُخ وٍر‬

«"İnsanları küçümseyip yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme; Allah, kendini


beğenip övünen hiç kimseyi şüphesiz ki sevmez."(18)»
١٩ ‫َو اْقِص ْد ِفي َم ْش ِيَك َو اْغ ُضْض ِم ْن َص ْو ِتَك ِإَّن َأْنَك َر اَأْلْص َو اِت َلَص ْو ُت اْلَحِم يِر‬

«"Yürüyüşünde tabii ol; sesini kıs. Seslerin en çirkini şüphesiz merkeblerin sesidir."(19)»

1) anne baba ahkaf 15 – 16

‫َوَو َّصْيَنا اِإْل ْنَساَن ِبَو اِلَد ْيِه ِإْح َس اًنا َح َم َلْتُه ُأُّم ُه ُك ْر ًها َوَو َضَع ْتُه ُك ْر ًها َو َح ْم ُلُه َو ِفَص اُلُه َثاَل ُثوَن َشْهًرا َح َّتى ِإَذ ا َبَلَغ َأُش َّد ُه َو َبَلَغ َأْر َبِع يَن َس َنًة َقاَل َر ِّب َأْو ِزْع ِني َأْن َأْشُك َر‬
١٥ ‫ِنْع َم َتَك اَّلِتي َأْنَعْم َت َع َلَّي َو َع َلى َو اِلَدَّي َو َأْن َأْع َم َل َص اِلًحا َتْر َض اُه َو َأْص ِلْح ِلي ِفي ُذ ِّر َّيِتي ِإِّني ُتْبُت ِإَلْيَك َوِإِّني ِم َن اْلُم ْس ِلِم يَن‬

«Biz insana, anne ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir; zira annesi, onu,
karnında, zorluğa uğrayarak taşımış; onu güçlükle doğurmuştur. Taşınması ve sütten kesilmesi
otuz ay sürer. Sonunda erginlik çağına erince ve kırk yaşına varınca: "Rabbim! Bana ve anne
babama verdiğin nimete şükretmemi ve benim hoşnut olacağın yararlı bir işi yapmamı sağla;
bana verdiğin gibi soyuma da salah ver; doğrusu Sana yöneldim, ben, kendini Sana
verenlerdenim" demesi gerekir(15)»
١٦ ‫ُأوَلِئَك اَّلِذ يَن َنَتَقَّبُل َع ْنُهْم َأْح َسَن َم ا َع ِم ُلوا َو َنَتَج اَو ُز َع ْن َس ِّيَئاِتِهْم ِفي َأْص َح اِب اْلَج َّنِة َو ْع َد الِّص ْد ِق اَّلِذ ي َكاُنوا ُيوَع ُد وَن‬

«İşte, işlediklerini en güzel şekilde kabul ettiğimiz ve kötülüklerini geçtiğimiz bu kimseler,


cennetlikler içindedirler. Bu, verilen doğru bir sözdür(16)»
namuslu ol emanete riayet et sözünü tut 1-8 müminun

١ ‫َقْد َأْفَلَح اْلُم ْؤ ِم ُنوَن‬

«Müminler saadete ermişlerdir(1)»


٢ ‫اَّلِذ يَن ُهْم ِفي َص اَل ِتِهْم َخ اِش ُعوَن‬

«Onlar namazda huşu içindedirler(2)»


٤ ‫َو اَّلِذ يَن ُهْم ِللَّز َكاِة َفاِع ُلوَن‬

«Onlar zekatlarını verirler(4)»


٥ ‫َو اَّلِذ يَن ُهْم ِلُفُروِجِهْم َح اِفُظوَن‬

«Onlar, eşleri ve cariyeleri dışında, mahrem yerlerini herkesten korurlar. Doğrusu bunlar
yerilemezler(5)»müminun
1) namuslu ol mearic 29

٢٩ ‫َو اَّلِذ يَن ُهْم ِلُفُروِجِهْم َح اِفُظوَن‬

«Eşleri ve cariyeleri dışında, mahrem yerlerini herkesten koruyanlar, doğrusu bunlar


yerilmezler(29)»
1) anne babaya hürmet isra 23 - 24 ankebut 8

٢٣‫َو َقَض ى َر ُّبَك َأاَّل َتْعُبُدوا ِإاَّل ِإَّياُه َو ِباْلَو اِلَد ْيِن ِإْح َس اًنا ِإَّم ا َيْبُلَغَّن ِع ْنَدَك اْلِكَبَر َأَح ُدُهَم ا َأْو ِكاَل ُهَم ا َفاَل َتُقْل َلُهَم ا ُأٍّف َو اَل َتْنَهْر ُهَم ا َو ُقْل َلُهَم ا َقْو اًل َك ِريًم ا‬

«Rabbin, yalnız Kendisine tapmanızı ve ana babaya iyilik etmeyi buyurmuştur. Eğer ikisinden
biri veya her ikisi, senin yanında iken ihtiyarlayacak olursa, onlara karşı "Öf" bile demeyesin,
onları azarlamayasın. İkisine de hep tatlı söz söyleyesin(23)»
٢٤‫َو اْخ ِفْض َلُهَم ا َج َناَح الُّذ ِّل ِم َن الَّرْح َم ِة َو ُقْل َر ِّب اْر َح ْم ُهَم ا َك َم ا َر َّبَياِني َص ِغ يًرا‬

«Onlara acıyarak alçak gönüllülük kanatlarını ger ve: "Rabbim! Küçükken beni yetiştirdikleri
gibi sen de onlara merhamet et!" de(24)»
1) kürtaja hayır isra 31 32 zinayla çocuk öldürme arasında bağlantı kuruluyor

٣١‫َو اَل َتْقُتُلوا َأْو اَل َد ُك ْم َخ ْش َيَة ِإْم اَل ٍق َنْح ُن َنْر ُزُقُهْم َو ِإَّياُك ْم ِإَّن َقْتَلُهْم َك اَن ِخ ْطًئا َك ِبيًرا‬

«Çocuklarınızı yoksulluk korkusuyla öldürmeyin. Biz onlara da size de rızık veririz. Onları
öldürmek, şüphesiz büyük bir günahtır(31)»
٣٢ ‫َو اَل َتْقَر ُبوا الِّز َنا ِإَّنُه َك اَن َفاِح َش ًة َو َس اَء َس ِبياًل‬

«Sakın zinaya yaklaşmayın; doğrusu bu çirkindir, kötü bir yoldur(32)»

1) hayır yap bakara 215

٢١٥ ‫َيْس َأُلوَنَك َم اَذ ا ُيْنِفُقوَن ُقْل َم ا َأْنَفْقُتْم ِم ْن َخ ْيٍر َفِلْلَو اِلَد ْيِن َو اَأْلْقَر ِبيَن َو اْلَيَتاَم ى َو اْلَم َس اِكيِن َو اْبِن الَّس ِبيِل َوَم ا َتْفَع ُلوا ِم ْن َخ ْيٍر َفِإَّن َهَّللا ِبِه َع ِليٌم‬

«Sana, ne sarfedeceklerini sorarlar, de ki: "Sarfedeceğiniz mal, ana baba, yakınlar, yetimler,
düşkünler, yolcular içindir. Yaptığınız her iyiliği Allah şüphesiz bilir"(215)»
1) mümin eş seç bakara 221

‫َو اَل َتْنِكُحوا اْلُم ْش ِرَكاِت َح َّتى ُيْؤ ِم َّن َو َأَلَم ٌة ُم ْؤ ِم َنٌة َخ ْيٌر ِم ْن ُم ْش ِرَك ٍة َو َلْو َأْع َج َبْتُك ْم َو اَل ُتْنِكُحوا اْلُم ْش ِرِكيَن َح َّتى ُيْؤ ِم ُنوا َو َلَع ْبٌد ُم ْؤ ِم ٌن َخ ْيٌر ِم ْن ُم ْش ِرٍك َو َلْو َأْع َج َبُك ْم‬
٢٢١ ‫ُأوَلِئَك َيْدُع وَن ِإَلى الَّناِر َو ُهَّللا َيْد ُعو ِإَلى اْلَج َّنِة َو اْلَم ْغ ِفَرِة ِبِإْذ ِنِه َو ُيَبِّيُن آَياِتِه ِللَّناِس َلَع َّلُهْم َيَتَذَّك ُروَن‬

«Allah'a eş koşan kadınlarla onlar imana gelinceye kadar evlenmeyin. İnanan bir cariye,
hoşunuza gitse de ortak koşan bir kadından daha iyidir. İnanmalarına kadar; ortak koşan
erkeklerle mümin kadınları evlendirmeyin. İnanan bir köle, hoşunuza gitmiş olsa da, ortak
koşan bir erkekten daha iyidir. İşte onlar ateşe çağırırlar, Allah ise izniyle cennete ve
mağfirete çağırır ve insanlara ibret alsınlar diye ayetlerini açıklar(221)»
1) boşanma bakara 229 231 232 Nisa 35.
‫الَّطاَل ُق َم َّرَتاِن َفِإْمَس اٌك ِبَم ْعُروٍف َأْو َتْس ِريٌح ِبِإْح َس اٍن َو اَل َيِح ُّل َلُك ْم َأْن َتْأُخ ُذ وا ِمَّم ا آَتْيُتُم وُهَّن َشْيًئا ِإاَّل َأْن َيَخ اَفا َأاَّل ُيِقيَم ا ُح ُد وَد ِهَّللا َفِإْن ِخ ْفُتْم‬
٢٢٩ ‫َأاَّل ُيِقيَم ا ُح ُد وَد ِهَّللا َفاَل ُجَناَح َع َلْيِهَم ا ِفيَم ا اْفَتَد ْت ِبِه ِتْلَك ُح ُدوُد ِهَّللا َفاَل َتْعَتُدوَها َو َم ْن َيَتَع َّد ُح ُد وَد ِهَّللا َفُأوَلِئَك ُهُم الَّظاِلُم وَن‬
«Boşanma iki defadır. Ya iyilikle tutma ya da iyilik yaparak bırakmadır. İkisi Allah'ın
yasalarını koruyamamaktan korkmadıkça kadınlara verdiklerinizden (mehirden) bir şey
almanız size helal değildir. Eğer Allah'ın yasalarını ikisi koruyamıyacaklar diye
korkarsanız, o zaman kadının fidye vermesinde (mehrinden vazgeçerse) ikisine de
günah yoktur. Bunlar Allah'ın yasalarıdır, onları bozmayın. Allah'ın yasalarını bozanlar
ancak zalimlerdir(229)»
‫َفِإْن َطَّلَقَها َفاَل َتِح ُّل َلُه ِم ْن َبْعُد َح َّتى َتْنِكَح َز ْو ًجا َغْيَر ُه َفِإْن َطَّلَقَها َفاَل ُجَناَح َع َلْيِهَم ا َأْن َيَتَر اَجَع ا ِإْن َظَّنا َأْن ُيِقيَم ا ُح ُد وَد ِهَّللا َوِتْلَك ُح ُدوُد ِهَّللا‬
٢٣٠ ‫ُيَبِّيُنَها ِلَقْو ٍم َيْع َلُم وَن‬
«Bundan sonra kadını boşarsa, kadın başka birisiyle evlenmedikçe bir daha kendisine
helal olmaz. Eğer ikinci koca da onu boşarsa, Allah'ın yasalarını koruyacaklarını
sanırlarsa eski karı kocanın birbirlerine dönmelerine bir engel yoktur. Bunlar,
bilenkimseler için Allah'ın açıkladığı yasalardır(230)»
‫َو ِإَذ ا َطَّلْقُتُم الِّنَس اَء َفَبَلْغ َن َأَج َلُهَّن َفَأْمِس ُك وُهَّن ِبَم ْعُروٍف َأْو َس ِّر ُحوُهَّن ِبَم ْعُروٍف َو اَل ُتْمِس ُك وُهَّن ِضَر اًرا ِلَتْعَتُدوا َو َم ْن َيْفَع ْل َذ ِلَك َفَقْد َظَلَم‬
‫َنْفَس ُه َو اَل َتَّتِخ ُذ وا آَياِت ِهَّللا ُهُز ًو ا َو اْذ ُك ُروا ِنْع َم َت ِهَّللا َع َلْيُك ْم َو َم ا َأْنَز َل َع َلْيُك ْم ِم َن اْلِكَتاِب َو اْلِح ْك َم ِة َيِع ُظُك ْم ِبِه َو اَّتُقوا َهَّللا َو اْعَلُم وا َأَّن َهَّللا ِبُك ِّل‬
٢٣١ ‫َش ْي ٍء َع ِليٌم‬
«Kadınları boşadığınızda, müddetleri sona ererken, onları güzellikle tutun, ya da
güzellikle bırakın, haklarına tecavüz etmek için onlara zararlı olacak şekilde tutmayın;
böyle yapan şüphesiz kendisine yazık etmiş olur. Allah'ın ayetlerini de alaya almayın;
Allah'ın üzerinize olan nimetini, öğüt vermek üzere size indirdiği Kitap ve hikmeti anın,
Allah'tan sakının, Allah'ın her şeyi bildiğini bilin(231)»
‫َو ِإَذ ا َطَّلْقُتُم الِّنَس اَء َفَبَلْغ َن َأَج َلُهَّن َفاَل َتْعُض ُلوُهَّن َأْن َيْنِك ْح َن َأْز َو اَج ُهَّن ِإَذ ا َتَر اَض ْو ا َبْيَنُهْم ِباْلَم ْعُروِف َذ ِلَك ُيوَع ُظ ِبِه َم ْن َك اَن ِم ْنُك ْم ُيْؤ ِم ُن ِباِهَّلل‬
٢٣٢ ‫َو اْلَيْو ِم اآْل ِخ ِر َذ ِلُك ْم َأْز َك ى َلُك ْم َو َأْطَهُر َو ُهَّللا َيْع َلُم َو َأْنُتْم اَل َتْع َلُم وَن‬
«Kadınları boşadığınızda, müddetleri sona ermişse, kocaları ile birbirleriyle güzellikle
anlaşmışlarsa evlenmelerine engel olmayın. İçinizden Allah'a ve ahiret gününe inanan
kimse bundan ibret alır. Bu sizin için daha nezih ve daha paktır. Allah bilir, siz
bilmezsiniz(232)»

٣٥‫َو ِإْن ِخ ْفُتْم ِش َقاَق َبْيِنِهَم ا َفاْبَع ُثوا َح َك ًم ا ِم ْن َأْهِلِه َو َح َك ًم ا ِم ْن َأْهِلَها ِإْن ُيِريَدا ِإْص اَل ًحا ُيَو ِّفِق ُهَّللا َبْيَنُهَم ا ِإَّن َهَّللا َك اَن َع ِليًم ا َخ ِبيًرا‬
«Karı kocanın arasının açılmasından endişelenirseniz, erkeğin ailesinden bir hakem ve
kadının ailesinden bir hakem gönderin; bunlar düzeltmek isterlerse, Allah onların
aralarını buldurur. Doğrusu Allah her şeyi Bilen ve haberdar olandır(35)»
Hadisi şerifler “allah'ın en hoşlanmadığı helal, boşanmak dır”. Hazreti ali'nin rivayet
ettiğine göre hazreti peygamber aleyhisselam şöyle buyurmuştur;” evleniniz,
boşanmayınız,
3) çocuk yetiştirme ali imran 35 37

٣٥ ‫ِإْذ َقاَلِت اْمَر َأُت ِعْمَر اَن َر ِّب ِإِّني َنَذ ْر ُت َلَك َم ا ِفي َبْطِني ُمَح َّرًرا َفَتَقَّبْل ِم ِّني ِإَّنَك َأْنَت الَّس ِم يُع اْلَعِليُم‬

«İmran'ın karısı: "Ya Rabbi! Karnımda olanı, sadece sana hizmet etmek üzere adadım, benden
kabul buyur, doğrusu işiten ve bilen ancak Sensin" demişti(35)»
٣٦ ‫َفَلَّم ا َو َضَع ْتَها َقاَلْت َر ِّب ِإِّني َو َض ْع ُتَها ُأْنَثى َو ُهَّللا َأْعَلُم ِبَم ا َو َضَع ْت َو َلْيَس الَّذ َك ُر َكاُأْلْنَثى َوِإِّني َسَّم ْيُتَها َم ْر َيَم َوِإِّني ُأِع يُذ َها ِبَك َو ُذ ِّر َّيَتَها ِم َن الَّش ْيَطاِن الَّر ِج يِم‬

«Onu doğurduğunda, Allah onun ne doğurduğunu bilirken "Ya Rabbi! Kız doğurdum. Erkek,
kız gibi değildir, ben ona Meryem adını verdim, ben onu da soyunu da, kovulmuş şeytandan
Sana sığındırırım" dedi(36)»
‫َفَتَقَّبَلَها َر ُّبَها ِبَقُبوٍل َح َس ٍن َو َأْنَبَتَها َنَباًتا َح َس ًنا َو َك َّفَلَها َزَك ِرَّيا ُك َّلَم ا َد َخ َل َع َلْيَها َزَك ِرَّيا اْلِم ْح َر اَب َو َج َد ِع ْنَدَها ِر ْز ًقا َقاَل َيا َم ْر َيُم َأَّنى َلِك َهَذ ا َقاَلْت ُهَو ِم ْن ِع ْنِد ِهَّللا ِإَّن‬
٣٧ ‫َهَّللا َيْر ُز ُق َم ْن َيَشاُء ِبَغْيِر ِحَس اٍب‬

«Rabbi onu güzel bir kabulle karşıladı, güzel bir bitki gibi yetiştirdi; onu Zekeriya'nın
himayesine bıraktı. Zekeriya mabedde onun yanına her girişinde, yanında bir yiyecek bulurdu.
"Ey Meryem! Bu sana nereden geldi?" demiş, o da: Bu, Allah'ın katındandır" cevabını vermişti.
Doğrusu Allah dilediğini hesapsız rızıklandırır(37)»

1) iffetini koru isayla müjdelenirsin Ali imran 47 ahzap 32 33 35 zina nisa 25 nur 30 31 33
tahrim 12

٤٧ ‫َقاَلْت َر ِّب َأَّنى َيُك وُن ِلي َو َلٌد َو َلْم َيْمَس ْس ِني َبَشٌر َقاَل َك َذ ِلِك ُهَّللا َيْخ ُلُق َم ا َيَشاُء ِإَذ ا َقَض ى َأْم ًرا َفِإَّنَم ا َيُقوُل َلُه ُك ْن َفَيُك وُن‬

«Meryem: "Rabbim! Bana bir insan dokunmamışken nasıl çocuğum olabilir?" demişti.
Melekler şöyle dediler: "Allah dilediğini böylece yaratır. Bir işin olmasını dilerse ona ol der ve
olur"(47)»
٣٢‫َيا ِنَس اَء الَّنِبِّي َلْس ُتَّن َك َأَحٍد ِم َن الِّنَس اِء ِإِن اَّتَقْيُتَّن َفاَل َتْخ َض ْع َن ِباْلَقْو ِل َفَيْطَم َع اَّلِذ ي ِفي َقْلِبِه َم َر ٌض َو ُقْلَن َقْو اًل َم ْعُروًفا‬

«Ey Peygamberin hanımları! Sizler herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Allah'tan sakınıyorsanız
edalı konuşmayın, yoksa, kalbi bozuk olan kimse kötü şeyler ümit eder; daima ciddi ve
ağırbaşlı söz söyleyin(32)»
‫َو َقْر َن ِفي ُبُيوِتُك َّن َو اَل َتَبَّرْج َن َتَبُّر َج اْلَج اِهِلَّيِة اُأْلوَلى َو َأِقْمَن الَّص اَل َة َو آِتيَن الَّز َكاَة َو َأِط ْع َن َهَّللا َو َر ُسوَلُه ِإَّنَم ا ُيِريُد ُهَّللا ِلُيْذ ِهَب َع ْنُك ُم الِّرْج َس َأْهَل اْلَبْيِت َو ُيَطِّهَر ُك ْم‬
٣٣‫َتْطِهيًرا‬

«Evlerinizde oturun; eski Cahiliyye'de olduğu gibi açılıp saçılmayın; namazı kılın; zekatı verin;
Allah'a ve Peygamberine itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! (ehl-i beyt) Şüphesiz Allah
sizden kusuru giderip sizi tertemiz yapmak ister(33)»
٣٤‫َو اْذ ُك ْر َن َم ا ُيْتَلى ِفي ُبُيوِتُك َّن ِم ْن آَياِت ِهَّللا َو اْلِح ْك َم ِة ِإَّن َهَّللا َك اَن َلِط يًفا َخ ِبيًرا‬
«Evlerinizde okunan Allah'ın ayetlerini ve hikmetini hatırda tutun. Şüphesiz Allah haberdar
olandır, latif olandır(34)»
‫ِإَّن اْلُم ْس ِلِم يَن َو اْلُم ْس ِلَم اِت َو اْلُم ْؤ ِمِنيَن َو اْلُم ْؤ ِم َناِت َو اْلَقاِنِتيَن َو اْلَقاِنَتاِت َو الَّصاِدِقيَن َو الَّصاِد َقاِت َو الَّصاِبِريَن َو الَّصاِبَر اِت َو اْلَخ اِش ِع يَن َو اْلَخاِش َع اِت َو اْلُم َتَص ِّد ِقيَن‬
٣٥‫َو اْلُم َتَص ِّد َقاِت َو الَّصاِئِم يَن َو الَّصاِئَم اِت َو اْلَح اِفِظ يَن ُفُروَج ُهْم َو اْلَح اِفَظاِت َو الَّذ اِكِريَن َهَّللا َك ِثيًرا َو الَّذ اِكَر اِت َأَع َّد ُهَّللا َلُهْم َم ْغ ِفَر ًة َو َأْج ًرا َع ِظ يًم ا‬

«Doğrusu erkek ve kadın müslümanlar, erkek ve kadın müminler, boyun eğen erkekler ve
kadınlar, doğru sözlü erkekler ve kadınlar, sabırlı erkekler ve kadınlar, gönülden bağlanan
erkekler ve kadınlar, sadaka veren erkekler ve kadınlar, oruç tutan erkekler ve kadınlar
iffetlerini koruyan erkekler ve kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler ve kadınlar, işte Allah
bunların hepsine mağfiret ve büyük ecir hazırlamıştır(35)»
‫َوَم ْن َلْم َيْسَتِط ْع ِم ْنُك ْم َطْو اًل َأْن َيْنِكَح اْلُم ْح َص َناِت اْلُم ْؤ ِم َناِت َفِم ْن َم ا َم َلَك ْت َأْيَم اُنُك ْم ِم ْن َفَتَياِتُك ُم اْلُم ْؤ ِم َناِت َو ُهَّللا َأْعَلُم ِبِإيَم اِنُك ْم َبْعُض ُك ْم ِم ْن َبْع ٍض َفاْنِكُحوُهَّن ِبِإْذ ِن‬
‫َأْهِلِهَّن َو آُتوُهَّن ُأُجوَر ُهَّن ِباْلَم ْعُروِف ُم ْح َص َناٍت َغْيَر ُمَس اِفَح اٍت َو اَل ُم َّتِخ َذ اِت َأْخ َداٍن َفِإَذ ا ُأْح ِص َّن َفِإْن َأَتْيَن ِبَفاِح َش ٍة َفَع َلْيِهَّن ِنْص ُف َم ا َع َلى اْلُم ْح َص َناِت ِم َن اْلَع َذ اِب‬
٢٥ ‫َذ ِلَك ِلَم ْن َخ ِش َي اْلَع َنَت ِم ْنُك ْم َو َأْن َتْص ِبُروا َخ ْيٌر َلُك ْم َو ُهَّللا َغ ُفوٌر َرِح يٌم‬

«Sizden, hür mümin kadınlarla evlenmeye güç yetiremiyen kimse, ellerinizdeki mümin
cariyelerinizden alsın. Allah sizin imanınızı çok iyi bilir. Birbirinizdensiniz, aynı soydansınız.
Onlarla, zinadan kaçınmaları, iffetli olmaları ve gizli dost tutmamış olmaları halinde, velilerinin
izniyle evlenin ve örfe uygun bir şekilde mehirlerini verin. Evlendiklerinde zina edecek
olurlarsa, onlara, hür kadınlara edilen azabın yarısı edilir. Cariye ile evlenmedeki bu izin
içinizden, günaha girme korkusu olanlaradır. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah
bağışlar ve merhamet eder(25)»

٣٠ ‫ُقْل ِلْلُم ْؤ ِمِنيَن َيُغ ُّض وا ِم ْن َأْبَص اِرِهْم َو َيْح َفُظوا ُفُروَج ُهْم َذ ِلَك َأْز َكى َلُهْم ِإَّن َهَّللا َخ ِبيٌر ِبَم ا َيْص َنُعوَن‬

«Mümin erkeklere söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, mahrem yerlerini,
korusunlar. Bu, onların arınmasını daha iyi sağlar. Allah yaptıklarından şüphesiz
haberdardır(30)»
‫َو ُقْل ِلْلُم ْؤ ِم َناِت َيْغ ُضْض َن ِم ْن َأْبَص اِر ِهَّن َو َيْح َفْظَن ُفُروَج ُهَّن َو اَل ُيْبِد يَن ِزيَنَتُهَّن ِإاَّل َم ا َظَهَر ِم ْنَها َو ْلَيْض ِرْبَن ِبُخ ُم ِرِهَّن َع َلى ُجُيوِبِهَّن َو اَل ُيْبِد يَن ِزيَنَتُهَّن ِإاَّل‬
‫ِلُبُعوَلِتِهَّن َأْو آَباِئِهَّن َأْو آَباِء ُبُعوَلِتِهَّن َأْو َأْبَناِئِهَّن َأْو َأْبَناِء ُبُعوَلِتِهَّن َأْو ِإْخ َو اِنِهَّن َأْو َبِني ِإْخ َو اِنِهَّن َأْو َبِني َأَخ َو اِتِهَّن َأْو ِنَس اِئِهَّن َأْو َم ا َم َلَك ْت َأْيَم اُنُهَّن َأِو الَّتاِبِع يَن َغْيِر‬
‫ُأوِلي اِإْل ْر َبِة ِم َن الِّر َج اِل َأِو الِّطْفِل اَّلِذ يَن َلْم َيْظَهُروا َع َلى َعْو َر اِت الِّنَس اِء َو اَل َيْض ِرْبَن ِبَأْر ُج ِلِهَّن ِلُيْع َلَم َم ا ُيْخ ِفيَن ِم ْن ِزيَنِتِهَّن َو ُتوُبوا ِإَلى ِهَّللا َجِم يًعا َأُّيَه اْلُم ْؤ ِم ُنوَن‬
٣١ ‫َلَع َّلُك ْم ُتْفِلُحوَن‬

«Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, iffetlerini


korusunlar. Süslerini, kendiliğinden görünen kısmı müstesna, açmasınlar. Baş örtülerini
yakalarının üzerine salsınlar. Süslerini kocaları veya babaları ve kayınpederleri veya oğulları
veya kocalarının oğulları veya kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya
kızkardeşlerinin oğulları veya müslüman kadınları veya cariyeleri veya erkekliği kalmamış
hizmetçiler, ya da kadınların mahrem yerlerini henüz anlamayan çocuklardan başkasına
göstermesinler. Gizledikleri süslerin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey inananlar!
Saadete ermeniz için hepiniz tevbe ederek Allah'ın hükmüne dönün(31)»
٣٢ ‫َو َأْنِكُحوا اَأْلَياَم ى ِم ْنُك ْم َو الَّصاِلِح يَن ِم ْن ِع َباِد ُك ْم َوِإَم اِئُك ْم ِإْن َيُك وُنوا ُفَقَر اَء ُيْغ ِنِهُم ُهَّللا ِم ْن َفْض ِلِه َو ُهَّللا َو اِس ٌع َع ِليٌم‬

«İçinizdeki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi olanları evlendirin. Eğer yoksul


iseler, Allah onları lütfü ile zenginleştirir. Allah lütfü bol olandır, bilendir(32)»
‫ُهَّللا ِم ْن َفْض ِلِه َو اَّلِذ يَن َيْبَتُغ وَن اْلِكَتاَب ِمَّم ا َم َلَك ْت َأْيَم اُنُك ْم َفَكاِتُبوُهْم ِإْن َعِلْم ُتْم ِفيِهْم َخ ْيًرا َو آُتوُهْم ِم ْن َم اِل ِهَّللا اَّلِذ ي‬ ‫َو ْلَيْسَتْع ِفِف اَّلِذ يَن اَل َيِج ُد وَن ِنَكاًحا َح َّتى ُيْغ ِنَيُهُم‬
٣٣ ‫َتَح ُّص ًنا ِلَتْبَتُغ وا َعَر َض اْلَح َياِة الُّد ْنَيا َوَم ْن ُيْك ِرْهُهَّن َفِإَّن َهَّللا ِم ْن َبْع ِد ِإْك َر اِهِهَّن َغ ُفوٌر َرِح يٌم‬ ‫آَتاُك ْم َو اَل ُتْك ِرُهوا َفَتَياِتُك ْم َع َلى اْلِبَغاِء ِإْن َأَر ْد َن‬
«Evlenemeyenler, Allah kendilerini lütfü ile zenginleştirene kadar iffetli davransınlar.
Kölelerinizden hür olmak için bedel vermek isteyenlerin, onlarda bir iyilik görürseniz, bedel
vermelerini kabul edin. Onlara Allah'ın size verdiği maldan verin. Dünya hayatının geçici
menfaatini elde etmek için, iffetli olmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları
buna zorlarsa bilsin ki Allah hiç şüphesiz onu değil zorlanan kadınları bağışlar ve merhamet
eder(33)»

١٢ ‫َوَم ْر َيَم اْبَنَت ِعْمَر اَن اَّلِتي َأْح َص َنْت َفْر َج َها َفَنَفْخ َنا ِفيِه ِم ْن ُروِح َنا َو َص َّدَقْت ِبَك ِلَم اِت َر ِّبَها َو ُكُتِبِه َو َكاَنْت ِم َن اْلَقاِنِتيَن‬

«Mahrem yerini korumuş olan İmran kızı Meryem de bir misaldir. Ona ruhumuzdan
üflemiştik; Rabbinin sözlerini ve kitablarını tasdik etmişti; o, Bize gönülden itaat
edenlerdendi(12)»
1) Boşanma ahzap 4 Talak 1, 2, 6 mücadele 1,2 sayfa 334, 335 ---- ‫َم ا َجَعَل ُهَّللا ِلَر ُج ٍل ِم ْن َقْلَبْيِن ِفي َج ْو ِفِه‬
‫َو َم ا َجَعَل َأْز َو اَج ُك ُم الاَّل ِئي ُتَظاِهُروَن ِم ْنُهَّن ُأَّمَهاِتُك ْم َو َم ا َجَعَل َأْد ِعَياَء ُك ْم َأْبَناَء ُك ْم َذ ِلُك ْم َقْو ُلُك ْم ِبَأْفَو اِهُك ْم َو ُهَّللا َيُقوُل اْلَح َّق َو ُهَو َيْهِد ي الَّسِبيَل‬
٤

«Allah insanın içine iki kalp koymamıştır. Allah, zıhar yapmanız suretiyle eşlerinizi, anneleriniz
gibi yaratmamıştır; evlatlıklarınızı da öz oğullarınız gibi saymanızı meşru kılmamıştır. Bunlar
sizin dillerinize doladığınız boş sözlerdir. Allah gerçeği söylemektedir, doğru yola O
eriştirir(4)»

‫َيا َأُّيَها الَّنِبُّي ِإَذ ا َطَّلْقُتُم الِّنَس اَء َفَطِّلُقوُهَّن ِلِع َّد ِتِهَّن َو َأْح ُصوا اْلِع َّدَة َو اَّتُقوا َهَّللا َر َّبُك ْم اَل ُتْخ ِرُجوُهَّن ِم ْن ُبُيوِتِهَّن َو اَل َيْخ ُرْج َن ِإاَّل َأْن َيْأِتيَن ِبَفاِح َش ٍة ُم َبِّيَنٍة َوِتْلَك ُحُدوُد ِهَّللا‬
١‫َوَم ْن َيَتَع َّد ُحُد وَد ِهَّللا َفَقْد َظَلَم َنْفَس ُه اَل َتْد ِري َلَع َّل َهَّللا ُيْح ِد ُث َبْع َد َذ ِلَك َأْم ًرا‬

«Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınızda, onları, iddetlerini gözeterek boşayın ve iddeti


sayın; Rabbiniz olan Allah'tan sakının; onları, apaçık bir hayasızlık yapmaları hali bir yana
evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Allah'ın sınırlarını kim
aşarsa, şüphesiz, kendine yazık etmiş olur. Bilmezsin, olur ki, Allah bunun ardından bir hal
meydana getirir(1)»
‫َفِإَذ ا َبَلْغ َن َأَج َلُهَّن َفَأْمِس ُك وُهَّن ِبَم ْعُروٍف َأْو َفاِرُقوُهَّن ِبَم ْعُروٍف َو َأْش ِهُدوا َذ َو ْي َع ْد ٍل ِم ْنُك ْم َو َأِقيُم وا الَّش َهاَد َة ِهَّلِل َذ ِلُك ْم ُيوَع ُظ ِبِه َم ْن َك اَن ُيْؤ ِم ُن ِباِهَّلل َو اْلَيْو ِم اآْل ِخ ِر َوَم ْن‬
٢‫َيَّتِق َهَّللا َيْج َع ْل َلُه َم ْخ َر ًجا‬

«Kadınların iddet süreleri biteceğinde, onları ya uygun bir şekilde alıkoyun, ya da onlardan
ayrılın; içinizden de iki adil şahit getirin; şahidliği Allah için yapın; işte bu, Allah'a ve ahiret
gününe inanan kimseye verilen öğüttür. Allah, kendisine karşı gelmekten sakınan kimseye
kurtuluş yolu sağlar, ona beklemediği yerden rızık verir. Allah'a güvenen kimseye O yeter.
Allah, buyruğunu yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü var etmiştir(2)»
‫َأْس ِكُنوُهَّن ِم ْن َح ْيُث َس َك ْنُتْم ِم ْن ُو ْج ِد ُك ْم َو اَل ُتَض اُّر وُهَّن ِلُتَض ِّيُقوا َع َلْيِهَّن َوِإْن ُك َّن ُأواَل ِت َحْمٍل َفَأْنِفُقوا َع َلْيِهَّن َح َّتى َيَض ْع َن َح ْم َلُهَّن َفِإْن َأْر َض ْع َن َلُك ْم َفآُتوُهَّن‬
٦‫ُأُجوَر ُهَّن َو ْأَتِم ُروا َبْيَنُك ْم ِبَم ْعُروٍف َوِإْن َتَع اَس ْر ُتْم َفَس ُتْر ِض ُع َلُه ُأْخ َر ى‬

«Boşadığınız, fakat iddeti dolmamış kadınları gücünüz nispetinde, kendi oturduğunuz yerde
oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hamile iseler,
doğurmalarına kadar nafakalarını verin. Çocuğu sizin için emzirirlerse, onlara ücretlerini
ödeyin; aranızda uygun bir şekilde anlaşın; eğer güçlükle karşılaşırsanız çocuğu başka bir
kadın emzirebilir(6)»
١ ‫َقْد َسِمَع ُهَّللا َقْو َل اَّلِتي ُتَج اِد ُلَك ِفي َز ْو ِج َها َو َتْش َتِكي ِإَلى ِهَّللا َو ُهَّللا َيْس َم ُع َتَح اُوَر ُك َم ا ِإَّن َهَّللا َسِم يٌع َبِص يٌر‬

«Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikayette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir;
esasen Allah konuşmanızı işitir. Doğrusu Allah işitendir, görendir(1)»
٢ ‫اَّلِذ يَن ُيَظاِهُروَن ِم ْنُك ْم ِم ْن ِنَس اِئِهْم َم ا ُهَّن ُأَّمَهاِتِهْم ِإْن ُأَّمَهاُتُهْم ِإاَّل الاَّل ِئي َو َلْد َنُهْم َوِإَّنُهْم َلَيُقوُلوَن ُم ْنَكًرا ِم َن اْلَقْو ِل َو ُز وًرا َوِإَّن َهَّللا َلَع ُفٌّو َغ ُفوٌر‬

«İçinizde karılarını "zıhar" yapanlar bilsinler ki, karıları anneleri değildir; anneleri ancak, onları
doğuranlardır. Doğrusu söyledikleri kötü ve asılsız bir sözdür. Allah şüphesiz affedendir,
bağışlayandır(2)»
1) akrabalık ahzap 6 nisa 1

‫الَّنِبُّي َأْو َلى ِباْلُم ْؤ ِمِنيَن ِم ْن َأْنُفِس ِهْم َو َأْز َو اُجُه ُأَّمَهاُتُهْم َو ُأوُلو اَأْلْر َح اِم َبْعُضُهْم َأْو َلى ِبَبْع ٍض ِفي ِكَتاِب ِهَّللا ِم َن اْلُم ْؤ ِمِنيَن َو اْلُمَهاِج ِريَن ِإاَّل َأْن َتْفَع ُلوا ِإَلى َأْو ِلَياِئُك ْم‬
٦‫َم ْعُروًفا َك اَن َذ ِلَك ِفي اْلِكَتاِب َم ْس ُطوًرا‬

«Müminlerin, Peygamberi kendi nefislerinden çok sevmeleri gerekir; onun eşleri onların
anneleridir; akraba olanlar, miras hususunda, Allah'ın Kitap'ında birbirlerine müminler ve
muhacirlerden daha yakındırlar. Dostlarınıza yapacağınız uygun bir vasiyet bunun dışındadır.
Bu Kitap'ta yazılı bulunmaktadır(6)»

‫َيا َأُّيَها الَّناُس اَّتُقوا َر َّبُك ُم اَّلِذ ي َخ َلَقُك ْم ِم ْن َنْفٍس َو اِحَدٍة َو َخ َلَق ِم ْنَها َز ْو َج َها َو َبَّث ِم ْنُهَم ا ِرَج ااًل َك ِثيًرا َو ِنَس اًء َو اَّتُقوا َهَّللا اَّلِذ ي َتَس اَء ُلوَن ِبِه َو اَأْلْر َح اَم ِإَّن َهَّللا َك اَن َع َلْيُك ْم‬
١‫َرِقيًبا‬

«Ey İnsanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan eşini var eden ve ikisinden pek çok erkek ve
kadın meydana getiren Rabb'inize hürmetsizlikten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte
bulunduğunuz Allah'ın ve akrabanın haklarına riayetsizliktende sakının. Allah şüphesiz hepinizi
görüp gözetmektedir(1)»

2) Evlilik kanaat takva ahzap 28 29 evlilik kadın hakları nisa 19 dayak nisa 34, 127 128
sayfa 270

٢٨ ‫َيا َأُّيَها الَّنِبُّي ُقْل َأِلْز َو اِج َك ِإْن ُكْنُتَّن ُتِرْد َن اْلَح َياَة الُّد ْنَيا َو ِزيَنَتَها َفَتَع اَلْيَن ُأَم ِّتْع ُك َّن َو ُأَس ِّرْح ُك َّن َسَر اًحا َج ِم ياًل‬

«Ey Peygamber! Eşlerine şöyle söyle: "Eğer dünya hayatını ve süslerini istiyorsanız gelin size
bağışta bulunayım ve güzellikle salıvereyim."(28)»
٢٩‫َوِإْن ُكْنُتَّن ُتِرْد َن َهَّللا َو َر ُسوَلُه َو الَّد اَر اآْل ِخ َر َة َفِإَّن َهَّللا َأَع َّد ِلْلُم ْح ِس َناِت ِم ْنُك َّن َأْج ًرا َع ِظ يًم ا‬

«"Eğer Allah'ı, Peygamberini, ahiret yurdunu istiyorsanız bilin ki, Allah içinizden iyi
davrananlara büyük ecir hazırlamıştır."(29)»
‫َيا َأُّيَها اَّلِذ يَن آَم ُنوا اَل َيِح ُّل َلُك ْم َأْن َتِرُثوا الِّنَس اَء َكْر ًها َو اَل َتْعُض ُلوُهَّن ِلَتْذ َهُبوا ِبَبْع ِض َم ا آَتْيُتُم وُهَّن ِإاَّل َأْن َيْأِتيَن ِبَفاِح َش ٍة ُم َبِّيَنٍة َو َعاِش ُروُهَّن ِباْلَم ْعُروِف َفِإْن‬
١٩‫َك ِرْهُتُم وُهَّن َفَعَس ى َأْن َتْك َر ُهوا َشْيًئا َو َيْج َعَل ُهَّللا ِفيِه َخ ْيًرا َك ِثيًرا‬

«Ey İnananlar! Kadınlara zorla mirasçı olmaya kalkmanız size helal değildir. Apaçık hayasızlık
etmedikçe onlara verdiğinizin bir kısmını alıp götürmeniz için onları sıkıştırmayın. Onlarla
güzellikle geçinin. Eğer onlardan hoşlanmıyorsanız, sabredin, hoşlanmadığınız bir şeyi Allah
çok hayırlı kılmış olabilir(19)»
‫الِّر َج اُل َقَّواُم وَن َع َلى الِّنَس اِء ِبَم ا َفَّض َل ُهَّللا َبْع َض ُهْم َع َلى َبْع ٍض َوِبَم ا َأْنَفُقوا ِم ْن َأْم َو اِلِهْم َفالَّصاِلَح اُت َقاِنَتاٌت َح اِفَظاٌت ِلْلَغْيِب ِبَم ا َح ِفَظ ُهَّللا َو الاَّل ِتي َتَخ اُفوَن ُنُش وَز ُهَّن‬
٣٤‫َفِع ُظوُهَّن َو اْهُجُروُهَّن ِفي اْلَم َض اِج ِع َو اْض ِرُبوُهَّن َفِإْن َأَطْعَنُك ْم َفاَل َتْبُغ وا َع َلْيِهَّن َس ِبياًل ِإَّن َهَّللا َك اَن َع ِلًّيا َك ِبيًرا‬

«Allah'ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin, mallarından sarfetmelerinden


dolayı erkekler kadınlar üzerine hakimdirler. İyi kadınlar, gönülden boyun eğenler ve Allah'ın
korunmasını emrettiğini, kocasının bulunmadığı zaman da koruyanlardır. Serkeşlik
etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarında onları yalnız bırakın, nihayet
dövün. Size itaat ediyorlarsa aleyhlerine yol aramayın. Doğrusu Allah Yüce'dir, Büyük'tür(34)»
‫َو َيْسَتْفُتوَنَك ِفي الِّنَس اِء ُقِل ُهَّللا ُيْفِتيُك ْم ِفيِهَّن َوَم ا ُيْتَلى َع َلْيُك ْم ِفي اْلِكَتاِب ِفي َيَتاَم ى الِّنَس اِء الاَّل ِتي اَل ُتْؤ ُتوَنُهَّن َم ا ُك ِتَب َلُهَّن َو َتْر َغ ُبوَن َأْن َتْنِكُحوُهَّن َو اْلُم ْسَتْض َعِفيَن ِم َن‬
١٢٧‫اْلِوْلَداِن َو َأْن َتُقوُم وا ِلْلَيَتاَم ى ِباْلِقْس ِط َوَم ا َتْفَع ُلوا ِم ْن َخ ْيٍر َفِإَّن َهَّللا َك اَن ِبِه َع ِليًم ا‬

«Kadınlar hakkında senden fetva isterler, de ki: "Onlar hakkında fetvayı size Allah veriyor: "Bu
fetva, kendilerine yazılan şeyi vermeyip kendileriyle evlenmeyi arzuladığınız yetim kadınlara
ve bir de zavallı çocuklara ve yetimlere doğrulukla bakmanız hususunda Kitap'da size
okunandır". Ne iyilik yaparsaniz Allah onu şüphesiz bilir(127)»
‫َو ِإِن اْمَر َأٌة َخاَفْت ِم ْن َبْع ِلَها ُنُش وًز ا َأْو ِإْع َر اًضا َفاَل ُجَناَح َع َلْيِهَم ا َأْن ُيْص ِلَح ا َبْيَنُهَم ا ُص ْلًحا َو الُّص ْلُح َخ ْيٌر َو ُأْح ِض َرِت اَأْلْنُفُس الُّش َّح َوِإْن ُتْح ِس ُنوا َو َتَّتُقوا َفِإَّن َهَّللا‬
١٢٨‫َك اَن ِبَم ا َتْع َم ُلوَن َخ ِبيًرا‬

«Eğer kadın, kocasının serkeşliğinden veya aldırışsızlığından endişe ederse, aralarında


anlaşmaya çalışmalarında kendilerine bir engel yoktur. Anlaşmak daha hayırlıdır. Nefisler
kıskançlığa meyyaldir. Eğer iyi davranır ve haksızlıktan sakınırsaniz bilin ki, Allah
işlediklerinizden şüphesiz haberdardır(128)»
Yusuf / 18. Ayet
‫َو َٓج اُ۫ؤ َع ٰل ى َق ۪م يِص ۪ه ِبَد ٍم َك ِذٍۜب َق اَل َب ْل َس َّو َلْت َلُك ْم َاْنُفُس ُك ْم َاْمًر ۜا َف َص ْبٌر َج ۪م يٌۜل َو ُهّٰللا اْلُمْس َت َع اُن َع ٰل ى َم ا َت ِص ُفوَن‬

Yûsuf’un gömleğini de üzerine yalandan bir kan sürüp getirmişlerdi. Babaları şöyle dedi:
“Hayır! Belli ki, nefisleriniz sizi aldatıp, böyle kötü bir işe sürüklemiş. Artık bana düşen, en
güzel şekilde sabretmektir. Ne diyeyim, sizin bu anlattıklarınız karşısında yardımına
sığınacağım tek merci yalnız Allah’tır!”

1) evlilik nisa 4 maide 5


٤‫َو آُتوا الِّن َس اَء َص ُد َق اِتِه َّن ِنْح َلًة َف ِإْن ِط ْب َن َلُك ْم َع ْن َش ْي ٍء ِم ْن ُه َن ْف ًس ا َف ُك ُلوُه َهِنيًئ ا َم ِر يًئ ا‬
«Kadınlara mehirlerini cömertçe verin, eğer ondan gönül hoşluğu ile size bir şey bağışlarlarsa
onu afiyetle yiyin(4)»

‫اْلَي ْو َم ُأِحَّل َلُك ُم الَّط ِّي َب اُت َو َط َع اُم اَّلِذيَن ُأوُتوا اْلِك َت اَب ِحٌّل َلُك ْم َو َط َع اُم ُك ْم ِحٌّل َلُهْم َو اْلُمْح َص َن اُت ِمَن اْلُمْؤ ِم َن اِت َو اْلُمْح َص َن اُت ِمَن‬
‫اَّلِذيَن ُأوُتوا اْلِك َت اَب ِمْن َق ْبِلُك ْم ِإَذ ا آَت ْي ُتُموُهَّن ُأُجوَر ُهَّن ُمْح ِص ِنيَن َغْي َر ُم َس اِفِحيَن َو اَل ُم َّت ِخِذي َأْخ َد اٍن َو َم ْن َي ْك ُفْر ِباِإْليَم اِن َفَقْد َح ِبَط‬
٥ ‫َعَم ُلُه َو ُه َو ِفي اآْل ِخَر ِة ِمَن اْلَخ اِس ِر يَن‬
«Bugün, size temiz olanlar helal kılındı. Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin yemeğiniz de
onlara helaldir. İnanan hür ve iffetli kadınlar ve sizden önce kitap verilenlerin hür ve iffetli
kadınları -zina etmeksizin, gizli dost tutmaksızın ve mehirlerini verdiğiniz takdirde- size
helaldir. Kim imanı inkar ederse, şüphesiz amelleri boşa gider. O, ahirette de
kaybedenlerdendir(5)»

2) mirastan pay Nisa 8, 11


٨‫َو ِإَذ ا َح َض َر اْل ِقْس َم َة ُأوُلو اْل ُقْر َب ى َو اْل َي َت اَم ى َو اْل َمَس اِكيُن َف اْر ُزُقوُه ْم ِم ْن ُه َو ُقوُلوا َلُهْم َقْو اًل َم ْع ُروًفا‬
«Taksimde, yakınlar, yetimler ve düşkünler bulunursa, ondan onlara da verin, güzel sözler
söyleyin(8)»
‫َف ِإْن ُك َّن ِنَس اًء َفْو َق اْث َنَت ْي ِن َف َلُهَّن ُثُلَث ا َم ا َت َر َك َو ِإْن َك اَنْت َو اِحَد ًة َف َلَه ا الِّن ْص ُف‬ ‫ُأْل‬
‫ُيوِص يُك ُم ُهَّللا ِفي َأْو اَل ِد ُك ْم ِللَّذ َك ِر ِم ْث ُل َح ِّظ ا ْنَث َي ْي ِن‬
‫َك اَن َلُه َو َلٌد َف ِإْن َلْم َي ُك ْن َلُه َو َلٌد َو َو ِر َث ُه َأَبَو اُه َف ُأِلِّمِه الُّث ُلُث َف ِإْن َك اَن َلُه ِإْخ َو ٌة‬ ‫َو َأِلَبَو ْيِه ِلُك ِّل َو اِحٍد ِم ْن ُهَم ا الُّس ُد ُس ِمَّما َت َر َك ِإْن‬
‫آَب اُؤ ُك ْم َو َأْب َن اُؤ ُك ْم اَل َتْد ُروَن َأُّيُهْم َأْق َر ُب َلُك ْم َن ْف ًع ا َف ِر يَض ًة ِمَن ِهَّللا ِإَّن َهَّللا َك اَن‬ ‫ُأِل‬
‫َف ِّمِه الُّس ُد ُس ِمْن َب ْع ِد َو ِص َّيٍة ُيوِص ي ِبَه ا َأْو َد ْي ٍن‬
١١‫َع ِليًما َح ِكيًما‬
«Allah çocuklarınız hakkında, erkeğe iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder. Eğer kadınlar ikinin
üstünde ise, bırakılanın üçte ikisi onlarındır; şayet bir ise yarısı onundur. Ana babadan her
birine, ölenin çocuğu varsa yaptığı vasiyetten veya borcundan arta kalanın altıda biri, çocuğu
yoksa, anası babası ona varis olur, anasına üçte bir düşer. Kardeşleri varsa, altıda biri
annesinindir; babalarınız ve oğullarınızdan menfaatçe hangisinin size daha yakın olduğunu siz
bilmezsiniz. Bunlar Allah tarafından tesbit edilmiştir. Doğrusu Allah bilendir, Hakim
olandır(11)»

1) aileni koru tahrim 6

٦ ‫َيا َأُّيَها اَّلِذ يَن آَم ُنوا ُقوا َأْنُفَس ُك ْم َو َأْهِليُك ْم َناًرا َو ُقوُدَها الَّناُس َو اْلِح َج اَر ُة َع َلْيَها َم اَل ِئَك ٌة ِغ اَل ٌظ ِش َداٌد اَل َيْع ُصوَن َهَّللا َم ا َأَم َر ُهْم َو َيْفَع ُلوَن َم ا ُيْؤ َم ُروَن‬
«Ey inananlar! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu cehennem ateşinden koruyun; onun yakıtı,
insanlar ve taşlardır; görevlileri, Allah'ın kendilerine verdiği emirlere baş kaldırmayan,
kendilerine buyrulanları yerine getiren pek haşin meleklerdir(6)»

2) aile ahlakı teğabün 16

١٦ ‫َفاَّتُقوا َهَّللا َم ا اْسَتَطْع ُتْم َو اْس َم ُعوا َو َأِط يُعوا َو َأْنِفُقوا َخْيًرا َأِلْنُفِس ُك ْم َو َم ْن ُيوَق ُش َّح َنْفِس ِه َفُأوَلِئَك ُهُم اْلُم ْفِلُحوَن‬
«Allah'a karşı gelmekten gücünüzün yettiği kadar sakının, buyruklarını dinleyin, itaat edin;
kendinizin iyiliğine olarak mallarınızdan sarfedin; nefsinin tamahkarlığından korunan kimseler,
işte onlar saadete erenlerdir(16)»

boşanma Rudani
4413- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Allah'ın en nefret ettiği helâl, kadın boşamaktır." [Ebû Dâvud][49]
4415- Sevbân radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Ortada (ciddî) hiçbir şey yok iken herhangi bir kadın, kocasından boşanmak isterse, cennet kokusu
ona haram olur." [Ebû Dâvud ve Tirmizî.][51]

You might also like