You are on page 1of 3

BİLGİ ÜSTÜNLÜKTÜR

ADEM'E BİLGİ
Meleklerin ve cinlerin secdesinin sebebi: Allahtan ruh, Hilafet, Bilgi .2

Bilgi üstünlük ve boyunduruğu beraberinde getiriyor (İlgili hadisler

‫ِإِّني َأْع َلُم َغْيَب الَّس َم اَو اِت َو اَأْلْر ِض‬


Gaybın bilgisi (mikroskop) .

Görünür bilgiden görünmeyene geçiş3. Fizik – Metafizik; Metafizik--- Fizik dışı değil fizik .2
üstü (Aristo – Metafizik/ Modern dünyanın bunalımı)

‫َو ِإْذ َأَخ َذ َر ُّبَك ِم ْن َبِني آَد َم ِم ْن ُظُهوِرِهْم ُذ ِّر َّيَتُهْم َو َأْش َهَد ُهْم َع َلى َأْنُفِس ِهْم َأَلْس ُت ِبَر ِّبُك ْم َقاُلوا َبَلى‬
‫ َأْو َتُقوُلوا ِإَّنَم ا َأْش َر َك آَباُؤَنا ِم ْن َقْبُل َو ُكَّنا‬١٧٢ ‫َش ِهْدَنا َأْن َتُقوُلوا َيْو َم اْلِقَياَم ِة ِإَّنا ُكَّنا َع ْن َهَذ ا َغ اِفِليَن‬
١٧٣ ‫ُذ ِّر َّيًة ِم ْن َبْع ِدِهْم َأَفُتْهِلُك َنا ِبَم ا َفَعَل اْلُم ْبِط ُلوَن‬

‫ِإَّنا َع َر ْض َنا اَأْلَم اَنَة َع َلى الَّس َم اَو اِت َو اَأْلْر ِض َو اْلِج َباِل َفَأَبْيَن َأْن َيْح ِم ْلَنَها َو َأْش َفْقَن ِم ْنَها َو َح َم َلَها‬
٧٢ ‫اِإْل ْنَس اُن ِإَّنُه َك اَن َظُلوًم ا َج ُهواًل‬
«Doğrusu Biz, sorumluluğu (emaneti) göklere, yere, dağlara sunmuşuzdur da onlar bunu
yüklenmekten çekinmişler ve ondan korkup titremişlerdir; onu insan yüklendi. Doğrusu o çok
zalim ve çok cahildir. (kabulüne rağmen emanete hıyanet etmektedir)(Ahzab-72)»

Emanet" "vedîa"dan daha geniştir, denilir. Burada her iki mânâ da olabilirse de önceki d a ha
uygundur. Çoğunlukla tefsirciler bunu "yükümlülükler" ve "farzlar" diye tefsir etmişlerdir.
Bunu şöyle anlamak gerekir. Allah'ın gerek kendi hakları ve gerek insanların hakları ile ilgili
emirlerinin ve yasaklarının, hükümlerinin yerine getirilmesine A l lah'ın emîn'i, inanç memuru
olmak demek olan emanetini, yani Allah'ın diğer eşyada olduğu gibi zorlama ile cebren değil,
hoşnutluk ve gönülden tercihle yaptırmak istediği serbest fiillerden emrine itaatla halifeliği
demek olan görev ve yükümlülüğü o g ö klere ve yere ve dağlara, yukarıda ve aşağıda o ağır
ve büyük varlıkların ve gök cisimlerinin hepsine teklif eyledik de onlar onu yüklenmekten
kaçındılar ve çekindiler, gerçi gökler ve yeryüzü, Allah Teâlâ'nın "İsteyerek veya istemeyerek
buyruğuma g e lin," (Fussilet, 41/11) gibi kainata yönelttiği emirlerini "İsteyerek geldik."
(Fussilet, 41/11) diye isteyerek kabul ettiler. Öyle iken başkalarının haklarının yüklenmek
mânâsını ifade eden emanet kendilerine teklif olunduğu zaman çekindiler ve onda n
korktular. Emanet, böyle göklerin ve yeryüzünün ve dağların dayanamayacakları derecede
ağır, yerine getirilmesi zor, sorumululuk getiren büyük ve korkunç bir yüktür. Emanet ifa
edildiği takdirde sonuçları çok büyük bir keramet olduğu gibi, yerine getirilmediği takdirde de
hıyanet ve tazmin etmek cezası ile büyük bir rüsvaylıktır, rezalettir.elmalı
Kendisini yaratıcısına ulaştıracak, doğrudan doğruya O'nun yasasına iletecek, eksiksiz bir
şekilde Rabbinin iradesine boyun eğmesini sağlayacak bir bilgiyi elde edince... Doğrudan
doğruya bilen, yollarını bulan, boyun eğen, kendileri ile yaratıcıları ve onun yasası arasına
hiçbir engel girmeyen sayısız yaratıkların göklerde, yerde ve dağlarda kolayca, rahat ve
eksiksiz bir şekilde tabiatları ve davranışları ile yollarını bulmalarını sağlayan bilgiye, hidayete
ulaşıp, eksiksiz olarak itaat edince... Hiçbir şekilde itaatten; boyun eğmekten ve görevini
yerine getirmekten geri durmayınca. İnsan bilinçli olarak, bilerek ve isteyerek bu dereceye
ulaşınca, gerçekten onurlu bir makama, yüce Allah'ın yarattığı varlıklar içinde eşsiz bir
dereceye ulaşır. Kuşkusuz, özgür irade, kavrama yeteneği, kişisel girişim ve sorumluluk
yüklenme... İşte bunlardır insanı, yüce Allah'ın yarattığı birçok varlıktan ayrıcalıklı kılan. Yüce
Allah'ın yüceler aleminde duyurduğu ve onunla melekleri Ademe secde ettirdiği bu onurun
gerekçesi budur. Yüce Allah, insana verilen bu onuru kalıcı kitabı olan Kur'an'da şu sözlerle
duyuruyor: "Biz Ademoğullarını gerçekten çeşitli ayrıcalıklarla donattık." (İsra 70) fi zılal

----- Hilafet – bilgi ( Bilgi olmayınca cehalet ve zulüm)

٤ ‫ َع َّلَم ُه اْلَبَياَن‬٣ ‫ َخ َلَق اِإْل ْنَس اَن‬٢ ‫ َع َّلَم اْلُقْر آَن‬١ ‫الَّرْح َم ُن‬
Bilgi insanın yaratılışından önce veya onunla beraber

Allah evreni bilgi ve kudretiyle yarattı. Halife tayin ettiği Adem’e de önce bilgi sonra
kudret-otorite verdi/melekleri boyun eğdirdi.

Kudret ve otorite iki şeyle mümkün kalem ve kılıç, kültür-medeniyet veya savaş. İslam
bu ikisiyle yayılmış ve egemen olmuştur. Kurandaki hikmet _hüküm birlikteliği. Etkin bir
medeniyet ve güçlü bir hakimiyet ortaya koymadığınızda Hükmedemezseniz
hükmedemeyince mahkumiyet başlar. Mağlubiyet galibi taklitle son bulur. Taklit kendi
değerlerini küçümsemeyi beraberinde getirir. Bizim kendi değerlerimizden yeni bir medeniyet
ve yeni bir hakimiyet oluşturmamız lazım. Bugünün gücü bilgi, bilgiyi yeniden yorumlayarak
lazım olan bilgiye yönelmemiz lazım. Kuran yeniden evren yeniden akıl yeniden.

Bilgiyle manipüle edilmek. İçerden dışardan, bilerek bilmeyerek

Bilgi 3 boyutlu ;Vahiy, gözlemlenebilir alem ve akıl. Genelde bu üçü çatışma halinde
olmuş halbuki üçünün aynı dairede olması gerek. Aksi takdirde ruhban sofuluk, mutlak –
tanrılaştırılmış akıl ve mekanik alet evren ortaya çıkar. çatıştırma yerine aynı potada toplama

Alimün hakim önce alim

١٨ ‫َع اِلُم اْلَغْيِب َو الَّش َهاَد ِة اْلَع ِزيُز اْلَح ِكيُم‬


«Görüleni görülmeyeni bilendir, güçlüdür. Hakim'dir(18)» Teğâbun

--------Görüleni görülmeyeni bilmek izzet ve hakimiyet getiriyor.----


Hz. Peygamber; ‘Ümmetimin en şereflileri yani önde gelenleri hamele-i Kur’ân olan
hâfızlardır,’ buyurmuştur.61 Bu dönemde Kur’ân’ı iyi bilen kimselerin, gerçek- ten başta ilim
olmak üzere dini, siyasî, ahlakî, ekonomik vb. birçok yönden top- lumun önde gelen kimseleri
olduğu görülmektedir. Dolayısıyla hamele-i Kur’ân olmak, Kur’ân’ı sadece yüzünden veya
ezbere bilmeyi değil, bunun ötesinde onu doğru anlama, yorumlama ve uygulamayı
gerektiren bir husustur. 61 el-Heysemî, ez-Zevâid, VII, 161.

You might also like