You are on page 1of 13

MIRJAVIDAN AGHAZADA 21060951

BOLUM SONU SORULAR

BOLUM SONU SORULARI:

SORU:1) Elektronlarin, maddenin mekanik davranisi ile olan iliskisini yorumlayiniz:

Elektronların maddenin mekanik davranışıyla ilişkisi, hem klasik hem de kuantum mekaniği
perspektifinden oldukça zengindir. İşte bu ilişkiyi anlamak için temel bazı noktalar:

1. Atomik Yapı ve Kimyasal Bağlar: Madde, atomlardan oluşur ve atomlar, çekirdek


etrafında hareket eden elektronlardan meydana gelir. İki atom arasındaki kimyasal
bağların oluşumu, bu atomların dış kabuğundaki elektronların etkileşimleri sonucunda
gerçekleşir. Bu bağlar, maddenin mekanik özelliklerini doğrudan etkiler. Örneğin,
metalik bağlar, metallerin elektriksel olarak iletken olmasına neden olurken, aynı
zamanda onlara belirli bir esneklik ve sertlik kazandırır.
2. Elektrik ve Manyetik Özellikler: Elektronların hareketi, maddenin elektriksel ve
manyetik özelliklerini doğrudan etkiler. İletkenlerde elektronların serbestçe hareket
etmesi, elektrik akımının taşınmasına olanak tanır. Ayrıca, belirli malzemelerde
elektron hizalamaları, maddenin manyetik özelliklerini belirler.
3. Kuantum Mekaniği: Klasik fizik, makro ölçekteki olayları açıklamak için yeterlidir,
ancak atomik ve moleküler ölçekte, kuantum mekaniğine ihtiyaç duyarız. Elektronların
belirsizlik ilkesine göre aynı anda hem konumları hem de hızları tam olarak
belirlenemez. Bu, atomik ölçekteki olayları anlamak için kuantum mekaniğine
başvurmamızın nedenlerinden biridir.
4. Katı Hal Fiziği: Maddeyi oluşturan atomların ve elektronların düzeni ve hareketleri,
maddenin farklı özelliklerini (mekanik, termal, elektriksel vb.) belirler. Örneğin, yarı
iletkenlerde elektronların hareketi, bu malzemelerin özel elektriksel özelliklerini
belirler.
5. Mekanik Davranış: Maddeye uygulanan kuvvetlere karşı gösterdiği tepki, atomik
düzeydeki etkileşimlerden kaynaklanır. Bu etkileşimler, maddenin elastik veya plastik
deformasyona uğrayıp uğramayacağını, kırılıp kırılmayacağını belirler.

Sonuç olarak, elektronların hareketi ve etkileşimleri, maddenin birçok özelliğini ve


davranışını doğrudan etkiler. Modern bilim ve teknolojide, bu etkileşimleri anlamak ve
kontrol etmek, yeni malzemeler, cihazlar ve teknolojilerin geliştirilmesinde kritik bir rol
oynamaktadır.
SORU:2) Iyonik bag, kovalent bag ve metalik bagi yorumlayiniz:

İyonik bağ, kovalent bağ ve metalik bağ, atomlar arasında oluşan üç temel kimyasal bağ
türüdür. Bu bağlar, atomların veya iyonların bir arada tutulmasını sağlar ve bu da maddelerin
özelliklerini ve davranışlarını büyük ölçüde belirler.

İyonik Bağ:
• İyonik bağ, genellikle bir metal ile bir ametal arasında oluşur.
• Bu bağ türünde, bir atomdan diğerine elektron transferi gerçekleşir. Bu transfer
sonucunda oluşan pozitif ve negatif iyonlar, elektrostatik kuvvetlerle birbirine
çekilir ve bu çekim kuvveti iyonik bağı oluşturur.
• Örnek: Tuz (NaCl) - Sodyum (Na) atomu, klor (Cl) atomuna bir elektron verir ve
bu da sodyumun pozitif (+) ve klorun negatif (-) yüklü iyonlar haline gelmesine
neden olur.
• İyonik maddeler genellikle yüksek erime ve kaynama noktalarına sahiptir ve
katı hallerinde elektriği iletmezler. Ancak, erimiş veya sulu çözelti halindeyken
iyonlar hareket edebilir ve elektriksel iletkenlik gösterebilirler.

Kovalent Bağ:
• Kovalent bağ, genellikle iki ametal atomu arasında oluşur.
• Bu bağ türünde, atomlar arasında elektronlar paylaşılır. Bu paylaşılan
elektronlar, atomları bir arada tutan kuvveti oluşturur.
• Örnek: Su (H₂O) - Her bir hidrojen (H) atomu, oksijen (O) atomu ile birer
elektronunu paylaşır.
• Kovalent bağlı maddelerin fiziksel özellikleri bağın türüne (tek, çift, üçlü) ve
molekülün şekline bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.

Metalik Bağ:
• Metalik bağ, metaller arasında oluşur.
• Metallerde atomlar, dış kabuklarındaki elektronları "elektron denizinde"
serbestçe hareket etmesi için bırakır. Bu serbest elektronlar, pozitif yüklü metal
iyonları etrafında hareket eder ve bu iyonları bir arada tutar.
• Bu tür bir bağ, metallerin yüksek iletkenlik, parlaklık ve diğer tipik metalik
özelliklere sahip olmasının nedenidir.
• Metalik bağlar aynı zamanda metallerin şekil değiştirebilir (duktil) olmasına da
neden olur.

Bu bağlar, kimya ve malzeme biliminde maddelerin birçok özelliğini ve davranışını


anlamak için temel kavramlardır.
SORU:3) Yapi malzemesi nedir? Yapi malzemelerinin mekanik ozeliklerinin bilinmesi bize ne gibi yarar
saglar:

apı malzemesi, yapıların inşa edilmesinde kullanılan her türlü maddeyi tanımlar. Bu
malzemeler taş, tuğla, çimento, beton, ahşap, çelik, plastik, cam ve birçok diğer materyali
içerebilir. Yapı malzemeleri, dayanıklılık, mukavemet, işlenebilirlik, estetik ve sürdürülebilirlik
gibi özelliklere sahip olmalıdır.

Yapı malzemelerinin mekanik özelliklerinin bilinmesi, aşağıdaki gibi birçok yarar sağlar:

Güvenlik: Yapı malzemelerinin mukavemeti, elastikiyeti ve diğer mekanik özellikleri, yapıların


güvenli bir şekilde tasarlanmasını ve inşa edilmesini sağlar. Bu, yapıların deprem, rüzgar, kar
yükü gibi dış etkenlere karşı ne kadar dayanıklı olacağını belirler.

Optimizasyon: Malzemelerin özelliklerini bilerek, yapı tasarımında ve inşasında maliyet ve


malzeme optimizasyonu yapabiliriz. Örneğin, bir malzemenin yeterli mukavemete sahip
olduğunu bilmek, fazla malzeme kullanımını önler ve böylece maliyet tasarrufu sağlar.

Uygun Malzeme Seçimi: Farklı uygulamalar için en uygun malzemenin seçilmesi gereklidir.
Örneğin, bir köprü inşa ederken, yükleri taşıyabilecek mukavemette ve aynı zamanda
korozyona karşı dirençli bir malzeme seçmek önemlidir.

Dayanıklılık ve Bakım: Malzemelerin mekanik özelliklerini bilmek, yapıların ömrünü uzatır.


Bu bilgi, yapıların hangi koşullar altında ne kadar süre dayanabileceği hakkında fikir verir.
Ayrıca, yapıların bakım ihtiyaçlarını da belirler.

Yenilikçi Tasarım: Yapı malzemelerinin özelliklerini anlamak, mühendislerin ve mimarların


daha yenilikçi ve sürdürülebilir tasarımlar oluşturmasına olanak tanır.

Sürdürülebilirlik: Malzemelerin özellikleri, enerji verimliliği ve sürdürülebilir inşaat


uygulamaları hakkında bilgi sağlar. Örneğin, ısı yalıtımı özellikleri olan bir malzemenin
seçilmesi, enerji tasarrufu sağlar.

Sonuç olarak, yapı malzemelerinin mekanik özelliklerini bilmek, güvenli, dayanıklı, ekonomik
ve sürdürülebilir yapıların tasarlanması ve inşa edilmesi için temel bir gerekliliktir.
SORU:4) Tasiyici malzeme, detay malzeme ve koryucu malzemeyi tanimlayan ve her biri ile ilgili
bir ornek verin:

Taşıyıcı Malzeme:
• Tanım: Yapıların statik ve dinamik yükleri taşıyan ve bu yükleri temele ileten
yapı elemanlarında kullanılan ana malzemelerdir. Taşıyıcı malzemeler, yapıların
mekanik dayanımını ve stabilitesini sağlamak için seçilir.
• Örnek: Betonarme – Beton, içerisine yerleştirilen demir donatı ile birlikte
kullanıldığında betonarme olarak adlandırılır ve birçok yapının temel taşıyıcı
elemanı olarak kullanılır.
Detay Malzeme:
• Tanım: Yapının ana taşıyıcı sisteminin dışında kalan, genellikle estetik, kullanım
fonksiyonelliği veya inşaatın belirli detaylarını tamamlayan malzemelerdir. Bu
malzemeler, yapıyı kullanışlı ve konforlu kılmak için eklenir.
• Örnek: Seramik Karo – Banyo ve mutfak zeminlerinde, duvar kaplamalarında
kullanılır. Hem estetik bir görünüm sunar hem de suya ve neme karşı koruma
sağlar.
Koruyucu Malzeme:
• Tanım: Yapının veya yapı elemanlarının dış etkenlere (su, hava, kimyasal
maddeler, mekanik darbeler vb.) karşı korunmasını sağlayan malzemelerdir. Bu
malzemeler, yapının ömrünü uzatmak, dayanıklılığını artırmak ve bakım
ihtiyaçlarını azaltmak için kullanılır.
• Örnek: Su Yalıtım Membranı – Temel, çatı ve banyo gibi suya maruz kalan yapı
elemanlarını suyun zararlı etkilerinden korumak için kullanılır.

Bu malzeme kategorileri, yapıların fonksiyonel, dayanıklı ve estetik olarak


tamamlanmasında kritik bir rol oynamaktadır.
SORU:5) Elastik, Plastik ve Elasto-Plastik davranisi aciklayiniz. Bu davranisi sergileyen birer yapi
malzemesi ornegi veriniz.

Elastik, plastik ve elasto-plastik davranış, malzemelerin mekanik yüklere tepkilerini


tanımlamak için kullanılan kavramlardır. Bu kavramlar, malzemenin gerilme ve deformasyon
ilişkisi ile ilgilidir.

Elastik Davranış:
• Tanım: Malzeme üzerine uygulanan yükün çıkarılmasıyla, malzemenin
başlangıç şekline tamamen dönmesi durumudur. Bu tür bir davranışta,
malzemenin deformasyonu yükün altında kaldığı sürece kalıcı değildir.
• Örnek Malzeme: Çelik - Özellikle yapısal çelik, elastik bölgesinde yüklendiğinde
ve yük kaldırıldığında orijinal şekline döner.
Plastik Davranış:
• Tanım: Malzeme üzerine uygulanan yükün çıkarılmasına rağmen, malzemenin
kalıcı deformasyona uğraması durumudur. Plastik deformasyon, elastik
sınırların aşıldığı durumlarda ortaya çıkar.
• Örnek Malzeme: Kurşun - Kurşun, plastik deformasyona oldukça yatkındır.
Uygulanan bir kuvvetle şekli değiştirildiğinde, orijinal formuna dönmez.
Elasto-Plastik Davranış:
• Tanım: Malzemenin hem elastik hem de plastik davranışları gösterebildiği bir
durumdur. Yani, belirli bir yük altında malzeme önce elastik deformasyona
uğrar, belirli bir sınırı (elastik sınırı) aştıktan sonra ise plastik deformasyona
girer.
• Örnek Malzeme: Yumuşak Çelik - Özellikle yumuşak çelik tipleri, önce elastik
bir davranış sergileyebilir ve ardından belirli bir gerilme seviyesinden sonra
plastik deformasyona girebilir.

Bu davranışlar, yapısal analiz ve tasarım sırasında malzemelerin ne kadar yük taşıyabileceği, ne


zaman hasar göreceği ve ne zaman başarısız olacağı hakkında kritik bilgiler sağlar. Bu
nedenle, yapı mühendisliğinde bu kavramların anlaşılması esastır.
SORU:6) 𝜎 =𝐹/𝐴

denkleminde yer alan ifadelerin ne anlama geldiğini kısaca yorumlayınız.

Verilen 𝜎=F/A denkleminde yer alan ifadeler şunlardır:

σ: Bu ifade gerilme (stress) olarak adlandırılır. Bir malzemenin birim yüzey alanına etki eden
kuvvetin büyüklüğünü gösterir. Gerilme, malzemenin ne kadar yük taşıyabileceğini, ne zaman
deformasyona uğrayacağını ve ne zaman başarısız olacağını anlamak için kullanılır. Genellikle
Paskal (Pa) veya megapaskal (MPa) gibi birimlerle ölçülür.

F: Bu ifade kuvveti (force) temsil eder. Bir yapı elemanına veya malzemeye uygulanan toplam
yükü gösterir. Kuvvetin birimi genellikle Newton (N) olarak ifade edilir.

A: Bu ifade alanı (area) temsil eder. Kuvvetin etki ettiği yüzey alanını belirtir. Genellikle
metrekare (m^2) olarak ölçülür.

Denklemin genel anlamı, bir malzemenin birim alanına etki eden kuvvetin
büyüklüğünü (yani gerilmesini) belirtir. Yapısal mühendislikte, bu denklem
malzemelerin ve yapı elemanlarının nasıl tepki vereceğini ve ne kadar yük
taşıyabileceğini anlamak için sıklıkla kullanılır.
SORU:7) HOOKE kanununu açıklayınız.

Hooke Kanunu, elastik deformasyon için malzemelerin davranışını tanımlayan bir fiziksel
ilkedir. Robert Hooke tarafından 17. yüzyılda keşfedilen bu kanun, elastik bir cismin
deformasyonunun (genellikle uzama veya sıkışma) uygulanan kuvvete orantılı olduğunu
belirtir.

Matematiksel olarak Hooke Kanunu şu şekilde ifade edilir: F=k⋅Δx

1. F uygulanan kuvvettir (Newton cinsinden).


2. k yay sabitidir veya elastik sabit olarak da adlandırılır ve malzemenin elastik
özelliklerini temsil eder (Newton/metrekare cinsinden). Bu sabit, malzemenin
ne kadar "sert" veya "yumuşak" olduğunu belirtir.
3. Δx deformasyondur, yani malzemenin orijinal uzunluğundaki değişimidir
(metre cinsinden).

Hooke Kanunu'nun uygulanabilirliği, malzemenin elastik sınırına kadar olan bölgede


geçerlidir. Elastik sınır aşıldığında, yani malzeme plastik deformasyona uğradığında, Hooke
Kanunu geçerli değildir.

Yaylar, kablolar ve birçok yapısal malzeme için Hooke Kanunu, malzemenin elastik
bölgesindeki davranışını anlamak için kullanılır. Bu kanun, yapısal analiz ve mühendislikte
temel bir prensiptir ve malzemelerin yüklere nasıl tepki vereceğini tahmin etmek için kullanılır.
SORU:8) Elastisite modülü ve şekil değiştirme oranının gerilme değeri ile olan ilişkisini

denklem üzerinden tarifleyin.

Elastisite modülü (E), bir malzemenin elastik özelliklerini tanımlayan bir kavramdır. Genellikle
Young Modülü olarak da adlandırılır. Bir malzemenin elastik bölgesinde, gerilme (σ) ile şekil
değiştirme oranı (ε) arasındaki ilişkiyi elastisite modülü belirler.

Bu ilişki şu şekilde denklemlendirilir:

σ=E×ϵ
Bu denkleminde:

σ gerilmedir (bir malzemenin birim yüzey alanına etki eden kuvvetin büyüklüğü) ve genellikle
Paskal (Pa) veya megapaskal (MPa) gibi birimlerle ifade edilir.

E elastisite modülüdür ve malzemenin elastik özelliklerini temsil eder. Elastisite modülünün


birimi genellikle Paskal (Pa) veya megapaskal (MPa) gibi birimlerle ifade edilir.

ϵ şekil değiştirme oranıdır ve genellikle bir birimsiz büyüklük olarak ifade edilir. Bu değer,
malzemenin orijinal uzunluğuna göre uzama veya sıkışma miktarını belirtir.

Bu denklem, malzemenin elastik bölgesinde gerilme ile şekil değiştirme oranı arasındaki
doğrusal ilişkiyi belirtir. Elastisite modülü, malzemenin ne kadar sert veya yumuşak olduğunu
gösterir. Yüksek elastisite modülüne sahip malzemeler genellikle daha sert, düşük elastisite
modülüne sahip malzemeler ise daha yumuşaktır.
SORU:9) Sertlik kavramını açıklayınız.

Sertlik, bir malzemenin yüzeyine uygulanan bir kuvvete veya gerilime karşı direncini
tanımlayan bir özelliktir. Genellikle bir materyalin yüzeyine bir penetrasyon cisminin (örneğin
bir elmas ucu veya çelik topu) ne kadar kolay veya zor bir şekilde nüfuz edebildiğini belirten
bir değerdir. Sertlik, bir malzemenin yüzeyinin aşındırma, çizilme veya deformasyona ne kadar
dirençli olduğunu gösterir.

Sertlik ölçümleri, belirli bir yük altında belirli bir penetratörün malzemeye ne kadar nüfuz
ettiğini ölçerek yapılır. Sertlik testleri arasında Brinell, Vickers, Rockwell ve Shore sertlik testleri
bulunmaktadır. Her biri farklı penetratör şekilleri, yük değerleri ve ölçüm teknikleri kullanır.

Sertlik, genellikle malzemelerin seçiminde, özellikle aşındırıcı ortamlarda veya yüksek mekanik
yükler altında kullanılan parçaların tasarımında önemlidir. Örneğin, makine parçaları, aletler,
kalıplar veya bıçaklar gibi aşınmaya maruz kalan ürünler için sertlik kritik bir faktördür.

Bununla birlikte, sertlik genellikle malzemenin dayanımıyla doğrudan ilişkilendirilse de, bu iki
özellik arasında mutlak bir eşleşme yoktur. Bir malzeme sert olabilir, ancak kırılgan da olabilir;
ya da daha yumuşak olabilir ama daha sünek olabilir. Bu nedenle, bir malzemenin mekanik
özelliklerini tam olarak anlamak için sertlik değerine ek olarak diğer özelliklere de bakmak
gerekir.
SORU:10) Sertlik kavramının bilinmesi, malzeme ile ilgili ne gibi faydalar sağlar?

Yorumlayınız.

Sertlik kavramının bilinmesi, malzeme seçimi, tasarım, işleme, üretim ve performans


değerlendirmesi açısından birçok fayda sağlar. Sertliğin bilinmesi ile ilgili faydalar şunlardır:

Doğru Malzeme Seçimi: Malzemenin sertliği, belirli bir uygulama için en uygun malzemenin
seçilmesinde kritik bir faktördür. Örneğin, aşındırıcı bir ortamda kullanılan bir bileşen için
yüksek sertlikte bir malzeme gerekebilir.

Aşınma Direnci: Sert materyaller genellikle aşınmaya daha dirençlidir. Bu nedenle, aşındırıcı
koşullar altında çalışacak parçaların sertlik değerleri önemlidir.

İşlenme ve Üretim: Malzemenin sertliğini bilmek, işleme süreçlerini (örneğin kesme, taşlama,
delme) optimize etmek için gereklidir. Aşırı sert malzemelerin işlenmesi daha zor olabilir ve
özel araçlar veya yöntemler gerektirebilir.

Performans Değerlendirmesi: Sertlik testleri, malzemenin üretim sonrası istenen özelliklere


sahip olup olmadığını doğrulamak için kullanılabilir.

Kırılma ve Hasar Direnci: Sertlik değeri, bir malzemenin çizilmelere veya darbelere karşı
direncini tahmin etmek için kullanılabilir. Ancak, sertlik kırılma direncini doğrudan belirtmez.
Bir malzeme sert olabilir ama kırılgan da olabilir.

Isıl İşlemlerin Değerlendirilmesi: Isıl işlem uygulandığında malzemelerin sertliğinde


değişiklikler meydana gelebilir. Bu nedenle sertlik ölçümleri, isıl işlem süreçlerinin doğru bir
şekilde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini doğrulamak için kullanılır.

Kalite Kontrol: Üretim sürecinde, sertlik testleri kalite kontrol amacıyla rutin olarak yapılır. Bu,
üretilen parçaların belirlenen standartlara uygun olup olmadığını belirlemek için kullanılır.

Sonuç olarak, sertlik kavramının bilinmesi, malzemelerin doğru bir şekilde seçilmesini,
işlenmesini ve uygulamada performansının doğru bir şekilde değerlendirilmesini sağlar. Bu,
ürünlerin daha uzun ömürlü, güvenilir ve ekonomik olmasına katkıda bulunur.
SORU:11) Cisimlerin sertliğinin ölçülmesi kaç gruba ayrılır? Neler olduğunu açıklayınız.

Cisimlerin sertliğinin ölçülmesi, kullanılan yöntemlere göre genellikle üç ana gruba ayrılır:

1.Statik Sertlik Testleri: Bu testlerde, belirli bir yük, malzemenin yüzeyine statik olarak
uygulanır ve penetratörün (genellikle bir çelik topu veya elmas ucu) yüzeye ne kadar nüfuz
ettiği ölçülür. Bu testlerde kullanılan yük sabit ve değişmezdir. Bu grubun en yaygın örnekleri:

• Brinell Sertlik Testi: Ölçüm, bir çelik topunun malzemenin yüzeyine belirli bir
yük altında nüfuz etme derinliğine dayanır. Ölçülen izin alanıyla yük arasındaki
oran, Brinell sertlik değerini verir.
• Vickers Sertlik Testi: Bu testte, elmas bir piramidin malzemeye nüfuz ettiği
izin alanı ölçülür. Yük ile alan arasındaki oran Vickers sertlik değerini verir.
• Knoop Sertlik Testi: Bu testte, uzunlamasına elmas bir penetratör kullanılır. Bu
yöntem, ince yapıların veya katmanların sertliğini ölçmek için özellikle
uygundur.
2.Dinamik Sertlik Testleri: Bu testlerde, bir penetratör hızla malzemenin yüzeyine çarpar. Bu
grubun en yaygın örneği:

Rockwell Sertlik Testi: Ön yük uygulandıktan sonra, penetratör (elmas koni veya çelik top)
malzemeye ek bir ana yük altında daha fazla nüfuz eder. Nüfuz derinliğine göre bir sertlik
değeri elde edilir. Rockwell sertlik testi, genellikle metallerde kullanılır ve farklı penetratör ve
yük kombinasyonlarıyla çeşitli ölçeklerde (örn. HRB, HRC) sertlik ölçümleri yapılabilir.

3.Ultrasonik Sertlik Testleri: Bu testlerde, ultrasonik dalgaların malzemeye ne kadar hızla


yayıldığına bakılarak sertlik ölçülür. Dalgaların yayılma hızı, malzemenin elastik modülü ve
yoğunluğuyla ilişkilidir ve dolayısıyla sertlikle de ilişkilendirilebilir.

Her sertlik testi yöntemi, farklı malzeme türleri, uygulamalar ve hassasiyet gereksinimleri için
uygundur. Sertlik ölçümü yapılırken malzemenin türü, yapısal özellikleri ve ölçüm için gerekli
hassasiyet dikkate alınarak en uygun test yöntemi seçilmelidir.
SORU:12) Mohs sertlik skalası nedir? Açıklayınız.

Mohs sertlik skalası, minerallerin sertliğini sıralamak için kullanılan ve mineralojide yaygın
olarak kabul görmüş bir ölçek sistemidir. 1812 yılında Alman mineralog Friedrich Mohs
tarafından geliştirilmiştir. Mohs sertlik skalası, bir mineralin başka bir minerali çizebilme
yeteneğine dayanarak sertliklerini sıralar.

Skala 1'den 10'a kadar numaralandırılmıştır. 1 en yumuşak, 10 en sert maddeyi temsil eder.
Skaladaki sıralama şu şekildedir:

1. Talk (en yumuşak)


2. Jips
3. Kalsit
4. Florit
5. Apatit
6. Ortoklaz Feldispat
7. Kuvars
8. Topaz
9. Koründüm
10. Elmas (en sert)

Bu skalayı kullanarak bir mineralin sertliğini belirlemek için, örnek mineralin skala üzerindeki
hangi mineral(ler) tarafından çizildiğine veya hangi mineral(ler)i çizebildiğine bakılır. Örneğin,
eğer bir mineral kuvars tarafından çiziliyor ama ortoklaz feldispat tarafından çizilemiyorsa, bu
mineralin Mohs sertlik değeri 5 ile 6 arasında bir değere sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Mohs sertlik skalası, sahadaki mineral tanımlamalarında oldukça kullanışlıdır ve kolaylıkla


uygulanabilir. Ancak, bu skala mutlak bir sertlik ölçümü değildir ve özellikle hassas sertlik
değerleri veya endüstriyel uygulamalar için daha kuantitatif yöntemlere ihtiyaç duyulabilir.
Mohs skalası, genellikle genel bir sertlik derecelendirmesi sağlar ve mineral tanımlama
süreçlerinde yaygın olarak kullanılır.
SORU:13) Rockwell, Brinell ve Vickers sertlik deneylerinin ne olduğunu kısaca açıklayınız.

Rockwell, Brinell ve Vickers sertlik deneylerinin kısaca açıklamaları:

Rockwell Sertlik Testi:


• Açıklama: Rockwell sertlik testi, önce belirli bir "ön yük"ün malzemeye
uygulandığı ve ardından belirli bir "ana yük"ün uygulandığı bir sertlik testidir.
Ana yük kaldırıldıktan sonra penetratörün (ya bir elmas koni veya bir çelik top)
malzemenin içine ne kadar nüfuz ettiği ölçülür.
• Özellikler: Rockwell testi hızlıdır ve genellikle ölçüm yeri küçük bir iz bırakır.
Farklı penetratör ve yük kombinasyonlarıyla çeşitli Rockwell ölçekleri mevcuttur
(örneğin HRB, HRC).
Brinell Sertlik Testi:
• Açıklama: Brinell sertlik testi, genellikle bir çelik veya tungsten karbid topunun
malzemenin yüzeyine belirli bir yük altında bastırılmasıyla gerçekleştirilir. Yük
kaldırıldığında, malzemede oluşan dairesel izin alanı ölçülür. Sertlik, uygulanan
yükün oluşturulan izin alanına oranı olarak hesaplanır.
• Özellikler: Brinell testi, geniş ve heterojen yapıya sahip malzemeler için
uygundur, ancak ölçüm yeri göreceli olarak büyük bir iz bırakabilir.
Vickers Sertlik Testi:
• Açıklama: Vickers sertlik testi, dört taraflı bir elmas piramidin malzemenin
yüzeyine belirli bir yük altında bastırılmasıyla gerçekleştirilir. Yük kaldırıldıktan
sonra, oluşan izin köşegenleri ölçülür ve bu köşegenlerin ortalaması alınarak
sertlik hesaplanır.
• Özellikler: Vickers testi, çok ince malzemelerden büyük parçalara kadar geniş
bir malzeme yelpazesinde kullanılabilir. Ölçüm yeri küçük bir iz bırakır ve mikro
sertlik testleri için de uygundur.

Bu sertlik testleri, malzemenin yüzeyine ne kadar kuvvet uygulandığında ne kadar direnç


gösterdiğini ölçmek için kullanılır. Her biri farklı uygulama alanları, avantajlar ve sınırlamalarla
gelir, bu nedenle hangi testin kullanılacağına karar verilirken malzemenin türü, boyutu ve
istenen ölçüm hassasiyeti dikkate alınmalıdır.

You might also like