Professional Documents
Culture Documents
Elektronların maddenin mekanik davranışıyla ilişkisi, hem klasik hem de kuantum mekaniği
perspektifinden oldukça zengindir. İşte bu ilişkiyi anlamak için temel bazı noktalar:
İyonik bağ, kovalent bağ ve metalik bağ, atomlar arasında oluşan üç temel kimyasal bağ
türüdür. Bu bağlar, atomların veya iyonların bir arada tutulmasını sağlar ve bu da maddelerin
özelliklerini ve davranışlarını büyük ölçüde belirler.
İyonik Bağ:
• İyonik bağ, genellikle bir metal ile bir ametal arasında oluşur.
• Bu bağ türünde, bir atomdan diğerine elektron transferi gerçekleşir. Bu transfer
sonucunda oluşan pozitif ve negatif iyonlar, elektrostatik kuvvetlerle birbirine
çekilir ve bu çekim kuvveti iyonik bağı oluşturur.
• Örnek: Tuz (NaCl) - Sodyum (Na) atomu, klor (Cl) atomuna bir elektron verir ve
bu da sodyumun pozitif (+) ve klorun negatif (-) yüklü iyonlar haline gelmesine
neden olur.
• İyonik maddeler genellikle yüksek erime ve kaynama noktalarına sahiptir ve
katı hallerinde elektriği iletmezler. Ancak, erimiş veya sulu çözelti halindeyken
iyonlar hareket edebilir ve elektriksel iletkenlik gösterebilirler.
Kovalent Bağ:
• Kovalent bağ, genellikle iki ametal atomu arasında oluşur.
• Bu bağ türünde, atomlar arasında elektronlar paylaşılır. Bu paylaşılan
elektronlar, atomları bir arada tutan kuvveti oluşturur.
• Örnek: Su (H₂O) - Her bir hidrojen (H) atomu, oksijen (O) atomu ile birer
elektronunu paylaşır.
• Kovalent bağlı maddelerin fiziksel özellikleri bağın türüne (tek, çift, üçlü) ve
molekülün şekline bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
Metalik Bağ:
• Metalik bağ, metaller arasında oluşur.
• Metallerde atomlar, dış kabuklarındaki elektronları "elektron denizinde"
serbestçe hareket etmesi için bırakır. Bu serbest elektronlar, pozitif yüklü metal
iyonları etrafında hareket eder ve bu iyonları bir arada tutar.
• Bu tür bir bağ, metallerin yüksek iletkenlik, parlaklık ve diğer tipik metalik
özelliklere sahip olmasının nedenidir.
• Metalik bağlar aynı zamanda metallerin şekil değiştirebilir (duktil) olmasına da
neden olur.
apı malzemesi, yapıların inşa edilmesinde kullanılan her türlü maddeyi tanımlar. Bu
malzemeler taş, tuğla, çimento, beton, ahşap, çelik, plastik, cam ve birçok diğer materyali
içerebilir. Yapı malzemeleri, dayanıklılık, mukavemet, işlenebilirlik, estetik ve sürdürülebilirlik
gibi özelliklere sahip olmalıdır.
Yapı malzemelerinin mekanik özelliklerinin bilinmesi, aşağıdaki gibi birçok yarar sağlar:
Uygun Malzeme Seçimi: Farklı uygulamalar için en uygun malzemenin seçilmesi gereklidir.
Örneğin, bir köprü inşa ederken, yükleri taşıyabilecek mukavemette ve aynı zamanda
korozyona karşı dirençli bir malzeme seçmek önemlidir.
Sonuç olarak, yapı malzemelerinin mekanik özelliklerini bilmek, güvenli, dayanıklı, ekonomik
ve sürdürülebilir yapıların tasarlanması ve inşa edilmesi için temel bir gerekliliktir.
SORU:4) Tasiyici malzeme, detay malzeme ve koryucu malzemeyi tanimlayan ve her biri ile ilgili
bir ornek verin:
Taşıyıcı Malzeme:
• Tanım: Yapıların statik ve dinamik yükleri taşıyan ve bu yükleri temele ileten
yapı elemanlarında kullanılan ana malzemelerdir. Taşıyıcı malzemeler, yapıların
mekanik dayanımını ve stabilitesini sağlamak için seçilir.
• Örnek: Betonarme – Beton, içerisine yerleştirilen demir donatı ile birlikte
kullanıldığında betonarme olarak adlandırılır ve birçok yapının temel taşıyıcı
elemanı olarak kullanılır.
Detay Malzeme:
• Tanım: Yapının ana taşıyıcı sisteminin dışında kalan, genellikle estetik, kullanım
fonksiyonelliği veya inşaatın belirli detaylarını tamamlayan malzemelerdir. Bu
malzemeler, yapıyı kullanışlı ve konforlu kılmak için eklenir.
• Örnek: Seramik Karo – Banyo ve mutfak zeminlerinde, duvar kaplamalarında
kullanılır. Hem estetik bir görünüm sunar hem de suya ve neme karşı koruma
sağlar.
Koruyucu Malzeme:
• Tanım: Yapının veya yapı elemanlarının dış etkenlere (su, hava, kimyasal
maddeler, mekanik darbeler vb.) karşı korunmasını sağlayan malzemelerdir. Bu
malzemeler, yapının ömrünü uzatmak, dayanıklılığını artırmak ve bakım
ihtiyaçlarını azaltmak için kullanılır.
• Örnek: Su Yalıtım Membranı – Temel, çatı ve banyo gibi suya maruz kalan yapı
elemanlarını suyun zararlı etkilerinden korumak için kullanılır.
Elastik Davranış:
• Tanım: Malzeme üzerine uygulanan yükün çıkarılmasıyla, malzemenin
başlangıç şekline tamamen dönmesi durumudur. Bu tür bir davranışta,
malzemenin deformasyonu yükün altında kaldığı sürece kalıcı değildir.
• Örnek Malzeme: Çelik - Özellikle yapısal çelik, elastik bölgesinde yüklendiğinde
ve yük kaldırıldığında orijinal şekline döner.
Plastik Davranış:
• Tanım: Malzeme üzerine uygulanan yükün çıkarılmasına rağmen, malzemenin
kalıcı deformasyona uğraması durumudur. Plastik deformasyon, elastik
sınırların aşıldığı durumlarda ortaya çıkar.
• Örnek Malzeme: Kurşun - Kurşun, plastik deformasyona oldukça yatkındır.
Uygulanan bir kuvvetle şekli değiştirildiğinde, orijinal formuna dönmez.
Elasto-Plastik Davranış:
• Tanım: Malzemenin hem elastik hem de plastik davranışları gösterebildiği bir
durumdur. Yani, belirli bir yük altında malzeme önce elastik deformasyona
uğrar, belirli bir sınırı (elastik sınırı) aştıktan sonra ise plastik deformasyona
girer.
• Örnek Malzeme: Yumuşak Çelik - Özellikle yumuşak çelik tipleri, önce elastik
bir davranış sergileyebilir ve ardından belirli bir gerilme seviyesinden sonra
plastik deformasyona girebilir.
σ: Bu ifade gerilme (stress) olarak adlandırılır. Bir malzemenin birim yüzey alanına etki eden
kuvvetin büyüklüğünü gösterir. Gerilme, malzemenin ne kadar yük taşıyabileceğini, ne zaman
deformasyona uğrayacağını ve ne zaman başarısız olacağını anlamak için kullanılır. Genellikle
Paskal (Pa) veya megapaskal (MPa) gibi birimlerle ölçülür.
F: Bu ifade kuvveti (force) temsil eder. Bir yapı elemanına veya malzemeye uygulanan toplam
yükü gösterir. Kuvvetin birimi genellikle Newton (N) olarak ifade edilir.
A: Bu ifade alanı (area) temsil eder. Kuvvetin etki ettiği yüzey alanını belirtir. Genellikle
metrekare (m^2) olarak ölçülür.
Denklemin genel anlamı, bir malzemenin birim alanına etki eden kuvvetin
büyüklüğünü (yani gerilmesini) belirtir. Yapısal mühendislikte, bu denklem
malzemelerin ve yapı elemanlarının nasıl tepki vereceğini ve ne kadar yük
taşıyabileceğini anlamak için sıklıkla kullanılır.
SORU:7) HOOKE kanununu açıklayınız.
Hooke Kanunu, elastik deformasyon için malzemelerin davranışını tanımlayan bir fiziksel
ilkedir. Robert Hooke tarafından 17. yüzyılda keşfedilen bu kanun, elastik bir cismin
deformasyonunun (genellikle uzama veya sıkışma) uygulanan kuvvete orantılı olduğunu
belirtir.
Yaylar, kablolar ve birçok yapısal malzeme için Hooke Kanunu, malzemenin elastik
bölgesindeki davranışını anlamak için kullanılır. Bu kanun, yapısal analiz ve mühendislikte
temel bir prensiptir ve malzemelerin yüklere nasıl tepki vereceğini tahmin etmek için kullanılır.
SORU:8) Elastisite modülü ve şekil değiştirme oranının gerilme değeri ile olan ilişkisini
Elastisite modülü (E), bir malzemenin elastik özelliklerini tanımlayan bir kavramdır. Genellikle
Young Modülü olarak da adlandırılır. Bir malzemenin elastik bölgesinde, gerilme (σ) ile şekil
değiştirme oranı (ε) arasındaki ilişkiyi elastisite modülü belirler.
σ=E×ϵ
Bu denkleminde:
σ gerilmedir (bir malzemenin birim yüzey alanına etki eden kuvvetin büyüklüğü) ve genellikle
Paskal (Pa) veya megapaskal (MPa) gibi birimlerle ifade edilir.
ϵ şekil değiştirme oranıdır ve genellikle bir birimsiz büyüklük olarak ifade edilir. Bu değer,
malzemenin orijinal uzunluğuna göre uzama veya sıkışma miktarını belirtir.
Bu denklem, malzemenin elastik bölgesinde gerilme ile şekil değiştirme oranı arasındaki
doğrusal ilişkiyi belirtir. Elastisite modülü, malzemenin ne kadar sert veya yumuşak olduğunu
gösterir. Yüksek elastisite modülüne sahip malzemeler genellikle daha sert, düşük elastisite
modülüne sahip malzemeler ise daha yumuşaktır.
SORU:9) Sertlik kavramını açıklayınız.
Sertlik, bir malzemenin yüzeyine uygulanan bir kuvvete veya gerilime karşı direncini
tanımlayan bir özelliktir. Genellikle bir materyalin yüzeyine bir penetrasyon cisminin (örneğin
bir elmas ucu veya çelik topu) ne kadar kolay veya zor bir şekilde nüfuz edebildiğini belirten
bir değerdir. Sertlik, bir malzemenin yüzeyinin aşındırma, çizilme veya deformasyona ne kadar
dirençli olduğunu gösterir.
Sertlik ölçümleri, belirli bir yük altında belirli bir penetratörün malzemeye ne kadar nüfuz
ettiğini ölçerek yapılır. Sertlik testleri arasında Brinell, Vickers, Rockwell ve Shore sertlik testleri
bulunmaktadır. Her biri farklı penetratör şekilleri, yük değerleri ve ölçüm teknikleri kullanır.
Sertlik, genellikle malzemelerin seçiminde, özellikle aşındırıcı ortamlarda veya yüksek mekanik
yükler altında kullanılan parçaların tasarımında önemlidir. Örneğin, makine parçaları, aletler,
kalıplar veya bıçaklar gibi aşınmaya maruz kalan ürünler için sertlik kritik bir faktördür.
Bununla birlikte, sertlik genellikle malzemenin dayanımıyla doğrudan ilişkilendirilse de, bu iki
özellik arasında mutlak bir eşleşme yoktur. Bir malzeme sert olabilir, ancak kırılgan da olabilir;
ya da daha yumuşak olabilir ama daha sünek olabilir. Bu nedenle, bir malzemenin mekanik
özelliklerini tam olarak anlamak için sertlik değerine ek olarak diğer özelliklere de bakmak
gerekir.
SORU:10) Sertlik kavramının bilinmesi, malzeme ile ilgili ne gibi faydalar sağlar?
Yorumlayınız.
Doğru Malzeme Seçimi: Malzemenin sertliği, belirli bir uygulama için en uygun malzemenin
seçilmesinde kritik bir faktördür. Örneğin, aşındırıcı bir ortamda kullanılan bir bileşen için
yüksek sertlikte bir malzeme gerekebilir.
Aşınma Direnci: Sert materyaller genellikle aşınmaya daha dirençlidir. Bu nedenle, aşındırıcı
koşullar altında çalışacak parçaların sertlik değerleri önemlidir.
İşlenme ve Üretim: Malzemenin sertliğini bilmek, işleme süreçlerini (örneğin kesme, taşlama,
delme) optimize etmek için gereklidir. Aşırı sert malzemelerin işlenmesi daha zor olabilir ve
özel araçlar veya yöntemler gerektirebilir.
Kırılma ve Hasar Direnci: Sertlik değeri, bir malzemenin çizilmelere veya darbelere karşı
direncini tahmin etmek için kullanılabilir. Ancak, sertlik kırılma direncini doğrudan belirtmez.
Bir malzeme sert olabilir ama kırılgan da olabilir.
Kalite Kontrol: Üretim sürecinde, sertlik testleri kalite kontrol amacıyla rutin olarak yapılır. Bu,
üretilen parçaların belirlenen standartlara uygun olup olmadığını belirlemek için kullanılır.
Sonuç olarak, sertlik kavramının bilinmesi, malzemelerin doğru bir şekilde seçilmesini,
işlenmesini ve uygulamada performansının doğru bir şekilde değerlendirilmesini sağlar. Bu,
ürünlerin daha uzun ömürlü, güvenilir ve ekonomik olmasına katkıda bulunur.
SORU:11) Cisimlerin sertliğinin ölçülmesi kaç gruba ayrılır? Neler olduğunu açıklayınız.
Cisimlerin sertliğinin ölçülmesi, kullanılan yöntemlere göre genellikle üç ana gruba ayrılır:
1.Statik Sertlik Testleri: Bu testlerde, belirli bir yük, malzemenin yüzeyine statik olarak
uygulanır ve penetratörün (genellikle bir çelik topu veya elmas ucu) yüzeye ne kadar nüfuz
ettiği ölçülür. Bu testlerde kullanılan yük sabit ve değişmezdir. Bu grubun en yaygın örnekleri:
• Brinell Sertlik Testi: Ölçüm, bir çelik topunun malzemenin yüzeyine belirli bir
yük altında nüfuz etme derinliğine dayanır. Ölçülen izin alanıyla yük arasındaki
oran, Brinell sertlik değerini verir.
• Vickers Sertlik Testi: Bu testte, elmas bir piramidin malzemeye nüfuz ettiği
izin alanı ölçülür. Yük ile alan arasındaki oran Vickers sertlik değerini verir.
• Knoop Sertlik Testi: Bu testte, uzunlamasına elmas bir penetratör kullanılır. Bu
yöntem, ince yapıların veya katmanların sertliğini ölçmek için özellikle
uygundur.
2.Dinamik Sertlik Testleri: Bu testlerde, bir penetratör hızla malzemenin yüzeyine çarpar. Bu
grubun en yaygın örneği:
Rockwell Sertlik Testi: Ön yük uygulandıktan sonra, penetratör (elmas koni veya çelik top)
malzemeye ek bir ana yük altında daha fazla nüfuz eder. Nüfuz derinliğine göre bir sertlik
değeri elde edilir. Rockwell sertlik testi, genellikle metallerde kullanılır ve farklı penetratör ve
yük kombinasyonlarıyla çeşitli ölçeklerde (örn. HRB, HRC) sertlik ölçümleri yapılabilir.
Her sertlik testi yöntemi, farklı malzeme türleri, uygulamalar ve hassasiyet gereksinimleri için
uygundur. Sertlik ölçümü yapılırken malzemenin türü, yapısal özellikleri ve ölçüm için gerekli
hassasiyet dikkate alınarak en uygun test yöntemi seçilmelidir.
SORU:12) Mohs sertlik skalası nedir? Açıklayınız.
Mohs sertlik skalası, minerallerin sertliğini sıralamak için kullanılan ve mineralojide yaygın
olarak kabul görmüş bir ölçek sistemidir. 1812 yılında Alman mineralog Friedrich Mohs
tarafından geliştirilmiştir. Mohs sertlik skalası, bir mineralin başka bir minerali çizebilme
yeteneğine dayanarak sertliklerini sıralar.
Skala 1'den 10'a kadar numaralandırılmıştır. 1 en yumuşak, 10 en sert maddeyi temsil eder.
Skaladaki sıralama şu şekildedir:
Bu skalayı kullanarak bir mineralin sertliğini belirlemek için, örnek mineralin skala üzerindeki
hangi mineral(ler) tarafından çizildiğine veya hangi mineral(ler)i çizebildiğine bakılır. Örneğin,
eğer bir mineral kuvars tarafından çiziliyor ama ortoklaz feldispat tarafından çizilemiyorsa, bu
mineralin Mohs sertlik değeri 5 ile 6 arasında bir değere sahip olduğunu söyleyebiliriz.