You are on page 1of 29

ÖZEL GEREKSİNİMLİ

ÇOCUKLARA SAHİP
AİLELERİN EĞİTİMİ

• Özel Eğitim ve Özel Gereksinimli


Çocuklar
İÇİNDEKİLER

• Özel Eğitim
• Özel Gereksinimli Çocuklar AİLE EĞİTİMİ
• Aile
• Ailenin İşlevleri Dr. Öğr. Üyesi
• Özel Gereksinimli Çocuğa Sahip
Ailelerin Gösterdikleri Tepkiler Muhammed ÇİFTÇİ
• Ailelerle İş Birliğinin Önemi
• Özel Eğitimde Aile Katılımı
• Aile Katılımının Önündeki Engeller
• Özel Eğitimde Aile Eğitimi
• Aile Eğitimi Programları

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Aile kavramını tanımlayabilecek,
HEDEFLER

• Ailenin işlevlerinin neler olduğunu


açıklayabilecek,
• Özel gereksinimli çocuklara sahip
ailelerin gösterdikleri tepkilerin
neler olduğunu söyleyebilecek,
• Ailelerle iş birliğinin önemini
açıklayabilecek,
• Özel eğitimde aile katılımını ve aile
katılımının önündeki engelleri
belirtebilecek,
• Özel eğitimde aile eğitiminin ne
ÜNİTE
olduğunu öğrenecek ve aile eğitim
programlarını sınıflayabileceksiniz.

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
11 1
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

Özel Eğitim
Özel Eğitim ve Özel
ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLARA SAHİP AİLELERİN

Gereksinimli Çocuklar
Özel Gereksinimli Çocuklar

Ailenin İşlevleri

Özel Gereksinimli Çocuğa


EĞİTİMİ

Aile Kavramı Sahip Ailelerin Gösterdikleri


Tepkiler

Ailelerle İş Birliğinin Önemi

Aile Katılımının Önündeki


Özel Eğitimde Aile Katılımı
Engeller

Özel Eğitimde Aile Eğitimi Aİle Eğitimi Programları

ÜNİTE ÜNİTE

11 11
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

GİRİŞ
Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanının 2019 yılında
yayınladığı “Dünya Nüfusu Beklentileri” konulu raporuna göre dünyada 7 milyar
713 milyon insanın yaşadığı tahmin ediliyor. Dünya nüfusunu oluşturan 7 milyar
713 milyon bireyin her biri tektir, bu bireyler arasında birbirine benzeyen bireyler
olabilir ama bu benzeyen bireyler birbirinin aynısı değildir. Her bir birey kendine
Her birey, kendine özgü özgü özelliklere sahiptir. Bu durum bireyler arasındaki farklılığa işaret etmektedir.
ve onu diğerlerinden Dolayısıyla her birey, kendine özgü ve onu diğerlerinden ayırt edilebilecek bireysel
ayırt edilebilecek farklılıklara sahiptir. Bedensel, bilişsel, duyuşsal, sosyal ve öğrenme alanlarına
bireysel farklılıklara ilişkin bireysel farklılıklar belli sınırlar içerisinde olursa bireyin yaşamsal işlevlerini
sahiptir. ve genel eğitim hizmetlerinden yararlanabilmesini engellemeyeceğini söylenebilir.
Ancak yukarıda ifade edilen alanlara ilişkin bireysel farklılıkların boyutu büyük
olduğunda bireylerin günlük yaşamsal işlevleri yerine getirebilmeleri, genel eğitim
hizmetlerinden gereği gibi yararlanabilmeleri güçleşmektedir. Dolayısıyla bu
bireyler için özel eğitim hakkının sağlanması ve özel eğitim hizmetlerinin
sunulması gerekebilir. Bu durumda olan bireyler için, özel gereksinimli bireyler
veya özel eğitime ihtiyacı olan bireyler, çocuklar için de özel gereksinimli çocuklar
veya özel eğitime ihtiyacı olan çocuklar ifadeleri kullanılmaktadır.
Bu bölümün bundan sonraki sürecinde özel eğitimin ve özel gereksinimli
çocukların çeşitli tanımları, aile kavramı, ailenin işlevleri, özel gereksinimli çocuğa
sahip ailelerin gösterdikleri tepkiler, ailelerle iş birliğinin önemi, aile katılımı ve aile
eğitimi konularında bilgi verilmektedir.

ÖZEL EĞİTİM VE ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLAR


Bu kısımda özel eğitim ve özel gereksinimli çocuklar kavramlarına ilişkin
çeşitli tanımlara yer verilmiştir.

Özel Eğitim
Özel eğitim “bilişsel, davranışsal, sosyal-duygusal, fiziksel, duyusal alanlarda
yetersizlikleri ya da üstünlükleri olan öğrencilere kapsamlı, araştırma temelli
değerlendirme ve öğretimin ve destek hizmetlerinin özel hazırlanmış programlar
dâhilinde sunulması” olarak tanımlanmaktadır (Bryant, Smith ve Byrant, 2008;
Salend, 2008; akt.; Diken ve Batu, 2013).
Millî Eğitim Bakanlığının 07 Temmuz 2018 tarihinde yayınlamış olduğu “Özel
Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği”nin dördüncü maddesinin “ş” bendinde “özel
eğitim; bireysel ve gelişim özellikleri ile eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından
anlamlı düzeyde farklılık gösteren bireylerin eğitim ve sosyal ihtiyaçlarını
karşılamak üzere geliştirilmiş eğitim programları ve özel olarak yetiştirilmiş
personel ile uygun ortamlarda sürdürülen eğitim” olarak tanımlanmaktadır (MEB,
2018).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

Şekil 11.1. Özel Çocuklara Özel Eğitim (Günyazı İlkokulu, 2019).

Özel Gereksinimli Çocuklar


Gelişimsel özellikleri açısından normal çocuklardan farklılık gösteren,
ayrıcalıkları nedeniyle normal eğitim-öğretim hizmetlerinden yeterince
yararlanamayan çocuklara özel gereksinimli çocuklar denilmektedir (Aral ve
Özel gereksinimli çocuk, Gürsoy, 2007).
bireysel ve gelişim Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nin dördüncü
özellikleri ile eğitim maddesinin “t” bendinde özel gereksinimli çocuklar “özel eğitim ihtiyacı olan
yeterlilikleri açısından birey” olarak ele alınmakta ve “bireysel ve gelişim özellikleri ile eğitim yeterlilikleri
akranlarından anlamlı açısından akranlarından anlamlı düzeyde farklılık gösteren birey” şeklinde
düzeyde farklılık tanımlanmaktadır (MEB, 2018).
gösteren birey olarak
Yine Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nin dördüncü
tanımlanmaktadır.
maddesinde özel eğitim ihtiyacı olan bireyleri; ağır düzeyde otizmi olan birey, orta
düzeyde otizmi olan birey, hafif düzeyde otizmi olan birey, çok ağır düzeyde
zihinsel engelli birey, ağır düzeyde zihinsel engelli birey, orta düzeyde zihinsel
engeli olan birey, hafif düzeyde zihinsel engelli birey, bedensel engelli birey, görme
engelli birey, işitme engelli birey ve özel yetenekli birey olarak tanımlamaktadır
(MEB, 2018).
Özel gereksinimi olan çocuklar çeşitli şekillerde sınıflandırılmaktadır. Tüm
sınıflandırmalar dikkate alındığında, özel gereksinimi olan çocukları şu şekilde
sınıflandırmak mümkündür (Aral ve Gürsoy, 2007): Konuşma ve dil bozukluğu olan
çocuklar, işitme engelli olan çocuklar, zihinsel engelli olan çocuklar, ortopedik
engelli olan çocuklar, görme engelli olan çocuklar, öğrenme güçlüğü gösteren
çocuklar, uyum güçlüğü gösteren çocuklar, üstün zekâlı ve üstün yetenekli olan
çocuklar.

AİLE
Normal ya da özel gereksinimli çocukların yaşamlarında özerk hareket
edebilecekleri yaşam becerilerini öğrendikleri ilk eğitim ortamı ailedir. Ebeveynler
de çocuklarının ilk öğretmenleridir. Bu amaçla aile başlığı altında aile kavramının
alan yazında yer alan bazı tanımlara, ailenin işlevlere, özel gereksinimli çocuğa

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

sahip ailelerin gösterdikleri tepkilere ve ailelerle iş birliğinin önemine dair


konularda bilgilendirme yapılmaktadır.

Aile, akraba
bağlantılarıyla doğrudan
doğruya bağlanan,
yetişkin üyelerin
çocuklara bakma
sorumluluğunu
Şekil 11.2. Aile
üstlendiği bir insanlar
topluluğudur. Toplumsal yapının en küçük birimi olan aile ile ilgili alan yazında birçok
tanım yapılmıştır. Bu tanımlardan bazılarına burada yer verilmiştir. “Aile, biyolojik
veya psikolojik bağları olan ve aralarında tarihsel, duygusal ve ekonomik bir
birliktelik olan ve kendilerini aynı evin üyeleri olarak hisseden bireylerin
oluşturduğu birliktir” (Gladding, 2012).
Giddens (2008)’e göre aile, “akraba bağlantılarıyla doğrudan doğruya
bağlanan, yetişkin üyelerin çocuklara bakma sorumluluğunu üstlendiği bir insanlar
topluluğudur.”
Özgüven (2000)’e göre ise “aile, karşıt cinsten iki yetişkin kişinin yasal ve
törel bağlara uyarak kurdukları biyolojik, psikolojik ve sosyolojik işlevleri olan bir
kurumdur. Aile toplumsal hayatın en küçük temel birimidir”.

Ailenin İşlevleri
Aile kurumu bir arada bulunan bireylerin oluşturduğu bir yapı olmasının
yanı sıra aynı zamanda sosyal yönü olan bir kurumdur. Aileyi oluşturan bireylerin
tek tek kimliklerinin yanında bir bütün olarak aile kurumunun kendisinin de bir
kimliği vardır. Aile kurumu üyelerinin birbirleriyle etkileşimde bulunduğu dinamik
bir yapıyı ifade eder. Aile kurumunun varlığını sürdürebilmesi için yerine getirmesi
gereken bazı işlevleri vardır (Gökçe, 1976; Avşaroğlu, 2012; Kandemir Çelik, 2017):
 Biyolojik işlev: Neslin devamının sağlanması
 Ekonomik işlev: Ailenin gelir-gider dengesini dikkate alarak mali durumunu
sarsmayacak şekilde aile üyelerinin gereksinimlerinin karşılanması.
 Koruyuculuk işlevi: Maddi ve manevi her türlü zarardan aile üyelerinin
korunması ve güvenliğinin sağlanması.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

 Psikolojik işlev: Aile üyelerinin karşılanması gereken sevgi, saygı, şefkat, ilgi
görme, güven, aidiyet duygusu vb. gibi psikolojik ihtiyaçlar aile bağlarının
oluşmasında rol oynayan temel psikolojik ihtiyaçlardır.

Örnek
•Sevgi gören çocuklar sevebilen ve çevresiyle uyumlu, sağlıklı
arkadaşlıklar geliştirirken, sevgisiz büyüyenler ilişkilerinde kavgacı,
saldırgan bir ilişki yolu sergileyebilir.

 Eğitim işlevi: Eğitim ailenin temel bir sorumluluğudur. Dolayısıyla


çocukların hayata ve mesleğe hazırlanmalarında gerekli eğitim desteğinin
aile tarafından karşılanması gerekir.
 Dinî işlev: Aile, üyelerinin doğru dinî bilgileri edinmelerinde ve sağlıklı bir
tutum geliştirmelerinde destek olmalıdır.
 Toplumsal işlev: Ailenin; üyelerinin içinde yaşadıkları toplumun bir parçası
olduğu, yani toplumsal aidiyet duygusunun kazandırılması gerektiği,
çocukların sosyalleşme sürecinin de saygınlık kazandırma görevi ile birlikte
ele alınması gerektiği, aile üyelerinin boş zamanlarının değerlendirilerek
uygun ortamların hazırlanması toplumsal işlevleri arasında yer alır.
Örnek

• Aileler çocuklarına toplumsal ve ahlaki kuralları, toplumsal


cinsiyet rollerini öğretmeleri toplumsal işlevlerinin bir gereğidir

Ailede özel gereksinimli


bir bireyin olması ailenin  Kültürel işlev: Toplumları bir arada tutan, uzun ömürlü kılan kültürel
işlevselliğini olumsuz değerlerin ilk öğrenildiği yer aile olup çocuklara aktarılması ailelerin en
yönde önemli işlevlerinden biridir.
etkileyebilmektedir. Ailede özel gereksinimli bir bireyin olması ailenin işlevselliğini olumsuz
yönde etkileyebilmektedir. Anne baba bunun sebebi olarak birbirlerini
suçlayabilmekte ve bu da ev ortamında olumsuzluklara neden olabilmektedir. Özel
gereksinimli bir çocuğun varlığı, bakımı, çocuğun sağlık ve eğitim gereksinimleri,
ailenin sürekli yardımına gereksinim duyması, aile içi ve akraba ve komşulardan
yeterli sosyal desteğin alınamaması, toplumun özel gereksinimli bireye sahip
ailelere yönelik olumsuz tutumları ve davranışları vb. birçok sebep ailenin
ekonomik, sosyal ve psikolojik yönden yıpranmasına yol açmakta ve ailenin
işlevselliğini olumsuz yönde etkilemektedir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

Özel gereksinimli bir çocuğa sahip olmak ekonomik, sosyal ve psikolojik bazı
zorlukları da beraberinde getirmektedir. Tunalı ve Power (1993), özel gereksinimli
çocuğa sahip ailelerin yaşadıkları zorlukları aşağıdaki gibi kategorize etmiştir (Akt.
Canarslan, 2014):

 Ailelerin yaşadıkları zorlukların başında maddi problemler gelmektedir.


Özel gereksinimli bir
Bunlar; tıbbi bakım, iletişim, özel fiziki düzenlemeler, araç ve gereçler,
çocuğa sahip olmak
yiyecek, ev kirası, giyim, ulaşım, özel gereksinimli çocuğun ihtiyacı olan
ekonomik, sosyal ve
oyuncakları satın alma.
psikolojik bazı zorlukları
da beraberinde
getirmektedir.
Örnek
•Özel gereksinimli bireylerin ihtiyaç duydukları bazı malzemeler;
tekerlekli sandalye, beyaz baston, sesli kol saati, işitme cihazı...

 Ailelerin yaşadıkları duygusal zorluklar vardır. Bunlar arasında; özel


gereksinimli çocuğun bakım güçlükleri, durumu kabul etmeme, diğer aile
bireylerine yeteri kadar zaman ayıramama, çocuğun durumundan dolayı
suçlanma, eşlerin birbirlerini genetik açıdan suçlaması, ailede yaşanan
çatışmalar ve gerginlikler ifade edilebilir.
 Özel gereksinimli çocuk, ailenin rutin veya planlı etkinliklerinde kaçınılmaz
değişikliklere sebep olur. Bunlar; boş zaman faaliyetleri, mesleki fırsatlar,
ailenin zamanının çoğunluğunu çocuğa harcaması, aile bireylerine düşen
görevlerin miktarındaki artış, ebeveynlerin özellikle annelerin iş
yaşamlarına devamını güçleştirmektedir.
 Ailelerin sosyal yaşamlarında karşılaştıkları güçlükler; akrabaların,
arkadaşların ve komşuların ön yargılı tutumlarına bağlı olumsuz tepkileri,
özel gereksinimli çocuğun görünüş ve davranışından dolayı kardeşlerinin
utanması, evde ve dışarıda olabilecek kazalardan korkma, ailenin sosyal
yaşamlarındaki hareketliliğin azalması sıralanabilir.
 Özel gereksinimli çocuğun günlük terapi ve eğitimlerinin sorumluluğu, özel
diyetler, ek olarak tıbbi imkanlar sağlamanın getirdiği zorluklar
bulunmaktadır.
 Ailelerin okul, tıbbi kurumlar gibi kurumlarla yaşadıkları bağlantısal
sorunlar yer almaktadır.

Özel Gereksinimli Çocuğa Sahip Ailelerin Gösterdikleri Tepkiler


Özel gereksinimli bir çocuğa sahip olduklarını öğrendikleri zaman,
ebeveynlerin psikolojisinde bazı değişiklikler meydana gelmektedir. Bu durumda
aileler bazı tepkiler gösterirler. Ailelerin bu tepkileri genel olarak dört modelle
açıklanmaktadır. Bu modeller (Akkök, 2006): Sürekli Üzüntü Modeli, Çaresizlik,
Güçsüzlük ve Anlamsızlık Modeli, Bireysel Yapılanma Modeli, Aşama Modelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

Bu modellerden sadece en yaygın olarak bilinen “Aşama Modeli”


açıklanacaktır. Aşama modeli, “çocuğun yetersizliği karşısında ailelerin çeşitli
aşamalardan geçerek kabul ve uyum aşamasına geldiklerini varsayan bir
Aşama modeli, çocuğun modeldir”. Aşama modeline göre, özel gereksinimli çocuğu olduğunu öğrendiğinde
yetersizliği karşısında ebeveynler, karışık duygular yaşarlar, davranışları, düşünceleri karmaşıktır ve
ailelerin çeşitli aileler, aşama aşama; şok, kafa karışıklığı, duygusal karmaşa, şaşkınlık, yas, yoğun
aşamalardan geçerek üzüntü, hayal kırıklığı, kaygı, ret, suçluluk ve savunma mekanizmalarının yoğun
kabul ve uyum yaşandığı bir süreç içine girerler. Bu durumu uyum ve duruma alışma süreci takip
aşamasına geldiklerini eder. Daha sonra aileler bilgi ve becerilerini geliştirmeye, birtakım planlar
varsayan bir modeldir. yapmaya ve geleceği düşünmeye başlarlar (Akkök, 2006).
Örnek

•Kardeşinin herhangi bir yetersizliği olduğunu öğrenen normal bir


çocuğun gösterdiği bazı tepkiler; görmezen gelme, ilgilenmeme,
kıskançlık, saldırganlık, korku, utanma gibi olumsuz duyguların
yaşamasının yanında insan ilişkilerine ve bireysel farklılıklara
duyarlığın artması, sorumluluk bilincinin gelişmesi, daha toleranslı
olma gibi olumlu duyguların da gelişmesi mümkündür.

Aşama modeline göre ailelerin yaşadıkları tepkiler aşağıda kısaca


açıklanmıştır (Özen, 2013; Metin, 2018):
 Şok: Özel gereksinimli çocuğa sahip olduklarını öğrendikleri zaman aile
üyelerinin gösterdiği ilk tepki şok olmalarıdır. Şok, hissizlik ve hareketsiz
kalma, ağlama, kendini çaresiz hissetme, şaşkınlık, mantıksız konuşmalar
şeklinde görülür.
 İnkâr: Ailelerin inkâr tepkileri, bilinmeyene karşı duyulan korku ve
tedirginlikten kaynaklanmaktadır. Aileler, gerçeklerden kaçmaya ve
durumu görmezden gelmeye çalışma, çocuğun engeli yokmuş gibi
davranma biçiminde inkâr tepkileri ortaya koyarlar.
 Acı çekme ve Depresyon: Ebeveynler durumun gerçek olduğunun yani özel
gereksinimli bir çocukları olduğu gerçeğinin bilincine varmaya başlarlar.
Hayallerinde yaşattıkları ideal çocuğun yok olması durumunda acı
çekmeleri söz konusudur. Acı çekme, gerçeğin kabullenilmesini
kolaylaştıran bir duygudur. Acı çekme duygularının sonunda depresyon
ortaya çıkmaktadır. Ebeveynler artık her şeye gücü yetmeyeceklerini
görürler ve depresyona girerler.
 Suçluluk: Suçluluk duygusu ebeveynlerin yenmekte en çok zorlandıkları
duygudur. Ebeveynler özel gereksinimli çocuğa sahip olmanın kendi
hatalarından kaynaklandığını ve bu yüzden cezalandırıldıklarını düşünebilir
ve suçluluk hissedebilirler. “Keşke sigara içmeseydim, keşke ona daha çok
yardım etseydim” gibi cümlelerin kurulduğu suçluluk davranışları
gözlenebilir.
 Kızgınlık: Suçluluk duygusunu takip eden süreçte ebeveynler “Neden ben /
biz?” sorusunu sorar ve öfkelerini kendileri dışındaki kişilere ya da

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

nesnelere yöneltebilirler. Ebeveynler öfkelerini birbirlerine, diğer


çocuklarına, uzmanlara ya da evdeki eşyalara yöneltebilirler.
 Utanma: bazı ebeveynler özel gereksinimli çocuklarının yetersizliklerini
kendi kusuru gibi görüp bu durumdan utanç duyabilirler. Hatta bazen bu
utanç duygusu o kadar yoğun yaşanabilir ki evden dışarı bile çıkamayacak
derecede olabilir. Utanç duygusu özel gereksinimli çocuğun toplum
tarafından onay görmemesi durumunda yaşanan bir duygudur. Toplumun
acıma, reddetme, alay etme davranışlarının yarattığı endişeler sonucunda
Utanç duygusu, özel
utanç duyguları görülebilir.
gereksinimli çocuğun
 Pazarlık: Nadir görülen bu aşamada ebeveynler, çocuğun yetersizlik
toplum tarafından onay
durumunu ortadan kaldırmak için konunun uzmanları, din görevlileri,
görmemesi durumunda
doğaüstü güçleri olan kişiler ya da başka herhangi biriyle pazarlık
yaşanan bir duygudur.
edebilirler.
 Kabul ve Uyum: Son aşamada ebeveynler çocuklarını oldukları gibi kabul
etmeye, benimsemeye hazırdırlar. “Şimdi ne yapabiliriz?” sorusuna yanıt
aramaya başlarlar. Ebeveynler enerjilerini çocukları ile olan ilişkilerine,
gereksinimlerini karşılama doğrultusunda harcarlar ve bunun için yeniden
düzenleme yoluna giderler. Önceki olumsuz duygular tamamen ortadan
kalkmaz ancak ebeveynler bu olumsuz duygularla baş ederek gelişirler ve
kendilerini ve çocuklarını zayıf ve güçlü yönleriyle kabul etmeyi
öğrenmeye başlarlar.

Ailelerle İş Birliğinin Önemi


Özel gereksinimli çocukların özellikle eğitim yaşamlarında ailenin rolü
yadsınamaz. Bu çocukların eğitiminde aile desteğinin alınması önemlidir (Batu,
2013). Aileler eğitim, sosyal ve sağlık hizmetleri alanında çalışan pek çok resmi ve
gönüllü profesyonel ve kuruluşlarla çocuğun ve kendilerinin gereksinimlerini
karşılamak, haklarını korumak, bağımsız yaşamalarını sağlamak ve yaşam
kalitelerini yükseltmek için iş birliği ve etkileşim içerisinde olmak durumundadırlar.
(Kaner, 2015). Öğretmenler ve diğer uzmanlar özel eğitim hizmetleri konusunda
ailelerden daha bilgili, ancak aileler de çocuğun gelişmesinde daha önemli role
sahiptirler. Bu durumda özel gereksinimli çocukların özellikle eğitiminde aile-
profesyonel iş birliğinin önemini göstermektedir (Sönmez, 2013).
Etkili bir okul-aile iş birliği, çocuğun akademik başarısının artmasında, aile-
çocuk ve öğretmen-çocuk ilişkisinin güçlenmesinde, çocuğun bir bütün olarak
olumlu gelişim göstermesinde önemlidir. Bu nedenle etkili bir okul-aile iş birliğini
geliştirmek ve aile üyelerinin aktif katılımını sağlamak için birtakım etkinlikler
düzenlenebilir. Bu kapsamda grup toplantıları, bireysel görüşmeler, tanışma,
bilgilendirme ve veli toplantıları, bülten, afiş, broşür, kitapçıklar, dilek kutusu,
makale kutusu, sınıf gazetesi gibi haberleşme araçları, iletişim defterleri, ev
ziyaretleri, telefon görüşmeleri, mail yoluyla haberleşme, aile ve öğretmenlerin bir
araya gelmelerini sağlayacak fuarlar, kermesler, geziler, akşam yemekleri, okul
geceleri, hafta sonu sabah kahvaltıları, piknik vb. etkinlikler düzenlenebilir
(Sönmez, 2013; Sani Bozkurt, 2014; Yılmaz Bolat, 2017).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

Etkili bir okul-aile iş


birliği, çocuğun
akademik başarısının
artmasında, aile-çocuk
ve öğretmen-çocuk
ilişkisinin Şekil 11.3. Okul-Aile İş Birliği
güçlenmesinde, çocuğun Aile üyeleri ve uzmanlar arasındaki başarılı bir iş birliği sürecine ilişkin temel
bir bütün olarak olumlu özellikler şunlardır (Gürgür, 2013):
gelişim göstermesinde
 İş birliği süreci, aile üyelerinin ve uzmanların gönüllü katılımını gerektirir.
önemlidir.
 İş birliği sürecinde aile üyeleri ve uzmanların her biri eşit pozisyonlara
sahipler ve her birinin bu iş birliği sürecinde katkıları oldukça önemlidir.
 İş birliği sürecinde aile üyeleri, öğretmenler ve uzmanların ortak bir
hedeflerinin olması gerekmektedir.
 İş birliği süreci tüm kararlar için sorumluluğun paylaşılmasını gerektirir.
 İş birliği yapan aile üyeleri, öğretmen ve uzmanlar; zaman, çalışma alanı,
ekipman, bilgi kaynakları ve ders araç-gereçleri olarak belirtilen ortak
kaynaklarla sürece katkı sunmalıdırlar.
 İş birliği sürecine katılan her bir birey, kendisini ve grup olarak düzenli
şekilde gerçekleştirdikleri süreçleri ortak olarak değerlendirmeleri
gerekmektedir.

ÖZEL EĞİTİMDE AİLE KATILIMI


“Eğitim ailede başlar” sözü dikkate alındığında ebeveynler, çocukların ilk
öğretmenleridir. Ebeveynler söyledikleriyle ve davranışlarıyla çocuklarına rol
model olurlar. Ebeveynlerin doğru ve bilinçli bir rol model olabilmeleri okul-aile iş
birliğini daha özelde ise öğretmen-aile iş birliğini, bu iş birliğinin daha profesyonel
ve resmî düzeyi olan aile katılımı ve eğitimi hususlarını dikkate almayı
gerektirmektedir.
Hem normal çocukların hem de özel gereksinimli çocukların eğitim
süreçlerinde ailelerin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve okul yöneticilerinin birlikte
yer alması önemlidir. Okulun hedeflerinin gerçekleştirilmesinde aile bireylerinin
rolü yadsınamaz. Ebeveynler, çocukların okulda öğrendikleri bilgi ve becerilerini
evde pekiştirebilirler. Bu da aile bireylerinin eğitimin önemli bir parçası olduğunu
göstermektedir. Epstein (2011), bir okul, hedef ya da süreç odaklı yaklaşım
kullanıyor olsa da hedeflerine ulaşmasında, aileleri ve toplumu kapsayan
faaliyetlerin önemine vurgu yapmaktadır. Ayrıca bazı çocukların öğrendikleri
bilgileri işlemelerinde, artırabilmelerinde, geliştirebilmelerinde, okuldaki
öğrenmelerine ilişkin motivasyonlarını veya olumlu okul davranışlarını

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

sürdürmelerinde ebeveynlerin üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmeleri


gerektiğini ifade etmektedir. Alan yazın incelendiğinde yapılan çalışmalar, aile
katılımının çocukların gelişimlerinde, okul başarılarında önemli rol oynadığını
göstermektedir (Kohn, 1990; akt. Ketelaar ve et al., 1998; Sucuoğlu, 1996; Pena,
2000; Keçeli-Kaysılı, 2008).
Aile katılımı, “anne babaların çocukların gelişim ve eğitimlerine katkıda
bulunmaları için organize edilmiş etkinlikler bütünüdür” (Yılmaz Bolat, 2017). Bir
başka tanımda Epstein (2011) “ebeveyn katılımını; öğretmenlerin, yöneticilerin,
ebeveynlerin, öğrencilerin ve okulda görevli diğer kişilerin çabaları ve hedeflerine
yönelik plan yapmayı, uygulamayı ve derinlemesine düşünmeyi gerektiren bir
süreç” olarak ele almaktadır. Chavkin ve Williams (1985)’ın yaptığı tanımda “aile
Aile katılımı; anne- katılımı; anne-babaların ev ve okul ortamındaki eğitim süreçlerine çeşitli etkinlikler
babaların ev ve okul aracılığıyla dahil olma sürecidir” (Akt.; Erkan, 2018). Ebeveyn katılımı;
ortamındaki eğitim ebeveynlerin çocuklarının eğitimini geliştirmek için çok sayıda okul temelli ve ev
süreçlerine çeşitli temelli etkinliklere katılımı anlamına gelir (Maluleke, 2014). Myeko (2000)
etkinlikler aracılığıyla ebeveynlerin katılımını, ebeveynlerin çocuklarının çeşitli eğitim faaliyetlerine
dâhil olma sürecidir. anlamlı bir şekilde katıldığı bir süreç olarak ifade eder. Nye ve arkadaşları (2006),
ebeveyn katılımını “akademik performansını artırmaya odaklanan bir faaliyette
çocuklarıyla günün dışındaki etkin katılımı” olarak tanımlamaktadır.
Örnek

•Çocuğun bir şey öğrendiği hayvanat bahçesine yapılacak geziler


veya ebeveynlerin çocukları ile oyun oynadığı okullar dışındaki
faaliyetleri vurgulamaktadır (Akt., Maluleke, 2014).

Aile katılımına ilişkin tanımlardan hareketle şu söylenebilir; çocukların


gelişimlerinde ve eğitimlerinde okul ve aile arasında bir iş birliğinin önemine,
ailenin eğitim sürecindeki rolüne vurgu yapılmaktadır.
Özel gereksinimli çocukların eğitimi konusunda alınacak kararlarda ailelerin
Özel gereksinimli
önemli rolleri bulunmaktadır. Aileler özel eğitim hizmetlerinin sürecine ilişkin
çocukların eğitimi
aşağıdaki hususlarda katılım sağlayabilirler (McLoughlin ve Lewis, 2002):
konusunda alınacak
kararlarda, ailelerin  Belirleme / Aday Gösterme: Bilinçli bir anne-baba, çocuğundaki herhangi
önemli rolleri bir yetersizliğin erken belirtileri hususunda daha dikkatlidir. Dolayısıyla
bulunmaktadır. özel eğitim hizmetleri ile ilgili, nasıl bir yol izleyeceği ve hangi kurumlarla iş
birliğine girmesi gerektiği konusunda daha duyarlıdır. Dolayısıyla bilinçli
anne-babalar özel eğitimde erken müdahalenin öneminin farkında olarak
en kısa zamanda gerekli yerlere başvuruda bulunacaktır.
 Ölçümleme: Tıbbi ve eğitsel tanılama sürecinde ailenin etkin katılımı ve
çocuğuyla ilgili bilgileri uzmanlarla paylaşması için gerekli iş birliğine
girmeleri oldukça önemlidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

Örnek
•Özel gereksinimli çocukların aileleri eğitsel tanılama hizmetleri
için bulunduğu ildeki Rehberlik ve Araştırma Merkezine
başvurmalıdırlar.

 Program Hazırlığı: Tıbbi ve eğitsel tanılama sonuçlarının ilk kez tartışılacağı


toplantıda ve bireyselleştirilmiş eğitim programının (BEP) geliştirilmesi
sırasında ebeveynlerin tam katılımına gereksinim duyulur. BEP’in kısa ve
uzun dönemli hedeflerinin belirlenmesinde ve çocuk için en uygun
yerleştirme kararının alınması sürecinde anne-babaların katılımı çok
önemlidir.
 Öğretme: Anne-babalar gerek sınıfta çocuklarının daha iyi öğrenebilmesi
için öğretim etkinliklerine katılımda yardımcı bir öğretmen rolü
üstlenebilirler ve gerekse de BEP’in evdeki uygulamalarında yardımcı
olabilirler. Bu katkılarının bir yan ürünü olarak da çocuklarının öğrenme
stratejileri ve çalışma alışkanlıkları konusunda değerli bilgileri derleyip
öğretmenleriyle paylaşabilirler. Bu durumda çocuğun eğitim sürecine
olumla katkı sağlayacaktır.
Aile katılımı, özel  Değerlendirme: Anne-babalar, BEP’in daha iyi bir hâle getirilmesinde
gereksinimli çocuğun uzmanlara geri bildirimlerde bulunabilirler, derslik ortamı dışındaki
okul başarısını ve çevrelerde çocuğun gelişimiyle ilgili kanıtların toplanmasında katkı
topluma uyumunu sağlayabilirler.
olumlu yönde Aile katılımının hem aile bireyleri hem de özel gereksinimli çocuklar için pek
etkilemektedir. çok yararı bulunmaktadır. Aile katılımının yararlarından bazıları şunlardır (Kaner,
2015):
 Anne-babalar çocuklarının ilk ve doğal öğretmenleri oldukları için onlara
pek çok bilgi ve beceri kazandıran kişilerdir.
 Anne-babalar çocuklarıyla geçirdikleri zaman dilimleri içerisinde öğretim
etkinlikleri için pek çok fırsata sahiptirler.
 Anne-babaların yardımcı öğretmen rolü, öğretmen ve uzmanlara zaman
kazandırdığı için ekonomiklik sağlar.
 Aile katılımı, özel gereksinimli çocuğun okul başarısını ve topluma
uyumunu olumlu yönde etkilemektedir.
 Aile katılımı, anne-babaların çocuğun öğretmenleriyle daha fazla iletişime
ve iş birliğine girmesini sağlar.
 Ailelerin eğitim sürecine katılımı, ailelerin güçlenmesine, hem kendileri
hem de çocukları için uygun hedefler belirlemelerine, kapasitelerini
çocuklarının haklarını savunmak için daha fazla kullanmalarına, kendi
kapasitelerine daha çok güvenmelerine, stres ve kaygılarının azalmasına
ve diğer ebeveynlere destek olmalarına neden olmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

 Aile katılımı, ebeveynlerin çocuklarına ilişkin tutumlarının olumlu yönde


gelişmesine yol açar.
 Aile katılımı, ev-okul arasındaki tutarsızlıkların azalmasına, karşılıklı
güvenin artmasına ve anlayışa dayalı ilişkilerin gelişmesine yol açar.
 Aile katılımı, okulun özel gereksinimli çocuk için belirlediği eğitsel hedeflere
daha kolay ulaşmasına yardımcı olur.

Aile Katılımının Önündeki Engeller


Uluslararası ve ulusal düzeydeki çalışmalarda, çocuğun eğitsel gelişiminde
aile katılımının önemine dair gerekli vurgular yapılmasının yanı sıra aile katılımını
Aile katılımı, engelleyen bazı durumların da olduğu ifade edilmektedir. Williams ve Sanchez
ebeveynlerin çocuklarına (2011) aileler ve okul personeli üzerinde yaptıkları nitel bir çalışmada aile katılımı
ilişkin tutumlarının engelleri olarak dört tema belirlemişlerdir. Bu temalar: 1)Zaman yetersizliği,
olumlu yönde 2)Okula erişim sağlamada yaşanan zorluklar, 3)Ailelerin finansal kaynak
gelişmesine yol açar. eksiklikleri, 4)Ebeveynlerin okul politikaları ve bilgilendirilme konularındaki
farkındalık düzeylerinin yetersizliği.
Aile katılımı engelleri kategorize edildiğinde aileden, öğretmenlerden,
yasalardan ve okuldan kaynaklanan engeller olduğu görülmektedir (Yılmaz Bolat,
2017):

 Aileden kaynaklı engeller: Aile ve öğretmen arasındaki kültürel farklılıklar,


dil engelleri, toplum ve aile yapısındaki değişimler, ebeveynlerin okulu
otorite olarak görmesi, ebeveynlerin olumsuz okul deneyimlerine sahip
olmaları, ebeveynlerin eğitim düzeyleri, aileye ilişkin sosyal ve duygusal
sebepler, ailenin sosyoekonomik düzeyi, iletişim engelleri.
 Öğretmenlerden kaynaklı engeller: Aile katılımı konusunda öğretmenlerin
isteksizliği, öğretmenlerin rol karmaşası yaşamaları, anne-babayı rakip ve
tehdit olarak algılamaları, ebeveynlere karşı olumsuz duyguları ve ön
yargıları, öğretmenlerin aile katılımı konusundaki eğitim ve bilgi eksikliği,
yaşanabilecek çatışmalardan çekinmeleri.
 Yasalardan ve okuldan kaynaklanan engeller: Yasal düzenlemelerin
olmaması ya da yetersiz olması durumu, bürokratik engeller, okul
yönetiminin tutumu, kaynak yetersizliği, araç-gereç yetersizliği, tutarsız
politikalar.
Örnek

•Öğretmen ve aile arasındaki ilişkiyi olumsuz etkileyecek bazı


davranışlar; yerine getirilemeyecek sözler vermek, anlamsız
şekilde sürekli motive etmek ve moral vermek, gönüllülük yerine
yapmak zorunda olduğu hissini yaşatmak, alay etmek, azarlamak,
öğüt vermek

Ebeveynlerin çocuklarının evde ya da okuldaki eğitimlerine katılım düzeyleri


farklılık gösterebilmektedir. Bunun nedenleri arasında; ebeveynlerin sahip

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

oldukları özel gereksinimli çocuklarının yetersizlik durumlarına ilişkin düşünceleri,


çocuğun yetersizliğinin türü ve şiddeti, çocuğu kabul edip etmemeleri, çocuğun
sorumluluğunun diğer ebeveynden beklenmesi, toplumsal etkinliklere çocukları ile
birlikte katılıp katılmamaları, finansal durumları, bilgi ve beceri konusundaki
eksiklikler sayılabilir. Ailelerin katılım düzeylerini artırmak için bazı yollar izlenebilir
(Kaner, 2015; Sönmez, 2013):
 Ebeveynlerle etkili, düzenli ve devamlı ilişki hâlinde olmak,
 Özel gereksinimli çocuğa sahip her aileye yönelik ev ziyaretleri
düzenlemek,
 Ebeveynlere çocukları hakkında olumlu mesajlar göndermek,
 Bardağın dolu tarafından bakarak çocuğun ve ailenin güçlü taraflarına
vurgu yapmak,
 Aile bireyleriyle güvene ve saygıya dayalı insancıl ilişkiler kurmak,
 Aile bireylerini etkin dinlemek ve onların görüş ve düşüncelerini
önemsemek,
Aile katılım düzeyini
 Ailelerin ihtiyaçlarını belirlemek,
artırmak için aile
 Ailelerin ve okul personelinin ihtiyacı olan eğitimleri sağlamak,
bireyleriyle güvene ve
 Aile bireylerini rahat ve güvende hissedecekleri davet edici bir okul ve
saygıya dayalı insancıl
çevresi oluşturmak,
ilişkiler kurmak gerekir.
 İhtiyacı olan okul personeline yönelik etkili iletişim becerileri kazandırmak,
 Çocuğun eğitiminde aile ve okul eşit haklara sahip ortaklar anlayışı
doğrultusunda iş birliğini ve ortaklığın nasıl geliştirileceğine ilişkin
toplantılar düzenlemek,
 Karar alma mekanizmalarına, program oluşturma aşamalarına,
değerlendirme süreçlerine ve yapılacak diğer etkinliklere aileleri de
katmak,
 Aile bireylerinin bilgi, beceri, uzmanlık alanları ve deneyimlerinden
yararlanmak,
 Ailelerin kültürel ve etnik farklılıklarına karşı duyarlı olmak,
 Aileleri, okulun bulunduğu çevredeki özel ya da devlete ait kurumlardan,
gönüllü kuruluşlardan maddi ve manevi destek almaları için teşvik etmek,
 Düzenlenecek etkinliklerde başta katılımı düşük ancak başarı şansı yüksek
olanları düzenlemek,
 Aile bireylerinin etkinliklere katılabileceği uygun zaman dilimlerini
belirlemek,
 Aile üyelerini, çocuğun okuduğu sınıfında zaman geçirmeleri için davet
etmek,
 Aileye çocuğun başarılı yaşantılarını içeren videolar göndermeyi teklif
etmek,
 Okul toplantıları ve rehberlik hizmetleri konularında aile üyelerini
bilgilendirmek.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

ÖZEL EĞİTİMDE AİLE EĞİTİMİ


Ülkemizde yürürlülükte olan yasal düzenlemelere bakıldığında özel
gereksinimli çocuğa sahip ailelere birçok hak ve sorumluluklar verildiği
görünmektedir. En başta Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 42. maddesinde
“Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz” ve “Devlet, durumları
sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır”
ifadeleri yer almaktadır. Buna göre her tür ve kademedeki eğitim kurumlarının
hizmetlerinden yararlanmak, özel gereksinimli bireylerin ve ailelerinin anayasal
hakkı olduğu aşikârdır. Devlet, ebeveynlerin çocuklarının eğitimlerinde okul kadar
eşit hakka sahip olduklarını, tanılama, değerlendirme, yerleştirme, eğitim ve
izleme süreçlerinde yer almaları gerektiğini, ailelerin eğitim ihtiyaçları
doğrultusunda eğitimden yararlanmaları gerektiğini yasal düzenlemelerle (5378
sayılı Engelliler Kanunu, 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname, Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği vs.) teminat
altına almıştır. Buna göre yasal düzenlemelerle, ebeveynlerin eğitim sürecine nasıl
katılacaklarına ilişkin rolleri, hak ve sorumlulukları belirlenmiştir.

Aile eğitimi, aile


bireylerini bilgilendirmek
ve çeşitli becerileri
öğretmeye dayalı
uygulamalardan
oluşmaktadır.

Şekil 11.4. Aile Eğitimi (MEB, 2019).

Aileler, özel gereksinimli çocuklarının eğitimleri ve bakımları için formal ve


informal desteklere ihtiyaç duymaktadırlar. Özel gereksinimli çocuğa sahip olma
aile bireylerinin günlük yaşamlarını her açıdan etkilemektedir. Bu nedenle çocuğun
ilk ve doğal öğretmeni olarak aile bireylerinin çocuklarına bir takım yeni bilgi ve
becerileri öğretme ihtiyaçları ortaya çıkmaktadır. Bu durumda aile eğitiminin
önemine işaret etmektedir. Aile eğitimi, aile bireylerini bilgilendirmek ve çeşitli
becerileri öğretmeye dayalı uygulamalardan oluşmaktadır. Aile eğitim programları
uzmanlar eliyle hazırlanan ve uygulanan bilimsel temellere dayalı, sistematize
edilmiş aile bireylerine yönelik eğitim etkinlikleri olarak ifade edilmektedir.
Özel gereksinimli çocukların eğitiminin, uzun yıllar uzmanların denetiminde
sürdürüldüğünü, ebeveynlerin sürece anne-baba rolü ile sınırlı katılım
gösterdiklerini söyleyebiliriz. 1960’lı yıllardan itibaren özel eğitim hizmetlerinin
erken müdahaleye yoğunlaşması ve aile merkezli yaklaşımları içermesi gibi
gelişmeler aile eğitim hizmetlerine ilişkin önemin fark edilmesine yol açmıştır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

1990’lı yıllara gelindiğinde ise aile iş birliğinin, aile katılımının ve aile merkezli
hizmetlerin yasal düzenlemelerle güvence altına alındığını görmekteyiz. Bu
gelişmeler doğrultusunda aile eğitimi, özel eğitimin vazgeçilemez bir parçası
olmuştur (Özdemir, 2013).
Alan yazın incelendiğinde aile eğitimi kavramının birçok tanımının yapıldığı
söylenebilir. Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği (2018)’nde
aile eğitim hizmetleri, “Aile eğitimi, her tür ve kademedeki özel eğitim ihtiyacı olan
öğrencilerin eğitimine katkı sağlamak amacıyla aileye verilecek her türlü rehberlik
Aile eğitimi, her tür ve
ve eğitim hizmetlerini içerir. Bu hizmetler bakanlıkça hazırlanan aile eğitim
kademedeki özel eğitim
programı doğrultusunda okul ve kurumlarda yürütülür.” şeklinde ifade
ihtiyacı olan öğrencilerin
edilmektedir. Bir başka tanımda aile eğitimi; “yetersizliği olan çocuklarla ilgili özgül
eğitimine katkı için
amaçların belirlenmesi ve bu amaçların sonuca ulaşabilmesi için, ana babaların
aileye verilecek rehberlik
uzmanlar tarafından gerçekleştirilen sistematik etkinliklerle desteklenmesi” olarak
ve eğitim hizmetlerini
tanımlanmaktadır (Mahoney ve Bela, 1998; akt., Doğan, 2014). Diğer bir tanımda
içerir.
ise aile eğitimi; “anne babalar başta olmak üzere aile bireylerini bilgi sahibi
yapmak, çeşitli becerileri öğretmek üzere geliştirilen uygulamalardır” (Özdemir,
2013).
Aile eğitimi, anne babaları güçlendiren bir çeşit etkili müdahale yoludur. Bu
müdahale sonucunda; anne babaların yeterliliği artmakta, aile bireylerinin özel
gereksinimli çocuğun durumunu anlamasına yardımcı olmakta, aile bireylerinin
çocuğa karşı tutumlarının olumlu gelişmesine katkı sağlamakta, aile bireylerine
olumlu başa çıkma ve etkili işlevde bulunma becerileri kazandırmaktadır (Kaner,
2015).
Aile eğitiminin genel amaçları; aile bireylerini bilgilendirmek,
bilinçlendirmek, beceri kazandırmak, aile bireylerinin yaşayabilecekleri
başarısızlıkları azaltmak, aile yaşamını güçlendirmek, aile bireylerinin özel
gereksinimli çocuğu kabulünü sağlamak, ailenin haklarını ve sorumluluklarını
anlamasını sağlamak, aile ile etkili bir iş birliği yapmak, ailenin ihtiyaç duyacağı
kaynaklar hakkında bilgilendirmek, özel gereksinimli çocuğun ev ortamında
desteklenmesini sağlamak, çocuğun gelişimine ve öğrenme ortamına katkıda
bulunmak, öğretimi etkili kılmak ve olumlu değişimleri sürekli kılmak, olarak ifade
edilebilir (Özdemir, 2013; Kaner, 2015).

Aile Eğitimi Programları


Çocuğun içinde büyüdüğü ilk sosyal ortamı, onun ailesidir. Çocuk kendini ve
dış dünyayı tanımaya dönük davranışlarını ilk önce aile içinde sergiler. Böylece
çocuğun ilk eğitim yeri ailesidir. Çocuğun bedenen ve ruhen sağlıklı bir gelişim
gösterebilmesinde, kendisi ve dış dünyayla barışık mutlu, üretken ve kendine yeter
bir birey olarak yetişmesinde aile bireylerinin özellikle de anne ve babanın rolü çok
önemlidir.
19. yüzyılın ortalarından itibaren ve günümüzde içinde yaşadığımız dünyada
sosyal, kültürel, ekonomik, bilimsel, teknolojik, düşünce ve insan hakları
alanlarında birçok değişim ve gelişmeler yaşanmış ve yaşanmaya devam

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

etmektedir. Doğal olarak da toplumların eğitimden beklentileri de birey lehine


olacak şekilde değişim göstermiştir. Eğitim alanında birey lehine yaşanan
değişimler toplumların aileye ve çocuk yetiştirmeye dönük bakış açılarında da
değişimler yaşanmasına yol açmıştır. Anne babalar artık geleneksel çocuk
yetiştirme alışkanlıklarından uzaklaşarak çocuğun bedenen ve ruhen daha sağlıklı
gelişebilmesi için onu her alanda desteklemeye ve daha iyi bir anne-baba olma
Özel eğitim alanında aile konusunda kendilerini geliştirmeye gereksinim duymaktadırlar. Ailelerin tüm bu
eğitimi, farklı türde beklenti ve gereksinimleri uzmanlarla olan ilişkilerinin gelişmesine neden
destek hizmetleri ve olmuştur. Anne-babaların çocuklarının eğitimi için okulla olan ilişkilerini
müdahale programlarını güçlendirmeleri; aile-okul iş birliğinin artmasına, eğitim süreçlerinde aile
içermektedir. katılımının ve aile eğitiminin öneminin artmasına yol açmıştır.
Günümüzde gerek dünyada gerekse ülkemizde aile katılımının ve eğitiminin
önemi giderek çok daha iyi anlaşılmaktadır. Alan yazında aile katılımı ve eğitiminin
önemini ortaya koyan birçok çalışma bulunmaktadır. Aileleri bilinçlendirme, çocuk
gelişimi ve eğitimi, olumsuz davranışlarla nasıl baş edilebileceği, eğitime yönelik
olumlu tutumların geliştirilmesi gibi birçok konuda sistemli bir şekilde programlar
yapılmaktadır.
Özel eğitim alanında aile eğitimi, farklı türde destek hizmetleri ve müdahale
programlarını içermektedir. Aile eğitimindeki destek hizmetleri ve müdahale
programları kapsamında bazı uygulamalar şunlardır; anne-babalara yönelik olması,
ailelerin gereksinimlerini belirleme, ailelere günlük bakım hizmetleri verme,
ailelere danışmanlık ve terapi hizmetleri sunma, aile bireylerine bilgi ve beceri
kazandırma, özel gereksinimli çocukların davranışlarını değiştirmeye dönük
becerilerin öğretimi, anne-babaları özel eğitim alanındaki yasal düzenlemeler
konusunda bilinçlendirmeye dönük eğitimler. Aile eğitim programlarının
belirlenmesinde, ulaşılacak aile sayısı, kazandırılması düşünülen beceriler,
çocukların gereksinimleri, ailelerin sosyal kültürel yapıları gibi birçok faktörün
dikkate alınması gerekmektedir (Özdemir, 2013; Kaner, 2015).

Şekil 11.5. Aile Eğitim Programları

Alan yazın incelendiğinde özel gereksinimli çocukların ailelerine yönelik


genelde uygulanan aile eğitim programları şunlardır;

 Kurum/okul merkezli aile eğitim programları,


 Gruba dayalı aile eğitim programları,
 Ev merkezli aile eğitim programları,
 Uzaktan eğitime dayalı aile eğitim programları.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

 Gruba dayalı aile eğitim programları: Özel gereksinimli çocuklara sahip


ailelerin bir araya gelerek, hem çocukların okuldan aldıkları eğitimlerden
daha fazla yararlanmasını sağlamak hem de çocukların eğitimlerini evde
Aile eğitiminde amaç, desteklemek, çocuklarının davranışlarını kontrol edebilmek, çocukların
ebeveynlerin ihtiyaç duydukları kavram ve becerileri kazandırabilmek üzere uzmanlarla
çocuklarının öğretmeni yapılan aile eğitim programlarıdır. Aile eğitiminde amaç, ebeveynlerin
olması değil, çocuklarına çocuklarının öğretmeni olması değil, çocuklarına gerekli becerileri doğal
gerekli becerileri doğal bir süreç içinde nasıl öğreteceklerini kazandırmaktır. Aile eğitiminde
bir süreç içinde nasıl genellikle davranışçı yaklaşım kullanılmaktadır. Davranışçı yaklaşımın
öğreteceklerini kullanılmasının sebepleri arasında; geleneksel sağaltım yöntemleri
kazandırmaktır. konusunda çak az ya da hiç bilgisi olmayan bireylere kolaylıkla
öğretilebilmesi, aynı anda kısa sürede çok kişiye öğretilebilmesi, doğal
ortamlarda uygulanabilmesi, çocukluk dönemine ilişkin çoğu davranışlara
uygulanabilmesi ve deneyselliğe dayalı olması gibi hususlar sayılabilir
(Varol, 2016).
 Uzaktan eğitime dayalı aile eğitim programları: Televizyon ve internet
üzerinden yürütülen uzaktan eğitime dayalı aile eğitim programları,
fiziksel koşullar veya zaman kısıtlamaları nedeniyle diğer aile eğitim
programlarına katılamayan aileler için faydalı olan ve çok fazla sayıda
aileye ulaşabilme imkânı sağlayan programlardır. Televizyon üzerinden
yürütülen programlar, ülkemizde genellikle TRT bünyesinde kamu yararı
gözetilerek yapılmaktadır. Bu programlar hem normal çocukların ailelerine
hem de gelişim geriliği riski olan çocukların ailelerine yönelik
hazırlanmıştır. Uzaktan eğitime dayalı aile eğitim programları; anne-
babalık becerileri, çocukların gelişimlerinin izlenmesi ve desteklenmesi,
gelişim geriliği riski olan çocuklar gibi konuları içermektedir. İnternet
üzerinden yürütülen programlarda; ailelerin bilgi edinebilme, yasal
düzenlemeler, anne babalık becerileri konularda görsel, işitsel ve yazılı
bilgi içeriğinden oluşmaktadır. İnternetin etkileşimli yapısı sayesinde
aileler uzmanlarla görsel ve işitsel temas kurabilmekte ayrıca internet
ortamında oluşan gruplar üzerinden aileler birbirlerine sosyal destek
Eve ve kuruma dayalı saylayabilmektedirler (Özdemir, 2013).
programların amacına  Eve dayalı aile eğitim programları: Özel gereksinimli çocukların bazılarının
yönelik genişletilmiş yetersizlikleri hafif ve orta düzeyde olabilirken bazılarının yetersizlikleri
programlar, ağır ve çok ağır düzeyde olabilir. Ağır ve çok ağır düzeyde yetersizliğe sahip
genelleştirme olma veya başka sebeplerle bir eğitim kurumuna devam edebilme imkânı
programları, olmayan özel gereksinimli çocukların aileleri için eve dayalı eğitim
özelleştirilmiş programları uygulanabilmektedir. Eve dayalı eğitim programlarının
programlar ve davranış amaçları arasında; çocukların eğitiminde aile katılımını arttırmak, özel
değiştirme programları gereksinimli çocukların ihtiyaçlarını belirlemek, anne babalara çocuğun
olarak dörde ayrılır. davranışlarını denetleyebilme ve çocukların ihtiyacı olan zihinsel ve psiko-
motor becerilerin nasıl öğretilebilecekleri konusunda eğitilmelerini
sağlamak şeklinde ifade edilebilinir (Varol, 2016). Eve dayalı aile eğitim
programlarında öğretmenler ve uzmanlar, çocukların anne babalarıyla ev
ortamında beraber çalışmaktadırlar. Öğretmenler ve uzmanlar genellikle

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

planlanan program doğrultusunda hazırlanan etkinlikleri ailelere


canlandırma, rol model olma gibi farklı tekniklerle öğretmekte ve ailelerin
uygulamalarını gözleyebilmektedirler (Özdemir, 2013). Ülkemizde eve
dayalı eğitim programı kapsamında en yaygın kullanılan erken özel eğitim
programları; Portage Aile Eğitim Programı ve Küçük Adımlar Gelişimsel
Geriliği Olan Çocuklara Yönelik Erken Eğitim Programı’dır (Birkan, 2002).
 Kurum/okul merkezli aile eğitim programları: Bu tür programlar, okul ya
da benzeri kurumlarda, ailelerin oluşturduğu grupların katıldığı eğitim
hizmetlerini içeren uygulamalardır. Eğitimler genellikle seminerler şeklinde
verilmekte olup önceden belirlenmiş belli bir plan dâhilinde uzmanlar ya da
öğretmenler tarafından sunulmaktadır. Bu seminerlerde ya da
toplantılarda ailelerin, çocuklarının özelikleri, özel eğitimle ilgili yasal
düzenlemeler ve kurum ya da okulun işleyişi gibi pek çok konuda
bilgilendirilmeleri söz konusudur Özdemir, 2013).
 Eve ve kuruma dayalı aile eğitim programı: Eve ve kuruma dayalı aile
eğitim programları, bir eğitim kurumuna devam eden çocukların okulda
öğrendikleri becerilerin ev ortamı ve yakın çevrede de sürdürülmesi ve
genellenmesini veya okulda üzerinde durulmayan becerilerin öğretilmesini
hedefleyen uygulamalardır. Eve ve kuruma dayalı programlar amacına
yönelik olarak genişletilmiş programlar, genelleştirme programları,
özelleştirilmiş programlar ve davranış değiştirme programları olmak üzere
dört gruba ayrılmaktadır (Varol, 2016):
 Genişletilmiş programlar: Okulda uygulanmakta olan eğitim
programının benzerinin, okulla eş zamanlı olarak ve aynı araç gereçler
kullanılarak evde anne-babalar tarafından çocuğa uygulanmasını
sağlayan programlardır.
 Genelleştirme programları: Okulda uygulanan eğitim programında
kazanılan kavram ve becerilerin ev ortamında sürdürülmesi ve çocuğa
kazandırılan kavram ve becerilerin başka kişilerin yanında, sınıfta
kullanılan araç gereçlerden farklı araç gereçlere ve sınıf ortamı
dışındaki ortamlara genellenmesini sağlayan programlardır.
 Özelleştirilmiş aile eğitim programları: Çocuğun gereksinimi
olduğu düşünülen ancak okulun eğitim programında yer almayan ya
da okul ortamında kazandırılması uygun olmayan becerilerin
ebeveynler tarafından evde çocuğa öğretilmesini hedefleyen
programlardır.
 Davranış yönetimi programları: Anne-babalara çocukların
davranışlarını kontrol edebilme becerilerini kazandırmak amacıyla
hazırlanan bu programlar, anne-babalara çocuğun daha çok ev
ortamında görülen uygun olmayan davranışlarını azaltma ve uygun
davranışları artırma becerilerini kazandırmaya dönüktür.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

Örnek
•Anadolu Üniversitesi tarafından 2014 yılında Hayat Boyu
Öğrenme kapsamında geliştirilen Gelişimsel Destek Programı
(GEDEP) hem ev hem de kuruma dayalı uygulanan bir eğitim
programıdır (Gözün Kahraman, 2017).

Ailenin eğitimi programları, belli hedef ve amaçları olan, aile


gereksinimlerine dayalı içeriği olan, uygulamalarında pek çok öğrenme öğretme
sürecinin bir arada kullanılabileceği ve değerlendirme süreçlerini içeren sistemli
program uygulamalarıdır. Bu programlardan bazıları;

 Portage Erken Müdahale Programı,


 Küçük Adımlar Erken Eğitim Programı (KAEEP),
 Özel Eğitimde Anne Baba Eğitim Programları,
Programların  Zihin Engellilere Özbakım ve Ev İçi Becerilerinin Öğretiminde Bir Aile
hazırlanmasında, Eğitimi Programı (ÖZEBÖP),
ailelerin gereksinimleri  Baba Destek Programı (BADEP),
doğrultusunda esnek ve  Anne Destek Programı (ADEP),
yaratıcı olmasına dikkat  Erken Çocuklukta Etkinlik Temelli Aile Eğitim Programı.
etmek gerekir.
Aile eğitim programları hazırlanırken daha etkili olabilmesi için programı
hazırlayanların aşağıdaki özellikleri dikkate almaları gerekir (Akkök, 2006):

 Ebeveynlerin çocuklarının eğitimi, gelişimi ve eğitim yöntemleri ile ilgili


olduğunu göz ardı etmemek,
 Ebeveynlerin becerilerinin ve özelliklerinin farklı olduğunu dikkate almak,
 Programların, ailelerin gereksinimleri doğrultusunda esnek ve yaratıcı
olmasına dikkat etmek,
 Ailelerle programa ilişkin beklentilerini, rol ve sorumluluklarını paylaşmak,
 Çocukların gelişimine ve eğitim ortamına ailelerin katkısını belirtmek,
 Anne-babaların çocuklarına ilişkin gözlem, düşünce ve deneyimlerinin
öğretmenlerle paylaşmasının önemini vurgulamak,
 Aileleri alınacak kararlara katmak ve kararlardan haberdar olmalarını
sağlamak,
 Aile katılımının zaman, çaba ve enerji gerektirdiğini göz önünde
bulundurmak,
 Sorunlardan çok çözümlere odaklanmak,
 Programları planlarken; anne-baba ve çocuk ilişkisinin çok özel, yakın ve
uzun süreli olduğunu, öğretmen ve öğrenci ilişkisinin daha az özel ve kısa
süreli olduğunu akılda tutmak.
Aile eğitim programlarına tüm ailelerin katılımını beklemek gerçekçi bir
bakış açısı değildir. Ailelerin bu programlara katılımında yaşanan bazı güçlükler

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

vardır. Aile eğitim programlarına katılmada yaşanan güçlüklerden bazıları şunlardır


(Akkök, 2006):
 Ailelerin yeteri kadar zamana sahip olmamaları,
 Aile bireylerinden kaynaklanan duygusal nedenler,
 Aile bireylerinin okul ortamına ya da sistemine ilişkin olumsuz yaşantıları
veya düşünceleri,
 Aile bireylerinin aile eğitimi ve bu programların önemini bilmemeleri,
 Aile bireylerinin yapabilirliklerine ilişkin güvensizlik duygularına sahip
Özel gereksinimli
olmaları.
bireyler bilişsel,
Toplumu oluşturan tüm bireylerin özel gereksinimli bireyler hakkında belli
duygusal, sosyal ve diğer
bir bilince sahip olabilmesi ancak o bireyleri ve ailelerini tanıdıkça mümkündür.
özellikleri hakkında bilgi
İnsanlar birbirlerini tanıdıkları ölçüde daha anlamlı ilişkiler kurabilirler ve ortak
sahibi oldukça onlar
yaşantılar sürdürebilirler. Özel gereksinimli bireylerin bilişsel, duygusal, sosyal ve
hakkında daha sağlıklı
diğer özellikleri açısından bilgi sahibi oldukça onlar hakkında daha sağlıklı bakış
bakış açısı geliştirebiliriz.
açısı geliştirebilir ve ona göre etkileşime girilebilir. Böylece onlara acımak yerine
onlarla bütünleşilebilinir. Özel gereksinimli bireylerin durumlarının erken teşhis
edilmesi eğitim denen uzun soluklu yola erken başlamaları anlamına gelmektedir.
Özel gereksinimli bireylerin durumlarının erken teşhis edilebilmesi ve gerekli
tedbirlerin çok önceden alınabilmesi konusunda, anne-babaların, diğer aile
bireylerinin, öğretmenlerin, devlet yetkililerinin, sivil toplum örgütlerinin ve
çocukla ilişkili diğer toplum üyelerinin duyarlı davranmaları gerekmektedir. Bu
çocuklarımıza evde, okulda, var oldukları her yerde çeşitli rol ve sorumluluklar
yükleyerek ötekileştirmeden normal akranlarıyla bir arada olma fırsatları sunarak,
özgüvenlerini geliştirici, özerk hareket edebilecekleri ve başarılı olabilecekleri
ortamlar hazırlamak ve sunmak gerekir. Bu tür ortamların hazırlanmasında ve
sunulmasında; özel gereksinimli bireylerin yetersizlik durumlarının dikkate
alınması, çocuğun ve ailenin ihtiyaçları doğrultusunda uzmanlarca aile eğitim
programlarının hazırlanması ve hazırlanan bu programlara ailelerin katılımının
sağlanması hususlarına dikkat etmek gerekmektedir. Çocuğun eğitiminde aile
katılımı ve eğitiminin öneminin toplumun her kesimine duyurulması ve bireylerin
bilgilendirilmesi için devlete ve özele ait her kurum ve kuruluşun, sivil toplum
örgütlerinin gayret içerisinde olması ve çalışması çok önemlidir.
Bireysel Etkinlik

• Yaşadığınız çevrede özel gereksinimli çocuğa sahip aileler


var mı? Sizin ve çevrenizin onlara bakış açılarını
değerlendirin.
• Aile eğitim programları içerinde ülkemizde daha sık
kullanılanları hangileridir? Araştırınız.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

• ÖZEL EĞİTİM VE ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLAR


•Özel Eğitim
•Millî Eğitim Bakanlığı’nın "Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği”nde “özel
eğitim; bireysel ve gelişim özellikleri ile eğitim yeterlilikleri açısından
akranlarından anlamlı düzeyde farklılık gösteren bireylerin eğitim ve sosyal
ihtiyaçlarını karşılamak üzere geliştirilmiş eğitim programları ve özel olarak
Özet
yetiştirilmiş personel ile uygun ortamlarda sürdürülen eğitim” olarak
tanımlanmaktadır.
• Özel Gereksinimli Çocuklar
• Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde özel gereksinimli
çocuklar “özel eğitim ihtiyacı olan birey” olarak ele alınmakta ve “bireysel ve
gelişim özellikleri ile eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından anlamlı
düzeyde farklılık gösteren birey” şeklinde tanımlanmaktadır.
• Özel gereksinimi olan çocuklar çeşitli şekillerde sınıflandırılmaktadır. Tüm
sınıflandırmaları göz önünde bulundurularak özel gereksinimi olan çocuklar
aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir: Konuşma ve dil bozukluğu olan çocuklar,
işitme engelli olan çocuklar, zihinsel engelli olan çocuklar, ortopedik engelli
olan çocuklar, görme engelli olan çocuklar, öğrenme güçlüğü gösteren
çocuklar, uyum güçlüğü gösteren çocuklar, üstün zekalı ve üstün yetenekli
olan çocuklar.
•AİLE
•Aile, biyolojik veya psikolojik bağları olan ve aralarında tarihsel, duygusal ve
ekonomik bir birliktelik olan ve kendilerini aynı evin üyeleri olarak hisseden
bireylerin oluşturduğu birliktir.
• Ailenin İşlevleri
• Ailede özel gereksinimli bir bireyin olması ailenin işlevselliğini olumsuz yönde
etkileyebilmektedir. Anne baba bunun sebebi olarak birbirlerini
suçlayabilmekte ve bu da ev ortamını olumsuz etkileyebilir. Özel gereksinimli
bir çocuğun varlığı, bakımı, çocuğun sağlık ve eğitim gereksinimleri, ailenin
sürekli yardımına gereksinim duyması, aile içi ve akraba ve komşulardan
yeterli sosyal desteğin alınamaması, toplumun özel gereksinimli bireye sahip
ailelere yönelik olumsuz tutumları ve davranışları vb. birçok sebep ailenin
ekonomik, sosyal ve psikolojik yönden yıpranmasına yol açmakta ve ailenin
işlevselliğini olumsuz yönde etkilemektedir.
• Özel Gereksinimli Çocuğa Sahip Ailelerin Gösterdikleri Tepkiler
• Özel gereksinimli bir çocuğa sahip olduklarını öğrendikleri zaman,
ebeveynlerin psikolojisinde bazı değişiklikler meydana gelmektedir. Bu
durumda aileler bazı tepkiler gösterirler. Ailelerin bu tepkilerini genel olarak
dört modelle açıklanmaktadır. Bu modeller: Sürekli Üzüntü Modeli, Çaresizlik,
Güçsüzlük ve Anlamsızlık Modeli, Bireysel Yapılanma Modeli, Aşama
Modelidir. Aşama modeli, çocuğun yetersizliği karşısında ailelerin çeşitli
aşamalardan geçerek kabul ve uyum aşamasına geldiklerini varsayan bir
modeldir.
• Aşama modeline göre, özel gereksinimli çocuğu olduğunu öğrendiğinde
ebeveynler, karışık duygular yaşarlar, davranışları, düşünceleri karmaşıktır ve
aileler, aşama aşama; şok, kafa karışıklığı, duygusal karmaşa, şaşkınlık, yas,
yoğun üzüntü, hayal kırıklığı, kaygı, red, suçluluk ve savunma
mekanizmalarının yoğun yaşandığı bir süreç içine girerler. Bu durumu uyum ve
duruma alışma süreci takip eder. Daha sonra aileler bilgi ve becerilerini
geliştirme, bir takım planlar yapmaya ve geleceği düşünmeye başlarlar.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

• Ailelerle İş Birliğinin Önemi

Özet (devamı) •Etkili bir okul-aile iş birliği, çocuğun akademik başarısının artmasında, aile-çocuk
ve öğretmen-çocuk ilişkisini güçlenmesinde, çocuğun bir bütün olarak olumlu
gelişim göstermesinde önemlidir.
•ÖZEL EĞİTİMDE AİLE KATILIMI
• Aile katılımı, anne babaların çocukların gelişim ve eğitimlerine katkıda
bulunmaları için organize edilmiş etkinlikler bütünüdür.
• Özel gereksinimli çocukların eğitimi konusunda alınacak kararlarda ailelerin
önemli rolleri bulunmaktadır. Aileler özel eğitim hizmetlerinin sürecine ilişkin
aşağıdaki hususlarda katılım sağlayabilirler: Belirleme / Aday Gösterme,
Ölçümleme, Program Hazırlığı, Öğretme ve Değerlendirme.
•Dokümanlar arşivlenmiş kayıt veya belgeler, kitap, makale, kanun ve yönetmelik
olabilir. Araştırmalarda dokümanlar, probleme açıklık getirmek, araştırmanın
çerçevesini belirlemek ve çözüme yönelik veri olarak kullanılmaktadır.
• Aile Katılımının Önündeki Engeller
• Ebeveyn katılımının önündeki önemli bir engelin zaman yetersizliği olduğu,
ikinci bir engelin okula erişim sağlamanın zor olduğu, üçüncü bir engelin
ailelerin finansal kaynak eksikliğinin olması ve son olarak ebeveynlerin okul
politikalarına ve bilgilendirilme konularında farkındalık düzeylerinin yetersiz
olması sayılmaktadır.
• Aile katılımı engelleri kategorize edildiğinde aileden, öğretmenlerden,
yasalardan ve okuldan kaynaklanan engeller olduğunu görülmektedir.
• ÖZEL EĞİTİMDE AİLE EĞİTİMİ
• Aile eğitimi, aile bireylerini bilgilendirmek ve çeşitli becerileri öğretmeye dayalı
uygulamalardan oluşmaktadır. Aile eğitim programları uzmanlar eliyle
hazırlanan ve uygulanan bilimsel temellere dayalı, sistematize edilmiş aile
bireylerine yönelik eğitim etkinlikleri olarak ifade edilmektedir.
• Aile Eğitimi Programları
• Özel eğitim alanında aile eğitimi, farklı türde destek hizmetleri ve müdahale
programlarını içermektedir. Bu uygulamalar; anne-babalara yönelik olması,
ailelerin gereksinimlerini belirleme, ailelere günlük bakım hizmetleri verme,
ailelere danışmanlık ve terapi hizmetleri sunma, aile bireylerine bilgi ve beceri
kazandırma, özel gereksinimli çocukların davranışlarını değiştirmeye dönük
becerilerin öğretimi, anne-babaları özel eğitim alanındaki yasal düzenlemeler
konusunda bilinçlendirmeye dönük eğitimleri şeklinde pek çok destek hizmetleri
ve müdahale programları bulunmaktadır.
• Alan yazın incelendiğinde özel gereksinimli çocukların aileleri için genelde aile
eğitim programlarının; kurum/okul merkezli aile eğitim programları, gruba
dayalı aile eğitim programları, eve merkezli aile eğitim programları ve uzaktan
eğitime dayalı aile eğitim programları olarak sınıflandırılmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. “Bireysel ve gelişim özellikleri ile eğitim yeterlilikleri açısından
akranlarından anlamlı düzeyde farklılık gösteren birey” olarak tanımlanan
kavram aşağıdakilerden hangisidir?
a) Özel eğitim
b) Aile eğitimi
c) Normal çocuk
d) Özel gereksinimli çocuk
e) Aile katılımı

2. Aşağıdakilerden hangisi ailenin işlevlerinden biri değildir?


a) Biyolojik
b) Teknolojik
c) Psikolojik
d) Kültürel
e) Toplumsal

3. Ailede özel gereksinimli bir bireyin olması ailenin işlevselliğini olumsuz


yönde etkileyebilmektedir. Aşağıdakilerden hangisi ailenin işlevselliğini
olumsuz etkileyen sebeplerden biri değildir?
a) Özel gereksinimli çocuğun bakımı
b) Özel gereksinimli çocuğun sağlık ve eğitim gereksinimleri
c) Aile içi ve akraba ile komşulardan yeterli sosyal desteğin alınamaması
d) Çocuğun ailenin sürekli yardımına gereksinim duyması
e) Çocuğun bağımsız hareket edebilme becerilerine sahip olması

4. Özel gereksinimli çocuğa sahip olduklarını öğrendikleri zaman aile


üyelerinin gösterdiği ilk tepki aşağıdakilerden hangisidir?
a) Şok
b) İnkâr
c) Suçluluk
d) Kızgınlık
e) Utanma

5. “Anne babaların çocukların gelişim ve eğitimlerine katkıda bulunmaları


için organize edilmiş etkinlikler bütünü” olarak ifade edilen kavram
aşağıdakilerden hangisidir?
a) Aile eğitimi
b) Özel eğitim
c) Aile katılımı
d) Aile
e) Ailenin işlevleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

6. Aşağıdaki maddelerden hangisi aile katılımının hem aile hem de özel


gereksinimli çocuğa sağladığı yararlardan biri değildir?
a) Aile katılımı, anne-babaların çocuğun öğretmenleriyle daha fazla
iletişime ve iş birliğine girmesini sağlar.
b) Aile katılımı, ebeveynlerin çocuklarına ilişkin tutumlarının olumlu
yönde gelişmesine yol açar.
c) Aile katılımı, okulun özel gereksinimli çocuk için belirlediği eğitsel
hedeflere daha kolay ulaşmasına yardımcı olur.
d) Ailelerin eğitim sürecine katılımı, diğer ebeveynlere destek
olmalarında rol oynamaz.
e) Aile katılımı, özel gereksinimli çocuğun okul başarısını ve topluma
uyumunu olumlu yönde etkilemektedir.

7. Aşağıdakilerden hangisi aile eğitiminin genel amaçlarından biri değildir?


a) Özel gereksinimli çocuğun sadece okul ortamında desteklenmesini
sağlamak
b) Aile bireylerinin yaşayabilecekleri başarısızlıkları azaltmak
c) Aile ile etkili bir iş birliği yapmak
d) Aile bireylerini bilgilendirmek
e) Beceri kazandırmak

8. “……………………….., her tür ve kademedeki özel eğitim ihtiyacı olan


öğrencilerin eğitimine katkı sağlamak amacıyla aileye verilecek her türlü
rehberlik ve eğitim hizmetlerini içerir.” Cümlede boş bırakılan yere
aşağıdaki kavramlardan hangisi getirilmelidir?
a) Aile katılımı
b) Aile eğitimi
c) Aile işlevleri
d) Özel eğitim
e) Özel gereksinimli çocuk

9. Aşağıdakilerden hangisi aile eğitim programlarının sınıflandırılmasında yer


almaz?
a) Gruba dayalı aile eğitim programları
b) Ev merkezli aile eğitim programları
c) Bireye dayalı aile eğitim programları
d) Uzaktan eğitime dayalı aile eğitim programları
e) Eve ve kuruma dayalı aile eğitim programları

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

10. Aşağıdakilerden hangisi, aile eğitim programlarının hazırlanmasında


yaşanan güçlüklerden biri değildir?
a) Ailelerin yeteri kadar zamana sahip olmamaları
b) Aile bireylerinden kaynaklanan duygusal nedenler
c) Aile bireylerinin aile eğitimi ve bu programların önemini bilmemeleri
d) Aile bireylerinin yapabilirliklerine ilişkin güvensizlik duygularına sahip
olmaları
e) Aile bireylerinin okul ortamına ya da sistemine ilişkin olumlu
yaşantıları veya düşünceleri

Cevap Anahtarı
1.d, 2.b, 3.e, 4.a, 5.c, 6.d, 7.a, 8.b, 9.c, 10.e

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 26


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Akkök, F. (2006). Farklı özelliğe sahip çocuk aileleri ve ailelerle yapılan çalışmalar.
A. Ataman (Ed.), Özel gereksinimli çocuklar ve özel eğitime giriş içinde (4.
Baskı, ss. 119-137). Ankara: Gündüz Eğitim ve Yayıncılık.
Aral, N.,& Gürsoy, F. (2007). Özel eğitim gerektiren çocuklar ve özel eğitime giriş.
(1. Baskı, ss. 24-25). İstanbul: Morpa Kültür Yayınları.
Avşaroğlu, S. (2012). Aile içi ilişkiler ve iletişim. A. Kaya (Ed.), Kişilerarası ilişkiler ve
etkili iletişim içinde (4. Baskı, ss. 250-270). Ankara: Pegem Akademi.
Birkan, B. (2002). Erken özel eğitim hizmetleri. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 3(02).
Canarslan, H. (2014). Engelli çocuğa sahip ailelerin yaşam kalitesinin incelenmesi
(Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Trakya Üniversitesi, Edirne, Türkiye.
Diken, İ. H., & Batu, S. (2013). Kaynaştırmaya giriş. İ. H. Diken (Ed.), İlköğretimde
kaynaştırma içinde (2. Baskı, ss. 2). Ankara: Pegem Akademi.
Doğan, M. (2015). Yetersizliği olan çocuklar, aile ve aile eğitimi: Kavramsal ve
uygulamaya dönük gelişmeler. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, 15(Özel Sayı), 111-127.
Giddens, A. (2008). Sosyoloji (C. Güzel, çev.; 1. Baskı, ss. 246). İstanbul: Kırmızı
Yayınları.
Gladding, S. T. (2012). Aileleri ve aile dinamiklerini anlama (İ. Keklik, çev.). Aile
terapisi tarihi kuram ve uygulamaları içinde (İ. Keklik ve İ. Yıldırım, çev, ed.).
Ankara: Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği. (Çalışmanın orijinali
2011’de yayımlanmıştır.)
Gökçe, B. (1976). Aile ve aile tipleri üzerine bir inceleme. Hacettepe Sosyal ve
Beşeri Bilimler Dergisi, 8(1-2), 47-67. https://www.academia.edu/
19495155/Aile_ve_Aile_Tipleri_Üzerine_Bir_İnceleme adresinden
edinilmiştir.
Günyazı İlkokulu (2019).Haberler.30 Ağustos 2019 tarihinde http://gunyaziilkokulu
.meb.k12.tr/icerikler/icerikler/listele_325700_Haberler adresinden erişildi.
Gürgür, H. (2013). İşbirliği süreci. İ. H. Diken (Ed.), İlköğretimde kaynaştırma içinde
(2. Baskı, ss. 232-247). Ankara: Pegem Akademi.
Kandemir Çelik, Ö. (2017). Engelli bir çocuğa sahip ailelerin sosyodemografik
özellikleri ve aile işlevsellikleri ile ebeveynlerin uyuşturucu madde alkol ve
sigara kullanım davranışları arasındaki ilişki (Yayımlanmamış yüksek lisans
tezi). İstanbul Gelişim Üniversitesi, İstanbul, Türkiye.
Kaner, S. (2015). Aile katılımı ve iş birliği. B. Sucuoğlu (Ed.), Zihin engelliler ve
eğitimleri içinde (5. Baskı, ss. 355-402). Ankara: Kök Yayıncılık.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 27


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

Keçeli-Kaysılı, B. (2008). Akademik başarının arttırılmasında aile katılımı. Ankara


Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 9(01), 69-83.
Ketelaar, M., Vermeer, A., M. Helders, P. J., & Hart, H. T. (1998). Parental
participation in intervention programs for children with cerebral palsy: A
review of research. Topics in Early Childhood Special Education, 18(2), 107-
117.
Maluleke, S. G. (2014). Parental involvement in their children's education in the
Vhembe District, Limpopo (Doctoral dissertation).
McLoughlin, J. A. & Lewis, R. B. (2002). Özel gereksinimli öğrencilerin
ölçümlenmesi (F. Gencer, çev.; 4. Baskı, ss. 403-413). Ankara: Gündüz
Yayınevi.
MEB (2019). Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Aile Eğitimi Programı. 30
Ağustos 2019 tarihinde http://aileegitimi.meb.gov.tr/detay.php?id=8
adresinden erişildi.
Metin, N. (2018). Özel gereksinimli çocuğun aileye katılımı. N. Metin (Ed.), Özel
gereksinimli çocuklar içinde (2. Baskı, ss. 15-35). Ankara: Anı yayıncılık.
Özdemir, O. (2013). Ailelerin danışmanlık, rehberlik ve eğitim gereksinimlerinin
karşılanması. A. Cavkaytar (Ed.), Özel eğitimde aile eğitimi ve rehberliği
içinde (3. Baskı, ss. 178-204). Ankara: Vize Yayıncılık.
Özen, A. (2013). Ailelerle işbirliği ve iletişim. A. Cavkaytar (Ed.), Özel eğitim içinde
(1. Baskı, ss. 37-51). Ankara: Vize Yayıncılık.
_______ (2017). Aile eğitimi. İ. H. Diken (Ed.), Özel eğitime gereksinimi olan
öğrenciler ve özel eğitim içinde (14. Baskı, ss. 127-148). Ankara: Pegem
Akademi.
Özgüven, İ. E. (2000). Evlilik ve aile terapisi. Ankara: PDREM Yayınları.
Pena, D. C. (2000). Parent involvement: Influencing factors and implications. The
Journal of Educational Research, 94(1), 42-54.
Resmî Gazete. (2018). Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği. 21
Temmuz 2019 tarihinde http://orgm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2018_
07/09101900_ozel_egitim_hizmetleri_yonetmeligi_07072018.pdf”
adresinden erişildi.
Sani Bozkurt, S. (2014). Ailelerle iletişim ve işbirliğini geliştirelim. A. Cavkaytar
(Ed.), Özel eğitimde uygulamalaı aile eğitimi içinde (2. Baskı, ss. 67-83).
Ankara: Vize Yayıncılık.
Sönmez, M. (2013). Okul-öğretmen.aile işbirliği. A. Cavkaytar (Ed.), Özel eğitimde
aile eğitimi ve rehberliği içinde (2. Baskı, ss. 216-238). Ankara: Vize
Yayıncılık.
Sucuoğlu, B. (1996). Kaynaştırma programlarında anne baba katılımı. Ankara
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 2(02), 25-43.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 28


Özel Gereksinimli Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

Güzel güzel sözler. Aile. 30 Ağustos 2019 tarihinde http://www.guzelguzelsözler.


net/2016/05/aile-ile-ilgili-sözler.html adresinden erişildi.
Anima rapha. Aile Eğitim Programları. 30 Ağustos 2019 tarihinde
http://www.animarapha.com/aile-egitimi adresinden erişildi.
United Nations (2019). World Population Prospects 2019. 23 Ağustos
2019https://population.un.org/wpp/Publications/Files/WPP2019_Highlight
s.pdfadresinden erişildi.
Varol, N. (2016). Aile eğitimi. (5. Baskı, ss. 49-95). Ankara: Kök Yayıncılık.
Williams, T. T., & Sánchez, B. (2011). Identifying and decreasing barriers to parent
involvement for inner-city parents. Youth & Society, 45(1), 54-74.
Yılmaz Bolat, E. (2017). Okul öncesi eğitimde aile eğitimi ve katılımı. Ankara: Eğiten
Kitap.
Yöret Vakfı (2012). Okul Aile İşbirliği-Aile Atölyeleri Projesi. 30 Ağustos 2019
tarihinde http://www.yoret.org.tr/c/okul-aile-is-birligiaile-atolyeleri/180/
adresinden erişildi.
Görsel Kaynaklar
(Kaynak: http://www.guzelguzelsozler.net/2016/05/aile-ile-ilgili-sozler.html).
(http://www.yoret.org.tr/c/okul-aile-is-birligiaile-atolyeleri/180/).
(Kaynak: http://www.animarapha.com/aile-egitimi).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 29

You might also like