You are on page 1of 4

TC.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2020-2021 Öğretim Yılı


İcra ve İflas Hukuku Final Sınavı (Tek Numaralı Öğrenciler) Cevap Anahtarı
23.06.2021 14:00
Cevap I: Adi haciz yoluyla yapılan icra takibinde usulüne uygun itiraz takibi durdurur. İlamsız
icra takibi durduğunda alacaklı ya 6 ay içerisinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını
isteyebilir ya da bir yıl içerisinde genel mahkemelerde itirazın iptali davası açabilir.
 Alacaklının elinde imzası ikrar edilmiş senet, imzası noterlikçe onaylanmış senet, resmi
dairelerin ve yetkili makamların yetkileri dahilinde usulüne uygun verdikleri belgeler,
resmi makamlar önünde borç ikrarını içeren belgeler, kredi kurumlarının düzenledikleri
belgeler mevcutsa itirazın kesin kaldırılması yolunabaşvurabilir. Bu yargılamada alacak
yalnızca bu belgelerle ispat edilebilir. Bu yargılamada tanık dinlenemez, yemin teklif
edilemez. İtirazın kesin kaldırılması yoluna başvurmak isteyen alacaklı itirazın
kendisine tebliğinden itibaren 6 ay içinde icra mahkemesinden yazılı veya sözlü bu
talepte bulunur. İtirazın kaldırılması yargılamasında basit yargılama usulü geçerlidir.
 Alacaklının elinde yukarıda sayılan belgeler yoksa itirazı hükümden düşürmek için
başvurması gereken yol genel mahkemelerde itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali
davası itirazın tebliği tarihinden itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır (İİK m. 67, I). İtirazın
iptali davasında mahkeme genel hükümlere göre inceleme yapar. Deliller de genel
hükümlere göre değerlendirilir. Bu nedenle alacaklı alacağını ispat için 68-68b
maddelerindeki belgelerle sınırlı değildir.
Olayımızda taraflar arasında bir sözleşme mevcuttur. Borçlu ödeme emrinde sözleşmedeki
imzaya itiraz etmediğinden bu imzayı ikrar etmiş sayılır. Bununla birlikte tek başına sözleşme
kayıtsız şartsız borcu ödemesi gereken bir belge değildir. Bununla birikte sözleşme ile bağlantılı
ve sıralı başka bir belge olarak alacaklı, teslim tarihinde malı teslim etmiş olduğuna dair
borçlunun imzasını taşıyan başka bir belge sunması halinde, iki belgenin birlikte incelenmesiyle
senedin kayıtsız şartsız bir borç ikrarı içerdiği anlaşılabilir. Bu şekilde birbirini takip eden,
birbiriyle bağlantılı belgelerin birlikte incelenmesinden kayıtsız şartsız bir para borcunun
ödenmesi gerektiği tespit edilebiliyorsa, bu tür belgelere belgeler zinciri denir. Olayımızda
teslimatların zamanında yapıldığını gösteren ve takibe itiraz edilmediğinden imzası ikrar
edilmiş belge ile sözleşme birlikte değerlendirildiğinde alacaklının elinde 68 normuna uygun
belgeler zinciri olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle alacaklı kendisi açısından daha avantajlı
olan itirazın kaldırılması yoluna başvurmalıdır. Bununla birlikte alacaklının itirazın iptali
davası ikame etmesine de bir engel bulunmaz.

Cevap II: Alacaklının alacağı sıra cetveline hiç alınmamış veya alınmış olmakla birlikte
bulunduğu sıra doğru değilse, bu durumda alacaklı sıra cetveline şikayet yoluna başvurmalıdır.
Sıra cetveline şikayet için sıra cetvelinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesine
başvurulur. Sıra cetveline şikayet yargılamasında basit yargılama usulü uygulanır. Şikayet
üzerine alacaklının talebi kabul edilirse sıra cetveli yeniden düzenlenir ve ilan edilir.
Olayımızda Yiğit Polat kendi sırasına itiraz etmek için sıra cetveline şikayet yoluna
başvurmalıdır.

Yiğit Polat, başka bir alacaklının sırasına itiraz etmek isteseydi, hangi hukuki yola
başvurabileceğine dair farklı görüşler söz konusudur. Zira İİK m. 142’de itiraz alacağın sırasına
1

Gizlilik Sınıflandırması : Public (Genel Dağıtım)


ilişkinse itirazın şikayet yoluyla icra mahkemesine yapılacağı ifade edilmiş sıraya itirazın kimin
sırasına dair olduğu konusunda ise bir açıklık bulunmamaktadır. Öğretideki hakim görüş, başka
alacaklının sırasına itiraz edilmesi halinde sıra cetveline itiraz davası açılması yönündedir. Bu
davada karşı taraf sırasına itiraz olunan alacaklıdır. Sıra cetvelinin tebliğinden itibaren 7 gün
içinde genel mahkemelere başvurulmalıdır. Basit yargılama usulü uygulanır.

Cevap III: İptal davası için davacı alacaklının aciz vesikası sahibi olması özel bir dava şartıdır.
Elinde aciz belgesi olmayan alacaklı bu davayı açamaz. Çünkü aciz belgesi ile alacaklı,
borçlusunda alacağına yetecek mal olmadığını ispat eder ve kanun tarafından öngörülen sınırlar
içinde borçlunun malvarlığından çıkarmış olduğu bazı mallara haciz için yönelme yetkisi talep
edebilir. Bir dava şartı olarak aciz belgesinin (kesin veya geçici), iptal davası açılması anında
mevcut olması gerekir. Ancak Yargıtay dava açılırken aciz belgesi bulunmasa bile yargılama
devam ederken davanın herhangi bir aşamasında bu belgenin mahkemeye sunulması halinde
başta mevcut olmayan dava şartının sonradan tamamlanmış olacağı gerekçesiyle iptal davasının
görülmesinin mümkün olduğunu kabul etmektedir. Bu kapsamda Yargıtay dava açılırken
mevcut olmasa dahi yargılamanın herhangi bir aşamasında temyizde hatta bozmadan sonra bile
aciz vesikasının ibrazını yeterli görmektedir.
Olayımızda Nalan Uysal’ın elinde aciz vesikası bulunmadığından tasarrufun iptali davası
açmanın şartlarından birinin mevcut olmadığını ifade edebiliriz. Bununla birlikte Yargıtay
içtihatları uyarınca Nalan Uysal aciz vesikasını sonradan elde ederse dava şartı tamamlanmış
olur. Öte yandan aciz vesikası takibin sonunda verilmekle birlikte haczi kabil herhangi bir malın
bulunmadığına ilişkin tutulan haciz tutanağı da aciz vesikası yerine geçer. Nalan Uysal’ın
elinde böyle bir haciz tutanağı var ise aciz vesikası koşulu yerine getirilmiş sayılır.

Cevap IV: Karşı tarafı dinlemeksizin ihtiyati hacze karar verebilir. Özellikle karşı tarafın
dinlenmesinin ihtiyati haciz kararını etkisiz kılacağı hallerde, karşı taraf dinlenilmeksizin
ihtiyati haciz kararı verilebilmesi menfaatler dengesine daha uygundur.

Olayımızda Ahmet Can, bu durumda doğrudan istinaf yoluna başvuramaz. Ahmet Can, kendisi
dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararına karşı, haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin
yetkisine veya teminata ilişkin olarak haczin uygulanmasından itibaren; haciz yokluğunda
yapılmışsa, tutanağın kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde kararı veren mahkemeye itiraz
edebilir. İtiraz eden, dilekçesinde dayandığı bütün delilleri göstermek ve belgeleri dilekçesine
eklemek zorundadır.

Ahmet Can dinlenmeden ihtiyati haciz kararı verilmesi, Ahmet Can’ın hukuki dinlenilme
hakkını ihlal ettiği düşünülebilirse de burada borçlunun hukuki dinlenilme hakkını tamamen
ortadan kaldırılmayıp işin mahiyeti gereği geçici bir süre ertelenmektedir. Sonuç olarak, Ahmet
Can iddialarını itiraz yoluyla ileri sürebilecektir.

Cevap V: Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na göre tarafların anlaşması


halinde tutulan tutanak mahkeme tarafından icra edilebilirlik şerhi verilmesi şartıyla ilam
niteliğinde belge sayılır. Ayrıca arabuluculuk anlaşması her iki taraf ve vekillerinin birlikte
katılımı ile imzalanmışsa, mahkemeden icra edilebilirlik şerhi almaksızın doğrudan ilam
niteliğinde belgedir.

Gizlilik Sınıflandırması : Public (Genel Dağıtım)


Elinde ilam niteliğinde belge olan alacaklı kendisi açısından daha avantajlı olan ilamlı icraya
başvurmalıdır. Çünkü ilamsız icradan farklı olarak ilamlı icrada ilam veya ilam niteliğinde
belge olduğundan ilamlı icrada borçlunun borca itiraz etmesi mümkün değildir.
Olayımızda arabuluculuk belgesi sonrası icra edilebilirlik şerhi alınmadıysa ve arabuluculuk
anlaşması taraflardan birinin vekili olmadan imzalanmışsa bu durumda ilam niteliğinde
belgeden söz edilemez. Has Şeker Fabrikası Aş. vekilinin itirazı bu yöndedir. İlamlı icra takip
talebini alan icra dairesi üç gün içinde takip talebine uygun bir icra emri düzenleyip borçluya
gönderir. Belgenin ilam veya ilam niteliğinde olup olmadığını icra müdürü kendiliğinden
inceler. Bu belgelerden birine dayanmayan bir icra emri gönderilirse, süresiz şikayet yoluna
başvurulabilir. O hâlde olayda da icra mahkemesinde süresiz şikâyet yoluna başvurulabilir.

Cevap VI: İflas davasında cevap dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 129.
maddesine göre hazırlanması gerekir. Dilekçenin özellikle savunmaya ilişkin kısmı bakımından
önem arz eden husus, davalının iflas takibi aşamasında icra dairesince kendisine gönderilen
iflas ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği sebeplerle bağlı olmakszın genel olarak takibe,
takip konusu alacağa ve iflas talebine karşı tüm itiraz ve defilerini ileri sürebilmesidir. Hatta
borçlunun iflas ödeme emrine itiraz ederken ileri sürmüş olduğu itiraz sebeplerini iflas davasına
ilişkin cevap dilekçesinde tekrar belirtmesi gerekir. Aksi halde bunların iflas davasına bakan
mahkemece re’sen gözetilebilmeleri, iflas davasına ilişkin dosyadan anlaşılabilmelerine ve
maddi hukuk bakımından itiraz niteliği taşımalarına bağlıdır.

Olayımızda Seyhanlar İnşaat Aş.’nin ödeme emrine itirazında alacağın zamanaşımına


uğradığını belirtmesi maddi hukuk anlamında bir defidir. Bu defi iflas davasında cevap
dilekeçsinde yeniden ileri sürülmediğinden mahkeme tarafından re’sen dikkate alınamaz.
Ödeme emrine itirazda yer alan alacağın bir kısmının ödendiğine ilişkin savunma ise maddi
hukuk anlamında itirazdır. Bu itiraz dosyadan anlaşılıyorsa mahkemece re’sen dikkate
alınacaktır.

Metin Sorusunun Cevabı:


1) İflasın açılmasından önce müflise karşı girişilmiş olan haciz yoluyla takipler ile teminat
gösterilmesine ilişkin takipler, iflâsın açılması ile kural olarak durur ve iflâs kararının
kesinleşmesi ile bu takipler düşer (İİK m. 193/1 ve 2). Ayrıca iflasın tasfiyesi süresince de
müflise karşı söz konusu takiplerden hiçbiri yapılamaz (İİK m. 193/3).
Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplere ise iflastan sonra da takip alacaklıları
tarafından iflas masasına karşı devam edilir ve satış bedeli İcra ve İflâs Kanunu’nun 151.
maddesine göre rehinli alacaklılara paylaştırılır. Artan kısım iflas masasına intikal eder.
Bununla birlikte, takip alacaklısı, iflastan önce başlamış olduğu rehnin paraya çevrilmesi yolu
ile takipten vazgeçerek, rehnin 185 inci maddeye göre satılmasını isteyebilir (193/4).
Acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve
bu davalara ancak ikinci alacaklılar toplanmasından on gün sonra devam edilebilir. Bu hüküm
şeref ve haysiyete tecavüzden, vücut üzerinde ika olunan zararlardan doğan tazminat davaları
ile evlenme, kişilik haklarına ilişkin davalar veya nafaka davaları, rehnin paraya çevrilmesi

Gizlilik Sınıflandırması : Public (Genel Dağıtım)


yoluyla takiplerle ilgili olarak açılmış olan hukuk davalarına tatbik olunmaz. Dava durduğu
müddetçe zamanaşımı ve hakkı düşüren müddetler işlemez (İİK m. 194). Ceza davalarının ise
nitelikleri gereği iflâsın açılmasından etkilenmeleri söz konusu değildir.

Gizlilik Sınıflandırması : Public (Genel Dağıtım)

You might also like