You are on page 1of 8

Genel Basın Kelimeleri

‫َو َظا ِئ ُل إلاعالم‬ Medya


‫الصحافت‬ ِ Basın, gazetecilik
‫ِووالت ألانباء‬ Haber ajansı
‫صحفي (ج) صحففىو‬ ّ / ‫ص َح ِافي‬ َ Gazeteci
‫ص َحا ِئف‬
َ / ‫ص ٌحف‬ ُ )‫صح َففت (ج‬ َ
ِ Gazete
‫َح ِش ٍَذة (ج) َح َشا ِئذ‬ Gazete
َ َ َ َ
‫ُمل َابلت (ج) ُمل َابالث‬ Röportaj
‫ص َح ِفي‬َ / ‫ص ُحفي‬ ُ ‫ُم ْا َج َمش‬ Konferans / Basın toplantısı
ِ
‫ط ِادس‬ َ ‫ط َذس (ج) َم‬ ْ ‫َم‬ Kaynak
َّ
‫مطادس ُمط ِل َعت‬ …ya yakın kaynaklar
َ
‫طاد َس ُمل ّ ِشَبت من‬ ِ ‫م‬
َ …ya yakın kaynaklar
َ ُ َ ‫َم‬
‫ط ِاد َس َم ْىثىكت بها‬ Güvenilir kaynaklar
‫طاد ِس َع ِال َفت ااُ ْع َخ َىي‬ ِ ‫م‬
َ Üst düzey kaynaklar
‫اله ِى ٍَّت‬ُ ‫َع َذم َه ْش ِف‬ Anonim, kimliğini
ِ
açıklamayan
ٌ‫ كاٌ ًلىٌ كى‬Söyledi
ٌ‫فل ًُلا‬
َ ‫ ِك‬Öğrenildi, belirtildi
ٌَ ُ َ َ
‫ؤ َ اا ًُ ِ فف ِب َ افت‬ Eklemek
‫اض َل‬ َ ‫َو‬ Sürdürmek
ٌ‫ ال ًضا‬،ٌ‫ لم ًض‬،ٌ‫ما صا‬ Hâlâ, henüz
ْ
‫ِا ْظ ِخط َش َد‬ Sözlerini sürdürmek
ْ ْ ََ
‫ره َش ًَز ِه ُش ِره ٌش‬ Dile getirmek
ٌ ‫َؤ َّه َذ ًُ َا ّه ُذ َج ْإه‬
‫فذ‬ ِ ِ Vurgulamak
َ َ
‫ن َف ًَ ْ ِفي ن ْف ٌي‬ Yalanlamak
َ َْ
‫ؤنى َش‬ İnkar etmek, reddetti, kabul
etmedi
َ
‫ِا ْظد ْب َع َذ‬ İhtimal vermedi
َ َّ َAçıklamak, bildirmek, beyan
ِ ‫ضش‬
etmek
ْ‫ َع َّب َر َعن‬/ َ ‫ؤع َش‬
ْ Dile getirmek
َ َ
‫ ؤ ْعل َن‬İlan etmek
‫َص ِع َم ًَ ْض َع ُم َص ْع ٌم‬ İddia etmek
َ َ ََ
‫نل َل ًَ ْ ل ُل ن ْل ٌل‬ Nakletmek
َ
‫ؤ ْو َس َد‬ Aktarmak, iletmek
َ ْ َ
‫ط َش َ ًَط َش ط ْش ٌ َآس َاءو‬ Reddetmek, savurmak,
gündeme getirmek
ٌ َ ُ ُ َ َ
‫فذ ِبف َادة ه‬ ‫ؤفاد ً ِف‬ Bildirmek
َ َ
‫ عن‬/ ِ ‫ؤ ْبل َغ ه‬ Haber vermek
َْ َ
‫ؤطل َع ه على‬ Haber vermek
‫ؤدلى الى‬ Bilgi vermek
‫ سئٍت‬/ ‫سؤي ًشي سؤي‬ Düşünmek
‫ِا ْع َخ َب َر‬ Düşünmek
‫َع َّذ ٌَ ِع ُّدذ ُع ٌّدذ‬ Düşünmek
َ
‫ِا ْع َخل َذ‬ İnanmak
َّ
‫َعل َم على‬ Not düşmek, askıya akmak
َ َْ
‫ؤلل ِخط ًابا‬ Konuşma yapmak
‫ؤض َذ َس‬ ْ Göndermek, ilan etmek
ٌَ ُ ُ
‫براعت‬ ‫ؤراا ً ِزٌع‬ Yaymak, duyurmak
ٌ ْ َ ُ َ َ َ
‫ضف ه‬ ‫ضف ًَ ِطف و‬ ‫و‬ Nitelemek, tanımlamak
َ َ ‫ْؤو‬ Açıklamak
ٌ ‫َ َش َ ٌَ ْش َش ُ َ ْش‬ Açıklamak
َْ
‫ؤلل ال َّ ْى ُء على‬ Işık tutmak
‫ض ُذ ٌوس‬ َ ‫طذ ُس‬ ْ َ ََ
ِ ً ‫ضذ َس‬ Meydana gelmek,
kaynaklanmak
ْ َ ْ َ َ
‫ش َش ًَ ِش ُش ش ٌش‬ Yaymak
َ َْ
‫ِاندش َش‬ Yayılmak
‫َس َّد ًَ ِش ُّدد َس ٌّدد على‬ Cevap vermek, reddetmek
ٌ َ
‫فب ِب َح َابت على‬ ُ ‫ؤشجا َ ًُج‬
ِ Cevap vermek
ٌ
‫ الى‬/ ‫فب ِب َح َابت ه‬ ُ ‫ؤحا َ ًُج‬
ِ
َ Cevap vermek
َ ‫ِا ْظ َخ ْج َى‬ Sorguya çekmek
‫ِا ْظ َخ ْف َه َم ه عن‬ Açıklama istemek
ٌ ‫َظ َإ ٌَ ٌَ ْع َإ ٌُ ُظ َا‬
ٌ‫ا‬ Sormak
ٌ َ َ
‫ؤ َاس ٌُ ِش ُير ب َاسة الى‬ İşaret etmek
َ ‫ْبك َ َر‬ Teklif etmek, önermek
َ ‫ِا ْف َ َر‬ Varsaymak
َْ
‫ِاف َر َ على ه‬ Emretmek, zorunlu tutmak,
şart kılmak
‫ض َّش على‬ َ ‫َؤ‬ Israr etmek
َ ‫ِا ْظ َخ ْع َش‬ Sunmak, arz etmek
‫َ َّذ َد‬ Sınırlamak, kısıtlamak
َّ
‫َسه َض على‬ Yoğunlaştırmak
َ
‫َّذ َد على‬ Baskı yapmak
‫َظ َم َح ٌَ ْع َم ُح َظ َما ٌ ل‬
Bırakmak, vermek, izin
vermek
َ
‫َو َّص ى ًُ َى ِ ّص ي ج ْى ِض َفت ه‬
Gözetimine bırakmak,
görevlendirmek, talep etmek
َ ْ
‫ ؤوص ى ه‬Tavsiye etmek
ْ ‫ص ُ َن‬
‫صٌ ه‬ َ ْ ًَ َ ‫ص‬ َ ‫… َن‬yapmasını tavsiye etmek
‫ َ َاو َس‬Danışmak
َ َْ
‫ِا َرط‬ Şart koşmak, şart koymak
َ َ
‫ ه‬/ ‫طال َب ه‬ Geri istemek
ّْ َ Söylemeye değer, dikkate
‫الزه ِش ؤو ه‬
ِ ‫ح ِذًش ِب‬
değer
َّ
‫َ ز َس ه من‬ Hususunda uyarmak
َْ
‫ؤنز َس ه‬ Uyarmak(bir şeyin
olabileceğinin sinyalini
vermek)
َ ْ َ
‫ َ زس‬/ ‫ِزس ًحزس ِ ز ٌس‬ Tetikte olmak, dikkat etmek
َ
‫ا ْ َخز َس‬ Kaygılanmak, hazırlıklı
olmak
َ ُ
/ ‫ًَّ ٌَش ًّ ٌّدً في‬ Şüphelenmek
َ
‫ج َج َّ َب‬ Sakınmak, engel olmak,
kaçınmak
َ‫ ؤ اد‬Övmek
َ ْ
‫ ِان َخل َذ‬Tenkit etmek, eleştirmek
‫َّنذ َد‬ Eleştirmek, ile kınamak
َ
‫ك َّى َم‬ Düzenlemek
ٌَ ‫الشيىن َ ْى‬ ُ Şüphe uyandırmak
‫ؤثاس‬
َ ْ
‫ِع ْب إلاث َباث ًَل ُع على‬ Hükmün düşmesi, ispat
zorunluluğunun düşmesi
َ
‫ؤك َّش‬ İtiraf etmek, beyan etmek
َ َ
‫ِا ْع َرا‬ İtiraf etmek, tanımak, kabul
etmek
ٌ ْ َ ُ ْ َ َ َ
‫عن‬/‫هشف ًَى ِشف هشف ه‬ Göstermek
ٌَ َ
‫َد ٌَّ ًَ ُذ ُّدٌ َداللت على‬ İspatlamak, işaret etmek,
göstermek
ٌ ‫ َع َش َ ٌَ ْعش ُ َع ْش‬Sunmak
ِ
ْ َ
‫ ؤ َه َش‬Göstermek
ٌ َ
‫ ؤ َظ َاء ٌُ ِع ُي ِة َظ َاءة‬Kötü yapmak, zarar vermek
َ َ َْ
‫ ِاهدشف‬Keşfetmek, ortaya çıkarmak
ٌ ‫غ َع ْى‬
‫غ‬ ُ ‫غ ٌَ ْع ِى‬ َ ‫ َع َى‬Ters çevirmek, yansıtmak
َ ُ ٌ َ ُ َْ َ َ
‫ ه َفالت‬/ ٌ‫ هفى‬/ ‫فل‬ ‫ه ِفل ًى ِفل ه‬ Kefil olmak
ًّ‫ط ًاال َىا ِج ِففا‬ َ ‫َؤ ْح َشي ِا ّج‬
ِ Yapmak
‫َاس َن في‬ Paylaşmak
‫ظاى َم في‬ َ Katılmak, katkıda bul
َ ْ
‫ل ِع َب ًَل َع ُب ل ْع ٌب َد ْو ًسا في‬ Rol oynamak
‫َظ َّ َب‬ Sebep olmak
َ ‫ْؤن َخ‬ Üretmek
‫ؤثاس ًُ ِث ُير ب ِث َاسة‬ Uyarmak
ْ َ ّ َ َّ َ
‫ؤث َش ًُا ِث ُش جإ ِثير‬ Etkilemek
َّ َ
‫جإث َش‬ Etkilenmek
َْ َ
‫َّؤدي ًُا ِ ّدي جإ ِد ًَت بلى‬ Ulaştırmak
‫ؤظ َف َش عن‬ ْ …ile suçlamak
َّ
‫مه َذ الط ِشٍم‬ َّ Kolaylaştırmak
‫ىا بلى‬ ٌ ‫سح َع ًَ ْشح ُع ُس ُح‬ َ Geri dönmek
ِ
‫فجت‬ َ ‫ند‬
ِ Sonucuyla
‫ع ِب‬ َ َ Sonucuyla
َ ْ
‫طب َع ًَط َب ُع ط ْب ٌع‬ َ Damgalamak, mühürlemek
َ ْ
‫ِانط َب َع‬ Damgalamak, mühürlemek
ٌ ُ َ َ
‫ عن‬/ ‫بحث ًَ ْب َحث َب ْحث ه‬ Aramak, araştırmak
َ ‫ناك‬ َ Tartışmak, münakaşa etmek
‫ش‬
َ
‫با َ ث‬ Araştırmak, aramak
ٌَ ‫َجب َاد‬ Takas yapmak
َ
‫ح َع َاو َو‬ Yardımlaşmak
ٌَ ‫ج َ َاو‬ (konu) ele almak
‫عام َل‬ َ Davranmak
ٌٌ ‫ ُ ُمى‬/ ‫َ ِم َل ٌَ ْش ِم ُل َ ْم ٌل‬ Kapsamak, içine almak
ْ
‫ِان َ َّم‬ Katılmak, eklenmek,
toplanmak
ْ
‫ِان َ ّم الى‬ Bir kuruluşa katılmak
َ َ
‫اث ال َ ظش‬- ،‫ُو ْح َهت ال َّ ظش‬ Bakış açısı
‫ِظفاق‬ Bağlam, akış, seyir
‫ اث‬- ،‫ظا ت‬ Saha, alan, meydan
‫ اث‬- ،ٌ‫َمجا‬ Alan
‫َم ْف َذاو (ج) مفادًن‬ Alan
‫ض ِعفذ (ج) ضعذ‬ َ Seviye
‫ُم ْع َخىي (ج) معخىٍاث‬ Seviye, düzey
َ
‫ طشق‬/ ‫طشٍلت (ج) ط َشا ِئم‬ İnanç, yol, yöntem
‫فل (ج) ُظ ُبل‬ ٌ ‫َظ‬ İnanç, yol, yöntem
ِ
َ َ
‫وظفلت (ج) وظا ِئل‬ Araç
ْ
ٌ ‫ِوف ًلا‬ …ya göre, …ya uygun
olarak
ً َ
‫ن ْلال عن‬ …ya göre
ٌ ‫ِط ْب ًلا‬ …ya göre
‫على َ َع ٍب‬ …ya göre
‫َ ْع َبما‬ …e göre, gibi
‫على ِغ َشاس‬ Gibi, benzer, o tarz da
‫ما برا‬ Yapıp yapmadığı
َ
‫َعل ً ا‬ Açık olarak, açıkça
َ Çerçevesinde
‫في ِبط ٍاس‬
‫اط‬ َ
ٍ ‫على ؤظ‬ Dayanarak, binaen
ً
‫َب َذال ِم ْن‬ …nın yerine
ً
‫ِبخالا‬ Aksine
َ
‫ُمل ِابل‬ Karşılık
ً‫بما في رل‬ Dahil olmak üzere
َ َ ‫على‬ Diğer yandan
‫ض ِعفذ آخش‬
ُ
‫من ِح َه ٍت ؤ ْخ َشي‬ Diğer yandan
ُ
‫من نا ِ َفت ؤ ْخ َشي‬ Diğer yandan
َ Diğer yandan
‫من حا ِنب آخش‬
َّ
‫ففما ًَ َخ َعل ُم‬ …bakımından
‫من نا ِ َف ٍت‬ Açısından
ّ
‫بال ِ ْع َبت بلى‬ Nispeten
َ
ٌ ‫نظ ًشا بلى‬ Sebebiyle
‫الط َذ ِد‬ َ ‫في ىزا‬ Bu konuda, bu bağlamda
َ
‫ ؤ ْو ُحه‬/ ‫َو ْحه (ج) ُو ُحىو‬ Görüş
‫بص َاء‬ …e karşı
ُ Karşı
‫ججاو‬
‫ طااا ؤو‬...‫ال ًِجب ؤو‬ Gereksiz
‫بلى ذ ما‬ Bir noktaya kadar, bir
dereceye kadar
‫( بلى دسحت ؤو‬-dığı) ölçüde, derecesinde
َ ‫ على َ ّذ‬Eşit bir şekilde, aynı şekilde
‫ظىاء‬ ِ
‫ؤح ِل‬ ْ ‫من‬ İçin, …den dolayı
‫َبف ْ ِل‬ …nın sayesinde
‫ُم َج َّشد‬ Sadece, soyut, sırf
‫مما ٌَ ْع ِني ؤو‬ Anlamına gelir
‫بمعنى ؤو‬ Anlamına gelir
‫بفحىي ؤو‬ Anlamına gelir
ُ ‫على العا َ ت‬
‫الذ َوِل َّفت‬ Uluslararası arenada
ِ
َ َ َ َْ َ ْ ُ Dünyanın çeşitli yerlerinde
‫في مخخ ِل ِف ؤنح ِاء العال ِم‬
َ َ ْ
‫العالم‬ ‫في ول ؤن َح ِاء‬ Dünyanın her yerinde
َ
‫اث‬- ،‫ِا ْميا ِن َّفت‬ Olanak, imkan
‫اث‬-،ٌ‫ا ْ ِخ َما‬ Olasılık, ihtimal
ُ
‫ِم ْن امل ْح َخ َمل ؤو‬ …mesi/…ması muhtemeldir
ُ
‫من اا ْم ِىن ؤو‬ Muhtemel, yapılabilir,
olabilir
‫… من الىا ِ ؤو‬olduğu apaçık
görünmektedir
َ ْ ُ
‫… من اا خ ِظش ؤو‬mesi/…ması bekleniyor
ّ ُ
‫… من اا َخ َى ِكع ؤو‬ması beklenmektedir
‫وس ّي ؤو‬ َُ …mesi zorunludur
ِ ‫من ال ش‬
‫الالصم ؤو‬ …mesi gereklidir
ِ ‫من‬
‫الىاحب ؤو‬ ِ ‫من‬ …mesi gereklidir
َ ُ
‫من اا ْعخ ِحفل ؤو‬ Olması imkansız
َ
‫ال ُب َّذ ِم ْن ؤو‬ …mek gerekir
‫اث‬-،‫كشاس‬ Karar
َ‫ألا َمم ااُ َّخحذة‬ ُ
ِ ِ ‫كشاس‬ (BM) Birleşmiş Milletler
kararı
َ
ٌ‫َح ْذ َو ٌُ ألا ْع َما‬ Gündem
َ ْ
‫ َمش ِاسا‬/‫اث‬-،‫َمش ُشوا‬ Plan, proje
َ ُ َّ ُ
‫خطت (ج) خطط‬ Plan
َْ
‫اث‬-،‫بعالو‬ Duyuru, anons
‫اث‬-،‫َب َفاو‬ Açıklama, Liste
‫اث‬-،‫ط ِشٍح‬ ْ ‫َج‬ İzin, açıklama, ruhsat
َ
‫اث‬-،‫ب َاسة‬ İşaret, sinyal
‫ىماث‬ َ ‫َم ْع ُل‬ Haberler, bilgiler
ْ
‫ِا ْظ ِخخ َب َاساث‬ İstihbarat, araştırmalar
َ
‫اث‬-،‫ج ْح ِلفم‬ Soruşturma
ََ َ
‫ج ْل ِشٍش (ج) جل ِاسٍش‬ Rapor
َ
‫اث‬-،‫ج ْح ِلفل‬ Analiz, çözümleme
‫اث‬-، ‫بً َ ا‬ Belirtme, açıklama, izah
َ ‫َ َش‬ Açıklama
َ
‫اث‬-،‫ح ْع ِلفل‬ Avuntu, mazeret, savunma
َ
‫اث‬-،‫ج ْب ِرًش‬ Temize çıkarma
‫ضاا‬ َ ‫ف (ج) َؤ ْو‬ َ َ َ
‫وض‬ Sıfat, nitelik, tanım
ٌ‫ْؤم ٌش (ج) ُؤمىس‬ İş, vazife
َ ٌ َ
‫ك ِ َّفت (ج) ك َ َاًا‬ Mesele, dava, olay, konu
ََ
‫َم ْعإلت (ج) َم َعا ِئل‬ Mesele, dava, olay, konu
َ
‫َوا ِك َعت (ج) َوكا ِئع‬ Olay, hadise, çarpışma
ٌ َ ٌ
‫َ َذث (ج) ؤ ْ َذاث‬ Olay, vakıa
َ َ ْ
‫ِظل ِعلت ؤ ْ َذاث‬ Olaylar zinciri
‫اث‬-،‫اظ َبت‬ َ َ ‫ُم‬ Fırsat, uygunluk, vesilesiyle
ُ َ ‫ُف ْش‬
‫ضت (ج) ف َشص‬ Fırsat, imkan
ُ ُ İş, mesele
‫إو (ج) اوو‬
‫اا‬ٌ َ ‫َو ْ ٌع (ج) َؤ ْو‬ Durum, kural
ٌ ٌ
‫َم ْى ِكف (ج) َم َىا ِكف‬ Durum, tutum
ٌ ‫اٌ (ج) ؤ ْ َى‬
ٌ‫ا‬ Durum, hal
ٌ ُ
‫ُشوا‬ Durum, koşul
ْ
‫َمإ ِصق (ج) َم ِأصق‬ İkilem, çıkmaz
‫اع ٌذ‬ ََ
ِ ‫مى ِعذ (ج) مى‬
َْ Randevu, söz
ٌ ‫فع ٌاد (ج) َم َىاع‬
‫فذ‬ َ ‫م‬ Randevu, söz
ِ ِ
ٌ‫جاسٍخ (ج) َج َى ٍخ‬
‫ِاس‬ Tarih
ٌ‫ط ٌذ (ج) َم َلاضذ‬ َ ‫َم ْل‬ Hedef, niyet, amaç
ِ
َ ٌ
‫ِن َّفت (ج) ن َى َاًا‬ Hedef, niyet, amaç
ٌ َ ٌ
‫َى َذا (ج) ؤ ْى َذاا‬ Hedef
ٌ ‫َغ َش ٌ (ج) َؤ ْغ َشا‬ Amaç, gaye
ٌ ‫ُط ُمى‬ Hırs, tamah
َ َ ‫َند‬
‫فجت (ج) ن َخا ِئ‬ ِ Sonuç
َْ َ ْ
‫ُعلب (ج) ؤعلا‬ Son, kalan, sonuç
‫َعا ِك َبت (ج) َع َىا ِكب‬ Sonuç, son
َ َ
‫ ِعلا‬/‫اث‬-،‫َعلبت‬ Engel, mani
‫اث (ا) ؤثش‬-،‫جإثير‬ Etki, tesir - tesir etmek
ُ
‫ن ُفىر‬ Etki, tesir
ٌ ‫َظ َ ٌب (ج) َؤ ْظ َبا‬ Neden, sebep
ٌ ََ ٌ َ َ
‫اعث‬ ِ ‫م ْبعث (ج) مب‬ Etken, kaynak
‫اث‬-،‫ُم َب ّ ِرس‬ Gerekçe, beraat, özür
‫دا ِفع (ج) دوا ِفع‬ İtici, muharrik unsur
‫عامل (ج) َع َى ِامل‬ ِ Faktör, etken
‫اضش‬ َ َ ُ ُْ Köken, unsur
ِ ‫ع طش (ج) ع‬
َ َ
‫َ ِلفلت (ج) َ لا ِئم‬ Gerçek

You might also like