You are on page 1of 33

Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9.

Bölüm

TÜRKÇENİN SÖYLEYİŞ ÖZELLİKLERİ


•VURGU
•Kelime Vurgusu
•Cümle Vurgusu
•Mısra Vurgusu
•Ahenk Vurgusu
•Şiddet Vurgusu

•ULAMA

•DURAK

•TON

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 1


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

VURGU
Temel görevi insanlar arasındaki anlaşmayı
sağlamak olan dilin en önemli ve en zor kısımlarından
birisi vurgudur.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 2


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

 Vurgu ile söze duygu katılır, dinleyenin dikkati


çekilir ve böylece söylenmek istenilenin daha kolay
anlaşılması sağlanılır.
 Özellikle müzik, edebiyat, tiyatro alanında ve
sözel basında çalışanlar için ayrı bir önem taşıyan vurgu
sözdeki musiki ahengini sağlayan bir unsurdur.
 Vurgu eklerde ve kelimelerde anlam ayırt edici,
cümlelerde ise odak belirleyicidir.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 3


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

 Vurgu, konuşma ve okuma sırasında bir kelimedeki


bir heceyi diğer hecelerden veya bir cümledeki bir
kelimeyi diğer kelimelerden daha kuvvetli söylemektir.
Bir kelimede hecelerin hepsi de aynı değerde
söylenmezler. İçlerinden birinin vurgulu söylendiği
görülür. Böylece kelime monotonluktan çıkarak bir ses
ahengine kavuşur. Birden fazla heceli kelimelerde
gerçekleştirilen bir hecedeki soluk baskısına “vurgu”,
baskılı seslendirilen heceye de “vurgulu hece” denilir.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 4


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

 Her dilin kendi yapısına göre vurgusu vardır.


 Türkçede kelime kök ve gövdelerinde orta
heceler vurgusuzdur. Genellikle vurgular ilk ve son
hecelerde bulunur. Çoğunlukla son hecede bulunan
vurgu bütün yer adları ile yabancı şahıs adlarında ve
bazı yabancı kelimelerde ilk hecededir.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 5


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

 Söze duygu değeri katan ve dinleyicinin dikkatini


uyandırarak anlamasını kolaylaştıran vurguyu;
1. Kelime Vurgusu,
2. Cümle Vurgusu,
3. Mısra Vurgusu,
4. Ahenk Vurgusu
5. Şiddet Vurgusu
gibi başlıklar altında inceleyebiliriz.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 6


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

1. Kelime Vurgusu:
Türkçede kelimelerle ekler arasında sıkı bir ilişki
bulunduğundan bazı araştırmacılar “kök-ek vurgusu”
ifadesini kullanırlar.
Türkçede özellikle fiillerden meydana gelen tek
heceli kelimelerde vurgu bulunmaz: al, gel, koş, ben,
sen, dün, göl, su, kuş, kış, gör, kör.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 7


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

Türkçe kökenli çok heceli kelimelerde ise vurgu


genellikle son hecede yer alır: baba, kardeşim, hepimiz.
Yabancı dillerden gelen kelimelerde de bu kural
ağırlığını korur: televizyon, otobüs.
Çok heceli fiil köklerinde vurgu son heceye kayar:
üşü-, yürü-, tanı-.
İsimlerde vurgu genellikle sondadır: güzel, kara,
tatlı.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 8


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

Seslenme durumunda olmayan insan ve hayvan


adlarında da vurgu son hecededir: Aysel, Ahmet,
Boncuk, Çakır.
Sayıların vurguları da son hecededir: iki, sekiz, elli,
yetmiş.
Bazı zamirlerde vurgu yine sondadır: onlar, bunlar,
şunlar, ondan, bundan. Bazı zamirlerde ise vurgu
baştadır: burası, şurası, böyledir, şöyledir, hepsi, bazı,
nicesi, neresi, hangisi.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 9


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

Zarflarda da genellikle vurgu ilk hecededir: ancak,


bazen, böyle, şöyle, hemen, niçin.
Edatlardan bağlama edatlarının bazıları
vurgusuzdur (ve, ile, veya, de, veyahut, yahut): Bazıları
da vurguludur: ya da, fakat, ancak, yalnız, şayet,
öyle, sanki, yeter ki, belki. Son çekim edatları
genellikle vurgusuzdur: diyor ki, baksan bile. Seslenme
edatlarında vurgu baştadır: Arkadaş, Dostum, Ahmet,
Gülnur.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 10


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

Pekiştirmenin yapıldığı kelimelerde vurgu ilk


hecededir: sarı-sapsarı, temiz-tertemiz.
Eşsesli kelimelerde kullanıma göre vurgunun yeri
değişir: danışma(isim), danışma(emir kipi), düşünce(fikir),
düşünce(düştüğü zaman).
Dilimize giren yabancı kelimelerden vurgusu sonda
olanlardan bazıları: abajur, bagaj, ekonomi, garson,
paket, televizyon. Başta olanlardan bazıları: forsa, futbol,
maske, şapka, radyo. Orta hecede olanlardan bazıları:
adalet, coğrafya, fatura, kampanya, sandalye.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 11


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

Anlam ve yapı bakımından dikkat çekici olan yer


adlarında vurgu sondan başa doğru kayar. İki heceli yer
adlarında vurgu başta bulunur: Afyon, Konya, Samsun,
İzmir, Ağrı, Dicle, Mersin. Çok heceli yer adlarında ve
coğrafî isimlerde ise başa doğru sürülür, güçlü hecede
kalır. Güçlü hece, diğer hecelere göre; ses sayısı fazla,
kapalı, sert ünsüz taşıyan, sert ünsüzle biten, kalın ünlü
bulunduran hecedir: Ardahan, Erzurum, Çankırı,
Aksaray, Marmara...

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 12


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

Birinci hece açık, ikinci hece kapalı ise veya


birinci hece bir-iki sesli, ikinci hece üç-dört sesli ise
vurgu ikinci heceye kayar: Anamur, Edirne, Malatya,
Silifke, Çanakkale, Alanya, Emirgân, Ayvalık,
Demirci, Ödemiş. Yer adı yapmaya yarayan Farsça “-
sitan, -istan” ekiyle yapılan coğrafî adlarda ise vurgu
sondadır:Türkmenistan, Afganistan, Yunanistan. Sonu
–iye, -ca, -ya ile biten yer adlarında vurgu ya ilk
hecede ya da bu hecelerden önceki hecededir:
Türkiye, Fethiye, Kozluca, Yenice, Asya, Almanya.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 13


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

Şahıs adlarında vurgu sondadır: Ahmet, Aydın,


Nesrin, Osman.
Gerek özel şahıs adlarında gerekse diğer hitap
kelimelerinde (ünlemlerde) vurgu ilk hecede görülür:
Aydın!, Mehmet!, Nesrin!, Osman!, Anne!, Komşu!,
Saygıdeğer dinleyenler!
İnsan ve hayvan özel adlarında vurgu, tür adlarında
olduğu gibi sondadır: Aydın, Ufuk, Korkut, Mehmet,
Güler, Pamuk, Tekir.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 14


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

Tür ve meslek adları ile isimler ve sıfatlar özel ad


olarak kullanılırsa vurgu başa kayar:
Kartal, büyük bir kuştur.
Kartal, İstanbul’un bir ilçesidir.
Sirkeci, bağırarak geçti.
Sirkeci İstasyonu’nda durduk.
Denizli ülkelere bayılırım.
Denizli, güzel bir ilimizdir.
Kültürümüzde çeşme başı sohbetleri meşhurdur.
Çeşme ilçemiz deniziyle meşhurdur.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 15


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

Ekler genellikle kelime sonundaki vurguyu kendi


üzerlerine çeker: Çiçek, çiçekler, çiçeklerimiz,
çiçeklerimizden. Bazı ekler, vurguyu çekmezler. Vurgu,
bu ekten önceki hecededir. Meselâ olumsuzluk eki (at-
ma, gel-me-di), soru eki (gel-iyor-mu?, güzel-mi?)
vurgusuzdur. Şekil bakımından olumsuzluk eki -ma, -
me’ye benzeyen, yapı bakımından fiilden isim yapan -
ma, -me eki vurguludur: Okuma yazma seferberliği,
danışma (sorma anlamında), danışma (başvurulacak
yer): Kitabı sen okuma.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 16


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

Eşitlik eki (-ca, -ce), küçültme eki (-cık, -cik),


bildirme ekleri (i-yi-dir, hoş-tur, gü-zel-dir), aitlik eki
(-ki) de vurgusuz eklerdendir. Geniş zaman ekine gelen
olumsuzluk eki –ma, -me vurguludur: Sevmez ki,
dinlemez, anlamam.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 17


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

Kelimelerden ayrı yazılan “da, de” ve “ki” bağlama


edatları vurguyu üzerine çekmez, vurgusuzdur. Bunların
bağlama edatı olup olmadıklarını bu yolla da anlayabiliriz:
Sınıfımızda oturuyorduk. (Bulunma hali olup
vurguludur).
Sınıfımız da ısındı. (Bağlama edatı olan da, de
vurgusuzdur).
Bahçedeki çiçekler soldular. (Aitlik eki “-ki”
vurguludur).
Dalında öyle güzeldi ki çiçeği koparamadım. (Bağlama
edatı olan “ki” ayrı yazıldığı için vurgusuzdur).

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 18


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

Oluşumları ve dolayısıyla vurgulanmaları çok


farklı olan bileşik kelimelerde vurgu genellikle
birinci kelimededir: ortaokul, onbaşı, dalgakıran,
köpekbalığı, yanardağ.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 19


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

2. Cümle Vurgusu:
Bir cümlede, anlamca en önemli olan kelime
yükleme yaklaştırılabildiği gibi vurgu ile de belirtilebilir.
Örnek bir cümlede kelimelerin yerlerini hiç
değiştirmeden kast edilen anlama göre vurgulanması
gereken kelimeleri tespit edelim:
Ben o kitabı, dayıma verdim. (Kime verdim?)
Ben, o kitabı dayıma verdim. (Hangi kitabı
verdim?)
O kitabı dayıma, ben verdim. (Kim verdi?)

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 20


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

Ben, sizi dün orada gördüm. (Başkasını değil, sizi


gördüm.)
Ben sizi, dün orada gördüm. (Başka zaman değil,
dün gördüm.)
Ben sizi dün, orada gördüm. (Başka yerde değil,
orada gördüm.)
Ben sizi dün orada, gördüm. (İnkar etme, gördüm!)
Dikkat edilirse vurgulu kelimeden önce virgül
vardır. Bu, bir bakıma virgülle birlikte dinlenip sonraki
kelimenin vurgulanacağını gösterir.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 21


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

3. Mısra Vurgusu:
Bir şiirde, şairin duygularını ahenkli bir şekilde
hissettirmek gerekir. Bunun için vurgudan yararlanılır.
Mısradaki ahengi daha kuvvetli sezdirmek için bazı
heceler ve kelimeler daha canlı okunur.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 22


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

“Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden...


Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak...
Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta.”
Ahmet Haşim
Bu şiirde birinci mısradaki “ağır ağır” ifadesi
vurgusuzdur. Buradaki ağırlık “yavaş” anlamındadır.
Eğer bu kelimeyi vurgularsak kelimenin diğer anlamı
olan maddi ağırlık kast edilmiş olur ve şiirdeki
anlamkaybolur.
TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 23
Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

“Merdivenlerden” kelimesindeki “-den” eki


vurguludur. İkinci mısradaki “güneş” kelimesinin ikinci
hecesi vurgulanarak, güneşin yakıcılığı, parlaklığı; “yığın”
kelimesinde de yine ikinci hece vurgulanarak “yığın”ın
çokluğu, büyüklüğü verilir. Üçüncü mısrada vurgu yoktur.
“Ağlamak” kelimesi, “sessizce, içten içe ağlamak”
anlamında kullanılmıştır. Söz konusu kelime vurgulanırsa
sesli ağlamak anlaşılır ve şiirdeki anlam kaybolur.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 24


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

Dördüncü mısrada “sular” kelimesindeki “-lar”


eki ile “yüzün” kelimesinin ikinci hecesi vurguludur.
“Sararmak” kelimesinde anlamca bir zayıflık, cılızlık,
hastalık söz konusu olduğundan kelime vurgusuzdur.
Beşinci mısrada “kızıl” kelimesinin anlamını vermek ve
“akşam” kelimesinin karanlığını belirtmek için ikinci
heceler vurguludur.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 25


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

4. Ahenk Vurgusu:
Sadece mısralarda değil, düz yazılarda da ahengin
önemi büyüktür. Bilhassa hitabelerde, çok önemli olan bu
vurgu sayesinde söylenilenin etkisi artırılır, dinleyenlerin
dikkatleri çekilir. Dün olduğu gibi bugün de “güzel ve etkili
konuşuyor” dediğimiz kişiler, bu vurguyu yerinde kullanan
kişilerdir. Toplumları yönlendiren fikir adamları, siyasetçiler
ve hatipler bu konuya dikkat eden kişilerdir. Özellikle,
konuşmaların başında ve sonunda söylenenler, bu vurgu
sayesinde kafalara nakşedilir:
Türk Milleti!
Ey Türk Gençliği!
Ne mutlu Türk’üm diyene!
TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 26
Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

5. Şiddet Vurgusu:
Söze daha çok güç katmak ve dikkati çekmek için
yapılan vurgudur:
“İnsafsız, benden beş kuruşu esirgedi.”

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 27


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

ULAMA
Genellikle konuşma dilinde görülen ulama, kelime
sonlarındaki ünsüzlerin kendilerinden hemen sonra
gelen ve ünlü ile başlayan kelimelere bağlanmasıdır.
Ulamanın oluşabilmesi için ikinci kelimenin ünlü ile
başlamış olması gerekir: kavak ağacı=ka-va-ka-ğa-cı,
kitap almak=ki-ta-bal-mak vb.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 28


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

Ulama genellikle konuşma dilinde görülürse de


şiirlerde vezin gereği de uygulanır. Bir kelimenin
sonundaki kapalı bir hecenin vezin gereği kurallara uygun
bir şekilde açılması ulama ile gerçekleştirilir:
“O gül endâm (gü-len-dâm) bir al şâle bürünsün
yürüsün
Ucu gönlüm gibi ardınca sürünsün yürüsün”
Enderunlu Vâsıf
“Ben ezelden (Be-ne-zel-den) beridir hür yaşadım
hür yaşarım,
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım”
Mehmet Âkif ERSOY

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 29


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

DURAK
Duygu ve düşüncelerimizi doğru ve etkili
anlatabilmek amacıyla bir konuşma cümlesindeki anlam
birimlerini birbirinden ayırmak için gerçekleştirilen
durmaya durak denilir. Durak, anlam ayırt edici bir ses
birimidir.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 30


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

Yazı dilinde nokta, noktalı virgül, üç nokta, virgül gibi


çeşitli noktalama işaretleriyle gerçekleştirilen bu durmalar,
yerli yerinde yapılmazsa anlam karışıklıkları meydana gelir
ve kastedilen anlamın dışında başka bir anlam anlaşılır:
Bu kitabın içindedir. (Başka kitapta değil, bu
kitaptadır).
Bu, kitabın içindedir. (Bu-kast edilen özne- kitabın
içindedir).
Oku, baban gibi eşek olma! (Baban okumadı, bir
baltaya sap olamadı. Sen ona benzeme, oku.).
Oku baban gibi, eşek olma! (Baban okudu, adam oldu.
Sen de onun gibi ol, ona benze, oku.).

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 31


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

TON
Vurgu, anlam ayırt edici bir özelliğe sahipken ton,
heceye özgü olup anlam ayırt edici bir ses birim değildir.
Yazı dilinde bir işaretle gösterilmeyen, sadece konuşma
dilinde gerçekleştirilen ton, insanın ruhsal durumuna
bağlı olarak sesin yükselip alçalmasına, tiz veya pes
oluşuna denir.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 32


Türkçenin Söyleyiş Özellikleri 9. Bölüm

Vurgu ve ton ayrı ses birimlerdir. Konuşma


sırasında mimiklerle birlikte gerçekleştirilen ton, kelime
ve cümlelere özgü olup anlatılmak istenileni daha iyi
anlatmaya yarar. Buna tonlama (ezgi) denilir. Özellikle
telefon konuşmalarında karşımızdaki kişinin sevinçli,
üzüntülü, heyecanlı, korkak oluşunu cümlelerindeki
tonlamadan anlarız:
-Beni bırakır mısın? (Ben seni çok seviyorum. Sen
beni terk eder misin?).
-Beni bırakır mısın! (Beni tutma, kafamı kızdırma,
bırakır mısın lütfen!).
-Beni bırakır mısın! (Sana zahmet olmazsa
giderken beni de okula bırakır mısın?).
TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 33

You might also like