You are on page 1of 101

Yazım ( İmlâ) Kuralları 10.

Bölüm

YAZIM ( İMLÂ ) KURALLARI


• Büyük Harf ve Özel

YAZIMI
YABANCI SÖZLERİN
KURALLARI
DİĞER YAZIM

OLAN KELİMELERİN
YAZIMI
KONUŞMADA AYNI
Adlar
• Sayıların Yazımı
• "da" Bağlacının ve
Bulunma Durumu
"-da" nın Yazımı
• "ki" Bağlacının ve
"-ki" İlgi Ekinin
Yazımı
• "ile" Bağlacının
Yazımı • İkilemelerin
• "mi" Soru Ekinin • Yabancı Yazılışı
Yazılımı Kelimelerin Ünlü • İyelik Ekli
• "imek" Fiilinin Uyumları Kelimelerle
Yazımı Karşısındaki Kullanılan Sıfat
• Birleşik Kelimelerin Durumu ve İsimler
Yazımı • Ünsüzlerin • Edatların
Ünlülere Etkisi Yazılışı

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 1


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Aynı dili konuşan insanların sözde ve yazıda birlik


içinde olmaları gerekir. Yazıda bu birliği sağlayan
kurallara yazım kuralları denir. İsteklerimizi tam olarak
anlatabilmemiz, kuracağımız
cümlelerin anlaşılır olmasıyla
mümkündür. Cümlelerimizin de
anlaşılır olması yazım kurallarına
uymamıza bağlıdır.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 2


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Söylemek istediğimizi, karşımızdakine en kısa


yoldan ve en iyi şekilde anlatabilmek kelime hazinemizin
zenginliği kadar, bu kelimeleri doğru olarak
kullanmamızla da ilgilidir. Dilin yapı taşları kelimeler
olduğu için bunların nerede, nasıl ve ne şekilde
kullanıldığını çok iyi bilmemiz gerekir.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 3


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Büyük Harf ve Özel Adlar


Tek bir varlığa veya kavrama ad olan kelimelerin
ilk harflerini büyük yazarız. Bunlara getirilen ekleri
de kesme işaretiyle ayırırız. Özel isim gibi kullanılan
isimlerden ve tamlamalardan sonra gelen ekleri ise
kesmeyle ayırmaya gerek yoktur: "Türk dilinin
sadeleştirilmesi hareketini Genç Kalemler Dergisi’nde
Ömer Seyfettin başlatmıştır.”

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 4


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Özel isimlerden meydana gelen tamlamalar, birleşik


kelime durumunda değilse ayrı ayrı yazılır ve tamlanan
durumundaki kelime de büyük harfle başlanarak yazılır.
"Murat Dağı, Tuz Gölü, Gediz Ovası.” Tamlanan
kelimedeki iyelik eki ve üzerine gelen ekler kesmeyle
ayrılmazlar.
Unvanlar, lâkaplar, özel isim olarak kullanılan
sıfatlar ve cins isimleri büyük harfle başlanarak yazılır:
Başını Vermeyen Şehit hikâyesindeki Deli Hüsrev hiç
aklımdan çıkmaz.
Prof. Dr. Ayşe Gündüz, Doç. Dr. Ali Güven, Karaların
Mehmet, Küçük Ali vb.
TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 5
Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Başlık durumunda bulunan yazılarla, kitap, dergi


ve gazete adları büyük harfle başlar:
Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri, Aziz
İstanbul, Yüksek Öğretimde Türkçe Yazım ve Anlatım,
Divan Şiiri Antolojisi, Safahat, Türk Dili, Türk
Edebiyatı, Cumhuriyet, Hürriyet vb.
Bu tür başlıklarda ve adlarda bulunan bağlaçlarla
edatlar küçük harfle başlar:
Leylâ ve Mecnun, Türk Dili ve Edebiyatı, Mâî ve
Siyah vb.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 6


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Özel isme dahil olmayan gazete, dergi, tablo vb.


sözler büyük harfle başlamaz:
Milliyet gazetesi, Varlık dergisi, Mona Lisa tablosu.
Nokta, iki nokta, sıra nokta, ünlem ve soru
işaretlerinden sonra gelen cümleye veya söz grubuna büyük
harfle başlarız. Eğer iki noktadan sonra örnek vereceksek-
cümle niteliği olmadığından-kelimeye büyük harfle
başlamaya gerek yoktur:
Sayılar kelimelerle yazıldıklarında ayrı ayrı
sıralanırlar: on altı, yüz yirmi beş, bin altı yüz otuz altı vb.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 7


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Saygı bildiren sıfatlar ve meslek adı olan kelimeler


büyük harfle başlar:
Bayan Sevinç Akıllı, Bay Halis Yamaç, Türk Dil
Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun” vb.
Bir cümlede üçüncü şahıs zamirleri bir özel ismin
yerini tutarsa da küçük harfle yazılır:
Fâtih Sultan Mehmet, büyük bir zekâya sahipti,
İstanbul onun sayesinde Türkleşti.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 8


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Cümlemiz bir rakamla başlarsa, ondan sonraki


kelimeye büyük harfle başlamayız:
500 lira için birbirinizi kırmamalıydınız.
Mecbur kalmadıkça da rakamla cümleye
başlamamalıyız.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 9


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Başka birisinden alınan ve tırnak içerisinde yazılan


sözün ilk harfi büyük yazılır. Eğer tırnak içerisindeki bu
söz, bir sözün tamamı değil de parçası ise büyük harfle
başlamaz:
Nesrin’e "Üniversiteye girebilecek misin?" diye
sorduğumda, düşünerek "bilmem" diye cevap vermişti.
Akrabalık bildiren abla, ağabey, dayı, enişte, teyze
gibi kelimeler küçük harfle başlar:
Ali enişte, Şenel teyze, Hasan amca, Güner abla.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 10


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Manzum parçalarda, her mısranın ilk kelimesi büyük


harfle başlar:
“Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında.
Yek-pâre, geniş bir anın
Parçalanmaz akışındayım”. A. Hamdi TANPINAR

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 11


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Din ve mitoloji kavramları arasında geçen özel


adlar büyük harfle başlar: Allah, Tanrı, Zeus, Afrodit
gibi. Tanrı kelimesi özel ad olarak kullanılmadığı
zaman küçük harfle başlar.
Millet, boy, dil, lehçe, din isimleri büyük harfle
başlar: Türk, Alman, Azeri, Türkmen, Kıpçakça,
İngilizce, İslâm, Budizm vb.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 12


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Bu tür özel isimlerden türetilen bütün isim, fiil


ve sıfatlar büyük harfle başlar: Müslümanlık,
Avrupalılaşmak, Ankaralı vb.
Ülke adları büyük harfle başlar. Ülke adlarından
sonra gelen Cumhuriyet, Krallık kelimelerinin ilk
harfi de büyük yazılır: Türkiye Cumhuriyeti, Ürdün
Krallığı vb.
Şehir, kasaba, köy, mahalle, semt, sokak
isimleri de büyük harfle başlar: Ankara, Gemlik,
İnegöl, Dumlupınar Mahallesi gibi.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 13


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Yer adlarında ilk isimden sonra gelen deniz, nehir,


dağ, boğaz vb. tür bildiren ikinci isimler küçük harfle
başlar: Marmara denizi, Sakarya ırmağı, Meriç nehri,
Tuna nehri, Alp dağları vb. Ancak, ikinci isim özel isimle
birlikte kastedilen kavramı karşılıyorsa, ikinci isim de
büyük harfle başlar. İstanbul Boğazı, Çanakkale Boğazı,
Konya Ovası, Ağrı Dağı vb.
Yer ve millet isimleriyle kurulan birleşik
kelimelerde özel isimler büyük harfle başlar: Antep
fıstığı, İngiliz anahtarı, Japon gülü, Van kedisi.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 14


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Kurum, kuruluş, dernek isimlerinin her kelimesi


büyük harfle başlar: Anayasa Mahkemesi, Türkiye Büyük
Millet Meclisi, Türk Dil Kurumu, Afyon Kocatepe
Üniversitesi vb.
Millî ve dinî bayram isimleri büyük harfle yazılır:
Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı, Cumhuriyet
Bayramı

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 15


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Belli günlerin, haftaların, mevsimlerin, konferans,


kongre vb. toplantıların isimleri cümle içinde küçük
harfle yazılır: nevruz, yaz, kış, hıdrellez, milletler
tiyatro günü, film haftaları, beş yıllık plân, dil
kongresi gibi. Kurultay (kongre), sempozyum, açık
oturum vb. toplantıları bildiren özel adlarda her kelime
büyük harfle başlar: Türk Gramerinin Sorunları
Toplantısı, Uluslararası Türk Dil Kurultayı.
Ancak bayram niteliği kazanmış günler büyük
harfle yazılır: Anneler Günü, Tıp Bayramı, Öğretmenler
Günü, Nevruz Bayramı gibi.
TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 16
Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Romen rakamları, bir özel isimle birlikte


kullanıldıklarında büyük yazılırlar: IV. Murat, III. Selim.
Ay ve gün adları, yazı içinde küçük harfle başlarken,
başlıklarda büyük harfle başlar. Eğer bu adlar, bir tarih
olarak verilirse her yerde büyük harfle başlanarak yazılır:
Atatürk’ün doğum tarihi 19 Mayıs 1881 olarak
kesinleşmiştir. Dünyadaki tek çocuk bayramı 23 Nisan
bayramıdır.
Güneş, ay ve dünya isimleri astronomi terimi olarak
kullanıldıklarında büyük, diğer durumlarda küçük harfle
başlar: Dünya Güneşin etrafında dönerken Ay da
Dünya’nın etrafında döner."
TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 17
Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Sayıların Yazımı
Zorunlu bir durum olmadıkça sayıları rakamlarla
yazmamalıyız. Bir ve İki haneli sayıların dışındakileri ise
rakamlarla yazmalıyız: Bir yılda otuz beş kişinin
emeğiyle elde edilen kâr 850.350.500 lira olmuştur.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 18


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Kelime halinde yazılan sayıların hepsi de ayrı ayrı


yazılırlar: İki bin on yılındayız. Ödemeyle ilgili olarak
bankalarda ve diğer resmî işlemlerde bu sayılar-araya
başka sayının yazılmaması için-bitişik yazılır:
"Yirmibeşbinsekizyüzelli lira."

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 19


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Kitap sayfa ve ciltleri ile telefon ve sokak


numaraları gibi sayılar her zaman rakamla yazılır:
"Resimli Türk Edebiyatı’nın I. cildinin 56. sayfasından
77. sayfasına kadar Göktürk ve Uygur yazıları geniş bir
şekilde anlatılmıştır.
Türk Dili Okutmanı 63 numaralı odada
oturmaktadır.
Fakültemizin telefon numarası 236 55 00’dır.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 20


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Cümleye rakamla başlamak yanlıştır. Belli bir tarih


bildiren rakamlarla başlanabilir: "03.03.1997’de
Fakültenin ikinci dönem dersleri başlayacak.”
Her türlü yazışmada ve zaman, derece bildiren
durumlarda kullanılan rakamlar arasına çizgi, virgül
veya bölme işareti yerine nokta koymalıyız: "11.12.1954
saat 17.30"

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 21


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Herhangi bir şeyin derecesini gösteren sıfatlar ve


zarflar rakamla değil, kelimeyle yazılır: "Beşinci katta
oturanlar gittiler. Yarışmada birinci gelemediği için
ağladı."
Tarih bildirme durumunda gün, aydan önce
geliyorsa rakamla, aydan sonra geliyorsa harfle yazılır:
“Daha önce 25 Mayıs’ta yapılacağı ilân edilen sınavlar,
Haziran’ın beşine ertelenmiş."

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 22


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

"da" Bağlacının ve Bulunma Durumu "-da"nın


Yazımı
Türkçede bağlaç ve ilgeç (edat) olarak kullanılan
ve "dahi" anlamına gelen "da, de" şekil benzerliği
yüzünden ad durumlarından kalma (-da, -de) eki ile
karıştırılır. Bu yüzden anlam karışıklıkları olmaktadır. Bu
şekillerin iyi tanınması ve her türlü yazışmada doğru
kullanılması gerekir. Bulunma durumunun vurgusu
kuvvetliyken, bağlaç "da"sının vurgusu zayıftır.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 23


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Başlı başına bir kelime durumundaki "da" bağlacı,


kendisinden önceki kelimeden ayrı yazılır. Bunun için
ünsüz uyumuna uymaz. Ancak getirildiği kelimenin son
ünlüsüne göre ünlüsünü değiştirerek "de" şeklini de
alabilir. Çekimli fiillerden, ulaçlardan ad durum
eklerinden sonra kullanılan bağlaç olan "da"nın
kelimelerden ayrı yazılacağını hiç unutmamalıyız.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 24


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Tereddüde düştüğümüz zaman "dahi" kelimesini


anahtar olarak kullanabiliriz. Eğer cümlemizdeki "da"
bağlacının yerine "dahi" kelimesini koyduğumuzda
cümlenin anlamı bozulmuyorsa bu “da” bağlaçtır ve ayrı
yazılması gerekir:
Fâtih Sultan Mehmet de şâir bir padişahtı. (Fâtih
Sultan Mehmet dahi şâir bir padişahtı). "Dahi" kelimesini
"dâhi" şeklinde telâffuz etmemiz de yanlıştır.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 25


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Ayrıca "bile" anlamına gelen bağlaç olan “da” yerine


virgül koyduğumuzda anlam değişmez. “Yalvarsan da
söylemez. Yalvarsan bile söylemez. Yalvarsan, söylemez."
Bulunma durumu ekini almış kelimelerden sonra gelen “da”
bağlacının bazen kelimeyle bitişik yazıldığı ve anlamsız bir
ifadenin ortaya çıktığı görülmektedir.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 26


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Unutmamamız gereken bir husus şudur ki iki “da”


veya iki “de” hiçbir zaman üst üste gelerek "dada"
veya "dede" biçiminde yazılamaz:
Evdede, okuldada efendiliği ve çalışkanlığıyla
tanınır. (yanlış)
Evde de, okulda da efendiliği ve çalışkanlığıyla
tanınır. (doğru)

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 27


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Bağlaç olan “da” ayrı bir kelime olduğu için


kendisinden önceki özel adların sonuna -diğer ekleri
ayırırken kullandığımız-kesme işaretini koymamıza
gerek yoktur:
“Ayşe’de bu konuyu iyice anlamış. (yanlış)
Ayşe de bu konuyu iyice anlamış (doğru)

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 28


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Ad durum eklerinden olan bulunma durumu (-da, -


de) ad ve ad soylu kelimelere getirilir. Her zaman
getirildiği kelimeye bitişik yazılan bu ek ünlü ve ünsüz
uyumlarına uyarak -ta -te şekillerine de girer. Anlamca
“da” bağlacından ayrılır. Getirildiği kelimeyle ilgili
olarak kalma, bulunma anlamındadır.
Diğer önemli bir yazım hatası da “veya”nın
karşılığı olan “ya da”, “ve dahi”nin karşılığı olan “ve
de”nin “yada, vede” şeklinde yanlış yazılmalarıdır.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 29


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Aslında “ya da”nın kullanımı ikili bağlaçlarda


ortaya çıkar:
“Ya bu dersi dinlersin ya da yıl sonunda
gümlersin.”
Ayrıca “buda, şuda, oda, hemde, nede” yazılışları
yanlış olup ayrı yazılmaları gerekir.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 30


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

"ki" Bağlacının ve "-ki" İlgi Ekinin Yazımı


Şekil benzerliği yüzünden karıştırılan diğer bir
durumdur. Her türlü yazımızda bu konuya da dikkat
etmeli; ayrı yazılan "ki" bağlacı ile ilgi eki olan "-ki" yi
karıştırmamalıyız.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 31


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

"ki" bağlacı dilimize Farsçadan geçmiş olup başlı


başına bir kelimedir. Cümleleri ve cümlecikleri anlam
açısından birbirine bağlar. Kendisinden önceki
kelimeden ayrı yazılır. Anlam olarak da “-ki” ilgi
ekinden ayrılan “ki” bağlacı, hiçbir zaman uyuma
girmez. Dokuz basit zamandan sonra kullanılabilen "ki"
bağlacı getirildiği çekimli fiillerden sonra ayrı yazılır.
Bazı kelimelerde kalıplaşmış olarak görülür: "halbuki,
oysaki, mademki, sanki, belki, çünkü."

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 32


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Yüklem durumundaki “imek” fiilinden ve yargılı


bir anlatım taşıyan ad soylu kelimelerden sonra gelen
“ki” bağlacı ayrı yazılır:
O kadar uzaktaydı ki, sesimi duyuramadım.
Dalında o kadar güzeldi ki, koparmaya
kıyamadım.
“ki” bağlacı bazı kelimelerde hazır söz kalıpları
olarak kullanılır: "ne yazık ki, muhakkak ki, demek ki,
öyle ki, yeter ki, ne var ki."

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 33


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Bazen cümlenin sonunda yer alan “ki” bağlacı,


kuvvetlendirme, anlatımı pekiştirme durumuna
gelerek kesik cümleler yapar:
Sana söyleyeceğim öyle çok ki.
Senden başka kimim var ki.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 34


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Dilimize Farsçadan giren “ki” bağlacı ile kurulan


cümle şekilleri, Türkçenin söz dizimine uymadığı için gün
geçtikçe azalmaktadır. Aşağıdaki metinlerde geçen “ki”
bağlacının kullanımına dikkat ediniz:
“Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi;
Müşkül budur ki, ölmeden evvel ölür kişi.” Yahya
Kemal BEYATLI
“Pınar kuru, testiler kırık, suya giderler;
O gafiller ki, haydan gelmiş huya giderler.” Necip
Fazıl KISAKÜREK
“Sen ki, burçlara bayrak olacak kumaştasın
Fâtih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.” Arif Nihat
ASYA
TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 35
Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

İlgi zamiri durumundaki "-ki" eki ise isim veya isim


soyundan kelimelere bitişik yazılır ve onları sıfatlaştırır:
"açıktaki sebze, sınıftaki sıralar."
Büyük ve küçük ünlü uyumlarına uymayan bu ilgi
ekinin bazı kelimelerde yuvarlaklaştığı görülür: "O günkü,
dünkü, bugünkü, öbürkü."
Anlamca “ki” bağlacından ayrılan “-ki” ilgi eki, bir
şeye bağlı olma, bir şeyle ilgili bulunma anlamını verir:
Evdeki hesap çarşıya uymaz.
Yahya Kemal’deki ses ve musiki kompozisyonuna
hayran kalıyorum.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 36


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

"İle" Bağlacının Yazımı


Bağlaç olan “ile” kelimesi ayrı yazıldığı gibi,
kendisinden önceki kelimeye birleşik de yazılabilir.
Ünsüzle biten bir kelimeden sonra kullanıldığında "i”
sesi düşer ve kelimeye bitişik yazılabilir. Diğer eklerde
olduğu gibi uyuma uyarak "-la, -le" şekillerini alır:
"Onunla anlaştıysan benimle de bu konuda
anlaşabilirsin."

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 37


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Eğer “ile” bağlacından önceki kelimenin son


sesi ünlü ise “ile”nin "i"si düşer ve araya "y"
kaynaştırma sesi getirilir ve kelimeye bitişik
yazılabilir. Bu durumda da “ile” bağlacının,
getirildiği kelimenin seslerine göre uyuma girdiği
görülür: "Verdiğin örneğin konuyla ilgisi var mı?
Bu işten de alnının akıyla çıktı." Sonu ünlü ile
biten kelimelere “ile” getirilince araya "y"
koruyucu ünsüzü girer: "silgiyle, kalemiyle".

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 38


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

"mi" Soru Ekinin Yazımı


Diğer ekler gibi getirildiği kelimeye bitişik
yazılmayan "mi" soru eki, çekimli fiillere soru kavramı
verir. Kelimelerden ayrı yazılmasına rağmen ünlü
uyumlarına uyarak “mı, mi, mu, mü” şekillerine geldiği
görülür. Bu ekten sonra cümlenin sonuna soru işareti "?"
konur.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 39


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Bütün çekimlerde ayrı yazılan “mi” soru eki,


geniş zaman, şimdiki zaman, öğrenilen geçmiş zaman,
gelecek zaman ve gereklik kiplerinde şahıs eklerinden
önce yazılır. Getirildiği kelimeden şahıs ekleriyle
birlikte ayrı yazılır:
Geçer miyim?
İçiyor musun?
Görmüş müsün?
Gidecek miyiz?
Yazmalı mıyım?

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 40


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Görülen geçmiş zaman ve dilek kiplerinde “mı”


soru eki son ektir:
Gittiniz mi?
Yazsam mı?
Üçüncü çoğul şahıslarda “-lar” çoğul ekinden sonra
“mı” soru eki yer alır:
Yazarlar mı?
Geliyorlar mı?
Bilecekler mi?
Gittiler mi?”

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 41


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Ad ve ad soylu kelimelerde de kullanılan “mi” soru


eki, onlarla da soru cümleleri kurar:
Karanfil mi istersin gül mü?
Seni böyle üzen ders mi?
Akşam gelen Ali miydi?”
"mı" soru eki sorulmak istenen asıl kelimenin
sonunda kullanılır: "Arkadaşın mı geldi (Arkadaşın geldi
mi?)”

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 42


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Bir emrin nezaketle verilmesinde de “mi” soru


eki kullanılır:
Şu parçayı okur musun?
Tahtaya bir cümle yazar mısın?”
“mı" soru ekinin cümleye olumluluk kavramı
kattığı da olur. Bu tür cümlelerin sonunda soru işareti
(?) kullanılmaz:
Hiç seni bırakıp gider miyim. Senden başka
kimim var ki.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 43


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Bazen de cümleye pekiştirme kavramı katar ve


yine soru işareti kullanılmaz: "Güzel mi güzel,
tembel mi tembel."
Zaman anlamında kullanıldığında da soru
işareti kullanılmaz:
Sınavlar başladı mı öğrencileri bir telaş alır.
(Sınavlar başladığı zaman öğrencileri bir telaş alır.)

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 44


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

"imek" Fiilinin Yazımı


Ad ve ad soylu kelimelerden sonra kullanılarak bu
unsurları bir yargı bildirir duruma getiren "imek" ek-fiili
zamanlara göre ”idi, imiş, ise, iken” şekillerine girer.
Bunlar getirildiği kelimeye bitişik yazıldığı gibi ayrı
olarak da kullanılabilirler.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 45


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Görülen geçmiş zamanda "idi", duyulan geçmiş


zamanda "imiş", şartta "ise" şeklinde görülen “imek”
fiili, ünsüzle biten bir kelimeye bitişik yazılırsa "i"
ünlüsünü düşürür ve ünlü uyumuna girer:
bilgin idim -bilgindim
çalışkan imiş -çalışkanmış
durgun ise -durgunsa
gelir iken -gelirken
temiz ise -temizse; büyük ise -büyükse

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 46


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

İmek” fiilinin getirildiği kelime ünlü ile


bitiyorsa araya “y” koruyucu ünsüzü getirdikten
sonra “imek” fiilinin "i" ünlüsü orta hece
durumunda kalıp düşer:
sarı idim -sarıydım
simitçi imiş -simitçiymiş
para ise -paraysa
kitapçı iken -kitapçıyken

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 47


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

“imek” fiilinin bütün olumsuzları "değil"


kelimesiyle yapılır ve “imek” fiili bu kelimeye getirilir:
temizse -temiz değilse
büyükmüş -büyük değilmiş
sarıydım -sarı değildim
öğrenciyken -öğrenci değilken
Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi "iken"
şeklindeki “imek” fiili, kendinden önceki kelimeye
eklenirken ünlü uyumuna uymayarak hepsi "-ken"
şeklinde kalır: "yazarken, okurken, sarıyken"

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 48


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Birleşik Kelimelerin Yazımı


Yeni bir kavramı karşılamak için kelimelerden
birinin veya ikisinin anlam kaymasına uğrayarak yeni bir
anlam oluşturmalarına birleşik kelime denir. Birleşik
kelimeler, yazılış bakımından bitişik yazılanlar ve ayrı
yazılanlar olmak üzere ikiye ayrılır.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 49


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Birleşik kelimeler arasına başka bir kelime veya


ek girmez ve kelimelerin yerleri değiştirilemez. Aksi
takdirde birleşik kelimenin anlamı bozulur:
"hanımeli, sivrisinek, kuşbaşı, kırkayak." Örneklerde
de görüldüğü gibi birleşik kelimeler, ad ve ad soylu
kelimelerdir.
kal yaz-, bil-, ver- gibi yardımcı fiiller kök
hâliyle taban fiile eklenir. Ancak taban fiil kök
durumunda olmayabilir: tartışadur-, yıkılıver-,
yakalayabil- vb.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 50


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Bazen birleşik kelimeyi oluşturan kelimelerde


ses kaybolması görülür: "kahve altı=kahvaltı, cuma
ertesi=-cumartesi."
Birleşik kelimeyi oluşturan kelimelerdeki ekler,
asıl görevlerinden çıkarak başka bir görev kazanırlar:
"kaptı kaçtı=kaptıkaçtı” örneğinde görülen "-tı" belirli
görülen geçmiş zaman eki burada bir çekim eki değil,
yapım eki durumundadır: "şıpsevdi, dedikodu,
alışveriş, biçerdöğer."

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 51


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

His, zan, ret, zıt, hak gibi yabancı kelimeler


etmek, olmak yardımcı fiilleriyle kullanıldığında
bitişik yazılırlar: "hissetmek, zannetmek, reddetmek,
hakketmek” vb.
Bil-, ver-, yaz-, kal-, dur-, gör- gibi fiiller başka
fiil köklerine ulaç (zarf-fiil) eki getirilerek onlarla
bitişik yazılırlar: "yürü-y-e bilmek= yürüyebilmek, al-
ı ver-mek= alıvermek, gel-i ver-mek= gelivermek,
bul-u ver-mek= buluvermek." Bu örneklerdeki “-e, -ı,
-i, -u” sesleri ulaç ekidir.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 52


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Organ bildiren sözlerle kurulan bitki, hayvan,


hastalık, alet, eşya, tarz, yiyecek isimleri bitişik
yazılır: aslanağzı, keçiboynuzu, itburnu,
gelinparmağı, danaburnu, karagöz, akbaş,
çakırkanat (ördek), itdirseği, karataban, deveboynu
(boru), kargaburnu (alet), dilberdudağı,
hanımgöbeği, tavukgöğsü.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 53


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Eşya ve nesne bildiren sözlerle, insana özgü isim


ve sıfatlarla kurulan bitki, hayvan, eşya, yiyecek ve
oyun isimleri bitişik yazılır: çayırsedefi, çobantarağı,
gelinfeneri, kuşyemi, suşeridi, adayavrusu (tekne),
camgüzeli (bitki), çayırgüzeli (bitki), yalıçapkını
(kuş), karadul (örümcek), bozyürük (yılan),
ayşekadın (fasulye), hafızali (üzüm), karafatma
(böcek).

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 54


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Renk isimleriyle kurulan, bitki ve hayvan


türlerinden birini gösteren kelimeler bitişik yazılır:
akağaç, akbalık, karasinek, alabalık, alacakarga,
karakuş.
“Somut olarak yer bildirmeyen alt, üst ve üzeri
sözlerinin sona getirilmesiyle kurulan birleşik
kelimeler bitişik yazılır”: akşamüstü, ayaküstü,
öğleüstü, öğleüzeri, suçüstü, olağanüstü, sırtüstü.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 55


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Hayvan, bitki, organ ve çeşitli nesne adlarıyla


kurulan ve içinde renklerden birinin ismi geçmeyen
renk isimleri bitişik yazılır: gülkurusu, camgöbeği,
kavuniçi, devetüyü, fildişi. Örneklerden sonra renk
kelimesi kullanılırsa bu kelime ayrı yazılır: camgöbeği
rengi, fildişi rengi.
Ara yönleri belirten kelimeler bitişik yazılır:
güneybatı, kuzeydoğu, güneybatı.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 56


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Biraz, birkaç, birçok, birtakım, hiçbir, herhangi


belirsizlik sıfat ve zamirleri bitişik yazılır.
Hayvan türlerinden birinin ismiyle kullanılan
birleşik kelimeler ayrı yazılır: ada balığı, köpek balığı,
ton balığı, mercan balığı, mürekkep balığı; ardıç
kuşu, muhabbet kuşu, deve kuşu, saka kuşu, tarla
kuşu; ağustos böceği, ateş böceği, uğur böceği, ipek
böceği; at sineği, ev sineği, meyve sineği.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 57


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Bilim ve bilgi sözleriyle kurulan birleşik


kelimeler ayrı yazılır: dil bilimi, dil bilgisi, halk
bilimi, ses bilgisi, şekil bilgisi.
Organ veya organ yerine geçen sözlerden biriyle
kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır: aç göz, sulu
göz, aşık kemiği, bel kemiği, azı dişi, süt dişi.
Sıfatı sonda olan birleşik kelimeler ayrı yazılır:
başı açık, eli sıkı, gözü açık, kulağı delik.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 58


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Terimler ikiden çok kelimeden oluşuyorsa ayrı


yazılırlar: "orta hece düşmesi, tam yansımalı prizma."
“etmek, olmak” yardımcı fiilleriyle kullanılan arz,
alt, rica kelimeleri ayrı yazılır: "arz etmek, rica etmek,
alt etmek vb."
Özel isim durumundaki bitişik yazılması gereken il,
ilçe, bucak ve köy adlarını ayrı yazmamalıyız:
"Çanakkale, Eskişehir, Yenişehir, Sarıkamış, Sultanhisar,
Acıpayam, Akşehir, Kırşehir, Beyşehir” vb.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 59


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Özel adlarda görülen önemli bir özellik de


şudur: "İki addan meydana gelen özel ad ek
almamışsa bitişik yazılır: “Uludağ, Akdeniz,
Sarıkamış vb." Eğer birleşik kelimeyi oluşturan
adlardan birisi ek almışsa bu özel adı oluşturan
kelimeleri ayrı ayrı yazarız: "Ege Denizi, Ağrı Dağı,
Van Gölü, Gediz Ovası."

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 60


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

“Ev” kelimesiyle oluşturulan birleşik kelimeler


bitişik yazılır: Bakımevi, basımevi, doğumevi, aşevi,
öğretmenevi vb.
Hane, name, zade kelimeleriyle kurulan birleşik
kelimeler bitişik yazılır:
Çayhane, meyhane, eczane, hastane, pastane,
seyahatname, amcazade vb.
Deyimler ve atasözleri ayrı yazılır: Damlaya
damlaya göl olur; akıntıya kürek çekmek; devede
kulak; yağlı kuyruk; kulak asmak.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 61


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

DİĞER YAZIM KURALLARI


Çeşitli başlıklar altında gördüğümüz bu
konulardan başka yazım konusunda dikkatli olmamız
gereken daha pek çok konu vardır. Dilde birliğin
sağlanması için bunlara da dikkat edilmesi gerekir.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 62


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Dilimize Arapça ve Farsçadan girerek kültürümüzde


yer almış yüzlerce kelimede bulunan â, î, û ünlülerinin
kullanılıp kullanılmaması günümüzde tartışılır olmuştur.
Bu ünlülerin tamamen kullanılması da tamamen
yasaklanması da çözüm değildir. Eskilerin “aklın yolu
birdir” dediği gibi bu konuda da yasaklarla değil akılla
hareket etmek gerekir.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 63


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Dilimize Arapçadan veya Farsçadan gelen ve


yapısında bu ünlüler bulunan kelimeler, bu ünlüleri kısa
kullandığımız zaman başka bir kelime ile karışıklık
olmuyor ise uzun ünlüleri kullanmaya gerek yoktur.
Kelime tamamen fonetiğimize uyum sağlamış olur: kitâb
yerine kitap, ilâc yerine ilaç kullanırız. Eğer bu tür
kelimelerdeki uzun ünlüyü kullanmadığımız zaman başka
bir kelime ile karışılık oluşuyorsa işte o zaman uzun
ünlüleri kullanmak gerekir: "milli -millî, kar -kâr, adet -
âdet, aşık -âşık, haya-hayâ, hala -hâlâ, dahi -dâhi, alem
-âlem, nar -nâr, yar -yâr, har -hâr”vb.
TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 64
Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Günümüzde uzun ünlülerin kullanımdan kaldırılmış


olması sonucudur ki gençlerimiz “hikâye, dükkân, kâse,
kâğıt, imkân, rüzgâr, zekâ, rüzgâr” vb. kelimeleri
yanlış telaffuz etmektedirler.
Dilimize Arapça ve Farsçadan girmiş bazı kelime ve
eklerdeki ince g, k, l gibi ünsüzlerin doğru okunması
için, bu ünsüzlerden sonra gelen â ve û ünlüleri
kullanılır: güzergâh, ordugâh, dergâh, dükkân, ahlâk,
ilâç, evlât, kâğıt.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 65


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Aitlik bildiren “nispet î’si”ni göstermek için î


kullanılır: siyasî, medenî, millî, maddî, resmî.
Dilimize yabancı dillerden girmiş olan iki
ünsüzle başlayan veya biten kelimelerin bu
ünsüzleri arasına ünlü koymamalıyız: plan-pilân,
spor -sipor, stil -sitil, kreş -kıreş, film -filim, teyp -
teyip, modern -moderin, form -forum, nazm -
nazım, nesr -nesir, grup-gurup, tren-tiren vb.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 66


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Laboratuvar, konservatuvar gibi birkaç kelime


dışında batı kökenli bazı kelimelerde bulunan "au"
sesleri arasına "v" ünsüzü getirilmesi yanlıştır. Bunların
doğrusu kuaför, fuar, şampuan şeklindedir.
Türkçede edatlar ayrı birer kelime oldukları için
ayrı yazılırlar: "Derse çalıştığı için iyi not aldı. Sabaha
kadar uyuyamadı. Sana göre kim haklı? Benim gibi
düşünüyor. Sabahtan beri çalışamıyorum. Konuyu
bitirinceye dek çalışacağım. Bundan dolayı yemek
yemeye fırsat bulamadım."

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 67


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Bölgelerimize ait şive özelliklerinden doğan


söyleyişleri bırakıp Türkçenin yapısına uygun ortak
söyleyişleri tercih etmeliyiz.
Yanlış Doğru
baçce (Uşak, Manisa) bahçe
eşki (Gaziantep) ekşi
içci (Yozgat, Sivas) işçi
kirpit (Kütahya, Afyon) kibrit
sarmısak (Gaziantep) sarımsak
tometis (Gaziantep), domates
domet (Manisa, İzmir)

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 68


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Bilhassa konuşmalarda görülen önemli bir hata


da zarf-fiil dediğimiz ulaç eklerinden “ken” ekinin
üzerine "e" ünlüsünün getirilerek "gelirkene,
giderkene, okurkene" şeklinde yanlış söylenilmesidir.
Ulaç eki "-ken" üzerine gelen böyle bir ekimiz
yoktur. Öyleyse bu kelimeleri “gelirken, giderken,
okurken” şeklinde söylemeli ve yazmalıyız.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 69


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

İmlâ, konuşmanın yazıya geçirilmesinde


izlenecek kurallar topluluğudur. Dillerin ses ve
özelliklerini yazıda karşılayan işaretlerin
topluluğuna da alfabe denir. Bir dilin alfabesi o
dilin yapısına uygun olursa en iyi yazım şekli
kendiliğinden doğar.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 70


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Milletlerin çoğunun yazımı uzun yıllar sonucu


ortaya çıkmıştır. Batı dilleri içinde yazımı en kolay
olanı Almancadır. Yalnız birleşik kelimelerin
çokluğu, özellikle ikiden çok kelimeden birleşik
kelime yapma yoluna gidilmesi ve bunların bitişik
yazılması bu dilin kıvraklığını kaybettirmektedir.
Onun için Türkçede ikiden fazla kelimeyle birleşik
kelime kullanılmaz.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 71


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

İngiliz yazımı ise daha başka değişiklik


göstermektedir. Şaka yollu "kauçuk yazıp lâstik
okumak” diyebiliriz. Bir ünlünün veya bir ünsüzün
birkaç ses değeri vardır. Çeşitli ünlüler veya ünsüzler
aynı sese çok yakın bir sesi verebilirler. Yani alfabedeki
harflerin ses değerinden çok, kelimelerdeki harflerin
ses değeri vardır. Bu da yazımın güçlüğüne yol
açmaktadır. Lâtin yazı sistemini kullanan dillerdeki
özel isimler özgün şekilleriyle yazılır: Beethoven,
Cervantes, Chopin, New York, Nice.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 72


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Yabancı özel isimlerden türetilmiş akım adları


Türkçe söylenişlerine göre yazılır: Dekartçılık,
Kalvencilik, Lütercilik.
Batı kökenli kişi ve yer isimlerinin bir bölümü
eskiden beri dilimizde Türkçe söylenişlerine göre
yazılır: Napolyon, Şarlken, Atina, Cenevre, Münih,
Paris.
Rusça özel isimlerde Rus harflerinin ses
değerlerini karşılayan Türk harfleri kullanılır:
Çaykovski, Gogol, Toltstoy, Petersburg, Dostoyevski.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 73


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Çince isimler Türkçede söylenişlerine göre


yazılır: Çincede soy isimleri küçük isimlerden önce
gelir: Sun Yat-sen, Lin Yu-tang. Ancak Konfiçyüs gibi
yaygınlık kazanan isimler bitişik yazılır.
Japon yer ve kişi isimleri de Türkçede yerleşmiş
biçimlerine göre yazılır: Tokyo, Hiroşima, Nagasaki,
Osaka

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 74


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Yabancı Kelimelerin Ünlü Uyumları Karşısındaki


Durumu
Türkçe ekler, yabancı kelimelerin son ünlüsüne
göre ünlü uyumuna uyarlar: direksiyon-u, kitap-tan,
kalem-ler, iman-sız.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 75


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Bazı yabancı kelimelerin sonundaki “k, l, t”


ünsüzleri aslen ince oldukları için bu tür kelimelere
getirilecek Türkçe eklerde de ince ünlü bulunur:
dikkat-li, sıhhat-siz, rol-leri.
Bazı kelimeler kendi dillerinde son sesleri ince
iken Türkçede kalın olarak değerlendirilir: santral-
lar, sanatkâr-lar, imlâ-mız.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 76


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Türkçede kullanılan yabancı kelimelerin iç


seslerinde rastlanan “-n, -b” seslerindeki “-n” ünsüzü
“-b” ünsüzünün etkisi ile “-m” olur.
anbar -ambar
sünbül -sümbül
çarşanba -çarşamba
perşenbe -perşembe
penbe -pembe
kanbur -kambur
tenbel -tembel

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 77


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Ünsüzlerin Ünlülere Etkisi


Bazı ünsüzler ünlüleri etkiler ve genişken
daralmalarına, kalınken incelmelerine sebep olur.
Bunların başında -y-ünsüzü gelir. Bu -y-ünsüzü,
kendinden önce gelen (a, e) geniş ünlülerini (ı, u, i, ü)
şeklinde daraltır.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 78


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

başla-başlıyan (konuşmadadır).
dile-dili-yen (yazıda daralmaz)

Konuşma Şekli İmla Şekli Kelimenin Kök ve Ekleri


başlıyacak başlayacak baş-la-y-acak
başlıyan başlayan baş-la-y-an
başlamıyan başlamayan baş-la-ma-y-an
başlamıya başlamaya baş-la-ma-ya

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 79


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Şimdiki zaman eki “-yor” bu duruma girmez.


Konuşmada ve yazıda aynıdır: başlıyor, bekliyor.
“-ğ-” ünsüzü de ünlüleri etkiler. Yanındaki dar
ünlüleri (ı, u, i, ü) genişletir (a, e). Bu genişleme
yazımda gösterilmez. bağarmak-bağırmak.
Bazı kelimelerde “-ğ-” sesi korunmuştur:
“öğün” kelimesi “övün” şeklinde yazılamaz. (üç
öğün yemek). Aksi takdirde “öv-” fiilinin "övün" 2.
tekil şahıs emir şekli ile karışır.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 80


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

YABANCI SÖZLERİN YAZIMI


Yabancı dillerden dilimize giren çift ünsüzle
başlayan kelimeleri araya bir ünlü koyarak yazmak
yanlıştır:
spor – sıpor, sipor kral– kıral
standart –istandart krem– kırem
program –purogram trafik– tırafik
plak– pilak statü– sıtatü
plân –pilân strateji–sıtrateji
tren -tiren

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 81


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Yine güneşin batışı anlamındaki “gurup”


kelimesi ile topluluk anlamındaki batı kökenli “grup”
kelimesinin yazılışları da birbirine karıştırılmamalıdır.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 82


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

KONUŞMADA AYNI OLAN KELİMELERİN


YAZIMI
Öğle zamanı -öyle söyleme kelimeleri,
konuşmada aynı ise de yazıda farklı yazılırlar. Kuvvet
anlamındaki güç ile zor anlamında güç hem yazıda
hem de konuşmada aynıdır. Çünkü ikisi de aynı kökten
gelir. Bu kelimelerin anlamları kullanıldıkları
cümlelerde ortaya çıkar.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 83


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

İsim Kök Fiil Kök Emir (II. Tekil)


Acı acı - acı!
Göç göç- göç!
İç iç- iç!
Sık sık- sık!
Tat tat- tat!
Yüz yüz- yüz!
Bu kelimelerin bazıları çekim sırasında birbirinden
hemen ayrılırlar.
paranın kalpı, hastanın kalbi
kalptan anlar, kalpten anlar
kapınızı verelim, kabınızı verelim

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 84


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

İkilemelerin Yazılışı
İkilemeler anlam bütünlüğünü birlikte verebilen
kelimelerdir. bunlar ayrı yazılırlar: çoluk çocuk,
süklüm püklüm, kap kacak, kapı mapı, allak bullak,
ufak tefek, iğri büğrü, yarım yamalak, hık mık,
doğru dürüst, kem küm, karman çorman, hır gür,
ters mers, eski püskü vb.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 85


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Türk dilinde zarfların çoğu, aynı kelimenin


tekrarı şeklinde ikileme ile yapılır. Bunlar da ayrı
yazılırlar: salına salına, mırıl mırıl, söylene söylene,
şakır şakır, ucun ucun, tak tak, çabuk çabuk, zıp zıp,
yavaş yavaş, asır asır, tıkır tıkır, çıt çıt vb.
Ancak isim olarak kullanılanlar bitişik yazılır:
zıpzıp (oyuncak), gırgır (eşya) gibi.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 86


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

İyelik Ekli Kelimelerle Kullanılan Sıfat ve İsimler


Birinci kelime iyelik eki alır ve bir sıfatla
kullanılarak deyim oluştururlar. Bu oluşumlar ayrı
yazılırlar: eli açık, sırtı pek, gözü açık, eli çabuk, alnı
açık, kulağı delik, ağzı açık vb.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 87


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Anlam kaymasına uğrayan kelimeler ise bitişik


yazılır: başıbozuk, gelişigüzel, karnıyarık vb.
İsim hâl eki alan ikilemeler de deyim
durumundadır ve ayrı yazılır: baş başa, yan yana, başa
baş, nefes nefese, bire bir, dilden dile, göz göze, elden
ele, saç saça vb.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 88


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Edatların Yazılışı
Edatlar ayrı yazılırlar: için, gibi, değin, dek, öte,
beri, dolayı vb.
Bunlar çoğu zaman isim durum ekleriyle
kullanılırlar ve ünlü uyumlarına uymazlar.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 89


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

Hatalı Yazılan ve Söylenen Kelimelerden Bazıları


Yanlış Doğru
abi, ağbey ağabey
acaip acayip
acanta, acante acente
ahçı aşçı
alem âlem (evren, dünya)
alış veriş alışveriş
Anbar ambar
asil (nüsha, liste) asıl (nüsha, liste)

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 90


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

asvalt asfalt
aşık âşık (seven, tutkun)
ata sözü atasözü
atelye atölye
ayidat aidat
ayit ait
Azerbeycan Azerbaycan
bazan, bağzen bazen
bellibaşlı belli başlı
bir çok birçok

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 91


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

birşey bir şey


bisküvü bisküvi
buda bu da
canı pahasına, can bahasına can pahasına
cigara sigara
civa cıva
çarşanba çarşamba
çiğ çiy (küçük su damlası)
çiy çiğ (pişmemiş)
dersane dershane

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 92


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

döğmek dövmek
döğmek, döymek dövmek
egzos, egsoz egzoz
eşki ekşi
faliyet faaliyet
fiat fiyat
gazte gazete
göğde gövde
grup gurup (batış)
gurup grup (küme)

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 93


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

günnük günlük
her halde her hâlde (mutlaka)
her halde (heralde) herhâlde (belki)
her hangi herhangi
her hangi bir herhangi bir
herkeş, herkez herkes
Hırıstiyan Hristiyan
hiç bir hiçbir
huzur evi huzurevi
ısdırap, ızdırap ıstırap

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 94


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

ıspat ispat
idda iddia
inkilap inkılap
İsparta Isparta
kampus, kanpus kampüs
kanbur kambur
karöser karoser
kazazade kazazede
klavuz kılavuz
komposizyon, komposisyon kompozisyon

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 95


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

lavoba lavabo
layiklik laiklik
mahçup mahcup
makina makine
meyva meyve
müsvette müsvedde
mütevazi mütevazı (alçak gönüllü)
oda o da (o dahi)
orjinal orijinal
ordu evi orduevi

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 96


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

öğe öge
öğme övme
öğmek övmek
öğretmen evi öğretmenevi
öğün övün
önsöz ön söz
övün öğün(kez, defa)
özgeçmiş öz geçmiş
parağraf paragraf
parelel paralel

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 97


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

penbe pembe
perşenbe perşembe
poroğram, proğram program
râkip rakip
röpörtaj röportaj
silahşör silahşor
sovuk soğuk
sözkonusu söz konusu
stajer stajyer
süklüm büklüm süklüm püklüm

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 98


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

sünbül sümbül
süpriz sürpriz
şarz şarj
şemşiye şemsiye
şohben şofben
şöfer, şöför şoför
şuda şu da
tabiki tabiî ki
takdir taktir (damıtma)
takdir etmek taktir etmek (damıtmak)

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 99


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

taktir takdir (beğenme)


taktirname tadirname
tastik tasdik
tehtid tehdit
tenbel tembel
tercübe tecrübe
tesbit tespit
türübün tribün
uluslar arası uluslararası
ünüforma üniforma

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 100


Yazım ( İmlâ) Kuralları 10. Bölüm

ünvan unvan
ya…yada ya…..ya da
yalnış yanlış
yanlız yalnız
yurtiçi yurt içi
yurtdışı yurt dışı
yüksek okul yüksekokul
yüz yıl yüzyıl
zanbak zambak
zebze sebze

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 101

You might also like