You are on page 1of 11

Artvin Çoruh Üniversitesi Artvin Çoruh University

Doğal Afetler Uygulama ve Araştırma Merkezi Natural Hazards Application and Research Center
Doğal Afetler ve Çevre Dergisi Journal of Natural Hazards and Environment

Derleme / Review, Doğ Afet Çev Derg, 2023; 9(1): 191-201, DOI: 10.21324/dacd.1120858

Kurumsal Karbon Ayak İzi Analizi: Bir Kimya Fabrikası için Örnek
Hesaplama
Gözde Çolak1 , Burçin Atılgan Türkmen1,*

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, Bilecik.
1

Özet

Sürdürülebilir kalkınma kavramı, insanlığın gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakamaması riskiyle birlikte son yıllarda ortaya
çıkmıştır. Sürdürülebilir kalkınma süreci ekonomik büyüme, çevrenin korunması ve sosyal sorumluluk alanlarındaki gelişimlere paralel
olarak ilerleyebilmektedir. İklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma için büyük bir tehdittir ve sanayileşme, kentleşme ve enerji
tüketimi gibi faktörlerin bir sonucu olarak etkileri daha görünür hale gelmektedir. İklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için sera
gazı emisyonlarının hızla azaltılması gerekmektedir. Sera gazı emisyonlarının azaltılmasında en önemli adım, emisyonların
kaynağının, nasıl üretildiğinin ve gerekli iyileştirme önlemlerinin belirlenmesidir. Bu amaçla bireysel, kurumsal veya sektörel karbon
ayak izi hesaplaması yapılmaktadır. Bir şirketin kurumsal karbon ayak izinin hesaplanması, çoğu zaman iklim değişikliğiyle
mücadelenin başlangıç noktasıdır. Bu hesaplama ile işletmenin faaliyetleri içerisinde en fazla sera gazına sebep olan noktalar
bulunarak iklim değişikliğine olan etkiyi azaltabilmek için gereken hedefler belirlenmektedir. Bu hesaplama, işletmenin faaliyetlerinde
en fazla sera gazının kaynaklarını tanımlar ve iklim değişikliğinin etkisini azaltmak için gereken hedefleri belirler. Bu çalışma sera
gazı emisyonları, kurumsal sürdürülebilirlik, kurumsal karbon ayak izi ve hesaplama yöntemlerine genel bir bakışın yanı sıra kurumsal
düzeyde karbon ayak izi hesaplayıcıları tarafından rehber olarak kullanılabilecek örnek bir hesaplama içermektedir.

Anahtar Sözcükler
Karbon Ayak İzi, Kurumsal Hesaplama, İklim Değişikliği, Sürdürülebilirlik ve Sürdürülebilir Kalkınma

Corporate Carbon Footprint Analysis: Example Calculation for a Chemical Factory

Abstract

In recent years, the concept of sustainable development has emerged as a concept associated with the risk that humanity will be unable
to leave a livable world to future generations. The process of sustainable development can move in parallel with advances in economic
growth, environmental protection, and social responsibility. Climate change is a major threat to sustainable development, and its
effects are becoming more visible as a result of factors such as industrialization, urbanization, and energy consumption. Greenhouse
gas emissions must be reduced rapidly in order to mitigate the effects of climate change. The most crucial step in reducing greenhouse
gas emissions is to identify the source of the emissions, how they are produced, and the necessary improvement measures. Individual,
corporate, and sectoral carbon footprints are calculated for this purpose. The calculation of a company's corporate carbon footprint
is frequently the starting point for combating climate change. This calculation identifies the sources of the most greenhouse gases in
the enterprise's activities and determines the targets needed to reduce the impact of climate change. This study includes an overview
of greenhouse gas emissions, corporate sustainability, corporate carbon footprint and calculation methods, as well as a sample
calculation that can be used as a guide by corporate-level carbon footprint calculators.

Keywords
Carbon Footprint, Corporate Calculation, Climate Change, Sustainability and Sustainable Development

1. Giriş

Günümüzde karşı karşıya olduğumuz en önemli sorunlardan biri iklim değişikliğidir. Bu sorunu Birleşmiş Milletler İklim
Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi “karşılaştırılabilir zaman dilimlerinde gözlenen doğal iklim değişikliğine ek olarak,
doğrudan veya dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini değiştiren insan faaliyetleri sonucunda iklimde oluşan bir
değişiklik” olarak tanımlamıştır (UNFCCC 1992). İklim değişikliği, nüfus artışı, sanayileşme, şehirleşme ve enerji talebi
gibi sebeplerden dolayı yirminci yüzyılın ikinci yarısı ile birlikte etkisini daha fazla hissettirmekle beraber küresel bir
gündem maddesi haline gelmiştir (IPCC 2022).
Enerjiye olan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır (IEA 2022). Artan enerji ihtiyacının kömür, petrol ve doğalgaz gibi
fosil yakıt tüketimi ile sağlanması küresel iklim değişikliğinin en önemli nedenidir. Fosil yakıtların yakılması küresel
ısınmanın kaynağı olan başta karbondioksit (CO2) olmak üzere sera gazlarının artmasına sebep olmaktadır (Akyüz vd.
2019; Üreden ve Özden 2018).
* Sorumlu Yazar: Tel: +90 (228) 2141980 Faks: +90 (228) 2141027 Gönderim Tarihi / Received : 24/05/2022
E-posta: colak.gozde@hotmail.com (Çolak G), Kabul Tarihi / Accepted : 19/01/2023
burcin.atilganturkmen@bilecik.edu.tr (Atılgan Türkmen B)
Kurumsal Karbon Ayak İzi Analizi: Bir Kimya Fabrikası için Örnek Hesaplama

Bununla birlikte toprak ve arazinin bilinçsiz ve verimsiz kullanılması küresel ısınmaya bağlı olarak ortaya çıkan iklim
değişikliğine neden olan, etkenlerin başında gelmektedir. Bunun yanı sıra iklim değişikliğinin etkisiyle artan
ormansızlaşma, karbon tutma potansiyelini de azaltmaktadır (Türe 2011).
Küresel iklim değişikliği sorunu için önlem alınmazsa, daha sonraki dönemlerde de etkisinin artarak süreceği ve bunun
telafisi olmayan bir durumu ortaya çıkaracağı belirtilmektedir (IPCC 2018). Artan sıcak hava dalgaları, şiddetli hava
olayları, kıyı taşkınları ile kar ve kutup buz örtüsünün kaybı ile birlikte, insanların gerçekleştirdiği endüstriyel ve tarımsal
faaliyetlerinden kaynaklanan, atmosferde sera gazlarının birikmesinin beklenen etkilerinden sadece birkaçı olarak ortaya
çıkmaktadır (Ritchie vd. 2020). Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)’nin 6. değerlendirme raporu, iklim
değişikliğinin ekosistem ve insanlara yönelik kayıp ve zararlara sebep olduğunu, tarım ve gıda üretimi üzerinde olumsuz
etkilerinin arttığını ve ekonomik olarak büyümeyi zorlaştırdığını kanıtlamaktadır (IPCC 2022).
Son yirmi yılda, özellikle 1997 Kyoto Protokolü ve 2015 Paris Anlaşması gibi uluslararası iklim zirveleriyle beraber,
uluslararası iklim politikasında tüm dünya ülkelerini ilgilendiren sonuçlar ortaya çıkmış ve bu konuda bölgesel, ulusal ya
da uluslararası birtakım önlemler alınmaya başlanmıştır. Öncesinde ise 1972 yılında Stockholm’de, 1992 yılında Rio de
Janeiro ve 2002 yılında Johannesburg’da ülkeler toplanarak iklim değişikliğinin küresel boyuttaki etkilerini kabul ederek
değerlendirmişlerdir (IPCC 2018).
Karbon ayak izi, kişi ve kuruluşların faaliyetleri, enerji tüketimi ve ulaşım gibi etkinlikleri sonucunda doğrudan ya da
dolaylı atmosfere salınan sera gazı miktarını karbondioksit eşdeğeri cinsinden belirtmek için kullanılır (Wiedmann ve
Minx 2008). Kyoto Protokolünde; CO2, metan (CH4), azot oksitler (N2O), hidroflorokarbonlar (HFCs), perflorokarbonlar
(PFCs) ve kükürt heksaflorür (SF6) gibi gazlardan oluşan ve atmosferde ısı tutma özelliğine sahip bileşikler sera gazı
olarak tanımlanmaktadır. Tablo 1’de bu sera gazlarına ilişkin bilgiler verilmiştir. Tabloda yer alan CO2 eşdeğeri (CO2
eşd.); CO2 haricinde diğer sera gazlarının aynı miktar CO2’e kıyasla 20-23.900 kat daha fazla ısı tutabilme kapasitesine
sahip olduğunu ifade etmektedir. Bu birim kullanılarak tüm sera gazları ortak bir paydada toplanarak, yapılan emisyon
hesaplamalarının anlaşılması ve karşılaştırılması kolaylaştırılmıştır. Bu tabloya göre en tehlikeli sera gazı SF6, en az
olansa CO2 gibi görünmektedir. Ancak miktar açısından CO2 diğer sera gazlarına kıyasla çok yüksek seviyede olmasından
dolayı durum tam tersi olduğu belirtilmiştir (Downie ve Stubbs 2012).

Tablo 1: Kyoto Protokolü’nde baz alınan sera gazları (Downie ve Stubbs 2012)

Sembol İsim CO2 eşd. Ana kaynak

CO2 Karbondioksit 1 Fosil yakıtların yanması, orman yangınları, çimento üretimi


Atık sahaları, petrol ve doğalgazın üretim ve dağıtımı, çiftlik
CH4 Metan 21
hayvanlarının sindirim sistemlerinin fermantasyonu
N2O Nitröz oksit 310 Fosil yakıtların yanması, gübreler, naylon üretimi

HFCs Hidroflorokarbonlar 140~11.700 Buzdolabı gazları, alüminyum eritme, yarı iletken üretimi

PFCs Perflorokarbonlar 6.500~9.200 Alüminyum üretimi, yarı iletken üretimi

SF6 Sülfürheksaflorit 23.900 Elektrik iletim ve dağıtım sistemleri, magnezyum üretimi

Dünya, enerjiyle ilgili ucuz yeterli, güvenilir enerji kaynağına sahip olamamakla birlikte fazla enerji tüketimine bağlı
çevresel zararlar olmak üzere küresel boyutta iki tehditle karşı karşıyadır (IEA 2021). Arz ile ilgili olarak, tüm fosil
kaynaklar uzun vadede sınırlıdır ve ekonomiler için önemli bir karbon girdisi olan ham petrolün kullanımının gittikçe
artması beklenmektedir. Sonuç olarak, uzun vadede karbon bazlı girdiler olan fosil kaynaklar için tahmin edilenin çok
üzerinde bir fiyat artışının olacağı tahmin edilmektedir (IEA 2007). Talep ile ilgili olarak ise fosil bazlı yakıtlarının etkileri
küresel ısınmanın olumsuz ekolojik sonuçları (IPCC 2022) ve muhtemelen geniş kapsamlı sosyal ve ekonomik etkileri
(Carleton ve Hsiang 2016) olacaktır. Bu etkileri azaltabilmek için küresel hedefler belirlenmektedir. Örneğin Avrupa
Birliği (AB), 2030 için 1990 düzeyine göre %55'lik bir sera gazı azaltma ve 2050 yılına kadar karbonsuz yaşama geçmeyi
bu konudaki hedef olarak belirlemiştir (EU 2022).
Küresel ısınmayı 1,5 ⁰C ile sınırlayan senaryolarda, günümüzde yıllık 8 gigaton (Gt) olan sanayi kaynaklı CO2
salımlarının, 2050’de 2010 yılına göre yaklaşık %65-90 daha düşük olması gerektiği tahmin edilmektedir. İskoçya'nın
Glasgow kentinde 2021 yılında gerçekleştirilen 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP26)
kapsamında, Avusturya ve Avustralya’nın ortaklaşa liderlik edeceği ‘net sıfır’ endüstriler misyonu ile sanayi sera gazı
emisyonu salımlarının yaklaşık %70’inden sorumlu olan demir çelik, çimento ve kimya gibi ağır sanayi olarak
isimlendirilen endüstrilerden, 2050 yılına kadar yaklaşık 60 Gt CO 2 salımlarının önlenerek, ‘net sıfır’ salım hedefine
katkıda bulunmaları beklenmektedir (IPCC 2018).

192
Gözde Çolak, Burçin Atılgan Türkmen / Cilt:9 ∙ Sayı:1 ∙ Ocak 2023

2021 yılında Türkiye elektrik üretiminin yaklaşık %65’i fosil yakıtlardan sağlanmıştır (TEIAS 2022).Gelişmekte olan bir
ülke olarak Türkiye’nin yüksek orandaki enerji talebinin büyük bir kısmını fosil yakıtlardan sağladığı göz önüne
alındığında sera gazı emisyonlarının hızla artması da kaçınılmazdır. İklim değişikliği için gerekli çalışmaların
yapılabilmesi için de ulusal sera gazı emisyonlarını analiz etmek büyük önem taşımaktadır. Türkiye genelinde yapılan
sera gazı envanteri çalışması ile yıllık sera gazı emisyonları hesaplanarak 1990 yılına göre değerlendirmeler yapılarak
paylaşılmaktadır. Şekil 1’de görüldüğü gibi 2020 yılında toplam sera gazı emisyonunun bir önceki yıla göre %3,1
oranında artış göstererek 523,9 milyon ton (Mt) CO2 eşd. olarak saptanmıştır (TÜIK 2022). Türkiye’nin kişi başına düşen
toplam emisyon miktarı dünyanın en büyük ekonomilerinden oluşan G20 ülkelerinin ortalamasından düşük olmasına
rağmen artış hızı olarak oldukça yüksektir (URL-1 2022). Türkiye'de kişi başına düşen karbon emisyonu ise 1990 yılında
4,1 ton CO2eşd. iken nüfus artışına rağmen 2020 yılında 6,3 ton CO2 eşd. değerine yükseldiği gözlemlenmiştir (TÜIK
2022).

Şekil 1: Toplam ve kişi başı karbon emisyonu, 1990-2020 (TÜIK 2022)

Türkiye sera gazı envanteri çalışmasında, 1990-2020 yılları arasında sektörlere göre emisyon miktarları hesaplanmıştır
ve Tablo 2’de sektörler için sera gazı emisyonları verilmiştir. Yapılan çalışma sonucunda toplam karbon emisyonlarında
2020 yılında CO2 eşd. olarak en büyük payı ortalama %70 ile enerji sektöründen kaynaklanan emisyonlar alırken enerji
sektörünü sırasıyla %14 ile tarım, %13 ile endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı ve %3 ile atık sektörü takip etmiştir
(TÜIK 2022).
Ülkenin enerji sektörü özelinde emisyonları değerlendirirsek bu sektörden kaynaklanan emisyonların 2020 yılında,
1990 yılına göre %163, bir önceki yıla göre ise %0,6 artarak 367,6 Mt CO2 eşd. olduğu belirlenmiştir. Endüstriyel işlemler
ve ürün kullanımı emisyonları ise 1990 yılına göre yaklaşık %191 ve bir önceki yıla göre %14 artarak 66,8 Mt CO 2 eşd.
olarak hesaplanmıştır. Tarım sektörü emisyonları 2020 yılında, 1990 yılına göre ortalama %59 ve bir önceki yıla göre
yaklaşık %8 artarak 73,2 Mt CO2 eşd. olarak bulunmuştur. Atık sektörü emisyonları ise 1990 yılına göre %48, bir önceki
yıla göre %2 artarak 16,4 Mt CO2 eşd. olarak hesaplanmıştır (TÜIK 2022).
Emisyonlar sektörlere göre değerlendirildiğinde bütün sektörlerdeki artış dikkat çekmektedir. Toplam sera gazı
emisyonu miktarları değerlendirildiğinde yıllara bağlı artış söz konusudur. Bu duruma istisna olarak COVID-19 pandemi
dönemindeki kısıtlamalardan dolayı 2019 yılındaki toplam sera gazı miktarında ise düşüş gözlenmiştir.

193
Kurumsal Karbon Ayak İzi Analizi: Bir Kimya Fabrikası için Örnek Hesaplama

Tablo 2: Sektörlere göre 1990- 2020 dönemi için sera gazı emisyonları (milyon ton CO2eşd.) (TÜIK 2022)

2019-
1990-2020
2020
1990 2000 2010 2015 2016 2017 2018 2019 2020 değişim
değişim
%
%
Toplam
219,7 299,0 398,7 474,5 500,8 528,3 524,0 508,1 523,9 138,4 3,1
emisyon

Enerji 139,6 216,0 287,8 342,0 361,7 382,4 374,1 365,4 367,6 163,3 0,6

Endüstriyel
işlemler ve
23,0 26,3 49,0 59,2 63,5 66,4 68,0 58,6 66,8 190,5 14,0
ürün
kullanımı

Tarım 46,1 42,3 44,4 56,1 58,9 63,3 65,3 68,0 73,2 58,8 7,5

Atık 11,1 14,3 17,4 17,1 16,7 16,3 16,6 16,1 16,4 48,0 2,1

2. Kurumsal Sürdürülebilirlik

İklim değişikliğinin artan etkileriyle beraber, kurumsal sürdürülebilirlik kavramı işletmelerin stratejilerinde önemli bir
yere gelmiştir. Kurumsal sürdürülebilirliğe yönelik bu ilginin güçlerinden biri, sürdürülebilir kalkınma amaçlarını teşvik
etmeye yönelik hazırlanan düzenlemelerdir. Avrupa Komisyonu, kurumsal sürdürülebilirlik sorumluluğunu teşvik etmek
için politika ve mevzuat hazırlamada aktif olarak yer almaktadır. Bunlar, "kirleten öder" mevzuatından "üretici
sorumluluğu" politikalarına, "temel çalışma standartlarına" ve "sosyal yönetime" kadar uzanır ve ham madde temininden
tüketici ürünlerine kadar tüm basamakları kapsamaktadır (Herzig ve Schaltegger 2006).
Birçok şirket sürdürülebilirlik açısından kazançlarını iyileştirebilecekleri ve sürdürülebilir kalkınmaya katkıda
bulunabilecekleri yolları belirlemeye çalışarak, sürdürülebilirlik çalışmalarına aktif olarak katılmaktadır. Kurumsal
sürdürülebilirlik özelinde şirketler çevresel, ekonomik ve sosyal açıdan tüm detaylara odaklanır ve hedef kitlelerini
belirlerler (Lee 2012).
Sürdürülebilirliği iş uygulamalarına dahil etmenin günümüzde giderek daha çok olumlu sonucu ortaya çıkmaktadır.
Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi ve Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü son raporlarında,
sürdürülebilir kalkınmaya destek olmanın şirket için avantajları aşağıda verilmiştir (Azapagic 2003; IISD 2002):

 Temiz üretim yöntemleri ve inovasyon ile malzeme, enerji ve ürün verimlilikleri iyileştirilerek maliyet tasarrufu
sağlanır.
 Çalışanlar ve toplum için güvenli ve sağlıklı bir ortamın oluşmasını sağlayarak refahı ve üretkenliği artırır, bu da
düşük sağlık ve güvenlik maliyetlerini düşürür.
 Sürdürülebilir kalkınma taahhüdü, bir şirketin itibarını artırırken, şirket içinde çalışanları da motive eder.

Müşterilerin taleplerini karşılamak ve sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşmak için şirketler, bilgi yönetimi veya
toplam kalite yönetimi gibi yönetim sistemleriyle kurumsal performansı iyileştirmedeki başarının onaylandığı
yaklaşımları benimsemektedirler (Hollowell vd. 2019; Orji 2019). Kurumsal sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için
şirketlerin yönetim sistemleri içine karbon yönetimini de dahil etmeleri gerekli şart olmuştur (Bekiroğlu 2011).
Kurumsal sürdürülebilirlik alanında birçok alt başlık bulunmaktadır. Karbon yönetiminin en çok bağlaştığı
başlıklardan biri çevre yönetim sistemleridir ve bu yönetim sistemleri kurumsal sürdürülebilirliği geliştirmektedir. Çevre
yönetim sistemlerini kullanan kuruluşlar, böyle bir prosedür uygulamayanların aksine üstün kurumsal performansa sahip
oldukları belirtilmiştir (Abbas 2020; Ikram vd. 2019).
Kurumlar, kurumsal ve devlet baskılarıyla birlikte (Sozuer 2011) çevre ile ilgili imajlarını güçlendirmek (Özkaya
2010) birer yeşil işletme olmak durumunda kalmışlardır. Kurumsal yeşil uygulamalar içerisinde özel sektör alanında; atık
ısıdan enerji üretimi, sürdürülebilir çevre dostu ürün üretimi, enerji kredileri, bitkisel atık yağ toplama sistemi,
sürdürülebilir su yönetim sistemi ve çevre sorunları ve sürdürülebilirlik açısından gerekli vizyon ve misyonu çalışanlara
aşılayabilmek gibi faaliyetler bu yaklaşımlara örnek verilebilir. Kurumsal yeşil uygulamalar, şirketlerin çevre ile ilgili
sorunlarını çözebilmektedir. Uzun süreli refah ve büyüme için sürdürülebilirliğe önem veren kuruluşlar, yerel ekosistemi
korurken bölgesel ekonomik gelişmeler elde etmeye ve çevresel uygulama kurallarına uymaya çalışmaktadırlar (Lăzăroiu
vd. 2020).

194
Gözde Çolak, Burçin Atılgan Türkmen / Cilt:9 ∙ Sayı:1 ∙ Ocak 2023

3. Kurumsal Karbon Ayak İzi

İnsanların uzun vadeli ihtiyaçlarının karşılanmasında, doğal kaynakların sürdürülebilir yöntemlerle yönetilmesi
gerekmektedir. İklim değişikliği, küresel ısınma ve sera etkilerinin kontrol altına alınabilmesi için değişik sektörlere
birbirinden bağımsız ve ortak görevler düşmektedir (Şen 2022). İklim değişikliği sebebiyle tükenmekte olan kaynaklarla
düşük karbonlu iş piyasasına geçişin nasıl sonuçlanacağı konusunda büyük bir belirsizlik söz konusudur. Farklı endüstri
kollarında faaliyet gösteren birçok şirket, karbon sorununu üretim ya da hizmet basamağı ile birlikte tedarik zinciri
yönetimindeki kritik faktörlerden biri olarak görmeye başlamıştır. Örneğin, dünyanın en büyük yatırımlarının
gerçekleştiği otomotiv sektöründe yer alan otomobil üreticileri, cam, plastik ve metal gibi birçok alanda tedarikçiye
sahiptir. Otomotiv sektörü tedarikçilerinden büyük oranda etkilendiği için tedarikçilerinin emisyon gereklilikleri ve
düzenlemelerini kontrol altında tutmaktadır (Lee 2011).
İklim değişikliği konusundaki çabaların bir sonucunda oluşan tüketici bilinci ile birlikte, kurumsal düzeyde karbon
ayak izlerinin ölçülmesine artan bir ilgi olmaktadır (Harangozo ve Szigeti 2017). Sanayi sektöründe bulanan kurumlar,
küresel iklim değişikliği konusunda hem sorunun merkezi hem de iklim değişikliğine yönelik çözümün kilit bir parçası
olduğu için uluslararası hedeflere ulaşmak için bu küresel boyuttaki sorun ile mücadeleye katılımı büyük önem
taşımaktadır (Huang vd. 2009). Bu bağlamda şirketler, karbon emisyonlarını düşürmek için karbon ayak izi
hesaplamalarını gerçekleştirip, takip etmektedir. Böylece iklim değişikliğine olan etkilerini görüp sera gazı emisyonlarını
yönetebilmektedirler. Karbon ayak izi, belirli bir faaliyet tarafından üretilen hem doğrudan hem de dolaylı sera gazı
emisyonlarını ölçmek için bir sürdürülebilir kalkınma göstergesidir (Huang vd. 2009; Mensah 2019).
Kurumsal karbon ayak izi, kurumsal düzeyde karbon ayak izi, kurumların üretim, hizmet, işleme gibi bütün faaliyetleri
sonucunda atmosfere salınan ve iklim değişikliğine neden olan sera gazlarının CO 2 eşd. cinsinden ifade edilmesidir
(Ulusal 2021). Yasal zorunluluklar, yatırımcı istekleri, müşteri talepleri, pazarlama stratejileri, emisyon ticaret
mekanizmalarının gerekliliği ve kurumsal imaj için karbon ayak izi hesaplaması, raporlanması ve sunulması günümüzde
büyük öneme sahiptir (Üreden ve Özden 2018).
Ürün, süreç ve hizmetlerin yaşam döngüsü aşamaları kurumsal boyuttaki sürdürülebilirliğini etkilemektedir. Bu
açıdan bir şirket için toplam karbon ayak izi, hammadde çıkarma, nakliye, üretim ve süreçler, dağıtım, kullanım, yeniden
kullanım, geri dönüşüm ve nihai elden çıkarma basamaklarındaki tüm kurumsal ekosistem ve tedarik zinciri içindeki tüm
girdi ve çıktıları yani yaşam döngüsü boyutunda değerlendirmeyi içermesi uygulanabilecek iyileştirmeler için büyük
öneme sahiptir (Finkbeiner ve König 2013; Harangozo ve Szigeti 2017).
Şirketler için değer zincirleri boyunca sera gazı emisyonlarının envanterini çıkarmak için bir şirketin etkinlik
alanlarına bağlı olarak hangi emisyon kaynaklarını dahil etmesi ve bunları nasıl hesaplaması gerektiği, emisyon
kaynağının tam olarak ne olduğu, dolaylı tedarik zinciri faaliyetlerinin listesi ve liste içeriğinde bulunan verilerinin kurum
bünyesinde tutulması ve takip edilmesi gerekmektedir (Alvarez ve Rubio 2015). Şirketler genellikle doğrudan ve dolaylı
emisyon yaratacak verilerini ya zorunlu ya da gönüllü raporlama şemalarına göre raporlamaktadırlar. Birçok bölge ve
ülke (Avrupa'da; Finlandiya, İzlanda, Norveç, İsveç, Danimarka, Estonya, Letonya, İrlanda, Slovenya, İsviçre, Polonya,
Portekiz ve Birleşik Krallık'tır. Avrupa dışında ise Meksika, Kolombiya, Şili, Hindistan ve Japonya), enerji yoğun
şirketlerin zorunlu bir raporlama planına göre belirli tesislerin yıllık karbon emisyonlarını raporlamasını şart koşmaktadır.
AB Emisyon Ticareti Sistemi (EU ETS), Avrupa Birliği’ndeki sera gazı emisyonlarının yaklaşık %45’ini kapsayan büyük
elektrik santralleri ve üretim tesisleri dahil yaklaşık 11 bin tesisi kapsamaktadır. ABD Çevre Koruma Ajansı, yılda 25 bin
tondan fazla CO2 eşd. emisyon yayan tesislerin, Sera Gazı Raporlama Programı aracılığıyla yıllık emisyonlarını
raporlayarak sunmalarını zorunlu hale getirmiştir (Busch ve Lewandowski 2018).

4. Kurumsal Karbon Ayak İzinin Hesaplanması

Günümüzde kurumsal düzeyde sera gazı emisyonlarını ölçebilmek için çok sayıda girişim, kılavuz ve hesaplama yöntemi
bulunmaktadır. Kurumsal karbon ayak izi hesaplamasında Sera Gazı Protokolü (WRI 2004; WRI 2011), PAS 2060 (BSI
2014), ISO 14064 (ISO 2019) gibi uluslararası standartlar kullanılmaktadır. Bunlardan en yaygın kullanılanı, 2007 yılında
Fortune 500 şirketleri arasında %63'lük bir uygulama oranına sahip olan Sera Gazı Protokolüdür. Bu kaynak
organizasyonel düzeyde doğrudan ve dolaylı sera gazı emisyonlarının ölçülmesi ve raporlanması için bir standart olarak
hizmet vermektedir (Harangozo ve Szigeti 2017). Sera Gazı protokolü kurumsal karbon ayak izi hesaplaması ve
raporlaması konusunda önde gelen bilgi kaynağı olarak dünyanın dört bir yanından birey ve kuruluşlar tarafından
kullanılmaktadır (Pino ve Bhatia 2002). Sera Gazı Protokolü çevre yönetimi için ISO 14000 Uluslararası Standartlar (ISO,
1996) serisinin bir parçası olan ISO 14064 uluslararası standart serisinin de temelini oluşturmaktadır. Bu standart serisi
organizasyonel boyutta sera gazı emisyonlarını ölçmek, izlemek, raporlamak ve doğrulamak için oluşturulmuştur
(Bastianoni vd. 2014). Sera Gazı Protokolü ve ISO 14064 uyguladığı karbon ayak izi değerlendirme standartları
karşılaştırıldığında bazı farklılıklar görülebilmektedir. Sera Gazı Protokolü, kurumsal sera gazı emisyonlarının
değerlendirilmesi için kullanılan ilk standarttır. Gönüllü bir girişim olarak, Sera Gazı Protokolü analiz prosedürüne dikkat
edilmesi ve emisyonların azaltılması ile karbon ticareti için kullanılan analiz sonuçlarına vurgu yapmaktadır.

195
Kurumsal Karbon Ayak İzi Analizi: Bir Kimya Fabrikası için Örnek Hesaplama

Sera Gazı Protokolü temelinde oluşturulan ISO14064 ise rehberlik, çerçeve ve sertifikasyon sürecine odaklanmıştır. Her
iki standart hesaplamalarında Kyoto Protokolü’ndeki altı sera gazını (CO 2, CH4, N2O, SF6, HFC'ler ve PFC'ler)
seçmektedir (Busch vd. 2022).
Kurumsal karbon ayak izi hesaplaması için ilk basamak hesaplamanın yapılacağı işletmeye ait üretim, maliyet, tedarik,
ihracat gibi faaliyet sınırlarının belirlenmesi ve bu sınırlara dahil olan doğrudan ve dolaylı sera gazı emisyonlarının
sınıflandırılmasıdır. Kurumsal karbon ayak izi hesaplamalarında şirketlerin ilgili sera gazı emisyonlarını ve emisyon salan
faaliyetleri belirlemek ve sınıflandırmak, hesaplamak, izlemek, raporlamak ve doğrulamak için en yaygın olarak kabul
edilen yaklaşım ISO 14064 Standardına dayanmaktadır. Faaliyet sınırlarının belirlenmesi ile şirket ile ilişkili doğrudan
ve dolaylı sera gazı emisyon noktaları sınıflandırılır. Bu da hesaplamanın nasıl yapılacağı ve nelerin dikkate alınacağının
belirlenmesi açısından büyük önem taşır. Daha sonraki basamakta ise bu faaliyetler detaylandırılarak veri toplanıp bir
envanter oluşturulur. Sera gazı emisyonu envanteri hazırlanırken tüm emisyon kaynaklarının tanımlanması
gerekmektedir. Hazırlanan envanter ve belirlenen emisyon faktörleri kullanılarak karbon ayak izi hesaplaması yapılır. Bu
hesaplamada Kyoto Protokolü kapsamındaki altı sera gazının hesaplanması ve raporlanması ele alınmaktadır. Protokol,
doğrudan karbon emisyonlarını, şirketin sahip olduğu veya kontrol ettiği kaynaklardan kaynaklanan emisyonlar olarak
tanımlamaktadır. Dolaylı karbon emisyonları ise, şirketin faaliyetlerinin bir sonucu oluşan ancak başka bir şirketin sahip
olduğu veya kontrol ettiği kaynaklarda meydana gelen emisyonlar olarak tanımlanmaktadır (Navarro vd. 2017). En son
basamakta ise sonuçlar değerlendirilerek iyileştirme olanakları belirlenir.
Kurumsal karbon ayak izi hesaplamaları ilgili kapsamlara ve aşamalara uygun olarak faaliyet verilerine bağlı emisyon
faktörleri kullanılarak hesaplanmaktadır. Bu hesaplamalar için aşağıdaki denklemler kullanılmaktadır:

Faaliyet Karbon Ayak İzi, FKA ( CO2 eşd. ) = Faaliyet verisi (birim) x Emisyon Faktörü ( CO2 eşd. / birim) (1)

Toplam Karbon Ayak İzi ( CO2 eşd. ) = FKA1+ FKA2+…+ FKAn (2)

Kurumsal karbon ayak izi hesaplaması gerçekleştirilirken Şekil 2’de gösterildiği gibi Kapsam 1, Kapsam 2 ve Kapsam
3 olmak üzere üç farklı kategoride değerlendirilmektedir.

Şekil 2: Sera Gazı Protokol Standartları kategorilerine göre sera gazı emisyonları (Akyüz vd. 2019)

Kapsam 1, kurum içi faaliyetler sonucunda ortaya çıkan emisyonları ele almaktadır. Bu kapsam ile ortaya çıkan
emisyonlar kontrol edilebilir. Bu kapsama dahil edilen emisyonlar:
 Yakıt tüketimi: Şirket tarafından yakılan sıvı, gaz veya katı yakıtlardan kaynaklanan emisyonlardır.
 Şirket araçlarını yakıt tüketimi: Şirket bünyesinde bulunan araçların işe gidiş ve gelişleri için kullanılan ve
hareketli yakıt tüketimi olarak yakıtlardan kaynaklanan emisyonlar oluşturmaktadır.
 Soğuk gazlar, yangın koruma, kaçak emisyonlar: Şirket tarafından soğutma, iklimlendirme için kullanılan
soğutucu gazlardan dolayı ortaya çıkan emisyonlardır.

196
Gözde Çolak, Burçin Atılgan Türkmen / Cilt:9 ∙ Sayı:1 ∙ Ocak 2023

 Forklift kullanımı: Forklift kullanımı için yakıt tüketimi var ise bu kısımdan gelen emisyon bu
bölümde yer almaktadır ancak forklift akülü ise emisyon elektrik tüketimi kaynaklı olduğu için Kapsam 2’de
değerlendirilmektedir.
Kapsam 2, tedarik zinciri aktivitelerine bağlı faaliyetler sonucunda ortaya çıkan emisyonları ele almaktadır. Kapsam
2 faaliyetleri sonucunda oluşan emisyonlar kontrol edilebilir. Bu kapsama dahil edilen emisyonlar:
 Elektrik tüketimi: İşletme için toplam elektrik tüketimi ile şebekeden satın alınan elektrik tüketiminden
kaynaklanan emisyonları kapsamaktadır.
 Buhar tüketimi: İşletme için toplam buhar tüketimi ile şebekeden satın alınan buhar tüketiminden kaynaklanan
emisyonlardır.
Kapsam 3, tedarik zinciri aktiviteleri ve kurum sonrası faaliyetler sonucunda ortaya çıkan emisyonları ele almaktadır.
Kapsam 3 dahilinden oluşan emisyonlar şirketin faaliyetlerinin bir sonucudur ve kontrol edilemeyen kaynaklardan gelir.
Bu kapsam içinde değerlendirilen faaliyetlerin aşağıda detayları verilmiştir;
 Nakliye: Lojistik olarak şirkete hammadde girişi ve ürün çıkışında kullanılan vasıtalar sonucunda oluşan
emisyonlar hesaplanmaktadır.
 Atık yönetimi: Atıkların bertaraf edilmesi sonucunda oluşan emisyonları kapsamaktadır.
 İş seyahatleri: İş seyahatleri sonucunda vasıtaya göre seçimler yapıldıktan sonra oluşan karbon emisyonları
hesaplanmaktadır.
 Kiralık araçlar: Kiralık araçlardan ve taşeron tarafından sağlanan hizmet sonucunda oluşan emisyonlar
bulunmaktadır.
 Otel Konaklamaları: Konaklama yapıldığı ülke ve oda sayısına göre yapılan hesaplamalar sonucunda oluşan
emisyonlardır.
Kurumsal karbon ayak izine ait bütün hesaplama ve varsayımların sunulduğu bir raporun hazırlanması gerekmektedir.
Kurumsal karbon ayak izi nihai raporu, raporlanan şirket tarafından yıl boyunca yayılan CO 2 eşd. emisyon değerlerini
içermektedir. Bu hesap, sera gazı emisyonlarını azaltma kararlarına yardımcı olmak ve şirketi daha sürdürülebilir bir iş
modeline yönlendirmek için önemlidir. Ayrıca tedarik zinciri içinde en fazla enerji, malzeme ve kaynak kullanımının
nerede gerçekleştiğini belirlemektedir (Hollowell vd. 2019).
Şirket, kurumsal karbon ayak izi değerleri üzerinden iyileştirme uygulamalarına başladığında, elde edilen
iyileştirmenin nicelleştirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, sera gazı emisyonlarına, üretime ve ekonomik göstergelere
bağlı olarak her yıl hesaplanan temel performans göstergeleri şirketin yıllar içindeki gelişimini göstermek için
kullanılmaktadır (Hollowell vd. 2019).

5. Kurumsal Karbon Ayak İzi için Örnek Hesaplama

Çalışmanın bu kısmında, kimyasal ürün üretim yapmakta olan bir kimya fabrikasının (A firması) 2021 yılı için gerçek
verileri kullanılarak işletmeye ait kurumsal karbon ayak izi hesaplaması gerçekleştirilmiş olup, elde edilen sonuçlar
değerlendirilmiştir.
Çalışma için öncelikle kaynak tespiti ve veri toplama işlemleri gerçekleştirilmiştir. Firmadan alınan veriler fabrikanın
2021 yılına ait verileridir. A firmasının üretim sürecinde yıl bazında olan faaliyetlerin verileri kapsamlarına tasnif edilerek
uygun sınıflara ayrılarak Tablo 3, Tablo 4 ve Tablo 5’te gösterilmiştir. Firmanın faaliyetleriyle ilişkili sera gazı
emisyonları ve uzaklaştırmaları tespit edilerek sistem sınırları belirlenmiştir.

Kapsam 1: Kapsam 1 hesaplamaları için sadece sabit yanma verileri kullanılmıştır.

Tablo 3: Kapsam 1 verileri

Miktar Birim

Doğalgaz tüketimi 120.869 kWh

Hareketli yanmalar 350.000 km

Yangın tüpleri (CO2) 250 kg

Soğutucu gazlar (R407C) 10 kg

Kapsam 2: Şebekeden alınan elektrik kaynaklı emisyonların hesabı için kWh elektrik üretimi başına sera gazı etki
değerinin ülke bazında bilinmesi gereklidir. Türkiye’de elektrik üretimi kaynaklı açığa çıkan emisyon miktarı 0,55 kg
CO2eşd./kWh’tir (ÇŞİB 2022).

197
Kurumsal Karbon Ayak İzi Analizi: Bir Kimya Fabrikası için Örnek Hesaplama

Tablo 4: Kapsam 2 verileri

Miktar Birim

Şebekeden satın alınan elektrik 1.203.587 kWh

Kapsam 3: Kapsam 3 kaynaklı karbon emisyonların hesabı için personel güzergâhları ve sefer sayılarından toplam
kilometre değeri ve lojistik faaliyetlerinin vasıta tercihlerine göre kat edilen toplam kilometre değerlerinin verileri
hesaplanmıştır.

Tablo 5: Kapsam 3 verileri

Miktar Birim

Personel servisleri 230.698 km

Lojistik- Kara yolu 230.000 km

Lojistik- Deniz yolu 12.350.000 ton.km

Kurumsal karbon ayak izi hesaplamaları, Sera Gazı Protokolünde belirtilen hesaplama gruplarına göre
gerçekleştirilmiştir. Emisyon kaynakları hesaplamalarında 2006 IPPC Guidelines for National Greenhouse Gas
Inventories (Paustian 2006) raporlarında ve Birleşik Krallık'ta çevrenin korunması ve gıda üretimi ve standartlarından
sorumlu ve yetkili hükümet organı olan DEFRA tarafından sunulan emisyon faktörleri (DEFRA 2021) referans değer
tabloları kullanılmıştır.
Emisyon kaynaklarının sebep olduğu sera gazlarının küresel ısınmaya etkisini tek bir birim üzerinden belirtilmiştir.
Kurumsal Karbon ayak izi hesaplaması fabrikadan elde edilen veriler, ilgili emisyon faktörleri ile çarpılarak faaliyetlere
göre emisyon verileri karbondioksit eşdeğeri (CO2 eşd.) cinsinden elde edilmesi şekliyle gerçekleştirilmiştir. Hesaplama
için Denklem 1 ve Denklem 2 kullanılmıştır. A firmasının hesaplamaları gerçekleştirilirken Kapsam 1 ve 3 değerleri Tier
1 metoduna göre, Kapsam 2’de bulunan satın alınan elektrikten kaynaklanan emisyon ise Tier 2 metodu ile çalışılmıştır.
Elde edilen sonuçlar ise Tablo 6’da verilmiştir. Yapılan hesaplamalar doğrultusunda A Firmasının 2021 yılına ait
toplam 1043,6tCO2eşd. bulunmuştur.

Tablo 6: A firmasının 2021 yılı kurumsal karbon ayak izi sonuçları

Kapsam 1 Kapsam 2 Kapsam 3

A Firması 92,6 t CO2 eşd. 662 t CO2 eşd. 289 t CO2 eşd.

Şekil 3’te ise hesaplanan kurumsal karbon emisyonun Kapsam 1, Kapsam 2 ve Kapsam 3’e göre dağılımları
sunulmuştur. Grafik incelendiğinde en fazla etkinin %63 oran ile Kapsam 2’den oluştuğu görülmektedir.

Kapsam 1
9%

Kapsam 3
28%

Kapsam 2
63%

Şekil 3: Kapsamlara göre sera gazı emisyonu dağılımı

198
Gözde Çolak, Burçin Atılgan Türkmen / Cilt:9 ∙ Sayı:1 ∙ Ocak 2023

Hazırlanan çalışma, A şirketinin kurumsal karbon ayak izi hesaplaması için hazırlanmıştır. Aşağıda şirketin kurumsal
karbon ayak izinin azaltılması adına bazı öneriler sunulmuştur.
 Ulaşım ve nakliye işlemleri sonucu ortaya çıkan sera gazı salımı, taşıtlarda kullanılan yakıtın yanması sonucunda
oluşan salım miktarı ölçülerek hesaplanmaktadır. Bu hesaplamaya satın alınan ve/veya fabrika tarafından ücretinin
üstlenildiği faktörler dahil edilmektedir. Bu sebeple ürün nakliye karbon hesabı yapılırken sadece nakliye ücreti A
firması tarafından karşılanan anlaşmalar bu hesaba dahil edilmiştir. Ulaşım ve nakliye karbon emisyon salım
miktarının azaltılması amacıyla müşteri anlaşmaları gerçekleşirken nakliyenin A firması tarafından karşılanmadığı
anlaşmalar yapılabilir. Aynı zamanda şirket araçları ulaşım-nakliye karbon hesabının büyük bir kısmını
oluşturmaktadır. Bu emisyon miktarının azaltılması için şirket araçlarında kullanılan enerjinin, yenilenebilir enerji
kaynaklı olması önerilmektedir.
 Kapsam 2 sonuçlarına göre elektrik tüketimi kaynaklı karbon emisyonunu azaltmak için yenilenebilir enerji
kaynaklarına yönelmek ya da bu yönde yatırım yapmak gerekmektedir.
 Özellikle salımın yüksek olduğu elektrik tüketimlerinde iyileştirme planı hazırlamak ve emisyon azaltılması
konusunda kademeli hedef koyulmalıdır.

5. Sonuç

Nüfus, şehirleşme ve sanayileşmenin artmasıyla birlikte çevresel sorunlar günümüzde hızla ortaya çıkmaya başlamıştır.
Bu etkilerin başında ise küresel iklim değişikliği gelmektedir. İklim değişikliğinin etkilerini azaltılması için sera gazı
emisyonlarının hızlı bir şekilde azaltılması gerekmektedir. Günümüzde karbon ayak izi iklim değişikliği ile ilgili en
yaygın kullanılan çevresel göstergelerden biridir.
Kurumsal faaliyetlerin, ürünlerin veya hizmetlerin yüksek karbon emisyonlarına sebep olması işletmeleri iş süreçlerini
tekrar değerlendirerek daha çevreci yaklaşımları ön plana almaya yöneltmiştir. Sanayi sektöründen kaynaklanan sera gazı
emisyon miktarının yoğunluğundan dolayı kurumsal boyutta karbon ayak izi hesaplanması büyük önem taşımaktadır.
Yasal zorunlulukların yanında müşteri talepleri, kurumsal imaj, pazarlama stratejilerinden dolayı şirketler gönüllü ya da
zorunlu olarak kurumsal boyutta karbon ayak izi hesaplaması yapmaktadır. Kurumsal karbon ayak izi azaltımlarıyla
kurumlar ekosisteme karşı sorumluluklarını yerine getirirken küresel pazardaki yerlerini sağlamlaştırma olanağına sahip
olurlar. Bu da sürdürülebilir şirket olmanın ilk ve en büyük adımıdır.
Kurumsal karbon ayak izi hesaplaması için detaylı ve gerçek verilerle envanter oluşturulması gerekmektedir. Kapsam
1 ve Kapsam 2 faaliyetleri için veriye ulaşım sağlanırken Kapsam 3 faaliyetleri için tedarikçilerden alınması gereken
veriye ulaşmak kolay olmamaktadır. İşletmelerin bu konuda özel çaba sarf etmeleri gerekmektedir. Kurumsal karbon
ayak izinin hesaplanıp, takip edilmesi yani mevcut durum analizi ile birlikte işletmelerin iş süreçlerini, paydaş ilişkilerini,
tedarik zincirlerini ve diğer tüm ilgili faaliyetlerini değerlendirerek sera gazı emisyonu azaltımı için gerekli önlemlerin
belirlemesi ve uygulaması gerekmektedir.
Bu çalışma, sera gazı emisyonları, kurumsal sürdürülebilirlik, kurumsal karbon ayak izi ve hesaplama yöntemlerine
genel bir bakış sunmaktadır. Ayrıca kurumsal düzeydeki karbon ayak izi hesaplayıcılarının kılavuz olarak kullanabileceği
kurumsal karbon ayak izi hesaplamasını ve hesaplama sonucunda elde edilen sonuçların nasıl değerlendirileceğini
gösteren örnek bir çalışmayı içermektedir. Şirketlerin kurumsal karbon yönetimlerini yapılarına entegre etmeleri
gerekmektedir. Gelecek için engel olarak görünen bu konu ile ilgili yapacakları çalışmalar bu engeli kaldırarak onları
ileriye taşıyacaktır.

Kaynaklar

Abbas J., (2020), Impact of total quality management on corporate green performance through the mediating role of corporate social
responsibility, Journal of Cleaner Production, 242, 118458. doi: 10.1016/j.jclepro.2019.118458.
Akyüz A., Kumaş K., Zaman M., Gungor A., (2019), Sürdürülebilir Bir Çevre İçin Karbon Ayak izi Tespiti: MAKÜ Bucak Sağlık
Yüksekokulu Örneği, El-Cezeri Fen ve Mühendislik Dergisi, 6(1), 108 – 117.
Alvarez S., Rubio A., (2015), Compound method based on financial accounts versus process-based analysis in product carbon
footprint: A comparison using wood pallets, Ecological indicators, 49, 88-94.
Azapagic A., (2003), Systems Approach to Corporate Sustainability: A General Management Framework, Process Safety and
Environmental Protection, 81(5), 303-316.
Bastianoni S., Marchi M., Caro D., Casprini P., Pulselli F.M., (2014), The connection between 2006 IPCC GHG inventory methodology
and ISO 14064-1 certification standard–A reference point for the environmental policies at sub-national scale, Environmental
Science & Policy, 44, 97-107.
Bekiroğlu O., (2011), Sürdürülebilir Kalkınmanin Yeni Kuralı: Karbon Ayak İzi, II. Elektrik Tesisat Ulusal Kongresi, 24-27 Kasım,
İzmir.
Busch T., Johnson M., Pioch T., (2022), Corporate carbon performance data: Quo vadis?, Journal of Industrial Ecology, 26(1), 350-
363.
Busch T., Lewandowski S., (2018), Corporate Carbon and Financial Performance: A Meta-analysis, Journal of Industrial Ecology,
22(4), 745-759.

199
Kurumsal Karbon Ayak İzi Analizi: Bir Kimya Fabrikası için Örnek Hesaplama

BSI, (2014), PAS 2060:2014 Specification for the demonstration of carbon neutrality, British Standards Institution, London, United
Kingdom, 40ss.
Carleton T.A., Hsiang S.M., (2016), Social and economic impacts of climate, Science, 353(6304), doi: 10.1126/science.aad9837.
ÇŞİB, (2022), Elektrik Emisyon Değeri, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü,
https://meslekihizmetler.csb.gov.tr/elektrik-enerjisinin-birincil-enerji-ve-sera-gazi-salimi-katsayilari, [Erişim 06 Haziran 2022].
DEFRA, (2021), Greenhouse gas reporting: conversion factors 2021, Department for Business, Energy & Industrial Strategy,
https://www.gov.uk/government/publications/greenhouse-gas-reporting-conversion-factors-2021#:~:text=Department%20for %
20Business%2C%20Energy%20%26%20Industrial%20Strategy, [Erişim 28 Şubat 2022].
Downie J., Stubbs W., (2012), Corporate Carbon Strategies and Greenhouse Gas Emission Assessments: The Implications of Scope 3
Emission Factor Selection, Business Strategy and the Environment, 21(6), 412-422.
EU, (2022), 2030 Climate Target Plan - European Commission, https://ec.europa.eu/clima/eu-action/european-green-deal/2030-
climate-target-plan_en, [Erişim 03 Nisan 2022].
Finkbeiner M., König P., (2013), Carbon footprint and life cycle assessment of organizations, Journal of Environmental Accounting
Management, 1(1), 55-63.
Harangozo G., Szigeti C., (2017), Corporate carbon footprint analysis in practice – With a special focus on validity and reliability
issues, Journal of Cleaner Production, 167, 1177-1183.
Herzig C., Schaltegger S., (2006), Corporate Sustainability Reporting. An Overview, Sustainability Accounting and Reporting’in
İçinde, (Schaltegger S., Bennett, M., Burritt R., Ed.), Springer, Netherlands, ss.301-324.
Hollowell J.C., Kollar B., Vrbka J., Kovalova E., (2019), Cognitive decision-making algorithms for sustainable manufacturing
processes in Industry 4.0: Networked, smart, and responsive devices, Economics, Management Financial Markets, 14(4), 9-15.
Huang Y.A., Lenzen M., Weber C.L., Murray J., Matthews H.S., (2009), The Role of Input–Output Analysis for the Screening of
Corporate Carbon Footprints, Economic Systems Research, 21(3), 217-242.
IEA, (2007), Tracking Industrial Energy Efficiency and CO2 Emissions, International Energy Agency, https://www.iea.org/reports/
tracking-industrial-energy-efficiency-and-co2-emissions, [Erişim 03 Mart 2021].
IEA, (2021), Energy Efficiency Indicators: Overview, International Energy Agency, https://www.iea.org/data-and-statistics/data-
product/energy-efficiency-indicators, [Erişim 27 Eylül 2022].
IEA, (2022), Key World Energy Statistics, Paris: Energy Information Administration, https://www.iea.org/reports/world-energy-
outlook-2022 [Erişim 13 Kasım 2022].
IISD, (2002), Mining, Minerals and Sustainable Development (MMSD) Project, https://www.iied.org/mining-minerals-sustainable-
development-mmsd, [Erişim 03 Mart 2022].
Ikram M., Zhou P., Shah S.A.A., Liu G.Q., (2019), Do environmental management systems help improve corporate sustainable
development? Evidence from manufacturing companies in Pakistan, Journal of Cleaner Production, 226, 628-641.
IPCC, (2018), Global Warming of 1.5°C, An IPCC Special Report on the impacts of global warming of 1.5°C above pre-industrial
levels and related global greenhouse gas emission pathways, in the context of strengthening the global response to the threat of
climate change, https://www.ipcc.ch/report/ar6/wg2/, [Erişim 03 Aralık 2022].
IPCC, (2022), Global Warming of 1.5°C. An IPCC Special Report on the impacts of global warming of 1.5°C above pre-industrial
levels and related global greenhouse gas emission pathways, in the context of strengthening the global response to the threat of
climate change, sustainable development, and efforts to eradicate poverty, Cambridge University Press, Cambridge, UK and
New York, NY, USA. doi:10.1017/9781009157940.
ISO, (1996), ISO 14000 family - Environmental management, https://www.iso.org/iso-14001-environmental-management.html,
[Erişim 24 Ocak 2023].
ISO, (2019), ISO 14064-1 Kurumsal Karbon Ayak İzi Raporlama, https://www.tse.org.tr/IcerikDetay?ID=3039, [Erişim 24 Ocak
2023].
Lăzăroiu G., Ionescu L., Andronie M., Dijmărescu I., (2020), Sustainability Management and Performance in the Urban Corporate
Economy: A Systematic Literature Review, Sustainability, 12(18), 7705. doi: 10.3390/su12187705.
Lee K.H., (2011), Integrating carbon footprint into supply chain management: the case of Hyundai Motor Company (HMC) in the
automobile industry, Journal of Cleaner Production, 19(11), 1216-1223.
Lee S.Y., (2012), Corporate Carbon Strategies in Responding to Climate Change, Business Strategy and the Environment, 21(1), 33-
48.
Mensah J., (2019), Sustainable development: Meaning, history, principles, pillars, and implications for human action: Literature
review, Cogent Social Sciences, 5(1), 1653531. doi: 10.1080/23311886.2019.1653531.
Navarro A., Puig R., Fullana-i-Palmer P., (2017), Product vs corporate carbon footprint: Some methodological issues. A case study
and review on the wine sector, Science of The Total Environment, 581-582, 722-733.
Orji I.J., (2019), Examining barriers to organizational change for sustainability and drivers of sustainable performance in the metal
manufacturing industry, Resources, Conservation Recycling, 140, 102-114.
Özkaya B., (2010), İşletmelerin sosyal sorumluluk anlayişinin uzantisi olarak yeşil pazarlama bağlaminda yeşil reklamlar - Green
advertisements in the context of green marketing as an extension of the social responsibility understanding of companies, Öneri
Dergisi, 9(34), 247-258.
Paustian K., Ravindranath N.H., van Amstel A.R., (2006), IPCC Guidelines for National Greenhouse Gas Inventories. (Volume 4:
Agriculture, Forestry and Other Land Use; No. Part 2), http://www.ipcc-nggip.iges.or.jp/public/2006gl/index.html, [Erişim 13
Kasım 2021].
Pino S.P.d., Bhatia P., (2002), Working 9 to 5 on Climate Change: An Office Guide, World Resources Institute,
https://www.wri.org/working-9-5-climate-change, [Erişim 19 Temmuz 2022].
Ritchie H., Roser M., Rosado P., (2020), CO₂ and greenhouse gas emissions, Our World in Data, https://ourworldindata.org/co2-and-
other-greenhouse-gas-emissions, [Erişim 24 Ocak 2023].
Sozuer A., (2011), İşletmeleri çevreye duyarlı politikalar uygulamaya iten güçler, Organizasyon ve Yönetim Bilimleri Dergisi, 3(2),
47-56.

200
Gözde Çolak, Burçin Atılgan Türkmen / Cilt:9 ∙ Sayı:1 ∙ Ocak 2023

Şen Z., (2022), İklim Değişikliği ve Türkiye, Çevre Şehir ve İklim Dergisi, 1(1), 1-19.
TEIAS, (2022), Elektrik İstatistikleri, Türkiye Elektrik Üretim-İletim İstatistikleri, TEİAŞ - Türkiye Elektrik İletim Şirketi,
https://www.teias.gov.tr/turkiye-elektrik-uretim-iletim-istatistikleri [Erişim 24 Ocak 2023].
TÜIK, (2022), Sera Gazı Emisyon İstatistikleri, 1990-2020, https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Sera-Gazi-Emisyon-Istatistikleri-
1990-2020-45862, [Erişim 24 Ocak 2023].
Türe C., (2011), AB Sürecinde İklim Değişikliği ile Mücadelede Enerji Sektörünün Karbon Piyasası Açısında Önemi, Eskişehir AB'ye
Hazırlanıyor- Bölgesel Enerji ve Ulaştırma Çalıştay Kitabı İçinde Eskişehir Valiliği, ss.83.
Ulusal A., (2021), Tarımda Karbon Ayak İzimiz, Toros İnovasyon Bülteni, Haziran 2021, Sayı 19, https://www.toros.com.tr/
documents/KURUMSALL/Hakk%C4%B1nda/AR-GE%20Merkezi/toros-inovasyon-bulteni-sayi-19.pdf, [Erişim 24 Ocak
2023].
UNFCCC, (1992), Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, Rio de Janeiro, Brezilya.
Üreden A., Özden S., (2018), Kurumsal karbon ayak izi nasıl hesaplanır: teorik bir çalışma, Anadolu Orman Araştırmaları Dergisi,
4(2), 98-108.
URL-1, (2022). Climate Transparency Report 2022, https://www.climate-transparency.org/g20-climate-performance/g20report2022,
[Erişim 03 Mart 2022].
Wiedmann T., Minx J.C., (2008), A Definition of 'Carbon Footprint', Ecological Economics Research Trends’in İçinde, (Pertsova C.C.,
Ed.), Chapter 1, Nova Science Publishers, Hauppauge NY, USA, ss.1-11.
WRI, (2004), The greenhouse gas protocol: A corporate accounting and reporting standard, World Resources Institute (WRI),
https://ghgprotocol.org/sites/default/files/standards/ghg-protocol-revised.pdf, [Erişim 24 Ocak 2023].
WRI, (2011), The Greenhouse Gas Protocol and Corporate Value Chain (Scope 3) Accounting and Reporting Standard, Supplement
to the GHG Protocol Corporate Accounting and Reporting Standard, World Resources Institute and World Business Council for
Sustainable Development, https://ghgprotocol.org/sites/default/files/standards/Corporate-Value-Chain-Accounting-Reporing-
Standard_041613_2.pdf, [Erişim 24 Ocak 2023].

201

You might also like