You are on page 1of 5

MÜY664 DİJİTAL DÖNÜŞÜM DERSİ DÖNEM ÖDEVİ RAPORU

Dr. Mehmet Cansız


Hazırlayan
Kadircan EROĞLU
Konu Makale: The Futures of Europe: Society 5.0 and Industry 5.0 as Driving Forces Of Future
Universities – Avrupa’nın Geleceği: Geleceğin Üniversitelerinin İtici Güçleri Olarak Toplum 5.0 ve
Endüstri 5.0
Yazarlar: Elias G. Carayannis – Joanna Morawska-Jancelewicz
Anahtar Kelimeler: Dörtlü/Beşli Sarmal Model, Dijital-Sosyal İnovasyon, Toplum 5.0, Dijital
Dönüşüm
Giriş
Bu makale mevcutta yaşanan dijitalleşme süreçlerinin merkezine üniversiteleri koyarak yaşana bu
değişimde üniversitelerin dikkate alması gereken süreçleri ve bu süreçlere bulunması gereken konumu,
görevlerini tanımlamaktadır. Çalışma en gelişmiş teknolojinin bile insanlıktan üstün olmaması
felsefesi üzerine mevcutta yaşanan dijital dönüşümde üniversitelerin üstlenmesi gereken rolü
değerlendirmiştir.
Bu makale, üniversitelerin dijital ve yeşil dönüşümler kapsamında dijital sosyal inovasyona katılma
kabiliyetini etkileyen kurumsal değişim ve teşvik yapıları üzerine nispeten az sayıdaki çalışma
boşluğunu ele almaya çalışmakta ve toplum 5.0 ve endüstri 5.0 kavramları ile Q2HM çerçevesi
arasındaki bağlantıyı belirleme boşluğunu doldurmayı amaçlamaktadır.
Çalışma aşağıdaki 6 bölümden oluşmaktadır. Raporda bu bölümlerde aktarılmak istenen temel
düşüncüler ve tanımlamalar anlatılacaktır.
Bölüm 1 – Endüstri ve Toplum 5.0
Bölüm 2 – Dörtlü/Beşli Sarmal Modellerinde Akıllı Sürdürülebilirliğe Doğru
Bölüm 3 – (Dijital) Sosyal İnovasyon
Bölüm 4 – Dijital Dönüşüm ve Üniversitelerin Yeşillendirilmesi
Bölüm 5 – Üniversitelerin Sanayi ve Toplumdaki Rolü ve Geleceği 5.0
Bölüm 6 Toplum 5.0’da Sosyal ve Dijital Olarak Katılımcı Üniversite Modeli

Bölüm 1 – Endüstri ve Toplum 5.0


Bu bölümde temel olarak endüstri 5.0 ve Toplum 5.0 tanımlanmış ve bu iki kavram arasındaki
köprünün oluşturulması gerektiği anlatılmıştır. Endüstri 5.0 üretim süreçlerinin yeniden
düzenlenmesinden başlayarak, önde iş perspektiflerinde, ikinci olarak da inovasyon ekosistemine ait
tüm bileşenlere olumlu sonuçlar doğuracak, yenilenmiş insan odaklı endüstriyel paradigma talebine
cevap olarak tanımlanmıştır. Endüstri 5.0 3 temel unsura dayatılmaktadır. Bu unsurlar, insan odaklılık,
sürdürülebilirlik ve esneklik. Bu tanımalardan anlaşılan endüstri 5.0 sadece verim ve kazancı arttırmak
değil, yaşanan geliştirmelerin merkezine insanı koyarak sürdürülebilir esnek bir endüstrinin
oluşturulmasını sağlamalıdır. Bu açıklamaya göre endüstri 5.0 sadece otomasyon/makine bağlantılarını
oluşturmak değil, insanı tüm bu gelişmelerin merkezine koyarak sürdürülebilir ve kaliteli bir yaşamı
sağlayabilmektir.
Bu bölümde bulunan diğer bir tanım ise topum 5.0’dır. Toplum 5.0 “Süper Akıllı Toplum” başlığı ile
inovasyon için yeni bir yol gösterici ilke olarak tanımlanmıştır. Toplum 5.0 hizmetlerin ve projelerin
sistemleştirilmesi, daha gelişmiş sistemler ve çoklu sistemler arasında koordinasyon çağrısında
bulunmakta, böylece tekno ve insan merkezli bakış açıları arasında akıllı köprü görevi görmeyi
amaçlamaktadır. Tanımlanan bu konseptte, toplumda bulunan her vatandaşın devam eden inovasyon
sürecinde oynayacağı bir rol bulunmaktadır. Buradan anlaşılan, toplum 5.0’da her vatandaş inovasyon
bir parçası ve oyuncusu olarak değerlendirilmekte ve toplumun tamamını kapsayan bir inovasyon
süreci amaçlanmaktadır. Yeşil ve sürdürülebilir olması amaçlanan bu dönüşümün tasarlanmasında
üniversiteler değer yaratmanın temel üsleri olarak görülmekte ve uygulanması muhtemel olan
prototiplerin oluşturulmasında ana rol olarak değerlendirilmektedir. Bunun nedeni üniversitelerin sahip
olduğu akademik bilgi, birikim ve çok fonksiyonlu (farklı dallarda uzmanların bir arada çalışabildiği
bir ortam) yapılar olmasıdır.
Bölüm 2 – Dörtlü/Beşli Sarmal Modellerinde Akıllı Sürdürülebilirliğe Doğru
Burada bahsedilen Q2HM modeli yenilik yaratmanın yeni bir modeli olarak anlatılmaktadır. Bu
modelde yenilik yaratma işlevini barındıran üniversite-işletme-devlet üçlüsüne sivil toplum kurumları
ve toplumun kendisi eklenmektedir. İlgili tarafların katılımı sayesinde kişiye özel çözümler sosyal
inovasyonun önemli bir özelliğidir. Q2HM kavramı, bilgi ve inovasyonu ilerletmek için aslında ileri
bir bilgi demokrasisinin gerekli olduğunu ileri sürmektedir. Bu yeni inovasyon sisteminde çevre
sömürülecek bir kaynak olarak değil inovasyonun aktif bir ortağı olarak görülmektedir. Sürdürülebilir
bir sistemin oluşturulması için bu bakış açısının önemli olduğu düşünülmektedir.
Bölüm 3 – (Dijital) Sosyal İnovasyon
Sosyal inovasyon anlayışı, kalkma faktörlerinin ekonomik olmayan doğasını vurgulamaktadır. Ayrıca
yeniklerin büyük ölçüde belirli bir aktörün deneyimlerinin birikiminden ve etkileşim yoluyla sürekli
öğrenmeden kaynaklandığına işaret etmektedir. Bu durumda beceri ve niteliklerin gelişmesine yol
açarak işgücü verimliliğinin artmasına ve teknolojik ilerlemeye katkıda bulunur. Geleneksel yenilik
anlayışında şirketler yenilikleri lisanlar, onaylı ajanslar tarafından verilen patentler yoluyla
yönetmektedir. Yeni yaklaşımda, yerel ve bölgesel ağların yanı sıra karşılıklı güven ve farklı
sektörlerden, kültürlerden, endüstrilerde ve uzmanlık alanlarından kuruluşları bir araya getiren aracı
kuruluşlar da aynı derecede önemlidir. Yani yeni yaklaşımda daha açık kaynaklar ve daha güçlü
iletişim yoluyla yeniliklerin oluşturulması sağlanmaktadır. Sosyal inovasyonlar, önceden tanımlanmış
bir sosyal amacı olan, belirli sosyal ihtiyaçları karşılamak için kullanılan, sivil toplumun gelişmesine
ve güçlenmesine yol açan ve aktörler arasında sektörler arası ve alanlar arası iş birliğine dayanan ve
böylece sosyal ilişkileri de değiştiren yenilikçi çözümlerdir. Makalede sosyal inovasyonu iki şekilde
ele almayı önermektedir. Bir süreç olarak ve yenilikçi faaliyetin bir çıktısı olarak. İlk durumda, sosyal
inovasyonun, belirli bir sosyal soruna çözüm bulma ortak amacını paylaşan çeşitli ilgili tarafların
kasıtlı, sorumlu etkileşimlerinin bir toplamı olduğu söylenmektedir. Bir çıktı olarak tanımlanan sosyal
inovasyon durumunda, belirli bir sosyal soruna disiplinler arası ve sektörler arası iş birliği içinde
yaratılan, çevre dostu ve sosyal kalkınmayı destekleyen yeni veya daha etkili çözümler söz konusudur.
Bu yaklaşımlardan anlaşılan dijital sosyal inovasyon sayesinde toplumda bulunan vatandaşların
sorunlarına dijital araçlar kullanılarak yaşam kalitesini arttıran çözümler üretilebilir. Dijital inovasyon
sayesinde de bu çözümlere vatandaşlar direkt olarak katkı sağlayabilir. Bu yaklaşımlara göre teknoloji
kilit unsur değil, amaçlanan iyileştirmelerin ve geliştirmelerin sağlanabilmesi için bir araçtır. İnsan
odaklı olma durumu bu şekilde açıklanabilir.
Bölüm 4 – Dijital Dönüşüm ve Üniversitelerin Yeşillendirilmesi
Çok hızlı bir şekilde gelişmekte olan teknolojilerden ve bunların insan faaliyetindeki hızlı
yayılımından faydalanabilmek için kuruluşların kendilerini yeniden keşfetmeleri ve tüm süreçlerini
dönüştürmeleri gerekmektedir. Bu nedenle dijital dönüşüm kurum ve kuruluşlar için bir odak
değişikliği gerektirmektedir. Bu odak değişimini sağlayabilmenin en temel yolu ise kurum kültürünün
dijital dönüşümü ve etkilerini kapsayacak şekilde değiştirilmesidir. Zira eski yöntemler ile
oluşturulmuş olan kurum kültürlerinin bu dönüşüme ayak uydurması mümkün değildir. Bu durum
üniversiteler içinde geçerlidir. Özet olarak üniversitelerin gelecek plan ve stratejilerinde dijital ve yeşil
dönüşüme yer vermeleri, hatta bu süreçlerin ilerlemesinde lider rolü almaları beklenmektedir.
Üniversitelerde farklı disiplinlerin bir arada bulunması bu değişim sürecinin benimsenmesi ve
uygulanması için güzel bir zemin hazırladığı düşünülmektedir.
Bölüm 5 – Üniversitelerin Sanayi ve Toplumdaki Rolü ve Geleceği 5.0
Dijital ve yeşil geçişler birbiriyle bağlantılı olduğundan üniversiteler için hem bir zorluk hem de fırsat
teşkil etmektedir. Üniversitelerin ekolojik, ekonomik ve sosyal kaygılar arasında sürdürülebilir bir
denge kurması, dijital geçişe ayak uydurması ve (jeo)politik belirsizlikle başa çıkması gerektiği
düşünülmektedir. Bu makalede, üniversitelerin yeşil ve dijital geçişlerden kaynaklanan fırsatları
değerlendirmeleri ve toplumsal ihtiyaçlara uyum sağlamak için hem fiziksel hem de sanal alanları
entegre edip kullanarak gelişen ve yenilikçi bir ekosistem yaratmaları savunulmaktadır. Buradan
çıkartılacak sonuç üniversitelerin bu gelişimleri gerçekleştirmek için yeterli akademik bilgiye ve
uzmanlığa sahip oldukları, bu kaynaklarını bahsedilen dönüşümleri gerçekleştirmek için kullanmaları
gerektiğidir. Bu sayede hem topluma hem de endüstriye örnek teşkil edeceklerdir. Üniversitelerin bu
dönüşüm süreçleri için prototip olmak durumu bu şekilde açıklanabilir. Makalede üniversitenin ve
çalışanlarının dijital sosyal inovasyon sürecindeki işlevinin ve rolünün üç temele dayandığı
varsayılmaktadır. 1 üniversite inovasyonun yaratılmasını destekleyen bilgiyi sağlar, 2 üniversite maddi
ve maddi olmayan varlıklarını paylaşır, 3 ise üniversite sosyal yenilikçilere danışmanlık yaparak ve
ilgili tarafları dahil ederek dijital sosyal yenilik gelişimini destekler. Bu tanımlamadan anlaşıldığı gibi
üniversite tüm bu dönüşüm sürecinin merkezinde adeta bir orkestra şefi gibi sürecin koordinasyonunu
ve yürütülmesini sağlamakta, ilgili taraflar arasında bir köprü görevi görmelidir. Makaleye göre
karşılaşılan en önemli zorluklardan biri, dijital heves ve istekliliğin üst düzey liderlikten orta düzey
yönetime ve üniversite genelindeki operasyonel seviyelere kadar yayılmasıdır. Bu süreç tüm üniversite
genelinde yaklaşım ve mantalitenin güncellenmesini gerektirmektedir. Tüm bu dijital sosyal ve yeşil
dönüşümün sağlanabilmesi için teknolojik alt yapılardan çok zihinsel dönüşüm gerçekleştirilmesi
gerekmektedir. Makalede endüstri 5.0 ve Toplum 5.0’a hazır bir üniversite inşa etmek için aşağıdaki
varsayımların dahil edilmesi önerilmektedir. Üniversitelerin aşağıdaki bu unsurları yapmaları veya
yapmamaları önerilmektedir.

 Sosyal/dijital inovasyonun geliştirilmesi ve uygulanmasını destekleyen uygun yapı ve


mekanizmaların oluşturulmalı
 (Dijital) sosyal inovasyonu tüm misyonlara yaymalı
 Toplumsal ve sürdürülebilirlik önceliklerini sistematik bir şekilde dahil etmek ve bu sayede
Q2HM'de aktif ve öncü bir rol oynamalı
 Araştırma ve eğitimde disiplinler arası ve disiplinler ötesini benimsemeli
 Sektörler arası ve çok aktörlü iş birliğini teşvik etmeli
 Yapay zekanın ekonomiye ve topluma fayda sağlayabileceği her yerde kullanımının teşvik
edilmeli
 Sanayi ve akademi arasındaki hareketliliği güçlendirmek ve yayın çıktıları ve ölçütleri
dışındaki çıktıları tanımalı
 Akıllı öğrenmeyi teşvik etmek ve tüm nesiller için yeni esnek, kapsayıcı, erişilebilir ve
uyarlanabilir öğrenme sistemleri oluşturmalı
 Yapay zekanın etkin ve uygun kullanımını sağlamak için gerekli yeşil, dijital, nicel ve etik
becerilere odaklanan yeni müfredatın teşvik edilmeli
 Dijital dönüşüm ve YZ müfredatının, YZ'nin olumsuz etkilerini öngörmek amacıyla Sorumlu
Araştırma ve İnovasyon yaklaşımına dahil edilmeli
 Sosyal refah ve yaşam kalitesine daha fazla odaklanmalı
 Sosyal/dijital inovasyon yoluyla kişiye özel çözümler sunmalı
Bölüm 6 Toplum 5.0’da Sosyal ve Dijital Olarak Katılımcı Üniversite Modeli
Makaleye göre dünya zaten hızlı bir dönüşüm içerisindeydi ancak COVID-19 salgını hem yeşil hem
de dijital geçişleri önemli ölçüde hızlandırdı. Eskide kalmış, modası geçmiş modellere geri dönmemek
için bu dönüm noktasından yararlanılmalıdır. Bu nedenle kurumlar, kuruluşlar, şirketler, üniversiteler
ve toplumun kendini kökten dönüştürmesi ve belirsizliği, devam etmekte olan dönüşümü kucaklaması
gerekmektedir. Ancak bu şekilde eskide kalmış modeller güncellenebilir ve sürekli iyileştirmenin
devam etmesi sağlanabilir. Önerilen modelde, temel esaslar ve varsayımlar üzerine inşa edilmiştir.
Üniversiteler daha sorumlu ve sosyal olarak ilgili olmak için üniversite içinde ve bilim ile toplum
arasında yeni güç ilişkileri kurmalıdır. Dahili olarak, örneğin öğrencilerin, bilim insanlarının ve idari
personelin sosyal faaliyetlerini, kamusal katılımlarını teşvik etmek ve tanımak anlamına gelir. Aynı
zamanda iş birliğine, karşılıklı öğrenmeye, meslektaşlığa ve disiplinler arası görev güçlerinin
kurulmasına odaklanan kurumsal kültürün teşvik edilmesini gerektirir. Eğer üniversite vaat ettiklerini
uygulamak istiyorsa, eşitlik, hakkaniyet ve ayrımcılık karşıtı kültürü de teşvik etmelidir.
Üniversitelerin daha fazla uyarlanabilirliğe ve esnekliğe ihtiyacı vardır. Bu nedenle üniversitelerin eski
ve modern duruma göre katı yaklaşım ve yapılarının güncellenmesi gerekmektedir. Model üç temel
sütuna dayanmaktadır. Birinci sütun hem toplumsal hem de sürdürülebilir önceliklerin üniversite
strateji ve misyonlarına dahil edilmesi gerektiğini varsayar. İkinci sütun, temel akademik değerleri
koruyan ama aynı zamanda geleceğe yönelik ve güç sermayesi oluşturmanın bir parçası olarak mevcut
zorlukları anlayan güçlü bir liderlik gerektirir. Üçüncü sütun, yeni yeşil ve dijital kültürü ve
öğrencilerin hem araştırma, öğretim hem de kamu katılımını etkileyen okuryazarlığını destekler. Bu
sayede üniversite, tüm nesiller için akıllı, esnek, kapsayıcı, erişilebilir ve uyarlanabilir öğrenme
sistemlerini teşvik ederek yeni bir güç sermayesine ve disiplinler arası araştırmanın yanı sıra çok
aktörlü ve sektörler arası kamu katılımına yol açacaktır. Bu yapının şirket ve kurumlara örnek teşkil
edeceğini düşünmekteyim.
Tartışma ve Sonuç
Bu bölümde makalenin tartışma sonuç kısmında bulunan fikirler aktarılacak ve değerlendirilecektir.
Makalede üniversitelerin gelecek vizyonlarının oluşturulmasında ve tanımlanmasında aktif rol
almaları ve sadece bunlara yanıt vermeleri önerilmektedir. Makaleye göre üniversiteler rollerini ve
hareket tarzlarını yeniden tanımlamaları gerekmektedir. Farklı nesillerin yeni beklentilerine yanıt
veren yeni çevrimiçi/hibrit öğretim ve eğitim modelleriyle ilgili bazı kritik soruların ele alınması
gerekmektedir. Üniversiteler diğerlerinin yanı sıra şunları geliştirmelidir;

 Uyarlanabilir öğrenme programları;


 Öğretim görevlileri ve öğrenciler için iş birliğine dayalı öğretme ve öğrenme teknolojisi ve
dijital kaynaklar
 Her yerdeki öğrenciler için çevrimiçi öğrenme kaynakları.
Bunlara ek olarak üniversiteler öğrencilere yetiştirmiş oldukları müfredatlarındaki konuların
uygulanmasını sağlayabilecek projeler yoluyla öğrencilerin yetkinliklerini test etmesini ve
geliştirmesini sağlamalıdır. Bu yeni programların dijital, yeşil beceriler ve dijital okuryazarlığın yanı
sıra bilişsel ve üstbilişsel becerileri (eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, öz düzenleme vb.); sosyal ve
duygusal becerileri (empati, iş birliği); pratik ve fiziksel becerileri (yeni iletişim ve teknoloji
cihazlarını kullanma vb.) de öğretmesi önerilmektedir.
Sonuç olarak üniversiteler tüm bu endüstri 5.0 ve toplum 5.0 inovasyonlarının başlatılmasında elverişli
bir ortama sahiptir. Üniversitelerin prototip olarak bu inovasyonları başlatması, yapılarını ve
kültürlerini bu inovasyonlara göre güncelleştirmesi beklenmektedir. Kendi içerisindeki dönüşümle
paralel olarak ilgili devlet, şirket ve sivil toplum gruplarını bilgilendirmeli, onlara örnek olmalıdır.
Beşli model sayesinde tüm bu paydaşlar arasında köprü kurarak insan odaklı, sürdürülebilir bu
yapıların toplumun refah düzeyini arttıracak projeleri yönetmesi ön görülmektedir.

You might also like