Hazırlayan Kadircan EROĞLU Konu Makale: The Futures of Europe: Society 5.0 and Industry 5.0 as Driving Forces Of Future Universities – Avrupa’nın Geleceği: Geleceğin Üniversitelerinin İtici Güçleri Olarak Toplum 5.0 ve Endüstri 5.0 Yazarlar: Elias G. Carayannis – Joanna Morawska-Jancelewicz Anahtar Kelimeler: Dörtlü/Beşli Sarmal Model, Dijital-Sosyal İnovasyon, Toplum 5.0, Dijital Dönüşüm Giriş Bu makale mevcutta yaşanan dijitalleşme süreçlerinin merkezine üniversiteleri koyarak yaşana bu değişimde üniversitelerin dikkate alması gereken süreçleri ve bu süreçlere bulunması gereken konumu, görevlerini tanımlamaktadır. Çalışma en gelişmiş teknolojinin bile insanlıktan üstün olmaması felsefesi üzerine mevcutta yaşanan dijital dönüşümde üniversitelerin üstlenmesi gereken rolü değerlendirmiştir. Bu makale, üniversitelerin dijital ve yeşil dönüşümler kapsamında dijital sosyal inovasyona katılma kabiliyetini etkileyen kurumsal değişim ve teşvik yapıları üzerine nispeten az sayıdaki çalışma boşluğunu ele almaya çalışmakta ve toplum 5.0 ve endüstri 5.0 kavramları ile Q2HM çerçevesi arasındaki bağlantıyı belirleme boşluğunu doldurmayı amaçlamaktadır. Çalışma aşağıdaki 6 bölümden oluşmaktadır. Raporda bu bölümlerde aktarılmak istenen temel düşüncüler ve tanımlamalar anlatılacaktır. Bölüm 1 – Endüstri ve Toplum 5.0 Bölüm 2 – Dörtlü/Beşli Sarmal Modellerinde Akıllı Sürdürülebilirliğe Doğru Bölüm 3 – (Dijital) Sosyal İnovasyon Bölüm 4 – Dijital Dönüşüm ve Üniversitelerin Yeşillendirilmesi Bölüm 5 – Üniversitelerin Sanayi ve Toplumdaki Rolü ve Geleceği 5.0 Bölüm 6 Toplum 5.0’da Sosyal ve Dijital Olarak Katılımcı Üniversite Modeli
Bölüm 1 – Endüstri ve Toplum 5.0
Bu bölümde temel olarak endüstri 5.0 ve Toplum 5.0 tanımlanmış ve bu iki kavram arasındaki köprünün oluşturulması gerektiği anlatılmıştır. Endüstri 5.0 üretim süreçlerinin yeniden düzenlenmesinden başlayarak, önde iş perspektiflerinde, ikinci olarak da inovasyon ekosistemine ait tüm bileşenlere olumlu sonuçlar doğuracak, yenilenmiş insan odaklı endüstriyel paradigma talebine cevap olarak tanımlanmıştır. Endüstri 5.0 3 temel unsura dayatılmaktadır. Bu unsurlar, insan odaklılık, sürdürülebilirlik ve esneklik. Bu tanımalardan anlaşılan endüstri 5.0 sadece verim ve kazancı arttırmak değil, yaşanan geliştirmelerin merkezine insanı koyarak sürdürülebilir esnek bir endüstrinin oluşturulmasını sağlamalıdır. Bu açıklamaya göre endüstri 5.0 sadece otomasyon/makine bağlantılarını oluşturmak değil, insanı tüm bu gelişmelerin merkezine koyarak sürdürülebilir ve kaliteli bir yaşamı sağlayabilmektir. Bu bölümde bulunan diğer bir tanım ise topum 5.0’dır. Toplum 5.0 “Süper Akıllı Toplum” başlığı ile inovasyon için yeni bir yol gösterici ilke olarak tanımlanmıştır. Toplum 5.0 hizmetlerin ve projelerin sistemleştirilmesi, daha gelişmiş sistemler ve çoklu sistemler arasında koordinasyon çağrısında bulunmakta, böylece tekno ve insan merkezli bakış açıları arasında akıllı köprü görevi görmeyi amaçlamaktadır. Tanımlanan bu konseptte, toplumda bulunan her vatandaşın devam eden inovasyon sürecinde oynayacağı bir rol bulunmaktadır. Buradan anlaşılan, toplum 5.0’da her vatandaş inovasyon bir parçası ve oyuncusu olarak değerlendirilmekte ve toplumun tamamını kapsayan bir inovasyon süreci amaçlanmaktadır. Yeşil ve sürdürülebilir olması amaçlanan bu dönüşümün tasarlanmasında üniversiteler değer yaratmanın temel üsleri olarak görülmekte ve uygulanması muhtemel olan prototiplerin oluşturulmasında ana rol olarak değerlendirilmektedir. Bunun nedeni üniversitelerin sahip olduğu akademik bilgi, birikim ve çok fonksiyonlu (farklı dallarda uzmanların bir arada çalışabildiği bir ortam) yapılar olmasıdır. Bölüm 2 – Dörtlü/Beşli Sarmal Modellerinde Akıllı Sürdürülebilirliğe Doğru Burada bahsedilen Q2HM modeli yenilik yaratmanın yeni bir modeli olarak anlatılmaktadır. Bu modelde yenilik yaratma işlevini barındıran üniversite-işletme-devlet üçlüsüne sivil toplum kurumları ve toplumun kendisi eklenmektedir. İlgili tarafların katılımı sayesinde kişiye özel çözümler sosyal inovasyonun önemli bir özelliğidir. Q2HM kavramı, bilgi ve inovasyonu ilerletmek için aslında ileri bir bilgi demokrasisinin gerekli olduğunu ileri sürmektedir. Bu yeni inovasyon sisteminde çevre sömürülecek bir kaynak olarak değil inovasyonun aktif bir ortağı olarak görülmektedir. Sürdürülebilir bir sistemin oluşturulması için bu bakış açısının önemli olduğu düşünülmektedir. Bölüm 3 – (Dijital) Sosyal İnovasyon Sosyal inovasyon anlayışı, kalkma faktörlerinin ekonomik olmayan doğasını vurgulamaktadır. Ayrıca yeniklerin büyük ölçüde belirli bir aktörün deneyimlerinin birikiminden ve etkileşim yoluyla sürekli öğrenmeden kaynaklandığına işaret etmektedir. Bu durumda beceri ve niteliklerin gelişmesine yol açarak işgücü verimliliğinin artmasına ve teknolojik ilerlemeye katkıda bulunur. Geleneksel yenilik anlayışında şirketler yenilikleri lisanlar, onaylı ajanslar tarafından verilen patentler yoluyla yönetmektedir. Yeni yaklaşımda, yerel ve bölgesel ağların yanı sıra karşılıklı güven ve farklı sektörlerden, kültürlerden, endüstrilerde ve uzmanlık alanlarından kuruluşları bir araya getiren aracı kuruluşlar da aynı derecede önemlidir. Yani yeni yaklaşımda daha açık kaynaklar ve daha güçlü iletişim yoluyla yeniliklerin oluşturulması sağlanmaktadır. Sosyal inovasyonlar, önceden tanımlanmış bir sosyal amacı olan, belirli sosyal ihtiyaçları karşılamak için kullanılan, sivil toplumun gelişmesine ve güçlenmesine yol açan ve aktörler arasında sektörler arası ve alanlar arası iş birliğine dayanan ve böylece sosyal ilişkileri de değiştiren yenilikçi çözümlerdir. Makalede sosyal inovasyonu iki şekilde ele almayı önermektedir. Bir süreç olarak ve yenilikçi faaliyetin bir çıktısı olarak. İlk durumda, sosyal inovasyonun, belirli bir sosyal soruna çözüm bulma ortak amacını paylaşan çeşitli ilgili tarafların kasıtlı, sorumlu etkileşimlerinin bir toplamı olduğu söylenmektedir. Bir çıktı olarak tanımlanan sosyal inovasyon durumunda, belirli bir sosyal soruna disiplinler arası ve sektörler arası iş birliği içinde yaratılan, çevre dostu ve sosyal kalkınmayı destekleyen yeni veya daha etkili çözümler söz konusudur. Bu yaklaşımlardan anlaşılan dijital sosyal inovasyon sayesinde toplumda bulunan vatandaşların sorunlarına dijital araçlar kullanılarak yaşam kalitesini arttıran çözümler üretilebilir. Dijital inovasyon sayesinde de bu çözümlere vatandaşlar direkt olarak katkı sağlayabilir. Bu yaklaşımlara göre teknoloji kilit unsur değil, amaçlanan iyileştirmelerin ve geliştirmelerin sağlanabilmesi için bir araçtır. İnsan odaklı olma durumu bu şekilde açıklanabilir. Bölüm 4 – Dijital Dönüşüm ve Üniversitelerin Yeşillendirilmesi Çok hızlı bir şekilde gelişmekte olan teknolojilerden ve bunların insan faaliyetindeki hızlı yayılımından faydalanabilmek için kuruluşların kendilerini yeniden keşfetmeleri ve tüm süreçlerini dönüştürmeleri gerekmektedir. Bu nedenle dijital dönüşüm kurum ve kuruluşlar için bir odak değişikliği gerektirmektedir. Bu odak değişimini sağlayabilmenin en temel yolu ise kurum kültürünün dijital dönüşümü ve etkilerini kapsayacak şekilde değiştirilmesidir. Zira eski yöntemler ile oluşturulmuş olan kurum kültürlerinin bu dönüşüme ayak uydurması mümkün değildir. Bu durum üniversiteler içinde geçerlidir. Özet olarak üniversitelerin gelecek plan ve stratejilerinde dijital ve yeşil dönüşüme yer vermeleri, hatta bu süreçlerin ilerlemesinde lider rolü almaları beklenmektedir. Üniversitelerde farklı disiplinlerin bir arada bulunması bu değişim sürecinin benimsenmesi ve uygulanması için güzel bir zemin hazırladığı düşünülmektedir. Bölüm 5 – Üniversitelerin Sanayi ve Toplumdaki Rolü ve Geleceği 5.0 Dijital ve yeşil geçişler birbiriyle bağlantılı olduğundan üniversiteler için hem bir zorluk hem de fırsat teşkil etmektedir. Üniversitelerin ekolojik, ekonomik ve sosyal kaygılar arasında sürdürülebilir bir denge kurması, dijital geçişe ayak uydurması ve (jeo)politik belirsizlikle başa çıkması gerektiği düşünülmektedir. Bu makalede, üniversitelerin yeşil ve dijital geçişlerden kaynaklanan fırsatları değerlendirmeleri ve toplumsal ihtiyaçlara uyum sağlamak için hem fiziksel hem de sanal alanları entegre edip kullanarak gelişen ve yenilikçi bir ekosistem yaratmaları savunulmaktadır. Buradan çıkartılacak sonuç üniversitelerin bu gelişimleri gerçekleştirmek için yeterli akademik bilgiye ve uzmanlığa sahip oldukları, bu kaynaklarını bahsedilen dönüşümleri gerçekleştirmek için kullanmaları gerektiğidir. Bu sayede hem topluma hem de endüstriye örnek teşkil edeceklerdir. Üniversitelerin bu dönüşüm süreçleri için prototip olmak durumu bu şekilde açıklanabilir. Makalede üniversitenin ve çalışanlarının dijital sosyal inovasyon sürecindeki işlevinin ve rolünün üç temele dayandığı varsayılmaktadır. 1 üniversite inovasyonun yaratılmasını destekleyen bilgiyi sağlar, 2 üniversite maddi ve maddi olmayan varlıklarını paylaşır, 3 ise üniversite sosyal yenilikçilere danışmanlık yaparak ve ilgili tarafları dahil ederek dijital sosyal yenilik gelişimini destekler. Bu tanımlamadan anlaşıldığı gibi üniversite tüm bu dönüşüm sürecinin merkezinde adeta bir orkestra şefi gibi sürecin koordinasyonunu ve yürütülmesini sağlamakta, ilgili taraflar arasında bir köprü görevi görmelidir. Makaleye göre karşılaşılan en önemli zorluklardan biri, dijital heves ve istekliliğin üst düzey liderlikten orta düzey yönetime ve üniversite genelindeki operasyonel seviyelere kadar yayılmasıdır. Bu süreç tüm üniversite genelinde yaklaşım ve mantalitenin güncellenmesini gerektirmektedir. Tüm bu dijital sosyal ve yeşil dönüşümün sağlanabilmesi için teknolojik alt yapılardan çok zihinsel dönüşüm gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Makalede endüstri 5.0 ve Toplum 5.0’a hazır bir üniversite inşa etmek için aşağıdaki varsayımların dahil edilmesi önerilmektedir. Üniversitelerin aşağıdaki bu unsurları yapmaları veya yapmamaları önerilmektedir.
Sosyal/dijital inovasyonun geliştirilmesi ve uygulanmasını destekleyen uygun yapı ve
mekanizmaların oluşturulmalı (Dijital) sosyal inovasyonu tüm misyonlara yaymalı Toplumsal ve sürdürülebilirlik önceliklerini sistematik bir şekilde dahil etmek ve bu sayede Q2HM'de aktif ve öncü bir rol oynamalı Araştırma ve eğitimde disiplinler arası ve disiplinler ötesini benimsemeli Sektörler arası ve çok aktörlü iş birliğini teşvik etmeli Yapay zekanın ekonomiye ve topluma fayda sağlayabileceği her yerde kullanımının teşvik edilmeli Sanayi ve akademi arasındaki hareketliliği güçlendirmek ve yayın çıktıları ve ölçütleri dışındaki çıktıları tanımalı Akıllı öğrenmeyi teşvik etmek ve tüm nesiller için yeni esnek, kapsayıcı, erişilebilir ve uyarlanabilir öğrenme sistemleri oluşturmalı Yapay zekanın etkin ve uygun kullanımını sağlamak için gerekli yeşil, dijital, nicel ve etik becerilere odaklanan yeni müfredatın teşvik edilmeli Dijital dönüşüm ve YZ müfredatının, YZ'nin olumsuz etkilerini öngörmek amacıyla Sorumlu Araştırma ve İnovasyon yaklaşımına dahil edilmeli Sosyal refah ve yaşam kalitesine daha fazla odaklanmalı Sosyal/dijital inovasyon yoluyla kişiye özel çözümler sunmalı Bölüm 6 Toplum 5.0’da Sosyal ve Dijital Olarak Katılımcı Üniversite Modeli Makaleye göre dünya zaten hızlı bir dönüşüm içerisindeydi ancak COVID-19 salgını hem yeşil hem de dijital geçişleri önemli ölçüde hızlandırdı. Eskide kalmış, modası geçmiş modellere geri dönmemek için bu dönüm noktasından yararlanılmalıdır. Bu nedenle kurumlar, kuruluşlar, şirketler, üniversiteler ve toplumun kendini kökten dönüştürmesi ve belirsizliği, devam etmekte olan dönüşümü kucaklaması gerekmektedir. Ancak bu şekilde eskide kalmış modeller güncellenebilir ve sürekli iyileştirmenin devam etmesi sağlanabilir. Önerilen modelde, temel esaslar ve varsayımlar üzerine inşa edilmiştir. Üniversiteler daha sorumlu ve sosyal olarak ilgili olmak için üniversite içinde ve bilim ile toplum arasında yeni güç ilişkileri kurmalıdır. Dahili olarak, örneğin öğrencilerin, bilim insanlarının ve idari personelin sosyal faaliyetlerini, kamusal katılımlarını teşvik etmek ve tanımak anlamına gelir. Aynı zamanda iş birliğine, karşılıklı öğrenmeye, meslektaşlığa ve disiplinler arası görev güçlerinin kurulmasına odaklanan kurumsal kültürün teşvik edilmesini gerektirir. Eğer üniversite vaat ettiklerini uygulamak istiyorsa, eşitlik, hakkaniyet ve ayrımcılık karşıtı kültürü de teşvik etmelidir. Üniversitelerin daha fazla uyarlanabilirliğe ve esnekliğe ihtiyacı vardır. Bu nedenle üniversitelerin eski ve modern duruma göre katı yaklaşım ve yapılarının güncellenmesi gerekmektedir. Model üç temel sütuna dayanmaktadır. Birinci sütun hem toplumsal hem de sürdürülebilir önceliklerin üniversite strateji ve misyonlarına dahil edilmesi gerektiğini varsayar. İkinci sütun, temel akademik değerleri koruyan ama aynı zamanda geleceğe yönelik ve güç sermayesi oluşturmanın bir parçası olarak mevcut zorlukları anlayan güçlü bir liderlik gerektirir. Üçüncü sütun, yeni yeşil ve dijital kültürü ve öğrencilerin hem araştırma, öğretim hem de kamu katılımını etkileyen okuryazarlığını destekler. Bu sayede üniversite, tüm nesiller için akıllı, esnek, kapsayıcı, erişilebilir ve uyarlanabilir öğrenme sistemlerini teşvik ederek yeni bir güç sermayesine ve disiplinler arası araştırmanın yanı sıra çok aktörlü ve sektörler arası kamu katılımına yol açacaktır. Bu yapının şirket ve kurumlara örnek teşkil edeceğini düşünmekteyim. Tartışma ve Sonuç Bu bölümde makalenin tartışma sonuç kısmında bulunan fikirler aktarılacak ve değerlendirilecektir. Makalede üniversitelerin gelecek vizyonlarının oluşturulmasında ve tanımlanmasında aktif rol almaları ve sadece bunlara yanıt vermeleri önerilmektedir. Makaleye göre üniversiteler rollerini ve hareket tarzlarını yeniden tanımlamaları gerekmektedir. Farklı nesillerin yeni beklentilerine yanıt veren yeni çevrimiçi/hibrit öğretim ve eğitim modelleriyle ilgili bazı kritik soruların ele alınması gerekmektedir. Üniversiteler diğerlerinin yanı sıra şunları geliştirmelidir;
Uyarlanabilir öğrenme programları;
Öğretim görevlileri ve öğrenciler için iş birliğine dayalı öğretme ve öğrenme teknolojisi ve dijital kaynaklar Her yerdeki öğrenciler için çevrimiçi öğrenme kaynakları. Bunlara ek olarak üniversiteler öğrencilere yetiştirmiş oldukları müfredatlarındaki konuların uygulanmasını sağlayabilecek projeler yoluyla öğrencilerin yetkinliklerini test etmesini ve geliştirmesini sağlamalıdır. Bu yeni programların dijital, yeşil beceriler ve dijital okuryazarlığın yanı sıra bilişsel ve üstbilişsel becerileri (eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, öz düzenleme vb.); sosyal ve duygusal becerileri (empati, iş birliği); pratik ve fiziksel becerileri (yeni iletişim ve teknoloji cihazlarını kullanma vb.) de öğretmesi önerilmektedir. Sonuç olarak üniversiteler tüm bu endüstri 5.0 ve toplum 5.0 inovasyonlarının başlatılmasında elverişli bir ortama sahiptir. Üniversitelerin prototip olarak bu inovasyonları başlatması, yapılarını ve kültürlerini bu inovasyonlara göre güncelleştirmesi beklenmektedir. Kendi içerisindeki dönüşümle paralel olarak ilgili devlet, şirket ve sivil toplum gruplarını bilgilendirmeli, onlara örnek olmalıdır. Beşli model sayesinde tüm bu paydaşlar arasında köprü kurarak insan odaklı, sürdürülebilir bu yapıların toplumun refah düzeyini arttıracak projeleri yönetmesi ön görülmektedir.