You are on page 1of 5

FELSEFE DERS NOTLARI

DÜŞÜNMENİN ÖNEMİ VE GEREKLİLİĞİ


Zihinsel bir etkinlik olan düşünme, hem duyu içeriğinin algılanması hem de kavramların anlamlandırılmasıdır. Bilgi, en
sade biçimiyle düşünme sonucunda elde edilen bir ürün olarak tanımlanır. Her bilgi bir açıklamadır. Her açıklama, bir
şeyin ne olduğunu söylerken ne olmadığını da söylemeyi içerir. Düşünmenin sağladığı bu ayırt edebilme özelliği
insanın bilincini oluşturur. Bilinç, insanın kendi ve dışındakileri fark edebilmesidir. Kişinin bilinci üzerine düşünmesi ve
düşüncelerinde nelerin etkili olduğunu sorgulaması öz bilinç durumudur. Bir dersin konularının öğrenilmesi bilincin
işlevidir.
İnsanın nasıl öğrendiğini öğrenmesi ise öz bilince geçiştir. Öz bilinç, sorgulayıcı zihin durumudur. Düşünmeyle insan;
var olan bilgilerini birleştirir, onları çözümler ve anlamlı hâle getirir.
A.FELSEFE NEDİR?
1.FELSEFENİN ANLAMI.
Philia :Sevgi ,seviyorum,peşinden koşuyorum.
Sophia :Bilgi,Bilgelik
Philosophia =Bilgi,bilgelik sevgisi
FİLOZOF:Bilgeliği seven,bilgiyi arayan ve ona ulaşmak isteyen kişilere FİLOZOF denir.

FELSEFENİN TANIMI :
Felsefe hakkında kesin bir tarif mümkün değildir.
Filozoflara göre Felsefe :
Aristoteles : “Var olanın ilk temellerini ve ilkelerini araştıran bir bilgidir.”
Aristoteles : “Düzenli kâinat karşısında insanın saygılı şaşkınlığıdır.”
Platon : “Doğruyu bulma yolunda düşünsel bir çalışmadır.”
Sokrates : “Felsefe, neleri bilmediğini bilmektir.”
Anselmus : “İnanılanı anlamaya çalışmaktır.”
T.Hobbes : “Felsefe yapmak doğru düşünmektir.”
Epikuros : “Mutlu bir yaşam sağlamak için tutarlı eylemsel bir sistemdir.”
K.Jaspers : “Felsefe yolda olmak demektir.”
Wittgenstein : “Felsefe bir öğreti değil, bir etkinliktir.”
Heidegger: Felsefe, insan egzistansının yorumlanmasından hareket eden, unıversal, fenomenolojik bir ontolojidir.
KISACA ;
- Felsefe;
* Bilgiyi, doğruyu arama işidir.
* Bilgi sevgisidir.
* Doğru bilgiyi ulaşana kadar eldeki bilgileri sorgulamak, eleştiri süzgecinden geçirmek, mevcuttan şüphe etmektir.
*Doğru bilgiye ulaşıldığında bile bununla yetinmemek, durmamaktır.

SONUÇ OLARAK “FELSEFE YAŞAMDIR.” “FELSEFE ETKİNLİKTİR.”


Öyle bir etkinlik ki; İnsanın merak ve hayretinden kaynaklanan, soru sormayla devam eden düşünsel bir
etkinliktir.
HAYATINI DAHA ANLAMLI KILMAK İÇİN UĞRAŞAN, DÜŞÜNMEYE ÇALIŞAN BİRİ İÇİN FELSEFENİN
ELEŞTİREL, SORGULAYICI VE MEYDAN OKUYUCU TAVRI OLDUKÇA ÖNEMLİDİR.

FELSEFENİN AMAÇLARI

* Felsefe, inançlarımıza değer yargılarımıza eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşmamızı sağlar.
* Felsefe, evrende var olan her şeye ilişkin duyduğumuz merakı gidermeye çalışır.
* Felsefe, gizli kalmış, açığa çıkmayı bekleyen, diğer bilim dallarının incelemediği soruları sormayı amaçlar.
* Felsefe, düşüncelerimizde saklanıp kalmış ön kabullerimizi açığa çıkartır.

FELSEFENİN İŞLEVİ
* Felsefe, insanın evrende var oluşunu anlamlandırabilmesine yardımcı olur.
* Felsefe, bilinmeyenin üzerine yoğunlaşmamızı sağlar, düşünme ufkumuzu genişletir.
* Felsefe, insana eleştiri yapma gücü sağladığı için, önyargılardan arınmayı öğretir.
* Felsefe, soru sormayı, merak etmeyi amaçladığı için bilimin gelişmesine de yardımcı olur.
FELSEFENİN YARARLARI
* Felsefe, insana eleştiri yapma yetisi kazandırır. Eleştiren insanın dünya görüşü genişler. Var olana ve yaşama bu
şekilde bakan insan,değerlendirmelerinibireyi ve toplumu göz önünde bulundurarak yapar. Toplumda bu bakış
açısına sahip insanlar artıkça bireyin yaşam kalitesi yükselir. Düşünen bireylerden oluşan toplumlarda demokrasi
kültürü de gelişir.
1
FELSEFENİN ÇEŞİTLİ ALANLARLA İLİŞKİSİ
1- FELSEFE- BİLİM İLİŞKİSİ2- FELSEFE- DİN İLİŞKİSİ3- FELSFFE- SANAT İLİŞKİSİ

FELSEFE – BİLİM İLİŞKİSİ

ORTAK YÖNLERİ
- Akla ve mantığa dayanırlar.
- İnsanın merak ve hayretinden doğarlar.
- Evreni, insanı ve yaşamı bilinçli, yöntemli ve sistemli olarak araştırırlar.
- Evrenseldirler.
- Amaçları doğruya ulaşmaktır.
- Eleştiri ve sorgulamaya dayalıdırlar.
- Yaratıcılığa dayanırlar.
- Temellendirmeye dayanırlar.

FARKLI YÖNLERİ

FELSEFE BİLİM

• Özneldir Nesneldir.
• Genel geçer değildir. Genel geçerdir.
• Deneye dayanmaz. Deneye dayanır.
• Sonuçları kesin değildir. Sonuçları kesindir.
• Yığılgandır ( kümülatiftir.)ilerlemez. Yığılgandır, ilerler.
• Olması gerekeni inceler. Olanı inceler.
• Var olanı bir bütün olarak ele alır. Var olanı parçalara böler.
• Sorular yanıtlardan daha önemlidir. Yanıtlar sorulardan daha önemlidir

FELSEFE – DİN İLİŞKİSİ


ORTAK YÖNLERİ
İnsanı, toplumu ve evreni anlamaya ve açıklamaya çalışır
FARKLI YÖNLERİ
FELSEFE
Kaynak yönünden
* Felsefe, insan eseri olup, doğrularını akla ve bilimin verilerine dayandırır.
Yöntem Yönünden
* Felsefe, şüphe ve eleştiriye dayalıdır. Mutlak olan bir şey yoktur. Değişmeye açıktır, temellendirme ister.
DİN
Kaynak yönünden
* Din ise kaynağı bakımından tanrısaldır. Tanrının elçileri ya da vahiy yoluyla insanlara gönderdiğine inanılır.
Yöntem Yönünden
* Din dogmatiktir. Bir dine inanan kişi doğruya, gerçeğe sahip olduğuna inanır. Dine inanma ve bağlanma ister.
FELSEFE – SANAT İLİŞKİSİ
ORTAK YÖNLERİ
* Özneldirler
* Eleştirici ve yaratıcı zekaya ihtiyaç duyulur.
* Her ikisi de düş gücü ve yetenek gerektirirler.
* İnsanı, yaşamı, evreni yorumlama ve anlama çabası güderler.
* Eserleri özgün olmak zorundadır.
FARKLI YÖNLERİ
FELSEFE SANAT
• Akıl ve mantık ilkelerine dayanır. Hayal gücüne, duygulara dayanır.
• İnsanın eleştirme ve düşünme gücünü artırır. İnsandaki güzellik ve beğeni duygusunu geliştirir.
• Amaç doğruya ulaşmaktır. Amaç güzele ulaşmaktır.
• Ürünleri düşünseldir. Ürünleri somuttur.

2
FELSEFİDÜŞÜNCENİN NİTELİKLERİ
1- SORULAR CEVAPLARDAN DAHA ÖNEMLİDİR.
2- REFLEKSİF BİR DÜŞÜNCEDİR.
3- ELEŞTİRİCİ VE SORGULAYICI BİR DÜŞÜNCEDİR.
4- AKLA DAYANAN BİR DÜŞÜNCEDİR
5- TEMELLENDİRMEYE DAYALI BİR DÜŞÜNCEDİR.
6- ÇÖZÜMLEYİCİ VE KURUCU BİR DÜŞÜNCEDİR.
7- ÖZNEL BİR DÜŞÜNCEDİR.
8- EVRENSEL BİR DÜŞÜNCEDİR.
1-Sorular cevaplardan daha önemlidir.
İnsanın kendisi, çevresi ve yaşadığı evrenle ilgili olarak sorduğu “Ben neyim ve ne olacağım?”, “ Evren nedir?”,
“Dünya nedir?”, “Varlık nedir?” gibi sorular merakın ve hayretin,dolayısıyla da arayışınbelirtisidir. Felsefenin bu
soruları hep aynı kalmasına rağmen verilen cevaplar dönemlere ve filozoflara göre değişmektedir. K.Jaspers'ın ifade
ettiği gibi “Felsefe yolda olmaktır.”Yani felsefenin sorularına verilen cevaplardan hiç birisi son ve kesin cevaplar
değildir.Bundan dolayı bu sorulara cevap arayışı her zaman kesintisiz devam etmektedir. Bu da felsefenin özünü
oluşturan temel bir özelliktir.

2-REFLEKSİF BİR DÜŞÜNCEDİR


İnsanın yaşadığı evren karşısındaki merakı ve şaşkınlığı onu sorular sormaya yöneltmiştir. Bu da onun düşünmeye,
bilmeye ve sorgulamaya başlaması demektir. Fakat felsefi düşünme sadece sorgulananı tek taraflı düşünme değildir;
aynı zamanda sorgulamanın kendisini veya sorgulama sonucunu da sorgulamaktır. Bu çift yönlü düşünme tavrı
felsefi bir yöntemdir. Düşüncenin kendi üzerine tekrar yönelmesi felsefi tavır olup buna refleksif düşünme denir.

3-FELSEFE ELEŞTİRİCİ VE SORGULAYICI BİR DÜŞÜNCEDİR


Felsefi düşünce, kendisine veri olarak aldığı her tür malzemeyi aklın eleştiri süzgecinden geçirir. Çünkü her şeyi
olduğu gibi kabul eden, merak etmeyen ve kendisine sunulanla yetinen bir insan için, felsefe söz konusu olamaz.

4- AKLA DAYANAN BİR DÜŞÜNCEDİR.Felsefi düşünce aklın ürünü önermelerden oluşur. Bu tür önermeleri
doğrulama ya da yanlışlama olanağı yoktur. Çünkü felsefede ortaya atılan önermeler bilimde olduğu gibi olgularla test
edilerek doğrulanamaz. Felsefede önemli olan ortaya konan düşüncenin çelişkisiz ve kendi içinde tutarlı
olmasıdır.
5-Temellendirmeye dayalı bir düşüncedir
Temellendirme ortaya atılan bir görüş ya da ileri sürülen sav için bir dayanak göstermek demektir.
Bundan dolayı kanıtlanamamış ya da yeterince bilgi sahibi olunmayan bir konuda ya da problem için yargıda
bulunmamak veya onu belirsiz bırakmak felsefi tutum gereğidir.
O hâlde felsefi düşüncenin temellendirilmesi ortaya atılan düşüncenin akla ve mantığa uygun gerekçelere
dayandırılması demektir.
6- çözümleyici ve kurucu bir düşüncedir.
Felsefi düşüncenin analiz ve sentez gibi işlevleri söz konusudur. Analiz söz konusu olduğunda, filozof, kendisinin
de içinde bulunduğu dünyayı anlamak ve kavramak için her türlü bilgi, deney, algı ve sezgi sonuçlarından oluşan
düşünceyi çözümleyerek açıklığa kavuşturur. Fakat filozof, bununla yetinmez, yani dünyayı parçalanmış bir hâlde
bırakmaz. Analiz aşamasında, üzerinde düşünülüp çözümlenmiş ve aydınlığa kavuşturulmuş malzemeden hareketle
dünyayı yeniden inşa eder ve onu bir bütünlüğe kavuşturur. Buna da sentez denir.
7- ÖZNEL BİR DÜŞÜNCEDİR
Her felsefi düşünce, o düşünceyi ortaya atan filozofun kişisel yaratıcılığıyla vardır. Hem farklı felsefi sistemlerin
çokluğu hem de aynı felsefi sistem içinde farklı görüşlerin varlığı bunun bir göstergesidir.Yani her felsefi görüş, belli
bir filozofa ait olup kişisel bir karakter gösterir. Örneğin; ahlak evrensel bir konudur ancak filozofların ahlakla ilgili
görüşleri özneldir. Çünkü her filozofun ahlakla ilgili görüşleri özgün ve birbirinden faklıdır.
8- EVRENSEL BİR DÜŞÜNCEDİR.
Felsefi düşüncenin öznel olması onun evrensel bir niteliğe sahip olmadığı anlamına gelmez. Çünkü insan ve insan
yaşantısıyla ilgili her şey felsefenin inceleme konusu olabilir. Felsefede söz konusu olan insan yaşantısı ise tek bir
insanın değil, genel olarak insanın yaşantısıdır. Bu da felsefenin ele aldığı konular itibarıyla evrensel bir niteliğe sahip
olduğunu gösterir.

3
FELSEFİ TUTUM TAKINMAK NE İFADE EDER?
Felsefi tutum hayatı ve hayata dair her şeyi sorgulamayı, eleştirmeyi ve görünenlerin ardındaki gerçeği aramayı
gerektirir.
Felsefi tutum her konuda soru sorar. Soru sormakla kalmaz, yaratıcı düşünüş, eleştirici ve sorgulayıcı bir tavır
ve bakış açısıyla bu sorulara yanıt arar.
Bu ne kazandırır insana? İnsan bu sayede, kendine has bir özgürlüğe, evreni tanıyabilme kabiliyetine ve
değerlere yönelebilme gücüne sahip olur.

FELSEFEDE TUTARLILIĞIN ÖNEMİ


Filozofların ortaya koyduğu düşünceleri sistemli kılan ve oluşturdukları akımların günümüze kadar gelmesini sağlayan
sebep kendi içinde tutarlı olmalarıdır.
Tutarlılık ile doğruluğu birbiriyle karıştırmamak gerekir.
Tutarlılık, düşüncelerin ortak bir ilkeyle; bağıntı, düzen,kavram ya da fikirle birbirine bağlanmış olması durumu;
mantıklı bir bütünün parçaları, ögeleri arasında, karşılıklı bağlantı ve uyum bulunması hâlidir.
Doğruluk ise bir düşüncenin, önermenin ya da iddianın, gerçeklikle uyuşmasıdır.

FELSEFİ DÜŞÜNCENİN ORTAYA ÇIKIŞI


MÖ 6. yüzyılda Antik Yunan, bugün ki Yunanistan ve Anadolu’nun Akdeniz ve Ege kıyılarında
gelişmiş ekonomileriyle şehir devletleri tarzında yaşamlarını sürdürmekteydi. Diğer medeniyetlerin düşünüş, bilim,
teknik ve matematik gibi alanlarındaki etkinliklerini kendilerinin bu alandaki ürünleriyle sentezlemişlerdir. Bu sentezin
o dönemin inancı olan mitoloji ile kaynaşması, felsefeyi ortaya çıkarmıştır. Thales, bugün insanlığın ortak birikimi olan
felsefenin ilk filozofu olarak kabul edilmektedir.

FELSEFENİN İNSAN VE TOPLUM HAYATINDAKİ ROLÜ


Felsefe, hem mevcut düşünce ve fikirlerin sürdürülmesi hem de yeni fikirlerin geliştirilmesiyle
insanlığın evrensel düşünceler üzerinden ortaklaşmasını ve farklı fikirlerle karşılaşıp kalıplaşmış
düşüncelerden uzaklaşmasını sağlar. Bilgi, erdem ve mutluluğun ne olduğuyla doğruluk, adalet,
iyilik, güzellik, barış ve özgürlük gibi fikir ve kavramlar felsefenin ana problemleri arasındadır. Bu
hâliyle felsefe insan mutluluğu, dünya barışı ve demokratik çoğulcu bir toplumun oluşumu için temel alanlardan birini
oluşturmaktadır. Örneğin Locke (Lok) ve Rousseau (Ruso) gibi düşünürlerin “hak ve özgürlük” anlayışları insan
hakları ve demokrasilerin, Kant’ın “ebedi barış” fikri Birleşmiş Milletler Örgütü ve Avrupa Birliği’nin ilham kaynağı
olmuştur.
Felsefenin belki de en önemli yararı, insanın bilinçli bir varlık olarak yaşamını kendi ellerinde
tutabilmesinin bazı olanaklarını veriyor olmasıdır. Felsefe aracılığıyla düşünen birey çok yönlü ve ayrıntılı
düşünebilen, anlama ve açıklama becerileri yüksek ve tahmin yeteneği gelişmiş bireydir. Böylesi bireylerin çoğaldığı
toplumların huzuru, refahı, mutluluğu artar ve ufku daha da genişler. Felsefenin bireysel ve toplumsal işlevleri şu
şekilde sıralanabilir.

4
BİLGİ FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

-SUJE, -OBJE, -BİLGİ, -DOĞRULUK, GERÇEKLİK, TEMELLENDİRME’dir.

BİLGİ :

SujeObje Ürüne(BİLGİ)

(Bilen, İnsan) (Bilinen,Nesne)

Bilgi,Suje ile obje arasında kurulan bağ sonucu ortaya çıkan ürüne bilgi denir.
DOĞRULUK VE GERÇEKLİK :
GERÇEKLİK: Belli bir zamanda yaşanmış, somut olarak varolandır. Var olmak için zihne ihtiyaç duymayandır. Yani
bilinçtenbağımsız olandır. Örneğin; Elimizdeki kalem, oturduğunuz sıra, kullandığınız silgi, teneffüs ettiğiniz hava,
sizi ısıtan güneş vb. birer gerçekliktir.
DOĞRULUK ( HAKİKAT ): Bilginin nesnesiyle örtüşmesidir. Yanidüşüncenin gerçekle uyuşmasıdır.
Doğruluk, varlığın değil; bilgiyi dile getirdiğimiz önermenin bir özelliğidir.
Örneğin; 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi.
Bütün kuğular beyazdır.
Messi’nin boyu 1 metre 70 santimdir.
TEMELLENDİRME:
Gerekçelendirme ya da haklılandırma da denilen temellendirme öne sürülen bir iddianın dayanaklarını ortaya
koymadır.
Örneğin; “Ankara büyük bir kenttir.” yargısını ele alalım.Böyle bir yargıyı Ankara’nın nüfusunun bir milyonun
üstünde olması gerçeği temellendirebilir.
NOT : Doğrulama daha çok deneysel bilimlerin, temellendirme ise formel bilimler ile felsefenin başvurduğu bir yoldur.

You might also like