Professional Documents
Culture Documents
Ki̇ü Bi̇ti̇rme Projesi̇
Ki̇ü Bi̇ti̇rme Projesi̇
BİTİRME PROJESİ
HAZIRLAYAN
Aybike GİRENTE
GİRNE- 2023
K.K.T.C.
BİTİRME PROJESİ
HAZIRLAYAN
Aybike GİRENTE
PROJE DANIŞMANI
GİRNE 2023
PROJE ETİK VE BİLDİRİM SAYFASI
Bitirme ödevi için yazdığım “Tek Ürüne Yönelik Kompulsif Satın Alma Davranışı”
adlı çalışmamı bilimsel bir dille ve akademik kurallara uygun bir şekilde hazırladığımı kabul
ediyorum. Çalışmamda gerekli kural ve davranışların istenilen şekilde tez yazım kurallarına
uygun olarak yapıldığını ve yararlandığım eserleri kaynakça bölümünde göstermiş olup
bunlara atıf yapıldığını belirtir ve doğrularım.
Aybike GİRENTE
GİRNE 2023
ÖNSÖZ
Tek Ürüne Yönelik Kompulsif Satın Alma Davranışı konusu ile ilgili araştırma
yapmamı ve bu konu hakkında bilgi sahibi olmamı sağlayan değerli hocam Doç. Dr. Asra
BABAYİĞİT’ e teşekkür ederim.
Girne, 2023
Aybike GİRENTE
i
ÖZET
ii
ABSTRACT
In today's consumer society, shopping is not only an important part of our daily life,
but also an important part of our economy. Shopping is no longer just an act of purchasing
goods, it has become a form of entertainment or a rewarding behavior.
Shopping has become a habit in contemporary societies, and when this habit is abused
by a small but significant portion of individuals, it can lead to a harmful psychiatric problem
known as compulsive buying behavior. Compulsive buying behavior is characterized by
repetitive and uncontrollable buying that becomes the primary response to negative emotions.
Compulsive buying behavior has serious harmful personal, social and financial consequences
for an individual.
iii
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ..…………………………………………....................................................................i
ÖZET..………………………………………….....................................................................ii
ABSTRACT..…………………………………………..........................................................iii
İÇİNDEKİLER..…………………………………………....................................................iv
GİRİŞ..…………………………………………......................................................................1
1. Obsesif Kompulsif Bozukluk..…………………………………………............................2
1.1. Tanımı..……………………………………………………………….............................2
1.2. OKB Semptomatolojisi...…………………………………………….............................2
1.3. Epidemiyolojisi ve Etiyolojisi...…………………………………………...................... 4
1.4. Başlıca Obsesyonlar ve Kompulsiyonlar....……………………………………………5
2. Kompulsif Satın Alma..…………………………………………......................................5
2.1. Tanım ve Tarihçe..……………………………………………………………….......... 5
2.2. Epidemiyoloji……………………………………………………………...................... 6
2.3. Etiyoloji…………………………………………………………….................................7
2.3.1. Biyolojik Faktörler…………………...……………………………………………….7
2.3.2. Psikolojik Faktörler…………………………………………………………………..8
2.3.2.1. Psikolojik Sorunlar: Stres, Kaygı ve Depresyon………………………………….8
2.3.2.2. Benlik Saygısı…………………...…………………………………………………...9
2.3.2.3.Paraya Karşı Tutum………………………………………………………………..10
2.3.2.4. Mükemmeliyetçilik…………………………………………………………………10
2.3.2.5. Kompulsif Davranışlara Eğilim…………………………………………………...11
2.3.2.6. Hayal Kurma Eğilimi………………………………………………………………11
2.3.3. Sosyakültürel Faktörler……………………………………………………………...12
2.3.3.1. Aile Yapısı……………………………………………………………......................12
2.3.3.2. Arkadaşlık İlişkileri……………………………………………………………......13
2.3.3.3.Ticari Çevre ve Reklam…………………………………………………………….14
2.4. Kompulsif Satın Alma Kavramı ve Gelişimi………………………………………....15
2.5. Kompulsif Çevrimiçi Satın Alma……………………………………………………...19
2.6. Kompulsif Çevrimiçi Satın Alma ve İlişkili Değişkenler…………………………….21
2.6.1. İnternet Bağımlılığı ve Kompulsif Çevrimiçi Satın Alma………………………….21
2.6.2. Dürtüsellik ve Kompulsif Çevrimiçi Satın Alma…………………………………...22
2.6.3. Materyalizm ve Çevrimiçi Kompulsif Satın Alma………………………………….22
iv
2.6.4. Kompulsif Çevrimiçi Satın Alma ve Yalnızlık……………………………………..23
2.6.5. Yaşam Doyumu ve Kompulsif Çevrimiçi Satın Alma……………………………..24
2.6.6. Kompulsif Çevrimiçi Satın Alma ve Depresyon-Anksiyete-Stres……….………..24
2.7. Kompulsif Satın Alma Türleri………………………………………………………..25
2.7.1. Kompulsif Alışverişkoliklik………………………………………………………....25
2.7.2. Mükemmelliyetçi Alışverişkoliklik………………………………………………….26
2.7.3. Bulimik Alışverişkoliklik……………………………………………………………26
2.7.4. Pazarlıkçı Alışverişkoliklik………………………………………………………….26
2.7.5. İstifçi Alışverişkoliklik……………………………………………………………....26
2.7.6. Çevresel Alışverişkoliklik…………………………………………………………...27
2.8. Kompulsif Satın Alma Dürtüsü……………………………………………………….27
2.9. Kompulsif Satın Alma Göstergeleri: Süreç ve Özellikler…………………………..28
2.10. Tek Ürün Almaya Yönelik Kompulsif Davranışlar………………………………..29
3. TEDAVİ………………………………………………………….....................................29
4. SONUÇ VE ÖNERİLER…………………………………………………………..........30
KAYNAKÇA………………………………………………………….................................31
v
GİRİŞ
Kompulsif bir şekilde satın alma, dürtüde kontrol bozukluğuna benzer sonuçlar ile
bildirilmektedir (McElroy ve ark. 1992). Çalışmalar, kompulsif satın alma davranışının
obsesif kompulsif bozukluklarda (OKB) tanımlanan bozukluklarla (duygudurum bozukluğu,
bağımlılık ve dürtü kontrolü vb.) benzer özelliklere sahip olduğunu ve psikoloji alanında
dışında birçok alanda tezahürlerinin olabileceğini belirtmektedir (Dittmar, 2004; McElroy vd.,
1991; Hollander ve Benzaquen, 1996). Kompulsif alışveriş delisi olan bireyler, bu davranışı
zorunluluk olarak görürler ve sosyal, mesleki veya kişisel yaşamlarında sorunlarla
karşılaşsalar ve borçları bile olsa, bulnları erteleyip ihtiyaç fazlası ürünleri satın almaktan
vezgeçmezler (Lo ve Harvey, 2011; Dittmar, Long ve Bond, 2007). Ürün satın alındıktan
sonra rahatlık ve mutluluk yaşansa bile, bunlar kısa sürede pişmanlık duygusuna ve suçluluk
duygusuna dönüşmektedir (Faber ve O'Guinn, 1992).
6
Kompulsif satın alma davranışı, psikiyatri alanın ve psikolojinin en yaygın araştırma
konularından biridir. Yabancı alanyazınlarında bu davranış ile alakalı çok fazla çalışma
bulunurken, yerli alanyazınlarında tüketici davranışına yönelik kompülsif davranışları
araştıran çalışmalar sınırlı sayıda bulunmaktadır.
1.1. Tanımı
Obsesif kompulsif bozukluk kişide yüksek düzeyde kaygı ve şüpheye sebep olan ve
kişinin istememesine rağmen aklına gelmesini engelleyemediği düşünceler (obsesyonlar) ile
bu kaygıyı azaltmak için yaptığı tekrar eden zihinsel ya da fiziksel davranışlardır
(kompulsiyonlar). Kompulsiyonlarda bireyin kaygısını kısa bir süre içerisinde azaltır fakat
kişi kısa bir süre sonra tekrar stresli yaşantısına döner. Bu da kişi de kompulsiyonların bir
döngü şeklinde sürmesine neden olur (Williams vd., 2014).
Obsesyon kelimesi ele geçirilmek anlamındaki Latince bir kelime olan “obsidere”
kelimesinden gelmektedir. Kişinin kendini belirli bir düşünceden kurtaramamasını temsil
eder. Obsesyonlar kişinin istemediği ve bilinçli çabasıyla kovamadığı, kişide sıkıntı, stres
kaygıya neden olan inatçı ve tekrarlayıcı duygu, düşünce ve dürtüler bütünüdür. Türk toplumu
obsesyonlar için genellikle evham, takıntı ya da vesvese gibi sözcükleri kullanırlar (Tükel ve
Demet, 2017).
Kompulsiyon kelimesi ise köşeye sıkışmış, zorlanmış anlamındaki Latince bir kelime
olan “compellere” kelimesinden gelmektedir. Kompulsiyonlar bireyin katı bir şekilde
uygulaması gerektiğini hissettiği ve obsesyonlarına karşı bir tepki olarak yaptığı tekrar eden
kural ya da ritüellerdir. Bu ritüel ya da kurallar kişinin zihinsel kaygısını azaltmak için
tekrarladığı, stresle başa çıkmak için yaptığı ya da korktuğu bir durumdan kaçınmak için
yaptığı davranışlardır (Öztürk ve Uluşahin, 2015). Okb hastalarında obsesyon ve
kompulsiyonlar bir arada görülmekle birlikte; yalnızca obsesyon ya da yalnızca
kompulsiyonun görüldüğü hastalarda bulunmaktadır.
7
düşünsel eylemler olmasıdır. Üçüncüsü ise, kişi obsesif düşüncelerin kendisinden kaynaklı
olduğunu bilir ancak belirtiler benliğe yabancıdır bu nedenle rahatsız olurlar
(Karamustafalıoğlu & Akpınar, 2006). Kişi, genellikle obsesif düşüncelerinin ve kompulsif
eylemlerinin saçma ve anlamsız olduğunu bilir ve karşı koymak ister. Kişinin obsesif
kompulsif belirtilere karşı koyma çabası sırasında şiddetli bir anksiyete ortaya çıkar ve
kompulsiyonu kabul ederek kendini sakinleştirir bu nedenle hastaların bir çoğu
kompulsiyonlara karşı koyamaz (Babaoğlu, Karamustafalıoğlu ve Alpay, 2012).
8
bir yerden atma düşünceleri de görülebilir. Saldırganlık obsesyoları olan hastaların %68’inde
cinsellik obsesyonlarının da eşlik ettiği görülmüştür (Bayraktar, 1997). Cinsel obsesyonlar
genellikle utanç verici ve kabul edilemez nitelikte olduğu için kişiyi rahatsız eder. Dinsel
obsesyonlarda ise, kutsal değerlere yönelik saygısızlık düşünceleri ve günah işleyip toplum
tarafından yargılanma ve dinden çıkma kaygıları görülür (Tek & Uluğ, 2001). Saldırganlık,
dinsel ve cinsel obsesyonların diğer obsesyonlara göre kişinin utanç duymasına neden olacak,
kendi kişiliğine ve inandığı ahlaki/etik değerlerine aykırı olarak düşündüğü, günaha
gireceğine inandığı ve küçük düşürücü olarak algıladığı düşüncelerdir. Daha fazla sıkıntı ve
anksiyeteye neden olabilir (Beşiroğlu & Ağargün, 2006).
Simetri ve düzen obsesyonları, bazı nesnelerin ve kişi için önemli olayların belirgin bir
düzene sahip olması, eşyaların tam manasıyla simetrik düzen içinde olmasıyla ilgilidir. Kişi
böyle durumlarda, etrafındaki nesneleri düzenleme veya düzensiz olan ortamlardan kaçınma
kompulsiyonu gösterebilir (Tükel, Topçuoğlu ve Demet, 2006). Somatik obsesyonlarda,
ölümcül bir hastalığa yakalanma ve bedensel görünüme dair aşırı uğraşlar görülür. Kişi buna
bağlı olarak hastalığa yakalanma korkusuyla sık sık sağlık kurumlarına başvurur. Bedeniyle
ilgili onaylanma arayışı içinde olur (Tükel, Topçuoğlu ve Demet, 2006).). Biriktirme
obsesyon ve kompulsiyonları; manevi değeri ya da kullanım alanı dahi olmadığı durumlarda
bazı eşyaları biriktirme / istifleme ihtiyacını, atma ya da elden çıkarmaya yönelik yoğun
anksiyete yaşanılması olarak tanımlanır (DSM-IVTR, 2007).
9
1.4. Başlıca Obsesyonlar ve Kompulsiyonlar
Obsesyon kelimesi Türkçe anlamıyla takıntı, kompulsiyon kelimesi ise zorlantı olarak
kullanılmaktadır. Obsesif kompulsif bozuklukta başlıca takıntılar gruplanabilir. Somatik
obsesyonlar; düzen-simetri, kesinlik-emin olma ihtiyacı, biriktirme, kirlenme, bulaşma
sayılabilir (Gölcük, 2016). Düşünsel obsesyonlarda ise en yoğun görülen tutumlar kendine ya
da diğerlerine zarar verme korkusu sayılabilir (Butcher vd., 2017). Bunlar dışında metafizik
takıntılarda bulunmaktadır. Metafizik takıntılar arasında; tekrarlama, sayma, büyüsel
düşünceler, depersonalizasyon ya da derealizasyon biçiminde oluşan düşünsel sorgulamalar
sayılabilir. Ek olarak yasaklanmış düşünceler şeklinde anılan saldırganlık, dini ve ilişkili
takıntılarda bulunmaktadır (Gomes). Zorlantıları inceleyecek olursak, genel zorlantılar
temizlenme, dokunma, sayma, düzenleme, biriktirme, kontrol etme, saklama sayılabilir
(Köroğlu, 2015).
Kompulsif yani zorlanyıcı satın alma davranışı (KSAD), normal alışveriş tutumunun
farklı bir boyutu olan, geriğinden fazla satın almayla karakterize kişisel sorunlara ve
kişilerarası problemlere neden olan dürtüsel ve tekrarlayıcı bir bozukluktur (Lejoyeux vd.,
1996; Hollander ve Allen, 2006). Kişi ihtiyaç duymadığı, yeterli parası ve kredi kartı limiti
olmayan ürünleri satın alıyorsa, alışverişe devam ediyor ve bundan kaçınamıyorsa kompulsif
yani zorlayıcı satın alma davranışının düşünülmesi gerekmektedir. Bu davranışın en önemli
10
kriterlerinden biri, kişinin parayı harcadığı esnada kendini "kontrolden çıkmış" hissetmesi,
ancak satın alma veya harcama davranışlarını kontrol altına alamamasıdır.
20. yüzyılda, ilk olarak, zorlayıcı satın alma Kreapelin tarafından "onyamani" veya
"satın alma çılgınlığı" olarak biliniyordu. Bu bozukluğu, daha sonra 1924’te Bleuler,
kleptomani, piromani ve alkolizm ile beraber “Reaktif Dürtüler” şeklinde tanımlamıştır.
Alanyazında bugüne kadar kompulsif satın alma davranışını açıklamak için çeşitli terimler
kullanılmıştır. Bunlarda; kompulsif alışveriş, alışveriş bağımlılığı, alışverişkoliklik, kompulsif
tüketim ve kontrol altına alınamayan satın alma davranışı olarak bilinmektedir (Lejoyeux ve
diğerleri, 1996; McElroy ve diğerleri, 1994; Kearney ve Stevens, 2012).
Kompulsif satın alma davranışı için birden fazla terimin bulunmasının sebeplerinden
biri ise, bu bozukluğun belirli teorisyenler tarafından bağımlılık şeklinde, diğerleri
tarafındansa zorlama şeklinde değerlendirilmesidir (Black, 1996). KSAD’nın bağımlılık
yaptığını belirten görüşün, bu davranışın OKB spektrumunda ele alındığında davranışın
toplumsal bir olgu olarak görülemeyeceğini ve tıbbi bir rahatsızlık şeklinde tanımlanılması
gerektiği belirtmiştir. KSAD ve psikoaktif madde bağımlılığı arasında birçok ortak nokta
bulunmaktadır. Yani, bu ortak noktalar alışveriş davranışında kaygıyı gidermek için bir
"dürtü"nün varlığı ve alışveriş sonrası hızlı ama geçici "gevşeme" hissi, gerilimin geri
gelmesi, bağımlılığa özgü alışverişi tetikleyen dış uyarıcıların varlığı, ve dış ve iç uyaranlara
bağlı disfori varlığı şeklinde sayılabilir (Marks, 1990). Çalışmalar, KSAD’ını sergileyen
kişilerin %21 - 46'sında psikoaktif madde bağımlılığı eştanısının görüldüğünü ve bunların
arasında sebepsel bir ilişkinin varlığını düşündürmektedir (Black, 1996). Diğer araştırmalarda
ise OKB ve duygudurum bozuklukları ve dürtü kontrol bozuklukları ile beraber kompulsif
satın alma davranışı görülebilmektedir. Bu bozukluklarla birlikteliği DSM içerisinde
değerlendirilmeye alınması gerektiğini, bozukluk olarak değerlendirileceğini ve sosyal
faktörlerinin göz ardı edilemeyeceğini belirtmektedir (McElroy ve ark. 1991, Lee ve Mysyk
2004).
2.2. Epidemiyoloji
KSAD’nın tanı ölçütleri konusunda fikir birliği olmadığı için prevalansı ve sıklığıyla
alakalı bilgiler henüz netlik kazanmamıştır. Maraz ve arkadaşları (2016), prevalansı %4,9
olarak bulunmuştur (Maraz, Griffiths ve Demetrovics, 2016). ABD'de 292 ve 2513 kişi ile
yapılmış olan iki araştırmada prevalans sırası ile %8,1 ve %5.8 şeklinde bulunmuştur (Faber
ve O'Guinn 1989, Koran ve ark. 2006).
11
KSAD, AVM’lerin yoğunlukla olduğu şehir merkezlerinde ve yerleşim bölgelerinde
daha çok yaygındır. Zorlayıcı satın alma davranışının başlama yaşı genellikle 10’lu yaşların
sonlarında ve 20'li yaşların başındadır. Zirve yaşı 35-45 yıldır (McElroy ve diğerleri, 1994;
Koran ve diğerleri, 2002; Christenson ve diğerleri, 1994; Schlosser ve diğerleri, 1994). Bu
davranış erkeklerden çok kadınlarda daha sık görülmektedir. Araştırmalar, vakaların %80 ila
95'inin kadın olduğunu göstermiştir (Christenson ve diğerleri, 1994; Schlosser ve diğerleri,
1994; McElroy ve diğerleri, 1994).
2.3. Etiyoloji
12
etkileşimin üzerinde durdukları da görülmektedir (Eroğlu, 2015). Biyolojik faktörler,
kompulsif satın alma davranışı üzerinde özellikle dopaminerjik, serotonerjik ya da opioid
sistemlerini içeren rahatsız nörotransmisyona odaklanmıştır. Uzmanlar zorlayıcı satın alma
bozukluğu olan kişilerin geçmiş psikiyatrik tedavilerine ve ilaçlarına dikkat etmelidir. Tıbbi
açıklamalar kompulsif satın alma davranışınn tedavisine yardımcı olabileceğinden, fiziksel bir
hastalık, ilaç alerjileri ya da tıbbi tedavi öyküsü kayıt altına almak büyük önem arz eder
(Black, 2007).
Kompülsif satın alma; kaygı, bağımlılık, inkâr, depresyon, dürtüsel kontrol eksikliği,
düşük benlik saygısı, onay arama, kaçış, genel zorlama, materyalizm izolasyon, heyecan
arama ve mükemmeliyetçilik gibi birçok farklı psikolojik faktörlerle ilişki içerisindedir
(DeSarbo ve Edwards, 1996). Psikolojik faktörler, kişinin içinde bulunduğu ve kendi
ile olan sorunlarından ortaya çıkan faktörlerdir ve psikolojik faktörler her bireyde farklılık
gösterebilmektedir bu sebeple bu başlık altında literatürde yaygın şekilde kullanılan
psikolojik faktörlere değinilecektir. Materyalizm, bu çalışmanın bir etkileyicisi olduğu için
çalışmanın ilerleyen kısımlarında detaylı bir şekilde incelenecektir.
13
Valence ve Fortier (1988) yapmış oldukları araştırmada, KSAD tetikleyen etmenleri
sosyal-kültürel faktörler ve psikolojik faktörler olarak iki ana grupta toplamışlardır (Valence
ve Fortier, 1988). Valence ve Fortier (1988)'ın modelline göre bu iki faktör grubu kişilerde
yüksek kaygıya sebep olmakta ve bunun sonucunda kişileri kompulsif satın almaya teşvik
etmektedir (Eroğlu, 2015).
Benlik saygısı, bir kişinin kendine verdiği değeri değerlendirmesi olarak ifade edilir.
Yapısı gereği öznel bir bir yargıdır ve bu sebeple kişilerin nesnel yeteneklerini ya da
başarılarını doğrudan yansıtamayabilir (Leary ve Baumeister, 2000). Benlik saygısının temel
bir fayda türünü temsil edebileceği fikri, klasik psikoloji çalışmalarında açıklanmaktadır.
İşlevselcilik geleneğinin psikolojideki öncüsü W. James (1890), insan davranışlarını
şekillendirmede öz sevginin ne kadar önemli olduğunu çalışmalarında ifade etmiştir. Bunun
yanında kişisel özellikler, sosyal çevre ve sahip olunan şeylerde dahil olmak üzere kişilerin,
benlikle ilişkili her şeye özellikle olumlu değerlendirmelere ihtiyaç duyduklarını eklemiştir.
James’in benlik konusundaki fikirleri, tüketici davranışı üzerine yapılan araştırmalara
genişletilen sosyal psikolojide, önem arz eden çalışmalara araştırmacıları teşvik etmiştir
(Zhang, 2009).
Yapılan araştırmalar (Ridgway, 2008; O'Guinn ve Faber, 1989) KSAD ile benlik
saygısı arasında bir ilişki olduğunu açıklamaktadır. Kişiler kendilerine rahatsızlık veren
durumlardan, sonucu düşünmeksizin bir kaçış yolu olarak gördükleri en kolay seçeneğe
yönelerek kendilerini rahatlatma yoluna başvurmaktadırlar. Kompulsif satın alma davranışı
gösteren kişiler, bir şeyleri satın alma yoluyla benlik saygısı, özgüven ve kişisel güç
duygularını arar. Bunun sonucunda kişiler, kompülsif satın alma bağımlılığa doğru
14
ilerledikçe, düşük benlik saygısı yalnızca bağımlılık sonucu satın alma eylemine öncülük
etmekle kalmaz, aynı zamanda bağımlılık döngüsünün bir sonucu olabilir. Birey, satın alma
davranışını kontrol edememesi sonucu korku ve suçluluk yaşar. Bu nedenle, satın alma
zorunluluğu ne kadar çok olursa, kişinin benlik saygısı o kadar düşük olur (DeSarbo ve
Edwards, 1996).
Bunun yanında aşırı yemek tüketimi benlik saygısını negatif yönlü etkileyebilecek
bir etkendir. Kişiler için düşük benlik saygısına sahip olmak ve anksiyete gibi faktörler aşırı
yemek tüketimine alt yapı hazırlamaktadır (Lee vd., 2000). Dittmar (2005)’a göre kişilerin
materyalist değerleri içselleştirmesi, ürünleri satın alması ve onlara sahip olması noktasında
büyük bir bağlılığa yol açar. Bu kişiler ürünleri elde etme isteğininin hayatının merkezi,
başarının altın anahtarı ve mutluluk göstergesi olduğuna inanır.
2.3.2.4. Mükemmeliyetçilik
15
2.3.2.5. Kompulsif Davranışlara Eğilim
Faber vd. (1995), kompülsif satın alma ve aşırı yemek tüketiminin pozitif bir yönlü
ilişki içerisinde olduklarını çalışmalarında açıklamışlardır. Aşırı yemek tüketimi, bazı
bireylerde belirli olaylar zinciri sonucu gelişebilecek bir tüketim bozukluğudur. Kişiler, kitle
iletişim araçlarında kendilerine rol model olarak gösterilen, gerçekçi olmayan derecede ince
güzel kadınlara maruz kalmanın, fazlaca diyet ve kısıtlayıcının bu davranış için bir temel
olduğunu düşünmektedir (Lee vd., 2000).
Stresten arınma ya da sosyal anlamda kabul görme odaklı hayal kurma eğilimi olan
kişiler ve kompulsif satın alma davranışı gösteren diğer kişiler üzerine yapılan çalışmalar
sonucunda bu iki farklı eğilim gösteren kişiliklerin birbirleri ile bir ilişki içerisinde oldukları
açıklanmıştır (O'Guim ve Faber, 1989). Bunun yanında Jacobs (1986), yaptığı çalışmada alkol
16
ve kumar bağımlılığı gibi kompulsif satın alma davranışı ile ilişkili olan diğer bağımlılıkları
gösteren kişilerde de, hayal kurma eğiliminin görüldüğünü belirtmiştir (Jacobs, 1986). Bu
çalışmalar sonucunda söylenebilir ki, kompulsif satın alma davranışı gösteren kişiler, diğer
bireylerden daha renkli bir hayal dünyasına sahip olabilmektedir.
Kişiler sosyal çevreleri ile sürekli bir ilişki halindedir ve kişilerin davranışları da sosyal
çevrelerinden sürekli etkilenir. Literatürde kompulsif satın alma davranışında arkadaşlık
ilişkileri, kültür, ticari çevre ve reklam gibi birçok sosyokültürel faktörden etkilendiği
görülmektedir. Sosyokültürel faktörler, kişinin içinde bulunduğu çevre ile olan etkileşimi
sonucu ortaya çıkan faktörleri açıklar ve sosyokültürel faktörler her bireyde farklılık
gösterebilmektedir. Bu sebeple bu başlık altında literatürde yaygın şekilde kullanılan
sosyokültürel faktörlere değinilecektir.
Parçalanmış bir aile ortamında yetişen çocuklar, parçalanmamış bir aile ortamına sahip
çocuklara göre, parçalanmanın bir sonucu olarak yeni rollerine uyum sağlamak için maddi
nesnelere daha fazla anlam yüklemektedirler (Rindfleisch vd., 1997). Algılanan ebeveyn
eleştirisi de, kendine güvenmenin ya da yapılan hataların bir telafisi sonucu kişilere maddi
nesnelerle kurulan güçlü bağlar olarak geri dönebilir (Kyrios vd., 2004). Bunun yanında aile
17
ilişkileri ve kompulsif satın alma davranışı arasındaki ilişki, kişilere ailelerinin sağlamış
olduğu imkanlar ve aile ortamındaki mevcut stres göz önüne alındığında anlamlı bir farklılık
gösterebilmektedir.
Rose vd. (1992) bu bağlamda ergenler üzerine yaptıkları bir çalışmada, ergenlerin
arkadaş çevrelerinde esrar kullanımının, onları grup baskısına itip itmediğini incelemişlerdir.
Araştırmacılar, yüksek oranda arkadaşları ile esrarı ilişkilendirme düşüncesi sergileyen
ergenlerin grup davranışına uyma olasılıklarının daha düşük olduğunu bulmuşlardır. Arkadaş
onayı, satın alma kararı verirken kişiler için önem arz eden bir konumdadır. Bu doğrultuda
kişiler, arkadaş çevrelerinin arzuladıkları ya da sahip oldukları eşyaları satın alma eğilimi
gösterebilirler (Zhaoyang ve Yuanfeng, 2011).
18
Kompülsif satın alma davranışı sosyal izolasyona sahip kişiler için bir kaçış noktası
olarak görülebilir. Nakken, (1988)'in çalışmasındaki varsayımlar, sosyal izolasyona sahip
belirli kişiler üzerinde bağımlılık yapan davranışların bu eylemi tetiklediğini gösterir ve bu
kişilerin sosyal çevresi tarafından onaylanmayan bağımlılık davranışları, onları sosyal
izolasyona iter. Bu döngü sonucunda kompulsif satın alma davranışı gösteren kişilerin sosyal
izolasyondan arınarak çevreleri ile etkileşime geçmesi onları satın alma süreci yoluyla,
alışveriş yapmak için mağazalara yönlendirebilir.
Kişilerin sosyal hayatlarında sıkça karşılaştıkları ve maruz kaldıkları bir durum olan
reklam, günümüzde televizyonlarda, telefonlarda, billboardlarda ve hemen hemen
gözümüzün görebileceği her yerde kendisine maruz bırakarak, kişileri kompulsif satın alma
davranışlarına itebilmekte ve içlerinde yatan bu dürtülerini ortaya çıkarabilmektedir. Kwak
vd. (2002), yaptıkları çalışmada televizyon reklamlarının kompulsif satın alma davranışı
üzerinde pozitif yönlü bir etkisi olduğunu açıklarken, Workman (2010) yaptığı çalışmada
tüketiciye sunulan mal ve hizmetlerin özellikleri ile reklam stratejilerinin kompulsif satın
alma üstündeki etkilerinden bahsetmiş, Degrauwe ve Brengman (2014) kişilerin reklama
karşı tutumlarının kompulsif satın alma davranışlarını etkilediğini savunmuştur.
Televizyon izleme oranı ve kompulsif satın alma davranışı ekseninde pozitif yönlü
bir ilişki olduğu yapılan araştırmalar sonucu ortaya konmuştur (Gültekin, 2019). Bu
bağlamda kişiler için basit yönlü enformasyon edinme yolu olan ticari çevre ve reklamın bir
sonucu olarak kompülsif satın alma davranışını etkileyen faktörlerden biride tele alışveriştir.
Uzaktan alışveriş türleri gibi televizyonu bir satın alma aracı olarak kullanan tüketiciler bu
mecrada günde 24 saat alışveriş yapabilir, tek tuşla satın alımı gerçekleştirebilir ve kredi
kartlarını kullanarak ödeme yapabilmektedir. Bununla birlikte, televizyonu bir satın alma
aracı olarak kullanan tüketiciler, çoğunlukla hangi ürünün ne zaman satışa sunulacağını
19
bilmedikleri için satın almalarını planlayamazlar bu da tüketicilere kompulsif satın alma
fırsatı sunabilmektedir (Lee vd., 2000).
Bir başka araştırmada ise kredi kartı kullanımının KSAD üzerindeki etkilerini araştıran
Roberts ve Jones (2001) özellikle gençlerin, kredi kartı reklamcılığının duygusal mesajlarına
karşı koyamadıklarını ve araştırmacıların bu konuda stratejiler yaratması gerektiğinin altını
çizmiştir (Robert ve Jones, 2001).
Kompulsif satın alma kavramı literatürde ilk olarak 1900'lü yılların başlarında, her
ikisi de kompulsif satın almayı çalışmalarına dahil eden Bleuler (1924) ve Kraepelin (1915)
tarafından klinik olarak tanımlanmıştır. Bleuer kompulsif satın almayı, satın alma deliliği
anlamına gelen “buying mania” olarak açıklarken, Kraepelin kompulsif satın almayı,
Yunanca satılık anlamına gelen “onios” ve İngilizce delilik anlamına gelen "mania"
20
kelimelerinin birleşimi olan “oniomania” olarak ifade etmiştir. Kraepelein çalışmasında
satın almanın dahi kompulsif olduğunu ve ödeme gecikmeleri sonucu borçlarını sürekli ve
anlamsız bir şekilde erteleyen satın alma delilerini açıklarken Bleuer, çalışmasında bu
durumu hırsızlık hastalığı olarak açıklanan “kleptomani” ve objeleri ateşe verme hastalığı
olarak açıklanan “piromani” ile aynı kategoride olan reaktif bir dürtü ya da dürtüsel bir
çılgınlık olarak ifade etmiştir (Black, 2007).
Kompulsif satın alma kavramı literatürde yapılan çalışmalar sonucunda birçok farklı
şekilde açıklanmıştır. DeSarbo ve Edwards (1996), “sonuçları görmezden gelerek, kontrol
edilemeyen ve tekrarlayan bir güce sahip olma dürtüsü ile karakterize edilen kronik, anormal
bir alışveriş ve harcama modeli” (DeSarbo ve Edwards, 1996; O'Guinn ve Faber (1989),
“kontrol edilemeyen bir dürtüye neden olan bir duygu, madde veya aktiviteyi elde etme,
kullanma veya deneyimleme arzusu veya bir kişinin tekrar tekrar zarar verecek davranışlarda
bulunması” (O'Guinn ve Faber, 1989); Hanley ve Wilhelm (1992), “dürtü bozukluğu, bir
dürtüyü kısıtlayamama durumu” (Hanley ve Wilhelm, 1992); Sheth, Mittal ve Newman
(1999), “bireylerin ihtiyacı yok iken ve maddi açıdan problem yaşayacağını bilmesine rağmen
sürekli satın almalarda bulunma arzusu” (Aliçavuşoğlu ve Boyraz, 2019),
Haberman, Solomon ve Ades (1999) tarafından ise, kişiler üzerinde bir duygu durum
karmaşası (Gökhan ve Kutbay, 2018) şeklinde kompulsif satın alma kavramını ifade
etmişlerdir. Bu tanımlamalar sonucunda genel bir kanıya varılmak istendiğinde ortak nokta
kişilerin satın alma davranışı gösterirken kontrolünü yitirmesi, kişilerin bu davranışı ortaya
koyduktan sonra maddi ve duygusal açıdan yaşamının negatif yönde etkilenmesi ve bu negatif
etkiye rağmen satın alımlara devam etmesi olduğu söylenebilir.
21
Literatürdeki bu çeşitlilik kompulsif satın alma kavramının isimlendirilmesine de
yansımıştır. Winston (1980) kompulsif tüketim, Faber, O’Guinn ve Krych (1987), kompulsif
satın alma ve Krueger (1988) kompulsif alışveriş isimlerini kullanarak bu alanda
çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Scheron (1990), Almanya'da yaptığı araştırmasında bu
davranışın ismi ile ilgili farklı bir bakış açısı geliştirmiş ve ismin kompulsif satın alma yerine
King (1981)'in ifade ettiği teorilerdeki gibi, satın alma bağımlılığı olması gerektiğini
belirtmiştir (Eroğlu, 2015).
Ridgway vd. (2008) kompulsif satın almayı, obsesif kompulsif bozukluk ve satın
alma üzerinde dürtü kontrolü eksikliği ile ortaya çıkan satın alma ile meşgul olma eğilimi
olarak açıklamıştır (Ridgway vd., 2008). Obsesyonlar bireyin büyük bir çaba ile
zihninden atamadığı düşünce kalıpları olarak ifade edilir. Kompulsiyonlar ise, ego-distonik
(yani bireyin bilinçli iradesine karşı) davranışları ifade etsede, bu terim sıklıkla karşı
konulmaz bir dürtü tarafından yönlendirilen ve sonucunda bireye zarar veren bir dizi farklı
tekrarlı davranışı kategorize etmek için kullanılır (O'Guinn ve Faber, 1989). Bunun
yanında birçok bağımlılık ya da aşırı davranış, kompulsif tüketim formları olarak
düşünülebilir. Bunlar, madde bağımlılığı ve yeme bozuklukları ve kompulsif cinsellik gibi
aşırı davranışların yanı sıra, kompulsif kumar ve kleptomani gibi daha pazara yönelik
davranışları içerir (O'Guinn ve Faber, 1989).
Kompülsif satın alma psikolojide, satın alma durumundan sonra kişilerin gerginliğini
azaltan ya da kişiler üzerinde tatmin duygusu yaratan bir dürtü olarak karakterize edilmiştir
(Workman, 2010). Bu bağlamda satın alma eylemi gösteren kişiler için kompulsif satın
almanın kişilerin ruh halini dengelediği söylenebilir (Lee ve Lennon, 2010). Kompulsif
22
satın alma davranışı gösteren kişiler, çoğunlukla düşük özgüvene sahip, hayatın negatif
taraflarından kaçan hayalperest yapıdalardır. Bu kişileri kompulsif satın alma davranışına iten
dürtü, sahip olunan eşyaların ötesinde kendilerine sağladıkları psikolojik faydadır (Özer
ve Kutbay, 2018). Dittmar (2005)'a göre kompulsif satın almanın nedenleri; psikiyatrik
ve klinik perspektifler, genel psikiyatrik bozuklukların spesifik bir tezahürü olarak davranma
eğilimi gösteren ana yaklaşımlardır. Bu bağlamda dürtü kontrolü, obsesif kompulsif
bozukluk, bağımlılık-ruh hali ve depresyon kompulsif satın almanın odak noktasını
oluşturan dört ana bozukluk türü olmuştur (Dittmar, 2005).
Literatürde kompulsif satın alma davranışıyla impulsif satın alma davranışı sıkça
karıştırılmaktadır. Edwards (1992, 1994), impulsif satın almanın dışsal bir tetikleyici
olduğunda gerçekleştiğini belirterek tüketici davranışları arasındaki ayrımı açıklamıştır.
Buna göre impulsif satın alma, bireyi satın alma işlemine teşvik ederken, kompülsif satın
alma, alışverişin bir kaçış olduğu kaygı gibi dahili bir tetikleyici tarafından motive edilir.
İmpulsif ve kompülsif satın alma, aşırı alışveriş ve harcama için altta yatan motivasyonlarda,
aşırı harcamaların olumsuz sonuçlarında ve stres ve kaygıyı hafifletmek için giderek daha
fazla harcama yapmak zorunda olan aşırı derecede zorlayıcı alıcıların bağımlılık
davranışlarında da farklılık gösterir (Workman, 2010). Dürtüsel bir eyleme göre,
kompulsif satın alma davranışı, bir kısıtlama hissi eşliğinde ve bunun yanında savunma
işlevinin kimi zaman açık bir şekilde göründüğü reel bir semptomatik durum haline gelir
(Wallace vd. 1988).
Wallace vd. (1988), yaptıkları çalışmalar ışığında kompülsif satın alma eylemine
katılma sürecinin temelini oluşturmak için bir araya gelen üç kuvveti şu şekilde açıklamıştır
(Wallace vd., 1988);
• Yüksek reaktivite
Darrat vd. (2016), yaptıkları çalışmada kompulsif satın alma üzerinde tüketici
kaygısının ve kaçışının merkezi rolünü incelemiş ve dürtüsel bir davranış olarak tüketici
kaygısının kompulsif satın alma davranışını olumlu etkilediğini ortaya koymuştur (Darrat vd.,
2016).
23
Kompulsif satın alma ile ilgili yabancı kaynaklarda görülen bu fikir çeşitliliği,
konunun yerli literatürde kullanımına da yansımıştır. Psikoloji alanında yapılmış olan
çalışmalarda çoğunlukla “takıntılı satın alma” ve “kompulsif satın alma” terimleri
kullanılırken, sosyal toplum tarafından bu davranış çoğunlukla "alışveriş deliliği”,
“alışverişkolik olma”, “tüketim bağımlılığı”, “tüketim çılgınlığı”, gibi ifade edilerek bir
bağımlılık ve hastalık olarak görülmektedir (Eroğlu, 2015). Yerli literatürde yapılan
çalışmalara baktığımızda, çalışmaların bu davranış şeklini etkileyen faktörler üzerine
yoğunlaştığı göze çarpmaktadır. Korur vd. (2016) çalışmasında kompulsif satın alma
davranışının ve bilinçsiz kredi kartı kullanımının kişiler üzerinde büyük bir pişmanlığa yol
açtığını açıklamıştır. Alpaslan ve Kerse (2017) yaptıkları çalışmada kişilik özelliklerinin
tüketiciler üzerimdeki kompulsif satın alma etkilerini irdelemişlerdir (Aliçavuşoğlu ve
Boyraz, 2019). Eroğlu (2015) yılında yapmış olduğu çalışmasında materyalizm, reklamlar ve
postmodern bir tüketim şekli olan hedonik tüketimin kompulsif satın alma üzerinde etkisi
olduğunu ortaya koymuştur. Bu bağlamda yerli literatürdeki çalışmalarda kompulsif satın
alma davranışını ifade etmek için çalışmacılar “alışveriş tutkusu” (Eroğlu, 2015) gibi farklı
ifadelere başvursalar da çoğunlukla “kompulsif satın alma” kavramının kullanıldığı
görülmektedir.
Dünyada hemen hemen bir çok insan için günlük hayatın vazgeçilmesi zor bir bölümü
olan internet, kişinin tutumlarını son derece etkileyen bir iletişim aracı olarak bilinmektedir.
İnternet; iş hayatımızda, iletişim kurarken, eğlenirken ve bir çok farklı birçok aktivitelerde
hayatımızda fazlası ile önemli ve kalıcı bir yer edindiği bilinmektedir (Lee, Ko ve Chou,
2015).
Geleneksel alışveriş tarzının yerini, "online satın alma davranışı" olarak adlandırılan
yeni alışveriş ortamı almıştır. Yapılan araştırmalar internetten alışverişin e-posta gönderme ve
internette gezinmeden sonra en sık kullanılan üçüncü internet etkinliği olduğunu
göstermektedir (Saydan, 2008). Ancak online alışverişteki artış da bu iddiaların somut bir
kanıtı olarak bilinmektedir (Rose ve Dhandayudham, 2014).
24
Bu duruma alışveriş ile ilgili olan web sayfalarının kullanımlarının kolaylıkları,
bildirimlerin teşvik ediciliği, siteyi tekrar ziyaret etme kavramı ve çok daha fazla ürün satın
almaya iten akış da eklenildiğinde, çevrimiçi satın alma bozukluğu için ideal bir zemin
hazırlandığı bildirilmiştir (Bridges ve Florsheim, 2008).
Zamanla çok hızlı büyüyen ve bunun karşılığında ciddi bedeller ödeyen bu davranışla
ilgili çalışmalar artmaya başlamıştır (Mitchell vd., 2006). Ancak son zamanlarda ön plana
çıkmış ve komplike yapısı alanyazında sınırlı araştırma yapılmasına neden olmaktadır (Rose
ve Dhandayudham, 2014).
Literatürde kompulsif çevrimiçi satın alma davranışıyla (KÇSAD) ilgili bilinen iki
adet deneysel araştırma bulunmaktadır. Bu araştırmalar yakın zamanda Zhao, Tian ve Xin
(2017) ve Manchiraju, Sadachar ve Ridgway (2016) tarafından yapılmıştır. Her iki
araştırmanın da amacı, KÇSAD için bir ölçek geliştirme olmuştur. Sadachar, Manchiraju ve
Ridgway (2016) da KÇSAD ile ilişkili olduklarını düşündükleri yaşam doyumu, internet
bağımlılığı, yalnızlık ve depresyon gibi değişkenleri ele almışlardır. Bu sebeple bu konu
üzerinde daha çok dikkat edilmesi gerektiğinden, zorlayıcı satın alma olgusunda çeşitli
değişkenlerin (dürtüsellik, materyalizm, yaşam doyumu, internet bağımlılığı, stres, depresyon-
kaygı ve yalnızlık) rol alabileceği öngörülmektedir. Bundan dolayı KÇSAD ve bunu
etkilediği düşünülen etkenlerinde ele alınması faydalı olacaktır.
25
2.6. Kompulsif Çevrimiçi Satın Alma ve İlişkili Değişkenler
İnternet bağımlılığı, psikolojik rahatsızlıklar için bir risk faktörü olduğu bilinmektedir
(Kahraman, Yalçın ve Çevik, 2011). 2015 yılında, Lee, Ko ve Chou’nun yapmış olduğu
çalışmada bunun KÇSAD için de geçerli olabileceğini tahmin etmektedir. Aynı zamanda,
Trotzke ve arkadaşlarının (2015) yapmış oldukları bir araştırmada internet bağımlılığı ile
KÇSAD arasında bir alaka olduğunu bulmuşlardır. Ancak KÇSAD ile internet bağımlılığının
benzer örüntülere sahip olması bu olasılığı güçlendirmektedir.
Kompulsif çevrimiçi satın alma davranışı ile internet bağımlılığı arasındaki ilişki için
bilinen tek deneysel çalışmayı Manchiraju, Sadachar ve Ridgway (2016) yapmıştır ve
aralarında olumlu bir ilişki olduğu bildirilmiştir. Söz konusu olan ilişkinin var oluşu hem
değişkenler arasındaki ilişkinin varlığını teyit etmekte hemde internet bağımlılığının yaşanan
problemler için aslında bir kaçış yolu olduğunun bilinmesi ile örtüşmektedir (Young, 2004).
Fakat daha ayrıntılı verilere sahip olmak için daha çok deneysel çalışmaya ihtiyaç
duyulmaktadır.
26
tutumunun üzerinde etki edebileceği öngörülebilmektedir (Luo, 2005). Çünkü dürtü kontrol
bozuklukları arasında kompülsif satın alma davranışı önemli bir yere sahiptir (Karakuş ve
ark., 2011).
Hatta bazı araştırmalarda kompulsif satın almanın yerine anlık satın alma kavramı da
kullanılmaktadır (Rook ve Fisher, 1995; Baumeister, 2002; McElroy ve ark., 1994). Flight ve
Scherle’nin (2013) yaptığı bir çalışmada, KSAD ile dürtüsellik arasında olumlu bir ilişki
bulmuşlardır.
Literatürde kompulsif satın alma ile dürtüsellik arasındaki ilişki aynı olmasına rağmen,
online alışveriş ile dürtüsellik arasındaki olası ilişkinin daha güçlü olacağı öngörülmektedir.
Ancak bu alanda herhangi bir araştırma bulunamamıştır. Tüm bu argümanlar akılda
tutulduğunda, dürtüselliğin KÇSAD’da bir rol oynayıp oynamadığını değerlendirmek
önemlidir.
Literatüre göre KÇSAD ile alakalı olduğu düşünülen bir diğer değişken materyalizm
olarak bilinmektedir. Dittmar ve arkadaşları (1996) tarafından yapılmış olan bir araştırmada,
kompulsif satın alma davranışına sahip kişilerin önemli bir oranda materyalist eğilimlerinin
var olduğu bulunmuştur. Yakın zamanda Dittmar’ın (2005) tekrarladığı bu araştırmada
materyalizmin KÇSAD’nın en sağlam yordayıcısı olduğunu ve bu davranışın önemli derecede
aracılık ettiğini bulmuştur.
27
Ülkemizde yapılan araştırma sonuçları da bu bulgularla benzerlik göstermektedir (Eroğlu,
2016).
Yalnızlık, bireylere o kadar çok acı ve korku getirebilir ki, insanlar bu durumdan
kaçınmak için kaçmayı tercih eder. Bu nedenle bireyler bilmeden sürekli saçma sapan şeyler
satın almak gibi başa çıkma stratejileri geliştirebilirler, Özsungur, 2017). Bu nedenle insanlar
yalnızlık kavramının internet kullanımı ve kompulsif çevrimiçi satın alma davranışı ile
yakından ilişkili olduğunu düşünmektedirler.
Aslında Miltenberger (2003) yalnızlık ile kompulsif satın alma davranışı arasında
pozitif bir ilişki olduğunu kanıtlamıştır. Başka bir deyişle, yalnız insanların kompulsif satın
alma davranışına girme olasılığı daha yüksektir. Ancak bu bulguların aksine Shapiro (1993)
yaptığı bir çalışmada yalnız insanların satın alma davranışına daha az katıldığını çünkü
motivasyon eksikliğinin alışveriş davranışlarını engellediğini belirtmiştir.
Moody (2001) tarafından onaylanmış bir internet itibarı ile %70 güvenilir olarak kabul
edilmektedir. İnternetin dış görünüşündeki kişi, sosyal çevrede küçük ve yalnız olması
açısından görülmektedir (Nie, Hillygus ve Erbring, 2002). Bu nedenle hem internetten satın
almadan satın almakla ilgili olduğu için önceden düşünülmemiştir (Manchiraju, Sadachar
vedgway, 2016). İnternet genelinde yaygın olarak kullanılan bu operatör genel kullanım
içindir ve iğne işi için kullanıldığı için bir yol olduğu varsayılmaktadır (Clark ve Calleja
2008).
28
2.6.5. Yaşam Doyumu ve Kompulsif Çevrimiçi Satın Alma
Online satın alma davranışı kapsamında dikkate alınması gereken değişkenlerden biri
de yaşam doyumudur. Hatta kompulsif satın alma ile yaşam doyumu arasındaki araştırma
sonuçları bu ilişkinin olasılığını güçlendirmektedir. Silvera, Lavack ve Kropp (2008)
tarafından 277 kişi üzerinde yapılan bir çalışmada yaşam doyumunun bağımlılık yapan satın
alma sürecinin etkili bir yordayıcısı olduğu gözlemlenmiştir. Xiao ve Kim (2009) de bu
ilişkiyi değerlendirmiş ve değişkenler arasında pozitif bir korelasyon olduğunu doğrulamıştır.
Sohn ve Choi (2012) araştırmalarında, KSAD için bir uyarıcı olarak stresin kaygı ve
depresyonu tetikleyebileceğine ve bu durumun KSAD dönüştürebileceğine inanmaktadır.
29
Sneath, Lacey ve Kennett-Hensel’in (2009) yapmış olduğu araştırmada, kompulsif satın alma
ve dürtüsel davranışların sıklıkla depresyon ve stres altındaki bireylerde ortaya çıktığı
gözlemlenmiştir. Benzer şekilde, başka araştırmalar da bu değişkenlerin KSAD’nı tetiklediği
bulgusuna varmıştır (Mueller ve diğerleri, 2010; Kyrios, Frost ve Steketee, 2004).
Diğer bir yandan kaygı da satın alma davranışını tetiklemektedir (Roberts ve Jones,
2001). Zorlayıcı satın alıcı bireyler, strese kaygı düzeylerini artırarak tepki verdiğinden
(Valence, d'Astous ve Fortier, 1988), KSAD’nı, kaygı ve stresi azaltmanın bir aşaması olarak
görüldüğü bilinmektedir (Edwards, 1993).
Kompulsif satın alma davranışı kişilerin dürtülerine engel olamadan çeşitli faktörlere
bağlı olarak alışveriş yapma eğilimidir. Literatür incelendiğinde kompulsif satın alma
türlerinin belirli bir kategorizasyona tabi tutulmadığı görülse de davranışın daha iyi idrak
edilebilmesi açısından bu bölümde öne çıkan kompulsif satın alma türleri açıklanacaktır.
30
Diğer türlere göre ekonomik olarak daha fazla soruna yol açan mükemmeliyetçi
alışverişkoliklikte kişiler, satın alacakların ürünlerin en iyisi en mükemmeli olmasını
istemektedirler.Bu ürünlere ayırabilecekleri bütçeleri olmasa bile kişiler, ürünleri bir şekilde
almaya odaklanmakta ve birikimlerinin tamamını bu ürünlere ayırmaktadırlar (Gültekin,
2019).
31
gerekli gereksiz her çeşidini alma eğilimi göstermektedirler. Bu bağlamda materyalist
değerlerin onaylanması, kompülsif satın alma eğiliminin önemli bir yordayıcısı olarak ortaya
çıkmıştır. Yüksek materyalist değerlere sahip kişiler, ürünlerin her çeşidini satın almanın
başarının, mutlu olmanın ve kendini gerçekleştirmenin hayatları için büyük önem taşıyan bir
hedef olduğuna inanmaktadır (Phau ve Woo, 2008). İstifçi alışverişkoliklikte kişiler
tam da açıklandığı gibi ürünlerin her çeşidine sahip olma arzusundadırlar. Satın aldıkları
ürünlere duygusal anlamlar yükleyerek her çeşit ürünün yakınında olmasını arzularlar ve
sahip oldukları ürünleri biriktirme eylemi gösterirler. Kyrios vd. (2004) yaptıkları çalışmada
istifçi alışverişkoliklerin davranışlarını incelemiş, mükemmelliyetçilik, depresyon ve duygu
değişimlerinin bu davranış üzerinde pozitif etkisi olduğunu açıklamıştır (Kyrios, Frost, ve
Steketee, 2004).
Kompulsiyonlar bilinçli davranışı bozar (McElroy ve diğerleri, 1994) çünkü satın alma
dürtüsü karşı konulmazdır ve kusma ihtiyacıyla karşılaştırılabilecek bir güce sahiptir
(Krueger, 1988).
Christenson ve diğerleri (1994), satın alma dürtüsünün evde (%58), işte (%25),
alışveriş merkezlerinde (%16.7) veya araba kullanırken (%4.2) başlayabileceğini, diğerleri ise
mağaza içi pazarlama faaliyetlerinin bozukluğu şiddetlendirdiğini bulmuşlardır (Kwak ve
diğerleri, 2004).
Zorlayıcı dürtülerin ortaya çıkma sıklığının, her saatten her aya ve daha nadiren birkaç
yılda bir önemli ölçüde değiştiği bulunmuştur (Christenson ve diğerleri, 1994).
32
Bazı zorlayıcı alıcılar, boşuna olsa da, satın almaya yönelik zorlayıcı dürtüyü
reddetmeye çalışırlar (Valence ve diğerleri, 1988; Claes ve diğerleri, 2011); sonuç olarak, bir
yenilgi duygusu yaşayabilirler ve diğer insanlarla rasyonel bir görünüm sergileyebilirler
(Valence ve diğerleri, 1988).
Black (2007) KSAD sürecinde dört aşama tanımlar: satın alma dürtüsünün kendini
gösterdiği 'beklenti'; 'hazırlık', alıcının nerede alışveriş yapacağına ve etkinlik için nasıl
giyineceğine karar verdiğinde, 'alışveriş'; bir heyecan duygusu ve nihayetinde önceki
duyguları pişmanlığa dönüştüren 'harcama' (Valence ve diğerleri, 1988; Kwak ve diğerleri,
2004). Kompulsif alıcılar, genellikle diğer önemli faaliyetlere göre öncelikli olan (Clark ve
Calleja, 2008) uzun alışveriş seanslarına düşkündürler (McElroy ve diğerleri, 1994).
Kompulsif alıcılar aynı zamanda büyük miktarlarda (Clark ve Calleja, 2008) ağırlıklı
olarak giyim ürünleri satın alırken, kendi başlarına mallardan ziyade sembolik anlamlarına
odaklanırlar (Xu, 2008; Lejoyeux ve Weinstein, 2010). Bazı durumlarda, satın almanın
algılanan değeri, kendi imajlarında bir gelişme (Roberts ve diğerleri, 2014) veya satışta olan
ürünleri satın alarak satıcılara karşı 'kazanma' ile ilgilidir (Krueger, 1988). Genellikle pahalı
ürünlerle ilgilenirler (Clark & Calleja, 2008) ve Kukar-Kinney ve diğerleri, (2011) hem marka
hem de prestij bilincine sahip olduklarını bulurken, daha yakın tarihli bir çalışma, zorlayıcı
alıcıların belirli markalarla ilgilenmediğini, ürünün kendisinden ziyade satın alma ihtiyacı
tarafından yönlendirildiğini göstermiştir (Horvarth ve vanBirgelen, 2015).
33
Uzun alışveriş seanslarının sonunda kompulsif alıcılar bir suçluluk ve pişmanlık
duygusu yaşarlar (Valence ve diğerleri, 1988; Kwak ve diğerleri, 2004) ve genellikle satın
aldıklarını kullanmazlar (Ridgway ve diğerleri, 2008).
3. TEDAVİ
Bilişsel yöntem ve davranışsal yöntem hem kişisel hem de grup terapisi şeklinde
kullanılmaktadır (Mitchell ve ark., 2006). Burda tedavinin esas amacı, var olan davranışı
tamamen ortadan kaldırmak yerine, bazı farklı yaklaşımlar ile bu davranışın kalıbını
normalleştirmektir. Bu yaklaşımlar ise; paraya ulaşmayı zorlaştırma, alışveriş yapma dürtüsü
geldiğinde dikkati çekecek başka bir faaliyet bulma, alışveriş yapmayı hatırlatacak veya
başlamasını sağlayacak durumlardan ve ortamlardan uzak tutma olarak bilinmektedir.
4. SONUÇ VE ÖNERİLER
34
Kronik ve irrasyonel bir satın alma davranışını bildiren kompulsif satın alma ile ilgili
araştırmalar, 1980'lerden sonra pazarlama alanında hızla artmış, fakat pazarlama literatüründe
yeteri kadar yer kazanamamıştır. Çoğunlukla tıp, psikiyatri ve psikoloji alanlarında sıklıkla
karşılaşılan bir konu olarak görülmektedir.
Diğer bir yandan, kronik bir rahatsızlık biçimi olarak görülen bu tüketim davranışı tüm
bu negatif duygulara rağmen devamlılık göstermektedir. Devam etme nedeninin, ilgili
araştırma bulgularının ortaya koyduğu üzere tüketicilerin zorluklarla mücadele etme isteği,
daha fazlasına sahip olma isteği ve mükemmeliyetçilik duygularından kaynaklanmış olduğu
düşünülmektedir. Yaşanmış olan pişmanlıkların ve maddi zorlukları olan bu durumun
ortadan kaldırılmasının ödeme ve geri iade kolaylıkları ile muhtemel olacağına
inanılmaktadır.
KAYNAKÇA
35
Aboujaoude, E., Gamel, N., & Koran, L. M. (2003). A 1-year naturalistic follow-up of
patients with compulsive shopping disorder. Journal of Clinical Psychiatry, 64(8),
946-950.
Alemis, M. & Yap, K. (2013). The role of negative urgency impulsivity and financial
management practices in compulsive buying. Australian Journal of Psychology, 65(4),
224- 231.
Aliçavuşoğlu, Ç., & Boyraz, E. (2019). Takıntılı tüketim: tek ürüne yönelik kompulsif satın
alma davranışı. MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi, 8(2), 1800-1814.
Alpaslan, Y. & Kerse, Y. (2018). Kişiliğin Kompulsif Satin Alma Davranişi Üzerindeki
Etkisi: Ampirik Bir Çalişma. Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Dergisi, 32(1), 143-156.
Amichai-Hamburger, Y., & Ben-Artzi, E. (2003). Loneliness and Internet use. Computers in
human behavior, 19(1), 71-80.
An, C. B., Haveman, R., & Wolfe, B. (1993). Teen out-of-wedlock births and welfare receipt:
The role of childhood events and economic circumstances. The Review of Economics
and Statistics, 195-208.
Arıca, S., Arıca, V., Arı, M., Özer, C. (2011). Adolesanda Yeme Bozuklukları. Mustafa
Kemal Üniversitesi Tıp Dergisi, 2(5), 15.
36
Babaoğlu, A., L., Karamustafalıoğlu, K., O. & Alpay, N. (2012). Obsessive-compulsive
disorder, overview. Düşünen Adam: The Journal of Psychiatry and Neurological
Sciences, 3(17), 76-80
Beşiroğlu, L. & Ağargün, M., C. (2006). Obsesif kompulsif bozuklukta sağlık yardımı arama
davranışı ile ilişkili etmenler: Hastalık ile ilişkili ve genel etmenlerin rolü. Türk
Psikiyatri Dergisi, 17(3), 217-222.
Black, D. W., Gabel, J., Hansen, J., & Schlosser, S. (2000). A double-blind comparison of
fluvoxamine versus placebo in the treatment of compulsive buying disorder. Annals of
clinical psychiatry, 12(4), 205-211.
Black, D. W., Monahan, P., & Gabel, J. (1997). Fluvoxamine in the treatment of compulsive
buying. Journal of Clinical Psychiatry, 58(4), 159-163.
Black, D. W., Shaw, M., McCormick, B., Bayless, J. D., & Allen, J. (2012).
Neuropsychological performance, impulsivity, ADHD symptoms, and novelty seeking
in compulsive buying disorder. Psychiatry research, 200(2-3), 581-587.
Bridges, E., & Florsheim, R. (2008). Hedonic and utilitarian shopping goals: The online
experience. Journal of Business research, 61(4), 309-314.
37
Butcher, J. N., Mineka, S., & Hooley, J. M. (2017). Abnormal psychology. Pearson Education
India.
Castellanos-Ryan, N., O’Leary-Barrett, M., Sully, L.ve Conrod, P. (2013). Sensitivity and
specificity of a brief personality screening instrument in predicting future substance
use, emotional and behavioral problems: 18-month predictive validity of the
substance use risk profile scale. Alcoholism: Clinical and Experimental Research,
37, 281-290.
Cheng-Xi Aw, E., Cheah, J-H., Ng, S.I., Sambasivan, M. (2018). Breaking compulsive
buyingfinancial trouble chain of young Malaysian consumers, Young Consumers,
19(3), 328-344.
Christenson, G. A., Faber, A. J., de Zwaan, M., Raymond, N. C., Specker, S. M., Ekern, M.
D., MacKenzie, T. B., Crosby, R. D., Crow, S. J., Eckert, E. D., Mussell, M. P., &
Mitchell, J. E. (1994). Compulsive buying: Descriptive characteristics and psychiatric
comorbidity. Journal of Clinical Psychiatry, 55(1), 5-11
Claes, L., Bijttebier, P., Mitchell, J. E., de Zwaan, M., & Mueller, A. (2011). The relationship
between compulsive buying, eating disorder symptoms, and temperament in a sample
of female students. Comprehensive Psychiatry, 52(1), 50-55.
Darrat, A. A. (2016). Compulsive Buying Behavior: Relationship with Impulse Buying and a
Proposed Model of Antecedents. In Let’s Get Engaged! Crossing the Threshold of
Marketing’s Engagement Era (pp. 479-479). Springer, Cham.
d'Astous, A. (1990). An inquiry into the compulsive side of “normal” consumers. Journal
of Consumer Policy, 13(1), 15-31.
38
Dittmar, H. (2004). Understanding and Diagnosing Compulsive Buying. In R. Coombs (Ed.),
Handbook of Addictive Disorders: A Practical Guide to Diagnosis and Treatment.
New York: Wiley
Dittmar, H., Beattie, J. ve Friese, S. (1996). Objects, decision considerations and selfimage in
men's vewomen's impulse purchases. Acta Psychologica, 93(1), 187-206.
Dittmar, H., Long, K., & Bond, R. (2007). When a better self is only a button click away:
Associations between materialistic values, emotional and identity–related buying
motives, and compulsive buying tendency online. Journal of social and clinical
psychology, 26(3), 334-361.
Edwards, E.A. (1993). Development of a new scale for measuring compulsive buying
behavior. Financial Counseling and Planning, 4, 67-85.
Ergin, E.A. (2010). Compulsive buying behavior tendencies: The case of Turkish
consumers. African Journal of Business Management, 4 (3), 333-338.
Eroğlu, F. (2016). Kompulsif satın alma: kişisel faktörler, postmodern tüketim şekilleri ve
reklama karşı tutumun rolüne yönelik bir araştırma. Balıkesir Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, 19(35), 253-282
Faber, R. J. (2000). The urge to buy: A uses and gratifications perspective on compulsive
buying. The Why of Consumption: Contemporary perspectives on consumer motives,
goals, and desires, Routledge: London.
39
Faber, R. J., & O’Guinn, T. (2008). Compulsive buying. Handbook of consumer psychology,
1039-1056.
Faber, R. J., & O'Guinn, T. C. (1989). Classifying compulsive consumers: Advances in the
development of a diagnostic tool. ACR North American Advances.
Faber, R. J., & O'guinn, T. C. (1992). A clinical screener for compulsive buying. Journal of
consumer Research, 19(3), 459-469.
Faber, R. J., O'Guinn, T. C., & Krych, R. (1987). Compulsive consumption. ACR North
American Advances.
Flight, R. L., & Scherle, J. (2013). Shopping Context and the Impulsive and Compulsive
Buyer. Atlantic Marketing Journal, 2(2), 4.
Gökhan, Ö, & Kutbay, A. (2018). Kişisel Finansal Faktörler, Kompulsif Satın Alma Ve
Finansal İyi Olma Hali Arasındaki İlişkiler. Kafkas Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi Dergisi, 9(17), 73-99.
Gölcük, D., & Ayaz, M. Okul Çağı Çocuklarında Cinsiyet Açısından Obsesif Kompulsif
Bozukluk Belirtileri Arasındaki Farkların İncelenmesi. HAYEF Journal of
Education, 15(2), 60-78.
Grant, J. E. (2003). Three cases of compulsive buying treated with naltrexone. International
Journal of Psychiatry in Clinical Practice, 7(3), 223-225.
Gültekin, C. (2019). Kredi Kartı Kullanımının Hedonik. Plansız ve Kompulsif Satın Alma
Davranışı Üzerine Etkisi Bağlamında Bir Araştırma (Yayımlanmamış Yüksek Lisans
Tezi), Selçuk Üniversitesi, Konya.
Hanley, A., & Wilhelm, M. S. (1992). Compulsive buying: An exploration into self-esteem
and money attitudes. Journal of economic Psychology, 13(1), 5-18.
40
Hollander, E., & Allen, A. (2006). Is compulsive buying a real disorder, and is it really
compulsive?.
Hollander, E., & Benzaquen, S. D. (1996). Is there a distinct OCD spectrum?. CNS
spectrums, 1(1), 17-26.
Horvath, C., & van Birgelen, M. (2015). The role of brands in the behaviour and purchase
decisions of compulsive versus noncompulsive buyers. European Journal of
Marketing, 49(1/2), 2-21.
İşliyen, M. (2019). Dijital Çağın Yeni Hastalığı: Dijital İstifçilik. Akdeniz Üniversitesi
İletişim Fakültesi Dergisi, (31), 404-420.
Kaba, İ. (2019). “Stres, Ruh Sağlığı ve Stres Yönetimi: Güncel Bir Gözden
Geçirme”. Akademik Bakış Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler Dergisi, (73), 63-81.
Karaca, E. & Doksat, M., K. (1998). Klinik açıdan obsesif-kompulsif bozukluk. Yeni
Symposium, 36(3-4), 59-68.
Karadaĝ, F., Oguzhanoglu, N. K., Özdel, O., Ateşci, F. Ç., & Amuk, T. (2006). OCD
symptoms in a sample of Turkish patients: a phenomenological picture. Depression
and Anxiety, 23(3), 145-152.
Karakuş, G., Tamam, L., Öztürk, Z., Eroğlu, M. Z., Bahalı, K., Nebioğlu, M., Turhan, N.
ve Çakmak, S. (2011). Bir grup üniversiteye hazırlık öğrencisinde dürtü kontrol
bozukluğu. Archives of Neuropsychiatry,48(4), 238-242.
41
Kearney, M., & Stevens, L. (2012). Compulsive buying: Literature review and suggestions for
future research. The Marketing Review, 12(3), 233-251.
Khare, A. (2013). Credit Card Use and Compulsive Buying Behaviour. Journal of Global
Marketing, 26(1), 28-40.
Kim, K., McKeage, R. veDebevec, K. (1993). Self-gifts and the manifestation of material
values. Advances in Consumer Research, 20, 359-361.
Kim, K., Ryu, E., Chon, M-Y., Yeun, E-J., Choi, S-Y., Seo, J-S. ve Nam, B-W. (2006).
Internet addiction in korean adolescents veits relation to depression vesuicidal
ideation: A questionnaire survey. International Journal of Nursing Studies, 43, 185–
192.
Kim, Y. K., Kim, E. Y. ve Kang, J. (2003). Teens' mall shopping motivations: Functions of
loneliness vemedia usage. Family and Consumer Sciences Research Journal, 32(2),
140-167.
Koç, E. (2017). Temel tüketici davranışı ve pazarlama stratejileri. Ankara: Seçkin Yayıncılık.
Koran, L. M., Bullock, K. D., Hartston, H. J., & D'Andrea, V. (2002). Citalopram treatment of
compulsive shopping: an open-label study. The Journal of clinical psychiatry, 63(8),
0-0.
Koran, L. M., Faber, R. J., Aboujaoude, E., Large, M. D., & Serpe, R. T. (2006). Estimated
prevalence of compulsive buying behavior in the United States. American Journal of
Psychiatry, 163(10), 1806-1812.
Kraepelin, E. (1915). Clinical psychiatry: a text-book for students and physicians. Macmillan.
42
Kring, A. M., Johnson, S. L., Davidson, G., & Neale, J. (2015). Anormal psikoloji. (Çev. İ.
Dağ). Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayını
Kwak, H., Zinkhan, G. M., & Lester Roushanzamir, E. P. (2004). Compulsive comorbidity
and its psychological antecedents: a cross-cultural comparison between the US and
South Korea. Journal of Consumer Marketing, 21(6), 418-434
Lee, S., & Mysyk, A. (2004). The medicalization of compulsive buying. Social science &
medicine, 58(9), 1709-1718.
Lee, Y. H., Ko, C. H., & Chou, C. (2015). Re-visiting Internet addiction among Taiwanese
students: A cross-sectional comparison of students’ expectations, online gaming, and
online social interaction. Journal of abnormal child psychology, 43(3), 589-599.
Lo, H. Y., & Harvey, N. (2011). Shopping without pain: Compulsive buying and the effects
of credit card availability in Europe and the Far East. Journal of Economic
Psychology, 32(1), 79-92.
Luo, X. (2005). How does shopping with others influence impulsive purchasing?. Journal
of Consumer Psychology, 15(4), 288-294.
43
Manchiraju, S., Sadachar, A., & Ridgway, J. L. (2017). The compulsive online shopping scale
(COSS): development and validation using panel data. International Journal of
Mental Health and Addiction, 15(1), 209-223.
Maraz, A., Eisinger, A., Hende, B., Urbán, R., Paksi, B., Kun, B., ... & Demetrovics, Z.
(2015). Measuring compulsive buying behaviour: Psychometric validity of three
different scales and prevalence in the general population and in shopping
centres. Psychiatry research, 225(3), 326-334.
Maraz, A., Griffiths, M. D., & Demetrovics, Z. (2016). The prevalence of compulsive buying:
a meta‐analysis. Addiction, 111(3), 408-419.
McElroy, S. L., Hudson, J. I., Pope Jr, H. G., Keck Jr, P. E., & Aizley, H. G. (1992). The
DSM-III-R impulse control disorders not elsewhere classified: clinical characteristics
and relationship to other psychiatric disorders. The American journal of
psychiatry, 149(3), 318-327.
McElroy, S. L., Keck, P. E., Pope, H. G., Smith, J. M., & Strakowski, S. M. (1994).
Compulsive buying: a report of 20 cases. The Journal of clinical psychiatry.
McElroy, S. L., Pope, H. G., Hudson, J. I., Keck, P. E., & White, K. L. (1991). Kleptomania:
a report of 20 cases. The American journal of psychiatry.
McElroy, S. L., Satlin, A., Pope, H. G., Keck, P. E., & Hudson, J. I. (1991). Treatment of
compulsive shopping with antidepressants: a report of three cases. Annals of Clinical
Psychiatry, 3(3), 199-204.
44
Meerkerk, G. J., van den Eijnden, R. J. J. M., Franken, I. H. A. ve Garretsen, H. F. L.
(2010). Is compulsive internet use related to sensitivity to reward and punishment
and impulsivity? Computers in Human Behavior, 26(4), 729–735.
Miltenberger, R. G., Redlin, J., Crosby, R., Stickney, M., Mitchell, J., Wonderlich, S.,
Faber, R. ve Smyth, J. (2003). Direct veretrospective assessment of factors
contributing to compulsive buying. Journal of Behavior Therapy and Experimental
Psychiatry, 34(1), 729–735.
Mitchell, J. E., Burgard, M., Faber, R., Crosby, R. D., & de Zwaan, M. (2006). Cognitive
behavioral therapy for compulsive buying disorder. Behaviour research and
therapy, 44(12), 1859-1865.
Modesto Veludo-de-Olivera, T, Augusto Falciano, M., Villas Boas Perito, R. (2014). Effects
of credit card usage on young Brazilians’ compulsive buying, Young Consumers,
15(2), 111- 124
Mueller, A., Mitchell, J. E., Crosby, R. D., Gefeller, O., Faber, R. J., Martin, A., Bleich
S, Glaesmer H, Exner, C. ve de Zwaan, M. (2010). Estimated prevalence of
compulsive buying in Germany veits association with sociodemographic
characteristics and depressive symptoms. Psychiatry Research, 180(2), 137-142.
Mukhopadhyay, A., & Johar, G. V. (2009). Indulgence as self-reward for prior shopping
restraint: A justification-based mechanism. Journal of Consumer Psychology, 19(3),
334-345.
45
Nakken, C. (1988). The addictive personality: Understanding compulsion in our
lives. San Francisco: Harper & Row. Nathan, E. P. (1988). “The addictive personality
is the behavior of the addict”. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 56, 183-
188.
Nga, J.K.H., Yong, L.H.L., Sellapan, R. (2011). The influence of image consciousness,
materialism and compulsive spending on credit card usage intentions among youth.
Young Consumers, 12(3), 243-253.
Nie, N. H., Hillygus, D. S. ve Erbring, L. (2002). Internet use, interpersonal relations, and
sociability: A time diary study. The Internet in Everyday Life. John Wiley and
Sons.
Ninan, P. T., McElroy, S. L., Kane, C. P., Knight, B. T., Casuto, L. S., Rose, S. E., ... &
Nemeroff, C. B. (2000). Placebo-controlled study of fluvoxamine in the treatment of
patients with compulsive buying. Journal of clinical psychopharmacology, 20(3), 362-
366.
Norum, P. S. (2008). The role of time preference and credit card usage in compulsive buying
behaviour. International Journal of Consumer Studies, 32, 269-275.
Okasha, A., Saad, A., Khalil, A. H., El Dawla, A. S., & Yehia, N. (1994). Phenomenology of
obsessive-compulsive disorder: A transcultural study. Comprehensive
psychiatry, 35(3), 191-197.
Özsungur, F. (2017). Bilişsel yönü ile tüketici satın alma karar süreci ve global sınıflar
teorisi. Uluslararası Ekonomi, İşletme ve Politika Dergisi, 1(2), 117-146.
Öztürk O., Uluşahin, A. (2015). Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, 11. Baskı, Ankara.
Park, H.J., Davies Burns, L.D. (2005). Fashion orientation, credit card use, and compulsive
buying. Journal of Consumer Marketing, 22(3), 135-141.
46
Phau, I. & Woo, C. (2008). Understanding compulsive buying tendencies among young
Australians: The role of money attitude and credit card tendencies. Marketing
Intelligence and Planning, 26(5), 441-458.
Roberts, J. A., Manolis, C. ve Tanner Jr, J. F. (2003). Family structure, materialism, and
compulsive buying: A reinquiry and extension. Journal of the Academy of
Marketing Science, 31(3),
Roberts, J.A. ve Jones, E. (2001). Money Attitudes, Credit Card Use and Compulsive
Buying Among American College Students. The Journal of Consumer Affairs, 35
(21), 213-240.
Rose, P. (2007). Mediators of the association between narcissism and compulsive buying: the
roles of materialism and impulse control. Psychology of addictive behaviors, 21(4),
576.
47
Saydan, R. (2008). Tüketicilerin Online Alişverişe Yönelik Risk Ve Fayda Algilamalari:
Geleneksel ve Online Tüketicilerin Karşılaştırılması. Elektronik Sosyal Bilimler
Dergisi, 7(23), 386-402.
Schlosser, S., Black, D. W., Repertinger, S., & Freet, D. (1994). Compulsive buying:
Demography, phenomenology, and comorbidity in 46 subjects. General hospital
psychiatry, 16(3), 205-212.
Shaver, P., & Rubenstein, C. (1980). Childhood attachment experience and adult
loneliness. Review of Personality and Social Psychology, 1, 42-73.
Sheth, J. N., Mittal, B., & Newman, B. I. (1999). Customer Behaviour: Customer Behaviour
and Beyond.
Shoaf, F. R., Scattone, J., Morrin, M., & Maheswaran, D. (1995). Gender differences in
adolescent compulsive consumption. ACR North American Advances.
Silvera, D. H., Lavack, A. M. ve Kropp, F. (2008). Impulse buying: The role of affect,
social influence, and subjective well-being. Journal of Consumer Marketing, 25(1),
23–33.
Sirgy, M. J. (1998). Materialism and quality of life. Social Indicators Research, 43(3),
227–260.
Sneath, J. Z., Lacey, R., & Kennett-Hensel, P. A. (2009). Coping with a natural disaster:
Losses, emotions, and impulsive and compulsive buying. Marketing letters, 20(1), 45-
60.
48
Swann, A. C., Gerard Moeller, F., Steinberg, J. L., Schneider, L., Barratt, E. S. ve
Dougherty, D. M. (2007). Manic symptoms and impulsivity during bipolar
depressive episodes. Bipolar Disorders, 9(3), 206-212.
Şenol-Durak, E. ve Durak, M. (2011). The mediator roles of life satisfaction and selfesteem
between the affective components of psychological well-being vethe
cognitive symptoms of problematic Internet use. Social Indicators Research,
103(1), 23–32.
Tamam, L., Diller, R. S. ve Özpoyraz, N. (1998). Kompulsif satın alma: Bir gözden
geçirme. Türk Psikiyatri Dergisi, 9(3), 224-230.
Tek, C. & Uluğ, B. (2001). Religiosity and religious obsessions in obsessive compulsive
disorder. Psychiatry Research, 99-108
Trotzke, P., Starcke, K., Müller, A. ve Brand, M. (2015). Pathological buying online as a
specific form of internet addiction: a model-based experimental investigation. PloS
one, 10(10), e0140296.
Tükel R., Demet, M. (2017). Obsesif Kompulsif Bozukluk ve İlişkili Bozukluklar. Türkiye
Psikiyatri Derneği Yayınları
Veale, D. & Willson, R. (2017). Obsesif Kompulsif Bozukluk. (Çev. N. Yener). İstanbul,
Kuraldışı Yayıncılık
Wallace, P. (2014). Internet addiction disorder and youth: There are growing concerns about
compulsive online activity and that this could impede students' performance and social
lives. EMBO reports, 15(1), 12-16.
49
Wallerstein, I. (2000). Globalization or the age of transition? A long-term view of the
trajectory of the world-system. International Sociology, 15(2), 249-265.
Wang, C. C., & Yang, H. W. (2008). Passion for online shopping: The influence of
personality and compulsive buying. Social Behavior and Personality: an international
journal, 36(5), 693-706.
Williams, M. T., Slimowicz, J., Tellawi, G., & Wetterneck, C. (2014). Sexual orientation
symptoms in obsessive compulsive disorder: Assessment and treatment with cognitive
behavioral therapy. Directions in Psychiatry.
50
Yeniçeri, T., & Akturan, U. (2006). Testing The Relationships Among Fashion Orientation,
Credit Card Usage And Compulsive Buying Through Structural Equation Modeling.
In Bildiri). Second International Conference on Business, Management and
Economics, Advances in Business and Management: Theory and Applications. Çeşme.
Yıldırım, E., A., Kaşar, M., Albayrak, E., A., Gökalp, R., P. & Özer, S. (2009). Clinical and
Sociodemographic Features of Patients with Obsessive Compulsive Disorder.
European Neuropsychopharmacology, 19, 585-586.
Zhao, H., Tian, W., & Xin, T. (2017). The development and validation of the online shopping
addiction scale. Frontiers in psychology, 8, 735.
51