You are on page 1of 51

TÜRK TARİH .

KURUMU YAYINLARINDAN
V I I. S ER İ -Sa. 5 ı

ABDÜLKADiR İNAN ·

MAKALELER
.ve
İNCELEMELE-R

TÜRK TARİH KURUMU BASIMEVİ_:_ANKAR~


I 9 6-8
At.TAY ŞAMANLIG:INA AİT MADDELER 1
A. V. ANOHİN

Ülkü Dergisi ıg40-41


cilt XV-XVI. Sayı : Bs, 87, 88, 8g, go, gr, g3, gs,

I. RUHLAR VE iLAHLAR HAKKINDA


Şamanist Altaylıların tasavvurlarına göre ruhlar üç dairede
ya§arlar: yer altında, yer üzerinde ve gökte. Yeraltı ruhlarını ekseriya
Körmös, Gök ruhlarını Kuday, yer ruhlarını Yer-su yahut Altay
tes:rciye ederler. Altaylılar bütün ruhları iki zümrey~ ayırırlar: I)
Tös (harfiyen: esas, mell§e, mebde demektir), yani ilk ruhlar, ezelden
beri mevcut olanlar. 2) Yayan neme (harfiyen: yaraclılli_!.lş nesne,
mahlUk demektir), yahut kısaca neme (nesne) yani sonradan vücut
bulan ruhlar. Bundan sonra gene ruhlar aru (pak, temiz) veya kara
(habis) zümrelerine ayrılırlar. Buna göre ruhlar: ı) arutös, 2) karatös, ~
3) aru neme, 4) kara neme tesrniye olunurlar. Bu son iki zümre -yani
aruneme ve karaneme- lere umumi bir ad olarak Körmös denir. Bu
körmös'ler hakikatte geçmiş zamanlarda Ölmü§ §amanların canlarıclır.
Bunlar da iki zümreye ayrılırlar: ı) Ozogı ttiy adalar ki anne tarafından
büyük babalar (dayı atalar) demektir. 2) Kan adalar ki baba tarafından
olan babalar demektir. Bununla beraber kô"rmös kelimesiyle ebedi
olan kara tös'ler tesrniye olnnur. ·
I . "Tös" denilen ruhlar :
A - Karatös (yahut kara Körmös) : Erlik, bu zümreye dahildir
ve Altaylıların akidelerinin merkezini teşkil eder.
ı) Erlik 2 (Yek karatös, menfur karamebde): Altaylılar en
ağır ve elemli felaketleri (Katu yobol, aç kıyal), mesela: salgın has-
talıkları (kızamrk, kızıl, tifo: yadış ve tavar öletleri gibi felaketleri)

1
A. V. Anohin. Materialı po şamanstvu u Altaytsev (Publications du Musee
d'Antlıropologie et d'Etlınog. de l'Acad. des Sciences de Russie. Volume IV, 2.
rg24)·
2
Erlik Han kuvvetli han demektir. Uygur. Buda metinlerinde Yama, yani
yeraltı hükümdarı,bu Erlik kellinesiyle tercüme olunur. Bugünkü telaffuz Moğol­
ların uygurca kelimeyi telaffuzlarına göredir. Bugünkü Sibirya Türkleri Erlik keli-.
mesini Moğol telaffui:una · uydurmuşlardır.
ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER

Erlik'in faaliyetiyle alakadar bilirler {Onların akidelerine göre Erlik


kurban vermeye mecbur etmek için insanlara hastalık ve ba§ka fela-
ketler gönderir ; eğer insan bununla da Erlik'in istediğini vermezse
öldürür.\
~Erlik insanın camm alır (ölöttön tın algan), yeraltı alemine (al-
tıngı oran) götürür, muhakeme eder ve kendisine elçilik-u§ak (Erlik
piding elçizi) yapar bazen, Erlik, bu U§ağı ile insanlar üzerine salgın
hastalıklar gönderirler. Erlik'in insana ve camna kar§ı bütün müna-
sebeti hakkında Altaylımn akidesi hı,ından ibarettir.))
tAhaylılar her zaman, bilhassa hastalık hüküm sürdüğü zaman-
larda Erlik'ten pek korkarlar. Onun adım bile söylemekten sakımr­
lar, kısaca kara neme demekle iktifa ederler. OD.u küstah, utanmaz
(kaal Erlik), somurtkan, inatcı (pas Erlik) diye tavsif ederler. İnsan
Erlil<:'in bu kadar tahakkümü altında bi.ıluıırrlasına rağmen onu
aldatmağa imkan bulur; ona kaqı bazı yakı§ıksız muameleler de gös-
terebilir. Kurban vermekle insan Etlik'in gönlünü b~lmak, onu
yumuşatmak için çalı§ıt. Bununla beraber kurbam da samimi de-
ğildir. Böyle olduğu halde ondan taleplerde bulunur :}
Bu parılgım slerge tabışsın · Bu kurbaruro siz(ler)e ula§sın
PaJım ezen yatsın ba§ım esen sağ yatsın .
Kaya körüp alkatpagar ters bakıp bizi ağlatma (alka-
Üç yılga amır yatsam, mak-dua ve ilahi terennüm
Paza parılgıgar paza aa yetsin etmek)
Yakşı kamınıfi küçün alattan edeger Üç yıl müreffeh ve rahatyatar-
sam (ya§arsam) nezrederim ki)
Yine kurbanlar ona yeti§sin
(ula§sın)
(Çünkü)iyi karnın bile gücünü
· · alıcı ediniz !
tİnsan Erlik'e kar§ı böyle hürmetsizcesine muamelede bulunmakla
kalmıyor, daha fazlasım da yapıyor. Ona arık, zayıf, hatta bazen hasta
hayvanları kurban eder. İyi tös'ler §erefine kesilen kurban derilerini
mahsus yapılan kazıkiara astıkları halde, Erlik'e verilen kurban deri-
lerini kendileri kullanırlar. Kurban merasimi için kullanılan kazık,
sırık ve sair malzemeyi eğri büğrü ve biçimsiz ağaçlardan intihap
ederler. Erlik'in aç gözlülüğünü azaltmak için bir çare olarak bazen
taylgayı 3 köpeküzümü (togonok), ,akdiken (pele) ve bıtrak gibi

3 Kurban merasimini İcra etmek için mahsus hazırlanan yer (mi,iterc.).


A. İNAN

dikeni~ çalıve atların yanında kurarlar. Altaylıların akidelerine göre,


Erlik dikenli çalılardan korkar. Kurban artıklarınin ve tayılganın
oba (ayl) .dan uzak ve pek de makbul sayılmayan şimal (arka yan)
tarafinda, karanlık bir köşedeki çöplük üzerinde bulunmasına dikkat
ederler.}
Togonoktufi tölüzi pirigip
Togus sööktü mırdı
Köpek üzümünün fidyesi birikerek
Dokuz kemikli (kurbanın kafa ve · parçaları) paçavra
(Erlpc'e kurban) olsun
Şamanlar, okudukları dualarda Erlik'i "kayrakan" tesmiye
ederler. Bazı türkologlar bu. kelimeyimerhametli hakan 4 diye tercüme
ediyariarsa da doğru değildir. Doğrusu .keskin, kesici 5 yani insanlara
ızdırap vermeye ve · işkence etmeye hatta öldürmeye her an için
müheyya olan demektir. Bundan dolayıdır ki insanın canını R-a Altay-
lılar "iplik", dayanıksız, (nesne) tesmiye ederler. (uçuk tındı bıçıp
salgan-iplik gibi canı halk etmiş) dualarda Erlik'e baba (Erlik Ada)
ve insan ruhunun haliki (özör tındı bıçışkan-yaşatmak için can yara- '
tan) diye hitap ederler.
cŞaman dualarmda Erlik'in kıyafeti ve dış görünüşü de tavsif edilir.
Bu tavsife göre Erlik atlet vücutlu bir ihtiyardır. Gözleri ve kaşları
kömür gibi kara, dizlerine kadar uzanan sakalı çataldır. Damuzun
azı dişlerine benzeyen bıyı ğı kıvrılarak kulakl<İrına asılınıştır. Çe nesi
tokmağa, boynuzları ağaç köklerine benzer; saçları kıvırcıktır (yelbir
çaçtuu pos Erlik-yelpaze gibi saçlı, in_atçı, somurt1(an Erlik).)
Erlik yeraltı diyarında ( altıngı orfin yahut alıs yer) kara çamurdan
yapılmış sarayda oturur. Bir rivayete göre Erlik'in sarayı kara demir -
den olup etrafı duvarlada çevrilmiştir. Erlik'in karargahı dokuz ır­
ma~ Doymadı:r;n _ (Toybodım) ırınağına döküldüğü yerde kurulmuş­
tur. Doymadım ~rmağının suyuinsanoğlunun gözyaşlarından ibarettir.
Başka bir rivayete göre Erlik'in karargahı abra ve yutpa denilen
korkunç canavarlarla dolu olan Bay Deniz (Bay Tengis) kıyısındadır.
Doymadım ırmağının üzerinde at kılından bir köprü kurulmuş­
tur. Erlik hakanlığında sayısız bir çok ölülerin canları yaşar ·(Kan-
4 Keş. Kayrakkan (sevgili İıianasına gelen "Kayran" ile ~ 'Kaan" dan?) Ko-

ruyucu Melek. (W. Radloff WB, II).


5 Aşağıda verilen malfunata göre iplik gibi ruhu, can ipini Erlik kesiyor.
ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER

çanıfi paJın algan, kamık paJın yuunatkan nice nicelerin ba§ını .almı§
bütün ba§ları yığmı§ toplamı§) .. Bu canlardan bizi Erlik dünyasından
kaçmaya cesaret edip köprüye ayak hasarsa derhal kıl kopar, kaçak
da Doymadım ırınağına yuvarlamr. Me§'um ırmağın dalgaları
küstah kaçağı tekrar Erlik sahiline atar.
\\Doymadım ırmağımn kıyılarında ye§il baldırlı, beyaz göğüslü,
büyük kayığa benzer çeneli korkunç canavarlar vardır. Bunlara
'Yutpa denir. Yutpa'lar Erlik sarayının bekçileridir:
Erlik'e giden bir yol vardır; fakat bu yol puudak denilen engel-
lerle doludur. Şamanlar ayin yaparken Erlik huzuruna bu yoldan
gidebilirler. Bundan ba§ka, Şamanlar Erlik'in sarayına {örgö)
girmeye ve Erlik'le konu§maya de; muvaffak olurlar. Erlik küreksiz
kara kayıkta gezer; yağız rahvan ata yahut yük hayvaruna (kölkö)
ak alınlı öküz e b iner~
(Erlik kızıl, kanlı yemekle beslenir ve ciğer karuru içer, yeme ve
içme zamarn ak§am vakti gök yüzünün kızardığı zamandır.
Erlik narnma put yapılmaz. Erlik büyük kara ruh (kara yaan
tös) sayılır. Onun hatırı için kapının sol tarafında, bula§ık suyu konu-
lan kabın durduğu yerde ayin yapılır. Şamanistlerin akidelerine
göre §erir ruhlar (yaman körmös) kapının sol tarafına ve bula§ık
suyunun yanına toplamdar ~
2) Erlik'in oğulları (Erliktifi uuldarı-Kara tös) : ·
Erlik'in yedi, diğer bir rivayete göre dokuz oğll! vardır: demir-
ba§lı kara oğullar (teınir pa§tuU kara uuldar) denir: Bunların §ahsi
adları da vardır. Fakat bir Şamanıı:ı: söylediği isim diğer . Şamamn
söylediğine uymaz; her Ş aman kendisinin inandığı rivayete göre tes-
ıniye eder. Bu isimler çok mürekkep o~iır ve her ruhup. hususiyerini
gösterir. Birinci rivayete göre Erlik oğullarının adları :
. .
ı -Ta§ pilektüü Pay-Maattır (Ta§ bilekli Bay Bahadır).
2 - Kara§
3 - Yes pilektüü Kerey Kaan (pirinç bilekli Kerey Hakan).
4 - U çar-Kaan
5 - Yaba§-Kaan
6 - Kömür-Kaan
7 - Şeedey Kaa:n
İkinci rivayete göre :
A. İNAN

:ı: _::_ Erliktifi yılanduu Karaş (Erlik'in yılanlı Kara§)


Katuu sınduu Kaan-Karaş,
Piyik sınduu Piy-Karaş.
(Sert yapılı Hakan Kara§
Büyük vüçutlu Bey Kara§).
2 - Taş pilektüü M aattır (Ta§ bilekli Bahadır )
3- Yetti oduuluu,
Tes pilektüü Kerey Kaan
Şıfigqy Kaan tözi
(Şı:figay Hakan neslinden
Yedi otağlı
Pirinç bilekli Kerey Hakan)
4- Köölöktiifi kak sayu
Kömür K aanıfi kök tömön
( Gömleğinin her diki§inde
"Kök tömön" (bulunan) Kömür Hakan) s
5 - Paspas pazar~ Padış-pökö"
Küler tartkı, yer tartkı,
Küler çapkı, yer çapkı,
Paspak yudar padış-piy.
(Yürür yürümez (harfiyen "basar basmaz") Padı§ pehlivan
Demir ka§ağı toprak ka§ağı
· Demir kapan toprak kapan
Değirmen ta§larını yutan PadL~ Bey).
6 - Aburaluu 7 köl-yayık
Afidanişkan Şıfiay-Kaan
('.'Abura"lı göl-tufan
Altüst eden Şı:fiay-Kaan).
7- PadışKerey
Kıygıyok kır keme,
Kanadı yok kuva sal.
Padış-Kerey.

6 "Kök tömön" sözünü Anohin "Mavi alt, aşağı" diye tercüme ediyor. Fakat
bu tercümeden hiç bir şey anlılşılınıyor. ihtimal ki ."Kök-tüme" (mavi boncuk)
gibi bir sözün yanlış tesbiti olabilir. (A. İ.). ·
7 "Abura" yahut "abra" efsanevi bir canavar. Şaman elbisesi tavsifine bak.
ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER

(Küreği yok dağ gemi


Kanadı yok buz sal.
Padl§-kerey)
8 - Aygır yalduu Piy-'rabaş ( aygır J•eleli bey yabaş)
g - Kattu sınduu Temir- Kaan,
Tulku sınduu tulunduuu,
Tuduş temir yarınduıı
Adam Erlik ayrılgan
Kızarar kanı yok,
KayılaUan tını yok
(Yusyuvarlak saç örgülü,
So m demir. yağrınlı
Ata Erlik'ten ayrılmı§
Kızanr kanı yok.
Kayacak (ölecek) canı yok.
Sert vücutlu Temir Hakan),
Erlik oğulları "Erlik beyin elçileri" (Erlik piydiil elçizi) tes-
ıniye olunurlar. Fakat burada "elçi" müdür manasma gelir, çünkü
bunlar Erlik alemindeki, yerin altındaki (altıngı oron) ve üstündeki
(pu yerde) bütün fena ruhları idare ederler. Bilhassa yer üzerindeki
§erir ruhların (yaman körmöstör, yerdin neme) idaresi bunların elin-
dedir.
Altaylıların tasavvurlarına .göre §erir ruhlar bütün yeryüzüne
dağılmı§tır. Şaman dualarından anla§ılıyor ıd bu ruhlar, §ahsi husu-
siyederine göre, "obur ruhlar (yek yahut aza)", "Ölüm ruhları (al-
daçı)", geçmi§ babalar ruhu (ada öökö)" diye muhtelif zümrelere
ayrılırlar. "Geçmiş babalar ruhu" §öyle tavsif edilir :
Közü yok - sakkorlar Gözü .yok:. · körle~
Peli yok perlikter Beli yok-sakatlar
'ranmajı yok sınıktar, Kalyası yok-kırıklar ·
Pel söögi perlikter Bel kemiği sakatlar
Kabırgazı kayşkaktar Kaburgası eğriler
üye söögi o;•şkakfar Boğum kemikleri biikülenZer
t Altaylıların söylediklerine göre §etir ruhlar inzibata pek de ria-
. yet etmezler. Aralarında kavga, ihtila.f ve ·sava§lar olur. Bunlar,
fevkalade aç gözlülük ve oburlukla temayüz ederler.. Bunlar,
dip diri insanı lokma gibi yutarlar. Biri· hastalanırsa Altaylılar "§etir
A. İNAN

ruh yemektedir" (körmös yep- yat), biri ölürse "şerir ruh yeiniş (kör-
möz yegen) " derler. Vücutta hasıl olan her türlü yaralar (paluu)
şerir ruhun ısırmasİyle (körmöstün tiştegeni) izah edilir. Şerir ruhlar
yalmz insana zarar etmekle kalmıyorlar, çok aç gözlü olduklarından
Erlik~~n payını yiyerek onu da zarara sokarlar\) ,
Olülerin canları da şerir ruhlar zümresinden sayılır. Bunlar
kabilelere (söök) ayıdırlar ye alaylar teşkil ederek dünyadaki torun-
larımn ohaları etrafında dolaşırlar. Bazan, aç gözlülük sevkiyle
yabancı oymakların ohalarına da akın ederler. Bu canlar -ruhlar
çok hilekar ve sokulgan nesnelerdir: kapıdan - girmezlerse delik
bulup eve girerler ve yemek için insanlara saldırırlar.
Şerir ruhlar arasında inzibat ve nizarnı temin etmek için Erlik
kendi bahadır oğullarım yer yüzüne gönderir. Bunlar, yavuz niuha-
fızlar (katuu kuyak) sıfatiyle ev ·kapılarını şerir ruhların yersiz hücum-
larına karşı korurlar (ejigine katuu yaman kelze kuyaktap yat).
Bundan dolayıdır ki Erlik oğullarım "kapımn zırhı" (ejiktifikuyagı)
tesmiye ederler. .a
Erlik'in b ahadır oğulları bekçilik ederek kapımn iki söğesi (eki-
yaagı) yanında bulunur ve eşik (pozogo) istikametinde öteye beriye
gezinirler. Bazan de avluya (kürentik) kadar gelirler. Şerir bir ruh~n
yaklaştığını duyar duymaz derhal onun üzerine saldırır ve kuvvetli
elleriyle yakalayıp daima kaynamakta oıaı:ı dört kulplu tunç kazana
(tört kulaktuu kül~r kazan) atarlar. Habisru~ bu yeraltı cehenıie­
minin ağzında (yer taamımfi uuzı) küstahlığımn cezasım görür.
Her kabile (söök) Erlik oğullarından birinin veya ikisinin kap~­
larında bekçilik ettiklerine inanır ve -.bunlara karşı saygı gösterirler.
Erlik oğullarından Karaş, Kerey-Kaan, Temir-Kaan, Padış-Piy ve
Pay-Maattır adları bilhassa kapı bekçileri sıfatıyle amlırlar.
İnsan Erlik oğullarıni kendisine hayırhalı bilir; onlara karşı
saygı gösterir. Bununla beraber onların gazabından ve kalırından
korkar.
\.Bazı Şamanlar'ın anlattıklarına göre Erlik oğulhırı babaları
için yapılan kurban ayinlerinde Şamanlara rehberlik ederler, yeraltı
dünyasına giderken yol gösterirler ve Erlik'le Şaman'ın müzakerelerin:
de vasıtacılık yaparlar. ·
Şamanlar'ın tasavvurlarına göre, Erlik'in oğulları Kara tös'lerdir.
Her kabile Erlik oğullarından birini kendine tös tutarak hürmet eder;
ALTAY ŞAMAl"'\l"LIGINA AİT MADDELER 411

ba§ka kabilderin tös'üne kaqı lakayıttır. Bu tös'ler §erefine yapılan


kurban ayin ve merasimleri esas itibariyle Erlik'e yapılan ayinlerden
farksızdır, ancak bazı motifleriyle ayrılır. Bunlara verilen kurbanlık
hayvanların da Erlik'e verilen hayvanların haiz oldukları lıususiyet­
lere malik olmaları §arttır.,
'I}Erlik Oğullarımn yeraltı dünyasındaki rolleri pek de vazılı
değildir. Bunlar yeraltı dünyasındaki gölleri, ırmakları, deniz ve deniz
canavariarım idare ederler. Her birinin otağ (oduu)ları vardır.Y
Erlik oğullarının vazifelerini Altaylılar Rus ·Hükümeti memur-
larının vazifelerine benzetirler ve onları "stanovoy pristav " 8 gibi
telakki ederler (oşkoşlo stanaboy pristap).
Ta§ pilektüü Pay Maatur'ın dokuz kızı vardır :
Maattırdıii togus kızı Bahadırın dokuz kızı
Yeltek kara çaçtuular, DalgaZanan kara saçlılar,
Yeltek kara püdüülüü Yaradılıştan kara kırıtkanlar
Togus tüfiry karalar. Dokuzu da müsaui karalm·.
Bahadırın kızları kapıcı sayılır, Şaman dualarında bunlar kara
yılana benzetilir (Kara yılan kıstar).
Erlik oğullarından yalnız Kaf§ıt namına put (çaluu) yapılır.
Bu put dokuz §erit ve kara bez (kara pös) den ibarettir; ev içerisine,
kapımn sol tarafına konulan bir sırık üzerine asılır.
3) Erlik'in kızları (Erliktiii kıstarı) . .
Bir rivayete göre, Erlik'in iki kızı vardır. Birinin adı Sekiz gözlü
Ki§tey ana (Segis köstüü Ki§tey ene) diğerinin -Erke Solton (nazlı
sultari)dır.
Bir ba§ka rivayete göre, Erlik'in dokuz kızı (Erlik piydiii togus
kızı) vardır. Bu kızlar yeraltı dünyasında, Şaman dualarında "öyın
yeri (oyun yer)" ya~ut "kaygan 'sarı, oyuk, harmanlı kuru, duz,
çıplak (yılgayaktuu sarı ayık edirgendüü kuu taktak)" tesmiye edilen
malıald e ya§arlar.
Erlik'in kızlarının. muayyen bir vazifeleri yoktur; vakitlerini eğ­
lence ve oyuarnakla geçirirler. Ayin esnasında Şamanın yolu 9 bazan
bulunduğu yere uğrar; O zaman bu kızlar §amam yatak odalarına
çağırır ve bütün kurbanların ve tös'lerin kendi hakları olduğuna Şa-

8 "Stanovoy pristav" eski Rl!S .polis teşkilatma göre "mıritaka polis amiri"

idi. (A. İ.}.


9 Şaman ayiiı esnasında yer altına ve göklere seyahat eder (A. İ.).
412 A. İNAN

manı kandırmaya çalışırlar. · Eğer Şaman bunların cilveleri;ıe alda-


nıp sözlerine kanarsa Erlik veya diğer bir tös tarafından öldürülür.

Şaman dualannda tavsif edildiğine bakılırsa Erlik'in kızları pek


de cazibeli değildirler.

Tomugu yok tolgoştor, Topuğu yok elastıkf vücutlular,


Şalbarı yok şaltandar, Şalvarsız ;ıplaklar
Yelim kara keptüler, Yapışkan kara yüz/üler,
Yeltek kara ;a;tuular, Dalgalı kara sa;lılar,
Peş orolgon tulufiduu, Beş ö~gülü, tulıiinlu
Uyadı yok, kajafi, Hayası yok maskaralar
Yer yarık poloktuu, :(er yarığı gibi vulva' lılar
• Yer mejelik em;ektiiü, Tepe gibi tiimsek memeliler,
Ködöndörü tan;paiidajıp Kı;larını oynatıp
Em;ekteri pel;efiddip Memelerini sallayıp,
Erlik togus tüfiey kara kıs Erlik'in ·dokuz miisavi kızları

B:- Arıruhlar ( Aruu tös)


ı. Semavi ruhlar.
Şaman metinlerinden öğreııildiğine göre a) Ülgeıi1 1J) onun oğul­
ları c) kızları ve d) -vazifeli ruhlar: Yayık, Suyla, Karlık, Utkuçı se-
mavi ruhlar zümresine girerler.
a)\I.Ülgen-Hayır ilahıdır; ay, güneş ve yıldızl,~rdan yukanda yaşar
(örö turgaı:ı Kudayım}. Ülgen'e giden yolda yedi; başka bir rivayete
göre, dokuz engel ( puudak) vardır. Bu yol ancak erkek Şamanlar
için açıktır. Bununla beraber, ayin esnasında, erkek Şamanda ancak
beşinci engeli ( puudak) teşkil eden altun kazık'a (kutup yıldızına)
ka.dar gelebilir, bundan geri dönmeye ·ri:ıecburdur.~ Ülş,:en'in altın
kapılı sarayı ( örgöö) ve altın tahtı (altın şrree) vardir. ffigen, insan-
şeklinde tasavvur -edilir (Adam ülgen piy kiji- atam Ülgen bey kişi).
Dualarda ona "Beyaz parlak (Ak Aya s), "parlak Hakan (Ayas Ka an)",
"gürültucü ( küfiürtçi)", "şimşekçi ( yalgınçı )", "yakıcı ( küygekçi ),"
diye hitap edilir.

Ülgen- güneş, ay ve bütün gök kubbesiııin halikıdır:


Ayluu kilndiiii yaan yer, . Aylı, güneşli büyük yeri, .
Ay kiinüm yayagan, Ay ve güneşi yaratmış,
Adam Ülgen pı;ıgan, Atam ülgen biçıııiş. _
/ ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER

E be ku§ağını yaratmı§ (Eki solofiı sayılgan-( onun) iki ebe ku§ ağı
dikilmi§); insanların ve hayvanların ba§ını, kirpik ve göbeğini yoktan
var etrni§; insanlar için yaylalar, çimenler_sıcak yuvalar halketrni§.
Tulku sınduu paştın kudun Yuvarlak biçinıli ba§ın canını
)'a)'agan, (kut) yaratmı§
Kindiktiiüdü )'ayap salgan, Göbekliyi halk edivermi§
Kirbiktüüdü pıçıp salgan, Kirpikiiyi biçivermi§
A)lgır malın )'ayap pergen, Aygırlı at sürüsü_ yaratmı§
Ar tebegezin pıyıp salgan Her (yerde) otlaklar yaratıp ve-
recektir.
Tebelii.üde mal )'ayap peretten Sürü yerlerinde mal yaratıp vere-
cektir.
Tergelüüde )'Urt )'ayap peretten, Payıtahtlı yurt yaratıp verecektir.
Ülgen Atq (ot) in halikıdır.
Üç odındı kü)'dürii.p pergen, Sıcak ate§ini yakıp · veren
Üç oçogıfidı kadap pergen, ·. Ve sacayağını (ocağını) dikip veren!
Adam Ülgen 1 Atam Ülgen!
Ülgen ilahi kudret sahibidir: yıldızları idare eder, gök gürültüsü-
nü ve yıldırımı yaratır, yağmur ve daluyu gönderir;· dolu onun sal-
yası (silekey) dır.
A)'dı kündü )'alıştırgan, Ay ve güne§i fiareket ettiren
Ak puluttı a.fırgan, Ak bulutu a§ıran,
Kara agaştı odtkan Kara ağacı parça parça eden
Kalbakka, sapkakka kemdep Ka§ık ve kepçe ile (her §eyi)
kalgdn .. · · hesap eden.
y rilgınyı, künürtçi 1.. Yıldırımcı, §~ekçi,
Yizirt edip iygende Tepindiği zaman
Yer )'enis silkinet. Yer yosun teprenir;
Yibirt edip iygende Çatır çatır ettiği zaman
Yat kijidin Yabancı kimselerin
Yal )'Üregi )'alırayt Yufka yürekleri (korkudan) yanar
Ülgen'in ezeli ve ebedi olduğuna, ona tapmanın ba§langıcına
dair Şaman dualarında §öyle denir:
Yetti adamnın ködürgeni, Yedi babamın hürmet ettiği
Yer püdürde .)'a)'agan. Yer yaradıldığı zaman yaradılmı§.
Pa.fırganım Pay-Ülgen! Ba§ vurduğum Bay Ülgen!
A. İNAN

Ülgen'e üç, altı, dokuz veya on iki yılda bir defa ayin yapılır ve
kurban' olarak parlak donlu ve üç yaşında bir kısrak kesilir.
Kurban merasimi ilkbahar yahut yaz mevsimlerinde, bazan da
sonbaharda yapılır. Kurban merasiminde Şamani ayinler bütün te-
ferruatiyle İcra olunur. Ayine büyük bir kalabalık lialk kitlesi iştirak
eder. Kurban kesen adam, ailesi, yakınları ve misafirleri Ülgen'e
lutuf ve ilisanları için teşekkür ederler, gelecekte de merhametli
olmasını dilerler. Davarların ( maldıii suzu ), çocukların ( kijiiıifi suzu ),
avda muvaffakiyet (mıltıktıii suzu), süt, arpa, atların bereketi, yay-
laların asayişi ve bütün halkın refah ve rabatı için dua ederler.
Kurban ayininin umumi adı iistiigü, yani "semadaki" (gökte
yaşayan ruh için) dir. Kurbana da parılgı namı verilir.
· P) Ülgen'in oğulları (Ülgenifi U:U:ldarı):
Ülgen'in yedi oğlu vardır: · ı) Karşıt, 2) Puura-Kaan, 3) Yajıl- ·
Kaan, 4) Burça- Kaan, 5) Kara-kuş ( =kartal), 6) Paktı-Kaan, 7) Er
Kaanım. · ,
Ülgen oğulları gökte yaşarlar. Bunlar d~, babaları gibi lyi nih-
lar, kudaylar zümresine dahildirler. Onlar Ülgen'den ayrılmış (ayi:ıl­
gan) oldukTan halde ıo babalarına müsavi değildirler.
Her kabile (söök), Ülgen oğullarından birini kendisijçin koruyucu
ruh sayar . .Buna göre, Ülgen oğulları Altaylılar için, Ülgen'in •kendisi
gibi terniz ve iyi ruh (Aruu tös) lardandır. Bu rulılariçinp.pkı Ülgen'e
yapılan ayin ve kurban inerasiini yapılır ve ayİn dualar okunur.
Ülgen oğulla;rından Altaylılar arasında bilhassa Karşıt maruftur .
. :Ülgen oğulları narnma put (tös) yapılmaz. . .
c) Ülgen'in kızları (Ülgenifi kıst~rı) Ülgen'indokuz kızı vardır.
Bunlara "afifkızlar" (ak kıstar-kıyan&ır)" denir; has isimleri yoktur.
Ayin esnasında bazı Şaman (kam)lara bu kızlar telkinatta bulu-
nurlar. ·
Ay kulagıma, kiJi polup Ay (gibi) kulağıma, ki§i (gibi)
olup söylerdiniz !.
Aydıp peretten edeger!
Bu kızlar narnma kukla biçiminde putlar yapılıp Şaman cüb-
besinin (manyak) beli üzerine sıralanır.
d) Ya yık (vasıtacı ruh):

.
10
Bu ayrılıŞ . fiziki manada olSa gerektir, yani :Ülgen'in vücudundan parça
halinde ayrılmişlardır. Yayık hakkındaki Vlgen'ın ölüşü, ay ve güneşin paryası cüm-
lesi bunu gösterir.
ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER

Bütün vasıtacı ruhlar arasında Yayık birinci mevkii i§gal eder.


O, Ülgen vücudundan bir parça olup semavi ruhtur:
Ayas kaanın üleji Parlak Hakamu (Ülgen'in) ülü§ü,
Aydın künün ülüü. Ay ve güne§in parçası.
Yayık, yerde insanlar arasında ya§ar. Ülgen, onu insanları fena~
lıklardan korumak, hayat vermek için göndermݧtİr. Bundan dolayı­
dır ki ·dualarda Kuday adiyle amlır. Yayık'ın ba§lıca vazifeleri Ül-
gen'le insanlar arasında vasıtacılık yapmaktır.
Ulgen piydin yarlıkçızı Ülgen beyin emirleri (muhbiri)
Kızıl pulut kuyuluu, Kenan kızıl buluttan
Kızınıluu tiskindüü Dizgini ebernku§ağından
Kuba yalgın kamçıluu Kamçısı §İm§ekten (olan)
Tenerede til alışkan Ak- Yayık! Gök~en haber alan Ak Y ayık! ·
Yayık, Altaylılarca çok sayılan bir ruhtur. Ilkbaharda, davar-
Iarın ve kısrakların ilk sağılan sütü ile bulguru karı§tırap lapa (potka)
yapıp Yayık'a saçı (libation) saçarlar. Bu merasime "Yayık kaldırma
(Yayık çıgarar)" denir. Bu .merasimde gelecek yıliçin lfıtuf ve ihsan
temenni ederler.
Üstügü ayiniyaparken Şaman Yayık'ıçağırırveönun refakatin
de kurbaruru Ülgen' e gÖtürür~ Yayık'ın yardımı verehberliği olmak-
sızın,Şaman göklere Ülgen huzuruna· çıkamaz. Yayık naınına beyaz
kuma§tan tasvir (put) yapılır; bu puta beyaz §eritten ba§, kulak, el,
ayak ve kuyruk konulur. Ayaklarınakızıl §erit dikilir. Bu putlar (kuk-
lalar) yirmi veya otuz kadar olur. Hepsi · beyaz kıldan örülen bir
ip e sıralanarak evin a:rka tarifindaki iki h u§ (kazın) . ağacı arasına
gerilir.
r
Uç ii.Jıelüü Ak - ayık, Üç boğuı:nlu Ak Yayık,
Altın kırluu Ak - Y ayık ! Altıı:ı kenarlı Ak Yayık!
d) Suyla:
(Suyla, insamn yerdeki muhafızıdır. Gözleri at gözlerine benzer
(at karaktuu kaan- Suyla) ; otuz günlük mesafeden görür. Bazı Şa­
manlar Suyla'yı at gözlü kartal (at karaktuu ·mô'rküdüm) §eklinde ta-
savvur ederler._, .
~Suyla semavi ruhlar zümresine dahildir; "Ay ve güne§in kırpın-
tısı (ay künüfi. kırkım)" tesrniye olunur. ·
Onun rolü insanın hayatım murakabe etm<::k ve insanın hayatın­
daki deği§iklikleri haber vermektir. Bundan dolayı da ona ''İki dilli
kekeme han (eki tildüü Kaan-kele)" denir.}
A. İNAL'-ı

.A)rin esnasında Suyla Şaman'ın göklere ve yeraltı dünyasına seya-


hatinde yoldaşlık eder ve Yaylık'la birlikte Şamanın kurbaruni' o
veya bu yere götürür.
Suyla'ya rakı serperler (arakı çaçar); başka türlü kurban ver-
mezler.
e) Karlık :
( Karlık, Suyla'nın mesai arkadaşıdır; bir Şamanın ifadesi~e göre
Suyla ile Karlık arasındaki münasebet ve yakınlık karı koca aras{ndaki
münasebete benzer. Kurban ayini yaparken Şamana yoldaşlık eder.
Ayin esnasında Karlık namına, duman çıkmak- için çadır veya ev
üstünde bırakılan delikten (tündük) su serperleq
f) Utkuçı :
·( Utkuçı (harfiyen : "güler yüzle karşılayan") gökte yaşar. Ül-
gen'in yegane ve en yakın elçisidir (Ülgen piydiii elçizi). Ustiingii
denilen kurban ayinini yaparken Şaman ve ona rehberlik eden Suyla,
Karlık ve Yayık göklere Ülgen huzuruna giderler. Ülgeh bunları
karşılamak için U tkuçı'yı gönderir. Y okuları U tkuçı göklerin beşinci
dairesinde, Altın Kazık'da (Kutup Yıldızında) karşılar ve Ülgen'in ~
iradesini bildirir. Şaman'ın getirdiği kurbam alıp altın kapıdan
içeriye dalar ve Ülgen'in tahtına sunar.
Altın Kazık'da Şamana bir kaz (kas) verilir; 'yolcular bl1 kaza
binerek yeryüzüne dönerler.')
g) Yer veyahut Dağ ruhları : .\
Ali:aylılara göre dağ ruhları tamarniyle müstakil bir. zümredir;
Ülgen ve Erlik'le münasebetleri yoktur: Bu ruhlar insana iyilik yapar,
refah ve saadet bah§~derler; saygısızlığa karşı da ceza verir ve
hastalık gönderirler.
Hayvanların çoğalması, sağlık, umumi emniyet ve şerir ruhların
(aza, yek) uzaklaşması hep bu ruhlar tarafından verilen niİnetlerdir.
Kiin ehirbes Küler-tuum, Güneş dolaşmaz tunç dağım,
Ay ehirbes Altın-tuum, Ay dolaşmaz altın dağım,
Aydap yadar malga piyan pergen, Sürü sürü mallara ·(hayvanlara)
bereket ver:mݧ
Kindigibiske kir salbazı kandii? Göbeklerirnize kir (pas) bırak­
masan ne olur?
Kirbigibiske ya~ salbazı kandii? Kirpiklerimizi yaşartmasan •ne
olur?
ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER

Altaylıların, dağ ruhlarına dair tasavvurlarında vuzuh yoktur.


Şekil itibariyle insana mı, yoksa bir canavara mı benzediğini kestire-
me~ler. Bu ruhlar insanın kalbine ancak kendi mevcudiyetlerini tel-
kiry ederler (ebeltip yat).
! t Dağ ruhlarırun yaşadıkları yer kişi oğlunun yaşadığı yer dairesi-
dir. Başka ruhlar gibi gökte veya yer altı dünyasında yaşamazlar.
Bundan dolayıdır ki Altaylılar dağ ruhlarını üç züınreye ayırırlar :
Yer- Su (yani yer ve su ruhları), Yezim tayka (yani cümudiyeler ruhu)
ve Altay (yani dağ ruhları).)
\Bu ruhların umumi adı "ee" yani sahip ve Yezim-piy'dir.
Bu ruhlar kat'i bir şekilde şahıslandırılır ve muayyen bir yere,
o veya bu dağa, ırmağa, göle ve kayaya sahip olduklarına inarulır.
Şu suretle bu ruhlar mahalli ruhlar sayılırlar.ı

\~Bundan dolayıdır ki dağ·, ırmak ve göl adları Altaylıların naza-


rında yalruz coğrafi isimler değil, fakat o yerin sahibi olan ruhun adıdır.
Mesela Abu-Kaan, Süt-köl, Ülemen, Ak-Kaya vesaire yalruz dağ, göl,
ırmak, kayaların adı değil, canlı varlıklar ve Altaylıların taptığı ilah-
lardır. Buıılar insaııların dualarına cevap verebilirler; lfrtuf ve ihsan
sahibi olduklan gibi, kahretmek de ellerinden gelir. İnsana benziyen
bu varlıkların çoluk çocukları da vardır)i
Abu-Kaan dağının iki kızı vardır. l3u kızların her ikisi de Yelhis
adım taşırlar.

Bu ilahi varlıklara Altaylı şöyle dua eder :


Sümer - Ulan taykam Sümer Ulan dağım
Süt- kölüm, Sümer-taykam! Süt gölüm, Sümer dağı!fil
Altın yargı perzin Altın hükmünü versin,
Agar paJım amzr etkey! Beyaz başımı esen eyliye!
Dağlar, ırmaklar göller de şu cevabı verirler :
Undubay, taşlabay! Unutma, bıtakma (beni)
Agar yuurtufi amır yatsın! Ak yurdun esen yatsın!

Her dağın, göl, ırmak ve kayarun bir altın kapısı, altın tahtı
ve at bağlamak için altın kazığı vardır. .
Altm eJigifineii çıgıp Altın kapından çıkarak
4Y bozogoiidı altap yadım Ay eşiğinden atlıyorum
A. lnan lviakaldtri, 27
A. İNAN

Altın örgööfiö tabışsın tep, (Kurbanım) Altın


sarayina eriş-
sin diye,
Altın fakkıfia puulalzın tep Altın kazığma bağlansm diye.
Her dağ ruhu ancak kendisine ait olan mmtakaya hakimdir;
diğer ınıntakada bulunan ruhlada münasebeti yoktur.
\Altaylı her kabile (söök) o veya bu dağı, ırmağı, kaya ve gölü
kenCii soyunun hamisi telakki eder; onu arı ruhlardan (aruu tös) saya-
rak tapar. Kabile tös'lerinin sayısı epeyce çoktur. Bu arı (temiz) ruh
sayılan coğrafi mevkilerin bir çoğu Altay sınırları dışmda bulunurlar.
Mesela Sümer Ulan, Moğolistan'da; Alaş ve Sütgöl Kemçik ırmağı
sahilinde; Kanım, Yenisey kryılarındadır.
Dağ ruhlarına tapma adeti Çok eski devirlerde başlamış ve bugüne
kadflr devam etmektedir. Bununla beraber Altaylılar bu adetİn yedi
nesilden beri devam ettiğini, tös'lerin ise yerle beraber yaratıldığını
söylerler.)
Yetti iibökii pajırıp kiılgan Yedi babamız (sana) ibadet et-
. miş
Aruu tö;:.ibis Abuu-Kaan Arıruh Abu Kaan!
Yer püderde yayalıp kalgan tö- Yer bittiği zaman yaradılmış ru-
zibis humuz
\Altaylılar dağ ruhlarına kanlı kurbanlar verirler (kısrak öldürür-
ler), saçı
(libation) olarak bulgur karıştırılmış süt serperler.
Dağ 7uhlarına verilen kurban ayini, Üstügü ayininden bir gün
sonra icra edilir. Bu ayinde Şaman ayinlerinde yapılması icap eden
bütün şartlar yerine getirilir. Üstügii aYininden ayrı olarak .dağ ruh-
larına kanlı kurban verilmez.
Bu kurban ayinind~ mahsus ilahiler terennüm edilir. Bu ilahiler-
den anlaşıldığına göre, Şaman kurbanı alıp, Yayık, Suyla: ve Karlık
adlı ruhların refakatinde yedi engeli yahut kapıyı (puudak yahut
süzgek) geçer. Bundan dolayıdır ki dağ ruhlarına terennüm edilen
ilahiler ·"Yetti ejiktüü yerim-suum (yedi kapılı yer ve suyum)"
tesmiye edilir.)

II. YERiN VE İNSANLARIN YARADILIŞI


HAKKINDA EFSANELER
Üzerinde yaşadığımız yeri Altaylılar "Çın Yer (hakiki yer)"
tesmiye ederler. Bu y:erin altında ebedi karanlığın hüküm sürditğü
- ALTAY ŞANIAl\TLIGINA AİT MADDELER

diğer bir yer vardır, ki buı·asma altıngı oroon (alttaki mahal) yahut
alıs yer (uzak yer) denir.
Hakiki yer bugün ikinci devresini yaşamaktadır. Bu ikinci devre
Altaylılara göre, tufan (Yayık) dan sonra başlamı§tır. Tufan (Yayık)
hakkında Altaylılar §U rivaye_ti naklederler :

Tufan olacağını ilk olarak deınir boynuzlu, gök (tüylü) bir teke
(temir müüstü kök-tekke) haber verıni§ti.
Gök teke yedi gün yer yüzünü dolaştı ve bağırdı . ...

Yedi gün zelz;ele oldu.


Yedi gün dağlar ateş püskürdü.
Yedi gün yağmur yağdı
Yedi gün fırtına oldu ve dolu yağrfı.
Yedi gün kar yağdı
Bundan sonra müthi§ soğuk oldu. Yedi aziz karde§ vardı. Bunlar
tufan olacağını bildiler. Bu karde§lerin büyüğüne. Erlik, diğer birine
de Ülgen denirdi. Ülgen ilahi kudret sahibi olup nomçı (kitap
ehli) adını almı§tı.
Yedi karde§ geıni (kerep) yaptılar 1 • Her cins hayvandan bu
geıniye birer çift aldılar.
Tufan çekildikten sonra Ülgen geıniden bir horoz (takaa) salı­
verdi. Horoz soğuktan öldü. Sonra bir kaz salıverdi. Kaz geıniye dön-
medi. Üçüncü defa olarak Ülgen bir kuzgun (kuskun) salıverdi. Kuz-
gun da geıniye dönmedi, çünkü bir la§e bulup yemeğe ba§lamı§b ...
Yedi aziz karde§ geıniden çıktılar. Ülgen, ''nam" yani _hikmet
kitabından aldığı kuvvetle insan yaratmağa giri§ti. Altın fincan içine
gök çiçek (kök çeçek) koydu. Karde§i ~rlik bu çiçeğin bir parçasını
çalıp gene biT insan yarattı.
Ülgen karde§ine danldı ve: omı tel'in ederek: "Senin yarattığın
kavim kara kayı§ ku§aklı kara kavim olsun (Kara kay§ kurluu; kara
albattı polzm seniii yayagan albattıii) !" dedi, sonra: "Benim yarat-
tığımAk kavim §arka, senin yarattığın kavim garbe gider" diye ilave
etti.
1 Altaylılar bu geminin Yal Möfikü denilen yüksek dağda bugüne kadai·
durduğunu söylerler. Diğer bir rivayete göre Koşağaç yakınındaki I yık dağiiıda
durmaktadır.
A. İNAN

Kara kavim deriden davul icat ederek yer yüzünde ilk defa
§ama:ni ayin yaptı.
Diğer bir rivayete göre, Ülgen insan vücudunu yarattıktan
sonra Kuday'a yüksek uluhiyetin huzuruna can isternek için kuzgunu
gönderdi. Kuzgun semaya uçtu.
Kuday, Ülgen'in istediğini verdi. Kuzgun insan canını gagaları
arasında sıkı§tırarak geri döndü.
Yol uzundu, kuzgun acıktı. Yer yüzünde u çarken deve la§esini
gördü. ݧtah onu la§eye doğru sürüklüyordu. Fakat kuzgun dayandı,
la§enin yarundan uzakla§tı, geçti... uçuyordu; aÇ olduğUnu unutınak
üzere iken gözü at la§esine dü§tü. ݧtalıı kabardı. Fakat gene kendini
tuttu. La§enin yarundan geçti. , K~gun aç ve bitkindi.
- . Kuzgun son kuvvetini toplayıp uçarken bir lq daha gördü.
Bu bir inek la§esi idi. Mavi gözleri kuzgunu kendine çekiyordu. Kuz-
gun bu sefer dayanarnadı: "Ah, ne güzel gözler!" diye bağırdı. Gaga-
sındaki can çam arınanına dü§erek dağıldı. Bundan dolayİdır ki çam,
kara çam, ardıç gibi ağaçlar kı§ın ve yazn ye§illiklerini muhafaza
ederler. Kuzgun havada uçarken gece yarısında Erlik yer altında!!
çıktı. .
Yer yüzünde bir saray (örgöö) gördü ve yava§ yava§ ona yakla§tı.
Bu sarayda Ülgen'in yarattığı insan vücutları yatıyordu. Erlik'in
suikastlarından korkan Ülgen buraya bir köpeği bekçi tayin etmi§ti.
O zaman da köpek, insan gibi tüysüzdü. Erli4 köpeğe: "Beni saraya
bırakırsan sana nekry (eski kürk) veririm; soğuktan donmazsın. Hem
sana öyle bir yemek veririm: ki bu yemeği yersen bütün bir ay açlık
duymazsın" dedi.
Köpek bu sözlere kamp Erlik'i saraya bıraktı. Sarayda bulunan
bütün cesetlere Erlik kendi camm üfledi ve "bunların hepsi benim
olacaktır" dedi.
Cesetler canlandı. Bunların arasında çocuklar, delikanlılar,
kızlar, kadınlar, ihtiyarlar ve kocakarılar vardı.

Yer yüzünde insanlar böylece zuhur etti.


Erlik'in bir tüfeği vardı; bu tüfek dumansız barutla doldurulurd,u.
Erlik her gece yeryüzüne çıkar, insanları öldürüp canlanın toplardı.
Güzel kadınları a§çı (kazançı), delikanlıları da rikabdar (ködöçi)
yapardı. Ülgen kendi sarayındaki adamlarınin azlığımn farkına vardı; ~
gizlice Erlik'in dumansız (sessiz) barutu yerine diğer bir barut koydu.
ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER 421

Erlik geceleyin gene tüfeği ile vurdu. Bu sefer tüfek öyle patladı ki
Erlik korkusundan tüfeği bırakıp yer altına, cehenneme daldı.
Bundan sonra Erlik yeryüzüne çıkmaz oldu. O §imdi canlar
avlamak için elçilerini göndermekle iktifa ediyor.
Bir zamanlar Erlikbeyaz ata binerdi. Tanrı bu atı bir kahramamu
camna kar§ılık olarak satın aldı. Fakat Tanrı habis ruhu aldattı:
Kahramamu cam yerine karaöküz verdi ve Erlik'i bu öküze ters bin-
dirip eline kamçı yerine balta (ay malta) tutu§turdu.
Bu rivayete dayanarak Altaylılar Erlik'e, at yerine, kara öküz
veya inek kurban ederler.

III. CANLAR, ÖLÜLERİN RUHLAR!


VE ŞAMANLAR HAKKINDA

Altaylıların
nazarında, insan ceset ve candan mürekkeptir.
Ceset dediğimiz, onlara göre, et, kemik ve kandan (kijiİıifi
edi, söögi, kam) ibarettir.
t Varlığın büyüme ve nefes alma gibi hayat tezahürü Tın sözüyle
ifade edilir. Tın yalmz insan ve hayvanlarda değil, ıie§vünema kabili-
yeri olan bütün cisimlerde (nebatlarda) de vardır.
Bizim anladığırmza nazaran bütün manasiyle cana Altaycada
süne denir. Süne nebatlarda yoktur; ancak insan ve hayvanlarda
bulunur.)
t İnsamn süne'si hayatında da vücudundan ayrılıp dağlarda,
bozkırlarda dola§abilir. Vücuttan ayrılıp gezinen süne'yi, Şaman­
lar, müka§efe kudretine malik bazı adamlar ve nadiren de köpekler
görebilirler. Süne'yi görme kabiliyeti olan adamlara köspökfi 1 denir.
Köspökçiler süne'yi oldukça uzakta~, hakiki insan sureünde gö-
rürler. Köpek süne'nin yakla§tı.ğını uzaktan acı acı uluma ile haber
verir. Adi adamlardan biri süne'yi görürse pek yakında öleceğine
ݧarettir~
Camndiğer bir nevi vardır ki buna Yula denir. Yula insanın veya
hayvamn e§İdir. Yula da süne gibi, ceset~ ayrılıp müstakil ya§aya-
bilir. Rüyada gördüklerimiz ݧte bu Yula'dır. Şaman ayinlerinde
Yula'mn rolü mühimdir; Şaman kurbanla beraber yer altına
1 Köspökçi (kös-göz) kökünden yapıli:nış bir kelime olup hasiret (clairvo-
yance), mükaşefe sahibi manalarını ifade eder. Ai.
422 A. İNAN

(altıngi. oroon) indiğini yahut semaya (teiiere) çıktığını söylerken


kendisinin ve kurbanının yula'sının seyahatinden bahseder.
Öteki dünyada ancak süne'nin rolü vardır. İnsanın ölümüne
iki şey sebep olur: biri Erlik'in aç gözlülüğü, diğeri de Erlik'le Ül-
gen'in müştereken verdikleri hüküm. Bu ölüm hükmü Ülgen'le Erlik
memleketlerinin sınırında bulunan Kara Kütük (Kara töiiöş) deni-
len yerde verilir. Erlik'in aç gözlülüğü yüzünden gelen ölüm tabii
değildir, Erlik'e kurban vermekle bu vakitsiz ölümden kurtulmak
kabildir. Büyük iki hükümdarın Kara töngöş'de verdikleri hüküm
(Yargı) ile gelen ölümden kurtulmak imkansızdır.(Ölüm anındaSüne
vücuttan ayrılınca şaffaf buhar olur ve buna Sünezinifi üzüdü yahut
sadece üzüt denir. Vücudu bıraktıktan sonra Süne başka bir dünyaya
(paşka yer) gider. Orada Süne'yi Erlik'in elçisi-ölüm ruhu (aldaçı)
kaqılar. Aldaçı hakkında tam'bir fikir verebilmek için bazı Altay'lılar
bunu Rusça sotnik (yani: yüzbaşı) tesmiye ederler. Bu aldaçılar her
V yeni ölen adamın çoktan ölmüş yakınlarindan birinin ruhudur. Süne
ile aldaçı bir müddet çadır veya ev etrafında akrabalarının muhitinde
dola§ırlar. Çocuk süne'si yedi, büyüklerllı Süne'si kırk gün böylec!!
dola§ır. Bu müddet zarfında ölü çıkan evde muhtelif tabular olur. Bu '
eve Şaman (kam) girmez; mübarek vücudunun aldaçı tarafından
kirletilmesinden korkar. Adi adamlar da bir haftaya kadar ölü çıkan
evden dı§arıya e§ya vermezler, dı§arıdan. da almazlar. Bu müddet
zarfında ölü çıkan evden bir §ey isternek ayıp . sayılır. Kırk gün sonra
müteveffanın akrabaları ruhlar bayramı (ü~üt payramı) yaparlar.
Bu bayram için hayvan kesilir ve eti umumi sofrada yenilir. İhtiyarlar
yüksek sesle irticalen kısa kısa duo:ı.lar okurlar. ) Mesela :
Artkan yurtuna, pala parkazma
Yakşı polzın, ölgön sünezine aruu po[zm!
(Kalan halkına, yurduna, aziz evliidına iyilik olsun!
iilenin canı temiz, arı olsun 1) gibi.
Ü zü t Payramı' nda yapılan ayinlere Ş aman faal olarak i§ tir ak etmez.
Evden aldaçıyı, ardıçla tütsü yaparak, kovmak için ise.ayrıca Şaman
çağırılır. Tütsü yaparken Şaman §U afsunu okur :
"Aydın dünyaya gelme, §imdi tekrar çıkma! seni Alçayık çek-
sin! Kaba sakallı atamız Erlik seni tutsun! böyle bir fena nesneyi
Tanrı yerimize göndermesiiı, uzakla§tırsın! bu .fena aldaçıyı Eilik
tutsun, salıvermesin!" Aldaçıyı kovmak için yapılan bir ayini biz.
Mayma ırmağının yukarı taraflarında sakin Kupaii adlı bir Altaylı-
ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER

nın evinde gördük. Bu ayin ev sahibinin kendi tarafından da yapıla­


bilir. Şaman tarafindan yapılması mecburi olan ayin değildir.
Şimdi biz tekrar, canın ahiret dünyasındaki hallerinden bah-
sedelim. Can, Altaylıların akidelerine göre, ebedidir, ölmez, Altaylı
kendi kendine "möngkü bolgon tınım kandii (ebedi olan canıma ne
olacak)? diye sorar.
Her ölünün canı ahiret dünyasında "körmös" 2 olur. Erlik ve
ona tabi bütün kötü ruhların da "körmös" diye tavsif edildiğini
yukarıda görmü§tük. Ölenlerin ruhu da bunlar zümresine dahil olur.
Körmös'ün ahiretteki mukadderatı dünyada yaptığı arnelierin
iyi veya kötü olmasına göre olur. İyilikler yapan adaının ruhu bu
yer üzerinde kalır (pu yerde tuyat) ve bu dünyaınızın nimetlerinden
istifade eder. Şu suretle bu yer yüzü iyi insanların ruhu için cennet
olur. Ölülerin canları için bundan da iyi bir vaziyet tasavvur edilemez.
Bu dünyada fenalık yapan insanlarının ruhu, fenalıklarının cezası
olarak, Erlik'aleınine, yeraltındaki cehenneme gider (Otko parıp yat).
Bu ruhlar, vücuttan ayrılır ayrılmaz Erlik'in U§ağı (elçisi) olur. Bütün
insanlara fenalık etmeye ve akrabalarından birini Erlik alemine çek-
meye çall§ır.
Ölen adamın varisieri ve akrabaları körmös'den çok korkarlar.
Ruhun muayyen bir müddet yeryüzünde dola§tığına inandıklarından
dolayı bu müddet zarfında korku içinde ya§arlar. Eğer bu müddet
zarfında tesadüfen ba§larına bir felaket gelirse ba§ka bir yere göç-
ıneye mecbur olur, ve bununla körmös'lerin zararlı ve bıktırıcı hare-
ketlerinden kurtulmak isterler. Mesela, Üst-Anos ırmağı sahilinde
sakin Sana§ adlı bir altaylı karısının ölümünden sonra Ak-Ayrı denilen
yere göçmü§tll. Çünkü karısının ölümünü müteakip bir çocuğu ve iyi
iki atı da ölmü§tü. Son zamanlarda böyle göç etmek Altaylılar ara-
sında azalını§tır, sebebi de böyle göçlerin iktisadi bakımdan· yıkım
olmasıdır.
Altaylıların akidelerine göre bütün Şamanların canları yer üzerin-
de dola§an körmösler zümresine dahil olurlar. Mampı adlı bir Altaylı
Şamana öldükten sonra da ruhun hakikaten yerde ya§ayacağına inanıp

2Radloff'un fikrine göre körmös kelimesi iki türlü yolla meydana gelmiştir:
. ı) Türkçe körmös (görünmez) yani gözle görünmeyen nesne ve, 2) Türkçe Mani
metinlerindeki :Şormuzda, Kormuzda'yı AltayWar kendilerinin körmös'leriyle
karıştırmışlardır. Bundan dolayıdır ki bu kelime hem ölülerin canlan, hem de yer
altındaki karanlık alemin hükümdan Erlik manasında kullanılır.
A. İNAi\l"

inanm.aclığım sormu§tuk. O, kat'i olarak "bizim dinimizde böyledir


(ee, pistiii andii yaii) diğer Şamanlar gibi öldükten sonra ben de
körmös olacağım. Vücudumuz çürüyecek, ruhumuz ise yer · yüzünde
ya§ayacaktır." diye cevap verdi.

Müteveffa Şamanların ruhlarına, (körmös'lerine) dair Altaylı­


ların tasavvurları §öyledir:
~Bütün Şamanların ruhları "temiz §ey" (aruu neme) lerdir.
Ölen Şamanın ruhu üç veya yedi gün sonra akrabalarını ziyarete
gelir. Obanın yanında veyahut yakınında bulunan bir arınanda gece-
nin sükunetini bozan hafif bir davul sesiyle Şaman, bu esrarengiz
varlığını ve ziyarete geldiğini bildirir. Yukarıda mezkur Sapır adlı
Şiiman'ın verdiği malumata göre bu ziyaretinden sonra Şamanın
ruhu Erlik alemiyle olan her türlü münasebetini keser ve akrabaları
tarafından temiz ruh (aruu neme)ler zümresine idhal . edilir. Şama­
nın ölümünden sonra onun tasvirini (çaluu) hazırlarlar, · ve ~v sahibi
tarafindan çağırılan Şaman, bu çaluu'ya temiz §arap (ar~kı) ser-
perek bu merasime mahsus ilahileri okur. Bu merasimden sonra ·Şa­
manın tasviri evin en iyi yerine asılır ve ölen Şamanın ruhu (aruu ,
neme) olui\
\_Müteveffa Şaman'ın hayali Altaylı'yı her yerde -evde, dağlarda
ormanlarda ve rüyasında- takip eder. Bu hayal, Şaman'ın ölümünden
üç, be§ veya yedi sene sonra bile görülür. Altaylı öleri Şaman'ın
sesini ve konu§tuğunu i§itir. Ruh ondan kurban ister; dinlemezse
korkutur ve hastalıklar gönderir. Şamanın akrabaları ruhun bu
sırna§ık hayalinden korunmak için ona kayılguu yahut saba hazırlarlar
ve onun tasvirini yapıp temiz ruh (aruu neme) ler zümresine sokarlar.
Şamanlıkta çok ehemmiyetli olan körmös'ler gurubu böylece husule
gelmi§tir~

Bütün ruhlar zümresini, "irisanın et ve kanından olan ruhlar"


tesmiye etmek kabildir. Bu zümreye dahil körmös'ler öz ve kan
karde§ ruhlardır. Herhangi bir Altaylı ailenin §eceresini tetkik eder-
sek baba veya ana tarafindan bir Şamana dayanelığını görürüz;
Her Altaylı, baba ve ana tarafindan yedi babaya kadar §eceresini
vazılı olarak bilir. Cfedinci babadan önce gelen ecdadın adını anmak-
tan korkar. Bunların akide;sine göre, yedi babadan önceki babaların
adlarını anmak Rus Çadna kaqı saygısızlık sayı4:naktaclır. Çünkü
ALTAY ŞAMAı~LIGINA AİT JvfADDELER

on,lar Oyrat hakanlığına tabi idiler 3 • Bu meselede bilgi sahibi olan


ihtiyarlar, bilhassa sükutu tercih ederler. Şecereler pek vazılı olarak
gösteriyorlar ki bir aile tarafindan "aruu neme" sayılan ruhlar, bu
ailenin kardeş, amca, hala, hacanak gibi akrabalarından veya büyük
babalarından biridir}
t,.Her ailede aruu neme sayılan körmüs'lerin sayısı üç ile altı ara-
sındadır; bütün körmöslerin adedi ise bir kaç yüzü bile geçer. Kör-
mös'ler her aileye hem erkek, hem kadın tarafindan gelir. Yani, her
yeni evlenen erkek ve kadın kendi ailelerine ait körmösleri birleştirir­
ler. Erkek ailesine ait körmös tasvirleri kadınlar tarafi.na, bir sırığa
asılır. Şu suretle iki aileye ait körmösler ilk defa olarak birleşirler.
Bundan sonra gelen oğullar ve torunlar evienirken baba ve analarımn,
körmös'lerine kadınlarımn körmös'lerini ilave ederler, ki böylece
devam edip gider.,
Körmös'ler hakkında sorulduğu zaman Altaylılar "bu babaımn
körmösü, bu anamm (pu adammfi körmözü, pu enemnifi)" diye
kaydetmed en geçmezler.
iAitaylılar muhtelif kabile (söök) gruplarına ayrılırlar. Her ka-
bile bir kaç yüz nüfustan ibaret olı,ır. Buna rağmen hiç bir kabile
kendi kabilesi dahilinden evlenemez; muhakkak başka kabileden
evlenmesi lazımdır. Bu kaideyi bozanlara, mesela hıristiyanlığı kabul
edip kabileden evlenenlere, dehşetli kızadar ve "neden kilise kan
karıştırmaya müsaade ediyor?" diye hayret ederler. Her kabilenin ken-
disine mahsus "ruh"ları vardır. Bu ruh (körmös) lar da kabilenin
prensiplerine tabidir: iki kabilenin akrabalık tesis etmeleriyle "ruh"
ları da kardeş olurlar. Bundan dolayıdır ki Tonjoondor kabilesinde
Çaptılar kabilesinin körmös'lerini ve Çaptılar da-Tonjoondorların
körmös'lerini görmek pek tabiidir.) - .
Buna bakılırsa bir ailede .pek çok körmös tasvirlerinin toplan-
ması lazım gelirdi. Fakat böyle bir kalabalık görülmüyor. Altayh-
Iara göre körmös'lerde gelişi güzel tensikat yapmak pek de günah
sayılmaz. Bu tensikat o veya bu körmös'e karşı beslenen sempati ve
antipatİ ile alakadardıt. Ekseriya kadın tarafindan gelen körmös'ler

3
Altaylılarm bu izahları Rus memuru olan Anoxin'in habn için olduğunda
şüphe yoktur. Manas destanında adı geçen Akpadişah, Radloff'un hatırı için, Kır­
gız şairi tarafından Rus Çarı'na çevrilmiştir (Bakınız: Proben, V, miıkaddime, s.
XIII; alma.nca tercüme s, XIV) (A. İ.).
A. İNAN

atılır. Bunlar aile reisi olan erkek tarafindan pek de sayılmazlar.


Mesela, Çiçke Çargı ırmağı salıillerinde
sakin Astın adlı bir köy muh-
tarı, kadını tarafındaki adlarını
bile bilemiyor ve bunları
körmös'lerin
Rusça olarak "pridanoeJenı-kadının cihazları" diye tesmiye ediyordu.
Bununla, kadın tarafındaki körmös'lerin kadının diğer eşyasiyle be-
raber getirdiği çeyizdeiı başka bir şey olmadığını anlatmak istiyordu.
Altaylılar, körmös'leri büyük ve küçük diye ikiye ayrrırlar.
Büyük körmös'leri ulu tesmiye ederler; küçükler için hususi bir isim
yoktur. Bunlar meyanında taydalar (ana tarafınçlan olan babalar)
ve kan adalar (baba tarafından olan babalar) müstesnadır. Babaları
temsil eden bu nevi körmös'lere umumi olarak ozogı adalar (geçmiş
b~balar) denir.

"Altay ki§i" ve "Maymalar kişi" oymak (söök) larında en maruf


olan körmös; kürmiiş'dür Tuba kişi (ormanlı _Altaylılar) ayınağında
ise Kanım'dır 4 •
Bu iki körmös müstesna bir vaziyette bulunuyorlar: bunlar,
gelin tarafından kocasının evine getirilmez; kendi kabilesinden
ayrılmamak . ancak bu iki körmös'ün hakkıdır.

Ev veya çadırdaki körmös'lerin en ehemmiyetli sayılanları Kür-


1Tiüş ve kanım'dır. Bu iki KÖrmös'ün tasvirleri en saygılı yerde, diğer
tasvirlerin merkezinde bulunur.
Çok eski ruh-körmös (ozogı kam) lere dair Altaylılarda menki-
beler.(yürüm) söylenir. Bu menkİbelerde, kısa olmakla beraber geçmiş
karnların (ozogı kam) kerametleri mevzuubahsedilir.
> Mesela;' Şaman (ka,n;ı) Tostogo§ · hakkında şu menkibe söylenir :
Zaniariının' _hani .. karnı§ tan kulübe yaptıratak içerisine Tostogoş'u
k:ıpatınış ve ateş verd.irmiş. Şaman Tostogoş alevler içindeki kulü-
. g!!n4i...dumandeliğinden .uçarak havaya firlamış,sağ ve salim kurtul-

":':"-'"''-'-''... ~''i"'. ''u".u.ıc~ıucau..


Kanaa, Kemçik'deki (bugünkü Soyot üİke­
.sahillerinden Altay dağlarında vaki Kop§U ır­
ve orada yerleşmiştir.
.~tt· ,'Ja.-t.ı~<l~-l uu. yaz günü dualarının kuvvetiyle kar ve

1 aı;u,,ıuu·c:ı· •.u. Ayin esnasında Tanrı'nın tahtına


adını taşımaktadır.
ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER

kadar yaklaşmış ve bundan dolayı kendisine Tannoğlu lakabını al-


mıştır.

Bu gibi menkibeler Altaylı ihtiyarların hamalarında yaşar.


Muhtelif yerlerde de bu menkibelerin türlü rivayetleri söylenir.
Ruh-kömös'leri Altaylılar "bistifi. kudaylar (bizim Tanrılar)"
diye tesmiye ederler}
Körmös'let kendi iradelerini muhtelif hastalıklar, umumiyede
insan ve hayvaniata felaketler, göndermekle bildirirler.
tAltaylılarda, komşuları Moğollarda olduğu gib~ halk tıbbı mev-
cut değildir. Onlar · ot, tuz ve saire gibi şeylerle tedavi usullerini
bilmezler. Her hastalıkta ruhların iradelerinin tezahürlerini görürlerJ
İhtiyar bir Şaman Yastakop kendisi gibi ihtiyar ve zayıf karısını
göstererek "ruhların yirmi senedenberi bu kadına 'işkence ettiklerini,
kendi dua ve ilahilerinin müessir olmadığını gördükten sonra diğer
bir meslekdaşını çağırmak mecburiyeünde kaldığını" anlattı ve yarım
yamalak, Rusça "ne olacağını Tanrı bilir!" diye ilave etti.
Pupıylafi adlı diğer bir Şaman ·da bize körmös'leri hakkında
malfımat vermekten çekindi; çünkü ruhları üç gündenberi onu rahat-
sız ediyorlar, başını ağrıtıyor, ateşler içinde · kıvr~mdırıyorlarmış.
t;-Aşiyaktu ırmağında Kara Mamak obasıİıda bir kadın· hasta
yatıyordu; körmös'ler ona göz ağrısı göndermişlermiş. Bizim gözü-
müzün önünde Şaman bu kadın için bir ayin yaptı (kaınladı), Ondi-
yek adlı körmös'e şarap sundu~
tK.uyum ırmağının yukarı taraflarındaki bir obad·a gebe bir
kadın doğuramıyor, üç gündenberi kıvranıyordu. Buna, Moştoy adlı
bir Şamanı getirip okuttular. Ş aman iki gece okuyup körmös'lerin gön-
derdiği hastalığı kovdu./
Kederney adlı bir Şaman, kendi anlattığına göre, akıl hastalığına
mübtela olmuş, beş sene deli olarak yaşamış, baygınlık geçirdiği
zamanlarda körmos'lerini adlariyle çağırırmış. Çağırdığı bu körmös'-
lerin hastalık gönderdiklerine kendisi, karısı ve anası inanıyorlardı.
Çiçke ırmağı kaynaklarında Şarkop adlı bir Altaylı'yı gördük.
Görünüşte çok sağlam olan bu adam ruben hasta idi. Günlerce kendi
kendine konuşur, koluİıu başını sallar, bazan Şaman ilahileri terennüm
ederdi. Dimağ hastalığı devam ettiği müddetçe müthiş ter dökerdi.
Kendisine hitap edildiği anda derhal kendini toplar ve aklı başına
gelirdi. Bu hastalığına bir çare bulmak ümidiyle bizim yanımıza gel-
mişti.
A. İNAN

Kilyum ırmağı kaynaklarındaki bir obaya mensup ÇöÇüş adlı


bir Şaman sar'ası tuttuğu bir anda gizlice evinden kaçmış, iki gün
dağlarda, hayırlarda dolaşmış, nihayet onbeş kilometre uzakta
bir ırmağın sahilinde çıplak halde ölü olarak bulunmuştu. Altay-
hiara göre onu körmös boğmuştu.
Çuy yolu üzerindeki Çibit ınıntakasında yaşayan Kuytuk adlı
bir kadın Ş aman körmös'lerden şikayet ediyordu: Ruh7körmös'ler
evine sokuluyor, kol ve ayaklarım ısırıp rahatsız ediyorlarmış.
Bu inanmalara göre, kan cilıetinden akraba, olan ruh-körmös-
ler ekseriya insanlara fenalık yapan kötü ruhlar tolünü oynuyorlar.
Bununla beraber, bu vaziyet Altaylı ile onun ruhları arasındaki mü-
nasebetin devamınamani olmuyor.
· ·Altaylı kendi körmös'lerinin, yani geçıniş baba ruhlarımil istib-
dat ve inadlarına itirazsız itaat' eder; bununla beraber onların kötü-
lüğünden kurtulmak için çareler arar. Ruhlar, Altaylı'nın akidesine
göre, felaket-mesela hastalık- göndermekle insanlardan fidye-i necat
ve hediyeler isterler. Bu fidye-i necat ve . hediyeler onlara kurban
olarak sunulur. Bu kurbanların mahsus bir adı da vardır ki Toluu denir.
Kurban ayininden sonra hastamn iyileşmesi Toluu'nun ruhlar
tarafından kabul edildiğine alarnet sayılır. Bu alamet' herkesi sevin-
dirir ve neşeli saatler yaşatır. Yukarıda adı geçen ve lohusaya çağırı­
lan Ş aman Moştoy bizi çok neşeli karşıladı ve hiç bir şey sorınadığımız
halde "dualarından sonra lohusamn sağ, salim kurtulduğunu" anlattı.
Karısımn hastalığından şikayet eden ve akutmak için diğer bir mes-
lekdaşım çağırdığım anlatan Şaman Yastakop da ikinci defa bizi
gÖrdüğünde "önce yatağından kalkarnıyan karısımn kamlandıktan
sonra iyileştiğini ve kendisini çok iyi hissettiğini" sevine sevine anla-
tıyordu.
Bize anlattığına göre, Şaman Mampıy bir Çok hastalara okumak
ve kurban ayini yapmakla şifa bahşetıniş
ve musaHat olan körmös'leri
kovmuştur. .
(Fakat kurban vermekle her zaman hasta iyileşıniyor; bazan
aksine fenalaşıyor. Buna rağmen, hasta, Şamanın tedavisini bırak-:
ınıyar; duaları çoğaltıyor, daha kıymetli hayvanlar kurban ediyor.
Böylece, zengin hastalar kurbanlık hayvanın sayısım yediye, fakirler
ise beşe kadar çıkarırlar. Bazan hasta bu merasim ve kurbanlarla
bütün servetini kaybeder. Uzun süren hastalıklarda Altaylılar Rus
ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER

bakıcılarına da müracaat ederler; hastaliktan kurtulmak ümidiyle


tenassur edenler de bulunur.)
Körmös'ler yalmz fenalık değil, iyilik de yaparlar. Diğer kötü
ruhlada mücadelede yardımlanın esirgemezler.
Altaylılarınakidelerine göre, insamn çevresi bu akrabalık (kan)
bağlılığıolan ve aruu neme zümresine dahil körmös'lerden ba§ka di-
ğer kötü ruhlada da sarılmı§tır. Bu ruhların insanlara fenalık yap-
maktan ba§ka i§leri yoktur. Altaylılar bu ruhları (y~nı.an körmöstör)
kendileriyle akrabalık münasebeti olan aruu körmös'lerden kat'i
olarak tefrik ederler. Bu kötü körmös'ler, ölülerin canlarıdır. Asıl
vatanları yeraltındaki dünya (altıngı oroon) olmakla beraber bütün
yer yüzüne dağılmı§lardır. Altaylılar bu ruhların adlarını söylemekten
bile sakımr, ve onları "yerin nesnesi" (yerdii:i neme) tesmiye ederler.
Bu kötü ruhlar bilhassa evin çevresinde dola§ır; firsat buldukça eve
girmeye çalı§ırlar. Eve girdikten sonra temiz ruhlar (aruu neme)
dan kaçıp bohça, karyola ve saire gibi ev e§yasımn arkasına saklamrlar.
Kötü körmös'ler dikenli nebatı sevmezler; gök gürlediği ve §im-
§ek çaktığı zaman karanlık yerlere dökülüverirler.
Bu kötü ruhlar-Erlik'in ordusunu te§kil ederler; doğrudan doğ­
ruya Erlik'in idaresi altında bulunurlar. Aç gözlü Erlik insanların
canlarını avlamak için bu ruhları yer yüzüne gönderir; çünkü o, balik
olması itibariyle insanların canlarımn kendisine ait olduğu iddiasında­
dır. Fakat kötü ruhlar ekseriya kendi keyifleri için insan camm ye-
mekten çekinmezler. -
Bu kötü ruhlar meyamnda unvan sahibi olan §ahsiyetler de
vardır, mesela Ak Yayzai:i adlı ruh eski Kırgızların ba§buğlarından
biri olmu§tur.
ݧte bu kötü ruhlardan ip.sanları korumak için aruu körmös'ler
mücadele eder, evden kovarlar; insamn içme girip i§kence etmeye
ba§larlarsa Şaman onları aruu körmös'lerin yardımı ile def eder.
Evin ve ailenin koruyucusu olan aruu körmös'leri Altaylılar
"evin muhafızı (alançıktıi:i sakçızı)" tesmiye ve §U veya buna benze-
yen bir dua ile ona hitap ederler:
Ermen agaş eeliiü, Kızıl ağaç sahipli
Üf iiyelüü Pay-Kürmüşf ·Üç boğumlu Bay Kürmü§
Ada bolup sakıgaıı, Ata ·olup koruyan
430 A. İNAi"'\l

Ajgır bolup küdüp kalgan Aygır olup (sürüler) güden


Altı ayrdın kuyagı! Altı çatalın (çadırın) zırhı (koru-
yucusu)
Yazı yerdin yamanma yol per- Yazının kötüsüne yol vermiyor-
beyttm sun!
Aruu körmös'ler yüksek ilahlar ve diğer ruhlada insan arasında
vasıtacılık ederek büyük hizmet gösterirler.
~Üç alemin ruhları ile Altaylı ancak aruu neme zümresine dahil
kendi ruhları vasıtasiyle münasebette bulunabilir, ba§ka türlü mümi-
sebete imkan yoktur. Aruu neme'ler Altaylının hayatında çok mühim
rol oynar: aileye lnıstalık ve hayvanlara kıran gelirse bunlara müra-
caat eder; yola, ava, fındık toplamaya, yahut ba§ka bir i§e giderken
dahi.bunlara ibadet eder. İlkbahar ve yaz mevsimleri Altaylı'nın kal-
büıde Ülgen' e onun oğullarına, saygılı körmöslerine ve dağ ruhlarına
kar§ı §ükran ve minnet hissi doğurur)
Aruu körmös'lerin vasıtacılığı Şaman ftyinlerjnde bilhassa, açıkca
görülür.
Şaman ayini daima bu aruu körmös'lerin tasvirlerine rakı \re .
§arap serpmek (arakı çaçar yahut çaçılgı) ile ba§lar. Bu saçı (çaçılgı)
merasimi, mahsus davet edilen Şaman vey;;ı.hut bizzat ev sahibi tara-
fından yapılır. Şarap veya rakı serperken §U duayı okurlar : .,

Askan kazanın ürsü, çök! Asılrnı§ ~azanın · çorbası, çök 5


Açuu ~tın takuu, çök ! Acı a§ın parçası, çök !
Kalbak-pıla suzunduu, çök! Bir ka§ık kadar su, çök!
Kara arakı sugattuu, çö'k, Kay- Suvatı kara rakı olan çök!
rakani
Ak-İt purul piske poluş, çök! Boz Ak İt bize yardım et, çök!
Ak manyagı, tögülgen, Ak manyağı dökülmü§
Alt' on koza J'ükteııgen. Altını§ tef yüklenmi§
Ülbürektüü kuş-pörük, · Ülbürekli ku§ külalı
Üç üyeliiü ak manyak, çök! Üç bogumlu ak manyak, çök
Ak çaçılga teiidelip. Ak çaçılga denklensin;
5 Şaman dua ve efsunlarında öyle kelime ve terimler vardır ki tercümesine

imkan yoktur. Metinlerde geçen bu gibi kelime ve terimler ancak izah edilebilir:
Bu metinde geçen kelimelerin izahı şudur: Çök Şaman dualarında bir nidadır, amin!
demek gibi bir söz; manyak Şaman'ın ayin yaparken giydiği cüppe; Olbürek dağ
kurbanı ayinine iştirak edenlerin külahiarını süsledikleri karta! tüyü, çaçılga saçı,
libation; sugat hayvanları sulayacak yer; purul bozrenk; Ak-it bir ruhun adı (A.İ.).
ALTAY ŞAMANLIGlNA AİT 1\tiADDELER 431

A;:;uulııu
tomdolup, Azılı
kurban olııun,
Munaii alıp am;:;ap tur! Bundan alıp tadına bak!
Askan ka;:;anıii tadı;:;ı! Asılmı§ kazanın tatlısı!

Bundan sonra en mutantan diğer bir ayin ba§lar. Bu ayinde


Şaman, aruu körmös'leri, gizlice konu§mak için davet eder. Bu,
"ruhları çağırma ayini (körmöstü kagıp yat)" tesıniye olunur 6' ve
gecenin karanlığında, Şaman ayinlerine müteallik kaide ve ananeler
(rituel) bütün teferruatiyle tatbik edilerek yapılır.
Körmösler geldikten sonra Şaman bunlarla gizlice musahabe
eder, kendilerinin ve diğer ruhların ne istediklerini öğrenir. Ayinin
bu faslı "ım sanap yat" tesıniye olunur 7 • Aruu körmösler Şaman'ın
suallerine cevap vererek o veya bu ruhun inerharnet ve lutfunu celb
için yapılması gerekli olan ayin, merasim ve kurbanlar hakkında
malumat verirler.
Bu musahabe esnasında Şaman, ruhların verdikleri cevapları
çok alçak ve esrarlı bir sesle tekrarlar. .
Aruu körmös'leri dinlemek ve onlarla konu§mak Altaylı için o
kadar tabii görülüyor ki, ortodoks ibadet ve ayİnlerini anlamayanlar
bize "sizin papaslar ayin yaparken ruhlar ne gibi cevap veriyorlar!"
diye soruyorlardı. .
"Gizli musahabe" ayini bittikten sonra Şaman, körmöslerin ver-
dikleri malumatı anlatmaya ba§lar. Hazır bulunanlar Şamanın söz-
lerini fevkalade bir dikkatle dinlerler. İlk sual ev sahibi tarafından
sorulur.
Şaman, körmös'lerden i§ittiklerini bütün teferruatiyle anlatır.
Suallerin bazılarına iyi ve gönül avutucu cevaplar, bazısına da fena
haberler verir. ·
\Saydıs denilen bir obada elim bir manzaraya §ahit . oldu~ :
Ölönçi adlı bir kadın Şaman · "gizli musahabe;' ayininden sonra
"bu ahaya körmös'ler felaket gönderecekler, aile efradından biri
ölecektir" deıni§ti. Hazır bulunariların hepsi deh§et içinde kaldılar;
bir ağla§ma ve feryaddır koptu ..)
6 ~aı:fiyeri: Körmös'leri sarsıyor, vuruyor demektir. Fakat buradaki kak-
Şamanizm terimi olarak ruhları çağırmak; arka ve göğsünü okşamak ifade eder.
Başk'1lrt kadınları korkan çocuğıı derhal kagarlar, yani 'göğsüne ve 8.rkasına vura~
rak sarsarlar:) · ·
7
Harfiyen: işaret, alamet, düşünüyor demektir; .
432 A. İNAN

Aruu körmös'lerin yardımı, gök ve yeraltı ruhlariyle münase-


bete 'girmek için de zaruridir. Çünkü ruhlara giden yollarda müteaddit
engeller vardır. Bu engeller, ayinlerde okunan dua ve ilahilerde
bütün teferruatiyle tavsif olunmaktadır. Şaman, bu engelleri ancak
aruu körmös'lerin yardımı ile hertaraf edebilir. Şamanın göklere
veyahut yeraltına seyahati esnasında bu aruu körmös'ler hayat
kuvveti olarak Şamanı her türlü tehlikelerden korur: ve §erir ruhlada
mücadele ederler. Aruu körmös'ler Şamanın etrafını saradar: omuzları­
na, ba§ına, kol ve ayaklarına yerle§ip bütün vücudunu ku§ak gibi
ku§atırlar. Bundan dolayıdır . ki onlara kurçu-· (zırh yahut çenber)
denir.
Aruu körmös'ler bazı Şamanların yanında çok ve bazısında az
olur. Büyük §aman (yaan kam) larm körmöslerinin sayısı ona kadar
çıkar; küçük Şamanlar (kiçeiıek kam) ın ise iki, üç ve hatta bir ta-
necik olur.
Şaman'ın koruyucu ruhlannın ba§ında Şamanlığı tevarüs ettiği
babalarından birinin ruhu bulunur. Yani bu ruhların idaresi Şa­
manın kendi kanından olan bir ruhun elindedir.
Aruu körmös'lerin az veya çok olması Şaman'ın §ahsi istidat ve
manevi kuvvetiyle mütenasip olur. Büyük manevi kuvvete malik
olan Şaman pek çok körmös'ler çekip alabilir (tartıp yat). Onos
ıtmağı kaynaklarında bize §öyle bir hikaye anlattılar: Sata adlı
bir kadın Şamanın bütün aruu körmös'lerini buradan 65 kilometre
uzakta, Çiçke Çargı ırmağı sahilinde ya§ayan bir kadın Şaman
çekip almı§- (tartırup kaldı); halbuki Sata kadın, haksız olarak, hala
§Öhretini muhafaza etmekte İmݧ._..
Çopo§ ırmağı sahilinde, Balandi adlı bir Şaman'ın evinde gece
toplantısında Altaylılar me§hur Ş aman Ta§ tan hakkında konu§uyorlar-
dı. · Onun §Öhretine sebep ruhlarının çokluğu imi§. Şaman Balandı'"'
nın babası ihtiyar Kortıçak bir gün Ta§tan'ın okuduğu ilahileri din-.
lerkeri onun ruhlarının çokluğuna hayran olmu§tur. Bunu anlatırken
ihtiyar Kortıçak "Ta§tan o kadar çok körmös'ler çağırdı ki, bir araba
yükü olur: deh§et içinde kaldım!" diye gülerek sözünü bitirdi.
Şamanİzın'de böyle mühim i·ol aynıyan Aruu körmös'ler, Ülgen,
Erlik, onların oğulları ve Yersu . ruhlarına nazanin a§ağı derecedeki
ruhlardır. Bununla beraber bu yüksek ruhlada münasebetleri, onla!'
tarafından verilen vazifeleri yoktur. -
ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER 433

Aruu körmös'lerin varlığı yüksek ruhların varlığı ile kaimdir.


Yüksek ruhlar tös (yfıni esas, mebde), aruu körmös'ler ise tayangamm
(yani istinadgahım, dayançım) tesmiye olunurlar.
Her körmös'ün bir tös'ü vardır. Eğer bir aruu körmös'ün bir tiiş'ü
dağ mesela Ak Kaya olursa, o körmös, tös'ü olan dağa yaslanır (yölön-
gön) eğer tös'ü göl, mesela Altın göl ise körmös o gölde yıkanır (yu-
nup yat).
Aruu körmös'lerin dağ ve göl ruhlarına olan mutasavver münase-
betleri bilhassa Şaman dualarında pek açık olarak tebarüz ettirilmek-
tedir.
Kökkö mô"fikü kırluu kışta, Kışın hep (daima) göklere çıkan,
Kök qyas tep qyttırgan, Mavi ayaz diye isim alan,
Tefierelülii tedirgen, Semavi tesmiye edilen,
·Ada purkan tep qyttırgan! Ata Burhan· adım alan,
Abu Kaandı tqyangan, "Abakan" (dağına) dayanan,
Altın-Kölgô· J'Uungan. "Altın göl''de yıkanan,
Abuugqyım Sanızak 1 Büyük babam, Sanızak!

IV. KÖRMÖS'LERE KURBAN SUNUMU HAKKINDA

Aruu körmös'lere iki türlü kurban sunulur: kanlı ve kansız


kurbanlar. Kansız kurbanlar cümlesine girenler:
I - Kullanılmamış taze şarap (arakı). Bu şarap algıy denilen
husus! bir alet vasıtasiyle ekşi sütten istihsal edilir.
Kurban niyetiyle hazırlanan şarap . ev içinde kaşıkla, yazıda
(kırlarda) ise bir avuç ot · demetiyle, yahut ağaç daUariyle ruhlara
serpilir. Bu serpme (çaçar) merasimi Şa:man veyahut bizzat ev sahibi
.tarafindan yapılır. ... ' · ..
2 -Hayvanların (kısrak, . inek ve keçilerin) 'ilkbahardaki ilk
temiz sütleri. Süt de tıpkı şarap gibi aruu körmös'ler narnma yapılan
putlara serpilir.
3 -Bazı yerlerde bazı aruu körmös'lere çay kırıntısı da atarlar.
4 - Arpadan yapılan ve saha denilen içki :
Saba, Hakiki manasiyle, kayın ağacı kabuğundan yapılmış
büyük kap demektir. Isiatılmış arpa (ubut}, kavrulmuş un ve su ile
karışık bir mayiye de saba denir.
.il. !nan Makaleleri, 28
434 A. İNAN

Bu mayi taharnmür edinceye kadar bırakılır: tahamıntir edince


Şamanı davet ederek bu mayii aruu körmös'lere serperler. Bu serpme
(libation) hastalık musallat olduğu zamanlarda yapılır. Merasimden
arta kalan mayiden rakı (arakı) çıkarır ve bunu da aruu körmös'lere
serperler; bundan artan rakıyı merasirnde hazır bulunanlar içip biti-
rirler.
5 ---"\ Terkibi kavrulmu§ arpa unu ve süt olan bulamaç (potko):
Bu bulamaç tencere (kazan) de pi§irilir. Pi§dikten sonra aruu
körmös'lere serperler ve kalarum da yerler.
Potko ve saba için husus! ekilen arpayı daha tarlada iken ku§
ve hayvanlardan iyi korurlar. Ekseriya bu arpa tenha ve gözden
uzak yerlere ekilir. Bu arpadan lJ.azırlanan un, adi yemekler için
kullamlmaz; kurban ayini yapılmadan önce buna, zaruret olmadıkça,
dokunmak bile yasaktın . ,
~Kayın ağacı kabuğundan yapılım§ kaplara kaqı çok ihtiyatlı
ve tazimkar davrarurlar. Bu kaplar ilahilerde §öyle tavsi( olunur :
Eki yiktüü pay könök İki diki§li bay (mukaddes, bere-
. ketli gülek (-kap)
Yerdefi piik pay saba Yerden yüksek bay saba
"Sekiz kenarlı sarı arpa (segis kırluu sarı arba)" dan istilısal
edilen bulamacı karı§tırmak için kullamlan değnek (pışkı) de mübarek
sayılır.'\ ·
6 - Bazı obalarda, aruu körmös'ler narnma yapılan putların
(tös'lerin) üzerine arpa ve buğday demetleri konulur. Bu da bir nevi
kurbandır. .
7 -\Yeyek ve toluu : .
a) Yeyek- üzerine beyaz ve · kırmızı §erit (yalama)ler asılllll§
kendir sicimden ibarettir. Şeritlerin sayısı daima muayyendir..: iki
veya üç dokuz (yani ı8 veya 27) olur. Sicimin tam orta yerine beyaz
tav§an derisi asılır. Bu tav§an derisine "pa§tafiı" . (ba§taki, önceki)
denir. Tav§an derisi bulunmazsa bunun yerine dilim dilim ayrılmı§
geni§ bir §erit konulur)
Y eyek, aruu körmös'ler narnma gelir.
Y eyek, aruu körmös'ler manasma öldürülen kurban evinin doğu
tarafina dikilen iki kayın ağacına asılır.
b) Toluu"" Necat fidyesi manasma gelir. Toluu türlü türlü
renkte büyük büyük §eritlerden (kara renk müstesna) tilki ve kunduz
ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER 435

derilerinden mürekkep olur. Kurban a.yini esnasında "toluu" iki kayın


ağacı arasına konulmuş sırık üzerine asılır.
Kurban ayini bittikten sonra "toluu"yu eve götürüp _aruu kör-
mös putlarının önüne kor ve bir müddet orada bırakırlar. Sonra bir
deri bohçaya koyup, diğer eşya · ile beraber, muhafaza ederler.
Kanlı Kurbanlar :
t_Aruu körmös'lere kısrak, keçi ve koyun kurban ederler. Kurban
kesilmez, boğulur (purap yat.) Hayvanın ağzını bumunu tıkayıp
dört ayağını dört tarafa çekerler. Kurban etini ayin yerine· yakın konu-
lan bir kazanda pişirirler. Pişmiş etin bir kısmını parçalara (çolbu)
ayırıp husus! bir kaba (tepşi) koyar ve ağaç kepçe ile kurban yerine
atar, il~hiler ve dualar terennüm ederler. Merasimden kalan parça-
ları ve kurbanın kanından yapılmış sucukları ayj.ne iştirak edenler
yerler. Kurbanın kemikleri kırılmaz toplanıp kurban kesilen yere
konulur ve ateşte yakılır.)
Kanlı kurban merasimlerinde "saba" ve "potko" serpme (liba-
tion)ler de ardıç (arçın) daHariyle tütsü yapılır. Ardıç, kayın ağacı
kabuğu (çobra) üzerine konulmuş kor ateşle yakılır. Kurban ayininin
başlangıcında Şaman çobra'yı sağ eline alır ve bununla kurban yerini,
kurbanlık hayvanı tütsüler; sonra - sehpa (safi) üzerine koyar. Ayin
esnasında hazır bulunanlardan biri tütsüyü sehpa üzerind~ tutar.

* **
V. ŞAMAN ELBİSESİ VE BAŞKA MALZEMELERİ:
Bütün Altay Şamanları ilk senelerde ayinleri manyak'sız* İcra
ederler. Erkekler, kız ve oğlanlar adi cepken (çekmen) -evli kadınlar
ise her gün giydikleri terlik denilen elbise ile ayin yaparlar (fakat
"terlik" üzerine giydikleri kolsuz kostümü (çegedek) ayin esnasında
çıkarır lar.) -
Şamanlık mesleğine tamamİyle intisab ettikten sonra her kadın
Şainan, kültün mukaddesatından sayılan cübbeyi yaptırmaya mec-
burdur. Kadın Şamanlar murdar (piiyar kiji) sayıldıklarından ancak
Erlik ve Y ersu ruhları manasma ayin yapabilirler. Şaman ilm-i hali
(yafi) ne göre, bu ruhlara manyak'sız ayin yapılmaz. Ülgen'e kadın
Şamanlar ayin yapmazlar. Erlik' e ayin icra etmeyen şamanlar (ak kam)

* Manyak : Şaınan cübbesi.


A. İNAN

~ '1 b
8 ~
·.~· ~
lmiurr
tl\

Manyak- Şaman cübbesi ve teferruatı.


ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER 437

manyak kullanmazlar, bunlara "manyaksız Şaman- manyakı yok


kam" denir. Bütün ruhlara (tös'lere ayin yapabilen Şamanlar (kara
kam) için manyak zaruridir. Bunlara "manyaklı Şaman- manyaktuu
k am" denir.
{Şaman, manyakım kendi arzu ve isteği ile değil kuvvetini te-
varüs ettiği ruh-körmös'ün telkini ve ilhaım ile yaptırır. Manyakın
biçimi ve diğer teferruatına dair bütün emir ve talimat Şaman'a ruh
tarafindan verilir. Manyak üzerine kese, ağaçkakan derisi, ayı pen-
çesi, kartal tırnağı ve saire gibi §eyler asmak da bu -ruh-körmös'ün
arzulanın tatmin içindir. Şaman, ruhun telkinlerine riayet etmezse
cezasım çeker; ruh ona hastalıklar gönderir.)
l Katun ırmağımn bir kolu olan Kuyum sahilinde sakin Sürtü§
adlı bir Şaman bize ruh - körmös'ünden §ikayet etti. Manyak yaptir-
madığından dolayı ruhu Palas ona dargımnı§, "Sur'a" gönderiyor-
mu§: Sürtü§ saatlerce baygın yatar, onu ancak sun' i tedbirler ve davul
sesi ile ayıltmak kabil olur. .
Çuy ırmağı sahilinde sakin Kuytuk adlı bir kadın Şanian'ın
körmös'leri manyak yaptırmadığı için el ve ayaklarım ısırıp rahatsız
ediyodarım§. Bu kadımn manyağım . burhanİst'ler ı yakım§lardı.
Bütün teferruatım ihtiva eden Şaman cübbesi kü7i11k mat/jak tesmiye
olunur.
Erkek Şaman manyakı'yle kadın Şaman manyakı arasında esas
itibariyle fark yoktur. Kadın Şaman'ın manyakı, diğer kadın elbise-
lerinde olduğu gibi, zerafet ve süslülüğü ile temayüz eder. Bir man-
yakın değeri 8o- ıoo ruble olur, Bu meblağ Altaylı'nın servetinin
mühim kısımm, bilhassa Şamanların servetinin yarısım te§kil eder.
Çünkü Şamanların ekserisi fukaradan, pek nadir olarak orta sınıftan
ve zengiiılerden olm. ·
Şaman mesleği iktisadi bakımdan Alt~ylı için hiç de karlı bir
san'at değildir. Bu meslek kazanç temin etmediği halde Şaman•ın
mesai vakitlerini i§gal eder. Aldığı ücret ve hediyeler bu ݧ saatlerini
ödeyemez. Bazı Şamanların söylediklerine göre, üç dört gün devam
eden ayin için ancak üç, be§ ruble ücret verilmektedir. Bundan
ba§ka, hediye olarak, kurban etinden bir parça ve birkaç ar§ıiı. ·kuma§
1
rg. asrın nihayetlerinde Aıtaylı şamanisi: Türkler içiıide zuhur eden bir
yeni mezhep taraftariarına denir. Bu mezhebin taliıDatma göre kanlı kurbanlar,
davul ve manyakla ayin yapmak yasaktı.
A. iNAN

verilir. Pek nadir olarak Şamana cepken, koyun, dana ve at verirler;


fakat' bu gibi hediyeler ancak hastanın sağalamasından sonra olur.
Şöhret kazanım§ §amanlar mesai ücretlerini a§ağı yukarı tam
alabilirler. Bunlar orta ya§lı ve ihtiyar Şamanlarclır. Genç erkek
ve umumen kadın Şamanlar, kazançlarının azlığından dolayı, daima
ailelerinin memnuniyetsizliğini eelbederler. Bazan da tam kurban
ayininin ortasında kadın Şamanın kocası gelip karısını tehdidle
evine götürür, böylece ayini yarıda bıraktırır.
Hali vakti yerinde olan Şaman manyak'ını iki üç ay zarfinda
hazırlayabilir, yoksul Şamanlar ise bir, hatta üç sene uğra§ırlar. Man-
yak için lazım olan malzemenin bir takımı, dini duygular saikiyle,
akraba, koiD§U ve dostlar tarafından teberru edilir. Erkekler malze-
meyi ham halinde, kadınlar i§lenmi§ olarak (mesela, iğnelik (iinelik)
kese (kalta), saç örgüsü (kajafiay) v.s. gibi) hediye ederler.
Manyak, kadınlar tarafindan hazırlanır; Şaman'ın kendi aile-
sine mensup kadınlarla kOID§U kadınları çalı§ırlar. Ufak · tefek işleri
kızlar da yaparlar. Manyak dikmeyi ekseriya ihtiyar ve dikiş işlerinde
tecrübeli (us kiji) kadın üzerine alır ve başkalarına rehberlik ~det.
Manyakın her parçası önce ayrı ayrı hazırlandıktan sonra birleştirillı-. '
{ Manyak üzerinde çalı§ırken adaba mugayir harekette bulunmak
kat'i surette yasaktır. ·
Manyak hazır olduktan sonra sahibi olan Şaman hususi bir ayİn
yapar. Bu ayin için kurban kesilmez. "Yelbüü çıgarıp yat" yahut
"manyak aruulap yat (manyak takdis etme, manyak temizleme)" tesmi-
ye edilen bu ayin pek nadir olduğundan, görmek ve ayinde bulunmak
için herkes ko§ar. Adından da anla§ıldığı üzere, bu ayin "takdis
(aruulama)" ayinidir. Bununla beraber bu ayinden ba§lıca maksat
manyakın istimale yarayıp yaramaclığını "ruh"dan öğrenmektedir:,)
. ~anyakın hazırlanmasını blf:yuran hami "ruh" bu ayin esnasında
ınanyak'ı dikkl:ı.tle tetkik eder ve beğenip beğenmediğini, telkin yo-
l~yla, bildirir. Ruhun yaptığı ilitarlar her zaman yerine getirilir;
Ma!).yak'ın eksikleri ikmal edilir, söküp yeniden dikilir; ancak "ruh"
~ı;:ğendikten sonradır ki manyak mukaddes cübbe sayılır ve ayinde
kilUanmaya yarar~ . .
' ··· · Erkek Ş aman'ın manyak'mi kadın Şamanın giymesi ve bunun aksi
ya.sak,tır .. Umumiyetle kadınlar püyar kiji sayıldığından manyaka el
süremezler. <l\1anyak evlerde sandık veya bohça içinde, aruu l<.örmös'-.
lerin bulunduğu kö§ede saklanır. Ba§ka elbiselerle, bilhassa kadın elbise-
ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER 439

leri ile temas etmemesine çok dikkat edilir. Bir obadan diğer obaya nak-
ledilirken manyak'ı eğerin arka tarafına bağlarlar. Manyak'ı bir
yerden diğer yere her erkek götürebilir, fakat kadın bunu yapamaz.
Ayin esnasında manyak gömlek üzerine, yazın çok sıcak hava-
larda ise çıplak vücud üzerine giyilir.
Şaman "yersu" ruhlarına, Erlik'e, onun oğullarına, aruu kör-
mös'ler zümresine giren kan kardeş "ruh"lara · kamlarken (ayin
yaparken) manyakını giyer.
Ülgen ve onun oğulları · namıri.a "üstügü" ayinini yaparken
manyak kullanılmaz; adi çepken üzerine, eteklerine kadar uz~ı.nan,
üç beyaz şerit asmakla iktifa olunur. Üç beyaz şerit asılan bu adi
cepkene '.'üç yalamaluu ton" denir.
(Şaman cübbesi, esas itibarile, otuz parça(j.an mürekkep sayı­
lıyorsa da ufak tefek teferruatı ile beraber altmış parçaya baliğ ohır.
Manyak'ın esas kısımları yukarı ve aşağı dünyalara ait eşyanın
tasvir veya sembolleri günlük hayatta lazım olan şeylerin minyatür-
leri, hayvan ve kuş derileridir.7

VI. ALTAY ŞAMAN CÜBBESİNİN ETEGİNE


KONULAN SÜSLER
a) Etek (kalça üzerine gelen) kısmının süsleri türlü renkteki
mendiller arfuul ve yarım aqın uzunluğunda bir parça bez bayrı
pbs ı tür. Bunları, ayini dinlemek istiyenler manyak'a kayışla bağlarlar.
Bu mendiller çoğalırsa Şaman bunları alıp kendi kullanır.
b) Gelişi güzel bağlanan süsler :
ı . .Saçaklı, işlemeli ve puhu veya karta! tüyleri asılı bir örgü.
Bu, manyak'ın kuşağına bağlanır. Hus.us1 bir adı yoktur.
2 . Kartal pençesi mb"rküdijfi tabıjı

·4Y kanattuu kara mörküdüm, Ay kanadlı kara kartalım,


Agar töskö paştap yilretten, Mukaddes tös'e rehber olup yü-
rüyen.
3. Arfuul'Iarın altında, manyak'ın
sol tarafına koyu renkli ku-
maştan örülmüş, her biri 3/4 arşın uzunluğunda iki kalın örgü bağla­
mr. Bunlardan birincisine yılan, ikincisine kör yılan (kamık) denir.

B;z:ı yarım arşın uzunluğunda bir ölçüdür.


1
A. İNAN

Altın baştuu sur kamık Altın ba§lı boz (renkli) kÖr yılan,
Altı uustuu kara yılan Altı ağızlı kara yılan
Yılan ve kör yılan Şamana silah vazifesini görürler. Şaman bun-
larla hastaya musaHat olan §erir ruhlarıyaman körmöstör kovar.
4· Ayı pençesi ayuu tabıjı.

VII. MANYAK'IN OMUZLARINA KONULAN SÜSLER


. _ a) Puhu ve baykuş tüylerinden iki demet. Bu demetler omuzların
üzerine konulur. Ülberk tesmiye edilen bu demetler iki kartalı mörküt
veyahud iki şahini şofikor temsil ederler.
Bala mörküt Yavru karta!
• Eki iinime okşop tiişken İki omuzuma, bağırarak, inmiş.
Eki iinime boro 1JlÖrküt sayılgan İki omuzuma boz kartal inmiş.
Er aldıma akşıgan şofikor Tam önüme bağıran .boz §ahin
sayılgan (- salılgan) '· inmiş.
Karta! ve §ahin, göze görünmeden, Şama:ııı ve kurbanlık hayvaııı
tös'lerine götürürler. ·
Kurkundann kımıngajın Kanad kemiklerini toplarsa,
Kuda.Jdıfi yolzna yüs alıp JÜ- Doğruca Tanrı yoluna giderler.
retten.

VIII. MANYAK'IN ÖN TARAFINDJ\Kİ PARÇALAR


a) Manyak'ın ön kenarına kırmızı şerit dikilir; iki düğmesi
topyı vardır:biri yakada, diğeri de kuşak hizasındadır.
b) Manyak'ın göğüs kısmında' dokuz yerinden düğümlenmiş
diki§ yeri bulunur. Bunlar bazan şakuli çizgiler te§kil ederler.
c) Manyak'ın eteklerinde bir sır.a kuma§ ve kayı§tan yapılmı§
yedi§er tane yeni manyak çıklar bulunur; bunlardan dördü keçi
derisinden Üçü de kuma§tandır.
Bu manyakçıklara §eritler veyahut örgüler dikilir; şerit veya
örgülerin sayısı kayıştan yapılanlarda altıdan dokuza, kumaştan
yapılanlarda ikiden üçe kadar olur.
Kayı§ manyakçıkların şeritleri aryuul ·ve bayrı'ları bağla~aya
yarar.
Kayış manyaklar ay manyak tesmiye olunur.
2) Şaman'ın külahı pörük.
ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER 441

Altay Şamanlarında ayin icra ederken giymeye mahsus iki türlü


külalı (pö·rük) vardır: biri manyak külalu, diğeri de adL cübbe kü-
laludır.
LlŞu veya bu sembolik süsleri bulunan manyak külahı kuş pörük
veya yılan maştuu kuş pörük yani yılan başlı kuş külalu tesmiye olunur.
Bu külalı manyak'la beraber giyilir tek başına hiç kullanılmaz. Bir
evden diğer eve nakledilirken bu külalı ters çevrilip manyakın koluna
sokulur. Evlerde ise en saygılı yere, manyak'ın saklandığı köşeye, konur.)
\_Külaha (pörük) yapılan süsler geçmiş şamanlar · (ozo kam)ın
külahlarındaki süslere uygun olur. Bununla beraber külalu hazırla­
yan kadınlar da bazan ilaveler yaparlar. Süslerin adedi Altaylılar'ın
milli elbiselerindeki süslere tevafuk eder: milli elbiseler hususiyetlerini
kaybetmiş olari yerlerde Şaman külahı da basit olur. Mesela Katun
ırmağı'nın sol kıyısında yaşayan ve Ruslaşmamış olan Altaylılar'ın
külahları, aynı ırmağın sağ kıyısında yaşayanlarırikine nisbeten, çok
süslü olur. Şaman külahı da buna göredir.)
Bazı külalılarhendesi şekillerdeki nakışlariyle temayüz ederler.
Bu nakışlar kıl veya sırma ipliklerle ve külalun hazırlandığı malze:-
menin rengine göre meydana getirilir.
Her manyak'ın ancak bir külalu olur.
II. Adi cü b be .külahı Altaylılar'ın hergün giydikleri ve kuzu
derisinden yapılankülahlara benzer; farkı pek azdır. Bu külalun tepe-:
sine baykuş tüyünden bir demet (ülbrek) ve arka tarafina üç tane
şerit (yalama) konur. Bundan dolayıdır ki bu külaha fiç yalamaluu
kuş pörük .denir. '
Bu külalı temiz ruh ( arüu tös) lara - Ülgen ve onun oğullarına,
yer su ruhlarına ve aruu neme'lere-:- ibadet ederken giyilir.
Manyaksız Şaman (manyagıyok kam)Iar külahiarım bilhassa beyaz
kuzu derisinden yaptırırlar. Onların itikadlarına göre beyaz renk
temiz ruhların hoşlarına gider.
Adi kam (manyaktuu kam)Iar siyah kuzu derisinden yapılan küla-
ha, ayin esnasında, üç beyaz şerit üç yalama ve baykuş tüyünden
bir demet ülbrek bağlamakla iktifa ederler.
Manyaksız Şamanların külalu evin sayılan yerinde aruu neme
putunun altında, Şaman davulu ile beraber saklaıur.

*
A. iNAN

Manyak K ülahının Parçaları:


a) Külalım esas kısmı üç karış uzunluğunda kırmızı kuma§tan
olur, etrafına da üç tane düğme topçı konulur. Astarı kaba ve adi
kuma§ tır.
b) Külalım üç yerine va§ak (§ülüzüii) derisi dikilir; bunlardan
biri göz, biri alın ortası, biri de ense hizasına konulur. Bu suretle
külalı üç kısımdan mürekkep olur ki bundan dolayı üç üyelüü kuf pörük
üç boğumlu ku§ külahı denir.
c) Göz üzerindeki (köstüii üstü) kısımda, külahın kenarına,
saçaklara muvazi olarak, bir sıra türlü türlü boncuklardan diziler
konur. Her dizide be§ hancuk ve ucunda bir yılan başı (salyangoz
kabuğu) bulunur. Dizilerin sayısı muhteliftir; be§, dokuz veya on
altıdır. Bu süslere inciler (yindiler) denir. Bu süslerden ba§ka bazı
külahiarın kulak hizasına sincap derisiyle bir büyükçe hancuk konur.
Bu sincap derisine kulak, boncuğa da küpe (sırga) denir.
ç) Alın (maiiday) kısmı. Külahın tam alın hizasına . birkaç sıra,
yılan-başı dikilir; bazı.külahların alın kısmı da göz hİzasındaki süsl~rle
süslenir. Yılan baş;ın sayısı ıg, 2g veyahud 41, diZ~ ise 13 olur;- _
Yukarıda gösterilen süslerden ba§ka bazı külahiara sırma kaytan
(altın utık) ilave olunur. Bu kaytan dokuz yerinden düğüınlenerek
ebem ku§ağı §eklinde, diğe~ bir parçası da bunun -üzerine dikilir.
d) Külalu-ri tepe kısmı beyaz koyun yününden örülmü§ kalın
kaytari (yüdflr) la daldurularak zikzak §eklinde çlikilir; ortasina dokuz
düğüm kabartına yapılır. Bazı külahiara yalnız dokuz düğüm koy-
makla iktifa olunur.
e) Külahın ense kısmı aynı diki§le doldurulur. Bazan da uçan
ku§ resimleri n ak§ edilir.
Külahin tepe kısmı azçok daralır; kenarına iki, dokuz veya otuz
tane baykti§ tiiyü (ülbrek) dikilir.

ŞAMAı'l" DAVULU
Altay Şamanliı.~ı'nın kullandıkları davul konu§ma dilinde tiiiigür
v~yahut çaluu 1 tesıniye olunur. Hakikatte i se bu kelimeler iki ayı;f
1

-\•;:_y_ ı
Radloff'un izahına ·göre '' tüiiür " ':- terimi komşu moğollardan alınmış­
tir; "çaluu" terimi ise Türkçe "çalmak" (yani vurmak) masdanndan alınmış
bir isimdir. "çaluu" hakiki Altay terimi olup davulun ismidir; sonradan "dauul
sahibi" manasma da gelmiş olabilir. -
ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER 443

§eyi ifade eden terimlerdir: lTüfiür davulun bizzat kendisi, çaluu


ise davulun ağaçtan yapılmıŞ sapıdır ki, ölmü§ bir Şaman'ın suretini
temsil eder. Her Şaman, baba veya ana tarafindan olan büyük baba-
larından veya analarından ölmü§ bir Şaman ozo kam'ın varisidir
ve hamisi ve selefi olan bu ruhun talebi ile davul · sahibi olur. Hiç
bir Şaman kendi arzu ve isteğiyle davul yaptıramaz, tıpkı (manyak)
meselesinde olduğu gibi, ruh davul yaptırmak için Şamana telkin-
lerde bulunur. Mesleğe yeni giren Şaman ruhun arzularına tabidir.
onun istediği gibi davul yaptırır, §ekil ve bütün teferruatı rıihıin hayatta
iken kullandığı davula uygun olurl
Bazı Altay Şamanları temiz ruhların (aruu neme) ve dağ Tanrı­
larının (yer-su) telkin ve ilhamlarİyle davul sahibi olurlar. Bu suretle
elde edilen davul ilahi hediye ·ve mübarek sayılı.r. Bundan dolayıdır
ki, bu gibi davul sahibi olan Şamanlar, bunun Abuu-Kaan, Adı-gana,
Kara-Kaya ve bunlara benzer yer-su Tanrılarından verildiğini söyle-
mekle zevk duyarlar. Geçmi§ Şamanların menkİbelerinde de dağ ruh-
ları (yer su Tanrıları) tarafından verilen davullar hakkında hikayeler
vardır. .
Şaman, hamisi olan ruh tarafindan ayin icrasına icazet veril-
diğinde bir davul tedarik eder. Bu icazet zamanı 6 ile 50 ya§ arasında
olur. Bununla beraber 20 ya§ta Şaman olanlar ekseriyeti te§kil ederler.
Davul ( Tüfiür )ün büyüklüğü Şamanın ya§ına göre olur : Çocuk
Şamanlar için küçük, büyük Şamanlar için büyük tüfiür yapılır.
Erkek Şaman'ın davulu ile kadın Şaman'ın davulu arasında fark
yoktur.
Davul (tüfiür) daire veya beyzi §ekilde olur; daire §eklinde olan
davulun kutru bir aqın, beyzi §ekildeki davulun ise uzun kutru bir
aqın, kısa kutru 3/4 arşın uzunluğunda olur.
Davul yapmak için §U maddeler kullanılır: Ağaç,_ demir, bakır,
deri ve kıl sicim.
Bu maddeler arasında en ehemmiyet verileni hu§ (kayıfi) ve
sedir (mö§ aga§) ağaçlarıdır. Bunlara dair ananeler de mevcuttur.
Hu§ ağacı temiz, sağla~ ve evierden uzakta bitmݧ hayvanlar yakla§-
mamı§ ve insan eli dokunmamı§ olmalıdır. Sedir ağacı da böyle olma-
lıdır. D.avul, bu i§in mütehassısı olan usta (us kiji) tarafıri.dan yapılır.
lYeni yapılmı§ davul, ayin yapılmadan önce ardıç (arçın) du-
maniyle tütsülenir, üzerine de rakı (arakı) serpilir. Bı.i merasimden
444 A. İNAN

sonra davul mukaddes §eyler cümlesine dahil olur. Dini -ayinierde


kullanılır}
tDavulun değeri 15-20 ruble olur; (manyak)la beraber, evin üst
ba§ında, bir kö§ede saklanır. Davulun esas kısmı olan ağaç ve demir
hiç bir zaman deği§tirilemez; derisi ise deği§ tirilebilir. Biri ölen evde
bulunan davul Erlik'in elçisi olan Aldaçı'nın yakla§masiyle kirlenmi§
(yaman bolot) ve kuvvetini kaybetmݧ sayılır. Böylece kirlenmi§ ve
kuvvetini kaybetmi§ olan davulların derisi derhal deği§tirilir. Bu
gibi hadiselerde davulla beraber bütün Şaman mukaddesatı da
-manyak, yalama, bayrı, yayık: muhafaza edilen torba da- kirle-
nir, "habis" olur. İlıriyatkar Şamanlar ve ev sahipleri, hastanın öle-
. ceği anla§ıldığı dakikada Şaman'a ait e§yayı evden çıkarırlar.)
. ~Davulun derisi ate§ dü§üp delinirse Şaman için fena alarnet
sayilır ve deği§tirilir.
Davulun derisi çok kullanınakla yıpranır veya keskin bir §eyin
dokunmasİyle delinirse yama ile iktifa edilir. Davuldaıi ' Çıkarılan
eski deri ormana götürülüp bir ağacın dalına asılır. .
Manyak'ia davulu ba§ka bir obaya götütmek icap ettiği zamari
ba§kası getirir. Şaman'ın kendisi bunu yapmaz.t[
~avul bit yen~ götürülürken çıngıraklı parçalar~ §eritlerle bağla­
mr. Adette bu nakil bir süvarİ tarafindan yapıldığından, davulun üze-
rindeki resimler a§ınıp bozulmıyacak bir vaziyette süvarİnin arkasına
(yağınurlu havada çepkene sarılır) ku§akla b?-ğlanır.
Her davul Şamanın ölümünden sonra ormana götürülüp, parça-
landıktan sonra bir ağacın dalına asılır; Şamanın ölüsü de bu ağacın
yanına gömülür. Şamanın defni esnasında husus! ayin ve merasim
yapılmaz, ilahiler de olmnmaz.
Şamanlar, mümkün olduğu kadar, abadan ve yollardan uzak
bir tepeye, hayvan sürülerinin yakla§amıyacağı yere defuedilirler 2 .1
Ölen Şamanın vasiyeti üzerine bazı akrabası yeni davul yaptırır
. ve eski bir ananeye göre Şamanların evinde iki davul bulunur:
bunlardan biri ·ayinlerde kullanılır, ikincisi de bir kö§ede saklanır.
2 İslamdan önce Kıı;gız-Kazaklarda da Baksı (Şaman)ların umumi mezar-~
lıklara gömülmediği anlaşılniaktadır. Kırgız-Kazak' Şairi Abay yalnızlığından,
halkına söz dinletemediğinden şikayet eden bir şiirinde :
Molasınday bakşınıfi yalnız kaldım tapçınım (Tam hakikat Şudur ki baksı­
nın mezarı gibi yalnız kaldun) diyor. A. İ. .
ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER 445

tBazı istisnai vaziyetlerde Şamanlar davul yerine yölgö (küçük


yay) kullanırlar. Fakat yölgö ile ayinin ancak bir kısmı yapılır,
tam ayin yapılamaz. Yölgö ile ayin yapabilmek için önce koruyucu
ruhların arzularının anla§ılmı§ olması gerektir.)
Bazı Şamanlar bir çok ayinlerde yalnız yölgö kullanınakla iktifa
ederler. Fakat bunlar ancak kendi akrabalarİnın dini ihtiyaçlarını
tatmin için ayin yapan §amanlardıL
Davulun Kısımları:
I. Davulun gövdesini sedir ağacından yapılan ka~~~ği k~ş te§kil
eder. Kasnağın (çemberi) dairesi 10~12 karı§, derinliği 14,.22 cm.
olur. iki ba§ı kayı§la bağlamr.
Tört talaluu aba yı§tı:fi tübüne:fi. taldap . etken pu kajım!
Dört kö§eli büyük ormanın kökünden (dibinden) · seçerek yaptığım
kasnağım 3 •

Davul kasnağı için sedir ağacı abadan uzak bulunan ormandan


kesilir.
II. Davulun İç Kısmı :
a) Davulun iç kısmını sap iki müsavi parçaya .ayırır. Bu sap
temiz ve ya§ hu§ (ya§ kayı:fi) agacından yapılır ve ·sahibi (eezi)
tesmiye olunur; eezi' sap üzerine yapılan insan tasviridir ki, namına
bu davulun yapıldıgı müteveffa Şamanın sembolüdür.
(Eezi'nin ba§ı beyzi §ekildedir; yüzü üzerine oyarak ka§ (kabak),
burun (tumçuk), ağız (uus), sakal (sagalJ, yapılmı§tır. Göz çukuruna
bakır toka konur. Bazı davullarda ka§, burun, ağız ve sakal ince
kırmızı bakır levha (kaplama) ile kapatılır . .
Eezi'nin göğsü üzerinden, örülmü§ demir çubuk geçirilmi§tir, ki
buna kiri§ denir. Bu demir çubuk eezi'pin kolunu ( çaluudı:fi kolı)
yerine geçer. .
Eezi'nin a§ağı taraft ikiye' ayrılır, bu çatal ayakları teınsil eder.
Bazı davullarda bu çatal yoktur. Çatalın üzerinde, bazı davul.I arda,

3 Kazak-Kırgiz baksıları kopuzlarını :


Ojoöfigünüfi tübünön Söğüdün dibinden (kökünden)
Oyup algan kobuzum Oyup alınmış kopuzum.
Karagaydıfi tübünön Çam ağac di binden ·
Kayrıp algan kobuzum Koparıp alınmış kopuzum..
diye tavsif ederler, Altay şamanları ile aynı şeyi davul hakkında söylerler. A, İ.
A. İNAN

küçücek bir insan resmi bulunur; bu resmin ayin yapan Şaman'ın


kend.ille mahsus ruhun (poyunufi eezi) resmidir.
"Eezi"nin bu §eklinden başka Altaylı Ş aman davullarında iki ba§lı
(eki pa§tuu) "eezi" ye de tesadüf edilir. Bu ba§lardan biri "eezi"nin
çaluudıfi bajı, ayak yerindeki baş ise Şamamu kamnıfi bajı'dır.
b) K.irݧ- 3% karı§ uzunluğunda bir_demir çubuktur; örülmü§,
(tolgomalduu ton kiri§ = örülrrıü§, kuvvetli kiri§) ve adi çubuk
halinde kullanılır. Bu demir kiri§in her iki tarafında, omuzları (iin)
temsil eden, çıkıntılar vardır. Kirişin sağ tarafina 5, sol tarafina da
4 tane (bir togus) demir parçası asılır, uzunlukları g~ ıo cm. olan
bu demir parçasına "çıngırak" (kofiura) denir. Bunlar· §erir ruhları
(yaman körmöstör) kovmak için kullamlan akları temsil ederler.
"Kofiura" ile beraber bir veya iki o~ (yebe yahut ok) asılır. Bunlar
da §erir ruhları korkutmaya yarayan silahlardır.
Okiarın sayısı Şaman'ın aruu tös'lerinin (yani koruyucu ruh-
larımn) sayısına göre olur. Oklar Şamana tös tarafindan verilir.
Bazı davullarda ok bulunmaz.
c) Kiri§in boyun çukuru yaruna 3% karl§ uzunluğunda türlü ·
renklerde §eritler bağlamr. Bu §eritlere "Köfie" denir; bu §eritler '
Şamanı -ayiiı y~pmaya davet edenler tarafındanbağla~r; sayısı mu-
ayyen değildir. . · . . .· ·· . . . ·_ · ·
· ; ç) "Eezi"nin.yüzünün he,r iki tarafinda orağa benziyen küçücek,
5-6 cm. büyüklüğünde, · çengeller vardır. · Bunlara kulak ve küpe
(ay . kWa~, ' ~ırga) denir.• Ayin ~snasinda Şaman bunları çıÜrdıkları
sesler·, vasıias~yle, ( karn ldjinifi ay, k~lak tıfiırtı) ruhların arzu ve
iradelerini öğreiıir; · • ·• ·.·. · · .· ·. _- · '. · . •·
III. Davulun ÇenJ:>eti': ·'~feger~k) ··
.. ·' derisi (sigln terezi) ·.-istisnai' vaziyette
~ ; ile' kaplafur~ . _ ·
..,~.·~-~-·-··•""· ~-LL iplikle dikilir; kenarları ise ba§ka bir iplik! e
..

~f.Y.._<t,J~~:-ı...~..ı..ı: hale! getirilir, ki buna: "yaka (yakka)" denir.


~~u'"'-~-"'ıl!',<.)'_. "ee'zi.?'nln:' ba§ı ·üzerindeki..; kısınım örten
;ığacı .çubuğundan kesilmi§ be§ veya dokuz parça
~~-~ •• ~.,ı.L olan çıkintılahi 'hörgüç (örkö§)' denir. Bu
· · takviye ederler (rezonatör vazifesini gö-

tahtadan iki dairecik konur; buna "kır­


Bu
i•;I·o···•<•o·
·iki daireye "kulak" ile "sırga (küpe") . -
ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER 447

Davulun Üzerindeki Resimler : *


Davul üzerindeki resimler beyaz ve kırmızı (apagaç ta§, kızıl
ta§) boya ile yapılır. Bu boyalar ırmak kaynaklarında bulunan yumu-
§ak ta§lardan İstilisal edilir. Boyaları hazırlama usulü basittir:
Yumuşak taşlar, ufak parçalara ayrıldıktan sonra, iki taş arasına
konularak toz haline getirilir; sonra bu toz ısiatılıp işaret parmağı ile
davul üzerine sürülerek, tecrübeli erkek ressam (yürüçi) tarafindan,
resimler yapılır.

***
Davulun İçindeki Resimler :
a) Eezi (davulun sahibi)nin resmi.
Davulu iki müsavi parçaya ayıran düz ve kalın bir çizgidir
ki, yukarı tarafinda baş, aşağısında ayaklar görülür. Ba§ın iki yanında
iki daire vardır, ki (kulak) burıf~r güneş ve ay (kün, · ay)ı temsil
ederler. · -
b} Kiriş da-Vul sahibinin (eezi'nin) omuzları hİzasından ufki
olarak kesen bir çizgidir. Bunun üzerinde omuzları gösteren iki çıkıntı
(örköş) ve altında demir parçalarım gösteren bir kaÇ şakuli çizgi
vardır.

c) Ebe kuşağı (solongı) resmi kavis şeklinde kalın çizgilerdir;


Eezi'nin sağ ve sol yanlarına tersim edilir: Solongı kavs-ı kllzah-
(ebe ku§ağı) demektir; her davula tersim edilir.
ç) Ebe ku§ağı
resminin altında , (eezi) nin sapı yapılan mukad-
des kayın ağacı
(bay kayıng)mn resn'ıi vardır. Umumiyetle Altay
Şamanlarımn in~nmalarına göre kayın ağacı Tanrı'dan ayrılmı§tır
(kudaydang ayrılgan). Bunun için bu ağaca yıldırım dü§mez.
d) Sığın (meral) resmi. Davulun derisi de resmi yapıla:p. bu
sığından alınmı§tır.

e) Kirpi (kamık) resmi. Bu kirpi Erlik oğllllarından Pü-Ba.tış'ın


idare ettiği cehennemler dünyasındaki göllerin sahillerinde yaşar.

* Ülkü, cilt: XVII, Sayı: roo Haziran rg4r S. 337-343


A. İNAN

Yılanduu, pakaluu, kamıktuu ! Yılanlar, kurbağalar, ldrpileri


Ker yutpaluu Pii-Batış Diri diri yutan canavarlar sahibi
Bey Batış
* * *
Davulun Çenberindeki Resimler :
Davulun bu kısmında birbirini kateden çizgiler vardır. Bu
çizgilerin arasına yıldızlar resmedilir. Çenberde bulunan çizgilere
pildür denir ki, tezyinat demektir.

***
Davulun Derisi Üzerindeki Resimler:
Davulun derisindeki resimler pek çoktur. Bu resimleri, "yere
müteallik resiınler" ve "semaya müteallik resimler" diye iki zümreye .
ayırmak mümkündür. · .
Bu kısımdaki
.
resimlerin en mühimi . bir insan re~Inidir' ki
. '

eezi (davulun sahibi) denir; geçmiş bir Ş aman'ın (ozo kam)ın resmidir.
Davullarda "eezi" iki türlü tersim edilmektedir. Birinci tip resim kalın ~
bir çizgi, çizginin yukansında kafa, iki göz, kaş, burun ve ağız; çizgi-
nin altında, çenberin yanında, ÇC~:tal (ayrı} vardır k!, a:yaktır; kafanın
iki tarafındaki çizgiler kulak ve küpe (kula~, sırga) d,ır.
İkinci tip "eezi" resmi: ortasında zlkzak bulunan iki muvazi
kalın ·çizgi resmin gövdesini teşkil eder; .yukarı tarafında kaş, göz,
burun; ağız ve sakal görülür; aşağı tarafında araklar ve bunların
· arasında küçük bir insan resmi vardır, . buna da "eezi" denir. 13u,
Şaman'ın rehberi olan ruh (körmös)un resmidir. Bu ruha, Elgem
tesriıiye olunur; Bu ruhun vazifesi ayin esnasında Şamanı istiğrak
haline getirmektir.
a) Kiriş - "Eezi"yi omuzları hizasından kesen · bir çizgidrr.
Bu çizginin üzerinde iki çıkıntı · vardır ki, bunlara "omuz" (ün)
denir; bundan başka "kiriş" p.sılı olarak, beş, altı, yedi yahut dokuz
olmak üzere çıngırak (kongura) ve ok (cebe) lar tersim · edilmiştir.
b )\Davulun yukarı tarafında, kiriş'in üzerinde çap~az iki çizgi
ile dört müsavi parçaya ayrılmış iki daire vardır ki, güneş ve ay (kün,
ay) ın resimleridir. Bu dairderin çevresinde, dışarıya doğru çıkan
çizgiler vardır; bunlar ay ve güneşin ziyasını (yarkın) gösterirler ..
Ay, "eezi"nin sağında, güneş de solunda bulunur; bütün davullarda
ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER 449

böyledir; bu vaziyet ay ve güne§in yaz mevsimindeki seyirlerine uy-


gundur. Şamanların ilm-i haline (misteriologie'sin~ göre yılın bu
mevsiminde karnlar göklere çıkabilirler. Güne§ ve ayın yanında iki
küçük daire bulun~r: bunlardan biri tan (çoban) yıldızı (tang çolmon),
diğeri de ak§am yıldızı (enger çolmon) dır. Bu davulun güne§, ay
ve mezkfır- iki yıldızın bulunduğu kısmında bir çok noktalar vardır
ki, bunlar da yıldızlardir. Bu noktaların sayısı onla seksen arasında
olur.
Bu noktalar bazı davulların a§ağı kısmında da bulunur.)
Ayluu kündüü tengerem Aylı, güne§li göğüm
Ak ayastafi ayrılgan Ak Ayas (Ülgen) den ayrılmı§
c) Solongı (ebeku§ağı, eleyınsema) resmi. Bu resim yay §eklinde
üç, dört veya be§ kalın çizgiden ibarettir. Bu çizgiler ayrıca veya eezi'-
nin iki yanına insan kaburgaları gibi çizilirler.
Ebeku§ağıriin . sayısı Ş aman ilahilerinden anla§ıldığına göre, üç
(üç solongı) ve - altmı§ sekiz (alton segis solongı) dir.
ç) Bay kayıng (mübarek kayınağacı) resmi vardır. Bazı davul-
larda bu ağaca bağlanmı§ kurbanlık hayvan (maİ)' tersim edilir.
Bununla, temiz ruhiani kurban a'yininin bir sahnesi gösterilmi§ oluyor.
d) Sedirağacı (mö§ ağa§) ve •onun yanında meral resmi vardır.
Davulun tokmağı sedir ağacından yapılır ve meral derisi ile kaplanıi.
e) Kurbanlık hayvanın bağlandığı _ ağacın kar§ısında tam ayin
kıyafetiyle (cübbesi, şeritlerle süslü külahı ile), elinde davul olduğu
halde, Şaman tersim edilmi§tir. Bundan ba§ka daha bir insan resini
vardır ki, kurbanın ba§ını tutanİn (pa§ tutkan) resinidir: Bu resimler
Şaman'ın kurbanlık hayvanı gökteki tei:niz ruhlara (aruu tös'lere),
da:vul çalarak, ba§ tutan v~sıtasiyle , takdim ettiği salıneyi gösterir.
Merasirnin bu sahnesi "hayvanı gÖnderme (mal kagip yat)"
tesmiye · olunur.
f) Bazı davullarda . ebekupğı resminin altında "tayılga" 1 ya
müteallik nesnelerin resimleri vardır. ·
g) Pakan (kayın ağacından, ucu çatallı bir sırık (kazık) 2) Yükeli
(bir ucu yerde, diğer · _u cu pakan'ın çatalından geçirilen çok uzun
sırık; buna kurban derisi asılır), 3) Yeek (aralarına ip geçirilmi§ iki
kazık; ip e §eritler bağlanmı§ ve bir erkek tav§an (aygır koy on, aygır

1 "Tayılga" kurban yeri (mensek) demektir.


A. !nan Makalr/eri, ~9
A. İNAN

tuulay derisi asılını§ tır), 4) Şongkor (songur denilen ku§ un resimleri;


bu resimler yeeke kazıkiarı üzerine yapılını§tır), 5) Tekpi§ (merdiven),
6) Şiree (taht) demektir, dörtkazık ve bunların üzerine konulan sırık
ve çalı çırpıdan ibarettir; 7) Kazık (Kurban öldürÜlürken Şaman bu
kazık yanında durup dualar okur).
h) Ebe ku§ağı üzerinde "pura" tesmiye edilen bir resim vardır,
ki uzun üç boynuzlu koç §eklinde tersim edilir. Her davulda üç tane
"pura" resmi bulunur (üç pura).
"Pura" yukarı ucu çatal, §akuli vaziyette, deynekler §eklinde de
tasvir olunur. Bu deyneklerin ufk1 vaziyette bulunanların her iki
ucu boymiz gibi kıvrılını§ olur.
Arı tös'lere dua edilirken zikredilir.
Süt köldüng 2 üç pura, . Süt gölünün üç pura'sı,
Aydıng kününg yayaganı, Ay ve güne§in yarattığı,
Kaş pajınıng, (Davul) çenberinin ba§ındaki.
Kara pura! (Duran) kara "pura"! , .
K ança töskö kamdaza Ne kadar tös'e ayin yapılırsa (ya-
pılsın)
Mening bajıma kuyak bol! Benim ba§ıma zırh ol i
Altaylılar gök gürlemesini ''puramn sesi" diye _izah ederler.
i) Bazı davullarda kiri§'le solongı (ebek!l§ağı) arasında "eezi'nin"
her iki tarafmda Ülgen'in dokuz kızımn _ (ağa kıstar, kıyandar'm)
~esimleri bulunur .. Bazı Altaylı Şamanlarin davullarında "eezi"nin
resmi bulunmaz. Bunun yerine ay, güne§, üç\ "pura" üç ebeku§ağı
(eleyiınsema), §iiD§ek, yıldızlar, çoban yıldızı (çolmon) tersim edilir.
Bu gibi resimler davulun yukarı kısıruna yapılır.
VII. Davulun Takınağı (Orbu).
Davulun takınağı körpe kayın ağacından (ya§ kayıng) yapılır.
Uzunluğu 17, kalınlığı 7-8 cm. olur. Sapımn ucu delinerek bir kayı§
(pildirge) geçirilir ve buna bir halka takılır. Ayin yaparken takınağın
elinden dü§memesi için Şaman bu halkayı koluna geçiİir.
Kayı§a §eritler (könge) ve örgüler (manyak) bağlanır. Bunlara
üleker (süs, tezyinat) denir. ··
Takınağın yüz tarafı hayvamn paça derisiyle kaplamr. Takınağın
diğer tarafı (ki buna alakan yani avuç denir) üç veya dokuz (bir
togus) halka (teerbek) ile ~üslenir. Bu halkalar üçer üçer sıralanır.

2 "Süt Köl" (Süt gölü) Kemçik ırınağına Ak Suğ ırmağının döküldüğü yerde .
bir göl adıdır. ·
ALTAY ŞAMANLIGINA AİT MADDELER 451

Tokmak- (orbu) Şaman dualarında "kamçı" tesmiye olunur;


Çünkü onunla Şaman davulu döver 3 •
Pildirgelüü sqy orbum, Kayı§bağlı say 4 tokmağım,
Olekerlüü sqy kamfZ, (Resimlerle) süslü süslü say kamçı,
Oç iiyelüii sqy orbum! Üç boğumlu say tokmağım!

3
tŞaman dualarından anlaşıldığına göre davul şaman'ın hayali seyahatlarinde
denizleri geçerken kayığı, çölleri geçerken devesi, dağları geçerken meralı olur,
tokmağı da yerine göre "kamçı" veya "kürek" hizmetini görür.J(A. İ) ·
~ "say" kelimesini Ano~n ''yayılan, yayılmış" diye tercüme ediyorsa da doğru
olmasa gerektir. Bize göre buradaki "say" kelimesi, manası çoktan unutulmuş keli-
melerden biridir. Bunun eski manasının ne olduğunu bilmiyoruz; fakat bunun si-
lahlara sıfat olarak kullanıldığını gör.üyorlız: say yarık - zırh D.L. T. III, ı ı B,
say- kez bir nevi ok sıfatı Radloff, WB. IV, 2ıg; "Sadak tolgan say cebe"
Radloff. Proben. III, gı; "üç yüz say cıdalıl yigit... " Dede Korkut, Orhan Şaik, gB.
(A. İ.).
l

ı,

1./,

/1

~
Şekil 1, 2, 3, 4, 6,7 : Saman'ın külôhları (pöruk).
Şekil 5 : Külôh bulunmadığı zaman üç şerit (üç yalama) ve baykuş tüyleri (ülberk)
ilôve ederek kullanılan ôdi kalpak.
. Sekil 10, 11: Eezi'nin {davul sôhibi olan ruhun)~ ağaçdan yontulmuş şeklidir. Da--
,
vulun sapı olarak kullanılır.
Şekil 12 : Davulun tokmağı (o r b u}.
__ J, nmıff M
17

ll
Şekil 8, 9, 13, 14, 15, 16, 18 : Sainan davulları (t ü n g il r, ç a 1 v u).
Şekil 17 : Davut üzerindeki "tayılga, resmidir. Kurban kesilen ve ôyin yapılan yert
gösterir.

You might also like