You are on page 1of 19

15 TEMMUZ 2016 DARBESİNE AKP YÖNETİMİNİN FETÖ PDY İLE İŞBİRLİĞİNİN BELGELERİ

15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma


Komisyonu raporuna eklenmeyen CHP
raporunda, AKP ile Gülen cemaati ilişkilerinin
dökümü var
https://t24.com.tr/haber/tam-metin-15-
temmuz-darbe-girisimini-arastirma-
komisyonu-raporuna-eklenmeyen-chp-
raporunda-akp-ile-gulen-cemaati-iliskilerinin-
dokumu-var,1047559
21 Temmuz 2022 01:57 Gökçer Tahincioğlu Haber Merkezi

Ayrı bir rapor niteliğinde olan 71 sayfalık muhalefet şerhinde,


"darbe girişiminin en büyük nedeninin AKP’nin Gülen cemaatiyle
suç ortaklığı yapması olduğu" savunuluyor ve bu iddiayı
kanıtlamaya yönelik kanıtlar sıralanıyor. Ancak komisyonun
başkanlığını yapan Reşat Petek’in “tam metin” iddiasıyla
kamuoyuna sunduğu raporda, CHP'nin muhalefet şerhi yer almıyor

15 Temmuz’un yıldönümünde yeniden tartışma konusu olan TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimi
Komisyonu Raporu beş yıldır yayımlanmadı. Bunun nedenlerinden biri de raporun teknik anlamda
tamamlanmamış olması. CHP, bunun, rapora korsan biçimde ek bölüm yazılmasından ve bu bölümle
ilgili görüşlerinin rapora konulmamasından kaynaklandığını savunuyor. 2017’de CHP adına, rapora
gizlice eklendiği söylenen bölümlerle ilgili olarak, “15 Temmuz Darbe Girişimi Araştırma
Komisyonu Nihai Raporuna Yapılan Müdahaleye Karşılık Olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nin İlave
Tespitleri” başlığı altında ek bir muhalefet şerhi kaleme alındı. Ayrı bir rapor niteliğinde olan
muhalefet şerhinde, darbe girişiminin en büyük nedeninin AKP’nin Gülen cemaatiyle suç ortaklığı
yapması olduğu savunuldu ve bu iddiayı kanıtlamaya yönelik kanıtlar sıralandı. Ancak komisyonun
başkanlığını yapan Reşat Petek’in “tam metin” olarak kamuoyuna sunduğu raporda, bu muhalefet
şerhi yer almıyor.

Tartışma yeniden alevlendi


15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden altı yıl geçti. 15 Temmuz’un yıldönümlerinde sürekli
tartışılan konuların başında, TBMM’de kurulan araştırma komisyonu raporuyla ilgili iddialar geliyor.
Bugüne kadar raporun kayıp olduğu, hiç yayımlanmadığı, eksik yayımlandığı gibi iddialar ortaya
atıldı. Son tartışmayı ise AKP milletvekili olduğu dönemde komisyona başkanlık eden ve aktif
siyaseti bu görevi yürüttükten sonra bırakan Reşat Petek’in sözleri başlattı.

CHP'nin
raporda yer verdiği fotoğraflardan

Bitmeyen tartışma: Darbe Komisyonu Raporu


Tartışılan komisyonun tam adı, "Fethullahçı Terör Örgütünün 15 Temmuz 2016 Tarihli Darbe
Girişimi İle Bu Terör Örgütünün Faaliyetlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken
Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu"…
Komisyon, 4 Ekim 2016’da o dönem Meclis’te grubu bulunan AKP, MHP, CHP ve HDP’nin imzası
ile kuruldu. Yaklaşık 4,5 ay faaliyet gösteren komisyon, 22 toplantıda 141 kişiyi dinledi.

Komisyon 26 Mayıs 2017'de raporunu açıkladı. Ancak yapılan itirazlar nedeniyle raporla ilgili
çalışmalar uzadı. Petek, raporun nihai halini, iki cilt halinde basılan raporu 12 Temmuz 2017'de o
dönemin TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a sundu.

Tartışmalar o günden bu yana devam ediyor.

CHP'nin
raporda yer verdiği tweet'lerden

“Şentop’a sorun”
Tartışmalar 15 Temmuz’un 6. yıldönümünde, Petek’in, Halk TV’den İsmail Saymaz’a yaptığı
açıklamayla yeniden alevlendi. Petek, TBMM’nin internet sitesinde rapor için, “Komisyon raporu
vermedi, hükümsüzdür” denilmesini eleştirerek, “Onu TBMM Başkanı Mustafa Şentop'a
sorabilirsiniz. Veya önceki başkan İsmail Kahraman'a... Biz Kahraman'a teslim ettik. (Rapor)
Tekemmül etti. Ama meclis genel kurulunda görüşülmedi. İşin özeti bu” dedi.
CHP'nin raporda yer verdiği tweet'lerden

“Resmi anlamda rapor yok”


Şentop ise Petek’in bu sözlerine, “Komisyon üyelerinin “Komisyonda görüşülen metin” olarak
üzerinde mutabakat sağladığı, İçtüzük hükümlerine uygun olarak tüm süreçleri tamamlanmış bir
Meclis Araştırması Komisyonu Raporu, TBMM Başkanlığı’na sunulmamıştır. Dolayısıyla, 26.
Yasama Dönemi'nde kurulan 15 Temmuz Araştırma Komisyonu tarafından içtüzükte öngörülen süre
içerisinde tamamlanarak aynı yasama döneminde TBMM Başkanlığı’na sunulan ve komisyon
üyelerinin, komisyonda görüşülen metin olarak üzerinde mutabık kaldıkları bir rapor, diğer bir
ifadeyle TBMM İçtüzüğü hükümleri gereğince hukuken (resmi anlamda) Meclis Araştırması
Komisyonu Raporu niteliğini taşıyan bir rapor bulunmamaktadır” şeklindeki açıklamayla yanıt verdi.
CHP'nin raporda yer verdiği tweet'lerden

Petek aynı metni paylaştı


Petek ise bu açıklamaya karşılık, TBMM Başkanlığı’na sunulan, başkanlığın, “TBMM İçtüzüğü’ne
uygun bulmadığı” raporu, “tam metin” kaydı düşerek internet sitesinden paylaştı.

Rapora gizlice ek yapıldı, CHP itiraz etti, rapor eksik kaldı


Bütün bu tartışmaların temelinde, raporun tamamlanma sürecinde TBMM tarihinde örneğine az
rastlanır gelişmelerin yaşanması yatıyor.
CHP'nin
raporda yer verdiği gazete sayfalarından...

CHP’nin muhalefet şerhi raporu: Rapora gizlice müdahale edildi


Tartışmaların nedenini anlamak için CHP’nin o dönem hazırladığı, Darbe Komisyonu raporuna
eklenmeyen rapor kılavuz niteliğinde.

Söz konusu raporda, o dönem komisyonda da görev yapan dönemin CHP milletvekilleri Zeynel
Emre, Aykut Erdoğdu, Sezgin Tanrıkulu ve Aytun Çıray’ın imzası bulunuyor. Raporun ilk bölümü
Zeynel Emre, “nihai değerlendirmeler” kısmı ise Çıray tarafından kaleme alındı.

Raporda, Darbe Komisyonu Raporu’nun neden yayımlanamadığı da anlatılıyor. Raporun ilk


bölümünde, Darbe Komisyonu Raporu için, “Komisyon raporlarının tahrif edilmesi” başlığı
kullanılarak, “15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonunun bugüne dek gündeme gelen toplam 3
farklı raporu söz konusudur” deniliyor. Üç rapor şöyle sıralanıyor:

 22 Aralık 2016 tarihinde basına sızdırılan ön taslak rapor (936 sayfa)


 25 Mayıs 2017 tarihinde karşı oy yazısı yazılmak üzere komisyona sunulan taslak rapor (639
SAYFA)
 12 Temmuz 2017 tarihinde TBMM Başkanlığına sunulan nihai rapor (1097 SAYFA)

CHP'nin raporda yer verdiği gazete sayfalarından...

CHP itiraz etti, rapora eklenmedi


CHP’nin muhalefet şerhi niteliğindeki raporunda, bu süreç için şöyle deniliyor:

“Bu raporlardan ilki (ön taslak rapor), konuları bakımından kapsamlı, içeriği bakımından hacimli ve
bir anlamda darbe girişiminin araştırılmasına dönük bir çabanın izlerini taşıyan doyurucu bir
mahiyettedir. İkinci rapor (taslak rapor), ilk raporun yarısı kadar olmakla birlikte, kendisinden önceki
rapordan çıkartılan konular bakımından açık bir müdahalenin olduğunu göstermektedir. Son rapor
(nihai rapor) ise, bir araştırma komisyonunun faaliyetleri, bulguları ile ilgili olmayan, siyasi olarak
saldırgan, gerçekleri çarpıtan ve karalayıcı eklemelerin yapıldığı rapordur. Tüm bu müdahaleler, bu
yaklaşımın ilk başta siyasi nezaketten uzak olduğunu gösterse de daha vahimi, darbe girişiminin
aydınlatılmasının değil muhalefeti mahkum etmek üzere, tam bir hukuksuzluk içinde
araçsallaştırılmasının trajik bir şahikası, AKP iktidarının kronik davranışı olan hukuksuzluğun bir
röntgeni olmuştur.”
CHP'nin raporda yer verdiği gazete sayfalarından...

Kılıçdaroğlu’na FETÖ suçlaması


Raporda, Darbe Komisyonu Raporu’nun taslağının hazırlandığı, bu taslağın basına da sızdığı, taslak
raporun, itirazlarını yazmaları için muhalefet vekillerine de gönderildiği vurgulanıyor.

Ancak CHP’nin iddiasına göre, TBMM Başkanlığı’na 12 Temmuz 2017’de verilen raporda,
kendilerine verilen taslak raporda yer almayan ifadeler sıralandı. Bununla yetinilmedi, muhalefetin
şerhleri de rapora işlenmedi. CHP’nin raporunda, Darbe Komisyonu Raporu’na gizlice eklenen
bölümde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik ağır suçlamaların yer aldığı belirtiliyor
ve eklenen bölüm özetle şöyle aktarılıyor:

“…ancak bazı siyasi partilerin özellikle Anamuhalefet Partisinin (CHP) FETÖ’ye karşı tutumunun
tutarsız ve çelişkilerle dolu olduğuna dair bir parantez açmakta fayda bulunmaktadır. Her ne kadar
15 Temmuz Darbe Girişiminin hemen akabinde CHP, FETÖ’yle mücadele bağlamında bazı olumlu,
uzlaşmacı ve işbirliğine açık mesajlar vermiş olsa da, ilerleyen süreçte bu tavrı değişim göstermiştir.
Ayrıca, Anamuhalefet Partisinin FETÖ’ye ilişkin tavrının darbe öncesinde de çelişkili olduğunu
hatırlatmakta fayda bulunmaktadır. Şöyle ki; yukarıda anlatılan süreçler yaşanırken, Anamuhalefet
partisinin (CHP) FETÖ’nün siyasi emellerine hizmet eden tutum ve davranışları 15 Temmuz
darbesine giden süreçte FETÖ/PDY terör örgütünü cesaretlendirici bir nitelik taşımıştır… CHP
Genel Başkanı, FETÖ/PDY’nin söylemleriyle örtüşür biçimde “kontrollü darbe”den söz etmeye
başlamıştır. CHP liderinin özellikle 17/25 Aralık’tan sonra FETÖ’yle senkronize davranışlar
sergilemesinin, söylem birliği içine girmesinin, FETÖ’nün servis ettiği hukuk dışı malzemeleri
kullanmasının, 15 Temmuz sonrası FETÖ davalarına gösterdiği karşıtlık ve 4 FETÖ’yü aklama
girişimlerinin bir anayasal kurum olan anamuhalefet partisi tarafından niçin ısrarla bir politika tarzı
olarak benimsendiği anlaşılmamaktadır.”

Raporun taslak halinde yer almayan bu ifadeler, çok daha uzun. Eklenen bölümde tamamen
Kılıçdaroğlu eleştiriliyor ve FETÖ’ye destek vermekle suçlanıyor.

CHP'nin raporda yer verdiği gazete sayfalarından...


CHP’nin itirazı
CHP’li komisyon üyeleri, rapora kendilerinden habersiz biçimde ekleme yapıldığını, raporun bu
haliyle ilgili görüşlerinin alınmadığını ve muhalefet şerhlerine yer verilmediğini 14 Temmuz
2017’de dönemin TBMM Başkanı İsmail Kahraman’a aktardı. Ancak CHP’nin raporuna göre,
Kahraman, sadece, ilgili bölüme görüşlerini ekleyebilecekleri yanıtını verdi.

CHP, bunun üzerine 14 Temmuz tarihli itiraz dilekçesini verdi. İtiraz dilekçesinde şu gelişmeler
aktarıldı:

“Komisyon Başkanı Reşat PETEK'in 11 Temmuz 2017 günü gece saat 23:25'te komisyon üyelerine
gönderdiği; [[Değerli Komisyon Üyeleri, Raporumuz yarın (12.07.2017) saat 17:00'de TBMM
Başkanlığına arz edilecektir. Komisyon olarak Meclis Başkanımız Sayın İsmail Kahraman'ı
ziyaretimize tüm Komisyon üyelerimizin katılımı rica olunur. Saygılarımla. Reşat PETEK Komisyon
Başkanı]] şeklindeki whatsApp mesajı ile, Rapordaki tashih niteliğinde düzeltme ve değişiklikler 6
ile redaksiyon işlemlerinin tamamlandığından ve artık TBMM Başkanlığına sunulacağından
haberdar olduk. Tamamlandığı ve TBMM Başkanlığına sunulacağı ifade edilen rapor metni üyelere
dağıtılmamıştır; tarafımızdan komisyon sekreteryasından istenerek incelendiğinde de görüşmüştür ki,
yapılan değişiklikler ve eklemeler tashih niteliğinde düzeltme ve redaksiyonun çok ötesine geçmiştir.
TBMM Başkanlığı’na sunulan rapor metni tarafımızdan incelenerek muhalefet şerhi yazılan rapor
değildir; yapılan değişiklikler ve eklemelerle metnin son hali yeni bir rapor olma niteliğindedir.”
CHP'nin raporda yer verdiği gazete sayfalarından...

Eklenmeyen muhalefet şerhi: ‘AKP suç ortağı”


CHP, muhalefet şerhi niteliğindeki ikinci raporunu bunun üzerine hazırladı. Ancak bu muhalefet
şerhi, komisyon raporuna eklenmedi.

Bu nedenle komisyon, raporunu TBMM İçtüzük kurallarına uygun biçimde tamamlayamadı ve


bugünkü tartışmalar yaşanmaya başladı. TBMM Başkanlığı da AKP’de oluşan görüş doğrultusunda
komisyon raporunun muhalefetin itiraz ettiği halini TBMM Genel Kurulu’nda görüşmedi. Darbe
Komisyonu Raporu kadük haline geldi ve rafa kaldırıldı.

Bu sürecin nedenlerinden birinin CHP’nin muhalefet şerhi niteliğindeki raporunda yer alan tespitler
olduğu belirtiliyor. Bu raporda, AKP’nin Gülen cemaatinin suç ortağı olduğu belirtiliyor ve bu
iddiayla ilgili kanıtlar sıralanıyor.

CHP'nin
raporda yer verdiği tweet'lerden

Videolar, manşetler, açıklamalar


Raporda, “video” başlığı altında çok sayıda video kaydının linki yer alıyor. Linklerden bazıları şöyle:
 Recep Tayyip Erdoğan FETÖ liderini yurda çağırıyor: “Bu sıla hasret artık bitsin”
https://www.youtube.com/watch?v=16f48d3IocY –
 Recep Tayyip Erdoğan FETO’ya özlemini ifade ediyor: “Bu hasret niye?”
https://www.youtube.com/watch?v=mJ0xJI7jps8 –
 Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra AKP milletvekilliği yapacak olan Hakan Şükür’ün
nikahını kıyıyor, nikah şahidi Fethullah Gülen. Hakan Şükür’ün daha da sonra bir OHAL
KHK’sı ile madalyaları elinden alınıyor. https://www.youtube.com/watch?v=3UOSy0QQDIs
 - Recep Tayyip Erdoğan 2010 referandum sonuçları için okyanus ötesine teşekkür ediyor
https://www.youtube.com/watch?v=9YIcZDnjDs4 9 - Recep Tayyip Erdoğan konuşuyor,
Fethullah Gülen dinliyor. Dönemin Diyanet İşleri Başkanı, Melih Gökçek, Abdullah Gül de
eşlik ediyor.
 Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Türkçe Olimpiyatlarında konuşuyor: “Muhterem Fethullah
Gülen hoca efendimize Antalya’da gönül dolusu selamlar”
 Binali Yıldırım Türkçe Olimpiyatlarında Fethullah Gülen’in şiirini okuyor
https://www.youtube.com/watch?v=BGv37DUkoFI - Numan Kurtulmuş’tan Gülen’e dön
çağrısı https://www.youtube.com/watch?v=cZ5EJKUeESw

Raporda, dönemin gazetelerinin görselleri de yer alıyor. Görsellerde, 2004’teki MGK’da görüşülen
Gülen cemaati raporunun AKP tarafından işleme konulmadığına yönelik haberler geniş yer tutuyor.
Görsellerde, “Gülen’i AKP kurtardı”, “Erdoğan: Cemaat ne istedi de geri çevirdik” haberlerinin
manşetleri, Erdoğan ve Gülen’in birlikte çekilmiş fotoğrafları, Gülen’e yapılan ziyaretlerin
fotoğrafları, AKP’lilerin Gülen’le ilgili mesajları, Türkçe Olimpiyatları için bastırılan paranın
görseli, Erdoğan’ın, “Allah dedikleri için müsamaha gösterdik. Rabbim de milletim de bizi affetsin”
sözlerine ilişkin manşetler yer alıyor. Raporun devamında da başta Erdoğan olmak üzere AKP’lilerin
Gülen ile ilgili açıklamaları bulunuyor.

CHP'nin raporda yer verdiği tweet'lerden


Petek’in yazıları
Raporda, Darbe Komisyonu’na başkanlık eden Reşat Petek’in gazetelerde yayımlanan, Ergenekon ve
Balyoz operasyonlarına destek verdiği, cemaatin söylemlerini desteklediği yazıları da yer alıyor.

Rapordaki tespitler: AKP yeni tarih yazımı yapıyor, suçlarını


gizliyor
Raporun, tespitler bölümünde de özetle şu görüşlere yer verildi:

 İktidar mensubu kişilerin FETO ve FETÖ için referansları, methiyeleri, hasret dolu sözleri ve
iktidar seferberliği sonuç olarak 15 Temmuz darbe girişimine neden olmuştur.
 Tüm bu hadiselerin siyasi okuması, yorum ve analizlerinin yakıcılığı bir yana, kanunlarla
belirlenmiş nizam içinde karşılık geldiği tek bir şey vardır: Suç ortaklığı. Suça iştirakin
faillik, azmettirme, yardım ve yataklık yolları ile ortaya çıkmasına dair tüm bulgular, raporun
bu son ilavesi ile böylece mutlak, çekincesiz ve olgusal biçimde ortaya konulmuştur.
 En açık deyişle istisnasız bir şekilde AKP hükümetleri ve belediye başkanlığından
Cumhurbaşkanlığı devrine kadar Recep Tayyip Erdoğan iktidarı, bütüncül ve sistemli olarak
icraatları ve söylemleriyle, hain bir terör örgütü olarak FETÖ’nün en büyük ve tek değişmez
katalizörü olmuştur.
 Bu nedenle Erdoğan iktidarı, 15 Temmuz bakımından bütün ülkeyi içine sürüklediği
travmanın, üstü örtülmesi imkansız olan siyasi ve hukuki sorumluluğunu örtbas etmek
endişesiyle ve evrensel değerleri ayaklar altına almak pahasına muhalefeti mahkum etmeye
çalışmaktadır.
 AKP/Erdoğan iktidarları, darbe girişiminden çok uzun zaman önce, bilhassa da kumpas
dönemi olarak anılan zamanlarda organize bir şekilde suç işleyen FETÖ’ye her türlü desteği
sağlamış, önündeki engelleri kaldırmıştır. Tüm gelişmelerin varıp geleceği tek bir yer var ise
o da şudur: Çok açık bir şekilde suça iştirak açısından adı anılan bütün bu sorumlular hukuk
karşısında er ya da geç hak ettikleri cezayı alacaklardır. Yukarıda delillendirilen suç ortaklığı
neticesinde de, devletin parasına terör örgütlerinin etkinliklerini basanlar karşısında savcıların
harekete geçmesi bir beka meselesi olarak karşımızda durmaktadır.

20 Temmuz darbesi
 Başlangıçta ortaya konulan birlik ve beraberlik iradesi ne yazık ki bu kalkışmadan bir fırsat
çıkarma hesabı olduğu anlaşılan AKP iktidarı tarafından çıkarılan OHAL kararı ile birlikte,
hukuk askıya alınmış ve o şartlarda dayatılan ‘Mühürsüz referandumla’ birlikte, Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu’nun ifade ettiği “20 Temmuz Darbesine” dönüşmüştür.
 15 Temmuz’u diğer darbelerden farklılaştıran FETÖ-AKP ilişkisinin mahiyetidir.
CHP'nin raporda yer verdiği tweet'lerden

Yeni tarih yazımı


 Komisyon, Anayasa’nın 98. ve Meclis İçtüzüğünün 104. ve 106. Maddeleri ile tanımlanmış
görev ve yetkileri çerçevesinde fonksiyonunu hakkı ve layıkıyla icra edebilmiş olsaydı,
demokrasimizin gerçek anlamda tazelenerek güçlendirilmesine katkıda bulunabilirdi.
 Komisyon çalışmaları Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan
tarafından engellenmeyip başarılı olsaydı Türk milletinin sisteme ilişkin güvenlerinin artması
ve TBMM’ye çok daha bilinçli bir şekilde sahip çıkmaları gibi bir sonuç doğurabilecekti.
 Ancak 15 Temmuz hain kalkışmasını ‘Allah’ın büyük lütfu’’ 2 diye niteleyen dönemin
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açısından 15 Temmuz’un aydınlanmasının hiç de
arzulanır şey olmadığı ortaya çıktı. Bu değerlendirme önyargılı bir yorum veya yakıştırma
değil, olgularla doğrulanabilecek objektif bir tespittir. Erdoğan’ın 16 Temmuz sabahı
‘Allah’ın büyük lütfu’ ibaresini kullandıktan sonra, “çünkü bu Silahlı Kuvvetlerimizin
temizlenmesine sebep olacak” demiş ve “YAŞ Öncesi böyle bir adımın atılmasının manidar
olduğunu” eklemiştir. Erdoğan’ın bu ifadeleri “ya darbeciler güç kazanacakları bir gelecekte
buna kalkışsalardı” şeklinde iyi niyetli yorumlara da konu olmuştur. Ancak olayların akışı ve
gelişimi günümüz AKP’li Cumhurbaşkanının söz konusu ibareyi aslında çok farklı bir
anlamda kullandığını düşündürmekte ve hatta ortaya koymaktadır. ‘Allah’ın büyük lütfu’ ile
kastedilen şey 15 Temmuz’un kendi ‘tek adam rejimi’ni kurmak için bir katalizör olarak
görüldüğüdür. Daha açık bir deyişle 15 Temmuz FETÖ Darbesi’nin ‘bir büyük lütuf’
olabilmesi yarı karanlıkta bırakılmasına bağlıydı.
 Komisyon, Anayasa ve Meclis İçtüzüğü çerçevesinde fonksiyonunu gerçek anlamda icra
ettiği takdirde dönemin cumhurbaşkanının lütuf dediği şeyin belki de en temel şartı olan yarı
karanlık hal mümkün olmayacaktı. Bu da bugün yaşayarak gördüğümüz ‘tek adam rejimi’nin
gerçekleşmesini engelleyebileceği gibi, onun ters yüz olmasına sebep olabilecekti. Bundan
ötürü Komisyon’un faaliyetleri tamamen çoğunluğu oluşturan AKP’li üyeler tarafından
şekillendirildi ve yönlendirildi. Böylece Komisyon Raporu, 15 Temmuz’u kullanarak
varılması hedeflenen amaçla tutarlı bir tarih yazımının aracı haline getirilmek istendi.

“FETÖ ile iltisaklı başkan”


 Komisyon’un AKP’li üyelerinden ikisinin, özellikle de AKP’li üyelerin oylarıyla Komisyon
Başkanı seçilen AKP Burdur milletvekili Reşat Petek’in 15 Temmuz’un asli örgütsel faili
olarak tescil edilen FETÖ’yle iltisaklı sözde sivil toplum kuruluşları ve organizasyonlarla çok
sayıda somut delille ortaya konabilecek yakınlıklar kurmuş olmasıdır. Petek’in bu şebekeye
iltisakı dinci şebekeyle AKP’nin ilişkilerinin hızla sarsıldığı dönemde, bu iki yapıyı yeniden
yakınlaştırmaya hizmet ettiğini düşündüğü görüşler geliştirmeye dek varmıştır… Petek, bütün
bunlara rağmen Komisyon içinde yer almasını dönemin fiili Genel Başkanı Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın güya bir özeleştiri gibi takdim edilen ‘aldatıldık’ argümanının da temeli olan
muhakemeye dayandırmış; bu doğrultudaki açıklamalarını hukuki ayrımlarla destekleyip
kuvvetlendirmeye çalışmıştır.
 Komisyonun bu şebekeyle bir sempati ilişkisi içinde olduğu objektif, yani somut olgulara
dayanılarak söylenebilecek diğer AKP’li üyesi ise Hüseyin Kocabıyık’tır. Hüseyin Kocabıyık
tıpkı Petek veya Fethullah Gülen ve Cemaatle ilişkisi medyaya yansıyan birçok AKP’li gibi
kendisini Cumhurbaşkanına benzer argümanlarla savunmuştur.


CHP'nin raporda yer verdiği gazete sayfalarından

Siyasi uzantılar aydınlatılmadı


 FETÖ’nün AKP içindeki ByLock’lu siyasi uzantıları ortaya çıkarılsaydı Anayasa
değişikliğinin gazi TBMM’yi battal hale getirmeyi hedeflediği ortada olmasına rağmen
AKP’lilerce neredeyse hiç fire vermeksizin kabul edilmesi imkânsız hale gelirdi.
 Komisyon faaliyetleri AKP’li başkanlıkça akamete uğratılarak 16 Nisan’da yaşanan ve bizzat
YSK’nın tam kanunsuzluk olan kararıyla demokrasi tarihimizin en şaibeli, dolayısıyla
tamamen gayrı meşru sonucuyla noktalanan bir referandumun önü açılmıştır.
 Bu düşüncenin gerçekle tamamen örtüştüğünü açıkça ortaya koyan kanıt ise muhalefetin
yazımına hiçbir şekilde ve ölçüde katkıda bulunmasına izin verilmeyen AKP Komisyon
raporuna sonradan yapılan ‘korsan ek’ olmuştur. AKP raporuna Anayasa ve İçtüzüğe aykırı
olarak gizlice yapılan ekle, 15 Temmuz’un siyasi ayağına ilişkin unsurların ortaya çıkması
engellenmeklekalmamış, adeta ortak menzile yürüyen kurumun CHP olduğu algısı yaratılmak
istenerek bir imkânsız amaçlanmıştır.

Gizlice ek yaptılar
 Kılıçdaroğlu’nun Büyük Adalet Yürüyüşü’nden sonra da başta ifade ettiğimiz nedenlerle
kısaca 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu olarak adlandırılan
Komisyonumuzun sonuçlanmış raporuna gizlice bir ek yaptılar. Fakat bu tutumlarıyla suç
ikrarında bulundular ve aslında ‘ortak menzile’ yürüdükleri FETÖ ile kurgu davalar yaratma
konusunda tam bir zihni paralellik gösterdiklerini açıkça ortaya koymuş oldular. Böylece
AKP, yakın gelecekte tecelli edecek özgür yargıya FETÖ’yle tam on üç yıl boyunca aynı
menzile ulaşmak için yaptıkları koordineli işbirliğini ikna edici kanıtlarından birini daha
vermiş oldu.
 Sonuç olarak en hafifinden, FETO sempatizanı Reşat Petek Başkanlığındaki 15 Temmuz
FETÖ Darbesini Araştırma Komisyonun hazırladığı raporun sarayın kendi amaçları
doğrultusunda kurguladığı 15 Temmuz hikayesini tahkim edecek bir anlatı olması
amaçlanmıştır. Biz CHP olarak buna izin vermeyeceğiz. 15 Temmuz’un hikayesinin
kurgulara değil adalet yürüyüşünün başarısı sonucunda gerçeklere dayandırılması için
çalışacağız. Bu kalkışma vatanımıza, milletimize, meclisimize, askerimize ve polisimize karşı
yapılmış bir saldırıdır. Bizim çabamız bu raporun özgür, kuvvetler ayrılığının güçlendirildiği
bir parlamenter sisteme dayalı olarak ‘hukuk ve adalet Türkiyesi’nin’ inşa ve tesis edildiği
günler için yol gösterici olmasıdır

15 Temmuz Darbesinde Bu Soruların cevabı verilmedi


Darbenin Siyasi Ayağı Gizlendi
https://www.yeniasya.com.tr/gundem/sorularin-cevabi-
verilmedi_566923 14-7-2022
15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 6. yıl geçti. O geceye dair hâlâ
pek çok karanlık nokta var. Darbe Komisyonu üyelerine göre, 15
Temmuz’un çok yönlü araştırılması ihtiyacı ortadan kalkmadı.
15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin üzerinden 6 yıl geçti. 251 kişinin şehit olması ve 2
binden fazla kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan darbe girişimi, Türkiye’nin yakın tarihi
açısından ‘en sıra dışı’ ve ‘en korkunç’ gecelerinden biri olarak kayıtlara geçti.

gazeteduvar’ın haberine göre, bu süreçte devleti yöneten siyasetçiler, bürokratlar,


gazeteciler, darbe teşebbüsüne karşı sokağa çıkan kişiler kendi tanıklıklarını sık sık
kamuoyu ile paylaşırken, darbe girişiminin bastırılmasından sonra TBMM’de kurulan ‘Darbe
Girişimini Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı rapor yıllar geçmesine rağmen ne Meclis
Genel Kurulu’nda görüşüldü ne de yayınlandı. Komisyonun raporunun yayınlanmaması o
geceye dair birçok noktanın karanlıkta kalmasının en önemli gerekçesi olarak gösterilirken
hâlâ birçok soruya da cevap beklendiğini ifade etmek gerek. Dönemin komisyon üyeleri
bugün gelinen noktada ‘FETÖ’ye karşı etkin bir mücadele yürütülmediğine dikkat çekerken,
darbe girişimine ilişkin karanlıkta kalan noktaların aydınlatılması gerektiğine vurgu yapıyor.

Darbe komisyonu raporu bizim bilgimiz dışında hazırlandı


Araştırma komisyonuna CHP üyesi olarak katılan, İYİ Parti İzmir Milletvekili olan Aytun
Çıray da 15 Temmuz darbe girişiminin her yönüyle araştırılmadığını savunan siyasetçiler
arasında. Aradan geçen 6 yılda o geceye ilişkin karanlıkta kalmış kısımlar olduğuna dikkat
çeken Çıray, “Bir darbe hazırlığı yapıldığıyla ilgili Milli İstihbarat Teşkilatı’na gündüz bilgi
ulaşmasına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan darbeyi neden eniştesinden öğrendi?
Devletin emrinde olan kolluk kuvvetlerinin büyük çoğunluğu darbeye katılmadı. Neden ilk
olarak sokağa kolluk kuvvetleri değil de halk davet edildi? Tüm bu sorular yanıtlanmaya
muhtaç sorulardır. (...)Darbe komisyonu raporu bizim bilgimiz dışında hazırlanarak Meclis
Başkanlığı’na verildi. Rapora, kalkışmadan CHP’yi sorumlu tutacak ekler konulmuş. Bizim
de bu ekler üzerine yazdığımız şerhler Meclis’e getirilip tartışılmak istenmedi. Bakıldığında
darbe girişiminde rol alan bütün generallerin terfisi bu siyasi iktidarın imzaları ile ortaya çıktı.
Komisyona çok önemli aktörleri çağırmamıza rağmen gelmeleri sağlanmadı. Komisyon
çalışmaları için ek süre dahi verilmedi. Yani siyasi ayağın üzerine gidilmedi.”

MİT’e giden binbaşı ne konuştu?


Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun AKP Başkanvekili olan Selçuk Özdağ 2 yıl önce
partisinden istifa ederek Gelecek Partisi kurucuları arasında yer aldı. Kalkışmayla devleti
ele geçirme planının denendiğini, ancak başarılı olunamadığını belirten Özdağ, o geceye
dair en önemli sorunun 15 Temmuz günü saat 14.45’te bir binbaşının Milli İstihbarat
Teşkilatı’na (MİT) giderek darbeyi haber verdiğine ilişkin veriler olduğunu ifade ederek şöyle
konuştu: “Darbe gecesi başbakana ve siyasi partilere darbeyi haber veren ilk kişi benim. O
gecenin cevapsız kalan en önemli sorusu darbe günü saat 14.00’de MİT’e giden binbaşının
ne konuştuğunun belirsizliği. Bu süreçte devlet bir refleks göstererek OHAL ilan etti. Fakat
daha sonra devreye hukukun girmesi gerekirken iktidar bir parti devleti kurmak istedi. Bu
süreçte kuru ile yaş aynı torbaya konuldu.”

Rapor saklanıyor
CHP’nin 15 Temmuz Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu Üyesi, İstanbul Milletvekili
Zeynel Emre, AKP’nin, darbe girişimiyle ilgili ayrıntıların üzerini örttüğüne, darbe komisyonu
raporunun resmi belge haline getirilmek istenmediğine dikkat çekerek, “Darbe
komisyonunda kritik isimlerin dinlenmemesi, komisyon çalışmalarının sonlandırılması için
bizatihi Erdoğan’ın açıklama yapması işin üzerinin örtülmek istenmesiyle ilgiliydi. AKP bu
raporu saklayarak bu işin konuşulmasını engellemiştir” dedi.

You might also like