You are on page 1of 21

TEYEMMÜM

Yazar: Sinan Yılmaz

Instagram: sinanyilmazhoca

www.risaleizah.com
1. Teyemmümün farzları nelerdir?

Teyemmümün farzı ikidir:

1. Niyet etmek: Sadece teyemmüme niyet etmek namaz kılabilmek için yeterli değildir.
Alınan teyemmümle namaz kılabilmek için şu üç şeyden birine niyet etmek gerekir:

A. Hadesten taharete yani abdestsizlikten temizlenmeye niyet etmelidir.

B. Namaz kılmaya niyet etmelidir.

C. Ya da cenaze namazı veya tilavet secdesi gibi abdestsiz sahih olmayan bir ibadete niyet
etmelidir.

Bu üç şeyden birine niyet etmeksizin alınan teyemmümle namaz kılınmaz.

Kişi şu niyetlerle teyemmüm alsa, bu teyemmümle namaz kılamaz:

– Asıl itibariyle ibadet olmayan mescide girmek veya mushafa dokunmak gibi bir şeye niyet
etse,

– Bizatihi maksat gözetilmeyen ezan okumak veya kâmet getirmek gibi bir şeye niyet etse,

– Abdestsiz de sahih olabilen Kur'an okumak gibi bir ibadete niyet etse,

– Ya da kabirleri ziyaret etmek, ölüyü gömmek, selama karşılık vermek ve hayırlı bir iş
yapmak niyetiyle teyemmüm etse, böyle bir teyemmümle namaz kılınmaz.

Ancak cünüp kimse Kur'an okumak için niyet ederse, o teyemmümle diğer ibadetleri de
yapabilir.

2. Yüz ve elleri -kolların dirseklerine kadar- meshetmek: Yüz ve elleri toprağa iki defa
vurmak farzdır. Birincisi yüz için, diğeri ise eller içindir.

Meshin tamamlanması maksadı ile elin ayalarını ve parmakların arasını hilallemek de vaciptir.

(el-Bedâyi, I, 45 vd.; Fethu'l-Kadir, I, 86-89; ed-Dürrü'l-Muhtar, I, 212; el-Lübab, I, 37;


Merâkı'l-Felah, 19-20)

2. Teyemmüm nasıl alınır?

Sünnete uygun bir teyemmüm şu şekilde alınır:

1. Teyemmüme başlarken Besmele getirmeli ve abdestsizlikten temizlenmeye veya namaz


kılmaya veya cenaze namazı ve tilavet secdesi gibi abdestsiz sahih olmayan bir ibadete niyet
etmelidir.
2. Parmaklar açık olduğu hâlde iki eli toprağa vurmalı ve daha sonra ileri sürüp geri
çekmelidir.

3. Elleri kaldırınca, eğer fazla tozlanmışlarsa onları yan yana getirip birbirine hafifçe vurmalı
ve bu şekilde ellerdeki tozlar silkelendikten sonra bu ellerle bütün yüzü mesh etmelidir.

4. İlk vuruşta yaptığı gibi elleri tekrar temiz toprağa vurmalı, sonra silkmeli ve sol elin
başparmağını ayırarak diğer parmakların iç tarafları ile sağ elin parmak uçlarından başlayarak
kolun dış tarafını dirseklere kadar mesh etmelidir.

Dirseğe ulaşınca sağ eli çevirmeli ve sol elin dört parmağı kolun iç kısmında, baş parmak da
dış kısmında olarak sağ eli kavrayıp, sol elin ayasıyla sağ elin dirsekten parmak ucuna kadar
olan kısmını mesh etmelidir.

Yani parmaklardan dirseklere giderken kolun dış kısmından gitmeli, geriye dönerken de kolun
iç kısmından dönmeli ve mesh edilmemiş bir yer bırakmamalıdır. Sağ elin baş parmağının
üstünü de mesh etmelidir.

5. Sol elle sağ elin mesh edilişi gibi, aynen sağ elle de sol eli mesh etmelidir.

6. Meshin tamamlanması maksadıyla ellerin ayalarını ve parmakların arasını hilallemelidir.

7. Açıklandığı şekilde teyemmümde sıra gözetilerek önce yüzü, sonra kolları mesh etmeli ve
bu işlemde kesinti yapmamalıdır.

(el-İhtiyâr, I, 86; el-Bedâyi, I, 45 vd.; Fethu'l-Kadir, I, 86-89; ed-Dürrü'l-Muhtar, I, 212; el-


Lübab, I, 37; Merâkı'l-Felah, 19-20; Ömer Nasuhi Bilmen, Sf. 104, Madde 201)

3. Teyemmüm ne ile alınır?

Teyemmüm toprak cinsinden olan toprak, kum ve toz gibi her şey ile alınabilir.

Yine taş cinsinden olan taş, çakıl, kaya, mermer, kiremit, tuğla, yakut, zümrüt, zebercet,
firuze, akik ve mercanla teyemmüm edilebilir. Üzerlerinde toz olmasa dahi bunlarla
teyemmüm etmek caizdir.

Elbise gibi bir şey ile teyemmüm etmeye gelince:

Elbiseye, halıya ve keçe gibi bir şeye vurulduğunda toz yükseliyorsa, bunlarla teyemmüm
caizdir. Zira bu durumda toz ile teyemmüm alınmış olur. Eğer kendilerine vurulduğunda toz
çıkmıyorsa, bunlarla teyemmüm caiz olmaz.

Odun, altın, gümüş, bakır ve demir gibi toprak cinsinden olmayan şeylerle teyemmüm caiz
değildir.
Bu konuda genel kaide şudur: Kül olan ve yakmak suretiyle yumuşayıp işlenebilen hiçbir şeyle
teyemmüm abdesti alınmaz.

(Fethu'l-Kadîr, I, 88; el-Bedâyi, I, 53; el-Lübab, I, 37; Vehbe Zuhaylî, I, 330, 337)

4. Teyemmümde niyet etmek şart mıdır?

Teyemmümün farzı ikidir. Bunlar:

1. Niyet etmek.

2. Yüz ve elleri -kolların dirseklerine kadar- mesh etmektir.

Niyet teyemmümün farzı olduğu için, niyet edilmeden alınan bir teyemmüm abdesti sahih
olmaz.

Sadece teyemmüme niyet etmek namaz kılabilmek için yeterli değildir. Alınan teyemmümle
namaz kılabilmek için şu üç şeyden birine niyet etmek gerekir:

1. Hadesten taharete yani abdestsizlikten temizlenmeye niyet etmelidir.

2. Namaz kılmaya niyet etmelidir.

3. Ya da cenaze namazı veya tilavet secdesi gibi abdestsiz sahih olmayan bir ibadete niyet
etmelidir.

Bu üç şeyden birine niyet etmeksizin alınan teyemmümle namaz kılınmaz.

Kişi şu niyetlerle teyemmüm alsa, bu teyemmümle namaz kılamaz:

– Asıl itibariyle ibadet olmayan mescide girmek veya mushafa dokunmak gibi bir şeye niyet
etse,

– Bizatihi maksat gözetilmeyen ezan okumak veya kamet getirmek gibi bir şeye niyet etse,

– Ya da abdestsiz de sahih olabilen Kur'an okumak gibi bir ibadete niyet etse, böyle bir
teyemmümle namaz kılınmaz.

Yine kabirleri ziyaret etmek, ölüyü gömmek, selama karşılık vermek veya hayırlı bir iş yapmak
niyetiyle alınan teyemmümle de namaz kılınmaz.

Ancak cünüp kimse Kur'an okumak için niyet ederse, o teyemmümle diğer ibadetleri de
yapabilir.

(el-Bedâyi, I, 45 vd.; Fethu'l-Kadir, I, 86-89; ed-Dürrü'l-Muhtar, I, 212; el-Lübab, I, 37;


Merâkı'l-Felah, 19-20)
5. Teyemmümün sünnetleri nelerdir?

Teyemmümün sünnetleri şunlardır:

1. Başlarken Besmele çekmek.

2. Toprağa ellerin içleri ile vurmak.

3. Elleri toprağa vururken parmakları aralıklı tutmak.

4. Elleri toprağa koyduktan sonra toprağın daha iyi kaplaması için elleri ileri doğru götürüp
geriye doğru çekmek.

5. Yüzü kirletmemek için elleri birbirine vurup toprağı silkelemek.

6. Sırayı gözetmek. Yani önce yüzü, sonra sağ eli ve daha sonra sol eli dirseklere kadar mesh
etmek.

7. Ara vermemek. Yani eğer su kullanmış olsaydı, önce yıkanan uzuv kurumadan bir
sonrakine geçmiş olmalı.

(ed-Dürrü'l-Muhtar, I, 213; Merâkı'l-Felah, 20; Vehbe Zuhaylî, I, 339)

6. Teyemmümün mekruhları nelerdir?

Teyemmüm alırken meshi tekrarlamak ve teyemmümün sünnetlerinden birini terk etmek


teyemmümün mekruhlarıdır.

Teyemmümün sünnetleri şunlardı:

1. Başlarken Besmele çekmek.

2. Toprağa ellerin içleri ile vurmak.

3. Elleri toprağa vururken parmakları aralıklı tutmak.

4. Elleri toprağa koyduktan sonra toprağın daha iyi kaplaması için elleri ileri doğru götürüp
geriye doğru çekmek.

5. Yüzü kirletmemek için elleri birbirine vurup toprağı silkelemek.

6. Sırayı gözetmek. Yani önce yüzü, sonra sağ eli ve daha sonra sol eli dirseklere kadar mesh
etmek.

7. Ara vermemek. Yani eğer su kullanmış olsaydı, önce yıkanan uzuv kurumadan bir
sonrakine geçmiş olmalı.
Teyemmüm alırken bu sünnetlerden birini terk etmek mekruhtur. Ayrıca meshi tekrarlamak
da mekruhtur.

(Vehbe Zuhaylî, I, 342)

7. Hangi ibadetler için teyemmüm edilebilir?

Abdest almayı gerektiren farz veya nafile her namaz, mushafa el sürmek, Kur'an okumak,
tavaf etmek, mescitte itikâf etmek gibi ibadetler için teyemmüm edilebilir. Abdest ile mübah
olan her şey teyemmümle de mübah olur.

Kişi tek bir teyemmümle dilediği kadar namaz kılabilir. Çünkü teyemmüm su bulamama
hâlinin abdestidir. Şartı baki kaldığı müddetçe abdest fonksiyonunu icra eder.

Kişi nafile namaz kılmak için teyemmüm alacak olsa, bu teyemmümle farz namaz da kılabilir.

(Vehbe Zuhaylî, I, 310, 313, 314)

8. Teyemmüm hangi şartlarda yapılır?

Teyemmüm yapılabilmesi için teyemmümü mübah kılacak bir sebep olmalıdır. Bu sebep,
gerçek olarak veya hükmen suyu kullanmaya güç bulamamaktır.

Gerçek olarak suyu kullanmaya güç bulamamak şudur: Su en az bir mil uzakta bulunduğunda,
kişi gerçek olarak suyu kullanmaya güç bulamamış demektir. Bu durumda kişi teyemmüm
yapabilir.

Suyu hükmen kullanmaya güç bulamamak da şudur: Eğer su bulunur ancak onunla abdest
aldığı ya da yıkandığı takdirde hastalanmaktan, hastalığının artmasından veya uzamasından
tecrübe neticesi olarak korkarsa veya mütehassıs bir Müslüman doktor su kullanmasının
zararlı olduğunu söylerse bu durumlarda teyemmüm yapılabilir. Çünkü bu durumlarda su
hükmen bulunmamış demektir.

Şu durumlarda da su hükmen bulunmamış sayılır ve teyemmüm yapılabilir:

1. Yakında olan bir suyu kullanma hâlinde canın, malın, şerefin ve emanetin tehlikeye
düşmesi.

2. Bulunan suyun abdest veya gusle yetmemesi.

3. Bulunan suyu abdest veya gusle harcadığı takdirde kendisinin, arkadaşının veya
beraberindeki hayvanın susuzluktan helak olacağını kuvvetli bir ihtimal ile bilmesi.

4. Kuyudan su çekebilmek için kova ve ip gibi aletlerin bulunmaması.


5. Bulunan suyun ancak bir pisliği gidermeye kâfi gelip, bundan fazla suyun bulunmaması.

Bu gibi durumlarda teyemmüm yapılabilir.

(el-Bedâyi, I, 46-49; el-Lübab, I, 36; Fethu'l-Kadir, I, 83-86; Merâkı'l-Felah, 19; ed-Dürrü'l


Muhtar, I, 214-226)

9. Su varken vaktin çıkmasından korkulsa teyemmüm edilebilir mi?

Hanefi mezhebine göre, su varken vaktin çıkmasından korkulması hâlinde sadece şu


durumlarda teyemmüm edilebilir:

1. Cünüp dahi olsa cenaze namazının kaçmasından korkmak.

2. Bayram namazının kaçmasından korkmak. Öyle ki abdest almaya kalkarsa imama


selamdan önce yetişememe korkusu olmalıdır.

3. Küsûf ve Hüsûf namazlarının (Güneş ve Ay tutulması esnasında kılınan namazların)


kaçmasından korkmak.

Bu namazların kaçması hâlinde kazaları mümkün değildir. Bu sebeple, kaçırılma endişesi


varsa -su olsa dahi- teyemmümle kılınabilirler.

Cuma namazı, diğer farz namazlar ve vitir namazının vaktinin çıkmasından korkulsa -su
bulunduğu takdirde- teyemmüm edilemez. Çünkü bu namazların bedeli vardır. Kişi cuma
namazını kaçırsa, o günkü öğle namazını kılar. Vakit namazlarını veya vitri kaçırsa, bu
namazları kaza edebilir. Bu namazların kaçırılması hâlinde kazaları mümkün olduğu için
teyemmüme cevaz verilmemiştir.

(ed-Dürrü'l-Muhtar, I, 223-227; Merâkı'l-Felah, 19 vd.; el-Bedâyi, I, 51; Fethu'l-Kadir, I, 96)

10. Su ne kadar uzaktaysa teyemmüm edilebilir?

Teyemmümün yapılabilmesi için su bulamamak veya yeteri kadar su bulamamak gerekir. Su


bir mil (1848 metre) uzakta olursa suyun bulunmadığına hükmedilir. Kişi bir mil uzaktaki suya
gitmeksizin teyemmüm yapabilir.

Su bir mil mesafeden yakın olur ancak suya giden yolda düşman veya yırtıcı hayvan gibi bir
tehlike olursa, yine teyemmüm edilebilir. Çünkü bu durumda su hükmen yoktur.

Eğer suyu parayla satın almak zorundaysa ve suya ödeyeceği bedele ihtiyacı varsa, bu
durumda da teyemmüm yapabilir.
Eğer su gerçek fiyatından daha pahalıya satılıyorsa, bu durum şer'an su bulunmaması
durumuna dâhildir. Böyle bir durumda, kişi suyu satın almaksızın teyemmüm edebilir.

Kişi suyu yüklerinin arasında unutsa ve teyemmüm alarak namazını kılmış olsa, eğer namazını
bitirdikten sonra -daha vakit çıkmadan- suyun bulunduğunu hatırlarsa, İmam-ı Azam ve
İmam Muhammed'e göre, bu namazı kaza etmesi gerekmez. Onlar derler ki:

— Bilgi olmadan kudret de olmaz. Böyle bir kişi suyu bulamayan kişi gibidir. Çünkü suyun
bulunmasından maksat onu kullanabilme kudretinin varlığıdır. Kullanabilme kudretinin varlığı
ise ancak suyun olduğunu bilmekle mümkündür.

İmam Ebû Yusuf'a göre ise bu durumdaki kişi namazını tekrar kılmalıdır. İmam Ebû Yusuf da
şöyle der:

— Bu kişi suyu bulan kişidir. Şu kadar var ki onu bulmakta kusuru vardır. Bu kişi, yükleri
arasında elbisesi olduğu hâlde onun varlığını unutup çıplak olarak namaz kılan kişiye benzer.
İkisi de namazı iade etmekle mükelleftir.

Eğer namazda iken suyun bulunduğunu hatırlayacak olursa, ittifakla namazını keser ve iade
eder.

(el-Bedâyi, I, 46; el-Lübab, I, 36; Fethu'l-Kadir, I, 83, 97; Merâkı'l-Felah, 19; ed-Dürrü'l-
Muhtar, I, 214, 330)

11. Su aşırı derecede soğuk olsa teyemmüm edilebilir mi?

Su aşırı derecede soğuk da olsa namaz abdesti yerine teyemmüm edilemez. Kişi soğuk suyla
abdestini almalı ve namazını öyle kılmalıdır.

Suyun soğuk olması sebebiyle gusül abdesti yerine teyemmüm etmeye gelince, bu durumda
teyemmümün caiz olabilmesi için şu üç şarttan biri olmalıdır:

1. Soğuk suyla yıkandığında ölmekten korkması.

2. Bazı organlarının telef olmasından korkması.

3. Hastalıktan korkması.

Bu üç durumda -kişi seferî de olsa mukim de olsa- gusül abdesti yerine teyemmüm edebilir.
Çünkü bu şartları taşıyan kişi hakkında bir tehlike söz konusudur.

Bu gibi durumlar tecrübeyle veya bir doktorun söylemesiyle bilinir. Hanefi ve Hanbeli
mezheplerine göre, doktorun Müslüman olması şarttır. Şafiî ve Maliki mezheplerine göre ise
Müslüman olması şart değildir. Zaruret hâlinde Şafiî ve Maliki mezhepleri taklit edilerek
Müslüman olmayan bir doktorun sözüyle amel edilebilir.
Sözün özü: Su aşırı derecede soğuk olur, ısıtma imkânı bulunmaz ve kişi bu suyla yıkandığında
hasta olacağına veya hastalığının uzayacağına tecrübeyle veya kuvvetli bir zanla kanaat
getirirse ya da Müslüman bir doktorun -Şafiî ve Malikilere göre Müslüman olması şart
değildir- söylemesiyle bilirse, bu durumda su hükmen yok kabul edilir ve kişi teyemmüm
edebilir.

(Vehbe Zuhaylî, I, 319)

12. Hastalık veya iyileşmenin gecikmesi sebebiyle teyemmüm edilebilir mi?

Teyemmümün sebeplerini iki kısımda toplamak mümkündür:

1. Suyu bulamamak.

2. Suyu kullanamamak.

Kişi suyu kullandığında,

– Canına bir zarar gelmesinden korkarsa,

– Nezle, grip, ateş yükselmesi veya buna benzer bir hastalığın meydana gelmesinden
korkarsa,

– Suyu kullandığı takdirde hastalığının artmasından veya uzayacağından korkarsa teyemmüm


edebilir.

Bu gibi durumlar tecrübeyle veya bir doktorun söylemesiyle bilinir. Hanefi ve Hanbeli
mezheplerine göre, doktorun Müslüman olması gerekir. Şafiî ve Maliki mezheplerine göre ise
Müslüman olması şart değildir. Zaruret hâlinde Şafiî ve Maliki mezhepleri taklit edilerek
Müslüman olmayan bir doktorun hükmüyle amel edilebilir.

(Vehbe Zuhaylî, I, 318)

13. Hayvanına yetecek kadar suyu olan kimse teyemmüm edebilir mi?

İnsan veya hayvan gibi herhangi bir canlının susuzluktan helak olacağından korkulsa veya çok
sıkıntı çekeceğinden endişe edilse, bu durumda mevcut su kullanılmayıp teyemmüm
edilebilir. Hatta bu sıkıntıların o an değil de gelecekte olacağı düşünülse, yine suyu saklayıp
teyemmüm etmek caizdir.

Buna göre, yanında av hayvanı ya da kendisini koruyan bir köpek olan kişi, hayvanının
susuzluktan öleceğinden veya sıkıntı çekeceğinden korkarsa suyu onun için saklayıp
teyemmüm edebilir.
Bu hüküm İslam'ın cana verdiği kıymetin bir göstergesidir.

(Vehbe Zuhaylî, I, 318)

14. Sadece yemek yapacak kadar su olsa teyemmüm edilebilir mi?

Zaruri olan hamuru yoğurmak veya zaruri yemeyi pişirmek gibi hâller teyemmümü mübah
kılan sebeplerdendir.

Buna göre, mevcut su sadece zaruri olan yemeği pişirmeye yetecek olsa, kişi suyu
kullanmayıp teyemmüm edebilir. Yani zaruri yemeği pişirmek ile abdest arasında bir tercih
yapılacak olsa, yemek tercih edilip abdest teyemmümü çevrilir.

Eğer yemeği pişirmek zaruri değilse, bu durumda abdest alınır ve teyemmüm edilmez.

(Vehbe Zuhaylî, I, 318, 333)

15. Suyu aradığında malının telef olacağından korkan teyemmüm edebilir mi?

Hırsız korkusu, düşman korkusu, yırtıcı hayvan korkusu ve yangın korkusu teyemmümü
mübah kılan ve suyu aramamayı caiz kılan sebeplerdendir.

Bir kadının suyun yanında bir fasığın bulunmasından korkması; borçlunun yakalanıp
hapsedilmekten korkması; kaçan bir kimseyi yakalamak gibi bir fırsatın kaybolmasından
korkulması durumlarında da teyemmüm edilebilir. Çünkü bu durumlarda zarar vardır ve
zarar şer'an kabul edilemez.

Buna göre, kişi malının çalınacağından korkarsa suyu aramaksızın teyemmüm edebilir.
Yanında bulunan başkasına ait bir mal için de hüküm böyledir.

(Vehbe Zuhaylî, I, 319)

16. Yanındaki su ancak üzerindeki pisliği temizlemeye yeten teyemmüm edebilir mi?

Kişinin yanındaki su sadece üzerindeki necaseti gidermeye yetecek olsa, bu kişi su ile necaseti
temizler ve abdest için teyemmüm alır. Suyu abdestte kullanıp necaseti bırakması caiz
değildir.

Zira abdestin teyemmümle telafisi mümkündür. Necasetin varlığının ise -su varken- telafisi
mümkün değildir.

(Vehbe Zuhaylî, I, 318)


17. Kuyuda su varken kova veya ip bulunmasa teyemmüm edilebilir mi?

Kuyuda su olmasına rağmen, kuyudaki suyu çıkarabilecek kovası veya ipi olmayan kişi vaktin
çıkmasından korkacak olursa teyemmüm edebilir. Kuyudaki su, bu kişinin teyemmüm
etmesine engel olmaz. Çünkü böyle bir kişi, suyu bulamayan kişi hükmündedir ve bu kişi için
su hükmen yoktur.

(Vehbe Zuhaylî, I, 319)

18. Teyemmümü bozan şeyler nelerdir?

Teyemmümü bozan şeyler şunlardır:

1. Abdesti ve guslü bozan her şey teyemmümü de bozar. Çünkü teyemmüm bu ikisinin
bedelidir. Aslı bozan şey onun yerine geçeni de bozar.

Eğer kişi cünüplük sebebiyle teyemmüm alırsa bu teyemmüm abdest yerine de geçer. Eğer
teyemmümü bozacak bir hâl vaki olursa, bununla sadece abdesti bozulur, guslü bozulmaz.
Yani bu durumda kişi gusül sahibi olur ve cünüp olmaz.

2. Teyemmüm etmeyi mübah kılan özrün kaybolması teyemmümü bozar.

Mesela hastalık sebebiyle teyemmüm almış olsa, hastalığının iyileşmesiyle teyemmümü


bozulur. Yine düşmanın suyun yanında olması sebebiyle teyemmüm almış olsa, düşmanın
gitmesiyle teyemmümü bozulur. Çünkü herhangi bir özür sebebiyle caiz olan bir amel bu
özrün kaybolmasıyla batıl olur.

3. Suyu görmek veya -bir defa dahi olsa- yeterli miktarda su kullanacak gücü elde etmek
teyemmümü bozar.

Teyemmüm etmiş kişi suyun yanından geçecek olursa teyemmümü bozulur. Bu kişi uyuyan
veya uyuklayan olsa da hüküm böyledir. Uyuyan bir kimsenin suyun yanından geçmesi onu
uyanık durumuna düşürür ve teyemmümünü iptal eder.

Teyemmüm etmiş kişi namaz esnasında suyu görecek olursa teyemmümü yine bozulur.
Abdest alarak namazını tekrar kılmalıdır. Eğer namazını bitirdikten sonra vaktin içinde suyu
görecek olursa namazını kaza etmez. Vakit çıktıktan sonra görmesi durumunda da ittifakla
kaza gerekmez.

4. Bir özürden dolayı teyemmüm eden kimse diğer bir özre tutulsa, birinci özrün son
bulmasıyla teyemmüm de son bulur. Diğer özür için tekrar teyemmüm etmesi gerekir.

Mesela su bulunmadığı için teyemmüm eden kimse, henüz su bulamadan abdest almaya
engel teşkil edecek bir hastalığa yakalansa ve bu arada su bulacak olsa, önceki teyemmümü
batıl olur. Bu durumda, hastalıktan dolayı tekrar teyemmüm etmesi gerekir çünkü
teyemmümün sebebi değişmiştir.

(ed-Dürrü'l-Muhtar, I, 224-236; Merâkı'l-Felah, 21; el-Lübab, I, 37 vd.; Fethu'l-Kadîr, I, 91 vd.;


el-Bedâyi, I, 56; Ömer Nasuhi Bilmen, Sf. 109, Madde 228)

19. Abdesti bozan şeyler teyemmümü de bozar mı?

Abdesti ve guslü bozan her şey teyemmümü de bozar. Çünkü teyemmüm bu ikisinin
bedelidir. Aslı bozan şey onun yerine geçeni de bozar.

Eğer kişi cünüplük sebebiyle teyemmüm alırsa bu teyemmüm abdest yerine de geçer. Eğer
teyemmümü bozacak bir hâl vaki olursa, bununla sadece abdesti bozulur, guslü bozulmaz.
Yani bu durumda kişi gusül sahibi olur ve cünüp olmaz.

(ed-Dürrü'l-Muhtar, I, 224-236; Merâkı'l-Felah, 21; el-Lübab, I, 37; Fethu'l-Kadîr, I, 91; el-


Bedâyi, I, 56)

20. Suyu görmek teyemmümü bozar mı?

Suyu görmek veya -bir defa dahi olsa- yeterli miktarda su kullanacak gücü elde etmek
teyemmümü bozar.

Teyemmüm etmiş kişi suyun yanından geçecek olursa teyemmümü bozulur. Bu kişi uyuyan
veya uyuklayan olsa da hüküm böyledir. Uyuyan bir kimsenin suyun yanından geçmesi onu
uyanık durumuna düşürür ve teyemmümünü iptal eder.

Teyemmüm etmiş kişi namaz esnasında suyu görecek olursa teyemmümü yine bozulur.
Abdest alarak namazını tekrar kılmalıdır. Eğer namazını bitirdikten sonra vaktin içinde suyu
görecek olursa namazını kaza etmez. Vakit çıktıktan sonra görmesi durumunda da ittifakla
kaza gerekmez.

(Vehbe Zuhaylî, I, 342)

21. Teyemmümü mübah kılan özrün kalkması teyemmümü bozar mı?

Teyemmüm etmeyi mübah kılan özrün kaybolması teyemmümü bozar.

Mesela kişi hastalık sebebiyle teyemmüm almış olsa, hastalığının iyileşmesiyle teyemmümü
bozulur. Yine düşmanın suyun yanında olması sebebiyle teyemmüm almış olsa, düşmanın
gitmesiyle teyemmümü bozulur. Çünkü herhangi bir özür sebebiyle caiz olan bir amel bu
özrün kaybolmasıyla batıl olur.
Bir özürden dolayı teyemmüm eden kimse diğer bir özre tutulursa, birinci özrün son
bulmasıyla teyemmüm de son bulur. Diğer özür için tekrar teyemmüm etmesi gerekir.

Mesela su bulunmadığı için teyemmüm eden kimse, henüz su bulamadan abdest almaya
engel teşkil edecek bir hastalığa yakalansa ve bu arada su bulacak olsa, önceki teyemmümü
batıl olur. Bu durumda, hastalıktan dolayı tekrar teyemmüm etmesi gerekir çünkü
teyemmümün sebebi değişmiştir.

(Vehbe Zuhaylî, I, 342; Ömer Nasuhi Bilmen, Sf. 109, Madde 228)

22. Teyemmüm ile namaz arasındaki uzun süre teyemmümü bozar mı?

Teyemmüm ile namaz arasındaki uzun süre teyemmümü bozmaz. Çünkü teyemmüm ile
namazın peş peşe olması farz değildir.

Buna göre, kişi teyemmüm aldıktan sonra aradan uzun süre de geçse -teyemmümü
bozmadığı müddetçe- namazını kılabilir.

(Vehbe Zuhaylî, I, 344)

23. Vaktin çıkması teyemmümü bozar mı?

Vaktin çıkması ile teyemmüm bozulmaz. Kişi aldığı teyemmüm abdesti ile dilediği kadar vakit
namazı kılabilir.

Mesela öğle namazı vaktinde teyemmüm almış olsa, -teyemmümü bozmadığı takdirde- ikindi
namazını, akşam namazını ve diğer namazları aynı teyemmümle kılabilir.

(Vehbe Zuhaylî, I, 343)

24. Teyemmümden önce suyu aramak şart mıdır?

Bir beldede ikamet eden kimse için teyemmümden önce suyu araması mutlak bir vazifedir.
Yakında su bulunduğunu zannetmesi ile zannetmemesi arasında bir fark yoktur.

Seferî ya da şehrin dışında olup teyemmüm etmek isteyen kişi ise zann-ı galiple (kuvvetli bir
zanla) yakınında su bulunduğuna hükmetmediği müddetçe suyu aramak zorunda değildir.
Zira meskûn yerlerin dışında suyun bulunması genellikle rastlanan bir durum değildir.

Eğer zann-ı galiple (kuvvetli bir zanla) yakınında su bulunduğuna hükmedecek olursa, bizzat
veya bir yardımcı vasıtasıyla her taraftan bir ok atımı miktarı (yaklaşık 185 metre) suyu
aramalıdır. Bu mesafede suyu aramadığı müddetçe teyemmüm caiz olmaz. Eğer net bir
görüşle etrafı görebiliyorsa dört bir yana bakması da yeterlidir. Bakmanın yeterli olmasının
sebebi, yol arkadaşlarından ayrı düşmemesi ve kendisinden meşakkatin uzak tutulmasıdır.

İster mukim olsun isterse -suyun yakında olduğunu zanneden- seferî olsun, eğer suyu
aramakta kusurlu davranacak ve aramaksızın namaz kılacak olursa, İmam-ı Azam ve İmam
Muhammed'e göre, namazı iade etmesi bu kişinin üzerine vaciptir.

(el-Bedâyi, I, 46 vd.; Fethu'l-Kadîr, I, 84 vd.; ed-Dürrü'l-Muhtar, I, 227 vd.; el-Lübab, I, 36)

25. Teyemmüm alırken azaları sırayla mesh etmek şart mıdır?

Teyemmüm alırken sırayı gözetmeye tertip denilir. Şafiî mezhebine göre, teyemmüm alırken
tertip farzdır. Dolayısıyla tertip gözetilmeden alınan bir teyemmüm onlara göre sahih
değildir.

Hanefi ve Maliki mezhebine göre ise tertip farz değil, müstehaptır.

Müstehap: Yapılmasında sevap kazanılan, terkinde ise günah olmayan amellerdir.

Hanefi ve Maliki mezhebi âlimlerine göre, tertip terk edilerek alınan teyemmüm sahihtir ve
bununla namaz kılınabilir.

Böyle ihtilaflı durumlarda kişiye düşen, kendi mezhebinin görüşüyle amel etmektir. Bizler
Hanefi olduğumuza göre, teyemmüm ederken tertibe riayet edersek sevap kazanırız. Tertibe
riayet etmeden teyemmüm almışsak, bununla kıldığımız namaz da sahihtir.

(Vehbe Zuhaylî, I, 329)

26. Teyemmüm alırken yüzüğü çıkarmak şart mıdır?

Su ile abdest alırken yüzüğü çıkarmak şart değildir. Eğer yüzük dar ise yüzüğün altına su
geçecek şekilde oynatmak yeterlidir. Eğer yüzük geniş ise ve oynatmadan altına su geçiyorsa,
bu yüzüğü oynatmak gerekli değildir. Geniş yüzüklerin oynatılması sadece menduptur.

Teyemmüm ise abdestten farklıdır. Çünkü toprak kesiftir ve su gibi yüzüğün altına akması
mümkün değildir. Bu sebeple, teyemmüm alırken yüzüğü çıkarmak şarttır. Eğer yüzüğü
yerinden oynatır ve altının mesh olmasını sağlarsa, bu durumda teyemmüm sahih olur.
Çünkü yüzüğün altına mesh etmek gerçekleşmiştir.

(Vehbe Zuhaylî, I, 328)


27. Suyu olan kişiden su istemeksizin teyemmüm edilebilir mi?

Kişinin yol arkadaşının yanında su varsa teyemmüm etmeden önce ondan su istemelidir.
Çünkü su çoğunlukla verilen bir şeydir. Şayet arkadaşı suyu vermeyecek olursa, bu durumda,
su bulamama hâli tahakkuk etmiş olur ve kişi teyemmüm edebilir.

Eğer arkadaşından su istemeden önce teyemmüm edip namazını kılacak olursa, İmam-ı
Azam'a göre, namazını iade etmesi gerekmez. Çünkü başkasının mülkünden bir şeyler
istemek kişiye vacip değildir.

İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre ise namazını iade etmelidir. Onlara göre, bu
durumda teyemmüm sahih değildir. Çünkü su kolaylıkla verilen bir şeydir ve istenmesi
gerekir. Eğer arkadaşı suyu satmak isterse ve kendisinin ödeyecek imkânı varsa, suyu satın
almalı ve onunla abdest almalıdır. Bu durumda teyemmüm yine yeterli olmaz. Ancak suyu
pahalı bir fiyatla satacak olursa suyu alması gerekmez. Bu durumda teyemmüm edebilir.

Böyle bir durumda, ihtilaftan kurtulmak için suyu istemek daha güzel ve takvaya daha
uygundur. Bununla birlikte, su istenmeden teyemmümle namaz kılınacak olsa iadesi
gerekmez.

(Vehbe Zuhaylî, I, 334-335)

28. Teyemmümle namaz kıldıktan sonra su bulunsa namaz iade edilir mi?

Kişi su bulamadığından dolayı teyemmüm edip namaz kılsa, sonra da vakit çıktıktan sonra su
bulacak olsa, bu kişinin namazı iade etmesi gerekmediği hususunda ittifak vardır.

Eğer vakit içinde suyu bulacak olursa, Hanefi mezhebine göre, bu durumda da namazı iade
etmesi gerekmez. Teyemmüm ile kıldığı namaz kâfidir.

(Merâkı'l-Felah, 19; Vehbe Zuhaylî, I, 322)

29. Vakit girmeden önce teyemmüm edilebilir mi?

Hanefi mezhebine göre, vaktin girişinden önce teyemmüm etmek caizdir. Yine kişi tek bir
teyemmüm ile -su bulamadığı ve abdestini bozmadığı müddetçe- dilediği kadar farz ve nafile
namaz kılabilir.

Şafiî, Maliki ve Hanbeli mezheplerine göre ise vakit girmeden önce teyemmüm etmek caiz
değildir. Ve bir teyemmüm ile ancak bir farz namaz kılınabilir, fazlası kılınamaz.
Böyle ihtilaflı meselelerde kişiye düşen, kendi mezhebinin fetvasıyla amel etmektir. Bizler
Hanefi olduğumuza göre, vakit girmeden önce teyemmüm edebilir ve bir teyemmüm ile
dilediğimiz kadar namaz kılabiliriz.

Bununla birlikte, ihtilaftan kurtulmak niyetiyle teyemmümü vaktin girişinden sonra almak ve
her farz namaz için teyemmümü tekrar etmek, işin takvası ve faziletidir.

(el-Bedâyi, I, 54; ed-Dürrü'l-Muhtar, I, 223; Vehbe Zuhaylî, I, 310; eş-Şerhu'l-Kebir, I, 154;


Muğni'l-Muhtac, I, 97; Keşşafu'l-Kınâ, I, 184)

30. Vakit içinde su bulmayı ümit eden kişi teyemmümü vaktin sonuna tehir etmeli midir?

Eğer kişiye su verileceği vaadinde bulunulmuşsa -namazın kazaya kalmasından korkacak dahi
olsa- teyemmümü tehir etmesi vacip olur.

Eğer vaktin içinde su bulacağını sadece ümit ediyorsa, teyemmümü vaktin sonuna kadar tehir
etmesi vacip olmayıp, efdaldir (daha faziletlidir). Ancak kerahet vaktine düşmeyecek şekilde
tehir etmelidir.

Eğer vaktin sonunda suyu bulacağına dair bir ümidi yoksa, teyemmümü vaktin başında alması
müstehaptır.

Müstehap: Yapıldığında sevap olan, terkinde ise günah olmayan amellerdir.

(el-Bedâyi, I, 54; ed-Dürrü'l-Muhtar ve Reddü'l-Muhtar, I, 229; Vehbe Zuhaylî, I, 312)

31. Teyemmüm ile gusül abdesti alınır mı?

Bütün fakihlere göre, teyemmüm hem abdestin hem de guslün yerini tutar. Cünüplükten ya
da hayız ve nifastan temizlenmek için teyemmüm edilebilir. Edilen bu teyemmümle namaz
da kılınabilir. Ayrıca namaz için bir daha teyemmüm etmeye gerek yoktur.

Cünüplükten dolayı teyemmüm ederken şöyle niyet edilebilir:

— Niyet ettim Allah rızası için, cünüplük hâlinden temizlenmek için teyemmüm etmeye.

Bu niyetten sonra normal teyemmüm edilir. Abdest ve gusül için farklı bir teyemmüm yoktur.
Her ikisi için de aynı şekilde yapılır. Teyemmümün nasıl alınacağını "Teyemmüm nasıl alınır?"
başlığından okuyabilirsiniz.

(el-Bedâyi, I, 55; Fethu'l-Kadir, I, 87)


32. Cünüplük sebebiyle yapılan teyemmüm ile namaz kılınır mı?

Cünüplük sebebiyle yapılan teyemmüm abdest yerine de geçer. Araya yeni bir cünüplük veya
abdestsizlik hâli girmedikçe -suyu kullanmaya gücü yetinceye kadar- bu teyemmüm ile birçok
namaz kılınabilir.

Buna göre, mesela bir kimse cünüp olsa ve suyu kullanmaya bir mânisi bulunsa, bu kişi,
“Niyet ettim Allah rızası için, cünüplükten temizlenmek maksadıyla teyemmüm etmeye." der
ve niyet ederek teyemmümünü alır. Daha sonra bu teyemmümü ile -suyu kullanmaya mâni
olan özrü devam ettikçe- namaz kılabilir.

Abdesti bozan her şeyin teyemmümü de bozduğu unutulmamalıdır.

(Vehbe Zuhaylî, I, 337)

33. Cenaze namazını kaçıracak olan birisi teyemmüm edebilir mi?

Su ile abdest alındığı veya gusledildiği takdirde, bayram ve cenaze namazlarının tamamen
kaçacağından korkulursa teyemmüm edilebilir.

Buna göre, mesela bir kimse abdestsiz veya cünüp iken yanında bir cenaze namazı kılınacak
olsa, eğer abdest aldığında ya da guslettiğinde cenaze namazını kaçıracaksa teyemmüm
abdesti alarak cenaze namazını kılabilir.

Ya da mesela bayram namazını eğer abdest aldığında kaçıracaksa teyemmüm abdesti alır ve
bayram namazını böylece kılar.

Ancak bu namazların bir kısmına yetişebileceğini zannediyorsa veya cenazenin velisi olduğu
için kendisini bekleyeceklerini biliyorsa teyemmüm etmesi caiz olmaz. Abdest alarak
namazını kılmalıdır.

Farz namazı kaçırmak korkusuyla teyemmüm etmeye gelince, bu caiz değildir. Mesela cuma
namazını ön saflarda kılan birisinin abdesti kaçsa, dışarı çıkıp abdest almaya kalktığında da
cuma namazını kaçıracağını bilse bu hâlde teyemmüm edemez. Camiden çıkarak abdest
alması gerekir. Velev ki cuma namazını kaçıracak bile olsa.

Yine vakit namazının kaçacağından ve abdest aldığı zaman namazı kazaya bırakmaktan
korksa, bu hâlde de teyemmüm edemez. Gerekirse namazını kazaya bırakır ve daha sonra
abdestli olarak kılar.

Bayram ve cenaze namazlarını kaçırmak korkusuyla teyemmümün caiz olması, cuma ve diğer
vakit namazların kaçırılma korkusuyla teyemmümün caiz olmamasının sebebi şudur:

Bayram ve cenaze namazlarının kazası yoktur. Bu namazları kaçıran bunlardan mahrum olur.
Bu yüzden bu namazlarda teyemmüme cevaz verilmiştir. Hâlbuki vakit namazının kazası
vardır. Yine cuma namazını kılamayan o günkü öğle namazını kılar. Vakit namazları kaçıranın
kaza edebileceği, cuma namazını kaçıranınsa o günkü öğle namazını kılabileceği için, bu
namazları kaçırma korkusuyla teyemmüme cevaz verilmemiştir.

(Mevsılî, el-İhtiyar, I, 86; Merginânî, el-Hidâye, I, 187; Nefrâvî, el-Fevâkihü’d-Devânî, I, 239)

34. Abdest için uygun ortam bulamayan kadın teyemmümle namazını kılabilir mi?

Kadın abdest aldığında, eğer uzuvlarını yabancı bir erkek görecekse, bu kadın hükmen suyu
kullanmaktan âciz kimse gibi kabul edilir. Böyle bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir.

Ancak bu durumdaki kadın namaz vaktinin sonunu beklemelidir. Zira vaktin sonuna kadar
abdest alabileceği uygun ortamı bulabilir. Vaktin çıkacağından endişe ettiğinde teyemmüm
ederek namazını kılar.

(İbni Âbidin, Reddü’l-Muhtar, I, 289-290, 399; Tahtâvî, Hâşiye, Sf. 118)

35. Teyemmüm eden kişi su ile abdest alana imam olabilir mi?

İmam-ı Azam ve İmam Muhammed'e göre, teyemmüm eden kimsenin su ile abdest almış
kimselere imamlık etmesi caizdir. Çünkü suyun bulunmaması hâlinde teyemmüm bir
abdesttir. Bu sebeple, su ile abdest alanların böyle bir imama uymaları caiz olur.

Ancak su ile abdest alanların yanında su varsa namazları sahih olmaz. Çünkü teyemmüm su
olmaması hâlinde suyun bedelidir. Böyle bir durumda, suyu teyemmüm eden kişiye vermeli
ve onun da abdest almasını sağlamalıdırlar.

(Vehbe Zuhaylî, I, 314)

36. Su bulamayan kişi teyemmüm ederim niyetiyle cinsel ilişkide bulunabilir mi?

Su bulamayan kimsenin eşi ile cinsel ilişkide bulunması caizdir. İlişkide bulunmadığı takdirde
günaha düşeceğinden korkmasa dahi hüküm böyledir. Çünkü su olmadığında ya da suyu
kullanmaya bir mâni olduğunda teyemmüm abdesti tam bir gusül yerine geçer. Gusül ile
cünüplük hâli nasıl sona eriyorsa, teyemmüm ile de aynı şekilde sona erer.

(Vehbe Zuhaylî, I, 317)


37. Mushafı tutmak için teyemmüm eden bu teyemmümle namaz kılabilir mi?

Alınan teyemmümle namaz kılınabilmesi için şu üç şeyden birine niyet etmek gerekir:

1. Hadesten taharete yani abdestsizlikten temizlenmeye niyet etmelidir.

2. Namaz kılmaya niyet etmelidir.

3. Ya da cenaze namazı veya tilavet secdesi gibi abdestsiz sahih olmayan bir ibadete niyet
etmelidir.

Bu üç şeyden birine niyet etmeksizin alınan teyemmümle namaz kılınmaz.

Kişi şu niyetlerle teyemmüm alsa, bu teyemmümle namaz kılamaz:

– Asıl itibariyle ibadet olmayan mushafa dokunmak veya mescide girmek gibi bir şeye niyet
etse,

– Bizatihi maksat gözetilmeyen ezan okumak veya kâmet getirmek gibi bir şeye niyet etse,

– Ya da abdestsiz de sahih olabilen Kur'an okumak gibi bir ibadete niyet etse, böyle bir
teyemmümle namaz kılınmaz.

Ancak cünüp kimse Kur'an okumak için niyet ederse, o teyemmümle diğer ibadetleri de
yapabilir.

Yine kabirleri ziyaret etmek, ölüyü gömmek, selama karşılık vermek veya hayırlı bir iş yapmak
niyetiyle alınan teyemmümle de namaz kılınmaz.

(el-Bedâyi, I, 45 vd.; Fethu'l-Kadîr, I, 86-89; ed-Dürrü'l-Muhtar, I, 212; el-Lübab, I, 37;


Merâkı'l-Felah, 19-20)

38. Eli ya da kolu sakat olan kimse nasıl teyemmüm eder?

Eli ya da kolu sakat olup su kullanamayan kimse -yardımcısı yoksa- yüzünü ve kollarını yere
sürmek sureti ile teyemmüm eder.

Elleri ve kolları kesilmiş olan kimse de yalnız yüzünü yere sürerek teyemmüm eder. Eğer bu
kimsenin yüzünde yara bulunsa, teyemmüm etmeksizin namazı kılar.

(Ömer Nasuhi Bilmen, Sf. 106, Madde 208)


39. Abdest aldıracak birisi varken teyemmüm edilebilir mi?

Başkasının yardımı ile abdest alabilecek olan kimsenin yardımcısı kendi çocuğu veya kendi
ücretli çalışanı ise teyemmüm etmesi ittifakla caiz olmaz. Çocuğunun veya çalışanının ona
abdest aldırması gerekir.

Çocuğu ve çalışanı dışında, abdest için kendisine yardım edebilecek başka bir adamı varsa,
teyemmüm etmesi yine caiz olmaz.

Eşinin bulunması da teyemmüm etmesine engeldir. Zira eşlerin birbirlerine yardım etmesi
gerekir. Eşlerden biri diğerine yardım etmeyi üzerine alınca -makbul olan görüşe göre- kişi
artık teyemmüm yolunu seçemez.

İmam-ı Azam Hazretlerine göre ise bu durumda olan kimse teyemmüm edebilir. İmam-ı
Azam Hazretlerine göre, eşler abdest aldırma konusunda birbirine yardım etmek zorunda
değildir. Bu sebeple, bunlardan birisi diğerine yardımcı sayılmaz.

Eşi kendisine yardım etmeyen kişi İmam-ı Azam Hazretlerinin bu fetvasıyla amel edebilir. Eşi
kendisine yardım eden kişinin ise abdest alması ve teyemmüm etmemesi ihtiyata daha
uygundur.

(Ömer Nasuhi Bilmen, Sf. 108, Madde 221-222)

40. Teyemmüm alamayacak olana bir başkası teyemmüm ettirebilir mi?

Kendisi teyemmüm alamayan kimseye bir başkası tarafından teyemmüm aldırılır.

Teyemmümü aldıran kişi onun iki elini toprağa veya toprak cinsinden bir şeye vurdurur ve iki
eliyle yüzünü mesh ettirir. Daha sonra ellerini bir daha toprağa vurdurur ve ellerini kollarına
kadar mesh ettirir.

Teyemmüm eden kişinin niyet etmesi de şarttır.

(Ömer Nasuhi Bilmen, Sf. 106, Madde 207)

41. Abdest ve teyemmüm alamayan kimse namazını nasıl kılar?

Hem abdest hem de teyemmüm almaktan -hastalık veya benzeri bir sebeple- acze düşen kişi,
İmam-ı Azam ve İmam Muhammed’e göre, namaz kılmaz ve namazını kazaya bırakır.

İmam Ebû Yusuf’a göre ise niyet etmeksizin ve bir şey okumaksızın namaz kılar gibi kıyam
edip, rükû ve secde eder. Kendisini namaz kılar gibi gösterip namaz kılanı taklit eder. Bu
hâlden kurtulunca da bu namazları kaza eder.
Allah başa vermesin, ola ki böyle bir durumla karşılaşırsak, dileyen İmam Ebû Yusuf'un
fetvasıyla amel edip bir şey okumaksızın namaz kılar gibi yapar. Bununla da lisan-ı hâliyle
şunu der:

— Ya Rabbi, eğer abdestim olsaydı namazımı kılardım. Abdestim yok, ben de kılar gibi
yapıyorum.

İster böyle yapar isterse İmam-ı Azam ve İmam Muhammed’i taklit edip namazını doğrudan
kazaya bırakır.

(Kâsânî, Bedâi, I, 50; Haskefî, ed-Dürrü’l-Muhtar, I, 184-185, 423; Merâkı'l-Felah, 21)

You might also like