You are on page 1of 57

OSMANLI TARİHİ II.

DÖ NEM
Prof.Dr.Seyit Taşer
II. Bayezıd Dö nemi
• Bayezıd-Cem Sultan Mücadelesi
• Vezir-i azam Nişancı Mehmed Paşa Fatih Sultan Mehmed’in vefatım
gizlemişti. Bir süre sonra hem Bayezid’a hem Şehzade Cem’e haber verildi.
Karamanlı Mehmed Paşa, Cem’e yardım etmişti. Cem’i istemeyen
yeniçeriler Mehmed Paşa’yı öldürdüler. Yeniçeriler Bayezid’i tutuyordu. Bu
sırada İshak Paşa vezir-i azamlığa getirildi. Bayezid İstanbul’a gelmişti.
Fatih’in cenazesini Ebu’l Vefa kaldırmıştı. Cem haberi alınca Bursa’ya
ulaşmıştı. Bayezid, Cem’in üzerine 2000 yeniçeri gönderdi. Cem,
gönderilen bu kuvvetleri yendi. Bursa’da adma hutbe okundu. Bayezid
krallar arasında akrabalık yoktur, diyerek mücadeleye devam etti. Cem’e
heyet gönderdi. Anlaşma sağlanamaması üzerine, Cem ve Bayezid
Yenişehir Ovası’nda 1481 tarihinde karşılaştı. Cem yenilmişti ve bacağından
da yaralanmıştı. Önce Konya’ya, daha sonra Suriye ve Mısır’a ulaştı. Burada
iyi karşılandı. Bu sırada, Bayezid, Gedik Ahmet Paşa vasıtasıyla Cem’i takip
ediyordu. Cem, Önce Mekke ve Medine’ye gitti. Daha sonra A dana’ya
geldi. Gedik Ahmed Paşa ile mücadele eden Cem, Taşiline geçti.
Cem Sultanın Sü rgü n Rotası
• Tüm bu mücadeleler ardından Cem padişahtan Anadolu’daki bazı illerin kendisine
verilmesini talep etti. Böylece barış teklif etti. Bayezid devlet iki rakip arasında
bölüşülmez, diyerek öneriyi reddetti. Bayezid, Cem’e Kudüs’te ömür boyu kendisine
yetecek bir gelirle yaşamasını söyledi. Cem, bunu kabul etmeyerek Rumeli illerini
ayaklandırmak üzere, Avrupa’ya geçmek üzere Rodos’a geçti. Rodos, Cem’i kabul etti.
Karşılama töreni yapılmıştı. Rodos idaresi, şehzade Cem’in tahta geçme ihtimali de
bulunduğu için onunla anlaşma yaptı. Buna göre, Osmanlı, tüm limanlan Rodos
donanmasına açık bulunduracak, her yıl 300 hristiyan esir azad edilecektir. Fakat, Cem’i
takip eden Gedik Ahmed Paşa da Rodos idaresi ile anlaştı. Buna göre, ticaret serbestliği
olacak, iki taraf esirleri serbest bırakılacak, bunun yanında Cem ile ilgili olmak üzere
gizli bir anlaşma yapıldı. Buna göre, Cem, tutuklu bulundurulursa her yıl 45 bin duka
verilecekti. Cem, burada tutulmuş, ardından Nis’e (Fransa) gitmiştir. Burada dört ay
beklemiştir. Buradan Macaristan’a geçildi. Fransa, Macaristan, Papa ve Napoli krallan
Bayezid’e karşı seferde Cem’den faydalanmayı düşünüyorlardı. Rodos idaresi, Cem’i esir
tutmuştu ve yedi yıl geçmişti, şimdi de Cem’den faydalanmak istiyorlardı. 1489’da Cem,
Roma’ya geldi. Vatikan Sarayına yerleştirildi. Bayezid, Papa’ya 45 bin duka karşılığında
Cem’i tutmasını istedi. Bu gelişmeler sonrasında Cem, ağabeyine mektup göndererek
bağlılığım bildirdi. Fakat, burada da üç yıl kalmıştı. 1495’de Cem vefat etti. Son olarak
Napoli’de idi ve oldukça zayıf düşmüştü.
II. Bayezıd Döneminin Resmen ve Fiilen
Başlaması
• II. Bayezid tahta 35 yaşında çıkar. Amasya valiliği yapmıştı. Mecbur
olmadıkça savaşmak istememişti. Fatih’in son vezir-i azami Karamanlı
Mehmed Paşa’nm tımar ve zeamet haline getirdiği yurtlukları sahiplerine
vermişti. Bilime eğilimli olup, kardeş katli uygulamamıştı.
• Sultan II. Bayezid, İtalya’ya başlamış olan sefer, Gedik Ahmed Paşa’nın
buradan ayrılması ile geri çekilinmişti. Sırbistan Beylerbeyi İskender Paşa,
Zara bölgesine girmişti. Venedik hükümeti gerek bu olayı tebrik etmek,
gerekse Fatih Sultan Mehmed ile yapılan anlaşmayı yenilemek üzere
İstanbul’a geldi. Bir yıl sonra görüşmeler sonuçlandı. 1482’de yapılan
anlaşma ile Venedik yıllık 10 bin duka vergiden kurtulacak, ama biriken
borçlarını ödeyecekti, ticari eşyadan %4 ithalat vergisi vermeye razı
oluyordu. Cem olayından dolayı, Bayezid Venedik ile anlaşmayı uygun
görmüştü.
• Bosna’da Yakub Bey bazı kaleleri zaptetti. İskender Paşa, Macaristan’da
bazı akınlar yaptı. Macar ordusu Türkleri topraklarına döndürmek için Poll
Kiniş 32 bin kişilik ordu ile Tuna’yı geçerek ilerledi, fakat sonuç alamadı.
Gedik Ahmed Paşa’nın İdamı
• II. Bayezid dönemi bir diğer önemli gelişmesi, Gedik Ahmed
Paşa’nm idam ettirilmesidir. Nedenleri, Ahmed Paşa’nın sert ve
kendine güvenen karakteri ile padişahı incitmesidir. Emri
altındaki askeri maharetsiz bir şekilde bölmüştü. Gedik Ahmed
Paşa şehzade Bayezid’i suçlamıştı. Venedik ile yapılan banşa
karşı çıkmıştı. Kardeşinin esirliği için Rodos’a para verilmesine
de karşı çıkmıştı. Diğer taraftan yeniçeriler üzerinde etkili
olabileceğini düşünerek çekiniyordu. Gedik Ahmed Paşa,
kayınbabası İshak Paşa ile birleşerek padişahın sevdiği Mustafa
Paşa aleyhine çalışmışlardı. Daha sonra vezir-iazamlığa Davut
Paşa getirildi. 1484’te II. Bayezid Edirne’den Kili ve Akkerman
üzerine gitmişti. Akkerman 16 günlük kuşatma sonrasında
alındı.
Memlü klerle Sorunların Derinleşmesi
• 1486’da, Macaristan, Mısır ve Hind elçileri geldi. Elçilerle görüşmesi ve
onlarla mektuplaşırken, İdris’in maharetli olduğunu gördü ve ona devletin
tarihini yazdırdı. Anadolu taraflarındaki gelişmeler nedeniyle padişah ile
Memluk sultanları arası harb ateşi yakılmıştı. Memlüklerle sorun
çıkmasının nedenleri: Fatih Sultan Mehmed’in son döneminde ortaya çıkan
sorunlar vardı. Diğer taraftan bir Hindistan yetkilisini Mısırlar tutuklamıştı.
Şehzade Cem, kahire’de konukseverlik görmüştü. Diğer taraftan Adana’da
bazı kaleleri zaptetmişlerdi. Karaman Valisi Karagöz Paşa,
Ramazanoğullarından zaptedilen kalelerin alınması ile görevlendirildi.
Karagöz Paşa, başta yenilgiye uğradı. Dulkadir Beyi Alaüddevle’ye yardım
için Yakup Paşa gönderilmişti. Yakup Paşa, Mısır sultam Imrahor’un
tuzağına düştü. Fakat daha sonra Adana ve Tarsus alındı. Imrahor ile
yeniden bir mücadele oldu. Bunun üzerine Anadolu Beylerbeyi Ahmed
Paşa buraya gönderildi. Fakat Karagöz ve Mehmed Paşalar, yaşı küçük emir
almayız diyerek, Ahmed Paşa’ya destek vermediler ve Ahmed de esir
edildi. Bunun üzerine Adana ve Tarsus kalelerinden çekildiler.
Memlü k İle İlgili Yeni Bir Sorun
• Mısır ile ilişkiler yemden gerildi. 1488 senesinde Mısır’ın
serbest bıraktığı Ahmed Paşa donanma hazırlığı yaparak,
Akdeniz’e geldi. Adana’ya ulaşarak bazı kaleleri aldı.
Memlükler ile burada bir mücadele gerçekleşti. Mücadele
etmekte olan iki ordudan Osmanlı askeri düzeni bozulduğu için
geri çekilmek zorunda kaldı. Padişah bu seferde kusurlu
bulunanları affetmemiş ve Karagöz Paşa idam edilmişti.
Dulkadiroğulları da Mısır’ın başarısına kapılarak Kayıtbay ile
dünür oldular. Bu sırada Şam’da tutuklu bulunan Kayıtbay’ın
kardeşi Budak, kaçıp Osmanlı Devleti’ne sığındı. Osmanlı
Devleti Budak’ı Vize sancakbeyi yaptı. Budak Bey de
Dulkadiroğulları toprağına girdi. Mısır da Dulkadiroğulları ile
birleşerek Kayseri’yi kuşatmak için anlaştılar. Fakat bu sırada
Tunus elçisi araya girerek anlaşma sağlanmıştı.
Endü lü s’e Yardım
• Endülüs Emevileri ile temasa geçilmiştir. Beni Ahmer’den
Gırnata Prensi (Ispanya’nın son İslam hükümdarı), Aragon kralı
Ferdinand’dın baskısını görünce II. Bayezıd’den yardım istedi.
Kemal Reis komutasında bir donanma gönderildi. Aragon’a
korku verildi.
Macar coğrafyasındaki
gelişmeler
• Macaristan üzerine tekrar gidildi. Belgrad hedeflendi. Kaptan
Mehmed Paşa bazı kaleleri kuşattı, fakat Macaristan’da tam
başarı elde edilemedi. Daha sonra Avusturya’ya akınlar yapıldı.
1493’de Hırvatistan’da mücadele edildi. 1496’da Bosna’mn
bazı yerleri alındı. Sadrazam Davud Paşa da emekli oldu ve
görevi yaşı gereği bırakan ilk sadrazam olarak bilinmekte idi.
• Lehistan, ile yedi yıldan beri devam edegelen dostluk vardı.
Silistre Beyi Bali Bey, buraya asker sevkedince ilişkiler
bozulmuştu. 1490’da bir anlaşma yapılır. 1498’de Macaristan’ın
araya girmesi ile iki sefer daha düzenlendi. Lehistan da
anlaşmayı bozmuştu. Bazı şehirler zaptedilmişti ama soğuk
nedeniyle geri dönüldü.
Rusya İle İlişkiler
• Rusya ile Osmanlı Devleti arasında ilk siyasi ilişkiler 1492’de
başlar. Çar, Osmanlı Devleti’nin güçlenmesini yakından takip
ediyordu. Kırım ham Mengli Giray’dan Çar, temas için yardım
ister. Azak ve Kefe, Rus tüccarlarının gördüğü muameleden
dolayı şikayetçi olmaları ile ilgili görüşmek ister. Bu meselede,
II.Bayezid’in ilgisi olmadığı belirtilir ve ticari anlamda serbestlik
isterler. Daha önce Fatih’e de bir elçi göndermek istemişler
ama gerçekleşememişti. Netice olarak, II. Bayezid’a bir elçi
gönderilmişti, fakat kabalık yapmış olmasma rağmen, padişah
ticaret serbestliğine izin vermiştir.
Akdeniz’deki Gelişmeler
• Bu sırada İtalya altı hükümetten oluşuyordu. Bunlar, papalık, Floransa,
Piza, Milan, Napoli ve Venedik idi. Rodos ve Fransa ile elçiler vasıtasıyla iyi
ilişkiler kurulmuştu. Devletin yıllık geliri 2.5 milyon duka idi ve devlet en
parlak devrini yaşıyordu. 160 yelkenliden oluşan Osmanlı donanması
denizlerde yelken açmıştı. Bu sırada Venedik barış sağlamaya çalışıyordu.
• II. Bayezid döneminda Sapyanza Savaşı ve İnebahtı’mn Fethi de
gerçekleşmişti. 1499’da Edirne’ye geçen II. Bayezid, Rumeli Beylerbeyi
Mustafa Paşa’yı kara ordusu ile İnebahtı’ya gönderdi. Kaptan-ı Derya
Davud Paşa da harekete geçti. Davud Paşa Sapyenza adasında bekledi.
Kemal ve Burak Reisler de savaş safında dizildiler. Sapyenza adası
yakınında Venedik ile savaştılar. 1499’da înebahtı’ya girişi Türk
donanmasına bırakarak Kefe’ye çekildiler. Korent körfezinin girişinde ve
boğaza yakınlığından dolayı körfezin en önemli limanı idi. Preveze Beyi
Mustafa Paşa’ya, Venedik gemileri modelinde kırk gemi işi verildi. Mora
ve Rumeli tepeleri üzerinde iki istihkam yapılacaktı. Bosna Beyi İskender
buradaki Feriyol ve Karintiya bölgelerini almıştır.
• 1500’de yapılan gemilerden yirmisi Venediklerce yakıldı. Bunun
üzerine Venedik üzerine gidilerek, Modon, Navarin ve Koron
alındı. Mora’dan buraya aileler gerilmiştir. Venedik, Almanya,
İngiltere, Fransa ve Napoli ile Macaristan’dan yardım istedi.
Midilli’ye ulaşan 10 bin kadar asker baruthaneyi yakarlar. Bu çıkan
büyük yangında Mesih Paşa ve Yeniçeriağası vefat eder.
• Kaptan Paşa Akdenizi Hristyan gemilerden temizlemek üzere
denizleri dolaştı ve gelenek haline geldi. Bu sırada Lofça ve Brusça
fethedildi. Venedik ve Macarlar ile yapılan mücadelelerde birçok
masraf yapılmıştı. II. Bayezid bu nedenle Venedikle 1502’de bir
anlaşma daha yapar. Koron, İnebahtı, Santa-Mavra Osmanlı’da
kalmıştır. Macaristan ile yedi yıllık anlaşma yapılmış ve Eflak,
Boğdan Osmanlı Devleti’ne vergi ödeyecekti.
Safevi Devleti’nin Ortaya
Çıkması
• Bu sırada Şah İsmail Uzun Haşan’m torunlarının bulunduğu yerde
yeni ve güçlü bir hanedan kurmak istiyordu. 16. yy. başlarından, 18.
yüzyıl sonlarına kadar İran tahtında Safeviler vardı. Şah İsmail Safevi
devletinin kurulmasını diğer devletlere duyurmuştu. Bu devletin
kuruluşu, Akkoyunlu Uzun Haşan sonrasında altı oğul arasında
yaşanan taht kavgası ile ilişkilendirilebilir. Halil, Uğurlu, Yakup,
Baysungur ve Rüstem birbiriyle mücadele ederken, II. Bayezid’in
damadı Alımed Mirza, diğerlerini yenmiş, fakat Şah İsmail Şirvan
hükümetine üstün gelerek 1499 senesinde Tebriz’de hükümet kurdu.
• II. Bayezid, İsmail ile ilk ilişkileri dostça olur. Fakat, İsmail, Dulkadir
beyi Alaüddevle’nin kızıyla evlenmek ister ve bu gerçekleşmeyince,
Dulkadiroğullan üzerine yürür. II. Bayezid sının korumak ister. Bu
sırada Şah İsmail, Diyarbakır ile Harput şehirlerim 1507 senesinde ele
geçirir. Diğer taraftan 1508’de şehzade Selim’in İran taraflanna
geçmesinden dolayı İsmail şikayetçi olmuştur.
İç Meseleler
• Osmanlı Devleti bir taraftan iç problemlerle de meşguldü. II. Bayezid’m oğullarından
Şehzade Korkut, vezir-i azam Hadım Ali Paşa ile anlaşamamıştı. Ali Paşa, diğer
şehzade Ahmed’i destekliyordu. Korkut bu nedenle Mısır’a geçer. Mekke’ye doğru
gitmek istemiştir. Fakat hayatı Cem’in hayatına benzetilir ve sürgün şeklinde
geçmiştir.
• Bayezıd’in oğullan Şehinşah, Korkut, Ahmed ve Selim şeklinde sıralanmakta idi.
Bunlara Karaman, Teke, Amasya ve Trabzon valilikleri verilmişti. Bu sırada şehzade
Selim’in oğlu Süleyman’a da Bolu verilmişti. Bu durum kardeşler arası kavgaya
neden olmuştu. Diğer taraftan II. Bayezid yaşlandığı zaman oğullan arasında
yaşanan krizle, rekabet taht kavgasına neden olacaktı. II. Bayezid şehzade Ahmed’i
halef olarak seçmişti. Fakat Korkut yaşça büyüktü. Selim ise oldukça hırslı idi ve
askerden destek alıyordu. Selim, padişahın izni olmadan oğlu Süleyman’ın yanma
gitmiş, kendi arzusuna göre buraları düzenlemiş, hatta Rumeli’de de bir sancak
istemiş, ama sultan vermemiştir.
• 1509’da İstanbul’da büyük bir deprem meydana gelir. Evler, camiler, kubbeler, surlar
zarar görmüş, binlerce insan ölmüştür. Hatta padişah çadır kurdurmuştur. Üç bin
kadar duvarcı bulunmuş, kısa sürede yıkılan kuleler, köprü ve hisarlar yaptırılmıştır.
Yavuz Sultan Selim 1512-1520 Dönemi
Safevilerle İlişkilerin Gerilmesi
• Sultan Selim önce Avrupa ve Rusya ile olan anlaşmaları
yeniledi. Bu sırada şehzadelerden Ahmed ve Alaaddin de Şah
İsmail’e sığınmıştı. Diğer taraftan tüm elçilikler Sultan Selim’e
tebrike gelirken İran’dan ses çıkmamıştı
• Şah İsmail Akkoyunlu ve Karakoyunlular ile, Şirvan ve
Mazenderan şahlarının topraklarına hakim olmuş ve ardından,
Irak ve Horasan’ı da ele geçirmek istemişti. Bunun yanında
Sünni- Şii çatışması Cemel Vakası ve Sıffın Savaşı’na kadar
uzanıyordu. Sıffın Savaşı Muaviye ve Hz.Ali arasında
yaşanmıştı. Bundan sonraki süreçte de halifeler farklı tutumlar
sergilemişlerdi. Örneğin Me’mun, Hz. Ali’ye saygı duymuş,
Mütevekkil karşıt bir tutum takınmıştı. Müizzüddevle ise, Hz.
Hüseyin anısına aşure etkinliğini başlatmıştı.
• Dolayısıyla, Safevi-Osmanlı gerginliği Yavuz Selim’in
mektuplarına da yansımıştı.Yavuz, Şah İsmail’e gönderdiği
mektupta, kötü yoldan ayrılarak, doğru yola ulaşmasım
istemişti. Tuğlar kışın Üsküdar’a dikilmiş olması ise, Asya
seferine işaret ediyordu. Böylece Avrupa rahat bir nefes
alacaktı. Sultan Selim daha Trabzon Sancak Beyi iken Şah
İsmail’e seferler yapmıştı.
• Şah İsmail Anadolu’nun her yerinde ihtilal çıkartabilecek,
tehlikeli biriydi. Bu mesele halledilmez ise, yeni bir Timur
istilası olabilirdi. Türk idi ama Timur’dan tehlikeli olduğu
söylenir. Anadolu’yu Türkmen beyleri arasında paylaşmak
istiyordu. Osmanlı Devleti’ni Anadolu’dan atarak Rumeli’ye
göndermek için uğraşıyordu. Şii olup, Azerbaycan ve doğudaki
Türk ülkelerini şii yaptıktan sonra, Anadolu’ya da bu mezhebi
kan ve ateşle kabul ettirmek istiyordu. Mezheb savaşları
başlatmak istemişti.
• Safevi şeyhlerinden Şeyh Safıüddin’in 1301’de Azerbaycan’ın Erdebil şehrinde
şeyhlik postuna oturması ile Safeviler hayat bulmuştu. Başta Akkoyunlular
olmak üzere, Irak, İran, Güney Kafkasya ve Doğu Anadolu’da Türk devletini
ortadan kaldırmış. Dİyarbaır- Taşkent arası devlet kurmuştu. Özbek Türklerinin
hükümdarı Şeybani Han’ı Tahirabat meydan muharebesinde yenmiş
öldürmüştü. Şah, Hz. Ali’den indiğini iddia ettiği sahte şecereler uyduruyordu.
Sünnilikte direneni öldürüyordu.
• Sultan Selim orduya hareket emri verdiği zaman, Safevi casusları iş başında idi.
Kılıç adlı casus, harp ilanı beyanım şahma vermişti. Yavuz’un ordusu önce
Konya’ya geldi. Mevlana Türbesi’ni ziyaret etti. Soma Sivas’a geldi. Burada
yorgun ve ihtiyar 40 bin asker bırakıldı. 100 bin askerle Sultan Selim yoluna
devam etti. Haziran ayında yola çıkan ordu, Temmuz’da Erzincan’a ulaşmıştı.
Erzurum’a varıldığında, aynı zamanda Şah’ın yaktırdığı yerlerden geçilmişti.
• Günlerce yol alındığı halde düşmandan haber alınamıyordu. Yavuz, Şah
İsmail’e bir mektup gönderdi. Savaştan kaçtığım ima etti. O kadar yol
geldiklerini ama kendisinin ortada görünmediğini söyledi, miğfer yerine
çember, zırh yerine çarşaf gönderdiğini söyledi.
Çaldıran Savaşı
• Sultan Selim’in ordusunda da bozguncular vardı. Padişah sefer
sonuna kadar sabredecekti. Fakat bazı kışkırtmalar ordunun
motivasyonunu ve maneviyatım bozuyordu. Yeniçerilerden bir
kısmı dönmek isteriz diye bağırıyordu. Bu nedenle Karaman
Beylerbeyi Hemdem Paşa’yı azl eden padişah Zeynel Paşa’yı bu
mevkiye getirdi. Yavuz, şahı bulmadan dönmeyeceğini söyledi,
tek başma da olsa yola devam edeceğini belirten sultan,
Tebriz’e doğru geldi. 22 Ağustos 1514’te Çaldıran’da idiler.
Osmanlı askerleri yorgun düşmüştü ve geri çekildiler. Şah
İsmail üzerine daha fazla gidilmemişti. Osmanlı Devleti, Şaha
güçlü olduğunu göstermişti. Dulkadiroğullan başta olmak üzere
Doğu ve güneydoğu Anadolu’daki beylikler Osmanlı Devleti’ne
bağlılığım bildirdiler. Şah’m Memlüklerle bağlantısı kesilmişti.
Bu nedenle Memlüklerle daha rahat mücadele edilebilirdi.
• Bu sırada Yavuz Sultan Selim, Kemah Kalesi’nin alınması için
harekete geçer. Coğrafi konumu, toprağın verimi, halkın
ekonomiye katkısı açısından önemli bir yerdi. Diğer taraftan
Erzincan-Bayburd arası asayişsizlik olması nedeniyle burada
güvenliğin sağlanması için de önemli bir merkezdi. 1515’de
burası fethedildi. Osmanlı Devleti buraya garnizon yerleştirdi.
Sultan Selim, İstanbul’a gelince daha önce isyan etmiş olan
yeniçerilerin cezalandırılması ile meşgul olur. Yeniçeriler,
İskender Paşa, Sekbanbaşı Osman ve Kazasker Cafer Çelebi’yi
sorumlu olarak gösterdiler. Cafer Çelebi, bu suçtan dolayı idam
edilmişti. Fakat daha sonra suçsuz olduğu anlaşılacaktı.
Yeniçeri Ocağı’nda Dü zenleme
• Sultan Selim bir taraftan da yeniçeri ocağındaki bazı eksiklere
çare bulmak istiyordu. Yeniçeriler 62 bölükten, 33 sekban
odasından ve 100 yayadan oluşuyordu. Sekbanbaşı yanına
komutan olarak kul kahyası verildi. Padişah ağa ve kul kahyası
tayini konusunda kendisini yetkili kılmıştı. Böylece yeniçeri
ocağındaki başkaldırma hareketi önlenecekti
Tersane ve Deniz Kuvvetlerinin
Yenilenmesi
• Sultan Selim döneminde denizciliğe önem verilmişti. Şah İsmail
üzerine sefer yapılırken, ordunun yiyeceğim Trabzon’a
getirmekle görevli donanma görevini yerine getirememişti.
Donanma hristiyanlara karşı da yeterli gelmiyordu. Tersane yok
denilecek seviyede idi. Sultan Selim, Piri Paşa’ya bu durumu
söyledi. Piri Paşa da Yavuz Selim’in isteğini haklı gördü ve bu
işe giriştikten sonra her bir devletin ticaret anlaşmalarım
yenilemek üzere Osmanlı Devi eti’ne başvuracağım söylemişti
ki, öyle de olmuştu.
Osmanlı Memlü k Mü cadelesi
Sebepler
• Padişah, divanı toplar. Divan üyeleri Mısır’a sefer yapılması
gerektiğini söylerler. Memlükler on altı sene önce kendi
güvenliklerini de sağlamak üzere Suriye’ye göz dikmişler ve
Kansu Kavri kendi ülkesinin sınırlarında beliren tehlikeye seyirci
kalmamak üzere Suriye’ye hareket eder. Sultan Selim, vezir-i
azam Sinan Paşa’ya padişah emir vererek 40 bin kişiyi alıp,
Maraş yolu ile Fırat’a yürümesini söyledi. Mısır sultam da,
Suriye’ye ordu gönderdi.
• Memlüklerle yapılacak bu savaşta nedenlerden biri Sultan Gavri’nin Dulkadir beyi ile
gerçekleştirdiği entrikalar, diğeri de İran Şahı ile gizli anlaşma yapmalarından dolayı Yavuz,
Memlûk üzerine yürür. 1516 senesinde yapılan Mercidabık savaşı ile Anadolu Beylerbeyi Zeynel
Paşa ve Karaman beylerbeyi Hüsrev Paşa arasında görev paylaşımı yapılır. Bu savaş sonucunda
Mısır tüm Suriye’yi kaybetti. Halep, Hama, Humus Osmanlı Devleti’ne geçti. Memlûk devleti
başına Tomanbay geldi.
• Mısır ile Suriye civarında gerçekleşen mücadelenin ardından yeni bir sefer düzenlenecekti.
Sultan Selim Mısır’a bir elçi göndererek, padişahlığının tanınması ve adına hutbe okunarak,
para basılmasını ister. Tumanbay da gelen elçiyi öldürtür. Bunun üzerine ordu önce Gazze’ye
girer. Daha sonra Katiye çölünü on gün içinde geçti. Bu seferde de başarı elde edilir.Mısır seferi
dönüşü Yunus Paşa, bu seferden ne kazandık şeklinde Sultan Selim’e bir soru yöneltmiş,bunu
canıyla ödemişti. Surre alayı gönderilmeye devam ederken, Yavuz bu alayın başına emir-ül hacc
adıyla bir memur atamıştı. On üç günde Sina Çölü aşılmıştı. 1517’de Kahire yakınlarında
Ridaniye’ye ulaşıldı. Memlükler Adiliyye’de bekliyordu. 200 memlûk topu hazırlanmıştı.Sinan
Paşa Memlûk ordusunda bir keşif yaptı. Memlüklerin yeni sultam Tumanbay, müstahkem
mevziler yaptırmıştı. Yavuz, Memlüklerin ardında belirdi. Memlükler de yanlış yere siper
almıştı. Savaş sırasında vezir-i azam Sinan Paşa şehit düşer. Bununla birlikte 25 bin Memlûk ölü
ve esir ele geçirildi.
• Bu zafer ile Mısır, Sudan, Bingazi, Hicaz, Yemen, Cezayir Osmanlı Devleti’ne geçti. Kahire’ye
girildi. 1517’de donanma İskenderiye’ye vardı. Venedik bundan böyle Memlüklere ödediği
Kıbns vergisini Osmanlı’ya verecekti. Mekke şerifi olan II. Berekat, oğlunu Kahire’ye gönderdi.
Oğul Ebu Numeyy, Hicaz’ın bundan böyle Osmanlı toprağı olduğunu söylemesi ile Mekke,
Medine ve mukaddes emanetler Osmanlı’ya geçti.Kahire’den verilen emanetler ile son Abbasi
halifesi İstanbul’a sevkedildi. Kemalpaşazade Mısır’ı, Osmanlı teşkilatı dairesinde düzenledi.
Sudan, Bingazi ve Sina’yı içine alacak olan Mısır Beylerbeyi, merkezi Sofya’da olan Rumeli
beylerbeyi üzerinde sayıldı. Mısır’a vezir payesinde valiler tayin edildi.
Kutsal Emanetler
• Hırka-i Saadet (Hz. Muhammed'in hırkası)
• - Hz. Muhammed'in ayak izi (Kadem-i Şerif)
• - Hz. Muhammed'in kılıçları
• - Kabe'nin anahtarı
• - Hz. Musa'nın asası
• - Hz. Davut'un çift başla kılıcı
• - Sakal-ı şerifler (Hz. Muhammed'in sakalı)
• - Dendan-ı Şerif (Hz. Muhammed'in dişi)
• - Hz. Muhammed'in mektupları
Kanuni Sultan Sü leyman(1520-1566)
• Bu dönemde yaşanan hadiselerden ilki Canberdi Gazali
İsyanı’dır. Bu isyan, Şam Valiliğine getirilen Canberd Gazali’nin
Kanuni’nin tahta geçmesini fırsat olarak görüp harekete
geçmesiyle başlar. Burada hakim olmayı düşünür. Daha önce
Kansu Gavri’ye de hainlik yapmış idi. Şam kalesini zapetmiş,
Dürzi ve Arapları da isyan ettirmek üzere Suriye dağları ve
Mısır’a iki memur göndermiştir. Mısır valisini de kendi isyanına
dahil etmeye çalışır. 15 bin Türkmen ve Memlük süvarisi ile 8
bin okçu Şam’dan çıkarlar. Buna karşı, Vezir Ferhat Paşa ve
Maraş Beylerbeyi Şehsüvaroğlu Ali Bey bu isyanı durdurmakla
görevlendirildiler. Celali isyanında Ferhat Paşa’nın başarısı
önemli idi. Başkaldıranlar Canberdi’de dahil olmak üzere
öldürülürler.
Belgrad Kuşatması
• Kanuni diğer taraftan Macristan Seferi’ne çıkar. Macaristan’a
vergi meselesini düzenlemesi için bir elçi gönderilir. Fakat bu
elçi öldürülür. Bunun üzerine Macaristan seferi başlar. Rumeli
Beylerbeyi de hemen İpsala’ya geçer. Aynı zamanda devlet
erkanı da padişahın tahta çıkmasını taçlandırmak için Belgrat
Seferi gerçekleşmiştir. Sadrazam Piri Paşa 1000 yeniçeri ve
azapla Belgrad yolunu tutar. Bir ay kadar şehir kuşatma altında
kalır. Sefere Sultan Süleyman da iştirak eder. Toplarla vurulan
şehir 1521 tarihinde kalenin boşaltılması ile düşer. Burada
yaşayan Bulgarlardan bazıları İstanbul’a gönderilir. Belgrad ile
birçok müstahkem yerler de Osmanlı Devleti’ne geçer. Buraya
3000 yeniçeri konur. 200 top bırakılır. Bu sırada padişahın oğlu
Mahmud ve kızı vefat etmişti.
Rodos Kuşatması
• Osmanlı Devleti Kanuni dönemi batıdaki gelişmeleri Rodos Kuşatması ile devam
edecekti. Sultan Fatih döneminde alınamayan Rodos üzerine yeni bir kuşatmanın
nedenlerinden biri buranın şövalyeler elinde bulundukça Akdeniz’de deniz gücünün
Hristyan devletlerin elinde kalacağı endişesidir. Diğer taraftan Mısır ile ulaşım ve
ticaret serbestliğini sağlamak açısından sefer önemlidir. Suriye’ye Mekke ve
Medine’ye ulaşacak kimselerin güvenliğinin sağlanması ihtiyacı da vardır. Padişah da
bu seferi istiyordu. Hrstyanların altındaki Müslümanları kurtarmak ve dedelerinden
kalan girişimi tamamlamak düşüncesinde idi: 1522’de 300 yelkenli ile Osmanlı
Devleti donanması Rodos’a yöneldi. Vezir Mustafa Paşa 10 bin kişi ile padişah da
100 bin asker ile yola çıktı. Sultan Fatih zamanında kullanılan toplar da burada
değerlendirilecekti. Rodos’u takip edenler de fetih için zamanın uygun olduğunu
belirtmişlerdi. Temmuz ayında başlayan kuşatma, Ocak ayına kadar (1523) devam
etmişti. Kuşatma sırasında Osmanlı Devleti’nin üstünlüğüne karşı Rodos’un
boşaltılması için on iki gün süre verilmişti. Rodos’la birlikte sekiz ada daha
Osmanlı’ya geçer ve bu nedenle fütuhu-ı aşere denilir. Rodos dönüşü Piri Paşa
yerine İbrahim Paşa vezir-i azamlığa getirilir. İbrahim Paşa hasodabaşı idi. Bu
nedenle ikinci vezirin sadrazamlığa geçmesi beklenirken, hasodabaşının bu mevkiye
getirilmesine 2. vezir Ahmed Paşa gücenmiş ve Mısır valiliğini isteyerek oraya
geçmişti. Pargalı İbrahim Paşa devşirme idi, Kanuni ile Manisa’da yakınlaşmış ve
padişahın teveccühünü kazanmıştı. Bu sırada Mohaç Meydan Savaşı gerçekleşir.
Mohaç Meydan Muharebesi
• Mohaç Öncesi, Papa kendini yanılmaz, hata etmez olarak görüyor idi. Her
hareketini Tanrıya dayanıyordu. Papa, bütün bütün para ve mallardan (kiliseye
ait) 1/10’unun Papa’ya verilmesini ister. Bu durumda Hristiyan dünyası, papa
lehine fakirleşecekti. Bu parayı Müslümanlara karşı haçlı birliğinde
kullanılacağını söylemişti. Fakat papa bu parayı har vurup, harman savurdu.
Cennete yollamak için bu parayı toplamış, bu sırada Almanya’da Luther adında
bir rahip çıkmıştı. Papa, Lutherin eserindeki 40 cümlenin küfür olduğunu yazdı.
Luther’in tövbe etmesini ve af edilmesini istedi. Luther, papanın fermanını
ateşe attı. Bütün ümitler, İspanya kralı Alman imparatoru Charles
Quint’e(Şarlken) bağlandı. Bu korkusuz Jean’ın torununun torunu idi. Almanya,
Avusturya, İspanya, Hollanda, Belçika, İtalya ve Amerika sömürgeleri Charles
Quint ile birleşti. Quint (Şarlken), Papanın tarafını tutumuştu. Fransız elçi de,
Fransız kralının hapiste tutulduğu gerekçesi ile Kanuni’den yardım istedi.
Kanuni de haçlı veya Avrupa’da bu karışıklığın daha da körüklenmesi ve
parçalanabilmesi için Luther’i savundu. Böylece Luther ve Papa karşı karşıya
geldi. Hristiyan dünyasını ikiye ayırmak isteyen Kanuni, İspanya ve Almanya’yı
bölmek istemişti.
• Belgrat’ın fethinden sonra, Macar sınır boylarında fitne ve
karışılıklar oluyordu. 1525’te bir sefer düzenlenir. Tuna’ya
geçilir. Petervaradin ile Essek kaleleri alındıktan sonra Mohaç
Ovası’nda iki ordu karşılaşır. Bu mücadelede Bosna Beylerbeyi
Sultanzade Hüsrev Bey ile Balı Bey’in hizmetleri görülür.
Sonuçta Macar Kralı II. Lui öldürülür. Ordusu dağıtılır. Padişah
Budin kalesine fetih sancağını diker. Macar tahtı Yanoş’a verilir.
Dönüş yolunda Segedin ve Bec şehirleri ele geçirilir.
Celali İsyanları
• Macar seferi sırasında Anadolu’da yer yer Baba Zünnun ve Hacı
Bektaşoğlu gibi Celaliler ortaya çıkar. Bunlar türlü tahribatlar
yapar. İbrahim Paşa bu karışıklıkları önlemek üzere
görevlendirilir ve bunda başarı sağlar.
Viyana Kuşatması
• Avusturya tacını İspanya Kralı Şarlken, Ferdinand’a bırakmıştı. Macar
krallığına da Ferdinand’ı düşünüyor idi. Fakat Macaristan’da Kral II. Lui
vardı. Bu sırada Fransa Kralı I. Fransuva’da Şarlken’e yenilmişti. Fransuva,
Şarlken’in Avrupa’da olağanüstü bir şekilde güçlendiğini ve artık gücünün
kırılması gerektiğini düşünüyordu. Bu noktada Osmanlı Devleti’ne elçiler
göndererek yardım talep etmişti. Aynı zamanda Ferdinand asker
sevkederek, Budin’den Yanoş’u kaçmaya mecbur etmişti. Yanoş ki,
Osmanlı Devleti’nin Budin’e tayin ettiği görevli idi. Kanuni, Ferdinand’ın
elçilerini reddetti. Padişah Budin üzerine yoğunlaşarak, buradaki
Avusturyalıları uzaklaştırdı. Böylece Yanoş’u tekrar tahta oturtmayı
başardı. Bu sırada Mihaloğlu’nun yol göstermesi ile Viyana üzerine
harekete geçildi. Viyana kuşatması bu şekilde başlamış oldu. Bec üzerine
gelindi. Hücum gerçekleştirildi. Fakat hazırlıklı gelinmemişti. Büyük
kuşatma topları yoktu. Mevsim de geçmiş idi. Üç hafta kadar kuşatma
devam etmiş, ama destek de alan Viyana geçilememişti. Bu hadise
sonrasında Alman seferi gerçekleştirilmişti.
İstanbul Anlaşması
• Alman seferinin nedeni, bazı Macar beylerinin Ferdinand’ı kışkırtması ve Macar
hükümetinin başına geçmesi konusunda destek vermesi idi. Bunun neticesinde
Ferdinand, yeniden Budin’i kuşatmaya kalkıştı. Padişah da bu gelişme üzerine
yeniden askerleri ile Budin önlerine geldi. 200 bine yakın askerle bu sefere
çıkılmıştı. Fakat bu sırada padişah, Ferdinand ile mücadele etmektense kardeşi
Alman imparatoru Şarlken ile savaşmayı uygun gördü. Amaç, Viyana kuşatması
değildi ve Alman seferi bu şekilde, Budin’den harekete geçerek Şarlken ile
mücadele edilmek istenmesinden kaynaklanmıştı. Bu sefer sonunda ganimet
elde edilmiş, Avusturya ile de ilk anlaşma imza edilmişti.
• 1533 senesinde İbrahim Paşa, Charles Quint’in elçileri ile görüşerek, İstanbul
Anlaşmasını imzaladı. Almanya ile barış yapıldı(1533). Sulh yalnız Almanya ile
yapılmış sayılıyor ve İspanya hariç tutuluyordu. Bohemya kralı ve Avusturya
arşidükü Ferdinand, Macaristan Kralı Yanoş gibi Osmanlı’ya tabi oluyordu.
Teşrifatta, Ferdinand, sadrazam seviyesinde olacaktı. Ferdinand, Macaristan
üzerindeki iddialarından vazgeçiyor ve Yanoş’u meşru sayıyordu. Fiilen değildi
belki ama; Avusturya ve Çekeslovakya Osmanlıya tabi birer ülke haline gelmişti.
Irakeny Seferi(1533-1535)
• Padişahın diğer bir seferi Irakeyn (Tebriz-Bağdat) (1533-1535) arasında gerçekleşir.
Yavuz Sultan Selim döneminde Tebriz fethedilmiş, fakat elde tutulmasına özen
gösterilmediği için Şah İsmail, Azerbaycan’ı yeniden istila eder. Anadolu’da Şiilik
propagandası yapılır. Şah İsmail’in oğlu Şah Tahmasb İstanbul’a elçi göndererek Sultan
Süleyman ile dostluk kurmaya çalışır. Bu sırada Azerbaycan hakimi Ulama Han,
padişaha itaat etmiş, Bağdat valisi Zülfikar Han da, Bağdat’ın anahtarlarını Kanuni’ye
vermişti. Böyle olunca iki devletin arası açıldı. Başkomutan yani serasker de olan
sadrazam İbrahim Paşa, Şah Tahmasb yanlısı Bitlis hakimi Mir Şeref üzerine yürür.
Buradan Halep’e gelir. Bu sırada Van, Erciş ve Ahlat kalelerini alır. Tebriz’e ulaşır.
Padişah alayı da kendisine destek verir. Geylan Şahı, Melik Muzaffer, Kanuni Sultan
Süleyman’a bağlılığını bildirdi. Sonra Irak’a doğru yürüdü. İki buçuk ay sonra Bağdat’ta
idi. Dağlık ve zor geçitlerden kat edilen yol ile sefer başarıya ulaştığı için, savaş tekniği
bakımından askeri harekatın en büyüklerinden sayılır. Yollar bozuktu, savaş
mühimmatı da kayba uğramıştı. Dört ay padişah Bağdat’ta kalır. İmam-ı Azam’ın
türbesi tamir edilir. Defterdar İskender Çelebi idam edilir. Tahmasb da bu sırada Ahlat,
Erciş kalelerine zarar veriyordu ve Azerbaycan’da görülmüştü. Kanuni, hemen
Bağdat’tan hareket eder ve Azerbaycan’a geçer. Şah, bunu duyunca kaçar. Ordu, 15
gün kadar Tebriz’de kalır. Revan, Nahçıvan, Kerkük fethedilir. Ardahan, Göle, Arpaçay
Osmanlı’da kalır.
İbrahim Paşa’nın İdamı
• İran-Irak seferi sonrasında İbrahim Paşa’nın azli ve öldürülmesi
hadisesi gerçekleşir. İbrahim Paşa, padişaha ilgi ve muhabbet
duymuş, fakat bazı aşırı hareketler de sergilemişti. Korsanların
kaldırdığı esir çocuklardan bir devşirme olan İbrahim Paşa
gurura kapılmıştı. Sultanla aynı giyinmiş, atını birlikte
sürmüştü. Serasker-i Sulta namını kullanmıştı. Defterdar
İskender Çelebi’nin öldürülmesinde parmağı vardı. Bu gibi
nedenlerle İbrahim Paşa öldürülür ve yerine Arnavut Ayas Paşa
geçer. Bu süreçte Korfu Kuşatması yaşanır. Kuşatma öncesinde
Tunus’da bir mücadele yaşanır.
Akdeniz’deki Gelişmeler
• Venedik ile 33 yıllık bir barış anlaşması süregelmiş ve İbrahim Paşa ve Ayas Paşa
olsun Venedik ile ters düşmemeye çalışmıştı. Bu sırada Barbaros Hayreddin Paşa’nın
Akdeniz’de gerçekleştirdiği deniz seferleri ise, savaşa sebep oluyordu. Barboros,
Cezayir beylerbeyi idi. Ağustos 1534’te Kaptan-ı Derya ve Cezayir beylerbeyi Tunus’a
girdi. Nedeni, Tunus’ta kardeşini katleden Mevla Hasan Hafsi’nin diğer bir kardeşinin
Tunus’ta yaşanan sıkıntılar nedeniyle Osmanlı Devleti’ne sığınması idi. Hayreddin
Paşa’ya yeterli miktarda savaş gemisi verilerek Tunus üzerine gönderilir. Bunun
üzerine düşman donanması Andrea Dorya komutasında, 500 gemi ve 30 bin piyade
ile haçlı kuvvetini idare ederek Tunus’a gelir. Mevla Hasan, buradan kovularak
Osmanlı sancağı da burada dalgalanır. Fakat Mevla Hasan’ın Şarlken’den yardım
istemesi üzerine Tunus’a gelen Haçlı birliği burada 30 bin kişiyi öldürür. Venedikle
birleşen Haçlı birliği Andrea Dorya ile Koron Kalesine el uzatır. Barboros iyi mücadele
eder, fakat gelen kuvvetlerle başa çıkma ihtimali olmadığı için esir olmamak adına az
zayiatla çekilir. Bunun üzerine padişah alayı Avlonya’ya geçer. Arnavutluk sahillerinde
henüz Osmanlı idaresine geçmemiş yerler ele geçirilir. İtalya’nın Polye sahillerini
vurarak dönmekte olan Barboros, Korfu’yu kuşatır. Fakat kale oldukça dayanıklı çıkar.
Kara askerleri, padişah donanmasını sıkıştırmaktaydı, fakat sonuç alınamıyordu.
Edilen fedakarlıklara bu adanın değmeyeceği düşünülerek, kuşatma kaldırılmıştı.
Preveze Deniz Harbi
• Preveze savaşı öncesinde, Barboros donanması ile Akdeniz’de
idi. Mısır beylerbeyi Hadım Süleyman Paşa da, deniz üzerinden
Hindistan’a gönderilir. Barboros, Venedik’e ait 25 adadan
12’sini alır, cizyeye bağlar. Girit’e asker çıkarır. Bu sırada 100’ü
aşkın kadırga ile Papa, Venedik ve İspanya gemileri Andrea
Dorya kumandasında Preveze kalesini kuşatma hazırlığı
yaparlar. Barboros, bunu duyar. Barbaros da hazırlıkları
tamamlayıp, Andrea Dorya komutasındaki ordu ile savaşa
tutuştu. Deniz savaşlarının en şanlısı idi. Osmanlı askerlerinin
azimle mücadelesine Turgut, Salih, Murad Reisler de dahil
olmuştu. Bu zafer Akdeniz hakimiyetinin Osmanlı Devleti’ne
geçtiğini gösterir.
Hint Seferi
• Bu sırada Hadım Süleyman Paşa, Hindistan üzerine bir sefere
çıkar. Hindistan’da o dönemde Bahadır Şah vardı. Burada
Moğol hanlarından Hümayunşahın ve Hindistan’a ayak
basmakta olan Portekizlilerin baskısı vardı. Bahadır Şah,
Osmanlı’dan yardım talep eder. Süveyş’te büyük bir donanma
hazırlanır. İstanbul’dan 30 bin kadar kara ve gemi askeri ve
mühimmat sevk edilir. Mısır beylerbeyi Hadım Süleyman Paşa,
bu konuda görevlendirilir. Bu sırada Bahadır Şah vefat etmiş ve
yerine Mahmud Şah tahta geçmişti. Hindistan’da yaşanan bu
hükümet değişikliği ardından Mahmud Şah, Portekiz ile ittifak
etti. Hadım Süleyman Paşa’ya itimat etmemişti. Durum bu
şekilde değişince Portekizliler elindeki Div kalesi kuşatılır, fakat
zahire ve mühimmat yeterli gelmediği için geri dönülmek
zorunda kalınır. Dönüş yolunda Yemen fethedilir.
• 1551’de Piri Reis, Süveyş’ten padişah donanması ile çıkıp, Hind
okyanusunda Maskat sahillerini alır. Hürmüz boğazında
Portekizlilerle karşılaşır. Gemilerin kumandası Seydi Ali Reis’e
verilir. Hind Okyanusunda Osmanlı Portekiz deniz kuvvetleri
karşı karşıya gelir. Sonuçta olumlu netice alınamamış ve hatta
deniz gücünün İstanbul’a dönecek hali de kalmamıştı. Kara
yolu ile İstanbul’a gelinmişti. Seydi Ali Reis Akdeniz’de yaptığı
mücadeleleri Mirat-ı Memalik adlı eserinde toplar.
• Turgut Bey de ünlü bir denizci idi. Menteşe sancağından
çıkmış, levend olmuş, 25 gemi ile Akdeniz’de korsanlık ederken
Hayreddin Paşa ile tanışmış, onun maiyetine girmişti. Turgut
Reis, Cerbe Adasını kuşatırken, aynı zamanda 1564’te Malta
kuşatması gerçekleşir. Bu sırada şehit olur.
Macaristan Olayları 1541-1544
• Kanuni döneminin bir diğer hadisesi, Macaristan Olayları 1541-1544 seneleri
arasında devam edegelir ve burada da bazı yerler fethedilmişti. Ama öncelikle
Macar ilişkilerinin bu dönemde gerilmesi nedenlerine bakılabilir. 1533’ten beri
Osmanlı Devleti ile Avusturya arasında barış hakimdi. Fakat Macar Kralı
Yanoş’un ölümü ile iki devletin arası yeniden açıldı. Çünkü Ferdinand
Macaristan’daki bu boşluğu fırsat bilerek, Budin üzerine askeri bir kuvvet sevk
etti. Vezir Sokullu Mehmet Paşa, Budin’i kuşatmadan kurtarmak üzere
görevlendirildi. 1541’de İstanbul’dan harekete geçildi. Budin’e varıldı.
Macaristan’ın korunması, gözetilmesini Osmanlı Devleti vazife bilmişti. Budin
doğrudan kralın yetersizliği nedeniyle Osmanlı Devleti’ne bağlandı. Vali, kadı
ataması yapıldı. İlk vali Bağdat Beylerbeyi Süleyman Paşa idi. Ferdinand
yaşanan gelişmelere kızdı. Peşte’yi, Avusturya askerleri ile hareket eden Macar
asileri kuşatma altına aldı. Padişah bir taraftan Ferdinand, diğer taraftan
Şarlken üzerine denizden Hayreddin Paşa’yı gönderdi. Askerler düzenli ve
mükemmel olup, Peşte’yi kuşatan düşmana gereken cevap verilir. Valpo,
Estergon, Belgrat kaleleri alındı. Herbirine beylerbeyi kadı ve muhafızlar tayin
edildi.
Rü stem Paşa’nın Sadareti
• Hadım Süleyman Paşa ve Lütfi Paşa gibi sadrazamların
ardından Rüstem Paşa göreve getirilir.
• Hırvat devşirme idi. Rüstem Paşa, Mihrimah Sultan ile
evlenmişti. Aynı zamanda Ebusuud Efendi şeyhülislamlığa
yükseltilmişti.
• Rüstem Paşa, devletin en parlak çağında sadrazam olmuştu.
Padişah da artık yaşlanmış, Hayreddin Paşa gibi bir denizci ve
devlet adamı ve İbrahim Paşa artık yoktur. Bu sırada İran Seferi
yeniden başlayacaktır. İran seferi Şehzade Mustafa’nın ölümü
ile de ilgilidir.
Şehzade Mustafa’nın
Ö ldü rü lmesi
• 1548’de Şah Tahmasb’ın kardeşi Elkas Mirza, kardeşinin
işkencelerinden şikayet etti. Devlet İran’a kızgındı, gelen bu
şikayet üzerine de harekete geçildi. Van, Safeviden geri alındı.
İkinci vezir Kara Ahmed Paşa yanına aldığı kuvvetlerle
Gürcistan’a yöneldi. İran Şahı Tahmasb, Muş ve Ahlat civarını
yakıp yıkmıştı. Bunun üzerine Rüstem Paşa Anadolu’ya geçti.
Rüstem, karısı Mihrimah’ın kardeşi olan Şehzade Bayezid’e
saltanatın geçmesini planlarken, Şehzade Mustafa buna çok
kızmış, Sadrazam Rüstem Paşa da şehzade Mustafa’nın padişaha
karşı bir hareket içinde olduğunu padişaha iletmesi ile İran
seferinin yenilendiği esnada Padişah, Şehzade Mustafa’yı Konya
Ereğilisinde idam ettirmişti. Kanuninin diğer oğulları olarak
şehzade Mehmed ve Cihangir’de vefat etmişlerdi. Şehzade
Mustafa da karakter itibariyle Sultan Selim’e benzetiliyordu.
Temeşvar’ın Fethi
• Erdel kralının çocuk yaşta olması nedeniyle Avusturya
hükümdarı Ferdinand’ın buranın işlerine karışmak istemesidir.
Erdel Kraliçesi de, Osmanlı Devleti’nden yardım istemişti.
Rumeli beylerbeyi Sokullu 80 bin askerle buraya yöneldi. Beç,
Çanad, Lippa kaleleri fethedildi. Temeşvar da kuşatıldı ve
fethedildi. Nemçe’den çok sayıda asker geri geldiği için daha
ileri gidilemedi. İkinci vezir Kara Ahmed Paşa, Eğri’yi kuşatma
görevini alır ama başarılı olamaz.
Temeşvar, Banat
Şehzadeler Arası Mü cadele
• Şehzade Bayezid da öldürülen isimlerdendi. 1558’de, Şehzade
Selim’e Konya sancağının verilmei ve Kütahya sancağının Bayezid’a
verilmesi üzerine, Şehzade Bayezid bunu kıskanır ve
çevresindekiler de kendisini kışkırtır ve kandırır. Böylece şehzade
Bayezid itaatsizlik etmiş sayılır. Şehzade Bayezid asker toplayıp,
mücadele için hazırlanır. Bunun üzerine kendisine nasihatçiler
gönderilir. Fakat bunları dinlemez. Şehzade Bayezid artık isyancı
gibi görülmüştür. Selim’e asker takviyesi yapılır ve şehzade Bayezid
ve Şehzade Selim’in kuvvetleri Konya Ovası’nda mücadele eder.
Sonunda Şehzade Bayezid Konya ovasında yenilgiye uğrar. Şehzade
Bayezid’in daha sonra babasından affını talep eden mektuplar
gönderdiği fakat devlet erkanının bu mektupları Kanuni’ye
ulaştırmadığı belirtilir. Acem şahının yanına giden Şehzade Bayezid
ve dört oğlu, burada dört sene kaldıktan sonra öldürüleceklerdi.
Zigetvar Seferi ve Kanuni
Sultan Sü leyman’ın Vefatı
• Artık Kanuni yaşlanmış, hasta ve kederli idi. Uzun yıllar yani,
1552’den beri sefere çıkılmıyordu. Ferdinand da bu sırada vergi
konusunda gevşeklik gösteriyordu. Aynı yıl (1566) Sokullu ‘da
sadrazamlığa geçmişti. Bu durumda Avusturya Seferi
görünmüştü. Padişah da bu sefere bizzat katılacağını belirtti
ama 74 yaşına gelmişti. Sonunda sefere çıkıldı, padişah,
Ebusuud Efendi ile Sokullu ve askerler Belgrad’a ulaştı. Zigetvar
kuşatıldı ve şiddetli çarpışmalar sonunda burası fethedildi.
Fethin akşamı da 1566’da Sultan Süleyman vefat etti.
Kanuni Hakkında
• Padişahın ömrü uzundu, vezirleri devlet erkanını eğitmiş,
hazineyi doldurmuştu. Adaletli ve şefkatli idi. Fuzuli, Baki gibi
dönemin meşhur bilim ve sanat adamları vardı. Bunları
mükafatlandırdı. Kendinden önceki nizam ve kanunları
olgunlaştırmış ve zamanın ihtiyaçlarına göre düzenlemişti.
Mimar Sinan dönemin en ünlü isimlerinden olup, Şehzade
Camii, Süleymaniye ve Selimiye camileri başta olmak üzere çok
sayıda köprü, hayrat, su bendi türünden mimari çalışmalara
imza atmıştı.
Sultan II.Selim Dö nemi
• Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa, Kanuni’nin vefatı ile ilgili
mektubu Şehzade Selim’e gönderdi. Selim mektubu alınca
hemen İstanbul’a geldi. Belgrad’a geçti. Sokullu da padişahın
naaşı ile Belgrad’a geliyordu. Dolayısıyla burada iki taraf
buluştu. Sonunda cenaze İstanbul’a getirildi. Bu sırada Şehzade
Selim’i destekleyen ocaklı ayaklandı ve sadrazamın gücünü
kırmak istediler. Cülus bahşişi ile bazı iyileştirmeler yapılan
ocaklı yatıştırıldı.
Kıbrıs’ın Fethi
• Sultan Selim, Konya’da vali iken Mısır beylerbeyi tarafından
verilen atları, Kıbrıs korsanları zapteder. İntikam almak üzere,
Yemen’in fethi sonrası Kıbrıs adasına asker gönderilir. Serasker
Lala Mustafa Paşa’dır. Müezzinzade Ali Paşa ile adayı kuşatırlar.
Adada oturanlar fetih sonrası 120 bin kadar erkek nüfus tespit
edilir. Kıbrıs adasını Venedikler idareleri altında tutuyordu ve
Akdeniz’de Osmanlı gücü anlaşılınca bu hususta geri kalmamak
üzere telaşa kapıldılar.
İnebahtı Savaşı
• Osmanlı donanması, Kıbrıs’ın fethinden sonra Girit ve Korfu
adalarına taarruz gerçekleştirdi. Bazı kuvvetler de ayrı kollar
halinde İstanbul’a dönerlerken, İnebahtı açıklarında müttefik
düşman gemilerine rast gelinir. Böylece şiddetli bir savaş başlar.
• Kaptan Müezzinzade ve Uluç Ali Paşa(Cezayir Beylerbeyi) deniz
konusunda bilgili kimselerin görüşü alınmadığı için ve aralarındaki
ihtilafla birlikte başarı sağlanamamış ve Müezzinzade de şehit
edilmişti. Donanmadaki gemilerin çoğu batmış veya yanmıştı.
• Uluç Ali Paşa İnebahtı Savaşı ardından mahiyetindeki gemilerini
kurtararak, İstanbul’a ulaştı. Kaptanlık makamına getirildi. Uluç Ali
Reis, Kılıç Ali Reis olarak anılmaya başladı. Sokullunun girişimleri
ile daha mükemmel bir donanma hazırlayıp, Akdeniz’e çıkartıldı.
Tunus’un Fethi
• Sultan Selim dönemi bir diğer olayı da Tunus’un fethidir(1574).
İspanyollar Tunus meliklerine yardım ederek, buralarda nüfuz
elde ediyorlardı. 1574’te Sinan Paşa ve Kılıç Ali Paşa maiyetiyle
Sicilya adasını kuşattı. Tunus sahillerine varıldı ve İspanyollar
buradan çıkartıldı. Bu hadise sonrası Sultan Selim sarayda
yaptırdığı hamama girişinde ayakları kayıp düşmüş ve daha
sonra da vefat etmişti. Bu padişah döneminde, Sokullu gibi bir
sadrazamın olması nedeniyle devlet işlerinde bir gevşeklik
olmamıştır.
Sultan III. Murad(1574-1595)
• Sübül Vadisi Hadisesi: Portekiz Kralı, Fas emirinin amcasına
güya yardım için, ama aslında Hindistan’a girmek amacıyla
buraya asker yığdı. Fas Emiri bunun üzerine Osmanlı
Devleti’nden yardım talep eder. Emirden gelen yardım
mektubu karşılıksız bırakılmaz. Cezayir Beylerbeyi Ramazan
Paşa, imdad yetiştirmek için görevlendirilir. Portekiz Kralı Sübül
Vadisi savaşında yenilip öldürülür. Ordusu mahvedilir. Portekiz
bundan sonra belini doğrultamadı.
İran Seferi
• 1577-1589 yılları arasında gerçekleşir. Nedenine bakılacak olursa,
İran’da Tahmasb’ın ölümü ile çocuk ve torunları arasında kargaşa
çıkmıştı. İran zayıflamıştı. Erzurum Beylerbeyi Hüsrev Paşa,
Osmanlı Hükümeti merkezine raporlar gönderdi. İran zayıfladığı
için ele geçirilmesi kolay olur diyordu rapor. Sokullunun bu
seferle ilgili görüşü ise olumsuzdu. Sokullu bu seferden fayda
gelmeyeceğini belirtmişti. Çünkü İran beldelerinde fetihler olsa
bile dar geçit ve dağlar nedeniyle, Osmanlı nüfuzunun devam
etmesi zordu. Aynı zamanda sefer çok masraf da getirecekti.
Fakat III. Murad yeni devlet adamlarının sözüne uyarak İran’a
savaş ilan edildi. Lala Mustafa Paşa da bu sefere görevlendirildi.
Sefer on iki sene sürecekti. Lala Mustafa Paşa, Büyük Çıldır
Savaşı’nda İran komutanını yenmiş, Tiflis, Gürcistan, Dağıstan
taraflarını da devlete bağlamıştı. Fakat bu sırada vefat etmişti.
• Seferin ikinci yılında, Sokullu da 1578’de şehit oldu. Divana
arzuhal getiren dilenci kılığında biri tarafından 1578’de
öldürülmüştür. 15 sene kadar sadrazamlık yapmıştı. Enderunda
yetişmişti. Don ile Volga nehirleri arasında bir kanal açmak bu
kanalı Hazar Denizi ile birleştirmek amacında idi. Böylece Orta
Asya’da hilafetin etkisi hissedilecekti. Fakat sonuçsuz kalmıştı.

• Uzun süren İran seferi sonunda, İran Şahı Abbas 1589’da


sadrazam Ferhat Paşa ile bir anlaşma yapmıştı. Buna göre,
Azerbaycan ve Şirvan Osmanlı Devleti’ne geçecekti. Devletin
sınırları doğuda en geniş sınırlara ulaştı. Abbasın kardeşinin
oğlu Haydar Mirza rehin olarak İstanbul’a götürülecekti.
Duraklama Sü recine Dair
• Sokullu’nun vefatı ile daha çok tecrübesiz devlet adamları
görülmeye başladı. İran seferinin uzun sürmesi ile devlet
düzeni sarsıldı. Asker çoğaldı, ulufe dağıtılmasında zorluklar
görüldü. Akçelerin ağırlığının ve ayarının düşürülmesi gibi
tedbirler alındı. Ulufe alanlar ile ağalar arasında çekişmeler
oldu. Yeniçeri ayaklanmaları arttı.
Avusturya Seferi
• Bu sefer 1592-1606 yıllarını kapsıyordu. Devletin batı ucunda
serhat beyleri akınlar gerçekleştiriyordu. Bosna Beylerbeyi
Hasan Paşa, bu maksatla Nemçe memleketlerine hücum etti.
Fakat Hırvatistan yakınlarında pusuya düştü. Kendisi ve
beraberindekiler şehit edildi. Bu mesele divanda ele alındı.
Serhat boylarının eskisi gibi olmadığı vurgulanıyordu.
Sadrazam Sinan Paşa de, Ferhat Paşa’nın İran seferindeki
şanını kıskanmıştı ve uç savaşı yapılmalı dedi. Böylece
Avusturya Seferine çıkıldı. Bu seferlerin sonunda ancak
1606’da anlaşma imzalanabilecekti. III. Murad İstanbul’dan hiç
çıkmamış bir padişahtı ve valide sultanların devlet idaresindeki
etkisinin başladığı bir dönemdi. Padişah 50 yaşında vefat
etmişti. Yerine III. Mehmed geçmişti.

You might also like