Pelin ÖZÇELİK Kaynak: http://www.acikogretimadalet.com, https://myuniversities.wordpress.com. Hakların kazanılması ve kullanılmasında iyi niyet • Hakların kazanılması ve kullanılması iyi niyet esası uyarınca söz konusu olmalıdır. • Türk Medeni Kanunu: • B. Hukukî ilişkilerin kapsamı • I. Dürüst davranma • Madde 2 : ‘’Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.’’ Hakların kazanılması ve kullanılmasında iyi niyet • II. İyiniyet • Madde 3: ‘’Kanunun iyiniyete hukukî bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz.’’ • Bu iki hüküm de iyi niyetten söz etse de 2. maddede düzenlenen iyi niyet, hakların kullanılmasında ve borçların yerine getirilmesindeki objektif iyi niyet, günümüzdeki kullanımı ile dürüstlük kuralı; 3. maddedeki iyi niyet ise hakların kazanılması açısından önemli olan sübjektif iyi niyettir. Hakların kazanılması ve kullanılmasında iyi niyet • Hakların kazanılmasındaki iyi niyete “iyi niyet”; hakların kullanılmasındaki ve borçların yerine getirilmesinde iyi niyete ise “dürüstlük kuralı” denilmektedir. • İyiniyetin Tanımı ve İçeriği: • Bir hakkın kazanılmasına engel olan hukukî bir eksikliğin bilinmemesi veya bilinmesinin gerekmemesi halinde iyi niyetten söz edilebilir. • Diğer bir ifadeyle iyi niyet, bir hakkın doğumuna engel olan bir durumun olaydaki varlığı veya gerekli unsurlardan birinin yokluğu hakkındaki mazur görülebilir bir bilgisizlik veya yanlış bilgi olarak tanımlanabilir. Hakların kazanılması ve kullanılmasında iyi niyet • Bu tanımdan hareketle iyi niyetin iki unsurunda söz edilebilir: 1. Bilgisizlik Veya Yanlış Bilgi (Örneğin, satın alınan malın çalıntı olduğunun bilinmemesi, evlendiği kişinin evli olduğunun bilinmemesi gibi) 2.Bilgisizliğin Mazur Görülebilmesi (“Kanundan dolayı bilme yükümlülüğü” veya “durumun gereği olan bilme yükümlülüğü” söz konusu olmamalı, kişi kendisinden beklenen özeni göstermiş olmalıdır) Hakların kazanılması ve kullanılmasında iyi niyet • İyiniyetin ispatı : • TMK. m. 3/1’e göre, “Kanunun iyi niyete hukukî bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyi niyetin varlığıdır”. • Kanun koyucu, iyi niyet aranan hallerde asıl olan onun varlığıdır demek suretiyle, iyi niyetin varlığının değil, fakat yokluğunun ispat edilmesi gerektiğini belirtmektedir. • Bir başka deyişle burada bir iyi niyet karinesi mevcuttur. Aksini iddia eden onu ispatlamak zorundadır. • Ancak iyi niyet iddiasında bulunan kimsenin de gerekli özeni göstermiş olması gerekir. Gereken özeni göstermeyen kimse iyi niyet iddiasında bulunamaz ve iyi niyet uyarınca hak kazanamaz. Hakların kazanılması ve kullanılmasında iyi niyet • İyiniyetin ispatı : • MK m. 988 ‘’Emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzerinde iyi niyetle mülkiyet veya sınırlı ayni hak edinen kimsenin edinimi, zilyedin bu tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile korunur.’’ • Bu hükme göre, sahibinin elinden rızası ile çıkan bir malın iyi niyetle kazanılması mümkündür. ▫ Örneğin A’nın B’ye kiraladığı televizyonun B tarafından C’ye satılması durumunda, tasarruf yetkisine sahip olmayan B’den televizyonu alan C iyi niyetli ise bu iyi niyeti korunacak ve televizyonun maliki olacaktır. İyi niyetin korunduğu hallere medeni hukukun bütün dallarında ancak özellikle eşya hukukunda rastlamak mümkündür. • Taşınırlarda ve taşınmazlarda zamanaşımı yoluyla ayni hak kazanımlarında da yine iyi niyet aranmaktadır. Hakların kazanılması ve kullanılmasında iyi niyet • İyiniyetin ispatı : • Para ve hâmiline yazılı senetler sahibinin elinden rızası dışında çıkmasına rağmen, bunlara iyi niyetle sahip olan kimseden iade etmesi istenemez. ▫ Örneğin, bir kimse sokakta bulduğu parayla kendisine bir dizüstü bilgisayar alsa, parayı kaybeden kişi, bilgisayar firmasına gidip parayı geri isteyemez. Hakların kazanılması ve kullanılmasında iyi niyet • İyiniyetin ispatı : • iyi niyetin aile hukukunda da korunduğu durumlar vardır. ▫ Örneğin TMK. m. 147/III’e göre, “Evliyken yeniden evlenen bir kimsenin önceki evliliği mutlak butlan kararı verilmeden önce sona ermişse ve ikinci evlenmede diğer eş iyi niyetli ise, bu evlenmenin butlanına karar verilemez”. Türk Medeni Kanununda tek evlilik ilkesi, yani monogami kabul edildiği için, ikinci evliliğin yapıldığı sırada eşlerden birinin halen bir başkasıyla evli olması durumunda bu evlilik mutlak butlanla sakattır. Ancak, mutlak butlan kararı verilmeden önce ilk evlilik sona ererse ve diğer eş de iyi niyetli ise artık butlan kararı verilemez. Bu hüküm ikinci eşin mazur görülebilir bilgisizliğini, diğer bir ifade ile iyi niyetini korumaktadır. Hakların kazanılması ve kullanılmasında iyi niyet • İyiniyetin ispatı : • Borçlar hukukunda da iyi niyetin korunduğu haller vardır. • Bu hallerden biri sebepsiz zenginleşmedir. Sebepsiz zenginleşenin iade borcunun kapsamı belirlenirken iyi niyetli veya kötü niyetli olmasına göre farklı hükümler öngörülmüş ve iyi niyetli sebepsiz zenginleşen bir anlamda korunmuştur. Hakların kazanılması ve kullanılmasında iyi niyet • İyiniyetin ispatı : • II. Giderleri isteme hakkı: • TBK MADDE 80: ‘’Zenginleşen iyi niyetli ise, yaptığı zorunlu ve yararlı giderleri, geri verme isteminde bulunandan isteyebilir. Zenginleşen iyi niyetli değilse, zorunlu giderlerinin ve yararlı giderlerinden sadece geri verme zamanında mevcut olan değer artışının ödenmesini isteyebilir.’’ Hakların kazanılması ve kullanılmasında iyi niyet • İyiniyetin ispatı : • Son olarak belirtilmesi gereken husus iyi niyetin hangi anda arandığı hususudur. Bu durum esasen iyi niyetin kullanım alanına göre değişmekle birlikte kişinin iyi niyeti ya belli bir anda ya da belli bir süre boyunca aranır. ▫ Örneğin tapu kütüğündeki yolsuz tescile güvenerek işlem yapan kişinin ayni hak kazanabilmesi için işlem anında iyi niyetli olması gerekir. Buna karşılık bir kişinin olağan zamanaşımı gereği ayni hak kazanabilmesi için on yıl boyunca davasız ve aralıksız iyi niyetinin devam etmiş olması zorunludur. Pratik Çalışmalar • OLAY I: A, içinde bir miktar para ve değerli antika bir kitabı bulunan evrak çantasını otobüste unutur. Otobüste yanında oturan B, bu durumu fark eder ve inerken çantayı alır. B, çantadan sadece paraları alır ve çanta ile kitabı sokaktaki çöpe atar. B, bu parayla satıcı S’den kendisine bir takım elbise alır. C, çöp dökmeye gittiği yerde A’nın çantasını bulur ve çantayı kardeşi K’ya ödünç verir. C, kitabı da antika kitap satan D’ye satar ve teslim eder. Antika kitap koleksiyonu yapan E, D’nin dükkanında bu kitabı, üzerinde şahsen tanıdığı A’nın adının yazdığını görmesine rağmen satın alır. Kitabı E’nin evinde gören A, kitabını geri ister. • Soru: (a) A’nın parasını S’den, (b) çantasını K’dan ve (c) kitabını E’den geri istemesi mümkün müdür? İhtimallere göre tartışınız. Pratik Çalışmalar • (a) Medeni Kanun’un 990’ıncı maddesine göre sahibinin elinden iradesi dışında çıkan para ve hamile (taşıyana) yazılı senetler, iyi niyetli kişiler tarafından kazanılabilir. Burada, kazanma anındaki iyi niyet yeterlidir. Ayrıca bunun belli bir süre devam etmesi aranmaz. Para ve hamile yazılı senetlerin üzerinde kimsenin adı olmadığından ve bu çeşit mallar olağan olarak herkeste bulunduğundan, bunları kazanana uzun boylu bir araştırma yükümlülüğü yüklenmemiştir. Bu nedenlerden ötürü, olayda S’nin iyi niyetli olması koşuluyla kazandığı anda paranın sahibi olmuştur ve A parayı S’den geri alamaz. Pratik Çalışmalar • (b) Medeni Kanun, bir taşınırın iyi niyetle kazanılıp kazanılamayacağı konusunda, kazanılacak malın, sahibinin elinden iradesi ile mi yoksa iradesi dışında mı çıkmış olmasına göre bir ayrım yapmaktadır. Sahibinin elinden iradesi ile çıkan mallar, bizzat sahibi tarafından bir kişiye geçici olarak, saklanmak, kullanılmak, başkasına iletilmek üzere teslim edilen mallardır. Malın teslim edildiği kişiye, emin (güvenilir) kişi denir. Üçüncü bir kişi, malı emin kişiden iyi niyetle kazanırsa, yani malı kazanırken emin kişinin aslında o malın maliki olmadığını ya da malı devretmeye yetkili olmadığını bilmiyorsa, burada iyi niyetin varlığı onun taşınırın mülkiyetini kazanmasını sağlar. Burada, taşınırın kazanıldığı anda iyi niyetin varlığı aranır ve o anda var olan iyi niyet, başlı başına hakkın kazanılmasını sağlar. Bu iyi niyetin belli bir süre varlığını sürdürmesi gerekmez. Sonradan gerçek durum öğrenilse de, bu iyi niyetle kazanılan hakkı ortadan kaldırmaz. Pratik Çalışmalar • (b) Buna karşılık sahibinin elinden iradesi dışında çıkan, yani çalınan, gasp edilen, unutulan, düşürülen, yitirilen vb. taşınırların üçüncü kişilerce iyi niyetle kazanılabilmesi için kazandırıcı zaman aşımının şartlarının gerçekleşmesi gerekir. Taşınırlarda mülkiyetin kazandırıcı zamanaşımıyla kazanılabilmesi için ise; kazananın, taşınırı iyi niyetli olarak beş yıl elinde bulundurması gerekir. Kazanan kişi iyi niyetli olsa bile, kazanmadan itibaren henüz beş yıllık zamanaşımı süresi geçmemişse; malın sahibi, açacağı taşınır davası ile malını ondan geri alabilir. Fakat beş yıllık süre, davasız ve aralıksız iyi niyetle geçirilmişse, artık iyi niyetli kişi taşınır üzerindeki hakkı kesin olarak kazanır. Pratik Çalışmalar • (b) Olayda A’nın, çantasını K’dan geri isteyip isteyemeyeceğini de bu bilgiler çerçevesinde belirlemek gerekir. A çantayı otobüste unutmuştur, yani çanta elinden iradesi dışında çıkmıştır. K bu çantayı kazanırken iyiniyetli ise, yani çantanın gerçekten A’ya ait olduğunu ve kardeşinin bunu armağan etmeye yetkili bulunmadığını bilmiyor, bilmesi de gerekmiyorsa; ayrıca kazanma tarihinden itibaren beş yıllık süre de geçmişse artık çanta kendisinin olacaktır. Aksi halde A, çantasını taşınır davası ile K’dan geri alabilecektir. Pratik Çalışmalar • (c) Antika kitap koleksiyoncusu E, kitabı, antika kitap satışı yapan D’den satın almıştır. Bu durumda kitap Medeni Kanun’un 989’uncu maddesi anlamında, “benzeri eşyaların satıldığı yer”den alınmıştır. Söz konusu maddeye göre, sahibinin elinden rızası dışında çıkan taşınırları; açık arttırma, pazar, benzeri şeylerin satıldığı yerden alan kişi, iyiniyetli de olsa onu kazanamaz. Fakat iyiniyetli olmasının bazı sonuçları vardır. İyiniyetli olan kişi, sahibinin elinden iradesi dışında çıkan şeyi, benzeri şeylerin satıldığı yerden almışsa, bunu satın alırken ödediği bedelin kendisine iade edilmesini, malı geri isteyen sahibinden talep edebilir. Pratik Çalışmalar • (c) Bedel kendisine iade edilmediği sürece, onun da taşınırı geri verme yükümlülüğü yoktur. Bedel geri ödenirse, malı da iade yükümlülüğü altındadır. Burada malın bedelini, taşınırın geri verilmesini isteyen malik ödeyecektir. Bu bedeli ödeyerek malını elde edebilen malik, ödediği bedeli, malı E’ye satan D’den geri isteme hakkına sahiptir. Taşınmaz Eşyalar Açısından İyi Niyetin Korunmaması • Taşınmaz eşyalar üzerinde iyi niyet karinesinin önüne tapu sicilinin aleniliği ilkesi geçmektedir. Daha önce de belirttiğimiz üzere tapu sicili alenidir ve kimse burada yazılı kayıtları bilmediğini ya da bilecek durumda olmadığını ileri süremez, sürse de bu iddiaları ve gerçekten bilmeseler yani tam anlamı ile iyi niyetli olsalar dahi bu savunmaları dikkate alınmaz. Zira tapu sicilinin aleniliği karinesi kesin kanuni karinedir ve aksi ispat edilemez. • Bu nedenle de tapuda yazılı kayıtları bilmediğini ve iyi niyetli olduğunu ileri sürenler hak kazanamaz zira iyi niyetleri korunmaz.