You are on page 1of 32

Genel Ekonomi

23.02.2023 Doç. Dr. Şefik MEMİŞ


2 FİLM
VİZEDEN
ÖNCE 2 FİLM
VİZEDE
N SONRA
“Başka şey bilmeyen kişinin iktisadı da bilmesi
mümkün değildir.”

John Stuart Mill

İngiliz filozof, politik ekonomist


(1806-1873)
“Gereksinim duymadığım ne çok şey var.”

Socrates

Socrates (470-399)

“Niçin en yararlı bazı şeyler piyasada en az değere


sahip olurken, çok az yararlı olan şeylerin fiyatı en
yüksektir?”

Aristoteles
Aristoteles (384-322)
İnsan 1 milyon yıl önce ortaya çıktı. 990 bin
yıl avcılık, balıkçılık ve toplayıcılıkla
dayanan hayat tarzına sahiptiler. Son 10 bin
yılda ise yerleşik hayat tarzına geçti.
1.8-2 milyon yıl önce vurma ve kesme için
taş kullanıyordu.
1.2-1.4 milyon yıl önce el baltaları şekline
dönüştü bu taşlar. Bu uzmanlık
gerektiriyordu. Keskin parça ve yongalar
oluşuyor, bunlarda kemik ya da çubukların
içine yerleştiriliyordu.
Bir sonraki aşama ise taş uçlu mızraklar ve
oklardı. Alet yapmaları rakiplerine ve yırtıcı
hayvanlara karşı onları korumuştu. 40.000 yıl
önce buzul çağında bunları biliyordu.
Taştan ve ağaçtan yaptıkları sopayı
kullanıyorlardı. Bitki kökleri ile
küçük hayvanları (böcek,
kertenkele) toplayıp yiyorlardı.
[Tekhne: sanat, el becerisi,
özellikle metal işleme ve gemi
yapımcılığı sanatı. Platon ve
Aristoteles'de: Bir şeyin elde
edilme yolu, belli bir eyleme için
gerekli kurallar dizgesi..]
Orta Afrika’da Sahra Çölü’nün
güneyinde MÖ 160.000’li yıllarda Yiyecek bulmak veya yırtıcılardan kaçmak için Afrika’nın ötesine
yaşadı. 125.000 yıl önce uzun bir ilk akınlar gerçekleşti.50.000-10.000 yıl önce Antartika dışında tüm
buzul çağı yaşandı. kıtalara dağılmıştı.
Tarım Devrimini açıklayan teoriler: GORDON
CHILDE
Gordon Childe: 14 Nisan 1892 –
19 Ekim 1957
MÖ 10.800-9.600 yılları arasındaki Genç Buzul
Çağında son küresel soğuma döneminde Avrasya ve
Kuzey Amerika’da iklim kötüleşti. Belirli tür
hayvanların ve (kendiliğinden yetişen) bitkilerin yok
olması sonucu doğal kaynaklar azaldı.
İklim ve coğrafyadaki dönüşümlerin yol açtığı
verimsizlik insanları topraktan daha fazla
faydalanmaya itti.
Kıtlaşan yiyecek imkanları sadece su kaynağında
sahip olan yerlerde vardı. Bu sınırlı bölgelerde insan,
hayvan ve bitkilerle daha sıkı bir temasa geçti.
Olayları, bağlı bulundukları
Bazı hayvanlar giderek evcilleşti. İnsan da onları toplumsal ve iktisadi
beslemeyi ve korumayı kendisi için avantajlı buldu. koşullardan bağımsız ele alan
arkeolojiye ve tarih anlayışına
posta pulu arkeolojisi der.
Robert Braidwood:
İnsanlar yaşadıkları çekirdek alanda yoğunlaşıp orada
tedricen gelişmeleri gerçekleştirerek, topraktan ürün elde
etmeye başladılar. Buna göre insanın doğal çevresindeki
bitki ve hayvanları daha iyi tanımasını sağlayan kültürel
gelişme tarım devrimine yol açtı.
Çekirdek alan; kolaylıkla evcilleştirilebilecek çok sayıda
vahşi hayvan ve ıslah edilerek yetiştirilmeye müsait çok
sayıda yabani bitkinin bulunduğu tarım yapmaya elverişli
alandır.
Dolayısıyla tarım devrimi, insanların artan kültürel
gelişiminin ve uzmanlaşmasının nihai sonucuydu. MÖ
8000 yıllarında Bereketli Hilal bölgesindeki insanlar
çevrelerini çok iyi tanıdılar, çevrelerindeki hayvanları
evcilleştirdiler. Yabani bitkileri de ıslah ederek Robert John Braidwood (1907-2003)
yetiştirdiler. Tarım devrimi, uzun süreli bir öğrenme
sürecinin sonucudur.
Lewis Binford:
Devrimin temel nedeni, nüfus artışının yol açtığı
baskıydı. Göçlerle oluşan nüfus yığılması, doğal
kaynaklar üzerinde baskı oluşturdu. Doğal kaynak
ile insan arasındaki denge bozuldu.
Bu baskı insanları yeni teknikler bulmaya,
verimliliği artırmaya itti. Çünkü artan nüfusa gıda
maddesi temin etmek gerekliydi. Önce büyükbaş
hayvanlardan küçük hayvanların avlanmasına
geçildi. Sonra da toplayıcılıktan tarıma…

Lewis Roberts Binford (1931–2011)


MÖ 8.000’lerde yerleşik tarıma geçiş, Bereketli
Hilal’de oldu. Buradaki insanlar doğada hazır
bulunan yabani tohumları (buğday ve arpa)
ıslah etti, kendileri yetiştirmeye başladı, verimlilik
arttı. Yerleşiklikle, insan çevresindeki
kaynaklardan yararlanma imkanını olağanüstü
artırdı. Bitki ve hayvan arzını kontrol altına
aldı, beslenme kaynağını çoğalttı.
MÖ 6000’lerde Batı İran’dan Akdeniz’e uzanan
bölgede, Anadolu’da, Ege’nin iki yakasında tam
manasıyla başladı. Oradan da eski dünyanın diğer
bölgelerine yayıldı.
Dünyada en az 26 ayrı ve bağımsız yerde
tarımın doğduğu belirlendi. Koşulların ürünler
ve canlı hayvanlar destekleyici olduğu her yerde
kalıcı yerleşim oluştu.
Tarım; MÖ 4000’de Nil Vadisine, 3.000’de İndus
Vadisine ulaştı. MÖ 2500’lerde Tuna Vadisine, Batı
Akdeniz’e ve Güney Rusya’ya ve muhtemelen Çin’e
yayıldı. Tarım Avrupa’da her yıl 1 kilometrelik alanı
kapsayacak şekilde genişledi. MÖ 5.500’de Kuzey
Avrupa’ya kadar ulaştı. Yayılma sürecinde iklim ve
toprak koşullarındaki farklılıklar sebebiyle yeni
uyarlamalar oldu.
Tarımda ilk önce ağaç bir sapın ucuna bıçak görevi
gören taşar takılarak yapılan çapalar kullanıldı.
Çapaya dayalı bu tarım, dünyanın pek çok kısmına
yayıldı.
Hayvanların çektiği sabanlar ise ilk kez MÖ 4000 ve
3000’de görüldü.
Tarım önemli… Çünkü Tarım devrimi sadece gıda değişikliği
yapmadı.
1- Yaşam standartlarında, 2- Nüfus üzerinde, 3- İş bölümünün
ortaya çıkmasında, 4- Şehirleşmenin ilkel forumunun
belirlenmesinde, 5- Trampanın/ticaretin gelişmesinde, 6- İlkel
devlet biçiminin ortaya çıkmasında etkili oldu.
İki temel sonuç: Ortak çalışma ve artık ürün.
Tarım toplumunda bir ailenin geçinebilmesi için muazzam
büyüklükte topraklara ihtiyaç yoktu. Küçük topraklar bunu
sağlamanın yanı sıra birbirine yakın yaşamayı, köy formunda
toplanmayı sağladı.
Ayrıca ihtiyaç fazlası üretimle, ilk kez tüketmek için
üretmenin dışında biriktirmek için üretmenin farkına varıldı.
Bu da basit ticaretin başlangıcı oldu.
Tarım Devriminin Sonuçları
MÖ 8000’den itibaren yavaş yavaş ortaya çıkan gelişmeler:
1- Nüfus arttı. Artış oranı binde 0,007-0,015’ten binde 0,36’ya
yükseldi. Yerleşim alanları genişledi.
2- AT’den çiftçiliğe sürekli bir geçiş oldu.
3- Teknolojik gelişmede büyük adımlar atıldı. 8 bin yıl içinde
bronz çağın yerini demir çağ aldı.
4- Ticaret gelişti, genişledi. Bölgeler arası ticaret. Pazar
mekanizması doğdu ve ekonomik kaynakların dağılımını
etkiledi.
5- Şehirler ilk kez gelişti. Büyüklükleri arttı, yayıldı.
6- Çeşitli ekonomik organizasyonlar doğdu. Müdahaleci
eknomi-piyasa mekanizması.
7- Eşitlikçi gelir dağılımı bitti.
8- AT’de doğal kaynaklarda herkes yararlanıyordu. İlk tarım
toplumlarında ise doğal kaynaklardan yalnızca belirli bir gruba
mensup üyeler yararlandı. Ya devlet mülkiyeti, ya özel
mülkiyet… Emek, özel mülkiyet konusu oldu. Neolitik Devirden bir el
değirmeni
Mevcut nüfusa dünya dar mı geldi?
Tarım devrimi öncesi dünya nüfusu MÖ 10.000’de
dünya nüfusu 5-10 milyon civarında idi. Yiyecek
bulabilmek için kilometrelerce yürüyorlardı. 100
kişilik avcı-toplayıcı bir grubun hayatta kalması için
50-500 kilometrekare bir alana sahip olması
gerekiyordu.
Bu on bin yıl içinde, Sanayi devrimine ulaşıncaya
kadar dünya nüfusu da 750 milyona ulaştı.
Bugün ise dünya nüfusu, 7,6 milyar kişi.
En önemli katkısı: Yazının icadı.
Sümer’de tarımsal üretimle ilgili işleri düzenliyor, üretimi
vergilendiriyor. Toplama ve harcamayla ilgili kayıtları kil
tabletlerde tutuyorlardı. MÖ 2.800 de bu işaretler bir şekil
kazanarak çivi yazısına dönüştü. Böylece çok nadir bir şey
oldu: Bürokratik bir organizasyon önemli bir buluşa
öncülük etti. İdari bir ihtiyaçtan kaynaklandı. Ekonomik
teşebbüslere daha geniş bir serbestlik alanı tanınması, kil
tablet sözleşmelere, borçların ve diğer ticari ve mali işlerin
kayıt altına alınmasına imkan verdi.
Sümer uygarlığı ekonomik gelişmeyi biçimlendirdi. Ağırlık
Kramer’e göre Sümer kimliğinde
ve ölçüler sistematik oldu. Matematik ve bilim doğdu.
onları büyük düşünmeye ve
Ticareti geliştirdi, bu da daha etkin bir sembol sistemini becerikliliğe yönelten bir şeyler
zorunlu kıldı, entelektüel gelişmeyi tetikledi. Hukuksal vardı: “Ruhsal ve psikolojik olarak
kurallar gelişti. Sözlemeler ayrıntılandı. hırs ve başarıya, üstünlük ve
prestije, şerefe ve bilinirliğe
büyük bir önem veriyorlardı.”
Yazı, iktisadî ihtiyaçtan doğdu Token’lar
Yazı, M.Ö. 3200-3100 yılları arasında Sümerler
tarafından icat edildi. MÖ 4. binyılda Sümerler,
Güney Mezopotamya’ya geldiler… Halka da toprak
tahsis edildi. Fazla ürün tapınaklara… Bunların
kontrolü için MÖ. 3300 yıllarında token’lar
bulunmuştu. MÖ. 3200’lerde, token şekilleri ve
tabletlere mühürlenen semboller yerini, bu özel
işaretleri daha doğru çizen sivri uçlu bir kalem ile
Bu tablet,
çizilen resimlere bırakıldı. çivi
Token’lardan çivi yazısına giden süreç gösteriyor ki, yazısıyla
yazı, ekonomik ihtiyaçlar neticesinde ortaya çıktı. öküzlerin
alındığını
Somut amacı: Hesapları iyi tutmak. açıklıyor.
Papirüs icat edilip deri parşömene mürekkeple
yazılana kadar, birkaç bin yıl tabletleri tahtından
hiçbir şey indiremedi.
Yazı, muhasebesel ihtiyaçtan doğdu
Yazı, M.Ö. 3200-3100 yılları arasında Sümerler
tarafından icat edildi. MÖ 4. binyılda Sümerler,
Güney Mezopotamya’ya geldiler… Halka da toprak
tahsis edildi. Fazla ürün tapınaklara… Bunların
kontrolü için MÖ. 3300 yıllarında token’lar Token’lar
bulunmuştu. MÖ. 3200’lerde, token şekilleri ve
tabletlere mühürlenen semboller yerini, bu özel
işaretleri daha doğru çizen sivri uçlu bir kalem ile
çizilen resimlere bırakıldı.
Token’lardan çivi yazısına giden süreç gösteriyor
ki, yazı, vergi ve muhasebe ihtiyaçlar neticesinde
ortaya çıktı. Somut amacı: Hesapları iyi tutmak.
Bu tablet,
çivi
yazısıyla
öküzlerin
alındığını
açıklıyor.
Denise Schmandt-Besserat, neden önemli?
Bunu ortaya çıkaran Fransız arkeolog… Ona göre
Uruklar, önce sembolleri, daha sonrasında da ‘çivi
yazısı’nı buldu. 1970’lerde Besserat, Türkiye’den
Pakistan’a kadar uzanan bölgede, bazıları 9.000
yaşını aşmış benzeri parçalar buldu ve kaydetti.
Besserat, simgelerin çok basit bir amacı
olduğunu söyledi: hesap yapmak.
Tabletlerin üzerindeki yazılarla semboller
birbirleriyle örtüşüyordu. Diğer herkes bu
benzerliği kaçırmıştı. Muhasebeciler, işaretleri
bir stylus (çivi yazısı kalemi) ile yazmanın daha Denise Schmandt-Besserat, Riyad’da bir
kolay olacağını düşündüler. Çivi yazısı, eşyaları şahin ile…
temsil eden sembollerin şekillendirilmesiyle
oluşmuş bir resim yazısıydı.
Neden bir hukukçu iktisat bilmeli?
Yazının icat edilmesinden sonraki ilk metinler M.Ö.
3000’lerden itibaren hukuk vesikalarıdır. Tablette
hem belge içeriği, hem şahit kaydı bulunuyor. Bu da
hukukî yaptırımı gösteriyor. Bu kayıtları inceleyen
uzmanlar, tıpkı yazının icadı gayesinde olduğu gibi
Sümer hukukunun ortaya çıkmasında da ekonomik
kaygıların ön planda olduğunu ifade ediyorlar

Urukagina
Özgürlük
Hunisi
Neden bir hukukçu iktisat bilmeli?
Elimizdeki ilk hukuk metni, bir reform
talimatnamesi niteliğini taşıyor ve Lagaş Kralı
Urukagina’ya ait. MÖ 2375.
Bu metin, ekonomik unsurlar taşıyor. Çünkü
bu talimatname ile tapınağa aktarılan vergiler
düşürüyor, temel hizmetlerin ücretleri iptal
ediliyor. Memurların ve rahiplerin, insanların
borçlarına karşılık topraklarına ve mallarına el
koymaları yasaklanıyor, borçları af ediliyor.
Urukagina Adaletnamesi
Af sözüğünün altını çizmek gerekiyor. Tarihte
suçlara karşı öngörülen ilk af, Urukagina
Kanun metninde yer alıyor.
İktisat (Ekonomi) nedir?
Ekonomi sözcüğü, Eski Yunanca “Oikonomia”dan
gelir; “Oikos”, yani “Ev” sözcüğü ile idare etme
anlamında “nomia” sözcüğünün birleşmesinden
oluşur. Bu da “ev idaresi/yönetimi”, “çiftlik idaresi”
anlamına geliyordu.
Aristoteles evin yönetimini üç çiftli yapıya
oturtuyordu: “Efendi ve köle”, “Koca ve karı”,
“baba ve çocuklar.” Bu yaklaşım ekonomi biliminin
tarihsel temelini oluşturur. Çünkü oikos’un idare
edilmesi, ekonominin oluşmasına zemin
hazırlamıştır. Ekonomi bir oikos’u bir çiftlik gibi
yönetme sanatıydı.
İktisat ne zaman bilim oldu?
18. yüzyılda. Eski Yunan’da, Eski Çin’de,
Mezopotamya’da, Eski Mısır’da da önemli iktisadi
dönüm noktaları oldu. Ama yeterli sayıda belge
günümüze kadar ulaşamadı.
Milat, Adam Smith’in yazdığı “Milletlerin
Zenginliği” kitabını yayınladığı 1776 yılı.
Günümüzde ise iktisadın tarihi, ünlü filozof
Aristoteles ile birlikte başlatılır.
Avrupa'da Smith'e gelinceye kadar merkantilizm ve
fizyokrasi akımları çerçevesinde kapitalist iktisat
teorisine bir hazırlık dönemi yaşanmıştır. Onun
Milletlerin Zenginliği eseri ilk dönemlerde iktisat
bilimi yerine kullanıldı.
İktisadın adı: Milletlerin Zenginliği
[İlm-i Servet-i Milel]
Adam Smith’in kitabının adı bir süre bilimin adı
oldu. Osmanlı döneminde ekonomi, “ilm-i
servet/Zenginlik İlmi” ya da “ilm-i servet-i
milel/Milletlerin Zenginliği İlmi” şeklinde anıldı.
Osmanlı’daki ilk ekonomi kitabı olarak kabul
edilebilecek olan ve Sakızlı Ohannes Efendi’nin
yazdığı kitabın adı da “İlm-i Servet-i Milel” idi.
Hatta o dönem yayınlanan bir ekonomi dergisinin
adı Vasıta-i Servet idi.
Arapça “iktisad” sözcüğü
Türkçede kullandığımız İktisat sözcüğü
Arapça kökenlidir. “K-S-D” kökündeki
anlamı, “Adaletle hükmetmek; güvenmek,
yürüyüşünde mutedil olmak, yol doğru
olmak” şeklindedir. İktisad fiilindeki anlamı
ise “İşinde ifrat ve tefritten sakınmak, israf
etmemek” anlamına gelir.
Osmanlıcada
“iktisad” sözcüğü
Muallim Naci,
1890’larda yayınladığı
Lugat-i Naci’de iktisat
şu şekilde tarif edilir:
“İktisad: [A] İtidal
üzere hareket. İdare,
tasarruf (ekonomi).
‘Mâ â’lün men
iktesade – hadis-i şerif
= İktisad eden fakir
olmaz.”
Ekonomi-politik de
kullanılıyor
Ekonomi, sonraki dönemlerde
“politikos” ile birlikte
kullanıldı ve böylece
ekonomi-politik ortaya çıktı.
Bu tabirle ekonominin
devletle ilgili kısmı da dahil
ediliyordu. Ahmet Mithat
Efendi’nin de aynı adı
taşıyan, gazete yazılarından
oluşan bir kitabı vardır.
İktisat bir ahlak bilimi…
İktisat hem Doğuda, hem de Batıda daha çok ahlak, hukuk
ve tarih kitaplarında yer alır.
Özellikle ahlak ilmi, iktisat ilminin kaynağıdır. Zira
ekonomi, ahlak ilminin 3 alt bölümünden biridir. Etik,
insanın kendini yönetmesi (ilm-i ahlak); ekonomik, evi
yönetmesi (ilm-i tedbîr-i menzil), politik ise kenti
yönetmesidir (ilm-i tedbîr-i medine).
Matematik ve tarih arasında iktisat…
Bu konuda iki görüş bulunuyor. Birinciler, özellikle
günümüzde matematiksel bir bilim olduğunu savunurken
(Amerikan yaklaşımı), ikinciler ise iktisadın bir kültür, tarih
konusu olduğunu ileri sürerler. Birçok yazara göre de
sadece ikincisi özgün çalışma imkanı sağlar.

You might also like