You are on page 1of 13

2.

FABL
• Fabl Özellikleri
• İnsanlar arasında cereyan eden olayları hayvanlar
bitkiler ya da cansız varlıklar arasında geçiyormuş
gibi göstererek bu yolla insanlara ahlak ve ibret
dersi vermek örnek göstermek ya da bir düşünceye
güç kazandırmak isteyen bir çeşit masaldır.
• Sonunda ders verme amacı güden, genellikle
manzum öykülerdir.
• Fablların kahramanları genellikle hayvanlardır.
• Ama bu hayvanlar insanlar gibi düşünür, konuşur
ve tıpkı insanlar gibi davranır.
• Teşhis ve intak sanatları üzerine kurulmuştur.
• Fabllar manzum (şiir) veya nesir (düzyazı)
biçiminde yazılabilirler.
• Fabllar hem nazım, hem nesir biçiminde
olurlar.
• Fablın sonunda her zaman bir ahlak dersi
(kıssadan hisse) vardır.
• Bu ders kısa, açık ve doğru olmalıdır ve
mutlaka öykünün doğal bir neticesi gibi
görülmelidir.
• Fabllarda öğretici (didaktik) bir amaç güdülür,
gündelik hayatla ilgili dersler ve öğütler verilir.
• Okurlar çoğu zaman verilen dersin veya öğüdün
ne olduğunu anlamakta zorluk çekmezler.
• Çünkü bu ders veya öğüt eserin bir yerinde, çoğu
defa sonunda, bir atasözü ya da özdeyiş biçiminde
açıkça belirtilir.
• Fabllarda basit ahlak ilkelerine değinildiği gibi
insanların birçok kusurlu yönüne de dikkat çekilir.
• Fabllar aracılığıyla kanaatkârlık, özveri,
yardımseverlik, iyi niyet gibi olumlu davranışlar
çocuğa kazandırılabilir.
• Kanaatkârlık, tamahkârlık, kıskançlık, paylaşımcılık
gibi çocuklar tarafından anlaşılması güç
kavramların somut olaylarla anlatılması sebebiyle
çok önemli bir eğitim aracı olarak kabul edilmelidir.
• Fabllar insan belleğinde çok kolay saklanabilen ve
ortaya çıkarılabilen özelliklere sahip olduğu için
sözlü gelenek içinde de yaşatılabilmektedir.
• Çoğu manzum olan fablların başlıca amacı, belli bir
ana fikrin yalın veya birkaç olayın yardımıyla en
kısa yoldan açıklamaktır.
• Fabllar günümüzde eğitimde çok fazla
kullanılmaktadır.
• Fabllar olay anlattıkları için bir başka şiiri okumaktan
ya da ezberlemekten daha çok çocukların ilgisini
çeker.
• Bundan dolayı fabllar kısadır ve şu dört bölümden
oluşur:
• Olayın ve kahramanların tanıtıldığı giriş bölümü
• Olayın entrikalarla düğümlendiği gelişme bölümü
• Düğümün çözüldüğü sonuç bölümü
• Olay ve olayların arkasında yatan ana fikrin açıklandığı
ders bölümü (kıssadan hisse bölümü)
• Dünya Edebiyatında Fabl
• Fablı ilk olarak yazanlar Hititlerdir. Hititler
fablları taş tabletlere yazıp resimlemişlerdir.
• Fablı ilk olarak yazanlar Hititlerdir. Hititler
fablları taş tabletlere yazıp resimlemişlerdir.
• Dünya edebiyatında ilk ve önemli fabllar Hint
yazarı Beydeba’ya aittir. Beydeba’nın fablları
“Kelile ve Dimne” adlı bir eserde toplanmıştır.
Fabl türünün en önemli eserlerinden biri olan
Kelile Dimne’yi Debşelem isimli bir Hint
Hükümdarı döneminde yazmış ve hükümdara
sunmuştur.
• Eserde hayatı sisler içerisinde kalan bir Hind Hükümdarı olan
Debşelem Şah’ın bir vasiyet üzerine ünlü bilge Beydaba’nın
yanına gitmesi; ondan hikmetli sözler, öğütler, devlet
yönetiminde yardımcı olacak öğretici masallar dinlemesi
anlatılmaktadır.
• Eserde bulunan hikayelerde siyaset, erdem ve eğitim gibi
birçok farklı konu işlenmiştir.
• Kitap 14 bölümden oluşur. Kitap, adını ilk bölümündeki
hikayelerin kahramanı olan iki çakaldan almıştır; “doğruluğu
ve dürüstlüğü” simgeleyen “Kelile” ile “yanlışlığı ve yalanı”
simgeleyen “Dimne”. Beydeba, hiç kuşkusuz, Hint
edebiyatında eşsiz bir yere ve öneme sahiptir. Eserlerinden
biri de “Bülbül ile Bağcı”‘dır.
• Fransız Edebiyatınndan La Fontaine, fabl türünün en
önemli sanatçısıdır. La Fontaine, masallarındaki konular,
şark klasiklerinden alınmadır.
• Masalları çoğunlukla herkesin anlayabileceği sade bir
şekilde yazılmıştır.
• La Fontaine’in canlı, hızlı, incelik ve nükte dolu bir üslubu
vardır.
• Kişilerini hemen daima hayvanlar arasından seçerse de
bazen insanları, bilhassa köylüleri de olaylara karıştırır.
• Sık sık bahsettiği hayvanlar aslan, kurt, tilki, eşek ve
horozdur.
• La Fontaine, kötüyü göstererek iyinin ne olduğunu
anlatmaya çalışmıştır.
• Ancak şiirlerini okuyan çocuklarda herhangi bir açıklama
yapılmazsa tam ters etkinin hasıl olduğu da bir gerçektir.
• Yunan Edebiyatı’nda ise Ezop’un fablları İ.Ö. 300
yılında derlenerek yazıya geçirilmiştir.
• Aristotales, Ezop’un yolsuzluktan yargılanan bir
siyasetçiyi tilki ile kirpinin öyküsünü anlatarak nasıl
savunduğunu şöyle anlatmıştır: Ezop mahkemede “bir
tilkinin, başı pirelerle derde girmiş, bir kirpi de onu
pirelerden kurtarsın mı diye sormuş, tilki, ‘hayır, bu
pireler doydu, artık fazla kan emmiyorlar.
• Onları kovalarsan, yerlerine yeni, aç pireler gelir’
demiş”, dedikten sonra, jüriye dönerek, sözlerini şöyle
bitirmiş: “Dolayısıyla saygıdeyer jüri üyeleri,
müvekkilimi cezalandırırsanız onun yerine onun kadar
zengin olmayan birileri gelir ve sizi daha da beter
soyar.”
• Türk Edebiyatında Fabl
• Türkçedeki ilk örneği Şeyhi’nin yazdığı
“Harname”dir. Batılı anlamda ilk örnekleri Şinasi
vermiştir. Ahmet Mithat, Kıssadan Hisse adlı
eserini ahlakî gaye güderek yazmıştır. Bu eserde
yazar, Ezop’tan, La Fontaine’den yapmış olduğu
çevirilere ve kendi yazmış olduğu fabllara yer
vermiştir.
• Recaizade Mahmut Ekrem, La Fontaine’den
Horoz ile Tilki, Kurbağa ile Öküz, Karga ile Tilki,
Meşe ile Saz, Ağustos Böceği ile Karınca gibi
birçok çeviriler yaparak bu alanda Türk
Edebiyatına katkıda bulunuştur.
• Ali Ulvi Elöve “Çocuklarımıza Neşideler” adlı
şiir kitabında La Fontaine, Victor Hugo,
Lamartine’den yaptığı çevirilerin yanında, yine
bunlardan esinlenerek yazdığı fabl türü şiirlere
de yer vermiştir.
• Nabizade Nazım’ın “Bir Sansar ile Horoz ve
Tavuk” adlı eseri vardır Nurullah Ataç, Orhan
Veli Kanık, M. Fuat Köprülü, Vasfi Mahir
Kocatürk, Sabahattin Eyüboğlu fabl türü ile
ilgilenmiş çeviri yapmış, araştırmalarda
bulunmuşlardır.
Fabl plânı dört bölümdür

• Serim: Olayın türüne, çıkarılacak derse göre


kişileştirilmiş hayvanlar veçevre tanıtımının
yapıldığı bölümdür.
• Düğüm: Olay o çevrede verilmek istenen derse
göre gelişir. Kısa ve sıkkonuşmalar vardır. Hemen
birkaç konuşma ile olay düğümlenir
• Çözüm: Olay beklenmedik bir sonuçla biter.
Fablin en kısa bölümüdür.
• Öğüt: Ana fikir bu bölümde öğüt niteliğinde
verilir. Bu bölüm kimi zaman başta, kimi zaman
sondadır. Kimi zaman da sonuç okuyucuya
bırakılır.

You might also like