You are on page 1of 56

HAYVAN YETİŞTİRME

2. BÖLÜM
DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE
HAYVANSAL ÜRETİM
GİRİŞ
Dünya nüfusu hızla artmasına karşın dünya kaynakları sınırlı
düzeyde; (worldmeters.info/tr) den 24 Haziran 2020’de alınan
bazı veriler;

ÖZELLİKLER 2020 yılı, 24 Haziran


Dünya nüfusu 7,8 Milyar
Bu yıl basılan kitap sayısı 1,3 milyar
Bu yıl yok olan orman alanı 2,5 Milyon hektar
Bu yıl erozyonun yok ettiği toprak 3.4 Milyon hektar
Bu yıl çölleşen toprak 5.8 milyon hektar
Dünyada aç insan sayısı 845,0 Milyon
Dünyada aşırı kilolu insan sayısı 1,7 Milyar
Dünyada obez insan sayısı 760,0 Milyon

Ekilebilir arazi miktarı artış göstermiyor (1,4 Milyar hektar).


Aksine kirlenme, müdahale, tuzluluk, erozyon, yapılaşma ve
diğer nedenlerle azalma var
Dünya nüfusu hızla artıyor; Su kaynakları kirletiliyor

Ekim alanları azalıyor

Küresel iklim değişikliği tarım alanlarını ve toprağı yok ediyor


Yerleşim alanlarını tehdit ediyor
Toprak yok oluyor
SONUÇ
Toprak yoksa TARIM yok, SU yok, BİTKİ ÖRTÜSÜ yok,
HAYVAN yok, İKLİM ve YAĞIŞ rejiminde BOZULMA; Kötü tarım
teknikleri BİTKİSEL İLAÇ KULLANIMI, ANTİBİYOTİK VE DİĞER
KATKILAR, TEMİZ SU BULMADA SIKINTILAR, AŞIRI
GÜBRELEME VE SULAMA ilave sorunlar

İNSAN KENDİ SONUNU MU


HAZIRLIYOR?
Üretilen ürünlerin korkunç israfı;
Bitkisel ürünlerde;
%30 arazide kalma ve %20 insan değerlendirmesine
sunuluncaya kadar kayıplar, %10 evden çöpe atma!
Hayvansal ürünlerde de %30 civarında kayıp! Ölümler, atıklar
vs
ÜRETİMDEN TÜKETİME DENGE KURMAK KAÇINILMAZ!
YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR
Bu durumda Torak kaynakları arttırılamıyor;
Tarım toprakları azalıyor;
Dünya nüfusu artıyor;
Elde edilen ürünlerin önemli bir kısmı kaybediliyor;

ise tek yol mevcut kaynakları dengeli ve doğru kullanarak


ÜRETİMİ ARTTIRMAK ve elde edilen ürünleri
DEĞERLENDİRMEK kalıyor
İklim değişikliğine bağlı tarımsal üretimdeki
kayıpların 2030 yılında %5; 2080 yılında %20
civarında olması bekleniyor.

Artan nüfusa;
Kaliteli su-toprak ve gıda kaynaklarındaki
kısıtlamalara rağmen sağlıklı bir insanlık için yeterli
miktar ve kalitede ürün üretilmesi gereklidir.

Sağlıklı bir yetişkin insan canlı ağırlığının her


kilogramı için günde 1 g protein tüketmek zorunda.
Bunun %40-42’si hayvansal protein olmalıdır
Dengeli beslenmenin gereği?
Hayvansal ürün tüketimi yeterli üretimle mümkün!
Bitkisel ürünlere göre daha zor, pahalı ve uzun bir süreç
olduğundan hayvansal ürünler yüksek fiyatla
pazarlanmakta, bazı bölgelerde yetersizlikler
bulunmaktadır.
Bu durum hayvansal ürünler tüketiminin ülkelerin gelir
seviyeleri ile yakın ilişkili olduğunu göstermektedir.

Tablo: Kişi başına günlük protein tüketimi (FAO, 2019)


Bölge Kişi başına günlük Bitkisel kaynaklı Hayvansal kaynaklı
protein tüketimi (g) protein (%) protein (%)
Dünya 81,23 60 40
ABD 109,6 36 64
AB Ülkeleri 103,85 42 58
Türkiye 108,12 66 34
Asya Ülkeleri 77,57 66 34
Afrika Ülkeleri 69,10 76 24

Gelişmiş ülkelerde protein tüketimi yüksek ve hayvansal-


bitkisel dengesi varken, gelişmemiş ülkelerde hem yetersizlik
hem de dengesizlik bulunmaktadır
Bu değerlere göre;
Türkiye dünya ortalamasından fazla, AB ülkelerine yakın günlük kişi başına
protein tüketimine sahiptir;
Ancak kişi başına hayvansal ürünler tüketiminde dünya ortalamasının altında,
ABD ve AB ülkelerinin çok gerisinde yer almaktadır. Bu durum ‘zihinsel ve
bedensel gelişim’ açısından son derece önemli olan hayvansal ürünler
tüketimi bakımından ülkemizin yetersizliğini ifade etmektedir.
Veya VEJETARYEN veya VEGAN olabilirsiniz?

İnsan Omnivor beslenen (Hayvansal ve bitkisel


ürünlerle) bir canlıdır. Vejetaryenlik ve Veganlık bir
hayat tarzıdır. Hayvansal ürünlerin tüketilmemesi
üzerine kurulu bir sistemdir.
Saygı duyulmalıdır,
Ancak bu gruptaki insanlar da diğerlerine saygı
duymalıdır,
Aşırı tüketime ve OBEZLİĞE HAYIR…….
Nüfus artışı ile doğal olarak gıda ihtiyacı artarken,
bu ürünleri sağlayan kırsal kesim nüfusunun hızla
azalması üretim sistemlerinde ciddi farklılaşmalar
oluşturmuştur.
-1950 yılında dünya nüfusunun %70’i kırsal kesimde
yaşarken 2017 yılında bu oran %25’e düşmüştür

-AB ülkelerinde aynı yıllarda %42’den %25’e


düşmüştür

-Türkiye’de 1950 yılında %75 olan kırsal nüfus


2017’de %25’e gerilemiştir.

Türkiye’de 5,5 milyon kişi tarım sektöründe


çalışmaktadır. Tarımın 2017 yılında işgücüne katkısı
%19,4 olarak gerçekleşmiştir
Tablo: Değişik bölgelerde kırsal nüfusun toplam nüfusa oranı

Bölge Yıllar
1950 1960 1970 1980 1990 2000 2010 2017

Dünya 70 66 63 61 57 53 48 45

ABD 36 30 26 26 25 21 19 18

AB 42 38 33 31 29 28 26 25

Türkiye 75 69 62 56 41 35 29 25

Asya Ülkeleri 82 78 76 73 68 62 55 50

Afrika ülkeleri 86 81 77 73 68 65 61 57

Kırsal nüfusun azalması;


-Küçük üreticilerin azalması,
-Onlarında ürün talep eder hale gelmesi,
-Kente kayan nüfusun hiçbir ihtiyacını karşılayamaması, sadece tüketici
konuma geçmesi
-Daha büyük nüfusun daha az üretici tarafından beslenmesi
Üretimin entansifleşmesi - Girdi kullanımının artması - Geleneksel üretim
sistemlerinin terk edilmesi TEKELLEŞMEYE VARAN ÜRETİM VE ÜRÜNLER
Dünya’da değişik dönemlerde hazırlanan açlık raporlarına
göre;
1990-1992 Yılları arasında dünya nüfusunun %23,3’ü açlıkla
mücadele ederken;
2014-2016 Yılları arasında bu oran %12,9’a gerilemiştir.

Bu durum tarımla uğraşan insan sayısındaki azalmaya ve


artan nüfusa rağmen gerçekleşmiştir. Dünya açlıkla
mücadelede ciddi mesafe kaydetmiştir.

Ancak bu durum yetersiz beslenme sorununu ortadan


kaldırmamıştır

Günümüzde bazı Asya ve Afrika ülkelerinde yetersiz beslenme


insanlar için en önemli sorunlardandır. Dünya nüfusunun
yaklaşık %10’u yetersiz beslenmektedir. Bu açığın
giderilmesinde hayvansal ürün açığının daha fazla olduğu
görülmektedir.
Tarımın ekonomiye katkısı

-Tarımın dünya ekonomisine katkısı ülkeler bazında


değişmekle birlikte yaklaşık %4 seviyesindedir.
-Türkiye’de 1970 yılında %30 seviyesinde olan tarımın katkısı,
2017 yılında %6 seviyesine gerilemiştir.
- Dünya ekonomisi et, süt, süt ürünleri, yumurta vb.
hayvansal ürünlerin baskısı ile büyümektedir.
- Gelişmiş ülkelerin çoğunda hayvancılığın tarımsal üretim
içerisindeki payı %50’nin üzerindedir. Toplum ihtiyaçları
gözetilerek bu duru sürdürülmeye, hayvancılık tarımsal
üretimin bir parçası olarak desteklenmeye devam
edilmektedir.
- Uzun yıllar boyunca Türkiye’de hayvancılık bitkisel üretimin
gerisinde kalmış, tarımsal üretimde bir denge kurulamamıştır.
1990’lı yıllardan itibaren yapılan desteklemelerle birlikte
hayvansal üretimde artış ortaya çıkmış, 2010 yılında tarımsal
üretim gelirlerinin %50’si hayvancılıktan sağlanmaya
başlanmıştır.
Tarımsal Üretimde ayrım doğru mu?

- Bitkisel üretim ile hayvansal üretimi birbirinden kesin


çizgilerle ayırmak mümkün değildir.
- Özellikle dünyada ve ülkemizde yaygın olarak küçük ve orta
ölçekli işletmelerde hem bitkisel hem de hayvansal üretimin
birlikte yürütülmesi daha ekonomik olmakta, kaynaklar daha
iyi değerlendirilmektedir.
- Ülkemizde bu şekilde karma üretim yapan tarım
işletmelerinin oranı toplam işletmeler içerisinde %80’in
üzerindedir.
- Sadece hayvansal üretim yapan işletmeler yem
hammaddelerini kendileri yetiştirmekte veya başka
işletmelerden temin etmektedir.
- Türkiye’de sadece hayvancılık faaliyeti yürüten işletme oranı
toplam tarım işletmelerinin ancak %5’i kadardır ve bu
işletmelerin önemli bir kısmını entansif tavukçuluk ve süt
sığırcılığı işletmeleri oluşturmaktadır.
- Dünyadaki tarım alanlarının önemli bir kısmı hayvansal
üretimi sürdürmek için yem üretim amacıyla kullanılmaktadır.
Bu yönü ile hayvancılık çevre üzerindeki etkileri de oldukça
yüksektir. Ancak dünyadaki çevre sorunlarını sanayideki
yanlışlıklar, silah sanayii, plastik ve pestisit kirlilikleri, kimya
ve petrol sanayi atıkları ile ortaya çıkan sorunları göz ardı
ederek tamamını hayvanlara özellikle de sığırlara yüklemek
sadece sorunları çözmemek veya yönlendirmek anlamına
gelmektedir.
- Son yıllarda insanların yeterli ve dengeli beslenmesinde
önemli rolü olan hayvancılık sektörü;
-Ulusal geliri ve istihdamı arttırmak
-Et, süt, yumurta, bal gibi gıda ürünleri üretmek
-Tekstil ve deri ürünlerine hammadde sağlamak
-Kozmetik ve ilaç sanayiine hammadde sağlamak
-İnsan sağlığı, üreme sorunları, aşı ile biyolojik maddeler
üretimine katkı sağlamak
-Toksik denemeler ve ilaç-aşı denemeleri için materyal olarak
kullanmak
-Atık olarak elde edilen ürünleri dönüştürülerek besin
maddesi, gübre, yakıt vb alanlarda kullanmak
-Bitki-hayvan-çevre döngüsü içerisinde besin zincirini
sürdürmek gibi önemli işlevlere sahiptir
-İnsan ve hayvanlarda sağlık ve estetik alanda kullanılan
biyolojik ve biyoteknolojik ürünlere hammadde sağlamak
- Hayvancılığı üretim işletmelerine ve üreticilere sağladığı
yararlar aşağıdaki şekilde özetlenebilir;
- İnsan beslenmesinde kullanılamayan bitkisel, kimi zaman da
hayvansal ürünler veya atıklar hayvanlar tarafından kaliteli
ürünlere dönüştürülür
- Bitkisel üretim yapılmaya uygun olmayan arazilerde
hayvancılık (bazı türler) kolayca yürütülebilir
- Hayvancılığı sürdürmek amacıyla yem bitkileri üretimi ekim
nöbetine sokularak bitkisel üretimin daha verimli hale
getirilmesinde etkili olmaktadır
- Bitkisel üretimde işletmenin işgücü belirli dönemlerde etkin
kullanılmakta, diğer dönemlerde işletmede iş yükü
azalmaktadır. Hayvancılık iş gücünün sürekli etkin
kullanımında denge sağlamaktadır.
- Hayvancılık yan ürünleri her alanda kullanılabildiği gibi,
hayvan gübresi toprak yapısı ve bitkisel üretim için
vazgeçilmezdir
- Bitkisel üretimde belirli dönemlerde gerçekleşen nakit akımı,
hayvansal üretimde süreklilik göstermektedir. Gerektiğinde
hayvan satışları ile işletmede nakit akışı kolayca sağlanabilir.
DÜNYA’DA HAYVANCILIK
İnsan beslenmesinde önemli kaynaklardan olan kişi başına et
tüketimi dünyada türlere ve ülkelere göre önemli farklılıklar
göstermektedir; (2016 FAO; Alınış 2019)
Kişi başına yıllık et tüketimi 43,9 kg,
Amerika Birleşik Devletlerinde 137.64 kg,
AB ülkelerinde 50.48 kg,
Afrika ülkelerinde 13.91 kg,
Asya ülkelerinde ise 30.79 kg,
Türkiye’de ise 42.08 kg olarak gerçekleşmiştir.
Dünya et tüketiminde
Domuz eti %36.5
Tavuk eti %33.1
Tavuk, hindi, ördek ve kaz gibi tüm kanatlı etleri beraber
değerlendirildiğinde bu oran %37’ye çıkmaktadır.
Sığır, koyun ve keçi etinin toplam tüketimdeki oranı yaklaşık
%25 seviyesindedir.
Son 50 yıllık süreçte;
Büyükbaş ve küçükbaş etlerinin toplam tüketimde payı
azalırken domuz eti tüketimi çok fazla değişmemiştir. Buna
karşılık tavuk eti tüketimi yaklaşık olarak 3 kat artış
göstermiştir. Yapılan projeksiyonlarda 2028 yılında tavuk eti
tüketiminin domuz eti tüketiminden daha fazla olacağı
öngörülmektedir.
Tablo Dünyada kişi başı et tüketiminin türlere göre değişimi
Hayvansal ürünlerden süt ve ürünleri insan beslenmesinde en
önemli ürünlerdendir.
2016 yılında dünya’da üretilen toplam süt miktarı yaklaşık 798
milyon tondur. (800 milyon ton)
Üretilen sütün;
%82.55’i ineklerden
%13.90’lık oranı ile mandalardan
%1.91’i keçilerden,
%1.30’u koyunlardan elde edilmektedir.
Afrika ve Arap ülkelerinin bazılarında üretilen deve sütü miktarı
ise toplam süt üretiminin %0.34’ünü oluşturmaktadır.
Kişi başı yıllık süt tüketimi ortalaması dünyada 106,93 kg’dır.
Türkiye ortalaması ise 228 kg’dır. Dünya genelinde süt; içme
sütü, fermente ürünler, yoğurt, krema gibi taze ürün (%17)
olarak ya da tereyağı (%15), peynir (%13) veya süt tozu (%7)
olarak tüketilmektedir. Üretilen sütün yaklaşık %46’lık bir kısmı
kayıt dışı olarak değerlendirilmektedir. Gelişmekte olan
ülkelerde kayıt dışı üretim miktarı %80’e kadar çıkabilmektedir.
Tablo Hayvansal ürünlerin kişi başı tüketimi (FAO, 2016 yılı)

2016 yılında dünya’da üretilen toplam süt miktarı yaklaşık 798


milyon tondur. (800 milyon ton)
Üretilen sütün;
%82.55’i ineklerden
%13.90’lık oranı ile mandalardan
%1.91’i keçilerden,
%1.30’u koyunlardan elde edilmektedir.
DÜNYA’DA HAYVANCILIK

Tablo: Dünya’da ortalama et üretim miktarları ve farklı türlere


göre değişimi

Food Outlook - November 2018, https://www.oecd-ilibrary.org/agriculture-and-


food/data/oecd-agriculture-statistics_agr-data-en
Tablo: Dünya’da kişi başına et tüketim miktarlarının türlere göre
değişimi

Yıllar Toplam et tüketimindeki payı (%) Et tüketimi


kg/kişi/yıl
Büyükbaş Küçükbaş Domuz Kanatlı Etlik piliç

1961 41,99 8,81 36,14 13,06 11,03 23,08


1970 40,72 7,04 36,75 15,49 13,49 27,01
1980 35,43 5,52 39,57 19,48 17,20 30,59
1990 31,47 5,52 39,69 23,33 20,16 33,45
2000 25,65 5,07 39,29 29,99 25,65 37,34
2010 23,13 4,69 37,78 34,40 30,23 42,10
2016 21,60 4,62 36,56 37,22 33,15 43,90
2018 21,00 4,50 36,00 38,50 35,00 44,00

2014 yılından itibaren kanatlı eti tüketimi (tavuk, piliç, hindi,


ördek, kaz, bıldırcın, beç tavuğu) domuz etini geçmiştir. Ancak
yapılan projeksiyonlar 2028 yılında piliç eti tüketiminin domuz
eti tüketimini geçeceğini göstermektedir.
Hayvansal ürün tüketimleri bakımından da üretime bağlı olarak
farklılıklar görülmektedir. FAO’nun son verilerine göre dünyada
kişi başına yıllık et tüketimi 43,9 kg olarak belirtilmiştir (2016).
ABD’de 137,6 kg, AB ülkelerinde 50,48 kg, Asya ülkelerinde
30,79 kg Afrika ülkelerinde ise 13,91 kg et tüketimi
gerçekleşmiştir.

Türkiye’de aynı yıl et tüketim miktarı dünya ortalamasının biraz


altında 42,08 kg olarak gerçekleşmiştir. Günümüzde de kişi
başına et tüketimi 42-43 kg arasında değişmektedir.

Dünya et tüketiminde;
kanatlı eti %37.22 ile ilk sırada,
domuz eti %36,56 ile ikinci sırada
Büyükbaş hayvan etleri %21,6 ile üçüncü sırada
Küçükbaş hayvan etleri %4,62 ile son sırada yer almaktadır
İnsan beslenmesinde önemli diğer ürünler süt, yumurta ve
baldır.
Üretilen sütün (800 milyon ton) %82,55’i sığırlardan elde
edilmektedir (660 milyon ton). İkinci sırada manda %13,90’lık bir
paya sahiptir (111 milyon ton). Keçi ve koyun sütleri %1,91 (15,3
milyon ton) ile %1,3 (10,4 milyon ton). Bazı Afrika ülkelerindeki
deve sütü üretimi toplam sütün %0,34’ünü (2,72 milyon ton)
oluşturmakta, Orta Asya ülkelerinde ise At sütü geleneksel
tüketim olarak kullanılmaktadır (Kımız üretiminde).
Kişi başına yıllık süt tüketimi dünyada 106,93 kg, Türkiye’de ise
228,0 kg dır.
Dünya süt tüketiminde içme sütü, fermente ürünler, yoğurt,
krema gibi taze ürünler (%17), tereyağı (%15), peynir (%13) veya
süt tozu (%7) olarak tüketilmektedir.
Üretilen sütün %46 gibi önemli bir kısmı kayıt dışı olarak
geleneksel yöntemlerle değerlendirilmektedir.
Gelişmekte ve gelişmemiş ülkelerde kayıt dışı üretim %80’e
kadar çıkabilmektedir.
Diğer önemli hayvansal ürünle yumurta ve baldır.
Yumurta protein değeri ve diğer özellikleri bakımından biyolojik
değeri tam ürün olarak değerlendirilmektedir. Dünyada hile
karıştırılamayan yegane gıda maddesi olarak bilinmekte ve
hemen her yerde üretilebilmektedir. Dünyada yaklaşık 1,4-1,5
tirilyon adet yumurta üretilmektedir. Dünyada kişi başına
yumurta tüketimi 186 adet, Türkiye’de ise 203 adettir.
Tablo: Bazı hayvansal ürünlere ait tüketim değerleri (2016, FAO)
Dünya Afrika Asya AB ABD Türkiye

Tavuk eti (kg) 14,35 5,70 9,20 21,00 48,60 19,70

Sığır eti (kg) 8,84 5,20 3,60 15,20 35,50 12,40

Koyun eti (kg) 1,25 1,50 1,20 1,80 0,50 4,45

Keçi eti (kg) 0,75 1,00 0,90 0,10 - 0,90

Domuz eti (kg) 15,82 1,26 15,20 43,60 33,70 -

Süt (kg) 106,93 40,00 71,00 32,00 299,00 228,00

Yumurta (adet) 186 52 193 231 272 203

Bal (kg) 0,24 0,16 0,16 0,79 0,52 1,28


Dünya bal üretimi 2016 yılında 1,78 milyon ton üretimle kişi
başına 0,24 kg olarak gerçekleşmiştir. Ülkemizde kişi başına bal
tüketimi 1, 28 kg ile oldukça yüksektir.
DÜNYA HAYVAN VARLIĞI
Tablo 1.5. A. Dünya’da Değişik çiftlik hayvanları varlığı ( FAOSTAT, 2021)

Hayvan Türleri
Yıllar

Sığır Koyun Keçi Domuz Tavuk Arı Kovanı


(baş) (baş) (baş) (baş) (bin baş) (adet)

1960 942152676 994209218 348638593 406136221 3906293 49173103


1970 1081612612 1063210662 377505165 547174671 5209227 54019441
1980 1216999022 1098621403 464136462 797698062 7218000 60197738
1990 1296612992 1205517166 588817562 849316503 10619722 69237137

2000 1319986922 1066312846 758575636 898679637 14390952 69299246


2005 1375255271 1104224763 850589977 904417667 17222518 74275622
2010 1411606564 1098934135 917922671 971796999 20228177 79681872
2015 1452013182 1183904119 1004133954 992112436 21854474 89227609
2016 1470413487 1197360425 1031050549 986452767 23004729 90133293
2017 1477798437 1211119543 1045220895 977157870 25077065 90970949
2018 1494158137 1217623636 1060867263 971410618 25414434 89557448
DÜNYA HAYVAN VARLIĞI
Tablo 1.5. B. Dünya’da Değişik çiftlik hayvanları varlığı ( FAOSTAT, 2021)

Hayvan Türleri
Yıllar
Manda Deve Ördek Kaz ve Tavşan ve Hindi
(baş) (baş) (bin baş) Beç tavuğu kürk hay. (bin baş)
(bin baş) (bin baş)
1960 88321107 12876790 193450 36640 98037 204241
1970 107262244 16547213 256316 54578 130474 178971
1980 121493490 17898175 351974 69273 186702 313887
1990 148184015 19786189 561282 131557 380128 439502
2000 164254815 21842376 931837 249952 237010 448750
2005 177006343 24851473 1082791 249952 269167 436689
2010 194034343 29671490 1195216 390835 291365 447451
2015 199650185 32981414 1109015 351413 295833 446763
2016 200516773 33802267 1150216 356718 297969 468696
2017 201076185 34697838 1151069 357329 311090 467957
2018 202768896 35326528 1160684 358886 297415 428388
Dünya’da yaklaşık 1.5 milyar baş sığır bulunmaktadır. Brezilya
yaklaşık 218 milyon baş ile lider ülke konumundadır.
Brezilya’yı Hindistan, ABD ve Çin takip etmektedir (2016 yılı
FAO verileri, 2019 yılında alınmıştır). 826 milyon sığır 10
ülkede yer almaktadır.

Ülke Sığır
Varlığı (milyon baş)
Brezilya 218
Hindistan 186
ABD 92
Çin 84
Etiyopya 59
Arjantin 52
Pakistan 43
Meksika 34
Sudan 31
Tanzanya 27
Hindistan 112 milyon baş manda varlığı ile dünyada lider ülke
konumundadır. 1996-2016 yılları arasındaki ihracat rakamları
incelendiğinde sığır ihracatında lider beş ülkenin sırası ile
Fransa, Meksika, Kanada, Avustralya ve Almanya olduğu
görülmektedir. Aynı dönemde en fazla sığır ithalatı yapan beş
ülke ise sırası ile ABD, İtalya, İspanya, Hollanda ve Endonezya
olmuştur. Toplam hayvan varlığı, et tüketim miktarları, dış
ticaret verileri beraber incelendiğinde, ülkelerdeki toplam
sığır sayısının fazla olmasının bu ülkelerin sığır üretiminde
veya ticaretinde söz sahibi olduğu anlamı çıkarılmamalıdır.
2016 yılında dünyada 1.17 milyar adedi koyun ve 1 milyar
adeti keçi olmak üzere 2.17 milyar adet küçükbaş hayvan
bulunmaktadır. Çin hem koyun varlığı hem de keçi varlığı
bakımında lider durumdadır. Çin, Hindistan, İran ve Türkiye
gibi ülkelerin etkisi ile en fazla koyun varlığı Asya’da
bulunmaktadır. Toplam koyun varlığının %44’ü bu kıtadadır.
En fazla keçi bulunan Asya kıtası, toplam keçi varlığının %55
gibi büyük bir kısmına sahiptir. Afrika %39 keçi varlığı ile
dünyada en fazla keçi bulunan 2. kıtadır. Asya’da nüfusun
%50’sinin, Afrika’da %57’sinin kırsal bölgelerde yaşadığı göz
önüne alındığında küçükbaş hayvan yetiştiriciliğin bu
kıtalardaki ülkelerde önemli bir yer teşkil ettiği görülmektedir.
Arap ülkeleri en fazla koyun ve keçi ithalatı yapan ülkeler
olarak göze çarpmaktadır. Suudi Arabistan, Kuveyt, İtalya,
Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman 1996-2016 döneminde en
fazla ithalat yapan ülkelerdir. Aynı dönemdeki en fazla ihracat
yapan ülkeler ise sırası ile Sudan, Avustralya, Somali,
Romanya ve İran’dır.
Ülke Koyun Ülke Keçi
varlığı (milyon baş) varlığı (milyon baş)
Çin 162 Çin 149
Avustralya 67 Hindistan 134
Hindistan 63 Nijerya 74
İran 43 Pakistan 70
Nijerya 42 Bangladeş 56
Sudan 40 Sudan 31
İngiltere 34 Etiyopya 30
Türkiye 32 Kenya 26
Etiyopya 31 Moğolistan 25
Pakistan 30 Mali 22
Ülke Domuz Ülke Tavuk Ülke Arı Kovanı
Çin 451 Çin 5062 Hindistan 12.5
ABD 71 Endonezya 2053 Çin 9.0
Brezilya 40 ABD 1971 Türkiye 8.3
İspanya 29 Brezilya 1352 İran 7.0
Vietnam 29 İran 1025 Etiyopya 6.0
Almanya 27 Hindistan 774 Rusya 3.5
Rusya 21 Meksika 549 Arjantin 3.0
Meksika 16 Pakistan 506 Tanzanya 3.0
Myanmar 16 Rusya 490 İspanya 2.8
Kanada 13 Türkiye 329 ABD 2.7

Toplam et tüketimi içerisinde domuz eti tüketimi en yüksek paya


sahip olmuştur. Domuzların yılda iki kez doğum yapabilmesi, her
batında 12’ye kadar yavru doğurabilmesi ve 3-8 ay gibi kısa sürede
besinin tamamlanabilmesi gibi avantajlara sahiptir. Müslümanlar ve
Yahudiler domuz eti tüketmemektedir.
2016 yılı domuz varlığı yaklaşık olarak 982 milyon baştır. Çin toplam
domuz varlığının yarısına sahiptir Hollanda, Kanada, Danimarka, Çin
ve Almanya 1996-2016 yılları arasında 5 domuz ihracatçısı ülkedir.
Aynı dönemde domuz ithalatında lider olan 5 ülke ise sırası ile
Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Hong Kong, Polonya ve
İspanyadır.
Dünya tavuk varlığı 2016 yılı itibari ile yaklaşık olarak 22
milyar adettir. Tavuklarda besi süresinin kısa olması nedeni
ile bir yıl içerisinde üretilip kesilen tavuklar bu rakam
içerisinde yer almamaktadır. 2016 yılı verilerine göre, Çin en
fazla tavuk varlığına sahip ülkedir.
Türkiye 329 milyon tavuk varlığı ile 10. sırada yer almaktadır.
Asya %56.5’lik oranla en fazla tavuk bulunan kıta
konumundadır.
Arıcılık, tüm dünyada düşük maliyet ile yapılan en yaygın tarımsal
faaliyetlerden birisidir. Dünya koloni varlığı 90 milyon civarındadır.
Türkiye 8.3 milyon koloni ile bu alanda lider ülkeler arasındadır ve toplam
varlıkta 3.sıradadır. Arıcılıkta temel ürün bal olmakla beraber propolis, arı
sütü, polen, arı zehiri ve balmumu gibi ürünler de arıcılıktan elde
edilebilmektedir. Arıların tarıma olan katkıları sadece bal ve diğer ürünleri
üretmelerinden ibaret değildir. Bitkisel ürünlerin tozlaşmasında arıların
önemli bir rolü bulunmaktadır. Bugün gelişmiş ülkelerde arılarını bitkisel
ürünlerin tozlaşmasında kullanılan arıcılar bu yoldan gelir elde etmektedirler.
TÜRKİYE’DE HAYVANCILIK
Türkiye, içinde bulunduğu coğrafi özellikleri bakımından her türden
hayvanın yetiştirilmesine uygun ortam ve potansiyele sahiptir.
Özellikle Cumhuriyetin ilk yıllarında kırsal nüfusun fazla olması,
tarımın ve dolayısı ile hayvancılığın ülkede temel geçim
kaynaklarından birisi olmasına neden olmuştur.
İkinci dünya savaşına kadar olan süreçte tüm türlerde sayısal artış
yaşanmış, savaşın tüm dünya üzerindeki etkisine bağlı olarak artış hızı
düşmüş hatta bazı türlere ait sayılarda azalmalar meydana gelmiştir.
İlerleyen yıllarda sayılarda iyileşmeler meydana gelmekle birlikte
1980’li yıllardan itibaren hayvan sayılarında düşüşler gözlemlenmiştir.
Artan şehirli nüfusun beslenme ihtiyacına yönelik olarak Türk
hayvancılığı şekillenmeye başlamıştır.
1960’lı yıllarda kişi başı yıllık koyun eti tüketimi yaklaşık olarak 9 kg
civarında iken günümüzde bu rakam 4.5 kg’a kadar gerilemiştir.
Koyun eti tüketimine benzer şekilde keçi eti tüketimi de yarı yarıya
azalarak 1.8 kg’dan 0.9 kg’a düşmüştür.
Bunların aksine sığır ve tavuk eti tüketimlerinde ciddi artmalar
görülmüştür. Kişi başı sığır eti tüketimi 1961 yılında ortalama 3.36 kg
iken 2016 yılında 12.9 kg’a yükselmiştir. Artışın en fazla olduğu ürün
tavuk eti olmuştur. 1961 yılında kişi başı tüketim yaklaşık 2 kg
civarında iken, 2016 yılına gelindiğinde 12 kat artarak 24 kg seviyesine
yükselmiştir. Tavukçuluk alanında sağlanan ilerlemelerin ülkemize
yansımasının yanı sıra, ekonomik gelir seviyesi ve ülkemizde domuz
eti tüketilmemesi de bu artışta etken olmuştur.
Türkiye, içinde bulunduğu coğrafi özellikleri bakımından her türden
hayvanın yetiştirilmesine uygun ortam ve potansiyele sahiptir.
Özellikle Cumhuriyetin ilk yıllarında kırsal nüfusun fazla olması,
tarımın ve dolayısı ile hayvancılığın ülkede temel geçim
kaynaklarından birisi olmasına neden olmuştur.
İkinci dünya savaşına kadar olan süreçte tüm türlerde sayısal artış
yaşanmış, savaşın tüm dünya üzerindeki etkisine bağlı olarak artış hızı
düşmüş hatta bazı türlere ait sayılarda azalmalar meydana gelmiştir.
İlerleyen yıllarda sayılarda iyileşmeler meydana gelmekle birlikte
1980’li yıllardan itibaren hayvan sayılarında düşüşler gözlemlenmiştir.
Artan şehirli nüfusun beslenme ihtiyacına yönelik olarak Türk
hayvancılığı şekillenmeye başlamıştır.
1960’lı yıllarda kişi başı yıllık koyun eti tüketimi yaklaşık olarak 9 kg
civarında iken günümüzde bu rakam 4.5 kg’a kadar gerilemiştir.
Koyun eti tüketimine benzer şekilde keçi eti tüketimi de yarı yarıya
azalarak 1.8 kg’dan 0.9 kg’a düşmüştür.
Bunların aksine sığır ve tavuk eti tüketimlerinde ciddi artmalar
görülmüştür. Kişi başı sığır eti tüketimi 1961 yılında ortalama 3.36 kg
iken 2016 yılında 12.9 kg’a yükselmiştir. Artışın en fazla olduğu ürün
tavuk eti olmuştur. 1961 yılında kişi başı tüketim yaklaşık 2 kg
civarında iken, 2016 yılına gelindiğinde 12 kat artarak 24 kg seviyesine
yükselmiştir. Tavukçuluk alanında sağlanan ilerlemelerin ülkemize
yansımasının yanı sıra, ekonomik gelir seviyesi ve ülkemizde domuz
eti tüketilmemesi de bu artışta etken olmuştur.
Türkiye’de büyükbaş ve küçükbaş yetiştiriciliğinin tamamına yakını
uzun yıllar boyunca yerli hayvanlarla meraya dayalı bir şeklinde
sürdürülmüştür. Hayvanlar yaz ve bahar aylarında meraya dayalı, kış
aylarında ise kuru ot, saman ve az miktarda kesif yem ile
beslenmektedir. Yerli ırkların bu yetiştirme şekline uygun olmaları
nedeni ile bu potansiyel ülkemizde iyi değerlendirilmiştir. Ancak son
dönemlerde kültür ırkı ve kültür ırkı melezi hayvanların sayısının
artması ile daha modern yetiştirme ve besleme teknikleri kullanılmaya
başlamıştır.
Büyükbaş hayvan olarak ülkemizde en fazla sığır yetiştirilmektedir.
2017 yılı rakamlarına göre Türkiye’de yaklaşık 16 milyon baş sığır
bulunmaktadır. Bu hayvanların yaklaşık %49’u kültür ırkı, %41’i kültür
ırkı melezi, %10’u ise yerli ırklardan oluşmaktadır. Son on yıllık süreçte
kültür ırkı oranı %30’dan %49’a yükselirken, yerli ırk oranı %30’dan
%10’a gerilemiştir.
Bir diğer büyükbaş türü ise mandadır. Manda aynı zamanda sayısı
ülkemizde en fazla azalan hayvan türüdür. 1961’de 1.1 milyon baş olan
manda varlığımız 2017 yılında 161 bin başa gerilemiştir.
Ülkemiz et tüketiminin yaklaşık %30’u sığırlardan karşılanmaktadır.
2017 yılında 1 milyon tona yakın sığır eti üretimi gerçekleşmiştir.
Türkiye’de 2017 yılında yaklaşık 20 milyon ton süt üretimi
gerçekleşmiştir. Toplam süt üretimin en yüksek pay %91 ile sığırlara
aittir, daha sonra %7 ile koyun, %2.5 ile keçi ve son olarak %0.5 ile
manda gelmektedir.
Toplam sığır varlığının yaklaşık olarak üçte birini sağmal inekler
oluşmaktadır. Süt üretimi ülke genelinde 1.1 milyon işletmede
yapılmaktadır. Bu işletmelerin yarısından fazlasında 1 ile 5 arasında
inek bulunmaktadır. Yani üreticilerin büyük çoğunluğu küçük aile
işletmeleridir. Ancak son yıllarda 1-5 arasında sağmal inek bulunduran
işletme oranında azalma olduğu, buna karşılık 20 ve üzeri sayıda inek
bulunduran işletme oranının arttığı görülmektedir.
Ülkemiz et tüketiminin yaklaşık %30’u sığırlardan karşılanmaktadır.
2017 yılında 1 milyon tona yakın sığır eti üretimi gerçekleşmiştir.
Türkiye’de 2017 yılında yaklaşık 20 milyon ton süt üretimi
gerçekleşmiştir. Toplam süt üretimin en yüksek pay %91 ile sığırlara
aittir, daha sonra %7 ile koyun, %2.5 ile keçi ve son olarak %0.5 ile
manda gelmektedir.
Toplam sığır varlığının yaklaşık olarak üçte birini sağmal inekler
oluşmaktadır. Süt üretimi ülke genelinde 1.1 milyon işletmede
yapılmaktadır. Bu işletmelerin yarısından fazlasında 1 ile 5 arasında
inek bulunmaktadır. Yani üreticilerin büyük çoğunluğu küçük aile
işletmeleridir. Ancak son yıllarda 1-5 arasında sağmal inek bulunduran
işletme oranında azalma olduğu, buna karşılık 20 ve üzeri sayıda inek
bulunduran işletme oranının arttığı görülmektedir.
Tablo: Türkiye’de farklı yıllarda büyükbaş ve küçükbaş hayvan
değişimi (bin baş)

Büyükbaş Küçükbaş
Yıllar Sığır Manda Koyun Keçi

1961 12435 1140 34463 24632


1970 13189 1178 36351 20267
1980 15567 1040 46026 18775
1990 12173 429 43647 11942
2000 11054 165 30256 7774
2010 10723 87 21794 5128
2019 17688 184 37276 11205
Değişim % 42,2 -83,8 8,1 -54,5

Şekil :Türkiye sığır varlığının illere göre dağılımı (TÜİK, 2017)


Koyun ve keçi yetiştiriciliği, ekstansif özellikte, meraya dayalı
bir üretim sistemine dayanmaktadır. Türkiye’nin toplam havyan
varlığı incelendiğinde, sayısal olarak çoğunluğun koyun olduğu
görülmektedir. Küçükbaş hayvanlar, meralar ile nadas, anız ve
bitkisel üretime uygun olmayan alanları
değerlendirebilmektedirler. Ülkemizin yüksek tahıl üretiminden
kaynaklı bitkisel hasat sonrası artıkları koyunculuk için uygun
bir ortam oluşturmaktadır. Ayrıca, Türkiye sahip olduğu doğal
ve ekonomik koşulları, tarımsal yapısı ve geleneksel üretim
alışkanlıkları ile küçükbaş hayvan üretimine elverişli bir ülke
konumundadır.
2017 yılı verilerine göre ülkemizde 33 milyon baş koyun
bulunmaktadır. Keçi varlığımız ise 10 milyon baş civarındadır.
Koyun yetiştiriciliği ülkemiz çiftçisinin tarih boyunca uğraştığı
en önemli hayvancılık kollarından birisidir. Koyunculuk et, süt,
yapağı (yün) ve deri üretimi bakımından ülkemiz ekonomisinde
önemli bir yere sahiptir. Türkiye’de koyun yetiştiriciliği özellikle
Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinde yaşayan halkın
önemli geçim kaynağıdır. Kültür koyun ırklarının toplam koyun
varlığı içerisindeki payı %5 seviyesindedir. Üretim yaygın olarak
yerli koyun ırkları ile yapılmaktadır. Zaman içerisinde
koyunların et üretimindeki payı azalmasına rağmen hayvan
varlığı bakımından sayı korunmaktadır.
Şekil :Türkiye koyun varlığının illere göre dağılımı (TÜİK, 2017)
Ancak, aynı durum keçiler için geçerli değildir. Keçi varlığı 1961
yılına kıyasla yarıdan fazla azalmıştır. 1961 yılında et
tüketiminde %55 payı olan koyunun payı 2017 yılında %11
seviyesine gerilemiştir.
Keçi eti tüketimi ülkemizin Ege ve Akdeniz Bölgelerinde yaygın
olmakla beraber toplam tüketim oranı hiçbir zaman çok fazla
olmamıştır. Keçi üreticiliğinin daha çok göçer ve yaylacılık
şeklinde yapılması, bu üretim ile uğraşan aile sayısının azalıp
insanların yerleşik hayata geçmeleri gibi sebepler ile keçi
varlığımızda bir azalma olmuştur. Ancak, son yıllarda keçi
sütüne olan talep artışına bağlı olarak keçi sayısında artış
görülmüştür.

Şekil: Türkiye keçi varlığının illere göre dağılımı (TÜİK, 2017)


Tavukçuluk ülkemiz hayvancılığı içerisinde son 50 yıllık süreçte
en fazla artış gösteren hayvancılık koludur. Tavukçulukta
meydana gelişmeler bu üretim dalının tüm dünyada artmasına
neden olurken, ülkemiz de bu gelişmelere adapte olarak tavuk
ürünleri üretiminde lider ülkelerden birisi haline gelmiştir.
Ülkemizde tarımsal üretim ve gıda sektöründe cirosu en büyük
firmalar kanatlı entegre firmalarıdır. Türkiye’de kanatlı
sektöründe çalışan kişi sayısının (üretim, pazarlama, yem
sanayi vs) 2 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Yıllık tavuk eti üretimimiz 2 milyon tona yaklaşarak toplam et
tüketiminin %50’den fazlasını oluşturmaktadır. Bu üretim
rakamı yıllık 1 milyardan fazla tavuğun üretilip kesilmesi
anlamına denk gelmektedir. Türkiye dünya tavuk eti üretiminde
ilk 10 ülke arasında yer almaktadır.
Ülkemizde 984 işletmede toplam 3063 kümeste yumurta üretimi
gerçekleşmektedir. 2017 yılı yumurta üretimi yaklaşık 20 milyar
adettir. Organik yumurta üretimi de son yıllar artmaya
başlamıştır ve 27 işletmede üretim gerçekleşmektedir. 2016 yılı
toplam organik yumurta üretimi 93 milyon adettir. Türkiye bu
üretim rakamları ile dünya yumurta üretimi içerisinde hemen
her yıl ilk on ülke arasında yer almaktadır.
Tavuk eti, yumurta ve tavukayağı, ihracatını yaptığımız tavukçuluk
ürünleridir. Yumurta ihracatında dünyada 3. sırada yer almaktayız.
Tavukçuluk ürünleri ihracatından ülkemize yaklaşık 700 milyon
Amerikan Doları döviz girdisi sağlanmaktadır. Tavuk eti ve yumurta
ihracatı yaptığımız ülkeler yoğunlukla Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu
ülkeleri ile Afrika ülkeleridir. Zaman zaman Rusya ve AB ülkelerine de
tavuk eti satışımız gerçekleşmektedir. Yakın coğrafyamızda bulunan
ülkelerin tavuk eti ithalatçısı ülkeler olması tavuk eti satışımız
açısından avantaj sayılabilmektedir. Ancak bu konudaki en büyük
rakiplerimiz ABD ve Brezilya 2016 yılında dünya toplam ihracatının
%54’ünü gerçekleştirmiştir. Bu ülkelerdeki ihracat desteklerinin henüz
ülkemizde uygulanmıyor olması ihracatta Türkiye’nin elini zayıflatan
bir faktör olarak görülmektedir. Ayrıca, Brezilya Türkiye’de etlik piliç
entegre tesislerini satın alarak bu pazarlardaki ticaretini buradan
yönlendirmeye çalışmaktadır. Tavukayağı satışı genellikle Uzak Doğu
ülkelerine yapılmaktadır. AB ülkelerine yumurta satışında
karşılaştığımız en büyük problem, hayvan refahı standartları ile ilgili
olan konulardır. Türkiye yumurta üretimi büyük çoğunlukla geleneksel
batarya tipi kafes sisteminde gerçekleştirilirken AB bu üretim modelini
yasaklayarak hayvanların daha yüksek refah standartlarına sahip
olduğu zenginleştirilmiş kafes sistemleri ile kafessiz sistemlerde
üretim gerçekleştirmektedir. Üretim sisteminin tamamen değiştirilmesi
kolay olmayacağı için bu konudaki eksikliklerin zamanla giderilmesi
durumunda yumurta ticaretinde yeni pazarlar açılabilecektir.
Tablo: Türkiye’de farklı yıllarda üretilen tavuk eti, yumurta ve
bal miktarları
Yıllar Tavuk eti Yumurta Bal
(bin ton) (bin adet) (bin ton)
1961 60 1308 8
1970 97 1914 15
1980 240 4134 25
1990 401 7698 51
2000 643 13508 61
2010 1444 11840 81
2017 1958 20264 105
Değişim % 3163 1449 1312
Türkiye'de arıcılık, çok eski yıllardan beri bir gelenek olarak
yapılan sosyo-ekonomik bir faaliyettir. Zengin bitki örtüsü ve
flora kaynakları, birbirinden farklı iklim ve coğrafi bölgelerin
bulunması Türkiye’nin arıcılık açısından önemli avantajları
olarak sayılabilir. Ülkemizin her yerinde arıcılık yapılabilirken
sırasıyla Ege, Karadeniz ve Akdeniz Bölgeleri gerek kovan
varlığı gerekse üretim payı bakımından arıcılık için en önemli
bölgelerimizdir. Türkiye bal üretiminin yaklaşık yarısı bu üç
bölgemizde gerçekleşmektedir. Türkiye’de 500 bin kişinin
arıcılıktan geçimini sağladığı tahmin edilmektedir. Bal üretimi
bakımından sırasıyla ilk on ilimiz; Muğla, Ordu, Adana, Aydın,
Sivas, Antalya, İzmir, İçel, Erzincan ve Samsun olup ülkemiz bal
üretiminin yaklaşık yarısı bu illerimizde üretilmektedir. Yıllık 105
bin ton bal üretimi ile dünyada Çin’den sonra ülkemiz
gelmektedir. Türkiye arıcılığının en büyük problemleri olarak
tarımda kullanılan kimyasallar, hastalıklar ve pazarlama
sorunları gösterilebilir.
TÜRKİYE’DE HAYVANCILIK
Dünya ve AB ülkelerinde belirli konularda Türkiye önemli bir yer işgal
etmektedir. Bu durum özellikle AB konusunda ısrarlarımıza rağmen
neden birlik içine alınmadığımızı da ifade etmektedir. Konu sadece
hayvancılık açısından ele alındığında bile ciddi bir varlık
göstermektedir.
Dünya’da AB’de
Nüfus 16 2
Yüz ölçüm 36 1
Sığır sayısı 27 3
Koyun Sayısı 9 2
Keçi sayısı 8 1
Kovan Sayısı 2 1
Manda sayısı 20 2
Toplam et üretimi 30 10
Toplam süt üretimi 17 6
İnek başına süt 25 25
Sığır Karkas 12 20
Yumurta üretimi 10 1
Kanatlı eti üretimi 9 1
Türkiye’de Hayvansal Üretimin Sorunları
1. Ekonomik sorunlar
-İşletmelerin yapısal özellikleri
-Fiyat politikaları
-İç ve dışpazar
-Üretici örgütlenmeleri
-Finansman
2. Hayvan Beslemeye dönük sorunlar
-Üreticinin bilgi ve bilinç düzeyi
-Mera
-Yem
3. Yetiştirme ve Islah ile ilgili sorunlar
-Teknik bilgi eksikliği
-Hayvan varlığımızın niteliği ve yetiştirme koşulları
--Damızlık

4. Hayvan sağlığı ile ilgili sorunlar


-Veteriner hekimliği ve yetersizlikleri
-Koruyucu sağlık
(Aşı, Hayvan hareketleri, Meraların sağlık sorunları, Devlet veterinerlik
hizmetlerinin yetersizliği)
ÜRETMEYE
MECBURUZ...
Çalışmadan, Yorulmadan ve Üretmeden
Rahat Yaşamanın Yollarını Aramayı
Alışkanlık Haline Getirmiş Milletler;
Evvela HAYSÌYETLERÌNÌ,
Sonra HÜRRÌYETLERÌNÌ,
Daha Sonra da ÌSTÌKBALLERÌNÌ
Kaybetmeye Mahkumdurlar.

You might also like