You are on page 1of 57

GÖRME DUYUSU

PHOTORECEPTION
Işık reseptörleri
• Çubuk reseptörler
– Skotopsin, Skotopik görüş (az ışıkta)
– Rodopsin: skotopsin + 11-cis-retinal
• Koni reseptörler
– Fotopsin, Fotopik görüş (aydınlıkta)
• Erythrolabe: kırmızı renge,
• Chlorolabe: yeşil renge,
• Cyanolabe: mavi renge duyarlıdır.
• Işık / foton reseptör tarafından emilir.
• Rodopsin  skotopsin + 11-cis-retinal
• 11-cis-retinal  All-trans-retinal
• Rodopsin parçalanması 
fosfodiesteraz enzim aktivasyonu 
cGMP miktarında azalma 
Na+ iyon kanallarının kapanması 
reseptörde hiperpolarizasyon
A vitamini
• Rodopsin  skotopsin + 11-cis-retinal

• A vitamini (All-trans-retinol) 
(Retinal izomeraz)
11-cis-retinal

A avitaminoz durumunda  gece körlüğü


Retina hücreleri
• Fotoreseptörler
• Bipolar hücreler
• Ganglion hücreleri
– X (uyarım süresince)
– Y (uyarım
başlangıcında)
– W (harekete duyarlı)
• Horizontal hücreler
• Amakrin hücreler
Renkli görme
• Koni reseptörler
– Fotopsin, Fotopik görüş (aydınlıkta)
• Erythrolabe: kırmızı renge,
• Chlorolabe: yeşil renge,
• Cyanolabe: mavi renge duyarlıdır.
• 3 farklı koninin uyarılma dereceleri beyin
tarafından yorumlanır.
• K:Y:M  99:42:0 ise portakal rengi,
•  0:0:97 ise mavi olarak
değerlendirilir.
Renk körlüğü
• Kırmızı – yeşil renk ayrımı yoktur (genellikle).
• Cinsiyete bağlı resesif bir karakterdir.
• Monochromat / Dichromat / trichromat
• Kişide kırmızı pigment yoksa, yeşil;
• Kişide yeşil pigment yoksa, kırmızı ve
tonları olarak algılanır.
• Sincaplar, sığır, kedi ve köpekler
dichromat’tır. Kırmızı renk ile mavi-yeşil
karışır.
Görme tipleri
• Periskopik görüş (monocüler)
– Kuşların çoğu, tavşan vb.
• Binocüler görüş
– İki göz bir cismi aynı anda görür, avlanmada
ve ön ekstremite hareketlerinde önemlidir.
• Steroskopik görüş (binoküler+derinlik)
Radiatio optica
Göz Kasları
• Göz orbitadaki 6 göz
kası tarafından hareket
ettirilir.
– Lateral ve madial
rektuslar
– Dorsal ve ventral
rektuslar
– Dorsal ve ventral
oblikler
Bu kaslar;
N. oculomotorius,
N. trochlearis ve
N. Abducens
sinirleri tarafından innerve
edilirler.
Göz hareketleri
• Sakkadik hareket sıçrama şeklinde ani hareketler olup
bakışın bir nesneden diğerine kaydırılması sırasında görülür

• Yumuşak izleme hareketleri gözlerin hareket eden nesneleri


izlerken yaptığı izleyici hareket türüdür

• Vestibüler hareketler yarım daire kanallarından başlayan


uyarılara yanıt olarak görülen ayarlamalar olup başın hareket
ettirilmesi sırasında bakışın nesne üzerinde sabit kalmasını
sürdürür

• Kavuşum (konverjans) hareketleri gözlemcinin dikkatini


yakınındaki bir nesneye yöneltmesi halinde görme eksenlerini
birbirine yaklaştıran hareketlerdir
İŞİTME DUYUSU
Ses dalgalarının iç kulağa iletilmesi

• Ses dalgaları dış kulaktan orta kulağa


ve oradanda esas işitme organı olan iç
kulağa geçerler
• Ses dalgaları iç kulaktaki korti
organına 3 yolla gelebilir
– Fizyolojik İleti
– Hava yoluyla ileti,
– Kemik yoluyla ileti
İşitme kasları
• Orta kulakta timpan zarı ve kemikçiklerin
hareket amplitüdünü ayarlayan 2 kas
vardır
• M.tensör timpani : Malleusa yapışır
gerginlik sağlar. N.trigeminusla innerve
olur.
• M.stapedius : stapese yapışır. N.facialisle
innerve olur. Felcinde hiperakuzi (seslere
karşı duyarlılığın artması) oluşur
Tuba Östaki (eustachi)
• Orta kulak ile farenks arasında bulunan
tuba östaki bir çeşit ventil görevi
gördüğünden koruyucu bir rol üstlenir
• Tuba östakinin farenkse açılan deliği
normalde kapalıdır. Esneme,yutma ve
hapşırma ile M.tensör veli palatinini
kasılmasıyla veya hava basıncı ile açılır
• Çok kuvvetli ses dalgaları dış kulaktan ve
tuba östakiden orta kulağa ulaşarak
birbirlerinin etkilerini azaltır (Topçular atış
sırasında ağızlarını açar)
İç kulak (Kohlea)
• Skala media (Kohlear kanal) diğer iki kompartmanı
kohlea boyunca ayırır, ancak helikotremada
(kohleanın ucu) skala vestibüli ve timpani birleşirler
• Skala media, skala vestibüliden Reissner
membranı ile ayrılır
• Skala vestibüli ve skala timpani perilenf, skala
media ise endolenf ile dolu olup bu iki sıvı birbiri ile
karışmaz
• Skala media ve timpani arasında bulunan basiler
membran yapıca kompleks bir yapı olup ses
dalgalarının iletiminde görevlidir
Baziler membran sesin sıklığını
algılayan bir mekanik analizördür
• Baziler membranın skala mediayı timpanik
skaladan ayıran fibröz bir membrandır.
• Baziler membranın önemli bir özelliği uniform
olmamasıdır.
• Bu liflerin uzunlukları kohleanın tabanından
tepesine doğru gidildikçe artarken çapları
azalır.
• Sonuç olarak kohleanın oval penceresine yakın
sert ve kısa lifler yüksek frekanslarda en iyi
titreşimi gösterirken kohlenın tepesine yakın
uzun, esnek lifler düşük frekanslarda en iyi
şekilde titreşirler.
• Baziler membranın mekanik özellikleri farklılık
gösterdiği için Stapezin taban parçasının
hareketleri skala vestibüli içindeki perilenfte
ilerleyen bir dalga serisi başlatır. Bu dalga önce
bir doruk noktaya ulaşır daha sonra hızla düşer.
• Doruk nokta ile stapez arasındaki uzaklık
dalgayı başlatan titreşimlerin frekansı ile değişir.
• Örneğin düşük frekanslı sesler (100Hz) baziler
membranın apeksinde, orta frekanlı sesler (1000
Hz) membranın ortalarında, yüksek frekanslı
sesler ise (10 000Hz) membranın bazal
bölümünde dalga oluşumuna yol açarlar.
• Baziler liflerin yukarı doğru hareketi
sırasında, sterosilyalar kinosilyuma
doğru büküldüklerinde, tepe uçlarında
bulunan mekanosensitiv kanalların açık
kalma süresi artar, kinosilyumdan
uzaklaştıklarında kanalların açık kalma
süresi azalır.
Kanallar açılınca, K+ iyonları sterosilyumların
tepelerinden
tüy hücrelerine girer.

Tüy hücre zarı depolarize olur.

Voltaj değişikliğine duyarlı kalsiyum kanalları
açılır
Hücrede Ca+2 miktarı artar.

Kalsiyum, kalsiyuma duyarlı K+ geçiş yollarını
açar.

K+ hücreden dışarıya çıkar.

Hücre repolarize olur.
Voltaja duyarlı Ca+2 kanalları kapanır.
İşitme yolları

• Anteroventral kohlear nükleustan çıkan


aksonlar süperior oliver nükleus
kompleksine uğrarlar.
• Süperior oliver nükleus kompleksi;
– mediyal superior çekirdek
– lateral superior çekirdek ve
– trapezoid cisim çekirdeğinden oluşur.
• Mediyal sup. oliver çekirdeğinin sesin
lokalizasyonunu saptama gibi spesifik bir
fonksiyonu vardır.
• Ses dalgaları önce sesin geldiği taraftaki kulağa
ulaşır, daha sonra öteki kulağa geçer. İki kulak
arasında yaşanan bu gecikme 700 s’ dir.
• Tam orta plandan gelen ses için bu gecikme
yaşanmaz, yani ses kulaklara eş zamanda gelir.
• Mediyal sup. Oliver çekirdekteki nöronlar, iki
kulak arasındaki zaman farkını belirleyecek
şekilde dizilmiştir.
• Kulağa gelen ses tüy hücrelerinin
uyarılmasına ve 8. Sinir liflerinin
ateşlenmesine yol açar.
• Bu potansiyeller kohlear nükleustan med.
Sup.oliver çekirdeğe projekte olur.
• Lateral sup. Oliver çekirdek de sesin
geldiği yönün tayininde önemlidir.
• Ancak bu çekirdek sesin şiddetindeki
farklılıktan faydalanarak sesin yönünü
belirlemeye çalışır. Ses yakın kulağa
daha yüksek tonda ulaşır.
• Lateral sup. Oliver her iki kohlear
nükleustan girdi alır. Ancak ipsilateral
projeksiyonlar direkt ulaşırlarken,
kontrlateral olanlar önce trapezoid cisme
uğrarlar.
• med. sup. oliver çekirdek düşük
frekanslı girdilere yanıt veren nöronlara
sahipken,
• lateral sup. oliver çekirdek ise yüksek
frekanslı girdilere yanıt veren nöronlara
sahiptir.
• Superior oliver kompleksten gelen
aksonlar lateral lemniskusun en önemli
komponentini yaparlar. Lateral lemniskus
aynı zamanda kontrlateral dorsal
nükleustan gelen aksonları da içerir.
• Ancak bu liflerin bir bölümü bu
çekirdekte sonlanırken, çoğu burayı
atlayarak inferior kollikulusa geçer
• Mediyal genikulat nükleus, işitme sisteminin
talamik durağını yapar.
• Kohlear nükleustan yukarıya doğru çıkan
işitsel yolaklar temporal lobun dorsal
yüzeyinde farklı alanlarda sonlanırlar. Ancak
mediyal genikulattan gelen aksonların birçoğu
primer işitme korteksine projekte olur. Buraya
A1 bölgesi denir (Broadman’ ın 41 ve 42.
Bölgesi)
Timpanik Refleks

• Orta kulaktaki kaslar (tensor timpani ve stapedius) kasıldıkları


zaman çekicin uzun kolunu içe, özenginin taban parçasını dışa
doğru çekerler bu olay ses iletimini azaltır

• Yüksek sesler genelde bu kaslarda bir refleks kasılma başlatır ve


bu olaya timpanik refleks adı verilir

• Bu refleks işitme reseptörlerinin aşırı uyarılmasına yol açan güçlü


ses dalgalarını önleyerek koruyucu fonksiyon görür

• Bununla beraber refleks reaksiyon zamanı 40-160 ms olduğundan


silah atışı gibi kısa süre devam eden şiddetli uyarılara karşı
koruyucu nitelik taşımaz
Sağırlık Tipleri

Sinirsel sağırlık: Kohlea veya işitme siniri


bozukluğu
Yaşlılık
Çok şiddetli seslere uzun süre maruz kalma
Korti organının streptomisin, kanamisin,
kloramfenikol gibi ilaçlara duyarlı olması
İletim tipi sağırlık: Sesi kohleaya ileten
mekanizmalarda bozukluk
Orta kulak enfeksiyonları
Otoskleroz (kalıtsal)
Ses şiddeti ve desibel (dB)
Yaşa bağlı işitme değişimi
DENGE
VESTİBULAR ORGAN
KOKU ALMA
DUYUSU
OLFACTION
Koku iletim yolları
• Tractus olfactorius
– Lateral
• Hypocampus
– Medial
• Amigdala
• hypothalamus
• Corpus mamillare
Koku duyusu komponentleri
• Algı ve tanıma
• Adaptasyon
• Hafıza
• Emosyon
Temel koku duyuları: kafur, misk, çiçek,
mentol, eter benzeri, keskin iğneleyici ve
kokuşmuş madde kokuları
Koku duyusu – algı ve tanıma
• Her sinir hücresi yalnız bir tür koku reseptörünü
algılar
• Koku duyusu sinirleri koku yakalamak için
özelleşmiştir
• Mukus,
– Gerekli molekülleri ve iyonik ortamı sağlar
– Çözünebilir, koku bağlayan proteinler bulunur
– Molekül yoğunlaştırma, taşıma uzaklaştırma görevini
Anomaliler
• Koku anomalileri arasında;
– Anosmi (koku duyusunun yokluğu),
– Hiposmi (koku duyarlılığının azalması) ve
– Disosmi (koku duyusunun çarpılması) bulunmaktadır
– Kakosmi denen hoş olmayan koku halusinasyonları da epileptik
nöbetler sonucu gelişebilir

• İnsanda düzinelerce birbirinden farklı anosmiler saptanmış olup


olasılıkla bunlar her olguda koku reseptör ailesinin çok sayıdaki
üyesinden bir tanesinin yokluğu veya fonksiyonunun çarpılmış
olmasına bağlıdır

• Yaşın ilerlemesiyle koku eşiği yükselir ve 80 yaşını aşmış insanların


%75’inden fazlasında kokuları tanıma yeteneğinde bozulma görülür
Koku duyusu - Duygulanım
• Bazı türler feromon adı verilen türe özgü
kimyasallar salarlar
• Feromonlar kendi türlerinden olan diğer
bireylerin cinsel ve toplumsal davranışı ile
üreme fizyolojisi üzerinde çok önemli rol
oynarlar
Koku duyusu - Duygulanım
• Feromonlar bazı türlerde (sığır domuz
fare..vs)
• Puberte zamanını ayarlar
• Erkek ve dişinin üreme ile ilgili davranışlarını etkiler
• Dişinin yavrusuna karşı davranışlarında rol oynar
• Kaynağı idrar ve bazı dış salgılardır
Koku duyusu - Duygulanım
• Hayvanlarda ter ve vajinada feromonlar
vardır.
• Benzer şekilde ABD de yapılan bir
araştırma insanların da feromonlar
salgıladığı, karşı cins üzerindeki cazibeyi
artırdığını göstermektedir.
Koku duyusu - Duygulanım
• Vomeronazal organ
– Feromonların algılanmasını sağlayan, temel
koku sisteminin dışında bir de aksesuar koku
sistemi vardır.
– İnsanda vomeronazal sistemin anne karnında
iken var olduğu ancak gelişim sürecinde
gerilediği düşünülmektedir.
Burunda Ağrı Liflerinin Rolü

• Olfaktör müköz membranda çok sayıda trigeminal ağrı lifinin


çıplak uçları bulunur

• Bunlar tahriş edici maddelerle uyarılırlar ve tahriş edici,


trigeminal üzerinden giden yapıtaşı nane, mentol ve klor gibi
maddelerin tipik kokularının bir bölümünü oluşturur

• Bu çıplak uçlar nazal irritanlara karşı hapşırma, göz yaşarması,


solunum inhibisyonu ve diğer refleks yanıtların
başlatılmasından da sorumludur
TAT DUYUSU
GUSTATION
Tat Yolları
• Dilin ön 2/3’teki tad goncalarından gelen duyusal
sinir lifleri n. fasialis’in korda timpani dalı içinde
giderken dilin arka 1/3’den kalkan lifler beyin sapına
n. glossofaringealis içinde ulaşır.

• Dil dışındaki diğer alanlardan gelen lifler beyin


sapına n. vagus içinde ulaşırlar.

• Her iki yanda, bu üç sinir içinde gelen miyelinli fakat


nisbeten yavaş iletim yapan tat lifleri Medulla
oblangata’da bulunan Nucleus solitarius’ta
birleşirler.
• Tat duyusu impulsları salivatör çekirdeklere de iletilir.
Temel Tat Şekilleri
• İnsanlarda tatlı, ekşi, acı ve tuzlu olmak üzere 4 temel tat
bulunur
• Acı maddeler dil kökünde “tadılırken” ekşi dilin kenarı
boyunca tatlı dil ucunda ve tuzlu dil sırtının ön kısmında
tadılır
• Ekşi ve acı tad damakta da alınmakta olup bu bölgede
tatlı ve tuzluya da bir miktar duyarlılık gösterir
• Farinks ve epiglot bu 4 duyu modalitesinin tümünü
alabilmektedir
• Bu çalışmalar bazı tad goncalarının acı uyaranlara en iyi
yanıtı verirken diğerlerinin en iyi şekilde tuzlu, tatlı veya
ekşi uyaranlara yanıt verdiğini gösterir
Temel Tad Duyularını Uyandıran
Maddeler

• Asitler ekşi tadılır. Reseptörü uyaran şey


asidin anyonundan çok H+ dur

• Herhangi bir asit için ekşilik genelde H +


yoğunluğu ile orantılı iken organik asitler
çoğunlukla aynı H+ yoğunluktaki mineral
asitlerden daha ekşi olarak algılanır

• Bu durumun muhtemel nedeni bu asitlerin


hücrelere mineral asitlerden daha hızlı
sızmalarıdır
Temel Tad Duyularını Uyandıran
Maddeler

• Tuzlu tad Na+ tarafından oluşturulur

• Bununla beraber NaCl, Na asetat veya Na-


glukonatlar daha tuzlu olup olayın muhtemel
nedeni Na+, hücrelerin bazalinde Na+-K+
ATP’az ile dışarı pompalanırken daha küçük
Cl- iyonlarının reseptör hücrelerinin çevresini
saran sıkı kavşaklara daha iyi sızması ve
reseptör hücre hiperpolarizasyonunu
sınırlamasıdır
Temel Tad Duyularını Uyandıran
Maddeler

• Acı tadı analiz için genelde kullanılmış olan madde kinin sülfat’tır

• Bu bileşik 8 µmol/L yoğunlukta fark edilirken striknin


hidroklorür’ün eşiği daha düşüktür

• Diğer organik bileşikler özellikle morfin, nikotin, kafein ve üre acı


tad verirler

• Mağnezyum, amonyum ve kalsiyumun inorganik tuzları da acıdır

• Bu tad katyona bağımlı olduğundan acı tad veren maddelerin


molekül çatıları arasında herhangi bir belirgin ortak özellik
bulunmaz
Temel Tad Duyularını Uyandıran
Maddeler

• Tatlı maddelerin çoğu organiktir

• Sükroz, maltoz, laktoz ve glukoz bunların en iyi bilinen örnekleri


ise de polisakkaritler, gliserol, bazı alkol ve ketonlar ve
kloroform, berilyum tuzları ve aspartik asitin çeşitli amidleri gibi
bir grup bileşik de tatlı taddadır

• Sakkarin ve aspartam gibi yapay tadlandırıcılar diyet


uygulamasında tadlandırıcı ajan olarak kullanılırlar

• Bu maddelerin çok küçük miktarları bile tatlandırmak için


yeterlidir

• Kurşun tuzları da tatlıdırlar


Lezzet
• Ağızlarının tadını bilen kişiler tarafından aranan hemen hemen
sonsuz türde tadların büyük bölümü 4 temel taddan üretilir

• Bazı durumlarda arzu edilen bir tad ağrı uyarısına ait bir
eleman da (örneğin “acı”salçalar) içerir

• Buna ek olarak gıda tarafından oluşturulan genel duyguda koku


önemli bir rol oynarken gıdaların kıvamı ve sıcaklığı da bunların
lezzetine katkıda bulunur
Anomaliler
• Tad anomalileri arasında agosia (tad duyusu
yokluğu), hipogosia (tad duyarlılığında azalma) ve
disgosia (tad duyusu bozukluğu) bulunur

• Çeşitli bir çok hastalık hipogosiaya neden olabilir

• Sülfidril grupları içeren kaptopril ve penisilamin gibi


ilaçlar tad duyusunda geçici kayba neden olurlar

You might also like