You are on page 1of 32

OTİZM SPEKTRUM

BOZUKLUĞU
OTİZM NEDİR?

• Otizm spektrum bozukluğu(OSB), sosyal-


iletişimsel gelişimde yetersizlik, tekrarlayıcı
davranışlar ve ilgilerle seyreden erken çocukluk
çağında başlayan bir nöro-gelişimsel bozukluktur.
OTİZM KELİME KÖKENİ NEDİR?
• Kelimeyi ilk ortaya atan kişi 1911 yılında psikiyatır Paul Eugen Bleuler
dir. ( Kırcaali,İftar,2012)
• Kelime dilimize Fransızcadan geçmiş olup kelimenin aslı ‘Autoisma’ dır.
Köken olarak ise Eski Yunanca ve Latincedir.
• Kelime anlamsal olarak ‘‘Kendine yönelik, kendine dönük olma, içe
kapanık olma’’ anlamlarına tekabül etmektedir.
OTİZM BELİRTİLERİ
• Akranları ve başkaları ile iletişim kurarken zorlanırlar.
• Çeşitli takıntıları vardır.
• Genelde sessizdirler, konuşurlarsa anormal konuşurlar.
• Göz teması çok az yada hiç yoktur.
• İnsanlara kayıtsızlık vardır.
• Asosyaldirler, temastan kaçınırlar.
OTİZM BELİRTİLERİ
• Çoğu zaman inatçılık ve hatta hırçınlık görülür.
• Mizahı anlayamazlar.
• Tehlikelere karşı genelde duyarsızdırlar.
• Belli rutinleri vardır, harfiyyen uyarlar.
• Koordinasyon sorunları vardır.
• Taklitçilik yapamazlar.
• Bazılarında ayak parmakları üstünde yürüme görülür.
OTİZM BELİRTİLERİ
• Bir nesne veya faaliyete aşırı odaklanma vardır.
• Bazı yiyecekleri toptan reddedip sadece bazı yiyecekleri yerler.
• Bazen kendilerine zarar verecek harekette bulunurlar.
OTİZM SEBEPLERİ
• Sebebi tam olarak bilinmemektedir. Ancak yine de tek bir nedenden
bahsetmek mümkün değildir.
• Bazı nedenleri şu şekildedir:
-Genetik olarak geliştiğini savunanlar vardır. Bunu savunanlar anne
genlerini esas alırlar.
-Doğum sonrası ise yeterli olmayan ilgi, çocuğun asosyalleşmesi, teknolojik
cihazlara aşırı bağlılık, alk*l, si*ara, uy*şturu maddeler, ağır hastalıklar,
radyasyona maruz kalma vb. şeklinde sıralanabilir.
OTİZM ÇEŞİTLERİ
ASPERGER SENDROMU
• Sosyal etkileşim konularında yetersizlik ve bazı takıntılarla karakterize edilen
bu otizm türü dil ve zihin gelişiminde gerileme yol açmaz. Bu rahatsızlığın saptandığı
kişilerde dil bilgisi, sözcük dağarcılığı ve sözel işlevde herhangi bir zayıflık meydana
gelmez. Ancak görsel ve algısal işlerde zayıflık meydana gelmesi beklenir.
ÇOCUKLUK DİSİNTEGRATİF BOZUKLUĞU
• Bu tanının konduğu çocuklarda en az 2 yıl gelişim normal olarak seyreder. Fakat
bozukluğun başlaması ile birlikte kazanılan birikimler hızlı şekilde kaybedilir. Zihinsel
becerilerde yaşanan geriliğin yanı sıra bu otizm türünde zihinsel geriliğin de meydana
geldiği görülür.
OTİZM ÇEŞİTLERİ
ATİPİK OTİZM
• Konuşmada zorluğun yanı sıra tekrarlayıcı konuşmalar, sosyalleşmede sorunlar ve gelişimde bozukluklar
meydana gelebilmektedir. Belirtiler aslında genç yaşta ortaya çıkar. Fakat bazı durumlarda tamamen tanı
koymak da mümkün olmamaktadır. İyi bir eğitim ile birlikte meydana gelen sorunlar da ortadan
kaldırılabilir. Diğer türleri ile kıyaslandığında tedaviye en müsait olan otizm türü bu türdür.
RETT SENDROMU
• Bu tür kızlarda ortaya çıkar ve genetik kökeni vardır. Doğum sonrasında ilk 5 ay ayda ortaya çıkmasının
yanı sıra baş büyümesi yavaşlamakta, ancak takıntılı el hareketleri başlamaktadır. Zamanla bireysel
beceriler gerilemiş olmakla birlikte alınacak tedbirler ile çocukların ileri yaşları yaşaması sağlanabilir.
OTİZMİN TARİHİ VE GELİŞİMİ
• Yaklaşık 70-80 yıllık bir geçmişi vardır.
• İlk isimlendirmeyi Paul Eugen Bleuler kendini tamamı ile soyutlamış bir
birey için kullanmıştır.
• Otizm ile ilgili ilk makaleyi ABD’li Psikiyatrist Leo Kanner,1938 yılında
5 yaşındaki bir erkek çocuğunu değerlendirirken kaleme almıştır. Sonraki
yıllarda araştırmalarını devam ettirerek nihayet 1943 yılında 11 kişilik bir
vaka serisi yayınlamıştır.(Güçiz Doğan, Susuz,Halk Sağlıgı Bakışı ile
Otizm Spektrum Bozukluğu)
LEO KANNER PAUL E. BLEUVER
OTİZMİN TARİHİ VE GELİŞİMİ
• Bu kısımda önemli olan incelenen bireylerin gözlenen özelliklerinin ortak olmasıdır.
• Bir psikolog olan Bruno Bettelhein de daha önce yapmış olduğu çalışmalarda ortak
şeylere değinmiştir.
• İki bilim adamının fikirlerinin uyuşması bilim dünyasının da bu görüşü kabul
etmesine yol açmıştır.
• Önceleri OSB sebebinin ana sorumlusu ‘Buzdolabı Anne’ diye tabir edilen ilgisiz
anne faktörü olduğu savunulsa da ( Kanner ve Bettelhein savunmuştur.) Psikolog
Bernard Rimland bu algıyı yıkmış ve otizmin muhtemelen genetik bileşeni olan
organik bir rahatsızlık olduğunu öne sürmüştür.(Miller,Kuhanecık,2004)
OTİZMİN TARİHİ VE GELİŞİMİ

• Bu görüş otizmli
çocuklara sahip aileler
tarafından da
desteklenince 1965
yılında Amerika Otizm
Cemiyeti (ASA)
kurulmuştur.
OTİZMİN TARİHİ VE GELİŞİMİ
TÜRKİYE’DEKİ GELİŞİMİ
• Genel olarak baktığımızda ülkemizde
otizm ile ilgili çalışmalar 90’lı yıllar
itibari ile başlamıştır.
• Çeşitli kurumlar ve enstitüler
oluşturulsa da en önemlileri
Ankara’da İlgi Otistik Çocukları
Koruma Derneği ve İstanbul’da
Türkiye Otistikleri Destek ve Eğitim
Vakfı (TODEV) kurulmuştur.
OTİZM’İN EĞİTİMDEKİ YERİ
• Eğitim ortamının ilk defa Erick Scholr tarafından 1971 yılında ABD North
Carolina Üniversitesinde başlamıştır. Burada özel bir program
oluşturulmuş olup programın özelliği şu şekildedir
-Otizm eğitimi özel ortamlarda olmalıdır.
-Otizm eğitiminde görsel destekler çok önemlidir.
-Otizm eğitiminin amacı otizmli bireylerin işlevlerini geliştirmek ve dışa
bağımlılarını ortadan kaldırmaktır.
OTİZM’İN EĞİTİMDEKİ YERİ
• Günümüzde ise bu program Yapılandırılmış Öğretim kapsamına dahildir.
• Teknoloji-bilimin ilerlemesi ve çağdaş eğitim modellerinin etkisi ile çeşitli
eğitim modelleri ortaya çıkmış ve bu otistik bireyler açısından oldukça
olumlu olmuştur.
• En çok bilinen ve en etkili yöntem olarak Uygulamalı Davranış
Analizi(UDA) sistemi en yaygın kullanılan yöntemdir.
• Gözlem ve Kayıt Tutma tekniğine dayanan bu yöntemin 150 yıllık bir
geçmişi vardır.
OTİZM EĞİTİMİNDE BİLİNMESİ
GEREKENLER
• Mümkün olduğunca erken başlatılamlıdır.
• Eğitim Öğrenciye göre olmalıdır.
• Eğitim yoğun olmalıdır.
• Eğitim kesintisiz olmalıdır.
• Müfredatı özel olmalıdır.
OTİZM EĞİTİMİNDE BİLİNMESİ
GEREKENLER
• Eğitim bireyin yetersizliklerini iyileştirmeye yönelik
olmalıdır.
• Kaynak daima bilimsel ve ispatlanmış olmalıdır.
• Eğitim önce bire bir sonra küçük gruplarla son olarak
ise büyük gruplar ile yapılmalıdır.
TÜRKİYE’DE OTİSTİK BİREYLERİN
EĞİTİMİ
• İlk olarak en yakın RAM’a gidilir. RAM bünyesindeki Özel Eğitim
Değerlendirme Kurulu, çocuğun eğitsel değerlendirmesini ve tanılamasını
yapar ardından 1 yıllık eğitim planlaması hazırlanır.
• RAM bireyin programını ve bireyi sürekli takip eder ve hangi ortamında
eğitim görmesi uygun ise o yönde görüş belirtir. Bunlar MEB bünyesinde
bulunan OÇEM(Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi) ve özel eğitim sınıfları
olabileceği gibi devlet okullarında kaynaştırma da yapılabilir.
DÜNDEN BUGÜNE OTİZM ORANLARI
YAPILMASI GEREKENLER
• İlgi ve alakalı yaklaşılmalı.
• Sıcak ve anlayışlı olunmalı.
• Basit ve kısa cümleler kurulmalı.
• Jest ve mimikler kullanılmalı.
• Çok soru sorulmamalı.
• Dinlerken dikkatli olunmalı.
YAPILMASI GEREKENLER
• Bazı yanlış hareketleri görmezden gelinmeli.
• Hitap ederken ismi ile hitap edilmeli.
• Mutlaka göz teması kurulmaya çalışılmalı.
BAZI OTİZMLİ ÜNLÜLER
Hazırlayan: İsmail ŞAHİNALP
TEŞEKKÜRLER

You might also like