Professional Documents
Culture Documents
Enerji Nedir?
• Enerji yok edilemez ve yoktan var edilemez, ancak farklı bir biçime
dönüştürülebilir.
Enerjinin Temel Molekülü
ATP
• Canlıların temel enerji kaynağı güneştir.
I. tip enerji dönüşümü II. tip enerji III. tip enerji dönüşümü
dönüşümü
(FOTOSENTEZ) (HÜCRERSEL
SOLUNUM)
ATP’nin Yapısı (Adenozin Trifosfat)
• Tüm canlılar tarafından sentezlenir.
• Bir hücrede üretilen ATP başka hücrede kullanılamaz. Çünkü büyük bir
moleküldür ve hücre zarından geçemez. Ancak çekirdek ve mitokondri
zarlarında geçebilir.
• Fazlası depolanamaz.
• Yapısında adenin bazı, riboz şekeri ve 3 tane fosfat bulunur. Fosfatlar
arasında iki tane yüksek enerjili bağ vardır.
• Adenin organik bazı ile riboz şekerinin arasında glikozit bağının kurulmasıyla
oluşan yapı adenozin olarak isimlendirilir.
• ADP gibi organik bileşiklere bir fosfatın bağlanması ile ATP sentezlenmesi olayına
fosforilasyon denir.
Oksidatif Fosforilasyon
• Oksijenli ve oksijensiz solunumun son evresi olan ETS’ de ve kemosentez
olayında görülür. Elektronların taşınırken indirgenme yükseltgenme
tepkimelerine bağlı olarak ATP sentezlenmesidir.
• Ökaryotlarda mitokondride, prokaryotlarda mezozomlarda gerçekleşir.
ATP'nin Harcandığı Olaylar
• ATP gibi fosforile olmuş bileşiklerden bir fosfat koparılarak ATP’nin
tüketilmesine defosforilasyon denir.
a. Ekzergonik tepkime
• Enerji açığa çıkaran tepkimelere (enerji veren) denir.
• Örnek: Defosforilasyon, oksijenli ve oksijensiz solunum solunum…
b. Endergonik tepkime
• Gerçekleşmesi için enerjiye ihtiyaç duyulan tepkimelerdir.
• Fosforilasyon, bütün biyosentez reaksiyonları, kasların kasılmasını, aktif taşıma,
hücre bölünmesi ve sinirsel iletimi sağlayan reaksiyonlar endergoniktir.
• Hücrelerde büyüme, üreme, hareket, biyosentez, aktif taşıma gibi yaşamsal
faaliyetler için gereken yapım ve yıkım tepkimelerine metabolizma denir.
• Jan Ingenhousz : Bitkiler güneş ışığı sayesinde yeşil kısımlarıyla havayı temizler.
• Nicolas Theodore De Saussure : Fotosentezin günümüzde bilinen denklemini
netleştirir.
• Robert Hill : Açığa çıkan oksijenin sudan geldiğini kanıtlar. Bunun için H 2O’daki
oksijen atomlarının izotoplarını kullanmıştır.
KLOROPLAST
PİGMENTLER
1-KLOROPLAST
• Fotosentez; ökaryot canlılarda kloroplastlar içerisinde, prokaryot canlılarda ise
sitoplazma ve hücre zarı kıvrımlarında gerçekleşir.
• Çift katlı zar ile kuşatılmıştır. Zarlar seçici geçirgen yapıda ve düzdür.
• Granumların içinde yer aldığı renksiz sıvı ortama stroma adı verilir. Stromada halkasal
DNA, RNA, ribozom ve çeşitli enzimler bulunur.
2- IŞIK ENERJİSİ
• Işık, dalgalar hâlinde hareket eden ve foton denilen enerji yüklü taneciklerdir.
• Işık elektromanyetik olarak bilinen bir enerji formudur. Elektromanyetik dalgalar
arasındaki uzaklık dalga boyu olarak isimlendirilir.
• Dalga boyu yaklaşık 380-750nm (nanometre) arasındaki ışık enerjisi, fotosentezde
etkilidir. Bu ışık insan gözüyle görülebildiğinden görünür ışık (beyaz ışık) olarak
tanımlanır.
• Bir prizmadan geçirilen ışığın dalga boyuna göre yapılan sıralama ve dağılımına
elektromanyetik spektrum denir .
NOT: Fotosentez sadece görünür ışığın emilmesi (soğurulması,
absorblanması) sonucu gerçekleşir.
• Engelmann, ışığın farklı dalga boylarının fotosenteze etkisini alg ve bakterilerle yaptığı
deneyle göstermiştir.
• İpliksi bir yeşil algi, beyaz ışığı prizmadan geçirerek elde ettiği kırmızı, turuncu, sarı,
yeşil, mavi ve mor renklerle ışıklandırmıştır. Fotosentezde ortaya çıkan oksijen
miktarını saptamak için oksijenli ortamda yaşayabilen aerobik bir bakteri türü
kullanmıştır. Deney sonucunda bakterilerin alg üzerinde en çok mor, mavi ve kırmızı
3- FOTOSENTEZ PİGMENTLERİ
• Eğer ışık cisim tarafından emilirse ışık enerjisi olmaktan çıkar, ısıya ya da
kimyasal enerjiye dönüşür. Fotosentezin mekanizması da bu esasa dayanır.
• Klorofil görünür ışık spektrumunun mavi-mor ile kırmızı bölgelerindeki ışığı soğurur.
Yeşil ışığı ise yansıtır. Böylece klorofil yeşil renkte görülür.
• FS I'de ışığın en iyi emildiği dalga boyu 700nm, FS II'nin ise 680 nm'dir.
Canlıların Fotosentezindeki Farklılıklar
• Bitki, öglena, alg ve siyanobakterilerde;
• Kükürt bakterilerinde;
• Hidrojen bakterilerinde;
Bitki Siyanobakteri Mor Kükürt Bakterileri
Gerçekleştiği Yer Kloroplast Sitoplazma ve hücre zarı Sitoplazma ve hücre zarı
Yan Ürün O2 O2 S
Elektron Kaynağı H2 0 H2 0 H2 S
Karbon Kaynağı CO2 CO2 CO2
Enerji Kaynağı Işık Işık Işık
AYT 2021
Bütün fotosentez tepkimelerinin ortak özellikleri:
3. Böylece NADP⁺ indirgenir. Bu sırada açığa çıkan enerji ile su molekülleri elektron (e⁻),
proton (H⁺) ve O₂’e ayrıştırılır (fotoliz).
4. Daha sonra oluşan bu iki PGA molekülünün her birine ışığa bağılımlı
reaksiyonlarda üretilen ATP’den birer fosfat grubu aktarılır ve iki adet
difosfogliserik asit (DPGA) oluşur.
5. Oluşan DPGA’da yine ışığa bağımlı reaksiyonlarda üretilen NADPH’ın elektronlarını
alarak indirgenir ve bu sırada bir fosfat grubu kaybederek fosfo gliseraldehit (PGAL)
molekülüne dönüşür.
6. Oluşan PGAL’den bir kısmı şeker yapımında kullanılmak için döngüden çıkarken,
diğerleri döngüyü sürdürür.
7. Bu sırada da yine ışığa bağımlı reaksiyonlarda üretilen ATP’den birer fosfat grubu
döngüyü devam ettiren fosfogliseraldehitlere (PGAL) aktarılarak Kalvin döngüsünü
başlatan RDP’ın yeniden sentezlenmesi sağlanır.
KARANLIK EVREDE;
• Işıklı evreden gelen NADPH2 ve ATP ile birlikte atmosferden alınan CO2 kullanılır.
• Fotosentez hızını klorofil taşıyan bir hücrenin birim zamanda kullandığı CO 2 veya
ürettiği O2 miktarı belirler.
• Fotosentez hızı fotosenteze etki eden faktörlerden miktarı en düşük olana göre
belirlenir. Bu duruma minimum kuralı denir.
• Bu nedenle faktörlerden birinin eksik olması ya da olmaması fotosentezin
yavaşlamasına veya durmasına neden olur. Ancak bir faktör normalin üstünde
ise hız da değişiklik olmaz.
• Fotosentez hızını etkileyen faktörler;
1) Çevresel (Dış) Faktörler
a) Işığın Dalga Boyu
• Bitkiler fotosentez yaparken elektromanyetik spektrumdaki görünür ışığı kullanır.
• Fotosentez mor, mavi, yeşil, sarı, turuncu ve kırmızı ışıkta gerçekleşebilir.
• Fotosentez hızı mor, mavi ve kırmızı ışıkta yüksekken yeşil ışıkta en düşüktür.
• Mor ışık diğer görünür ışıklara göre daha fazla soğurulur.
b) Işık Şiddeti
• Işıksız ortamda fotosentez yapılmaz.
• Işık şiddeti arttıkça fotosentez hızı belli bir değere
kadar artar, sonra sabit kalır.
c) Sıcaklık
• Tepkimelerde çeşitli enzimler görev alır.
• Sıcaklık enzimlerin çalışmasını etkilediğinden
fotosentez hızını da etkiler.
• Sıcaklığın belli değere kadar artışı tepkimelerin hızını
arttırır. Belli bir değerden sonra sıcaklığın artışına bağlı
olarak hız yavaşlar ve durur.
• Fotosentez için optimum sıcaklık 25-35°C arasındadır.
(1997 ÖSS): Bitkiler genel olarak, uygun ışık
şiddetinde ve ortalama 33 0C de yoğun biçimde
fotosentez yapıp en fazla miktarda oksijen ve
glukoz üretebilmektedir.
Buna göre, ılıman bölgede yaşayan ve
yapraklarını döken bitkilerin, aşağıdaki
dönemlerin hangisinde dışarıdan aldıkları oksijen
miktarı en fazladır?
A) Kışın, gündüz B) Sonbaharda, gündüz
C) Kışın, gece D) Yazın, gece
E) Yazın, gündüz
d) Karbondioksit Miktarı
• Işıktan bağımsız tepkimelerin başlaması
için gereklidir.
• Ortamdaki CO2 miktarı attığında
fotosentez hızı belli miktara kadar artar.
Ancak sonra sabit kalır.
NOT: Eğer bitkinin fotosentez yaptığı ortama kireç suyu, KOH veya Ba(OH)2
(Baryum hidroksit) maddeleri konulursa fotosentez olumsuz etkilenir.
Çünkü bu moleküller karbondioksit tutucudurlar; ortamdaki
karbondioksiti tutarak canlının fotosentez yapmasını engeller ve
fotosentez hızını düşürür.
e) Su miktarı
• Stomaların açılması bitkideki su oranına bağlıdır.
• Ayrıca fotosentez enzimlerinin çalışması için su
oranının belirli bir değerde olması gerekir. Bitkide su
miktarı %15’in altına düşerse enzimler çalışmayacağı
için fotosentez durur.
g) Ortamın pH’sı
h) Mineraller
2) Genetik Faktörler
a) Kloroplast Sayısı
• Yapraktaki kloroplast ve klorofil miktarı arttıkça fotosentez hızı da artar.
• Koyu yeşil yapraklı bitkilerde kloroplast miktarı fazladır.
• Yaprakta fotosentezin en yoğun gerçekleştiği bölüm kloroplast ve klorofil
miktarı en fazla olan palizat parankimasıdır.
b) Yaprak yapısı ve sayısı
• Bitkideki yaprakların yüzey genişliği ve sayısı arttıkça fotosentez hızı da artar.
• Yaprak konumu da fotosentez hızını etkiler. Aynı bitkinin doğrudan ışık alabilen
yaprakları, ışığı tam alamayan alt kısımdaki yapraklara oranla daha hızlı
fotosentez yapar.
c) Stoma sayısı, konumu ve büyüklüğü
• Stoma yaprakta gaz alışverişini sağlar. Stoma sayısı ne kadar fazla olursa bitki CO2
den daha çok faydalanır. Bu durum da fotosentez hızını olumlu yönde etkiler.
• Stomaların yapısı, büyüklüğü ve dağılışı da fotosentez hızı üzerinde etkilidir.
Stomalar yüzeye yaklaştıkça gaz difüzyonu kollaylaşacağı için fotosentez hızını
arttıracaktır.
e) Enzim miktarı
• Fotosentezde özellikle ışığa bağımlı olmayan tepkimelerinde pek çok enzim görev
yapmaktadır. Fotosentez enzimleri ne kadar fazla ise fotosentez de o derece hızlı
gerçekleşir.
KEMOSENTEZ
• Bazı canlıların güneş enerjisi yerine inorganik maddelerin( NH 3, H2S, Fe, S, NO2,
H2) oksidasyonu ile açığa çıkan kimyasal enerjiyi kullanarak organik madde
sentezlemesi olayına kemosentez denir.
• Sitoplazmada gerçekleşir.
Kükürt
Bakterileri
• Nitrit bakterilerinin amonyağı nitrite dönüştürmesi ve nitrat bakterilerinin nitriti nitrata
dönüştürmeleri birer indirgenme-yükseltgenme tepkimesidir.
• Bakteriler aracılığıyla amonyağın nitrite ve nitritin nitrata dönüştürülmesi süreci
nitrifikasyon olarak isimlendirilir.
• Doğada organik atıkların bozunmasıyla oluşan amonyak, nitritifikasyon sayesinde canlıların
kullanımı için hazır hâle getirilir.
• Bu sayede kemosentetik canlılar azot döngüsünün devamlılığında önemli bir rol oynar.
FOTOSENTEZ ve KEMOSENTEZİN ORTAK ÖZELLİKLERİ
• Ortamdaki zararlı maddeler yok edilir. Petrol ile kirlenen su kıyılarına gübre
püskürtülerek kemosentetik bakterilerin çoğalması, dolayısıyla petrolün
parçalanması hızlandırılabilmektedir. Benzer şekilde, atık suların arıtılması
sürecinde açığa çıkan çamura kemosentetik bakteriler ve arkeler ilave edilerek
bu atıkların gübre olarak kullanılabilecek düzeye kadar parçalanması sağlanır.
• Bakteriler ihtiyacı olan besinleri üretir.
• Bitkiler için gerekli bazı tuzlar üretilir.
• Kimyasal enerji kazanılır ve ATP üretilir.
• Doğada birçok maddenin devirli olarak kazanılması sağlanmış olur.
• Kemosentetik mikroorganizmalar uranyum, altın ve bakır gibi madenlerin
cevherlerinden ayrıştırılması (biyomadencilik) işlemlerinde de kullanılmaktadır.