You are on page 1of 86

YENİDOĞAN BEBEĞİN

FİZYOLOJİSİ

Prof.Dr. Mustafa Ali AKIN


Yenidoğan Fizyolojisinin Temel Özellikleri

• Metabolik hız yüksektir


• Akciğer ve kardiyak kapasite sınırlıdır
• Termoregülasyonda sorunlar vardır
• Böbrek fonksiyonları sınırlıdır
Intrauterin Büyüme
SOLUNUM VE DOLAŞIM SİSTEMİ
FİZYOLOJİSİ
Akciğer gelişimi beş dönemde
olur.
• Embriyonik dönem (3-8.
hafta)
• Psödoglandüler dönem (5-16.
hafta)
• Kanaliküler dönem (16-24
hafta)
• Terminal kese dönemi

[sakküler dönem (24-36 hafta)]


• Alveolar dönem (36.hafta –
3.yaş)
• Zamanında doğan bebeklerde, büyük bölümü ilkel keseler
şeklinde olan, 25-50 milyon terminal hava yolu vardır.
• Erken süt çocukluğu döneminde akciğerler hızlı bir gelişim
gösterir ve yeni matür alveoller oluşur.
• Yaşamın 12-18. ayında alveol sayısı erişkin sayısı olan 300
milyona erişir.
• Yenidoğanda alveol yüzey 2.8 m2 ‘dir.
• Erişkinde 75 m2 ye ulaşır.
• Bu nedenle süt çocuklarının difüzyon kapasitesi
erişkinlerin üçte biri ya da yarısı kadardır.
Surfaktan…

• Surfaktan, solunum yollarındaki yüzey gerilimi düzenleyen bir lipid-


protein kompleksidir.
• Surfaktan sayesinde alveol yüzeyinde hava-sıvı teması en uygun
biçimde sağlanır.
• Surfaktan akciğer gelişiminde ve solunum işlevinin sağlanmasında
ana rol oynayan yapılardan birisidir.
• Surfaktan sisteminin gelişimi terminal kese (sakküler) dönemde
gerçekleşir.
• Bu dönemde doğum olursa Respiratuvar Distres Sendromu,
Yenidoğanın Geçici Takipnesi ve Pulmoner interstisyel amfizem
gibi sorunlar sık görülür
dipalmitoilfosfotil kolin…satüre FTC

• Lesitin ( fosfatidilkolin) genel olarak glikolipidler, trigliseritler ve


fosfolipitlerden oluşan bir karışımdır.
• Lesitin bütün vücut tarafından gereksinim duyulan bir maddedir.
• Hücre zarını oluşturan yapı taşlarındandır.
• Hücre zarına esneklik verir.
• Karaciğerden üretilir.
• Lesitin / sifingomiyelin oranı amniyotik sıvıda bakılır.
• L/S oranı 32. haftada 1 civarındadır.
• 32. haftadan sonra lesitin süratle artar.
• 35. haftada L/S oranı 2.0 civarına ulaşır.
• Bu oranın 2.0 üzerinde olması RDS riskinin düşük olduğu anlamına
gelir.
• Bu oranın 1.5-1.9 arasında olması durumunda RDS riski %50,
<1.5 olması durumunda risk %73’e yükselir.
• Diyabetik anne bebeklerinde ise insülin’in surfaktan sentezini
inhibe etmesi nedeni ile L/S oranı 3’ün veya fosfatidil gliserol
konsantrasyonunun %25’in üzerinde olması RDS riskinin düşük
olacağını gösterir.
Surfaktan nerede sentezlenir?

• Alveolleri döşeyen iki tip hücre mevcut


Pnömosit tip 1 ve tip 2
• Tip 1 hücreleri ince hücreler olup matür alveol yüzeyinin %96 sını
kaplar ve kan gaz bariyerini oluştururlar.
• Kan gaz bariyeri 19-20.gestasyonel haftalarda başlar. Etkili gaz
alışverişi 24. gestasyonel haftada oluşur.
• Tip 2 hücreler surfaktan yapan yuvarlak yağ hücreleridir.
Bunlar ozmofilik lameller içerir , 20-24. gestasyonel haftalar
arasında histolojik olarak tespit edilebilmektedir. Bunlar
intraselüler surfaktan depolarıdır. Miktarları gestasyonel
yaşa bağlı olarak artar.
Surfaktanın Yapısı
• Surfaktanın %80-90 lipit, %10-12 protein ve
%2 karbonhidrattan oluşmaktadır.
• Ana maddeleri dipalmitilfosfotil kolin (lesitin),
SP A, B, C, ve kolesteroldür.
• Bu aktif maddeler ekspiryum sonunda küçük
hava yollarının ve alveollerin yüzey direnclerini
azaltarak kollabe olmalarını engeller.
• surfaktan 35-36. gestasyonel haftada yeterli
düzeye ulaşır.
Surfaktan

Yüzey gerilimini azaltır

Kollapsı önler
Surfaktan etkisini içeriğindeki
dipalmitoil fosfatidilkolin sağlar

Fosfolipidler Alveoler gaz

Polar başlıklar
Suda erimeyen uçlar
Monolayer
Hypophase
Negatif uçlar
Alveol yüzey gerilimini azaltan suda çözünür ve çözünmeyen
uçlara sahip dipalmitoil fosfatidil kolindir

Dipalmitoil fosfatidilkolin

Suda
çözünmeyen
Suda çözünür yağ asid
zincirleri
Surfaktan proteinleri

SP-A Konak defans, tubular myelin

SP-D Immun aktivite

SP-B ve SP-C Yayılım ve Emilim


Solunumun Kontrolü
• Anne karnında aralıklı,
sonra devamlı
doğumdan
solunum
• Aralıklı solunumdan
solunuma nasıl
devamlı
geçiş?
• İlk nefesi tetikleyenler:
salınan solunumu
Plasentadan
maddelerin ortadan kalkması,
baskılayıcı
değişikliği,
ısı katekolamin patlaması
ve
C02 düzeyindeki
• Solunum
artıştır. merkezi beyin
medulla’dadır
sapında,
.
YD’da oksijen gereksinimi fazla çünkü…

• Bazal metabolik hız


yüksek
(Yenidoğanda: 7 ml/kg/dk
• Oksijen tüketimi fazla Erişkinde: 3-4 ml/kg/dk)
• CO2 üretimi daha
Yüzey alanları geniş
•fazla
• Büyümeleri hızlı
Solunum Fizyolojisinin Temel İlkeleri
• Yalnızca nefes alırken solunum işi yapılır (nefes verme pasif)
• Yenidoğanda en az solunum işi 30/dk hızında
solunduğunda
• yapılır.
RDS’de solunum işi ~ 6 kat
artar
• Diyafragma solunumun en önemli kasıdır,
yenidoğanda diyafragma çabuk
ancak
• yorulur.
Yenidoğanlar burun-diyafragma yoluyla solunum
yaparlar.
•• Bu nedenle
Hava yenidoğanda
yolu direncinin yarısıburun
buruntıkanıklığı solunumu
deliklerindedir.
ve emmeyi
bozar.
Hemoglobin
• Hemoglobin kanın 02 taşıma kapasitesini x 70
arttırır.
avantaj, doğumdan sonra ise dezavantajdır (Fetal
• HbFetal Hb İU hayatta yüksek 02 afinitesi nedeniyle
• bağladığı
Bu nedenleoksijeni dokulara
YD fetustan zorfazla
daha verir)oksijene
duyar
ihtiyaç
. fetal Hb, yerini erişkin Hb’e bırakmalıdır.
• 2,3 DPG düzeyleri doğumu takip eden ilk günlerde
kolayartış gösterir. 2,3 DPG artınca Hb 02’i dokulara daha
verir
Plasenta
• Rahim içi yaşamda bebeğin gereksinimi olan
anneden bebeğe, bebeğin atıklarının da
besinlerin
bebekten
Gaz değişiminin
• anneye (O2 ve C02) ana
geçişini sağlar.
Plasentanın geçirgenliği gebeliğin ilerlemesi ile
•yeridir.
ancak doğumdan kısa bir süre önce
artar
plasenta
Anne- bebek- plasenta
• yaşlandığından, üçlüsünde
geçirgenlik en başlar.
azalmaya düşük
plasentadadır
direnç
• .Annenin kalp debisinin %40’ı plasentadan
geçer.
Göbek Bağı
• Göbek bağında 2 arter, 1 ven bulunur.
• Bebeğe anneden gelen temiz kanı ve besinleri
göbek bağında bulunan ven taşır.
• Bebeğin atıkları ve kirlenmiş kanı ise, göbek
bağında bulunan iki arter yolu ile plasentaya
ve oradan da anneye geri döner.
Rahim İçi Yaşamda Akciğerler

• Fetüs anne karnında aralıklı


hareketleri yapar
solunum
ancak:
• Akciğerler gaz değişiminden sorumlu
değildir
• Akciğerler damarlarının direnci yüksektir
salgılanan fetal alveol sıvısı (FAS)
Alveollerin içinde, alveol epiteli tarafından
• vardır.
• Doğumun hemen
FAS üretimi düşer ve
öncesinde
FAS
alveollerden emilmeye
başlar.
Solunum Sisteminde Adaptasyon
Akciğerleri gaz değişimi organı haline getiren
beş olay gerçekleşir. Bunlar :
1.Fetal akciğer sıvısının temizlenmesi
2.Düzenli nefes almanın başlaması
3.Akciğer damar direncinin azalması
4.Surfaktan salınması
5.Kalbe dönen venöz kanın sağ - sol şantının
durmasıdır.
Rahim İçi Yaşamdan Rahim Dışı Yaşama
Geçişte Yaşanan Değişiklikler

• Bebeğin doğumdan sonra dış ortama


sağlayabilmesi için FAS alveollerden uzaklaştırılmalı
uyum
(Cl ve Sıvı sekresyonu Na ve sıvı rezorbs ),
• Akciğerlerdeki damar direnci düşerek akciğere
kan akımı
giden
artmalıdır.
• Akciğerdeki damar direnci ilk nefeslerle
birlikte
belirgin olarak
düşer.
Fetal Dolaşım
• Kalbin içinde (iki atrium arasında: foramen ovale) ve kalbin
dışında (duktus arteriozus ve duktus venozus) şantlar vardır.
• Bu dolaşımın özel yapısı nedeniyle rahim içi yaşamdaki
düzeyleri, doğum sonrasına göre çok
oksijen
• Doğumdan
düşüktür! sonra seri olarak çalışacak olan ventriküller
karnında paralel olarak
anne
çalışır.
• Sağ ventrikülün önündeki direnç sol
önündekinden
ventrikülün
• Doğumdan
fazladır. sonra akciğerlere kanın tamamı giderken,
karnında (akciğerlerdeki damar direnci yüksek olduğundan)
anne
sağ ventrikül debisinin yalnızca %10’u gider.
Rahim İçi Yaşamda Dolaşım (Fetal Dolaşım)
• Rahim içi yaşamda açık
Duktus venosus umbilikal
olan
venle
vena cava inferior’u birleştirir.
oksijen
Böyleceve besinden zengin
plasentadan gelen
kanın
yaklaşık yarısı
• Anneden gelenkaraciğere
O2, gider.
amino asitler gibi maddeleri
glukoz,
ilk
alandeğişimi
• Gaz organ karaciğerdir.
ve
organı: Plasenta (Akciğerler
boşaltım
ve
böbrekler değil).
İlk Solukla Akciğerlerde Oluşan
Değişiklikler

İlk soluk
Alveollerde yüzey Akciğer damar direnci
gerilimi oluşur (Alveoller düşer
açılır)

Akciğer hacmi artar Akciğere giden kan artar

Alveollerdeki 02 artar Kandaki 02 artar


Doğum Anında Oksijen Saturasyonu
Zamanında doğan bebeklerde nabız oksimetresi ile
yapılan ölçümlere göre:
• Anne karnında 02 saturasyonu %60- 65’dir
• Doğumda %30’a kadar düşebilir
• Doğumdan hemen sonra sağlıklı, term bebeklerde
02
• saturasyonu %60
• 5. dakikada ortalama %70 ve üzeridir.
10 dakika içinde %90’a yükselir.
ISI DÜZENLEMESİ-
termoregulasyon
Vücut Sıcaklığının Düzenlenmesi
• Anne karnında bebeğin vücut sıcaklığı anneye bağımlıdır
• Annenin vücut sıcaklığı düşünce düşer, yükselince yükselir

• Anne karnında bebek ısı


üretir.
• Rahim içinde vücut sıcaklığı anneden yaklaşık 0.5C fazla
• Bebek doğumdan sonra 37 C’lik rahimden, 25 C’lik dış
ortama uyum sağlamaya
çalışır.sıcaklığında kendi haline bırakılan bir yenidoğan
• Oda
150 kcal/dak enerji kaybeder.
• Bu dönemde bebek, özellikle prematüre ya da düşük
tartılı ise ısı kaybı açısından risk
doğum
altındadır.
Isı Kaybının Yolları

• Radyasyon: Bebeğin direkt • Konveksiyon: Hava dalgaları


temas halinde olmadığı bebeğin cildinden ısıyı
cisimlere ısı kaybıdır. uzaklaştırır.

• Cisimle bebek arasındaki ısı • Evaporasyon: Bebek ciltten


farkıyla orantılıdır. sıvı kaybıyla birlikte ısı
da
• < 28 haftalık bebeklerde
kaybeder. Vücuttan
ısı kaybı açısından
kaybedilen her 1 gram
önemlidir.
su
• Kondüksiyon: Bebeğin için 0.6 kcal enerji kaybı
direkt temas halinde olur.
Isı Dengesi
• Yenidoğanda ısı üretimi başlıca titremesiz (non-
shievering) termogenez yoluyla
olur.
• Yenidoğanlarda her iki skapula arasında, toraksta ve
kalça
bölgesinde kan damarları ve mitokondri açısından zengin,
kahverengi yağ dokusu bulunur.Ancak pretermlerde yeterli değildir.
• Anne karnında birikmiş olan yağlar, ATP ile hidrolize
uğrar.
• Bebek dış ortama ilk uyumda kahverengi yağ dokusunu

yakarak vücut sıcaklığını düzenlemeye


çalışır.
Isı Dengesi
• Cilt altı dokularda yağ birikimi gebeliğin
30.haftasında başlar ve doğuma kadar hızla
artar. yağ dokusunun kalınlığı
• Ciltaltı
döneminden 9. aya kadar hızlı bir artış
yenidoğan
gösterir
ve 9. ayda tepe noktasına ulaşır.
Termal Strese Yanıt
ERİŞKİNLERDE YENİDOĞANDA
• Periferal vazokonstriksyon Titremesiz termogenez
• Terlemenin engellenmesi • Sempatik aktivite artar
• İstemli kas hareketleri • NE ve TSH artar
• İstemsiz kas hareketleri • T3 ve T4 artar
(titreme) • Yağ oksidasyonu ve ısı
• Non-shievering termogenez üretimi
Hipotermi

• Yenidoğanda
ölçülen normal vücut sıcaklığı:
koltukaltından
36.5- 37oC
• Hipotermi: Dünya Sağlık
göre koltukaltından ölçülen
Örgütü’ne
vücut
sıcaklığının <36.5 olması
SOĞUK STRESTE

Norepi Sürfaktan Anareob Metabolik hız


salınımı üretimi metabolizma

Pulmoner. Atelektazi
vazokonst

Oksijen tüketimi
AC kan akımı Oksijenizasyon

Glukoz
Hipoksemi kullanımı

Asidoz Hipoglisemi
Bu değişikliklerin tümü dış ortama geçişteki uyum sürecini bozar.
Bu nedenle hipotermi doğum anından başlayarak engellenmelidir.
Tiroid Fonksiyonları ve Isı Dengesi
• Doğum anında salınan katekolaminler
yükseltir
TSH’yı
• .TSH’nın yükselmesi T4 ve T3’ü de
yükseltir.
• Doğum sonrası ilk saatlerde dolaşımdaki T3 ve
T4düzeylerinde x3-6 artış
• olur.
T4 tepe noktasına yaşamın 24. saatinde ulaşır.
• T3 ve T4 normal çocukluk düzeylerine 1-2
içinde geri
hafta
döner.
SIVI DENGESİ
Sıvı Dengesi

Fetusun kan hacminin 2/3’ü plasentada, 1/3’ü fetustadır

16- 22 haftalık fetusta kan hacmi: 120- 160 ml/kg dır

Zamanında doğmuş bir bebeğin kan hacmi: 85 ml/kg

Plasenta ve göbek damarlarında 20- 30 ml/kg ek kan vardır

Sıvı 3 ana bölümde dağılmıştır:


1
Plazma
.
Hücreler arası sıvı (ESS)
2
. Hücre içi sıvı (ISS)
3 Fetusun %95’i sudur.
. Gebeliğin 8. ayında %80’e, termde %75’e,
SIVI DENGESİ

• Fetal gelişim sürecinde, su içeren vücut ağırlığının oranı 24.


gestasyon haftasında %80-85 iken termde %75-80’e düşer.
• Term bebeklerde doğumda total vücut sıvısının 2/3’ü ESS, 1/3’ü
ISS’dir.
• Doğumdan sonraki ilk haftada doğan term bebekler hem ISS
hem de İntersiyel sıvının kaybı sonucunda doğum ağırlıklarının
%5-10 kadarını kaybederler.
• Sıvı alımının doğumdan sonraki ilk hafta yavaş bir tartı kaybına
izin verecek şekilde ayarlanması ve fizyolojik tartı kaybına izin
verilmesi uygundur.
• Tartı, idrar çıkışı ve serum elektrolit konsantrasyonlarının sık
olarak ölçülmesi, bu yavaş geçişin uygun olduğunu göstermeye
yardımcı olur.
Sıvı Dengesi

Yenidoğanlarda HDS fazladır.

Hücre içi sıvı zamanla artar.

İlk yılın sonunda vücut suyunun %45’i ESS, %55’i ISS olur.

Doğumu takip eden ilk 3-4 günde vücut ağırlığında %5-6 (%10 max)
azalma olur (fizyolojik tartı kaybı)
• Prematürelerde bu kayıp %15’e varabilir.
• Diürez ve idrarla sodyum atılımını kilo kaybı izler.
• Kayıp özellikle ESS’dan olur.
• Bu dönemde bebeğe aşırı sıvı verilmesinden kaçınılmalıdır.
• Daha sonra bebek günde 20-30 gram kilo almaya başlar.
Sıvı Dengesi ve Böbrek

• Fetusta üretilen zararlı maddelerin atılımından plasenta sorumludur.
• Böbrek gelişimi intrauterin 35- 37. günlerde başlar.
• İlkel glomerüller 9. haftada izlenebilir.
• Nefronların 2/3’ü gebeliğin son trimesterinde oluşur.
nefron gelişimi olmaz.
Nefronların oluşumu 36. haftada tamamlanır ve bundan sonra yeni
• 20.gebelik haftasında bir fetus 2 ml/saat idrar üretirken, 36. haftada
bu miktar 26 ml/saat’e çıkar.
• Fetal idrar, amniotik sıvının önemli bileşenlerindendir.
• Fetus, ürettiği idrarın da karıştığı amniotik sıvıyı düzenli hareketlerle
günde 175 ml/kg kadar yutar.
Sıvı Dengesi- Ciltten Sıvı Kaybı
• Transepidermal sıvı kaybı erişkinlerden daha
fazla
• korneum
Yenidoğanincedir daha yüksek
ve erişkin
cildinde cildinemiktarda su içerir ve
oranla stratum
cilt tabakaları arasında değişen su miktarı da daha
• fazladır
Stratum korneum erişkinlere oranla %30 daha ince
• 25 haftalık doğan bir bebekte TESK zamanında doğan
bebeğe oranla x10- 15 daha fazladır
bir
• Bu bebek 24 saat içinde ağırlığının
transepidermal yolla
%30’unu
• kaybedebilir!
Göreceli nem 100% olduğunda TESK
durur
GLUKOZ DENGESİ
İntrauterin Dönemde Glukoz Metabolizması

• Anneden fetusa glukoz, plasentadaki glukoz taşıyıcı özel


aracılığıyla, kolaylaştırılmış difüzyonla geçer (GLUT1-GLUT3).
proteinler
• Annenin dolaşımındaki insülin fetusa
geçemez.
• İnsülin,kendi
Fetus yağ depolanmasını 3.trimesterde
insülinini kendisi sentezler. ve protein sentezini arttırır.
• İnsülin, fetal dokulardan büyüme faktörlerini salgılatır ve anne
karnındaki büyümeyi
• etkiler.
Fetus glukoneogenez yapamaz ve ketogenez çok sınırlıdır.
• Gebeliğin son aylarında karaciğerde glikojen ve vücutta yağ
artar
dokusu
.
İntrauterin Dönemde Glukoz Metabolizması
• Anne karnında bebeğin tek glukoz kaynağı annesidir.
• Fetal enerjinin %80’i glukozdan sağlanır.
• Fetal karaciğer hücreleri glikojen sentezi ve yıkımı için
tüm enzimlere
gerekli
• Erişkinden
sahiptir. daha düşük seviyelerde olmakla
glukoneogenez için gerekli enzimler de fetal
birlikte
karaciğerde
• Ancak bu donanıma rağmen, intrauterin hayatta
mevcuttur.
üretimi
glukoz
• 20. haftadan sonra fetustaki glukoz değerinin alt sınırı
yoktur.
54 mg/dl olarak kabul
• edilir.
Fetal glukoz düzeyi anneninkinin %80’i kadardır.
İntrauterin Dönemde Glukoz Metabolizması

• Gebeliğin erken dönemlerinde


glikojen depoları
karaciğerdeki
• düşüktür.
İkinci trimesterin başından itibaren
depolarında yavaş bir artış görülür ve son 3
glikojen
ayda
hızlı bir glikojen depolanması gerçekleşir.
Doğum Sonrası Glukoz Dengesi

• Prematüre ve term yenidoğanların glukoz gereksinimi


erişkinlerden
fazla
(sırasıyla 6-8, 5-7, 2 mg/kg/dakika)
• Doğumla birlikte anneden gelen
kesilen yenidoğan, dış ortama kendi
kaynakları
kaynaklarını
kullanarak uyum sağlamalıdır.
• Yenidoğandaki ortalama 4-6 mg/kg/dk glukoz yapımı erişkinlerdeki
bazal sentezden iki-üç kat fazladır.
• Yenidoğanda doğumdan hemen sonra glukoz konsantrasyonlarının
düzenlenmesinde, dolaşımdaki katekolaminlerin ve glukagon
konsantrasyonlarının doğal artışı ve insülin düzeyinin eş zamanlı
düşüşü önemli faktörlerdir.
• Glukoz dengesi sorunları, yenidoğan dönemine özgü sorunları olan
hastalarda sıktır ( prematüre bebekler, gestasyon yaşına göre küçük
bebekler ve diabetik anne çocukları)
• Prematüre doğumlardaki hipogliseminin nedeni, glikoneogenetik
enzim aktivitesinin düşük olması ve karaciğerdeki glikojen depolarının
az olmasıdır.
Göbek kordonunun kesilmesi
Dolaşımda Epinefrin, Norepinefrin, Glukagon, kortizol İnsülin

Glukoneogenez ve glikojenolizis hızlanır

Karaciğerdeki glikojen depoları boşalır KatabolikDönem

Doğum sonrası 1-2 saatte en düşük glukoz düzeyleri

İnsülin karşıtı hormonların salınımı

Hepatik glikojenoliz, glukoneogenez ve yağ yıkımı uyarılır

Glukoz düzeyleri 2- 4 saat içinde normale döner


Doğum Sonrası Glukoz Dengesi
• Sağlıklı bebeklerde bu düşük düzeyler sorun
oluşturmaz
orantılıdır.
• Genel olarak hipoglisemi sıklığı gebelik haftasıyla ters
• Eğer bebeğin glikojen depoları yetersizse
haftasına göre düşük doğum ağırlıklı ya da
(gebelik
prematüre
artmışsa , annede
ise), bebeğin diabetbağlı
hastalığına varsa,glukoz
bebekte hipoglisemi
katabolizması
riski
• Prematürelerde
yüksektir. karaciğer glikojen ve yağ depoları
glukoneogenez için gerekli enzim sistemleri
düşük,
tam
gelişmemiş, ketogenez ve lipoliz yetersizdir
Diabetik Anne Bebekleri ve
Hipoglisemi (%25- 40)
Annede hiperglisemi

Fetal hiperglisemi

Fetal hiperinsülinemi (Hiperplazi)

Neonatal hipoglisemi (0-7. günler)


Kötü nörogelişimsel
sonuç
Hipoglisemi Açısından Riskli Bebekler

• Diabetik anne bebekleri • Düşük Apgar skoru / fetal


distres belirtisi/ hipoksik
• Annede gebelik toksemisi
bebekler
• Gebelik haftasına göre yüksek
• Dili büyük, bir ekstremitesi
doğum ağırlıklı (LGA)
diğerinden büyük olan
olan
bebekler (ör ; sendromlar)
bebekler
• Karaciğeri büyük olan bebekler
• SGA bebekler
(Glikojen depo
• Prematüreler hastalıkları)
• Postmatür bebekler • Yarık damak- dudaklı bebekler
• Polisitemik bebekler (Hormon eksiklikleri
• Sepsisli bebekler olabilir)
• Rh uygunsuzluğu olan • Kardeşinde hipoglisemi öyküsü
bebekler olan bebekler (Genetik
hiperinsülinizm,
Beyinde Glukoz Metabolizması
• Beyinin temel enerji kaynağı
Yenidoğanda glukozun %80’ini beyin hücreleri
•glukozdur.
kullanır.
taşıyıcı proteinler GLUT1-2-3-4-5-8).
• Beyne glukozu taşıyan özel proteinler vardır (Glukoz
• Sepsis, konvülsiyon gibi durumlarda beyinde
(glukoz) gereksinimi
enerji
• artar.
Açlıkta beyin enerji kaynağı olarak keton cisimleri
ve laktatı
• kullanır.
Prematürelerde hipoglisemiye ketojenik yanıt
Bu nedenle prematüreler hipoglisemiye bağlı
yetersizdir.
nörolojik
Hipoglisemi
• hasara daha beyin
açıktır.hücrelerini kalıcı olarak hasarlar.
NEONATAL HİPOGLİSEMİ

• >50 mg/dl:Normal değer


• Genel olarak yenidoğanda hipoglisemi tanısı için kabul edilen değer <
47mg/dl
• TND önerisi OT: ilk 48h 50, >48h 60mg/dL
KALSİYUM DENGESİ
Fetus ve Yenidoğanda Kalsiyum
Metabolizması
• Kalsiyum vücutta en çok bulunan mineraldir.
• Vücuttaki toplam kalsiyumun %99’u kemikte; %1’i
iseSerumdadır.
• Serumda kalsiyum 3 şekilde bulunur:
• Albümine bağlı: Kandaki kalsiyumun
•%40’ıdır.
Sitrat, bikarbonat, laktat ve fosfatla bileşik halinde:
%10
kısım, biyolojik işlevlerden sorumludur (kan pıhtılaşması,
• Serbest, iyonize form: Aktif olarak görev yapan %50’lik
kas kasılması, hücre zarı bütünlüğü ve fonksiyonları…).
Kalsiyum dengesinde görev
alan
• Parathormon (PTH): Tiroid bezi içine yerleşik, 4
adet
hormonlar,
paratiroid bez organlar
tarafından ve
salgılanan, mineraller
polipeptid yapısında
bir hormondur. Kan kalsiyum düzeyi düşünce PTH
salınımı
Kalsitonin:
• artar; Kan kalsiyum
yükselince düşer. düzeyini
• Vitamin D: Barsaklarda kalsiyum ve fosfor emilimini
düşürür.
Yüksek
arttırır. düzeyleri PTH salınımını inhibe
• eder.
Karaciğer: D vitamini öncülü olan 1 hidroksi Vitamin
D’yiüretir
• .Böbrekler: D vitaminini hidroksile ederek aktif forma
dihidroski
(1,25 Vitamin D)
• dönüştürür.
• Magnezyum: Paratiroid hormon yapısında yer
Fosfor
alır.
• Anneden bebeğe kalsiyum ve fosforun %80’i gebeliğin son 3
geçer
ayında
• .Bu geçişten plasentada yerleşik bir kalsiyum pompası
sorumludur.
düzeyi 10- 12 mg/dl arasındadır (anneden 1- 2 mg/dl yüksek)
Bunun sonucu olarak fetusta doğum öncesinde kandaki kalsiyum
• ve
Annenin
• PTH PTH ve
düzeyleri kalsitonin’i plasentayı
baskılanmıştır.
Doğumdan sonra anneden gelen kalsiyumun ani olarak
•geçemez.
sonucunda kan kalsiyum düzeylerinde “fizyolojik” bir düşüş izlenir.
kesilmesi
• Normal koşullarda bu durum kısa sürelidir ve sağlıklı,
doğmuş bebeklerde belirti
zamanında
• vermez.
Düşen serum kalsiyum düzeyine yanıt olarak PTH düzeyleri
ve vücut dengesini
yükselir
• sağlar.
Ancak riskli bebeklerde bu dengenin
gecikme/düzensizlik olur ve hipokalsemi
sağlanmasında
gelişir.
Neonatal Hipokalseminin
Tanımı
Total serum kalsiyum
•düzeyinin
Term bebeklerde 8
mg/dl,
• Prematürelerde ise 7 mg/dl’nin
• İyonize kalsiyum < 4 mg/dl
olması
Hipokalsemi Açısından Riskli Bebekler
• Prematüreler: Yetersiz kalsiyum depoları ve
organların PTH’na nispi
hedef
• yanıtsızlığı
Diabetik anne bebekleri: Artmış
gereksinimleri ve düşük Mg
kalsiyum
• düzeyleri
Annesinde PTH sorunu olan
bebekler
• Güneş ışığına maruz kalamayan annelerin
Düşük D vitamini düzeylerine bağlı olarak gelişir
bebekleri:
• Asfiktik doğan bebekler: Böbrek yetmezliği,
asidoz ve azalmış PTH salınımı hipokalsemi
metabolik
ve
hiperfosfatemiye neden olur.
Bilirubin Metabolizması
• Bilirubin, hem metabolizmasının son
•ürünüdür.
Yaşlanmış eritrositlerden açığa çıkan hemoglobin,
bir dizi reaksiyon sonrasında yağda çözünen
bilirubine
• dönüşür.
1 g hemoglobin’den 35 mg bilirubin açığa çıkar.
• Bilirubin albümine bağlanarak karaciğere taşınır
karaciğer hücreleri içine
ve alınır.
• Karaciğer hücrelerinde bulunan glukuronil
enzimi bilirubin molekülüne şeker yapısında bir madde
transferaz
ekleyerek, suda çözünür hale getirir (Konjuge
bilirubin).
• Konjuge bilirubin safra kanallarına aktif
salgılanır ve normal koşullarda gaitayla
olarak
• atılır.
Fetus gaita yapmadığından, konjuge
vücuttan
bilirubin
• atılamaz.
Fetusun ince barsak duvarındaki β-
enzimi, konjuge bilirubini tekrar ankonjuge
glukuronidaz
hale
• getirir.
Serbest bilirubin fetal
dolaşıma
karışır ve konsantrasyon gradyenti
ile
• plasentadan geçerekfetal
Annenin karaciğeri anneye
konjuge ve ekskrete
bilirubini
aktarılır.
eder.
Bilirubin Metabolizması
• Doğum sonrasında bilirubin metabolizması ile yenidoğan kendisi baş
etmek durumundadır. Ancak bazı “dezavantajlar” vardır. Bunlar:
• Bilirubini karaciğer hücresi içine alan taşıyıcı proteinlerin (Y
düzeyi
proteini)
• düşüktür.
Glukuronil transferaz enzim aktivitesi özellikle
düşüktür
prematürelerde
• .Barsakta β -glukuronidaz enzim aktivitesi ve enterohepatik
devam
dolaşım
• etmektedir.
Karaciğerdeki bu fonksiyonel olgunlaşmamışlık
yenidoğanlarda fizyolojik sarılığa eğilim yaratır. Ancak, yenidoğanlar
durumu,
ekstrauterin yaşama adapte olma konusunda yeteneklidir.
Konjugasyon
kapasitesi doğumda minimum iken, iki hafta içinde erişkin düzeylere
ulaşır.
Vitamin K ve Koagülasyon Faktörleri
• Koagülasyon faktörleri plasentadan geçemez ve intrauterin
fetus tarafından
yaşamda
• sentezlenir.
Doğumda K vitamini bağımlı pıhtılaşma faktorleri olan Faktor 2, 7, 9,
10 ile Faktor 11 ve 12’nin duzeyleri erişkinin yaklaşık yarısı kadardır
(Faktor
• 9Prematurelerde
%30’u kadar). bu faktorlerin duzeyleri daha da duşuktur.
• Faktor 5, 8, 13 ve fibrinojen duzeyleri ise erişkinlere yakındır.
• Hatta Faktor 8 düzeylerinin erişkinlerden yüksek olduğunu gösteren
yayınlar da
• vardır.
Antikoagulan proteinler olan Protein C, S ve antitrombin- 3
duzeyleri de erişkinlerden
• duşuktur.
Protein-S aktivitesi
yuksektir.
• Pıhtılaşma faktorlerinin duzeyleri yaklaşık olarak yaşamın 6.
erişkinleri
ayında
• Koagülasyon faktorlerinin duzeylerindeki bu farklar
yenidoğanlarda aPTT erişkinlere gore belirgin olarak
nedeniyle
uzamışken,
• PTKanama zamanı
erişkinlerle erişkinlerden
benzerdir.
kısadır.
• Hem zamanında doğan, hem de premature
trombosit sayısı erişkinlerle benzerdir, ancak
bebeklerde
yenidoğan
Von Willebrand
• trombositleri faktor düzeyleri
hipo-reaktiftir.
•yüksektir.
Genel olarak bakıldığında sistemdeki yapısal immatüriteye
rağmen, yenidoğanların hemostatik sistemi iyi işler durumdadır
ve sağlıklı, zamanında doğan bebeklerde sorun yaratmaz.
Eritrositler ve
• Hemoglobin

Normal Hb düzeyi (sağlıklı, term): 15- 20 gr/dl

Gebelik haftasıyla birlikte Hb düzeyleri yükselir

12. haftadaki Hb: 8 - 10 g/dL

Erişkin:
Mean 120 gün volüme(MCV): 110- 120 fl
corpuscular
Yenidoğan: 70-yaşam
Eritrositlerin 90 gün
süresi kısadır
Preterm: 60 gün
Ekstrauterin Yaşama Adaptasyon Sürecinde
Yapılacaklar
• Bebek havluya sarılır ve annesinin göğsüne
(Termoregülasyon!
yerleştirilir.
• )1, 5 ve 10. dakikalarda Apgar skorlaması
yapılır.
•• Anne
Bebeğin ile anneyi
bebek ilk 2 saat boyunca
emmesine ten-tene
izin verilir.
yatırılır.
Adaptasyon Sürecinde Yapılacaklar
• Bebeğin ilk fizik muayenesi yapılır.
-Tartı, boy, baş
çevresi
- Solunum sayısı
-- Vücut
Kalp hızı
sıcaklığı
- Anomali taraması: Ösefagus atrezisi/koanal atrezi
için N/G sonda takılır, anal açıklık kontrol edilir.
- Ayak izi alınır.
- K vitamini ve hepatit- B aşısı
yapılır.
TEŞEKKÜRLER

You might also like