You are on page 1of 63

ADLİ TOKSİKOLOJİ

İÇİNDEKİLER
 GİRİŞ
 TOKSİKOLOJİNİN TANIMI VE KAPSAMI
 Modern Toksikoloji
 Adli Toksikoloji
 TOKSİK ETKİYİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER
 ORİJİNLERİNE GÖRE ZEHİRLENMELER
 SIK RASTLANAN ZEHİRLENMELER
 TOKSİKOLOJİK FİZİK MUAYENE/ TOKSİDROMLAR
 SİSTEMATİK TOKSİKOLOJİK ANALİZ (STA)
 ZEHİRLENMEDEN ŞÜPHELENİLECEK DURUMLAR VE
ADLİ GÖREV
“Bütün maddeler zehirdir. İlacı zehirden ayıran,
dozdur.”

Paracelsus (1493-1541)
GİRİŞ
 Dünyada 5 milyondan fazla kimyasal birleşik ve
bunların endüstriyel, farmakolojik, zirai sektörler
ve evlerde rutin olarak kullanılan seksen bin kadar
permütasyonu bulunmaktadır.
 Zehirli maddeler insan sağlığına zarar verdiği
zarar tarihinin çok önceki devirlerinden bu yana
bilinmektedir.
 Zehirli maddeler canlı organizmaya girmedikçe
zararsız olup, canlı organizmaya girdiklerinde
aktivite kazanırlar ve zehirlenme dediğimiz klinik
tablolar ortaya çıkar.

Zehirlenmeler, olay kaynağı açısından çoğu kez kaza, intihar, nadiren


cinayettir.
Toksikolojinin Tanımı ve Kapsamı
 Sözcük anlamı ile
toksikoloji "zehir bilimi"
demektir. Zehir ise "canlı
organizmada zararlı etki
gösteren herhangi bir
madde" olarak
tanımlanabilir.
Toksikolojinin Tanımı ve Kapsamı
 Toksikoloji başlıca, organizmanın normal metabolizması için
gerekli olmayan "yabancı kimyasal maddeler: ksenobiyotikler" ile
ilgilenir. Ancak canlı organizma için endojen olan maddeler
(hormonlar, bazı aminoasitler gibi veya vücut için gerekli ekzojen
kaynaklı maddeler de: vitaminler, yemek tuzu gibi) yüksek
dozlarda toksik etki gösterirler ve bu nedenle toksikolojinin
araştırma alanına girerler.
ZEHİR
 Zehir, kelime anlamıyla Yunanca “toxon”
kelimesinden türemiştir. Gerçekte, “toxeuma”
kelimesinin anlamı “ok”tur. Antik çağlarda
zehirler avlanma sırasında ok uçlarında, onları
daha öldürücü kılmak amacıyla kullanılmıştır.
ZEHİR
 Daha sonraları “toxicos” kelimesi “zehir”
anlamında kullanılmaya başlamıştır. Yunanca
“logos” kelimesi de “bilim” anlamına gelmektedir.
Her iki kelimenin kombinasyonu sonucunda
günümüze “toksikoloji” olarak ulaşmıştır.
MODERN TOKSİKOLOJİ
 Modern Toksikolojinin kurucusu olarak tanınan,
İspanyol asıllı Mattieu Joseph Bonaventura Orfila
(1787-1853), Paris'te tıp tahsili yaptıktan sonra
kimya ve fizyoloji üzerinde derinleşmişti.
Zehirlerin kimyasal ve biyolojik özellikleri
arasında ilk ilişki kuran kişidir.
MODERN TOKSİKOLOJİ
 Orfila 1814'te, "Traite de toxicologie’’ isimli 2 kitaptan
oluşan bir eser yayınlamıştır. Kendisi bir gözlemci
olduğundan toksik maddelerin teşhisleri için birçok
yöntem geliştirmiştir. Orfila daha sonra yazdığı adli tıp ile
ilgili kitabı "Leçons de medetine Legale" ile kimya ve adli
tıp olayları arasındaki ilişkiye dikkati çekmiştir.
 Sir Robert Christison (1797-1882) İskoçya'da
(Edinburgh) adlî tıpta tahsil yaptıktan sonra
Orfila'nın yanında Paris'te töksikoloji çalışmıştır.

Töksikoloji ile ilgili ilk ders kitapları İngiltere, Fransa ve


Almanya'da yayınlanmıştır.
ADLİ TOKSİKOLOJİ
 Adli bilimler içerisinde önemli bir yeri olan adli
toksikoloji, zehirlenmelerin (kaza veya kasıtlı) hukuksal
açıdan değerlendirilmesinde ve maruz kalınan kimyasal
madde veya maddelerin neden-etki ilişkilerinin
saptanmasında kullanılan bilim dalıdır.
 Adli toksikoloji uygulamalarında analitik
yöntemlerle, vakaların klinik veya postmortem
olmasına bağlı olarak, antemortem veya
postmortem elde edilen vücut sıvı ve dokularında
(kan, idrar, mide içeriği v.b) toksik madde veya
maddelerin saptanmasına yönelik çalışılır.
 Ani-şüpheli ölümlerde ölüm nedeni veya nedenlerinin
tam olarak ortaya konması önemli bir hukuki
sorumluluktur. Bu konuda doğru karar, adli tıp hekimi
ve toksikoloğun ortak çabasıyla ortaya çıkacaktır. Bir
ölüm sebebi olarak zehirlenme, cesetten alınacak
materyalde toksik madde gösterilmeksizin ortaya
konamaz.
 Hukuksal açıdan bir maddenin zehir olduğunun belgelenebilmesi için, madde şu
özelliklere sahip olmalıdır:

Organizmaya etkisi fiziksel değil kimyasal olmalıdır.

Çok düşük dozlarıyla zehirlenme oluşturmalıdır.

Parenteral yol dışında ağızdan alımla, solunumla veya ciltten


alındığında da toksik etki oluşturabilmelidir.

Organik veya inorganik maddelerden ya da canlıların ürettiği bir


madde niteliğinde olmalıdır.
 Zehirlenmede ortaya çıkan etki, zehirin yapısı,
uygulanma yolu (maruziyet şekli), kişisel
duyarlılık, temas süresi, temas tekrarı (sayısı) gibi
faktörlere bağlıdır.
Toksik Etkiyi Belirleyen Faktörler

 Miktar (doz): Her zehir için toksik etki miktarı


belirlenmiş olmakla birlikte bu miktarlar kişiden
kişiye değişir.
 Alınma şekli: Bazı maddeler ağızdan
alındıklarında etkili olmadıkları halde enjeksiyon
yoluyla alındıklarında şiddetli etki yaparlar.
 Yaş ve cinsiyet: Çocukların ve yaşlıların dayanıklılıkları azdır. Kadınlar

erkeklere oranla daha az dayanıklıdır.

 Alışma (tolerans): Bazı toksik maddelere tolerans gelişebilir. Bu durumda

alışılan maddenin büyük dozları toksik etki göstermez. Amfetaminler,

barbitüratlar, benzodiazepinler ve morfin-eroin-metadon grubundan toksik

maddelere tolerans gelişirse klinik etki beklenenin çok altında kalırken kanda

veya dokularda toksik veya öldürücü doza ulaşabilir.


 İdiyosenkrazi: Toleransın tam tersi bir durumdur. Bazı
insanların toksik maddelere karşı özel bir hassasiyetleri
olabilir. Maddenin çok küçük dozları ciltte kızarma,
ürtiker, ishal, ateş gibi etkiler yapabildiği gibi ölüme de
neden olabilir. Penisilin, aspirin, kokain, eroin bu
etkiyi yapan maddelere örnek olarak verilebilir.
 Hastalıklar: Kalp, karaciğer ve böbrek hastalığı olanlar
toksik maddelere daha az dayanıklıdırlar.
 Toksik doz ve lethal doz kavramı: Her bireyin ilaçlara
karşı cevabı değişiktir. Aynı dozda ilaç alan herkeste aynı
cevap olmamaktadır. Benzer etkideki ilaçları kıyaslamak,
ilaçların toksik potansiyellerini ve güvenilirliğini
söyleyebilmek için LD 50 (Lethal Dose 50) ölçüsü
kullanılmaktadır. Bu terim deney hayvanlarının %50’sini
öldüren doz anlamındadır.
Oral LD 50 değerlerine göre toksisite
potansiyellerinin sınıflanması
Toksisite potansiyeli Oral LD 50

Süper toksik < 5 mg/kg

Aşırı toksik 5-50 mg/kg

Çok toksik 50-100 mg/kg

Orta düzeyde toksik 0.5-5 gr/kg

Az toksik 5-15 gr/kg

Toksik değil < 15 gr/kg


Orijinlerine Göre Zehirlenmeler

Kaza sonucu meydana gelen zehirlenmeler

Bağımlılık yapan maddelerle zehirlenmeler

İntihar amaçlı zehirlenmeler

Cinayet amaçlı zehirlenmeler


Kaza sonucu meydana gelen zehirlenmeler

 Zehirlenmeler sıklıkla kaza sonucu ve yine sıklıkla evde meydana gelir.

Çocuklar, doğal merakları nedeniyle buldukları reçeteli ilaçları, deterjanları,

böcek öldürücüleri, ev temizlik malzemelerini yutma/içme eğilimindedirler.

 Erişkinlerin bu tür zehirlenmeleri, sıklıkla, yanlış etiketlenmiş veya kendine ait

olmayan bir ambalajın (boş bir içki şişesi gibi) içine konmuş bir toksik

maddeyle oluşur.
BAĞIMLILIK YAPAN
MADDELERLE ZEHİRLENMELER

 Madde bağımlılığı, ilaçların veya diğer bazı


maddelerin (doğal veya sentetik) ruhsal durum
üzerinde uyarıcı/öfori yaratıcı etki elde etmek
amacıyla kötüye kullanılmalarıdır (drug abuse) ve
günümüzde yaygın bir zehirlenme/ölüm nedenidir.
BAĞIMLILIK YAPAN
MADDELERLE ZEHİRLENMELER
 Alkol ve yasal olarak reçete edilebilen bazı ilaçlar da
benzer şekilde bağımlılık yapma ve öldürücü olma
niteliğine sahiptir. Morfin, eroin, kokain, methadone,
dipipanone vb. İlaçların periferik venlere tekrarlanan
enjeksiyonları sonucu trombüs, flebit, yağ nekrozu,
septisemi, subakut bakteriyel endokardit gibi
komplikasyonlar sıktır.
İNTİHAR AMAÇLI
ZEHİRLENMELER

 İntihar, zehirlenme sonucu ölümlerin en yaygın


şeklidir. Siyanür, arsenik ve diğer toksik
maddelere ara-sıra rastlansa da, intiharlarda en sık,
reçete ile alınmış ilaçlar karşımıza çıkmaktadır.
İNTİHAR AMAÇLI
ZEHİRLENMELER

 Kişilerin yaşadıkları çevrede en kolay ulaşabildikleri


maddeleri intihar amaçlı kullandıkları da bilinen bir
gerçektir. Tarımla uğraşan kesimlerde tarım ilaçları
ve böcek öldürücüler, şehirlerde aspirin ve
parasetamol, zaman zaman kuvvetli asit veya bazik
maddelerin içilmesi olgularına rastlanmaktadır.
Cinayet amaçlı zehirlenmeler
 Cinayet orijinli zehirlenmeler günümüzde son
derece azalmıştır. Bunda, toksikolojik
incelemelerin çok gelişmiş olmasının büyük payı
vardır.
SIK RASTLANAN
ZEHİRLENMELE
R
Parasetamol zehirlenmesi
 Ağrı kesici olarak sık kullanılır. Kişisel tolerans
değişmekle birlikte 10 gramın üzerindeki dozlarda
toksik etki görülmektedir. Özellikle karaciğere
toksiktir. Otopside hiç bir bulgu bulunmayabilir.
Salisilat zehirlenmesi
 Çoğunluğunda bulantı ve kulak çınlaması dışında
klinik bulgu bulunmamaktadır. Otopside midede
aspirin artıkları bulunabilir. Bu artıklar geç dönemde
de olsa yapılacak mide lavajının kıymetli olduğunu
göstermektedir. Aspirin asit karakterde olduğundan
midede erozyonlar, kanamaya eğilim bulunabilir.
Siyanür zehirlenmesi
 Bir çok bitki tohumunda, kiraz, badem, şeftali, kayısı, erik gibi
meyva çekirdeklerinde bulunur. Sanayide, altın ve gümüş elde
etmek için kullanılabildiği gibi fotoğrafçılıkta da kullanılır. Etkisini
çok kısa sürede gösterir. Nadiren kurtulan olur. 50 gr acı badem
çekirdeği 70 kg’ lık bir kişiyi öldürebilir. Ölü morluklarının pembe
renkli olması ve otopside iç organlardan acı badem kokusu alınması
ile tanınabilir.
Arsenik zehirlenmesi
 Renksiz, kokusuz ve doğada yaygın olarak bulunabilen,
boyalarda, duvar kağıtlarında seramik ve cam üretiminde
kullanılan bir maddedir. Birkaç saat sonra meydana gelen
ölümlerde sindirim kanalında erozyonlar ve küçük
kanamalar bulunur. En önemli değişiklikler beyinde
bulunur. Ayrıca karaciğer, böbrek ve damar bulguları
görülebilir.
Kronik Arsenik Zehirlenmesi
 Arseniğin uzun süre alınması durumunda, hem
idrarda hem de dışkıda aylarca eser miktarda
arsenik tespit edilir. Kronik arsenik zehirlenmesi
olgularında arseniğin kıllar ve tırnaklarda
depolanmasının adli tıp açısından önemi vardır.
Kurşun zehirlenmesi
 Metal endüstrisi ile endüstriyel boya üretimi
hammaddelerinde pillerde ve akülerde, kurşun su
borularında, kurşunlu camlarda ve kristallerde,
mücevhercilikte, kaçak üretilmiş içkilerde, ressamların
kullandığı boyalarda, lastikte, oyuncaklarda, benzinde ve
bazı metal alaşımlarında bulunur. Akü sanayi işçilerinde ve
kurşun içeren boya kullanan ressamlarda meslek hastalığıdır.
Kurşun zehirlenmesi
 Akut zehirlenmelerde beyin ödemi ve nekroz,
ensefalopatiler görülür. Kronik kurşun
zehirlenmelerinde ateroskleroz, nefroskleroz ve kalp
büyümesi görülür. Otopside; ağız mukozasında gri-
beyaz renk, yanakların iç taraflarında yaralar, mide ve
bağırsaklarda kanamalı ülserler görülür.
Cıva zehirlenmesi
 Termometrelerde, boyalarda, patlayıcılarda, bazı
ilaçlarda, elektrikle ilgili araçlarda ve pillerde bulunur.
Vücuda deri, sindirim ve solunum yollarıyla girer. Cıva
mukozalarda hiperemi, erozyonlar, akciğer ödemi
yapabilir. Kronik zehirlenmelerde beyinde birikir.
Dişetlerinde, dişler hizasında gri yeşil çizgilenme
yapar.
Karbonmonoksit Zehirlenmesi
 Karbon monoksit, hidrokarbonların tam olmayan yanmaları sonucunda oluşan bir üründür

ve siyanozsuz hipoksiye yol açar. Renksiz, kokusuz ve irritan olmayan bir gaz olan CO,

akciğerlerden kolayca emilmektedir. Akut dönemde ölen bireylerde, karboksi hemoglobinin

varlığına bağlı olarak beyin dokusunda ve diğer dokularında ‘kiraz kırmızısı renginde’

anormal ve parlak kırmızı renk izlenir. Seyrek olarak deride yaygın bül ve blister oluşumu,

peteşiler, retina kanamaları ve pulmoner ödem görülebilir


Metil alkol zehirlenmesi
 Metil alkolün'ün letal dozu 100-250 ml
arasındadır. Ancak, içildiğinde 60 ml kadar az
miktarı bile öldürücü olabilir. Başlangıç
semptomları olan sarhoşluk, baş ve karın ağrısı,
görme kaybı ve deliryumu izleyen komaya dek
ilerleyebilir
Etil alkol
 Etilen glikol, otomobil antifreezelerinin major
bileşenidir.
 Bazı alkolikler tarafından kaza sonucu içilir. 120
ml’nin tüketimi öldürücü olabilir İntoksikasyonun
başlangıç bulgusu olan sarhoşluğu jeneralize
konvülsiyonlar ve koma izler.
Morfin-eroin ve Diğer Opiloidler
 Temel madde morfindir. Morfin ve türevleri ile
zehirlenmelerde; kronik kullanıcılarda bile
alımdan hemen sonra gelişen VF ve pulmoner
ödem sonucu ölüme yol açar. Bu tür ölümlerde
çoğu zaman kişi enjektör damarında olduğu halde
bulunur.
Toksikolojik fizik muayene/
toksidromlar
 Toksikolojik fizik muayene de hasta tamamen
soyulmuş olmalıdır. Ancak hastanın elbiselerini
araştırırken dikkatli olmak gerekir. Fizik
muayenede toksidromlar hakkında bize ipuçları
verecek olan bazı bulgulara dikkat edilmelidir.
Toksikolojik fizik muayene/
toksidromlar
 Maruz kalınan madde bilinmiyorsa, toksidromun tanınması ayırıcı
tanıyı daraltmada yardımcı olabilir. Hastaların pupil ve deri
değişiklikleri, orofarinkste kuruluk veya hipersekresyonu,
bronkospazm gibi solunum patolojileri, kalp ritmindeki patolojileri,
anormal barsak sesleri, abdominal duyarlılığı, üriner retansiyonu,
ekstremitelerde tremor ve fasikülasyonları ile nörolojik bakısı
mutlaka not edilmeli ve toksidrom sendromlarının varlığı
araştırılmalıdır.
Sistematik Toksikolojik Analiz
(STA)
 Adli toksikoloji araştırmalarında, doğru örnek seçimi, örnek
alma şekli, örneğin saklanması, laboratuara gönderilmesi ve
analize hazırlanması belirli bir sistematik düzen içinde yapılır.
 Zehirlenmeye neden olan kimyasal maddenin belirlenmesinde
ve kalitatif/kantitatif analizinde belirli bir sıraya göre izlenen
yönteme sistematik toksikolojik analiz (STA) denir.
Sistematik Toksikolojik Analiz
(STA)
 Zehirlenme olgularının olay yeri; ilaçlar, ilaç şişeleri kutuları,
kimyasal madde içeren kaplar, boş bardak, enjektör, kaşık,
ısıtma malzemesi (çakmak vb.), şüpheli tozlar gibi materyal
ve kusmuk açısından dikkatle incelenmelidir. Cesedin ağız-
burun çevresindeki materyal (kusmuk vb.) dikkatle
örneklenmelidir. Kişiye mide lavajı yapılmışsa, yıkantı
sıvılarının adli açıdan önemli olduğu unutulmamalıdır.
Sistematik Toksikolojik Analiz
(STA)
 STA;
1. olgunun öyküsü,
2. analize uygun örnek seçimi ve alınması,
3. örneğin korunması ve laboratuvara gönderilmesi,
4. toksikolojik analiz ve
5. analitik bulguların değerlendirilmesi olarak
sıralanabilir.
Analiz için Uygun
Örnek Seçimi ve
Alınması
 Adli biyolojik örnekler, yaşayan kişilerde
(antemortem) kan, idrar, tükürük, kıl gibi biyolojik
materyaller veya ölen kişilerde (postmortem)
bunlara ek olarak iç organ parçaları ve diğer vücut
sıvıları olabilir.
Analiz için Uygun
Örnek Seçimi ve
Alınması
 Kan ve idrar adli toksikolojik analizlerde en sık
kullanılan örneklerdir. İkisi de birçok kimyasal
madde ve metabolitlerinin taranmasında tercih
edilmektedir. Adli toksikolojik analizde
kullanılacak postmortem kan örneği ideal olarak
femoral veya juguler ven bölgesinden alınmalıdır.
Analiz için Uygun
Örnek Seçimi ve
Alınması
 Vitröz sıvı, postmortem olguların hepsinden alınması
gereken bir örnektir. Anatomik olarak izole bir bölgede
bulunduğu için kararlı bir yapısı vardır, ölüm zamanı
ile ilgili önemli bilgi verir ve özellikle kokuşma ve kan
örneklerinin bozulması durumunda alkol tayininde göz
sıvısının kullanılması önerilmektedir.
Analiz için Uygun
Örnek Seçimi ve
Alınması
 Kıl ve tırnaklar (keratinize dokular), kolay elde
edilmeleri, invaziv bir yöntem gerektirmemeleri,
saklama ve nakil kolaylıkları ve kişinin madde
kullanımı ile ilgili geriye dönük bilgi vermeleri
açısından sağladıkları avantajlar nedeni ile adli
toksikolojik analizlerde özellikle son yıllarda tercih
edilen biyolojik örneklerdir.
Otopsi sırasında toksikolojik analiz için alınacak
biyolojik materyaller
Numune Miktar Kullanıldığı Analiz
Beyin 25-100 g Alkol ve diğer uçucu zehirler

Karaciğer 25-100 g Birçok toksik madde

Böbrek 25-50 g Metaller (Hg,Cd gibi), sülfanamidler

Kan (kalp) 25-30 ml Alkol, CO, CN, antidepresanlar,


tranklizanlar
Kan (femoral ven) 10ml Alkol, CO, CN, antidepresanlar,
tranklizanlar
Vitröz humor Hepsi Alkol, benzodiazepinler, narkotikler

Safra Hepsi Morfin, metadon, glutetimid ve diğer


ilaçlar
İdrar Hepsi Metaller ve uyku ilaçları gibi birçok
ilaçlar
Mide içeriği Hepsi Zehirlenmeden veya ölümden kısa bir
süre
önce alınan zehirler
Akciğer 25-200gr İnhalasyon zehirleri
Biyolojik Örneklerin Korunması ve
Laboratuvara Gönderilmesi
 Kan ve idrar örnekleri için uygun koruyucu ve/veya
antikoagülan kullanılmalıdır. Genellikle koruyucu olarak % 0.5-
2 (w/v) oranında sodyum florid, antikoagülan olarak ise
sodyum sitrat, potasyum oksalat, heparin kullanılmaktadır.
 Postmortem örneklerde koruyucu veya antikoagülan kullanımı
her zaman gerekmeyebilir. İdeal olan örneğin alımından hemen
sonra laboratuara gönderilmesi ve analizinin yapılmasıdır.
Biyolojik Örneklerin Korunması ve
Laboratuvara Gönderilmesi
 Genellikle antemortem veya postmortem alınan
örnekler birkaç gün içinde analizi yapılacaksa 4°C
de; daha uzun süre bekleyecek örnekler ise (-20)-(-
80)°C de saklanmalıdır.
Analitik Bulguların
Değerlendirilmesi
 Analiz sonunda toksikolog/farmakolog,
bulgularını ve konsantrasyonunu tayin ettiği
maddenin ilgili kişinin fizyolojisi ve davranışı
üzerindeki etkilerini yorumlamalıdır.
Analitik Bulguların
Değerlendirilmesi
Adli toksikolog/farmakolog bu yorumu yaparken:

• Belirlenen maddenin yapısı analizi yapılan biyolojik örneğin


• Alınma, taşınma ve saklanma koşulları
• Kullanılan analitik yöntem
• Belirlenen maddeye maruz kalma yolu ve dozu
• Travma, mide içeriğinin inhalasyonu v.b. mekanik faktörleri
• Tolerans veya sinerji gibi farmakolojik faktörleri (biyolojik materyalde
saptanan konsantrasyonun kişinin ölümü için yeterli olup olmayacağı veya
kişinin davranışlarını değiştirerek ölümüne neden olup olmayacağı) göz
önünde bulundurmalıdır.
Zehirlenmeden Şüphelenilecek
Durumlar ve Adli Görev
 Beklenmedik şekilde ortaya çıkan bilinç değişiklikleri,

 bilinen bir kalp hastalığı olmaksızın ani gelişen ritm bozukluğu,

 birdenbire gelişen, hiçbir hastalığa uymayan ve birden fazla kişide

görülen benzer belirti ve bulgular,

 kişisel öyküsünde evvelce geçirilmiş zehirlenme,

 psikiyatrik bozukluk ya da özkıyım (intihar) girişimi varsa

zehirlenmeden kuşkulanılmalıdır.
Zehirlenmeden Şüphelenilecek
Durumlar ve Adli Görev
 Zehirlendiği bilinen ya da bundan kuşkulanılan bir
hastanın önce yaşamsal bulguları ve bilinç durumu
değerlendirilmeli, gerekliyse temel ve ileri yaşam
desteği verilmelidir. Zehirin değil, hastanın tedavi
edilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
Zehirlenmeden Şüphelenilecek
Durumlar ve Adli Görev
 Tüm zehirlenmeler adli olgulardır. Bu nedenle adli makamlara ve
sağlık müdürlüklerine bildirilmeleri yasal zorunluluktur. Bu
görevin, ihmali hekimler için TCK’nın 280 ve CMUK’un 159.
Maddeleri kapsamında ciddi cezaları olan suç niteliğindedir.
Ayrıca, hastaya ilişkin kendisinden veya
getirenlerden/yakınlarından alınan tüm bilgilerin, fiziksel muayene
bulgularının, laboratuvar sonuçlarının ve uygulanan tedavinin
ayrıntılı olarak kayıt edilmesi gerekir
Sonuç olarak…
 İlaç ve zehirlerin birçoğu, vücutta karakteristik değişimlere
yol açmadığından, toksik incelemeden kaçınıldığında ya
ölüm sağlam bir kanıt olmaksızın zehirlenmeye bağlanır,
ya da zehirlenme kaynaklı bir ölüm başka bir sebebe
bağlanır. Ölümün dorudan zehirlenmeye bağlı olmadığı
birçok durumda bile adli toksikoloji adalete çok kıymetli
bulgular sunabilir.
KAYNAKLAR…
1. Aşırdizer M,Yavuz S, Zeyfeoğlu Y. Ali Tıp Stalı Ders Notları. Celal Bayar
Üniversitesi, Mayıs; 2005.
2. Tıraşçı Y. Adli Toksikoloji. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı.
3. Yılmaz A. Adli Tıp Boyutu İle Zehirlenmeler.
4. http://www.klinikgelisim.org.tr/eskisayi/klinik_2009_22/12.pdf.
5. Vural N. Toksikoloji. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Yayınları No:
73.Ankara, 2005.
6. Battal D. Adli Toksikoloji Analizlerinde Biyolojik Örnek Ve Analitik Yöntem
Seçimleri. Adli Tıp Dergisi / Journal of Forensic Medicine, 2012; 27: 44-52.
7. Karayel F, Sav AM. Merkez sinir sisteminde toksik nedenli patolojilerin adli tıp
açısından önemi. Türkiye Ekopatoloji Dergisi 2004; 10 (1-2): 35-38.
8. Sataloğlu N, Aydın B, Turla A. Pestisit Zehirlenmeleri. TSK Koruyucu Hekimlik
Bülteni, 2007: 6 (3).
9. Köroğlu H. Acil Hemşirelerinin Adli Vakalarda Delil Koruma Yaklaşımları. Acıbadem
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü. Yüksek Lisans Tezi, 2013; İstanbul.

You might also like