Professional Documents
Culture Documents
bulunan mikroorganizmaların bir bireyden diğerine ya da bir ortamdan başka bir ortama
geçerek enfeksiyon oluşturma tehlikesidir. Hastanede kalma ve burada yapılan
uygulamaların sonucu olarak, hastalarda enfeksiyon gelişme oranı artmaktadır. Hasta ve
hastane çalışanları için güvenli sağlık bakımı ortamı oluşturmada enfeksiyonlardan
korunma zorunludur
Tüm sağlık bakımı ortamlarında enfeksiyondan korunma ve kontrolde hemşireye primer rol
düşmektedir. Sağlık bakım ortamında birey, bulaşıcı mikroorganizmalara karşı
dayanıklılığının az olması, daha fazla ve değişik türde hastalık yapıcı mikroorganizma ile
karşılaşması, girişimsel uygulama yapılmasına bağlı olarak edinilmiş enfeksiyon riski
altındadır. Hastane çalışanları da hastanın kanı, vücut sıvıları, bulaşmış malzeme ve
yüzeylerle temas halinde oldukları için enfeksiyon bulaşma riski altındadırlar. Bakım
uygulamalarında el hijyeni, dezenfeksiyon, sterilizasyon, izolasyon yöntemleri gibi temel
enfeksiyon korunma ve kontrol ilkeleri uygulanarak mikroorganizmaların hastalara
yayılması ve enfeksiyon gelişmesi önlenebilir
ENFEKSİYONUN DOĞASI
Enfeksiyon, patojenlerin yani enfeksiyon ajanlarının konakçının vücuduna girmesi veya üzerine
yerleşmesi ve orada çoğalması ile oluşturduğu hastalıktır. Mikroorganizmaların konakçının
vücuduna yerleşmesi ve üreyip çoğalması ancak enfeksiyon oluşturmaması kolonizasyon
olarak adlandırılmaktadır. Enfeksiyon hastalıklarının bir kısmı sadece taşıyıcısı için ciddi
olabilir diğerleri için bulaşıcı değildir. Bazı enfeksiyon hastalıkları ise bir bireyden diğerine
geçer yani bulaşıcıdır.
Enfeksiyonun ortaya çıkması altı bileşenden oluşan enfeksiyon zincirinin döngüsünü
tamamlamasıyla gerçekleşmektedir. Bunlar;
Rezervuar
Rezervuar ya da kaynak, patojenin yaşayabileceği, büyüyüp çoğalabileceği doğal ortamlardır.
En genel rezervuar insan vücududur. Hayvanlar, besinler, su, böcekler ve cansız objeler
enfeksiyöz organizmalar için rezervuar olabilmektedirler.
Çıkış Kapısı
Mikroorganizmalar büyüyüp çoğalabilecekleri bir yer bulduktan sonra bir başka konakçıya
geçmek ve hastalık oluşturmak için çıkış kapısı bulmak zorundadır. Çıkış kapısı; kan, deri ve
muköz membranlar, solunum yolu, genitoüriner sistem, gastrointestinal sistem ve
plasentadan fetüse olabilmektedir. Etkenler, solunum yolu enfeksiyonlarında, ağız boğaz
sekresyonu, balgam ve burun sekresyonları, idrar yolu enfeksiyonlarında idrarla, birçok
sindirim sistemi enfeksiyonunda dışkı ile AIDS ve serum hepatitinde kan yolu ile çıkarlar.
Bulaşma Şekli
Her organizmanın kaynağından bir taşınma şekli vardır. Bazı organizmalar birden fazla
yolla bulaşırlar. Örneğin, varisella zoster (suçiçeği virüsü) havadaki damlacıklarla veya
doğrudan temasla yayılır. Bulaşma doğrudan ya da dolaylı yol ile olur. Doğrudan
bulaşmada, etkenler yakın temas ile duyarlı kişiye geçer, öpüşme, seksüel temas gibi.
Sağlık çalışanlarının da dokunma ile organizmaları doğrudan taşıma potansiyelleri vardır.
Dolaylı yolla bulaşma canlı ve cansız, örneğin bulaşmış bir alet ile temas gibi aracılar ile
olmaktadır.
Giriş Kapısı
Organizmalar, vücuda çıktıkları yoldan girerler. Etkenin yeni konakçıya giriş yolu ağız,
burun, kulaklar, gözler, vajina, rektum ya da uretra gibi vücuttaki açıklıklardır. Derideki
yaralanmalar da mikroorganizmalar için giriş kapısı oluşturur. Günümüzde uygulamalarda
kullanılan IV yollar ya da beslenme tüpleri ya da vücut boşluklarında kullanılan drenaj
sistemleri giriş kapısı olarak enfeksiyon riskini arttırmaktadır. Örneğin, uygun deri temizliği
yapılmadan deriyi delerek yapılan girişimsel uygulama sırasında, organizmalar deriden
vücuda girer. Üriner kateterden idrar akımını engelleyen herhangi bir tıkanma,
organizmaların üretraya geçişine olanak verir. Vücudun savunmasını bozan her türlü
faktör patojenlerin vücuda girme riskini arttırır.
Duyarlı Konakçı
Bireyde enfeksiyon gelişmesi, onun enfeksiyona olan duyarlılığına bağlıdır. Duyarlılık kişinin
patojene olan direnç seviyesine bağlıdır. İnsanlar pek çok mikroorganizmayla sürekli
temas halindedirler, ancak patojen mikroorganizmaların sayısına ve gücüne karşı duyarlılık
gelişmeden bireyde enfeksiyon gelişmez. Organizmanın patolojik etki oluşturma gücünün
yüksek olması, dozunun yüksek olması, bireyde enfeksiyon oluşturma riskini
arttırmaktadır. Yaş, beslenme durumu, kronik hastalıkların varlığı, travma ve sigara
kullanımı insanın direncini etkileyen faktörler arasında yer almaktadır. Tüm sağlık bakımı
ortamlarında özellikle acil bakım birimlerinde bazı temel antibiyotiklere karşı dirençli
organizmalar giderek yaygınlaşmaktadır. Bu durumun, uzun yıllardır tüm alanlarda sık ve
bazen uygunsuz antibiyotik kullanımıyla ilişkili olduğu düşünülmektedir
ENFEKSİYON SÜRECİ
Enfeksiyonlar ilerleyici bir seyir izler. Hastada enfeksiyon geliştiğinde belirti ve bulguları
izlenmeli ve yayılmasını engelleyecek önlemler alınmalıdır
Kuluçka Dönemi: Patojenin vücuda girmesi ile ilk belirtilerin görülmesi arasında geçen süre (su
çiçeği, temastan 10-21 gün içinde; soğuk algınlığı 1-2 gün; grip, 1-5 gün; kabakulak, 12-26
gün).
İlk Belirti ve Bulguların Görüldüğü Dönem: Spesifik olmayan belirti ve bulgulardan
(halsizlik, hafif ateş, yorgunluk gibi) daha spesifik olan bulguların görülmesine kadar
geçen süre (bu süreçte mikroorganizmalar çoğalır ve büyürler ve bu sırada hastalık
diğerlerine bulaşabilir). Örneğin herpes simpleks lezyon görülmeden önce bölgede
kaşıntı ve karıncalanma ile başlar.
Hastalık Dönemi: Hastada enfeksiyonun türüne özel belirti ve bulguların görüldüğü
dönem (Ör. Kabakulak, ateş, parotis ve tükrük bezi şişliği ile kendini gösterir).
İyileşme Dönemi: Akut semptomların ya da enfeksiyonun kaybolduğu dönem (İyileşme
süresi enfeksiyonun şiddeti ve hastanın direncine bağlı olarak değişir; birkaç gün ya da ay
sürebilir).
Eğer enfeksiyon lokalize ise (Ör. yara enfeksiyonu), hastada genellikle yara bölgesinde
hassasiyet, kızarıklık ve ağrı gibi lokal semptomlar görülmektedir. Yarayı değerlendirirken
standart güvenlik önlemleri, kişisel korunma araçları ve el hijyeninin sağlanması önemlidir.
Bu önlemlerin ve el hijyeninin kullanılması, enfeksiyonun diğer bölgelere ve hastalara
yayılmasını engeller. Sadece bir organ ya da bölümle sınırlı olmayıp tüm vücuda yayılan
enfeksiyon sistemiktir, eğer saptanamaz ve tedavi edilmezse öldürücü olabilmektedir.
Enfeksiyonun seyri, verilecek hemşirelik bakımını etkilemektedir. Hemşireler, öncelikle
antibiyotikleri doğru uygulama, ilaç tedavisine yanıtları izleme, standart önlemleri alma ve
el hijyenini sağlamaktan sorumludur. Yeterli beslenmenin sağlanması ve dinlenme
enfeksiyon sürecine karşı savunmayı destekleyen koruyucu önlemlerdir.
Enfeksiyona Karşı Savunma
Vücudu enfeksiyonlardan koruyan normal bir savuma sistemi vardır. Savunma sistemi non-
spesifik (genel) ve spesifik olmak üzere iki grupta toplanabilir. Vücudun içinde ve dışında
yerleşik olan normal flora bireyi patojenlere karşı korur. Bütünlüğü bozulmamış deri
patojenlerden korur, nazal mukoza organizmaların alt solunum yollarına girmesini
engelleme görevi yapar. Her sistemin, enfeksiyon gelişmesini engelleyen bir savunma
mekanizması vardır. Normal flora, vücut sistemleri savunması ve inflamasyon daha önceki
karşılaşmaya bakılmaksızın vücudu mikroorganizmalara karşı koruyan genel savunma
mekanizmalarıdır.
Bağışıklık sistemi, vücudu hastalıklara dayanıklı hale getiren ayrı hücrelerden oluşmuş
diğer bir savunma sistemidir. Bağışıklık sisteminin belirli yanıtları spesifik değildir, buna
karşın bazı özel patojenlere karşı savunması da spesifiktir. Vücut savunmasından herhangi
biri bozulursa, enfeksiyon gelişebilir. Bu enfeksiyon ciddi sağlık problemlerine yol açabilir.
Vücut Sistem Savunucuları, vücudun pek çok organ sistemlerinin enfeksiyona karşı
eşsiz savunmaları vardır. Deri, solunum sistemi ve sindirim sistemi mikroorganizmaların
kolayca ulaşımı için elverişlidir. Patojen organizmalar deriye ya da akciğerlere yerleşebilir,
besinlerle alınabilir. Her bir organın kendi yapı ve fonksiyonuna uygun fizyolojik olarak
yeterli bir savunma mekanizması vardır. Örneğin, akciğerler mikroorganizmaların girişini
tam olarak engelleyemezler. Ancak solunum yolu muköz bir membran ve siliyalarla
kaplıdır, bunlar ritmik olarak mukusu farenkse doğru hareket ettirerek atılımı sağlar.
Sağlık Bakımı İle İlişkili Enfeksiyonlar
Sağlık bakımı ortamında bulunma ve burada yapılan uygulamaların sonucu olarak, hastalarda
enfeksiyon gelişme riski artmaktadır. Bireyde hastaneye başvuru sırasında inkübasyon
döneminde olmayan ya da hastanede gelişmesine karşın taburcu olduktan sonra (ilk on
gün içinde) ortaya çıkan enfeksiyonlar “hastane enfeksiyonları (HE) “olarak
adlandırılmaktadır
Sağlık bakım kurumlarında verilen sağlık hizmetinin sonucunda gelişen bu enfeksiyonlar,
invaziv uygulamalar, antibiyotik uygulama, ilaca dirençli mikroorganizmaların varlığı so-
nucunda veya enfeksiyon kontrol ve önleme aktiviteleri- nin bozulduğu durumlarda
gelişebilmektedir.
NOZOKOMİYAL ENFEKSİYONLAR (HASTANE ENFEKSİYONLARI)
Hastane Enfeksiyonları = Nazokomiyal Enfeksiyon
Hastanede kazanılmış enfeksiyon anlamına gelir. Hastanede yatan bir bireyde yattığı süre
içinde gelişen enfeksiyonlara denir. Bazen birey taburcu olduktan sonra da ortaya çıkabilir.
Hastane enfeksiyonlarını önlemek tedavi etmekten daha kolaydır
Hastalar hastaneye başvurduktan sonra gelişen ve başvuru anında inkübasyon döneminde
olmayan veya hastanede gelişmesine rağmen bazen taburcu olduktan sonra ortaya
çıkabilen enfeksiyonlar. Genellikle hastaneye yattıktan sonra 48-72 saat içinde gelişen
enfeksiyonlar hastane enfeksiyonu olarak kabul edilir. Dahili hastalarda taburcu olduktan
sonraki 10 gün içinde, ameliyat geçirenlerde bir ay içinde, protez uygulananlarda ise bir yıl
içinde gelişen enfeksiyonlar nazokomiyal enfeksiyon olarak değerlendirilir.
Hastane enfeksiyonu iç (endojen) veya dış (eksojen) kaynaklı olabilir.
Endojen kaynaklı hastane enfeksiyonunda; hastanın derisinde, ağız, burun, boğaz ve
bağırsak boşluklarında varsa enfekte lezyonlarında taşıdığı mikroorganizmalar enfeksiyonu
oluşturur.
Eksojen kaynaklı hastane enfeksiyonunda ise; diğer hastalar, hastane personeli, kullanılan
tıbbi araç- gereçler, hava, besin ve içecekler enfeksiyon kaynağı olmaktadır (Çapraz
enfeksiyon).
Hastane enfeksiyonlarının önlenmesi
Uygun sterilizasyon yöntemleri
Tek kullanımlık malzemenin tercih edilmesi
Enfeksiyon kontrol komitelerinin kurulması
Tıbbî atık kontrolü
Uygun izolasyon tekniği kullanımı
Planlama
Hedefler ve Beklenen Sonucun Belirlenmesi; hastanın bakım planı her bir hemşirelik
tanısı ve ilişkili faktörler üzerine oluşturulur. Gerçekçi sonuçların ortaya çıkması için
geliştirilen bir planda girişimler, bir amaca yönelik ve doğrudan olmalıdır. Hemşirelik tanısı
“deri bütünlüğündeki bozulma ile ilişkili enfeksiyon riski" olan bir hastaya bakım verirken,
iyileşmeyi hızlandırmak için deri ve yara bakımına ilişkin hemşirelik girişimleri uygulanır.
Beklenen sonuçlara "yara büyüklüğünde 1 cm küçülme” ve “akıntı olmaması" şeklinde
hastanın iyileşmesinin ölçümüne yönelik hedefler konulabilir.
Enfeksiyonu olan hastalar için uygulanabilecek ortak bakım hedefleri aşağıdaki gibidir;
• Enfeksiyon ajanı organizmalara maruziyeti önleme
• Enfeksiyonun yayılmasını azaltma ya da kontrol altına alma
• Enfeksiyona karşı direnci sürdürme
• Enfeksiyonu önleme ve kontrol etme tekniklerini anlaşılır şekilde açıklama (Örn. El hijyeni).
Öncelikleri Belirleme; bakım hedeflerinin her biri için öncelik sırası belirlenmelidir.
Hastanın durumundaki değişikliklere göre öncelik sıraları değişeceği unutulmamalıdır.
Uygulama
Hemşire, hastanın enfeksiyona ilişkin risk faktörlerini tanılayıp değerlendirerek ve
gerekli koruyucu uygulamalarını gerçekleştirerek enfeksiyon riskini azaltır.
Sağlığı geliştirme
Enfeksiyonun gelişmesi ve yayılmasını önlemek için eleştirel düşünme becerileri
kullanılır. Yayılma olasılığı olan mikroorganizmaların türünü ve sayısını en aza indirmek için
gerekli girişimler uygulanır. Enfeksiyon kaynağını engellemek için giriş ve çıkış kapıları
kontrol altına alınır ve mikroorganizmaların çoğalıp gelişebilecekleri yeni bir yer bulmaları
engellenir. Steril malzemeler, bariyer önlemleri, standart önlemler, yayılma temelli
önlemler ve el hijyeni mikroorganizmaların yayılımını kontrol etmede örnek verilebilecek
uygulamalardır. Son koruyucu önlem de potansiyel konakta enfeksiyonlara karşı güçlü bir
savunma oluşturmaktır. Beslenme desteği, dinlenme, fizyolojik korunma
mekanizmalarının sürdürülmesi ve önerilen bağışıklama programları hastayı korur.
Örneğin, yılda bir yapılan influ- enza aşısı, riski azaltmada çok etkilidir (West 2009).
Enfeksiyonu kontrol ve önleme inancına sahip olmak, tıbbi ve cerrahi asepsi kurallarını
uygulamada yardımcı olur. Bir hastada enfeksiyon geliştiği zaman, uygulanan prosedürler
ve teknikler, sağlık personeli ve diğer hastaların enfeksiyona maruz kalmasını önler.
Bulaşıcı hastalığı olan hastalarda, enfeksiyon zincirini kırmak için izolasyon önlemleri
almak gerekebilir
Akut bakım: Enfeksiyon sürecinin tedavisi aşamasıdır, neden olan organizmayı
uzaklaştırma ve hastanın savunma sistemini destekleme uygulamalarını kapsar. Hemşire,
enfeksiyona neden olan organizmanın tanılanmasında, enfekte olmuş vücut bölgelerinden
kültür için akıntı ya da balgam gibi vücut sıvılarından örnek alır. En etkili tedavi önerisi has -
talık süreci ya da neden olan mikroorganizma tanılandığında planlanır. Sistemik
enfeksiyonlarda, vücut sıcaklığındaki artışa bağlı gelişen komplikasyonları önlemek gerekir.
Sıvı aliminin sürdürülmesi, terleme sonucu meydana gelen dehidratasyonu engeller.
Metabolik hızı artan hastanın yeterli beslenmesi önemlidir, iyileşme sürecinde enerjiyi
korumak için hastanın dinlenmesi sağlanır.
Sterilizasyon: İleri derecede dirençli olan bakteri sporları dahil tüm mikroorganizmaların
öldürülmesi ve uzaklaştırılmasıdır. Spesifik araçlar kullanmak gerekir.
Hastane ortamında kullanılan hasta bakım malzemeleri, taşıdıkları enfeksiyon riskine göre
kritik, yarı kritik ve kritik olmayan malzemeler olmak üzere 3 grupta toplanır ve
uygulanacak sterilizasyon ve dezenfeksiyon yöntemi buna göre belirlenir.
Araç-gereç sınıflaması Malzemeler Enfeksiyon riski
ANTİSEPTİK VE DEZENFEKTANLAR
Kimyasal maddeler ile sterilizasyon ve dezenfeksiyonda çeşitli kimyasal sıvılar kullanılmaktadır.
• Antiseptik: Canlı dokuya uygulanan solüsyonlardır. Mikroorganizmaların aktivitelerini
inhibe eder, üremelerini durdurabilir ve öldürücü etki yapabilir.
Cismin patojenlerle bulaşması veya bulaştığı düşüncesi tıbbi asepside kontaminasyon iken,
Steril olan bir cismin steril olmayan bir cisme ya da alana dokunduğu düşüncesi cerrahi
asepside kontaminasyondur.
TIBBİ/MEDİKAL ASEPSİ
Tıbbi asepsi ilkeleri her zaman her yerde uygulanmalıdır. Hasta bekleme odalarının,
polikliniklerin, hasta odalarının, sağlık ekibinin kullandığı tüm alanların süpürülmesi,
yüzeylerin dezenfektan maddelerle silinmesi, banyo, tuvalet ve lavabo temizliğinin
yapılması, atıkların uygun şekilde saklanması ve atılması, malzeme temizliği, etkili temizlik
maddelerinin kullanılması, el yıkama gibi işlemler tıbbi asepsinin vazgeçilmez ilkeleri
arasındadır.
1. TIBBİ/MEDİKAL ASEPSİNİN TEMEL İLKELERİ:
Eller sık sık yıkanmalıdır.
Kullanılan bardak, tabak, çatal, kaşık vb. iyi bir şekilde yıkanmalıdır.
Hastaların günlük temizliği yapılmalı, giysileri ve yatak takımları temiz olmalıdır.
Hastaların öksürük, aksırık ve solunumu ile yüz yüze gelinmemeli, bu durumda kağıt
mendil kullanması ve uygun şekilde atılması sağlanmalıdır.
Kirli araç- gereçler üniforma ile temas etmemelidir.
Kirli araç- gereçler ve yatak takımları yere konmamalıdır.
Malzeme, temizlenirken vücuttan uzakta tutulmalı, saça, yüze ve üniformaya sıçraması
önlenmelidir.
Temizleme işlemi, az kirli bölgeden çok kirli bölgeye doğru yapılmalıdır.
Kirli ya da kullanılmış malzemeler onlara özgü kapların içine konmalıdır.
Atıklar sağlık kuruluşunun talimatlarına uygun şekilde yönetilmelidir.
Kirlendiğinden şüphe duyulan malzemeler non steril kabul edilip steril edilmelidir.
Günlük duş alınmalı, günlük diş bakımı yapılmalı ve temiz giysi kullanılmalıdır.
Tırnaklar kısa kesilmeli ve kütiküller sağlam olmalıdır.
Enfeksiyon kontrol komitesinin veya sağlık kuruluşunu belirlediği enfeksiyon kontrol
politikalarına uyulmalıdır.
EL YIKAMA
Hastane çalışanlarının el hijyeni ve antisepsi ilkelerini uygulaması hastane
enfeksiyonlarının yayılımını önlemede kontrol edilebilir en önemli faktördür. Kirli
ellerin mikroorganizmaların yayılmasındaki etkisi % 20-40 oranındadır.
EL FLORASI:
Kalıcı Flora: Daimi bakteri kolonizasyonudur. Su ve sabunla yapılan mekanik el yıkama
işlemleri ile uzaklaştırılamaz. Kalıcı bakteri florasını uzaklaştırmak için ellerin
kıvrımlarının iyice fırçalanması gerekir.
Geçici Flora: Deri yüzeyinde yer alan, enfekte hastalar, kontamine çevre ve
malzemelerden kazanılan mikroorganizmalardır. Geçici floranın uzaklaştırılmasında
hijyenik el yıkama önemlidir. Doğru uygulanan hijyenik el yıkama ile flora % 80-90
azaltılabilir.
Sağlık çalışanları acil durumlar dışında her uygulama, temas öncesi ve sonrası el
yıkamalıdır.
El Yıkama Yöntemleri
1-Sosyal el yıkama:
Su ve sabun kullanılarak ellerin ve el bileklerinin 30-60 sn. süreyle yıkanmasıdır.
Kullanıldığı durumlar
İlaçları vermeden önce ve sonra
Yemeklerden önce ve sonra
Tuvalete girmeden önce ve sonra
Eller her kirlendiğinde
Hastaya temastan sonra
Hastadan hastaya geçerken
2-Hijyenik el yıkama:
Su, sabun ve antiseptik solüsyon kullanılarak ellerin 1 dk. Süre ile yıkanmasıdır
Kullanıldığı durumlar
Göreve başlamadan önce ve sonra
Aseptik teknik kullanmanın gerekli olduğu herhangi bir işlemden önce ve sonra
Kontamine olmuş bir malzemeye dokunduktan sonra
Enfeksiyona yatkın kişilerin odasına girmeden önce
3-Cerrahi el yıkama:
Cerrahi ekipteki kişilerin girişimden önceki el yıkama yöntemleridir. Eller ve dirseklerin
tekniğine uygun olarak su, sabun ve antiseptik solüsyonla en az 3 dk. yıkanması ve
fırçalanmasıdır.
Etkili el yıkama
1. Eller suyla ıslatılır
2. Ellere 3-5 ml sıvı sabun alınır
3. Avuç içi avuç içine alınarak ovalama hareketi tekrarlanır
4. Sağ avuç içine sol el sırtı gelecek şekilde yerleştirilir, ovalanarak beş kez tekrarlanır
5. Aynı hareket diğer el içinde beş kez tekrarlanır.
6. Sağ eli sol el sırtına koyarak parmak araları birbirinin içine gelecek şekilde tekrarlanır.
7. Sağ el parmak sırtları sol elin avuç içine gelecek şekilde yerleştirilir, ovalama tekrarlanır.
8. Sağ el baş parmağı sol avuç içine alınarak rotasyonel olarak beş kez tekrarlanır.
9. Sağ el parmak ucu iç kısımları sol el avuç içine gelecek şekilde konur, ovalanır
10. Aynı hareketler sol el parmak uçları için de yapılır
11. Eller iyice durulanır, kağıt havluyla eller iyice kurulanır.
12. Kağıt havlu kullanılarak musluk kapatılır.
Bütün sağlık kurumları kirli atıkların yok edilmesi konusunda uluslar arası standartlara ve
prensiplere uymak zorundadır. Tüm kirli malzemeler tehlikeli olarak kabul edilmelidir.
Enfekte atık yönetiminde;
Elle dokunulmamalı, eldiven giyilmelidir.
Enfekte atıklar için uygun konteynır kullanılmalıdır.
Hasta odalarında sızıntı yapmayan plastik torbalar,
Delici ve kesici malzemeler için kesici-delici atık kutusu kullanılmalıdır.
Tüm enfekte atıklar uygun şekilde etiketlenmelidir.
Plastik torbaların patlamaması ve delinmemesi için dikkat edilmelidir.
İşlem bitince eller yıkanmalıdır.
BİYOLOJİK ATIKLAR
Laboratuar atıkları
Kan ve kan ürünleri ve tüm vücut sıvıları
Hasta bakım malzemeleri
Tek kullanımlık malzemeler
Cerrahi atıklar
2. İZOLASYON ÖNLEMLERİ VE UYGULAMA STANDARTLARI
Komite, enfeksiyon kontrolü ile ilgili günlük işleyişten sorumludur ve haftada birkaç kez
toplanmalıdır.
Enfeksiyon kontrol komitesinin hastane enfeksiyonlarının kontrolü ve önlenmesi için önemle
üzerinde durduğu dört ana konu bulunmaktadır. Bunlar;
1. Sürveyans
2. Eğitim
3. Antibiyotik kullanım politikası
4. Dezenfeksiyon, antisepsi, sterilizasyon politikalarının gerçekleştirilmesidir.
Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi: Her 250 yatağa bir Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi verilir.
Enfeksiyon kontrol komitesinin en aktif elemanlarından birisidir. EKH’nin epidemiyoloji,
istatistik, hasta bakım uygulamaları, yönetim, çevre sorunları ile ilgili alanlarda bilgi sahibi
olması gerekir.Enfeksiyon kontrol hemşiresi
Kişisel Nitelikleri :
Güvenli davranış biçimine sahip olma
Kişiler arası olumlu ilişkiler kurabilme
Etkin dinleme, problem çözme ve doğru yargılama gücüne sahip olma
Tarafsız ve önyargısız olma
Mesleki gelişmelere ve yeniliklere açık olma
Kritik kararları alabilme
Eğitim ve araştırma yapma yeteneğine sahip olma