You are on page 1of 212

PETER E

DRUCKER
21.
YZYIL N
YNETM
TARTISMALARI
eviri
rfan
Bah1vangil
Glenay Gorbon
NDEKLER
1.
YNETMN PARADGMALARI......................................
7
2.
STRATEJ -YEN
KESNLKLER .....................................
51
3.
DESM
LDER
..............................................................
83
4. ENFORMASYON
TARTISMALARI
..............................
109
5.
BLG
SSNN
VERMLL
.........................-........
149
6. KENDN
YNETMEK...................................................
175
1
YNETMN
YEN
PARADGMALARI
Varsayrmlar Niin
nemlidirYnetim;letme
Ynetimidir
TekDogru
Organizasyonnsantarr
Ynetmenin TekDog-
ru
Yolu

Teknoloji
ve
Son
Kullamcdar Sabittir
ve
Belir-
lenmigtir

Ynetimin Faaliyet
Alam
Hukuki
Olarak Ta-
mmlanmigtzr
Ynetimin
Faaliyet AlamPolitik Olarak Ta-
nuntanmuytir

Ynetimin lgiAlamyletmelerin idir
7
Girig
Varsayrmlar Niin nemlidir
GEREKLE
LGL
TEMEL VARSAYIMLAR, ynetim gibi
bir
sosyal
bilimdalmin
PARADGMALARIDIR.
Bunlar genel-
likle
konuyla
ilgili bilginlerin,
yazarlarin, gretmenlerin
ve uy-
gulamacilarm
biliaaltinda
saklidirlar. Yinededisiplinin
-bilginler,
yazarlar, gretmenler,
uygulayicilar-
GEREK olatak
kabul et-
tigini
byk
lde
bu
varsayimlar
belirler.
Bir disiplinin
gerekte
ilgili
temel
varsayimlan,
o
disiplinin
neye
odaklandigini
belirler.
Varsayimlar
bir disiplinin
"gerek-
ler"
olarak neyi
kabul
ettigini
ve o
disiplinin kendisinin
birbtn
olarak
nelerle
ilgili
oldugunu
saptarlar.
Ayrica
o
disiplinde
dik-
kate
ahnmayan
veya
kenara itilmig
"can
sikici
istisaalan"
da
or-
taya
1kanrlar. Disiplinde zerinde durulan
ve
gz
ardi edilen
noktalara
karar
verirler.
Buna
iyi bir
rnek, sezgisi
son
derece kuvvetli olan
eski
ynetimbilginlerinden Mary Parker Follett'in
(1868-1933)
bayma gelenlerdir. Varsayimlan 1930'larda
ve
1940'larda
yeni parlamaya baglayan ynetim biliminin
gereklerine
uymadigt iin, Follett, yirmi begyili
aykin
bir sre unutu-
lan
aligmasi ile birlikte
"ige
yaramaz"
ilan
edilmigti.
Bu
durum
o
1932 yihnda lene
dek devam
etti.
Oysa bizler
bugn,
onun
toplum,
insanlar
ve
ynetim ile ilgili temel
varsayimlarinin,
gereklige, ynetimle
ilgilenen
insanla-
rmo
gnlerde,
hattabugnbile
esas
aldiklarmdan
ok
daha
yakm oldugunu anhyoruz.
Fakat
btn
bu
nemlerine ragmen, varsayimlar ok seyrek
analiz edilir
ve
ok
az
tartigilir. Varsaynnlar zerinde ok
az
a-
9
hymayapilir
ve
hatta
daha a1k
hale
getirilmeleri
bile nadiren
olur.
Ynetim
gibi bir sosyal
disiplin iin varsayimlar,
doga
bilim-
lerinin
paradigmalarindan ok
dahanemlidir.
Yaygin
olan
ge-
nel
teoriye
gre,
paradigmanm
dogal
evren
zerinde
hibir
etkisi
yoktur.
Paradigma
gnegin dnyamn
etrafmda dndgn
veya
tam
tersine,
dnyamn
gnegin etraf1nda
dndgn
belirtse
de,
buparadigmanin
gney
veya dnyazerinde
hibir
etkisi
yoktur.
Bir
dogal bilim,
CSMLERN
davramplariyla ilgilidir.
Fakat
ynetim gibi
bir sosyal disiplin
NSANLARIN
ve
NSANLA-
RA AT
KURUMLARIN
davraniglarlyla
ilgilenir. Bu nedenle
uygulamacdar,
disiplinin
varsayimlari
kendilerine
ne
ifade eder-
se, ona
gre hareket
edip
davranmaya meyillidirler.
Daha da
nemlisi, bir doga biliminin geregi,
yani fiziki
evren
ve
onun
kanunlari,
degigmez
(degiyse
debu
on
yil iinde olmaz, asirlari
agip binlerceyll
srer).
Sosyal evrenin
bu
tr
"dogal
kanunlari"
yoktur. Bu nedente
srekli
degigimsz konusudur. Bu
da
dn
geerli olan
varsayimlarm
bugn geersiz olabilecegi,
hatta
za-
man
iinde
tmyle
yamltic1hale
gelebilecegi anlamina
gelmek-
tedir.
Bugnlerde
herkes
her
iy
iin
en
dogru
organizasyonun
"ta-
kim"
oldugu
konusunda
vaaz
veriyor.
Ben
takimlarlailgili
nutuk
atmaya ok
nce, 1954'te
bagladim
ve
zellikle
de
1973'teyayimlananManagement,
Tasks, Responsibilities,
Practices (Ynetim,
Grevler,
Sorumluluklar,Uygulama-
lar)
adli
kitabimda
bukonuzerindeok
durdum. Takim-
larla ilgili gimdiki yerlegik inampin
altinda
yatan temel
varsayim,
kurumlar zerinde
ilk dgnlmeyebaglandigi
en
eski
gnlerden
beri, yani 1900yih civarinda
Fransa'da
Henry Fayol ile Almanya'da
Walter Rathenau
zamanm-
dan
beri,
neredeyse
btnynetim teorisyenleri
ve
birok
uygulayici
tarafindankabul grd.
TEK dogru igletme
var-
10
dir
veya en
azmdan
OLMALIDIR. En
nemli nokta
taki-
mm
gerekten
"cevap"
olup olmadigi
degil
(gimdiye
ka-
dar
bu konuda fazla
kamt
yoktur), fakat
biraz
sonra tarti-
acagimiz gibi, tek dogru
igletme
konusundaki temel
var-
say1min
artik
srdrlemeyecegidir.
Demek ki
ynetim gibi
bir
sosyal
disiplinde
ein nemli
gey,
temel
varsayimlardir. Belki ondan
da
nemlisi,
bu temel
varsa-
yimlardaki
DE$KLK'tir.
Ynetimle i1gili
ahymalarm bagladig1ilk
gnden
beri
-bu
aligmalar 1930'lardan nce ortaya
ikmamigtir-
bilginlerin,
ya-
zarlarin
ve
uygulayicilarin
ogu tarafindanK
GRUP
varsay1m
ynetimin
GEREKLER
olarak
kabul
grmgt.
Ynetim
DSPLNNN
temelini olugturan bir
grup
varsa-
yim:
1.
Ynetimletme
Ynetimidir.
2.
Sadece
TEK dogru
organizasyon
yapisi
vardir
veya
ol-
malidir
3.
nsanlari
ynetmenin sadece TEK dogru yolu vardir
veya
olmahdir.
Diger
varsayimlar
grubu
ise
ynetimin UYGULANMASININ
temelini
olugturur:
1.
Teknolojiler, pazarlar
ve
son
kullamc11ar
"belirlenmig-
tir."
2. Ynetimin
faaliyet
alani
hukuki
olarak tammlanmigtir.
3.
Ynetim
ie
odaklanmigtir.
4. Ulusal
sm1rlarla
tammlanan ekonomi, tegebbsn
ve
ynetimin
"ekolojisi"dir.
11
Bu dnemin
bykblmnde,
-en
azmdan
1980'lerin ilk yil-
larina kadar- bu
varsayimlarm
birincisi harihepsi
araytirma
yap-
mak,
yazi
yazmak, gretmek
veya
ynetim
uygulamalari
iin
hayata geirilebilecek
kadar gerege yakmd1.
Simdi
ise
tm
geerliliginiyitirmig
dunimda.
Hepsineredeyse
karikatr olacak.
Asil gerekten
o
kadar
uzaklaymiglar
ki
Teori'ye
ve
daha
danem-
lisi ynetimin
uygulanmasma engel oluyorlar.
Hatta gerek, hiz-
ladegigiyor
ve
bu
varsayimlarm
iddia ettiklerinin
tam
tersi
olu-
yor.
Demek ki gimdi
bu
varsay1mlar
zerindeiyicedgnmenin
ve
hemynetim aligmalarim hem
de
uygulamalarini
bilgilendi-
recek
YEN
VARSAYIMLAR olugturmanm
tamzamam.
I
Ynetim
yletmeYnetimidir
Ynetimia
iindeki
ve
digmdaki pek ok
insantarafmdan
bu
varsaytm oldugu
gibi kabul edilir.
Ynetimle ilgili
yazarlar,
uy-
gulayic11ar
ve
bu
konunundigmda kalanlar
"ynetim"
kelimesini
daymazlar
bile;
onlar
iin
otomatik olarak $LETME
YNET-
M
vardtr.
Ynetim dnyasmi ilgilendiren
buvarsaytmm kaynagt
olduka
yakm zamanlara
dayamr. 1930'lardan
nce ynetimle ilgili bir
avu
yazar ve
dgnrn
her biri
-asrm
bitimine
yakm Frederick
Winslow Taylor
ile
baglayip II. Dnya Savagi'ndan
az
nce Ches-
ter
Barnard'la
son
bulur- igletme ynetimini genel
yiietimin
bir
alt
tr olarak
kabul
etmigler
ve
kpek cinslerinin
yetigtirilmesi
temelde nasil
ayni
ise, bir
igletmenin
ynetimininde
diger iglet-
meden farkh
olmadigim
varsaymi
lardir.
Ynetim teorisinin pratikte ilk uygulamasi igletmeler-
dedegil, kr
amaci
gtmeyen kuruluglarla
devlet daitele-
12
rinde olmuytur. "Bilimsel Ynetim"in
mucidi olan
Frede-
rick
Winslow Taylor
(1856-1915),
bykbir olasilikla "Y-
netim"
ve
"Danigman" terimlerini
debugnk anlamla-
riyla
bir
arada
kullanmigtir.
Kartvizitinde
kendini "Yne-
timDanigmam"
olarak tammlami;
ve
bu
yeni
ve
garip
te-
rimleri
zellikle
seerek
potansiyel mgterilerini yoke et-
mek
istedigini,bunuda
mgterilerini tmyle yeni
bir
yey-
ler sundugu konusunda
bilinlendirmek
amaciyla
yaptigi-
ni
aiklamigtir.
Fakat Taylor
1912
yilinda Kongre'de
bir
igletmeyi
degil, kr
amaci
olmayan
Mayo Klinigi'ni "Bi-
limsel Ynetim"in
"en
mkemmel" rnegi olarak
sunarak
Birlegik Devletler'i ynetim konusunda ilk
kez
bilinlen-
dirmigtir.
Taylor'm "Bilimsel Ynetimi"
(ki
bu
sendika
baskistyla terk
edilmigtir)
en
fazlailgiyi bir igletmede de-
gil,
devietin
sahip oldugu
ve
devlete igletilenBirlegik Dev-
letler
Ordusu'na ait Watertown Askeri Deposu'nda gr-
mgtr.
"Ynetici" teriminin gimdiki
anlamiyla
ilk
defa
uygu-
lanmasi igletmede olmamig,
bu
terim
ilk kez
asrm
bagla-
tinda
bir
Amerikan
icadi
olan
Sehir
Yneticisi
iinkulla-
n11migtir.
"Ynetim prensipleri"nin
ilkbilinli
ve
sistema-
tik uygulamasi
ise
aym
gekilde yine
bir igletmede
degil,
Amerikan Ordusu'nun 1901 yilinda Theodore Roosevelt-
'in
savag
sekreteri
Elihu Root
(1845-1937)
tarafindan
ye-
niden
organizasyonu sirasmda gereklegmigtir.
lkdefa1922 yilmda Prag'da toplanan Ynetim Kong-
resi'ni
organize
edenler
deisdnyas1ndakikipiler
degil,
o
zamanlar
Amerika'nm Ticaret Bakam olan Herbert Hoo-
ver
ile dnya apmda bir tarihi, yeni
ekoslovakya'nin
kurucusu
ve
Bagkani
olan
Thomas Masaryk'ti. Ynetimle
ilgili ahqmasi apagt yukari
aym
tarihlere rastlayan
Mary
Parker Follett
deigletme
ynetimi ile
igletme
digi ynetimi
hibir
zaman
birbirinden
ay1rmamig, aym
prensiplerin
bir
13
btn
olarak nygulandigi
kurumlarm ynetiminden sz
etmigtir.
Ynetimin,
yletme
Ynetimi
ilebir
tutulmasom sebebi B-
yk Buhran'la birlikte igletmelere
kargi ortaya
ikan
dgmanhk
ve
igletmelerin
yneticilerini kmseyen tavird1.
dnyasmm
firasiyla
katranabulanmamak iin, kamu
sektrndeki
ynetim
"Kamu
daresi"
olarak
yeniden
isimlendirildi
ve
kendineait ni-
versite
blmleri,
terminolojisi,
meslek
basamaklari ile
ayn
bir
disiplin
olarak aiklandi.
Aym
zamanda
ve
yine
aym
nedente
hizla
geligmekte
olan
bir hastanedeki
ynetimle
ilgili
aligma (GM-
'den
Alfred Sloan'm
kk kardegi
Raymond Sloan tarafmdan
yapildi)
ayri
bir disiplin
haline geldi
ve
yeniden
isimlendirilerek
"Hastane
daresi"
admi aldi.
Diger bir deyigle, Ekonomik Buhran yillarmda
"ynetim"
ola-
rak
adlandirilmamak
"politik
dogruluk" olarak
algilamyordu.
Sava;
sonrasi
dnemde,
moda tmyle
degigti.Byk lde
II Dnya Savagi
sirasinda
Amerikan igletme ynetiminin gs-
terdigi
performansm
sonucu
olarak
1950'den
sonra
SLETME
"iyi
kelime"
durumuna geldi. Ve hemen
sonra,
ahyma
sahasi
olarak
"igletme
ynetimi",
"politik
dogru" kabul edildi. O
za-
mandan
beri
de, gerek kamuda gerek akademik evrelerde
yne-
tim
"igletme
ynetimi" ile bir tutulmaya
devam
etmektedir.
Oysa gimdi bizler
altmig
yillik
bu
eski
yanligi dzeltmeye
bag-
liyoruz. "letmeOkullari"nm
yeniden
isimlendirilerek "Yne-
tim
Okullari"
olmasma; bu
okullar
tarafmdan
hizla
geligerek
su-
nulan
"kr
amah
olmayan ynetim"e; hemi; dnyasmdan hem
dedrymdan yneticilerin katildigi
"idareciler
iin ynetim
prog-
ramlar1"mn
veya
dini okullarda
"papazlarla
ilgili
ynetim" de-
partmanlarinm ortaya ikigma tanik
oluyoruz.
Fakat "Ynetim
igletme
ynetimidir"
varsayan1hl
srp gi-
diyor. Ynetimin igletme
ynetimi
OLMADIINI
(tipki
tip
bili-
minin
sadece
jinekoloji
olmadigi gibi) belirtmek
ve
hatta bunu
yksek
sesle
sylemek bu
bakimdan
ok nemli.
14
Kurumlar
arasi
ynetim farklihklart elbette
mevout.
Sonuta
Grev Stratejiyi
ve
Strateji de
Yapiyi tamimhyor. Perakende
magazalar zinciri
ynetimiyle Katolik
bir Piskoposluk
blgesi-
nin
idaresi birbirindenok
farkh
(bu
fikrepek
az
magazalar zin-
ciri
yneticisi
veya
piskopos
katilsa da): t1pki
bir hava ssnn,
hastaneuin
ve bilgisayar programlariyla
ilgili bir
firmaninyne-
timi gibi. Fakat
en
byk
farkhhklar her birinin
kullandigi
de-
yimlerde
grlyor. Diger
bir deyigle,
farkhhklar prensiplerde
degil, daha ok uygulamada.
Grevlerde
ve
tartigmalarda
byk
farkhl1klaryok. Bu tr kuruluglarmidarecileri, rnegin,
zaman-
larinmogunu personel
sorunlarina
harcamaktadirlar
ve
bu
so-
runlar
dahemen
hemenher kuruingtaaymdir. Butr kuruluglarin
her
birinin ilgilendigi konularm yzde doksamna yakim genel
sorunlardtr.
Geri kalanyzde onluk blm ilgilendiren
farkh-
hklar ise
igletmeler
ve
ticati olmayan
kurumlar arasmda, egitli
endstri
dallarmdaki igletmelerin arasmdakinden
-rnegin
ok
uluslu
bir banka ile
bir
oyuncak reticisi arasmdaki fark
-byk
degildir.
Her
organizasyonda,
-ticari
olsun olmasm fark etmez-
ynetimin
sadece
son
yzde onluk
blm kurumun ok zel
misyonuna; ok zel kurum
kltrne; ok zel tarihine
ve
ok
zel kelime dagarctgina mutlaka uydurulmahdir.
Ynetimin
letmeYnetimi olmadigizellikle
nemlidir.
nk
igletme21.yzy11da geligmig
toplumlarinbyme
sektr olmayacak
gibi
grnyor
-asimda
igletme20.
yzyilda dageligmig toplumlarda
byme
sektr olmadi.
Yz yil ncesinden
farkh
olarak
gimdi geligmigher lkede
aligan nfusun sadece
kk bir blm
"igletme"
ile
il-
gili ekonomik
faaliyetlerin
iinde.
Ozamanlar alian
n-
fusun her
elemam
geimini
ekonomik
faaliyetlerden
(r-
negin; iftilik
yaparak)
kazanirdi. 20. yzyilda geligmig
lkelerde byume sektrleri
"igletme
digiydi";yani
devlet
sektrnde,
egitli
mesleklerde,
saghk korumada, egitim-
15
de
odaklamlmtyti.
veren
ve
geim kaynagi
olarak
iglet-
me
yz ylldir
(veya
en
azindan
Birinci Dnya
Savagi'ndan
beri)
yava; yavag
klmekte.
Tahmin edebildigimiz
ka-
dariyla, geligmig lkelerde 21. yzyilda dabyme
sekt-
r, organize
ekonomik
faaliyet
olan
"igletme"
olmayacak.
yle
grnyor ki
bu, kr
amaci
gtmeyen sosyal sektr
olacak.
Bu, ynetime
en
fazla
ihtiya duyulan;
sistematik,
prensipli, teoriye
dayali
ynetimin
en
byk
sonulari
en
kisa srede
elde
edebileceni
bir
sektr
olacak.
Ynetimi teoride
ve
pratikte verimli kilan VARSAYIMLA-
RIN analizi
ile
vardigimiz
ilk
sonu
yudur:
Ynetim tm kuruluglarm
en
belirgin
ve
en
ayirt
edici
uzvudur.
II
TekDogru Organizasyon
Ynetimle
ilgili kayg11ar
ve
bukonuda
yapilan ilk aligmalar,
19. yzytlm sonlarina
dogru
toplumun bir yeniligi
olarak
byk
organizasyonlarm
-igletmeler,
kamuhizmeti,
byk
ve
daimi
bir
ordu gibi
-birdenbire
ortaya ikmasiyla baglamiytir.
En bagindan,
yaklagik yz y11ncesinden
beri, organizasyon-
larla
ilgili aligmalar sadece bir
varsayima dayandirilmigtir:
Sadecebir tek dogru
organizasyon varder
veya
olmahdtr.
"Tek
dogru
organizasyon" olarak
sunulan
gey
defalarca degi-
giklige
ugramigtir. Fakat tek dogru
organizasyonu
atama
ally-
malari
sregelmigtir
ve
bugn de
hl devam
etmektedir.
yletmedeorganizasyon
yapisi
yzyilm
bitimine
dogru ilk
16
kez
Fransa'da Henri Fayol
(1841-1925)
taraf1ndan ele ahn-
m1;t1r.
Bu gahis, Avrupa'nin
en
byk
ve ayni
zamanda da
en
kt
organize olmug
kurumu olan kmr madeni iglet-
melerinin
bagmda
bulunuyordu. (Buna
ragmen
kitabmi
1916 yihna
kadar
yay1mlamamigttr). Agagt
yukart
ayni
yillarda, ABD'de
firmalarlailgilenenkipilerin
baymda da
uygulayicilar
gelmekteydi. Bunlar, J ohn J . Rockefeller, Sr;
J .P. Morgan,
ve
zellikle deAndrew
Carnegie
(dgncele-
ri
hl
zerinde aligilmayi hak
eden
ve uzun
yillar
etkili
olan
kigi)'dir.
Daha sonralari Elihu Root, daha nce belir-
tildigi gibi, Amerikan Ordusn'na
organizasyon
teorisini
uy-
gulamigtir. Ne tesadftr
ki
Root daha nce Carnegie'ye
hukuk danigmanligi yapmigtir.
Aym ylllarda Deutsche
Bank'm kurucusu Georg Siemens
(1839-1901),
1895 y1h
civarmda arkadagi Fayol'un organizasyon kavramlarmi
kullanarak,
kuzeni Werner
Siemens'in
(1816-1892)
kur-
dugu
onun
lmyle
aniden
bocalamaya
baglayan Siemens
Electric Co.'yu kurtarmaya
ahemigtir.
Yine de bu
ilk
yillarda bile, organizasyon
yapisina
duyulan
ihtiya,
herkes tarafindan
aika grlebiliyordu.
Fakat Frederick Winslow Taylor
bunu
hi gremedi. l-
mne
dek,
"ig
sahiplerinden
ve
onlarm
yardimcilarmdan"
sz
etti.
Henry Ford
(1863-1947)
da,
lmne kadar yil-
larca dnyanin
en
byk retici firmasmi bu gekilde, yani
organizasyon
yapisi
olmadan yrtt.
Ciddi
bir
organizasyon
yapistna
olan ihtlyaci
belirleyen,
Bi-
rinci
Dnya Savagi olmuytur. Fayol'un
(ve
Carnegie'nin)
iglev-
sel
yapisinin
tek dogru
organizasyon olmadigmi gsteren deyine
Birinci Dnya Savagi'dir. Birinci Dnya Savasi'nin hemen
son-
rasmda,
nce Pierre S. Du Pont
(1870-1954)
ve
soura
da
Alfred
17
Sloan
(1875-1966)
Merkezden Uzaklagtirma (Decentralization)
kavramimgeligtirmiglerdir.
Son y111ardadabizler,
"takun"
kav-
raminin her
konuda dogru organizasyon oldugunda israr eder
hale
geldik.
Oysa pimdiye
kadar, tek
dogru
organizasyon
diye
bir geyin
olmadigi
aikhk kazanmahydi.
Sadece her
birinin grlebilir
gleri, aika
belirtilmigsimrlari
ve
zel uygulamalari
olan
or-
ganizasyonar
vardir.
Organizasyonun
kesinbir
gey
olmadigt
ar-
tik ortaya ikmigtir.
Organizasyon, birlikteahgan
insanlari
ve-
rimli
kilanbir geretir. Belirli
bir
organizasyon
yapisi,
belirli
za-
manlarda
ve
belirli
durumlarda belirli grevlere
uyar.
Bugnlerde
"hiyeraryinin
sonu" szn ok
sik duyuyoruz.
Bunun
sama sapan
bir laf oldugu
aik
seik ortada.
Her kurum-
danihai
bir
otorite olmast zorunludur,
tabii ki
bu
da
"patron"dur.
Yani
son
karari
verebilen
ve
verdigi
kararlara
uyulmasim
bekle-
yen
kipidir. Mgterek tehlike
durumunda
-ki
er
veya ge
her ku-
rum bylebir
durumla kargilagabilir- herkesinhayatta kalabil-
mesi
iin net talimata
ihtiya
vardtr.
Su
almaya
baglayan
bir
ge-
mide
kaptan toplanti
yapmaz,
sadece
emir verir.
Eger gemi
kur-
tarilacaksa,
herkesin
emirlere
uymasi, ne
yapacagmi,
nereye
gi-
decegini
bilmesi gerekir
ve
bunlar
"katilun"
veya tartlyma
ol-
maksizm
yapihr.
Kriz
zamanlarinda
tek
are,
organizasyondaki
herkesin "Hiyeraryi"yi
soru
sormadan
kabullenmesidir.
Ayru kurumdaki bagka durumlar
enine
boyuna dgnmeyi
gerektirir.
Bazilart ise
hl
takim aligmasun
gerektirmektedir.
Bu bylece
srp
gider.
Organizasyon Teorisi
kurumlarinhomojen
oldugunu
ve
dola-
y1s1ylada
btnkurumun
aynt
gekilde organize
edilmesi
gerekti-
gini
varsayar.
Fayol
"tipik
imalati tegebbs" oldugunu varsayiyordu.
Alfred Sloan, 1920'lerde, Genefal Motors'un
merkezden
uzaklayan
blmlerini
ayni
gekilde organize
etti. Otuz y11
18
sonra,
1950'li ydlarm
baginda,
(Amerikan)
General
Elect-
ric
Company'nin btn igletmeyi
kapsayan
yeniden
orga-
nizasyonu
strasinda, ABD Hava Kuvvetleri'nin
sadece
ge-
ligtirme
iginde ahyan
birka dzinearagtirmaciyi, birka
binkipinin
aligtigt
ve
sadece
standart
bir rn
(mutfakta
kullamlan
bir
tost
makinesi
gibi)
imal
eden
byk depart-
manlardan
ayn
tutarak, kk bir birim
halinde
organize
etmesi
hl
"aykiri
bir
fikir"
olarak
kabul
ediliyordu. K-
k geligtirme grubunun
sittina bir
imalat,
bir
personel,
bir
finansman
ve
bir dehalkla iligkiler
mdr
yklenmig-
ti.
Fakat
herhangi bir
tegebbste
-hatta
Fayol'un
"tipik
imalati
firma"sinda
bile-
yan yana aytu
anda
varolan birok farkh
orga-
nizasyon
yap1sina
ihtiya
duyulmaktadir.
Dnya
ekonomisinde
dviz pozisyonn ynetimi giderek
kritik
ve zor
bir iyhalini
almaktadir.
Bu iqtmyle
merke-
ziyetilik
ister.
Tegebbste hibir
birimin
tek
baymakendi
dviz pozisyonunu ynetmesine izin
verilmez.
Ama
ayni-
tegebbste,
mgteri
hizmetleri,
zellikle deyksek tekno-
loji
alanlarmda,
geleneksel
merkezden uzaklagmamn
ok
tesinde,
hemenhemen
tmyle yerel
otonomi
gerektirir.
Hizmet
veren
her
eleman
"patron"
dur
ve
kurumun diger
ahyanlart talimatlari onlardan
ahr.
Belirli aragtirma
ekilleri
iin
btn
uzmanlarm
"enstrmanla-
run"
kendi kendilerine
"aldiklari"
kati iglevsel
organizasyonlar
gereklidir. Bazi
aragtirmalarda
da, zellikle
de
ilk etapta karar
al-
may1
gerektirenlerde
(ila
sanayiine ait aragttrmalar gibi),
baglan-
g1tan
itibaren takimahqmasma ihtiya
vardir.
Genellikle, iki
aray-
tirma
egidi
yan yana
ve ayni
aragttrma kurumundayrtlr.
19
"Tek dogru organizasyon olmalidir" inanc1, "Ynetim,
igletmeynetimidir" geklindeki yanh;
kamyla
yakmdan
ilintilidir.Ynetim
bilimininilk
rencileri
eger
budar
g-
rgl
yanhga dgmeseler
ve
ticari olmayan kurumlara
bak-
salardi, organizasyon yapismda grevin dogasma bagli
ola-
rak
ok
byk farkliliklar oldugunu
hemen
fark edebile-
ceklerdi.
Bir Piskoposluk
blgesi bir
operadan
ok farkh organi-
ze
edilir.
Modern bir
ordunun
organizasyonu
bir hastane-
ninkinden
tamamen
farklidir.
Fakat
aym
zamanda
dabu
kurumlarmkendilerinezg birden
fazla
organizasyon
ya-
pilart vardir.
rnegin,
Katoliklerde Piskopos
kendi blge-
sinde
bazi konularda
mutlak
otoritedir;
bazilarmda
anaya-
sal hkmdardir
(rnegin,
kendi
blgesindeki rahipleri
di-
siplin
altina
alma
hakki
ciddi gekilde smirlandmlmigttr),
baz1 durumlarda
ise tmyle gszdr
-megin,
kendi
blgesindeki bir semt kilisesini ancak
o
kilisenin
papazinm
daveti
zerine ziyaret
edebilir. Piskopos
kendi blgesin-
deki heyetinyelerinin atamalarmi
yapar
-ancak
byle
ata-
malar iin
hangi
rahiplerin
uygun
oldugunu gelenekler
belirler. Bu
heyet
bir kez olugunca
hukukenbirok
alanda
Piskopostan ok
daha
etkili
halegelir.
Organizasyonnn
elbette
bazi
"kurallar'i
vardir.
Bir tanesi, organizasyonun
kesinliklegeffaf olmasidir.
Insan-
lar
bnyesindealigmak zorunda olduklari
kurumun
yapisini
bil-
mek
ve
anlamak zorundadirlar.
Bu
ok normal gibi
grnse
de,
kurumlarin
pek ogunda
(orduda
bile) bukural
ok
sik
ignen-
mektedir.
Diger
bir kuraldan dahance bahsetmigtim: Organizasyonda
belirli bir
alanda
son
karari verecek bir
otoritenin
olmasi
zorun-
lulugu.
KRZ
zamanmda
biri
mutlaka
komutayi ele almahdir.
Otoritenin sorumlulukla orantili
olmasi
da
saglikh
bir prensiptir.
20
Saghkh bir
diger
kural
da,
kurumlarda her kipinin sadece
tek
bir
"efendi"sinin
olmasidir.

efendili kle
zgr
insandir
diye
ifade
edilen Roma
Hukuku'ndaki
eski
deyigtebilgelik
var.
Kim-
senin sadakat
atigmasma
itilmemesi gerekliligi, insan iligkileri-
nin
en
eski
prensibidir
-birden
fazla
"efendi"
byle
bir atigma
yaratabilir
(yeri
gelmigken bugnlerde
ok popler olan "J azz
Combo" kurmamn
neden
bu
kadar
zor
oldugunu
da
aiklayayim.
nk
grubun
her
elemamnm iki
efendisi vardir.
Bunlardan biri
rnegin
mhendislikle
ilgili iglevlerinbayi
olan kigi
ve
digeri de
takiminlideridir).
Olduka makul
ve
yapisal
bir kural damm-
,
kn
oldugunca
az
katmana,
yani
olabildigince
"dz"
bir
organi-
zasyona
sahip olmaktir. Bilgi Teorisi'nde sylendigi gibi
"her
yeni katman grlty ikiye katlar
ve
mesajt
yariya
indirir."
Ama bu
kurallar
bize
ne yapmamiz
gerektigini sylemiyor.
Sadece
ne
yapmamamrz
gerektigini gsteriyor. Neyin ige
yara-
yacagmi degil,
neyin igeyaramayacagmi
anlat1yor. Bu
kural
ve
ilkeler bir
mimarmkilerden
pek farkh
degiL
Ona nasil
bir bina
inga
etmesi gerektigini
degil,
engellerin neler
oldugunu
gsteri-
yor.
Organizasyon yapisiyla ilgili egitli
ilke
ve
kurallar da
apagi
yukan
aym
geyi
yapiyor.
Bir
sonu:
Bireyler
tek
ve aym
zamanda
farkh organizas-
yon
yapilarmda
ahabilecek
hale
gelmelidirler. Bir grev
iintakim
ahymasi yaparken
bir
digeri
iin
-aym
zamanda-
emir
ve
komuta
yapisi
iinde
ahymak
zorunda
kalabilecek-
lerdir.
Kendi kurumunda
"patron"
olan kigi,
bir
bagka
bir-
legmede,kkbir katilunda,
ortak girigimlerde vs.'de
"or-
tak" durumundadir.
Diger
bir deyigle,
organizasyonlar
ida-
recinin alet
kutusununbir
paras1
halinegelmig
olacaklar-
dir.
Daha da nemlisi: Bizler farkh
o1ganizasyonlarm gleri
ve
smirlan
konusunda
yapilan
ahymalara
devam
etmeliyiz.
Hangi
21
grevler iin
hangi
organizasyonlar
daha
uygundur?
Hangileri
daha
az
uygundur7 Bir grevi yerine getirirken
ne
zaman
bir
or-
ganizasyondan
digerine gememiz gerekir?
Bu analize
belki de
en
ok
qu
andaki
"politik
olarak
dogru
organizasyon"da,
yani
"takim"
daihtiyavardir.
Bugn genellikle her
ige
uygun
tekegit takim
-buna
J azz
Combodiyelim-
oldugu
varsayilmaktadir.
Ashnda
herbiri
kendi alanmda
vygulama
yapan yarim
dzine
-hatta
bir
d-
zine-
ok farkh
takim
ve
bunlarinher birinintek tek
kendi
sinirlari,
kargilagtiklartzorluklar
ve
degivikyitetim
ihti-
yalari
vardir.
Bugnlerde ok popler olan "J azz Com-
bo"nun
en zor
takimlardan
biri
oldugu tarttlabilir.

yap-
masi en
zor
takim oldugu
ve
ok
kati
smirlari
oldugu
da
bilinmektedir. Ancak
belirli bir takimm
neye uygun
olup
neye
olmadigmi hizla
ortaya
1karmaya aligmazsak,
n-
mzdeki
birka yll iindetakimlara
"geici
bir heves, bir
moda" gzyle
bakilacak
ve
takimlar
itibar
kaybedecek-
lerdir.
Aslmda takimlar nemlidir.
aligtiklar1 ve
ait ol-
duklari her yerde
en
etkili organizasyonlar
takimlardir.
Elbette
bizler organizasyon
teorisinin
-ve
uygulamas1nm-
hl
inandigi
"saf"
"tek
dogru organizasyon" yerine
"karigik"
yapilar
zerinde ahyip
bunlari kullanmaya
mecburuz.
Bir rnek:
stdzey
egitim
almig bir dzine,
ya
da
daha
fazlainsanin
aik
kalp ameliyati
-
yapmasi
gerekmektedir.
Bu
insanlar
Fayol'un
-biraz
abartilmig
olsa
da-
"iglevsel
organizasyon"
dedigi bir
rnek olarak ele
ahnabilirler.
aligan
herkes
-ba;
cerrah,
iki yardimc1
cerrah,
anestezi
uzmani,
hastay1
ameliyata
hazirlayan
iki hempire,

ame-
liyat
hempiresi, iki
veya
hempire ile yogun
bakim
ve
dinlenmeodasmdaki grevliler,
kalp-ciger
makinesini
idare
22
eden
teknisyen,
veya
drt elektronik teknisyeni- sadece
TEK iy
yapmaktadir
ve
hibir gekilde
ama
hibir
gekilde
bagkabir igle
ugragmaz. Yine de
bu
insantar
kendilerini
bir
"takim"
olarak
grrler
ve
hastanedeki herkes
de
onla-
ra
yle
bakar.
Elbette
onlar
gerekten
"takim"dirlar,
ancak
bu
takimin her
elemani
kimseden
emir
almadan
ve
kimse-
nin
bir
yey
sylemesine
ihtiya
kalmadan,
ameliyat
sira-
sindaki
en
ufak
bir
ritim
degisikligindeigindeNASIL de-
gigiklik
yapacagim
aninda
bilir.
Aragtirma
ve
ahyma yapilmasi zellikle gereken bir
alan
da
ST
YNETMN ORGANZASYONU
konusudur.
Organizasyona
kar1
ilk ilgi, gerek
anlamda
ilk defast
dzey bir igin
bilin1i
olarak tasarlanmasiyla baglannytir:
AMERKAN
ANAYASASL Bu
tasart
ilk kez politik toplu-
mun en
eski
meselelerinden
birini
ve
eski
siyasi sistemlerin
hibir
gekilde
zemedigi
geyi
zd:
Bir nceki
kipinin
yerine gemeproblemini. Anayasa, hem
tam
anlamiyla
meg-
ru,
btnyle
yetkili
ve
(mit
verici bir gekilde)
bu
igeha-
zirhkh
bir hkmet
bagkani
olacagmi,
hem de bu kipinin
aym
zamanda
halen grev
yapan
makam
sahibinin
otorite-
sini tehdit
etmeyecek
-hanedan
prenslerinin
yaptigt
gibi-
biti
olacagmi
garantiye aldi. Politik
olmayan
kurumda st d-
zey
ynetimin
yapisi
sz
konusu
olunca,
ig,
kuralci organi-
zasyou
teorisinin nnde gitmektedir. Deutsche Bank'in ku-
rucusu ve
kurtaricisi
olarak
dahance de
adt
geen
Georg
Siemens,
kuzeninin
elektrik
girketine (Deutsche Bank da,
Siemens Electric Company de iinde
bulunduklari
endst-
rilerin
en
bykleridirler)bu
kuralet organizasyon
yapism1
empoze
ederek,
bugn
Almanya'da st dzey
ynetimin
yasal
yapisim
meydana
getiren
tasarimi yaratmigttr
(bu,
ufak
degigikliklerle Orta
ve
Kuzey Avrupa'da
da
uygulamr):
her
23
biri
SLEVSEL
birer
uzman
olan
ve
sadece
kendi
alanm-
dazerkligi
bulunan,
egit
ortaklarm bir
araya
geldigi;
daha
sonra
btn
grubun kendilerine
"patron"
ya
da
"lider"
ol-
mayan
bir
"Szc" setigi takun.
Her
geye
ragmen,
herhangi birkimse
ikip da
bir igletme,ni-
versite,
hastane
ve hatta
modem
bir kilisedest ynetimin
nasil
organize
edilecegini
gerekten
bildigimizi
sylerse
ok
gayarim.
Retorigimizle uygulamamiz arasmda
gittike
byyen
tu-
tarsizhgtn aik
bir
igareti: Durmaksizm
"takimlar"dan
sz
ediyoruz
ve
her
aligma
st ynetim
igleriningerekten
takim gerektirdigi
fikriyle
sonulamyor.
Ama
uygulama-
da
-yalnizca
Amerikan endstrisinde
degil-, "CEO" denen
sper adamlarm
"putlagtirtldiklarim"
gryoruz.
$u
anda
taptigimiz
ve
yagamdan daha kutsal saydigimiz CEO'larm
yerini
nas11
ve ne
gekilde
kimlerin alacagi meselesine
hi
kimse ufacik bir dikkat sarf
etmiyor-ve
hl bir kigiden
sonra onun
makamma
geme
olgusu
st ynetimin
nihai
sinavi
oluyor.
Bagkabir deyigle, ynetimde organize
i;
ve
organize uygula-
ma
aismdan olduka eski
olsalar da,
organizasyon
teorisi
ve or-
ganizasyon
uygulamastyla
ilgili yapilmasi gereken daha ok
gey
var.
Ynetim biliminin
yz
yll
evvelki
ncleri
haklilardi. Orga-
nizasyonel
yapi
bir
ihtiyatir.
Nasil amip
digmdaki her
biyolojik
varligm
yapi
ihtiyaci
varsa,
modern
bir
tegebbsn
-igletme,
kamu
hizmeti, niversite,
hastane, byk kilise
veya
byk
ordu-
de
organizasyona
gereksinimi
vardtr.
Fakat ncler sadece
tek dog-
ru
organizasyon vardtr
veya
olmalidir
varsayimmda
yamlglya
dgtler. Biyolojik
varhklarm
ok sayida farkli yapilarinin olma-
si
gibi sosyal organizmanm
da
-bu
da modern
kurumdur- ok
24
sayida
farkli
organizasyon gekli
vard1r Dogru
organizasyonu
ara-
mak
yerine, ynetimin aragt1rmas1,
geligtirmesive denemeyig-
renmesi
gereken
yey:
Greve
uygun
organizasyon'dur.
III
nsanlarr
Ynetmenin TekDogru Yolu
Bayka
hibir
alanda temel geleneksel
varsayimlara,
insan
ve
insanlarin ynetimi alanmda
oldugu
kadar
siki
sikiya
bagli
ka-
hnmamigttr
-bu
ogunlukla
bilinsizce
olsa da. Diger alanlarin
hibirindede
varsayunlar gerekle bu kadar
anlagmazhga
dg-
memig,
ters
tepmemigtir.
"nsanlarrynetmenin
tek
dogru
yolu
vardir
-veya
en azm-
dan
olmahdir."
nsan
ynetimiyle ilgili
neredeyse
herkitabin
veya
her
belgenin
altmda bu
varsayim yatar.
Bu konuda
en
ok
ahnti
yapilan kitap,
Douglas McGregor
tarafindan yazilan TheHuman
Side
of
Enterprise (Tegeb-
bsnnsanYn)
(1960)'dir.
Douglas bu kitabmday-
netimlerin
insan
ynetimi konusunda sadece
ama
sadece
iki yol, "Teori X"
ve
"Teori Y"
arasmda seim
yapmasi
gerektigini
ileri srer. Sonra da Teori
Y'nin
en
makul
yol
oldugunu belirtir. (Ondan
az
nce deben 1954 yllinda
ya-
y1mladigim The Practice
of
Management -Ynetim Uy-
gulamasi- adh kitabunda
buna
yakin yeyler sylemigtim.)
Birka yil
sonra,
Abraham
H.
Maslow
(1908-1970)
Mas-
low
on
Management
(Ynetimde Maslow) adli
kitabmda
Mc
Gregor'un da, benimdefeci
gekilde.yanildigimizi gs-
terdi. Sonu
olarak farkh insanlarm farkh ynetilmeleri
gerektigini
ottaya
koydu.
25
Ben fikrimden hemen
dndm.
Maslow'un kanitina
karyi
ko-
nulamazdi.
Ama bugne kadar pek
az
kigi buna nem
verdi.
letmelerdeki insanlar
ve
onlarm ynetimiyle ilgili diger
b-
tn varsayimlar
bu
temel
varsayima
-yani
insanlan ynetmenin
tek,
sadece
tek
dogru
yolu
vardir
varsay1mma-
dayanmaktadir.
Bu
varsayimlardan
biri igletmeler iin ahyan insanlarm
o
ku-
rumun
ahyam
oldugu,
tam
gn
ahytigi, geimi
ve
meslegi
iin
aligtigi igletmeye bel
bagladigidtr.
Buna
benzer
diger
bir
varsa-
yim
ise
bir igletmeiin
ahyanlarin,
o
igletmenin astlan
oldugu
geklindedir. Gerekten de bu
kipilerinbyk ogualugunun
ya
az
becerikli
ya
datamamen beceriksiz
olduklar1
ve ne
verilirse
sadece
onu
yaptiklari
varsay11maktadir.
Seksen yll nce, Birinci Dnya Savagt s1ralarmda
ve
sonla-
rinda,
bu varsayimlar
ilk defa
formle edilirken, geerli say11abi-
lecek kadar gerege yakm grnyorlardi. Bugn isebu
varsa-
yimlarm
hibiri
savunulacak
gibi degil. Bir
igletmedeal1;anla-
rm
byk
bir
blm
hl
o
igletmenin
ahyanlan
sayilabilir.
Fakat
tam
gn
ahyanlar
bir
yana,
bir de
sayilari
hizla
ve
dzenli
bir
gekilde artan bir
azmlik vardir
ki, girket iin alipsalar
dabun-
lar
girketin aliganIari degildirler, Bu
kipilerdigaridaki bir tage-
ron
iin, rnegin retim
yapan
bir
fabrikanin
veya
hastanenin
bakim
ve onarim
igini yklenen
ya
da devlet acenta
veya
kuru-
munun
bilgi iglem sistemlerini igleten bir firma iin
ahyirlar.
Bunlar
"geici
lyiler"
veya
yarim
gn ahyaniardir. Kendi pahsi
adina anlayma
yaparak, hizmetli olarak
veya
belirli bir kontrat
sresinde
ahyanlar giderek ogalmaktadir. Bu durum zellikle
igletme iin alian ok
bilgili
ve
dolayisiylada ok degerli
in-
sanlar
iingeerlidir.
letmetarafindan
tam
gn ahymak zere ige
alinmig
olsalar
da, olduka dgk seviyeli iglerde
bile
giderek daha
az
sayida
kivi
"ast"
durumunda
ahymaktadir.
Bunlar
hizla
"bilgi
iileri"
konumunagelmektedirler. Bilgi iileri de
astlar
degil,
"meslek-
taglar"dir.
irakhk
devresini
geirdikten
sonra,
bilgi
iileri
ken-
26
di konularmi
patronlarindan daha
iyi
bilmek
zorundadirlar,
yok-
sa
hibir igeyaramazlar. Bilgi iisinintammi
"igini
organizas-
yondaki
herkesteniyi
bilen kipi"dir.
Mgteriye
hizmet
eden
bir
mhendis, mdrnn
o
rnle
ilgili
bildiklerindenfaziasimbilmez.
Fakat mgteriyi daha
lyi tanir ve
bubelki de
rn
tammasmdan ok dahanem-
lidir. Bir
hava
ssnde aligan
meteoroloji
uzmani
rtbe
olarak havass kumandamndan
ok apagidadir. Ama hava
tahmini
konusundaki bilgisi
mutlak surette s kumanda-
nindan
fazla
olmazsa hibir
ige
yaramaz.
Hava
yollarmda
hizmet
veren
bir
teknisyenin
uagin teknik
durumuyla
il-
gili
bilgisi rapor
verdigi
havaalam
mdrnden ok
daha
fazladir. Bu
byle
srp gider.
Yillar nce
yapt1klari
ve
hl
yaplyor
olduklari
yaygin
bir
gekilde varsay11sada, buna bir debugnn
"stler"inin
genelde
kendi
"astlar"inm
iglerini hi
yapmadiklanm
ekleyin.
Pazarlama
blm bagkan
yardimeisi satig blmn-
den gelmig
olabilir.
Satig konusunda
ok bilgili
olabilir.
Ancak
pazar
aragtirmasi,
fiyatlandtrma, paketleme, hizmet
ve
satig
tahminleri konusunda hibir
gey
bilmez. Dolayt-
siyla da pazarlama bagkan
yardimcisi pazarlama depart-
manmdaki
uzmanlara neyi
nasil yapmalari gerektigi
ko-
nusunda bir
tavsiyede
bulunamaz,
ama
bu departmandaki-
ler
onun
"astlar"idir
ve
pazarlama bagkan
yardimcisi bu
kipilerin
performansmdan,
onlarin
igletmenin
pazarlama
abalarma
katkilarindan
sorumludur.
Aym
gey
hastane
idarecisi
veya
hastanenin
Klinik La-
boratuvari'nda
ya
da
Fizik Tedavi Blm'nde aligan
egitimli bilgi
iileriyle
ilgili
olarak
hastanenin
tibbi
di-
rektr
iin
de
geerlidir.
27
Elbette
bumeslektaglar
aym
zamanda
"astlar"dir.
Ziraigeahn-
malari, iyten atilmalari,
terfileri, degerlendirilmelerivs.
hep
"pat-
ron"a baghdtr.
Fakat st olan da ancak
"astlarin"
onu
"egitme"
sorumlulugunu
yklenmesiyle
iginde
performansgsterebilir.
Yani
pazar
aragtirmasom
veya
fizik tedavinin
ne
oldugu
veya
nasti
olmasi
gerektigini
ve
bu
ayrt
ayn
alanlarm
"sonulari"nm
neler
oldugunu
"st'n
anlamasmi
saglamak
gerekir. Kargihmda
bu
"astlar"
direktif
almak
iin stlere
bagunhdir,
ve
"amacm"
ne
oldugunun
sylenmesini
destlerden
beklerler.
Bagka
bir
deyigle,
aralarmdaki iligki
geleneksel
st/ast
iligkisinden
ok, orkestra
geflyle enstrman
alanlar
ara-
smdakine
benzer. Kural olarak,
bilgi iileri ahytiran
bir
igletmedeki st de, tipki bir orkestra
gefinin tuba alama-
masi
gibi,
herhangi bir astm igini
yapamaz.
Buna
kar1hk,
bilgi iisi yn
verilmesini
ve
igletmenintm
iin
"ama-
cm",
yani standartlarm,
degerlerin,performansm
ve
sonu-
larm
neler oldugunun tammlanmasmi
stten
bekler. Tipki
orkestranm
en
yetenekli
-ve
hatta
en
despot- gefinin
bile
sabote
edebilmesi
gibi, bir
bilgi organizasyonu
da,
en
des-
potu bir
yana, en
yetenekli
st bilekolayhkla baltalaya-
bilir.
Saydari giderek
artan
tam gn ahyanIarm
hepsi gnlller
gibi
ynetilmelidir.
cretleritabii
ki denecektir.
Fakat bilgi ig-
ilerinin
hareketliligi vardir.
ten
ayrilabilirler.
Onlarm
"retim
araIari" kendi bilgileridir.
Elli yildir
parano
tek
baymaperformans1
motive etmedi-
gini
biliyoruz.
Para
ile
ilgili tatminsizlik motivasyonu
b-
yk lde
azaltir.
Frederick
Herzberg'in
40yll nce 1959
ylimda
yayunladigi
The Motivation
to
Work
(te
Moti-
vasyon)
isimli kitabmda belirttigi
gibi,
para
ile ilgili
tat-
28
min sadece bir
"hijyen
faktr" dr. Gnllleri
motive
eden
gey,
zellikle
bi1gi iilerini
de
motive eden geyle
ayntdir.
GnlIlerin
iglerinden,
cretlilere oranla daha
fazla zevk
aldiklarmi, daha fazla tatmin olduklarmi
biliyo-
ruz;
nk bunun
kargiliginda
bir deme eki almazlar.
Onlarmher
geyden ok
kamilayici bir
yeye
ihtiyaIan
vardir.
lyletmenin
misyonunu bilmeleri
ve
ona
inanmalari
gerekir.
Devamli egitime
ve
sonulari
grmeye ihtiya
duyarlar.
Sonuolarak, ahyan
nfusun
iindeki farkli gruplar degigik
gekilde ynetilmelidir.
ahyan
nfusun
iindeki
aymgrup
da
farkh
zamanlarda
farkh ynetilmelidir.
"al1;anlar"
da
"ortaklar"
gibi
ynetilmelidir
-ve
ortakligin
tammi
da
btnortaklarm
egit
oldu-
gu,
ortaklarm
birbirine
emir
veremeyecegi, ancak
birbirini ikna
edebilecegi
geklindedir. Demek
ki
insan ynetimi giderek bir
"pazarlama
igi" olmaktadir. Vepazarlamaya hi
kimse, "Biz
ne
istiyoruz?"
sorusuyla
baglamaz.
"Diger taraf
ne
istiyor? Deger-
leri
neler? Hedefleri
nedir?
Sonu
olarak kabul
ettikleri nedir?"
sorulariyla
baglamak
gerekir. Bu
ne
"Teori
X",
ne
"Teori Y",
ne
de
insanlari ynetmenin
bagkazel
bir teorisidir.
Belki hep
birliktegrev
tammini
yeniden
yapmamiz
gereke-
cek.
Bu
tanim
"insanlarin
iglerini
ynetmek" olmamah.
Teori
ve
uygulamadaki
baglang1
noktasi
"performans
iin
ynetim" ol-
malidir. Baglang1
noktasi
sonularm
tammlanmasi olabilir
-tip-
ki
alman puanlann
hem
orkestra
gefi
hemde futbol antrenr
iinbaglangi
noktasi
olmasi gibi.
Frederick
W.
Taylor'dan beri,
tipkt
eliyle
alian
bir iinin
verimliliginin yzyillar
nce insanynetiminin merkezi olmasi
gibi,
bilgi
iisinin verimliligi degiderek
insanynetiminin
mer-
kezi oluyor
grnyor. Bu her geyin
tesinde,
igletmelerdeki
in-
sanlar
ve
grevleri ile
ilgili
ok farkli varsayimlan
gerektirecek:
29
Kimse insanlarr
"ynetemer."
Grev,
insanlara liderlik yapmaktrr.
Vehedef her bireyin kendine rg belirli gcn
ve
bil-
gisini verimli krlmaktrr.
IV
Teknolojiler
ve
Son Kullanscrlar Sabittir
ve
Belirlenmigtir
Ynetimin bir
DISPLN olarak
ortaya
iktigi ilk gnden
beri
yukarida sz
edilen
bu drt
varsayim
daYnetimin UYGULAN-
MASI
strasmda
temelde
var
olmuytur.
Teknoloji
ve
son
kullamcilarla ilgili bu
varsayimlar
byk
lde modern igletme
ve
modern
ekonominin temelini
birlikte
olugturur. Birlikte Endstri Devrimi'nin ilk gnlerine uzamrlar.
Tekstil
endstrisinin
kk
atelyelerden ikip geligmeye
bagladigi ilk yillarda, bu
endstrinin
kendine zg bir tek-
nolojisi oldugu
varsaythrdi
(ki
buda
tamamiyla geerli bir
varsayimdi).
Ayni
gey
kmr
madenciligi
ile 18. yzyil
sonlarinda
ve
19. yryil
baglarmdaottaya
ikan
diger
en-
dstri kollari
iin
de
geerliydi. Bunu ilk
anlayan
ve
bunu
temel alarak
byk bir
tegebbs
kurankivi,
aym
zamanda
bugn bizim
modern
igletme dedigimiz geyi geligtiren
kigi
Alman
asilh
Werner Siemens'tir
(1816-1892).
Bu fikir
onun
1869'da niversite egitimi
almig
ilk
bilimadamma
modern
bir aragtirma laboratuvari kurmasi iin talimat
vermesine
neden
oldu. Bu, tmyle
bugn
elektronik admi verdigi-
miz
geye
adanmig
ve
elektronigin
(o
yillarda
"dk
vol-
30
taj"
denirdi)
diger endstrilerden
farkli
ve
bagimsiz tekno-
lojisinin varhmi
net bir
gekilde
anlamig
bir
zihtiiyete
da-
yandirilmig bir laboratuvardi.
Bu fikirden
sadece
Siemens'in kendi girketi
ve
laboratuvart
dogmadi, Alman
kimya
endstrisi
de
geligti
ve
dnya apmda
lider konumuna
geldi.
nk
bu
endstrinin
temelindeki
varsa-
yim
kimyanin
ve
zellikle de
organik
kimyamnkendinezg bir
teknolojiye
sahip oldugu
geklindeydi.
BB
varsayim
sonucunda
dnya apmda
byk lider
girketler geligti: Amerikan
elektrik
ve
kimyafirmalari,
otomobil
ve
telefon firmalari
vs.
Bu
anlaylytati
19. yzyihn
en
bagarili
bulugu sayilabilecek aragtirma laboratu-
vari
dagdu. Bu,
Siemens'in laboratuvarmdan ayagi yukari
yz
yll
sorira
1950'de
kurulan
IBM laboratuvarlydi. Yine
aym
yillar-
daila
endstrisindeki
byk
firmalar1n aragt1rma laboratuvarla-
ri
geligti
ve
bunlar II. Dnya Savagi'ndan
sonra
dnya apinda
endstri
haline
geldiler.
Bu
varsayimlarin
bugn
savunulacak
yanlari kalmadi. Buna
en
iyi rnek
elbette ila
endstrisi.
Bu
endstri,
giderek ila
en-
dstrisindeki aragttrma
laboratuvarlarmin
esas
aldigt
teknoloji-
lerden temelinden farkh teknolojileredayanmaya bagladi.rne-
gin;
genetik,
mikrobiyoloji, molekler
biyoloji, tibbi
elektronik
gibi.
Aytn
yey,
giderek
elektronik
ve
bilgisayara bagtmli hale
gelen otomotiv
endstrisinde
de
oldu.
Ayni gekilde elik
endstrisi
de fiziki
bilimleredaha
ok
yer vermeye
bagla-
di.
Ancak eski elik girketleri
buna
ragmen tmyle ilgisiz
kaldilar, bu ilgisizlikleri hl byk lde sryor.
Kgit
endstrisinde
de
aym
gey
oldu,
listebyle
uzayip
gidebi-
lir.
19. yzyilda
ve
20.
yzyihn ilk yarisinda
kendi
endstrisi
di-
31
gindakullamlan teknolojilerin
o
endstri
zerindeki etkisinin
yok
denecek kadar
az
olduguna inanihyordu.
Simdi
olugturmamiz
ge-
reken
varsayim
bir
girketi
veya
endstriyi
en
ok etkileyen
tek-
nolojilerin
kendi
alam
digmdaki
teknolojiler oldugudur.
Elbette orijinal
varsayim, o
girketin
kendi aragtirma laboratu-
varimn,
girketin
ve
ilgili
oldugu
endstri
dalmm
tm
gereksin-
melerini retebilecegi
veya
retmesi gerektigiydi. Siradaki
diger
varsayim
dabu aragtirma laboratuvarmm
rettigi her geyin
o
gir-
ket
veya
hizmet
ettigi
endstri
geklindeydi,
rnegin,
bu,
son
yzy111n
bykaragtirma laboratuvar-
larmdan
en
bagarilisi
olan, Amerikan telefon sistemine ait
Bell
laboratuvarmm
kurulugunun
belli bagli
nedeniydi.
1920'de kurulan Bell Laboratuvari 1960'larm
sonuna
dek
gerekten telefon
endstrisinin
uygulamada
ihtiyaci
olan
her
yeni
bilgiyi
ve
her yeni teknolojiyi retti. Tabii Bell
Laboratuvari'nda alian
bilimadamlan
tarafmdan reti-
lenher
gey
de
uygulamada
en
ok telefon sisteminde
kul-
lamidi, Bu
durum
Bell Laboratuvarlan'nin
belki de
en
b-
yk
bilimsel bagarisiylabelirgin
bir gekilde degigti: Bu
da
transistrd. Telefon girketinin kendisi transistrn siki
bir
kullanicisi haline geldi. Fakat transistrn
yaygm
kullam-
hyi
telefon sistemi digmdaki
alanlardaydi.
Bu
o
kadarbek-
lenmedik bir yeydi
ki
Bell Telefon
Sirketi,
transistr
ilk
geligtirildiginde,
bunun
telefon
sistemi
iindeyeterli
kul-
lammmm
olmadigim
ve
bu
sanayi
digmdadakullamlabi-
lecegini gremedi. Bylece Bell Laboratuvan'mn
devrim
yaratacak
olan
-ve
aym
zamanda
da
en
degerli- bulugutop-
lam
olarak 25.000 dolar
karghmda, neredeyse
bedavaya
her nne
gelene
satildi.
Telefon girketleri
digmda
elektro-
nikle ugragan diger
modern
firmalann geligmesi
tamam1y-
la
Bell Laboratuvar1'nin kendi bagarisimn
kiymetini
anla-
mamig
olmasinin
yarattig1
bu
flyaskoya
dayanmaktadir.
32
te
yandan, telefon sisteminde devrim
yaratan
geyler
-
dijital
santraller
veya
fiber-glass
kablolar gibi- Bell Labo-
ratuvari'nda
geligtirilmemigtir.
Bunlar telefon teknolojisi-
ne
yabanci teknolojilerin rnleridir.
Bu
durum
son
30-35
yildir
tipik
bir
hal almigtir
ve
her sanayi
dalinda
da
giderek
yaygtnlagmaktadir.
Teknolojiler
19. yzyilda
oldugu
gibi
birbirlerineparalel de-
giller.
19. yzyilm aksine,
birbirleriyle devamh kesigmektedir-
ler.
Belirli
bir endstri
dalmdaki
kipilerin
teknoloji konusunda
hiduymadiklan herhangi bir
gey
o
endstride
ve
teknolojisinde
devrimyaratmaktadir
(ila
endstrisi
ile
ilgilenenlerin,
birakm
tibbi
elektronigi,
genetik
konusunubilehi
duymadiklari gibi),
Byle
dig
teknolojiler,
teknik
bilgi bir
yana,
o
endstriyi daha
ok grenmeye, elde etmeye, adapte
olmaya
ve
kafa
yapisim
de-
iytirmeye zorlar.
Eczac1ya genetigin
temel varsayimlar1tama-
men
yabanci
gelirken, genetik ila
endstrisinde
hizla devrim
ya-
ratmaktadir.
Genetikle
ugraan
uzmamn
kafa
yapisi
ise
o
kadar
degigiktir
ki
pimdiye kadar
ila
endstrisiyle
ilgili
belli baghhi-
bir
firma genetigikendi
aragtirma
programma
baarilibir gekilde
sokamamigtir.
Firmanm, genetik alanina girebilmesi ancak
diga-
ridan,
genetikle
ilgili bir
firmada
aligan kk
bir
grubun
katih-
m1yla
veya
niversitenin genetik
blmyle yapilan anlayma
yoluyla
mmkn
olmaktadir.
19. yzy11da
ve
20. yzyil baglar1nda endstri
ve firmalarm
ortaya
1kiqi
kadar nemli
ikinci
varsay1m
dagudur:
son
kullani-
cilar sabittir
ve
belirlidit. Belirli bir
son
kullanimiin, rnegin
biranmdoldurulmasi gibi, eyitli firmalar
arasinda
kiyasiyabir
rekabet
yaganabilir. Fakat
son
zamanlara
kadarbufirmalarmtm
cam
firmalarlyd1
ve
biranin
doldurulmasi demek
onu
sadece
gi-
gelere
doldurarak
kullamma hazir
halegetirmekti.
Yine
aym
gekilde, elik elde
edilir edilmez,
yani 19. yzyilin
son
dnemlerinden
itibaren,
tren
yolu raylari sadece elikten
re-
33
tildi. Elektrik
belirli bir
uzakhga
iletilir iletilmez, teller bakirdan
yap11mayabagladi. Ayni
gey
hizmet sektrne de yansidi. let-
menin
kredi ihtiyaci
yalmzca
ticari
bankadan
ahnan
ticari
kre-
diylekargilandt, Yazili
ve
basili iletigimin
saglanmasada
posta-
nenin
"dogal
tekeli" vardi. Kendini
doyurmanmiki
yolundan biri
evde kendin iin yemek pigirmek,
digeri derestorana gitmekti.
.Bu sadece
igletme,
endstri
ve
tketici
tarafmdan degil,
devlet
taraf1ndanda
aika
kabul
edilmigtir.
Amerikan
is
mevzuatt,
her
endstri
dalininkendinezg sadece tek tek-
nolojisi oldugu
ve
her
son
kullanimmda kendine zg,
zel
ve
tek
rn
veya
hizmeti bulundugu
varsayimlarma
dayanmaktadir.
Anti-trst bu
varsayimi
temel al1r.Ve
bu-
gne kadar Anti-trst sadece
cam
gige
pazarim
ele geir-
me
kaygtsindayken, biranm
giderek givelere
degil teneke
kutulara
doldurulmaya
baglandigi geregini gzden kair-
maktadir
(veya,
tam
tersi, Anti-trst tamamiyla
bira
iin
metal
kaplarin
piyasaya
sunulmasi
ile ilgilenirken,
biranin
halen
cam
gigelere
ve
giderek deplastik
kutularakondugu
geregine
hi
dikkat etmemektedir). 1920'li yillarin
orta-
larmadogru, Amerikan Yuksek
Mahkemesi
telekomni-
kasyon konusunda birbiriyle eligkili
ve
rekabeti
olma-
yan
yalnizca iki yol
olduguna
karar
verdi
-konuqulan
keli-
meler
telefonla, yazah
kelimeler detelgrafla iletilebilirdi.
On
y11
sonra,
Byk Buhran yillarinda, Amerikan Kong-
resi
yatirim bankacihmi ticari
bankaciliktan
ayirdi.
Bun-
larinherbiri
ayri
birer kurum
olarak
ve
kendilerine
ait
kul-
lamcilan
olacak gekilde teykilatlanacaklardi.
Fakat
II. Dnya Savagi'ndan
itibaren
son
kullammlar kr
krnebelli bir rne
veya
hizmete bagh kalmamaya
bagladi.
Kuralm belli
bagli ilk istinasi
tabii
ki
plastiklerdi. Bugn tek bir
maddeye
bag1mli
olmaktan
kain111yor.
Aymihtiya ok
degigik
yollarla gideriliyor.
34
II. Dnya Savagibaglarina kadar, haberler sadece
gaze-
tenin
-18.yzyil
icadi
olup
20. yzyilda
en
byk geligme-
yi gstermigtir- tekelindeydi.
Bugnisehaberleri ilettnek
iin
birbirine
rakip
birok yntent
var:
basih
gazete, aym
gazetenin Internet zerinden dagitimi,
radyo, televizyon,
sadece elektronik
aralar
kullanan
egitli haber kuruluglari
-zellikle
ekonomik
ve
i; dnyasi
ileilgili haberler
iin-
ve
diger bazl
yntemler.
Byk Buhran ylliar1nda ABD'de Glass-Steagall Ka-
nunn*
ticari
bankalarmyatirim bankacihgi
alanmda
faali-
yet
yapmalarim nlemekle kalmamig,
aym
zamanda
yati-
rim
bankacilarinin
da ticari bankacihk faaliyetlerini
nle-
meye
ahymig
ve
bylece
bankalarin kredilerini
tekelci
bir
zihniyetle
kulland1rmalarma yardimci
olmuytur. Ticari pi-
yasada bankaum
tekelci bir pozisyonda.olmasm1
amala-
yan
bu kanunun
mantikla
eligen
bir
sonucu
ise, ticari pi-
yasayi
yatirunbankacilarinin
eline
teslim etmesiydi. Ame-
rika
hukukunda
tuhaf bir
gekilde
(1920'lerde
ABD Yk-
sek Mahkemesi'nin bir karari)
"ticari
senet"
(Amerika'da
European Bill Of Exchange**'le
egdegerde
olan)
"men-
kulkiymet" olarak simflandirilmigtir. Buda 1960'dan
sonra
yatirim
bankacilarima ticari bankacihk faaliyetlerinde
en
nemli
g
olmalartni
saglamig
ve
dolayisiyla
artanbirhizla
bankalarm
ticari
kredileri yatirim bankacilarmm
"ticari
senet"leriyle
yer
degigtirmeyebaglamigtir.
Fakat
geligmig lkelerin tmnde ok
htzli bir
gekilde
*Glass Steagall Act
-
1933'te kabul edilen
Amerika
Milli Bankacihk Ka-
nunu'nun bir blm olan
bukanunla
ticaret
ve
yatirim bankalarmmfaaliyet-
leri
birbirinden
kesin olarak ayrtimtytir. Kanunun
Kongre'de kabul mali pi-
yasalarm ok kank oldugu,
banka
iflaslannm ogaldigi ekonomik kriz yilla-
rma
rastlamaktadir.
**European
Bill of Exchange =Avrupa
Kambiyo Senedi
35
geligen ticari
kredi kaynagi
ne
ticari
bankalar
ne
de
yatt-
rim
bankalaridir.
Bu kaynak
eyitli gekillerde
sunulan
kre-
di
kartidir.
Simdilik
olduka
kkbir
grup
olan,
fakat
sa-
yilari giderek
artan bir.grup m terinin artik
birden
fazla,
hattabazilarimn25
veya
30
tanekarti
var.
nsanlar
bu
kart-
lari kendi olanaklarmm ok stnde kredi saglamak
ve
kredi
seviyesini koruyabilmek
iin kullamyorlar.
dn
aldik-
lart miktarlari
deme
niyetleri
zaten
olmadigi
iin, faiz
hadlerinin
yksek olmasi
bukipileri
rahatsiz
etmiyor.
Kart-
lardaki
asgarideme
tutarmi
karttankarta
aktararak
ve
hi-
bir
zaman
da
minimum miktardan
fazlastnidemeye
mec-
bur
kalmadan
idare
edip
duruyorlar. Kredi karti bylece
"yasanin
ngrdg geerli para"
halinedngmgtr.Bu
yeni
para
biiminin
ne
kadar byk
oldugunu
hi
kimse
bilmiyor,
ama
bunun yeni
bir
para
ekli oldugu
aika
or-
tada. Kart
kullanuni
o
kadar
byk
miktarlara
ulagti
ki
mer-
kez bankalarinin
ve
ekonomistlerin
teoriferine
ve
tahmin-
lerine
esas
aldiklari
dolayimdaki
para
miktarmin
saptan-
masi
bile
neredeyse
anlamsizlagmaya
ba
ladi.
Bir detabii
"temel
kaynak"
bilgisi
var.
Btn diger
mal-
lardan
kkndendegigik olan
bu
bilgi kithk
teoremi altin-
da
degil, tersine
bolluk teoremi
altinda
grnyor.
Eger
ben
bir
gey
satarsam, rnegin bir
kitap,
o
kitaba artik sahip
degilimdir.
Bilgi
ise
versem
dehl
sahip oldugum
bir
yey-
dir. Gerekte
bilgi
paylagildika
daha ok deger
kazamr.
Bunun ekonomistlere
ifade
ettigi
gey
bu
yazmm
konusu
digmda
kaliyor
-ama
aika
ortada
olan
gey,
temel ekono-
mik
teoriyi kknden revize
etmemiz
gerekecegidir.
Bu
ynetim
iindebirok
gey
ifade
etmektedir.
Temel
varsa-
yimlarm
zamanla
degi ime
ugramasi
kamilmazdir. Bilgi
hibir
endstriye
veya
igletmeye ait
degildir, sadece
tek
son
kullanimi
da
yoktur. Herhangi bir
son
kullamm sadece
tek egit
bilgiye gerek
duymaz
ve
sadece
tek eyit
bilgiyi
esas
almaz.
36
Dolay1siyla ynetim,
"hibir
endstriye ait tek teknoloji yok-
tur,
aksinebtn teknolojiler herhangi bir
endstri
iinok nemli
olabilir
ve o
sanayii
byk
lde
etkileyebilir"
varsayimma
da-
yanarak
igebaglamahdir.
Ynetim, yine
ayni
gekilde, herhangi
bir
rn
veya
hizmet iin tek
son
kullamm
olmadigim;
hibir
son
kullammm
daherhangi bir rn
veya
hizmetebaglanamayacant
varsayimini
kabul
ederek
igekoyulmahdir.
Bunun sonular1ndan biri, giderek
artan bir
gekilde,
bir tegeb-
bsn
-igletme
niversite,
kilise
ya
da
hastane-
mgteri olmayan-
larmm
da
mgteriler kadar nemli
hale
gelmesidir.
En
byk
tegebbste
bile
(devlet
tekeli
hari)
mgteri ol-
mayanlarm
sayis1
mterilerden
daha
oktur. Pazar
pay1
yzde otuz gibi byk bir
oram
bulan
ok
az
kurum bu-
lumnaktadir.Bu
nedenle, mgteri olmayanlarm
potansiyel
pazarin
yzde yetmigine
bile
erigemedikleri
ok
az
kurum
vardir. Yine
de
ok
az
kurum
mgteri
olmayanlarla
ilgili
bir geyler bilmektedir
ve
kurumlarm
pek
azi
bylebir
gru-
bun
var
oldugunun farkmdadir. Daha da
azi
buinsanlarm
neden
mgteri olmadiklarmt
bilmektedir. Oysadegigimin
daima
mgteri
olmayanlarla
bagladigtbir
gerektir.
Diger
bir
kritik
sonu
da,
ynetimiinbaglangi
noktasmin
kendi
rn
ve
hizmetleri,
hatta
kendi
rn
ve
hizmetlerininbilinen
son
kullanimmin
ve
bilinen
pazarmin
da
olmadigidir.
Baglang1nokta-
si
mgterilerin
deger
olarak
grdkleri
gey
olmahdir. Baylangi
noktasi
-deneyimlerimizle
kanitlanmigtir-bir
varsayim
olmahdir.
Bu
varsaynn
da
mgterinin
hibir
zaman saticimn
sattigi
geyi
al-
madtgidir.
Mteri
iindegerli
olan
gey,
satiemm deger
veya
kalite
anlay1;mdan
olduka
farkhdir. Bu
igletmelerdebyle
oldugu
gibi,
niversitelerde
ve
hastanelerdede
aynidir.
Bir rnek
olarak
1980'den
beri
Amerika'da
hizla
yayil-
37
makta olan kirsal
alanlardaki
byk
kiliseleri
gsterebili-
riz.
Bunlar Amerikan toplumunun
son
otuz yllinm
en
nem-
li sosyal
olay1dir.
Otuz yil
kadar nce bunlar hemen he-
men
hibilinmezken
-o
yillarda cemaati
iki binkigiyi
ge-
en
bin kilise
ya var ya
yoktu- gimdi bu kiliselerin
sayisi
agagi yukari yirmi bini bulmuytur.
Yavag
yavag
btn
ge-
leneksel mezhepler inige geerken
bykkiliselerin
sayi-
smda
patlama olmuytur. Bunun sebebi isebu byk kilise-
lerin kiliselere gitmeyenlere "Deger nedir?"
sorusunu sor-
malaridtr. Bylece kiliselerin geleneksel
olarak sundukla-
rini
dgndkleri geyden ok farkh bir
geyin
sz konusu
oldugu
ortaya
ikmigtir. Artik hafta ii
ve
Pazar gnleri bu
byk kiliseleri
dolduran
binlerce
kisinindeger
verdigi
gey,
kiliselerde kuralci bir deneyim
yerine
daha
ok ruhsal
bir
deneyim
yagamak
ve
yine
aym
derecede
nemli
olarak
ki-
lisede
veya
kilise
vasitasiyla toplumda gnll
hizmetler-
de
sorumluluk
tagiyan bir
ynetime katilmaktir.
Bagka bir deyigleynetim giderek
gu varsayuna
dayanma-
ya
baylayacak: Ynetimpolitikasom temeli
ne
teknoloji
ne
de
son
kullanimdir. Bunlar
smarlamalardtr.
Temeller,
mgterilerin
degerleri
ve
muyterilerin
harcanabilir gelir-
lerini
nerelere sarf edeceklerine
dair
verdikleri
kararlar-
drr. Ynetimpolitikasi
ve
ynetim stratejisi
yavagyavag
ige
bu
dgncelerle baglamaya
mecbur olacaktir.
V
Ynetimin
Faaliyet Alam Hukuki Olarak
Tansmlanmigttr
Ynetim, gerek teoride gerek
uygulamada,
hukuki varhkla,
bireysel tegebbsle ilgilenir
-igle
ilgili bir
kuruing;
hastane;
ni-
38
versite
gibi. Bu yzden ylletimin faaliyet
alani
hukuki
olarak
tanimlannugtir. Bu
zamanimiza
kadar kabul
grmg, hemen he-
men
evrensel bir
varsayimdir.
Bu
varsayimin
bir
nedeni
deynetimin komuta
ve
kontrol
zincitine
dayandigi
geklindeki geleneksel grydr. Komuta
-
.
ve
kontrol
hukuki
olarak elbette tammlanmigtir. Bir kuru-
lugungenel
mdrnn,
blgeninpiskoposunun,
hastane
idarecisinin, kendi
kurulugununhukuki
sinirlamalan
te-
sinde
komuta
ve
kontrol yetkisi yoktur.
lkolarak yz yil kadar nce, belli bagli bir tegebbs
ynet-
mek
iin
hukuki
tammin
yeterli olmadigi
netlik
kazandi.
J aponlar genellikle "Keiretsu"yu buluIartyla
itibarkazan-
miglardir.
Keiretsu bir
ynetim kavramidir. Burada teda-
rikiler
byk
mgterileri olan
firmaya
siki sikiya
bagh-
dirlar, rnegin planlama, rn geligtirme, maliyet
kontrol
vs. konusunda
Toyota'ya bagh
olanlar
gibi. Aslmda "Kei-
retsu" ok
daha
eskidir
ve
bir
Amerikan
bulugudur.Kk
apagi yukari 1910'lara
ve
otomobilin
ok nemli bir
en-
dstri haline gelme potansiyelini ilk defa gren William
C. Durant'a
(1861-1947)
dayanir. Buick gibi bayanh fakat
kk otomobil reticilerini
satm
ahp onlari
bir
araya ge-
tirerek byk bir
otomobil
firmasi kuran
ve
General Mo-
tors'u
yaratan
Durant'ti. Durant,
birka
yll
sonra,
kendisi-
ne
mal
satanlari dagirketine katmanm gerekliligini grd.
Yedek
para
ve
aksesuar
retenleri birbiri ardma
General
Motors'un
bnyesinedahil etmeye bagladi
ve
1920'de oto-
mobillerin
gvdelerini imal
eden
lkelerin
en
byk reti-
cisi Fisher Body'yi
desatm
alarak
bu i i tamamladi. By-
lece, General Motors kendi
otomobillerinde
kullandigi
paralari retenlerin yzde yetmigini
bnyesine
aldi
ve
dn-
39
yanin
en
bykentegre tesislerine sahip
oldu. "Keiretsu"-
nun
bu
ilk
rnegi, General
Motors'a hemmaliyette
ve
hem
dehizda kesin avantaj
saglamig,
General Motors ok kisa
bir
zamanda dnyanin
en
byk
ve
krli retici firmasi
haline gelmig
ve
kiyasiya
rekabet
ortamindaki
Amerika
otomobil
pazarinda
kargi konulamaz
bir lider
olmustur.
General
Motors, otuzdan
fazla
yil
boyunca, Ford
ve
Chry-
sler
de
dahil olmak
zere tmrakiplerine
karyzde
otuz-
luk
fiyat avantajmm
mutluluguna
yagamigtir.
Fakat
Durant'in "Keiretsu"su
hlynetimin komuta
ve
kontrol
anlamina
geldigi fikrine
dayanmaktaydt.
Bufi-
kir Durant'in General
MotorsKeiretsu'nun
parasi
haline
gelen btn firmalari satm almasmm
tek nedeniydi.
Bugi-
derek GM'un
en
bykzaafi haline geldi. Durant ok
dik-
katli
davranarak,
M'un
sahip oldugu aksesuar
reticile-
rine
rekabet
ortam1yaratmayl planladi. Bunlar (Fisher
Body
hari)
rettiklerinin yzde
ellisini
GM'un dipinda
rakip
otomobil reticilerine satacaklar
ve
gerek
maliyette
gerekse
kalitede
rekabeti srdreceklerdi.
Ama II. Dnya Savagi'n-
dan
sonra
rekabet
ettikleri
otomobil reticileri ortadan
kay-
boldu
ve
onlarla birlikte
tmyle GM'a ait olan aksesuar
blmlerinin
rekabeti
stndeki
kontrol de
sona
erdi.
Oto-
mobil endstrisinin
1933-1937 yillari
arasindasendikalag-
mastyla
birlikte,
montaj
atlyelerinin
agir
iilikmaliyet-
leri deGeneral Motors'un aksesuar
blmlerineyklendi.
Bylece
maliyet
avantaji ortadan
kalkti
ve
sorun
bugn
bile
agilamaz
hale
geldi.
Ynetimin
komuta
ve
kontrol
an-
laminageldigi
varsay1mmi
Durant'in
kendi Keiretsu'suna
esas
almasi,
son
25
yida
General Motors'un gerilemesini
ve
virketin
kendisini
dzeltmeyeyetmemesinin
nedenleri-
ni byk lde aiklamaktadir.
Bu
bir sonraki Keiretsu
yaraticisi Sears Roebuck
tarafindan
40
1920'lerde
ve
1930'larda
a1ka
fark
edildi.
Sears, zellikle alet-
edevat
ve
hirdavat
konusunda, Amerika'nm
en
byk peraken-
decisi
olurken,
belli
bagli
mallari aldigi finnalari
bir
grup
haline
getirerek
birlikte
planlama
yapmak, rn
geligtirmek, rn
tasa-
rimt
yapmak
ve
bylece
ekonomik
zincirin
btnnde
maliyet
kontrol
saglamak
ihtiyac1ni
da hissetti.
Fakat tedarikileri
ta-
mamen
satm
almak yerine,
onlardan kk paylar
satin
aldi.
Bu
yatirimdan ok
onlara olan
baglihginm
simgesiydi. Bazilari ile
olan
iligkisini dekontratlarla
yrtt. Bir
sonraki
-ve
belki
de
gimdiye
kadar
en
bagarih
olan
(hatta
J aponlardan
bile)-
Keiretsu
yaraticist
Marks
And
Spencer isengiltere'de1930'larmbagmda
kuruldu
ve
mal satin
aldigt
btn firmalari kendi
ynetim
siste-
mine
entegre etti.
Fakatbu
firmalardan
pay
satm
almak
veya
onlar
zerinde kontrol
kurmaktan
ziyade onlarla
sadece kontrat
yapa-
rak
ahymayi tercih
etti.
1960'larda J aponlar, olduka bilinli bir
gekilde,
bu
Marks
And Spencer
modelini kopya
ettiler.
Gerekte,
en
iyi
gekilde entegre
olmuy
bir
tegebbsn
bile
tm
srecin sonunda elde edilen
toplam
sonulardan
ve
toplam
maliyetten
payma
dgen
miktar
olduka
kktr.
General
Motors
zirvedeyken,
bitmig
otomobil iin gerekli
paralarm
%
70'ini retirken, nihai tketicinin yeni bir
otomobil
iin
dedigi miktarin
ancak%
15'ini
kazanabili-
yordu.
%
10-15 egitli
vergilere gidiyordu.
Geri
kalan
%
35'in
yarisi,
yani
%
17
kadari digaridan
para
tedarik et-
tikleri
firmalarm
demeleriydi. GM'un,
en
bagarih
oldugu
dnemlerde, yani 1950'ler
ve
1960'larda,
toplam ekono-
mik sreten
eline
geen
byk
payla elde
ettigi
egemen-
lik
tarihte bagkahibir
retici
firmaya
nasip
olmamigtir.
Tipik
bir
retici firmamn
ekonomik
sre
sonunda maliyet
ve
gelirlerdeki
payi
-yani
mgterinin
en son
dedikleri-
toplamm nemsiz bir
miktari olan
%
10'u ok
nadir
bul-
41
maktadir.
Fakat eger ynetimin faaliyet alant hukuki ola-
rak
tammlanmigsa, reticinin bilgisinin
oldugu
ve
ynet-
meye
ahyacagi
konu
sadece
budur.
Tek tek her
durumda
Keiretsu, yani
hukuki olarak
kontrol
al-
tmda olmadan
ekonomik
olarak
birbirlerine bagh
firmalart
bir
ynetim
sistemi
iineentegre
etmek,
Genral
Motors'la
baglaya-
rak
en az %
25,
daha
ok
%
30
civarmda
bir
maliyet
avantaji
saglamigtir.
Her durumdafirmalarakendi
endstrilerinde
ve
pa-
zarlarmda
egemenlik
kazandirmigtir.
Fakat
sadece
Keiretsu yeterli degildir. Keiretsu da
gce da-
yanmaktadir.
Merkezdeki
firmanm,
digerleri zerinde ok
b-
yk bir
ekonomik
gc vardir. Yani
Keiretsu
epitlerin ortakhma
dayanmamakta,
tedariki
firmalarin
birbirlerinebaghhgim temel
almaktadir.
Ama
attan
bir hizla, ekonomik zincitin
gerek ortaklari
bir
araya
getirdigi grlmektedir, bu da gerekten
bagimsiz
ve
g
olarak
egit
olan
kurumlarmolugmasi demektir.
laendstrisin-
deki
bir
firmayla
belli bagli bir aragtirma
niversitesinin
biyoloji
fakltesi arasmda
bylebir
ortakhk
gereklegebilmektedir.
Bu
yine IL Dnya Savagt'ndan
sonra
Amerikan
endstrisinin J apon-
ya'ya girigini saglayan
ortak girigimlerde
de
grlmektedit.
Bu-
gn kimya
ve
ila sanayiine ait
firmalarla,
genetik, molekler
biyoloji,
veya
tibbi
elektronik
gibi alanlarda
dabyleortakhklar
var.
Yani
teknolojilerle ilgili firmalar kk olabilirler
-ogun-
lukladayledirler-
ve sermayeye
fenahalde
ihtiyaduyabilirler,
fakat
hepsinin bagimsiz
teknolojileri vardir.
Bu
nedenle,
tekno-
loji sz
konusu
oldugunda onlar
ortakhkta
en
nemli mevkiye
sahiptirler. Diger
byk ila
ve
kimyafirmalarmdan
farkh ola-
rak,
bu kk girketlerin
birlegmekistediklerini
seme
ganslari
vardir. Bilgi teknolojisinde
de
finans
sektrnde de
durum
aym-
dir.
Bu
durumda
ne
geleneksel Keiretsu
ne
dekomuta
ve
koiitrol
igler.
42
Demek ki
gerekli
olan
gey,
ynetimin faaliyet
alanmin yeni-
dn
tanimlanmasidir. Ynetim tm
sreci kapsamal1dir. Bu b-
ygyle kgyle her igletme ile bir ekonomik
sretir.
Fakat
byk
bir
aragtirma
niversitesinin Biyoloji
blm
kendini eko-
nomik
bir
birim olarak grmez
ve
yleymig gibi deynetilemez.
Diger
kurumlarda
da
sre daha
degigik tanimlanmalidir.
Hem bir
disiplin
olarak
hem de
uygulamada, ynetimin
dayanak
olarak
aldrgr bu yeni
varsayrm,
giderek yneti-
min
faaliyet
alansmn
hukuki olmadtgr temeline
otura-
cakter.
Ynetim daha
faal
olmak
zorundadtr
ve
btn
sreci
ii-
ne
almalidtr.
Tm
ekonomik
zincir
esnasmda, kendini
sonulara
ve
performansa
odaklamaladir.
FI
Ynetimin Faaliyet
Alam Politik Olarak
Tammlanmistir
Genel olarak ynetim
disiplinine
-ve
byk
lde
uygula-
ma
alanmda
da-
hl,
ulusal smirlarla tanunlanan lke ekonomi-
sinin; tegebbsn, ynetimin
ve
hem
igletmelerin hem deticari
olmayan
kurumlarm
ekolojisi oldugu varsayilmaktadir.
Bu
varsayim
geleneksel
"ok
uluslu" kavramini
vurgulamak-
tadir.
ok
iyi bilindigi
gibi, I. Dnya
Savagi'ndan nce,
tipkt
bugn
oldugu gibi, retilen
mallarin
ve
finansal
hizmetle-
rin
dnya
retiminin
byk
bir blm
"ok
uluslular"a
aitti.
retim
ya
da
finans
sektrlerinden
birinde
yer
alan
43
1913'n lider
girketinin
yurt
digi satiplardan elde ettigi
pay,
yurt
ii satiplardan elde ettigi
paya
hemen
hemen
egitti.
Fakat
kendi ulusal
smirlari
digmda
imalat
yapm1g
olsa da,
retimini
bagka
bir
lkenin
smirlari iinde
gerekleytirmigti.
tebir rnek:
I. Dnya
Savagi sirasinda
talyan
ordusuna
en
ok
sava
-
malzemesini,
yeni
kurulmuyolan
fakat
hizh geligen
Fiat
firmasi saghyordu.
Turin'de
bulunan
bu
girket,
talyan
or-
dusunun ihtiya
duydugu
tmotomobil
ve
kamyonureti-
yordu. I. Dnya Savagi
sirasinda
Avusturya-Macaristan
Ordusu'na
ok sayida
sava;
malzemesini
veren
firmamn
adt
daFiat'ti
ve
bu
firmaViyana'daydi.
Bu
ordunun
btn
otomobil
ve
kamyonlari
da
Fiat-Viyana
tarafindan saglan-
maktaydt. Bu firma
ana
firmadan
2-3
kat dahabykt,
nk Avusturya-Macaristan
pazari
da Italya
pazarmdan
ok
daha bykt.
Bu kismen Avusturya-Macaristan'm
daha fazia nfusa
sahip
olmasmdan,
kismen
debati blge-
lerinin daha geligmig
olmasmdan
kaynaklamyordu.
Fiat-
Avusturya'nm
tm
Fiat-talya'nmdi. Fakat
talya'dan
gelen
bazi tasarimlar hari,
Fiat-Avusturya
ayri
bir girket-
ti. Kullandigi
her
gey
Avusturya'daretiliyor
veya oradan
satm
ahmyordu.
Tm rnler
deAvusturya'da
sat111yor-
du. Her ahyan,
en
st dzeyynetici
de
dahil,
Avusturya-
hyd1.I. Dnya Savagi
ikmca, Avusturya
ve talyabirbiri-
ne
dgman
durumuna
dgt.Bu
durumda
Avusturyahlarm
yaptigi
tek
gey
Fiat-Avustorya'mn
bankahesabim
degig-
tirmek oldu,
girket eskisi gibi ahymaya
devam
etti.
Otomotiv
ve
sigorticihk
gibi geleneksel
endstriler
bile
artik
bugekilde
organize edilmiyor.
44
ok
yakin
zamana
kadar, General Motors'un Avrupa'da
iki
yan
kurulugu
vardt.
Almanya'da Opel
ve
ngiltere'de
Vauxhall,
iki
ayri
girketti. Biri Almanya'da retip
Avrapa
kitasma
sati;
yaparken
digeri ngiltere'dehem
retim
hem
desati; yap1yordu.
Simdi
GM Avrupa'da
sadece
bir
virke-
te
sahip. Tasarim, retim
ve
satiplarin tm Avrupa'da
ya-
pillyor
ve
girket Avrupa'daki merkezinden
idare
ediliyor.
GM-Avrupa,
aym
zamanda
Gney Amerika
ve
Asya'da
retim
ve
ABD'de
desatig
yaplyor.
GM-Avrupahizla
ar-
tan bir
gekilde
dnyanindiger
yerleri
iindetasarim
yap-
maya
bagladi. General
Motors-ABD ise, GM-Avrupa
ve
GM-Brezilya
iindaha
ok
tasarim
ve
retim
yapar
hale
geldi. Dnya apinda
sigorta
girketleri
-ki
bunlarm
bugn
iin
en
nemlilerinden biri Alman Allianz'dir- tazminatla-
rin
denmesi
ve
hepsinin
tesinde
yatirim
gibi
baghcafaa-
liyetlerini
merkezi
tesislere
tagiyorlar.Bu tesislerde,
nere-
de
olurlarsa olsun
btn grubun
igleri
yrtlyor.
la
ve
bilgi
endstrisi gibi II. Dnya
Savagt
endstrileri,
ar-
tik
GM
ve
Allianz gibi,
"yurt
ii"
Ve
"uluslararasi"
gibi birimler
eklinde
bile
organize
edilmemektedir.
Bunlar dnya apinda
bir
sistemle ahymaktadirlar. Bu sistemde,
her grev
-aragtirma,
ta-
sarim,
mhendislik,
geligtirme,
test
etme
ve
giderek deretim
ve
pazarlama- tek tek
"uluslarst"
olarak dzenlenmigtir.
Bir
byk ila
firmasinin yedi
ayri
lkede yedi
ayri
labo-
ratuvari
var ve
her biri
sadece belli bir
alana odaklanmig
durumda
(rnegin
antibiyotikler
konusuna); fakathepsi bir
"aragtirma
departmam"
gibi ahyiyor
ve
hepsi merkezdeki
aragtirma
direktrne
rapor
veriyor.
Ayni girketin
on
bir
lkede
retim
yapan
fabrikalari
var.
Bunlarm her biri
en
st dzeyde
mzmanlagmig
durumda
ve
dnya
apinda da-
gitim
ve
satig iin bir
veya
iki
ana
rn grubu retiyor. Bir
45
tibbi direktr
var;
bu
kipi yeni
bir
ilacm hangi
beg
veya
alti
lkede
test
edebilecegine
karar veriyor. Fakat girketin
dviz pozisyonu,
btn
girket
iin
sadece tek merkezden
ynetiliyor. Tibbi
elektronik
igiyle
ugraan
(ABD) Gene-
ral
Electric
Company'nin

ayri
"merkez
brosu"
var.
Biri
ABD'de,
digeri
J aponya'da,
sonuncusu
ise
Fransa'da
bu-
lunuyor. Bu merkezlerin
her biri bir
ana
teknoloji
ve ona
dayah
rnlerden
(rnegin,
eski
rntgen
makineleri
veya
daha
sonra
ortaya
ikan ultrason gibi
grnt
veren
rn-
ler) dnya
apmda
sorumln.
Bir dzineden
fazla
lkede
retim yapihyor. Her fabrika
girkete ait
diger
fabrikalarm
ihtiyaci
olan
birka kilitrn
imal
ediyor,
Geleneksel bir
ok uluslu girkette, ekonomik gerek
ile
poli-
tik
gerek
uyumluydu.
Gnmz terimlerini kullamrsak lke
"ig-
letme
nitesi" konumundaydi. Bugnn uluslarst girketinde
ise
-kendilerini
degigtirme
abasinda olan eski ok
uluslu
girketler-
de
de- igin
yapddigi lke artik sadece
"maliyet
merkezi" konu-
mundadir.
1ke,
organizasyon
nitesinden
ve
igletme
nitesin-
den,
strateji,
retim
vs.'den
te
bir karmagadir.
Ynetim
ve
ulusal
smirlar artik
uyumlu
degildir. Ynetimin
faaliyet
alam artik
politik
olarak
tanimlanamaz. Ulusal simrlar
nemini korumaya
devam
edecektir.
Yeni
varsayimm
gyle olmast gerekmektedir:
Ulusal smarlar ncelikle
kisztlamalar
nedeniyle
nemli-
dir. Ynetim
uygulamalarr
-bu
yalmaca igletmeler iin
geerli degildir
-politik
degil, daha ok
iglevsel
olarak
ta-
mmlanacakter.
46
Ynetimin lgi
Alam
yletmelerin idir
Btn
geleneksel
varsaytmlar
bizi
tek
sonuca
gtrr: Yne-
timinilgi
alam igletmelerin
iidir.
Ynetimle girigimoilik arasindaki tmyle anlagdamaz farki
ancak
bu
varsayim
a1klayabilir.
Gerek
uygulamada
bn
fark pek
bir
gey
ifade etmez. sterbir
igletme,ister bagka
bir kurum
olsun,
bir
tegebbs,
yenilikler
yap-
maz
ve
girigimcilikle ilgilenmezse
uzun
sre
ayakta
kalamaz.
Dnyadaki
en
eski
kurum
Roma
Katolik Kilisesi'dir.
Ge-
nellikle
en
muhafazakr
kurum
olarak
algilamr
ve
sik sik
ani
degigimler
yayamamastyla vnr, Fakat
eski
bir gz-
leme
gre,
toplumdaki herhangi
bir
nemli degigiklik Roma
Katolik Kilisesi'nde yeni
ve
ok farkh
dini
mezheplerin
dogmasma
neden olmaktadir. Roma mparatorlugu'nun
kmesiyle MS. 5.
yzydda Benediktin Mezhebi; 700 yd
sonra
Orta
ag'da
gehirlerin tekrar
belirmesiyle
birlikte
Fransiskanlar
ve
Dominikler; Protestan
Reform
hareketi-
ne
reaksiyon olarak 16. yzyilda
Cizvitler
ortaya ikmig-
tir.
Kilise tarihisi Richard Niebuhr'un
(1894-1962)
bir-
kakitabmda
da
degindigi
gibi, Protestanhkta toplumdaki
herhangi bir
nemli
degigim
yeni bir Protestan
mezhebi-
nin
ortaya
ikmasina
neden
olmaktadir.
rneginbugn
Bilgi Toplumu'nun ortaya ikigi,
bir
taraftan
bilgi
igileri-
ni yeni,
hibir
mezhebe ait olmayan
ve
patlarcasina oga-
lankylerdeki bu
"mega-kiliseler"e
ekmig,
digertaraftan
buna
egit
bir patlamayla, ogunlukla
daha
az
egitim almig,
dolayislylada
modern toplumun yukan
dogruhareketi
ol-
mayan
yelbrini kendine dogru
eken
ve
dnya apinda
giderek geligenPentekostalizm'in
dogmasina
neden olmug-
tur.
47
Baglang1tan
beri aika grlmektedir ki ynetim
ve
giri-
gimcilik
aym
igin iki
ayrt
boyutudur. Ynetmesini
grenemeyen
birgirigimci
bagarih
olamayacaktir.
Yaraticihg1grenemeyen
bir
ynetim
de
fazla
uzun
mrl
olamaz.
Gerekte,
ncB-
lm'de
detartigilacagi gibi,
igletme
-ve
bugnher trlkurulug-
dstur olarak
degigim
iin
tasarlanmali
ve
degigime
kargi
olmak-
tansa
degigimi
yaratmalidir.
Fakat girigimcilik faaliyetleri Digari
ile baglar
ve
Digari'ya
odaklanmistir.
Dolayislyla
bunlar ynetimin
ilgi
alam
konusun-
daki
geleneksel
varsayimlara
nymaz.
Bu da
rakip
grlmeseler
de, ogunlukla neden
birbirlerindenbu kadar farkli kabul edil-
diklerini aiklar.
Ynetimle
girigimciligin
birbirinden farkh ol-
duguna
gerekten inanan
igletmeler
ok yakinda
kendilerini
iy
dnyasmm
digmdabulacaklardir.
Sonyillarda
Bilgi
Teknolojisi'nin
ortaya ikiglyla
ynetimin
io
dnk
odaklanmasmda
sikmtilar
yaanmaya
baglanmigtir. Bilgi
Teknolojisi
ynetime yimdiye
kadar yarardan ok
zarar
vermig-
tir.
Bunu daha
sonraki
blmlerdetartigacag1z.
Ynetimin
ilgi
alanmin
igletmenin
ii
oldugu
geklindeki
gele-
neksel
varsayim,
ynetimin
kendisinin
sadece maliyetle
degil,
aym
zamanda
byk
gayretlerle de
ilgili
oldugu anlammi
tagimakta-
dir. Gayret
igletmeninbnyesinde
var
olan
tek
geydir. Ve
benzer
gekilde,
igletmeniniinde olan her
gey
bir maliyet merkezidir.
Fakat bir kurumun
sonuta
elde
ettigi
her
gey
sadece
ku-
ruman
digmda
mevcuttur.
Ynetimin
ige
neden igletmenin ii
ile
bagladigmi anlamak
mmkndr.
lk byk
igletmeler
ortaya
iktigi
zaman ieriyi
ynetmek yeni bir atihmdi. Bunn
o
zamana kadar hikimse
yap-
mamiyti.
Fakat "Ynetimin ilgi alam
igletmeniniidir"
varsay1-
mi
aslinda
bir anlam
ifade ederken
ya
da
en
azindan
aiklanabi-
lirken, bunun
sreklilik
kazanmasi
pek
bir
yey
ifadeetmemekte-
dir.
Bu igletmenin temel iglevleri
ve
dogasmin
eligkisidir.
48
Ynetim igletmenin
elde
edecegi
sonulara
ve
performansa
odaklanmahdir. Ynetimin ilk grevi
o
igletme ileilgili sonula-
rm ve
performansm
tanumm
yapmak
olmahdir.
Bu konuda ahg-
mig
herkesin
bildigi
gibi, bu bagli
bagma
en zor, en
tartigmah,
fakat
aym
zamanda
da
en
nemli grevdir. Demek ki ynetimin
en
belirgin
iglevi igletmeninkaynaklarim
igletmenin digmda elde
edilecek sonulara gre organize etmesidir.
Yeni
varsaytm
-ve
hembir disiplin
olarak
hemde
uygulama-
da
ynetimin yeni paradigmasina
dayanak
alacagi
esaslar-
de-
mek
ki
gyle
olacakt1r:
Ynetimkurulugun elde
edecegi
sonalar iin
varder.
Y-
netim
bu
sonulart
gz nne
alarak
igebaglamale
ve
ku-
rumun
kaynaklarms bu sonulara
eri.yecek gekilde
orga-
nize
etmelidir. Ynetimkurumu
-igletme,
kilise, niversi-
te,
hastane
veya
kadm srmma
evi-
kendi drymdaki
so-
nularr retebilecek beceriye ulagtrrabilen bir
organdrr.
Sonu
Bu blmde
yamtlar
vermeye
aligilmamigtir
ve
bu kasitli
olarak
yapilmigtir. Bunun yerine
sorular
ortaya
atilmigtir. Fakat
btn
bunlarm
altmda
yatan bir gry
vardir.
Modern
toplumun,
ekonominin
ve
toplulugun merkezi
ne
teknoloji
ne
bilgi
ne
de
verimliliktir.
Bu, sonu
retmek
amaciyla
var
olan
ve
toplumun
bir
organi
olan ynetilen kurumdur. Ynetim, kurumlari
sonuca
gtrebilecek olanagi
sunan
ok zel
bir
alet,
ok zel
bir
iglev
ve
ok zel
bir aygittir.
Bu
da
elbette NHA bir yeni ynetim
paradigmasmi gerekli
kilmaktad1r.
Kurumun performansmr
ve
sonularmr,
kurum iinde
ve
drymda, kurumun kontrolnde veya kontrol
drymda etki-
leyen her
yey
ynetimin ilgi
ve
sorumluluu
dahilindedir.
49
2
STRATEJ -YEN
KESNLKLER
Niin Strateji? Dymeye
Baylayan Dogum Oranz

Gelir
Dagilimr Performansin Tanimi
Mevcut Byme
Endst-
rileri

Kresel
Rekabet

Ekonomik Gerekler
ile Politik
Gerekler
Arasinda
Artan
Uyupnazhklar
51
Girig
Niin Strateji?
Her igletmeTeorisi'ne gre faaliyette bulunur. Bu teori, ip-
letmeninkonusuna, amaIarmm
neler olduguna, sonulari
nasil
tanimladigina,
mgterilerinin
kimler
olduguna
ve
bu
mgterile-
rin
neye
deger
verip
neye
para
dediklerine
iligkinbir dizi
varsa-
yimdan olugur.
Strateji
buTeorisi'ni performansa
dngtrr.Amaci, be-
lirsizlikortammda igletmenin
istenilen
sonulara
ulagabilmesini
saglamaktar.
nk
strateji,
bir
igletmenin
amaci
dogrultusunda
f1rsat1
olmasma
imkn
tanir.
Strateji
aym
zamanda Teorisi iin
bir
test
niteligindedir.
Stratejinin
beklenen
sonulari yaratmada
bagarisiz
olmasi.
19Te-
orisi'nin
yeniden
dgnlmesinin
gerekliliginin
ilk igaretidir.
Beklenmeyen bagarilar
da
genellikle
I;
Teorisi zerinde
tekrar
dgnlmesi gerektigini gsteren ilk igaretlerdendir.
"Firsat"
denilen
geye,
eger
bir
strateji
varsa
karar
verilebilir.
Aksi takdirde
igletmeyi istedigi
sonulart almaya
gtren gerek
adimlarm
neler oldugunu,
hedefleri
degigtirmenin
ve
kaynaklari
blmenin
ne
anlama geldigini
anlatmanm
hibir
yolu yoktur.
Fakat 21. yzyila girerken
dnyamniinde
bulundugu
buhizli
degigim
ve
tmyle
belirsizlik
dneminde strateji
hangi
esasa
dayandir11abilir?Bir organizasyonun, zellikle
debir
igletmenin
stratejisine temel
alacagi
varsayimlar
var
midir?
Kesinlikler
var
midir?
Aslmda
kesinlikler
olarak
gz nne
alabilecegimiz
BES
fe-
nomen
var.
Ama bunlar
qu
andaki stratejilerin
dikkate
aldiklarm-
dan
olduka
degigik geyler. Hepsinin tesinde,
bunlarin hibiri
ekonomik
degil;
esas
olarak sosyal
ve
politik.
53
Bu begkesinlik gunlar:
I. Geligmig Dnya'da Dgmeye Baglayan Dogum Oran1
2. Kullan11abilir Gelir Dagil1mindaki Degigmeler;
3.
Performansin Tanimi
4.
Kresel Rekabet
5.
Ekonomik Kresellegme
ve
Politik Blnmeler
Arasmda
Gittike Byyen Uyugmazliklar.
I
Dymeye Baylayan Dogum Oram
En nemli
tek
yeni kesinlik
-nk
tarihte hibir rnegi yok-
tur-
geligmig lkelerde
dogumoraninin
dgmeyebaglamig
olma-
sidir.
Bati
ve
Orta Avrupa ileJ aponya'da dogum
orani,
nfusun
yeniden artmasi iin gerekli olan
oranm
olduka
altina
dgmg-
tr. Bu
oran,
retken
yagta
canh
dogum
yapan
kadmlarda 2.1'in
altidir.
talya'nm
zengin
blgelerinde,
rnegin Bolonya'da,
1999
itibariyle dogum
oram
0.8'e; J aponya'da ise
1.3'e
dgmgtr.
Gerekte, J aponya
ve
btn
Gney Avrupa lkeleri -Portekiz,
spanya,Gney Fransa, talya,
Yunanistan- 21. yzyilin
sonuna
dogru toplu
ulusal
intihara
srklenmektedirler. O
zamana
ka-
dar,
rnegin
talya'nm
gimdi 60 milyou olan
nfusu
20-22
mil-
yona;
J aponya'nm
gimdi 125
milyon
olan nfusu
ise
50-55 mil-
yona
dgebilir.
Bati
ve
Kuzey Avrupa
lkelerinde bile dogum
oranlari
1.5'a
ve
daha
apagi
dgmektedir.
Amerika Birlegik Devletleri'nde
de
qu
siralarda dogum
oram
2'nin
altmdadir
ve
srek1i gerilemektedir. Bu
.seviyede
olmasi-
nin
tek nedeni de
son
ydlarda
lkeye gelen gmenlerin
sayisi-
nm
fazlaligi
ve
bunlarm,
ilk kugak iin.
kendi
lkelerindeki
-r-
negin
Meksika- yksek dogum
oranlarmi
korumaya
meyilli
ol-
malaridir.
54
J aponya
ve
Gney Avrupa'da, tipki Almanya'daki gibi, nfus
doruk
noktasina ulaymigtir.
ABD'de ise artig daha 20-25 yll ka-
dat devam
edecek; ancak
2015 yihndan
sonra
nfustaki ogalma
en
ok-55
ya; ve
stndekilerde yogunlaacaktir.
Fakat kesin
rakamlardan
ok
daha
nemli olati,
nfusun
iin-
deki
ya;
dagihmidir. 2080 ylli itibariyle, 20
milyon
nfuslu
tal-
ya'da
on
beg
yagin
altmda pek
az
kigi
bulunacak, nfusun
en
azm-
dante biri
altmig
yagm
zerinde
olacaktir.
J aponya'da
gen
insanlarla geleneksel herhangi
bir
emeklilik
yayi
stndeki
in-
sanlarm arasmdaki orantisizhk,
eger daha
fazlaartmazsa,
apagi
yukart
aynt
byklkte
olacakttr. ABD'de gimdibile
gen
kugak
geleneksel
emeklilik
yagmi
gemig yagh kugaktan ok daha
ya-
va;
ogalmaktadir. 2015 yih
civarma
kadar, ABD'deki
gen
in-
san
sayisi
kesin rakamlarla ogahyor
olacaktir.
Ama
daha
sonra
olduka hizh bir gekilde dggegeecek gibi grnmektedir.
II. Dnya Savagi'ndan
sonra
Amerika'mn yagadigi deneyim-
leispatlandigt gibi, dogum
oranlari degigebilir
ve
bu degighn bir
hayli
hizh
da
olabilir.
Ama geligmig lkelerde dogum oranlari
sert bir gekilde yukar1 dogru
dn
yapsa
bile, bu
yeni
dogan
bebekleriniggcnekatilmalan
apagi yukan yirmi yih bulacak-
tir.
Geligmig lkelerde hibir.gey
-benzeri
grlmemig ok byk
bir g hati-
60-68
yagin
altmdaki
iggcndeki keskin dgg
nleyemez. Bu dgy ABD'de 2025 yllindan
sonra
ve
diger
ge-
ligmig
lkelerde
ise ok daha nce
yayanacaktir.
Byle bir
gey
dahance
hi
olmamigtir.
Roma
mparatorlu-
gu'nun
bir blmnde
M.S. 200
veya
250'de dogum
oramnm
dgmy
olabilecegi sanilmaktadir, ancak
bo
konuda
hibir
rakam
yoktur. Hepsinin tesinde, Avrupa'nm bazi blgelerinde halen
oldugu
ve
btn
geligmig lkelerde 21. yzyilin
ortalarmda
g-
rlecegi
gibi, geleneksel
emeklilik
yagim
gemig
insanlarin
sayl-
ca
getilerden fazla oldugunu
gsterecek nfus yapisiyla
ilgili
hibir
rnek
de
yoktur.
En apagi iki yz yildir, modern
dnyamnbtnkurumlari
ye
55
zellikle
de
btn igletmeleri, nfusun kontroll bir gekilde
o-
galdigim
varsaymiglardir.
Batida nfus
M.S. 1400'den
baglaya-
rak
ogalmigtir. 1700'den itibaren debyme ok abuk olmuy-
tur
ve
II. Dnya Savagi'nin
sonuna
kadar devam
etmigtir.
J apon-
ya'da nfus artigt
Savaglar'in
sonuna
rastlayan
yillarda,
apagi
yukari 1600 ylli civarinda
baglamtytir. 1800'lerde
hizlanmig
ve
bu hiz
II. Dnya
Savagt
sonuna
kadar srmgtr.
Fakat
giderek
btn
geligmig lkelerde bugnden
sonra,
kurumlarm
stratejisi-
nin
klmekte olan nfusa
ve
zellikle
de
gen
nfusun azal-
masi
ile ilgili
tamamiyla
degigik
bir
varsayima
dayandirilmast
gerekecektir.
Bugn
ekonomistleri,
politikacilari,
btn
geligmig lkeler-
deki halki
meggul
eden
ve
demografik
bir
fenomen sayilan
yag-
lanmakta olan nfus
olgusu
yeni
bir
gey
degildir. 18. yzyildan
baglayarak
ve
kesin
olarak
da
19. yzyildan
itibarendnyadaki
ortalama
yayam
sresinin
artt1g1grlmektedir.
Artik
bu
prob-
lemle
nasil
bagedecegimizi
hepimiz biliyoruz.
Elbette
bu
zor, aci
verici,
karigik
ve
kesinlikle
kimsenin
istemedigi bir
yey
olacak,
fakat nmzdeki
yirmi-otuz
sene
iindebtn geligmiglkeler-
de
emeklilik
yaymm
79civarina ykseltilmesi
gerekecek.
79
ya;
yagam ve
saghk
beklentileri
aisindan,
bunu
yapan sonuncu
Ba-
tili
lke olarak ABD'nin ulusal emeklilik planmi
(Sosyal Gven-
lik)
uyguladigi 1936 yilinm 65
yagma
denkdgecek.
Ayni gekilde,
ncDnya
lkelerinde nfusun
artmasiyla
ilgili de
yeni
hibir
gey
yoktur. Nfus geligmig lkelerin
yz yll
nceki
durumlarina
paralel olarak
seyretmektedir,
hattadahahizh
biledegildir. ncDnya lkelerinin ogundanfus
artigi yle
hizla yavaglamaktadir ki,
Hindistan hari, bu
lkelerde
nfusun
kriz noktasma ikmadan
nce bir sre
yatay konumda
kalacagt
konusunda kesineyakm bir
tahmin
yapilabilir. Haminaddeler
ve
gida konusunda ok byk bir kriz
yaanmayacagm1 biliyoruz.
Temiz
su ve
temiz
havanmbyk problemler
yaratacagmi
ve
bunlarla
beraber nfusun
ve
evrenin
dengedetutulmasi gereke-
56
cegini
debiliyoruz. Ama birok insanin
inandigi gibi bu dayeni
bir
problem degil. Avrupa'nm bazi yerlerinde
(rnegin,
Alman-
ya'mn Ruhr
blgesinde) 20.
yzyilm ilk ytllarinda
bu
problemle
kargilagilmig
ve
lyi
bir zm bulunmuytu.
Tekrarlamak gerekirse,
btnyle
yeni olan
gey
geligmig
l-
kelerdeki
dogum
oranmm
kge ugramasidir.
Bazi
belirtiler olduka aiktir.
1.
nmzdeki
yirmi
veya
otuz yll
iindedemografi
geligmig
tm
lkelerin politikalarma
egemen
olacaktir. Vebunlar nlene-
mez
bir
gekilde byk
karigikhklarm
politikalart olacaktir. Hi-
bir lke byle
sorunlara
hazirhkh degildir. Elbette lkelerin
hi-
birinde
siyasi gruplar
ve
siyasi partiler
demografinin
yarattigi
sorunlari
straya
sokup
onlarla
tek tek ilgilenmez. Emeklilik
yagi-
m
yukari ekmek
"sagcilik"
midir,
yoksa
"solculuk"
mudur? Yag-
lanmakta
olan insanlari 60
yaymi geene
kadar kazanlarimn bir
kismmi
veya
tmn
vergiden muaf tutarak aligmaya tegvik et-
mek
"ilericilik"
mi yoksa
"gericilik"
mi, "Liberallik" mi yoksa
"Muhafazakrhk"
midir?
Fakat
ayni
gekilde
-ve
hatta
daha
dafazla-
zc olan husus
g
politikasiyla
ilgili
meseleler olacaktir. Geligmig
ve
zengin
lkelerde nfusun inigegeigine
nc
Dnya'nin
fakir
lkele-
ri
ile birok kompu
lkedeki nfus artigi
eglik
etmektedir
-tipki
ABD'nin
Orta
Amerika
ve
Karayipler'le
olan
durumu ile Gney
Avrupa'am Kuzey Afrika; Almanya'nm
nc
Dnya Rusya-
st;
J aponya'nin
Filipinler, Endonezya
ve
Gney
Dogu Asya Ana-
karas1lkeleri ile
durumu
gibi. G baskismi nlemeye allymak
yerekimi
yasasuu
yok etmeye
ahymak gibidir. Byk
apta
g
kadar tahrik
edici
hibir
mesele yoktur,
helebu g degivikkl-
trler
ve
degigikdinlerden
oluyorsa. Emeklilik
yagi en
dgk
l-
kelerden
olmasi
ve
ok
kati
bir
is
piyasasi bulunmasi
nedeniyle
kriz byk
olasilikla
en
giddetli haliyle btn tarihi boyunca ge
hibir
gekilde izin
vermemig olan
J aponya'da hissedilecektir.
ABD'de
isetam
tersine problemler
daha
az
olacakmig gibi
g-
57
rnmektedir.
nk
ABD
her
eyin
tesinde,
bir gmenter lke-
sidir
ve en
esnek
i;
piyasasma
sahiptir.
Ama ABD'de
biledemog-
rafik
degigikliklerin byk politik
heyecanlar
ve tamamen yeni,
henzsezilemeyen politik degigimler
yaratmasi
kamilmazdir.
2. Demek
ki bundan
sonraki
yirmi
veya otuz
yil
iindehibir
geligmig lkede
istikrarli
politikalar
ve
kuvvetli hkmetler ol-
mayacaktir. Hkmet istikrarsizligi giderek
bir
norm
haline
ge-
lecektir.
3. "Emeklilik" iki
degisik
anlama
gelebilir.
ok
bykbir
ola-
silikla
"erken
emeklilik"e
olan
meyil devani
edecek,
fakatbuhi-
bir
zaman
kipinin
artik
aligamayacag1 anlamin1
tagimayacaktir.
Bunun
anlami
kipinintam
gn ahemayi birakmasi
veya
btn
bir yil yerine yilda
sadece
birka
ay
aligmasi olacaktir.
Gele-
neksel
olarak
en sert
ve
tek tip iligkilerden olan
iy iligkileri,
en
azmdan
daha yagli
insanlar
iin,
dahadegigik
ve
esnek
halegele-
cektir.
Yagh
nfusun agirlik merkezi el
iilerinden, hibir
za-
man
elleriyle
aligmamig olanlara,
zellikle de
bilgi iilerine
ge-
ecektir
-ve
budegigimABD'de "Bebek Patlaniasi"
mn
yagandi--
gi
1948 yilinda dogan
bebeklerin
emeklilik
yagina
yaklagtiklart
2010 y1h dolaylarmda
baglayacaktir. Bu bebekler insanhk
tari-
hinde, ogunlugu
el
ile ahymamig
ve
daha
ok
bilgi ile ilgili
iglere girmig ilk
ya;
grubu olmugtur.
Aymzamanda
insanhk tari-
hininotuz
veya
kirky11hk
tam
gn ahymadan
sonra,
agir el
igle-
rinde
alismadiklari iin fiziksel
olarak
yipranmamig ve
byk
ogunlugu hl
fiziksel
ve
zihinsel ahymaya
son
dereceyatkm
ilk
yag
grubudur.
Avrupa
ve
J aponya'da
iq
ve
istihdamda ok nemli yenilikle-
te zaten
ihtiya
duyulmaktadir. ABD'de
ise
kkl degigimleri
2010 yilina
kadar
erteleyebilecek
yeterince
gen
insan
vardir.
Buna tagmen,
byk bir olasihkla, yeni
istihdamiligkileri
nce
ABD'de geligecektir, nk
orasi en
esnek
ve
en az
kisitlayici 19
pazari
olan
ve
ahyanlar kadar
igverenlerindedeneylere aligkin
oldugu
bir
yerdir.
58
Bunedenle
ABD'deigverenkonumundakikurulu
lar-yalmzca
igletmeler degil-
mmkn olabilecek
en
kisa
zamanda
daha yayh
insanlarla
ve
zellikle
de
bilgi
iileri ile
yeni
iligkiler
kurma
denemelerine
baglamalidirlar.
Geleneksel
emeklilik
yay1mge-
mig
bilgi
iilerini ekmekte
ve
tutmakta
bagarth
olan
ve
onlari
tam
anlam1yla verimli
kilanbir kurulugbyk
bir
rekabet
avan-
taji yakalamig
olacaktir. Kogullar
ne
olursa
olsun,
herhangi bir
kurulugun
stratejisi
pu
varsayima
dayandtrilmahdir: Yirmi
veya
otuz yil
iinde,
igletmenin
iglerinin
-en
nemli igler
dedahil- b-
yk
blm,
geleneksel ahyma
yagmi
gemig;
"st"
ya
da
"ast"
olmayan, rtbesi olmayan, hepsinden
nemlisi, bilinen
anlamda
"aligan"
olmayan
ve
ofiste
tam
gn
aligmayanlar
tarafindan
yapilacaktir.
4. En
son
belirti ise
geli migbtn lkelerde
-tam
veya yarim
gn- tm
aliganlarm
ve
zellikle debilgi iilerinin
verimliligi-
nin
hizaartmasi
gerektigidir. Aksi halde lke
ve
lkedeki her
igletme konumunu
kaybedecek
ve
fakirlegecektir.
Peki geligmig bir
lkede tek ba
ma
bir
girket iin belirtiler
nelerdir?
lk
soru
gudur: Yaa byk
personelin
sayismm
devamh art-
masi
piyasada firsatlar
yaratmaya
devam edecek
midir
ve
bu
ne
kadar
srecektir? Emeklilik
sonrasi
gelirleri
emeklilik
ncesi
ge-
lirlerinden ok kere daha yksek
oldugu
iin, daha yagh insanlar
geligmigbtn
lkelerde
toplumun
en
zengin
kesimini olugturur-
lar. Bu
insanlarm
sayisi
artmaya devam edecektir. Fakat gelirleri
yksek
mi olacaktir yoksa dgecek midir? Daha nce
yaptiklari
gibi, harcamalarma rahata devam
edebilecekler
midir? Ve
-en
byk
soru
igareti-
"gen"
olmay1istemeyeve
harcamalarmi
ona
gre
yapmaya
devam
edebilecekler
midir?
Bu sorularm
yaniti
geligmig
lkelerdeki tketici piyasasim
ve
onunla
birlikte
de
eko-
nomiyi byk lde
gekillendirecektir.
Gen insanlarm
sayismdaki
azalma
-zellikle
de 18
yagin
al-
tmdakilerde, yani bebeklerde,
ocuklarda
ve
13
ile
18
ya;
arasin-
59
da
olanlarda-
ekonomi
ve
tek
bagmabir igletme
iin
ne
anlam
ifade
edecektir?
Bu sadece
bir tehdit
midir?
Veyabelli
birkurum
iin
bubir firsat olabilir
mi?
Daha
az
ocuk, okullarin
kalitesinin ykseltilmesi
aismdan
byk
bir
firsat gibi
grnebilir.
Simdiye
kadar, bir lkenin
per-
formansi
iin
en
can
ahci
geyin
kkocuklarm
egitimi
oldugu-
nu
aulayan
tek lke
J aponya'dir.
Bu
nedenle
ilkgretim
okulu
gretmeni egitim
sisteminin
gerekten
en
nemli
parasidir
ve
iyi
davranilmaya,
saygi duyulmaya
bir detabii
iyi cret almaya
gereksinimi
vardir.
Geimini
kk
ocuklara
eyitli
egyalar
yaparak saglayan
bir
iyyeri
iinbile, dgmekte
olan
dogum
orani firsatsayllabilir.
Daha
az
ocuk sahibi
olmak,
ocugun
daha degerli
hale gelmesi
ve
kullamlabilir
gelirin byk
bir kismmm
ona
sarfedilmesi
anla-
mina
gelebilir
diyede
dgnlebilir.
Do
gum
oranmi
azaltmayi
milli
hedef olarak
gren
tek lke
in'dir.
in'in
aileyi
sadece
bir ocukla
smirlayan
politi-
kasi zellikle
byk gehirlerde
bir hayli
etkili oldu.
Bu
blgelerde ailelerin
pek
ogunun sadece
bir ocugu
var.
Fakit
olmalarma
ragmen, aileler
tekocuklart
iin,

veya
drt
ocuga harcayabilecekleri
kadar
para
harc1yorIar.
Al-
manya
ve talya'da
dabunabenzer
geligmeler
grlyor.
Dogum
oranmin
ok
dgkoldugu
ABD'de
bile
orta
sinif
bir
ailenin daha
az
ocuga
dahaok
harcama
yaptigi orta-
dadir. Pahali
Barbie
bebeklerini
reten
The
Mattel Com-
pany'nin
byk bagarisinda
buolgunun
fark edifmesi
ve
istismari vardir.
Dogum
oraninin
dgmesinin
bugntahmin
dahi
edemeyece-
gimiz,
byk
politik
ve
sosyal
belirtileri vardir.
Elbette
ekonomi
ve
iq dnyasiyla
ilgili
belirtileri
de
olacaktir
-bunlarm
bazilart
bilinmektedir,
bazilari
dahl
sinanabilmektedir.
Herhangi
bir
60
stratejiye,
yani mevcut kaynaklarm gelecekteki
beklentilereaynl-
masma,
-tekrarlamak
gerekirse, stratejinin
anlami budur-
demog-
raflyle
ve
her geyden
nce,
geligmigdnyada
dgge
geen
dogum
oram
ile
baglanmalidir.Btn geligmelerin
en
nefes
keseni,
en
bek-
lenmedikolam
ve
hi
mi
hi
rnegi
bulunmayam
budur.
II
Gelir Dagdzmi
Kullamiabilir gelir paymdaki
ufak
degigimler tipki
nfustaki
degigimler
kadar
tiemlidir,
ama
genellikle
bunlara
daha
az
dik-
kat
edilir.
Bu degigikliklerin
21. yzytlm
ilk
on
yillarmda
de-
mografik
degigikliklerkadar
dramatik olacagi
dgnlmektedir.
letmeler
ve
endstriler
kendileriyleilgili
pazar
durumu ko-
nusunda
son
derece
bilinlidirler.
Satiglanyla ilgili hesap tutarlar
ve
dolayisiyla satiplarmm arttigim
veya
dgtgn
grebilirler.
Hacim olarak byyp bymediklerinden hepsi
haberdardirlar.
Fakat
uygulamada
hibiri gerekten nemli olan
rakami
bilmez:
bu mgterilerinin
-yani
diger kurumlarm, i
letmelerin
veya
nihai
mgterilerin-
kullamlabilir gelitlerindeki pay'dir. Bu
pay
kendi
rettikleri rnlere
ve
sattiklan mala
veya
hizmetlere mgterile-
rin yaptiklari demedir. Uygulamada
bu
payin
artigmi
ya
da
aza-
ligmi
kimsebilmez.
Kullamlabilir gelirdeki paylar
tm
ekonomik
bilginintemeli-
ni
olugturur.
Bu
iy
iin ilk planda gerekli olan
btn
dig
bilgiler
genellikle
edinilebilmesi
en
kolay
olanlardir.
ok
kere destrate-
jinin
temelini tegkil eden gvenilir
bilgilerdir.
nk,
kural
ola-
rak,
belli
bir rn
veya
hizmet
kategorisinegiden
kullamlabilir
gelir
dagilimindaki
egilimler
bir kez kuruldu
mu uzun
sre
de-
vam
etmek
durumundadir.Bunlar genellikle konjonktrel dalga-
lanmalarinbile
etkisinde
kalmazlar.
61
Egilim
bnyesinde
degigim, yani bir kategoride bulunan bir
egit
rnn
veya
hizmetin
aym
kategoride
bulunan
bagkabir
eyit
rn veya hizmetle
yer
degigtirmesi nemlidir.
Kullamlabilir
gelirin dagihmmdaki
paya
henz
ne
yneticiler
ne
de
ekonomistler nem
vermektedirler.
Gerekte
ogu
bunu
umursamamaktadirlar
bile.
Uygulamadabtn
ekonomistler
ve
igletmeidarecilerinin
byk bir blm,
rnegin 20. yzyildaki
byk
ekono-
mik geniglemenin, ekonomik gler tarafmdan olugturul-
dugu inancindadirlar. Oysa,
tam
tersine,
ekonomik
tatmin
iin
ayr11ankullamlabilir gelir
payi
bu
yzyilda
btn
ge-
ligmig
lkelerde srekli
olarak
dgmgtr.
20.
yzyilda drt byme
sektr sirasiyla yyleydi:

Hkmet

Saglik Bakimi

Egitim

Bog
Zamanlar
Boy
zamaniar ekonomik
verimliligin
bykbirblmnkap-
sar ve
iktisi
diger
gibidir.
1900yllmda geligmiglkelerde
insanlarmbyk
bir
kismi
hl haftada
en
az
60
saat,
y11da
51 hafta
-aagi
yukari
yilda 8 gn
tatil yaparak-
ve
hftada 6 gn
ahqiyordu.
Yzyilin
sonuna
dogru
byk
ogunluk
haftada
40
saatten
az
-Almanya'da 30
veya
35-
en
fazla (ABD'de) senede 47
hafta
(yani
12
kez
tatil yaparak)
ve
haftada5 gn
aligir-
ken y11da3000 olan aligma
saati
Almanya'da 1500'n
altina
ve
en
ok ahyan
geligmig
lke ABD'de ise 1850
saatin altma
dgmgtr.
62
20. yzyilm
bu drt byme
sektr arasinda,
kullamlabilir
gelir dagilimina
en
byk
etkiyi
hkmet yapmaktadir. Burn-
lerin
ve
hizmetlerin
en
byk
ahcisi
ve
kullametsi olmasmdan
kaynaklanmamaktadir; nk
savag
zamanlari
digmda
en
byk
hkmet
bile
yalnizca kk
bir
tketici
olmaktadir.
Fakat gelig-
mig
bir
lkede
hkmetin
en
nemli
ekonomik
fonksiyonu lke-
nin
Milli Geliri'nin yzde 30
ile
50
kadarmi
yeniden dagttmas1-
dir. Milli
Gelirin
dagihmi zerinde hibir
gey
hkmet politika-
smdaki degigimler
kadar
etkili
degildir.
Diger sektr
-saglik
bakimi;
egitim;
bog
zamanlar-
rnle-
rin
ve
hizmetlerinyani materyallerin
bykkullamcilartdir.Ama
bunlarmhibiri
materyal,
yani
"ekonomik"
tatmin saglamaz.
Buntarin
drdde
"Serbest Piyasa"da
degildirler,
ekonomist-
lerin
arz ve
talep
kurallarma gre iglemezler, kendilerinezg
"flyat
duyarliliklari" yoktur, drd de
ekonomistlerin
model
ve
teorileritie uymazlar.
Yine
hepsi de geligmig
bir
ekonominin,
-hatta
en
"kapitalist"
olanmin
bile, yaridan
fazlasini
olustururlar.
Dolayistyla
bu drt
sektrdeki egilimler stratejinin
dikkate
almast
gereken ilk geylerdir. Drd
degelecek
on
yllda
mutlaka
ok byk degigikliklere
ugrayacaklardir.
Geleneksel
gekliyle
-yani
Milli Geliri toplayip yeniden dagi-
tan
bir
unsur
olarak-
hkmetin
bymesinindurmasi gerektigi
dgnlr
(bugne
kadar
zellikle de ABD
ve
ngiltere'de
ra-
kamlarm
bu
fikri desteklememesine ragmen).
Fakat
btn
gelig-
mig
lkelerde
-"zelleptirmeye
ragmen"-
hkmetlerhizla
-kont-
rol
amaci
iin olmasa
bile
etkilemek
amaciyla-
kullamlabilir
ge-
Iirindagihmiyla ilgili yeni
ve
ok etkili aralar
bulmaktadirlar:
ekonomik
kaynaklari
yeni
hedeflere
-rnegin
evreye-
ynlendi-
ren
ve
kontrol saglayan yeni yasalar gibi.
Ohalde,
endstride
veya
girket stratejisinde ilk dgnlecek
husushkmettir.
Bog
zamanlar
ise bunun
tam
aksitte,
"olgun"dur
ve
belki de
"gerilemektedir".
Geligmig
lkelerde
bizler
muhtemelen haftahk
63
ahyma saatlerinin srekli
olarak
kisaltilmasinin
sonuna
geldik,
zellikle
ABD
ve
ngiltere'de,
bunlar ahyma saatlerinin yukari
ekildiginin igaretleridir. Boy zamanlar piyasasi
-20.
yzyllin
en
luzh geligenpiyasasi
olan silahlanmadan
sonra-
halengerilemekte
olan
bir
piyasan1n
belirtilerini
gstermektedir:
bog
zamanlar
pi-
yasasinin
"satm
alma gc"
iin
hizla artan
zaman
rekabeti;
hiz-
la dgmekte olan kr marjlari;
ve
giderek
dahada
azalan
gerek
rn
farkhliklari,
rnegin, sinemaya gitmek
veya
evde
oturup
kendi televizyonunda
video
izlemek
arasmdaki
fark
gibi.
Saghk
bakimi ile
egitimin her
ikisi de
en
belirgin
"byme"
sektrleri olmaya
devam
edeceklerdir
-demografi
aklayatkin
bir
gekilde
bundan
emin olmamizi
saglamaktadir. Ama her
iki
sek-
trn
dekendi iinde
ok nemli
ve
byk degigiklikler
yayaya-
cagi
kesindir; daha
nce
de
anlatildigt gekilde, genlerin okul
egitiminden
yetigkin
bilgi
iilerinin srekli egitimine geiggibi.
Byk
olasihkla,
nmzdeki yillarda
saghk
konusundaki degi-
imler
de
-geligmig
her
lkede- daha kkl
ve
belki dahadahizh
olacaktir.
20. yzy1hn
byme
sektrlerindeki
bu
geligmeler
bir
endstri
dali
ve o
daldaki belli bir kurumun
-igletme,
niversite, hastane,
kilise-
21. yzyildaki
stratejisi
iin
ne
anlama gelecektir?
Bu
sorunun
yamtim
alabilmek
iin nce
"byme"
endstri-
si,
"olgun"
endstri
veya
"gerileyen"
endstri
kavramlarimn
ta-
nimlaumasma
ihtiya
vardir.
Bir byme
endstrisinde
o
endst-
rininrnlerine,
mallarma
veya
hizmetterine,
olantalep Milli
Gelir
velveya
nfustan
daha
hizh geligir. Belli bir
endstrinin
rnleri-
ne
ve
hizmetlerine
olan talebin Milli Gelir
velveya nfus
ile
ayni
luzda geligmesi,
o
endstrinin
"olgun"
olmasi
demektir.
Endst-
ride rnlere
ya
da hizmetlere
olan
talep Milli
Gelir
ve/veya
Nfus'un hizmdan daha dgkbir
hizla geligiyorsa,
kesinsatig
hacmi artmaya devametse bile,
o
"gerileyen"
bir endstridir.
rnegindnyadaki binek
otomobilleri endstrisi,
son
otuz
64
veya
kirk
senedir
"gerileyen"
bir
endstridir.
Oysa
1960
ve
belki de 1970'lere
kadar byme
endstrisi
idi. Bu yil-
larda Avrupa
ve
J aponya
tmyle
motorize oldu.
Binek
otomobilinin
toplam
satiglari
dnyadahl
artiyor,
ancak
dgkbir
hizla. Bu satiplarm artig hizi
Milli Gelir
veya
Nfus'tan ok
daha
yavag.
Yine benzer
bir
gekilde, Birinci Dnya
Savagi'ndan
beri
-bel-
ki de 1900'den
itibaren-
geligmig lkelerde,
ama
dnya
ekono-
misi
iindehep
birlikte, her trl mala sarfedilen kullamlabilir
gelir
payi
giderek yzde birin
yarisi
kadar bir
oranla
dgmekte-
dir-
savag
zamanlari
bunun
digmdadir. Bu hem yiyecek
hemde
endstriyel
hammaddeler
iin
dogrudur.
Bunun anlami 1900'den
beri tm
mallarm fiyatlarinm dgme
egilimi gsterdigidir.
Bu
egilim
hlapagi
dogrudur.
Olgun
veya
gerilemekte
olan endstriler yeniden
byme
en-
dstrileri haline
gelebilirler.
Bu ulagimla ilgili malzemeler,
lokomotifler
veya
yol
yapi-
m1yla
ilgili
ekipman,
reten
endstrileriti
durumn
olabilir.
Geligmig
lkelerde mevcut ulayim
altyapisi
tmyle ba-
kim
ve onarun
aitmdadir.
Yeni ortaya ikmakta
olan
lke-
lerle ncDnya
lkeleri'ude
ise
ekonominin
ve
nfu-
sun
ihtlyalarinm
yillarca
gerisindedir. Buna belki
de
en
belirgin
rnek
in'dir.
Bu 19. yzyil
ortalarmda
ekono-
mik
yayilmay1 ategleyen yeni
bir
ulagtirma patlamasma
m1
neden
olacak? Bununla ilgili gimdiye
kadar
birka belirti
var-
ancak
izlenmesi gereken
egilimlerden
biti debu.
Yinelemek gerekirse, hem
tehdit hem defirsat
olarak,
strateji
iin, kullamlabilir gelir
paymm
egilimindeki
bu dngn temsil
ettigi
degigiklik
kadar nemli ok
az gey
vardir.
65
Mevcut Byme Endstrileri
Mevout
byme
endstrilerihangileridir
-bunlardan
neler
g-
renebiliriz?
20. yzyihn
son otuz
y111nda
dnyanin
en
hizh geligen
ve
en
zengin endstrisi
Enformasyon
degildir. Bu endstri, Finansal
Hizmetler
olmuytur
-fakat
bu
eski
Finansal Hizmetlere
benzeme-
mektedir.
Buperakende hizmetler, geligmiglkelerde yaglanmakta
olan
nfusu refaha
kavuyturmak
iin finansal rnlerie
emeklilik
geliri saglarlar.
Buhizmetlerin
altmda
bykoranda
bublmn
baglarindatartiytigimiz demografikdegigiklikler yatmaktadir.
Geligmig
lkelerde yeni yeni refaha
ulaan
orta s1mf
-
zellikle
elleriyle
aliganlar
degil
de
hizmet sektrnde
olanlar
veya
bilgi iileri-
yaIari kirk
beg
veya
elliye ula-
ymca,
mevcut
emeklilik koquilarmm ihtiyarlik yaglarma
kadar yagamlarim srdrmeye yeterliolmadigmi
fark eder-
ler.
Bylece, kirk
be;
veya
elli
yagmdan itibaren
buinsan-
lar,
nlerindeki
otuz
y111
mali
gvence
altina
almayt
vaat
edecek
yatirimlar
aramaya
baglarlar.
Bu yeni
byme
endstrisi
"kurumsal
bankacihk" gibi
geleneksel
finans
endstrisinden
olduka
farkhdir. Yeni
ya-
tirimcilar sadece
"para
kazanmak"
veya
"pazarlik"
pegin-
de degildirler. Bu kipilerin
esas
kayg11ari
ellerinde
bulu-
nan
az
miktardaki
paray1
emeklilik
ytllari iin
bir
destek
olarak
koruyabilmektir. Bunu anlayau
kurumlar,
menkul
kiymet yatirim fonlari ile
emeklilik
fonlari yneticileri
ve
birka
-ok
yeni-
broker ilk defa
ABD'de,
sonra ngilte-
re'de
ve
giderek Avrupa
Kitasi ileJ apon pazarlarmda
zor-
luklan yenerek
bagariya
ulagmiglardir.
Bilinen mali
"devler"in
birogu
"finansal
hizmetler"in
gerek anlammin degigtigini
anlamad1.
Sadece
"finans"in
geligmig lkelerdeki
kullamlabilir gelirden giderek daha
66
fazla
pay
aldigmi
grdler Bunedenle geleneksel
"kurum"
hizmetlerini hizla geniplettiler. Fakat
ashnda
geleneksel
finansal
hizmetlerin
payt
-byk
girket
kredileri
veya
gir-
ketlerin
menkul
degerlerininhalka
arz
edilmesi- geligmi-
yor.
Byk olasihkla olduka
hizh bir
gekilde
azahyor.
nk
bu
genellikle
byk firmalarm
oldugu
bir
pazar.
Son
yirmi yll iindeher
geligmig1kede
-hatta
J aponya'da
bile- byme
sektr
orta lekli
igletmeler
oldu
ve
byk
igletmelerin
pay1
srekli
dgt.
Ve orta lekli igletmeler
tipik
bir
gekilde geleneksel
"kurumsal"
finanshizmetlerin
mgteriferi
degiller.
Sonu olarak, geleneksel finans devleri btndnyaya
yayilmig
durumdalar.
Hukuki
igleri
gitgide
daha
az
kr
ge-
tirmeye bagladika, kurumsal
bankacilik
yapan
Amerika-
li, ngiliz,J apon, Alman,Fransiz, svelibudevler
her geyi
deneyip
artik
bagkabir
are
kalmadigi iin
"kendi
hesap-
larina
ticaret"
yapmaya,
yani girketin gigirilen genel
har-
camalarmi
desteklemek iin hi
ekinmeden speklasyon
yapmaya
bagladdar.
Daha
az
kr
etmelerinin nedeni
ise
kismenkurumsal igletmeciligin
giderek
azalmasi,
kismen
de
pastadaki
paym
klmesiyle
birliktebu
paylar
iin
ya-
pilan rekabetin artarak giddetlenmesi
ve
kazanlari
yok
olma
noktasma
kadar apagi ekmesi oldu. Bunun tek
so-
nuou var,
-astrlardir,
15.
yy.
Avrupa'smda Medici
ilebag-
layan
mali
tarihin
bize
grettigi gibi
-felakete
varan
kay1p-
lar.Btn bukay1plarm
nedeni
baghcabyme
endstrisi
olarak
finansal hizmetlere
dogrubir
egilim oldugu geklin-
deki
yanhy
kamdir.
Bu, 1990'larin ortalarinda Asya'da
bag-
layan mali
krizi
ateglemigtir
ve
hl
da tmdnya
ekono-
milerini
iine ekmekle
korkutmaktadir.
Yeni
"perakende
finansm"
ve
yeni yatirimcilarin geligmesi
eklindeki
gerek
egilim
ise krize ragmen devam
edecekmig
iz-
67
lenimini vermektedir. En
azmdan
geligmigtoplumlar kendi emek-
lilik
sistemlerini
bu
blmde daha ncetartigtigimiz yeni
demog-
rafik
gereklere gre yeniden dzenleyene
kadar
devam edecek-
mig
gibi grnmektedir.
tebir
rnek
-ve
bir ders daha.
Herkesin
bildigi
gibi
"enformasyon"
dedigimiz
-veya
daha
yerinde
bir
deyigle "Dnyaya
Ailma"
olarak niteleyebi-
lecegimiz-
gey
geligmig
veya
geligmekte olan
her
lkede-
hatta btn
az
geligmig
nc
Dnya lkelerinde
bile-
Milli
Gelir
ve
Nfus'tan ok
dahahizh bir
gekilde
by-
yerek
baghca
byme
endstrisi
olmuytur. "Enformasyon"
kelimesiylebirlikte her
seferinde "Elektronik"
veya
"Bil-
gisayar"
kelimelerini deduyar1z.
Oysa geligmig lkelerin
her birinde
yayimlanan
ve
satilan
basih kitaplarm
sayisi
son otuz veya
kirk yil iinde
hizla
yeni elektroniklerin
sa-
tiplan
kadar artmigtir.
Dnyanm nde gelen
yay1nevleri,
ABD'deki Intel
ve
Microsoft,
ya
daAlmanya'daki SAP
gibi dev
elektronik
girketleri
kadarhizli geligmemig olabi-
lirler; ancak
bir btn
olarak elektronik
-enformasyon
en-
dstrisindendahahizh
geligmisler
ve
tartigmah olarak
daha
fazlakr
etmiglerdir.
ABD dnyanm
en
byk
ve
en
hizla
geligen
basili kitap
pazandir; ancak
qu
ana
kadar
hibir
ABD'li
yaymci
bunu grmemigtir. Bu yzden bagta Ber-
telsmann, Holtzbrinck
ve
Murdoch
olmak zere, Ameri-
ka'daki birok
yaymevinin sahibi
Amerikah degildir. Bu
yaymevleri giderek
dnyanmdiger yerlerindeki
basth ki-
tap
piyasasina
egemen
olmaya
baglamiglardir
ve
oralarda
da
ABD'de, J aponya'da
ve
Avrupa'da oldugu gibi gelig-
mektedirler (Bertelsmann'in
in'dekikitap
kulupleri gibi).
Endstriler, ticari olsun
veya
olmasin,
bymeendstrisi, ol-
gun
endstri
ve
gerileyen endstri
olmak
zere eyitlerine
gre
68
farkh
ynetilmelidirler.
Ekonomi
veya
nfustan
dahahizh
geli-
gen
rnlerine
veya
hizmetlerine
olan talebe gvenen bir by-
me
endstrisi gelecegi
yaratmak
iin
ynetir. Bu
endstrinin
ye-
niliklerde
bagi
ekmeye
ve
risk almaya
hevesli
olmaya gereksi-
nimi vardir.
Olgunbir
endstrinin
ise
ok
ama
ok
az,
fakatcan
ahei
konularda;
zellikle talebin
esas
itibariyle
ileri
teknoloji
ve
yksek kaliteyle
retilmig
daha
dgkfiyatla
kargilandigi
alan-
lardaliderlik durumu
yaratacak gekilde ynetilme
ihtiyac1
var-
dir.
Yani
esneklik
ve
hizli
degigim
iin ynetilme
ihtiyacindadir.
Olgunbir
endstri
istekleri
tatmin
yntemlerinin
birini birakip
digerine
geer.
Dolayislyla olgun
endstrinin
ynetilmeye
olan
ihtiyaci,
anlagmalar, ortakhklar
ve
ortak girigimlerin budegigik-
liklere sratle ayak
uydurabilmesi iindir.
Buna
bir
rnek
ila
endstrisidir.
ok
yak1n
zamana
kadar
-kinci
Dnya
Savagi'ndan
az
nce slfath ilaIann
ve
an-
tibiyotiklerin
bulunmasindan beri
-
ila
endstrisi nde
gelen
birbyme
endstrisi konumundaydi.
1990'larda
ise
olgun
endstri haline
geldi. Bu, byk bir olasilikla,
eski
talepleri
yeni
yntemlerle
kargilayacak ok hizli
ve
ani
degigimlerin
-rnegin
kimyasal ilalardan
genetige, mole-
kler
biyolojiye,
tibbi
elektronige
ve
hatta
"alternatif
tib-
ba"a
kadar-
olacagi anlamina
gelmektedir.
Gerileyen
endstride
ise
kigi,her
yeyintesinde, tutarli, siste-
matik,
amaca
uygun
maliyet dgrmeile
kalite
ve
hizmetteistik-
rarh
geligme
iin,
yani firmamn
hacim
olarak bymesinden
(bu
ancak bagkasimn
payim
alarak
mmkndr) ok
endstri
iinde-
ki pozisyonunu
saglamlagtirmak
iin
ynetmelidir. Gerilemekte
olan
bir
endstri
iin
anlaml1rn farkl1hit
yaratmak gitgide
daha
da
zorlaymaktadir. Gerilemekte
olan
bir
endstride
rnler
"mal"
halinednmeye
meyillidir
-binek
otomobillerinde
(gimdiye
ka-
dar
sadece birka
lks
otomobil
hari)
hizla oldugu gibi.
69
Sonu
olarak,
kurumlar
-kr
amah olsun
veya
olmasm-
stra-
tejilerinin,
kullamlabilir gelir dagihmmdaki egilimlere,
bu dag1-
hmdaki
ani
degigiklikler
konusunda bilgi
sahibi
olmaya
ve
bu
degigikliklere
uyum
saglamaya
dayandirilmasi gerektiginigren-
meye
mecbur
olacaklardir.
Bu
kurumlarmhem
kantitatif
enfor-
masyona
hemdekalitatif analize ihtiyaIart vardir.
III
Performansm
Tamme
Locke, Hume, Burke
ve
The
Federalist
Papers'in geligimine
neden
olan ngilizpolitik
felsefesininbabasi J ames Harrington'un
(1611-1677)
Oceania
isimlikitabmda belirttigi gibi
"Gmlk
takipeder."
J ames Harrington
kitabmda, devleti
tmyledevire-
rek
yerine
yerel
orta
simf
aristokratlardan
ve
yeni mlk sahiple-
rinden
olugan parlamenter bir
devlet kurulmasma neden olan
1640'lardaki
ngiliz
Devrimi'nin aiklamasm1n,
mlkn byk
soylulardan
ky
agalarina gemesiile
grlen degigim oldugunu
savundu.
Son
elli
yllda
demografi btngelismig lkelerde mlkn
el
degigtirmesineneden
oldu.
Bunun gte
yarattigt
degigimleriyeni
yeni
grmeye
bagliyoruz. Beyinleriyle aliyanlarm
meydana
ge-
tirdigirefah iinde
yagayan
(ama
hibir gekilde
zengin olmayan)
bir
orta
smif
ile ortalama
yayam
sresinin
uzamasi
sonucunda
emeklilik
fonlari
ve
menkul
kiymet
yatirun fonlari gibi
kurumla-
rm
geligmesi
degigime
neden
oldu. Artikmodern
ve
geligmig
bir
toplumdakilit konumdaki malvarligmm
yani kamunun sahip
ol-
dugukurumlarmhukuki
"sahipleri"
var.
Bu geligmenin
baglamasi ABD'de oldu. Sonu olarak,
gele-
cekteki
emeklileri temsil eden
kurumlar,
gu
andaAmerikan
kamu
listelerindeki
igletmelerin
en
apagi yzde
kirkmm
ve
byk ola-
70
silikla
dahabyk
igletmelerin
yzde
altmiginm sahibidirler.
Aym
gekilde
ngiliz
igletmelerini de
sahiplenmiglerdir.
Almanya, Fran-
sa,
J aponya gibi dnyanm diger geligmiglkelerinde
deigletme-
leri
ele
geirmeye baglamiglardir.
Mlkteki budegigimlebirlikte
gte
de
degigim
grlmektedir.
Bu,
Sirketlerin
daresi
konusunda
var
olan
tartigmay1 vurgu-
lamaktadir.Bu
tartigma
temelde iglerinkimin
yararma
grlece-
gi
geklindedir. Bu da
stnlgn
"pay
sahipleri
yararma"
geti-
ini gsteren dramatik
degigimin
altmda
yatan
yeydir. Diger
ge-
ligmiglkelerde de
bunabenzer bir
tartigma
baglamaktadir.
Simdiye
dek herhangi
bir
Blkede
egemen
olan teori bir ip-
letmenin-
zellikle
debyk
bir igletmenin-
tamamenpay
sahiplerinin
yararma
uygun
igletilmesi gerektigi geklindey-
di. ABD'de 1920'lerin sonlarmdan itibaren
hkim
olan
teorem,
fazla net olmasa da, igletmenin yararlarm dengesi-
ne
gre
ynetilmesini sylyordu. Mgterilerin, aliganla-
rm,
pay
sahiplerinin
yararlari
sz
konusuydu.
Bylece kim-
seye
hesap
verilmeyecekti.
Agagi yukari
aym
yolu ngilte-
re
deizledi. J aponya, Almanyave skandinavya'da byk
igletmelerin
esas
itibariyle sosyal
ahengi
yaratacak
ve
de-
vam
ettirecek
gekilde, yani bedeniyle aligan
iilerin
ya-
rarma
igletildikleri
ve
hl
da bu gekilde
igletilmeyede-
vam
ettikleri
grlmektedir.
Btn bu
geleneksel grglerin
modasi
artik gemigtir.
let-
melerin
pay
sahiplerinin sadece
kisadnemli
yarari
iinigletil-
mesi
ileilgili ortaya
atilmakta
olan Amerikan teoreminin
ise
sa-
vunulur
yani
yoktur
ve
kesinlikle
yeniden gzden geirilerek
dzeltilmesi
gerekmektedir.
Birok insanm, yani
ileri
yaylara kadar
yaamay1uman
insan-
lann,
gelecekteki ekonomik gvenceleri gitgide
kendi
ekonomik
yatirimlarma
ve
gelirlerine dayanacaktir. En ok
pay
sahipleri-
71
nin
yararma
olan performansm
nemi
devam
edecektir.
Onlann,
kazanlardan
veya
hisse senedi
flyatlarindan
hemenedinilen
k-
rlara
ihtiyalar1yoktur.
Bundan yirmi
veya otuz
yil
sonra
elde
edecekleri
ekonomik
kazanlara
ihtiyalart
vardir.
Fakat
ayn1
zamanda,
bilgi
iisininverimliliginden
sz edilirken
anlatildigi
gibi, igletmeler
giderek
beyniyleahyaniarm
dakazanlarim
ar-
tirmak zorunda
kalacaklardir.
En azindan
kendi ihtiyalari
a1-
sindan
bu
alianlari
kendilerine
ekmek,
onlari
kendi
bnyele-
rinde
tutabilmek
ve
verimli
kumak amaciyla
italarun
ykselt-
mek
durumundadirlar.
Sonuta, geleneksel
Alman
ve
J apon irketlerinin,
sayelerin-
de
iIetmeyi srdrdkleri
el iileri gitgide
nemlerini
kaybe-
deceklerdir
-buna
paralel
olarak
igletmelerin,zellikle
bykig-
letmelerinperformansinda
hedef
olarak
"sosyal
ahenk"in
nemi
deazalacaktir.
Bu nedenle,
girketlerin
ynetimine
iligkin
bugnk
tartigma-
larsadece
ilkatigmadir.
Belli birigletmede,zellikle
byk,
halka
ait
igletmelerde
"performans"
iin yeni
tan1mlar yerlegtirmeyi
grenmek zorunday1z.
Kisa
dnemsonularam
-ki
bu, bugn
"pay
sahibi
degeri"nenem
verilmesine
neden
olmaktadir-
uzun
d-
nem
zenginlikle
ve
igletmeninhayatta
kalmasiyla
dengelemeyi
grenmek
zorunda
kalacagiz. Sadece finansal aidan
bakildigm-
dabile,
tamamiylayeni
bir
yeyle:
bir igletmenin
otuz ile
kirk yrl,
yani
yatirimc11ari emeklilik
yagma
gelinceye
kadar
ayakta
kal-
masi
gerektigi geregiyle
kargilayiyoruz.
Bu
zor
bir
hedeftir
-ve
bugniin neredeyse
bir topyadir.
Gemigte
bir igletmenin
or-
talama
mr,
en
az1ndan
bagariltbir organizasyon
olarak,
hibir
zaman otuz ylh
agmamigtir. Bu
nedenle, bir
igletmede
"perfor-
mansin"
ne
anlama geldigine
dair yeni
kavramlar geligtirmeyi
grenmek zorunda
kalacagiz.
Yeni ller
ve
benzer geyler
ge-
ligtirmeyemecbur olacagiz. Fakat
ayn1
zamanda,
bilgi iileri
iin
de anlamh
olmasi
ve
onlarm
bag1111gmi saglamasi
iin, perfor-
mansin
finansal
ynn dipindada tanimlaninasi
gerekecek.
Bu
da bir
"deger"
kazanc1
olacak.
72
Bu
nedenle
tm
kurumlar performansm
ne
anlama
geldigini
etraflica yeniden dgnmek
zorunda kalacaklar.
Bu
gimdiye
ka-
dar
basit
ve
aikti,
ama
artik degil. Strateji ileride daha ok
per-
formansin
yeni
tammim
esas
almak zorunda kalacak.
IV
Kresel
Rekabet
Btn
kurumlar
kresel
rekabeti
bir
stratejik
ama
haline
ge-
tirmelidirler.
Hibir
kurum,
girket, niversite
veya
hastane, dn-
yanin
herhangi bir
yerinde kendi
konusundaki liderlerin koydu-
gu
standartlara
sahip degilse, birakm
baarih
olmayl,
varhgim
srdrmeyi bile
mit
edemez.
Bir
sona:
Bir igin
veya
lkenin ekonomik geligmesini
ucuz
iilige dayandirmak
artik
mmkn degildir.cretleridgk
ol-
dugu
halde
bir
igletmenia
-yerel
bir
restoran
gibi ok
kk iglet-
meler hari-
iggc,
hizh bir gekilde
endstrisinin dnyadaki
li-
derlerinin
verimliligine
erigmeye
aligmadika, ok
para
kazan-
mast
bir
yana
ayakta
kalmast
bile mucize olur. Bu
zellikle ima-
lat iin
geerlidir.
nk
geligmig dnyada imalat endstrileri-
nin birogunda
el iiligi maliyeti hizla
klenbir
faktr haline
gelmektedir
-tm
maliyetin sekizde biri,
bazi
durumlarda daha
bile
azi.
Dgk
i;
verimliligi
bir
firmamn
yagamim
tehlikeye
sokar.
Fakat dgki;
verimliligini dengelemekiindgk
iy
maliyetleri
de
yeterince
maliyet avantaji
saglayamamaktadir.
Bu 1955'ten
sonra
ilk defa
J aponlar'in
geligtirdigi,
daha
sonralari Gney Koreve
Tayland'm
baariyla
kopyaladigi
20. yzyihn
ekonomik modelinin artik geerli olmadigi
anlamma
gelmektedir. Vasif gerektirmeyen
beden iglerin-
de
ahyabilecek ok
sayida
gen
insan
olmasina ragmen,
73
bundan
sonra,
yeni ortaya
ikmakta
olan lkeler byme
iin
(19.
yzyihn ikinci
yaristuda ABD
ve
Almanya'nm
yaptigi gibi)
ya
teknolojik liderligi,
ya
belli bir
endstride
dnya lideri olanlara egdegerde
verimlilik
gstermeyi
ya
da
o
da
olmazsa, lkelerini
verimlilik
konusunda
dnya-
mn
lideri
halinegetirmeyi
esas
almak zorunda
kalacaklar-
dir.
Bu
btn
alanlar
iin dogrudur:
Tasarim,
pazarlama, finans,
yenilikler, yani
bir btn
olarak
ynetim iin. Dnyanm
en
yk-
sek
standartlarmm
altmda
kalan performans,
maliyet
ne
kadar
dgk,
sbvansiyonlar
ne
kadar yksek olursa
oIsun,
bymeyi
tmyle
engeller.
Korumac111kda, gmrk
vergileri
ne
kadaryk-
sek
veya
ithalat kotalari
ne
kadar
dgk
olursa
olsun
artik
gre-
vini
yerine getiremez.
Yine
de, bu olasiliklar
iindebile, nmzdeki
birka yllda
btndnyada
korumaci bir dalgaileyz yze gelecegiz.
Byle
alkantih bir
dnemdeilk tepki
digaridan
esen
soguk
rzgrlara
kargi
kendi
bahemizi korumaya yarayacak
bir duvar
rmeye
ahymaktir.
Ancak
bu duvar,
dnya
standartlarinda
performans
gstermedikleri
takdirde,
kurumlari
-ve
zellikle
de
igletmeleri-
art1k
korumamakta, onlari
sadece
dahakolaycaincinebilir
hale
getirmektedir.
Buna
en
iyi rnek Meksika, 1929'dan
itibaren elli yll
sreyle, lke i ekonomisini
digdnyadan
bagimsiz
hale
getirmek
iin ok iyi
dgnlpplanlanm1;
birpolitika
uy-
guladi.
Bunusadece digtaki
rekabeti
ieri sokmamak
iin
yksek
koruma
duvarlartrerek degil,
-20.
yzy11da
tama-
men
Meksika'ya
zg bir gekilde- lkedeki
girketlerin
ih-
racatim yasaklayarak
da
yapt1.
Modern
ama
tmyleMek-
sika'ya ait
bir ekonomi
yaratma
girigimi
hayal kir1khgi
yaratacak gekildebagarisiz oldu.
Meksikagiderek,
digdn-
74
yadan hem gida hem de
maml
rnler
ithal etmeye ba-
gimb
hale
geldi.
Sonunda digdnyaya
ailmak zorunda
kald1,
nk
artik
ihtiyac1
olan ithal
mallarm bedellerini
deyemez
duruma
gelmigti. Sonunda daok say1daendst-
risinin
ayakta kalamadigini
grd.
Benzer
gekilde,
J aponlar,
kk
fakat
fazlas1yla
reka-
beti ihracat
endstrilerini
yaratirlarken, igletmelerini
ve
endstrinin
byk
kesimini
yabancilari digaridatutarak
ko-
rumaya
aligtilar. Sonra dabu
endstrilere ok
dgkveya
sif1rmaliyetle
sermaye
saglayarak mthig
bir
rekabet
avan-
taji
verdiler.
Bu
politika
dabagarih
olmadi.
Bugn
(1999)
J aponya'daki
kriz,
byk lde J apon
igletmelerinin
ve
endstrisinin
(zellikle
definans
kesiminin) byk bir b-
lmnndnyaile
rekabet edebilecek
hale
getirilememe-
sinin
bir
sonucudur.
Dolayisiyla,
strateji
yeni
bir
kurah
kabul
etmelidir.
Ticari ol-
sun
olmasin,
bir
kurum, dnyamn
neresinde
olursa olsun, kendi-
ni,
ayni
endstride bulunan liderlerin koydugu
standartlarla ki-
yaslayarak kendi lmn
yapmalldir.
V
Ekonomik
Gerekler ilePolitik Gerekler
Arasmda Artan Uyugmazhklar
Dnya
apmdaki
bu
yap1sal
degigimve
belirsizlik
srecinde
stratejinin temeli olmasi gereken
en
son
kural,
ekonomik
gerek
ilepolitik
gerek
arasinda giderek
artan
uyugmazliklardir.
Dnya
ekonomisi
her
geen
gn kreselle
mektedir.
Kresel-
legmenin
engelleri
ve
maliyet
merkezleri
ise
ulusal
simrlardir.
Bu kitabm ilk
blmnde
tartigildigi gibi, igletmeler
-ve
giderek
75
bagkakurumlar da-
artik
kendi faaliyet alanlarmi ulusal ekono-
miler
ve
ulusal
simrlar
iindetammlayamazlar,
bunu dnya
a-
pinda hizmetler
ve
sanayiler erevesinde
tammlamak
zorunda-
dirlar.
Fakat
aym
zamanda,
politik simrlar
dayok olmayacaktir.
As-
linda, AvrupaEkonomik Toplulugu; Kuzey Amerika
Serbest
Ti-
caret Blgesi
(NAFTA);
veya
Gney Amerika'da ekonomik
ig-
birligi iin
nerilen Mercosur gibi yeni
blgesel ekonomik
bir-
legmelerin
bile, politik smirlarin gcn, yikmak bir
yana,
azai-
tacaklart bilegphelidir.
"Egemenligin
sonu" laflari 1918
'den
beri konuqulagel-
mektedir.
Fakat politikada
henz
ulusal
devlet
ve
ulusal
egemenligin
yerini alabilecek herhangi
bir
gey
ortaya 1k-
mamigtir.
Aslmda
1914'ten itibaren giderek artan bir
ge-
kilde
grlen trend
blnmeler dogruttusundadir.1914'ten
nce politik olarak
bykblgeleri
birleytirmig
olan
impa-
ratorluklarm
tm kmgtr: Avusturya-Macaristan
ve
Osmanli
mparatorlugu;
Britanya,
Fransa
ve
Hollanda;
Portekiz
ve
Belika Imparatorluklari,
arhk
Rusyasi
ve
Komnistler.
Ayni zamanda
kkpolitik
birlegmeler
eko-
nomik olarakuygulanabilirlik
kazanmig,nk
para
ve
en-
formas
yon
"uluslarst"
(bu
gerekte ulusal
kimliklerin
ol-
mamasi
anlamina gelmektedir)
olmuytur. 1950'den itiba-
ren
ise
her birininkendi zel
hkmeti;
ordusu;
diploma-
tik
hizmeti; vergi
ve
mali politikasi olan
kkdevletlerin
ortaya
ikivi
birbirini
izlemigtir. Ekonomik
dnyadabile
.
henz hibir
global
kurumun, kresel
vergi
vepara
politi-
kalarmikontrol
altma
almak
bir
yana,
sadece
dnyamn
her
yanmda
bagibogdolagan
paranin
kontrolnsaglayacak
bir
Dnya Merkez Bankas1 gibi, varolacagi
igareti henz gel-
memigtir.
Uluslarst ekonomik
birimlerdebile,
ulusal politika-
76
lar
hl
ekonomik akilc111ga
hkmetmektedir. rnek
ola-
rak,
Avrupa
Ekonomik Toplulugu'na ragmen,
Belika'da
faaliyette
olan tamamiyla
ihtiya
fazlasi
fabrikalarm
ka-
patilarak,
aym
firmaya
ait,
Be1ika
ulusal simrlarmm 30
mil tesinde
bulunan
Fransiz
tesislere
kaydirilmamasi,her
eyin
uygun
olmasma ragmen politik
aidan
imknsizligt
kanitlamigtir.
Aslmda
birbiriyle
rtgen
ayri
kremiz
var.
Paranm
ve en-
formasyonun
gerek
bir
global
ekonomisi
mevcut.
Builun
yamn-
da
mallarm serbeste
dolayabilmesine
ragmen,
hizmetlerin
ve
in-
sanlarm
dolagimmm
engellenmesinin
tamamen
ortadan
kalkma-
digt, fakat
engellerin azaltildigi
blgesel
ekonomiler
var.
Bir de
giderek
artan
ulusal
ve
yerel gerekler
var
ki
bunlar
hem
ekono-
mik,
hemdehepsinin
tesinde
politik.stelik
de
hizlaby-
yor.
gletmelerin
-ve
diger
kurumlarm,
niversiteler gibi-
bagka
ganslari yok. Btn bu
krelerde
aynt
anda yaamalar1
ve
faali-
yette
bulunmalari gerekiyor. Stratejinin igtebu
gerek zerine
oturtulmasi gerekmekte. Fakat
hibir
yerde,
hibir
ynetim he-
nz
bu
geregin
tam
anlamiyla
farkmdadegil,
bir geyleri
hl
el
yordami ile ariyorlar.
malat
endstrisinde
finans
sektrnde
ve
sigortacihkta
fa-
aliyette
bulunan
ok
uluslu
girketlerin
bir
ogu,
belki
de
tamamma
yakini,
ulusal
smirlarm iindekendilerini dn-
ya
apmda
"igletme
niteleri"ne gre
organize etmiglerdir.
rnek
olarak;
finansal hizmetler veren
bir
girketin finan-
sal
kiralama
igleri
ister spanya'daister
Hong Kong'da ol-
sun,
bagli bagmabir
iymiggibi,
aym
girketin
spanya
veya
Hong Kong'daki
diger
iglerinden, rnegin dviz iglerin-
den,
ayri
tutularak yrtlmektedir.
Sirketler
art
arda
ye-
rel
iyi
sendikasi
-veya
herhangi bir
yerel politik
birim
iin-
"igletme
birimi"-nin
anlamsiz
oldugunu
anlamiglardir.
On-
77
lar
iinspanya
ve
Hong Kong tek
anlamh
gerektir,
kabul
ettikleri
ve
ahymak istedikleri birimler de
HongKong
veya
spanyol igletmeleridir.Bir
eylem
veya
kararinher iki
ger-
ege de, yani uluslarst
igletmebirimininekonomik
ger-
egi ile
spanya
veya
Hong Kong'un
"egemenligi"
politik
geregine
uyum
saglamasinm
nceden nasil
tespit edile-
cegini
bir
yana
barakirsak, tanidigimhibir girket hangi
karar
ve
uygulamanm
"igletme
birimi" nin,
hangilerinin
ise
"ulusal"
olanmin
karari
ve
uygulamas1
olarak
ele
alm-
masi
gerektigini
nceden hesaplayamadi.
Fakat
bazi geyler olduka aik
bir gekilde
grlyor. Bunlar-
danbirinoisi, nelerin yapilmamasi
gerektigi apa1k ortada, yani
buyerel politikalarm ekonomik kararlarin
stnde oldugu
konu-
sunda dn
vermeye
istekli olmak anlamma geliyor.
nk
poli-
tik birim
giderek
ekonomik
a1dan daha
gsz
halegeliyor
ve
her trl
dnn sunulmasim zendiriyor:
rnegin ekonomik
avantaj
saglamak
iin
vergi
muhafiyeti; zel
tarife
korumasi,
ga-
rantili tekel;
ve
her
eyit sbvansiyonlar
konulabiliyor. Tipik
bir
rnek, ABD'nin
bazi gneydogu eyaletlerinde,
yeni
otomobil fab-
rikalarmm
kurulmasimtegvik etmek iin Avrupa
ve
J apon
oto-
mobil
firmalarma
cmerte verilen
sbvansiyonlardir.
Tabii
buna
benzer yzlerce
ve
belki de
binlercernek
var.
Bunlarm
ogu
da
daha
kt rnekler. Avrupa
ve
J apon oto-
mobil
firmalarinm ABD'de
fabrikakurmak iin iyi ekonomik
sebepleri vardt
(en
azmdan
onlar yle
dgnyorlardi). Bayka
olaylarin
ogunda
dn
-zellikle
dekk
lkeler
tarafindan
sunulan dnler-
o
lkeye gitmek
iin
veya
yerel
bir
girketi kur-
tarmak
iin
tek neden olmaktadir.
Ekonomik
gerek
yerine
byle
bir zendirme
ilemotive
edilen
kararlarinfaciaylasonulanaca-
gini
nceden
grmek
mmkn.
rnegin1960'larda
ve
1970'lerde ABD'li
bir girket
tara-
78
findan kk bir Latin Amerika lkesinde retim yapmak
zere kurulan fabrikanin bagina bu
gelmigti; nk lke-
nin
hkmeti
o
girkete uluslararasi pazarlarda tekel
olma-
yi
vaat
etmigti.
"Pazarlik yapilmaz"
eski
birhalk
bilgeligidir. Demek
ki iglet-
mede ekonomik gerek
ile
politik gerek arasmdaki
uyumsuzlu-
gu
ynetirken
ilk kural,
ekonomik gerege
uymayan
hibir geyi
YAPMAMAKTIR. ilk
soru gu
olmahdir:
"Eger dn almasaydik,
bu igi
igletmenin
stratejisinin
bir
parasi
olarak
yapar
miydik?"
Eger
yanit
"Hayir" ise, dn
ne
kadar
cazip
gelirse gelsin buly
yapilmamahdir, nk maliyeti ok yksek
bir hata
olabilir.
Ama
cevap
"Evet" bile
olsa, sunulan
dne "Haytr" demek ok daha
aktlhca
olacaktir. Btn
deneyimler
-bunlar
o
kadar oktur ki-
gstermistir ki sonuta bunlarinbedeli
agir,
hem
de
ok agir,
bir
gekilde denmektedir.
Bununla yakmdan
ilgili
olarak "YAPILMAMASI" gereken
birbagka
yey
de
gudur. Firmamn Teorisi'ne
ve
bir btn olarak
stratejisine
uygun
oldugunu
grmeden
iginyeni iglere girerek
ve
zellikle de
ba kabir igi devralarak
genigletilmemesi
ve
by-
tlmemesi gerekir.
Degigik blgelerde
veya
degigik lkelerde degigik rnler
velveya
hizmetler farkh
olacaktir.
rnegin,
Fransa'da,
Coca-Cola
firmasi
meyve
sulari satigmdan,
kolah
iecek-
ler
satiplarma oranla
ok
dahafazla
para
kazanmaktadir.
J aponya'da
ise
ayni
firmanm
en
nemli rn
otomatik
makinelerde
satia
sunulan
kahvedir.
Fakat her
iki rn
de,
-hem
meyve
sulan
hemdehazirkahve- Coca-Cola'am
Teorisine
ve
stratejisine
uygun
rnlerdir. Fiziksel
ola-
rak
her ikisi de
orijinal
"Kola"dan farkhdir. Ama
digerher
ynden
-yani
igletmeler
olarak-
tmyle
ayntdir.
79
Daha nce bublmdebelirtilenbir yeyi tekrarlayacak olur-
sak:
bir kurumu
amaci
dogrultusundafarsati
yapan gey
strateji-
dir. Firsat gibi
grnen
gey,
eger
o
kurumun stratejik
hedefini
ileriye gtrmyorsa, firsat degildir, sadece oyalanmadir. Belli
bir
ulusal, yani politik, gerege
uysa
da
-ya
da
en
azmdan
uyu-
yormuy
gibi
grnse de-
aslinda
sadece
dikkati dagitici bir yeydir
ve
kendi halinebirakilmahdir.
Aksi takdirde hsranla sonulan-
maya
mahkmdur.
"Yapilmamasi" gerekenler
iin bu
kadari yeterli.
Simdi
de
"Yapilmasi Gerekenler"e
bakalun.
Dnyamn eyitli yerlerinde igin
bymesi
ve
geniglemesi gi-
derekgirket
birlegmesi, satm
almmasi
ve
hatta
tmyle yeni
igle-
re
girilmesi temeline dayanmayacaktir. Birlikte ahymalara,
or-
takhklara, ortak girigimlere, bagka politik yetkilerin geerli ol-
dugu yerlerde
kurulu
girketlerle ok ynl iligkilere
dayandiril-
masi
gerekecektir. Diger bir
deyigle,
bunlarmtemeli
giderek
hu-
kuk
-dolayisiyla
politik degil- ekonomik
birimlerden
meydana
gelen
bir
yaplya
dayanacakttr.
Bymenin
bundan
sonra tam
mlkiyet
ilekomuta
ve
kont-
rolden
ziyade
her
eyit ortakhklara
dayandtr11acakolmasi-
nm
birok nedeni
var;
bu
nedenlerin
bazilarmi
daha nce
tartigtik. Fakat
bu
nedenlerin
byk
olasihkla
en
kamil-
maz
olanlarmdan
biri hemkresellegendnya
ekonomi-
sinde
hemdeblnmydnya
rejiminde
faaliyetgsterme
-
ihtiyac1olarak grnyor. Bu problem
iin
ortakhk
en
mkemmel
zm
degil.
Aslmda,
ortakhklarin
kendileri-
ne
hasbinierce
problemi oluyor. Fakat
en
azmdan, ekono-
mik
birim
ayru
zamanda
hukukbirim
olmayip
bir
ortakhk,
bir birliktelik, bir
ortak
girigimse,
ekonomik
gerek ile
hukuki gerek
arasindaki
atigma dabyk lde azall-
yor.Yani
bu iligkide
politik
ve
hukuki grnt ile
ekono-
mik gerek ayrilabiliyor.
80
Son
olarak:
Btn igletmeler kendi dviz pozisyonlarmi
y-
netmeyi greneceklerdir. Her girket, hatta tmyle yerel
bir
gir-
ket bile, bugn
dnya
ekonomisinin
iinde
sayilmaktadir. Bu
nedenle ihracat
veya
ithalat
yapmasa
bile dviz kuru
dalgalan-
malarindan
etkilenecektir.
Birka yil nce
Meksika pezosundaki ani
deger kaybi
ne-
deniyletagradabulunan
yerel bir Meksika
firmasi bile
cid-
di
gekilde etkilenirken, tmyle yerel
bir
Endonezya fir-
mast
da
Endonezya
parastnm
1998'deki ani
degerkaybm-
dan
byk
yara
almigt1r.
Bugn
parasindaki
ani
deger kaybmabagigikhkkazammy
olan
hibir
lke yoktur. Bunun
en
basit nedeni
dednyamndalgalara
kapilmigbocalayan
"sanal
para" iinde yzmesi, yani
krhyattrim
bulamayanlikiditeye
sahip
olmasidir. Demek ki her
lke,
mlke,
ige,retime
ve
hizmet
sektrne
yatinlmayan, fakat likit
ve
kisa
sreli
"portfy"
yatirimmda tutulan
para
denizinde
yzmektedir.
okaz
lkenin demelerdengesinde
"portfy
yatirimi" konusun-
daki ilgiye
hizmet
edecek yeterli
fazlalik
vardir.
Bayka
bir
deyigle,
her
lkenin
parasi,
hibir ekonomik gerekeye
dayanmayan,kisa-
dnemli
para
hareketlerinininsafma
kalmigtir.
Bu, 1973'te
Bagkan
Nixon'un
dolan
herhangibir
sabit
de-
gerden
ayirarak
"dalgalanmaya"
birakmasi sonucunda
bek-
lenen geyin
tamtersidir.
O
zamanki
dgnce kk
ayarla-
malarla
para
dalgalanmalarmm
simrlanabilecegi
geklindey-
di.
Fakat
hkmetler
-Amerika Hkmeti
bagta
olmak ze-
re-
bu
yeni
"zgr1g'
hor
grdler
ve
paralar
agin
dere-
cede istikrarsiz hale
geldi. Bu
gekilde
kalmalari dabekle-
nebilir. Politik birimlerin, yani
eyitli uluslarm, mali,
pa-
rasal
ve
kredi
politikalarmi
kendi
politik otoriteleri hari-
cinde
hibir
lkeye kargi
daha degersiz
tutmalarini bekle-
81
mek iin pratikte
hibir
sebep
yoktur.
Avrupa
Bankasi'mn
Euro'ya
blgesel bir
para
olarak
istikrar
saglayabilecegi
mit
edilmektedir.
Avrupa
Birligi iindeki lkelerin kendi
ipolitikalarini Euro'nun
istikran iinikinci
plana
atacak-
larmi
mit etmek
fazla
iyimserlik olacaktir.
Bayka
bir
gekilde
ifade
edilecek olursa,
strateji
paralarm
de-
gigken
olacagi
ve
sabit kalmayacag1
varsayunma
dayandirilma-
hdir. Bunun
bir
sonucu
daher ynetimin pimdiye
kadar sadece
birka
ynetimin yapabildigi geyi
yapmasi
gerektiginlgrenme-
si
olacaktir:
Bu,
her
ynetimin kendi dviz
pozisyonunu
ynet-
mesi gerektigidir.
Bu blmde tartigilan gerekler,
bir kurumun
ne
yapmasi
ge-
rektigini
ve
nasil
yapmasi
gerektigini
de anlatmamaktadir.
Bu
gerekler stratejinin
kurumiin
yamt
bulmasi
gereken
sorulari
ortaya ikarmaktadir.
yle
sorular vard1r
ki
strateji
bunlarla
gim-
diye kadar
ya
pek
az
ilgilenmigtir
ya
dahi
ilgilenmemigtir.
Fa-
kat bu
yeni gerekleri dikkate almayan
bir kurumuti
stratejisi
ol-
mayacaktir. Bu
kurum
gelecek birka yildaki
ya
da
en
azmdan
gelecek
on
ylllardaki mcadelelere
de
hazirhkli olmayacaktir.
Yapisal degigimin
ve
ekonomik, sosyal,
politik
ve
teknolojikd-
ngmn getirdigi
byk bir karigikligmyaandigi
budnemde
mcadelede
bagarili olmayan kurumlar,
degil zenginleymeyi
ba-
garil1
olmayi
bilebekleyemezler.
82
3
DESM
LDER
Degigimi Kimse Ynetemez
Degigim
Politikalarr
Orga-
nize
yileytirme

Bagaridan
Yararlanmak

Deigimi Ya-
ratmak

Firsat Pencereleri

Yapdmamast Gerekenler

Pilot
alrymasi

Degigim Liderinin
ki
Btesi

Degigim
ve
Sreklilik

Gelecegin Olugturulmast
83
Girig
Degigimi Kimse Ynetemez
Kimse degigimi ynetemez,
ancak degiqimin nne geebilir.
On
veya on
beg yil nce ynetimkitaplarimn
ve
seminerleri-
nin
en
nemli
konusu
olan
"degigime
kar
direnmenin stesin-
den
gelebilmek" konusunda
artik fazla
bir
yey
duymaz
olduk.
Artik herkes
"degigim
kainilmazdir"
fikrini kabul
etmi
durum-
da.
Fakat
bu,
degigimin hl,
"lmve
Vergiler" gibi oldugunu
ima
ediyor:
Yani
ertelenebilecegi
kadar
ertelenmeli
ve
tercih
haklari degigimden
yana
kullanilmamah.
Fakat, iinde
bulundugumuz dnem
gibi
karigikdnemlerde
degigim bir kuraldir.
Elbette
sancih
ve
riskli,
ama
hepsinin
te-
sinde
de
ok
ciddi
ahyma
gerektirenbir
kuraldir. Ancak
degi-
gim
liderligi
organizasyonun
grevi
olarak
grlrse,
organizas-
yon
-igletme,
niversite, hastane
veya
benzeri-
yayamuu
devam
ettiremez. Hizh yapisal degigim
dneminde
yagamini
srdrebi-
lecek
olanlar sadece
Degigim
Liderleri'dir.
Bu
nedenle
herhangi bir
organizasyonnn degigim
lideri
konu-
muna
gelmesi, 21. yzyil iin
merkezi
bir ynetim
mcadelesi-
dir. Degigim
lideri
degigimi bir
firsat
olarak
grr.
Degigimi
arar,
dogrudegigimleribulmaytve
bu
degigimleri organizasyonun iin-
de
ve
dtymda
nasil verimli
kilacagmi da
bilir.
Degigim gunlari
gerektirir:
1. Gelecek iin
politikalar
2.
Degigimi
arayan
ve sezen
sistematik
metotlar
3.
Degigimin, kurulugun
iinde
ve
diginda
dogru olarak
ta-
nitilmasi
4. Degigimi
ve
srekliligi
dengeleyen
politikalar
85
Bu
blmdedegigimlideri
olmak iin gerekli bu
drt
unsur
anlatilmaktadir.
I
DegigimPolitikalan
Bugnlerde
"yeniliki
organizasyonlar"la ilgili pek ok
tar-
tigma
yapillyor. Fakat bir
organizasyonn
yeniligi
kabul
eder
hale
getirmek
ve
hatta
yenilik iin organize etmek
bile, degigimlideri
olmak
iin
yeterli sayllmlyor. Bu
dikkatinbagkayne
kaymasi
bile
olabilir.
Degigim lideri
olmak,
hemhalenyapilmakta
olan
geyleri
degigtirmehem
de yepyeni
ve
farkli geyler
yapma
istek
ve
becerisini
gerektirir. Bugnn gelecegi
yaratmasi
iin politi-
kalari gerekli
kilar.
lkpolitika
-ki
bu digerlerinin
temelidir-
dnterk etmektir,
lk gereklilik, performansm
saglanmasina
ayrildigi halde artik
hibir
katkisi kalmayan
ve
sonu vermeyen
kaynaklari serbest
birakmaktir. Dn terk etmeden
yarin
yaratilamaz. Dn srdr-
mek
her
zaman
ok
zordur
ve
fazlasiyla
zaman
kaybidir. Dn
srdrmek
daimakurulugun
en
nadir
veen
degerli kaynaklarini
-
ve
hepsinden
nemlisi
en
yetenekli
insanlarmi-
sonu vermeyen
iglere
iter. Ancak yenilik yapmak
bir
yana,
degigikbir
yey yap-
mak
bilebeklenmeyen
glklerle
kargilagmaktir.Bu
durumda,
yetenegi kamtlanmig insanlarm liderligine gereksinim
vardir.
Eger
buinsanlar dun
srdrmeye
kararlilarsa,
en
basit gekliyle
yarm1
yaratmaya
uygun
degillerdir.
Demek
ki btnkurumu kapsayanilk degigimpolitikasi Or-
ganize Vazgeme
olmahdir.
Degigim lideri her rn, her hizmeti, her
sreci,
her
pazari;
her dagitimkanahni, her
mgteri
ve son
kullaniclyt, mr
aism-
dandenemeye
tabi
tutar,
Bunu da
dzenli bir
program
dahilinde
86
yapar.
Sorulmasi;
hem
de
ciddi
biimde
sorulmasi
gereken
soru-
"Bunu
yapmamig
olsaydik,
gimdi
bildiklerimizle,
bugnk akh-
mizla
yine
yapar
miydik?"olmahdir. Eger
yamt
"hayir"
ise"O
halde
yeni
bir
aligma yapalim" geklinde
bir
reaksiyon gsteril-
memelidir.
Reaksiyon,
"Simdi
ne
yapiyoruz?" geklinde olmali-
dir.
Tegebbs
kendini degigime
adamigtir. Hemen
harekete
ge-
meye
hazirdir.

olayda tmyle
vazgemek
en
dogru harekettir.
Eger
bir
rnn,
hizmetin,
pazarin veya
srecin
"hl
birka
yilhk iyi
mr
varsa" vazgemek
en
dogrusudur.
Daima
en
fazla zen
ve en
fazla aba gerektiren geyler
iyte
bu
lmekte olan rnler, hizmetler
veya
srelerdir. Bun-
lar
en
verimli
ve
yetenekli
insanlarmbile
elini kolunn bag-
larlar.Ancak bu
eski
rnn, hizmetin,
pazarm
ve
srecin
"mrne"
daima
oldugundan
faziadegerbiilir. Onlar
ge-
nellikle
"lmyorlardir",
nk zaten daha nce lmgler-
dir.
Tipla
ilgili
eski
bir
atasznde
debelirtildigi gibi,
"ka-
davramn
pis
kokmasini
nlemeye ahgmak
kadar
pahah,
zor ve aym
zamanda
dabeyhudebir
gey
yoktur".
Bir rne, hizmete,
pazara veya
srece
"borlari
tmy-
le
silindi"
diyehldevam
ediliyorsa,
bundanda
ayni
ge-
kilde
vazgeilmelidir. Varliklara
bor1aritmyle siliumig
gibi
davranilmasinin
yeri ancak vergi muhasebesidir. Y-
netimin
amalarmda
"bedelsiz
varliklar"
yoktur. Ekono-
mistlerin
binalar
ve
diger
sabit yatirimlar
iin kullandigi
terim olan
"batik
maliyetler" vardir.
Soru hibir
zaman
"Maliyetleri
nedir?"
olmamahdir.
Soru
"Ne retecekler?"
olmahdir.
Artik
hibir gekilde retim
yapamayan veya sa-
dece
"maliyeti"
dgk
oldugu
iinreten
varliklar, muha-
sebe
digmda, varlik
olarak
kabul
edilemez.
Bunlar sadece
batik
maliyetlerdir.
87
Vazgemenindogru
ve
en
nemli politika oldugu
nc olay
daeski
ve
gerileyen bir
rn,
hizmeti,
pazart
ve sreci
koruya-
bilmek iin yeni
ve
geligmekte olan
rnn,
hizmetin
ve
srecin
geligmesini
nlemek
veya
nemsemezmig gibi
davranmaktir.
Neyin yapilmamas1 gerektigine
en
yeni rnek, 1990'lar-
daAmerika'nm
en
bykotomobil reticilerinden
General
Motorsile yine Amerika'nin
en
byk
fabrikaiileri
sen-
dikasi olan
United AutomobileWorkers Union
(UAW)'in
birliktednnhatarma
gelecei kurban etmeleridir.
ABD'de
herkes,yetmigli ytllarin
ortalannda
seksenli yil-
larinortalarma kadar,
on
yil gibi
kisa
bir
sre
iinde,
J apon
otomobil reticilerinin Amerika binek otomobilleri
piyasa-
simn%
30'unu ele geirdigini
bilmektedir.
Fakat
insanlarin
pek
azi
bukazancin, J apon firmalanna
oranla daha kk
sayilan iki Amerikan girketi Ford
ve
Chrysler'inkesesinden
ikmadigim
bilir.Hatta
tam
tersine,
buikisi
degerekte
pa-
zar
paylartm
artirmiglardir.
J aponlar'm kazancmm
tebiri,
1970'lerdeyzde
onpazar payma
sahipken
on
yll
sonra
pa-
zann
hemenhemenhepsini J aponlara kaptiran
Almanya'-
nm
Volkswagen
firmastndan elde edilmigtir.
Diger
teiki-
si ise-Amerika piyasasom
yzde yirmisi-
General
Motors-
'un
kaybmdandir;
nk General Motors'un
pazar
payi
bir-
denbire
yzde
elliden
yzde otuza dgmgtr.
General
Motors
on
begyil
boyuncahibir faydast ol-
mayan
iglerleugragti,
flyatlarla
ve
indirimlerle
oyalandt
durdu. En
sonunda,
1980'lerin
sonuna
dogru, "Satrn"
adi
verilen
yeni bir otomobille
kargi
atagakalkti.
Satm
J apon
otomobillerinin
taklidiydi; ancak
gekli, retimi
ve
pazarla-
mast,
servis
hizmetteri
ve
i; iligkileri aismdan
birazdaha
maliyetliydi. GM
arabanm
pazar
tamtimmi ok kt bir
gekilde
yaparak yzne gzne
bulagtirdi.Yine
deAmeri-
kan
yapimi
yeni bir tip
otomobile
hastet
kalmigbirokin-
san
iin
bu byk bir baanydi.
88
Fakat, GM
digmda
herkesin
anmda
fark ettigi gibi, Satrn
J apon
otomobilleriyle
boy
lgemedi.
Bu
otomobilin b-
tn
satiplari Oldsmobile ve
Bwick gibi yok
olmasa
bile
dgge
geen
GM
markalannm
zararina
oldu.
Sonunda
GM
-daha
dafazla
GM'un ii
sendikasi olan
UnitedAutomo-
bileWorkers-
Satrn'
bogazim
sikarak bogmaya bagladi-
lar.
Geniglemek
iinistenen
para
verilmedi. Bu
para onun
yerine Oldsmobile'i
"modernize"
etmek
iin
yapilan nafi-
le girisimlere
ve
Buick
fabrikasma
verildi.
Saturn'n
yeni
modellerinin geligtirilmesi iin de
para
verilmedi,
bu
para-
lar da
Oldsmobile
ve
Buick'in yeniden
tasarunma
harcan-
di. UAW, Saturn'n yeni
ve
bagarthisiligkilerini de
yavag
yavay
azaltmaya
bagladi,
nk
Satrn'deki ynetim-ii
ortakhgi yapilanmasimn GM'un diger
fabrikalarma da
yayilmasi korkusunn
tagiyordu.
Bu
iten
ne
Oldsmobile
ne
de
Buick
krli
1kti.
kisi
dehl
inigteler.
Ama Satrn
tmyle yok oldu. Hem GM hemdeUAW,
her ikisi
de gerilemeye devam
ediyor.
Vazgeme
eyidi
gekillerde
olabilir.
rnegin
GM
olaymda,
ayni
anda
iki
gey
yapilarak zm
bulunabilirdi:
(1)
lm
dpegindeki
Oldsmobile'
i
ldr;
(2)
Satrn'n
bayarisina
olabildigince destek ol, ihtiyaci
olan
btn
parayi ve
eletnam sagla,
fakat
onu
tek bayma
bagimsiz bir
firma
yaparak GM'un btn
eski
rnleri
ve
eski
mgterileriyle olabildigince
rekabet edebilecek
hale
getir.
Aym
geyi
degigik
gekilde yapmak da dogru
yamt
olabilir.
Bir rnek:
Her kitap
yaymcisi
sattylarimn
byk
kismmm
89
(%60
kadarinin)
-ve
uygulamada
btnkrinm
"eski
liste-
ler"den, yani
bir
veya
iki yil nce yayimlanan
kitaplardan
geldigini bilir. Fakat hibir
yayrici
kaynaklarint
eski liste
iin
kullanmaz,
btn g yeni kitaplarm
satigma harca-
mr.
Byk
bir
yayinevi satig
elemanlarmi
yillarca eski lis-
tedeki kitaplari satmasi
iin
ahytirdi,
ama
bagaramadi,
bunun iin
tek kurugda harcamadi. Sonra
digaridanbir
ynetici yyle
dedi: "Eger buigeyimdi girseydik,
eski
liste
igini
yine
byle
mi ele
ahrdik?"
Yamt
oybirligi
ile"Hayir"
olunca, yine
sordu:
"Ohalde
gimdi
ne
yaplyoruz?"
Sonu
olarak, firma yeniden organize edildi
ve
biri,
o
yll
yayun-
lanan yeni
kitaplarinsatm
alinmasi, editrlg,
reklami
ve
satigi; digeri
ise
eski
listedekilerin
promosyonu ve satigi
ileilgili
olmak
zere iki birimeayrildi. ki yll
iindeeski
kitap
satiglarl e katlandi
ve firmaninkri iki
misli
artti.
Vazgeme
sirasinda
ikinci
soru
ise
nasd
davranmah'dir.
Bu
birincisi kadar nemlidir; hatta daha
datartigmah
ve
zor
yanlari
vardir.
Bu yzden
yamt,
kk
bir
lekte
test
etmek
ya
da
pilot
aligma yapmak gerektigi geklinde olmahdir.
Bylesine
hizli degigiminyagandigt bir
dnemde"Nasil"
so-
rusu
"Ne" sorusundan ok
daha
abuk demode oluyor gibi
gr-
nyor. Dolayisiyla
degigimlideri
her
rn, hizmet,
pazar
ve
s-
re
iin: "Eger
bu ige, bugnbildiklerimizle, gimdi yeni giriyor
olsaydik,
yimdi
yaptigimiz gekilde mi
girerdik?"
sorusunu
mut-
laka
sormalidir. Bu
sorunun
bagarihrn, hizmet,
pazar ve
sre
kadar baarisiz olanlar
iindedzenli
-ve
ciddi
bir
gekilde-
so-
rulmasina
ihtiya
vardir.
Bu, tegebbsn
tm
alanlari
iin
geerlidir.
Ancak zellikle,
kuruluglarmnemsememek
denemese de gz ardi
ettikleri
bir
alan
iin
geerlidir:
dagitimcilar
ve
dagitimkanallari. Byle
hiz-
ladegigenbir dnemde, dagitimcilar
ve
dagitimkanallari
her
yey-
dendaha
abuk
degigimeegilimlidirler. Ayrica "Bilgi Devrimi"-
90
nin
an
ok
bu
dagitimcilar ve
dagitim
kanallari
zerinde
etkili
oldugu da
grlmektedir.
"Dagttimellar"
ve
"dagitim
kanallari"
elbette
i; dnyasiyla
il-
gili
terimlerdir. Ancak
her kurumun
"dagiticilari"
vardir
ve
bun-
lar
o
kurumun
ilk
"mgterileri"
dir.
te
i; digmdanbir
rnek:
Bir lisenin damymam
ylllarca
"dagitim
kanah" olmugtur.
nk
Amerika'daki niversite
ve
kolejler, bagvuru
ya-
pan
adaylara
onun
kanaliyla
ulaabilmektedirler.
Fakat
potansiyel
grenciler
ve
onlarin
aileleri, giderek kolejlerin
ve
niversitelerin eyitli
dergilerde yay1mlanan
siralama-
larini;
egitli kolejleri
ve
siralamalarmi
anlatankitaplari
arar
olmuglardir. Bazi byk
Amerikan niversiteleri ken-
dilerine
bagvuranlarm
sayisini ve
kalitesini,
promosyon
ahymalarim
-lise
danigmanma satigi tam
olarak
kesmese-
ler
de- yeni dagitim kanallarina
odaklayarak, nemli l-
de
artirmiglardir.
Benzer
gekilde,
on
yll
nce
hastanenin
dagitimkanahdoktor-
ken, artik Saghk
Koruma
Organizasyonu
(HMO)
dahastaneler
iin bir
"dagitim
kanall" haline
geldi.
Dolayistyla
hastaneler
ar-
tik
doktor
ve
hastaya
ulagmak
iinHMO
ile ahyiyorlar.
Simdiye
kadar bizler
Internet'in dagitim
kanallari zerindeki
etkileri
konusunda
ancak
tahmin
yrtebiliyorduk. Fakat artik
Internet'in
ne
kadar
etkili olacagi kesinleyti.
Bugn nelerin
ne
kadar
abuk oldugunabir
rnek
Amerika
otomobil
pazaridir.
Uzun
zamand1r,
hangi
otomobilinalmmayacaina
evde
ka-
dmmkarar
verdigi bilinir.
Ashnda
satm
alma
kararimve-
ren
kadmdir. Fakat kadmlarin
otomobil satic11arindan
alig-
verigyapmaktanpek
hoglanmadiklarida
bilinir. Bunedenle,
ift
saticlya
gittiginde
koca
alici gibi grnr
-aslmda
ka-
91
rar
oktan verilmigtir
ve
karari
lla
kadin vermigtir. Internet
kadinin gerek ahmi
yapmasim
saglar
-artik
satici
"1kig
noktasi"
olmaktan
teye geememektedir.
Bu yzden otomobil
endstrisi artik
Internet'i
dagitimkanali
yapmak gibi
bir
grevle
yz yzedir. General Motors'un
buko-
nuda ahymalar yaptigi
bilinmektedir.
Peki
bu
ahyllmig otomobil
saticisindan vazgeilecegi anlamina
mi
geliyor?
"Neden vazgeilecegi"
ve
"Nasil vazgeilecegi" sistematik
olarak
uygulanmahdir.
Byle olmazsa,
daima
"ertelenirler",
nk
bunlar hibir
zaman
"popler"
politikalar degillerdir.
Agagada
bagarih
vazgeme
politikalarmm nasil
olugturulabi-
lecegine iligkin
bir
rnek verilmektedir.
En geligmig lkelerden birinde
tageronlukhizmetleri
ve-
ren
olduka byk
bir
firmada,
her
ayin
ilk
pazartesi saba-
hi
vazgeme
toplantilarma ayr11miytir.Bu
toplantilaraher
alandaki
ynetim
kademelerinden,
en
stten
en
alttaki s-
pervizrlere
kadarherkes
katilmaktadtr.
Bu
oturumlarin
her
birinde
iglerin
bir blm
ele ahnmaktadir
-bir
pazartesi
hizmetlerin
bir kismi; bir
ay
sonra
firmanm
i; yaptigt bl-
gelerden
biri;
aym
nc pazartesi
gn
quveya
bubl-
mn nasil
organize oldugu gibi. Firma
buyntemle
bir
yil-
da,
-rnegin
personel politikalari
da dahil olmak
zere-
kendini
tmyle .gzden geirmig
olur.
Bir yil
boyunca,
firmanm
hizmetleriyle
ilgili olarak
"neler"
yapilmast
ge-
rektigi
konusunda

iledrt
ve
belki de
"nasil"1
degigtir-
mek
iginde
iki
misli
say1danemli
karar aliniyor
olabilir.
Bu oturumlardan
aym
zamanda
yapilmasi gereken yeni
eylerle ilgili de
begfikir
ikmaktadir. Bir geyleri
de-
gigtirmek
-bir
geyden vazgemek,
bir
geyin yap1h; yeklin-
den
vazgemek
veya
yeni
bir
gey
yapmak-
iin
ahnan
bu
kararlar her
ay
ynetimin
btn
yelerine
rapor
edilir.
Y11-
92
da iki kez,
btn
ynetim kademeleri
oturumlann
sonu-
cunda
nelerin gerekletigini, hangi konularda nelerin
ya-
pudigmi
ve
sonularm neler oldugunu
bildiren raporlar
hazirlar.
Bu
firma
sekiz
veya on
y11
nce
ilk defa organize
vazgeme
politikalari uygulamaya
bagladigmdanberi drtkat bymtr
(enflasyona
ayarh olarak).
Bu bymeninhi
olmazsa
yarisi
bu
sistematik
vazgeme
politikalarinin sonucudur.
Organize yileptirme
Degigim
lideri iinbir
sonraki politikaorganize iyileytirme'dir.
(Buna J aponlar Kaizen derler.)
Bir
kurum
ie
ve
diga
dnk
yaptig1 her geyin sistematik
bir
gekilde
ve
devamh olarak iyilegtirilmeye
ihtiyac1
vardir:
rn
ve
hizmet;
retim
iglemleri,
pazarlama; servis; teknoloji; al1;anla-
rm
egitimi
ve
geligtirilmesi;
bilgininkullanimi.
gletmenin nce-
denbelirlenmigbir
ydhk
oran
erevesinde
iyileytirilmeyeihti-
yaci
vardir;
birok
alanda, J aponlar'in
belirttigi
gibi, yllhk
iyi-
legtirme
oram
yzde tr ki
bu
hem gereki
hemde
erigilebilir
bir
orandir.
Bununla beraber,
srekli
iyileptirme nemli
birkarar
gerekti-
rir.
Belirli
bir
alandaki
"performansi"
olugturan nedir? Eger
per-
formans
iyilegtirilecekse
-elbette
srekli
iyileptirmenin
amaci
da
budur- performansm
ne
oldugunn net bir gekilde
tanimlamamiz
gerekir
Bir rnek:
ade
orani
yksek karigik
ve zor
rnler. Bitmig
bir rnn yzde kirk olan iade
oranim
yzde otuz bege
indirmek
olduka
byk bir iyilegtirmedir. Fakat
bagka
alanlarm
ogunda karar bu kadar basit degildir. Bir
rn-
93
deki
"kalite"
nedir?
retici
tarafindan
ne
dereceye
kadar
tanimlanmigtir? Sadece
mteri
tarafindan
nereye
kadar
tanimlanabilir? Performansin tammlanmasi hizmetler
sz
konusu
oldugunda
ok
keredaha
gtr.
Bir
diger
rnek:
Byk bir ticari
bankanm
pubelerinde
performansi
artir-
mak
iin
yeni
ve
daha
gelimig
finansal
"rnler"
sunul-
masma
karar
verilmigti;
hazinebonolan
satmak
veya
bor-
lanma
konusuyla
baa
ikabilmek iin tavsiyeler
vermek
gibi. Mgterilerin
ne
egit finansal rnler
isteyebilecek-
lerini
aragtirmak, bunlarm geligtirilmesi
ve
pube
persone-
lini bunlari sunabilecek gekilde
egitmek
iin
olduka
ok
zaman ve
para
harcandi.
Fakat
bankabu
yeni rnleri
qu-
belerinde
tamttigt
zaman,
hizia
mgteri kaybetti.
te
oza-
man,
mgteriler iin
gubenin performansmm, rutin
iglem-
ler
iinkuyrukta
beklemeye
mecbur
olmamak
demek
ol-
duguortaya 1ktt, Mgteriler,
ek
"rnler"in
dedegerli
ol-
dugunu
dgnyorlardi,
ancak
bu
rnlere arada
bir
ge-
reksinme
duyuyorlardi.
13ankanin buldugu zm,
belerdeki
veznedarlari
beceri
ve
zaman
istemeyen, basit
ve
sik sik
tekrarlanan
rutin
hizmetierde
yogunlagtirmak oldu. Yeni mali rnler
ayri
masalarda
farkh
in-
san
gruplarina verildi
ve
her masanin
kendi
rnnn reklammi
yapmasi
saglandi. Bu
yapihr yapilmaz, i; hem eski
hemdeyeni
hizmetler a1sindan birdenbire
artmaya baglad1.Fakat
pilot alig-
ma
yapilmadigi
iin
-geligmeleri
bir
veya
iki pubede
denemek
yeterli olacakti-
bankahemenhemeniki
yllmi
ve
byk
miktar-
dada
parasmi
kaybetti.
Herhangi
bir
alandaki srekli
iyileytirmeler,
zaman
iindeig-
letmeyi
degigime
ugrat1r.
Yeni rnlere yol
aar.
Yeni
hizmetlere
94
yol
aar.
Yeni iglemlere yol
aar.
Yeni
iglereyol
aar. Srekli
iyileytirmeler zamanla
kkldegigikliklere
yol
aar.
Bayaridan
Yararlanmak
Degigim liderinin geligtirmeye ihtiya
duyciugu
bir
sonraki
politika,
bagaridan
yararlanmaktin
Birok
igletmede
"ayhk
rapor"un
icadt
ve
tamtilmas1yedi
sekiz
yil ncesine dayanir. Gnmzde iseayhkrapor,
rutin
ve
standart
bir
uygulama
haline gelmigtir. Neredeyse
istis-
nasiz
bir gekilde,
bu
rapor hemen
ilk
sayfasinda,
beklenti-
lerin
altmda
kalan sonularin
oldugu
veya
harcamalarin
bteyi agtigi
alanlan
gsterir. Problemler zerine odakla-
mr.
Ayhk
icra
komitesi
toplantisinda
-bu
dahemenhemen
tm tegebbslerde
rutin
ve
standart
bir uygulama
haline
gelmigtir-
problemlerle ilgili olarak
bu
rapor
zerinde
tar-
t19111r.
Problemler
gz ardi edilemez.
Ciddi problemlerin
hemen
a-
resine
bakilmalldir. Ancak degigim lideri
olmak
isteyen tegeb-
bsler firsatlara
odaklanmalidirlar.
Te
ebbster
problemleri
a
birakmah
ve
firsatlan
doyurmahdirlar.
Bu ufak
fakat temel
bir
prosedr degigikligini
gerektirir.
Ayhk
rapora,
problemleri
gsteren sayfalarm
nne gele-
cek
gekilde fazladan
bir
"n
sayfa" eklemek.
Bu, kurumun
satiplarim, gelirlerini,
krlanni
veya
hacmini
ilgilendiren
konularda
beklenenden dahaiyi sonulara odaklanan
bir
sayfa olmahdir. Bu yeni n sayfaya aynlan
zaman,
prob-
lemleri ierensayfaya
aynlandan
az
olmamahdir.
Kendi-
lerini degigim lideri olarak bagartyla
organize
etmig
bazi
igletmelerde,bu firsat sayfasium
haztrlanmasma
girketin
95
btn
bir
sabahi
ve
gn
verilirken
ikinci sabah
veya tam
gn deproblemlere aynhr.
Degigim lideri
olmayi
baaran
igletmeler
bufirsatlar iin
uy-
gun
personeli
bulduklarmdan
emin olmak
isterler.
Bunu
yapmanm
yolu bir sayfaya firsatlarm,
diger
sayfaya
da
igletmede
gahyan
performansi
yksek
ve
yetenekli kipilerin
liste-
sini
ikartmaktir. Bylece
en
yetenekli
ve
performansi
en
yksek
insanlar
en
st
firsatlara yerleptirilir.
Buna gre,
baanh
degigim iin ilk
ve
genellikle
de
en
iyi
firsat,
kipininkendi bagarilarmdan
yararlanmasi
ve
bubayanlan-
mn
zerine yenilerini
eklemesidir.
Buna
en
iyi
rnek J apon firmasi Sony'dir. Firma
kendisini
birka
byk iytednyanm
lideri
konumunagetirmiytir. Bunu
da
sistematik
bir
gekilde
birbiri
ardma gelen
bykl
kkl
baga-
rilarmdan
faydalanarak bagarmigttr.
Sony'nin tketilenbtn
elektronik cihazlan
-ki
Sonybu
konuda
en
taninmig, dnyalideri
olan
kurulugtur- temelde
tek rne dayanir. O da Sony'nin icadi bile olmayan
ses
kay1t
cihazidir. Ses kayit cihazi
temel
ahnarak, retilen
bir
rnn
baansi
ondan
sontaki
rn tasarlamak
iinkul-
lamhr. Bu genellikle yapilan ok
kk bir ilave
ile
ol-
maktadir. Bu yeni rnn bayansi dabagkabir
rnn
ge-
ligtirilmesinin
temeli
olur
ve
bubylecesrp
gider.
Ati-
lan
adimlarm
hibiri
ok byk
degildir
ve tmnnbaga-
nh oldugu sylenemez. Fakat
baandanyararianilarak
i-
kanlan
ilaveher
yeni rn ok
az
risk
ta1maktadir.
Baya-
nli
olmadigi
zaman
dafazlabir
zarara
neden
olmamakta-
dir. Bunlardan
bir kismi Sony'yi dnyamn
en
byklerin-
den
ve
baarisini srekli
kilabilen
en
istikrarh finnalarin-
dan
biri
yapmaya
yetmigtir.
96
Diger bir rnek
de
Amerikan General Electric Company'nin
tibbi
elektronik grubudur. Bu
grup
rekabetin
olduka
yogun ol-
dugubir
alanda
en
byk
ve en
iyi retici,
aym
zamanda
dabir
degigim
lideri
olarak
ortaya
akmigtir. Bunu da bagarilarmdan
faydalanarak,her bagaridan
ufak
degigikliklerle, yeni,
fakatdok-
torlar
ve
hastaneler
iin
nemli sayilacak rnler
imal
ederek
yapmigtir.
Srekli bir iyileptirmenin iinde, bagaridanyararlanmak,
er
ya
da
ge,
gerek yenilikleri getirir. Sonunda yle
bir
nokta
gelir
ki bagarilarmkullamlmastyla
atilan
kk
adimlar gerekten
yep-
yeni
ve
farkh,
byk
ve
temel
degigimlere
neden olur.
II
Degigimi Yaratmak
Degigim
lideri tegebbsn
ayrilmaz
bir
parasi
haline
ge-
tirilmesi gereken
son
politika, sistematik
YENLKLER
politi-
kasidir; budegigimi
yaratacak politikadir.
Bugn bu alana ok nem
verilmektedir.
Aslinda
bu,
politi-
kalarm
en
nemlisi
olmayabilir
-organize
vazgeme;
iyilegtirme;
bagaridan
yararlanma gibi politikalar birok tegebbs
iin
ok
daha
verimli
olabilir. Vebtnbu politikalar
olmadan
-organize
vazgeme;
iyileptirme; bagaridan
yararlanma- hibir
kurulugba-
garili
bir
yeniliki olmayi
bekleyemez.
Ancak
bagarihbir degigimlideri
olmak
isteyenbir tegebb-
sn
sistematik
yenilikler
konusundabir
politikasi olmalidir. Asil
neden
degigimliderlerinin
degigime
ihtiya duymalar1
olmaya-
bilir
-buna
ihtiyalari olsa
da. Bunun nedeni, sistematik yenilik-
ler politikastnin,
degigim
lideri
olmak
iin kurulugun
yapismi
retmesidir. Bu, btn kurulugun degigimi firsat olarak grmesi-
ni saglar.
97
Firsat Pencereleri
Her alti ile
on
iki
ay
arasinda,
benim
"firsat
pencereleri" ola-
rak
adlandirdigim
gu
alanlarda, degigimi yaratacak
firsatlart
ara-
mak
sistematik bir politika gerektirir:

letmeninkendisininbeklenmedik bagarilari
ve
beklen
medik
bagarisizhklari; fakat
aym
zamanda rakiplerinin
dehi hesapta
olmayan baart
ve
bagarisizliklari;

Uyumsuzluklar, zellikle
srete retimden
veya
dagi-
timdan
kaynaklanan
veya
mgteri
davranigmdaki
uyum-
suzluklar;

Sre iin gereksinimier;

Endstri
veya pazar
yapismdaki
degigiklikler;

Demografide meydana gelen


degigimler;

Anlam
ve
algilamada
meydana gelen degigimler;
ve son
olarak:

Yeni Bilgiler.
Bunlarm herhangi
birinde
meydana gelen
bir degigiklik
qu
sorunun
sorulmasina neden olur:
Bu
bizim
yenilik
yapmamiz
iin
bir
firsat mi? Yeni
farkh
rnler,
hizmetler
ve
sreler geligtir-
memiz
iinbir
firsat
mi?
Bu degigim yeni
ve
farkh pazarlar
vel
veya
mgteriler anlamma
mi
geliyor? Yeni
ve
farkh
teknolojiler
anlamma
mi
geliyor? Yeni
ve
farkh
dagitimkanallari anlamma
mi
geliyor? Yenilik
hibir
zaman
risksiz
degildir. Fakat yenilik
eger olanlardan yararlaamak zerine
kurulmugsa,
-igletmenin
kendisinde; pazarlarmda;
bilgide;
toplumda;
demografide
vs.-
btnbu
firsatlardan
yararlanarak yenilik yapmamaktan
pok
daha
az
risklidir.
Yenilik
"zeknm
aniden
parlamasi" degildir.
ok
zor
bir istir.
98
Ve
buis
tegebbsn
her
nitesinin,
her
ynetim kademesinin
d-
zenli
bir
parasi
olarak organize
edilmelidir.
Yapdmamast Gerekenler
Degigim
liderlerinin
tekrar tekrar dtkleri,
mutlaka
kamil-
masi
gereken

Tuzak
vardir:
1. lkturak, bu
kitabm
ikinci
Blm'nde
tartigilan
stratejik
gereklerle
uyumlu
olmayan bir
yenilik
firsatidir.
Bunun iglemeyecegi kesin gibidir. Bagarili
olabilecek
tek
yenilik,
bu
nemli gereklere
-demograflye;
gelir
dagth-
mmdaki
degigikliklere;
igletmenin
ve
mgterilerinin
"per-
formans"1
nasil
tammladiklarma;
kresel
rekabete;
politik
ve
ekonomik
gereklere-
uygun
olandir.
Ancak
"uygun-
suz" f1rsat genellikle daha
cazip durmakta, nk kesin
olarak
"yeniliki"
gibi grnmektedir.
Amabayarisizhkla
sonulanmazsa
bile
-ki
sonn
ogunlukla
bagarisizhktir-
olaganst
bir
efor,
para
ve zaman
savurganhgidir.
2.
kinci
tuzak
"ahyilmamig
yey"
ile
"yenilik"
kavramlarim
birbirine
kartytirmaktir. Yeniligi,
degeryarattp
yaratmadi-
ima
bakaraktest
edebilirsiniz. Ahgilmamig
gey
ise
sadece
meggale
yaratir.
Yine
de
yneticiler sadece her gn her gn
aym
geyi yapmaktan,
aym
geyi Dretmekten sikildiklari
iin
yenilik yaparlar. Yeniligin
smanmasi
-ki
bu
aym
zamanda
"kalitenin
smanmasidir-
iin
"Bunu begendik
mi?"
soru-
sunun
de
gil,
"Mgteriler
bunuistiyorlar
mi ya
dabuna
para
ay1rirlar
m1?"
sorusunun
sorulmasi gerekir.
3. Venc tuzak; hareket
halinde
olmakla
(motion),
belli
bir
nedenle
hareket
etmeyi
(action)
birbirinekarigtirmak-
99
tir.
Tipik olarak ynetim
bir rn,
hizmet
veya
sre
sonu
vermemeye
bagladigmda,
vazgemek
veya
kkten degig-
tirmek
gerektiginde
"yeniden
organize"
olur.
Elbette
bu
ok
kere
gereklidir. Fakat yeniden organizasyon
belli bir
nedenle
hareket
etmekten
(action),
yani "Ne"
ve
"Nasil"
sorularlyla
yzleytikten
sonra
gelir. Yeniden organizasyon
kendi bayma sadece hareket
halinde
olmaktir
(motion)
ve
belli
bir
nedenle
hareket etmenin
(action)
yerine
geemez.
Bu
tuzak
da
o
kadar caziptir
ki her degigimlideri bunlar-
dan
birine
-veya
her ne
de- defalarca dgebilir.
Bunlardan
sakmmanin
veya
tkezleyip ilerine dgldgnde kur-
tulabilmenin
tek
yolu
vardir:
Degigimin
Tamtimim yani
PLOT
ALISMAYI organize
etmek.
III
Pilot
alymasi
Her trden
kurulug, degigimin
risklerini
trnyle ortadan
kal-
dirmasa
bilebir
lye
kadar kisitlayabilmek
iin,
pazar ve
m-
teri aragtirmalatinin
her
egidini gitgide daha
ok
kullanmakta-
dir. Fakat
hikimse gerekten yeni
olan
bir yeyin
pazar
aragtir-
masim
yapamaz.
Zaten yeni
olan
hibir
gey
de
ilk haliyle
kesin
dogru degildir. Hi kimsenin
dahance dgnmedigi
problemler
aniden
ortaya
ikiverir. Yaratiemm
nne dag gibi
problemler
rktc
bir
gekilde y1gilabilir;
ya
da
hi problem
olmayabilir.
Hepsinin
tesinde,
igi
yapmanin
gekli genellikle
baglangita
ta-
sarlanandan
daha
farkh
bir
gekle
dngr.Tmyle yeni
bir
ye-
yin;
rnn,
hizmetin
veya
teknolojinin,
nemli
pazarinm ve
uygulama
alanimn,
o
yeyi
icat
eden
kipinin
veya
girigimoinin
d-
gndg
pazar
ve
tasarladtgi
kullamm
alam olmamasi
hemen
hemen
bir
"doga
kanunu" halinegelmigtir. Bunu
da
hibir
pazar
veya
mgteri
aragtirmasi
ortaya 1karamaz.
100
skiye
ait
en
iyi
rnek gudur.
J ames
Watt'in
(1736-1819)
tasarladtgi
ve
1776'da
paten-
tini
aldigi geligtirilmig
buhar
makinesi birok
insan
iin
Sanayi
Devrimi'nin
ortaya
1kigmaigaret eden bir
olayd1r.
Gerekte,
Watt lmne kadar buhar
makinesinin sadece
bir tek
gekilde kullanildigim
grmgtr
suyu
kmr
ocak-
larmdan
pompalamak
iin.
Odazaten
tasarimmi
buama-
lakullamlmasi
iin yapmigtl.
Vebu
bulugunu
sadece
k-
mr ocaklarma
satti.
"Sanayi Devrimi"
nin gerek
babasi
ise
ortagt
Matthew
Boulton'du
(1728-1809).
Boulton
ge-
ligtirilmigbuhar
makinesinin, ngiltere'ninilk
endstrisi
olan
tekstilde,
zellikle
de
pamugu
egirmekte
ve
dokumak-
ta,
kullanabilecegini grd. Boulton ilk
buhar
makinesini
bir
pamuk
atelyesine sattiktan
on
veya on
beg
yll
sonra,
pamuklu tekstil
rnlerinin
flyati
yzde yetmig
dgt.
Bu
dahem
ilk toplu
pazari
hem
de
ilk
fabrikay1
yaratarak
modern kapitalizmve
modern ekonomiyi
birlikte
meyda-
na
getirmig
oldu.
Gereginsmanmastmn
yerini
ne
egitli ahymalar
ne
de
pa-
zar aragtirmasi
veya
bilgisayarla
modellemeler
alabilir.
Demek
ki
geligtirilen
veya
yeni
her
yeyin nce
kk
apta denemeye
tabi
tutulmasma,
yani
PLOT ALISMASININ yapilmasma, ih-
tiya vardir.
Bunu
yapmamn
yolu tegebbste
gerekten yeni bir
yey
is-
teyen
kipiyi bulmaktir.
Daha nce debelirtildini
gibi,
her
yeni
gey sorun
yaratir. Bu
yzden destekleyici,
"Bunun
bagarih
olmasmi
saglayacagtm" diyen
ve
bunun iin
ah-
gan
birine ihtiya
vardir.
Bu kigininde
igletmede
sayg1
duyulan
biri olmasi
gerekir. Hatta bukipinin
kurumun iin-
den
olmasi da
part degildir.
Yeni
bir iirn
veya
yeni
bir
hizmet iin pilot ahymasi
yapmanin
iyi bir
yolu da
ger-
101
ekten
yenilik
isteen
ve
reticiyle
birlikte yeni rnn
veya
hizmetin gerekten bagarili olmasina
ahemaya
g-
nll
bir mgteri
bulmaktir.
Eger pilot ahymasi
bagarihysa, yani eger
hikimsenin
seze-
medigi problemleri
ve aym
zamanda
datasarim,
pazar
ve
hizmet
konularinda
kimsenin nceden anlayamadigi
f1rsatlari
bulup
i-
karttiysa,
degigimingetirecegi risk olduka
dgktr.Bu
durum-
da genellikle
degigimin
nerede
ve
nas11
sunulacagi,
yani
hangi
girigimcilik
stratejisinin
kullanilacagi daolduka aiktir.
Degigim Liderinin ki Btesi
Son olarak
baarili bir degigim
liderligi,
nygun muhasebe
ve
btepolitikalarmi gerektirir.
K
ayn
bteyeihtlya
vardir.
Birok tegebbste
-sadece
iletmelerde
degil- yalmz
bir bte
vardir
ve
bu
igin
konjonktrne
gre ayarlamr.
yignlerde
b-
tn ynetim
kademelerinde
harcamalar artirihr,
ktgnlerdede
kisilir. Bylece
uygulamada gelecekteki kayiplar
garanti altma
ahnm1; olur.
Degigim
liderininKbtesi vardir. Biri,
igi srdrmek
iin
gerekli olan harcamalari
gsteren bir
operasyonel btedir.
Bu
normal olarak
btnharcamalarm
yzdeseksenle
doksanim
kap-
sar.
Bubteye
daima
pu
soruyla yaklagilmalidir:
"aligmala-
rimizm
srdrlebilmesi
iin
yapmamiz
gereken
minimum
harcama
nedir?"
Kt zamanlarda
bte
elbette
apagi
e-
kilmelidir
(iyi
gnlerin
ogunda da,
belki, byk
blm
yukari dogru
ayarlanmamali,
kesinlikle
hacim
ve/veya
ge-
lirlerinartiginm
zerine ikmamahdir).
102
Degigim liderinin bir
de
ikinci
ve
ileriye
dnk
ayri
bir bte-
si vardir.
Bu bte iyi
ve
kt gnlerde
hep
sabit kahr Bir
kuru-
mun
tmharcamalarimn
yzde
onu
ile
on
ikisinin stne
nadiren
ikar
ve
bubtedeigletme
alsun
olmasm
tmtegebbsler iin
geerlidir.
nemlidnemleri
agarken
sabit seviyede tutulmadigi
s-
rece,
gelecek iin
ayrilan
harcamalarm
pek
azi sonu ve-
rir. Bu yeni rnlere,
yeni hizmetlere
ve
yeni teknolojile-
re;
pazarlarm, mgterilerin
ve
dagitimkanallarimn
geligti-
rilmesine;
ve
hepsinin
tesinde
kipilerin
geligmesine
har-
canir.
Gelecek
iin
yapilan bteye
qusoruyu
sorarak yaklagilmah-
dir:
"Optimal
sonulara
ulaabilmek
iinbufaaliyetinkaldirabi-
lecegi maksimum deger
nedir?"
Harcamalarin korumnasi tegeb-
bsn
varhgim
tehdit etmedigi
srece,
iyi
ve
kt
gnlerde bu
miktar
korunmahdir.
Ama gelecek
iinhazirlananbtenin
aym
zamanda elde edi-
lenbagarilardan
yararlamrken yapilacak
harcamalari dakapsa-
mast
gerekir. En
yaygm
ve
en
tehlikeli uygulama, zellikle
kt
gnlerde, bagarilarlailgili harcamalarm
kisilmasidir. Bunun
ne-
deni dehalen
yapilmakta olan
ve
zellikle gemigten gelen
igle-
rin
srdrlebilmesi iin gerekli olan
harcamalardir.ddia
edilen
gey
daima
gudur: "Bu rn, hizmet
veya
teknoloji zaten baarih
oldu,
buna
daha fazla
para
harcamaya
gerek yok."
Ama dogru
olan
ise,
"Bu bir
bagaridir
ve
bu
yzden
olabildigince
desteklen-
melidir"
dgncesidir.
Hepimiz
elimize
geen
ve
grdgmz
raporlara
gre ynet-
me
egilimindeyizdir. Bu, degigim
lideri iin, kurulugunbekle-
nenden
daha
iyi oldugu,
umulmadik
bagarilaringrldg
ve
bu
nedenle
depotansiyel
f1rsat
bulunan
alan1ara odaklanmig
rapor-
larin
niin
nem
tayidigim aiklamaktadir. Bu
aynt
zamanda
de-
103
gigimin
nnde
ve
gelecegi gekillendirmeyi
vaat
eden
bir
bte-
ye
sahip olmanm
degigim lideri iin nasil hayati bir
nemtayidi-
imi
da
aiklamaktadir.
IV
Degigim
ve
Sreklilik
Geleneksel
kurum
sreklilik
iin tasarlanmtytir.
Dolayisiyla,
var
olan
btn kurumlarm
-igletmeler,
niversiteler,
hastaneler
veya
kiliseler-
degigimi kabul etmek
ve
degigebilmek
iin zel
gayret
sarf etmeleri gerekmektedir.
Bu
aynt
zamanda
mevout ku-
rumlarm
degigimeniin diren gsterdiklerini
de aiklamakta-
dir.
Geleneksel bir
kurum
iin degigim, deyim yerindeyse,
bir
eligkidir denebilir.
Oysa
degigimliderleri zaten
degigimiin tasarlanmiglardir.
Fakat yine de, sreklilik isterler. Insanlar
nerede
durduklaram
bil-
mek
isterler. Kimlerle ahyacaklarim bilmeleri
gerekir.
Neler
bekleyebileceklerini,
kurumun degerlerini
ve
kurallarmi da bil-
mek ihtiyacindadirlar.
Eger
evre
tahmin
edilebilir,
anlagilabilir
degilse
ve
bilinmez ise
orada
faaliyet
gsteremezier. Fakat
aym
ekilde,
kurumun dipinda da
sreklilige
ihtiya vardir.
Aslmda
uzun
sreli
iligkilerindegerini giderek daha iyi anhyoruz.
Hizla
degigebilmek
iin
kipinin tedarikiler
ve
dagiticilarla
yakm
ve
srekli
bir
ilykiye
gereksinmesi vardir.
Ama kurumun
dabir
"ki-
giliginin" olmasi gerekir. Bu
onun
mgteriferi
ve
pazarlari
ara-
sinda
ayri
bir
yer
edinmesi
iin gereklidir.
Bu da yine
igletme
oisun
olmasin
tmtegebbsler
iin
geerlidir.
Degigim
ve
sreklilik
birbirine
zit iki
ayrt
yey
degillerdir,bun-
lar
yalmzca
Kutuplar'dir.
Bir
kurumdegigim
liderligi iin
hazir-
landika,
ite
ve
digtasrekliligi
saglamaya
daha ok ihtiya
du-
yacak, hizh
degigim
ve
sreklilik
arasmdaki
dengenin
saglanma-
si
gerekliligi de artacaktir.
104
Bu denge
-hem
uygulamacilar
hemde
ynetim konusuyla
il-
gilenen bilimadamlari
ve
yazarlar
iin-
yarmm
ynetiminin
en
nemli
konusu
olacak gibi grnyor.
Fakat bunun
nas11
yarati-
lacagikonusunda
bugnbilepek
ok
gey
biliyoruz.
evrede,
gim-
diden,
pek ok
problemleboguan
ve
belki
de bunlari zeme-
yen
degigim liderleri
var.
Bir yol,
degi imde
ortakligi
srekli
ili kilerin
merkezi
haline
.
getirmektir. Bu J apon
"Keiretsu"sunun
tedariki
ile
tetici
ara-
smdaki
iligkiye
bagli
olarak yaptigi
ve
gimdi de Amerikahlarm
hemen
"Ekonomik-Zincir Muhasebesi" yoluyla
i; hayatma
adapte
ettikleri geydir. Degigim
esnasinda
benzer
ortakhklar
gellytirip
retici ile dagitici
arasindaki
iligkilerin
srekliligini
temel
aliyo-
ruz,
rnek
olarak,
dnyamn
en
byk
ev
ihtiyalan reticisi Proc-
ter
and Gamble ileWal-Mart gibi byk perakendecilerin
arasui-
daki iligkileri gsterebiliriz.
Fakat kurumun
iindeki.iligkilet
de
giderek
ortakhk
halini
al-
maktadir:
igletmenin ahyanlanyla; gerekte
sz
konusu firma-
nin
kendi
ekibinden oldugu
halde
tageronluk firmalan iin
ah-
ganlarla
ve
diganda bagimsiz
ahyan
mteahhitlerle
iligkilerde
oldugu
gibi.
Degigim
ve
srekliligi dengede tutabilmek, devamh
olarak
bil-
gi ileahymayi gerektirir. Kt
veya
gvenilir
olmayan
bilgi
(bel-
ki, kasith yanh; bilgi
hari
tutulabilir) kadar srekliligi bozan
ve
iligkileri yozlagtiran
bagka hibir
gey
yoktur. Tegebbslere,
en
ufak
bir
degigikliktebile
qu
sorunun
sorulmasi rutin
hale
gelme-
lidit: "Bu konudakimin
bilgilendirilmeye ihtiyaci
vardir?"
n-
sanlar artik birbirleriyle
yan yana
alymadiklan
ve
gn
iinde
ok sik
grgmedikleri iin
bu
giderek dahafazlanem kazan-
maktadtr Tegebbsler,
aslmda
bir
arada aligmadiklari
halde, bir-
likte ahgan
-yani
yeni
bilgi
teknolojilerini
kullanan- insanlara
dayandika, herkesin
tmyle bilgilendirildiginden
emin olmak
ok
daha
byk
nem
kazanmaktadir.
105
Ayni zamanda,
bu insanlar iin bir
araya
gelmek,
birlikte
organize,
sistematik
ve
programli bir gekilde ahqmak
da
giderek
nemli hale gelmektedir. Uzaktan
bilgilendirme
yz yze
iligkilerin
yerini almaz.
Bu
iligkileri
dahanemli
kilar. Yzyze iligkiler
insanlarmbirbirlerinden
ne
bekle-
yeceklerini
bilmeleri, diger
insanlarm
aslmda
nasil
dav-
randiklarmi
grmeleri, insanlarm
birbirlerine gven duy-
malari
aismdan
da
kip
ileriinok daha nemlidir.
Bu
hem
sistematik
bilgi
-zellikle
de
herhangi
bir
degigiklikle
ilgi-
li- hemde
planlanmig
yz yze iligkiler
anlamun
tagir. Bu
dainsanlarm
birbirlerini
dahaiyi tanimalar1ve anlamalart
iin firsatlarin
dogmasi demektir.
Eger degigim
sadece
bir
iyileptirmedegil de gerekten
yeni
bir
yeyse
bilgi zellikle nemlidir.
Bayarih
bir degigimlideri
ol-
mak
isteyenher
virketin
degigmezkurah
qu
olmalidr:
srprizie-
re
yer
yoktur.
yletmenintemel
unsurlari
-grevi,
degerleri,
per-
formans
tammi
ve
sonulari-
sz
konusu
oldugunda
sreklilige
ihtiya
vardir. Degigim
liderinintegebbsnde
degigim sabit
ol-
dugundantemel unsurlar
gl olmalidir.
Sonolarak,
degigim
ve
sreklilik
arasmdaki
denge
cretlerde,
takdir vedllendirme
desaglanmahdir.
Yenilik
yapanlarin dl-
lendirilmemesi
durumunda,
o
kurumun bir daha yenilikler
yapa-
mayacagmi biliyoruz. Yine bir igyerinde,
st ynetim
bir
yana,
bir alt
kademedeki yneticilere ulaamayan
bagarih mucitlerin
yeni
bir
yeyler
yaratamayacagindan da
haberimiz
var. grenme-
miz
gereken
yey,
igletmenin
srekliligi dllendirmesi
gerektigi-
dir.
BB
da, rnegin igletmenin
yararma
srekli
iyilegtirme
yapa-
rak
takdir
ve
saygi
gstermekle olabilir.
106
V
Gelecei
Olugturmak
Geligmig lkeler
ve
belki
detmdnya
iin kesin
olan
bir
gey
var:
Yillardir anlagilmasi
zor
degigikliklerle
yz yze
geliyoruz.
Bunlar
ekonomik
degigiklikler degil. Hatta teknolojik
degigik-
likler dedegil.
Bunlar
demografide,
politikada, toplumda,
felse-
fede
ve
hepsinin
tesinde de dnya
grgnde
meydana
gelen
degigiklikler.
Byle
bir dnemde,
ekonomik teori
ve
ekonomik
politika kendi bagina
etkili
olamiyor.
Byle
bir dnemiin
ge-
erli olan bir
sosyal politika
da
yok. Sadece
bu dnem
getigi
zaman,
bundan
ylllar
sonra,
olanlar1 a1klayabilecek yeni
teori-
1er
geligtirilecek. Fakat byle
bir dnemde yine de
kesin
olan
birka
gey var.
rnegin,degigimleri
grmezlikten gelip
yarmin
bugn
gibi
olacagmi varsaymak
abesle
istigal
etmek dmek. Bu-
nunla
birliktebylebir dnemde
var
olan
tegebbslerin
-igletme
olsun olmasm- tak1ndiklari
tavir
bu.
Hepsinin tesinde
bupoliti-
kadadegigimlerden
nceki dnemlerde
ok
bagarih
olmug
ku-
rumlar
tarafmdan benimseniyor Bunlar
yarmm
dn
gibi olacagi-
ni
hayal
etmeleri nedeniyle ok
aci
ekecek gibi grnyorlar.
Bu nedenle btn alanlarda,
bugn lider konumunda
olanlarm
ogunun, otuz yil
sonra
da
var
olmayacaklari,
en
az1ndan
bugn-
k konumlarinda
olmayacaklart rahathkla tahmin
edilebilir.
Bu
degigimlerinceden
sezmeye
al1;mak bagarisizlikla
ey
antamli-
dir. Bu degigimler
nceden tahmin edilemez.
Bayarili olacak gibi grnen tek
politika, gelecegin olugturul-
masina
ahymak
olacak
gibi grnyor.
Degigimlerin mutlaka ke-
sialiklerle uyumlu olmasi gerekiyor.
Btnbu
engeller
arasmda
bile,
gelecek
hl
gekillendirilebilir. Hl yeniden yaratilabilir.
Gelecegi
olugturmaya al10mak olduka risklidir. Ama bunn
hi denememek dahada
risklidir.
Su blmde
tartigilanlari
yap-
maya
aliganlarm
byk k1smi
bagarili olamayacak
belki.
Ama
grnen
o
ki bagkalari
daolamayacak.
107
4
ENFORMASYON
TARTISMALARI
Yeni
Bilgi Devrimi BT'de
"T"den "B"yeTarihten Ders-
ler

Teknoloji Uzmanlari iin
Tarihten Dersler

Yeni Ba-
sm
Devrimi
Kurumlarin Gereksinimi
Olan BilgiMali-
yet
Muhasebesinden Sonu
Kontrolne

Hukuki Kurgu-
dan
Ekonomik Gerege Servet Yaratmakin
Bilgi

So-
nular Nerede
darecilerin
leri|inihtiya
Duyduklari
Bilgiler Bilgiyi Dzenleme Srpriz Yok

Dyari
Ailma
109
Giris
Yeni Bilgi Devrimi
Yeni Bilgi
Devrimi igletmelerdebaglamigtir.
Ancak
toplumun
TM
kurumlarimda
girdabma
ekecegi
kuykusuzdur.Gerekbi-
reyler gerekse kurumlar iin
bilginin ANLAMINI
kkten
degig-
tirecektir.
Bu
teknoloji,
makine, teknik yazihm
veya
hizdabir
devrimdegildir.
Bu
devrim
KAVRAMLAR'dadir. Bu devrim
Bilgi
Teknolojisi'nde (BT)
ya
da
Ynetim Bilgi Sistemi'nde
(YBS)
olmamakta
ve
buna
Bilgi Uzmanlar1 (BU) da
nclk et-
memektedir. Bilgi
endstrisinde
insanlarm
tepeden bakmak egi-
liminde
oldugu
kipilerce;
muhasebeciler
tarafindan ynlendiril-
mektedir. Ancak
birey iinbilgidedebu
Bilgi
Devrimi olmakta-
dir
ve
bu yine BT
ya
da
YBS'de
ve
Bilgi Uzmanlari nclgn-
dedegildir.
Bu
basimda bir
devrimdir. Bu bilgi devrimlerini te-
tikleyen
ve
gtren
"bilgi
endstrisi"nde ahyanlarm yani BT,
YBSve
BU'larin
bilgi saglama konusundaki
bagarisizliklari
ol-
mugtur.
Simdiye
kadar,
elli
ylldir, Bilgi Teknolojisi
-toplanmasi,
sak-
lanmasi,
iletimi,
sunumu
ile-
VER'de
yogualagmigtir
ve
BT'nin
T'si zerinde odaklanmigttr.
Yeni bilgi
devrimleri "B" zerinde
odaklaumaktadir. "Bilginin ANLAMI
ve
AMACI nedir?"
soru-
su
sorulmaktadir. Bu
da3ilgi yafdumyla yapilacak
iglerin hizla
yeniden
tammlanmasmave
dolay1slylabuigleri
yapacak kurum-
larin
dayeniden
tammlanmasina
yol amaktadir.
I
Bilgi
Teknolojisinde "Teknoloji" den "Bilgi"ye
Yarim
yzyil nce,
1950'lerde,
yaygtn
kani, bu
yeni
"muci-
111
ze",
yani
bilgisayar iin,
ancak askeri
ve
rnegin astronomi
gibi
bilimsel
hesaplamalan gerektiren alanlarin
pazar
olacagi
geklin-
de
idi. Birkaamiz
-ashnda
ok
az
kipi-
o zaman
bile
bilgisayarm
i; dnyasmda byk lde kullanilacag1m
ve
etkili
olacagini
ileri
srdk.
Bu
birka
kigi
aym
zamanda
-yaygin
kamdan ok
ayn
(hatta
yeni ykselmeye
ba layan IBM'dekilerin
fikirlerin-
den
bile
ayri)- olarak,
iydnyasmdabilgisayarm
bordro
ve
tele-
fon
faturalari gibi iglerde ok hizli
bir hesapmakinesi olmaktan
te yeylere
yarayacagim nceden grdk. Biz
truhalifler
de,
el-
bette
"uzmanlarin"
her
zaman
yaptig1 gibi
detaylardafikir
ayrtli-
gi
iindeydik. Ama
bir konudamutabiktsk; bilgisayar
kisasrede
st ynetim
iginde
devrim yapacakt1.
lk
ve
en
byk
etkilerinin
iypolitikasi,
iy
stratejisi
ve
kararlan
zerinde
olacagi konusunda
hepimiz
mutabiktik.
Bundan
daha
fazlayamlamazdik. Bilgisayarin
pimdiye
kadarki
devrimci etkileri hibirimizin
beklemedigi
bir
alanda: SLEM-
LER'de
oldu.
rnegin, hibirimiz bugn mimarlarm
kullandigt
ger-
ek devrimci
programlari hayal
edemezdik.
Byk
binala-
rm
i meknlarimn:
su
tedariki
ve
tesisati;
1;iklandtrma,
isitma
ve
havalandirma;
asansr partlari
ve
yerlegimi gibi
birka yil ncesine
kadar
byk
bir igyerinin,
okul,
hasta-
ne
ya
dahapishanenin
tasariminda
zamanm ve
maliyetin
te ikisini
olugturan
iglerin projesi gimdi ahgilmig
zaman
ve
maliyetin
ok altinda tasarlanabilmektedir.
Yarim yzytl
nce kimseCaterpillar gibi baghca
ekip-
man
imalatismm,
iglemlerini mgterilerinin servis
ve
ye-
dek
para
ihtiyacmagre organize etmesini saglayan
prog-
ramt
hayal
edemezdi.
Bilgisayarin
bankacihkiglemleri
ze-
rinde
de benzer
etkisi oldu,
bankacihk
gnmzde
bilgi-
sayarm
en yaygm
kullanildigi endstridir.
Ama bilgisayar
ve
ondan dogan
bilgi
teknolojisinin
gim--
112
diye
kadar bir igyeri,
okul,
hastane
ya
da
hapishanenin
ya-
pihp yapilmayacagma karar
vermede,
veya iglevinin
ne
ol-
dugu
ya
da
olabilecegi konusunda bir
etkisi olmamigtir.
lm
halindeki bir
hastaya
ameliyat
yapilip yapilmayaca-
giveya
ne
ameliyat1 yapuacag1 konusunda
pratikte
bir et-
kisi
olamaz.
Bir ekipman imalatismmhangi
pazara
hangi
rnlerle girecegini,
veya byk
bir bankamn
bagkabir
bankayi
ahp almayacagun belirleyemez. stynetim g-
revlerinde,
bilgi teknolojisi yeni
ve
degi ik
soru
ve
strate-
jiler
retmek
bir
yana,
bilgi
reticisinden ok
veri
reticisi
olmugtur.
Ynetim Bilgi
Sistemleri
(YBS)
ve
Bilgi Teknolojisiyle (BT)
ugrayanlar
bubagarisizhgi
"eski
ekol"n
"gerici"
dedikleri yet-
kililerine
yklemek
egilimindedirler.
Bu aiklama yanligtir.
st
dzey
yetkililer yeni teknolojiyi kendi
igleri
iin
gereken bilgiyi
saglamadig1
iin
kullanmamiglardir.
rnegin
igletmelerde
mev-
cut
veriler,
hl oklukla 19.
yy
baglarmdaki, dgk
maliyetlerin
igleri farkhlagtirdigi
ve
rekabette
bagarih
kildigi
teorisine dayah-
dir. YBS bu teoriye
dayah
verileri almig
ve
bilgisayara ykle-
migti.
Bunlar
geleneksel
muhasebe sisteminin verileridir.
Muha-
sebe, ilk
olarak
en az
500 yil nce,
bir girketin
varhklarmm
ko-
runmasi
ve
tasflyesi halinde dagitimi iin gerekli
verileri sagla-
mak
zere
yarattlmigtir. 15. yzyildan beri
yapilan tek byk
ila-
ve,
1920'lerde dogan maliyet
muhasebesidir.
Maliyet muhasebe-
si sadece maliyetler
ve
kontrol
hakkmdabilgi
saglayarak
mu-
hasebe
sistemini
19.
yy
ekonomisine
uydurmayt amalamigttr.
(Bu
arada, maliyet
muhasebesinde
bugn
ok popler olan
degigikligin,
toplam kalite ynetiminin de
aym amaca
ynelik
oldugunu belirtelim.)
Ancak H. Dnya Savagi
siralarmda anlamaya bagladigtmiz
gibi,
varhklarm
korunmasi
ve
mallyet
kontrol st ynetimin igi degil-
dir. Bunlar
SLETMENN
GREVLER'dir.
Ciddi
bir
maliyet
113
dezavantaji
gerekten de
bir igletmeyi
mahvedebilir,
ama
iglet-
menin baarisi tamamiyla bagka bir
geye,
deger
ve
servet
yarat-
maya
dayamr. Bu da, iqteorisi,
i;
stratejisi,
eskiyi
terk
etme ve
yeniyiicat
etme,
pazar pay1
ile
dogrudan
krhhk
arasmdaki
den-
ge
konusunda
riski
gze
alan
kararlari gerektirir.
Bu, II. Blm-
'de
anlatilan
Yeni
Gerekler'e dayananstratejik
kararlari gerek-
tirir.
st
ynetimin asil
grevi bukararlarm
almmasidir.
II. Dn-
ya
Savagt'ndan
sonra,
ynetimin
o
zamanlar
is
ekonomisi
gimdi-
lerdemikro ekonomi
denengeyden
farkh
veayri
bir disiplin
ola-
rak
ortaya
ikmasmm altmda
bu
yatmaktadir.
Ancak geleneksel
muhasebe sistemi,
st ynetim grevlerinin
hibiri iin gerekli
bilgiyi
saglayamaz.
Gerekten,
bu grevlerinhibiri geleneksel
muhasebe
modeli varsayimlarma
bile
uygun
degildir. Bilgisaya-
ra
dayanan,
yeni bilgi
teknolojisinin muhasebe
sisteminin
verile-
rine
gvenmekten
bagka
seenegi
yoktur. Bagka bilgi yoktur.
Muhasebe
bu
bilgileri toplamig,
kurallara
uygun
olarak
dzenle-
mig, muhasebe
hilelerini
yapnny,
analiz etmig
ve
sunmugtur. Bu,
byk
lde,
yeni
bilgi teknolojisinin
maliyet muhasebesi
veri-
lerinin tasarlanma
nedeni
olaniglemlerzerindeki
byk etkisi-
ne
dayanmaktadir.
Ama
aym
zamanda
bilgi teknolojisinin
iIet-
me
ynetimi zerindeki
sifira yakm
etkisini
de
aiklamaktadir.
stynetimin
bilgi
teknolojisinin
gimdiye
dek sagladigi
bil-
gilerden
duyduguhayal
kirikhgi bir sonraki Bilgi Devrimi'ni
te-
tikledi. Bilgi teknolojisi uzmanlari,
kisazamanda arkadaylarmm
ihtiya
daydugubilgilerin
muhasebe
verileri olmadigmi
anladi-
lar; buda
YBSve
BT uzmanlarmm
muhasebeye
ve
muhasebeci-
lere
tepeden bakmalarini
byk lde aiklamaktadir.
Ama,
ogunlukla
ihtiyalarmmdaha
fazlaveri,
daha
ileri teknoloji,
daha
fazlahiz
olmadigini anlamadilar.
htiya
duyduklari
gey
bilginin
tan1mlanmas1ydi;yeni
kavramlaraihtiya vard1.Kurumlarda
bir-
biri arkasma,
st
dzey
ynetimdeki
kipiler
son
birkay11dir
"i-
mizi yapmak
iinhangi
bilgi kavramlarina
ihtiyacimiz var?"
so-
rusunu
sormaya ve
muhasebecilerinden
bunlari talep
etmeye bag-
ladilar.
114
Bu
sorularm
sonucu
olarak
ortaya
1kmakta
olan
yeni muha-
sebe bublmdeileride
anlatdacaktir. Aym
gekilde, yeni
-ve
ok
nemli- bir
alan olan
ve
henz
bilgi
ahmi iin
sistematik
ve
yer-
legmig
metotlarin
olmadigt
kurum
DISINDAK
bilgi konusu da
daha
ileride
anlatilacaktir.
Bu yeni metotlar
orijin1eri
ve varsa-
y1mlart
itibariyle
ok
farklidir. Her biri bagimsiz
olarak
ve
bagka
kipiler
tarafmdan
geligtirilmigtir,
ama
ortak
iki
noktalari vardir.
Veriden ziyade bilgi
saglamay1
amalarlar.
Aynca
st
ynetimin
grevleri
ve
kararlart iin
gereken bilgileri
saglamak zere st
ynetim iin
tasarlanmiglardir.
Bilgi
Devrimi i;
alanmda bayladi
ve
en
ileri
gittigi
alan
da
bu
oldu. Egitim
ve
saghk koruma
alanlarinda
da
yakm-
dadevrim
yaratmak
zeredir. Yine
kavramlardaki
degigik-
likler sonuta
aralar
ve
teknolojideki degigiklikler
kadar
nemli
olacaktir. Bugn
egitim teknolojisinde
ok byk
degigikliklerin
zamaninm
geldigi genellikle kabul
edilmek-
tedir
ve
buda
beraberinde
yapilanmada
dabyk
degigik-
likler
getirecektir.
rnegin,
uzaktan grenim 25
yll iinde
niversiteyi modast gemig
duruma
getirebilir. Her gn
daha
aika anlagilmaktadtr ki bu
teknik degigiklikler
egi-
timleneyin kastedildiginin
yeniden
tanimlanmasma
yol aa-
caktir
-yol
aoalidir
da.
Olasi
bir
sonu:
Yksek gretim-
de
(yani,
ortagretimden
sonrakigretimve
greuim) agir-
hk
merkezi,
yetigkinlerin
tm
aligma hayatlari boyunca
srecek mesleki
egitime
kayabilir.
Bu
da
grenimi okul
alamndan
ok
bu
yeni
yere; ev,
araba
veya
tren,
igyeri,ki-
liseninbodrumkati
veya
okul
sonrasi
kk
gruplar1n
top-
lanabilecegi
toplanti
salonlarma
taglyacaga
benzer.
Saghk bakimmdandabenzer bir
kavramsal
degigiklik-
le;
saghk
koruma,
hastaltklarlamcadele
olarak degil, be-
denin
ve
kafanm
iglerliginin
korunmasi
olarak tarif edile-
cektir.
Elbette,
hastalikla
mcadele
tipta
nemini
srdre-
cektir,
ama
bir
mantikimn deyimiyle
alt
kme
olarak.
115
dnyasmdaoldugu gibi, egitimve
saglikta
da
nemBT'nin
T' sinden
B'sine
kayacaktir.
Tarihten Dersler
Yaamakta oldugumuz
Bilgi Devrimiinsanhk
tarihindeki
dr-
dnc Bilgi Devrimidir.
lki
5000-6000
yil nce
Mezopotam-
ya'da;
sonra
-bagimstz
olarak
fakat birkabiny11
sonra-
in'de;
ve
1500 yil kadar daha
sonra,
Mayalar taraf1ndan
OrtaAmeri-
ka'da
yazmm
icat
edilmesidir.
kinciBilgi Devrimi,
ilk
olarak
in'de
M.
1300 yilmda,
ve
800 yll
sonra,
Yunanistan'da,
-Ati-
na
tiram Peisistratos zamanmda,
o zamana
kadar ezberden nak-
ledilen Homeros destanlarimn
yaziya
dklmesi
sonuou kitabm
icadiyla olmugtur.
nc
Bilgi Devrimi
Gutenberg'in
matbaayi
icadlyla
baglamig,1450-1455
arasi taymabilirmodelinin
ve
ag-
dag
oymaciligm
icadiylasrmgtr. Bu
devrimlerinilk
ikisi hak-
kmda
hemen hemen hi belge yoktur, bununla
beraber
in'de
oldugu
gibi
Yunanistan
ve
Roma'da da
ilk
kitabinetkisi ok
b-
yk olmustur.
Hatta,
in'in
tmmedeniyeti
ve
idari sistemi
hl
buna dayandirdmaktadir.
Ancak
nc
Bilgi Devrimi ile ilgili,
matbaa
ve
oymac111khakkmda elimizde
ok
belgebuluumakta-
dir. Peki bugn 500 yll
nce
olanlardangrenebilecegimiz
bir
gey var
mi?
Ilk
grenecegimiz
ey
biraz
alakgnlllktr.
Bugn
herkes,
ya
adigimiz
Bilgi
Devrimi'nin,
maliyetlerin
azaltilmasi
ve
bilgininyay11masi
-"byte"
maliyeti
ve
bilgisayara
sahip olma
l
almdiginda-
ile
etkisinin
hizi
ve
srkleyiciligi
bakimindan
benzersiz olduguna
inanmaktadir.Bu
inanlar
tama-
men
samadir.
Gutenbergmatbaayi
icat
ettiginde,
Avrupa'da nemli
bir bil-
gi endstrisi
mevouttu,
olasilikla
bu
endstri
Avrupa'nin
en
b-
yk istihdam
alamydi. Yzlerce
manastir vardi
ve
bumanastirla-
116
rm
ogunda ok saytda stn
maharetli
keyi;
barmiyordu.
Bu
kegigler,
gn doguundangn
batimina kadar, haftadaalti
gn
kitaplarm
elle
kopyalanmasmaahy1yorlardi.
ahykanve
iyi
egi-
tilmig
bir kegiggnde 4,
ya
da
haftada 25
sayfa
yazarak, yilda
1200-1300 el
yazmasi
sayfa
ikarabiliyordu.
Elli yil
sonra,
1500'l yillarda,
bukeyigleripsizkaldilar.
On-
larm
(bazi
tahminlere
gre tmAvrupa'da sayilari
10.000'in ok
stndeydi) yerini
sayilari
az
olan zanaatkrlar,
yeni
"basimc1-
lar" aldi. Sayilari 1000kipiyi buluyordu
ve
tmAvrupa'ya yayil-
mislardi
(ogu
skandinavya'dayerlegmeye
baghyordu). Bir
ki-
tabm
basimi biakidan
cilteiye
kadar, 20
kipilik, dzen
iinde
ahgan bir
ekip
gerektiriyordu. Byle
bir
ekip her y11her
biti
ortalama 200
sayfahk
25 kitap
veya
basilmaya
hazir 5000
sayfa
retiyordu.
Bu dabirbasimekibinin yilda
en az
25
milyon
basili
sayfa, ciltlenmig,
satia hazir 125.000 kitap retmesi
demekti
-
veya
50 yil nce
bir
keyisin rettigi 1200-1300 sayfanm yerine
ekipte adam
bagma
2.5
milyon
sayfa
dgyordu.
Fiyatlar
arpici
biimde dgt. 1400'lerin
ortalarmda
Guten-
berg'in icadmdannce, kitaplar sadece zengin, egitimli
kigilerin
alabildigi
lks
geylerdi.
Ama Martin
Luther'in Almanca ncil'i
1522'de
(1000
sayfanin
zerinde) iktigmda flyati
o
kadar
d-
gkt
ki
en
fakir kyl
ailesi
bile
bir tane
alabilirdi.
Unc Bilgi Devrimi'nin maliyet
ve
fiyat indirimleri
en az
gnmzdeki Drdnc Bilgi Devrimi'ninkiler
kadar bykt.
Hiz
ve
yayihm sahasi
iin
de
aym
geyi syleyebiliriz.
Bu
hiz
diger
her
byk teknolojik
devrimiingeerli
ol-
mutur. Kolay
ylkanan,
sinirsiz
kumay
yapiminda kullam-
lanpamuk,
en
ok talep
gren iplik olsa
da,
zaman ve
pa-
hah
iggc
gerektiriyordu. Yn ipligi 1-2, keten 2-5
ve
ipek
6
adam
gerektirirken, bir libre pamuk
ipligininelde yapil-
masi
12
adam
gerektiriyordu. Pamuk igleyen aletlerin
ilk
ortaya
iktigi
ve
Sanayi Devrimi'ni tetikledigi 1764-1784
117
arasinda,
bir libre
pamuk
ipligi
retimi iin gereken
za-
man
birka saate
dgt. (Bu
arada,
bu arahm ENIAC
ile
IBM 360
arasindakiyle
aym
oldugunu
belirteyim). Fiyat
%
70 dgt, retim25
mislinden
fazlaartti. Yine
debu
Eli
Whitney'in
irir
makinesini
icat
etmesinden
(1793)
n-
ceydi,
bu
makineyle pamuk
ipligi flyati %
90'dan daha
fazladgmy
ve
sonuta 50-60 yll ncesinin Sanayi Dev-
rimi'nden
evvelki flyatlarin
bindebiri dzeyine
inmigti.
Bu devrimin, yeni basim teknolojisinin
hizi
ve
fiyatlarmdaki
dgg kadar nemli olan
bir
etkisi
de
bilginin anlami zerindeki
etkisiydi. Gutenberg'in
ncil'iyle
baglayan
ilkbasili kitaplar
La-
tinceydi
ve
konulari
hl
kegiglerin elle yazdiklarmm
aymsiydi:
Dini
ve
felsefi
tezler
ile
Latin medeniyetinden
o
gne gelebilen
metinler. Ama Gutenberg'in
icadmdansadece 20 yil
sonra,
hl
Latince
olmakla
birlikteagday yazarlarm
kitaplart
akmayabag-
ladi. On
yil
sonra
kitapla
sadece Yunanca
ve
branicedegil gide-
rek
artan
biimde
yerel
konuymadillerinde
(nce
ingilizce,
son-
ra
diger
Avrupa
dillerinde)
yayimlanmaya
bagladi. 1476'da,
Gu-
tenberg'den sadece 20 yll
sonra,
ngiliz
Matbaaci William
Cax-
ton
(1422-1491)
satran
gibi
ok dnyevi
bir
konuda
kitap
ya-
yimlad1. 1500'lere gelindiginde szl popler
edebiyat
yerini
basili kitaba
birakmigt1.
ok
gemeden,
basimdevrimi,
egitim
sistemi
dahil, kurum-
lari
da
degigtirdi. Sonraki
yillarda, Avrupa'mn
her
yerinde
birbi-
ri
ardina niversiteler
aildi, ancat
ncekilerin
aksine
bunlar ila-
hiyat
egitimi
Vermek
ya
dadin
adami yetiytirmek
zere kurulma-
miglardi.
Bunlar
btnhalki
ilgilendiren
bilimdallari:hukuk, tip,
matematik,
fen
zerine
kurulmuglardi. Venihayet
-200
yil alsa
da- basih kitap evrensel
egitimi
ve
bugnk
okulu
yaratti.
Bununla birlikte, basimm
en
byk
etkisi,
Gutenberg ncesi
Avrupa'nm
kalbi
olan
kilisezerinde oldu. Daha nceki
hareket-
ler, ngiltere'de
J ohn Wyclifle'nin
(1330-1384)
ve
Bohemya'da
118
J ohn Huss'un
(1372-1415)
refonnlari egit
derecede
heyecanlakar-
gilanmigti.
Ama bu
ayaklanmalar
konugmadan
teye gidemedi,
dolayis1yla yerelleytirilip
bastirtldt. 31 Ekim 1517'de Luther 95
maddelik tezini, pek
taninmayan bir Alman kasabasinda kilise
kapisina astigmda
durum
aym
olmadt.
Luther'in
niyeti
sadece
kilise
iinde
ahyilmt;
teolojik tartigmalardan
birini
baglatmakt1.
Ancak Luther'in
rizasi
(olasilikla
bilgisi de)
olmaksizin,
butez-
ler derhal
basildi
ve
tm Almanya'da
sonra
da
Avrupa'nm
her
yerinde
bedelsiz dagitildi.
Bu basth
brorler
Reform'a
dngen
dini
yangmin
kivilcimi oldular.
15. yzy111nikinci yarismda baglayan
buluglar
agi,
mat-
baa olmasaydt olur
muydu?
Basim, Hindistan'a yeni de-
niz
yolu
arayan
Portekizli
denizeilerin
Bati Afrika
kiyism-
daki
attiklari
her
adimi
duyurdu.
Kolombus'a
(tamamen
yanhy da o1sa) bati
ufkunun
tesindeki, Marco Polo'nun
in'i
ve
efsanevi J aponya gibi masal lkelerinin ilk hari-
talarmi sagladi.
Basim
sayesinde,
her yolculugun
sonula-
rim
hemen kaydederek daha gvenilir
hatitalar
yapmak
mmkn
oldu.
Ekonomi-digi degigiklikler llemez, ancak
basim
devrimi-
nin
-din
bir
yana-
toplum,
egitim,
kltr
uzerindeki
etkisi,
bu-
gnk Bilgi Devrimi'nin
etkisi
kadar
byk ve
hizh
-belki
de
daha hizh-
olmuytur.
Teknoloji Uzmanlari
iin Tarihten Dersler
Sonbilgi devrimi, basihkitap,bugnn
bilgi konusundaki
tek-
noloji uzmanlari,
BT, YBS'ler iin debir ders iermektedir. Onlar
kaybolmayacaklardir. Ancak
son
40y11da
oldugu
gibi "Sper Star-
lar"
olmak
yerine, "Destek
Oyunculari"
olmak zeredirler.
119
En
son
bilgi devriminin, YBS
ve
BT uzmanlari
ile
yazilim
tasarimcilarmi
yaratmasi
gibi;
basim
devrimi de yeni bilgi
uz-
manlarini
yaratti.
Basim devriminin BT uzmanlari
dahanceki
basimc11ardi.
1455'te yokken- hatta hayal
bile
edilemerken-
25yil
sonra
yildiz
oldular.
Matbaa'nm
virtzleri
tmAvrupa'da
tanmiyor
ve
saygi
gryorlardi, tipkt
bugn nde
gelen
bilgisayar
ve
yazilim
fir-
malarmin
isimlerinin
tm dnyada
bilinmesi
ve
takdir edilmesi
gibi. Basimc11arsa
krallar, prensler, Papa
ve
zengin
ticaret gehir-
leri tarafindan
elde edilmeye
aligihyor,
paraya
bogulup
saygt
gryorlardt.
lk
zengin
ve
nfuzlu
basimci Venediklinl Aldus
Ma-
nutius
(1449-1515)
idi. Manutius yeni matbaamn
aym
ka-
11ptan
ok
sayida
baski
-1505'te
bu
say1
1000'e ikti-
ya-
pabildigini
fark
etti.
Dgk maliyetli,
toptan
retilen kita-
b1
yaratti.
Aldus
Manutius
basimsanayiini
yaratti:
Latin-
ce'den
bagka dillerde
kitap
yayunlayan
ve
agda; yazarla-
rm
kitaplarim dailk basan
o
oldu. Matbaasi 1000'den faz-
la kitap basti.
Matbaa'nm
byk
teknik
adamlarimn
ve
matbaa
prens-
lerinin
sonuncusu
Antwerp'll
ChristophePlantin
(1520-
1589) idi. Plantin mtevazi bir cilti
iragi
olarak
bagladi,
Avrupa'mn
en
byk
ve
nl matbaa
virketini
kurdu. iki
yeni teknolojiyi, basim
ve
oymacihgi
birleptirerek, resimli
kitabt
yaratti.
Antwerp'in nde gelen
kipisi
oldu
(Antwerp
o
zamanlar
dnyanin degilse
bile Avrupa'nm
en
zengin
gehirlerinden
biriydi)
ve o
kadar
zengin
oldu ki
bugn
hl
mat baamzesi olarak
korunan,
ahane
sarayi
yaptirdi. Ama
Plantin
de
matbaasi
da lmnden
nce dgge
gemeye
bagladi
ve
kisa srede
degerini kaybetti.
1580'lerde, teknolojiye
odaklaumt;
basimellar
stradan
zana-
120
atkr sayilmaya
bagladi.Ticaret
adami olarak
saygi
gryorlardi
elbette,
ama
artik
st
simftan
sayllmlyorlardi.
Artik
ne
diger ti-
caret
alanlarindan daha
fazla
kr
saghyortardt
ne
de
yatirimser-
mayesi
cezbedebiliyorlardi.
Onlarin yerini
bugn
yaymc11ar
(bu
deyim
ok sonralan bulunmuytur) dedigimiz,
BT'nin "T"sine
degil "B"sine odaklanmig
kipiler
ve
firmalar
aldi.
Bu
degigiklik,
yeni teknolojinin
bilginin
ANLAMI,
ve
bera-
berinde, 15. yzyihn kilit kurumlan kilise
ve
niversitelerin
an-
lami
ve
grevi zerindeki
etkisiyle
ayni
zamanda
bagladi.
Dola-
y1slyla bugnk
Bilgi Devrimi'nde kendimizi buldugumuz
nok-
tada
baglamig
oldu.
Bu, bugn
Bilgi Teknolojisi
ve
Bilgi
Tekno-
lojisi
uzmanlarmin
bulundugu
yer
midir?
Yeni Basim Devrimi
Yeni Bilgi Devrirni'nin
"yksek
teknolojili" olmas1 gerekti-
gine
inanmanin
gerekten hibir nedeni yoktur. Son
elli
y11dir,
1950'den
beri,
gerek bir "Bilgi Devrimi" yagadik. Ancak bu,
elektronigi
ve
bilgisayari
esas
almamigtir.
1950'de televizyon
lkede
ilk
yayginlagtigmda, genellikle
kitabm
sonunun
geldigine inamImigt1. O
zamandan
beri
ABD'de
nfus
te iki
oranmda
artti.
Kitabi
en
yogun kullanan
ve
alan
grup
olan
kolej
ve
niversite grencilerinin
saytsi
bey
misli
artti.
Ama ABD'de yaytmlanan
ve satm
alman
kitap
sayis1
en az on
bey
misli,
belki de
yirmi misline yakm
artig
gsterdi.
IL Dnya
Savagt
sonrasinda
en
hizhbyyen
igletmelerin nde
gelen
"yksek
teknoloji"
kuruluglari
-60'larda
ve
70'lerde IBM,
1980'den beri Microsoft
-oldugu
geklinde
bir
inan vardir. An-
cak
dnyanm
nde gelen
ilk basim
girketi de
en az
onlar
kadar
hizh bymgtr.
Biri Alman kkenli Bertelsmann Grubu'dur.
Hitler'den nce kk
bir Protestan dua kitaplari
yaymcist
olan
Bertelsmann, Naziler
tarafmdan
engellenmigtir. H. Dnya Sava-
121
yi'ndan
sonra
kurucusunun
torunu,
Reinhard
Mohn tarafmdan
yeniden caulandirdmigtir
Bugn dnyanm pek
ok lkesinde
(in
ve
Rusya hari) sahip oldugu
yayni
girketleri
(rnegin
ABD'de
Random House), kitap
ve
dergi
kulpleri
(rnegin
Fransa'nin nde
gelen i;
dergisi Capital)
kanahyla dnyadabasili materyallerin
(gnlk
gazeteler
digmda)
bir numarah
yayimcisi
ve
dagitimcisi-
dir.
Avustralya
dogumluRupert Murdoch'un
imparatorlugunun
bymesi
de
ayni
hizda
ohnustur.
Avustralya'da
iki kk
tagra
gnlk gazetesinin
yayimeisi
olarak
ige
baglayanMurdoch'un
bugn
ngilizcekonuqulan lkelerde
gazeteleri,
ngilizcekitap-
lar yayimlayan, nde gelen yayinevleri
vardir. Ayni zamanda bir
bagka
"bilgisayar
ncesi
bilgi
aract"
olan sinemayla
i1gili byk
bir
virkete
sahiptir.
Kitap yaymcilarmdan
da
hizh geligen bir BASILI
MEDYA
vardir:
"uzmanhk
dergileri".
1920-1830
arasi
Amerika'ya
hk-
meden
birok byk trajli
"genel
dergi", rnegin THE
SATUR-
DAY
EVENING POST
yeya
LIFE
ortadan
kaybolmustur.
Bun-
lar
aika
televizyona
kurban gitmigtir. Ancak
bugn ABD'de
her birinin tiraji
elli
bin ile bir
milyon
arasmda olan
ve
ok kr
saglayan
binlerce,
-bir
tahmine
gre binden fazia- uzmanlik
dergisi
vardir.
En
gzle grlr rnekler iq
veya
ekonomi
alanlarim
kapsa-
yan
dergilerdir.
Bu
tr Amerikan
dergilerinin nde
gelenleri:
Business
Week
(haftahk);
Fortune
(on
bey gnde bir);
ve
Forbes
(ayhk)
dergileridir;
her birinin
tiraji
bir
milyona
yaklagmaktadir.
IL
Dnya Savagt'ndan
nce, dnyada
ekonomik,
politik
ve
is
dnyasindaki geligmelerden
her hafta sistematik olarak
haber
veren
tek dergi Londra'da kuruluEconomist,
Birlegik Kralhk
di-
ymdahemen hemen hi
bilinmiyordu; orada bile tiraji 100.000'in
ok
altindaydi.
Bugn yalnizca
ABD'deki
tiraji
haftada
300.000'in zerindedir.
Bugnher
konuda, her ilgi
alanma
hitap
eden
-saghktan
sen-
foni orkestrasi
ynetmeye, psikolojiden
dig iligkilere,
mimarhk
122
ve ev
bakimindan
bilgisayarlara kadar-, her
meslek
ve
endstri
dahyla ilgili
uzmanhk
dergileri
meveuttur. Bunlarin
en
bagarill-
larindan
ve
ilklerinden biri, ABD'de 1940'larm sonunda
kurul-
muy
(ya
da yeniden kurulmug)
olan,
tamnmig
bilimadamlarmin
uzmanlik
alanlarini
"meslekten
olmayan",
yani
diger
uzmanlik
alanlarmdaki
bilimadamlarina
anlattigi
aylik dergi
"Scientific
American"dir.
Basmr medyasmm bubagarisi.nas11
aiklanabilir?
ABD'de yksek grenim grencileri
olasihkla
kitap basimi
artigmdaki
en
byk
payin
nedenini aiklamaktadir.
Artig
nedeni
yksek grenimdeki ders
metinieri
ve
hocalar tarafmdan okun-
masi
kararlagtirilan kitaplardir.
Ancak ikinci
en
byk
grup
1950'lerden nce
mevcut olmayan,
en
azmdan
yeterli bir
mik-
tarda
bulunmayan
kitaplardir. Bunlar iin
uygun
bir
ngilizce
sz-
ck
yoktur. Fakat
bu
kitaplardaki potansiyeli ilk gren
ve
bu
tr
bir
uznian.tarafmdan
uzman
olmayanlar
iin yazilmig kitaplar
iin ilk yaymevini kuran
(Dsseldorf'da ECON VERLAG
be-
nim,
Almanya'daki yaymcim) Alman
yaymci,
E. B. VonWehre-
nalp
bunlara
Sachbuch adim vermigtir. Sachbuch'u
aiklamasi
istendiginde Wehrenalp, "Okurken
zevk
altnmahdir. Egitici
ol-
malidir. Ama
amaci
ne
eglendirmek
ne
de
egitmektir.
Ama
BL-
GDR,"
demigtir.
Bu,
meslegin
digmda
olup
datip
hakkmda bir
geyler
bilmek
isteyen
kiviler
iin
ya
da boru tesisatiligi konusundaki yenilik-
leri bihnek
isteyen
su
borusu tamircisi iin yazilmig
olan
kitle
uzmanlik
dergileri
iin
de
geerlidir. Bu dergiler
BLG
VERR-
LER. Hepsinin tesinde, DISARIDAN haber
verirler. Uzmanlik
dergisi,
bir
meslekteki, ticaretteki,
endstrideki okuyucuya
ken-
di igi, dkkni
veya
brosunundigmda
neler olup
bittigini
anla-
tir;
rekabetten, yeni rnler
ve
yeni teknolojiden, bagka
lkeler-
deki
geliymelerden
ve btn
bunlardan bagka
meslekteki, tica-
retteki, endstrideki
kivilerden sz
eder
(en
ok bilgiyi
ieren
ve
iletigimin
bir
blm
olan
dedikodulata
da
yer
verir).
123
Artik
basih
medya,
elektronik
kanallari
devralmaktadir.
300
yll
ncesinin
AldusManutius'undan
beri
kitapsattyinda
en
hizh
bymeyi, Internet
zerinden
kitap satan Amazofi.com
gerek-
legtirmigtir.
Amazon,
birkayll iinde
Internet'in
en
byk
pera-
kendetccari olabilir.
Bertelsmann,
1998'in
sonbaharinda,
Ama-
zon'un
en
byk
rakibi
Barnes
and
Noble'm
%
50
hissesini al-
migttr.
Sayilari
giderek
artan
uzmanhk
dergileri gimdi
"on
line"
baskilari yayimlamaktadirlar
-bunlar
abone
tarafindan
basilmak
zere
Internet zerinden
gnderilmektedir.
BT'nin
basimm
yeri-
ni
almasina
kargilik, basim elektronik
teknolojiyi,
YAYIMLAN-
MIS
BLGiindagitim
kanah
olarak
devralmaktadir.
Yeni
da-
gitim
kanah
elbette
basili kitabt degigtirecektir.
Yeni dagitim
ka-
nallari
her
zaman
dagitttklari geyi degigtirirler.
Bununla
beraber,
kitap
dagitilsa
dasaklansa
dabasili
birrn
olarak
kalacaktir.
Ve
hlbilgi
saglayacaktir.
Diger
bir deyigle
bilgi iin
pazar mevcuttur.
Hl
dzensiz
olmakla
birlikte,
arz
da
mevcuttur.
Gelecek
birkayil
iinde
-bu
on, en
fazla
yirmi ylli kesinlikle
agmayacaktir- ikisi
bir noktada
birleyecektir.
Bu daGEREK
YEN
BLGi
DEVRM
olacaktir
-bagi
da BT ahyanlari
degil,
muhasebeciler
ve yayincilar eke-
cektir.
O
zaman,
hem
kurumlar
hemde
bireyler hangi bilgiye
ihtlyalarinm oldugunu
ve
bunu nasil elde edeceklerini
gren-
mek zorunda
kalacaklardir.
BLGYi
ANA KAYNAKLARI
OLARAK
DZENLEMEY
RENMEK
ZORUNDA
KALA-
CAKLARDIR.
II
Kurumlarm
Gereksinimi Olan
Bilgi
Bilginin
ara
olarak
nasit
kullamlacagmi anlamaya
yeni
bag-
liyoruz.
Ama pimdiden
kurumlarmgereksinim
duydugu
bilgi
sis-
124
teminin baghca
kisimlarmi
ana
hatlarlyla 1karabiliriz.
Bunun
devaminda,
yarmm
yneticilerinin ynetmek
zorunda olacagi
ku-
rumlarin temelini teykil edecek kavramlari
anlamaya
baglayabi-
liriz.
Maliyet Muhasebesinden
Sonu
Kontrolne
Hem kurum
hem
de
bilgiyi yeniden planlarken
en
ileri git-
migolabilecegimiz
konu,bilgi sistemlerimizin
en
eskisi olan
mu-
hasebedir. Zaten birok
igletme
geleneksel maliyet muhasebe-
sinden
faaliyete
dayah
maliyetlemeye
gemig
durumdadir. Bu,
ilk
olarak,
bugn
en yaygin
kullamldig1alan olan, imalat iin
geligtirilmigtir.
Ama hizla
hizmet
sektrne,
hattaticari olmayan
kurumlara
-rnegin
niversitelere
yayllmaktadir. Faaliyete
dayah
maliyetleme hem
i;
srecinin farkl1
bir konseptini,
hemdefarkh
lme
usllerini
temsil
etmektedir.
lk
olarak yetmig y11
nce General Motors tarafmdan
ge-
ligtirilen geleneksel
maliyet
muhasebesi,
toplamimalat
ma-
liyetininbireysel
iglemlerin maliyetinin
toplami oldugu
var-
sayimm1
kabul etmektedir. Ancak,
rekabet
ve
krhlik iin
nemli olan maliyet, toplam
srecin maliyetidir
ve
yeni
faaliyete dayali maliyetlemenin
kaydettigi
ve
idare
edile-
bilir kildigi
gey
de budur.
Temel nermesi igin,
ihtiya
malzemeleri, materyaller
ve
paralarm fabrikanm
iskele-
sine
varmasiyla
baglayan
ve
bitmigrn
son
kullamelya
erigtikten
sonra
biledevam
eden
btnleymigbir sre
ol-
dugudur.
Servis
ve
montaj
mgteri
tarafindandense
bile,
hl rn
maliyetine
dahildir.
Geleneksel maliyet mnhasebesi bir
geyi
yapmamn
-rnegin
bir
vida
somunun kesilmesinin
-neye
mal
oldugunn
ler. Faali-
yete
dayali
maliyetleme
bir iginyapilmamasmin
neye
mal oldu-
125
gunu
da
kaydeder:
makine
bozulmasinm maliyeti,
gerekli
para
veya
aleti
bekleme
maliyeti,
gemiye yklenmeyi
bekleyen
en-
vanterin maliyeti, arizah
bir
paranin
yeniden aligttrilmasi
veya
iskarta
edilmesinin maliyeti gibi. Geleneksel
mallyet muhasebe-
sinin
kaydetmedigi
ve
kaydedemedigi, ahymama
maliyetleri,
ogu
zaman
aligma maliyetine
egittir, hatta bazende
fazla
olabi-
lir. Bundan
dolayi faaliyete
dayah
maliyetleme
ok
daha
iyi
ma-
liyet kontrol
saglamakla
kalmaz,
sonu
kontrol
de saglar.
Geleneksel
maliyet muhasebesi
belirli
bir iglemin
-rnegin
isitma
igleminden
geirmek-yapilmasi gerektigini
ve
halen
ya-
pilmakta oldugu
yerde yapilmasi gerektigini
varsayar.
Faaliyete
dayah
maliyetleme
ise
"Yap11masi gerekir
mi?.
Gerekiyorsa,
en
iyi
nerede
yapilabilir?" diye soracaktir. Faaliyete dayali
maliyet-
leme
birka
yntemi
-deger
analizi,
iglem
analizi,
kaliteyneti-
mi
ve
maliyetleme-
bir
analizde
birlestirir.
Bu yaklayimla, faaliyete dayali
maliyetleme
imalat
masrafla-
rim
bazi durumlarda
tam
te bir
oraninda
dgrebilir.
Ancak
asil etkiyi
hizmetler
zerinde
yaratir. malati
firmalarm pek
o-
gunda,
maliyet muhasebesi
yetersizdir. Ancak hizmet
endstrile-
rinde
-bankalar,
perakende satty
magazalari,
hastaneler, okullar,
gazeteler,
radyo
ve
televizyon istasyonlari gibi
-maliyete
iligkin
hemenhemenhi bilgi yoktur. Faaliyete dayali
maliyetleme,
hiz-
met
veren
virketlerde
geleneksel
muhasebenin niin
iglemedigini
gsterir. Bu, tekniklerin yanhy
olmasindan
ileri gelmez. Gele-
neksel maliyet muhasebesinin
yanlig varsayimlarda bulunmasm-
dankaynaklanir. Hizmet girketleri, imalat girketlerinin gelenek-
sel
maliyet
muhasebesinde
yaptigt gibi
bireysel
iglemlerin
mali-
yetinden yola ikamaz. Hizmet girketlerinin tek bir
maliyeti
var-
dir,
o
da
sistemin
toplam
mallyetidir varsayimmdan
yola 1kma-
lari gerekir. Belirli
bir
zaman
dilimindebu
maliyet sabittir.
Gele-
neksel maliyet muhasebesinin
dayandigi,
sabit
ve
degigken
mas-
raflar
arasmdaki herkese
bilinen fark hizmetterde
pek
bir
gey
ifade etmez. Aym gekilde, geleneksel
maliyet muhasebesinin
di-
126
ger
bir temel
varsayimi
olan sermayenin
iilik yerine kullamla-
bilecegi dgncesi depek bir
gey
ifade
etmez.
Gerekte, zellik-
lebilgiye
dayah i
lerde
ek
sermaye yatirim1
iiligi
azaltmaktan
ziyade
daha
ok
iyilik
gerektirir. Yeni
bir
tetkik aleti alan bir
hastanesonuta kimseyi
iyten ikarmayacaktir. Ama yeni
dona-
timi
ahytirmak iin kadrosuna
drt
ya
dabegkipi daha
almak
zorunda
kalacaktir.
Diger
bilgiye
dayah kurumlar da
aym
dersi
grenmek
zorunda
kalmiglardir.
Ancak,
faaliyetedayali
maliyet
muhasebesi,
belirli bir
srede tm
masraflarm
sabit oldug11
ve
kaynaklarm birbirinin yerine gemeyecegi
varsayimlarlyla
yola
ikar. Bunlari hizmetlere uyarlayarak, ilkkez
maliyete iligkinbilgi
almaya
ve
kontrol saglamaya
baghyoruz.
rnegin,
bankalar,
y1llardtr
eski maliyet muhasebesi
tek-
niklerini
iglerine
uyarlamaya
-yani
bireysel iglemlerin
ve
hizmetlerin
maliyetlerini
hesaplamaya
-ahytyorlar,
ancak
pek bir
sonu
alamtyorlardt.
Simdi
sormaya
baghyorlar:
"Mallyetlerin
ve
sonularin
merkezinde hangi faaliyet
var-
dir?" Bir
yamt:
Mgteri. Bankaciligm
baghca
alanlarmin
herhangi birinde
mgteri
bayma yapilan
masraf
sabit
mas-
raftir.
Dolayisiyla
maliyetleri
ve
krhhgi belirleyen
yey
mgteribayma
dgen
rndr. Perakende iskonto magaza-
lari
-zellikle
Bati
Avrupa'dakiler- bunu bir
sredir bili-
yorlardi. Bir
raf
yerleptirildiginde
maliyetinin
sabit
oldu-
gunu;
ve
ynetimin bu
raftan
belli bir sre iinde
saglana-
cak
rn
maksimuma
ikarmaktan ibaret
oldugunu
var-
saylyortardi.
Bu
sonu
kontrol zerine odaklanma, iskonto
magazalarimn,
dgk
flyat
ve
kr
marjlarina ragmen
karh-
hklarmi
artirmalarmi
sagladi.
Aragttrma laboratuvarlari
gibi verimilmenin
zor
oldugu bazi
alanlarda,
maliyetten
ziyade
her
zaman
deger belirlemeye
ve
ka-
rara
gvenmek
zorundakalabiliriz.
Bilgiye
dayahiglerin
ve
hiz-
127
met iglerininbirogu iin, nmzdeki
on
yil iinde maliyetlerin
llmesi, idaresi
ve
sonularla
iligkilendirilmesi iin gvenilir
aralar geligtirmemiz gerekecektir.
Hizmetlerdeki
maliyetlendirme
konusunda daha
aik
dgn-
mek,
her tr is
alamnda mgteri
bulma
ve tutmanin
maliyetlerine
yeni anlayiglar getirmelidir.
rnegin,
eger ABD'de GM, Ford
ve
Chrysler
faaliyete
dayali
maliyetlemeyi
kullanmi
olsalardi,
son
yirmi
sene-
dir,
yeni
araba alanlara
hayret verici
indirimler
ve
bol
dl-
ler
verme
konusundaki
rekabeti"yildirim
saldirilar"m
son
derece
yararsiz
oldugunu
ok daha nce fark etmig
ola-
caklardt Bu promosyonlar byk
araba
reticisine
b-
yk miktarda
paraya,
dahada
nemlisi ok say1da
mgte-
riye
mal
oldu.
Her birinin
pazar
durumunda hi
how
olma-
yan
bir dgy
oldu.
Ama
ne
zel
anlaymalarm
maliyeti
ne
debunlarm olumsuz sonulari, girketlerin geleneksel
ma-
liyet hesaplarmda grnd, dolayisiyla ynetim
zarari
hi-
bir
zaman
grmedi.
Olduka ilkel
de
olsa,
J aponlar faaliyete dayah
mali-
yetleme yaptiklarmdan, Toyota, Nissan
ve
Honda, ABD'll
araba
reticileriyle iskonto yariglarmdan daha iyi
yntem-
lerle
rekabet etmeyi
bildiler
ve
bylece
hem
pazar
hissele-
rini
hemde
krlanm
korudular.
Hukuki Kurgudan Ekonomik.Gerege
Bununla beraber, iIemlerin maliyetini bilmek
yetmez.
Reka-
betin giderek arttigi
kresel
pazarda
bagariyla
rekabet edebilmek
iin bir
girketin
tm ekonomik
zincirinin
maliyetlerini
bilmesi,
maliyetleri
ynetmek
ve.
maksimum
kr
iin
zincirin
diger ye-
leriyle debirlikte ahymasi gerekir. Bundan
dolayi
girketler
artik
128
kendi kurumlarinin iinde
olan biteni
maliyetlendirmekten
vaz-
geerek,
en
byk
girketin bile
sadece
bir
halkasim olugturdugu
tm
ekonomik sreci
maliyetlendirmeye baglamaktadirlar.
Tzel
kigilik,
girket,
pay
sahipleri, alacakhlar,
alianlar
ve
vergi
tahsildarlan
iin
bir
gerektir. Fakat
ekonomik aidan
bir
kurgudur.
Otuz yil nce
Coca-Cola
Sirketi
dnyaninher
yerinde bir
franchiser'di.
rn
gigeleyerek imal edenler bagunsizdi.
Bugn irket
ABD'deki gigelemeiglemlerinin
ogunu ken-
disi
yap1yor.
Amakola
ienler
-bu
durumu
bilen
birka
kigi
bile-
bununlapek ilgilenmedi.
Pazarda nemli
olan ekonomik gerek,
kimin
neye
sahip
ol-
duguna
bakilmaksizin
toplam
srecin maliyetidir.
Geoigte, sik
sik
nereden
geldigi
belli
olmayati, adi
sani
bi-
linmeyenbir
girket, birka y11da,
neredeyse soluk
bile
almadan,
tamnnug
lider girketlerin kargistna ikmigttr. Bunun a1klamasi
her
zaman
stn
strateji, stn
teknoloji, stn
pazarlama
veya
zay1f imalat geklinde olmustur. Ama
her bir
olayda,
yeni gelen,
genellikle
%
30
civarmda, byk
bir
maliyet
avantajmm keyfini
1karmigtir. Neden her zaman
ayn1dir: Yeni girket yalniz kendi
maliyetlerini degil, tm
zincirin maliyetlerini
bilmekte
ve
ynet-
mektedir.
Toyota belki de
tedarikilerinin
ve
dagitrncilarima hepsi-
nin maliyetlerini bilen
ve
yneten
pitkete
en
iyi rnektir.
Elbette,
bu
tedarikilerin
ve
dagitimcilarm
hepsi Keiretsu
yesidir.
Bu
network
vasitasiyla,
Toyota arabalarinm
ya-
pimi,
dagitimi
ve
servisinin toplam maliyetini tek
maliyet
akisi
olarak, emegi
maliyetinin
en az ve
veriminin
en
ok
oldugu
yere
koyarak
ynetmektedir.
129
Ekonomistler
tm
ekonomik
zinciri
maliyetlendirmenin
ue-
mini, 1890'larda
Alfred
Marshall
bunu
ifadeettiginden
beri
bili-
yorlar.
Ama
ogu igadami
bonuhlkuramsal
soyutlama olarak
dgnmektedir.
Bununla
birlikte, giderek
artan bir biimde, eko-
nomikmaliyet zincirinin
ynetilmesi bir
ihtiya olmaktadtr.
da-
reciler,
sadece
maliyet zincirini
degil,
her geyi
-zellikle
girket
stratejisi
ve
rn
planlamasin1-girketlerinin
yasal
sinirlarine olur-
sa
olsun,
bir
ekonomik
btn olarak dzenIemek
ve
ynetmek
ihtiyacmdadirlar.
Sirketleri
ekonomik zincir
maliyetlendirmesine
gtrecek
nemli bir g,
maliyet
esasma
gre
flyatlandtrmadan
flyat
esa-
sma
gre
maliyetlendirmeye
geigtir. Batih
Sirketler
maliyetler-
le baglamig,
zerine istenilen
kr marjmi
koyup
bir flyat
1kar-
miglardir.
Maliyet
esasma
gre
flyatlandirmay1
uygulamiIardir.
Sears
ve
Marks&Spencer ok nce flyat
esasma
gre
maliyet-
lendirmeye
gemiglerdir.
Bunda
mgterinin
demek
isteyecegi
flyat,
tasarim
safhasindan
itibaren
kabul edilebilir
maliyetleri
belirlemektedir.
Yakm
zamana
kadar
buiki
girket
istisnalari olug-
turmuytur.
Artik fiyat
esasma
gre maliyetleme
kural
haline
gel-
mektedir.
Aym
fikirler tageronluk
verenlere, birlegmelere,
ortak girigim-
lere, daha
dogrusu, kontrolden
ok ortakhk
zerine
kurulu
her-
hangi
bir
yapiya
uygulanabilir.
Btn
var11klar,
bu
ana
girket
ve
onun
tamamma sahip
oldugu
yan
pirketlerden
olugan
ahyilnny
modelin aksine,
giderek,
zellikle
kresel
ekonomide
geligme
mo-
delleri olmaktadirlar.
Birok igletme
iin
ekonomik
zincir
maliyetlemesine
gemek
sikmtih
olacaktir.
Bunun
iin zincirin
btnndeki
girketlerin
muhasebe sistemlerinin
tek tip
veya en
az1ndan
birbirineyakm
olmasi
gerekir.
Ancak hl
her
girket
kendi muhasebesini
bildigi
gibi
tutmaktadir
ve
mmkn olan tek sistemin
bu oldugundan
emindir.
Bundan
da te,
ekonomik
zincir
maliyetlemesi
qubeler
arasibilgi
paylayimimgerektirir:
oysa
aym
girket
iindekikipiler
bile
bilgiyi paylagmamakta
direnme egilimindedirler.
130
Engeller
ne
olursa
oisun,
ekonomik
zincir maliyetlemesi
ya-
pilacaktir. Aksi
halde, en
randimanli ahyan girket
bile artan
maliyet dezavantajindan dolayi
sikmtiya girecektir.
Servet
Yaratmak
in
Bilgi
Tegebbsler maliyetleri kontrol
ettikleri
iin degil,
servet
ya-
rattiklan
iin
kr ederler. Amabu a1kgerek geleneksel ller-
de
yansitilmaz. Kuruluglar
normalde tasflye edilmek
zere
igle-
tilmezler.
Bayanl1 girketler olarak, yaniservet yaratmak
igin
y-
netilmek
zorundadirlar.
Bunun
iin
drt
inceleme
aract
gerekir: temel
bilgiler, verim-
lilik
bilgileri, yeterlik bilgileri
ve
kit kaynaklarinkullanunmailig-
kinbilgi.
Bu
drt
ara,
yneticinin gnlk iglerini
idare
ederken
kullandigi
alet
antasmi
olugturur.
Temel Bilgiler
Ynetimin inceleme
aralarmdan
en
eski
ve yaygm
kullam-
lanlari
nakit akigi ile likidite
projeksiyonlari
ve
yeni araba satig-
lan ile bayilerin
envanterleri
arasindaki
oran
gibi ihra
edilen
bono
faiz
demelerini kargilayacakkazanlar;
alti
aydan
fazla
bekleyen
alacaklarla, toplam
alacaklar
ve
satiglar arasmdaki
oran-
lar
gibi standart
llerdir. Bunlar
bir doktorun
aldigi lmlere
benzetilebilir: kilo,
nab1z,
ateg, tansiyon, idrar tahlili
gibi. Bu l-
mlerin
normal 1kmasi
bize
fazla
bir
gey
ifade
etmez.
Ama
anormal ikarsa, teghis
ve
tedavi
gerektiren bir
sorun var
demek-
tir. Bu
lmler,
temel bilgilerdir.
Verimlilik
Bilgileri
in
incelenmesindeki ikinci
grup
aralar
ana
kaynaklarmve-
131
rimliligiyle
ilgilenir.
Bunlarm
en
eskisi
el
iiliginin verimini
l-
er.
Artik
yava; yavay,
hlolduka
ilkel
olsa
da,
bilgiyedayah
iy
ve
hizmet verimliligi
iinlmler geligtiriyoruz.
Bununla
be-
raber,
beyazyakah olsun, mavi
yakali olsun,
sadece
iqilerin
ve-
rimliligini
lmek artik verimlilik
hakkmda
yeterli
bilgi sagla-
miyor.
Toplam
faktr
verimliligi
verilerine
ihtiya
driyuyoruz.
Bu,
Ekonomik
KatmaDeger Analizinin
(EKDA)
artan
pop-
leritesini
aiklamaktadir.
EKDA oktandir
bildigimiz
bir geyibaz
almaktadir.
Bizimgenellikle
kr dedigimiz,
girket
hizmetine
bi-
rakilan
para,
her
zaman
kr
degildir
ve
ogunlukla
gerek mali-
yet
olabilir.
Bir
igletme,
sermaye
maliyetinden
daha
yksek
bir
kr saglamiyorsa,
zararina
ahy1yor
demektir.
Gerek
kri
var-
mig
gibi vergi
demesi
nemli degildir.
1;letme
hlkaynaklarda
kullanilandan ok
daha
azini
ekonomiye
geri
vermektedir.
Be-
yan
ettigi
kr
sermaye
maliyetini
gemedike
tm maliyetlerini
kargilamaz.
O
zamana
kadar,
bir
servet
yaratamaz;
var
olan
ser-
veti
yok
eder.
Bu lye
gre, H. Dnya
Sava'ndan
beri
ABD-
'de
az
sayida
i
letme krh
ikmistir.
Ekonomik
Katma Deger
Analizi
(EKDA)
sermaye mali-
yeti dahil
tm maliyetlerin
zerindeki
katma
degeri le-
rek,
ashnda
retimin
"tm"
faktrlerinin
verimliligjni l-
my
olur.
Tekbagina,
belli bir
rnn
veya
hizmetin niin
katmadeger
saglamadigini
veya bu
konuda
ne yapmamiz
gerektigini anlatmaz.
Ama
neyi
grenmemiz
gerektigini
ve
harekete
geme zamam
oldugunu
gsterir.
EKDA
ayni
zamanda
neyin iyi
igledigini
anlamak
iin
dekullamlmah-
dir. Hangi
rnler,
hizmetler, sreler
veya
faaliyetIerin
olagandan
yksek
verimlilik sagladigmi
ve
yksek
deger
kattigim
gsterir.
O
halde
kendimizesormahy1z:
"Buba-
garilardan neler
grenebiliriz?"
Verimliligeiligkin
bilgi saglamak
iinkullanilan
araIarm
en
132
yenisi debenchmarking
-birinin
performansim
endstrideki,
hat-
ta
daha
da iyisi, dnyanm
herhangi
bir
yerindeki
en
iyi perfor-
mansla
k1yaslamak-'tir. Benchmarking, bir
kurumun
yaptigmi,
herhangi bagkabir
kurumun da
yapabilecegini
varsayar.
Bir ip-
letmenin
kresel
anlamda
rekabet
edebilecek
dzeyde
oldugunu
ne srer. En
az
lider kadar
iyi
olmayi
rekabet iin
n
part
kabul
eder. EKDA
ve
benchmarking
birlikte
toplam faktr
verimliligi-
ni lmemiz
ve
ynetmemiz iin
gereken
aralari
saglarlar.
Yeterlik bilgileri
ncgrup
aralar
yeterligi
ele ahr.
Liderlik
bagkalarmm
hi
yapmayacaklari
Veya
kt
yapmakta
bile
zorlanacaklan
bir
-
igi
yapabilmekte
yatar.
Yine
liderligin
temelinde
pazar
veya
mg-
teri degerini,
retici
ya
da
tedarikinin zel
yetenegiyle kaynay-
tiran
yeterlikler
vardir.
Bazi
rnekler:
J aponlarm,
inro
adim
verdikleri
ve
birman-
zara
resmini ufacik
lakebir kutuya
sindirdiklari,
netsuke
admi verdikleri
ve
daha
kk bir dgme
zerine bir
hay-
vanat
bahesi kadar hayvanoymasi
yaptiklari,
yz
yll-
,
hk
sanatsal geleneklerine
dayanan,
elektronik
paralarm
minyatrlerini
yapma
kabiliyetleri.
GM'un
seksen
yildir
bagardi
ahmlari
yapma
konusundaki egsiz
yetenegi. Mark-
s&Spencer'm orta
samf1nkesesine
uygun,
hazir ve
paket-
lenmig
yemek
tasarimmdaki
benzersiz
yetenegi. Peki,
bir
lider konumuna
gelmek
ve
bunu
korumak
iin
igletmenin
hem
sahip oldugu hemde
sahip
olmast
gereken
yeterlikle-
ri nasil
saptayabiliriz?
Temel
yeterliklerimiz geligiyor
mu,
zayifhyor
mu,
nasil
anlayihr?
Bu hl dogru
yeterlik mi?
Degilse
ne
gibi degigiklikler
gerekiyor?
Simdiye
kadar
temel
yeterlik tartigmalarl
byk lde
anek-
133
tod niteliginde olmuytur.
Ancak
uzmanlagmig,
orta lekli
birka
irket bunlardan
biri
sveIi
bir ila
reticisi, digeri
ABD'deki
zel aletler
reticisidir-temel
becetilerilmek
ve ynetmek
iin
metotlar
geligtirmektedir.
lkadim, rakiplerinin
performansma,
zellikle
beklenme-
yen
bagarilara
ve
beklenmedik gekilde
dgkperformans
grlen
alanlara
bakarak kendi
performansim
dikkatle
iz-
lemektir.
Bagarilar
pazar
degerlerini
ve
neyin
krh oldu-
gunu
gsterir. letmeninliderlik
avantajim
nerede kulla-
nacagma
igaret
eder.
Bayarisizliklara,
yapazarm degigmekte
oldugunun
ya
dagirketin
yeterliklerinin
zay1fladigmin
ilk
belirtisi olarak bakilmahdir.
Bu
analiz f1rsatlarm erken
tammma
olanak
verir.
Beklenmeyen
bagarilari dikkatle izleyen
ABD'li alet
ima-
latisi
rnegin, kk
J apon
makine
magazalarimn,
onlar
iintasarlanmadigi
ve
teklif edilmedigi
halde, kendisinin
yksek
teknikle
retilmig,
pahah aletlerini
aldiklarmi
fark
etti. Bu girketin
yeni bir
temel
yeterligi
fark etmesini
sag-
ladi;
teknik
karmagikliklarina ragmen
rnlerinin
bakimi
ve
tamiri
kolaydi. Bu
anlayi;
rnlerinin
tasarimina
uygu-
landigmda,
girket
ABD'de
ve
Bati Avrupa'da,
dahance
hi i;
yapinadigi byk
pazarlarda,
kk
fabrika
ve ma-
kine
magazalari
pazarinda
liderligi ele
geirdi.
Temel
yeterlikler
her kurumiin farkhdir;
bu
yeterlikler
de-
yim
yerindeyse,
bir kurumun
kipiliginin
parasidir.
Ama
her ku-
rumun
-sadece
igyerleri
degil-
bir
temel yeterlige
ihtiyaci
vardir:
yenilik. Yine
her kurum,
kendisinin
yeniliki
performansmi
kay-
dedecek
ve
degerlendirecek
bir ynteme ihtiya
duyar.
Bunu
ya-
pan
kurumlarda
-aralarinda
birka ila
reticisi
de bulunmakta-
134
dir-
baylangi noktasi
girketin
kendi performansi
degildir.
Belli
bir dnemde
tm
alandaki yeniliklerin
dikkatle
kaydedilmesidir.
Hangileri
gerekten baarihyd1?
Kaq
tanesi
bizim
bulugumuzdu?
Performansimiz
hedeflerimize
uygun
mu?
Pazardaki durumumuza
uygun
mu?
Aragtirma
harcamalarumza uygun
mu? Bayarih
bu-
luglarimizen
byk
geligme
ve
firsatlarm
oldugu
alanlarda mi?
Gerekten
nemli olan
yeniliklerin
kaim
kairdik?
Niin?
Gr-
medigimiz iin
mi?
Yoksa
grdgmz halde
peginden
gitmedik
mi? Beceriksiz
davram
larla
mahvetmig
olabilir miyiz? Bir
ye-
niligi
ticari
rn haline
getirmekte
ne
kadar bagarihyiz?
Kabul
edildigi
gibi, bunun
byk
bir
kismi
lmden
ziyade
degerlen-
dirmedir.
Sorularayamt
vermekten ok
soru
sorar, ama
dogru
sorulari
sorar.
Kaynak Kullanimma ligkin
Bilgi
letmeyi
ynetirken
servet
yaratmak iin
teghisi bilgi
ge-
rektiren
son
alan,
kit kaynaklarm,
yani
sermaye ve
ahyanlarm
kullammidir
Bu
iki
unsur,
ynetimin igletme hakkmdaki
tmbil-
gisini
eyleme
dngtrr.
Bir igin
iyi
ya
dakt
gidecegini
debu
ikisi belirler.
GM
ilk
sistematik
sermaye
tahsis
srecini yetmig yilnce
baglatti.
Bugn
uygulamada
her
igletmenin tahsis sreci
vardir,
ama
ok
azi
bunu dogrukullanir.
Sirketler
genel-
likle nerilen
sermaye
tahsislerini lerken
agagidaki
kis-
taslardan
birini
ya
da
ikisini kullamrlar: yatirim
getirileri,
geri
dn
sresi, nakit
akisi
veya
indirgenmig
bugnk
deger.
Fakat
1930'lardan beri biliyoruz
ki
bunlarmhibiri
dogrumetot
degildir. nerilenyatinmi
anlamak
iin, bir
girketin bu
drt kistasm
hepsine
bakmasi gerekir. Altm1;
yil nce
bu,
sonsuz
rakamlarla
ugragtirmayi
gerektirirdi.
Simdi
bir
dizst bilgisayar
verileri
birka
dakikada
sag-
135
layabilir.
Altm1gylldir yneticilerin
sadece
sermaye
tahsi-
sine bakmamalan, risklerle
firsatlar arasmdaki
oranin
en
iyi
oldugu
projeleri
semeleri
gerektigini
de biliyorduk.
Seenekleri grmek iin
sermaye
tahsis
btesi gerekir.
Bu
da yine
birok girketin
yapmadigi
bir geydir.
Bununla
birlikte,
en
ciddi
sorun,
ogu
sermaye
tahsis
srecinde
iki
kritik
sorunun
sorulmamasidir:
*nerilen
yatir1m, her beg
yatirimdan nde
oldugu
gibi,
vaat
edilen
sonulari
retmezse
ne
olacak?
Bu girketi cid-
di lde
sarsacak
mi,
yoksa
viz mi
gelecek?
*Eger
yattrim bayarih
-zellikle
bekledigimizden
de
baan-
h-
olursa,
bize
ne
taahht eder?
Buna ek olarak,
sermaye
tahsisi
belli bitig tarihleri
gerektirir:
Bu sonulari
ne
zaman
beklemeliyiz? Sonra bu sonular
-baan-
lar, baanya yakm
sonular,
baansizhga yakin
sonular
ve
ba-
gansizliklar-
rapor
ve
analiz edilmelidir
Bir kurumun
performan-
sim
geligtirmek
iin
sermaye
harcamalannm sonulannt,
ona
yetki
verilmesini
saglayan
vaat
ve
beklentilerlekargilagtirmaktan
daha
iyi
bir yol yoktur.
Son
elli
ylldtt
hkmet
programlarindaki
geri
beslemedestandart
uygulama olsaydi
ABD
bugn
ne
kadar daha
iyi olurdu?
Sermaye,
girketin
kilit
kaynaklanndan
biridir,
ama hibir
ge-
kilde
en
kit kaynak
degildir. Bir
kurumda
en
kit kaynak
ahyan-
lardir.
H. Dnya
Savagi'ndan
beri, ABD ordusu,
yerleptirme
ka-
rarlarmi
sinamay1 grenmigtir
-bunu
gimdiye
dek
backa
kimse
yapmamigtir.
ABD
ordusu
artik
yksek
rtbeli
su-
baylanni
kilit
noktalara
getirmeden
nce, onlardan
ne
bek-
ledigini
iyice dgnmektedir.
Sonra
onlarm
perfonnansla-
136
rim
bu beklentilere
gre degerlendirmektedir.
Aynca, s-
rekli
olarak,
kumandanlarmi
seme
srecini, tayinlerinde-
ki
bagari
ve
bagarisizliklara
bakarak degerlendirmektedir.
letmelerde
-aym
zamanda niversitelerde,
hastanelerde
ve
devlet
dairelerinde de- kiginin
kendisindenbeklenen bagarilara
gre yerleptirilmesi
ve
sonularm degerlendirilmesi
konusunda
bir
bilgisizlikhkimdir.
Servet
yaratma
abast
iinde, yneticile-
rin insan
kaynaklarim da
sermaye
kadar
dgnerek
ve
arnaca
uygun
biimde
yerleptirmeleri gerekir.
Bu kararlarin sonu1ari
dikkatle
kaydedilmeli
ve
incelenmelidir.
Sonular nerede?
Bu
drt tr bilgi
bizeyalmz bugnk is
ve
igletme hakkinda
bilgi
verir.
Bunlar
bizi bilgilendirir ve
taktiklerle
ynlendirirler.
Strateji
iin
evre
hakkinda dzenli bilgiyeihtiyacimiz
vardar.
Strateji; pazarlar, mgteriler
ve
mgteri olmayanlar;
kendi
endst-
rimizdeki
ve
diger
endstrilerdeki
teknoloji; dnya apmda fi-
nans; ve
degigen
dnya
ekonomisi
hakkmdaki bilgileredayandt-
nlmak
zorundadir.
nk
sonular
buradaortaya ikar. Bir
ku-
rumun
bnyesinde sadece.maliyet merkezleri vardtr.
Tek kr
merkezi eki
kargiliksizikmayan
mgteridir.
Byk
degigikliklerher
zaman
kurumun
digmdabaglar,Bir
perakendeci,
dkknlarinda ahyveri;
yapan
insanlar hak-
kmda
ok
gey
bilebilir.
Fakat
ne
kadar bagarih
olursa
ol-
sun, bir
perakendeci
pazarin
ancak
kk bir blmn
mgterileri
arasma
katar; bykogunluk
mgterisi
degil-
dir.
Teniel
degigiklikler her
zaman mgteri
olmayanlarla
baglar
ve
nemkazamr. Son
elli
yllda
bir
endstriyi
degig-
tiren nemli yeni teknolojileritt
en az
yarisi
o
endstrinin
137
digmdan gelmigtir. ABD'de
finansta
devrim
yaratan
kiy-
metli
ticari kgitlar,
bankalardan 1kmam1
tir.
Molekler
biyoloji
ve
genetik mhendisligi ila
endstrisi
taraf1ndan
geligtirilmemigtir.
Sirketlerin
byk ogunlugu, faaliyet-
lerine yerel
veya
blgesel
olarak
devam
edecek olmalart-
na
ragmen,
en
azindan potansiyel
olarak
hi
duymadiklari
yerlerden ikan
kresel
rekabetle
kargi karyiyadirlar.
Kitle
uzmanlik
dergilerine
ragmen,
digdnya ile ilgili gerekli
bilgilerin tm
elbette
mevcut degildir. megin,
in'in
ogu
ye-
rindeki ekonomik
kogullar,
veya
Sovyetmparatorlugu'ndan
sonra
gelen
devletlerdeki
hukuki
durumlar hakkmda
hi
bilgi
-gveni-
lir
olmayan
bilgiler bile-
yoktur. Bilginin
kolay
ulagilabilir oldu-
gu
yerlerde
bile,
girketlerin ogu ilgisizdir.
Birok ABD girketi
1960'larda Avrupa'ya i;
kanunlarmibile
aragtirmadan
gitmiglerdi.
Avrupali girketler de ABD'deki
tegebbslerinde
aym
derecede
kt bilgilendirilmiglerdi.
1990'larda Kaliforniya'daki J apon gayri
menkul
yatirim
yenilgisinin
en
byk
nedeni
blgelere
ayrilma
ve
vergiler
hakkmda
basit hususlari
bile
grenme konusundaki
ihmaldi.
Sirket
baarisizligmin
ciddi
bir
nedeni
kogullarm
-vergi-
ler,
sosyal
mevzuat,
pazar
tercihleri,
dagitim
kanallari,
fikri
mlkiyet
haklari
ve
digerleri-
bizimdgndgmz
gibi
oldugu
ya
da
en
azindan olmasi
gerektigi geklindeki
yay-
gin
varsayimdir.
Yeterli
bir bilgi
sistemi,
idarecilerinbu
varsaylm1
sorgulama-
larmi saglayan
bilgiyi
iermek
zorundadir.
Onlara
sadece
bekle-
dikleri
bilgiyi
vermekle
kalmayip, do
gru
sorulari
sormalarim
sag-
lamahdir, Bu
bilgi
sistemi,
ilk nce idarecilerin kendilerine han-
gi bilgilerin
gerektigini
bildiklerini
varsayar, sonra
bubilgiyi d-
zenli olarak almalarin1
talep
eder.
Son
olarak da
bilgiyi karar
al-
mayla
sistematik
olarak
btnlegtirmelerini
gerektirir.
138
Bunlar
ba langi1ardir.Bunlar
"
istihbaratmi",
yani tmdn-
yadaki gerek
ve
potansiyel
rakipler
hakkindaki
bilgiyi dzenle-
menin ilk denemeleridir Birka ok uluslu girket -Unilever, Coca-
Cola,
Nestl,
bazi J apon ticaret girketieri
ve
birka
byk ingaat
girketi- digdnyadaki
bilgileri toplayan
ve
dzenleyen
sistemleri
kurmakonusundabyk
gayret
sarf
etmektedir.
Fakat
genel ola-
rak, tegebbslerin ogu ige
ba lamamiglardir.
Tm girketler
iin,
bui; hizlabykbir bilgi mcadelesi
haline
gelmektedir.
III
darecileringleriinhtiyaDuyduklan
Bilgiler
Yeni teknolojinin byk
bir blmbirey
iin veri
igleme
do-
natimiolmuytur. Ancak,
bilindigi gibi,
esas
zerinde
durulan konu
tegebbsler iin bilgidir. Fakat idareciler iin bilgi
-tabii,
tmbil-
gi iileri iinde-
kendi iglerine iligkin
oldugunda
ok
daha
nemli
olabilir. Genellikle bilgi iileri, zellikle idareciler iin
bilgi ki-
lit kaynaktir. Bilgi, onlarm meslektaglari,
kuruin
ve
"network"le-
riyle aralarmda
bagyaratir.
Diger bir deyigle,
bilgi iilerinin
ip-
lerini yapmalarini
saglayan
gey
bilgidir.
Bilgi iilerine
ve
zellikle
idarecileregereken bilgileri ken-
dilerinden
bagkasininsaglayamayacagi artik aiktir.
Ama gimdi-
ye
kadar ok
az
idareci
ne
gibi
bilgilereihtiyaci
olduguna
ve
bun-
lari
nasil organize edecegine
karar vermek
iin
gayret
sarf
etmig-
tir.
dareciler bukararlari
verme
igini veri
reticilerine -BT ali-
ganlari
ve
muhasebecilere-
birakma
egilimine
girmiglerdir. Ama
veri reticileri,
veri
kullanicilarinm bilgi
halinegelebilecek
ne
gibi
verilere
ihtiya
duyduklarim bilemezler.
Sadece
bilgi iile-
ri
ve
zellikle idareciler,
bireysel
olarak,
veriyi
bilgiyedngt-
rebilirler.
Yine sadece
bilgi iileri, zellikle
idarecinin kendisi,
etkin
biimdefaaliyete gemek iin bilgileri
nasil organize ede-
cegine karar
verebilir.
139
dareciler kendilerinegereken bilgiyi retmek iin igeiki
soru
ile
baglamak
zorundadirlar:
"Birlikte aligtigim
ve
bagli
oldugum
kipilerehangi
bilgi-
1eri
borluyum? Ne gekilde? VeHangi
zaman
erevesin-
de?"
"Benim
hangi bilgilere
ihtiyacim
var?
Bu bilgileri kimden
alabilirim?
Ne
gekilde?
Vehangi
zaman
erevesinde?"
Buiki
soru
aralarmdaki simsiki
farka
ragmen birbirinden fark-
hdtr. Ne
borhtyum
sorusu
nce
gelir, nk
iletigimi kurar. Bu
teghis
edilmeden,
idareciyehibir bilgi geri dnmez.
Bunu
altmig
yll nce, 1938'de, Chester I. Barnard
(1886-1961)
TheFunctions
ofthe
Executive
adli
kitabuu yayimladigmdan beri
biliyoruz. Ancak, Barnard'm kitabt
tm dnyada
vg
aldiysa
da,
etkisi
pratikte
ok
az
olmustur.
Barnard iin
iletigimgenel
ve
mutlak olmu
tur.
insaniligkileriyle ilgilidir
ve
kipiseldir.yerin-
de
iletigimi
etkili
kilan
gey,
kipinin digmda
bir
yeye
odaklanmasi-
dir.
letigim
ortak
bir ige
ve
ortak
bir
mcadeleye odaklanmalidir.
Igeodaklanmalidtr.
"leriniyapabilmeleri
iinkimlere
bilgi vermeliyim?"
diye
soruldugunda
iletigim
ortak
ige
ve
ortak
greve
odaklannug
olur.
Etkili hale gelir. Bu yzden ilk
soru
(her
etkili
iligkide
oldugu
gibi) "Ben
ne
istiyorum
ve
neye
ihtiyacim
var?"
sorusu
degil,
"Digerleri benden
ne
istiyor?
Bu
digerleri
kimlerdir?" sorulan-
dir.
Ancak
o
zaman
"Hangi
bilgiyeihtiyacun
var?
Bu bilgiyi
kim-
den
alirim?
Ne gekilde? Hangi
zaman
erevesinde?" sorulari
sorulabilir.
Bu
sorulari
soran
idareciler kisasrede ihtiyalari
olan
bilgi-
lerin ok
azmin
kendi girketlerinin bilgi
sisteminden
geldigini
fark
edeceklerdir.
Bazi bilgiler, ogu durumda, idarecininigine
uygulanabilmesi
iin yeniden dgnlmesi, yeniden formllere
konulmas1, yeniden
dzenlenmesi gerekse de,
muhasebeden
ge-
140
lir. Fakat idarecinin ihtiya
duydugu
bilginin byk bir kismi,
dahauce
de
sylendigi
gibi, digaridan gelir
ve
bubilginin ieri-
deki
bilgi
sisteminden olduka
ayri ve
farkli
bir biimde dzen-
lenmesi gerekecektir.
"Bilgi yoluyla kime?
hangi
formda?
ne
borluyum?"
sorusu-
na
yamt verebilecek
tek kigi
dier kipidir. Bu nedenle,
idarecile-
rin
kendilerine
gereken
bilgiyi almak iin yapacaklari ilk ig,
bir-
likte
aligtiklariherkese,
bagh
olduklariherkese,
ne
yaptigim bil-
mesi gereken
herkese
giderek,
soru
sormaktir.
Fakat kigi kendisi-
ne soru
sorulmadan nce
cevap
vermeye
hazir olmahdir.
nk
diger
kigi
dnp
qu soruyu
soracakt1r
-en
azmdan sormahdir:
"Benden
hangi bilgileri istiyorsunuz?" tebuyzden idareciler
nce her iki
soruyu
da
etrafhca
dgnmeli,
ancak
sonra
digerleri-
ne
giderek, ige"Size
ne
borluyum?" sorusuyla baglamalidirlar.
"Ne borluyum?
ve
"Neye ihtiyacun var?"
sorularmin her ikisi
de
aldatica
derecede
basit
grnr. Ancak
bu
sorulari
soran
herkes
ok
gemeden bunlara
yamt
vermek
iin
ok
dgnmek, ok
de-
neyim,
ok ahyma gerektigini anlar. Yamtlar
da
sonsuza
dek
ge-
erli
degildir.Bu
sorular
her
on
sekiz
ayda
birtekrar sorulmahdir.
Bunlar, esash bir
degigiklik
oldugunda
da
-rnegin
girketin
i; teo-
risinde;
kipinin
igi
ve
grevinde,
veya
digerkipilerin
igi
veya
g-
revlerinde
degigiklik
olmasi
durumundada- tekrar sorulmalidir.
Ancak
kipilerbu
sorulari ciddi
olarak
sorarlarsa
hem
neye
ih-
tiyalari
oldugunu hem
bagkalarina hangi bilgileri vermek
ge-
rektigini
kisa srede anlarlar. Daha
sonra
her ikisini de dzenle-
meye
koyulabilirler.
Bilgiyi Dzenleme
Dzenlenmig
olmayan
bilgi hl
veridir,
Bir
anlam
ifade et-
mesi iin
bilginin
dzenlenmig olmasi gerekir. Bununla
birlikte,
kigininkendi igi
iinbelirli tr
bilgilerin
ne
gekilde
ve
zellikle
141
nasil
bir
dzenlemeyle
bir
antam ifade
ettigi
hi de
aik
degildir.
Aymbilginin farkh
amalar
iin farkh biimlerde
dzenlenmesi
gerekebilir.
Bir rnek
verelim. J ack Welch 1981'de CEO pozisyonuna
geldiginden beri General Electric Company (GE) dnya-
daki
diger her
girketten
daha
fazia servet
yaratti.
Bu baga-
ndaki
en
nemli faktrlerdenbiri,
GE'nin,
birimlerindeki
herkesin
performansi hakkmdaki
aym
bilgiyi
farkh
ama-
lar iindzenlemesiydi.
Birok
girketin
her yll
iglerini de-
gerlendirdikleri
gekilde, geleneksel finansal
ve
pazarlamaya
ait raportart
devam
ettirdi.
Ancak
aym
veriler
uzun
dnem
stratejisi
iin,
yani beklenmeyen bayan
ve baansizhklan,
aym
zamanda gereklerin beklentilerden
nerede
ayrildigi-
m
gstermek zere
dedzenlenmigti. Ayni
veriyi
dzenle-
menin
nc bir yolu
da
igletmenin yeniliki performan-
sma
odaklanmakti
-ki
bu
bir
igletme biriminin st dzey
yneticilerinin
ve
genel
mdrn
cret
ve
primlerinin
be-
lirlenmesinde
en
nemli
faktr
olmuytu.
Son
olarak,
ayni
veriler
bir i letme biriminin
ve
yneticilerinin insanlara
nasil
davrandigi ve
onlari
nasil geligtirdigini gsterecek
biimde
dzenlenmigti-bu
daha
sonra
bir yneticinin, zel-
likle
bir
birimin genel
mdrnn
atanmasina karar
ver-
mede
kilit faktr
haline geldi.
Benim deneyimlerime gre, iki
ayr1ynetici
aym
bilgiyi
ayni
gekilde
dzenlemez.
Bilgi
her
yneticinin ahyma gekline
gre
dzenlenmelidir. Ancak
bilgiyi
dzenlemenin
bazi
temel
yntem-
leri
vardir.
Biri Kilit
Olay'dir.
Hangi olaylar
-genellikle
birden fazladir-
geri kalan performansimm
aslmda
bagh
oldugu
"dayanak
nokta-
lan"dir.
Kilit
olay teknolojik
bir
aragnrma
projesinin
bagarisi
ola-
bilir. Kigiler
ve
oniarin geligmeleriyle ilgili
olabilir.
Yeni bir rn
142
veya
hizmeti
kilit
mgterilere
kabul ettirmek olabilir.
Yeni
mg-
teriler
bulmak
olabilir.
Kilit olaym
ne
oldugu
yneticinin kipisel
kararidir. Bununla
birlikteyneticinin bagh
oldugu
kipilerle
tar-
tigilmasi gereken bir
karardir.
Belki degirketteki
herhangi
birinin
birlikte ahytigi
kipilere
ve
zellikle
kendi stlerine aktarmasi
gereken
en
nemli geydir.
Diger
bir
metodolojik
kavram modern Olasihk
Teorisi'nden
gelmektedir.
Bu,
rnegin Toplam
Kalite Ynetimi'nin
esasini
olugturan
kavramdir.Bu, normal olasihk
dagihmi
alamndaki
d-
zensiz
degigikliklerle,istisnai olaylarm
arasindaki farktir.
Dzen-
siz
degigikliklerbelirli
bir
tip
olayin
(rnegin
imalat
srecinde
kalite iin) normal
olasihk dagihmi iinde kaldigi
srece, bir
nlemalmmaz.
Bu dzensiz
degigikliklerbilgi degil veridir. Ama,
beklenen olasihk dagihmmin
digmadgen
ender
olay
bilgidir.
Faaliyete geilmesi gerektigini
gsterir.
Bilgiyi
dzenlemek iin
diger bir metodolojik
kavram-Algi
Psikolojisi'nin
temelindeki
teori-
Bilinegigi
Fenomeni
teorisi-
dir. lk
olarak
bir Alman
fiziki, Gustav Fechner
(1801-1887),
bir
duyguyu
-rnegin,
bir
igne
batmasmi- belli biryogualuga gel-
meden,
yani quuregigini gemeden hissetmedigimizi
fark
etmig-
tir. Birok
fenomen
ayni
kanunatabidir. Bunlar gerekte
"feno-
men" degildir. Belli
biryogunluga
erigmedike
ve
bilinegigi
ge-
medike
veridirler.
Gerek
itegerek zel
hayatta, birokolay iin
buteori
geer-
lidir
ve
bu,
verilerin
bilgi
olarak
dzenlenmesineolanak verir.
Ekonomideki
"durgunluk"tan
sz
ettigimiz
zaman, bir bilinegi-
gi
fenomeninden sz
ediyoruzdur-
satiplar
ve
krlardaki
dg
belli bir
esigi geiyorsa
ve
belli bir
sre
devam
ediyorsa,
budur-
gunluktur.
Aymgekilde,
bir hastalik belli bir nfus
iinde, belli
bir egigi
agarsa,
"salgin"
hale gelir.
Bu kavram zellikle personel olaylari
hakkmdaki
bilginin
dzenlenmesinde
ige
yarar.
Kazalar,
iytenayrilma, acilar
143
vs.
belli
bir
egigi getiklerinde nemli
olurlar.
Bir girkette
aym
gey
yeniliki performans
iin
degeerlidir. Epik kav-
rami,
olaylarin birbirini
izlemesinin
ne zaman
"egilim"
haline
geldigini
ve ne zaman
olaylarm,
anlamsiz hale gel-
digini
saptamada
en
yararh kavramlardan
biridir.
Sonunda, birok ynetici bilgiyi
etkin
biimdedzenlemenin
tek yolunun,
sadece olaganst durumlardanhaberdar
olmanin
saglanmasi oldugunu anlad11ar.
Bir rnek
"yneticinin
mektubudur."
Bir yneticiyle ahyan-
lar her
ay ona
bir
mektup yazarak, kendi iy
alanlarmda
ve
hare-
ketlerinde
grlen,
ahgilmigin
dipinda
veya
beklenmedikher
yeyi
rapor
ederler.
Bu
"olagan
digi" geylerin ogu nemsenecek
gey-
ler
degildir.
Fakat tekrarlayan,
normal olasihk dagihm
alam
di-
na
1kan,
"istisnai"
olay vardir.
Raporu
yazan
a1smdan nemsiz
ama
s
ste
geldiginde nemli sonular stralamr. Ynetim
mek-
tuplari
dikkat
ekecek bir
model
yaratirlar. Bilgiyi etkin
biimde
iletirler.
Srpriz Yok
Bilgi iilerinin
ve
zellikle idarecilerin, iglerinde gerekli
bil-
giyi
almak
iin tasarladiklari hibir sistem mkemmel olmaya-
caktir.
Ama, yillar getike, geligme grlecektir Bir
bilgi
siste-
mi
iin
son test,
srpriz olmamasidir. Olaylar nemli
hale
gelme-
den, idareciler kendilerini bunlaragre ayarlamty,
bunlart
analiz
etmig, anlam1;
ve
uygun
nlemi almig olmahdirlar.
Amerikan
finanskuruluglari,
1990'larin
sonuna
dogra,
As-
ya'nm
kg
karsmda hayretedgmemiglerdir.
"Bilgi"-
den Asya
ekonomileri
ve
Asya paralari
aisindan
ne
anla-
ma
geldigini dgnp
sonu
ikarmiglardir. Bu
lkelerde-
ki
yan
ve
bagli kuruluglarmdan
aldiklari
bilgileri
yavag
144
yavag
degerlendirmigler,
buniarm
veri oldugunu
anlamig-
lardir. Bunun
zerine bilgilerini, bu
lkelerdeki
sabit
yati-
rimlarla
portfy
yatirimlari
arasindaki
oran
ve
portfy
ya-
tirimlarlyla,
(yani,
kisa
vadeli
dig borlari
demek
iin
mevcut
paramn oram
gibi, lkenin demeler
dengesi
ara-
smdaki
oran
gibi geylere gre dzenlemeye
bagladilar,
ok
gemeden
bu
oranlar
o
kadar
ters
ikmaya
bagladi ki Asya
kitasmda
panik durumunun
kamilmaz
oldugunu
grd-
ler. Bu
lkelerden
kisa
vadede
bymeiin
ekilmekle ok
uzun
vadeli
ve
ok
riskli
stratejiler
iin
kalmak arasmda
bir karar
vermeleri gerektigini
anladilar.
Diger bir
deyigle,
yeni ortaya
ikan lkelere gre
hangi
ekonomik -verinin
anlamh
oldugunu
anladtlar, bunlan bilgi olarak dzenle-
diler
ve
ok
nceden, zorunlu
hale gelmeden,
nasil
nlem-
ler
alacaklarma
karar
verdiler.
Bunun
aksine, Amerika, Avrupa ve Asya
lkelerinden gelip
Asya kitasmda
i; velveya
yatirim yapan
girketlerin
byk
o-
gunlugu,
"veri"ye,
yani bu
lkelerdeki
adamlarm
gnderdigi
ra-
porlara
gvendiler. Bunlar
sonunda
bilgiye
degil, yanlig bilgilen-
dirmeye dngt. Yalntzca
"Tayland
veya Endonezya ile
yapti-
gimiz
i
aismdan hangi bilgi
anlamlidir?"
sorusunu
birka
yil-
dir
soranlar hazirlikh idiler.
Yneticilerin iki
geyigrenmeleri gerekmektedir: Ihtiyaduy-
duklan bilgiyi
saglamayan verileri elemek
ve
veriyi analiz edip
yorumlayarak bilgiye dngtrdkten
sonra harekete
gemek. Bil-
ginin
amact
sadece bilim
degildir.
nemli
olan
aym
zamanda
harekete
geebilmektir.
Dyari
Ailma
Asya
kitasmdaki
kg kargisinda hayrete dgen
virketler
r-
negi, antamli
digbilgi
almanin nemini belirtmektedir.
145
Ynetici
iin,
sonunda
bunu
elde
etmenin tek
biryolu vardir:
ahsen
digari
gitmek. Raporfar
ve
dayamlanekonomik
veya
fi-
nansal
teori
ne
kadar iyi olursa
olsun,
hibir
yey
dogrudan,
diga-
rida
gzlemlemenin
yerini
tutamaz.
Ingiliz
spermarket
zincirleri
kompulari,
rlanda'dada
maga-
za
amay1
tekrar tekrar
denediler
ama
pek
bagarih olamadilar.
rlanda'mnnde gelen sper
market zinciri,
Fengal
Quinn'in
ku-
rup iglettigi
Super-Quinn
zinciridir.
Quinn'in
sirri
daha iyi
mal
ya
dadaha
ucuz fiyat degil, kendisinin
ve
virketin
tm
ynetici-
lerinin
haftamn iki gnn
brolarmmdivinda
geirmeleridir.
Hepsi
bir gnlerini fiilen
magazada
ahyarak
geirirler.
Bir
gn
de
rakiplerinin
magazalarmda
gzlem
yapmaya,
dinlemeye,
mg-
teri
ve
alianlarla
konugmayaayirirlar.
ABD'de hastane malzemeleri
reten
en byk girket,
yllda
drt
haftasmi
tatildeki
bir
satiemm yerini alarak
geiren
bir
ge-
nel mdr
tarafmdan
kurulmuytur. Bu kigi,
girketin
krdemli
y-
neticilerinin
de
ayni
geyi
yapmasim
istedi.
Satici tatilden
dnd-
gnde,
mteri,
-rnegin
Katolik
hastanesinde
malzeme
alan hem-
gire- "Yerini
alan
satici ne
kadar aptaldt?
Senden alacagun
yerde
neden
bagkalarmdan
aldigimi sordu
durdu.
Siparig almak
umu-
runda
degildi
sanki," diyorlardi.
Ama
uygulamamnasil
amaci
da
bu idi.
ok
eski
bir gzleme
gre,
bir doktorun
performansmi
hasta-
nede
iki
hafta hasta olarak
yatmak kadar
geligtiren
ok
az gey
vardir.
Piyasa
aragtirmasi,
odaklauma
gruplari
ve
benzeri
geyfer ok
degerli
ve dogru geylerdir.
Ancak
bunlar
hep girketin
rnleri
zerinde odaklanirlar.
Hibir
zaman
mgterinin
ne
aldigma
ve
nelerle
ilgilendigineodaklanmazlar.
Kipi
sadece
kendisi
mgteri,
satici, hasta olursa
dagarisi
hakkmda
dogru
bilgi edinebilir.
Bu
bilgi
bile elbette
hl kipinin
kendi mgteriferi
ve mgteri olma-
yanlarlyla
kisit11dir.
Peki,
yneticilerin
iglerini
yapmak iin
bag-
ka hangi
bilgilereihtiyaIari vardir?
Bu
bilgilernasil elde
edilir?
146
Kr
amaci
olmayan
bir
kurumda
gnlI
aligiyor olma-
nm
nemi, sadece insani hayatimn ikinci
yarisina
hazirla-
mak
degildir.
Bu d1;aridan bilgi
alma a1sindan
da
ayn1
derecede
nemlidir. Bu
nedenle,
zaten baarili
olmuy
ye-
tigkinlerin srekli
egitimi giderek
nemkazanacaktir.
n-
kbir
niversitede
dersedevam
eden,
kirkbeg
yagindaki
bayanhbilgi igisi
-idareci;
avukat;
niversite
dekam;
pa-
paz,
vb-
farkli gemigleri
ve
degerleri
olan
insanlarla
a-
hqmak
zorundadir.
Bu
hembilgileri
gncellemenin,
hem
deihtiya
duyuldugu gekilde,
digaridanbili
almanin
iyi bir
yoludur.
Uzun
vadede,
dagarisi hakkmda bilgi,
yneticilerin iglerini
yaparken ihtiya
duyduklari
en
nemli
bilgi
olabilir. Ayni
za-
manda,
hldzenlenmesi
gereken bilgi
debudur. Bu bilgi
sade-
ce
dogruhareketin
temeli
degildir.
Bilgi iqisi
verimliliginin
ve
insanm
kendini ynetmesinin
detemelini
olugturur.
147
5
BLG
$SNN
VERMLL
El
;isinin
Verimliligi El
;isinin
Verimliligin
lkeleri

El
isininVerimliliinin
Gelecegi
Bilgi ;isinin
Verim-
liligi Hakkmda
Ne
Biliyoruz? Grev
Nedir?

Sabit Ser-
maye
Olarak Bilgi
isi

Teknoloji Uzmanlari Sistem


Olarak Bilgi i

Peki
Nasd
Baylamah?

Sirketin
Yneti-
mi
149
Giris
20. yzyilda ynetimin
en
nemli
ve
gerekten egsiz
katkisi,
imalatta
el
iisinin verimliligini
elli
kat
artirmasidir.
Ynetimin
21. yzyilda
yapmas1
gereken
en
nemli
katki da
benzer
gekilde,
bilgi iginin
ve
bilgi iisinin verimliligini artir-
mak olacaktir.
20. yzy11girketinin
en
degerli varhg1
retim
donanimiydi.
21. yzyil
kurumunun
en
degerli
varhgi
bilgi iqileri
ve
verimli-
likleri
olacaktir.
I
El
yisinin
Verimliligi
LK
OLARAK: Nerede
oldugumuza
bir bakalim.
Bir
aydmm el
iiligine
ve
el iisine ilk kez gerekten bakip,
her ikisini
de
incelemeye almasmm zerinden ancak bir yzyil
gemigtir. Byk gairler, Yunanh Hesiod
(M..
6. yzyil)
ve
500
y11
sonra
Romah Virgil, iftilik hakkinda piirler sylemiglerdir.
Bunlar hl gelmig gemig
en
gzel giirler arasindadir. Ama
ne
bu
giirlere
konu
olan iftligin
ne
de
iftilerin gerekle uzaktan
yakmdan bir .benzerligi
vardtr.
Ne Hesiod
ne
de
Virgil ellerine
bir kez
oisun orak almig,
koyun
otlatmig,
veya
bu igi
yapan
in-
sanlari seyretmig
kipilerdir. Virgil'den 1900 yil
sonra,
el
iiligi
ve
el
iileri hakkmda
yazan
Karl Marx daburlari hi seyretme-
mig,
bir kez
olsun
bir
makineye
dokunmamigtir.
Bunlari
ilk
ya-
pan,
yanince el iisi
olarak
ahyip
sonra
el
iiligini etd eden
Frederick
Winslow
Taylor
(1856-1915)
olmustur.
Yaz1htarih
boyunca
-
hatta herhangi bir tarih yazilmadan
ok nce
-
bugn
"verimlilik"
dedigimiz
(bu
deyim
ancak
151
50yilhktir)
geyde, elbette
srekli ilerlemeler
olmuqtur. Ama
bunlar yeni
aletler
gibi, yeni metotlarm, yeni teknolojinin
sonucudur;
ekonomistlerin
"sermaye"
dedikleri geydeki
ilerlemelerdir. Asirlar boyunca ekonomistlerin
"iilik"
dedigi
ii
verimliliginde
pek
az
ilerleme
olmuqtur.
ile-
rin ancak
daha
sikt
veya
daha
uzun
sre ahyarak daha
fazla
retebilecekleri,
tarihboyuncakabul edilen
bir
ger-
ek
olmuytur.
19. yzytl
ekonomistleri
de
bugnkler gibi
birok konuda
uyugamamiglardir.
Fakat Karl
Marx'tan
David Ricardo'ya
(1772-1823)
kadar hepsinin
ayni
fikir-
de
oldugu
bir
konu
vardir:
iilerin hnerleri arasinda
muazzam
farklar
bulunmaktadir; fakat verimlilik
aism-
dan
aligkanla tembel,
ya
da
fizik olarak
kuvvetli
ve
zayif
olanlar
arasmdaki
farktan
te hi
fark
yoktur. Verimlilik
meveut degildir. Hl,
birok
agdag
ekonomi
teorisinde,
rnegin, Keynes'in teorisinde
ve Avusturya Ekol'nde de
denklemin bir
parasi
olmaylp
"dig
faktr"dr.
Taylor
igi ilk
incelemeye
bagladiktan
sonra, on
yll
iinde, el
iisinin
verimliligi
dahance grlmemig gekilde
artmaya bag-
ladi. O
zamandan
beri
srekli olarak
ylllik bilegik
%
3-3,5 htzla
ykselmektedir
ki budaTaylor'dan
sonra
elli misti
artig
oldugu-
nu
gstermektedir. 20. yzyilm
tm
sosyal
ve
ekonomik
kazan-
Iart bu
bagariya
dayahdir. El iisinin verimliligi
bugn
"gelig-
mig"
ekonomi dedigimiz olguyu
yaratti.
Taylor'dan
nce
byle
bir
yey
yoktu,
tm
ekonomiler
aym
derecede
"geligmemig"ti.
Bugn gellymemig
bir
ekonomi
-
hatta
"geligmekte
olan"
bir
eko-
nomi
henz-en
azmdan
henz
-
el
iisini
verimli
kilamamigbir
ekonomidir.
El
sisinin
Verimliliinin
lkeleri
Taylor'm prensipleri aldatict
derecedebasit grnmektedir.
152
El iisini
verimli
kdmada
ilk
adim
ige
bakmak
ve
igi olug-
turan
harelletleri analiz etmektir.
kinci
adim
her hareketi,
gerektirdigi fiziksel
eforu
ve
kapsadig1
sreyi kaydetmek-
tir. Daha
sonra
gerekli olmayan hareketier
elimine
edilebi-
lir.
Sonra,
bitmig
rnn
elde
edilmesinde
gerekli olan
ha-
reketterin
her biri,
en
basit
gekilde;
en
kolay yekilde,
en az
gc
ve
zamam
gerektirecek gekilde
ayarlanir. Bu hare-
ketter
tekrar
bir
"ig'e
bagh
olarak, yani
mantikli
bir
gekil-
de
straya
konur. Son
olarak hareketleri
yapmaya
yarayan
aletler yeniden
tasarlamr. Bugn
belki bin
ylliardir kulla-
n11an
aletlerin
yanh;
oldugunu
gryoruz. rnegin
Tay-
lor'in inceledigi ilk
i;
olan dkmhanede
kum
tayinan
k-
rekte
durum bu
idi. Kregin
gekli, boyutlart
ve
sapi
yanhy-
ti.
Aynt
gey
cerrahi aletler iin de geerliydi.
Taylor'm prensipleri
aik
grnmektedir. e
yarar
metotlar
her zaman
yledir. Bu
metotlari
bulmak iin Taylor'm yirmi y11
boyunca deney yapmasi
gerekmigtir.
Son
yzyilda
sayisiz
degigiklik
ve
dzeitme yapilmigtir. Me-
todun ismi
bile yzyil iinde
degigmigtir. Taylor
metoduna "
analizi"
veya
"
ynetimi" demigtir.
Yirmi yll
sonra
bu,
"Bilim-
sel Ynetim"
olarak yeniden
isimlendirilmigtir.Biryirmi
yll
daha
getikten
sonra,
H. Dnya
Savagi'nm
ardindan, ABD
ve
J apon-
ya'da Endstri
Mhendisligi,
Almanya'da
"Rasyonelleytirme"
olarak
bilinmeye
baglanmigtir.
Birinin
metodunun Taylor't
reddettigini
ya
da
onun
yerini
aldtimi
sytemek
hemen
hemen
standart "Halkla
ligkiler"dir.
Taylor'in
metodunu
bu
kadar gI kilan
yey,
aym
zamanda
onun
ragbet
grmemesine de
neden olmug-
tur.
Taylor'm ige
baktigt
zaman
grdkleri,
Hesiod
ve
Vir-
gil'den Karl Marx'a
kadar
gair
ve
filozoflarmi;
hakkmda
syledikleri her
yeyi bozmuytur.
Hepsi
"beceriyi"
kutsa-
153
miglard1r.Taylor,
el
iiliginde
bylebir geyin olmadigim
gstermigtir.
Sadece basit, tekrarlanan
harekeller vardir.
Bunlari
verimli
yapan
"bilgi"dir,
yani
basit, maharet
ge-
rektirmeyen
hareketlerin dzenleni
ve
yapilig
yntemi-
dir. Taylorbilgiyi igeuygulayan
ilk insandir.
Bu
aym
zartlanda
Taylor'a
zamamn
ii sendikalarinm,
inkr
edilemez
dgmanligim
dakazandirmigtir.
Bu sendi-
kalarmhepsi
zanaatm
sirrma ve
bu konudaki tekellerine
dayan1yordu.Bundan
da te, Taylor iilere,
girdilerine-
yani
rnegin aligma saatlerine
gre
-degil,
1ktdarma
-
yani verimliliklerine-
gre cret denmesi
gerektigini
sa-
vunmutur. Bu, ii
sendikasi
iinbir
aforoz
nedenidir.
Tay-
lor'migi bir seri
operasyon
olarak
tanimlamasi
da, kendisi
hi
elle
i;
yapmamig
kipiler;
gair
ve
filozoflarm
torunlan,
aydmlar
ve
entelekteller;
tarafindan reddedilmesini
b-
yk
lde
aiklamaktadar.
Taylor iginromantizmini
boz-
mug, onu
"asil
bir beceri"
olmaktan
ikarip,
basitbir hare-
ketler serisine
dngtrmgtr.
Ancak,
son
yzyil
boyunca
elle
aliganlarm verimliligini
-ve
beraberindecretlerini-
artirmakta
en
ufak
baarisi olan
her
me-
tot,
n
ayak
olanlar Taylor'la
farklar1m
ne
kadar yksek
sesle
ifade
ederse
etsinler, Taylor'm
prensiplerini
esas
alm19tir.
Bu
"igin
bytlmesi",
"igin
zenginleptirilmesi"
ve
"i;
rotasyonu" iin
de
dogrudur
ve
bunlarmhepsi deiininyorgunlngunu
azaltmak
ve
bylece verimliligini
art1tmak
iin Taylor'mmetotlarin1
kulla-
mrlar.
Buna
en
iyi
rnek,
W.
Edward Deming'in
(1900-1993)
"Toplam
Kalite Ynetimi'dir".
Deming'in
yaptagi
-ve
Top-
lamKalite
Ynetimi'ni etkili kilan
-
gey,
igi tipki Taylor'm
yaptigt
gibi
analiz etmek
ve
dzenlemektir. Fakat
daha
sonra
Deming, 1940'larda,
Taylor'm
lmnden
on
yll
154
sonra
geligtirilmig olan, istatistiksel teoriyi
esas
alan
Kali-
te
Kontrol' ilave etmigtir. Sonuta 1970'lerde Deming,
Taylor'm saniye ler saati
ve
hareketli resimlerinin yeri-
ne
kapah devre televizyonu
ve
bilgisayar taklidini
koy-
mustur.
Fakat Deming'in Kalite Kontrol Analizeileri Tay-
lor'm
Randiman
Mhendislerinin
yansimasi ve
uzantisi-
dir
Taylor'1n
tm
sm1rlamalari
ve
kusurlarina
ragmen,
hibirAme-
rikah, hatta Henry
Ford
(1863-1947)
bile
onun
biraktigi
etkiyi
bi-
rakmamigtir. "Bilimsel Ynetim"
(ve
onun
devami
"Endstri M-
hendisligi")
dnyaya
en
ok yayilan Amerikan Felsefesi
olmuytur
-
hatta
Anayasa
ve
Federal Tebligler'den bile
daha
yaygiudir. Son
yzyilda dnyada
Taylor'in
felsefesiyle
rekabet
edebilecek tek fel-
sefe
olmugtur:
Marksizm. Sonunda Taylor Marx'a galip gelmigtir.
Birinci Dnya
Savagi'nda Bilimsel Ynetim ABD'de Ford'un
Taylor
esasl1
montaj hatti ile
birlikte yayilmigtir
1920'lerde Bi-
limsel
Ynetim Bati
Avrupa'da yayilmig
ve
J aponya'da benim-
senmeye
baglamigttr.
IL Dnya
Savagi'nda
hem
Almanya'nm
hem
deAmerika'nin
baarisi drste
sylemek gerekirse Taylor'in prensiplerinin
Egitim'e
uygulanmasma
dayamyordu.
Alman Generaller, L Dn-
ya
Savay1'm
kaybettikten
sonra
"Rasyonalizasyon"a getiler, yani
Taylor'in
Bilimsel Ynetimini askeri
iglereve
askeri
egitime
uyguladilar.
Bu Hitler'in,
iktidara
gelmesiyle 1939 ylli
arasmda-
ki
alti yil gibi
kisa
srede dnyamn
en
nde gelen
sava;
makine-
sini
yaratmasma
imkn
verdi.
ABD'de,
aym
pre1isipler,
nce I.
Dnya Savagi'ndadeneme
amaciyla,
sonra
II. DnyaSavagi'nda
tam
gcyle endstriyel iy gcnn
egitimine uygulandi. Bu,
-
ABD'nin
niformali erkek
nfusu
oranmm
Almanlara gre daha
byk
olmasma, dolayistyla
endstriyel retime
katilmamalari-
na
ragmen- Amerikahlarin retimde Almanlardan
dahastn
ol-
155
malaruu sagladi.
Egitim-esasl1Bilimsel
Ynetim
Amerikan
sivil
iggcne,
Hitler'in Almanya's1
ve
Hitler'in
tahakkm altindaki
Avrupa'dakiiyilere
gre
-
kat
olmasa
bile-
iki
misli verimlitik
sagladi. Bilimsel
YnetimABD'ye
hem
sava;
alaninda
Alman-
lar
ve
J aponlardan
sayica
stn
olma
hemde
retimde
her ikisini
defersahfersah
geme
kapasitesi verdi.
1950'den
beri,
Bati Dnyasi
divindaki ekonomik
geligme,
II. Dnya
Savagi'nda ABD'nin
yaptigim
kopya
etmeye,
yani Bilimsel Ynetim'in el
iisinin verimli
olmasi
iin
uygulanmasma
dayanmiytir.
Daha
nceki
tm ekonomik
geligme
teknolojik
yeniliklere
dayanmigti.
Bagta
J aponya
olmak
zere,
kinciDnya
Savagi'ndan
sonra
geligen
Ba-
till olmayan
lkeler,
teknolojik
yenilikterden ekindiler.
Onun
yerine,
ABD'nin kinciDnya
Savagtstrasmda
Tay-
lor'in prensiplerine
dayanarak
geligtirdigi
Egitim'i
ithal
ettiler
ve
hemen
hemen bir
gecede,
o zamana kadar bece-
riden
uzak
grnen endstri
ncesi iggcn verimlilige
ulagtirddar.
(rnegin,
J aponya'da
ahyan nfusun
hemen
te
ikisi, 1950'de
hltopraga
bagimliydt
ve
pirin
yetig-
tirmekten
baykabir
i;
bilmiyordu.)
Yksek verimlilige
ula-
gildigi
halde,
bu yeni
iggcnebir
on
yrl
daha
endstri
ncesi cretler dendi.
Bylece
J aponya,
Kore, Tayvan
ve
Singapur gibi lkeler,
geligmiglkelerie
aym
rnferi,
on-
lann iyilik maliyetlerinin
ok altmda
rettiler.
El
isininVerimliliginin
Gelecegt
Taylor'm
yaklagum
imalattael iiligi
iintasarlanmig
ve
nce
sadece
buna uygulanmigti.
Fakat bunun
kapsami,
geleneksel
si-
mrlar iinde
bile,
ok
bykt. Hl da, el iiliginin,
zellikle
imalattaki el
ipiliginin
sosyal
ve
ekonomik
byme
sektr
ol-
156
dugu, byk
lde egitimsiz
ve
vasifsiz
gen
nfusa sahip
n-
c Dnya lkelerinde
dzenleyici prensip,
Taylor'in
bu
prensibi
olacaktir.
Ancak,
bublmdedaha
sonra
anlatilacag1 gibi,
byk
mik-
tarda bilgiye dayali iq
-ok
ileri
dzeyde,
tamamen teorik bilgi
gerektiren igler
de
dahil-
el
iglerini dekapsamaktadir.
Geligmig
lkelerde,
Incadele
merkezi artik
el
iiligini
ve-
rimli
kilmak degildir
-artik
bunun
nasil yapilacag1m
biliyoruz.
Mcadele merkezi,
bilgi igilerini
verimli kilmak
olacaktir.
Bilgi
iileri
her
geligmig lkenin iggcnde
hizla
en
byk tek
grup
olma yolundadir.
Simdiden
ABD'nin
iggcnnbegte ikisini, di-
ger
geligmig lkelerin
iggchnnhenz
kk olan
fakat
hizla
byyen
oranmi
olugturmaktadir.
Hepsinden
te, geligmig eko-
nomilerin
gelecekte ayakta
kalabilmesi
ve
gelecekteki zenginligi
giderek artan
biimde
onlarm
verimliligine
dayanacaktir.
II
Bilgi yisininVerimliligi Hakkmda Ne Biliyoruz
Bilgi
iyisinin
verimliligi
zerinde ahymalar yeni
baglamig-
tir.
Bilgi iisi
verimliligi
aasmdan
bugn,
2000 yilmda, el
ii-
ligininyz y11nce, 1900'lerde oldugu yerdeyiz.
Ama gimdiden,
bilgi
iisi
verimliligi
hakkmda,
o
zamanlar el
iisi
hakkmda
bildigimizden kesinlikle
ok
fazlasmi
biliyoruz. Yamtlarm
bir-
ogunubile
biliyoruz.
Ancak,
ayni
zamanda,
daha
yanitlarim
bil-
medigimiz,
hemen
zerinde ahymaya
koyulmam1zgereken
so-
runlari
dabiliyoruz.
Bilgi isininVerimliligini ALTI temel
faktr
belirler.
1.Bilgi
iisinin
verimliligi
"Grev
nedir?"
sorusunu sor-
mam1zi
ister.
157
2.Bilgi iisinin verimliligi
kendi
verimliliginin
sorumlu-
lugunu
kendizerineyklememizi ister. Bilgi iileri ken-
dilerini ynetmek
zorundadirlar.
zerklikleriolmak
zo-
rundadir.
3.Srekli
yenilik,
bilgiiisinin iginin, grevinin
vesorum-
lulugunun bir
parasidir.
4.Bilgi igi, bilgi iisi
tarafindan
srekli
grenmeyi,
ama
aym
derecede srekli gretmeyi gerektirir.
5.Bilgi
iisinin
verimliligi
sadece ikti miktanyla
ilgilen-
mez.
Kalite
de
en az
o
kadar nemlidir.
6.Son
olarak,
bilgi iisinin verimliligi,
bilgi iisine
"ma-
liyet"ten ziyade
"varlik"
olarak
bakt1masmi
-ve
davra-
mimasim-
gerektirir, Bilgi iisinin
kurumiin
aligma-
yi,
tm diger
firsatlara
tercih
etmesini
gerektirir.
Bu gerekliliklerin
her
biri
-belki
sonuncu
hari-
el iisinin
ve-
rimliligini
artirmak iin gerekenlerin
hemenhemen
tam
ziddidir.
El
iiliginde,
elbette, rnegin kalitenin denemi vardir.
Ama
kalitenin yoklugu
bir kisitlamadtr. Minimumbir kalitestandar-
duim
olmasi
gerekir. 20. yzytl
statistik
Teorisi'nin el
iiligine
uygulanmast olan,
Toplam Kalite Ynetimi'nin
bagarist, bu
mi-
nimum standardin
altma
inen
retimi
tamamen
elimine edemese
de
kesmekabiliyetidir.
Ancak
bilgi
iginin ogunda, kalite asgari
bir
part ve
k1sitlama
degildir. Kalite iktmm zdr, Bir gretmenin performansma
karar
verirken, sinifmda
ka
grenci oldugunu
sormay1z.
Ka
grencinin
bir geyler grendigini
sorariz;
bubir
kalite
sorusudur.
Bir
tip laboratuvarium
performansini
degerlendirirkenmakine-
lerinden
ka deney getigi, ka
deney
sonucunun
geerli
ve
g-
venilir oldugu
sorusu
yanmda
olduka
tali
bir sorudur.
Bu
nedenle
bilgi igi nce kaliteyi hedeflemelidir.
Minimumu
degil,
maksimum olmasa
bile
optimum
kaliteyi hedeflemelidir.
Ancak
o zaman
"inhacmi,
miktari nedir7"
diye
sorulabilir.
158
Bu
sadecebilgi iisini
verimli
k11makiin
igemiktardan
ok
kalite
a1smdan
yaklagmamiz demek degildir.
Bu, kaliteyi
tanim-
lamayi grenmemiz
gerekecek
demektir,
Grev
nedir?
Bilgi I;isi Verimliliginde
en
nemli
soru
birinci
sorudur.
G-
REV
NEDR?
Bu
ayni
zamanda
el iisi verimliliginden
en
fark-
h olan sorudur. El
igindekilit
soru
her
zaman $NASIL YAPIL-
MALIDIR? olmugtur. El
igindegrev her
zaman
belirIenmigtir.
El
iisinin
verimliligi
zerinde
ahyan
kipilerden
hibiri hibir
zaman
"El iisinin
ne
yapmasi
gerekmektedir?"
diye
sormamig-
tir.
Sorulari sadece,
"El
iisi igini
en
iyi nasil yapar?" geklinde
olmuytur.
Bu Frederick
W. Taylor'm
Bilimsel Ynetim'inde oldugu
kadar Sears Roebuck'takiler
ve
ilk
montaj
hattmi kuran
Ford Motor Company
ileW.
Edward
Deming'in Toplam
Kalite
Kontrol
iin
de
geerlidir.
Oysa
bilgi iginde
kilit
soru
"Grev
nedir?"dir.
Bunun
bir
nedeni
gudur: Bilgi igi, el iginin aksine,
iiyi
programlamaz.
Otomobil
montaj hattmda
tekerlek takan
bir ii, bir hattan
araba
gasisinin
diger hattan tekerlegin
aym
zamanda
gelmesiyle
programlanmigtir. Tohumekmek
iin tarlayi sren ifti
telefona bakmak, bir toplant1ya
kat11mak
veya
not
yazmak
iirttraktrden
inmez. El
iili-
gindene
yapilmasi gerektigi
her
zaman
aiktir.
Fakat
bilgi iginde
grev iiyi programlamaz.
159
Hastanede
nemli bir kriz, rnegin bir hastanm
aniden
koma-
ya
girmesi,
elbette
bir
hempirenin grevini kontrol
eder
ve onu
programlar. Ama aksi
halde,
zamanim
hastanm yamnda
mi
yok-
sa
belgeleri
doldurarak
mi
geirecegi
byk
lde
hempirenin
kararmakalmigtir.
Mhendisler
bir
raporu
tekrar tekrar yazmak
zorunda olduklan iin,
bir toplantlya
katilmalan
gerektiginden
sik
sik
iglerini
birakmak
zorunda
kahrlar. Byk
magazadaki
sa-
ti;
elemamnm igi mgteriye
hizmet
etmek
ve
mgterinin
ilgilen-
digi
veya
ilgilenmesi
gereken
mah
sunmaktir. Bunun yerine,
sa-
tici
malm stokta
olup olmadigim,
ne zaman ve
nasil teslim edile-
bilecegini kontrol
etmek
gibi, verimliligine
hibir
yey
katmayan
iglerle
ok
fazla
zaman
harcar.
Bilgi iginde
bayarmmilkkogulu,bilgi iileriningreve kon-
santre olmalarmi
mmkn
kilmak
ve
bunun
digmdaher
yeyi
ola-
bildigince
elimine etmektir. Bu durumda
bilgi
iilerinin grev-
lerinin
ne
oldugunu
kendilerinin
tammlamalan gerekir.
Bundan dolayi bilgi iisinin
verimliligi
konusundaki
ahy-
ma,
iilerinkendilerine
qu
sorulari
sormalanyla
baglar:
Grevin
nedir?
Ne
olmalidir?
Senden
nasil
bir
katkebek-
lenmelidir? Grevini
yaparken
seni engelleyen
ve
elimi-
ne
edilmesi
gereken
gey
nedir?
Bilgi
iileri her
zaman
bu
sorulari
dgnmglerdir
ve yamt-
layabilirler.
Almakta olduklari cretin
karpthgini
gerekten
ve-
rebilmeleri
iin
iglerinin yeniden yap11andinlmasi,
zaman
ve
siki
ahyma gerektirir..Fakat sorulari sormak
ve
yanitlara
gre nlem
almak genellikle
bilgi
iisinin
verimini
en
kisasrede iki
ya
da

misline
ikarir.
Bir hastanede
hempirelere
sorular
sormana
sonucu
bu
ol-
mutu. Hempireler grevlerinin
ne
oldugu
konusunda
ok
160
farkh
fikirlere
sahiptirler.
Bir
grup
"hasta
bakimi" derken
digeri
"doktorlari
memnun
etmek"
diyordu.
Fakat
verim-
liliklerini
azaltan yeyler
konusunda
tamamen aym
fikirdey-
diler
-bunlara
"angaryalar"
diyorlardi:
kirtasiyeigleri;
i-
eklerin degerlendirilmesi;
telefonlara
ve
hasta
agri
zille-
rinebakmak
vb. Bunlarmbiroguhempire
olmayan
ve
hem-
girecretinin
altinda
bir
crete
ahyacak bir kat
grevlisi-
ne
devredebilirdi. Kattaki hempirelerin
verimliligi
hasta-
larm
yataklari baymda
geirdikleri zamanla
lIdgnde,
iki
mislinden
fazlaartti.
Byk boyutlara ulagan igten
ay-
rilma
olaylari
neredeyse
drt ay
iindetamamen
ortadan
kalkti.
Grev bir kez
tantmlandiktan
sonra,
gerekliliklerin aresine
bakilabilir. Bu dabilgi iilerinin
kendilerinin
yapabilecekleri bir
yeydir.
Bunlar:
1.Bilgi iqisinin kendi katkisina
iligkin
sorumlulugudur.
Bil-
gi iisinin
kalite
ve
kantite
ile
ilgili
olarak;
zaman vema-
liyet
konusunda
neden
sorumlu tutulmasi
gerektigine
dair
karardir. Bilgi
iisinin
zerkliginin olmasi gerekir; buda
sorumlulugu
gerektirir.
2.Srekli yenilik
bilgi
iisininigine
dahil
olmak
zorunda-
dir.
3.Srekli grenme ve
srekli gretme iginiinde
olmahdir.
Ama bilgi-iisi
verimliliginde
baghca
gereklilik
hl
yerine
getirilmeyi beklemektedir.
Su
soruya yanit
vermeliyiz.
Kalite
nedir?
Bilgi iglerininbazilarmda
-zellikle
ok yksek dzeyde
bil-
161
gi gerektiren
bazi iglerde-
kaliteyi
zaten
leriz.
Operatrlerin
zellikle
meslektaglarmca,
zor ve
tehlikeli
prosedrlerdeki
baga-
ri
oranlarlyla
-rnegin
aik
kalp
ameliyatt
geiren
hastalarm
ya-
Sama
oran1 veya
ortopedik
ameliyat
geiren hastalarm
tam iyi-
legmeorantariyla-
degerlendirilmelerine
ahvilmigttr.
Ancak gim-
diyekadar
bilgi iIerininbirogununkalitesi
hakkindalmden
ziyade
yargilar
dikkate
almm19tir.
Ancak asil
sorun
kaliteyi
l-
mek
degildir.
Grevin
ne
oldugu
ve ne
olmasi
gerektigini
tamm-
lamaktir,
nk
bu
konuda ciddi
uyumsuzluklar
vardir.
Bildigim
en
iyi rnek Amerikan
okuludur. Herkesin
bil-
digi gibi
Amerika
gehir merkezierinde
kamu
okullari
fela-
ket yerleri haline gelmigtir.
Fakat bunlarm
yamnda
-aym
yerde
ve aym
tr ocuklara
hizmet
veren-
zel
(ogu
Hi-
ristiyan)
okullar
vardir
ki buradadahaiyi davramr
ve
daha
lyi
grenitler.
Bu byk
kalitefarklarim aiklayacak
son-
suz
speklasyon vardir.
Fakat
nemli bir
neden,
kuykusuz,
bu iki tr
okulun
grevlerini
farkh
tammlamasidir.
Tipik
kamu okulu
grevini
"imknlarikit
olantara
yardim etmek"
olarak
tammlar; tipik Hiristiyan
Okulu
(zellikle
Katolik
Kilisesi
Cemaat Okullari)
ise
grevlerini
"grenmek
iste-
yenlerin,
grenmelerine imkn
vermek" geklinde
tanimla-
maktadir.
Bundan
dolayi biri skolastik
ba
arisizhklarla,
digeri skolastik
bagarilarlaynetilmektedir
Buna
benzer bagka
bir durum:
Baylica ila yirketlerin-
denikisinin
aragtirma
departmanlar1
tamam1yla farkh
so-
nular
almiglardir;
nk
iglerini farkh
tammlamiglardir.
Biri igini
bagarisizolmamak;
yerlegmig
pazarlarda
mevcut
rnlerle kk fakat
kestirilebilir geligmelerle,
dzenli
olarak ahymak
geklinde
tanimlamaktadir.
Digeri
igini
"hamleler"
retmek
ve
dolayisiyla risk almak
olarak
ta-
mmlar.
Her ikisi de
-kendilerince,
kendi
st
yntemlerince
ve
digaridan
analiz edenlerce- olduka
ba
anli
sayilmak-
162
tadir. Fakat her biri olduka farkh ahqmakta, kendi
ve-
rimliligi
ile aragtirma
uzmanlarmm verimliligini olduka
farkh tanimlamaktadir.
Bilgi
igindekaliteyi
tammlamak
ve tammi bilgi iisinin
ve-
rimliligine dngtrmek,bu
nedenle,
byklde
grevi
tamm-
lama
sorunudur.
Belli
bir
kurum
ve
belli bir faaliyet iin
"sonu-
lartn"
ne
olduguna dait,
zor,
riskli
ve
her
zaman
tartigilabilir
tani-
mm
yapilmasmi
zorunlu
kilar. Bu nedente, gerekten nasil
yapi-
lacagmi biliyoruz.
Yine de, bu
soru
birok kurumve
bilgi
iqisi
iin ok yenidir. Yanit
vermek
iin
mcadele
etmek
gerekir.
Sabit Serniaye
Olarak Bilgi
yisi
El iisi
verimliligi
ile bilgi
iisi
verimliligi arasindaki
fark
kendi
ekonomileri
digtuda
bagka
hibir
alanda
bu
kadar
fazia de-
gildir.
Ekonomik teori
ve
pek ok i;
uygulamasi
el
igilerini ma-
liyet
olarak
grr.
Verimli olabilmek iin bilgi
iyilerinin
sabit
sermaye
olarak dgnlmesi gerekir,
Maliyetlerin kontrol edilip azaltilmasi
gerekir.
Varhklar
ise
bytlmelidir.
Elbette,
el
iilerini
ynetirken, ii degigiminin, yani ii-
yi
kaybetmenin,
ok
pahahya
mal
oldugunu
olduka
a-
buk
grendik. Bilindigi gibi, Ford Motor Company 1
Ocak
1914'te usta iilerin gnlgn
seksen
sentten beydolara
ikardi. Bunu
yapti
nk, iyi
degigimi
o
kadar
fazlaydi
ki ii
maliyetleri
igi
engelleyecek
kadar yksekti; 10.000
kipiyi iytetutabilmek
iin
60.000 kipiyi
ige
almak
gereki-
yordu. Yine de
herkes, Henry Ford'un kendisi bile
(nce-
leri buartia
yiddetle karvi ikmtyti) yksek cretierin gir-
ketkrunbyk
lde
azaltacagma emindi.
Oysa, ilk yll-
163
da, kr hemen hemen ikiye
katlandi. Gndebe;
dolar alan
hibir
ii igten
aynlmadi.
Ford Motor
Sirketi'nde
ige
alin-
mak
iin bekleyenler
kuyrugagirdi.
Ama, degigme, yeniden
igealma,
ve tutma
vb. maliyetler
di-
mda
da
el
iisi hl
maliyet
unsuru
olarak grlmektedir.
Bu,
J aponya'da
bile,
-mr
boyu
i;
verme konusuna
ve
"sadik"
de-
vamli
iggctesisine verilen neme ragmen-
byledir.Birka is-
tisna
"ok
usta kipi" digmdael iilerinin
ayni
oldugu
varsaythr.
Bu, bilgi igi
iin
kesinlikle
dogrudegildir.
El
igiliginde
ahyanlar retim unsurlarina
sahip degildiler.
ok
degerli
deneyimlere
sahip olsalar
da, bu deneyimler yalniz-
ca
aligtiklari yerlerde degerlidir. Bagka
yere
tagmamaz.
Oysa bi1gi iisi retim unsurlarina sahiptir.
Kafasmdaki
bil-
gi
tamamen
tayinabilir niteliktedir
ve
mthig
bir
sabit
sermaye-
dir. Bilgi iileri retim
unsurlari
kendiferine ait
oldugu iin,
ha-
reketlidirler.
El iilerinin ige, iginonIara oldugundan daha
fazla
gereksinimi
vardir.
Organizasyonun
bilgi iilerine,
bilgi iile-
rinin
ona
duydugu
ihtiyatan
daha fazia ihtiya duydugu
her
za-
man
dogru
olmayabilir;
ama
bu
ogunlukla
her iki tarafm birbiri-
ne
egit
derecede ihtiya duydugu
sembiyotik
bir
iligkidir.
Ynetimin grevi idaresi altmdaki kurumun varhklarint
ko-
rumaktir.
Bu,
bir bilgi
iisinin
bilgisi
varlik oldugunda
ve
gide-
rek,
kurumun
ana
varhgi
haline geldiginde
ne
antama
gelir? Bu
personel politikasi iin
ne
demektir? En ok
reten bilgi
iyileri-
ni cezbetmek
ve
tutmak iin
ne
gerekir? retimlerini
artirmak
ve
artan
verimliliklerini
kurumun performans kapasitesine
dng-
trmek iin
ne
gerekmektedir?
III
Teknoloji Uzmanlan
Simdiye
kadar
bilgi igiyle ugraan
bilgi iilerinin verimlili-
164
gini
tartigtik. Oysa ok byk
sayida
bilgi
iisi her ikisini de
yapmakta, hem kafasiyla
hem
de
eliyle
abgmaktadir. Bunlara
ben
teknoloji
uzmanlari
diyorum.
Bu
grup
bilgiyi
en
st dzeyde
uygulayan
kipilerden
oluqur.
Beyin aneverizmasmi beyinkanamasi
olmadan
dzeltmek
iin ameliyata hazirlanan
operatrler,
kesmeden nce
sa-
atlerce
inceleme
yaparlar;
bust dzeydeuzmanlagungbilgi
igidir. Yine
operasyon
sirasinda
ve
yine
en
st dzeyde,
teorik
bilgi
ve
karar
gerektiren, beklenmeyen bir kompli-
kasyon
ikabilir. Zaten
ameliyatm
kendisi hizm, dikkatin,
tekdzeligin nemli
oldugu,
tekrarlamali, operasyonlardan
olugan
el igidir. Bu
operasyonlar,
Taylor'in
ilk
fabrika igi
iin
geligtirdigi
metotlarla,
elle
yapilan
herhangi bir is gibi
incelenmig,
dzentenmig,
grenilmig
ve
uygulanmigtir.
Fakat
bu
teknoloji
uzmaniari grubunda i; bilgisi greceli
ola-
rak
ikincil
olan
birok
kigi
daha vardir. (Bu
her
zaman
ok nem-
li
olmayabilir.)
Dosya
memurunun
-ve
souralari
onun
yerini alan
bilgisa-
yar
operatrnn-igi,
hibir deneyimin gretemeyecegi
alfabe
bilgisini
gerektirir. Bu bilgi
elle yapilan bir igink-
k
bir
parasidir. Fakat temeldir
ve
kesinlikle ok
nem-
lidir.
Teknoloji
uzmanlart
bilgi
iilerinin
en
byk tek grubu ola-
bilirler.
Aym
zamanda
en
hizli byyen
grup
da
olabilirler. Bu
grup
saglik koruma ahyanlarmin
bykbirkisnum-
laboratuvar
teknisyenlerini;
rehabilitasyon
teknisyenlerini; rntgen,
ultrason,
MR teknisyenlerini
-iine
ahr. Dig
hekimlerini
ve
tm
dighekim-
ligi destek
personelinikapsar. Otomobil tamircileri, her eyit
ona-
rimve
tesisat ustalari bu gruba girer. Teknoloji uzmanlari 19.
ve
20. yzy1lmusta iilerinin
gerek
halefleridir.
165
Teknoloji uzmanlan
ayni
zamanda geligmig lkelerin
gerek
ve uzun
sreli rekabet avantajma sahip
olduklan bir
gruptur.
Gerekstn
bilgi sz konusu
oldugenda artik
hibir lke
19. yzy11da
Almanya'nm
niversitesi
sayesinde
liderlik
ettigi
biimdeliderlik
edemez. Teoriyle
ugraan
doktorlar;
matematikiler, ekonomistler
ve
benzerleri
arasmda
"mil-
liyet"
yoktur. Herhangi
bir lke, olduka
dgk
maliyetle,
nemli sayida
bilimadami
egitebilir.
rnegin, Hindistan,
fakirligine
ragmen olduka ok say1da
birinci smif
doktor
ve
birinci smif
bilgisayar
programcisi
yetigtirmigtir.
Ayni
gekilde
(bu
blmdedahance anlatildigt gibi) el
iiligi
verimliliginin
de
"milliyeti"
yoktur. Bilimsel
Ynetim'e
dayah
egitim,
btn
lkeleri,
bir gecede,
en
geligmig lke,
endstri
veya
girketin el
iisi
verimliligine
ulaabilir
hale
getirdi..
Sadece, teknoloji
uzmanlarmm
gretiminde
ge-
ligmiglkelerin
hlnemli
bir
rekabet
yam
vardir
ve
ge-
lecektedebir
sre
olacaktir.
ABD, gimdiye
kadar bu
avantaji
lke
apinda
yaygm
toplu-
luk okullari vasitasiyla gerekten geligtirmig tek lkedir. Toplu-
luk
okullari
(1920'lerden
baglayarak) hem
gerekli teorik bilgiye
hemde
el
becerisine
sahip
teknoloji
uzmanlarmin
grenimi
iin
tasarlanmigti. Elbette
bunun
altmda
hemAmerikan ekonomisi-
nin
byk verimlilik
avantaji
hem
de
neredeyse
bir gecede,
yeni
ve
farkh bir
endstri
yaratma konusundaki
Amerikanyetenegi
yatmaktadir.
Amerikan
topluluk
okuluna
benzer sistem gimdiye
kadar
hibir yerde grlmemigtir.
J aponlarm
nl
okul
sistemi
sadece el
igi
veya
sadece
bilgi igi iin
hazirlanmiginsanlar
yetigtirir. Teknoloji uzmanlar1 yetigtirecek ilk J apon
kuru-
munun
2003'te
faaliyete geecegi tahmin edilmektedir.
166
Alman irakhk sistemi
daha
danldr. 1830'larda bagla-
yan
bu sistem, Almanya'nm
imalatta
dnyanin nde giden
lkesi olmasmdaki
ana
faktrlerden
biridir. Fakat bu
sis-
tem, birinci
dereced'e el becerilerine odaklanmigtir
ve
teo-
rik
bilgiyenem
vermemigtir
-hl
da
buna
devam
etmek-
tedir.
Fakat
diger
geligmig lkelerin ABD'yi olduka
hizla
yakala-
malan
beklenmelidir. Bununla
beraber,
"yeni
ortaya
ikan" l-
keler
veya
"nc
Dnya" lkeleri onlarca y11geride
kalmig
gibidirler. Bu kismen
teknoloji
nzmanlari egitiminin
pahah
ol-
masmdan,
kismen
debu lkelerde okumuglarm
el
iiligine
-hor
grmeseler bile-
tepeden
bakmalarindandir.
Hl, "Bu igi
hizmet-
iler yapar" geklinde
yaygm
bir tavar
vardir. Ancak, geligmig l-
kelerde
-en
ok ABD'de- imalattan retime getike gittike
ar-
tan
sayida
el
iisi,
teknoloji
uzmanlari
haline
gelecektir. Bilgi
iisinin
verimliligini artmrken,
teknoloji
uzmanlanmn verimli-
ligini
artirmak
bu
yzden byk lde nceligi hak
etmektedir.
Bu ig,
-yetmig
y1hagkmbir sre nce,
Amerikan Telefon
$ir-
keti (AT&T)
tarafmdan,
ev ve
binalara telefon
baglayan, bakimi
yapan
teknisyenler tarafmdan
yapilmigti.
1920'lerin baginda telefon pirketinin
digmda
ve
mgte-
rinin meknmda
ahyan teknisyenler,
maliyetleri
art1ran
baghca
merkez, mgteri
memnuniyetsizligi
ve
mutsuzlu-
gunun
temel nedeni
olmuglardt.
ABD
ve
Kanada'mn
baza
yerlerinde telefonhizmetinde
o zaman
monopol
durumun-
da
olan
AT&T'nin,
(1920-1925'e
kadar) igin telefonlarin
baglanmastbakun,
onarim ve
nakli
olmadigim
fark
etmesi
iin begyil gerekmigtir. Asd
is,
memnun
olmuy mgteriler
yaratmakti. Ondan
sonra
igi
organize
etmek olduka kolay
oldu.
Bu, nce
teknisyenlerin kendilerinin
"memnuniyet"i
tammlamalari gerektigi anlamina
geliyordu. Sonra bu in-
167
sanlara
byk
lde teorik bilgi gretildi. O gnlerde,
teknisyenlerin ancak
birka1
alti yildan fazla
okul
egitimi
almigt1. Bir telefonun
nasil
aligtigim
anlamalari
gereki-
yordu. Bir galterin nasil igledigini
anlamalari
gerekiyordu.
Telefon sisteminin
nasil
aligtigim
anlamalan
gerekiyor-
du. Bu
insanlar
nitelikii
mhendisler
veya
beceri sahibi
ustalar
degillerdi.
Fakat beklenmeyen
sorunlari
teghis ede-
bilmek
ve
stesinden gelebilmek
iin
yeterli
elektronik
bilgisine
sahip olmalari gerekiyordu. Daha
sonra
tekrarla-
nan
el operasyonlarmda
ya
da
"tek
dogru
yol"da, yani Bi-
limsel Ynetim
metotlarmda egitildiler.
Kararlar1, yanibir
telefonun sisteme nasil
baglanacagini,belli
bir
ev
veya
bro
iin
en uygun
telefonun
ve
hizmetin
ne
olduguna
iligkin
kararlari onlar
verdiler.
Servis
elemam
olmaya
ek olarak
satig
elemam
da
olmalart gerekiyordu.
Sonunda, telefon girketi kaliteyi tammlama sorunnyla
kar11agt1.Teknoloji
uzmam
kendi
bayma ahymak
zorun-
daydi. Kontrol
edilemiyordu.
Bu yzden kaliteyi kendisi
tammlamak
ve
mgteriye
gtrmek durumundaydt. Bu
ya-
mtlanmcaya
kadar
birka
yll
daha
geti. nceleritelefon
girketi bunun mfettiplerinin yapilan
iglerden
rnekleri
-
belki her 20'nci
veya
30'uncu igi- kalite ynnden kontrol
etmeleri
anlamina geldigini
dgnd.Kisa
zamanda,
hem
hizmeti
yapanlar1
hemde
mgteriyi rahatsiz ettigi
iinbu-
nun
yanlig
biryntem
oldugu anlagildi. Bukez telefon gir-
keti kaliteyi
"hi
gikyet olmamasi"
diye
tammladi. Kisa
zamanda
sadece,
hizmetten ok
mutsuz
olan
mgterilerin
gikyet ettigini anladi.
O
zaman
kaliteyi
"olumiu
mgteri
memnuniyeti" olarak tekrar tammlamak
zorunda
kaldi. Bu
dahizmet
verenin
kendisinin kaliteyi
kontrol
etmesi
-yani,
igi yaptiktan
bir hafta
ya
da
on
gn
sonra,
mgteriyi
ara-
yip,
yapilan iyten
memnun
olup olmadiklarmi
ve
kendile-
rini
memnun
etmek
iin bagka
neler yapabilecegini
sor-
masi-
anlamina
geliyordu.
168
Bu ilk rnegi
anlatirken zellikle
ok
ayrintiya girdim,
nk
bununlahem
bilgisi
hem
de
eli
ileahyan iiyi
randimanh
kilan

unsur
rneklenmektedir:
1.nce, "Grev
nedir?"
sorusuna
-ki
buherbilgi
iisini
ve-
rimli kilan
kilit
sorudur-
yamt
vardir. Bell Sistemi rne-
ginde
grldg gibi
bu
ok
aik
bir yanit
degildir. Bell
Sistemi'ndekilerin
grendigi gibi,
bununyamt1myalnizca
teknisyenierin
kendileri biliyordu.
Bunu teknisyenlere
so-
runcaya
kadar
yanhyhklar
iinde
srklenip
gittiler. Fakat
teknisyenlete
sorar sormaz,
yamt
yksek sesle
ve
aik ola-
rak geldi:
memnun
bir mgteri.
2.Sonra
teknisyenler
mgteriyi
memnun etme,
yani
ona
ka-
liteyi
gtrme
sorumlulugunu stlenmek zorunda kaldilar.
Bu
o
zaman
teknisyenin sahip olmasi gerekenuygun
bilgi-
yi
gsterdi. Ancak
o zaman,
igin
elle yapilan
kismi
el iisi
verimliligi
iin dzenlenebildi.
3.Hepsinden
te, bu
rnek
teknoloji
uzmanlarma bilgi
iisi
gibi
davranilmasi
gerektigini gstermektedir. in
elle
ya-
pilan kismi
ne
kadar nemli olursa
olsun,
hedef
teknoloji
uzmamm
bilgili,
sorumlu, verimli
bir
bilgi iisi
haline
getirmek olmahdir.
IV
Sistem
Olarak Bilgi
yi
Bilgi
iisinin
verimliligi
hemenher
zaman
igin yeniden
ya-
pilandirtlip
sistemin
bir
parasi
haline
getirilmesini gerektirir.
Bir rnek, toprak kaldirma makineleri gibi
byk
ve
pahalt donamma
verilen servistir. Eskiden
beri bu,
maki-
169
nelerin
yapimi ve
satimmdan
ayri ve
farkh
grlmgtr,
Fakat,
bu tr makinelerin
dnyadaki
en
byk reticisi,
Caterpillar
Company "Bize
ne
iin
cret deniyor?"
soru-
sunu
sordugunda
yanit
guydu: "Makine
iin degil. Bize
makinenin mgterinin
igyrinde
yaptiklari iin
cret de-
niyor.
Makinenin
ahymadigi
bir saat bilemgteriye
ma-
kineden daha
fazlaya
mal
olduguna
gre bu,
makinenin
iler
haldetutulmasi
demektir." Diger bir deyi
le"imiz
nedir?
'
sorusuna yanit "Hizmet" olmuytu.
Bu
fabrikadan
baglayarak
iglemlerin
tamamen yeniden
yapilandirilmasi-
na
yol ati, yle
ki mgteriye
srekli
iglerlik, amnda
ona-
run veya
degigtirme
garantisi verildi.
Genellikle
teknoloji
uzmam
olan
servis temsileisi
gerek
"karar
verici" oldu.
Diger bir rnek. Bir Orta-Bati
ABD
gehrinde, saytlari
25
civarmda
olan bir
grup
ortopedi operatr,
bir
"sistem"
kurdular;
ama en
kaliteli
igi retmek;
k1sith
ve
pahah kay-
naklar olan ameliyat
ve
ay11ma
odalarindan
en
iyi
gekilde
yararlanmak,
anestezi
uzmanlari
ya
da ameliyat
hempire-
leri gibi destek
elemanlarindan
en
iyi gekilde
yararlanmak,
tm
grup
ve gruptaki her
kigi iin
srekli
grenme
ve
iyte
srekli
yenilik saglamak.
Ve
nihayet,
maliyetleri asgariye
indirmek.Bu
operatrlerin
herbiti kendi iglerinin
tamkont-
roln elinde
tutuyor.
Bireysel olarak
hastamn
bulunmasi
ve
tedavisinden sorumlu.
Eskiden
beri
her operatr
ameli-
yatlari sabah erken saatlere
koyar. Bu
nedente,
ameliyat-
haneler ogu
zaman
bog
durmaktadir.
Grup,
ameliyathane
ve
ayllma odalarmm
kullanunmi tm
grup
iin
programh-
yor,
bylece bu
kit
ve
pahah kaynagin
gnde
on
saat
kul-
lanilmasini
sagliyor.
Grup
-yine
grup
olarak-
en
dgk
maliyetle
en
yksek
kaliteyi elde etmek
iin alet
ve
dona-
mmlarin
standart
hale getirilmesine karar vermig
durum-
da.
Son
olarak,
grup
sistemine
kalite
kontroldedahil etti.
Her

ayda
bir, operatr
diger
yelerin
yaptigi
her
ope-
170
rasyonu
-teghis;
ameliyat; ameliyat
sonrasi
bakim- incele-
mek zere
seiyorlar. Bunlar
daha
sonra
operatrle
oturup
performansim
tartiyorlar. yileytirmeye
gerek
grdkleri
yerlerde tavsiyelerde
bulunnyorlar.
ini
tatminkr bulma-
diklan
operatrn
gruptan
ayrilmasminerebiliyorlar.
Her
yll, bu
denetim
komitelerinin
uyguladiklan
kalite
standart-
lari, tm
grupla tartigiliyor
ve
ogu kez nemli derecede
ykseltiliyor.
Sonu
olarak, bu
grup
eskiden
yaptiginm drt
misli
fazla
i;
yapar
hale geldi. Maliyetleri%50
azaldi,
bu-
nun yarisi
ameliyathane
ve
aydma
odalarmin bogkalma-
masmdan;
yarisi
da
alet
ve
donanimstnandardizasyonun-
dan ileri geldi. Diz
ve omuz
ikiklarindaki
bagari
oranlari
ya
da
spor
yaralanmalarindaki iyileymeler gibi lulebilir
alanlarda
da sonular
byk
lde iyilegti.
Sonu
olarak bilgi lyisi
verimliligi
konusunda
ne
yapilacagt
byk lde biliniyor. Nasil yapilacagi da yle.
Peki Nasil
Baslamali?
Bilgi iilerini
verimli
hale getirmek
iin
temel yaklagunda
degigiklikler yapmak gerekir
-oysa
el
iisini daha
verimli
kil-
mak iin
sadece
igin
nasil yapilacagim
sylemek
yetiyordu. Bilgi
iilerinin
verimliligi
iin, sadece iginin degil; tmkurumun
yak-
la1mmda degigiklikler gerekir. Bu da, tmbyk degiviklikler-
de
olmasi gerektigi gibi
"pilot
aligmasmi"
gerekli
kilar.lkadun
kurumda,
almaya hazir
bir
alan
ya
da
bir
grup
bilgi
iisi bul-
maktir. Ortopedi
operatrleri
rnegin, uzun
sre
kkl
degigik-
likleri
savunan
-
gen,
biri daha yagli- drt
doktor
tarafindan
yeni fikirlerinin denenmesini sagladilar. Bu kk
alan
veya
bu
kk grupla,
kesintisiz
olarak
uzun
bir
sre
ve
sabirla, srekli
ahymak gerekir.
nk
ilk girigimlet,
byk
merakla
kargilansa
171
bile, her trl beklenmedik
sorunla
kargilagilacagt
hemen
hemen
bellidir.
Ancak
bukk gruptaki iilerin
verimlilii
bykl-
de
arttiktan
sonra,
isteki yeni
yntemler, tm
kurumaolmasa
bile, dahabyk bir alana yayilabilir.
O
zamana
kadar
esas so-
runlarin
nerede oldugunugrenmig
oluruz:
rnegin,
nerede
itiraz
beklenebilir
(rnegin,
orta dzeyynetimden);
ya
datam
randi-
man
iin, llerde,
tutumlarda
ne
gibi
degigiklikler
gerekmek-
tedir. "Pilot ahymasi"
agamasmi
atlamaya
aligmak-
bukonuda
her
zaman
baski
olor-
sadece
hatalarmbilinmesi, baarilarmgiz-
li
kalmasi demektir,
Bu
aym
zamanda
tmkurumun
itibaruu
sars-
mak
demektir. Fakat eger
pilot ahymasi
geregi gibi yapihrsa,
bilgiiisinin
verimliligini geligtirmek
iinok
gey
yapilmig
olur,
Bilgi iisi verimliligi
21. yzyilm
ynetim mcadelelerinin
en
bygdr.
Geligmig lkelerde
bu, hayatta
kalmaninnkogu-
ludur. Aksi halde, geligmig lkeler,
liderliklerini
ve
hayat
stan-
dartlarim
korumak
bir
yana,
varliklarim
srdrmeyi
bilebekle-
yemezier.
Son
yz yilda, yani
20.
yzyilda,
buliderlik
byk lde el
iisini verimli
kilmayadayamyordu. Herhangi
bir
lke,
herhan-
gi
bir endstri, herhangi
bir iy
bugnbunu, Frederick
Winslow
Taylor'dan sonraki
120yil iinde geligmig lkelerin
olugturdugu
ve
uygulamaya
koydugu
metodlari
kullanarak yapabilir.
Bugn
herhangi
biri, herhangi bir yerde
bupolitikalari egitime,
igin
ope-
rasyonuna
ve
okur
yazar
olan
vasifsiz
iilerin
verimliligine
uy-
gulayabilir.
Hepsinden
te, geligmig lkelerde el iglerinde
aligmaya
uy-
gun gen
arzi hizla
azalacaktir.
Buazalma Batr'da
ve
J aponya'da
ok
hizli; ABD'de biraz
daha
yavag
olacaktir.
te
yandan
yeni
ortaya
ikan
ve
geligmekte olan
lkelerde, nfus
en
azindan
bir
otuz
ya
dakirk
yll
daha
hizlaartacaktir.
Geligmiglkelerin
mit
edebilecekleri
tek avantaj, bilgi
igi
iin hazit, egitilmig,
insan
mevoududur. Bu
konuda,
geligmig
lkeler
bir
elli
yil
dahahem
kalitehem kantite olarak
nemti avantajlara sahip
olmayt
mit
172
edebilirler. Fakat, bn
avantajm
performansa evrilip evrilmeye-
cegi
geligmig lkelerin
-bu
lkelerdeki her endstrinin,
her girke-
tin,
her kurumun- bilgi iisinin
verimliligini
artirma
ve
bunu
geen
yzyilda geligmig lkelerin el
iisinin
verimliligini
artir-
digi
hizda
artirma
yeteneklerine baghdir.
Son yzyllda,
dnyadalider
olarak ortaya ikan lkeler
ve
endstriler
el iiligi
verimliliginde
nde gelen lke
ve
endstri-
lerdir:
ncelikle
ABD,
daha
sonra
J aponya
ve
Almanya. Bundan
sonra en
fazla
elli
yll iinde,
dnya
ekonomisinde
liderlik, bilgi
iisinin
verimliligini
en
sistematik
ve en
bagarihbiimde
yk-
selten lkelere
ve
endstrilere kayacaktir,
V
Sirketin
Ynetimi
Bilgi
iisi
ve
bilgi iisi
verimliliginin
ortaya ikigi
girket
ynetimi
iin
ne
ifade
eder? Gelecek
iin
ve
ekonomik sistemin
yapisi
iin
ne
anlama
gelir?
Son
on
ya
da
on
beg
yllda, tm geligmig lkelerde, emeklilik
fonlart
ve
diger
kurumsal
yatirimcilar
kamugirketlerinin
kurulug
sermayesinin
en
bykhissedari durumuna geldiler. Bu ABD'de
girketin ynetimi konusunda giddetli
bir
tattigma
baglatti.
nk
emeklilik
fonlarmm
ve
menkul
deger yatirim fonlarmmkamn
girketlerinin sahibi olarak
ortaya
ikmastyla,
g bnyeni sahip-
lere geti.
Tmgeligmig lkelerde, hem
ekonomik
kurumlarin
amacinin
hem
de
ynetimlerinin tamm1nda
benzer degigikliklerbeklene-
bilir.
Fakat olduka
kisa
bir
sre iinde, girketlerin ynetimi
soru-
nuyla tekrar yz yze gelecegiz. verenkurumun
ve
ynetimi-
nin
amacini,
hemhissedarlari
gibi yasal sahipleri, hem de
kura-
173
ma servet
retme gcn
veren
insan
kaynagi sahiplerini,
-yani
bilgi iilerini- tatmin
edecek
gekilde yeniden tanimlamak
zo-
runda
kalacagiz.
nk
kurumlarin
-yalmz
igletmelerin
degil-
ayakta
kalma
yetenegi giderek
artan biimde
bilgi
iisini
verim-
li kilmakonusundaki
"greceli
avantajma"
dayanacaktir. Bilgi
lyilerinin
en
iyilerini
cezbetme
vetutma
yetenegi ilk
ve
en
esas-
hn
parttir.
Peki
bu
llebilir mi?
Yoksa sadece
"manevi
deger"
midir?
Bu
mutlaka
-ynetim
iin,
yatmmc11ar iin
ve
sermaye
piyasala-
ri
iin
ba
hca
sorun
olacakttr.
Paradan ok bilgi ynettigi
zaman
"Kapitalizm"
ne
anlama
gelir? Bilgi iileri
-
bagka
hi kimse
bilgiye
"sahip"
olamaz
-gerek
varliklar
oldugunda
"Serbest Pi-
yasalar"
ne
anlama
gelir? Bilgi
iileri
ne
almabilirler
ne
satila-
bilirler.
Sirketin
allumasiyla
veya
birleymeyle gelmezier.
Gerek-
te, en
yksek
"deger"
oldugu
halde
"piyasa
degerleri" yoktur
-bu
da
"varhk"
terimine hibir anlamda
uymadiklarmi
gsterir.
u
sorular,
yazarm
uzmanhk
alam
bir
yana,
bu
kitabmkapsa-
minin ok tesindedir. Fakat kesin olan bir
yey
var:
Bilgi iisi
ve
bilgi
iisinin
verimliliginin
kilit
sorular
olarak
ortaya ikma-
si,
gelecek
on
yll iinde,
EKONOMK SSTEMN
yapisi ve
ta-
biatindaesasli
degigikliklere
neden
olacaktir.
174
6
KENDN
YNETMEK
Gl Yanlarim Nelerdir?

Nasd
alipyorum?

Nereye
Aitim? Benim Katkim Nedir?
ligki
Sorumluluu

m-
rnzn
kinciYarisi Paralel
Kariyer
175
Girig
gcnde
gitgide
dahafazlakigi
-ve
bilgi iilerininhemen
hemen
tm-
KENDKENDIN
YNETMEK- zorunda
kala-
caktir.
Kendilerini,
en
byk
katkiyi
saglayacaklari
yere
yerley-
tirmek;
kendilerini geligtirmeyi grenmek
zorunda
kalacaklar-
dir.
Elli yillik aligma hayatmda
gen
ve
fikren
canh
kalmayi
grenmek
zorunda kalacaklardir. Yapmakta
olduklarmi
nasil
ve
ne zaman
degigtireceklerini; bunu
nasil
ve ne zaman
yapacakla-
rmi
grenmek
zorunda
kalacaklardir
Bilgi
iileri
kendiferine
iyveren kurumdan
fazla yagayacak
gibi grnmektedirler. Bilgi iyileri
iggcne
girmeyi
mmkn
oldugunca erteleseler bile rnegin doktora yapmak
iinotuz
ya-
gma
kadar
okulda kalarak geligmig lkelerdeki
bugnn
ortala-
ma
mrne gre,
yetmig-seksen yaglarina kadar yaamalan
ola-
sidir.
Sadece
part-time olsa
bile
yetmig beg yaglarma gelinceye
kadar
ahymaya devam
etmeleri olasidir. Diger
bir deyigle,orta-
lama
aligma hayatmin, zelliklebilgi iileri
iin
elli
yil
olmasi
olasi
grnmektedir. Ama
bagarih
bir igletmenin
ortalama mrii
sadece
otuz yildir; zellikle yagamakta oldugumuz gibi byk
alkantili
dnemdebu
kadar
bile
olmayabilir. Sonsuza kadar
ya-
Samalari beklenmese bile,
normalde
uzun
mrl olan
kurumlar
da
-okullar
ve
niversiteler,
hastaneler, devlet daireieri- bu
al-
kantihdnemdehizh degigimler
yagayacaklardir. Hayatta
kalsa-
lar da
yapilarm1,
yaptiklari
igi
ve
gereksinim
duyduklart bilgile-
ri, aligtirdiklari kipileri degigtireceklerdir.
Bu nedenle, iiler,
zellikle bilgi
iileri, herhangi bir
iverenden
fazla
yagayacak,
baskabir
ige, bir greve, bir
meslege daha
hazir
olmak zorunda
kalacaklardir.
Simdiye
kadar
bu kitap evredeki; toplum, ekonomi, politika,
teknolojideki degigikliklere
degindi
Bu
sonu
blm bireyze-
rindeki yeni isteklere
deginmektedir.
177
ok
byk bagarilar kazananiar,
bir Napolyon,
bir Leo-
nardo da Vinci,
bir
Mozart
her
zaman
kendi kendilerini
ynetmiIerdir.
Onlari
bu
kadar bagarth
yapan
byk l-
de
budur. Ama onlar
istisnalarin
en
nadirleridir.
Gerek
yetenekleri gerek bagartlarlyla,
normal
insan
varl1gin1n
digmda dgnlecek kadar olagan
digidirlar.Bundan
son-
ra,
doguytan gelen yetenekleri
mtevazi
olan,
yani
vasat
insanlar bile,
kendi kendilerini ynetmeyi
grenmek
zo-
runda
kalacaklardir.
Bu
nedenle
bilgi iileri kesinlikle yeni taleplerle
kargi kar-
giyadirlar:
1.BenKirnim? Gl Yanlarim Nelerdir? Nasil
aligiyorum?
sorularmi sormalidirlar.
2,Nereye aitim?
sorusunu sormahdirlar.
3.BenimKatkim Nedir?
sorusunu
sormalldirlar.
4.ligki
sorumlulugu almak
zorundadirlar.
5.mrlerinin ikinci
yarisim
planlamak zorundadirlar.
1
Gl Yanlarun Nelerdir?
nsanlarinogu hangi konudaiyi
olduklarmi
bildiklerini
d-
nrler.
Genellikle de yanilirlar. nsanlardaha ok
hangi konu-
da iyi
olmadiklarmi
bilirler
-bu
konudabile
sik sik
yamlirlar.
Yine
deinsanlarm
performanslarmi
gl yanlarlyla sergiledik-
Ieri bir gerektir. Hi kimse,
hi yapamayacagi
geyler
bir
yana,
zayifliklarma
dayanarak
bile
performans
gsteremez.
Otuz kirk yil nce insanlar gl yanlarindan haberdar ol-
mazlardi.
nsanbir igin
iinde dogardi. Bir
iftinin oglu,
ifti
178
olurdu.
iftilikte
iyi
degilse bagarisiz
sayllirdi.
Esnafm oglu da
aym
gekilde
esnaf
olurdu
vs.
Ama
artik
insantarm
seim
yapma
zgrlkleri
var.
Nereye
ait olduklarim
kestirebilmek iindegl
ynlerini bilmeleri
gerekiyor.
Bunu
anlamanin tek yolu
vardir:
Geribildirim Analizi. Kigi
ne zaman
nemli bir
karar
alsa
veya ne
zaman
nemli
bir
eylem-
de bulunsa
ne
olacag1
konusundaki
tahminini bir kenara
yazar.
Dokuz
ila
on
iki
ay
sonra
sonulardan
beklentilere geribildirim
yapar.
Buna
ben
on
begyirmi ylldir
yapiyorum.
Veher yaptigim-
dahayrete
dgyorum. Bunu
yapan
herkes
aym
geyi
yagtyor.
Bu hibir gekilde yeni bir metot degildir.
14. yzyilda, aksi
takdirde
adi
hi bilinmeyecek
bir Alman din
adami
icat
etmigti.
150yll
sonra,
Cenevreli, J ean Calvin
(1509-1564),
ve
Cizvit tarikattnin kurucusu Ignatius Loyola
(1491-1556)
birbirlerinden
bagimsiz
olarak fikri geligtirdiler
ve
grupla-
Timn
her
yesi iin, yani Calvin
papazi
ve
Cizvit
rahibi
iin, kurallar
halinde
topladilar. Bu, iki kurumun
(ikisi
de
ayni
yil, 1536'da
kurulmuytu) otuz yll
iinde
Avrupa'ya;
Calvinistlerin Protestan kuzeye;
Cizvitlerin Katolik
gne-
ye
niin
hkim
oldugunu
aiklamaktadtr.
O
zaman
her bir
grupta binlerceye
vardt.
Bunlarm
ogu istisnai
degil
si-
radan olmak zorundaydi.
ogn
inzivaya ekilmese bile
yalniz ahyiyordu. Birogu
zulm
korkusuyla
yet
altinda
ahymak
zorunda
kaldi. Ama ok
azi
vazgeti.
Sonular-
danbeklentilere
rutin
geribildirim kararlarimn
dogrulugu-
nu
onayladi.
Bu
metot
onlara
performansa
ve
sonulara,
bununlabirliktebagari
ve
memnuniyete
odaklanma olana-
gi
verdi.
Olduka kisa bir
srede, belki iki yilda, bu basit
yntem
insanlarance gl yanlarint gsterecektir. Bu belki deinsanin
kendi hakkmda
bilmesi
gereken
en
nemli geydir. nsanlara
yap-
179
tiklan
veya
yapamadiklari geyleri
kendilerini glerinden
tam
ve-
rimsaglamaktan
yoksun
biraktigimgsterecektir.
Nerelerde
zel-
likleyeterli olmadiklarmi
ortaya koyacaktir.
Nihayet
hangi
alan-
da
hi glerinin olmadigmi
ve
ahyamayacaklanni
gstermelerini
saglayacaktir.
Geribildirim
analizinden
birka hareket
sonuen
ikanhr.
lk
veen
nemli
sonu:
Gl yanlarm
zerine
yogunlag. G-
l yanlarmin
performans
ve
sonulari
retecegi yerde
yerini
al.
kincisi:Gl yanlarini
geligtirmeye
ahq.
Geribildirim
ana-
lizi
kipininnerede becerilerini
geligtirmesi
veya
yeni bilgiler edin-
mesi gerektigini
kisa
srede
gsterir. Becerilerin
ve
bilginin
ne-
rede
yetersiz
kaldignu
ve gncelleptirilmesi gerektigini
ortaya
koyar. Ayni
zamanda
kipinin bilgi aiklarim
ortaya ikartr.
Kigi
bunun sonunda genellikle,
o
konuda
yetersiz
ohnayacak
kadar
bilgi
ve
beceri edinir.
Matematikilerdogugtan
matematiki olarak
dogarlar.
Ama
herkes trigonometri
renebilir. Aym
gey
yabanci
diller
ya
da
tarih
olsun, ekonomi
ya
da
kimya olsun,
nemli
bilim
dallari iin
degeerlidir.
zelliklenemli
olan,
nc
sonutur:
Geribildirim analizi
kisa
zamanda
entelektel
kibirin yetersizlik
yaratan
cehalete
ne-
denolacagi alanlan
saptar.
Birok
ki
i
-zellikle
bir
alanda
yk-
sek dzeyde bilgisi
olan
kipiler- diger alanlardaki
bilgileri
hor
grrler
veya
"parlak"
olmanm bilginin
yerini
tutabildigine
ina-
mrlar. Geribildirim analizi, yeterli
bilgiye
sahip olmamak
kadar,
kipininkendi uzmanhk alam
digtndaki
bilgileri
hor
grmesinin
de
ktperformansa neden oldugunu
gsterir.
Birinci
smif
mhendisler,
insanlarhakkinda bir
yey
bilme-
mekle
vnme egilimindedirler
-iyi
bir
mhendis
kafasi
iininsanlar
ok fazla
sistemsizdir.
Muhasebeciler
de in-
180
sanlar hakkmda bilgi
edinmenin gereksiz
oldugunu
dgn-
me
egilimindedirler.
Bunun
tam
tersine, nsan
Kaynakla-
ri'yla
ugraanlar da
temel muhasebe
ya
da
kantitatif
me-
todlari
bilmemekle
vnrler. Dig
lkelere gnderilen
par-
lak
yneticiler
de
genellikle
i;
becerisinin yeterli
oldugu-
na
inamr
ve
gittikleri
lkenin tarihini,
kltrn,
gelenek-
lerini grenmeyi bogverirler.
Ancak sonunda
i; becerileri-
nin
tek bagma
hibir
sonu
retmedigini grrler.
Geribildirim
analizinden ikan
nemli
birhareketsonucu,
en-
telektel kibiri
yenmek
ve
insanm gl oldugu
alanlarda
tam
verimli
olmasmi
saglayacak bilgi
ve
becerileri
edinmeye alig-
tnak
gerektigi
geklindedir.
Yine
aym
derecede
nemli
hareket sonucuna
greinsanm
ran-
dtmamm
ve
performansi kisitlayan,
yaptigi
ve
yapamadig1
gey-
lerden kurtulmasi gerekir.
Analiz, rnegin, bir
planlamacmm
gzel planlarmm takip
edilmemekten dolay1
gerekleymedigini gsterebilir. Bir-
ok parlak insan
gibi,
fikirlerin
daglari
yerindenoynataca-
gma
inanabilir. Oysa
daglart
buldozerler
oynat1r; fikirler
buldozerlerin
nerede ahymast
gerektigini gsterir. Plan-
lamacilarin ogu
oklukla plan
tamamlandigmda
dururlar.
Oysa
esas
i;
o zaman
baglar.
Bu
durumda planlamac1 plant
uygulayacak kipiler bulmak; plam onlara
aiklamak,
g-
retmek;
nygulamaya
geigte planm
adaptasyonunu
sagla-
mak
ve
degigiklikleri yapmak,
son
olarak
da
ne zaman
du-
racagma
karar
vermek durumundadir.
Analiz
kipinintavir
ve
davram; bozuklugundan
dolayi
sonu
elde edemedigini
de gsterebilir. Parlak insanlar
-zellikle
par-
lak genler-
davramplarm bir
kurumda
"motor
yagi"
oldugunu
ogu
kez
anlamazlar,
181
Hareket halindeki iki
cismin
birbirinedegmesiylesrtg-
me
olmasi
doga kanunudur.
Bu
nedenle
temas halindeki
iki insanda
her
zaman
srtgme
yaratir. Ohaldedavranig
lar, bu
iki hareketli
cismin
birlikte aligmasim
saglayan
motor
yagidir, birbirlerini
sevseler
de
sevmeseler
de
"lt-
fen"
ve
"tegekkr
ederim"
demek,
birbirlerinin
dogum
gnn
veya
ismini
bilmek, ailesinin
hatirmi
sormayi
ha-
tirlamak gibi
basit geyleri
yapmahdirlar.
Eger analiz
par-
lak iglerin bagkalanyla
igbirligi gerektiginde
bagarisizhga
ugradigmi
gsteriyorsa, olas1hkh
bir
saygi
eksikligine
yani
davraniglaraigaret etmektedir.
Geribildirimanalizinin
bir sonraki
hareket
sonucu
ise
ne ya-
pilmamas1
gerektigi ile
ilgilidir.
Sonu1ardan
beklentilere geribildirim
kisa srede
kipinin
ne-
rede
hibir
yeyyapmaya
ahymamas1
gerektigini
gsterir.
Bir
ki-
ginin hangi alanlarda gerekli doguytan
yetenekten
yoksun oldu-
gunu
gsterir. Herkes
iinbylebirok
alanvardir.
zelliklebil-
gi iileri
bu
alanlarda
grev
almamahdir.
Son hareket
sonucu,
yeterligin
dgk
oldugu
alanlan
geligtirme
konusunda
mmkn oldugu
kadar
az
emek
har-
camaktir.
Yeterligin
ve
becerilerin fazlaoldugu
alanlara
konsant-
re
olunmahdir.
Yeterli becerinin olmadigi
bir konuda
va-
satm
altmda
bir
yere
gelmek
iin,
birinci simf
bir
perfor-
mansi
mkemmeliyete
gtrmek iin harcanandan
daha
fazla
enerji
ve
aba
harcamak gerekir.
Yine de
birok in-
san
-
gretmen
ve
kurumlar-
yetersiz
bir
insam
vasat
alti
durumagetirmeye ahgir. Enerji,
kaynaklar
ve zaman,
bu-
nun
yerine yeterli
bir kipiyi ylldiz
yapmak iin harcanma-
lidir.
182
Nasd
algryorum?
Nasil ahqiyorum?
sorusu
da
Gl yaniarim nelerdir?
soru-
su
kadar
nemli
bir
sorudur
-zellikle
bilgi iileri
iin.
Hatta bu
soru
daha da
nemli olabilir.
leri
nasil
yaptigim
bilenkigilerin
sayisi
bizi
ayirtacak
dzeydedir.
Birogumuz
da
farkh
insanlarm
farkh ahytiklarim
ve
farkhperformans sergile-.
diklerini
bilmeyiz. nsanlar
bu yzden
kendi
bildikleri gibi alig-
mazlar. Bu da
performans eksikligini getirir.
Bu
kadar
ok kipinin
nasil
performans sergiledigini
bilme-
mesinin
bashca
sebebi belki tarih
boyunca
okullarda
her-
kesin dersini
aym
gekilde yapmasmda israr
edilmesidir.
Bir
smifta
kirk
ocukla
ugrayan
bir gretmenin, her
birinin
per-
formansmabakacak
zamam
olmazdi. Bu yzden, ret-
men,
herkesin
aym
devi,
aym
yntemle,
ayni
zamanda
yapmasmda Israr
etmek zorundaydi.
Bylece, tarihte
her-
kes
igi
yapmanm
tek bir
yntemiyle byd. Belki
de
yeni
teknolojinin
en
byk
ve
en
faydah etkisinin
olacagi alan
budur.
Teknoloji
en
deneyimsiz
gretmenin bile grenci-
nin nasil grendigini
anlamasmi
ve
igi grencinin
kipiligi-
ne uygun
biimde
yapmasmi
tegvik etmesini
saglamahdir.
Kiginin gl yanlart gibi performansi
dabireyseldir.
Bukipi-
liktir. Kigiligin
"doguytan"
ya
da
"beslenme
ile",
kigi igebagla-
madan ok nce
gekillendigi
kesindir.
Kiginin nasil
aligtigt
bir
"veri"
dir,
tipki
bir kiginin
yaptigi geyin
iyi
veya
kt
olmasmm
"veri"
olmasi
gibi. Iyi
olduklari
geyleri yaparak
sonu
olan
in-
sanlar,
igi bildikleri, hep
yaptiklan gibi yaparak
da
sonnou
ulagi-
labilirler.
Geribildirim analizi kipinin aligma geklinde bir yanlig
oldu-
guna
igaret
edebilir. Fakat pek
nadir olarak
bunun
nedenini
sap-
tar.
Bununla
birlikte, bu
nedeni
bulmak
zor
degildir.
Birka yilhk
183
iy
deneyimi yeterli olur. Sonra kipi, nasil performans sergiledigi-
ni
sorup
hemen
yamt
verebilir.
nk
alman
sonulari etkileyen
yaygm
bazi kipilik zellikleri
vardir.
Ben Okayucu
muyum
Dinleyici
miyim?
Birinin
performansmailigkinbilinecekilk
gey
bu
kipinin oku-
yucu mu,
dinleyicimi oldugudur. Ancak, ok
az
kimse okuyucu-
larm
ve
dinleyicilerinoldugunu
ve
ok
az
kimseninhem okuyu-
cu
hemdialeyici
oldugunu
bilir. Kendilerinin
hangi gruba girdi-
gini
bilenler daha
da
azdir. Bunu
bilmemenin
ne
kadar
zararli
oldugunu
birka
rnekle gsterelim.
General Dwight (Ike) Ei-
senhower
Avrupa'da
Mttefik
Kuvvetlerin
Bagkomutaniyken
ba-
sinm
gzdesiydi
ve onun
basm
konferanslarmdan
birinde hazir
bulunmak
az
bulunur bir
geydi. Bu
konferanslar sluplarlyla
ve
Eisenhower'in
konuya
tamamen
hkim oluguyla
nlyd.
On yil
sonra,
Bagkan Eisenhower,
on
yll
nce hayranlari
olan
ayni ga-
zeteciler
tarafmdan aika
saygisizlik grd.
Onun
soytari
oldu-
gunu
dgnyorlardi.
Sorulanlara asla muhatap
olmay1p, sz
bagkakonulardadndrp
dolagtirmasindan
yakiniyorlardi.
Tu-
tarsiz
ve
gramere uymayan
yamtlarlyla Kral'm
ngilizcesini kat-
lettigi iin
alay
ediyorlardi. Ancak Eisenhower
nceki parlak
kariyerini
aik
bir gekilde,
byk
lde Amerika'nm
kamuha-
yatinda slubu
en
ok
begenilenkipilerdenbiri
olan General Mc
Arthur'un
hnerli
performansina borluydu.
A1klama:
Eisenhower kendisininbir
dinleyici degilokuyucu
oldugunu
bilmiyordu. Avrupa'da Bagkomutanken,
yardimellar1,
basmdan
gelen
her
sorunun
konferanstan
en
az
yarim
saat
nce
ona
yazill olarak verilmesini sagl1yorlardt.
Eisenhower
tamamen
durumahkimoluyordu. Bagkan
oldugunda,
Franklin D. Roose-
velt
ve
Harry Truman gibi iki dinleyiciden
sonra
geldi.
Her ikisi
dedialeyici olduklarmi
biliyor
ve
herkese
aik
basmkonferans-
larindan hoglamyorlardi.
Roosevelt
dinleyici oldugunu
o
kadar
184
iyi biliyordu
ki
her
eyin
nce kendisine yksek sesle
okunma-
smda
israr
ediyordu;
-ancak
ondan
sonra
herhangi bir
geyin
yazi-
h
metnine
bakiyordu.
Truman,
Baykan
olduktan
sonra,
digigleri
ve
askeri
konulardabir
yeyler grenmesi gerektigini
anlaymca
-
her
iki konnyladadahance
pek ilgilenmemigti- Kabine yele-
rinden ikisi
ile, General
Marshall
ve
Dean Acheson'la
anlaarak
onlarm kendisineher
gn kirk dakika
szl
bilgi
vermelerini
sag-
ladi. Bundan
sonra
sorular
sordu.
Eisenhower
kendinden
nceki
nlterin yaptiklarim
yapmasi
gerektigini
dgnmgt.Sonuta
gazetelerin sordugu sorulari
asla
duymadi bile.
Birka yll
sonra
Lyndon J ohnson dinleyici
oldugunu
-Ei-
senhower'in aksine- bilmeyerek
bagkanhgimbyk
l-
de
mahvetti. Halefi -J ohn
Kennedy-
okuyucu oldugunu
bildiginden, yardimcilari
olarak,
tarihi Arthur Schleslin-
ger,
J r.
vaya
birinci
simf
gazeteci Bill Moyers gibi
bir
grup
yazari
toplamtyti. Kennedy onlardan,
notlarini
kargihkh
tartigmadannce kendilerine yazih
vermeleriniistedi. J ohn-
son
bukipileri
ekibinde
tuttu,
onlar da
yazmaya
devamet-
tiler. Ama, grnen
o
ki
yazdiklarmdan bir kelimebile
al-
madi.
Oysa
senatr
olarak
J ohnson,
sadece
drt
sene
nce
sperdi; nk parlamenterler her
geyden nce
dinleyici
olmak zorundayd11ar.
Sadece
bir
yzy11nce,
en
geligmiglkede dahi ok
az
kimse
sag
elini mi
yoksa sol elini
mi
kullandigimbilirdi.
Sol elini kul-
lananlar baski
gryorlardi. Birkai sag
ellerini
gerektigi gibi
kullanabildiler.
ogu
her iki
elini
de
kullanamayan
ve
kekemelik
gibi piddetli duygusal
bozukluklarasahip insanlar
oldular.
Oysa
her
on
kigiden
sadece
biri
solaktir. Dinleyicilerin oku-
yuculara
oram
ise,
yari yar1ya
yakin gibi grnyor.
T1pkt
birka
solagm
sag elini
bagariyla
kullanabilmesi gibi, ok
az
dinleyici
yetkin bir
okuyucu
haline
gelebilir.
ok
az
okuyucu dayetkin
bir
dinleyici
olabilir.
185
Okuyucu olmaya
ahyan dinleyici,
bunedenle
Lyndon J ohn-
son'un
kaderine
razi
olacaktir.
Dinleyici
olmaya ahyan okuyu-
cu
da
Dwight Eisenhower'a
benzeyecektir.
Bu kipiler gerekli
performansi
sergileyemeyecek,
bagarili olamayacaklardir.
Nasil
grenirim?
Birinin performansi
hakkmda
bilinecek ikinci
gey
nasil
g-
rendigidir.
Burada durumlar okuyucular
ve
dialeyicilerle oldu-
gundan
daha kt
bile
olabilir.
nk
her yerde
okullar,
gren-
menin
tek dogru yntemi oldugu,
bunun herkes iin
aym
oldugu
varsayimma gre
organize
edilmiglerdir.
Birok
birinci
smif
yazar
-Winston Churchill
bunlarabir
rnektir- okulda
bagarisiz
ve
okulunu
tambir igkence
ola-
rak hatirlama egilimindedir.
Ancak smif
arkadaylarmdan
pek
azi
aym
okula,
ayni
gretmenlere iligkin
geyleri
aym
gekilde hatirlamaktadir.
Okuldan
hoglanmamig
olsalar
da
hatirladiklari
en
kt
gey
sikmtidir.
Bunun a1klamasi,
bi-
rinci
smif
yazarlarin,
kural
olarak,
dinleyerek
ve
okuyarak
degil,
yazarak grendikleridir.
Bu,
okulda kabul
gren
grenme yntemi olmadigmdan,
kt
notlar
alirlar.
Oku-
lungrettigi gekilde
grenmeye zorlanmak
onlar
iin
ce-
hennem azabi
vc
gerek
sadizmdir.
Agagida
insanlarm
nasil
grendiklerine
iligkinbirka
rnek
verilmigtir.
Beethoven'den geriye ok sayida msvedde defter
kalnug-
tir.
Ancak kendisi bestelerini yazarken
msveddelerine asia
bakmadigim sylemigtir.
"O
zaman,
neden
msvedde def-
teri
tutuyorsunuz?" diye
soruldugunda
"Hemen
yazmazsam,
abucak
unuturum. Deftere geirdim mi asia
unutmam ve
186
bir daha
asla
dnp bakmam"
yanitmi
verdigi sylen-
mektedir.
Alfred Sloan -General Motors'u
dnyanin
en
byk
girketi
yapan ve
altmly
yil
boyunca dnyanm
en
baanli imalat
girketi
olarak kalmasmi
saglayan adam-
ynetim iginin ogunu kk
ve
canh toplantilarla
yapmigttr. Toplanti biter bitmez,
Sloan oda-
sina
giderek
ve
birka
saat harcayarak
toplantlya
katilanlardan
birine,
toplantida tartigilan kilit sorulari; toplantida gndeme
ge-
len konulari;
alman
kararlari
ve
ailan
fakat zme
varilama-
yan
problemleri
anlatan
bir
mektup
yazardi. Bu mektuplar
konu-
sunda vldgnde, "Eger
toplantidan hemen
sonra
oturup
neler
olup
bittigini
dgnmez
veyaziya
dkmezsen yirmi drtsaat
iin-
de hepsini unuturum. Bu mektuplari
yazmamm
nedeni
budur,"
dedigi
sylenmigtir.
1950'ler
ve
1960'larda kk
ve
vasat bir
aile girketini kendi
endstri
dahnda
dnyamn nde gelen
virketine
dngtren bir
ynetici, genellikle haftada bir tm st dzeydeki
arkadaylarmi
ofisine
agirmayi,
masasmm
etrafmda
yarim-daire geklinde
otur-
tarak, iki saat
onlarla
konugmayi
det haline getirmigti. Ge-
nellikle onlara
soru
sormazdi. Kendi
kendine
tartigiyordu. Bir
teklif politikasi konusunu aiyordu
-endstride
kk
ve
bagart-
siz
olmakla
beraber
zel teknoloji
kullanan
bir girketin
alimm-
dan
sz
ediyordu,
rnegin. Bu sorularm her birinde

farkli
po-
zisyou ahyordu:
biri
teklifin lehinde;
biri
teklife kargi
ve
biri de
bu
teklifin
anlamli
olacagi
sartlar
zerinde. Kendisini
konuqur-
kendinleyecek bir dinleyiciye
ihtiyaci
vardi.
Onun grenme
yntemi buydu. Bu
u
bir
rnek gibi grn-
mesine ragmen, ok
olagan
digi
degildir. Bayanh dava
avukatlari
ayni
gekilde grenirler;
birok tip
doktoru da
yle.
grenmenin
olasihkla bir dzine degigik yntemi
vardir.
Be-
ethoven'in
yaptigi
gibi
bol not
alan insanlar
vardir.
Ama
Alfred
Sloan toplantilarda hibir
zaman
not
almazdi,
yukarida bahsetti-
187
gimiz
ynetici de yle.
Kendi konugtuklarmi
duyarak
grenen
insanlar
vardir. Yazarak
grenen insanlar vardir.
Yaparak
gre-
nen
insanlar vardir.
Amerikan niversitelerinde
ok okunan
ba-
arill
okul
kitaplan yayimlayan
profsrler
arastnda
yaptigim
(resmi
olmayan)
bir
aragttrmada
banatekrar tekrar
sylenen
gu
idi,
"gretmemin
nedeni
kendimi
konuqurken
duyabilmektir;
nk bundan
sonra
yazabilirim."
Gerekte,
kendini
tanimanm tm nemli paralari arasmda
en
kolay elde
edilen
budur.
Insanlara
"Nasil grenirsiniz?"
diye
sordugumda
ogu
bunu bilir. Fakat daha
soura
"Bu
bilgiyegre
davramr
misimz?" diye
sordugumda
yantti
pek
azi
bilir. Ancak,
bu bilgiye
gre
davranmak performansin anahtaridir
-veya
bu
bilgiye gre davranmamak insamn
kendisini performansizliga
mahkm etmesi
anlamma gelir.
"Nasil
aligirim?"
ve
"Nasil grenirim?"
lketapta sorulmasi
gereken
en
nemli sorulardir.
Fakat sorulmasi
gereken sorular
bundan ibaret
degildir. Kendi
kendini idare edebilmek
iin
insa-
am:
"nsanlarlaiyi ahyir
miy1m,
yoksa yalmzligi
mi
severin?",
eger
insanlarla
iyi aligtigmi fark ederse:
"Hangi iligkide
insan-
larla iyi
ahyiyorum?"
sorularmi
sormast
gerkir.
Bazi insantar
en
iyi ast olarak ahgirlar.
Bunun birinci
rnegi Amerikan
ordusunun
II. Dnya
Sa-
vagi
kahramani
General George
Patton'dur.
Patton
Ameri-
ka'nm
en
st
alay
komutamydi. Ancak,
bagimsizkomutan
olarak
nerildiginde,
Amerikan
KurmayBaykam
General
George Marshall-Amerikan
tarihinde,
adam semede
bel-
ki de
en bayarili isim- "Patton, Amerikan
Ordusu'aun
ye-
tigtirdigi
en
iyi asttir,
ama en
kt komutan olacakttr"
de-
migti.
Baz1insanlar
en
iyi
takim halinde
aligirlar.
Bazi insanlar
en
188
iyi damyman olarak ahyirlar. Bazi
insanlar
autrenr
ve
gret-
men
olarak
son
derece
iyi ahgirken,
bazi
insanlar
gretmen
ola-
cak
yetenekte degildirler.
nsanm
stres
altinda iyi ahgip
aligamadigmi,
her
geyin
n-
ceden
bilindigi,
iyi idare edilen
bir ortama
ihtiya duyup
duyma-
digi da bilinmelidir. Peki kk bir
digli
ark
olarak
byk
bir
kurumda
mi
kk
bir yerde
mi
iyi
ahymaktadir? Pek
az
insan
ikisinde
de ok iyi aligabilir. Byk
bir
kurumda,
-rnegin
Ge-
neral Electric
veya
Citibank
gibi
-ok
bayanh olmuy kipiler k-
k
bir
girkete getikleri
zaman
ok sikinti ekerler. Bunun tersi
de dogrudur.
Can ahci
diger
bir
soru
da:
"Danigman olarak
mi sonu
reti-
yorum
yoksa karar
verici
olarak
mi?" sorusudur.
Byk bir
o-
gunluk
dant;man
olarak ok
iyi
ahyir,
ama
kararm sorumluluk
ve
baskismi tagiyamaz.
Bunun tersi olarak, pek
ok kipinin de
kendisini dgnmeye
zorlayacak
bir dampmanaihtiyact
vardir;
ancak
o
zaman
karar
alabilir
ve
hizla,
cesaretle
ve
kendine
g-
venle hareket
edebilirler.
Bu
atada
bir kurumdaki
ikinci
adamm
en
st
makama
gel-
diginde
bagarisiz
olmasmo
nedeni
budur. En st
makam
bir
karar
verici
gerektirir. En st
makamdaki
gl
karar
vericiler genellikle gvendikleri
bir
kipiyi danigmanlan
olarak bir
alt makama
getirirler.
O
kipi bupozisyonda
gze
arpar.
Fakat daha
sonra
birinci
adam
konumuna gelince
baansiz
olur. Kararm
ne
olmasi gerektigini
bilir
ama
ka-
rar verme
sorumlulugunu alamaz.
Hareket
sonucu:
Kendinizi
degistirmeye
allgmaym
-pek
ba-
ganh
olamazsmiz.
Fakat ahyma ynteminizi geligtirmek iin ok
ahym. yiperformans
sergileyemediginiz
yntemle
hibir iy
yap-
maya
ahymaym.
189
Degerlerim Nelerdir?
Kendi
kendini ynetebilmek iin, kiginin
son
olarak
"Deger-
lerimnedir?"
sorusunun yamtml bilmesi gerekir.
Ahlak
konusunda, kurallar herkes iin aynidir
ve
bununtesti
basittir. Ben buna "Ayna testi"
diyorum.
Hikyeye
gre, buyzyilm
ilk
yillarinda
byk glerin
diplomatlati arasmda
en
ok sayilam.
Londra'mn
Alman-
ya
Bykelisiydi. Almanya
Federal
Sanslyesi
olmasa
bile,
lkesinin
en az
digigleri bakani
olacak
kadar yksek
gayelere ynelmigti. Ancak 1906'da
birdenbireistifa
etti.
VIL King Edward
begy11dirngilteretahtindaydi
ve
kor-
diplomatik
kendisine byk bir
yemek verecekti.
Alman
bykelisi
kordiplomatigin
en
kidemli yesi
olarak
-on
beg ylla yakin Londra'da
bulunuyordu-
bu yemekte
bag-
kanlik
edecekti.
Kadmlara
dyknlg
nam
salan
VII. King
Edward
ne
tr
bir yemek istedigini
aika
syledi.
Yeme-
gin
sonunda
tath
servisinden
sonra,
kocaman
bir
pasta
ge-
lecek
ve
iinden
log
igiklar
altmda
bir
dzine
kadar iplak
fahige firlayacaktt. Alman Bykelisi
bu
yemeye
ba
kan-
lik
etmektense
istifa
etti.
"Sabah
tiraq
olurken aynada
bir
pezevenk grmek istemiyorum."
diyordu.
Ayna testi budur. Ahlak,
kipininkendisine:
"Sabah
tiray
olur-
ken
veya
rujumu
srerken nasil bir kigi grmek istiyorum?"
diye
sormasmi
gerektirir.
Diger bir deyigle ahlak,
aik
bir
deger siste-
midir.
ok
fazla
degigmez;bir kurum
veya
durumda
ahlaki
dav-
ramy diger
bir
kurum
ya
dadurumdada
ahlaki
davramqtir.
Fakat
ahlak,
deger
sisteminin,
zellikle
bir
kurumun
degersis-
teminin
sadece
bir kismidit.
Deger sistemi
kabul
edilemez
veya
uyulamaz
gelen bir ku-
rumda
ahymak,
kipiyi hem
bunahma hem
deperformanstzhga
mahkm eder.
190
nsanlarmkendileri
hakkmda grenmeleri gereken degerlere
bazi
rnekler
verelim.
Parlak
ve
ok bagarth
bir idareci
eski girketi daha
b-
yk
bir
girket tarafmdan
alininca
hayalktrikltgmaugradi.
Byk bir terfi almigti
ve en
lyi yaptigi igi yapacakti.
nem-
li pozisyonlara
getirilecek
kipileri
semek
iginin
bir
para-
stydt.
nemli
pozisyonlara, ancak girket ii
kaynaklar
ta-
mamen
tkendigi
zaman
digaridan adam
almdigma yrek-
ten inanmigti. Oysa,
gimdi
kendini ktdemli insan
kaynak-
lari idarecisi olarak
buldugu
girket, bogalan nemli pozis-
yonlara
adam ararken,
"taze
kangetirmek"
iinnce
di
a-
ri
bakilmasi gerektigine inaniyordu.
Her iki
yntem iin
de sylenecek geyler vardit
(benim
deneyimlerime
gre,
uygun
olan
her ikisinden
de biraz
almaktir.)
Fakat onlar
temelde
uyugamiyorlardi,
politika olarak
degil
ama
deger
olarak. Kurumla insanlar arasindaki
iligkiye
farkh
bakig;
bir
kurumun
insanlarma
ve
onlari
geligtirme sorumlulugu-
na
farkli
bakig:bir kipinin
wirkete
en
nemli katkismm
ne
olduguna farkh bakty sz konusuydu. Birka yil sren si-
nir
harbinden
sonra,
insan
kaynaklari yneticisi, mali
ai-
dan
byk bir
kayipla, girketten ayrildi. Kendi degerleriy-
le
kurumun degerleri
uyugmuyordu.
Benzer
bir
gekilde, bir ila yirketinde srekli,
kk
ge-
ligmelerle
mi
sonu
almaya aligilacagi, yoksa firsat ol-
duka,
ok pahali
ve
riskli
"hamlelere
mi bagvurulacagi"
sorusu
da
esas
itibariyle
ekonomik
bir
soru
degildir. Her
iki stratejinin
sonulari
hemen hetnen
aym
olabilir. Aslm-
dabu
degerlerin atigmasidir;
ila
yirketinin katkismi
za-
ten bagarili olan doktora bagarlyla yapmakta
oldugu
iyte
yardim
etmek olarak
gren deger sistemiyle,
"fen"e
y-
nelmig
bir deger
sistemi arasmdaki atigmadir.
191
Ayni
gekilde
bir igin kisa
vadeli
sonular iin mi
yoksa
uzun
vadeli sonular
iinmi aligacagi dabir deger sorusudur. Mali
ana-
lizeilergirketin
aym
zamanda
her
ikisi iin
deahyabilecegine ina-
nirlar.
Bagarih
igadamlari
daha iyi
bilir. Emin olmak iin,
herkes
kisa
vadeli
sonular retmek
zorundadir.
Fakat
kisa
vadeli
sonu-
larla
uzun
vadeli
geligme arasinda
bir atigma
oldugunda,
bir
gir-
ket
uzun
vadeli
geligme
karan
alir.
Diger
bir
girket
kisa-vadeli
so-
nular
lehine
karar verir. Tekrar
edersek
bu
esas
olarak
ekonomik
bir
anlagmazlik
degildir. Bu temelde
bir
virketin
fonksiyonuile
ynetimin sorumluluguna
iligkinbir deger atigmasidir.
ABD'de de
en
hizh
byyenkykiliselerindenbirinde
ba-
ari
yeni ye sayistyla llmektedir.
nemli
olan, daha
nce gelmeyenlerden ka kiginin
katildigt
ve
dzenli ola-
rak gelmeye bagladigidir. Bu
kilisenin
inancina
gre, Tan-
ri o zaman
manevi
ihtiyalarmin
en
azmdan
yeterli
bir
ora-
nim
kargilayacaktir. Baykabir
pastoral evanjelist
kilisesi
insanlarin
manevi
deneyimlerinin nemli olduguna
inan-
maktadir.
Kiliseye yeni
katilanfakat
sonra
kilisenin ruha-
ni
hayatma
giremeyenler
yava; yava;
elenecektir.
BU
yine
say1sorunu
degildir.
ilk
bakistaikinci
kilise
daha
ya-
vag
byyor grnr. Ama
ilkkiliseyegre, yeni gelenlerin daha
bykbir
oranini
tutar.
Diger bir deyigle,geligmesi
daha
saglam-
dir. Bu teolojik
bir
sorun
dadegildir,
veya
bu
yam
accak
ikinci
derecede nemlidir. Bu bir
deger sorunudur. ki papazdan
biri
herkese
aik
bir
tartigmada
"ncekiliseye gelmeden Cennetin
kapisini
asla
bulamayacaksin" demig,
ikincisi
"Hayir" diye
yanit
vermig. "lknce
Cennetin
Kapismi
aramadika,
kiliseye
ait
ola-
mazsm."
Kurumlarm
degerleri
olmak zorundadir.
nsanlarin
da yle.
Bir kurumda randimanh
olabilmek
iu,
kipinin
kendi
degerleri-
nin
kurumun
degerieriyle
uyugmasi
gerekir, Bu degerler
aym
ol-
192
mak
zorunda
degildir.
Ama bir
arada
var
olabilecek
kadar
yakm
olmahdirlar. Aksi
haldekipi
bunalacaktir,
fakat
sonu
darete-
meyecektir.
Bir
Deger atigmasmda
Ne
Yapmahdir?
Bir kipinin
gl
yanlarlyla al1;ma yntemi arasinda
bir
a-
tigma
olmasi
enderdir.
Bunlar birbirinin
tamamlaylcisidir. Ama
bazenkipinin
gl
yanlar1yla degerleri
arasmda
bir
atigma
ola-
bilir.
Kiginin iyi
-hatta
ok iyi-
ve
bagarlyla yaptigi
y.ey
deger
sistemine
uymayabilir.
Bu, kipiyebir katki
saglayacak
ve
hayati-
m
(ya
da
nemli
bir kismmi)
adamaya
degeoek
bir
gey
olarak
grnmez.
Ben de,
ytllar nce, iyi
yapt1gimigle, degerlerim
arasinda
karar
vermek zorunda
kaldim.
Bin dokuzyz
otuzlarm
or-
talarinda Londra'
da
gen
biryat1rim
bankacisi olarak ok
iyiydim;
bonun
gl yanlartma
uydugu aikti.
Ancak ken-
dimde
aktif yneticisi olarakbir
geligme grmedim.
Anla-
dimki
benim degerlerim,
paradan
ziyade,
insanlardir.
Me-
zarhktaki
en
zengin adam olmamn
grenilecek
bir
tarafim
grmedim. Param
yoktu, byk
Buhran Dnemi'nde
igim
yoktu,
ve
beklentilerim
yoktu. Yine de
ayrildim;
iyi
yap-
m191m.
Diger bir deyigle, dogrular
en
byk test
olmahdir.
II
Nereye
Aitim?
"Glerim
nelerdir? Nasil ahgitim? Degerlerim nelerdir? Bu
193

sorunun
yamtlari
bireyin,
zellikle
bilgi iisininbireysel ola-
rak
nereye
ait
olduguna karar
vermesini
saglar
Bu
karar kigilerin
mesleklerinin
bagmda
verebilecekleri
veya
vermeleri
gereken
bir
karar degildir.
Nereye ait
oldugunu
ok kk yaglarda anlayan
kk
bir
azmhk elbette
vardir.Matematikiler,mzisyenler
veya
ahilar genellikle
drt beg
yayma
geldiklerinde
matema-
tiki, mzisyen
ve
ahadirlar.
Doktorlar, genellikle
on

ile
on
dokuz
yalan arasmda
mesleklerine karar
verirler.
Fakat
ogu
kisi,
-zellikle
ok yetenekli kipiler- yirmi
bey
yaglarmi
geene
kadar
nereye
ait olduklarim
gerekten
bil-
mezler.
Bununla
beraber,
o zamana kadar gl yanlarmi
biliyor
olmalar1
gerekir. Nasil ahyttklanm
bilmeleri
gere-
kir. Ve
degerlerinin
ne
oldugunu
bilmeleri gerekir.
O
zaman
nereye
ait
olduklarma
karar verebilirler;
vermelidir.
Yadadahanemlisi,
nereye
ait olmadiklarma
karar verebilmeleri
gerekir. Karar verici olmadigim kabul eden
birininkarar gerekti-
ren bir
grev
nerisine
"hay1r"
demeyi grenmig olmasi
gerekir.
General Patton
(kendisi
belki debunuhigrenmedi)
st d-
zeydebagh bir grev yerine komutanhk
teklif
edildiginde
"ha-
ytr"
demeyi grenmig olmahydi. Bagarih
meslekler
"planlanma-
migtir". Bunlar, glerini,
ahyma
yntemlerini
ve
degerlerini
bildikleri
iinfirsata
hazirhkh olan
kipilerinmeslekleridir.
n-
k
nereye
ait oldugunn
bilmek
siradan
insanlari gze
arpan
ic-
raatalar
halinegetirir
-aksi
haldebukipiler
ahykan, yetkin fakat
vasat insanlar olurlar.
III
Benim Katkim Nedir?
"Benim Katkim
Nedir?" diyesotmak
bilgiden
harekete
ge-
194
mek
demektir.
Soru:
"Nasil bir
katkida bulunmak
istiyorum?"
ya
da"Nasil
bir
katkida bulunman
sylendi?
degil,
Ne katkidabu-
lunmam
gerekir?" olmalidir.
Bu insanliktarihinde
yeni
bir
sorudur. Eskiden
grev veri-
lirdi. Bu
ya
igin
niteliginden
kaynaklamrdi
-ifti
veya za-
naatkrin grevinde oldugu gibi-
Veyabu
efendi
veya
ha-
nimefendi
tarafindan vexilirdi,
bu hizmetinin
grevinde
oldugu gibi.-
ok
yakm
zamana
kadar, ogu kipinin
syle-
nen
geyleri
yapan
bagunh kipiler
oldugu
kabul edilirdi.
Bilgi
iisininortaya
ikigi
bunuhizladegigtirmektedir.Bu-
nunla
beraber, budegigildigeilk
reaksiyon,
insanlarm"Ne
yap-
mak
istiyorum?"
diye
sormaya
baglamalari
oldu.
Bu degigiklikte
ilk
reaksiyonu vermesi
beklenen iverenko-
numundaki
kurumdu.
"Kariyer Planlamasi"
-zellikle
byk bir
kurumun-
Personel Departmani'nm
1950-1960'larda, "Kuruma
Ait nsan"yani yeni
bilgi iileri oarak
aliganlar iin
yapmasi
gereken
bir
geydi. J aponya'da bilgi
iileri hl
byle
ynetil-
mektedir. Ama J aponya'da
dabilgi iisi
ahyttii
kurumdandaha
fazla
yaamay1
bekleyebilir.
Bununla
beraber,
geligmigdnyamn geri
kalamnda, "Kuruma
Ait nsan"ve
kariyer
planlayan personel
departmanlari oktan
tarih
oldular.
Ve
onlarla
birlikte,
"kendimden
bagkakimsekari-
yer
planlamacisi olamaz
veya
olmamalt"
nosyonu
dakayboldu.
Altmigli y111arda
bilgi
iqileri
iin
reaksiyon:
"Ne yapmak
istiyo-
rum?"
sorusuna
sormakti.
nsanlara, katkidabulunmanmynte-
minin
"bagma
buyruk
ahymak" oldugu syleniyordu.
rnegin,
1968'deki
"grenci
ayaklanma"sinda
inamlan
yey
buydu.
Kisa zamanda
bununda"Kuruma
ait
insan" kadar
yanh;
ol-
dugu
anlayildi.
"Bayma
buyruk" kigiyi
aligmanm
katkiya, ken-
dini
tatmine
veya
baariya
gtrdgne inananlardan ok
azi
bu
nden
herhangi birine
erigti.
195
Ancak yine
de
eskiye, yani
syleneni
ya
da
verilen
grevi
yapma
dgncesine
dnmenin imkm yoktur.
zelliklebilgi ig-
ileri
"BENM
katkim
ne
olmalidir?"
diye
sormay1
grenmek
zorunda
kalacaklardir.
Bildigim
en
iyirnek,
II. Dnya Savagi'ndan
sonra,
Frank-
lin
D. Roosevelt'in ani vefati zerine ABD'nin Baykan'i
olan Harry Truman'm kendisini
pozisyonuna uydurma
yn-
temidir Truman Bagkan
Yardimcisi
seilmigti nk
ta-
mamen
i
meselelerle
ilgiliydi.
nko
zamanlar ogun-
luk,
savagin sona
ermesiyle- bu
sonun
yakm oldugu aaka
grnyordu-ABD'nin
hemen
hemen
yalniz
i
meselelere
dnecegine
inamyordu. Truman hibir
zaman
diqiglerine
en
ufak
bir ilgi
gstermemigti,
o
konulardahibir
yey
bil-
miyordu. Bagkanhga
gelmesindensonraki
birka
hafta
iin-
de, Almanya
teslim olduktan
sonra
yapilan Postdam Kon-
feransi'na gittiginde,
hltamamen iiglerine
odaklanmig
durumdaydi. Postdam'dan, yapmak istedigi geyi bir tarafa
b1rakip
yapmak
zorunda oldugu
geye,
yani
digiglerinekon-
santre olmast gerektigine
inanmig
olarak dnd. Birka
ay
iinde
digiglerinde
ustalagti.
Komnizmi sinirlandirma
po-
litikasiyla, ran
ve
Yunanistan'da
komnizmi
geriletme-
siyle;
Batt Avrupa'yi
kurtaran
Marshall Plan1'yla;
J apon-
ya'yi yeniden
ingaetme kararlyla;
ve
nihayet,
dnya
a-
pmda
ekonomik
kalkmma
agrisiyla,
savagsonrasi
dnya-
yt
Churchill
ya
da Stalin'den ziyade
o
yaratti.
Bunun
aksine,
Lyndon J ohnson
kendisine"Benim
katkim
ne
olmahdir?" diye sormak yerine, "Ne yapmak istiyorum?"
soru-
sunayap191p
kaldigl
iiti hem
Vietnam Savagi'm
kaybetti hemde
ipolitikalarinda bagarisiz
oldu.
J ohnson,
Truman gibi,
tamamiyla
iiglerine
odaklanmigt1.
196
Oda
Baykanliga New
Deal'i bitirmek
isteyerek
geldi.
Kisa
zamanda Vietnam
Savagi'na konsantre
olmak
zorunda ol-
dugunu
anladi. Ama katkidabulunmaarzusu
stn
geldi.
Kendisini Vietnam
Sava'yla

Reformlar arasmda
par-
aladi-
ve
her ikisini de
kaybetti.
"Katkim
ne
olmahdir?"
sorusuna
yanit
verebilmek
iinbir
soru
daha sormak gerekir. "Fark
yapan
sonulari nerede
ve
nas11 ala-
bilirim?"
Bu
sorunun
yamti birka
yeyi dengelemek
zorundadtr. Sonular
elde
edilmesi
g
olmal1dir. Ama
yine
de
ulagihr
olmahdir.
Ula-
gilamayacak
-veya
olagandigi
partlarda ulagilacak-
sonulari he-
deflemek
"hirsh"lik
degil
"aptalhk"
tir.
Aym
zamanda sonular
anlamli
olmahdir. Bir fark
yaratmalidir. Bunun
yamsira
grne-
bilir,
mmknse
llebilir olmalari
gerekir.
Agagida
kr
amac1
olmayan bir kurumdan
rnek verilmigtir.
Yeni
atanmt;
bir hastane
yneticisi kendisine"Benimkat-
kim
ne
olmah?"
sorusunu
sormugtur.
Bu, byk
ve
ok
tanmmig
bir
hastanedir. Amaotuz
y11dirnne
gvenerek
yenilik
yapmamigtir.
Yeni
ynetici,
en
byk
katkismm
nemli
bir
konudaiki
yil
iinde
mkemmellige eriymek
olacagina karar
vermig
ve
Acil Servisile
Travma
Merkezi
-her
ikisi debykve
bakimsizdi-
zerinde yogualagmay1
tercih
etmigtir. Yeni ynetici bir Acil Odas1'ndan
ne
iste-
necegini
ve
performansm1n nasil
llecegini
bagtan
sona
dgnmtr.
Acil Servis'e
gelen herhastanin
teerbeli bir
hempire
tarafmdan
60
saniye ierisinde
grlmesi gerekti-
inekarar
vermigtir.
Oniki
ay
iinde, bu
hastaneninAcil
Servisi
btn
ABD
iin model haline
gelmigtir. Bu dn-
m
hastanede
standartlarin,
disiplin
ve
llerin
olabile-
cegini
gstermigtir.
Bundan
sonraki
iki yll iinde
hastane-
nin tm degigmistir.
197
Bu yzden, "Benim
katkim
ne
olmalidir?"
karari

unsuru
dengelemektedir.
nce"Durum
neyi
gerektiriyor?"
sorusu
gelir.
Sonra"Yapilmasi gereken
geye,
gcm, allyma
yntemim,
de-
gerlerimle
ben
en
byk katktyi
nasil yapabilirim?"
sorusu
gele-
cektir.
Nihayet, "Fark yaratmak iin
hangi sonular almmak
zo-
rundadir?"
sorusu
vardir.
Bu
bizi,
hareket sonularma
gtrr: Ne yapilacak;
nereden
baglanacak; nasil
baglanacak; hangi
hedefler
ve
bitirmetarihleri
belirlenecek?
Tarih
boyunca,
ok
az
kipinin
seim
yapma
gansi
olmuytur.
Grev onlara doga
veya patron
tarafmdan
yklenmigtir.
Byk
lde
igi
yapmalari gereken
yntem de
aym
gekilde
belirlen-
migtir.
Beklenen sonular
bile
belirlenmigtir. Bununla
beraber
"insanm
baymabuyruk
ahqmasi" zgrlk
degildir. Ehliyettir.
Sonu
yaratmaz,
Katkisi olmaz.
Ama
"Nasil bir katkun
olmah?"
sorusu
kipiyezgrlk
tanir.
nk
zgrlk verir.
IV
ligkiSorumlulugu
okaz
insan
kendi kendine
ahyir
ve
kendi kendinesonular
elde
eder. Bunu
yapan
birka byk
ressam,
birka
byk bili-
madami;
birka byk
sporcu
vardi.
nsanlargenellikle
bagkala-
riyla
ahgir
ve
onlar aracihgiyla etkili
olurlar.
sterbir organizas-
yona
bagh
bulunsunlar
isterbagunsiz olsunlar
budurum
geerli-
dir. Itiginin
kendi kendini ynetmesi
iligki sorumlulugunn alma-
yi
gerektirir.
Bunun
iki blmvardir.
Birinci
blm, kipinindiger insanlarindakendisi kadar zel-
likleri olan
bireyler
oldugu
geregini
kabul
etmesidir.
nsangibi
davraumaktaisrar ederler.
Bu onlarin
da
glerinin oldugu anla-
198
mina
gelir. Bu
onlarm
dabir igi yaparken
kendi
yntemleri oldu-
gu
anlamina gelir. Bu onlarin da degerleri
oldugu anlamma
gelir.
Bu
nedenle,
etkili olmak
iin
kigi birlikte
aligtigi insanlarm g-
lerini,
performans
biimlerini
ve
degeflerini
bilmek
zorundadir.
Bu ok
aik
gibi grnr, Ama ok
az
kigi buna
dikkat
eder.
Tipik rnek, ilk atandiklari grevlerde okuyucu olan
biri
iin aligan
insanlardir.
Bu
kipilerbu
nedenle
rapor
yazma
konusundaegitilmiIerdir.
Bir sonraki amirleri
bir dinleyi-
cidir.
Fakat
bu
insanlar yeni
patrona rapor yazmaya
de-
vam
ederler. Bagkan J ohnson'un asistanlarinin,
kendileri-
ni
ige
alan J ack Kennedy
bir okuyucu
oldugu
iin
J ohn-
son'a da
rapor
yazmayi
srdrmeleri
gibi. Kaimlmaz
ola-
rak,
bu
insanlar
sonu
alamazlar.
Aym gekilde, yeni
pat-
ronlari
onlarin
aptal,
yetersiz, tembel olduklarim
dgnr.
Bagarisiz
olurlar Bunu nlemek iin yapilmasi gereken
tek
ey
patrona
yyle
bir
bakip "Nasil aligiyor?"
diye
sor-
maktar.
Patronlar
organizasyon
gemasmda
ne
bir
unvan
ne
debir
"fonk-
siyon"durlar.
Onlar
yaptiklari
igi
yapmaya
yetkili bireylerdir.
Onlari gzlemlemek,
nasil
aligtiklarim anlamak,
ve
kendilerini
patronlarin
etkili
oldugu ynteme
adapte
etmek
ahyanlarin
y-
kmllgdr.
rnegin,
ilk
olarak rakamlari grmek isteyen patronlar
var-
dir.
General Motors'taki Alfred
Sloan
bunlardan
biriydi.
Kendisi
fmansi degildi,
ama
kuvvetli
pazarlama
igdleri
olan
bir
m-
hendisti.
Bir mhendis
olarak
da
nce
rakamlara
bakmak zere
egitilmigti.
General
Motors'taki
en
yetenekli
gen
idarecilerden
daha
yukartlara ikamadilar, nk Sloan'i gzlemieme-
diler.
Rakamlarla vakit harcamadigi srece,
ona
bir
yeyler
199
yazmanm
ya
da
anlatmanin
bir
yaran
olmadigmi anladi-
lar. Dosdognl
ieri girip raporlarini sundular.
Sonra
rakam-
lan gtrdler.
Ama
bu
arada
Sloan'i kaybettiler.
Daha
nce sylendigi
gibi okuyarak
grenen birinin
dinleyi-
ci, dinleyerek
grenenbirinindeokuyucu
olmasi
mmkndegil-
dir. Ama
herkes hoybir
sunu;
konugmasi
yapmayi veya iyi
rapor
yazmayi
grenebilir.
Patronun
igini
yapmasmi
saglamak
astmigi-
dir.Bu
dapatrona bakarak
"Gleri Nelerdir?"
"Nasil
ahylyor?"
"Degerleri
nelerdir?" sorularim
sormayi
gerektirir.
Patronu
"ida-
re
etmenin"
sirri
buradadir.
Kigi
ayni
geyi
birlikte ahytigi
tm insanlara
yapar.
Her biri
kendi bildigi gibi
aligmaktadir.
Ve
her biri kendi
bildigi gibi
a-
ligmayayetkilidir. Performanslari nasildir
-her
birininki
farkh
olacagabenzemektedir. Etkinligin
ilk
sirri
insanmbirlikte
alig-
tigi
ve
bagh
oldugu
insanlari
anlamasi,
onlarm
glerinden,
on-
larmahyma
yntemlerinden, onlarm
degerlerinden yararlana-
bilmesidir.
nk
i; iligkileri
i; kadar kipiyi de
esas
ahr.
Kigininkendini
ynetmesi
ve
etkin
olabilmesi
iin ikinci
gey
iletigim sorumlulugunu
almaktir.
nsanlar
ne
gibi
glerinin ol-
dugunu; nasil ahytiklarmi;
degerlerinin
ne
oldugunu,
ve
zel-
liklekatkilarmm
ne
olmasi gerektigini
dtip
sonu
ikardik-
tansonra
gunlari sormak zorundadirlar:
"Bunukimin
bilmesi
ge-
rekir?
Ben
kimebagliyim?
Bana
kimbagh?" Sonra gidip
bunlart
insanlara
anlatir. Bunu onlara
bir mesaj verecek gekilde
yapar.
Eger kargisindaki okuyucuysa
not
yazar,
dinleyiciysekonuqur.
Ne
zaman birkurumda
igebaglasam,
banance
oradaki"ki-
ilikatigmalari"
anlatildi. Bunlarm
bykkismi birinin,
di-
gerinin
ne
yapttmi, igini nasil
yaptigmi,
veya
nasil
birkatki
zerinde yogunlagtigim
vene
gibi sonular
bekledigini
bil-
memesinden
kaynaklanmaktadir.Bilmemelerinin nedeni
sor-
mamalari
ve
dolayislyla sylenmemig
olmasidir,
200
Bu insamn
aptalligmdan
ok
insanhk tarihini
yansitir.
ok
yakm
zamanlara kadar
bunlari birine
aniatmak gereksizdi.
Ortaag
gehrinin bir
mahallesinde herkes
aym
igi yapardi.
Bir
sokak
kuyumcular,
bir
sokak ayakkabic11ar
ve
bir
so-
kak
silah yapanlarin olurdu. (J aponya'nm Kyoto
gehrinde
hl
mlekiler sokagi, ipekdokumacilar
sokagi,
lake
tah-
ta
igleri yapanlar sokagi
vardir).
Bir
kuyumcudigerlerinin
ne
yaptigim,
bir
ayakkabiet
digerbir
ayakkabicminne
yap-
tigmi, bir
silahi
diger
silahmm
ne
yaptigmi
gayet
iyi bi-
lirdi. Bir
gey
aiklamaya
gerek yoktu. Ayni
gey
bir
vadide
kar kalkar kalkmaz
herkesin
aym
rn
ektigi
topraklarda
da
geerliydi. Birinin kompusuna patates
ekecegini syle-
mesine gerek
olmazdi
-kompu
da
aym
geyi,
aym
zamanda
yapm1;
olurdu.
Sadece
birka
profesyonel
"ahyilmigm"
digmdaigler
yapardi.
Kendi
baglarina
ahytiklarmdan, onlarm dakimseye
ne
yaptikla-
rim
sylemelerine gerek olmazdi. Bugn farkh
igler
yapan
in-
sanlar
bir
arada ahqiyorlar.
Daha nce
syledigimiz gibi,
pazarlama
baykan
yardimet-
si
satig
iginden
geligi iin
satig
hakkindaher
yeyi
bilir.
Fa-
kat,
promosyon ve
flyatlandirma,
reklam, paketleme
ve
satig
planlamasi hakkmda
hibir
gey
bilmez; bunlarmhibirini
yapmamigtir.
Pazarlama bagkan yardimcisma
ne
yapmaya
ahytiklarim;
niin
yapmaya
ahqtiklarim;
nasil yapacak-
larmi
ve ne
gibi
sonuIar
beklediklerini
anlatmak
bunlari
yapan
kipilerin
ykmllgdr.
Eger
pazarlama
bagkan yardimcis1
bu
ok
bilgili
uzmanlarin
ne
yaptigim
aniamazsa bu
onlarin hatasidir, bagkan
yardimcisi-
mn
degil. Ona
sylememiglerdir. Onu
egitmemiylerdir.
Buna
kar-
gihk, pazarlama bagkan
yarduncisi
da
aligtigi
herkesin onun
201
pazarlamaya
nas11
baktigmi,
hedef1erinin
ne
oldugunu,
nasil
a-
hytigim,
kendinden
ve
onlarm
her
birinden
neler
bekledigini
an-
ladiklarindan
emin
olma
sorumlulugunu
tagir.
ligki
sorumlulugunun
nemini anlayan insanlar
bile genel-
likle sz
konusu
geyleri evrelerindekilere anlatmaz
veya
sor-
mazlar.
Kstah, merakh
veya
aptal
olduklarimn
dgnlmesini
istemezler. Yamlirlar. Biri
ne
zaman
gider
ve
"Benim
iyi
yapti-
gim
is budur.
Byle
aligirim. Degerlerim
bunlardir.
zerinde
yogunlagtigimkatkive
benden
beklenensonular
bunlardir"derse,
yamt her
zaman "Bubilgiler ok faydah. Fakat neden
dahance
sylemediniz?"
olur.
"Gleriniz, nasil aligtig1mz, degerleriniz
ve
nerdiginiz
katki
hakkmda
bilmem gerekenler
nedir?
diye sordugunuzda
da
aym
reaksiyonu
al1rsimz.
Deneyimlerim
bununhibir istisnasinm
ol-
madigmi
gstermektedir.
Bir
bilgi iisi birlikte
aligtigi
insanlardan
-astlari,
stleri,
meslektaglari
veya
takim
arkadaylarindan-
davramplarm
kendisi-
nin
glerine
ve
ahyma yntemine
gre ayarlamalanni
isteme-
lidir. Okuyucular yardimc11anmn
onlart
yazi
ilebilgilendirmele-
rini, dinleyiciler
yardimcilarmm nce onlarla
konugmalarmi
v.b.
istemelidir. Bu yapildigmda
da, diger kipinin
reaksiyonu,
"Sy-
lediginiz
iintegekkr
ederim.
ok
faydal1oldu.
Ama
bunuben-
den niye
dahance istemediniz?" olacaktir.
Kurumlar
artikbaski zerine
kurulmuyor.Gven
esasma
daya-
nan
kurumlarm
sayisi
giderek
artryor.
Gven
insanlarm
birbirin-
denhoglandigt anlamma
gelmez, Bu nedenle
iliyki sorumlulugu
almak
kamilmazdir. Bu
bir
grevdir. Kigi
kurumunister yesi,
ister dam;mani,
ister
tedarikisi, ister dagitimcisi oisun,
birlikte,
birbirine
bagh
ahytigt
herkese
iligki
sorumlulugu
borludur.
V
mrnzn
kinci
Yarts:
Daha
nce syledigimiz gibi;
insanlik tarihinde
ilk kez, bi-
202
reyler
kurumlardan
daha
uzun
mrl
olacaklarini bekleyebilir-
ler. Bu
tamamen
yeni bir
tartigma
yaratmaktadir:
nsan
mrnn
ikinci yansmda
ne
yapmahdir?
nsan
art1k
otuz
yagmdayken aligtigi kurumun,
altmg
yagma
geldiginde
de
var
olmasim bekleyemez.
Aym
zamanda,
ogu
kim-
se
iin
aym
itekirk
elli yil ahymak ok zordtir,
Yipramrlar, siki-
hrlar,
iglerinde heyecam
kaybederler,
"i;
baymda
emekli olurlar",
ve
hemkendilerinehemde
etraflarmdaki
herkese
yk
olurlar.
Bu,
stn baanli insanlar,
rnegin nf ressamlar
iin
dogru
olmayabilir. Claude Monet
(1840-1926)
en
byk
empresyonist, grme
yetenegini byk
lde
kaybettigi
halde,
gnde
on
iki
saat
ahg1yor,
seksen yamda
hl
ga-
heserler
yaratlyordu. Post,
empresyonistlerin
belki
de
en
byg
Pablo Picasso
(1881-1973)
aym
gekilde,
doksan
yayinda lene
kadar
resim yapti,
yetmig yagmda yeni
bir
stil geligtirmigti.
agimizin
en
byk mzisyeni, spanyol
viyolonselist Pablo Casals
(1876-1973)
yeni
bir
para
icra
etmeyi
planliyor
ve
97 yaginda ldg gn bu
paray1 a-
hg1yordu.
Fakat bunlar
ok stn
bagarih
kigiler
arasinda
bile
ender grlr istisnalardir.
Modern fizigin
iki devin-
den
ne
Max
Planck
(1858-1947)
ne
de Albert
Einstein
(1879-1955)
kirk
yaymdan
sonra
bilimde
nemli ahyma-
lar
yapmiglardir. Planck'm
iki
meslegi
daha
vardi.
1918'den
sonra
-60
ya1nda- Alman
bilimini
yeniden
dzenledi.
1933'de Naziler tarafindan emekli olmaya zorlandi.
1945'te
90
yagma
yaklaymtyken Hitler'in
dggnden
sonra
yeni-
denbaglad1.
Fakat Einstein k1rkl1
yaglarinda emekliye
ay-
rildi
ve
"nl
adam" olarak
kaldi.
Bugn
yneticinin
"orta
ya;
krizi" hakkinda
ok
gey
konuqulmaktadir.Bu
ogunlukla
can
sikintisidir. 45
yagm-
daki
ogu
ynetici
mesleginin zirvesindedir
ve
bunu bilir.
Yirmi
beg
yil
aym
igi
yaptiklarmdan
iglerini
ok iyi
bilir-
203
ler. Fakat artik
daha
fazia bir
gey
grenmemekte;
dahafaz-
la katki
saglamamakta
ve
igle
ilgili
mcadele
ve
tatmin
beklememektedirler.
40 yll aligan el
iileri
-rnegin
elik
imalathanesi
veya
bir
lokomotif
kabinindeahyanlar-
normal ortalama
mrlerinin
so-
nuna
gelmeden,
yani geleneksel emeklilik
yagma
bile
gelmeden,
fiziksel
ve
kafa
olarak
yorulurlar. Artik
"bitmig"lerdir.
Eger
ha-
yatta kal1rlarsa
-ortalama
mrleri 75
yaga
1kmigttr-
on
beg
yll-
larim
dahibir
gey
yapmadan,
golf
oynayarak;
baliga giderek,
kkhobileriyle
vb. ugraarak geirmekten
olduka
mutludur-
lar.Fakat
bilgi
iileri
"bitmemig"lerdir.
Her tr
kk
gikyetle-
rine
kargm
mkemmel
bir
gekilde aligabilirler.
Ancak,
otuz
ya-
mdaki iiye pek
heyecan
verici
gelen bir
iy
elli
yagma
geldigin-
de
onu
sikmtidan
ldrebilir.
Yine
debir
on
bey
ya
da
yirmi
yll
daha
igedevamedebilir.
Kendi kendini ynetmek, bu nedenle, mrlin
ikinci
yarisma
hazirlanmayI
giderek
dahafazia gerekli k11acaktir.
yamt
vardir:
Birincisi,
ikinci
ve
farkl1
bir igebaglamaktir (Max
Planck'm
yaptig1 gibi).
Genellikle
bubir kurumdan
bagkatr bir kuruma
gemek
demektir.
Buna tipik
bir
rnek,
Amerika'daki
orta kademe
iIetme
yneticileridir.
45
veya
48 yaylarma
geldiklerinde
ocuk-
lari bymgolur,
emeklilige
hak kazanmtylardir.Byk
bir kismi hastane, niversite
veya
kr
amaci
olmayan
bir
kuruma geerler. Birok
durumda
aym
tr igte
kalirlar.
Byk
bir girkette
blmkontrolrolan
kigirnegin
orta
byklkteki
bir hastanede
kontrolr
olarak
ahgir.
Ama
giderek
artan
sayida
insandabagka
bir i;
alanma
kaymak-
tadir. rnegin
AmerikanProtestan teoloji
seminerlerinde-
kigrencilerinortalamayag125degil45'tir.lkmeslekleri
204
iy
veya
devlet dairesinde
bazilari
tip
alaninda
olmuy
ve
sonra
ocuklari
byynce
papazhga ynelmislerdir.
ABD'de
olduka
ok-say1da orta-yagh
kadin, bir
girket
veya
yerel
devlet dairesinde
yirmi yil ahvip
alt
dzey ynetici pozis-
yonuna
kadar gelmig,
sonra,
45
yaginda, ocuklarmi bytm
olarak "Hukuk Fakltesi"ne girmigtir. Bukadmlar drt yll
sonra
kendi evreterinde
ikinci derecede
avukathk
igleri
yapmaya
bag-
larlar.
lkiglerinde
mtevazi bir baan elde
etmig,
sonra
byle
ikinci
bir
meslek edinmig
insanlarla ilgili
daha
ok rnek vardir. Bu
insanlarin degerli
becerileri
vardtr.
aligmayi
bilirler.
Bir toplu-
ma
ihtiyaIari
vardir
-ocuklar
gittikten
sonra
ev
bogtur. Gelire
de
ihtiyalan
vardar. Fakat
hepsindente,
mcadeleye ihtiyalan
vardir.
Paralel Kariyer
nsanm
mrnn
ikinci yarisinda
ne
yapacagi
sorusuna
ikinci
yamt,
paralel
meslek
geligtirmektir.
zellikleilk iginde
baanh
olan
ok sayida
insanyaptigi
iyte
yirmi- yirmi beg y11kahr. Birogu cret
aldiklan asil
itehaflada
kirk
veya
elli
saat
ahymaya devam
ederler.
Bazilari
tam
gnden
part-time'a geerler
veya
danigman olurlar. Fakat
o zaman
ken-
diferi iin
-genellikle
kr
amab
olmayan
bir kurumda-
ogu kez
haftada bir 10
saatierini
daha
alacak paralel
bir iq
yaratirlar. r-
negin
kiliselerinin
idaresini
veya
Yerel Kiz zciler
Konseyi'nin
bagkanhmt
ahrlar;
korunmaya
muhta kadm siginma evini
y-
netirler; ocuklarin
ktphanecisi
olarak
yerel kamu ktphane-
sinde
ahyirlar; yerel okulun idare
heyetine
girerler v.b.
nc
yanit
-
"sosyal
girigimlerdir". Bunlar
genellikle
ilk
mesleklerinde,
igadami, doktor, danigman, niversite profsr
olarak ok bagatili
olmuy
kipilerdir.lerini
severler, fakat
artik
205
heyecanlari
kalmamigtir.
Yapmakta olduklan
igi giderek daha
az
zaman
ay1rarak srdrrler.
Fakat
bir
ige, genellikle
kr
amaci
olmayan
bir
faaliyete
baglarlar.
Yazar Bob Buford'dan
baglayarak-
bazi
rnekler verelim,
Buford ok
bayarihbir
televizyon
ve
radyo
igi kurmuytur.
Bu igi hl yrtmektedir. Fakat
nce Amerika'da
Protes-
tan kiliselerininyagamalarim saglamak
iin
kr amah ol-
mayan
bagarih
bir
kurumkurmuytur.
Simdi
de, diger
sos-
yal girigimcilere
esas
iglerini srdrrken kendi zel,
kr
amali olmayan girigimlerini
nasil
yneteceklerini
gret-
mek iin,
ayni
derecede
bagarili ikinci bir
organizasyon
kurmaktadir.
Hayatlarinin
"ikinci
yarismi" ynetenler
her
zaman
sadece
azmlik olarak kalacaklardtr.
ogunluk
gimdi yapttgini
yapmaya
devam
edecek,
yani
isteykenkenara ekilecek,
sikilmig, rutin
ig-
lerini
srdrrken emekliligine
ka yll
kaldigin1
sayacakttr.
Fa-
kat bu
azmlik,
yani ortalama aligma sresinin
uzamasmi hem
kendiferi hem
de
toplum iin
bir firsat olarak
grenler, gittike
toplumda
lider
ve
rnek haline geleceklerdir. Gittike
artan
"ba-
part
hikyeleri" olacaklardir.
nsanm
hayatinm ikinci
yarisim
ynetmesinin
bir
parti
vardir:
bunubudneme girmeden ok nce yaratmak.
Otuz
yil nce,
ortalama
abyma
mrnn hizla
uzadigi
ilk
fark edildiginde,
ogu gzlemci
(ben
dahil) Amerika'mn
kr
amah olmayan
kurumlarinda gnll ahyacak
emek-
lilerin
sayismm
artacagma
inandik. Byle olmadi.
Eger
insankirk
ya;
veya
ncesinde gnll
hizmete
baglamaz-
sa,
altmigmi geince gnll olmayacaktir.
Ayni
gekilde,
bildigim
btn sosyal girigimciler
setikleri
ikinci
206
igte
aligmaya
esas
iglerinde
zirveye ulagmadan
ok
nce bagla-
miglardir.
Kendini ynetmenin
bilgi
iisi iin, ikinci
bir byk ilgi
ala-
m
geligtirmek
ve
bunu
bir
an
nce
yapmak anlamma
gelecek ol-
masmm
bir
nedeni
daba
vardir.
Hi
kimse hayatinda
veya
iginde
ilerlemesini engelleyecek
ciddi
bir
geylekargilaymadan
yagamayt
bekleyemez.
inin
ehli mhendis
42yagmdayken, girkettebekledigi
yere
bagkasi
gemigtir. Deneyimli kolej gretmeni 42 yaginda
ilk tayin
oldugu
kk
okulda
sonsuza
kadar kalacagim
hibir
zaman
byk bir niversitede profesr olamayaca-
gmi-
gerekli
niteliklere
sahip olsa
da-
anlamistir.
Insamn
aile
hayatmda
-boyanma,
ocugunu
kaybetme gibi yagadi-
gi
trajediler vardir.
O
_halde, ikinci bir byk ilgi
-
her
geyi
degigtirebilir. Terfi
ettitilmeyen mhendis
artik iginde ok bagarih
olmadigmi
bil-
mektedir.
Fakat
digandaki faaliyetinde
-yani
mahalli kilisenin
muhasebecisi
olarak- bagarih
olmu
tur ve
olmaya
devam
etmek-
tedir.
nsamnkendi
ailesi dagilabilir,
ama
digandaki
faaliyetleri
sayesinde
hl bir
evreye
sahip olabilir.
Bu, baanmn nemli
oldugu
bir toplumda gittike artan bir
nem kazanacaktir.
Gemigtebyle
yeyler yoktu. Byk bir ogunlugun
eski
ngilizduasmdaki
gibi
"layik
olduklari yerde"
kalmaktan
bagkabir beklentisi
yoktu. Tek hareketlilik geriye gidigti.
Bilgi toplumunda,
herkesin
"baanli"
olmasmi
bekleriz.
Fa-
kat
bunun
mmkn olmadtgi aiktir.
insanlarmpek ogu iin,
en
fazla, bagarisiz
olmamak vardir
nk
baanmn
oldugu yerde,
bagarisizhm
olmast zorunludur.
O
zaman
bubirey
iin
-onun
207
ailesi iin de- katkida
bulundugu,
fark yarattigi
ve
hattri
sayihr
biri oldugu
bir
alanm
varligi hayati
nem
tagir.
Bu, ikinci bir
meslek
oisun, paralel
i;
veya
sosyal girigim oisun,
lider
olma,
sayg1
grme,
bagarili olma firsati
veren
ikinci bir
alanm
olmasi
demektir.
Daha nceki
blmlerde
anlatilan degigiklik
ve
tartigmalara
kiyaslabasit
olmasa
da, Kendini Ynetme
konusundaki degigik-
lik
ve
tartigmalar
ortadadtr.
Yanitlar ok
aptalca
grnecek
kadar
aiktir. Elbette, daha nceki blmlerdeki
birok konu
-rnegin
Degigim Lideri olmak
veya
Enformasyon
Tartrymlari'ndaki
bazi
konular- ok daha
karigtktir,
ve
daha geligmig, daha
zor
politika-
lar, teknolojiler, metodlar gerektirit. Fakat nceki blmlerde is-
tenilen ogu yeni davramp
-yeni
politikalar,
teknolojiler, metot-
Iar-
EVRM sayilabilir.
Kendini ynetmek
insan iligkilerindebir
DEVRM'dir.
Bi-
reyden,
ve
zellikle bilgi
fyisinden yeni
ve
ncesi
olmayan
gey-
ler ister. Her bilgi iisinin
st
Dzey Ynetici gibi
dgnmesini
ve
davranmasm1 talep
eder.
Aynt zamanda, ogumuzun
-hatta
daha
gen
neslin-
hl dogru kabul
ettigi
dgnce
ve
hareket
tarzm-
dan, bilgi
iilerinin dgnce
ve
hareketlerinde neredeyse 180
derecelikdegigiklik
olmasmi gerektirir.
Sonuta,bilgi
iileri,
ilk
olarak
bir
nesil
evvel
ortaya
ikmigtir.
Fakat
-ileri
geregi
veya patron
tarafmdan- kendilerine syle-
neni
yapan
el
iisinden, kendi kendilerini
ynetmek
zorunda olan
bilgi iisine geig
sosyal
yapiyi
derinden
sarsmaktadtr.
nk
meveut her
toplum,
en
"bireyselci"
olanlar
bile, bilinaltmdada
olsa
iki geyi kabul
eder:
Kurumlar
insanlardan
uzun
mrldr;
ve
ogu insan yerinden kumldamaz. Kendini
ynetme bunun
neredeyse
tamamen
ziddi realitelere
dayamr:
iler
kurumlar-
dan
uzun
mrldr
ve
bilgi iisinin
hareket serbestisi
vardir.
ABD'de HAREKET SERBESTSkabul grmgtr.
Ama
ABD'de bile kurumlardan
uzun
mrl
iiler
-ve
bununlabir-
likte insan hayatmmikinci
ve
farkh
yarisma
hazirkkh
olma
ih-
208
tiyaci- hemen hemen kimsenin
hazir
olmadigi
bir devrimdir. Var
olan
kurumlarm
hibiri, rnegin pimdiki
emeklilik sistemi
de
hazir
degildir. Ama geligmig dnyanm geri
kalamnda
HAREKETSZ-
LK
beklenir
ve
onaylanir.
Bu
"istikrar"dir.
rnegin,
Almanya'da hareket
serbestisi,
yakm
zamana
ka-
dar,birey
10
ya
da
en
ge
16
yayma
gelince bitiyordu. Eger
ocuk 10yaginda Gymnasium'a girmediyse, niversiteye
gitme
gansim
kaybediyordu.
Gymnasium'a gidemeyen
byk
ogunlugun,
15
veya
16yagindamakine ustasi, ban-
kamemuru,
ahi
olmak zere girdigi iraklik messesi
-
geriye dnlemez
ve
degigtirilemez bir biimde- mrnn
geri kalan blmnde
ne
iyyapacagma karar
verirdi.
Kigi-
nin
irak
oldugu
iyten bagka bir igegemesi kesin bir
bi-
imde yasakfanmig olmasa
da,
pek uygulanan
bir
yey
de-
gildi.
Fakat
en
byk
meydan okumayla
kargi karglya
olan
ve top-
lumda
en zor
degigiklikleri yapmak
zorunda
bulunan toplum
son
elli
yilm
en
bayanhsi J APONYA'dir. J aponya'nm
bagarist
byk
lde
organize olmug
hareketsizlige,
yani
"mr
boyu
istih-
dam"m getirdigi
hareketsizlige
dayanmistir. mrboyu istihdam-
da bireyi
yneten
kurumdur. Tabii bunuda, bireyin seimi
yok-
tur
varsay1mindan
hareketle
yapar.
Birey ynetilmektedir.
Dilerim J aponya, mr boyu istihdamm sagladigi sosyal
den-
geyi, toplumu
-ve
sosyal
ahengi-
korurken, bilgi igi
ve
bilgi
ii-
lerinin
sahip olmasi
gereken hareketliligi yaratacak bir zm de
bulacaktir.
J aponya'am kendi toplumu
ve
sivil
uyumn
tehlikede-
dir. J aponya'nm zm bir
model saglayacaktir-
nk her l-
kede igleyen bir toplumun baghhga ihtlyaci
vardir.
Yine debaga-
rili
bir J apon ok farkli bir J apon
olacaktir.
Aym
gey
geligmig her lke iin geerlidir. Kendini ynetebi-
len
ve
ynetmesi gereken bilgi iisinin ortaya
ikigi
her toplu-
mu
degigtirmektedir.
209
Bu kitabm
amaci
YNETM
TARTISMALARI ile
smirh
kal-
maktir.
Bu
son
blmdebile, bireyden,
yani bilgi iisinden
sz
edilmigtir.
Fakat bu
kitapta tartigilan degigiklikler ynetimden
teye gitmektedir. Bireyin
ve
kariyerinin
tesine gemektedir.
Bu kitabm
ashnda
ele
aldigi
konu
TOPLUMUN
GELECEDR.
210

You might also like