You are on page 1of 192

GRAMER TERMLER SZL -Aabartma (Alm. Hyperbol; Fr. hyperbole; ng. hyperbole; Osm.

mbala) Sz biliminde bir duyguyu, bir dnceyi veya bir olay ar derecede byterek veya klterek anlatma: Kalbimin derinliklerinde dalgalanan ummanlar. ncir ekirdei kadar akl var. Bu adam orman ays. Bu kz peri gzeli vb. ak ereltileme bk. deyim aktarm. ak hece (Alm. freie Silbe, offene Silbe; Fr. syllabe ouverte; ng. open syllable) Bir nl ile biten veya bir tek nlden oluan ve nls ksa olan hece: a-ra-ba, ba-ba, bu, kuru-cu, o, su, u, ya-ya, ye-ni vb. Aruz vezni ile yazlm iirlerde uzun nl ile biten heceler kapal hece deerindedir, bk. kapal hece aklama cmlesi (Alm. Apposition; Fr. apposition; ng. apposition; Osm. bedel, atf- beyan) Ana cmlede anlatlmak istenen duygu ve dnceyi daha ok aklamak ve pekitirmek iin kullanlan cmle veya cmleler. Aklama cmlesi, bir nceki cmleye yani, yle ki, demek ki gibi sonu ve aklama balants kuran kelimeler ile de balanabilir. Kyller k aylarn ocak banda aylak geirirken kasabaya kan ykleriyle odun ekiyor, szn ksas dev gibi alyordu (K Tahir, Kyn Kamburu, s. 11). Seferberlik olmasa, biz bu ekinden bu kadar daha alrdk Hafz olum, dedi, alrdk da koyacak yer bulamazdk. (K. Tahir, gst. e., s.260). Her zamanki gibi ilk anlalmamazlk burada da grld, yzler hayret iinde krt (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri, s. 132). Ama gene sanat olmuyor, sanata benzer bir ey oluyor, yani muvazi gidiyorlar (A.H. Tanpnar, Huzur, s. 164). Nihayet yava yava yreini rahatlandran karl buldu: Nedimeyi hsan adam etmiti. erke dady da makinist olu ...Yani onlara, gece gndz anlyacaklar dille uramlar, bkmadan, usanmadan, kzp darlmadan sylemilerdi" (EL Tahir, Esir ehrin nsanlar, s. 283). yi anlamadm grnce: Yani, parasz devlet talebesi oldum, dedi. (R.N. Gntekin, Miskinler Tekkesi, s. 183.). Trkiyemizde bugn her iki parti de hem iktidarda hem de muhalefette bulunmulardr. Yani, her iki partinin muhtelif zihniyetlerini, politikann her iki kutbunda gryor ve serinkanllklarn lmek imknna malik bulunuyoruz. (Bedi Faik, Efendime Syliyeyim, s. 86). Bir daha yapmam diye bardka benim dizlerimin ba zlyordu, deceim sanyordum (A. Rasim, Falaka s. 112). Tren hzn dryordu; istasyona giriyordu (T. Bura, Yalnzlar, s. 147). O zamana kadar yapmad bir eyi yapt; ay smarlad (T. Bura, gst.e. s.

105). kinci Kosova'dan sonra o zamann en byk ordu kudreti olan Macaristan, artk kendi varln mdafaaya gemiti. Demek ki fethin saati almt (Y. Kemal Beyatl, Aziz stanbul, s. 40). Fakat bugn uzun bir cenk, bir esaret ve felket devresinden sonra stanbul'a dnp de yar sakat, isiz, parasz kalnca ve btn maln, eyasn elinden karp bir dilim ekmee muhta bir hak dnce bu vakay ve Yahudinin manal szlerini hatrlam, nihayet ite gelip frann kymetini sormutu. Demek be paralk bir deeri yoktu ha... (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri; Garip Bir Hediye, s. 136). Bu ekil, ben hibir vakit zihnimde hayatma verecek kat' bir karar dnmedim ve dnmee niyetim yok. Demek ki, senin beklediin tarzda bende bir karar yok. (H. E. Advar, Handan, s. 10). Bu szleri, bu bilgi eday, bu bir kk ocua yakmyacak heyecanlarla deiip karan kk ehreyi hi sevmemitim. Demek ki, ben yanlm deilim (R. N. Gn tekin, Miskinler Tekkesi, s. 178). Yine, deli enitemiz gayet kskant. yle ki, bu huyunu meydana koymaktan bile ekinmezdi. (A.. Hisar, amlcadaki Enitemiz, s. 127). O gece, ilk defa olarak azmdan dklvermiti. yle ki, syledikten sonra ben de szmn isabetine aakaldm (Y. K. Karaosmanolu, Atatrk, s. 105). Onunla babaa olduklar veya yalnz onunla megul olduu zamanlardaki gibi dnmyor yaamyordu. yle ki, kn ortasna doru kendisini hakikaten bu ruh danklna alm buldu (A.H. Tanpnar, Huzur, s. 278). aklayc (Alm. Appositiv; Fr. appositif; ng. appositive; Osm. bedel, atf beyn) Kendisinden nce gelen kelime veya kelime gruplarn daha ak ifade etmek ve anlam glendirmek iin kullanlan kelimeler veya kelime gruplar: Atatrk'n byk Nutuk'u, siyas ve mill tarihimizin birinci elden kaynak eseri, Trk hitabet san'atnn da dorua ykselmi bir aheseridir. (M. K. Atatrk, Nutuk, n Sz). Sonra acayip bir deiiklikle ellerine geirdikleri bu insan malzemesinin, bu kck ve canl eyin yerini almaya alyorlard. (A. H. Tanpnar, Huzur, s. 285). Sonunda yorgun, bitkin ve ii kapkaranlk, kendisini uykuya, kalbinin vur unu hzlandran kbuslarn arasnda, zaman zaman aranan noktalarn byk mjdeler gibi uyuturduu uykuya brakt. (T. Bura, Yalnzlar, s. 51). aklayc zne, aklayc nesne, aklayc dolayl tmle ve aklayc zarf tmleci durumunda olan kelime veya kelime gruplar da vardr. Bunlara bk. aklayc nesne (Alm. Appositiv; Fr. appositif; ng. appositive) Bir cmlede asl nesneden sonra gelerek onu daha belirgin duruma getirmek, nitelendirmek veya pekitirmek iin kullanlan ve yine nesne durumanda olan kelime veya kelime grubu. Bu davay, bu mukaddes vatann itil-y kat'sini temin edecek olan bu davay bugn bu mertebeye kadar getirdik. (M.K. Atatrk, Nutuk, s. 872). Azize, o kelebek ruhlu ocuk, sefir kars olmak

ve hayatn Avrupa 'nn kibar dnyasnda geirmek hlyasn kuran ssl kz, imdi Hasan Beyi, yani parasz ve mevkii, rtbesi yksek olmayan gen yeenini seviyordu.(H.E. Advar, Kalp Ars, s. 34). O kz, o zengin kz istiyorsun demek (H.Z. Uaklgil, Ferd ve reks, s. 197). Bunu dnrken Firdevs hanmn ehresini btn boylar ile sahte genlikler ile, gizlenen fer-sudelikleriyle o ehreyi gryordu, bu ehre o eski evin lm ruhu stnde ykselen yeni ev, yabanc evdi. (H.Z. Uaklgil, Ak- Memnu, s. 189). Kafamdaki eytann varlna indirdii darbeyi, manev iflsn asla duymuyor. (O. Seyfettin, Gizli Mabet, s. 70). Bu konuda kendisini, genlii n i ortaya koyan Bay Hidayet Koryrek, ok gzel konuuyordu (S. Kocagz, zmir'in inde, s. 16) vb. aklayac zne (Alm. Appositiv; Fr. appositif; ng. appositive) Bir cmlede zneden sonra gelerek onu daha belirgin duruma getirmek, vasflandrmak veya pekitirmek iin kullanlan ve yine zne durumunda olan kelime veya kelime grubu: Bu gen kz iin smail Tayfur, o kumral sal, uzun boylu, yeil gzl gen adam, herkesin her eyden baka bir ey olmutu (H.Z. Uaklgil, Ferd ve reks, s.37). Azize, o kelebek ruhlu ocuk, sefir kars olmak ve hayatn Avrupa'nn kibar dnyasnda geirmek hlyasn kuran ssl kz, imdi Hasan Beyi, yani parasz ve mevkii, rtbesi yksek olmayan gen yeenini seviyordu (H.E. Advar, Kalp Ars, s. 34). Bir sarkl hoca, Sait Molla, ngiliz karargh kaplarnda curnal verme nbeti bekliyordu (F.R. Atay, Atatrklk Nedir, s. 16). Kasabann gazete bayiliini de yapan fotoraf, Yavuz Ata'nn olu Serdar'n arkada Hilmi, bir nceki gnn tarihini tayan Cumhuriyet'i getirmiti (Tark Bura, Yamuru Beklerken, s. 37) vb. aklayc dolayl tmle (Alm. Appositiv; Fr. appositif; ng. appositive) Bir cmlede asl tmleten sonra gelerek onu aklayan ve ayn ad ekimi ekini alm olan kelime veya kelime gruplar: Mmtaz, yukarya, annesinin yanna kt zaman, demin gelen kadnn on sekiz, yirmi yalarnda bir kz olduunu anlamt (A.H. Tanpmar, Huzur, s. 21). Bu kk, dostlarna, bark dostlarna kar erefli yuvas (...) tutumluluunun bidesi deil miydi? (A.. Hisar, amlcadaki Enitemiz, s. 228). Her yaz iinde saatlerce vakit geirdiimiz, ieklerini ve aalarn suladmz bahemizden, gnl meskenimizden bir trl ayrlamadk. Okumaktan bitip tkenmez zevk ald kitaplarna, varlnn hayat kaynana yeniden kavumutu. nc gn, Talt da aramzda bulunduu hlde ona abdest aldrtarak ve kitaba -evde Mushaf bulunmad iin Mesneviye- el bastrarak byk bir yemin ettirdik ve mesele kapand. (R.N. Gnte-kin, Miskinler Tekkesi, s. 173). vb. aklayc zarf tmleci (Alm. Appositiv; Fr. appositif, ng. appositive)

Bir cmlede zarf tmlecinden sonra gelerek onu daha belirgin duruma getirmek ve aklamak iin kullanlan ve yine zarf durumunda olan kelime ya da kelime grubu: Bir gn ikindiye doru daireye urayan Behet Bey, kendisini Mabeynden istediklerini, sabahtanberi sada solda aratldn, hemen gitmesi lzm geldiini rendi (A. H. Tanpmar, Mahur Beste, s. 44). Ata Molla, genliinde, Mithat Paa muhakemesi srasnda saraya hizmet ettii iin insitab olanlardan saylrd (A. H. Tanp-nar, Mahur Beste, s. 51). O gece, yemekten sonra, naslsa Mahur Beste'den bahsedilmi, Molla bey hemen orackta, hl gzel olan o dik sesiyle, eliyle yemek masasnda tempo tutarak onlara bu her eyin stnde ak trksn okumu, sonra da Talt beyin hikyesini anlatmt (A. H. Tanpmar, Mahur Beste, s. 90). Bizim Kyn lodos taraf gayri meskndur. Orada fundalar yabani mee palamutlar, koca yemiler, al sprgeleri, bir trl aa hline gelemeden ama aac taklit edercesine geliir birbirinin iine girmi yaarlar. (S. F. Abasyank, Mahalle Kahvesi, s. 41). Yarn sabah sabah, karga bokunu yemeden kalkp onun evine gider, at at kapy alar, kim kapy aarsa, bilmem ne hanmn babas ile grmek istiyorum, derim ( S. F. Abasyank, Mahalle Kahvesi, s. 51). Handan'n snavnn hemen ertesi gn, bir ilkbahar sabah, Haydarpaa'dan yola ktlar (T. Bura, Yalnzlar, s. 74) vb. aklk (Alm.ffnungsgrad; Fr. aperture; ng. opening) nllerin olumasnda iki ene arasndaki aklk, nllerin oluma koullar bakmndan tadklar ak olma zellii, Lfalleri aklk bakmndan a, e, o, , u, , , i biiminde sralamak mmkndr; a ve e nlleri aklk bakmndan ve i nlleri ile ayn sraya konamaz, bk. ve kr. genileme, nl genilemesi. aklk derecesi (Alm. Offhungsgrad; Fr. aperture; ng. opening) 1. nllerin boumlanmalar srasnda az yolunun ve ene asnn genilik durumu bakmndan tad zellik a, e, o, , nlleri ile , i, u, nlleri aklk dereceleri birbirinden farkl olan nllerdir, bk. genilik derecesi 2. Bir nlnn boumlanmas srasnda ses yolunun kiilere ve azlara gre deiebilen alma durumu: ayar/yar, bayan /bayan, yarn / yrn, dnya / dny, gafil / gafil, marul / marul, sevda / sevda vb. ak nl bk. geni nl. ad (Alm. Substantiv, Gegenstandsrvort; Fr. substantif, ng. substantive)

1. Canl ve cansz varlklara, eitli somut ve soyut kavramlara ad olan kelime tr: Aye, Hasan, aa, yaprak, doruluk, incelik, ordu, toplum, bulu, ak vb. Adlar zel ad, tr ad, somut ad, soyut ad, topluluk ad gibi trlere ayrlr. Bunlara bk. 2. (Alm. Nomen; Fr. nom; ng. noun) Bir olu ve kl bildiren fiilin dnda kalan ve ad gibi ekilebilen kelime snflarnn tmne verilen ad; ad, sfat, zamir, edat, bala ve nlemi iine alan geni kapsaml ad; ad soylu sz: az, dil, pnar, incelik, ac, tatl, yrekli, yreksiz; ben, bizler, siz, sizler; yannda, gerisinde; fakat, ancak; evet, hayr, of, eyvah vb. ad bilimi (Alm. Onomastik, Namenkunde; Fr. onomastique; ng. onomastics) 1. zel adlar zerinde duran ve zel adlar, kken bilgisi (etymologie), tarih gelime, dil ve kltr sorunlar asndan inceleyen bilim dal. Bu bilim dalnn yer adlar (yer ad bilimi, toponymie veya toponomastique), kii adlar (onomastique) ve eitli corafi adlar zerinde duran alt dallar davardr. Corafi adlardan rmak, nehir, gl gibi su adlar zerinde duran dal hydronymie diye adlandrlr. 2. (Alm., Bezeichnungskunde, Onomasiologie; Fr. onomasiologie; ng. ono-masiology) Geni anlamyla, adlar kelime-kavram ilikileri ynnden inceleyen bilim dal. Trkede geni ad bilimi diyebileceimiz bu bilim dalnda herhangi bir kavramn sz gelii snav kavramnn dilden dile kelimelerle nasl anlatld (Ar. imtihan mihnetekme, ng. examination teraziye vurma, TT. Snav denemeye alma) ve bu anlatmda hangi etkenlerin rol oynad incelenir. ad cmlesi (Alm. Nominalsatz; Fr. phrase nominale; ng. nominal sentence; Osm. cmle-i ismiyye) Yklemi ekimli bir fiil deil ad veya ad soylu bir kelime olan ve cevher fiili eklerinin geni zaman, imdiki zaman ve gemi zaman ekimleri ile yargya balanan cmle: Ankara'da havalar yazn ok scaktr. Gz yamurlar yararldr. Ben bildiiniz kimselerden deilim. Sen daha pek kksn. Biz Adanalyz, siz nerelisiniz? vb. Hi amayan saat gibi iler durur kader, Bir gn saat alar... ok uzaktan gelir haber... Artk gne grnmez olur, gk buluttadr, Rahata dal, lm sonu gelmez bir uykudur (Yahya Kemal, Kendi Gk Kubbemiz, s. 99).

Bu adamn yaayp yaamamas arasnda bir fark yok (Bekir Bykarkm, Yoldaki Adam, s. 359). Gzelim, gencim., ama neye yarar, bir dilenci kadar fakirim (S. Ayverdi, Yusufuk, s. 67). Topran asl sahibi onunla dvendir (S. F. Abasyank, Btn eserleri 3, 119). Nar bahesi ok eskidir... Ktkleri kocaman kocamandr. ok gvdenin yars kurumu, yars yeildir. (Y. Kemal, Ortadirek, s. 35) ocuklar dn halalarnday-d. Sen kkken ok yaramaz imisin vb. ad ekimi (Alm. Deklination, Fr. declinaison, ng. declension; Osm. isim tasviri, ahvl-i ism) Cmlenin eitli eleri arasnda geici anlam ilikileri kurmak zere ad veya ad soylu kelimelerin durum ekleri alarak girdikleri ekim. Trkiye Trkesinde balca ad ekimi ekleri unlardr: yaln durum (eksiz, ykleme durumu eki +7, +17, nl, nU; ynelme durumu eki +A, +nA, Bulunma durumu eki +DA, kma durumu eki +DAn, lgi durumu eki: +In, +Un, +nln, +nlln. rnekler: i, i+i, i+e, i+te, i+ten, i+in; sen, sen+i, san+a, sen+de. sen+den, sen+in; okuduum, okuduum+u, oku-duum+a, okuduum+da, okuduum+dan, okuduum+un vb. Eski Trkede ve bugnk baz yaz dilleriyle lehelerde bunlara +A eitlik durumu, +In/ +Un vasta durumu, -GArU yn gsterme durumlar eklerini de eklemek gerekir. Dilimizde baz durumlarda bir kalnt biiminde +A eki yine sregelmektedir: ben+ce, gnlm+ce gibi. ile edatndan eklesen +IA eki de yava yava birliktelik gsteren bir ad ekimi ekine dnme durumundadr: ocuk+la, annen+le, baban+la vb. yelik ve okluk ekleri iin bk. iletme ekleri. ad ekimi ekleri (Alm. Kasus Endungen, Suffixe des Kasus; Fr. suffixes de cas; ng. case ending; Osm. ahvl-i ism) Adlarn birbirleri veya fiillerle olan geici ilikilerini belirleyen, durum gsterme kavramn karlamak zere aldklar eklerdir. Trleri ve rnekleri iin bk. ad ekimi. ad-fiil (Alm. deverbales Nomen; Fr. nom deverbal; ng. deverbal noun; Osm. fiilden mtak isim) Fiilin kk ve gvdelerine getirilen belirli eklerle fiilin bir ad gibi kullanlmas; ad gibi kullanlan fiil. Trke mAk, mA, -i/ -U ekleriyle yaplan trl ad fiil vardr: anla-mak, konu-mak, tart-mak; al-ma, tan-ma, gr-me; gel-i gid-i, sat-, tut-u, grn- vb. Ad fiiller zaman ve kii gstermezler, bk. mastar ve kl ad. ad-fiil grubu

-mAk, -mA, -I/-U ekleriyle kurulmu ve grup sonunda yklem grevi alm bir ad-fiil ile bunun anlamn tamamlayan zne, nesne, zarf ve yer tamlaycs elerinden oluan kelime grubu: itlembik almak iin yksek duvarlar aarak bu baheye bir defack girmek (O. Seyfettin, lk Den Ak, s. 83). Bu ksa konumann zemini, bir taraftan Trkln stanbul'u fethedinceye kadar geirmi olduu maceralara gz gezdirmek, bir taraftan da Trkln bu diyar ne kadar benimsemi olduunu... gstermekti (Y. Kemal Beyatl, Aziz stanbul, s. 28). nce insanlara bu erili dorulu dnceleri alama, sonra da onlardan kusursuz birer davran bekleme, olacak ey mi? Trkln Anadolu'ya, Rumeli'ye ve stanbul'a yerlemesi (Y.K. Beyatl, Aziz stanbul, s. 70). Bu her trl balardan zllerimiz ve hertrl manialardan azad olularmz (A.. Hisar, Boazii Mehtaplar, s. 205). Hasanllarla ran'n skdar'a kadar gelii ve Filistin'e kadar yry (Y.K. Beyatl, Aziz stanbul, s. 71). Atatrk'n Ankara'ya gelii ve daha sonra bu ehri bakent yapvh. bk. mastar ve kl ad. ad fiili bk. ek-fiil ad gvdesi: bk. ad taban ad kk (Alm. Nominalvurzel; Fr. radne nominale; ng. nominal root; Osm. cezr-i ism) Somut veya soyut varlklar veya onlarn vasf, durum ve ilikilerini gsteren ve yap bakmndan blnemeyen ad: el, ayak, ba, kol, i, ta, ot, ku, gnl, sar, yeil, i, alt, st, pek vb. ad soylu kelime Bir olu veya kl bildiren fiiller dnda kalan ad, sfat, zamir, edat, zarf, bala ve nlem trndeki btn kelimelere verilen genel ad; adn geni anlaml snrlar iinde yer alan fiil dndaki gramer blkleri: ba, ince, gzel, ben, biri, kendi, yukarda, imdi, ile, fakat, ancak, gzel, yazk! oh! vb. ad tabam : (Alm. Nominalstamm; Fr. theme nominale; ng. nominal stem) Ad veya fiil kk ve gvdelerinden yapm ekleri ile tretilen ad: kor-kun<kork-un, yerli<yer+li, basn<bas-n, tarm<tan-m, gzc<gz+c, gz-clk<gz+c+lk, tutucu<tutucu, birikim<bir+ik-imvb. ad tamlamas (Alm.Genitiv Konstruktion; Fr. rappurt d'annexion, rappurt pos-sessif; ng. possessive construction; Osm. terkb-i izafi) yelik balants ile birbirine balanm iki veya daha ok addan oluan tamlama. Trkede ad tamlamas, ilgi durumu eki alm tamlayan grevindeki bir adn, iyelik eki alm tamlanan

grevindeki bir adla tek bir kavrama karlk olacak ekilde birlemesi ile kurulur ve belirli ad tamlamas adn alr: ocuun oyunca, kapnn kolu, annenin ii, devletin gc. Tamlayan ilgi durumu eki almadan kurulmu olan tamlamalar belirsiz bir ad veya belirsiz bir kavram gsterdikleri iin belirsiz ad tamlamas diye adlandrlr: ocuk oyunca, ana st, kap kolu, kaldrm ta, dil tutumu vb. Her iki trde de ikiden fazla adn birletirilmesi ile oluturulan tamlamalar, zincirleme ad tamlamalardr: airin anlatmnn canll; hikayecinin zelliklerinin belirtilmesi; Trkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankas; St Endstrisi Mamulleri Kurumu vb. Bk. Zincirleme ad tamlamas. addan ad treten ek Adlara ve ad soylu kk ve gvdelere gelerek anlamca eskisinden farkl yeni bir anlam oluturacak biimde kelime treten ek: al/al+l, ba/ba+lk, gzel/gzel+lik, badem/badem+cik "boazn iki yanndaki minik organ", insan/insan+al, ak/ak+l, yol/yol+da, boyun/boyun+duruk, kk/kh+en, imdi/imdi+cek vb. bk. yapm ekleri. addan fiil treten ek Adlara ve ad soylu kk ve gvdelere gelerek anlamca eskisinden farkl yeni bir anlam oluturacak ve yeni bir olu kla karlk olacak biimde fiil treten ek: ba/ba+da--, bo/bo+a-, fsl/fsl+da-, dz/dz +el-, bo/bo+al-, ba/ba+ar-, yn/yn+et-, ta "dar"/ta+-, ge/gec+ik-, yad/yad+rga-, giz/giz+le, bek (<berk)/bek+le-, su/su+sa- vb. bk. yapn ekleri. addan treme ad (Alm. denominales Substantiv; Fr. nom denominal; ng. deno-minative noun) Ad kk veya gvdelerinden, addan ad yapma ekleriyle tretilen ad: balk<ba+hk, yazlk<yaz+lk, aalk<aa+lk, denizci<deniz+ci, gemici<ge-mi+ci, denizcilik<deniz+ci+lik, yurtta<yurt+da, Fara<Fars+a, Japon-ca<Japon+ca, erkeke<erkek+e, gizlice<gizli+ce, gelincik<gelin+cik, akl-l<akl+l, srekli<srek+li, uykusuzluk<uyku+suz+luk, sabahleyin<sabah+le-yin vb. addan treme fiil (Alm. denominales Verbum; Fr. verbe denominal; ng. deno-minative verb; Osm. isimden mtak fiil) Ad kk veya gvdelerinden, addan fiil yapma ekleriyle tretilen fiil: bekle-<bek+le--, dertle-<dert+le+-, susa-<su+sa-, oyna-<oy(u)n+a+, aldat-<al+da-t-, aar-<a+ar-, onar<on+ar-, tozut-<toz+u-t-vb.

adlandrma (Alm. Benennung; Fr. nomination, ng. naming) Somut veya soyut varlklara ve nesnelere ad verme: Bekir, Hatice, da, rmak, kii, peri, gzellik, yazlk vb. az1 (Alm. Mund; Fr. bouche; ng. mouth) Yzn aa ksmnda bulunan, sesin kmasna ve biimlenmesine yarayan organ. az2 (Alm. Mundart, Lokalsprache, Sondersprache; Fr. parler, parler local; ng. local dialecl, local language; Osm. ve) Bir dilin veya bir lehenin yaz diline oranla ve ounlukla ses, bazen de ekil, anlam ve sz varl bakmndan birbirinden az ok ayrlan konuma biimleri: Trkiye Trkesinin stanbul aa, Aydn aa, Konya aa, Nevehir az, Anadolu ve Rumeli azlar; Baku az, Takent aa, Kazan az, Avar aa, Dou Trkistan azlar, Harezm Ouz azlan gibi. az3 (Alm. Idiolekt; Fr. idiolede; ng. idiolect) Yetitikleri blge, meslek, evre ve renim farklar gibi etkenler ve kiisel eilimler dolaysyla, bir dilin kiiden kiiye deien kullanl ve konuma biimleri. Her yazarn kendine zg bir dil ve slp zelliine sahip oluu bundandr. az atlas (Alm. Sprachatlas; Fr. atlas linguistuque; tng. linguistic atlas, dialect atlas) Bir dilin veya bir lehenin azlarndaki ses bilgisi, ekil bilgisi zelliklerine ve sz varlna gre hazrlanm olan, bunlarn yayl alanlarn gsteren haritalarn oluturduu atlas bk. ve kr. dil atlas az sesi (Alm. Oral, oraler Laut; Fr. orale; ng. oral) Boumlanma yeri az olan ve cierlerden gelen havann geniz yoluna kaymadan az boluundan gemesi ile oluan ses. Trkenin btn asl nlleri ve m, n, dndaki btn nszleri az sesi niteliindedir, bk. az nls, az nsz. Kart geniz sesi. azsl bk. az sesi. azslama (Alm. Oralisierung; Fr. oralisation; ng. oralisation) Geniz seslerinin az seslerine dnmesi olay. Boumlanma zellii bakmndan ayn zamanda birer geniz sesi nitelii tayan n ve n nszleri ile, benzeme yolu ile sonradan genizsillemi olan baz nszlerin dorudan doruya veya yeni ses deimeleri ile ayrma urayarak n (n) > g, , y ekillerinde bir az sesine dnmesi. Bu olay bugnk yaz dilimizden ok, Anadolu azlarnda ve tarih dnem yaz dillerinde grlmektedir. Kktrk

metinlerindeki

n>g

deiimi

bunun

tipik

bir

rneidir:

bardn>bardg

(vardn),

bardiiz>bardgz vardnz, krtn>krtg grdn, bodunn>bodung milletin; Karayim lehesinde: atan>atey baban, barsan>barsey varrsan, Anadolu azlarnda: anlamak>annamak> anamak anlamak, sonra>sonna>sona, sonra, ona>oa ona, hammal>hambal. (Zeynep Korkmaz, Nevehir ve yresi Azlar, s. 91) vb. az nls (Alm. Mundlaut, Mundvokal; Fr. voyelle buccale; ng. oral voue) Boumlanma yeri az olan ve burun yolu kapal iken karlan nl. Trkenin btn asl nlleri az nlleridir, a, , o, u, e, i, , . az nsz (Alm. Mundlaut, oraler Laut; Fr. orak; ng. ora!) Boumlanma yeri az olan ve cierlerden gelen havann geniz yoluna kaymadan az boluundan gemesi ile oluan nsz: b, c, , d, f, g, , j, K I, r, s, vb. Trkede, ayn zamanda burun yolunun da boumlanmaya katld m, n, n nszleri dndaki btn nszler dorudan doruya az nszleridir. ahenk dura (Alm. Rhytmuspause; Fr. pause rythmique; ng. rhythmic pause) Anlatm etkili klmak iin sz iindeki kelime ve kelime gruplarn anlam ve ton farklarnn gerektirdii biimde birbirinden ayran ahenkli ksa duraklar: Ne mmkn/ zulm ile/ bdd ile/ imh-y hrriyet/ al/ idraki kaldr/ muktedirsen/ ademiyetten (N. Kemal). Ey Trk istikbalinin evld/ ite/ bu ahval ve erait iinde dahi/ vazifen/ Trk istikll ve Cumhuriyetini/ kurtarmaktr. Muhta olduun kudret/ damarlarndaki/ asl kanda mevcuttur (M.K. Atatrk, Nutuk, s. 608). Bin atl aknlarda/ ocuklar gibi endik. Bin atl o gn/ dev gibi bir orduyu yendik (Y. Kemal Beyatl, Akmalar, Ant. s. 734). Elvan ieklerden/ sokma bana //Kudret kalemini/ ekme kana //Beni unutursan/ doyma yana //Gez benim akmla yar/ melil melil (Karacao-lan, s. 37/47). Yalnz senin gezdiin bahede amaz iek //Bizim diyarmz da/ binbir bahar saklar //Kolumuzdan tutarak/ sen istersen bizi ek //ncinir dz caddede/ dada gezen ayaklar (F.N. amlbel, Sanat, Ant., s. 849) vb. bk. durak. ahenk bei (Alm. Rhytmusgruppe; Fr. groupe rythmiaue; ng. rhytmic group) Sz iinde anlamn gerekli kld biimde ksa ahenk duraklar ile birbirinden ayrlan ve ahenk vurgusunu tayan kelime etrafnda beklenen kelimeler grubu:

Ben bir Trkm/ dinim cinsim/ uludur; //Sinem zm/ ate ile/ doludur// nsan olan/ vatannn kuludur (M.E. Yurdakul, Cenge Giderken, Ant., s. 511). ksan ge/ buldum! diyerek/ gkyz saklar/, nsen yere/ ay^yldz iner/ yerde kucaklar/, Gzlerde/ gnllerde/ kurulmu oturursun/; Hislerde/ gslerde/ nabzlarda/ vurursun./ (M.C. Kuntay, Trkn ehnamesinden, Ant., s. 772). ahenk vurgusu (Alm. Betonung, Gefhlston; Fr. accent rytmique; ng. accentu-ation) Ahenk dura ile birbirinden ayrlm kelime beklerinde, ok kez vurgulu hece zerine den ve anlam glendirmek zere onun iddetini artran vurgu: Ey Trk Genlii/ Birinci vazifen/ Trk istikllini/ Trk Cumhuriyetini/ ilelebet muhafaza/ ve mdafaa etmektir. / Mevcudiyetinin/ ve istikbalinin/yegne temeli/ budur./ Bu temel/ senin/ en kymetli hazinendir. (M.K. Atatrk, Nutuk, s. 607). Dur yolcu/ Bilmeden gelip bastn Bu toprak/ bir devrin/ batt yerdir. Eil de kulak ver/ bu sessiz yn Bir vatan kalbinin/ att yerdir. (N.H. Onan, akl Talar, Ant, s. 921) vb. aitlik eki (Alm. vermischtes Suffix, pronominales Suffx; Fr. suffxe mexte, suffxe pronominal; ng. mixed suffix, pronominal suffix; Osm. aidiyet eki, lhika-i aidiyet) Adlardan zamir ve sfat olarak kullanlan adlar yapan, iinde bulunma, ballk ve aitlik grevleri tayan +ki eki. Zarflara dorudan doruya, teki kelimelere ilgi veya bulunma durumundan sonra gelen ek. Bu ek, dil benzemesine ve ok yerde dudak benzemesine uymaz. imdiki, yarnki, teki, benimki, sizdeki, evdeki, sokaktaki, dnk, bugnk, yandaki komununki, ierideki, kolundaki vb. akcama b, g, k gibi patlayc nszlerden biri ile h grtlak nsznn; r, 1, m, n, y gibi bol sesli akc nszlerden birine dnmesi: bnar>mnar"'p-nar", bunun>munun, binek da>minek da (GBAA. s 76); bindirdi>min-dirdi, gibi>kimi, felek>feley, tedbir> teybir, seksen>seysen, basd geldi> basd^yeldi (KA, s. 117); kevgir>keygir, Fehime>Feyime, ehit>eyit, zehircilik>zeyircilik; vefat>mefat, pehlivan>peylavan (EA, s. 45, 47); badam>pa-yam "badem" (UMA, s. 49), bugn>bynvb. akc nsz (Alm. Liquidae, Vibrierend, Vibrant, Zitterlaut; Fr. consonne liauide, consonne vibrante; ng. liquid)

Dudaklarn birbirine, dilerin alt dudaa, dil ucunun dilere veya damaa dokunuu srasnda, cierlerden gelen havann az boluunun daralan noktalarndan veya burun yolundan akarak karlmas ile oluan bol sesli nsz: l/r/y/m/n, gibi. Bunlarn en bol seslisi r /1 nszleridir. akraba diller (Alm. venuandte Sprachen; Fr. langues parentes; ng. cognate lan-guages; Osm. akraba lisanlar) Ayn ana dilden gelen, aralarnda yap ve sz varl bakmndan yaknlklar bulunan ve bir dil ailesi oluturan diller: Altay dil ailesi iinde Trke ile Moolca, Hint-Avrupa dil ailesi iinde Almanca ile ngilizce, Sam-Ham dil ailesi iinde Arapa ile brance gibi. akrabalk adlar Bir toplumda ayn soydan geldii kabul edilen veya birbirlerini soyca bal gren insanlar arasndaki akrabalk ilikilerini gsteren adlandrmalarn tm: amca, amcaolu, day, teyze, hala, halakz, yenge, grmce, elti, baldz, bacank, enite, kaynbirader \b. akustik (Alm. Akustik; Fr. acoustiaue, ng. acoustics; Osm. tlm-i esvt, mebhis-isad) 1. Fizikte ses ile ilgili blm, 2. Sesin titreim skl, sresi ve duyulma gc bakmndan tad nitelik; ses dalm, ses dzenlemesi: Bu salonun akustii iyi hesaplanmtr; Konferans salonunun akustii bozuktur vb. akustik ses bilgisi bk. ses bilgisi, syleyi ses bilgisi, akustik ses bilimi bk. syleyi ses bilimi. alalan ikiz nl (Alm. fallender Diphthong; Fr. diphtongue descentant; ng. fal-ling diphthong) kinci esi birinciye gre daha dar ve sreksiz olan ikiz nl tr: ai, au, ei,
MI

gibi: nirey

[nirei] gezecn? nereyi gezeceksin? vb. Dilimizdeki yle [ik], ayr [air], eyri [eiri], gayr [gam], ty [ti] gibi kelimelerde y nsz ile biten heceler, y hin yar nl niteliinde bir nsz olmasndan dolap, syleni ve boumlanma zellikleri bakmndan birer ikiz nl durumundadr, yavru [yauru], Avrupa [Aurupa] gibi kelimelerdeki flerin ses deeri de byledir. Kart ykselen ikiz nl'dr. Buna bk. alalan ton (Alm. Abton, fallender Ton; Fr. ton descendant; ng. falling tone) Sze anlam incelikleri katmak zere, bir cmlenin titreim bakmndan birbirinden farkl olarak perdelenen hecelerinde, bir hecenin duygu, dnce ve anlatm biimine gre alalan bir

titreim perde-siyle pes olarak sylenii. Trkede basit cmlenin son hecesi alalan tonla biter: Aslnda ge bile kaldm I (T. Bura, Yalnzlar, s. 54). Doktor byle dnmeliyim dedi ve uzand /; divandan frlayp kalkt, btn klar yakt J, (gs.e., s. 111-2). Birleik cmlede ana cmlenin tonu alalan tondur: onlara bakarsanz, doktor bey sanki alnyazlar ile oynuyrj, (gs.e. s. 164). alfabe (Alm. Alphabet; Fr. alphabet; ng. alphabet; Osm. elifba) Bir dilin seslerini yazya geirmek iin kullanlan iaretlerin tm, itibar ve belirli bir sraya konmu harfler topluluu. Kaynaklandklar asllara gre Kktrk alfabesi, Uygur alfabesi, Arap alfabesi, Ltin alfabesi, Kiril alfabesi, brani alfabesi, in alfabesi, Japon alfabesi gibi alfabeler vardr. Ayrca belirli alfabe sistemlerine dayandrlarak gelitirilmi mill alfabeler ve transkripsiyon alfabeleri vardr: Ltin alfabesi temelinde Trk mill alfabesi, Trk transkripsiyon alfabesi vb. alfabe d (Alm. analphabetisch; Fr. analphabetiaue; ng. analphabetic) Bir ulusun kabul ettii alfabede bulunmayan harf; alfabede karl bulunmayan ses: Trk alfabesinde yer almayan w / x / q (Ltin), c (Rus. t), ny (Macar, n), % _ (Arapada hemze ve ayn) harfleri veya el yabanc, yel rzgr kelimelerindeki kapal e (e) gibi. alfabe yazs (Alm. alfabetische Schrifi; ng. alphabetic trriting) Bir dildeki kelimelerin seslerini, o dilde kullanlan ve her biri belirli iaretlere bal harflerle gsteren yaz tr. Bu yaz tr ksmen greceli ses deerlerine dayanr. Trkenin, Almancann, Franszcanm, ngilizce ve talyancann yaz sistemlerinde olduu gibi. kr. sesil alfabe, sesil yaz (evriyaz), ses yazs. alnt (Alm. Entlehnung; Fr. emprunt; ing. loan) Bir dile eitli etkiler, zellikle kltr etkileri dolaysyla yabanc dillerden ek ve kelime alnmas, bk. alnt ek, alnt kelime. alnt ek Bir dile baka bir dilden girmi, benimsenmi ve o dilin kelimeleriyle de kullanlm olan ek: Ar. +t: gelit, gidiat; Far. +dr: emekdr>emek-tar; Far. bz: canbz > cambaz, kubz>kubaz, oyunbz>oyunbaz, Ar. +iyet: faaliyet; Ar. +: altun, gm, husus; Mo.tay: dantay, kurultay, yarg-tay; Fr. +al: tzel, ilkel, zel, doal; +a: Tanra; Fr. -matik: bankamatik "bankadan para ekme makinesi" vb. kr. yabanc ek.

alnt kelime (Alm. Lehnwort;Yr. mot d'emprunt; ng. loanvord, borrowed vord, alien word) Bir dile baka bir dilden girmi ve o dilde benimsenmi olan kelime: lem, avlu, atom, ayna, baca, ba, bahe, beygir, can, akal, engel, ete, demokrasi, duvar, elektrik, fndk, frn, hayat, ho, inci, iskele, iskarpin, kaptan, kent, kitap, kltr, masa, marul, pide, portakal, radyo, soba, spor, sosyal, tren, lepiska (dou ve bat dillerinden) vb. kr. yabanc kelime. alkanlk sfat (Fr. adjectif habituel) Adlardan +CI, fiillerden -GAn ekleri ile kurularak bir kimsenin bir eye alkanln veya bir niteliin kendisinde srekli olarak bulunduunu gsteren sfatlar: akama, niana, dedikoducu, inat, dalgaa, dorucu, yalana, uykucu; alngan, ekingen, somurtkan, dourgan, giriken vb. alkanlk fiilleri Fiil kk ve gvdelerine geni zaman sfat-fiili ve ol- yardmc fiili getirilerek kurulan karmak fiil tr. Bu fiiller bir oluun gemite, imdiki zamanda veya gelecekte alkanlk hlinde srdn veya sreceini gsterirler: anlar ol-, bilir ol-, gider ol-, grmez ol-, tanmaz olgibi. Eskiden yanmza hi uramayan bir dost, son gnlerde sk sk arar ve hatrmz sorar oldu. Hey'etten oklar bir ey anlamyorlard ama, reisin ald bu cidd tavra bakarak, anlyor gibi grnmee gayret eder oldular (T. Bura, Kk Aa). Zil vurmaktan parmaklarm tutmaz oldu (R.H. Karay, Srgn s. 110). Eer byle hareketsiz yaarsa, birka yl sonra yerinden kalkamaz ve dar kamaz olacaktr, bk. karmak fiiller alt ene Azn alt ksmn oluturan ve konuma srasnda azn rahatlkla hareketini salayan organ. bk. ene. alt dudak bk. dudak alternans bk. ikili ekil alternatifli cmle bk. seenekli cmle ana cmle bk. temel cmle. ana dil (Alm. Ursprache; Fr. langue meye; ng. primitive language) Bugn ses yaps, ekil yaps ve anlam bakmndan birbirinden az ok farkllam bulunan dil veya lehelerin, kk bakmndan bilinmeyen bir tarihte birletikleri ortak dil: Ana Trke, Ana Moolca, Ana Al-tayca, Roman dillerine kaynaklk eden Latince gibi. Balca dnya dilleri,

saylar snrl birtakm eski ana dillerin zaman iinde leheler ve mstakil diller hlinde dallanarak farkllamasndan olumutur. ana dili (Alm. Muttersprahe; Fr. langue maternelle, langue transmissible; ng. mother tongue) nsann doup byd aile ve soyca bal bulunduu toplum evresinden rendii, bilin altna kadar inebilen ve kiilerle toplum arasndaki ilikilerde en gl ba oluturan dil: nsandaki ana dili duygusu konumadaki baz yanllar kolaylkla nler. ana zamanlar (Alm. Hauptempora; Fr. temp principale; ng. principal tense, pri-mary tense) Bir dilin balca zamanlan. Trkede gemi, imdiki ve gelecek zaman olmak zere balca ana zaman vardr. 1. Gemi zaman: oku-du, anla-d; 2. imdiki zaman: oku-yor, anl-yor; 3. Gelecek zaman: oku-y-acak, anla-y-acak vb. kr. ara zamanlar. anlam (Alm. Bedeutung, Sinn; Fr. sense; ng. sense, meaning; Osm. mn) Kelimenin tek bana veya sz iindeki teki eler ile balantl olarak zihinde yaratt kavramlardan her biri: kestirmek 1. aa kestirmek, kuma kestirmek, 2. bir eyi tahmin edebilmek: iin sonunda nereye varacan kestiremiyorum; 3. birazck uyumak: Bir saat kadar kestirirsem kendimi toplayabilirim vb. anlam alam (Alm. semantisches Feld;r. champ semantigue; ng. semantic field) Zihinde ayn veya birbirine yakn kavramlar oluturan kelimelerin meydana getirdikleri ortak alan: lk, hedef, gaye, maksat, ideal; krlmak, incinmek, gcenmek, darlmak, ksmek; kesmek, koparmak, bimek, zmek, yolmak vb. anlam bayalamas bk. anlam ktlemesi anlam bilimci Anlam bilimi zerinde alan kimse. anlam bilimi (Alm. Semantik, Bedeutungslehre; Fr. semantiaue; ng. semantics; Osm. ilm-i man) Dildeki birimleri anlam bakmndan ele alp inceleyen dil bilimi dal. Anlam bilimi kendi iinde de 1. durgun veya e zamanl anlam bilimi, 2. gelimeli veya alt zamanl anlam bilimi olarak iki alt dala ayrlmaktadr. Dilin belirli bir zaman kesitindeki durumunu tarih deime ve gelimelere girmeden inceleyen anlam bilimi dal e zamanl anlam bilimi (synchronische Semantik) adn alr. Bu dalda, dilin kelimeleri; anlamlar, kavram alanlar ve kapsamlar ile e anlamllk, ok anlamllk, e seslilik vb. alardan ele alnmaktadr.

Art zamanl (diachronische Semantik) anlam bilimi ise, dilin anlamla ilgili olaylarn tarih deime ve gelime sreci iinde ele almaktadr, bk. e zamanl anlam bilimi ve art zamanl anlam bilimi. anlam birimi (Alm. Morphem; Fr. moneme; ng. morpheme, semanteme) Bir dilin anlam tayan en kk birimi: ev+in kap+s, di+i+lik szlerini oluturan birimler gibi. anlam okluu bk. ok anlamllk. anlam zmlemesi (Alm. Semanalyse; Fr. analyse semique, analyse compo-nentielle; ng. semic analysis, componential analysis) Anlaml birimlerin tadklar ve yklendikleri anlam inceliklerini ortaya koyma. anlam daralmas (Alm. Bedeutungsbeschrankung, Bedeutungsverengerung; Fr. restriction semantique; ng. semantic restriction) Kelimenin kavram ve anlam kapsam bakmndan bir daralmaya urayarak, eskiden anlatt eyin ancak bir blmn, bir trn anlatr duruma gelmesi; bir kelimenin genel bir anlamdan zel bir anlama geii: ET. olan erkek ve kz dahil ocuk, evlt, un olan erkek ocuk, kz olan kz ocuk; olan TT. erkek ocuk; ET. tawar her trl mal, mlk, eya, TT. davar kkba hayvan; ET. alk vme, kutlama, medih, dua, takdis, TT. alk el rparak alklamak; ET. ucuz kolay, deeri olmayan, deersiz, TT. ucuz para deeri az olan; ET. tnemek geceyi geirmek, gecelemek, TT. tnemek yalnz kular ve evcil kanatl hayvanlar iin kmeste veya tnekte gecelemek, ET. tnek karanlk yer, hapishane, TT. tnek evcil kanatl hayvanlarn iinde tnedikleri kmes; kularn zerinde tnedikleri dal veya srk; ET, EAT. konmak yer tutmak, yerlemek, gecelemek, bir yerde kalmak, TT yalnz kular iin konmak; pencereye ku kondu vb.; ET. ya, taze, yeil, gen, TT ya slak vb. EAT. dirlik hayat, yaam, TT. geim, yaay dzeni, huzur: Evde dirlii dzeni yerindedir. Aile hayatnda dirlii bozuldu vb. anlamda bk. e anlaml. anlam deimesi (Alm. Bedeutungstvandel, Bedeutungsuechsel; Fr. change-ment semantiaue; ng. semantic change) Bir kelimenin gsterdii anlamdan az veya ok uzaklaarak yeni bir anlam kazanmas olay. Olay, geni kapsaml olarak anlam genilemesi, anlam daralmas, anlam iyilemesi, anlam ktlemesi gibi deime olaylarn da iine alabilirse de, asl bir anlamdan baka bir anlama

gei, yani bir kavramdan baka bir kavrama geile ilgili anlam deimelerini iine almaktadr: ET. okamak benzemek, TT. okamak okamak; ET. saknmak dnmek, zerinde durmak, plnlamak, EAT. san- dnmek, sanmak, TT. saknmak ekinmek, bir eyi yapmaktan uzak durmak; ET ve EAT. okmak davet etmek, armak, TT. okumak okumak; kpe kk metal halka, or leh. koum takmlarnda halka, ada lehelerde demir gmlek, zrh (H. Eren, Trk Dilinin Etimolojik Szl, s. 275/1). TT. kulaa taklan ss eyas; ET. bekle- salam tutmak, tahkim etmek, tutturmak, balamak, muhafaza etmek, gzetlemek, TT. gzetlemek, raec. ummak; EAT. yapmak kapamak, rtmek, TT. yapmak, imal etmek; EAT. uslu akll, TT. uslu yaramazlk etmeyen, haar olmayan vb. anlam ekseni (Alm. semantische Achse; Fr. axe semantiaue; ng. semantic axis) Anlam bakmndan birbiriyle ilikili bulunan kelimelerde, bu ilikiyi douran ortak zellik: ksa ile uzun arasndaki anlam ekseni uzaklk, mesafe; mavi ile krmz'nm anlam ekseni renktir. anlam genilemesi (Alm. Bedeutungsverbreitung; Bedeutungsverveiterung; Fr. extension semantiaue; ng. semantic extension) Anlam kapsam dar olan bir kelimenin zamanla ilgili bulunduu kavram alan iinde yaylarak daha geni, daha genel bir anlam kazanmas olay: Alan sz balangta yalnz "orman iindeki dz aasz yer" anlamnda iken sonradan anlam genilemesi ile TT.'de "blge", "bran, bilim kolu" anlamlarn da kazanmtr. Kltr kelimesi (Lt. cultura) aslnda ekilmeye hazr toprak, tarla anlamn verirken, zamanla verim, birikim kavramndaki anlam snrnn ok genilemesi ile yzyllar boyunca elde edilen madd ve manev deerler btn yani kltr olmutur. dl<EAT. ndl>dl) yalnz Anadolu azlarnda grete kazananlara verilen armaan, mkfat anlamyla kullanlrken, standart Trkede her yarmada kazanana verilen armaan, mkfat anlamn kazanmtr. Terkos un bir gl adndan musluk suyu, frijider in bir ahs adndan belirli bir buz dolab markasna oradan genelleerek buzdolab anlamlarna geii de byledir. anlam iyilemesi (Alm. Bedeutungsverbesserung; Fr. ennoblissement de signifca-tion; ng. meliorative) Kt anlaml bir kelimenin zamanla iyi bir anlam kaznmas olay: ET.'de ok defa yablak kt, fena kelimesi ile birlikte kullanlan ya-bz yablak kt, fena anlamndan XVI. yzyldan sonraki gelime ve ses deimesi ile bugn TT.'de yavuz ekline ve iyi, yiit, kahraman anlamlarna dnm olmas gibi. Yavuz Sultan Selim; O yavuz adamdrvb. Yahi iyi kelimesinin zt anlamls olan yaman kt kelimesindeki anlam iyilemesi de yavuza, paralel bir gelime gstermitir. Ayn gelime ET. emgek zdrap, eziyet, mihnet emgek

emgenmek ac ekmek, zdrak ekmek kelimesinden deien emek ekilen zahmet, herhangi bir i iin gsterilen zen, harcanan beden ve kafa gc kelimesi iin de sz konusudur: Bu gelimede onun byk emei vardrvb. anlam kaymas (Alm. Bedeutungsverschiebung;Yv. deplacement semantiaue; ng. semantic transfer) Somut veya soyut nitelikteki kelimelerin benzetme yolu ile kullanlar dolaysyla, zamanla anlamlarnda meydana gelen kayma veya kayma yoluyla kalplama. Bu olayn anlam deimesinden fark, kelimenin benzetildii ey ile arasndaki anlam bann tamamen kopmam olmasdr: aslanaz bir iek ad: aslan azna benzeyen iek; babayiit; karafatma bir bcek ad; katrtrna bir bitki; dedikodu, tkrldm, dil dkmek vb. Ayrca canbaz can ile oynayan, aldatc, hilekr; EAT. kaba iri, byk, kocaman: leri gittiler bir kaba aa yanna vardlar, belirsiz oldular. Alt yla dein kaba aa gibi olur (TS. IV, s. 2143), TT. kaba sakil, biimsiz, sevimsiz, nezaketsiz; kabarmak arl artmadan hacmi bymek, imek, anlam kaymas ile (fkelenmek, hiddetlenmek), kumata zerinde tyle olumak vb. anlam ktlemesi (Alm. Bedeutungverschlechterung, pejorativer Bedeutungs-vandel; Fr. degradation du sens; ng. pejoration) yi anlaml bir kelimenin zamanla kt veya ktya doru giden bir anlam kazanmas; bu ynde bir zayflamaya uramas olay: EAT. canavar canl, mahlk, TT. canavar yrtc, vahi hayvan; ET. katun kralie, hkmdar hanm > kibar kars, hanmefendi, TT. kadn dii cinsten erikin insan; hizmeti; ET. bayak nceki, daha nce zikredilen, TT. baya ad, deersiz, aa, alak: Onun szlerinde ve davranlarnda bir bayalk var; baya mal, baya adam vb. anlam olaylar Kelimelerin bal bulunduklar kavramlarn ve gsterdikleri anlamlarn zamanla ve eitli sebeplerle deimeleri olay. bk. anlam deimesi, anlam daralmas, anlam genilemesi, anlam iyilemesi, anlam ktlemesi, kanlam kaymas. anlam tonlamas (Alm. logische Betonung; Fr. intonation logique; ng. logical intonation) Genel olarak kelimenin anlam ile ilgili olan cmle tonlar: Hava iyi olursa dar kacam. Ben bu gl yle biryenerim ki sonra sen de hayretler iinde kalrsn vb. bk. cmle tonu. anlam vurgusu

Cmle iinde anlam bakmndan arlk verilmek istenen kelime zerine, o kelimenin cmledeki yeri de deitirilerek uygulanan vurgu: 1. Yarn kardeimle birlikte'stanbul'a gidiyoruz (baka yere deil). 2. Yarn stanbul'a kardeimle birlikte gidiyoruz (yalnz veya bir bakas ile deil). 3. Kardeimle birlikte stanbul'a 'yarn gidiyoruz, (baka zaman deil) vb. Bir dnceyi abartmal olarak belirtmek zere yaplan vurgulama da anlam vurgusudur: Yldrm sr'atiyle gelip gitti, lyi'ki otobs yakalayabildim, yoksa hlim bu saatte n' olurdu vb. bk. belirtme vurgusu. anlam yk (Alm. Inhalt; Fr. contenu; ng. content; Osm. muhteva) Tretme veya birletirme yolu ile kurulan bir kelimede, o kelimeyi oluturan kk, ek gibi elerden her birinin yeni kelimeye getirdikleri anlam katks: ince/ince+lik, somur-/somurt-/somur-t-kan; anla-/anla-t-/anla-t-l-a+bilmek; ayak+kab, deve+dikeni hanm+eli vb. yukardaki kelimeleri oluturan elerden her biri birer anlam yk tamaktadr. anlatm bilimi (Alm. Stilistik; Fr. stylistiaue; ng. stylistic; Osm. ilm-i eslip) Dilde anlatm ile dnce arasndaki balant ilikilerini ele alan; kiilerin, airlerin ve yazarlarn dilini anlatm asndan ileyen bilim dal. arac dil Bir kelimenin bir dilden baka bir dile geiinde araclk grevi yapan dil: Lt. cultura kelimesinin Trkeye Franszca kanal ile kltr olarak, Yun. matematike ve grammatikenin yine Franszca kanalyla matematik ve gramer olarak, Lt. testa hin Rumca yoluyla testi, Lt. Cande-lahm Arapa yoluyla kandil, tabula'nn tahta talyancada taf o/a ya dntkten sonra bize talyanca vastasyla tavla olarak gemesi gibi. Bu geii salayan Fransz, Rum, Arap ve talyan dilleri; Lt. ile Yun. arasnda birer arac dil durumundadr. T. adr kelimesinin Srpaya ator, dor, Rumenceye tra biiminde aktarlmasnda Macarca stor araclk etmitir. Dilimize Ar. ve Far.'dan girmi baz szlerin komu dillere zellikle Balkan dillerine aktarlmasnda da Trke araclk etmitir: Ar. harf+ Far. +ne birleiminden olumu T. arifane "yiyecee ortaklaa salanan toplant, elence" sznn Bulgarcaya erfene; Ar. askar > T. asker sznn Bulg., Srp., Arn. ve Rum.'caya aynen aktarlmasnda; Trk-eye Rumcadan gemi olan bibefin Arnavutaya yine biber biimiyle gemesinde G. Doerfer'in Trkeye Rumenceden getiini bildirdii (Trkische und Mongolische Elemente im Neupersischen, s.

1053) anta hin Suriye Arapasma anta, Farsaya anta olarak gemesinde; dilimize Far. tt sznden gemi olan dut\n Balkan dillerine de aktarlmasnda Far. hyagfna, haygfna szlerinden olumu T. gaygana'nm Bulg.'ya kajgan, kavgana, Srp.'ya kajgana olarak geilerinde Trke bir arac dil grevi yklenmitir. ara cmle (Alm. Satzparenthese; Fr. phrase du parenthese; ng. parenthetical sen-tence; Osm. mu 'tarza cmlesi) Bir cmlede aklama, istek vb. amalarla, cmle yapsnda herhangi bir deiiklik yaplmadan iki virgl veya iki izgi arasna sokulan cmle: simde efendiler, msaade buyurursanz, size bir sual soraym (M. Kemal Atatrk, Nutuk, s. 2). Hafif mitralyzlerle mcehhez bulunan fedakr arkadalarnzdan birkan, elyevm bir alay kumandan olan Osmanl Bey ki, Tufan Bey namyla marif olmutur, bunlarn banda idi, bir otomobil ile kendi otomobilimize takaddm ettirdik (Nutuk, s. 84). Milletvekilleri saat be ayn yudumlarken, yannda Hint biskvileri ile Singapur turtalar da vardr, onlara yle baryordu (S. Birsel, Istanbul-Paris s. 275). Demek ki, Trkeden, Allah esirgesin, bir gnl kelimesi atlacak olsa, onunla birlikte ne mnlar, ne incelikler, ne deyimler gidermi... (N. Sami Banarl, Trkenin Srlar, s.303). Babasnn iinde bulunduu durum, Allah beterinden saklasn, olduka zc. Elindeki notlara bakarak, bakmasa da olurdu ya, konutuvh. kr. aklama cmlesi. ara zamanlar ekimli fiillerde iki ana zaman arasnda kalan ve gsterdii ana zamana greceli olarak daha yakn veya daha uzak olan zaman kesiti veya kesitleri. Gemi zamann "yakn gemi", "uzak gemi" gelecek zamann "yakn gelecek", "uzak gelecek" ara zamanlarnn bulunmas gibi. Trkiye Trkesinde ald, getir-di rneklerindeki, -Di / -DU ekiyle kurulan gemi zaman genellikle yakn gemii karlad hlde; al-m, getir-mi rneklerinde yer alan -m'l duyulan gemi zaman, daha uzak bir gemii de karlamaktadr. Ayn zaman dilimi iindeki bir ara zaman kesitinin yakn veya uza gstermesi, yanndaki ynlendirici zarflar ile de ayarlanr. Nitekim, ocuklarmz imdi geldi rneinde tam bir yakn gemi sz konusu iken, bu hikyeyi geen yl da dinledim (veya dinlemitim) cmlesinde, uzak gemi zaman sz konusudur. Bunun gibi Kazak lehesinde bardk "vardk" yakn gemii gsterirken, -gAn eki ile kurulan bar-gan-bz ekli daha eski bir gemii karlamaktadr. Ara zaman rneklerine yer yer eski metinlerimizde de rastlanr. Kutadgu Bilig'deki yime yak aym bilgili bg / tkel bol-sa ni'met bulmaz yig (R.R. Arat, 1047) "bilgili, akll kimse yine iyi sylemi. Nimet tam olursa insann mr tkenir, demi" beytindeki aym fiili uzak gemiteki bir olayn hikyesidir. Yine Kutadgu Bilig'de al-gay, ol-gay, szle-gey ekimli fiilleri olaan gelecek

zaman gsterdii hlde, -gAll eki ile kurulan al-gal "almak zeredir", kal-gah "kalmak zeredir" gibi biimler, gereklemek zere olan bir olu ve kl, yani yakn gelecei karlarlar. argo (Alm. Argot. Gaunersprache; Fr. argot; ng. slang; Osm. lisn- hezele, li-sn- erzil) 1- Farkl bir anlama biimi salamak zere ayn meslek veya topluluktaki insanlarn ortak dildeki kelimelere zel anlamlar vermek, baz kelimelerde lehelerinden, deiiklik yapmak, dilin eskimi elerinden ve yabanc kkenli biimlerinden de yararlanmak suretiyle

oluturduklar, herkese anlalmayan kelime ve deyimlerden oluan, gereinde mecazl anlamlara da yer veren zel dil veya sz daarc: Asker argosu, renci argosu, kalaya argosu, hrsz argosu, gemici argosu, ofr argosu gibi. 2- Klhanbeylerin ve tulumbaclarn kullandklar, zel anlaml kelime ve deyimlerin yer ald kaba dil: azn slatmak iki imek, alarga durmak uzak durmak, ak durmak, aftos kadn, sevgili, araklamak almak, amaza gelmek tuzaa dmek, atmasyon aslsz anlamsz, uydurma, yalan sz veya haber, anafor bedava, parasz, cavlag ekmek lmek, dolma yalan hile, fymak kopmak, savumak, kay armak hile yapmak, ibiini kaldrmak kafa tutmak, trnak hrsz, yankesici, uyutmak aldatmak, kandrmak, papel para, papaz uurmak elence alemi yapmak, rak alemi yapmak, uyuzlanmak huylanmak, phelenmek, viraj almak ok yalan sylemek, volta bir aa, bir yukar dolama, yaylanmak ekip gitmek, yrek Selanik cesaretsiz, korkak, zoka tuzak, hile, dalavere, oyun vb. art avurt nsz (Alm. Velarlaterale, velarer Seitenlaut; Fr. consonne laterale ve-laire; ng. velar lateral) Dil ucunun dilere dokunmas, dil srtnn geriye doru yatp byke bir ukur oluturmas ve cierlerden gelen havann daha geriden avurtlara arpmas ile oluan kaln I (1) nsz: al, anlamak, bal, bol, kollamak, yol, yollamak vb. bk. avurt nsz. art damak (Alm. Hintergaum; Fr; voile su palais; ng. sofi palate, velum) Az boluunun st ksmn evreleyen kubbemsi yapdaki daman , k, , n gibi kaln sradan nszlerin boumlanmalarnda grev alan arka taraf. Daman yumuak blgesi durumundaki art daman gerideki ucunu oluturan ksm, boaza doru sarkan kk dil'dir. Kart n damak'tr. art damakllama bk. kalnlama art damaksllama bk. kalnlama.

art damak nsz (Alm. Postpalatal, Velar, Hintergaumental;r. consonne post-palatale, velaire, gutturale post palataler, ng. velar, post palatal gutturat) Kaln nller ile hece olutururken dil srtnn geriye yumuak damaa doru ykseltilmesi ile karlan, k, , , n gibi patlayc veya szc damak nszlerinden biri. artklk derecesi bk. karlatrma derecesi, artlk-nlk uyumu bk. byk nl uyumu, art nl bk. kaim nl art zamanl anlam bilimi (Alm. diachronische Semantik; Fr. diachrenique seman-tique; ng. diachronic semantics) Anlam biliminin bir dildeki eitli anlam olaylarn gemiteki deime ve gelime sreleri ile karlkl etkileme koullar iinde inceleyen alt dal. bk. anlam bilimi. art zamanl dil bilimi (Alm. diachronische Sprachwissenschaji, Lingustik Diachro-nik; Fr. linguistiaue diachroniaue; ng. diacronic Unguistics) Dilin anlamla ilgili olaylarn tarih deime ve gelime sreci iinde inceleyen dil bilimi dal. bk. dil bilimi. art zamanl ses bilgisi (Alm. diachronische Phonologie; Fr. phonologie diachroniaue, ng. diacronic phonemics) Bir dilin seslerini ve o dildeki ses olaylarn tarih gelime sreci iinde inceleyen ses bilgisi. ET. ? sesinin tarih gelime srecinden geerek lehelerde l > y, t, r, z sesine dnmesinin incelenmesi gibi. bk. ses bilgisi. art zamanl yntem (Alm. diachronische Methode; Fr. diachroniaue; ng. diach-ronic) Herhangi bir dil olay ve bir kelime iindeki ses deimelerini tarih gelime koullar iinde inceleme yntemi. Sz gelii VIII-XI. yzyl metinlerindeki yaprgak kelimesinin bugn yaprak, tabkan kelimesinin tavan biimine dnmelerinin tespiti gibi. Bunun kart e zamanl yntem'dir. asl anlam (Alm. Hauptbedeutung; Fr. sens propre; ng. main meaning; Osm. mn-i asl, mn-i hakk) Bir kelimenin karlad ilk kavram, ana kavram: ayak kelimesinin asl anlam insan ve hayvanda yrme organ'dr. Bu kelimenin masa aya, sandalye aya rneklerinde olduu gibi herhangi bir nesne'nin aya, bir rman aya veya halk iirindeki kafiye anlamlarn kazanmas, anlam dallanmas yoluyla sonradan olumu yan anlamlardr. Bunun gibi yol

kelimesinin asl anlam zerinde yrnen veya zerinden geilen yer'dir. usul, metod anlam ise sonradan olumutur. Ayn durum yrek kalp kelimesinde de vardr. Bunun cesaret anlam sonradan ortaya kmtr, bk. szlk anlam kr. yan anlam. asl saylar Say kavramn gstermek zere kullanlan kelimeler: bir, iki, be, on, on yedi, seksen drt vb. asl say sfat Somut ve soyut adlarn saylarn gsteren sfat, bir (ocuk); iki (cadde); sekiz (kitap); (ev) vb. bk. say sfat. asl ses bk. birincil ses. asl uzunluk (Alm. ursprngliche Vokallnge; Fr. les voyelles longues; ng. long wowet) Herhangi bir ses deimesinin ortaya karmad, Trke kelimelerin kk hecelerinde AnaTrke dneminden beri aslnda var olduu kabul edilen nl uzunluu. rneklerine yer yer tarih dnem metinlerinde de rastlanan bu uzunluklar, bugn Yakut ve Trkmen lehelerinde dzenli olarak korunmu; teki Trk lehelerinde ve baz azlarda yer yer srdrlmekle birlikte, genellikle ksalm ve ksa nllerle karmtr: ET. a a Tkm. a, Yak. as a; Yak. at ad, isim, Tkm. d; Yak. Tkm. br (var); Tkm ba yara, ban, Yak. bs; Yak, Tkm. fo7bel; Uyg. ig hastalk; Yak. tas, Tkm. d ta; Tkm. r-Yak. r- yorulmak; Yak. ks, Tkm. ve An. Az. giz kz; An. Az. l-, at- atmak gdl-, kalmak, gdz-, kazmak, , , yok vb. au klme (Fr. diminutif excessij) Addan ad treten + Clk/ + CUk kltme ekinin kklk veya azlk bildiren sfatlarda kullanlmasyla salanan ar klme derecesi: azck, kck, minicik, incecik, ksack, scack, yumuack, krpecik vb. atasz (Alm. Sprichzvort; Fr. proverbe; ng. maxim, proverb; Osm. darb- mesel) Anonim zellik tayan, atalardan kald kabul edilen ve toplumun yzyllar boyunca geirdii gzlem ve denemelerden, ortak dnce, tutum ve davranlaryla dnya grnden oluan, genel kural niteliindeki ksa, zl, kalplam sz: Alet iler, el vnr. Ak aka kara gn iindir. alma elin kapsn, alarlar kapn. Alamayan ocua meme vermezler. Keskin sirke kpne zarar. obansz koyunu kurt kapar. Tama su ile deirmen dnmez. Gvenme varla dersin darla. Bakarsan ba, bakmazsan da vb.

avurt (Alm. Wange; Fr. Jne; ng. cheek, pouch) Yanaklarn elmack kemiinden ene kemiine kadar olan ve az boluu hizasna gelen ksm. avurt nsz (Alm. Laterale, Seitenlaut; Fr. consonne laterale; ng. laterale) Dil ucunun dilere veya di etlerine dokunuu srasnda, cierlerden gelen havann az kanaln kapatan dilin iki yanndan avurtlara arparak kmas ile oluan yanak nsz: al, dal, kaln, yaln, yol el, bel, sel, bilgi, gelin kelimelerindeki / nszleri birer avurt nszdr. Bu nsz n sradan ince nllerle yapt birleimlerde n avurt, kaln nllerle yapt birleimlerde art avurt nsz nitelii tar. bk. art avurt nsz, n avurt nsz. ayarlayc gramer (Alm. normative Grammatik; Fr. grammaire normative; ng. normativ grammar) Dili oluturan eleri ses bilgisi, ekil bilgisi cmle bilgisi ve anlam bilgisi asndan inceleyen ve dildeki yanl kulanmlar dzeltme amac gden gramer: Cebeci camisi yerine Cebeci camii, mesire yeri yerine mesire gezilip grlecek yer, gezinti yeri dokuma sanayisi yerine dokuma sanayii, parasal sknt yerine para sknts vb. ayrc iaret (Fr. signe diacritique; ng. diacritic, Osm. almet-i farika) 1. Bir sesin boumlanma asndan zellik gsteren trlerini birbirinden ayrmak iin kullanlan iaret: yuvarlak ay dz a'dan ayrmak iin (*-: a), damak n'sini di n'sinden ayrmak iin (-": n, rig) iaretlerinin kullanlmas gibi. 2. Resm alfabede seslerin veya hecelerin doru seslendirilmesine yardmc olmak zere, harflerin altna, stne veya yanna konan iaret. Yaz dilimizde dzeltme, kesme iaretleri ayrc iaretler olarak kullanlr: kar/kr, khin, lmba, lf, ne'e, mel'un, n'oldu, n'etsin\b. ayn Cierlerden gelen havann grtlaa arpmas ile oluan ve Arapada () iareti ile karlanan hanere nsz. Bu ses dilimize Arapadan gemi adet, det, ayar, ayp, dava (<Ar. da'v), davac (<Ar. da'v+a), ibadet, ibret, malm (<Ar. ma 'lm), Osman, mr gibi szlerde yer alr. Ancak, bu szlerdeki aynlar nszlk niteliini yitirerek birer nlye dnmtr. ayrt edici zellik (Alm. distinktives Merkmal; Fr. trait distinctif; ng. distincti-vefeature) Nitelik bakmndan bir dilbilimi birimini tekinden, dilin bir esini teki esinden ayrt eden belirgin zellik: a nls ile o nls arasndaki ayrt edici zellik, her ikisinin de kaln ve geni nl olmasna ramen, a'nn dz, o'nun yuvarlak nl; d ile t nszleri arasndaki ayrt edici zellik, her ikisinin de di sesi olmasna ramen, d'nin tonlu di sesi; 'nin tonsuz di sesi;

b ile v arasndaki ayrt edici zellik ise, i'nin patlayc iftdudak, y'nin szc didudak sesleri oluundadr. aylar (Alm. anomal; Fr. anomal; ng. anomalous; Osm. mstesna) Ses ve ekil bilgisi bakmndan dilin genel kurallar dnda kalan, istisna oluturan. Trkede aitlik eki +knin kurala aykr olarak kaln sradan nl tayan kelimelerle de hep ince, (-l)yor / (-U)yor imdiki zaman kipi ekinin ince sradan kelimelere de hep kaln gelii gibi: ar-kada+ki, okulda+ki, onun+ki, sokakta+ki; bil-i-yor, gr--yor, ver-i-yorvb. aykrlk(Alm. Anomalie; Fr. anomalie; ng. anomaly, exception) Kurala aykr olma, kurala uymama durumu, elma, inanmak, iman, armut, kabul, yamur, amur, kira, kirac, hesap, boksr kelimeleri Trk-enin nl uyumu kurallarna; baml, boyut, somut, dn, dnce, fikir, ilgin, indirgemek icra etmek, ykmllk kelimeleri de tretme kurallarna aykr den rneklerdir. ayrlma dununu bk. kma durumu ayrml dil bk. tek heceli diller az ilek ek Sayl baz kelime kk ve gvdelerine getirilerek yeni kavramlarn yanstlmasn, kavramlara karlk yeni kelimeler yaplmasn salayan ekler: ba+kan, bili+k "pili" pili+, at+al, er+dem "fazilet, yiitlik", er+kek, kab+ak, gez-egen "ok gezen", gel-e-nek, gr-e-nek, ogl+an (<ogul+an), olak (oul+gak) vb. Bu eklerin az ilek ek saylmalar, kurduklar kelimelerin eski birer tretme olarak gnmze kadar gelebilmi olmalar ve bugn artk ilek bir ek gibi kullanlmamalardr. kr. ilek ek. azlk-okluk zarflar (Alm. Quantittsadverb; Fr. adverbe de quantite; ng. ad-verb ofquantity; Osm. miktar zarf) Bir sfatta, bir zarfta, bir olu veya klta azlk okluk gsteren, bunlar azlk okluk bakmndan pekitiren ve ne kadar1? ne derece"? sorularn karlayan miktar ve derece bildiren zarflar: en, az, ok, eksik, fazla, daha, biraz seyrek vb. ok gzel (yer); en derin (gl); pek ok yrd; pek erken kalkt; daha hzl komak; fazla konumak; biraz dinlenmek; eksik vermek; seyrek uramak; olduka baarl saylmak, vb. Konan btn ocuklar gibi, Glsm de polisten ve karakoldan ok korkard (R.N. Gnte-kin, Kzlck Dallar, s. 135); zmitten sonra uzun bir mddet yine byle srd, sonra yamur biraz diner gibi oldu, gk ykseldi (A.H. Tanpmar, Abdullah Efendinin Ryalar, s. 115) vb. Ayrca bk. zarf. -B-

baml kelime Yalnz bana anlam olmad iin ad ekimine girmeyen ve cmle iindeki teki kelime ve kelime gruplar arasnda eitli anlam ilikileri kurmaya yarayan ve onlara baml olan kelime. Trkede gibi, iin, gre, beri, kadar vb. edatlarla , ve, ile, ama, yahut, veya, fakat vb. balalar bu nitelikte kelimelerdir, bk. edat, bala. Kart bamsz keli-me'dir. baml sral birleik cmle (Alm. koordinierter Satz; Fr. proposition coordon-nee; ng. coordinate sentence; Osm. tertipli cmle) En az iki cmleden oluan yalnz balarna kullanldklarnda da bir yarg bildiren fakat zneleri nesneleri veya tmleleri ortak olan birbirine virgl, noktal virgl gibi iaretler veya balalarla balanan ve anlamca birbirine baml olan cmleler: nsan bir arayp sorar, bir mektup yazar, bir telefon eder, yle bir hatr sorar. Konusu kendilerine pek ilgi ekici gelen bu kitab Aye okuyor, arkadalar dinliyor, Dilek de aras-ra notlar alyordu. Kendisi on senedir ne Bursa'ya gitmi, ne akrabalarn grm, hatta mallarn bile stanbul'dan gnderdii bu vekil vastasyla sattrmt (O. Seyfettin, Primo Trk ocuu I, Btn Eserleri 3; Bomba, s. 25). Bu inklp mucizesi bugn dillendi, bugn ses, renk k ve heyecan hlinde bykln ve esizliini bize haykryor (Y. N. Nayr, Bu Onyl, s. 115). Kayklar yan yana duruyor, hatta, bazen kayklar bunlar arpmasnlar diye tutuyor, ekiyor, birletiriyor; bazen de arpmadan yol alsnlar diye hafife itiyor, uzaklatnyorlard (A.. Hisar BM, s. 201). Orta srada yan yana bir diziye oturmu, drt be piyade neferi, btn parterde yalnz bir tek bahriyeli var (M.. Esendal, EOY, s. 105). Kar sarraflara el pmee gidecektik... Bunu bize ne babam ne de annem sylemiti (O. Kemal, BE, s. 69) vb. bamsz cmle Yaps bakmndan, baka bir cmle ile aralarnda balant bulunmayan mstakil cmle: renci Seme Snav'na girecek adaylara kimlik kartlar ve snava giri belgelerini gnderme ilemi tamamland vb. bk. cmle. bamsz kelime Tek bana bir anlam olan, cmle iinde anlam bakmndan baka bir kelimeye bal bulunmayan kelime. sim, sfat, zamir, zarf, nlem ve fiil trnden olan kelimeler bamsz kelimelerdir: masa, pencere, Aye, gzel, uzun, sen, onlar, yarn, geceleyin, eyvah, ofgibi. Kart baml kelime'dir. bamsz sral birleik cmle (Alm. juktaposierter Satz; Fr. proposition juxta-posee; ng. juxtaposed sentence)

Birden fazla bamsz cmleden oluan, yalnz balarna kullanldklarnda da birer anlam tayan; zne, tmle ve yklemleri ortak olmayan; ancak, anlamca birbirlerini btnleyen ve virgl, noktal virgl veya balalarla birbirine balanan cmleler: Genlik uan midi bir hakikat hlinde yakalayan avadr ve hayatta her dakikamz uan bir mittir ve hayatn btn srr bunlarn kanadndadr. (Y.K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan, s. 100). O imdi bu karanln, bu sszln dibinde idi ve evin iinde ve mahallede herkes oktan uyumutu; btn klar oktan snmt. (Y. K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan, s. 101). Aydnl, vuzuhu herkes gibi severim; hayat yapan phesiz ki onlardr (A.H. Tanp-nar, YG, s. 133). St'te Kuvay Milliyeyi biz kurduk, biz byttk. Taburlarn banda cepheye gittik, stmze deni, kelle koltukta yerine getirmee altk. (S. okum, AB, s. 165) vb. bala (Alm. Konjunktion, Bindevort; Fr. conjunction; ng. conjunction; Osm. rabt) Sz iinde birden ok kelimeyi kelime grubunu veya cmleyi birbirine balayarak aralarnda eitli ynlerden ilgiler kuran grevli kelimeler. Baz balalar, baladklar elerden nce veya sonra tekrarlanarak da kulanlrlar: ile, ve, de, hem... hem, ne... ne, de... de, gerek... gerekse, olsun... olsun; ya, yahut, ya da, veya, ya...ya, mi...mi, ister...ister, ama, fakat, lkin, yalnz, ancak, bununla birlikte, u var ki, yine de, bir...bir, kimi...kimi, bazen...bazen, kh...kh..., hatta, bile, stelik yani, demek ki, byle ki, baka bir deyimle; ki, kim; gerekten, nitekim, hlbuki, oysa; nk, zira; buna gre, bundan dolay, bu sebeple, bunun zerine bunun iin yleyse; taki, diye; eer, ayet, yoksa, ill, o takdirde; aksi hlde vb. rnekler: Biz de gszz ama iyimseriz (Kemal Tahir, Yol Ayrm, s. 235). Arkas bana dnk olduu iin gremem ama budala glme hep dudan-dadr. (S. F. Abasyank, Btn Eserleri 2, s. 232) Ya devlet baa ya kuzgun lee. Anlayl fa kat hazrlksz bir kimse. Hem kel h e m fodul. Ya anlat yahut da yazl olarak getir. Demek ki, senin anlattn kadarndan da fazlaym. Terinler geldi, lfer mevsimi balayacak yahut nisandayz. Boaz srtlarnda erguvanlar amtr, diye dnmek, yaadmz an efsaneletirmeye yetiir. (A. H. Tanpnar, Be ehir, s. 145). "Ne bir ayak sesi hann bo, lo, sessiz, l sofalarnda gezindi, ne de bir kap gcrts duydum" (S. F. Abasyank, Btn Eserleri, s. 181). Zengin m i fakir m i bilmiyorum o mu y oksa teki mi gelecek "On yedisinde ya var, ya yoktu". (Y. Kemal, Ortadirek, s. 358). balal ikileme Anlam glendirmek iin, dA ve ha balalar ile ayn kelimeden kurulan ikileme: gld de gld; yazd da yazd; kitap da kitap; yalnz ve yalnz; hatta ve hatta; yllarca ve yllarca; ko ha ko, git ha git vb.

balal tamlama Tamlayanlar arasnda bala olan ad veya sfat tamlamas: cami ve saraylarn geni beyaz merdivenleri; eski ve byk ahap yallarla konaklar; kk ama kullanl ev; zeki fakat yaramaz ocuk; anne ile babann grev ve sorumluluklar vb. balam (Alm. Kontext; Fr. contexte; ng. context; Osm. siyak u sibak) Bir cmlede, bir konumada veya bir metin iinde yer alan herhangi bir kelimenin anlamnn daha iyi belirlenebilmesi ve baka anlamlarndan ayrt edilebilmesi iin, kendisini evreleyen ve karlkl ilikide bulunduu teki ge veya elerle oluturduu btn. Sz gelii ba kelimesi Dn bam ok aryordu ibaresinde insan ba anlamna geldii hlde, Kuman iki bandaki erilik ibaresinde kuman ular, havuz ba, ocak ba, mangal ba szlerinde bir eyin yakn, evresi, ba ekmek deyiminde bir ie nayak olmak, nclk etmek; Her iin ba salktr cmlesinde esas, temel; sz ba, ay ba, yl ba kelime gruplarnda balang, Bu ocukla ba edemiyorum cmlesinde ise hkim olamama, disiplin altna alamama anlamlarn vermektedir. Ba kelimesinin sralanan rneklerdeki bu birbirinden farkl anlamlar, ancak, o cmleler iinde kendisini evreleyen ve karlkl ilikilerde bulunduu dier elerle oluturduu btn, yani balam sayesinde belirlenebilmektedir. balama (Alm. Anschluss, Bindung; Fr. liaison; ng. connection, liaison, lin-king; Osm. vasi) Bir kelimenin son ses nsz ile ondan sonra gelen kelimenin nses nlsn veya nl ile balayan ilk hecesini birletirerek tek bir hece hlinde syleme veya okuma: denizjznas, ykmjemri, gkj>va, szlk jnlam vb. balama cmlesi ki yargy ayn yndeki olu ve kl beraberlii veya srasyla ya balalar ya noktalama iaretleri ya da zarf-fiiller ile birletiren cmle: Fikret eve urad ve babasyla konutu. Fikret eve urad, babasyla konutu. Fikret eve urayp babasoyla konutu. Fikret eve urayarak babasyla konutu vb. balama grubu (Fr. groupe conjonctionnel; Osm. terkb-i atf) Balalar ile birbirine balanm ad veya ad soylu kelimelerin oluturduu kelime grubu: Anne ile baba, para v e zenginlik, gzel ama souk, iyi deil ok iyi, akll ama tembel; gk, deniz ve dalar; kimlik, eref ve haysiyet; sevimli, tombul, minik v e afacan vb. Yukardaki rneklerde grld gibi ikiden fazla ad unsurunun yer ald balama gruplarnda, bala son iki ad esinin arasna girer. Hem...hem, ne...ne, da...da, ister...ister, ya...ya, mi...mi gibi tekrarlanan

balalarla kurulan balama gruplarnda balalar ad elerinin banda ve sonunda yer alr: Hem kellik hem de hodulluk; Ne iyi ne kt; Ali'den de Ahmet'ten de haber yok!; Ne Arabnyz n e am'n ekeri; Ya evk iinde ha-rb ol, y a ak iinde gnl! Ya lle amaldr gnlmzde yahut gl (Y. K. Beyatl, Kendi Gk Kubbemiz, s. 86). Ne Akdenizde afaklar n e lde akamlar ne grmek istediim Nil ve khne Ehramlar; Ya bu deveyi gtmeli ya bu diyardan gitmeli vb. balama iareti (Alm. Anschluss, Bindung; Fr. liaison; ng. connection sign; Osm. iret-i vasi) Bir kelimenin son ses nsz ile ondan sonra gelen kelimenin n ses nlsn veya nl ile balayan ilk hecesini birletirerek tek bir hece hlinde sylemeye veya okumaya yarayan iaret (-): aajjilt, hanmjtli, airin^plm, ya^otuz, Ahmet^AH^Bey, Mahmut evket^Esendalvb. balama zamiri (Alm. Relativpronomen, bezgliches Frtvort; Fr. pronom relatif; ng. relativ pronoun; Osm. nispet zamiri, zamr-i nispet) Kendisinden nce gelen bir kelime veya kelime grubunun yerini tutan ve yerini tuttuu kelime veya kelime grubu ile kendisinden sonra gelen aklaycy birbirine balayan Far. ki zamiri: Konya 'da bir aa vardr k i dklmez yapraklar (A. N. Asya, Bir Bayrak Rzgr Bekliyor, s. 160). O insanlar ki, renkli, silik (O. Veli Kank, Btn iirleri, 2. s. 1686). - Vallahi bu o kadar kark ve zor bir sistemdir ki, size ayrntlar ile aklayamam (Y. B. Bakiler, skp'te Kosova'ya, s. 171). Hissediyor ki, bir taraf can ekiir ve lrken, her tarafna bedel baka bir taraf canlanmakta, dirilmektedir (N. Fazl Ksakrek, Aynadaki Yalan, s. 59). Ben ki Bursa yi o kadar severim, sanatmn ve i hayatmn btn bir tarafn bu ehre borluyum (A. H. Tanpnar, Yaadm Gibi, s. 209). Dediler ki, bin derde deva bu mbarek sudur (Y. K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan, ki mnn Szleri, s. 106). Dnyann baka yerlerinde yle memleketler vardr ki, dzenini periler kurdu zannedersiniz (Y. K. Karaosmanolu, gst. y.). Bu iler o kadar zordur ki, gecenizi gndznze katmadan baarya ulaamazsnz, vb. balant nls bk. balayc nl. balant nsz bk. balayc nsz, koruyucu nsz balayc ses Belirli durumlarda kelime kk veya gvdelerine eklerin balanmas srasnda kullanlan ses. bk. balayc nl, balayc nsz. balayc nl (Alm. Bindevokal; Fr. voyalle de liaison; ng. Connecting vowet)

nszle biten kelime kk ve gvdelerine nsz ile balayan eklerin getirilmesi srasnda kullanlan ve kk ile eki birbirine balama grevi yklenmi olan nl: el-i-m, kol-u-m, ba--n senin ban, yol-u-n yor-dam--n senin yolun yordamn; al--r, ver-ir-i-m; otur-u-r, gr-r; a--l; bil-i-n-; yak--n; bil-i--, ac--k-, ge-i-k-; gr---, ko-u--; ak--t-, kork-u-t- vb. balayc nsz (Alm. Hiatus-Tilger, eingeschalteter euphonischer Konsonant; Fr. consonne intercalaire euphonie; ng. intervocalic euphonic consonant; Osm. harfi vikaye) nl ile biten kelime kk ve gvdelerine nl ile balayan bir ek eklendiinde veya nl ile balayan baka bir kelime ile birletiinde aradaki ses boluunu (hiatus) ve nl atmasn nlemek iin kullanlan nsz, koruyucu nsz: anla-y-an, dinle-y-en; okulda-y-m, yannda-ym; tatl-y-d (<tath idi); vastas-y-la (<vastas ile), kendisi-y-le; eski-y-ince; bala-y-aym, sakla-y-acak; bala-y-p; neyse <ne ise, vastasyla <vastas ile vb. Gramerlerde 3. ahs iyelik ekleri ile ad ekimi ekleri arasna giren zamir n 'side bu gruba sokulmutur: babas-n-a, evi-n-e; yol boyu-n-ca vb. bal cmleler Ve, veya, ama, da, fakat, halbuki, lkin, meer vb. balalardan biri ile birbirine balanm olan ve aralarndaki anlam ilikisi de bu balalar ile salanan bamsz cmlelerden olumu cmleler; Henz bu yata, zavall ocuk gnl ekmek nedir bir byk adam gibi biliyor v e bir byk adam gibi yarasnn aasn kimseye sr vermeyerek tayor (Y. K. Karaos-manolu, Kiralk Konak, s. 73). Glyordu ama hisli hisli... bir devle gremi d e yenmi gibi (T. Bura, Yamur Beklerken, s. 97). Ben, n e limim, ne de bir siyaset adamym, dedi, sadece bir iptidai hocasym (R. N. Gntekin, Yeil Gece, s. 65). Doktor kendisiyle konumak isteyenlerin bulunduunu anlamt: Fakat bunlar grmemezlikten geldi (T. Bura, Kk Aa, s. 127). Bu kitapta harbe, mmkn olduu kadar az yer vermeye alacam, nk harbin hikyesi, ada insan iin artk ilgi ekici olmaktan kmtr (. S. Aydemir, Suyu Arayan Adam, s. 93). Hoca Efendi hl reis beyin gzlerine bakyordu; fakat bu baklar neler duyup dndn belli etmiyor, olsa olsa durgun ve dalgn grnyorlard (T. Bura, Kk Aa, s. 223). Diyeceim u ki siz imdi kredin hlinize (S. okum, Austos Baa, s. 114). Zannetmeyin ki bu savaa yeni balyoruz (S. okum, Austos Baa, s. 3). Adam etrafna baknd. Ne gelen vard ne de bir ses duyuyordu vb. basit ad cmlesi Bir dnceyi, bir duyguyu ve bir olu ve kl ad soylu bir kelime veya bir ek-fil ile tek yarg hlinde anlatan ve en az bir zne ile bir yklemden oluan cmle tr: Bu gn hava olduka

serin. Gnler ksa geceleruzun. Gkyaym ne yapsam ziyade deil / Sentileyin hasm ryada deil / Topun namlusunda grenlerindir (O. . Gkyay, Bu Vatan Kimin1?) . Eerlen krat aln getirin /Aam gelir diye gz yoldadr (Karaca-olan) vb. bk. basit cmle. basit cmle (Alm. einfacher Satz; Fr. phrase simple; ng. simple sentence; Osm. cmle-i basite) Bir dnceyi bir duyguyu veya bir olu ve kl tek bir yarg hlinde anlatan ve en az bir yklemden oluan cmle tr: Bu yl aalar erken ieklendi. Elimdeki ii yarna kadar bitirmeliyim. Ben yalnz deilim. Sen iyi misin. Bu gller tam aradm trdendir, vb. Buna gre basit cmleyi basit ad cmlesi ve basit fiil cmlesi olarak ayrabiliriz. Bunlara bk. Kart birleik cmle'dir. basit ek Bir tek nl veya nszden yahut da nsz-nl, nl-nsz, nsz-nl-nsz birleiminden oluan ve yaps bakmndan iinde baka bir ek bulunmayan ek: anne+m; ta+a; al+sa; doru+la-; top+a; oy-uk; kira+lk; k+sz; tat+sz; oku-mak, ev+lervb. basit fiil (Alm. einfaches Verb; Fr. verbe simple; Ing. simple verb) Yap ve anlam bakmdan daha basit elere ayrlamayan, tek veya iki heceli kk durumudaki fiil: at-, a-, ye-, gir-, tut-, yaz-, oku-\b. basit fiil cmlesi Bir dnceyi, bir duyguyu veya bir olu ve kl yarg hlinde bir tek ekimli fiille anlatan ve en az bir zne ve bir ekimli fiil esi tayan basit cmle tr: yorum. Sen myor musun ? Bahenin kaps ak kalm. Yarn buradan ayrlyoruz. Tatl dil ylan deliinden karr vb. basit kelime (Alm. Simplex, einfaches Wort; Fr. mot simple; ng. simple form; Osm. kelime-i basite) Tretilmi veya birleik olmayan ve yaps daha kk paralara ayrlamayan kk durumundaki kelime: at, el, , be, yok, bu, u, o, at-, yak-, z-vb. basit kip (basit zamanl kip) (Alm. einfaches Tempus; Fr. temps simple; ng. simple lense Osm. ezmine-i basite) Herhangi bir ek-fil almadan yalnz esas fiiller ile kurulan ve yapsnda tek bir kip eki tayan ekimli fiil. Basit kipler bildirme kipleri ve tasarlama kipleri olarak ikiye ayrlr. Bildirme

kipleri; grlen gemi zaman, duyulan gemi zaman, imdiki zaman, gelecek zaman ve geni zaman kipleridir: yaz-d-m, yaz-m-sn, yaz-yor-sun, yaz-acak-snz, yaz-ar-largibi. Tasarlama kipleri ise; istek, art, emir ve gereklilik kipleridir: yaz-aym, yazsan, yazsn, yaz-mahsn gibi. bk. bildirme kipleri, tasarlama kipleri, kr. birleik kip. basit sfat Tremi veya birleik olmayan yap bakmndan daha kk paralara ayrlamayan ve kendinden sonra gelen bir adn belirteci durumunda olan kk durumundaki sfat: (kii), mavi (keten), sar (yaprak), kt (alkanlk) baz (insanlar), ince (hesap) gibi. basit siga bk. bildirme kipleri. basit zarf (Alm. einfaches Adverb; Fr. adverbe simple; ng. simple adverb) Kk veya gvde durumunda olan ve tek kelimeden oluan zarf. Bunlarn bir ksm asl zarftr. Bir ksm da baka bir kelime snfndan alnarak zarf olarak kullanlan szlerdir: aham (geliriz), belki (deiir), az (yemi), en (gzel i), ok (pahal), ok (yorulmu), derhal (gitmeliymi), pek (nazl) vb. bakalama bk. benzemezlik. bata nl tremesi bk. n seste nl tremesi. bata nsz tremesi bk. n seste nsz tremesi belgisiz zamir bk. belirsizlik zamiri. belirli gemi zaman bk. grlen gemi zaman belirli nesne (Alm. Objekt, bestimmtes Objekt; Fr. complement direct, determine; ng. object, direct object; Osm. mefl sarih, mefln bih sarih) Cmlede fiili geili olan yklemin belli bir kiiyi veya nesneyi etkilediini gsteren ve ykleme durumu eki alm olan nesne: Oday temizlemek, kitab okumak, terziyi aramak, ii bitirmek. Biz topra tarla diye kullanrz. Okuduklar, ona ocukluunun tatl gnlerini hatrlatyordu. Bu hlis incileri, birtakm incik boncukla deitirmek, en azndan incideki kymeti anlamamaktr (N. S. Banarl, Trkenin Srlar, s. 5). Gidenler, arkalarndan ne kadar aladmz, haykrdmz, kalbimizde atklan derin boluu bilmiyorlar m ? (Y. K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan, s. 40). Baheye dnd zaman Tevfik Beyi olduu yerde buldu (A. H. Tanpnar, Huzur 196). Nuran, Emin Bey'in bulunduu geceden sonra evi grmemiti, (gst. es. 295) vb. bk. nesne.

belirli nesne eki bk. ykleme durumu eki belirsiz gemi zaman bk. duyulan gemi zaman belirsiz nesne (Alm. unbestimmtes Objekt, Fr. complement direct indetermine; ng. indetermined direct object; Osm. mefl-i gayri sarih, meflnbih gayri sarh) Cmlede yklemin belirtilmemi bir kii veya eyi etkilediini anlatan ve ykleme durumu eki almam bulunan yaln durumdaki nesne: resim yapmak, kitap yazmak, i tutmak, ate yakmak, tavuk kesmek, iek toplamak, yol amak vb. Ky evlerinin bahelerinde ok mu iek yetitirirsiniz'? (N. S. Banarl, Trkenin Srlar, s. 191). Kl olup beynine inebilecek elie su verme (A. N. Asya, Kubbeler, s. 70). Mmtaz araya lf girmesini istemiyordu (A. H. Tanpnar, Huzur, s. 294). Kanepeye uzanm, dizlerine dayad byke bir kitabn zerinde stste bir yn kada desenler iziyordu (gst. e. s. 159). vb. belirsiz zne Baz cmlelerde znelerin yok gibi grnmesi veya belli olmamas: Afiyet olsun. Bundan bana ne. te bu kadar!, ite byle! vb. belirsiz sfat bk. belirsizlik sfat. belirsizlik sfat (Alm. unbestimmtes Adjektiv, unbestimmtes Beitvort; Fr. adjectif indefini; ng. indefinite adjectve Osm. tayinsiz sfat) Kiileri, nesneleri ve dier kavramlar karlayan adlar; say, miktar vb. bakmlardan kabataslak gsteren sfat: Bir akam birka kii, her gn, hi kimse, baz insanlar, btn yollar, ou zaman, az para ok i, herhangi biri, falanca yerden, filanca i, biraz anlay, birok bakmdan, baka taraftan, br masaya vb. Btn akam onu dinlerken, ok rahatsz uykularda birdenbire kilitlenmi enelerin vehmi olan o yorucu ve yar kbus konumalar hatrlamt (A. H. Tanpnar, Huzur, s. 272). yle zannedildii gibi akaya gelecek, kolay kolay tepesine klacak bir adam olmadn gstermek iin bu ne gzel bir frsatt (R. N. Gntekin, Kzlck Dallar, s. 59). Gne ekildi, her tarafa glgeler doldu, kavaklarn yksek yapraklar tekrar aydnland (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri, s. 106). belirsiz zamir bk. belirsizlik zamiri belirsizlik zamiri (Aln. unbestimmtes Frvort; Fr. pronom indefni; ng. indefi-nite pronoun Osm. mphem zamir, zamr-i mphem) Kiileri veya nesneleri belirsiz olarak temsil eden zamir: bazs, bazlar, bakas, biri, biriniz, birka, biroumuz, hepsi, herkes, hepimiz, hibiri, hibiriniz, kimse, kimisi, insan, adam vb. Daha kimse odununu alamam, bir are bulamamt (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri, s. 86). hibirisi bu ite beni dinlemiyorlard (a. H. Tanpnar, Saatleri Ayarlama Enstits, s. 92).

Bir bakas Mbarek'in byle yer deitirmelerinin, misafirlie gitmelerinin sk sk vak olup olmadn sordu (g. e. s. 160). Hepsi ona bylenmi gibi bal ve hepsi de bu yzden azok biare idiler (g. e. s. 163). Bugne kadar bana kimse gelmedi. nsan bir hatr sorar. vb. belirten bk. tamlayan belirtilen bk. tamlanan belirtili ad tamlamas (Alm. Genitivkonstruktion; Fr. construction genitive; ng. genetival construktion; Osm. tayinli izafet, terkb-i izfi-i muayyen) Tamlayan ilgi durumu eki alm bir ad veya zamir, tamlanan teklik 3. ahs iyelik eki alm olan, dolaysyla belirti eki tayan ve tamlayanla tamlanan arasnda ahs bakmndan uygunluk ve geici anlam ba bulunan ad tamlamas: akam+n serinlii, oda+nn rengi, dam+n tepesi, gzleri+nin siyahl, kap+nn n, duman+n kokusu, ben+im kitabm, sen+in yolun vb. Kart belirtisiz ad tamlamasdr. belirtisiz ad tamlamas (Alm. verkrzter Genitiv; Fr. rapport d'annexion; ng. shortened genitival construction; Osm. tayinsiz izafet) Tamlayan eksiz, yaln durumda bulunan, tamlanan teklik nc ahs iyelik eki alm olan ve tamlayan ile tamlanan arasnda srekli bir anlam ba bulunan ad tamlamas: Bahe kaps, devlet siyaseti, dil gerei, dil bilgisi, kelime zenginlii, pazar yeri, yaz makinesi, yol kenar, Bart >. ili, stanbul ili, Tuz Gl, Alp dalar, Ren nehri. vb. belirtisiz tamlama bk. belirtisiz ad tamlamas belirtme durumu bk. ykleme durumu belirtme grubu Bir kelimenin tad kavram daha belirgin duruma getirmek iin kullanlan ve tamlamalardan daha geni olan kelime dizisi: Gneli scak havann insan sal zerindeki olumlu ve olumsuz etkileri; konferans bandan sonuna kadar dikkatli dinleyen izleyicilerin konuya ilikin sorular; kaln bir kitabn ssl cilt kapa (TS, C. 1, s. 263); yeni iine ksa bir dinlenmeden sonra balayabildi vb. Ayrca bk. kelime grubu. belirtme sfat (Alm. Bestimmungsvort, Bestimmungsbeivort; Fr. adjectif determi-natif; ng. determinative adjective; Osm. tyin sfat, tyini sfat, sfat- ta yniyye) Adlar iaret, soru, belirsizlik ve say bakmndan belirten sfat: bu yaz, u aa, ha gn, hangi ocuk, kaar kii, kanc defa, bir akam, btn gn, kimi zaman, her yl, ocuk, sekiz hafta, birinci dnem, birer portakal, ikier elma, ikili anlama, yedili amdan vb. benzeme (Alm. Angleichung, Assimilation; Fr. assimilation; ng. assimilation) Kelime iindeki bir sesin, boumlanma noktas veya nitelii bakmndan yan yana veya aralkl duran bir baka sesle benzer veya e duruma getirilmesi olay: var-dur>var-dr, o+bir>br, pantalon>pantolon, has-te>hasta, aranba>aramba, snbl>smbl vb.

Benzeme, yan yana bulunan sesler arasnda olabildii gibi, komu sesler arasnda da grlr. Nitelii bakmndan yar benzeme, tam benzeme, yakn benzeme, uzak benzeme, ilerleyici benzeme ve gerileyici benzeme trlerine ayrlr. Yar benzeme, benzeen sesin, benzetii sesin niteliklerinden bir veya ikisine uyum salamasdr: penbe>pembe, sn-bl>smbl, rneklerindeki di sesi -n-, yanndaki dudak sesi -b-n'm etkisi altnda bir dudak sesi olan -m-ye dnmtr. lerleyici benzememde nceki sesin kendinden sonra gelen sesi, gerileyici benzemede ise, sonraki sesin daha nceki sesi kendi boumlanma noktasna ekme biiminde bir benzeme olay vardr. Bu olay yaz dilinde seyrek, azlarda yaygndr: anla->anna-, bunlar>bunnar, nian-l>niann, zenginlik>zenginnik, tarla>talla, emsiye>emsiye, defter>tefler, Hatice>Hac-ce, kalmazsa>kalmassa, trl>tll, olmazsa>olmassa, yats (<yat-sg)>yass,

yass namaz, gitsin>gissin. vb. Kart benzemezlik'tir. benzemezlik (Alm. Enthnlichung, Dissimilation, Differenzierung; Fr. dissimi-lation, differenciation; ng. dissimilation, differentiation) Bir kelimede yan yana veya birbirine yakn duran ve boumlanma nitelikleri bakmndan birbirinin tpks veya benzeri olan iki nszden birinin, kendi boumlanma noktasn tekinden ayrarak baka bir nsze dnmesi olay. Bu olay daha ok r ve n akc seslerinin tekrarn nleme abasndan domutur. Yaz dilinde seyrek, azlarda daha sk rastlanr: knnap>krnap, gmdap (An. Az), muamma>muam-ba, attar>aktar, berber>belbel, kehribar>kehlibar, fincan>flcan, guman-dan>gumandar, kumandan, komutan, tekraf>tekral, tepme>tekme vb. Benzemezlik olay yakn ve uzak benzemezlik olarak ikiye ayrlr. Yan yana bulunan sesler arasndaki benzemezlik yakn benzemezlik (muamma>muamba, ac>ah) yanyana bulunmayan sesler arasndaki benzemezlik de uzak benzemezlik adn alr: berber>belber, birader>bila-der, fincan>filcan gibi. biim bilgisi bk. ekil bilgisi biim birimi bk. ekil birimi bildirme cmlesi (Alm. Aussagesatz, Behauptungssatz; ng. sentence of state-ment; Osm. haber cmlesi, cmle-i ihbriyye) Bir yargy, bir gerei bildirmek iin yklemi bildirme kiplerinden biriyle kurulan ad veya fiil cmlesi: Ben konumaya hazrm. Havuzun suyu bulanktr. Hazrlklar devam ediyor. Bu gn kaynanamla uzun uzun konutum (R. N. Gntekin, Acmak, s. 81). Arasra bir iki ay perhiz ederim (F. R. Atay, Gezerek Grdklerim.) Sanatta ihtill, ou zaman herkesin yerine benin gemesiyle olur (A. H. Tanpnar, Yaadm gibi, s. 293). Bu skt benim dikkatimdir (gst. es. s. 333). Yarn sizinle birlikte gideceiz vb.

bildirme eki (Alm. Kopula; Fr. copule; ng. copula; Osm. haber edat, edt- haber, edt- isnd) tur- yardmc fiilinin geni zaman ekiminden (tur-ur) kan, yklemi zneye balayan, ekleip nl ve nsz uyumlarna giren, ek- fiilin bildirme kipinin teklik ve okluk nc ahs ekimlerine gelerek anlam glendiren -DIr/-DUr eki: olgundur, alkandr, siyahtr, ocuktur, yakndr, deildir vb. Bu ek, baz bildirme ve tasarlama kiplerinin de sonuna gelerek olu ve kla sreklilik, kesinlik, gl, bir ihtimal kavramlar katar: Bu ilerde alan vatandalarmz Hindistan'da gerek antlar korumak, gerek onlar deerlendirmek iin neler yapldn tetkik etmelidirler (F. R. Atay, Gezerek Grdklerim, s. 123). Amma yine iimden hibir ey olmumt r, sa salim gelir diyordum yle oldu (A. H. Tanpnar, Saatleri Ayarlama Enstits, s. 292). Semra Seha, -Saldan itibaren sahnemizde stanbul'u tehir edecektir (T'. Bura, biin Ryas, s. 149). Bana kalrsa, bu hi de garip deild i r. Belki tabi umurdan d r. Hal yoktur, mazi ve onun emrinde bir istikbal vardr (A. H. Tanpnar, s. 86). Saatin kendisi mekn, yry zaman, ayar insandr (A. H. Tanpnar, gst. e. s. 33). Ve sanlr ki, yeil trbe, rengini, eski Bursa baharlarnn lk sokaklarndaki en taze yeillerinin znden emmi t ir. (F. R. Atay, gst. es. s. 12). vb. bildirme ekleri i- ek-fiilinin ahslara gre ekiminde kullanlan, ad cmlelerinde zne ile yklem arasnda yarg ba kuran ekler. Bu ekler 1. ahs teklik ve okluk ekimleriyle, 2. ahs teklik ve okluk ekimlerinde zamir kkenli -Im/-Um, -Iz/-Uz, sln-/slln, siniz, sUnl/z, 3. ahs teklik ve oklukta -Dlr/DUr, -DIrlAr/-DUrlAr1 dr: alkan-m, iyi-y-im, doru-y-um; tatlsn, kimsin ? ocuksun, yakn-dr, gzel-dirvb. Bildirme ekleri, olumsuz yarg iin deil kelimesi zerine getirilir, deil-im, deil-iz, deilsin, degils iniz, deil-d i r, deil-d ir I er .vb. Ayrca bk. ek-fiil. bildirme kipi bk. bildirme kipleri. bildirme kipleri (Alm. Indikativ, Fr. indicatif; ng. indicative; Osm. sga-i ih-briyye) Fiilin olumlu veya olumsuz nitelikteki yapln; geni zaman, imdiki zaman, grlen gemi zaman, duyulan gemi zaman ve gelecek zamanda olmak zere belli bir zaman kavram iinde veren kipler: al-r-m, al-yor-um, al-dm, al-m-m, al-aca(k)-m; al-r, al-yor, ah-t, a-l-m, al-acak. vb. Kart tasarlama kipleri'dir. bildirme tarz bk. bildirme kipleri. bilim dili (Alm. Sprache der Wissenschafi; Fr. langage scientifeque; ng. scientific language; Osm. lisn- ilm) Bir bilim dalma mensup kiiler tarafndan kullanlan ve iinde o bilim dalyla ilgili terim ve deyimlerin bulunduu dil: astronomi dili, hukuk dili, tp dili, felsefe dili, teknoloji dili birer bilim dilleridir.

birinci ahs (Alm. erste Person; Fr. premiere personne; ng. frst person) Sz iindeki olu ve kl ahslar hlinde karlayan ahs zamirlerinden, konuan veya konuanlarn dil bilgisindeki adlar: ben: ben gnderdim (konuan:teklik 1. ahs), biz: biz gnderdik (konuanlar: okluk 1. ahs). ekimli fiillerde, bir olu veya kl gerekletiren ben veya biz zneli ahslar karlayan ekler: -Im/-Um, -Iz/-Uz: gelir-im, gelir-iz; alyorum, ahyor-uz; tutmu-um, tutmu-uz; verecek-im>vereceim, verecek-iz>verece-izvb. birinci ahs iyelik ekleri Bir nesnenin ben ve biz zamirleri ile karlanan ahslara ait olduklarn gstermek iin o nesneyi karlayan adn sonuna getirilen teklik 1. ahs -(I)m/-(U)m, okluk 1. ahs -(I)mIz/(U)mUz ekleri: el-im, el-imiz; kalem-im, kalem-imiz, hol-um, kol-umuz vb. bk. iyelik eki. birinci teklik ahs Zamirlerde, konuan, ii yapan gsteren ben zamiri: ekimli fiillerde bu zamiri karlayan ahs eki -m, -(I)m/-(U)m Ben kendimden getim fakat uurumu kaybetmedim (P. Safa, Matmazel Noraliya'nn Koltuu, s. 164). Ben de ite ahs mukadderatmzla mill mukadderatmz birbirine kartrmayalm, diyor-um (P. Safa, Bizlnsanlar, s. 47). Ben artkgelemez-mi-y-im tiyatrona, senin yanna? (T. Bura, biin Ryas, s. 241). vb. birincil ses (Alm. Primrlaut, Hauptlaut; Fr. premiere phoneme; ng. primary sound; Osm. asl sad, sad-i asl) Bir kelimeyi oluturan seslerden bir veya daha fazlasnn zamanla deime ve gelimeye uramadan nceki ilk ekli: ET. aLak>TT. ayak deimesinde birincil ses -d-, ET. bar-mak > TT. varmak, ET. yabz, TT. > yavuz deimelerinde birincil sesler n ses ve i sesteki 6'lerdir. r/ler ise ikincil (sekundr) ses durumundadr. birincil uzunluk bk. asl uzunluk birleen (Alm. Komponente; Fr. composante, composant; ng. component; Osm. mrekkip) Birletirme yoluyla kurulan birleik kelimelerde, birlemeye katlan kelimelerden her biri: aslanaz bir iek ad, hanmeli bir iek ad, kadngbei bir tatl tr, katrtrna bir bitki ad birleik kelimelerinde bu birleimi oluturan aslan, az, hanm, el, kadn, gbek vb. kelimeler birer birleen durumundadr. retici-dnml (trans-foarmationat) gramerde, taban oluturduu kabul edilen elerden her biri. birleik ad (Alm. zusammengesetztes Substantiv, Kompositum; Fr. nom compose; ng. compound noun; Osm. mrekkep isim, ism-i mrekkep) En az iki kelimeden oluan ve bu kelimelerin kendi kavramlar dnda yeni bir kavram karlamak zere, birleik kelime kalbna gre bi-raraya gelerek meydana getirdikleri ad: aslanaz, hanmeli, gecekondu, kabaday, kaptkat, klbast, yelkovan, nasl, niin, pazartesi,

kaynana, a evi, radyo evi, gkta, eker pancar, yel deirmeni, kaya bal vb. ki veya daha fazla ahs adndan oluan zel adlar da birleik ad grubunda yer alr: Recaizade Mahmut Ekrem, Ahmet Caerolu, Reit Rahmeti Arat, Necmettin Halil Onan, Tahsin Banguolu, brahim Necmi Dilmen vb. birleik bala ki veya daha ok kelimenin birleip kaynamas ile oluan bala: -demek ki, hlbuki, nitekim, yle ki, yleyse, veya, veyahut gibi. "Kl alacaksan kesene bak" denilmitir. Demek ki, aslnda kesen kl dagil, para kesesi!... (K. Tahir, Devlet Ana, s. 204). Nasl bir tavr taknacan, hangi duyguda karar klacan bir trl bilemiyordu. Hlbuki bu artt artk Nahit'in syledikleri de tam bir rastlant idi. Hi deilse dnlmeden sylenmilerdi (T. Bura, biin Ryas, s. 43). Biz sezinleyememiiz, meerse yreimizi kibir gizliden kapm (K. Tahir, Esir ehrin Mahpusu, s. 51). Niin bu ' ah yama olmayaym, dedimy; madem ki yemek iin yayorum (O. Seyfettin, Bahar ve Kelebekler, s. 8). vb. birleik cmle (Alm. zusammengesetzter Satz; Fr. phrase composee; ng. compound sentence; Osm. mrekkep cmle, cmle-i mrekkebe) inde esas yargnn bulunduu bir temel cmle ile, temel cmleyi anlam ve grev bakmndan tamamlayan, yklemi ekimli olan ve deiik yap zelliklerine sahip bulunan bir veya daha fazla yardmc cmleden olumu cmle tr: Kendileri iin deil, kendi hayatnda ve kendin iin seviyordun. Eer setiin devri meselelerinde arasay-dn, o zaman her ey deitirdi (A. H. Tanpmar, Huzur, s. 302). Ar a sra, hiretten haber gelseydi, lm bu kadar mthi olmayacakt (Y. K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan, s. 46). Dnyann baka yerlerinde yle memleketler vardr ki, dzenini periler kurdu zannedersiniz (Y. K. Karaosmanolu, st. e. s. 112). Fakat bir yatan sonra babalar sustu mu, oullar onlara cevap vermek ihtiyacn duyarlar (A. . Hisar, Fahim Bey ve Biz, s. 86). Bu hususta y a birok tecrbeleri varm gibi, beceriklidirler (A. . Hisar, Gemi Zaman Fkralar, s. 247). Felketim u ki, ben zaman zaman kendimi bulan adamm. (A. H. Tanpnar, AbdullahEfendiinRyalar, s. 117). Gl gibi gelinimi grmez de, aacn doruunu grr. (Y. Kemal, Ortadirek, s. 128). Grnte dal, meyvann asldr, fakat hakikatta dal, meyva iin var olmutur (Mevln, Mesnevi TV, s. 43) vb. Birleik cmlenin ki'li birleik cmle, i ie birleik cmle ve artl birleik cmle gibi trleri vardr. Bunlara bk. birleik ek Birden fazla ekin birlemesinden oluan ek: -msa-(<-m+sa-): azmsamak, kmse-; -le(<+le--): tala-, bula-; -lan-(<+la-n-): byklen-, kaplan-; -dka(<-dk+a): kotuka,

dinlendike; -n(<-n-): inan, kazan, sevin, basn; -mazlk (<-maz+lk): aldrmazlk, utanmazlk vb. birleik fiil (Aln. zusammenesetztes Verbum, komplexes Verbum; Fr. verbe compo-se verbe complex; ng. compound verb, complex verb; Osm. mrekkep fiil) Ad soylu bir kelimeyle etmek, eylemek, olmak yardmc fiillerinin birlemesinden veya birer sfat-fiil ya da zarf-fiil ekleriyle birbirine balanm iki ayr fiil eklinin anlamca kaynamasndan olumu fiil tr: kabul etmek, yardm etmek, yar etmek, hissetmek, emretmek, kretmek; sa olmak, yok olmak, alacak olmak, gitmi olmak; avermek, tutuvermek; anlatabilmek, yapabilmek; olagelmek, sregelmek; bakakalmak, aakalmak; bekleyi-rmek; ezedurmak, didinip durmak vb. Ayrca bk. tasvir fiili. Birleik fiillerin kalplama yoluyla anlam deitirerek deyimlemi olan trleri de vardr: bel bala- "gvenmek", yerin dibine bat- "pek utanmak, pek mahcup dmek", can eki- "lmek zere olmak", dolap evir- "hile yapmak", dizini dv- "ok piman olmak", dal budak sal"genilemek, yaylmak", caka sat- "hava atmak, haval olmak", ayak uydurmak "uymak, tab olmak, uyum salamak", yeil k yakmak "bir eyi engellememek, ho karlamak, olur vermek", akl yrt- "lp bierek, dnerek hareket etmek" vb. birleik kelime (Alm. zusammengesetztes Wort, Kompositum; Fr. mot compose; ng. compound word; Osm. mrekkep kelime, kelime-i mrekkebe) Yeni bir kavram karlamak iin iki veya daha ok kelimenin Trke-nin sz kalplarna uygun belirli yollarla bir araya getirilmesi ile kurulmu sz birlii. Bunlarn benzetme yolu ile ilk anlamlarn kaybetmi olanlar ile birletirme srasnda ses dmesine urayanlar ve iki fiil birleimine dayananlar bitiik, dierleri genellikle ayr yazlr: akgz, babozuk, dedikodu, gecekondu, kaptkat, katrtrna, bir bitki, Akdeniz, Kzlrmak, Uluda, cumartesi, kaynana (<kayn ana), stla (stl a), bakm evi, yemekhane, kara yolu, renci yurdu, ana dili, gl suyu, bal ars, koz helvas, yaban keisi, al kuu, yer elmas, kuru yemi, sapasalam, derin derin (dnmek) diri diri (yakmak); yarm yamalak (i); alay etmek, kabul etmek, yok olmak, yazvermek, bakakalmak, bilebilmek, olagelmek, kaybolmak, emretmek, seyretmek, krek ekmek, am devirmek, eyvah, hayhay vb. Yukardaki rneklerde grld zere, birleik kelimenin birleik ad, birleik fiil, birleik sfat, birleik zarf, birleik nlem gibi trleri vardr. birleik ses (Alm. Verbindungslaut; Fr. son de combinaison; ng. combination sound) k yerleri ayn veya birbirine yakn birden fazla sesin birlemesinden olumu ses: ET. rig:biri bin, tarig tan, Terigri Tanr; ny: kanyu hangi, kony (>koy: mal, mlk, koyun), gany (>gay:fakir); Fr. ch() :cheque ek, ng. eh (): church kilise, chinese

ince; Alm. seh (): sehenken balamak. Mac. gy (dy): magyar (madyar) Macar, gyngy (dyndy) inci, gyjtemeny (dyu:yteme:ny) koleksiyon, gyz (dy:z) yenmek; Mac. ty (ty): tyu:k tavuk, keszty (kesty:) eldiven, atya (atya) baba; Mac. ly (y): folyik (foyik) ahmak, yen (iyen) yle, bu trl, isly (u:y) arlk, mely (me:y) derin; Rus. () ovo] (ovo) sebze vb. birleik sfat (Alm. zusammengesetztes Eigenschaftstuort; Fr. adjectif compose; ng. compound adjective; Osm. mrekkep sfat, sfat- mrekkep) Birden ok kelimenin kendi anlamlarn koruyarak veya deitirerek tek bir anlam oluturacak biimde bir araya gelmesiyle oiuan sfat: boboaz (kadn), arbal (davran), kaln kafal (koca), tezcanl (adam), birtakm (iler), birok (kimse), cingz (ocuk), babo (hayvan) eli ak (kimse), beyaz tenli (kz), gler yzl (gen), cana yakn (ocuk) vb. birleik zamanl kip (Alm. zusammangesetztes Tempus; Fr. temps compose; ng. compound tense) Bildirme ve tasarlama kiplerinin 3. ah. teklik ekimi zerine i- ek fiilinin hikye, rivayet ve art kiplerinin eklenmesi ile oluan kipler. ekimde ahs ekleri i- ek-filinden sonra gelen hikye, rivayet ve art eklerine eklenir: bil-ir-di, oku-du-y-du-m, oku-mu-tu-m, oku-y-acak-tm, oku-y-acak-sa, gel-se-y-di-niz, gel-ecek-ler-se gibi. Kavram bakmndan birleik kip terimine kouttur. Kart basit kip'tir. birleik zarf ki veya daha ok kelimenin birleip, kaynamas ile oluan zarf: akamst grtler. Size yarn akam zeri urasn. Kardeim biraz rahatszdr. Bugn ne olaca bilinmiyor. nsan iyi dmeli. yle ileri geri konumamal. stanbul'a gnbirliine gidip dndvh. bitmi fiil (Lt. verbum finitum, Alm. Verbum Finitum, finite Verbalform) Fiil kk ve gvdesinin kip ve ahs ekleri alarak ekime girmek suretiyle bir anlam deeri kazanm, bir yargya dnm biimi: anladm, geldi, oturuyor, grecekmi, gidecekler, gelirseniz vb. ekimli fiie eit anlaml bir terimdir. Bir de bk. ekimli fiil. Kart bitmemi fiil =e-kimsiz fiil (Verbum nfinitum, verbal noun) bitmemi fiil bk. ekimsiz fiil boaz (Alm. Pharynx; Fr. pharynx; ng. pharynx) Konuma cihaznn grtlak ile dil kk ve geniz boluu arasnda kalan ve konuma srasnda iinden geen seslere trl renkler veren boru paras biimindeki ksm. boaz boluu bk. yutak

boumlanma (Alm. Artikulation; Fr. articulation; ng. articulation; Osm. telffuz) Konumay salayan hareketlerin tm; cierlerden gelen havann, ses yoluyla belirli blgelerinde alma, kapanma, daralma, hrdama vb. hareketlerle sese dntrlmesi olay. boumlanma blgesi (Alm. Artikulationsstelle; Fr. region d'articulation; ng. region of articulation) Az boluunda seslerin meydana geliini salayan eii blgeler: dudak (blgesi) nszleri, di (blgesi) nszleri, dieti (blgesi) nszleri, damak (blgesi) nszleri gibi. boumlanma noktas (Alm. Artikulationspunkt; Fr. point d'articulation; ng. point of articulation) Az boluunda seslerin olutuu eitli noktalar; bir nszn k srasnda ses yolunun daralan veya kapanan noktas. boumlanma tarz (Alm. Artikulationsart, Artikulationsweise; Fr. mode d'articulation; ng. manner of articulation) Dildeki seslerin karl biimi. Sesler, boumlanma tarzlarna gre nller ve nszler olmak zere ikiye ayrlr. nller, boumlanma biimi bakmndan, ses yolunda herhangi bir engele uramadan karlmas; nszler ise, ses yolunun al kapanma veya daralmas, ses tellerinin titreip titrememesi zelliklerini tarlar. bulank nl Bir lehe veya az zellii olarak iki nlnn boumlanma noktalan arasnda gidip gelen, boumlanma nitelii bakmndan duruluunu kaybetmi olan nl: (bulank a, a- aras): paralar; gaynnam burd galm, e (bulank e, e-i aras): men (<ben); erge- sarmak. (bulank , -a aras): balyan. (bulank, , -i aras): geldim de bede (Zeynep Korkmaz, Nevehir ve Yresi Azlar, s. 3, 9). vb. bulunma durumu (Alm. Lokativ; Fr. locatif; ng. locative, Osm. meflnfih) Fiilin gsterdii olu ve kln yerini ve zamann bildiren ad durumu: Bu kk makalede bunun zerinde duracak deilim (A. H. Tanpmar, Trk stanbul, 164). Samzda aklar aklar, alnmzda izgiler izgileri dourdu; fakat nedendir bilmiyorum, kalbimizin kknde yanan ate hl snmedi (Y. K Karaosmanolu, Erenlerin Bandan, s. 50). Yanban-da oturduumuzu bilmiyor (gst. es. s. 106). Ddn uzun ve keskin bir akisle havada atlayan sesi, gvertede stste, tklm tklm yatan binlerce asker ban kmldatarak bolukta sallad (P. Safa, Maher, s. 8). Ben aynalarn karsnda, elimde kalem, alnma bir izgi daha iziyorum (A. Nihat Asya, Kubbeler, s. 14). Geenlerde gazeteye bir yaz vermitim (gst. es. s. 29). Gelecekte bugn yaplanlar hayrla anlacaktr. Tatilde gideceim yer buraya benzemez vb.

Bu durumdaki ek, ad fiile veya baka bir ada balarken "bulunma", "durma", "kalma", "yer", "uzunluk", "sre" gsterme gibi grevler yannda, kelime gruplarnda ve cmle iinde eitli ilgiler de kurar. bulunma durumu eki Fiilin bildirdii olu ve kln yerini ve iinde bulunduu durumu gsteren ad durumu eki: DA. : okul+da, tatil+de, dar+da, geenler+de, kitap+ta, saat+tevb. bulunma grubu Bulunma durumu eki alm bir adn baka bir ad esi ile kurduu kelime grubu. Grubu oluturan adlar birer kelime grubu da olabilir. Bulunma grubu cmlede ve grup iinde ad, sfat ve zarf grevi yklenir: Elde bir, ykte hafif pahada ar, antada keklik, haftada bir, ayda iki gn, ylda ay, evinde hizmeti, darda hanmefendi (ad); in onda sekizini bitirdiler (ad), Yannda oturan yabancya bakt (sfat), Arada bir bize de urad (zarf), gnde iki n yemek yerdi (zarf) vb. bkm (Alm. Beugung, Flexion; Fr. flexion; ng. flection, inflexion, accidence; Osm. insirj) Yapm ve ekim srasnda kelime kklerinin farkl biimlere girmesi eklindeki krlma olay. Bkm; Arapa, Almanca, ngilizce, Rusa gibi Sami, Cermen ve slav dillerine zg bir olaydr: Ar. ketebe yazd kknn ktibe yazld, ykteb yazlr, yktebne yazlrlar, litk-teb yazl!; kteb mektuplat, yazt, ktibun yazan, ktip, mektubun yazlm ey, mektup mektebun mektep okul ekillerine girmesi; Alm. sehen grmek, sah grd, gesehen grm, grlm; ng. to rvrite yazmak urrote yazd, unitten yazm, yazlm gibi. bkml dil, bkml diller (Alm. flektierende Sprachen; Fr. langue flexionel-les; ng. inflexional languages; Osm. tasrifi lisan, elsine-i tasrfiyye) Kelime kklerinin yapm ve ekim srasnda nde, ite ve sonda baz ekler alarak farkl ekillere ve krlmalara urad dil veya diller: Arapa, Almanca, Farsa, ngilizce, Rusa gibi. bk. bkm, byk nl uyumu (Alm. Palatalharmonie; Fr. harmonie vocalique, harmonie palatale; ng. palatal harmony; Osm. byk ahenk kaidesi, umum ahenk kaidesi) Yaln veya eklerle uzatlm olan Trke veya Trkelemi baz alnt szlerde, ilk hecede bulunan nlnn tad kalnlk-incelik niteliinin ondan sonraki hecelerde de yer almas kural: anlamak, ayaklarndan, yamurun, korunmak, olgunluk, uultu, dncesini, yzme, kmsemesinin, incelik, yenilik, yneli, inilti vb. Alnt szlerde: duvar (<Far. dvr), kalp (<Ax. kaalb), surat (<Ar. suret), slah (<Ar. slah) vb. bk. nl uyumu. -c-

canl dil Hlen yaamakta, eitli toplumlarda konuma ve yaz dili olarak varln devam ettiregelmekte olan dil. Trke, Macarca, Fince, Almanca, Rusa, ince, Japonca gibi: Sumerce l, Arapa canl bir dildir vb. Kart l dil'dir. canl ek Dilde rnekleri ok olan, kullanltan dmemi ve kke katt anlam kolayca anlalan ek, yaayan ek: akl+c, sanat+, st+; ya+a-, ba+la-, aa+lk; insan+ca; bil-gi, bur-gu; giy-in-, gir-i-, d--, ko-u-, ko-tur- vb. Kart l ek'tir. bk. ve kr. ilek ek. canl kelime Hlen kullanlan ve anlam herkes tarafndan bilinen, yaayan kelimeler: gzlk, yaprak, toprak, gkyz, hayat, deniz, merdiven, araf vb. kart l kelime'dir. canl kk Hlen kullanlan ve anlam herkes tarafndan bilinen kkler, yaayan kkler: dur-ak, sz+lk, bil-gin ver-gi, dil+siz, dal-g gibi kelimelerdeki dur-, sz, bil-vb. kkler. Kart l kk'tr. cevap nlemi Bir konuyu ve bununla ilgili bir soruyu uygun grme, onaylama veya kar kma anlamlarnda kullanlan nlemler: evet!, elbette, Hay hay!, yleya.'vb. Hay hay! dediiniz gibi yaparm. Elbette, sizinle birlikte gelebiliriz. yle ya, bu konuyu daha sonra grecektik. Hayr sizinle birlikte gitmeyeceim vb. cevher fiili bk. ek-fiil. cins bk. cinsiyet cins ad bk. tr ad cinsiyet (Aln. Genus; Fr. genre; ng. gender; Osm. cinsiyyet, keyfeyyet) Baz dillerde kelimelerin gramer bakmndan erkeklik, diilik veya yanszlk zellii tamas. Alm. der Tisch masa erkek kelime, die Tasche anta dii kelime, das Buch kitap da yansz kelime trmdendir. slv dillerinden geme +a/+e eki de eklendii kelimede diilik gsteren bir ektir: kral/kralie, Tanr/Tanra ilahe gibi. Dilimizde erkeklik, diilik ve yanszlk gsteren bir gramer kategorisi yoktur; ktip /ktibe, muallim/muallime, mdr/mdire gibi rnekler Arapadan gemedir. cinsiyetsiz (Alm. Neutrum; Fr. neutre; ng. neuter) Baz dillerde dii veya erkek cinsten saylmayan ve tarafszlk zellii tayan kelime: Rus. okno pencere jelezo demir, usilie gayret, yav-leme olay, dobro iyilik, Sansk. pustaka kitap, vari su, cani diz, Alm. das Fenster pencere, das Gehalt maa, cret, das Zimmer oda, das Ergebnis sonu vb. cmle (Alm. Satz; Fr. phrase; ng. sentence)

Bir fikri, bir duygu ve dnceyi, bir olu ve kl tam olarak bir yarg hlinde anlatan kelime grubu. Cmlenin varl iin asgar art bir ekimli fiil veya ek-filden oluan yklemdir: Evin avlusuna, srtnda uval kapl yayvan torba, elinde bir ufack iskemle ve uzun bir demir paras, dank kyafetli bir adam girdi (R. H. Karay, Eskici). Muhta olduun kudret, damarlarndaki asil kanda mevcuttur (M. K. Atatrk, Nutuk). Trklk, be yz seneden beri stanbul'u ve Boazii'ni btn beeriyetin hayline byle naketti (Y. Keml Beyatl Aziz stanbul?,. 183) vb. Cmleler yaplarna, yklem trne, yklem yerine ve anlamlarna gre snflandrlr. Yapllarna gre snflandrmada basit cmle, birleik cmle, bal cmle, sral cmle; yklemine gre isim cmlesi, fiil cmlesi; yklemin yerine gre kurall cmle, devrik cmle; anlamna gre olumlu cmle, olumsuz cmle ve soru cmlesi trne ayrlr. Bunlara bk. cmle ba balalar Banda bulunduklar cmleyi kendisinden nce gelen veya kendisinden sonra gelen cmle veya cmlelere eitli grevler ile balayan kelimeler. Bunlardan fakat ifadesi tayanlar: fakat, lkin, ancak, yalnz, ama... eer ifadesi tayanlar: eer, ayet...; geri ifadesi tayanlar: geri, egeri, vaka...; nk ifadesi tayanlar: nk; mademki ifadesi tayanlar mademki, madem nk...; sonu, aklama ifade edenler: meer, binaenaleyh, yle ki, oysa ki, yle ki, nitekim, hlbuki, kald ki, stelik, belki, hatta, imdi, yani, mamafih, zaten zati, bari, keza, hakeza...; benzerlik ifade edenler: sanki, deta, nasl ki, nite ki, nice ki, gya. ..; arta ve dereceye balayanlar: tek, yeter ki, meer ki, velev, velev ki, t ki, ill, ill ki...; Btn bunlardan baka unlar da zikredebiliriz: hele, hi olmazsa yleyse, hi deilse. Bir de bk. bala. cmle bilgisi (Alm. Syntax, Satzlehre; Fr. syntaxe; ng. syntax; Osm. nahiv) Bir dilde dnce ve duygularn tam olarak anlatlabilmesi iin gramer kurallarna uygun olarak dizilen kelimelerin, kelime gruplarnn cmle ve sz iindeki grevlerini, biribirleriyle olan ilikilerini, sralanlarn ve cmle trlerini inceleyen bilim dal. cmle d eler Cmlenin kuruluuna katlmayan; ancak, dolayl olarak cmlenin anlamna katkda bulunan bala, nlem, nlem grubu, seslenme, ara sz gibi birimler: Hey! baksana! Zeki (bizim ayak ilerine bakan delikanl) geldiinde ilgilenmesini isteriz. Ordular, ilk hedefiniz Akdenizdir ileri!. Ey Trk genlii! Evet! imdi dediimize geldiniz mi ? Bu grevi Aye yahut Ali yerine getirsin. Varsn istediini yapsn bizi hi ilgilendirmez. lhi kardeim! bakyorum sen de olmadk eylere akln takyorsun vb.

cmlenin eleri (Alm. Satzteil, Satzglied; Fr. membre de phrase; ng. parts of sentence; Osm. cmlenin unsurlar) Cmlede bir duyguyu, bir dnceyi, bir hkm tam olarak anlatabilmek iin kullanlan kelimelerin cmle bilgisinde aldklar adlar. Cmlenin eleri temel eler ve yardmc eler olmak zere balca ikiye ayrlr. Temel eler: zne, fiil, nesne, tmle ve zarftr. Yardmc eler: "cmle d eler" diye de adladrlan nlemve balalardr. Bunlara ve cmle d geler'e bk. cmle perdesi bk. cmle tonu. cmle tonu (Alm. Saizton; Fr. ton de phrase; ng. sentence tone) Cmlenin anlamna ve trlerine gre ayarlanan ve ses tellerindeki titreimin ykseltilip alaltlmas ile belirlenen ton. Yarg cmlesi, soru cmlesi ve art cmlelerindeki ton fark bu durumla ilgilidir. Kelime tonlar gibi cmle tonlar da ykselen cmle tonu ve alalan cmle tonu olmak zere balca ikiye ayrlr. Yarg cmleleri ykselen tonla balayp alalan tonla biterler. Soru cmleleri ile art cmleleri ykselen tonla biten cmle trleridir: Bugn ulatmz sonu f, asrlardan beri ekilen mill felketlerin yaratt uyankln eseri } ve bu aziz vatann her kesini sulayan kanlarn bedelidir} (M. K. Atatrk, Nutuk, s. 687). Peki efendimj teki kararlara boyun eme durumunda sonu bunun ayn deil miydi? f. (gst. es. s. 10). Aldmz notlar dikkatli bir deerlendirmeden geirirseniz f baz yanlmalar nlemi olursunuz],. Bu yabana kadn kimff. ok syledim f fakat dinletemedim}. Otur}. vb. cmle vurgusu (Alm. Satzakzent; Fr. accent de phrase; ng. sentence stres) Konuma srasnda, cmlenin anlamna bal olarak, kelimeler arasnda yer deitirebilen ve kelimelerin, kelime gruplarnn kendi vurgularndan daha gl olan vurgu. Normal durumlarda cmle vurgusu yklem zerindedir. Cmle vurgusunu daha belirgin duruma getirebilmek iin cmle dzeninde de deiiklik yaplabilir: Ahmet bu gn beklediiniz paketi getire cek. Ahmet bu gn beklediiniz paketi getirecek. Ahmet beklediiniz paketi 'bu gn getirecek. Yarnki toplantda hazrln yaptnz konuyu gre ceiz. Yarnki toplantda hazrln yaptnz konuyu greceiz. Hazrln yaptnz konuyu 'yarnki toplatda greceiz vb. bk. vurgu. -anun (Alm. Assoziation; Fr. association, ng. associatiori) Bir kelimenin anlam, ekil ve ses yaknl yoluyla baka kelimelerle kurduu balantlar: aa, kra, toka; gelen, gren, bilen; arballk, ciddiyet, ciddlik, resmlik, oturakllk vb. bk. arun ilikileri agnun alan (Alm. Assoziationsfeld; Fr. champ associatif, ng. assodative feld)

Kelimelerin yansttklar kavramlar evreleyen ve onlarla srekli bir iliki durumunda bulunan dier kavram ve tasavvurlarn oluturduu alan: Hastane kavramnn doktor, hemire, hasta, beyaz gmlekliler, beyaz renk, ac ekenler, muayene, tedavi, il, sedye, hastane kokusu vb. kavramlarla olan ilikisi gibi. agnun ilikileri Kelimelerin ses ve ekil yaplar, ekimleri, ayn kkten gelen trevleri ile anlam ve kavram yaknl bakmndan bal olduklar arm ilikileri: Yazdrma kelimesinin ses yaps bakmndan kazdrma, azdrma; ekil yaps bakmndan kaldrma, yardrma, durdurma; ayn kkten gelen ekim ve trevleri bakmndan yazdrmak, yazdracak, yazdrd; anlam ve kavram yaknl bakmndan kaydetme, kaydettirme, dikte ettirme kelimeleri ile olan arm ilikileri gibi. at (Alm. Diathesis; Fr. voix; ng. voice; Osm. bina, fiil binas) Fiil kk veya gvdesinin, szlk anlamnda herhangi bir deiiklie uramadan fiilden fiil yapan belirli baz eklerle geniletilerek cmledeki zne ve nesne ile olan balantsnda urad durum deiiklii; fiilin anlam deiiklii gstermeyen, ancak zne ve nesneye hkmeden ekil deiiklii. atlar, trlerine, aldklar eklere ve ilevlerine gre kendi ilerinde etken at (yaln at), edilgen at, mehul at, dnl at, ite at, ettirgen at diye snflandrlr. Bunlara bk. at ekleri (Osm. fiil binas lahikalar) Fiil kk veya gvdelerinden dnllk (reflexive, mutavaat), edilgenlik (passiv, mehul), ettirgenlik (faktitiv, ta'diye) ve itelik (reziprok, mareket) gibi farkl grnlere sahip fiil atlar yapmaya yarayan ekler: -(I)n/-(U)n- (giy-in-, tara-n-, tut-un-); -(I)l-/-(U)l- (at-l-, sevil-, gr-l-); -(I)t- -(U)t- (ac-t-, oku-t-, yr-t-), -(I)r-/-(U)r- (a-r-, ge-ir-, duy-ur-); -DIr-/ -DUr- (al-dr-, gez-dir-, bul-dur-, sk-tr-) -(I)-/-(U)- (kes-i-, bil-i-, ko-u-) vb. atma (hiatus) bk. nl atmas. ekim (Alm. Deklination; Fr. declinaison; ng. declination; Osm. tasrif) Fiillerde kip, zaman tarz, ahs, say; ad soylu kelimelerde okluk, iyelik ve adlarn birbirleriyle ilikilerini belirleyen durum kavramlarn gstermek iin eklerin getirilmesi, bk. ad ekimi ve fiil ekimi. ekim eki (Alm. Flexionsendung, Flexionssuffix; Fr. desinence; ng. ending, ter-mination; Osm. tasrif lahikas)

Ad veya fiil soylu kelimeler zerine gelerek, bal olduklar kelime gruplarna gre, kelimeler arasnda durum, iyelik, okluk, kip, zaman, ahs, say vb. ilikiler kuran ek: ev+ler, oda+da, kap+s+n, al-lyor-um, gel-me-di, aku-y-acak-m?, bekliyor-lar-m vb. ekimli ad Kk ve gvde durumundaki adlarn, cmle iinde ekim ekleri alarak baka kelimeler ile ilgi kuran, birtakm durumlar, nitelikleri ve ilikileri gsteren biimi: Dn annesinin mektubunu bekledi, ata bindi. Henz renimini bitirmedi. Yarn ehirden ayrlyorlar vb. ekimli fiil (Alm. VerbumFinitum;Fr. verbefini, verbe conjugue; ng. fnite verb; Osm. tasrifti fiil, fi'l-i munsarif) Zaman ve ahsa bal olarak bir yarg, bir tasarlama bildiren fiil. Gemi zaman kipinin ahsa bal ekimleri: okudum (<oku-du-m), okudun (<oku-du-n), okudu (<oku-du), oku-duk (<oku~du-k), okudunuz (<oku-du-nuz), okudular (<oku-du-lar); geni zamann ahslara gre ekimi: gelirim (<gel-ir-im), gelirsin (<gel-ir-sin), gelir (<gel-ir), geliriz (<gel-ir-iz), gelirsiniz (<gel-ir-sin-iz), gelirler (<gel-ir-ler); istek kipinin gideyim (<gid-eyim), gi-desin (gid-e-sin) vb. ekimli kelime: bk. ekimli ad, ekimli fiil. ekimsiz fiil (Alm. Verbalnomina, Verbum Infnitum; ng. infinite verb forms, verbalnoun; Osm. fiil mtaklar) Fiil kk ve gvdelerinden belirli eklerle tretilen; ancak, ahs ekleri alarak ekime girmedii iin yarg bildirmeyen bitmemi fiil (Lt. Verbum infinitum, Alm. infinite Verbform) niteliindeki -mAk, -mA, -I/-U; -An, -AcAk, -mI/-mU, -(y) ip/ -(y) Up, ve -ArAk gibi eklerle kurulan ad-fiil, sfat-fiil ve zarf fiiller. Ayrnt iin bunlara bk. ene Az boluunun alt ve st ksmnda di ve dudaklarla evrilmi bulunan ve konuma srasnda azn rahatlkla hareketini salayan organ. enenin alt kesimi alt ene; st kesimi de st ene diye adlandrlr. evirme adlar Baz kavramlarn adlandrlmasnda baka dillerden evirme yoluna bavurularak karlanan ve anlamca o dillerdeki karlklarna paralel olan szler. Trkede banyo yapmak, ykanmak, yerine banyo almak (ng. to take bath), gam yemek (Fr. gam horden); Alm. Vergismeinnicht, ng. forget-me-nofm Trkede unutma beni; ve t. bella donna, Fr. belle dame'm Trkede gzelavrat otu ile karlanmas (D. Aksan, Anlam Bilimi, s. 99. not 110) kendine iyi bak (ng. take are ofyou) gibi.

evirme yaz (Alm. Transkription, Umschrift; Fr. transliteration; ng. translitera-tion) Bir yaz sistemine gre yazlm bir kelimenin veya bir metnin, o yazdaki iaret deerlerini koruyarak baka bir yazya aktarlmas. Bu aktarma alfabetik yaz sisteminde her harfin, hece yaz sisteminde her hecenin, ideografik yaz sisteminde her ideografinin, bunlara karlk olan eden zel birer harf veya iaretle karlanmas eklindedir. Sz gelii Arap harfleri ile yazlm olan ^ Syi ZJ%* jii fjg 'fi msramn evirme yaz ile karlan dker gzm yan eylb her dem biimindedir. evriyaz (eviri yaz) (fonetik yaz, ses yazs, sesil yaz (Alm. Transkription, Lautschrift; Fr. transcription; ng. transcription) Bir kelimeyi, bir yazl metni veya bir konumay, onlarn telffuzdaki ses deerlerini dikkate alan zel alfabe iaretleri kullanarak yazya geirme. Yaz dilimizdeki deil, gelecek misin, gelemem kelimelerinin baz Anadolu azlarndaki sylenilerine gre dal, del; gelcemin? gelecnni? geliyomen ekillerinde yazlmas gibi. kma dununu (Alm. Ablativ; Fr. ablatif; ng. ablative; Osm. denli meful, mefln anh) Kelime gruplarnda ve cmlede, fiilin gsterdii olu ve kln kendisinden uzaklatn gstermek iin kullanlan ad durumu: ikisinde de ayn sebeplerden gelme derin bir hzn vard (P. Safa, imek, s. 34). nlerinden getiimiz btn bu yallar, mehtaplk halleriyle, bizi gya bir elite bulunduuna inandryordu (A.. Hisar, Boazii Mehtaplar, s. 133). Genlikte nmzde tinin bitmez mesafeleri gibi serilen btn zamanlar elimizden ne kadar abuk geiyor, (gst.e. s. 225). Fatmay derinden beri dald ilenmelerden, unutulmann aclarndan, en keskin hareketle geirmek iin bu kadar kfiydi (A.H. Tanpnar, Huzur, s. 77). Tand adamdan bu odada ne vard? Maddenin strabndan baka hemen hemen hibir ey (gste., s. 324) vb. kma durumu eki Kelime gruplarnda ve cmlede fiilin gsterdii olu ve kln kendisinden uzaklatn gstermek veya sebep bildirmek iin kullanlan ve daha baka grevler de yklenmi olan +DAn durum eki: evden geliyorum, baheden kt, pencereden bakt, dadan indi\h. bk. kma durumu. kma grubu kma durumu eki alm bir ad esi ile bir sfat ya da ad soylu baka bir enin oluturduu ad grubu: Kldan ince, kltan keskin (Srat Kprs), babadan kalma (mal). inden pazarlkl (adam). Gnlden kopan (yardm). Paradan ok daha nemlisi (salktr). Bu grup cmlede ad-sfat ve zarf grevi yapar: Topkap 'dan Edirne kap'ya kadar giden byk surun orta kapsndan ehre girdim (Y. K. Beyatl, Aziz stanbul, s. 119).

Baheden ieriye doru y n e id i, kimse yoktu. Veya kalbimizin heyecanlar bize haber verirdi ki uzaktan, sandaln iinde seilen glgelerden biri odur (A. . Hisar, Boazii Mehtaplar, s. 197). Niko'larn meyhanesinde olup bitenleri grdkten sonra geceyi de, btn gn de evde geirmi, cepheden getirdii torbaya bakp durmutu (T. Akbal, Garipler Soka, s. 84). Ateten gmlei giyebilirler mi? Tepedeki kardan adama baknz. akmal tanlama Tamlayan kma durumunda olan ve tamlanan iyelik eki alm bulunan tamlama: ocuklardan ikisi, kitaplardan birka, yallardan gayrisi sizden bakas, masallardan birivb. kmal tmle Fiilin anlamn tamamlayan ve kma durumunda bulunan dolayl tmle: Trkmenler yayladan indiler; insanlar geim skntsndan bunald; kular yuvadan utu. ocuklar snavdan ktlar vb. iek dili ieklerin tek balarna veya demet hlinde ele alnarak, belli bir hareketi, belli bir olu veya kl saymaca bir deer ve anlam verme yoluyla anlatmak veya haberlemek iin kullanld itibar dil. Sz gelii beyaz kr papatyasnm kalp akln, beyaz kamelyanm gururu, beyaz leylakin dostluu anlatmas gibi. ift dudak nsz (Alm. Bilabial; Fr. consonne bilabiale; ng. bilabiat) Her iki dudan birbirine dokunmas ile boumlanan nsz: b / p / m. Bunlardan m ayn zamanda genzel nitelikli ift dudak nszdr: ba, baba, pnar, maya, melek vb. ocuk dili (Alm. Kindersprache; Fr. langage evfantin; ng. little language, nur-sery language) Konumaya ve ana dilini renmeye balayan kk yataki ocuklarn syleme gln yenmek zere baz kelimeleri ses yaplar bakmndan bozarak veya baz nesneleri kendilerine has adlandrmalara bavurarak yaptklar anlatm: suyun buv, babaannenin bababe, gezmenin adda, Nazmiyenin Mamila, tomurcukun gogogo yu-murtanm numunumuna biiminde karlanmas gibi. ok anlaml (Alm. polysemie, mehrdeutig; Fr. polysemie; ng. polysemantic, poly-semy) Bir kelimenin temel anlam yannda, temel anlam ile ilgili yeni kavramlar da karlar durumda olmas nitelii: kol, gz, az, soy vb. kelimeler ok anlaml kelimelerdir, bk. ok anlamllk. ok anlamllk (Alm. Polysemie, Vieldeutigkeit, Mehrdeutigkeit; Fr. polysemie; ng. polysemantic, polysemy)

Bir kelimede temel anlamla balantl birden ok anlamn bulunmas; bir kelimenin, anlam gelimesi yoluyla, asl anlam ile olan ilikisini kaybetmeden yeni anlamlar kazanmas: ET. olurmak oturmak, durmak; ikamet etmek, yurt tutmak; tahta kmak; ET. kn gne, gndz zaman birimi; yiit gen, gl ve yrekli delikanl, meden cesareti olan kimse (D. Aksan, Anlam Bilimi, 109-112); az organ ad, kaplarn ve ii bo eylerin az ksm; bir suyun denize veya gle dkld yer; koy, krfez liman gibi yerlerin ak yan; birka yolun birbirine kart yer, kavak; konumada blgelere ve kesimlere gre deien syleyi biimi vb.; alay belirli sayda birliklerden oluan asker topluluk; herhangi bir tren veya gsteride yer alan kalabalk; ok kalabalk; gelin alay; bir alay insan; ayak insan ve hayvan aya, dayak, destek: kpr aya; rmaa kavuan akarsu: gl aya; yryn arlk veya abukluk derecesi; basamak, halk iirinde kafiye; baba ocuk sahibi erkek; tarikat pri: Bektai babas; Silh kaakl vb., kirli ilerde ete ba, mec. yaratc, kurucu koruyucu kimse; zerine halat taklan demir veya beton dikme; at mertei; ba insan veya hayvan ba; bir topluluu yneten kimse: snf ba, kolba; bir eyin balangc: hafta ba, ayba; bir eyin esas, temeli: Her iin ba salktr; bir eyin ularndan biri: yolun iki ba, tarlann drt ba; bir eyin yakn evresi: havuz ba, ocak bavb. yz insan yz, ehre, cephe, sath, yzey; keskin kenar: ban keskin yz vb., binann n yz, cephesi, yastk klf; mec, utanma, cr'et: buraya gelmeye yz yok, ne yzle bunu isteyebiliyorsun vb. ok harflilik Tek bir sesi karlamak iin birden ok harfin kullanlmas: (Alm. sch (), tsch (); Mac. sz (s); Fr. au (u), eh (,k); ng. sh (), eh () vb. oul eki bk. okluk eki. okluk eki (Alm. Pluralendung, Pluralsuffx, Pluralzeichen; Fr. desinence du plu-riel, suffixe du pluriel; ng. plural ending; Osm. cemi lahikas) Adlarda ve zamirlerde ayn trden birden ok varlklar anlatmak iin; fiillerde, fiilin gsterdii olu ve kl yapann, yani ahsn okluk olduunu gstermek iin kullanlan zel ekler: aa+lar, iek+ler, oda+lar, bey+ler, okul+umuz, bahe+lerimiz, ocuk+lar+mz; biz+ler, on+lar, anlatt-k, anlad-nz, geliyor-uz, gitmeli-y-iz, gidecek-lervh. zlme aamas Ses organnn, bir sesin boumlanmas srasnda, hazrlk ve duraklama aamalarndan sonra girdii nc aama. zlme safhas bk. zlme aamas -D-damak

Az boluunun st ksmn evreleyen ve belirli seslerin olumasnda grev alan kubbemsi yer. Daman sert bir tavan oluturan n ksmna n damak, arka ksmna art damak, art daman geniz boluundan ayrlan ksmna da yumuak damak ad verilir. Bunlara bk. damak n'si (n) Dil srtnn n veya art damaa dokundurulmas ile boumlanan n nsz. Eski ve Orta Trkede bol grnen bu ses, bugn yaz dilimizde di n 'sine dnmtr. Ancak, bir ksm Anadolu azlarnda korunagelmitir: bana, anlamak, deniz, n, son, geniz, evin yolun vb. Damak n'si, yaz dilimizde, baz damak sesleri yannda, syleyi bakmndan sadece bir gei sesi olarak yer almaktadr: banka, yonga gibi. Damak n'sinin boumlanmasnda burun yolu da devreye girdii iin bu nsz, geniz n'si adn da alr. bk. geniz n'si. damak sesi Dil srtnn tmseklenip n veya art damaa yaklamas veya dokunmas ile karlan nsz trleri, bk. damak nsz. damaksl bk. damak sesi. damaksllama (Alm. Palatalisierung; Fr. palatalisation, ng. palatalisation) Bir sesin boumlanma noktasn deitirerek damak sesine dnmesi: yangn> yangn, yonga>yonga, banka>banka > NYA panga, gelir-sin> An. az. gelirsin, olsun>olsun; ET d "zaman" /dle /dlen > TT. le, len "le vakti, gn ortas"; d "zaman" / d-n>yn, n "yemek, bir defalk yiyecek"; RA. karavana>karaana, mahalle>maalle, zahmet>zamet, lambann>lmba--un vb. damak nsz (Alm. Guttural, Kehlkopflaut; Fr. consonne gutturale; ng. gut-tural; Osm. smit-i hanek) Dil srtnn tmseklenip n veya art damaa yaklamas veya dokunmas ile karlan nsz trleri: Kesmek, gezmek, ekmek, kaln, atk, yourt, yiit, banka, yonga kelimelerindeki k / k /, / g, ve n nszleri gibi. Bunlardan k / g, dil srtnn n taraf ile n damak arasnda boumlandklar iin n damak nszleri; k / nszlre de dil srtnn arka taraf ile art damak arasndaki blgede soumlandklar iin art damak nszleri adlarn alrlar, ve n nszleri her iki trde de yer alr. Boumlanma noktalar, hece kurduklar nllerin kaln veya ince oluu ile ayarlanr: eer, aar, zengin, yangn gibi. daralma (1) Baz seslerin boumlanmas srasnda ses yolunda meydana gelen daralma, / i, u / nlleri ile s, z, gibi nszler, ses yolunun daralmas ile boumlanan nsz trleridir. daralma (2) bk. nl daralmas

dar nl (Alm. enger Vokal, geschlossener Vokal; Fr. voyelle etroite; ng. narrou votvel; Osm. sit-i gayr- mebst) Alt enenin az almas ve ses yolunun daralmas ile boumlanan / i, u / nlleri: lk, ilik, uzun, zm gibi. Kart geni nl'dr. Ayrca bk. kapal nl. deiken ses (Alm. Allophon; Fr. allophone; ng. allophone Fonem denilen bir ses bilgisi biriminin boumlanma zelliinden kaynaklanan deiik trleri. Sz gelii, a nlsnn konuma cihaznn biraz daralmas ile boumlanan kapal a () tr ile hafif yuvarlak-laan yuvarlak a tr (aB), a nlsnn deiken sesleridir. nllerde olduu gibi nszlerin de nller ile birleip hece kurarken gsterdikleri deiik boumlanma zelliklerine gre deiken sesleri ortaya kar. Lmba, lokum kelimelerindeki l'-ler aln kelimesindeki -l-nin birer deiken sesi durumundadr. deiken ekil (Alm. Allomorph; Fr. allomorphe; ng. allomorph) Ayn anlam ve grevdeki bir ekil bilgisi biriminin ses yaps bakmndan farkllaan tr; ekil bilgisinin anlaml bir kk esi olan bir kelime kknn veya belirli grevler ile buna eklenen bir ekin farkl ses yapsna girmi olan biimi. Sz gelii lehe ve az ayrlklarna gre ve eitli nedenlerle baz kklerin bez/bz, er/ir erken, ez-/z-, er-te/rte ertesi gn; baba/buba, bldr/bildir geen yl, ldz/yulduz biimlerinde ses deimesine uramas. Ayn durum ekler iin de sz konusudur. -Di / -DU gemi zaman ekinin nl ve nsz uyumlarna bal olarak -di/-di, -du/-d, -ti/-ti, -tu/-t, -DUKgemi zaman sfat-fiil ekinin yine ayn nedenlerle -dk/-dik, -duk/-dk, -tk/-tik, -tuk/-tk biimlerine dnmesi gibi: al-d, ver-di, okudu, gr-d, a-t, bi-ti, tut-tu, t-t, tan-dk, bil-dik, tut-tuk () umuz i, yr-dk ()mzyolvb. deiken ekillik (Aln. Allomorph; Fr. allomorphe; ng. allomorph) Ayn anlam veya grevdeki bir ekil bilgisi biriminin ses yaps bakmndan eitlenmesi. Sz gelii +lk addan ad tretme ekinin +hk/ +lik, +luk/ +lk biimlerine girii gibi: aa+lk, ev+lik, ot+luk, mr+lk vb. Ayn durum yine birer ekil birimi olan kelime kkleri iin de sz konusudur. ET. tl/til dil, b-/bi- (bimek), bun/mun sknt, keder, TT. balta, Kary. bolta, ET. eit-/TT. iit-;TT. bebe/Az. bbe, TT. gzel/Az, gzelvb. bk. deiken ekil. deiimli nszler (Aln. Korrelation, Wechselbeziehung; Fr. allophone; ng. cor-relation) nsz uyumuna veya iki nl arasndaki ses deimesi olaylarna bal olarak tonluluk ve tonsuzluk bakmndan birbirinin yerine geen t / d, / c, p / b, k /g gibi nszler: geit/geidi, gitti/girdi, esti/ezdi, aa/aacn, kap/kaba, hevenk/hevengi, ocuk/'ocuu vb.

deneyli ses bilgisi (Aln. experimentelle Phonologie; Fr. phonologie experimentale; ng. experimental phonology; Osm. tecrb fonetik) Belirli bir dildeki seslerin olumasn, boumlanma yer ve zelliklerini, eitli teknik aralara dayanarak tespit eden ses bilgisi dal. deneyli ses bilimi (Aln. experimentelle Phonetik; Fr. phonetiaue experimentale; ng. experimental phonetics) Seslerin olumasn, boumlanma yer ve zellikleriyle alglanmalarn eitli teknik aralara dayanarak inceleyen ses bilimi dal. deneysel ses bilgisi bk. deneyli ses bilgisi devrik cmle (Alm. Anakoluth, Satzbruch; Fr. anacoluthe, phrase inverse; ng. anacoluthon; Osm. cmle-i ma Tse) Anlam glendirmek veya gzelletirmek iin Trkenin normal sz dizimine aykr olarak yklemi teki cmle elerinden daha nce gelen cmle: Ne mutlu Trkm diyene. Gelmiyor ite btn srarlarma ramen: Gnderecek yarn istediimiz kitaplar. Alver u ii zerine. Neden bekliyoruz burada? Nasl anlaabiliriz bu konuda? Kendine gven duygusudur baarmann ilk art. Al birini vur birine. Besle kargay oysun gzn, vb. deyim (Alm. Ausdruck, Redensart; Fr. locution; ng. locution, idiom; Osm. tbir) Gerek anlamndan farkl bir anlam tayan ve ekici bir anlatm zelliine sahip olan kelime veya kelime grubu: Abay yakmak, aadan almak, barna ta basmak, buluttan nem kapmak, ileden kmak, dalga gemek, el ele vermek, kar gelmek, mercimei frna vermek, nallar dikmek, saman altndan su yrtmek, buuk atmak, yasak savmak, yzgz olmak, zlgt vermek vb. deyim aktarm (Alm. Metaphor; Fr. metaphore, ng. metaphore; Osm. istiare) Aralarnda uzaktan veya yakndan ilgi bulunan iki ey arasnda bir benzetme ilikisi kurarak, bunlardan birinin adn, geici olarak kendisine benzetilen dier eyin ad ile karlama olay: u karmzdaki maher kudursa ldrsa Denizler ordu, bulutlar donanma yadrsa Deil mi ortada bir sine arpyor, ylmaz Cihan yklsa emn ol bu cephe sarslmaz. (M. Akif Ersoy'dan); Haydi arslanm gster kendini vb. Verilen rneklerde, insan kalabal bir mahere, cesur bir delikanl arslana benzetilmitir. Bel-bayr (zmir), Karaburun (zmir), Srt-dz (Malazgirt-Mu) gibi yer adlar da deyim aktarm ile ilgilidir. Bir sz sanat olarak edebiyattaki karl istiare'dir. Ak istiare (Osm. is-tiare-i musarraha) ve kapal istiare (Osm. istiare-i mekniye) olmak zere iki tr vardr. Bu olay, istiare trlerine paralel olarak dil biliminde ak iretileme, kapal iretileme terimleri ile karlayanlar da vardr.

deyimler szl Bir dildeki deyimleri alfabe srasna gre dzenleyen szlk. da dnk nlemler nsann, d dnyada kendi dndaki kimselerle, hayvanlar ve nesnelerle olan iletiim ilikisini seslenme, gsterme, sarma, onaylama, cevap verme yollaryla ortaya koyan nlem trleri: a, abe, bre, ey, haydi, hit, hop, h, yahu, deha, nah, elbet, evet, hayr, h, oo, oh, peki, tabii vb. Bunlar kendi ilerinde seslenme nlemleri, gsterme nlemleri ve sorma nlemleri gibi alt gruplara da ayrlrlar. rnekler iin bk. nlem. diksiyon (Alm. Dikton, Fr. diction; Osm. belagat) Konumada ve okumada seslerin, kelimelerin, vurgularn, anlam ve heyecan duraklarnn ak ve anlalr olmasna dikkat eden konuma biimi; dzgn sz syleme sanat: zel televizyon kanallarnda diksiyonu bozuk konumaclar hi eksik deil... diksiyon bozukluu balanr bir kusur deildir vb. dil (Alm. Sprache; Fr. langue, parole; ng. language) nsanlar arasnda karlkl haberleme arac olarak kullanlan; duygu, dnce ve isteklerin ses, ekil ve anlam bakmndan her toplumun kendi deer yarglarna gre biimlenmi ortak kurallarnn yardm ile bakalarna aktarlmasn salayan, seslerden rl ok ynl ve gelimi bir sistem. Trke, Almanca, ince, ngilizce, Japonca gibi. Dnya zerinde konuulan diller, a) Kken, b) Yap bakmndan snflandrlmaktadr. Kken bakmndan yaplan snflandrmada, bilinmeyen devirlerde ayn ana dile balanan bir kken akrabal sz konusudur. Hint-Avrupa, Hami-Sami, Fin-Ugur, Ural ve Altay dil aileleri bu temeldeki bir snflandrmaya dayanan dil aileleridir. Dnya dilleri yap bakmndan da tek heceli diller (holierende Sprachen, isolating kanguages, monosyllabic languages.), eklemeli diller (agglutinierende Sprachen, agglutinative languages) ve ekimli diller (jlektierende Sprachen, inflec-ted languages) olmak zere e ayrlr. Her dil tad sz hazinesine, kulland alanlara, yaayp yaamadna ve toplumun iinde onu kullanan kesimler asndan tad farkl zelliklere gre konuma dili, yaz dili, halk dili, aydn dili, bilim dili, edeb dil, kltr dili, mill dil, ortak dil, resm dil, yaayan dil, l dil olarak da snflandrlabilir. Bunlara bk. dil ailesi (Alm. Sprachfamilie, Fr. famille de langues; ng. family of language, lin-guistic family) Ayn ana dilden treyen ve aralarnda akrabalk ilikileri bulunan dillerin oluturduu btn. in-Tibet, Hm-Sm, Hint-Avrupa, Altay ve Kafkas dil aileleri gibi. Trke, Ural-Altay dil grubunun Altay dilleri ailesindendir. dil akrabal (Alm. Sprachvenuandschaft; Fr. parente de langues; ng. relation-ship of languages, linguistic affinity, linguistic segmentation)

Ayn ana dilden gelen diller arasndaki ses sistemi, ekil yaps ve sz dizisi yaknlklarndan kaynaklanan balant. Aralarnda bu trl yaknlklar bulunan diller akraba diller adn alr. Trke ile Moolca, Almanca ile Felemenke, Franszca ile Rumence, Arapa ile branice gibi. Dil akrabalnda sz hazinesinin de yeri vardr: Alm. bruder, ng. brother, Far. birader; Alm. mutter, ng. Mother, Far. mder gibi. dil atlas (Alm. Sprachatlas; Fr. atlas linguistique; ng. linguistic atlas) Dillerin, lehelerin, azlarn ses ve ekil bilgisi zelliklerini, sz varln, bunlarn yayl blge ve alanlarn gsteren haritalarn oluturduu atlas bk. az atlas. dil benzemesi (Alm. palatale Assimilation; Fr. assimilation palatale, loidel'har-monie labial; ng. assimilation) Yaln veya eklerle geniletilmi bir kelimenin ilk hecesinde kaim veya ince, dz bir nl varsa, ondan sonraki hece nllerinin de kaln dz veya ince dz olmalar kural: ana, aslan, balk, yldz, tandlar, ldamak, kzgn, kprt, beik, bilek, elek, erken, ini, dinlemek, beklemek, giyimli, kiilik, sevindiler, yeillik, yiitlik vb. elma, karde, inanmak; amur, yavru, olurken, seiyor gibi rneklerdeki dil benzemesine aykr oluumlarn, ses deimeleri ile ilgili zel nedenleri vardr. dil bilgisi eitli dzeydeki okullarda, Trkenin ses, ekil ve cmle yaps ile cmlenin eleri arasndaki anlam ilikilerini reten bilgi dal; bu bilgileri veren dersin ve kitaplarn ad. bk. ve kr. gramer. dil haritas bk. dil atlas dil bilimi (Alm. Sprachurissenschafi; Fr. linguistiaue; ng. linguistics; Osm. lisaniyat, ilm 7 lisn) Sosyal bir kurum olan dilin genel ve zel niteliklerini ve dil olaylarn inceleyen; dillerin doularn, zaman iindeki gelimelerini, yeryzndeki yayllarn ve aralarndaki ilikileri aratran ve nitelii bakmndan dier birtakm bilim dallan ile de yakn ilikileri bulunan bilim dal. Gnmzde dilbilimi terimi, dili yeryzndeki ortak nitelikleri ve btn belirtileri ile ele alan genel dilbilimi (Alm. Allgemeinesp-rachwissemschaft; Fr. linguistiaue generale; ng. general linguistics)'nin yerini alm durumdadr. Sesbilimi (fonetik, phonetik), biimsel sesbilimi (Morphonologie, morpho, phonemics), ekil bilgisi (morphologie, morphology), cmle bilgisi (syntax), anlam bilgisi (Budeutungslehre, semantik, semantics), kelime bilimi (vortkunde, lexicologie, lexicology), ad bilimi (Namenkunde, onomastiaue, onomastic), lehe bilimi (dialektologie, dialectology) dil biliminin balca dallardr. Dil biliminin, dil olaylarn tasvir olarak inceleyen dal tasvir dil bilimi (deskriptive Sprachuissenschafi, linguistiaue

desk-riptive; deskriptive linguistics); dil olaylarnn deime ve gelime seyrine bakmadan belirli bir zaman sresi iinde inceleyen dal e zamanl (synckronisch, synchroninue, synchronic, static) dil bilimi, dil olaylarn tarih gelime ve deime sreci iinde inceleyen dal da art zamanl (di-achronique, diachronic) dil bilimi diye adlandrlr, bk. art zamanl yntem, e zamanl yntem. dilek-art cmlesi Birleik cmlelerde, temel cmledeki olu ve kln gereklemesini tasarlama durumundaki bir dilee veya arta balayan yardmc cmle tr Bu tr cmleler dilek-art kipi ekleri ile karlanr, bk. dilek-art kipi. stanbul'a gitsem, aradm kitaplar bulabilirim. Nereye gitsek, neye baksak, ne yapsak, gnlmz yasl, gzlerimiz yaldr. (Karaosma-nolu, Erenlerin Bandan, s. 27). uraya oturuversem... u tavuk boyuna gdaklasa... (T. Bura, Yalnzlar, s. 174) vb. dilek-art kipi (Alm. Desiterativum, Wnschform; Fr. desideratif; ng. desiterati-ve; Osm. sga-i temenni) Birleik cmlelerde, temel cmledeki olu ve kln gereklemesini arta veya dilee balayan yardmc cmle ykleminin kipi. Bu kip fiil kk veya gvdesine -sa/-se eki getirilerek kurulur, yap-sa-m, yapsan, yap-sa, yap-sa-k, yap-sanz, yap-sa-lar eklindedir: Zaten yaplacak eyin ne olduunu bilsem, sizinle konumam (Tanpnar, Huzur, s. 227). Tacettin mahallesindeki evimizin penceresinden iki yl evvel bir kei hayat srdrdmz ankaya'y gryorum; biraz dikkatle bak s a m, senin evini de greceim (Karaosmanolu, Erenlerin Bandan, 8.94). Nerede olsan ve nasl gelsen ben seni tanrm (Karaosmanolu, gst.e., s. 63). Bir dost bulsam, onunla dndklerimi mnakaa edebilsem, ne iyi olurdu (S.F. Abasya-nk, Btn Eserleri, s. 142). vb. kr. istek kipi, art kipi. di-damak nsz (Alm. Alveo-palatal; Fr. alveo-palatale; ng. alveo-palatal) Dil tacnn di yuvalar ile ndamak arasndaki blgeye dokunmas ile boumlanan nsz tr. c / / j / gibi. Bunlardan c / patlayc, j / szc di damak nszleridir, bk. ayrca di-eti nsz. di dudak nsz (Alm. labiodental Konsonant, Lippenzahnlaut, dentilabial Konsonant; Fr. consonne labio dentale, consonne dentilabiale, ng. labio-den-tal consonant, dentilabial consonant; Osm. smit-i sinn-efev) Alt dudan st dilere dokunmas ile boumlanan v, f nszleri, bk. dudak nszleri. di-eti nsz (Alm. alveolarer Laut; Fr. consonne alveolaire; ng. alveolar) Dil tacnn di-eti-damak noktalarna dokunmas ile boumlanan patlayc ve szc nsz trleri c / / j / : canl, ceviz, ayr, elik, Jale, jilet, an, eref gibi. Bu nszler, di-eti ile n damak

arasndaki blgede boumlandklar iin snflamada bunlar di-damak nszleri olarak gsterenler de vardr, bk. di-damak nsz. diilik (Alm. Weiblichkeit, Feniminum; Fr. feminin; Ing. feminine; Osm. mennes) Cinsiyet kavramnn sz konusu olduu dillerde dii cinsten saylan kelimenin ald biim: Alm. die Blume iek, die Strasse cadde, die Frau kadn; Ar. ktib, TT. ktip/ktibe kadn ktip, Ar. mdr, TT. mdr/mdre kadn mdr, hmil ykl, tayan / hmile gebe kadn, Ar. -im, TT. saim orulu / saime orulu kadn, Fr. lafem-me kadn, la figre yz, ehre, Rus. dver kap kniga katip, rna yara vb. Terimin kart erkeklik'tir. Trkenin gramerinde cinsiyet kavram yoktur, bk. cinsiyet. di nsz (Alm. Dental, Zahnlaut; Fr. consonne dentale; tng. dental; Osm. s-mit-i sinn) Dil ucunun veya dil tacnn st dilere, di etine veya di eti-damak snrna dokunmas veya yaklamas ile boumlanan nszler: d, t, c, , j, , z, s, n, I, r: da, ta, ceylan, ocuk, jambon, akrak, zeytin, souk, nane, lokum, rahat gibi. Bunlar boumlama noktasndaki kk ayrlklara gre kendi ilerinde de snflanmaya giderler: d, t, z, s, n, I, rdi-die-ti noktalarnda boumlandklar iin tam di sesleridir, c, , j, ise di eti-damak noktasnda boumlandklar iin di-eti (alveolar) sesleri durumundadrlar. Bunlar di-damak sesleri (alveolar) olarak gsterenler de vardr. Dilimizdeki kad, Osman gibi baz Arapa kelimelerde yer alan ve artk telffuz deeri kaybolmu bulunan peltek z (z, d) nsz ile ngilizcedeki th nszn karlayan peltek s (s) birer di-ler-aras nszdr. Bunlar dil ucunun n dilere dokunmas ve cierlerden gelen havann aradan szmas ile boumlanan szc nszlerdir, yerlerine bk. dizin (Alm. Index; Fr. indeks; ng. index) Bir kitap iinde geen kii adlar, yer adlar, kavramlar, terimler vb. ile bir dergi cildinin yazar ve konularn eser sonunda veya mstakil bir kitap hlinde, snflandrlm olarak ve getii sayfalar belirterek gsteren alfabetik liste. Trk Dili Dizini, Trk Kltr (Dergisi) Dizini gibi. Metin hlinde yaymlanan bir eserde, o metinde geen kelimelerin anlamlarn ve metinde getii yerleri belirten alfabetik szlk. Di-van Lat'it-Trk Dizini, Tarama Szl Dizini, Trk Turfan Metinleri Dizini (lndex der Trkischen Turfan Texte) gibi. dolayl anlatm (Alm. indirekte Rede; Fr. discours indirect; ng. indirect speech) Bir szn olduu gibi kelimesi kelimesine deil de konuan veya yazan tarafndan kip ve ahs deiikliine uratlarak dolayl ekilde ve bir rapor teknii iinde aktarlmas: Bu akamki davete katlamyorum, dedi, sznn Bu akamki davete katlamayacan bildirdi, ekline sokulmas; Gelecek yl kongre yaplp yaplmayacan sordu. Bize, vereceimiz kararlarda ok etrafl dnmemiz gerektiini hatrlatt vb. bk. dolaysz anlatm.

dolayl tmle (Alm. indirektes Object, entferntes Objekt; Fr. complement indirekt; ng. indirect object; Osm. gayr-i sarih mefl, mefl-i gayr-i sarih) Cmlede yklemin anlamn eitli ynlerden tamamlayan ve kesin-letiren; bulunma, ynelme ve kma durumu eklerinden biriyle veya bir edatla birlikte bulunan yaln veya grup durumundaki adn cmle bilgisindeki adlandrl. Baka bir anlatmla, bulunma, kma ve ynelme durumu ekleri veya bir edat alm bulunan tmle tr: Evde oturmak, baheye kmak, yoldan gemek, gnlne gre dzenlemek gibi. Daha geni kasaml szlerde: Otobs tekrar yoku trmanmaya balad iin yavalamt; Doktor, hayatnda ilk olarak beenilmekten, benimsenmekten, hele hele deli gibi arzulad sevilmekten holanmam, gurur duymam, aksine hznlenmiti. (T. Bura. Yalnzlar, s. 231). Gemite iyice tecrbesi vardr (A.H. Tanpnar, Yaadm Gibi, s. 280). Memleket iinde ve kendi kazanlarmzla yetitiler (gst.e. s. 379). Ni-had masann stnden kibriti alarak ayaa kalkt (P. Safa, Maher, s. 69). Mum nda baladm yazy lks nda devam ettirdim ve elektrik nda bitirdim (A.N. Asya, Ayn Aynasnda, . 72) vb. dolaysz anlatm (Alm. Oratio Recta, direkte Rede; Fr. discours direct; ng. direct speech) Bir szn, dolayl anlatmda olduu gibi herhangi bir deiiklie uratlmadan, sylendii gibi verilmesi. Biliyor musun dedi, Kar tarafta bir daire boalm, bu sabah kiralk levhas grdm, eer hl evden kmay arzu ediyorsan gidip bakabiliriz. Eer yazarla devam edeceksen, evde ilerini yapan bir kadn olmas lazmdr, dedi. Bir Amerikal kadn gazetecinin szn okumutum, diyordu ki: Her baarl i kadnnn arkasnda ev ilerini yapan bir baka kadn vardr. Bize unlar hatrlatt: Vereceiniz kararlarda ok etrafl dnmelisiniz, vb. bk. dolayl anlatm. dnc at (Alm. Reflexiv; Fr. voix reflechie; ng. reflexive; Osm. mutavaat, bi-na-i mutavaat) Fiildeki olu ve kln dorudan doruya zneye dnn gsteren, yani znenin bir ii kendi kendine yaptn belirten fiil ats. Trk-ede bu at oklukla -(I)n-/-(U)n- bazen de -(I)l-/(U)l- ekleri ile kurulur: al-n-, ek-in-, soy-un-, sev-in-, tut-un-; yer-il-, dur-ul-, tut-ul-, k olmak, yan-l-, yor-ul-, al--, gel-i-, tut-u-, ol-u-, yet-i-, yl-- gibi. dnl fiil (Alm. Reflexiv, reflexives Verb; Fr. verbe reflechi, verbe pronominal; ng. reflexive verb; Osm. mutavaat fiili, fi'l-i mutavaat) Fiildeki olu ve kln dorudan doruya zneye dnn gsteren ve oklukla fiillerden (I)n-/-//U)n-, bazen de -(I)l-/-(U)l- ve -(I)/-(U)-ekleriyle kurulan fiil ekli: ge-in-, gr-n-, koru-n-, yol-un-, a-l-, gir-i-, yat-- vb.

dnl zamir (Alm. Reflexivpronomen, rckbezgliches Fnvort; Fr. pronom reflechi; ng. reflexive pronoun; Osm. zamr-i mutavaat, mutavaat zamiri) Sz iinde yaplan iin yapana dndn anlatan ve ahs kavramn pekitirerek belirten kendi zamiri. Bu zamir iyelik ekleri alarak btn ahslar karlar: kendim, kendin, kendi, kendisi; kendimiz, kendiniz, kendileri.: Sen bu ii kendin baarmalsn Bugne kadar kendisinden herhangi bir haber kmad gibi. dnme (Alm. Dekomposition; Fr. decomposition; ng. decomposition) Kelime iindeki seslerin biribirleri zerindeki etkileri ile bir sesin baka bir sese veya bir kelimenin btn ile daha deiik bir ses yapsna dnmesi: aa>aye, baba>buba, gt>gd, bugn>bn, tak>da-h >daha, yan>yeni vb. dublet kelime bk. ikili kelime dudak Alt ene ile st eneyi birletiren, dileri rten ve konuma srasnda yuvarlak nller ile dudak nszlerinin boumlanmasnda balca etken olan organ. Bu organ alt dudak ve st dudak olmak zere iki paradan olumutur. dudak benzemesi (Alm. Labialattraktion; Fr. attraction labiale; ng. labial att-raction) Yaln veya eklerle geniletilmi bir kelimenin ilk hecesinde yuvarlak bir nl varsa, ondan sonraki hece nllerinin ya dar yuvarlak yahut da dz geni olmalar kural: budur, blk, ocuk, dokuz, odun, topuk, lm, mr, uzun, zm, boya, boalmak, oban, dudak, duvar, dnce, gebe, gne, kolay, kovan, oyma, soan vb. dudak sesi Boumlanma yeri dudak olan ve cierlerden gelen havann, yuvarlanan dudaklar arasndan kmas ya da dudaklarda engellenerek ekillenmesi ile oluan nl, nsz trndeki ses. Trkedi u, , o, nlleri ile b, p, m, v, /nszleri dudak sesleridir, bk. dudak nls, yuvarlak nl. dudaksl ses bk. dudak sesi dudaksllama (Alm. Labialisierung; Fr. labialisation; ng. labialisation) Yuvarlak nller yanndaki nszlerle dudak nszleri yannda bulunan nszlerin boumlanma noktalar bakmndan dudak nszne dnmesi olay: g->v-, dg->dv-, gnlek>gmlek, donuz>domuz, pen-be>pembe, anbar>ambar, perenbe>perembe vb. dudak nsz (Alm. Labial, Lippenlaut; Fr. consonne labiale; ng. labial; Osm. smit-i efev) Her iki dudan birbirine veya alt dudan st dilere dokunmas ile boumlanan patlayc b, p; szc v, f, m nszleri. Bunlardan b, p, m ift-dudak; v,f di-dudak nszleri adn alr: baak, bilet, pamuk, pancar, mantar, minik, varlk, verim, fslt, filim gibi.

durak (Alm. Pause, Ruhepunkt; Fr. pause; Osm. tevakkuf) 1. Konuma srasnda bir dnceden bir dnceye, bir konudan baka bir konuya geerken yaplan dereceli duraklama. Duraklama, yazda satr ba, konumada ton derecelenmesi ile belli edilir. 2. Kelimeler arasndaki anlamn gerekli kld ses kesintisi: A! ne syleyecektim ? / unuttum ite. Bu gidile / sen daha ok yllar beklersin. Ee! / bu i tamamland ya / artk / gnlnn diledii yere gidebilirsin. Dur yolcu / Bilmeden gelip bastn bu toprak / Bir Devrin batt yerdir; /Eil de kulak ver bu sessiz yn / Bir vatan kalbimin att yerdir (N.H. Onan, Dur Yolcu, Ant., s. 922). Nedendir de / kmr gzlm nedendir, / u geceler / benim uyumadm, / Yaman derler / ayrln derdini /Ayrlk derdine doyamad-m (Karacaolan) vb. bk. ahenk dura. duraklama aamas (Mm.Haltung, Stellung, Verschlussdauer; Fr. tenue; ng. re-tention; Osm. tevakkuf) Bir sesin boumlanmas srasnda, hazrlk aamas ile zlme aamas arasnda kalan ve boumlanmay gerekletiren aama. duraklama safhas bk. duraklama aamas durum (Alm. Kasus; Fr. cas; ng. case; Osm. ahvl-i ism) Adn cmle iinde bulunduu dil bilgisi ekli; yaln veya eklerle geniletilmi olarak ald geici durum. Trkede adlar yaln, ykleme, ilgi, bulunma, ynelme, kma ve vasta durumlarna girerler: Yaln durum kap (hap krld). Ykleme durumu kapy (kap+y+ ald). lgi durumu kapnn (kap+nn kolu). Ynelme durumu kapya (kap+y+a gitti). Bulunma durumu kapda (kap+da kald). kma durumu kapdan (kap+dan dnd). Vasta durumu kapyla (kap+y+la kolu, ocuk+la annesi) vb. Ad durumu ekleri, yukarda belirtilen temel grevleri dnda daha baka baz ilevler ile de kullanlr: sen+den kk, su+dan cevap vb. Trkenin tarih dnemlerinde eitlik (equativus: +A);yn gsterme (direktivus: +gArU) ve vasta (instrumentalis: +(I)n/+(U)n durumlar, belirtilen zel eklerle karlanrd. Bugn bu durum ekleri Trkiye Trkesinde yerlerini edatlara brakmtr. EAT'de un>in edat da sklkla ekleerek + un/+n sebep gsterme ekine dnmtr. Buna bk. durum gsterme ekleri (Alm. Kasus Endungen, Suffixe des Kasus; Fr. sufftxes de cas; ng. case endings)

Cmle iinde, adlar, baka kelimelerle olan ilikilerine gre eitli durumlara sokan ekler. Ykleme durumu eki +I/+U, ilgi durumu eki +(I)n/+(U)n, +nln/nlln, ynelme durumu eki + (y)A, bulunma durumu eki +DA, kma durumu eki +DAn ile karlanr. Bunlarn zel maddelerine bk. durum zarf bk. nitelik zarf. duygu vurgusu (Alm. Affektbetonung; Fr. accent affectif; ng. emotional stress) Duygu bakmndan anlam glendirilen vurgu: Ya'a!, 'varol!, 'ay, 'ok gzel! 'ne demek! 'amma da yaptn haa! vb. duygu tonlamas Szl anlatmda, duygu ve dileklerin ifadesi srasnda grlen alalan veya ykselen ton. bk. ve kr. alalan ton, ykselen ton. duyulan gemi zaman bk. duyulan gemi zaman kipi. duyulan gemi zaman eki Duyulan gemi zamanda yaplan bir ii, bir hareketi haber veren ekil ve zaman eki: -mI/mU: bil-mi, al-m, oku-mu, gl-m vb. Resmine bakm bakm sonra da tanyamadn sylemisin. Bu tertemiz bahar havasnda uyuyakalmz aalarn altnda. Gitmi kaybolmu uzakta /Rya sona ermeden afakta... (Yahya Kemal, Kendi Gk Kubbemiz, s. 38) vb. Kart grlen gemi zaman eki'dir. duyulan gemi zaman kipi (Alm. unbestimmte Vergangenheit; Fr. passe irradi-tional, passe indetermine; ng. past indefinite; Osm. nakl mz, mzi-i nakli, mzi-i gayr-i muayyen) Fiilin karlad olu ve kl, kiinin bakasndan duyduunu, sonradan grdn veya farknda olmadan ilediini anlatan, iinde ekil ve zaman kavram tayan kip. Trkede -ml/mll ekleriyle kurulur: tek. 1. ah. uyumuum (<uyu-mu-um) tek. 2. ah. uyumusun (<uyu-mu-sun) tek. 3. ah. uyumu (<uyu-mu) okl. 1. ah. uyumuuz (<uyu-mu-uz) okl. 2. ah. uyumusunuz (<uyumu-sunuz) okl. 3. ah. uyumular (<uyu-mu-lar) rnekler: Btn bir milletin muhayyelesidir ki ona, asrlarca sren bir murakabe sonunda nihayet bu sureti vermi (Y.K Karaosmanolu, Erenlerin Bandan: Muradiye, s. 91). Yzn ekitmi ve Aman Yarabbi Galiba sen onu yemeden methetmisin, demi (A.. Hisar, Gemi Zaman Fkralar, s. 12). Kitap okurken uyuyakalmsn. Bahar gelmi, aalar yeil fistanlarn giymi de onlar kendilerini hl uyuukluktan kurtarama-m iar vb. Kart grlen gemi zaman kipi'dir. duyulan gemi zaman kipinin hikayesi

Duyulan gemi zamana ilikin bir olu ve kl yine gemi zamana aktararak anlatan kip. Esas fiile -mI/-mU kip eki ile *- ek-fiili ve -DI/-DU hikaye + ahs eklerinin getirilmesi ile kurulur: almtn, vermitin, getirmiti, okumutuk, okumutunuz, yorulmulard gibi. Ancak, bu ekim kalbnda, -ml/-mll ekindeki duyuma, rivayete dayanan gemi zamanlk ilevi iyiden iyiye zayflam ve grlen, bilinen bir gemi zaman ilevine dnmtr: Daha o zamanlardan gen kadnn bu yaz bir istisna gibi kabul ettiine inanmt (A. H. Tanpnar, H, 190); Kendini senden, seni benden kopmaya hazrlamadm iin, giderken yaknm-tm, hatrlyor musun ? (E. Insu, KDA, 202); geen yl bu aylarda sen geziye km miydin? o vakte kadar byk annemizi grmemitiniz, nk byk Hanmefendi damadyla alt sene dargn durdu (P. Safa, FH, 74); Birok aileler ehri daha evvelden terketmilerdi (A.H. Tanpnar, H. 19) vb. duyulan gemi zaman kipinin rivayeti Duyulan gemi zaman eki -mlf-mll ile, rivayet eki i-mi>-mi'in arka arkaya getirilmesiyle oluturulan birleik kip. Gemi zamanda gereklemi bir olu ve kln duyuma dayanan anlatmdr: gr-m-m-m, gr-m-m-sn, gr-m-m vb. Dn akam kardeim beni evlerine beklemimi. Darda ay kmm, ay denize vurmumu, arka taraa pfr pfr esiyormu (H. Taner, ihaneye Yamur Yayordu, s. 194). Meer siyah renkli aalar: "Gnn birinde satlp da bu esircinin eline dersek bizden byk hn karr" diye rkmlermi (S. Birsel, Boazii ngr Mngr, s. 182) vb. dme eitli fonetik etkiler altnda, kelimelerin n, i ve son seslerinde bulunan ses veya seslerin dmesi olay: scak>scah, stma>stma, umut-lu>mutlu, dirilik>dirlik, ilerile->ilerlemek, oyuna->oynamak; ifti; An. Az. ifi, Fatma hanm> An. Az. Fadirnnm, pazar ertesi>pazartesi, bycek (<bykek), ufarak (<ufak+rak), giysi (<geyesi), ottuz/otuz, sekkiz/sekiz vb. bk. nl dmesi, nsz dmesi, hece dmesi, kaynama ve nl boluu. dz cmle bk. kurall cmle, dzeltme iareti (Fr. signe de correction) Dilimize yabanc dillerden gemi bulunan szlerde, kaln nller ile birlikte sylenen k, g, /nszlerini ince okutmak, bu szlerdeki nlleri belirtmek veya yazllar ayn fakat anlamlan farkl olan szleri birbirinden ayrmak iin kullanlan (:) biimindeki iaret: dergh, dkkn, kt, ktip, gya,tezgh, skn, yadigr, ahlk, iln, ifls, il, ilve, lle, tel, plk, plaj, kfir, hikye; alem bayrak / lem dnya, ak ak kemii / k vurgun, tutkun, kar/kr, hkim yarg / hakim bilge kii, hikmet sahibi, hal pazar yeri / hl durum, hala babann kardei / hal boluk / hl henz, daha vb. dzenli ses olay

Bir dildeki ses deimelerinin belirli bir dzene bal olarak, kurall biimde olmas: ET.'deki n damak k-'lerinin TT.'de tonlulaarak g-ye dnmesi: kl>gl, kr>gr-, kz>gz, kel>gel-, kir->gir-, kit->git-, kr->gr gibi. Trkiye Trkesindeki dil ve dudak benzemesi olaylar da dzenli ses olaylardr. Aatan, gnlden, ocuklu, grenek gibi. dzensiz ses olay Bir dildeki baz ses deimesi olaylarnn belirli bir dzene bal olmadan kuralsz olarak gereklemesi: ET. kanyu>kan> TT. hani, alma>el-ma, akam-leyin Far. Birader > az. bilder "erkek arkada", Ar. sa-far>TT. sefer, Ar. talaf>TT. telef, Ar. tilsim>TT. tlsm, Ar. zavca>TT. zevce "e, kan", Fr. vapeur>TT. vapur>az. pampurvb. dzleme (Alm. Entrundung, Fr. desarrondissekert, dilabialisation; ng. unroun-ding) Kk nl uyumu dediimiz dudak benzemesinin, dz nllerden sonra dz nllerin gelmesi ynndeki gelimesinde, eidi etkenlere bal ses deimesiyle kk kelimedeki yuvarlak nlnn dz sraya gemesi: ET. etk/edik bir tr izme, ET. kapg /EAT. kapu/kap, bil-dk/bildik tandk, Ar. fursat/frsat, Yun. furun/frn; An. Az. te/ete, t. fortuna/frtna, Ar. mddet/middet, ldrmek/eldrmek, Ar. phe/iphe vb. Kart yuvarlaklama'dr. dzlk-yuvarlaklk uyumu bk. kk nl uyumu. dz sra (Alm. ungerundete Reihe; Fr. class non-arrondie; ng. unrounded serie) Trke szlerde, heceleri dz nllerin oluturmas ile kurulan nl sras: aa, yaprak, iek, kesinti, okuyacam, biriktirdiler vb. Kart yuvarlak sra'dr. dz tmle bk. nesne. dz nl (Alm. ungerundeter Vokal, Fr. voyalle non-arrondie, ng. unrounded vo-wel, Osm. sait-i gayr-i efev) Dudaklarn dz ve yayvan duruma getirilmesi ile boumlanan nl, a, , e, e, i nlleri dz nllerdir: alm, ekin, incir, yemek gibi. Kart yuvarlak nl'dr. bk. nl. edat (Alm. Partikel, Nachstellung; Fr. postposition, particule; ng. postposion, partide) Yalnz bana bir anlam tamayan; ancak, ad ve ad soylu kelimelerden sonra gelerek sonuna geldii kelimeyle cmledeki baka kelimeler arasnda anlam ilikisi kuran, gramer grevli bamsz kelime: gibi, gre, kadar, iin, karvb. babamn bana anlattklarna gre, zavall fahim bey meer henz doarken de, kendisine taklan isimle bir yanlln kurban olmu (A.. Hisar. Fahim Bey ve biz, s. 81). Karsna kar demin duyar gibi olduu acma ve scaklk dalp gitti (T. Bura. Yalnzlar, s. 185). Yk ta gibi, kurun gibi ard (Y. Kemal, Ortadirek,

s. 387). Ve bu ok yalnz kriye iin gereklidir sanyordu (T. Bura, gst. e., s. 24). ok erkenden iftlie inmek iin uyandklarnda grdler ki, ul tede yl duruyor, Koca Halil de yok (Y. Kemal, Ortadirek, s. 395). Hibir ey insanolunun cesareti kadar gzel olamaz (A.H. Tanpnar, Huzur, s. 85). Onu Galatasaray'a hafta sonunda olmaya gittiim gnlerde bile, kapdan ilk nce kanatlarn grr gibi olurdum (A.H. Tanpnar, gst. e., s. 217). Ben bu sevdaya dtm gnden beri sadamdaki btn oklar tkettim ve en sonuncusunu kendim iin sakladm; t ki hezimet takarrr ettii an onu kendi elimle kendi barma saplayaym diye (Y. K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan 5, s. 69) vb. edat grubu Bir ad veya ad soylu kelimeden sonra gelen edatn, eklendii kelime ile birlikte oluturduu grup. Edat gruplar cmle iinde sfat ve zarf grevindedir. Cmlenin kuruluuna yklem olarak da katlr: Yumruk kadar ocuk; Komuya ait eya; Ktan beri bekliyoruz; Yemekten sonra geliriz; Herkese benzemek insan iin kolay deildir; Hatr iin i tavuk yenir delikanl. Sanki btn dnya iskelet kemikleri gibi atrd-yordu (Kemal Tahir, Esir ehrin nsanlar, s. 298). Bu i tam sana gredir, vb. edat tmleci bk. edat grubu, edatl tmle bk. edat grubu. edeb dil (Alm. Literatursprache; Fr. langue litteraire, ng. literary language) Edeb eserlerin dili, san'at deeri, tayan dil. bk. ve kr. yaz dili. edilgen at (Alm. Passiv, Passivum; Fr. voix passif; ng. passiv voice; Osm. mehul at, binay mehul) Geili ve geisiz fiillerden -(I)l-/-(U)l- ve -(I)n/-(U)n- ekleri ile kurulan; ancak, fiilin gsterdii iin kimin tarafndan yapld belli olmayan, znesi belirsiz fiil ats. Geri, edilgen atnn da grnmeyen bir znesi vardr. Ama bu atda zne diyebileceimiz kelime, yklemin etkisinde kalan grnrdeki znedir. atnn yaygn eki -(1)1-/ -(U)l-'dur. -(I)n/-(U)n- yalnz (I)l-/-(U)l-ve nl ile biten fiil kk ve tabanlarna getirilir: a-/al-, al-/aln-, git-/gidil-, kr-/krl-, sil-/silin-, bul-/bulun-, yak-/yakl- vb. Kaplar ald; ieri girildi; sazlar alnd; oyunlar oynand; ateler yakld; hesaplar verildi gibi. edilgen fiil (Alm. Passiv, Passivum, Leide form; Fr. verbe passif; ng. passive verb; Osm. binay mechl) Geili ve geisiz fiillerden -(I)l-/-(U)l-, -(I)n-/-(U)n- ekleri ile kurulan ve znesi belli olmayan yani fiilin gsterdii ii yapan ahsn veya nesnenin aka bildirilmedii ekimli fiil: a-l-, bi-il-, bul-un-, gr-l-, satl-, nle-n-, zorla-n-, gibi: Bire doru da akam yemeine oturulurdu (A.. Hisar. Fahim Bey ve Biz s. 77). Kitapta yazlym... (A. H. Tanpnar, Huzur, s. 217). Sevgilerini, zellikle de Hurrem'i o kadar bytm ki, kaybetmesi nlenemezdi (T. Bura, Yalnzlar, s. 48). Kiler daha yarm saat evvel temizlenmitir (R.N. Gntekin, Kzlck

Dallar, s. 119). Mdiriyette Nihad dorudan doruya mteferrika komiserine gtrld (P. Safa, Maher, s. 243). vb. ek (Alm. Affx; Fr. affixe; ng. affix; Osm. lahika) Cmle iinde kelimeler arasnda geici anlam ilikileri kurmak veya yeni bir kelime tretmek zere kk ve gvdelerin sonuna eklenen ses veya seslerden oluan ge. Dnya dillerinde, ekler, kelimedeki eklenme yerlerine gre n ek, i ek ve son ek olmak zere trldr. Trk-edeki eklerin hepsi de son ek trndedir. Ekler grevleri bakmndan ekim ekleri ve yapm ekim olmak zere ikiye ayrlr, bk. ekim eki, yapm eki. ek-fiil (Alm. Verbum Substantivum, Kopula, Verbum Prdikativum, Bindeglied; Fr. verbe substantif, verbe copule, verbe predicatif; ng. substantive verb, pre-dicative verb, verb of predication, copula, copulative verb; Osm. cevher fiili) Eski Trkede er- yardmc fiilinin er->ir->i- biiminde eklemesinden oluan, ad soylu kelimelerin yklem olarak kullanlmasn salayan ve birleik fiil ekimlerinde de grev alan fiil. ahslara gre ekiminde +Im/+Um, +sIn/+sUn, +sl-nlz/ +sU-nUz, DIrlAr/ +DUrlAr ekillerine girer: alkan+m, ahkan+sn, alkan+dr, alkan+z, alkan+smz, ahkan+drlar gibi. Yukardaki rneklerde grld zere, ek-fiilin 3. ahs teklik ve okluk ekiminde eski bir tur- yardmc fiilinin eklemesinden oluan +DIr bildirme eki kullanlmaktadr. Ek-fiilin olumsuzu deil kelimesi ile kurulur: Eski deildir, rahat deildirler (deillerdir). Ek-fiilin hikye, rivayet ve art biimleri ahs ekleri ile geniletilmi -Di/ -DU, -mI/-mU, -sA ekleri ile kurulur: alkan-dm (<ahkan i-dim), alkan deildim (< alkan deil i-dim); alkan-mm (< alkan i-miim) alkan deilsem (<ahkan deil i-sem) vb. kr. bildirme ekleri. eklemeli diller (Alm. agglutinierende Sprachen; Fr. langues agglutinantes ng. agglutinating languages, agglutinative languages; Osm. elsine-i iltiskiyye) Kelime kklerini sabit tutup, birbirinden farkl grevlerle ykl ekim ve yapm eklerini, deimeyen sabit kklere ekleyen diller. Trke, Moolca, Macarca gibi. Ural-Altay dil grubuna giren diller ile baz Asya ve Afrika dilleri eklemeli dillerdir. Trk dili eklemeli dillerin en tipik rneidir: yol+cu+lu+umuz+da+ki, yol+la-dk+lar+mtz+, sa+la-m+la--tr-l-d, kon-ar g-er+lik+ler+i+n+den. Eklemeli diller kendi ilerinde de n eklemeli diller ve son eklemeli diller olarak ikiye ayrlr. Trke son eklemeli bir dildir, bk. n eklemeli dil, son eklemeli dil. eksiltim (Alm. Ellipse, Auslassung; Fr. ellipse; ng. ellipsis; Osm. hazfu takdir)

Anlatmda kolaylk salamak zere bir kelimenin, bir kelime grubunun veya bir cmlenin baz elerinin atlp eksiltilerek kullanlmas olay. Bu olayda, baz ses veya kelimeler atlm olduu hlde, anlam aksatmayan kendine zg bir dil biimlenmesi, bir biim btnl vardr: foto fotoraf, fotoraf; oto otomobil; daktilo daktilo ma-kinas, daktilograf; kolonya kolonya suyu; ayekadn ayekadn fasulyesi; kzartma biber, patlcan vb. kzartmas; gnaydn size aydnlk bir gn dilerim; giri giri kaps; k k kaps gibi. Baz konuma paralar ile sorulan sorulara verilen cevaplarda da eksiltim olay vardr: nereden geliyorsun"? ardan (ardan geliyorum); hangi akla hizmet ediyorsun ? Hi. (Hibir akla hizmet etmiyorum) gibi. devlet kuu, denizde damla, devede kulak, neyin nesi kimin fesi, bata ka, solda sfr gibi deyimlerimiz de anlatm ksal iinde biim btnl gsteren eksiltim olaynn gzel rneklerini vermektedir. eksiltimli (Alm. elliptisch; Fr. elliptiaue; ng. elliptical) Eksiltim olayna uram ekil. Eksiltimli kelime, eksiltimli cmle gibi. bk. eksiltim. eksiltimli cmle (Alm. elliptischer Satz; Fr. proposition elliptiaue; ng. elliptiaue clause) Genellikle gnlk konumalarda yer alan ve baz eleri kesilerek sylenip dinleyenin anlayna braklan veya fiili kullanlmadan yarg bildiren cmle: Dikkat deceksin yerine dikkat! Bana yaptnz yardmlar iin size teekkrler... yerine teekkrler... Yarn toplant olacan biliyor muydunuz? sorusuna verilen evet (yarn toplant olacan biliyordum). Bunlarn hepsini syledin mi?Hepsini (syledim), (P. Safa, Matmazel Noraliyann Koltuu, s. 52). Ben srasyla alt defterden, rast-gele sayfalar okudum, dedi. Geride on iki defter daha var. Vapurum olmasayd okurduk. stanbul'a inmeye mecburum. Ferit dalgnd. Birdenbire dorularak: Ben de! (stanbul'a inmeye mecburum) dedi. (P. Safa, gst. e. s. 189). ok acdm zavall hza... br cevap verdi: Evet ben de... (R. H. Karatay, Memleket Hikyeleri: Hakk- Skt, s. 113). Madem ki yaamaktan vazgeemiyorum... (A.H. Tanpnar, Sahnenin Dndakiler, s. 310). Yitiriyorsunuz, demek artk onu dnyann pisliklerine, rezilliklerine, tuzaklarna kar koruyamayacaksnz; demek... (Kemal Tahir, Esir ehrin nsanlar, s. 77) vb. bk. eksiltim. ek ylmas (Alm. Pleonasmus, Endungsheufung, Fr. pleonasme; ng. pleonasm; Osm. terakm) Bir ekin veya ayn grevi yklenmi ekilce farkl eklerin kelime iinde arka arkaya sralanmas olay: Uyg. tigin/tigi+t+ler prensler, sler+ler sizler, Harz., a. ik+ev+len ikisi bir arada, +ev+len bir arada; kim+i +si, EAT. kul+cug+az kulcaz, yer+cg+ez, our+la-yn+ca gizlice, demin+ce+cik, yava+a+ck, yavru+ca+z; Uyg.

az+rak+a+ka azck; Ozb. ki+kine+gine pek kk; Kary. kz+g-na+ceh kzcaz, Tel. as+kn+ak azck, Anad. azl. ey+ce+ne, ey+ce+men, abuk+a+na, vb. Olayn meydana gelii genellikle ilk ekin grevindeki bir anmann sonucudur. Bu durumda ilk ek ya birletii kelime ile kaynam ve kendini ekilce korumutur. Yahut da sonradan gelen ek ile kaynaarak birleik bir ek olumutur. Bazen de eski ekin grevinde bir zayflama sz konusu deildir. Tek ekilden farkl grevlerin gelimesi sonunda, ikinci ek o kelimeye yeni bir grev yklenerek gelmitir. Arapadan dilimize okluk ekilleriyle gemi olan evlt, evrak, talebe, tekilt gibi kelimelerin yeniden birer +lar/+ler okluk eliyle geniletilmeleri de ek ylmas niteliindedir: evlt+lar, evrak+lar, talebe+ler, te-kilt+lar gibi. emir bk. emir kipi. emir cmlesi (Alm. imperativer Satz, Befehlsatz; Fr. phrase imperative; ng. im-perative sentence; Osm. cmle-i emriyye) Fiil cmlesinin yklemi emir kipi olan tr: zerine aldn ii oyalanmadan yap! Kendin getir. Kitap okurken banz fazla eymeyin. Oturunuz! Bu konudaki bilgilerinizi zet olarak yaznz vb. emir kipi (Alm. Imperativ ; Fr. imperatif; ng. imperative) Tasarlanan, yaplmas istenen ii emir veya dilek biiminde ifade eden, zaman ve ahs kavramnn ayn ekle verildii tasarlama kipi. Bugn, TT.'nde bu kip daha ok 2. ve 3. ahslarda kullanlr. 1. ahslarda emir ve istek kipleri i ie girmitir; eki -(y)Aylm (y)AUm'dir. Teklik 2. ahsta emir dorudan fiil kk veya gvdesinin sylenmesiyle oluturulur. okluk 2. ahs iin -In/-Un, -Inh/-UnUz, teklik 3. ahs iin -sln/sUn, okluk 3. ahs iin -slnlAr/sUnlAr ekleri kullanlr: geleyim, otur-alm; gel, gelin (geliniz); gelsin, gelsinler gibi. Kendi kendime gidip u ii yapaym dedim. Kalk gidelim artk. Gel bakaym, ne oldu parmana? (M.. Esendal, Ev ona Yakt, s. 122). Asla rtl eylere meyletme (Y.K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan, s. 99). Ey Gne! Siyah peeli hatunun Ay, sar sal ocuklarn yldzlarla bamzn stnde dola ve bize doru yolu gster! (A.H. Mftolu. olayanlar, s. 16). Pencereleri an! kaplar an! Hava girsin! (A.H. Mftolu, gst. e. s. 129). Delikanl, nafile yere gzlerin arkada kalmasn! (Y.K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan, s. 98). imdiye kadar yaplanlar unutsunlar (gst. e.) Aldanma ki sen bir susam ruh, o bir a; Sen bir susam ruh, o btn ten ve biraz sa; Ummana kar burda bugn beklediin yol, At kalbini girdaba, al engine, rh ol (Y.K. Beyath, Deniz, Kendi Gk Kubbemiz, s. 128).

Ver Allahm ver! Ver ki enelsin dnya. ayr imen, kurt ku da Allah diye aryor. Ver! Sellice ver! (Y. Kemal, Ortadirek, s. 386). vb. en az aba kural (Aln. geringste Anstrengung; Fr. loi du moindre effort; ng. least effort; Osm. kann- sa'y-i ekat) Konuma srasnda zamandan ve emekten tasarruf ederek kolaylk salamak amacyla ses dmesi, ses benzemesi, ses ve hece kaynamas (Contraktion) gibi olaylara yol aan kural: inilemek>inlemek, elli alt>el-lalt, beybaba>beyba, hanm nine>haminne, aabey>b, ne as>nas, ne iin>niin, yigirmi>yirmi vb. Bu kural, yaz dilinin basksndan uzak olan Anadolu ve Rumeli azlarnda ok ilektir: alyor>ahyo, gr-dm>gdm, geldi > gedi, tarla>talla, onlar>onnar, dinlemek>dinnemek, yanh>yann, aber- getirmek < alp beri gel- gibi. erkeklik (Alm. Maskulin, Maskulinum, mannlich; Fr. masculin; ng. masculi-ne; Osm. mzekkerlik, mzekkeriyet) Gramer bakmndan cinsiyet kavramnn sz konusu olduu dillerde, kelimenin erkek cinsten saylmas durumu. Bu durum, birok durumda, gerek cinsiyete dayanan bir ayrma deil, dildeki saymaca bir ayrma dayanr: Arapada ism isim, ad, recl erkek, beyt ev, muallim retmen, kamer ay, ktip, kitap, kelm sz; Alm. der Beutel torba, der Bruder erkek karde, der Fisch balk, der Pol kutup, der Teufel eytan; Fr. le changeur sarraf, le livre kitap; Rus. dom ev, noj bak, gerb arma, damga vb. kelimelerin erkek cinsten saylmas gibi. Kart diiliktir, bk. cinsiyet. esas cmle bk. temel cmle esas fiil (Alm. Hauptverb; Fr. verbe principale; ng. stem, stemverb) Herhangi bir yardmc kelimeye ihtiyac olmadan, kendi bana anlam olan fiil: at-, bi-, bin-, k-, gez-, gizle-, oyala-, uza-, yanatr- gibi. Kart yardmc fiil'dir. eski (Alm. arkaistisch; Fr. archaique; ng. archaic) Eskiye ait, eski devirden kalma arkaik, kalnt. eskicilik (Alm. Arkaismus; Fr. archaisme; ng. archaism) Eskiye ballk, artk kullanltan dm olan eski kelimeleri veya kelimelerin eski biimlerini kullanma; kalnt kelimeleri kullanma, bk. ve kr. eskilik, eski kelime. eski kelime (Alm. Erbrvort; Fr. mot archaique; ng. archaic Word; Osm. miras kelime, ta 'br-i metruk, ta 'br-i mehcr) Bugn artk kullanltan dm bulunan veya eski biimi ile kullanlan kelime; arkaik kelime; kalnt kelime; gkek gzel, esrk sarho, bencileyin benim gibi, heybetl, hametl, hatun, kaygulanmakvh.

eskilik (Alm. Archaismus; Fr. archaisme; ng. archaism) Eskiden kalma; yaz ve konuma dilinde artk kullanltan dm olan, dilin daha eski veya tarih devirlerine ait kelime, deyim ve ekiller: adakl szl, au a, zehir; demiri demir rengi, patlcan patlcan rengi, portakal portalak rengi, gendzi kendisi, gzg ayna, ldz yldz, ogr hrsz, urmak vurmak, sayr hasta, akl kulana okumak aklna getirmek, hatrna drmek vb. Ayrca bk. eski kelime. e anlaml (kelime) (Alm. synonym, bedeutungsgleich; Fr. synonymie; ng. synonym, synonymous; Osm. mteradif; elfz- mteradife) Anlamlar ayn veya birbirine yakn olan kelimeler. Dil bilimi asndan aslnda anlamca birbirine tp tpna denk den ok az kelime vardr. E anlaml szler, genellikle baz kelimelerdeki kavram inceliklerinin eitli sosyal ve dil kesimlerinde zamanla glgelenmeye urayarak anlamca birbirlerine yaklamalarndan olumutur. ET. yir/oron yer; sig/tatlg tatl; yul/bnar pnar; girmek/sevinmek sevinmek, TT. ba/kafa; ak/beyaz, kara/siyah, yemeni/yazma, bkmak/bez-mek/usanmak, bunalmak/sklmak, gndermek/yollamak; son bulmak/sona ermek; dilemek/istemek, kzmak/fkelenmek vb. Bir dilin kendi kelimeleri arasnda olduu gibi, alnt kelimeleri arasnda da e anlaml olanlar vardr. Trke, Arapa ve Farsadan yapt alntlar dolaysyla bu bakmdan bol rnekler vermektedir: gz /Far. em, Ar. ayn; dudak /Far. leb; kan/Ar. dem; buyruk/ Ar. emr>emir; ok /Ar. fazla; buyurmak/Ar. emretmek; deer/ Ar. kymet; yetenek/ Ar. kabiliyet; znt/ Ar. keder; eilim/ Ar. temayl vb. Dilimizde e anlaml szlerin Bat dillerinden alnm rnekleri de vardr: doruca, dorudan doruya/direkt; ynerge/talimat/direktif; boyunba/kravat; canbazlk/akrobasi; i, hareket/aksiyon; dingil/aks; hamamlk/banyo vb. e anlaml ikileme (Alm. Hendiadyoin; Fr. hendiadyoin; ng. hendiadyoin; Osm. terkb-i ihmli) Bir kavram ifade iin kullanlan ayn ve yakn anlamda iki (yahut daha fazla) kelimenin belirli dizili kuralyla yan yana getirilmesinden oluan sz grubu; Uyg. t sav erik nasihat, yir oron yer, mekan, terk tavrak abuk, ar ar temiz ark tirki kervan, arg simek orman, TT. ev bark, yalan dolan, evirmek evirmek, samak dkmek, aarmak sararmak, hasta skel, yorgun argn, koa apa vb. bk. ikileme. e anlamllk (Alm. Synonymie; Fr. synonymie; ng. synonymy; Osm. terdj) ki veya daha ok kelimenin ayn veya birbirine yakn anlam tamas: kzmak/sinirlenmek, fkelenmek/hiddetlenmek gibi bk. eanlaml (kelime) eitlik derecesi (Alm. auative Grade; Fr. degre d'eauatif; ng. eauative degree; Osm. derece-i msavat)

Sfat ve zarflar ile belirtilen kavramlarn kiilerde ve nesnelerde, nitelik ve nicelik bakmndan eit derecede bulunduunu gstermek zere bavurulan karlatrma yolu. Trkenin tarih ve yaayan bir ksm kollarnda eitlik derecesi iin +A eki ile teg, tek, dek edatlar kullanlmtr: ET. kann subaygrti, snkn tagayatt kann su gibi akt, kemiklerin dalar kadar yld. a. tofraga toprak gibi, Tkm., mence benim gibi; Karh. yga teg aa gibi, aa kadar a. ann dek onun gibi vb. Trkiye Trkesinde nitelik gsteren eitlik derecesi iin gibi, nicelik miktar gsteren eitlik derecesi iin de kadar edat kullanlmaktadr: Etrafnda Filiz gibi gzel bir kz grmedi. Senin gibi olamam. Nazan, Aye kadar becerikli deildir. Onun kadar cmert insan az bulunur vb. eitlik durumu (Alm. Kasus Aauativus; Fr. eauatif; ng. eauative case; Osm. msavat hli) Adlarda ve ad soylu szlerde nitelik ve nicelik bakmndan karlatrmaya dayanan eitlik, gibilik ve benzerlik gsterme durumu. Bu durumu gstermek zere Trkenin tarih ve yaayan lehelerinde gibi ve kadar edatlarnn yerini tutan +A, +sl/+sll, +IlAp/+A+lA-p ekleri yannda teg edatnn eklemesinden olumu +dAy ve +dl/+dll ekleri kullanlr. ET. sub+a su gibi, tag+a dalar kadar, yok+a yok gibi. Karh. ya kirmi+e bolur dman girmi gibi olur. Harz. kni-li tilemiince urd gnlnn diledii kadar vurdu. Balk. tauca da gibi. TT. ocuka ocuk gibi hareket, delice deli gibi sevmek, ars-lanca dmek, arkadaasna anlamak; ocuksu hareket, erkeksi davran, susu yemek su gibi yavan yemek vb. eitlik eki (Alm. Aauativus; Fr. eauatif; ng. eauative) Adlarda ve ad soylu szlerde eitlik derecesi gsteren ek. Trkede bunun iin +A, +sl/+sll, +IlAp, +TI/TU ekleri kullanlm ve kullanlmaktadr. Ayrnt iin bk. eitlik derecesi, eitlik durumu. eit ikiz nl Her iki esindeki nl ayn ve boumlanma sreleri eit olan ikiz nl tr. Trke aslnda ikiz nls bulunan bir dil olmad iin, grlen rnekler daha ok iki nl arasndaki bir nszn eriyip kaybolmas ile olumutur: seyrek rastlanan ve azlarda grlen bir ikiz nl trdr: qa, ij, m: Nev.az. yqar<yaar, baa (<baa), babay idin (<babayiidin), duun<dnvb. bk. ikiz nl. e sesli (ek, kelime) (Alm. Homonym, Homophon; Fr. homonyme, homophone; ng. homonym, homophone; Osm. mtecanis kelimeler, elfz- mtecanise) Syleni ve yazllar birbirinin ayn olup da anlamlar (veya grevleri) ve gsterdikleri kavramlar asndan birbirleriyle hi bir ilikisi bulunmayan ek ve kelimelerdir. Trkede en eski metinlerimizden balayarak e sesli ek ve kelimelere rastlanmaktadr: ET. n+din (nden), n+dn nce, yanr-t<yanur-t: nlad, sesi aksettirdi, yanr-t <ya-nr-t-: yeniden; g

anne, g akl; balk ehir, balk balk; ot ate, ot ot; elig el, elig elli vb. Trk dilinin yaayan btn kollarnda olduu gibi Trkiye Trkesinde de e sesli baz ekler ve epey kelime vardr: -Dik (belirli gemi zaman okluk 1. ah. eki): aldk, geldik, oturduk, grdk vb. Dik (sfat-fil eki): tan-dk adam, yitir-dik()-imiz deerler, tut-tuk()-umuz yol; don vcudun belden aasna giyilen i amar, don hava scaklnn sfrn altna dmesiyle suyun buz tutmas; sa ban derisini kaplayan kl, sa sac, yass demir elik rn, satan yaplm ekmek, yufka vb. piirme arac; saz ince kam, hasr otu, saz her trl mzik leti, alg, Trk halk mziinde kullanlan uzun sapl bir alg tr; yz surat, ehre yz say ad; ya slak, ya yaanan yl; kurt bcek, kurt yrtc hayvan; ay akarsu, ay piirilerek iilen bitki; yazma el ile yazlm kitap, el yazmas, yazma baa rtlen rt. Dilimizdeki e sesli kelimelerin bazlar da Trke kelimeler ile alnt kelimelerin ayn sesi tamasndan olumutur: T. dam, yaplar d etkenlerden korumak iin zerlerine kaplanan kiremitli blm, Fr. dam dansta kavalyenin ei; TT. babz, Far. ba bahe; TT. bar bir oyun tr, ng. ter dansl, ikili elence yeri; Fr. bank banka: Etibank, Smerbank; bank parklarda ve caddelerde oturulacak sra vb. Dilimizde, baz kelimelerdeki ses kayb ile olumu bulunan e sesli kelime rnekleri de vardr: elig<el el, el yabanc gibi. Bunlara ayn seslerden oluan ad ve fiil kklerinde daha fazlaca rastlanr: ac<acg: ac, ac- aclamak; kuru (<kurug); damla (<tamlag), damla- "damlamak", boz boz renk, boz(<buz-; bozmak; dil (<ET. tit) dil, dil- dilimli hle getirmek, dilimlemek; ge (<ke gece ge vakit, akam, ge- gemek; sal tahta direklerden yaplm deniz veya rmak tat, sal, sal- brakmak, gndermek; toz toz): toz- (<tozu-: toz havalanarak evreye yaylmak) vb. bunlar gibi u/u-; bar/bar-; yz/yz-; yay /yay-, yaz yaz mevsimi, yaz / yaz- yaz yazmak, yaymak, sralamak gibi rneklerde de zamanla yine bir ses erimesinden domu ses elii sz konusudur. e seslilik (Aln. Homophonie; Fr. homophonie; ng. homophony; Osm. tecans) Ayr anlam veya grevdeki kelime ve eklerin ses ve yazl bakmndan ayn olmalar durumu: ev-im benim evim, alkan-m; yazma elle yazlm kitap, yazma ba rts, yzmek el, kol veya yzge yardm ile suda hareket etmek, yzmek derisini soymak vb. bk. e sesli. e sz (Alm. Tautologie, Fr. tautologie, ng. tautology) Etkisini artrmak ve anlam pekitirmek iin bir szn arka arkaya tekrar. Cumartesi cumartesidir. Hak haktr, i itir. Dn dndr, bugn bugndr vb. e zamanl (Alm. Synchronisch; Fr. synchroniaue; ng. synchronic)

Bir dil olaynn, bir dil konusunun tarih devirlerdeki deime ve gelimelerini dikkate almayarak, yalnz belirli bir zaman kesiti iindeki durumunu inceleyen, bk. ezamanllk. e zamanl anlam bilimi (Alm. synchronische Semantik; Fr. semantiaue syncroni-que; ng. synchronic semantics) Dilin belirli bir zaman dilimindeki kesitini tarih deime ve gelimelere girmeden inceleyen anlam bilim dal. bk. anlam bilimi. e zamanl dil bilimi (Alm. synchronische Sprachtvissenschaft, Linguistik Synchronik; Fr. linguistiaue synchroniaue; ng. syncronic linguistics) Dil olaylarn deime ve gelime seyrine bakmadan belirli bir zaman sreci iinde inceleyen dil bilimi bk. dil bilimi. e zamanllk (Alm. Synchronismus, Synchronie; Fr. synchronie; ng. synchrony) Bir dil olaynn, bir dil konusunun incelenmesinde, tarih devirlerdeki deime ve gelimeleri dikkate almadan, tasvirci bir yntemle belirli bir zaman kesiti iinde durumunu ortaya koyma. Trkiye Trke-sindeki sfat-fiillerin grev ve kullanllarn ele alan bir aratrma e zamanllk yntemine uygun bir aratrmadr. Bunlarn tarih gelimelerini ele alan bir aratrma ise art zamanllk (buna bk) yntemine girer. e zamanl ses bilgisi (Alm. synchronische Phonologie; Fr. phonologie synchroni-que; ng. synchronic phonemics) Bir dilin seslerini ve ses olaylarn tarih gelime ve deime seyrine bakmadan belirli bir zaman sreci iinde inceleyen ses bilgisi dal. bk. ses bilgisi. e zamanl yntem (Alm. synchronisch; Fr. synchronoque; ng. synchronic) Dil olaylarn belirli bir sre iinde ve tarih deime ve gelimelere bal olmadan duraan (statique) olarak inceleme yntemi. Sz gelii Trkiye Trkesindeki nl ve nsz uyumu olaylarnn tespiti gibi. Art zamanl yntemin kartdr. etken at (Alm. Aktivum, Ttigkeitsform; Fr. voix active; ng. active voice; Osm. bin-y tna'lm) Yklemin belirttii iin zne tarafndan dorudan doruya yapldn gsteren eksiz fiil ats, yaln at: ak-, belir-, bi-, eski-, duy-, kurtul-, ksal-, sabahla- vb. fiiller zneleri ve ekimli durumlar ile birer etken at olutururlar: Arka sokaktaki dere bu yl hi kurumad, hep akt. Hava (zne) karard ve akam oldu. Kayklar, (zne) kay kyya ektiler. iddetli rzgr (zne) aacn dallarn krd. mrmz boyunca emek sar-j"ettiniz. Bir aralk byle uyurken mthi bir grlt ile uyandm (zne: ben, H.Z. Uaklgil, Krk Yl, s. 41). O (zne) hzlyrd, ben (zne) katm (P. Safa, imek, s. 23). Byk bakan (zne) esrarl eyleri ok severdi (gst.e., s. 23) vb. Kart edilgen at'dr.

etken fiil (Alm. Aktivum, Aktiv, Tatform; Fr. verbe actif; ng. actif, active verb; Osm. malm fiil, f'l-i ma'lm) znesi belli olan, znesiyle kesin ilikisi bulunan ve herhangi bir at eki almam olan fiil: O hzl yrd, ben katm. (P. Safa. imek, s. 23). Byk babam esrarl eyleri ok severdi (P. Safa, gst. y.). Asrlarca birbirlerinin kanlarn emen, gzlerini oyan insanlar, kol kola oynadlar. Doan hrriyet gneini alkladlar (O. Seyfettin. Harem, Eshab- Kehfi-miz, s. 12). Tanyeri nerdeyse aaracakt. Dalar kl rengi bir aydnln iinde kapkara ykseliyordu. (T. Bura, Dnemete, s. 5). Durmak zaman geti, almak zamandr. (T. Fikret) vb. Kart edilgen fiil'dir. bk. etken at. ettirgen at (Alm. Faktitiv, Kausativum; Fr. causatif, voix factitif; ng. causati-ve, factitive voice; Osm. ta 'diye) Fiilin, belirtilen olu ve kln baka bir nesneye aktarldn gsteren, geisiz fiilleri geili fiile dntren, geili fiillerden asl hareketin bakalarna yaptrldn gsteren ift geili fiiller kuran -Ar-, -(I)r-/-(U)r-, -DIr-/-DUr-, -(T)t-/-(U)t- eklerinden biriyle veya ikisinin st ste getirilmesiyle oluturulan fiil ats: oturt-(<otur-t-), aldr-(<al-dr-); aldrt-(<al-dr-t), ar-(<a-r-), art-(<a-r-t-) kartr-(<kan-tr-), kar-trt-(<kan-tr-t-) vb. ettirgen fiil (Aln. Fahtitiv; Fr. verbe causatif verbe factitif; ng. causative verb, factitive verb) Hareketin her zaman zne dndaki bir varla yneldii, geili veya geisiz fiil kk ve gvdelerine -Ar-, (I)r-/-(U)r-, -DIr-/-DUr-, -(I)t-/-(U)t-, -z-, -zr- gibi ettirgenlik eklerinden birinin veya ikisinin st ste getirilmesiyle kurulan fiil: k-ar-, kop-ar-, a-r-, bit-ir-, u-ur-, al-dr-, bak-tr-, gl-dr-, yol-dur-, ac-t-, eski-t-, r-t-, tan-t-, ak-t-, kork-ut-, rk-t-, emzir-gibi. Kollarn gerdi, geriye doru yaylandrd (T. Bura, Yalnzlar, s. 171). Hrrem masaya biraz daha yaklatrd iskemlesini (gst. e., s. 231) vb. ettirgenlik eki Ettirgen at kuran -Ar-, -(I)r-/-(U)r-, -DIr-/-DUr-, -(I)t-/-(U)t- ekleri, bk. ettirgen at. eylemsi bk ekimsiz fiil -Ffail ad (Alm. Nomen Agentis; Fr. nom d'agent, participe present; ng. agent noun, present participle; Osm. fail ismi, ism-ifail) Fiiller zerine -An sfat-fiil ekinin getirilmesiyle kurulan ve geni zaman kavram tayan; sfat olarak kullanld gibi bir ii yapan anlamyla ad olarak da kullanlan tretme: Yoldan gelenin halinden anlamalsn. Kadnn sigarasn birlikte yakmay bilenler gibi, bir minicik glmseyie sevinler teekkrler samasn bilirdi (T. Bura, Dnemete). Benim fikrimce

dnyadaki insanlarn hepsi romana... Lkin bir ksm roman yazyor, bir ksm roman yapyor, daha dorusu yazlan oynuyor. Yazanlarla oynayanlar arasnda byk bir fark yok. Yazanlar: tahrir rejisr... oynayanlar: ifah aktr? Hayat hi perdesi kapanmayan bir sahne (O. Seyfettin, Harem, s. 64) vb. fail ismi bk. fail ad ve sfat-fiil. faktitif bk. ettirgenlik eki. fiil (Alm. Verb, Verbum, Zeitvort; Fr. verbe; ng. verb; Osm. fiil) Bir kl, bir oluu veya bir durumu anlatan; olumlu ve olumsuz ekillere girebilen kelime: yaz-, yazma-, ko-, koma- (kl), sarar-, by-(olu), sus-, susma-, dur-, (durum) vb. Bunlar sz iinde fiillerin ad biimi olan mastarlar ile adlandrrz. Fiilleri nitelikleri bakmndan kl fiilleri, olu fiilleri ve durum fiilleri diye snflandrmak mmkndr. Fiiller, gsterdikleri kl ve oluun sz iinde bir ahs veya bir nesneyi etkileyip etkilememesi bakmndan da geili ve geisiz diye snflandrlr: okumak, gndermek, bildirmek, pimek, gemek, bymek gibi. Fiiller eitli at ekleri olarak ayn fiil kknn farkl grnlerini sergileyen fiil tabanlarn olutururlar. Buna gre de dnl, edilgen, ite, ettirgen gibi adlar alrlar: tutmak, tut-un-mak, tut-ul-mak, tut-u-mak, tut-tur-mak vb. Zaman ve ahs ekleri ile geniletilen fiiller bir kl ve oluu bitmi, tamamlanm duruma (verbum finitum) getirirler: ara-d-m, bak-acak-sn, oturuyor-lar gibi. Fiilleri yalnz bana fiil olup olmama zellikleri bakmndan da asl fiiller, yardma fiiller ve ek-fiil diye gruplandrabiliriz. bk. Yukarda gsterilen fiil trlerine ve ayrca at, fiil ekimi, fiil ekim eki. fiil ad bk. ad-fiil fiil cmlesi (Alm. verbaler Satz; Fr. phrase verbale; ng. verbal sentence Osm. cmle-i fi'liyye) Yklemi ekimli fiil olan cmle: Benim azm da kupkuru kesildi... Bu hkmdar mrn yllarca neden uzatmak istiyor? (Y.K. Karaosmanlu, Erenlerin Bandan, s. 107). Yarn sabah oraya gidelim. Hseyin beyi de ziyaret etmi olurum (T. Bura, Yalnzlar, s. 114). Saydn m? Tam bir sandk olacak, tkibin beyz lira ver, ben, imdi geliyorum (P. Safa, Maher, s. 28). Onun hayat sadece bugnlerde gemiti (A.H. Tanp-nar, Huzur, s. 119) vb. Kart ad cmlesi'dir. fiil ats bk. at fiil ekimi eki (Alm. Flexionssuffix, Flexionsendung; Fr. suffxe flexionnel, suffix desinentiel, desinence; ng. ending, termination) Fiil ve ad kk veya gvdelerine zaman ve ahs kavramn yklemek iin kullanlan ek: 1. tek. ah. -Dl-m (bil-di-m), -m (renci-y-im) 2. tek. ah. -Dl-n (bil-di-n), -Sn (rencisin)

3. tek. ah. -D (bil-di), (renci, rend-dir) 1. okl. ah. -Dl-k (bil-di-k), -iz (renciy-iz) 2. okl. ah. -Dl-nlz (bil-di-niz), -sln-lz (renci-sin-iz) 3. okl. ah. -D-TEr (bil-di-ler -ler, -Dlr-ler (renciler, rend-dirler) vb. fiil ekimi (Alm. Konjugation, Abvandlung; Fr. conjugaison; ng. conjugation; Osm. tasrif-i efl) Cmlede yklem grevinde bulunan fiil veya ad soylu kelimelerin zaman, ahs, teklik ve okluk kavram veren eklerle girdii ekil: biliyorum (<bil-iyor-um), bildin (<bil-di-n), bilir (<bil-ir), bileceiz (<bil-ece-iz), bilmisiniz (<bil-mi-siniz), bilmeliler (<bil-meli-ler), bilsek (<bil-se-k), bilelim (<bil-elim), bilsin (<bil-sin), iyiyim (<iyi-y-im), iyisin (<iyi-sin), iyidir (<iyi-dir), iyiyiz (<iyiy-iz), iyidirler (<iyi-dirler) vb. fiilde grn bk. grn fiilde kln bk. kln fiilde zaman Bir olu ve kln hangi zamanda getiini bildirmek zere, zaman ekleri alm bulunan fiil ekli; sor-du (grlen gemi zaman), sor-u-yor (imdiki zaman), sor-acak (gelecek zaman), soracakt (gelecek zamann hikyesi) vb. fiilde zaman kaymas Yazl ve szl anlatmda, ekimli bir fiilin, ald zaman ekine gre bildirmesi gereken zaman dnda bir zaman gstermesi ve bundan doan anlam kaymas: Yarn stanbul'dan Ankara'ya geliyor (gelecek anlamnda); iki gn sonra da Trabzon'a uuyor (uacak anlamnda). Eski bir sevdadan kurtulmuum (kurtuldum). Artk btn kadnlar gzel; Gmleim yeni, Ykanmm (ykandm), Tra olmuum (tra oldum) (...) Gne am Sokaa kmm (ktm) insanlar rahat. Ben de rahatm (O.V. Kank, Btn iirleri, s. 86). Ertesi sabah sal ortasnda uyandk. Artk ne ehir, ne aa, ne ky, saatler saati, ancak bir kuyu ve bir telgraf odasndan ibaret istasyon yaplarna rastlyoruz (rastladk) (F.R. Atay, Zeytinda, s. 59). ok deil iki yl sonra matbaa baskna uruyor (urad), tahrip ediliyor (edildi), gazete k ap a tly o r (kapatld) (E. Imsu, iekler Byr, s. 15) vb. Ayrca bk. grn. fiilden ad yapma eki (Aln. deverbales Substantiv, Nomen Deverbativum; Fr. nom deverbal, ng. deverbal noun; Osm. fiilden mtak isim lahikas) Fiil kk ve gvdelerinden ad ve sfat treten ek: -ek (bin-ek), -g (bz-g), -gn (dal-gn), -n (yay-n), - (-n-), - (gster-i) vb. bk. yapm eki. fiilden fiil yapma eki (Alm. Verbum Deverbativum, deverbales Verb; Fr. verbe deverbal; ng. deverbal verb; Osm. fiilden mtak fiil lahikas)

Fiil kk veya gvdelerinden fiil yapan ek: -n-(uzan-), -t-(uza-t-), -l-(gr-l-), --(bula--), -r(ta-r-), -t-(ak-t-), -dr-(kal-dr-), -A-(tk-a-), -ele-(gez-ele-) vb. bk. yapm eki. fiilden treme ad (Alm. Nomen Deverbativum, deverbales Substantiv; Fr. nom deverbal; ng. deverbal noun; Osm. fiilden mtak isim) Fiil kk veya gvdelerinden fiilden ad yapma ekleriyle tretilmi ad: zmek (<z-mek), kavurma (<kavur-ma), gr (<gr-), verim (<ver-im), bozuk (<bozuk), tapnak (tapn-ak), akn (ak-n), sergi (ser-gi), vurgun (vurgun), yzge (<yz-ge), yakt (<yak--t) vb. fiilden treme fiil (Alm. Verbum Deuerbativum, deverbales Verb; Fr. verbe dever-bal; ng. deverbal verb Osm. fiilden mtak fiil) Fiil kklerinden fiilden fiil yapma ekleriyle tretilmi fiil: sardr-(<sar-dr-), anla-(<anla--), salan-(<sala-n-), ekil-(<ek-il), okut-(<oku-l-) -r-(<u-ur-) vb. fiilden treme ekiller bk. ekimsiz fiil fiil grubu (Alm. Verbalgruppe, Verbalkomposition; Fr. groupe verbal; ng. verbal group) Esas veya yardmc bir fiilin, yaln veya ekim eklerinden biri ile geniletilmi ad yahut sfatlarla oluturduu grup: ac syle-, boyun e-, kar ya-, i ile-, ne d-, ileriye bak-, iine gel-, aatan d-, yoldan k-, gzel konu-, iyi bil-, erken kalk-, yardm et-, yok ol-, kabul bul-, mmkn kl- gibi. fiil gvdesi bk. fiil taban fiilimsi bk. ekimsiz fiil fiil iletme eki bk. fiil ekim eki fiil kk (Alm. Verbaltvurzel; Fr. racine verbale; ng. verbal root; Osm. fiil cezri, cezr-ifi'l) Olu, kl veya durum bildiren fiil soylu kelimenin yap bakmndan daha kk elere blnemeyen anlaml ksm: a-, al-, dal-, yar-, es-, ye-, gel-, git-, sz-, dr- vb. fiil bei bk. fiil grubu fiil taban (Alm. Verbalstamm; Fr. theme verbal; ng. verbal stem) Fiil veya ad kknden fiil yapma ekleri ile tretilen gvde: durdur-(<dur-dur-), gr- (<gr-), grl- (<gr-l-), tann- (<tan-n-), balattr-(<ba+la-t-tr-), gzlen- (<gz+le-n-), gzlet- (<gz+le-t-) vb. kart ad taba-n'dr. fiil tamamlaycs bk. tmle fonem bk. ses birimi fonetik bk. ses bilimi* fonetik yaz bk. evriyaz fonoloji bk. ses bilgisi -Ggeici hareket ad

Sfat-fiil ekleriyle kurulan ad: duyulmadk (sz), grlmedik (insan); akacak (kan), kr olas (eytan); grnmez (kaza), tkenmez (kalem) vb. geici (Alm. Transitiv; Fr. transiti/; ng. transitive; Osm. mteadd) bk. geili fiil geili fiil (Alm. transtives Verb; Fr. verbe transiti/; Ing. transitive verb; Osm. mteadd, fi 'l-i mteadd) Sz iindeki bir varlk veya nesneyi etkileyen, yani nesne isteyen fiil: a- (kitab amak), dik(elbiseyi dikmek), a- (engeli amak), z- (dm zmek), sev- (geziyi sevmek), i- (st imek, orba imek), yaz-(kitap yazmak), ky- (sebzeyi kymak, insana kymak, paraya kymak) vb. Btn bunlar dnrken birden yeryzn hatrladm (Y. K. Kara-osmanolu, Erenlerin Bandan, s. 80). Elini, kartrlan yemein zerinde kuruyan bir kak gibi uzatt (A. H. Tanpnar, Huzur, s. 127). Hayat etrafnda dnecei deerleri bulur, dnce, etra/nda yzn evirmi bir cemaat grr (A. H. Tanpnar, Huzur, s. 225). Hseyin Bey, oturduu iskemlede bacaklarn uzatm, keyifli ve tam bir gvenle onlar szyordu (T. Bura, Yalnzlar, s. 183). Gzel kadn bam ar ar kaldrd Gzlerinin yeil nurunu ar ar serpti (A. H. Mftolu, alayanlar, s. 148). vb. Kart geisiz fiil'dir. geililik ekleri Geisiz fiilleri geili fiil, geili fiilleri de ift geili fiil yapan ekler. Ettirgen fiil atlar yapan ekler geililik ekleridir: Ymt-(geisiz fiil) 'ten -(I)t-/-(U)t- fiilden fiil yapma ekiyle yrt- (bir kimseyi, bir eyi), d- (geisiz fiil)'ten -(I)r-/-(U)r- ekiyle dr-(gei\i fiil), 5W(geili fiil)'ten, -dir- ekiyle sevdir-(ift geili fiil) gibi. bk. ettirgenlik ekleri, gei sesi Bir kelimenin ses yaps bakmndan zaman iinde urad deiine ve gelimede ara basama oluturan ses, gei sesi: Sub>star>su; yabz>yawuz>yavuz; ab>aw>av; Mo. koboga>Ka.g. kowga>kowa>kova; og-mak>owmak>ovmak, kagur->kawur->kavur-; kagun>kawun>kavun; soan (soun) >sowan>sovan (soan) vb. Bu deiimlerde yer alan w sesleri birer gei sesi durumundadr. geisiz (Alm. Intransitiv; Fr. intransitif; ng. intranansitive; Osm. lzm) bk. geisiz fiil. geisiz fiil (Alm. intransitives Verb; Fr. verbe intransitif; ng. intransitive verb; Osm. lzm fiil, fi'l-i lzm) Gsterdii olu ve kl yapana ynelen, yani zneyi etkileyen ve nesne istemeyen fiil: gel-, uyu-, yat-, kal- gibi. Mmtaz Nuran her eve brak-nda bunu sonuncu zannederek korkard (A. H. Tanpnar, Huzur, s. 189). Yamur altnda nereye gittiinin farknda olmadan yryordu (A. H. Tanpnar, Huzur s. 20). Herey bu ba dndrc dnte klyor, ufalyor, renk ve mahiyetini diitiriyor, garip bir pelte, Suad'n sefil ve bulak ahsiyetinin iren hamuru

hline geliyor... (A. H. Tanpnar, gst. e., s. 205). Tutuan yreklerinden kopan ate damlalanyla aladlar (A. H. Mftolu, alayanlar, s. 45). Gn batyor; sevgili, korkun gnlmde douyor (A. H. Mftolu, alayanlar: Yakar, s. 149). Bak... szan gzyalar ne alyor?... Szlayan yrekler ne inliyor? (A. H. Mftolu, st. e., s. 151). O gld zaman insann yzne btn saffeti, kadnhy-la bakar (S. F. Abasyank, Btn Eserleri, s. 97). vb. Kart geili fi-U'dir. gemie bal gelecek zaman bk. gelecek zamann hikyesi gemi zaman (Alm. Vergangenheit; Fr. passe; ng. post tense; Osm. maz) Bir kl veya oluun meydana geliinin imdiki zamandan nceye ait olmas. Grlen gemi zaman ve duyulan gemi zaman olarak iki kipi vardr: Aynaya kotu, yznn sol taraf imi (P. Safa, Maher, s. 288). Kendinizi denize attnz ha? (P. Safa, gst.e., s. 312). Glsm o gece, kalfann odasnda o kadar dua etti ve alad ki, ferahl belki bir hafta srd (R. N. Gntekin, Kzlck Dallar, s. 96). Kuvvetini ve haklarn dnmemisin bile (T. Bura, Yalnzlar, s. 2). anakkalede omuzlarnzdan her dakika kurun gemi. Sormamsnz (P. Safa, gst.e., s. 199). vb. gemi zaman kipi bk. grlen gemi zaman kipi ve duyulan gemi zaman kipi. gemi zaman ad fiili bk. gemi zaman sfat-fiili. gemi zaman sfat-fiili (Alm. Perfektpartizipium, Mitteluorte der Vergangenheit; Fr. participe passe; ng. past participle; Osm. ism-i mefut) Fiilin -DIk/-DUk veya -mI/-mU ekleriyle gemi zamana bal olarak ad vey sfat gibi kullanlan ekli: Fazla ackm insanlar gibi, ne verirlerse, bakmadan yutuyor ve memnun oluyordu (R. N. Gntekin, Kzlck Dallar, s. 99). Zengin olmay gzne koymu bir adam deilim (P. Safa, Maher, s. 179). Nihad, romancnn koluna girerek ona ne olduunu ne bittiini, o zamandan sonra ne yaptn ve ehzadeba'na niin geldiini son tiyatro macerasna kadar anlatt (P. Safa, Maher, s. 211). vb. bk. s-fat-fiil. gelecek zaman (Alm. Ftur, Fturum; Fr. ftur; ng. future; Osm. istikbal) Fiilin gsterdii olu, kl ve durumun gelecee bal olduunu belirten zaman. bk. gelecek zaman kipi. gelecek zaman isim-fiili bk. gelecek zaman sfat-fiili. gelecek zaman kipi (Alm. Ftur, Fturum; Fr. ftur; ng. future; Osm. istikbal) Filin anlatt iin imdiki zamandan sonraki bir zamana ait olduunu gsteren kip. Trkede bir olu ve kln gelecekte kesin olarak gerekleeceini gsteren ek, -ACAK ekidir: dik-ecek, anlat-acak, sar-acak gibi. Bu ek ahs ekleri ile geniletilerek ekimli fiil olur. nsanlara yalnz

onlardan aldm vereceim (T. Bura, Yalnzlar, s. 102). Yarn ben de onu bana gnderen makamn huzuruna karak neredilme imknlar aramakta olan drt kitabmdan sz aacam... Bakalm, beni nereye gnderecek (A. N. Asya, Ayn Aynas, s. 71). Mehul yerlere doru gideceim, oradan kendimi en mehule atacam (Peyami Safa, Bir Teredddn Roman, s. 184). Biraz sonra o, belki hepiniz bana nasihat vermee kalkacaksnz (A. H. Tanpnar, Huzur, s. 255). Fakat, evvel Cibal'ya kadar yryeceiz orada bir arkadaa haber vereceim (P. Safa, Maher, s. 292). vb. Kart gemi zaman'dr. bk. bildirme kipleri. gelecek zaman kipinin hikyesi (Alm. vergangene Zukunft; Fr. ftur nasse; ng. future past; Osm. hikye-i istikbl) leride gerekleecek bir olu ve kl gemie aktararak bildiren bileik kip tr. -AcAk gelecek zaman kipi zerine i-di hikye ekinin getirilmesi ile kurulur. ekimi de 3. ah. okluk ekimi dnda ah. ekleri hikye ekinden sonra gelir: gelecektim, okuyacaktm, grecektik, bulacaktnz, gideceklerdi gibi. Bu birleik kipte ileride gerekleecek bir olu ve kl gemie aktarlarak anlatld iin anlamda gereklememi bir olu ve kl sz konusudur: Bu aptallk bukalarm skp atacakt; gidecekti; gerek hayata ve hayatnn gereklerine dnecekti (T. Bura, Yalnzlar, s. 145). Eer kendini hlya dediin o vahi cazibeye kaptrmam olsaydn, demin nmzden geen gen kza bakacaktn, .o da sana bakacakt, glmseyecektin, o da sana glmseyecekti (Y. K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan: Bir gence Nasihatler, s. 98). mrmde bir kere zafer kazanacaktm (A. H. Tanpnar, Huzur, s. 11). Muhakkak ki imdi ieri gireceklerdi (P. Safa, Matmazel Noraliya'nn Koltuu, s. 151) vb. gelecek zaman kipinin rivayeti Gelecek zamanda gerekleecek bir olu ve kl duyuma dayanarak anlatan birleik kip tr. (y)-AcAk gelecek zaman eki zerine -i-mi hikye ekinin getirilmesi ile kurulur. ahs ekleri, 3. ah. okluk ekimi dnda, hikye ekinden sonra gelir. Hikye eki fiildeki dil ve dudak benzemelerine uyar: alacakmm, bilecekmisin, bulacakm, dolduracak-mz, emecekmisiniz, diyeceklermi vb. Aaa... Ben neyegelecekmiim? (R. N. Gn tekin, Kzlck Dallar, s. 135). Meer, ben iin iin onlara hak verecek, sadk kalacakmm ve onlar iimde btn hlyalarmla hissede-cekmiim (A. . Hisar, Boazii Mehtaplar, Bizimle Birlikte Yaayan Hatralarmz, s. 226). Her kader gerek benliimin kurtuluu uruna verilmi bir fidye olduu iin mi zlecekmiim? (T. Bura, Yalnzlar, s. 34) vb. gelecek zaman kipinin art Bir olu ve kln gelecekte gerekleip gereklemeyeceini arta bal olarak bildiren bileik kip tr. -AcAk gelecek zaman ekine i- ek-fiilinin art biimi olan -i-se ekinin eklenmesiyle kurulur. ahs ekleri 3. ah. okluk ekimi dnda art ekinden sonra gelir: alacak isem>ala-

caksam, alacaksan, alacaksa, alacaksak, alacaksanz, alacaklarsa vb. Sevdiklerimin yannda uzun uzun kalmaya katlanamyorum... sevgimi sy leye-meyeceksem (T. Bura, Yalnzlar, s. 21). Eer bu konuda bir ak oturum dzenlenecekse ilgilileri imdiden duyurunuz. Yarn piman olocaksan bu ie hi girime. Gitmeye ekler s e haber versinlervh. gelecek zaman sfat-fili Fiilin gelecek zamana bal olarak sfat ve ad gibi kullanlan biimi. Trkede gelecek zaman sfat fiili -ACAK, -Asi ekleriyle kurulur: Eskisi gibi yemek yapacak hl mi kald bende? (T. Bura, Yalnzlar, s. 183). Ellerindekini gzelletirmeye yetecek gleri yok ya, ha bire alyorlar (T. Bura, gst. e., s. 209). Bizim dil konusunda yapacamz i, kelime fethinden, hatta kelime idhalinden korkmamaktr (N. S. Banarl, Trkenin Srlar, s. 98). Asrmzn ileride tarihini yazacak adam, elbette ki mstahzar salgnn gz nnde tutacaktr (A. H. Tanpnar, Huzur, s. 144). O bizi gzelle iyinin, uurla hlyann el ele verecei alkan ve mesut bir dnyaya gtrecektir (A. H. Tanpnar, Be ehir, stanbul s. 260). Nihayet senin grecein geleceini tahmin etmiyor deildim (P. Safa, Maher, s. 238). Yklas dnya; kr olas eytan; can kas adamvb. gelimeli ses bilgisi Bir dildeki seslerin urad eitli deime ve gelime olaylarn inceleyen ses bilgisi dal. Sz gelii ben>men, anbar>ambar gibi benzeme ve derr->devir-, attdr>aktar gibi benzemezlik olaylar birer gelimeli ses bilgisi olaydr. genel dil bilimi (Aln. allgemeine Sprachuissenschaft; Fr. linguistiaue generale; ng. general linguistics; Osm. umum lengistik, umum lisaniyat) Dnyadaki dilleri bir btn olarak ele alp, bunlarn ortak zelliklerini, ileyi ve gelime artlarn inceleyen; dil denen varl btn ynleriyle ve btn belirtileriyle aratran bilim dal. genel ses bilimi (Alm. allgemeine Phonetik; Fr. phonetique generale; ng. general phonetics; Osm. meblas-i asvt- melhze) Tek bir dilin deil btn dillerin seslerini bir btn olarak ele alan, bunlarn trlerini, zelliklerini inceleyen ve btn ses bilimi dallarn iine alan geni kapsaml ses bilimi, kr. ses bilimi. genel szlk Bir yaz dilinin kendisine mal edilmi ve yaygnlaarak genellikle nitelii kazanm olan btn kelime ve deyimlerini, zel bir alana ynelmeden tanmlayan ve aklamalara balayan szlk. Trke Szlk, Ka-mus- Trk gibi. Deyimler szl, Mecazlar Szl, Terimler Szl, Tarama Szl ve Derleme szl gibi, snrl ve zel bir amaca hizmet eden szlkler bunun dnda kalr.

genel Trke Trk dilinin belirli bir dnemini veya belirli bir lehesini deil, coraf snrlar iindeki btn kollarn iine alan, dil yaps bakmndan ortak zellik ve lnlere (standartlara) sahip olan tamam. Trkenin Yakut ve uva leheleri dnda kalan btn. Lehelerdeki baz zellikler bu lnlerin dnda kald iin genel Trkeyi temsil edemez. rnek olarak genel Trkedeki y'nin Yak. s (yol>sul), uv. s (ylan>selen) olmas; genel Trkede n sesteki 5-'lerin Bakurtada h-'ye dnmesi (siz>hel) gibi. genileme bk. nl genilemesi genilik derecesi (Aln. Offnungsgrad; ng. opening) 1- nllerin boumlanmalar srasnda az yolunun ve ene asnn aklk bakmndan gsterdii zellik: a ve e nllerinin genilik dereceleri o ve , ive i nllerinden daha fazladr. 2- Bir dil sesinin zellikle bir nlnn boumlanmas srasnda ses yolunun kiilere ve azlara gre deiebilen alma durumu: alfabe/alfabe, ayar/ayar, bayan/bayan, yarn/yrn, dnya/dny, gafil/gafil, marul/marul, sevda/sevda vb. Burada nllerin ksa veya uzun sylenilerinde, uzunluktan ok az akl sz konusudur. geni nl (Alm. breiter Vokal, neidriger Vokal, tiefer Vokal; Fr. voyelle large, vo-yelle basse; ng. wide vottel, low vouet) Az boluunun ve ene asnn herhangi bir daralmaya uramadan, ak durumunda iken boumlanan nl tr: a / e / gibi. a, e, o, nlleri geni nllerdir. Kart dar nldr. geni zaman (Alm. Aorist, TAtlos; Fr. aoriste atemporal; ng. aorist, timeless; Osm. muzri Gemi, imdiki ve gelecek zaman gibi btn ana zamanlar iine alan, yani fiilin gsterdii olu ve kln her zaman yapldn veya yaplacan gsteren; bir snrlama ve kesinlik kavram tamayan zaman. Trkede geni zaman -r, -Ar, -(I)r/-(U)r ekleri ile kurulur ve ahs ekleri alarak ekime girer: Keyifle yerim, keyifle ierim (S. F. Abas-yank, Btn Eserleri 2, s. 208). Birok mtefekkirler yalnz dnmekle iktifa ederler (A. . Hisar: Fahim Bey ve Biz, s. 159). Bir krlang, yavrusuna umay rettikten sonra grevinin bittiini bilir ve artk kendi isteklerine gre yaayabilmesi iin serbest brakr (T. Bura, Yalnzlar, s. 25). Geri, bilirim, okunun dedii yerde, bir cceden bir dev karrsn; bir kaditten en gzel endam yaratrsn ve snm gzlere yeniden fer verirsin (Y. K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan, VII, s. 39). Biz dncelerimizi ok defa omuzlarmzda tarz. Onun iin onlar kmldatmamz bu dncenin arl nisbetinde g olur (A. H. Tanpnar, Huzur, s. 75), ten artmaz diten artar. Byle gelmi byle gidergibi. Geni zaman, baz kullanllarnda gereklilik, alkanlk ve sreklilik de gsterir: yarn buraya gelir her taraf iyice temizlersin. Akamlar kitap okursun, pazar sabahlar yrye karsn vb.

geni zaman eki Fiilin gsterdii hareketin geni zamanda olduunu gsteren, fiile geni zaman kavram veren ek. Trkede geni zaman eki -r, -Ar, (I)r/-LVdur: ala-r, bak-ar, gl-er, al-r, getir-ir, oturur, gldr-r. bk. geni zaman. geni zaman isim-fiili bk. geni zaman sfat-fiili. geni zaman kipi (Aln. Aorist, Zeitlos;r. aoriste atemporal; ng. aorist, timekss; Osm. muzri sgas, sga-i muzr) Fiilin srekli olarak yapldn, hlen yaplmakta olduunu veya yaplacan belirten zaman ve kip. Trkede bu kip -Ar, (I)r/-(U)r ekleri ile kurulur: 1. tek. ah. yaz-ar-m, ver-ir-im, 2. tek. ah. yaz-ar-sn, ver-ir-sin, 3. tek. ah. yaz-ar, ver-ir, 1. okl. ah. yaz-ar-z, ver-ir-iz, 2. okl. ah. yaz-ar-snz, ver-ir-siniz, 3. okl. ah. yaz-ar-lar, ver-ir-ler; oku-r-um, oku-r-sun, oku-r, oku-r-uz, oku-r-sun-uz, oku-r-lar gibi. geni zaman kipinin hikyesi (Alm. Prsens Historisches, erzhlendes Prsens; Fr. perfectifde l'aorist, presens narrativ; ng. historic present; Osm. hikaye-i muzri) Gemiten gelecee uzanan geni bir zaman kesitini iine alan, fiilin srekli olarak yapldn bildiren olu ve kllar gemi zamana aktararak veren birleik kip: -r, -Ar, -r/-Ur geni zaman eklerine i-di hikye ekinin eklenmesi ile kurulur: gelirdim, otururdu, syleirdi, anlatrdnz, grrlerdi gibi. Bu birleik kipin olumsuzu -mazd ekiyle kurulur: almazdm, gelmezdim, oturmazd, konumazdk, grmezlerdi vb. Kalfa byk hanmla hi geine-mezdi (R. N. Gntekin, Kzlck Dallar, s. 90). Bunlarn yannda, her zaman kk, fakir kulbeler de gze arpard (H. N. Zorlutuna, Aydnlk Kap, s. 110). Cuma ve pazarlar Kksu, Gksu, Kalender, ubuklu gibi incesaz yerlerine, mesirelere gidilirdi (. . Hisar, Boazii mehtaplar, I. Boazii medeniyeti, s. 9). Dnyada hi bir gzelliin kalmayacandan korkardm (T. Bura, Yalnzlar, s. 161). O bu yolu tedenberi severdi (A. H. Tanpnar, Huzur, s. 37). Katlsaydnz ne kadar verimli bir toplant yapldn grrdnz. Onlar hi yazla gitmezlerdi vb. geni zaman kipinin rivayeti Geni bir zaman kesiminde gerekleen olu ve kllar dyuma (rivayete) dayanarak anlatan birleik kip tr: -r, -Ar, -ir/-Ur geni zaman eklerinden sonra i-mi rivayet ekinin getirilmesi ile kurulur. 3. ah. okluk ekimi dnda kalan ahs ekleri rivayet ekinden sonra gelir. Rivayet

eki, eklendii fiilin dil ve dudak benzemelerine uyar: alrm-m, balarmsn, alarm, dokunurmuuz, ellermisiniz, ierlermi vb. O, baz sabahlar, uykusu kaarm da bir trl uyuyamazm (A. . Hisar, Ali Nizami Beyin Alafrangal ve eyhlii, s. 220). O otururken, vcudu uzun boylu, ayaa kalknca bacaklar ksa grnrm (A. . Hisar, Gemi Zaman Fkralar; Sultan Aziz'e Dair, s. 71). Ahmet Vefik Paa Paris'te elimiz bulunurken, beyaz bir araba ilegezinirmi (A. . Hisar, Gemi Zaman Fkralar, Ahmet Vefik Paaya Dair, s. 116). Eski hatralarn anlata anlata bitiremezmi. O zaman byle fenerler yanmazmtr. Karanlk, buradan, perde perde helezonlar hlinde yaylr, gidermitir (S. F. Abas-yank, Btn Eserleri 3, Medar Maiet Motoru: Birtakm nsanlar, s. 194) vb. geni zaman kipinin art (Alm. Konditional Reales; Fr. contitionnel de Vaorist; ng. conditional tenses; Osm. sga-i artiyye) Geni bir zaman kesiminde gerekleen olu ve kllar arta bal olarak anlatan birleik kip tr. -r, -Ar, -ir/-Ur geni zaman eklerine, i-ek-fiilinin art biimi olan -i-se ekinin getirilmesi ile kurulur. 3. ah. okluk ekimi dnda ah. ekleri art ekinden sonra gelir: verir isem>verirsem, verirsen, verirse, verirsek, verirseniz, verirler ise, verirlerse vb. Teklifimi getirirsen zerinde grebiliriz. Bu dnceden vazgemezse zararl kar. Bana kalrsa, biraz da halamalsnz... birazck ama. (T. Bura, Yalnzlar, s. 243). Maazallah suyun sesini duymaz olursam... (Y. K. Kara-osmanolu, Erenlerin Bandan: ki mnn Szleri, s. 108). Ev halk stne erek onu yakalar, ieriye eker ya kandrmazsa, ya tehdit etmee kalkarlarsa? (P. Safa, Maher, s. 130) vb. bk. art kipi. geni zaman sfat-fiili Fiilin karlad hareketi geni zamana bal olarak belirten sfat-fiil. Geni zaman sfat-fiilleri -Ar, -(l)r/-(U)rve -mAz, -An, -IcI/-UcUekleriyle kurulurlar; ad ve sfat olarak kullanlrlar: Koar adm, geer aka, bakar kr, gider masraf, bier der, bilirkii, yatr evliya, bitmez dert, onulmaz yara, grnmez kaza, kmaz sokak, Ylmaz, Solmaz, alan kadn, okuyan adam, geen yl, bitmeyen i, yrtc hayvan, gezici retmen, ayrc zellik, bunaltc scakvb. geniz Azn arka ksm; burun boluunun arka ksm. geniz sesi (Alm. Nasenlaut; Nasal; Fr. nasale; ng. nasal) Yumuak daman aa inmesi ve boumlanmaya burun (geniz) yolunun da katlmasyla karlan ses. bk. geniz nls, geniz nsz. Kart az sesi'dir. genizsil bk. geniz sesi. genizsilletne (Alm. Nasalierung; Fr. nasalisation; ng. nasalisation)

Geniz nszlerinin benzetirme yolu ile yaknndaki nszleri kendi boumlanma noktasna ekmesi olay. Trk dilinin eski metinlerinde, bugnk lehelerde ve Anadolu azlarnda yer alan bir olaydr: ET. ben>men, bin>min bin, beng>meng ebedi, bun>mun, Anad. azl. dinlemek>dinnemek dinlemek; anlatmak>annatmak, pnar>mnar pnar, bengi>mengi, beni>meni sevin, binmek>minmek, nianl>niann, yanl>yann, parmak>mmak (Aydn, Bozdoan) vb. geniz nls (Alm. Nasalenlaut, nasalierter Vokal; Fr. voyelle nasalle; ng. na-salised Vooet) Geniz yolu akken boumlanan nl. Trkenin btn nlleri az nlleridir. Ancak Anadolu azlarnda geniz nllerine rastlanabil-mektedir. Nev. aha ite, h haa!, yle mi? gibi. Ayrca kelime iinde artk kaybolmu olan n nsznn kendi etkisini hecesi iindeki nlye yklemesinden olumu bulunan geniz nlleri de vardr: son-ra>sra, sonra>sonna>s~na, kon>go komu bununla>bunla bununla (Aydn Bozdoan) vb. eniz nsz (Alm. Nasal; Fr. consonne nasale; ng. nasal; Osm. haym s-mit, smit-i haym) Art daman alalmas, ses yolundan gelen havann hem azdan hem de burundan geirilmesi yoluyla oluan nsz tr. Boumlanma noktalar asndan bir ift dudak sesi olan m ile di sesi olan n ve art damak sesi olan n nszleri, boumlanmaya ayn zamanda burun yolunun da katlmas dolaysyla birer geniz nszdrler: maa, tank, yonga, yonga; Anadolu Azl. banka [ banka], bana kelimelerindeki m, n, n nszleri gibi. gerek zne (Alm. logisches Subjekt; Fr. sujet logique, sujet reel; ng. logical sub-ject) Edilgen fiillerle kurulmu olan cmlelerde aka sylenmedii iin rtl kalan, ancak, mantk yoluyla bilinen ve ii yapan gerek zne: Aataki kayslar (yabanclar tarafndan) toplanm; Kitabn kapa (senin tarafndan) yrtlm; Gelecek yl (yetkililerce) baka bir yere gnderileceksinvh. Bu cmlelerdeki yabanclar, sen, yetkililer kelimeleri mantka bilinen grnmez znelerdir. Kart grnr zne durumundaki gramerce zne'dir.* Bunlara bk. gereklilik bk. gereklilik kipi. gereklilik kipi (Alm. Notwendigkeitsform; Fr. necessitatif; ng. necessitative; Osm. vcb sas, sga-i vcb) Belirli bir zamana girmeyen, fiilin gsterdii olu ve kln yaplmas gerekli olduunu bildiren ve Trkede -mAU eki ile kurulan tasarlama kipi: anla-mah-ytm, tut-mal-sn, gr-meli, bilmeli-yiz gibi. Bu kipin ahs ekleri alarak ekime girii yledir: oku-mal-y-m, oku-mal-sn, okumaldr), oku-mal-y-z, oku-mah-snz, oku-mal-(dr)lar. oku-mal-y-dm, oku-mal-y-dn, oku-mal-y-d; oku-mal-y-m-m, oku-mal-y-m-sn vb. gereklilik kipinin hikyesi

Fiilin gsterdii olu ve kln yaplmas gerekli olduunu gemi zamana aktararak bildiren tasarlama kipi: dinle-meli-y-dim, dinle-meli-y-din, dinle-meli-y-di, dinle-meli-y-dik, dinle-meliy-diniz vb. -Ah! ben u zamanda bir sadrazam olmalydm... Ben devletin banda bulunmalydm ki!... gibi dilekler arpar da aardm (A. Rasim, Glp Aladklarm, s. 47). Orada olmalydm da grmeliydim (M. C. Kuntay, stanbul). Evet hi olmazsa Fahir'le bir ay dost kalmalyd (A. H. Tanpnar, Huzur, s. 89) vb.

ereklilik kipinin rivayeti Gereklemesi gerekli olan bir olu ve kln duyuma dayanlarak veya sonradan farkedilerek anlatlmas. Bu kip -mAUyml ekiyle karlanr. Kip eki ile, rivayet eki arasndaki i- ek-fiili bazen korunmu bazen de yerini-);- koruyucu nszne brakmtr: al-mah-y-mm, al-ml-ymsn, al-mah-y-m vb. Bu durumu vaktiyle dnmeliymiim. Fakat imdi kendisi yapacakm. En iyisi evine gitmeli ve iyice dnmeliymi! Ankara'ya bir de Cumhuriyetin ilk yllarnda gelmeliy misiz ki, bugnk durumla fark iyi karlayabilelim, vb. gereklilik kipinin art Yaplmas tasarlanan bir olu ve kln gerekliliini art koan birleik kip. -mAU-y-sA ekiyle karlanr: tut-mal-y-sam, tut-mal-y-san, tut-mah-y-sak, tut-mal-y-sanz vb. Kullanmnda bu kalplar yerine gerekiyorsa biimi tercih edilmektedir: Buradan git-meli-y-sen yerine buradan gitmen gerekiyorsa; anlatman gerekiyorsa; Burada olmalar gerekiyorsavh. gerilek vurgu Vurgunun, son heceden daha nceki hecelerde olmas durumu: 'hemen, 'hayr, 'kardeim, 'yle, 'yle, 'Ankara, 'Erzincan, 'nasl? orada vb. yer adlan ile yer gsteren baz kelimelerde, soru zamir ve sfatlarnda, belirsiz zamirlerde, balalarda, nlemlerde ve baz emir kiplerinde vurgu oklukla ilk hecededir. gerileyici benzeme (Alm. regressive Assimilation, rckschreitende Assimilation; Fr. assimilation regressive; ng. regressive assimilation) Kelime iinde nce gelen sesin, sonraki sese, boumlanma nitelii bakmndan ksmen veya btnyle benzemesi olay; sonraki sesin geriye doru etki yaparak nceki sesi ksmen veya btn ile kendine benzetmesi: o bir>bir (gerileyici benzeme)>br (ilerleyici benzeme); trl>tll, girmisin>girmisin; anbar>ambar, perenbe>perembe, penbe>pembe, olsun>ossun, tarla>talla, eczac>ezzac, onba>omba, sba->suba, ikur>ukur\b. kart ilerleyici benzeme'dir. bk. benzeme. gerilme (Alm. Spannung, Fr. tension; ng. tension)

Bir sesin tek bana boumlanmas srasnda konuma organlarnn o sesin kmasna yarayacak duruma gelmesi; bir sesin boumlanmas iin konuma cihaznn girdii "hazrlk", "oluum"ve "zlme" basamaklarndan ilki. gezici kelime (Alm. Wanderwort) Bir dilden kt hlde dier dillere de girip yerleen kelime: biber, ay, kahve, eker, pilav, tabaka, radyo, televizyon, video, sputnik gibi. gezgin kelime bk. gezici kelime grtlak (Alm. Kehlkopf; Fr. larynx; ng. larynx; Osm. haneri) Nefes borusunun bittii ve ses borusunun balad yerde, nefes borusunun en st halkas zerine oturtulmu be para kkrdaktan oluan ve iindeki ses telleri (ses dudaklar) yardmyla insan sesinin olumasn salayan kk kutu biimindeki organ. Grtla oluturan kkrdaklar, biimlerindeki benzerlik dolaysyla halka kkrdak, kalkan kkrdak, ibriksi kkrdaklar, armutsu kkrdak adlarn alr. Kalkan kkrdan n st ksm erkeklerde dem elmas denilen bir knt oluturur. Grtlan yutma srasnda nefes borusunu kapatan ksmna da grtlak kapa denir. Grtlan, nefes alma durumunda, bir ikiz kenar gen eklinde ak kalan, konuma srasnda ibriksi kkrda harekete getiren, adalelerin veya ses tellerinin klmesi ile kapanan ksm ses yar adn alr. Grtlan nde halka ve kalkan kkrdaklarn i yzne bal bulunan ve grtlan ortasndaki iki kiri oluturan adale demetine ses telleri denir. Bunlara bk. grtlak kapa (Alm. Kehldeckel; Fr. epiglotte; ng. epiglottis; Osm. irlhanek) Dil tabannn biraz altnda, grtlan st ksmnda bulunan, kkrdaktan yaplm hareketli kapakk. Seslerin boumlanmas srasnda, ses yolunun alp kapanmasnda, daralp genilemesinde ve trl biimlere girmesinde grev alan organ. grtlaksllama Bir sesin eitli etkenler altnda grtlak sesine dnmesi olay. Yaz dilimizde grlmeyen bir olaydr. Baz Anadolu azlarnda zellikle Orta ve Dou Anadolu azlarnda k>h, k>>g eklinde rnekler verir: yak>yak>yah, dakuz>dohuz, bakacak>bahacah; karde>arda>Qarda, koyun>oyun>goyun vb. grtlak nsz Ses tellerinin soluk alma durumuna oranla birbirlerine daha ok yaklaarak veya dokunarak meydana getirdii ses. Trkede ikincil (se-kunder) h sesi ile dilimize Arapa ve Farsadan girmi kelimelerde veya azlarda k>h deimesi ile olumu h nsz birer grtlak nszdr. Hangi? hanm, daha, ah (<a); yahi, haber, yahacak, yoh vb. Dilimize Arapa ve Farsa yoluyla gemi cr'et, ne'e, mel'un, m'min gibi kelimelerde grlen ve birer kesme iareti ile karlanan hemze (Ar. hamza) ve ayn (ayn) sesleri de aslnda birer grtlak nsz

durumundadr. Ancak, bu ses yazlta ve sylenite ok defa kullantan dm durumdadr, mevki, mebde, menba, mesut, nee gibi. giriik cmle bk. i ie birleik cmle, gizli dil Toplumdaki snrl baz kesimlerin veya baz esnaf zmresinin bakalarnca anlalmasna engel olmak iin kelimelere zel birtakm anlamlar vererek konutuklar dil. Burdur ve Mula yresindeki kalayc argosu ile, Geygeli Yrklerinin ve Erkilet erilerinin kullandklar gizli dil bunun tipik rnekleridir. Mula'daki kalayc argosunda avanmak gezmek, dolamak, amitti sarkl hoca, iye et, dinlice buday, dnemek misafir kalmak, dve kz ocuu, pir mteri, memur, eraf anlamlarndadr. Geygelli Yrklerinde de astarmak almak, getirmek, davamak vermek, ay kz, hanik adr, merdir-mek ykmak, kaldrmak, tirit ayakkab, yak ate anlamlarndadr. Cmle rnekleri: sana bir mezlecipiri krdm sana bir paral mteri getirdim. Nazileyi klavgr paray az al. Yankol nereye ovanyor? Efendi nereye gidiyor?. u ykm ovadacam u gzeli alacam. ilengeri kn et kantar kaydr vb. bk. ve kr. argo. gizli zne bk. gramerce zne gme (Alm. Metathesis, Umstellung, Metathese; Fr. metathese; ng. metathe-sis) Kelime iindeki komu veya uzak seslerin yer deitirmesi olay. nszlerin birbiri ile karlamasndan doan telffuz zorluklarn giderme amacna dayanan bu olay, daha ok r ve I akc nszlerinin bulunduu kelimelerde ve azlarda grlr: kpr>krp, kibrit>kirbit, karyola>kayrola, bulgur>burgul, ileri>ireli, lnet>nalet, eki>eki, dn>n-d, gvercin>gvencir, zerdali>zelderi vb. Yanyana bulunan sesler arasndaki gme yakn gme, uzak sesler arasndaki gme de uzak gme adn alr. bk. yakn gme, uzak gme. grevsel ses bilgisi bk. ses bilgisi grlen gemi zaman bk. grlen gemi zaman kipi. grlen gemi zaman eki Bir olu ve kln grlen gemi zamanda ortaya ktn haber veren ekil ve zaman eki: -DI/-DU/: bil-di, yaz-d, gl-d, oku-du, geli-ti, a-l-t, gr-t, konu-tu vb. grlen gemi zaman isim-fiili bk. gemi zaman sfat-fiili. grlen gemi zaman kipi (Alm. bestimmte Vergangenheit, Perfektum, Perfekt; Fr. passe defini, passe simple, parfait, passe determine, perfectum; ng. past definite, perfect) Fiilin karlad olu ve kln gemite kiinin grgs ve bilgisi altnda olup bittiini anlatan zaman. Trkede grlen gemi zaman -DI/-DU ekiyle kurulur. 1. tek. ah. geldim (<gel-di-m),

2. tek. ah. geldin (<gel-di-n), 3. tek. ah. geldi (<gel-di), 1. okl. ah. geldik (<gel-dik), 2. okl. ah. geldiniz (<gel-di-niz), 3. okl. ah. geldiler (<gel,di-ler) vb. rnekler: Ayna ona, cesaret ve gven veren izgilerle glmsedi (T. Bura, Yalnzlar, s. 113). Ben aldm. Okuyup da ne olacakt sanki... okuyanlar da grdk. kiz mi dourdular, yoksa ilkleri hep olan m oldu? (T. Bura, Yalnzlar, s. 182). Umduk, bekledik, dndk. Hangi ey umduumuza uyun dt (Y. K. Ka-raosmanolu, Erenlerin Bandan I, s. 13). Hayretimi grerek gld. ok dalgndn. Geldim, yanna oturdum. Haber almadm, dedi ve gzleri rtl ne bakarak devam etti (Y K. Karaosmanolu, gst. e., III, s. 21) vb. grlen gemi zaman kipinin hikyesi Gemi zamanda gereklemi bulunan ve tarz bildiren bir olu ve kln yine gemi zamana aktarlarak anlatlmas. Eki -DI/-DUdur. Bu birleik kip, ekimde iyelik kkenli ahs ekleri alr: bildi-y-di-m, bildi-y-di-n, bildi-y-di, bildi-y-di-k, bildi-y-din-iz, bildi-y-di-lergibi. Ben... ey bundan yirmi be gn nceydi. Bir gece Niko'larn(...) hani eyine(...) meyhanesine gittiydim (T. Bura, Kk Aa, s. 138). Mhim diyeceklerim var dediy-din(....) Dediydim. Var (T. Bura, gst. e. s. 137). Barka: "sormayn kardeler" dedi: "ocuk dalgla girieli bir ay ya oldu yaolmadyd (H. Balks, Deniz Gurbetileri, s. 48). Bu imanszn arkasndan birbirimize nasl baktk (F. R. Atay, Zeytinda, s. 30) vb. grlen gemi zaman kipinin art Gerekletii kesin olarak grlen veya bilinen bir olu ve kl arta balayan birleik kip tr. Eki -Di ise>-DI-y-sA/-DU-y-sA'dr. yaz-d-m-sa, yaz-d-n-sa, yaz-d-y-sa, yaz-d-k-sa, yazd-nz-sa, yaz-dlar-sa gibi. Duydum-sa da zevk almadm. slav kederimden (Y. K. Beyatl, Kendi Gk Kubbemiz, s. 43). Ey Maral eyholu, evliyalar ada!/Bahtna lanet olsun amadnsa bu da (F. N. amlbel, Han Duvarlar, s. 15). Nereye gittiysek, nerede konakladysak hep onu hatrladk vb. grlmeyen gemi zaman bk. duyulan gemi zaman grlmeyen gemi zaman eki bk. duyulan gemi zaman eki grnmez zne (Aln. logisches Subjekt; Fr. sujet logique, sujet reel; ng. logial subjekt) Edilgen fiillerle kurulmu olan cmlelerde aka sylenmedii iin rtl kalan, ancak, mantk yoluyla bilinen ve ii yapan gerek zne. Kart gramerce zne durumundaki grnr znedir: Aataki kayslar (yabanclar tarafndan) toplanm; Kitabn kapa (senin tarafndan) yrtlm; Gelecek yl (yetkililerce) baka bir yere gnderileceksin vb. Bu cmlelerdeki

yabanclar, sen, yetkililer kelimeleri mantka bilinen grnmez znelerdir. Kart gramerce zne durumundaki grnr z-ne'dir. Buna ve gramerce zne'ye bk. grnr zne Edilgen fiillerle kurulmu olan cmlelerde, cmlenin gramer asndan grnrde olan znesi, szde zne: parka yollar yaplm, ime suyu getirilmi vb. Ayrntl bilgi iin bk. gramerce zne, kr gerek zne, grnmez zne. grn (Alm. Aspekt, subjektivische Anschauungsform, Verlaufsort, Verlaufsstu-fe; Fr. aspect; ng. aspect) Bir fiildeki olu ve kln zaman bakmndan konuan tarafndan znel biimde deerlendirilmesi; fiilde, dil psikolojisine ve konuann kendi deerlendirmesine bal zaman kaymas durumu: Seninle bu konu zerinde uzun uzun tartacam da bir sonu mu alacam"? cmlesindeki tartacam ve alacam fiilleri ekil olarak gelecek zaman gsterdikleri hlde, kiisel znel bir deerlendirmenin ifadesi olan grn bakmndan seninle bu konuda uzun tartmayacam ve sonu da alamyacam eklinde olumsuz bir anlam yanstmaktadr. Aadaki rneklerde de kullanlan fiiller ayra iine alman birer zaman kaymasna uram bulunmaktadrlar: Andre Gide byle bir zamanda peyzajlarmz fakir ve neesiz, sanatmz derme atma, insanmz irkin buldu (irkin bulmu anlamnda). Takma bir "insanst"gzyle etraftak zdraba tiksine tiksine bakarak geti (gemi anlamnda) (A. H. Tan-pmar, Be ehir, s. 15*7-158). Fatih'in stanbul'da bina ettii ilk sarayn, kitaplarda okuduumuz satrlardan baka, bir hatras kalmam (kalmad anlamnda) ve enkaz kald ise toprak altnda kalmtr (kald anlamnda) (Y. K. Beyatl, Aziz stanbul, s. 49). "Dn geceki renkli ryamda geni bir bahede dolayordum. Arkamda billur gibi bir pnar var. Yanmdakilerden biri bana gm bir tasla su getiriyor." parasndaki dolayorum, getiriyor fiilleri ekilce imdiki zaman kipi olduklar hlde, anlam bakmndan gemi zaman, var fiili de yine vard anlamn vermektedir. Hasta doktora gitmi (gitse), doktor hastaya getirilmi (getirilse) ne fark ederdi? (Osman eviksoy, Tutuklu Yrek, s. 27). Ekmeklerine o sar tereyandan srp yiyorlar (yediler). Henz gn aarmam-tr (aarmamt) (Sevin okum, Derin Yara, s. 110). vb. gsterme nlemleri bk. nlem, da dnk nlem(ler) gvde (Alm. Stamm; Fr. theme; ng. stem) Ad ve fiil kklerine yapm eklerinin eklenmesiyle oluturulan ve anlamca balandklar kkle ilikili bulunan tremi kelime: canl (<can+l), gzlk (<gz+lk), gr (<gr-); grtr(<gr--tr-); grn (<grn-) vb. gvde hli (nominatif) bk. yaln durum

gramer (Alm. Grammatik, Sprachlehre; Fr. grammaire; ng. grammer; Osm. ilm-i sarf nahv, ilm-i kavid) Bir dili ses, ekil ve cmle yaplar ile dilin eitli eleri arasndaki anlam ilikileri asndan inceleyerek bunlarla ilgili kurallar ve ileyi zelliklerini ortaya koyan bilim. Ses bilgisi, ekil bilgisi, cmle bilgisi (sz dizimi) ve anlam bilgisi gramerin balca blmleridir. Tr olarak tasviri gramer (durgun gramer, statik gramer), tarih gramer ve karlatrmal gramer gibi trleri vardr, bk. ve kr. dil bilgisi. gramer kelimesi (Fr. mot grammatical) Kk ve gvdelerin oluturduu szlk kelimesi grubuna girmeyen ve yaln durumda olmayp cmle iinde ekim ekleri alarak baka kelimelerle ilikili duruma gelen kelime: okul+dan ayrld; kitab+ oku-du okuma+y+a balad; konuma+s+n+n son+u+n+da; gel-eceiz gr-elim. de-di vb. Kart szlk kelimesi'dir. gramerce zne (Alm. grammatisches Subjekt; Fr. sujet grammatical; ng. grammatical subject; Osm. nib-ifit) Edilgen fiillerle kurulmu olan cmlelerde, cmlenin znesi gibi grnen fakat gerekte nesnesi olan kelime ve kelime gruplar, cmle yapsna gre grnrde olan zne: Getirilen kitaplar (postac tarafndan) bulunamad. ocuklar (bakclar tarafndan) doyuruldu. Bahe dn akam (bahvan tarafndan) sulanmad. Ismailin lm haberi zaman ile konaa yaylmt (R. N. Gntekin, Kzlck Dallar, s. 101). Btn ocuklarn peinde komaktan turusu km olan ihtiyar lalann karanlk bir kede horlad iitiliyordu (R. N. Gntekin, Kzlck Dallar, s. 20). Artk phe yoktu, kars ktlemi. akir Efendinin aslfkrince komu namusu heder edilmiti (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri: Komu Namusu, s. 99). Parka yollar yaplm, ime suyu getirilmi... Kadn berberi alm. Adn ehir Palas koyduklar gzel bir otel alm. Kart gerek zne'dir. buna bk. grup (Alm. Gruppe; Fr. groupe; ng. group) Birden ok kelimeden oluan fakat yap ve anlamndaki btnlk dolaysyla cmle iinde tek bir ge gibi ilem gren ve yarg bildirmeyen sz dizisi. Ad tamlamas, sfat tamlamas, iyelikli tamlama, ikileme-li tamlama, birleik ad, edat grubu, birleik fiil vb. birer grup oluturmaktadr: saman rengi, ana kuca, tatl elma, dnk haber, iri iri gzler, Halide Nusret Zorlutuna, pazartesi (<pazar ertesi), ayakkab, Haydarpaa, sizin iin, ona gre, ate gibi, denizde kum, evdeki i, alt eylemek, piman olmak, yapm bulunmak, Osman baba, Aye nine, ey arkada! vb. grup vurgusu (Alm. Akzent der VVortgruppe; Fr. accent de grouppe; ng. accent of group)

Kelime vurgusunun yerine iki veya daha ok kelimeden oluan bir kelime grubunda, younluu kelime vurgusundan daha gl bir vurgunun yer almas: 'pencere perdesi; o'cuk arabas; 'mor meneke; 'yarn geleceim; 'nasl bir i vb. grlt (Alm. Gerusch; Fr. bruit; ng. noise) Titreimli dzenli olmayan sesler. Boumlanmalar srasnda tonlu ve tonsuz hrt nitelii tayan z, s nszleri ile tonlu ve tonsuz patlama nitelii tayan b, p nszleri titreim asndan birer grlt sesidir. H haberleme (Alm. Kommunikation; Fr. communication; Ing. communication) Kiiler veya kiiler ile teknik cihazlar arasndaki bilgi ve haber aktarm. Haber alma, haber aktarma olgusunun karlkl grnm. Ayrca bk. iletiini. haber kipleri bk. bildirme kipleri, hablologie bk. hece yutulmas. hafif mastar (Alm. apokopierter Infinitiv; Fr. infinitif opocope; ng. apocopated infinitive) Fiil kk ve gvdelerine, fiilden ad yapan -mA ekinin getirilmesi ile oluturulan mastar: aln-ma, an-ma, anma-ma, ger-il-me, bak-ma, bakmama, dan-ma, gel-me, gelme-me, git-me, gitme-me, ver-il-me, yaz-l-ma, yazl-ma-ma vb. hl bk. durum hl ekleri bk. durum gsteren ekler. halk dili (Alm. Volksprache; Fr. langue vulgarie, colloqualism) Bir dilin ses, ekil ve anlam bakmndan, azlardan da etkilenerek yaz diline oranla baz deiiklikler gsteren ve halk tarafndan konuulan biimi. Sz gelii maara kelimesinin mra, zahir kelimesinin zar, kh'm > kln, geleceizin gelcezeklinde sylenmesi, mangr(<bakr)'m para anlamyla kullanlmas gibi. Ayrca bk. konuma dili ve szl dil. halka kkrdak (Alm. Ringknorpel, Fr. cartilage cricoide; Osm. gudrf- halkav) Grtlan, kkrdaktan oluan ve yzk kana benzeyen taraf arkaya evrilmi olarak nefes borusunun stne oturtulmu bulunan ve teki kkrdaklara taban ilevi gren halka biimindeki paras bk. grtlak. halk kken bilimi (halk etimolojisi) (Alm. Volksetymologie; Fr. etymologiepopu-laire; ng. folk etymology) Bir dil iin anlam bilinmeyen veya unutulmu olan bir kelimenin yaktrma yoluyla ses ve anlam bakmndan dilin kendi kelimelerinden birine benzetilerek yerliletirilmesi: temr-i hind (Hint hurmas, ta-marindus)'nin demir hindiye, it. palla e meza bir top ad'nn balyemez'e,

hortansia'nm ortanca bir iek ad'ya, Tekfurda hm Tekirda'a. Erm. Sub-Mari azize, Meryem'nin Srmelice, Galandos'un Eirdir Gl yaknnda bir yer Gelendosfa., taht-t kata'nn Tahtakak'ye, Kartelia Silifke ile el arasnda bir yer'nin Konya kon ya! konsan ya'ya Fr. de-mocrate'tan gelen demokratn demirkrat'a. Mo. KaravuFun karakol (<karakol)'a., Gordion Polatl yaknnda Frikya devletinin bakenti'un Krdm'e, (Anatolia'nm Anadolu (<Ana+dolu)'ya. dntrlmesi gibi. bk. Kken bilimi. hl zarf bk. tarz zarf. hanere bk. grtlak hareket ismi bk. kl ad. harf (Alm. Buchstabe; Fr. lettre Ing. letter) Bir dilin alfabesini oluturan ve tek bana veya baka elerle birlikte o dildeki sesleri yazda gstermek zere kullanlan iaretlerden herbiri, sesin yazdaki iaret karl. Trkede a, b, c, d, f g; Alm. eh, st (t), seh (), tsch (); ng. eh (), x gibi. Her dilin alfabe sistemindeki harfler byk ve kk harfler olarak ayrlr ve birbirinden farkl iaretlerle karlanr. harf evrimi (Alm. Transliteration; Fr. translitteration; ng. transliteration) Herhangi bir alfabeyle yazlm olan bir metindeki harfleri, belirttikleri seslerin niteliklerini dikkate almadan yalnzca karlklarn gsterme; bir metni harf evirimine dayanarak baka bir yaz ile yazma. Kktrk alf. fiTfh Trk (Trk); Uygur alf. ***&& (t(e)ngri; Ar. v^ (k(i)tb) vb. has isim bk. zel ad. hayvan dili (Alm. Kommunikation Animal; Fr. Communication animale; ng. animal communication) Ayn trden hayvanlarn i gdlerine dayanarak gerekletirdikleri ve belirli anlaml hareketler veya seslerden yararlanarak aralarnda haberlemeyi saladklar iletiim sistemi. hazrlk aamas Bir sesin boumlanmas srasnda, konuma organlarnn gerilerek o sesin kmasna elverili duruma geii; bir sesin boumlanmasn gerekletiren hazrlk, oluum ve zlme basamaklarndan ilki. bk. gerilme. hece (Alm. Silbe, Fr. syllabe, ng. syllable) Bir nefes hamlesi iinde kan, tek bir ses veya ses grubundan oluan, yalnz bana kelime olabilen veya kelime oluumunda grev alabilen ses birlii, Trkenin kk kelimeleri genellikle tek hecelidir: O teklik 3. ahs zamiri, z- zmek, al- almak; bu, u; yz- yzmek sz-szmek; alp alp, yiit, art, ant; kurt, yurt, sarp, tar-; ya-p tar-tvb. hece dmesi bk. hece yutulmas hece eksilmesi bk. hece yutulmas

hece denklemesi (Alm. syllabisches Gleichgevicht, Silbengleichgevicht; Fr. eauilibre syllabique; ng. syllabic eauilibrium; Osm. hece tevazn) Uzun nl tayan bir hecenin ksa nls olan iki heceye ayrlarak denklemesi olay: Ana Alt. kke> Ana T. kk gk, Mo. kke; ana Alt. ere> T. er, Mo. ere; Tkm be >Yak. bies be; Tkm. bol-> Yak. buol- olmak; Tkm. t, Yak. uot ot; Tkm. trt> Yak. trt drt vb. hece doruu (Alm. Silbengipfel, Fr. sommet de syllabe, ng. syllabic peak) Hecenin duyulma gcnn en yksek olduu nokta. Hece doruunu, duyulma glerinin yksek olduu grlen nller, kayan nller ve bazen de nszler oluturur. Trkede hece doruunu her zaman bir nl oluturur ve hecenin dier sesleri doruun bir veya iki yannda aklk derecelerine gre sralanr, ak, su, kal, alt, sarp, brak, bronz gibi. Baz nlemlerde akc ve hltl sesler de hece doruu olabilir; kt, pst, prt gibi Trkenin heceleri hep tek dorukludur. Dier dillerde Ar. sabr, mr, nakl, devr, zehr; Alm. Stamm, Zahl; ng. sleep, stop rneklerinde grld zere ift doruklu hece trleri de vardr. hece iareti Ses bakmndan deeri hece olan iaret: n=ev, =aq, Z=al vb. hece kaynamas (Alm. Kontraktion, Zusammenziehung; Fr. contraction; ng. contraction) Bir kelimede yanyana bulunan iki veya daha ok hecedeki seslerin yahut da yanyana bulunan iki kelimeden birincinin son sesi ile ikincinin nsesinin birleip kaynamas ve dolaysyla hece saysnn azalmas olay: ET. -ne erse ne > EAT. neene > TT. nesne; ET. yiirmi >TT. yirmi, EAT. ol ara >TT. ora, EAT. ol ara >TT. ura, EAT. bu ara >TT. bura; bad-i hev>bedava, kahve alt>kahvalt, ehr enbe>aramba, yaz-a u-ma-dm>yazamadm, ne iin>niinf, ne asl>naslf, stl a>stla, ne ede-yim?>nideyim? Anad. azl.: geliyorum>geliyom, alp beri gelmek>abermek getirmek, ne ekihnel nasl? vb. heceleme (Alm. Syllabierung; Fr. syllabation; ng. syllabication, syllabification) Kelimeyi hecelere ayrma: ba-la-ya-bi-lir-mi-yimf, ge-le-cek-ler-di, o-tu-ru-yo-ruz vb. hece snr (Alm. Silbengrenze; Fr. frontiere de syllabe; ng. syllable limit) Birden fazla heceden oluan bir kelimenin telffuzunda, cierlerden gelen hava akmnn balang noktas ile biti noktasn birletiren aral; kelimenin telffuzundaki hava akmnda nefes basksnn en dk olduu nokta. rnek olarak eksik kelimesinde hece snr / k / ve / s /, kpr kelimesinde / p/ ve /rf sesleri arasnda, almak ve bulumak kelimelerinde ise 'en sonradr. hece yazs (Alm. Silbenschrift; Fr. ecriture syllabiaue; ng. syllabic rvriting)

Bir dildeki kelimelerin her sesini deil her hecesini ayr bir iaretli gsterme sistemine dayanan yaz tr; heceleri temsil eden sembollere bal yaz tr. Eski Kbrs yazs, ivi yazs, in, Japon ve Kore yazs gibi. hece yutulmas (Alm. Haplologie, Sbenschichtung; Fr. haplologie; ng. haplo-logy) Bir kelimede ses bakmndan birbirine benzer veya eit seslerden olumu iki heceden birinin zamanla eriyip kaybolmas olay: pazar er-tesi>pazartesi; bar-ur (var olmak'tan) >bar>var; dur->dur-ur>-dur; yor-r>-yorvb. rnek olarak atldr<athg tutur, gel-iyor<kel-e yor- gibi. kr. hece kaynamas. hemze (Alm. Knacklaut, Schliessabsatz, Glottisschlag;r. coup de glotte, ng. glot-tal catch, stop) Cierlerden gelen havann grtlaa arpmas ve ses tellerindeki alp kapanma yznden hava aknn birdenbire engellenmesiyle oluan kesintili ses. Trkede bulunmayan ve Arapada {) iareti ile karlanan bu ses, arasra dilimize Arapadan gemi be's, mebde', mes'ele, mes'l, ne'e, hey'et gibi kelimelerde gze arpar. Ancak, syleyiteki zorluk dolaysyla bu kelimeler ya yerlerini Trke karlklara brakm yahut da araya bir nl eklenerek veya hemze atlarak genellikle beis, mebde, mesele gibi ekillere dntrlmtr. hrtl nsz (Alm. Zischlaut, Pfeifend; Fr. consonne sifflante; ng. affricates, si-bilant, palatalfricative) k yerleri di eti ve di eti-damak aras olan s, z, , j gibi szc nszlerden her biri. hikye bk. hikye birleik kipi hikye birleik kipi (Alm. Imperfektum, Imperfekt, Plusguamperfektum; Fr. im-parfait, imparfadu conditionnel, Plus-que-parfait; ng. imperfect, pluper-fect; Osm. hihye-i hl, hikye-i istikbl, hikye-i mz) Fiil kipinin gsterdii olu ve kln gemi zamanda gerekletiini bildiren birleik ekim tr. Asl fiilin kipleri ile i- fiilinin grlen gemi zamannn veya eklemi eklinin birlemesi ile ortaya kar. Emir dndaki btn kiplerin bir hikye biimi vardr: geni zamann hikyesi: oku-r-du-m, oku-r-du-n vb. imdiki zamann hikyesi: oku-yor-du-m, okuyor-du-n vb. Grlen gemi zamann hikyesi: oku-du-y-du-m, oku-du-y-du-n vb. Duyulan gemi zamann hikyesi: oku-mu-tu-m, oku-mu-tu-n vb. gelecek zamann hikyesi: oku-y-acak-tm, oku-y-acak-t-n vb. artn hikyesi: oku-sa-y-d-m, ohu-sa-y-d-n vb. istek eklinin hikyesi: oku-y-a-y-d-m, oku-yay-d-n vb. gereklilik eklinin hikyesi: oku-mal-y-d-m, oku-mal-y-d-n vb. hkm bk. yarg. I slkl nsz (Alm. Zischlaut; Fr. consonne sifflante; Ing. affricates, sibilant, pa-latalfricative)

Dilin n blmyle iki sra di arasnda oluan tnlama boluundan slk sesi gibi gelen szc ses; s, z, , j seslerinden her biri. -iibriksi kkrdaklar (Fr. cartilage arytenoide; Osm. terrihal kkrda, gudruf- ter-cihali) Grtlan, kk iki kkrdaktan oluan, yukardan halka kkrdan ba zerine oturtulmu bulunan ve kalkan kkrdan kanatlar arasna den, gen piramit eklindeki ibrie benzer kkrdaklar paras, bk. grtlak i bkm (Alm. innere Flexion; Fr. flexion interne ng. internal flexiori) Trke dndaki baz dillerde, kelimenin ierisinde meydana gelen bkm: Ar. hkm hkm, hkim hkm veren, mahkm hkml, tahakkm hkmetmek, bask yapmak, fakir, fukara fakirler vb. Alm. lesen okumak las okuyordu, gelesen okumu, Haus, Hauser ev, evler; ing./oo,/^ ayak, ayaklar, goose, geesekaz, kazlar, tooth, teeth di, diler, go gitmek, went gitti gne gitmi vb. i cmle ie girmi bir anlatmda, tmle grevi yklenen ve anlamca temel cmlenin nesnesi durumunda olan yardmc cmle: Atatrk, Trk genliine hitabesinde Muhta olduun kudret damarlarndaki asil kanda mevcuttur, dedi. Bu gn geleceinizi bilmiyordum diyerek hazrlk yapmadn syledi. Genel mdr, bayrama kadar kimseye izin verilmeyeceinibildirdi. Yazklar olsun ktip, dedi; hani beraber gelecektik (S. Faik, Abasyank, Btn Eserleri I, s. 158) vb. ie dnk nlemler nsann i dnyasndaki trl duygu ve heyecanlar dar vuran nlemler. Bunlara duygu nlemleri de denebilir, aa, ah, aman, vah vah, yazk, uhh, yaa, tvbe tvbe vb. rnekler iin bk. nlem. i ek (Alm. lnfx; Fr. infxe; ng. infiks) Kelime kk veya gvdesi iine eklenen ek. Trkede i ek yoktur. Daha ok Asya, Afrika ve Amerikan yerli dillerinde rastlanan ek trdr. Ltincede imdiki zamanla gemi zaman arasnda ayrm yapan -n- eki bir i ektir: vic-i yendim, vine-o yeniyorum gibi. Yurok yerli Amerikan dillerindeki -ge- okluk eki de bir i ek durumundadr: sepolah tarla, segepolah (tarlalar) vb. i ie birleik cmle ekimli durumdaki bir cmlenin temel cmle iinde, o cmlenin bir esi olarak yardmc cmle ilevi ile yer ald birleik cmle tr. Temel cmle sondadr: BaIkanlarda da harp

kabilir haberi herkesi kayglandrmaya balad. H, en ufak benzetme kasdyla sylemiyorum. Sadece anlatmak istediim eyi daha ak belirtebilir miyim diye sylyorum (T. Bura, Kk Aa, s. 121). Doktor bu nal seslerinin, bu ocuka takn neenin srrn hl zemeyeceini sanyor, yava yava hzne kayyordu (T. Bura, Kk Aa, s. 171). Gidi, gelii topu drt fersah yol, sanki hi bitmeyecek, Aslhan yllarca gremiyecekmi gibi, daha imdiden anlamsz bir zleyi duygusuna kaplmt (K. Tahir, Devlet Ana, s. 395) vb. i kafiye Msra ortasndaki kelime ile msra sonundaki kelimenin ses uyumundan kaynaklanan kafiye; msra ortasnda bulunan kafiye: Dnsn yine pey m n eler olsun teh hum-hneler Raks eylesin mestneler mutripler ettike nagam Ya neylesin b-areler lfteler vreler Sgar suna meh-preler n etmemek olur sitem (Nef ) Beni candan usandrd, cefdan yr usanmaz m? Felekler yand kmdan muradm em'i yanmaz m? Kamu bmrna cnn dev-y derd eder ihsan Niin klmaz bana derman beni Umar sanmaz m? (Fuzul) i ses (Alm. Inlaut; Fr. phoneme mediale; ng. internat) Bir kelimenin n ve son sesleri dnda kalan ve o kelimenin iinde bulunan ses veya sesler: kol (k-o-l), yorul mak (y-orulma-k) alma (-ahm-a), kalem (k-ale-m), gzellemek (g-zelkmek) rneklerinde grld gibi. i ses dmesi (Alm. Synkope; Fr. syncope; ng. syncope) Kelime iinde ayn hecede bulunan iki nszden birinin syleyii kolaylatrmak gayesiyle dmesi: arslan > aslan, altm > atm, tfenk > tfek, ift > it, ifti > ifi, rastla- > rasla-, serpelemek > sepelemek vb. c ses tremesi (Alm. Epenthese; Fr. epenthese; ng. epenthesis) eitli nedenlere bal olarak kelime iinde ses tremesi olay: Ar. Akl > akl, zikr > zikir, Ar. meclis > mencilis, Ar. mahakk > mihenk, T. kl > k-ln, bilezik > bilerzik, darck > dar-ack vb. Ayrca bk. i seste nl tremesi, i seste nsz tremesi. c seste nl tremesi (Alm. Epenthese, Einschub; Fr. epenthese, ng. vowel ephenthesis) Trkenin hece yapsna aykr olan yabanc kelimelerde syleyii kolaylatrmak, Trke kelimelerde de anlama g katmak zere kelimenin i sesinde nl tremesi olay. Balca trleri unlardr: ki nszle balayan tek heceli yabanc kelimelerde iki nsz arasnda: tren > tiren, grup > gurup, kral > kral, klp > kulp vb. Sonu iki nszle biten tek heceli yabanc kelimelerde nszler arasnda: akl > akl, fikr > fikir, mr > mr, ltf > ltuf, zikr > zikir vb.

Glendirme ve kltme sfatlar yapan ekler alm baz Trke kelimelerde kelime ile ek arasnda: az-ck > az--ck; dar-ck > dar-a-ck, gp-gndz > gp-e-gndz, yap-yalnz > yapa-yalnz, sap salam > sap-a-saglam vb. bk. nl tremesi. i seste nsz tremesi (Alm. Konsonant Epentese; Fr. epenthese; ng. conso-nant epenthesis) eitli nedenlerle kelime iinde bir nsz tremesi olay: Ar. fenn "bilim, sanat" > fent "hile", frsat > frsant, meclis > mencilis, mahakk > 'mihenk, m'f> mavi, fd'ide > fayda, fit > fiyat; Far. psbn > pazvant "gece bekisi", petemal > petembal, kl > kln, bilezik > bilerzik, dolama > dolamba vb. igretileme bk. deyim aktarm ikileme (Alm. Hendiadyoin; Fr. hendiodyoin; ng. hendiadyoin; Osm. terkb-i ihtimli, mhmelt) Aralarnda belli bir ses dzeni bulunan, biim ve anlamca birbiriyle ilikili olan, ayn, yakn ya da zt anlaml iki veya daha ok kelimenin bir tek kelime gibi anlam gstermek zere yanyana gelmesi ile oluturulan kelime grubu: birer birer, delik deik, ke bucak, yalvarp yakarmak, yorgun argn, dn dernek, hsm akraba, boy pos endam, cz az, hele hele, of of, vah vahvh. Ad ekimi ekleri alabilen, cmle iinde ad, sfat ve zarf grevi yklenen, anlam glendirmek zere kullanlan ikilemelerin balca trleri unlardr: a- Ayn kelimenin tekrar ile kurulanlar: birer birer, teker teker, ml ml, dinleye dinleye, dura dura, bekleye bekleye, gre gre vb. b- E veya yakn anlaml kelimelerle kurulanlar: ev bark, belli bal, bitip tkenmek, delik deik, doru drst, ke bucak, yalvarp yakarmak, dn dernek, yalan yanl, soy sop vb. c- Zt anlaml kelimelerle kurulanlar: bata ka, de kalka, yaza ize, doru yanl, iyi kt, az ok, st ba, anal babal, kar koca, yaz k vb. d- Ayn kelimenin n sesisinin deitirilerek tekrarlanmas ile kurulanlar: ayak mayak, gzel mzel, yaka maka, kutlu mutlu, ehiz mehiz, sandk mandk vb. ikilemdi tamlama kilemdi szlerden kurulu tamlama tr: gzeller gzeli, tatllar tatls, arslanlarn arslan, analarn anas vb. ikili at (Alm. Synkretismus, Fr. syncretism; ng. syncretism) Bir fiil atsnn hem dnl hem de edilgen olarak kullanlmas: at-l-mak, al-n-mak, bul-unmak, sil-in-mek, sk-l-mak, kap-l-mak, tut-ul-mak, yk-l-ak gibi. rnekler: ortaya atlmann ne anlam vardr? Tembellii yznden iten atld. Arkadamn szlerinden iyiden iyiye alnd. stediklerimizin hepsi de alnd; Toplantda bulunmas iyi olacakt. Kayp eya bulunamad. Silinmek iin havlu gerekli. Camlar silindi mi ? Bu trl ilerden skldn bilmiyorduk.

Portakallarn sklmasna yardm edecek vb. ikili kelimeler (Alm. Doppehvorte; Fr. doublet; ng. doublets) Ayn kkten geldikleri ve ayn anlam verdikleri hlde, ses yaplan birbirinden az ok ayrlm olan kelimeler, ift kelimelerdir. Far. bdam > T. badem / bayam, payam; Far. gavz > Ar. cvz T. ceviz, koz; Far. gavm > Ar. camus > T. camz, km; Ar. 'akda > T. akide, ada; Fr. abatjour > T. abajur, pancurvb. (H. Eren "Trkede doublet rnekleri", TD. S. 523-Temmuz 1995, s. 931 ve t.) ikili kk (Osm. muhtelit kk) Hem ad hem de fiil kk olarak kullanlan kk: ac / ac-, ar / agn-, boya / boya-, eski / eski-, eki / eki-, kar "ihtiyar; e, zevce" / kan- "yalanmak", sana/sana-, toz/toz-, art /art-, bar / bar-, yz /yz-, ara/ara-, yaz / yaz- gibi. Bu ikili kklerin bir ksmnda yalnzca ses bakmndan bir birlik vardr. Aralarnda hibir anlam ilikisi yoktur, ara / ara-, yaz / yaz-, yz / yz- gibi kkler bu niteliktedir. kili kklerin bir ksmnda ise tam bir anlam ilikisi sz konusudur. Bu nitelikteki adlarn ou Trkedeki fiilden ad tretme eki olan -gnsznn eriyip kaybolmasndan olumutur. Dolaysyla ayn kkten kaynaklanan bu ikilik, bir ses deimesinin sonucu olarak ortaya kmtr: aa- / a-g > aa, kuru- / kuru-g > kuru, boya- / boya-g > boya, kar- "ihtiyarlamak" / kar-g > kar "ihtiyar"; tat- / ta-g > tat, san- / san-g > sana vb. ikilik (Alm. Dual, Dualismus; Fr. duel; ng. dual; Osm. tesniye) Baz dillerde adlarn, zamirlerin teklik-okluk asndan iki varl iki nesneyi belirtmesi, ekimli fiilerde iki kiiyi gstermesi. kilik ekli Arap, Yunan ve Sanskrit gibi dillerde var olan bir ekildir. Dilimizde ikilik yoktur. Yalnz Trkeye Arapadan girmi olan baz eski kelimelerde veya Osmanlca metinlerde gze arpar. -An ve -Ayn ekleri ile kurulur. Ar. tarafeyn "iki taraf', ebe-v-eyn "ana-baba", harem-eyn "Mekke ve Medine", kamer-eyn "ay ve gne", devlet-eyn-i fahm-eteyn "iki byk devlet" vb. Arapada ikilik, ekimli fiilerde de kurall olarak kullanlmaktadr: ke-te-b "iki erkek yazd", ketebet "iki kadn yazd"; ketebtm "iki erkek veya iki kadn yazdnz", tektbni "iki erkek veya iki kadn yazarsnz" gibi. ikili ekil bk. ses nbetlemesi, ikinci okluk ahs Zamirlerde ve ekimli fiillerde belirtilen "dinleyenler"; siz zamirinin ve ekimli fiillerin iyelik eki ve zamir kkenli -n/z / -nUz, -siniz / -sll-nUz, -in / -Un, -iniz / -UnUz 2. ahs okluk ekleri: Fakat siz, bu asrn Trk genlii, iki nevi strap ortasnda rpnan vre ruhlarsnz (Y. K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan, s. 103). te tam o srada siz o harabeler iinden gm

bir neslin cehennemden dnen hayaletleri halinde bizim nmze akyor veyahut nmzden kap gidiyorsunuz (Y. K. Karaosmanolu, gst. e., s. 111). Siz de bir milleti ve bir dnyay, boynuna boy bir ip takarak maceradan maceraya srklediniz (Arif N. Asya, Kuh beler: pler, s. 263) vb. bk. ikinci ahs, kr. ikinci teklik ahs. ikinci ahs (Alm. zrveite Person; Fr. deuxieme personne; ng. second person; Osm. muhatap) Zamirlerde ve ekimli fiillerde belirtilen "dinleyen" veya "dinleyenler". Sen (2. teklik ahs), siz (2. okluk ahs) zamirleri ve in-, -sin -sUn, -siniz / -sUnUz ekleri. Sen: Ama sen de llerinde eczac kalfalar gibi titizlenmeye baladn (T. Bura, Yalnzlar, s. 80). Sen benim grdklerimi grmedin, geirdiklerimi geirmedin (H. N. Zorlutuna, Aydnlk Kap, s. 210). Siz: Siz zamanmz idrk etmi birisiniz. (T. Bura, Yalnzlar, s. 77) vb. bk. ikinci teklik ahs, ikinci okluk ahs. ikinci teklik ahs Zamirlerde ve ekimli fiillerde belirtilen "dinleyen" sen zamiri ve ekimli fiillerin -n, -sin / -sUn teklik ahs ekleri: Sen bilirsin artk Allah'm (T. Bura Firavunun imam s. 185). Sen ise beni zayf tandn; onunla bu uzun lfetime arman lzm gelir (Y. K. Karaosmanolu. Erenlerin Bandan, s. 24). Sen bana snmeyen atelerden ve solmayan gllerden bahset (Y. K. Karaosmanolu, gst. e., s. 55). Bir gn olup sen yine buralara gelmi olacaksn. Neden bu kadar yoruluyorsun ? vb. ikincil uzunluk Bir kelimenin ilk veya daha sonraki hecelerinde ses deimeleri veya kaynamalar ile olumu bulunan uzunluk, ikaame uzunluu: yamur > ymur, ekerken > ekeken, para > paa, varacak > vdcak, geldi > gedivb. Bu olay daha ok Anadolu Azlarnda grlr. ikincil vurgu (Alm. Nebenton; Fr. accent secondaire; ng. secondary stress) Bir kelimenin asl vurgusu dnda kalan ve cmle iindeki kullanl biimine bal olan vurgusu, 'yarn gelecek, (normal vurgulu ekil ya-'rnj. 'kapuya kotu (kapu'ya); oturmad. (oturma'd); cann is1 terse, (cann ister'se) vb. ikiz kelime Ayn veya yakn anlamdaki iki kelimenin oluturduu kelime grubu ba bahe, bet beniz, ekip evirmek, dn dernek, soy sop, yalan yanl, yam-r yumru vb. bk. ve kr. ikileme. ikizleme (Alm. Gemination; ng. gemination) seste iki nl arasnda bulunan baz nszlerin boumlanmalarn-daki tekrarlanma: ki / ikki, yedi / yeddi, yetti, otuz / ottuz, tokuz / tokkuz gibi. Eski Trkede ve teki Trk lehelerinde grlebilen ikizleme olay, Trkiye Trkesinin yaz dilinde yoktur. Genellikla baz Anadolu

azlarnda devam edegelen bir olaydr: yeddi "yedi" dokkuz "dokuz", sakkal "sakal", ssrmak "srmak", gah "kak", h "k", yazzk, yaz-zh "yazk" gibi. Lehelerde uzun nllerin kaybndan ortaya km telfi (yerine geme) sesi niteliinde ikizlemeler de vardr: zb. sde > sadde, Kum. taze > tazze, Az. T. akal > akkalvb. Tretme, birleme veya ses deimesi yoluyla yanyana gelmi bulunan yass < yat-s < yat-sg, gmme < gm-me, yolluk > yol+luk, tuttum > tut-tu-m, ssz > dt-sz gibi kelimelerdeki ikizlemenin bu olayla ilgisi yoktur. Kubbe, mcell, muattal, mddet, cellat, hisse, cadde gibi Araca kelimelerdeki ikiz nszler de bu kelimelerin asllarnda var olan ift nszlerdir. Dilimizde son sesleri teklemi olan his, zan, red, hak gibi Arapa szlerde ekleme veya birleme srasnda kendini gsteren ikizleme, bunlarn asllarnda zaten var olan seslerin yeniden ortaya kmasndan ibarettir: hissetmek, reddetmek, zannetmek, hissi, redde, zanna, hakka vb. ikiz nl (Alm. Diphtong, Doppellaut, Zoeilaut; Fr. diphtongue; ng. dipthong) Ayn nefes basks altnda boumlanan ve tek bir nl deerinde olan ift nl: ai, ei, au, u gibi. ng. you (j:sen, siz], my [mai "benim"], fine [fayn: ince nazik], go [gou "gitmek"], time [taym: zaman], beer [bfr: bira], loud [laud: yksek sesli, grltl]; Alm. Auto [auto "atomobil"], Haus [haus "ev"], Haar [hnsa], baum [baum: aa], bume [boyme:aalar], zwei [tsvay: iki], t. scuola [scuola:okul] vb. Trkede asl olarak ikiz nl yoktur. zbek, Trkmen, Karagas, Azerbaycan vb. Trk lehelerinde grlen ikiz nller, Ana Trke-deki asl uzun nllerin zamanla ses deimelerine urayarak ikiz nl durumuna dnmesinden olumutur. Yenisey yaztlarnda: z < z, "kendi" Yak. suoh < *yok "yok", supl < yol, "yol" kh < kk "kk", Tkm. dyp < tp "dip", dili < d "rya", Karag. ei < e "e, yolda", zb. dii- < ti- "demek, sylemek", Krg. bey < be vb. Trkiye Trkesinin yaz dilinde de ikiz nl bulunmaz. Ancak, heceleri y, v nszleri ile sonulanan baz kelimelerde bunlarn sylenileri bakmndan bir ikiz nl olumutur, yle [ile], byle [bile], sylemek [silemek], yavru [yauru] vb. Anadolu ve Rumeli azlarnda da nl dmesi ya da hece sonlarndaki y, v nszleri ile yaln veya eklerle geniletilmi kelimelerin i ses-lerindeki y, v, , h nszlerinin eriyip kaybolmalar dolaysyla yanya-na gelen nller, tek bir nefes basks altnda birleerek ikiz nlleri olutururlar: nerei < nereye, sarei < saray, gonu < konuuyor, yut < yiit, dn < dn, dii < diyin "diyerek", muakkeme < muhakeme vb. Kelimelerin syleyi deerleri bakmndan Trkede trl ikiz nl vardr:

a- Alalan ikiz nl: Birinci esi vurgulu veya srekli, ikinci esi birinciye gre daha dar ve sreksiz olan ikiz nl: ay,lu < avlu, yauru < yavru, ile < yle, ilen < ylen "ylen", kil < kyl, geinip < giyinip, ni-rei < nereye vb. b- Ykselen ikiz nl: ikinci esi vurgulu veya birinci eye oranla daha srekli, birinci esi daha sreksiz olan ikiz nl tr: buna < bu-raya,ual < uval, uaht < o vakit, derim < cierim vb. c- Eit ikiz nl: Her iki gesindeki nl ayn ve boumlanma sresi eit olan ve seyrek rastlanan nl tr: yamur yaar < yaar, babayiit < babayiit, dn < dn vb. ikiz nsz Ayn hece iinde bulunan ve ses deeri bakmndan tek bir nsz durumunda olan nsz: Ar. hiss, zann, hakk, redd; Alm. nass "slak", gross "byk", Nullpunkt "balang noktas", ng. gills "solunga", hail "byk salon", MZ"tepe", hummer "eki" vb. iktidar fiili bk. yeterlik fiili. ilerleyici benzeme (Alm. progressive Assimilation, fortschreitende Assimilaion; Fr. assimilation progressive; ng. progressive assimilation) Kelime iinde yanyana bulunan nszlerden ncekinin kendinden sonrakini etkileyerek boumlanma nitelii bakmndan ksmen veya tamamen kendisine benzetmesi olay: ii, bala, ask, eski, bitki, yetki, szc, gzc yannda yayg, kayg, vergi, attan, aatan, elden, evden vb. Benzeme olay azlarda yaygndr. Tr bakmndan ilerleyici yar benzeme ve lerleyici tam benzeme olmak zere ikiye ayrlr. ilerleyici tam benzeme: anlamak > annamak, dinlemek > dinnemek, emsiye > emsiye, yanl > yann vb. lerleyici yar benzeme: dmlenmek > dmnenmek, kimler > kimne, mumlu > mumnu, anlatm > annatmvb. lerleyici benzeme, nl uyumu kurallarna bal olarak bazen kaynam birleik kelimelerde, nllerde de grlr, hay demek > haydamak, bir az > birez, yaln z > yalnz > yalnz, kl ibrik > klbk, sekiz on > sekizen > seksen vb. Kart gerileyici benzeme'dir. bk. benzeme iletiim (Aln. Kommunikation: Fr. communication: ng. communication) Bir bilginin, bir haberin, bir niyetin, bir konumann ilkel veya gelimi bir iaret sisteminden yararlanlarak bir zihinden baka bir zihne yahut da bir merkezden baka bir merkeze ulatrlmas. Dil en nemli iletiim aracdr. ilgi durumu (Alm. Genitiv; Fr. genitiv; ng. genitive; Osm. izafet)

Tamlamalarda bir adn bir baka adla ilgili olma durumu. Bu durum +In, / +nln, +Un / +nUn ekleriyle karlanr: aac+n yapra, kitab+n kapa, okul+un bahesi, gzelli+in srr vb. Tamlamalarda tamlayan grevindeki ad, ilgi ilikisini, ilgi durumu ekini almadan da kurabilir: aa kabuu, yamur havas, toprak kokusu, ocuk sesi, mum , ana yrei gibi. Ancak, bu trl tamlamalarda, tamlanan ad belirsiz bir ad durumundadr. Ev+in kaps belirli bir evin kaps olduu hlde, ev kaps herhangi bir evin kapsdr ve birleik kelime niteliindedir. ilgi eki (ilgi durumu eki) (Alm. Genitiv Endung, Fr. suffixe genitif; ng. genitive suffix) Eklendii ad ile baka bir ad arasnda, asl grevi itibariyle ilgi ba kuran ek, +In, / +Un, +nln, / +nUn ekleri: ev+in, ylan+n, okul+un, sz+n; kii+nin, kap+nn, ocu+un, sr+nnvb. Hareket bir insann giyindii ekil olur (A. H. Tanpmar, Yaadm Gibi, s. 327). Ahmet Ha-im'in byk ve esrarl kymeti, hlis bir air olarak domu olmasyd (A. . Hisar, Ahmet Halim-Yahya Kemal'e Veda, s. 152). Lalann odasnda yaz k bir sa mangal bulunur, bu mangaln zerinde kulpsuz bir ibrik kaynard (R. N. Gntekin, Kzlck Dallar, s. 47). Bandaki dankln eklemlerindeki kesikliin, hi deilse hafiflemesini uzun sre bekledi (T. Bura Yalnzlar, s. 51). Doruluun ve gzelliin kayna, bu duru ve sessiz mntka deil de neresidir (Y. K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan, s. 32) vb. ilgi grubu lgi eki alm bir ad ya da ad soylu kelimenin ek almam baka bir ac la oluturduu grup: Devecilerin Ahmet, bizim olan, sizin ocuklar, onl rn evi vb. ilgi hli bk. ilgi durumu, ilgi hli eki bk. ilgi eki. ilgileme cmlesi (Alm. Relativszatz; Fr. proposition relative; ng. relatr clauses) lgi zamirleriyle (ki) kurulan birleik cmle tr: Vatan muhabbeti muhabbetlerin muhakkak en temizidir,.... (R. N. Gntekin, Kzlck Dut r, s. 48). Ne ise.... demin Zehra'ya demek istemi ki Murad'm ortaya koydu u sermayeyi kabul ediim bu sefer ii adamakll ciddiye almdandr (T Bura, Yalnzlar, s. 59). O anda istedim ki benim de devaml bir iim, t-balayabileceim bir gelirim olsun... (T. Bura, Yalnzlar, s. 59) vb. bk. ilgi zamiri. ilgi zamiri bk. balama zamiri, ilgileme zamiri bk. balama zamiri, ilim dili bk. bilim dili. iml Bir dilin sz varln o dilde yrrlkte olan ses, ekil, kken vb. kurallara uygun olarak yazya geirme; dildeki szleri kurallarna uygu: olarak yazma. ince fark Kelimeler arasndaki kk anlam fark, nans. incelme (Alm. Palatalisierung; Fr. palatalisation; ng. palatalisation)

eitli nedenlerle bir kelimedeki kaln sradan nl veya nszlerin ince sraya gemesi olay: inanmak > inanmak, yal > yeil, i > i > i. ts > dii, bin > bin > bin, (1000), yun > yn, karda > karde, iman > iman, alma > elma, kang > hangi, tl > til > dil vb. inceltme iareti Arapa ve Farsa kelimelerde g, k, 1; Bat kaynakl kelimelerde /nsznn ince okunduunu gstermek iin bu nszlerden sonra gelen a ve u nllerinin zerine konulan iaret () dergh, hikye, kr, mezkr, skn, yadigr, felket, lkin, lzm, pln, lmba, lle, kelm, selm, slp, ltinvh. ince sra Yaln veya eklerle geniletilmi Trke kelimelerin, nlleri bakmndan e, i, , , gibi dilin ileriye srlm durumunda ve az boluunun n tarafnda boumlanan ince nlleri tamalar: gelin, grn ve gzleyin ki, bu ilerin inceliini grenebilesiniz cmlesindeki szlerde grld gbi. Kart kaln sra'dr. ince nl (Alm. vorderer Vokal; Fr. voyelle anterieure; ng. front vowet) Dilin ileriye srlm durumunda ve az boluunun n tarafnda boumlanan e, i, , , nllerinden her biri: el, ekin, bilim, bilin, n, zm vb. Kart kaln nl'dr. isim bk. ad. isim cmlesi bk. ad cmlesi. isim ekimi bk. ad ekimi. isimden treme fiil bk. addan treme fiil. isimden treme ad bk. addan treme ad. isim-fiil bk. ad-fiil. isim fiili bk. ek-fiil. isim gvdesi bk. ad tabam. isim hlleri bk. durum ve durum ekleri. isim iletme eki bk. ad ekimi ekleri. isim kk bk. ad kk. isim soylu kelime bk. ad soylu kelime. isim tamlamas bk. ad tamlamas. isnat grubu Yaln ya da iyelik eki alm bir adn kendinden sonra gelen bir sfatla oluturduu yarg niteliindeki grup. Bu grupta bir ad bir sfata isnat edilmitir: ba ak ayak yaln; sa sakal darmadank; ba dumanl; eli kolu bal vb.

snat grubu cmle iinde ad, sfat ve zarf grevindedir: z sz doru (olan) insanlar (sfat grevinde) Kimlersiniz? Ya bar yank (olan) kimselersiniz! Yahut da her sabah uyank kimselersiniz (sfat) (Y. K. Beyatl, Kendi Gk Kubbemiz, s. 30). imdi de ii bitik enesi dkh ri mi dinleyeceksin? (ad) Gen kyl kz eli knal, yrei yaral (olarak, zarf) ehit kardei ii * gzya dkt vb. istek cmlesi (Alm. Wnschsatz, optativer Satz; Fr. proposition optative, propoy. tion desiderative; ng. optative sentence; Osm. cmle-i iltizamiyye) Yklemi istek kipi olan cmle tr: Kendi yalanmla bile bile neden uraaym? (A. H. Tanpmar, Yaadm Gibi, s. 57). T ki bir sr sun i vastalara muhta olmakszn birbirinizi anlayasnz (Y. K. Karaosma-nolu, Erenlerin Bandan, s. 99). Unutmayalm ki, sanat sevgi ve alka ile geliir (A. H. Tanpnar, Yaadm gibi, s. 377). En kymetli maln ada; gnlerce dizst kal; aylarca oru tut; geceleri sabahlara kadar dua et. diinden trnandan tts yap; etinden kurban ver; tek onun zahminder hals olasn... (Y. K. Karaosmanolu,Erenlerin Bandan, s. 37) Kardeim, bu satrlar sana yazyorum ki, mustarip ruhlar iin selmet yolunun en umulmayan yerde olduunu bilesin diye (Y. K. Karaosmanolu. gst. e., s. 118) vb. istek kipi (Alm. Desiderativum, Wnschform; Fr. desideratif, optatif; ng. desidt-rative; Osm. siga-i temenni, sga-i iltizamiyye) Fiile istek, niyet kavramlar veren tasarlama kipi; yaplan iin istendiini veya o ie niyet edildiini gsteren ve -(y)-Aylm, -(y)-AUm, -(y)-AsIn. -(y)Asiniz, -Sin / -SUn, -SInlAr / -SUnlAr ekleriyle kurulan kip: Yok artk ben gideyim de sen gelirsin, birlikte dneriz, dedim (M. . Esen-dal, Ev Ona Yakt, s. 52). Ah! Ne olur btn gneler batmadan bir trk daha syliyeyim bu yerdi (O. V. Kank, Btn iirleri, s. 26). Hayr... nemi yok... yle oturunuz... ay syliyeyim (L Tahir, Esir ehrin insanlar, s. 155). Sizler dnyay gresiniz diye, gece demeyip gndz demeyip alacakt (S. okum, Karanla Direnen Yldz, s. 14). u Horhor'daki babadan kalma dkkn da satp stne koyalm, inekilik yapalm, ne dersin? (H. Taner, ihaneye Yamur Yayordu, s. 126) vb. istek kipinin hikyesi -A ve -SA ekleriyle karlanan ve gereklemesi "istek" biiminde tasarlanan bir olu ve kln gemi zamana aktarlarak anlatlmas. Ek ayrlna gre -A^-d/ve -sA idi, -sA-y-dl olmak zere iki tr vardr: bak-a-y-dm, bak-a-y-dn, bak-a-y-d, bak-say-dk, bak-sa-y-dnz, bak-say-dlar gibi.

Dn bir aralk gazete okuyaym, dedim. Demez olaydm. (A. Rasim, Glp Aladklarm, s. 206). Gelip de bir bulunaydn geenki vaz'nda / Kalrd parman, Allah bilir ki aznda (M. A. Ersoy, Safahat, s. 209). Haber salaydk, gidip alp geleydik vara yolsuz deydik! (K. Tahir, Devlet Ana, s. 163). Keke buralarda vazife alm olsaydm, demi idi (F. R. Atay, Zeytinda, s. 90). Ah negiti bu... yle bir siper alaca bir yer bu Is ay di (A. H. Tanp-nar, Abdullah Efendi1 nin Ryalar, s. 62) imdi mutlak peimizdedir. Keke bunu yapmasaydik, dedi (Y. Kemal, nce Memed, s. 218) vb. istek kipinin rivayeti stek biiminde tasarlanan bir olu ve kln, duyuma dayanlarak anlatlmas. Bu birleik kip, -A ve -SA'l istek kiplerine -imi > -ml rivayet ekinin getirilmesiyle kurulur. Ek ayrlna gre -A-y-ml ve -sA-y-m-I biiminde iki tr vardr: dn-e-y-miim, dn-e-y-misin, dn-e-y-mi, dn-se-y-miiz, dn-se-y-misiniz, dn-se-y-miler gibi. Onlar iin elimden gelen her trl gayreti gster eymisim. Keke, dedi, keke bizim eve geley missin. Bu iler olmazd (Y. Kemal, nceMemed, s. 288). Keke hurdan gideymiiz bizim iin daha iyi olurmu. Bari bir fotoraf ek-tirseymiim o gzel cbbeyle! Konuyu niye tartmaya ve kmaza sokmular sanki? Tatl yiyip tatl konu s alarm ! vb. isteme kipleri bk. tasarlama kipleri iaret (Alm. Signal; Fr. signe; ng. sign) nsanlar arasnda anlamay grmeyi salayan btn semboller. iaret bilimi (Alm. Semiologie, Semiotik; Fr. semiologie, semiotique; ng. semiology, semiotics) Anlamay salayan, karlkl iletiimi kuran, iaretlerin niteliklerini ve bal olduklar kurallar inceleyen dil bilimi dal. Geni anlam ile dil bilimini de iine alan, ancak, dille ilgili olsun, olmasn btn iaret sistemlerini inceleyen bilim dal. isaret dili (Alm. Gebrdensprache; Fr. langage des gestes, langue de signes; ng. gesture language, sign language) El iaretlerinden, mendil, bayrak, renk, koku, iek vb. aralardan yararlanlarak anlama ve haberlemenin salanmasnda kullanlan saymaca dil. iaret sfat bk. iaret sfatlar iaret sfatlar (Alm. Demonstrativum, Zeigebeioort; Fr. adjectif demonstratif; ng. demonstrative adjective) Somut ve soyut varlklarla trl nesne ve kavramlar yer, zaman ve tasavvurda uzaklna gre iaret ederek belirten, sfatlar: bu, u, o: Bu zevahir alemindeki her fiilimiz o ulv sarholuu bozmadan baka bir eye yaramad (Y. K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan, s. 15). imdi bu geceler stnden Boaz'in abuk akan

sular kadar ok zamanlar geti (A. . Hisar, Boazii Mehtaplar, s. 226). Bari, u hastalk olmasayd (A. H. Tan-pnar, Huzur, s. 18). Bu midin ne kadar zayf olduunu size bir kelime ile syliyeyim (A. H. Tanpmar, gst.e. s. 337). Bu iirler, bizim genliimizin lezzeti ve zerafeti olmutu. O zaman Haim'in musikisine denilebilir ki, kimse eriememiti (A. . Hisar, Ahmet Haim-Yahya Kemal'e Veda, s. 118). u memlekette bilhassa "Benimdir"in mnasn yeniden retmeye lzum vard (A. N. Asya Ayn Aynasnda, s. 10). Bu kan kokusu, bu vuru kr, bu , bu zulm nedir, deme (S. Ayverdi, Yusufuk, s. 120) vb. bk. sfat. iaret zamiri (Alm. Zeigefrwort; Fr. pronom demonstratif; ng. demonstrative pronoun) Somut ve soyut nesneleri iaret etme, gsterme yoluyla karlayan kelime. Bugn Trkede kullanlan iaret zamirleri bu, u, o (teklik) bunlar, unlar, onlar (okluk)'dr: u var ki, yanm bir parman souk suda bir an iin bulunduu rahatlk parmak sudan ekilince aay misillerle bytm olarak geri getirecektir (N. Fazl Ksakrek, Aynadaki Yalan, s. 145). Bunlar bizim akl erdirebileceimiz meseleler deil (N. Fazl Ksakrek, gst. e., s. 186). Bu adet hastay kudurttu (P. Safa, imek, s. 287). Bunu bilmeyi ok isterdim, vb. ilek ek Ad ve fiil kk ve gvdelerinden yeni tretmeler yapmnda ok kullanlan, ilekliini srdren ek: ta / ta+, ta++hk, gz+c, gz+c+lk, ba / ba+la-, i+le- / ile-y-ici, gz+le- / gz+le+y+ici, ge- / ge+ir-, i- / i-ir, a-1 a-tr-, sz- / sz-dr\h. lek ek kendi iinde az ilek ek ve ok ilek ek olmak zere ikiye ayrlr, bk. az ilek ek ve kr. canl ek ile. ileme ekleri (Alm. Endung, Fexionsendung; Fr. desinence; ng. ending, termi-nation) Ad ve fiil kk veya gvdeleri zerine gelerek durum, say, zaman, kii gibi gramer ilikileri kuran ekler. Ad ekimi, iyelik, teklik okluk, fiil ekimi, fiil ekimindeki zaman ve ahs ekleri iletme ekleridir: Bu insan-lar- bir uykusuzluk gece-si-n-de sadece bir glge gibi gr-m-tm. imdi bu glge-ler beni yava yava, daha te-ler-e ve derin-ler-e ar-yor. Ba-lar--n-n etraf--n-da-ki aydnlk dei-i-yor, muamma-lar--n- z-me-y-e altka bir yn etrefil meseleyle karla-yor-um. (A. H. Tanp-nar, Yaadm Gibi, s. 89) vb. ileyici (sujet) bk. zne. ite at (Alm. resiprokes Medium; Fr. voix reciproaue; ng. reciprocal middle; Osm. mareket, bin-i mareket) Fiilin gsterdii olu ve kln birden fazla kii tarafndan karlkl va-ya toplu olarak yapldn gsteren at. Bu at -i- / -U- ekiyle kurulur: ek-i-, ka--, bozmu-, kon-u-, gr--, --vb.

ite fiil (Alm. resiprokes Verbum; Fr. verbe reciprouqe; ng. reciprocal verb; Osm. mareket fiili, fi'l-i mareket) Bir olu ve kln birden fazla kii tarafndan karlkl veya toplu olarak yapldn gsteren ve --, -i- / -U- at eki ile kurulan fiil: at- < at-, eki- < ek-i, gr- < gr--, gl- < gl--, uu- < u-u- vb. itelik Fiil kk ve gvdeleri ile karlanan olu ve kln birden fazla kii tarafndan karlkl veya toplu olarak yaplmas: at--mak, bil-i-mek, bul-u-mak, ek-i-mek, ko-u-mak, u-umak, --mekvb. teklik 3. ahs: +/ / +U, +sl / +sU: i+i, saz+ yol+u, yz+, baba+s, yol-cu+su, grc+s okluk 1. ahs: +(I)m(I)z / +(U)muz: i+i+miz, saz++mz, yol+u+muz, yz++mz okluk 2. ahs: +(I)n(I)z / +(U)nuz: i+i+niz, saz++nz, yol+u+nuz, yz++nz okluk 3. ahs: +lArI: i+ler+i, saz+lar+, yol+lam, yz+ler+i vb. iyelikli tanlama elerden biri veya her ikisi de ayn iyelik eklerini alan ve tamlamann birinci esi ikincinin sfat gibi kullanlan tamlama: canm aalar, canm evldm, gzelim perdeler, gvencemiz ocuklarmz, yiit kardeim, yuvamz yurdumuz, gvendiiniz evltlarnz, sakladklar paralar vb. itelik eki Fiil kk veya gvdelerine gelerek olu ve kln birden fazla kii tarafndan karlkl ya da toplu olarak yapldn gsteren ve ite at kuran ek; --, -i- / -U- ekleri: at--, bak--, tan-, vur-u-, yaz-- vb. iyelik eki bk. iyelik ekleri iyelik ekleri (Alm. Possessivsuffix; Fr. suffixe possessif; ng. possessive suffix; Osm. lhika-i mlkiyyet) Adn karlad nesnenin bir ahsa veya nesneye ait olduunu belirten ekim ekleri. Trkenin iyelik ekleri unlardr: teklik 1. ahs: +(I)m / +(U)m: i+i+m, saz++m, yol+u+m, yz++m teklik 2. ahs: +(I)n / + (U)n: i+i+n, saz++n, yol+u+n yz++n teklik 3. ahs: +/ / +U, +sl / +sU: i+i, saz+ yol+u, yz+, baba+s, yol-cu+su, grc+s okluk 1. ahs: +(I)m(I)z / +(U)muz: i+i+miz, saz++mz, yol+u+muz, yz++mz okluk 2. ahs: +(I)n(I)z / +(U)nuz: i+i+niz, saz++nz, yol+u+nuz, yz++nz okluk 3. ahs: +lArI: i+ler+i, saz+lar+, yol+lam, yz+ler+i vb. iyelikli tanlama elerden biri veya her ikisi de ayn iyelik eklerini alan ve tamlamann birinci esi ikincinin sfat gibi kullanlan tamlama: canm aalar, canm evldm, gzelim perdeler, gvencemiz

ocuklarmz, yiit kardeim, yuvamz yurdumuz, gvendiiniz evltlarnz, sakladklar paralar vb. kakofoni bk. ses uyumsuzluu. kalnlama (Fr. velarisation: ng. velarisation) Belirli nszlerin kalnlatrma etkilerine bal olarak veya kelime iinden gelen baka nedenlerle ince nllerin kaln sraya gemesi olay: ET. Teri > TT. Tanr, Yak. tangara; Osm. kz / Yak. ous < kz, ET. inek > Yak. nah "inek" TT. gbek, Tkm. gbek; uv. kvafia "gbek"; Kag. kekir-, TT. geir- /uv. kagir-; Kag. kele- "konumak" > uv. kala-; TT. dmek Anad. az. dmek, glmek > glmek, gz > goz, kr > kor. gck > guck "kk", yksek > yseh vb. kalnhk-incelik uyumu bk. byk nl uyumu. kaim sra (Alm. hintere Reihe; Fr. classe posterieure; ng. back series) Yaln veya eklerle geniletilmi bir kelimedeki nl veya nllerin, dilin geriye ekilmi ve az boluunun arka tarafnda boumlanan a, , o, u gibi kaln nller olmas durumu: kol, kollar-mz-da, kol-luk; oku-, oku-t-tur-duk, kara, kara-la-ma, yaz-, yaz-, yaz-c, yaz-c-lk, dalardan akan souk sularn toprak altlarnda oluturduu kuyular vb. kaln sradaki nllerin oluturduu sra kaln sradr. Kart ince sra'dr. kalnt bk. eski. kalnt kelime bk. eski kelime. kaim nl (Alm. hinterer vokal; Fr. voyelle posterieure; ng. back vowet) Dilin, az boluunun arka blmnde tmseklenmesi ile boumlanan a /1 / o /'u nllerinden her biri. kalplama Herhangi bir kelimeye eklenen ekim veya yapm ekinin bilinen belirli grevi ile deil de eklendii kelime ile beklendiinden ayr yeni bir anlam meydana getirecek ekilde birleip kaynamas olay: gzde "sevgili", yzde (%), te, dolay, tr, ileri, dar, yeniden, Kum. Kpten "ok nce"; yayan, iin iin, nereye, giysi, n "bir defalk yiyecek", binsi, bylesine, gibi, nicesi ? "nasl?" vb. Ayn durum iki ya da daha ok kelimenin anlam kaymasna urayarak ilk anlamlarndan farkl bir biimde kaynap kalplamas iin de sz konusudur. Birleik kelimelerin bir ksm ve deyimler byle bir kalplamann rndr: Akbaba, kaptkat, psevdi, dolmu, dolma, dondurma, gze girmek, gzden dmek, bagz etmek, dibine dar ekmek, dil dkmek, vb. kalkan kkrdak (Alm. Adamsapfel; Fr. cartilage thyroide, pomme d'Adam; ng. adam's apple)

Grtlan arka kkrdak zerine oturmu bulunan ve iki kanad n tarafta birbiriyle birleerek katlanm kalkan andrr bir knt meydana getiren ksm. Kalkan kkrdan erkeklerde, zellikle zayf erkeklerde dtan da belli olan bu kntl ksmna dem elmas denir. kapal e (Alm. geschlossenes e; ng. closed e) Boumlanma noktas ive e nlleri arasnda bulunan e sesi (e). On ya da i seslerde olmak zere hep kk hecede bulunur: erken, erkenden, yedi, gece, etmek, vermek, yemek, demek, yetimek, yel, yele vb. kapal hece (Alm. gedeckte Silbe, geschlossene Silbe; Fr. syllabe fermee; ng. closed syllable) nl+nsz, nsz+nl+nsz ve sonu nsz yapsnda olan veya sonu ift nsz ile biten hece: iz, i, in, ip, ak, ot, sap, kol, gz, yz, yalanmak, glendirmek, art, krk, st vb. Aruz vezni ile yazlm iirlerde uzun nl veya nsz+uzun nl kuruluundaki heceler de kapal hece deerindedir: hir (hir), mahir (mahir) vb. Kart ak hece'dir. kapal iretileme bk. deyim aktarm. kapanma (Alm. Schliessung, Verschluss; Fr. fermeture; ng. closure) Patlayc nszlerin boumlanmas srasnda ses yolunun nce bir kapanma durumuna gemesi: c, , d, t, p, k, g nszlerinin boumlanmasnda grld gibi. kapsam (Alm. Inhalt des Wortes, Wortinhalt: Wortbedeutung; ng. contextual mea-ning) Bir kelimenin sz iindeki dier elerle birlikte ve bu elerin yardmyla bir kavram karlamak zere meydana getirdii anlam. rnek olarak srt kelimesini ele alalm: Bu kelimenin birbirinden farkl be, alt anlam vardr. Fakat kelimenin anlam kapsam ancak sz iir. de kendisine yardmc olan teki elerin yardmyla belirlenebilmek tedir. Eer kelime srtm aryor cmlesinde geiyorsa srt kelimesi kapsam bakmndan "insanlarda vcudun boyundan bele kadar uzanan ksm" anlamyla; yok, Boaz srtlarnda gzel bir evi vard cmlesinde yer alyor ise "Boazdaki tepelerin st blm" anlamyla; yazy kitabn srtna yazsnlar cmlesinde ise "ciltlenmi kitapta dikiin bulunduu blm" anlamyla kullanlmtr. Kelimenin kapsam da her sz iinde ifade ettii anlam veya anlamlarla snrlanr. karma dil (Alm. Mischsprache; Fr. langue mixte; ng. mixed language; Osm. li-sn- muhtelit) eitli dillerin karmasndan oluan dil; daha kolay anlaabilmek amacyla, aa bir uygarlk dzeyinde bulunan topluluklarn ilikide bulunduklar veya birarada yaadklar stn uygarlktaki topluluklarn dillerinden aldklar trl elerle meydana getirdikleri karma dil. Akdenizdeki Sabr, in sularndaki Pidgin-English, Pasifik'teki Be-ach-la-Mar dilleri ve yerli Amerika dillerinden Chinook dili ile karm ngnizceden oluan Chinook ingilizcesi gibi. bunlarda jargon (yapma dil) ve linguafranca (Varma diY) ni\.e\iVAen \>ard\T.

karmak fl(ler) (Alm. komplexes Verbum; Fr. verbe complexe; ng. complex verb; Osm. mudil fiil) ncelik, alkanlk, niyet gibi fiilin zaman ve tarzla ilgili zelliklerini gsteren ve olmak fiilinin baz sfat fiillere getirilmesiyle kurulan birleik fiil. ncelik: -m olmak, alkanlk: Ir-ol-, niyet: -AcAK ol-, -Icl ol-, -ir ol- (nadir): Eer aylar smarlanmam veya gelmemi olsayd kalkacak, kaacakt (R. H. Karay. Memleket Hikyeleri: Kuvvete Kar. s. 120). Tahsin Efendiyi dinlerken bu ruh muammasn halletmi oldum (R. N, Gntekin. Acmak, s. 65). Asl szlerimiz sylenmemi kalanlar, bakalarnn duymadklar ve eer syleyebilmi olsak, hem onlar hem de kendimizi ariacak olanlardr (A. . Hisar. amlcadaki Enitemiz, s. 18). Bu suretle Sermed, kendi sevgisini de ayaklar altna alarak, nefsini feda ederse iledii ruh cinayetini ksmen demi olacakt (S. Erol, lker Frtnas. s. 82). Bir gn, doktora: "gaari insanlar bir baka gler, baka eit fkelenir oldular" demiti (T. Bura, Dnemete, s. 45). Szler ve kelimeler bile boyuna deiiyordu. Birtakm insanlarla artk konumay srdremez, ounlukla can skkn, arada bir de fkeli suskunlar olmulard (T. Bura, st. e., s. 45). eri, merci... bana soracak olursanz, onlar hi deilse durumla da, konuyla da ilgileniyorlar... koyun gibi gdlmekten kurtulmak iin (T. Bura, gst. e., s. 133). Bu hl aylarca srdkten, yl dndkten sonra beklenmedik bir ey, Hurrem'in artk umamaz olduu bir deiim olmu, Murad da Hurrem'e benzemiti (T. Bura, Yalnzlar, s. 21). Ha-im'e Arap demek, onu btn varln temin eden bir lemden ayrarak, bir hie dnecei bir leme atmak, fn mrnde deil mrnn tesellisi olan tisinde, bu tide yaayacak olduuna inand eserinde ldrmek istemekti (A. . Hisar, Ahmet Haim-Yahya Kemal'e Veda. s. 129) vb. karlatrma (Alm. Komparation; Fr. comparaison; ng. comparison; Osm. mukayese) ki veya daha ok saydaki dilin birbirine benzeyen ve benzemeyen yanlarn ortaya koymak zere yaplan karlatrma. Dil akrabalklarnn ortaya konmasnda bu trl almalarn nemli etkisi olmutur. karlatrma balalar Cmlelere kattklar baka anlamlar yannda, "eitlik", "stn tutma", "oranlama", "birlikte olma", "birlikte olmama" gibi anlamlarla iki veya daha ok ge arasnda balant kuran balalar: dA...dA, ya...ya. ne...ne, hem...hem: Hoplaya hoplaya bam alp gitmekten, analarnn memelerini daha bir ackl daha bir yalvart olarak daha biraz uzaklardan iitmekten holanan k u -zulara da ikide bir eleip kapan kolara da artk iyice yumuak davranyor, hatta oyunlara kaplveriyordu (T. Bura. Yarn Diye Bir ey Yoktu s. 161). Biz bir ey anlamyorduk ya, ne bir ey soran oldu ne de bir kelim-syleyen (T. Bura. gst. e., s. 171). tekine gelince, o artk ne kartald rn jet ne de at... bir efendi idi o

(T. Bura. gst. e., s. 214). Kr talihin gy receiyol ise ya mihnet ya sefalet yoludur (Y. K. Karaosmanolu. Erenim' Bandan). Bala yenge; hem arlmadan hem de ok erken geldim, dt-di (T. Bura. Yalnzlar, s. 7) vb. karlatrma derecesi (Alm. Komparativ, Mehrstufe;r. comparatifis ng. cc parative; Osm. mukayese, derece-i tafdt) Sfatlarda ve zarflarda birbiri ile yaplan karlatrmalarn nitelik nicelik bakmndan eitlik, stnlk ve en stnlk derecelerinde mas. Karlatrma derecesi, sfat ve zarflarn nne getirilen gibi. dar, denli, daha, ok, ziyade, fazla, en, pek gibi kelimelerle karlanr: kadar alkan bir olunuz var. Aye, Nazl'dan daha dzenli bir kz Sen bu ii onlardan daha iyi baarabilirsin. Kardein burada benden yoruluyor. Verdiin emek bundan fazla gelir getirmez. Arkadalar) yals toplantya bakanlk edebilir. Funda pek uslu bir ocuktur vb. Karlatrma derecesi; eitlik, stnlk ve en stnlk olmak zere e ayrlr, bk. karlatrma sfat, karlatrma zarf. kardatrma eki Sfatlarda kuvvetlendirme ve karlatrma derecesi kurmak iin kullanlan ek: +rAK Tarih trk yaz dillerinde kuvvetlendirme ve karlatrma grevlerini karlamak iin ilek olarak kullanlan ek, Eski Anadolu Trkesinde daha ok karlatrma grevinde kullanlmtr. Bu gn bu ek, karlatrma anlamn kaybederek benzerlik ve azlk kavramn veren kelimeler yapmaktadr. Canl deildir: acrak, alarak, (< alak+rak), Azrak, bozrak, krek (< kk+rek), ufarak (< ufak+rak) vb. Bugn artk Trkiye Trkesinde karlatrma sfatlar eitlik derecesinde gibi, kadar edatlar, stnlk derecesinde daha ve en stnlk derecesinde en zarflaryla yaplmaktadr: gzel, daha gzel, en gzel gibi, bk. ve k. Karlatrma derecesi ve karlatrma sfat. Karlatrmal dil bilimi (Alm. vergleichende Sprachtvissenschaft; Fr. linguistiaue comparee; ng. comparative linguistics) Dilleri biribirleriyle karlatrarak, aralarndaki benzerlik ve yaknlklar ile benzemeyen ynlerin tespiti yoluyla, ortak ana ekillerin faraz olarak ortaya karlmasn ve dil tiplerinin belirlenmesini inceleyen bilim dal. karlatrmal gramer (Alm. vergleichende Grammatik; Fr. grammaire comparee; ng. comparative grammar) Ayn dil ailesine giren dilleri veya bir dilin lehelerini ses, ekil, cmle ve anlam bilgileri bakmndan karlatrmal olarak inceleyen gramer. karlatrmal ses bilgisi

Bir dilin seslerini ve ses olaylarn o din eitV \ehe\eri arasnda karlatrmal olarak inceleyen ses bilgisi dal. bk. ses bilgisi. karlatrma sfat (Alm. Komparativ, Vergleichsstufe; Fr. adjectif compare; ng. comparative degree) Bal olduu adn, karlatrlan teki ada gre nitelik ve miktar bakmndan derecesini gsteren sfat(lar). Bu derecelendirme sfatlarn nne getirilen daha, en, pek ok gibi kelimelerle salanr: Onlardan daha kk bir kz ocuu, kendisinden daha ufak bir erkek ocukla sa tarafta duvarn dibinde amurla oynuyorlard (A. H. Tanpnar, Yaz Yamuru, Teslim, s. 95). Ve duygusall, her zamanki gibi, en salam dayanak sayd (T. Bura, Yalnzlar, s. 206). Her taraf sustuktan, siyahlatktan sonra sularda daha kuvvetli bir ses, ta derinlerinden gelen ho, belirsiz bir aydnlk hasl olmutu (R. H. Karay. Memleket Hikyeleri: aka, s. 67). Buras en yakn kasabaya iki gn uzakta, Anadolu'nun plak, yolsuz, viran bir ky idi (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri, s. 81) vb. bk. kardatrma derecesi. karlatrma zarf (Alm. Komparativ, Vergleichsstufe; Fr. adverbe comparatif; ng. comparative degree) Bir fiilin, sfatn veya zarfn derecesini belirten zarf. Bu derecelendirme, sfatlarda olduu gibi "eitlik", "stnlk" ve "en stnlk" eklinde derece zerinde gsterilir. Eitlik derecesi gibi, kadar, denli edat-laryla, stnlk daha, en stnlk en kelimeleriyle yaplr: Bazan ilerinden birisi bu maherde yaamak imknszln duyuyor, o zaman sele katlm bir aa kt gibi yerinden frlyor, stanbul'a, Ankara'ya, baka bir yere gidiyor, hayatn baka artlarla deniyordu (A. H. Tanpnar, Yaz Yamuru: Teslim, s. 91). Dz gergin vcuduyla adeta bir sedef gibi kapal (A. H. Tanpnar, Yaz Yamuru: Ryalar, s. 126). Kadnlar ise ta gibi sessiz, ktk kadar hareketsiz ve donuktular,... (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri: Yatk Emine, s. 8). Ben daha gen olduum iin, sahipsiz kalan ala kouyorum,... (Y. K. Karaosmanolu. Erenlerin Bandan Dier Nesiller, s. 75). Mutasarrfn evinde gece daha kibarca, daha zarife gemiti (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri: Yatk Emine, s. 36). Ben ona inanrm ki, yle bir insan douracak kadn kutsallat-rlmaya Meryem Ana'dan daha ok hak kazanrd (T. Bura, gst. e., s. 14). Krk paralk hafzaya, ikiyzl hafzaya yze glclerin en yzsz olan hafzaya sarlp zamana meydan okumak? (T. Bura, gst. e., s. 207). Hem Donkiotluun, yeldeirmenleri silahorluunun en glnc en kltcsdr, bu (T. Bura, gst. e.) vb. kart anlaml (Alm. Antonym, gegensatzliches Wort; Fr. antonyme; ng. m tonym) Anlamlar bakmndan birbirine kart olan; birbirine zt anlam tayan (kelimeler): aa / tatl, az /ok, alak /yksek, ar / hafif aa /yukar, byk / kk, dz / eri, iyi / kt, ileri / geri,

eri / doru, irili ufakl, gzelli / irkinli, ucuz /pahal, zor / kolay, iman /zayf vb. Kart e anlaml'dr. kart anlamllk (Alm. Antonymie, Gegensalzlichkeit; Fr. antonymie; ng. an-tonymy; Osm. tezad) ki kelimenin birbirine aykr, birbirine kart anlam vermesi durumu: alk / tokluk, iyilik / ktlk, hastalk / salk, genlik / ihtiyarlk, souk / scak, genilik / darlk, vb... kartlk cmlesi ki yargdan birini dierine kar kararak aralarnda kartlk ilikisi kurulan, yardmc cmle aracl ile temel cmlenin anlamn snrlayan veya az ok rten; balal veya balasz olarak oluturulabilen cmle: Dn geleceklerdi, gelmediler. nsan aklldr ama yine de hata yapar. Yaplan btn yardmlara ramen kendini toparlayamad. Gitti gider, bir daha dneceini sanmam! Ya sonucuna katlanrsn ya da oturur alrsn vb. katmerli birleik kip(ler) Hikye ve rivayet birleik kiplerine i-se > -sA art ekinin getirilmesiyle oluturulan katmerlenmi birleik kip: gel-di-idi-y-sen, gel-mi-idi-y-sen, geliyor-idi-y-sen, okuyacak-idi-ysen, gel-ecek-imi-sen, okumah-y-m-sa vb. verilen rneklerde grld zere, katmerli birleik kipler, hikye ve rivayet kiplerindeki olu ve kllar arta balayan kiplerdir. Kullanl seyrektir. kavram (Alm. Begriff; Fr. concept, notion; ng. concept, notion) Dnyadaki nesnelerin, durumlarn, hareketlerin ve tasavvurlarn dildeki ifadesidir. Kavramn deeri, nitelii ayn dili konuan kimselerce aa yukar ayndr: ekmek, su, susuzluk, tembellik, delikanl, drtnala, tutumlu vb. kelime bekleri bk. kelime gruplar, kavram alam bk. anlam alan, dil alam. kavram ekirdei Kelimenin ifade ettii ilk ve asl anlam. Mesel ba, ayak, ka, kol, boaz, gz gibi organ adlar deiik kavramlar karlayacak biimde genilediklerinden, bu kelimelerin temel anlamlar yani kavram ekirdekleri organ ad olmaldr, bk. temel anlam, asl anlam, szlk anlam. kaynama (Alm. Kontraktion, Zusammenziehung;r. contraction;ng. contraction) Ayr hecelerdeki iki nlnn bir tek nlde veya birden ok hecedeki seslerin tek hecede toplanmas olay. Bu olay daha ok kelime birlemelerinde grlr: gidemedim (< kei-e umadum), sekiz on > seksen, dokuz on > doksan, cumartesi (< cuma ertesi), niin (< ne iin), neyse (< ne ise), her neyse (< her ne ise), nasl (< ne asl), neylersin (< ne eylersin), ayol (< ay

oul), glla (< gll a), stla (< stl a), yirmi (< yigirmi), dourmak > drmak, yapurgak > yaprak, geleceim > gelcem vb. kaynatrma nls bk. balama nls. kelime (Aln. Wort; Fr. mot; ng. word) Bir veya birden ok heceli ses beklerinden oluan, ayn dili konuan kiiler arasnda zihinde tek bana kullanldnda somut veya soyut bir kavrama karlk olan yahut da somut ve soyut kavramlar arasnda geici ilikiler kurmaya yarayan dil birimi. Somut kelime: aa, ta, kedi vb. Soyut kelime: sevin, znt, kayg, alkanlk vb. liki iin: gibi, gre, dolay, kadar, kar, zerinde vb. kelime bilimi (Alm. Lexicologie, Fr. lexicologie, ng. lexicology, Osm. ilm'l-l-g) Bir dilin kelime varln ekil bilgisi, cmle bilgisi, anlam bilgisi asndan ele alarak tretmede grev alan birimlerini, birleik kelimelerini, kalplam ekillerini, deyimlerini, ataszlerini, almt kelime vb. elerini inceleyen, bunlarn kken yaplarn aratran, ekil ve anlam bilimi asndan geirdikleri deime ve gelimeleri belirleyen dil bilimi dal. kelime daarc bk. kelime hazinesi. kelime grubu (Alm. Wortgruppe; Fr. groupe de mot; ng. vordgroup) Cmle iinde kavramlar arasnda iliki kurmak zere birden ok kelimenin belirli kurallar ile yan yana getirilmesinden oluan, yap ve anlamndaki btnlk dolaysyla cmle iinde tek bir nesne veya hareketi karlayan ve herhangi bir yarg bildirmeyen kelimeler topluluu. Trkede ad tamlamas, sfat tamlamas, birleik ad, birleik fiil, edat grubu, zarf grubu, nlem grubu, unvan grubu gibi eitli kelime gruplar vardr: Odann tavan, ocuk elbisesi, be kardeli aile, trl trl iler, kurumu pnar, Kzlrmak, erken kalkmak, gece gndz almak, i g dnmek, hi sebepsiz, bildii hlde, ocuk gibi, piman olmak, bakakalmak, bre kz vb. kelime hazinesi (Alm. Wortschatz; Fr. vocabulaire; ng. vocabulary) Bir dilin btn kelimeleri; bir kiinin veya bir topluluun sz daarcnda yer alan kelimeler toplam: ngilizcenin kelime hazinesi, niversite rencilerinin kelime hazinesi, aydnlar kesiminin kelime hazinesi vb. kelime bei bk. kelime grubu. kelime snf (Alm, Wortklasse, Redeteile; Fr. categorie des mots; ng. wort class; Osm. aksm- kelm) Cmledeki ileyileri, aldklar ekim ve yapm ekleri ve tadklar kavramlar bakmndan aralarndaki ortak noktalara gre ayrlm olan kelime tr. Trkenin 8 kelime snf vardr: 1. ad, 2. sfat, 3. zamir, 4. zarf, 5. edat, 6. bala, 7. nlem, 8. fiil. Ayrca bk. kelime tr

kelime tr (Alm. Wortart Redeteile; Fr. partie du discours; ng. part of speech; ' Osm. aksm- kelm) Yaplar, grevleri ve nitelikleri bakmndan, kelimelerin, cmle iindeki ileyilerine gre ayrldklar her bir bl. Trkede sekiz kelime tr vardr: 1. ad, 2. sfat, 3. zamir, 4. zarf, 5. edat, 6. bala, 7. nlem, 8. fiil. Bunlar, genel bir snflandrmada ilk yedisi varlk ve nesnelerle ilgili ad, sekizincisi de olu ve kl gsteren fiil olmak zere iki ana trde toplanabilir. kelime vurgusu (Alm. Wortakzent; Fr. accent de mot; ng. word-stress) Tek heceli kelimelerde ounun, ok heceli, kelimelerde hecelerden birinin tekilere gre daha yksek ses tonuyla, daha baskl olarak ve teki hecelerden daha belirgin biimde sylenmesi: bir, ka'yk, 'hemen, okumad, or'du, 'Ordu, aram'ba, ar1 samba, 'Parisvb. kelime yazs (Alm. Ideographie; Fr. ideographie; ng. ideography) Belli bir kavram yanstan kelimelerin iaretlerle gsterildii yaz tr. in yazsnda olduu gibi Q "gz", A "kii", bir", _ "iki", K "ulu, byk", ~J "gk; tanr", ?n\ "sormak" vb. kemiyet bk. nicelik. kesik cmle bk. eksiltimli cmle. kesme iareti (Alm. Apostroph, Auslassungzeichen; Fr. apostrophe; ng. apostrophe) zel adlara, gerek ksaltmalara, saylara getirilen ekim eklerini ayrmak, iki kelimenin birlemesiyle ortaya kan ses dmesini belirtmek, bir harf veya ekten sonra gelen ekleri veya alnt kelimelerde hecelerin kesilerek okunacan gstermek zere kullanlan iaret, (-') iareti: Akakoca 'dan Antalya 'ya, Ali 'den kardeine, kinci Dnya Sava 'ndan nce, AT'den, ABD'den, 5 Temmuz 1922'de, TBMM'nin al 23 Nisan 1920'dir, k'den g'ye b'den v'ye dnme olay, n'ettin? n'olduf n'apahm! te'lif, mel'un, me'um, mes'ulvh. bk. ve kr. ayrc iaret. kesirli say sfatlar (Fr. adjectif numeral Jractionnaire) Nesnelerin sayca bir parasn belirten sfatlar; tam saylarn bir parasn, kesirli saylar gsteren say sfatlar, bete bir=l / 5, onda =3 / 10; yzde yetmi= 70/100, 0.70, % 70 vb. kln (Alm. Aktionsart, Art der Handlung; Fr. ordre de-proces; tng. manner of action) Fiil kk ve gvdelerinin, dil mant ve zamanla olan balant asndan gsterdikleri zellik; fiil kk ve gvdelerindeki klm srecinin zaman bakmndan birbirlerine oranla tadklar ayrlklar. Sz gelii: a-, bas-, bala-, dokun-, fiillerinde balang, ala-, ara-, bekle-, dola-, gez-, gzle-, yr- fiillerinde sreklilik baar-, bayl-, bul-, durul-, eri-, kavra-, de- fiillerinde biti, sonu gsterme, attr-, damla-, aala- fiillerinde aralkl olu boylan-, iekleri,-, ekifiillerinde ise kendi kendine oluu gsteren bir zelliin bulunmas gibi. kl ad (Mm. Nomeu-ktioms, Gfchzhmbezjeichnung; Fr. nom d'action; ng. action noun)

Bir durumu, bir olu ve kl ad olarak anlatan ve fiillerden -mAk, -mA, -i / -U, -Icl / -UcU vb. eklerle kurulan ad: oku-mak, oku-ma, oku-y-u, yaz-mak, yaz-ma, yaz-, bak-c, gel-ici, gid-ici vb. rnekler: Skt, onlar dnr; acmak onlara alar... (A. N. Asya, Kubbeler: Bulutlar, s. 14). Bu beklenmeyen bitiiyle ocuk iin tabii bir ey olan masal uydurma bu kk yazda btn bir kompozisyon oluyor (A. H. Tanpmar, Yaadm Gibi, s. 417). Kitaptan korkmak, insan dncesinden korkmak, insan kabul etmemektir (A. H. Tanpmar, gst. e., s. 58). Pervin kitabn iki avu-cu arasnda asab bir kavrayla skarak salondan kt (P. Safa, imek, s. 45). Bu kuvvet kuruntusunun kendini kuvvetli sansn sadece o delikanllk yalarna has bir aldan olduunu kabul etmek istemiyordu (T. Bura, Yalnzlar, s. 46). Btn bu girilerin, dolandrmalarn ne iin olduunu imdi hepsi de anlamt (T. Bura, gst. e., s. 211). kl fiili (Alm. Handlungsverb; Fr. verbe d'aktion; ng. action verb, verb of action) Cmlede yklemin gsterdii iin yapma nitelii tadn, yapann dnda bir nesneye yneldiini gsteren fiil: al-, bil-, getir-, derle-, dn-, kaz-, yaz-, ta- vb. kl ismi bk. kl ad. ksa hece (Alm. kurze Silbe; Fr. syllabe breve; ng. short syllable; Osm. hece-i mek-sre) Yalnzca nl veya nsz+nl kuruluunda olan hece; nls ksa olan hece: o-lu-um, ki-i, bi-ze, i-yi vb. Bir de bk. ak hece. ksahm kelime (Alm. elliptisch; Fr. elliptique; ng. elliptical) Bir paras syleyiten dm olan kelime: dili ark > dili, yazma eser > yazma, kaz kuu > kaz, otomobil > oto, limonata suyu > limonata, kilogram ' > kilo vb. ksaltma (Alm. Abbreviation, Abkrzung; Fr. abreviation; ng. abbreviation) Sk kullanlan kelimelerin, ahs yer ve kurulu adlarnn, yer kazanmak, kolaylk salamak gibi pratik amalarla yazda ksaltlm biimi: Dr. (doktor), bk. (baknz), kr. (karlatrnz), cm. (santimetre), m. (metre), TL. (Trk Liras), km. (kilometre), TBMM (Trkiye Byk Millet Meclisi), TC. (Trkiye Cumhuriyeti), A. . (Ankara niversitesi), TDAY-Belleten (Trk Dili Aratrmalar Yll-Belleten) vb. ksaltma gruplar Ad-fiil, sfat-fiil, zarf-fiil gibi kelime gruplarndan ksalm ya da cmlelerin anma, ksalma ve kalplamas ile olumu bulunan kelime gruplar. ki ad esinden meydana gelen bu gruplarda vurgu ikinci ge zerindedir. Balca trleri bulunma, kma (ayrlma), isnat, vasta, ynelme ve ykleme gruplardr. Ayrnt iin bunlara bk. ksaltma kelime Birka kelimeden oluan kurum ve kurulu adlaryla, kitap, dergi ve yn adlarnn genellikle her kelimesinin ilk harfi alnarak kurulmu kelime: AKDTYK (Atatrk Kltr, Dil ve Tarih Yksek

Kurumu), ABD (Amerika Birleik Devletleri), ODT (Orta Dou Teknik niversitesi) , BM (Birlemi Milletler), THY (Trk Hava Yollan), NATO (North Atlantic Treaty Organization), DS (Devlet Su leri), KB (Kutadgu Bi-lig), TD (Trk Dili), TDED (Trk Dili ve Edebiyat Dergisi), GB (Gneybat) , KD (Kuzeydou) vb. Ayrca bk. ksaltma. ksa nl (Alm. Kurzvokal; Fr. voyolle courte; ng. short vowel) Normal nllerin boumlanma srelerinden daha ksa bir srede boumlanan nl: Ben defona dedim ki, ite o i bbyle_oldu vb. ki balac (Alm. Relativpronomen; Fr. pronom relatif; ng. relative pronoun) kili birleik cmlelerde ana cmleyi yardmc cmleye balayan ve dilimize Farsadan gemi olan ki nispet zamiri: Biliyorum ki yaplan iler-hakknda size bilgi verecektir. yle bir ev alm ki grlmeye deer. yle yorulmu ki yemek bile yiyemedi. Bize yle bir oyun oynad ki sorma vb. ki'li birleik cmle Bir temel cmle ile o temel cmleye Far. ki T. kim nispet zamiri ile balanan aklayc bir yardmc cmleden oluan birleik cmle: Kim nispet zamiri genellikle tarih devir metinlerinde yer almtr. Yunan neferleri tamamyla inandlar ki Anadolu topran vcutlarnda iken terk etmek saadettir (Y. K. Beyatl, Eil Dalar, s. 70). Dnyann baka yerlerinde yle memleketler vardr ki dzenini periler kurdu zannedersiniz (Y. K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan, s. 112). Felketim u ki ben zaman zaman kendimi bulan adamm (A. H. Tanpnar, Abdullah Efendinin Ryalar, s. 117). Burada cesaretle syleyebilirim ki yeryznde nice insan byle bir sanatn, byle erefli bir hizmetin vazifeleri olduunu dnmemitir (N. S. Banarl, Trkenin Srlan, s. 6). Biliyorum ki sen bu ilerden iyi anlyorsun. Unutma ki baarnn srr dzenli ve srekli almadadr. Olkuvvetnyokdur ki ilamla (ylanla) pene urasn (Marz., s. 22a-l). itdm kim bir aralan var d kim... (gst. e., s. 26a-8). Balkl srayup dutd, diledi kimyuda (gst. e., s. 30b-ll) vb. kip (Alm. Modus; Fr. mode; ng. mood, mode; Osm. sga) Kk ve gvde durumundaki fiilin bildirdii olu ve kln; konuan, dinleyen ya da kendisinden sz edilen ahslar asndan ne biimde, ne tarzda yanstldn gsteren bir gramer kalb, bir anlatm biimi. baladm, balyorsun, tatlandrm, yuvarlanacaklar vb. Trkede kipler bildirme kipleri ve tasarlama kipleri olarak ikiye ayrlr. Bunlara bk. kii az (Alm. Idiolekt; Fr. idiolecte; ng. idiolect) Bireyler st dil sisteminin belli bir kimse tarafndan kendine zg kullanl. komu ses

Bir dil sesinin evresinde bulunan ses. Sz gelii ku ve kuak kelimelerindeki u nllerinin evrelerinde bulunan sesler kve s sesleridir. konuma (Alm. Sprechen; Fr. parole; tng. speech) Dnceyi szle ifade etme ii. Ayn dili konuan bireyler arasnda szle anlama biimi. konuma cihaz bk. konuma organ konuma dili (Alm. gesprochene Sprache; Fr. langue parlee; ng. spoken langu-age) Bir dilde azdan aza deierek eitli syleyi zellikleri tayan ve yaz dilinden farkl olan dil: uncaaktan kubazha vurup ipini bolama-saydk, nice baltalara sap olduktu, adam srasna bile girdik gittiydi (K. Ta-hir, Yol Ayrm, s. 75). Oni anlataym, oni anlatalum, bak sen de eyi hatir-lattuntur oni. Teb batan balayirum ha (T. Gnay, Rize tli Azlar, s. 245) vb. Kart yaz dili'dir. konuma organ (Alm. Sprechorgane; Fr. organes de la parole; ng. organs of speech) eitli hareketlerle konuma faaliyetini gerekletiren diyafram, grtlak, kkrdaklar, ses telleri, ses yar, yutak, damak, dil, az gibi organlarn btn. konuma tonu bk. tonlama, koruyucu nl bk. balayc nl koruyucu nsz bk. balayc nsz. kk (Alm. Wurzel; Fr. racine; ng. root) Kelimelerin btn yapm ve ekim eklerini kardktan sonra aynla-mayan ve esas (temel) anlam tayan blm: ye-, sor-, k, el(elig), al-, dur-, yol, ver-vb. kken bilgisi Bir kelimenin hangi kke dayandn, ilk hangi kavram tadm, zaman iinde gsterdii gelimeleri vb. konular inceleyen dal. bk. kken bilimi. kken bilimi (etimoloji) (Alm. Etymologie, Wortgeschichte; Fr. etymologie; ng. etimology; Osm. ilm-i itikak) Bir dildeki kelimelerin ekil yaplar ile anlamlar arasnda balant kuran, o kelimelerin yap ve anlamlarn kkenlerine doru izleyerek ilk defa hangi kklere dayandklarn hangi kavramlar yansttklarn ve zaman iinde hangi evrelerden geerek ne gibi gelimeler gsterdiklerini inceleyen ve kken bilgisi ile ilgili dier konular aratran dil bilimi dal. kk-fiil bk. basit fiil. kkte kelimeler Ayn kkten gelen, ancak yap ve grevleri farkl olan kelimeler: gl, gln, glme, gle; gzlk, gze, gzde (sevgili), gzenek; sarg, sarma, sarl, sark vb. kurall cmle Yardmc eden ana eye doru yol alan ve yklemi sonda bulunan cmle Zdd devrik cmledir.

O eski stanbul o byk, o gzel, o rengrenk stanbul ki bir defa gren Avrupallar memleketlerine dnnce nakletmekle, yazmakla izmekle bitir emiyorlard (Y. K. Beyatl, Aziz stanbul, s. 143). Nuran'n bu musik zevkinde ndan fark, belki de kadn insiyaknn geni erkek sesine, onun yaradl yakn hzn ve kederine olan uzv balhy-la gazeli sevmesiydi (A. H. Tanpmar, Huzur, s. 135). Zaten hemen her bina, iinde yetitii tarihin bir parasdr (A. . Hisar, Boazii Mehtaplar, s. 169). Ama bugn iin insanlara, bu topraklarda yaayan ve bu topluluun kaderini paylaan insanlara, kabul art bir mecburiyet dyordu (T. Bura, Kk Aa, s. 96). vb. kuralsz cmle bk. devrik cmle. kuvvetlendirme bk. pekitirme. kuvvetlendirme eki bk. pekitirme eki. kk dil (Alm. Zpfchen; Fr. luette, uvule; ng. uvula) Yumuak daman arka ucunu oluturan ve boaza doru sarkan kk organ. kk nl uyumu (Alm. Labialharmonie, Labialassimilation; Fr. harmonie la-biale, assimilation labiale; ng. labial harmony, labial assimilation) Trke kelimelerin ilk hecelerindeki nllerin dz veya yuvarlak olularna gre onu izleyen hecelerdeki nllerin, kelimenin ilk hecesi dz nll ise dz, yuvarlak nll ise dar yuvarlak veya geni dz olarak gelmesi kural: yaz, yazmalar, tandk, susamak, uyank, ykseli, oda, ksz, oul, korku, dolu gibi. kltme eki (Alm. Verkleinerungssuffix; Fr. sufftxe diminutif; ng. diminutif, . Osm. lhika-i tasgiriyye) zerlerine geldii ad soylu kelimelerin anlamna kklk, azlk, sevgi, efkat kavramlar katan ekler. Trkenin bu kavramlar salayan ve hepsi de vurgulu olan ekleri unlardr: +CA (seyrek+e, tatl+ca, deli+ce, ubuk, gzel+ce); +cIK (kimse+ak, ada+ck, ku+cuk, yavru+cuk, bir yu-dum+cuk, ince+cik, k+ck < kk+ck, mini+tik < minik+ak); +cAK (yav+ru+cak, by+cek < byk+cek, abu+cak < abuk+cak); +cAh (adam+caz, kz+caz); +rAk (az+rak, ufa+rak < ufak+rak, k+rek < k-k+reh, aa+rak) vb. kltmeli ad zerine kltme eklerinden birini alarak daha ok sevgi ve acma, azlk ve kklk ifade eden ad ve ad soylu kelime: adamcaz, kck, yavrucak, yavrucuk, biricik, Mehmetik, yrecik vb. kltmeli sfat diminutive;

zerine kltme eklerinden birini alarak gsterdii kavram ve nitelik klm ve azalm olan sfat. Vurgulu +CA, +CAk, +CIk / +CUk ve +rAk ekleriyle kurulan kltme sfatlarnn yaz dilimizde yaygn olanlar +cA ve +clk / +cllk ekleriyle tretilenleridir: Sadaretten azlolunmu bulunduu bir srada konan bahesinde, avlusunda, alt kat odalarnn ak pencere nnde, hatt yerlerde arada bir, o zamanda pek ok yenilen kck bir francala atlm bulunurmu (A. . Hisar, Gemi Zaman Fkralar: nanlmaz Rivayetler, s. 100). Kckyz insana bir ekmece hissini verecek kadar kilitli idi (A. H. Tan pnar. Abdullah Efendi'nin Ryala-n, s. 122). Abdullah Efendi'de bu korku tam sene evvel hayatnn biricik macerasn kapatan ve onu bambaka bir adam yapan bir k gecesinden beri vardr (A. H. Tanpmar, gst. e., s. 129). ki taraf sar susamlarn altnda simsiyah halde kpksz, krksz ve ya gibi parlak olan ortasnda akamn nerden aksettii farkedilemeyen alaca aydnl bir atlak kubbe gibi gk gsteriyordu (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri: Ylda Bir, s. 102). Bu ehrin saatleri birbirini tutmad iin byk bir zata ait cenazede m bir zat bulunamamt (A. H. Tanpnar, Saatleri Ayarlama Enstitm* m, 227). kltme sfat bk. kltmeli sfat kltme zarf bk. kltmeli zarf. kltmeli zarf zerine kltme eklerinden birini alarak nne geldii sfat ve : deki nitelendirme veya belirtme deerini (zelliini) azaltan zarf. BL. zarflardaki kltme eki vurgusuzdur. Yaz dilinde yaygn olanlar -( -CAk ve -Clk /-CUkekleriyle kurulanlardr: iyice temizlen>r:" kence gelmi bir k; incecik boyunlu ocuk; erkence kalkn ki y^ u.~;-:........ onlar bizden uzakana bir semtte oturuyorlar; demincek gelen adam, ufack doranm meyveler; azck yorulmu grnyorvb. -Llehe (Alm. Dialekt; Fr. dialecte; ng. dialect) . Bir dilin tarih, siyas, sosyal ve kltrel nedenlerle deiik blgelerde, zamanla ses yaps, ekil yaps ve kelime hazinesi bakmndan nemli farklarla birbirinden ayrlan kollarndan her biri: Trkenin Anadolu, Azer, zbek, Kazak, Krgz, Trkmen leheleri gibi. Leheleri, yaplar bakmndan birbirine yakn ve uzak leheler olarak ayrabildiimiz gibi, tadklar zelliklerdeki ortaklk bakmndan da gruplara ayrabiliriz. Nitekim Yakut ve uva leheleri Trk dilinden ok eskiden ayrlm kollar olarak Trkiye Trkesine ve teki Trk lehelerine uzak lehelerdir; ayrlklar ok derindir. Azer ve Trkmen leheleri ise TT'nin yakn leheleridir. Trkenin Kuzeybat (Kpak), Gneybat (Ouz-Trkmen), Gneydou ve Kuzeydou (Altay blgesi leheleri) olmak zere drt lehe grubu vardr.

-Mmantka zne bk. gramerce zne. mastar (Alm. Infinitiv; Fr. infnitif; ng. infnitive) Fiil kk ve gvdelerinin karladklar olu, kl ve durumlar ahs ve zamana bal olmadan gstermek zere -mAk, -mA ve -i / -U ekleri ile kurulan fiil ad: Otur-mak, incele-mek, bilme-mek, birik-me, yorul-ma, dinleme, anlama-ma, bekle-y-i, gid-i, dur-u, grme-y-i vb. rnekler: Ona gidip her eyi anlatmak ve sormak: "Bu paralar benim hakkm m, alaym m?" demek istiyordum (P. Safa, Matmazel Noraliya'nn Koltuu, s. 131). Onunla gz gze gelmek istemedi (P. Safa, gst. e., s. 80). Blent'i asker yapmaa kalkar, sonra askerlerin ehit olduklarn hatrlayarak fikrinden cayard (R. N. Gntekin, Kzlck Dallar, s. 151). kisi de, aydr, sevdikleri birka oyun vard ki, her tekrarnda karmak istemezler, gndz en nde biletlerini alarak akam tam dokuzda yerlerine gelirlerdi (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri: Hakk Skt, s. 118). Baktm, sizin soydan gelme ve kalma gnahlarnz da yok (Tark Bura, Genliim Eyvah, s. 365). Bugn, seni grmeye gelmiti. Kamaktan kovalamaya vakit olmad. Onun byle anszn geliine bir anlam verilemedi. Geni dnyada, kendi hayatn yaamak, gnlerin krn kendi ruhunun ikramlanyla evirmek (A. H. Tanpmar, Abdullah Efendinin Ryalar: Gemi Zaman Elbiseleri, s. 98) vb. Bunlardan -mA ekiyle kurulanlar hafif mastar diye adlandrlr. Buna bk. mastar eki Fiil kk ve gvdelerinin karladklar olu, kl ve durumlar gsteren fiil adlar kurmak iin kullanlan -mAk, -mA, i / -U ekleri: oku-mak, yaz-mak, gl-mek, gel-mek, ile-mek, anla-ma, bak-ma, yerle-me, bil-i, tut-u, ile-y-i vb. Ayrca bk. ad-fiiler. mehul at Geisiz fiillerden -(1)1- / -(U)l- ve -(I)n- / -(U)n- ekleri ile kurulan ve znesi bulunmayan, gerekten mehul olan at: Souktan caddelerde yrnmyor. Sarsnt yznden otobslerde ayakta durulamyor. Kn gecekondu blgelerinde bir yamur yad m, amurdan geilmiyor. Konunun her yenileniinde "hele bir dneyim... anama da bir danmam lzm~ demiti (T. Bura, Yamur Beklerken, s. 75) vb. Bu at, ayn eklerle kurulan edilgen at ile kartrlmamaldr, mehul fiil bk. edilgen fiil. mehul fiil taban bk. edilgen fiil taban, mehul taban bk. edilgen fiil taban, melodik vurgu bk. ahenk vurgusu. meslek ad (Alm. Berufsnahme; Professionsnahme; Fr. nom de profession; ng. name of profession)

+llk/+lllk eki ile kurulan, meslek ve ura alanlarn bildiren ad: alk, boyaclk, iilik, gzclk, balklk, ebelik, doktorluk, kitaplk vb. metathesis bk. gme. miktar zarf bk. azhk-okluk zarflar. mill alfabe Her milletin belirli bir alfabe sistemine dayanarak, ses-harf balants ve harf ekilleri bakmndan kendi dilinin zelliklerine uygun deiiklikler yaparak oluturduu alfabe: Trk alfabesi Ltin asll, Osmanl alfabesi Arap asll, Rus alfabesi Kiril asll birer mill alfabedir gibi. mill dil (Alm. Nationalsprache; Fr. langue nationale; ng. national language: Osm. lisan- mill) Bir millete mensup kiilerin kulland ortak dil: Trk dili, Rus dili. Macar dili, ngiliz dili, Arap dili, Japon dili, Kore dili vb. m'li ikileme Yineleme esasna dayanan ve asl kelimenin anlamna yaygnlatrma, oaltma, benzerlerine katma gibi incelikler ekleyen, nlyle balayan kelimenin bana veya nszle balayan kelimede, kelime bandaki nszn kaldrlp yerine m- sesinin getirilmesiyle kurulan ikileme: Aye maye, ocuk mocuk, etek metek, gelin melin, kap map; aka maka. ev mev, kalem malem, st mst vb. bk. ikileme. morfem bk. ekil birimi, morgagni cepleri Grtlan i yzeyinde ve ses tellerinin hemen zerinde, sal sollu yukarya doru uzanan ve ses tellerinin serbeste hareketini salayan oyuklar. mcerret isim bk. soyut ad. mspet fiil bk. olumlu fiil nefesli nsz bk. soluklu nsz. nesne (Alm. Objekt, bestimtes nhere Objekt; Fr. complemeut d'objet direct, objet; ng. direct object, object) Cmlede znenin, dolaysyla fiili geili olan yklemin etkiledii ahs veya eyi gsteren, yaln veya ykleme durumu eki alm kelime: Abdullah Efendi gecenin skneti iinde bu manzaray doya doya seyretti (A. H. Tanpmar, Abdullah Efendinin Ryalar, s. 52). iy, garip bir aydnlk onlar iinden aydnlatyor, ok mahhas ve zalim bir macera sahibi yapyordu (A. H. Tanpmar, gst. e., s. 53). Kadnn yzndeki solgunluu merak etmese idi bunlar ona soracakt (A. H. Tanpmar, Yaz Yamuru, s. 65). Beni bakalarnn merhameti, inayeti, yahut keyif ve hevesi idare ediyordu (R. N. Gntekin, Acmak, s. 49). Sermed kendini yeniden dnyaya gelmi sand (S. Erol, lker Frtnas, s. 70). Eve geldikleri vakit, teyzesi M-fid'e bir

mektup uzatt (P. Safa, imek, s. 178). Bir ^rm yaptma kani deilim. Hakarete uradm ve cevabn verdim Siz de benim yerimde olsaydnz ayn eyi yapardnz (P. Safa, Biz nsanlar, s. 153). Minareyi alan klfn hazrlar. Dnyay unutmadk ne demek ite ben o gn orada anladm (K. Tahir, Esir ehrin nsanlar, s. 201). Olum bana hediye gndermi; sen bu konuda n e dnyorsun ? Dn akamki toplantda genler ilgi ekici sorular sordular vb. Bir cmlenin nesnesini daha belirgin duruma getirmek, nitelendirmek veya pekitirmek iin nesneye, yine nesne durumunda olan aklayc kelimeler eklenebilir: o kz, o zengin kz istiyorsun demek (H. Z. Uaklgil, Ferdi ve reks, s. 107); Ben dedim, gl grmeye gidiyorum, Karakurt gln (S. Faik, Btn Eserleril: Semaver, Sarn: Hanmn Kars, s. 180). ki ayakllarn dnyasn aryor, kendi yarataca dnyay (K. Tahir, Yol Ayrm, s. 461) vb. Nesne trleri iin bk. Aklayc nesne, belirli nesne, belirsiz nesne. nesne aklaycs bk. aklayc nesne. nicelik (Alm. Quantitt; Fr. auantite; ng. auantity; Osm. kemiyet, kemmiyyet) 1- Kelimedeki seslerin veya hecelerin boumlanma sresindeki uzunluk veya ksalk; bir fonem veya fonem grubunun telffuz sresi, adem "yokluk" / dem "insan"; alem "bayrak" / lem "dnya", cihan "evren"; TT. yok / Tkm. yok vb. 2- Kelimelerin belirttii canllar, nesneleri .ve kavramlar miktar ynnden deerlendirmeye dayanan gramer kategorisi. nicelik zarf bk. azlk-okluk zarflar. nispet eki (Alm. Relationsuffix; Fr. suffixe de relation; tng. suffix ofrelation) Arapa ve Farsa adlardan, baland adla ilgili sfatlar yapmaya yarayan ek (): ilm, tarih, siyas, ruh, itima, idar, mill, mlk vb. Trke szlerde, Franszca kkenli +sAl eki; antsal, biimsel, duygusal, ruhsal, tarihsel, vb. nispet zamiri bk. balama zamiri, nitelenen bk. tamlanan, niteleyen bk. tamlayan. nitelik sfat (Alm. qualifikatives Beiuort, Eigenschaftsuort; Fr. adjectif aualifca-tif; ng. qualificative adjective; Osm. sfat- tavsfiyye) Varlklar durum, biim, renk vb. bakmlardan niteleyen sfat: Sonra Trk kumandannn daha toz konmam olan yumuak ve geni koltuuna yerleti. (O. Seyfettin, Beyaz Lle, s. 150). Uzun ve uzak gurbetlerde zannedildiinden ok fazla kaybeder; ilk kazanlarnn deeri der (A. H. Tanpmar, Yaadm Gibi: Trk iirinde Byk rperme, s. 293). l gecesinin souk karanl iinde dizi dizi ampul klarna doru yaklayoruz (F. R. Atay, Gezerek Grdklerim: Dicle stnde Badat, s. 69). Bu seste insan kk hesaplardan, hrslardan... ve dertlerden utandran bireyler vard (T. Bura, Dnemete, s. 5). Hasta evvel, mulk ve mehul, gizli ve kark dncelerin basks altnda kslmz zekksmn hayreti bir ey

anlatmak istiyor, fakat kendi de anlatamyordu (P. Safa, imek, s. 229). Burada byk millet asl ve madur ehresiyle bakyor, slak gzleriyle yardm istiyor zannediyorum ve bu beni evvelkinden daha derin rpermelerU sarsyor, sarsyor (R. N. Gntekin, Acmak, s. 48) vb. nitelik zarf (Alm. Adverb der Akt und Weise, Modaladverb; Fr. adverbe de man-ere; ng. adverb ofmanner, Osm. hal zarf, zarf hal) Fiilin meydana geli biimini, sfat ve zarflarn niteliklerini belirten zarf: gzel konuma, yanl anlamak, bilerek yapmak, ince uzun, tatl sert, pek gzelgihi. rnekler: Yzme hepiniz o kadar yumuak, lk ve uysal bakyorsunuz, Trk olduumu bilseniz, ne kadar aracaksnz (F. R. Atay, Gezerek Grdklerim: Hazrladm Nutuk, s. 55). Dursalar decekler-mi gibi, omuzlarndaki amurlu tfeklerin altnda iki bklm olmu; yorgun ve perian, ar ar yryorlard (. Seyfettin, Beyaz Lle, s. 148). Deliay btn k boyunca bahe duvarlarna kadar ykselir, boz bulank uultulu devrile devrile, akar, dallar, ktkler srkler getirir, vadinin vahilii btn btn artard (T. Bura, Yarn Diye Bir ey Yoktur, s. 193). Artk kelimeleri eze eze konuuyor, konuurken boynunu ileri uzatyor, hafife kamburunu karyor (T. Bura, gst. e., s. 44) vb. niyet fiilleri ol- yardmc fiilinin -AcAk, -id, -Asive (7)msArsfat-fileri ile oluturduu karmak fiiller: alacak ol-, gidici ol-, diyesi ol-, ver-im-ser ol- gibi. Hayri Efendi ayakta bekledi, mstear kd okudu (...). Bir derkenar yazacak oldu, ancak ona da karar veremedi (M. . Esendal, Ev Ona Yakt, s. 9). Eletirilerinizde yapc olunuz dedik, ypratc oldular. Bir gn Koca gbeklinin byk kardei Gbekolu, Murtaza Aa'nn, Data'ya gide-si olmu (H. Balks, Deniz Gurbetileri, s. 59) vb. bk. karmak fiil. noktalama (Alm. Interpunktion, Satzzeichensetzung; Fr. ponctuation, ng. punc-tuation; Osm. tenkit) Yazda okumay kolaylatrmak iin birtakm iaretlerin kullanlmas: Nokta (.), virgl (,), noktal virgl (;), iki nokta (:), nlem iareti (!), soru iareti (?), nokta (...), dzeltme iareti (A), trnak (), ayra () gibi. nbetleme (Alm. Substitution, phonetische Substitution, Stellevertretung; Fr. substitution phonetiaue; ng. phonetic substitution) Seslerin birbirinin yerine gemesi olay: Anad. az. nbet ~ lbet < Ar. nevbet; dnm > dlm, birader > bilder, renper > kber, lel-, ldr-~el-dr- (A. Caferolu, KD. Tr. 15522, 242-10), kadar-kadan, gudan; bu \ol~buyon (Z. Korkmaz, GBAA. S. 77, 123, kr not 217); uv. -vl-~0: avtan~altan~atan, 'horoz" < avat- tmek; kvafia-klafia gbek <

kbak; -k-p-: ikletiplet- cvldamak; m- > v- mal~val n taraf > *nl, makar-vkar kz > *kz (J. Benzing. Tschuw. Funda-menta I, s. 709) Alnt kelimelerde, bir dilde bulunmayan bir sesi benzeri baka bir sese evirme biimindeki ses karlanmas olay da bir tr nbetlemedir: Ar. Hi(jir <Hlr > TT. Hzr, Ar. hdmet > TT. hizmet, Ar. Fall > TT. Fazl; Far. hond > TT. honut vb. -Oolumlu cmle (Alm. affirmativer Satz; Fr. phrase affirmative; ng. afftrmativ sentece; Osm. msp(b)et cmle, cmle-i msbete) Yklemi olumlu yarg bildiren cmle: kisi de manal manal glmsedi. Kumral imancas, azarlanm bir ocuk ksknl ile kpkl denize bakt (. Seyfettin, Harem: Bir Temiz Havlu Uruna, s. 221). Zaman geer ve insan harcad zamanda yalnz kalr (T. Bura, biin Ryas, s. 3). Teredddnn sknts ve merak birdenbire o kadar artt ki, iinden geen bir cesaret hamlesiyle gayri ihtiyar bir basamak daha kt ve elini uzatt (P. Safa, Matmazel Noraliya'nn Koltuu, s. 26). Bu Tahsin Efendi, ne garip bir adamd. Glyor, kzp kpryor, alay ediyor, rakdan imi kocaman yz ekilden sekile giriyordu (R. N. Gntekin, Acmak, s. 58). Bir akamst asmalardan birinin glgesinde oturuyordum (Y. K. Kara-osmanolu, Erenlerin Bandan, s. 12). Bykanne bir sevin sarholuu iinde eildi, paasnn elini pt (H. N. Zorlutuna, Bykanne, s. 119) vb. olumlu fiil (Alm. Verbum Positivum; Fr. verbe positif; ng. positive verb) Olumlu hareketi karlayan, olma ve yapma ifade eden; -mA olumsuzluk eki almam fiil kk veya gvdesi: al-, otur-, yaz-, bitir-, al-, dile-vb. Kart olumsuz fiil'dir. olumluluk (Alm. Bejahung, Affirmation; Fr. affirmation; tng. affirmation Osm. ispat) Dorudan doruya fiilin karlad olu ve kl gsteren, fiil kk veya gvdesinin -mAolumsuzluk taban eki almam durumdaki dilbilgisi kategorisi: oku-, yaz-, gel-, al-, vb. kart olumsuzluk'tur. olumsuz cmle (Alm. negativer Satz; Fr. phrase negative; ng. negative sentence Osm. menfi cmle, cmle-i menfiyye) Yklemi olumsuz yarg bildiren cmle. Fiil cmlesinin olumsuzu -mA-olumsuzluk ekiyle, ad cmlesinin olumsuzu deil kelimesiyle kurulur: Kamarann alt salonunda yemekten sonra, bizden baka kimse kalmamt (. Seyfettin, Bomba, s. 212). aka etmiyorum, yavrum, bu adlar Trke deil (O. Seyfettin, Bomba: Primo Trk ocuu I, s. 42). Bir daha Ve-zirhanndaki bu zavall bekr odasnn nnden bile gemeyeceim (R. N. Gntekin, Acmak, s. 45). Babas o koca izinden sonra hi gelmedi (T. Bura, Yamur Beklerken, s. 31). Bizim gibi yaamadka, rakipliinizin haklln

kabul edemem (F. R. Atay, Gezerek Grdklerim: ngiliz mparatorluu, s. 48). Pervin ondan gzlerini ayrmyordu (P. Safa, imek, s. 197). Burada ferdiyetle ahsiyeti birbirine antranlarn ezel hatasna dmeyelim (P. Safa, Mazmazel Noraliya'nn Koltuu, s. 193). Hi bir ses bu kadar scak, fn kadar derin atamazd (T. Bura, biin Ryasy s. 200). Yedi senedir bu sokaktan gayri stanbul ehrinde bir yere gitmedim (S. F. Abasyank, Btn Eserleri, s. 142). Alarm, alatamam, hissederim, syleyemem; Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizarm (M. Akif Ersoy, Safahat. I, kitap, s. 3). olumsuz fiil (Alm. Verbum Negativum; Fr. verbe negatif, ng. negative verb) Fiil kk veya gvdelerine olumsuzluk kavram veren -mA- ekinin getirilmesiyle kurulan fiil: alma-, oturma-, yazma-, bitirme-, alma-, dileme-vb. kr. olumlu fiil. olumsuzluk (Alm. Negation, Verneinung; Fr. negation; ng. negation; Osm. nefy) Cmlede yklemin bildirdii olu ve kln olumsuz olarak gerekletiini gsteren dilbilgisi kategorisi. Trkede fiile olumsuzluk kavram -mA-ekiyle, ad cmlelerinde deil kelimesinin eklenmesiyle verilir: Gzlerini pencereden ve kulaklarn kapdan ayrmyordu (P. Safa, Maher, s. 267). Hi bir zaman etrafndaki terkibin bir paras olduumu o gnler kadar duymamtm (A. H. Tanpmar, Sahnenin Dndakiler, s. 80). Benim grdm ev bu sokakta deil. Sen iyi bir okuyucu deildinvh. olumsuzluk edat (Alm. Verneinungspartikel; Fr. partinde de negation;'lng. negation partide) Ad cmlelerinin olumsuz ekimini salayan veya cmlede art arda kullanlan iki veya daha ok zneyi, tmleci ve yklemi aralarndan bazlarna olumsuzluk kavram vererek birbirine balayan kelime, d(-il kelimesi: Bu eve den aknlar arasnda kim duaya muhta, kim irede aczi iinde deildi ? tikat zayfl da yalnz Ferid'in deil, dnyan hali (P. Safa, Matmazel Noraliya'nn Koltuu, s. 71). Hayatta uradn-: btn glkler az ok kafamza gelen ilk fikirden bir trl silkinip kamaymz yznden deil m i d ir f (A. H. Tanpnar, Saatleri Ayarlama Enstits, s. 350) vb. olumsuzluk eki (Alm. Verneinungspartikel; Fr. particule de negation; ng. nega-tion, partide; Osm. menfi edat, edat- menfi) Fiil kk veya gvdelerine olumsuzluk kavram veren ek, -mA- eki: yaz-ma-mak (< yaz-mamak), yazmama (< yaz-ma-ma), yazmay (< Yaz-ma-y) yazmayan (< yaz-ma-yan), yazmaynca (< yaz-ma-y-nca), yazmad (< Yaz-ma-d), yazmyor (yaz-m-yor), yazmam (< yaz-ma-m), yazmayacak (< yaz-ma-ya-cak), yazmamak (< yaz-ma-mah), yazmasa (< yaz-masa), yazma (< yaz-ma) vb.

olu fiili (Alm. Vorgangsverb; Fr. verbe devenir; ng. verb ofprocess) Cmlede yklemin gsterdii iin olma nitelii tadn, yapana yneldiini belirten fiil: bulun-, gel-, doy-, pi-, by-, toplan- vb. kart kl fiili'dir. ortada nl dmesi bk. orta hece dmesi, ortada nl tremesi bk. i seste nl tremesi, ortada nsz tremesi bk. i seste nsz tremesi, orta hece Hece says ikiden fazla olan kelimede ortada bulunan hece: u-ul-tu, a-l-mak, a-t-hm, karan-hk, a-la-ca, a--nvb. orta hece dmesi (Alm. Haplologie, Synkope; Fr. haplologie, syncope; tng. hap-lology, syncopation) Son hecelerinde dar nl bulunan Trke kelimelerin bir gurubu ad ekimi ve iyelik ekleri aldklarnda, i heceye geen son hecedeki dar nllerin, eklerle geniletilmi baz kelimelerde de, Trkenin ses ta-nhi iinde geirdii eitli gelimeler sonunda vurgunun kendinden -:>nraki heceye kaymas yznden, iseste kalan veya balant grevi yapan nllerin dmesi olay: az > az, aza, azn; aln > aln, alna, alnn; bar > bar, bara, barn; boyun > boynu, boyna boynun; oul > olu, ola, olun; kayn > kayn, kaynn; dirilik > dirlik, ilerilemek > ilerlemek, kar > kar, kokulamak > koklamak, kavuak > kavak, sprnt > sprnt, yalnz > yalnz, yanl > yanl vb. rrtak dil (Alm. Gemenisprache; Fr. langue commune; ng. common language) Bir lkede konuulan lehe ve azlar iinde yaygnlaarak hkim duruma geen, ortak yaz ve edebiyat dili olarak kullanlan dil. Trkiye Trkesinin ortak dili stanbul az zerine kurulmutur. ortaklama bk itelik. ortaklama eki bk. itelik eki. ortaklama fiili bk. ite fiil. ortaklk dununu Saha (Yakut) Trkesi gibi baz lehelerde bulunan ve herhangi bir ii, bir ahs veya bir grupla yapmay gsteren durum eki. +UIn / +IU-Un biimindeki bu ek, geldii adn son sesine gre baz deiikliklere urayarak +DIIn / +DUUn, +nlln / +nUUn biimlerine de girer, kihili-in "damla birlikte", uolluun "oulla birlikte", dogarduun "arkadala birlikte", ydn "aklla", ilimniin "ala birlikte", xotunnuun "kadnla birlikte" vb. ortak nesne Birleik cmlelerde birbirinden farkl kllar gsteren fiillerin anlamlarn tamamlayan ve onlara ortaklaa nesnelik eden nesne: postac adresi buldu ama bize bildirmedi. Aradm kimseleri grrsen, bana gnderiver. Bu hikyeyi biraz aadaki levha ile kyas etmeniz iin byk uzattm. (F. R. Atay, Gezerek Grdklerim, s. 141). amlca'daki enitemiz kknn iinde eski ruhunu aryor, fakat artk bulamyordu (A. . Hisar, amlca'daki Enitemiz, s.

232). Gzleri yanyor ve akyordu. Dilerini skmyor ama boyuna birbirlerinin zerinden bir ileri bir geri kaydrp d-ruyorudu (T. Bura, biin Ryas, s. 65) vb. ortak zne Birleik cmleyi oluturan esas ve yardmc cmleler ile baml sral cmlelerde ayn olan zne, zne ortakl: htiyar feylesof anlattka mteheyyi oluyor, mteheyyi olduka en byk tefferruat canu bir ifade ilt tafsil ediyor, ellerini kaldryor, bazan ayaa kalkyor, tekrar kanepeye btf dyor, hikyesine hararet ve hareketle devam ediyordu (O. Seyfettin, Ha rem, s. 63). Dileklerine ermeyenler gelir, ayn yerde hiddetle haykrr yumruklar ile kaplar, perdeleri dverlermi (F. R. Atay, Gezerek Grdkh-rim, s. 75). yle ki, biz yerimizden bamz evirsek, tam oturduumuz minderin hizasnda, bizi dinler gibi baklarn grr ve rzgarla arada srad sallandka balarnda daima tadklar bir amlca uultusu duyardk (A . Hisar, amlca'daki Enitemiz, s. 39). Gesur adam, o korkak adamca gizdir ki, cesaret istiyen yerde, hele dier insanlarn nnde korkuya yenilme. (Kemal Tahir, Esir ehrin nsanlar, s. 292). Aa gnete serpilir, fakat topran derinliklerindeki koku ile beslenir. (A. Hamdi Tanpnar, Yaadm Gibi, s. 39) vb. ortak yklem Birden ok znesi olan yklem, birden fazla znenin bal olduu yklem: Kz okula balad, olan evde, gazetelerin A'larm B'lerini semeye (T. Bura, biin Ryas, s. 60). arklar, gazeller, sazlar, haykrlar, birbirine karan insan ve hayvan sesleri, iptida bir musik aletinden kan bo- uk, uultulu, kark nameler gibi ykselerek byk mesafeleri dolduruyor (P. Safa, imek, s. 154). Sesine metanet ve bann hareketlerine hakimiyet gelmiti (P. Safa, gst. e., s. 200) vb. ortak zarf Birleik cmlelerin, baml sral cmlelerin yklemlerinin ortak zarf, ortaklaa zarf: Sonra denizi grdler, frtnal havalarnda byk dalarn ge doru kalkn, kk rpntlarn her trl hayal oyununa elverili kpklerini, dalgalarn sedef rengi kumsallarda ilerleyip gerileyiini, denizi ve onun deiik yzlerini grdler (A. H. Tanpnar, Yaz Yamuru, s. 145). vey annesi her gn tahta sildirirmi, o da (her gn) ark syleyerek silermi (A. H. Tanpnar, Yaz Yamuru, s. 156). Eerkadn haftalarca hasta yatmam olsayd,(haftalarca) hi kimse phe etmezdi (A. H. Tanpnar, gst. e., s. 169) vb. --

bek bk. grup, kelime grubu, bek vurgusu bk. grup vurgusu, dn kelime bk. alnt kelime, renilen gemi zaman bk. duyulan gemi zaman, renilen gemi zaman kipi bk. duyulan gemi zaman kipi. 1 cnl dil Bir dili toplum olarak konuan ve yazanlarn hep birlikte uyduklar belirli l ve kurallara bal ortak dil. lnl Trke genellikle stanbul azna gre biimlenmi olan konuma ve yaz dilidir. Az zellikleri tayan konumalar ve yazl metinler lnl Trke'nin dnda kalr (Konya az, Kastamonu az gibi.) lnl Trke Konuma ve yazda gramer yaps ve kelime hazinesi bakmndan genellikle stanbul azna gre biimlenmi olan ortak Trke bk. lnl dil lt (Fr. critere, criterium; ng. criterion) zde bir olan konularn karlatrlmas srasnda temel alman l veya ller. l dil (Alm. tote Sprache; Fr. langue morte; ng. dead language) Gnmzde artk konuma ve yaz dili olarak hibir toplum tarafndan kullanlmayan, tarih devirlerdeki varl, brakt eitli yazl belgelerden anlalan dil: Eski Sibirya dilleri, Kktrke, Sumerce, Hitite, Eski Yunanca, Latince, Gota vb. Kart Canl dildir. l ek Artk kullanmdan km veya canlln kaybedip kalplam yahut da yeni anlamlar kazanm ek: +n vasta durumu ekinin Trkiye Trkesinde yalnzca mevsim ve zaman gsteren adlarla birleerek oluturduu zaman zarflarnda kalmas: yazn, kn, gzn, ilkin, yn; ET. +gArU+rA +rU, yn gsterme eklerinin yukar, ileri, ieri, dar, beri, geri, bura, ura, ora gibi sayl kelimelerde; +rAk karlatrma ekinin ufarak, krek, aarak gibi birka rnekte kalmas gibi. Kart canl ektir. l kelime Bir dilin btnyle kullanmdan km olan kelimesi. EAT. dkeli "btn", ass "fayda" (<asg), karanu "karanlk" igen "pek", yarag "hazrlk", genez "kolay", kak- "kzmak", eyit"sylemek" vb. Bu kelimeleri bugnk TT. 'de artk bulamyoruz. l kk Artk kullanmdan km veya canlln kaybederek kalplam ya da dildeki tretmeleri yeni anlamlarla kullanlan kk: /"hile", canlln yitirmitir, alda- (aldatmak) kullanmdan kmtr, tn "gece" anlamyla kullanmdan dm, t->d deiimi ile dn "bu gnden nceki gn" biiminde yeni bir anlam kazanmtr, tne- (tavuklarn gecelemesi) ve tnek<tne-k "ku, tavuk vb'lerin tnedikleri yer" tretmelerinde canlln yitirip kalplam ve yeni birer anlam kazanmtr. n avurt nsz (Alm. lateraler Seitenlaut; Fr. alveolar laterale; ng. alveolar la-teral)

Dil ucunun dilere dokunmas, dil srtnn nde biraz ukurlaarak yanlarn ak brakmas ve cierlerden gelen havann gevek kalan bu yanlardan avurtlara arpmas ile oluan n boumlanmak / nsz: el, tel, bilmek, bilemek, silmek, glmek vb. ncelik fiilen bk. karmak fiiller. n damak (Alm. Palatum, Vorderpalat; Fr. prepalate; ng. prepalate, hard pala-te) Az boluunun st ksmn evreleyen kubbemsi yapdaki daman k, g, n gibi ince sradan nszlerin boumlanmasnda grev alan n taraf. Kart art damak'tr. n damak n'si (genzel n: n, [rig]) (Alm. Nasal; Fr. nasale, ng. nasal) e, i, , gibi ince nszlerle hece kuran ve daman n damak kesiminde boumlanan n (rig) nsz: denk, engel, yenge vb. n damaksllama bk. incelme. n damak nsz (Alm. Palatal, Vorderpalatal, Vordergaumenlaut, Fr. palat. le, consonne prepalatale; ng. palatal) Dil srtnn n taraf ile n damak arasnda boumlanan nsz tr, e, i, , , ince nllre ile hece kuran damak nszlerinden her biri: k, g, n: kedi, keskin, etki, gelin, Ege, engel, denkvb. bk. damak nsz, n ek (Alm. Prfix; Fr. prefxe; ng. preftx; Osm. lhika-i mtekaddime) Baz yabanc dillerde, genellikle kelime tretmede veya ekim esnasnda rastlanan kk kelimenin bana n sesten nce gelen ve kelimeye belirli bir anlam katan ek: ng. ordinary "olaan" / extra-ordinary "olaanst"; countable "saylabilen" / un-countable "sayla-mayan"; Fr. attendu "beklenilen" / in-attendu "beklenilmeyen", he-ureux "mutlu" / mal-heureux "mutsuz"; Alm. Scheinen "parlamak" / be-scheinen "klandrmak"; kennen "bilmek, tanmak" / erkennen "farkna varmak, hkm vermek"; national "mill" / inter-national "milletleraras"; in-land "memleket ii", aus-land "memleket d"; Ar. z-kymet "kuymetl"; Far. b-perva "pervasz, korkusuz"; b-kes "kimsesiz"; n-resde "yetimemi, olgunlamam"; n-tamam "bitmemi" vb. n ses (Alm. Anlaut; Fr. phoneme initial, ng. initial phoneme) Kelime banda bulunan ses: al, biti, durmak, gz, ta, uzak, yaln kelimelerindeki /a/b/d/g/t/u/y/ sesleri gibi. n ses dmesi (Alm. Apharese, Aphareses; Fr. aphere.se; ng. apheresis) Boumlanma koullan, tekrarl kullanmlar (reduplikeler) gibi eitli nedenlerle kelimenin bandaki sesin dmesi olay: stma > stma; scak > scak; Far. harbz > DT. karbuz, TT. karpuz > Hak. arbuz, uv. arpus, Mo. arbuz, keki > eki; ool > ol "o"; bol- > ol-; vb. n ses tremesi (Alm. Prothese; Fr. prothese; ng. prothesis)

Seslerin zelliklerine veya birbirleri ile birleme koullarna bal baz nedenlerle kelime banda bir nsz veya nlnn belirmesi olay: Fr. station >4stasyon; n. steam > istim; Rus > Urus; lzm > il-zm; Far. veng > hevenk; ur- > vur-; Lt. skala > iskele; ayva > hayva; l> yl-; ilet- > yilet- vb. Bu olay genellikle yabanc kkenli szler iin ve azlarda arlkldr. n seste nl tremesi (Alm. Prothese; Fr. prothese; ng. prothesis) Trkede r, I, n gibi nszler ile kelime balamad ve n seste ift nsz de bulunmad iin, yabanc dillerden gemi bu nitelikteki kelimelerin sz konusu nszlerini n ses durumundan kurtarmak zere, kelime bana aslnda olmayan bir nlnn eklenmesi olay, r-ve /-nszleri ile balayan kelimelerdeki tremeler genellikle azlarda grlr: ratna > Uyg. erdini "cevher"; Anad. azl. raf > raf; rite > erite; Recep > recep; Rus > Urus; Rum > Urum; rzgar > rzgar / lzgar; lzm > ilzm; limon > ilinon; le > ile; Yun. anahtar > nahtar > inahtar "anahtar"; station > istasyon; scarpine > iskarpin vb. n seste nsz tremesi nl ile balayan baz kelimelerin n hecelerindeki vurgusuz veya zayf kelime ba nllerinin ses deerlerini koruma vb. nedenlerle y, h, v gibi boumlanma noktalar zayf olan nszlerin tremesi olay; tpar > ypar "koku"; ipek > yipek; rak > yrak "uzak"; ga > yga "aa"; ur > vur; ayva > hayva; elbel > helbet (azlarda), veng > heveng vb. n ses nszleri Bir dilin ses sistemindeki kelime banda bulunan nszler. Trkenin n ses nszleri: /b//d/g/f/k/t/s/v/y/. m ile balayan birka kelime, n ile ne soru zamiri ve trevleri, p ile pire, parmak, pastrma, pnar, prem, vb. ile iman, imek, imdi, u vb. / m /, / n /, /P /, / /sesleri ile balayan kelimelerden bir ksm, Trkenin tarih iinde geirdii ses gelimeleri sonucu ortaya kmlardr: bin > min "bin", barmak > parmak, bnar > pnar, o > u vb. n nl bk. ince nl. zel ad (Alm. Eigenname; Fr. nom propre; ng. propernoun) Tek bir kiiyi, belli bir varl veya topluluu gsteren ad. Kii, yer, kurulu, din vb. adlar zel adlardr: Mustafa Kemal Atatrk, Fatih Sultan Mehmet, Ankara, Uluda, Kzlrmak, Trkiye Cumhuriyeti, Trkiye Atom Enerjisi Kurumu, Balka Gl, Erciyes niversitesi, Mill Ktphane, Atatrk Kltr Dil ve Tarih Yksek Kurumu, Mslmanlk, Budizm'vb. zel dil (Alm. Sondersprache; Fr. langue speciale, langue specialite; ng. voca-tional slang) Bir toplumda, bireyin iinde bulunduu snfa, yaa, zellikle meslee gre belirlenen dil (D. Aksan, Her Ynyle Dil, s. 86): Hekim dili, siyaset dili, klhanbey dili gibi. bk. ve kr. Argo. zel isim bk. zel ad.

zne (Alm. Subjekt, Satzgegenstand; Fr. sujet; ng. subject; Osm. fail, mpteda, msnednileyh) Yklemin gsterdii kl ile dorudan ilgili olan kii ya da eye verilen ad; bir olu ve kln gereklemesini salayan kimse veya ey: Eskiler, bahan ya tabiatta yahud tecrid hlinde, tek manzarasnda severlerdi (A. H. Tanpnar, Yaadm Gibi, s. 114). Oda karma den duvardaki hcreye konmu byke bir gaz lmbasyla aydnlanyordu A. H. Tanpnar, Abdullah Efendinin Ryalar, s. 90). Bu tahamml edilemez bir mrd... (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri, s. 34). Agh Bey, iti; biraz buruk, lkin baygn kokulu, tuhaf lezzetli, ho bir ikiydi (R. H. Karay, gst. e., s. 35). Ben Anadolu'ya gitmezden nce manev kuvvet denilen eyin millet mcadelelerinde byk bir rol oynadna ve bunun ruhtan gelen bir yreklilikle olutuuna inandm (Y. K. Karaosmanolu, Ergenekon, s. 114). Odada, galiba, teyzesi yatyor. (P. Safa, imek, s. 210). Hakikatte btn stanbul garip bir sinirlilik iinde idi (A. H. Tanpnar, Sahnenin Dndakiler, s. 276). O, zamann sahibi idi (A. H. Tanpnar, Saatleri Ayarlama Enstits, s. 37). Siz doru drst konumasn bilmez misiniz hi? (T. Bura, Yalnzlar, s. 216). Melek, hastann baucuna gtrld zaman, bu burnu uzam, gzleri ukura kam adamla alkasn anlayamamt (S. F. Aba-syank, Btn Eserleri 3: Medar Maiet Motoru, s. 170). Yol ayrmna, yolu olan gelir! (K. Tahir, Yol Ayrm, s. 310). nsan lemde hayal ettii mddete yaar (Y. Kemal Bayatl, Kendi Gk Kubbemiz, s. 91) vb. zne aklayc bk. aklayc zne. zne yklem uygunluu (Alm. Kongruenz, bereinstimmung; Fr. accord; ng. concord agreement) Cmlede zne ile yklemin sayca uyumas: Siz vak'alan bir saati sker gibi mtala ediyorsunuz... dedi (A. H. Tanpnar, Sahnenin Dndakiler, s. 143). Ne ise, ben burada oturacam, istersen sen baheye k (O. Seyfettin, Harem, s. 241). Ben kendimi ve Nilfer'i bu adamn merhametinden kurtarmalym (P. Safa, Matmazel Noraliyann Koltuu, s. 83). Dinle Rstem, biz seninle hac yolday z(...) beraber gittik, geldik (T. Bura, Yamur Beklerken, s. 219). Saray sultanlar ehrin biraz dndaki Ferah-Ba'da gezinir ler mi (F. R. Atay, Gezerek Grdklerim, s. 158) vb. -Ppasif bk. edilgen, pasif fiil bk. edilgen fiil. pasiflik eki bk. edilgenlik eki. patlayc grtlak nsz Boumlanma noktas grtlak olan tonlu patlayc g nsz. Azlarda grlr. gayg < kayg, gam < kam, gaynata < kaynata, goyun < koyun, gol < kol vb.

patlayc nsz (Alm. Verschlusslaut, Vollverschlusslaut; Fr. occulusive; ng. occ-lusive, stop) Az kanalnn kapanmas ve cierlerden gelen havann patlama biiminde dar itilmesiyle oluan nsz; p, b, m, t, d, k, nszlerinden her biri. pekitirilmi kelime (Alm. Intensivum; Fr. intensif; ng. intensive) Trkede ad, sfat ve zarf soylu szlerin ak veya kapal ilk hecelerinin p, m, r, s nszlerinden biriyle kapatlmas ve meydana gelen hecenin, o kelimenin bana eklenmesiyle, benzer hecelerin tekrar esasna dayanlarak kurulan ve bu yolla ilgili olduu adm veya fiilin tad anlam younluk bakmndan glendiren kelime: Durum yznden zaten sarslan erif, Handan'in artk kendisine bambaka bir gzle baktn fark eder etmez bsbtn ileden kt; bir eyler yapabilmek hrsyla yanmaya balad (T. Bura, Dnemete, s. 140). En tatls kapy, pencereyi smsk kapatp eski yaanty srdrmekti (T. Bura, gst. e., s. 88). Donuk yz pembelemi, o her zamanki kpkrmz dudaklar ise aksine uuk bir renk almt... (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri, s. 125). Bir haftadr kupkuru kesildi kurabiyeler (P. Safa, Matmazel Noraliya'nn Koltuu, s. 22) vb. Pekitirilmi kelimelerde anlam daha da gl klmak iin ek ylmas olaynda grld gibi, pekitirme ncesi ile asl kelime arasnda bir (A) nls daha eklenir: sap-a-salam, cepe-evre gibi. Geirdii korkun kazaya ramen arabadan sap-a-salam kabildi. Gittikleri yerdt etraflar ep-e-evre sarlmt vb. bk. pekitirme ve pekitirme nls. pekitirilmi zne Dnllk zamirleriyle pekitirilmi zne: Babur'un kendi hem yazar, hem tenkit eder (F. R. Atay, Gezerek Grdklerim: Ara ve Trklk, s. 109). Epeyce... Ben kendim, talih yardm etmeseydi oktan giderdim (A. H. Tanpnar, Sahnenin Dndakiler, s. 210). Eyalarn sen kendin gtrmelisin. Gelip gelmeyeceinizi kendiniz bildiriniz. Ben kendim mahdut, fani bir insanm (S. Erol, lker Frtnas, s. 110) vb. pekitirme Kk kelimenin belirttii zellii eitli yollarla younlatrma, bk. pekitirilmi kelime. pekitirme edat dahi, dA ki, bile gibi kelimelerin, kelime gruplarnn, cmlelerin sonlarna gelerek onlar nceki veya sonraki kelimelere, kelime gruplarna ve cmlelere balayan; bu balama grevleri yannda sonuna geldii dil birliklerine dikkat ekme, glendirme, belirtme ilevi de katan edatlar: nc bir nokta da stanbul fethinin Malazgirt'ten balayan bir hamleyi tamamlad hakikatidir (A. H. Tanpnar, Yaadm Gibi, s. 49). Ryalarnn esrar, dnyasn o kadar amt ki, kendisini imdi btn hayata yabana buluyordu (A. H. Tanpnar, Yaz Yamuru:

Ryalar, s. 131). Bununla beraber muayyen hudutlar iine skm olsa bile, u on sene iinde Trk hikyecilii ok ilerledi (A. H. Tanpnar, Yaadm Gibi: Edebiyatmzda Duraklama m var? s. 321). Kinat dnda ebed bir dnce, gerek ve sonsuz zamann kendisi olan bir dnce tasavvur edin ki bizi seyretsin (A. H. Tanpnar, Yaadm Gibi, s. 14). Ah, bin gzm, bin kulam olsayd da bin aheserin lezzetini birden tatsaydm (Erenlerin Bandan s. 17). Kaabil mi ki onsuz milletleri kalpten tututuran kvlcmlar ksn; kaabil mi ki onsuz saadet ve zafer myesser olsun (Y. K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan, s. 17) vb. pekitirme eki (Alm. Verstrkungsendung; Fr. renforcement, intensif particule d'intensite; ng. reinforcement intensive; Osm. lhika-i te'kd) Ad veya ad soyundan bir kelimeye gelerek anlamn glendiren ek veya eklemi edat. Eski Trkede birka tr bulunan bu ek, gnmzn yaz dillerinde ve lehelerde daha ok kalntlar hlinde srmektedir. Bu eklerin balcalar +0k ve +k, +A, +Ak, +kInyA > +kIyA, yme > +mA, +m'dir. ET. timink (<timin+k: hemencecik), nek (<ne-e+k: nasl?), barca (<bar-r+a: btn, hepsi), amtak (<amt+a+ok: hemen, imdi), birkie (<bir+knya: biricik), azkna (<az+knya: azck), TT. biricik (<bir+i+cik), demincecik (<demin+ce+cik: hemen biraz nce), hemencecik (<hemen+ce+cik) vb. pekitirme hecesi Pekitirilmi kelime yapsnda kurulmu kelimelerde pekitirmeyi salayan ve kk kelimenin ilk hecesinin tamamnn veya bir blnn ak hece durumundan alnarak p, m, r, s seslerinden birinin eklenmesiyle kapal duruma getirilmi hece veya byle hecelerle kk kelime arasnda treyen nllerle iki ak hece durumuna gelen heceler: kap-hara, yap-yass, yemyeil, ar-abuk, r-plak, r-l-plak, yus-yuvar-lak, sapasalam, gpe-gndz, ep-e-evre b. pekitirme sfat Niteleme sfatlarnn ilk hecelerini m, p, s, r nszlerinden biriyle kapayarak benzer hecelerin tekrar esasna gre kurulan ve nitelii younluk bakmndan en yksek derecesiyle gsteren sfat: Kapkara, sapsar, kpkzl, yemyeil, yusyuvarlak, kaskat, tertemiz vb. mer'in kaz, hasmnn bu hareketine, bir mddet gagasn amurdan kar-mvyarak hayretle, sknetle bakt, sonra upuzun boynunu bir ylan gibi yerde sryerek kotu, slk gibi bir sesle tslad (F. Rft Atay, Gezerek Grdklerim, s. 69). Ekberin krmz tatan sapasalam kalesi iinde Baburlar saraynn bir ksm durmaktadr (F. R. Atay, gst. e., s. 156-7). Evet pekl biliyorum ki, bir gn ben her eyi brakp bu kk yola dalarsam, onun bittii yerde btn saadet ve hasretlerimi, eski yaanm ryalarm bulacam, temiz, yepyeni mesut bir adam olacam (A. H. Tanpnar, Abdullah Efendinin Ryalar, s. 123) vb.

pekitirme nls Ad, sfat ve zarf trnden pekitirilmi kelimelerde anlam daha da glendirmek iin pekitirme esi ile asl kelime arasna eklenen (A) nls: ep-evre > ep-e-evre, gpgndz > gp-e-gndz, yapayalnz > yap-a-yalnz vb. bk. pekitirilmi kelime. pekitirme vurgusu (Alm. Akzent Intensivum; Fr. accent intensif, ng. accem intensive) Sz iinde ou zaman vurguyu zerinde tayan hecenin daha iddetli vurgulanmasyla, bir maksadn, bir duygunun daha iyi belirtilmesini salayan vurgu: yazla bu hafta m tanyor sunuz"? Hayr, gele 'cek hafta; Bu sevimsiz olaylar karsnda adamcaz mahvoldu; Bu gayretler yapld ama sonu olarak hibir ey getirmedi; Amma da yaptnz, dedi, siz hi hasta grmediniz mi ? vb. pekitirme zarf zerine pekitirme eklerinden birini alarak nne geldii sfat veya fiilin nitelik veya kln younluu bakmndan pekitiren zarf. Pekitirme sfatlar gibi kurulan pekitirme zarflar yannda, ikileme eklinde kurulan zarflar da pekitirme grevini yerine getirirler: Darda ister k bir sonbahar gibi lk gesin, knunlar iinde kzaklar sapsar do-nanp asmalar filiz versin... (R. H. Kara, Memleket Hikyeleri, s. 86). Siz enitenizi asl byle gzel bir akam, tekmil maneviyatnn tecelli ettii bu muhitte, Beyazt camii ramazan sergisinde, yava yava, adm adm, gcr gcr dolar, yudum yudum, nefes nefes, bak bak haz alrken grmeliydiniz (A. . Hisar, amlcadaki Enitemiz, s. 57). Evet o imdi kendisini, her kapal eyin mtebessim bir insan yz iin olduu gibi, smsk rtlm demir kaplarn hi bir gedii olmayan yekpare duvarlarn arkasnda olup biten hdiseleri gzlerinin nnde geiyorlarm gibi grebilecek bir kudrette buldu (A. H. Tanpnar, Abdullah Efendinin Ryalar, s. 18). Srlerin arasnda arn kalmt, birden aktarn kaz irkildi, silkindi, tyleri dimdik kalkarak kayar gibi birsr'atle br srnn nne geldi durdu (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri, s. 76). mer kenarda, yz kpkrmz, az kilitli bakyor, ortada birbirine girift olan u iki kazdan kendisininkini ayrt edemeyerek ne dedim de kartm diye zlyor, piman oluyordu (R. H. Karay, gst. e., s. 77) vb. peltek di nsz (Alm. Interdentalis; Fr. consonne interdentale; ng. interden-tal) Dil ucunun n dilerin arasna girmesi ve st dilere dokunmasyla oluan nsz. ET. d (peltek d), Ar .s (&, peltek s), z (> i" zet), z d (i d: ja dat), ng. th, sp. c nszleri gibi. ET. adak ayak, edg iyi, Ar. Osman, bahs konu, meb'u milletvekili, tebit, tek, leziz lezzetli, nfuz, tezkire, tazyik bat, art; ng. this bu, thing ey, thought dnce, three sp. inko inko vb. peltekleme

Di-dieti blgesinde boumlanan tonlu z nszyle tonsuz s nsznn dieti blgesine kayarak eve f nszlerinin boumlanma niteliklerine yakn bir ses deeri kazanmas: penzehir panzehir, benzeyi benziyor, emzuk< emzik; ano (bir horon eidi); rika bir horon eidi (T.Gnay, Rize li Azlan, s. 77/3) vb. peltek nsz Azlarda: kat, yar-szc, tonsuz, di-dieti nsz (peltek s) kat, ya-. r szc, tonlu, didieti nsz (peltek z): ano bir horon eidi, benzer, benzeyi benziyer (T. Gnay, Rize li Azlan s. 77/3) vb. perde bk. ton perdelenme bk. Tonlama renk ad Renk gsteren kelime, al, yeil, sar, kara, kzl, mavi vb. renk dili Renklere belli deer ve anlamlar ykleyerek anlamann saland saymaca dil tr: Beyazn teslim, anlama, pembe'nin iyimserlik ve hogr, mfi'nin hrriyet, krmz'nm kskanlk ve ihtiras gstermesi; yollardaki geit lambalarnda krmz'nm dur! san'nm bekle!, yeiFin yayalar iin yr! anlamna gelmesi, st krmz eritle izilmi yol levhasnn o yola girmeyi yasaklamas gibi. resim yazs (hiyeroglif) (Alm. Hieroglyphe; Fr. hieroglyphe; ng. hieraticscript, hierogliphic urriting) Bir dilin hece ve kelimelerini resimlerle veya resme benzeyen ekillerle karlayan ve ta zerine yazlan yaz tr. Eski Msr yazs gibi. resmi dl (Alm. offzielle Sprache, Fr. langue officieller, ng. official language, Osm. lisn- resm) Bir lkede devletin kabul ettii veya kanunla kabul edilen ve resm yazmalarda kullanlan dil: Trkiye Cumhuriyetinin resm dili Trkedirvb. retorik (Alm. Rhetorik; Fr. rhetoriaue; ng. rhetoric; Osm. belagat) Sz sanat; szn veya yaznn anlatm temizliini, gzelliini etkinliini salamak iin bavurulan yollar inceleyip kurallara balayan sanat. rivayet bk. rivayet- birleik zaman, rivayet tarz. rivayet birleik zaman ( Alm. Dubitativ, Zrveifelhaft, Erzahlungsform; Fr. dubi-tatif, narratif; ng. dubitative, narrative; Osm. rivyet-i hl, rivyet-i istikbal, rivyet-i maz.) Bildirme ve tasarlama kiplerine, ek-fiilin duyulan gemi zamannn getirilmesiyle oluturulan birleik kip. Grlen gemi zaman kipi ile emir kipinin rivayet birleik kipleri yoktur, al-rm, al-yor-mu, al-m-m, al-acak-m, al-say-mt, al-a-y-m, al-mah-y-mvh. rivayet tarz

Ek-filin duyulan gemi zamann oluturan ekin (-m), bildirme ve tasarlama kiplerine getirilerek ve zaman, grlmeyen, belirsiz bir zamana aktarlarak yaplan tarz. Grlen gemi zaman kipi ile emir kipinin rivayeti yoktur, bil-ir-mi, bil-iyar-mu, bil-mi-mi, bil-ecek-mi, bil-se-y-mi, bil-e-y-mi bil-meli-y-mi vb. bir de bk. rivayet birleik kipi. sayg okluu (Alm. Hflichkeitsplural, vergrssemder Plural; Fr. pluriel de majeste,, pluriel augmentatif; ng. plural of majesty, augmantative plural) Aslnda tek bir varl gsterdii hlde, anlatma sayg, nezaket ve alak gnlllk (tevazu) incelii katmak zere kullanlan okluk biimi: Bana bu konuda bir yardm ltfeder misiniz? {ltfeder misin yerine). Hanmefendi birlikte gelecekler mi ? {gelecek mi yerine). Siz buradan ayrlyor musunuz? (ayrlyor musun?yerine). Bize (banayerme) kar gsterilen yakn ilgiden dolay teekkr bor biliriz {bilirim yerine); Biz (ben yerine) byle ince hesaplar peinde deiliz {deilim yerine) vb. say (Alm. Numerus; Fr. nombre; ing. number; Osm. kemmiyyet) Bir kelimenin karlad kavramn teklik-okluk yani say bakmndan grnmn yanstan dil bilgisi kategorisi. Bu kategorinin eidi dillerde teklik, ikilik ve okluk olmak zere tr vardr. kili say zellikle Arapa iin geerlidir, bk. saylar. say ad (Alm. Zahltuort, Numerale Fr. nom de nombre, ng. numeral) Say kavramn gsteren ad. , be, yedi, dokuz, on, yz, bin, bin dokuz yz, seksen alt, bir milyon yz elli alt bin, tmen vb. say grubu Basamak sistemine gre sralanm ve herhangi bir ek almadan yan yana gelmi say adlarnn oluturduu grup. Bu grupta byk say bata kk say sonda bulunur. Vurgu sondaki kk say zerindedir: yirmi sekiz, yz on, be yz seksen, yedi milyon yz, iki milyar drt yz milyon yz altm gibi. Say grubunun iinde sfat grubu oluturan saylar da bulunabilir. Sz gelii be yz seksen say grubu iindeki be yz, yedi milyon yz say grubundaki yedi milyon ve yz, on milyon be yz say grubundaki on milyon ve be yz de birer sfat tamlamasdr. Say gruplar cmlede ad ve sfat grevi yklenir: Mays aynn on ikisinde toplant yaplacaktr. Sinan Bey'in evindeki havuz says bir deil tr (ad). Orada, on sekiz gn oturdu. Be yandayken annesinden ayrld. Bir srada drt kii oturuyordu. Siz hi be kapl dolap grdnz m? (sfat) vb. saylar Varlklarn miktarn, tane olarak hesabn bildiren kelimeler. Saylar soyut saylar bildirdiklerinde ve ad grevi yklendiklerinde bamsz olarak kullanlrlar: Krk be dokuza blnr. ki kere iki drttr. e drd eklersen yedi olur. Kalemlerden ikier tane sana, ikier

tane kardeine aldm. Birinci grup gitsin, ikinci grup gelsin. ler, yediler, krklarvh. Say trleri, nesnelerin sayl srasn, paralarn bildirme, blk blk gsterme gibi anlam inceliklerine sahiptirler: beinci snf, ikier kalem, iki- saat vb. say sfat (Alm. Zahladjektiv; Fr. adjectif numeral; ng. numeral adjective; Osm. sfat- adediyye) Varlklar, miktar, sra, letirme, topluluk vb. bakmlardan belirten sfatlar: gn, ikinci ocuk, er elma, ikili gruplar, l anlama vb. Aslnda ikilik (dualite) gsteren ve genellikle gz (g+z), diz, gs (<k-kz), omuz, boynuz gibi organ adlarnda rastlanan eski +(I)z/+(U)z eki (C. Brockelmann, OGM, . 120), zamanla ve yaktrma yoluyla ikiz (ikiz ocuk) vb. dndaki saylara da gelerek z, drdz, beiz, zl, yedizli gibi okluk ve topluluk sfatlarn oluturmutur: Beiz kardeler, yedizli amdan, zl badem vb. Ayrca bk. topluluk say sfat. sebep gsterme eki: +un/ +n Eski Trkedeki um/in edatnn eklendii kelimeyle birlemesi yer yer de n sesini kaybedip + un/ + n biiminde eklemesi ile ortaya km bir ad durumu ekidir: Szn hakin olsun, garaz verivetin olmasn (Marz., 34 / b-5). Bunun dostlug garazindr (gst. e. 11/b-8). annin eyitdm (gste., s. 33b-9). Bu hikyeti anunun didm kim szi garazun sylemeyesin (gst. s. 35a-9) o ravzatu m'in ziyzi'l cenneti gr sennn dzilmi ve umak hurileri sennn bezenmi ki (...) (gste. 10a-8) vb. seenekli cmle (alternatifli cmle) Bala grevi yklenen baz gramer elerinin yardm ile iki yarg arasnda nbetlee bir gerekleme sras kuran cmle: emenin suyu bir geliyor bir gidiyor. Kimi susarm kimi sylenirim. Bazen hareketleriyle pek makul bazen detleriyle garip ve gln gzkrm (A. . Hisar, Gemi Zaman Fkralar, s. 115). yle de sylenir byle de sylenir, vb. sert damak bk. n damak, sertleme bk. tonsuzlama. sert nsz bk. tonsuz nsz. ses (Alm. Laut; Fr. son, voix; ng. sound; Osm. savt) Cierlerden gelen havann ses yolunun herhangi bir noktasndaki boumlanmas ile oluan ve yaylarak kulakta, bir nl olarak veya bir nl ile birlikte alglanan titreim: a, m, n, y, s. ses ayrmas (Alm. Archiphonem; Fr. archiphoneme, ng. archiphoneme)*. Birleik karakterli seslerin eitli yemlerdeki deiimler ile zntye uramas. Eski Trkedeki n (lig) sesinin sonradan n>n, g; ri (ny) > n, y olarak ayrlmas gibi: ET. bardn > Kkt. bardg vardn, bardnz> bardgz vardnz, Uyg. enim / eim ksm enin / ein omuz; enir- / egzr-takip etmek; Kag. yinne / yigne ine; CC. en->TT.e-, yenil> TT. yeni > yeni, Az. yngl hafif, kolay; ant -EAT. angt, ankt, an-kut bir eit su kuu,

Anad Az. sersem, ahmak beni > TT. beyin, Tkm. beyni; knk. TT. gynk yank, yanma; Kkt. kony Uyg. kon ve koy, TT. koyun; Kkt. gary > Uyg. an, gay yoksul vb. ses bilgisi (grevsel ses bilgisi) (Alm. Phonologie, Phonemik; Fr. phonologie; ng. phonemics, phonology; Osm. savtiyyat) Bir dilin seslerini; olumalar, boumlanma zellikleri, kelimelerdeki sralanlar, yklendikleri grevler ve uradklar trl deimeler asndan inceleyen gramer dal. Bu daln da art zamanl ses bilgisi, e zamanl ses bilgisi, karlatrmal ses bilgisi, deneyli (tecrb) ses bilgisi gibi alt dallan vardr. Bunlara bk. ses bilimci Ses bilimi alannda alan, aratrma yapan kimse. ses bilimi (Alm. Phonetik, Lautlehre; Fr. phonetiaue, ng. phonetics; Osm. meb-has- asvt- melhze) eitli dillerdeki sesleri bir btn olarak inceleyen, bu seslerin nasl *Archiphonem terimi genel dil biliminde morphophonem (biimsel sesbirim) 'le e anlaml olarak kabul edilmitir. Olay ayn ses biriminin ayn ekil birimi iinde belli koullara ve evrelere gre deimesi biiminde aklanmtr: ng. magic kelimesindeki c = k hin magician'de olarak okunmas; T aa, topa, geit, yurt, orap, dolap vb. kelimeler nl ile balayan ekil birimi aldklarnda, bunlarn son seslerinde >c, t>d, p>b deimelerine uramas ve bir ses ayrmasnn meydana gelmesi gibi (bk. ve kr. D. aksan, her ynyle dil 2, s. 81) Bizim Archiphonem karlnda ele aldmz ses ayrmas, yukanda belirtildii zere bu nitelikte bir olay deildir. meydana getirildiini, ne gibi nitelikler tadn, dinleyenin bu sesleri aln, ksaca dilin ve bildirimenin ses sistemini ele alan ve insan dilinin seslerini dil sistemi iindeki grevleri asndan deerlendiren dil bilimi dal. Bu bilim dalnn art zamanl ses bilimi, e zamanl ses bilimi, karlatrmal ses bilimi, deneyli ses bilimi, syleyi ses bilimi, uygulamal ses bilimi gibi eitli alt dallar da vardr. ses birimi (Alm. Phonem, Laut; Fr. phoneme; ng. phoneme) Konuma organnn belirli hareketleri ile oluan ve belli bir biimde sralanarak ayn dili konuanlar arasnda bir kavramn ifadesi iin kullanlan kelimeleri oluturan anlam ayrt edici ses. 310/, kol, bal, sal, ba, ka, ya, ta kelimelerindeki y, k, s, b, I seslen bu kelimeler arasndaki anlam farklarn salayan eler olduklarndan birer ses birimidirler. ses birlemesi

Boumlanma noktalar birbirine yakn seslerin birleerek birleik karakterli sese dnmesi olay: ET. yana < yan+ga<yan+ka yan, yan taraf; sig < st+sig tatl, korkng < korkn + sg korkun, bana < bana < ben + ge ben zamirinin ynelme durumu; sana > sana < sen + ge sen zamirinin ynelme durumu vb. ses boluu (Alm. Hiatus; Hiatus Tilger; Fr. hiatus; ng. hiatus) nl ile biten kelime kk ve gvdeleri nl ile balayan bir ek aldklarnda veya nl ile balayan baka bir kelimeyle birletiklerinde iki nl arasnda oluan ses boluu: anla-y-an, dinle-y-en; okulda-y-m, ya-nnda-y-m; tath-y-d (<tath idi), vastas-y-la (<vastas ile), kendisi-y-le (<kendisi ile), ne-y-se (<ne ise); eski-y-ince, bala-y-aym, bahede-y-ken (<bahede iken), sakla-y-acak, bala-y-p, geldi-y-se (< geldi ise) vb. ses cihaz Bir dilin seslerinin karlmasn salayan ses organlarnn btn, bk. ses organlar ses nbetlemesi (Alm. Abstufung, Stufentvechsel; Fr. alternance, ng. grada-tion) Bir kelime kkndeki anlam etkileyen veya etkilemeyen ses deiimi. Bu deiim nl nbetlemesi, nsz nbetlemesi biiminde de grlr: Uyg. amrak/yamrak sevgili, ayg/ayag fena, kt, atlg/atlag adl. nl, gla-/yugla-/kla- alamak, inlemek; kag. imle-/yimle- gzle iaret etmek, TT. el yabanc el/il "lke, ehir, aga/aye, aar / gar "ar", de- / di- "sylemek", yel / yil "rzgar", ut- / t- "oyunda yenmek", bi- / bi-, ala / el "gz rengi" vb. sesil alfabe (Alm. phonetisches Alphabet; Fr. alphabet phonetiaue; ng. phonetic alphabet) Konumadaki btn ses zelliklerini yazya aktarabilmek iin kullanlan ve yaz dili alfabesine oranla ok daha fazla zel nl ve nsz iaretlerine sahip olan alfabe tr. sesil yaz bk. evriyaz, ses deimesi Bir dilde kendiliinden veya o dilin ses eilimlerine bal olarak, kelime veya eklerde, bir sesin yerini genellikle kendisine yakn baka bir sese veya gelime yolu ile kendisinden tremi baka bir sese brakmas olay: ked- > key- > gey- > giy- (1. h- > g-; 2. e->-6-> -i 3. -<jt- > -y-); a.dak > ayak, kulu > kuyug > kuyu (-d- > -y-); azak, atah, ura (l>z, t, r); kan'yu > kayu hangi, kanyu > kam > han > hani (ny > y,n; k > h >h); sub > suv > su su; tatmgan > tavan > tavan tavan (b>v); +Inlz-/+UnUz okluk II. ahs iyelik eki > TT.+InIz/+UnUz: ev-iniz, yol-unuz; Kkt. ata-gz babanz, eb-igiz adrnz, ertigiz idiniz (n>g); Kag. kgrgn > k-kerin > kgerin > kgerin > kgerin > gercin > gvercin; (g>v); ET. ed-g > eyg > ey > eyi> eyi > iyi (d>y); jandarma > candarma; Far. divar > duvar, Ar. attar > aktar vb. ses dudaklar bk. ses telleri

ses dmesi (Alm. Schvund, Ausstossung; Fr. chute; ng. disappearance) Yaln veya ekler ile geniletilmi olan kelimelerin n, i ve sonlarnda bulunan seslerden birinin, eitli etkenlerle yitirilmesi olay. Bunlar n ses dmesi, i ses dmesi ve son ses dmesi diye gruplandrlabilir: scak > scak, stma > stma, uyukla- > yukla- uyumak, uyuklamak, dirilik > dirlik, ilerile> ilerle-, ala- > ala-, oyuna- > oyna-; kkck > kck, yanakak >~yanaak, ufakch > ufack, ufakrak > ufarak, abukcak > abucak; oulan > olan, ifti > ifi, stavu > savu, asttemen > astemen, rastgele > rasgele, kelgen > gelen, kelgi > gelici vb. ses gelimesi Bir dilde, kelime veya eklerde bir sesin gelime yolu ile yerini kendisinden tremi baka bir sese brakmas biimindeki deime olay ET. tur-> TT. dur-, tz- > dz-, tal- > dal-, k-> g-, kl> gl, edg > eyg> ey > eyi > iyi, krkn, kgerin > gvercin; ET., alak > TT. ayak, B^ azak, Yak. atah uv. ura ayak vb. Ayrca bk. ses deimesi. ses kaymas bk. nsz deimesi ses karalanmas bk. nbetleme ses kaynamas bk. kaynama, ses kirileri bk. ses telleri, seslenme nlemi armaya, haber vermeye ve cmledeki seslenmeyi glendirmeye yarayan nlemler: A!, a beyim!; Doktor! Sesi hrnd. Doktor ise. dna sakin ve peten: Efendim, diye sordu (T. Bura, Yalnzlar, s. 232). Ey Rab, ey Rab, neden hafzay mahvetmedin? (Y. K. Karaosmanolu Erenlerin Bandan, s.28), Ey ayrlklar airi, sanayemin ederim ki, vatan da sevgililer gibidir. Uzakken daha ok sevilir, daha ok ruha yakndr (Y.K Karaosmanolu, gst. e.: Dier Nesirler, s.95) Haydi, yavrum f. yat. Vakit ok ge, sonra fena olursun (A. H. Tanpnar, Adullah Efendimi Ryalar: Gemi Zaman Elbiseleri, s. 100). Ayol dedi. Daha imdi yaptk yata, Yazk deil mi? (A. H. Tanpnar, Yaz Yamuru: Yaz Gecesi, s. 163). -Kz, insanlk hli... Sakn o yzk mdr, kpe midir nedir, bilmeden bir yere koymu olmyasn... ( R.N. Gntekin, Kzlck Dallar, s. 138). He\ yolcu, yolcu.. Bir dakika durmaz msn? (Y.K. Karaosmanolu. Erenlerin Bandan: Dier Nesirler, s. 108). Ahmet! buraya gel! Arkadalar! ok alalm ve baar salayalm, vb. bk. nlem ve da dnk nlemler. ses olay Dil seslerinin oluturduklar anlaml ve grevli ses birliklerinde (kelime ve hece) uradklar deimeler. Ses tremesi, ses dmesi, benzeme, ses birlemesi, vb. Trkenin ses olaylarndan bazlardr. ses oluumu (Alm. Phonation; Fr. phonation; ng. phonation)

Cierlerden gelen basnl havann, ses tellerinde titremesi ve ses yolunun belirli noktalarndaki deiik ilemlerle ses durumuna gelmesi. ses organlar (Alm. Sprechorgane; Fr. organes de la parole; ng. organs of speech) Konuma ileminin gereklemesini salayan organlar: cierler, diyafram, grtlak, ses telleri, boaz, az kanal, geniz, dil, diler, dudaklar, damak, grtlak kapa. ses taklidi bk. yanslama. ses telleri (Alm. Stimmbnder, Stimmlippen; Fr. cordes vokales, ng. vocalcords; Osm. hubl-i savtiyye) nde halka ve kalkan kkrdaklarn i kenarlarna yerlemi olan, arkada gen piramit eklindeki ibriksi kkrdaklarn i yzne bal bulunan, grtlan ortasnda er kenarl iki kiri oluturan ve sesin olu-' masnda en nemli etken olan kaslar. ses tremesi (Alm. Einschubvokal, Sprossilbe, Vokalentfaltung, Anaptyxis, Ad-ventivlaut; Fr. anaptyxe, adventice; ng. anaptyxis, adventitious sound). Seslerin zelliklerine veya birbirleriyle birleme artlarna bal baz nedenlerle, Trke ve dilimize girmi yabanc kelimelerin n, i ve son seslerinde nl veya nsz tremesi biiminde kendini gsteren ses olay: Yabanc kelimelerde: ruze > oru, limon > ilimon, rite > erite, scala > iskele, station > istasyon; grup > gurup, Christian > Hristiyan, akl > akl, aks > akis, keyf > keyif; ayva > hayva, aveng > heven, kehrub > kehribar; bionic > biyonik, dialogue > diyalogvb. Trke kelimelerde: ur- > vur, orada > horda, al > hal, rak > yrah, in- >yin-, irin > yirin, idiz > yitiz yksek ip > yip, st > srt, bala- > bala-y-an, kaplu baa > kaplumbaa, gen-e-cik > gencecik, az--ck > azck, gl--ck > glck vb. ses uyumu bk. uyum. ses uyumsuzluu (Alm. Kakophonie, Cacophonie; Fr. cacophonie; tng. cacophony; Osm. tenfr, tenfr-i hurf) Baz kelime ve sz beklerinde, boumlanma noktalan ayn veya birbirine yakn seslerin tekrarndan doan uyumsuzluk. Dil bu uyumsuzluun kulakta brakt rahatszl ve dilde yaratt zevksizlii giderici baz ses dzenlemeleri yapar: ufak + ak > ufack, kk + ck > kck, yan-- >' yanl, bala-l-mak > balanmak, kar + lk +l + lk > kar-lklk, hanm nine > haminne vb. ses yansmal nlemler nsanolunun tabiattaki canl cansz btn varlk ve nesnelere ait sesleri benzetme ve taklit yolu ile oluturduu nlemler: gm, kt kt, uf, prr, mr, miyav, cik cik, gk gk gdah, dan dan da dan dan vb. rnekler iin bk. nlem. ses yar (Aln. Glottis; Fr. glotte; ng. glottis; Osm. mizmar).

Grtlaktaki kalkan kkrdan iki kanad arasnda bulunan ve normal nefes alma durumunda iken ikizkenar gen biiminde ak olan ksm. Ses yarnn arka taraf nefes yang dr. Ses yar, konuma srasnda ses tellerinin bir araya gelip bzlmesi ile ve ibriksi kkrda harekete getiren adaleler aracl ile ksmen veya btnyle kapanabilir. ses yazs (Alm. phonetische Umschrift, Lautrchrifi; Fr. ecriture phonetique; ng. phonetic script) Bir dilin seslerini boumlanma inceliklerine gre ve telaffuz deerlerine bal kalarak gsteren yaz tr, transkripsiyon alfabesine dayanan yaz, transkripsiyonlu yaz. Ayrca bk. evriyaz ve sesil yaz. ses yolu Cierlerden gelen havann, her sesin zelilliine gre deiik ilemlerle dil seslerine dntrlmesi srasnda nefes borusu vastasyle getii yollar: Grtlak, boaz, az kanal, geniz, burun boluu. sfat (Alm. Adjektiv, Eigenschaftsrvort; Fr. adjectif; ng. adjektive) Somut ve soyut ad ve kavramlar niteleme, belirtme, yer gsterme, say gsterme, sorma gibi eitli ynlerden vasflandran, snrlayan kelime tr: doru iml, ar yk, uzun yol, ince i, gzel fikir, hnerli kii, doru at, kzl elma, bin bir dert, tek yol, o zaman, bu durum; hangi i vb. scack, ltl gn bekliyordu (Y. Kemal, Ortadirek, s. 190). Tekmil otlarn taze, yeil, gcr gcr kokusuyla kokuyordu (Y. Kemal, gst, e., s. 191). Tabaolunun keskin, umutlu gzleri teker teker stndeydi (Y. Kemal gst.e, s. 301). Tenha, sessiz yollarda yrr, yrrm (P. Safa, biz nsanlar, s. 181). Mavi duman, bir bilek damar gibi kabartl ve scak dudaklarndan kt (S. Faik, Btn Eserleri 1, s. 69). Biz de mkemmel bir yalanc olduk arkada! (K Tahir, Esir ehrin insanlar, s. 298). Ba-zan birka hafta fazla, bir ka gn fazla yaamak ileri nasl da alt st ediyor (K. Tahir, gst. e., s. 322). Hacer! Ha bak, gelirken benim o uzun yeil ipek bartm de getir (M.N. Sepetiolu, ardakl Bac, s. 96) vb. sfat ekleri Adlardan ve fiillerden sfat yapan ekler: + ///+ IU, + slz/+ sUz, + ki, -(I)k/-(U)k, -GIn/- GUnvb. Dertli ba, kutlu gn, vakitsiz i, tuzsuz ekmek, sudaki balk, batk gemi, ksk ses, kesik kol, uzak yol, uzun menzil, ksa sre, baygn bak, yorgun adam vb. sfat - fiil (Alm. Partizip, Partizipium; Fr. participe; ng. participle) Say ve ahsa bal fiil ekimine girmeyen, fakat ald eklerle fiilin zamana bal olarak tad kavram sfatlatrdndan kendisinde sfat ve fiil niteliklerini birletiren fiil ekli: tannm kii, olmadk szler, ileyen demir, yol gsterici yldz, bakaldrc dnceler, g ler yz, uan kular, gelecek yl, yaanacak mr, batas yer, sylenesi sz, yklas ev vb.

Bakmszlktan ormana dnm baheye kederle bakyordu (K. Tahir, Esir ehrin nsanlar, s. 70). yiyi ktden ayracak g-. c m yoktu (Kemal Tahir, Yol Ayrm, s. 275). Biraz sonra kahvedeki sessizlii hi rpertmeyen ve esrarke dalgasndan uyandrmayan bir hadise oldu (S. Faik, Btn Eserleri, s. 176). Dolduracan ukurun dnda iin ne? (A. H. Tanpnar, Abdullah Efendinin Ryalar: Erzurumlu Tahsin, s. 145). Herkesin bakmaktan korktuu ve gzlerini kard gzlerimiz... (P. Safa, Bir Teredddn Roman, s. 91) vb. Trkiye Trkesinin, fiili, zamana bal olarak sfatlatran balca s-fat-fiil ekleri unlardr: -dik / -dk, -mi / mU, gemi zaman, -r geni zaman, -An gemi ve imdiki zaman, -IcI/-UcU sreklilik, -AcAk gelecek zaman, -mAz olumsuz geni zaman: Eyann skneti, deimez manzaras onun iin hayatta bir teselli ve zevk kayna idi (A. H. Tanpnar, Abdullah Efendinin Ryalar, s.26.) Sofa bir masal l gibi sessiz ve usuz bucakszd. imi korkuya benzer, kle, mini mini, aciz, zavall bir hayvanck oluverie benzer bir duygu kaplad ve ben hemen tam karmda duran aynay farkettim (T.Bura, Yarn Diye bir ey Yoktur, s. 103). Yolunun zerinde salkm aalar ile glgelenmi, adrvan dolu bir cami avlusu vard ki, byle scak gnlerde onu biraz nefes almak iin adeta eker, evirirdi (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri: Vehbi Efendinin phesi, s. 51). Geri vuru Iduu n gn bir ocuk gibi glyordun, bir ku gibi tyordun ve okun dedii yere bakp: "te gsmde bir kzl g at" diyordun (Y. K. Kara-osmanolu, Erenlerin Bandan: Okun Ucundan, s.59). Memnunluun en sanc terkibi: gurur ve gven (T. Bura, Yarn Diye Bir ey Yoktur, s. 151) vb. sfat - fiil grubu Sfat gibi kullanlan fiil ekilleri ile oluturulan ve cmle iinde ad, sfat, zne, nesne, zarf gibi grevler yklenebilen kelime grubu. Gurupta yklem grevi alan sfat-fiil sonda bulunur: Be ayda vcuda geldikten sonra be asr gzmz nnde duran bu Trk eseri (Y.K Beyath, Aziz stanbul, s.106). Orta yal hanmlarn yava hareketlerinde, sakin durularnda, ihtiyatl baklarnda, vefal szlerinde hep bir harem "ser"inin durgun havasnda yetimi edalar grlrd (A..Hisar, Boazii Mehtaplar, s.78). Kimi ilk genliklerinin cennet zamanlarn, kimi genliklerinin buhranl aklarla yanan zamanlarn, kimi ihtiyarlklarnnn artk gzleri alm ve meyus zamanlarn yaayan ve hepsi de dnyaya getirdikleri huylarla bym ve yalanm zavall emekli ocuklar (A. . Hisar, Boazii Mehtaplar, s.99). Buulu effaf bir mavilik, sonra benek benek, yaprak yaprak dalan, geni oluklar hlinde akan bir altn yamas (A.H. Tanpmar, Huzur, s. 168). Kahvenin yer yer sararm, gazete kapl, teneke yamal ve kl rengine dnm camlar (T.Bura, kk Aa, s.50).

Birden annemi ne kadar sevdiimi ve babam ne kadar sevdiimi dndm (O.Pamuk, Sessiz Ev, s. 161). vb. sfatlarda derecelenme bk. karlatrma derecesi, sfatlarda karlatrma bk. karlatrma sfat, sfatlarda kltme bk. kltmeli sfat. sfat tamlamas (Aln. Adjektivkonstruktion; Fr. construction adjective; ng. ad-jectival construction; Osm. terkb-i vasf) Somut, soyut adlar ve kavramlar eitli ynleriyle nitelemek veya belirtmek maksadyla ve ona bal sfatn tamlama diziliinde oluturduu sz grubu. Bu dizilite sfat tamlayan, sfat tarafndan nitelenen veya belirtilen ad tamlanan grevindedir: Evet, pekl biliyorum ki, bir gn ben her eyi brakp bu kk yola dalarsam onun bittii yerde btn saadet ve hasretlerimi, eski yaanm ryalarm bulacam, temiz, yepyeni, mesut bir adam olacam (A. H. Tanpnar. Abdullah Efendinin Ryalar: Bir Yol, s. 123). Bu kt gnlerinde Glsm V bir ana gibi bakyordu (R.N. Gntekin, Kzlck Dallar, s.29). Tahir Aa, bugne kadar nesil yetitirmiti (R. N. Gntekin, st.e., s.29). Sonra kzgn, dumanl bir grup oldu; ezan sesleri arasnda ksk, uyuuk lambalar birer birer yanp kasabay kasvetli bir gece sard (R.H.Karay, Memleket Hikyeleri: eftali Baheleri, s.33). Ben bu ryay; on yedi yamda iken grm ve onu senelerce ehir ehir, sokak sokak aram, daha ilk karlam amzda, gsm dar alarak: "te bu odur!' demitim (T. Bura, Yarn Diye Bir ey Yoktur, s. 35) vb. sfr ek (Alm. Nullmorphem; Fr. morpheme-zero; ng. zero-morpheme) Zaman, tarz, ahs, say, ilgi vb. kavramlarn Trkede zel eklerle ve ekim yoluyla saland bilinmektedir. Byle ekimi gerektiren durumlarda bazen belirtilmek istenen kavramn zel bir ekle gsteril-meyip varl takdirle anlalan ek. rnek olarak say kavramnn ahs ekiyle saland ekimli fiillerde teklik iin, fiillerin tarz ekiminde haber tarz iin ayr bir ek yoktur. Emrin teklik 2. ahstaki ekimi sfr eklidir. sklk (Alm. Frequenz; Fr. frequence; ng. freguency; Osm. tekerrr) Titreen bir nesnenin bir saniyedeki titreim says; bir konumada, bir yazda veya bir yazarn eserinde baz kelimelerin teki kelimelere oranla daha ok ya da daha az kullanlmas durumu. snf bk. kelime snf. snrlama durumu (Alm. Kasus Limitativus; Fr. cas limitative; ng. limitative case) + GA > + A ynelme durumu eki ile + A eitlik durumu ekinin birlikte kullanlmas ile oluan, meknda ve zamanda snrlama gsteren durum. rnekler iin bk. snrlama eki. snrlama eki (Alm. Limitativus; Fr. limitative; ng. limitative) simlere ynelme ekinden sonra gelerek meknda ve zamanda snrlama gsteren ek: + GAA <+GA + A eki. Eski ve Orta Trkede nispeten canldr. Trkiye d yaz dillerinde ve

lehelerde devam etmektedir. Trkiye Trkesinde yerini +A kadar, +A dek edatlarna brakmtr. Ancak, baz Anadolu Azlarnda yine de canl bir kullanla sahiptir: ET. Bilge Tonyukuk altun ygaa Altun ysa kadar kelti-miz; Ouz Kaan Destannda: ta kn batusgaa tegen erdi; oklarn kk-kee atun; a, emdigee imdiye kadar; EAT. be ylgaa be yla kadar; Kaz. tngee geceye kadar, yazgaa yaza kadar. Bar. Tara. Tob. on yekee on yama kadar; Anad. az. indiyece (Siv., Tok.), o zamanaca (Kay.), bu vahtaca (Kr.); aksamaca (Mal.); aamaca (Yoz.); yassyacah, afaacah (Mal.); gacan (Afy.); sa-vahacan sabaha kadar, Kars vb. sral birleik cmle (Aln. koordinierter Safa, beigeordneter Satz; Fr. proposition coordonnee; ng. coordinate sentence) Tek bana yarg bildiren ve bir anlam btnl iinde yan yana sralanan, iki veya daha fazla cmlenin oluturduu cmleler topluluu. Bu cmleler arasndaki anlam ilikisi ortak kip, ortak ahs ve teki ortak cmle eleri ile salanr birbirlerine virgl noktal virgl ve balalarla balanr: Sevdiklerin gp gidiyor birer birer, Ay gemiyor ki almyaym gaml bir haber (Y. K. Beyatl, Kendi Gk Kubbemiz, s. 102). nsanlara istersen en byk hizmeti grr; onlara fazileti, sevmeyi, hakikati retirsin (. Seyfettin, lk Den Ak, s. 61). Ben bu iin her ynn lp bitim, nerden girip nerden kacam hesaba vurdum (K. Tahir, Devlet Ana, s. 185). Gkyz hl sarnd, batda portakal rengi bulutlar belirmiti, ovadaki aydnla ise gitgide lacivert ve gri renkler sryordu (T. Bura, Kk Aa, s. 201). Ben buraya siper kazmaa geldim; gcm kuvvetim yerinde ok kr (S. o-kum, Austos Baa, s. 177). Sabahleyin kalkar, kahvaltm yaparm. Ahmet geldi ve yerine oturdu. Ay dn akamki yerinde; kavak aalarna srmalarn giydirmi,sakin ve ayn glmseyen yzle bakyordu (A. H. Tanpnar, Abdullah Efendinin Ryalar, s. 139). Dadm Musul'da kalmay tercih etmi, Ahmet Aa zmit civarndaki kyne, kardeinin yanna ekilmiti. (A.H. Tanpmar. gst. e. s.186). indeki bir ikinci kiilik, ona kar daima avutucu, uysal snrsz ekilde hogrl davranyor; Murad'n gerekleri grmezlikten gelmesine, hatt inkr etmesine yardmc oluyordu. (T. Bura, Yalnzlar, s. 138). bk. baml sral birleik cmle, bamsz sral birleik cmle. sra say sfat Say adlarndan + (I)ncl/ +(U)ncUekiyle kurulan ve sra kavram bildiren sfat: Birinci gn, nc yl, sekizinci kat, ikinci dnem, beinci bavuru vb.

sra saylar (Alm. Ordinalzahl; Fr. adjectif numeral ordinal; ng. ordinal nume-ral adjective) Varlklarn srasn veya derecesini bildirmek zere say adlarndan +(I)ncI/+(U)ncUekiyle geniletilerek sra kavram bilriren saylar: ikinci, altna, yedinci, onuncu, nc vb. szc (Alm. Spirant; Fr. spirante; ing.spirant) Ses yolunun daralmasyla szar gibi kan seslerin tad nitelik, bk. Szc nsz. szclama (Alm. Spirantverden, Spirantisierung; Fr. spirantisation; ng. spiran-tisatiori) Patlayc nszlerin eitli nedenlerle szc nszlere dnmesi olay: yoksul> yohsul, tak > dahi > dahi, kar- > har-, bu kadar> bu adar (Z. Korkmaz, Nevehir ve yresi Azlar, s. 87), arka > arha, sad > sa-d (A. Ercilasun, Kars ili Azlar, s. 113), gece > geje (A. Ercilasun. gst. y.) vb. szc nsz (Alm. Affrikate, Spirant, Konstriktiv, Frikative, Reibelaut; Fr. con-sonne affriquee spirante; consonne constrictive, consonne fricative; ng, spirant, fiicative) Az kanalnn eitli yerlerinde oluan bir daralma sonunda srtne-rek veya szarak karlan nsz: f, v, y, h, s, z,, j, nszleri Trke-nin szc nszleridir. soluklu nsz (Alm. Aspirata, aspirierter Laut; Fr. aspiree ng. aspirate) Boumlanmas srasnda kendisi ile birlikte bir h soluk sesi duyuran nsz. Korece /A gibi. Alm. pass [p(h)ass]geit, ng. pin [p(h)in]top-lu ine kelimelerindeki p tonsuz nszleri de nefesli nsz durumundadr. Genellikle baz tonsuz patlayc nszlerin boumlanmasnda gze arpan bu solukluluk Trkede paa, pili, toz, tuz vb. kelimelerdeki p, t nszlerinde de grlr. somut ad (Alm. Stoffname, Materiale Konkretum, konkretes Subsantivum; Fr. subsantifde matiere, nom concret; ng. concrete noun) Gsterdikleri, belirttikleri nesneler duyular yoluyla alglanan ve madd varlklara ad olan kelime tr: ta, insan, aa, duman, ses, bulut, elma vb. kart soyut ad'dr. somut anlatm Dilde, kavramlarn doaya bal olarak ifade edilmesi. Trkede eitli renk tonlarn gsteren camgbei, limonkf, tenrengi, rdekba, kan-krmz, stbeyaz, viner gibi renk adlar somut anlatm rnekleridir. somut kavram Ayn dili konuan kimselerde, somut kelimelerin zihinde uyandrdklar genel tasavvurlar. Kuzu'nun ufak ve koyun yavrusu, rmak m. uzun bir akarsu, boa'nm iki boynuzlu, drt ayakl bir hayvan oluu gibi. somutlatrma

Dildeki soyut kavramlar somut kavramlardan yararlanarak anlatma ynelme: ET. tl /til dil organ kelimesinin kitabelerde "konuturulmak zere alnan tutsak" anlamnda kulanlmas; avu amak dilenmek, gzlerini yummak lmek, dile getirmek sylemek, dil uzatmak bir kimse veya ey iin kt sylemek; renk tonlarn gsteren kavunii, viner, yavruaz, camgbei, limonkf vb. son ekim edat bk. edat son seste treme (Aln. Epithesis; Fr. epithese; ng. epithesis) Kelime sonunda nl veya nsz tremesi olay: kehruba / kehribar, radyo / radyon, belki / belkit, hem / hemi / hemin, gayr / gayrn, gibi / gibin, peyda / peydah, tali' > talih vb. son seste nl tremesi Kelime sonunda bir nlnn tremesi. Trkede yaz dilinde rnekleri yoktur. Azlarda da ok az rastlanan bir olaydr: hem / hemi (A. Ercilasun, Kars ili Azlar, s. 98); giderken / giderkene, bu sefer / bu seferi, ertesi gn / ertesi gne, gergefiyle / gegefinneni / (Z. Karkmaz, Gney-Bat Anadolu Azlar,y s. 51, 54 / 2,3 vb. son seste nsz tremesi Kelime sonunda bir nszn tremesi: F. kehruba T. kehribar. Daha ziyade azlarda rastlanan bir ses olaydr: radyo / radyon, gibi / gibin, belki / belkit, kege / kegem, cuma / cmer, halbuki / halbukim (Z. Korkmaz. Gney-Bat Anadolu Azlar, s. 101) vb. son ek (Alm. Suffx; Fr. suffixe; ng. suffix) Kelime kk veya gvdesinin sonuna eklenen ek. Trkenin ekleri son eklerdir: ba + l, ba + lk, balk + sz, ya + a-, yal + lk, demir + d, demirci + lik, gec + ik-, gecik-tir-, bak-, anla-y- vb. sondan eklemeli diller (Alm. agglutinierende Sprachen, anleimende Sprachen, anfgende Sprachen; Fr. langues agglutinantes; ng. agglutinating langu-ages, agglutinative languages) Kelime ekimi ve tretiminin son eklerle yapld dil. Trke sondan eklemeli bir dildir, gldr-e-me-dik + ler + i-miz + den, al-da-n-d-nz, bak-acak-m-snz vb. Kart nden eklemeli dil'dir. sonorisation bk. tonlulama son ses (Alm. Auslaut; Fr. phoneme final; ng. final phoneme) Kelime sonunda bulunan ses. T. aa 'ta / /, bar'ta. / /, var'da / r / nszleri son ses durumundadrlar. son ses dmesi (Alm. Apokope; Fr. apocope; ng. apocope)

Kelimede son ses durumunda olan sesin dmesi olay: serbest>serbes, ift>if, katarakt > katarak, gveyi > gvey, kapg > kap, targlag > tarla, yaylag > yayla gibi. son ses tremesi bk. son seste treme sorma nlemleri, bk. nlem, da dnk nlemler. soru cmlesi (Alm. Fragesatz; Fr. phrase interrogative; ng. interrogative senten-ce; Osm. cmle-i istifhmiye) Soru kavram kazandran hangi? ne? kim? ka? nasl? 'gh soru kelime-lirinden biriyle ya da "evet" veya "hayr" karln isteyen soru eki mi? ile kurulan cmle tr: Kimler elendi, kimler avundu? Vecd ve cui kimde idi? Hani mutrip nerede? Canan ne oldu ? Heyhat, bir hrsz gibi yava yava yaklaan bu l benizli sabah nedir? (Y.K. Karaosmanolu, Erenlerin bandan, s.47). Niin geldiniz? niin bu akam buraya geldiniz? Ve benim rahatm ne diye kardnz? dedi (A.H. Tanpnar, Abdullah Efendinin Ryalar: Gemi Zaman Elbiseleri, s. 99). Ne oldu ? Sen de mektepten mi geliyorsun? Ba m yarld ocuun"? Dt m? Gz m kt? (P. Safa, Biz nsanlar, s.25). Rahmetli mi dediniz? Dik dik baktm: Bu, alacak bir ey mi? Adam kekeledi: Hayr, estafurullah! Gensiniz de... (T. Bura, Yarn Diye Bir ey Yoktur, s. 20). Bu mucizenin sebebi ne idi ? hemen yar lm bir halde kendisine braklan ocuun, kucanda yeniden dirildiini grd iin mi? Onu yalnz bularak acd iin mi ? (R. N. Gntekin, Kzlck Dallar, s. 126). Acaba, sevdii erkee bu kz nasl gler? (S.F.Abasyank, Btn EserleriIIL Yolculukta, s. 123) vb. soru eki (Alm. Fragepartikel; Fr. particule interrogative; ng. interrogative parti-cle; Osm. edt- istifham) Soru kavram veren ml/mU eki. lgili olduu kelimeden ayr yazlr; ancak, o kelimenin son nlsne gre nl uyumlarna girer; soru biimindeki yklemlerde ahs ekleri alabilir: Bizde mi geleceiz?, Gler misin, alar msn ?, yi misiniz ? Yarn buradan ayrlyorlar m ?, Ben de gelebilir miyim ? Okudu mu ? vb. Oo.. beni nasl bir yolculua srklediinizi biliyor musunuz? (T.Bu-ra, Yalnzlar, s. 78). Beni sadece sempatik bulduun iin mi seviyorsun? (T.Bura. gst.e., s. 17). Yahu! hl tanyamadn m? Bu ne unutkanlk... Ben Sleyman deil miyim? (A.H. Tanpmar, Yaz Yamuru: Teslim, s.94). Rahmetli mi dediniz? Dik dik baktm: Bu, alacak bir ey mi? (T. Bura, Yarn Diye Bir ey Yoktur, s. 20). Bu mu ?

Evet (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri: Komu Namusu, s.99). Nice adamlarn gzleri nnde geen vak'alar ahitleri kalmaynca, bir zaman mevzu olur, "Deli miydi, deil miydi?" derler ve "ldrld m, ntihar m etti" diye sorarlar (A. . Hisar, Fahim Bey ve Biz, s. 182). Sahi mi Ali'm? sahiden kylye karacak msn? diye durmadan soruyordu. Ali bayla evet deyince de kuduruyordu (Y. Kemal, Ortadirek, s. 394) vb. soru sfat (Alm. Fragevort; Fr. adjectif interrogatif; ng. interrogative adjective) Adn yerini, saysn, durumunu ve zamann soru yoluyla belirten sfat: Ka defa, hangi ocuk, kanc kat, ne zaman gibi. Aile yadigrlar ne gne duruyor? Rehine veririz, bir ey yaparz (A. H. Tanpnar, Yaz Yamuru, s. 50). Bu ii ka gnde bitirebilirsiniz?Hangi arkclar, hangi, arklar?... (Y. K. Karaosmanolu, gst.e.: s. 109). Ada 'da kaynbabasnn kknde kaldklar zamanlar ka sabah afan taze saatlerinde barbunya avlamt ? (A. . Hisar, amlcadaki Enitemiz, s. 85). Ne zaman ondan bahsedecek olsam elime sarldnz, bana baka eyler anlattnz (A. H. Tanpnar, YG, s.316) vb. soru ekli Adlarda ve fiillerde soru kavram veren ekil. Adlar ve fiil kiplerini soru ekline sokmak iin Trkede mi / mU soru eki kullanlr: Zaman, aldn geri verecek misin ? Yahut o geldii zaman ben onu tanyacak-mym?... lm, demin kokladm iek misin? Yoksa bu hengmede bir an sarldm effaf aydnlk salkm m ? Beni u anda beyz anne birden mi douruyor? Yoksa btn kinat bir billur zerresi gibi sert bir ekirdek halinde ben de mi topland? (A.H. Tanpnar, Yaadm Gibi, s.336) vb. bk. soru eki. soru zamiri (Alm. Fragefnvort, Fragepronomen; Fr. pronom interrogfatif; ng. interrogative pronoun; Osm. istifham zamiri, zamr-i istifham) Yerini tuturuu varl soru yoluyla temsil eden zamir, Kim?Ne?zamirleri: Karaolan, yarm azla, ban evirmeden karlk verdi. Yani de ona uyarak, yarm azla: Ne ieceksin ? diye sordu (T. Bura, Yarn Diye Bir ey Yoktur, s. 45). O zamandan beri neler oldu, sen benden iyi biliyorsun! Yalnz sana sormak isterim ki, bundan sonra n e olacak ? (Y.K. Karaosma-nolu, Erenlerin Bandan: Okun Ucundan, s.64). Aziz dost, blbl eyda ise gl periandr. Kim kime rahmedecek? (Y. K. Karaosmanolu, gst.e., s. 49). yelik ekleri ile geniletilmi soru sfatlar da soru zamiri olarak kullanlr: Hangisini beendiniz? kancsn deniyorsunuz? Ne kadarndan vazgeiyorsunuz? vb. bk. ve kr. soru sfat soru zarf (Alm. Interrogativadverb; Fr. adverbe interrogatif; ng. interrogative adverb; Osm.istifham zarf, zarf istifham)

Fiillerin yer, yn, zaman, neden, nitelik ve derecelerini soru yoluyla aklayan ve soru zamirlerinden yararlanlarak kurulan zarf: nereye ? nerede? hani? nereden? nasl? (<ne asl?) niin? (<ne iin) ne kadar? ne zaman? ne trl?-ne derece? vb. imdi size anmaya yeltenen kstahlar, hayatnzn onlarnkinden bin misli renkli olduuna nasl inandrmak! (T. Bura, Yalnzlar, s.37). Sokaa ktm zaman ona: Annem iin byle eyleri nasl syledin? Hem neden annenden utanyorsun? diye ona ktm (A. H. Tanpnar, Sahnenin Dndakiler, s.39). Oras, niin buradan daha kasvetli, daha Anlatma g kazandrmak, etkili olmak amacyla kelimelerin sanatl kullanmlar; deyim aktarmas (istiare), benzetme: Yllar yaam, yorgun edal, bezgin sesli amlar bu ssz kabrin
bana dolmular, en sakin havada bile iitilen ahret fsltlaryle derviler gibi, biteviye zikrederlerdi (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri: Yatr, s. 88). Tilki gibi kurnazlk acaba ona bir yarar salar m dersinizi Bu kadn daha hayatnn ilkbaharnda eitli dertlerle cebelleiyordu vb.

ahs (Alm. Person; Fr. personne; ng. persori) Fiilin gsterdii iin hangi ahs tarafndan yapldn belirten dil bilgisi kategorisi. Kln, konuann azndan ifade bulan biimi 1. ahs (geldim, yazyorum vb.); dinleyen 2. ahs (getirdin, okuyacaksn vb.); konuan ve dinleyen dndaki kii veya nesne 3. ahs (agiam, glyor vb.yx.vc. ahs az (Alm. Idiolekt; Fr. idiolecte; ng. idiolect) Sosyal bir kurum olan dilin belli bir birey tarafndan kendine zg kullanl. ahs eki (Alm. Personalendung; Fr. desinence personnelle; ng. personel ending; Osm. zamri fii'li) Fiil ekiminde ahs belirten ek. Trkede drt grup ahs eki vardr: 1. Grup ahs ekleri: 1. ahs teklik -m (bildi-m, bilse-m); 1 ahs okluk - k (bildi-k, bilse-k) 2. ahs teklik -n (bildi-n, bihe-n); 2 ahs okluk-/InIz/-UnUz (bildi-niz, bil-se-niz) 3. ahs teklik - (bildi, bilse); 3. ahs okluk -lAr (bildiler, bilseler) II. Grup ahs ekleri: 1. ahs teklik -im / -Um (bilmi-im, biliyor-um, bilir-im, bilece-im, bilmeliyim) 2. ahs teklik -sin / -sUn (bilmisin, biliyorsun, bilirsin, bileceksin, bilmelisin) 3. ahs teklik - (bilmi, biliyor, bilir, bilecek, bilmeli) 1. ahs okluk -iz / -Uz (bilmi-iz, biliyor-uz, bilir-iz, bilece-iz, bilmeli-y-iz) 2. ahs okluk siniz /sUnUz (bilmisiniz, biliyorsunuz, bilirsiniz, bileceksiniz, bilmelisiniz) 3. ahs okluk -lAr (bilmi-ler, biliyor-lar, bilir-ler, bilecek-ler, bilmeli-ler) III. Grup ahs ekleri:

1. ahs teklik -Aym (bil-eyim) 1. ahs okluk -Alim (bil-elim) 2. ahs teklik, eksiz (bil) 2. ahs okluk -In/-Un (bil-in) 3. ahs teklik sin / sUn (bilsin) 3. ahs okluk -slnlAr / -sUnlAr (bilsinler) IV. Grup ahs ekleri: 1. ahs teklik -Aylm (bil-eyim), 1. ahs okluk - Alim (bil-elim) 2. ahs teklik -A -sin (bilesin), 2. ahs okluk -A siniz (bilesiniz) 3. ahs teklik -A (bil-e) 3. ahs okluk -AIAr (bil-eler) ahs ekleri bk. ahs eki ahs zamiri (Alm. Personalpronomen; Fr. pronom personnel; ng. personal pronc<-un; Osm. zamr-i ahs) Dilbilgisinde sz syleyen, kendisine sz sylenen ve kendisinden sz edilen kiilerin yerini tutan kelime. Trkede ahs zamirleri ahslar iin ben, sen, o; okluk ahslar iin biz, siz, onlar kelimeleridir. art cmlesi (Alm. Bedingungssatz; Fr. proposition conditionnelle; ng. conditiona clause) Temel cmleyi yarg bildirmeden zaman, art, sebep ve benzetme ilevi ile tamamlayan zarf grevindeki yardmc cmle tr. Fiil kk ve gvdeleriyle ek-fiile -SA art ekinin getirilmesi ile kurulur. art eki geni zaman kipinden sonra da gelebilir: Artk demir almak gn gelmise zamandan Mehule giden bir gemi kalkar bu limandan (Y. K. Beyatl, Kendi Gk Kubbemiz, s. 83). Az yer dolamadk. Hepsini u uca getirsen, bir dnya eder (S. okum. Austos Baa, s. 123). yi amma, a beyim, yle baknsak, bir alay mekteb-i Ali denilen yerler ve. (M. Akif Ersoy, Safahat, s. 354). Eer hariteki seslerin bize kadar gelme*, mmkn olsa da bize s orsalar ki "gzellik nedir?" hi dnmeden; "bu yeilliktir" diyeceiz (Y. K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan: Dier A sirler, s. 99). phesiz baka artlar altnda bir gecede byle bir eyle kar-lasaydm, hayretten ldrabilirdim (A. H. Tanpnar, Gemi Zaman eli seleri, s. 91). nsan yapt ie sade menfaati iin girerse, yalnz onu dnrse kendisini sonunda sizin gibi itham eder! (A. H. Tanpnar, Saatleri Ayarlama Enstits, s. 305). Sen bu beladan beni kurtarrsan
ben de bir daha kyly hi mi hi ge koymam pamua (Y. Kemal, Ortadirek, s. 296). Moner, asalet olmazsa, bu memleket batar (O. Seyfettin. Efruz Bey: Asiller Kulb, s. 66) Okusayd, iyi olurdu Gelmi olsayd haberimiz olurdu vb.

art eki Tasarlama kiplerinden art eklini ifade eden -sA eki. rnekler iin bk. art cmlesi ve art kipi.

art kipi (Alm. Konditional, Bedingungsform; Fr. conditionnel, ng. conditional; Osm. art sgas, siga-i artiyye) Bir olu ve kln art biiminde dnldn anlatan, dolaysyla, hi bir yarg bildirmeyen, ayn zamanda dilek grevi de yapan tasarlama kipi: Srtn evin kesindeki nar aacna yaslad: uraya oturuver-sem... bu sabah rzgar hep byle esse... gne yerini hi deitirmese... u tavuk boyuna g d aklas a... (T. Bura, Yalnzlar, s.174). Beride, gkyz her ne kadar mavilese, kayalar sar sar ldasa da, yayla zaman gemiti artk (T. Bura, Yarn Diye Bir ey Yoktur, s. 166) vb. Dilimizde arta bal olu ve kllar genellikle geni zaman eki zerine getirilen -sA eki ile karlanmaktadr: Yamur yaarsa, hava biraz serinler. Tavsiyelerinize uyarsam, planladm hedefe ulaabilir miyim?vb. artl birleik cmle bk. art cmlesi ekil bilgisi (Alm. Morphologie, Formenlehre; Fr. morphologie; ng. morphology; Osm. ilm-i sarf) Bir dildeki kk ve ekleri, bunlarn birleme yollarn, eklerin anlam ve grevlerini, dilin tretme ve ekim zelliklerini ve ekille ilgili teki konular inceleyen gramer dal. ekil birimi (Alm. Morphem, grammatisches Marphem, Fr. morpheme, morpheme grammatical; ng. grammatical morpheme) Dilde tek bana kullanlabilen ve daha kk paralara ayrlamayan anlaml birimler ile tek bana kullanlamayan grevli en kk birimler: oyun-cu-lu-umuz-un ba-ar--s; gl--meler-den; st, balk, al, kan vb. yukarda verilen rneklerdeki anlaml en kk birimler oyun, ba, gl, st, al, kan birimleridir. Ek durumundaki teki birimler grevli birimlerdir. imdiki zaman (Alm. Prsens, Gegenwart; Fr. preseni; ng. present; Osm. hl) Fiilin gsterdii olu ve kln iinde bulunulan zamanda yapldn ve sregelmekte olduunu gsteren zaman. bk. imdiki zaman kipi. imdiki zaman kipi (Alm. Prsens, Gegemvart; Fr. present; ng. present tense; Osm. hl sas, sga-i hl). Fiilin gsterdii olu ve kln iinde bulunulan zamanda baladn ve srmekte olduunu bildiren kip. Bu kipi. -(I) yor /-(u)yor, 2. -mAk-lA ekleriyle kurulur. 1. ahs teklik tak-t-yor-um, oku-yor-um; bil-mekte-yim. 2. ahs teklik tak--yor-sun, oku-yor-sun; bil-mekte-sin. 3. ahs teklik tak--yor, oku-yor; bil-mekte-dir. 1. ahs okluk tak--yor-uz, oku-yor-uz; bil-mekte-y-iz. 2. ahs okluk takyorsunuz, oku-yor-sunuz; bil-mekte-siniz. 3. ahs okluk tak--yor-lar, oku-yor-lar; bil-mekte-dirler.

Hi layk olmadm bir tevecchte bulunuyorsunuz, beyefendi (T. Bura, Yamuru Beklerken, s.205). imdi iki kurban oturmu ortak dertlerine yanmaktan baka bir ey yapamyorlar (Y. K. Karaosmanolu, Ergenekon, s. 95). Hava o kadar scak, o kadar scak ki, ceketle oturamyorum (O. Seyfettin, Bomba, s.122). Yavrum, biliyorsun ya- dedi- imdi muharebe var. Annenle biz artk btn btne ayrlyoruz (. Seyfettin, Bomba: Primo Trk ocuu, s. 39). Btn hareketlerinde abesle makul, nizamla kargaalk ayn kymetleri alyor (P. Safa, Bir Teredddn Roman, s. 92). Sabahleyin, gn domadan gzlerini ayor; odann hazin belirsiz aydnl iinde gzlerini etrafa eviriyor (P. Safa, imek, s. 212). Ben bu kez udarolu'ndan hilelenmekteyim (K. Tahir Devlet Ana, s 245). Yanlmaktasn udarolu (gst.e., s.252). Bir yerde irenmektey iz ki, tekerlendik migi-diceimiz yer cehennemiyi dibidir (gst.e., s. 138) imdiki zaman kipinin hikye, rivayet ve art birleik trleri iin bunlara bk. imdiki zaman kipinin hikyesi -Iyorve -mAktA ekleri ile karlanan ve iinde bulunulan zamanda srmekte olan bir olu ve kl gemie aktararak anlatan birleik kip: allyor-du-m, al-yor-du-n, al--yor-du; al-makta-y-d-m, al-makta-y-dnz, al-mak-tay-d-lar gibi. Gidiyordum, gurbeti gnlmde duya duya / Ulukla yolundan Orta Anadoluya (F. N. amlbel,
Han Duvarlar, s.ll). Suyun yzne bakmyordum, dorudan iine, canna, cennetine bakyordum ( H. Balks, Deniz Gurbetileri, s. 47). Bunu Abidin de sylyordu geende (O.V.Kamk, Btn iirleri s.65). Evet, ne demekteydi ? (....) olayd, ayak kapana kapt-rlmayayd Kerim Can (K. Tahir Devlet Ana, s. 484). O ne yaplmas gerektiini daha imdiden bilmekte idi. Kadnn ii titremekteydi (O.Kemal, Hanmn iftlii s.337-338) vb.

imdiki zaman kipinin rivayeti Hlen srmekte olan bir olu ve kl, duyuma veya sonradan farket-meye dayanarak anlatan kip. -Iyor-mu (<-Iyor-imi) ve -mAktA-y-m (<-mAktA imi) ekleriyle karlanr: gel-iyormu-um, gel-iyor-mu-sun, gel-iyor-mu; uyumakta-y-m-m, uyu-makta-y-m-snz, uyumakta-y-mlar gibi. Evvelce burasnn bir yatak odas olduunu sanrdm, aldanyormuum (M.. Esendal, htiyar ilingir, s. 32). Meer herif su satyormu. Ceplerimi kartrdm; bozuk para bulamadm (F. R. Atay. Zeytinda, s. 62). Bi-liyormuymu? Ne biliyormu ki (T. Bura, Kk Aa, s. 124). Napmaktaym ki, arkadan vurulm,u? - immekteymi bana kalrsa (K. Tahir. Devlet Ana, s. 166). Duyduum olaansa, hayrlkyapmak-taymlar imdiden. eri dzp kumandanlar almaa almaktaym-lar (K. Tahir, gst.e, s. 180) vb. imdiki zaman kipinin art

inde bulunulan zamanda gereklemekte olan bir olu ve kl arta balayan birleik kip. -Iyor ise > -Iyor-sa / -UyorsA ekiyle karlanr: bil-iyor-sa-m, bil-iyor-sa-n, bil-iyor-sa, biliyor-sa-k, bil-iyor-sa-nz, bil-iyor-lar-sa gibi. Eer bunda aldanyorsam o zat bu mektuba karlk olarak buraya ilve ettiim adrese bir mektup gnderecek (M. . Esendal, htiyar ilingir, s. 12); : Sklmadan ataymm... Kuzum niin ataym? /nanyorsan eer olur ki ben de anlataym... (M.A. Ersoy, Safahat, s. 209). Eer trl skntlara c- gs gererek da kylerine kadar uzanabiliyorsak, bu, lke ve insan sevgisinden kaynaklanyor demektir vb. taban (Aln. Basis, Grundlage; Fr. base: ng. basis, base) . Kelime kk ve gvdelerinin ekim eki almam yaln durumu: ta, ii, bilgili, terbiye, ciltle-, ayakkab, aktualite, plnlama vb. tali uzunluk bk. ikincil uzunluk tam benzeme (Alm. Angleichung, Assimilation; Fr. assimilation; ng. toto/ as-similation). Bir kelimede yanyana veya aralkl olarak bulunan seslerden birinin dierini boumlanma noktas veya nitelii bakmndan kendisine tam olarak benzetirmesi olay: o bir > br, pantalon > pantolon, gelmezse > gelmesse, gitsin > gissin gibi bk. benzeme. tamlama (Alm. Zusammensetzung, Kompositium; Fr. groupe determinatif, syntag-me determinatif; ng. determinative group; Osm. Terkb) Bir adn anlamnn tam olarak belirlenebilmesi iin, o adn tamlayan grevindeki bir ad veya ad soylu sfat, zamir gibi baka bir kelime ile tamamlanmas; bir tamlayanla bir tamlanann oluturduu kelime grubu: eriye berrak k gn , yol bulmu bir su gibi akt (S. F. Abasyank, Btn Eserleri: eytan Minaresi, s. 106). Analarn anas, analarn anas senin gibi var m ki? (Yaar Kemal, Ortadirek s. 273). Aptalln niforma giymesi de ne tuhaf? (Kemal Tahir, Esir ehrin nsanlar, s. 221). Birka bin kiilik, bycek bir ete arpmasn siz zafer mi sayyorsunuz? (Kemal Tahir, gst. e., s.334). Yolcu iin gecenin karanl imein bir lahzalk aydnlndan sonra daha tahamml edilmez olur (S. Ayverdi, Yusufuk, s. 10). Gidenin yerine benzerini getirmek gayreti, ite insanlarn tesellisi dir. (S. Ayverdi. gst. e., s. 51) vb. tamlanan (Alm. Grundmort, Determinat; Fr. determine; ng. determinated; Osm. muzf mevsf) Ad ve sfat tamlamalarnda tamlamann ikinci esini oluturan ve anlam belirtilen ad: yaz yamuru, Trkiye gerei, can borcu, tahta kak, gnlk yaay, Trke retmeni, koum takmlar, tepenin etei, gnn nktesi, kemerli kap, ac sz, uzak yol, bizim ocuk, kana sravb.

tamlayan (Alm. Determinante, Bestimmungsoort; Fr. determinant; Ing. determinant; Osm. muzafun ileyh, sfat) Ad ve sfat tamlamalarnda tamlamann birinci esini oluturan ad ve sfat: Yazyagmuru, Trkiye gerei, can borcu, tahta kak, gnlk yaay, Trke retmeni, koum takmlar, tepenin etei, gnn nktesi, kemerli kap, ac sz, uzak yol, bizim ocuk, kanc sra, sarn dilber, grnmez kaza, gizli kapakl ilervb. tamamlayc bk. tamlayan. tarih dil bilimi bk. art zamanl dil bilimi tarih gramer (Mm.historische Grammar, Fr. grammaire historiaue; ng. histori-cal grammar) Bir lehenin, bir dilin veya bir dil ailesinin gramer yapsn tarih devirlerdeki deime ve gelimeleri temelinde inceleyen gramer dal. tarz (Alm. Modus; Fr. mode, ng. mood, mode) Yklemin bildirdii zaman grlen gemie, duyulan gemie ve dilek art kipine aktararak elde edilen birleik fiil kipi. Bil-iyor-du, bil-iyor-mu, bil-ir-se gibi. Bu rneklerde, fiildeki olu ve kl imdiki zamandan gemi zamana ve arta aktararak fiilin tarzn oluturan ge eski erfiilidir: bil-e-yorur er-di > bil-iyor-du, kel-mi er-di > gel-mi-ti, tut-ar er-se >tut-ar-sa vb. tarz zarf bk. nitelik zarf tasarlama kipleri (Alm. Modus, Aussagetveise; Fr. mode subjonctif: ng. mood; Osm. sga-i iniyye) Fiilin olumlu veya olumsuz yndeki gereklemesini, tasarlanan dilek, istek, art, gereklilik veya emir kavramlar iinde veren kipler: gitse (<git-se), gide<gid(-t-)-e; gid(-t-)-er-se, gitmeli (<git-meli), gitsin (<git-sin) vb. Kart bildirme kipleri'dir. tasvir fiili (Alm. Deskriptiv Verb; Fr. verbe descriptif; ng. descriptive verb; Osm. tasviri fiil, fi'l-i tasvriyye) Zarf-fiil biimindeki bir esas fiille, bu esas fiildeki olu ve kl tasvir nitelii tayan bir yardmc fiilin zel bir anlam oluturacak biimde birleip kaynamasndan olumu birleik fiil. Bunlar -abil-, -ama-(yeterlik) -a dur-(sreklilik), -/ ver- (tezlik), -A yaz- (yaklama) gsteren
tasvir fiilileridir: Hayal kurmak, hlyalara dalmak iin bunlardan daha uygun beikler bulunamazd (A. . Hisar, Boazii Mehtaplar, s. 69). kide bir tattmz bu abhayat olmasa nasl yaayabilirdik ? (A. . Hisar, gst. e., s. 216). Daha o gn denizden, vapurdan, otomobilden balayarak Nebile sonu gelmeyen bir heyecan alemine girivermiti (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri: Ayenin Talii, s. 149). Asl garibi bu mucizenin bir rpda olup bitivermesiydi (A. H. Tanpnar, Huzur, s. 136). Yaamaktan usa-nverdim bu gn apansz... (Kemal Tahir, Esir ehrin nsanlar, s. 73). te byle, elsiz ayaksz, kimsiz kimsesiz, yce dalar banda, kurdun kuun arasnda, cinin perinin iinde kalakaldm (Y.

Kemal, Ortadirek, s. 139). Selim bu kelle gtrmek szyle lm hatrlayp, lm korkusuna dt. Suratn buz gibi ecel teri brm, yrei rkntden yarlayazmt (K. Tahir, Yol Ayrm, s. 340) vb.

tasvirci gramer (Alm. beschreibende Grammatik, deskriptive Grammatik Fr. gram-maire descriptive; ng. descriptive grammar) Bir dilin veya bir lehenin belli bir zaman kesimindeki yap ve ileyiini, nedenlerini ve geirdii tarih deime ve gelimeleri gz nne almadan tespit etmeye alan gramer tr. tasvirci yardmc fiil (Alm. Deskriptiv-Hilfsverb; Fr. verbe auxiliaire descriptif; ng. descriptive auxillary verb.) Zarf-fil biimindeki esas fiilin bildirdii olu ve kl tasvir eden yardmc fiil. bil-, dur-, ver-, yaz- gibi fiiller tasvir yardmc fiillerdir, bk. tasvir fiili. tasviri fiil bk. tasvir fiili. tara az (Alm. Provinzialismus; Fr. provincialisme; ng. provindalism) Olnl Trkenin ve yaz dilinin dayand konuma lleri dnda kalan, azlara bal konuma tr; geleceiz kelimesinin gelcez, gele-ch, geleceik biimlerinde sylenmesi gibi. bk. az. tayin grubu bk. belirtme grubu. tecrb fonetik bk. deneyli ses bilgisi. tek anlaml (Alm. monosemisch; Fr. monosemiaue, ng. monosemic) Tek bir kavram, tek bir anlam yanstan kelime. Ara-gere adlar terimler, baz somut ve soyut adlar tek anlamldrlar: azlk; duvar, elek, dizlik, silecek, keser, masa, sandalye vb. Terim olarak: drtgen, atardamar, ekim (gramerde), yer ekimi; soyut ad: bar, acma, sevin, gzellik gibi. Kart ok anlamllk'tr. tek anlamllk (Alm. Monosemie, Fr. monosemie; ng. monosemy) Bir kelimenin tek bir kavram, tek bir anlam yanstmas: aa, ta, dere, orman, iek, omuz, gs, tatl, eki, salk, tuzluk, baar, bar, dzen vb. Kart ok anlamllk'tr. tek doruklu hece (Alm. eingipfelige Silbe, regelmssige-Silbe Fr. syllabe sommet uniaue, syllabe reguliere; ng. one peaked syllable, regular syllabe) Duyulma gc en yksek olan sesin bir veya iki yannda aklk derecelerine gre sralanan seslerden oluan hece. Trkenin btn heceleri tek dorukludur ve hecenin doruu da her zaman bir nldr. al, alt, yol, denk, yurt, bu, su vb. tekerrr fiilleri bk. tekrarlama fiilleri. tek heceli diller (Alm. Wurzel Sprachen, einsilbige Sprachen; Fr. langues mo-nosyllabiques, langue isolante; ng. monosyllabic languages)

Kelimeleri, ek almadan ve ekime girmeden cmle iindeki yerlerine ve baka szlerle birlikte kullanllarna gre eitli anlam ve grevler yklenen diller: ince, Tibete, Siyamca, Bask dili ve baz Africa dilleri gibi. Bu dillerdeki szlerin bir ksm tek hecelidir. Kart eklemeli diller'dir. tekleme (Alm. Entdoppelung; Fr. degemination) Dilimize Arapa, Farsa gibi yabanc dilerden gemi baz szlerin i seslerindeki ift nszlerin teklemesi olay: Ar. amma > ama, hammn > hamam, insniyyet > insaniyet insanlk; kassab > kasap, serrdc > sara; Far. bedter daha kt beter vb. Ayrca bk. ve kr nsz teklemesi. teldik (Alm. Singular; Fr. singulier, ng. singular Osm. mfref) Adlarda ve ekimli fiillerde nesne veya ahsn sayca tek olmas durumu. teldik birinci ahs eki ekimli fiilde fiili karlayan olu veya kln teklik birinci ahs (konuan) tarafndan gerekletirildiini gsteren ek; ekimli fiilde, fiildeki kl gerekletiren ahsn konuan olduunu gsteren ek. Zamir kkenli teklik birinci ahs eki - im / - Um, iyelik kkenli teklik birinci ahs eki -(I)m/-(U)m zaman ve ahs kavramn ayn ekte bulunduran dilek-istek kipinde -Ay(I)m-'dr. Ben de annelerine teyze derdim ve ok severdim (A. H. Tanpnar, Sahnenin Dndakiler, s. 180). imdilik u kadarn sylesem yeter: Var iken yok olanlara karlk, yok iken veya yok olmu iken var olmak da mmkndr (T. Bura, Dnemete, s. 24). Syleyeceim ama pis romantiin biriyim ben (T. Bura, gst. e., s. 25) Onu bakalar iin istemekle ben de nefsime kar hr oluyorum (A.H. Tanpnar, Huzur, s. 262) Yarn size urayaym m ?vb. teklik ikinci ahs eki ekimli fiilde, fiili karlayan olu ve kln teklik ikinci ahs (dinleyen) tarafndan gerekletirildiini gsteren ek. Zamir kkenli teklik 2. . eki: -sln/sUn, yelik kkenli teklik 2. . eki: -n'dr. Emir kipinin teklik 2. ahsta ekimi sfr eklidir: Susuyorsun, kskn kskn bakyorsun, ayaa kalktn, me'alemi aldn. Nereye? Nereye? Nereye? (Y. K. Karaosnanolu, Erenlerin Bandan, s. 46). stersen yryelim daha iyi olur (T. Bura, Dnemete, s. 209). Hi iftliktekileri ne halde bulacan dnmyorsun? dedi (A. H. Tanpnar, Sahnenin Dndakiler, s. 152). Her eyi o kadar kendi hadlerine indirmi o kadar kendine benzetmisin ki... (A. H. Tanpnar, Huzur, s. 355). Sen bana snmeyen atelerden ve gllerden bahset! (Y.K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan, s. 55) vb. teldik nc ahs eki

ekimli fiilde, fiili karlayan olu ve kln teklik nc ahs (konuan ve dinleyen dndaki kii veya nesne) tarafndan gerekletirildiini gsteren ek. Zamir kkenli teklik 3. ah. eki: sfr ek yelik kkenli teklik 3. ah. eki: Grlen gemi zaman kipinde: -I-/-U-; art kipinde: sfr ek; emir kipinde zamanla birlikte ahs kavramn da bildiren mstakil ek: -sln/sUn'dur: O gnden beri Sabiha'nn belli bal mevzuu tiyatro olmutu (A. H. Tanpnar, Sahnenin Dndakiler, s. 143). Gelip de ne yapsn, zavall kadn. Otursun oturduu yerde... Paris gibi yerden kalkp buraya gelinir mi? (P. Safa, Biz nsanlar, s. 163). Bu mldayan sular, bu sessizlik iinde duyulan klar ve duyulan kokular bir gizli musiki tekil eder (A. . Hisar, Boazii Mehtaplar: XIII Boazii Cenneti, s. 115) vb. tekrar grubu Bir nesneyi, bir olu ve kl karlamak zere; ayn, yakn ya da zt anlaml ve eit grevli iki kelimenin oluturduu kelime grubu: grl grl, l l, iin iin, ml ml, tatl tatl, yava
yava; kuzu muzu, oyun moyun; ala ala, geze geze; akll uslu, a ekmek, ev bark, doru drst, dayal deli, i g, uradan buradan, yorgun argn; bata ka, dere tepe, iyi kt, gidip gelmek, var

you vb. Tekrar gruplar cmlede ad, sfat ve zarf grevi yklenirler: Tatl tatl konumak yerine insanlar birbirlerini neden krarlar ki! Ev bark sahibi olmak, dzenli almay gerektirir. Kra gittiimizde renk renk iekler toplardk. ocuklar bahede akll uslu oynuyorlar. Geen yl iyi kt bir eyler yapabildik. Aye'yi soruyorsan deli dolu birkzdrvb. tekrarlama fiilleri -AlA-, -AklA-, -IklA- gibi eklerle kurulan ve fiildeki olu ve kln tekrarlandn, srekliliini gsteren fiiller: ek-/ek-ele-, e-/e-ele-it-/it-ele-, it-/it-ekle, o-/oala- kak-/kak-ala-, serp-/serp-ele-, silk-/silk-ele, uyu-/uyu-kla-, sr-/sr-kle-, dit-/did-ikle- vb. tekrarl yklem Anlama g kazandrmak ve okuyan etkilemek amacyla tekrarlanm olan yklem: Kadn akamlara kadar alt alt, alt. Zavallck hi bir i yapamadan gnlerce hep alad, alad ve alad vb. tekrarl bala Sra szleri ve cmleleri birletiren bala. ne...ne, de...de, olsun...olsun, gerek...gerek, ister...ister hem...hem, hem de: O hem k ile ve su ile dalp akmasn, hem de suda toplanmasn, klelen-mesini bildi (A. H. Tanpnar, Yaadm Gibi: stanbul, stanbul'un Mevsimleri ve San'atlarmz, s. 1). Ne gcn aan meseleler iin ene yormaya, kafa eskitmeye niyeti vard, ne de kendi baarszlklar, aclar

iin sulu aramaya (T. Bura, biin Ryas, s. 57). Ne Server ieri girmek arzusu gsteriyor, ne de br gelmesini teklif ediyordu (R. N. Gntekin, Kzlck Dallar, s. 22). erif ona sevgiyle bakt: Hem bu kadar ilenmelisin, hem d e bu en ili halinde bile o minicik yalanlarn ve yaltaklanmalarn brakmalsn (T. Bura, Dnemete, s. 107). Gelenlerin ve geleceklerin ou ifti, kzle olsun, makina ile olsun toprakla, sert, sar, esmer, buday habbele-riyle ne zaman tekrar babaa gelecekler (A. H. Tanpnar, Yaadm Gibi: Gmen Davas, s. 51) vb. telffuz (Alm. Aussprache; Fr. prononciation; ng. pronunciation) Dil seslerinin karllar srasnda ses organlarnn yapt hareketlerin btn; kelimelerin, seslerin boumlanma hareketlerine bal sylenii. temel anlam bk. asl anlam, szlk anlam. temel cmle (Alm. Hauptsatz; Fr. propositione principale; ng. main clause; Osm. cmle-i asliye) Birleik bir cmlede ana fikri tayan ve esas yargy zerinde bulunduran cmle: Birka dakika daha kalsa, adam orada dvmee mecbur olacan biliyordu (A. H. Tanpnar, Huzur, s. 281). Hastalar iyilesin, iyilemesin doktor armalyd (A. H. Tanpmar, Huzur, s. 326). Hepimizin talih ve talihsizlik dedii eyler birbiriyle o kadar karktr ki bunlar kendimiz bile birbirinden ayrd edemeyiz (A. . Hisar, Fahim Bey ve Biz. s. 200). Bu sralarda doktor, henz servete deilse de para skntlarndan uzak ve hrete ak bir hayata ayak basm bulunuyordu (T. Bura, Yalnzlar, s. 190). Hele yznn hayali o kadar siliklemiti ki bugn bir yerde rastlasa, birdenbire tanyaca pheliydi (R. N. Gntekin, Kzlck Dallar, s. 115) vb. temel kelime (Alm. Erbvort, Grundrvort; Fr. vocabulaire essentiel; ng. basic vo-cabulary; Osm. asl kelime, kelime-i asl) Bir dilde ok eski devirlerden beri kullanlagelen, o dilin eitli alanlardaki sz varln oluturan temel kavramlardan birine karlk ve yeni tremelere temel oluturan tek heceli veya daha basit kkn bilemediimiz birden fazla heceli kk deerindeki taban kelime: ba, ta, sa, kol, gz, diz, al-, bul-, gel-, ye-, sil-, koru-, boya-, ga aa ayak, dere, tepe vb. terim (Alm. Fachausdruck; Fr. terme; ng. term; Osm. stlah) Bilim, teknik, sanat, spor, zanaat gibi eitli uzmanlk alanlarnn kavramlarna verilen snrl ve zel anlamdaki ad: radyo, televizyon, bilgisayar, dil bilimi, yklem, benzeme, zgl arlk, drtgen, atardamar, yer ekimi vb. tezlik fiili (Alm. hast Verbum, Zeitvort von Eile; Fr. verbe hatif, ng. verb ofhas-te; Osm. tacil fiili, fi'l-i ta'cl -(y)I/- (y)U'lu zarf-filin zerine tezlik, abukluk gsteren ver- tasvir yardmc fiilinin getirilmesiyle kurulan birleik fiil: Bu bina esasl Ur tamir ister, bay Murad dedi.; pancurlar

nerdeyse iniverecek (T. Bura, Yalnzlar s. 227). Nedir insan aldatveren... kty ve ktl unut-turuveren ? Ktl bir sabahlk, bir sokak kyafeti haline drveren nedir (T. Bura,
gst.e., s. 226). te o zaman Hseyin beyin o yrek paralayan glmseyii eriyiverdi (T. Bura, gst.e, s. 236). Drdane, hiddet ve hayretle: Bilmiyorum vallahi anne, dedi, bo bulundum ite... azmdan kverdi (R. N. Gntekin, Kzlck Dallar, s. 75). Elif, dedi, daynn uvallarn eee srtla da deirmene gtrver (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri: Ylda Bir, s. 105). Yere kverdi (Y. Kemal, Ortadirek, s. 297). Biraz daha yatam, uykuyu dnsem belki de uyuyuvereceim (S. Faik, Btn Eserleri: Semaver, Sarn: Birtakm nsanlar, s. 83) vb.

titrek nsz (Alm. Vibrant, Zitterlaut; Fr. vibrante; ng. flapped, trilled) Dil srtn geriye doru kabarp, kenarlarnn di- n damak snrnda yer ald srada, dil ucunun di etine hafife arpmas ve aradan geen havann titremesi ile oluan akc r nsz. ton (Alm. Ton, Betonung; Fr. ton; ng. tone; Osm.perde) Konuma srasnda seslerin titreimlerindeki ykselip alalma farklarndan kaynaklanan perdelenme olay, ses perdelenmesi; hecenin tiz veya pes sylenii: fBu? bu mu? (ykselen ton) IBu. evet bu (alalan ton) Sorularmza cevap verefcek misin? (ykselen ton) Sorularmz dinlendi vegiitti (alalan ton) gibi. tonlama (Alm. Intonation; Fr. intonation; ng. intonation) Konuma srasnda, konumaya hkim olan esas tonda eitli anlam incelikleri salayan deiiklikler; konuann nem verdii veya ayrc anlamlar vermek istedii kelimelerde bavurduu deiik ton, kelime ve heceler arasnda ykseklik ve younluk bakmndan meydana getirdii farklar: Eh ne diyorsun baka flm? Orhan aala I di: , Nasl ya ni? Ne dnyorsun de dim ? Hii. yi ya. Gene gazeteye eil Ama Orhan 'm gld n de gr d: di.
Ne ye gldn ? Ge mi hi ? ne Orhan bu sefer da bir i gl ha ten d: Evet. Ama bu sefer sahiden hi.

Demek demin yalancktan hi idi"? y (T. Bura, Dnemete, s. 22) vb. le Yukardaki rnekte yer alan hi kelimelerinde birbirinden farkl tonlamalar vardr. tonlama uzunluu Konuma srasnda tonlamaya bal olarak meydana gelen geici uzunluk: Giz Ayee, anana deyiver de ince elei veriversin. Hatce abaaa, gz; anam der ki iki saplnn ii yoksa veriversin ha der. Kardeliiik. Giz kardeliiik. Mezere mi girdin hay gz ?Deminden beri nlerim de sesin kmaz. Eysran isterin (T. Bura, Dnemete, s. 61) vb. tonlulatna (Alm. Sonorisierung; Fr. sonorisation; ing. Sonorisation, voicing) 1. nszlerin boumlanmas srasnda, cierlerden gelen havaya ses tellerinin titreerek ton vermesi, nszlerin tonluluk nitelii kazanmas, b, c, d, g, vb. nszlerin boumlanmasnda olduu gibi. bk. tonlu nsz. Kart tonsuzlama'dr. 2. Tonsuz p, , t, k gibi nszler ile biten kelimelerin sonuna nl ile balayan bir ek getirildiinde, kelime sonundaki tonsuz sert nszlerin yumuayarak tonlu b, c, d, g () nszlerine dnmesi olay, sebep > sebebi, kebap > kebaba, aa > aac, topa > topaca, art > arda, drt > drde, denk > dengi, eik > eie, kpk > kpn vb. tonlu nsz (Alm. Stimmhaft, Sonorlaut; Fr. consonne sonore, consonne douce, voise; ng. voiced, sofi consonnant; Osm. Sedal konson) Cierlerden gelen havaya ses tellerinin titreip ton vermesi ile boumlanan nsz tr. Trkede b, c, d, g, , j, I, m, n, v, y, z nszleri tonlu nszlerdir. Kart tonsuz nsz'dr. tonsuzlama (Alm. Stimmlosigkeit, Verlust der Stimmhaftigkeit; Fr. assourdisse-ment, devoisement; ng. loss of voicedness, devoicing) Ses tellerinin cierlerden gelen havay titretirmemesi ve ton vermemesi; nszlerin boumlanma srasnda titreimlerini kaybederek tonsuzluk nitelii kazanmas, p / / t vb. nszlerin boumlanmalarnda olduu gibi. bk. tonsuz nsz. Kart tonlulama'dr. tonsuz nsz (Alm. stimmloser Konsonant, tonloser Konsonant; Fr. consonne sourde; ng. unvoiced consonant, voiceless consonant; Osm. sedasz konson) Cierlerden gelen havann ses tellerinde titreime uramadan ve ton almadan bir fslt veya grlt biiminde boumlanmas ile oluan nsz. Trkede /f h/k/p/s//t nszleri tonsuz nszlerdir. Kart tonlu nsz'dr. topluluk ad (Alm. Sammelname, Kollektivum; Fr. nom collectif; ng. collective noun; Osm. ism-i cem')

ekil bakmndan teklik durumunda olduu hlde, anlamca topluluk kavram tayan ad: alay, blk, grup, ordu, cemaat, sr, tabur, katar vb. topluluk eki simlerde say bakmndan topluluk ve bir aradalk gsteren ek. Tarih dnem metinlerinde rastlanan -AgU: ikeg ikisi bir arada, eg bir arada, birlikte altagu alts bir arada, alts birlikte vb. TT'de aslnda bir ikilik eki olan + z de yaygnlama yoluyla ksmen bir topluluk gsterme ekine dnmtr: z, drdz, beiz altz gibi. topluluk ismi bk. topluluk ad topluluk say sfatlar Asl say sfatlarna gelerek belirttikleri nesneler arasnda yaknlk, birlik olduunu gsteren ve bir nesne topluluu bildiren say sfatlar: ikiz (kardeler), ikiz (ocuk), z (olan), beiz (doum) vb. Bu sfatlar oluturan + (I)z/+(U)z eki bazan bir +11/ +IU ekiyle uzatlmtr: kizli badem, zl fndk beizli doum gibi. Ancak, bu +(I)z/+(U)z eki sayl say sfatlarnda kalm durumdadr. Say adlarna dorudan doruya +11/+IU eki getirmekle de topluluk say sfatlar yaplabilir: beli tabanca, yedili amdan, l anlama; iskambil'de ikili, drtl, yedili, dokuzlu gibi. ift ve ifte kelimeleri de ikili anlamnda birer topluluk say sfat olarak kullanlabilir: ift at, ift ayakllar, ift krekti, ifte ben, ifte dn, ifte minare vb. bk. say sfat. tmle (Alm. Ergnzung, Objekt; Fr. complement; ng. complement, object; Osm. meful, mtemmim) Cmle iinde yaln ya da ykleme, ynelme, kma, vasta durumu gibi bir durum eki alm olarak kendisini fiille ilikili duruma getiren ad: ate yak-, su pskrt-, yoku k-, keyi dn-, bir olay aktar-, yemee alkoy-, ie dal-, yoldan evir-, baaryla al-, ie bel bala-, olaydan ders al-, laf azndan kar- vb. Tmleler yklemin anlamn eitli ynlerden tamamlayan elerdir. Bastklar yeri (nesne) grmyorlar, bataklklara, su birikintilerine dala ka, (zarf tmleci) konu m ad an (zarf tmleci) acele acele (zarf tmleci) yryorlard (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri: YatkEmine, s. 29). kriye ban (nesne) onun omuzuna (dolayl tmle) yaslamt (T. Bura, Yalnzlar, s. 115). Grnrde (zarf tmleci), yani retimde erkekten ok kadn var (K. Tahir, Esir ehrin nsanlar, s. 43). Kendi kendimden nefretimin ereveledii ve irkinletir-dii bir dnyada (zarf tmleci) yalnzm (Peyami Safa, Yalnzz, s. 446). Bask tavanl, ttm sobas, pis cigara dumanlaryla dolu bir kahvede (zarf tmleci) nsanlar toplanmlard (S. F. Abasyank, Btn Eserleri, s. 16) vb. Ayrca bk. nesne, dolayl tmle, edat tmleci, zarf tmleci. tr ad (Alm. Gattungsname; Fr. nom commun; ng. common noun; Osm. cins ismi, ism-i cins)

Ayn trden olan varlklara soyut kavramlara verilen genel ad: aa, ate, iek, koyun, kum, rdek, tula, yol, sava, yamur, bilgi, bilim, arkadalk, duygu, dnce, gzellik, sevin, gnl, bilgi vb. treme bk. nl tremesi. treme nl (Alm. Einsatzvokal; Fr. voyelle d'attaaue; ng. anaptyctic vouet) Asl kelimede olmad hlde eitli nedenlerle kelime banda veya iinde treyen nl: Rus > urus ng. steam > istim, lazm > Hazm, grup > gurup, gencecik (<gen-e-dk), sabr > sabr, kef > keif vb. bk. nl tremesi. treme nsz Asl kelimede olmad hlde, eitli nedenlerle kelime banda veya iinde treyen nsz: ur> vur-, veng > hevenk, ip > yip, kl > khnvb. bk. nsz tremesi. tremi fiil (Alm. abgeleitetes Verbum; Fr. verbe derive; ng. derived; Osm. mtak fiil) Ad veya fiil kk ve gvdelerinden yapm ekleriyle kurulmu fiil: gz / gz + le-, gzle-m+le-, gz + le-n-, ya / ye-er-, gk /g-er, iyi / iyi + le--, yr- / yr-t-, al- /al-n-, gl- /gl--, sar- / sar--vb. tremi ad (Alm. abgeleitetes Nomen; Fr. nom derive; ng. derived noun; Osm. mtak isim) Ad veya fiil kklerinden yapm ekleriyle kurulmu ad: gz+lk, i+i, pazar+c, ben+cil, yok+sul, tt-n, g-k, tar-m, yk-k, ac (<a-g), yay-gn, spr-ge, al-gvb. tremi kelime (Alm. abgeleitetes Wort; Fr. mot derive; ng. derived uord, Osm. mtak kelime) Ad ve fiil soylu kelime kklerinden yapm ekleriyle geniletilerek baland kelimeyle ilgili yeni anlamlar kazanm kelime: yazlk < yaz+lk, kutlu < kut+lu, konuk < kon-uk, yayg < yayg, iyice < iyi+ce, gzn < gz+n vb. tremi sfat (Alm. abgeleitetes Eigenschaftszvort; Fr. adjectif derive; ng. derived adjective; Osm. mtak sfat) Ad ve fiil kklerinden sfat yapm ekleriyle kurulmu sfat: ak sa+l kadn, Ankara+l yolcu, can+l yayn, n+l sanat, tuz+lu yemek, kut+lu gn, insancl davran, insancl tutum, ocuksu yz dip+siz kuyu, k+sz ocuk, yeilba rdek, kes+kin bak, se+hin insan, ks+k ses, esne-k kuma, parla-k yz, at-k ka, bir+inci snf, iki+er kii vb. tremi zarf (Alm. abgeleitetes Adverb; abgeleitetes Umstandsvort; Fr. adverbe derive; ng. derived adverb; Osm. mtak zarf. Zarf tretmeye yarayan eklerle kurulmu zarf: bizcileyin < biz+ce+leyin bizim gibi, sabah+leyin, akam+leyin, tez+cek, abucak < abuk+ak, yaz+n, k+n, ard+n+ca (seirtmek), ileri < il+geri, yukar, beri vb.

tretme (Alm. Ableitung, Derivation; Fr. derivation; ng. derivation; Osm. itikak) Ad veya fiil kk ve gvdelerine yapm ekleri getirmek suretiyle eklendii kkle ilgili yeni anlamlar kazanm kelime yapma ii: oyun+a-mak, verim+li+lik, yara-r+h, kum+luk, bin-ici + lik, ben + im + se-mek, bir-le--tir + mek, oku-t-tur-, yan-k vb. trev (Alm. abgeleiteles Wort; Fr. derive; ng. derivative; Osm. mtak) Tretme yoluyla yaplm kelime: az+hk, yol+luk, bula-n-k, sev-gi + li, ta-ra-n-m, yeil+lik, tut-u, ayr-nt vb.
-U-

ulama bk. balama ve balama iareti unvan (Alm. Apposition; Fr. opposition; ng. apposition) ahs adlaryla bir arada kullanlarak nezakete ynelik bir hitap biimini veya ahsn ailedeki, topluluk ve toplumdaki mevkini ve akrabalk derecesini gsteren ad: Kaan, tegin, erkin, beg, hatun, paa, aa, hanm, abla, dede, amca, teyze, yange, bac vb. unvan grubu Bir ahs ad ile bir unvan ve akrabalk gsteren adn eksiz olarak yan-yana gelerek oluturduu belirtme grubu. Unvan gsteren ad ahs adndan nce de sonra da gelebilir; ahs ad birleik bir ad olabilir: Bilge Kaan, lbilge Hatun, Kl Tigin, Mimar Sinan, Mtercim Asm, Sleyman ah, Mustafa Kemal Paa, Turgut Reis, Ali avu, Mehmet Aa, Glsm Bac, Sdka retmen, Ahmet Bey, air Nir Hanmefendi, Zekiye Hatun, Rukiye Teyze, Mehlika Sultan, Hasan Kaptan, Muallim Naci, Vali Reit Galip, Binba Cahit, General Kzm Karabekir vb. Unvan gruplarnda vurgu birinci ge zerindedir, uygulamal ses bilimi bk. deneyli ses bilimi uygunluk (Alm. Kongruenz, Ubereinstimmung, Konkordanz; Fr. accord, concor-dance; ng. concord, concordance, agreement; Osm. mutabakat) Trkede cmle iinde zneyle yklemin ahs ve say bakmndan birbirine uymas: kriye, gerekleeceini kimsenin syleyemeyecei bir mide mahkum edilmi bulunuyordu (T. Bura, Yalnzlar, s. 119). Siz doru drst konumasn bilmez misiniz hi? (T. Bura, gst.e. s. 216). Kolcular bildikleri hlde yolunu beklemek yle dursun, rasgeldikleri yerde hatrn alrlar, gnln ho ederlerdi (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri: Ks mer, s. 73) vb. uyum (Alm. Harmonie, Woheklang; Fr. harmonie; ng. harmony; Osm. ahenk) Yaln veya eklerle geniletilmi Trke kelimelerde kelimeyi olutu-ran nl veya nsz trnden seslerin
biribirlerini eitli bakmlardan kurall biimde etkileyerek benzemeleri. Uyumun nl uyumu, nsz uyumu ve nl nsz uyumu olmak zere tr vardr. Bunlara bk.

uzak bakalama bk. uzak benzemezlik.

uzak benzeme (Alm. Assimilation aufAbstand, mittelbare Assimilation, Fernas-similation; Fr. ferne assimilaton, assimilation distance; ng. incontiguous assimilation) Kelime iinde bir sesin uzakta bulunan baka bir sesi boumlanma nitelii bakmndan kendisine benzetmesi: binmek > minmek, etmek > ekmek, benderek > mendirek, emsiye > emsiye gibi bk. benzeme. uzak benzemezlik (Alm. mittelbare Dissimilation, ferne Dissimilation; Fr. dissi-milation distance; ng. incontiguous dissimilation) Bir kelimede yanyana bulunmayan ancak boumlanma nitelikleri birbirinin ayn ya da birbirine yakn iki nszden birinin baka bir nsze dnmesi olay: berber > belber, kehribar > kehlibar, birader >bilader, fincan > filcan, zelzele > zerzele vb. bk. benzemezlik. uzak gme (Alm. entfernte Metathese; Fr. metathese a distance; ng. incontiguous metathesis) Yanyana bulunmayan nszlerin yer deitirmesi ile oluan gme olay: dn> nd, ileri > ireli, lanet > nalet, gvercin > gvencir, zerdali > zelderi vb. Ayrca bk. gme. uzak lehe Bir dilin ana gvdesinden, metinlerle izlenemeyen ok eski devirlerde ayrlan ve teki lehelerle aralarnda byk oranda ses ve ekil bilgisi ayrlklar bulunan lehe. Yakut ve uva leheleri, Trkenin uzak leheleri durumundadr. Kart yakn lehe'dir. bk. lehe. uzatma Bir veya iki hecesinde uzun nl bulunan kelimelerde bu hecelerin uzun okunmas: sade (sde), salim (salim), lzm (lzm), yarn (yrn), mevcudumuz (mevcudumuz), hakik (hakki), limane (limne) bilgince vb. uzun hece (Alm. lange Silbe; Fr. syllabe longue; ng. long syllable; Osm. hec-i memdde) nls uzun olan hece: lim (-lim), inayet (in-yet), mevcudiyet (mevcudiyet), rica (rica), ilm (ilmi), ailev (ailevi) vb. Kart ksa hece'dir.
GRAMER TERMLER SZL

221 uzun nl (Alm. Longvokal; Fr. voyelk longue; ng. long vowel; Osm. st-i mem-dd)

Boumlanma sresi normal bir nlnn sresinden daha uzun olan yahut normal uzunluktaki iki nlnn boumlanma sresini iine alan nl: / / / / / // // // / vb. Trkiye Trkesinde yabanc kelimelerde yer alan nller dnda uzun nl yoktur. Ancak, Trkenin ok eski devirlerinde ister asl ister ses deimeleri sonucu olsun, uzun nllerin varl bilinmektedir: b av, ~- ackmak, br var, t ate, be be, , st st, yok yok vb. Bugn bu uzunluklar veya bu uzunluklarn daha nceki devirlerde var

olduunun grntlerini (uv. *knat > sunat "kanat", *kk > kavak "mavi" tort> tvatta "drt" vb.) Trkmen, uva, Yakut, Hala lehelerinde de buluyoruz. Bu trl uzunluklar Anadolu azlarnda da yer yer sregelmektedir. Uzunluklarn bir ksm da zellikle azlarda ve konumalarda nl, nsz dmelerinden ve ses kaynamalarndan olumutur: aabey > bi,
var mi? > v-m? daha > d, alama > alama, bu gn > bn vb.

-Uleme Ayn kk veya gvdeden yaplan bir ikilemenin ayn kk veya gvdeden kurulmu bir fiille birlikte kullanlmas: szm szm szlamak, kurum kurum kurulmak, didik didik didiklemek, inim inim inlemek, tir tir titremek, szm szm szlmek vb. nc ahs (Alm. dritte Person; Fr. troisie me personne; ng. third person; Osm. gaip) ekimli fiillerde ve zamirlerde konuan ve dinleyen dndaki kii veya nesne (kiiler veya nesneler): bildi, bilmi, biliyor, bilir, bilecek, bile, bilse, bilmeli, bilsin, ve o zamiri (teklik 3. ahs); Midiler, bilmiler, biliyorlar, bilirler, bilecekler, hileler, bilseler, bilmeliler, bilsinler, ve onlar zamiri (okluk 3. ahs) vb. z nl (Alm. Triphthong; Fr. triphthongue; ng. triphthong) Tek bir hecede yanyana bulunan nl: Fr. beaucoup (ok), fauteuil (koltuk); auitude (huzur, sessizlik) ng. contagious "bulac, sari", con-tentious "kavgac, mnazaac" gibi. letirme say sfatlar (Alm. distributive Zahl; Fr. adjective numeral distributif; ng. distributive numeral adjective); Osm. tevzi say sfat-, sfat- adediyye-i tevzyye) Asl saylar zerine -Ar, -Ar eklerinin getirilmesiyle kurulan ve ilgili olduu nesneyi say bakmndan paylatrma, datma, ayrma ve blk blk gsterme ynlerinden aklayan sfatlar: beer soru, er kez, ikier el, birer defter, yedier kiivb. letirme saylar Nesneleri sayca paylatrma ve datma bakmlarndan ifade etmek iin, asl saylara bu kavram veren veya -Ar, -^4r eklerinin eklenmesiyle kurulan saylar: birer, ikier, er, drder,
beer, altar, yedier, sekizer, dokuzar, onar, ellier, seksener, doksanar vb.

letirme sfat bk. letirme say sfatlar nlem (Alm. Interjektion, Ausruf, Empfindungsvort; Fr. interjection; ng. inter-jection; Osm. nida) Konuann korku, sevin, acma, aknlk gibi her trl duygu ve heyecann etkili ve ksa bir biimde anlatmaya, seslenmeye, armaya yarayan ve ksmen baml kelimeler snfna giren

kelime veya kelimeler: a!, e!, ah!, ay!, ey!, ya!, hah!, o!, vah!, eh!, hay hay!, vay!, of!, uf!, ph!, aman!, haydi!, bravo!, hit!, yazk!, hop!, hoppala!, yo!, ayol!, yuh!, yahu!, hu!, be!, sakn!, Allah!, Tanrm!, Yarabbi!, vb. Bana blf yok dedik. a doktor! (T. Bura, Yarn Diye Bir ey Yoktur, s. 148). Ah bu sarho-luk(...) bu romantizmin bylted (T. Bura, Yalnzlar, s. 69). Ah bin kulam obayd da bin aheserin lezzetini birden tatsaydm (Y. K. Karaosma-nolu, Erenlerin Bandan, s. 17). Ey air, nk senden sonra ok eyler oldu (Y. K. Karaosmanolu, gst. e., s. 33). Biraz dndkten sonra bard:- Hah! dedi. Bak mesel, o tabanca vak'as... (P. Safa, Biz nsanlar, s. 53): Filan kk sekiz bin liraya satmlar... Vah vah... Haber alaydm, parasn verir, alrdm... (R. N. Gn tekin, Kzlck Dallar, s. 179). Hay hay! yarn sana urarm. Oh canma desin! Kardeim hemen kucandan kapyorlarm gibi ona smsk sarlarak: Aaa!.. Ben smail'den ayrlmam... stemem... Seninle gideceim, diye isyan etti (R. N. Gntekin, gst.e., s.20) Behey Mbarek adam, gece yarlar denizin dibinde ne aryordun? (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri: aka, s.70). Saniye ark sylerken yakaland vakit gzleri dolarak: Of! imin acsndan ne haltedeceimi kendim de bilmiyorum, diyordu (R. N. Gntekin, Kzlck Dallar, s. 125). Ben sekiz senedir buradaym! dedi. Haydi eve gidelim, bir kahve ielim (A. H. Tanpmar, Yaz yamuru: Teslim, s. 95) vb. nlemler kendi iinde A. ie dnk nlemler, B. da dnek nlemler, C. ses yansmal nlemler olmak zere ana gruba ayrlr Bunlara bk. nlem cmlesi (Alm. interjektiver Satz, exclamativer Satz, Ausrufsatz, affektiver Satz; Fr. phrase interjective, phrase exclamative; ng. interjective sentence, exclamative sentence; Osm. cmle-i nidiyye) inde nlem bulunan veya nlem kavram veren cmle: Ne gryorum! Ne gryorum! Ne sfli, ne iren, ne dar, ne bask ve ne kasvetli bir lem! (Y. K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan, s. 53). Ey dost, meer ne kadar gafil ve safderun imiiz! (Y. K. Karaosmanolu, gst. e., s. 52). Onunki dorudur, be Orhan, inan buna!... (P. Safa, Biz nsanlar, s. 53). Hayr, ne mmkn! Senin iin buras bir kasvetli mahpes ise, oras elim bir menfadr. Burada sklyorsun, fakat orada utanacaksn! (Y. K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan: Dier Nesirler, s. 102). Gzlerim yaard. Garson pilkiyi getirmiti. Fasulyelere kinle, nefretle bakarak: Ben artk yemek yiyemem ki! dedim (T. Bura, Yarm Diye Bir ey Yoktur, s. 20). Ya! ite o, i bana geldii, meram ettii zaman etrafndakilere byle tahakkm ederdi! (R. N. Gntekin,

Kzlck Dallar, s. 59). Ah, bu byk hanm! Nevnihal Kalfa onu tevekkeli mi affetmiyordu (R. N. Gntekin, gst. e., s. 95) vb. nlem grubu Bir nlem ile bir veya daha fazla ad esinin oluturduu kelime grubu. Bu grup iindeki ad esi bir kelime grubu da olabilir: A komu, ey gnl (Y. K. Beyatl, Kendi Gk Kubbemiz, s. 58). Ey talih! lmden de beterdir bu karanlk; Ey ak! O gnller sana mal oldular artk; Ey vuslat! O aklar efsununa rm et! Ey tatl ve ulv gece! Yllarca devam et! (Y. K. Beyatl, Kendi Gk Kubbemiz, s. 122), vah zavall, Ey Trk genlii! Ey Trk istikbalinin evlad (M. Kemal, Nutuk). Ey garip izgilerle dolu han duvarlar (F. N. amlbel, Han Duvarlar) vb. nlem grubu cmle kuruluuna katlmad iin cmle d ge durumundadr. Bu bakmdan cmlenin herhangi bir yerinde bulunabilir. Grup vurgusu nlem zerindedir. nlem vurgusu (Alm. Zirkumflex; Fr. accent circonflexe; Ing. circumflex accent) Cmlelerde ayn hece zerinde, kuvveti nce ykselen sonra azalan vurgu: Ayee! Heey bana baksanaa! eyvaah! ooh canma deysin! vb. nl (Alm. Vokal; Fr. voyelle; ng. vowet) Cierlerden gelen havann az kanalnda herhangi bir engele uramadan yalnz ses yolundaki daralma veya genileme ile eitlenen, dil ve dudaklarn oluturduu ses: a, e, , i, o, , u, . nl atlamas (Alm.Ablaut, Vokaltvechsel; Fr. alternance vocalique; ng. ablaut, vouelgraduatiori) Eklerle geniletilen bir kelimedeki nllerin, nl uyumu kurallarna bal olarak kendilerini ilk hecedeki nlye gre ayarlayp ince sradan kaim, kaln sradan ince sraya yahut da dz nlden yuvarlak, yuvarlak nlden dz nlye gemeleri olay: karlatrlmalyd, okutturacamzdan, gelebilecek miydiniz1?, nmzdekilerden, korkusuzluundan vb. Ayrca bk. nl uyumu nl arpmas (Alm. Hiatus; Fr. hiatus; ng. hiatus) nl ile biten bir kelimenin son sesi ile nl ile balayan bir kelimenin n sesinin yanyana gelmesi veya tretme ve ekleme durumlarnda ve dilimize girmi yabanc kelimelerde iki nlnn karlamas olay. Trke yanyana ift nllere elverili bir dil olmadndan nl arpmasn nlemek iin ya araya balama grevi yklenen bir koruyucu y nsz getirilir, yahut da nllerden biri der: ne asl > nasl? ne edeyim? > nideyim? ne ise > ne-y-i-se > neyse, faide > fide > fayda, physiologic > fizyoloji, gece idi > gece-y-idi > geceydi, yr-y- > yry, oy-na-y-an > oynayan, oku-y-acak > okuyacak vb. nl atmas bk. nl arpmas. nl daralmas (Alm. Brechung; Fr. retrecissement, frecture brisure; ng. brea-king)

Yanlarnda geni nlleri daraltma etkisi yapan baz nszlerin etkisi altnda geni nllerin a > , o > u, e > i, > biimindeki daralma olay. Bu olay yaz dilindeki baz rnekler dnda Anadolu azlarnda yaygndr, ar- > r-, az > iz, yeni > yini, varnca > varna, oraya > orya, beyit > biyit, byk > byk, ova > uva, sovan > suvan, telefon > tele-fun, bala-yor > balyor, oyna-yor > oynuyor, srkle-yor > srklyor vb. nl deiimi (Alm. Vokalwechsel, Umlaut; Fr. inflexion vocaliaue, alternance vo-caliaue; ng. vocalic alternation, vovel gradation mutation; Osm. vokal te-navpleri) nllerin nllere veya nszlerin nllere yapt etki sonucunda bir nlnn nitelik deitirmesi olay. nllerin birbirine etkisine veya daha baka nedenlere balanan nl deiimi, nl uyumu; nszlerin nllere etkisinden doan nl deiimi, nl incelmesi, nl kalnlamas, nl daralmas, nl genilemesi, nl yuvarlaklamas veya nl dzlemesi biiminde (bunlara bk.) kendini gsterir. Genellikle azlarda grlr: kay > geyi, ocuk > ck, buz > bz, bldr > bildir, geen yl, been-> br-,kle > kok; az > iz, aa / ga, ar-> r-, alnca > alna, koy-> guy-, ova > uva, cep > cp, bebek > bbek, ekirge > kr-ge, frsat > fursat, mddet > middet vb. Trkedeki nl deiimlerinin Alm. Bruder erkek karde, Briider erkek kardeler, ng. man adam, men adamlar rneklerinde grld gibi anlama etkisi yoktur. nl dmesi (Alm. Vokal-Ausstossung, Elision; Fr. elision; ng. elision) Trl ses etkileri altnda kelimelerin i ve son seslerinde bulunan baz nllerin dmesi: stma > stma, scak > scak, srga srga "kpe" <Rus. serga, mzgan-mzgan- "uyuklamak" diri > diri+lik > dirlik, ileri > ile-ri+le- > ilerle-, ini+le > inle-, oyun>oyun+a- >oyna-, oul> oul+an > olan, bakra > bakra, bklm > bklm, uyuku > uyku, yaylm > yaylm, yumurtala- >yumurtla- vb. Ayrca nl arpmas durumunda da nllerden biri debilir: ne asl"? > nasl?, ne iin? > niin?, cuma ertesi>cumar-tesi vb. bk. nl arpmas nl dzlemesi eitli fonetik etkenlerle ve genellikle dilimize gemi yabanc szlerde, ilk hecedeki yuvarlak sradan bir nlnn dz sraya gemesi olay: pondiko > funduk > fndk, fustuk > fstk, furnis > frun > frn, fursat > frsat, vutsi > fuci > f, fortuna > furtuna > frtna, svari > sivari, mnasip > minasip, yumurtga > yumurta > ymrta, muhtar > mhdar, mddet > middet, zlf > zlf > zilif blbl > bilbil, phe > iphe, sprge > sibirge vb. Bu olayda ikinci hecede grlen dzlemeler, birinci hecedeki dzlemelerin devam niteliindeki deimelerdir. nl genilemesi Kelime iindeki dar sradan, , i, u, nllerinin eitli nedenlerle boumlanma zellikleri bakmndan geni sradan a, e, o, nllerine dnmesi olay: ar > aar, bouz > boaz,

yaz > yaaz, balanmak > baalamak, bunalmak > bonalmak, kumar > komar, kmes > kmes, kundura > kondura, uramak > oramak, ihtiyar > ehtiyar, kelime > keleme, gelince > gelence, hediye > hedye vb. Bu genilemede damak nszlerinin etkisi ar basar niteliktedir. nl ikizlemesi Yaln ya da ekler ile geniletilmi kelimelerin i seslerinde ve nller arasnda bulunan y, v, , h nszleri eriyip kaybolduklarnda, bunlarn iki tarafnda bulunan ve ayr hecelere ait iken aradaki nszn kaybolmas ile yanyana gelmi nllerin, tek bir nefes basks altnda birlemesi : e, ia, o, o, aa, ii, uu, ai, au, ei: cirimiz (Nev.), aht (o vakit, Nev.), burij (Nev.), yqp,r < yaar (Nev.), deel < deil (Kars), soun-da < sonunda (Kars), sne siine < sevine sevine (Kars) nerei < nereye (Man.-Al.), aeim < aaym (Ayd.) vb. Ayrca bk. ikiz nl. nl incelmesi Baz nszlerin etkisiyle kelimenin trl hecelerinde kaln srada bulunan nllerin veya nllerden birinin ince sraya gemesi olay: yal > yeil, alma > elma, uca > yce, ts > dii, i > i, aa > ave, dola- > dole- (Man.), tayyare > teyyare, kolay > goley (Nev.), muhkem > muhkem, azamet > ezimet (Kars), mezar > mezer, dane > dene vb. nl kalnlamas nce nllerin, belirli nszlerin kalnlatrma veya kaln nllerin benzetirme etkilerine bal olarak veya daha baka bir nedenle kelimede n, i ve son seslerde kaim sraya gemeleri: emanet > amanet, ate > ata, bahe > baha, zlim > zalim, hizmet > hzmat, yirmilik > yr-milik, grmek > grmek, gz > goz, heves > haves vb. nl kaynamas Birleik kelime kurulularnda yanyana gelen iki nlnn kaynaarak tek nl durumuna gelmesi: ne iin"? > niin?, ne asl? > nasl, ne eylemek > neylemek, kendi zi > kendzi > kendzi > kendisi, ne olmak > nolmak, stl a > stla, gll a > glla vb. nl ksalmas Normal uzunluktaki nllerin boumlanma srelerinden daha ksa bir srede boumlanmalar olay. Ksalma olay byk bir oklukla , i (u, ) gibi az sesli dayanksz dar nllerde kendini gsterir: esgiden jde (Nev.), ayranjdik (Nev.)., kij>ssun (Nev.), Sarilim (Nev.), nej)l-du (Nev.), yirmi lire yirmi lira, (Uak), varrm (Nev.), yanma (Nev.), yerine (Uak), eline (Acp.) vb. nller bk. nl nlleme (Alm. Vokalisation, Vokalischwerden; Fr. vocalisation; ng. vocalisa-tion)

Yaln veya ekler ile geniletilmi kelimelerde iki nl arasnda bulunan damak nszleri ile, yar nl niteliindeki nszlerin yava yava eriyip kaybolarak nl nitelii almas: yazhane > yazane, evimiz > e-miz, ne kadar? > nadar? ne vakit? > ntihtf, ne bileyim > nebim, bakalm > balm, vanncaya kadar > varncdar, di-y-in > din (diye, Nev.) vb. nl olaylar nllerin ses deimelerine bal eitli nedenlerle kelime iinde, tretme ve ekleme srasnda uradklar duraan veya geici deimeler. nsz nbetlemesi bk. nbetleme nl tremesi Ses zelliklerine veya birbirleri ile birleme artlarna bal baz nedenlerle kelimenin n, i ve sonuna nl getirilmesi olay: scarpino > iskarpin, ruze > oru, limon > ilimon, grup > gurup, azck < az--ak, emr > emir, akl > akl, demi ki > demi-i ki vb. Buna gre olay n seste nl tremesi, i ses nl tremesi ve son seste nl tremesi olarak gruba ayrlabilir. nl uyumu (Alm. Vokalharmonie; Fr. harmonie vocaliaue: ng. vouel harmony; Osm.kengi asvt) Trke szlerde kk hece nllerinin tadklar kalnlk-incelik, dz-lk-yuvarlaklk niteliklerine gre teki heceler nllerine yapt etki sonucunda ortaya kan benzeme sistemi: balang, bilezik, zengi, delicesine (<del;-ce-si-n-e), kesmece (<kes-me-ce), birikinti (<birik-inti), braktlar (<brak-t-lar), yolcu (<yol-cu), yolsuzluk (<yol-suz-luk), grmyordu. (<gr-me-yor-du) vb. bk. byk nl uyumu, kk nl uyumu. nl uyumu bozulmam baz Trke szler ile uyuma aykr alnt szler, eklerle gemiletildiklerinde, uyum, o kelimelerin son hecele-rindeki nllere gre ayarlanr; iman-lk, inan-an-lar, hangi-leri, kar-de-leri, kirac-lardan, bok-sr-ler nl uzamas eitli ses deimeleri sonunda bir nlnn boumlanma sresinin normal nllerin boumlanma sresinden daha uzun srmesi, o nlnn daha uzun sylenmesi: deirmene > dermene (hece kaynamas olay ile); ne yapacam > npacm (hece kaynamas ile); bir daha > bi dd (hece kaynamas ile); ala- > ala- (nsz dmesi ile); yamur > yamur (nsz dmesi ile); vay torunum dimi (vurgulama ile); bana bak komu h! (seslenme ile) vb.
nl-nsz uyumu

k, g, k, , n, gibi nszlerin yanlarndaki ince nlleri kalnlatrma etkileri yznden, yalnz bir hecesi kalnlamaya uram nls ince sradan kelimelerde, kaybolmu bulunan nl uyumundaki bozukluu gidermek iin nllerin deien incelik niteliinin nszlere aktarlmas yoluyla kelimenin genel syleniini baka bir ekilde yeniden devam ettirmeye dayanan uyum;

evd < evdeki, dunullue < dnrle, dirdnen < direkle, grdm < grdm), ildr <ele gne kar, dssin <degilsin, bkul-<bklmek) vb. nl yuvarlaklamas Kelimede n ve i ses durumundaki dz nllerin eitli fonetik etkenlerle yuvarlak sraya gemeleri: bebek > bbek, cep > cop, ez- > z-, eme > me, ek- > ok-, ekrge > krge, delk > dlk delik, devlet > dv-let, sakal > sokal vb. nsz (Alm. Konsonant, Mitlaut; Fr. consonne; ng. consonant; Osm. samit) Az kanalnda ve dier ses organlarnda bir engelleme, daralma veya kapanmayla ve bir nl yardmyla karlan ses: p, b, m; t, d; k, g; , c: f, v; y; h; s, z; , j; , I, r. nszler ses yolundaki boumlanma noktalarna gre dudak, di-dieti, damak ve grtlak nszleri; boumlanma srasnda ses yolunun kapanma veya daralma durumuna gre patlayc, szc nszler; ses tellerinin ton verip vermemesine gre de tonlu ve tonsuz nszler olarak snflandrlr. Boumlanma srasnda geniz yolunun da devreye girdii nszler geniz nszleridir. Dierlerine oranla daha bol ses veren nszler, akta nszler adn alr. Bunlara bk. nsz benzemesi seste yanyana iki nsz bulunan yerlerde veya syleni bakmndan ayn durumda bulunan komu kelimelerin son ve n sesleri arasnda, bazen iki nszden birinin kendisine yakn boumlanma nitelii tayan teki tarafndan bsbtn veya ksmen benzetirilmesi olay: kanbur > kambur, enber > ember, cnb > cmb, onbir > ombir, bunlar > bunnar, karanlk > garannh, trl > tll, Hatice > Hacca vb. nsz deimesi (Alm. Lautverschiebung; Fr. mutation consonantiaue; ng. consonant mutation) Bir nszn yerini kendisine yakn baka bir nzse brakmas: k- > g-: kel- > gel-; b- > p-: busu > pusu, bnar > pnar, barnak > parmak; b- > v-: bar-> var-, bar > var, ber- > ver-, sub > suv > su;-d- > -y-, -d > -y: kudug > kuyu. bod > boy, vb. bk. ses kaymas. nsz dmesi Kelime iinde (bir nszden nce), kelime sonunda veya kaynama olay ile i seste r, n, I, /gibi akc ve szc nszler ile y, g, , k, h gibi nlleme ve szclaarak erime zellii tayan nszlerin kaybolmas olay: ET. keltr-> TT. getir-, oltur-> otur-, byk+ek > bycek, alak+ck > alack, ufak+rak > ufarak, syle-> sole-, cephe > cepe, eksik <ET. egsk> Anad.az. eik, ift sr- > if sr-, st kat > sgat, ifti > ifi, genler > ge-ler, eer > eye, giderler > giderle, gayri > gri, retmen > retmen, yoksam >

, ysam yoksa ET. gsz > TT. ksz > sz, yazhane > yazne, evimiz > emiz, doru > doru (Z. Korkmaz, Gney-Bat Anadolu Azlar, s. 77-82; Nevehir ve Yresi Azlar., s. 106110) vb. Ayrca Ouz grubuna giren lehelerde, Eski Trkenin i seste hece ba, hece sonu ve kelime sonu g'lerinin eriyip kaybolmas da bu nitelikte bir nsz dmesi olaydr: a > ac, erig > eri, kudug > kuyu, ulug > ulu, klag > kla, yaylag > yayla; kurtgar- > kurtar, suvgar- > suvar-, bakar- > baarnsz gmesi bk. gme. nsz ikizlemesi (Alm. Gemination; Fr. gemination; ng. geminate; Osm. teed-dd) seste iki nl arasnda bulunan ve vurguyu zerinde bulunduran ikinci hece bandaki nszlerin, ak ve zayf boumlanmal ilk hece nllerinin etkisi altnda, kendi hece snrlarn aacak bir younlukla boumlanmalar sonucunda, sz konusu nszdeki tekrarlanmay gsteren ses olay: aa > aa, aman > amman, azk > azzh, k > -h, sr- > ssr-, kak > gah, kk > gk, dek > dekvb. Bu olay sonunda ak ilk heceler zayflktan kurtulmakta ve birer kapal heceye dnmektedir. nsz teklemesi Yalnz eddeli Arapa alnt szlerde, kelimelerin i ses nszlerinde-ki asl ikizliin tekleme yoluyla kaybolmas olay: amma > ama, haki-miyyet > hakimiyet, hrriyyet > hrriyet, milliyyet > milliyet, mddet > mdet, temmuz > temus, kuvvet > guvat vb. nsz tremesi Kelime n, i ve son seslerinde, kelimenin aslnda olmayan bir nszn tremesi olay: elbette> helbette, ir > yr, rak > yrak, igit > yiit, bazen bazen, tamir > tamir, te'min > teymin dua > duva, a'ir > ayirvb. bel-kim, nkim, barm gibi kelimelerde grlen son sesteki -m, Eski Trk-edeki -mA pekitirme ekinin kalnts gibi grnyor. nsz uyumu (Alm. Konsonantenharmonie, Konsonantengesetz Fr. harmonie consonantique; ng. consonant harmony) Kelimelerin eklerle geniletilmesi srasnda veya yan yana gelen hecelerde tonlu nszlerden ve nllerden sonra tonlu, tonsuz nszlerden sonra genellikle tonsuz nszlerin gelmesi temeline dayanan uyum: atk (<at-k), ava (<av-a), avdan (av-dan, sarg (<sar-g), sucu (<su-cu), sudan (<su-dan), geti (<ge-ti), yaprak (<yap-rak <ET.yapur-gak) szge (<sz-ge) vb. slp bilimi (Alm. Stilistik; Fr. stylistique; ng. stylistics) ahslarn, zellikle sanatlarn dili kullan biimlerini incelemeye ynelik edebiyatla yakn ilgisi olan inceleme alan.

st ene Azn st ksmn oluturan ve konuma srasnda azn rahatlkla hareketini salayan organ. bk. ene. st dudak bk. dudak. stnlk derecesi (Alm. Superlativ, Meiststufe; Fr. superlatif; ng. superlative; Osm. tafdil derecesi, derece-i tafdt) Sfatlardaki niteliin bir ahs veya nesnede en st derecede bulunduunu gstermek zere bavurulan ve sfat tamlamas nne en, pek gibi zarflarn getirilmesi ile kurulan karlatrma derecesi: Bilmezsiniz, uykular ne kadar hafiftir; en kk bir trt bile onlar uyandrr (A. H. Tanpmar, Abdullah Efendinin Ryalar s. 93). Ormann bu en bo, en kuytu parasnda dnyay hatrlatan insan lme yaklatran, gnlne zntler veren bir hl, bir tesir vard (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri s. 88). Fakat beni mazur gr. Ben kendimi ilhlarn e n merhametlisine vakfettim (Y. K. Karaosmanolu, Erenlerin Bandan, s. 39). Pek yaknda size mjdeli bir haber getireceimi unutmayn vb. -Vvasf ismi bk. nitelik sfat vasta durumu (Alm. Kasus Instrumentalis; Fr. cas instrumental; ng. instru-mental case) Adn belirttii nesnenin vasta olarak kullanldn, fiile vasta olduunu belirtmek iin kullanlan durum: Eski ve orta Trkede + in / + Un ekiyle karlanan bu durum, bugn Trkiye Trkesinde artk kalplam zarflar biimindedir. Bunun yerine ile edat gemitir. Bu durum ile edat veya bunun eklemi biimi olan + 1E ekiyle karlanr: Elence meclislerinde bir kenara ekilip kahve fincan ile yar gizli rak attran Ceza Reisi, Agah' zorluyor. Seni evlendirelim oul, bu memlekette bekar durulmaz! diyordu (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri: eftali Baheleri, s. 37): Hilmi Aa, teknesi ile yorgana vurdu, bir tarafa frlatt (R. H. Karay, gst. e. Sar Bal, s. 62). Yok Mnkir, Nekir ateten kerpetenle adamn dilini koparrm... (R. N. Gntekin, Kzlck Dallar, s. 96). Atlarla ovalar dalar atklar oluyor, denizleri yzp geiyorlar. Otomobillerle llerde birbirlerini kovalyorlar; yle ki dnyann yz bunlara dar geliyor (M.. Esendal, Ev ona yakt, s. 107) vb. vasta durumu eki (Alm. instrumental, Instrumentalis; Fr. sufftxe instrumental; ng. instrumental) Adlar vasta durumuna sokan ek. Trkenin asl vasta durumu eki +In/+Un ekidir. Bugn bu ek, Trkiye Trkesinde artk zarf olarak kullanlan baz kelimelerde kalplam biimiyle

srmektedir: yazn, kn, gzn, baharn, iin iin, ardn ardn vb. Trkiye Trkesi, vasta durumunun karlanmas iin ile edatndan ve bunun eklemi biimi olan + IE den yararlanmaktadr, bk. vasta durumu vasta grubu + IA vasta eki alm bir ad esinin baka bir ad esi ile kurduu kelime grubu. teki kelime gruplarnda olduu gibi, bu grup da bir sfat-fil ya da zarf-fiil grubunun ksalmasndan olumutur: Elle tutulur, gzle gr lr (olan) bir baar. Antika eyalarla d o lu (olan) bir salon. Yaptklaryla nen bir adam, el ileriyle sslenmi bir masa rts. ocuklaryla yakndan ilgili bir anne. Ziraatle, hayvanclkla (elde edilen) muazzam imknlar hazinesi grrsn! (A. H. Tanpnar, Huzur, s. 225). Onuncu gn m ne idi, mermilerle dnce kastnn ayn ey olmaya baladn grd (T. Bura, Kk Aa, s. 131). Ve gne hzla dnen bir top olup ar camiinden giriveriyor. (S. o-kum, Austos Baa, s. 237). vb. verme durumu bk. ynelme durumu vurgu (Alm. Intensittsbetonung, Dmckakzent, Akzent; Fr. accent d'intensite, ac-cent dynamiaue; ng. stress; Osm. iddet-i savtiyye) Konuma srasnda kelimedeki bir heceyi dierlerine gre daha yksek bir ses tonuyla, daha baskl bir ekilde syleme. Vurgunun kelim-vurgusu, cmle vurgusu, anlam vurgusu ve nlem vurgusu gibi trleri vardr. Bunlara bk. vurgulu hece (Alm. Drucksilbe; Fr. syllable accentuee; ng. stressed syllable) Kelimelerde vurguyu zerinde bulunduran hece: okumuluk 'gitme, yazma, kapya gelmeyiniz, pekl! ey vah'.vh. vurgusuz hece (Alm. unbetonte Silbe, atonale Silbe; Fr. syllabe inaccentuee, sylh.-be atone; ng. unstressed syllable) Kelimelerde zerinde vurgu bulunmayan, tekilere oranla daha gl nefes basks tamayan yan hece: okumuluk, gitme, yazma, kap ya, gelirken, bile mernvh. Yukardaki rneklerin aralkl dizilmi heceleri vurgusuz hecelerdir. vurgu uzunluu Sze kuvvet vermek veya kavramlarn anlamlarn daha etkili durunu getirmek iin baz kelimelerin hecelerinin baskl bir ekilde dah uzun sylenmesi ile ortaya kan vurguya bal uzunluk: Vay tor nm dimi. Gaymaham begin elinde ne varyazzh! yle al al; her) lerimiz toz_olur, srtmz killenir (Z. Korkmaz, Nevehir ve Yresi Az r, s. 39). vb.

Bir dile yabanc bir dilden kelimesi ile birlikte gemi ve daha o dile malolmam bulunan ek: Far. + ne: cahilane "cahilce", dostne "dosta", merdne "merte"; + Far. +b: bperva "pervasz, korkusuz", btap (<btb) "gsz"; Far. +dr: kindar "kinci", pidar "nc", ziyadar "kl", kymetdr "deerli"; Ar. +en: ferden "kiisel", hukuken "hukuk bakmndan", irken "rka", gyaben "gyabnda, yokluunda", Ar + : Arab "Arapa", Faris "Farsa", beden "bedence", kalb "kalpten, iten", Sel-uk "Seluklu", leyl "yatl", nehar "gndzl"; Far. -vkr: azimkar "azimli", heveskr "hevesli", hrmetkar "saygl", namuskr "namuslu"; Far. +sitan: glsitn > glistan; Acemistn "Acem lkesi"; Ar. +z: zkymet "kymetli, deerli", znfuz "nfuzlu, sz geer, etkili"; Fr. +el: aktel "gncel", naturel "tabii, doal", entellektel "aydn kimse", Fr. -siyon (<-tion): izolsyon "soyutlamak", promosyon "zendirme, hediye"; Fr. -matik: dokunmatik, ykamatik "ykama makinesi" vb. yabanc kelime (Alm. Fremdzvort; Fr. emprunt; ng. borroued word; Osm. ms-tear kelime) Bir dile yabanc bir dilden girmi; ancak, daha o dilde benimsenmemi olan kelime: Fr. animatr "sunucu, izgi film yapmcs", deflasyon < Fr. deflation "durgunluk, para durgunluu", brifing (<ng. briefing "bilgilendirme", bestseller "sat rekoru kran kitap", departman <Fr. de-partement, dipfriz < ng. deep-freeze "derin dondurucu", ekoloji (<Fr. eco-logi) "evre bilimi", fiktif< Fr. y^rii/'"kurmaca", franchising< ng. franchi-sing"isim hakk", dejenerasyon < Fr. degeneration "soysuzlama", factoring < ng. factoring "arac", ng. handling "yer hizmetleri", ng. off-shore "ky bankacl", realizasyon < Fr. realisation "gerekletirme", transparan < ng. transparency "saydam", ng. underground "yer alt" vb. Dilimize Arapa ve Farsadan gemi Dou kkenli szlerin pek ou, yeni tretmelerle kullanltan dm ise de eitli etkenler altnda bat dillerinden girmi olan szlerin n alnamamtr. Bunlar iinde estetik, karne, kontrol, kontenjan, ekose, enflasyon, envanter kredi, sektr, jri, rapor, kontrol, kontenjan gibi ksmen benimsenerek alnt kelime durumuna gemi olanlar varsa da, yukarda belirtilen trden pek ok sz yabanclk damgasn tamakta ve Trke karlklarnn benimsenmesini beklemektedir. Kr. alnt kelime. yakn anlaml (kelime) Gsterdikleri kavram ve tadklar anlam bakmndan birbirine yakn olan kelimeler: anlamak / uyumak; bkmak / usanmak / bezmek; devirmek / dkmek; evirmek / aktarmak / dndrmek; g / kuvvet; deprem / sarsnt; gndermek /yollamak; akll /kafal; darlmak /ksmek /gcenmek , incinmek\h. bk. ve kr. eanlaml (kelime) yakm anlamllk

ki veya daha ok kelimenin birbirine yakn anlam tamas, aralarnda ok kk bir anlam farknn bulunmas: bkmak / usanmak / bezmek; yollamak /gndermek; bezemek /sslemek; hoplamak /zplamak; alalmak ,, inmek; amak / ykselmek / kmak; almak / abalamak / kouturmak: ile ekmek / zahmet ekmek / eziyet ekmek; znt / elem / keder; yola kmak /yola dmek /yola koyulmak; kamak / savumak / svmak; kemer, kuak / belbag vb. bk. ve kr. e anlamllk. yakn bakalama bk. yakn benzemezlik. yakn benzeme (Alm. unmittetelbare Assimilation, Nahassimilation; Fr.assimi-lation en contact, assimilation contique; ng. juxtapositional assimilation) Kelimede i seste yanyana duran iki nszden birinin kendisine yakn boumlanma nitelii tayan teki tarafndan bsbtn ya da kmen benzetirilmesi olay: penbe > pembe, anbar > ambar, knbet> kmbet, kan-bur > kambur, inbik > imbik, yalnz > yannz, eczac > ezzaa, bunlar > bun-nar, karanlk > garannh, gitdi > gitti, sacd > sat, segin > se'kin, zenginlik > zenginnik, yats > yass, olmazsa > olmassa, Mehmet > Memmet, ine > inne vb. yakm benzemezlik Bir kelimede yanyana bulunan ve birbirinin ayn veya yakn boumlanma nitelii tayan iki nszden birinin kendi boumlanma noktasn tekinden ayrarak baka bir nsze dnmesi olay: Ar. knnap > krnap > gndap (Anad. az.), muamma > muamba, hammal >hambal. attar > aktar, Far. tannur > tandr, TT. a > ah vb. bk. benzemezlik. yakn gme Kelimede yanyana bulunan seslerin yer deitirmesi olay: bayram > baryam, derya > deyra, kpr > krp, yanl > yaln, kirpik > kiptik, toprak > torpak, mlek > lmek vb. bk. gme. yakn sesli (kelimeler) Sesleri hemen hemen birbirinin ayn veya birbirine ok yakn fakat anlamlar farkl olan kelimeler; alem / lem, ura / ra, hala / hl, hkim / hakim, katil / kaatil, det / adet, kesir / kesir vb. bk. ve kr. e sesli '(kelime). yaktrma (Alm. Analogie, Angleichung: Fr. analogie; ng. analogie; Osm. kyas) ekil veya anlam bakmndan dildeki baz kelimelerin rnek alnmas ve yaktrma yolu ile onlara benzetilerek yeni kelimeler tretilmesi; bir kelimedeki eklin baka bir kelimeye aktarlmas olay: Mac. nap, Far. fitb ve rz kelimelerinin hem gne hem gn anlamlarna gelmesi, anlam aktarm ile ilgili bir benzetmedir. Bunun gibi Trke-de yat kelimesine benzetilerek eit, korkun kelimesine yaktrlarak ilgin; kurultay 'a baklarak da dantay, saytay ve yargtay kelimeleri yaplmtr. 3. ah. zamiri of un ekim gvdesi (casus

obliaues, obliaue stem) olan *an-n ekime girmesi ile anda, andan, anca biimlerindeki n sesler de ol > o deiiminden sonra o'ya benzetilerek yaktrma yoluyla onda, ondan onca biimlerine girmitir. Bu olayda genellikle biim olarak kurala uygun grnen ancak gerekte kural d olan bir benzetme, bir yaktrma sz konusudur. ngilizcenin ocuk dilinde kurall ekillere benzetilerek kuralsz ekillerin de kurala sokulmas dolaysyla man adam kelimesinin okluk eklinin men yerine mans, togo gitmek, to see grmek, to know bilmek fiillerinin gemi zaman ekillerinin uent, saw, knev yerine goed, seed, knomed ekillerinde sylenii yine tipik birer yaktrma olaydr. yaktrma yolu ile yaplan, bk. yaktrma. yaklama fiili (Alm. Verbum Approximativum; Fr. verbe approximatif; ng. app-roximative verb; Osm. mukarebefiili, fi'l-i mukarebe) -A'l zarf-fiil biimindeki bir esas fiille bu esas fiildeki olu ve kln, istenmedii hlde gereklemesine ok yaklald kavramn veren yaz- yardmc fiilinin birlemesinden olumu tasvir fiili, deyazmak, leyazmak. yklayazmak vb.
238
GRAMER TERMLER SZL

yalanc ikiz nl (Alm. Pseudodiphtong; Fr. pseudodiphtongue; ng. pseudo-diphtong) Gerek ikiz nl olmayp yar nl niteliindeki y, v, gibi baz nszlerin telaffuz srasnda nlleip, yanlarndaki nl veya nller ile kaynaarak ayn nefes basks alnda boumlanmasndan oluan ikincil ikiz nl trleridir. Trkede gerek ikiz nl yoktur. Trkiye Trkesindeki ayr [aj n], eri [ei ri], yle [ile], ov- [ou-], kov-[kou-], dn [djjm], babayiit [babayijt] gibi ikiz nllerin olumas byledir. Ayn durum, Ana Trkedeki asl uzun nllerin, lehelerde zamanla uradklar ses deimelerinden oluan Ana T. yok > Yak. suoh "yok", Ana T. yol > Yak. suol "yol", Ana T. be > Krg. beis gibi ikizlemeler iin de sz konusudur. Genel Trkede ve Trkiye Trkesindeki alalan, ykselen ve eit ikiz nllerin hepsi de bu trl ses deimeleri ile olumu ikincil ikiz nllerdir, bk. ve kr. ikiz nl, alalan ikiz nl, eit ikiz nl, ykselen ikiz nl. yaln ad (Alm. einfaches Nomen, Fr. nom simple, ng. simple noun) Birleik yapda olmayan ve hibir yapm eki almam olan ad: el, yel, dil, kir, yol, i, ba, bu, kar vb. yaln cmle bk. basit cmle yaln at bk. etken at yaln durum (Alm. Nominativ; Fr. nominatif; ng. nominative; Osm. mcerret hl, hl-i mcerred) Adn herhangi bir ek almam yaln durumu: bal, ev, gnl, iilik vb.

Adn iyelik ve okluk ekleri ile geniletilmi biimleri de yaln durum saylr: ev-im, ev-iniz, ev-leri,
ocuk-lar, ocuk-lar-mz, kz-lar, kz-larmz gibi.

yaln kelime bk. basit kelime, yanak nsz bk. avurt nsz. yan anlam (Alm. Nebenbedeutung, Konnotation; Fr. connotation, sens accessoire; ng. connotation, secondary meaning; Osm. tal mn, ma'n-i tal) Kelimenin asl anlam yannda, kullanma bal olarak kazand yeni anlam (lar): Ba kelimesinin asl anlam dnda bir topluluu yneten kimse, lider, bir eyin balangc (ay ba, yl ba, satr ba), temel esas (her iin ba salktr), bir eyin ularndan biri (yolun iki ba, tane, say (iki ba sarmsak, ba inek, alt ba aile), bir eyin yakn veya evresi (ocak ba, havuz ba, mangal ba) vb. pek ok yan anlam vardr. Ayak, gz, parmak, boaz, burun gibi organ adlar da epey yan anlamlara sahiptir. Trkmiz bu bakmdan her yn ile zengin bir zellik tar. Kart asl anlam'dr

yan biim bk. deiken ekil. yan cmle (Alm. Nebensatz; Fr. proposition subordonnee; ng. subordinate clause; Osm. tali cmle, cmle-i tli) Birleik cmlede asl cmleyle anlam bakmndan ilgili olan, ana cmlenin verdii kavram bir arta, bir sebebe bir dilee, bir aklamaya balamak suretiyle onu eitli ynlerden tamamlayan ve kuruluu bir cmle deerinde olup yarg tayan cmle. Yan cmlenin balal yan cmle (ki'W), dilekliyan cmle (-sA'h), artl yan cmle (-sA'h, -mlsA'h), sorulu yan cmle (-m/l) gibi eitli trleri vardr: Kart temel cmle1 dir: Zelzeleden deil, bu sakin ve glmseyen yzden bu sknet ve kaytszlktan, insanolunun yeryzndeki bu korkun yalnzlndan korkarak odadan frladm (A. H. Tanpnar, Abdullah Efendinin Ryalar: Erzurumlu Hamdi, s. 139). Zaten gece oldu mu, onun yorulduu zaman istedii yerde yatabilmesi iin selamlktaki sofadan bizim odamza kadar, koca evin her tarafna battaniyeler, yastklar konulurdu (A. H. Tanpnar, Abdullah Efendinin Ryalar: Evin Sahibi, s. 158). Eer srf zevkim iin bestelediim be kk parann e dost meclislerinde alnp sylenmesi bana byle bir iddia yklenmesine yeterse, hatra defteri tutanlara romanc, sigara paketinin arkasn karalayaanlara karikatrist, pazar gn be kilometre yryenlere e sporcu dernek gerekirdi T. Bura, gst. e., s.39). Bir an mmtaz 'a yle geldi ki Tevfik Bey'in sesi, Emin Dede'nin ney'i ile girdii yarta bu ilk rzgardan birini tutuyordu (A. H. Tanpnar, Huzur, s. 244). Kavgalar yazlsa, koca bir kitap tutar, olan sanki ikinci bir karakol, ikinci bir adliye olmak iddiasndadr (T. Bura, Yarn Diye Bir ey Yoktur: Karaolan, s.44). Tam u yalnn stne dse, daha gzel grnecekken grrdk ki onun ortasndan keser de bir blmn kta, bir blmn glgede brakrd (A. . Hisar, Boazii Mehtaplar, s. 125). Kendimi dinlesem, vaktiyle nlerinden gemi olduum yabanc evlerden iimde kalm byle

bir sesler duyarm ki bende o uzak zamanlar yeerten tohumlar gibidir (A. . Hisar, gst. e., s. 44). Eyll ortas dedi mi, buday ykl kanlar orann gl-gesiz geniliinde onun zahiri tasvirleri iin trk syler (T. Bura, Dnemete s. 58). Akamdan beri yaan kar dinmise, yatan tekrar karyolasna tamay dnerek dorulmak istiyordu (P. Safa, Biz nsanlar, s. 61). Her
mitsiz insan gibi kendinden deil, dardan hayatn srasz, tertipsiz, tesadfi vakalarndan, bir tesadften veya bir talihten imdat bekledi (P. Safa, imek, s. 119). Ayak sesi o kadar yaklamt ki, byk bir tela iinde Pervin yataa oturdu (P. Safa, g'st.e., s. 113). Evvelce duyduklarma fazla bir ey ilave etse, ona hakikatin hududunu hatrlatamayacak mydm"? (A. . Hisar, Fahim Bey ve Biz, s. 138) vb.

yanslama (Alm. Onomatopie, Lautbild, Schallnachahmung; Fr. onomatopee; ng. onomatopoeia; Osm. lafz- taklidi, savt- taklidi) Doadaki insan d canl ve cansz varlklarn kard ses ve grltleri taklit yolu ile yanstan szler: gr gr, at pat, pat pat, kt kt, hr hr, grl grl, hav hav, civ civ, ciyak ciyak, ml ml, zrl zrl, panlda-, patrda-, hrlda- vb. yansz (kelime) (Alm. Neutrum; Fr. neutre: ng. neuter; Osm. cins-i salis) Kelimeleri cinslere gre ayran dillerde ne erkek ne de dii cinsten saylmayan ve oklukla nesneleri belirten kelime: Alm. das Buch kitap, das Fenster pencere, das Zimmer oda., das Wrterbuch szlk gibi. yap (Alm. Struktur; Fr. structure; ng. structure) Belli bir dilin blmlerini birbirine balayan ilikiler btn. Sz gelii, Trkenin ses yaps, seslerin birbiri ile ilikilerine, ekil yaps da ek ve kklerin karlkl ilikilerine bal bir sistem, bir btndr. yap bilgisi bk. ekil bilgisi yaplk, yaplkm bk. yapsalc dil bilimi. yapm eki (Alm. Formans, Bildungselement; Fr. affixe de formation; ng. deriva-tional affix) Kelime kk ve gvdelerine getirilerek yeni kavramlarn yanstlmasn, kavramlara karlk yeni kelimeler yaplmasn salayan ek. -fllk / +lUk: odunluk, dizlik yaknlk;+I/+U: yar, izci; +II/+IU: tuzlu; -AcAk: yiyecek, yakacak: + IcI/+UcU: szc, itici, grc; +A-: boa-, yaa-; +dA: ad-da> ada, yolda, lkde, -1-: yarl-, krl-;+ 1A-: bala-, izle-, tuzla-; -(I)n-/(U)n-: sevin-, soyun-; -(I)-/-(U)-: kou-, - vb. Trkede yapm ekleri addan ad, addan fiil, fiilden ad ve fiilden fiil treten ekler olmak zere drt tr oluturur. Kart ekim eki'dir. yapsalc dil bilimi (Alm. strukturale Sprachtuissenschaft; Fr. linguistique struc-turale; ng. structural linguistics) Dnyadaki dillerin yaplarn belirlemeyi aratrma konusu edinen dil bilimi.

yapma dil (Alm. knstliche Sprache; Yr.langue artificielle; ng. artifical langu-age) Gnlk konumalarda kullanlan dilin zelliinden yararlanlarak ve belli kavramlara, deiik dillere uyabilecek karlklar bulma yolu esas alnarak deiik milletlere mensup kiiler arasndaki ilikilerde dil ayrlklarnn dourduu problemleri herkesin kullanaca ortak bir dille giderme amacna dayanarak yaplan dil. lk yapma dil Mehmet Mu-hiddin adl Trk'n yapt Blbilen'dir. Esparando (L.L. Zamen-hof), Volapk (J. M. Schleier), ido (L. de Beaufront) yapma dillere rnektir. yardmc cmle bk. yan cmle yardmc fiil (Alm. Hilfsverb; Fr.verbe auxiliaire; ng. auxiliary verb; Osm. fi'l-i iane) Ad soylu veya adlam fiil soylu Trke kelimelerle, yabanc kaynakl ad soylu kelimelerin fiilletirilmesinde kullanlan irnek, etmek, olmak, eylemek, klmak fiilleri ve esas fiile tasvir anlam katan ver-, dur-, kah, yaz-gibi yardmc fiiller: yorgundum (<yorgun i-dim), hissetmek, yardm etmek, kanaat etmek, kr eylemek, namaz klmak, kabul klmak, hasl olmak, hazr olmak, iyi olmak, piman olmak, disipline etmek, sosyal olmak, gidecek olmak okumu olmak, yazmaz olmak, al--ver-, sal- ver-, gid-e-dur-, bak-a-kal-, d-e-yaz- vb. yardmc nsz bk. balayc nsz. yarg Yklemin bir duyguyu, bir dnceyi, bir istei veya bir durumu, bir olu ve kl karar olarak bildirmesi: gelecek, okuyacaz, alsn, al, duraklad, kavradn, yorulacaksn, sakncaszdr vb. yar benzeme (Alm.unvollstndige Angleichung; r. assimilation partielle, par-tielle assimilation) Bir kelimede yanyana ve aralkl olarak bulunan seslerden birinin tekini boumlanma zelliklerinden bir veya ikisi bakmndan, yani ksmen kendisine benzetirmesi olaydr: penbe > pembe, snbl > smbl vb. bk. benzeme. yar nl (Alm. Halbvokal, Semivocalis; Fr. semi-voyelle; ng. semivotvet) Boumlanma noktalar nlyle nsz arasnda bulunan ve nlye yakn nitelik tayan ses. y, w, j, v gibi seslerdir, a, av, kavrul-, say-, yay, ay, kay vb. yaayan dil bk. canl dil yaayan ek bk. canl ek yaayan kelime bk. canl kelime yaayan kk bk. canl kk. yaz (Alm. Schrift; Fr. ecriture; ng. vmting, script; Osm. hat)

Duygu ve dncelerin yazl olarak anlatlabilmesi iin bir dildeki sesleri harf, hece veya ekillerle gstermeye yarayan iareder dizisi, alfabe dzeni. Dnya dillerinde hece yazs, resim yazs (hiyeroglif) ve alfabe yazs olmak zere balca yaz sistemi vardr bunlara bk. yaz dili (Alm. geschriebene Sprache, Schrifisprache; Fr. language ecrite; ng. writ-ten language) Bir dilin lehe veya azlarndan biri zerine kurulan ortak dilin yazda kullanlmas sonucunda ortaya kan yazl dil. Karahanl yaz dili, aatay yaz dili, Trkiye Trkesi yaz dili, zbek yaz dili, Trkmen yaz dili gibi VII. yzyldan bugne gelinceye kadar kurulmu olan eitli yaz dilleri, ngiliz yaz dili, Rus yaz dili vb. Kart konuma di-'dir. yeni kelime (Alm. Neologismus, Neubildung; Fr. neologisme; ng. neologism) Bir dilin kendi kk ve eklerinden yararlanarak, o dilin yaayan veya l kelimelerindeki yapya bakarak yaplan veya az ve lehelerden alnarak kullanma sokulan kelime: basn, yayn, basn, birikim, dergi, durum, gmen, ilem, kaz, gezi, konut, szlk, tapnak, yaratk, yarg, yant vb. yer ad ehir kasaba, ky gibi yerleim birimleriyle buralardaki cadde, sokak, meydan vb. yerlere verilen ad: Ankara, Nide, Ktahya, Dzce, Safranbolu, Kuadas, tkizren, Pnarba, Paris Caddesi, Tunal Hilmi Caddesi, Menevi Soka, Ulus Meydan vb. yer tamlaycs bk. yer tmleci yer tmleci Ynelme, bulunma, kma durumu eklerini alarak cmlede ynelme, yaklama, bulunma, ayrlma bildiren, yklemin anlamn yer ve yn bakmndan tamamlayan ge: Okula gidiyorum. Saate bakyorum. Evde bekliyorum. Aada birleelim. Bugn buradan ayrlyorum. Yanmdan hi ayrlmayacaksn vb. yer zarf (Aln. Lokaladverb, Adverb des Ortes, Ortsadverb; Fr. adverbe de lieu; ng. adverb ofplace) Fiilin gsterdii olu veya kln mekn iinde, yerini ve ynn belirten zarf: aa yukar, ieri, dar, ileri, geri, orada, burada vb.: Korkudan sararm solgun benizli, beyaz dudakl, samur ince kalar atlm, zayf, narin bir talebe, mahcup, mtereddit admlarla ieri girer (. Seyfettin, Harem: Grlt, s. 231) Yavrucak uykusuzluktan bitkin; fakat gene de: mer'inyannda kalacam diye direniyor, yukar, yatana kmyor (T. Bura, Yarn Diye Bir ey Yoktur, s. 57). Artk kelimeleri eze eze konuuyor, konuurken boynunu ileri uzatyor, hafife kamburunu karyor (T. Bura, gst.e., s. 44). Onu hi grmyormu gibi bir elini

kaldrd iin yzn esirgemek isteyen Necati geri ekilmee mecbur olmutu (P. Safa, Biz nsanlar, s. 105) vb. yeterlik fiili (Alm. Verbum Potentialis; Fr. verbe possibilitif; ng. potential verb) Fiilin karlad iin, hareketin mmkn veya muhtemel olup olmadn gstermek iin, olumlu durumda bil-, olumsuz durumda da bugn eriyerek kaybolmu Eski Trke u- iktidar fiilinin anlamn zerine alan (-A) zarf-fiil ekleriyle kurulan tasvir fiili; Sen neden sulu olacakmsnl Nasl sulu olabilirsin sen? (T.Bura, yalnzlar, s.237). Bir ey karamad ve ancak satrlar okuduktan sonradr ki, ekenin Mfetti Hilmi Bey olduunu anlayabildi ve ard (T. Bura, Yamur Beklerken, s. 189); (...)Ben, bay Murat, korumann ve gelitirmenin nemini kavrayamayan veya inkr eden btn iyi niyetleri ve bilhassa btn byk iddialar kukuyla karlarm (T. bura, Yalnzlar, s. 227) vb. bk. tasvir fiili. yokluk eki Ad soylu kelimelere gelerek herhangi bir nesne veya zellie sahip olmama anlamnda ve +11 / +IU: ekinin zt anlamls yokluk sfatlar yapan +slz/+sz eki: bilin+siz, can+sz, tat+sz, tuz+suz, yarar+sz, yol+suz, mut+suz vb. yn adlar Yn gsteren adlar: kuzey, gney, dou, bat, gn dousu, gn bats, gn ortas vb. ynelme durumu (Alm. Dativ, Wemfall; Fr.datif; ng. dative; Osm. mefln ileyh) Yaklama, ynelme bakmlarndan adn karlad nesneyi fiile balayan durum. Bu durum (A), -(y)A ynelme durumu ekiyle karlanr: Ne kadar aresiz bir ey istediini bu yumurcaa anlatmaa imkn yoktu (R. N. Gntekin, Kzlck Dallar, s. 72). Hkimlikten istifas, kasabaya gelip avukatla balay ve nihayet onu da brakarak iftlie ekilii, artk hep bu yorumun erevesi iindedir (T. Bura, Yalnzlar, s. 121). Yola koyuldular. Doktor hizmetkrlarn kald evlere doru yneldi. krye de o zaman taraadan inip bardaklar toplayp mutfaa tad (T. Bura, gst. e., s. 174), Sabri, geen seferler bu aaca hi dikkat etmediini dnd (A. H. Tanpmar, Yaz yamuru: Yaz yamuru, s. 65); Evvel zaman iinde, muhtelif vilyetlere gnderilmi bir vali, ahaliye zulmeder, hkimler bilhassa idam kararlarna imza vermezler, onunla hi biri geinemezlermi (A. . Hisar, gemi Zaman Fkralar, s. 13) vb. ynelme grubu Ynelme eki alm bir ad esinin baka bir ad esi ile oluturduu grup: boaza bakan (ev), evine bal (erkek), paraya dkn (kimse) bana buyruk (kadn), cana yakn (insan) vb. Ynelme grubu, ad, sfat ve zarf grevi yklenebilir: Otuz bin dirheme satlan bir byk elmas (A. H. Tanpmar, Be ehir, s. 128). Tarlaya den ve kadn ldren yldrm

Bu cmle babana atlm bir laft (E. Imsu, Kaf Dann Ardnda, s. 145). Yoldan geenler hep oraya bakyordu. Aleko suskun ve ezik bir grne brnmtr (S. okum, Austos Baa, s. 139). Bu sylediklerine inanalm m? (H. Balks, Deniz Gurbetileri, s. 139) vb. ynelmeli ikileme Ynelme durumu eki ile kurulmu olan ikileme tr : baa ba, teke tek, cana can, kana kan; ba baa, el ele, gz gze, diz dize, yz yze vb. ynelmeli tamlama Ynelme durumu eki alarak kurulmu olan tamlama: Durumuna uygun bir i aryordu. Caddeye bakan pencereler kapalyd. Baba oul, arya uzanan yolun banda karlatlar. yn gsterme eki (Alm. Direktivus, Direktiv Endung; Fr. suffixe directif; ng. di-rective suffix) Fiildeki olu ve kln ynn gstermek iin ynle ilgili yer ve zaman adlarn yn gsterme durumuna sokan ek: + GArU, + Ari, + rA ekleri: ET. Tabga+garu in'e doru, kn+ger gneye doru, san+ga-ru sana doru; iliniz+ger sizin ilinize doru; EAT. anan beril oraya, buraya; gksi+re gksne, gksne doru; depesi + re tepesine, tepesine doru; derhalygr tara kt derhal koarak darya kt vb. +ArIve+rA ekleri Trkiye Trkesinde artk canl bir ekim eki olmaktan km, sayl kelimelerde kalplam olarak kalmtr: sonra, tara, zere, zre, dar, beri, geri vb. yn gsterme durumu Adn, fiilin gsterdii olu veya kln kendi ynnde yapldn gstermek iin girdii durum: ET. san+garu sana doru, yok+garu yukar doru, ta+ra darya, ta+ra darya, ileri, beri, dar, gerivh. bk. yn gsterme eki yumuak damak bk. art damak yumuak nsz bk. tonlu nsz. yumuama (Alm. Erveichung, Stimmhaftwerden; Fr. adoucissement, sonorisation; ng. voicing, sonorisation) Son sesinde tonsuz nsz bulunduran szlerin, nlyle balayan bir ek aldklarnda tonlu duruma gelmeleri. Bu olay Trkenin bu durumdaki her kelimesi iin geerli deildir. nszn niteliini korumas veya tonlulaarak yumuamas kelimenin bnyesindeki nllerin zellikleriyle ilgili olmaldr: dip / dibi, /dibin; u / ucu / ucun / uca; aa / aaca / aacn; gmlek / gmlei / gmlee; yurt / yurdu vb. kr. ip / ipi, i /ii, g / g, st / st vb. Tek heceli szlerdeki yumuama ve tonlulama, bu szlerin vaktiyle birer asl nl uzunluu tamalarndan ileri gelmektedir. Asl uzun nllerden sonra gelen p, t, , k, nszleri, kendilerinden nce gelen bu uzun nllerin etkisi nedeniyle yumuayp tonlulamtr. ki ve

daha fazla heceli szlerdeki nsz yumuamas ise, Trkenin iki nl arasnda kalan nszlerinin ses deimesi kurallarna baldr. yutak (Alm. Pharynx; Fr. pharynx; ng. pharynx) Grtla az ile birletiren, en st ucu burun boluuna, ortas az boluuna ve alt da grtlaa alan, st geni alt dar olan boluun ad. Bu bolua boaz boluu da denir. Ayrca bk. boaz. yuvarlaklama (Alm. Rundung; Fr. arrondissement; ng. rounding) Dz bir nlnn, yanndaki dudak nsznn veya sz iindeki yuvarlak bir nlnn etkisiyle yuvarlak sradan nlye dnmesi: bedk > byk > byk; biber > bber, savl- > savul-, nevbet > nvbet > nbet, yabz > yavuz vb. yamur, avu, savur- (<sagur-), kavur- (<kagur-), kavuk (<ka-guk (?) vb. szlerdeki dudak benzemesine aykr durum, bu szlerin yanlarndaki dudak nszlerinin etkisi ile Eski Trkedeki yuvarlak biimlerini korumu olmalar ile ilgilidir. Dudak nszlerinin yanlarnda bulunmadklar hlde, dz nls yu-varlaklam szler serpintiler biiminde Anadolu azlarnda vardr. ez-> z-, al- > ol-, eme > nte, ek> k-, ekirge > krge, ertesi > r-tesi, cep > cp vb. bk. nl yuvarlaklamas. yuvarlak sra (Alm. gerumdete Reihe; Fr. class arrondie,; ng. rounded sene) Trke szlerde, kk nl uyumu kuralnca, heceleri yuvarlak nllerle oluturulan nl sras: buldum, grrsn, olumlu, lmsz, sorumluluk, yorulup vb. Kart dz sradr. yuvarlak nl (Alm. gerundeter Vokal; Fr. voyelle arrondie; ng. rounded voervet) Dudaklarda belli bir yuvarlaklamayla boumlanan nl. Trkiye Trkesinin yuvarlak nlleri, o, , u, nlleridir. yklem (Alm. Prdikat, Satzaussage; Fr. predicat; ng. predicate) Cmlede hareketi, olay, ii, yargy bildiren, fiil ekimine girmi kelimenin cmle bilgisindeki ad. Cmlenin btn elerini kendine balayan temel e durumundaki yklem, fiil veya ad soylu bir kelime olabilir: Mbarek su, salarmn arasndan, kulaklarmn arkasndan enseme ve oradan srtma doru serin serin akyordu (Y. K. Karaosmano-lu, Erenlerin Bandan: Dier Nesirler: s. 106). Hoca, son senelerde mektep btesinden tasarruf yaparak bevvaba yol vermi olduu iin buras botu (R. N. Gntekin, Kzlck Dallar, s.140) .Manevi eyler kendilerine bir destek olarak madd bir varla ne kadar muhta iseler, madd eylerin de iinde nefes aldklar ve yaadklar bir manevi tarafa, bir havaya, bir ruha o kadar ihdiyalar bulunduunu gryoruz (A. . Hisar, amlcadaki Enitemiz, s. 219). nsan bal byke bir asma ikide bir ayaklarna taklyor,onlar dryor ve litarnaa kyafetli adattm grtla ile keskin bir az kavgasna giriiyordu (A. H. Tanpnar, Abdullah Efendinin Ryalar: Abdullah

Efendinin Ryalar, s.58). Ben bu yaaymdan bedbinleecek kadar gururlu deilim (T. Bura, Yalnzlar, s. 123). Kapnn tun tokma bu karl gecenin sesleri sar eden durgunluu, dolgunluu iinde kof bir uultu kard (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri: Sar Bal, s. 55); Ali inliyordu. Ayaa kalkmaya davrand, fakat dt (S. Faik, Btn Eserleri 2. ahmerdan, Lzumsuz Adam: Bir Define Aray, s.50) vb. .yklem ad (Alm. Prdikatsnomen; Fr. predicat; ng. predicate noun) Ad cmlesinde yargy bildiren, yani yklem grevindeki ad soylu kelimelerin cmle bilgisindeki ad: Bu, ne uzun, ne can skc yoldu (R.H Karay, Memleket Hikyeleri: Boz Eek, s. 82). nsan kalbi, bakalarnn duygularna ancak kendi tecrbeleri nisbetinde aktr (A. H. Tanpnar, Yaadm Gibi: Ylbanda Dnceler, s.66). Mmeyyizler, aslacak masumlarnn o son anlatlmaz heyecanlarn asla duymayan besut, kaytsz cellatlar gibidir (. Seyfettin, Harem: Grlt, s. 231). Her zaman gnllerin gzel sanatlara medeni bir ihtiyalar vardr (A. . Hisar, Boazii Mehtaplar, s.40). Evet, Savc yardmcs benim (T.Bura, Dnemete, s.20). Dedeyi bugn bizim iin, o kadar derin deiiklikler arasndan bir nevi ada yapan ey de, onda hayatn bu trajik duygusunun mevlev tevekkl ile beraber y-rmesidir (A. H. Tanpnar, Yaadm Gibi: smail Dede, s. 352) vb. ykleme durumu (Alm. Akkusativ; Fr. accusatif; ng. accusative; Osm. mefln bih) Geili fiil tayan bir cmlede fiilin dorudan doruya etkiledii yani fiildeki ilevin etki bakmndan zerine yklendii adn iinde bulunduu durum. Trkede bu durum ya eksiz yahut da yaln veya iyelik ekleriyle geniletilmi adlardan sonra gelen +(y)I/+(y)U eki ile karlanr: i bulmak, gr bildirmek, yol sormak, aalar+ budamak, yaka+y kurtarmak, okul+u bitirmek, istedik+im+i getirdi; yazdklarnz+ okudum, gr-n+ koruyunuz gibi. Ancak, bu ek nc ahs teklik ve okluk iyelik eklerinden sonra araya bir zamir n'si alarak +nI/+nU biimine girer; Arkadamn yeni ev+i+ni gezdim. Artk yuva+s+n kurmaya alyor; bildik+leri+ni anlatt, yoruldu+u+nu grmedim vb. ykleme grubu Ykleme durumu eki alm bir ad esinin baka bir ad esi ile oluturduu ad ve sfat grevindeki sz grubu: Bakanlarn grmek iin gelmiler (ad). Evini satmak istemiyor (ad). arda pazarda grdm insanlar tasvir kolay m? Marmaradan gelen yolcuyu ta uzaktan anlayan beyaz kubbeler ve minareler (A. H. Tanpmar, Be ehir, s. 161) vb. Yukardaki son rnekte grld gibi grubu oluturan elerden biri kendi iinde ayrca grup oluturabilir.

ykselen ikiz nl Birinci elerinde ikincilere bakarak daha dar ve sreksiz nl bulunan ikiz nl tr: ie, ia, ip, p, up gibi. Kart alalan ikiz nl'dr. bk. ikiz nl. ykselen ton (Alm. Hochton; Fr. ton eleve tng. high tone) Konuma srasnda cmlenin yapsna veya duygu ve dnceye bal olarak seslerin titreimindeki ykselme dolaysyla hecenin tiz sylenii: - Sen? (Sent mi?) - \Ha? (Efendim, ne dedin?) vb. Kart alalan ton'dur bk. ton ve tonlama -Zzaman (Alm. Zeitstufe; Fr. temps; ng. tense) ekimli fiilin karlad kl veya oluun iinde getii zaman dilimi: imdiki zaman, gemi zaman, gelecek zaman, geni zaman vb. Fiildeki zaman basit zaman ve birleik zaman olarak ikiye ayrlr: yazyor, yazd, yazacak, yazm, yazdyd, yazyormu, yazsa, yazmal, evdeydi vb. Sen syle Allahn seversen, dedi, bir ocuk tekine maymun Trk m demi ne.. O da ona ta atm. Sen tafsiltn daha iyi bilirsin. nzibat meclisleri toplanacakm. Genlerimiz burada hitabeler irade ediyorlar. Ta atan ocuun kovulmasna rey verenler(...) Nasl dedi bakaym? Eek-miler amma Trk de deilmiler onu konuuyorduk (P. Safa, Biz insanlar, s. 48) vb. Ayrnt iin bk. basit zaman, birleik zaman. zaman eki ekimli fiillerde zaman kavramn veren ve fiil tabanna gelen birinci ek: -Di, -AcAK, -ml, -Iyor, -r, -ir. yaz-d (grlen gemi zaman) gl-ecek (gelecek zaman) anlam (duyulan gemi zaman) bil-iyor (imdiki zaman) bil-ir (geni zaman) vb. zaman zarf (Alm. Zeitadverb; Fr. adverbe de temps; ng. adverbe of time) Cmlede fiilin karlad olu ve kl zaman bakmndan belirgin duruma getiren ve snrlandran zarf: Benim eskiden hem mektep arkadam hem komum bir Sleyman vardr. imdine i yapar, pek bilmiyorum (P. Safa, Biz insanlar, s. 74). Muhakkak ki Vedia bunu Orhan 'in beceriksizce sualinden de hemen anlamt (P. Safa, gst.e., s. 229). Sonra sonra dndm de ancak anladm duygularmn bu szlere uygun olduunu (T. Bura, Dnemete, s. 84). Gitti garsonun biraz nce gelen gazeteleri brakt masaya oturdu (T. Bura, gst.e., s. 21). Handan onu ve az sonra beliren babasn da ancak erif valizini alrken farketti (T. Bura, gst.e., s. 20); Bugn olamazlar ama, yarn olurlar... Yarn, ne olacan biliyor musun? Her gn bir ey deiiyor. Dn Pakize Hanm, bu araflarla on sene evvel kadnlar sokaa ksayd kyamet

kopard! diyordu (A. H. Tan-pnar, Sahnenin Dndakiler, s. 150). Kn kardan testiler yapyorsun iyi ama hi onlar sya dayanr m? (Mevlana, Mesnevi III, s.57); Yazn buzlu suyun nimeti ona din bir inirah sunard (A. . Hisar, amlcadaki Enitemiz, s. 88). Sabahleyin bakl bir adam uyuturmaksun etimi derinlerine kadar oydu, sonra bir ay, oyuun iine fitil koyup kardlar (F. R. Atay, Gezerek Grdklerim: 50 Yam, s. 25) vb. zamir (Alm. Pronomen, Frrvort; Fr. pronom; ng. pronoun; Osm. zamir) Kiilerin ve canl cansz ad grubundaki varlklarn yerini tutma, onlar iaret veya soru yollar ile temsil etme grevi yklenmi olan ad soylu kelime tr. ahs gsteren ben, sen, o, bunlar, unlar, onlar, ahs zamirleri, dnkllk gsteren kendim, kendin, kendi, kendisi, kendimiz, kendiniz, kendileri zamirleri; bu, u, o, bunlar, unlar, onlar iaret zamirleri; biri, birisi, bakas, herkes, kimse vb. belirsizlik zamirleri; hangisi, kim, ne, neyi, neden vb. soru zamirleri gibi trleri vardr. zamir n'si (Alm. Pronominal n; Fr. pronominal n; ng. pronominal n) Teklik ve okluk 3. ahs zamirlerinin ekimi ile teklik 3. ahs iyelik ekli kelimelerin durum ekleriyle kullanl srasnda araya giren n nsz. Bu n nsz, araya aitlik eki -ki''nin zerine durum ekleri eklendiinde de girer: ba--n-, ba--n-a, ba--n-da, ba-,n-dan, ba-n-n, ba-lar-,n-, bilgi-si-n-i, bu-n-dan, u-n-u, u-n-da, o-n-u, o-n-a, o-n-da, o-n-lar, o-n-larda, benimki-n-den, arkadamnki-ni vb. zarf (Alm. Adverbium, Umstandsrvort; Fr. adverbe; ng. adverb) Fiillerin, sfatlarn, sfat-fiillerin ve grev bakmndan zarf niteliindeki kelimelerin anlamlarn zaman, l, niteleme, yer, yn vasta, miktar, art gibi eitli bakmlardan etkileyerek daha belirgin duruma getiren veya snrlayan kelime tr: dn, bugn, yarn, sonra, im-di vb. (zaman bakmndan); i leri, geri, beri, a it (yer, yn bakmndan); az, ok, biraz, ksmen, daha, pek vb. (l bakmndan); tatl sert, ak mavi, koyu yeil, uzun uzun konutuu konu, smsk kapatmak, iyi anlamak vb. (niteleme, tarz bakmndan): Silkindi. Yataktan hzla kalkt. Ba birdenbire dnmt. Karyolann topuzunu zor yakalad (S. Faik, Btn Eserleri 3. Medar Maiet Motoru; Berber Dkkannn Alma Merasimi, s. 147). Ate ilk teredddten sonra birdenbire parlad (A. H. Tanpnar, Sahnenin Dndakiler, s. 323). Olduu yere koyarcasna kt (Yaar Kemal, Ortadirek, s. 314). Gittiniz mi, gerekten mezarla elinizde ieklerle"? (Kemal Tahir, Yol Ayrm, s. 463). Kapkara bir yalnzlk iinde, kendi vcudundan bile habersiz dnmeyi pek severdi (A. F. Abasyank, Btn Eserleri 3, s. 19) vb. zarf-fiil (Alm. Konverbum, Konverb, Gerundif, Gerundium; Fr. gerondif, conver-be; ng. gerund) Cmlede yklemin anlamn eitli ynlerden etkileyen ve fiilden

-(y)A, -(y)I, -(y)ArAk, -DlktA, -ken, -mA, - dAn, -mAksIzIn,-(y)IncA ~(y)Ip, -DlkA gibi belirli baz eklerle yaplan, kii ve zaman belirtmeden soyut bir hareket kavram anlatan, bir esas fiilden sonra gelerek yardmc fiillerle birleik fiiller kuran ve zarf olarak fiilin anlamn, zaman ve yer bakmndan tamamlayan kelime: Ama Gldane dnp bakmad bile (T. Bura, Yamur Beklerken s. 122). Nabi bey, Gazi'nin olaylar ve durumlar geliirken nemsemediini; gcne ve kavray hzna snrsz gveni ile son anlar beklemekten holandn sylyordu (T. Bura, gst.e., s.201). Bir sene evvel yazdnz br sene okurken, ne kadar deitiinizi anlayarak hayretler iinde kalacaksnz...(. Seyfettin, Harem: Ashab- Kehfimiz, s. 11). nk gerek Trkeciler, yukarda nasl olduunu ve ne gzel yrdn ksaca izah ettiimiz, milletin zevkine ve sevgisine ye dire yedire ilenen mill kelimeler ve mill syleyiler anlaydr (N. S. Banarl, Trkenin Srlar: Altn Tavuk Hikyesi, s. 59). Simdi ancak kendisinin tasavvur ettii ekilde gemi bu zamanlar mill bir mevcudiyetin iiriyle can-landrldka mill tarihimiz duyuluyor (A. . Hisar, Ahmet-Haim-Yah-ya Kemal'e veda: iir ve Tarih, s. 195). Daha tanyeri madan, ortalkta ses seda yokken oluktan dklen suyun sesi byr, ormann uultusuna karrken Ali yataktan kt, atn yanna varr varmaz azn ap bakt (Yaar Kemal, Ortadirek, s. 41) vb. bk. zarf-fiil ekleri. zarf-fiil ekleri Cmlede fiilin zarf grevinde kullanlmasn salayan ekler: -(y)A, -(y)I, -(y)ArAk, -DlktA, -ken, -mAdAn, -mAksIzIn, -(y)IncA, -(y)Ip, -DlkA vb: Karm yavaa doruldu, onu kucana ald: Yatana gtrecek. Fakat daha odann kapsna varmadan Ayla uyand ve ahyarak: stemiyorum, istemiyorum dedi (T. Bura, Yarn Diye Bir ey Yoktur, s. 57). Lkin, sonra, mandaln grltsn, kanadn gcrtsn duyunca hemen yerine dnm, yatm, kalp kesmiti(F. R. Atay, Memleket Hikyeleri: Koca kz, s.44) Hatrlayverdi doktor: Kendisi yemek odasnda, karanlkta otururken, Hrrem'in(...) bir hayal gibi(...) bir glge gibi(...) Sofadan geif baheye yrdn grmt (T.Bura, Yalnzlar,?,. 221) Bu ihtiyar adam hibir ey sylemeden, dudaklarndan tek bir ikyet karmadan, sadece bu bitmez, tkenmez gezintisile, damlal ayaklarn srye srye, btn evi, btn geceyi strabile dolduruyordu (A. H. Tanpnar, Abdullah Efendinin Ryalar: Evin Sahibi, s. 160). Parpar Ahmet Evin yokuunu. arada bir durup kendi kendine konuarak, kollarn yel deirmeni gibi evirerek sendeleye sendeleye kt (K. Tahir, Kyn Kamburu s. 30) vb. zarf fiil grubu Grup iinde yklem grevi alm bir zarf-fiil veya ad ekimi ekleriyle geniletilerek zarf grevi yklenmi sfat-fiil ekleri ile bunlara bal elerden oluan kelime grubu. Zarf-fiil, grubun

sonunda bulunur ve anlamca zne, nesne, zarf ve yer tamlaycs grevi yklenmi elerle tamamlanr: Gen hanmlar, hrmet gstermek istedikleri yal hanmlara tesadf edince (A. . Hisar, Boazii Mehtaplar, s. 83). Gnlleri muhabbetle titreyerek alacaklar cevab beklerken (A. . Hisar, Boazii Mehtaplar, s. 168). Mmtaz (...) sonra onun sadece boluun aynas olduunu grnce yerinden kalkar, kbuslu bir ryadan kar gibi kayalarn dev gvdeleri arasndan, her admda sendeleyerek, solmaya alrd (A. H. Tanpnar, Huzur, s.28) Bu dnceyle harap ve her eye kskn yrrken (A. H. Tanpmar, Be ehir, s. 133). Hep sana veya soluna bakarak konuuyordu; kalktklarn grmeden, bir odada mikrofona konuur gibi (T. Bura, Dnyann En Pis Soka, s. 59). Ne var ki, kendisi de bu bak grr grmez; "Kim bu adam?" diyecek gibi olmam m idi? (T. Bura, gst.y.) Suya yakn varnca, sevinten gzleri parlad. Elindeki kitab okurken, sylenenlere aldrmyordu vb. zarf tmleci Cmlede yklemin anlamn zaman, tarz, l, yer, yn vb. bakmlardan daha belirgin duruma getiren, snrlayan kelime veya kelime gruplarndan oluan tmle:Bunlar kendisi iyice tahlil etmiti (A. H. Tanpmar, Huzur, s. 166). Birdenbire Sabih'lere gitmek, orada hepsini beraber bulmak arzusuna kapld (A. H. Tanpnar, gst.e., s. 283). Nihayet Icll dayanamad; oyun ok uzamt; belli ki gen kz akrabasna, kendilerine ait bir iin zerinde byle durulmasn istemiyordu (A. H. Tanpnar, gst.e., s.64). Mmtaz glkle bir Allah hayrl etsin... dedi (A. H. Tanpnar, gst.e., s.65) Gen kz da pervini grnce atrlat, yava yava yrd, geldi, Ali'nin ve Pervin'in yzlerine dikkatle bakarak cidd vaziyeti hissettikten sonra gen kadna sordu (P. Safa, imek, s. 238). Ky yerinin ilerinden atk. Laf sana geldi, senin vaziyetine, yiitlii ne (...) (K. Tahir, Kyn Kamburu, s. 250) Ferit Paa hkmeti de yavaack; selefleri gibi bir idare-i maslahat hlini alyordu ( R. H. Karay, Minebab lelmihrab, s. 10) vb. zayf nl (Aln. schrvacher Vokal; Fr. voyelle faible; ng. weak vovet) k dilin ok az tmseklemesiyle oluan ve syleni sresi ksa olan ak heceli dar nl: scak, lk, stma stma, ilik, inan vb. zt anlaml bk. kart anlaml, zt anlaml ikileme Zt anlaml kelimelerden kurulmu ikileme: ileri geri, zamanl zamansz, nnde sonunda, az ok, eksik fazla, dost, dman, gen ihtiyar, aa tatl, yerli yersiz, zararl zararsz vb. zincirleme ad tamlamas (Osm. zincirleme izafet, tetbu- izafet)

Tamlayan, tamlanan veya her ikisi de ad tamlamas biiminde olan i ie girmi tamlama tr; bir ad tamlamasnn ikinci bir ad tamlamas kurmas: Ragp efendinin iek bahesi, Kenan beyin de kitaplar! (T. Bura, Yamur Beklerken, s. 45). Tarih, sanat eserleri, gelenekler, hepsi cemiyetin sreklilik u uru du r (A. H. Tanpnar, Yaadm Gibi: nsan ve Cemiyet, s. \b).Yarn sabah, ev eyalarnn tanma cretlerinin yar bedelini deyebilirsin. Kmil beyin ie baladnn nc gn akam zeri gidecekleri srada, kap alm, Nedime hanm, Niyazi aabey! diye hafif bir lk koyuvererek geleni karlamak zere ayaa kalkmt (K. Tahir, Esir ehrin nsanlar, s. 214) Hediye ettiiniz kitaplarn listesinin yazlmas tamamland m"? vb. zincirleme sfat tamlamas Bir sfat tamlamasnn tamlanan durumundaki kelimesinin +U/+IU, +slz/+sUz 254
yol ortasnda sar duvarl bir eski mezarlk... (A. . Hisar, amlca-daki Enitemiz, s. 30 (1967). Siyah caml gzlklerini, tebdil gezdii zannn vermemek iin kulanmyor... (A. . Hisar, gst.e., s.210. Souk haval bir gn... (A. . Hisar, gst.e., s. 211 (1967). Kan ter iinde byle urarken birden karsndan beyaz arakiyeli, yeil cbbeli, nur yzl bir ihtiyar peyda oluyor (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri: Yatr, s.91). ... Salar kordell, omuzlar atkl gen, olgun Rum kzlar... (R. H. Karay, Saka, s.64). Kepenkleri yar kaldrlm lo meyhaneleri... (R. H. Karay, gst.e., s. 63); (...)aln atkl kart bir kadn... (R. H. Karay, gste.: Sar Bal, s. 57) vb. zmre dili bk. gizli dil. vb. sfat yapm ekleriyle sfat durumuna sokulmas veya tamlanann

sfatnn 3. ahs iyelik ekli kelimelere balanmasyla kurulan tamlama tr: Keskin kokulu ve tad sert baharjt burada hemen her yemee katlyor (F. R. Atay, Gezerek Grdklerim: Sokak, s. 143). Sonra yol ortasnda sar duvarl bir eski mezarlk... (A. . Hisar, amlca-daki
Enitemiz, s. 30 (1967). Siyah caml gzlklerini, tebdil gezdii zannn vermemek iin kulanmyor... (A. . Hisar, gst.e., s.210. Souk haval bir gn... (A. . Hisar, gst.e., s. 211 (1967). Kan ter iinde byle urarken birden karsndan beyaz arakiyeli, yeil cbbeli, nur yzl bir ihtiyar peyda oluyor (R. H. Karay, Memleket Hikyeleri: Yatr, s.91). ... Salar kordell, omuzlar atkl gen, olgun Rum kzlar... (R. H. Karay, Saka, s.64). Kepenkleri yar kaldrlm lo meyhaneleri... (R. H. Karay, gst.e., s. 63); (...)aln atkl kart bir kadn... (R. H. Karay, gste.: Sar Bal, s. 57) vb. zmre dili bk. gizli dil.

You might also like