Professional Documents
Culture Documents
Deneme 04
Deneme 04
KLİNİK BİLİMLER
1 - 30. sorular : Dahiliye Bilimler
(Dahiliye + Dahili Küçük Stajlar)
31 - 60. sorular : Pediatri
61 - 85. sorular : Cerrahi Bilimler
(Genel Cerrahi + Cerrahi Küçük Stajlar)
86 - 100. sorular : Kadın Doğum
DENEME SINAVI - 4 3
3. Delici bir travma nedeniyle fossa axillaris’de n. CEVAP: E
medianus yaralanırsa aşağıdakilerden ekstremite
hareketlerinden hangisi yapılamaz? Larinks kaslarından sadece m. cricothyroideus, n.
A) Kolun adduksiyonu B) Kolun ekstansiyonu laryngeus superior’un ramus externus’u tarafından
C) Önkolun supinasyonu D) Önkolun ekstansiyonu diğerleri n. laryngeus recurrens tarafından uyarılır.
E) Önkolun pronasyonu LARİNKS KASLARI
– M. cricothyroideus (anticus);
CEVAP: E • Larinks’in ön tarafında yer alan tek kastır.
• Lig. vocale’leri gerer ve boyunu uzatır (sesi in-
Önkola pronasyon yaptıran iki kas; m. pronator teres celten kastır).
ve m. pronator quadratus’dur. Bu iki kasın da siniri n. • N. laryngeus recurrens tarafından uyarılmayan
medianus’dur. N. medianus bu iki kasın proksimalinde (ya da n. laryngeus superior tarafından
yani kolda ya da fossa axillaris’de kesilirse önkol pro- uyarılan) tek larinks kasıdır.
nasyon yapamaz. – M. cricoarytenoideus posterior (posticus);
• Lig. vocale’lere abdüksiyon yaptırarak, rima
glottidis’i açan tek kastır.
– M. cricoarytenoideus lateralis;
4. N. fibularis profundus’u yaralanan bir hastada • Lig. vocale’lere adduksiyon yaptıran esas
aşağıdaki kaslardan hangisi fonksiyon göremez? kastır.
– M. arytenoideus transversus;
A) M. tibialis anterior
• Tek olan larinks kasıdır. Aritenoid kıkırdaklar
B) M. tibialis posterior
arasında uzanır.
C) M. fibularis longus
– M. arytenoideus obliquus;
D) M. fibularis brevis
• Larinks girişini daraltan kastır. Bu nedenle
E) M. biceps femoris, caput breve
larinks girişinin sfinkteri olarak kabul edilir.
– M. thyroarytenoideus;
CEVAP: A
• Lig. vocale’leri gevşetir ve boyunu kısaltır.
Böylece sesin perdesini değiştirir.
M. tibialis anterior bacağın ön bölgesinde bulunan
• Kasın alt parçasının derindeki lifleri, processus
kaslardandır ve n. fibularis profundus’dan inerve
vocalis’e tutunur ve m. vocalis adı ile bilinir.
olur.
Diğer şıklarda bulunan;
M. tibialis posterior, bacağın arka bölge kaslarındandır
ve n. tibialis’den inerve olur.
M. fibularis longus ve m. fibularis brevis bacağın yan
grup kaslarındandır ve n. fibularis superficialis’den iner-
ve olurlar.
M. biceps femoris’in caput breve’si ise n. fibularis
communis’den inerve olan tek kastır.
4 DENEME SINAVI - 4
6. Sulcus coronarius’da a. coronaria dextra ile birlikte bölümünde, a. coronaria dextra ile birlikte seyre-
seyreden kalp veni aşağıdakilerden hangisidir? der. Sinus coronarius’a sağ ucundan açılır.
A) Vv. cardiacae anteriores – v. cardiaca media (v. cordis media, v. interven-
B) V. cardiaca magna tricularis posterior); apex cordis’te başlar. Sağ
C) V. cardiaca parva koroner arterin dalı olan ramus interventricu-
D) V. cardiaca media laris posterior’la birlikte, sulcus interventricula-
E) Vv. cardiacae minimae ris posterior’da yukarıya doğru seyreder. Sinus
coronarius’a sağ ucundan açılır.
CEVAP: C – v (v). ventriculi sinistri posterior(es); sol ventrikül’ün
diyafragmatik yüzünün venöz kanını taşır.
Sulcus coronarius’da a. coronaria dextra ile birlikte – v. obliqua atrii sinistri (Marshall veni); sol
seyreden kalp veni v. cardiaca parva’dır. atriyum’un arka yüzünde aşağıya doğru seyreder.
A. CORONARIA DEXTRA Venin yukarıya doğru devamı olan fibröz yapıdaki
– Sağ (ya da ön) sinus aortae’den çıkar. ligament, v. cardinalis communis sinistra’nın
– V. cardiaca parva ile birlikte, sağ atriyum ile sağ kalıntısıdır.
ventrikül arasında sulcus coronarius’ta seyreder. II- VV. CARDIACAE MINIMAE (THEBESIAN
– Sağ atriyum, sağ ventrikül’ün büyük bölümü, sol VENLERİ)
ventrikül’ün diyafragmatik yüzünün bir bölümü, – En fazla sağ atriyum’a olmak üzere tüm kalp
interventriküler septum’un 1/3 arka-alt parçası ve boşluklarına açılırlar.
sol atriyum’un bir bölümü ile krus’ların proksima- – Kalp boşluklarından miyokardiyum’a kan
line kadar ileti sistemine ait tüm yapıları besler. taşıdıklarından, miyokardiyum’un kollateral
– r. interventricularis posterior; crux cordis’te sağ ko- sirkülasyonunda önemlidirler.
roner arterden ayrılır. V. cardiaca media ile birlikte III- VV. CARDIACAE ANTERIORES
sulcus interventricularis posterior’da seyreder. In- – Sağ ventrikül’ün ön bölümünü drene eden bu ven-
cisura apicis cordis’te, r. interventricularis anterior ler, direk olarak sağ atriyum’a açılırlar.
ile anastomoz yapar. Bu arterden ayrılan septal
arterlerin en büyüğü (genellikle birincisi), nodus
atrioventricularis’i besler (r. nodi atrioventricula-
ris).
KALBİN VENLERİ 7. Aşağıdakilerden hangisi truncus coeliacus ve dalları
Üç grupta toplanır; tarafından beslenen organlardan biri değildir?
I- SINUS CORONARIUS A) Karaciğer B) Dalak
– Sulcus coronarius’un arka bölümünde, soldan C) Mide D) Duodenum
sağa doğru seyreder. Kalbin venöz kanının büyük E) Jejunum
bölümünü (yaklaşık % 75) taşır.
– Ostium sinus coronarii sağ atriyum’a açılır. CEVAP: E
Ostium’da, valvula sinus coronarii denilen bir sem-
ilunar kapakçık bulunur. Truncus coeliacus; Hiatus aorticus’un hemen altında
Sinus coronarius’a açılan venler; aorta abdominalis’ten ayrılır. Üç dala ayrılır. Ön
– v. cardiaca magna (v. cordis magna, v. interven- bağırsağın arteridir. Karaciğer, dalak, mide, pankreas
tricularis anterior); en büyük kalp venidir. Apex ve duodenum’un birinci parçasına kadar olan sindirim
cordis’te başlar. Sol koroner arterin dalı olan r. sistemini besler.
interventricularis anterior’la (LAD) birlikte, sulcus Duodenum’un ikinci parçasından colon transversum’un
interventricularis anterior’da yukarıya doğru seyre- 2/3’lük sağ bölümüne kadar olan sindirim kanalını ise
der. Sinus coronarius’a sol ucundan açılır. a. mesenterica superior ve dalları besler. Jejunum’u
– v. cardiaca parva (v. cordis parvA); sağ atriyum ile besleyen aa. jejunales’ler a. mesenterica superior’un
sağ ventrikül arasında, sulcus coronarius’un arka dalıdır.
DENEME SINAVI - 4 5
FASCICULUS GRACILIS ve FASCICULUS CUNEA-
TUS
– Şuurlu proprioseptif duyu (pozisyon ve kinestezi),
iki nokta ayrımı ve vibrasyon duyularını taşır. Bu
duyuları sırasıyla derideki mekanoreseptörler, pa-
cinian korpüskülleri ve kas iğciği ile golgi tendon
organı alır.
– T6 segmentinin altından (gövdenin alt yarımı ve alt
ekstremitelerden) bu duyuları fasciculus gracilis,
– T6 ve üstünden (gövdenin üst yarımı ve üst ek-
stremitelerden) ise fasciculus cuneatus taşır.
– Bu nedenle, fasciculus gracilis transvers kes-
itlerde tüm medulla spinalis boyunca görülürken,
fasciculus cuneatus sadece T6 ve yukarısındaki
segmentlerde görülür.
– T6 ve yukarısındaki segmentlerden geçen trans-
vers kesitlerde fasciculus gracilis içte, fasciculus
cuneatus dışta yer alır.
• Bu duyuların 1. nöronları gang. spinale’de bu-
lunan psödounipolar nörondur.
• Psödounipolar nöronun santral uzantıları, fu-
niculus posterior’da ipsilateral yükselerek,
medulla oblongata (bulbus)’daki nuc. gracilis
ve nuc. cuneatus içindeki 2. nöronlarla sinaps
yapar.
• İkinci nöronların uzantıları orta hatta çapraz
yaptıktan sonra karşı tarafta LEMNISCUS ME-
DIALIS adı altında talamus’a yükselir.
• Talamus’ta nuc. ventralis posterolateralis
(VPL)’te bulunan 3. nöronlarla sinaps yapar.
• Üçüncü nöronların uzantıları, capsula
interna’nın crus posterius’undan geçerek, pari-
8. Aşağıdakilerden hangisi şuurlu proprioseptif duyu yetal lobda bulunan gyrus postcentralis’teki
ile ilgili bir yoldur? primer somatik duyu korteksi (şuur) olarak
A) Fasciculus arcuatus bilinen 3, 1, 2 numaralı Brodmann alanına ge-
B) Fasciculus longitudinalis medialis lir.
C) Lemniscus lateralis
D) Lemniscus medialis
E) Tractus spinocerebellaris posterior
6 DENEME SINAVI - 4
CEVAP: C 10. Bir hastada m. rectus lateralis’in çalışmaması so-
nucu içe şaşılık varsa aşağıdaki sinirlerden han
N. obturatorius plexus lumbalis’in pelvis minor’un içeri- gisinin lezyonu düşünülmelidir?
sine doğru verdiği daldır. A) N. oculomotorius B) N. abducens
Diğer şıklarda verilen sinirler plexus sacralis’in C) N. ophthalmicus D) N. trochlearis
dallarıdır. E) N. facialis
PLEXUS LUMBALIS’DEN ÇIKAN SİNİRLER
– N. iliohypoggastricus CEVAP: B
– N. ilioinguinalis;
• Canalis inguinalis’den geçer. Fıtık ameliyatla- M. rectus lateralis göze abdüksiyon yaptıran yani gözü
rında yaralanma riski vardır. dışa baktıran kastır. Lezyonunda görülen en temel
• Uyluğun üst-iç yüzünün deri duyusunu alır. bulgu içe şaşılıktır. Bu kasın siniri de n. abducens’dir.
– N. genitofemoralis; N. trochlearis, gözü aşağı-dışa baktıran m. obliquus
• M. psoas major’u delip ön yüzünden çıkar. superior’un siniridir. Gözdeki diğer kaslar n. oculomoto-
• Genital dalı inguinal kanalda seyreder. rius tarafından uyarılırlar.
• M. dartos ve m. cremaster’i uyarır. Kremaster N. ophthalmicus göz küresinin duyusunu alan sinirdir.
refleksinin hem afferent hem de efferent yol- Lezyonunda kornea refleksi alınamaz.
unu yapan sinirdir. N. facialis ise mimik kaslarının siniridir.
• Femoral dalı, trigonum femorale’nin deri duyu-
sunu alır.
– N.cutaneus femoris lateralis
– N. femoralis;
• M. iliopsoas’la birlikte, lacuna musculorum’dan
geçer.
• M. iliacus, m. pectineus, m. sartorius ve m.
quadriceps femoris’i uyarır.
• N. saphenus, n. femoralis’in deri dalıdır. A.v.
femoralis’le birlikte canalis adductorius’ta
seyreder. Kanalın alt ucuna yakın çatısını
delip, v. saphena magna ile birlikte bacağın iç
yüzü ve ayağın medialinde, birinci metatarso-
falangeal ekleme kadar seyreder. Bacağın me-
dial yüzü, malleolus medialis ve ayağın medial
kenarının deri duyusunu taşır.
– N. obturatorius;
• Aynı isimli damarlarla birlikte a.v. iliaca
communis’lerin ve ovaryum’un altından geçip, 11. Aşağıdakilerden hangisi mitoz bölünme sırasında
küçük pelvisin lateral duvarındaki canalis kardeş kromatidlerin ekvatoryal düzlemde dizildiği
obturatorius’a girer. fazdır?
• Canalis obturatorius’tan geçerek uyluğa gelir.
A) Metafaz B) Telofaz
• Uyluğa adduksiyon yaptıran kasların (m. obtu-
C) Profaz D) İnterfaz
ratorius ext. hariç) siniridir.
E) Anafaz
• Uyluğun iç yüzünden ovoid şekilli bir alanın
deri duyusunu taşır. Ek olarak diz ekleminden
CEVAP: A
duyu taşıyan dalları da vardır.
DENEME SINAVI - 4 7
12. Aşağıdaki organellerden hangisi karaciğer hücre- 15. Aşağıdakilerden hangisi plazma ozmolaritesine eşit
sinde yoğun olarak bulunur? (izotonik) sıvılardan biridir?
A) Endoplazmik retikulum A) %0.9 NaCl
B) Golgi B) %3 NaCl
C) Mitokondri C) %5 glikoz
D) Peroksizom D) % 10 NaCl
E) Lizozom E) % 8 CA) glukonat
CEVAP: A CEVAP: A
Karaciğer detoksifikasyon görevi yaptığı için özellikle Plazma osmolaritesi 280-300 mosmol /Lt dir. Plazma
endoplazmik retikulum çok gelişmiştir. ozmolaritesine eşit sıvılara izotonik sıvı denir. % 0.9
NaCl izotonik özellik taşır.
8 DENEME SINAVI - 4
18. Aşağıdakilerden hangisi EKG de kullanılan unipolar 21. Aşağıdaki enzimlerden hangisi DNA sentezinde
derivasyonlardan değildir? görev almaz?
A) V1 A) Substrat; Nükleozit trifosfatlar
B) V3 B) DNA polimeraz III
C) D1 C) Topoizomeraz
D) aVR D) DNA ligaz
E) aVF E) RNA primeri
CEVAP: C CEVAP: A
D1-D2-D3 derivasyonları EKG'de bipolar derivas- Prokaryotlarda DNA sentezi için temel gereksinim-
yonlardır. ler:
1- Substratlar: Dört deoksiribonükleozid trifosfat;
dATP,dGTP,dCTP,dTTT.
2- Kalıp DNA: Ana DNA’nın her zinciri bir kalıp yerine
geçer.
3- RNA primeri (RNA polimeraz)
4- İyonlar: Mg, Mn
19. Aşağıdakilerden hangisi büyüme hormonu salını- 5- ATP
mını tetikleyen etkenlerden biri değildir? 6- Enzimler: DNA bağımlı DNA polimeraz (I, II, III),
A) Proteinli yemekler Topoizomeraz, DNA-ligaz, Helikaz, Primaz, UraAsil-
B) Glukagon DNA N-glikozidaz
C) Orta derece stres DNA sentezinde substrat olarak deoksiribonükletit tri-
D) Hipoglisemi fosfatlar kullanılır.
E) Gebelik
CEVAP: E
DENEME SINAVI - 4 9
23. Aşağıda verilen enzim-organel eşleşmelerinden Sfingolipitlerin yıkılımı lizozomal enzimler ile gerçekleşir.
hangisi yanlıştır? Bu enzimlerin kalıtsal eksikliğinde depo hastalıklarının
A) Laktat dehidrogenaz-sitozol bir grubu olan sfingolipidozlar meydana gelir. Bir sfin-
B) Katalaz-peroksizom golipit olan sfingomiyelinin yıkılımında yer alan Sfin-
C) Glutamat dehidrogenaz-lizozom gomiyelinaz eksikliğinde Niemann-Pick hastalığı mey-
D) Sitokrom oksidaz-mitokondri dana gelir.
E) DNA polimeraz- Çekirdek
CEVAP: C
26. Aşağıdakilerden hangisi glukoz tolerans faktör
Glutamat dehidrogenaz, mitokondri matriksinin enzim olarak tanımlanır ve eksikliğinde insulin direnci
belirtecidir. Lizoozmların enzim belirteci; asit fosfataz, meydana gelir ?
asit lipaz, asit maltaz gibi enzimlerdir. A) Demir B) Bakır
C) Çinko D) Selenyum
E) Krom
CEVAP: A YANIT: C
10 DENEME SINAVI - 4
Niasin (Vitamin B3) oksidasyon, redüksiyon reaksi- Esansiyel amino asitler: valin, lösin, metionin, izolösin,
yonlarında NAD koenzimi olarak fonksiyon görür. Ek- lizin, triptofan, fenilalanin, histidin ,arginin ve treonindir.
sikliğinde 4D bulgusu (Demans, Diare, Dermatit, Depr- Şıklarda bulunan serin ise esansiyel amino asit değildir.
esyon) ile birlikte fotosensitivite ile karakterize olan Glisinden veya 3-fosfogliserattan sentezlenir.
pellegra hastalığı görülür. Niasin triptofandan sente-
zlenebilir. Bir başka önemli nokta redüktazların NADP
yi dehidrogenazların ise NAD yi kullandığıdır.
32. Aşağıdakilerden hangisinin serum düzeyi hemo-
lizden en fazla etkilenir?
A) Sodyum B) Potasyum
C) Kalsiyum D) Fibrinojen E) Klor
29. Böbreklerden hemoglobin ve demir atılımını engel-
leyen plazmada proteini hangisidir? CEVAP: B
A) Fibrinojen B) Prealbumin
C) Albümin D) İmmunoglobulin Serumda hemoglobin konsantrasyonu 20 mg/dL’nin
E) Haptoglobulin üzerinde olursa hemoliz olduğu gözle anlaşılır. Hemoliz
olması durumunda hücre içindeki konsantrasyonları
CEVAP: E hücre dışındakinden yüksek olan maddelerin serum-
daki konsantrasyonları anormal yüksek bulunur. LDH,
Haptoglobulin plazmada; fazla hemoglobine bağlanarak AST, total protein, demir, fosfat, amonyum, potasyum
böbrekte kaybına engel olur. Bu durumda hemolitik ve magnezyum gibi intrasellüler maddelerin konsan-
anemide miktarı azalır. trasyonu artar. Sodyum gibi ekstrasellüler maddelerin
konsantrasyonu ise düşer. Hemoglobin görünür ve ult-
raviyole spektruma yakın ışığın çoğunu absorbe eder
ve böylece hemoliz, birçok spektrofotometrik çalışmayı
bozar; Kolesterol, trigliserit, kreatin kinaz yüksek, karo-
30. 5-hidroksi indolasetik asid aşağıdakilerden han ten, insülin, albümin ve bilirubin düzeyleri ise düşük
gisinin yıkılım ürünüdür? bulunur.
A) Tirozin B) Serotonin
C) Epinefrin D) Fibrinojen
E) Melatonin
33. Protein ve fosfolipid yönünden en zengin lipopro-
CEVAP: B tein aşağıdakilerden hangisidir?
A) LDL B) HDL
5-hidroksi indolasetik asid (5HİAA) , serotonin yıkılım C) VLDL D) Şilomikron
ürünüdür. MAO ile oluşur ve karsinoid sendromda id- E) Lipoprotein a
rarla atılımı artar.
CEVAP: B
DENEME SINAVI - 4 11
34. Proteinlerin sindiriminde aşağıdakilerden hangisi Pentoz fosfat yolu (heksoz monofosfat shuntı) glukoz
görev almaz? oksidasyonu için alternatif bir yoldur. Bu yol, 3 mole-
A) Hidroklorik asid B) Pepsin kül glukoz fosfatın, 3 molekül CO2 ı ve üç tane 5-C lu
C) Sekretin D) Amilaz artıklar tekrar düzenlenerek iki molekül glukoz 6-fosfat
E) Kolesistokinin ve 1 molekül glikolitik bir ara madde olan gliseraldehid
3-fosfatı oluştururlar. 2 molekül gliseraldehid 3-fosfat
CEVAP: D tekrar glukoz 6-fosfatı oluşturduğundan, glukoz bu yol-
la tamamen okside olabilir.3 Glukoz 6-fosfat + 6 NADP
Proteinlerin sindiriminde hidroklorik asid, pepsin, kole- + 3 CO2 → Glukoz 6-fosfat + Gliseraldehid 3-fosfat +
sistokinin, sekretin, tripsin, kimotripsin, elastaz, karboksi 6NADPH + 6H +. Bu metabolik yolun düzenlenme en-
peptidaz A, B, aminopeptidazlar ve dipeptidazlar görev zimi, glikoz 6 fosfat dehidrogenazdır. Bu yolda NADPH
alırlar. Amilaz ise karbonhidrat sindiriminde görevli olup ve Ribozlar sentezlenir. 3-7 karbonlu şekerlerin kullanımı
nişastanın yapısındaki alfa 1,4 glikozit bağlarını hid- sağlanır. Transketolaz (tiamin bağımlı) ve transaldolaz
roliz ederek, sınır dekstrinleri , izomaltoz ve maltozu enzimleri bu şekerlerin birbirine dönüşümünde yer alır.
oluşturur. Pentoz fosfat yoluna glukoz 1-fosfat değil glukoz 6-fos-
fat katılır.
CEVAP: D CEVAP: A
Pürin ve pirimidin biyosentez hızlarının paralel olması, Glukokortikoid sentezinde zona glomeruloza tabaka-
bu iki olayın birbiri ile uyumlu kontrollerini ortaya sında pregnenalondan oluşan progesteron, 21 hid-
koymaktadır. Her iki olay için gerekli bir perkürsör roksilaz, 11 hidroksilaz ve 18 hidroksilaz etkisi ile al-
oluşturan reaksiyonu katalize eden PRPP sentetaz dosterona çevrilir. Pregnenolon veya progesteron 17
hem pürin, hem de pirimidin nükleotitleri tarafından, hidroksilaz ile hidroksillendikten sonra diğer adrenal
feedback inhibisyonu ve PRPP tarafından aktivasyona steroidleri sentezler.
maruz kalır.
CEVAP: E CEVAP: C
12 DENEME SINAVI - 4
Renin salınımını aktive edenler Asetil KoA, Kofaktör; Biyotin, ATP kullanılır.
– Kan basıncında azalma 2- Sitozolik Oksaloasetat Fosfoenolpiruvat kar-
– Dik konumdan yatar konuma geçmek boksikinaz (PEPKK) ile dekarboksilasyonu; GTP
– Tuz düşüklüğü kullanılır. PEP oluşur. Enzimin sentezi insulin tarafından
– Beta-adrenerjik ajanlar inhibe edilir, glukagon, kortikosteroidler ve adrenalin
– Prostoglandinler enzim sentezini aktive eder. Açlık ve diyabette enzim
aktivitesi artar.
Reaksiyonlar Fruktoz 1,6 bifosfat sentezleninceye ka-
dar glikolizde yer alan aynı enzimler ile devam eder.
39. Aşağıdakilerden hangisi metalloporfirin değildir? Fosfoglikoizomeraz ve gliseraldehid hem glikoliz hemde
A) Alanin transaminaz glikoneogenezde yer alır.
B) Sitokrom P-450 3- Fruktoz 1,6 bifosfat,fruktoz 1,6 fosfataz ile fruk-
C) Katalaz toz 6 fosfat’ı oluşturur. Glukoneogenezin en önemli
D) Sitokrom oksidaz düzenlenme basamağıdır. Enzim Açlıkta indüklenir.
E) Hemoglobin 4- Glukoz 6-Fosfat’ın defosforilasyonu: Enzim: Glu-
koz 6 fosfataz
CEVAP: A Piruvat dehidrogenaz, piruvatın asetil KoA’ya dönü-
şümünü katalizler.
Metaloporfirin: pirol halkasının azot atomlarına metal
iyonlarının bağlanarak kompleks oluşturmalarıdır. En
önemli örnekler: Hemoglobin, miyoglobin, sitokromlar,
peroksidaz,katalaz ve triptofan pirrolazdır.
DENEME SINAVI - 4 13
42. Aşağıdaki bakterilerden hangisi hücre duvarında Etkenlerin sterilizasyona direnci, en dirençliden en
bulunan teikoik asit sayesinde hedef dokulara tu- zayıfa doğru azalan sırada prionlar, sporlu bakteriler,
tunabilir? mikobakteriler, zarfsız virüsler, mantarlar, vejetatif bak-
A) Serratia marcessens teriler ve zarflı virüsler şeklindedir. Bacillus cinsi bakteri-
B) Klebsiella pneumoniae ler sporlu olduğu için sterilizasyon amacıyla otoklavlanır
C) Neisseria gonorrhoeae veya etilen okside maruz bırakılırlar. Sporlu diğer bak-
D) Streptococcus pyogenes teriler Clostridium cinsi, Coxiella burnetti, termofilik akti-
E) Moraxella catarrhalis nomiçesler ve Sarsina cinsidir.
CEVAP: D
14 DENEME SINAVI - 4
47. Aşağıdaki bakterilerden hangisinin ekzotoksini 50. Antijen sunulması esnasında makrofajlarda bulu-
ADP ribozilleme ile adenilat siklazı aktive ederek nan LFA 3 molekülleri ile birleşen ve T lenfositlerin
etkinlik gösterir? yüzeyinde bulunan molekül aşağıdakilerden hangi-
A) Pseudomonas aeruginosa sidir?
B) Bordetella pertussis A) ICAM-1 B) LFA-1
C) Corynebacterium diphterium C) MHC-2 D) CD2
D) Staphylococcus aureus E) CD21
E) Shigella dysanteriae
CEVAP: D
CEVAP: B
Antijen sunulurken makrofajlardaki LFA-3 ile T len-
B. pertussis’in ekzotoksini adenilat siklazı aktive ederek fositlerdeki CD2 birleşir.
hücre içindeki cAMP seviyesini artırır. Bunun sonucu
Antijen sunulması sırasında görev yapan reseptör ve
olarak lökosit fonksiyonları bozulur ve akciğerde muko- adezyon molekülleri
silier felç meydana gelir.
Makrofaj Th lenfosit
Makrofaj Th lenfosit
CEVAP: A
inde buğu, buhar, dalga veya sıvanma şeklinde yayılır. B) Sitotoksik T lenfosit
Listeria takla atma hareketi yapar. Kolera basili ise ok, C) Th1 lenfosit
kurşun veya sinek gibi çok hızlı hareket eder. D) Th2 lenfosit
E) NK hücre
DENEME SINAVI - 4 15
52. Virüs reseptör etkileşimlerinden hangisi yanlıştır? CEVAP: C
A) Parvovirüs B19-Eritrosit P antijeni
B) HBV-Ig A reseptörü Grip aşısı inaktif (ölü) aşı olup koruyuculuğu 6 aydır.
C) EBV-CD21 Aşı iki A ve bir B tipi virüse karşı hemaglütinin ve nöra-
D) Influenza-CD4 minidaz proteinlerini içerir. Son yıllarda intranazal uygu-
E) Kuduz-Asetil kolin reseptörü lanan canlı atenue grip aşısı geliştirilmiştir. Her yıl ekim,
kasım aylarında yapılması önerilmektedir.
CEVAP: D – Aşı endikasyonları
– Huzurevinde ve bakımevinde kalanlar
Influenza virüs hemaglutininle hedef hücrede bulunan – 65 yaş üstü kişiler
siyalik asit veya nöraminik asit reseptörlerine bağlanır. – KOAH ve kalp hastalığı olanlar
CD4 reseptörlerine ise HIV bağlanır. – Uzun süreli aspirin tedavisi verilen çocuklar
– Kronik metabolik (DM dahil), Böbrek yetmezliği,
hemonglobinopatisi ve immün süpresyonu olan
kişiler
53. Herpes zosterde aşağıdaki ganglionlardan hangisi – Grip mevsiminde gebeliğin 2. veya 3. trimestirinde
en sık tutulur? olanlar
– Tüm bu risk grubundaki kişiler hizmet veren aile
A) Fasiyal B) Lumber
fertleri, personel, sağlık personeli
C) Sakral D) Servikal
E) Torasik
16 DENEME SINAVI - 4
Aspergillus cinsi doğada en yaygın bulunan mantardır. 59. Topraktaki flariform larvaları ile bulaşarak AIDS’li
Candida cinsinin aksine eksojen bir mantardır. Bulaşma hastalarda etkenlerden hangisi hiperenfeksiyon
havaya karışan konidiler yoluyladır. Özellikle inşaat sendromu ve sepsise neden olan parazit aşağı-
halindeki hastanelerde yatan nötropenik hastalarda in- dakilerden hangisidir?
feksiyona neden olur. Ayrıca saksı bitkilerinde de bu- A) Ascaris lumbricoides
lunur. Bu nedenle nötropenik hastaların odasına canlı B) Toxocara canis
çiçek konulmamalıdır. C) Trichinella spiralis
Aspergillus cinsinin en sık görülen türü A. fumigatus’tur. D) Strongyloides stercoralis
Başlıca üç klinik tabloya yol açar E) Trichuris trichiura
1) Allerjik bronkopulmoner aspergilloz. Eozinofili ve Ig
E titresinde artışa neden olur CEVAP: D
2) Aspergilloma. Antifungal ilaçlardan etkilenmez. Te-
davisi cerrahidir. Strongyloides stercoralis’in rabtidiform larvaları bar-
3) Akut invazif bronkopulmoner aspergilloz. Genellikle sakta flariform larvalara olgunlaşarak hasta yeniden
immün yetmezlikli hastalarda görülür. Balgamda 45 C infekte olur. Buna otoinfeksiyon denir. İmmün sistemi
açıyla dallanan septalı (bölmeli) hifler görülür. Kanda normal kişilerde kan dolaşımına karışan larva sayısı
galaktomannan varlığı, HRCT’de ise halo görüntüsü ile fazla değildir. Ancak immün süprese konakta özellikle
tanı konabilir. AIDS’lilerde ve organ nakli alıcılarında çok fazla sayıda
Aspergillus flavus’un ürettiği aflatoksin (ekmekte bu- larva kana karışır ve sepsis gelişir. Buna hiperinfeksi-
lunur) karaciğer karsinomu yapar. En sık sinüzit yapan yon denir.
mantardır. Bunun dışında kemik iliği transplantasyonu
yapılanlarda infeksiyonlara neden olur
Tedavide amfoterisin B kullanılır. Ayrıca itrakonazol
kullanılabilir. Flukonazole doğal dirençlidir. Beyne 60. Plasmodium vivax ve P.ovale’nin transfüzyon ile
yayılmış vakalarda vorikonazol tercih edilir. Son za- aktarımı sonucu oluşan enfeksiyonda hastada
manlarda invazif aspergilloz tedavisinde en çok tercih hangi form bulunmaz?
edilen ilaç vorikonazol olmuştur.
A) Mikrogametosit B) Makrogametosit
Sferül ise coccidioides immitis tarafından oluşturulur.
C) Merozoit D) Hipnozoit
E) Şizont
CEVAP: D
DENEME SINAVI - 4 17
Metastatik kalsifikasyon nedenleri 64. Granülom oluşumu aşağıdakilerden hangisine
– Hiperparatiroidizm(en sık) uyar?
– Multipl miyelom A) Antikora bağımlı hücresel sitotoksisite
– Metastatik tümörler B) Geçikmiş tipte aşırı duyarlılık
– Vit D intoksikasyonu C) Tip I aşırı duyarlılık reaksiyonu
– Süt- alkali sendromu D) Tip III aşırı duyarlılık reaksiyonu
– Sarkoidoz E) Sitotoksik tip aşırı duyarlılık reaksiyonu
– Kemiğin Paget hastalığı
– İdiopatik hiperkalsemi (Williams sendromu) CEVAP: B
Tüberkülozda ise distrofik kalsifikasyon olur.
TİP IV Hipersensitivite reaksiyonu: Sellüler immünite
M. Tuberkülosis ile viruslar gibi intrasellüler ve mantar,
protozoa ve parazitler gibi ekstrasellüler ajanlara karşı
organizmanın CEVAP: mekanizmasıdır. İki temel tipi
mevcuttur:
62. Vaskulitlerde damar duvarında sık görülen nekroz 1- Gecikmiş tipte hipersensitivite (CD4+ T hücreleri-
tipi hangisidir? yle oluşan)
A) Koagulasyon nekrozu 2- Hücre bağımlı sitotoksisite (CD8+T hücreleriyle
B) Likefaksiyon nekrozu oluşan)
C) Gangrenöz nekroz Tüberkülinin intrakütan enjeksiyonundan 24-72 saat
D) Kazeifikasyon nekrozu sonra enjeksiyon yerinde görülen eritem ve enduras-
E) Fibrinoid nekroz yonun oluşumudur. NK hücrelerinden salınan IFN-γ
makrofaj aktivasyonu, fibrozis ve monositlerden
CEVAP: E dev hücre gelişimine yol açar. Bu makrofajlar aktive
haldedir. Sitoplazması daha geniş epitel hücrelerine
Fibrinoid nekroz kan damarlarını tutan immünolo- benzer karakterdedir (epiteloid histiyosit). Bu kronik
jik reaksiyonlarda görülen özel bir nekrozdur. Arter iltihap şekline granülomatöz iltihap adı verilir.
duvarında biriken immün kompleksler damardan sızan
fibrin ile birleşerek H-E boyada parlak pembe renkte
boyanır. Fibrine benzer pembe renkte olduğu için fibri-
noid nekroz denmiştir. 65. Fagolizozomda oluşan en güçlü mikrobisit madde
hangisidr?
A) Laktoferrin B) Lizozim
C) Hidrojen peroksit D) Miyeloperoksidaz
E) Hipoklorik asit
18 DENEME SINAVI - 4
hipoklorik asit oluşturur. Bu, bilinen en güçlü bakter- 4- Diffüz proliferatif glomerülonefrit (Klas IV) %35-60
isidal mekanizmadır. Hücre içi sindirim fagolizozom 5- Membranöz glomerülonefrit (Klas V) %10-15
denilen özel keselerde gerçekleşir. Bu paternlerden hiçbiri lupus için spesifik değildir. Hep-
sinin patogenezi benzer olup immün kompleksler glo-
merüllerde birikir. En sık görülen glomerül lezyonu dif-
füz proliferatif glomerülonefrittir.
66. Mukozal dokularda ya da içi boşluklu organlarda
yüzeyden kabarık yuvarlak yapılara verilen isim
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Papillom
B) Polip
C) Akantoz 68. Genç bir hastada çekilen P-A akciğer grafisi sırasında
D) Adenom tesadüfen izlenen kemik lezyonu vardır. Kemik
E) Hamartom içinde düzenli sınırlı olan lezyonun aşağıdakilerden
hangisi olma ihtimali en yüksektir?
CEVAP: B A) Osteoid osteoma
B) Osteokondrom
Benign tümörler isimlendirilirken başına köken aldığı C) Enkondrom
doku, sonuna ise –oma eki getirilir (adenoma, fibroma, D) Ewing sarkom
leiomiyoma vs.). Tümörün makroskopik ve mikroskopik E) Dev hücreli kemik tümörü
olarak görünümlerine göre de isimlendirme yapılabilir.
Parmaksı çıkıntılar içeren tümöre papiller, kist yapısı CEVAP: B
içerenlere kistik terimi eklenir. Adenom tübüler yapılar
oluşturarak gelişen benign epitelyal tümördür. Polip te- Erişkin ve adultlerde en sık görülen kemik tümörü be-
rimi mukozal yüzeylerde kabarıklık oluşturarak gelişen nign olanlardır. Bunlar içinde de en sık osteokondromlar
nodüler (oval-yuvarlak) yapılardır. Bu tanımdan sıklıkla yer alır. Soruda da rastlantısal olarak bulunan, semp-
epitelyal proliferasyonla oluşan benign tümöral kitleler tom vermeyen ve düzgün sınırlı kitle benign tümör
anlaşılır. anlamına gelir. Malign tümörler içinde en sık görülen
ise osteosarkomdur.
DENEME SINAVI - 4 19
70. MEN tip II sendromlarında hangi endokrin organ- 72. Akciğerde alt loblarda diafragmaya yakın plevral
larda tutulum vardır? plaklar ve interstisyel akciğer hastalığı görünümü
A) Hipofiz, pankreas, paratiroid aşağıdaki pnömokonyozlardan hangisi ile uyumlu-
B) Hipofiz, surrenal, tiroid dur?
C) Surrenal, tiroid, gonadlar A) Silikozis B) Berilyozis
D) Tiroid, surrenal, paratiroid C) Asbestozis D) Antrakozis
E) Tiroid, hipofiz, paratiroid E) Siderozis
CEVAP: D CEVAP: C
CEVAP: D
20 DENEME SINAVI - 4
Kriptorşidi testisin skrotuma inmemesi durumudur. 1 Ülseratif kolit genellikle sadece kolonu tutan, mu-
yaşındaki erkek çocuklarının %1’inde görülür. Daha koza ve submukozada sınırlı, ülseroinflamatuar bir
sıklıkla sağ tarafta, %10 bilateraldir. Bilateral olgular hastalıktır. Crohn hastalığından farklı olarak lezyonlar
sterildir. Mülleriyen inhibitör substans ve androjen atlamadan, aralıksızdır. Granülom yapısı içermez. %
aracılığıyla testisin normal inişi kontrol edilir. Prader- 80 rektum ve rektosigmoid, % 10 rektumdan başlayıp
Willi (Trizomi 13) sendromuna eşlik edebilir. Seminifer proksimale doğru devam ederek tüm kolonu tutabilir.
tubuluslar atrofik hale gelir. Yani germ hücreleri yok
olur, sadece Sertoli hücreleri kalır. Bazal membran
kalınlaşır. Kriptorşitik testiste malignite gelişme riski 3-5
kat artmıştır. 2 yaşından önce orşipeksi yapılması gere-
kir. Orşipeksi inmiş testiste kanser ve infertilite gelişme 77. Büllöz hastalıklar hakkında hangisi doğrudur?
riskini ortadan kaldırmaz, sadece azaltır. Kriptoorşitik A) Pemfigus vulgariste büller Nikolsky negatiftir.
testiste en sık klasik seminom gelişir. B) Büllöz pemfigoidde büller subepidermal
yerleşimlidir.
C) Pemfigus vulgarisdeki büller subkornealdir.
D) Dermatitis herpetiformiste dermal papillalarda Ig G
75. 25 yaş altındaki kadınlarda en sık görülen over tipi antikorlar vardır.
tümörü aşağıdakilerden hangisidir? E) Pemfigusta immünfloresanda lineer birikim saptanır.
A) Granüloza hücreli tümör
B) Disgerminom CEVAP: B
C) Koryokarsinom
D) Kistik teratom Pemfigus skuamöz epitelle kaplı deri ve mukozal-
E) Endodermal sinüs tümörü arda görülen otoimmün bir hastalıktır. Mikroskopik
olarak pemfigusta ortak temel bulgu akantolizisdir.
CEVAP: D P.Vulgaris ve P.vegetansta bül formasyonu supra-
bazaldir. Büller Nikolsky pozitiftir (kolay patlamaz).
Matür kistik teratom en sık görülen germ hücreli over İmmünfloresanda kümes teli şeklinde boyanma görülür.
tümörleridir. Teratomların % 90-95'i matür kistik ter- Büllöz pemfigoidde deri veya mukozada eritemli, içi
atomdur. Çoğunlukla 10 yaş öncesinde görülür. Sıklıkla berrak sıvı ile dolu, gergin büller izlenir (Nikolski nega-
10 cm’ den küçüktür. Genellikle düzgün sınırlı, kesitinde tif). Mikroskopik olarak subepidermal nonakantotik
içinde sebasöz keratinize materyal, kıl yumakları, diş, büllerle karakterizedir. İmmünfloresanda bazal mem-
kıkırdak ve kemik yapıları içeren kistik lezyondur. Deri bran boyunca lineer Ig ve kompleman birikimi izlenir.
ve eklerini taklit eden bu tümöre dermoid kist adı da Dermatitis herpetiformis, kaşıntılı ve tekrarlayıcı ür-
verilir. 25 yaş sonrası görülen germ hücreli tümörler tikeryal büllöz hastalıktır. Dermal papillaların uçlarında
immatür teratom yada disgerminomdur. 30 yaş sonrası lokalize, granüler IgA birikimi görülür.
daha çok yüzey epitelyum orijinli tümörlerdir.
CEVAP: E CEVAP: C
DENEME SINAVI - 4 21
Hemanjioblastom serebellumda düzgün sınırlı, nodüler 81. Oral olarak kullanılan bir ilacın birim zamanda
ve kistik kitleler olarak görülür. Mikroskopik olarak alınan ve atılan ilaç miktarı birbiri ne eşitse bu ne
vasküler kanallar ve köpüksü sitoplazmalı hücreler anlama gelir?
vardır. Sporadik, tek kitle veya Von - Hippel Lindau sen- A) İlacın yarı ömrü uzamıştır
dromunun komponenti olarak multipl olabilir. Tümörler B) İlacın güvenlik alanı daralmıştır
polisitemi yapabilir. C) Plazma konsantrasyonu minimum etki düzeyine
gelmiştir
D) İlaç kararlı plazma konsantrasyonuna ulaşmıştır
79. Karaciğerden alınan biyopside kolanjiokarsinom E) İlacın dağılım hacmi azalmıştırz
ile karışma ihtimali olan hangisidir?
A) Anjiosarkom CEVAP: D
B) Leiomiyosarkom
C) Adenom İlaçlar kullanılırken genelde yapılan belli aralıklarla
D) Metastatik kolon karsinomu dozlamadır (6 saatte bir ya da 8 saatte bir gibi).
E) Hemanjiom Bu şekilde yapılan dozlamada ilacın plazma konsan-
trasyonları üst üste binmeye başlar ve bir müddet son-
CEVAP: D ra artık plazma düzeyinde yeni gelen ilaçla birlikte artış
görülmez. Yani belli bir birim zamanda vücuda giren ilaç
KOLANJİOKARSİNOM karaciğerdeki safra kanalla- miktarı ile vücuttan atılan ilaç miktarı eşit hale gelir. Bu
rından kaynaklanan malign tümördür. Thorotrast, Co- kan konsantrasyonuna kararlı durum konsantrasyonu
lo-norsis sinensis, primer sklerozan kolanjit, Karoli (Css) veya plato denir.
hastalığı etiyolojik nedenler arasındadır. Mikroskopik
olarak glandüler veya tübüler yapılar oluşturur. Tübüler
yapılar anaplastik, küboidal, alçak kolumnar epitel
hücrelerinden oluşur. Radyolojik ve mikroskopik olarak
metastatik adenokarsinomlarla karışır.
CEVAP: E
Kolloid (müsinoz) karsinom tümör müsin içerdiğinden 82. Kuvantal doz-cevap ilişkisinde potensi gösteren
oldukça yumuşak kıvamlıdır. Nadir bir tümördür. Fizik ifade aşağıdakilerden hangisidir?
muayenede düzgün sınırlı olup, benign lezyonlara ben- A) EC50
zer. Hastalar genellikle ileri yaştadır. Gri - mavi jelatinöz B) ED50
mukus içerir. Östrojen progesteron reseptörü pozitift- C) KD
ir. Prognoz bakımından medüller karsinoma benzer. D) pA2
İnvaziv duktal kanserden daha iyi prognozludur. E) TD50
22 DENEME SINAVI - 4
CEVAP: B Solunum Sistemi:
Bronş düz kasında kasılma yaparak bronkokonstrük-
Kuvantal Doz-CEVAP: İlişkisi: siyona neden olurlar.
– Bu doz CEVAP: ilişkisinde, ilaç uygulandığı zaman Bronşiyal bezleri stimüle ederler ve sekresyonu
etki ortaya çıkar ya da hiçbir etki oluşmaz (kon- artırırlar.
vülsiyonla gelen hastaya antikonvülzan yaptığınız Gastrointestinal sistem:
zaman konvülsiyon geçer ya da geçmez). Tüm GİS çeperindeki düz kasları kasarak tonus ve mo-
– En önemli klinik parametre ED50 değeridir. 100 tiliteyi artırırlar.
kişinin yarısında etkiyi ortaya çıkartan dozdur. GİS sfinkterlerinde ise gevşeme yaparlar ve midenin
• En iyi örnek, genel anesteziklerin MAK boşalma hızını artırırlar.
değeridir. 100 kişinin 50’sinde genel anestezi Ancak diğer sfinkterlerin tersine gastroözefageal sfink-
oluşturan doz olarak tarif edilir. Bu bir kuvantal teri kasarak gıdaların yukarıya kaçışını da engellerler.
doz-CEVAP: ilişkisidir. Dış Salgı Bezleri:
Tüm dış salgıları artırırlar.
Göz:
İrisin sirküler kaslarını kasarak miyozis oluştururlar.
Karanlıkta görme bozulur (gece körlüğü).
83. Parasempatik sistemin etkilerinden olmayan aşa- Silyer kası kasıp akomodasyon spazmı oluştururlar. Bu
ğıdakilerden hangisidir? kas gözü yakın görmeye odaklar ve uzak görme bozu-
E) Miyozis kullanılırlar.
CEVAP: D
PARASEMPATOMİMETİKLERİN ETKİLERİ
Asetilkolinin tüm sistemler üzerindeki etkileri şu şekilde
formüle edilebilir:
Damar düz kaslarında ve sfinkter kaslarında gevşeme,
diğer düz kaslarda kasılma ve tüm dış salgılarda artış.
Damarlar:
Arter ve venlerde, endotelden M3 reseptörleri aracılığı ile 84. Siklopleji olmaksızın midriyazis yapmak için aşa-
DENEME SINAVI - 4 23
85. I. Miyozis CEVAP: D
II. Burun tıkanıklığı
Bu ilaçlar GABA-A reseptörüne bağlanıp bu reseptörün
III. Apokrin ter bezlerinin salgısında artış
ortasında bulunan klor kanallarını açarlar ve dolayısıyla
IV. Ejekülasyon inhibisyonu
hücre içine negatif yük girmesine neden olurlar.
V. Bradikardi GABA-A reseptörüne (α ve β subüniti arasına) bağlanır-
α- adrenerjik reseptör blokörlerinin etkilerinden ol- lar. Fakat benzodiazepinlerin etki oluşturabilmesi için or-
mayan aşağıdakilerden hangisidir? tamda mutlaka GABA bulunması şarttır. Çünkü benzo-
A) I, IV diazepinler; GABA-A reseptörüne bağlanıp, GABA’nın
B) II, III kendi reseptörüne bağlanımını artırırlar. Ortamda GABA
C) III, V düzeyinin artmasına paralel olarak benzodiazepinlerin
D) IV, V etkinliği de artmaktadır.
E) II, V
CEVAP: C
Klozapin:
D1, D3 ve özellikle D4 reseptörlerinde belirgin blokör et-
kisi bulunmaktadır.
86. Aşağıdakilerden hangisi benzodiazepinlerin etki Negatif semptomları olan dirençli şizofrenilerde en etkili
mekanizmasını en iyi açıklar? ilaçtır.
A) Benzodiazepinler spinal korda GABA-B Serotonerjik reseptörlerden en belirgin olarak 5-HT2A ve
reseptörlerini aktive ederler 5-HT2C reseptörlerine karşı antagonistik etki gösterir. 6
B) GABA transaminazı inhibe ederek GABA ve 7 numaralı reseptörleri de bloke eder.
düzeylerini yükseltirler Çok az sedasyon oluşturandır.
C) Glutamat reseptörlerini bloke ederler Ekstrapiramidal yan etkileri en az (kuetiapin gibi)
D) GABA-A reseptör kompleksinde bulunan klor olandır.
kanallarının açılma sıklığını artırırlar En önemli yan etkisi agranülositoz oluşturmasıdır.
E) Santral sinir sisteminde GABA reseptörlerini direkt Olanzapin ile birlikte antikolinerjik yan etkisi en çok olan
olarak aktive ederler antipsikotik ilaçtır.
24 DENEME SINAVI - 4
88. Aşağıdaki antidepresanlardan hangisi ekstrapira- CEVAP: D
midal yan etki oluşturur?
A) Protriptilin Lizurid:
B) Amoksapin – Postsinaptik D2 reseptörlerini aktive eder.
C) Nortriptilin Selejilin:
D) İmipramin – MAO-B enziminin selektif ve irreversibl inhib-
E) Klomipramin itörüdür.
– Hastalığın başlangıç döneminde kullanılır.
CEVAP: B Entakapon/Tolkapon:
– Periferik etkili COMT inhibitörleridir.
Amoksapin: Karbidopa/Benserazid:
Bir antipsikotik olan loksapinin (dopamin reseptör – Dopa dekarboksilaz inhibitörüdür.
blokörü) metabolitidir ve kendisi de bir dopamin resep-
tör blokörüdür.
Hem bir nöroleptik hem de antidepresandır.
Diğer antidepresan ilaçlardan farklı olarak; ekstrapi-
ramidal yan etkileri bulunmaktadır. Ekstrapiramidal yan 91. Antidepresan ilaçlar arasında antiobsesyonel etkisi
etki oluşturan tek antidepresandır. en güçlü olan aşağıdakilerden hangisidir?
A) Amitriptilin
B) İmipramin
C) Klomipramin
89. Antitussif etki oluşturmayan opioid aşağıdakiler- D) Desipramin
den hangisidir? E) Amoksapin
A) Meperidin
B) Kodein CEVAP: C
C) Dekstrometorfan
D) Hidrokodon Klomipramin:
E) Levopropoksifen Serotonin re-uptake’i üzerine etkisi oldukça selektiftir.
Buna karşılık metaboliti daha çok noradrenaline sele-
CEVAP: A ktiftir.
Antidepresan ilaçlar arasında antiobsesyonel etkisi en
Meperidin: güçlü olandır.
Antitussif etkisi yoktur. Amitriptilin gibi analjezik etkisi bulunur ve opiyatların
Antikolinerjik yan etkileri nedeniyle miyotik etkisi çok analjezik etkisini potansiyalize ederler.
azdır. Yüksek dozlarda atropin benzeri etkisi nedeniyle,
tam tersine midriyazis yapabilir.
Doğum ağrılarını, uterus kontraksiyon kuvvetini dü-
şürmeden geçirmesi nedeniyle obstetride tercih edilir.
DENEME SINAVI - 4 25
Anjiotensinin etkileri: CEVAP: E
– En güçlü vazokonstrüktör ajanlardan biridir. Bö-
breklerde afferent ve efferent arteriyoller en duyarlı (Nisan 2006 Tus sorusu)
damar segmentidir. Asetaminofen (Parasetamol):
– Kalpte pozitif inotropi Sadece COX-3’ü bloke ettiği düşünülmektedir (bu
– En güçlü aldosteron salgılatıcı maddedir. nedenle periferik etkiler ortaya çıkartmaz).
– Santral ve sempatik stimülasyona neden olur. Antiinflamatuvar etkisi yoktur. Sadece analjezik ve an-
– Mitojenik etkili (hücre proliferasyonunu artırıcı) tipiretik etkisi bulunmaktadır.
– Dipsojenik etkili Antitrombositik etkinliği zayıftır.
– ADH, oksitosin ve ACTH sekresyonunu stimüle Gastropatik etkisi yoktur.
eder. Ürik asit itrahını etkilemez. Ürikozürik ilaçların etkinliğini
azaltmaz.
Asit-baz dengesini değiştirmez.
Akut karaciğer nekrozu yapar. Bu etkiden N-asetil-p-
benzokinonim metaboliti sorumludur. Akut intoksikasy-
on sırasında ilk 24 saat içinde bulantı, kusma ve karın
93. Bronşiyal astım, psöriasis, pulmoner fibrozis gibi ağrısı gibi belirtiler oluşur. Sarılık ve diğer karaciğer yet-
hastalıkların tedavisinde kullanılan LTD4 ve LTE4 mezlik belirtileri 2-3 gün sonra çıkmaya başlar. Bununla
reseptör blokörü aşağıdakilerden hangisidir? birlikte hepatik ensefalopati ve akut böbrek yetmezliği
A) Pobilukast oluşabilir. Zehirlenmenin tedavisinde N-asetilsistein
B) Sikaprost (vücutta glutatyona dönüşür) kullanılır.
C) Alprostil
D) Mizoprostol
E) Zileuton
CEVAP: A
sisLT1:
LTD4 ve E4 reseptörüdür. 95. Duyarlı fungus türlerinin hücre membranında bulu-
Zafirlukast, montelukast, pobilukast, pranlukast ve nan sterollere irreversibl bağlanarak etki eden anti-
ibudilast bu reseptörün blokörüdürler. fungal aşağıdakilerden hangisidir?
Bronşiyal astım, psoriasis, inflamatuvar kolon hasta- A) Flusitozin
lıkları ve pulmoner fibrozis tedavisinde kullanılır. B) Ketokonazol
C) Mikonazol
D) Amfoterisin B
E) İyodürler
CEVAP: D
26 DENEME SINAVI - 4
98. Aşağıdakilerden hangisi tiazid diüretiklere kimyasal
olarak benzeyen fakat diüretik etki göstermeyen ar-
teriyoler dilatatördür?
A) Bretilyum
B) Doksazosin
C) Diazoksid
D) Amilodipin
E) Adenozin
CEVAP: C
CEVAP: A
DENEME SINAVI - 4 27
100. Glukokortikoidlerin etkisi olmayan aşağıdakiler- bosit yapımını artırırlar.
den hangisidir? Buna karşılık eozinofil, bazofil ve lenfosit sayısını
A) Glukoneogenez enzimlerini indükler azaltırlar.
B) Kalsiyumun barsaklardan emilimini artırıp, Hiperkoagülabilite oluşturabilirler.
böbrekten atılımlarını azaltırlar SSS:
C) Protein sentezini inhibe eder Genel olarak hafif eksitan ve öforizan etki oluştururlar.
D) Lipolizi hızlandırır Böbrekler:
E) Fosfolipaz A2 enzimini inhibe eder Hafif mineralokortikoid etki oluştururlar (K+ atılımı ar-
tar).
CEVAP: B Kardiyovasküler sistem:
Sempatik duyarlılığı artırırlar.
GLUKOKORTİKOİDLERİN ETKİLERİ Kalsiyum metabolizması:
Karbonhidrat metabolizması: D vitamini antagonisti gibi davranır.
Tamamen insüline zıt etki oluşturur. Kalsiyumun barsaklardan emilimini azaltıp, böbrekten
Glukoneogenez enzimlerini indüklerler. atılımlarını artırırlar.
Glukoz alımını azaltırlar. Kemiklerde osteoblastik etkinliği azaltırken, osteoklas-
Glukogenezisi stimüle ederler. tik aktiviteyi artırırlar. Sonuçta osteoporoz gelişir.
Protein metabolizması: Çizgili kas:
Protein sentezini inhibe ederler (antianabolik etki), Protein katabolizmasını artırdıkları için kaslarda erime
ayrıca protein yıkımını da artırırlar (katabolik etki). oluştururlar.
Karaciğerde ise protein sentezini artırırlar. Böylece Endokrin etkiler:
dokulardan karaciğere amino asid transferini artırırlar. Gonadotropin salınımını ve T4’ün T3’e dönüşümünü
Karaciğerde bunlar ya glukoza çevrilir ya da üre ve azaltırlar.
amonyağa çevrilerek vücuttan atılmaları sağlanır. GIS:
Yağ metabolizması: Mide asit salgısını artırıp, mukus tabakasının koruyucu
Lipolizi hızlandırırlar. Yüksek dozda bulunmaları duru- etkinliğini azaltırlar.
munda ise insülin sekresyonunu artırarak, atipik lipo- Cilt:
jenik etki oluşturabilirler (ense, supraklaviküler bölge, Ciltte (hem epidermis hem de dermiste) atrofi
gövde ve yüzde yağ birikimi). oluştururlar.
Antiinflamatuvar etki:
Fosfolipaz A2 enzimini inhibe ederek eikozanoid sen-
tezini bloke ederler.
Lipokortin sentezini artırarak, hem eikozanoidlerin hem
de PAF’ın sentezini azaltırlar.
TNFα ve IL-1 sentezini inhibe ederler. Bu maddeler
proinflamatuvardır.
Selektin up-regülasyonunu önleyerek lökosit migras-
yonunu azaltırlar.
İmmünsupresif etki:
Esas olarak hücresel immüniteyi bozarlar. Bu etkilerini,
makrofajların aktivasyonu ve onların IL salgılamalarını
inhibe ederek gösterirler. Ayrıca aktive edilmiş T-len-
fositlerden IL2 salgılanmasını inhibe ederler ve tüm
bu nedenlerle özellikle virutik ve fungal infeksiyonlara
eğilimi artırırlar.
Hematopoetik sistem:
Kemik iliğinde hemoglobin, eritrosit, nötrofil ve trom-
28 DENEME SINAVI - 4
NİSAN 2010 DÖNEMİ 4. DENEME SINAVI
KLİNİK BİLİMLER TESTİ SORU ve AÇIKLAMALARI
Bu testte sırayla Dahili Bilimler, Pediatri, Cerrahi Bilimler, Kadın Doğum soruları ve açıklamaları bulunmaktadır.
101. Aşağıdaki elektrokardiyogramda en olası tanı aşa- A) Hastaya intravenöz sıvı replasmanı başlamak
ğıdakilerden hangisidir? B) ADE inhibitörünü kesmek
C) Böbrek biopsisi planlamak
D) Hastada 24 saatlik idrarda protein tayini yapmak
E) Hastada acil dializ planlamak
CEVAP: B
CEVAP: E
CEVAP: D
102. Yirmi sekiz yaşında erkek hastaya hipertansiyon tanısı
ile bir hafta önce ADE (anjiotensin dönüştürücü enzim) Farmakologlar sormadan biz soralım dedik. Levosi-
inhibitörü başlanıyor. Hastanın son iki gündür idrar mendan en yeni pozitif inotrop kalsiyum duyarlaştırıcı
çıkımda azalma, flank bölgesinde ağrı şikâyeti olması ajanımız. Amrinon, milrinon fosfodiesteraz inhibitörl-
üzerine başvuruyor. Hastanın yapılan laboratuvar eri pozitif inotrop etkileri mevcut. Dopamin, dobutamin
tetkiklerinde kreatinin değeri 3.9 mg/dl üre:21 mg/dl zaten efsane inotroplar.
saptanıyor. Nesiritid, B tip natriüretik analoğu diüertik etkili adında
Bu hastada ilk yapılması gereken aşağıdakilerden gizli zaten ajandır. Yeni jenerasyon ilaçları bilmekte
hangisidir? fayda olabilir.
DENEME SINAVI - 4 29
104. Bronşiektazi için en iyi tanı testi aşağıdakilerden 106. Tüberküloz kavitelerini görmek için aşağıdaki ak-
hangisidir? ciğer grafi tekniklerinden hangisi daha uygundur?
A) Yüksek rezolusyonlu bilgisayarlı tomografi A) Lateral grafi
B) Pulmoner anjiografi B) Apikolordotik grafi
C) Posteroanterior akciğer grafisi, C) Lateral dekübit grafi
D) İndirekt hemaglütinasyon testi D) Ekspriyum grafisi
E) Ventilasyon sintigrafisi E) Posteroanterior grafi
CEVAP: A CEVAP: B
Bronşiektazi: Sabahları kusar tarzda pis kokulu balgam, Bu soru 2009'da sorulmuş eski bir TUS sorusunun
geçmişte geçirilmiş enfeksiyon temelli hastalığımız. modifiye halidir. Hastalarda akciğergrafi çekim teknikleri
Bronşların genişlemesini en iyi HRCT (Yüksek rezo- her zaman sorulabilir. Bu soru için tek bilinmesi gereken
lusyonlu bilgisayarlı tomografi) gösterir. Aslında gold tbc kavitelerinin yeridir. En sık akciğer apeksinde olur.
standart bronkografidir, ancak hem teknik hemde çok Apikolordotik grafi ile klavikula superpozisyonu engel-
invaziv olması nedeniyle artık kullanılmamaktadır. lenir.
Apikolordotik akciğer grafisi: Klavikulanın örttüğü lez-
yonları, apeksi daha net değerlendirmek için kullanılır.
Lateral dekübitis: Plevral efüzyon ve plevral kalın-
105. Yirmi altı yaşında bayan hasta iki aydır devam eden laşmayı değerlendirmek için çekilir.
nefes darlığı yakınması ile başvuruyor. Hastanın ya- Ekspiryum grafisi: Minimal pnömotoraksı ve mediasti-
pılan fizik muayenesinde boyun venöz dolgunluğu ve nal shiftini göstermek için kullanılır.
alt ekstremitede 2+ bilateral ödemi saptanıyor. Çekilen Lateral grafi: Retrokardiyak ve diafragma arkasında
akciğer grafsinde hiler dolgunluk dışında bulgu saptan- kalan alanı değerlendirmek için çekilir.
mıyor. Hastaya yapılan ekokardiyografide ejeksiyon Plevral sıvıyı en iyi gösteren lateral dekübitus grafisidir.
fraksiyonu %69 ve kapak patolojisi izlenmiyor. Hastanın
yapılan solunum fonksiyon testi de normal bulunuyor.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangi- 107. Aşağıdaki hangi durumda radyoaktif iyot uptake'i
sidir? azalmaz?
30 DENEME SINAVI - 4
a. Subakut tiroidt otoimmün, gelişmemiş ülkelerde ise tuberkülozdur. En
b. Hashimotonun hipertiroid dönemi sık enfeksiyoz etken tuberkülozdur. Akut adrenal kor-
c. Tirotoksikoz factitia teks yetmezliğinin en sık nedeni meningokoksemidir
d. Struma ovari (tiroid dokusu içeren over teratomu) (Waterhouse Fredrickson sendromu).
e. Fazla iyot alımına bağlı tirotoksikoz (Jod-Basedow Sekonder adrenal yetmezliğinin en sık sebebi kronik
etkisi) steroid tedavisidir. Bu hastalarda Cushingoid görünüm
f. Ektopik fonksiyonel tiroid metastazı vardır, hiponatremi olabilir ama hiperkalemi yoktur. PY
Radyoaktif iyot uptake’in arttığı durumlar: bulguları aynıdır. Hiperpigmentasyon yoktur.
a. Graves Etyolojisi:
b. Toksik nodül – Otoimmunite
c. Toksik multinodüler guatr • Salt adrenokortikal yetersizlik
d. Foliküler karsinom • MEDAC sendromu (Addison hastalığı, kronik
e. Endemik guatr mukokutanöz kandidiasis, hipoparatiroidi=
f. TSH salgılayan adenom Otoimmun poliglandular yetersizlik tip 1)
• Schmidt sendromu (Addison hastalığı, Hashi-
moto tiroiditi, primer hipogonadizm, tip 1 dia-
betes mellitus= Otoimmun ploiglandular yeter-
sizlik tip 2)
– Tüberkiloz
108. Kırk sekiz yaşında erkek hasta halsizlik, yorgunluk – Metastatik tümörler
yakınması ile başvuruyor. Öyküsünden altı yıl önce – İntraadrenal kanama
antitüberküloz tedavi aldığı öğreniliyor. Hastanın fizik – Hemokromasitozis
muayenesinde anormal bulgu izlenmiyor. Hastanın – Bilateral adrenalektomi
laboratuvarında sodyum: 123 mEq/L, potasyum: 5.6 – Adrenal infarktüs
mEq/L bulunuyor. – Herediter ACTH cevapsızlığı
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangi- – Fungal ve protozoal lezyonlar
sidir? – AIDS
– Primer adrenal yetmezliğin en sık nedeni
A) Cushing sendromu
otoimmün nedenlerdir.
B) Primer hiperaldesteronizm
– En sık enfeksiyöz neden ise tüberkülozdur
C) Feokromasitoma
– Bezin % 90 ı harab olmadığı müddteçe yetme-
D) Addison hastalığı
zlik beklenmez.
E) Hipotiroidi
– Akut adrenal yetmezliğin en sık sebebi menin-
gokosemik enfeksiyonlardır. (Waterhouse Fre-
CEVAP: D
drickson sendromu).
– Sekonder adrenal yetmezliğin en sık se-
Geçirilmiş tbc ve sonrasında adrenal yetmezlik
bebi steroid kullanırekn aniden kesilmesidir
semptom ve laboratuvarı. 3-4 TUS'da bir sorgulanan
(yapılması gereken azaltarak kesmektir).
ADDİSON........
– Primer adrenal yetmezlikte hiperpigmentasy-
Adrenal Bez Hipofonksiyonu (Addison Hastalığı,
on varken hipofizer hastalıklara yada steroid
Adrenokortikal yetmezlik)
kullnaımına bağlı görülen adrenal yetmezlikte
Primer kronik adrenokortikal yetersizlik olarak da
hiperpigmentasyon beklenmez.
adlandırılabilir. Adrenokortikal dokuda destrüksiyon
Klinik:
mevcuttur. Buna bağlı olarak minerolokortikoid, glukoko-
Sinsi seyreder, bazen hasta hipokortizolemik krizle ac-
rtikoid ve adrenal androjenlerin salgılanması azalmıştır.
ile başvurur. Tuzlu yeme arzusu vardır.
Buna ACTH bağımsız adrenal yetmezlik de denir. Ad-
1. Kortizol eksikliği: Yorgunluk, iştahsızlık, bulantı, kus-
renal yetmezlik oluşması için adrenal glandın bilateral
ma, hipotansiyon, hipoglisemi
%90 harabiyeti gerekir. En sık etken gelişmiş ülkelerde
DENEME SINAVI - 4 31
2. Mineralokortikoid eksikliği: Dehidratasyon, hipona- gün dozda kullanılır. Mineralokortikoid dozu K düzeyine
tremi, hiperkalemi, asidoz, hipotansiyon göre ayarlanır. Stres durumlarında replase edilen glu-
3. Hiperpigmentasyon (en erken bulgudur, deri ve kokortikoid dozunun 2-3 misline çıkmak gerekir. Se-
mukozadadır) konder hipokortizolemide mineralokortikoid ihtiyacı
4. Kilo kaybı genelde gerekmez.
5. Amenore (aksiller ve pubik kılların kaybı)
6. Vitiligo
7. Akut krizde kronik bulgulara ek olarak ateş, şok, karın
ağrısı, apati ve krizin ağırlığına göre bilinç değişiklikleri
olur.
Laboratuar 109. Aşağıdakilerden hangisi karaciğer tümörleri için
Biyokimya: yanlıştır?
– Serum sodyumunda azalma (< 130 meq/L) A) Etyolojilerinde aflatoksin özellikle tropikal bölgelerde
– Serum K artma (> 5 meq/L) yer tutabilir.
– Hipoglisemi B) Ensık karaciğer tümörü metastatiktir.
– Üremi C) Paraneoplastik olarak polisitemi ve hipoglisemi
– Bikarbonat’da azalma (<28 mjEq/L) görülebilir.
Hematoloji: D) Hepatosellüler kanserin en kötü prognozlu alt tipi
– Hematokrit’ de azalma olan fibrolameller karsinom genelde gençlerde
– Nötropeni görülür.
– Lenfositoz E) Vinil klorid karaciğer anjiosarkom gelişimi için risk
– Eozinofili faktörüdür.
– Monositoz
Radyolojik bulgular: CEVAP: D
– Küçük kalp
– Adrenal bölgede kalsifikasyon Aslında patoloji sorusu gibi kokan dikkat sorularından
– USG ve CT'de otoimmün etyolojide adrenal gland birisi.Bu soru vesilesi ile karaciğer tümörlerine göz
küçük, enfeksiyon ve infiltratif hastalıklarda büyük atalım..
görülür. KARACİĞER TÜMÖRLERİ
Diğer bulgular: Karaciğerin en sık rastlanan tümörleri sekonder met-
– Plazma kortizol seviyesi düşük, ACTH yüksektir. astatik tümörlerdir. Karaciğerin en sık rastlanan ve
– Kan şekeri düşüktür en sık görülen primer benign tümörü hemanjiomdur.
– İdrarda 17-ketosteroid ve 17-hidroksi kortikoidler Karaciğerin en sık rastlanan primer malign tümörü ise
azalmıştır. hepatosellüler karsinomdur.
Tanı: Addison hastalığının teşhisinde en yararlı test HEPATOSELLÜLER KARSİNOM
ACTH uyarı (synakten, co-syntropin) testidir. ACTH Hepatosellüler karsinom (HCC) karaciğerin en sık pri-
verilmesine yanıt yoksa adrenal yetmezlik vardır. İkinci mer malign tümörüdür. Afrika ve güney-doğu Asyada
aşamada plazma ACTH seviyeleri ölçülerek primer- sık görülürken ılıman bölgelerde nadir görülür. Tüm
sekonder ayırımı yapılabilir (primerde ACTH yüksek, dünyada kansere bağlı ölümlerin erkeklerde 1/3'ü,
sekonderde düşükdür). kadınlarda ise 1/7’si HCC’ye bağlıdır.
Tedavi: Addison hastaları ömür boyu glukokortikoid Etiyoloji:
replasmanı almak zorundadır. Dozu klinik bulgularda – Hepatit B (En sık neden virüs)
düzelmeye göre ayarlanır. Glukokortikoid verilmesine – Hepatit C
rağmen hiperkalemi devam ediyorsa mineralokortikoid – Alkol
replasmanı da gerekir. Günlük glukokortikoid ihtiyacı – Aflatoksin (tropikal bölgelerde sık)
20-30 mg hidrokortizon eşdeğeri steroiddir. Mineraloko- – Siroz (en sık kanser siroz zemininden gelişir)
rtikoid replasmanı amacıyla fludrokortizon 0.1-0.2 mg/ – Hemokromatozis (gelişme ihtimali en fazla olan
32 DENEME SINAVI - 4
hastalık) yapılara metastazları gösterme açısından önemli bir
– alfa 1 antiripsin eksikliği tanı yöntemidir.
– Sigara içimi. c. MRI: Tomografiden daha iyi görüntü elde edilir. Fakat
– Diğer nedenler: Toratrast ve arsenik gibi toksin- daha pahalı bir yöntemdir.
ler genellikle anjiosarkoma, nadir hepatosellüler Tedavi:
karsinoma neden olur. Östrojenler, androjenler Nadiren mümkün olmakla beraber siroz yoksa ve tümör
ve anabolik steroidler adenoma nadiren de hepa- tek tek bir lobda sınırlıysa cerrahi rezeksiyon uygu-
tosellüler karsinoma neden olabilirler. lanabilir. Metastatik lezyon bulunması cerrahi için kesin
– Çocuklarda HCC genellikle HBV enfeksiyonu ya kontrendikasyondur. En sık metastaz yeri akciğerler
da tirozinemi gibi metabolik bir hastalık zemininde ve kemiktir. Ağrısı olan hastalara palyatif amaçlı lokal
gelişir. kemoterapötik ajan enjeksiyonu (kemoembolizasyon)
Patoloji: yapılarak veya yapılmadan arteriyel embolizasyon uygu-
Mikroskopik olarak, trabeküler yapıdaki iyi diferansiye lanabilir. Kemoterapi ile başarılı sonuçlar alınmamıştır.
malign hücreler hepatosite benzerler. Tümör hücre- Lokal rezeksiyona uygun olmayan küçük tümörlerde
lerinin safra salgılaması karakteristiktir. Tümör hücre- karaciğer transplantasyonu uygulanabilir.
leri portal ven ve inferior vena kavaya intravasküler Prognoz:
invazyon gösterirler. Tümör asıl olarak bölgesel lenf Prognozu kötüdür. Cerrahi yaşam beklentisini uzatabilir;
nodlarına, akciğere ve kemiklere metastaz yapar. Siroz- ancak buna uygun hastaların oranı yalnızca %10’dur.
lu bir hastanın klinik tablosu kötüleşirse hepatosellüler Hastaların az bir kısmı bir yıldan fazla yaşarlar.
karsinom akla gelmelidir. FİBROLAMELLER HEPATOSELLÜLER KARSİNOM
Klinik: Nadir görülen bu tümör klasik hepatosellüler karsi-
SemptomlarBulgular nomdan farklı olarak genç erişkinlerde, kadın ve
– Karın ağrısı-Hepatomegali erkeklerde eşit oranda ve siroz, hepatit B ve C virüs
– Kilo kaybı-Karaciğer üzerinde üfürüm enfeksiyonlarıyla ilişkisiz olarak görülür. Genellikle
– Karında şişlik-Asit tümör içine kanama nedeniyle olan ağrıyla kendini gös-
– Sarılık-Splenomegali, sarılık, zayıflama, ateş terir. İlerlediğinde intrahepatik ve intraperitoneal kalsifi-
Not: Semptom ve bulgular sıklık sırasına göre kasyona neden olur. En sık sol lobu tutar.
yazılmıştır. Serum alfa- fetoprotein düzeyleri genellikle normaldir
Hepatosellüler kanser paraneoplastik sendrom bul- ve biyopside dens fibröz bir stroma içinde büyük poligo-
gularına neden olabilir. Bunlar; nal malign hepatositler görülür. Tümör karaciğer dışına
1. Hipoglisemi: Tümörün glukozu kullanımına bağlı yayılmadığından vakaların 2/3’ üne cerrahi rezeksiyon
veya ILGF üretimine bağlı veya transplantasyon uygulanabilir. Hastaların 1/3’ünde
2. Polisitemi (Eritropoietin üretimine bağlı) hayatta kalım 5 yılın üstündedir.
3. Hiperkalsemi: PTH rp salınımına bağlı
4. Jinekomasti, feminizasyon: FSH, LH üretimine
bağlı
5. Çomak parmak
6. Diğerleri: Osteoporoz, tirotoksikoz, polimyozit, nöro-
pati 110. Hepatit C hastalarında en sık görülen deri lezyonu
7. Cilt: Dermatomyozit, Laser-trelat işareti, pitriazis ro- aşağıdakilerden hangisidir?
tunda A) Pitriazis rosea
Tanı: B) Liken planus
1. Serum alfa- fetoprotein düzeyinin artışı tanıda C) Akneiform lezyonlar
yardımcı olabilir. D) Oral aft
2. Radyolojik inceleme: E) Eritema nodozum
a. USG: En sık kullanılan radyolojik yöntemdir.
b. Tomografi: 2 cm'den küçük, izodens ve çevre CEVAP: B
DENEME SINAVI - 4 33
Bütün hepatit virüslerinin ekstrahepatik bulguları CEVAP: A
mevcuttur. Hepatit C deride en sık liken planus ile
karşımıza çıkabilir. Hastada halsizlik, yorgunluk, mukozalar soluk
Hepatit B infeksiyonun ekstrahepatik bulguları: buraya kadar anemi, birde ikter hemolitik anemi için
1. Gianotti Crosty sendromu (makülopapüler döküntü) vazgeçilmez veriler. Neden sağ üst kadran ağırıyor.
2. Artrit Çünkü hastada safra taşı mevcut. Özellikle herediter
3. Poliarteritisnodosa sferositoz hastalarında izlenen klinik durumlardan birisi.
4. Kriyoglobulinemi Can alıcı nokta MCHC 38 üzeri ise cevap zaten sfer-
5. Aplastik anemi ositoz olmalıdır. Tedavide en etkin yol splenektomidir.
6. Membranöz glomerulonefrit Diğer şıklar çaresizlikten yazılmıştır.
Hepatit C’nin ekstrahepatik bulguları: HEREDİTER SFEROSİTOZ
1. Aplastik anemi (en sık yol açan hepatit virüsü) Tanım:
2. Kriyoglobulinemi Otozomal dominant (%75, beta spektrin defekti) veya
3. Non-hodgkin lenfoma resesif (%25, alfa spektrin defekti) geçer. Resesif form-
4. Sjögren sendromu lar ağır seyreder. Membran proteinlerinden spektrin
5. Liken planus, porfiria kutanea tarda ve ankrin defekti vardır. Eritrosit membranındaki pro-
6. İdiyopatik akciğer fibrozisi tein-3 ve protein 4.2 defektleri de sferositoza yol açar.
Sferositik eritrositler dalakta splenik kord ve sinüsoi-
dlerden geçerken yıkılır. Hiperkrom mikrositer anemiye
neden olur.
111. Yirmi beş yaşında erkek hasta sağ üst kadranda ağrı Klinik:
şikâyeti ile acil servise başvuruyor. Hastanın öyküsünden En sık görülen semptom sarılık ve splenomegalid-
zaman zaman halsizlik ve çabuk yorulmaları olduğu ir. Semptomlar silik olup enfeksiyonlara bağlı hemoli-
öğreniliyor. Fizik muayenede skleralar subikterik, mu- tik ataklar ile gelebilir. Hemolitik krizler en sık görülen
kozalar soluk, sağ üst kadranda lokalize hassasiyet krizdir. Aplastik (parvovirüs B19 ile) ve megaloblastik
saptanıyor. Laboratuvar değerlerinde hemoglobin 10.2 krizler (yetersiz folat alımına bağlı yada gebelikte artmış
mg/dl, MCV 88 fL, MCHC %39 bulunuyor. ihtiyaç yüzünden) olabilir. Bu hastalarda billuribin safra
taşları sıktır. Safra taşına en sık neden olan herediter
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangi-
hemolitik anemidir. Gut ve ayak ülserleri olabilir. Eri-
sidir?
trositler dalakta yıkıldığı için dalak büyüktür.
A) Otoimmün hemolitik anemi
Laboratuar:
B) Herediter sferositoz
Hemolitik aneminin laboratuvar bulguları vardır. MCHC/
C) Hemolitik üremik sendrom
OEHbK artar (> 38),
D) Orak hücreli anemi
Periferik yaymada: Sferositler görülür.
E) Pürivat kinaz eksikliği
Tanı:
Osmotik frajilite testleri tanı için gereklidir. Düşük tuz
CEVAP: B
konsantrasyonlarında hemoliz vardır. Kesin tanı için
eritrosit membranındaki eksik proteinin gösterilmesi
gerekir.
Tedavi:
112. Yukarıdaki (111 numaralı) soruda en etkin tedavi
Mutlak splenektomi endikasyonu vardır.
yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?
(OD, ankrin, en sık hemolitik kriz, enfeksiyona bağlı,
A) Splenektomi py’da sferosit, osmotik frajilite testi, mutlak splenek-
B) Kemik iliği transplantasyonu tomi)
C) Kan transfüzyonu
D) Kolesistektomi
E) Safra asidi bağlayıcıları
34 DENEME SINAVI - 4
HEMATOLOJİDE NORMAL DEĞERLER 114. Aşağıdakilerden hangisi mikrositer anemi yap-
maz?
Parametreler Erkek Kadın
Hb (g/dl) 13.5-17 12-16 A) Folat eksikliği
B) Kronik hastalık anemisi
Hct 40-52 36-48
C) Talasemiler
Eritrosit (106/mm3) 4.5-6 4-5.5
D) Sideroblastik anemi
OEH-MCV (µ3) 80-100 80-100
E) Kurşun zehirlenmesi
OEHb-MCH (pg) 27-34 27-34
OEHbK-MCHC (%) 31-37 31-37 CEVAP: A
Retikulosit (%) 0.5-2 0.5-2 Her sınavda bir soru bizden diyoruz. Zaten son sınav
bu soruda klasik hematoloji sorusu herkes yapsın....
Eritrosit dağılım genişliği (RDW) 8.5-11.5 8.5-11.5
DENEME SINAVI - 4 35
Faktör 12 eksikliği klinikte kanama yapmamasına 117. Aşağıdaki metabolik asidoz durumlarının hangi-
rağmen laboratuvarda aPTT artışı ile karakterizedir. sinde anyon açığı normal düzeydedir?
Hemostaz sorularında dikkat edilecek husular: A) Hipovolemik şok
Sekonder hemostaz bozukluğunun en sık görülen şekli B) Aspirin intoksikasyonu
hemofili A’dır. Hemofili B (9 eksikliği) ve Hemofili C’de C) Renal tübüler asidoz
de (11 eksikliği) benzer bulgular görülür. Fakat en sık D) Diyabetik ketoasidoz
görülen hemofili A’dır. E) Metanol intoksikasyonu
Faktör 12 eksikliğinde aPTT uzar, fakat klinikte kanama
olmaz. CEVAP: C
Faktör 13 eksikliğinde ise klinikte kanama ve yara
iyileşmesinde geçikme olur. Fakat laboratuar testleri Son sınav asit bazla ilgili bir soru sormadan olmaz. Son
normaldir. yıllarda cerrahiye kalmış gibi gözüksede temel nefroloji
Faktör 7 eksikliğinde PTZ uzar. için önemli bir konudur.
Faktör 2, 3, 4, 5 ve 10 eksikliğinde de PTZ ve aPTT Metabolik Asidoz Nedenleri;
uzar. Normal Anyon Açığı
Faktör 1 (fibrinojen) eksikliğinde kanama zamanı, PTZ – Bikarbonat kayıpları
36 DENEME SINAVI - 4
118. Otuz üç yaşında erkek hasta bir haftadır kanlı ishal ve 120. Otuz iki yaşında erkek hasta hareketle azalan, istra-
karın ağrısı yakınması ile başvuruyor. Hastanın yapılan hatte artan bel ağrısı yakınması ile başvuruyor. Yapılan
kan tetkiklerinde hemoglobin 11 mg/dl, lökosit: 15 fizik muayenesinde, sakroiliak eklemde hassasiyet, aort
000 mm3 bulunuyor. Gaita incelemesinde bol eritrosit odağında diastolik üfürüm saptanıyor. Hastanın yapılan
izlenen hastanın rektoskopik biyopsisinde eritrosit fa- kan tetkiklerinde sedimantasyon 76 mm/sa, lökosit:
gosite etmiş trofozoitler görülmüştür. 12500 mm3, CRP 10 mg/dl bulunuyor. Çekilen vertebra
Bu hastada aşağıdakilerden hangisi en uygun teda- grafisinde vertebralarda kareleşme izleniyor.
vidir? Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangi-
A) Klindamisin B) Primetamin sidir?
C) Albendazol D) Ornidazol A) Polimiyalji romatika B) Behçet hastalığı
E) Siprofloksasin C) Romatoid artrit D) Ankilozan spondilit
E) Gut
CEVAP: D
CEVAP: D
Türkiye şartları için bilinmesi gereken enfeksiyon
tablolarından birisi. Kanlı ishal ve gayta incelemesinde Soruda genç erkek bel ağrısı ve hareketle azalıyor.
eritrosit fagosite etmiş trofozoidler görülmesi amebik Yani genç erkek yerinde duramıyor. Yoksa ağrısı arta-
kolit tanısını koydurur. Bu hastalarda tercih edilen te- cak. İnflamatuar birşeyler olduğu açık sedimantasyon
ve CRP yüksek. Vertebra ve sakroiliak eklem tutulum
davi metronidazol veya ornidazoldür. Dirençli olgularda
var. Aort odakta üfürüm ne alaka. Ankilozan spondilit en
paromomisin, iodoquinol da eklenebilir.
sık kalp tutulumu aort yetersizliğidir. Ölümünde en sık
sebebinin kardiyak tutulum olması önem arzeder.
ANKİLOZAN SPONDİLİT
– İlk manifestasyon 10’lu-20’li yaşlarda sakroiliak,
epizotik inflamasyondur.
– Egzersizle hafifleyen sabah sırt ağrıları, omurga
hareket kısıtlılığı.
119. A grubu beta hemolitik streptokoklara bağlı akut – Periferal eklem tutulumu asimetriktir; geniş ek-
tonsilit geçirmekte olan bir hastada aşağıdakilerden lemleri tutar. Sakroiliak eklem tutulumu bek-
hangisi tanı koymada en az yararlıdır? lenen bulgudur.
– Genç erkekler alt ekstremite monoartriti ile
A) Tonsillofarengeal eksuda saptanması
prezente olabilir.
B) Anterior servikal bölgede ağrılı lenfadenopati
– Aksiyal iskelet tutulumu
saptanması – Entesopati sıktır. Aşil tendiniti özellikle gö-
C) Boğaz kültürü rülebilir.
D) Boğaz sürüntüsünde grup A karbonhidrat – ESR↑, CRP↑
antijenlerinin araştırılması – Radyolojide:
E) Kanda antistreptolizin O titresinin tayini – En erken bulgu vertebral kenarlarda bulanık-
laşmadır
CEVAP: E – Sindesmofitler (kemik ankilozu ve hareket kısıt-
lılığı yaparlar, vertebralarda kareleşme)
– Bambu kamışı görünümü (intervertebral liga-
Eski birebir TUS sorusu. Eski sorulardan belki de
man kalsifikasyonu ve disk füzyonu)
enfeksiyon anlamında kaliteli sorulardan birisi.
– Periartiküler skleroz, eklem aralığının kapan-
Pediatri ve dâhili pratikte en fazla karşılaşılan sağlık
ması
sorununa başka bir bakış açısı. Akut beta hemolitik
– Eklem dışı bulgular: anterior üveit, aort kökü
streptokok infeksiyonları tanısında ASO istemenin inflamasyonu (aort yetmezliği, üst lob akciğer
anlamı yoktur. ASO, hastalığı geçirdikten bir süre sonra fibrozisi, kronik prostatit).
yükselir akut dönemde yüksek değildir. Bu yüzden tanı – Anterior üveit, en sık sistemik tutulum şeklidir.
değeri en düşük olandır. (Ekstrartiküler)
DENEME SINAVI - 4 37
121. Aşağıdakilerden hangisi konuşulanları tekrar ede- 123. Elli yaş civarında ortaya çıkan spontan subaraknoid
meyen nöroloji hastasında lezyonlu beyin bölge- kanamaların en sık rastlanan nedeni aşağıdakilerden
sidir? hangisidir?
A) Broka motor sahası A) Arteriovenöz malformasyon
B) Wernicke duysal sahası B) Beyin tümörü
C) Arkuat fasikül C) Anevrizma rüptürü
D) Striatum derin gri cevher D) Ateroskleroz
E) Parahipokampal limbik sahası E) Koagülopatiler
CEVAP: C CEVAP: C
38 DENEME SINAVI - 4
125. Aşağıdakilerden hangisi şizofrenide kötü prognoza
işaret etmez?
A) Sinsi başlangıç
B) Genç yaşta başlaması
124. Alzheimer hastalığında amiloid plakların ve tau pro- C) Evlenmemiş veya boşanmış olmak
teini taşıyan nörofibrillerin görüldüğü beyin bölgesi D) Depresif bulguların varlığı
aşağıdakilerden hangisidir? E) Nörolojik belirti ve bulguların varlığı
A) Hipokampus B) Serebellum
C) Hipotalamus D) Unkus CEVAP: D
E) Corpus callosum
Prognoz;
CEVAP: A Olumlu seyir göstergeleri
– Ani ve (+) belirtilerle başlangıç
Alzheimer Demansı – TemeldE) öyküde ağır çevresel stresin varlığı
Yaşlılarda en sık demans sebebidir. 2. sıklıkta Mutiin- – Katatonik ve şizoaffektif tipler
fart Demans görülür. – Premorbid dönemde toplum, iş ve aile yaşamında
1907 yılında Alois Alzheimer tarafından tanımlanmış- iyi uyumun olması
tır. Toplumda 85 yaş ve üzerinde %50 prevalansı
– Tedaviye erken başlayan ve uyum sağlayan has-
vardır.
talar
Alzheimer hastalığı beyinde nöron membranında nor-
Olumsuz seyir göstergeleri
malde bulunan APP (amiloid prokürsör protein) parçası
– Aile öyküsünün bulunması
olan A) beta birikmesiyle oluşur.
– Erken yaşta başlangıç
APP’den A) beta fragmanını ayıran enzimler olan beta
ve gama sekretazın genetik faktörlerle hatalı çalışması – Sinsi ve yavaş başlangıç, premorbid kişiliğin
sonucu amiloidojenik A) betanın (senil plak) oluştuğu şizoid veya şizotipal oluşu
sanılmaktadır. Hastalık öncelikle hipokampusu et- – Sık ve uzun hastane yatışları
kiler.
21. kromozomda kalıtılan APP, Down sendromlu hast-
alarda fazlaca yapıldığı için 20’li yaşlarda erken de-
mans gelişir. 126. Uzun süredir antipsikotik ilaç kullanan bir hastada akut
Aksondaki mikrotübüllerin oluşumunda görev yapan olarak çene ve yüz kaslarında ani hareketler, yalanma
tau proteinin birikimide Alzheimer’da nörofibriler yu- ve ani omuz kol hareketleri gelişiyor.
maklar oluşmaktadır.
Bu hastada aşağıdakilerden hangisini düşünür-
Apo E proteini Alzheimer’deki amiloidotik maddenin
sünüz?
stabilizasyonu sağlar. Bu nedenle Apo E4 homozigot
kişilerde erken demans oluşur. A) İlaç toksisitesi B) Distoni
Alzheimer hastalığında öcelikle asetilkolinerjik noron- C) Myoklonus D) Tardiv diskinezi
lar kayba uğrar. E) Temporal lob otomatizması
DENEME SINAVI - 4 39
CEVAP: D Fizyopatoloji:
Epidermal hiperproliferasyon, turnover düzeyinde artış
Tardif Diskinezi (normalde 28 gün ken 3-4 güne iner)
Bazal gangliyonlarda post-sinaptik D 2 reseptör süper- Dermiste inflamasyon vardır; bu inflamasyon epidermis
sensitivitesine bağlı olarak gelişir içine ilerleyerek munro mikroabselerini oluşturur.
Başlangıç genellikle Buccolingomastikatuar Send- Dermal papilalar ödemlidir. Yukarı epidermise dek
rom (yüzde tikler, ağızda çiğneme, dilin dışarı çıkması uzanırlar. (papillamatozis)
vb) şeklinde olur Saydam görünen lezyon sert bir cisimle kazınması so-
Tardif diskinezi geliştiğinde; ilaç hemen kesilmeme- nucu oluşan mum lekesi fenomeni denir (psöriazis için
lidir. Çünkü bu, durumu daha da kötüleştirebilir. İlaç patognomoniktir). Papillomatozise bağlı oluşur.
yavaşça kesilip atipik anti-psikotiğe başlanır.
Antikolinerjik etkili bir ilacın kullanılması tardif diski-nez-
iyi daha da kötüleştirir.
Kolinerjik ilaçlar yararlıdır.
A) Mukozis fungoides bir zaman için gelişen vaka sayısının bölgedeki risk
PSORİAZİS CEVAP: A
Etyoloji:
HLA ile ilişkilidir; en güçlü ilişki HLA Cw6’dır. HASTALIK (MORBİTİDE) DÜZEYİNİ BELİRLEYEN
Tetik faktörlerden en belirgin olanı travma’dır. ÖLÇÜTLER
Travma alanlarında lezyonların ortaya çıkmasına Prevalans: Belirli bir kesitinde, bir toplumda sapta-
KOEBNER fenomeni denir. nan tüm (eski ve yeni) vaka sayısının, aynı andaki risk
Enfeksiyonlarda tetikleyici faktörler olabilir. BetA) hemo- altındaki kişi sayısına bölünmesiyle elde edilir. Bir has-
litik streptokoklar ve viral enfeksiyonlar rol oynar. talığın, o andaki toplumda görülme sıklığını ifade eder.
Diğer önemli bir faktör ise ilaçlardır, Lityum, NSAİD, İnsidans: Belirli bir süre içinde bir toplumdaki “sağlam”
antimalaryaller, sistemik steroid tedavisinin aniden ke- kişilerin belirli bir hastalığa yakalanma olasılığıdır.
silmesi. Atak Hızları: İnsidansın bulaşıcı hastalıklar alanında
kullanılan şeklidir. Belirli bir süre içinde saptanan
bulaşıcı hastalık vaka sayısının, o hastalığa duyarlı kişi
sayısına bölünmesi ile elde edilir.
Epizod Hızı: Bağışıklık bırakmayan tekrarlayan bulaşıcı
hastalıkların boyutunu ölçmek için kullanılan bir ölçüt-
tür.
40 DENEME SINAVI - 4
129. Herpes virüs enfeksiyonunun tanısında en hızlı ve 131. Aşağıdakilerden hangisi Apgar skorlamasında
en güvenilir tanı metodu hangisidir? kullanılmaz?
A) Eritematöz zeminde veziküler lezyonlar A) Kalp hızı
B) Tzanck testi B) Kas tonusu
C) Serolojik testler C) Vücut ısısı
D) Doku kültürleri D) Refleks yanıt
E) ELISA E) Deri rengi
CEVAP: B CEVAP: C
Tzanck testi, lezyonun dibinden yapılan kazımanın Temel bir soru apgar skorlamasında kullanılan parame-
yaymasının wright veya giemsa ile boyanmasıyla multi- treler ve puan değerleri aşağıdaki tabloda verilmiştir:
nükleer dev hücreler ve intranükleer inklüzyonların
görüldüğü, böylece çok kısa zamanda herpes virüs
tanısının konduğu bir testtir.
132. Diyabetik anneden, 4200 gram olarak zorlu bir doğumla
dünyaya gelen bir yenidoğanın muayenesinde tek
130. Yirmi gün önce üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmiş taraflı asimetrik moro refleksi alınıyor. Bebek siyanotik
olan 34 yaşındaki erkek hasta, şiddetli baş dönmesi, ve zor nefes alıp veriyor. İnspirasyonla karın şişmiyor
bulantı ve kusma şikâyetleriyle başvuruyor. Fizik mua- ve göğsünde solunum sesleri azaldığı saptanıyor.
yenede nistagmus olduğu fakat işitme kusuru ve denge Bu hastada en uygun tanı aşağıdakilerden hangi-
bozukluğunun olmadığı saptanıyor. sidir?
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangi- A) Respiratuar Distres sendromu
sidir? B) Mekonyum aspirasyonu
A) Akut periferal vestibülopati B) Vestibüler nörit C) Diyafragma paralizisi
C) Benign pozisyonel vertigo D) Meniere hastalığı D) Trakeoösefagial fistül
E) Otitis media E) Koanal atrezi
CEVAP: B CEVAP: C
Vestibüler nörit işitme kaybı ve tinnitus olmadan akut Bu bebek diyabetik anne bebeği olduğu için iri be-
başlangıçılı vertigo, bulantı kusma ile karakterizebir bek olarak doğmuş (LGA). LGA’lı bebeklerde doğum
hastalıktır. Sıklıkla üst solunum yolu enfeksiyonunu travması riski yüksektir. Tek taraflı moro refleksinin
takip eder. Hastalık iki gün ile altı hafta arasında sür- alınmaması C5-6 servikal sinir zedelenmesi nedeniyle
er ve benign seyirlidir. Klinik ve histopatolojik bulgu- oluşan Erb-Duchenne tipi paraliziyi düşündürüyor. Bu
lar vestibuler sinirin izole lezyonu sonucu oluştuğunu tip paralizilerde eğer hasar fazla ise aynı tarafta c3-c4
kanıtlamaktadır. Virüslerin vestibuler nörit patogen- hasarı da eşlik edebilir ve bu durumda frenik sinir para-
ezinde rol oynadığı bilinmektedir. lizisine bağlı olarak diyafragma paralizi gelişir.
DENEME SINAVI - 4 41
133. Aşağıdakilerde hangisinin SGA (intrauterin büyü- 135. Aşağıdakilerden hangisi Williams sendromu’nun
me geriliği) olan bebeklerde görülme riski pre- özellikleri arasında yer almaz?
matüre bebeklere oranla daha fazladır? A) İnfantil hiperkalsemi
A) İntraventriküler kanama B) Kısa boy
B) Anemi C) Mental retardasyon
C) Neonatal mortalite D) Mitral stenoz
D) Doğumsal malformasyonlar E) Elfin yüz görünümü
E) Respiratuvar distres sendromu
CEVAP: D
CEVAP: D
Williams sendromu özellikle infantil hiperkalsemi
RDS, Apne, IVK ve neonatal ölüm riski pre- yaptığından ve konjenital kalp anomalilerine neden
matürelerde daha sık iken, hava kaçağı, infeksiyon, olduğundan hatırlanması gereken bir hastalıktır. En sık
hipoglisemi, polisitemi, doğumsal malformasyon- yol açtığı konjenital kalp anomalileri ise supravalvüler
lar, persistan fetal dolaşım ve fetal ölüm SGA’larda aort stenozu ve supravalvüler pulmoner stenozdur.
daha sık görülür.
42 DENEME SINAVI - 4
CEVAP: B CEVAP: B
Güzel bir soru. İlk bakışta hemen cevap A gibi duru- Yenidoğan bir bebek sepsis benzeri bulgularla getiriliyor.
yor. Çünkü immünglobulinler protein yapıdadırlar ve Antibiyotik tedavisine cevapsızlık ve kültürlerinin negatif
malnutrisyonda da protein üretimi aksayacağından im- çıkması ile sepsis tanısından uzaklaşılır. Dikkat edilirse
münglobulin düzeyleri düşer. Gerçekten doğrudur. Ama kan gazında asidozu yok ve hiperamonyemisi var. Asi-
soruda sorulan en çok etkilenen imün sistem kompo- dozu olmadığından organik asidemi olan MSUD ve bi-
nenti. Malnutre çocuklarda lenfoid doku atrofisine se- otidinaz eksikliği olamaz. Glikojen depo hastalıklarının
konder hücresel immün sistemin etkilenmesi en önemli tipik özellikleri yok ve hipoglisemisi de yok. Asidoz ol-
immünolojik değişikliktir. madan hiperamonyemi ile gelen bir yenidoğanda her
zaman ilk akla gelen tanı üre siklus defektleri olmalı.
138. Gebe bir kadına yapılabilecek olan aşı aşağıdakiler- 140. Yedi yaşına kadar normal olan bir çocukta katarakt
den hangisinde doğru olarak verilmiştir? gelişiyor. Bu çocukta yürümeyle birlikte skolyoz ve
A) Hepatit B aşısı toraks deformiteleri, fizik muayenede genu valgum ve
B) Oral Polio aşısı araknodaktili tesbit ediliyor.
C) Kızamıkçık aşısı Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangi-
D) Boğmaca aşısı sidir?
E) Kızamık aşısı A) Galaktozemi B) Homosistinüri
C) Hipermetiyoninemi D) Mukopolisakkaridaz
CEVAP: A E) Üre siklüsu defekti
DENEME SINAVI - 4 43
CEVAP: C 143. On yaşında bir çocukta fizik muayenede ateş ve AC
grafisinde interstisyel pnömoni ile uyumlu bulgular
Bu hastada kromozom analizi Down sendromu ile uyum- saptanıyor. Yaklaşık 4 haftadır öksürüğünün devam
lu. Ayrıca sternum solunda sistolik ejeksiyon üfürümü var ettiği öğreniliyor.
(Pulmoner kapakta fonksiyonel üfürüm Primum ASD’ye Aşağıdakilerden hangisinin mevcut tabloya yol
bağlı) ve kalp yetmezliği bulguları var. Tüm bu bulgu- açma olasılığı en fazladır?
larla olası tanı ATRİYO-VENTRİKÜLER kanal defek-
A) Mikoplazma pnömonisi
tidir. Lütfen unutmayalım. Down sendromlu bir çocukta
B) Haemophilus influenza pnömonisi
aklımıza özellikle iki kardiyak patoloji gelecek. Bunların
C) Viral pnömoni
FM, EKG VE TELE bulguları benzerdir. En önemli fark
D) Pnömokok pnömonisi
kalp yetmezliği bulguları olup olmamasıdır. Eğer varsa
E) Stafilokokal pnömoni
A-V kanal defekti, yoksa Primum ASD düşünülmeli. Pri-
mum ASD komplet A-V kanal defektinin hafif formudur.
CEVAP: A
44 DENEME SINAVI - 4
145. Sekiz yaşındaki kız çocuk diffüz makülopapüler dökün- 147. Çocuklarda aseptik menenjite en sık yol açan
tüyle uyanıyor. Bir gün içinde el bileklerinde hassas mikroorganizma aşağıdakilerden hangisidir?
şişlik ve gözlerinde hiperemi gelişiyor. Fizik muaye- A) Parvovirüs
nesinde posterior servikal ve oksipital lenf nodlarinda B) İnfluenza
büyüme gözlenen hastanın döküntüleri, hastalığın C) Herpes simplex virüs
başlamasından 4 gün sonra soluyor ve kaybolmaya D) Enterovirüsler
başlıyor. E) Streptococcus pneumoniae
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangi-
sidir? CEVAP: D
A) Rubella
B) Rubeola Çocuklarda aseptik menenjitin en sık nedeni entero-
C) Rozeola virüslerdir ve coxsackie B5 ile echo virus 4, 6, 9, 11 en
D) Eritema enfeksiyozum sık görülen tipleridir.
E) Eritema multiforme
CEVAP: A
CEVAP: D
DENEME SINAVI - 4 45
NF-1 Tanı kriterleri: – Serum seruloplazmin düzeyi 20 mg/dl’nin altındadır
1) Çocuklarda 5mm’den, erişkinlerde 15mm’den daha (N: 23-40 mg/dl). 3 ayın altındaki normal infant-
büyük altı veya daha fazla cafe-au-lait lekeleri. larda da düşük olabileceği ve homozigot vakaların
2) Aksiller ve ingiunal bölgede çillenme %35’inde normal olabileceği unutulmamalıdır.
3) 2 ya da daha fazla Lisch nodülü bulunması (iris – Hemolitik anemi
hamartomu) – Hiperbilirubinemi (>20-30 mg/dl), çok yüksek ol-
4) 2 ya da daha fazla nörofibrom ya da 1 tane pleksi- mayan ALP düzeyi.
form nörofibrom – Glükozüri, aminoasidüri.
5) Kemik lezyonları (sfenoidal displazi, kortikal ka- – İdrar bakır atılımı artmıştır.
lınlaşmalar) – Kesin tanı kuru karaciğer Cu düzeyi ile konur. 1
6) Optik gliomlar gr KC dokusunda 250 mikrogramdan fazla Cu
7) Ailede NF-1 öyküsünün pozitif olması bulunması tanı koydurucudur.
Tanı için bu bulgulardan ikisinin pozitif olması istenir.
46 DENEME SINAVI - 4
152. Üç yaşında bir çocuk ateş, kanlı ishal ve idrarını ya- APSGN tablosunda biyopsi endikasyonları:
pamama şikâyetleriyle getiriliyor. Laboratuvar incele- – Streptokok enfeksiyonu kanıtının olmaması
mesinde BUN ve kreatinin değerlerinde yükselme, he- – Akut böbrek yetersizliği varlığı
mogramında Hb 8,1 gr/dl, MCV 82, trombositleri 40.000/ – Nefrotik sendrom varlığı
mm ve periferik yaymada şistositler saptanıyor.
3
– Normal kompleman düzeyleri
Bu duruma yol açması en olası etken aşağıdakiler- – Gross hematüri, proteinüri, kompleman C3 düşük-
den hangisidir? lüğü ve renal fonksiyon bozukluğunun 2 aydan
daha uzun sürmesi.
A) Enterotoksijenik E Coli
B) Salmonella typhi
C) Enterohemorajik E. coli
D) Shigella dysanteria Tip I
E) Non-tifoid Salmonella
DENEME SINAVI - 4 47
155. Orak hücreli anemi tanısı ile takip ve tedavi edilen 6 157. 6 aylık bir bebek solukluk şikâyeti ile getiriliyor. Turner
yaşındaki bir çocuk son dönemde belirginleşen halsiz- sendromu fenotipik özellikleri bulunan bebeğin tetkik-
lik ve solukluk yakınması ile getiriliyor. Hemogramında lerinde Hb:7 g/dl (Hemoglobin), Hct:%20 (Hematokrit),
Hb 5g/dl, retikülosit %0.1, lökosit: 2500/mm³, trombosit: MCV: 110 fl (Mean cell volümü), Lökosit: 6000/mm3 ve
125.000/mm³ olarak tespit ediliyor. trombosit: 210.000/mm3, demir, B12 ve folat düzeyleri
Bu hastada en olası tanı nedir? normal ve Hb F düzeyi artmış olarak tespit ediliyor.
48 DENEME SINAVI - 4
– Uzun kemiklerin diafizinde litik lezyonlar en sık CEVAP: A
görülen radyolojik bulgudur. Düz kemiklerde ise
sklerotik lezyonlar ve periostal yeni kemik oluşumu Hastadaki klinik bulguların hepsinin sebebinin alt-
nedeniyle soğan zarı görünümü oluşur. ta yatan bir adrenal yetmezlik olduğunu görebiliriz.
(Hiponatremi, hiperpotasemi, hipolisemi, hipotansiyon
ve hiperpigmentasyon) Adrenal yetmezlik akut ve kronik
olabilir. Kronik formu Addison olarak adlandırılır.
159. Ensefalit nedeniyle izlenmekte olan 5 yaşındaki çocuk;
IV (İntra Venöz) mayi ve antibiyotik tedavisi alırken ve
kliniğinde düzelme gözlenirken yapılan elektrolit kon-
trolünde Na: 115 mEq/dl, K: 2.9 mEq/dl, Cl: 95 mEq/
dL ve BUN: 5 olarak tespit ediliyor. Önceki elektrolit
değerleri normal olan hastanın idrar sodyumu 86 mmol/l
olarak bulunuyor
Hastada elektrolitlerde bozulmaya neden olan en
olası sebep aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yanlış sıvı verilmesi
161. Divertikülit nedeniyle antibiyotik ve sıvı tedavisi yapılan
B) Prerenal yetmezlik gelişmesi
hastanın tedavisinin 4. günü 40°C ateş ve kalp tepe
C) Uygunsuz ADH (Antidiüretik Hormon) salınımı
atımı 120/dk olarak tespit ediliyor. TA.: 80/30 mmHg
D) Hiponatremik dehidratasyon
olan hastada hematemez şikayeti başlıyor. Hastanın
E) Akut tübüler nekroz
cildinde peteşi ve cilt altı ekimoz tespit ediliyor. Tetkikle-
rinde trombosit sayısında düşme ve PZ, PTZ'de uzama
CEVAP: C
fibrinojende azalma saptanıyor.
Uygunsuz ADH (Antidiüretik Hormon) salınımı send- Bu hastanın tanısı nedir ve koagulopatisini düzelt-
romunun belirleyici özellikleri; su retansiyonu, serumda mek için ne yapılmalıdır?
hipoozmalalite ve hiponatremi, idrarda ise hiperosmo- A) DİK-Taze donmuş plazma
larite ve artmış Na atılımıdır. Plazma ADH (Antidiüretik B) DİK- Heparin
Hormon) düzeyleri hipoozmolarite ve su retansiyonu ile C) ITP-E-Aminokaproik asit
bağdaşmayacak şekilde yüksektir. D) TTP-Kriopresipitat ve trombosit transfüzyonu
E) DİK-Laparatomi
CEVAP: E
160. 10 yaşında çocuk kusma, dehidratasyon ve gelişme Septik şokta olan kanayan ve bahsedilen hemostaz
geriliği nedeniyle getiriliyor. İntravenöz sıvı desteği testleri olan hasta tüketim koaglopatisinde kabul ed-
başlanan hastanın serum elektrolitlerinde Na:124 meq/l, ilmelidir. Sıklıkla TDP infüzyonu ihtiyacı olsa bile bu
K: 7 Meq/l, tespit ediliyor. Serum glukozu 33 mg/dl olan hastalarda altta yatan ve tromboplastik maddelerin
hastanın hipotansif olduğu ve fizik muayenesinde ciltte salınımına neden olan patoloji düzeltilmedikçe etkin
hiperpigmentasyon alanları olduğu saptanıyor. tedavi yapılamayacaktır. Epsilon – aminocaproik asit
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangi- tedavisi fibrinolizi inhibe edeceği için yaygın tromboza
sidir? neden olur ve DİC’ teki hastalarda kontraendikedir.
Heparin kronik - subakut DİC’te olan kanama ile
A) Addison hastalığı
değil tromboz ile seyreden hastalarda kullanılabilir.
B) 17 hidroksilaz eksikliği
Bu nedenle hasta kanama riskine rağmen ameliyata
C) 11 hidroksilaz eksikliği
alınmalı, abse drenajı yapılarak septik odak ortadan
D) Adrenolökodistrofi
kaldırılmalıdır.
E) Wolman hastalığı
DENEME SINAVI - 4 49
162. 35 yaşında bayan hasta yarım saat önce başlayan karın A) Casoni deri testi
ağrısı şikâyeti ile acil servise başvuruyor. Hastanın B) Elisa
kalp tepe atımı 130/dk TA:70/30 mmHg fizik mua- C) İndirekt hemaglütinasyon
yenede soluk görünümlü ve batında hafif distansiyon D) Kompleman fiksasyon testi
tespit ediliyor. HGB:6 gr/dl olarak ölçülüyor. Hastanın E) Tam kan sayımı
sorgulamasının devamında travma öyküsü tespit edil-
miyor. Hastaya ektopik gebelik için test yapılması CEVAP: D
planlanıyor ancak hasta 12 yıldan beri doğum kontrol
hapı kullandığını ve gebe olamayacağını ifade ediyor. Cazoni deri testi yalancı pozitifliği yüksektir ve uzun
Bu hastanın en muhtemel tanısı nedir ve tedavide süre pozitif kalır. Weinberg kompleman fiksasyon testi
ne yapılmalıdır? ve immunelektroferez: tedaviden sonra negatifleşir. Bu
nedenle takipte kullanılmak için en uygun testlerdir.
A) Geçikmiş dalak kanaması-Laparatomi
Eliza ekinokok antijeni için en duyarlı serolojik testtir.
B) Over kist rüptürü-takip
Fakat uzun süre pozitif kalır. Bu sebeple taramada ve
C) Karaciğer adenom rüptürüne bağlı kanama-
tanıda kullanılması daha uygundur. İndirekt hemagluti-
laparatomi
nasyon testi ve lateks aglütinasyonu uzun süre pozitif
D) Koagulasyon bozukluklarına bağlı spontan kanama
kalır. Takipte uygun testler değildir. Eozinofili sadece
-eritorsit süspansiyonu ve taze donmuş plazma
%25 hastada pozitif olduğu için tanı ve takip için değerli
verilmesi
değildir.
E) DİK- E-aminokaproik asit
CEVAP: C
50 DENEME SINAVI - 4
165. Rektal kanama şikâyeti ile proktoloji polikliniğine Peutz – Jegher sendromu: en sık görülen hamar-
başvuran 50 yaşında erkek hastanın yapılan fizik tomatöz polipozis sendromudur. Otozomal dominant
muayenesinde dentate çizginin 3 cm proksimalinde kalıtılır. Mukokuteneal bölgelerde hiperpigmentasyon
sapsız bir polip tesbit ediliyor hastaya polipektomi ve GİS’ te hamartomatöz polipler mevcuttur. Polipler
yapılıyor.Hasta aynı gün taburcu ediliyor hastanın pa- çoğunlukla ince bağırsaktadır. Fakat kolon ve rektum-
toloji sonucu villöz adenomdan gelişmiş carsinoma in- da da bulunabilir. Malign dejenerasyon ihtimali düşük
sutu olarak geliyor. olmakla birlikte görülebilir. Tüm GİS maligniteleri için
Buna göre bu hastaya bundan sonra hangi tedaviyi risk artmıştır. Özellikle periampuller bölge tümörleri sık
uygularsınız? görülür. Bu hastalarda ekstraintestinal maligniteler de
sık görülür. Diğer hamartomatöz polip sendromları ju-
A) Low anterior rezeksion
venil polip, familial juvenil polipozis, Crohnkhite Canada
B) Abdominoperineal rezeksiyon
sendromu, Cowden sendromu.
C) Kemoterepi ve radyoterapi
D) Radyoterapi ve sonra low anterior rezeksion
E) Yapılan tedavi yeterlidir.
CEVAP: E
DENEME SINAVI - 4 51
168. Beş yıl önce appendektomi operasyonu geçirmiş hasta 170. Altı aydan beri kanlı meme başı akıntısı olan 39
karın ağrısı, bulantı-kusma ve kilo kaybı ile başvuruyor. yaşındaki bayan hastanın muayenesinde kitle tespit
Hastanın ayakta direkt grafisinde ince barsak düzeyinde edilemiyor. Hastanın USG ve mamografisi normal ola-
hava sıvı seviyeleri tesbit ediliyor. Hastanın fizik muaye- rak saptanıyor. Ancak hasta iki ay sonra tekrar meme
nesinde distansiyon ve hafif hassasiyet mevcut. WBC: polikliniğine başvuruyor ve şikâyetlerinin devam ettiğini
8000/mm K: 2.9 mEq/lt olarak saptanıyor.
3
ifade ediyor.
Bu hastanın tanısı nedir ve tedavide ne uygulan- Bu hastaya bundan sonra ne uygulanmalıdır?
malıdır? A) İzlem
A) Operasyona sekonder adezyon - acil cerrahi B) Rezeksiyon
B) Hipokalemi - potasyum replasmanı C) Kadranektomi
C) Hipokalemi hipokaleminin düzeltilip 8 saat içinde D) MRI
opere edılmesi E) 6 ay sonra mamografi tekrarı
D) Operasyona sekonder adezyon-hipokaleminin
düzeltilip, 24-48 saat sonra opere edilmesi CEVAP: B
E) İleus - lavman uygulanması
En sık kanlı meme başı akıntısının nedeni intraduktal
CEVAP: D papillomlardır. Kanser, duktal ektazi, inflamasyon ve
fibrokistik hastalıkta da görülebilir. Bu hastada kitle
Hipokalemi tek başına paralitik ileus tablosuna neden izlenimi olmaması, yaşının da genç olması nedeniyle
olabilir. Bu hastada muhtemel tıkanıklık nedeni geçiril- intraduktal papillom tanısı yüksek ihtimaldir. İntraduktal
miş ameliyata bağlı yapışıklıklardır. Bu hastalar başlan- papillom meme kanseri riskini arttıran bir faktör değildir.
gıçta destek tedavisi ile 24-48 saat takip edilebilir ve Bu hastalar sadece takip edilebilir. Ancak hasta klinik-
hipokamalisi düzeltilerek ileusun düzelmesi beklenir. ten çok şikayetçi olursa papillomun bulunup çıkartılması
Eğer düzelmez ise ameliyata alınması uygun tedavi gerekir ki bu ancak galaktogram yardımı ile veya retro-
olacaktır. areolar eksplorasyon ile papillomun bulunup çıkarılması
ile mümkündür.
CEVAP: A CEVAP: D
52 DENEME SINAVI - 4
N0: Regional lenf nodlarında metastaz yok. CEVAP: A
N1: İpsilateral mobil metastaz.
N2: İpsilateral fiksed regional metastaz veya ipsilateral Ösefagus perforasyonları en sık servikal kısımda olur
internal mamorian nod metastazı. (krikofaringeal kas bölgesi ösefagusun en dar yeridir).
N3: İpsilateral infraklavilüler metastaz, aksiller metastaz Perforasyonun en sık nedeni iatrojeniktir (endoskopi).
ve ipsilateral internal mamorian metastaz, ipsilateral Spontan perforasyonun çoğu post-emetiktir. Ağrı, ateş,
supraklaviküler metastaz. dispne ve disfaji genel semptomlardır. Servikal ösefa-
M0: Uzak metastaz yok. gus perforasyonunun ilk bulguları servikal bölgede
M1: Uzak metastaz var. duyarlılık ve krepitasyon alınmasıdır. Kalbin dinlenmesi
ile mediastinal amfizem belirtisi (hammon belirtisi) duy-
172. 50 Yaşında bayan hasta sağ meme üst dış kadranda ulabilir. Subfrenik perforasyonlarda karında duyarlılık ile
bir ay önce fark ettiği ağrılı kitle nedeniyle meme polikli- akut karın belirtileri oluşabilir. Perforasyon şüphesinde
niğine başvuruyor. Kitle üzerinde ekimoz mevcut. Hasta ilk önce direkt grafi çekilmelidir. Mediastende serbest
6 ay önce USG yaptırdığını ve patolojı olmadığını ifade hava varlığı tanı koydurucudur.
ediyor.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangi-
sidir?
174. 60 yaşında bayan hasta epigsastrik ağrı ve yanma
A) Meme ca B) Yağ nekrozu
şikâyeti ile gittiği genel cerrahi kliniğinde peptik ülser
C) Tromboflebit D) Hematom
tanısı düşününüp medikal tedavi ve takibe alınıyor. 4
E) Sklerozan adenozis
ay sonra hastaya gastroskopİ yapılıyor. İşlemden sonra
kardeşine ziyarete giden hastanın 8 saat sonra şiddetli
CEVAP: B
retrosternal ağrı ve yanması başlıyor. Hasta hemen aci-
le başvuruyor. Hastanın fizik muayenesinde genel du-
Yağ nekrozu genelde travma ve radyoterapi ile ilişkilidir.
rum kötü TA:90/40 mmHg, KTA: 130/dk takipneik olarak
Tanıda travma hikayesi belirlenmeye çalışılmalıdır. Ke-
tespit ediliyor.
sin tanı biyopsi ile konulur. Fizik muayene bulgularına
göre meme Ca ile sık karışır. Meme muayenesinde Buna göre bu hastanın en olası tanısı ve tedavisi
genellikle etraf yapılara yapışık sert meme cildinde aşağıdakilerden hangisi olmalıdır?
retraksiyona sebep olan mamografide kalsifikasyonlar A) P. Ulkus aktivasyonu-PPI
gösteren bir kitle olarak görülür. Kanserden ayrımda en B) P. Ulkus perforasyonu- acil cerrahi
önemli yol biyopsi yapılmasıdır. C) Özefagus perforasyonu-acil cerrahi
D) Endoskopı için verilien premedikasyona ait
reaksiyon- sıvı replasmanı ve monitorizasyon
173. 55 yaşında erkek hasta şiddetli kusma sonucunda baş- E) İatrojenik özefagus kanaması- üç lümenli tüp
layan retrosternal ağrı ve soluk alıp vermede güçlük takılması
çektiğini ifade ederek acil sevise başvuruyor. Hastanın
fizik muayenesinde KTA:130/dk ve TA:70/30 olarak CEVAP: C
tespit ediliyor. Sağ AC havalanması normal ancak sol
AC'de dinlemekle solunum sesleri azalmış olarak tespit Ösefagus perforasyonlarının yaklaşık %60’ı servikal,
ediliyor. %40’ ı torakal, %10 kadarı da abdominal kısımda bu-
Buna göre bu hastanın en olası tanısı aşağıdakiler- lunur. Perforasyonun anatomik yeri enfeksiyonun erk-
den hangisidir? enden sınırlı kalmasında veya yayılmasında başlıca
etkendir. Gastroösefagial reflü mevcudiyeti ve distal
A) Boerhaave sendromu
tıkanıklığın olması prognozu kötü etkiler. En sık neden
B) Para özefageal herni
iatrojeniktir. Bundan sonra sırası ile spontan perfora-
C) Mallory weiss sendromu
syon, yabancı cisimler ve travma nedeniyle oluşan per-
D) Trakeoözefageal fistül
forasyonlar gelir.
E) Spontan pnömotoraks
DENEME SINAVI - 4 53
İatrojenik perforasyon: %70 ösefagus perforasyonlarının İnterlökin 6 düzeyinin takibi her türlü inflamatuar patolo-
nedenini oluşturur. Çoğu endoskopi ya da dilatasyon jide doku hasarının inflamasyonun şiddetinin ve komp-
gibi girişimler sırasında oluşur. Krikofaringeal kas bölge- likasyon riskinin yüksekliği için kullanılabilir.
si ösefagusun en dar yeridir. Perforasyonların çoğu bu İnterlukin 6 vücuttaki tüm hücrelerden salınabilir.
bölgede oluşur. Spontan perforasyon: perforasyonların Travma ve inflamasyonda en uzun süre yüksek kalan
%15’ ini oluşturur. Çoğu post-emetiktir. İlk kez Boer-
stokindir. Hem proinflamatuar hem de anti-inflamatuar
haave tarafından tanımlanmıştır. Bu nedenle spontan
olan tek stokindir. Akut faz reaktanlarının üretimini en
ösefagus perforasyonu Boerhaave sendromu olarak
çok uyaran stokindir.
bilinir. Boerhaave sendromunda perforasyon genel-
likle ösefagogastrik bileşimin hemen proksimalinde dis-
tal ösefagusun sol posterolateral duvarında oluşur ve
longitudinaldir. Yırtık sadece mukoza ve submukozada
ise Mallory-Weiss sendromu denir. Tanı için radyolojik
yöntemler kullanılmalıdır. Direkt toraks grafisi ve suda
eriyen opak madde ile ösefagografi yapılmalıdır. BT’ de
faydalıdır. İlk olarak mutlaka direkt grafi çekilmelidir.
176. Sağ üst kadranda ve epigasrik bölgede ağrı şikâyeti
ile acil servise başvuran hastanın yapılanUSG’de sa-
175. Sağ üst kadranda ağrı şikayeti ile acil servise başvuran fra kesesi duvar kalınlığı artmış, minimal perikolesistik
80 yaşındaki hastanın yapılan USG de safra keses- sıvı mevcut. Hastaya bu bulgular ile acil kolesistektomi
inde multipl milimetrik kalküller ve kese duvar kalınlığı uygulanıyor. Postoperatif 2. gün ateş: 39˚C, bulantı-
artmış olarak tespit ediliyor. Hastanın yapılan tetkikle kusma, hipotansiyon gelişiyor. Yapılan biyokimyasal
rinde amilaz: 7500 WBC: 20 000 AST: 300 LDH: 170 tetkiklerde AKŞ: 70mg/dl, K:4.9 olarak tespit ediliyor.
GLU: 212 BUN: 84 KRE: 1.8 HTC: 38 CRP.: 20 olarak Buna göre bu hastada bu bulgular ile en olası tanı
tespit ediliyor. aşağıdakilerden hangisidir?
Bu hasta için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Hipovolemik şok
A) Hastada şiddetli pankreatit atağı mevcuttur. B) Kardiyojenik şok
B) HCT düzeyi bir prognostik kriter olarak kullanılabilir C) Atelektazi
C) Hastada hipovolemi ve prerenal azotemi mevcuttur D) Pulmoner emboli
D) Multiorgan yetmezlik gelişmesi halinde interlokin-6 E) Akut adrenal yetmezlik
seviyesinde yükselme tespit edilir
E) Amilazın yükseklik derecesi prognozun kötüye CEVAP: E
gideceğini gösterir
Majör travma ya da cerrahi sonrasında kan kaybı
CEVAP: E olmamasına ve etkin sıvı replasmanına rağmen
hipotansiyon, hipoglisemi ve ateş mevcut ise akut ad-
Amliazin düzeyinin prognostik önemli yoktur. Takip- renal yetmezliği düşünülmeli ve yüksek doz steroid ver-
te düşmemesi lokal komplikasyonların oluştuğunun ilmelidir. En sık kronik steroid kullanımı nedeniyle adre-
göstergesidir. nal atrofisi olan hastalarda majör travma ya da cerrahi
Ranson kriterleri: sonrasında oluşur. Diğer bir akut sürrenal yetmezliği
Başvuruda - 48 saat sonra nedeni ameliyat sırasında veya ameliyattan hemen
>55 yaş - hemotokrit değerinden %10’dan fazla düşme sonra görülür. Bu tür yetmezlik post-operatif dönemde
Beyaz küre >16000 - BUN değerinin 5 ml/dl' den fazla heparin verilen ve bilateral sürrenal hemorajisi gelişen
artması hastalarda ve bilateral sürrenalektomi yapılan hastalarda
Glukoz > 200 - hipokalsemi < 8 görülür. Endojen yetmezliği kapatmak için egzojen kor-
LDH > 350 - PO2 < 60 mm hg tikosteroidler verilir. Durum anlaşılmazda hasta 4-5 gün
AST > 250 - Tahmini sıvı sekestrasyonu > 6 lt kendisini idame ettirebilir ve sonunda ciddi hiponatremi,
Baz açığı > 4 meq/lt hiperkalemi, hipoglisemi ve ölüm gelişebilir.
54 DENEME SINAVI - 4
177. 30 yaşındaki inşaat işçisi çalıştığı inşaatın 5. katından 179. 80 yaşında 72 kg ağırlığında hepatosellüler CA nede
düşüp acil servise getiriliyor. TA: 100/60mmHg, KAH: niyle sağ tri-segmentektomi yapılan hastanın post-ope-
100/dk, hastanın fizik muayenesinde batında hafif has- ratif 4. gün bilinç kaybı gelişmiş ve hastanın idrar miktarı
sasiyet mevcut. 24 saatte 4100 ml olarak tespit edilmiştir. CVP: 4 cm su,
Görüntüleme sonuçlarından hangisi retroperitoneal üre ve kreatinin normal olarak tespit ediliyor. Plazma
travma ile uyumsuz bir bulgudur? ozmolalitesi 315 mosmol olarak bulunuyor.
A) Retroperitoneal serbest hava Buna göre bu hastada en olası tanı nedir ve teda-
B) Batın içinde barsak ansları arasında minimal vide ne uygulanmalıdır?
serbest sıvı A) Dİ - Sıvı kısıtlanması
C) Psoas gölgesinin silinmesi B) Dİ - Sıvı replasmanı
D) Sol böbrek çevresinde sıvı olması C) Hipovolemi - Kolloidal sıvı replasmanı
E) Sağ iliak kanat kırığı D) Hipovolemik şok - Vazopressin verilmesi
E) Hipervolemi (kalp yetmezliği) - Diüretik verilmesi
CEVAP: B
DENEME SINAVI - 4 55
Hastada uzamış ileus ve NG dekompresyonuna bağlı Ön kolun volar yüzü sertleşir ve 5P bulgusu ortaya
mide sıvısı kaybı nedeniyle gelişmiş hipokalemi ve çıkar.
metabolik alkoloz tablosu mevcuttur. CVP’ nin düşük Pain (ağrı), Pulselesness (nabızsızlık), Pallor
olması ve taşikardinin mevcudiyeti sıvı açığını göster- (solukluk), Parestezi, Paralizi.
mektedir. Aynı zamanda hipokloremi olması da bekle- Kontraktür döneminde pençe el oluşur.
nir. PCO2’ nin artması metabolik alkolozu kompanse et- Tedavi:
mek üzere hipoventilasyon geliştiğini gösterir. Hastanın Akut dönemde acil olarak cerrahi dekompresyon
sıvı açığının kapatılması gerekmektedir. Hipokaleminin yapılır.
düzeltilmesi alkolozun düzelmesi için gereklidir. Volüm Geç dönemde kontraktür düzeltilmeye çalışılır.
açığı devam ettikçe böbrek tubüllerinden su ve tuz re-
tansiyonu ile beraber bikarbonat geri emilimi de devam
eder.
182. Elli altı yaşında bayan hasta, 3 aydır özellikle yatakta
sağdan sola dönerken meydana gelen, saniyeler süren
şiddetli vertigo yakınmaları ile geliyor. Yapılan kulak bu-
run boğaz muayenesinde, Nylan-Barany menevrasında
181. Volkmann iskemik kontraktürünün en önemli bul- 5 saniye latans sonrası nistagmus görülüyor.
gusu aşağıdakilerden hangisidir? Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangi-
A) Radial nabız yokluğu B) Kaslarda ödem sidir?
C) Ağrı D) Eritem A) Malign pozisyonel vertigo
E) Skar dokusu B) Serebral dolaşım bozukluğu
CEVAP: A C) Meniere hastalığı
D) Benign paroksismal pozisyonel vertigo
VOLKMAN İSKEMİK KONTRAKTÜRÜ E) Akustik nörinom
Ön kol volar yüzünün kompartman sendromu sonucu
gelişen bir deformitedir. CEVAP: D
Genellikle 10 yaşın altındaki çocuklarda görülür.
Etyolojisi: Benign (paroksismal) pozisyonel vertigo
Kırık ve çıkıkda olan arteriel yaralanma: Özellikle Labirent içindeki endolenfin serbest akışını engelleyen
suprakondiler humerus kırıklarında ön kolda kan dejeneratif materyal birikimine bağlı oluşur.
akımını engelleyen sıkı alçı ve sargılar, arteriel emboli, Her belirli baş hareketi ile ortaya çıkan, saniyeler
ilaç extravazasyonu içinde yatışan, birlikte kusmanın olduğu vertigo
ataklarıdır.
Kafa travmaları sonrasında da izlenebilmektedir.
Tedavi
Epley manevrası
Brandt-Daroff egzersizi
Klinik:
Travmadan birkaç saat sonra ön kolda derin şiddetli 183. Kontakt lens kullanıcılarında kornea iltihabına etken
bir ağrıyla başlar. olan mikroorganizma aşağıdakilerden hangisidir?
Volar yüzde ısı atışı, şişlik, kızarıklık vardır. Parmakların
A) Stafilokokkus aureus
extansiyonu ile ağrı artar. Nabız alınır.
B) Hemofilus influenza
Birkaç gün sonra fleksör kaslarda ve elin intrinsik kasları
C) Psödomonas aureginosa
paralize olur, radial ve ulnar sinir dermatomunda
D) HSV
duyu azalır.
E) Candida
56 DENEME SINAVI - 4
CEVAP: C Hastanın anamnezinde tarif edilen karpal tunel send-
romudur. Karpal tunel sendromu, median sinirin elin
ENFEKSİYOZ KERATİTLER fleksör yüzünde bulunan karpal tünelden geçerken
Bakteriyel keratit sıkışmasına bağlı oluşan tuzak nöropatisi sınıfında
En sık görülen keratit tipidir ve en sık S.aureus ile nörolojik hastalıktır.
olşur. Phalen manevrasında her iki el fleksiyonda tutulur ve
Kontakt lens kullananlarda en sık görülen keratit etkeni beklenir. Median sinir inervasyon sahasında ağrı ve
Pseudomonas auroginosadır. karıncalanma oluşur.
Viral Keratit
Genellikle herpeslere bağlı olarak görülür. Korneada
dentritik ülser yapar.
Hatalı olarak steroid kullanılması yada kişinin immün
direncinin zayıflaması durumunda ülser genişleyerek
jeofrafik ülser görünümü alır.
Fungal keratit
Sağlam kornea epiteli mantarlara karşı dirençlidir. Özel-
likle bitkisel travmalar, uzun süre steroid ve kemoterapi
uygulanmış hastalarda görülür.
Fungal keratitin en sık nedenleri candida, aspergil-
lus türleridir. Tedavide topikal olarak amfoterisin B Tinel bulgusu ise karpal tunel geçiş yerine çekiçle
kullanılır. vurulması ile elde edilen muayine bulgusudur.
Akantomoeba keratiti
Kontak lens kullananlarda görülür.
Kontak lens ile havuza giren ya da lensi musluk suyuyla
temizleyen kişilerde görülür.
Prognozu en kötü olan keratittir.
DENEME SINAVI - 4 57
186. Uterus kavitesinin değerlendirilmesinde aşağıdaki bağlı olarak 20 günden daha kısa aralıklarla menstru-
yöntemlerden hangisinin değeri en düşüktür? asyon) kısa folliküler faz ile ilişkilidir ve sıklıkla anovu-
A) Laparoskopi lasyona bağlı olarak gelişir. Bununla birlikte tipik ano-
B) Ultrasonografi vulatuar disfonksiyonel (östrojen kırılma) kanamaların
C) Sonohisterografi aksine daha hafif bir kanama gözlenir. Benzer şekilde,
D) Histeroskopi perimenopozal kadınlarda folliküler fazdaki kısalma ve
E) Histerosalpingografi buna bağlı erken dönemde ortaya çıkan polimenore
daha önce TUS Eylül 2005’de sorgulanmıştır.
CEVAP: A
özellikleri değerlendirilir. TUS Nisan 2008 ve Eylül 2002). Bununla birlikte semp-
tomatik olgularda, anormal uterus kanaması en sık
Ultrasonografi de uterin kavitenin değerlendirilmesinde
rastlanan semptomdur ve en sık menorajiye rastlanır.
ve kavitede yer alan lezyonların saptanmasında kullanı-
İkinci sıklıkta intermenstruel kanama gözlenir. Anormal
lır. Bununla birlikte tanısal etkinliği direkt uterin kavitenin
uterin kanama demir eksikliği anemisine yol açabilir
görüntülendiği yöntemlere oranla daha düşüktür.
ki bu en sık gelişen komplikasyonudur.
Laparoskopi, abdominal kavitenin değerlendirilmesi
Myoma uteri varlığında temel tedavi endikasyonu leio-
ve gerekli cerrahi müdahalelerin yapılması için myom veya leiomyomların semptomatik olmalarıdır.
geliştirilmiş bir tekniktir. Endometrial yüzeyin taran- Asemptomatik myomlar için tedavi endikasyonu yok-
masında yetersizdir (TUS Eylül 1999, Eylül 1995 ve tur. Leiomyoma uteri varlığında definitif tedavi, cer-
Eylül 1991). rahidir ve tipik olarak hastanın fertilite istemi yoksa
histerektomi, fertilite istemi varsa myomektomi yapılır.
Submüköz myomlarda myomektomi histeroskopik
yöntem kullanılarak gerçekleştirilir.
187. Kısa folliküler fazla birlikte ortaya çıkan anormal
uterin kanama paterni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Menoraji B) Polimenore
189. Nöral tüp defekti aşağıdaki enzimlerden hangisini
C) Menometroraji D) Metroraji
kodlayan gendeki mutasyon ile ilişkili olabilir?
E) Oligomenore
A) Asit fosfataz
CEVAP: B B) Folat dekarboksilaz
C) Metilen tetrahidrofolat redüktaz
Ovulatuar sikluslarda, siklus düzenindeki değişimler tipik D) 5 alfa redüktaz
olarak folliküler fazda meydana gelen değişimler ile ilg- E) Fosforilaz
ilidir. Luteal faz ise genel olarak sabit uzunluktadır ve 14
gün sürer. Polimenore (siklus süresinin kısa olmasına CEVAP: C
58 DENEME SINAVI - 4
Nöral tüp defekti (NTD) için en önemli risk faktörü aile
öyküsü varlığıdır. Nöral tüpün oluştuğu ilk 28 gün içinde
etki eden çevresel faktörler (hiperglisemi, hipertermi,
ilaçlar) NTD gelişimine neden olabilir. Bazı formları
metilen tetrahidrofolat redüktaz (MTHFR) gen (677C
→ T) defektine bağlı olarak oluşur ve gebelik öncesi fo-
lik asit kullanımı ile büyük oranda önlenebilmektedir.
Metilen tetrahidrofolat redüktaz gen mutasyonunu
taşıyan homozigot ya da heterozigot bireylerde ho-
mosistein düzeyi artmaktadır. Hiperhomosistinemi,
endotel hücrelerinde faktör V’i aktive ederek protein
C aktivasyonuna ve trombozis riskinde artışa neden
olur. MTHFR gen mutasyonu ve hiperhomosistinemi 191. Aşağıdakilerden hangisi doğum indüksiyonu için
varlığında trombozis riski özellikle gebelikte 2-3 kat mutlak kontrendikasyonlardan değildir?
artar. A) Geçirilmiş sezaryan
B) Mentum posterior yüz geliş
C) Baş-pelvis uygunsuzluğu
D) Üçüz gebelik
190. Embriyo uterus kavitesine ulaştığında aşağıdaki E) Plasenta previa totalis
gelişim basamaklarından hangisinde bulunur?
A) Blastokist B) Blastomer CEVAP: A
C) Zigot D) Morula
E) Klevaj Geçirilmiş sezaryen olgularına uygun şartlar altında
doğum indüksiyonu uygulanabilir ancak sezaryenda
CEVAP: D uterusa yapılan kesi alt segment transvers kesi
olmalıdır. Klasik sezaryen olguları ve histerotomi
Tuba uterinada oosite sperm penetrasyonunu takiben geçirmiş olgularda doğum indüksiyonu kontrendikedir.
Mentum posterior yüz gelişte spontan vajinal doğum
zigot gelişir ve bu hücrenin bölünmesi ile oluşan her
imkansızdır ve mutlak sezaryen endikasyonudur (TUS
bir hücre blastomer adını alır. Henüz fallop tüplerinde
Nisan 2006, Nisan 2002 ve Nisan 1991).
bulunan bu erken evre embriyo, tubal siliar aktivite
Baş pelvis uymsuzluğu (CPD), fetal baş ile kemik pel-
ile uterusa doğru taşınırken bir yandan da bölünme
vis arasındaki yapısal/oransal uyumsuzluğu ifade eder.
ve hücresel çoğalmasına devam eder. Embriyo fertili-
Fetusun kemik pelvise göre büyük veya kemik pelvisin
zasyondan sonraki 3 günde 8-16 hücreli hale gelir bu fetusun doğumuna izin vermeyecek şekilde dar olması
bu yapı morula olarak adlandırılır. Morula, totipotent halinde CPD’den bahsedilir. CPD, kesin olarak kabul
blastomerlerden oluşmuş bir hücre kümesidir ve em- edilmiş sezaryen endikasyonudur.
briyo tuba uterinadan uterus kavitesine ulaştığında Çoğul gebelikler günümüzde sıklıkla sezaryen ile do-
morula halindedir. ğurtulmaktadır. Bununla birlikte, kesin sezaryen endi-
Morula uterus kavitesine ulaştıktan sonra, hücreleri kasyonu intrauterin 3 veya daha fazla fetus varlığında
arasında sıvı birikimi gerçekleşir ve meydana gelen bu söz konusudur. İkiz gebeliklerde fetusların normal doğu-
yeni form erken blastokist olarak adlandırılır. Fertili- muna izin verilebilir. İkiz gebeliklerde normal doğuma
zasyondan 4-5 gün sonra blastokisteki hücreler ilerde izin verilebilmesi için öncelikli şart önde gelen fetusun
baş gelişi olmasıdır. İkiz gebeliklerde önde gelen fetus
embriyoyu meydana getirecek iç hücre kümesi hücre-
non-verteks ise yine kesin sezaryen endikasyonudur.
leri ve plasentayı oluşturacak dış hücre kümesi hücre-
Plasenta previa varlığında fetal morbidite ve morta-
leri olarak ayrılır. Fertilizasyondan 6-7 gün sonra geç
litenin azaltılması amacıyla doğum tipik olarak sezaryen
blastokist desiduaya implante olur (TUS Nisan 2005 ve
ile gerçekleştirilir. Plasenta previa totalis ve parsiyel
Eylül 1987) ve embriyonik yaşam desidua içinde devam
plasenta previa varlığında doğumun kesin olarak se-
eder.
zaryen ile gerçekleştirilmesi gerekir.
DENEME SINAVI - 4 59
192. Gebelikte kontrolsüz maternal tirotoksikoz varlı- Rh izoimmunizasyonda gelişen fetal hemoliz ve ane-
ğında en sık karşılaşılan obstetrik komplikasyon minin şiddetinin saptanması için noninvazif ve invazif
aşağıdakilerden hangisidir? yöntemler mevcuttur. Non invazif yöntemler ultra-
A) Preeklampsi sonografi ve Doppler sonografidir ancak bu yön-
B) Preterm doğum temler ile elde edilen veriler kesin olarak fetal aneminin
C) İntrauterin gelişme geriliği derecesi ile korelasyon göstermez. İnvazif yöntemler
D) Maternal kalp yetmezliği ise amniosentez ve kordosentezdir. Amniosentez
E) Ölü doğum ile fetal aneminin derecesi indirekt olarak belirlenebi-
lirken kordosentez ile fetal aneminin derecesi kesin
CEVAP: B olarak belirlenebilmekte ve gerekirse aynı anda in-
travasküler transfüzyon yapılabilmektedir (TUS Eylül
Gebelikte tirotoksikoz varlığında, tiroksinin myokard 1996).
üzerine olan etkisi sonucu gelişen kardiyomyopati ve
eşlik eden kalp yetersizliği gebelikte olası komplikasy-
onlar arasındadır. Kontrol altında olmayan tirotoksikozu
olan gebelerin %8’de kalp yetmezliği gelişirken, yaklaşık
%17-18 oranında intrauterin ölüm, preeklampsi ve
gelişme geriliğine rastlanmaktadır. Bununla birlikte 194. Kadında steroidogenez sırasında üretilen en po-
kontrolsüz tirotoksikoz olgularında en sık rastlanan tent androjen hangisidir?
komplikasyon preterm eylem ve doğumdur (%32). A) Dihidrotestosteron
Gebelikte tirotoksikoz ve gebelik sonuçları için aşağıdaki B) Dehidroepiandrosteron
tabloyu inceleyiniz: C) Dehidroepiandrosteron sülfat
D) Testosteron
Obstetrik Tedavi altında Kontrolsüz Tiro- E) Androstenedion
komplikasyon veya Ötiroid (%) toksikoz (%)
Preeklampsi 11 17 CEVAP: D
Kalp yetmezliği <1 8
Preterm doğum 8 32 Kadınlarda en potent androjen dihidrotestosterondur
[DHT] (TUS Nisan 1995). Bununla birlikte DHT overde
Gelişme geriliği 7 17
steroidogenez sırasında üretilen bir hormon olmayıp,
Ölü doğum 0 18
testosteronun periferde (cilt, seminal vezikül, prostat ve
epididim) 5-alfa redüktaz enzimi ile reaksiyonu sonucu
oluşur. Steroidogenez sırasında üretilen en potent an-
drojen ise testosterondur.
CEVAP: B CEVAP: E
60 DENEME SINAVI - 4
Kadınlarda normal seksüel tüylenme için androjen- Herhangi bir kontraseptif yöntem kullanan kadınlar
lere olduğu kadar östrojenlere de ihtiyaç vardır. arasında en düşük başarısızlık oranı hormonal implant-
Matür bir kıllanma için ovaryan steroid aktivitesi gerekir. lar (Norplant, Jadelle ve İmplanon) ile sağlanmaktadır
Turner sendromu olgularında gonadal yetmezlik tab- ve kullanımının ilk yılında gebelik hızı % 0.05-0.09
losu vardır ve ovaryan steroidogenz defektiftir. Bu olarak bulunmuştur. Buna karşın tüp ligasyonunda ilk
nedenle sadece adrenal hormonların aktivitesine bağlı yıl gebelik hızı %0.4 civarındadır. MPA da ise bu oran
olarak kısmi seksüel kıllanma gerçekleşir, ancak Turner %0.3, KOK lerde %0.1, rahim içi araç için ise %0.6 dır.
sendromu olgularında tipik olarak hirsutizm kliniği
gözlenmez.
DENEME SINAVI - 4 61
CEVAP: A 200. Üst vajen yerleşimli skuamöz hücreli vajen kanseri
tedavisinde radikal vajenektomi ile birlikte pelvik
Granüloza-teka hücreli tümörler, overin seks-kord lenfadenektomi uygulamış ise bu tümörün evresi
stromal tümörleri içinde en sık izlenir. Tipik olarak hi- en büyük olasılıkla aşağıdakilerden hangisidir?
peröstrojenizm mevcuttur. Juvenil tipi, çocuklarda A) Evre 0
ve genç kızlarda puberte prekoks nedeni olabilirken, B) Evre I
erişkin tipi premenopozal ve postmenopozal kadınlarda C) Evre II
endometrial hiperplazi ve vajinal kanama nedeni D) Evre III
olabilir (TUS Eylül 1989, Nisan 1997 ve Nisan 2000). E) Evre IV
Kız çocuklarında GnRH bağımsız (psödo) puberte pre-
koksun en sık nedeni over tümörleri iken (bu tümörler CEVAP: B
içinde en sık granüloza hücreli tümör), erkekte ise
testis tümörleridir (TUS Eylül 2002). Granüloza hücreli Primer vajen kanseri oldukça nadirdir. %90’ı skuamöz
over tümörlerinde seksüel psödo prekoksite nedeni kanserdir (TUS Eylül 1992). Pelvik radyasyon skua-
tümör hücrelerinden salgılanan östrojendir. möz kanserler için önemli bir risk faktörüdür. Anormal
Mikroskopik olarak kahve çekirdeği şeklinde nükleusu vajinal kanama en sık semptomdur (postmenopozal
bulunan granüloza hücreleri, mikrofolliküler gelişimle kanama şeklinde). Vajen kanseri klinik olarak evre-
birlikte izlenen Call-Exner cisimcikleri ve farklı miktar- lendirilir.
larda teka hücreleri içeren solid tümörlerdir (TUS Eylül Genç kadınlarda görülen vajinal berrak hücreli ade-
2001). nokanserlerle, vajina 1/3 üst bölümünde lokalize evre
I skuamöz hücreli kanserler hariç vajinal kanserlerin
primer tedavisi radyoterapidir. Evre I vajen kanse-
rinde tedavi: Radikal histerektomi + vajenektomi +
pelvik lenfadenektomi olup eğer alt 2/3 vajen tutulumu
varsa inguinal ve femoral lenf nodu ışınlaması yapılır.
62 DENEME SINAVI - 4
DENEME SINAVI - 4 63
64 DENEME SINAVI - 4