Professional Documents
Culture Documents
d13 Dus 4 AcffFafigkdlma A
d13 Dus 4 AcffFafigkdlma A
Bu cevap anahtarı ile ilgili tartışmalı ve değişiklikleri (www.dusem.net) adresinden takip edebilirsiniz.
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
1 Aşağıda verilen anatomik oluşumlardan hangisi ya da hangileri fossa crani medianın, fossa infratemporalise bağlanmasını
sağlar?
I. Foramen Rotundum
V. Foramen Spinosum
A) I-II
B) II-III
C) III-IV
D) III-V
E) III-IV-V
1–D
-Canalis opticus
-fissura orbitalis superior
ORBİTA FOSSA CRANİİ MEDİA
foramen
sphenopalatinum
Fossa
CAVITAS
NASI
pterygopalatina
Foramen ovale
Foramen spinosum
Canalis palatinus majus
Fossa
CAVITAS infratemporalis
ORIS
www.dusem.net
2
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
2. Aşağıda adı verilmiş olan ligamantler ve isim değiştirmiş halleri eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?
A) Membrana Tectoria – Lig.Longitudinalis Posterior
D) Lig.Supraspinale – Lig.Nuche
E) Lig.İnterspinale – Lig.Nuche
2–E
Lig.Longitudinale Anterior:
Omurganın ekstansiyonunu frenler.
Memb.Atlantooccpitalis Anterior olur.
(C1-C2 omurları arasında bu adı alır.)
Lig.Longitudinale Posterior:
Omurganın fleksiyonunu frenler.
Corpusların arka yüzünde yer alır.
Memrana TECTORİA olarak devam eder.(C1-C2 arasında bu adı alır.)
Lig.Flavum:
Arcusları segmentel olarak ayrı ayrı biribirine bağlayan bağır. Canalis vertebra-
lisin arka duvarında yer alır.
Columna vertebralisin dik tutulamasında ki en önemli etkendir.
Membrana atlantoocpitalis posterior olarak devam eder.(C1-C2)
Lig.Supraspinale:
Servikal bölgede genişler (C1-C7 arasında)LİG.NUCHE adını alır.
Protuberentia Occipitalis Externaya bağlanır.(İNİON)
3. Aşağıda ismi verilen kaslardan hangisi hyoid altı kas grubunda değerlendirilmesine rağmen, innervasyonu C1’in ön dalları
(Ansa Cervicalis Pars Superior) tarafından sağlanmaktadır?
A) M.Sternohyoideus
B) M.Omohyoideus
C) M.Geniohyoideus
D) M.Thyrohyoideus
E) M.Sternothyroideus
www.dusem.net
3
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
3–D
• HYOİD ALTI KASLAR
M. Sternohyoideus
Ansa Cervicalis
M. Sternothyroideus
Pars İnferior
M. Omohyoideus
n.Hypoglossus
ile gelen
M. Thyrohyoideus
C1 ön dalı
Ansa Cervicalis
Pars Superior
M.Omohyoideus dışında ki kaslar yardımcı inspiratuar olarak adlandırılır ve STRAP KASLARI da denilir.
M.Geniohyodieus
M.Thyrohyodieus
N.Hypoglossus ile gelen C1 ön lifleri ile innerve olur
4. Nervus glossopharyngeustan gelen parasempatik lifler orta kulakta plexus tympanicustan ayrıldıktan sonra n.petrosus
minor adını alarak fossa infratemporaliste ganglion oticuma ulaşır. Ganlion oticumdan çıkan postganlioner parasempatik-
ler aşağıdaki sinirlerden hangisini kullanarak parotis bezini innerve eder?
A) N. Lingualis
B) N. Auriculotemporalis
C) N. Auricularis Magnus
D) N. Alveolaris İnferior
E) N. Petrosus Major
4–B
N. Auriculotemporalis daha önce kemikler konusunda hem fossa temporalis hem de fossa infratemporaliste olması özelliği ile so-
ruydu. Hatırlanacağı gibi fossa infratemporalis te foramen ovalenin altında yerleşen ganlion oticum parasempatik bir ganliondur
ve buradan çıkan postganglioner parasempatik lifler n.auriculotemporalis yardımıyla parotis bezine ulaştırılır.
5. Membrana triangularis oluştuktan sonra serbestleşen üst kenar aşağıdaki anatomik oluşumlardan hangisini oluşturur?
A) Lig.Vocale
B) Rima Glottis
C) Plica Aryepiglottica
D) Lig.Vestibulare
www.dusem.net
4
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
5–A
MEMBRANA FİBROELASTİCA LARYNGİS
Larynx iç yüzünü örten mukozanın altında tüm larynx boyunca
yer alan membranöz yapıdır.
Ventriculus Larynx : membrana fibroelasticayı kesintiye uğratan
yarık.
Membrana fibro elastica ventriculus larynx nedeniyle 2 Memb-
rana ayrılır;
ÜSTTE: MEMBRANA QUADRİANGULARİS
ALTTA: MEMBRANA TRİANGULARİS
Membrana Triangularisin serbset üst kenrına: LİG. VOCALE
Membrana Quadriangularisin serbset alt kenarına: LİG.
VESTİBULARE
6. Aşağıda ismi verilen anatomik oluşumlardan hangisi sağ atrium içerisinde yer almaz?
A) Fossa Ovalis
B) Limbus Ovalis
D) Trabecula İntervenosum
E) Trabecula Carnea
www.dusem.net
5
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
6–E
• ATRİUM DEXTRUM;
Margo dexter - Facies pulmonalis dexter
Vena Cava Superior : OSTİUM V.C.SUPERİORİS atrium dextruma açılan bu yapılar sayesinde tüm bedene
Vena Cava İnfeiror :OSİTUM V.C.İNFERİORİS ait venöz kan sağ atriuma gelir.
B) Epididimis
C) Mesane
E) Üreter
7–B
Ductus deferens ve ductus epididimis, yalancı çok katlı stereosilyalı silindirik epitele sahiptir.
8. Bronşiyol epitelinde yer alıp prizmatik yapıda kısa mikrovilluslar içeren, sürfaktan benzeri madde salgılayıp detoksifikas-
yon sürecinde yer alan ayrıca klor transportundan sorumlu hücre aşağıdakilerden hangisidir?
A) Küçük granüler hücre
B) Tip 2 pnömosit
C) Dust(toz) hücresi
E) Clara hücreleri
www.dusem.net
6
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
8–E
Bronşiyol epitelinde 4 farklı hücre vardır.
1. Kübik silyalı hücreler
2. Clara hücreleri
• Clara hücrelerinin fonksiyonu detoksifikasyon, klor transportu, sürfaktan benzeri madde yapımı ve kök hücre olup diğer hüc-
relere diferansiye olabilir.
• Bronşiol lümeninin ana sekretuar hücresidir.
• Sekresyonunda lizozim gibi anti-inflamatuvar protein bulunur.
3. Prizmatik fırçamsı kenarlı hücreler (Brush cell)
4. Küçük granüler hücre (Endokrin fonksiyonlu)
• Pulmoner nöroendokrin hücreler burundan başlayıp bronşiole kadar uzanırlar. Serotonin, kalsitonin, kromogranin A, CGRP,
CCK salgılar. Fetal hayatta salgıladıkları bombesin epitelyum hücresi için mitotiktir.
9. Pıhtılaşma sürecinde aşağıdaki faktörlerden hangisinin eksikliğinde kanama diyatezi yerine tromboembolik olaylar gözle-
nebilir?
A) Faktör 4
B) Faktör 8
C) Faktör 9
D) Faktör 12
E) Faktör 13
9–D
• F 12 eksikliği aPTT zamanında uzamaya yol açmasına rağmen kanamaya yol açmayan nadir bir hastalıktır.
• F12 eksikliği bulunan kişilerde artmış tromboz riski olabileceği gösterilmiştir.
• Hatta eksikliğin ilk tanımlandığı kişi olan John Hageman pulmoner emboli sonucu ölmüştür.
• Edinsel F12 eksikliği en sık nefrotik sendromda görülür.
• Çoğunlukla cerrahi öncesi rastgele saptanır ve herhangi bir tedavi gerektirmez.
10. Kalp kası hücrelerini birbirinden ayıran interkalar disk yapısında aşağıdaki bağlantılardan hangisi/hangileri bulunur?
I. Discus interkalaris
III. Desmosom
A) Yalnız I
B) I ve II
C) I ve III
D) II ve III
E) I, II ve III
www.dusem.net
7
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
10 – E
Daha önce TUS’ta interkalar diskin sadece longitudinal kısmında hangi bağlantı bulunur sorusu vardı ardından DUS’ta interkalar
diskte hangi bağlantı bulunur diye sordular. Artık bu bağlantıların hepsini bilmek gerekiyor. Böyle bir soruyla karşılaşmamız çok
yakın olsa gerek!!
Disklerde 3 bağlantı yapısı bulunur:
Fascia adherens: Diskin enine (transvers) bölümlerindeki özelleşmiş hücre membranıdır. Aktin flamentleri için tutunma
noktası olarak görevlidir. İnterkale disklerin H&E ile boyanmasını sağlayan yapıdır.
Desmosomlar: Kalp kasılması sırasında kalp kası hücrelerinin bir arada kalmalarını sağlarlar. Hem transvers hem de longitudi-
nal (lateral) kısımlarda bulunur.
Gap junctionlar (neksus): Uyarıların hücreler arasında kolayca geçebileceği düşük dirençli yapılardır. Kalp kası hücrelerinin
uyum içinde eş zamanlı çalışması için çok önemlidir. Sadece longitudinal kısımlarda bulunurlar.
11. Tükrük bezi, gözyaşı bezi ve solunum sisteminde bulunup su geri emiliminden sorumlu kanal aşağıdakilerden hangisidir?
A) Aquaporin 1
B) Aquaporin 2
C) Aquaporin 4
D) Aquaporin 3
E) Aquaporin 5
11 – E
Su molekülleri membrandan aquaporin adı verilen su kanalları aracılığı ile geçer.
Şu ana dek 13 adet aquaporin tanımlanmıştır (AQP0-AQP12).
Böbreklerde vazopressin tarafından düzenlenen AQP2’dir.(BEKLENEN SORU!!!)
12. Aşağıdakilerden hangisi orta barsak (midgut)’tan gelişen yapılardan biri değildir?
A) Mide
B) Duodenum distali
C) Jejunum
D) İleum
E) Çıkan kolon
www.dusem.net
8
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
12 – A
Ön barsak ile orta barsağın ve orta barsak ile son barsağın sınırlarını bilmek lazım TUS için. Şu iki lokalizasyonu bilmeliyiz mutlaka !!
• Ön barsağın bitip orta barsağın başladığı hat Koledok kanalının duodenuma açıldığı yer.
• Orta barsağın bitip son barsağın başladığı hat transvers kolonun 2/3 proximali olarak bilinmelidir.
www.dusem.net
9
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
13. Aşağıdaki duyu reseptörlerinden hangisi derinin kıllı kısımlarında bulunup deri epitelinin alt kısmından yukarıya doğru
uzanarak ‘‘Iggo kubbe reseptörü’’ünü oluşturur?
A) Paccini korpuskülü
C) Meissner korpüskülü
D) Merkel diski
13 – D
Merkel diskleri (genişlemiş uçlu dokunma reseptörü)
• Meissner korpüskülü derinin kıllı kısımlarında bulunur.
• Kişinin derisine sürekli olarak temas eden cisimlerin farkında olmasını sağlar.
• Hafif temas, yüzeysel basınca duyarlıdır.
• Dokunulan yüzeyin yapısının ayırt edilmesinde önemlidir.
• Merkel diskleri genellikle deri epitelinin alt kısmından yukarıya doğru projeksiyon yapan Iggo kubbe reseptörü denilen tek
bir reseptör organı olarak gruplaşırlar.
Meissner ve Merkel birlikte vücutta spesifik yüzey alanlarının dokunma duyusunu lokalize etmede ve dokunulan yüzeyin yapı-
sını saptamada çok önemli rol oynarlar.
MERKEL MEİSSNER NE İSTER DOKUNMAK İSTER
14. Aşağıdakilerden hangisi kolaylaştırılmış difüzyon mekanizmasına örnek bir madde taşınımıdır?
A) Na-K ATPaz
www.dusem.net
10
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
14 – D
• Soru temel fizyoloji konularından madde taşınımı prensiplerini sorgulamaktadır.Bu yüzden her zaman soru potansiyeli taşır.
• Bu soruda dikkat edilmesi gereken husus ise glikoz taşınımında; hem kolaylaştırılmış difüzyon hem de sekonder aktif transport
mekanizması içermesidir. Fakat şıklarda yer alan SGLT adlı taşıyıcılar glikozun sekonder aktif transport mekanizmasında görevlidir.
Kolaylaştırılmış Difüzyon
Taşınacak madde spesifik taşıyıcı proteine bağlanarak ATP kullanımı olmadan taşınır.
Basit difüzyon gibi elektrokimyasal gradiente bağlı “yokuş aşağı” gerçekleşir.
Basit difüzyondan daha hızlı bir taşınma söz konusudur.
Buna karşın basit difüzyonda konsantrasyon gradienti arttıkça difüzyon hızı artarken, kolaylaştırılmış difüzyonda taşıyıcı doy-
gunluğa ulaştığı için maksimum bir hıza ulaşarak orada kalır (Vmax).
15. İnsan embriyonik gelişiminin 2.haftasının sonunda aşağıdakilerden hangisi hala oluşmamıştır?
A) Amnion boşluğu
B) Koryon boşluğu
C) Nöral tüp
D) Ekstraembriyonik mezoderm
E) Primer villus
15 – C
• Yakın sınavlarda benzer bir soru karşımıza çıkmıştı. Artık embriyolojide 1.,2. ve 3. haftalarda hangi yapılar izleniyor dikkat et-
memiz gereken bir konu
• Şıklar arasında sadece nöral tüp 3 ila 4.haftalar arasında oluşmaktadır. Diğerleri 2.haftada oluşan yapılardır hatta eski bir TUS
sorusunda ‘’Nöral tüp defektleri hangi haftalar arasında en sık görülmektedir?’’ şeklinde bir soru gelmişti ve yine cevabımız 3
ila 4.haftalar idi.
B) Membrana tympanica
C) Tonsilla palatina
D) Malleus
E) Timus
www.dusem.net
11
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
16 – E
Faringeal Cep
• 1. faringeal cepten timpanik boşluk, mastoid, antrum ve östaki borusu oluşur.
• 2. faringeal cepten palatin tonsiller oluşur.
• 3. faringeal cepten timus ve alt paratiroid bezi oluşur.
• 4. faringeal cepten üst paratiroid bezi oluşur.
• 5. faringeal cepten (Ultimobrankial cisimcik) tiroid bezindeki parafolliküler hücreler oluşur.
• Timus haricindeki lenfoid organlar mezenkimden (mezoderm) köken alırken timusun çift embriyonik
kökeni vardır. Timus 3.faringeal cebin endoderminden köken alırken lenfositleri mezenkimaldir.
C) Lizil oksidaz enzimi ile molekül içi desmozin çapraz bağları yapılır.
17 – E
Kollajen sorularının kırılma noktası genellikle hücre içi ve hücre dışındaki sentez aşamalarının kıyaslanması üzerinedir.
En önemli detaylar:
Hücre içinde: Preprokollojenin sentezi sonrası hidroksilasyon ve glikolizasyonudur. Bu sırada C vitamini, demir, prolil hidroksilaz,
lizil hidroksilaz ve alfaketoglutarat gereklidir
Hücre dışında: Amino ve karboksi terminal uçtan polipeptid uzantıların koparılması, Lizil oksidazın bakır kofaktörlüğünde çapraz
bağ oluşturmasıdır
Desmozin elastin yapısında gözlenen bağ şeklidir.
C) Fibröz proteindir
E) Glikoprotein yapısındadır
www.dusem.net
12
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
18 – A
Organizmada ağır metaller proteinlere bağlı olarak bulunmadıklarında hücre membranı ve tüm organellere zarar verirler.
Bu nedenle dolaşımda metal bağlayan proteinlerin tamamı antioksidan olarak kabul edilir. Albumin, transferin ve seruloplazmin
en önemli örnekleridir.
Albumin globüler yapıda saf proteindir bu nedenle karbonhidrat kalıntısı içermez.
Diğer tüm seçenekler albümin için yanlıştır.
19. Aşağıdaki bileşiklerden hangisinin hidrolizi sonucu ortaya çıkan enerji ADP molekülüne inorganik fosfat ekleyecek reaksi-
yon için yeterlidir?
A) Gliserol-1-fosfat
B) Glukoz-6-fosfat
C) Glukoz-1-fosfat
D) Fosfoenolpiruvat
E) 3-fosfogliserat
19 – D
Soru üstü kapalı olarak “çok yüksek enerjili bileşik” kavramını sorguluyor.
Hidroliz olduğunda ATP sentezine yetecek kadar enerjiye sahip bileşiklere çok yüksek enerjili bileşik denir.
Glikolizde 1,3-bisfosfogliserat ve fosfoenolpiruvat substrat düzeyinde fosforilasyon yapılan çok yüksek enerjili bileşiklerdir.
Karbamoilfosfat çok yüksek enerjili bileşik olmasına rağmen ATP sentezinde direkt olarak kullnılmaz.
B) Sitrat hız kısıtlayıcı enzim olan yağ açil sentetazı aktive eder.
20 – B
Yağ asitleri sitozolde asetil-KoA’dan alınan karbonlarla sentezlenir.
Sentez indirgen biyosentezdir, bu yüzden bol miktarda NADPH gereklidir.
NADPH üreten en önemli yol pentoz fosfat yolu olmakla birlikte, malik enzimde bu üretime katkıda bulunur.
Yağ asidi sentezinde mecburi son ürün 16 karbonlu palmitattır, tüm uzatma ve çifte bağ ekleme işlemleri palmitatın üzerine
yapılır.
Yağ asidi sentezinin düzenleyici enzimi asetil-KoA karboksilazdır.
www.dusem.net
13
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
21 – D
Sorunun ana kurgusu B12 vitamini üzerinedir. Metil malonil KoA mutaz enzimi, metilkobalemini koenzim olarak kullanır.
Metil malonil KoA mutaz enzimi ya da metilkobalemin eksikliği metilmalonil asidemi tablosu ile sonuçlanır.
Diğer seçeneklerdeki karboksilaz grubu enzimler biotin kullanırlar.
22. Steroid hormon sentezinde hız kısıtlayıcı basamağı katalizleyen ve pregnenolon oluşturan enzim aşağıdakilerden hangisidir?
A) 5-α redüktaz
B) Desmolaz
C) 17-α hidroksilaz
E) 16-α hidroksilaz
22 – B
Kolesterolden mitokondride pregnenolon oluşumunu katalizleyen enzim desmolazdır (mitokondrial yan zincir parçalayıcı enzim)
www.dusem.net
14
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
23. Aşağıdaki kimyasal maddelerden hangisi yüksek düzey dezenfektan olup, endoskop, bronkoskop gibi tıbbi aletlerin de-
zenfeksiyonunda kullanılır?
A) Heksaklorofen
B) Benzalkonyum klorid
C) Klorheksidin
D) Triklosan
E) Perasetik asit
23 – E
Perasetik asit yüksek düzey (sporosidal) dezenfektan olup, endoskop ve bronkoskop gibi tıbbi aletlerin dezenfeksiyonunda kullanılır.
Seçeneklerde yer alan benzalkonyum klorid düşük düzey dezenfektan, heksaklorofen orta düzey dezenfektan (M.tuberculosis’e et-
kili, sporlu bakterilere etkisizdir), klorheksidin ve triklosan (FDA tarafından kansorejen olduğu bildirilmiştir ) ise antiseptik ajandır.
Tablo. Dezenfektanlar ve antiseptik solüsyonlar
Dezenfektanlar Bakteri Virüs Fungus Sporlu Bakteri M. tbc Kullanım alanı
Aldehitler (Gluteraldehit vb) YD + + + + + Endoskop ve solunum aletleri
Klorin (sodyum hipoklorid vb) YD + + + + + Kritik aletler ve yüzey dezenfeksiy
Hidrojen peroksid YD + + + + + Kontak lens ve cerrahi implantlar
Perasetik asit YD + + + + + Endoskop ve bronkoskop
Fenolik bileşikler OD
+ +/- + - + Bazı sabunlarda heksaklorofen bulunur
(Heksaklorofen, kresol vb.)
Quarterner amonyum bileşikleri DD
(katyonik deterjanlar, benzalkonyum +/- +/- +/- - - Gıda ve yüzey dezenfeksiyonu
klorid vb)
Antiseptik ajanlar Bakteri Virüs Fungus Sporlu Bakteri M. tbc Rezidü Kullanım alanı
Alkol (etil, izopropil vb) +++ ++ +++ - +++ El ve yüzey temizliği
İyodofor [iyodin, -
+++ ++ ++ ++ + Cerrahi el ve yara temizliği
Polividon iyodin (batikon)]
Klorheksidin +++ ++ + - ++ +++ El temizliği
Triklosan ++ ++ +/- - +/- +++ Bazı sabun ve diş macununda var
Paraklorometaxylenol + + + - +/- ++ El yıkama ürünlerinde var
YD: Yüksek düzey dezenfektan, OD: Orta düzey dezenfektan, DD: Düşük düzey dezenfektan
24. Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisi ribozom 30S ünitesine bağlanarak protein sentezini inhibe eder?
A) Kloramfenikol
B) Azitromisin
C) Klindamisin
D) Doksisiklin
E) Kloramfenikol
www.dusem.net
15
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
24 – D
Doksisiklin tetrasiklin grubu bir antibiyotik olup, 30 S ribozom ünitesine bağlanarak protein sentezini uzama aşamasında inhibe
eder, bakteriostatik (bakterinin üremesini durdurur) etkilidir .Aminoglikozid grubu antibiyotikler (amikasin, gentamisin, strepto-
misin vb.) 30 S ribozoma bağlanarak protein sentezini inhibe eder, tetrasiklinlerden farkı bakterisidal (bakteriyi öldürür) olması-
dır. 30 S ribozom ünitesine bağlanan antibiyotikler aminoglikozidler ve tetrasiklinler olup A-T (Avrupa Teşkilatı) şeklinde ezberle-
nebilir Klindamisin linkozamidller grubunda yer alır, 50 S ribozoma bağlanarak protein sentezini inhibe eder. Azitromisin, makrolid
grubunda yer alır ve 50S ribozom ünitesine bağlanarak protein sentezini inhibe eder. Kloramfenikol de 50S ribozoma bağlanarak
peptidil transferaz enzimini inhibe ederek protein sentezini inhibe eder. (Kloramfenikol-makrolidler-linkozamid=KML+ streptog-
raminler ( kinupristin/dalfopristin) + linezolid olarak ezberlenebilir bu 5 antibiyotik 50S ribozom ünitesine bağlanarak protein
sentezini inhibe eder)
25. Aşağıdaki viral enfeksiyonlardan hangisinin Porphyromonas gingivalis’in neden olduğu infeksiyona eklenmesi prognozun
ağır seyretmesine neden olur?
A) CMV
B) Hepatit B
C) Hepatit C
D) İnfluenza
E) Rhinovirüs
25 – A
Porphyromonas gingivalis, Gram negatif, anaerob basil olup pek çok anaerop infeksiyona neden olabilir (sinüzit, otit, abdominal
apse). Erişkinlerde periodontal apse ve periodontitisin en sık etkenidir. Erişkin periodontitis lezyonlarından yapılan kültürlerin
yaklaşık %76’sından izole edilir, infekte kök kanalından izole edilme oranı ise yaklaşık %12’dir. Bu nedenle, endodontik patojen
olmaktan ziyade periodontal patojendir. Porphyromonas gingivalis infeksiyonu üzerine sitomegalovirüs (CMV) infeksiyonu ek-
lenirse prognoz daha ağır seyreder
26. Aşağıdaki mantar enfeksiyonlarının hangisinin tedavisinde amfoterisin-B’nin kullanılması doğal direnç nedeniyle uygun
değildir?
A) Candida krusei
B) Candida albicans
C) Fusarium solani
D) Aspergillus fumigatus
E) Candida lusitaniae
www.dusem.net
16
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
26 – E
Candida lusitaniae ve Aspergilus terreus amfoterisin-B’ye doğal dirençlidir. Dermatofitler de amfoterisin-B’ye dirençlidir.
Candida krusei, flukonaole doğal dirençlidir.
Antifungal ilaçlar ve doğal direnç Tablo’da gösterilmiştir.
Tablo. Antifungallere doğal dirençli mantarlar
Antifungal Flukonazol Flusitozin Ketakonazol Amfoterisin B
Dirençli mantar Aspergillus Aspergillus Aspergillus Dermatofitler (poliyenlere dirençlidir)
C. crusei Dimorfik Aspergillus terreus
C. galabrata* mantarlar Candida lusitaniae
27. Aşağıdaki bakterilerden hangisi IgA proteaz enzimi oluşturarak sekretuvar IgA’yı parçalar?
A) Streptococcus mutans
B) Fusobacterium nucleatum
C) Treponema denticola
D) Prevotella intermedia
E) Propionibacterium acnes
27 – D
Prevotella intermedia
Prevotella türleri (en sık izole edilen tür Prevotella intermedia) IgA poteaz enzimi salgılayaraktan tükrükte bulunan dimerik yapı-
daki sekretuvar IgA’yı parçalar. Siyah pigment oluşturan Gram negatif anaerob basildir. Steroid hormonlar büyüme faktörüdür.
Hamileler ve koroner arter hastalığı olanlarda subgingival plakta sayııs en fazla artan bakteridir.
Diğer IgA poteaz enzimi salgılayan bakteriler; Neisseria türleri (Neisseria menıngitidis ve Neisseria gonorrhea), Streptococcus
pneumoniae ve Haemophilus influenzae’dır.
Anaerob Gram negatif fusiform basil olan Fusobacterium nucleatum Vincent anjini, Ludwig anjini ve noma etkenidir.
B) C3a
C) C9
D) C3b
E) C1
www.dusem.net
17
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
28 – D
IgG’nin Fc parçası ve C3b opsonindir. C3b ve IgG’nin Fc parçası bilinen en önemli opsoninlerdir. Opsoninler özellikle kapsüllü bak-
terilerin (pnömokok, meningokok vb.) kolaylaştıran moleküllerdir.
C3a ve C5a anaflatoksindir (Mast hücrelerine bağlanarak histamin salınımına nende olur) . C5b-C9 arası 8C5b, C6, C7, C8 ve C9)
terminal komplemanlar (membran atak kompleks) içerisinde yer alır ve yabancı antijende osmotik lizise neden olurlar.Kompleman
sistemi üyeleri ve görevleri Tablo’da gösterilmiştir.
Tablo. Kopleman sisteminin görevleri
Aktivite Kompleman Etki Düzenleyici
Opsonizasyon C3b Makrofaj ve nötrofillerin yaptığı fagositozun kolaylaştırılması Faktör H ve I
Kemotaksis C3a ve C5a Nötrofil ve monositlerinenflamasyon bölgesine çekilmesi Karboksipeptidaz B
Anafilotoksin C3a, C4a ve Mast hücrelerinden histamin salınımına neden olur Karboksipeptidaz B
C5a (en potent)
İmmünkompleksin temizlenmesi C3b Antijen- antikor kompleksinin zararlı etkilerinin giderilmesi Faktör H ve I
B hücre aktivasyonu C3d Humoralimmün cevabın aktivasyonu Faktör H ve I
Ödem C2b Prokinin’dir. Bradikinini arttırarak ödeme neden olur C1 inhibitör
Hedef hücre lizisi C5b-9 (MAK) Membranda delik açar Protein S
29.
I. Kemik iliği hücreleri
B) I ve III
C) I ve IV
D) II ve IV
E) III ve IV
www.dusem.net
18
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
29 – B
Hücreler bölünme yeteneklerine göre 3 grupta sınıflandırılırlar.
1. Sürekli bölünen (labil) hücreler: Herhangi bir uyarı olmaksızın hücre siklusuna girerek bölünebilen hücrelerdir.
2. Sessiz (stabil) hücreler: Uyarı aldığında siklusa girerek bölünen, uyarı bittiğinde G0 dediğimiz sessiz fazda bekleyen hücreler.
3. Çok sınırlı bölünen (permenant) hücreler: Doğumdan sonra bölünemiyen veya çok az bölünen hücreler.
Sürekli Bölünen (labil) Hücreler
• Epitel hücreleri (skuanoz, küboifal, kolumnar değişici)
• Ezokrin organların salgı kanal epiteli
• Kemik iliği hücreleri
Stabil (sessiz) hücreler
• Parankimal hücreler (Hepatositler, Renal hücreler pankreatik epitel)
• Mezenkimal hücreler (Düz kas, fibroblast, kondrosit osteosit, vasküler endotel)
Bölünemeyen ya da sınırlı bölünen (permenant) hücreler
• Nöronlar
• Çizgili kas hücreleri (satellit hücreler hariç)
• Kalp kas hücreleri
30. 47 yaşında erkek hasta 4 saattir devam eden ve giderek artan sıkıştırıcı tarzda göğüs ağrısı şikayetiyle başvuruyor. Yapılan
tetkiklerde EKG’de anterior derivasyonlarda ST elevasyonu ve kanda Troponin I seviyesinde yükselme dikkati çekiyor. Hastaya
koroner anjiografi yapılıyor ve anjiografide sol ön inen koroner arterde oklüzyon dikkati çekiyor.
Bu hastanın etkilenen kalp bölümünde aşağıdakilerden hangisinin görülmesi beklenir?
A) Kazeifikasyon nekrozu
B) Likefaksiyon nekrozu
C) Koagülasyon nekrozu
D) Fibrinoid nekroz
30 – C
• Olguda verilen klinik bilgileri incelediğimizde koroner arterdeki tıkanmaya bağlı kardiyak bir patolojiden bahsettiği görülmek-
tedir.
• Myokard hücreleri iskemiye en fazla 30-40 dakika dayanabilmekte, bu dönemde reversible iskemik değişiklikler; sonrasında
irreversible iskemik değişiklikler ve nekroz meydana gelmektedir.
• Vücudumuzda beyin hariç bütün dokularda iskemiye bağlı koagülasyon nekrozu görülmektedir. Beyinde ise iskemiye bağlı
likefaksiyon nekrozu meydana gelir.
• Koagülasyon nekrozu en sık görülen nekroz şeklidir. Proteinlerin denatürasyonuna bağlı hücre bütünlüğünün birkaç gün ko-
runduğu bir nekroz tipidir.
www.dusem.net
19
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
C) Kadınlarda sıktır.
E) Fibroblastlardan ve osteoklast benzeri multinükleer hücrelerden oluşan konnektif doku yanıtı görülür.
31 – E
• Pyojenik granülom kronik irritasyona bağlı olarak sıklıkla diş eti mukozasında gelişen reaktif vasküler proliferasyondur
• 2. dekatta ve kadınlarda daha sık gelişir.
• Gingiva dışında dil, dudak ve bukkal mukozada da görülebilir. Kırmızı renkli, düz veya lobüle görünümdedir. Bazen travmalara
sekonder yüzeyi ülsere olabilir.
• Histolojik olarak hiperplastik granülasyon dokusu içerir. Bol kapiller proliferasyonu ve kronik inflamatuar hücreler içerir.
• Ayırıcı tanı özellikle periferal dev hücreli granülomla yapılması gerekir. Periferal dev hücreli granülom sadece gingivada
görülen, kronik irritasyona bağlı meydana gelen konnektif doku yanıtıdır. Klinik görünümü pyojenik granüloma benzer ancak
kesitlerinde fibroblastlar ve osteoklast benzeri multinükleer dev hücrelerden oluşan fibrotik bir yanıt dikkati çeker.
• Pyojenik granülomun tedavisi eksizyondur.
• Pyojenik granülom gebe kadınlarda daha sık izlenir. Gebelikte görülen pyojenik granüloma granüloma gravidorum (gebelik
tümörü) denir.
Pyojenik granülom sıklıkla gingivadan protrüde olmuş kırmızı renkli lobüle bir lezyon olarak görülür. Bazen yüzeyi travmatize oldu-
ğunda kanamalı görünebilir. Mikroskobik kesitlerinde hipervasküler granülasyon dokusu izlenir. Bol kapillerproliferasyon (oklar),
fibroblastlar ve kronik iltihap hücrelerinden oluşan proliferasyon görülür.
www.dusem.net
20
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
32. Aşağıdaki odontojenik tümörlerden hangisi içerdiği doku komponentleri bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) Ameloblastom B) Adenomatoid odontojenik tümör
32 – D
• Odontojenik tümörler, DUS’un gerek patolojiden gerekse klinik bilimlerden sürekli sorulan konulardan biridir. Soruları incele-
diğimizde odontojenik tümörlerin sınıflandırılması sıklıkla sorulmaktadır. 2017 yılında yapılan yeni sınıflamada çeşitli değişik-
likler yapıldı. Sınıflamada yeni tümörler tanımlandı, bazı tümörler sınıflamadan çıkarıldı.
• Bu yüzden yeni sınıflamayı bilmemiz gerekiyor.
2017 WHO ODONTOJENİK TÜMÖRLERİN SINIFLAMASI
Benign Odontogenik Tümörler
• Epitelyal Tümörler (Odontojenik epitel içeren, ektomezenkim içermeyen tümörler)
Ameloblastom, konvansiyonel
Ameloblastom, unikistik tip
Ameloblastom, ekstraosseöz/periferal tip
Metastatik (malign) ameleblastom
Skuamöz odontojenik tümör
Kalsifiye epitelyal odontojenik tümör
Adenomatoid odontojenik tümör
• Mezenkimal Tümörler (Odontojenik ektomezenkim içeren, epitel içeremyen tümörler)
Odontojenik fibrom
Odontojenik miksom/miksofibrom
Sementoblastom
Semento-ossifye fibrom
• Mikst (Epitel + Mezenkim) Tümörler (Hem odontojenik epitel hem de ektomezenkim içeren tümörler)
Ameloblastik fibrom
Primordial odontojenik tümör
Odontoma
Compound type
Complex type
Dentinojenik hayal hücreli tümör
Malign Odontogenik Tümörler
Odontojenik Karsinomlar
Ameloblastic karsinom
Primer intraosseous karsinom, NOS
Sclerozan odontogenikkarsinom
Berrak hücreli (clear cell) odontojenik karsinom
Ghost cell odontogenik karsinom
Odontogenik karsinosarkom
Odontogenik sarkomlar
www.dusem.net
21
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
33. İntravenöz morfin uygulamasını takiben morfinin %15’inin midede birikime uğramasının nedeni aşağıdakilerden meka-
nizmalardan hangisi ile açıklanır?
A) İyon tuzağı
B) Enterohepatik sirkülasyon
C) Faz II metabolizma
D) Presistemik eliminasyon
E) Redistribisyon
33 – A
İyon tuzağı ilaçların karşı cins ile karşılaşıp (asit baz ile, baz asit ile) iyonize yani hidrofilik hale geldiği yerde birikmesidir. En tipik
örnek morfindir. Morfin baziktir ve intravenöz kullanıldığında mide parietal hücrede (asidik) iyonize olur ve burda tuzaklanır. Çünkü
Hidrofilik hale gelen molekül membranı geçemez bulunduğu yerde kalır bu nedenle bu olayın ismi iyon tuzağıdır.
34. Yüksek doz lidokainin lokal anestezik olarak kullanımı durumunda görülebilecek en önemli yan etki aşağıdakilerden han-
gisidir?
A) Bronkokonstriksiyon
B) Methemoglobinemi
C) Renal yetmezlik
D) Epileptik nöbet
E) Taşikardi
34 – D
Lidokain (4 Özellik ile sorulur)
• Antiaritmik etkili LA’dir.
• Her tip lokal anestezide kullanılabilir.
• En sık santral sinir sistemi yan etki yapan >> epileptik atak riski oluşturur
• Adrenalin ile kombinasyonu en uygun
www.dusem.net
22
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
35 – E
Nitratlar vücutta nitrik oksite metabolize olur.
Nitrik oksit üzerinden soluble guanilat siklaz enzimini aktive eder hücre içi cGMP artışına neden olur ve düz kasları gevşetirler,
venleri arterlere göre daha güçlü gevşeten etki gösterirler
36 – D
Aminopenisilinler geniş spektruma sahiptir Gr (+) Gr (-) aeorop ve anaeorop etkinlik göstermektedir. İki önemli aminopenisilinden
amoksisilin %100 e varan oral biyoyararlanıma sahip olan ilaçtır ve parenteral formu yoktur. Ampisilin hem oral hem parenteral
kullanılabilir, oral biyoyararlanımı %30-50 arasındadır. Ampisilin esterlerinin in vitro etki gücü açısından ek avantajı yoktur.
37. Sentezlenen insülinin ekzositoz ile salınabilmesi için aşağıdakilerden hangisi en önemli rolü oynar?
A) Ca+2
B) HCO3
C) Klatrin
D) Mannoz-6-fosfat
E) Peroksidaz
37 – A
Hücre içi hareket ve kas kasılması sitoplazmada artan kalsiyum iyonu sayesinde başarılır. Ekzositoz ve endositoz enerji gerekti-
ren aktif süreçlerdir ve kalsiyuma bağımlıdır.
Hücre içi ile hücre dışı arasında en büyük iyon gradiyent farkı kalsiyuma aittir. Yaklaşık 25.000 kat fark vardır.
Hücre içi kalsiyum artışı sarkoplazmik retikulum ve hücre dışından alınan kalsiyum sayesinde sağlanır.
www.dusem.net
23
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
38. Hücre membranının aşağıdaki özelliklerinden hangisi ya da hangileri zarın özgüllüğünü sağlar?
I. Fosfolipidlerin doymamışlık oranı
A) Yalnız I
B) Yalnız IV
C) I ve III
D) I, II, IV
E) III ve IV
38 – B
Membran Karbonhidratları; hücrenin immun tanınmasından sorumludurlar ayrıca bazı karbonhidratlar hücre yüzeyinde reseptör-
leri oluştururlar, bu nedenle zarın özgüllüğünü karbonhidrat yapılara bağlıdır.
Karbonhidratlar zarda her zaman dış yüzde bulunurlar, hiçbir zaman tek başlarına bulunmazlar, lipidlerle (glikolipid) veya pro-
teinlerle (glikoprotein) kompleks yapmış halde bulunurlar.
Genellikle negatif yüklüdürler ve hücre yüzeyini negatif yaparak diğer negatif yüklü molekülleri hücreden uzaklaştırır.
39. Sitozin deaminasyonu ile oluşan DNA hasarının tamirinde aşağıdakilerden hangisinin aktivitesine ihtiyaç yoktur?
A) DNA ligaz
B) Endonükleaz
C) DNA glikozilaz
D) DNA primaz
E) DNA polimeraz
39 – D
DNA replikasyonu sırasında DNA polimerazın ilk nükleotidi ekleyebilmesi için primere ihtiyaç vardır. Ancak DNA tamirinde hatalı
nükleotid çıkartıldığında yeni nükleotidin eklenmesi noktasında serbest bir uç bulunur. Bu nedenle DNA primaz aktivitesine ihtiyaç
yoktur.
DNA ligaz: DNA sentezi ya da tamiri sırasında iki zinciri fosfodiester bağı ile birleştirir.
Endonükleaz: DNA ya da RNA zincirini nükleotidlerin orta kesiminden parçalayan enzimdir.
DNA glikozilaz: DNA onarımda ilk olarak anormal bazları N-glikozid bağını kırarak uzaklaştırır.
DNA primaz: DNA kalıbına komplementer olan kısa kalıp RNA primerini sentezler.
DNA polimeraz: 3’ ucuna deoksiribonükleotid trifosfatları (dATP, dGTP, dTTP ve dCTP) ekleyerek kalıp zincirin koplementer zincirini
sentezler.
www.dusem.net
24
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 14 - 4
B) Fosfodiester bağı
C) Disülfit bağı
D) N-glikozit bağı
E) Hidrofobik bağlar
40 – B
DNA Primer yapısı: deoksi nükleotid mono fosfatların (dAMP, dGMP, dTMP, dCMP) belirli bir diziliş sırasına göre 3’,5’ fosfodiester
bağları ile bağlanmaları sonucu oluşur.
Bir nükleotitdeki şekerin 5’ karbonuna bağlı fosfat grubunun hidroksili ile diğer nükleotitteki şekerin 3’hidroksil grubu arasında
oluşan bağdır.
DNA sekonder yapısı: İki zincirde karşılıklı bulunan nükleotidlerin arasında oluşan hidrojen bağları sonucu oluşur.
Disülfit bağı: Sistein aminoasitlerinin sülfidril grupları arasında oluşan kovalent bağdır.
N-glikozid bağı: Karbonhidratların karbonhidrat dışı moleküllerle oluşturduğu bağ yapısıdır.
www.dusem.net
25
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
B) Prolin
C) Histidin
D) Tryosin
E) Glisin
1–B
Mine matriksinde 16 farklı amino asit yer alır. Bunların içerisinde prolin %25 oranıyla en fazla bulunan amino asittir. Glisin ise
dentinde en fazla bulunan amino asittir.
2–B
Dentin hidroksiapatiti minedekinden daha az kalsiyum ve karbonat içerir. Bu nedenle asitlere direnci daha düşüktür.
B) Alümina
C) Silika
D) Sodyum bikarbonat
E) Gliserin
3–E
Diş macunlarının içeriğindeki aşındırıcılar kalsiyum karbonat, alümina, silika, sodyum bikarbonat ve dikalsiyum fosfat dihidrattır.
Gliserin ise macunlarda yer alan nemlendiricilerden biridir.
www.dusem.net
26
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
4. Aşağıda verilen, dentin hassasiyeti tedavisinde kullanılan ajanlardan hangisi diğerlerinden farklı bir mekanizma ile etki
eder?
A) Florür bileşikleri
B) Okzalat bileşikleri
C) Gluteraldehit
D) Kalsiyum bileşikleri
E) Biyoaktif cam
4–C
Florür, okzalat, kalsiyum bileşenleri ve biyoaktif cam dentin tübüllerini tıkayarak, gluteraldehit ise protein çökelmesi sağlayarak
dentin hassasiyetini engeller.
5. Mine çürüğünün histolojik tabakalarında en fazla por hacmine sahip olan aşağıdakilerden hangisidir?
A) Saydam tabaka
B) Lezyon gövdesi
C) Karanlık tabaka
D) Yüzeyel tabaka
E) Turbid tabaka
5–B
Mine çürüğünün en fazla por hacmine sahip tabakası lezyon gövdesidir, porlar hacminin %5-25’ini oluşturur.
6.
I. QLF
II. Diagnodent
III. DIFOTİ
IV. ECM
B) II ve III
C) III ve IV
D) I, II ve IV
E) I ve III
6–A
QLF ve DİAGNOdent floresenas esasıyla çalışan sistemlerdir. DIFOTİ ışık yayılması, ECM elektriksel iletkenlik esasıyla çalışmaktadır.
www.dusem.net
27
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
B) Kasein fosfopeptit
C) Klorheksidin glukonat
D) Rezin infiltrasyon
E) Nano-hidroksiapatit
7–D
Rezin infiltrasyon tekniği dişlerde remineralizasyon sağlamaz. Işıkla sertleşen düşük viskoziteli rezinin lezyon gövdesine penetras-
yonu sağlanarak porlar kapatılır ve lezyonun ilerlemesini durdurulabilir.
8–C
Bizotaj 45o’lik açıyla en fazla 2 mm uygulanmalıdır. Bizotajın fazla yapılması çiğneme kuvvetleri ile kenar kırıklarına, kenar renklen-
melerine ve sekonder çürüklere neden olur.
D) Pyrozon
E) Karbopol
9–A
Walking- bleaching tekniğinde serum fizyolojik yada steril anestezik solisyonla karıstırılan sodyum perborat kullanılır.
10. Hangisi diş hekimliğinde kullanılan rotary (döner) aletlerden biri değildir?
A) Lazerler
B) Aeratör
C) Anguldruva
D) Elmas frez
E) Klinik piyasemen
www.dusem.net
28
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
10 – A
Diş hekimliğinde kullanılan rotary aletler aeroto, anguldruva, mikromotor, frezler ve klinik piyasemendir. Lazerler ise elektrikli ve
teknolojik aletler sınıfındandır, dönerek çalışmazlar.
E) Karşılayıcılık
11 – D
Çünkü Resiprokal kolun fonksiyonları
Tutucu kolun dişe uyguladığı kuvveti nötralize etmek
Yatay kuvvetlere direnç ve stabilite
Serbest sonlanan vakalarda fulkrum ekseninin önüne konduğunda indirekt tutuculuk sağlamaktır
12. Üçüncü azıların eksik ve restore edileceği göz önünde bulundurularak 16, 15, 12, 11, 21, 22, 25, 26, 27 nolu dişlerin eksik-
liği hangi Kennedy sınıflandırması ile tarif edilir?
A) Sınıf 1 modifikasyon 1
B) Sınıf 2 modifikasyon 1
C) Sınıf 2 modifikasyon 2
D) Sınıf 3 modifikasyon 1
E) Sınıf 1 modifikasyon 2
12 – E
Üçüncü azılar eksik ve protezle yerine konacaksa her iki taraf serbest sonlanıyor demektir ki bu durumda sınıflandırma Kennedy 1
olur diğer eksik iki bölgede modifikasyon oluşturur.
13. Tüberkül marjinal sırt ilişkisine göre üst birinci molar dişin mesiolingual tüberkülü nereye temas etmelidir?
A) Alt birinci moların santral fossasına
www.dusem.net
29
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
13 – A
Tüberkül marjinal sırt ilişkisine göre oluşan temaslar şekildeki gibidir.
14 – A
Hanau beşlisi şekildeki gibi bir denge içerisinde olduğu zaman balanslı oklüzyon elde edilebilir. Şekilde a; kesici yolu eğimini, b;kon-
dil yolu eğimini, c; tüberkül açısını, d; oryantasyon düzlemi açısını, e; spee eğrisinin derinliğini gösterir.
15. Aşağıdaki şekilde mandibulanın sagital düzlemdeki sınır hareketleri görülmektedir. Buna göre yuvarlak içerisine alınmış
kısım aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak tanımlanmıştır?
A) Sentrik ilişki
B) Sentrik oklüzyon
C) Maksimum açıklık
D) Fonksiyonel hareketler
E) Maksimum protrüzyon
www.dusem.net
30
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
15 – E
Sagital düzlemdeki sınır hareketleri grafiğinin açıklamaları aşağıdaki gibidir.
C) Yeterli akıcılık
16 – A
Lehim metalin erime derecesi lehimlenecek metallerden en az 60°C düşük olmalıdır.
17. Altın alaşımından tam kron yapılacağı zaman fonksiyonel olmayan tüberküllerden ne kadarlık bir indirgeme yapılmalıdır?
A) 0,5 mm
B) 1mm
C) 1,5mm
D) 2 mm
E) 2.5 mm
17 – B
Altın alaşımından tam kron yapılacağı zaman fonkisyonel olmayan tüberküllerden 1 mm fonksiyonel tüberküllerden 1,5 mm indir-
geme yapılmalıdır.
18. Aşağıdakilerden hangisi olduğunda posterior dişlerin tüberkülleri daha uzun olabilir?
A) Kondiller rehberlik açısı azaldığında
B) Overbite azaldığında
C) Overjet azaldığında
www.dusem.net
31
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
18 – C
Tüberküllerin yüksekliğine etki eden faktörler aşağıdaki tabloda verilmiştir.
19. Aşağıdakilerden hangisi hareketli bölümlü protezlerde yapılabilecek rotasyonel giriş yolunun dezavantajlarından değildir?
A) Laboratuar işlemleri güçtür.
19 – D
20. Bir hareketli bölümlü protezin tutuculuğu aşağıdakilerden hangisi ile sağlanmaz?
A) Dayanak dişlere yerleştirilen direk tutucular kullanılabilir.
D) Küçük bağlayıcının rehber düzlemler ile olan yakın teması ile sağlanabilir.
20 – E
McCracken’in Hareketli Bölümlü Protezler Kitabının 12. Baskısının 68. Sayfasında “Yeterli tutuculuk iki şekilde sağlanabilir. Ha-
reketli bölümlü protezin primer tutuculuğu dayanak dişlere yerleştirilen tutucu elemanlardan (direk tutuculardan) mekaniksel
olarak sağlanır. Sekonder tutuculuk küçük bağlayıcıların rehber düzlemler ile olan yakın temasından ve total protezin tutuculuğuna
benzer bir şekilde protez kaidesinden ve üst ana bağlayıcıların altındaki doku ile ilişkisinden sağlanır ve ölçü işleminin hassasiyeti-
ne, protez kaidesinin uyumuna ve total temas alanına bağlıdır. Tutuculuk ayrıca dental bir implanta yerleştirilen bağlantı mekaniz-
ması ile de sağlanabilir” diye belirtilmektedir. Görüldüğü gibi diş diziminin protezin tutuculuğu ile bir ilgisi yoktur bununla birlikte
diş dizimi protezin stabilitesini belirgin bir şekilde etkiler.
www.dusem.net
32
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
21. Yetişkin bir hastanın muayenesinde molar Class II kapanışı olduğu görülmüştür. Lateral sefalometrik filmlerde yapılan ölçüm-
lere göre mandibula konumu normal sayılabilecek sınırlar içindedir.
Bu hastayı tek bir ortognatik cerrahi ile düzeltmek istersek aşağıdakilerden hangisi kullanılabilir?
A) Le Fort I osteotomisi
C) Wassmund osteotomisi
D) Genioplasti
21 – A
Molar kapanış bozukluğu olduğu halde mandibula normal pozisyonda ise, problem maksilladadır. Burayı düzeltmek için yapılacak
osteotomi de Le Fort cerrahisidir.
B) Tek taraflı ankiloz varlığında ağız açılırken etkilenen tarafa doğru deviasyon görülür.
22 – C
Ankilozun derecesine ve tipine göre değişmekle beraber bazen minimal bir hareket yapılabilir. Bu da translasyon değil, çene açma
hareketinin başlangıcı olan rotasyondur.
23. Aşağıdakilerden hangisi daimi dişlerin gömülü kalmasının lokal sebeplerinden biri değildir?
A) Uzamış süt dişi retansiyonu
D) Ateşli hastalıklar
23 – D
Bu sistemik bir faktördür.
www.dusem.net
33
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
E) Etkilenen taraftaki üst dudak burun kenarı ve göz altında şişlik meydana gelir.
24 – C
Apsenin şişme etkisinden dolayı sulkus derinleşmez, sığlaşır.
25. “Nazal, maksiller, palatin ve nasal septumun alt üçte ikisi, alveol kemiği ve pterygoid çıkıntıları ve orbitanın medial kısmını
içerir. Nazofrontal süturun altından maksilla boyunca nazal kemikten zigomatikomaksiller süturlardan pterygoid çıkıntıla-
ra kadar devam eder.” şeklinde tarif edilen kırık aşağıdakilerden hangisidir?
A) Le Fort 1
B) Le Fort 2
C) Le Fort 3
D) Blow- out
E) Blow- in
25 – B
Tarif edilen Le Fort II hattıdır.
B) Myositis ossificans
C) Kondil kırığı
E) Ehler-Danlos sendromu
26 – E
Ehlers-Danlos sendromu ciltte aşırı esneklik ve eklemlerde hipermobiliteyle karakterizedir.
www.dusem.net
34
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
27 – B
Tümörün genişliği değerlendirilir ama derinliği bu sınıflandırmaya dahil edilmemiştir.
A) I-III
B) IV-V
C) I-II-IV
D) II-III-V
E) I-II-V
28 – C
29. Aşağıdaki durumlardan hangisi kondil kırıklarının tedavisinde prognozu etkilemez veya çok az etkiler?
A) Hastanın ileri yaşı
29 – B
Hastanın dişsiz olması tedavi yöntemini değiştirebilir ama kırığın iyileşmesini pek etkileyen bir durum değildir.
B) Obez hastalar obstrüktif uyku apnesi, hipertansiyon, koroner arter hastalıklarına yatkın hale gelir.
C) Lokal anestezi altında işlem yapmak havayolunda problem yaratabileceği için sedasyon tercih edilir.
D) Özellikle supin pozisyonundaki hastada diyaframın yukarı yer değiştirmesi sebebiyle kısıtlayıcı akciğer hastalığı belirtile-
ri görülür.
E) Yağda çözünen ilaçların vücuda yeniden dağıtılması, dağılım hacmini arttırır ve bu da anesteziden çıkmayı geciktirir.
30 – C
Lokal anestezi havayolunda neden problem yaratsın ki
www.dusem.net
35
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
B) Rezidüel kist
C) Radiküler kist
E) Dentigeröz kist
31 – D
Odontojenik keratokist ve dentigeröz kist gelişimsel odontojenik kistler grubuna, radikülewr ve rezidüel kistler ise enflamatuar
kistler grubuna dahildir. Nazopalatin kanal kisti non-odontojenik gelişimsel kistler grubuna dahildir.
D) Radyografta etrafı radyoopak bir çizgiyle sınırlı, yuvarlak veya oval bir radyolusensi olarak izlenir.
32 – A
Radiküler kist, oral kistlerin en sık görülenidir. Devital bir dişin kökünde oluşur. Dişte derin bir çürük, derin bir restorasyon olabilir.
Radyolojik olarak, çapı yaklaşık 1 cm olan, etrafı radyoopak bir çizgiyle sınırlı, yuvarlak veya oval bir radyolusensidir. A şıkkı ise, en
sık gömülü kalan dişler olan alt 3. Molar diş ya da üst kanin dişi mine-sement sınırından başlayan, kron etrafındaki radyolüsent
lezyon olan dentigeröz kisti tanımlamaktadır.
33 – B
Üstün gri skala rezolüsyonu, radyasyon dozunun azalması, görüntü oluşum hızının artması ve ekipman, film giderlerinin azalması
dijital görüntülemenin en önemli avantajlarındandır. Bununla birlikte, sensörlerin filme göre daha kalın olması, ağız içerisindeki
hareketi ve pozisyonlandırmayı zorlaştıracak bir dezavantajdır.
www.dusem.net
36
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
34. Otuz iki yaşında bir erkek hastanın radyografında; gömülü kalmış daimî üst kanin dişin kuronunu çevreleyen, uniloküler rad-
yolusent, çevresi radyoopak ve belirgin sınırlı bir lezyon izlenmektedir.
Bu patolojik oluşum aşağıdakilerden hangisi olamaz?
A) Odontojenik keratokist
B) Ameloblastik fibrom
C) Hiperplastik folikül
D) Kompleks odontoma
E) Dentigeröz kist
34 – D
Odontojenik keratokist, ameloblastik fibrom, hiperplastik folikül ve dentigeröz kist perikoronal radyolüsensi görüntüsü verebilecek
lezyonlardandır. Ancak, kompleks odontoma, düzensiz dental doku kitlelerinden oluşan, sıklıkla alt posterior bölgede görülen,
radyopak bir lezyondur.
35. Dilde lokalize skuamöz hücreli karsinom tedavisi için radyoterapi görmüş olan bir hastada, aşağıdaki oral komplikasyon-
lardan hangisinin görülmesi beklenmez?
A) Mukozit
D) Trismus
E) Osteoradyonekroz
35 – C
Radyoterapinin oral set ve yumuşak dokulara etkileri arasında mukozit, tat duyusunda azalma, trismus ve osteoradyonekroz bulu-
nur. Radyoterapi görmüş bir hastada tükürüğün değişmiş kantite ve kalitesi sonucu tükrük akışında azalma (ağız kuruluğu) gözlenir.
Tükrük bezlerinde, fibrozis, adipozis, kılcal damar kaybı parankimal dejenerasyon oluşmaya başlar ve böylece ağız kuruluğu oluşur.
B) Kondrosarkom
D) Mukoepidermoidkarsinom
E) Osteosarkom
www.dusem.net
37
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
36 – C
Skuamöz hücreli karsinomlar, ağız kanserlerinin en sık görülen tipidir. Yumuşak dokudaki bu lezyonlar, özellikle alttaki kemiğe yakın
oral mukozada oluşmuşsa kemiğe yayılır. Kemiğe uzak bölgelerdekiler ancak uzun süre ihmal edilirlerse kemiğe ulaşabilir. Çok
nadir olarak çene kemikleri içinde santral skuamoz hücreli karsinom oluşabilir. 50 yaşını aşmış erkeklerde, sigara içen ve alkol alan,
ağız hijyeni kötü bireylerde sıktır.
Dişlere yakın lezyonlar dişlerde mobilite ve kök rezorpsiyonu yapabilir. Dişsiz hastalarda lezyonun kretteki genişlemesi görülebilir veya
hastalar protezlerinin oturmadığından şikayet edebilirler. Direkt genişleme ve metastazla yayılır. Tedavi radyoterapi ve/veya cerrahidir.
Sınırları belirsiz ve radyolusent, destrüktif bir lezyon görünümündedir. Mandibuladaki lezyonlar büyüdükçe mandibular kanala
doğru erozyon yapabilir. Lezyon mandibulanın alt sınırına yayıldığında patolojik fraktür olabilir. Yumuşak dokudaki küçük lezyon-
larda kemikte erozyonun tespiti için bilgisayarlı tomografi faydalıdır.
37 – D
Addison hastalığı adrenal korteksin atrofisi sonucunda adrenal korteksten salgılanan kortizol ve aldosteron hormonlarının sekres-
yonunda yetersizlikle karakterizedir. Pigmentasyon erken bir bulgu olup ağızda gingivada, bukkal mukoza ve dudaklarda görülür.
Bu pigmentasyon kahverengi veya siyah olabilir.
38.
I. Hiperglisemik koma
B) I ve II
C) II ve III
D) I ve III
E) Hepsi
www.dusem.net
38
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
38 – E
Diabetli hastalarda oluşabilecek problemler
• Hiperglisemik koma
• Hipoglisemik koma
• Yara iyileşmesinde problemler
• Kanama problemleri
• Enfeksiyon riskinin artması
• Dermatolojik problemler
• Hipoglisemi belirtileri
• Hastada baygınlık, halsizlik
• Açlık hissi
• Renk solukluğu
• Hızlı nabız
• Terleme
• Nemli ve soğuk bir cilt
• Pupillalarda midriazis
• Şuur bulanıklığı
39. Aşağıdakilerden hangisi dental travma hastasının klinik muayenesinde yapılması gereken hususlardan değildir?
A) Hastanın genel durumunun değerlendirilmesi
D) Mobilitenin değerlendirilmesi
39 – B
Travmaya uğrayan dişlerin vitalitesi en çok elektrik testi, CO2 buzu, chlor d’ethyl ve ısıtılmış gütta perka kullanılarak kontrol edilir.
Vitalite testleri tedavinin erken safhalarında yanıltıcı olabilmektedir. Hemen ilk seansta dişten vitalite testi sonucu negatif cevap
alıp ona göre tedaviye karar verilmemelidir. Travmaya uğrayan ve başlangıçta negatif yanıt alınan dişlerin büyük çoğunluğunda 2
-3 ay sonra hatta bazen daha uzun süre sonunda vitalite geriye dönebilmektedir.
40. X ışını demetindeki fotonlar maddeler içerisinden geçerken, x ışınlarının absorbsiyonuna bağlı olarak foton miktarındaki
azalmaya ne ad verilir?
A) Emisyon
B) Atenüasyon
C) Transmisyon
D) Penetrasyon
E) Saçılma
www.dusem.net
39
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
40 – B
Transmisyon; Burada enerji objeyi boydan boya geçerek görüntü alıcıya düşürülür ve görüntü oluşturulur. Enerji vücudun bir tara-
fında, görüntü alıcı ise diğer tarafındadır.
Emisyon; Enerji vücudun içinde, görüntü alıcı ise vücudun dışarısındadır.
Saçılma: X-ışınlarının saçılması absorbsiyona benzer şekilde ortaya çıkar. X-ışınları geçmekte oldukları dokulardaki atomların yö-
rüngesindeki elektronları yerinden koparıp, etkileşime girdikleri atomun elektron bağlanma enerjisini nötralize ettikten sonra
enerjilerini tamamen kaybetmedikleri zaman oluşur. Enerjileri azalmış ve yönleri değişmiş radyasyonlar, saçılan ışınlardır.
Penetrasyon: Maddeyi geçme özelliğidir. X-ışını enerjisi yüksek olduğu için dokuları geçerek röntgen filmine ulaşır.
Atenüasyon: X ışınlarının şiddeti azalarak zayıflaması
41. Oral mukoza ve yapışık dişeti arasındaki farklılıklar ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Oral mukozanın yüzeyi pürüzsüz ve parlak iken, yapışık dişeti portakal kabuğu görünümündedir.
D) Oral mukoza daha gevşek bağ dokusuna sahip iken yapışık dişeti daha sıkı bağ dokusu özelliği taşır.
E) Oral mukozanın bağ dokusunda kan damarlanması fazla iken yapışık dişetinde orta derecededir.
41 – C
Alveolar mukoza epiteli nonkeratinize iken yapışık dişeti epiteli parakeratinize ve bazı alanlarda ortokeratinizedir.
42. Glickman sınıflamasına göre 4. Derece furkasyon lezyonuna sahip olan ve kökler arası açıklık 2 mm olan bir mandibular
molar dişte furkasyon alanının temizliği için en uygun arayüz temizlik aracı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kürdan B) Diş ipi C) Ara yüz fırçası
42 – C
Furkasyon problemlerinin sınıflaması
I. Derece: Lezyonun erken dönemidir. Kemik içi periodontal cep olmaksızıni furkasyon sahasına uzanan horizontal kemik kaybı
mevcuttur. Daha çok yumuşak doku etkilenmiştir. Sondlama derinliği artmıştır ama radyografik bulgu yoktur.
II. Derece: Furkasyonun bir veya daha fazla yüzeyinde, hem horizontal hem vertikal yönde kemik kaybı mevcuttur. Sondlamada
furkaya kısmen girilir. Radyografide kemik kaybı izlenebilir ama izlenmediği durumlar da mevcuttur (özellikle üst molarlar)
III. Derece: İnterradiküler kemik tümüyle yıkılmıştır. Sond furkanın bir tarafından girip öbür tarafından çıkar. Radyografide furkas-
yon bölgesi tamamen radyolusenttir.
IV. Derece: Ataçman kaybı ve dişeti çekilmesi, furkasyon bölgesini klinik olarak görülebilir hale getirmiştir. Furkasyon defekti sınıf-
lamaları horizontal veya vertikal yönde farklı şekillerde de yapılmıştır.
Glickman sınıflamasına göre 4. Derece furkasyon defektlerinde interradiküler alanın temizlenmesi için en uygun ara yüz temizlik
aracı ara yüz fırçasıdır.
www.dusem.net
40
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
43. Kliniğe başvuran 2 yıl önce böbrek transplantasyonu yapılmış olan 24 yaşındaki erkek hastanın klinik muayenesinde sonda-
lanan cep derinliklerinin arttığı, ataşman kaybının gözlenmediği ve radyografik muayenesinde kemik kaybı olmadığı tespit
ediliyor.
Yukarıda bilgileri verilen hastanın başlangıç periodontal tedavisi tamamlandıktan sonra uygulanacak en uygun tedavi
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Flap operasyonu
B) Frenektomi
D) Gingivektomi
43 – D
Böbrek transplant yapılmış olan hastada organın reddini önlemek amacıyla kullanılan immunsupresif ilaçlara bağlı olarak dişeti
büyümesi gözlenir. Kemik içi cep veya cep tabanının mucogingival sınırın apikaline geçmediği durumlarda gingivektomi ile bü-
yümenin cerrahi tedavisi gerçekleştirilir.
44.
I. Actisite
II. Periochip
III. Atridox
B) Yalnız II
C) I ve III
D) II ve III
E) I, II ve III
44 – C
Subgingival klorheksidin (Periochip)
Tetrasiklin taşıyan fiber (Actisite)
Doxicycline jel (Atridox)
Subgingival minosyclin (Arestin, Dentamycin, Periocline)
Subgüngival metronidazole jel (Elyzol)
Subgingival moxifloxacin
www.dusem.net
41
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
45. Sistemik sağlıklı 45 yaşındaki erkek hastanın klinik muayenesi sonucunda kronik periodontitis tanısı konuyor. Başlangıç
periodontal tedaviyi takiben mandibular birinci molar dişin distalinde yer alan tek duvarlı kemik defektinin cerrahi teda-
visi ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Rezektif kemik cerrahisi uygulanabilir.
45 – D
Tek duvarlı kemik defektlerinin tedavisinde rezektif işlemler uygulanır. Yeni ataşman oluşumunun hedeflendiği rejeneratif işlemler
uygulanmaz.
46.
I. Dişeti kenarında plak uzaklaştırma etkinliğinde artış
Yukarıdakilerden hangileri yapışık dişeti bandı genişliğini artırmaya yönelik işlemler sonrasında beklenen sonuçlardandır?
A) I ve II
B) I, II ve III
C) I ve III
D) II ve III
E) Yalnız I
46 – B
Yapışık dişetinin yeterliliğinin sağlandığı sahalarda:
• Gingival marjin sahasından plağın uzaklaştırılma başarısı artmış
• Artmış estetik
• Restore dişlerin çevresinde azalmış enflamasyon
• Diş ve implantları daha iyi çevreleyen marjinal konturlar elde edilmiş olur.
www.dusem.net
42
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
47.
I. Plak seviyesini azaltarak, gingivitis oluşturacak seviyenin altında tutmak
II. Plak seviyesini gingivitis oluşturacak seviyenin altında uzun süre tutmak
Kimyasal plak kontrolü ajanlarının etki mekanizmaları ile ilgili yukarıdaki ifadeleri aşağıdakilerin hangisinde doğru tanım-
larla eşleştirilmiştir?
A) I. anti-plak, II. Plak inhibisyonu, III. Anti-gingivitis
47 – C
KİMYASAL PLAK ELİMİNASYONU ETKİ MEKANİZMASI
PLAK İNHİBİSYON ETKİSİ: Plak seviyesini azaltarak, gingivitis oluşturacak seviyenin altına düşürmek
ANTİPLAK ETKİSİ: Plak seviyesini gingivitis oluşturacak seviyenin altında uzun süre tutmak
ANTİ GİNGİVİTİS ETKİSİ: Dişetlerinde antienflamatuar etki
48. Sistemik hastalıklarla ilişkili periodontitis başlığı altında yer alan, Cathepsin-C geninde mutasyonla karakterize, otozomal
resesif genetic hastalık aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ailesel nötropeni
B) Cohen Sendromu
C) Down Sendromu
www.dusem.net
43
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
48 – D
Papillon LeFevre Sendromu, Cathepsin-C geninde mutasyon, el ve ayaklarda hiperkeratozla karakterize otozomal resesif bir gene-
tik hastalıktır.
49. Tip 2 diyabeti olan 52 yaşında, sigara kullanan erkek hastaya kronik periodontitis nedeniyle cerrahi olmayan periodontal
tedavi uygulanmıştır. Tedavi sonrası yeniden değerlendirmede %50’den daha az kemik yıkımı olan hastada tüm ağızda 4
mm’den derin rezidüel sondalanan cep derinliği olmadığı ve %10’dan daha az bölgede sondalamada kanama olduğu tespit
ediliyor.
Yukarıda bilgileri verilen hasta için ideal idame periyodu aşağıdakilerden hangisidir?
A) 6 ay
B) 1 yıl
C) 3-4 ay
D) 1-2 ay
E) 8 ay
www.dusem.net
44
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
49 – C
Hastaların ziyaret planlamaları, ilk yıl için rutin tedavi alan hastalarda 3 aylık periyotlarda; komplike ve ileri periodontal tedavi
alan bireylerde 1-2 aylık periyotlarda olmalıdır.
İlk yıldan sonra hastaların destekleyici periodontal tedavi gereksinimleri ihtiyaç durumlarına göre belirlenir.
I. grup: 1 yıllık kontrollerin sonucunda oldukça iyi iyileşme göstermiş, iyi oral hijyene sahip, kalkulus varlığı, okluzal sorunlar, komp-
like protezler, orta şiddetli alveol kemik kaybına sahip dişleri vb. gibi durumları bulunmayan bireyler için: 6 ay - 1 yıl
II. grup: 1 yıllık kontrollerinin sonucunda oldukça iyi iyileşme göstermiş ancak bazı faktörlere sahip bireyler (değişken veya zayıf
oral hijyen, aşırı kalkulus formasyonu, periodontal açıdan risk teşkil edebilecek sistemik durum, hala var olan cepler, okluzal so-
runlar, komplike protez varlığı, süregelen ortodontik tedaviler, tekrarlayan dental cariesler, orta şiddetli (% 50’den az) alveol kemik
kaybına sahip dişlerin bulunması, sigara kullanımı, genetik yatkınlığı bulunan bireyler): 3-4 ay
III. grup: Periodontal tedavisi iyi sonuç vermemiş veya olumsuz koşullara sahip bireyler (değişken veya zayıf oral hijyen, aşırı kal-
kulus formasyonu, periodontal açıdan risk teşkil edebilecek sistemik durum, hala var olan cepler, okluzal sorunlar, komplike protez
varlığı, tekrarlayan dental cariesler, periodontal cerrahi endikasyonu olduğu halde medikal, kişisel nedenlerle uygulanmamış bi-
reyler, orta şiddetli (% 50’den az) alveol kemik kaybına sahip dişlerin bulunması, periodontal cerrahinin değerlendirilmesi, sigara
kullanımı, genetik yatkınlığı bulunan bireyler, % 20’den fazla bölgede sondlamada kanamaya sahip ceplerin bulunması): 1-3 ay
50. Sigara kullanımının periodontal hastalıkların etiyolojisi ve patogenezine olan etkileri ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yan-
lıştır?
A) Derin periodontal ceplerde kolonize olan patojen sayısında artış gözlenir.
50 – D
Sigara kullanımın periodontal hastalık etyolojisi ve patogenezine etkisi
Etyolojik Faktör Sigara kullanımın etkisi
Mikrobiyoloji Plak akümülasyonuna etkisi YOKTUR
Siğ ve derin periodontal cepte kolonize olan patojen miktarında ARTIŞ
İmmünoloji Nötrofil kemotaksisi, fagositozis, oksidatif yıkımın değişiklikler
Dişeti olduğu sıvısında TNF-α ve PGE2 miktarında ARTIŞ
Dişeti olduğu sıvısında nötrofil, kollegenaz, MMP-8 ve elastaz miktarında ARTIŞ
LPS’e cevap olarak monositlerin PGE2 üretiminde ARTIŞ
Fizyoloji Enflamasyon varlığında gingival kanamada AZALMA
Enflamasyon varlığında DOS akışı ve sondlamada kanamada AZALMA
Subgingival ısıda AZALMA
Lokal anestezi süresinde ARTIŞ
www.dusem.net
45
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
51. Aşağıdakilerden hangisi SNGo-GN değeri 30° olan bir hasta için yanlıştır?
A) Mandibula anterior rotasyon yapmıştır.
D) Distooklüzyon görülebilir.
51 – C
Bu değerdeki hasta low angle bir hastadır. Mandibula anterior rotasyon yaparak gonial açının azalmasına neden olmuştur ve ante-
gonial notch sığdır. SNGo-GN vertikal yönde değerlendirme ifade ettiğinden molar ilişki sınıf 1 veya 2 olabilir.
52. Yapılan klinik muayene ve radyolojik tetkikler sonucu iskeletsel sınıf 2 div 2 olduğu tespit edilen bir hasta için aşağıdaki-
lerden hangisi yanlıştır?
I. Radyolojik muayene sırasında oklüzal film kullanılmıştır.
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) I ve II
D) I ve III
E) I, II ve III
52 – E
Radyolojik muayene için lateral sef filmler kullanılır. Face mask apareyi ile iskeletsel sınıf 3 hastalar tedavi edilir. Sınıf 2 div 2 hasta-
lar low angle hastalar olduğundan mandibular anterior rotasyon görülür.
www.dusem.net
46
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
53.
El bilek filmi şekildeki gibi olan hastanın SNA 82°, SNB 76° SNGo-GN 42°’dir.
Hastanın tedavi planlaması aşağıdakilerden hangisi doğru olabilir?
I. Mono block apareyi ile tedavi edilebilir.
A) Yalnız I
B) I ve II
C) Yalnız III
D) Yalnız IV
E) I,II,III
53 – C
El bilek filmi şekildeki gibi olan hasta MP3 cap dönemindedir. Alt çene kaynaklı iskeletsel sınıf 2 ve vertikal yönde high angle oldu-
ğundan sadcee teuscher aktivatörü ile tedavi edilebilir.
www.dusem.net
47
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
54.
IV. Tedavi başı ve tedavi sonu sonuçlarının karşılaştırılması için lateral sefalometrik filmler kullanılır.
A) I,II
B) II ve III
C) III ve IV
D) I ve IV
E) I ve III
54 – C
Şekildeki forsus aygıtı büyüme gelişim döneminde uygulanan sabit fonksiyonel aygıttır. Alt kesici dişlerde protrüzyona sebep olur
ve sonuçları lat sef filmlerle değerlendirilir.
55. Ortodontik tedavi sırasında en fazla relaps gözlenen hareket tipi nedir?
A) tipping
B) intrüzyon
C) ekstrüzyon
D) rotasyon
E) tork
55 – D
Ortodontik tedavi sırasında en fazla relaps gözlenen hareket tipi rotasyondur.
www.dusem.net
48
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
D) Yumuşak doku ve görev yapan boşluklara fonksiyonel matriks, fonksiyonel matriksi koruyan ve destekleyen yapılara
iskeletsel ünite denir.
E) Genetik teorisine göre büyümede genetik faktörlerin yanı sıra çevresel faktörler de etkilidir.
56 – D
III. Periodontal olarak sağlıklı dişlerde çok köklü dişler için direnç merkexi kök apeksinde konumlanır.
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) Yalnız III
D) I ve III
E) II ve III
57 – A
Dişin morfolojik farklıları direnç merkezinin yerinin değişmesine neden olur ancak hareket tipi direnç merkezinin yerini etkilemez.
Periodontal olarak sağlıklı dişlerde çok köklü dişler için direnç merkexi furkasyonda konumlanır.
58. Servikal vertebral maturasyon dönemi CS3 olan bir birey için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
I. Hasta, alt çene kaynaklı sınıf 2 div 1 ve low angle ise monoblock ile tedavi edilebilir.
II. Hasta, alt çene kaynaklı sınıf 2 div 1 ve optimal büyüme yönü gösteriyor ise ortognatik cerrahi ile tedavi edilebilir.
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) I ve IV
D) II ve III
E) Yalnız IV
58 – D
Servikal vertebral maturasyon dönemi CS3 olan bir birey el bilekte MP3 cap dönemindedir. Monoblock ile tedavi edilebilir.
www.dusem.net
49
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
59. Aşağıdakilerden hangisi yüzün vertikal büyüme paterni hakkında bilgi verir?
A) SNA
B) SNB
C) IMPA
D) 1-NA
E) FMA
59 – E
SNA ve SNB sagital yönde bilgi verir. 1-NA ve IMPA keser dişlerin açılarıyla ilgili bilgi verir.
60. 11 yaşındaki kız hastanın 1 sene boyunca kullandığı aparey sonucunda 1-NB açısında azalma, 1-NA mesafesinde artma,
wits değerinde artma ve gonial açısında artma görülüyor ise hastanın kullandığı olası aparey nedir?
A) Reverse headgear
B) Konvansiyonel çenelik
C) Monoblock
D) Frankel 3
60 – A
61 – A
Odontoblast hücreleri dentin hattı boyunca yerleşirler, derin tabaka olan Santral Pulpada bulunmazlar.
www.dusem.net
50
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
62 – A
Akut Apikal Periodontitis irritanlara karşı başlangıçta oluşan Eksudatif bir tepkidir. Pürülan tepki APSE adıyla anılır.
63.
I. Subluksasyon
II. Sarsıntı
V. Lateral Luksasyon
B) II, I, III, V, IV
D) II, I , V, III, IV
63 – D
Destek doku travmalarında hafiften ağıra doğru sıralama şu şekildedir.
Sarsıntı < Subluksasyon <Lateral Luksasyon < Ekstrusiv luksasyon < İntrusiv Luksasyon
B) Mandibular 2. molarlar
C) Maksiller 1. molarlar
D) Maksiller 2. molarlar
E) Mandibular 1. premolarlar
64 – B
Cevap B şıkkıdır, yapılan çalışmalar ‘C şekilli kanal morfolojisinin’ en çok Mandibular 2.molarlar da görüldüğünü bildirmektedir.
www.dusem.net
51
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
65 – D
Cevap D şıkkıdır, ‘subepitelyal eksternal rezorpsiyon’ hemen ataşmanın altında görülen, eksternal rezorpsiyonun özel adıdır, apikal
bölgede görülmez
66 – E
Vertikal kırıkların teşhisinde, bekle gör taktiği asla uygulanmaz. Bekleme süresi arttıkça kemik kaybı artar.
67. Bir kanal eğesinin hangi hareketle kullanılacağını belirleyen açı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kesme açısı
B) Heliks Açısı
C) Rake açısı
D) Oluk açısı
E) Oryantasyon açısı
67 – B
Heliks açısı eğenin kesici kenarı ile eğenin uzun ekseninin yaptığı açıdır. Eğenin hangi hareketle kullanılacağını belirler.
68. Endodontik tedavi sırasında irrigasyon için kullanılan NaOCl (Sodyum Hipoklorit) solüsyonu için aşağıdakilerden hangisi
yanlıştır?
A) %0, 5-6 arasındaki konsantrasyonlarda kullanılır.
68 – C
NaOCl solüsyonunun ısıtılması ile etkinliği artar.
www.dusem.net
52
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
69. Aşağıdakilerden hangisi kök kanal ağzının tespitinde kullanılan yöntemlerden değildir?
A) Sodyum hipoklorit uygulanması sonrasında “şampanya köpüğü” testi
69 – B
Apex Locator lar kanal ağzı tespitinde kullanılmazlar.
B) Kaninler
C) Premolar dişler
D) Molar dişlere
70 – C
Dens evaginatus daha çok premolar dişlerde görülen gelişimsel bir anomalidir.
71. Sağlıklı daimi molar dişlere sahip hastalara kıyasla, hipomineralize daimi molar dişlere sahip çocuklar için aşağıdakilerden
hangisi yanlıştır?
A) Çürük oluşumuna karşı yatkınlıkları fazladır.
71 – C
Hipomineralize defektler diş gelişiminin mineralizasyon safhasındaki defekte bağlı olarak diş sert dokularının hacimsel olarak nor-
mal kalınlıkta olmasına rağmen kalsiyum ve fosfat oranlarının az olması, mine veya dentinin daha pöröz ve hassas olması ile
sonuçlanan anomalilerdir. Dişlerde beyaz, sarı veya kahverengi renk değişiklikleri izlenebilirken, bu hasarlı alanlar sürme sonrası
okluzal kuvvetler karşısında kolayca yıkılabilir (Post erüptüf yıkım) ve çürük çok daha kolay başlayıp hızlı ilerleyebilir. Artmış pörö-
zite hassasiyete yol açmakta, pulpada kronik stres oluşturması nedeniyle derin anestezi elde edilmesini zorlaştırmakta ve sonuç
olarak hastanın anksiyete seviyesini arttırmaktadır. Az mineralize diş dokusuna rezinlerin bağlanma kuvvetleri düşük olacağından
restorasyon marjinlerinde sağlam diş dokusu olmaması durumunda tercih edilmez.
www.dusem.net
53
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
72. “Adölesan hastalarda normalde çürük oluşumunun az görüldüğü dişleri etkileyen, birdenbire ortaya çıkan, yaygın, hızlıca
kavite oluşturan ve erken dönemde pulpal sorunlara neden olabilen çürük tipidir”
Tanımlanan durum aşağıdakilerden hangisidir?
A) Erken çocukluk çağı çürüğü
C) Kronik çürük
D) Rampant çürük
E) Hipoplastik çürük
72 – D
Bu durum adölesan hastalarda sık karşılaşılaşılan “Rampant Çürük” durumunu tanımlamaktadır. Ağız kuruluğu olan hastalarda,
karyojenik gıda ve şekerli içecekleri sık ve yemek aralarında tüketen hastalarda, kontrolsüz diabet, radyasyon tedavisi sonrasında
ağız kuruluğu oluşan hastalarda rampant çürükler oluşabilir.
73. 5 yaşındaki hastanın 85 no’lu dişinde mezial, distal ve bukkal yüzeyleri etkilemiş derin dentin çürüğü mevcuttur. Çürüğün
uzaklaştırılması sırasında etrafı çürük dentin ile çevrili 0,5 mm büyüklüğünde pulpa ekspozu oluşmuştur. En uygun pulpa
tedavisi ve restorasyon materyali aşağıdakilerden hangisidir?
A) Direkt pulpa kaplaması+Kompomer dolgu
E) Amputasyon+Kompomer dolgu
73 – D
Süt dişlerinde çürük temizlenirken oluşan veya etrafı çürük dentin ile çevrili pulpa ekspozlarında direkt pulpa kaplaması önerilme-
mektedir. Süt dişlerinde vital pulpa tedavisi veya kanal tedavisininden sonra uzun dönem mikrosızıntının engellenmesi için özellik-
le de çok yüzlü kavitelerde ve madde kaybı fazla olduğunda en uygun restoratif materyal paslanmaz çelik kronlardır.
74. Kliniğe başvuran bebek hastanın 10 günlükken dişinin sürdüğü öğrenilmiştir. Ağız içi muayenede dilin ventral yüzeyinde
ülserasyon mevcuttur, dişin yumuşak (kıkırdağımsı) ve mobil olduğu görülmüştür. Tanı ve tedavi aşağıdakilerden hangisi
olmalıdır?
A) Neonatal diş+Sivri kenarların möllenmesi
B) Neonatal diş+Çekim
C) Natal diş+Takip
D) Natal diş+Çekim
www.dusem.net
54
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
74 – B
Natal diş doğumda ağızda olan dişlere, neonatal diş ise doğumdan sonra 30 gün içinde süren dişlere denilmektedir. Klinik olarak
dilde ülserasyon, beslenme sırasında kanama veya ağrıya neden olabilir. Eğer mobil değilse takibi yapılıp sivri kenarlar giderilebilir,
ancak mobil dişlerde bebeğin aspirasyon riski olacağından çekim kararı verilmelidir.
75. Aşağıdakilerden hangisi çocuklarda lösemide görülen ağız içi bulgular arasında yer almaz?
A) Herpetik enfeksiyon
B) Dişeti büyümesi
C) Kandidiyazis
E) Kıllı dil
75 – E
Dişetleri siyanotik, spontan kanayan, nekroze ve ülserli görünümdedir. Ülserasyonlar kolayca enfekte olabilir. Herpetik enfeksiyonlar
ve kandida sık görülür. Lösemik hücrelerin tükürük bezleri, dişeti ve ağız mu- kozası ve çene kemiğini istilası sonucu ağrılı şişlikler
meydana gelebilir. Pediatrik kanser hastalarında uygulanan kemoterapi veya radyoterapiyi takiben mukozit, sekonder enfeksiyon, ağız
kuruluğu, tat bozukluğu, kanama, radyasyon sonrası osteonekroz, TME disfonksiyonui kranofasiyal ve dental anomaliler görülebilir.
76. Dental tedaviyi temkinli bir şekilde kabul eden, diş hekiminin talimatlarına şüphe ile yaklaşarak zaman zaman uyan, koo-
pere hastanın “Frankl Davranış Sklalası” kodu hangisidir?
A) Frankl 1
B) Frankl 2
C) Frankl 3
D) Frankl 4
E) Frankl 5
76 – C
Frankl Davranış Skalası
www.dusem.net
55
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
77. Aşağıda ağız içi görüntüsü verilen hastanın işaretli dişi Dünya Diş Hekimleri Birliği (FDI) numaralandırma sistemine göre
aşağıdakilerden hangisidir? (Fotoğrafta hastanın sağ ve sol tarafı belirtilmiştir)
A) 73
B) 33
C) 83
D) 43
E) 13
77 – A
FDI numaralandırma sisteminde hastanın mandibular sol bölgesi süt dentisyon için 7, daimi dentisyon için ise 3 ile başlayarak nu-
maralandırılmaktadır. Hastanın yaşı belirtilmediği halde fotoğrafta kanin dişin insizalindeki zamana bağlı atrizyon izlendiğinden süt
dişi olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca süt kanin boyut olarak komluluğundaki daimi kesicilerden daha küçüktür. Bu nedenle 3. sıradaki
süt dişi olduğundan doğru cevap 73 olacaktır.
78. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi süt dişlerinde karşılaşılan lateral lüksasyon yaralanması ile ilgili doğru değildir?
A) Diş genellikle palatal/lingual veya labial yönde yer değiştirmiştir.
78 – E
Süt dişinin dişte mobilite olmaksızın alveol kemiği içinde palatal/lingual veya labial yönde yer değiştirmesidir. Özellikle okluzal
radyograf alındığında apikalde genişlemiş PDL aralığı izlenir. Kapanışa engel olmuyor ise kendiliğinden düzelmesine izin verilir ve
spontan repozisyon genellikle 6 ay içinde gerçekleşir. Şiddetli yer değiştirme durumunda iki seçenek vardır dişte yutulma, aspire
edilme riski varsa çekilir veya hasta koopere ise diş repoze edilir ve 4 hafta esnek bir splint uygulanır.
www.dusem.net
56
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
79. Ağız içi fotoğrafı verilen hastada doğru tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Riga-Fede Hastalığı
B) Ankyloglossi
D) Ranula
E) Mukosel
79 – B
Lingual frenilumun kısa olması durumu (dil bağı) normal dil hareketini engelleyerek “ankyloglossi”ye neden olabilmektedir. Bu-
nunla birlikte beslenme ve konuşma zorlukları da izlenir. Yeni doğanda beslenmeyi zorlaştırıyorsa veya daha büyük yaş grubunda
konuşma zorluğu yaşanıyorsa konuşma terapisti ile konsülte edilerek frenektomi uygulanabilir.
80. 13 aylık hastada travma veya çürüğe bağlı olmaksızın mandibular süt kesici dişler kaybedilmiştir. Dişler incelendiğinde se-
ment oluşumunun tam olmadığı ve apikal gelişimin tamamlanmadığı izlenmiştir.
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hipofosfatazya
B) Ektodermal displazi
C) Kleidokraniyal displazi
D) Hipotiroidizm
E) Erken doğum
80 – A
Alkalen fosfataz enzim aktivitesinde eksiklikle karakterizedir. İlk klinik belirti süt dişlerinin erken kaybıdır. Bu dişler çok az rezorbsi-
yon belirtisi gösterir. Sıklıkla ilk kaybedilen dişler süt mandibular santral ve kesici dişler, daha sonra maksiller kesici dişler ve daha
az sıklıkla posterior dişler kaybedilir. Buna ek olarak juvenil hipofosfatazyada anterior alveolar kemik kaybı, periodontal ataçman
liflerinin kaybı, sementin tamamen olmaması veya azalması görülebilir. Diğer tüm durumlar geç süt dişi sürme nedenleri arasında
yer almaktadır.
www.dusem.net
57
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 14 - 4
www.dusem.net
58