Professional Documents
Culture Documents
1 - 14 : Anatomi 1 - 42 : Dahiliye
15 - 22 : Histoloji Embriyoloji (Dahiliye + Dahiliye Küçük Stajlar)
23 - 32 : Fizyoloji 43 - 72 : Pediatri
33 - 54 : Biyokimya 73 - 108 : Genel Cerrahi
55 - 76 : Mikrobiyoloji (Genel Cerrahi + Cerrahi Küçük Stajlar)
77 - 98 : Patoloji 109 - 120: Kadın Doğum
99 - 120 : Farmakoloji
Bu cevap anahtarı ile ilgili tartışmalı ve değişiklikleri (www.tusem.com.tr) adresinden takip edebilirsiniz.
Temel Bilimler / T 40 - 5
www.tusem.com.tr 2
Temel Bilimler / T 40 - 5
7-B
Arteria iliaca externa’nın temel olarak iki dalı vardır.
- a. circumflexa ilium profunda
- a. epigastrica inferior
3 www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 40 - 5
11. Aşağdakilerden hangisi bulbusta yer alır? 14. Aşağıdakilerden hangisi nervus trigeminus’un dalıdır?
A) Nucleus gracilis B) Nucleus ruber A) Nervus auriculotemporalis
C) Nucleus lentiformis D) Nucleus dentatus B) Nervus auricularis magnus
E) Nucleus nervi abducentis C) Nervus auricularis
D) Nervus auricularis posterior
11 - A
E) N. occipitalis minor
Nucleus gracilis bulbusta şuurlu derin duyu ile ilgili çekirdektir.
14 - A
Nucleus ruber, mezensefalonda yer alan ekstrapiramidal sis-
tem çekirdeğidir. Nervus auriculotemporalis: nervus trigeminus’un
Nucleus lentiformis telensefalonda yer alan putamen ve glo- Nervus auricularis magnus: Plexus cervicalis’in
bus pallidus’un ortak adıdır. Nervus auricularis: Nervus vagus’un
Nucleus dentatus serebellum çekirdeklerindendir. Nervus occipitalis minor: Plexus cervicalis’in
Nucleus nervi abducentis, ponsta yer alır. N. VI ya ait motor Nervus auricularis posterior ise nervus facialis’in dalıdır.
çekirdektir. Bu sinirlerin tümü auriculanın duyusal innervasyonuna katkı
yaparlar.
12. Gonion (angulus mandibula)’dan klavikulanın orta nok-
tasına çekilen hat hangisinin damarın trasesine uyar?
A) Vena subclavia 15. Aşağıdakilerden hangisi Allantois ile ilgili olarak yanlıştır?
www.tusem.com.tr 4
Temel Bilimler / T 40 - 5
5 www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 40 - 5
www.tusem.com.tr 6
Temel Bilimler / T 40 - 5
24. Akciğere ait yapılan ölçümlerden solunum kaslarının 26. Aşağıdaki pıhtılaşma faktörlerinden hangisi, tüm pıh-
disfonksiyonunda izole olarak azalan aşağıdakilerden tılaşma kaskadında rola alır ve diğerlerinden farklı ola-
hangisidir? rak sadece besin yoluyla vücuda alınabilir?
A) Dakika solunum hacmi A) Faktör1 B) Faktör2
B) Dakika alveoler solunum hacmi C) Faktör4 D) Faktör7
C) Fizyolojik ölü boşluk hacmi E) Faktör10
D) Maksimal istemli ventilasyon
26 - C
E) Zorlu vital kapasite (FVC – ZVK)
Pıhtılaşma kaskadının tümünde rol alan fakötr Kalsiyumdur.
24 - D Kalsiyum faktör 4 olarak bilinir. Bu nedenle geriye kalan tüm
pıhtılaşma faktörleri karaciğerde üretilirken faktör 4 besinler-
Dakika solunum hacmi (Pulmoner Ventilasyon): Bir dakikada ak-
le alınmak zorundadır.
ciğerlere alınan hava miktarıdır. Soluk Hacmi ile Solunum Frekan-
sının çarpımı ile bulunur. Normal solunum frekansı dakikada 12
civarında olduğundan 500 ml X 12 / dak = 6000 ml (6 L’dir) 27. Aşağıdakilerden hangisi toplam hücre dışı sıvı hacmini
Dakika alveoler solunum hacmi (Alveoler Ventilasyon): Bir tespit etmede kullanılır?
dakikada alveollere alınan hava miktarıdır. Soluk volümü ile A) Antipirin
alınan havanın 150 ml’si solunum yollarında ölü boşluk ola- B) Trityum
rak kaldığı için alveoler ventilasyon; (500 ml - 150 ml) X 12 /
C) Radyoaktif albümin
dak’dan hesaplanarak 4200 ml olarak hesaplanır.
D) Radyoaktif krom ile işaretlenmiş eritrositler
Maksimal İstemli Ventilasyon (MVV): İstemli bir çaba ile bir
dakikada akciğerlerden hareket ettirilebilen maksimal gaz E) Radyoaktif iyotalamat
hacmidir. Ortalama 120 - 170 L / dak’ dır. Orta ve ileri hava
27 - E
yolu obstrüksiyonlarında hiperinflasyon nedeniyle azalır. Solu-
num kaslarının disfonksiyonunda izole olarak azalır. Vücut Sıvılarının Ölçülmesi; için kullanılacak madde; metabo-
lize olmamalı, buharlaşmamalı, istenilen hacimde homojen
dağılmalı ve herhangi bir reaksiyona girmemelidir.
25. Akciğerlerden gelen gerim reseptörü uyarıları solunum
kontrol merkezlerinden hangisininin inhibe edilmesini Ölçülecek Hacim Ölçümde kullanılacak madde
sağlayarak ekspirasyona neden olur? Toplam Vücut Sıvı Hacmi Antipirin, Ağır su (döteryum), Radyoaktif
su (trityum)
A) Pnömotaksik merkez Toplam Hücre Dışı Sıvı Hacmi İnülin, Mannitol, Radyoaktif (Na, Cl,
İyotalalmat, Tiyosiyanat, Tiyosülfat),
B) Apnöstik merkez Rafinoz
C) Dorsal solunum grubu nöronları Plazma Hacmi Evans Mavisi, Radyoaktif albümin
D) Ventral solunum grubu nöronları İntertisiyel Sıvı Hacmi Hücre dışı sıvı hacmi - Plazma Hacmi
Hücre İçi Sıvı Hacmi Toplam vücut sıvı hacmi - Hücre dışı sıvı
E) Nukleus traktus solitarius hacmi
Toplam Kan Hacmi Ölçülmesi Radyoaktif krom, radyoaktif demir,
25 - B Direk ölçüm Radyoaktif fosfor ile işaretlenmiş
eritrositler kullanılır
Akciğerlerin her yanında, bronş ve bronşiyollerin duvarında Toplam Kan Hacmi Ölçülmesi Plazma hacmi / 1 - Hct
yerleşmiş olan gerim reseptörleri göğüs kafesi aşırı gerildi- Hesaplanarak ölçüm
7 www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 40 - 5
28 - C 30 - A
Glomerül Filtrasyon Hızı (GFR); Bir dakikada glomerüler kapil- Soru yanıltıcıdır. Aslında şıklara bakıldığında sadece leptinin
lerden Bowman kapsülüne filtre olan sıvı hacmidir. Şu formül- iştahı azaltıcı etkisi kolayca farkedilebilir. Diğerleri iştahı arttı-
le hesaplanır. GFR = Kf X Net Filtrasyon Basıncı: GFR erkekler- rırcı etkilidir. Önemli ayrıntı arkuat nükleuslardır. İnsülin, lep-
de 125 ml/dk’dır. Bu günde 180 litre ultrafiltrat oluşturuluyor tin ve kolesistokinin hipotalamus arkuat nukleuslar üzerine
demektir. (Kadınlarda 115 ml/dk seviyesindedir.) Kf sabit ol- etkili olarak iştahı azaltır.
duğu için afferent arteriyolü daraltan sebepler net filtrasyon
basıncını azaltarak GFR’yi düşürür. Tersine Efferent arteriyolü
31. Aşağıdakilerden hangisi prolaktin üzerinde salınımı
daraltan sebepler net filtrasyon basıncını arttırarak GFR’yi art-
arttırıcı etkilidir?
tırır. Ancak unutulmaması gereken durum, efferent arteriyol
direncinin çok artığı durumlarda yine GFR’nin azalacağıdır. A) TRH B) Dopamin
GFR’yi Arttıran Nedenler C) Somatostatin D) Bromokriptin
Neden Mekanizma
E) Prolaktinin kendisi
Anjiyotensin II Efferent arteriyolü daraltır
Nitrik Oksit (NO) Vazodilatasyon yapar 31 - A
Prostoglandin E Afferent arteriyolde dilatasyon yapar
Prolaktin meme dokusu bez hücrelerinin büyümesini sağlar. Bu
Bradikinin Düşük dozlarda afferent arteriyolde dilatasyon an-
cak yüksek dozlarda vazokonstriksiyon yapar etkisi indirektir, Östrojen ve progesteron varlığına ihtiyaç duyar.
Diğer nedenler Hipertermi, Hipertansiyon Gebelik sonrasında süt sentezini arttırır. Annelik davranışlarının
oturmasını sağlar. Laktoz sentezini arttırır. Prolaktin FSH ve LH’ı
GFR’yi Azaltan Nedenler
Neden Mekanizma
inhibe eder. Bu nedenle emziren annede ovulasyon oluşamaz
Adrenalin Afferent arteriyolü daraltır, Efferentide daraltır ve tekrar gebelik oluşamaz. Buna Süt koruması adı verilir.
Noradrenalin Afferent arteriyolü daraltır, Efferentide daraltır Prolaktin Salınımının Düzenlenmesi
Endotelin Afferent arteriyolü daraltır, Efferentide daraltır Prolaktini Arttıranlar Prolaktini Azaltanlar
Diğer nedenler Kan basıncının 60 mmHg altına inmesi TRH Dopamin (PIF)
Ağrı Histamin Somatostatin
Ereksiyon
Egzersiz Seratonin Prolaktinin kendisi
Soğuk
Kan kaybı Dopamin antagonistleri kullanımı Dopamin agonistleri (Bromokriptin)
Nefron sayısında azalma Uyku, Egzersiz, Stress
Meme başının uyarılması
www.tusem.com.tr 8
Temel Bilimler / T 40 - 5
Sakkulus makulası duvarda olduğu için vertikal vücut hareket- 35. Katalazın yüksek oranda bulunduğu ve çok uzun zincir-
lerini algılarken, li yağ asitlerinin 26 karbona kadar kısaltıldığı organel
Utrikulus makulası tabanda olduğundan lateral ya da horizon- aşağıdakilerden hangisidir?
tal vücut hareketlerini algılar. A) Mitokondri B) Golgi
Corti organı işitmenin algılandığı yerdir. C) Peroksizom D) Lizozom
E) Endoplazmik retikulum
33. Mitokondrial karbamoil fosfat sentetaz enzimi için aşa-
ğıdakilerden hangisidir? 35 - C
A) Pirimidin biyosentezine katılır Peroksizomlar: H2O2 etkin bir oksidan ajan olup, aminoasit-
B) N-Asetil glutamat tarafından aktive edilir ler ve yağ asitlerinin katabolize eden enzimlerin sonucu oluş-
maktadır. Katalaz H2O2’i zarasız hale getiren bir enzimdir ve
C) Çekirdeği olan tüm hücrelerde yer alır
peroksizomlarda bol miktarda bulunur. Ayrıca çok uzun yağ
D) Üridin monofosfat tarafından inhibe edilir asitleri peroksizomlarda 26 karbona kadar kısaltılır.
E) Glutaminin gama amid grubu ile CO2'i birleştirerek,
karbamoil fosfat’ı oluşturur 36. Hemolizli bir kan örneğinde, aşağıdaki laboratuar test-
lerinden hangisini etkilenir?
33 - B
A) Sodyum B) Potasyum
Mitokondrial karbamoil fosfat sentetaz enzimi üre siklüsünün
C) Üre D) Ürik asit
kontrol enzimidir. N-Asetil glutamat ise mitokondrial karba-
moil fosfat sentetaz enziminin en potent aktivatörüdür. E) Glukoz
36 - B
Aslında hemoliz, derecesine göre farklı şekilde de olsa hepsini
etkiler. Ancak hücre içi ve dışındaki konsantrasyon farkı çok
fazla olduğundan çok az düzeydeki hemoliz bile potasyum de-
ğerini belirgin etkileyecektir. Benzer şekilde çok etkilenen bir
diğer parametre de LDH’dır.
34. Alkaptonüride idrarda anormal derecede artan bileşik 38. Karbon iskeleti pirüvat ya da TCA siklüsünün ara ürün-
aşağıdakilerden hangisidir? leri üzerinden katabolize edilmeyen amino asit aşağı-
A) Fenilalanin B) Homojentisat dakilerden hangisidir?
C) Fumarat D) Asetoasetat A) Valin B) Lösin
E) Tirozin C) Serin D) Alanin
E) Glutamat
34 - B
Homojentisat oksidaz eksikliği Alkaptonüriye neden olur. Fe- 38 - B
nilalanin ve tirozin yıkım yolunun metaboliti olan homojenti- Lösin ve Lizin saf ketojenik amino asitler olduğundan asetil
sat birikir. İdrar bekletildiğinde koyu renk kazanır. KoA ve asetoasetat üzerinden katabolizmaya dahil olurlar.
9 www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 40 - 5
www.tusem.com.tr 10
Temel Bilimler / T 40 - 5
45. Glikozaminoglikanlarda karbonhidrat yapı ile protein- 48. Aşağıdaki patolojik durumlardan hangisinde konjuge
lerin bağlanmasında yer alan aminoasitler aşağıdaki- hiperbilirubinemi görülür?
lerden hangisidir? A) Hemolitik anemi
A) Triptofan, aspartik asit, sistein B) Criggler Najar sendromu
B) Tirozin, serin, treonin C) Dubin Johnson sendromu
C) Glisin, alanin, aspartik asit D) Fizyolojik neonatal sarılık
D) Aspartik asit, glutamat, serin E) Gilbert sendromu
E) Glutamin, arjinin, sistein
48 - C
45 - B Dubin Johnson sendromunda konjige bilirubinin safra yolla-
Glikozaminoglikanlarda tekrarlayan disakkaritler protein yapıya; rına atılımında bozukluk vardır. Diğer seçeneklerde verilen
tirozin, serin ve treonin üzerinden O-glikozit bağı ile bağlanır. sendromlarda un-konjige bilirubin artar. Gilbert hastalığı:
Bilirubinin karaciğer parankimal hücreleri tarafından tutulu-
mumda defekt ve glukuronil transferaz enzim aktivitesi de
46. Laktatdehidrogenaz (LDH) izoenzimlerinden hangisi-
azalma ile karakterizedir. Yeni doğanın fizyolojik sarılığı: UDP-
nin, primer karaciğer hastalıklarında, serum düzeyi
glukuronil aktivites azalmıştır. Crigler -Najjar Tip sendromu:
yükselir?
UDP-glukuronil aktivitesi yoktur veya çok düşüktür.
A) LDH 1 B) LDH 2
C) LDH 3 D) LDH 4 49. Elektron transport zinciri ve oksidatif fosforilasyonde yer
E) LDH 5 alan komplekslerin hangisinde ATP sentezi gerçekleşir?
A) Kompleks-I B) Kompleks-II
46 - E
C) Kompleks-III D) Kompleks-IV
Laktat dehidrogenaz (LDH) dört subünit içerir. Her bir subünit
E) Kompleks-V
kalp (H) veya kas (M) tipinde olabilir. Beş izozim vardır (LDH1:
HHHH, LDH2: HHHM, LDH3: HHMM, LDH4: HMMM, LDH5: 49 - E
MMMM). bu izoenzimler ve ilişkili oldukları patolojiler:
Elektron transport zinciri
Tip Yerleşim
LDH 1 Miyokard, kırmızı küre
ve oksidatif fosforilasyon-
LDH 2 Miyokard, kırmızı küre da ATP sentezinin yapıldı-
LDH 3 Beyin, akciğer, böbrek ğı tek yer kompleks V'tir.
LDH 4 Akciğer, iskelet kası
LDH 5 Karaciğer, iskelet kası
11 www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 40 - 5
51 - D
Aldosteron böbrek üstü bezinde sentezlenir.
54 - E
Prokaryotlarda protein sentez inhibitörleri: Kloramfenikol: 50
Protein yapılı hormonların reseptörleri hücre membranında S; Peptidiltransferazı inhibe eder . Makrolidler(eritromisin),
yer alır ve etkilerini sekond messenger aracılığı ile gösterirler. linkozamidler(klindamisin), streptograminler, fusidik asit 50 S;
Steroid yapılı hormonların reseptörleri hücre içinde olup, etki- translokasyonu inhibe ederler. Aminoglikozitler: 30 S; başlangıç
lerini direkt olarak promotor bölge üstünden gösterirler. TSH kompleksi oluşumunu engeller; mRNA’nın yanlış okunmasına ne-
protein yapılı bir hormondur ve ikinci haberciye ihtiyaç duyar. den olurlar. Tetrasiklinler: 30 S; Aminoaçil tRNA’nın A bölgesine
bağlanmasını inhibe ederler. Puromisin: Aminoaçil t-RNA anolo-
ğu olarak zincir sentezinin erkenden sonlanmasına neden olur.
www.tusem.com.tr 12
Temel Bilimler / T 40 - 5
13 www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 40 - 5
www.tusem.com.tr 14
Temel Bilimler / T 40 - 5
15 www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 40 - 5
www.tusem.com.tr 16
Temel Bilimler / T 40 - 5
66. Eritrazmaya neden olan ve asidorezistan boyanabilen subklavian hemodiyaliz kateterleri ve periferik kateterler). Ge-
Gram pozitif basil aşağıdakilerden hangisidir? nellikle kateter bölgesinde herhangi bir semptom bulunmaksızın
A) Propionibacterium acnes bakteriyemi şeklinde ortaya çıkar (kateterle ilişkili bakteriyemi).
B) Corynebacterium jeikum 2. S. saprophyticus: Hastane dışında bayanlarda meydana ge-
C) Microsporum gypseum len üriner enfeksiyon ve sistitte (balayı sistiti) E. coli’den sonra
D) Erisipelotrix rhusopathiae ikinci en sık etkenidir. Novobiyosine dirençli olması önemli bir
özelliğidir ve üreazı pozitiftir. Tedavide kinolonlar ve trimetop-
E) Corynebacterium minitissimum
rim/sülfametaksazol kullanılabilir.
66 - E
Stafilokok cinsi bakteriler ve mikrokokların ve önemli özellik-
Corynebacterium minutissimum: Non lipofiliktir ve asidore- leri Tablo’da verilmiştir.
zinstan boyanır. Eritrazma (süperfisiyel cilt enfeksiyonu) et-
Önemli özellikler S. aureus S. epidermidis S. Mikrokok
kenidir. Genellikle koltuk altı ve kasık gibi kıvrım bölgelerinde saprophyticus
kırmızı- kahverengi kaşıntılı veya asemptomatik olabilen lez- Katalaz + + + +
Kuagulaz + - - -
yonlara neden olur. Bu durum kasık mantarıyla (Tinea cruris)
Hemoliz Beta - - -
karıştırılabilir. Ayrım için wood (uv ışığı) ışığıyla kırmızı refle Protein A + - - -
veren lezyonların gösterilmesi eritrazmayı düşündürür. Teda- Mannitol + - - -
fermentasyonu
vide eritromisin kullanılır. DNAase + - - -
Novobiyosin Duyarlı Duyarlı Dirençli Duyarlı
Basitrasin Dirençli Dirençli Dirençli Duyarlı
67. Balayından dönen 22 yaşındaki bayan hasta sık idrara çık-
Hastalık Toksijenik Yabancı cisim Üriner İntrakranial
ma (pollaküri) , idrar yaparken yanma (dizüri) yakınmaları ve pyojenik enfeksiyonları enfeksiyon apse, şant
enf. enf., septik
ile acil servise müracat ediyor. Ateşi ve kan sayımında lö- artrit vb.
kositozu olmayan hastanın idrar mikroskopisinde 15 lökosit
saptanıyor. İdrar kültüründe Gram pozitif, katalaz pozitif,
68. Yoğun bakım ünitesinde ventilatöre bağlanan hastanın
koagülaz negatif, novabiosine dirençli kok saptanıyor.
7. gün ateşinin ve sekresyonlarında artış olması üzerine
Bu hastada en olası sistit etkeni hangisidir? alınan bronkoalveoler lavaj mayinde EMB agar besiye-
A) Staphylococcus saprophyticus rinde Gram negatif, hareketsiz, oksidaz negatif kokobasil
B) Microkok türleri ürüyor. Antibiyogram sonucunda üreyen bakteri karba-
C) Corynebacterium urealyticum penemle, trimetoprim, kinolonlar ve amikasine dirençli
D) E.coli saptanırken, kolistin ve tigesikline duyarlı saptanıyor.
E) Staphylococcus epidermidis Bu hastada en olası etken aşağıdaki bakterilerden han-
67 - A gisidir?
Soruda Staphylococcus saprophyticus’un mikrobiyolojik özel- A) Pseudomonas aeruginosa
likleri tanımlanmıştır. Staphylococcus saprophyticus balayı sis- B) Acinetobacter baumannii
titinin E.coli’den sonra en sık ikinci etkenidir. C) Klebsiella pneumoniae
1. Staphylococcus epidermidis: Cilt florasında en fazla bulunan
D) Stenotrophomonas maltophilia
mikroorganizmadır. Slime üretimi sayesinde yabancı cisimlere ya-
pışma özelliğine sahip olduğundan yabancı cisim enfeksiyonlarda E) Burkholderiae cepacea
en sık rastlanan etkendir (sütür, protez, greft, şant ve kateter).
68 - B
Devamlı ayaktan periton diyalizi uygulanan hastalarda peritonit
Soruda Acinetobacter baumannii’nin özellikleri tanımlanmak-
Cerrahi sonrası meydana gelen endoftalmit
tadır.
Vasküler greft enfeksiyonu Son yıllarda çok ilaca dirençli (3 veya daha fazla sayıda farklı
Eklem protez enfeksiyonu antibiyotik grubuna dirençli) Acinetobacter baumannii enfek-
Ventikülo- peritoneal şant enfeksiyonu siyonlarının sıklığı yoğun bakım ünitelerinde artmıştır.
Serebro- sipinal şant operasyonlarından sonra meydana gelen A.baumannii hareketsiz, oksidaz negatiftir. Çok ilaca direnç-
şant enfeksiyonu ve menenjit li A.baumannii suşlarının neden olduğu enfeksiyonların
Protez kapak endokarditine neden olur. tedavisinde kolistin ve tigesiklin kullanılabilir. A.baumannii
İntravenöz kateter enfeksiyonu (hiperalimentasyon kateterleri, suşu kolistine de dirençli ise Panrezistan (herşeye dirençli)
A.baumannii adı verilir.
17 www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 40 - 5
69. Tanı konur konmaz ampirik tedavi başlanması gereken, 71. Aşağıdaki funguslardan hangisi immun sistemi baskılan-
kültürleri bulaşıcı, fırsatçı mikoza neden olan, besiye- mış hastalar ve yoğun bakım hastalarında fırsatçı enfek-
rinde 25 °C’de kırmızı pigment oluşturan dimorfik man- siyona neden olabilen, blastosporları ve artrokonidiaları
tar aşağıdakilerden hangisidir? bulunanan dermatofit grubunda yer alan bir mantardır?
A) Cryptococcus neoformans A) Microsporum canis
B) Penicillium marneffei B) Candida albicans
C) Candida krusei C) Trichosporon asahii
D) Aspergillus fumigatus D) Epidermophyton floccosum
E) Fusarium solani E) Trichophyton verrucosum
69 - B 71 - C
Soruda Penicillium marneffei’ye özgü özellikler tanımlanmak- Trichosporon asahii
tadır. Ak piedra ve Kara piedra: Ak piedra’nın etkeni Trichosporon
Penicillosis marneffei: RES’i tutan dimorfik bir mantardır. Bu beigelii, kara piedranın etkeni Piedraia hortae’dir. Ak piedrada
nedenle histoplasmaya benzer. 25 oC’de besiyerinde yaygın kılda sarımsı nodül, kara piedrada ise siyah nodül görülür.
kırmızı pigment yapar. Tomucuklanarak değil ikiye bölünerek Trikosporon asahii bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde
çoğalır. Özellikle Asyalı AIDS’li hastalarda ortası nekrotik pa- (nötropenik ve immünyetmezlikli) sistemik (trikosporonosis)
püler lezyonlar ve dissemine enfeksiyon oluşturur. Tanı konur hastalığa neden olabilen fırsatçı bir mayadır. Trikosporon’un
konmaz ampirik tedavi başlanması gerekir. Kültürleri bulaşı- en önemli özelliği blastosporların yanında artrokonidiumların
cıdır. Diğer dimorfik mantarlardan en önemli farkı immunsup- bulunmasıdır.
resif hastalarda (diğer sistemik mikoz etkenleri immun sistemi
Trichosporon türleri arasında T. asahii en sık izole edilen ve
normal olan konakta enfeksiyona neden olur) enfeksiyona
en yüksek mortaliteye neden olan invazif hastalık etkenidir.
neden olmasıdır.
Trichosporon asahii’nin neden olduğu Trikosporonozis klinik
bulguları ve histopatolojik görüntüsü invaziv kandidiyazis ile
karışabilir. Candida albicans hem kutanöz (deri) mikoz etkeni
70. Aşağıdaki fungal enfeksiyon etkenlerinden hangisi sep- hem de fırsatçı mikoz etkenidir. Candida albicans yüzeyel mi-
talı hif yapısına sahip, fusiform şekilli olup, muz şek- koz etkeni değildir. Candida albicans’da eşeysiz spor formları
linde gametositleri ve kırmızı pigment oluşturmasıyla olan blastospor, klamidaspor bulunur, artrospor bulunmaz.
Aspergillus türü küf mantarlarından ayrılan fırsatçı mi- Candida albicans ve Candida dubliniensis’de germ tüp testi
koz etkeni olup, febril nötropenik hastalarda kan kül- pozitif olan Candida türleridir.
türünden izole edilebilir ve hastalarda fungemi, keratit Trichosporon türleri (spp.)hematolojik-onkolojik malignitesi
gibi klinik tablolara neden olabilir? olan hastalar dışında daha az sıklıkla AIDS hastaları, yaygın
A) Absidia türleri B) Rhizopus türleri yanığı olan hastalar, ve implante protezi olan hastalarda da
enfeksiyona neden olduğu bildirilmiştir.
C) Rhodotrula glutinis D) Malessezia furfur
E) Fusarium solani
72. Etkisini DNA ve RNA sentezini inhibe ederek protein
70 - E sentezini engelleyerek gösteren, oral yolla kullanılan
Soruda Fusarium solani’ye özgü özellikler tanımlanmaktadır. ve oral biyoyararlanımı en yüksek, BOS’a en fazla geçen
antifungal ilçalardan biridir?
Fusarium solani ve Scedosporium apiospermum (Pseudal-
lesheria boydii): 450 açıyla dallanan septalı hif yaptıkları için A) Flusitozin B) Flukonazol
aspergillusla karışırlar. Fusariumda muz şeklinde sporların C) Vorikonazol
bulunması ve kırmızı pigment oluşturması oldukça tipiktir. D) Nistatin
Pseudallesheria’da ise armut şeklinde sporlar vardır ve am- E) Griseofulvin
foterisin B’ye dirençlidir. Fusarium solani febril nötropenik
hastalarda fungemi yanı sıra gözde keratite de neden olabilen 72 - A
fusiform şekilli bir fırsatçı mikozdur.
Soruda Flusitozinin özellikleri tanımlanmaktadır.
www.tusem.com.tr 18
Temel Bilimler / T 40 - 5
Tablo: Antifungaller ve etki mekanizması Nükleozid analoğu olan ters transkriptaz enzim inhibitorleri (HIV tedavisinde
kullanılır)
İlaç Etki Mekanizması Etkinlik
Zidovudin (Azidotimidin) İnsan immün yetmezlik virüsü (HIV).
Poliyenler Amfoterisin Ergosterole *Dermatofit enfeksiyonlarının Rekabete dayalı inhibisyon ve timidin analoğu
B bağlanarak zarın tedavisinde kullanılmaz. olduğundan timidin yerine zidovudin girmesiyle
Nistatin permiabilitesini Amfoterisin B oldukça zincirin sonlanması. Nötropeni ve anemi yapar.
bozarlar nefrotoksik (akut tubuler
nekroz) bir ilaç olduğundan Lamivudin HIV ve HBV
sadece şiddetli fungal Didanosine HIV
enfeksiyonların tedavisinde Zalsitabin HIV
kullanılır.
Nükleozid analoğu olmayan ters transkriptaz enzim inhibitörleri(HIV
Azoller Sitokrom p450 BOS’a en iyi geçen azol tedavisinde kullanılır)
Flukonazol enzimini inhibe flukonazol’dür. *Candida krusei,
Vorikonazol ederek *ergosterol *Aspergillus, Zygomycetes Nevirapin HIV
Ketakonazol sentezini engeller. ve Fusarium flukonazole Delaviridin HIV
Itrakonazol vb. dirençlidir. Vorikonazol BOS’a iyi
Proteaz enzim inhibitörleri (virüsün hücre dışına çıkışını inhibe ederler-
geçer ve primer endikasyonu
assembly) (HIV tedavisinde kullanılır)
invazif aspergillozistir. En toksik
olan ketakonazoldür (toksik İndinavir HIV
hepatit). Saquinavir HIV
Ekinokandinler Beta glukan sentezini Sadece parenteral kullanılır. Ritonavir HIV
Kaspafungin engelleyerek hücre *Candida’ya fungusidal etkili
duvarı sentezini olduğundan flukonazole dirençli Nelfinavir HIV
Mikafungin
Anidulafungin inhibe eder kandida enfeksiyonlarının Füzyon inhibitörü
tedavisinde kullanılır. Enfuvirtidin HIV (gp 41)
Aspergillusa karşı fungustatik
etkilidir. Viral penetrasyon ve kapsid soyulmasının (uncoating) inhibisyonu
Nükleosid Analoğu DNA ve RNA BOS’a en iyi geçen antifungaldir. Amantadin Influenza A virüsü (Parkinson tedavisinde’de
Flusitozin sentezini inhibe Candida ve C. neoformansa Rimantadin kullanılır). İyon kanallarını oluşturan M2
ederek protein etkilidir. Aspergillus, dimorfik proteininin fonksiyonunu bozarak etki eder.
(5-Fulorositozin)
sentezini inhibe mantarlar, Fusarium ve Rimantadinin yan etkileri daha az.
eder. Zygomyces’e etkisizdir. Nöraminidaz enzim inhibitörleri
Griseofulvin Mikrotubullerle Sadece dermatofit Oseltamivir Influenza A, B, kuş gribi (H5N1) ve domuz gribine
etkileşime girerek enfeksiyonlarının tedavisinde Zanamivir (H1N1) etkili. Oseltamivirin oral kapsüleri var ve
mitozu inhibe eder kullanılan oral ve topikal karaciğerde metabolize olur. Zanamivirin inhaler
formları var*. Fotosensitivite’ye formu var.
neden olur. Guanin analoğu sentez inhibitörü (viral genomda hipermutasyona neden
Alilaminler (Terbinafin) Sequalen epoksidazı Terbinafin günümüzde olur)
ve Tiokarbamat inhibe ederek dermatofit enfeksiyonlarının Ribavirin Influenza A ve B virüsu, Solunum sinsityal virüsü
(Tolnaftat) ergositerol sentezini tedavisinde en sık kullanılan (RSV), HCV, Kırım kongo, SARS ve Hanta virüs.
engeller ilaçtır. Alilaminlerin oral Viral RNA polimerazı inhibe eder.
ve topikal preparatları var.
Tolnaftat’ın topikal preparatı
var.
74. Kenelerin tutunması ile insanlara bulaşabilen proto-
zoon enfeksiyonu ile çiğ balık yenmesi ile bulaşabilen
sestod enfeksiyonu aşağıdakilerden hangisidir?
Kene tutunmasıyla Çiğ balıkla bulaşan
73. SARS, Hepatit C , Kırım Kongo Kanmalı ateşi ve Respiratu- bulaşan protozoon sestod
var sinsityal virüs enfeksiyonu tedavisinde kullanılabilen A) Babesia microti Diphylobotrium latum
geniş spektrumlu antiviral aşağıdakilerden hangisidir? B) Plasmodium falcifarum Paragonimus
westermannii
A) Amantadin
C) Trypanosoma cruzi Taenia saginata
B) Ribavirin
D) Leishmania donovani Hymenolepis nana
C) Rimantadin E) Trichomonas vaginalis Echinococcus granulosis
D) Zanamivir
74 - A
E) Entekavir
Babesia microti kene tutunması (ısırması) ile bulaşan bir proto-
73 - B zoon (tek hücreli parazit) enfeksiyonu, Diphylobotrium latum ise
çiğ balık yenmesiyle bulaşan bir trematoddur. Trematodlar para-
Ribavirin, SARS, Hepatit C (Ribavirin pegile interferonla kom-
zitlerin helmint (çok hücreli parazit) grubunda yer alır.
bine olarak kullanılır), Kırım Kongo Kanmalı ateşi ve Respiratu-
Babesia microti: Ixoides türü kenelerin ısırmasıyla bulaşır.
var sinsityal virüs enfeksiyonu tedavisinde kullanılabilen geniş
Eritrositler içerisinde malta haçı görüntüsü oluşturur. Bu gö-
spektrumlu antiviral ilaçtır.
rüntü nedeniyle Plasmodium falcifarumun Maurer granülleri
ile karışabilir. Splenomegaliye neden olabilir.
19 www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 40 - 5
www.tusem.com.tr 20
Temel Bilimler / T 40 - 5
21 www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 40 - 5
81. Aşağıdakilerden hangisi Tip I hipersensitivite reaksiyo- 83. Multiple myelomlu hastada böbrek biyopsisinde ekstra-
nu değildir? selüler eozinofilik aselüler birikim izleniyor. Kongo red
A) Akut ürtiker B) Alerjik rinit boyamada kırmızı renk ve polarize ışıkta yeşil renkli gö-
rünüm dikkati çekiyor.
C) Allerjik alveolit D) Alerjik gastroenterit
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
E) Bronşial astım
A) FMF
81 - C B) Sistemik senil amiloidoz
Allerjik alveolit akut dönemde Tip III, kronik dönemde Tip IV C) Reaktif sistemik amiloidoz
hipersensitivite reaksiyonudur.
D) AL amiloidoz
Tip I ADR Örnekleri
E) Hemodiyaliz ile ilişkili amiloidoz
Lokalize Sistemik
• Ürtiker • Yabancı proteinler (arı 83 - D
• Allerjik rinit sokması) Amiloid vücudun çeşitli doku ve organlarındaki hücreler arasında
• Alerjik konjonktivit • Hormonlar biriken protein yapısında anormal bir maddedir. Işık mikroskopi
• Allerjik gastroenterit • Enzimler ve rutin H&E boyasında komşu hücrelere uzanan ve onlarda ba-
• Bronşial astım • Polisakkaridler sınç atrofisi oluşturan şekilsiz, eozinofilik, hyalin bir ekstraselüler
• İlaçlar (Penisilin alerjisi) madde olarak görülür. Amiloidi diğer hyalin birikimlerden (kolla-
• Saman nezlesi
jen fibrin gibi) ayırmak için en sık kullanılan yöntem Kongo kır-
mızısı boyamadır. Fakat daha spesifik olan, polarize ışıkta Kongo
82. Mikroskopide granülomların izlendiği hipersensitivite kırmızısı ile amiloidin yeşil ışığı çift kıran boyanma özelliğidir. En
reaksiyonu hangisidir? yaygın amiloidoz tipi primer amiloidozdur. (AL amiloidoz). Ami-
A) Tip I hipersensitivite loid dağılımı genellikle sistemiktir ve AL tipindedir. Olguların ço-
ğunda bir plazma hücre diskrazisi formu bulunmaktadır. Aberan
B) Tip II hipersensitivite
B hücreleri tarafından sentezlenen Ig hafif zinciri
C) Tip III hipersensitivite (AL) veya bunların parçacıklarının birikmesinden meydana ge-
D) Tip IV gecikmiş tipte hipersensitivite lir. Multiple myelom ve diğer plazma hücre diskrazilerinde Ig
hafif zincirden oluşan AL amiloidoz görülür.
E) Tip IV direkt hücresel sitotoksisite
Amiloidoz sınıflaması
82 - D Sistemik (jeneralize) amiloidoz
• AL amiloidoz (primer amiloidoz)
• Reaktif sistemik amiloidoz (sekonder amiloidoz)
• Hemodiyaliz ile ilişkili amiloidoz
• Kalıtsal amiloidoz
• FMF
• Familyal amiloidik nöropatiler
• Sistemik senil amiloidoz
Lokalize amiloidoz
• Senil serebral amiloidoz
• Endokrin (tiroid medüller karsinom, langerhans adacıkla-
rı) amiloidoz
• İzole atrial amiloidoz
• Prion hastalıkları
CD4+ T hücreler tarafından salgılanan IFN-γ ile aktive makro- 84. Benzen aşağıdaki neoplazilerden hangisinin gelişmesi-
fajlar epiteloid histiositlere ve multinükleer dev hücrelere ne neden olabilir?
www.tusem.com.tr 22
Temel Bilimler / T 40 - 5
87 - E
85. Aşağıdakilerden hangisi insan tümörlerinde en sık izle- WAGR sendromu, nefroblastomatozis (nefrojenik kalıntılar),
nen nükleer transkriptör gen bozukluğudur? Danys-Drash sendromu ve Becwith-Wiedemann sendromun-
da Wilm’s tümörü gelişebilir. Tuberoz sklerozda renal anjiom-
A) MYC B) FOS
yolipom, kalpte rabdomyom görülebilir.
C) RAS D) p53
E) REL
88. Aterosklerozda tunika intimaya göç eden düz kas hüc-
85 - A relerinin çoğalmasını uyaran en önemli büyüme faktö-
rü aşağıdakilerden hangisidir?
Nükleer transkripsyon faktörlerini kodlayan genler hücrelerin
A) VEGF B) HGF
siklusa düzenli olarak girmesine ve hücre bölünmesine yol
açarlar. Bu grupta MYC, MYB, JUN, FOS onkogenleri bulunur. C) PDGF D) TGF-β
Bunların arasında MYC, insan tümörlerinde en sık görülen E) Heparan sülfat
nükleer transkriptör gen bozukluğudur.
88 - C
MYC geni disregülasyonu ile oluşan tümörler
Ateroskleroz, intimada yerleşen tunika medianın zayıflaması-
• t(8;14) (c-MYC)→Burkitt lenfoma
na neden olan, lümene doğru uzanıp bazen lümeni tıkayan,
• N-MYC amplifikasyonu→Nöroblastom ateromatöz, fibröz yağlı plak veya aterom denen intimal lez-
• L-MYC amplifikasyonu→ Küçük hücreli akciğer kanseri yonlarla karakterizedir.
23 www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 40 - 5
Batı dünyasında mortalite ve morbiditenin en sık nedenidir. 90. Aşağıdakilerden hangisi akut romatizmal ateşte izle-
Ateroskleroz multifaktöryel bir hastalıktır. nen granülom benzeri yapıları tanımlar?
Atherogenezde Oluşum Basamakları A) Asteroid cisimcikler B) Aschoff cismi
• Kronik endotel hücre hasarı (Aterom plağı gelişiminde ilk aşa- C) Mac-Callum plakları D) Stellat cisim
madır) →permeabilite artışı→Lökosit ve trombosit adezyonu
E) Spider cism
• Lipoproteinlerin damar duvarında birikimi (LDL ve okside
LDL) 90 - B
• Monosit adezyonu ve intimaya transmigrasyonu → kö- Akut romatizmal ateş (ARA), A grubu β-hemolitik streptokokal
püksü hücre oluşumu farenjit atağından birkaç hafta sonra %3 oranında görülen, akut
• Trombosit adezyonu ve PDGF üretimi immünolojik bir hastalıktır. (Tip II ADR) ARA’da kalp tutulumu
• PDGF ile düz kas hücrelerinin uyarılması → tunika media- pankardit şeklindedir. Kalbin tüm tabakalrında Aschoff cisimleri
dan intimaya göç etmesi denen granülom benzeri yapılar görülür. Aschoff cisimlerinde;
• Düz kas hücreleri (DKH)’nin proliferasyonu → ekstraselü- • Ortada fibrinoid nekroz
ler matriks üretimi (Atherom plağın olgunlaşmasını sağla- • Bazofilik sitoplazmalı iri makrofajlar (Anitschkow hücresi)
yan son aşamadır) • Nekrotik miyositler (Caterpillar hücresi)
• Sonuç olarak tunika intimada yoğun yağ ve fibröz doku bi- • T lenfositler ve seyrek plazma hücreleri bulunur.
rikimi (ATHEROSKLEROZ )
Endotelyal zedelenme alanlarına yağışan trombositlerden, 91. Aşağıdakilerden hangisi megaloblastik aneminin bul-
makrofajlardan, endotel hücrelerinden ve DKH’lerinden sagı- gularından değildir?
lanan PDGF (Platelet Derivated Growth Factor) tunika intima- A) Eritrositlerde hiperkrom makrositer değişiklik
ya göç eden düz kas hücrelerinin proliferasyonunda en öenmli B) Hipersegmente granülositler
büyüme faktörüdür. C) İnefektif eritropoez
D) Retikülositoz
E) Hafif orta trombositopeni
89. Aşağıdakilerden hangisi vasküler kaynaklı bir tümör
değildir? 91 - D
A) Anjiosarkom Vit B12 ve folik asit eksikliğinde hem myeloid hem de eritroid seri
etkilenir. Her üç seride de megaloblastik değişiklikler izlenir. So-
B) Hemanjioperisitom
nuçta defektif hücreler apoptozla yok edilir ve inefektif hemato-
C) Hemanjioendotelyoma poez gelişir. Hastalarda pansitopeni izlenir. Periferik kanda retikü-
D) Alveoler soft part sarkom lositopeni, anemi, hafif orta trombositopeni ve lökopeni vardır.
E) Pyojenik granülom Eritrositlerde makrositoz, ovalositoz, anizositoz, hiperkromazi,
nötrofillerde hipersegmentasyon ve irileşme görülebilir.
89 - D
92. Aşağıdaki lenfoma tiplerinden hangisinde epidermot-
Damar tümörleri
ropizm ve patruier mikroabseleri görülür?
• Benign vasküler neoplazmlar ve gelişimsel-edinsel lezyon-
A) Burkitt lenfoma
lar
Hemanjiom (kapiller-kavernöz-pyojenik granülom) B) Erişkin T hücreli lösemi/lenfoma
Lenfanjiom (kapiller-kavernöz) C) Mikozis fungoides
Glomus tümörü D) Anaplastik büyük hücreli lenfoma
Vasküler ektaziler (nevus flammeus-spider telenjekta- E) Büyük granüler lenfositik lösemi
ziler-herediter hemorajik telenjektazi)
92 - C
Reaktif vasküler proliferasyonlar (basiller anjiomatozis)
• İntermediyer grade’li neoplazmlar Mikozis Fungoides, CD4(+) T hücrelerinden gelişen primer
Kaposi sarkomu deri lenfomasıdır.
Hemanjioendotelyoma Non spesifik deri bulgularından plak ve tümör aşamalarına kadar
• Malign neoplazmlar değişen bulguları vardır. (premikotik-plak-tümör) Serebriform
nükleuslu T-hücreleri, üst dermis ve epidermiste infiltrasyon gös-
Anjiosarkom
terirler. Epidermisin neoplastik serebriform nükleuslu lenfosit-
Hemanjioperisitom
lerle infiltrasyonu (epidermotropizm) ve Pautrier mikroabseleri
tipiktir.
www.tusem.com.tr 24
Temel Bilimler / T 40 - 5
93. Akciğerlerde elastaz-antielastaz arasındaki denge elas- • EM (Elektron mikroskopi) bulguları: Visseral epitel hücre-
tazlar lehine bozulması durumunda hangi hastalık or- lerinde podositlerde düzleşme veya silinme
taya çıkar? • IF (İmmünfloresan) bulguları: Madde birikimi saptanmaz.
A) Atelektazi B) Bronşit • Prognozu iyidir. Çocuklarda kortikosteroid trdavisi ile ge-
nellikle düzelir. Erişkinlerde prognoz biraz daha kötüdür.
C) Bronşiektazi D) Amfizem
E) Astım
95. Testiste ağrısız büyüme ve hemoptizi şikayeti ile gelen 32
yaşında hastanın USG’sinde sağ testiste 4,5 cm çapında
93 - D
kitle izleniyor. Hastaya orşiektomi yapılıyor. Testiste gri be-
yaz renkli homojen vasıflı kitle, kesitlerinde fibröz bantlarla
ayrılmış, geniş berrak sitoplazmalı, sitoplazmik sınırları be-
lirgin, santral nükleuslu, nükleolleri seçilebilen ganüler kro-
matinli hücreler, intertisyal lenfositik infiltrasyon izleniyor.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Klasik seminom B) Embryonel karsinom
Serum ve intertisyal dokuda antielastaz aktivitesi olan başlıca C) Koryokarsinom D) Yolk sac tümör
molekül alfa-1 antitripsindir. Bunun dışında bronşial mukustaki
E) Teratom
sekretuar lökoproteaz inhibitörü ve serum alfa-1 makroglobu-
lindir. Başlıca hücresel elastaz aktivitesi ise nötrofilik elastazdan 95 - A
kaynaklanır. Bunun dışında nötrofillerden salınan katepsin G,
Testis tümörleri % 95 germ hücrelerden gelişir. Germ hücreli
proteinaz-3, makrofajlardan salınan elastaz
tümörler seminomatöz ve non seminomatöz tümörler diye
(alfa-1 antitripsin ile inhibe edilemez), nötrofil ve makrofajlar-
ikiye ayrılır. Testis tümörlerinin görülme yaşı 15-34 yaş arası-
dan salınan matriks metalloproteinazları bulunmaktadır.
dır. Germ hücreli testis tümörlerinin %60 kadarı mikst özellik
Amfizem patogenezinde asıl olay proteaz-antiproteaz den-
taşır ve birden fazla germ hücreli tümör (embriyonel karsinom
genin bozulmasıdır. Sigara içen bireylerde serbest oksijen
+ seminom gibi) bir arada olur. Tek histolojik yapı içerenlerden
radikalleri artar ve bunlar alfa-1 antitripsini inhibe eder. Yine
en sık görüleni seminomdur.
nikotinin etkisiyle alveol duvarında nötrofiller birikir. Nötro-
3 yaşın altında en sık testis tümörü: yolk sac tümörüdür ve 3
fillerden salınan elastaz, alfa-1 antitripsin eksikliğinde veya
yaş altında en az görüleni ise seminomdur. En iyi prognozlu
inaktivasyonunda doku yıkımına neden olur.
olan seminomdur En kötü prognozlu olan koryokarsinomdur.
Seminomlar lenfatik, non seminomatöz tümörler ise hemato-
94. Aşağıdakilerden hangisi çocuklarda nefrotik sendro-
jen yayılımı severler.
mun en sık nedenidir?
Seminom makroskopik olarak gri beyaz renkli, homojen vasıflı
A) Fokal segmental GN
multinodüler kitle şeklinde izlenirler.
B) Membranöz GN
Morfolojik olarak, dallanmış fibröz septalarla ayrılan diffüz taba-
C) Mambranoproliferatif GN
kalar şeklinde tümöral proliferasyon vardır. Tümör hücreleri sitop-
D) Lipoid nefroz
lazmik sınırları belirgin, berrak sitoplazmalı, santral nükleuslu, bir
E) IgA nefropatisi
iki nükleollü, granüler kromatinlidir. Sitoplazma değişik oranlar-
94 - D
da glikojen içerir. Mitoz azdır. Tümör çevresinde T lenfositlerden
Çocuklarda nefrotik sendrom %95 oranında primer glomerül
zengin lenfoid infiltrasyon izlenir ve bu yüzden iyi prognozludur.
hastalıklarına bağlı gelişir. Bunların içinde en sık neden mini-
Serum PLAP seviyesi vakaların %50’sinde yüksektir. AFP genellikle
mal değişiklik (change) hastalığı (lipoid nefroz)’dır.
normal iken, %10-20 oranında sinsityotrofoblastik dev hücreler
Minimal Değişiklik hastalığı (Lipoid nefroz)
bu tümöre eşlik eder ve bu vakalarda beta HCG yüksekliği izlenir.
• Çocuklarda nefrotik sendromun en sık nedenidir.
Radyosensitiftirler.
• Selektif proteinüri, hipoalbüminemi, ödem, hiperlipidemi
ve lipidüri ile seyreder.
96. Aşağıdaki bulgulardan hangisi Crohn hastalığını düşün-
• Proteinürinin nedeni glomerüller kapiller duvarın bozul-
dürmez?
ması sonucu plazma proteinlerine aşırı geçirgenlik ve glo-
A) Segmental tutulum B) Transmural tutulum
merüler polianyon kaybıdır.
C) Serozit D) Kazeifiye granülomlar
• IM (ışık mikroskopi)bulguları: Olguda ışık mikroskopisinde
E) Fistül ve fissürler
glomerüller normaldir. Proksimal tübül epitel hücrelerin-
de lipit ve yağ birikimine bağlı vakuolizasyon görülebilir.
25 www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 40 - 5
96 - D 98 - C
Crohn hastalığı (CH) ataklar halinde GİS’in herhangi bir seviyesini Medüller karsinom, parafoliküler C hücrelerinden köken alan
tutabilir. En sık terminal ileum tutulur. Gecikmiş tipte hipersen- (2 kez soruldu), stromada amiloid birikimi görülebilen (5 kez
sitivite reaksiyonudur. İnflamasyon tüm barsak katlarını tutan soruldu) nöroendokrin neoplazmdır. Medüller tiroid karsino-
transmural, keskin sınırlı ve kroniktir. İnflamasyona non kazeifiye mu parafoliküler C hücrelerine benzer şekilde kalsitonin salgı-
granülomlar ve lenfoid agregatlar eşlik eder. CH’da segmental larlar. Kalsitonin düzeyi tanı ve postoperatif takipte öemli rol
atlamalı tutulum vardır ve segmentler arasında normal barsak oynar. Medüller karsinom olgularının %80’i sporadik, %20’si
izlenebilir. (ip belirtisi/skip sign) fibrozis nedeni ile barsak lümeni
MEN 2A veya 2B sendromu ile MEN ile ilişkisiz familyal me-
daralır ve baryumlu grafide ip belirtisi görünümü oluşur. Serozit
düller tiroid karsinomu (FMTK) gibi familyal vakalardır. RET
olgularda sıktır ve fistül oluşturan derin fissürler sık görülür. Has-
protoonkogen (10q11) mutasyonları hem familyal hem de
talarda malabsorbsiyon ve ishal belirgindir.
sporadik vakaların gelişmesinde önemli rol oynar. MEN send-
romlarında görülenler erken yaşlarda, sporadik ve FMTK va-
97. Aşağıdakilerden hangisi Alzheimer hastalığında izlenen
kaları erişkinlerde (50’li yaşlar) sıktır. Sporadik vakalar tek lob-
mikroskopik bulgulardan değildir?
dan gelişme eğiliminde iken familyal vakalarda multifokal ve
A) Senil plak
bilateral gelişim yaygındır. Sporadik olgularda en sık boyunda
B) Nörofibriler yumak
kitle ile semptom verirler. Hastalarda kalsitonin düzeyi artmış
C) Granülovakuoler değişiklik
olmasına rağmen hipokalsemi beklenmez. Prognozu papiller
D) Hirano cisimcikleri karsinomdan kötüdür. Evre en önemli prognositik faktördür.
E) Negri cisimciği
97 - E
99. Triclabendazol ile ivermektin kombinasyonu aşağıdaki
Yaşlı hastalarda demansın en sık nedeni Alzheimer hastalığı- helmintlerden hangisinin tedavisinde sıklıkla kullanılır?
dır. Alzheimer hastalığında başlangıç klinik bulgu genelde kon-
A) Fasciola hepatica
santrasyonda ve entellektüel kapasitede azalmadır. Progresif
kognitif fonksiyon kaybı ve yakın hafızada kayıp vardır. İlerle- B) Taenia solium
yen dönemlerde tam bir dezoryantasyon, konuşma bozukluk- C) Schistosoma haematobium
ları ve diğer kortikal fonksiyonlarda kayıp gözlenir. D) Paragonimus westermani
Alzheimer hastalığında simetrik kortikal atrofi ve özellikle
E) Trichuris trichiura
temporal, frontal ve parietal loblarda sulkuslarda genişleme
görülür. En önemli histolojik özellikleri nörofibriller yumaklar. 99 – A
Senil (nöritik) plaklar ve amiloid anjiopatidir. Fasciola hepatica tedavisinde bithinol, prazikuantel veya
Alzheimer hastalığında izlenen major mikroskopik bulgular triclabendazol+ivermektin kombinasyonu kullanılır.
1- Nörofibriler yumaklar: H&E boyasıyla bazofilik boyanan stop-
lazmik yapılardır. Nöronların sitoplazmasında, nükleusu sarma-
100. pKa değeri 2.5 olan asit yapılı ilaç pH’sı 1.5 olan midede
layan veya kenara iten çift sarmal fibrillerden oluşur. Elonge
yaklaşık % kaç iyonize durumdadır?
veya alev şeklinde olabilirler. Nörofibriller yumaklardaki major
protein anormal hiperfosforle tau protein birikimidir. A) 1 B) 10 C) 50 D) 90 E) 99
2- Senil (nöritik) plaklar: Amilod beta protein birikimiyle ka- 100 – B
rekterizedir. Alzheimer hastalığına spesifik değildir. İlacın lipofilitesi
3- Amiloid anjiopatisi: Aβ birikiminin damarlar çevresinde ol-
İlaçların absorpsiyonunu etkileyen en önemli faktördür. Li-
masıyla karekterizedir.
pofilik (noniyonize=apolar) ilaçlar, hidrofilik (iyonize=polar)
4- Hirano cisimleri: Hipokampusteki piramidal hücrelerde biri-
ilaçlara göre daha kolay absorbe edilir.
ken yuvarlak eozinofilik cisimlerdir.
5- Granülovakuoler Dejenerasyon: Hipokampüste berrak va- İlaçların %50 iyonize olduğu pH değerine pKa denir. pKa ab-
kuoller olarak gözlenir. sorpsiyonu etkileyen önemli faktörlerdendir. Non-iyonize kıs-
En sık hipokampus ve olfaktör bulbusda izlenir. mın iyonize kısma oranı; log non-iyonize / iyonize = pKa – pH
formülünden bulunur. Asit ilaçlar asit ortamda, bazik ilaçlar
bazik ortamda daha fazla non-iyonizedir.
98. Aşağıdaki tiroid tümörlerinden hangisi nöroendokrin
özelliktedir? pKa değeri 2.5 olan ilaç pH’sı 2.5 olan ortamda %50 noniyoni-
ze, pH’sı 1.5 olan ortamda yaklaşık %90 noniyonize, pH’sı 3.5
A) Papiller karsinom B) Foliküler karsinom
olan ortamda yaklaşık %10 noniyonize olur.
C) Medüller karsinom D) Az diferansiye karsinom
E) Anaplastik karsinom
www.tusem.com.tr 26
Temel Bilimler / T 40 - 5
101. Glokom tedavisinde kullanılan ilaçlarla ilgili aşağıdaki Vilazodon, 5-HT geri alımını inhibe eder ve 5-HT1A reseptörle-
ifadelerden hangisi doğrudur? rine parsiyel agonist etki yapar. Antidepresan ve anksiyolitik
A) Latanoprost, aköz humor akışını artırır ve oral yolla etki yapar.
kullanılır. Vortioksetin, serotonin modülatör ve stimülatör atipik anti-
depresandır. 5-HT geri alımını inhibe eder ve 5-HT1A reseptör-
B) Pilokarpin, aköz humor sentezini azaltır ve topikal
lerine parsiyel agonist etki yapar.
yolla kullanılır.
C) Asetozolamid, aköz humor akışını artırır ve topikal
103. Aşağıdakilerden hangisi fosfodiesteraz enzim inhibitö-
yolla kullanılır.
rü ilaçlardan biri değildir?
D) Timolol, aköz humor sentezini azaltır ve topikal yolla
A) Levosimendan B) Roflumilast
kullanılır.
E) Fizostigmin, aköz humor sentezini azaltır ve oral yol- C) Silastazol D) Milrinon
la kullanılır. E) Riosiguat
101 – D 103 – E
Glokom tedavisinde kullanılan ilaçlar Levosimendan, miyokartın kalsiyum duyarlılığını artırır, fosfo-
PGF2alfa analogları: Latanoprost, travoprost, bimatoprost, diesterazı inhibe eder ve kalp yetmezliğinde kullanılır.
unoproston ve tafluprost, aköz humorun akışını artırarak glo- Roflumilast, fosfodiesteraz-4’ü selektif inhibe eder ve KOAH
kom tedavisinde lokal verilir. Kırmızı göz, iris ve kirpiklerde tedavisinde kullanılır.
kahverengi pigmentasyon gibi yan tesirleri vardır.
Silastazol, fosfodiesteraz-3’ü selektif inhibe ederek antiagre-
Beta blokörler: Timolol, betaksolol, karteolol ve levobunolol,
gan ve vazodilatör etki yapar.
aköz humor sentezini azaltarak glokom tedavisinde lokal veri-
Milrinon, fosfodiesteraz-3’ü selektif inhibe ederek akut kalp
lir. Astım, KOAH, bradikardi ve periferik damar hastalığı olan-
larda tercih edilmezler. yetmezliğinde kullanılır.
Kolinerjikler: Pilokarpin, karbakol, demekaryum, fizostigmin, Riosiguat, Solübl guanilat siklazı aktive ederek pulmoner hi-
pridostigmin ve ekotiofat, aköz humorun akışını artırarak glokom pertansiyon tedavisinde kullanılır.
tedavisinde lokal verilirler. Myopide artmaya neden olurlar.
Sempatomimetikler: Adrenalin, dipivefrin ve fenilefrin, aköz 104. Aşağıdaki eikozanoid reseptörlerinden hangisi adenilat
humorun akışını artırarak glokom tedavisinde lokal verilirler. siklaz üzerinden etki yapmaz?
Alfa2 agonistler: Apraklonidin ve brimonidin, aköz humor
A) Prostaglandin E2 EP1 reseptörü
sentezini azaltarak glokom tedavisinde lokal verilirler. Aköz
humor akışını da artırabilirler. Kırmızı göz yapabilirler. B) Prostaglandin E2 EP2 reseptörü
Karbonik anhidraz inhibitörleri: Asetozolamid, metazolamid, C) Prostaglandin E2 EP3 reseptörü
dorzolamid ve brinzolamid, aköz humor sentezini azaltarak
D) Prostaglandin I2 IP reseptörü
glokom tedavisinde verilirler. Asetozolamid ve metazolamid
oral, diğerleri lokal kullanılır. Geçici myopi ve sistemik verilişte E) Prostaglandin D2 DP1 reseptörü
böbrek taşı yapabilirler. 104 – A
Tablo: Eikonazoid Reseptörleri
102. Aşağıdakilerden hangisi serotonin reseptör modülatö-
Reseptör G-protein Eksikliğinde Etki
rü ve stimülatörü atipik antidepresandır?
DP1 Gs Alerjik astım ↓ / Hipertansiyon /
A) Reboksetin B) Duloksetin Tromboz
DP2 Gi Alerjik inflamasyon ↑
C) Vortioksetin D) Atomoksetin
EP1 Gq Kolon kanser riskinde ↓
E) Paroksetin EP2 Gs Fertilizasyonun bozulması / Hipertansi-
yon / Tümör riskinde ↓
102 – C
EP3 Gi Pirojenlere direnç / Alerjik inflamas-
5-HT Reseptör Modülatörleri (Trazodon / Vilazodon / Nefa- yonda ↓ / Obezite
zodon / Vortioksetin) EP4 Gs Patent duktus arteriyozus / Kolon
Atipik antidepresanlardır. Trazodon ve nefazodon, 5-HT2A re- kanser riskinde ↓
FP Gq Aterosklerozda ↓ / Bazal kan basıncın-
septörlerini ve 5-HT geri alımını inhibe eder. Nefazodon, nore- da ↓ / Doğum yetmezliği
pinefrin re-uptake’ni de azaltır. Antidepresan, anksiyolitik ve IP Gs Tromboz / Ateroskleroz / Kardiyak
hipnotik etki yaparlar. fibrozis / Hipertansiyon
Alfa1 ve H1 reseptör blokajına bağlı hipotansiyon ve sedasyon TP Gq Kanama zamanında ↑ / Ateroskleroz-
da ↓
yaparlar. Antimuskarinik yan tesir riskleri düşüktür. Trazodon
Sis-LT1 Gq Vasküler permeabilitede ↓ / Pulmoner
en fazla priapizm yapan antidepresandır. Nefazodon, CYP3A4 inflamasyonda ↓
enzimlerinin potent inhibitörlerinden biridir ve hepatotoksisi-
teye neden olur.
27 www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 40 - 5
www.tusem.com.tr 28
Temel Bilimler / T 40 - 5
29 www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 40 - 5
113. Ivabradin ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? 115. Aşağıdakilerden hangisi dihidropiridin türevi kalsiyum
A) Hiperpolarizasyonla aktive sodyum kanalını inhibe kanal blokörlerinin kullanım endikasyonlarından biri
eder. değildir?
B) Atrioventriküler iletimi yavaşlatır. A) Kronik hipertansiyon
C) Kronik stabil anjina ve kalp yetmezliğinde kullanılır. B) Anjina pektoris
D) Verapamil veya diltiazem ile kombine edilmez. C) Raynaud fenomeninde
E) Eritromisin veya ketokonazol ile birlikte kullanılması D) Sinüs taşikardisi
önerilmez. E) Erken doğum eyleminin önlenmesi
113 – B 115 – D
Ivabradin Endikasyonları ve Yan Tesirleri
Sinoatrial nod ve retinada bulunan hiperpolarizasyonla aktive If
(Ifunny) sodyum kanalını inhibe eder. Kalbin kasılma gücünü ve AV Uzun etkili amlodipin en fazla olmak üzere kronik hipertan-
iletimi değiştirmeden bradikardi yapar (pür bradikardik ajan). siyon tedavisinde kullanılırlar. Yalnızca intravenöz verilen kısa
Koroner arter hastalığı, kronik stabil anjina, kalp yetmezliği ve etkili klevidipin, acil hipertansiyon tedavisinde yararlıdır.
sinüs taşikardisinin tedavisinde kullanılır. Kalp hızını azaltan Nifedipin, amlodipin ve nikardipin, anjina ve miyokart enfark-
verapamil veya beta blokörlerle kombinasyonu uygun değildir. tüsünün profilaksisinde kullanılır. Kalsiyum kanal blokörleri
CYP3A4 enzimlerince metabolize edilir. Makrolid veya azol anti- variant anjinada ilk tercih ilaçlardır. Miyokart enfarktüsünde
fungal gibi CYP3A4 enzimini inhibe eden ilaçlarla alındığında plaz- kullanılmalarına karşın mortaliteyi azaltmazlar.
ma derişimi artar. Görme ile ilişkili yan tesirlere neden olabilir. Nifedipin ve felodipin, periferik damar hastalığı ve Raynaud
fenomeninde kullanılır. Nikardipin, subaraknoid kanamalar-
114. dan sonra serebral vazospazmı çözmek için yararlıdır. Nife-
I. Rufinamid dipin, erken doğum eylemini önlemek için kullanılır. Dihid-
II. Perampanel ropiridin türevi kalsiyum kanal blokörleri antiaritmik amaçlı
III. Lacosamid kullanılmazlar.
IV. Retigabin
Yukarıdaki antiepileptik ilaçlardan hangileri GABA’erjik 116. Aşağıdaki antidiyabetik ilaçlardan hangisi proksimal
sistem ile etkileşmeye girmez? tubülde sodyum glukoz transportörünü (SGLT-2) inhibe
A) I, II ve III B) I ve III ederek idrar ile glukoz itrahını artırır?
C) II ve IV D) Yalnız IV A) Dapagliflozin B) Pramlintid
E) I, II, III ve IV C) Sitagliptin D) Eksenatid
114 – E E) Liraglutid
Rufinamid 116 – A
Voltaj bağımlı sodyum kanallarının inaktif durumda kalma sü-
SGLT-2 İnhibitörleri (Gliflozinler)
resini uzatır. GABA’erjik sistem ve glutamat NMDA reseptör-
leri ile etkileşmeye girmez. 4 yaşın üstündeki Lennox-Gestaut Bu grupta; kanaglifflozin, dapagliflozin ve empagliflozin bulu-
sendromlu hastalarda ve parsiyel nöbet tedavisinde kullanılır. nur. Proksimal tubülde sodyum glukoz transportörünü (SGLT-
Lacosamide 2) inhibe ederek idrar ile glukoz itrahını artırırlar ve glukoretik
GABA’erjik sistem ve glutamat NMDA reseptörleri ile etkileş- etki yaparlar.
meye girmez. Yavaş inaktive voltaj bağımlı sodyum kanallarını Oral yoldan aktiftirler. Yarı ömürleri 10-14 saattir. Tek başla-
bloke eder. Kollapsin-response mediator proteine (CRMP-2) rına, diğer oral antidiyabetik ilaçlar veya insülinle kombine
bağlanarak nörotropik faktörleri inhibe eder. edilerek tip 2 diyabet tedavisinde oral yoldan kullanılırlar.
Perampanel HbA1C’yi %0.5-0.8 düşürürler.
Glutamat AMPA reseptörlerinin selektif non-kompetetif anta- Ortalama 3.2 kg kilo kaybı yaparlar. Hipoglisemi riskleri düşük-
gonistidir. 12 yaşın üstündeki hastalarda parsiyel nöbet teda-
tür. Osteoporoza neden olabilirler. Genital ve üriner üriner sis-
visinde kullanılır.
tem enfeksiyonu riskini artırırlar. Osmotik diüretik etkilerine
Retigabin (Ezogabin)
bağlı intravasküler volüm azalması ve hipotansiyon yaparlar.
Diğer antiepileptik ilaçlardan farklı bir mekanizmaya sahiptir.
Voltaj bağımlı potasyum kanallarını açarak hiperpolarizasyona Glomerüler filtrasyon hızı azalan hastalarda kontrendikedirler
neden olur. Parsiyel nöbet tedavisinde kullanılır. İlaç etkileşme- (kanagliflozin ve empagliflozin için 45 mL/dakikanın altı, da-
sine girmez. pagliflozin için 60 mL/dakikanın altı).
www.tusem.com.tr 30
Temel Bilimler / T 40 - 5
117. Aşağıdaki biyolojik moleküllerden hangisi VEGF-A’ya Gruptaki ilaçların hepsi, metabolize olmadan böbreklerden
bağlanarak senil maküler dejenerasyon tedavisinde glomerüler filtrasyonla elimine edilir. Dozları kreatinin kle-
kullanılır? rensine göre ayarlanmalıdır. Böbrek yetmezliğinde dozları
A) Eculizumab B) Ranibizumab azaltılmalıdır. Gruptaki ilaçların hepsi, plasentayı geçerek fetal
plazma ve amniyotik sıvıda bulunurlar.
C) Denosumab D) Natalizumab
E) Palivizumab
117 – B
Monoklonal Antikorlar
Natalizumab: İnsan kaynaklı lökosit yüzeyindeki adezyon
molekülü α4-integrinin monoklonal antikorudur. Şiddetli 119. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi mikrozomal trigliserit
crohn hastalığı ve multipl skleroz tedavisinde kullanılır. transfer proteini inhibe ederek homozigot ailesel hi-
Human polyomavirüse (JC virüs) bağlı progresif multifokal perkolesterolemi tedavisinde kullanılır?
lökoensefalopati reaktivasyonuna neden olabilir. A) Nikotinik asit
Denosumab: Osteoklastlarda RANKL molekülüne bağla- B) Ezetimib
nan insan kaynaklı antikordur. Postmenapozal osteoporoz
C) Mipomersen
tedavisinde kullanılır.
Eculizumab: İnsan kaynaklı kompleman C5 antikorudur. D) Lomitapid
Paroksismal nokturnal hemoglobinüri ve hemolitik üre- E) Torsetrapib
mik sendrom tedavisinde kullanılır. 119 – D
Palivizumab: İnsan kaynaklı respiratuvar sinsityal virüs
Mipomersen
füzyon antikorudur. Yüksek riskli çocuklarda respiratuvar
sinsityal virüs enfeksiyonlarının önlenmesinde kullanılır. Karaciğerde apo lipoprotein B-100’ün mRNA’sını hedefleyen
Ranibizumab: İnsan kaynaklı VEGF-A antikorudur. Yaşlan- antisense oligonükleotiddir. LDL-kolesterolu, apo B-100 ve
maya bağlı neovasküler maküler dejenerasyon, diabetik lipoprotein (a) düzeyini düşürür. Yalnızca homozigot familyal
maküler ödem ve retinal ven oklüzyonunda intravitreal hiperkolesterolemide haftada bir subkutan yoldan kullanılır.
enjeksiyonla kullanılır. Pegaptanib, benzer etkilere sahiptir.
118. Aminoglikozidlerle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 120. İntravenöz yoldan kullanılan bir ilacın dozunun, plazma
doğrudur? konsantrasyon zaman grafiğinin altında kalan alana bö-
A) Bakteriyostatik etkilidirler. lünmesi ile (Doz/EAA) aşağıdakilerden hangisi bulunur?
B) Doz kısıtlayan yan tesirleri hepatotoksisitedir. A) Klerens
C) Anaerobik bakterilere etki yapmazlar. B) Biyoyararlanım
D) Oral verildiklerinde tama yakın absorbe olurlar. C) Yarı ömür
E) Geniş spektrumludurlar. D) Dağılım hacmi
118 – C E) Maksimum plazma derişimi
Aminoglikozidler 120 – A
Dar spektrumlu antibiyotiklerdir. Oksijen bağımlı transporta Eğri altında kalan alan (EAA)
gereksinim duyarlar. Yalnızca gram(-) aerobik basillere (psö- İlacın absorpsiyon oranını ve absorpsiyon hızını (biyoyararla-
domanas dahil) ve tüberküloz basiline etkilidirler. Gram(+) ve nımını) gösteren en iyi parametredir. İntravenöz yoldan veri-
aneorobik bakterilere etki yapmazlar. len ilacın dozunun eğri altındaki alana bölünmesi (doz/EAA)
Polar (hidrofilik) ilaçlardır. Sistemik etki için yalnızca parente- klerensi verir.
ral yoldan verilirler. Menenjit varlığında bile serebrospinal sı- Aynı etken maddeyi aynı miktarda içeren ilaçlara farmasötik
vıya yeterli derişimde geçemezler. Menenjitte intratekal veya eşdeğer denir. Aynı yolla uygulanan, aynı etken maddeyi aynı
intraventriküler yoldan kullanılırlar. Gruptaki ilaçların hepsi, miktarda içeren ve biyoyararlanımları benzer (%80-125) olan
renal korteks ve iç kulakta birikerek nefrotoksik ve ototoksik ilaçlar biyoeşdeğer olarak tanımlanır. Biyoeşdeğer ilaçların ben-
yan tesirlere neden olurlar. zer klinik etki oluşturmasına terapötik eşdeğerlik adı verilir.
31 www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 40 - 5
1. Yirmi dört yaşında, yeni başlamış kalp yetmezliği tanısı ile 2-E
takip edilen bir erkek hastaya sağ kalp kateterizasyonu Akut koroner sendromlar her zaman soru potansiyeli olan konu-
uygulanarak bu esnada kalp biyopsisi yapılmıştır. Patolojik lardır. USAP veya non ST segment elevasyonlu MI (NSTEMI)’ın
örneğin Kongo kırmızısı ile boyamasında pozitif bisferiens standart tedavisi aspirin ve klopidogreldir. Antikoagülan olarak da
saptanmıştır. Biyopsi materyalinin immunohistokimyasal enoksaparin rekürren kardiyak olayları önlemede üstünlüğe sa-
incelemesinde transtiretin proteini varlığı gösterilmiştir. hiptir. Glikoprotein IIb/IIIa inhibitörleri de USAP ve NSTEMI teda-
Bu tipte amiloid birikimi saptandığında tanıda uygulanma- visinde faydalı olduğu kanıtlanmış ajanlardır. Eptifibatid, tirofiban
sı gereken bir sonraki tetkik aşağıdakilerden hangisidir? ve absiksimab perkütan girişim düşünülen hastalarda kulanılabi-
A) Kemik iliği biyopsisi len ajanlardır. Yüksek risk faktörlerinin varlığında (istirahat anjina-
B) Altta yatan inflamatuvar hastalığın araştırılması sı, yüksek troponin düzeyi, yeni ST segment depresyonu, konjestif
C) Genetik olarak aile ağacının araştırılması kalp yetmezliği semptomları varlığı, raller, mitral regürjitasyon,
pozitif stres test, ejeksiyon fraksiyonu < 0.40, düşük kan basıncı,
D) Nörokognitif test uygulanması
sürekli VT, önceden koroner girişim yapılmış olması) erken invaziv
E) İdrarda Bence-Jones proteinürisi varlığının araştırılması
girişimin faydaları gösterilmiştir. Bu hastada da ST depresyonları,
1-C raller ve mitral regürjitasyon mevcut olup hasta yüksek riskli bir
Amiloidoz, insolubl protein fibrillerinin ekstrasellüler depo- hastadır ve erken dönemde kardiyak kateterizasyon gerekmekte-
lanması sonucu gelişen bir hastalıktır. Primer sistemik amiloi- dir. tPA, STEMI’de faydalı olup, NSTEMI ve USAP’da kullanılmaz.
dozda (AL) amiloid, immunglobulin hafif zincirlerinden oluşur
ve genellikle de plazma hücre diskrazilerinde (multipl mye-
loma) görülür. Tanısında da kemik iliği biyopsisi kullanılır. AA
tip amiloidozda (sekonder amiloidoz) biriken serum amiloid
A proteinidir ve kronik inflamatuvar veya infeksiyöz hastalık- 3. Aşağıdaki EKG trasesi hangisi ile uyumludur?
larda ortaya çıkar. Alzheimer hastalığı, Ab protein birikimine
bağlı olarak gelişir. Erken dönemde nörokognitif testlerle
tanısı konulabilmektedir. Mutant transtiretin (prealbumin)
familyal amiloidozlu vakalarda saptanan bir protein fibrilidir.
Sporadik de olabilmesine rağmen hastalık genellikle otozomal
dominant olarak kalıtılır. Tipik semptomlar nöropati, kardiyo-
miyopati ve otonom nöropatidir. Tedavisiz yaşam yaklaşık 5.
15 yıl kadardır. Aile fertlerinin taranması bu açıdan önemlidir.
www.tusem.com.tr 32
Klnik Bilimler / T 40 - 5
33 www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 40 - 5
www.tusem.com.tr 34
Klnik Bilimler / T 40 - 5
Chron hastalığı üst GİS en sık duadenumu tutar,Chron hasta- 14. Alfa 1 antitripsin eksikliği sonucu görülen sirozun nede-
lığında görülen kaldırım taşı manzarası aftöz ülserler arasında ni aşağıdakilerden hangisidir?
kalan sağlam dokunun yarattığı manzaradır. A) Elastaz başta olmak üzere proteaz aktivasyonunun
Lenfositik gastrit otoimmun nedenli olduğu düşünülen sıklıkla engellenememesi
çölyak hastalığına eşlik eden bir hastalıktır.Spesifik bir endos- B) Anormal üretilen alfa 1 antitripsinin karaciğer hücre-
kopik görünümü olmamakla beraber daha çok histolojik ola- lerinde birikmesi.
rak faveolar hiperplazi ve glandüler hiperplazi ile karakterize C) Kollojen yıkımının azalıp sentezinin artması
hipertrofik ( pili kabalaşması) gastropati yapar. D) Sık tekrarlayan viral ve bakteriyal enfeksiyonlar
Eozinofilik gastrit gıda duyarlılığına bağlı geliştiği düşünülen E) Alfa 1 antitripsin eksikliği varlığında alkol kullanımı
histolojik olarak eozinofil infiltrasyonu ile karakterize GİS her
14 - B
yerinde görüle bilen bir hastalıktır.Tıpkı Chron hastalığı gibi
transmural tutulum yapar. Alfa 1 antitripsin (AAT) in kandaki eksikliğinin nedeni anormal
üretilen ve karaciğer endoplazmik retikulumunda birikerek
CMV enfeksiyonu özellikle immun supresif kişilerde viral gast- atılamayan polimerleşen protenin varlığıdır. (PİZZ genotipin-
rit nedenidir.Çocukluk çağında geçirilen akut CMV enfeksiyo- de daha sık) Kronik karaciğer hastalığının nedeni karaciğerden
nu geçici antral tutulumlu Menetrier hastalığına neden olur. atılamayan polimerize AAT yarattığı hepatoselüler hasardır.
Endoskopik olarak hipertrofik görünüm mevcuttur. AAT eksikliği sonucunda olan amfizemin nedeni ise anormal
yapıdaki AAT in hepatositlerden plazmaya verilememesi nöt-
13. Çölyak hastalığı için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? rofilik elastaz başta olmak üzere proteaz inhibisyonunun ol-
A) HLADQ2 ve HLADQ8 birlikteliği sıktır. mamasıdır.Özetle AAT eksikliğinde kronik karaciğer ve akciğer
hastalığı oluşmasının mekanizması farklıdır.
B) Villüs atrofisine rağmen enterokinaz aktivitesi bozul-
maz.
C) Hastalığa eşlik eden en sık otoimmun hastalık Tip 1 15. Aşağıdakilerden hangisi wilson hastalığının bulguların-
Diyabettir. dan biri değildir?
D) Kesin tanısı ince bağırsak biyopsisinde Çölyağa spesi- A) Düşük seruloplazmin düzeyi
fik olan değişikliklerle konur. B) Kanda azalmış total bakır düzeyi
E) Glütensiz diyet sonrasında otoimmun seroloji nega- C) İdrar bakırının artması
tifleşir. D) Ürik asid düşüklüğü
13 - D E) Kanda azalmış serbest bakır düzeyi
Çölyak günümüzde en sık genetik geçişli hastalık olarak kabul 15 - E
edilmektedir.Hastalığın klasik malabsorbsiyonla giden for- Wilson hastalığı 13. kromozomda ATB7B gen defekti sonucun-
mu daha seyrek görülürken atipik formlar daha sıktır (Der- da bakır metabolizmasının bozulduğu OR geçişli metabolik
matitis herpetiformis,nedeni açıklanamayan transaminaz karaciğer hastalığıdır.Bu gen defekti sonucunda serüloplazmin
yüksekliği,infertilite ,refrakter demir eksikliği anemisi v.b ) İnce sentzinde azalma bakırın safra ile atılımında bozulma ortaya
bağırsakta villüs atrofisi yapan malabsorbsiyon nedenlerinde çıkar.Serüloplazmin önemli bir bakır bağlayıcıdır. (Serüloplaz-
ince bağırsak enterokinaz aktivitesi azalırken ilginç olarak villüs min aynı zamanda makrofajdan ferroportinle atılan demirin
atrofisinin görüldüğü Çölyak hastalığında enterokinaz aktivitesi üç değerli hale dönmesini sağlayan proteindir )Serüloplazmin
azalmaz.Villüs atrofisi yapan birçok hastalık olduğu için Çölyak azalması total bakırın azalmasına dolayısıyla kanda serbest
hastalığının tanısında ince bağırsak biyopsisi altın standart tanı bakırın artmasına neden olur.Serbest bakır artışıda proteine
yöntemi olmasına rağmen biyopside saptanan bulgular (villüs bağlı olmayan bakırı ifade ettiğinden idrar bakırının artmasına
atrofisi,kript hiperplazisi ve intraepitelyal lenfosit infiltrasyonu ) neden olur.
Çölyak hastalığına spesifik değildir.Çölyak tanısı öykü+otoimmun
Wilson hastalığı şüphesinde tarama testi olarak 24 saatlik id-
seroloji+ince bağırsak biyopsisinin kombinasyonu ile konur.
rarda bakır atılımı kullanılmasının nedenide budur.Kabaca id-
Hastalığa en sık eşlik eden otoimmun hastalık Tip 1 Diyabet- rarda bakırı artışı kanda artmış serbest bakır anlamına o da
tir.Tanı zorluğu çekilen hastalarda özellikle batı toplumlarında serüloplazminin düşük olduğu anlamına gelir.Bakır birikimi
%85 oranında pozitiflik saptandığı için HLADQ2,HLADQ8 tanı- sonucunda renal proksimal tübülde etkilendiği için hastada
da kullanılabilen parametrelerdendir. Çölyak tanısı konulan ve fanconi sendromu ortaya çıkabilir ( total proksimal tübül ifla-
refrakter formda olmayan hastalarda glutensi diyet ile önce sı) buna bağlı hastalarda ürik asidin kan düzeyi azalır.Wilson
klinik,sonra seroloji yıllar içerisinde de ince bağırsaktaki histo- hastalığında ayrıca bakırın eritrosit membranına yaptığı tokisk
patoloji tamamen düzelir.Çölyak tanılı hastalarda glutensiz di- etkiden dolayı Coombs negatif hemolitik anemi dolayısıyla
yetle hasta düzelmiyorsa en sık nedeni diyete uyumsuzluktur. indirekt bilirubinemi,retiklositoz gibi laboratuar bulgularıda
beklenebilir.
35 www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 40 - 5
www.tusem.com.tr 36
Klnik Bilimler / T 40 - 5
Kalıtsal immün yetmezlikler Otoimmün hastalıklar 24. On iki yıllık Raynaud fenomeni öyküsü olan 42 yaşında
Klinefelter sendromu Sjögren sendromu bir hastada son 1 aydır giderek artan ne-fes darlığı orta-
Chédiak-Higashi sendromu Çölyak hastalığı ya çıkıyor. Fizik muayenede ciltte kalınlaşma, gerginlik ve
Ataxia-telangiectasia sendromu RA ve SLE
Wiskott-Aldrich sendromu Kimyasallar ve ilaçlar parmak uçlarında digital skarlar saptanıyor. Laboratuvar
Common variable immunodeficiency Fenitoin incelemelerinde ANA 1/320 titre ile pozitif, antisentro-
disease Böcek ilaçları mer antikor (+) olarak bulunuyor.
Kalıtsal immün yetmezlikler Radyasyon
İyatrojenik immünsupresyon Kemoterapi ve radyoterapi Bu hastada nefes darlığına aşağıdakilerden hangisinin
HIV-1 enfeksiyonu öyküsü neden olduğu düşünülmelidir?
Hipogamaglobülinemi Efeksiyöz ajanlar
A) Pulmoner hipertansiyon B) Pulmoner nodüller
C) Pulmoner tromboemboli D) Pulmoner vaskülit
E) Bronşiyal astım
24 – A
22. Tümör lizis sendromunda hangi organa ait yetmezlik sık Progresif sistemik sklerozis (skleroderma), küçük arter, mikro-
bir ölüm nedenidir? damar ve bağ dokusunun fibrozisi ile giden ve viseral organları
A) Akciğerler B) Beyin da tutan nadir bir kronik hastalıktır. GİS (en sık ösofagial hipo-
C) Karaciğer D) Böbrekler motilite), böbrek (malign HT ve oligüri (ABY), kalp (sessiz peri-
kard effüzyonu, fibrozis ve band nekrozu), kas-iskelet sistemi
E) Pankreas
(RA benzeri artrit, myopati ve kas atrofisi, keratokonjiktivitis
22 - D sicca, xerostomi) ve pulmoner tutulum (plevral effüzyon, pul-
Tümör lizis sendromu, tümör yükü ve turnoveri fazla olan yük- moner HT, fibrozis, rstriktif akciğer hastalığı) olabilir. Pulmoner
sek dereceli lenfomalarda ve lösemilerde, tedaviye bağlı aşırı tutulum sklerodermada en sık ölüm nedenidir. Pulmoner HT’un
miktarda tümör hücresinin yıkımına bağlı oluşan, biyokimya- en erken bulgusu trikuspit yetmezliğidir. Diffüzyon kapasitesinin
sal bozukluklar ve ağır vakalarda akut böbrek yetmezliği ile ölçümü en duyarlı testtir. Raynaud fenomeni sklerodermalı has-
seyreden klinik tablodur. talarda çok sık saptanır. Laboratuvar incelemelerde Scl-70 (anti
topoizomeraz), antisentromer antikor, ANA (%70-90), RF (%25),
hipergamaglobulinemi ve sedimentasyon artışı vardır.
25. Yetmiş yaşında bayan hasta uzun süren ishal sonrası iştah-
sızlık, halsizlik, bulantı, baş dönmesi, letarji ve oligüri nede-
23. Yoğun bakım ünitelerinde en sık nazokomiyal (hastane niyle getirildi. Fizik incelemesinde mukoz membranları ve dili
kaynaklı) invaziv ishale neden olan sporlu anaerob bak- kuru, hipotansif, taşikardik; BUN= 100 mg/dl, Cre=2 mg/dl,
teri aşağıdakilerden hangisidir? Na=153 mEq/L, pH=7.28, idrar Na 5 mEq/lt olarak bulunuyor.
A) Enteroinvaziv E. coli Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
B) Klebsiella oxytoca A) Prerenal ABY B) Akut tübüler nekroz
C) Clostridium difficile C) Akut glomerülonefrit D) Akut intersitiyel nefrit
D) Saureus enterotoksin B E) Renal arter stenozu
E) Clostridium perfringens 25 - A
23 - C Prerenal ABY, en sık ABY nedenidir. Hipovolemi, kardiyak out-
putun azalması veya sistemik vazodilatasyon yapan hastalıkla-
Yoğun bakım ünitelerinde en sık nozokomiyal (hastane kaynak-
ra bağlı oluşur. Böbrekte yapısal hasar yoktur, renal hipoper-
lı) invaziv ishale neden olan sporlu anaerob bakteri Clostridium
füzyona fonksiyonel bir cevap olarak oluşur, renal perfüzyon
difficile’dir. Yine antibiyotik kullanımı ile ilişkili ishal, kolit ve psö- ve glomerüler filtrasyon basıncı düzeltilirse hızla düzelir. Fakat
domembranöz enterokolitin en sık etkeni Clostridium difficile’dir. tedavisiz kalırsa böbrek parankim hasarı ve akut tübüler nek-
Yoğun bakım ünitelerinde en sık nozokomiyal enfeksiyon (has- roz ile sonuçlanır.
tane kaynaklı) üriner sistem enfeksiyonu etkeni E. coli’dir. En Soruda hipovolemi yapan uzamış ishal tablosu mevcuttur, ce-
önemli risk faktörü ise üriner kateter kullanımıdır. vap pe-renal ABY veya ATN olmalıdır. İdrar Na düşük, BUN/Cre
Yoğun bakım ünitelerinde en sık kateterle ilişkili kan dolaşımı >20 pre-renal ABY lehine ipuçlarıdır.
enfeksiyonu etkeni Staphylococcus epidermidis (slime fakörü Prerenal ABY Akut tübüler nekroz
mevcuttur) ’dir. İdrar Na, mEq/lt <20 >40
Fraksiyone Na atılımı (%) <1 >1
Yoğun bakım ünitelerinde en sık ventilatörle ilişkili pnömoni
Böbrek yetmezliği indeksi (%) <1 >1
etkenleri; Acinetobacter baumannii, Pseudomonas aeruguni- İdrar dansitesi >1020 <1010
sa, Klebsiella türleri, metisiline dirençli Staphylococcus aureus İdrar osmolalitesi, mosm/kg >500 <350
(MRSA) ’dur. İdrar üre nitrojeni/BUN >8 <3
İdrar kreatinin/serum kreatinin >40 <20
Serum BUN/kreatinin oranı >20 <20
37 www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 40 - 5
26. Otuzbeş yaşındaki erkek hastanın motor kazasında sol ba- Bu gruba giren hastalıklar; Ankilozan spondilit, Reiter/reaktif
cak ve kalça kırıkları mevcut. Kan basıncı 80/60 mm Hg, artrit, Psöriyatik artrit ve İnşamatauvar barsak hastalıklarıyla
PCV= 30. Hastaya 2 ünite kırmızı küre veriliyor ve kırıklar ilişkili artrit’tir.
stabil hale getiriliyor. 2 gün sonra tekrar 1 ünite transfüzyon Ankilozan Spondilit
ihtiyacı doğuyor. Hastada aynı gün konfüzyon ve taşikardi
Tanım: Aksial iskeletin en sık inşamatuvar hastalığıdır. En
meydana geliyor. Akciğer sesleri doğal. Vücudunda ekimoz
önemli bulgusu semptomatik sakroileitdir (genellikle bilate-
ve peteşiler tesbit ediliyor. Göğüs radyogramında yama tar-
ral). HLA-B27 en sık AS’de pozitiftir (% 80-90). AS‘de primer
zında alveoler opasiteler ve hipoksemi tesbit ediliyor.
patoloji entesis (ligamentöz yapıların kemiğe bağlandığı böl-
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisi olabilir? geler) bölgesindedir.
A) Yağ embolisi Klinik: Genç erkek hastalığıdır. Bel ağrısı en sık görülen semp-
B) Pulmoner tromboemboli tomdur, sabah sertliği ile birliktedir ve egzersizle hafişer,
C) Serebral ödemle birlikte nörojenik pulmoner ödem normal lordoz kaybolmuştur. Göğüs ekspansiyonu azalmıştır.
D) Göğüs kontüzyonu Lumbal vertebra hareketliliği (şeksiyonu) kısıtlıdır ve Schober
E) Menengokoksik menenjit testi ile (öne doğru eğilme) saptanır. Geç dönemlerde kalça ve
boyunda şeksiyon kontraktürleri gelişir. Periferik eklemlerden
26 – A
en sık kalça ve omuz tutulur.
En muhtemel teşhis yağ embolisidir. Bu teşhisi destekleyen
Göz en sık tutulan eklem dışı organdır (akut anterior üveit şek-
bulgular; uzun kemik kırıları, ciddi yanık ya da nadiren liposuc-
linde). Sistemik tutulum olarak apikal pulmoner fibrozis, aort
tiondan 72 saat sonra gelişen diffüz alveoler infiltrasyon, se-
yetmezliği, amiloidoz, IgA nefropatisi (4A) olabilir. Kauda equ-
rebral disfonksiyon ve peteşiel döküntülerdir. Retinal hemoraji
ina sendromu görülebilir.
ve exudalar bu sendromda görülebilir. Yama tarzında infiltras-
yon pulmoner tromboembolizm ile uyumludur. Laboratuvar: Sedimantasyon yüksekliği, CRP(+)’liği, anemi,
ALP yüksekliği olabilir. Sinoviyal sıvı bulguları non-spesifiktir.
Serum IgA düzeyleri yüksek olabilir.
27. Aşağıdakilerden hangisi böbrek naklinde rejeksiyon ris-
ki yüksekse kullanılır?
29. Alzheimer hastalığında ilk etkilenen kognitif fonksiyon
A) Antitimosit globulin B) Anti-CD25
aşağıdakilerden hangisidir?
C) Anti-CD3 D) Anti-CD52
A) Praksi B) Dikkat C) Gnozi
E) Anti-CD20
D) Yakın hafıza E) Konuşma
27 - B
29 - D
Renal transplantasyonun en önemli konularından biri immünsüp-
resif tedavidir. Profileksi (kortikosteroid, siklosporin A, azotioprin) İlk dejenerasyon hipokampusta dır bu da özellikle yakın bellek
veya rejeksiyon riski yüksekse CD25 antikorları (basiliximab, dasi- kaybına neden olur.
lixumab) kullanılır. Anti-CD25, indüksiyon amacıyla kullanılmasına
rağmen belirgin lenfosit azaltıcı etkide bulunmaz. 30. Posterior inferior serebellar arter (PICA)’in medial dalı-
nın tıkanması sonucunda beyin sapında hangi yapı etki-
28. Asimetrik oligoartrit aşağıdakilerden hangisin özelliğidir? lenmez?
A) Polimiyaljia romatika B) SLE A) Nukleus ambigius
C) Ankilozan spondilit D) Osteoartrit B) Kortikospinal yol
E) Romatoid artrit C) Lateral spinotalamik yol
D) İnferior serebellar pedinkül
28 – C
E) 5. kraniyal sinirin desendan nükleusu
Asimetrik oligoartrit (2-4 arası eklem tutulumu) seronegatif
artritlerin özelliğidir (GO-PARİS kısaltmasının PARİ kısmı: pso- 30 - B
riyasis, ankilozan spondilit, reiter, İBH artriti). Hastada güç kaybının olmaması bu tıkanıklığın en ilgi çeken
SERONEGATİF SPONDİLOARTROPATİLER noktasıdır.
Tanım: RF negatişiği ve omurga tutulumu ile giden bir grup
romatizmal hastalığın ortak ismidir. Bu hastalarda inşamatu- 31. Sinir biyopsisi ile tanı konulamayan hastalık aşağıdaki-
var periferik artrit yanında oral aft, psoriyatik deri ve tırnak lerden hangisidir?
lezyonları, konjuktivit ve üveit gibi göz lezyonları görülür. Peri- A) Vaskülit B) Amiloidozis
ferik eklem tutulumu genellikle asimetrik ve oligoartikülerdir. C) Dev aksonal nöropati D) Metakromatik lökodistrofi
Ailesel bir yatkınlık olup çoğunda HLA-B27 pozitiftir.
E) Guillain-Barre Sendromu
www.tusem.com.tr 38
Klnik Bilimler / T 40 - 5
39 www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 40 - 5
www.tusem.com.tr 40
Klnik Bilimler / T 40 - 5
45. Önceki soruda tanımlanan hasta için en uygun tedavi 47. Diyabetli kadınlarda görülen yüksek riskli gebeliklerde,
aşağıdakilerden hangisidir? fetal akciğer matüritesinin belirlenmesine yönelik aşa-
A) Basınçlı nazal oksijen (CPAP) ğıdaki yöntemlerden hangisi daha duyarlıdır?
B) Inhaler nitrik oksit A) Amniyotik sıvıda fosfatidilgliserol ölçümü
C) Endotrakeal eksojen sürfaktan B) Amniyotik sıvıda lesitin/sfingomiyelin oranının belir-
D) Intravenöz PGEı lenmesi
E) Antibiyotik tedavisi C) Matemal serum alfa-fetoprotein ölçümü
D) Gerçek zamanlı ultrsonografi
45 - C
E) Fetoskopi
Prematüre bir bebekte doğumdan hemen sonra başlayan
takipne ve solunum sıkıntısı tablosunda ilk akla gelecek tanı 47 - A
respiratuar distres sendromudur (hiyalen membran hastalığı). Matemal diyabet RDS’nin önemli risk faktörlerinden biridir.
Nazal oksijene rağmen siyanoz ve kliniğin kötüleşmesi de ge- Fetal hiperinsülinizm sürfaktan oluşumunu engeller. Nor
çici takipneden çok RDS’yi düşündürmektedir. Diğer şıklarda malde, gebeliğin 36. haftasında, lesitin / sfingomiyelin oranı
solunum sıkıntısı ve siyanoza neden olabilecek durumlar ve- 2/1’e ulaştığında akciğer matüritesi tamamlanır, RDS riski dü-
rilmiştir. Ancak hastanın akciğer grafisi bulguları diğerlerinden şer. Ancak diabetik anne bebeklerinde sürfaktan yapısındaki
ayrımı sağlamaktadır. Grup B streptokok sepsis ve pnömonisi fosfolipidlerin üretimi yetersiz olduğundan, L/S oranı 2/1 oldu-
klinik ve radyolojik olarak RDS’den ayırt edilemeyebileceği için ğunda dahi, yaşıtlarına göre RDS riski daha yüksektir. Fetal ak-
seçenekler arasına konulmamıştır. Primer pulmoner hipertan- ciğer matüritesini belirlemede amniyotik sıvıda fosfatidilkolin
siyon prematürelerden çok matürlerin hastalığıdır. Aspirasyon ve fosfatiditilgliserol gibi sürfaktan yapısında bulunan fosfoli-
sendromları ise İU hipoksi yaşayan bebeklerin sorunudur. pidlerin ölçümü, lesitin/ sfingomiyelin oranının belirlemesine
RDS için en uygun tedavi eksojen sürfaktan verilmesidir. Oksijen göre daha duyarlıdır.
(nazal, CPAP) ve mekanik ventilasyon destekleyici tedavilerdir. RDS Diğer seçeneklerin fetal akciğer matüritesinin belirlenmesiyle
veya uygulanan tedavilere bağlı komplikasyonlar gelişebilir: entü- doğrudan ilgileri yoktur.
basyona bağlı subglottik stenoz, umblikal kateterizasyona bağlı
renovasküler hipertansiyon ve portal ven trombozu (hipertansiyo-
48. Aşağıdakilerden hangisi A vitamini (retinoik asit) emb-
nu), oksijen tedavisine bağlı retinopati ve kronik akciğer hastalığı,
ryopatisinin özelliklerinden biri değildir?
sürfaktan tedavisi ve RDS’ye bağlı pulmoner kanama ve diğerleri...
A) Mikrotia (küçük kulaklar)
B) Renal agenezi
46. Hayatın ilk günü sarılığı başlayan ve anne sütü ile besle-
C) Konotrunkal kalp malformasyonları
nen bebekte 2 günlük iken indirekt bilirubin 12 mg/dl,
direkt bilirubin 1 mg/dl, hemoglobin 12. 5 g/dl ve direkt D) Posterior fossa malformasyonları
Coombs testi pozitif bulunur. Anne kan grubu O Rh (+) ve E) Timus hipoplazisi
bebek kan grubu A Rh (-) saptanır. 48 - B
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? Retinoik asit nöral krest ve brankiyal arktan türeyen yapılarda
A) Anne sütü sarılığı anormalliklere neden olur: Mikrotia (küçük kulaklar), Konot-
runkal kalp malformasyonları, Posterior fossa malformasyon-
B) Fizyolojik sarılık
ları ve Timus ve paratiroid anormallikleri.
C) intrauterin enfeksiyon
D) ABO uyuşmazlığına bağlı hemolitik hastalık
E) Rh uyuşmazlığına bağlı hemolitikhastalık 49. Aşağıdakilerden hangisi glikojen depo hastalıklarının
özelliği değildir?
46 - D
A) Mental gerilik B) Hepatomegali
Hayatın ilk günü başlayan sarılık daima patolojiktir ve en sık ne-
deni kan grubu uyuşmazlığına bağlı hemolitik hastalıktır. Pato- C) Kardiyomegali D) Miyopati
lojik sarılığın bir diğer ölçütü bilirubin artış hızının günde 5 mg/ E) Hiperlipidemi
dl’den fazla olmasıdır, ki hemolize işaret eder. Hastanın ikinci bi- 49 - A
lirubin düzeyinin 12 mg/dl olması patolojiktir, indirekt hiperbi- Beyinde glikojen depolanmadığı için, glikojen depo hastalıkları
lurubinemi + anemi (2. gün Hb: 12.5) hemolizi, Coombs testinin (tip 8 hariç) beyni etkilemez. Persistan hipogisemilere sekon-
pozitif olması immün hemolitik anemiyi gösterir. Anne ve bebek der mental gerilik olasıdır, ancak iyi tedavi bu durumu önler.
kan gruplarına bakarak uyuşmazlığın tipini belirlememiz gerekir. Halbuki, mukopolisakkarid ve lipid depo hastalıklarının ana
Anne O grubu ise ABO, Rh (-) ise Rh uyuşmazlığı mümkündür. özelliği mental gerilik veya yıkımdır. Glikojen depo hastalıkları
Anne kan grubu O Rh (+) ve bebek kan grubu A Rh (-) olduğuna esas itibarıyla karaciğer ve kası tutar.
göre yanıt ABO uyuşmazlığına bağlı hemolitik hastalıktır.
41 www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 40 - 5
50. Klasik fenilketonürinin kesin tanısı aşağıdaki laboratu- 52. Bir yaşında çocuk aniden başlayan bacaklarını ve dizlerini
ar yöntemlerinden hangisi ile konur? karnına çekerek yüksek sesle ağlama atakları ve kusma
A) Fenilalanin hidroksilaz enzim aktivitesinin ölçümü yakınmalarıyla getirilir. Abdominal muayenede sağ üst
B) Guthrie testi kadranda kitle palpe edilir. Rektal muayenede çilek jölesi
kıvamında kan ve mukus içeren dışkı saptanır.
C) Kan fenilalanin düzeyinin ölçümü
D) FeCI3 testi Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
E) Tandem mass spektrometri A) Intestinal volvulus B) Barsak lenfoması
C) Toksik megakolon D) Intussussepsiyon
50 - C
E) Perfore Meckel divertikülü
Guthrie, fluorometrik ve tandem mass spektrometriler tara-
ma testi olarak kullanılır. Tarama testi pozitif olan hastanın 52 - D
kesin tanısı kan fenilalanin düzeyinin ölçümü ile konur. Klasik Soruda tipik bir intussussepsiyon olgusu tanımlanmıştır. 1 ya-
fenilketonüride düzey 20 mg/dL’nin üzerinde bulunur. Fenila- şındaki çocukta %90-95 neden bulunmaz, idiyopatiktir. Büyük
lanin hidroksilaz ve kofaktör eksikliklerinin hafif formlarında çocuklarda ise barsak lenfoması olasılığı düşünülmelidir.
düzey 2-20 arasındadır; bu hastalarda idrara fenilketonlar çık-
maz. Demir klorür ile idrarda fenilketonların belirlenmesi ta- 53. Aşağıdakilerden hangisi glüten sensitif enteropati pre-
rama programlarında kullanılmaz, ancak bu tür programların valansının arttığı hastalıklardan biri değildir?
yeterli olmadığı ülkelerde, semptomatik bebeklerin tanısı için A) Down sendromu B) Romatoid artirit
basit bir yöntem olarak kullanılabilir. Enzim çalışmasının yeri C) Tip 1 diyabet D) Selektif lgA eksikliği
yoktur, fakat kan fenilalanin düzeyi 20’nin üzerinde olan hasta-
E) Aganglionik megakolon
larda kofaktör eksikliğinin ekarte edilmesi gerekir.
53 - E
Down sendromu, romatoid artirit, Tip 1 diyabet, selektif IgA ek-
sikliği, lenfositik tiroidit, Addison hastalığı, pernisiyöz anemi ve
alopesi olan çocuklarda glüten sensitif enteropati prevalansı art-
mıştır. Çölyak hastalığına dermatitis herpetiformis eşlik edebilir.
www.tusem.com.tr 42
Klnik Bilimler / T 40 - 5
55. Mikropenis, hipospadiyas, kriptorşidizm ve hipertan- 57. Kulak arkası ve arka servikal zincirde lenfadenopati, yu-
siyon olan erkek çocuğun laboratuar incelemelerinde muşak damakta kırmızı lekeler ve yüzden başlayan ve 24
hipokalemi, plazma deoksikortikosteron düzeyinde yük- saat içinde tüm vücuda yayılan makülopapüler döküntü
seklik yanı sıra aldosteron, renin aktivitesi ve testosteron olan çocukta en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
düzeylerinde düşüklük saptanır. A) Kızamık B) Kızamıkçık
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? C) Suçiçeği D) Eritema infeksiyozum (5. hastalık)
A) 3-Hidroksi steroid dehidrogenaz eksikliği E) Ekzantem subitum (6. hastalık)
B) 11 beta-Hidroksilaz eksikliği 57 - B
C) 17alfa-Hidroksilaz eksikliği Kızamıkçığı (rubella) diğer döküntülü hastalıklardan ayırtan en
D) 17 beta-Hidroksi steroid dehidrogenaz eksikliği karakteristik bulgu postauriküler, posterior servikal ve suboksipi-
tal LAP dir. Kızamıkçıkta yumuşak damakta birbirinden ayrık gül
E) Steroidojenik akut regülatör protein defekti
renkli lekeler (Forchheimer spots) görülür. Kızamıkta ise bukkal
55 - C mukozada Koplik lekeleri görülür. Yüzden başlayıp gövdeye yayı-
Testis Leydig hücresindeki, kolestrolden testosteron sentezin- lan makülopapüler döküntü kızamık ve kızamıkçıkta olur. Kızanık-
de görev alan 5 enzimin (Steroidojenik akut regülatör protein, çıkta döküntü 1 günde tüm vücuda yayılıp 3 gün içinde.
3(3-Hidroksisteroid dehidrogenaz, 17a-Hidroksilaz, 17-20 liyaz
ve 17(3-Hidroksisteroid dehidrogenaz) eksikliği erkek yalancı 58. Omenn Sendromu için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
hermafroditizme (EYH) neden olur. Bu enzimlerden bazıla- A) Lenfopeni B) Eozinofili
rı aynı zamanda adrenal bezdeki aldosteron ve kortizol sen- C) Alopesi D) Tüm vücutta yaygın döküntü
tezinde de yer aldığından tuz kaybı veya hipertansiyon eşlik
E) Küratif tedavi kemik iliği naklidir
edebilir. Bunlardan StAR ve 33-Hidroksisteroid dehidrogenaz
defektinde mineralokortikoid eksikliğine bağlı tuz kaybı (düşük 58 - A
aldosteron, yüksek PRA, hiponatremi ve hiperkalemi) olurken, Kombine immün yetmezliklerde hem T hem de B hücre yet-
17a-Hidroksilaz ve 17-20 liyaz eksikliğinde mineralokortikoid mezliği söz konusudur. T hücre yetmezliğinin göstergelerinden
birisinin lenfopeni olmasına karşın, Omenn sendromunda an-
(deoksikortikosteron-DOC) fazlalığına bağlı hipertansiyon, hi-
neden geçen lenfositler nedeniyle baskın bulgu lenfositozdur.
pokalemi, renin-aldosteron supresyonu olur. Androstenodionu
testosterona çeviren 17B-Hidroksisteroid dehidrogenaz (17-ke-
toredüktaz) eksikliği sadece EYH yapar. 11 (3-Hidroksilaz eksik- 59. Aşağıdakilerden hangisi çocuklarda astım gelişimi için
liği de DOC fazlalığına bağlı hipertansiyon ve hipokalemi yapsa risk oluşturmaz?
da, aşırı androjen üretimiyle virilizasyona neden olur; kızlarda A) Annede astım öyküsü
interseks, erkeklerde periferal erken puberte nedenidir. B) Bebeklikte atopik dermatit
C) Kontakt egzama
D) Hastaneye yatış gerektiren bronşiolit
E) Düşük doğum ağırlığı
59 - C
56. Aşağıdaki hastalıklardan hangisi Staphylococcus aure-
Astım gelişim için en büyük risk faktörü bireysel veya ailesel
us enfeksiyonuna bağlı nadiren görülür?
atopi öyküsüdür. Bunun yanı sıra geçirilmiş bronşiolit, vizing
A) Tonsillofarenjit ve pnömoni (özellikle RSV’ye bağlı), sigaraya maruziyet diğer
B) Akut endokardit risk faktörleridir. Kontakt dermatit ise tip IV reaksiyon olması
C) Besin zehirlenmesi nedeniyle atopiye yatkınlık yaratan bir durum değildir.
D) Toksik şok sendromu
E) Renal apse 60. Obstrüktif ve restriktif akciğer hastalıkları için hangisi
yanlıştır?
56 - A
A) Hem restriktif hem de obstrüktif hastalıklarda ret-
S. aureus’un toksin üreten türleri toksik şok sendromu, besin
raksiyonlar görülebilir
zehirlenmesi, haşlanmış deri sendromu yaparken bazı türler
A) Restriktif hastalıklarda dinlemekle ral duyulurken
fokal enfeksiyonlara yol açar. Stafilokokların en sık neden ol-
ekstratorasik obstrüktif hastalıklar stridor vardır
duğu fokal enfeksiyonlar arasında piyojenik cilt enfeksiyonları,
C) Restriktif hastalıklarda akciğer grafisinde volüm kay-
osteomiyelit, artirit, endokardit, renal ve perinefrik apseler
bı mevcuttur.
yer alır. S. aureus’a bağlı üst solunum yolu enfeksiyonları (ton-
sillofarenjit, otit, sinüzit) çok nadirdir. Solunum yolu enfeksi- D) Restriktif hastalıklarda solunum hızı azalmış ve de-
yonu olarak pnömoni, özellikle kistik fibrozislilerde, daha sık rinliği artmıştır.
görülür. S.aureus’a bağlı menenjit de sık değildir. E) Her iki hastalık grubunda da yardımcı solunum kasla-
rı kullanılabilir.
43 www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 40 - 5
60 - D
Obstrüktif
Bulgu Restriktif Ekstratorasik İntratorasik
Solunum Hızı Artmış Azalmış N veya artmış
İnspirasyon Süresi Azalmış Uzamış Değişmez
Ekspirasyon Süresi Azalmış Değişmez Uzamış
Yardımcı solunum kası kullanımı inspiratuvar inspiratuvar İnspiratuvar ve Ekspiratuar
Retraksiyon Var Var Sıkça var
Solunum hareket amplitüdü Yüzeyel N veya Azalmış N veya Azalmış
Oskültasyon Ral İnspiratuvar Ekspiratuvar Vizing
Akciğer grafisi Azalmış akciğer Stridor Artmış akciğer hacmi
61. Aşağıdakilerden hangisi pirüvat kinaz eksikliğinin klinik 63. Önceki soruda tanımlanan hastanın aşırı kanaması olması
veya laboratuar bulgularından biri değildir? halinde, tedavide ilk seçenek aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kernikterus B) Splenomegali A) Epsilon amino kaproik asit
C) Sferositoz D) Ozmotik frajilitede artış B) Taze donmuş plazma
E) Otohemolizde artış C) Faktör VİN konsantresi
61 - D D) Desmopresin asetat
Pirüvat Kinaz Eksikliği Otozomal resesif geçişli bir hastalıktır. E) Kriyopresipitat
Klinik ve laboratuar bulgular: Ciddi neonatal hemolitik ane- 63 - D
miden, erişkinlikte ortaya çıkan hafif, iyi kompanse anemiye Kanama yatkınlığı olan bir hastada diğer testler normalken
kadar değişen klinik tablo vardır. Neonatal dönemde sarılık ve uzun PTT ve kanama zamanı birlikteleği von VVİllebrand has-
anemi olabilir. Kernikterus bildirilmiştir. Çocuk ve erişkin dö- talığı ile uyumludur. Olguların %85’i hafif form olan tip 1 dir.
nemlerinde kronik hemoliz nedeniyle, Hb düzeyleri 8-12 gr/dl Bu tipte laboratuar testleri normal veya soruda sorulduğu
arasında değişen hastalarda solukiuk, sarılık ve splenomegali gibi hafif bozuktur. Bu hastalarda ağır kanama olması halinde
vardır. Genellikle transfüzyon gerektirmez. vasküler endotelde von VVİllebrand faktör sentezini artıran
Hafif makrositoz ve polikromatofili, retikülosit sayısındaki ar- desmopresin kullanımı yeterli olur. Desmopresin ayrıca hafif
tışı yansıtır. Sferositoz nadirdir, fakat birkaç spiküllü (iğneli) hemofili A ve trombosit fonksiyon bozukluklarına bağlı kana-
piknosit genellikle bulunur. Osmotik frajilite testi normal- maların tedavisinde de kullanılır.
dir. Otohemoliz orta derecede veya belirgin artmıştır, ancak
ortama glukoz eklenmesi anormalliği düzeltmez. Herediter 64. On yaşında erkek çocuk sağ bacakta ağrı ve şişlik yakın-
sferositozda da otohemoliz artmıştır, ancak ortama glukoz ek- ması ile getiriliyor. Radyografide sağ femur orta kesimin-
lendiğinde tam düzelme görülür. Tanı eritrosit hücresi içindeki de litik harabiyetle birlikte periostreaksiyonu saptanır.
prüvat kinaz (PK) aktivitesi-nin azaldığının gösterilmesi ile ko- Toraks bilgisayarlı tomografisinde sağ akciğer alt lobda
nur. Hemoglobin elektroferezi normaldir. kitle görünümü saptanıyor.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eozinofilik granülom
62. Tekrarlayan burun kanaması ve ekimozları olan 10 yaşın- B) Osteosarkom
daki erkek çocuğun laboratuar incelemelerinde trombo- C) Ewing sarkom
sit sayısı 300.000 /mm3, PT:11 sn, PTT: 48 sn ve kanama D) Nöroblastom
zamanı 12 dk. saptanıyor.
E) Rabdomyosarkom
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
64 - C
A) Hemofili A
Kemikte -lezyon + akciğerde kitle birlikteliği kemik sarkomu
B) Glanzman trombastenisi ve akciğer metastazına işaret ediyor. Femur metafizinde litik
C) Bemard-Soulier hastalığı harabiyet ve periost reaksiyonu osteomiyelitle uyumlu bulgu-
D) Von Wİllebrand hastalığı lardır ve Ewing sarkom radyogafiyle osteomiyelittien ayırt edi-
E) Disfibrinojenemi lemeyebilir; başvuruda akciğer metastazı olması tanıyı kolay-
62 - D laştırır. Osteosarkom diafizde sklerotik harabiyet ve sunburst
paternine neden olur.
www.tusem.com.tr 44
Klnik Bilimler / T 40 - 5
45 www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 40 - 5
69. Akut romatizmal ateşin ilk atağını geçiren 9 yaşındaki bir 70. Aşağıdakilerden hangisinde ikinci kalp sesi tek olarak
kız çocukta, apekste pansistolik üfürüm duyulmakta ve duyulur?
telekardiyografide belirgin kardiyomegali görülmektedir. A) Atrial Septal Defekt
Ateşi 38.6 C ölçülmüştür. Diz ekleminde beliren takiben B) Atrioventriküler septal defekt
sol dirseğinde de ortaya çıkan şişlik, kızarıklık, ısı artışı-
C) Trunkus Arteriozus
ve şiddetli ağrı olan çocuğun laboratuvar tetkiklerinde;
beyaz küre sayısı 20.000/mm3, C-reaktif protein pozitif D) Total anormal pulmoner venöz dönüş
ve sedimentasyon 120 olarak saptanmıştır. EKG’sinde PR E) Mitral darlık
mesafesi uzun olarak ölçülüyor. 70 - C
Bu çocuk için aşağıdakilerden hangisi doğrudur? Tek S2 nedenleri;
A) Bu çocukta iki majör ve beş minör kriter mevcuttur Fallot tetralojisi
B) Olgudaki minör kriterlerden birisi PR uzamasıdır Büyük Arter Transpozisyonu
C) Tedavisinde tek başına aspirin yeterlidir Ağır Pulmoner stenoz
D) Bu dönemde saptanması en olası kapakçık lezyonu Ağır Aort stenozu
mitral yetmezliktir
Aort atrezisi
E) Olgudaki minör kriterlerden birisi artraljidir
Trunkus Arteriozus
69 - D
Akut Romatizma! Ateş TUSta çokça didiklenmiş bir alan.Bu
amaçla bilgilerinizi şöyle bir toparlayacak ve bundan sonra
oluşturulabilecek soru formlarında kullanılabilecek bazı bilgi-
leri içeren bir kapsam soru bu...
Olgunun tanısı ARA...Peki hangi kriterlere göre? Şöyle bir ha-
tırlarsak; ARA tanısında Jones’a göre 2 majör kriterin birlikte
olması veya 1 majörle 2 minör belirtinin bulunmasi ve A grubu 71. Fallot tetralojisi tanısıyla takip edilmekte olan 4 yaşındaki
streptokok enfeksiyonunun geçirilmiş olduğunu gösteren des- çocuk idrarının kırmızı renkte olması yakınmasıyla hasta-
tekleyici bulguların tespiti gereklidir. neye başvurmuştur. Fizik muayenesinde böğür bölgesinde
kitle palpe edilmekte ve abdominopelvik ultra-sonografide
Maior (Jones) Kriterleri:
her iki böbrek normalden belirgin büyük olarak gözlenmek-
Kardit
tedir. Tam kan sayımında Hemoglobin değeri 22 g/dl, beyaz
Poliartrit küresi 11000/mm3, trombosit sayısı 15000/ mm3 olarak
Cilt altı nodülleri saptanan ve yapılan periferik yaymasında fragmente kırmızı
Eritema marginatum küreler. burst seller, helmet hücreler dikkat çekiyor.
Korea Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
> Minör kriterler: A) Hemolitik Üremik Sendrom
Artralji B) Postenfeksiyoz glomerülonefrit
Ateş C) Renal ven trombozu
EKG’de P-R uzaması D) Goodpasteur sendromu
Akut faz reaktanlarında yükselme E) Renal abse
> Destekleyici bulgular. Boğaz kültüründe AGBHS üremesi ve
71 - C
ASO (+)
Renal ven trombozu genellikle ani gross hematüri ve böğürde
Hastamızda mevcut olanlar işaretlenmiştir. Yani 2 majör 2 mi-
kitle, mikroanjiopatik hemolitik anemi ve trombositopeni ile sey-
nör kriter mevcuttur.
reder. Yenidoğan ve bir yaşın altında daha sıktır. Renal Ven Trom-
PR uzaması majör kriterler arasında kardit mevcutken minör bozu (RVT ile ilişkili olabilecek önemli bazı durumlar arasında;
kriter olarak alınmaz. Keza artralji de artrit varlığında minör
kriter olarak göz önünde bulundurulmaz. Çocuklarda endokar- Yenidoğan ve infantlarda;
dite bağlı en sık Mitral yetmezlik olur.Bu hastada da en ola- Asfiksi, Dehidratasyon, Şok, Sepsis, Umblikal ven kateterizas-
sı olan kapakçık lezyonu mitral yetmezliktir(hastada duyulan yonu , annede diabet;
üfürümden de anladığınız üzere...). ARAnın kaide olarak mitral Büyük çocuklarda ;
darlıkla başlaması beklenmez. Nefrotik sendrom, Siyanotik doğumsal kalp hastalıkları, Hiperko-
Genellikle çocuk büyüdükçe mitral yetersizliğin derecesi bir agulopati (Ör.faktör V leiden mutasyonu, hipovolemi, polisitemi),
azalma gösterir ve zamanla Mitral darlık gelişir. Bu vakada te- Travma, Anjiografik kontrast ajanlara maruziyet sayılabilir.
davide tek başına salisilat yeterlidir.
www.tusem.com.tr 46
Klnik Bilimler / T 40 - 5
47 www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 40 - 5
www.tusem.com.tr 48
Klnik Bilimler / T 40 - 5
83. Splenektomi sonrası hastalar özellikle hangi organiz- Disfaji başlangıçta intermittan olabileceği gibi zamanla sü-
malara karşı duyarlıdırlar? rekli bir hal alır.
A) P.Aureginosa, E. Coli, C.Pneumonia Kural olarak başlangıçta özellikle soğuk ve sulu gıdalar ile
B) C.Difficile, L.Monocytogenes disfaji daha fazladır, paradoksik disfaji de denilir.
C) S.Pneumonia, H.İnfluenza, Meningokok Göğüs ağrısı sık görülür. Ağrı hastalığın başlangıcında daha
D) E.Histolitika, E.Granülosis fazladır, dilatasyon arttıkça azalır.
E) S. Aureus, Staph. Epidermidis Hasta pnömoni ile gelebilir. AC grafisi
özefagus sineradyografisi (aperistaltizm, AÖS’de relaksas-
83 - C
yon eksikliği)
Splenektomi yapılan hastalarda özellikle kapsüllü mikroorga-
özefagus manometrik çalışmaları (özefagus gövdesinde ve
nizmalara karşı direnç düşer. Bu yüzden elektif operasyonlarda
AÖS’de basıncın normale göre artması, ortalama basınç
tercihen 2 hafta önce, acil splenektomilerden sonra ise hasta-
nın majör travmanın etkisini atlattığı en erken günlerde aşıla- genelde 26 mmHg’nin üzerine çıkmaz)
ma yapılmalıdır. endoskopi (özellikle dar segmentteki mukozanın normal
olması) tanıda yardımcı y
Baryumlu grafide kuş gagası görünümü veya kolon halini
84. Aşağıdaki laboratuar bulgularından hangisi primer hi-
almış tortüöz görünüm tipiktir. Ancak tanısal değildir.
perparatiroidizmde beklenen bulgulardan biri değildir?
Kronik belirgin bir hastalık olmasına rağmen, akalazya
A) Üriner c AMP artışı gastroözofageal bileşkeyi tutan bir malignitenin ilk belirtisi
B) Üriner hidroksiprolin artışı de olabilir.
C) Hipofosfatemi Özofagus karsinomu için predispozandır.
D) Hiperkalsemi
E) Hipokalsiüri 86. Elli beş yaşında erkek hasta sağ üst karın ağrısı ve siyah
84 - E dışkılama şikayeti ile acil servise başvuran hastanın anam-
Primer hiperparatiodizmde hiperkalsemi ve normal veya norma- nezinden; Ağrının 2 gündür aralıklarla devam ettiği ve
lin üst sınırında PTH (paratiroid ca. istisnadır) esas labaratuar bul- gaita renginin değişimini ise yeni fark ettiği anlaşılmıştır.
gulardır. Bu tetkiklerden sonra gelen en önemli tetkik üriner Ca dü- Hastaya birkaç hafta önce karaciğerindeki bir kitle nede-
zeyidir. Zira Primer hiperparatiroidili olgularda böbrek eşiğini aşan niyle iğne ile biyopsi girişimi yapıldığı tespit edilen hasta-
Ca idrarla atılır ve hiperkalsiüri beklenir.Diğer labarutuvar bulgu- nın FM’de dinlemekle barsak sesleri normal batın sağ üst
lar Ca vePTH nın özellikle kemik ve böbrek etkileri sonucu gelişir. kadranda minimal hassasiyet dışında patoloji saptanma-
Böbrek tubullerinde HCO3 atılımına bağlı idrar alkalidir, hastada dı. Labaratuvar tetkiklerinde Hemoglobin 11 g/dl, Hema-
metabolik asidoz (Hiperkloremik met.asidoz) görülebilir. Hastala- tokrit30 g/dl, T.bilirubin 4 mg/dl, Direkt Bilirubin 3 mg/dl.
rın büyük kısmında fosfat atılımı arttığı için hipofosfatemi görülür. ALP 2 kat yüksek tespit edilen hastada en olası tanı nedir?
ALP ve üriner hidroksiprolin artışı, kemik etkilerin sonucu olabilir. A) Akut kolesistit B) Kolanjit
C) KC hemanjiom rüptürü D) Hematobiliya
85. Akalazya için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? E) Akut Pankreatit
A) Baryumlu özofagus grafisinde kuş gagası görünümü 86 - D
tanısaldır. Hemobilia travma, K.C biyopsisine vs. sekonder oluşan kana-
B) Özefagus gövdesinde peristaltizm kaybı vardır. ma nedenidir.. Sağ üst kadran ağrısı, tıkanma sarılığı, hema-
C) Özefagus kanseri gelişimi için risk faktörüdür. temez ve melena ile karakterize. Hepatik arteriografi hem
D) Alt özofagus sfinkterde relaksasyon defekti mevcuttur. tanı hem tedavide etkin yöntem.
E) Özeliikle sıvı gıdalara karşı yutma güçlüğü ön plandadır.
85 - A 87. İki yıldır özellikle yemeklerden sonra ara ara karın ağrısı
Primer AÖS bozukluğudur. olan hastanın 4 gündür sarılığı başlıyor. Gayta renginin
Özefagusun en sık görülen motilite bozukluğudur beyaz olduğunu söyleyen hastanın kan biyokimyasında
Sıklıkla özefagusun tümünde, nadiren, düz kas ihtiva eden Direkt bilüribin hakimiyetinde normalin 6 katı yükselmiş,
idrarda bilüribin izlenmektedir.
2/3 distal kısımda aperistaltizm ve peristaltizm ile senkron
çalışan AÖS relaksasyon bozukluğu sonucu ortaya çıkan Bu hastaya tanım amaçlı olarak ilk yapılacak görüntüle-
klinik bir durumdur. me yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?
Erkeklerde ve kadınlarda eşit sıklıkta görülür, her yaşta gö- A) USG B) MRCP C) PTK
rülebilir ancak en sık 30-50 yaş arasında görülür. D) Karın BT E) Anjiografi
49 www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 40 - 5
87 - A 90 - C
Tüm safra kesesi ve safra yolları patolojilerinde ilk yapılacak rad- DVT için Risk faktörleri:
yolojik tanı yöntemi Ultrasonografidir. Bu hasta ile safra yolları (Virchow triadı) Staz, endotel travması, hiperkoagülasyon
tıkanıklığı ile giden obstrüktif sarılıklı bir hasta anlatılmaktadır.
– Hiperkoagülasyon (en önemli risk faktörü): Toplumda en
sık neden aktive protein C resistansı (faktör V-Layden mu-
88. Behçet hastalığı nedeniyle takip edilen hastaya femo- tasyonu)
ral arter anevrizması gelişmesi üzerine vasküler stent – Geçirilmiş DVT
uygulanıyor. Bu uygulamadan sonra hastaya warfarin – Majör cerrahi, malignite, obesite, travma, kalp hastalığı
başlanıyor ve INR 2 katı düzeyinde tutuluyor. Aylık im-
– Varikoz venler, yüzeyel trombofilebit
münsüpresif kürü alan hastada Tip III KC kist Hidatiği
– İmmoblizasyon, parapileji
tesbit edilince elektif operasyon planlanıyor. Hastaya
kullandığı warfarin için ameliyat öncesi yapılması gere- – Gebelik
ken aşağıdakilerden hangisi ile uyumludur? – Venöz kateterizasyon
A) Operasyondan 1 hafta önce ilaç kesilir.
B) K vitamini ve TDP ile operasyona alınır.
C) Warfarin kesilip düşük molekül ağırlıklı heparine ge-
çilir, INR normale yaklaşınca operasyon yapılır. 91. Aşağıdakilerden hangisi sürekli kardiak monitorizasyo-
D) Operasyondan 2-3 saat önce ilacın kesilmesi yaterlidir. nu yapan bir hastada potasyum replasmanı yapılırken
E) Temiz kontamine yaralarda profilaksiye gerek yoktur. uyulması gereken kurallardan biri değildir?
88 - C A) 24 saatte maksimum 160 mEq potasyum verilebilir.
Heparin veya Warfarin kullanan hastalarda elektif ameliyat ya- B) Saatte maksimum 80 mEq potasyum verilebilir.
pılacaksa bunlar kesilir yerine düşük molekül ağırlıklı heparin C) Replasman sıvısına maksimum 80 mEq/L potasyum
başlanır. Hasta INR ile takip edilir. INR normalin 1.5 katı altına konabilir.
inerse hasta ameiyata alınır. D) Olabildiğince sürekli infüzyon ile replasman yapılır.
E) EKG de T dalgalarının görülmesi durumunda replas-
89. Kırsalda 5 gün geçiren bir kişide dönüşünde şiddetli kan- man durdurulmalıdır.
lı ishal başlıyor. İshali 4.günden sonra azalmaya başlayan
91 - A
hastada 7.günden itibaren karın sağ üst tarafında ağrı,
Potasyum hücre dışı sıvıda dar bir aralıkta bulunur. Replasman
ateş başlıyor. Yapılan karın ultrasonografinde KC’de içinde
yoğun sıvı olan yapı izleniyor. tedavisi kontrolsüz yapıldığında hızla hiperpotasemi gelişebilir.
En korkulması gerekende hiperpotasemiye bağlı kardiak etki-
Bu hastanın tanısına en uygun tedavi aşağıdakilerden
lerin ortaya çıkmasıdır. Bu yüzden Replasmanda
hangisidir?
• Maksimum 40 mEq/lt verilir
A) Mebendazol başlanır
• Maksimum hız 40 mEq/saat olmalıdır
B) Perkütan drenaj yeterlidir.
• Günlük maksimum doz 160 mEq verilir. Ancak sıkı EKG mo-
C) Mutlaka laparotomi ile drenaj yapılmalıdır.
nitorizasyonu ile tüm bu rakamlar iki katına çıkarılabilir.
D) Gr(-)bakteriye yönelik antibiyotik verilir.
E) Metranidazol başlanır.
89 - E
Anlatılan klinik KC amip apsesi ile uyumludur. Amip apsesinin
tedavisi oral metranidazol dür.
92. Ciddi Alt Gastrointestinal kanama nedeni ile hastaneye
90. Aşağıdaki durumların hangisinde DVT için profilaksi ge- yatırılan hasta erken dönemde aşağıdaki hormonlar-
rekmez? dan hangisinde artış beklenilmez?
A) Obesite cerrahisi yapılacak hastalar A) Kortizol B) Katekolaminler
B) Apendisit nedeni ile opere edilecek gebeler C) ADH D) TSH
C) Tiroidektomi plamlanan daha önce radyoaktif iyot E) Growth Hormon
almış graves hastaları 92 - D
D) Travmatik uzun kemik kırığı nedeni ile ameliyat edi- Travmada azalan hormaonlar: İnsülin (geç dönemde artar), Ti-
lecek yaşlı hastalar. roid hormonları, seks steroidleri, FSH/LH, İnsülin benzeri BF-1
E) Rektum kanseri nedeni ile ameliyat edilecek hastalar. (azalması protein yapımını azaltır)
www.tusem.com.tr 50
Klnik Bilimler / T 40 - 5
93. Kırk altı yaşında vücut kitle indeksi 29 olan erkek hasta • Obstrüksiyon: Fıtık kesesi içinde kıvrılıp obstrüksiyon ya-
karın ağrısı için tomografi planlanıyor. Tetkik için öğleden pan barsak ansı mevcuttur.
sonraya kadar aç bekleyen hasta bekleme sırasında so- • Strangülasyon: Fıtık kesesi içinde bulunan dokunun kan
ğuk terlemesi başlıyor, bilinç bulanıklığı oluyor. Yanında- akımı bozulduğu için iskemi ve nekroz varlığı söz konusu-
ki eşi daha öncede aç kalınca böyle şikayetleri olduğunu dur.
söylüyor. Bakılan kan şekeri 48 mg/dl olarak bulunuyor. • Littre Fıtığı: Fıtık kesesi içersinde Meckel divertikülünün
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? bulunmasıdır.
A) Diabetüs Mellitüs B) Glukagonoma • Richter Fıtığı (Pincement lateral): Kese içersinde barsağın
C) Feokromasitoma D) Surrenal adenoma yan duvarında bir parçasının bulunmasıdır. Obstrüksiyon
E) İnsülinoma olmadan strangülasyon gelişebilir.
• Sliding Herni: Fıtık kesesinin duvarının tamamen peritonla
93 - E
değil, kısmen kayarak fıtık kesesine eşlik eden kolon veya
• İnsülinoma: En sık görülen adacık hücre tümörü. Beta
mesane gibi retroperitoneal organlarca oluşturulmasıdır.
hücrelerinden köken alır
En sık indirek ingüinal hernilerde görülür.
• Whipple triadı:
• Spiegel Fıtığı: Rectus kas kılıfının yan kenarında m. trans-
Açlıkla ortaya çıkan hipoglisemi bulguları
versus abdominis aponörozu bölgesinden (semilunar hat)
Semptomlar sırasına KŞ<50 mg/dl
fıtık oluşmasıdır.
İv glukoz verilmesi ile semptomların gerilemesi
• Indirek Fıtık: Erkek ve kadınlarda en sık rastlanan herni
tipidir. E/K=5-10/1 Direk hernilerden 5 kat daha sık. Pedi-
94. Postoperatif en sık izlenen pulmoner komplikasyon atrik ing. hernilerin yaklaşık tamamı indirektir, inkarseras-
aşağıdakilerden hangisidir? yon riski yüksektir, %75 sağdadır ve genelde bilateraldir.
A) Atelektazi B) Pnömon % 10 oranında bilateral açık prosesus vajinalis bulunabilir.
C) Aspirasyon D) Pulmoner emboli Inmemiş veya inguinal kanalda testis, hidrosel varlığı po-
E) Yağ embolisi tansiyel olarak indirek herni ile ilişkilidir.
94 – A • Direk Fıtık: Doku zayışığı nedeni ile Hasselbach üçgeni
Atelektazi: En sık postoperatif pulmoner komplikasyondur ve içinden çıkar. Inf. epigastrik damarların medialinde. Defekt
postoperatif ilk 24 saatte en sık ateş nedenidir. genelde geniş tabanlıdır ve inkarserasyon ve strangülas-
yon riski daha azdır.Artan yaşla birlikte sıklığı artar, fiziksel
Risk faktörleri: İmmobilizasyon, uzun süreli anestezi, sigara,
aktivite ile de ilişkilidir.
KOAH, obesite, kanser, üst abdominal cerrahi (subkostal insizyon,
• Pantolon herni: Direk + Indirek herni. Inf. epigastrik da-
kolesistektomi, splenektomi) Tanı: Postoperatif ilk 24 saatte geli-
şen ateşin en sık nedenidir. Taşikardi, hipoventilasyon, takipne, marların medial ve lateralinden aynı anda herniasyon var-
solunum seslerinde azalma, hipoksi, hiperkapni, solunumsal asi- dır.
doz AC grafisinde çizgilenmeler (ilk yapılacak tetkiktir). • Femoral herni: Ing. ligamanın arkasından, femoral kılıf bo-
yunca femoral damarların medialinde femoral kanala fıtık-
laşmadır. Fizik egzersiz ve gebelikle ilişkili. Kadınlarda daha
95. Karın duvarı fıtıklarından hangisinde fıtık kesesi içinde
sık. Inkarserasyon ve strangülasyon riski yüksek, %30-40.
Meckel divertikülü bulunmaktadır?
• Rekürren ing. Herni: Tedavi sonrası tekrarlayan fıtıklardır.
A) Richter fıtığı • Umbilikal herni: Umblikustaki fıtıktır. Asit ve gebelikle iliş-
B) Litre fıtığı kili. Kadınlarda 10 kat daha sık görülür.
C) Epigastrik fıtık • Epigastrik herni: Linea alba defekti sonucu gelişir. E/K=3/1
D) Kayan (sliding) fıtık oranındadır.
E) Spiegel fıtığı • Ventral herni: Inguinal bölge dışındaki ön duvar fıtıklarıdır.
95 – B En sık şekli insizyonel hernidir.
Tanımlar: • Parastomal Herni: Kolostomi veya ileostomi kenarından
• Komplet (tam): Hem fıtık kesesi, hem de içeriği tamamen gelişen hernilerdir.
defekt dışına uzanmaktadır. • Lomber Fıtık: Lomber bölgesinde vertebra, kosta ve iliak
• Inkomplet: Defektin varlığına rağmen fıtık kesesi veya için- kemik arasında oluşur. Üstte Grynfeltt üçgeninden, inferi-
dekiler defektten tamamen geçmemiştir. orda ise Petit üçgeninden fıtıklaşma olur.
• Redüktabl: Fıtık içeriği abdomene geri itilebilir. • İnsizyonal Fıtıklar: İatrojenik bir fıtıktır, % 0.5-13.9 oranın-
• Inkarsere (Irredüktabl): Fıtık içeriği sıkışmıştır, abdomene da görülür. Genellikle ameliyattan sonraki ilk yıl içinde ve
geri itilmesi mümkün değildir. nadiren de 2-3 yıl sonra gelişir.
51 www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 40 - 5
Pelvik Fıtıklar: 98 - B
• Obturator herni: Obturator foramenden herniasyon. Sinir Konjonktiva haricinde nadirende olsa gözyaşı yolarıda tutulur.
basısı ile Howship-Romberg bulgusu olur. Trahom
• Siyatik Fıtık: Tüm fıtıkların en nadir görülenidir. Büyük Gözlerde yabancı cisim hissi, kızarıklık, sulanma, fotofobi, ağrı,
veya küçük siyatik foramenden fıtıklaşma. mukopürülan eksudasyon, göz kapağında ödemle seyreder.
• Perineal fıtık: Pelvik tabandaki zayışığa bağlı olarak oluşur. Kulak önünde hassas LAP vardır. 2 hafta sonra diğer göze geçer.
Primeri nadirdir, genelde sekonderdir. Konjonktivanın kornea tabakaları arasına damarlanma, lenfo-
sit ve plazma hücresi ile infiltrasyonu ile oluşan korneal pan-
96. Yanık hastasında ilk yapılması gereken müdahale aşağı- nus oluşumu görülür ve pannusun tabanında keskin sınırlı çö-
dakilerden hangisidir? küntüler (Herbert çukurları) gelişir.
Ülserlerin skatrizasyonu ile kapak kenarına paralel fibrozis hat-
A) Damar yolu açılması
tı oluşur (Arlt çizgileri).
B) Eskaratomi
Fibrovasküler dokunun (pannusun) ilerleyerek korneal lökom
C) Sıvı resusitasyonu
oluşturması körlük nedenidir.
D) Hava yolunun açık tutulması
Mac Callan sınıflamasına göre trahom 4 devreye ayrılır:
E) Morfin yapılması
Evre I (insipient trahom): Üst kapak konjonktivasında imma-
96 – D tür foliküller belirir.
Yanık hastasında tedavi : Evre II (aktif trahom): Kapaklarda matür foliküller, limbal foli-
1 - ABC küller, papiller hipertrofi ve korneada keratit (pannus) bulgu-
- Sıvı elektrolit tedavisi ları vardır.
- Ağrı kontrolü Evre III (skatrizasyon): Üst kapak konjonktivasında kapak ken-
- Antibiyotik tedavisi arına paralel sedef renkli skar (Arit hattı)
- Tetanoz profilaksisi Evre IV (iyileşmiş trahom): İnaktif bu dönem kornea ve ka-
- Gastrik dekompresyon paklarda folikülsüz, papillasız değişen derecelerde skarlarla ve
- Metabolik ve nütrisyonel destek (fibrovasküler pannus) trikiazisle karekterizedir.
- Eskaratomi Trahom komplikasyonları; trikiazis (kipriklerin içe dönmesi),
entropiun (göz kapağının içe dönmesi), xserozis (kuruma),
Tüm travmalarda olduğu gibi tedavi ABC ile başlamalıdır.
semblefaron (kapak ve bulber ülserlerin birbirine yapışarak
göz kapağının göze yapışmasıdır), mekanik tipte pitozis, kor-
97. Hangisi Swan-Ganz kateteri kullanılarak direk olarak nea bulanıklığı, pannusta nedbeleşme, korneada ülserler, per-
monitörize edilemez? forasyon, körlük meydana gelir.
A) Kardiyak debi Trohomda körlük nedenleri: korneal fibrovasküler pannus,
B) Sol ventrikül diastol sonu dolma basıncı skatrize konjiktiva
C) Pulmoner arter kama basıncı Tanı için Mc coy hücre kültüründe üretilebilir ve PCR (en iyi
D) Mikst venöz oksijen satürasyonu yöntem) kullanılabilir.
E) Santral venöz basınç Tedavide oral ve topikal tetrasiklin (ilk seçenek) ve eritromisin
kullanılır. Diğer seçenekler rifampisin ve sülfonamidli antibio-
97 - B
tiklerdir.
Normal şartlarda pulmoner arter kama basıncı sol ventrikül
diastol sonu basıncına denktir. Fakat bu indirekt olarak yapılan
bir ölçümdür. Sistemik ve pulmoner vasküler direnç’te indirekt
99. Retinitis pigmentosa buluna bir vakada sağırlıkta varsa
olarak ölçülür.
hangisi daha olasıdır?
A) Laurence-Moon sendromu
98. Trahomla ilgili olarak aşağıdalilerden hangisi yanlıştır?
B) Basen-Kornzweig sendromu
A) Hastalık C. Trachomatisin A, B, Ba, C serotipleriyle C) Usher sendromu
görülür.
D) Friedrich ataksisi
B) Nedbelenme sadece konjonktivadadır.
E) Refsum sendromu
C) Özellikle üst tars bölgesinde arlt çizgileri gelişir.
99 – C
D) Tedavide tetrasiklin kullanılır.
Usher sendromu sağırlık ve körlüğün bir arada olduğu vakala-
E) Ağır konjonktival nedbelenme, entropium ve triki-
rın yarısından sorumludur. Pigmenter retinopati puberte ön-
yazis gelişebilir
cesi ortaya çıkar.
www.tusem.com.tr 52
Klnik Bilimler / T 40 - 5
53 www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 40 - 5
103. Nazofarenks kanseri gelişen bir hastada, aşağıdaki be- 106. Bir yaşındaki erkek bir bebekte, fizik muayenede sağ tes-
lirtilerden hangisinin görülme olasılığı en yüksektir? tis palpe edilemiyor. Kasık kanalı ve karın ultrasonografisi
A) Seröz otit B) Epistaksis çekiliyor ancak testis görüntülenemiyor. Bunun üzerine
manyetik rezonans görüntüleme isteniyor. Ancak bu
C) Nazal obstrüksiyon D) Disfaji
tetkikte de testis görüntülenemiyor.
E) Boyunda kitle
Bu hastada bu aşamadan sonra en uygun yaklaşım aşa-
103 – A ğıdakilerden hangisidir?
Nazofarinks Kanseri A) Bilateral kasık kanalı eksplorasyonu
• Nazofarinksin posterilateralinden köken alan malign
B) Sağ kasık kanalı eksplorasyonu, testis bulunamaz
tümördür. ise, 6 ay sonra diğer kasık kanalının eksplorasyonu
• En sık Skuamöz hücreli karsinom görülür. C) Önce laparoskopi, laparoskopik sonuca göre kasık
• Etiyolojide en önemli faktör Ebstein barr virüsüdür. kanalı veya karın eksplorasyonu
• Tümör nazofarenksten köken aldıktan sonra nazal kavite- D) Önce HCG stimülasyon testi, sonuca göre gerekirse
ye veya kafa kaidesine doğru büyümektedir. laparoskopi
Semptom ve bulgular E) Önce laparoskopi, sonra HCG stimülasyon testi
Östaki tüpünün invazyonu ile tek taraflı seröz otit ve
106 – C
buna bağlı iletim tipi işitme kaybı görülmektedir.
Erken dönemde posterior servikal üçgende (mastoid
107. On üç yaşında erkek hasta, sağ uyluk orta bölümünde lo-
ile alt çene köşesi arasında) ağrısız şişlik (LAP) bulunur
kal ağrı, lokal ısı artışı, şişlik ile polikliniğe başvuruyor.
Kafa kaidesine ve kafa içine yayılım foramen lacerum-
Laboratuvar tetkikinde: lökositoz, sedimantasyon artışı, LDH
dan ve Rosenmüller çukurundan olur. artışı, röntgende periostal yeni kemik oluşumu izleniyor.
Kafa çiftlerine ait belirtiler görülür. İlk tutulan sinir 6.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
kraniyel sinirdir(Diplopi görülür). Ayrıca 9-10-11. kra-
A) Dev hücreli kemik tümörü
niel sinirlerde tutalabilir.
B) Ewing Sarkomu
Ayrıca; epistaksis ,horner sendromu egzoftalmus ve
tinnitus yapabilir. C) Osteosarkom
• Tanı Nazofarinksteki şüpheli dokudan biyopsi alınarak D) Multipl myelom
kesin tanısı konur. E) Malign mezenkimal tümör
107 – B
Ewing Tümörü
• Nöral orjinli primitif mezankimal hücrelerden çıkan,
104. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi plesantayı geçmez?
çocukluk çağının küçük yuvarlak hücreli maling tümrüdür.
A) Atropin B) Tiyopental • Klasik görünümü çocukta uzun kemik diafizinde permea-
C) Alfentalin D) Glikopirolat tif lezyondur (%40).
E) Morfin • Erkeklerde ve en sık 2 dekadda görülür.
• Metafiz, yassı kemiklerde de reaktif yeni kemik oluşumu,
104 – D
yamalı görünüm olabilir.
• Soğan zarı, spiküler periost reaksiyonu ve güve yeniği
105. Kırk yaşında bir kadın tenisçi, raketi sol eliyle kullandığın- manzarası olabilir.
da baş ağrısı, baş dönmesi, göz kararması ve görmede • Osteomiyelitle karışabilir.
bulanıklaşmayla birlikte, bu kolda intermitant kladikasyo • En sık tutulum yeri olan alt ekstremite uzun kemiklerinin
ve uyuşukluk yakınmalarıyla polikliniğe başvuruyor. Bu diafizleri ve pelvis, olguların %70’ini oluşturur.
koldaki kan basıncı karşı tarafa göre 35 mmHg daha az • Tedavi; neoadjuvant kemoterapi + ekstermite koruyucu
bulunuyor. Sol komün karotid arter üzerine bası yapıldı- cerrahi.
ğında aynı yandaki radiyal vurudaazalma tespit ediliyor. • Akciğer İskelet ve beyin metastazı yapabilir.
Bu hastada en olası tanı aşadakilerden hangisidir?
108. Beyinde anevrizmaların en sık kaynaklandığı arter aşa-
A) Subklaviyan çalma sendromu ğıdakilerden hangisidir?
B) Toraks çıkışı sendromu A) Orta serebral arter
C) Pancoast sendromu B) Posterior komunikan arter
D) Arteriya magna sendromu C) Baziler arter
E) Ehlers-Danlos sendromu Tip I D) Anterior komunikan arter
105 – A E) Vertebral arter
www.tusem.com.tr 54
Klnik Bilimler / T 40 - 5
108 - D 112. Vulva kanseri ile en sık ilişkili HPV tipi aşağıdakilerden
Anterior komunikan arter anevrizmanın en sık lokalize oldu- hangisidir?
ğu arterdir. A) Tip 6 B) Tip 11
C) Tip16 D) Tip 18
109. M. Transversus perinei profundus ve fasyalarının majör E) Tip 33
fonksiyonu aşağıdakilerden hangisidir? 112 - C
A) Uterusun anteversiyonunu sağlamak Vulva kanseri kadın genital sistem kanserlerinin %4’ünü oluş-
turur. En sık postmenopozal dönemde görülür. Kesin etyolojisi
B) Uterusun antefleksiyonunu sağlamak
bilinmemektedir. Risk arttıran faktörler.
C) Normal üretro – vesikal açının korunmasını sağla-
mak HPV 16-18
İmmünsüpresyon
Liken sklerozus
Daha önceden serviks kanseri
D) Uterin arter ve üreteri desteklemek VIN(Vulvar intraepitelyal
hikayesi
E) Santral perineal tendonu oluşturmak neoplazi) Kötü hijyen
Sigara
Kronik kaşıntı
109 - C
HPV en önemli risk faktörüdür. Vulva kanseri ile en fazla ilişkili
M. transversus perinei profundusun ve fasyalarının esas fonksi-
olan tip 16’dır.
yonu ürogenital diaframı oluşturmaktır. Derin perineal aralıkta
bulunmaktadır. Bu diaframın esas fonksiyonu ise üretro-vesikal
açının korunması ve desteklenmesini sağlamaktır. Derin peri- 113. Biyopsi sonucu stromaya 2 mm invazyon gösteren ser-
neal tabakada bulunan diğer bir kas ise m.sfinkter üretra’dır. vikal malign tümör saptanan yirmi dört yaşındaki nul-
lipar bir hastada en uygun yaklaşım aşağıdakilerden
hangisidir?
110. Overinde neoplastik bir kitle saptanan altı yaşındaki kız
A) Smear takibi
çocuğunda, mevcut kitlenin en olası tanısı aşağıdakiler-
B) Konizasyon
den hangisidir?
C) Basit histerektomi
A) Folikül kisti B) Teka lutein kisti
D) Radikal histerektomi ve pelvik lenfadenektomi
C) Seröz kistadenom D) Disgerminom E) Kemoradyoterapi
E) Granüloza hücreli tümör
113 - B
110 - D Evre Ia1 serviks kanseri (Mikroinvaziv kanser): İnvazyon de-
Prepubertal dönemde neoplastik ovarian kitlelerin %80’i ma- rinliği≤3 mm’dır. Tanı biyopsi ile konmuş ise öncelikle koni-
ligndir. En sık da germ hücreli ovarian tümörler gözlenir. En sık zasyon yapılmalıdır. Konizasyon ile tanı doğrulanmış ve daha
görülen malign germ hücreli ovarian tümör disgerminomdur. ileri evre değil ve çocuk istemi de varsa bu tedavi yeterlidir.
Çocuk istemi yoksa konizasyon sonrası tip I histerektomi yapı-
labilir. Serviks kanserinde tümör parametriuma geçtikten son-
111. Aşağıdaki ektopik gebelik yerleşim yerlerinden hangisi, ra yani Evre 2B ve sonrasında tek tedavi kemoradyoterapidir.
diğerlerine göre daha ileri gebelik haftalarına kadar gi-
debilir? 114. Pitüiter yetmezliğe bağlı infertilitesi olan bir kadının
A) İstmik B) İntersitisyel tedavisinde aşağıdakilerden hangisinin kullanılması en
C) Ampüller D) İnfindibüler uygundur?
E) Abdominal A) Klomifen sitrat
111 - E B) Metformin
Tubal ektopik gebelikler içerisinde özellikler; C) İnsan menopozal gonadotropini
• En sık yerleşim yeri: Ampüller D) İnsan korionik gonadotropin
• En erken rüptür lokalizasyonu: İstmik E) Bromokriptin
• En geç rüptür olan lokalizasyon: İntersitisyel ( kornual) 114 - C
Ancak soru şıkları dikkatli okunur ise abdominal gebelikte gö- Hipotalamus ve hipofiz yetmezliğine bağlı infertilite Hipogo-
rülmektedir. Abdominal nadotropik hipogonadizm olarak tanımlanır. İçerisinde hipo-
ektopik gebeliklerin diğer yerleşim yerleri içerisinden en belir- talamik amenore, strese bağlı amenore, anoreksiya nevroza
gin farkı ileri gebelik ve Kallman sendromu bulunur. FSH ve estrojenleri düşüktür,
haftalarına kadar gidebilir olmasıdır. Literatürde doğum olan prolaktinleri normaldir. Bu grupta human menopozal gona-
vakalar vardır. dotropin ve rekombinant FSH-LH preperatları ilk tercihtir. Klo-
Sezaryen ile gerçekleşen bu doğumlarda plasenta çıkarılma- mifen sitrat normogonadotropik ovulatuar disfonksiyonu olan
maktadır. kadınlarda (PKOS) ovulasyon indüksiyonu için ilk tercihtir.
55 www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 40 - 5
115. Bir yıldır adet kanama miktarında azalma tarif eden otuz 118. Doğum eyleminde fetusun aşağıdaki kardinal hareket-
yedi yaşındaki hastanın özgeçmişinde 3 kez geçirilmiş lerinden hangisi omuzların doğumuna yardımcı olur?
elektif küretaj öyküsü bulunuyor. A) Angajman B) Fleksiyon
Bu hastanın tanısında en değerli yöntem aşağıdakiler- C) İç rotasyon D) Dış rotasyon
den hangisidir? E) Ekstansiyon
A) Progesteron challenge testi 118 - D
B) TSH ve prolaktin Doğumun ana hareketleri:
C) Histeroskopi Angajman, iniş, fleksiyon, iç rotasyon, ekstansiyon, dış rotas-
D) Endometrial biyopsi yon ve atılımdır. Omuzların doğumu dış rotasyon sonrasında
E) Bazal FSH ve Estradiol gerçekleşir.
1. Angajman: Başın en büyük transvers çapı olan bipariyetal çapın linea
115 - C terminalis (pelvik girim) hizasına inmesidir. Bu sırada başın en alt noktası
Asherman sendromu: Sık geçirilen küretajlara bağlı olarak spina iskhiadikalar seviyesindedir (başın seviyesi O dadır). Angajman
nulliparlarda genelde doğumdan önce gerçekleşir. Multiparlarda eylem
intrauterin sineşiler oluşur. Eğer yapışıklık tam ise amenore, başlangıcında veya hemen öncesinde olur.
yarım ise hipomenoreye (en sık ) neden olmaktadır. Fizik mu- 2. İniş
ayenede bulgu vermez. Gonadotropin seviyesi normaldir, 3. Fleksiyon: Bu sayede suboksipitobregmatik çap sağlanır.
4. İç rotasyon: Amacı kemik pelvisin en dar yeri olan orta pelvise uyum
overler normal çalışmaktadır, ancak overlerden üretilen est- sağlamaktır. Oksiput öne dönerek s. pubis altına gelir. İnternal rotasyon
rojen ve progesteronun etki edeceği endometriyum tabakası bittiğinde baş perineye dayanmıştır.
5. Ekstansiyon
yoktur. Kesin tanısı ve tedavisi histeroskopi ile yapılır. Histe- 6. Dış Rotasyon: Amacı omuzları pelvik çıkımın en geniş yeri olan ön-arka
roskopik olarak adezyonlar açılır ve hormonal tedavi verilir. çapına getirmektir.
Uterin kavitenin total kapalı olduğu vakalarda hormonal teda- 7. Atılım
vi ile kanama elde edilemez. Bunların dışında asherman send-
romu, tüberküloz endometrit, uterin şistozomiazis ve PID’nin 119. İntrauterin hipoksik bir fetusta aşağıdaki non-stress
bir komplikasyonu olarak da görülebilir. test bulgularından hangisinin görülmesi beklenmez?
A) Variabilitede azalma
116. Levonorgestrelli implant kullanıcılarında implantı çıkart-
B) Geç deselerasyon
tırma isteğinin en sık nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
C) Fetal bradikardi
A) Baş ağrısı B) Düzensiz kanama
D) Uzun süreli değişken deselerasyon
C) Akne D) Kilo artışı
E) Akselerasyon
E) Depresyon
116 - B 119 - E
İmplant kullanıcılarında devamlı progestagen etkisi altındaki Akselerasyon fetal kalp atımlarının baseline değerlere oranla
endometriumda atrofi ve desidualizasyon meydana gelir. Bu 5-15 atımlık artış göstermesidir. Bu durum sıklıkla fetal ha-
da progesteron kırılma kanamaları şeklinde ortaya çıkar. En sık reketle ilişkilidir ve saptanması uteroplasental akımın yeterli
kullanımın ilk yılı içinde görülür ancak herhangi bir zamanda da olduğunu düşündürür. 20 dakikada en az 2 akselerasyon sap-
oluşabilir. İmplantı çıkarttırma isteğinin en sık nedeni bu beklen- tanması durumunda NST reaktif kabul edilir. Diğer şıklarda ve-
meyen düzensiz kanamalardır. Tedavisinde kısa süreli estrojen rilenler intrauterin hipoksi ile ilişkili fetal kalp atım bulgularıdır.
verilir. 2. Sırada en sık implant çıkarttırma nedeni baş ağrısıdır.
117. Kombine oral kontraseptif kullanımında aşağıdakiler- 120. Hamile bir bayanın gebe olmayan bir bayana göre gün-
den hangisinde artış beklenmez? lük ek olarak ne kadar kalori almalıdır?
A) Kemik yoğunluğu A) 250 kcal/gün B) 300 kcal/gün
B) Hemoglobin C) 500 kcal/gün D) 750 kcal/gün
C) Steroid hormon bağlayıcı globülin E) 1000 kcal/gün
D) Hipertansiyon 120 - B
E) Protrombin zamanı Gebelikte Kilo alımı:
117 - E • Tüm gebelik boyu ortalama 12,5 kg alınması önerilmektedir.
KOK kullanımında antitrombin-3, total ve serbest protein-S Ancak bu miktar kadının gebelik öncesi kilosuna göre değişir.
azalır. Faktör 1-7-10 ve protrombin artar. Sonuçta protrombin • Gebelikteki kalori ihtiyacı ise normale göre 300 kcal/gün
zamanı artmaz, kısalır. Kemik yoğunluğu artar, osteoporoz artar.
riski azalır, SHBG artar, menstrüel kan kaybı azalması nedeniy- • Gebede yiyecek kısıtlamasına gerek yoktur. Önemli olan
le hemoglobin ve hematokritte artış beklenir ve demir eksikliği
dengeli beslenmedir.
olanlarda ek fayda sağlar. KOK kullanımı sırasında ilacın estro-
• Demir ve folik asit genelde diette eksik kalmaktadır. Bunun
jen içeriği ile ilişkili olarak karaciğerde anjiotensinojen yapımı-
nı artar, hipertansiyonu ağırlaştırabilir. için demir ve folik asit replasmanı yapılmalıdır.
www.tusem.com.tr 56