Professional Documents
Culture Documents
Bu cevap anahtarı ile ilgili tartışmalı ve değişiklikleri (www.dusem.net) adresinden takip edebilirsiniz.
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 13 - 10
1-B
BOS ventriculus lateralis’lerden foramen interventriculare aracılığıyla ventriculu tertius’a (üçüncü ventrikül) buradan da aqueduc-
tus cerebri yoluyla ventriculus quartus’a (dördüncü ventriküle) geçer. Dördüncü ventrikülden yanlarda apertura lateralis’ler arkada
apertura mediana aracılığıyla cisterna cerebellomedullaris’e (subarachnoid aralık) geçerken, dördüncü ventrikülün uzantısı olan
canalis centralis ile de medulla spinalis’in merkezine geçer.
2-B
Nervus facialis’in nucleus lacrimalis’inden başlayan preganlioner parasempatik lifleri canalis facialis’de birinci dal olarak nervus
petrosus major superficialis adıyla ayrılarak ganglion pterygopalatinum’da sinaps yaparlar. Postsinaptik parasempatikler de trige-
minus dallarına katılarak lakrimal, nazal ve palatin bezlere sekresyon emri verir.
3-D
Os sphenoidale: Kranyum tabanının orta kısmını yapar. Tektir. Oksipital, frontal, temporal, ethmoidal, zigomatik ve palatin kemik-
lerle eklem yapar. 1 korpus, 2 ala major, 2 ala minor ve 2 proc. pterygoideus’u vardır. Korpusunun üzerine (sella turcica) hipofiz bezi
oturur. Ala major – ala minor arası yarığa fissura orbitalis superior denir. For. ovale (n. mandibularis), for. rotundum (n. maxillaris)
ve for. spinosum (a.v. meningea media) bu kemiğin ala majoründedir. Ala minörde canalis opticus (a. ophthalmicae ve nervus
opticus) ala minör ve major arasında ise fissura orbitalis superior bulunur (v. ophthalmica sup. III – IV – V(I) ve VI. kafa çiftleri ge-
çer). Canalis pterygodieus sfenoid korpusunun ön yüzündedir cavitas nasi’ye açılan nervi canali pterygoidei’ler (Vidius siniri = N.
petrosus profundus) geçer. Canalis facialis ise n. facialis’in kanalıdır. Temporal kemiktedir.
4-B
Sinus sphenoidalis ve cellulae ethmoidales posteriores, recessus sphenoethmoidalis yoluyla meatus nasi superior’a recessus
sphenoethmoidalis’e açılır. Sinus maxillaris, Sinus frontalis, cellulae ethmoidales anteriores ve medius ise meatus nasi medius’a
açılırlar. Sinus maxillaris’in açıldığı bölüme hiatus semilunaris adı verilir. Ductus nasolacrimalis ise meatus nasi inferior’a açılır.
www.dusem.net
2
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 13 - 10
D) M.mylohyoideus E) M.temporalis
5-B
Suprayhyoid kaslardan m.stylohyoideus ve m.digastricus venter posterior n.facialis tarafından innerve edilirler ve temporalle hyo-
id kemikler arasındadırlar. M.digastricus venter anterior, m.mylohyoideus ve m.geniohyoideus kasları hyoid ile mandibula kemik-
leri arasında uzanır
M.temporalis çiğneme kaslarındandır ve parietal kemikle mandibulanın processus coronoideus’u arasındadır.
M.hyoglossus dil kaslarındandır sadece dil kökü ile hyoid kemik arasındadır n.hypoglossus innerve eder.
6-C
A.facialis, a.carotis externa’nın dalıdır. Çıkar çıkmaz a. palatina ascendens dalını verir damak ve tonsilla palatina’ları besler, sonra
glandula submandibularis’in içinden veya arkasından geçer ve besler, mandibulanın önüne geçerek ağız köşelerinde deri altında
mimik kaslarına giden dallar verir.
Fasiyal arterin labialis superior ve labialis inferior dalları dudakları besler ayrıca parotis bezini de besler ve burun kanatları seviye-
sinde a.angularis adını alır ve orbita üst iç köşesinde sonlanır. A.angularis orbita üst iç köşesinde a.carotis interna’nın a.ophthalmica
dalı ile anostomoz yapar.
7-D
Endoderm kaynaklı yapılar:
• Gastrointestinal kanal
• Foregut (ön barsak)
• Midgut (orta barsa)
• Hindgut (son barsak)
• GIS kaynaklı yapılar
• Pankreas parankimi
• Karaciğer parankimi
• Safra kesesi ve safra yolları
• Allantois ve vitellüs duvarı kenarı
• Tiroid ve paratiroid bezi parankiması
• Tonsiller ve timusun retiküler parankiması
• Solunum sistemi epiteli
• Östaki borusu ve orta kulak epiteli
• Mesane ve üretranın epiteli
www.dusem.net
3
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 13 - 10
8. Aşağdaki hücre bağlantılarından hangisinin en güçlü bağlantı şekli olduğu kabul edilir?
A) Zonula okludens B) Zonula adherans C) Makula adherans
D) Gap junction E) Hemidesmosom
8-C
Makula adherans (Desmosom): İki hücreyi birbirine en sıkı bağlayan bağlantı şeklidir. Hücreyi çepeçevre sarmaz, lokal yamalar şeklinde-
dir. Derinin çok katlı yası epitelinin sadece stratum spinosum tabakasında sadece bu bağlantı tipi vardır.
9-D
Yalanı çok katlı kinosilyalı silendirik epitel:
• Göz yaşı kesesi
• Burun boşluğu
• Trakea ve büyük bronşlar
• Östaki borusu
Tek katlı kübik epitel:
• Respiratuvar bronşiyoller
• Salgı bezlerinin boşaltım kanalı
• Tiroid bezi foliküler epitel
• Lensin ön yüzü
• Koroid pleksus
• Ovaryum yüzey epiteli
10 - D
Mast Hücresinin salgıladığı maddeler
Granüllerinde bulunanlar Depolanmayıp direkt salınanlar
Heparin Lökotrienler (LTC4,D4,E4) (SRS-A)
Histamin
Nötral proteazlar
ECF (Anaflaksinin eozinofilik kemotaktik faktörü)
NCF (nötrofil kemotaktik faktör)
Triptaz
11. Dokuda görülen aşağıda durumların hangisinde oksijenin hemoglobinden ayrılması daha az miktarda gerçekleşir?
A) Karbondioksit azalması B) Egzersiz C) Hidrojen iyonu artması
D) Hiperkloremi E) Sıcaklık artışı
www.dusem.net
4
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 13 - 10
11 - A
Hemoglobin – Oksijen Disossiasyon Eğrisi sorulmuştur.
Hemoglobin – Oksijen Disossiasyon Eğrisi
Eğriyi sağa kaydıranlar Eğriyi sola kaydıranlar
2-3 DPG artışı 2-3 DPG azalması
Karbondioksit artışı Karbondioksit azalması
Hidrojen iyonu artışı (Asidoz) Hidrojen iyonu azalması (Alkaloz)
Sıcaklık artışı Sıcaklık azalması
Egzersiz Karbonmonoksit zehirlenmesi
Hiperkloremi Methemoglobinemi
HbF
12 - A
Doğumdan önce karaciğerde kan yapımı sonlanmış, kemik iliğinde yapım başlamıştır.
D) Oreksinler (A ve B) E) Ghrelin
13 - C
Beslenmeyi Düzenleyen Hormon ve Nörotransmitterler
İştahı Arttıranlar İştahı azaltanlar
Nöropeptid Y Seratonin
Endorfinler Noradrenalin
GABA ve Glutamat Melanokortin, Alfa MSH
Kortizol İnsülin
Oreksinler (A veB) Leptin
G-Alanin CRH
Ghrelin Kolesistokinin
Aguti ilişkili protein Enterostatin
Melanin yoğunlaştırıcı hormon Peptit YY
Glukagon like peptid-1
Kokain ve Amfetamin ile ilişkili transkript (CART)
14. EEG dalgaları içerisinde beta dalgaları ile ilgili hangi önerme yanlıştır?
C) Beynin en aktif olduğu dalgalardır D) Asenkron, düşük amplitüd yüksek frekanslı dalgalardır
www.dusem.net
5
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 13 - 10
14 - E
EEG Dalgaları
Dalga Önemli Özelliği
Beta Dalgalar -Gözler açık uyanıkken alınır.
-REM uykusunda gözler kapalıyken alınır.
-Beynin en aktif olduğu dalgalardır.
-Asenkron, düşük amplitüd yüksek frekanslı dalgalardır.
Alfa Dalgaları -Gözler kapalı, sakin uyanıklıkta alınır.
-Ritmik, düzenli dalga paterni gösterir.
Teta Dalgaları -Non-REM uykusunda görülür.
-Özellikle çocuklarda görülür.
-Duygusal stresli erişkinlerde de görülebilr.
-Beynin dejeneraif hastalıklarında da görülebilir.
Delta Dalgaları -Ciddi beyin hasarı ve komada görülür.
-Non-REM evre 4’de görülür.
-Süt çocuğunda bazen görülebilir.
-En yüksek amplitüdlü ancak frekansı en yavaş dalgalardır.
15 - E
Lokal anestetiklere en duyarlı sinir C, en az ise A alfa motor nöronlardır.
16 – A
www.dusem.net
6
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 13 - 10
17 - B
Biyokimyasal reaksiyonlar hücrelerde belirli lokalizasyonlarda gerçekleşmektedir. Bazıları sadece, sitoplazma, mitokondri ya da
endoplazmik retikulumda gerçekleşirken, üre siklüsü ya da heme sentezi hem sitoplazma ve hem de mitokondride gerçekleşir.
Sitrik asit siklusu tamamen mitokondride gerçekleşmektedir.
18. Aşağıdaki bileşiklerden hangisi polipeptit zincirinin amino asit sıralanmasının (sekansını) belirlenmesinde kullanılır?
A) Siyanojen bromür B) Tripsin C) Asit hidroliz
D) Edman reaktifi E) Proteaz V8
18 - D
Primer yapı otomatize edilmiş Edman tekniği ile belirlenir. Edman reaktifi olarak bilinen fenilizotiyosiyanat, alkalen ortamda amino
terminal ucundaki amino asite bağlanır ve onu instabil hale getirir. Daha sonra asit hidrolizle bu amino asit ayrılır.
19. Keton cisimlerinin sentezlerinin gerçekleştiği doku-organ ve katabolizmaları için aktivasyonlarında kullanılan molekül aşa-
ğıdakilerin hangisinde birlikte verilmiştir?
Organel Molekül
A) Karaciğer ATP
B) Kas Asetil-KoA
C) Karaciğer Süksinil-KoA
D) Beyin Asetil-KoA
E) Karaciğer Malonil - KoA
19 - C
Karaciğer mitokondrisi yağ asit veya piruvat oksidasyonu ile oluşan fazla miktardaki asetil CoA’ları keton cisimciklerine çevirebilir.
Bunlar asetoasetat, β-hidroksi bütirat ve asetondur. Kanla perifere taşınır ve yeniden asetil CoA’ya çevrilip TCA’ya girebilirler.
Perifer dokular için önemli enerji kaynağıdır. Karaciğer ise kullanamaz. Keton cisimlerini katabolize eden dokular önce bu yapıları
aktive etmek zorundadırlar. Keton cisimlerinin aktivasyonları için süksinil KoA kullanılır.
20. Beyin dokusunda 1 mol glukozun pirüvat’a kadar yıkılması sonucu üretilen net ATP miktarı kaç moldür?
A) 2 B) 5 C) 7 D) 10 E) 12
20 - B
www.dusem.net
7
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 13 - 10
21. Üre siklüsünde 1 mol üre sentzleninceye kadar harcanan yüksek enerjili fosfat bağ sayısı kaçtır?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
21 - D
Herbir üre molekülünün sentezinde 3 ATP ya da 4 tane yüksek enerjili fosfat harcanır. Üre sentezi geri dönüşümsüzdür.
22. Bağ dokusu proteinlerinden elastinin, desmozin bağlarının oluşumunda görev alan enzim aşağıdakilerden hangisidir?
22 - D
Elastin, büyük kan damarları ve elastik ligamanların proteinidir. Glisin, alanin, valin, prolin ve lizinden zengindir. Çok az hidroksip-
rolin içerir; ve hidroksilizin içermez. % 90’ı polar olmayan amino asitlerdir.
Dört ayrı elastin zincirindeki lizin kalıntıları, lizil oksidaz enzimi aracılığı ile kovalent olarak bağlanarak desmosin yapısını oluşturur.
23 - D
Soruda tanımlanan attenue, canlı bakteri aşısı Mycobacterium bovis’in seri pasajları ile elde edilen BCG aşısıdır. Aşı grupları ve
özellikleri Tablo’da gösterilmiştir.
AŞILAR
Canlı (Attenüe) Aşıları İnaktif (ölü) Aşılar Rekombinan
(Subünit içeren) Aşılar
Virüs Kızamık (Measles) Hepatit A - Hepatit B (Sadece
Kızamıkçık (Rubella) İnfluenza HBsAg içerir)
Kabakulak (Mumps) Kuduz - HPV
Çiçek(Vaksinia), Suçiçeği (Varisella) Polio (Salk- IM) (6, 11, 16, 18
Polio (Oral polio aşısı-Sabin) serotiplerinin L1 ve L2
Rotavirüs (oral), Adenovirüs (oral), proteini)
Sarıhumma
Canlı (Attenüe) Aşılar İnaktif (ölü) Aşılar Rekombinan Kapsüler polisakkarit aşılar Toksoid
(Subünit içeren) Aşılar aşılar
Bakteri Mycobacterium bovis (BCG) mutant Bacillus anthracis- Şarbon, Borrellia burgdorferi- Streptococcus pneumoniae Difteri
aşı Vibrio cholera- Kolera, Yersinia Lyme hastalığı aşısı Haemophilus influenzae Tetanoz
Francisella tularensis- Tularemi pestis- Veba,Salmonella typhi*, tip b
Rickettsia prowazekii- Tifüs Neisseria meningitidis
Coxiella burnetii- ateşi Salmonella typhi*
www.dusem.net
8
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 13 - 10
24. Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisi folat sentezi inhibisyonu yaparak nükleik asit sentezini inhibe eder?
A) Metronidazol B) Siprofloksasin C) Kloramfenikol
D) Trimetoprim - sulfametoksazol E) Amikasin
24 - D
Trimetoprim – sulfametoksazol folat sentezi inhibisyonu
yaparak nükleik asit sentezini inhibe eder.
Nükleik Asit Sentez İnhibitörü Antibiyotikler; Kinolon gru-
bu, metronidazol, sülfonamidler, trimetoprim, rifampisin
ve novobiosin yer alır.
Antimetabolik etkiyle nükleik asit sentezini inhibe eden
antibiyotikler içerisinde sülfonamidler ve trimetoprim
yer alır.
Folik asit, pürin ve pürimidin sentezinde koenzimdir. Sül-
fanamidler prontosil derivesidir ve PABA’nın kompetitif
antagonsitidir.
Trimetoprim dihidrofolat redüktazı, sülfonamidler dihidrop-
teroat sentetazı inhibe eder. Trimetoprim ve sülfonamidler
bakteriyostatik etkili olmasına rağmen bunların kombinas-
yonu olan ko-trimoksazol (trimetoprim/sülfametaksazol) bakterisid etkilidir.
Yan etkileri: Folat eksikliğine bağlı anemi, lökopeni ve granülositopeni ve Steven-Johnson sendromu’dur (Bu sendroma en sık
neden olan antibiyotik grubudur)
Kinolonlar nalidiksik asitin sentetik analoğudur. Gram negatif bakterilerde DNA giraz (topoizomeraz II) ve gram pozitif bakterilerde
topoizomeraz IV enzimini inhibe ederek DNA’nın süper sarmal haline gelmesini ve çekirdeğe paketlenmesini engeller. Gram nega-
tif bakterilere (özellikle pseudomonas) en etkili kinolon siprofloksasindir.
Rifampin: DNA’ya bağlı RNA polimeraz enzimini inhibe ederek mRNA sentezini inhibe eder. Bu enzimde meydana gelen mutasyon
rifampine direnç gelişimine neden olur.
Nükleik asit sentezini inhibe eden antibiyotikler ve etki mekanizmaları aşağıdaki Şekil’de gösterilmiştir.
25 - E
Enterococcus faecium fakültatif anaerob olup gastrointestinal ve genitoüriner florada yer alır. Periyodontal hastalıklarla ilişkili değildir.
Başarısız endodontik tedavilerde kök kanallarından en fazla izole edilen mikroorganizma Enterococcus faecalis’dir.
Periodontal hastalıkların esası anaerob bakterilere dayanır.
Periyodontal hastalıklarla ilişkili bakteriler şunlardır;
• Porphyromonas gingivalis
• Aggregatibacter actinomycetemcomitans
• Tannerella forsythia ve
• Treponemea denticola’nın kuvvetle ilişkili olduğu tespit edilmiştir.
Periodontal hastalığa neden olabilen diğer etkenler ise; Bacteroides gingivalis, Bacteroides intermedius, Capnocytophaga sp.,
Eikenella corrodens, Fusobacterium nucleatum, Wolinella recta, Eubacterium’dur.
26. Aşağıdakilerden hangisi ağız florasında yer alan kariyojenik (diş çürüğüne neden olan) bakterilerden biri değildir?
A) Streptococcus mutans B) Streptococcus salivarius C) Streptococcus sanguis
www.dusem.net
9
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 13 - 10
26 - D
Streptococcus agalactiae B grubu beta- hemolitik streptokok olup, normal vajen florasında en fazla buluanan bakterilerden biridir.
Ağız florasında yer almaz ve diş çürüğüne neden olmaz.
Ağız florasında sık bulunan mikroorganizmalar;
1. Streptococcus (6. aydan sonra Streptococcus sanguis, 12. aydan sonra Streptococcus mutans floraya yerleşir)
2. Anaeroblar (Peptostreptokoklar, Prevotella, Prophyromonas, Fusobacterium, Capnocytophaga, Veillonella, Spiroketler ve Bac-
teroides- geçici flora)
3. Actinobacillus
4. Gram negatif enterik bakteriler
5. Kuagülaz negatif Stafilokoklar
6. Mantarlardan özellikle Candida (en sık C. albicans) ve Zygomycetes türlerine rastlanırken parazitlerden Entamoeba gingivalis
(en sık rastlanan parazit) ve Trichomonas tenax sağlıklı kişilerden izole edilmiştir.
Diş çürüğüne neden olan bakteriler;
Diş çürüğünden sorumlu bakteriler
Viridans Streptokoklar;
- S. mutans: Diş çürüğünden sorumlu en sık etkendir. Temel olarak mine çürüğüne neden olur. Homofermenterdir (%90 laktik
asit). En sık görülen serotipler c, e ve f dir.
- S. sanguis
- S. sobrinus
- S.salivarius
- S.mitis
- Actinomyces (israelii, naeslundii, odontolyticus): Kök yüzeyi çürüğünde en sık izole edilen bakteridir.
- Lactobacillus (casei, fermentum, pantorum, oris, acidophilus): Dentin çürüğüne neden olur.
Streptococcus mutans derin dentin çürüğüne neden olmayıp mine çürüğüne neden olur. Streptococcus mitis yanak mukozasında, Preva-
tella melaninogenica ve spiroketler gingival olukta ve Streptococcus salivarius dilin dorsal yüzeyinde yerleşir.
27 - E
Human T – lymphotropic virüs 1 (HTLV-1) onkojenik bir RNA virüsü olup, T hücresi lösemi-lenfomaya neden olur. Diğer seçenek-
lerde yer alan virüsler (Ebstein–Barr virüs, Human Herpes virüs-8 (HHV-8), Hepatit B virüsü, ve Human papilloma virüs) onkojenik
DNA virüsleridir. Bir diğer iyi bilinen onkojenik RNA virüsü Hepatit C virüsü olup, flavivirüs ailesinde yer alır. Onkojenik virüsler ve
neden oldukları kanserler (maligniteler) Tablo’da gösterilmiştir.
Virüs Ailesi Virüs Transformasyon mekanizması Oluşturduğu Kanser
Papavoviradae (DNA) HPV E6 ve E7 proteinleri Genital kanser (en sık serviks)
Squamöz hücreli kanser
Orofaringeal kanser
Larinks papillomu (çocuklarda)
Herpesviridae (DNA) EBV EBNA ve LMP, Nazofarinks kanseri
Burkitt (c- myc proteinleri) Burkitt lenfoma (çocuklarda)
B hücre lenfoması
HHV tip 8 V- gpcr Kaposi sarkomu
V- siklin Primer effüzyon lenfoması
Hepadnaviridae (DNA) HBV X proteini Hepatosellüler kanser
Flaviviradae (RNA) HCV Hepatosellüler kanser (en sık)
Retroviridae (RNA) HTLV-1 Tax proteini (IL-2) Erişkin T hücreli lösemi/lenfoma
HTLV- 2 Saçlı hücreli lösemi
Adenoviridae(DNA) Adenovirüs E1A ve E1B proteinleri Hayvanlarda sarkom yapmasına rağmen
insanda kanser yaptığı gösterilememiştir
www.dusem.net
10
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 13 - 10
28. Molloscum contagiosum ve Variola etkeni olan virüsler aşağıdaki virüs ailelerinden hangisinde yer alır?
28 - D
Molloscum contagiosum ve Variola etkeni olan virüsler Poxviridea ailesinde yer alır.
POX VİRÜSLER
Bilinen en büyük virüstür. Zarflı bir DNA virüsüdür. DNA virüsleri arasında kopleks simetri gösteren ve sitoplazmada replike olan
tek virüstür. Çünkü DNA’ya bağlı RNA polimeraz enzimi genomunda bulunduğundan replike olması için çekirdeğe girmesine gerek
yoktur. Sitoplazmada replike olduğundan inklüzyon cisimciğide stoplazmada oluşur.
1. Çiçek (variola): Dünyadan eredike olmuştur.
2. Orf (sütçü nodülü, sığır çiçeği): Koyun ve sığırlardan süt sağan insanların ellerine bulaşır. Genellikle ellerde şarbona benzer dö-
küntüye neden olur.
3. Molluskum kontagiosum: Cinsel ilişki, ortak kullanılan havlu ve yüzme havuzundan bulaşan bir viral enfeksiyondur. Siğile benzer
göbekli bir görünüme sahip bening nodüler cilt lezyonları sıkıldığında içinden peynirimsi bir sıvı çıkar. Eozinofilik intrastoplazmik
inklüzyon cisimciği oluşturur.
29. Lökositlerin inflamasyon sürecinde yuvarlanma aşamasından sorumlu olan lökositer adezyon molekülü aşağıdakilerden
hangisidir?
29 - D
ADEZYON MOLEKÜLLERİ
İnflamatuar mediyatörler (TNF-alfa ve IL-1) postkapiller venüllerde endotel hücreleri üzerinde etki gösterir ve birçok adezyon
molekülünün (E-selektin) ekspresyonunu artırır.
P-Selektin, endotel hücrelerindeki Weibel-Palade cisimlerinde bulunmaktadır. Trombin,PAF ve histamin weibel-palade cisimlerin-
de bulunan p selektinin redistrübisyonuna neden olur ve ekspresyonunu artırır.
PECAM, ICAM VE VCAM : İmmunoglobulin benzeri yapılardır.
Sialy lewis x: Glikoprotein yapısındadır.
ADEZYON MOLEKÜLLERİ
Endotel Lökosit
Rolling (Yuvarlanma) E selektin Sialy Lewis x
P selektin Sialy Lewis x
CD 34,GlyCam-1 L-selektin*
Adezyon ICAM-1 LFA-1(CD11)
ICAM-1 MAC-1(CD18)
VCAM-1 VLA-4 integrin, LPAM-1
Transmigrasyon PECAM-1 (CD 31) PECAM-1 (CD31)
30. Mitokondri elektron transport zincirinde bulunan ve hasarlı mitokondriden sitoplazmaya geçerek kaspaz aktivasyonu
yapan protein aşağıdakilerden hangisidir?
D) Sitokrom c E) Fosfotidilserin
www.dusem.net
11
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 13 - 10
30 - D
Apoptozis patofizyolojisinde 2 mekanizmadan bahsedilmektedir.
İntrinsik Apoptozis yolu (Mitokondriyal yol)
• Apoptozis gelişiminde rol oynayan major yoldur.
• Mitokondriden stoplazmaya geçen Sitokrom C nin kaspaz enzimlerini aktivasyonuyla gerçekleşir
Ektrinsik Apoptozis yolu (Ölüm Reseptörü kaynaklı yol)
• Apoptotik sinyali taşıyan ölüm reseptörlerinin aktivasyonuyla karekterizedir. Bu yolda rol oynayan reseptörler TNF reseptörle-
ridir.
Mitokondriyal hasar
Mitokondri birçok şekilde hasara uğrayabilir (iskemi, toksinler ve artmış Ca). Mitokondri hasarı sonucu gelişen major 2 olay
1- Mitokondriyal geçirgenliği artırıcı gözenek (Siklofilin D) oluşumu artışı izlenir. Bunun sonucunda mitokondri zar potansiyeli
bozulur ve oksidatif fosforilasyon hasar görür. Bunun sonucunda ATP de azalma ve nekroz gerçekleşir.
2- Mitokondri dış membranında geçirgenlik artar. Sonucunda sitokrom C dışa akışı artar ve kaspaz aktivasyonu sonucu apoptozis
gerçekleşir.
A) İlk izlenen morfolojik bulgu hücresel şişmedir. B) Çok sayıda hücre etkilenir.
31 - E
APOPTOZ VE NEKROZUN KARŞILAŞTIRILMASI
ÖZELLİK Nekroz Apoptoz
Hücre boyutu Büyüme(şişme) Küçülme(büzüşme)
Nükleus Piknozisè Karyoreksis è Karyolizis Kromatin kondansasyonu ve fragmantasyonu
Hücre membranı Parçalanmış Sağlam
Hücresel içerik Enzimatik sindirim, hücre dışına yayılır Sağlam, apoptotik cisimler olabilir
İnflamasyon Sıklıkla var Yok
Etkilenen hücre sayısı Çok sayıda hücre Tek veya az hücre
Fizyolojik/patolojik rol Her zaman patolojik Sıklıkla fizyolojik (istenmeyen hücrelerin eliminasyonu)
Patolojik: DNA hasarından sonra hasarlı hücrede
32. Aşağıdaki tümörlerden hangisi sıklıkla dentigeröz kist ile sıklıkla karıştırılan ve sıklıkla maksilla gömülü kanin ile birlikte
izlenen odontojenik tümördür?
32 - C
Adenomatoid odontojenik tümör sıklıkla dentigeröz kist ile karışır. Sıklıkla gömülü kanin ile birlikte maksilla yerleşimlidir. Yavaş gelişen,
asemptomatik, radyolüsen ve iyi sınırlı lezyon halindedir. Bu görünüm dentigeröz kist ile karışır. Gömülü diş etrafındaki radyolüsen alan
sement-mine hattı yerine apekse doğru inmiş olması kistten çok tümör olasılığını düşündürür. Histolojik olarak yuvarlak duktus benzeri
yapılar oluşturan kolumnar şekilli epitel hücreleri izlenmektedir. Hücrelerin nükleusları lümenden uzakta bazal tabakaya yakın yerleşimlidir.
Hücreler arasında PAS (+) bazal membran benzeri materyal izlenmektedir
www.dusem.net
12
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 13 - 10
33 - C
Astım Tedavisinde Kullanılan İlaçlar
Selektif β2 Agonistler
• Bronkodilatasyon yaparlar.
• Salbutamol, albuterol, metaproterenol ve terbutalin gibi kısa etkililer akut durumlarda kullanılabilir.
• Uzun etkili formaterol ve salmaterol astımın önleyici tedavisinde yararlıdır.
Metilksantinler (Teofilin / Aminofilin)
• Fosfodiesteraz enzimini ve adenozin reseptörlerini bloke ederek bronkodilatasyon yaparlar.
Antimuskarinik İlaçlar (Ipratropium / Tiotropium)
• Bronşlarda muskarinik reseptörleri bloke ederek bronkodilatasyon yaparlar.
Kromolin / Nedokromil / Ketotifen
• Mast hücrelerini stabilize ederek histamin salgılanmasını engellerler.
• Bronkodilatasyon yapmazlar.
• Astım profilaksisinde kullanılırlar.
• Astım atağında verilmezler.
Zafirlukast / Montelukast
• Lökotrien reseptörlerini bloke ederek bronkodilatasyon yaparlar.
• Astım profilaksisinde oral yoldan kullanılırlar.
34. Aşağıdaki antiepileptik ilaçlardan hangisi bipolar hastalık ve trigeminal nevralji tedavisinde kullanılır?
34 - A
Karbamazepin
• Düşük dozda voltaj bağımlı sodyum kanallarını bloke eder.
• Yüksek dozda adenozin reseptörlerini uyarır.
• Trigeminal nevralji tedavisinde öncelikli tercih ilaçtır.
• Bipolar hastalıkta lityumun alternatifidir.
35. Sempatik uyarı ile oluşan midriyazis, renin sentezinde artış ve bronkodilatasyon aşağıdaki ilaçlardan hangisi tarafından
tamamen önlenir?
35 - B
Radiyal kas kasılmasına bağlı siklopleji olmadan midriyazis α1 uyarıya, renin sentezinde artış β1 uyarıya ve bronkodilatasyon β2
uyarıya bağlıdır.
α1, β1, β2 blokör labetolol ve karvedilol soruda verilen etkilerin tamamını önler.
36. Aşağıdakilerden hangisi bakteri ribozomlarında protein sentezini inhibe eden antibiyotiklerden biri değildir?
D) Azitromisin E) Vankomisin
www.dusem.net
13
Diş Hekimliği Temel Bilimler / D 13 - 10
36 - E
Tablo: Protein Sentez İnhibitörleri
Antibiyotik Bağlanma Bölgesi Bakteriyostatik / Bakterisid
Makrolidler 50S Bakteriyostatik
Linkozamidler 50S Bakteriyostatik
Kloramfenikol 50S Bakteriyostatik
Linezolid 50S Bakteriyostatik
Kinopristin/Dalfopristin 50S Bakterisid
Tetrasiklinler 30S Bakteriyostatik
Aminoglikozidler 30S Bakterisid
37 - C
İnsan hücrelerinde pirimidin halkaları açılarak; beta-alanin ve beta-aminoizobütirat gibi daha kolay çözünen maddelere parçalana-
bilir. Beta-alanin›den asetil-CoA, beta-aminoizobütirat›tan ise süksinil-CoA oluşabilir.
38 - B
Hücre membran yapısında hidrofobik bileşikler yer almaz. Bu nedenle triaçilgliserol, kolesterol esteri ve uzun çok uzun zincirli yağ
asitleri membran yapısında bulunmazlar.
39. Ökaryotik hücrelerde Ogazaki fragmentlerinin sentezini gerçekleştiren DNA polimeraz hangisidir?
39 - A
Ökaryotik hücrelerde Ogazaki fragmentleri seken sarmalda oluşur ve bunların sentezini gerçekleştiren DNA polimeraz a’ dır. Ökar-
yotlarda beş adet DNA polimeraz bulunur:
aa: seken sarmal
dd: öncü sarmal
bb; tamir
ee; tamir
gg; mitokondrial DNA sentezi
40 - E
Telomerler, kromozomların uçlarında lokalize DNA ve proteinlerden oluşan yapılardır. Telomeraz enzimlerince sentezlenir. Telo-
merler herbir replikasyonda kısalmakta ve bu kısalma yaşlanma ile ilgili görülmektedir.
www.dusem.net
14
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
3. Amalgam korozyon ürünleri diş dolgu arasını doldurarak burada renk değişikliğine neden olur, buna ne isim verilir?
A) Discoloration
B) Dental line
C) Amalgamasyon
D) Perikimati
E) Amalgam çizgisi
3-E
Amalgam diş dokusuna adezyon gösteren bir dolgu maddesi değildir. Korozyon ürünleri diş dolgu arasını doldurarak burada çizgi
şeklinde renk değişikliğine neden olur. Bu çizgiye amalgam çizgisi denir.
www.dusem.net
15
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
4. Aşağıdakilerden hangisi minenin hidroksilapatitine bağlanarak, bazı bakterilerin hücre duvarlarını parçalayarak yok eder?
A) Laktoferrin
B) Lizozim
C) Prostoglandin
D) Albumin
E) Kreatin
4-B
Lizozim, minenin hidroksilapatitine bağlanarak, bazı bakterilerin hücre duvarlarını parçalayarak yok eder.
A) Minör çürük
B) Akut çürük
C) Kronik çürük
D) Seconder çürük
E) Majör çürük
6-D
Seconder çürüğün diğer bir adı recurrent çürüktür.
7. İlk geliştirildiği yıllarda Total etch tekniğinde mine yüzeyine kaç sn asit uygulanırdı?
A) 5 sn
B) 10 sn
C) 50 sn
D) 60 sn
E) 30 sn
www.dusem.net
16
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
7-D
Mine için uygulanacak asidin süresi 60 ile 15s arasında değişir. İlk deneyler uygulama süresini 60s olarak göstermişti.
A) Yağlar
B) Organik asitler
C) İnorganik asitler
D) ND-YAG
E) Fermentler
8-E
Mine ve dentinde inorganik yapı asitler yoluyla harap olurken organik yapı fermentler ile yıkılmaktadır.
9. Tavanı geniş olmayan ve tepesi pulpaya doğru ilerleyen çürüğe ne isim verilir ?
A) Recürrent çürük
B) Seconder çürük
C) Forward çürük
D) Backward çürük
E) Rampant çürük
9-C
Tavanı geniş olmayan ve tepesi pulpaya doğru ilerleyen Forward karies (çürük), denir.
10. Bir organizmanın aynı alanda bulunan benzer bakterilerle rekabette daha etkin olabilmesi için ekolojik adaptasyon gös-
termesine ne isim verilir?
A) Echolight
B) Echolive
C) Microlive
D) Bakteriosin
E) Bakterilaktin
10 - D
Bakteriosin: Bir organizmanın aynı alanda bulunan benzer bakterilerle rekabette daha etkin olabilmesi için ekolojik adaptasyon
göstermesidir.
www.dusem.net
17
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
C) Köprü gövdesi kretin lingual tarafında yer alan kısmında temizlenemeyen bir raf oluşumunu engellemek için lingual yü-
zeyde biraz dar yapılır.
D) Köprü gövdesinin bukkolingual boyutu geniş yapılarak kret rezorpsiyonu sonucu oluşan defekt kapatılabilir.
E) Köprü gövdesi üzerine gelen kuvvetleri azaltmak için daha dar yapılır.
11 - C
Köprü gövdesinin bukkolingual boyutu ne dar ne de geniş olmalıdır ama iki durumda daha dar yapılması gerekebilir, bunlar daya-
naklar arası eksenin dışına çıkma durumunun olabileceği kret kavsinin bulunduğu bölgede eksen dışına çıkmamak için ve lingual
tarafta temizlenmesi zor olan bölgenin kaldırılması amacıyla yapıldığı zamandır.
E) Karşılayıcılık
12 - D
Çünkü Resiprokal kolun fonksiyonları
Tutucu kolun dişe uyguladığı kuvveti nötralize etmek
Yatay kuvvetlere direnç ve stabilite
Serbest sonlanan vakalarda fulkrum ekseninin önüne konduğunda indirekt tutuculuk sağlamaktır
13. Kesici yolu eğimi çok dik olduğu zaman protrüzyon hareketinde rotasyon merkezi nerede yer alır?
C) Menteşe ekseninde
www.dusem.net
18
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
13 - A
Çünkü mandibulanın hareketine bağlı olarak
rotasyon merkezi şekildeki gibi oluşmaktadır.
14. İrreversible hidrokolloid ölçü materyali olan aljinatın tozunun formülasyonunda aşağıdakilerden hangisi sertleşme reak-
siyonunu geciktirmek için ilave edilmiştir?
A) Potasyum aljinat
B) Kalsiyum sülfat
C) Çinkooksit
D) Diatomit
E) Sodyum fosfat
14 - E
Çünkü esas reaksiyon olan potasyum aljinat ile kalsiyum sülfatın tepkimesi çok hızlıdır sodyum fosfat kalsiyum sülfat ile reaksiyona
girerek birinci reaksiyonu yavaşlatır. Böylelikle yeterince çalışma süresi elde edilmiş olur.
15. Mum duvarların ve dikey boyutun kontrolünde aşağıdakilerden hangisi estetik görünüm kriteri olarak kullanılmaz?
B) Nasolabial açı
C) Labiomental açı
D) Nasomental açı
E) Ricketts’in E düzlemi
15 - D
Çünkü böyle bir açı tanımlanmamıştır, diğerleri ise mum duvarların ve dikey boyutun kontrolünde estetik görünüm kriteri olarak
kullanılırlar.
16. Total protez yapımında mumlu prova aşamasında alt çenenin düz protrüsiv hareketinde şablonların posterior kısmında bir
açıklık meydana gelir.
C) Fischer açısı
D) Bennett açısı
E) Şablonların yüksekliği
www.dusem.net
19
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
16 - B
Kondil yolu açısı dikleştikçe yani arttıkça Christensen fenomeni olarak bilinen bu açıklığın miktarı artar.
17. Dil istirahat durumunda olduğu zaman, dilin dorsumu ile üstte damak ve yanlarda alveol kreti arasında kalan boşluğa ne
denir?
A) Nötral zone
B) Paratüber boşluk
C) Donders boşluğu
D) Postdam sahası
17 - C
Dil istirahat durumundayken dorsumu ile üstte damak ve yanlarda alveol kreti arasında kalan boşluğa Donders boşluğu denilir.
18. Alt çene hareketli bölümlü protez planlamasında ana bağlayıcının gingival marjinden en az kaç mm uzakta olması gerekir?
A) 2
B) 4
C) 6
D) 8
E) 9
18 - B
Hareketli bölümlü protez planlamasında ana bağlayıcının gingival marjinden altta 4 üstte 6mm uzakta olması gerekir.
19. Üçüncü azıların eksik ve restore edileceği göz önünde bulundurularak 16, 15, 12, 11, 21, 22, 25, 26, 27 nolu dişlerin eksik-
liği hangi Kennedy sınıflandırması ile tarif edilir?
A) Sınıf 1 modifikasyon 1
B) Sınıf 2 modifikasyon 1
C) Sınıf 2 modifikasyon 2
D) Sınıf 3 modifikasyon 1
E) Sınıf 1 modifikasyon 2
19 - E
Üçüncü azılar eksik ve protezle yerine konacaksa her iki taraf serbest sonlanıyor demektir ki bu durumda sınıflandırma Kennedy 1
olur diğer eksik iki bölgede modifikasyon oluşturur.
www.dusem.net
20
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
20. Aşağıdaki metal alaşımların hangisinde döküm işlemi oksit tabakanın kalınlığını kontrol edebilmek amacıyla oksijensiz
ortamda yapılmalıdır?
A) Cr-Ni
B) Cr-Co
C) Au-Pd-Pt
D) Titanyum
E) Au-Ag
20 - D
Çünkü titanyumun yüzeyinde yüksek sıcaklıklarda kalın bir oksit tabakası oluşur bu da seramik ile bağlantısını zayıflatacağından
dolayı dökümü oksijensiz ortamda yapılmalıdır.
A) Myokard enfarktüsünden itibaren 6 ay süre ile acil tedaviler hariç hiçbir girişim uygulanmamalıdır.
D) Eğer hasta yoruluyorsa, kısa kısa nefes alıyorsa nabızda değişiklik oluyorsa tedaviye son verilmelidir.
E) Saf lokal anestezik madde kullanılmalı ve enjeksiyon işlemi yavaş yavaş yapılmalıdır
21 - C
Heyecan ve korkuyu azaltmak için hastaya çeşitli sedatif ilaçlar verilerek premedikasyon yapılmalıdır.
22. Üst sağ premolar çekimi yapan ve sağ elini kullanan hekim için hangisi doğrudur?
A) Sol elin baş parmağı vestibülde; sol elin işaret parmağı palatinaldedir
B) Sol elin baş parmağı palatinalde; sol elin işaret parmağı vestibüldedir
C) Sol elin baş parmağı vestibülde; sol elin diğer dört parmağı palatinaldedir
D) Sol elin baş parmağı palatinalde; sol elin diğer dört parmağı vestibüldedir
E) Sol elin işaret parmağı vestibülde; sol elin orta parmağı palatinaldedir
22 - A
Sağ elle çekim yapıldığı zaman:
Üst çene sağ tarafta diş çekilirken sol elin baş parmağı vestibülde; sol elin işaret parmağı palatinaldedir.
Üst çene sol tarafta ve ön bölgede diş çekilirken sol elin baş parmağı palatinalde; sol elin işaret parmağı vestibüldedir.
www.dusem.net
21
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
E) Hemanjiyom eksizyonu
23 - E
Düşük seviyeli laser kesme işlemi yapmaz
Endikasyonları:
Yara İyileşmesi
Kemik iyileşmesi ve İmplantoloji
Ağrı azaltıcı ve anti-inflamatuar etki
Aftöz stomatitis, aftöz ülser ve gingivitis.
Herpes labialis ve herpetik gingivo-stomatitisin tedavisi
Yumuşak doku yaralanmaları
Mukositis
Sinir rejenerasyonuna etkisi
Akupunktur
Diş çekimi sonrası
Artritis
TME hastalıklarında
24. Yandaki şekilde gösterilen cerrahi yaklaşım oroantral fistül cerrahi tedavisinin hangi tekniğidir?
24 - E
Ada flebi paladen aktarılan mukoperiosteal lambonun; dişe komşu palatinal doku bandının altından geçirilerek fistülün kapatıl-
ması tekniğidir.
www.dusem.net
22
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
A) Otic ganglion
C) Ganglion sfenopalatinum
D) n.infraorbitalis
E) Ven plexusu
25 - A
26. Mandibula vestibülde kemik yikimina sebep olmus bir kistin palpasyon bulgusunda; “parmakla bastırılınca kitlenin içeri
çökmesi ve parmağı geri çektiğimizde eski haline dönmesi” alınıyorsa buna ne ad verilir?
A) Fluktuasyon
B) Renitans
C) Pulsasyon
D) Gode yapma
E) Pili yapmak
26 – B
Palpasyon bulguları
Fluktuasyon, krepitasyon, pulsasyon, renitons, gode ve pili yapmak mevcuttur.
1. Fluktuasyon: İçinde sıvı biriken oluşumlarda dalgalanma hissinin alınmasıdır. Apsenin olgunlaşıp olgunlaşmadığını anlamada
kullanılır. Bir parmakla baskı uygulanır, diğer parmakla da sıvının hareketi hissedilir. Bu durumda apsenin drenaj zamanının
geldiği anlaşılır.
2. Renitans: Çene kemiğinde ekspansif büyüyen içi sıvı dolu kistler görülebilir. Çevreden sıvı alarak büyüyen bu kistler sıvının ba-
sıncıyla çene kemiğini rezorbe ederek büyürler. Vestibülde kemik kalmamışsa parmakla bastırılınca kitle içeri çöker ve parmağı
geri çektiğimizde eski haline dönerse renitons veriyor demektir.
3. Krepitasyon: Palpasyonda çıtırtı hissinin alınmasıdır. Amfizem durumlarında, kırık uçlarının birbirine sürtmesinde ve kalsifiye
tendonlarda hissedilir. Amfizem; operasyon esnasında dokular arasına hava kaçmasıdır. Ameliyat sonrasında elimizi dokular
üzerinde gezdirerek oluşan havayı dışarı çıkarırız.
4. Pulsasyon: Nabız atma hissinin alınmasıdır. Hareketlilik, ısı, mevcut kitle sınırlardır. Bazı kitlelerde nabız atma hissi olur. Anev-
rizma: Damarlarda genişleme oluşumu ve kan birikimidir. Anevrizmal bir kitlede nabız atışı yani pulsasyon alınabilir. Diş kay-
naklı irinleşmeler oluşabilir. Bu kitlelerin drene edilmesi gerekir. Kitlenin sınırları belirgin değilse; kitle mümkün olan en alt
seviyeden boşaltılmalıdır..
5. Gode yapmak: Ödemli bir dokuda kitlesel aralıklarla su birikimi vardır. Ödemli dokuya parmağımızla basıp çektikten sonra
doku üzerinde çukurluk oluşur. Bu işleme gode yapmak denir. Doku oyun hamuru gibidir. Ödem içinde hücresel aralıklar vardır,
kist ise kese şeklindedir.
6. Pili yapmak: Bir doku iki parmak arasına alınıp katlanma olup olmadığına bakılır. Patolojik oluşum varlığında doku aşırı gerilir,
tutulamaz ve pili yapılamaz. Hastayı en hızlı ve basit yöntemle tedavi etmeye çalışmalıyız. Patolojik oluşum hangi tarafa daha
yakınsa o bölgedeki dokuya pili yapmak güçleşir.
www.dusem.net
23
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
B) Apron insizyonu
27 - B
Apron insizyonu boyun diseksiyonunda kullanılır.
A) Favorable kırık
C) Unfavorable kırık
E) Massater kırığı
28 - C
Kas çekimi kırık segmentte deplasmana sebep olduğundan istenmeyen kırık tipi yani unfavorable kırık tipidir
B) Glossoptozis
C) Damak yarığı
D) Mental retardasyon
E) Ürogenital anomaliler
29 - A
Alt çene hipoplazisi görülür.
A) Kondiloma akumulatum
B) Pemfigus
C) Verruco vulgaris
D) Verrüköz lökoplaki
www.dusem.net
24
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
30 - B
Pemfigus vezikülobulloz lezyondur.
31 - E
X ışınlarının absorbsiyonu; ışının dalga boyuna: uzun dalga boylularda daha fazla, geçtiği maddenin atom numarasına: atom numarası
büyük olanda daha fazla, maddenin kalınlığına, yoğunluğuna : arttıkça absorbsiyon artar. Miliamperin (ma) absorbsiyona etkisi yoktur.
32. Baş ve boyun radyoterapisi görmüş hastalarda ilk oluşacak intraoral komplikasyon aşağıdakilerden hangisidir?
A) Osteoradyonekroz
D) Mukozitis
E) Kaslarda fibrozis
32 - D
Baş ve boyun radyoterapisi görmüş hastada ilk komplikasyon mukozitisitir. Tedavinin başlangıcından sonraki 2.haftanın sonlarında
veya 3.haftanın başlarında oluşur.
B) Mukozal uzantılar
C) Herpes labialis
D) Aftöz ülserler
E) Anguler chelitis
33 - C
Crohn hastalığının orofasiyal semptomları;
Diffüz labial yada gingival şişlik, Mukozal uzantılar, Aftöz ülserler, Mukozada kaldırım taşı görünümü, Anguler chelitistir.
www.dusem.net
25
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
34. Radyograflarda atılmış pamuk görünümü verebilen lezyonlar aşağıdaki seçeneklerden hangisinde tam olarak yazılmıştır?
A) Paget
B) Paget, Osteogenezis imperfekta
C) Osteopetrozis, Florid semento-osseöz displazi
D) Paget, Florid semento-osseöz displazi
E) Paget, Osteopetrozis
34 - D
Paget’in 3.evresi ve florid osseöz displazi atılmış pamuk görünümü(cotton-wool) mevcuttur.
www.dusem.net
26
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
37. Bir röntgen cihazında miliamper, 10mA’den 5mA’e indirilirse aşağıdakilerden hangisi meydana gelir?
A) X-ışınlarının dalga boyu azalır.
B) Filament devresinde voltaj azalır.
C) Elektron demetinde değişiklik olur.
D) X-ışını miktarı artar.
E) X-ışını enerjisi azalır.
37 - C
Miliamperin değişmesi elektron demetinde değişikliğe neden olur.
38 - E
Artrografide Posterior ataçman, Eklem kapsülü, Diskin yapısı incelenir.
www.dusem.net
27
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
41. Aşağıdaki durumlardan hangisinde gingivektomi tekniği bir tedavi alternatifi olamaz?
B) Fibröz hiperplaziler
E) Preprotetik hazırlık
41 - A
Cep tabanının mukogingival hatta ulaştığı ya da geçtiği durumlarda gingivektomi tekniği kontrendikedir çünkü teknik keratinize
dişeti ile sınırlıdır.
A) Gingivektomi
D) Vestibül derinleştirme
E) Repozisyone flep
42 - D
Rezektif işlemler var olan dokunun kesilip uzaklaştırıldığı tekniklerdir. Vestibül derinleştirme işleminde doku kaybı söz konusu
değildir.
43. Diş macununun homojenitesini koruması için içeriğine aşağıdakilerden hangisi eklenmelidir?
B) Kalsiyum fosfat
C) Sorbitol
D) Potasyum nitrat
www.dusem.net
28
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
43 - A
• Aşındırıcılar: Kalsiyum karbonat, kalsiyum fosfat, koloidal silis kullanılabilir.
• Yüzey aktif maddeler: yağları parçalama etkisi nedeniyle kullanılır ( sodium lauril sülfat)
• Nemlendiriciler: dişmacununun kurumadan saklanması için gliserin, sorbitol gibi maddeler kullanılır.
• Bağlayıcılar: Preparatın homojenitesini koruması için kullanılır. (hidroksi etil selüloz)
• Tatlandırıcı ve koku vericiler: Hoş koku ve tat hasta motivasyonunu arttırır (mentol, meyve esansı…)
• Koruyucu ve tedavi edici maddele: hipersensitivite için içeriğe potasyum nitrat, florür v.s. eklenebilir.
• Pirofosfat: Tartar oluşumunu azaltır.
44. Tip III embrasür temizliğinde hangi plak kontrol aracı kullanılmalıdır?
C) Arayüz fırçası
D) Diş ipi
44 - A
A: Tip I embrasür dişipi ile temizlenir
B: Tip II embrasür arayüz fırçası ile temizlenir
C: Tip III embrasür tek kıl demetli daha büyük fırçalar ile temizlenir.
D) Bulaşıcı değildir
45 - D
Primer herpetik gingivostomatit herpes simplex kaynaklı, immünite gösteren, bulaşıcı bir durumdur.
46. Aşağıdakilerden hangisi periodontal hastalığın prognozunu etkileyen klinik faktörler arasında sayılamaz?
A) Yaş
B) Hastalık şiddeti
C) Sigara kullanımı
D) Hasta uyumu
E) Plak kontrolü
www.dusem.net
29
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
46 - C
Prognoza etkisi açısından sigara kullanımı sistemik ve çevresel faktörler arasında sayılmaktadır.
A) Herpetik gingivostomatit
C) Perikoronit
D) Periodontal apse
E) Agresif periodontitis
47 - E
Agresif periodontitisin lokalize ve generalize olmak üzere iki formu vardır. Akut bir hastalık değildir.
48. HIV enfekte bireylerin ayırdedici teşhislerinde önemli bir bulgu olan oral tüylü lökoplaki başka hangi virüsün etkisi ile
görülebilir?
A) Herpes simplex-2
B) Human cytomegalovirus
D) Epsteinbarr virus
E) Coxaci virus
48 - D
Epstein Barr Virüs: Burkitt’s Lenfoma (enfeksiyoz mononükleoz, oral tüylü lökoplaki, B lenfoproliferasyon hastalığı, hodgkin lenfo-
ma, nasal T-hücreli lenfoma, nasofaryngeal karsinom, gastrik karsinom, parotid karsinom)
49. Periodontal doku enflamasyonunda anahtar rol oynayan mikroorganizma ürünleri aşağıdakilerden hangisidir?
A) TNF-α
B) Prostoglandin
C) Matrixmetalloproteinaz
D) Lipopolisakkarit
E) Araşidonik asit
49 - D
Lipopolisakkaritler lipit ve polisakkarit komponentinden oluşmuş büyük moleküllerdir. Gram negatif bakterilerin dış membranında
yer alır. Gingival ve periodontal dokuların enflamatuar cevabında anahtar rol oynar.
www.dusem.net
30
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
50. Dişeti oluğu sıvısı akışı gün içinde en fazla ne zaman görülür?
50 - B
Dişeti oluğu sıvısı akışında en fazla artış 06-22 saatleri arasında görülür.
51. Aşağıdakilerden hangisi maksiller molarların distalizasyonu için kullanılan apareylerden biri değildir?
B) Low-pull headgear
C) Reverse headgear
D) Pendeks
51 - C
Reverse headgear üst çenenin öne alınması ya da üst çenedeki dişlerin mezializasyon hareketi için kullanılan bir apareydir. Diğer
şıklarda belirtilen apareyler ise maksiller molarların distal hareketi için kullanılır.
52. Aşağıdaki fonksiyonel apareylerden hangisi karma dişlenme döneminde tercih edilmez?
A) Bionator
B) Forcus
C) Twin block
D) Monoblock
E) Frankel
52 - B
Hareketli fonksiyonel apareyler pubertal atılım öncesinde, karma dentisyon veya daimi dentisyonda kullanılabilirler. Forcus gibi
sabit fonksiyonel aparey ise dentisyonu tamamlanmış yani daimi dişlenmenin olduğu hastalarda en etkili uygulanabildiği için daimi
dentisyonda kullanılır.
www.dusem.net
31
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
53. Çekim boşluğunun minimum ankraj kullanılarak kapatılması durumunda kullanılan aparey türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Servikal headgear
B) Transpalatal ark
C) Nance apareyi
D) Face mask
53 - D
Çekim boşluğunun posterior dişler tarafından kullanılması isteniyorsa minimum ankraj gereksinimi vardır. Bu durumda çekim boş-
luğu posterior dişlerin öne kaymasını kolaylaştıran face mask desteği ile kapatılabilir. Diğer şıklardaki apareyler posterior bölgenin
ankrajını güçlendirir ve mezializasyona engel olurlar.
54. Yalancı sınıf III malokluzyonda maksiller santral kesici dişlerin hangi yönde yer değiştirmesi beklenir?
A) Labioversiyon
B) Palatoversiyon
C) İnfraversiyon
D) Supraversiyon
E) Bukkoversiyon
54 - B
Yalancı sınıf III malokluzyonun ayırt edici özelliklerinden biri de, eksen eğimleri azalmış, dikleşmiş yani palatal yönde yer değiştir-
miş santral dişler ve vestibül/ labial yönde eğimlenmiş alt keser dişlerdir. Bu şekilde gözlenen kapanışta anterior bölgede crossbite
oluşur ve yalancı sınıf III meydana gelir.
A) Os Pisiformisin görülmesi
55 - C
Ulnar sesamoid kalsifikasyonu, pisiformis kemiğinin görülmeye başlanması, orta parmağın medial falanksının (MP3) epifiz ve diya-
fizinde eşitlik gözlenmesi, radius kemiğinin epifiz ve diyafiz genişliğinin eşit olması pubertal atılımın başlamasının belirtilerindendir.
Orta parmak epifizindeki capping ise pubertal atılım döneminde maksimum büyüme esnasında gözlenir.
www.dusem.net
32
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
A) Sagital yönde
B) Vertikal yönde
C) Transversal yönde
D) Ventral yönde
E) Kaudal yönde
56 - A
Yüzün büyümesi 20-22 yaşlarına kadar devam eder ve en az büyüme sagital yönde görülür.
A) Rotasyon olmaması
B) Sıkı kontaktlar
C) Oklüzyon çizgisi
D) Kron angülasyonu
E) Molar ilişki
57 - C
Oklüzyonun 6 anahtarı; Molar ilişkisi, Kron angulasyonu, Kron inklünasyonu, Rotasyonların olmaması, Dişler arası sıkı kontaktlar
ve Okluzal düzlem
58. Aşağıdakilerden hangisi maksiller daimi kanin dişin gömülü kalmasının primer etyolojik sebebidir?
C) Heredite
58 - C
Maksiller kaninlerin gömülü kalmasındaki primer neden hereditedir. Diğer şıklarda belirtilenler (E hariç) sekonder sebepler olarak
sıralanabilir. Her zaman yer kaybı, lateral diş eksikliği üst kaninlerin gömülü kalmasına yol açmayacağı gibi diş kök boyunun da dişin
gömülü kalmasıyla ilişkisi yoktur.
www.dusem.net
33
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
59. MaksiIIer retrognati ve hafif mandibular prognatinin bir arada bulunduğu durumlarda, malokluzyonun tedavisinde kulla-
nılan aparey aşağıdakilerden hangisidir?
A) Servikal headgear
B) Kombinasyon headgear
C) Stöckli-Teuscher apareyi
D) Yüz maskesi
E) Oksipital headgear
59 - D
Maksiller retrüzyon ve mandibular protrüzyon olgularında maksiller gelişimi öne yönlendirmekle birlikte mandibulada posterior
rotasyon yaptırarak prognatiyi ortadan kaldıran aparey yüz maskesidir.
60. Aşağıdaki röntgenlerden hangisi el-bilek grafisi olmadığında büyüme ve gelişimin değerlendirilmesinde kullanılır?
B) Posteroanterior filmler
C) Oklüzal filmler
D) Periapikal filmler
E) Panoramik filmler
60 - A
El-bilek grafilerinin olmadığı durumlarda lateral sefalometrik görüntülerde izlenebilen servikal vertebralar, morfolojik yapılarına göre büyüme
ve gelişimin değerlendirilmesinde kullanılabilir.
www.dusem.net
34
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
62 - B
İnflamasyonda görülen damarsal değişiklik Vazodilatasyondur.
63. Aşağıdakilerden hangisi pulpa polibinin oluşmasını sağlayan faktörlerden biri değildir?
A) Dayanıklı genç pulpa
B) Dişin antagonistinin olmaması
C) Derin çürüklü geniş bir kavite
D) Apikal delta mevcudiyeti
E) Uzun süreli irritasyon
63 - D
Apikal delta mevcudiyeti pulpa polibi ile alakalı değildir.
64. Patolojik durumlar dışında pulpada bulunmayan hücre grubu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mast hücreleri
B) Makrofajlar
C) Histiositler
D) Yağ hücreleri
E) Dendritik hücreler
64 - D
Patolojik durumlar haricinde pulpada bulunmayan hücre grubu yağ hücreleridir.
66. Aşağıdakilerden hangisi akut apikal periodontitisin klinik ve radyolojik semptomlarından biri değildir?
A) Hafif bir baskı bile şiddetli ağrıya neden olur.
B) Hasta aynı zamanda dişin sokette yükselmesi hissinden şikayetçi olabilir.
C) Pulpa irritasyonun şekline göre vital yada devital olabilir.
D) Radyolojik olarak apikal bölgede kemikde lezyon görüntüsü mutlaka vardır.
E) Radyolojik olarak derin çürük veya taşkın dolguya rastlanabilir.
www.dusem.net
35
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
66 - D
Apikal periodontitisde kemikde lezyon görüntüsü, ancak 3-4 hafta sonra görülebilir. Başlangıç aşamasında eğer kronik bir lezyonun
akutlaşması söz konusu değilse kemikte yıkım görünmeyebilir.
68. Kanal içi medikamenti olarak en çok antibiyotikler ile kombine olarak kullanılmaktadırlar. Apikal bölgede oluşan enflamasyonun
semptomlarını baskılayarak özellikle ağrı olayını ortadan kaldırirlar Kullanımında iyileşmede gecikme, vücut savunması yani
immün cevabın baskılanması, bakteriyel çoğalmanın devamı gibi yan etkileri söz konusudur.
Yukarida ozellikleri sayilan kök kanal içi medikament aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sulfanamidler
B) Klorheksidin
C) Steroidler
D) Kalsiyum hidroksit
E) Metronidazol
68 - C
Steroidler periapikal bölgede ortaya çıkan yoğun immün cevabı baskılamak için kullanılabilirler.
A) %0,2
B) %2
C) %12
D) %0,12
E) %1,2
69 - B
Kliniklerde kullanılan CHX konsantrasyonu %2 dir.
www.dusem.net
36
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
70. Aşağıdaki travma vakalarından hangisinde pulpanın kan desteğinin kesilmesi mutlaktır?
A) Subluksasyon
B) Avulsiyon
C) Lateral luksasyon
E) Konküzyon
70 - B
Yukardaki seçeneklerden kan desteğinin kesilmesi mutlak olan vaka Avulsiyon vakalarıdır.
71. Süt Dişi Minesinin asitle pürüzlendirilmesi hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
D) Süt dişi organik içeriği daha fazla,daimi dişe gore daha uzun etki süresi
E) Süt dişi minesinde aprizmatik tabaka daha ince,daha uzun etki süresi
71 - E
Süt dişi minesinin daimi diş minesine göre daha fazla pürüzlendirilmesinin nedenleri:daimi diş minesine oranla organic içeriğinin fazla
olması,mine prizmalarının yüzeyde daha geniş açıyla sonlanması,Aprizmatik tabakanın daha kalın olması
A) Dental plak
B) Mikroorganizmalar
C) Diyet
D) Eğitim düzeyi
E) Tükürük
72 - D
Çürük risk tayininde değerlendirilen risk indikatörleri:Sosyoekonomik durum (düşük eğitim düzeyi,gelir düşüklüğü), genel sağlık
problemleri,epidemiyolojik faktörler
www.dusem.net
37
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
A) Cyclosporin
B) Nistatin
C) Avitamini
D) Mepiridine
E) Acylovir
73 - A
Diş eti büyümesine neden olan ilaçlar: Difenil hidantoin,Cyclosporin
74. Diş gelişim dönemlerinden hangi safhada Dental Follikül (Dental Kese) meydana gelir?
A) İnisiasyon
B) Histodiferansiyasyon
C) Morfodiferansiyasyon
D) Proliferasyon
E) Apozisyon
74 - D
Proliferasyon safhasında (şapka safhasında) mine organı+dental papilla+dental follikül belirir.Mine organı ve dental papillayı dıştan
kuşatan mezenkim yoğunlaşarak dental follikülüoluşturur.
B) Viral enfeksiyonlar
C) Akut Pulpitis
D) Fasiyal şişlik
E) Periodontal hastalıklar
75 - B
Viral enfeksiyonlarda seconder olarak bakteriyel enfeksiyon gelişmedikçe antibiyotik verilmez.
76. Kemik dokusuna ulaşmış, kemiği aşmış enfeksiyonlarda ilk tercih edilen Linkozamid türevi antibiyotik hangisidir?
A) Eritromisin
B) Linkomisin
C) Klindamisin
D) Klaritromisin
E) Azitromisin
www.dusem.net
38
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
76 - C
Linkozamid sınıfından olan Klindamisin aynı gruba bağlı linkomizine oranla kemik bariyerini daha hızlı aşması,daha az toksik olma-
sı, abse kavitesine daha iyi nufuz etmesi sebebiyle ilk tercih edilen antibiyotiktir.
77. Akut Karaciğer rahatsızlığı olan bir çocukta local anestezik olarak aşağıdakilerden hangisini öncelikli olarak tercih edersiniz?
A) Benzocaine
B) Lidocaine
C) Prilocaine
D) Mepivacaine
E) Articaine
77 - A
Karaciğer rahatsızlığı olan hastalarda karaciğerde yıkılan amid türevi anestezikler yerine Ester grubu anestezikler tercih edilir. Ben-
zocaine ester grubu anestezik maddedir.
78. Yedi yaşında interdigitasyonu iyi,sınıf 1 kapanışı olan ve süren dişlerin tamamının sürme işlemini tamamladığı bir çocukta
alt sağ 1.süt moları çekilirse uygulanacak tedavi seçeneği hangisidir?
A) Hasta takibi,yer tutucu yapılmaz
B) Bant loop sabit yer tutucu
C) Kron loop sabit yer tutucu
D) Lingual ark
E) Hareketli yer tutucu
78 - A
Eğer hastada interdigitasyon iyiyse,daimi 1.molar ve anterior dişler tamamen sürmüşse ve malokluzyonu yoksa süt 2. Molar ve süt
kanin çekim boşluğuna hareket etmeyeceğinden yer tutucu yapılmaz hasta takip edilir.
www.dusem.net
39
Diş Hekimliği Klinik Bilimler / D 13 - 10
79 - E
Sementoid-asteoid kök ucu yapısı apeksifikasyonda oluşur .çıkarılan pulpa dokusu nedeniyle odontoblastlar yoktur onlarınyerine
çevre kemik dokudan osteoblastlar kök ucunun kapanmasında rol alırlar
80. 6,5 yaşında avulse ön diş yaralanması ile 3 saat sonra peçete içinde korunmuş diş ile kliniğe gelen hastanın tedavisi için
yanlıştır?
80 - B
Kanal tedavisi elde veya 7-10 gün sonar apeksifikasyon sağlamak için kalsiyumhidroksitle yapılır sonra daimi kanal tedavisi yapılır
www.dusem.net
40