You are on page 1of 191

HASAN AYVACI

T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

SEYAHAT İŞLETMECİLİĞİ VE TURİZM REHBERLİĞİ ANABİLİM DALI


TÜRKİYE'DEKİ TURİZM ANİMASYONLARINDA
YÜKSEK SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRAS
ULUSAL UNSURLARININ KULLANIMI
LİSANS
TEZİ HASAN AYVACI

SEYAHAT İŞLETMECİLİĞİ VE TURİZM REHBERLİĞİ ANABİLİM DALI


EKİM 2018

EKİM 2018
TÜRKİYE’DEKİ TURİZM ANİMASYONLARINDA SOMUT OLMAYAN
KÜLTÜREL MİRAS ULUSAL UNSURLARININ KULLANIMI

Hasan AYVACI

YÜKSEK LİSANS TEZİ


SEYAHAT İŞLETMECİLİĞİ VE TURİZM REHBERLİĞİ ANABİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

EKİM 2018
iv

TÜRKİYE’DEKİ TURİZM ANİMASYONLARINDA SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL


MİRAS ULUSAL UNSURLARININ KULLANIMI
(Yüksek Lisans Tezi)

Hasan AYVACI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
Ekim 2018

ÖZET

Araştırmanın genel amacı, Türkiye’deki turizm animasyonlarında, ulusal kimliğin


önemli bir parçası olan somut olmayan kültürel miras (SOKÜM) ulusal
unsurlarının, turizm animasyon programlarında kullanımını irdelemek ve
programların karar vericilerinin SOKÜM’ün turizm animasyonlarında kullanımı
hakkındaki düşüncelerini ortaya koymaktır. Araştırma Tarama Modeli içinde yer
alan Genel Tarama modelinde yürütülmüş nitel bir araştırmadır. 32 yönetici ile
yapılan görüşmeler neticesinde zengin SOKÜM ulusal unsurlarının çok kısıtlı bir
bölümünün animasyon aktivitelerinde kullanıldığı ortaya çıkarken, aynı zamanda
farklı turist tiplerine sahip destinasyonların turistik ürün niteliğindeki eğlence
faaliyetlerinin içeriğindeki SOKÜM ulusal unsurları ağırlığının da farklılık gösterdiği
ortaya çıkmıştır. Alan yazındaki hakim görüşü destekleyecek biçimde bu
araştırmanın bulgularına göre yöneticilerin büyük bir çoğunluğu da SOKÜM ulusal
unsurlarının turizm animasyon aktivitelerinde kullanılması gerektiğini
düşünmektedir. Zengin SOKÜM ulusal unsurlarının turizm animasyonlarında
kullanımının zaman içersinde artacağı ve konunun farklı çalışmalarca ele alınacağı
düşünülerek yapılacak çalışmalara kaynaklık edeceği söylenebilir.

Bilim Kodu : 116905


Anahtar Kelimeler : Rekreasyon, Turizm Animasyonları, Somut Olmayan Kültürel
Miras, Kültür Turizmi
Sayfa Adedi : 173
Tez Danışmanı : Prof. Dr. Bilgehan GÜLCAN
v

THE USAGE OF NATIONAL INTANGIBLE CULTURAL HERITAGE IN TURKEY


TOURISM ANIMATION
(M.S. Thesis)

Hasan AYVACI

GAZİ UNIVERSITY
GRADUATE SCHOOL OF SOCIAL SCIENCES
October 2018

ABSTRACT

The overall objective of the research, tourism animation in Turkey, intangible,


which is an important part of national identity, cultural heritage national elements
of, to examine the use of tourism animation programs and programs to reveal their
thoughts on the use of intangible cultural heritage tourism animation of decision
makers. The research is a qualitative research conducted in the General
Screening Model included in the Screening Model. As a result of the interviews
conducted with 32 managers, it is revealed that a very limited part of the national
cultural elements of rich cultural heritage are used in animation activities, while at
the same time, the weight of the non-intangible cultural heritage in the content of
the touristic product nature of the destinations with different tourist types is also
different. According to the findings of this research, the majority of the
administrators believe that the national elements of intangible cultural heritage
should be used in tourism animation activities. It can be said that the use of
national elements of rich intangible cultural heritage in tourism animations will
increase over time and that the subject will be dealt with in different studies.

Science Code : 116905


KeyWords : Recreation, Tourism Animations, Intangible Cultural
Heritage, Cultural Tourism
Page Number : 173
Supervisor : Prof. Dr. Bilgehan GÜLCAN
vi

TEŞEKKÜR

Bu çalışma süresince tez danışmanlığımı yapan ve bana her konuda


yardımcı olan değerli hocam Prof. Dr. Bilgehan GÜLCAN’a öncelikli olarak sonsuz
teşekkürlerimi sunarım. Yine bu çalışma boyunca desteklerini esirgemeyen
hocalarım Doç.Dr. M. Alparslan KÜÇÜK, Dr. Ali Turan BAYRAM, Dr. Ercan
KARAÇAR ve arkadaşım Tayfun DÖNMEZ’e teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca eğitim
hayatıma katkı sağlayan bütün hocalarıma teşekkürlerimi sunarım.
vii

İÇİNDEKİLER

Sayfa

ÖZET ................................................................................................................................ iv

ABSTRACT ....................................................................................................................... v

TEŞEKKÜR ...................................................................................................................... vi

İÇİNDEKİLER .................................................................................................................. vii

ÇİZELGELER LİSTESİ ..................................................................................................... xi

SİMGELER VE KISALTMALAR ...................................................................................... xiv

1. GİRİŞ ........................................................................................................................... 1

2. BÖLÜM

TURİZM ANİMASYONUNA GENEL BAKIŞ

2.1. Boş Zaman Kavramı ................................................................................................ 5

2.2. Rekreasyon Kavramı................................................................................................ 8

2.2.1. Rekreasyonun Tanımı .................................................................................. 8

2.2.2. Rekreasyon Faaliyetlerinin Tarihsel Gelişim Süreci .................................... 10

2.2.3. Rekreasyon Türleri ..................................................................................... 12

2.2.3.1. Etkinliklere Katılma Şekline Göre Rekreasyon Türleri ................. 14

2.2.3.2. Mekansal Açıdan Rekreasyon Türleri .......................................... 14

2.2.3.3. Katılımcıların Milliyetlerine Göre Rekreasyon Türleri ................... 15

2.2.3.4. Katılımcıların Yaşlarına Göre Rekreasyon Türleri........................ 15

2.2.3.5. Katılımcıların Sayısına Göre Rekreasyon Türleri ......................... 16

2.2.3.6. Fonksiyonel Açıdan Rekreasyon Türleri ...................................... 17

2.2.4. Rekreasyonun Çeşitli Cepheleri .................................................................. 19

2.2.4.1. Rekreasyon ve Oyun ................................................................... 19

2.2.4.2. Rekreasyon ve Eğitim ................................................................. 22

2.2.4.3. Rekreasyon ve Ekonomi ............................................................. 23


viii

Sayfa

2.2.4.4. Rekreasyon ve Çevre .................................................................. 25

2.2.4.5. Rekreasyon ve Sağlık ................................................................. 26

2.2.4.6. Rekreasyon ve Sanat .................................................................. 26

2.2.4.7. Rekreasyon ve Kültür .................................................................. 27

2.2.4.8. Rekreasyon ve Peyzaj Mimari ..................................................... 28

2.2.4.9. Rekreasyon ve Spor .................................................................... 29

2.2.4.10. Rekreasyon ve Turizm .............................................................. 30

2.3. Turizm Animasyonu Kavramı ................................................................................. 31

2.3.1. Turizm Animasyonunun Tanımı .................................................................. 32

2.3.2. Turizm Animasyonunun Tarihsel Gelişim Süreci ......................................... 34

2.3.3. Turizm Animasyonunun Türleri ................................................................... 35

2.3.3.1. Konaklama İşletmelerinde Animasyon Faaliyetleri....................... 37

2.3.3.1.1. Mini Kulüpler ........................................................................ 39

2.3.3.1.2. Gündüz Animasyonları ......................................................... 41

2.3.3.1.3. Gece Animasyonları ............................................................. 42

2.3.3.2. Eğlence İşletmelerinde Animasyon Faaliyetleri ........................... 43

2.3.3.3. Diğer Turizm İşletmelerinde Animasyon Faaliyetleri .................... 44

2.3.4. Turizm Animasyonunun Çeşitli Cepheleri ................................................... 45

2.3.4.1. Turizm Animasyonu ve Oyun ...................................................... 46

2.3.4.2. Turizm Animasyonu ve Eğitim ..................................................... 47

2.3.4.2.1. Örgün Eğitim Kapsamında Turizm Animasyonu Eğitimi ........ 48

2.3.4.2.2. Yaygın Eğitim Kapsamında Turizm Animasyonu Eğitimi....... 50

2.3.4.3. Turizm Animasyonu ve Ekonomi ................................................. 52

2.3.4.4. Turizm Animasyonu ve Çevre ..................................................... 53

2.3.4.5. Turizm Animasyonu ve Sağlık ..................................................... 53

2.3.4.6. Turizm Animasyonu ve Sanat...................................................... 55

2.3.4.7. Turizm Animasyonu ve Kültür...................................................... 55


ix

Sayfa

2.3.4.8. Turizm Animasyonu ve Peyzaj Mimari ......................................... 57

2.3.4.9. Turizm Animasyonu ve Spor ....................................................... 58

2.3.4.10. Turizm Animasyonu ve İşletmeler.............................................. 59

2.3.4.10.1. Turizm Animasyonu ve İşletme Tercihi ............................... 60

2.3.4.10.2. Turizm Animasyonu ve İşletmenin Karlılığı ......................... 61

2.3.4.10.3. Turizm Animasyonu ve Rekabet Üstünlüğü ........................ 61

2.3.4.10.4. Turizm Animasyonu ve Müşteri Memnuniyeti ..................... 61

2.3.4.10.5. Turizm Animasyonu ve Marka-İmaj Oluşumu ..................... 62

2.3.4.10.6. Turizm Animasyonu ve Pansiyon Türü ............................... 63

2.3.5. Turizm Animasyonlarının Yönetimi ve Planlanması .................................... 63

2.3.5.1. Turizm Animasyonlarının Yönetimi .............................................. 64

2.3.5.2. Turizm Animasyonlarının Planlanması ........................................ 65

3. BÖLÜM

TURİZM ANİMASYONLARI ve SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRAS (SOKÜM)


İLİŞKİSİ

3.1. Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) .............................................................. 67

3.1.1. Kültür Kavramı Tanımı ve Özellikleri ........................................................... 67

3.1.2. Kültürel Miras ve Türleri .............................................................................. 70

3.1.2.1. Somut Kültürel Miras ................................................................... 71

3.1.2.2. Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM).................................... 72

3.1.3. Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması ve Tescili ............................... 73

3.1.3.1. Ulusal Tescil ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ......................... 74

3.1.3.2. SOKÜM’ün Uluslararası Tescili ve UNESCO .............................. 79

3.2. Turizm Ürünü Olarak Kültür ve Kültür Turizmi ........................................................ 81

3.2.1. Kültür Turizmine Genel Bakış ..................................................................... 84

3.2.2. Kültür Turizminin Türleri.............................................................................. 87

3.2.2.1. Miras Turizmi .............................................................................. 89


x

Sayfa

3.2.2.2. Kültürel Tematik Rotalar .............................................................. 95

3.2.2.3. Kültürel Kent Turizmi/Kültürel Turlar ............................................ 96

3.2.2.4. Gelenekler ve Etnik Turizm ......................................................... 99

3.2.2.5. Etkinlik ve Festival Turizmi .......................................................... 99

3.2.2.6. İnanç Turizmi, Hac Rotaları ....................................................... 101

3.2.2.7. Yaratıcı Kültür, Yaratıcı Turizm ................................................. 102

3.2.3. Kültür Turisti ............................................................................................. 103

3.2.4. Turizmin Kültürel Varlıklar Üzerindeki Etkileri ........................................... 106

3.2.4.1. Turizmin Kültürel Varlıklar Üzerindeki Olumlu Etkileri ................ 109

3.2.4.2. Turizmin Kültürel Varlıklar Üzerindeki Olumsuz Etkileri ............. 110

3.3. Turizm Animasyon Programlarında Ürün Kaynağı Olarak SOKÜM ...................... 112

4. BÖLÜM

ARAŞTIRMA BULGULARI

SONUÇLAR VE ÖNERİLER ......................................................................................... 137

KAYNAKLAR ................................................................................................................ 145

EKLER ........................................................................................................................ 165

ÖZGEÇMİŞ................................................................................................................... 173
xi

ÇİZELGELER LİSTESİ

Çizelge Sayfa

Çizelge 2.1. 2017-2018 Yılında Eğitim Veren Meslek Yüksek Okulları ve


Kontenjanları .....................................................................................50

Çizelge 2.2. Animatörlük Mesleği Grup Bilgileri .....................................................50

Çizelge 3.1. Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri


Listesi……………...............................................................................76

Çizelge 3.2. Yaşayan İnsan Hazineleri (YİH) Ulusal Envanteri Listesi...................78

Çizelge 3.3. Kültürel turizmin temel dayanakları ....................................................86

Çizelge 3.4. T.C Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı müzelere yönelik 2017
yılına ait ziyaretçi sayılarının bölgelere göre dağılımı ........................91

Çizelge 3.5. Türkiye’deki Müze, Eser ve Ören Yeri Ziyaretçi Sayısı (2006-
2016) .................................................................................................92

Çizelge 3.6. Yaratıcı turizm olarak kullanılabilecek faaliyetler .............................103

Çizelge 3.7. Kültür Turisti Tiplerinin Sınıflandırılması ..........................................105

Çizelge 4.1. Animasyon programı karar vericilerinin yaşlarına, eğitim


durumlarına, milliyetlerine ve yöneticilik deneyimlerine ilişkin
bulgula .............................................................................................117

Çizelge 4.2. Animasyon programı karar vericilerinin turizm animasyonu ve


SOKÜM eğitimi alma durumları. ......................................................118

Çizelge 4.3. Araştırmaya katılan işletmelerde işletme bünyesinde animasyon


departmanı bulunma ve işe alımlarda göz önünde bulundurulan
kriterler. ............................................................................................120

Çizelge 4.4. Araştırmaya katılan işletmelerdeki mevcut animasyon


personelinin milliyetleri ve özelliklerine ilişkin bulgular. ....................121

Çizelge 4.5. Araştırmaya katılan işletmelerde çalışan animatörlerin aldığı


hizmet içi eğitim ve SOKÜM eğitimine ilişkin bulgular. .....................123

Çizelge 4.6. Araştırmaya katılan işletmelerin çocuklara yönelik


animasyonlarda SOKÜM ulusal unsurlarından yararlanmalarına
ilişkin bulgular. .................................................................................125

Çizelge 4.7. Araştırmaya katılan işletmelerin gündüz animasyonlarında


SOKÜM ulusal unsurlarından yararlanmalarına ilişkin bulgular. ......126

Çizelge 4.8. Araştırmaya katılan işletmelerin gece animasyon programlarında


SOKÜM ulusal unsurlarından yararlanmalarına ilişkin bulgular. ......127
xii

Çizelge Sayfa

Çizelge 4.9. Araştırmaya katılan işletmelerin animasyon programlarında en


çok ilgi gören faaliyetlere ilişkin bulgular. .......................................128

Çizelge 4.10. Manavgat’taki otellerde ve Kapadokya bölgesinde hizmet veren


eğlence işletmelerinde animasyon aktivitelerinin yürütülmesi
esnasında karşılaşılabilecek sorunlara ilişkin bulgular. .................130

Çizelge 4.11. Manavgat’taki otellerde ve Kapadokya bölgesinde hizmet veren


eğlence işletmelerinde Türk Gecesi Programlarının içeriği
belirlenirken göz önünde bulundurulan kriterlere ilişkin bulgular....132

Çizelge 4.12. Animasyon programı karar vericilerinin SOKÜM ulusal


unsurlarının animasyon aktivitelerinde kullanımına ilişkin
görüşlere ait bulgular. ....................................................................133
xiii

ŞEKİLLERİN LİSTESİ

Şekil Sayfa

Şekil 3.1. Turistik ürünün bileşenleri ......................................................................82

Şekil 3.2. Turizm ürün modeli ................................................................................83

Şekil 3.3. Kültürel turizm kaynakları.......................................................................86

Şekil 3.4. Yurt dışından iadesi sağlanan eserlerin yıllara göre dağılımı.................93
xiv

KISALTMALAR

Bu çalışmada kullanılmış bazı kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte aşağıda


sunulmuştur.

Kısaltmalar Açıklamaları

İŞKUR Türkiye İş Kurumu

SOKÜM Somut olmayan kültürel miras

T.C. Türkiye Cumhuriyeti

TDK Türk Dil Kurumu

TUİK Türkiye İstatistik Kurum

UNESCO United Nations Educational Scientific and Cultural Organization

YİH Yaşayan İnsan Hazineleri


1

1. GİRİŞ

Kültür turizmi denince akla ilk gelen, ören yerleri, müzeler, arkeolojik ve
kentsel sit alanları gibi somut kültür miras unsurlarıdır. Ancak, yapılan
araştırmalarda Türkiye’ye gelen turistlerin Türk kültürünü tanıma isteği
doğrultusunda önerilen somut kültürel miras unsurlarının yanında SOKÜM ulusal
unsurlarının da tanıtılması ve aktarılması gerektiği sonucuna varılmıştır (Ar, 2015:
27; Hazar, 2003: 47; Acar, 1999: 62).

Küresel bazda gelişen turizm hareketleri arz ve talep ekseninde farklı


anlayışların ortaya atılması ve sahip olunan doğal ve kültürel varlıkların pazarda
kullanılmasıyla çeşitlenmekte aynı zamanda yeni turizm türlerinin ve turist tiplerinin
ortaya çıkmasına ortam hazırlamaktadır. Türkiye’nin ilk tatil köyü olma özelliğini
gösteren Foça Fransız Tatil Köyü (Club Méditerranée) hedef kitle olarak gençleri
ve çocuklu aileleri seçerek bünyesinde mini kulüpleri kurarak günümüz turizm
animasyonlarının temellerini atmıştır (Kozak ve Coşar, 2017). Özellikle otellerde
misafirlerin tatil süresince hoşça vakit geçirmeleri amacıyla çocuklar için
düzenlenen turizm animasyon aktiviteleri zamanla yetişkinler için de kullanılmaya
başlanmıştır. Günümüzde farklı uzmanlıklar gerektiren aktivite çeşitliliğiyle
gelişimine devam etmekte olan turizm animasyonları aynı zamanda sürekli gelişim
gerektiren hızlı tüketimi nedeniyle de ürün arayışlarının hiç bitmediği kişisel
yetenek, çaba ve emek gerektiren özelliğiyle turizmin önemli bir bileşeni
konumundadır.

Turizm animasyonları turistlerin hoşça vakit geçirmesi için sadece konaklama


işletmelerinde değil eğlence hizmeti veren işletmelerde de kullanılmaktadır. Tipik
bir örnek olarak Kapadokya Turizm bölgesinde eğlence hizmeti veren işletmeler
gösterilebilir. Bu işletmelerde uygulanan programların içeriği gelen turistlerin
profiline uygun olarak ağırlıkla SOKÜM ulusal unsurlarıyla hazırlanmaktadır.
Bölgede uygulanan Türk Gecesi formatı aynı zamanda da kıyı bölgelerindeki
konaklama işletmelerinde haftada bir veya 15 günde bir olarak uygulanmaktadır.
Bu bağlamda her iki farklı karakterdeki destinasyonda da aynı adı taşıyan Türk
Geceleri, kültür turistinin ağırlıkta olduğu Kapadokya’da her gün, deniz, kum ve
güneş üçlüsüne dayalı kıyı bölgelerinde ise haftada bir veya 15 günde bir
2

animasyon aktivitelerinde kullanılmaktadır denilebilir. Bu çalışmada halihazırdaki


Türk Gecesi formatlarının içerikleri ele alınırken, aynı zamanda SOKÜM ulusal
unsurlarının turistlere tanıtımının ve aktarımının animasyon aktivitelerinde daha
etkili nasıl gerçekleştirilebileceğinin de yanıtı aranmaktadır.

Problem Durumu

Türkiye’yi ziyaret eden turistlerin büyük bir çoğunluğunu deniz kum ve güneş
üçlüsünü tercih eden kitle turisti oluşturmaktadır. Ancak bu turistler aynı zamanda
farklı motivasyon derecelerine göre, yerli kültürü tanımak da istemektedirler.
Konaklama işletmeleri içinde sergilenen animasyon gösterileri, söz konusu turistler
için ulusal kültürle tanışma fırsatı sağlayan belki de en önemli platform
durumundadır. Kaldı ki, bu fırsat çeşitli araştırmacılar tarafından da (Akgöz, 2003:
111; Ayvacı ve Gülcan, 2017; Çetiner, 2017; Dinç, 1999: 96; Gülcan, 2010;
Kahveci, 1994: 76; Karaman, Özgürel ve Bingöl, 2016;) dile getirilmiştir. Diğer bir
deyişle somut olmayan kültürel miras (SOKÜM) ulusal unsurlarının tanıtılması ve
aynı zamanda bu unsurların gelecek kuşaklara aktarılması için turizm
animasyonlarının uygun ortam sunduğu iddia edilmektedir. SOKÜM unsurlarının
turizm animasyonlarında, özgün karakterleri nedeniyle rekabet gücü yüksek
ürünler olma ihtimali de, bu konunun diğer bir önemli cephesi durumundadır.
Ancak araştırmacılar SOKÜM ulusal unsurlarının turizm animasyonlarında
kullanımını öneriyor olsa da, bu durum uygulamada yeterince karşılık
bulamamaktadır. Bu sorunun kaynaklarından biri ve belki de en önemlisi, ürünü
ortaya koymada anahtar rol üstlenen profesyonellerin yaklaşımlarıdır. Türk turizm
sektöründeki bu profesyoneller, konaklama işletmeleri eğlence müdürleri ve
bağımsız eğlence işletmelerinin yöneticileridir. Böylece SOKÜM kaynaklı ürünleri
ortaya koyacak olan profesyonellerin bu konudaki düşüncelerini bilmek önem arz
etmektedir. Ancak, SOKÜM ulusal unsurlarının turizm animasyon ürünleri olarak
kullanımı konusunda profesyonellerin bu konudaki yaklaşımlarının belirsizliği,
önemli bir problem oluşturmaktadır. Bu nedenle tez, söz konusu bu yöneticilerin
bu konudaki fikirlerine odaklanmıştır.
3

Araştırmanın Amacı

Araştırmanın genel amacı, Türkiye’deki turizm animasyonlarında, ulusal


kimliğin önemli bir parçası olan somut olmayan kültürel miras (SOKÜM) ulusal
unsurlarının, turizm animasyon programlarında kullanımını irdelemek ve
programların karar vericilerinin SOKÜM’ün turizm animasyonlarında kullanımı
hakkındaki düşüncelerini ortaya koymaktır.

Araştırmanın Modeli:

Araştırma Tarama Modeli içinde yer alan Genel Tarama modelinde


yürütülmüş nitel bir araştırmadır.

Evren ve Örneklem:

Araştırmanın evrenini, turizm animasyonlarını planlayan ve programın


içeriğine karar verici durumundaki profesyoneller oluşturmaktadır. Hem planlayıcı
ve hem de programın içeriğine karar verici durumundaki profesyoneller,
animasyon ürününün sunulduğu işletmenin eğlence müdürleri olabildiği gibi,
animasyonu ilgili işletme adına hazırlayan bağımsız organizasyon ve eğlence
şirketi yöneticileri de olabilmektedir. Diğer taraftan söz konusu animasyon
programlarının içeriğindeki SOKÜM unsurlarının kullanımı, destinasyonun kıyı
veya kültür destinasyonu olup olmadığına göre değişiklik gösterebileceği tahmin
edilmektedir.

Araştırma örneklemine her iki karakterdeki destinasyonda görev yapan


profesyoneller dahil edilmiş, böylece örneklem kapsamında bir kıyı destinasyonu
olan Manavgat otellerinin animasyonlarını planlayan ve programın içeriğine karar
verici durumundaki profesyoneller ile bir kültür destinasyonu olan Kapadokya’daki
eğlence işletmelerinin animasyonlarını planlayan ve programın içeriğine karar
verici durumundaki profesyoneller oluşturmuştur. Bu kapsamda kartopu örneklem
ile Manavgat’ta 24 eğlence müdürü ve iki organizasyon şirketi yöneticisi ile
Kapadokya’da altı eğlence işletmesi yöneticisi örneklemi oluşturmuştur.

Veri Toplama ve Analizi:


4

Araştırma verileri, animasyon programlarını planlayan ve içeriğine karar


veren yöneticilere yönelik hazırlanmış yarı yapılandırılmış mülakat formu ile elde
edilmiştir. Mülakatlar her bir yönetici ile randevulu biçimde ve yüz yüze
görüşülerek gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler sırasında formlar doldurulurken aynı
zamanda görüşme ses kaydına da alınarak veri kaybının önüne geçilmeye
çalışılmıştır. Veriler içerik analizi yöntemine göre tasnif edilmiştir. Analiz esnasında
ses kayıtlarına tekrar başvurulmuştur. İçeriklere göre veriler setler halinde
gruplandırılmış ve tablolara aktarılarak tezin bulgular kısmı oluşturulmuştur.

Araştırmanın Önemi

Bu araştırma turizm animasyonlarının içeriğinde SOKÜM ulusal unsurlarının


yer alma düzeyinin belirlenmesi ve unutulmaya yüz tutmuş söz konusu unsurların
kullanımının yaygınlaşabilmesi çabalarına katkıda bulunması açısından gereklilik
arz etmektedir. Bu çalışma SOKÜM ulusal unsurlarının özgün ürün arayışlarına
sağlayacağı katkı ve aynı zamanda zenginleştirilmiş ürün geliştirme çabalarına da
yeni fırsatlar sunan yapısı ile var olan kültür talebini karşılayacak ve sorumluluk
esasına dayalı olarak tüketiminin önüne geçilecek çalışmalara da fikir vermesi
açısından önemlidir.
5

2. TURİZM ANİMASYONUNA GENEL BAKIŞ

Günümüzde turizm, dünyada en hızlı büyüyen sektörler arasında yer


almaktadır. Turizmin gelişmesi, teknolojik gelişmeler, seyahat imkanlarının
artması, yoğun ve bunaltıcı iş hayatı gibi çeşitli nedenlerle açıklanmaya
çalışılmaktadır. Tatil yapmak ise; kişilerin sosyalleşmesini, bireysel gelişimini, yeni
yerler ve kültürler tanımasını, dinlenmesini, eğlenmesini sağlayan önemli bir
aktivite olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda turistlerin destinasyon
seçimlerinde ise en çok kıyı bölgelerinin tercih edilmesi kitle turizmini ortaya
çıkarmış, Akdeniz’de olan uzun şeridi nedeni ile de Türkiye bu turizm çeşidi
açısından önemli bir hale gelmiştir (Akdağ ve Akgündüz, 2010). Kitleler halinde
gerçekleştirilen turizm hareketleri, beraberinde büyük kapasiteli oteller ve tatil
köylerini ve her şey dahil konaklama sistemini ortaya çıkarmıştır. Her şey dahil
anlayışıyla birlikte konaklama işletmelerinde daha fazla zaman harcayan turistlerin
eğlendirilmesi, tesiste geçen zamanın daha verimli değerlendirilmesi animasyon
faaliyetlerinin önemini artırmıştır (Ayvacı ve Gülcan, 2017). Gelinen noktada turizm
animasyon faaliyetleri, her şey dahil sistemde yürütülen konaklama işletmeciliğinin
vazgeçilmez bir unsuru durumuna gelmiş ve turistlerin boş zamanlarını
değerlendirmede en önemli başlık olmuştur.

2.1. Boş Zaman Kavramı

Zaman kavramı birçok araştırmacının ilgi odağı olmuş farklı disiplinlerce farklı
tanımlar yapılmıştır. Karaküçük (1999) çalışmasında, zamanın farklı bilim
dallarınca yapılmış tanımlarından bahsederken Addington’un, fizik alanıyla daha
çok ilgili olduğu düşünülen, bir tanımını şu şekilde aktarmaktadır: “Zamanı
anlamak için zamanın uzaya bağlı olduğunu anlamak gerekiyor. Uzay ölçüdür.
Zaman, uzay sayesinde ölçülebilmektedir. Zaman, bir nesnenin uzaydaki bir
noktadan başka bir noktaya geçtiği aralıktır. Zaman ve uzay kavramları birbiri için
gereklidir ve biri diğerinin göreceli değerine bağlıdır” (Addington, 1993: 129’dan
akt. Karaküçük, 1999: 1). Bu tanımdan anlaşılacağı üzere zaman geri
döndürülmesi mümkün olmayan ve uzaydaki konumuna göre isimlendirilen bir
kavramdır.
6

Bu kavramı daha iyi anlayabilmek adına özelliklerinin gözden geçirilmesinde


fayda vardır. Zaman kavramının bazı özellikleri şunlardır: ödünç alınamaz,
kiralanamaz, satın alınamaz, çoğaltılamaz, depolanamaz, tasarruf edilemez ve iyi
değerlendirilmediğinde strese neden olur (Hazar, 2009: 5). Şüphesiz bu özellikleri
ile eşsiz ve insan hayatında en önemli unsur “zaman” olmalıdır.

İnsanların dünya coğrafyasında farklı yerlerde bulunmalarına rağmen aynı


anda aynı zamana sahiptirler. Fakat kişiler zamanı kendi tercihlerine ve doğanın
onlara sunduğu imkanlara göre aynı anda farklı şekillerde kullanırlar. Bu bağlamda
da zamanı kullanım açısından sınıflandırmakta fayda vardır. Bunlar: çalışma
zamanı, çalışmayla ilgili etkinliklere ayrılan zaman, yaşama yönelik zorunlu
etkinlikler için kullanılan zaman ve boş zamandır (Hazar, 1999: 15). Türk Dil
Kurumu Bilim ve Sanat Terimleri Ana Sözlüğü’nde “boş zaman” kavramı ise;
“uyumak, yemek ve çalışmak için ayrılan zamanın dışında kalan zaman ve/veya
dinlenmeye, gezmeye ve eğlenmeye ayrılan zaman” (www.tdk.gov.tr) şeklinde
tanımlanmıştır. Yine bu tanıma uygun olarak farklı yazarlar çalışma ve iş hayatı
için gerekli zaman ve tüm fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamak için ayrılan serbest
zaman dışında kalan süreçteki boş zamana dikkat çekmektedir (Yaylı, Gül,
Karaçar, Kement, Paslı, Yayla, Erol ve Göker, 2014: 5).

Serbest zaman ve boş zaman kavramları birbirleri ile olan yakın ilişkileri
nedeni ile sıkça karıştırılmaktadır. Bu kavramları birbirinden ayırabilmek için M.
Demir ve Ş. Ş. Demir (2007) çalışmasında Mieczkowski’den aktardığına göre
serbest zaman (free), hiçbir faaliyette bulunulmadan geçirilen zaman; boş zaman
(leisure) ise, özel sayılabilecek nitelikteki faaliyetlere katılarak geçirilen zaman
şeklinde ifade etmiştir. Başka ifadeye göre serbest zaman (free), yaşam süresi
içersinde çalışma zamanı ve zorunlu ihtiyaçların karşılandığı zaman; dışında kalan
zaman, boş zaman (leisure) ise, serbest (free) zaman içersinde kişinin tamamen
kendi istek ve iradesinde özgürce kullandığı zamandır (Katayev, 2015; 135).

Aslında boş zaman bütün insanlar için var olan bir olgu olmasına rağmen
kullanım şekillerine göre de literatürde farklı anlamlara geldiği görülmektedir.
Araştırmacılar bu karmaşanın nedenini de İngilizceden dilimize yanlış
çevrilmesinden kaynaklandığını savunmaktadır (M. Demir ve Ş. Demir, 2007).
7

Başka bir çalışmada bu iki kavram “serbest zaman bir yönsüzlük yansıtmakta, boş
zaman ise, yönlendirilmeye açık bir potansiyel içermektedir” (Karaküçük, 1999: 30)
şeklinde açıklanmıştır.

Boş zaman kavramının derinlemesine anlamlandırmaya çalışan tanımların


başlıcalarını şu şekilde sıralamak mümkündür; ”insanların sınırlı yaşam süresinin
çalışma (iş), çalışmasıyla ilgili etkinlikler (işe gidiş, geliş vb.), yaşamı sürdürmek
için gerekli etkinlikler (beslenme, uyuma vb.) ve diğer zorunlu davranışlar dışında
kalan bölümüdür. Bir başka ifade ile insanların, sınırlı yaşam süresinin zorunlu
davranışları (iş, işle ilgili etkinlikler, yaşamı sürdürmek için gerekli etkinlikler vb.)
dışında kalan zaman dilimidir” (Hazar, 2009: 7). Boş zaman; “iş yaşamının yeniden
üretimi için gerekli sınırlı ve sorumlu kullanımı zorunlu bir alan, eğlenme
dinlenmeye ayrılan, turistik ve gündelik faaliyetlerde ve aynı zamanda da kişilerin
kendini bulması gibi çeşitli faaliyetlere hizmet eden bir olgudur” (Aytaç, 2002).
Tanımlar görüldüğü üzere insan hayatında boş zamanın önemli bir yeri olduğunu
vurgulamaktadır.

Boş zamanın insan hayatında sahip olduğu önem, kendine has bir
endüstrinin de var olmasını sağlamıştır. Boş zaman endüstrisinin büyük bir
endüstri olması (turizm, rekreasyon vb.); bireylerin boş zaman tercihlerini ne
şekilde değerlendirdiklerini ve bu değerlendirmede etkili olan faktörlerin ayrıntılı
analizini gerektirmektedir (M. Demir ve Ş. Ş. Demir, 2007).

“Toplumsal refahın artmasıyla birlikte insanların zorunlu çalışmadan arta


kalacak zamanlarının çok olacağı tahmin edilmektedir. Endüstri sonrası toplumda
çalışanların, gelir düzeyinin yükselmesi ve otomasyonun etkisiyle kimi
bağlayıcılıklardan kurtularak daha fazla boş vakit bulacakları ve zorunlu işlerin
elektronik sistemin üzerine yıkılacağı bir gerçektir. Çalışma sürelerinin azalması
ise gelecekte toplumları boş zaman merkezli olarak dönüştürecektir” (Aytaç, 2002)
şeklinde açıklamaktadırlar. Özet olarak boş zaman olgusunun, yakın gelecekte
üzerinde en fazla durulacak konuların başında yer alacağı gözükmektedir.
8

2.2. Rekreasyon Kavramı

İnsanın uzaklaşmak, dinlenmek, hava değişimi, gezme-görme, sağlık,


beraber olma, heyecan duyma, farklı yaşantılar elde etme gibi pek çok amaçla boş
zamanlarında yaptığı etkinlikler “rekreasyon” başlığı altında kapsamlı bir olguyu
ortaya çıkarmaktadır (Karaküçük, 1999: 55,56). Çok geniş bir alana sahip olduğu
öngörülebilen rekreasyon kavramının turizm ile olan ilişkisinin ortaya konulabilmesi
için rekreasyonun kelime anlamına, tarihçesine, türlerine ve diğer alanlarla olan
ilişkisinin incelenmesi gerekmektedir.

2.2.1. Rekreasyonun Tanımı

Rekreasyon kelime olarak Türkçeye Fransızcadan geçmiştir. Latince


yenilenme, yeniden yaratılma veya yeniden yapılanma anlamına gelen “recreatio”
kelimesinden türemiştir. TDK’ ya göre isim olarak “rekreasyon”, insanların boş
zamanlarında, eğlence ve spor amacı ile gönüllü olarak katıldıkları etkinlikler ve bir
bölgeyi insanların eğlenme, dinlenme amacıyla kullanabilecekleri bir duruma
getirme(www.tdk.gov.tr) şeklinde açıklamıştır. Bu açıklamada rekreasyon katılımcı
penceresinden, aynı zamanda rekreatif faaliyetin gerçekleştirileceği alanın
düzenlenmesi penceresinden de ele alındığı görülmektedir. Bu bakış açıları doğru
kabul edilebilmekle beraber, rekreasyonun turizm animasyonları ile ilişkisini ortaya
koyabilmek adına yeterli görünmemektedir.

Alan yazında yer alan tanımlamalardan bazıları incelenerek oluşturulan bir


tanıma göre Rekreasyon; “bireylerin zorunlu zamanlarının dışında fiziksel ve
zihinsel olarak yenilenmek amacıyla uyumak, yeme-içme ve tüm fizyolojik
ihtiyaçlara bağlı yapılması zaruri eylemlerin dışında yapılan tüm etken edilgen ve
ettirgen faaliyetlerdir” (Yaylı ve diğerleri, 2014: 11). Bu tanım bireylerin boş
zamanına ve seçilen rekreatif faaliyetin dış etmenlere bağlı olabileceğine dikkat
çekerken, Metin, Kesici ve Kodaş (2013)’ın çalışmasında yer alan; “kamusal, yarı
kamusal ve özel girişimlerin vasıtasıyla küresel ölçekteki doğal park, şehir,
kasaba, ülkelerdeki; toplum merkezleri, spor alanları, su parkları, eğlence alanları
ve parklarda gerçekleştirilen etkinliklerin tümü” tanımında ise rekreasyon
faaliyetlerinin yapıldığı yerlere dikkatler çekilmektedir. Daha geniş bir kapsamda
9

yapılan bir tanıma göre rekreasyon, “insanın, yoğun çalışma yükü, rutin hayat tarzı
veya olumsuz çevresel etkilerden tehlikeye giren veya olumsuz etkilenen bedeni
ve ruhi sağlığını tekrar elde etmek korumak veya devam ettirmek aynı zamanda
zevk ve haz almak amacıyla, kişisel doyum sağlayacak, tamamen çalışma ve
zorunlu ihtiyaçlar için ayrılan zaman dışında kalan bağımsız ve bağlantısız boş
zaman içinde, isteğe bağlı ve gönüllü olarak ferdi veya grup içinde seçerek yaptığı
etkinliklerin tümü” (Karaküçük, 1999: 59) şeklindedir. Bu tanım özellikle kişinin
kendi ihtiyaçları ve boş zamana dikkat çekmektedir. Parker (1979)’dan aktaran
Karaçar ve Paslı (2014)’ya göre rekreasyon ise; “etkinliklere katılanlara mutluluk,
tatmin, ruhsal denge, karakter, rekabet etme gücü, ruhsal dinginlik, özgürlük,
fiziksel ve sosyal aktivite ve entelektüel bakış açısı kazandıran etkinliklerdir”.
Görüldüğü üzere rekreasyonun tanımı, her araştırmacı tarafından farklı yönleriyle
ele alınarak açıklanmaya çalışılmıştır. Bu tanımlar genelde sosyolojik, psikolojik,
ekonomik boyutlarıyla değerlendirmelerden oluşmaktadır. Tanımların diğer bir
ortak noktası, aynı zamanda rekreasyonla ilgili yapılacak bir çalışmada, en başta
“boş zaman” kavramının ele alındığıdır (Karaküçük, 1999: 23).

Rekreasyon, müzik, spor oyunları, halk oyunlarının da dahil olduğu çeşitli


danslar, mekan içi veya mekan dışı aktiviteler ile ilmi ve kültürel faaliyetler şeklinde
gruplandırılabilecek çok çeşitli etkinlik alanlarını kapsamaktadır. Kişilerin rekreatif
etkinliklere katılım tarzları göz önüne alındığında ise; spor yapmak, bir müzik aleti
çalmak, resim yapmak, seyahat etmek, herhangi bir el işi ile uğraşmak gibi aktif;
ya da, televizyon izlemek, radyo dinlemek, sinema veya tiyatroya gitmek, spor
yarışmaları izlemek, kahvehanelere gitmek gibi pasif etkinlik gruplarından da söz
edilmektedir (Karaküçük, 1995: 66-72).

Rekreasyon kavramının geniş kapsamı nedeniyle farklı algılanışlarının


olduğu görüşüyle yola çıkılarak yapılan araştırmalarda, boş zaman kavramıyla iç
içe tanımların söz konusu olduğu saptanmıştır. Bunun nedenleri olarak
rekreasyonun çok kapsamlı bir olgu olmasının yanında; postmodernizm sonrası
kapsam bakımından iyice karmaşık ve boyutlarının sınırlanması çok güç bir
kavram haline dönüşmesinden olduğu söylenebilir (Metin, Kesici ve Kodaş, 2013).
10

Rekreasyon araştırmalarında farklı yollar izlenerek araştırmalar değişik


boyutlardan ele alınmaktadır. Örneğin, bu faaliyetlere katılacak insanların da
görüşlerine bakıldığında “rekreasyonel hizmet işletmelerinin özellikle şehir dışında
olması gerektiği” (Orel ve Yavuz, 2003) yönünde sonuçlar çıkmaktadır. Bu
araştırma sonucuna göre şehir yaşantısının getirdiği sıkıntılardan uzaklaşma isteği
şehirlilerin ortak görüşü gibi görünmektedir. Aynı çalışmanın sonuçlarına göre
rekreasyonel faaliyetlere katılmak isteyen insanlarda rekreasyon alanlarının doğa
ile iç içe olmasını, şehirden fazla uzak olmamasını istemektedir. Yapılan başka bir
çalışma ise; “insanların rekreasyonel faaliyetleri tercih nedenleri kişinin mensubu
olduğu toplumlara göre farklılık gösterebilir mi?” Sorusunun cevabını aramaktadır.
Bu araştırma sonuçlarına göre: Türk, Amerikan ve İngiliz toplumlarının televizyon
seyretme oranı diğer aktivitelerden yüksek çıkmıştır. Almanya ve Avusturya
toplumları açık hava rekreasyon faaliyetlerine ve sportif rekreasyon aktivitelerine
diğer aktivitelerden daha çok ilgi göstermiştir. Çin toplumunda ise geleneksel
sporlar ve kültürel faaliyetlere katılım diğerler faaliyetlere göre daha çok ilgi
görmektedir. (Baştuğ, Zorba, Duyan ve Çakır, 2017). Örneklerde görüldüğü üzere
yapılan çalışmalar farklı yönleriyle rekreasyonu anlamamızı sağlamakla beraber
farklı boyutları olduğunu da gözler önüne sermektedir.

2.2.2. Rekreasyon Faaliyetlerinin Tarihsel Gelişim Süreci

Rekreasyon her ne kadar son yüzyılın ortaya çıkardığı bir kavram olarak
görülse de insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahiptir. Eski çağlardan beri boş
zaman, toplumların, devletlerin ve imparatorlukların sosyal, kültürel ve siyasi
yaşamlarının doğrudan veya dolaylı olarak içinde var olan, değer verilen ve
kültürlerini etkileyen bir yapıya sahiptir (Karaküçük, 2016: 9). Eski Mısır
Medeniyeti’nde spor gösterileri, savaş oyunları, avlanma ve danslar; Hititler’de dini
törenler, savaş oyunları ve ziyafetler; Eski Hindistan’da dinsel kutlamalar rekreatif
etkinlikler olarak ön plandadır. Eski İran’da cennet adı verilen koruluklarda yapılan
spor gösterileri ve yine Antik Dönemde Ege Denizi’nin iki tarafında yaşayan
uygarlıklarda spor gösterileri, toplu geziler, felsefe tartışmaları, bilim ve güzel
sanatlarla ilgili uğraşlar (Ardahan, Turgut ve Kaplan Kalkan, 2016: 40) rekreatif
faaliyetler olarak karşımıza çıkmaktadır.
11

Sanayi devriminden sonra endüstrinin gelişimiyle birlikte insanların “boş


zaman” anlayışında önemli bir anlam değişikliği yaşanmıştır. Bu değişim sanayi
devriminden önce çalışma vakitlerinden arta kalan zaman olarak tanımlanan boş
zaman, değersiz bir zaman bölümü olarak nitelendirilirken, sanayi devriminden
sonra işte geçen zamandan arta kalan ve dinlenilen bölüm olması nedeniyle değer
kazanmıştır (Dalkılıç ve Mil, 2017). Bir nevi makine ürünü olarak ele alabileceğimiz
boş zamanın artması, coğrafik ekolojik etkenlerden, bilim ve teknolojiden, eğitim
kültür ve toplum yapısından da etkilenmektedir (Kılbaş, 2010: 57).

Türk toplumlarının da rekreasyon aktivite seçimleri kadim uygarlıklar ile


paralellik göstermekte, ancak bilim, sanat ve felsefe gibi beyin ile gerçekleştirilen
aktivitelerden çok bedenen yapılan aktiviteler ön planda gibi görünmektedir.
Selçuklu’da spor büyük oranda daha önceki Türk Devletlerinin devamı niteliğini
taşımaktadır. Oğuz Töresi Anadolu’ya hemen hemen hiç bozulmadan aktarılmıştır.
Yapılan spor müsabakaları savaşa hazırlık gibi uygulanır, savaş zamanı değilse
kurallar değişir ya da aynen kullanılırdı. Güreş, ok kullanma, binicilik, avcılık gibi
bütün bu faaliyetlerde doğa ile mücadele unsurları ve karşındakine zarar
vermeden birebir mücadele söz konusudur. Düğün törenlerinde, bayramlarda,
tahta çıkış etkinliklerinde sık sık spor müsabakalarına rastlanmaktadır (Erim, 2007:
62-63). Ayrıca kadınların da kadim Türk kültüründen Anadolu’ya çoğu spor
müsabakalarında erkeklerle aynı konumu paylaştığı görülmektedir (Erim, 2007:
62-63; Yaylı ve diğerleri, 2014: 75).

Selçuklu’da adına lonca denilen zanaat örgütleri ve Ahilik geleneğinin doğuşu


Türkler’in rekreasyon faaliyetlerine yeni bir yön vermiş olması açısından önemli bir
yere sahiptir. İş bitiminde lonca üyesi çalışanlar yemekli eğlencelere katılımları iş
dışı boş zaman etkinliği geçirilmesi ve planlı olması açısından önem taşır. Ayrıca
yaylalara çıkma, içmece ve kaplıcalara gitme gibi pasif rekreatif faaliyetler serbest
zamanlarda örgütlenmeye başlanmıştır. İslam dininin etkisiyle Türk kültüründeki
rekreatif faaliyetler cami ziyaretleri, yatır ziyaretleri, ramazan geceleri eğlence ve
şenlikleri, dini sohbetler ve toplantılara katılım gibi aktivitelerle zenginleşmiştir.
Osmanlı dönemine gelindiğinde ise kadınların ev içi rekreatif faaliyetleri;
günümüzde bir çoğu kültürel miras durumunda olan, masal anlatma, saz çalma,
misafirlik, oyun, şarkı türkü söyleme, oya, dikiş-nakış gibi etkinliklerdir. Erkekler;
12

hamam, kahvehane, meyhane, yabancıların uğraştıkları müsabakaları izleme ve


zaman zaman bunlara katılım gösterme, kuşçuluk yapma ve kuşçularla bir araya
gelme gibi faaliyetlerin daha da zengin olduğu görülmektedir. Tanzimat fermanıyla
beraber batı türü müzikli gazinolar, kafeler, pastaneler, lokantalar, lüks oteller,
yazlık çay bahçeleri hizmete girmeye başlamıştır. “İstanbul Tiyatro Tüzüğü” (1859)
ile tiyatrolar ve yine batı etkisi ile denize girme o dönem çok popüler birer rekreatif
etkinlik olarak yerlerini almıştır. İstanbul’da 1922 yılında yaklaşık 1500 kişinin
katılımıyla yabancı organizatörlerin eşliğinde “İstanbul Oyunları” adında bir
organizasyon düzenlenmiştir (Yaylı ve diğerleri, 2014: 75-76).

Farklı kültürler birbirlerini etkileyerek, yeni üretimler sunmaya devam


ederken, insanın yenilik ve değişiklik arayışı da rekreasyonda yeni alanların
oluşmasını sağlamaktadır. Genel olarak, eski çağlarda adına rekreasyon
denilmemesine rağmen birer rekreatif faaliyet özelliği gösterilen aktiviteler ve
sanayi devrimi sonrası turizmin de ortaya çıkardığı gelişmeler bilimsel
araştırmalara konu olmaya devam edecek gibi görünmektedir.

2.2.3. Rekreasyon Türleri

Rekreasyon türleri ile ilgili alan yazında çok çeşitli sınıflandırmalara


rastlanmıştır. Kişinin rekreasyon faaliyetlerine katılmasına sebep olan istekler ve
zevklerdir. Bu da her kişinin isteğine göre rekreasyon türünü ortaya çıkartmakta ve
bu da sınıflamanın güçlüğünü ortaya koymaktadır (Ardahan ve diğerleri, 2016: 20;
Karaküçük, 1999: 74; Yaylı ve diğerleri, 2014: 20). Rekreasyonun
sınıflandırılmasıyla ilgili olarak araştırmacıları birleştiren ortak görüşler de vardır.
Bazı rekreasyon faaliyetleri birden fazla gruba dahil olabileceği için (Hacıoğlu,
Gökdeniz ve Dinç, 2009: 37; Hazar, 2014: 36) rekreasyon faaliyetlerini
sınıflandırmak oldukça zordur.

“….Masol ve Mitchell rekreatif etkinlikleri motorik, duyusal ve zihinsel olmak


üzere üç grupta incelerken; Meyer ve Brightbill, güzel sanatlar ve el işleri, dans
etme, gösteri sanatları, edebi etkinlikler, müzik, doğa etkinlikleri, sosyal etkinlikler,
spor ve oyunlar gruplarına; Roger Caillois, yarışma, şans, taklit ve baş dönmesi
(alkol ve uyuşturucu) gruplarına; Carlson, Deppe ve Maclean güzel sanatlar ve el
13

işleri, dans etme, tiyatro, zihinsel, dilsel, edebi etkinlikler, müzik, açık alan
rekreasyonu, toplumsal rekreasyon, spor ve oyunlar, hobiler, hizmet etkinlikleri
gruplarına göre sınıflandırmışlardır. Overs, Taylor ve Adkins ise yapılmış en
kapsamlı sınıflamayı gerçekleştirerek 999 farklı etkinliği sınıflamaya dahil
etmişlerdir… (Ardahan ve diğerleri, 2016: 21)”.

Bu sınıflamalardan farklı olarak amaçlarına göre rekreasyon sınıfları,


dinlenme, toplumsal, sportif turizm ve sanatsal olarak sayılabilir. Çeşitli kriterler
baz alındığında ise rekreasyon, yaş faktörüne göre, faaliyete katılanların sayısına
göre, zamana göre, kullanılan mekana göre, sosyolojik muhtevaya göre olarak
(Karaküçük, 1999: 75,76) olarak sınıflandırılabilir.

Rekreasyon çeşitleri katılımcı özellikleri, mekan, fonksiyon v.b. kriterler göz


önünde bulundurularak altı ana başlık altında toplanabilir. Bunlar (Hazar, 2014:
36);

-Etkinliklere katılma şekline göre (etken, edilgen rekreasyon),

-Mekansal açıdan (açık alan ve kapalı alan rekreasyonu),

-Katılımcıların milliyetlerine göre (ulusal ve uluslar arası rekreasyon),

-Katılımcıların yaşlarına göre (çocuk, gençlik, yetişkin ve üçüncü yaş


rekreasyonu),

-Katılımcıların sayısına göre (bireysel ve grup rekreasyonu),

-Fonksiyonel açıdan (ticari, estetik, sosyal, sağlık, fiziksel, sanatsal, kültürel


ve turistik rekreasyon) rekreasyon çeşitleridir.

Hazar (2014:36)’ın yapmış olduğu bu sınıflama aşağıda detaylandırılmıştır.


14

2.2.3.1. Etkinliklere Katılma Şekline Göre Rekreasyon Türleri

Bu rekreasyon türünde bireylerin etkinliklere izleyici veya rol alarak


katılmalarına göre bir gruplamadan bahsedilmektedir; etken rekreasyon ve edilgen
rekreasyon diye ikiye ayrılmaktadır. Bu rekreasyon türleri etken ve edilgen
başlıkları ile aşağıdaki gibi özetlenebilir (Hazar, 2014: 37; Ardahan ve diğerleri,
2016: 22);

Etken rekreasyon, aktif rekreasyon olarak da adlandırılan bu rekreasyon


çeşidinde adında anlaşılacağı üzere katılımcının faaliyete aktif katıldıkları
rekreasyon çeşitleridir. Örneğin, yüzme, futbol basketbol oynama v.b. spor
aktiviteleri olabileceği gibi resim atölyesinde resim yapmak da etken rekreasyon
olarak adlandırılabilir.

Edilgen rekreasyon, pasif rekreasyon olarak da adlandırılabilecek bu türde


kişi izleyici veya dinleyici pozisyonundadır. Spor müsabakalarını izlemek, müzik
dinlemek v.b. aktiviteler örnek olarak gösterilebilir.

2.2.3.2. Mekansal Açıdan Rekreasyon Türleri

Bu rekreasyon çeşidi aktivitenin yapıldığı alana göre gruplamanın yapıldığı


rekreasyon çeşididir. Açık alan rekreasyonu ve kapalı alan rekreasyonu olarak
ikiye ayrılmaktadır.

Açık alan rekreasyonu, açık alanda her türlü sportif veya sanatsal faaliyetleri
izlemek ya da bu faaliyetlere aktif olarak katılmaktır. Örnek olarak kayak, tırmanma
gibi aktif katılım gereken aktiviteler veya açık hava konserleri, açık havada
düzenlenen sergiler gibi pasif katılımın yeterli olduğu aktivitelerdir (Hazar, 2014:
37).

Kapalı alan rekreasyonu, binalarda ya da üzeri bir çeşit çatı sistemi ile
kapatılmış mekânlarda yapılan rekreasyonel aktivitelere verilen addır. Bu
rekreasyon çeşidi, gerçekleştirilecek rekreatif aktivitenin iklim ve hava
koşullarından etkilenmemesini sağlarken gündüz veya geceleyin de uygun ortam
sağlamaktadır. Kapalı yüzme havuzunda akşamları yüzmek, kapalı bir mekân da
15

satranç oynamak, evde televizyon seyretmek, bilgisayar oyunu oynamak, kapalı


spor salonunda basketbol oynamak, bir fitness salonunda ağırlık çalışmak, sinema
salonunda film seyretmek gibi aktiviteler örnek olarak gösterilebilir (Kocaeski ve
diğerleri, 2012: 16).

2.2.3.3. Katılımcıların Milliyetlerine Göre Rekreasyon Türleri

Rekreasyonel faaliyetlere katılanların milliyetlerine göre rekreasyon


faaliyetleri değişebileceği gibi katılımlar da rekreasyonun gruplamasına imkan
sunmaktadır. Bu rekreasyon türü ulusal rekreasyon ve uluslararası rekreasyon
olarak ikiye ayrılmaktadır.

Ulusal rekreasyon, ülke sınırları içerisinden bireylerin ve kuruluşların


katıldıkları boş zaman etkinlikleridir. Örnek olarak ulusal festivaller, ulusal
kongreler, ulusal sergiler v.b. verilebilir.

Uluslar arası rekreasyon ise ülke içi ve dışından kişi veya kuruluşların
katıldıkları boş zaman faaliyetleridir. Örnek olarak ulusal ve uluslararası film
festivalleri, sergiler vb. verilebilir (Hazar, 2014: 39).

2.2.3.4. Katılımcıların Yaşlarına Göre Rekreasyon Türleri

Rekreasyon faaliyetlerinde bulunan kişilerin yaşlarına göre rekreasyon;


çocuk rekreasyonu, gençlik rekreasyonu, yetişkin rekreasyonu ve üçüncü kuşak
rekreasyonu şeklinde sınıflandırılmaktadır.

Çocuk rekreasyonu, insanların çocukluk dönemlerindeki katıldıkları rekreatif


etkinlikleri kapsamaktadır. Bu dönemde en çok tercih edilen aktivite ise oyundur.
Kişilerin çocukluk döneminde oyunun önemi çok büyüktür. Çocuk rekreasyonu,
çocuğun fiziksel ve bilişsel gelişimini sağlamak için zamanının büyük bölümünü
kapsamaktadır (Kozak ve diğerleri, 2014: 13).

Gençlik rekreasyonu kişilerin çocukluk döneminden hemen sonraki katıldığı


faaliyetleri kapsamaktadır. Bu dönem kişiliğin kurulduğu ve biçimlendiği dönem
olması açısından kişinin kalan hayatında da önemli rol oynar. Bu dönemdeki genç
16

nüfus psikolojik yapıları gereği harekete, maceraya, gelişime ve değişime daha


açık bir yapıya sahiptirler. Bunun için de beğenileri zamanla değişebilir (Kozak ve
diğerleri, 2014: 14).

Yetişkin rekreasyonu, yetişkinlerin hangi tür rekreasyon faaliyetlerine eğilim


gösterdiklerinin daha iyi anlaşılması adına genç ve orta olmak üzere iki grupta
incelenmektedir (Yaylı ve diğerleri, 2014: 37). Bireylerin on dokuz veya yirmili
yaşlarından başlayarak otuz beşli yaşlarına kadar ki süreyi ele alan döneme genç
yetişkinlik dönemi denmektedir. Bireylerin mesleğe hazırlandığı ve meslek sahibi
olduğu bu dönem, tüm bu gelişim dönemi içerisinde bireylerin yaşam kalitesi ve
koşulları etrafında etken ya da edilgen olarak katıldıkları tüm rekreasyon etkinlikleri
bu kapsam içinde yer almaktadır (Can ve diğerleri, 2010: 3-4). Bireylerin otuz beş
yaşlarından altmışlı yaşlarına kadar geçen dönem orta yetişkinlik dönemi olarak
ele alınmaktadır. Bu dönemlerde, kişilerin üretkenliğinin ve sorumluluklarının
artması, çeşitli alanlara yönelik ilgilerinin gelişmesi, mesleki doyuma ulaşması,
gelecek kuşakların yetişmesine yardımcı olunması ve gelişimsel özelliklerin ortaya
çıkması gözlemlenmektedir (Gürses ve Kılavuz, 2011: 158-159).

Üçüncü kuşak rekreasyonu ise elli beş yaş üzerindeki kişilerin katıldığı
rekreatif etkinlikleri kapsamaktadır. Bu dönemde bireylerin boş zamanlarının fazla
olması rekreasyonun bir yönü olan turizme katılımın yoğun olmasını sağlamıştır.
Bu yaş grubundaki kişiler daha çok termal turizmi tercih etmektedir (Hacıoğlu ve
diğerleri, 2003: 37).

2.2.3.5. Katılımcıların Sayısına Göre Rekreasyon Türleri

Rekreasyon faaliyetlerine katılanların faaliyeti gerçekleştirme sırasındaki


sayılarına göre yapılan bir gruplamadır. Bireysel rekreasyon ve grup rekreasyonu
olmak üzere iki grupta incelenebilir (Hazar, 2014; 39);

Bireysel rekreasyon, insanların yalnız olarak boş zamanlarını


değerlendirmeleridir. Örnek olarak evde tek başına müzik dinlemek, televizyon
izlemek v.b. aktiviteler gösterilebilir (Hacıoğlu ve diğerleri, 2009: 38).
17

Gurup Rekreasyonu, ise insanların gurup halinde boş zaman faaliyetlerini


gerçekleştirmeleridir. Örnek olarak takım halinde yapılan sporlar, toplu piknik
etkinlikleri, festival, kongre, seminer, konser, sinema vb. verilebilir (Yaylı ve
diğerleri, 2014: 29).

2.2.3.6. Fonksiyonel Açıdan Rekreasyon Türleri

Fonksiyonel açıdan rekreasyon çeşitlerinden kasıt gerek amaçlarına göre


yapılan rekreasyon, gerek faaliyetleri gerçekleştirenler üzerinde bıraktığı etkiler
bakımından yapılan bir sınıflamadır. Bu sınıflama ticari rekreasyon, estetik
rekreasyon, sosyal rekreasyon, sağlık rekreasyonu, fiziksel rekreasyon, sanatsal
rekreasyon, kültürel rekreasyon ve turistik rekreasyon olarak sıralanabilir.

Ticari rekreasyon, kar amacı ile rekreasyon hizmetlerini sunan organize


işletmelerin düzenlediği faaliyetlere verilen addır (Ardahan ve diğerleri, 2016: 269.
Bu rekreasyon türünde katılımcı belirli bir ücret ödeyerek, belli bir maddi maliyete
katlanmak durumundadır. At yarışları, talih oyunları, buz pateni, su altı dalış
eğitimi, rafting, yamaç paraşütü, yabancı dil kursu vb.

Estetik rekreasyon, daha çok yüksek eğitim ve kültür düzeyli insanların


katıldığı pasif nitelikli bir rekreasyon türüdür. Sanatsal olayların izlenmesi, ünlü
müzik yapıtlarının dinlenmesi gibi faaliyetleri kapsar (Karaküçük, 1999: 76).

Sosyal rekreasyon, beşeri ilişkiler kurma ve sosyalleşme ile sosyal ilişkileri


kuvvetlendirmeye yönelik etkinliklerdir. Kutlama partileri, yemekli toplantılar,
arkadaş, akraba ziyaretleri gibi etkinlikler örnek olarak gösterilebilir (Hazar, 2009:
33).

Sağlık rekreasyonu, insanlar modern çağın getirmiş olduğu stresli yaşamın


sıkıntılarından kurtulabilmek ve aynı zamanda sağlıklı bir beden ve ruh
bütünlüğüne sahip olabilmek için katıldığı aktivitelere verilen addır. Kişinin kendini
sağlıklı ve zinde hissedebilmesi için spor, egzersiz, beslenme, inanç ve doğal
terapilerin içinde olduğu aktiviteleri kapsar (Ardahan ve diğerleri, 2016: 28).
18

Fiziksel rekreasyon, açık ve kapalı alanlarda yapılan tüm spor çeşitleri ve


sportif oyunlara katılarak yapılan etkinliklerdir. Su ile yapılan etkinlikler (yüzme,
rafting, rüzgar sörfü, yat ile deniz turu, havuz oyunları gibi), Dağ sporları
(tırmanma, yürüyüş, avcılık, kar kayağı vb.), Sportif rekreasyon alanlarındaki
etkinlikler (yamaç paraşütü, futbol, basketbol, masa tenisi, okçuluk, cirit, binicilik
vb.), Fiziksel beceri oyunları/yarışmaları (çocuklara, gençlere, yetişkinlere ve
üçüncü yaşa yönelik oyunlar ve yarışmalar) şeklinde sınıflandırılabilir (Hazar,
1999: 33).

Sanatsal rekreasyon, sanatın bir veya birkaçıyla boş zamanların


değerlendirilmesini ifade etmektedir (Karaküçük, 1999: 75). Örnek olarak kişinin
doğuştan itibaren kendisinde var olan yetenekleri keşfetmek için uğraşı vermesi ya
da ilgi alanları olarak ifade edebileceğimiz çeşitli nedenlerden ötürü çok sayıda
sanatsal etkinlik sayılabilir. Halk eğitim kurslarının açmış olduğu tezhip kursuna
giderek kendi çalışmalarını amatör olarak gerçekleştiren bir ev hanımı zamanla
profesyonel anlamda kendi eserlerini yaparak bu isteğini gerçekleştirebilir. Boş
zamanlarında gerçekleştirdiği bu aktivite sanatsal rekreasyona bir örnek olabilir.

Kültürel rekreasyon, bir milletin kültürel kimliğinin taşımış olduğu bilgi, inanç,
ahlak, örf ve adetlere göre boş zamanlarını değerlendirmek için oluşturulan tüm
etkinlikler olarak adlandırılmaktadır. Kişilerin bulunduğu toplumun kültürel kodları
aktivitenin zamanının ve niteliğinin belirlenmesinde aktif rol oynamaktadır. Örneğin
Avrupalı gençlerin cuma ve cumartesi akşamlarını dışarıda eğlenerek geçirmesi
kültürel bir özellikken aynı aktiviteyi Müslüman bir ülkede talep etmesi olumsuz bir
karşılık bulabilmektedir (Yaylı ve diğerleri, 2014: 46).

Turistik rekreasyon ise insanların turizm olayına katılarak boş zamanlarını


değerlendirmesine turistik rekreasyon denir. Diğer bir ifadeyle, turistin boş zaman
sürecinde gerçekleştirdiği, boş zaman değerlendirme faaliyeti de denilebilmektedir.
Turistik seyahat süresince yat gezilerine, eğlence gecelerine katılmak, doğal ve
kültürel turistik değerleri görme buna örnek verilebilmektedir. Ancak rekreasyon
etkinliği, turizm işletmeleri tarafından turistlere sunuluyorsa ve yönetiliyorsa bu
19

etkinlikler aynı zamanda animasyon olarak adlandırılabilmektedir (Hazar, 1999:


33).

2.2.4. Rekreasyonun Çeşitli Cepheleri

Rekreasyonun tanımı ve türlerinden edinilen bilgiler ışığında ortaya çıkan


geniş kapsamdan dolayı ilişki içinde olduğu bazı alanlardan söz edilebilir. Bu
alanlar: oyun, eğitim, ekonomi, çevre, sağlık, sanat, kültür, peyzaj mimari, spor ve
turizmdir (Yaylı ve diğerleri, 2014: 81). Araştırma kapsamında rekreasyon ve
turizm arasındaki ilişkiyi irdeleyebilmek ve turizm animasyonu ile ilgili fark ve
benzerlikleri ortaya koyabilmek adına diğer alanlardaki rekreasyon faaliyetlerine de
değinmekte fayda vardır.

2.2.4.1. Rekreasyon ve Oyun

Oyun kelimesi dilimizde çok farklı anlamlarda kullanılmakla beraber çoğu tek
başına rekreatif faaliyet, ya da rekreatif faaliyetlerle ilişkisi olan anlamlardır. Bu
anlamları şöyle sıralamak mümkündür;

“-Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak.


Kımıldamak, hareket etmek.

-Bir şeyi sürekli evirip çevirmek veya sürekli olarak ona dokunmak.

-Bir film, oyun vb.nde rol almak.

-Film gösterilmek.

-Tiyatro eseri sahneye konmak.

-Eşyanın herhangi bir parçası kımıldamak, hareket etmek.

-Sarsılmak, yeri değişmek.

-Sporla ilgili çalışmalara katılmak.


20

-Müziğin gerektirdiği uyumlu hareketleri yapmak.

-Büyük bir ustalık, beceri ve kolaylıkla bir işi yapmak.

-Değişiklik göstermek.

-Tehlikeye düşürmek.

-Oyalanmak, gereği gibi yapmamak, boşuna vakit geçirmek.

-Rastgele yön vermek, aldatmak.

-Herhangi birine karşı önemsemeyici davranışlarda bulunmak.

-Tedirgin etmek, rahatsız edici davranışta bulunmak.

-Değiştirmek, bozmak, tahrif etmek (www.tdk.gov.tr)”.

-Başka dillerde de oyun yine birçok anlam ifade edebilmektedir. Kavram


Anglo-Sokson dilinde “plaga” sözcüğünden türeyerek “oyun oynamak, spor, kavga,
savaş ve çatışma” anlamlarına gelmektedir. Bu kelimenin daha sonraları Latincede
“esmek, uçurmak, vuruş ve saplamak” anlamalarına da karşılık geldiği
görülmektedir. Yine farklı dillerde; oyun oynamak, spor yapmak ve müzik aleti
çalmak gibi anlamlar yüklenmektedir (Karaküçük, 2016: 49).

Tüm toplumlarda bir şekilde ortaya çıktığı düşünülen oyunun amacı kendini
ifade etmeye yönelik bir davranış olarak karşımıza çıkar. Oyun kavramının sanat,
dil ve din gibi kesin olarak tanımlanamayan karmaşık bir kavram olmasına karşın,
birçok özelliği açıklanabilmektedir. Bu açıklamaların başında oyunun biyolojik bir
gereksinim olmadığı için “gönüllü yapılan eylem” olduğu görüşü gelmektedir
diyebiliriz. Oyun insanların kişisel gelişimlerine, pisiko-sosyal, sosyal ve fiziksel
gelişimlerine büyük ölçüde katkıda bulunsa da mal, mülk üretemediğinden direkt
olarak somut bir üretimin olmadığı söylenebilir. Örnek vermek gerekirse insan top
21

oynamayı başkalarından görür ve bundan zevk alacağını düşünerek oyunu


öğrenir. Oyundan maddi bir çıkar beklemeksizin zorla katılmaz. Oyun oynama
amacının içten gelen güdüsel başka bir kanıtı olabilecek olgu ise zaman ve mekan
sınırı olmaksızın gerçekleştirilebilmesidir (Ardahan ve diğerleri, 2016: 120).

Tarihsel süreçte oyun kavramının ilk ne zaman ortaya çıktığı tam olarak
bilinmemekle birlikte, en ilkel toplumlar ve kabileler kadar eski bir tarihinin olduğu
söylenebilmektedir. Karınlarını doyurabilmek için avcılık ve toplayıcılık yapan
insanoğlu edindiği deneyim ve bilgileri de paylaşarak egzersiz yapma gereksinimi
duyması en basit oyunların doğmasına neden olmuştur. İlk dansın başlamasıyla
ilgili olarak bilim insanlarının açıklamasına göre insanın sadece ellerini birbirine
çırparak ortaya koyduğu ritme bedenini uydurarak sallanması ve sıçraması
biçiminde ortaya çıktığını ileri sürerken aynı zamanda bu dans pandomimdir diye
eklemektedirler. Bu hareketlere doğada bulunan hayvanların bazı davranışları;
örneğin kuşların kanat çırpışları, boğuşmalar, oynaşmalar, dövüşmeler, savaş
düzenine girmeleri gibi davranışları eklenerek, öykünme denilen davranış uygun
kıvamlarda oyun olarak benimsenmekte ve sonraları yerleşip kalmaktadır.
Eskimolar ayıbalığı avını bir oyunla yansıtmaktadır. Bu insanın doğa ile başa
çıkmak için güçlü gördüğü olayları öykünerek yansıtma şekli olarak karşımıza
çıkmaktadır. Sonraları dini törenler, şenlikler, savaş gidiş ve dönüş, savaş anında
yaşanılanı canlandırma, başarıyı kutlama, nişan, düğün, yıl dönümleri gibi birçok
toplumsal olgunun içinde oyunlar gelişerek desteklenmiştir (Kılbaş, 2010: 237).

Rekreasyonel açıdan oyun, açık veya kapalı alanlar gibi her türlü mekanda
uygulanabilirliği, araçlı-araçsız, bireysel-grupsal, müzikli-müziksiz, sert-yumuşak,
yarışmalı-yarışmasız, şekilleriyle aktif veya pasif gerçekleştirilebilen çeşitliliğiyle
önemli bir boş zaman değerlendirme etkinliği olarak görünmektedir. Bu açılardan
rekreasyonel bir değer taşıyan oyun, kimi zaman her türüyle bir spor olarak, kimi,
zaman basit uygulamalarıyla eğitsel bir oyun olarak, kimi zaman bir dans folklor
veya bir tiyatro olarak kimi zaman da tamamen insanın yaratıcılığına dayanan bir
etkinlik olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda insanın yaşamındaki temel
fonksiyonu rekreasyonel bir etkinlik olarak gerçekleştirilen “oyun” yerine
getirmektedir (Karaküçük, 1999: 250).
22

Gerek oyunun çıkış noktalarında yapılan tahminler, gerekse insan hayatında


oyunun yeri olarak her şeyden önce boş zamanlarda gerçekleşmiş olması ve
gönüllülük esasına dayanması rekreasyon ile birleşimini sağlayan en önemli
bağdır. Ayrıca bazı kurallarının olması yine rekreasyonel bakış açısıyla
değerlendirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır (Yaylı ve diğerleri, 2014: 100).

2.2.4.2. Rekreasyon ve Eğitim

Genel olarak eğitim “bireyin yaşadığı toplumda yeteneğini, tutumlarını ve


olumlu değerdeki diğer davranış biçimlerini geliştirdiği süreçler toplamıdır. Başka
bir tanımda eğitim bireyin davranışında, kendi yaşamı yoluyla ve amaçlı olarak
istemli değişme meydana getirme sürecidir” (Ardahan ve diğerleri, 2016: 178).
Rekreasyon eğitimi ise “genel eğitim içerisinde çevre sağlık yurttaşlık eğitimleri gibi
yer alan, uygulamalarda ve sadece amaçlara ulaşma yollarında farklılıklar olan
fonksiyonel bir alanı oluşturmaktadır” (Karaküçük, 1999: 122).

Eğitim çok geniş bir çerçeveye sahip olarak rekreasyon eğitimini de


kapsamaktadır. Rekreasyon eğitiminin en büyük kazanımı zaman kullanımı
hususundadır. Zamanını iyi kullanan insan iş hayatında başarılı olarak, temel
ihtiyaçlarını giderme hem de kendisini rahatlatacak mutlu edecek faaliyetler yapma
fırsatı bulabilecektir. Rekreasyon boş zamanlarda yapılan faaliyetleri kapsamasına
rağmen, tüm zamanları bu boş zamanı bollaştırma ve verimli kullanma yolunda
değerlendirebilmesi bilinci yine eğitim sayesinde bireye aktarılabilir (Karaküçük,
2016: 402).

Boş zaman değeri gittikçe artmakta olan insan varlığını değerli kılan bir olgu
olarak hayatımızda yer almaktadır. Geleceğe yön verebilmek ve toplumsal bir
değişim sağlayabilmek için toplum bireylerini rekreasyon konusunda eğitmek
gerekmektedir. Bu eğitim en az boş zaman konusunda eğitilen animatör ve
yönetici kadar olmalıdır (Kılbaş, 2010: 23). Rekreasyon eğitimi almış ve
rekreasyon eğitimi almamış bireylerde yapılan incelemelere göre eğitim almış
bireyler daha çok örgütlü rekreatif etkinliklere katılmakta ve kültürel, toplumsal,
sportif etkinliklere yönelmektedir. Eğitim almayan bireylerin ise örgütlü olmayan
rekreasyonel faaliyetlere katıldıkları gözlemlenmiştir. Ayrıca eğitim almayanların ev
23

çevresinin de pasif katılımla gerçekleştirilen aktivitelere yöneldikleri ifade


edilmektedir (Yaylı ve diğerleri, 2014: 118).

Rekreasyon konusunda eğitim veren ilk kurum, Türkçe karşılığı “Amerikan


Ulusal Rekreasyon Kurumu” olan, kısa adı NRPA (National Recreation and Park
Association) olan kurumdur. Bu kurum 1920 yılında profesyonel rekreasyon, park
ve boş zaman yöneticisi yetiştirmek üzere kurulmuştur (Metin, 2012: 151’den akt.
Kızanlıklı, 2014). Türkiye’de ise rekreasyon dersleri ilk olarak ODTÜ, Marmara ve
Gazi Üniversitelerinde okutulmaya başlatıldı. Bu alanda Türkiye’de yayınlanan ilk
kitap Prof. Dr. Suat KARAKÜÇÜK tarafından kaleme alınarak yayınlandı.
Rekreasyon teriminin konuşulmaya başlanması ile birlikte ilişkili olduğu alanlardan
turizm konusu gündeme geldi ve Prof. Dr. Erdal ZORBA’nın görüşleri ve girişimleri
sayesinde ilk olarak 1997 tarihinde Muğla Üniversitesi bünyesinde rekreasyon
bölümü açılması hakkında görüş bildirildi. 2000 yılında alınan kararlarla üç
üniversitede aynı anda rekreasyon bölümü açıldı (Zorba, 2007). Rekreasyon
eğitimi veren yüksekokullar ilk olarak beden eğitimi alanında verilmeye başlanmış
olmasına rağmen 2009 yılına gelindiğinde ise, Mesleki ve Teknik Eğitim alanında
faaliyet gösteren tüm eğitim fakültelerinin kapatılması neticesinde kurulmuş olan
turizm fakültelerinde açılan Rekreasyon Yönetimi Bölümleri Turizm Fakülteleri’nde
öğretime girmiştir (Kızanlıklı, 2014).

2017 tarihli bir çalışmanın sonuçlarına göre Türkiye’de lisans düzeyinde


rekreasyon eğitimi veren 84 program bulunmaktadır. Bu programların yaklaşık
%38’i Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okullarında, %32’si Turizm Fakültelerinde,
%26’sı da Spor Bilimleri Fakültelerinde bulunmaktadır. Bu okullarda öğretim gören
öğrencilerin sayıları ise 2016-2017 eğitim öğretim yılında 6.485 kişi olarak tespit
edilmiş olup, 2005-2006 eğitim öğretim yılındaki öğrenci sayısı 1.509 iken
günümüzde 4 katından fazla bir artış olduğu söylenebilir. Bu bulgu rekreasyon
eğitiminin Türkiye’deki hızlı gelişimini yansıtmaktadır (Kızanlıklı ve Birinci, 2017).

2.2.4.3. Rekreasyon ve Ekonomi

Ekonominin oluşumu ilk çağlardan itibaren üretim ve bu üretim için gerekli


ihtiyaçların ortaya çıkmasıyla paralel ilişkiler sonucu örgütlenerek, toplumun refahı
24

ve söz konusu ihtiyaçların tatmini için yeni fikirlerle ortaya çıkmıştır. Ekonomi
günümüzde “insanların ve toplumların para kullanarak veya kullanmadan zaman
içinde çeşitli malları üretmek ve bunları bu gün ve gelecekte tüketilmek üzere
toplumdaki fertler arasında bölüştürmek için kıt kaynakları kullanmak konusundaki
tercihleri inceleyen” (Ünlüönen ve Tayfun, 2011: 5) bir bilim dalı durumundadır.

Rekreasyon ve ekonomi ilişkisi olarak, rekreatif faaliyetlerin önemli bir ticari


hareketlilik sağlaması açısından gelir sağlaması, hem de elde edilen gelirin
harcanması için ekonomik ortamın oluşturması söz konusudur diyebiliriz.
Rekreasyonun artan boş zaman ve bilgi düzeyi ile her geçen gün daha da önem
kazanması kişilerin planlı ve programlı rekreatif etkinliklere daha çok katılımını
sağlamaktadır. Bu katılımlar da büyük organizasyonlar olarak ifade edilebilecek
uluslar arası alanda ekonomik açıdan değer yarattığı söylenebilir. Rekreatif
faaliyete katılarak kişinin ekonomik bir değer oluşturması ise kişinin boş zamanının
olması ve ikincil olarak da bu boş zamanın süresi olarak karşımıza çıkmaktadır
(Karaküçük, 1999; 230). Başka bir görüşe göre de artan boş zaman daha fazla
rekreatif imkan sunarken aynı zamanda bu durum ekonomik yönden kar sağlama
amacı güden işletmelerin artmasıyla da doğru orantılıdır (Yaylı ve diğerleri, 2014:
115).

Genel olarak rekreasyonel etkinliklere katılımın daha anlaşılır hale


getirilebilmesi ve ekonomi ile ilişkisinin anlaşılabilmesi için Bartın’da 2010 yılında
yapılan bir araştırmanın bulgularına göre; 500 YTL’den az gelir grubuna sahip
olanların en çok piknik etkinliğine katıldığı. 501-1.500 YTL arasında gelire sahip
olanların en çok piknik yapma ve yüzme etkinliklerine katılmaktadır. 1.000 YTL
gelirden sonra piknik etkinliğine katılım azalış göstermekte, yüzme en çok katılım
gerçekleşen etkinlik olmaktadır. Geliri 500 YTL’den az olanlar ile 2.000 YTL den
fazla olanların katıldıkları rekreasyon çeşitliliğinin azaldığı görülmektedir (Talay,
Kaya ve Belkayalı, 2010). Bu bilgiler ışığında muhtemeldir ki ekonomik olarak fazla
imkanları bulunmayan insanların rekreatif etkinliklere az katılım gösterdiği,
ekonomik geliri yüksek olanların da boş zamanlarının az olduğu böylece rekreatif
etkinliklere daha az katılım gösterdiği düşünülebilir. Yani ekonomik durum ile boş
zamanın dengede olduğu bireyin rekreatif faaliyete katılımı daha çok olacaktır
çıkarımı bu bağlamda geçerli kabul edilebilir.
25

2.2.4.4. Rekreasyon ve Çevre

Çevre “insan ve diğer tüm varlıkları ile birlikte, doğanın ve doğadaki insan
yapısı öğelerin bütünü” olarak tanımlanmaktadır (Altuğ, 1990: 9’dan akt.
Karaküçük, 1999: 215). İnsanın yaşam kalitesini artırabilmesi ve en önemlisi
devamlılığını sağlayabilmesi için yaşadığı çevreyi tanımalı ve kısıtlı
diyebileceğimiz kıt kaynakları iyi kullanması gerekmektedir. Çevre kirliliğinin önüne
geçebilmek için devletlerin iş birliği yaptığı, küresel anlamda, ilk çalışma, 1972
tarihli “Stockholm Bildirisi”, adıyla anılır. Bu bildirinin yayınlanmasının ardından,
aralarında Türkiye’nin imzasının da bulunduğu, kısa adı UNEP (United Nations
Environment Programme) olan Birleşmiş Milletler Çevre Programı kurulmuştur.
Kurulduğu günden beri faaliyetlerini sürdürmektedir (Kayhan, 2013). Türkiye’de
1848 tarihinde çevre ve bayındırlık hizmetlerini yürütmek adına, “Nafia Nezareti”
adı altında kurulan ve adı; T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olan kurum
faaliyetlerini günümüzde de sürdürmektedir (www.csb.gov.tr). Devletin çevre ile
ilgili çalışmalarının yanı sıra kurulmuş toplumsal sivil örgütler de vardır. Varlığını
günümüzde devam ettiren bu kuruluşların bazıları kronolojik olarak şu şekildedir:
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (1955), Yeşil Barış Örgütü (GREENPEACE)
(1971), TÜRKÇEK (1972), ÇEKÜL (1990), TEMA (1992), Deniz Temiz Derneği
(1994), Doğal Hayatı Koruma Derneği (1996).

Rekreasyon türleri açıklanırken kullanılan açık alan ve kapalı alan sınıflaması


temelde rekreasyon faaliyetlerinin sürdürülebilmesi için gerekli iki farklı alanı
açıklığa kavuşturmaktadır. Rekreasyon faaliyetlerinin, özellikle açık alanda
gerçekleştirilenleri ise doğrudan çevre ile ilişkilidir. Kırsal kesimin, daha çok
kentlere yakın olan kısmı, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde açık alan
rekreasyon etkinliklerinin rağbet görmesi sonucu olumsuz yönde etkilenmektedir
(Karaküçük, 1999: 218). Ancak uygun politika ve çevre bilincinin kişilere
aktarılması ile bu durum değişebilecektir. Özellikle çocukların eğitim sürecinde bu
konu gerektiği gibi aktarılarak, gerekli bilgiler ışığında bilinçli bir çevre kullanımı
yaygınlaştırılabilir. Bütün yaşam için hayati değeri olan, aynı zamanda rekreasyon
faaliyetlerinin yürütülebilmesi için hammadde niteliği taşıyan çevre azami derecede
önem taşımaktadır.
26

2.2.4.5. Rekreasyon ve Sağlık

Asırlar öncesinde yaşayan insanların sağlık problemleri ile günümüz


insanlarının sağlık problemleri arasında farklılıklar vardır. Bir zamanlar insanlığın
en büyük sağlık sorunlarından olan kızamık, sıtma v.b. mikrobik hastalıkların yerini
başka sağlık problemleri almıştır. Bilhassa 20. yüzyıldaki gelişmeler yaşam
temposunu değiştirmiş ve bu teknolojik ilerlemelerden dolayı bedeni faaliyetler
azalmış, zihinsel çalışmalar artmıştır (Karaküçük ve diğerleri, 2016: 102). Bu
bağlamda teknolojik gelişmelerin sağlık üzerinde olumlu ve de olumsuz yönde etki
ettiği söylenebilir.

Rekreasyon etkinlikleri, bireyin yaşamındaki birçok sıkıntıdan kurtulmasını ve


bireyin kendisini geliştirmesini sağlayarak, bireylerin kendilerini, çevre ile ilişkilerini
ve sosyo-kültürel uyumlarını olumlu yönde etkilemektedir (Tütüncü ve Aydın, 2014;
Yaylı ve diğerleri, 2014: 120). Özellikle açık havada gerçekleştirilen faaliyetler
bedensel, zihinsel, sosyal ve ruhsal yönden de fayda sağlamaktadır (Tütüncü ve
Aydın, 2014). Bu bağlamda Rekreasyon etkinlikleri bireylerin boş zamanlarını
olumlu ve faydalı bir şekilde geçirmelerini sağlarken, aynı zamanda sağlıklı bir
yaşam sürmelerine de imkan tanımakta olduğu söylenebilir.

Açık alan rekreasyon faaliyetlerine bisiklet kullanmak ve yürüyüş yapmak


örnek olarak verilebilir. Bu alanda yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre ise,
doğayla bütünleşmek, sağlıklı yaşamak, bisiklet kullanmayla ilgi özel ilgilerinin
olması, sıkıntıdan ve monotonluktan kurtulmak gibi gerekçelerle yapıldığı ortaya
çıkmıştır. Bu faaliyetlere katıldıktan sonra insanlar aynı zamanda kendilerini daha
mutlu, sağlıklı güçlü ve rahatlamış hissetmektedirler (Ardahan ve Lapa, 2011).

2.2.4.6. Rekreasyon ve Sanat

Sanat her ne şekilde olursa olsun, kullanılan malzemelerin veya yeteneğin,


kişinin kendine has duygu ve düşünceleriyle şekillenerek yansıdığı olgudur.
Burada malzemeye yüklenen duygular ön plandadır. Farklı kişilerin farklı
malzemeler ve yeteneklerle uygulamaları, sanatın çeşitlenmesini ve kişilerin kendi
isteklerine göre tercihini ortaya çıkarmıştır. Örneğin boyanın herhangi bir yüzeye
27

uygulanması ve resim sanatı arasındaki fark, resim sanatında estetik bir şekilde
duyguların yansıtılmasıdır (Yaylı ve diğerleri, 2014: 101).

Sanat ile rekreasyonu birleştirerek sanatsal rekreasyonu “sanatsal amaçlı


yapılan rekreasyon etkinlikleridir ve sanatın birçok dalından biri veya birkaçı ile
uğraşarak boş zamanların değerlendirilmesidir” (Karaküçük, 2008: 77) şeklinde
tanımlamak mümkündür. Ancak sanatsal rekreasyonun birey tarafından
gerçekleştirilebilmesi sanat eğitimi yoluyla gerçekleştirilebilir. Sanat yoluyla eğitim
olarak da ifade edilen bu olgu bireyin estetik, fiziksel, ruhsal ve toplumsal
gelişimine katkı sağlamakta ve yaşamın bütünselliği içinde insan ile çevre
arasında denge kurmasına yardımcı olmaktadır. Başka bir ifade ile onu
bireysellikten kurtarıp toplumsal olmasını sağlamaktadır (Şahin ve Yağçı, 2012).
Sanat eğitimi; kişilik gelişimi, dikkat yoğunlaştırma becerisi, gözlem yeteneği,
yaşamı algılama, yorumlama, yaratıcılık, düşünme sistemlerini geliştirme ve
iletişim becerilerini geliştirme gibi birçok konuda kişiye katkı sağlamaktadır.
Sanatın en çok göze çarpan özelliği ise yaratıcılık özelliğidir. Yaratıcılık sadece
sanatçılara has bir özellik değil tüm insanların doğuştan sahip olduğu bir olgudur.
Bu özelliği kişi uygun bir ortam ve çevrede geliştirebilir. Eğitimin ilk yıllarından
itibaren söz konusu ortam ve çevrenin oluşturularak, çocukların yaratıcı ve üretici
olmaları için ellerindeki araçları korkmadan serbestçe kullanabilmeleri
gerekmektedir (Aral, 1999).

Rekreasyon ve sanat arasındaki ilişkide sanat icrasının izlenmesi yani pasif


olarak katılım, ya da sanatı öğrenmek ve icra etmek gibi aktif olarak katılımdan
bahsedilebilir. Sanatsal rekreasyon aktivitelerine örnek olarak da el sanatları,
dans, drama, edebi aktiviteler ve müzik aktiviteleri gösterilebilir. Rekreasyonel
aktiviteler bakımından sanat önem arz etmektedir.

2.2.4.7. Rekreasyon ve Kültür

“Kültür” birçok disiplin tarafından ele alınan, tanımlanan aynı zamanda


üzerinde kesin bir tanım görüşü yapılamayan bir kavramdır. Oldukça geniş bir
çerçeveye sahip olması kültürü tanımlanamaz bir konuma getirmektedir. Ancak
toplumun yapısı ile ilgili olan kültür, toplumun ana boyutlarını ve hatlarını çizerek
28

aynı zamanda kendisini oluşturan öğelerin ve kurumların işlediği ahenkten yola


çıkılarak yorumlanır (Çeçen, 1996: 12).

Rekreasyonel bir etkinliğin temelinde kültürel özellikler bulunmaktadır. Bu


özellikler folklor, araç, oyun, spor, ve diğer varoluş öğelerinde kendini gösterir
(Kılbaş, 2010: 239). Rekreasyonel etkinliklerde kültürün önemi ise toplumu bir
araya getirerek anlaşmayı sağlaması, etkileşim ve iletişime olanak sağlamasıdır.
Bu önemin yanı sıra rekreatif etkinliklerin farklı toplumlara göre çeşitlilik göstermesi
kültürden kaynaklanırken aynı paydada buluşmaları ise teknolojinin gelişmesi ile
iletişim ve ulaşım olanaklarının artmasından kaynaklanmaktadır (Yaylı ve diğerleri,
2014: 106-107). Kısaca kültür rekreatif bir faaliyetin ana unsurlarını belirlerken,
yine bu faaliyetlere katılım kişinin sahip olduğu kültür düzeyi ile ilgilidir diyebiliriz.

2.2.4.8. Rekreasyon ve Peyzaj Mimari

Peyzaj kelimesi Türk Diline Fransızca’da “peysage” olarak ifade edilen


kavramdan geçmiştir. Bu kavram İngilizce’de “landscape”, Almanca’da “landschaft”
olarak karşılık bulmaktadır. Peyzajın fiziki elemanları kapsamına dağlar, tepeler,
ovalar, vadiler, su yüzeyleri, nehirler, çeşitli bitki örtüsü ile arazi, bulut, yağmur v.b.
gibi özellikler ile atmosfer, insan ve hayvan varlıkları, yapılar, yollar, taşıtlar ile
yerleşim bölgeleri sayılabilir. Bunların yanı sıra peyzaj, toplumların örf ve
adetlerini, kanunlarını ve kültürlerinin tüm sosyal desenlerini de kapsamaktadır. Bu
bağlamda peyzaj, bulunduğumuz herhangi bir yerde bizi çevreleyen şeylerin tümü
(Gül, 2000) olarak ifade edilebilir. Peyzaj mimari ise “doğanın insan tarafından
toplum yaşayışına daha elverişli şekilde yeniden düzenlenmesi, doğa ve insan
yapısı kaynakların kaynaştırılması” (Hazar, 2009: 24) olarak tanımlanabilir.

Dünyadaki teknolojik gelişmelerin, olumlu etkilerinin yanı sıra olumsuz yönde


doğayı kirlettiği, hammadde ve kaynakları tükettiği düşünülmektedir. Bu sorunun
baş göstermesi ile global oluşundan da ileri gelerek bilim dünyasının da araştırma
ve çözüm önerilerinin konusu olmuştur. Ekonomik girdiler artırılırken aynı
zamanda kaynakların korunarak, doğaya verilen zararın en aza indirilmesi uluslar
arası hukukta da yer bulmuş devletlerin ortak kararlar almasıyla bu amaç
desteklenmiştir (Atıl, Gülgün ve Yörük, 2005). Teknolojik gelişmeler doğal
29

kaynakları olumsuz yönde etkilerken, kentler de bu süreçte aşırı gelişmiş ve


içlerinde yeşil alanların azalması özellikle kamusal alanların önemini artırmıştır.
İnsan için sağladığı sayısız faydalarından dolayı gerekliliği aşikar olan bu yeşil
alanlar insanların fiziksel ve ruhsal ihtiyaçları dahilindedir (Çal, 2014: 1). İşte bu
noktada gerekli olan rekreatif etkinliklerin düzenleneceği alanlar peyzaj
mimarisince inşa edilir. Açık ve kapalı olarak inşa edilen alanlar kuruluşunda dar
arazilerde olmamalı, kent yaşam biçiminden çok kırsal alan yaşam biçimine göre
tasarlanmalı, çekici ve ulaşım açısından kent merkezlerine yakın olmalı,
dekorasyon açısından zevkli ve kültürel özü yansıtabilecek şekilde olmasında
faydalar vardır (Yaylı ve diğerleri, 2014: 129).

Peyzaj mimarisinin kent içinde ve kırsal alanda dış mekan düzenleyici bir
sanat olması sebebiyle rekreasyon açısından oldukça önemlidir. Rekreasyon
faaliyetlerinin amacına uygun ve etkin bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için açık ve
kapalı alanların peyzaj mimarisinden yararlanılarak düzenlenmesi gerekmektedir.

2.2.4.9. Rekreasyon ve Spor

Geçmişten günümüze, spor birçok fonksiyonuyla amatör ve profesyonel


biçimleriyle ulaşmıştır. Profesyonel spor kavramı meslekleşmiş olmasından dolayı
rekreasyon aktivitesi kapsamından çıkmakta ancak amatör spor çeşitli yönleriyle
ilişkilendirilebilmektedir. Profesyonel ve amatör spor kavramları rekreasyonel
açıdan kitle sporu ve elit spor olarak ele alınacak olursa, kitle sporu; herkese açık
olan, eğlenmek, stres atmak, sosyal ortamlarda ve tamamen boş zamanlarda
gerçekleştirilen bir faaliyet olarak tanımlanabilir. Elit spor ise; herkese hitap
etmeyen belli yaş veya fiziksel uygunluk gerektiren, devamlılığında profesyonelliğe
giden rekreatif faaliyetler olarak açıklanabilir (Karaküçük, 1999: 234).

Rekreasyon alanı olarak spor en kapsamlı ve çeşitlilik gösteren aynı


zamanda kişilerce en çok tercih edilen faaliyetleri içermektedir. Spor insanların
rekreatif faaliyet gereksinimlerini karşılarken, rekreasyon ise sporun insanlar
arasında yaygınlaşmasını ve sportif başarıların elde edilmesinde önemli roller
üstlenmektedir. Bu bağlamda spor ile rekreasyon karşılıklı olarak birbirini
etkilemektedir diyebilmek mümkündür (Ramazanoğlu, Altungöl ve Özer, 2004).
30

2.2.4.10. Rekreasyon ve Turizm

Rekreasyon ile turizm arasındaki ilişki dünyanın farklı yerlerinde farklı


şekillerde ele alınmaktadır. Kuzey Amerika’da turizm olarak adlandırılan yaşantı,
rekreasyon olarak ele alınmaktadır. Kanada hükümeti tarafından da bu durum
“açık hava etkinlikleri” ile “turizm”in aynı şeyi ifade ettiği resmi bir raporla
yayınlanmıştır. Yine buradaki bazı yazarlar turizm teriminin kapsamının
rekreasyondan daha az olduğunu düşünmektedir. Rus yazarlar da aynı görüşleri
paylaşmakta ve bu yolda “evden uzak rekreasyon” ya da “boş zamanı
değerlendirme adına yapılan rekreasyon” şeklinde terimler kullanmaktadırlar. Bu
turizmin dinlenme amaçlı olmayan bölümünün tartışmalara konu olmasını
beraberinde getirmektedir (Mieczkowski, 1990’dan akt. Karaküçük, 2016: 372-
373).

Rekreasyon ve turizm arasındaki ilişki, katılanın gönüllü olarak seçtiği ve boş


zamanını değerlendirdiği etkinlikleri kapsayacak şekilde tanımlanan rekreasyon
faaliyetlerinin (müzikal uğraşılar, sportif etkinlikler, oyunlar, sanatsal etkinlikler,
hüner gerektiren etkinlikler, doğa etkinlikleri, sosyal ve kültürel etkinlikler v.b.)
seyahat etme ile birleşerek turizmde de aynı faaliyetlerin kullanılmasıyla
kurulmaktadır (Orel ve Yavuz, 2003).

Turizm ile rekreasyonun ayrı kavramlar olduğunu savunan araştırmacılar bu


yaklaşımı, iki kavram arasındaki farklılıklara değinerek konuya açıklık getirme
eğilimindedirler. Amaçları bakımından turizm ile rekreasyon karşılaştırıldığında,
turistlerin sürekli yaşadığı çevreden uzaklaşmaları, rekreasyonistlerin ise
bunalımın etkisini azaltabilmek adına rekreatif faaliyetlere yönelmeleri söz konusu
olmaktadır. Rekreasyonistler hareketsizliği yenerek, stresle başa çıkmayı ve bu
faaliyeti sürekli gerçekleştirerek ruhsal sağlık kazanmak amaçlarken, turistlerin
daha geniş boş zamanı kullandıklarını ve rahatlama ve iyileşme amaçlandığını
söylemektedir. Başka bir amaç farkı ise hedonik duygular bağlamında ortaya
çıkmaktadır. Rekreasyonda hedonik (aşırı haz alma) duygular, hobilerin olması, bir
spor aktivitesinin içinde aktif veya pasif bulunmak, sanatsal aktivitelerde bulunmak,
oyun, eğlence v.b. boş zaman aktivitelerine katılarak yaşanırken, turizmde bu
duygular tam manasıyla kendini gösterir ve aslında turizm çeşidinin adı olabilecek
31

nitelikte kumar turizmi, sex turizmi gibi olgulara dönüşür. Burada görüldüğü gibi
turizm kumar, uyuşturucu, alkol ve benzeri hedonik duyguların yaşanmasına
imkan verirken rekreasyonda bu durumdan bahsedilemez (Karaküçük, 2016: 375).

Bir başka farklılık arz eden boyut ekonomi boyutudur. Turizm para ve zaman
açısından rekreasyona göre daha büyük boyuttadır. Rekreatif harcamalar daha
çok bireyin olağan harcamalarının içinde yer alır. Zaman olarak ise turizm tek
karelik yaşanırken aynı zamanda süreksizdir, rekreasyon daha uzun süreli ve
süreklilik arz eden alışkanlıkları ifade eder (Karaküçük, 1999: 209). Rekreasyon ile
turizm tamamen aynı kavramlar olamayacağı gibi birbirinden bağımsız iki kavram
olarak da düşünülmemelidir.

Rekreasyonun bir alt alanı olarak ele alabileceğimiz “turizm rekreasyonu” ise,
turistlere yönelik olarak özellikle otellerin hazırlayıp sunduğu bir dizi faaliyeti
kapsamaktadır. Bu faaliyetler ise animasyon olarak isimlendirilmekte ve
animasyon hizmetlerini sunan animasyon bölümleri ve ekiplerince
örgütlenmektedir (Türkay, Korkutata, Şengül ve Solmaz, 2015). Her ne kadar iç
içe geçtiğinden bahsedilse de animasyon rekreasyonun bir kolu olarak ele alınmalı
yönetim ve organizasyonu ona göre dizayn edilmelidir (Dalkılıç ve Mil, 2017).
Animasyon bir rekreasyon türü olduğu için, diğer bir deyişle rekreasyon
animasyonu kapsar, iki kavramın benzer özellikleri bulunmaktadır. Bu iki terim
arasında sadece bir fark vardır: bir etkinliğin koordinatörleri tarafından herhangi bir
yönlendirme yapılmaksızın bu etkinliklere bir tesisteki konuklar katılırsa,
rekreasyon; koordinatörlerin sunduğu planlı ve zamanlanmış aktivitelere katılırsa
bu da turizm animasyonu olarak adlandırılır (Tekin, 2004).

İnsanların değişen dünyada artan boş zamanlarının rekreasyon ve turizm gibi


olguları meydana getirdiği söylenebilir. Rekreasyon ile turizm arasındaki ilişki
turizme has rekreatif faaliyetleri yani animasyon faaliyetlerini meydana getirmiş
gibi görünmektedir. ilerleyen konularda turizm animasyonu kavramı daha detaylı
incelenerek rekreasyona ve turizme bağlı olarak önemi vurgulanacaktır.

2.3. Turizm Animasyonu Kavramı


32

Dinlenme ve eğlenme kavramlarıyla birleşmiş olan turizm, rekreatif etkinlikler


ile ayrılmaz bir süreci içermektedir. Turistlerin rekreatif faaliyetlere katılması kendi
tercihleri doğrultusunda olabileceği gibi cazip faaliyetlerin işletme tarafından
sunumu da bu tür faaliyetlere katılımı tetikleyebilmektedir. Turistlerin hoşça vakit
geçirmelerini hedefleyen alanların başında turizm animasyon faaliyetleri
gelmektedir. Bu çalışmada rekreasyonun alt alanı olarak ele alınan turizm
animasyonunun farklılıklarını ortaya koymakta fayda bulunmaktadır. Günümüzdeki
hacmi aynı zamanda vaat ettiği gelecek nedeni ile turizm animasyonlarının
tanımına, tarihine, çeşitli alanlarla ilişkisine ve mevcut durumuna değinilecektir.

2.3.1. Turizm Animasyonunun Tanımı

Animasyon kelimesi Türkçeye Fransızcadan geçmiş bir kelimedir. TDK


Güncel Türkçe Sözlüğü’nde animasyon “canlandırma” anlamına gelmektedir
(www.tdk.gov.tr). Bu kavram, hem sinema hem de turizm endüstrilerinde bir
karşılık bulmaktadır.

Sinema endüstrisinin vazgeçilmezi konumundaki animasyon, canlandırma


sineması olarak da anılmaktadır. Bu endüstride animasyonun 1800’lü yılların
sonunda, sinema ile birlikte doğduğu tahmin edilmektedir. Canlandırma sinemasını
ilk keşfedenler arasında bulunan Norman McLaren, animasyonu “hareket eden
çizimlerin değil, çizilenlerin hareketi sanatı” olarak tanımlamaktadır (Şenler, 2005).
Başka bir tanımda animasyon, “bir nesneyi hareket halinde gösteren birçok
durağan görüntü yaratmak ve bu görüntüleri hızla arka arkaya oynatarak nesnenin
gerçekten hareket ettiğini düşünmemizi sağlamak” şeklinde tanımlamaktadır (Elliot
ve Miller, 1999’dan akt. Yener, Aydın ve Köklü, 2012). İki tanımdan da anlaşılacağı
gibi animasyon çizgileri canlandırma, onlara hareketlilik kazandırma gibi anlamlara
gelmektedir.

Turizm açısından animasyon ise farklı yazarlar tarafından tanımlanmaya


çalışılmaktadır. Bu tanımlardan bazıları şöyledir: “turizm işletmelerince özellikle
konaklama işletmelerince turistlere yönelik olarak düzenlenen; turistlerin katılımıyla
veya izlemesiyle gerçekleşen; psikolojik, sosyolojik, fiziksel, zihinsel, güç
kazandırıcı boş zaman değerlendirme etkinlikleridir” (Hazar, 1999: 18). Bu
33

tanımdan da anlaşılacağı gibi turizm endüstrisinde animasyon sinemaya göre


farklılık göstermektedir. Bu farklılıklardan en önemlisi bir turistik faaliyet olmak
zorunluluğu, ikincisi ise çizgilerin değil insanların organizasyonu söz konusu
olmasıdır. Bu ve bazı tanımlar özellikle otel animasyonu odaklı olmasına rağmen,
bazı tanımlar tüm turizm animasyonlarını kapsayacak niteliktedir.

Başka bir tanıma göre turizm animasyonu: “turistlerin eğlenceli ve keyifli bir
tatil keyfi çıkarabilmeleri için sağlanan tüm eğlence olanaklarıdır” (Tekin, 2004). Bu
tanımda da otel içi ve dışı animasyonlar ele alınmakta “eğlence” kavramına vurgu
yapılmaktadır. “Turizm animasyonu aktiviteleri, tarihin içinde var olup gelişen
toplumsal eğlencelerin içinden seçilmiş salt eğlence-güldürü ya da yarışma
kazanma amacı taşıyan performatif temsillerdir” (Karaman ve diğerleri, 2016).
Şenlik ve karnavallar, toplumsal mesaj kaygısından uzak olan tiyatral gösteriler,
hüner gösterileri, sirk, akrobasi, komik skeçler, pantomim, müzikaller, eğlenceli
rekabet içeren yarışma ve oyunlar bu aktiviteleri oluşturur.

Turizm animasyonunu rekreasyondan kesin olarak ayıran en önemli özelliği


planlanmış ve zamanlı bir organizasyon olmasıdır (Tekin, 2004). Bu noktada
turizm animasyon programları; sportif faaliyetler, çocuk aktiviteleri, gösteriler,
yetişkinler için su ve kara aktiviteleri, sergiler, fuarlar ve şenliklerin bireysel veya
grup olarak hitap ettiği turist kategorisine göre, günlük ya da haftalık,
olabilmektedir (Dalkılıç ve Mil, 2017). Aynı zamanda iyi hazırlanmış eğlence
programları turistleri çekmekte ve onların faaliyetlere katılımını artırmaktadır
(Adına ve Dana, 2010). Bu programlar personelin özverilerine, eğitimlerine ve
başarılarına bağlı bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır (Dimitrov, 2014).
Turizm animasyonları, turistik mekanları daha cazip hale getiren, sundukları
ürünlerin popülaritesini ve rekabet gücünü artıran bir hizmettir. İyi bir animasyon
hizmeti içeren turistik bir ürün, sezon süresini uzatır, tesislerin daha verimli
kullanılmasına neden olur, müşteriler tarafından daha fazla tanınır (Deliverska ve
Ivanov, 2012). Bu bağlamda turizm animatörünün görevleri ise şunlardır: Boş
vakitlerini düzenleme, çeşitli programlar ve olayları yönetme, animasyon
programları oluşturma, misafirleri turistik yer, otel, turizm kompleksi, kamp vb.
Konularda bilgilendirme, animasyon programları hakkında konuklara
34

danışmanlık ve misafirler için uygun programları seçmek olarak sıralanabilir


(Franjic, 2011).

2.3.2. Turizm Animasyonunun Tarihsel Gelişim Süreci

Karaman ve diğerleri (2016)’ne göre tarihte kayda geçmiş olan en eski


eğlenceler, Diyonisos şenlikleri ile karnavalesk eğlence ve oyunları, Antik Yunan
mitolojisiyle karşımıza çıkmaktadır. Roma’da farklı isimlerde aynı eğlenceler
devam ederken, ortaçağa gelindiğinde karnavallar ve mimus gösterileri,
Rönösans’ta Commedia dell’Arte ile sürüp gider. Dünyada insan hayatının dönüm
noktası diyebileceğimiz sanayi devrimi sonrası ortaya çıkan çalışma ve boş zaman
anlayışıyla birlikte, eğlence hayatında da yeni başlıkların açılmasına yol açmıştır.
Günlük iş yaşantısının sıkıntılarını hüner gösterileri, akrobasi, pantomim, dans,
komik skeçler, hayvan gösterileri gibi eğlencelere katılarak kurtulmaya çalışan
insanlar teknolojik gelişmeler ve sinema gibi her yeni çıkan eğlence sektörünü
takip etmiştir. Ancak sinemanın öncesinde Kabare, Vodvil, Burlesk, Revü’ler işsiz
kalınca otel ve restoranlarda gösteriler yapmaya başlar. Bu faaliyetler turizm
animasyon gösterilerinin başlangıcını oluşturur (Karaman ve Diğerleri, 2016).

Kitle turizminin ortaya çıkardığı deniz/kum/güneş ve kar/kayak odaklı resort


oteller, misafirlerini tesis içinde daha fazla tutmak ve hoşça vakit geçirmelerini
sağlamak amacıyla farklı organizasyon arayışında olduğu, bu sebepten de
animasyon hizmetlerinin ortaya çıkarak öneminin de giderek arttığı söylenebilir.
Dünyada ve Türkiye’de animasyonun başlangıcı Club Méditerranée adlı tesisin
kuruluşuyla başladığı ileri sürülebilir. Club Méditerranée, su polosu şampiyonu
Gérard Blitz tarafından, 1950 yılında, düşük fiyatla turizme hizmet edebilmek
adına, İspanya’nın Majorka Adasında kurulmuştur. Tesis çadır turizmi yaparak
sektöre giriş yapmıştır. Kısa adı Club Med olan şirket, 1953’ten sonraki yıllarda
tesisin liderliğini üstlenecek olan Gilbert Trigano ile işbirliği yaparak, ilk Club Med
tesisini 1954’te İtalya’da açar. Türkiye’de Club Med tesisi 1967 yılında Foça’da
kurulmuştur. Tesis 800 odası ve yaklaşık 140 dönümlük arazisiyle sahip olduğu
plajı, spor tesisleri, yüzme havuzu, Türk hamamı, tiyatrosu, ağaçları ile Türkiye’nin
ilk tatil köyü ünvanına sahiptir (Kozak ve Coşar, 2017).
35

M. Demir ve Ş. Demir (2015) çalışmasında otel işletmelerinde ilk animasyon


hizmetlerinin başlangıcı olarak 1980’li yıllarda İspanya, İtalya ve Yunanistan’da
başladığından bahseder. Yine aynı çalışmaya göre Türkiye’de Clup Med’lerle
başlayan animasyon çalışmaları 1990’lı yıllarda tüm otellerin rekabet ve müşteri
memnuniyetinin vaz geçilmez kaynakları olmuştur. Ayrıca animasyon
personellerinin genellikle Clup Med’lerde yetiştiğini ve personelin genellikle
yabancı uyruklu olduğundan da bahseder. Ancak daha o yıllarda yapılan
araştırmalara göre yabancı animatörlerin yerlerini giderek yerli animatörlere
bıraktığı ortaya çıkmıştır (Çeribaşı, 1994: 70). Genel olarak eğlence ve turizm
animasyonları tarihi olarak tüm uygulamalarında, bireylerin boş zamanında
gerçekleşen aktiviteler, gönüllü katılım ve de nesilden nesile aktarılan varlığı
sürdürülen eğlencelerdir diyebiliriz (Karaman ve diğerleri, 2016).

2.3.3. Turizm Animasyonunun Türleri

Turizm animasyonları başlı başına turistik bir ürün veya özellikle de sayfiye
otellerinde ürünü zenginleştiren yardımcı ürün niteliği gösterir. Turizm animasyon
faaliyetlerinin türleri ise çok çeşitli şekillerde sınıflandırılabilmektedir.

Bu sınıflamalardan biri etkinlik türüne göre yapılan sınıflamadır ve bu


sınıflamaya göre dört temel etkinlik başlığı olduğu varsayılmıştır: Buna göre
animasyon faaliyetleri aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir (www.rekreasyon.org.tr):

-Sportif animasyon faaliyetleri (bireysel sporlar, takım sporları),

-Sosyo-kültürel animasyon faaliyetleri (gezi, tiyatro, sinema, dans, geleneksel


ve kültürel tanıtımlar, kurslar, yarışmalar, kültürel oyunlar, çeşitli hobi etkinlikleri
vb),

-Sağlıklı yaşam animasyon faaliyetleri (doğada kamp yapma, kaplıca


etkinlikleri, sauna, hamam, masaj vb),

-Eğlence aktiviteleri animasyon faaliyetleri (çocuk ve yetişkinler için oyunlar,


şovlar, hediye çekilişleri, karşılama ve uğurlama etkinlikleri vb.).
36

T.C. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Orta Öğretim için hazırlanan Animasyona


Hazırlık Modülü (2014)’nde ise her ne kadar başlı başına bir sınıflama yapılmamış
olsa da, Konaklama işletmelerindeki işletme içi ve dışı aktiviteler sıralanmıştır. Bu
başlıklardan yararlanarak aşağıdaki şekilde aktivite temelli bir sınıflama yapılabilir:

-Sportif aktiviteler (okçuluk, su sporları, voleybol vb.)

-Oyunlar (dama, dart, bocca vb.)

-Dans vb. gösteriler

-Mini kulüp aktiviteleri

-Sosyo-kültürel faaliyetler ( drama, fuar, müze gezileri vb.)

-Yaratıcı elişi aktiviteleri ( halıcılık, sepetçilik, heykelcilik, kil vb.)

-Termal hizmetler (kaplıcalar, içmeler, kür uygulamaları vb.)

Hazar (2014: 101) ise turizm animasyonlarının çeşitlerini niteliksel açıdan ve


faaliyet türüne göre olmak üzere iki ana grupta incelemektedir. Buna göre
animasyon faaliyetleri ana başlıklar şeklinde aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:

-Niteliksel açıdan sınıflandırma;

-Mekansal Açıdan Animasyon Çeşitleri

-Katılım Şekline Göre Animasyon Çeşitleri

-Katılımcıların Yaşlarına Göre Animasyon Çeşitleri

-Fonksiyonel Açıdan Animasyon Çeşitleri

-Faaliyet Türüne Göre Sınıflama;

-Sportif Animasyon Çeşitleri


37

-Sosyokültürel Animasyon Çeşitleri

-Sağlıklı Yaşam Animasyonları

-Seyahat ve Kongre Animasyonları

Yukarıdaki farklı bakış açısıyla yapılan tüm sınıflamalar dikkate alındığında,


turizm animasyonlarını turizm işletmelerinin türlerine göre sınıflamak da
mümkündür. Buna göre turizm animasyonlarını doğrudan turistlere hizmet veren
ve turistik hizmetlerin verildiği başlıca işletmeler olan konaklama İşletmeleri,
eğlence işletmeleri ve diğer turizm işletmeleri olmak üzere üç başlıkta ele alınabilir.
Böyle bir sınıflama, animasyon hizmetlerine en fazla yer veren işletmelerin
verdikleri animasyon hizmetlerini daha detaylı açıklamak ve alt başlıklarda ele
almaya imkan verdiği için açıklayıcı ve makul görünmektedir.

2.3.3.1. Konaklama İşletmelerinde Animasyon Faaliyetleri

Turizm animasyon hizmetleri, turistik işletmeler açısından ele alındığında, en


çok aktivite çeşidine ve öneme sahip olarak konaklama işletmeleri karşımıza
çıkmaktadır. Koçak (2013) çalışmasında konaklama işletmelerinde animasyon
faaliyetlerini, “konukların konaklama işletmesine gelişlerinden ayrılışlarına kadar
olan zamanda hoşça vakit geçirmelerini sağlamak için yapılan aktivitelerdir”
şeklinde tanımlamaktadır. Turizm animasyonu araştırmalarında en çok otel içi
animasyonlar konu edildiğinden başka tanımlar da vardır. Turizm animasyonlarının
içerdiği faaliyetlere dikkat çekerek yapılan bir tanım da şu şekildedir; “boş zaman,
fitness ve spor aktiviteleri, canlı eğlence hizmetleri ile birlikte Avrupa resort
otellerinde otel animasyonu olarak adlandırılır” (Costa, Glina, Goudas ve
Antouniou, 2004). Konaklama işletmelerinde animasyon faaliyetleri daha çok
Akdeniz otelleri ile anılmaktadır. Türkiye’nin Akdeniz’e olan kıyısı nedeni ile
konaklama işletmelerinde yoğun turizm animasyon aktiviteleri düzenlediğini bu
noktada vurgulamakta yarar vardır.

Konaklama işletmelerinde animasyon faaliyetlerinin tanımında göz ardı


edilen bir konu olarak, rekreasyondan da ayrılan bir özelliği olan “animatörlerce
38

gerçekleştirilen planlı ve zamanlanmış aktiviteler” (Tekin, 2004) görüşü katılırsa


konaklama işletmelerinde animasyon faaliyetlerine; turistlerin konaklama
işletmelerine girişinden çıkışına kadar, hoşça vakit geçirmelerini sağlamak için
animatörlerce gerçekleştirilen planlı ve zamanlanmış aktivitelerdir, diyebilmek
mümkün olur.

Konaklama işletmelerinde verilen turizm animasyon hizmetleri kaynak


kullanımı bakımından iki farklı şekilde gruplandırılmaktadır. Bunlardan ilki “dış
kaynaklardan yararlanma” (DKY) ikincisi ise “iç kaynaklardan yararlanma” (İKY)
olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilindiği gibi konaklama işletmeleri farklı sektörlerin
oluşturduğu hizmet bileşeni olma özelliği barındırır. DKY (outsourcing) olarak
adlandırılan yaklaşımda işletme, kendi bünyesinde mal veya hizmet üretmek
yerine bu ihtiyacı dışarıdan daha ucuza ve kaliteli bir şekilde temin edebilmektedir.
Konaklama işletmeleri temel amacı olarak konaklamanın yanında diğer hizmetleri
DKY yardımıyla verebilmektedir (Türksoy, 2005). Başka bir bakış açısıyla DKY,
işletmenin kendi bünyesinde oluşturarak, kendi uzmanlık alanı dışındaki ürün ya
da hizmetleri, dışarıdan satın alma durumu olarak da tanımlanabilmektedir (Elbeyi,
2007).

Hizmet kalitesi açısından incelendiğinde ise turizm animasyonu hizmeti için


dış kaynak kullanan işletmeler, iç kaynak kullanan işletmelerden daha düşük
hizmet kalitesine sahip gibi görünmektedir. Bu bağlamda işletmenin kendi
bünyesinde oluşturacağı bir departman ile animasyon hizmetlerinin verilmesi,
hizmet kalitesinin yükseltilmesinde faydalı olacaktır. Aksi halde özellikle
misafirlerle birebir diyalog ve onların işletme hakkındaki düşünceleri ile işletme
yönetimi arasında bir iletişim kopukluğunun ortaya çıkması öngörülmektedir
(Ceylan, Yıldız, Tekin ve Özdağ, 2010). Ayrıca konaklama işletmelerinde
animasyon hizmetleri tatil paketinde yer almakta ve toplam maliyetin içinde ayrı bir
kalem olarak hesaplanmamaktadır. Konaklama işletmelerinde animasyon
hizmetleri uygun sosyo-piskolojik çevreyi sağlayan toplam tatil tecrübesinin bu
anlamda bir bileşeni olarak görülmektedir (Costa ve diğerleri, 2004).

Dışarıdan veya işletme bünyesinde oluşturulan animasyon ekibi, misafirleri


memnun edebilmek için animasyon programları sergilemektedir. Bu hizmetler aynı
39

zamanda misafirlerin yaş ve ihtiyaçlarına göre de çeşitlilik gösterebilmektedir.


Örneğin çocuk misafirler için mini kulüpler hizmet verebilmek adına onların
yaşlarına uygun programlar yapmaktadır. Aynı anda yetişkinler için havuzda,
sahilde, tesisin spor salonunda, bahçesinde, kapalı veya açık toplantı yerlerinde
farklı animasyon aktiviteleri sergilenebilmektedir. Sunulan hizmet açısından her
şey dahil hizmet veren işletmelerin farklı uygulamaları vardır. Bu uygulamalara
göre işletmelerin bazıları alkollü ve alkolsüz içecekleri fiyata dahil ederken bazıları
alkollü içecekleri ek ücrete tabi tutabilmektedir. Animasyon aktivitelerinin bir
kısmında da bu uygulama kullanılabilmekte ve bir kısmı ücret karşılığı
sunabilmektedir (Kocaman, 2012: 70). Konaklama işletmelerinde turistler
tarafından en çok talep gören rekreatif faaliyetler ve turizm animasyonları %33.3
su sporları, %24.5 kara sporları, %18.1 gösteri ve aktiviteleri, %12.0 çocuk
rekreasyon aktiviteleri ve en son %8.8 kültürel aktiviteler olarak belirlenmektedir
(Dalkılıç, 2017; 77).

Konaklama işletmelerinde animasyon faaliyet türlerinin daha geniş kapsamda


ele alabilmek için mini kulüpler, gündüz animasyonları ve gece animasyonları alt
başlıkları altında incelemekte fayda vardır.

2.3.3.1.1. Mini Kulüpler

Mini kulüpler Türkiye’de 1969 yılında kurulan Clup Med Foça Tatil köyü ile
birlikte başlamış ilk animasyon faaliyetleri olma özelliği göstermektedir. Çocuklu
aileler için kurulan bu kulüpler 1980’lerin sonlarına doğru Antalya’da beş yıldızlı ve
tatil köylerinin açılmaya başlamasıyla yaygınlaşmıştır (Karaman ve diğerleri,
2016). Bunu takiben turizm alanındaki gelişmeler özellikle de her şey dahil sisteme
geçiş misafir profilinde de değişiklik yapmış artan misafir sayısının yanında
çocuklu ailelerin %97 oranında tatile çıkmada artış gösterdiği yapılan
araştırmalarca tespit edilmiştir. Bu artış ve turist profilinin işletmelerce farklı
hizmetlere de yönelmesini beraberinde getirmiştir. Konaklama işletmesinin havuz,
menü, oda gibi müşterinin profiline göre dizaynının yapılması gereken bölümlerinin
değişime uğradığı görülmüştür (Üner, Sökmen ve Birkan, 2006).
40

Özellikle Akdeniz kıyı otellerindeki animasyon faaliyetleri çocuk ve yetişkin


odaklıdır. Bu faaliyetler kendi aralarında büyük oranda farklılık gösterir. Çocuklar
için bu faaliyetler genellikle alt gruplara da ayrılmaktadır. Mini, midi, maxi ve teeny
kulüp gibi alt grupların çocuk misafirlerin yaşlarına ve ihtiyaçlarına karşılık
verebilecek şekilde faaliyet türlerine sahip oldukları görülmektedir. Didaktik oyunlar
ve yüzme gibi faaliyetler en küçük yaş grubuna, spor yarışmaları, gezintiler ve
eğitim amaçlı kurslar daha büyük yaş gruplarına hitap eden faaliyetlerdir. Ayrıca
ebeveynlerin daha çok baş başa zaman geçirebilmeleri için gece dans gösterileri,
yetenek yarışmaları ve en iyi bay ve kadın yarışmaları gibi etkinlikler de çocuk
misafirler için oldukça ilgi çekici olduğu söylenebilir (Çevik, 2013: 29). Öte yandan
Kahveci (1994) yaptığı araştırma sonucu %82’lik bir turist denek grubuna göre,
çocuklar için animasyon aktivitelerinin gerekli olduğu bilgisine ulaşmıştır.

Çocuk kulüplerinde verilen eğitimlerden bazıları şu şekilde sıralanabilir:

- Eğitim; yüzme, kültürel aktiviteler

- Oyun; oyuncaklar, sirk, grupla oynan oyunlar

- Çocuklara çeşitli gösteriler yaptırtmak

- Bir takım geziler düzenlemek; bisiklet, yat v.b. (Yılmaz, 2007: 63).

Animasyon faaliyetlerinin kişilerin yaşlarına göre farklılık göstermesi,


faaliyetlerin çeşitlenmesini sağlarken, aynı zamanda animatörlerin de yetenek ve
uzmanlıklarında farklılığı beraberinde getireceği ön görülebilmektedir. Animasyon
faaliyetlerinin her iki yaş grubu için de profesyonelce ve de eğitimli bir şekilde
yürütülebilmesi için eğitimli animatörler, orta ve yüksek öğretim düzeyinde ilgili
programların kurulmasıyla çocuk animatörlüğü alanına indirgenerek
yetiştirilmektedir (Çetiner ve Yayla, 2017). Görüldüğü üzere turizm alanında
gerçekleşen gelişmeler, ortaya çıkan yeni bölümler ve kalifiye eleman ihtiyacı aynı
zamanda eğitim alanında yürütülen çalışmalarla desteklenmektedir. Bu anlayış
hizmet kalitesini artırarak alanında uzmanlarca verilen hizmetlerin daha fazla
müşteri ile ödüllendirileceği ön görülebilir.
41

2.3.3.1.2. Gündüz Animasyonları

Bu çalışma kapsamında sabah erken saatlerde başlayan sportif


aktivitelerden akşam hava kararıncaya kadar sürdürülen animasyon faaliyetleri
gündüz animasyonları başlığı altında ele alınmıştır.

Gündüz animasyon aktivitelerinde çoğunlukla sportif animasyon hizmetlerinin


verildiği söylenebilir. Sportif animasyonlar genel olarak, bireysel ya da grup halinde
katılımın sağlanarak yapılan programlı hizmetlerdir. İnsanlar tatillerde ilgi
duydukları sporları veya gündelik yaşantısında yaptığı sporları yapmak
istemektedir. Bu sebepten dolayı çeşitli spor faaliyetlerinin konaklama
işletmelerinin animasyon ekiplerince yürütülmesi gerekmektedir. Bazı sportif
animasyonları şu şekilde sıralamak mümkündür (Hazar, 2009: 50,51):

-Su sporları ve su oyunları; yüzme, su kayağı, su altı dalış, kanoculuk, rüzgar


sörfü, kürek, rafting, yelkencilik, deniz bisikleti, deniz motorsikleti, deniz atı gezileri,
sürat motoru, günü birlik yat ve sandal gezileri, eğlence yolculuğu, plaj ve
havuzlarda düzenlenen voleybol, futbol, hentbol, jimnastik, sportif balık avcılığı,
deniz paraşütü, yelken yarışları gibi suyla ilgili sportif aktiviteler sayılabilmektedir.

-Kara aktiviteleri diyebileceğimiz animasyonlar ise; futbol, hentbol, voleybol,


basketbol, kriket, beyzbol, kar kayağı, tırmanma, yürüyüş, kar motoru, kara
avcılığı, güreş, cirit gibi oyunlardır. Sportif aktivitelerin yanında gündüzleri
yetişkinler için, sosyokültürel animasyon aktiviteleri uygulanmaktadır. Şehir içi
turlar, tarihi yerleri ziyaret, müze ziyaretleri, sergi, fuar, piknik alanları, höyük
gezileri, fayton gezileri, çeşitli yarışma organizasyonları (dans, ses, güzellik, v.b.),
halk dansları, tiyatro, defile, sergi, karşılama ve uğurlama etkinlikleri, yabancı dil
ve fotoğrafçılık kursları, dokumacılık, örgücülük, dekoratif eşya, nakış yapımı,
çamur işleri, heykel, resim çalışması, kart oyunları, tombala, zeka oyunları, şans
oyunları gibi aktiviteler sosyokültürel aktiviteler olarak sayılabilir.

Turistlere hoşça vakit geçirebilmeleri için ve ayrıca sağlık hususunda birçok


faydası olan spor animasyonlarının kalitesinin artırılması için bazı şartlar
aşağıdadır (Deliverska ve Ivanov, 2012);
42

-Spor tesislerinin yeniden yapılması ve modernizasyonuna yönelik yatırım


politikalarına önem verilmesi,

-Spor animasyon aktivitelerine yönelik modern yaklaşımların uygulanması,

-Spor animatörlerinin eğitimi ve terfi sistemine yönelik çalışmaların yapılması.

2.3.3.1.3. Gece Animasyonları

Otel animasyonlarında şüphesiz en çok ihtiyaç duyulan ve en çok katılımın


sağlandığı animasyon türüdür. Gece animasyonları eğlence ve şov ağırlıklı
olmalarının yanı sıra önceden defalarca prova edilerek, planlanarak ve
programlanarak hazır hale getirilen şovlardan oluşur. Bir ya da iki saatlik
organizasyonlarda; popüler şarkıların playbackleri, dans gösterileri, taklitler,
pandomimler, tanınmış müzikallerin animasyon sahnelerine uyarlanması, komedi
tarzı skeçler, akrobasi, jongörlük ve çeşitli hüner gösterileri sunulur. Her
animatörden aynı performans beklenmesine rağmen yeteneklere göre dağılım
yapılarak, dekor, ses, ışık ve kostüm gibi aksesuarlardan yararlanılır. Hazırlıklar
haftalar veya aylar öncesinden başlayıp gerekli provalar yapılır (Karaman ve
diğerleri, 2016).

Gece animasyonları tesislerde akşam yemeğinin ardından başlayıp geç


saatlere kadar devam eden daha çok eğlendirme amacıyla yapılan aktivitelerdir.
Yapılan araştırmalara göre gündüz animasyonları hemen her tesiste benzerlik
göstermektedir. Ancak gece animasyonlarının niteliği tesisin faaliyetler için ayırdığı
bütçe ile doğru orantılı olarak artmaktadır (Güven, 2006: 35). Gece şovları olarak
da adlandırılan bu faaliyetler, yapılan araştırmalar sonucu, turistler tarafından en
çok tercih edilen animasyon çeşidi olma özelliği göstermektedir (Akdağ ve
Akgündüz, 2010). Popüler eserlerin yanında müzikal gösteriler de gece
animasyonlarında kullanılmaktadır.

Popüler olma yolunda Brodway’de sahnelenmiş, hit olmuş, pek çoğu da


sinemaya uyarlanmış, tüm dünyada belli bir izleyici kitlesine ulaşmış müzikaller
bulunmaktadır. Bu müzikallerin konuları genellikle Avrupa kültürüne aittir. Bu
43

aktiviteler yüksek maliyetlere katlanılarak oluşturulur ve kalıcı izler bırakmak için


sergilenir. Ancak bu kadar emek ve çabaya karşılık bu gösteriler, geldikleri kültürü
ve ona ait öğelerin tanıtılıp yaygınlaşmasını sağlar (Karaman ve diğerleri, 2016).

Gece animasyonlarında daha çok animatör performanslarının ön planda


olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin sahne gösterileri, müzikaller, dans gösterileri, özel
yetenek gösterileri, sihirbazlık ve akrobasi gibi şovların tümü yeteneğe ve deneyim
dayalı alanlardır. Bunun yanında yetenek yarışmaları, güzellik yarışmaları, bilgi
yarışmaları gruplar oluşturularak ya da bireysel olarak düzenlenmektedir.
Kazananlara ödüller verilerek bu aktiviteler daha da anlamlandırılmaktadır. Ayrıca
konukların doğum günleri tatil günlerine denk geldiyse doğum günü partileri ya da
balayı çiftlerine özel partiler organize edilebilmektedir (Çevik, 2013: 51,52).

Gece animasyonlarının bir başka türü de özel olarak organize edilen belli bir
etnik gruba ya da topluma ait kültürün tanıtıldığı aktivitelerdir. Bunlar; Türk gecesi,
sıra gecesi, Karadenizliler gecesi gibi organizasyonlardır. Aynı zamanda bu
organizasyonlar büyük oranda dış kaynaklardan yararlanarak misafirlere
sunulmaktadır. Ancak özellikle kıyı şeridinde gerçekleştirilen araştırmalara göre
Türk Gecesi etkinliklerinde maalesef kültürel değerlerin sunulduğunu ifade etmek
pek de mümkün olamamaktadır (Türker ve Çelik, 2012). Gece şovları turizm
animasyonu aktivitelerinin en önemli unsurlarından biridir. Genellikle işletme ve
otellerde amfi tiyatro düzeneğinde bir sahnede, animatörler tarafından önceden
defalarca prova edilerek müşterilere sunulan sahne performanslarından oluşur. Bu
konuya çalışmanın da temel problemi olması nedeniyle ilerleyen kısımlarda daha
detaylı değinilecektir.

2.3.3.2. Eğlence İşletmelerinde Animasyon Faaliyetleri

İnsanlar eğlenmek amacıyla bir araya gelerek, eğlence faaliyetlerine aktif ya


da pasif olarak katılım göstermektedirler. Türk kültürünün eğlence mekanlarını
Özdemir (2005) çalışmasında kapalı ve açık olmak üzere iki kısımda ele
almaktadır. Yazara göre kapalı eğlence mekanları, kültür ve geleneksel yaşamı
simgeleyen köy odası, kahvehane, zengin konakları, hayatlı evler, yaren evleri;
kent yaşamını simgeleyen büyük şehirler ve turizm merkezlerindeki eğlence
44

mekanları, özellikle İstanbul’daki yazlık ve kışlık diskolar; sosyokültürel yaşamın


geçtiği meyhane, hamam, medrese, cami gibi kamusal yerlerden meydana
gelmektedir. Açık eğlence mekanları ise, Türk eğlencelerinde en çok rağbet yerler
olarak gösterilmektedir. Sözlü kültürün ve dolayısıyla geleneksel yaşamın
etkisindeki köy meydanı, avlu, sokak arası, bahçe, kır ve piknik yeri; kent
yaşamının içinde özellikle Osmanlı dönemindeki eski İstanbul’un Küçüksu, Göksu,
Çubuklu gibi mesire yerleri; günümüzde stadyum, park, açık hava konser salonu,
turistik yerlerdeki tatil köyleri ile otellerin havuz başı gibi mekanlar açık eğlence
mekanlarına örnek olarak gösterilebilir. Ülkeyi ziyaret eden yabancılar yerli kültür
unsurlarını merak etmekte ve özellikle ziyaret edilen ülkenin eğlence kültürünü
deneyimlemek istemektedirler. Eğlence mekanları da bu talebi karşılayabilmek
adına ulusal kültüre ait unsurlardan oluşan organizasyonlar düzenlemektedir. Bu
faaliyetler bu çalışmada turizm animasyonu kapsamında değerlendirilmiştir.

Animasyon faaliyetlerinin genel olarak tüm işletmelerde aynı amacı güttüğü


söylenebilir ancak bu faaliyetler zaman, mekan ve içerik yönünden farklılık arz
edebilmektedir. Örneğin Kapadokya bölgesinde eğlence işletmesince organize
edilen Türk Gecesi organizasyonu, Türk halk oyunları, sema gösterileri turistik
ürün (Türker ve Çelik, 2012) olarak değerlendirilirken, konaklama işletmelerinde
eğlence hizmeti destekleyici, zenginleştirici bir ürün niteliği taşıdığı savunulabilir.
Kapadokya’da ve İstanbul’daki eğlence hizmeti veren işletmelerdeki Türk Gecesi
organizasyonları, Şanlıurfa’da düzenlenen sıra geceleri, bazı lokantalarda kukla
gösterileri gibi aktivitelerden oluşmaktadır.

Eğlence işletmelerinde sunulan animasyon aktiviteleri açık ya da kapalı


alanlarda gerçekleştirilmekte ve aktivitelerin içeriğinin de kültürel unsurlara dayalı
olduğu görülmektedir. Kimi turizm işletmelerinde zenginleştirici ürün olarak
kullanılan kültürel animasyonlar eğlence mekanlarında temel ürün özelliği
göstermekte ve yiyecek içecek hizmetleri ile birlikte sunulmaktadır.

2.3.3.3. Diğer Turizm İşletmelerinde Animasyon Faaliyetleri

Turizm animasyon faaliyetlerinin kullanımı konaklama ve eğlence hizmetleri


veren işletmelerle sınırlı değildir. Misafirlerin hoşça vakit geçirmesini sağlamak
45

amacıyla bu aktiviteler seyahat işletmeleri tarafından da kullanılmaktadır. Seyahat


işletmelerinde animasyon faaliyetleri olarak yolculuk esnasındaki hediyelik eşya
çekilişleri, kara yolu müzik etkinlikleri, şovlar, kültürel oyunlar, yarışmalar, mola
yerlerindeki karşılama ve uğurlama etkinlikleri, yolculuk başlangıcındaki ve
bitimindeki faaliyetler sayılabilir (Hazar, 2014: 107).

Bazı turizm işletmeleri hizmet verdikleri alana yoğunlaşmak, rekabette güçlü


olmak, maliyetleri düşürmek gibi amaçlar için profesyonellik gerektiren bazı
hizmetleri de dışarıdan satın alma eğilimi göstermektedir. Literatürde buna karşılık
gelen kavram dış kaynaklardan yararlanma (DKY) olarak karşımıza çıkmaktadır.
Daha önce bu çalışmada değinilen DKY’de en çok tercih edilen alanlar ise turizm
animasyonları, çamaşırhaneler, taşımacılık, güvenlik, bahçe ve peyzaj olarak
karşımıza çıkmaktadır. Yiyecek içecek gibi işletmenin temel yeteneklerinden
sayılan hizmetler ise DKY şeklinde gerçekleşmediği görülmektedir (Çevirgen,
2009). Turizm animasyonlarının DKY şeklinde ortaya çıkan hizmet kalitesinin, iç
kaynak oluşturularak (işletmenin kendi bünyesinde turizm animasyon departmanı
oluşturması) verilen hizmetlerden daha düşük bir kalitede olduğu yapılan
araştırmalarca tespit edilmiştir (Ceylan ve diğerleri, 2010). Ancak bu noktada
özellikle uzmanlık gerektiren özel gün ve geceler (Türk Geceleri, özel etnik gruba
ait kültürel öğelerin sergilendiği geceler, v.b.) DKY şeklinde gerçekleştirilirse
amacına daha uygun sonuçların elde edileceği savunulabilir.

Konaklama işletmeleri, yiyecek içecek işletmeleri, bazı kurum ve kuruluşlar,


kendi bünyelerinde turizm animasyonu örgütü kurmaktansa özel gün ve gecelerde,
festivallerde veya sezonluk olarak turizm organizasyon şirketlerinden bu hizmeti
satın almaktadır. Organizasyon şirketleri ise gelen talebe göre farklı animasyon
programları oluşturmaktadırlar.

2.3.4. Turizm Animasyonunun Çeşitli Cepheleri

Turizm animasyonlarının turistler, işletmeler, devlet v.b. açısından ele alınıp


incelendiğinde karşılıklı bazı etkileşimlerinden söz etmek mümkün olmaktadır.
Turizm animasyonlarının bu alanlarla olan ilişkilerini iki yönlü olarak düşünebiliriz.
Yani hem etkileşimde olduğu alanı etkiler hem de o alandan etkilenir diyebiliriz.
46

Örnek olarak, turizm animasyon faaliyetine katılan turistler özellikle etkin olarak
katıldıkları faaliyetlerde programın süresini uzatabilir, kısaltabilir ya da programın
akış yönünü değiştirebilir. Yine turistlerin kendi kültürleri turizm animasyonu
programlarının içeriğine etki edebilir. İşletmeler açısından bir örnek verilecek
olursa, işletmenin bütçesi turizm animasyonlarının çeşitliliğini ve niteliğini
artırabileceği gibi, aktivitelerden elde edilen fayda işletmenin karlılığına etki eder.
Devlet açısından bir örnek verilecek olursa, turizm animasyon aktivitelerinde görev
alan yerli animatörlerin yetiştirilmesi hususunda devletin aldığı eğitim kararlarıyla
nitelikli turizm animasyonu animatörü yetişecek ve bu animatörler ulusun kültürünü
turizm animasyon gösterilerinde daha iyi yansıtacak, daha çok turist memnuniyeti
sağlayacak ve sonuçta daha çok turistin ülkeyi ziyaret etmesine katkı
sağlayacaktır. Bu bakış açısıyla turizm animasyonlarının ilişkisinin olduğu
düşünülen bazı başlıklar aşağıdaki gibidir.

2.3.4.1. Turizm Animasyonu ve Oyun

Oyun kavramı tanım olarak “yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi
vakit geçirmeye yarayan eğlence” şeklinde tanımlanmaktadır. Eğlendirme ve zevk
verme işlevlerinin ardında oyun, çocuğun bedensel, duygusal, sosyal, bilişsel ve
dil gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Bu önem beslenme ile denk bir seyir
izlerken toplumsallaşma, sosyal kurallara uyma gibi konularda da etkinliği olduğu
görülmektedir (Bekmezci ve Özkan, 2015). Ancak oyun sadece çocuklar için değil,
her yaşta ve cinsiyette insanın olduğu kadar hayvanların da yaptıkları bir etkinlik
olarak düşünülmektedir. Yaradılışından itibaren kendi karakteristik özelliklerine ve
kabiliyetleri dahilinde oyun oynana gelmiştir. İnsan için çok değerli bir yeri olan
oyunun, kişisel ve sosyal gelişiminde önemli rol oynadığı görülmektedir
(Karaküçük, 2005; 251).

Turizm animasyonlarında her türlü yaş grubuna hitap eden bir çeşitliliğe
sahiptir. Örneğin; mini kulüplerde çocuklara çeşitli oyunlar çocuk animatörleri
tarafından düzenlenirken aynı zamanda yetişkinler için havuz başlarında çeşitli
oyunlar düzenlenmekte veya sahilde voleybol müsabakaları gibi çeşitli oyunlar
spor animatörleri tarafından yürütülmektedir. Oyunlar özellikle de gündüz
47

animasyonlarının büyük bir kısmını oluşturarak vaz geçilmez bir unsuru haline
gelmiştir diyebiliriz.

2.3.4.2. Turizm Animasyonu ve Eğitim

Turizm hizmeti veren işletmelerin sayısının artması rekabeti beraberinde


getirmektedir. Rekabette üstünlük sağlamak için ise aynı doğal kaynaklara sahip
işletmelerin farklı hizmet alanlarına yönelmesini kaçınılmaz kılmaktadır. Turizm
işletmelerinin farklı hizmetleri verebilmesi için ise alanında uzman farklı
personellerin ihtiyacını ortaya çıkarmıştır (Dalkılıç, 2017: 80). Bu noktada akla
gelen ilk konu turizm animasyonu hizmeti verecek personelin eğitimi olmaktadır.
Çünkü turizm animasyonu bazı kabiliyetleri olan personeller tarafından
gerçekleştirilebilecek nitelikte faaliyetlerden oluşmaktadır. Araştırmacılar turizm
animasyonu eğitiminin başlangıcı olarak boş zamanları değerlendirmenin
öneminin anlaşıldığı ve rekreasyon bölümlerinin açılmaya başlandığı 1920’li yıllara
dayandırmaktadır (Kızanlıklı, 2014). Ancak hedef kitle olarak bekarları ve genç
çiftleri belirleyen Clup Med’lerin ilk mini kulüpleri kurmuş olmalarıyla (Kozak ve
Coşar, 2017), aynı zamanda burada hizmet verecek personelin yetiştirilmeye
başlanmasıyla, turizm animasyonu eğitimlerinin verilmeye başlandığı savunulabilir.
Çünkü burada çalışan ve animatörlüğü burada öğrenen kişiler zamanla piyasaya
yayılarak yeni animatörlerin yetişmesine de olanak sağladığı düşünülmektedir.

Turizm animasyonu eğitimi ile ilgili olarak Avrupa’da örgün öğretim kurumları
bulunmamakla birlikte Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya’da altı aylık ya da bir
yıllık programlar halinde animasyon eğitimi uygulanmaktadır. Animasyon eğitiminin
kuşkusuz en büyük özelliği uygulamalı olması ve aynı zamanda animasyonun
yabancılara verilen bir hizmet olmasından dolayı da değişik ülkedeki programlarla
benzeşik özellikler göstermesi gerekmektedir. Böylece uluslar arası animasyon
eğitimi diploması da hazırlanabilir. Animatör adaylarına öğretilmesi gereken
başlıca dersler ise; turizm sosyolojisi, eğlence psikolojisi, eğlence tesisleri
yönetimi, turizm ekonomisi, turizm pazarlaması, halkla ilişkiler, turizm coğrafyası,
sanat tarihi ve animasyon teknikleri dersleri olmalıdır (Hacıoğlu ve diğerleri, 2009:
111).
48

Türkiye’de ilk olarak 2000 yılında spor meslek yüksek okullarında rekreasyon
bölümleri üç farklı yerde kurulmuş (Zorba, 2007), 2009 yılına gelindiğinde ise
Mesleki ve Teknik Eğitim alanında faaliyet gösteren tüm eğitim fakültelerinin
kapatılması neticesinde rekreasyon bölümleri Turizm Fakülteleri içinde yer almaya
başlamıştır. Ancak animatörlük 6. Seviyede bir meslek olmadığı için, söz konusu
fakültelerde dersler şeklinde yer almıştır. Alanyazında yapılan araştırmalardan
elde edilen bilgiler ışığında turizm animasyonu eğitimi ile ilgili konuları iki başlık
altında toplamak mümkündür. Örgün ve yaygın olmak üzere iki çeşitte eğitimi
bulunmaktadır.

2.3.4.2.1. Örgün Eğitim Kapsamında Turizm Animasyonu Eğitimi

Turistik işletmelerde verilen animasyon hizmetlerinin cazibe, faydalılık ve


kolay elde edilebilirlik gibi özelliklere sahip olabilmesi, nitelikli kadroların istihdamı
ile mümkün olabileceği düşünülmektedir. Birkaç dil bilen, ancak gerçekleştirilecek
faaliyet için gerekli teknik bilgi ve donanıma sahip olmayan bir animatörün,
animasyon hizmetlerini yönetmesi akılcı değildir (Yılmaz, 2007: 70). 2000’li yıllarda
yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre animatörlerin %61’i animasyon
konusunda eğitim aldıklarını, %39’unun ise hiçbir eğitim almadıkları ortaya
çıkmıştır (Akçakoyun, 2000: 69). Sadece spor animatörlerinin araştırıldığı bir
çalışmada ise spor animatörlerinin %60’ı mesleki eğitim almamış, aynı zamanda
%50’lik bir kısım da bu işi hobi ve ek gelir olarak yaptığı ortaya çıkmıştır (Saygın,
1999: 75). Bu araştırmaların neticesi olarak alınan eğitimin hangi kurumdan olduğu
belli olmamakla birlikte hem arz hem talep noktasında yüksek derecede önem arz
eden turizm animasyonlarında istihdam edilen animatörlerin eğitimli olması aynı
zamanda bu eğitimin nitelik olarak yüksek kalitede olması beklenmektedir.

Örgün eğitim kapsamında turizm animasyonu eğitimi Türkiye’de orta öğretim


düzeyinde ve ön lisans düzeyinde olmak üzere iki alt başlık altında incelenebilir.

Orta Öğretim Düzeyinde Turizm Animasyonu Eğitimi;

Türkiye’de orta öğretim düzeyinde turizm animasyonu eğitimi, Eğlence


Hizmetleri Alanı Çerçeve Öğretim Programı adı altında dört yıllık bir süre içinde
49

verilmektedir. Eğlence Hizmetleri Alanı Çerçeve Öğretim Programında animatörlük


ve çocuk animatörlüğü dalları yer almaktadır. Bu programda öğrenciye, mesleki
gelişim, animasyon hizmetleri, genel turizm, konuk ilişkileri, turizm psikolojisi ve
mesleki yabancı dil ile ilgili bilgi, beceri ve yetkinliklerin kazandırılması
hedeflenmektedir. Animatörlük dalında verilen eğitimler; animasyon aktiviteleri,
animasyonda teknik destek, animasyonda spor aktiviteleri, animasyonda reklam
ve tanıtım, sahne uygulamaları, özel organizasyon uygulamaları, halk dansları ve
çalışma hayatına hazırlık olarak sıralanabilir. Çocuk Animatörlüğü dalında ise
çocuk aktiviteleri, animasyon aktiviteleri, animasyonda teknik destek, çocuklarla
özel organizasyonlar, çocukla gelişimsel aktiviteler, çocukla iletişim, oyuncak
yapımı ve çalışma hayatına hazırlık ile ilgili bilgi, beceri ve yetkinliklerin
kazandırılması hedeflenmektedir (www.megepmodulleri.com.tr).

Türkiye’de ortaöğretim konusunda hiç de azımsanmayacak kadar çok sayıda


okul bulunmaktadır. Ancak 1998’li yıllarda Turizm Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği bir
araştırmanın sonuçlarına göre turizm sektöründe çalışanların % 87,4’ü turizm
eğitimi almadığı görülmüştür (Bayer, 1998). Başka bir ifade ile turizm sektöründe
1998 yılında çalışanların yaklaşık %13’lük bir kısmı turizm eğitimi almıştır.
Konaklama işletmelerine yönelik 2017’de yapılan bir araştırmaya göre ise
animatörlerin %8.8’i orta öğretim mezunudur (Dalkılıç, 2017: 68).

Ön Lisans düzeyinde Turizm Animasyonu Eğitimi;

Türkiye’de 2018 yılında, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK)’na bağlı, toplam 993
Meslek Yüksek Okulu (MYO) bulunmaktadır (www.istatistik.yok.gov.tr). 2017-2018
öğretim yılında turizm animasyonu eğitimi veren MYO’lar, bağlı olduğu
üniversiteler ve kontenjanları Çizelge 2.1.’de gösterilmiştir
(www.unuversitetercihleri.com).
50

Çizelge 2.1. 2017-2018 Yılında Eğitim Veren Meslek Yüksek Okulları ve Kontenjanları
(www.unuversitetercihleri.com).

Üniversite Yüksekokul Bölümün Adı Kontenjan


Dicle Üniversitesi (Diyarbakır) Diyarbakır Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Turizm Animasyonu 40
Ege Üniversitesi (İzmir) Bergama Meslek Yüksekokulu Turizm Animasyonu 45
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Marmaris Turizm Meslek Yüksekokulu Turizm Animasyonu 40
Turizm Animasyonu 40
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Marmaris Turizm Meslek Yüksekokulu (İö)
Alanya Alaaddin Keykubat Alanya Ticaret ve Sanayi Odası Turizm Meslek 50
Üniversitesi Yüksekokulu Turizm Animasyonu
Alanya Alaaddin Keykubat Alanya Ticaret ve Sanayi Odası Turizm Meslek Turizm Animasyonu 50
Üniversitesi Yüksekokulu (İö)
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Ürgüp Sebahat Ve Erol Toksöz Meslek 25
Üniversitesi Yüksekokulu Turizm Animasyonu
Mersin Üniversitesi Erdemli Meslek Yüksekokulu Turizm Animasyonu 35
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Doğubayazıt Ahmed-İ Hani Meslek Yüksekokulu Turizm Animasyonu 20

Çizelge 2.1.’den elde edilen bilgilere göre, Türkiye’de, 2017-2018 yılı


öğretiminde, yedi adet MYO bulunmaktadır. MYO’lardan iki tanesi ikinci öğretim
programı uygulamaktadır. Toplam öğrenci kontenjanları ise 340 kişidir.

Türkiye İş Kurumu resmi internet sitesinde Türk Meslekler Sözlüğü’nde


turizm animatörü tanımı; “İnsanların tatil yerlerinde iyi zaman geçirmeleri için bir
takım eğlence ve gezi programları düzenleme bilgi ve becerisine sahip nitelikli
kişidir” (www.iskur.gov.tr) şeklinde yapılmıştır.

Çizelge 2.2. Animatörlük Mesleği Grup Bilgileri (www.iskur.gov.tr).

Meslek ana grubu profesyonel meslek mensupları,


Meslek alt ana grubu hukuk, sosyal ve kültür ile ilgili profesyonel meslek mensupları
Meslek grubu yaratıcı sanatçılar ve sahne sanatçıları
Meslek birim grubu palyaçolar, sihirbazlar, akrobatlar ve ilgili meslek mensupları
Gereken minimum eğitim düzeyi ön lisans

Türkiye İş Kurumu internet sitesinde meslek grup bilgileri hakkında verilen


bilgiler Çizelge 2.2.’de görülmektedir. Çizelge 2.2.’ye göre animatörlük mesleği için
gereken eğitim seviyesi ön lisans düzeyindedir.

2.3.4.2.2. Yaygın Eğitim Kapsamında Turizm Animasyonu Eğitimi

Türkiye’de yaygın eğitim kapsamında turizm animasyonu eğitimi, T.C. Millî


Eğitim Bakanlığı’na bağlı “Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü”’nce
düzenlenmektedir. “Hayat boyu öğrenme” bireyin olduğu her yerde
gerçekleşebilen; yer, zaman, yaş, eğitim düzeyi gibi her türlü sınırlamayı ortadan
kaldıran bir kavram olduğu için dünyada eğitim alanında yürütülen çalışmalar
51

arasında öncelikli konuma gelmiştir. Bu kapsamda, hayat boyu öğrenme ile ilgili
çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. T.C. Millî Eğitim Bakanlığı resmi internet
sitesinden elde edilen bilgilere göre Eğlence Hizmetleri alanında oluşturulmuş
“animatörlük” ve “çocuk animatörlüğü” adında iki farklı öğretim programı
bulunmaktadır (hbogm.meb.gov.tr). Konunun daha detaylı anlaşılabilmesi için bu
programları iki alt başlık altında incelemekte fayda vardır.

Animatörlük Programı

T.C. Millî Eğitim Bakanlığı resmi internet sitesinde, turizm animasyonu


meslek elemanı tanımı şu şekildedir: “Konaklama tesislerinde, özel
organizasyonlarda, kişilerin hoş, eğlenceli vakit geçirmeleri için çocuk, genç ve
yetişkinlere yönelik sahne, spor ve oyun aktivitelerini planlayarak uygulayan,
çevresindekilerle olumlu iletişim kurabilen, mesleği ile ilgili yayınları ve gelişmeleri
izleyebilme becerisine sahip nitelikli kişidir” (hbogm.meb.gov.tr). Meslek
programının toplam eğitim süresi 2120/1184 saat olarak planlanmıştır. Bu kursu
tamamlayan öğrencilere sertifika verilmektedir. Mezunlar eğlence hizmetleri sunan
firma ve kurumlarda, organizasyon şirketlerinde ve benzeri yerlerde ve bağımsız
olarak çalışabilmektedirler.

Çocuk Animatörlüğü Programı

T.C. Millî Eğitim Bakanlığı resmi internet sitesinde, turizm animasyonu


meslek elemanı tanımı şu şekildedir: “Eğitim kurumlarında, çocuk kulüplerinde,
konaklama tesislerinde, özel organizasyonlarda, çocuklar için hoş, eğlenceli vakit
geçirmeleri, sahne, spor, oyun ve eğitim aktivitelerini planlayarak uygulayan
çevresindekilerle olumlu iletişim kurabilen, mesleği ile ilgili yayınları ve gelişmeleri
izleyebilme becerisine sahip nitelikli kişidir” (hbogm.meb.gov.tr). Meslek
programının toplam eğitim süresi 1880/1168 saat olarak planlanmıştır. Bu kursu
tamamlayan öğrencilere sertifika verilmektedir. Mezunlar eğitim kurumlarında,
çocuk kulüplerinde, eğlence hizmetleri sunan firma ve kurumlarda, organizasyon
şirketlerinde ve benzeri yerlerde ve bağımsız olarak çalışabilirler.
52

2.3.4.3. Turizm Animasyonu ve Ekonomi

Türkiye’deki turizm hareketlerinin gelişimi ve turizme olan talep turist sayıları


verileri ışığında yorumlanacak olursa; Turizmin başladığı 1990’lı yıllardan 2000’li
yıllara gelindiğinde turist sayısının iki kat arttığını söylemek mümkündür. 2010’lu
yıllara gelindiğinde dünya turizm pazarında önemli bir yer elde etmiş ve 30 milyonu
geçmiştir (www.tourismtoday.net). 2017 yılı Türkiye İstatistik Kurumu verilerine
göre ise toplam turist sayısı 38.620.346 olarak tespit edilmiştir (www.tuik.gov.tr).
Ülke içinde ve dışında yaşanan politik anlaşmazlıklar olarak ifade edebileceğimiz
savaş, terör gibi olaylar tüm sektörleri etkilediği gibi turizm sektörünü de etkilediği
düşünülebilir. Sayısal veriler üzerinden yapılan yorumlar yıl bazında ele
alındığında düşüş ve çıkışlar gözlemlenmektedir. Ancak uzun vadede daha sağlıklı
yorumlar yapılabilir.

Artan turist sayısıyla beraber sektörde çalışan işçi sayısının artacağı


öngörülebilir. 2016 yılında dünyada doğrudan 109 milyon kişi seyahat ve turizm
endüstrisinde istihdam edilmiştir. Sektörün mali kazancı ise 2.3 trilyon Amerikan
doları olarak hesaplanmıştır. Dolaylı ve uyarılmış katkısı ise 7,6 trilyon Amerikan
doları ve sağladığı iş imkanı da 292 milyonu bulmaktadır. Başka bir ifadeyle
seyahat ve turizm endüstrisi dünya gayri safi hasılanın %10,2’sine denk
gelmektedir (www.turofed.org.tr). Türkiye bazında incelendiğinde ise turizm
sektöründe çalışan toplam işçi sayısı 2005 yılında 1 milyon 734 bin kişi, 2015
yılına gelindiğinde ise bu rakam 2 milyon 210 bin kişi olarak karşımıza
çıkmaktadır. Yine 2005 ve 2015 yılları arasında turizm sektörünün tüm sektörler
içindeki payı genelde %8 civarında seyretmiştir (Şit, 2016).

Kahveci (1994)’ün çalışmasına göre Turizm animasyonu faaliyetlerinde


çalıştırılmak üzere istihdam edilen personeller üç grupta incelenmektedir. Sürekli
istihdam sağlayan işletme %11, geçici istihdam sağlayan işletme %40 ve her
ikisini de sağlayan işletme %49 olarak belirlenmiştir (Kahveci, 1994: 53). Turizm
animasyon aktivitelerinin gerçekleştirilebilmesi için istihdam edilen eleman sayısı
net olarak bilinmese de turizm sektöründe toplam istihdam sayısının içinde hatırı
sayılır bir yer tuttuğu ön görülebilir. İlerleyen tarihlerde ise, örgün eğitim ve yaygın
eğitim kapsamında yetiştirilen animatörler, mesleki yeterlilik konusunda yeterli
53

çalışmaların yapılmasıyla, sektördeki durumları hakkında daha çok veri sağlamaya


katkıda bulunacaktır.

2.3.4.4. Turizm Animasyonu ve Çevre

Sanayileşme ve kalkınma çabalarıyla birlikte çözümsüzlük noktalarına ulaşan


çevre kirliliğini engellemek adına tüm Dünya ülkelerine sorumluklar yükleyen ilk
ciddi girişim olarak 1972’de Stockholm’de yapılan Birleşmiş Milletler Konferansı
(Karaküçük, 1999; 212) gösterilmektedir.

Gelişmekte olan ülkeler gelişim adına çoğu zaman çevreyi hor kullanmakta
ve doğal kaynakları hızla tüketmektedirler. Gelişmiş ülkelerde de durum bundan
çok da farklı olmamakla birlikte, çevre korumaya yönelik önlemler alınmakta ve
eğlenme dinlenme amaçlı çevreye yönelme daha belirgin bir şekilde
görülmektedir. Turizmde kullanılan doğal ve kültürel varlıkların tahrip edilmeden
gelecek kuşaklara aktarılması ve bu kaynakların tüketilmemesi gerekmektedir.
Koruma ve düzenleme ile ilgili olarak bazen yasalar yetersiz kalmakta yerel halk
ve sivil toplum kuruluşlarının, oluşabilecek tahribatlara karşı durması
gerekmektedir. Turizm animasyonlarında sahnelenen oyunların konularına göre
çevre düzenlemeleri, biçim, renk, ışıklandırma, gibi unsurların aynı zamanda
gerekli araç, gereç ve mekanların düzenlenmesi dekorasyon (Hazar, 2014; 31)
olarak adlandırılmakta ve bu işler için uzman eleman tahsis edilmektedir. Şehir
hayatından ve kirlilikten sıkılan insanlara doğal çevrede gerçekleşecek aktivitelerin
sunumu bu noktada önem arz etmektedir. Turizm animasyon faaliyetlerinin
başarısı bu anlamda doğal çevrenin bozulmamış olmasını ve faaliyetin
gerçekleştirileceği alanın faaliyete uygun bir şekilde düzenlenmesine bağlıdır
diyebiliriz.

2.3.4.5. Turizm Animasyonu ve Sağlık

Turizm animasyonlarının temel hedefi, ziyaretçilerin arzu ve isteklerine cevap


verecek şekilde, dinlenerek ve hoşça vakit geçirebilmelerini sağlamaktır. Ancak
düzenlenen çeşitli faaliyetler bakımından ise bazı alt amaçlarından bahsedilebilir.
Bu bağlamda faaliyetin yapısı ve içerdiği aktivite gereği kişinin psikolojik, fizyolojik
54

ve sosyolojik durumlarında etki gösterir diyebilmek mümkündür. Yani faaliyetin


türüne göre katılımcıya sağladığı fayda da değişiklik gösterebilir. Diğer taraftan
turistlerin katıldıkları turizm animasyon faaliyetleri de psikolojik fiziksel ve
sosyolojik durumlarına göre farklılık göstermektedir (Akdağ ve Akgündüz, 2010).

Turizm animasyonlarının turistler üzerinde, özellikle de sportif faaliyetlerin,


doğrudan fiziki bir etkisi olduğunu söylemek mümkündür. Sportif turizm animasyon
faaliyetine katılmak kişinin fiziksel ve metabolik gelişimine, artık enerjisinden
kurtulmasına katkı sağlamaktadır. Pisikolojik olarak ifade edilebilecek katkılar;
grup oyunlarına katılarak yalnızlık duygusundan kurtulmak, tezahürat yapmak gibi
aktivitelerle insanoğlunun bastırılmış duygularını açığa çıkarmasında yardımcı
olmak, boş zamanlarında alkol gibi zararlı maddelere yönelmesini engelleyerek
sağlıklı bir zihin sağlamak gibi faydaları vardır (Hazar, 2009: 60).

Animasyon hizmetlerinin turistler için faydalarını şöyle sıralamak mümkündür;

-Katılımcıya sağlıklı bir yaşam imkanı hazırlamak açısından fiziksel gelişimle


ilgili organik gelişmeyi sağlar.

-İnsanoğlunda var olan bastırılmış duyguların dışa vurması için yarışmalar


düzenler ve bu yarışmalar için tezahüratlar yapmalarını teşvik eder.

-İnsan davranışlarını geliştirmeye ve kültürel başarıları harekete geçirmeye


yardım eder.

-Bireylere fiziksel, ruhsal, zihinsel ve toplumsal faktörlerin bütünleşmesinden


oluşan kişilik özelliklerini kazandırır.

-İnsanların grup üyesi olmalarını ve böylece yalnızlık duygularından


kurtulmalarını sağlar.

-Katılımcı turistlerin eğlence ihtiyaçlarının karşılanarak yaşamla bağlarını


güçlendirir.
55

-Turistlerin başarı kazanma, yaratıcılık, kişiliğini geliştirme, takdir ihtiyaçlarını


karşılar, etnik gruplarla kaynaşma becerilerini artırır.

-Grup ve takım olarak yapılan etkinliklerle işbirliği ve paylaşma duygularını


geliştirir.

- Etnik gruplarla kaynaşma yakınlaşma dayanışma, iletişim yeteneği sağlar


(Hazar, 2014: 60).

2.3.4.6. Turizm Animasyonu ve Sanat

Sinema animasyonu kavramının doğrudan sanatla ilişkili olduğu


düşünülebilir. Ancak turizm animasyonları da içinde sanatsal bazı aktiviteleri
barındırmaktadır. Müzikal uğraşlar olarak adlandırılabilecek; enstrüman, orkestra,
koro, solo gibi çalışmalar, dans çalışmaları; folklorik, modern dans, tango v.b.,
kültürel ve sosyal etkinlikler; sinema, tiyatro gibi gösteriler turizm animasyonunun
içeriğindeki sanatsal aktivitelere örnek olarak gösterilebilir (Orel ve Yavuz, 2003).

2.3.4.7. Turizm Animasyonu ve Kültür

Dinlenme ve eğlenme amaçlı seyahate çıkan her şey dahil sistemi tercih
eden turist türü, ülke içi düzenlenen günü birlik turlara sınırlı katılım göstermekte
ve bu nedenle yerli kültürü daha az tanıma fırsatı bulmaktadır. Turizmin yaygın
olduğu ülkeler bu durumun çözümü olarak programlarda geleneksel eğlencelerini,
yerel kültürlerini ve tarihlerini animasyon gösterilerine yansıtmışlardır. Örneğin,
Mısır sahip olduğu kültürel değerleri piramitlerin etrafında düzenlenen gece
şovlarıyla misafirlerine tanıtmakta ve kendi somut olmayan kültürel değerlerini
somut kültürel değerlerinin eşliğinde sunmaktadır (Çetiner, 2017). Turizm
animasyonu faaliyetlerinin içinde bu tür faaliyetlere sosyo-kültürel animasyonlar da
denmektedir. Ağırlık olarak kişilerin sosyal alanına hitap eden, sosyo-kültürel
animasyonlar, kişilerin yerel halk kültürünü tanımasını sağlarken, eğlenme,
dinlenme kültür arttırma, ruhsal rahatlama gibi faydalar sağlamaktadır (McKercer,
2002; Dalkılıç, 2017: 84). Sosyo-kültürel animasyonlarının fonksiyonlarını ise üç
grupta toplamak mümkündür (Hazar, 2009: 61);
56

-Kültürel eylemlerin canlandırılması ve deneyimlenmesi yoluyla gelecek


kuşaklara kültürel aktarımın sağlanması,

-Kültürel değerlerin paylaşılması yoluyla bölgesel, ulusal ve uluslar arası


dayanışmanın sağlanmasında katkı sağlaması,

-İnsanlara fiziksel, ruhsal ve zihinsel güç kazandırmasıyla sağlıklı toplum


oluşturulmasında yarar sağlaması.

Türk kültürünün turizm kapsamı içinde tanıtımı için turizm animasyonlarının


uygun bir ortam sunduğu bir çok araştırmacı tarafından dile getirilmiştir. Buradan
hareketle, Türkiye’ye gelen turistlere, geleneksel değerlerin aktarılabilmesi için
animasyon faaliyetleri uygun zeminler olarak kabul edilmektedir.(Akgöz, 2003:
111; Ayvacı ve Gülcan, 2017; Gülcan, 2010,; Çetiner, 2017; Dinç, 1999: 96;
Kahveci, 1994: 76; Karaman ve diğerleri, 2016;). Bu görüş bu çalışmanın da çıkış
noktasıdır. Ancak geleneksel değerler gelişi güzel değil belli bir plan ve programla
ancak başarıya ulaşılabilir. Çalışmanın ilerleyen konularında bu alanda yapılan
çalışmalara yer verilerek somut olmayan kültürel miras (SOKÜM)’ın turistik bir
ürün olarak animasyon gösterilerinde nasıl yer alması gerektiğiyle ilgili bilgiler
verilecektir.

Milli kültürün turistlere animasyon aktiviteleri yoluyla tanıtılması hususunda


öncelikle ele alınması gereken konu turistlerin yerli halk kültürüne duyduğu ilgidir.
Turistlere yönelik anket sonuçlarına göre, “halk kültürünün tanımanın önemli bir
konu olduğu” %71,51’lik bir kesim tarafından kabul görmektedir. Aynı denek
grubuna göre, %62,19’luk bir kesim Türk Halk mimarisi ve halk hekimliği
konusunda bir bilgiye sahiptir, ancak %55,55’lik bir kısım şiş kebap ve rakı harici
Türk mutfağından hiç bir şey tatmamıştır. Türk halk tiyatrosu halk sanatları
uğurlamalar karşılamalar Türk halk çocuk oyunları ve oyuncakları hakkında ise
%72,39 gibi büyük bir çoğunluk fikir edinebilmiştir (Acar, 1999: 71). Ancak bu
iyimser sonuçlar bu edinimlerin boyutu hakkında bir bilgi vermekte yetersiz
kalmaktadır. Başka bir çalışmada ise Antalya ve çevresinde animasyon
gösterilerinde kültürel değerlere çok fazla önem verilmediği sonucu ortaya
çıkmıştır (Güven, 2006: 97). Büyük çoğunluğun Türkiye’den ayrılırken halk kültürü
57

hakkında bilgi edindiklerini düşündükleri unsurların azlığı bu denli zengin Türk


kültürünün yeterince tanıtılmadığı ve farklı alanlarda ele alınmadığının bir
göstergesi olarak sayılabilir.

Yapılan bir araştırmanın bulgularına göre turizm animasyonu program


sorumlularının çoğu Türk’tür (Saygın, 1999: 73). Turizm animasyonlarıyla kültürel
öğelerin turistlere aktarılmasında animasyon program sorumlularının yerel kültürel
öğeleri tanıması açısından Türk olması avantaj ortaya koyacağı öngörülebilir. Bu
da Türk kültürünün tanıtımı açısından olumlu sonuçlar doğuracağı görüşünü
ortaya çıkarmaktadır denilebilir.

Günümüzde turistik ürün olarak sunulan SOKÜM unsurları yanlış pazarlama


faaliyetleri nedeniyle; yozlaşma, orijinalliğinin kaybolması gibi tehlikelerle karşı
karşıya olması (Türker ve Çelik, 2012) konun başka bir boyutudur. Turistlerin farklı
milletlere ait kültürleri tanıma ve görme isteği kültür turizminde bu tür tehlikelerin
olmasına rağmen var olan talebin artmasını sağlayabilir. Bu nedenle kültürel
zenginlikler, turizm olayı içinde önemli bir yere sahip bulunmaktadır. Kültürel
varlıklarını koruyarak geliştirilmesini sağlayan ve kültür turistlerinin hizmetine
sunan ülkeler, ekonomik ve sosyokültürel açılardan fayda elde edeceklerdir
(Meydan Uygur ve Baykan, 2007). Turizm animasyonlarında milli kültürü tanıtma
fikrini destekleyen en önemli unsur olarak turistin yerli kültürü tanıma isteği, başka
bir unsur olarak animasyon faaliyetlerinin bu alan için uygunluğu ve son olarak da
çok zengin milli kültür varlıklarının varlığı sayılabilir.

2.3.4.8. Turizm Animasyonu ve Peyzaj Mimari

Bir sanat olarak da anılan peyzaj mimari, bozulan doğal güzellikleri


iyileştirmede veya doğanın turizm amaçlı düzenlenmesinde önem arz etmektedir.
Özellikle de tatil köylerinin rekreasyon ve animasyon açısından elverişli olması
aynı zamanda işletmenin amacına uygun olmasında peyzaj mimarinin önemli bir
yeri vardır. Doğal güzelliklerin korunması ve doğallığın artırılması animasyon
faaliyetlerine gösterilen ilgiyi de artıracağı (Hazar, 1994; 29) düşünülmektedir.
Peyzaj mimarisinin bazı özellikleri şu şekilde sıralanabilir;
58

“-Doğayı koruyarak kullanmayı öğretirken, araziyi ve bitkisel materyali


değerlendirmeye yönelik, ekolojik veri tabanlı fiziksel planlama yapan bir bilim ve
sanat dalıdır

-Doğa, planlama ve tasarım kavramlarını sistematik bir yapı içinde inceler.

-Kentsel ve kırsal peyzajların her türlü planlama ve tasarım işlerinden


sorumlu bir planlama, bilim dalıdır.

-Ekoloji eğitimi ile ülkesel ve yerel ölçeklerde ekolojik veri tabanlı fiziksel
planlama yapan tek meslek disiplinidir.

-Yararlı, işlevsel ve estetik bir çevre yaratma sanatıdır “ (Yaylı ve Diğerleri,


2014; 128).

Peyzaj mimari kent içinde ve dışında tasarım işlerinde bilimsel bakış açısına
sahip olması açısından turizm animasyonlarının gerçekleştirildiği alanların da
peyzaj mimari biliminden yararlanılarak düzenlenmesinde fayda vardır. Hatta bu
noktada, turizm animasyonu ekibinde, amacına uygun ortamların
düzenlenmesinde peyzaj mimari bilgisine sahip elamanların istihdamı gereklidir
diyebiliriz.

2.3.4.9. Turizm Animasyonu ve Spor

Sanayi devrimi ardından hızla artan üretime bağlı olarak ekonomik gelişme,
boş zaman artışı, seyahat sektöründeki gelişmeler, insanların rekreasyon ve
turizm hareketlerine yönelmesini sağlamıştır. Türkiye’de küresel bağlamda
yaşanan bu gelişmelere paralel olarak özellikle 1990’lı yıllarda turizmin içinde
sportif aktivitelerin yerinin arttığı görülmektedir. Sportif faaliyetlerin ağırlıkta olduğu
alternatif turizm çeşidi olarak spor turizminde, doğa sporlarının çokça tercih edildiği
görülmektedir (Koçan, 2007).

Genel olarak turistin katılacağı faaliyeti tercih etmesinde ise, özgür iradesi ile
karar vereceği, sportif faaliyetlerde seçtiricilik özelliği olarak, gündelik yaşantısında
hobi olarak veya profesyonel olarak benimsediği faaliyet alanı etkili olabileceği gibi
59

macera arayışının da etki edeceği ön görülebilir. Ayrıca bazı çalışma bulgularına


göre turistler en çok gösteri-eğlence ve sportif aktiviteleri tercih etmektedirler
(Akçakoyun, 2000: 70; Saygın, 1999: 78). Turizm animasyon aktivitelerine
katılımın gönüllülük esasına dayandırılması, turist memnuniyetini artıracağı
görüşünün yanında, programların hazırlanmasında turistlerin istekleri
doğrultusunda alışık oldukları sportif faaliyetlere de yer vermekte yarar vardır.

2.3.4.10. Turizm Animasyonu ve İşletmeler

Tatilin özellikle de eğlence kısmında ortaya çıkan turizm animasyonları,


tüketicilerin eğlence beklentilerini karşılamak için akla gelen ilk hizmet birimi olarak
karşımıza çıkmaktadır. Özellikle artan rekabet ortamında ürün farklılaştırma isteği
işletmeleri farklı hizmet şekilleri arayışına sokmakta ve bu bağlamda turizm
animasyonlarının önemi ortaya çıkmaktadır (Akdağ ve Akgündüz, 2010).

Monotonluktan sıkılan ve eğlenmek isteyen turistler değişiklik aramaktadırlar.


Animasyon hizmetleri bu noktada onların ihtiyaçlarına karşılık verebilecek
niteliktedir. Turizm hizmetinden yararlanan kişiler animasyon deneyimlerini toplam
ürün niteliğinde aldıklarından bu toplam ürün içinde animasyonun da önemi
büyüktür. Örneğin “Bodrum’da rekreasyon amaçlı faaliyetlere katılımınız Bodrum’a
tekrar gelmenizi etkiler mi?” sorusuna %71 oranında evet cevabı verilmesi
(Akyürek, 2016: 120) animasyon hizmetlerinin de içinde bulunduğu rekreasyonun,
tek başına büyük oranda tercih nedeni olabileceğini göstermektedir. Öte yandan
faaliyetlere katılmada motive eden unsur olarak; sağlıklı yaşam motivasyonu ilk
sırada, sosyo-kültürel motivasyonlar ise ikincil sırada gelmektedir (Serçek, Özaltaş
ve Serçek, 2015). Tatil satın alma sürecinde ise yine animasyonun diğer
işletmelerden farklılık yaratabilecek bir unsur olması nedeniyle seçtirici bir alan
olabileceği savunulabilir. Çünkü tur operatörü kataloglarında birçok konaklama
işletmesinin oda ve yiyecek içecek gibi unsurları standart olarak yer almaktadır
(Dinç, 1999: 96).

Turizm animasyonu işletme açısından faydalarını ele alan çalışmaların ortak


bulgularını şu şekilde sıralamak mümkündür (Akçakoyun, 2000: 69; Akdağ ve
Akgündüz, 2010; Akyürek, 2016: 120; Borhan ve Erkmen, 2009; Dalkılıç, 2017: 85;
60

Dinç, 1999: 94; Hacıoğlu ve diğerleri, 2009: 132-138; Hazar, 2014: 105; Kahveci,
1994: 76): İşletme tercihinde rol oynar, işletmenin karlılığını artırır, rekabet
üstünlüğü sağlar, marka-imaj oluşumuna katkı sağlar ve müşteri memnuniyetini
artırır. Turizm animasyonlarının işletmelere katkılarının daha iyi anlaşılması
açısından, araştırmalardan elde edilen bilgilere göre, alt başlıklarda konuyu ele
almakta fayda vardır.

2.3.4.10.1. Turizm Animasyonu ve İşletme Tercihi

Genellikle iyi bir organizasyon ve ilgili eylemlerin ilgi çekici bir içerikle
sunulduğu bir eğlence süreci turist akışını çeken ve seyahati cesaretlendiren ek bir
yol olarak durmaktadır (Adına ve Dana, 2010). Öte yandan turistlerin tatil yeri
seçimlerinde kitleler halinde güneş, kum ve deniz üçlüsünü tercih ettiği
bilinmektedir. Ancak birçok turist grubu da yabancı bir dil ve kültürle kaynaşmayı,
yabancı bir yerde olduğunu hissetmeyi ve de eğlenmeyi istemektedir. Bu
bağlamda ise turizm animasyonları turistlere ihtiyacı olan doğal kaynaklardan arta
kalan çoğu şeyi verebilecek bir potansiyele sahip gibi görünmektedir (Hacıoğlu ve
diğerleri, 2009; 126). Diğer taraftan işletmeler turistleri kendi işletmelerine
çekebilmek için animasyon faaliyetlerini ön plana çıkarmaktadırlar. Satın alma
aşamasında olan turistlerin bir bölgeye, işletmeye çekmek, geldikleri işletmeye
bağlılığını sağlamak ve de sunulan hizmeti çekici hale getirmekte de turizm
animasyonlarının etkileri vardır (Akdağ ve Akgündüz, 2010). Ayrıca çocuklu
ailelerin, tatil bölgesi ve işletme tercihinde, işletme bünyesinde mini kulüplerin
bulunması önemlidir.

Yerli turistler için de önemli bir çekim merkezi sayılan Bodrum turistik
beldesinde yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, özellikle gece
eğlencelerinin, turistleri bu bölgeyi tercih etmelerinde olumlu etkileri olduğu ortaya
çıkarılmıştır (Akyürek, 2016: 119). Başka bir çalışma konaklama süresini
uzatmada en önemli faktör olarak turizm animasyonlarını göstermektedir
(Akçakoyun, 2000: 69). Bu bağlamda temel amacı eğlendirmek olan turizm
animasyonlarının yeterli organizasyon ve tanıtım sonucunda, destinasyon
tercihinde etkili olurken aynı zamanda kalış süresini uzatmada da olumlu etki
yapan bir yapıya sahip olduğu söylenebilir.
61

2.3.4.10.2. Turizm Animasyonu ve İşletmenin Karlılığı

Sayfiye otellerinde yapılan araştırmaların sonuçlarına göre gerçekleştirilen


turizm animasyonlarından dolayı, turistlerin geliş sıklıklarını artırdıkları ve kalış
sürelerini uzattıkları tespit edilmiştir. Aynı çalışmada otellerin büyük çoğunluğu
özellikle bu yüzden 5-6 yıl üst üste aynı turistlerin işletmeyi tercih ettiğinden
bahsetmekte ve bazı özel turizm animasyon programlarını kaçırmamak için de
konaklama sürelerini uzatmakta olduğu bilgisini aktarmaktadır (Dinç, 1999; 93).

Her şey dahil sitemin uygulandığı 4-5 yıldızlı konaklama işletmelerinde


yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre ise, turizm animasyon aktivitelerinin
çeşitliliğinin artmasıyla birlikte konaklama sürelerini uzatmayacaklarını belirten
turistlerin %50,5 oranında olduğu tespit edilmiştir (Dalkılıç, 2017: 77). Turizm
animasyon faaliyetleri konaklama işletmelerinin uyguladıkları sistemlere göre
tasarlanıp, işletmeye sağlayacağı faydayı da bu tasarıma göre doğrudan ya da
dolaylı olarak sağlamaktadır.

2.3.4.10.3. Turizm Animasyonu ve Rekabet Üstünlüğü

Turizm sektörü de, diğer sektörlerde olduğu gibi, işletmeler arası rekabetin
yoğun olduğu bir yapıya sahiptir. Sektörde faaliyet gösteren işletme sayısı arttıkça
yeni hizmet ve ürün arayışı hızlanmaktadır. Özellikle de konaklama işletmeleri
rekabet ortamında önemli görevler üstlenmektedir (Akdağ ve Akgündüz, 2010).
Benzer hizmet sunan, aynı somut kültürel varlıklara ve güneş, kum ve deniz gibi
doğal varlıklara sahip işletmeler hizmet unsurunda farklılıklar ortaya koyarak
rekabet etmek durumundadır. Turizm animasyon hizmetleri de bu noktada
işletmelere rekabet gücünü güçlendirecek imkanlar sunmaktadır.

2.3.4.10.4. Turizm Animasyonu ve Müşteri Memnuniyeti

Turizm animasyon aktiviteleriyle birlikte turistler monotonluktan kurtulmakla


beraber, dinlenmenin yanında eğlenmekte, sağlık bulmakta ve de
sosyalleşmektedirler. Ancak aktivitelere gönüllü katılım gerekmektedir. Bu konuda
animatörlerin turistleri aktivitelere dahil edebilmek için uğraş gösterirler. Bunu
62

yaparken turistleri zorlamamalı ve özendirerek faaliyetlere etkin katılımlarını


sağlamalıdır. Faaliyetlere zorla katılan turistin memnun olması da beklenemez.
Clup Med’lerin genç çiftleri hedef kitle olarak seçmesi üzerine, onların çocuklarıyla
da tesisin mini kulüplerinin ilgilenmesi turizm animasyonlarının başlangıcına örnek
olabileceği gibi, mini kulüplerde çocuklarının güvende olduğunu bilen turistler
otelin sunduğu hizmetten memnun kalacaklar ve tatilden mutlu ayrılacaklardır
(Akdağ ve Akgündüz, 2010). Bu bağlamda turizm animasyonlarının nihai hedefi
turistlerin memnuniyetinin sağlanmasıdır diyebilmek mümkündür.

2.3.4.10.5. Turizm Animasyonu ve Marka-İmaj Oluşumu

Bir işletmeye gitmeden önce, turistlerin kafasında tasarladıkları bir imaj


vardır. Bu olumlu imaj, okunan bir turizm dergisinin ya da bir dostun verdiği bilginin
sonucu oluşabilir. Misafirlerin ülkelerine döndükleri zaman, işletmede geçirdiği
zamanı, katıldıkları rekreasyonel faaliyetlerin hafızasında yer etmesi bu
faaliyetlerin misafiri memnun etmesine bağlıdır (Locker, 2000: 86’dan akt.
Hacıoğlu ve diğerleri, 2009; 133).

Turizm animasyonu faaliyetleri turistlerin tesis hakkındaki düşüncelerinde de


etkiler bırakmaktadır. Olumlu ya da olumsuz düşüncelerin varlığı işletmedeki
faaliyetlerin kalitesi ile ilgili olabilmektedir. Örnek olarak Clup Med’ler turizm
animasyonuna verdikleri önem sayesinde marka ve imaja kavuşmuştur diyebiliriz
(Gökdeniz ve Dinç, 2000).

Turizm animasyonlarının ekonomik ve diğer alanlarda sağladığı faydaların


yanında, memnun ayrılan turistlerin işletmenin olumlu reklamını yaparak,
işletmenin olumlu bir imaj edinmesine katkı sağlamaktadır (Akdağ ve Akgündüz,
2010). Ayrıca turizm animasyon faaliyetleriyle Ülkenin tanıtımı gerçekleştirilebilir
(Hazar, 2014: 60). Turizm animasyon faaliyetleri bu tür tanıtımlara oldukça elverişli
görünmektedir. Tanıtımların boyutu ve hedefi doğrultusunda işletmenin ve aynı
zamanda ülkenin imajına katkı sağlayabilir.
63

2.3.4.10.6. Turizm Animasyonu ve Pansiyon Türü

Turizm animasyonu aktiviteleri, turistleri işletme içinde tutarak ise, otelin


ekstra ücret ile hizmet verdiği yiyecek içecek ve diğer hizmetlerinden
faydalanmalarını dolayısıyla otelin karlılığını artırdığını söylemek mümkündür
(Hacıoğlu ve diğerleri, 2009: 131).

Turizm animasyonlarının temel amacı turistleri eğlendirmek ve hoşça zaman


geçirmelerini sağlamak olsa da her şey dahil konaklama türünde hizmet veren
işletmelerde turistlerin boş zamanlarını çeşitli aktivitelerle doldurarak turistin sürekli
yiyip içmesinin önüne geçtiği düşünülmektedir. Bu tutum işletmenin yiyecek içecek
kaynaklarının aşırı tüketiminin önüne geçmektedir. Ayrıca gece yarısına kadar
devam eden turizm animasyonu aktiviteleri ekstra satışlarını artırarak gelir elde
etme yoluna gitmektedirler. Gündüz düzenlenen tekne turları, şehir turları, bölge
gezileri, doğa yürüyüşleri gibi aktiviteler turistleri işletme dışında tutarak,
işletmelerde tüketimi azaltarak karlılığı artırmaktadır (Hacıoğlu ve diğerleri, 2009:
131). Ayrıca bu satılan biletlerden gelir elde edilmektedir. Bu bağlamda her şey
dahil sistemde turizm animasyonlarının işletme açısından önemini, satışları
artırmaktan çok, tüketim kalemlerinde denge sağlayarak sağladığı görüşü
savunulabilir.

İşletmenin benimsediği pansiyon türlerinin hepsinde (tam pansiyon, yarım


pansiyon, oda kahvaltı ve her şey dahil) turizm animasyonlarının işletme için
önemi vardır. Bu önem otel pansiyon türüne ve imkanlarına göre, otel içinde turisti
tutma bazen de işletme dışına çıkarma ve hatta farklı hizmet satışlarını özendirme
şeklinde ortaya çıkmaktadır.

2.3.5. Turizm Animasyonlarının Yönetimi ve Planlanması

Turizm animasyon hizmetleri her sektörde yardımcı bir hizmet alanı olma
özelliği göstermektedir. Ancak bu hizmetler işletmelerin özelliklerine göre farklılık
gösterirken, turistlerin boş zamanlarında hoşça vakit geçirmeleri, bütün işletmeler
için, ana ilke olma özelliği göstermektedir. Turistlerin hoşça vakit geçirebilmeleri
için ise turizm animasyon hizmetlerinin belli bir yönetim ve plan yaklaşımıyla ele
64

alınması gerekmektedir. Araştırmanın bu kısmında animasyon hizmetlerinin


yönetimi ve planlanması konusu ele alınacaktır. Bu bölümün daha çok konaklama
işletmeleri cephesinden ele alınmasının nedeni ise, turizm animasyon
hizmetlerinin diğer işletmelere göre daha yoğun olarak bu işletmelerce
kullanılmasındandır.

2.3.5.1. Turizm Animasyonlarının Yönetimi

Turizm animasyonları yan hizmet olmasına rağmen, üretim, pazarlama,


finans, personel, muhasebe, araştırma ve geliştirme, halka ilişkiler alanlarıyla
ilişkisi vardır. Bu bağlamda turizm animasyonlarının yönetimi ise; “turizm
animasyonlarıyla ilgili fonksiyonların, planlanması, organizasyonu, yönlendirilmesi
ve denetimi” (Hazar, 2014; 127) demektir. Animasyon hizmetlerinin genel
özellikleri ise aşağıda özetlenmiştir (Hazar, 2014; 128);

-Turizm işletmesinde animasyon hizmetlerinin yönetiminin bulunması için


işletmenin büyüklüğüne göre en az bir turizm animasyonu yöneticisi ve birden
fazla animatörün bulunması gerekmektedir,

-Turizm animasyon hizmetlerinin yönetimi yiyecek içecek satışlarının


artırılması, konaklama süresinin uzatılması, iyi bir imaj oluşturma gibi belirlenmiş
bir amaca ulaşmaya yöneliktir,

-Turizm animasyon hizmetlerinin yönetimi, kaynakların optimal kullanımını ve


grup ekonomisinden maksimum düzeyde faydalanmayı zorunlu kılmaktadır,

-Yöneticiler, yönetilenler, animatörler ve müşteriler arasında uyum ve etkin


iletişimi gerekli kılar,

-Animatörler ve diğer işletme çalışanları arasındaki uyum, işbirliği ve iletişimi


sağlayarak, tüm çalışanlara turizm animasyon hizmetlerinin işletme için önemli
olduğunun bilincini yerleştirir.

Turizm animasyon hizmetlerinin yönetimiyle ilgili çabalar çok yönlü olup,


diğer departmanların görev ve yetki alanlarıyla ilişkisi bunmaktadır. Bu yüzden ilgili
65

departmanlarla iletişimi ve etkili koordinasyonu kaliteli turizm animasyonu


hizmetlerinin ortaya çıkarılmasına imkan vermektedir. Turizm animasyon
hizmetlerinin başarıya ulaşmasındaki başka bir etken ise, yönetim için de bir
pusula görevi üstlenen, turizm animasyon planlamalarıdır.

2.3.5.2. Turizm Animasyonlarının Planlanması

Planlama kavramına geçmeden önce onun bir parçası olan program


kelimesinin anlamına değinmekte fayda vardır. Program kelimesinin manası, Türk
Dil Kurumu Türkçe sözlüğünde “izlence” (www.tdk.gov.tr.) olarak karşılık
bulmaktadır. Yapılan detaylı açıklamalarda ise kullanıldığı disiplin çerçevesinde
farklı anlamlar da yüklenebilmektedir. Örneğin, tören, gösteri v.b. etkinliklerin
içeriğiyle ilgili faaliyetlerin yer aldığı materyallere verilen isim olabileceği gibi,
okullardaki derslerin zamanlarını ve yerlerini gösteren çizelgelere de program adı
verilmektedir. Kelime günlük hayatta kullanılırken önüne gelen isimle bulunduğu
alanda anılmaktadır. Bu konuyla ilgili olarak tur programı, tören programı, ders
programı, turizm animasyon programı v.b. örnekler verilebilir.

Turistik işletmeler sezon başlarında veya ihtiyaç halinde turizm animasyon


programı yapmak durumundadırlar. Özellikle otel işletmeleri genellikle
programlarını, sezon başında planlayıp, standart olarak bütün sezon, tüm
müşterilerine, o programı uygulamaktadırlar (Dalkılıç, 2017; 71). Ancak hazır
standart programlar yerine turistlerin isteğine göre esnek programların
uygulanması turist memnuniyeti açısından daha yararlı olacaktır (Saygın, 1999;
85). Turizm animasyon yöneticilerinin turizm animasyon programlarında ne tür
etkinliklerin yer alacağının belirlenmesinde etkili olan faktörlere ilişkin görüşlerinin
belirlenmesine yönelik yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre ise; %65
oranında animatörlerin becerileri, %35 oranında ise turistin demografik
özelliklerinin etkili olduğu ortaya çıkmıştır (Akçakoyun, 2000; 68).

Plan ise kelime anlamı olarak “bir işin, bir eserin gerçekleştirilmesi için
uyulması tasarlanan düzen” (www.tdk.gov.tr.) olarak karşılık bulmaktadır.
Animasyon hizmetlerinin planlanması ise; ulaşılmak istenilen amaçlarla ilgili
davranış biçiminin bilinçli olarak belirlenmesi, kararların amaçlara, olaylara,
66

tahminlere ve rasyonellik ilkelerine dayandırılması işlemidir. Turizm animasyon


hizmetlerinin planlanmasının sağladığı faydalar ise şu şekilde özetlenebilir (Hazar,
2014; 129);

-Denetim ölçütleri için önceden belirlenmiş veri niteliği taşır,

-Turizm animasyonu planı ile kaynakların en uygun seviyede kullanımı


sağlanır,

-Dikkatlerin amaçlara çekilmesi ve imkanların amaçlara yöneltilip


yöneltilmediğinin denetimi sağlanır,

-Animatörler arasında ve diğer personel arasında koordinasyonu sağlar,

-Turizm animasyon hizmetlerine ilişkin ilkelerin geliştirilmesini ve stratejilerin


belirlenmesini sağlar,

-Turizm animasyon hizmetleriyle ilgili yetki devri, görevlendirme ve


sorumluluk dağılımını kolaylaştırır.
67

3. TURİZM ANİMASYONLARI ve SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL


MİRAS (SOKÜM) İLİŞKİSİ

3.1. Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM)

Somut olmayan kültürel miras (SOKÜM) terimi 1970’li yıllarda ortaya çıkmış,
bir disiplin adı değil, kültürel mirası koruma adına UNESCO tarafından ortaya
çıkmış bir terimdir (Oğuz, 2013). SOKÜM, kültürün somut ve somut olmayan
biçimdeki iki temel cephesinden bir tanesinin günümüze kadar ulaşmış ve miras
niteliği kazanmış unsurlarını ifade eder. Bu nedenle SOKÜM’ü anlamak için bu
kavramın üst başlığı olan kültür kavramını anlamaya ihtiyaç duyulmaktadır.

3.1.1. Kültür Kavramı Tanımı ve Özellikleri

Kültür kavramının tarihte izlediği değişimlerin içinde, aynı zamanda felsefi


meselelerin de değişiminin söz konusu olabileceğini düşünen Terry Eagleton’a
göre bu kelimenin kökeni Latince bir kelime olan “colere”dir. Colere tarımda
gelişme, ikamet etme, tapmak, korumak gibi birçok manaya gelmektedir. Bu
kelime Latinceye “cultus” şeklinde geçerek dini bir terim olan “cult” şekline
dönüşmüştür (Eagleton, 2016: 10).

Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü’nde “toplumsal gelişme süreci


içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki
nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin
ölçüsünü gösteren araçların bütünü” (www.tdk.gov.tr) olarak tanımlanmakta olan
kültür kavramı Osmanlı Devleti’nin batılılaşma döneminde Türk Dili’ne girmiştir.

Kültür kavramının ilk ortaya çıktığı zamandan sonra araştırmacıların bu


kavrama yüklediği değerler ve kavramın farklı disiplinlerce ele alınışı aynı
zamanda kavramın belirgin bir tanımını imkansız kılmaktadır. Kültür alanında
yapılan çalışmaların çoğu ilk antropologlardan kabul edilen Edward Taylor’un
tanımına değinmektedir. Bu tanıma göre kültür “bir toplumun üyesi olarak,
insanoğlunun öğrendiği, bilgi, sanat, gelenek-görenek ve benzeri yetenek,
becerileri ve alışkanlıkları içine alan karmaşık bir bütündür” olarak
68

tanımlanmaktadır (Taylor, 1871: 269’dan akt. Güvenç, 1993: 102). Kültür


kavramının en çok araştırıldığı ve konu olduğu disiplinlerin başında filozoflar,
eğitimciler, sosyal bilimciler ve antropologlar gelmektedir. Taylor’un tanımının
ardından Mannheim, Weber, Elias, Parsons, Benedict, Boas, Mead, Linton, Lowie,
Malinowski, Kroeber, Williams, Clifford gibi ünlü kültür kuramcıları da kavram
üzerinde düşünmüş araştırmalar yapmışlardır. Kroeber ve Kluckholn 1871-1950
yılları arasında yapılan kültür kavramı tanımlarını araştırmış ve 164 farklı tanım
olduğu sonucunu bulmuşlardır. Bu yıllardan sonra yeni tanımlar yapılsa da bir
tanım üzerinde karar kılınamaması hakkında, kültür kelimesinin birbirinden farklı
düşünce sistemlerinde ve disiplinlerde önemli kavramlar için kullanılması
gösterilmiştir (Oğuz, 2011).

Bu kavramın sosyolojik olarak ele alan ilk Türk yazar ise Ziya Gökalp’tir
(Aslanoğlu, 2000). Kültürü “bir toplumun kendine özgü örf-adet, gelenek-görenek,
sanat ve inanç sistemleri” olarak tanımlayan Gökalp kültür ile uygarlık arasındaki
ortaklıkları ve farklılıkları şu şekilde açıklamaktadır; Kültür ile uygarlık arasında
ortaklık ilişkisi olarak, ikisinin de bütün toplumsal yaşamları içine almaktadır.
Toplumsal yaşamlar ise, dinsel yaşam, ahlaksal yaşam, hukuksal yaşam, kurgusal
yaşam, sanatsal yaşam, ekonomik yaşam, dilsel yaşam ve bilimsel yaşamların
tümü olarak açıklamaktadır. Kültür ile uygarlık arasındaki farklılıklar olarak ise ilk
olarak kültürün ulusal, uygarlığın ise uluslar arası olduğundan bahseder. İkincil
olarak uygarlığın yöntem aracılığıyla ve bireysel istemlerle oluşan toplumsal
olguların toplamı olduğundan, kültürün ise bu alanlarla oluşmadığını ve dolayısıyla
yapay olmadığından bahseder. Örnekle anlatılacak olursa bitki ve hayvanların
organik yaşamı nasıl kendiliğinden ve doğal yetişiyorsa kültüre giren şeylerin
oluşumu ve gelişimi de tıpkı öyledir (Gökalp, 2016: 37-38). Başka bir Türk yazar
ve düşünür Cemil Meriç kültür kavramı hakkındaki yorumunu şu cümlelerle
aktarmaktadır, “…kültür, kaypak bir kavramdır. Tahlil edemezsiniz, çünkü unsurları
sonsuz. Tasvir edemezsiniz çünkü bir yerde durmaz. Manasını kelimelerle
belirtmeye kalktınız mı, elinizde havayı tutmuş gibi olursunuz. Bakarsınız ki, her
yerde hava var, ama avuçlarınız bomboş” (Aslanoğlu, 2000).

Antropolog Malinowski “kültür nedir?” şeklindeki bir araştırma sorusunun


cevabını verirken, önceki çalışmalara değinerek, biyolojik unsurlardan yola
69

çıkılarak bu sorunun cevabının aranması gerektiğini düşünmektedir. İnsanın bir


hayvan türü olduğundan, hayatta kalabilmek, soyunu devam ettirebilmek ve
varlığını sürdürmek için yerine getirmek zorunda olduğu temel koşullara bağlı
yaşadığından aynı zamanda bu yaşantının düzen içinde tezahür ettiğinden
bahseder. Bu yaşantı nedeniyle yaptığı nesneler ve bu nesneleri üretebilme
becerisi sayesinde insan, kendisine ikinci bir çevre yaratmaktadır şeklinde
yorumlamaktadır (Malinowski, 2016: 41). Başka bir “kültür nedir?” sorusunun
cevabı, “insanın ortaya koyduğu, içinde insanın içinde var olduğu tüm gerçeklik”
(Uygur, 1993: 17) şeklinde cevaplanmaktadır. Tanımda insanın ister hayvan türü
olarak ister ayrı bir tür olarak ele alınırsa alınsın, kültürün insan elinden çıkması ve
içinde yine insana dair izlerin bulunması temel koşul olarak öne sürülmektedir
denilebilir.

Kültür ile ilgili çalışmalara konu edilen ve bu araştırmanın da konusunun


temellerini oluşturan kültürün aktarımı meselesinde, ilk olarak ele alınması
gereken konu olarak karşımıza yazı olgusu çıkmaktadır. Yazının kültürün
aktarılmasında, temel buluş olması ve aynı zamanda milletlerin sahip olduğu
maddi ve manevi değerleri belgelemesi açısından yeri doldurulamaz bir değeri
vardır. Yazının var olmaması veya yazılı kaynakların tahribi söz konusu olduğu
durumda, milletlerin kültürleri, geçmişleri, buluşları ve onlara ait yaşam izleri de
unutulacak gelecek nesillere aktarılamayacaktır (Özbay, 2005). Öte yandan 21.
yüzyıl toplumlarında sıkça kullanılan ve tartışılan küreselleşme kavramı geçmişten
günümüze aktarılmış kesin hatta yazılı olarak da belgelenmiş kültürün değişimini
ve tekdüzeleşişini açıklığa kavuşturan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ancak küreselleşme kavramı zemine ve perspektife göre bir fikir birliğine sahip
olmayan bir süreçtir. Ancak konu kültürün küreselleşmesi ve bir milletin kendi
özelliğini taşıyan yaşayış, düşünüş, inanış ve davranış tarzının değişmesi ve farklı
bir içerik kazanması olarak yorumlanabilir. Bu konu gelecekte az gelişmiş ülkelerin
kendi kültürlerini terk ederek gelişmiş ülke kültürünü benimsemesine yol açabilir
görüşüyle aynı istikamettedir (Özüçetin, 2017). 21. yüzyıl, beraberinde toplumsal
dinamikleriyle ilgili değişimlerin olumlu ve olumsuz yanlarının tartışılmasıyla
duruma ev sahipliği yaparken, aynı zamanda hakim kültür olarak da batının diğer
kültürleri homojenize etmesine de tanıklık etmektedir (İçli, 2001). Eş zamanlı
ortaya çıktığı savunulabilecek “popüler kültür” kavramı ise sevilen veya seçilen
70

şeklinde bir anlam bulmuş, bilim ve teknolojinin gelişmesiyle de paralel olarak,


sermaye haline dönüştürülmüş sanayi ürünleri ile birlikte tüketilmeye başlanmıştır.
Karamsar bir bakış açısıyla konuyu ele alacak olursak, “tüketen toplum popüler
kültürü tüketmenin yanında aslında kendini de tüketmektedir” diyebiliriz (Coşgun,
2006).

Buraya kadar yapılan açıklamalara göre kültür, görsel, sözlü veya somut
olmayan üretimlerin somut varlıklara aktarılmasıyla öğrenilebilen, sürekli bir
üretimin söz konusu olduğu, tesadüfi olmayan ve etkileşim içinde değişen ve
zenginleşen yapıya sahip olan kadim bir varlıktır diyebiliriz. Günümüzde kültürün
aktarımı gelişen teknoloji imkanlarıyla ise sadece toplum içi değil toplumlar arası
bir statüye ulaşmış, aynı zamanda bu durum kültürün küresel bazda eriyerek yok
olma tahdidini ortaya çıkarmıştır. Kadim kültür insanı getirdiği bu noktada
toplumların kendi atalarına ait olup olmadığını gözetmeksizin, somut veya somut
olmayan kadim kültür unsurlarını geçmişten devralarak gelecek kuşaklara
aktaracak yani miras yoluyla edindiği birikimi koruyabilecek, bilgi ve teknolojik
donanıma sahip gibi görünmektedir.

3.1.2. Kültürel Miras ve Türleri

Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü’nde miras kelimesi: “birine, ölen bir
yakınından kalan mal mülk, para veya servet, kalıt, bırakıt, servet; kalıtım yoluyla
gelen herhangi bir özellik; bir neslin kendinden sonraki nesle bıraktığı şey”
(www.tdk.gov.tr.) olarak karşılık bulmaktadır. Miras kelimesine yüklenen anlamlara
göre, her şey miras olarak bir nesilden kendinden sonraki nesle bırakılabilmektedir
diyebiliriz.

Mirasın kelime anlamı daha çok somut olan unsurlara dikkatleri çekmektedir.
Kültür ise somut ve somut olmayan unsurları içine alan geniş çerçevesi nedeni ile
miras ile birleşince araştırmalara konu olacak bir kavram olarak karşımıza
çıkmaktadır. Kültürel miras kavramı çeşitli araştırmacılar tarafından tarih, coğrafya,
antropoloji, halk bilimi ve ekonomi gibi cephelerden ele alınarak tanımlanmaktadır.
Can (2009) çalışmasında kültürel mirası, “geçmişten miras alınan ve değişik
gerekçelerle geleceğe miras bırakılmak istenen, fiziksel olarak varlığı olan ve
71

insanlar tarafından yapılmış her türlü eserler ile bir topluma ait değerler bütünüdür”
(Can, 2009; 22) şeklinde tanımlamaktadır. Doğal ve kültürel mirası kapsayacak
şekilde yapılmış coğrafi nitelikli bir tanımda ise, “tarih öncesi ve tarihi devirlere ait
bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan yerüstü, yeraltı veya su altındaki
tüm taşınır taşınmaz varlıklar” (Emekli, 2006) olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu
tanımlardan elde edebileceğimiz bilgilere göre miras doğal veya kültürel
olabilmektedir diyebiliriz. Bu bağlamda mirasa konu olacak her şey miras
kelimesiyle birleşerek bir kavramın adı olabilmektedir. Başka bir anlatımla miras;
mimari miras, geleneksel mimari miras, endüstri mirası, modern mimari mirası (20.
yy mimari mirası), su altı kültürel mirası, kültürel peyzaj alanları gibi kültürel
mirasın kendine has özelliklerine göre adlandırılabilmektedir. Araştırmacıların
kültürel mirası tanımlama çalışmalarında, geniş kapsamı olan, kültürel miras
teriminin alt başlıklarda ele alarak yaptığı göze çarpmaktadır. Bu alt başlıklar
temelde somut kültürel miras ve somut olmayan kültürel miras şeklinde iki boyut
ortaya koymaktalar. Bu boyutlar çalışmada somut kültürel miras ve somut olmayan
kültürel miras olarak ele alınmaktadır.

3.1.2.1. Somut Kültürel Miras

Araştırmacıların ilgi odağı olmuş bir konu olarak, somut kültürel miras
teriminin, farklı tanımları bulunmaktadır. Somut kültürel mirasın geniş kapsamı
neticesinde farklı boyutlarıyla ele alındığı bazı tanımlar şu şekildedir; “…binaları,
tarihi yerleri, anıtları ve insan eliyle yapılmış her türlü şeyi kapsayan ve gelecek
nesiller için korunması, saklanması önemli görülen eserlerdir” (Can, 2009; 22);
“…eski çağlardan günümüze kadar gelebilmiş, taşınabilen veya taşınamayan, yer
altında veya yer üstünde bulunan eski yerleşim alanlarındaki evler, kamusal
yapılar, yapı kalıntıları, ortak kullanım alanları, o çağlarda yaşayan insanların
günlük yaşamlarında kullandıkları nesneler, tarihi ve sanatsal eserlerdir” (Demirci,
2008); “…geçmişten miras alınan ve değişik gerekçelerle geleceğe miras
bırakılmak istenen, fiziksel olarak varlığı olan ve insanlar tarafından yapılmış her
türlü eserler ile bir topluma ait değerler bütünüdür” (Kültür ve Turizm Bakanlığı,
2009: 3).
72

Bir eşi ve benzeri bulunmayan ancak çalınma veya tahribat gibi her türlü
tehdide karşı savunmasız olan, somut kültür mirasın devlet tarafından kanunlarla
korunması, resterasyonu, muhafazası ve gözetimi mirasın gelecek nesillere
aktarılmasında büyük önem taşımaktadır. Osman Hamdi Bey Türkiye’de 1881
yılında İstanbul’da müze müdürü olarak göreve getirilmesi ve kişisel çabaları ile
1884 yılında “Asarı Atika Nizamnamesi” ile eski eserleri devletin malı olarak sayan
ve yurt dışına çıkarılmasını yasaklayan kanunun çıkarılmasında önemli bir rol
oynamıştır (Mansel, 1960; 295). Türkiye Cumhuriyeti Döneminde ise, 21.07.1983
yılında 2863 kanun numaralı “KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA
KANUNU” getirilmiş, kanunun bazı maddelerinde düzenlemeler belli aralıklarla
yapılmaktadır. Bu kanunun amacı; “korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve
tabiat varlıkları ile ilgili tanımları belirlemek, yapılacak işlem ve faaliyetleri
düzenlemek, bu konuda gerekli ilke ve uygulama kararlarını alacak teşkilatın
kuruluş ve görevlerini tespit etmektir”.

Türkiye 814.578 km karelik gerçek yüz ölçümüne sahip ve doğal ve somut


miras konusunda da oldukça zengin bir yapıya sahiptir. Türkiye’de somut kültürel
miras unsurları olarak; tarih öncesine ait kültürel miras unsurları, doğal miras,
jeolojik miras, su altı mirası, Anadolu’da kurulan medeniyetler, antik kentler, yer
altı şehirleri, dini yapılar, yollar ve rotalar, saraylar, müzelerle koruma altına
alınmış unsurlar v.b. varlıklar genel olarak söylenebilir. Ancak bu unsurlar sadece
bir millete ait değil insanlığın ortak mirası olarak kayıtlara geçmekte ve bu bilinç ile
koruma yaklaşımları geliştirilmektedir. İnsanlığın bu unsurlardan başka, bu
çalışmanın da odak noktası olan somut olmayan kültürel miras (SOKÜM) unsurları
bulunmaktadır.

3.1.2.2. Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM)

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığının internet sayfasında somut olmayan


kültürel miras’ın (SOKÜM), UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras
Sözleşmesi’ne göre, tanımı şu şekildedir; “toplulukların, grupların ve kimi
durumlarda bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları
uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara ilişkin araçlar,
gereçler ve kültürel mekanlar” (www.kultur.gov.tr) anlamına gelmektedir. Oğuz
73

(2013) “Terim Olarak Somut Olmayan Kültürel Miras” adlı çalışmasında bu terimin
dilimize neden bu adda geçtiğini açıklığa kavuşturmuş, bu adın farklı bilim
adamlarınca eleştirilerini yersiz bulmuş ve ad yerine içerikle meşgul olunması
gerektiğini vurgulayarak bu terimin, UNESCO’nun “obje” odaklı kültürel miras
tanımları ve koruma yaklaşımlarının içinden ve “tepkisel” olarak doğduğunu ifade
etmiştir (Oğuz, 2013).

SOKÜM unsurları genel olarak sözlü gelenek ve anlatımlar, gösteri sanatları,


toplumsal uygulamalar, ritüeller, şölenler, festivaller, doğa ve evrenle ilgili bilgi ve
uygulamalar ve el sanatları olarak özetlenebilir. Bu unsurlar genellikle belli bir
toplumda belli dönemlerde görülmüşlerdir. Bunların arka planında sosyo
ekonomik, politik, etnik, dini ve filozofik değerler vardır ki bunlar belli bir grubu
oluşturan insanlara ait olarak varlık göstermişlerdir. Bunlardan bir kısmı var olduğu
bölgede varlık göstermeye devam ederken bazıları da ülkenin geneline
yayılmışlardır (Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2009; 22).

SOKÜM unsurları somut kültürel miras unsurlarından daha farklı biçimlerde


korunmaktadır. SOKÜM konusu bu çalışmanın da odak noktalarından biri olması
açısından “Somut Olmayan Kültürel Mirasın Tescili ve Korunması” başlığı
oluşturularak bu konu detaylandırılmıştır.

3.1.3. Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması ve Tescili

Koruma yaklaşımları incelendiğinde somut kültürel miras “değişmezlik”


“sabitlik” gibi kavramlarla açıklanabilirken, SOKÜM’ün kendisini yaşatan insanlar
ve bağlamlarla birlikte “değişim” ve “dönüşüm” geçirdiği görülmektedir (Basat,
2013). Başka bir ifade ile SOKÜM’ün korunmasında insan faktörünün ön planda
olduğu ve insanla birlikte değişip dönüştüğü söylenebilir. Yapılan araştırmalara
göre SOKÜM’ün korunmasında, söz konusu unsuru yaşatan insanların
farkındalıklarının öncelikli olarak sağlanması gerektiği yönündedir. Farkındalık
oluşturmak ise zaman alan ve yerel destekler sayesinde ancak sağlanabilen bir
durum olarak karşımıza çıkmaktadır (Shankar ve Swamy, 2013).
74

SOKÜM’ü ilgi odağı haline getirmiş bir disiplin olarak karşımıza çıkan halk
bilimi ise söz konusu unsurların ortaya çıkarılması korunması ve de sürekliliğinin
sağlanması için faaliyet göstermektedir. Ekici (2004) çalışmasında konuyu ele
alarak disiplinin çalışma prensibini üç başlık altında özetlemektedir. Tespit
aşamasında halk bilimciler kendi yaşadıkları bölge veya başka bölgelerde bu
türlerin durumunu belirlemektedir. Derleme aşamasında ise herhangi bir yerde var
olduğunu belirlenen bir halk bilgisi ürününün, derleme yöntemi ve belli araç ve
aletlerle kaydedilmesidir. Kaydedilen unsurun kaydedicisinin niyetine göre tasnif
edilmesi, düzenlenmesi ve arşivlenmesi de bu boyutta yapılan işlemler arasında
yer almaktadır. Son olarak da temsil ve sunum konusudur. Bu konuda ise kültür
aktarımı diyebileceğimiz süreç olarak; müzeler, okullarda örgün öğretim, televizyon
program ve reklamları, turistik eğlence mekanları v.b. alanlar devreye girmekte ve
koruma başlamaktadır diyebiliriz.

T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ilköğretim 6., 7. ve 8. sınıflarda seçmeli/seçimlik


dersler arasına koyduğu Halk Kültürü dersini, zorunlu ders olarak okutulmasını da
planlamaktadır (Kutlu, 2009). Bu durum SOKÜM’ün korunması adına yetişen
nesillerin farkındalığının oluşması açısından çok faydalı bir girişim olarak
yorumlanabilir.

Yukarıdaki bilgiler ışığında SOKÜM’ün korunması hususunda farklı


yaklaşımların var olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Koruma çalışmalarının ortak
noktası olarak SOKÜM’ün aktarılmasının öncelikli olduğu göze çarpmaktadır.
Ancak SOKÜM ile ilgili ortaya çıkarılan unsurların ulusal ve uluslar arası bazda bir
dizi koruma çalışmalarından ve tescilinden de söz etmek mümkündür. Araştırma
kapsamında konu ulusal ve uluslar arası çerçevede olmak üzere iki başlık altında
incelenmektedir.

3.1.3.1. Ulusal Tescil ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı

Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü’nde “tescil” kelimesi “herhangi bir
şeyi resmi olarak kaydetme, kütüğe geçirme” (www.tdk.gov.tr) olarak anlam
bulmaktadır. Bu anlama uygun olarak SOKÜM’ün tescillenmesiyle ilgili, devlet
eliyle bazı düzenlemeler, farkındalık oluşturma ve uluslar arası alanda tanıtma da
75

SOKÜM tescili kapsamında değerlendirilebilir. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın


internet sitesinden edinilen bilgilere göre, Türkiye’nin; iki çeşit ulusal envanteri
bulunmaktadır. Bunlar: Yaşayan İnsan Hazineleri (YİH) Ulusal Envanteri ve Somut
Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri’dir.

SOKÜM ulusal envanterlerinin temelini il envanterleri oluşturmaktadır. İllerde


envanter çalışmaları, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün koordinasyonunda
yürütülmektedir. Envanterle ilgili işlem basamakları şu şekilde özetlenebilir;

-İllerde öncelikle ilgili kurum/kuruluş, araştırma merkezi/enstitü, sivil toplum


kuruluşu temsilcileri ile uzmanlar ve gerekli durumlarda SOKÜM taşıyıcılarının
katılımı ile İl Tespit Kurulları oluşturulur.

-Bu Kurullar kendi illerindeki SOKÜM unsurları ile yaşayan insan hazinesi
aday önerilerini, gerekli tespit formlarını doldurmuş halde periyodik olarak yılda iki
kez Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğüne gönderir.

-Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü, illerden gelen verileri kendi


bünyesinde ilgili kurum/kuruluş, araştırma merkezi/enstitü, sivil toplum kuruluşu
temsilcileri ile uzmanlar ve gerekli durumlarda SOKÜM taşıyıcılarının katılımı ile
oluşturduğu Uzmanlar Komisyonunda değerlendirerek, envantere alınacak
unsurları belirler ve Makam Onayına sunar (www.kultur.gov.tr).

Envantere alınması kararlaştırılan unsurlar, envanter sistemine kaydedilir ve


Genel Müdürlüğün web sitesinden kamuoyuyla paylaşılır Somut Olmayan Kültürel
Miras Ulusal Envanterinin oluşturulmasında şu temel ölçütler dikkate alınır:
SOKÜM alanlarından birine girmesi, İnsan yaratıcılığının bir kanıtı olarak değeri,
kültürel ve toplumsal gelenekler içerisindeki köklülüğü ve önemi, belirtilen topluluk
ya da grubu temsil niteliği, belirtilen topluluk ya da grubun rızası, kaybolma riski ve
önerilen koruma eylemlerinin yeterliliği. (www.kultur.gov.tr). Yapılan çalışmalar
sonucu 2018 yılı itibari ile 111 tane SOKÜM ulusal unsurunun Somut Olmayan
Kültürel Miras Ulusal Envanteri’nde yer aldığı görülmektedir. Aynı zamanda bu
ulusal unsurlar uluslar arası tescil için de bir ön çalışma niteliği taşır.
76

Çizelge 3.1. Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri Listesi (aregem.kulturturizm.gov.tr).

Envanter Envanter
Unsurun Adı Unsurun Adı
Numarası Numarası

01.0001 Meddahlık Geleneği 01.0056 Yağmur Duası Törenleri


01.0002 Mevlevi Sema Töreni 01.0057 Yayla Şenlikleri
01.0003 Âşıklık Geleneği 01.0058 Yaylacılık Geleneği
01.0004 Karagöz 01.0059 Yazmacılık Geleneği
01.0005 Nevruz/ Nevruz(English) 01.0060 Zeybeklik Geleneği
Barana, Sıra Gecesi, Yâren vb. Geleneksel
01.0006 01.0061 Ahşap Oymacılığı
Sohbet Toplantıları
01.0007 Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali 01.0062 Arabaşı Geleneği
01.0008 Alevi-Bektaşi Ritüeli:Semah 01.0063 Aşık Oyunu
01.0009 Tören Keşkeği Geleneği 01.0064 Aşuk ve Maşuk
01.0010 Mesir Macunu Festivali 01.0065 Bakırcılık Geleneği
01.0011 Kahve Kültürü 01.0066 Bar
01.0012 Hıdırellez / Hidirellez 01.0067 Bastonculuk Geleneği
01.0013 Ebru Sanatı 01.0068 Cezayir Havaları
01.0014 Nazar Boncuğu Geleneği 01.0069 Cirit
01.0015 Aşure Geleneği 01.0070 Çeyiz Geleneği
01.0016 Sabantoy ve Tepreş 01.0071 Çiğdem Pilavı
01.0017 Sarıkeçililer ve Yayla Göçü 01.0072 Değirmen Kültürü
01.0018 Islık Dili/Whistled Language 01.0073 Deve Oyunu
01.0019 Taş İşlemeciliği Geleneği 01.0074 Diş Hediği Geleneği
01.0020 Ahilik 01.0075 Güreş Geleneği
01.0021 Arguvan Türküleri 01.0076 Hat Sanatı
01.0022 Atma Türkü Geleneği 01.0077 Horon
01.0023 Barak Havaları 01.0078 Hoyrat
01.0024 Bıçakçılık Geleneği 01.0079 İpek ve İpek Böcekçiliği Kültürü
01.0025 Boğaz Havaları 01.0080 Kanaviçe İşleme Geleneği
01.0026 Bozlak Havaları 01.0081 Karşılama
01.0027 Cam Altı Resmi 01.0082 Katı' Sanatı
01.0028 Çalgı Yapımcılığı 01.0083 Kına Gecesi
01.0029 Çini Sanatı / The Art of Çini-Making 01.0084 Kız Kaçırma Oyunu

Çoban Bayramları: Koç Katımı, Saya, Döl


01.0030 01.0085 Kukla
Dökümü, Yünüm-Koyun Yüzdürme

01.0031 Çömlekçilik Geleneği 01.0086 Kündekâri Sanatı


01.0032 Edirnekâri Sanatı 01.0087 Macahel Şarkı Söyleme Geleneği
01.0033 Erguvan Bayramı 01.0088 Mâni Söyleme Geleneği
01.0034 Ehram Geleneği 01.0089 Minyatür Sanatı
01.0035 Halı Dokuma Geleneği 01.0090 Ninni Söyleme Geleneği
01.0036 Hamam Kültürü 01.0091 Okçuluk/ Okçuluk (Traditional Turkish/Archery)
01.0037 Hayır Geleneği 01.0092 Ölü Helvası Geleneği
01.0038 İmece 01.0093 Pekmez ve Şıra Yapımı
01.0039 Halay 01.0094 Ramazan Gelenekleri
77

01.0040 Kaşenlik 01.0095 Saraçlık Geleneği


01.0041 Keçecilik Geleneği 01.0096 Sedef Kakma Sanatı
01.0042 Kilim Dokuma Geleneği 01.0097 Şivlilik Geleneği
01.0043 Kirvelik 01.0098 Talikacılık
01.0044 Kispet Yapımcılığı 01.0099 Taziye Geleneği
01.0045 Köçeklik 01.0100 Tezhip Sanatı
01.0046 Köroğlu Hikâyelerini Anlatma Geleneği 01.0101 Topaç
01.0047 Köse Oyunu 01.0102 Üfleme Cam ve Beykoz İşi Süsleme Sanatı
01.0048 Lületaşı İşleme Sanatı 01.0103 Yemenicilik Geleneği
01.0049 Mayıs Yedisi 01.0104 Yorgancılık Geleneği

01.0050 Nasreddin Hoca Fıkralarını Anlatma Geleneği 01.0105 Zeytin ve Zeytinyağı Kültürü
İnce Ekmek Geleneği:Yufka ve Lavaş /Flatbread
01.0051 Oya Sanatı 01.0106
Tradition: Yufka and Lavash
01.0052 Sepetçilik Geleneği 01.0107 Mersiye Geleneği
01.0053 Seğmenlik Geleneği 01.0108 Mevlit Geleneği
01.0054 Sinsin Oyunu 01.0109 Lokum Kültürü
01.0055 Telkâri Sanatı 01.0110 Tahta Kaşık Geleneği
01.0111 Dede Korkut / Dede Korkut Epics

Çizelge 3.1.’deki unsurlar yapılan çalışmalar ve yeni SOKÜM unsurlarının


tespiti, derlenmesi ve tescili ile daha da artacaktır. Yine bu SOKÜM ulusal
unsurları uluslar arası tesciller ile dünyaya tanıtılacak ve gelecek nesillere aktarımı
sağlanacaktır.

Yaşayan İnsan Hazineleri (YİH) Ulusal Envanteri ise, SOKÜM’ün belli


unsurlarını yeniden yaratmak ve yorumlamak açısından gerekli bilgi ve beceriye
yüksek düzeyde sahip kişileri odaklayan bir çalışmadır. Söz konusu listeye
girerken bazı ölçütler belirlenmiştir. Bu ölçütler aşağıda maddeler halinde
özetlenmektedir.

• Ustalığını 10 yıldır icra ediyor olması,

• Sanatını usta-çırak ilişkisi ile öğrenmiş olması,

• Bilgi ve becerisini uygulamadaki üstünlüğü,

• Konusunda ender bulunan bilgiye sahip olması,

• Kişi veya grubun yaptığı işe kendini adamışlığı,


78

• Kişi veya grubun bilgi ve becerilerini geliştirme yeteneği (sanatının


toplumla buluşmasını sağlayacak yenilikler içermesi),

• Kişi veya grubun bilgi ve becerilerini çırağa aktarma becerisi (çırak


yetiştirmiş olması)” (aregem.kulturturizm.gov.tr).

Çizelge 3.2. Yaşayan İnsan Hazineleri (YİH) Ulusal Envanteri Listesi (aregem.kulturturizm.gov.tr).

Envanter Numarası Adı Soyadı Alanı


02.0001 Tacettin DİKER (1923-2014) Karagöz Sanatçısı
02.0002 Orhan KURT(1930-2017) Karagöz Sanatçısı
02.0003 Metin ÖZLEN Karagöz Sanatçısı
02.0004 Hayri DEV Çam Düdüğü Yapımcısı ve İcracısı
02.0005 Şeref TAŞLIOVA(1938-2014) Aşık
02.0006 Sıtkı OLÇAR(1948-2010) Çini Ustası
02.0007 Mehmet GİRGİÇ Keçe Ustası
02.0008 Bekir TEKELİ(1932-2013) Bağlama Yapımcısı
02.0009 Uğur DERMAN Klasik Kitap Sanatçısı
02.0010 Hasan ÇELEBİ Hüsn-ü Hat Sanatçısı
02.0011 Neşet ERTAŞ (1938-2012) Mahalli Sanatçı, Ozan
02.0012 Mehmet GÜRSOY Çini Sanatçısı
02.0013 Fuat BAŞAR Ebru Sanatçısı
02.0014 Veli AYKUT (Dertli Divani) Zakir
02.0015 Emine KARADAYI Dokumacı ve Doğal Boyamacı
02.0016 Yaşar GÜÇ Horlatma Kaval- Dilli/Dilsiz Kaval Yapımcısı ve İcracısı
02.0017 Tahsin KALENDER Taş Ustası
02.0018 İrfan ŞAHİN Kispet Ustası
02.0019 Cemil KIZILKAYA Ahşap Baskı-Yazma Ustası
02.0020 Mahmut SÜR Nazar Boncuğu Ustası
02.0021 Celal YILMAZ Mersiyehan
02.0022 Mehmet ACET (Âşık Sefai) Âşık-Zakir
02.0023 Cahide KESKİNER Minyatür Sanatçısı
02.0024 İslam SEÇEN Klasik Kitap Sanatçısı
02.0025 Salih BALAKBABALAR Sedefkâr
02.0026 Muammer Semih İRTEŞ Kalemişi
02.0027 Ahmet Yaşar KOCATAŞ Keçe Ustası
02.0028 İsmail NAR Âşık
02.0029 Osman EFENDİOĞLU Şair (Atma Türkü)
02.0030 Macahel Yaşlılar Korosu Çoksesli Şarkı Söyleme Geleneği

Çizelge 3.2. Yaşayan İnsan Hazineleri (YİH) Ulusal Envanteri Listesi ulusal
alanda nesli tükenmekte olan alanların hatırlanması ve yaşatılmasında önemli bir
görev üstlenmektedir diyebiliriz. Envanterin verdiği bilgiler ışığında sanatçıların
ebediyete intikal etmesinde dahi sanatının baki kalmasıyla beraber miras nişanını
da alması anlamına gelebilir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti bünyesinde kurduğu Kültür ve Turizm Bakanlığı


adlı kurum ile SOKÜM’ün korunması ve tescilinde önemli aşamalar kaydetmiş
durumdadır. Bulunduğu coğrafyanın ve içinde barındırdığı toplumun kadim kültürel
birikimi, değeri henüz yeni anlaşılmış olan SOKÜM konusunda hızlı gelişmelerin
yaşanmasına katkı sağladığı düşüncesini desteklemektedir. Bunların yanı sıra
79

SOKÜM’ün farkındalığında aynı zamanda korunması ve tescilinde uluslar arası


alana da kaynaklık etme misyonu bulunmaktadır.

3.1.3.2. SOKÜM’ün Uluslararası Tescili ve UNESCO

SOKÜM’ün uluslar arası tescilinde en büyük rol oynayan kurum olarak


UNESCO gösterilmektedir. UNESCO kelimesi, İngilizce “United Nations
Educational, Scientific and Cultural Organization” kelimelerinin baş harfleri
alınarak oluşturulmuş ve Türk Dili’nde "Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür
Kurumu" biçiminde karşılık bulmuştur. 16 Kasım 1945 tarihinde imzalanan
UNESCO Kuruluş Sözleşmesi aralarında Türkiye’nin de bulunduğu yirmi ülkenin
onamasının ardından 4 Kasım 1946 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 2018 yılı itibari ile
195 taraf devlet bulunmaktadır. UNESCO Misyonunu insanlığın zihninde barışı
eğitim, doğa bilimleri, sosyal ve beşeri bilimler, kültür ve bilgi ve iletişim aracılığıyla
inşa etmek olarak tanımlamaktadır (www.unesco.org.tr).

Hızla gelişen teknoloji ve küreselleşen dünya ile birlikte sosyal yaşamdaki


değişim bir çok SOKÜM unsurunun yok olmasına neden olmaktadır. Yerli halka ait
kültür, yerel dil ve şiveler zamanla yok olmaya yüz tutmuştur. Oysa dil gibi SOKÜM
unsurları toplumlarda aidiyet duygusunu ve birliği sağlayan unsurlardandır. Bu
unsurlar toplumların barış içerisinde huzurla yaşamalarını ve güçlenmelerini
sağlayan faktörlerdir. Gelecek nesillerin kültürel çeşitliliği ve farklılığı görerek,
bunları zenginlik olarak algılayarak paylaşmaları önemlidir ve bunun için daha
fazla geç kalınmadan önlem alınması gerekliliği açıktır. UNESCO da bu
farkındalıkla 1999'daki konferansında SOKÜM unsurlarının korunması için bir
program oluşturmaya karar verilmiştir. SOKÜM’ün korunması UNESCO Genel
Kurulunda 17.10.2003 tarihinde sözleşmeye bağlanmıştır (Kültür ve Turizm
Bakanlığı, 2009; 13). Türkiye 19 Ocak 2006 tarihli ve 5448 sayılı Somut Olmayan
Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesinin Uygun Bulunduğuna Dair Kanunla bu
sürece dahil olmuş ve 27 Mart 2006 tarihinde resmen taraf olmuştur. Somut
Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi çalışmaları kapsamında;
uluslararası listelere dosya hazırlık çalışmaları ile SOKÜM envanter çalışmaları
“Somut Olmayan Türk Kültür Mirası Daire Başkanlığı” tarafından yürütülmektedir.
80

Yürütülen çalışmalar neticesinde sonuncusu 2017 yılında olmak üzere 15


tane SOKÜM ulusal unsuru Dünya UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel
Mirasının Temsili Listesi’ne girmiştir. Bu listede çokuluslu SOKÜM unsurları da
bulunmaktadır. Çokuluslu olanlar farklı bayrak altındaki kültürlerin de aynı kültürel
mirası paylaşmalarından ileri gelir ve ülkeler bu dosyaların tescilinde ortak bir
çalışma yürütürler. Dünya UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının
Temsili Listesi aşağıda Türkçe adı, çokuluslu olma durumu (parantez içinde),
İngilizce adı ve listeye dahil olduğu yıl sıralanmaktadır.

-Mevlevi Sema Töreni / Mevlevi Sema Ceremony (2008)

-Âşıklık Geleneği / Âşıklık (Minstrelsy) Tradition (2009)

-Nevruz (Çokuluslu) / Nevruz (Multinational 2009)

-Karagöz / Karagöz (2009)

-Geleneksel Sohbet Toplantıları / Traditional Sohbet Meetings (2010)

-Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali / Kırkpınar Oil Wrestling Festival (2010)

-Alevi-Bektaşi Ritüeli Semah / Semah, Alevi-Bektaşi Ritual 2010)

-Tören Keşkeği Geleneği / Ceremonial Keşkek Tradition (2011)

-Mesir Macunu Festivali / Mesir Macunu Festival (2012)

-Türk Kahvesi Kültürü ve Geleneği / Turkish Coffee Culture and Tradition


(2013)

-Ebru: Türk Kağıt Süsleme Sanatı / Ebru: Turkish Art of Marbling (2014)

-Geleneksel Çini Ustalığı / Traditional Craftsmanship of Çini-Making (2016)


81

-İnce Ekmek Yapma ve Paylaşma Kültürü: Lavaş, Katırma, Jupka, Yufka


(Çokuluslu) / Flatbread Making and Sharing Culture: Lavash, Katyrma, Jupka,
Yufka (Multinational 2016)

-Bahar Kutlaması: Hıdrellez (Çokuluslu) / Spring Celebration: Hıdrellez


(Multinational 2017) (aregem.kulturturizm.gov.tr).

Listeye göre çokuluslu dosyalar farklı milletlerin de aynı kültürü


paylaşmalarından dolayı, UNESCO’ya ortak bir çalışma raporu sunmalarından ileri
gelmektedir. “Islık Dili” (Whistled Language) ise UNESCO Acil Koruma Gerektiren
Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne 2017 tarihinde alınmıştır. Aynı zamanda
tüm listelerdeki SOKÜM unsurları artık tüm insanlığın ortak mirası olarak
sayılmaktadır.

3.2. Turizm Ürünü Olarak Kültür ve Kültür Turizmi

Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü’nde ürün kelimesi: doğadan elde
edilen, üretilen yararlı şey, mahsul; türlü endüstri alanlarında ham maddelerin
işlenmesiyle elde edilen şey; eser; bir tutum veya davranışın ortaya çıkardığı şey
(www.tdk.gov.tr) olarak karşılık bulmaktadır. Kavram olarak ise 1575’li yıllardan
itibaren ortaya çıkarak tüketimi yapılan her şeye ürün denmeye başlanmıştır.
Kavramsal çerçevede, “Tüketicilerin ilgisini çekmek, onların satın almalarını,
kullanmalarını ve tüketmelerini sağlayıp istek ve ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla
pazara sunulan her şeydir” (Durmaz ve Yardımcıoğlu, 2015) şeklinde
tanımlanabilir.

Ürün kelimesinin akılda çağrışımı bakımından daha çok somutmuş gibi


algılanmasına rağmen, soyut veya hem somut hem de soyut özellikler
taşıyabilmektedir. Turizm sektöründe somut ile soyut ürünün birleşimini içeren bu
durum araştırmacıların ilgi odağı olmuş durumdadır. Ürün ile turizm
açıklamalarından yola çıkılarak turistik ürün: “…turistin seyahati boyunca
yararlandığı konaklama, yeme içme, ulaştırma, eğlence ve diğer birçok servisin
birleşimidir” (Hacıoğlu, 2000; 39); “…tüketim isteği uyandıran doğal, kültürel ve
sosyal verilerin, bu isteği artıracak hizmet ve faaliyetlerle birlikte değerlendirilmesi
82

sonucunda oluşan karma bir üründür” (Usta, 2009; 109); “…bir turistin seyahatinin
başlangıcından bitimine kadar geçen zaman dönemi içerisinde gereksinimlerini
karşılamak amacıyla elde ettiği ve turizm arzını oluşturan faktörler tarafından
sunulan nesnel ve öznel değerlerin bütünüdür” (İçöz ve Kozak, 2002; 15) gibi
çeşitli şekillerde tanımlanabilmektedir.

Turistik ürün tanımlarında yer alan “hizmetlerin birleşimi, karma ürün ve


nesnel ve öznel değerlerin bütünü”, olarak yer alan ifadelerin tümü araştırmacıların
da ilgi odağı olan turistik ürünün bileşenlerinin geniş yelpazesini anlatmaktadır. Bu
yelpazenin açıklanabilmesi için yapılmış çalışmalarda, turistik ürünün daha da
netleşmesi amaçlanmaktadır. “Şekil 3.1. Turistik Ürünün Bileşenleri” adlı şekil de
bu amaçla ortaya konulmuş bir çalışmadır.

Şekil 3.1. Turistik Ürünün Bileşenleri (Smith, 1994).

Şekil 3.1. Turistik Ürünün Bileşenleri’ne göre fiziksel donanım (FD) her türlü
alt yapı, üst yapı, doğal ve kültürel çevre değerlerini içermektedir. Başlangıç için
gerekli olan bu unsurlar ürünün tüketici ile buluşmasında tek başına yeterli değildir.
Bu nedenle fiziksel donanımla hizmet (H) bütünlüğünün sağlanması
gerekmektedir. Yine hizmet (H) kalitesinin belirleyici bir unsuru olan konukseverlik
(K) ise öznel bir kavram olmasından dolayı önemlidir. Turistin eğlenmesine ve
psikolojik rahatlığının sağlanmasına katkı sağlayacak biçimde, tüketicinin özgürce
karar verebileceği seçenekler (S), aynı zamanda ülke ve bölgeyi çekici kılan bir
başka unsurdur. Son olarak turistik ürün açıklamasında hizmetten faydalananlar
83

(HF) ürünün bir parçası olarak düşünülmeli ve genel anlamda memnuniyetin


sağlanabilmesi adına ürün bileşenlerinin tümünü etkileyebilecek olumsuzlukların
ortadan kaldırılması gerekmektedir (Smith, 1994’ten akt. Yağcı, 2003; 42).

Xu (2010), çalışmasında turizm ürününü kavramsallaştırmak adına yeni bir


model önermiştir. Şekil 3.2. Turizm Ürün Modeli’ne göre merkezde yine fiziksel
donanım olarak adlandırılan temel ürün bulunmakta, çevrede ise hizmet,
konukseverlik, seçenekler ve hizmet ürünlerinden faydalananlar iç içe geçmiş
durumdadır. Modele göre temel ürün müşteri memnuniyetini minimum düzeyde
karşılamakta ancak memnuniyet düzeyinin artırılması için destekleyici diğer
unsurların birlikte devreye sokulması gerekmektedir. Bu modeli Herberg’in
(Herberg, 1959’den akt. Xu, 2010) “iki faktörlü teorisine” dayandıran Xu, beş
elementin doğru ve başarılı bir şekilde birleşiminin turistin ilgisini çekeceğini ve
kavramsallaştırma çabalarında yardımcı olacağını düşünmektedir.

Şekil 3.2. Turizm Ürün Modeli (Xu, 2010).

Turistlerin günlük yaşamlarını sürdürdükleri ortamlardan uzak, farklı


kültürlerle karşılaşacakları turizm çekim merkezlerine seyahat etmeleri durumunda
tatil değerinin artırılması, turistin yaşayacağı deneyimlerin otantik ortamlarla
zenginleştirilmesi ile de mümkün gibi görünmektedir. Her ne kadar kitle turizminde
turistin temel beklentileri eğlenme ve dinlenme olsa da farklı kültürler ve doğal
ortamların sonucunda ortaya çıkan deneyim alınan tatil ürününün değerini önemli
ölçüde artıracaktır. Kitle turizmi dışındaki seyahat ürünlerinde farklı deneyimlere
sahip olunması temel motivasyonlar arasındadır (Lee ve Crompton, 1992). Bu
84

bakımdan turizm ürünlerinin farklı turizm kaynaklarıyla zenginleştirilmesi olarak


ifade edilen turizmde ürün çeşitlendirmesi kavramı gün geçtikçe daha çok önem
kazanmaktadır (Duman, Kozak ve Uysal, 2007) diyebiliriz.

Kültürel varlıklar, ister somut isterse somut olmayan nitelikte olsun,


yukarıdaki açıklamalar ışığında ya somut ürünün kendisi, ya da ürünü
zenginleştirici bir faktör olarak turizmde odak noktada yer alır. Bu varlıklara yönelik
ürün ve hizmetlerin, üretiminden tüketimine kadar olan süreç ise kültür turizmi
başlığında incelenir.

3.2.1. Kültür Turizmine Genel Bakış

Kültür turizmi yazarlar tarafından farklı özellikleri göz önünde bulundurularak


tanımlanmaktadır. Turizmin bilinen tanımlarına kültür konusunun dahil edilerek
yapılmış bir tanım şu şekildedir, “Kişilerin yaşadıkları dışına kültürel cazibeler
nedeniyle ve yeni bilgi ve deneyimler edinerek, kültürel ihtiyaçlarını tatmin etmek
niyetiyle yaptıkları hareketlerdir” (Richards, 1996; 21). Farklı tanımları inceleyen ve
bulguları doğrultusunda yeni bir tanım ortaya çıkaran Gülcan (2010), çalışmasında
kültür turizmini, “Çağdaş ve geçmiş kültürlere ait somut ve somut olmayan
değerlerle ilgili olarak, onları görme, haklarında bilgi ve deneyim edinme amacıyla
gerçekleşen ve bununla ilgili ürün ve hizmetlerin satın alınmasına bağlı olarak
doğrudan ve dolaylı faaliyetlerden oluşan bir turizm olgusudur” şeklinde
tanımlamaktadır. Tanım kültürel turizmde kullanılan somut ve somut olmayan
kültür boyutuna değinmekte, aynı zamanda kültürel ürün boyutunu da açıklığa
kavuşturmaktadır. Avcıkurt (2003; 10)’a göre kültür turizmi ise, “insanların kültürel
açıdan zengin yöreleri görmek gittikçe kaybolan yaşam biçimlerini öğrenmek ve
izlemek, kültürel değerleri bir anı olarak korumak amacıyla yaptıkları gezilerle ilgili
turizm çeşididir”. Bu tanımda “gittikçe kaybolan” diye yer bulmuş açıklama,
kültürel turistik ürün geliştirmenin temelini oluşturarak, kaybolan kültürün turistik bir
ürün haline getirilerek farkındalık oluşturma çabasının da bu başlıkta önemli bir
yerinin olduğunu düşündürmektedir. Başka bir anlatımla kaybolmaya yüz tutmuş
kültürel unsurlar kültür turizminde hayat bulmakta ve gelecek nesillere
aktarılmaktadır diyebiliriz. Yapılan başka bir tanım bu düşünceyi destekleyecek
biçimde, “bir bölgede yaşayan bir insan grubuna özgü somut ve soyut
85

özelliklerinin, ziyaretçinin ilgi ve amacına göre gerçek ortamında deneyimlenmesi


için yapılan seyahat” (Bahçe, 2009) olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tanım da
kültürün aktarılması ve gelecek nesillere bırakılması hususunda kültürün
deneyimlenmesi hususunun önemine değinmektedir.

Uluslar arası turizm sektöründe kültür turizmi, uluslar arası turizm hareketleri
ile birlikte son kırk yıllık süre içinde önemli artışlar göstermiş ve Dünya Turizm
Örgütü’nün yaptığı tahminlere göre de, bu artış trendinin özellikle Avrupa,
Ortadoğu ve Asya bölgelerinde devam edeceği ifade edilmiştir (Kızılırmak ve
Kurtuldu, 2005). Bu durum araştırmacıları yeni kültürel turizm varlıklarının keşfine
ve yeni kültür turizmi çeşitlendirme çabalarına itmektedir. Birçok medeniyete
beşiklik etmiş Anadolu topraklarında yapılan arkeolojik araştırmalarda dünyada
eşi, benzeri olmayan zengin kültürel varlıklara sahip olduğu ortaya çıkmıştır.
Anadolu’da birbirinden etkilenerek ve üst üste inşa edilmiş kültür katmanları, ilk
insanların yerleşimine sahne olmakla birlikte tarihsel çağları birbiri ardına ve her
birinin eşsiz örneklerine ev sahipliği yaparak, aynı zamanda farklı coğrafya ve
kültürlere entegre olabilen bu anlamda medeni sıfatını hak eden kadim Türk
kültürüyle birlikte büyük bir kültür turizmi kaynak potansiyeli sunmaktadır.
86

Şekil 3.3. Kültürel Turizm Kaynakları (Swarbrooke, 2000’den akt. Özkan ve Hassan, 2017).

Şekil 3.3’e göre kültürel turizm kaynakları hayli unsuru bünyesinde


bulundurmaktadır. Ancak kültür turizmi kaynaklarının çeşitliliği ve zenginliği
anlaşılmasını güçleştirmekte olsa da, bu zenginliği anlamlandırabilmek adına
araştırmacılar farklı tasniflerle konuyu açıklığa kavuşturmaya çalıştıkları
görülmektedir.

Çizelge 3.3. Kültürel turizmin temel dayanakları (Kozak ve Bahçe, 2009: 147).

Boyut Sınıflar
Sanatsal, tarihi yerler ve sit alanları Anıtlar, Müzeler, Kültürel sergiler, Dünya kültür
mirasları
Kültürel ilgiye yönelik insan faaliyetleri Popüler ve dini kutlamalar, Müzik, sinema, tiyatro,
dans, El sanatları ve popüler mimari, Geleneksel
mutfak, Kültürel rotalar
Ekonomik etkinlikler Endüstri ve madencilik mirası, Geleneksel üretim
yöntemleri, Ticari fuarlar
Doğal güzellikler Doğal parklar
87

Çizelge 3.3.’te de yine kültürel turizm kaynakları genel olarak belirlenmeye


çalışılmış söz konusu kaynaklar bir tasnife tabi tutulmuştur. Şekiller ve çizelgeler
ekseninde, Türkiye’nin turizm değerleri, doğal değerler (peri bacaları, şelaleler,
travertenler, göller, vadiler, mağaralar, obruklar vb.), kültürel değerler (folklor,
yemekler, inançlar, kıyafetler, mimari vb.) ile tarihi değerlerden (savaş alanları,
kaleler, müzeler, anıtlar vb.) (Keçe, 2015) meydana gelmektedir diyebiliriz.
Türkiye’de kültür turizmi denildiğinde genellikle akla gelen turistik ürünler ise somut
kültürel değerler olmaktadır. Ören yerleri, saraylar, hanlar, antik kentler gibi
Anadolu topraklarında yaşamış pek çok uygarlığa ait kadim kültür varlıkları ülke
turizmi açısından turistik ürün olarak değerlendirilmektedir. Kapadokya, Topkapı
Sarayı, Efes Antik Kenti, Aspendos Tiyatrosu ve daha pek çok kültürel değer
günümüzde müze olarak turizmde kullanılmaktadır (Türker ve Çelik, 2012).

Yukarıdaki açıklamalardan yola çıkarak kültürel ve tarihi değerler Türk


turizminde çok önemli bir fırsat potansiyeli sunmaktadır diyebiliriz. Bu varlıkların
kimisi başlı başına bir turistik cazibeye konu olan ürünlerken kimisi de zengin
doğal varlıkların zenginleştirici ürün varlıkları olarak kullanılmaktadır. Anadolu
toprakları sahip olduğu zengin kültür varlıkları sayesinde kültür turizminin hemen
her türünün uygulanabildiği dünyadaki nadir coğrafyalardan biridir. Türkiye’nin
sahip olduğu bu zengin kültürel varlıklar aynı zamanda UNESCO tescilinin ürüne
katacağı zenginlikle beraber, önemli ürün farklılaştırma seçenekleri sunacağı
tahminini güçlendirmektedir (Gülcan, 2010).

Kültür turizminin bu genel bakış açısıyla ele aldıktan sonra çeşitli kültür
varlıklarına dayalı türlere ayırmak, konuyu daha anlaşılır kılacaktır. Bu bağlamda
araştırma kapsamında kültür turizminin türleri aşağıda incelenmiştir.

3.2.2. Kültür Turizminin Türleri

Turizm endüstrisinin hızlı gelişimi, turizmi tüm yıla yayabilmek adına yapılan
çeşitlendirme çalışmaları ve aynı zamanda kültürel kaynakların çeşitliliği yeni
kültür turizmi çeşitlerinin benzer ve farklı özelliklerini gözler önüne seriyor. Kültürel
turizmin ürünleri diyebileceğimiz kaynaklar, geçmiş zamana ait olabileceği gibi
günümüze ait de olabilmektedir. Eski çağlardan kalanların yanında günümüze ait
88

yaşam biçimleri, gelenek-görenekler, festivaller, müzik ve eğlence türleri, el


sanatları, yemek türleri ve alışkanlıkları kültür turizmi açısından önem arz eder.
Kültür kaynaklarının çeşitliliği bir turizm çeşidi olarak kültür turizminin alt türlerini
ortaya çıkartmakta ve araştırmacılar farklı tasnif girişimleri ile konuyu açıklamaya
çalışmaktadırlar. Emekli (2012) çalışmasında Kültür turizmini iki ana başlık altında
incelemektedir;

Güncel Kültür Turizmi: Kültürel etkinlikler (bilimsel, sanatsal, sportif v.b) ön


plandadır. Etkinlikler, izleyici sayıları göz önüne alındığında; yöresel, bölgesel,
ulusal ve uluslar arası büyük etkinlikler olmak üzere dört grupta incelenebilir.

Tarihsel Kültür Turizmi ise Ulusal sınırlar içindeki tarihsel mirasın turistik
organizasyon yardımıyla sunulması esasına dayanmaktadır.

Kültürün çok geniş bir yapıya sahip olması aynı zamanda da kültürel turizmin
sınırlarını genişletmiş gibi görünmektedir. Kültürel turizmin geniş bir kavram
olmasının yanında pazarlama faaliyetlerinde daha aktif davranılabilmesi açısından
kültür turizminin alt başlıklarını ortaya çıkardığı düşünülmektedir. Araştırmacıların
bu düşünce ile hareket ederek oluşturduğu kültür turizm türleri; festival turizmi,
miras turizmi, tarih turizmi, inanç turizmi, etnik turizmin yanı sıra keder turizmi,
savaş alanları-dark turizm, endüstriyel miras turizmi, soy-sop araştırma ve sıla
turizmi (Aliağaoğlu, 2004; 65) şeklindedir. Başka bir araştırmacıya göre kültür
turizmi türleri; miras turizmi, kültürel tematik rotalar, kültürel kent turizmi/kültürel
turlar, gelenekler ve etnik turizm, etkinlik ve festival turizmi, inanç turizmi/hac
rotaları, yaratıcı kültür/yaratıcı turizmdir (Csapó, 2012; 210).

Kültür turizmi zengin kültür varlıklarına dayalı olarak çeşitlilik gösterirken,


kültür varlıklarına dayalı olarak gelişen kültür turizminin gördüğü ilgi ve ağırlığı
nedeni ile ayrı bir tür olarak açıklanmasını zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda
potansiyel turistlere pazarda yeni kültürel turistik ürünlerin, cazip bir şekilde
sunulmasının gereği olarak da kültürel turizmin türlere ayrılmasında yarar vardır.
Bunların yanı sıra gelecekte yeni keşfedilen miraslar, popüler kültürün ortaya
çıkardığı varlıklar ve zamanla farkındalığı artan SOKÜM unsurları yeni kültür
89

turizmi türlerini ortaya çıkarabileceği tahmini güçlendirmektedir. Çalışma


kapsamında bazı kültür turizmi türleri aşağıdaki gibi özetlenebilir.

3.2.2.1. Miras Turizmi

Dünyada turizmin büyümesi ve gelişimi yeni turizm türlerinin ortaya çıkmasını


sağlamıştır. Alternatif turizm, ekoturizm gibi kavramların yanında kültürel miras
turizmi de 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren artan sayıda çalışmaya konu
olmuştur (Balcar ve Pearce, 1996). Miras turizmi tercih edilmiş bir peyzajın, tarihi
bir alanın, yapının ya da anıtın ziyareti olsa da bu türde doğa ya da bir yerin
tarihinin hissedilen kısmına rast gelmesi anlamında deneysel turizm çeşidi olarak
tanımlanabilir (Hall ve Zeppel, 1990). Daha geniş bir kapsamda kültürel miras
turizmi; “Herhangi bir doğal, kültürel, sanatsal ya da mimari öğenin ortaya çıkışı,
tarihsel süreç içerisindeki gelişimi, yerel ve evrensel değerler açıdan önemi,
tarihindeki kullanım ya da tüketim biçiminin görülmesi, öğrenilmesi ve
deneyimlenmesi ile ilgili güdüler çerçevesinde gerçekleştirilen geçici yer
değiştirmelerden doğan organik ilişkiler bütünü” (Diker, 2016) olarak tanımlanabilir.

Kültürel miras turizminde ürün niteliği teşkil eden somut kültürel miras ve
SOKÜM unsurları bir bölgeyi diğer bölgelerden farklı kılan önemli kültürel
varlıklardır. Sahip olunan bu varlıklar özellikle bir arada olduğunda (somut ve
somut olmayanı barındıran) turizm sektörü için rekabette farklı bir ürün niteliğinde
eşsiz bir fırsat sunmaktadır. Bu durum farklı kültürleri merak eden ve tanımak
isteyen ziyaretçiler açısından da aynıdır (Çalık ve Ödemiş, 2015). Ancak
unutulmamalıdır ki kültürel miras unsurlarının farklılık özelliğinin yanında kültürün
genel özelliği olarak statik olmayan yapısı, özellikle SOKÜM unsurları açısından,
yeni şekli ile yeni mekanlarda evrilerek yaşamaya devam etmektedir (Aydın,
2017).

Dünyada genel olarak turizm hareketlerinde kültürel miras turizminin artış


göstermesi ile birlikte arz cephesinde kültürel miras unsurlarının ön plana
çıkarılma çabası görülmektedir. Bu bağlamda özellikle yerel halkın görüşlerinin
alınması ve turizm hareketlerine bilinçli bir şekilde aktif katılımının sağlanması
(Genç ve Şengül, 2015) konunun farklı boyutunu oluşturmaktadır.
90

Somut kültürel miras unsurları arkeolojik, mimari, teknolojik ve bilimsel


eserler gibi varlıklardan oluşmaktadır. Bu varlıklar aynı zamanda gelecek nesiller
için korunması, saklanması gereken önemli eserlerdir. Müzeler ve ören yerleri ise
somut kültürel mirasın korunduğu ve sergilendiği mekanlardır. Turizm sayesinde
de müzelerde saklanan koleksiyonların tanınırlığı artarken, turizm açısından
alternatif destinasyonlar oluşturarak, turist sayısının artmasına neden olur, aynı
zamanda bulundukları bölgeye ekonomik anlamda gelir sağlar. Bugün müzeler
turizmin bir öğesi konumundadır.

Müze ve kültürel miras ile turizm ilişkisi araştırmacıların son yıllarda ilgi odağı
olan bir konudur. Öte yandan iki gecelik konaklamalarda kısa süreli şehir turları ve
bir müze veya ören yerinin ziyareti tur programlarında sıklıkla rastlanan bir paket
şeklinde turistlere sunulmaktadır. Aynı zamanda Avrupa Birliği, müze ve kültürel
miras çalışmalarına maddi destek sunmakta ve Avrupa ülkeleri de politikalarına
konuyu dahil etmektedirler (Jolliffe ve Smith, 2001). 2016 yılında Dünyada en çok
ziyaret edilen müzelerin başında yaklaşık 7,6 milyon ziyaretçi sayısıyla Çin'in
başkenti Pekin'de bulunan Ulusal Çin Müzesi olmuştur. Aynı yıl kinci sırada
ABD’nin başkenti Washington’daki Ulusal Hava ve Uzay Müzesi 7,5 milyon
ziyaretçiye, üçüncü sırada ise Fransa’nın başkenti Paris’teki Louvre Müzesi 7,4
milyon ziyaretçi sayısına ulaşmıştır (www.thebrandage.com).

Türkiye’de ise 2018 tarihi itibari ile, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür
Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne bağlı 197 müze ve 138 düzenlenmiş
ören yeri olmak üzere, ziyaret edilebilir 335 ünite bulunmaktadır. Ayrıca Kültür ve
Turizm Bakanlığı’nın denetimi altında 2018 tarihi itibari ile 239 özel müze faaliyet
göstermektedir. Türkiye’de en çok ziyaret edilen müzeler 2017 yılında 2.480.433
ziyaretçi sayısıyla Konya Mevlana Müzesi, 1.932.726 ziyaretçi sayısıyla İstanbul
Topkapı Sarayı Müzesi, 1.892.250 ziyaretçi sayısıyla İstanbul Ayasofya Müzesi
olarak kayıtlara geçmiştir (www.kulturvarliklari.gov.tr).

Miras turizmi çalışmalarında ülkeyi ziyaret eden kişi sayıları ile müze ve ören
yeri ziyaretçi sayıları sıkça baş vurulan bir açıklama yöntemi olarak karşımıza
çıkmaktadır. Başka bir anlatımla kaydedilerek arşivlenen ziyaretçi sayıları, miras
turizmin ulaştığı boyut, sağladığı ekonomik boyut ve en çok ilgi gören miras
91

unsurları gibi önemli konuları açıklamakta önemli bir yer tutmaktadır. Ancak bu
veriler miras turizminin SOKÜM boyutunu açıklayamamaktadır. Gülcan (2010)
çalışmasında Türkiye’nin sahip olduğu zengin kültürel unsurlarına rağmen
yeterince turist çekemediğini, ziyaretçi sayılarının ve kültürel ürünlerin kısmi
analizini yaparak ortaya koymaktadır. Bu çalışmaya göre Türkiye, somut kültürel
mirasa dayalı olarak, genellikle geniş coğrafyaya yayılmış Roma’ya ait ürünler
olduğu sonucunu ortaya koymuştur. Bu durum dünyanın farklı yerlerinde de
benzer ürünlerin var olması açısından rekabette bir avantaj oluşturmada yetersiz
kalmaktadır. Öte yandan turistlerin somut kültürel miras unsurlarına ilgisi bölge
bazında da yığılma olarak kendini göstermekte ve 2007 yılı müze istatistiklerine
göre, toplam müze ziyaretçi sayısının %75’i dört coğrafi bölgede
yoğunlaşmaktadır. Bu bölgeler İstanbul, İzmir, Antalya, Nevşehir, Denizli ve Konya
olmak üzere altı şehirde toplanmaktadır.

Aynı metot kullanılarak bu çalışmada, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na


bağlı Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü Resmi İnternet Sitesinden elde
edilen veriler ile Çizelge 3.3. oluşturulmuştur.

Çizelge 3.4. T.C Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı müzelere yönelik 2017 yılına ait ziyaretçi
sayılarının bölgelere göre dağılımı (www.dosim.gov.tr).

Başlıca Talebe Konu Başlıca Talebe


Şehir\Şehirlerin Konu Şehirlerdeki
Coğrafi Bölgeler Bölgedeki Müze Başlıca Talebe Ziyaretçi Sayısının Müze Ziyaretçi
Ziyaretçi Sayısı Konu Şehir\Şehirler Bölgedeki Müze Sayısı (1.000.000
Ziyaretçi Sayısına Üzeri)
Oranı (%)
Marmara 5.592.253 İstanbul %87 4.884.790
Ege 4.368.707 Denizli %38 1.661.423
İzmir %39 1.724.101
İç Anadolu 6.030.639 Konya %43 2.613.271
Nevşehir %36 2.159.108
Doğu Anadolu 468.648
Güney Doğu An. 469.704
Karadeniz 833.120
Akdeniz 2.746.675 Antalya %73 2.016.974
Toplam 20.509.746

Çizelge 3.4.’üne göre; Marmara Bölgesi, Ege Bölgesi, Akdeniz Bölgesi ve İç


Anadolu Bölgesi’nden oluşan bu dörtlü grup toplam müze ziyaretçilerinin %91’ini
oluşturmaktadır. Bu oran, 2007 verilerine göre (%75) daha yüksek ziyaretçi
oranına sahiptir. 2017 yılında İstanbul, İzmir, Antalya, Nevşehir, Denizli ve Konya
olmak üzere altı şehirde ise yine büyük oranda müze ziyaretçi sayısı yoğunluğu
görülmektedir. Ancak 2007 verileri ile karşılaştırıldığında İstanbul, İzmir ve
92

Nevşehir’in başlıca talebe konu şehir\şehirlerin ziyaretçi sayısının bölgedeki müze


ziyaretçi sayısına oranı düşmüş, Denizli’de artmış, Konya ve Antalya’da ise aynı
oranda kalmıştır.

Çizelge 3.5. Türkiye’deki Müze, Eser ve Ören Yeri Ziyaretçi Sayısı (2006-2016)
(www.tuik.gov.tr).

Yıl Toplam Müze Toplam Eser Toplam Ziyaretçi


Sayısı Sayısı Sayısı
2006 273 3 127 294 18 425 453
2007 247 3 180 068 20 566 682
2008 286 3 044 570 26 318 933
2009 304 3 287 444 27 817 977
2010 334 3 412 581 30 638 655
2011 339 3 382 226 35 297 920
2012 347 3 431 177 36 323 169
2013 350 3 516 491 37 373 837
2014 392 3 531 656 37 931 568
2015 409 3 591 566 37 048 066
2016 417 3 628 715 25 287 530

Çizelge 3.5.’e göre T.C Kültür ve Turizm Bakanlığına Bağlı Müzeler ve Özel
Müzelerin sayıları (toplam müze sayısı), 2006 yılından 2016 yılına kadar yaklaşık
iki kat artarken, müzelerde sergilenen toplam eser sayıları aynı oranda artmadığı
gözlemlenmektedir. 2015 ve 2016 yılı Türkiye’yi ziyaret eden toplam kişi sayısında
% 75 oranında bir düşüşün yaşandığı görülmekteyken, müze ziyaretçi sayılarında
%68 oranında düşüşün olduğu hesaplanmaktadır. Bu bağlamda Türkiye’yi ziyaret
eden kişi sayısındaki değişimin müze ziyaretçi sayılarına etki ettiği, ancak bu
etkinin yakın olmasına rağmen aynı oranda olmadığı ortaya çıkmaktadır. Başka bir
anlatımla dışarıdan gelen ziyaretçi sayısındaki değişim oranı yüksek olmasına
rağmen, müze ziyaretçi sayılarındaki değişim oranı daha azdır denilebilir.
93

Şekil 3.4. Türkiye’ye Yurt Dışından İadesi Sağlanan Eserlerin Yıllara Göre Dağılımı
(www.kulturvarliklari.gov.tr).

Kültürel miras varlıklarının artırılması konusuyla ilgili olarak ilk akla gelen
arkeolojik kazılar olmaktadır. Türkiye’de 2016 yılının sonuna gelindiğinde toplam
16.483 arkeolojik sit alanı (www.kulturvarliklari.gov.tr) görülmektedir. Somut
kültürel mirasın artırılması için yapılan başka bir çalışma olarak da yurt dışına
kaçırılmış eserlerin iadesinin sağlanması ile ilgili çalışmalar gösterilebilir. Şekil 3.4.
Türkiye’ye Yurt Dışından İadesi Sağlanan Eserlerin Yıllara Göre Dağılımı’na göre
2004 yılından 21 şubat 2018 yılına kadar toplam 4.316 eserin iadesinin sağlandığı
görülmektedir.

Miras turizmi Türkiye’de somut varlıklara dayalı yapılmakta ve sahip olduğu


zengin varlıklara rağmen en çok Roma ve Osmanlı’ya ait ürünlerin kullanımı
yaygın olmakla birlikte, SOKÜM unsurlarının kullanımı ise yapısı gereği somut
kültürel miras varlıklar gibi değerlendirilmemektedir (Türker ve Çelik, 2012). Başka
bir anlatımla müzelerin ziyaretçi sayıları veri ve istatistikleri her ne kadar somut
kültürel mirasa olan talebi tahmin etmede yardımcı olsa da SOKÜM’e olan turistik
talep hakkında bilgi vermekte yetersiz kalmaktadır. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
resmi internet sitesinden edinilen bilgilere göre 2016 yılında müzelerde bulunan
toplam eser sayısı 3.311.318, etnografik eser sayısı ise 330.768 olarak yer
almaktadır. Etnografik müzelerin ise ziyaretçi sayısı tam olarak bilinmemekle
beraber, halk bilimi müzeleri Türkiye’de genel kanı olarak sadece etnografya
94

müzeleri olarak kabul edilmektedir. Ancak etnografya müzeleri, uzun bir dönem
halk bilimi disiplini ile ilişkili tek müze türü olagelmiştir. Diğer taraftan Dünyada ise
halk bilimi müzeleri halk müzesi (folk museum), halk bilimi müzesi (folklore
museum), canlı müze (living museum), popüler sanat müzesi, eco, eko müze
(econo museum), bölgesel müze (local), açık hava müzesi (openair museum), halk
yaşamı müzesi (folklife museum), antropoloji, etnoloji ve etnografya müzeleri gibi
birinci dereceden birbirleri ile akraba olan müzeleri kapsadığı görülmektedir
(Demir, 2013). Türkiye’de de bu tip müzelerin yaygınlaşarak giriş çıkış
istatistiklerinin sistemli bir şekilde kaydedilmesiyle, gelecek zamanda SOKÜM’e
olan talebe ilişkin görüşleri söylemenin mümkün olabileceği ön görülebilmektedir.

Dalyan ve Köyceğiz çevresinde gelenek ve turizm ilişkisi bağlamında


efsanelerin turizm faaliyetlerinde kullanımını ele alan Şahin (2009)’in çalışması
SOKÜM’e olan talebi anlayabilmek adına bazı veriler sunmaktadır. Bu verilere
göre efsaneler bölgeye olan talebi artırmakta ve yerel değerlerin ulusal ve evrensel
hale gelmesinde etkin bir rol oynamaktadır (Şahin, 2009).

SOKÜM’e olan talebi anlayabilmenin bir diğer unsuru da turizmin eğlence


cephesinde yapılan araştırmalar oluşturabilir. Zira çalışmalarda yabancılarla
yapılan görüşmeler sonucu yerel kültürü tanımanın önemli olduğu, maddi ve
manevi kültürüyle tanışmak istedikleri sonucu ortaya çıkmaktadır (Acar, 1999; 65).
Turistin yerel kültürle temasının da yine turizm animasyonlarıyla sağlanabileceği
birçok araştırmayla desteklenebilir (Acar, 1999: 76; Ayvacı ve Gülcan, 2017;
Kahveci, 1994: 68; Karaman ve diğerleri, 2016; Kurt, 2009: 192; Türker ve Çelik,
2012; Yakıcı, 2009).

Kültürel miras turizmi genellikle somut kültürel unsurlara dayalı olarak yapılsa
da geliştirme çabaları kültürün somut olmayanını da içine alarak zenginleşiyor gibi
görünmektedir. Öte yandan müzeler miras turizminin var olan talebini açıklamada
önemli veriler sunsa da özellikle SOKÜM’e olan talebi anlatmakta yetersiz
kalmakta ve aynı zamanda bu alanda yapılacak çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır
diyebiliriz.
95

3.2.2.2. Kültürel Tematik Rotalar

Yapılan araştırmalara göre turistler son zamanlarda doğal ortamlara ve de


kültürel miras alanlarına daha çok ilgi göstermektedir. Turizm sektörünün ise daha
fazla turist çekebilmek için ve bu talebe karşılık ürün geliştirme çalışmaları,
“Kültürel Tematik Rotalar” şeklinde bir turizm çeşidinin doğmasını sağlamıştır.
“Turizm Rotaları” olarak da anılan bu turizm çeşidinin tanımı şu şekilde
yapılmaktadır, “…bir ana tema kapsamında birbirinden farklı bir dizi çekiciliği bir
araya getiren ve ziyaretçilerin bir yerden başka bir yere seyahat etmesi nedeniyle
bölgesel turizmi harekete geçiren bir seyahat çeşididir” (Lourens, 2007).

Turistik amaçlarla, geçmişte askeri, dini, ticari ve sosyal amaçlarla kullanılan


ulaşım güzergahları, aynı zamanda kültürel ve doğal mirasın korunması ve
tanıtımı konusunda da giderek ilgi odağı haline gelmektedir. Günümüzde
çoğunlukla uluslararası kuruluşlar tarafından çalışılan güzergâh kavramı, turizm
açısından “kültürel rota” şeklinde ele alınmaktadır. Konu ile ilgili çalışmalar
yürüten, Çevre ve Kültürel Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL Vakfı),
2015 yılında yayınladığı “Kültür Rotaları Planlama Rehberi” adlı çalışmada “Kültür
Rotası” adlı kavramı;

“-Günümüzde yaratılmış veya tarihin belirli bir döneminde gerçekten


kullanılmış,

-Üzerinde kültürel ve/veya doğal miras öğelerini taşıyan ve önemini bu miras


sayesinde kazanan,

-Koruma, kırsal kalkınma ve turizmin geliştirilmesi gibi amaçlarla


geliştirilebilen,

-Yerel, bölgesel veya ulusal ölçekli bir ulaşım koridoru” (Çekül Vakfı, 2015;
12) şeklinde tanımlamaktadır.

Bu turizm çeşidinde somut kültürel miras, SOKÜM ve doğal kaynakların,


kültür rotasının ana temasına, işlevine ve kapsamına bağlı olarak çeşitlenen
bileşenlerini aşağıdaki gibi detaylandırmak mümkündür;
96

“-Tarihi kentler: Geleneksel kent dokularıyla ve özgün kent kimlikleriyle öne


çıkan kentsel alanlar

-Kırsal yerleşimler: Kırsal bölgenin üretim merkezleri olan ve geleneksel


yaşamı temsil eden köyler, kasabalar

-Geleneksel yaşam: Yemek, müzik, inanç, dil, el sanatları gibi coğrafyaya


özgü yaşam öğeleri

-Antik yerleşimler: Bir kent, kutsal alan vb. olarak algılanabilen arkeolojik
alanlar

-Tekil tarihi yapılar: Kilise, kale, köprü, değirmen, endüstri yapısı gibi kırsal
arazide veya kent içerisinde bulunan tekil yapılar

-Doğal çevre: Vadi, kanyon, zirve, kıyı, göl gibi farklılık sunan doğal
oluşumlar

-Yaban hayatı: Özel nitelikli flora ve fauna alanları” (Çekül Vakfı, 2015; 13).

Dünyada turizm hareketliliğine sebep olan rotalara örnek olarak;


Avusturya’daki Mozart Rotası, Avustralya’da Queensland Kültürel Miras Rotası,
Kanada’da Niagara şarap Rotası, İspanya’da Endülüs Mirası Rotası, İngiltere’de
Lune Nehri Millennium Rotası, İskandinavya yarımadasında Viking Rotası vs.
verilebilir. Türkiye’de de son yıllarda, Mimar Sinan Rotası, Saint Paul Rotası, Likya
Yolu gibi turizm rotaları belirlenerek, alternatif turizm planları yapılmaktadır
(Kervankıran ve Çuhadar, 2014).

3.2.2.3. Kültürel Kent Turizmi/Kültürel Turlar

Yapılan çalışmalara göre gelişen turizm hareketleri ve artan turist talepleri,


kentlerin sahip olduğu somut kültürel miras, SOKÜM ve doğal varlıklarını
gelişmişliği ile birleştirerek bu varlıkların farkındalıklarının artmasına olumlu yönde
etki etmektedir. Kentler sahip oldukları turistik çekicilikleri turizm piyasasında
seçtirici özellik olarak öne çıkarmaya çalışmakta ve rekabet ortamında bu
97

varlıklarından yararlanmaktadır. İlk kent turizmi çalışması olarak Avrupa’da 1990


yılında 835 turizm ofisine anket yapılmış ve turizm ofislerinin kent turizmi
hakkındaki görüşleri alınmıştır. Çalışma sonucunda kent turizmi, “Kasaba ve
kentlerde ziyaretçilere sunulan turizm faaliyetleri” (Şarkaya ve İçellioğlu, 2014)
şeklinde tanımlanmıştır.

Uluslar arası sivil toplum kuruluşları bazı kriterleri göz önünde bulundurarak
her yıl farklı bir kentin tescilini yapmakta ve bu durumun kültürel kent turizmine
katkı sağlayacağı ön görülmektedir. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 1969 yılında
kurulmuş ve kuruluşunda Türkiye’nin de aralarında bulunduğu günümüzde 57
ülkenin taraf olduğu örgüt (www.mfa.gov.tr) bu tip çalışmalara imza atmaktadır.
Örgüt 2016 yılında Konya’yı İslam Kültür Başkenti seçerek Türkiye’de İslami
unsurlarla ön plana çıkan kenti tescillemiştir.

Yunanistan eski Kültür Bakanı Melina Mercouri tarafından 1985 yılında


başlatılan Avrupa Kültür Başkentleri girişimi de en çok tanınan AB projelerinden
biridir. Avrupa genelinde kentleri, kültür yaşamının merkezine oturtmayı
hedefleyen bu girişim sayesinde, kültür ve sanat yoluyla Avrupa Kültür Başkenti
olan kentlerde yaşam kalitesi yükselmekte ve yurttaşların toplumsal aidiyet
duygusu güçlenmektedir. Sıradan yurttaşlar yıl boyunca süren etkinliklere
katılarak; kentin kalkınması ve kültürel ifadesinde daha büyük bir rol
oynamaktadırlar (www.avrupa.info.tr). Bu proje, şehirlerdeki kültür endüstrisini
geliştirmekle birlikte şehirlerin yenilenmeleri konusunda bir kaynak oluşturmuştur.
Proje ayrıca şehirlerdeki kültürel yaşantıya canlılık getirmiş, şehirlerin uluslararası
prestijleri ile birlikte şehirlerdeki turizm gelirlerinin artmasını sağlamıştır (Csapo,
2012; 221). 2010 yılının Avrupa Kültür Başkentleri Almanya'nın Essen kenti ve
Ruhr bölgesi, Macaristan'ın Pecs kenti ve Türkiye'den İstanbul olmuştur. Ancak
İstanbul'un özelliği, bu sıfatı alan ilk ve programın yönetmeliğinde yapılan
değişiklik nedeniyle son, Avrupa Birliği üyesi olmayan bir ülkenin şehri olmasından
dolayı ayrı bir önemi vardır (www.bbc.com).

Kültürel kent turizmi açısından değerlendirilmesi gereken başka bir girişim ise
Türk Dünyası’nın UNESCO'su olarak anılan “TÜRKSOY”’un çalışmalarıdır.
TÜRKSOY 1993 yılında, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan,
98

Türkmenistan ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanları tarafından imzalanan


anlaşmayla kurulmuştur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu'na
bağlı Tataristan, Başkurdistan, Altay, Saha, Tıva, Hakas Cumhuriyeti ve
Moldova'ya bağlı Gagavuz Yeri TÜRKSOY'a gözlemci üye olarak katılmışlardır.
TÜRKSOY; kurulduğu günden buyana Türk halklarının gönül birlikteliğini ve
kardeşliğini güçlendirmek, ortak Türk kültürünü gelecek nesillere aktarmak ve
dünyaya tanıtmak için çalışmaktadır. Kendini sürekli geliştiren ve yeniliklere imza
atan Türksoy'un kültür hayatına katmış olduğu yeniliklerden biri de, Türk dünyası
kültür başkenti uygulaması olmuştur. Şehirlerimizin kültür ve sanat hayatına renk
katan uygulama kapsamında;

“-2012 yılında Kazakistan’ın renkli başkenti Astana;

-2013 yılında Türkiye’nin modern yüzü Eskişehir;

-2014 yılında Tataristan’ın tarihi şehri Kazan;

-2015 yılında Türkmenistan’ın kadim şehri Merv;

-2016 yılında Azerbaycan’ın doğa harikası Şeki,

-2017 yılında Hoca Ahmet Yesevi’nin yaşadığı topraklar olan Kazakistan’ın


Türkistan şehri,

-2018 yılında ise Anadolu'nun en eski yerleşim birimlerinden biri olan, kadim
Türk yurdu Kastamonu " Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilmiştir”
(www.turksoy.org).

Kültürel kent turizmi/kültürel turlar olarak adlandırılan kültürel turizmi çeşidi,


toplumların tarihi ve kültürel mirası, yaşam tarzlarını, düşünce biçimlerini
öğrenmek için gerçekleştirdikleri tüm ziyaretleri içinde barındıran bir turistik
faaliyettir. Kültürel kent turizminin yakından ilişkili olduğu bazı unsurları aşağıdaki
gibi özetlemek mümkündür; “doğal çevre (iklim, su kaynakları, bitki örtüsü), kültürel
kaynaklar (kültürel miras, sanat etkinlikleri, arkeolojik değerler, gelenekler, bilimsel
değerler, folklor), sosyo-kültürel özellikler, yerel yönetimler, demografik yapı,
99

turizm ile ilgili girişimciler, sağlık olanakları, yeme-içme-konaklama sektörü,


seyahat acenteleri, tur operatörleri, ulaşım sistemleri, eğlence olanakları (oyun ve
dans salonları vs.), bilgilendirme sektörü, tamamlayıcı hizmetler, servisler ve
servis altyapısı” (Emekli, 2011).

3.2.2.4. Gelenekler ve Etnik Turizm

Etnik kültür ile turizm sektörü arasındaki bağ, turizmin birçok yönüyle ilgilidir.
Bununla birlikte turizm de etnik kültürü farklı yönlerden etkilemektedir. “Etnik
turizm” kavramı ilk kez 1978 yılında Smith tarafından kullanılmış ve farklı
araştırmacılar tarafından da araştırmalara konu edilmiştir. Etnik turizm genel
anlamda, egzotik kültürel deneyim yaşamak ve özel etnik gruplarla etkileşim
kurmak için yapılan seyahatler olarak adlandırılabilir (Jamontaite ve Akova, 2016).
Turistik faaliyetler etnik kültürleri, sanatları, performansları ve gelenekleri tanıtarak
etnik kimlikleri güçlendirebilme özelliğine sahiptir.

Csapó (2012)’ya göre yerel kültürler (gelenekler) ve etnik çeşitlilik bu kültür


turizmi çeşidinin temel unsurlarıdır (Csapó, 2012: 210). Farklı kültürleri tanımak
isteyen turist grupları, onların gündelik yaşam seyrine etki etmeyen bir anlayışla
etnik insan topluluklarının bulunduğu yerleri ziyaret ederek gerçekleştirdiği bu
turizm çeşidine katılan turist sayısının da az olacağı ön görülebilmektedir. Zaten
aksi halde yerel kültür, planlı programlı bir şekilde düzenlenmeyen turistik
faaliyetler sonucu bozulacak ve turistik bir çekim bölgesi haline gelecek olan
bölgede farklı bir turizm çeşidinin yaygınlaştığı konuma gelecektir.

3.2.2.5. Etkinlik ve Festival Turizmi

Etkinlik kelimesi TDK Güncel Türkçe Sözlüğünde “bir işletmenin, bir kurumun
belli bir alandaki eylemi, faaliyet, aktivite” şeklinde karşılık bulmaktadır
(www.tdk.gov.tr). Kültür turizmi çeşidi olarak ise etkinlik turizmi Getz (1997)
tarafından, “düzenlendiği kentlerde bulunan doğal ve fiziksel kaynakları
canlandırıcı, o yer için imaj oluşturucu ve bir turizm çekiciliği olarak bir takım
faaliyetlerin sistematik planlanması, geliştirilmesi ve pazarlanmasıdır” (Getz, 1997;
16’dan akt. Yolal, 2017) şeklinde tanımlanmıştır.
100

Kültür turizmi çeşidi olarak etkinlik turizmi ekonomik etki oluşturan ülke ve
kentin tanıtımına katkı sağlayan (Tayfun ve Arslan, 2013; Yolal, 2017) bir yapıya
sahiptir. Ancak etkinlik turizmi sadece arz değil talep yönünden de ele alınmalıdır.
Talep yönünden bakıldığında, etkinlik turizmini tercih eden turistlerin neden
seyahat ettiği, kimlerin seyahat ettiği, bu turistlerin harcama eğilimleri gibi
unsurların bilinmesi gerekmektedir (Timur, Çevik ve Kıyır Kıcır, 2014).

Etkinlikler etkili bir tanıtımla başka kentlerden ve ülkelerden insanların kenti


ziyaret etmesine neden olmakta, önemli bir gelir kaynağı yaratma potansiyeline
sahip gibi görünmektedir. Etkinlik turizmini daha geniş kapsamlı ele alabilmek için
beş bölüme ayırarak incelemekte fayda vardır (Çulha, 2008):

1. Yöresel Etkinlikler: Çeşitli müzik, tiyatro gruplarının gösterisi; resim


sergileri, yöresel festivaller (karpuz, kiraz festivali, deve güreşi, yağlı güreş
organizasyonları, panayırlar, v.b),

2. Küçük Bölgesel Etkinlikler: Çeşitli ticaret ve sanayi fuarları (Uluslararası


İzmir Fuarı, Selanik Fuarı, v.b), özel mesleki fuarlar ve sergiler (banyo fuarı, turizm
fuarı, kuyumculuk fuarı, v.b),

3. Önemli Bölgesel Etkinlikler: İstanbul Müzik Festivali, vb; 4. Ulusal


Etkinlikler: Rio Karnavalı, Cannes Film Festivali, v.b;

5. Uluslararası Büyük Etkinlikler: Dünya Kupası, Olimpiyat Oyunları, v.b.

Festival kelimesi TDK Güncel Türkçe Sözlüğünde “bir bölgenin en ünlü ürünü
için yapılan gösteri, şenlik” (www.tdk.gov.tr) şeklinde karşılık bulmaktadır. Kelime
anlamı olarak turizme yatkınlığı hemen göze çarpan festival kavram olarak
“Dönemi, yapıldığı çevre, konusu, katılanların sayısı gibi nitelikleri belli bir
programla belirtilen ve özel önemi olan sanat, kültür, bilim, ekonomik faaliyet, ürün,
dönem veya belli bir temaya yönelik olarak düzenlenen, tek seferlik veya belli
aralıklarla tekrarlanan gösteri ve etkinlikler dizisidir” (Atak, 2009; 37) şeklinde
tanımlanabilir.
101

Festivaller ulusal ve uluslararası turizm hareketlerinde olduğu kadar, yerel


turizmin gelişmesinde de etkin bir rol oynamaktadır. Festivaller, hem dünya
insanları arasındaki dostluğu pekiştirmekte, hem de tanışılan yeni kültürlere ve
yaşamlara duyulan merakı körükleyerek insanları yeni yerler görmeye teşvik
etmektedir. Festivaller; ziyaretçilerine, hiç tanımadıkları bir yöreyi görme, farklı bir
kültürü öğrenme ve yaşam tarzları farklı olan insanlarla bir araya gelme fırsatları
vererek, ülke ve yerel turizmin gelişmesine önemli düzeyde hizmet etmektedirler
(Gül, Erdem ve Gül, 2013).

Festival turizminin önemli kaynakları olarak ise somut ve somut olmayan


kültürel miras unsurları gösterilmektedir. 2014 yılında yapılan bir çalışmaya göre
Türkiye’de toplam 1254 festival düzenlenmektedir. Bu festivalleri altı temaya
bölerek inceleyen araştırmaya göre kültür temalı festivaller 508 adet ile en çok
düzenlen festivaller olarak ortaya çıkmaktadır (Giritlioğlu, Olçay ve Özekici, 2015).
Kültürel festivallerin ağırlıkta olmasının nedeni olarak birçok uygarlığa ev sahipliği
yapmış olan Anadolu’nun zengin kültürel miras birikimi gösterilebilir.

3.2.2.6. İnanç Turizmi, Hac Rotaları

TDK Güncel Türkçe Sözlüğü’nde “inanç” kelimesi: “bir düşünceye gönülden


bağlı bulunma; birine duyulan güven, inanma duygusu; inanılan şey, görüş, öğreti;
Tanrı'ya, bir dine inanma, akide, iman, itikat” gibi kelimelere karşılık gelmektedir
(www.tdk.gov.tr). İnanç turizmi ise “İnsanların devamlı ikamet ettikleri, çalıştıkları
ve her zamanki olağan ihtiyaçlarını karşıladıkları yerlerin dışına, dini inançlarını
gerçekleştirmek inanç çekim merkezlerini görmek amacıyla yaptıkları turistik
amaçlı gezilerin turizm olgusu içerisinde değerlendirilmesi”
(yigm.kulturturizm.gov.tr) olarak tanımlanabilmektedir. Başka bir tanıma göre inanç
turizmi; ”Kutsal kabul edilen yerleri ziyaret etme, dini törenlere katılma, ve izleme
şeklindeki dini vazifeleri yerine getirme amacı ile yapılan ziyaretlerin veya
faaliyetlerin turizm anlayışı içersinde değerlendirilmesidir” (Küçük, 2010). Turistik
faaliyetler genelde dinlenmek ve tatil geçirmek olgularının üzerinde yoğunlaşmış
olmasına rağmen; eğitim ve bilgi seviyesini arttırmak, dünya görüşünü geliştirmek,
yeni yerler keşfetmek ve onların tarihi, yaşam biçimi ve kültürü hakkında bilgi
sahibi olmak, dini gereklerini yerine getirmek, dini alanları ziyaret ederek manevi
102

huzur aramak gibi motivasyonlara bağlı olarak da gelişebilmektedir (Okuyucu ve


Somuncu, 2013). Öte yandan kişilerin sahip olduğu kendi kültürel değerleri (bilgiyi,
sanatı, dini, ahlakı, örf ve adetleri, alışkanlıkları içine alan bir unsur olarak) nereye
ne amaçla seyahat edileceği konusunda da belirleyici bir unsurdur denilebilir
(Batman, 2013).

İnanç turizminin çıkış noktasını kişilerin dini duygularının turistik bir faaliyete
dönüşerek ekonomik kazanç oluşturmaktadır. Doğru stratejiler doğrultusunda
önemli ekonomik kazanç sağlayabilecek imkanlar sunmaktadır (Güzel, 2010).
Türkiye’de 43 ilde çeşitli inanç merkezlerinin tanıtımı T.C Kültür ve Turizm
Bakanlığı tarafından internet sitesinde (www.kultur.gov.tr.) yapılmaktadır. 1965’li
yıllarda Türkiye’de “Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü” (DİE) tarafından anket
şeklinde başlayan inanç turizmi çalışmaları, 1993 yılında “Türkiye’de Yer Alan Dini
ve Kutsal Yerlerin Envanteri” çalışması ile devam etmiştir. 1995 yılında
“Anadolu’nun Kutsal Yerler Haritası” adlı çalışma T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı
ve Dinler Tarihçileri iş birliği ile hazırlanmaya çalışılmış ancak bu çalışma
tamamlanamamıştır (Küçük, 2013; 37).

3.2.2.7. Yaratıcı Kültür, Yaratıcı Turizm

Yaratıcılık, yeni fikirlerin geliştirilmesi ve bu fikirlerin, fonksiyonel tasarımlar,


özgün sanatsal ve kültürel ürünler, bilimsel buluşlar ve teknolojik yenilikler
geliştirmek üzere kullanılmasıdır. İlk kez Richards ve Raymond tarafından
tanımlanan yaratıcı turizm kavramı ise, kültür turizminin bir parçası veya bu
turizme tepkiden sonucu tanımlanmıştır. “Yaratıcı turizm; yaratıcı potansiyellerini
geliştirmek isteyen turistlere, bulundukları tatil beldesinin özelliklerini aktif katılımla
öğrenme ve geliştirme fırsatı sunan bir turizm çeşididir” (Akşit Aşık, 2014). Başka
bir tanımda yaratıcı turizm; “doğrudan kültürel uğraşı ve otantik tecrübelere
seyahat ederek, farklı bölgelerin kültürel mirasına, sanatına, günlük yaşantı ve
uğraşılarına tanık olmak, katılımcı öğrenme süreci ile iştirak etmektir” (Özdaşlı,
Özdaşlı ve Alparslan, 2010).
103

Çizelge 3.6. Yaratıcı turizm olarak kullanılabilecek faaliyetler (Creative-based Strategies in Small
and Medium-sized Cities: Guidelines for Local Authorities, (2011:20)’den akt. Akşit Aşık, 2014).

Geleneksel kültür ve El sanatları, antika ve Kuyumculuk, tekstil, seramik, ahşap işleme, antika ve
tarihi ve kültürel miras restorasyon mimari restorasyon, vb.
Geleneksel mutfak Yemek yapımı, yöresel mutfak v.b.
Tarihi, kültürel ve doğal miras Müzeler, arşivler, kütüphaneler, anıtlar, doğal parklar v.b.
Sanat Görsel sanatlar Resim, heykel, fotoğraf, edebiyat, v.b.
Performans sanatları Tiyatro, dans opera sirk, kukla v.b.
Kültürel endüstriler Görsel-işitsel Film, televizyon, video, radyo, belgesel, v.b.
Müzik Canlı müzik, albüm, plak, cd, v.b.
Yayıncılık Kitap, dergi, gazete, v.b.
Yaratıcı faaliyetler Tasarım Moda tasarımı, grafik tasarımı, iç mimari, v.b.
Yaratıcı hizmetler Mimari, reklam, v.b.

Çizelge 3.6.’da görüldüğü gibi, bir ülkenin tüm mirası (somut, doğal ve
SOKÜM), yaratıcı turizmde arz kaynağı olarak kullanılabilmektedir. Diğer taraftan
bu başlıkta SOKÜM’ün ağırlığı göze çarpmaktadır. Başka bir anlatımla modern
dünya ile geçmiş arasında köprü görevi üstlenen her unsur, bir yaratıcılık
malzemesi olarak kullanılabilmekte ve pazarlanabilmektedir.

3.2.3. Kültür Turisti

Turizm sektörünün de önemli bir ayağı olan pazarlama teorisine göre,


müşteri gereksinim ve isteklerinin belirlenmesinden sonra müşteri odaklı bir
pazarlama stratejisinin tasarlanması gerekmektedir. Bu bağlamda turizm
pazarlama stratejileri geliştirilirken, hangi müşterilere hizmet verileceği ve bu
müşteriler için nasıl değer ortaya konulacağı sorusu pazarlama anlayışlı bir
yaklaşımla ele alınmaktadır diyebiliriz. Stratejilerin oluşumunda ise öncelikli olarak
bilinmek istenen kime hizmet verileceğidir (Altunel ve Kahraman, 2012). Tam da
bu noktada turistlerin çeşitli özelliklerine göre tasnifi ve tanımlamaları
araştırmacıların ilgi odağı olmuş durumdadır. Bu yaklaşımla yapılan bir tanımda
kültür turisti; ”ana seyahat nedenine önem vermeksizin kültürel bir hizmetten
yararlanan ya da yararlanma niyetinde olan tüm turistleri kapsar” (McKercher
2002) şeklindedir.

Kültür turizminde talebi oluşturan turistlerin istek ve ihtiyaçlarını belirlemeye


yönelik Lohmann ve Mundt (2002)’un yapmış oldukları çalışmada insanların kültür
turizmine katılma nedenlerini şu şekilde sıralamışlardır:
104

-Tam anlamıyla eğitim amaçlı yapılan geziler (Dil öğrenme maksadıyla


yapılan geziler, fotoğrafçılık, resim ve çizim yapmak, vb.)

- Klasik öğrenme amaçlı geziler,

- Kültürel faaliyetlerin bir parçası olmak amacıyla yapılan kültür gezileri

- Kültürel deneyim kazanma amacıyla yapılan geziler,

- Tatilleri boyunca kültürel alanları veya kültürel faaliyetlerle ilgi duyulması


sebebiyle yapılan geziler,

- İş gezileri amacıyla kültürel faaliyetlere katılma fırsatı yakalayan turistlerin


gezileri (Lohmann ve Mundt, 2002; 219’dan akt. Özkan, Hassan, 2017).

Kültür turistinin özellikleri ise (Aksu, 2004: 51):

- Diğer turistlere göre daha fazla ekonomik geliri olan,

- Tatildeyken daha fazla harcayan,

- Genel halktan daha eğitimli,

- Yaş ortalaması genellikle 50 üstü olan,

- Düzenli turistlere göre daha çok gruplar şeklinde seyahat eden,

- Seyahat zamanları genellikle Nisan ile Eylül ayı sonları olan ve tatildeyken
bölgede daha fazla zaman harcayan kişilerdir.

Kültür turistinin özelliklerinde yüksek gelir, yüksek eğitim düzeyi ve yaş


unsurları kültür turizmi tanımlarında da rastlanan ifadelerle desteklenmektedir. Bu
bağlamda Gülcan (2010)‘ın kültür turizmi tanımındaki doğrudan ve dolaylı
faaliyetleri bu kapsamda düşünülebilir. Kültür turisti tipleri ile ilgili araştırmalarda,
kültür turizmine katılan turistler değişik sınıflandırmalara tabi tutulmuş ve farklı
105

kültür turisti tipleri önerilmiştir (Altunel ve Kahraman, 2012). Bu tipoloji çalışmaları


içinde en çok kabul edilen Mc. Kercher (2002)’ın seyahat motivasyonu ve deneyim
derinliğine göre yaptığı beşli sınıflamadır. Aşağıda bu sınıflama, Ayvacı ve
Gülcan’ın (2017) çevirilerine dayalı olarak Çizelge 3.7.’te görülmektedir.

Çizelge 3.7. Kültür Turisti Tiplerinin Sınıflandırılması (Ayvacı ve Gülcan, 2017).

Kültür Turisti Tipleri Özellikler


Amaçlı kültür turisti Bir destinasyonu ziyaret etmede temel motivasyonu
kültür olan ve oldukça derinlemesine ve detaylı kültürel
deneyime sahip olan turist
Amaçlı düşük deneyimli kültür turisti Bir destinasyonu ziyaret etmek için temel nedeni kültür
olan fakat amaçlı kültür turistine göre deneyimi daha az
derinlikte ve detaylandırılmış olan turist
Tesadüfî yüksek deneyimli kültür turisti Kültürel nedenlerle seyahat etmeyen fakat kültürel
faaliyetlere katılım sayesinde derin bir kültürel
deneyime sahip olan turist
Zayıf amaçlı kültür turisti Seyahatinde kültürel turizminin zayıf bir motivasyon
kaynağı olduğu ve kültürel deneyimin yüzeysel olduğu
turist
Tesadüfî kültür turisti Kültürel nedenlerle seyahat etmeyen ancak bununla
birlikte bazı faaliyetlere katılan ve yüzeysel deneyime
sahip olan turist

Çizelge 3.7.’ye göre kültür turistleri beş farklı sınıflamada olabilmektedir.


Çizelge kültür turistlerinin destinasyon tercihindeki amaç düzeyi ve elde edilen
deneyim düzeyine göre şekillenmektedir. Özellikle son üç basamaktaki turist tipi
kitle turizmine katılan turistlerin animasyon gösterileri gibi eğlence hizmetlerinde
SOKÜM unsurları ile temasından sonra kültür turisti olarak sayılabilmesine imkan
vermektedir (Ayvacı ve Gülcan, 2017).

Diğer taraftan turizm işletmeleri hizmeti yoğun olarak kullanan bir alan olması
ve aynı zamanda çok çeşitli olmasından dolayı zaman içersinde bazı değişimlere
uğraması, gelen turist tiplerini de değişime uğratmaktadır. Türkiye’de bu değişim;
“Amaçlı kültür turisti” diye ifade edilen “bir destinasyonu tercih etmesinde temel
motivasyonu kültür olan ve oldukça derinlemesine ve detaylı kültürel deneyime
sahip” turist tipinden, “kültürel nedenlerle seyahat etmeyen ancak bununla birlikte
bazı faaliyetlere katılan ve yüzeysel deneyime sahip” olan “tesadüfi kültür turisti”
tipinin artması şeklinde gerçekleşmiştir (Çetiner, 2017). Başka bir anlatımla somut
kültürel unsurlar ile SOKÜM unsurlarının turizme dahil edilmesi ve planlı bir süreç
içersinde kültüre olan talebi doğru bir şekilde değerlendirilmemesi gelen turist
tipinin değişimine neden olabilmektedir diyebiliriz.
106

Pazarlama yaklaşımlarının konusu olan müşteri odaklı ürün geliştirme


cephesinde, turist tiplerinin belirlenmesi stratejik önem arz ediyor gibi
görünmektedir. Öte yandan kültür turistinin tiplere ayrılması, animasyon faaliyetleri
gibi farklı turizm hizmetlerinin içeriğinde kullanılacak olan SOKÜM unsurlarının
ağırlığı hakkında da program sorumlularına bir fikir vermesi açısından
değerlendirilebilir. Başka bir anlatımla turizm animasyon programı sorumluları,
programları oluşturma aşamasında kültür turisti tiplerini göz önünde bulundurarak
daha etki programlar ortaya kayabilirler.

3.2.4. Turizmin Kültürel Varlıklar Üzerindeki Etkileri

Artan turizm hareketleri özellikle gelişmekte olan ülkelerde, oluşturduğu


olumlu ekonomik boyut neticesinde, çoğu olumsuz etkiyi gölgede bırakmayı
başarmış gibi görünmektedir. Ancak tartışılagelen turizmin etkileri meselesi bir çok
farklı alanda genişlemektedir (Bertan, 2009). Çok sayıda çalışma (Bertan, 2009;
Cengiz ve Kırkbir, 2007; Çalışkan ve Tütüncü, 2008; Kısa Ovalı, 2007; Özaltın
Türker ve Türker, 2014; Özdemir ve Kervankıran, 2008; Tunç Hussein ve Saç,
2008; 125; Uçar, Uçar, Kurnaz ve Akyurt Kurnaz, 2012; Uygur ve Baykan, 2007;
Uslu ve Kiper, 2006; Usta, 2009; 83) halihazırdaki bir çok konuyu aydınlatmakta
olsa da, eko turizm, sürdürülebilir turizm, çevreci turizm ve sorumlu turizm gibi,
turizmin etkisini en alt seviyeye indirme amaçlı, turizm anlayışlarının ortaya
çıkmasına da zemin hazırlamaktadır. Yapılan bu çalışmalar, turistik hareketlerin
başta ekonomik olmak üzere, sosyal, kültürel ve çevresel etkilerinin olumlu ya da
olumsuz yönlerini ortaya koymaya çalışmaktadır. Araştırmaya konu olan bu etkiler,
turizm bölgesinde yaşayan yerli halk boyutunda ayrıca bir önem ortaya
koymaktadır (Özaltın Türker ve Türker, 2014; Özdemir ve Kervankıran, 2008).
Başka bir anlatımla turizmin tüm etkileri olumlu ya da olumsuz olarak yerel halkta
karşılık bulmaktadır diyebiliriz.

Öte yandan turizmin yerel halk üzerinde oluşturduğu etkiler, bölge bölge
farklılık gösterebilmektedir. Çalışkan ve Tütüncü (2008), turizm bölgesi olan
Kuşadası’nda yapmış oldukları araştırma ile bu durumu gözler önüne sermiştir.
Söz konusu araştırmada Butler, Doxey ve Murphy’nin turizm yatırımları bir bölgede
geliştikçe, başlangıçta hoşgörülü turist ağırlayan yerli halkın, turizmin ekonomik,
107

sosyal ve çevresel açıdan uzun dönemde sağlayacağı fayda konusunda giderek


daha şüpheci olduğu ve dolayısıyla turistlere karşı olumsuz tavırlar takındığı,
görüşünü Kuşadası’nda yapılan bu araştırmayla test etmişlerdir. Sonuç olarak
Kuşadası halkının turizm gelirlerinden büyük bir bölümü istifade edemezken, yine
halkın büyük bir çoğunluğu ekonomik yönden düşük gelir grubuna dahil
olduklarını, ancak yine de halkın turizme sıcak baktığı, ekonomik ihtiyaçlarını
turizmin ortaya çıkardığı gelir sayesinde karşılayabileceklerini düşündükleri ortaya
çıkmıştır (Çalışkan ve Tütüncü, 2008). Görüldüğü üzere turizmin etkileri genel
olarak dört boyutta açıklanmaya çalışılırken, turistik bölgelerde turizm etkisinin
farklı sonuçları doğabilmektedir. Bu çalışma kapsamında turizmin kültürel varlıklar
üzerindeki etkileri olumlu ve olumsuz olmak üzere iki başlık altında
incelenmektedir.

Turizmin etkileri konusunda olumsuz etkilerin en alt seviyeye indirilerek


olumlu etkilerin üst seviyelere çıkarılmasında devletin ayrı bir rolünün olduğunu
söylemek gerekir. Konu ile ilgili kültürel varlıkların korunması meselesi en önemli
unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Öyle ki somut kültürel varlıkların korunması
amacıyla gerek Türkiye’de çıkarılan yasalar ve gerekse uluslar arası taraf olunan
anlaşmalarla bu varlıklar korunmaya çalışılmaktadır. Kültür varlıklarını korumak
için çıkarılan 2863 sayılı “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu” ile kültür
varlıkları “tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili
bulunan veya tarih öncesi ya da tarihi devirlerde sosyal yaşama konu olmuş
bilimsel ve kültürel açıdan özgün değer taşıyan yer üstünde, yer altında veya su
altındaki bütün taşınır ve taşınmaz varlıklar” olarak tanımlanmıştır (23/07/1983
Tarihli 18113 sayılı Resmi Gazete). Bu varlıkların kimisi, insanlığın ortak mirası
kabul edilerek Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Organizasyonu olan
UNESCO tarafından da tescillenmektedir. UNESCO’nun 16.11.1972 tarihinde
yürürlüğe giren Dünya Doğal ve Kültürel Mirası Koruma Sözleşmesi gereği bazı
somut doğal ve kültürel varlıklar, belirli kriterlere göre tescillenerek Dünya Miras
Listesi’ne alınmakta (Akpınar, 2007) ve bu mirasa sahip olan ülkelerin de bu mirası
korunması için belirli koşullar getirilmektedir.

Somut kültürel varlıklara dayalı gelişen kültür turizmi hareketleri


araştırmacıların SOKÜM unsurlarını da hesaba katmak istemesiyle daha zengin
108

ürünlerin ortaya konulabilmesini ön görmektedir (Gülcan, 2010). Ancak niteliksiz


sunum, özellikle SOKÜM konusunda yarardan çok zarar getirecektir. Halihazırda
Türk Geceleri adıyla turistlere sunulan, yetersiz ve özensiz hazırlanmış pek çok
kültürel aktivitenin amaçlanan yarardan çok, zarar verdiği düşünülmektedir.
(Karaman ve diğerleri, 2016). Turistik bölgelerde eğlence faaliyetlerinin
gerçekleştirilmesi ile ilgili olarak, mekanların kurulması teşvikinde ve aynı
zamanda eğlence faaliyetlerinde, devletin doğrudan ya da dolaylı olarak etkileri
vardır. Turizm animasyonları, Türk Turizminde, dinlence ve rekreasyon
hizmetlerinin planlanması konusunun bir alt başlığı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye’de turizm dinlence ve rekreasyon hizmetlerinin planlanması, yürütülmesi
ve denetiminden birinci derecede sorumlu kurum olarak T.C. Kültür ve Turizm
Bakanlığı gösterilmektedir (Hacıoğlu ve diğerleri, 2009; 118).

1993 yılında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı denetiminde, turistik bölgelerde


çeşitli eğlence merkezleri kurulması projesi gerçekleştirilmiştir. Kurulacak eğlence
merkezlerinin amacı bölgeyi ziyaret eden turistleri turizm animasyon faaliyetleriyle
eğlendirmektir (Gökdeniz ve Dinç, 2000). Bu bağlamda devlet tarafından eğlence
mekanları teşvik edilirken turistlerin ağırlanmasında turizm animasyonlarına da
ayrı bir önemin verildiği görülmektedir.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, animasyon ve eğlence ihtiyaçlarının


karşılanması için turizm master bölge planlaması içinde aşağıdaki çalışmaları
gerçekleştirmektedir (Hacıoğlu ve diğerleri, 2009; 118);

“-Mevcut kaynakların envanteri

-Talep analizleri ve incelenmesi

-Bölgesel turistik gelişim planlanması

-Rekreasyon tesislerinin planlanması

-Animasyon faaliyetlerinin organizasyonu”.


109

Açıkça görülebilmektedir ki T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı eğlence


mekanlarının kuruluşundan uygulanacak olan eğlence programlarına kadarki
süreci planlı bir şekilde gerçekleştirmektedir. Bakanlığın başka bir turizm
animasyon faaliyetleri ile ilgili çalışmasına örnek olarak ise, özellikle Türk Gecesi
başlığı adı altında düzenlenen programlar, hakkında olduğu söylenebilir. Turizm
animasyon programlarında gerçekleştirilen milli, manevi ve kültürel değerlerin
sunumu esnasında gerekli hassasiyetin gösterilmesi hususunda T.C. Kültür ve
Turizm Bakanlığı; 22,10,2008 tarihinde “Mevlevilik ve Sema Törenleri Hakkında
Genelge” (EK: 1), 06,06,2013 tarihinde “Mevlevi Sema Törenleri ve Genelge” (EK:
2), 28,06,2016 tarihinde “Turizm Tesislerindeki Eğlence Programları” (EK: 3) ve
31,05,2017 tarihinde “Ayin-i Şerif Hakkında Genelge” (EK: 4) olmak üzere dört
adet genelge yayımlayarak, eğlencelerin düzenlendiği ilgili işletmelere
ulaştırmıştır. Bu genelgelerde genel olarak milli gün, özel gece, eğlence, sahne
şovu ve turizm animasyon gösterilerinde kullanılan ulusal ve uluslar arası SOKÜM
unsurlarının kullanımında gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerektiği ve farklı
kültürlere de saygılı olunması gerektiği konularına değinilmektedir.

3.2.4.1. Turizmin Kültürel Varlıklar Üzerindeki Olumlu Etkileri

Çeşitli araştırmalarca turizmin kültürel varlıklar üzerindeki etkileri genellikle


olumlu ve olumsuz etkileri içerecek şekilde incelenmektedir. Konu ile ilgili
çalışmalardan elde edilen bilgiler ışığında olumlu etkiler aşağıdaki gibi
özetlenebilir;

-Turizm, halkın SOKÜM hakkında daha fazla bilgi edinmesini sağlamakta,


kültürel miraslarına ilişkin sahiplenme duygularını artırmakta ve öz değerlerinin
önemini kavramada yardımcı olmaktadır (Usta, 2009: 84; Uçar ve diğerleri, 2012),

-Turizm, kent ya da yöreye ait eski özelliklere yeni değerler katmaktadır (Uslu
ve Kiper, 2006),

-Turizm, yerel kimliğin öne çıkarılmasını mümkün kılarak, geleneksel kültürün


yeniden canlanmasına olanak sağlamaktadır (Uçar ve diğerleri, 2012; Uygur ve
Baykan, 2007; Uslu ve Kiper, 2006),
110

-Turizm, kültürel zenginliğin ve özgünlüğün korunması için araçtır (Uslu ve


Kiper, 2006; Uçar ve diğerleri, 2012; Özdemir ve Kervankıran, 2008; Cengiz ve
Kırkbir, 2007; Kısa Ovalı, 2007),

-Turizm, geleneksel konut dokularını koruyarak, turizm bölgesinin kültürel


peyzajının iyileşmesine destek olmaktadır (Uslu ve Kiper, 2006),

-Yöresel ürünlerin üretimi artar ve yöreye özgü olan bu gıdaların patenti


alınarak kalitesi garanti altına alınır (Uslu ve Kiper, 2006),

-Turizm hareketleri nedeni ile sanatsal ürünlerin ticari olarak kullanılması


sonucu, yerli sanatın canlanması ve yeni sanatçıların çoğalmasına neden
olmaktadır (Doğan, 2004: 134),

-Turistik organizasyonlar yerel halkın da farklı kültürel aktivitelere katılmasını


sağlayarak, yerel halkın da eğlenmesini sağlar (Cengiz ve Kırkbir, 2007),

-İthal kültürün tanınması yanında öz kültürün güçlenmesi ve tanıtılması (Kısa


Ovalı, 2007),

3.2.4.2. Turizmin Kültürel Varlıklar Üzerindeki Olumsuz Etkileri

Turizmin olumlu etkileri sayesinde kültürün korunmasının mümkün olduğunu


ifade etmek iyi niyetli bir yaklaşım olmakla birlikte yetersiz kalmaktadır. Çünkü,
turizmin kültür üzerindeki olumsuz etkileri, kültürel değerlerin orijinalliğinin
bozulmasına veya tamamen ortadan kalkmasına sebebiyet verebilir. Kültürel miras
unsurlarının kontrolsüz, plansız ve özensiz sunumu özellikle bu durumu
tetiklemektedir. Bu sebepten dolayı turizmin olumsuz etkilerini en aza
indirilebilmek adına, bu konuya daha dikkatli yaklaşmak faydalı olacaktır (Türker
ve Çelik, 2012). Turizmin kültürel varlıklar üzerindeki etkileri konusunda yapılan
bazı araştırmalardan çıkan sonuçlar aşağıda maddeler halinde özetlenmektedir.

-Turistler ile yerel halkın farklı sosyo-kültürel yapıları nedeni ile beklentilerin
farklılık arz etmesi durumu, kültürel bozulma olarak kendini göstermektedir. Bu
bozulmalar dil, aile yaşantısı ve kumar, alkol gibi kötü alışkanlıkların kazanılması
111

şeklinde olabilmektedir (Kahraman ve Türkay, 2004: 48; Kısa Ovalı, 2007; Uslu ve
Kiper, 2006),

-Bilinçsiz tüketilen kültürel mirasın ve yöresel özelliklerin tahribi (Uçar ve


diğerleri, 2012; Özdemir ve Kervankıran, 2008),

-Doğal, tarihi ve kültürel yönden önemli potansiyele sahip iç kesimlerdeki


turizm alanlarında, turizmin gelişmesiyle birlikte mekânsal değişiklikler olmaktadır
(Özdemir ve Kervankıran, 2008),

-Kırsal alanların ve yaşam tarzlarının zamanla ticaretleşme nedeni ile yerel


yaşam hikayelerinin ve kimliklerinin özgünlüklerini kaybetmektedir (Uslu ve Kiper,
2006),

-Otantik yerleşimlerin kentsel alanlara dönüşme/benzeme gibi istenmeyen


yan etkileri olabilir (Uslu ve Kiper, 2006; Kahraman ve Türkay, 2004: 48),

-Özgünlükleri ile (yemek kültürü, özgün el sanatları, kültürel mirasların)


kentsel yerleşimlerin çekici noktaları olan ama aynı zamanda yaşamlarının
devamlılığını sağlayacak unsurların da kaybı ya da ticarileşmesi ile kimliksizleşir
(Uslu ve Kiper, 2006),

-Yöreye özgü sanatsal ürünlerin ticari olarak kullanılması sonucu niteliklerini


kaybetmeleri (Doğan, 2004: 134),

-Dinsel inanç ve değerlerin değişmesi (Doğan, 2004: 131),

gibi olumsuz etkiler özellikle gelişmekte olan ülkelerde daha karmaşık bir hal
almaktadır. Olumsuzluklar yöre halkının turizme olumsuz bakmaya başlamasına
neden olabilmektedir. Bu duruma, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumu,
işsizlik, enflasyon gibi politik ve siyasal diye adlandırılabilecek unsurlar da etki
edebilmektedir (Kahraman ve Türkay, 2004: 49). Başka bir anlatımla kültürel
mirasın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasında gerek turizmin gerek
başka unsurların etkileri söz konusudur.
112

3.3. Turizm Animasyon Programlarında Ürün Kaynağı Olarak SOKÜM

Genel anlamda tüm turizm sektöründe hakim görüş olarak güneş, kum ve
deniz doğal kaynaklarıyla piyasada rekabet etmek olanaksız gibi görünmektedir.
Geceleme sayısının artırılması, daha fazla eğlence imkanının sunulması ve de
nihai amaç olan daha fazla kazanç sağlamanın yolu turistik ürün çeşitlendirmesi ile
mümkün gibi görünmektedir (Çulha, 2008). Ancak tüm sektörler için geçerli olan
ürün geliştirilme süreci olarak “gerçekleştirilebilir bulunan düşünceler ya doğrudan
veya ürünün ve pazarın özelliklerine göre model üretimi (prototip) ile somut hale
getirilmesi” (Ardahan, 2016: 242) anlamında alanında uzmanlarca yapılması takip
edilmesi gereken bir süreç olarak görünmektedir. Bu bağlamda turistik ürün
geliştirmeyle ilgili olarak ürün geliştirmenin ilk basamağı olan yenilikçi düşüncelerin
ortaya atılmasıyla yeni turistik ürünlerin piyasaya girmesi sağlanabilir.

Turistik ürün değişik nitelikteki unsurların oluşturduğu karmaşık bir üretim


olarak açıklanmaktadır. Örneğin bir lokanta aşçısının yaptığı yemekler, bir rehberin
turistleri gezdirmesi, bir garsonun servis yapması gibi (Hacıoğlu, 2000: 39) turizm
animatörünün turistleri eğlendirmesi de turistik bir üretim olarak düşünülebilir. Belli
bir program dahilinde olan ve rekreasyondan bu yönü ile ayrılan turizm
animasyonları programa kaynaklık eden kültürel öğeleri içinde barındırır. Turizm
animasyon programları; sportif faaliyetler, çocuk aktiviteleri, gösteriler, yetişkinler
için su ve kara aktiviteleri, sergiler, fuarlar ve şenliklerin bireysel veya grup olarak
hitap ettiği turist kategorisine göre, günlük ya da haftalık, olabilmektedir (Dalkılıç
ve Mil, 2017). Aynı zamanda iyi hazırlanmış eğlence programları turistleri
çekmekte ve onların faaliyetlere katılımını artırmaktadır (Adına ve Dana, 2010).
Öte yandan bu programlar personelin özverilerine, eğitimlerine ve başarılarına
bağlı bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır (Dimitrov, 2014).

Turizmin ortaya çıktığı yıllarda bedeni dinlenmenin ön planda olmasına


rağmen 1980’li yıllardan sonra talep farklı kültürleri tanıma ve seyahat edilen
bölgenin kültürünü öğrenme amacına doğru geçiş yapmıştır. Turizmin olumsuz
etkileri olarak görülen, yerel halkın kültürel değerlerini kaybetmesi, söz konusu
olsa da planlı bir şekilde gerçekleştirilen turistik faaliyetler kültürel değerlerin
korunmasını mümkün kılabilmektedir. Türkiye turizm endüstrisinde sıkça yapılan
113

bir hata olarak, talebin arzı ortaya çıkarmasından kaynaklanan, herhangi bir üretim
süreci söz konusu olmaksızın ürünün piyasaya sürülmesi ve turistin kullanımına
sunulmasıdır (Türker ve Çelik, 2012). Burada vurgulanan konu turistin yerli kültürü
merak etmesinden kaynaklanan talebin, planlanmadan pazara sunulan kültürel
ürünün, faydadan çok zararının olmasıdır.

Turizmde konaklama özellikle işletmeleri, bölgesel ve uluslar arası alanda


rekabet etmek için büyük avantaj sağlayan, zenginleştirilmiş ürün potansiyeline
sahip olan, animasyon faaliyetleriyle daha farklı avantajlar yakalayabilmektedir.
Ancak turizm animasyonlarında kullanılan milli kültüre ait kültürel öğeler farklılık ve
özgünlük ortaya koysa da, animasyon programlarında kullanımının azlığı ve daha
da kötüsü milli kültürü bozucu nitelikte bazı uygulamaların varlığı araştırmacıların
ilgisini çekmiş ve alanda yapılan araştırmalar sonucu bazı saptamalarda
bulunmuşlardır. Animasyon faaliyetlerinde kullanılması gereken SOKÜM ulusal
unsurlarının da içinde yer aldığı ve aynı zamanda halihazırda yanlış kullanıldığı
düşünülen uygulamalar çeşitli yazarlar tarafından dile getirilip, aşağıdaki öneriler
yapılmaktadır.

-SOKÜM ulusal unsurlarının sunum ve tüketiminin, bu ürünlerin üretim, içerik


ve işlev özelliklerini tanıyarak yetişmiş uzmanlar tarafından yapılmalıdır (Ekici,
2013; Özünel, 2014),

-SOKÜM ulusal unsurlarının yanlış pazarlama faaliyetleri nedeniyle;


yozlaşması, orijinalliğinin kaybolması, gerçek değerinde sergilenememesi
önlenmelidir (Türker ve Çelik, 2012),

-SOKÜM ulusal unsurlarından turistik ürün olarak geliştirilirken öncelikle yerel


halkın kazanımlarının arttırılması yoluna gidilmelidir (Türker ve Çelik, 2012),

-SOKÜM ulusal unsurlarının turizm animasyonlarında deneyimlenmesi


sağlanmalıdır (Akgöz, 2003: 114; Türker ve Çelik, 2012)
114

-Gece animasyonlarında yabancı müzikallerden daha çok, SOKÜM ulusal


unsurlarından yararlanılmalıdır (Acar, 1999: 76; Karaman ve diğerleri, 2016;
Kahveci, 1994: 68),

-Türk Geceleri adıyla turistlere sunulan, yetersiz ve özensiz hazırlanmış pek


çok kültürel aktivitenin amaçlanan yarardan çok, zarar vermesi önlenmelidir
(Akgöz, 2003: 112; Ayvacı ve Gülcan, 2017; Karaman ve diğerleri, 2016),

-Mevlevi-Semah’ı gibi dini temanın sergilendiği gösterilerin, alkollü


ortamlarda gösteriminin yapılması gibi, özensiz sunumu ortadan kaldırılmalıdır
(Türker ve Çelik, 2012),

-Türk Kahvesi geleneği gerektiği gibi sunulmalıdır (Türker ve Çelik, 2012),

-Mini kulüplerde Karagöz, Kukla, Nasreddin Hoca ve Keloğlan gibi çocukların


ilgisini çekebilecek aynı zamanda kültür aktarımını gerçekleştirebilecek unsurların
kullanılmalıdır (Türker ve Çelik, 2012; Yakıcı, 2009; Kurt, 2009: 192),

-Türk mutfağının hobi mutfağı gibi uygulamalarla, animasyon aktivitesi


şeklinde programlanmalıdır (Türker, Çelik, 2012; Kurt, 2009: 193),

-Sedef kakma, ebru, oya işleme, halı dokuma, telkari, ahşap işçiliği gibi
ulusal unsurların hobi atölyeleri şeklindeki uygulamalarla animasyon aktivitesi
şeklinde programlanmalıdır (Türker, Çelik, 2012),

-Turizm animasyon aktivitelerinde Türkiye’de yılın belirli zamanlarında


yapılan yerel festivaller ve organizasyonların, tanıtımı yapılmalıdır (Türker, Çelik,
2012; Kurt, 2009:194 ),

-Animatörlerin SOKÜM ulusal unsurları hakkındaki bilgisizliğinin giderilmesi


için gerekli eğitimler verilmelidir (Acar, 1999: 76; Çeribaşı, 1994: 82; Kahveci,
1994: 64; Akgöz, 2003: 114; Kurt, 2009:193).

-Turizm animasyon programlarında ürün kaynağı olarak SOKÜM ulusal ve


uluslar arası unsurlarının kullanımı, farklı cephelerin bakış açılarıyla birlikte
115

değerlendirilmesi gereken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Öyle ki halk


bilimi cephesinin araştırmalarıyla ortaya konulan unsurlar turizmde müzelerde,
günübirlik turlarda, yiyecek içecek hizmetlerinde, turistik hediyelik eşya sektöründe
ve turistik eğlence sektöründe kullanımıyla ilgili az sayıda çalışma da bu görüşü
destekliyor gibi görünmektedir. Öte yandan sadece turizm cephesinde somut
varlıklara dayalı turizmin SOKÜM unsurları ile zenginleştirilmesi hayli araştırmaya
konu olmuş ve olmaya da devam edecek gibi gözükmektedir. Bu araştırmalara ek
olarak temelde turizm animasyon programlarında SOKÜM unsurlarının
kullanımıyla ilgili olarak, öncelikli olarak turizm animasyon programı karar
vericilerinin görüşlerine başvurularak, mevcut durumun bu kişilerin bakış açıları ile
ortaya koyulması gerekmektedir. Bu çalışmanın sonuçlarına göre ise, SOKÜM’ün
turizm animasyonu programlarında kullanımında gerekli olan şartların ortaya
konularak farklı cephelerden, sağlanan faydaların en üst seviyeye çıkarılması için
çalışmaların yapılması gerekmektedir.
116
117

4. ARAŞTIRMA BULGULARI

Araştırmanın bu kısmı, animasyon programlarını planlayan ve içeriğine karar


veren yöneticilere yönelik hazırlanmış yarı yapılandırılmış mülakat formu ile elde
edilen bilgilerin analizi ile oluşturulmuştur. Mülakatlar her bir yönetici ile randevulu
biçimde ve yüz yüze görüşülerek gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler sırasında formlar
doldurulurken aynı zamanda görüşme ses kaydına da alınarak veri kaybının
önüne geçilmeye çalışılmıştır. Veriler içerik analizi yöntemine göre tasnif edilmiştir.
Analiz esnasında ses kayıtlarına tekrar başvurulmuştur. İçeriklere göre veriler
setler halinde gruplandırılmış ve tablolara aktarılmıştır. Bulgular, yöneticilere
yönelik sorular ve bu sorulara verilen cevapların derlenmiş hali biçiminde
sunulmuştur.

Soru 1 “Yaşınız, eğitim durumunuz ve milliyetiniz? Kaç yıldır yöneticilik


yapmaktasınız?” sorusuna animasyon programı karar vericilerinin verdiği
cevapların analizi;

Çizelge 4.1. Animasyon programı karar vericilerinin yaşlarına, eğitim durumlarına, milliyetlerine ve
yöneticilik deneyimlerine ilişkin bulgular.

Manavgat Otelleri Eğlence Müdürleri (MOEM..) Yaş Eğitim Durumu Milliyeti Yöneticilik Deneyimi (yıl)
MOEM1 55 Lisans T.C. 10
MOEM 2 38 Lise T.C. 8
MOEM 3 43 Lisans T.C. 11
MOEM 4 33 Lise T.C. 9
MOEM 5 50 Lisans Tunus 30
MOEM 6 34 Lisans T.C. 1
MOEM 7 45 Orta Öğretim T.C. 15
MOEM 8 42 Ön Lisans Gürcistan 15
MOEM 9 45 Lisans T.C. 15
MOEM 10 36 Lisans T.C. 7
MOEM 11 26 Lise T.C. 1
MOEM 12 35 Lisans T.C. 1
MOEM 13 48 Lisans T.C. 26
MOEM 14 40 Lise T.C. 12
MOEM 15 24 Lise T.C. 4
MOEM 16 33 Lise T.C. 10
MOEM 17 32 Ön Lisans T.C. 8
MOEM 18 33 Orta Öğretim T.C. 5
MOEM 19 38 Orta Öğretim T.C. 12
MOEM 20 38 Ön Lisans T.C. 10
MOEM 21 31 Lisans T.C. 5
MOEM 22 44 Lise T.C. 16
MOEM 23 40 Lise T.C. 7
MOEM 24 37 Lise T.C. 1
Kapadokya eğlence işletmeleri yöneticileri (KEİY..) Yaş Eğitim durumu Milliyeti Yöneticilik deneyimi (yıl)
KEİY1 35 Ön lisans T.C. 1
KEİY2 46 Lisans T.C. 20
KEİY3 46 Lise T.C. 21
KEİY4 40 Lise T.C. 8
KEİY5 47 Ön lisans T.C. 17
KEİY6 41 Lise T.C. 2
118

Manavgat eğlence işletmeleri yöneticileri (MEİY..) Yaş Eğitim durumu Milliyeti Yöneticilik deneyimi (yıl)
MEİY1 47 Lise T.C. 30
MEİY2 40 Ön Lisans T.C. 10

Araştırmaya katılan Manavgat’ta konaklama hizmeti veren dört ve beş yıldızlı


otellerin eğlence müdürlerinin yaşlarına ilişkin bulgulara göre 20-30 yaş iki
yönetici, 31-40 yaş 14 yönetici ve 41- üstü yaşta ise 8 yönetici bulunmaktadır. Üç
yönetici ortaöğretim mezunuyken, dokuzu lise, üçü ön lisans, dokuzu lisans
mezunudur. Yöneticilerin biri Gürcistan, biri Tunus ve diğerlerinin tümü T.C.
vatandaşıdır. Yöneticilik deneyimleri ise bir yıldan otuz yıla kadar değişiklik
göstermektedir.

Nevşehir’de Kapadokya bölgesinde eğlence hizmeti veren işletme


yöneticilerinin yaşlarına ilişkin bulgulara göre bir tanesi 35, diğerlerinin ise 40 yaş
üstü olduğu ve üçünün lise mezunu, ikisinin ön lisans, birinin de lisans mezunu
olduğu tespit edilmiştir. Yöneticilerin tamamı T.C. vatandaşıdır. Yöneticilik
deneyimleri ise bir yıldan 21 yıla kadar değişiklik göstermektedir.

Manavgat’ta hizmet veren organizasyon şirketleri yöneticilerinin biri 40 diğeri


ise 47 yaşındadır. Bir tanesi lise diğeri ön lisans mezunu olup ikisi de T.C.
vatandaşıdır. Yöneticilik deneyimleri 10 ve 30 yıl olarak tespit edilmiştir.

Soru 2 “Turizm animasyonu eğitimi aldınız mı? Aldıysanız nerede aldınız? Bu


eğitimde SOKÜM ulusal kültür unsurlarıyla ilgili aldığınız dersler nelerdir?”
sorusuna animasyon programı karar vericilerinin verdiği cevapların analizi;

Çizelge 4.2. Animasyon programı karar vericilerinin turizm animasyonu ve SOKÜM eğitimi alma
durumları.

Manavgat Otelleri Eğlence Yöneticilerin turizm animasyonu Eğitim hayatında SOKÜM farkındalığı
Müdürleri (MOEM..) eğitimi alma durumları oluşturan bir ders alma durumları
MOEM 1 Hayır almadım -
MOEM 2 Evet Aldım (Halk Eğitim Kursu) -
MOEM 3 Evet Aldım (Lisans Beden Eğitimi -
Bölümü, Rekreasyon Dersleri)
MOEM 4 Hayır almadım -
MOEM 5 Evet Aldım (Fransa) Fransız kültürüne ait SOKÜM dersleri
MOEM 6 Hayır almadım -
MOEM 7 Hayır almadım -
MOEM 8 Hayır almadım -
MOEM 9 Evet Aldım (Almanya) Alman kültürüne ait SOKÜM dersleri
MOEM 10 Hayır almadım -
MOEM 11 Hayır almadım -
MOEM 12 Hayır almadım -
MOEM 13 Hayır almadım -
MOEM 14 Evet Aldım (Halk Eğitim Kursu) -
119

MOEM 15 Hayır almadım -


MOEM 16 Hayır almadım -
MOEM 17 Evet aldım (TUREM hizmet içi eğitim -
kapsamında sertifika programı)
MOEM 18 Hayır almadım -
MOEM 19 Hayır almadım -
MOEM 20 Evet aldım (Ambiant Kumköy Beach -
Hotel’de hizmet içi eğitim kapsamında)
MOEM 21 Hayır almadım -
MOEM 22 Evet aldım (Mecig Life Hotel’de hizmet -
içi eğitim kapsamında)
MOEM 23 Hayır almadım -
MOEM 24 Hayır almadım -
Kapadokya eğlence Yöneticilerin turizm animasyonu Eğitim hayatında SOKÜM farkındalığı
işletmeleri yöneticileri eğitimi alma durumları oluşturan bir ders alma durumları
(KEİY..)
KEİY1 Evet aldım (Dokuz Eylül Üniversitesi) -
KEİY2 Hayır almadım -
KEİY3 Hayır almadım -
KEİY4 Hayır almadım -
KEİY5 Hayır almadım -
KEİY6 Hayır almadım -
Manavgat eğlence Yöneticilerin turizm animasyonu Eğitim hayatında SOKÜM farkındalığı
işletmeleri yöneticileri eğitimi alma durumları oluşturan bir ders alma durumları
(MEİY..)
MEİY1 Hayır almadım -

MEİY2 Hayır almadım Halk evi kurslarında halk oyunları dersleri,


yöresel giyecek dersleri ve yiyecek içecek
dersleri

Araştırmaya katılan Manavgat’ta konaklama hizmeti veren dört ve beş yıldızlı


otellerin eğlence müdürlerinin turizm animasyonu eğitimi alma durumlarına ait
bulgulara göre 16’sı (%67’si) eğitim almamış, sekizi (%23) ise çeşitli kurumlardan
eğitim almışlardır. Bu kurumların ikisi ülke dışında altısı ise Türkiye’dedir. Bir
yönetici Türkiye’de örgün eğitim kapsamında beden eğitimi bölümünde lisans
düzeyinde, rekreasyon dersleri kapsamında turizm animasyonu eğitimi almıştır.
Beş yönetici (%21) ise yaygın eğitim kapsamında eğitim almıştır. Türkiye’de alınan
bu eğitimlerin tamamında SOKÜM eğitimi verilmemekle birlikte yurt dışında eğitim
alan yöneticilerin o ülkeye ait SOKÜM derslerini aldığı görülmektedir.

Nevşehir’de Kapadokya bölgesinde eğlence hizmeti veren işletme


yöneticilerinin bir tanesi turizm animasyonu eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesinde
almış, diğerleri ise turizm animasyon eğitimi almamıştır. Yöneticilerin tamamı
SOKÜM eğitimi almamıştır.

Soru 3 “İşletme bünyesinde animasyon departmanı (sürekli istihdam edilen


animasyon ekibi) var mı? Varsa, işe alımlarda göz önünde bulundurduğunuz
120

kriterler nelerdir? (animatöre yönelik kriterler, işletmeye yönelik kriterler)” sorusuna


animasyon programı karar vericilerinin verdiği cevapların analizi;

Çizelge 4.3. Araştırmaya katılan işletmelerde işletme bünyesinde animasyon departmanı bulunma
ve işe alımlarda göz önünde bulundurulan kriterler.

Manavgat Otelleri Eğlence İşletme bünyesinde İşe alımlarda göz önünde bulundurulan kriterler
Müdürleri (MOEM..) animasyon departmanı
bulunma durumu
MOEM 1 Var Yabancı dil, espritüel yapı, en az lise mezunu, tecrübe
MOEM 2 Var Yabancı dil, eğlence hizmetlerine yatkın, tecrübe
MOEM 3 Var Yabancı dil, gelişmiş iletişim yeteneği
MOEM 4 Var Yabancı dil, sportif yapı, dans, akrobasi veya müzik yeteneği
MOEM 5 Var Yabancı dil, güler yüz, tecrübe
MOEM 6 Var Yabancı dil, diksiyon, müzik bilgisi, dans bilgisi, çocuk gelişimi
ve eğitimi bilgisi
MOEM 7 Var Yabancı dil, iletişim yeteneği, tecrübe, alkol veya uyuşturucu
bağımlısı olmamak
MOEM 8 Var Yabancı dil, iletişim yeteneği
MOEM 9 Var Çocuk gelişimi ve eğitimi konusunda bilgili, sahne ve dans
eğitimi olan
MOEM 10 Var Yabancı dil, sahne ve dans bilgisine sahip, ikna kabiliyeti
yüksek, problemlerin üstesinden gelebilecek, güler yüzlü
MOEM 11 Var Yabancı dil, tecrübe, iletişim yeteneği, dış görünüş
MOEM 12 Var Yabancı dil, kişilik, karakter, dış görünüş
MOEM 13 Var Güler yüzlü, iletişim yeteneği, sportif
MOEM 14 Var Sportif, iletişim yeteneği
MOEM 15 Var Yabancı dil, sahne yeteneği, dış görünüş
MOEM 16 Var Yabancı dil, sportif
MOEM 17 Var Yabancı dil, tecrübe
MOEM 18 Var Yabancı dil, ailevi yapı
MOEM 19 Var Yabancı dil, ağırbaşlı, az ücretle çalışabilecek, mesai
saatlerinin düzensizliğine ayak uydurabilecek
MOEM 20 Var Sabıka sicil kaydı, iletişim yeteneği
MOEM 21 Var Yabancı dil, tecrübe, karakter
MOEM 22 Var Yabancı dil, sportif
MOEM 23 Yok Yabancı dil, sportif, iletişim yeteneği
MOEM 24 Var Yabancı dil, sportif, iletişim yeteneği
Kapadokya eğlence İşletme bünyesinde İşe alımlarda göz önünde bulundurulan kriterler
işletmeleri yöneticileri animasyon departmanı
(KEİY..) bulunma durumu
KEİY1 Var Tecrübeli ve ekip içi uyumlu olması
KEİY2 Var T.C. vatandaşı olması ve tecrübeli olması
KEİY3 Var T.C. vatandaşı olması ve tecrübeli olması, işini severek
yapması
KEİY4 Var Tecrübeli olması
KEİY5 Var T.C. vatandaşı olması ve tecrübeli olması
KEİY6 Var Tecrübeli olması
Manavgat eğlence İşletme bünyesinde İşe alımlarda göz önünde bulundurulan kriterler
işletmeleri yöneticileri animasyon departmanı
(MEİY..) bulunma durumu
MEİY1 Var Çocuk gelişimi ve eğitimi konularında bilgili, diksiyonu düzgün,
daha çok genç yaşta olması ve milliyeti fark etmemektedir.
MEİY2 Var Halk oyunları konusunda yetenekli, çocuk gelişimi ve eğitimi
bilgisi olan, tecrübesinin olması, sahne bilgisi ve yeteneği olan

Araştırmaya katılan Manavgat’ta konaklama hizmeti veren dört ve beş yıldızlı


otellerin bir tanesinde animasyon ekibi, eğlence hizmeti veren işletmelerden temin
edilirken diğerlerinin tamamında işletme bünyesinde animasyon departmanı
bulunmaktadır. İşe alımlarda göz önünde bulundurulan kriterlerin başında yabancı
dil eğitimi gelirken, espritüel yapıda olmak, en az lise mezunu olmak, tecrübeli
121

olmak, eğlence hizmetlerine yatkın olmak, iletişim yeteneği güçlü olmak, sportif
yapıda olmak, dans/akrobasi veya müzik yeteneğine sahip olmak, güler yüzlü
olmak, çocuk gelişimi ve eğitimi bilgisine sahip olmak, alkol veya uyuşturucu
kullanmamak, ikna kabiliyeti yüksek olmak, problemlerin üstesinden gelebilmek,
dış görünüşüne özen göstermek, ailevi yapısı sorunlar olmamak, ağır başlı olmak,
az ücretle çalışabilmek, mesai saatlerinin düzensizliğine ayak uydurabilmek,
sabıka sicil kaydı bulunmamak gibi kriterler tespit edilmiştir.

Nevşehir’de Kapadokya bölgesinde eğlence hizmeti veren işletmelerin


tümünün kendi bünyesinde halk oyunları ekibi vardır. İşe alımlarda ise tecrübeli
olması, T.C. vatandaşı olması, ekip içinde uyumlu olması ve işini severek yapması
gibi kriterlerin etkili olduğu bulgularına ulaşılmıştır.

Manavgat’ta hizmet veren organizasyon şirketlerinin her ikisinde de kendi


bünyelerinde animasyon departmanı bulunmaktadır. İşe alımlarda ise, halk
oyunları konusunda yetenekli, çocuk gelişimi ve eğitimi konularında bilgili,
diksiyonu düzgün, daha çok genç yaşta olması, tecrübesinin olması, sahne bilgisi
ve yeteneği olması gibi kriterler uygulanmaktadır.

Soru 4 “Mevcut animasyon personelin milliyeti ve özellikleri nelerdir?”


sorusuna animasyon programı karar vericilerinin verdiği cevapların analizi;

Çizelge 4.4. Araştırmaya katılan işletmelerdeki mevcut animasyon personelinin milliyetleri ve


özelliklerine ilişkin bulgular.

Manavgat Otelleri Mevcut animasyon Mevcut animasyon personelinin genel özellikleri


Eğlence Müdürleri personelinin milliyetleri
(MOEM..)
MOEM 1 Yerli animatörler (sayı Çocuk animatörü, spor animatörü, sahne animatörü, ses ışık
belirtmemiş) ve DJ
MOEM 2 Dört yerli animatör Spor animatörleri
MOEM 3 İki yerli, üç yabancı Çocuk animatörü, spor animatörü, sahne animatörü, ses ışık
(Ukrayna’lı) animatör ve DJ
MOEM 4 Sekiz yerli, iki yabancı (Rus) Çocuk animatörü, spor animatörü, sahne animatörü
animatör
MOEM 5 Dört yerli, dört yabancı Çocuk animatörü, spor animatörü, sahne animatörü, ses ışık
animatör ve DJ
MOEM 6 15 yerli, 30 yabancı animatör Çocuk animatörü, spor animatörü, sahne animatörü, ses ışık
ve DJ
MOEM 7 Altı yerli animatör Çocuk animatörü, spor animatörü, sahne animatörü, ses ışık
ve DJ
MOEM 8 Dört yerli, yedi yabancı Çocuk animatörü, ses ışık ve DJ, spor animatörü, sahne
animatör animatörü
MOEM 9 Dört yerli, dört yabancı (Rus Çocuk animatörü, kara sporları animatörü, su sporları
ve Küba’lı) animatör animatörü, koreograf, sahne animatörü, ses ışık ve DJ
MOEM 10 Altı yerli, dört yabancı Çocuk animatörü, spor animatörü, sahne animatörü, ses ışık
animatör ve DJ
122

MOEM 11 17 yerli, üç yabancı (Nijerya’lı, Çocuk animatörü, spor animatörü, sahne animatörü, ses ışık
Ukrayna’lı) animatör ve DJ
MOEM 12 20 yerli, 20 yabancı animatör Çocuk animatörü, spor animatörü, sahne animatörü, ses ışık
ve DJ,
MOEM 13 Dört yerli, bir yabancı (Rus) Çocuk animatörü, spor animatörü, sahne animatörü, ses ışık
animatör ve DJ
MOEM 14 Sekiz yerli, iki yabancı Çocuk animatörü, spor animatörü, sahne animatörü, ses ışık
animatör ve DJ
MOEM 15 Dört yerli animatör Çocuk animatörü, spor animatörü, ses/ışık ve DJ
MOEM 16 Dört yerli animatör Çocuk animatörü, spor animatörü, ses/ışık ve DJ
MOEM 17 10 yerli animatör Çocuk animatörü, spor animatörü, sahne animatörü, ses/ışık
ve DJ
MOEM 18 Dört yerli, iki yabancı animatör Çocuk animatörü, spor animatörü, ses/ışık ve DJ
MOEM 19 Beş yerli, beş yabancı Çocuk animatörü, spor animatörü, sahne animatörü, ses/ışık
animatör ve DJ
MOEM 20 Altı yerli, dört yabancı Çocuk animatörü, spor animatörü, sahne animatörü, ses/ışık
animatör ve DJ
MOEM 21 Dört yerli, iki yabancı animatör Çocuk animatörü, spor animatörü, sahne animatörü, ses/ışık
ve DJ
MOEM 22 Dört yerli animatör Çocuk ve spor animatörü
MOEM 23 18 yerli, 22 yabancı (Rus, Çocuk animatörü, spor animatörü, sahne animatörü, ses/ışık
Ukrayna’lı, Kırgız) animatör ve DJ
MOEM 24 Beş yerli, iki yabancı animatör Çocuk animatörü, spor animatörü, sahne animatörü, ses/ışık
ve DJ
Kapadokya eğlence Mevcut animasyon Mevcut animasyon personelinin genel özellikleri
işletmeleri yöneticileri personelinin milliyetleri
(KEİY..)
KEİY1 T.C. ve Azeri vatandaşı Türk Halk Oyunu icra edebilmek, ritim şovu yapabilmek
(zenne ve oryantal)
KEİY2 Tümü T.C. vatandaşı Türk Halk Oyunu icra edebilmek
KEİY3 Tümü T.C. vatandaşı Türk Halk Oyunu icra edebilmek, ritim şovu yapabilmek
(oryantal)
KEİY4 Tümü T.C. vatandaşı Türk Halk Oyunu icra edebilmek, ritim şovu yapabilmek
(oryantal)
KEİY5 Tümü T.C. vatandaşı Türk Halk Oyunu icra edebilmek
KEİY6 Tümü T.C. vatandaşı Türk Halk Oyunu icra edebilmek
Manavgat eğlence Mevcut animasyon Mevcut animasyon personelinin genel özellikleri
işletmeleri yöneticileri personelinin milliyetleri
(MEİY..)
MEİY1 30 kişi (27 T.C. vatandaşı, 3 Dansçılar, halk oyunları ekibi, çocuk aktiviteleri ekibi
Yabancı)
MEİY2 20 kişi (15 T.C. vatandaşı, 5 Halk oyunları ekibi, çocuk aktiviteleri ekibi, şov ekibi
yabancı)

Araştırmaya katılan Manavgat’ta konaklama hizmeti veren dört ve beş yıldızlı


otellerde çalışan mevcut animasyon personelinin milliyetlerine ait bulgulara göre
çalışanların tamamı yerli animatör olan yedi otel, yerli animatörün ağırlıkta olduğu
sekiz otel, yabancı ve yerli animatör sayınsın eşit olduğu beş ve yabancı
animatörlerin ağırlıkta olduğu dört otel tespit edilmiştir. Tespit edilebilen animatör
sayısal oranı bir yöneticinin sayı belirtmemesi üzerine 23 otele göre hesaplanarak
toplamda 271 animatörün 154’ü yerli (%57), 117’si yabancı (%43) animatörlerden
oluştuğu bulunmuştur. Animatörler genel olarak Ukraynalı, Rusyalı, Kübalı ve
Kırgızistanlı olarak nitelendirilebilir. Bu animatörler çocuk animatörü, kara sporları
animatörü su sporları animatörü, sahne animatörü ve ses/ışık ve DJ olarak da
gruplandırılabilir. Ayrıca tesis sınıfı fark etmeksizin dört animatörden 45 animatöre
kadar farklı sayıda animatör işletmelerde hizmet vermektedir.
123

Nevşehir’de Kapadokya bölgesinde eğlence hizmeti veren işletmelerde


hizmet veren personelin bir tanesi Azerbaycan vatandaşı geri kalanların tümü T.C.
vatandaşıdır. Personel Türk Halk Oyunlarını bilen ve içlerinde ritim sanatçılarının
da olduğu gruplardan oluşmaktadır.

Manavgat’ta hizmet veren organizasyon şirketlerinin her ikisinin de


çalıştırdığı toplam eleman sayısı 50 kişi olarak tespit edilmiştir. Bu animatörlerin
sekizi (%16’sı) yabancıdır. Animatörler dansçılar, halk oyunları ekibi, çocuk
aktiviteleri ekibi ve şov ekibi olarak gruplanabilmektedir.

Soru 5 “Animatörlere faaliyetlerle ilgili hizmet içi eğitim veriyor musunuz?


Veriyorsanız SOKÜM ulusal kültür unsurlarıyla ilgili dersler nelerdir?” sorusuna
animasyon programı karar vericilerinin verdiği cevapların analizi;

Çizelge 4.5. Araştırmaya katılan işletmelerde çalışan animatörlerin aldığı hizmet içi eğitim ve
SOKÜM eğitimine ilişkin bulgular.

Manavgat Otelleri Faaliyetlerle ilgili hizmet içi eğitim verilme Hizmet içi eğitimde SOKÜM derslerinin
Eğlence Müdürleri durumu durumu
(MOEM..)
MOEM 1 Verilmiyor SOKÜM dersleri verilmiyor
MOEM 2 Veriliyor Halk oyunu bilgileri, Türk mutfağı ve yöresel
giysilerin bilgileri
MOEM 3 Veriliyor SOKÜM dersleri verilmiyor
MOEM 4 Veriliyor SOKÜM dersleri verilmiyor
MOEM 5 Verilmiyor SOKÜM dersleri verilmiyor
MOEM 6 Veriliyor Yerel kültür ile ilgili dersler, özel gün ve
geceler ile ilgili dersler
MOEM 7 Veriliyor SOKÜM dersleri verilmiyor
MOEM 8 Veriliyor SOKÜM dersleri verilmiyor
MOEM 9 Veriliyor SOKÜM dersleri verilmiyor
MOEM 10 Veriliyor Yöresel mutfak, yerel müzik ve Türk kahvesi
MOEM 11 Veriliyor SOKÜM dersleri verilmiyor
MOEM 12 Veriliyor Milli bayramlarla ilgili dersler, halk oyunları ile
ilgili dersler
MOEM 13 Verilmiyor SOKÜM dersleri verilmiyor
MOEM 14 Veriliyor SOKÜM dersleri verilmiyor
MOEM 15 Verilmiyor SOKÜM dersleri verilmiyor
MOEM 16 Veriliyor SOKÜM dersleri verilmiyor
MOEM 17 Veriliyor SOKÜM dersleri verilmiyor
MOEM 18 Veriliyor SOKÜM dersleri verilmiyor
MOEM 19 Veriliyor SOKÜM dersleri verilmiyor
MOEM 20 Veriliyor Halk oyunu bilgileri, Türk mutfağı ve yöresel
giysilerin bilgileri, yöresel müzik derleri
MOEM 21 Veriliyor SOKÜM dersleri verilmiyor
MOEM 22 Verilmiyor SOKÜM dersleri verilmiyor
MOEM 23 Veriliyor SOKÜM dersleri verilmiyor
MOEM 24 Verilmiyor SOKÜM dersleri verilmiyor
Kapadokya eğlence Animatörlerin aldığı hizmet içi eğitim Animatörlerin aldığı SOKÜM eğitimi
işletmeleri yöneticileri
(KEİY..)
KEİY1 Veriliyor (Ekip şefi yönetiminde kendi içinde Farklı yörelere ait halk oyunları koreografileri
uyumlu oyun sergileyebilmek için yaptığı dersleri
provalar)
KEİY2 Veriliyor (Türk halk oyunu hocalarının Farklı yörelere ait halk oyunları koreografileri
yardımıyla ekibin birbirleriyle uyumlu dersleri
124

performans sergileyebilmesi için dersler)


KEİY3 Veriliyor (İşletme yöneticisi olarak kendim bir Farklı yörelere ait halk oyunları koreografileri
halk oyunu öğreticisi olarak ekibe halk oyunu dersleri
dersleri veriyorum)
KEİY4 Veriliyor (Ekibin şef yönetiminde kendi içinde Farklı yörelere ait halk oyunları koreografileri
uyumlu oyun sergileyebilmek için yaptığı dersleri
provalar)
KEİY5 Veriliyor (Ekip şefi yönetiminde kendi içinde Farklı yörelere ait halk oyunları koreografileri
uyumlu oyun sergileyebilmek için yaptığı dersleri
provalar)
KEİY6 Veriliyor (Ekip şefi yönetiminde kendi içinde Farklı yörelere ait halk oyunları koreografileri
uyumlu oyun sergileyebilmek için yaptığı dersleri
provalar)
Manavgat eğlence Animatörlerin aldığı hizmet içi eğitim Animatörlerin aldığı SOKÜM eğitimi
işletmeleri yöneticileri
(MEiY..)
MEİY1 Veriliyor Farklı yörelere ait halk oyunları koreografileri
dersleri, çocuk oyunlarına ve Keloğlan,
Nasreddin Hoca karakterlerine ilişkin bilgiler
MEİY2 Veriliyor Farklı yörelere ait halk oyunları koreografileri
dersleri

Araştırmaya katılan Manavgat’ta konaklama hizmeti veren dört ve beş yıldızlı


otellerde hizmet içi eğitim altı otelde (%25’inde) verilmemektedir. Beş otelde
hizmet içi eğitimde SOKÜM’e ait derslerin içeriklerinde ise halk oyunu bilgileri,
Türk mutfağı bilgileri, yöresel giysilerin bilgileri, yerel kültür ile ilgili bilgiler, Milli
Bayram’lar gibi özel gün ve geceler ile ilgili bilgiler, yerel müzik bilgisi ve Türk
kahvesi geleneği ile ilgili bilgiler verilmektedir.

Nevşehir’de Kapadokya bölgesinde eğlence hizmeti veren işletmelerin


tümünde hizmet içi eğitim verilmektedir. Bu eğitimi işletmelerin animasyon şefleri,
dışarıdan gelen halk oyunları eğiticisi ve ekibin içindeki tecrübeli elemanlar prova
ve eğitimlerle halk oyunu bilgisini animatörlere sağlamaktadırlar. Eğlence
programları gereğince de animatörlere halk oyunları koreografileri öğretilmektedir.
Böylece eğitimini aldıkları kültürel miras olarak adlandırılabilecek halk oyunları
bilgisini sergileyerek turistlere tanıtmaktadırlar.

Manavgat’ta hizmet veren organizasyon şirketlerinin her ikisinde de hizmet içi


eğitim verilmektedir. Bu eğitim kapsamında farklı yörelere ait halk oyunları
koreografi dersleri, yöresel çocuk oyunları dersleri, Keloğlan ve Nasreddin Hoca
karakterlerine ilişkin bilgiler verilmektedir. Böylece Keloğlan ve Nasreddin Hoca
kostümleri giyen animatörler çocukları eğlendirmektedir.

Soru 6 “Çocuklara yönelik aktivitelerde (Mini Kulüplerde) SOKÜM ulusal


kültür unsurlarından yararlanıyor musunuz? Yararlanıyorsanız bu unsurlar
125

nelerdir?” sorusuna animasyon programı karar vericilerinin verdiği cevapların


analizi;

Çizelge 4.6. Araştırmaya katılan işletmelerin çocuklara yönelik animasyonlarda SOKÜM ulusal
unsurlarından yararlanmalarına ilişkin bulgular.

Manavgat Otelleri Eğlence Müdürleri Çocuklara yönelik animasyon aktivitelerinde SOKÜM ulusal unsurlarından
(MOEM..) yararlanma durumu
MOEM 1 Kuklalar, Karagöz ve diğer çocuk oyunları
MOEM 2 Türkçe bazı popüler şarkılar
MOEM 3 Yararlanılmıyor
MOEM 4 Yararlanılmıyor
MOEM 5 Yararlanılmıyor
MOEM 6 Yakar top, saklambaç gibi oyunlar ve Karagöz
MOEM 7 Yararlanılmıyor
MOEM 8 Sadece Türk günlerinde yöresel oyunlar
MOEM 9 Yararlanılmıyor
MOEM 10 Saklambaç, körebe, kovalamaca
MOEM 11 Yararlanılmıyor
MOEM 12 23 Nisan Ulusal Çocuk Bayramı’nda yerli kültüre ait oyunlar ve müzikal korolar
MOEM 13 Yararlanılmıyor
MOEM 14 Yararlanılmıyor
MOEM 15 Boncuklardan takı yapımı
MOEM 16 Yararlanılmıyor
MOEM 17 Kukla, Karagöz ve ailelerden izin alınarak halk oyunu koreografı öğretimi
MOEM 18 Yararlanılmıyor
MOEM 19 Yararlanılmıyor
MOEM 20 Yararlanılmıyor
MOEM 21 Yararlanılmıyor
MOEM 22 23 Nisan Ulusal Çocuk Bayramı’nda yerli kültüre ait oyunlar
MOEM 23 Yararlanılmıyor
MOEM 24 Yakar top, körebe ve kovalamaca
Manavgat eğlence işletmeleri Çocuklara yönelik animasyon aktivitelerinde SOKÜM ulusal unsurlarından
yöneticileri (MEİY..) yararlanma durumu
MEİY1 Keloğlan, Nasreddin Hoca karakterlerinin canlandırması ve yerli müzikler
MEİY2 Yumurta, halat ve çuval yarışmaları, Karagöz gösterimi

Araştırmaya katılan Manavgat’ta konaklama hizmeti veren dört ve beş yıldızlı


otellerde çocuklara yönelik aktivitelerde SOKÜM ulusal unsurlarından 14 otelde
(%58’inde) hiç yararlanılmadığı ortaya çıkmıştır. SOKÜM ulusal unsurlarından
yararlanılan otellerde ise kuklalar, Karagöz, Türkçe bazı popüler şarkılar, yakar
top, saklambaç, körebe, kovalamaca, 23 Nisan Ulusal Çocuk Bayramı’nda yerli
kültüre ait bazı oyunlar ve müzikal korolar, boncuklardan takı yapımı ve ailelerden
izin alınarak halk oyunu koreografı öğretimi gibi aktiviteler gerçekleştirilmektedir.

Nevşehir’de Kapadokya Bölgesinde araştırmaya dahil olan eğlence


işletmelerinin tamamı çocuklara yönelik aktivite gerçekleştirmediklerini
söylemişlerdir.

Manavgat’ta hizmet veren organizasyon şirketlerinin çocuklara yönelik


düzenlediği aktivitelerde Keloğlan, Nasreddin Hoca karakterlerinin canlandırması,
126

yerli müziklerin kullanılması, yumurta, halat ve çuval yarışmaları, Karagöz


gösterimi gibi aktiviteler düzenlenmektedir.

Soru 7 “Gündüz animasyonlarında SOKÜM ulusal kültür unsurlarından


yararlanıyor musunuz? Yararlanıyorsanız bu unsurlar nelerdir?” sorusuna
animasyon programı karar vericilerinin verdiği cevapların analizi;

Çizelge 4.7. Araştırmaya katılan işletmelerin gündüz animasyonlarında SOKÜM ulusal


unsurlarından yararlanmalarına ilişkin bulgular.

Manavgat Otelleri Eğlence Müdürleri Gündüz animasyon aktivitelerinde SOKÜM ulusal unsurlarından
(MOEM..) yararlanma durumu
MOEM 1 Yararlanılmıyor
MOEM 2 Yararlanılmıyor
MOEM 3 Yararlanılmıyor
MOEM 4 Yararlanılmıyor
MOEM 5 Yararlanılmıyor
MOEM 6 Yararlanılmıyor
MOEM 7 Yararlanılmıyor
MOEM 8 Sadece Türk günlerinde yöresel yemekler ve oyunlar, Türk müziği ve Halk
Oyunları
MOEM 9 Yararlanılmıyor
MOEM 10 Yararlanılmıyor
MOEM 11 Yararlanılmıyor
MOEM 12 Gündüz yetişkinlere Türkçe dil kursları veriliyor
MOEM 13 Yararlanılmıyor
MOEM 14 Yararlanılmıyor
MOEM 15 Yararlanılmıyor
MOEM 16 Milli gün ve bayramlarda bazı ulusal SOKÜM unsurlarının tanıtımı
MOEM 17 Yararlanılmıyor
MOEM 18 Yararlanılmıyor
MOEM 19 Yararlanılmıyor
MOEM 20 Yararlanılmıyor
MOEM 21 Yararlanılmıyor
MOEM 22 Ulusal Bayramlarda ulusal SOKÜM unsurlarının bazılarından yararlanıyor
MOEM 23 Yararlanılmıyor
MOEM 24 Yararlanılmıyor
Manavgat eğlence işletmeleri yöneticileri Gündüz animasyon aktivitelerinde SOKÜM ulusal unsurlarından
(MEİY..) yararlanma durumu
MEİY1 Ramazan eğlenceleri, Halk oyunları, Karagöz, Meddah
MEİY2 Halk oyunları, Karagöz, Aşuk ile Maşuk, yetişkinler için yöresel oyunlar

Araştırmaya katılan Manavgat’ta konaklama hizmeti veren dört ve beş yıldızlı


otellerin 20’sinde (%83’ünde) gündüz animasyon aktivitelerinde SOKÜM ulusal
unsurlarından yararlanılmamaktadır. Bir otelde sadece Türk günlerinde yöresel
oyunlar, Türk müziği, yöresel yemekler ve Halk Oyunları aktiviteleri yapılırken,
başka bir otelde Türkçe dil kursları verilmektedir. İki otelde Milli Gün ve
Bayramlarda bazı ulusal SOKÜM unsurlarının tanıtımı yapılmaktadır.

Nevşehir’de Kapadokya Bölgesinde araştırmaya dahil olan işletmelerin


tamamı gündüz vakitlerinde aktivite gerçekleştirmediklerini söylemişlerdir.
127

Manavgat’ta hizmet veren organizasyon şirketleri gündüz animasyonlarında


SOKÜM ulusal unsurlarından yararlanılan aktiviteler olarak Ramazan eğlenceleri,
Halk oyunları, Karagöz, Meddahlık, Aşuk ile Maşuk ve yetişkinler için yöresel
oyunları kullanmaktadırlar.

Soru 8 “Gece animasyonlarında SOKÜM ulusal kültür unsurlarından


yararlanıyor musunuz? Yararlanıyorsanız bu unsurlar nelerdir?” sorusuna
animasyon programı karar vericilerinin verdiği cevapların analizi;

Çizelge 4.8. Araştırmaya katılan işletmelerin gece animasyon programlarında SOKÜM ulusal
unsurlarından yararlanmalarına ilişkin bulgular.

Manavgat Otelleri Eğlence Gece animasyon aktivitelerinde SOKÜM ulusal unsurlarından yararlanma durumu
Müdürleri (MOEM..)
MOEM 1 Karşılama ve uğurlamalarda yerel çalgılar ile Halk Oyunları gösterileri, Türk mutfağına ait
yiyecek içecek ikramları
MOEM 2 Türk Geceleri haricinde yararlanılmıyor
MOEM 3 Türk Geceleri haricinde yararlanılmıyor
MOEM 4 Türk Geceleri haricinde yararlanılmıyor
MOEM 5 Türk Geceleri haricinde yararlanılmıyor
MOEM 6 Türk Geceleri haricinde yararlanılmıyor
MOEM 7 Türk Geceleri haricinde yararlanılmıyor
MOEM 8 Türk Geceleri haricinde yararlanılmıyor
MOEM 9 Türk Geceleri haricinde yararlanılmıyor
MOEM 10 Türk Geceleri haricinde yararlanılmıyor
MOEM 11 Türk Geceleri haricinde yararlanılmıyor
MOEM 12 Harem şov, oryantal, hayat ağacı dansı
MOEM 13 Türk Geceleri haricinde yararlanılmıyor
MOEM 14 Halk oyunları ve kaşık oyunları, oryantal
MOEM 15 Türk Geceleri haricinde yararlanılmıyor
MOEM 16 Türk Geceleri haricinde yararlanılmıyor
MOEM 17 Mehter gösterileri, Osmanlı dönemi kıyafetleri ile Türk pazarı kurulması, fasıl geceleri
MOEM 18 Türk Geceleri haricinde yararlanılmıyor
MOEM 19 Türk Geceleri haricinde yararlanılmıyor
MOEM 20 Türk Geceleri haricinde yararlanılmıyor
MOEM 21 Skeçlerde Türk aile yapısı ile ilgili bazı canlandırmalar
MOEM 22 Türk Geceleri haricinde yararlanılmıyor
MOEM 23 Türk Geceleri haricinde yararlanılmıyor
MOEM 24 Milli Bayram’larda gününün anlam ve öneminin tanıtılması ve yöresel kıyafet ve bayraklarla
ortamın süslenmesi
Kapadokya eğlence Gece animasyon aktivitelerinde SOKÜM ulusal unsurlarından yararlanma durumu
işletmeleri yöneticileri
(KEİY..)
KEİY1 Türk Halk Oyunları ve kına gecesi canlandırması sunumları
KEİY2 Otantik kıyafetler ve orijinal koreografilerle Türk Halk Oyunları sunumu
KEİY3 Türk Halk Oyunları sunumu
KEİY4 Türk Halk Oyunları sunumu
KEİY5 Türk Halk Oyunları ve kına gecesi canlandırması sunumları
KEİY6 Türk Halk Oyunları ve kına gecesi canlandırması sunumları
Manavgat eğlence Gece animasyon aktivitelerinde SOKÜM ulusal unsurlarından yararlanma durumu
işletmeleri yöneticileri
(MEİY..)
MEİY1 Yöresel halk oyunları, kına gecesi, Türk gecesi

MEİY2 Modern ve klasik Türk gecesi organizasyonlarında konsepte ve talebe göre; Aşık İle Maşuk,
Yöresel Halk Oyunları, Zeybek, Kafkas Dansı, Karadeniz Horonu, Anadolu Kaşık Havaları
gibi unsurlar kullanılabiliyor
128

Araştırmaya katılan Manavgat’ta konaklama hizmeti veren dört ve beş yıldızlı


otellerin 18’inde (%75’inde) gece animasyon aktivitelerinde SOKÜM ulusal
unsurlarından Türk Geceleri haricinde yararlanılmamaktadır. Kullanılan bazı
SOKÜM ulusal unsurlarını ise şu şekilde sıralamak mümkündür, karşılama ve
uğurlamalarda yerel çalgılar ile Halk Oyunları gösterileri, Türk mutfağına ait
yiyecek içecek ikramları, harem şov, oryantal, hayat ağacı dansı, kaşık oyunları,
oryantal, Mehter gösterileri, Osmanlı dönemi kıyafetleri ile Türk pazarı kurulması,
fasıl geceleri, skeçlerde Türk aile yapısı ile ilgili bazı canlandırmalar, Milli
Bayram’larda gününün anlam ve öneminin tanıtılması ve yöresel kıyafet ve
bayraklarla ortamın süslenmesi.

Kapadokya bölgesinde eğlence hizmeti veren işletmelerin tümünde gece


animasyon aktiviteleri gerçekleştirilmektedir. Türk halk oyunlarından, kına gecesi
canlandırmasında ve otantik kıyafetlerden yararlanılmaktadır.

Manavgat’ta hizmet veren organizasyon şirketleri gece aktivitelerinde


SOKÜM ulusal unsurlarından yararlanılan aktiviteler olarak Modern ve klasik Türk
gecesi organizasyonlarında konsepte ve talebe göre; Aşık İle Maşuk, Yöresel Halk
Oyunları, Zeybek, Kafkas Dansı, Karadeniz Horonu, Anadolu Kaşık Havaları gibi
unsurları kullandıkları ortaya çıkmıştır.

Soru 9 “Animasyon programlarında en çok ilgi gören faaliyetler nelerdir?”


sorusuna animasyon programı karar vericilerinin verdiği cevapların analizi;

Çizelge 4.9. Araştırmaya katılan işletmelerin animasyon programlarında en çok ilgi gören
faaliyetlere ilişkin bulgular.

Manavgat Otelleri Animasyon programlarında en çok ilgi gören faaliyetler


Eğlence Müdürleri
(MOEM..)
MOEM 1 Oryantal şovları, Halk Oyunları
MOEM 2 Gece şovları
MOEM 3 Milliyetlere göre; Almanlar bocce, Ruslar su sporlarına genel olarak Türk Geceleri ile Afrika
akrobasi gösterileri
MOEM 4 Apollon ve Sahara şovları
MOEM 5 Komik şovlar
MOEM 6 Okçuluk, dart, voleybol, su jimnastiği, müzikal şovlar
MOEM 7 Müzikal şovlar, dans, komik şovlar ve yarışmalar, Türk Gecesi, Afrika Akrobasi gösterileri
MOEM 8 Milliyetlere göre; Almanlar bocce, Ruslar su sporları
MOEM 9 Voleybol, su jimnastiği ve dart
MOEM 10 Sportif faaliyetler
MOEM 11 Gece şovları ve sportif faaliyetler
MOEM 12 Gece şovları
MOEM 13 Bocce
MOEM 14 Sportif aktiviteler, gece şovları
129

MOEM 15 Dart, voleybol, su topu, bocce, su jimnastiği, dumba ve step


MOEM 16 Müzikaller ve komik skeçler
MOEM 17 Dans şovları
MOEM 18 Dans ve partiler
MOEM 19 Türk Geceleri ve akrobasi gösterileri
MOEM 20 Türk Geceleri ve gece şovları
MOEM 21 Gece aktiviteleri
MOEM 22 Dart ve voleybol
MOEM 23 Partiler
MOEM 24 Komedi ve müzikaller
Kapadokya eğlence Animasyon programlarında en çok ilgi gören faaliyetler
işletmeleri yöneticileri
(KEİY..)
KEİY1 Sırasıyla Kafkas dansları, zenne ve oryantal gösterileri
KEİY2 En çok ilgi gören faaliyetler milliyetlere göre farklılık göstermektedir. Avrupa’dan gelen misafirler
daha çok Türk Halk Oyunlarına, Uzak Doğu’dan gelenler oryantale, yerli misafirler de Türk Halk
Oyunlarına ilgi göstermektedir ancak yerli misafirler daha çok aktif katılım yapmaktadırlar.
KEİY3 Avrupa’dan gelen misafirler Türk Halk Oyunlarına, Uzak Doğu’dan gelenler oryantale daha çok
ilgi göstermektedirler
KEİY4 En çok ilgiyi oryantal görmektedir
KEİY5 Oryantal ve Kafkas Dansları en çok ilgiyi görmektedirler
KEİY6 En çok ilgi gören faaliyetler milliyetlere göre farklılık göstermektedir. Avrupa’dan gelen misafirler
Türk Halk Oyunlarına, Uzak Doğu’dan gelenler oryantale daha çok ilgi göstermektedirler
Manavgat eğlence Animasyon programlarında en çok ilgi gören faaliyetler
işletmeleri yöneticileri
(MEİY..)
MEİY1 Çocuk tiyatroları, TRT’de yayımlanan Türkiye patentli çizgi film karakterlerinin canlandırması,
Niloya, Rafadan Tayfa, İstanbul Muhafızları
MEİY2 Kumsal partileri, Türk Geceleri, Yabancı dans gruplarının şovları

Araştırmaya katılan Manavgat’ta konaklama hizmeti veren dört ve beş yıldızlı


otellerde en çok ilgi gören animasyon faaliyetleri sportif faaliyetler olarak tespit
edilmiştir. Sportif faaliyetlerden en çok tercih edilenler ise; su sporlarından; su
jimnastiği, su topu, kara sporlarından; okçuluk, dart, voleybol ve bocce olarak
sıralanmaktadır. Gece şovları, Türk Gecesi programı, komik şovlar ve müzikal
şovlar ikinci en çok tercih edilen aktiviteler arasında yer almaktadır. Dans şovları,
partiler ve yarışmalar da en çok tercih edilen aktiviteler arasındadır. Ayrıca alman
misafirler bocce oyununu, Rus misafirler ise su sporlarını daha çok tercih
etmektedir.

Kapadokya bölgesinde eğlence hizmeti veren işletmelerde faaliyetlerin ilgi


düzeyi misafirlerin milliyetlerine göre farklılık göstermekte olup, uzak doğudan
gelen misafirlerin oryantale, Avrupa’dan gelen turistlerin halk oyunlarına daha çok
ilgi gösterdiği bulgusu ortaya çıkmıştır. Yerli misafirler ise en çok halk oyunlarına
ilgi gösterirken aynı zamanda oyunlara aktif katılım gerçekleştirme eğilimi
göstermektedirler. Ayrıca Kafkas danslarıyla zenne gösterileri de misafirlerin
ilgisini en çok çeken gösterilerdir.

Manavgat’ta hizmet veren organizasyon şirketlerinin düzenlediği faaliyetlerin


en çok ilgi görenleri, çocuk tiyatroları, TRT’de yayımlanan Türkiye patentli çizgi film
130

karakterlerinin canlandırması (Niloya, Rafadan Tayfa, İstanbul Muhafızları v.b.),


Kumsal partileri, Türk Geceleri ve yabancı dans gruplarının şovları olarak tespit
edilmiştir.

Soru 10 “Turizm animasyon aktivitelerinin yürütülmesi esnasında


karşılaştığınız problemler var mıdır? Varsa nelerdir?” sorusuna animasyon
programı karar vericilerinin verdiği cevapların analizi;

Çizelge 4.10. Manavgat’taki otellerde ve Kapadokya bölgesinde hizmet veren eğlence


işletmelerinde animasyon aktivitelerinin yürütülmesi esnasında karşılaşılabilecek sorunlara ilişkin
bulgular.

Manavgat Otelleri Eğlence Animasyon aktivitelerinin yürütülmesi esnasında karşılaşılan sorunlar


Müdürleri (MOEM..)
MOEM 1 Animasyon aktiviteleri esnasında olumsuzluklar yaşanmamaktadır
MOEM 2 Animasyon aktiviteleri esnasında olumsuzluklar yaşanmamaktadır
MOEM 3 Misafirlerin aldığı alkolün etkisi ile aktivite esnasında birbirleri ile çarpışması veya küçük
kazalar yaşanabiliyor
MOEM 4 Animasyon aktiviteleri esnasında olumsuzluklar yaşanmamaktadır
MOEM 5 Animasyon aktiviteleri esnasında olumsuzluklar yaşanmamaktadır
MOEM 6 Animasyon aktiviteleri esnasında olumsuzluklar yaşanmamaktadır
MOEM 7 Misafirlerin aldığı alkolün etkisi ile aktivite esnasında birbirleri ile çarpışması veya küçük
kazalar yaşanabiliyor
MOEM 8 Animasyon aktiviteleri esnasında olumsuzluklar yaşanmamaktadır
MOEM 9 Farklı ulusların kendi aralarındaki rekabetten kaynaklanan sorunlar olabiliyor
MOEM 10 Havalı tüfekle yapılan etkinliklerde, okçuluk etkinliklerinde, bocce oyununda küçük
kazalar yaşanabiliyor,
MOEM 11 Animasyon aktiviteleri esnasında olumsuzluklar yaşanmamaktadır
MOEM 12 Animasyon aktiviteleri esnasında olumsuzluklar yaşanmamaktadır
MOEM 13 Animasyon aktiviteleri esnasında olumsuzluklar yaşanmamaktadır
MOEM 14 Animasyon aktiviteleri esnasında olumsuzluklar yaşanmamaktadır
MOEM 15 Animatörün yabancı dili iyi bilmemesi ve misafirle iletişim kuramaması sonucu bazı
sorunlar olabiliyor
MOEM 16 Oyunlar sırasında çıkarılan yüksek sesten zaman zaman rahatsızlıklar çıkabiliyor
MOEM 17 Sarhoş olan bazı müşterilerin voleybol oynarken direklerle ve oyun arkadaşları ile
çarpışması
MOEM 18 Animasyon aktiviteleri esnasında olumsuzluklar yaşanmamaktadır
MOEM 19 Animasyon aktiviteleri esnasında olumsuzluklar yaşanmamaktadır
MOEM 20 Animasyon aktiviteleri esnasında olumsuzluklar yaşanmamaktadır
MOEM 21 Özellikle Rus ve Alman vatandaşlarının çatışmaları oyun ve yarışmalarda sorunlara yol
açabiliyor
MOEM 22 Animasyon aktiviteleri esnasında olumsuzluklar yaşanmamaktadır
MOEM 23 Animasyon aktiviteleri esnasında olumsuzluklar yaşanmamaktadır
MOEM 24 Aynı oyunun farklı kültürlerde farklı kuralları olabiliyor bu yüzden yarışmalarda sorunlar
çıkabiliyor
Kapadokya eğlence işletmeleri Animasyon aktivitelerinin yürütülmesi esnasında karşılaşılabilecek sorunlar
yöneticileri (KEİY..)
KEİY1 Ritim gösterilerinde sahneye çıkan misafirle oryantalin teması eşleri kızdırıp sorun
çıkmasını sağlayabiliyor
KEİY2 Ekibin uyumu iyi olmazsa misafir çabuk sıkılır ve programda sorunlar çıkar
KEİY3 Aktiviteler gerçekleştirilirken sorunlar olmaz
KEİY4 Aktiviteler gerçekleştirilirken sorunlar olmaz
KEİY5 Aktiviteler gerçekleştirilirken sorunlar olmaz
KEİY6 Şov esnasında herhangi bir ihtiyaçtan yerinden kalkan turistin şovu bölmesi ya da
ekibin dikkatini dağıtması
Manavgat eğlence işletmeleri Animasyon aktivitelerinin yürütülmesi esnasında karşılaşılan sorunlar
yöneticileri (MEİY..)
MEİY1 Düzenlenen aktivitelerin tanıtımının yeterince yapılamaması nedeni ile izleyici kitlesinin
az olması, Türklerin sahne performanslarına olan ilgisinin az olması
MEİY2 Aktivitelerin yürütülmesi esnasında sorunlar yaşanmamaktadır
131

Araştırmaya katılan Manavgat’ta konaklama hizmeti veren dört ve beş yıldızlı


otellerin 15’inde (%63’ünde) animasyon faaliyetlerinin yürütüldüğü esnada
herhangi bir problemin yaşanmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Aktivitelerin
yürütülmesi esnasında çıkan bazı problemler ise, misafirlerin aldığı alkolün etkisi
ile aktivite esnasında birbirleri ile çarpışması veya küçük kazaların çıkması, farklı
ulusların kendi aralarındaki rekabetten kaynaklanan sorunlar, havalı tüfekle
yapılan etkinliklerde ve okçuluk etkinliklerinde çıkan küçük kazalar, bocce
oyununda topun ayağa düşürülmesi ile küçük yaralanmalar, animatörün yabancı
dili iyi bilmemesi ve misafirle iletişim kuramaması sonucu bazı sorunlar, oyunlar
sırasında çıkarılan yüksek sesten çıkan rahatsızlıklar, aynı oyunun farklı
kültürlerde farklı kuralları olabilmesinden kaynaklı sorunlar olarak sıralanmaktadır.

Kapadokya bölgesinde eğlence hizmeti veren işletmelerde faaliyetlerin


yürütülmesi esnasında karşılaşılan sorunlar; ritim gösterilerinde sahneye çıkan
misafirle oryantalin teması eşleri kızdırıp sorun çıkmasını sağlayabilmektedir,
ekibin uyumu iyi olmadığı durumlarda misafir çabuk sıkılabilir ve şov esnasında
herhangi bir ihtiyaçtan yerinden kalkan turistin şovu bölmesi ya da ekibin dikkatini
dağıtması olarak tespit edilmiştir. Üç yönetici (%50) de aktiviteler gerçekleştirilirken
sorunların olmadığını söylemektedirler.

Manavgat’ta hizmet veren organizasyon şirketlerinin düzenlediği animasyon


aktivitelerinin yürütülmesi esnasında düzenlenen aktivitelerin tanıtımının yeterince
yapılamaması nedeni ile izleyici kitlesinin az olması, Türklerin sahne
performanslarına olan ilgisinin az olması gibi sorunların olduğu ortaya çıkmıştır. Bir
yönetici ise faaliyetler sırasında herhangi bir sorun ortaya çıkmadığını söylemiştir.

Soru 11 “Türk Gecesi programlarınızın içeriğini belirlerlerken kullandığınız


kriterler nelerdir?” sorusuna animasyon programı karar vericilerinin verdiği
cevapların analizi;
132

Çizelge 4.11. Manavgat’taki otellerde ve Kapadokya bölgesinde hizmet veren eğlence


işletmelerinde Türk Gecesi Programlarının içeriği belirlenirken göz önünde bulundurulan kriterlere
ilişkin bulgular.

Manavgat Otelleri Türk Gecesi Programlarının içeriği belirlenirken göz önünde bulundurulan kriterler
Eğlence Müdürleri
(MOEM..)
MOEM 1 Osmanlı kültürüne dayalı bir konsept izlenerek gelecek ekibin kostümü ve otelin süslenmesi
gerçekleştirilmektedir
MOEM 2 Otelin ayırdığı bütçeye göre Türk kültürünü yansıtacak şekilde programlar hazırlanmaktadır
MOEM 3 Türk gecesinde en çok talep gören oryantalin olmasına dikkat edilmektedir
MOEM 4 Anadolu’nun farklı yöresel özelliklerini barındırmasına dikkat edilirken, Karadeniz iç ve doğu
Anadolu unsurlarından yararlanılmaktadır. Otelin bütçesi önemli bir etkenken, düşük bütçe
programın da kalitesini olumsuz yönde etkilemekte ve özensiz bir sunum söz konusu olmaktadır.
MOEM 5 Modern Türk Gecesi konseptinde hazırlanmasına dikkat edilmektedir.
MOEM 6 Türk kültürünü yansıtmasına dikkat edilmektedir.
MOEM 7 Din ve ırk gibi kişinin benliğine saygısızlık sayılabilecek gösterimleri içinde barındırmayan
programlar hazırlanmaktadır.
MOEM 8 Türk Gecesinin olduğu gün Mutfakta Türk yemekleri ve tatlıları çıkmakta, misafirlere Türk müziği
dinletilmekte, görsel olarak bayraklarla otel süslenmekte ve tüm personel Türk kültürüne ait
kostümler giymektedir.
MOEM 9 Otel haftada bir olmak üzere bir modern bir de klasik Türk Gecesi programı uygulamaktadır.
Yabancı kültürlere ait unsurların programlara girmemesine dikkat edilmektedir.
MOEM 10 Türk Gecesi programı kapsamında hazırlanan şovlarda Türk kültürünün yansıtılmasına dikkat
edilirken aynı zamanda yiyecek ve içecekleri de bu konsepte göre hazırlanmaktadır.
MOEM 11 Görsel olarak otel bayraklarla süslenmekte, müzik ve yemekler de Türk kültürünü yansıtacak
şekilde hazırlanmaktadır.
MOEM 12 Görüntülü görsellerin ağırlıkta olduğu bir tanıtım gerçekleştiriyoruz.
MOEM 13 Otelin bütçesi programın içeriğini ve gelecek olan grubun niteliğine etki etmektedir.
MOEM 14 Gösterilerin otantik olmasına dikkat edilmektedir.
MOEM 15 Türk kültürünü yansıtmasına dikkat edilmektedir.
MOEM 16 Programın içeriğinde yöresel dansların olmasına, kültürün sunumunda özenli olunmasına dikkat
edilmektedir.
MOEM 17 Tüm Anadolu’yu kapsayacak ve tanıtacak şekilde düzenlenmesine dikkat edilmektedir.
MOEM 18 Kıyafetlerin orijinal olması, Türk yörelerine ait unsurların yansıtılması ve anlatımla tanıtımın
zenginleştirilmesine dikkat edilmektedir.
MOEM 19 Yönetim klasik ve modern Türk gecesi programlarının uygun fiyatlı olanlarını tercih etmektedir.
Müzik ve kostümlerin ulusal kültürü yansıtmasına dikkat edilmektedir.
MOEM 20 Türk Günü programının içeriğinin ulusal kültürü yansıtmasına özen gösterilmektedir. Bunun için
yemekler, dekor, kostüm, müzik ve aktivitelerin tamamında Türk kültürüne ait unsurlara yer
verilmektedir.
MOEM 21 Türk Gecesi şovu dışarıdan hazır gelmektedir. Otelin animasyon ekibi ise dekorasyonunu ve
gecenin tanıtımını yapmaktadır.
MOEM 22 Sahnenin büyüklüğü, turist tipi ve otel bütçesi.
MOEM 23 Farklı dillerde turistlere gecenin tanıtımın yapılması
MOEM 24 Tüm yöreleri yansıtıyor olmasına dikkat edilmekte ancak bütçe kalite olarak dansçıya, kostüme
ve gösteriye yansımaktadır. Halk oyunlarından önce oyunun tanıtımının yapılması gerektiği
düşünülmektedir.
Kapadokya eğlence Türk Gecesi programlarının içeriği belirlenirken göz önünde bulundurulan kriterler
işletmeleri yöneticileri
(KEİY..)
KEİY1 Bütçe ve ekibin yetenekleri programa yön vermektedir
KEİY2 Programları belirlerken halk kültürünü genel olarak yansıtmasına dikkat edilmektedir
KEİY3 Programlarda kullanılan halk oyunlarının ulusal kültürü yansıtmasına dikkat edilmektedir
KEİY4 Programlarda kullanılan halk oyunlarının ulusal kültürü yansıtmasına dikkat edilmektedir
KEİY5 Programın belirlenmesinde bütçe ve ekibin sayısı etkili olmaktadır
KEİY6 Müşterilerden gelen talebe göre programlar düzenlenmektedir
Manavgat eğlence Türk Gecesi Programlarının içeriği belirlenirken göz önünde bulundurulan kriterler
işletmeleri yöneticileri
(MEİY..)
MEİY1 Gelen talebe ve bütçeye göre program belirlenir. Halkoyunları ekibinin sayısı, kostümü,
aktivitenin süresi ve klasik ya da modern olacağı bu konular üzerinden tasarlanır.
MEİY2 Yerli kültürel unsurları yansıtmasına ve gelen talebe göre programlar düzenlenir

Araştırmaya katılan Manavgat’ta konaklama hizmeti veren dört ve beş yıldızlı


otellerin tümünde Türk Gecesi programı uygulanmaktadır. Bazı oteller modern ve
klasik olmak üzere iki farklı Türk Gecesi programın her ikisini de aktivitelere dahil
133

ederken bazıları yalnızca birini dahil etmektedir. Bir otel hariç bütün oteller bu
programları eğlence hizmeti veren işletmelerden temin etmektedir. Düzenlenen
aktivitelerin Türk Kültürünü yansıtacak şekilde düzenlenmesine ve yiyeceklerin,
içeceklerin ve kostümlerin bu konseptte hazırlanması hususlarına dikkat
edilmektedir. Aynı zamanda ortam Türk bayrakları ile süslenmektedir. Programlar
belirlenmesinde bütçeye uygun olması ve misafirlerin katılımını artırabilmek için
tanıtımının yapılması hususları rol oynamaktadır.

Kapadokya bölgesinde eğlence hizmeti veren işletmelerde Türk Gecesi


Programlarının içeriği belirlenirken göz önünde bulundurulan kriterler programın
gerçekleştirilebilmesi için ayrılan bütçe, ekibin yetenekleri ve sayısı, halk
oyunlarının ulusal kültürü yansıtması ve müşterilerden gelen talep olarak
sayılabilir.

Manavgat’ta hizmet veren organizasyon şirketlerinin düzenlediği Türk Gecesi


Programlarının içeriği belirlenirken göz önünde bulundurulan kriterler gelen talebe
ve bütçeye bağlı olmaktadır. Halkoyunları ekibinin sayısı, kostümü, aktivitenin
süresi ve klasik ya da modern olacağı bu konular üzerinden tasarlanmaktadır.
Ayrıca programların yerli kültürel unsurları yansıtmasına dikkat edilmektedir.

Soru 12 “SOKÜM ulusal unsurlarının turizm animasyonlarında kullanımıyla


ilgili görüşleriniz nelerdir?” sorusuna animasyon programı karar vericilerinin verdiği
cevapların analizi;

Çizelge 4.12. Animasyon programı karar vericilerinin SOKÜM ulusal unsurlarının animasyon
aktivitelerinde kullanımına ilişkin görüşlere ait bulgular.

Manavgat Otelleri Yöneticilerin SOKÜM ulusal unsurlarının animasyon aktivitelerinde kullanımına ilişkin
Eğlence Müdürleri görüşleri
(MOEM..)
MOEM 1 Animasyon gösterilerinde yerel kültürel unsurlarımızdan yeteri kadar yararlanılmaktadır. Bu
unsurların sunumunda oldukça dikkatli ve özenli davranılması gerektiğine inanıyorum.
MOEM 2 Bütçe dahilinde olabildiğince çok unsurun aktarımının yapılması gerekmektedir. Ancak kullanılacak
unsurun eğlence faaliyetlerine uygun olması gerekmektedir.
MOEM 3 Kültürel şovlardan önce, unsurun görsele dayalı tanıtımının yapılması gerekmektedir.
MOEM 4 Özellikle Avrupalı turist pazara çok ilgi gösteriyor. Kültürel unsurların otel yakınlarında bulunan
pazarlarda sergilenmesi tanıtılması gerekmektedir.
MOEM 5 Kültürün modernize edilmiş halinin animasyon aktivitelerinde kullanılarak şovlarda kullanılması
gerekmektedir.
MOEM 6 Kültürel unsurlar animasyon gösterilerinde kullanılmalıdır. Turist yerli kültürü merak ediyor.
MOEM 7 Kültürel unsurların animasyon gösterilerinde kullanımı uygun değildir. Kültürel unsurlarla misafiri
eğlendiremeyiz. Bu unsurları görmek isteyen misafirler orjinalinin sergilendiği yere seyahat etmek
suretiyle bu unsurları yerinde görebilir.
MOEM 8 Kültürel unsurlar animasyon gösterilerinde kullanılabilir. Türkiye’de animasyon gösterilerinde
yeterince kullanmıyoruz örneğin İspanya’da kullanılıyor. Türkiye’de modernize edilmiş kültürel
134

unsurlar asıllarından uzaklaşıyor buna bir örnek olarak Anadolu Ateşi grubunun kullandığı kültürel
unsurlar verilebilir. Bu grubun kullandığı koreografilerin çoğu bize ait değil.
MOEM 9 Kültürel unsurlar animasyon aktivitelerinde kullanılmalıdır.
MOEM 10 Ulusal kültür unsurlarımız animasyon aktivitelerinde kullanılmalıdır.
MOEM 11 Ulusal kültür unsurlarının animasyon aktivitelerinde kullanımı iyi olur. Özellikle de bölgesel olarak
kullanımı daha çok ilgi görür.
MOEM 12 Animasyon aktivitelerinde değişik bir şeyler yapmak gerekiyor. Bu değişiklik için kültürel unsurların
kullanımına yer vermek gereklidir.
MOEM 13 Kültür aktarımının sağlanması açısından kullanılmasında fayda vardır.
MOEM 14 Ulusal kültürel unsurlarının eğitiminin eksikliği ve özensiz sunum yapılması nedeniyle de animasyon
aktivitelerinde yetersiz bir tanıtımı söz konusudur. Otellerde düzenlenen şovlar içinde Türk Geceleri
en ucuz maliyetli olanıdır. Türk Gecelerine daha fazla bütçe ayrılması gerekmektedir.
MOEM 15 Aslına uygun olarak Türk kültürünün animasyon gösterilerine uyarlanarak kültürün tanıtımı
gerçekleştirilebilir.
MOEM 16 Ulusal kültürel unsurlar animasyon gösterilerinde kullanılmalıdır.
MOEM 17 Ulusal kültürel unsurlar animasyon gösterilerinde kullanılmalıdır.
MOEM 18 Ulusal kültürel unsurları bilen ve animasyon aktivitelerine aktarabilen animatörler yetiştirilirse
kullanılabilir.
MOEM 19 Ulusal kültürel unsurlar aktivitelerde kullanılmamalıdır. Çünki yeterince ilgi görmez.
MOEM 20 Turistin kültür talebi var. Yerel kültürel unsurları tanımak istiyorlar. Animasyon aktiviteleriyle
kültürümüz tanıtılabilir.
MOEM 21 Ulusal kültürel unsurlarımız turizm animasyon aktivitelerinde kullanılarak misafirlere kültürümüz
aktarılabilir.
MOEM 22 Animasyon aktiviteleri ulusal kültürel unsurların aktarımı için uygun ortamı sağlıyor ve
kullanıldığında misafirleri kültür hakkında bilgilendiriyor.
MOEM 23 Biz animatörler olarak kendi kültürümüzü bilmiyoruz. Ulusal kültür unsurlarının animasyon
aktivitelerinde kullanılması için öncelikle yeterince bütçe ayrılmalı ve eğitiminin verilmesi
gerekmektedir. Ulusal kültürümüz farklı dillerde animasyon aktivitelerine uyarlanarak sunumunun
yapılması gerekmektedir.
MOEM 24 Ulusal kültürel unsurlarımız animasyon aktivitelerinde tanıtım için kullanılabilir.
Kapadokya Yöneticilerin SOKÜM ulusal unsurlarının animasyon aktivitelerinde kullanımına ilişkin
eğlence işletmeleri görüşleri
yöneticileri (KEİY..)
KEİY1 Ulusal kültürel unsurların aktivitelerde kullanımı yerli kültürün tanıtımında faydalı olacağını
düşünüyorum, ancak aktivitelerin rehberler tarafından turiste ayrıntılı anlatılması daha kalıcı bir
aktarımın gerçekleşmesini sağlayabilir.
KEİY2 Ulusal kültür unsurlarının kullanımı turistlere kültürü aktarma hususunda eğlence hizmetlerinde
kullanılabilir. Ayrıca unsurun programda kısa ve özenli sunumu unsura zarar vermez.
KEİY3 Ulusal kültürel unsurlar modernize edilerek misafire sunulmalıdır.
KEİY4 Gösterilerde ulusal kültürel unsurların kullanılmasına özen gösterilmelidir.
KEİY5 Yurt dışından gelen yabancılar yerli kültürü tanımak istiyor. Bu talebin karşılanması için eğlence
faaliyetlerinde yerli kültürel unsurların kullanılması gerekiyor. Rehberlerin bu konuyu daha iyi
anlaması ve bu hususta düzenlenen faaliyetleri yabancılara tanıtması gerekiyor.
KEİY6 Ulusal kültür unsurlarının tanıtımında aktiviteler önemli bir yer tutmaktadır ancak özensiz yapılan
sunum kültüre zarar verir. Bu yüzden sunum konusunda dikkatli ve özenli davranmak
gerekmektedir.
Manavgat eğlence Yöneticilerin SOKÜM ulusal unsurlarının animasyon aktivitelerinde kullanımına ilişkin
işletmeleri görüşleri
yöneticileri (MEİY..)
MEİY1 Yurt dışından ülkemizi ziyaret edenler yerli kültürü merak etmektedirler. Animasyon aktiviteleri ile
yerli kültüre ait unsurları tanıtılabilir. Zengin Türk mutfağından daha fazla yararlanabiliriz. Dilimize
sahip çıkmalı ve kendi dilimizi yabancılara tanıtmalıyız. Gelenek ve göreneklerimizi önce kendimiz
öğrenerek buna göre yaşamalı ve tanıtımını yapmalıyız.
MEİY2 Ulusal kültürümüz çok zengin ve dünyanın başka bir yerinde başka ulusların sahip olmadığı kadar
zengin ve eşsizdir. Bu unsurlar eğlence faaliyetlerinde kullanılabilecek niteliktedir. Yok olmakta olan
unutulmakta olan unsurlarımızın gündeme getirilerek ve orijinaline sadık kalınarak animasyon
gösterilerinde kullanılması gerekmektedir. Bunun için animatörleri yetiştirmeliyiz. Onları bu konu
hakkında bilgilendirmeliyiz.

Araştırmaya katılan Manavgat’ta konaklama hizmeti veren dört ve beş yıldızlı


otel yöneticilerinin SOKÜM ulusal unsurlarının turizm animasyon aktivitelerinde
kullanımına ilişkin görüşlerine ilişkin bulgulara göre 21 yönetici (%88’i) unsurların
kullanımını desteklemekte, iki yönetici (%8’i) ise kullanımını doğru bulmamaktadır.
Bir yönetici (%4’ü) ise halihazırda yeterince yararlanıldığını düşünmektedir.
135

Yöneticilerin SOKÜM ulusal unsurlarının turizm animasyonlarında


kullanımıyla ilgili görüşlerini aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür;

- Misafirler yerli kültürü merak etmektedir. Bu talebin karşılanabilmesi


açısından turizm animasyon aktivitelerinde SOKÜM ulusal unsurlarının
kullanılması gerekmektedir (MOEM 6, MOEM 20).

- Özellikle bölgesel SOKÜM ulusal unsurlarının turizm animasyonlarında


kullanımı daha çok ilgi görür (MOEM 11).

- Özellikle Avrupalı turistler Türk pazarlarına çok ilgi gösteriyor. Kültürel


unsurların otel yakınlarında bulunan pazarlarda sergilenmesi tanıtılması
gerekmektedir (MOEM 4).

- Kültürel şovlardan önce, unsurun görsele dayalı tanıtımının yapılması


gerekmektedir (MOEM 3).

- Animasyon aktivitelerinde kullanılan programlarda yenilik yapmak adına


değişik bir şeyler yapmak gerekmektedir. Bu değişiklik için kültürel unsurların
kullanımına yer vermek gereklidir (MOEM 12).

- Animatörlere SOKÜM ulusal unsurlarıyla ilgili eğitim verilmelidir (MOEM 14,


MOEM 18, MOEM 23).

- SOKÜM ulusal unsurlarının tanıtımı için gösterilere yeterince bütçe


ayrılması gerekmektedir (MOEM 14, MOEM 23).

Yöneticilerin çoğu aynı görüşteymiş gibi görünse de bazıları karşıt görüşler


belirtmişlerdir. Bu durumu şu şekilde özetlemek mümkündür;

-SOKÜM ulusal unsurları modernize edilerek turizm animasyon aktivitelerine


uyarlanmalıdır (MOEM 5). Karşıt görüş; SOKÜM ulusal unsurlarının orijinali turizm
animasyon aktivitelerine uyarlanmalıdır (MOEM 8, MOEM 15).
136

-Animasyon gösterilerinde yerel kültürel unsurlarımızdan yeteri kadar


yararlanılmaktadır (MOEM 1). Bu görüşe karşıt olarak halihazırdaki hakim görüş
yeterince kullanılmadığı ve kullanımının bütçe, SOKÜM eğitimi ve SOKÜM ulusal
unsurlarının animasyon gösterilerine uyarlanmasıyla artırılabileceği şeklinde
özetlenebilir.

Kapadokya bölgesinde eğlence hizmeti veren işletme yöneticilerinin SOKÜM


ulusal unsurlarının animasyon aktivitelerinde kullanımına ilişkin görüşleri olumlu
yöndedir. Yöneticiler SOKÜM ulusal unsurlarının aktivitelerde kullanımının
turistlere yerli kültürün tanıtımında faydalı olacağını, ancak iki yönetici faaliyetlerin
tanıtımının rehberler tarafından müşterilere aktarılması gerektiğini düşünmektedir
(KEİY1, KEİY5). Bir yönetici SOKÜM ulusal unsurlarının modernize edilerek
sunulması gerektiğini (KEİY3), üç yönetici de sunumun dikkatli ve özenli bir şekilde
gerçekleştirilmesi gerektiğini düşünmektedirler (KEİY2, KEİY4 ve KEİY6).

Manavgat İlçesi’ndeki eğlence hizmeti veren işletmelerin yöneticileri SOKÜM


ulusal unsurlarının animasyon aktivitelerinde kullanılması gerektiğini
düşünmektedirler. Yöneticilerden biri misafirlerin yerli kültürü merak ettiğini
söylerken zengin Türk mutfağından daha fazla yararlanılması gerektiğini, gelenek
ve göreneklerimizi önce animatörlerin öğrenerek buna göre tanıtımının yapılması
gerektiğini söylemektedir (MEİY1). Diğer yönetici de ulusal kültürümüzün çok
zengin ve dünyanın başka bir yerinde başka ulusların sahip olmadığı kadar zengin
ve eşsiz olduğunu ve bu unsurların eğlence faaliyetlerinde kullanılabilecek nitelikte
olduğunu söylemektedir. Yok olmakta olan unutulmakta olan unsurlarımızın
gündeme getirilerek ve orijinaline sadık kalınarak animasyon gösterilerinde
kullanılması gerektiğini ve bunun için animatörleri yetiştirmek gerektiğini
söylemektedir (MEİY2).
137

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Bu araştırma Türkiye’deki turizm animasyonlarında, ulusal kimliğin önemli bir


parçası olan somut olmayan kültürel miras (SOKÜM) ulusal unsurlarının, turizm
animasyon programlarında kullanımını irdelemek ve programların karar
vericilerinin SOKÜM’ün turizm animasyonlarında kullanımı hakkındaki
düşüncelerini ortaya koymak için gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında 32
animasyon programı karar vericisine ulaşılabilmiştir. Mülakat tekniği ile yapılan
araştırmadan elde edilen veriler analiz edilerek aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.

32 animasyon programı karar vericisinin sadece ikisinin yabancı uyruklu


olduğu ortaya çıkmıştır. Kapadokya turizm bölgesinde ise yöneticilerin tamamı
T.C. Uyrukludur ve çok azı turizm animasyonu eğitimi almışken hiç biri SOKÜM
eğitimi almamıştır. Manavgat turizm bölgesinde otellerde hizmet veren
yöneticilerden bir kısmı turizm animasyonu eğitimi alırken, iki yönetici SOKÜM
eğitimi almıştır. Bu yöneticiler yurt dışında eğitim aldıklarından, eğitim aldıkları
ülkenin SOKÜM unsurları hakkında dersler almışlardır. Manavgat’ta hizmet veren
eğlence şirketi yöneticilerinden bir tanesi SÖKÜM eğitimi almıştır. Bu eğitimi Halk
evi kurslarından alan yönetici halk oyunları dersleri, yöresel giyecek dersleri ve
yerel yiyecek içecek dersleri almıştır. Başka bir ifade ile büyük bir çoğunluğu T.C.
uyruklu olan yöneticilerin sadece bir tanesi hariç tamamının SOKÜM ulusal
unsurları konusunda eğitimlerinin olmadığı, eğitimi olanların ise farklı ülkelerde o
ülkenin SOKÜM ulusal unsurları hakkında eğitim aldıkları ortaya çıkmıştır.

Manavgat bölgesinde çalışmakta olan animasyon personelinin %39’u


yabancı uyrukludur. Bu sonuç Çeribaşı (1994)’nın çalışmasındaki “otellerde
çalışan animatörlerin milliyetlerine göre dağılımları %79,2 yerli, %20,08’i ise
yabancı olarak tespit edilmiştir” bulgusuyla örtüşmemektedir. Kapadokya’da ise
yabancı animatör oranı %17’de kalmaktadır. Bu duruma göre kültür animasyon
aktivitelerinin gerçekleştirildiği Kapadokya bölgesinde daha çok yerli animatörlerin
çalıştırıldığı sonucu ve geçen yıllara göre yabancı animatör sayısında artış olduğu
söylenebilir. Mevcut animasyon personelinin genel özelliklerinin her iki
destinasyonda da farklılıklar gösterdiği ortaya çıkmaktadır. Kapadokya
bölgesindeki animatörler halk oyunu ekiplerinden ve ritim sanatçılarından
138

oluşurken, Manavgat’taki otellerde çocuk animatörleri, spor animatörleri, şov


animatörleri ve ışık-ses animatörleri olarak sayabileceğimiz farklı türde animasyon
personeli tipleri istihdam edilmektedir. Bu bilgiler ışığında Manavgat’ta,
Kapadokya’dan daha farklı tür ve özellikte animatörün istihdam edildiği sonucuna
ulaşılabilir. Öte yandan Manavgat ve Kapadokya bölgelerinde animasyon
personellerinin işe alımlarında göz önünde bulundurulan kriterlerde de farklılıklar
bulunmaktadır. Kapadokya bölgesinde çalışacak animasyon personelinin halk
oyunları konusunda bilgisinin olması yeterliyken, Manavgat turizm bölgesinde ise
bu özellik yeterli değildir. SOKÜM bilgisine sahip olma özelliği ise her iki farklı
karakterdeki destinasyonda da işe alımlarda göz önünde bulundurulan bir kriter
olarak karşımıza çıkmamaktadır.

Otellerde verilen hizmet içi eğitimlerle ilgili bulgulara göre Manavgat’taki


otellerin %77’sinde genel animasyon ile ilgili hizmet içi eğitim verildiği ortaya
çıkmıştır. Çeribaşı (1999) çalışmasında 1993 yılında Antalya’da hizmet veren dört
ve beş yıldızlı otellerde hizmet içi eğitim verilme düzeyini çok düşük saptamış
(Çeribaşı, 1993; 76) aynı zamanda o dönemde animatör yetiştiren kurum ve
kuruluşun da bulunmadığını belirtmiştir. Bu durumda söz konusu araştırmanın
sonuçları ile bu araştırmanın sonuçları ile örtüşmediği, yada geçen yıllar içinde
hizmet içi eğitim politikasının değişikliği ortaya çıkmıştır. Mevcut hizmet içi
eğitimin içeriğinde ise otellerin %27’sinde SOKÜM ulusal unsurlarına ait dersler
varken kalan kısmında bulunmadığı ortaya çıkmıştır. Verilen SOKÜM eğitimi
içeriğinde ise halk oyunu bilgileri, Türk mutfağı bilgileri, yöresel giysilerin bilgileri,
Milli Bayram’lar gibi özel gün ve geceler ile ilgili bilgiler, yerel müzik bilgisi ve Türk
kahvesi geleneği gibi sınırlı sayıdaki SOKÜM ulusal unsuruna ait bilgilendirme bu
kapsamda yapılmaktadır. Kapadokya’daki eğlence işletmelerinin tamamında ise
hizmet içi eğitim verilmektedir. Bu eğitimin ise SOKÜM ulusal unsurlarından
sadece halkoyunları bilgisi ile sınırlı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca bu eğitimlerin
gerekçesinin ise gösteride rol alan ekibin daha düzgün bir performans
gerçekleştirmesini sağlamak olduğu anlaşılmıştır. Manavgat’ta hizmet veren
organizasyon şirketlerinin ise her ikisinde de hizmet içi eğitim verilmektedir. Bu
eğitim kapsamında farklı yörelere ait halk oyunları koreografi dersleri, yöresel
çocuk oyunları dersleri, ve çocuk animasyonu için ise Keloğlan ve Nasreddin Hoca
karakterlerine ilişkin bilgiler verilmektedir.
139

SOKÜM ulusal unsurları çocuklar için düzenlenen animasyon aktivitelerinde


zengin bir kaynaklık edebilir. Ancak Manavgat otellerinin %58’inde çocuklara
yönelik aktivitelerde SOKÜM ulusal unsurlarından hiç yararlanılmadığı ortaya
çıkmıştır. Sınırlı sayıda kullanıldığını söyleyebileceğimiz unsurlar ise kuklalar,
Karagöz, Keloğlan ve Nasreddin Hoca karakterleri canlandırma, Türkçe bazı
popüler şarkılar, yakar top, saklambaç, körebe, kovalamaca, boncuklardan takı
yapımı ve ailelerden izin alınarak halk oyunu koreografı öğretimi gibi aktiviteler
olarak sayılabilir. Ayrıca 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda yerli
kültüre ait bazı oyunlar ve müzikal korolar ise sadece bu özel günlerde tüm
otellerde kullanılan unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Kapadokya bölgesinde
ise çocuklara yönelik herhangi bir aktivite bulunmamaktadır.

Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de zengin bir kaynak özelliği
gösteren SOKÜM ulusal unsurlarından Manavgat otellerinin %83’ünde gündüz
animasyon aktivitelerinde hiç yararlanılmadığı ortaya çıkmıştır. Bir otelde sadece
Türk günlerinde yöresel oyunlar, Türk müziği, yöresel yemekler ve Halk Oyunları
aktiviteleri yapılırken, başka bir otelde Türkçe dil kursları verilmektedir. İki otelde
milli gün ve bayramlarda bazı SOKÜM ulusal unsurlarının tanıtımı yapılmaktadır.
Kapadokya’daki eğlence mekanlarında gündüz hiçbir aktivite düzenlenmezken,
Manavgat’ta hizmet veren eğlence şirketlerinde SOKÜM ulusal unsurlarından
yararlanılan aktiviteler olarak Ramazan eğlenceleri, Halk oyunları, Karagöz,
Meddahlık, Aşuk ile Maşuk ve yetişkinler için yöresel oyunlar sıralanabilir.

Gündüz yapılan spor oyun gibi etkinliklerin yanı sıra animasyonlarda gece
gerçekleştirilen aktiviteler de bulunmaktadır. Zengin SOKÜM ulusal unsurları
çocuklar için ve gündüz animasyonları için olduğu kadar gece aktivitelerine de
kaynaklık edebilecek potansiyele sahiptir. Ancak araştırma bulgularına göre
Manavgat otellerinin %75’inde Türk Gecesi hariç hiçbir gece aktivitesinde SOKÜM
ulusal unsurlarından yararlanılmadığı ortaya çıkmıştır. Türk Geceleri dışında
karşılama ve uğurlamalarda yerel çalgılar ile Halk Oyunları gösterileri, Mehter
gösterileri, Osmanlı dönemi kıyafetleri ile Türk pazarı kurulması, fasıl geceleri,
skeçlerde Türk aile yapısı ile ilgili bazı canlandırmalar, Milli Bayram’larda gününün
anlam ve öneminin tanıtılması ve yöresel kıyafet ve bayraklarla ortamın
süslenmesi gibi aktiviteler gerçekleştirilmektedir. Kapadokya bölgesinde eğlence
140

hizmeti veren işletmelerin tümünde gece animasyon aktiviteleri


gerçekleştirilmektedir. Faaliyetlerde kullanılan SOKÜM ulusal unsurlarını ise şu
şekilde sıralamak mümkündür, Türk halk oyunları, kına gecesi canlandırması ve
otantik kıyafetler. Manavgat’ta hizmet veren organizasyon şirketlerinde ise gece
aktivitelerinde SOKÜM ulusal unsurlarından yararlanılan aktiviteler olarak Modern
ve klasik Türk gecesi organizasyonlarında konsepte ve talebe göre; Aşık İle
Maşuk, Yöresel Halk Oyunları, Zeybek, Kafkas Dansı, Karadeniz Horonu, Anadolu
Kaşık Havaları gibi unsurları kullandıkları ortaya çıkmıştır. Gece animasyonlarında
farklı karakterdeki destinasyonlarda farklı aktivitelerin gerçekleştirildiği
görülmektedir. Kültür turizminin ağırlıkta olduğu Kapadokya bölgesinde ise zengin
SOKÜM ulusal unsurlarının ancak çok azının kullanıldığı göze çarpan bir bulgu
olarak karşımıza çıkmaktadır.

Araştırmada Manavgat otellerinde sportif faaliyetler, Gece şovları, Türk


Gecesi programı, komik şovlar ve müzikal şovlar, dans şovları, partiler ve
yarışmalar en çok ilgiyi gören animasyon aktiviteleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kapadokya bölgesinde ise durum bundan biraz farklıdır. Çünkü bu bölgede
sadece gece animasyonları düzenlenmektedir. Düzenlenen Türk Gecesi
aktivitelerinin içeriğine olan ilgi düzeyi ise misafirlerin milliyetlerine göre farklılık
göstermekte olup, uzak doğudan gelen misafirlerin oryantale, Avrupa’dan gelen
turistlerin halk oyunlarına daha çok ilgi gösterdiği ortaya çıkmıştır. Her iki
destinasyonda da Türk Gecesi aktiviteleri gerçekleştirilmektedir. Manavgat otelleri
bu organizasyonları eğlence hizmeti veren işletmelerden temin etme yoluna
giderken, Kapadokya’da eğence hizmeti veren işletmeler kendi bünyesindeki
ekiplerle bu aktiviteleri gerçekleştirmektedir. Manavgat’taki Türk Geceleri
aktivitelerinde Türk Kültürünü yansıtacak şekilde düzenlenmesine ve yiyeceklerin,
içeceklerin ve kostümlerin bu konseptte hazırlanması hususlarına dikkat
edilmektedir. Aynı zamanda ortam Türk bayrakları ile süslenmektedir. Programlar
belirlenmesinde bütçeye uygun olması ve misafirlerin katılımını artırabilmek için
tanıtımının yapılması hususları rol oynamaktadır. Manavgat’ta eğlence hizmeti
veren şirket yöneticileri ise gelen talebe ve bütçeye bağlı olmak üzere farklı Türk
Gecesi formatlarının olduğundan bahsetmektedirler. Otellerden gelen talebe göre
aktivite otantik veya modern olabileceği gibi yine bu nedene bağlı olarak ekip
sayısı da değişebilmektedir. Gelen talebe göre değişen başka bir özellik ise ekibin
141

kullandığı kıyafetlerin kalitesi ve süresidir. Kapadokya bölgesindeki Türk Gecesi


aktivitelerinin içeriğinin belirlenmesinde ise müşterilerden gelen talep, bütçe, ekibin
sayısı ve yetenekleri etkili olmaktadır. Ayrıca aktiviteler Türk kültürünü yansıtacak
şekilde düzenlenmektedirler. Ancak işletmelerin hiçbirinde Türk Gecelerinin belirli
bir standardına rastlanmamış olup, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından
hazırlanan “Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri Listesi”’nde yer alan
unsurların da programlar hazırlanırken göz önünde bulundurulmadığı ortaya
çıkmıştır.

Görüşülen 32 yöneticinin 30’u SOKÜM ulusal unsurlarının turizm


animasyonlarında kullanılmasını desteklerken, iki yönetici bu unsurların
animasyon aktivitelerinde kullanımını desteklememektedir. Desteklemeyenler bu
görüşü de şu şekilde ifade etmektedirler:

 “Ulusal kültürel unsurlar aktivitelerde kullanılmamalıdır. Çünkü yeterince ilgi


görmez.” (MOEM 19)

 “Kültürel unsurların animasyon gösterilerinde kullanımı uygun değildir.


Kültürel unsurlarla misafiri eğlendiremeyiz. Bu unsurları görmek isteyen
misafirler orijinalinin sergilendiği yere seyahat etmek suretiyle bu unsurları
yerinde görebilir.” (MOEM 7)

Bu araştırmanın bulgularına göre SOKÜM ulusal unsurlarının turizm


animasyonlarında kullanılmasıyla ilgili yönetici görüşleri oldukça olumludur.
Yöneticilerin büyük bir çoğunluğu animasyon aktivitelerinin, Türkiye’ye gelen
turistlere, geleneksel değerlerin aktarılabilmesi için kullanılabilir olduğunu
vurgulamaktadır. Bu bulgu daha önceki çalışmalarda dile getirilen (Akgöz, 2003:
111; Ayvacı ve Gülcan, 2017; Çetiner, 2017; Dinç, 1999: 96; Gülcan, 2010;
Kahveci, 1994: 76; Karaman ve diğerleri, 2016) ve SOKÜM ulusal unsurlarının
turistlere sunulmasında animasyon faaliyetlerinin uygun zemin sunduğu görüşünü
desteklemektedir. Bu noktada, ürün geliştirmeden sorumlu profesyonellerin önemli
çoğunluğunun SOKÜM ulusal unsurlarının farklı yaş gruplarına hitap eden turizm
animasyonlarında yer alması gerektiği görüşünü savunmalarına rağmen, bu
görüşün uygulamaya geçmemesini profesyonellerin -bulgularda ortaya konduğu
142

üzere-SOKÜM konusunda yeterli bilgiye ve eğitime sahip olmadıkları ile açıklamak


mümkün görünmektedir.

Son olarak zengin SOKÜM ulusal kültür unsurlarının varlığı ve aynı zamanda
turistlerin gidilen yerin kültürel varlıklarını tanımaya yönelik talepleri animasyon
programlarında buluşturularak talebin karşılanması, kültürün aktarımı ve eşsiz
ürünlerin ortaya konması mümkün görünmektedir.

Bu çalışma sonuçlarından edinilen bilgiler ışığında SOKÜM ulusal


unsurlarının rekabet gücü yüksek ürünler olarak turizm animasyonlarında
yeterince kullanılabilmesi için öneriler aşağıda sıralanmaktadır. Bu öneriler aynı
zamanda gelecek çalışmalar için yönlendirici olabilecek niteliktedir.

İlk öneri SOKÜM eğitimi odaklıdır. Buna göre hizmet içi eğitim kapsamında
animatörlere SOKÜM dersleri verilmelidir. Böylece SOKÜM konusunda bilgili bir
ekip tarafından SOKÜM ulusal unsurlarını barındıran aktiviteler gerçekleştirebilir.
Bu durum, kültüre olan talep göz önünde bulundurulduğunda işletmelerin SOKÜM
ulusal unsurlarını içeren turizm animasyon aktiviteleriyle rekabet gücü yüksek
ürünler ortaya koyabilmesine olanak sağlayacaktır. Benzer şekilde animatörlük
mesleğinin örgün eğitim programı içinde SOKÜM ulusal unsurlarının detaylı
biçimde yer alması gerekmektedir. Böylece tezin bulguları, Türkiye’deki
animatörlük mesleğine yönelik örgün eğitim programlarının bu bakış açısıyla
yeniden ele alınmasının gerekli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu kapsamda
turizm animasyon programları halkbilimi cephesinden ele alınarak, öncelikle farklı
yaş grupları için turizm animasyonu aktivitelerinde kullanılabilecek SOKÜM ulusal
unsurlarının tespiti yapılmalıdır.Böylece aslına uygun olan animasyon gösterileri ile
misafirlere ulusal kültürle iletişim kurma ve hoşça vakit geçirme imkanı sunabilir.

İkinci öneri marka değeri yüksek ulusal bir animasyon ürünü olan Türk
Geceleri ile ilgilidir. Gerek TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve gerekse birçok yazar
Türk Geceleri’nin içeriğine ve sunumuna ilişkin eleştiriler dile getirmektedir Bu
durum, farklı ölçeklerdeki ve farklı turist tiplerine hitap eden konaklama ve restoran
işletmeleri için, SOKÜM ulusal unsurlarının bir paket olarak sunulduğu Türk
143

Geceleri başlığında bir standart ihtiyacının olduğunu göstermektedir. Gelecek


çalışmalarda bu konunun ele alınması önerilmektedir.

Bu çalışmanın devamında, yani halkbilimi ve turizm cephesi ile eş zamanlı


animasyon aktivitelerinde uygulanabilecek bir program, anlaşmalı bir işletmede
gösterime sokularak, izleyicilerin, animatörlerin ve yöneticilerin görüşlerinin
değerlendirildiği bir çalışma projesi hazırlanabilir. Böylece program farklı
cephelerin bakış açılarıyla zenginleşerek gelişebilir.
144
145

KAYNAKLAR

Acar, F. (1999). Animasyon Aktivitelerinde Kullanılabilecek Türk Folkloru


Öğelerinin Turist Tatmini Üzerine Etkileri (Antalya Örneği), Yüksek Lisans
Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 62.

Addington, J. (1993). 100 Düşünce Gücü (Çev: B. Çetinkaya). İstanbul: Akaşa


Yayınları,129.

Adına C. and Dana B. (2010). Entertainment And Sports Animation-Effects and


Benefits. Ovidius University Annals, Series Physical Education and Sport,
Science, Movementand Health, 10 (2), 858-862.

Akçakoyun, F. (2000). Muğla Yöresinde Bulunan Turistik Oteller ve Tatil


Köylerinde Sportif Animasyon ve Rekreasyon Faaliyetlerinin Hizmet
Satışlarına Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Muğla, 69.

Akdağ, G. ve Akgündüz, Y. (2010). Konaklama İşletmeleri Açısından Animasyon


Faaliyetlerinin Önemi Ve Kuşadası Otelleri Üzerine Bir İnceleme. V.
Lisansüstü Turizm Öğrencileri Araştırma Kongresi İçinde Sunuldu, 229-239.

Akgöz, E. (2003). Turizm İşletmelerindeki Türk Gecelerinin Türk Kültürünü


Tanıtmaya Katkıları, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Konya, 111.

Akpınar, E. (2007). Türkiye’nin Dünya Mirası Listesi’ndeki Yeri ve Yeni Bir Aday
Önerisi, Erzincan Eğitim Fakültesi Dergisi, 9 (1), 81-106.

Aksu, A. (2004). Otel İşletmelerinde Müşteri Sadakatine Genel Bir Bakış. Standart
Dergisi, 43(507), 70-75.

Akşit Aşık, N. (2014). Yaratıcı (Kreatif) Turizm. Uluslararası Sosyal Araştırmalar


Dergisi, 7(31), 786-795.

Akyürek, S. (2016). Rekreasyon Alan Ve Faaliyetlerinin Yurt İçi Turizm Talebi Ve


Yeniden Ziyaret Etme Niyetine Etkisi: Bodrum Örneği, Yüksek Lisans Tezi,
Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Balıkesir, 120.

Aliağaoğlu, A. (2004). Sosyo-kültürel miras turizmi ve Türkiye’den


örnekler. Coğrafi Bilimler Dergisi, 2(2), 55-70.
146

Altuğ, F. (1990). Çevre Sorunları. Bursa: Uludağ Üniversitesi Yayınları.

Altunel, M. C. ve Kahraman, N. (2012). Kültür Turisti Tipolojilerinin Belirlenmesi:


İstanbul Örneği. Anatolia: Turizm Arastirmalari Dergisi, 23(1).

Ar, H. (2015). Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunmasında Turist Rehberlerinin


Rolü. Yüksek Lisans Tezi. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Balıkesir, 27.

Aral, N. (1999). Sanat Eğitimi-Yartıcılık Etkileşimi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim


Fakültesi Dergisi, 15(15).

Ardahan, F., Turgut, T. ve Kaplan Kalkan, A. (2016). Her Yönüyle Rekreasyon.


Detay Yayıncılık. Ankara, 40.

Ardahan, F., ve Lapa, T. Y. (2011). Açık Alan Rekreasyonu: Bisiklet Kullanıcıları


ve Yürüyüşçülerin Doğa Sporu Yapma Nedenleri ve Elde Ettikleri Faydalar.
Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 8(1), 1327-1341.

Arslanoğlu, İ. (2000). Kültür ve Medeniyet Kavramları. Türk Kültürü ve Hacı Bektaş


Velî Araştırma Dergisi, (15).

Aslanoğlu, R. (2000). Bir Kültürel Karışım Olarak Küreselleşme, Ali Yaşar Sarıbay,
E. Fuat Keyman (Der.), Global Yerel Eksende Türkiye, İstanbul: Alfa
Yayınları.

Atak, M. (2009). Öğrenen Örgüt ve Örgütsel Bağlılık İlişkisi. Doktora Tezi, Atatürk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı, Erzurum, 29.

Atıl, A. Gülgün, B. ve Yörük, İ. (2005). Sürdürülebilir Kentler Ve Peyzaj Mimarlığı.


Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 42(2).

Avcıkurt, C. (2009). Turizm Sosyolojisi, Turist-Yerel Halk Etkileşimi. Üçüncü Baskı,


Detay Yayıncılık, Ankara, 10.

Aydın, E. C. (2017). Halk Oyunları Temsilinde Kültürel Mekan İşlevi. Zeitschrift Für
Die Welt Der Türken/Journal Of World Of Turks, 9(2), 287-295.

Aytaç, Ö. (2002). Boş Zaman Üzerine; Kuramsal Yaklaşımlar. Fırat Üniversitesi


Sosyal Bilimler Dergisi. 12 (1), 231-260.
147

Ayvacı, H. ve Gülcan, B. (2017). Türkiye’de Turizm Animasyonlarında Somut


Olmayan Kültürel Miras (Soküm) Ulusal Unsurlarına Bakış. Journal Of
Recreation And Tourism Research, 4 (Special Issue 1 ), 207-223.

Bahçe, A. S. (2009). Kırsal Gelisimde Kültür (Mirası) Turizmi Modeli. Dumlupınar


Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 25, 1-12.

Balcar, M. and Pearce D. (1996). Heritage Tourism On The West Coast Of New
Zealand. Tourism Management, 17, 214-220

Baştuğ, G., Zorba, E., Duyan, M. ve Çakır, Ö. (2017). Recreation İn Different


Cultures: Analysis Of Leisure Time Activities. Journal Of Human Sciences,
14(4), 3895-3904.

Batman, O. (2013). Kültürün Turist Tercihleri Üzerine Etkileri: Almanya'da


Yaşayan Türkler Üzerine Bir Araştırma. The Journal Of Business Science,
1(1), 1-15.

Bayer, O. E. (1998). Türkiye Meslek Yüksekokulları Turizm Eğitimi Kalitesinin


Geliştirilmesinde Sanal Yöntemlerin Rolü. Süleyman Demirel Üniversitesi
İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 3(3).

Bekmezci, H. ve Özkan, H. (2015). Oyun ve Oyuncağın Çocuk Sağlığına Etkisi.


İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi Dergisi, 5(2), 81-87

Bertan, S. (2009). Otel İşletmelerinde Yönetim Aracı Olarak Kurumsal Karne.


Journal Of Yaşar University, 4(16), 2525-2538.

Borhan, O. ve Erkmen, N. (2010). Antalya’nın Kemer İlçesinde Tatil Yapan


Turistlerin Rekreasyon ve Animasyon Faaliyetleri Hakkındaki Görüşlerinin
İncelenmesi. Turkish Journal Of Sport And Exercise, 11(3), 21-26

Can, M. (2009). Kültürel Miras ve Müzecilik. Kültür ve Turizm Bakanlığ Çalışma


Raporuı, 22

Can, S., Durukan, E., Ökmen, A. Ş., Dalaman, O. ve Yorulmaz, A. (2012).


İlköğretim Bölümü Öğretmen Adaylarının Serbest Zaman Faaliyetlerine
Katılım Biçimlerinin Belirlenmesi. Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor
Bilimi Dergisi, 14 (1), 132-137.
148

Cengiz, E., ve Kırkbir, F. (2007). Yerel Halk Tarafından Algılanan Toplam Turizm
Etkisi İle Turizm Desteği Arasındaki İlişkiye Yönelik Yapısal Bir Model
Önerisi. Sosyal Bilimler Dergisi 2007/1, 19-37.

Ceylan, Ö., Yıldız, M. S., Tekin, A. ve Özdağ, S. (2010). Animasyonda İç Veya Dış
Kaynak Kullanan Turistik İşletmelerin Hizmet Kalitesi Açısından
Karşılaştırılması. Türkiye Kickboks Federasyonu Spor Bilimleri Dergisi, 2(2),
16-32.

Costa, G., Glinia, E., Goudas, M. and Antoniou, P. (2004). Recreational Services
İn Resort Hotels: Customer Satisfaction Aspects. Journal Of Sport &
Tourism, 9(2), 117-126.

Csapó, J. (2012). The Role And İmportance Of Cultural Tourism İn Modern


Tourism İndustry. M. Kasimoğlu & H. Aydin (Eds). Strategies For Tourism
Industry- Micro And Macro Perspectives (P.200- 232)

Çal, N. (2014). Antalya Konyaaltı Plajı Rekreasyonel Kullanım Özelliklerinin Peyzaj


Mimarlığı Açısından İrdelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü, Antalya, 10.

Çalık, İ. ve Ödemiş, M. (2015). Somut Olmayan Kültürel Miras Unsurlarının


Sürdürülebilir Turizm Kapsamında Değerlendirilmesi: Gümüşhane İli
Örneği, 16. Ulusal Turizm Kongresi Bildiriler Kitabı, Editör: Kelkit, A., Editör
Yrd: Mercan, Şo Ve Yıldırım, M, 12-15.

Çalışkan, U. ve Tütüncü, Ö. (2008). Turizmin Yerel Halk Üzerindeki Etkileri Ve


Kuşadası İlçesi Uygulaması. IV. Lisansüstü Turizm Öğrencileri Araştırma
Kongresi, 23-27.

Çeçen, A. (1996). Kültür ve Politika. (İkinci Baskı). Ankara: Gündoğan Yayınları,


12.

Çekül Vakfı (2015). Anadolu'da Kırsal Yaşam Ve Mimarlık. İstanbul: Çekül Vakfı
Yayınları, 12

Çeribaşı, S. (1994). Antalya İlindeki I. Smrf Tatil Köyleri ve 4–5 Yıldızlı Otellerde
Animasyon Hizmetleri, Yüksek Lisans Tezi, Gazi üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ankara, 70.
149

Çetiner, H. (2017). Animasyon Aktivitelerinde Kullanılan Kültürel Motiflerin


Değerlendirilmesi. Avrasya Zirvesi (1. Uluslararası Kültür Ve Turizm
Kongresi), 106

Çetiner, H. ve Yayla, Ö. (2017). Turizm Lisans Eğitimi Alan Öğrencilerin


Animatörlük Mesleğine Yönelik Tutumları Üzerine Bir Araştırma. Journal Of
Recreation And Tourism Research, 4 (3), 1-12.

Çevik, H. (2013). Beş Yıldızlı Otellerde Düzenlenen Rekreatif Animasyon


Etkinliklerinin Hizmet Kalitesi. Yüksek Lisans Tezi. Anadolu Üniversitesi,
Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 29-52.

Çevirgen, A. (2009). Konaklama İşletmelerinde Dış Kaynak Kullanımı


(Outsourcing) Uygulamaları Üzerine Bir Değerlendirme. Ege Akademik
Bakış, 9(4), 1341.

Çoşgun, M. (2012). Popüler Kültür ve Tüketim Toplumu. Batman University


Journal Of Life Sciences, 1(1).

Çulha, O. (2008). Kültür Turizmi Kapsamında Destekleyici Turistik Ürün Olarak


Deve Güreşi Festivalleri Üzerine Bir Alan Çalışması. Journal Of Yaşar
University, 3(12), 1826-1852.

Dalkılıç, G. ve Mil, B. (2017). Otel İşletmelerinde Rekreasyon ve Boş Zaman


Yönetimi: Sahil Otelleri Örneği. Yorum-Yönetim-Yöntem Uluslararası
Yönetim-Ekonomi ve Felsefe Dergisi, 5(1) 29-42

Deliverska, E. and Ivanov, S. (2012). Qualıty Evaluatıon Of Sports Anımatıon


Servıces. Activities İn Physical Education & Sport, 2(1).

Demir C. ve Demir, N. (2007). Bireylerin Boş Zaman Faaliyetlerine Katılmalarını


Etkileyen Faktörler İle Cinsiyet Arasındaki İlişki: Lisans Öğrencilerine
Yönelik Bir Uygulama, Ege Akademik Bakış Dergisi, 6(1), 36- 48.

Demı̇ r, Z. S. (2013). Halk Bilimi Müzeciliğinde Deneysel Yaklaşımlar: Yaşayan


Müze. Electronic Turkish Studies, 8(9).

Demirci, B. (2008) Türkiye’de Kentleşmenin Kentsel Kültürel Mirasa Etkileri, Afyon


Kocatepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi,
Afyon, 33.
150

Diker, O. (2016). Kültürel Miras İle Kültürel Miras Turizmi Kavramları Üzerine
Kavramsal Bir Çalışma. Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, 4(2), 365-
374.

Dimitrov, G. (2014). Sports - Entertaınment Management In Bulgarian Seaside


Resorts. Activities İn Physical Education And Sport, 4(1), 38-43.

Dinç, S. (1999). Cumhuriyet Döneminde Yapılan Milli Eğitim Şûraları Ve Alınan


Kararların Uygulamaları (1923–1960). Basılmamış Yüksek Lisans Tezi,
Ankara, 85.

Dinç, Y. (1999). Sayfiye Otel İşletmelerinde Boş Zaman Ve Rekreasyon


Değerlendirmelerinin Hizmet Satışlarını Artırmaya Yönelik Etkisi (Örnek Bir
Araştırma), Yüksek Lisans Tezi, T.C. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Anabilim Dalı, Balıkesir, 96.

Doğan, H. Z. (2004). Turizmin Sosyo Kültürel Temelleri. Ankara: Detay Yayıncılık,


134.

Duman, T., Kozak, M. ve Uysal, M. S. (2007). Turizmde Ürün Çeşitliliği Yoluyla


Ürün Değeri Oluşturma: Türkiye'deki Arz Kaynakları Üzerine Bir İnceleme.
Anatolia: Turizm Arastirmalari Dergisi, 18(2).

Durmaz, Y. Ve Yardımcıoğlu, M. (2015). Ürün Kararları Ve Stratejileri Üzerine


Teorik Bir Yaklaşım. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İktisadi Ve
İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 5(02), 367.

Eagleton, T. (2016). Kültür Yorumları.(Çev. Özge Çelik). İstanbul: Ayrıntı Yayınevi.


(Eserin Orijinali 2000’de Yayımlandı), 10.

Ece, E. E. (1987). Turizm Sosyolojisi. Antalya. Akdeniz Üniversitesi Rehberlik


Kursu Ders Notları.

Ekici, M. (2004). Halk Bilim Araştırmalarında Üçüncü Boyut. Türklük Bilimi


Araştırmaları, 16(16).

Ekici, M. (2013). 100. Yılında Türk Halk Bilimi Çalışmaları ve Türkiye Kültür
Politikalarına Eleştirel Bir Bakış. Millî Folklor, 25(99), 41-50.

Ekiz, C. ve Somel, A. (2005). Türkiye’de Planlama Ve Planlama Anlayışının


Değişimi. AÜ SBF Geta Tartışma Metinleri, (81).
151

Elliot, S and Miller, P. (1999) 3d Studio Max 2. Sistem Yayıncılık Mat. San. Ve Tic.
A.Ş., İstanbul, 44.

Emekli, G. (2006). Coğrafya, Kültür ve Turizm: Kültürel Turizm. Ege Coğrafya


Dergisi, 15(1-2).

Emekli, G. (2011). Kırsal Kalkınmaya Çözüm Arayışları: Kırsal Turizm ve


Bergama. Uluslararası Bergama Sempozyumu, 7-9.

Emekli, G. (2012). Kültür Mirasının Turizm Aracılığı İle Değerlendirilmesi: Kültürel


Turizm Ve İzmir. Kültür Turizmi Çalıştayı İzmir Kalkınma Ajansı-Buca
Belediyesi Buca İlçesinin Ekoturizm Ve Kültür Turizmi Sektör Analizi Projesi
8 Şubat 2012-Buca

Erim, D. (2007). Türkiye Selçuklu Devletinde Spor Ve Eğlence Hayatı. Yüksek


Lisans Tezi, Afyonkarahisar, 69.

Franjic, R. (2011). Animator In Cultural Tourism As A Manager Of Experience.


Montenegrin Journal Of Economics, 7(2), 121-127.

Genç, K. Şengül, S. (2015). Kültürel Miras Turizmine Yönelik Yerel Halkın


Görüşlerinin Ortaya Çıkarılması: Mudurnu Ölçeğinde Bir Araştırma. 16.
Ulusal Turizm Kongresi Bildiriler Kitabı, 218-237.

Getz, D. (1997). Event Management & Event Tourism. Cognizant Communication


Corporation, New York, 16-28.

Giritlioğlu, İ., Olcay, A. ve Özekici, Y. K. (2015). Bir Turizm Çeşitliliği Olarak


Festival Etkinliklerinin Sınıflandırılması: Türkiye Üzerine Bir Değerlendirme.
Sosyal Bilimler Arastirmalari Dergisi, (13).

Gökalp, Z (2016). Türkçülüğün Esasları. İstanbul: Ema Klasik Yayınevi, 37-38.

Gül, A. (2000). Peyzaj-İnsan İlişkisi Ve Peyzaj Mimarlığı. Turkish Journal Of


Forestry, 1, 97-114.

Gül, K., Erdem, B. ve Gül, M. (2013). Yerel Festivallerin Etkinliğine Bağlı Ziyaretçi
Kazanımları: Sındırgı Yağcıbedir Festivali Örneği. Süleyman Demirel
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 18(2).
152

Gül, T., Karaçar, E., Kement, Ü., Paslı, M. M., Yayla, Ö., Erol, E. ve Göker, G.
(2014). Rekreasyon Olgusuna Genel Bakış. A. Yaylı (Ed.). Rekreasyona
Giriş İçinde. Ankara: Detay Yayıncılık, 5.

Gülcan, B. (2010). Türkiye’de Kültür Turizminin Ürün Yapısı ve Somut Kültür


Varlıklarına Dayalı Ürün Farklılaştırma İhtiyacı. İşletme Araştırmaları
Dergisi, 2(1), 99-120.

Gürses, İ. ve Kılavuz, M.A. (2011). Erikson’un Psiko-Sosyal Gelişim Dönemleri


Teorisi Açısından Kuşaklararası Din Eğitimi Ve İletişiminin Önemi. Uludağ
Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, 20 (2), 153-166

Güven, V. N. (2006). Uygulamalı Halkbilimi Açısından Antalya Ve Çevresi Kültür


Turizmi Ve Kültür Animasyonları. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 35-97.

Güvenç, B. (1993). Türk Kimligi. Ankara: Ada Yayincilik, 102.

Güzel, F. Ö. (2010). Turistik Ürün Çeşitlendirmesi Kapsamında Yeni Bir Dinamik:


İnanç Turizmi. Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi, (2), 2.

Hacıoğlu, N., Gökdeniz, A., ve Dinç, Y. (2009). Boş Zamanlar ve Rekreasyon


Yönetimi: Örnek Animasyon Uygulamaları. (2. Baskı). Ankara: Detay
Yayıncılık, 37.

Hall, M. and Zeppel, H. (1990). Cultural and Heritage Tourism: The New Grand
Tour. Historic Environment, 7(3/4), 86.

Hazar, A. (1999). Turizm İşletmelerinde Animasyon. Ankara: Detay Yayıncılık,15.

Hazar, A. (2003). Rekreasyon ve Animasyon. (İkinci Baskı). Ankara: Detay


Yayıncılık, 47.

Hazar, A. (2009). Rekreasyon ve Animasyon. (Üçüncü Baskı). Ankara: Detay


Yayıncılık, 5.

Hazar, A. (2014). Rekreasyon ve Animasyon. (Dördüncü Baskı). Ankara: Detay


Yayıncılık, 36.

İçellioğlu, C. Ş. (2014). Kent Turizmi ve Marka Kentler: Turizm Potansiyeli


Açısından İstanbul’un Swot Analizi. Sosyal Bilimler Dergisi, (1), 37-55.

İçli, G. (2001). Küreselleşme ve Kültür. CÜ Sosyal Bilimler Dergisi, 25(2), 163-172.


153

İçöz, O. ve Kozak, N. (2002). Turizm Ekonomisi Turizmin Makro ve Mikro


Ekonomik Etkileri. (İkinci Baskı) Ankara: Turhan Kitabevi, 15.

İnternet:http://aregem.kulturturizm.gov.tr/TR,50838/unesco-insanligin-somut-
olmayan-kulturel-mirasinin-tems-.html (Erişim tarihi, 07.03.2018).

İnternet:http://aregem.kulturturizm.gov.tr/TR,50838/unesco-insanligin-somut-
olmayan-kulturel-mirasinin-tems-.html (Erişim tarihi, 02.04.2018).

İnternet:http://aregem.kulturturizm.gov.tr/TR,50839/somut-olmayan-kulturel-miras-
envanter-calismalari.html (Erişim tarihi, 15.03.2018).

İnternet:http://aregem.kulturturizm.gov.tr/TR,93482/somut-olmayan-kulturel-miras-
tasiyicilari.html (Erişim tarihi, 23.03.2018).

İnternet:http://hbogm.meb.gov.tr/modulerprogramlar/programlar/eglence/animator.
pdf (Erişim tarihi, 03.12.2017)

İnternet:http://megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller_pdf/Turizm%20%
C4%B0%C5%9Fletmeleri.pdf (Erişim tarihi, 20.10.2017).

İnternet:http://rekreasyon.org/animasyon-hizmetleri-animatorluk/ (Erişim tarihi,


15.10.2017).

İnternet:http://universitetercihleri.com/bolumlere-gore-net-hesap (Erişim tarihi,


19.11.2017).

İnternet:http://www.csb.gov.tr/tarihcemiz-i-7012 (Erişim tarihi, 29.09.2017).

İnternet:http://www.dosim.gov.tr/muze-istatistikleri (Erişim tarihi, 15.04.2018).

İnternet:http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,43253/bakanligimiza-bagli-
muzeler.html (Erişim tarihi, 11.04.2018).

İnternet:http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,43336/muze-istatistikleri.html (Erişim
tarihi, 18.04.2018).

İnternet:http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44470/yurt-disindan-iadesi-saglanan-
eserler.html (Erişim tarihi, 20.04.2018).

İnternet:http://www.mfa.gov.tr/islam-isbirligi-teskilati.tr.mfa (Erişim tarihi,


25.04.2018).
154

İnternet:http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TD
K.GTS.5b54c5c2c3e092.96305685 (Erişim tarihi, 10.10.2017).

İnternet:http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TD
K.GTS.5b54c5c2c3e092.96305685 (Erişim tarihi, 02.02.2018).

İnternet:http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TD
K.GTS.5b54cb586fef43.39117078 (Erişim tarihi, 18.02.2018).

İnternet:http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TD
K.GTS.5b54cb6d2d0e59.64827675 (Erişim tarihi, 23.02.2018).

İnternet:http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TD
K.GTS.5b54cb872cb8f1.51933836 (Erişim tarihi, 27.02.2018).

İnternet:http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TD
K.GTS.5b54d3e4445289.07811557 (Erişim tarihi, 05.05.2018).

İnternet:http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TD
K.GTS.5b54d3f5978694.82524837 (Erişim tarihi, 07.05.2018).

İnternet:http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TD
K.GTS.5b54d40ca3e981.76043163 (Erişim tarihi, 08.05.2018).

İnternet:http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&view=bts&kategori1=veri
tbn&kelimesec=310908 (Erişim tarihi, 09.03.2018).

İnternet:http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.
GTS.5b54c4d42747c1.57489861 (Erişim tarihi, 19.09.2017).

İnternet:http://www.thebrandage.com/dunyanin-en-cok-ziyaret-edilen-10-muzesi-
7670 (Erişim tarihi, 06.04.2018).

İnternet:http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1072 (Erişim tarihi, 06.01.2018).

İnternet:http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist (Erişim tarihi,


16.04.2018).

İnternet:http://www.turofed.org.tr/turizm-raporu.html (Erişim tarihi, 26.01.2018).

İnternet:http://www.unesco.org.tr/Pages/99/2 (Erişim tarihi, 27.03.2018).

İnternet:http://yigm.kulturturizm.gov.tr/TR,10173/inanc-turizmi.html (Erişim tarihi,


10.05.2018).
155

İnternet:http://yigm.kulturturizm.gov.tr/TR,9952/inanc-turizmi.html (Erişim tarihi,


10.05.2018).

İnternet:https://esube.iskur.gov.tr/Meslek/meslek.aspx (Erişim tarihi, 25.11.2017)

İnternet:https://gmdergi.com/online/tag/turizm-gazetesi-turizm-ajansi-turizm-aktuel-
turizm-gunlugu-tourism-today-gm-turizm-ve-yonetim-dergisi-kobi-postasi-
turizmin-sesi-turizmguncel/ (Erişim tarihi, 23.12.2017).

İnternet:https://istatistik.yok.gov.tr/ (Erişim tarihi, 08.11.2017).

İnternet:https://www.avrupa.info.tr/tr/news/avrupa-kultur-baskentleri-30-yili-asan-
bir-uygulama-4571 (Erişim tarihi, 26.04.2018).

İnternet:https://www.bbc.com/turkce/ozeldosyalar/2010/07/100625_ecoc_intro
(Erişim tarihi, 28.04.2018).

İnternet:https://www.turksoy.org/tr/turksoy/about (Erişim tarihi, 30.04.2018).

Jamontaite, K. and Akova, O. (2016). Litvanya Karay Türklerinin Etnik Turizm


Potansiyelinin İncelenmesi. Turar Turizm ve Araştırma Dergisi, 5(1), 30-52.

Jollife, L. and Smith, R. (2001). Heritage, Tourism And Museums: The Case Of
The North Atlantic Islands Of Skye, Scotland And Prince Edward Island,
Canada. International Journal of Heritage Studies, (7)2, 149-172.

Kahraman, N. ve Türkay, O. (2004). Turizm ve Çevre. (Altıncı Basım). Ankara:


Detay Yayıncılık, 87.

Kahveci, Ş. (1994). Türkiye’deki Beş Yıldızlı Otel İşletmelerinde Gerçekleştirilen


Animasyon Aktivitelerinin Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi, Gazi
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 75.

Kahveci, Ş. (1994). Türkiye'deki Beş Yıldızlı Otel İşletmelerinde Gerçekleştirilen


Animasyon Aktivitelerinin Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, Gazi
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 76

Karaçar, E. ve Paslı, M. M. (2014). Turizm ve Otel İşletmeciliği Programı


Öğrencilerinin Rekreasyonel Eğilimleri ve Rekreasyonel Etkinliklere
Katılımına Engel Olan Faktörler. Turizm Akademik Dergisi, 1(1).

Karaküçük, S. ( Ed.). (2016). Rekreasyon Bilimi. Ankara: Gazi Kitabevi, 9.


156

Karaküçük, S. (1995). Rekreasyon ve Boş Zamanları Değerlendirme Kavram,


Kapsam ve Bir Araştırma. (1. Baskı). Ankara: Seren Ofset, 66-72.

Karaküçük, S. (1999). Rekreasyon – Boş Zamanları Değerlendirme. (Altıncı


Basım). Ankara: Gazi Kitabevi, 10.

Karaküçük, S. (2008). Rekreasyon Boş Zamanları Değerlendirme. (Altıncı Basım).


Ankara: Gazi Kitabevi, 77.

Karaman, M., Özgürel, G. ve Bingöl, Z. (2016). Turizm Pazarlamasında


Animasyon Aktivitelerinin Bir Araç Olarak Değerlendirilmesi. Uluslararası
Toplum Araştırmaları Dergisi, 6 (6), 599-618.

Katayev, E. (2015). Kırım’da Turizm Endüstrisi Ve Bölgesel Kalkınma Açısından


Rekreasyon Turizm Potansiyelinin Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi.
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 135.

Kayhan, A. K. (2013). Birleşmiş Milletler Çevre Programı Üzerine Bir İnceleme.


Milletlerarası Hukuk ve Milletlerarası Özel Hukuk Bülteni, 33(1), 61-90.

Keçe, M. (2015). Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Ankara’nın Tarihi Ve


Kültürel Turizm Değerlerine Yönelik İlgi ve Farkındalıkları. Ahi Evran
Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi (Kefad). 16 (1), 131-149.

Kervankıran, İ. ve Çuhadar, M. (2014). Turizm Rotalarının Oluşturulmasında


Coğrafi Bilgi Sistemlerinin Önemi. III. Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları
Kongresi, 40-50.

Kılbaş, Ş. (2010). Rekreasyon ve Boş Zaman Değerlendirme. (Dördüncü Basım).


Ankara: Gazi Kitabevi, 57.

Kısa-Ovalı, P. (2007). Kitle Turizmi Ve Ekolojik Turizmin Kavram, Mimari Ve


Çevresel Etkiler Bakımından Karşılaştırılması. YTÜ Mimarlık Fakültesi E-
Dergisi, 2(2), 64-79.

Kızanlıklı, M. M. ve Birinci, M. C. (2017). An Assessment On Recreation Studies


At Higher Education Level İn Turkey. Journal Of Multidisciplinary Academic
Tourism, 3(1), 37-50.
157

Kızanlıklı, M.M. (2014). Türkiye’deki Yükseköğretim Kurumlarında Rekreasyon


Eğitiminin Yapısı, International Journal Of Science Culture And Sport, SI
(1), 46-60.

Kızılırmak, İ. ve Kurtuldu, H. (2005). Kültürel Turizmin Önemi ve Tüketici


Tercihlerinin Belirlenmesine Yönelik Bir Çalışma. Ticaret Ve Turizm Eğitim
Fakültesi Dergisi, 1, 100-120.

Kocaeski S., Sevil, T., Şimşek, K. Y., Katırcı, H. Çelik, O. ve Çeliksoy, M. A.


(2012). Boş Zaman Ve Rekreasyon, Anadolu Üniversitesi Yayınları,
Eskişehir, 16.

Kocaman, S. (2012). Destinasyon Yönetimi Kapsamında Marka Kimliğine Etki


Eden Faktörlerin Marka İmajına Etkisi: Alanya Örneği. Doktora Tezi,
Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Antalya, 70.

Koçak, N. (2013). Konaklama İşletmelerinde Animasyonun Önemi ve Animasyon


Personeline Yönelik Bir Araştırma. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi Dergisi, 16(1), 20-30.

Koçan, N. (2007). Geleneksel Sporlarımızdan Cirit’in Rekreasyon Amacı İle


Günümüze Uyarlanması. Spor Yönetimi ve Bilgi Teknolojileri Dergisi, 2(1),
31-39.

Kozak, M. A. ve Bahçe, S. (2009), Özel İlgi Turizmi. (İkinci Basım), Ankara: Detay
Yayıncılık, 147.

Kozak, M. ve Coșar, Y. (2017). Foca Club Med: İts History, Characteristics And
Consequences For The Turkish Tourism İndustry. Anatolia: Turizm
Arastirmalari Dergisi, 28(1), 39-57.

Kozak, N., Kozak, M.A. ve Kozak, M. (2014). Genel Turizm İlkeler ve Kavramlar.
(On beşinci Basım). Ankara: Detay Yayıncılık, 14.

Kurt, S. (2009). Turizm Yönetimi ve Pazarlama Stratejileri. Turizm ve Kültür


Bakanlığı Çalışma Raporu, Ankara, 192.

Kutlu, M. M. (2009). Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunmasında Eğitime


Yönelik İlk Adım: Halk Kültürü Dersi. Milli Folklor Dergisi, 21(82), 56-68.
158

Küçük, M. A. (2010). İnanç Turizmi Açısından Türkiye. Dinler Tarihi Araştırmaları


Dergisi VII Türkiye’de Dinler Tarihi: Dünü, Bugünü ve Geleceği, Dinler
Tarihi Derneği Yayınları, 755-789.

Küçük, M. A. (2013). İnanç Turizmi Açısından Türkiye'de Dinî Mekânlar:


(Yahudilik-Hıristiyanlık Örneği). Ankara: Berikan Yayınevi, 37.

Kültür Bakanlığı (2009). Turizm Belgeli Tesis İstatistikleri–2008. Ankara: Tc Kültür


ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü, 3-22.

Lee, T. and Crompton, J. (1992). Measuring Novelty Seeking İn Tourism. Annals


Of Tourism Research, 19, 732-751.

Lohmann, M. ve Mundt, J. M. (2001). Maturing Markets For Cultural Tourism:


Germany and The Demand For The “Cultural‟ Destination. R. Voase
(Editör). Tourism İn Western Europe A Collection Of Case Histories.
Wallingford: Cabı Publishing, 217-219.

Lourens, M. (2007). Route Tourism: A Roadmap For Successful Destinations And


Local Economic Development. Development Southern Africa, 24 (3): 475-
489

Mansel, A. M. (1960). Osman Hamdi Bey. Belleten Dergisi, 24(94), 291-311.

Mckercher, B. (2002). Towards A Classification of Cultural Tourists. International


Journal of Tourism Research, 4(1), 29-38.

Metin T.C., M. Kesici ve D. Kodaş. (2013). Rekreasyon Olgusuna


Akademisyenlerin Yaklaşımları. Journal Of Yasar University, 30(8) 5021-
5048.

Metin, T. C. (2012). Üniversitelerin Rekreasyon Yönetimi Programındaki Ders


Müfredatının Modüler Bir Yapıya Dönüştürülmesi. Turizm Eğitimi
Konferansı-Tebliğler, T.C. Kültür Ve Turizm Bakanlığı Araştırma Ve Eğitim
Genel Müdürlüğü, 148-160.

Mieczkowski, Z. (1990). World Trends İn Tourism And Recreation. In American


University Studies Series XXV Geography, vol. 3. New York: Peter Lang.

Oğuz, E. S. (2011). Toplum Bilimlerinde Kültür Kavramı. Edebiyat Fakültesi


Dergisi, 28 (2), 123 -139.
159

Oğuz, Ö. (2013). Terim Olarak Somut Olmayan Kültürel Miras. Milli Folklor Dergisi,
25 (100), 5 - 13.

Okuyucu, A. ve Somuncu, M. (2013). Türkiye’de İnanç Turizmi: Bugünkü Durum,


Sorunlar Ve Gelecek. In International Conference On Religious Tourism
And Tolerance, 9-12.

Orel, F.D. ve Yavuz, M.C. (2003). Rekreasyonel Turizmde Müşteri Potansiyelinin


Belirlenmesine Yönelik Bir Pilot Çalışma. Çukurova Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, 11 (11), 61-76.

Özaltın Türker G. ve Türker. A. (2014). Yerel Halkın Turizm Etkilerini Algılama


Düzeyi Turizm Desteğini Nasıl Etkiler: Dalyan Destinasyonu Örneği.
Electronic Journal Of Vocational Colleges, May 2014, 81-98.

Özbay, M. (2005). Bilim ve Kültür Aktarıcısı Olarak Yazı. Hacettepe Üniversitesi


Türkiyat Araştırmaları Dergisi (Hütad), 2, 67-74.

Özdaşlı, K., Özdaşlı, E. ve Alpaslan, A. M. (2010). Yaratıcı Turizm, Bir Uygulama


Modeli Önerisi Ve Isparta İlinde Yaratıcı Turizm Envanteri. Seyahat Ve Otel
İşletmeciliği Dergisi, 7(1), 17-24.

Özdemir, M. A. ve Kervankıran, İ. (2012). Afyonkarahisar İlinin Turizm Gelişimi ve


Çekicilikleri. Afyon Kocatepe University Journal Of Social Sciences, 14(1),
123-142.

Özdemir, N. (2005). Cumhuriyet Dönemi Türk Eğlence Kültürü, Ankara: Akçağ


Yayınları.

Özkan, B. İ. ve Hassan A. (2017). Türkiye’deki Somut Olan Kültürel Mirasın


Pazarlama Sorunu. Journal Of Recreation And Tourism Research, 4
(Special Issue 1), 145-155.

Özüçetin, Y. (2017). Küreselleşme ve Küreselleşme Bağlamında Kültürler


(Globalisation and Cultures In The Context Of Globalisation). The Journal of
International Social Research,10(51), 1-10.

Özünel, E. Ö. (2014). Kendini Seyreden Öteki: Halk Kültürü Temsillerinde Öz


Oryantalist Yaklaşımlar. Millî Folklor Dergisi, 26(102), 5-16.
160

Parker, S. (1981). Choice, Flexibility, Spontaneity and Self-Determination in


Leisure. Social Forces 60(2), 323-31.

Pelit, E. (2007). İşletmelerde Dış Kaynak Kullanımı ve Etkinliği: Otel İşletmeleri


Açısından Kavramsal Bir İnceleme. Verimlilik Dergisi, 3, 25-40.

Ramazanoğlu, F. Altungül, O. ve Özer, A. (2004). Sportif Açıdan Rekreasyon


Etkinliklerinin Değerlendirmesi. Doğu Anadolu Bölgesi Araştırmaları, 177-
178.

Richards, G. (1996). Production And Consumption Of European Cultural Tourism.


Annals Of Tourism Research, 23(2), 261-283.

Saygın, Ö. (1999). I. Sınıf Tatil Köylerindeki Sportif Rekreasyon/ Animasyon


Programları, Tesisleri ve Uygulamaları (Muğla Bölgesi Örneği). Yüksek
Lisans Tezi, Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Muğla, 75.

Serçek, S. ve Serçek, G. Ö. (2015). Serbest Zaman Etkinlikleri Olarak Üniversite


Öğrencilerinin Rekreatif Etkinliklere Katılmaları ve Sosyalleşmeleri
Arasındaki İlişki. Akademik Bakış Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler
Dergisi, 51, 1-21.

Shankar, B. and Swamy, C. (2013). Creating Awareness For Heritage


Conservation Ġn The City Of Mysore: Ġssues And Policies. International
Journal Of Modern Engineering Research (Ijmer), 3(2), 698-703.

Smith, A. D. (1994). Milli Kimlik. (Çev. B. Şener), İstanbul: İletişim Yayınevi, 35.

Swarbrooke, J. (2000). The Development And Management Of Visitor Attractions.


(Second Edition), Butterwort: Heinemann Oxford, 350.

Şahin, D., & Yağçı, M. M. (2012). Bireyin Toplumsallaşma Sürecinde Sanat


Eğitiminin Önemi. Journal Of Life Sciences, 1(1).

Şahin, D., Ve Yağçı, M. M. (2012). Bireyin Toplumsallaşma Sürecinde Sanat


Eğitiminin Önemi. Journal Of Life Sciences, 1(1).

Şahin, H. İ. (2009). Dalyan ve Köyceğiz Çevresinde Gelenek, Turizm ve


Folklorizm. Milli Folklor Dergisi, 21(82), 50-58.

Şenler, F. (2005). Animasyon Tarihi, Teknikleri ve Türkiye’deki Yansımaları.


Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 3, 99-114.
161

Şit, M. (2016). Türkiye’de Turizm Sektörünün İstihdama Katkısı. Akademik


Yaklaşımlar Dergisi, 7(1), 101-117.

Talay, İ., Kaya, F., ve Belkayalı, N. (2010). Sosyo-Ekonomik Yapının


Rekreasyonel Eğilim ve Talepler Üzerine Etkisi: Bartın Kenti Örneği. Coğrafi
Bilimler Dergisi, 8(2), 147-156.

Tayfun, A. ve Arslan, E. (2013). Festival Turizmi Kapsamında Yerli Turistlerin


Ankara Alışveriş Festivali’nden Memnuniyetleri Üzerine Bir Araştırma.
İşletme Araştırmaları Dergisi, 5(2), 191-206.

Taylor, E. B. (1871). Primitive Culture: Researches İnto The Development Of


Mithology, Philosophy, Religion, Language, Arts And Custom, Londra:
J.Murray, 269.

Tekin, A. (2004). Sporttourism: An Animation Perspective, Journal Of


Sporttourism, 9(4): 317–322.

Timur, M. N., Çevik, S. ve Kıyık Kıcır, G. (2014). Ekinlik Turizmi: Kültür Başkenti
Etkinliklerinin Başarı Unsurları Üzerine Bir Değerlendirme. Akademik Sosyal
Araştırmalar Dergisi, 2(1), 56-83.

Tunç Hussein, A. ve Saç, F. (2008). Genel Turizm Gelişimi Geleceği. Ankara:


Siyasal Yayınevi, 125.

Türkay, O. Korkutata, A., Şengül, S. ve Solmaz, S. A. (2015). Animasyon


Hizmetlerinin Rekabet Gücüne Katkısı: Otel İşletmelerinde Katılımcı ve
Pazar Yönlü Örgüt Kültürünün Etkileri Bağlamında Bir Araştırma. Bartın
Üniversitesi İİBF Dergisi, 6 (12), 79-102.

Türker, A. ve Çelik, İ. (2012). Somut Olmayan Kültürel Miras Unsurlarının Turistik


Ürün Olarak Geliştirilmesine Yönelik Alternatif Öneriler. Yenifikir Dergisi, 9,
86-98.

Türksoy, A. (2005). Otel İşletmelerinde Dış Kaynaklardan Yararlanma


(Outsourcing). Ege Akademik Bakış Dergisi, 5(1-2), 11-18.

Tütüncü, Ö. ve Aydın, Ġ. (2014). Toplum Ve Açık Hava Rekreasyon Faaliyetleri:


Abd Örneği. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 25(1), 118-120.
162

Uçar, M., Uçar, H., Kurnaz, A., ve Akyurt Kurnaz, H. (2012). Kırsal Turizmin
Sosyo-Ekonomik Yapıya Etkisi ve Fethiye Örneği. KMÜ Sosyal Ve
Ekonomı̇ k Araştırmalar Dergi̇si, 14 (22): 75-82

Uslu, A. ve Kiper, T. (2006). Turizmin Kültürel Miras Üzerine Etkileri:


Beypazarı/Ankara Örneğinde Yerel Halkın Farkındalığı. Jotaf/Tekirdağ
Ziraat Fakültesi Dergisi, 3(3), 305-314.

Usta, Ö. (2009). Turizm: Genel ve Yapısal Yaklaşım. (İkinci Basım), Ankara: Detay
Yayıncılık, 109.

Uygur, N. (1984). Kültür Kuramı. İstanbul: Remzi Kitabevi, 17.

Uygur, S. M. ve Baykan, E. (2007). Kültür Turizmi Ve Turizmin Kültürel Varlıklar


Üzerindeki Etkileri . Journal Of Commerce, (2), 31.

Üner, M. M., Sökmen, A., ve Birkan, İ. (2006). Türkiye'de Her Şey Dahil
Uygulamasının Konaklama İşletmeleri Üzerindeki Etkisi: Antalya Örneği.
Anatolia: Turizm Arastirmalari Dergisi, 17(1), 35-50.

Ünlüönen, K. ve Tayfun, A. (2011). Turistlerin Yerli Halkın Tüketim Davranışlarına


Etkileri Üzerine Ampirik Bir Araştırma. Sosyal Ve Beşeri Bilimler
Araştırmaları Dergisi, 1(10), 133-150.

Xu, J. B. (2010). Perceptions Of Tourism Products. Tourism Management, 31(5),


607-610.

Yakıcı, A. (2009). Evrensel Bir Tiyatro Sanatı Olan Kuklanın Anadolu İnsanının
Sosyal ve Kültürel Hayatına Etkisi. Millî Folklor Dergisi, 21 (81), 34-39.

Yener, D., Aydın, F. ve Köklü, N. (2012). Genel Fizik Laboratuvarındaki


Öğrencilerin Fiziğe Karşı Öz-Yeterliliklerine Animasyon ve Simulasyonun
Etkisi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergis,12(2),121-
136.

Yılmaz, Ş. (2007). Rekreasyon Faaliyetlerinin Yönetim ve Organizasyonu “Antalya


Bölgesindeki Beş Yıldızlı Otel İşletmelerine Yönelik Bir Uygulama”. Yüksek
Lisans Tezi. Antalya: Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 70.

Yolal, M. (2017). Türkiye’nin Etkinlik Turizmi Potansiyelinin Değerlendirilmesi.


Çatalhöyük Uluslararası Turizm Ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2, 35-51.
163

Zorba, E. (2007). Türkiye’de Rekreasyona Bakış Açısı ve Gelişimi. Gazi Haber


Dergisi, Eylül 2008, 52-55.
164
165

EKLER
166

EK: 1

Mevlevilik ve Semâ Törenleri Hakkında Genelge

22/10/2008 tarih, 8 no'lu GENELGE

Ulusal mevzuatımız ve uluslararası sözleşmelerle somut olmayan kültürel


mirasımızın korunması konusunda Bakanlığımıza önemli görevler düşmektedir. Bu
kapsamda Bakanlığımız bir yandan kültürel mirası yaşatarak koruma çalışmaları
yaparken, bir yandan da kültürel mirasa yönelen tehditler konusunda önlemler
almakta ve kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik faaliyetler yürütmektedir.

Kültürel mirasımızın zenginliklerinden birini de Mevlevîlik kültürü ve Semâ


törenleri oluşturmaktadır. Bilindiği gibi Mevlevîlik kültürü Bakanlığımızın yoğun
girişimleri sonucunda UNESCO tarafından korunması gereken dünya kültür miras
listesine alınmıştır. Ayrıca 2007 yılı, Mevlana Celaleddin Rumi’nin 800’üncü Doğum
Yıldönümü, UNESCO’nun Yıldönümleri Listesi’nde resmi olarak ilan edilmiştir. Bu
çalışmaların başlangıç aşamasında Türkiye, 2004’te 43 Kültürel Mekân ve Kültürel
Anlatım Formundan Oluşan İnsanlığın Sözlü ve Somut Olmayan Mirası Başyapıtları
çerçevesinde UNESCO’ya Mevlevîlik kültürü ve onun en önemli parçası olan Semâ
törenleriyle ilgili bir ulusal dosya sunmuştur. Bu dosyaya göre Semâ; “Allah’a ulaşma
yolunun derecelerini sembolize eden, içinde dinî-tasavvufi ögeler ve temalar
barındıran ve bu haliyle ayrıntılı kural ve özgün uygulamaları içeren bir tören” olarak
tanımlanmaktadır.

13’üncü yüzyılda ortaya çıkmış, zaman içinde gelişip şekillenerek, Türk


tarihinin ve kültürünün önemli bir parçası haline gelmiş olan Mevlevîliğe bağlı
kültürün ve özellikle Semâ töreninin korunarak yaşatılmasının yolu, bu geleneğin
teknik ve içsel mükemmelliğini ve orijinalliğini bozmadan gelecek nesillere aktarılması
ve tanıtılmasıdır. Bu çerçevede UNESCO’ya Mevlevîlik kültürü ve Semâ töreninin
korunması ile ilgili verdiğimiz güvenceye uyma konusunda bazı aksaklıklar ve çarpık
uygulama örnekleri görülmektedir.

Son zamanlarda Mevleviliğe ve Semâ törenine duyulan ulusal ve uluslararası


ilgiye bağlı olarak ortaya çıkan bazı özel grupların mutlaka uyulması geren teknik
kural ve ilkeleri göz ardı ettikleri görülmektedir. Semâ gösterilerinin uygun olmayan
mekân ve şartlarda, kısaltılarak veya başkalaştırılarak icrâ edildiği örneklere
rastlanmaktadır. Törenin gerçekleştirilmesi ile ilgili teorik ve pratik bilgiye sahip
olmayan kişilerin, Semâ töreninin icrâsı ile ilgili dikkat ve özen gerektiren konular
hakkında bir takım hatalara düştükleri açıkça görülmektedir. Bu tür yanlış
uygulamalar ve bunların sonucu ortaya çıkan kültürel mirasımıza ve geleneğimize
yönelik tehditler, başta kurumumuz olmak üzere bu geleneği yaşatma çabası içinde
167

olan çevreleri ve kamuoyunu rahatsız etmektedir. Belirtilen bu nitelikler, uygulamanın


asgari koşullarını ifade etmekte olup; bu koşulların sağlanmadığı durumlarda sema
töreni düzenlenmesi yanıltıcı ve yanlış sonuçlara yol açmakta ve bu önemli kültürel
değerin bozulmadan yaşatılmasında önemli sorunlar yaşanmasına neden olmaktadır.

Buna göre:

1- Semâ töreni, mutlaka bu kültürün doğru olarak aktarılabileceği,


tanıtılabileceği mekânlarda ve gerekli şartların sağlandığı ortamlarda yapılmalıdır.
İzleyicinin, Semâ töreni izlemekten başka bir amaçla bulunduğu, yapılacak programı
dikkatle izleyip algılayamayacağı ortamlarda semâ yapmak, bu kültürün doğasına ve
özgün niteliklerine uygun değildir.

2- Semâ herhangi bir müzik eşliğinde değil, gelenekten gelen ve Semâ’nın


ayrılmaz bir parçası olan Mevlevî Müziği eserleri eşliğinde yapılmalıdır. Bu eserler,
gelenekte adına “mutrıp” denen, geleneksel yapıdaki bir müzik topluluğu tarafından
canlı olarak seslendirilmelidir.

3- Semâ töreni, birbiriyle bütünlük içinde, farklı tasavvufî anlamlar ifâde eden
kısımlardan oluşur. Yapılacak programlar Semâ töreninin tüm kısımlarını içermeli ve
programlarda sembolize edilen kavramlar mutlaka anlatılarak icra edilmelidir.

4- Bu programlara katılan semâzen ve müzisyenler gereken teknik ve müzikal


yeterliliğe sahip olmalı, program esnâsında bir kültürel tanıtımın yanı sıra “aşkın
özelliklere sahip bir uygulama” yaptıklarının bilinci içinde ciddiyetle hareket
etmelidirler.

Türk-İslâm kültürünün bu eşsiz değerinin gelecek kuşaklara sağlıklı olarak


aktarılması, ancak gerekli şartların tamamen sağlandığı doğru mekânlarda ve özgün
niteliklere ve kurallara bağlı kalarak ciddiyetle ve disiplinli bir tanıtımla
gerçekleşebilir.

Kültürel mirasımızın doğru aktarılması, yaşatılması ve tanıtılması amacıyla,


Semâ törenleri ile ilgili yukarıda belirtilen hususlara titizlikle uyulmasını önemle rica
ederim.

Ertuğrul GÜNAY

Bakan
168

Ek: 2

Ek: 3
169
170

Ek: 4
171

Ek: 5

Değerli katılımcı, Bu çalışmada vereceğiniz cevaplar akademik çalışmada kullanılacak


olup, istediğiniz takdirde verdiğiniz bilgiler üçüncü kişilerle paylaşılmayacaktır.

Bu araştırmanın genel amacı, Türkiye’de uygulanan turizm animasyonlarında, ulusal kimliğin


önemli bir parçası olan Somut Olmayan Kültürel Miras’ın (SOKÜM) animasyon ürünü olarak ne
ölçüde turistlere sunulduğunun ve bu ürün içeriğine karar verici konumundaki kişilerin SOKÜM
ulusal unsurlarının, animasyon programlarında kullanımına ilişkin görüşlerinin analizini yapmaktır.

Hasan AYVACI
Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Seyahat İşletmeciliği ve Turizm Rehberliği Bölümü
Yüksek Lisans Tez Dönemi Öğrencisi

A. İşletme Türü: Konaklama İşletmeleri ( ), Eğlence Hizmeti Veren İşletmeler ( ), Turizm Organizasyon Şirketleri ( )
B. İşletmenin kuruluş tarihi:
C. İşletme Yeri:

Turizm animasyon programı içeriği belirleyicilerine yöneltilen sorular;

1.Yaşınız, eğitim durumunuz ve milliyetiniz? Kaç yıldır yöneticilik yapmaktasınız?

2.Turizm animasyonu eğitimi aldınız mı? Aldıysanız nerede aldınız? Bu eğitimde SOKÜM
ulusal kültür unsurlarıyla ilgili aldığınız dersler nelerdir?

3.İşletme bünyesinde animasyon departmanı (sürekli istihdam edilen animasyon ekibi) var mı?
Varsa, işe alımlarda göz önünde bulundurduğunuz kriterler nelerdir? (animatöre yönelik
kriterler, işletmeye yönelik kriterler)

4.Mevcut animasyon personelin milliyeti ve özellikleri nelerdir?

5.Animatörlere faaliyetlerle ilgili hizmet içi eğitim veriyor musunuz? Veriyorsanız SOKÜM
ulusal kültür unsurlarıyla ilgili dersler nelerdir?

6.Çocuklara yönelik aktivitelerde (Mini Kulüplerde) SOKÜM ulusal kültür unsurlarından


yararlanıyor musunuz? Yararlanıyorsanız bu unsurlar nelerdir?
172

7.Gündüz animasyonlarında SOKÜM ulusal kültür unsurlarından yararlanıyor musunuz?


Yararlanıyorsanız bu unsurlar nelerdir?

8.Gece animasyonlarında SOKÜM ulusal kültür unsurlarından yararlanıyor musunuz?


Yararlanıyorsanız bu unsurlar nelerdir?

9.Animasyon programlarında en çok ilgi gören faaliyetler nelerdir?

10.Turizm animasyon aktivitelerinin yürütülmesi esnasında karşılaştığınız problemler var


mıdır? Varsa nelerdir?

11.Türk Gecesi programlarınızın içeriğini belirlerlerken kullandığınız kriterler nelerdir?

12.SOKÜM ulusal unsurlarının turizm animasyonlarında kullanımıyla ilgili


görüşleriniz nelerdir?
173

ÖZGEÇMİŞ

KİŞİSEL BİLGİLER
Soyadı,adı : AYVACI HASAN
Uyruğu : T.C.
Doğum tarihi ve yeri : 05.04.1984, ILGIN
Medeni hali : EVLİ
Telefon : 5550952267
e-mail : ayvachasan@gmail.com

EĞİTİM BİLGİLERİ
YÜKSEK LİSANS: Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Seyahat İşletmeciliği ve
Turizm Rehberliği Bölümü (2018)
LİSANS: Gazi Üniversitesi Ticaret Turizm Eğitim Fakültesi, Seyahat İşletmeciliği ve
Turizm Rehberliği Öğretmenliği (2010)
ÖN LİSANS: Akdeniz Üniversitesi Manavgat Meslek Yüksek Okulu, Seyehat
İşletmeciliği Bölümü (2008)

BİLİMSEL YAYINLAR
Ayvacı, H. ve Gülcan, B. (2017). Türkiye’de Turizm Animasyonlarında Somut
Olmayan Kültürel Miras (Soküm) Ulusal Unsurlarına Bakış. Journal Of Recreation
And Tourism Research, 4 (Special Issue 1 ), 207-223.

HOBİLERİ
Amatör balıkçılık, yüzme ve bisiklete binme
GAZİLİ OLMAK AYRICALIKTIR...
HASAN AYVACI
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

SEYAHAT İŞLETMECİLİĞİ VE TURİZM REHBERLİĞİ ANABİLİM DALI


TÜRKİYE'DEKİ TURİZM ANİMASYONLARINDA
YÜKSEK SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRAS
ULUSAL UNSURLARININ KULLANIMI
LİSANS
TEZİ HASAN AYVACI

SEYAHAT İŞLETMECİLİĞİ VE TURİZM REHBERLİĞİ ANABİLİM DALI


EKİM 2018

EKİM 2018

You might also like