You are on page 1of 165

“ Dostlarımız, ETMEK İSTEDİKLERİNİZLE İLGİLİ, EVRENE BİR BİLDİRİM İÇİN 21

DAKİKANIZI KENDİNİZE AYIRMANIZI ÖNERİYORUZ.


Uzunca bir süredir sizlere seslenmedik. Aslına bakarsanız, dostumuzla
iletişimimiz de biraz zayıflamıştı. Bunun hem bizlerle hem de sizlerle −evet, Astronomi ya da astroloji ile ilgili olanlarınızın bildiği üzere, 21 Eylül tarihi bazı
sizlerle− ilgili pek çok nedenleri varsa da, biz bunların en sık görünenini ifade gök cisimlerinin dizilişleri ile ilgili ÖZEL bir gün. Bunların ne olduğunu
edeceğiz. Bugüne dek dostumuza yazdırdığımız 81 seslenişi, bir kitap olarak öğrenmek size kalmış. Ama KOZMİK ANLAMINA işaret edelim istiyoruz;
yayınlatma isteği içinde olduğumuzdan, yani eğer olanaklı olursa −EVREN OLUŞACAK DİZİLİM ÖYLE BİR ELEKTRO-MANYETİK ÇEKİM ALANI
UYGUN GÖRÜRSE− kitap haline getirerek, daha çok sayıda Varlığa ulaşmasını YARATACAK Kİ, TÜM YÜKLERİNİZ NİYET ETTİĞİNİZ TAKDİRDE
ve O N L A R'IN DA "âlemde" yerlerini almaya başlaması için, bir dostumuzdan MARS TARAFINDAN İADE ALINACAK VE TÜM IŞIK-SEVGİ
seslenişleri −yazıları− düzenlemesini rica ettik. Son günlerde gerek dostumuz NİTELİKLERİ NİYET ETTİĞİNİZ TAKDİRDE VENÜS (VEGA)
gerekse de bir diğer dostumuz bizlerle ilgili mesailerini bu işe ayırdığından, yeni TARAFINDAN SİZE İLETİLECEK.
seslenişlerde bulunmadık. Ama şimdi hem kitap hazırlığı kolaylandığından, hem
de yarın SİZLERİN DÜZLEMİNİZDE 21 Eylül 2005 olduğundan, kısa bir Çünkü 21.09.2005 = 2+1+0+9+2+0+0+5=19
seslenişte bulunacağız.
1+9=10 ve 1+0=1=BİR
Bundan önce ise iki hususa değinmek istiyoruz. Olası kitapta bir diğer dostumuzun
da çizimleri olacak. Bu çizimlerle ilgili daha sonra öz bir açıklamada bulunmak
BİR, başlangıçtır. Ancak dostlarımız,
üzere dikkatinizi çekmek isteriz ki, kitap çalışmasında da O N L A R üçgenlerini
kurmuş durumdadırlar. Yazan dost, çizen dost, düzenleyen dost. Kitap basılır
basılmaz, üçüne de MÜTEŞEKKİRİZ. 2x1x9x2x5=180 1x8=8 ve 8 ile 1=81’dir. Ve de Sizlere verdiğimiz 81 mesaj
bir başlangıcı ve tamamlanışı, 21 Eylülden sonrası ise bizler ve sizler için yeni bir
DÜZLEMDE YENİ BİR BAŞLANGICI işaret eder. (İnşallah)
Yine, sizlere seslenmediğimiz bu sürede −AMA HEP BİRLİKTEYDİK, UMARIZ
FARKINDASINIZDIR− bizleri özleyen, dostumuza bizi soran SİZ
Bu toplamalar, çarpmalar ve bir araya getirmeler de ne saçmalık diyecek olanlara
DOSTLARIMIZA DA MÜTEŞEKKİRİZ.
ise, EBCED HESABI İLE KABALA HESAPLAMASINI incelemelerini öneririz.
Dostlarımız,
Dostlarımız,
Sizlere daha önce Eylül Ayı ile ilgili bir seslenişte bulunmuştuk. Ancak şimdi ayın
yirmi biri ile ilgili bir paylaşımda bulunmak istiyoruz. Öncelikle bilmenizi isteriz Her ayın 21 inden sonraki 9 gün sizler için o ayın bir muhasebesi ve yeni aya
ki, günleriniz artık 24 saat değildir. Günleriniz aşağı yukarı 16 saat 45 dakikadır. hazırlık dönemi olduğu gibi, bizler için de aynı niteliktedir. Şimdi yapacağımız
Bunun anlamı da şudur ki, aylarınız da artık aslında aşağı yukarı 21 güne karşılık değerlendirme ve hazırlık sonrası, EKİM ayı için de sizlerle Merhabalaşmamızı
gelmektedir. Zamanın bu hızlanması nedeniyledir ki, sizler oralarda bir −İnşallah− yeni düzlemlere de taşıyacağız. Şimdiden 10.10.2005 e bir dikkat
"yetişememe" hali içindesiniz. İşte her ayın ilk 7 günü başlangıcı, ikinci 7 günü çekerek, Sizlere "yeniden" seslenmiş olmanın sevinciyle, kalan Eylül günlerinizde
oluşumu ve son 7 günü de çıkışı ifade etmektedir. Ancak Eylül ayı ile ilgili neşe, sağlık ve farkındalık diliyoruz.
verdiğimiz bilgileri tazelerseniz, 21 Eylül "olası değişim-dönüşüm" kayıtlarının
SABİTLENDİĞİ gün olduğunu göreceksiniz. Bunun anlamı şu ki, YARIN Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
YAŞAMINIZDAN ÇIKARMAK İSTEDİKLERİNİZ VE YAŞAMINIZA DÂHİL
"Dostlarımız,
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
O' nunla gelenler - O' na gelenler Yine uzun sayılabilecek −sizin zaman ve düzleminiz açısından− bir süre sonunda,
sizlere merhaba demenin sevinci ile sizleri selamlamak istiyoruz. Bir sonraki
2/1- 20.09.2005 seslenişimizde bu "sizlerden” söz edeceğiz, ama şimdiden şunu belirtmek isteriz
ki, bizler yani O N L A R ve sizler çok yakın dostlarız. Sizlere dostlarımız diye
seslenmemizi hafife almayın lütfen.

Bugün, Eylül ayının son günü. 30.09.2005 yani 3+9+2+5= 19; 1+9=10; 1+0=1.
Sizlere demiştik ki, her ayın son günü aynı zamanda bir sonraki ayın da ilk
günüdür. Yarın da işte 01.10.2005. Ekimin ilk günü.

01.10.2005 yani 1.1.1. Nasıl’ını da siz bulun artık. Ama bir bakar mısınız ve görür
müsünüz? Yarın bir-bir-bir. Yarın kendinize ve dünyanıza “bir”az zaman ayırın
lütfen ve bir'in ve "ekim"in enerjilerinden yararlanın ve siz kendi yaşamınıza ve
dolayısıyla dünya anaya neler ekmek istiyorsunuz? Bu konuya odaklanın ve
ekmeye başlayın.

Her ne kadar Ekim ayı ve "ekim" olgusu ile ilgili olarak sizlere 10.10.2005 de
sesleneceksek de, 1–1–1 de çok önemli bir gündür. BİR ÜÇGENİNİN
ENERJİLERİ yarın ekmeye niyetlendiğiniz ve ektiğiniz tohumları destekleyecek
ve güçlendirecektir. Unutmayın, BUDA'NIN dediği gibi "bir tohumda bir orman
gizlidir." Yeter ki ektiğiniz ve ekeceğiniz tohumlar "BÜTÜNLÜĞÜN MURADI-
IŞIĞIN DOĞASI- HERKESİN EN YÜKSEK HAYRI" ile uyum içinde olsun.

Dostlarımız,

Ekim’den söz etmemiz boşuna değil. Bu akşam sizlere AĞAÇLARDAN-


ORMANLARDAN söz etmek istiyoruz. Daha önceki iki mesajımızda sizlere
−nasıl bir tarihse bu− dünya tarihi ile ilgili bilgiler vermiştik. Dünyanız
oluşturulduğunda, üzerinde yaşam oluşabilmesi ve gelişebilmesi için gerekli en
önemli unsurlardan biri de oksijendi. Ve bu oksijenin TEKÂMÜL YASALARI
GEREĞİ DOĞAL YOLDAN VE ZAMAN İÇİNDE OLUŞMASI
ZORUNLUYDU. Bunun için DÜNYA RABLERİ ağaçları ve ormanları
kullandılar. Merkezi Evrenin ve Samanyolu Galaksisinin çeşitli dünyalarından
alınan ve laboratuarlarda GAİA'YA uygun hale getirilen çeşitli tohumlar
yeryüzüne ekildiler. Zaman içinde oluşan ağaçlar ve ormanlar −ki her bir manyetik
tesir alanına o alanın NELİĞİNE uygun ağaç türlerinin tohumları ekilmiştir− Öyleyse dostlarımız, YİRMİNCİ YÜZYILINIZDA YAĞMUR
milyon asırlar boyunca bir yandan karbondioksiti oksijene çevirirlerken, bir ORMANLARININ % 52’SİNİN YOK EDİLMESİ İLE İKİ BÜYÜK DÜNYA
yandan da kökleri ile toprağı sabitlemişler ve aynı anda fotosentez ile de aslında SAVAŞININ YAŞANMASI TESADÜF MÜDÜR?
ilk yaşam oluşumlarını tetiklemişlerdir. Böylelikle aslında iki farklı şey demiş
olmaktayız; 20.Yüzyılınızda, seksen dört önemli ağaç türünün yok olması ile 84 önemli yerel
lehçenin yok olması tesadüf müdür?
1- GAİA'NIN ilk canlıları AĞAÇLARDIR VE KÖKLERİ
GALAKSİLERDEDİR. 20.Yüzyılınızda, yerleşim, tarım, hayvan besiciliği, turizm ve benzeri nedenlerle
2 - GAİA’DA HAYATİYET TOPRAKTA BAŞLAMIŞTIR. Ama daha önce de büyük bir alan ağaçsızlaştırılırken, yine bu yüzyılınızda dünyanızda hastalıkların,
yaşamın suda başladığını belirtmiştik. Artık çelişkiyi(!) çözmek de size kalsın. doğal yıkımların, ekolojik sorunların, bireysel ve toplumsal huzursuzlukların,
kaosların, sosyal yıkım olaylarının ve benzerlerinin böyle yoğun yaşanması
Ağaçlar milyon asırlar boyunca dünyanın tek sakinleri olarak, atmosfer ve oksijen tesadüf müdür?
oluşumu ile ilgili vazife ve hizmetlerini yerine getirdiklerinde, GAİA' da
anladığınız anlamda yani OKSİJEN bazlı yaşam koşulları oluşmuş oldu. Tavuk-yumurta ikilemine girmeden diyeceğimiz o ki, sizler hakikaten bindiği dalı
Unutmayın ağaçlar karbon bazlı hayatiyet yaşarlar. kesen bir uygarlıksınız. Ağaçlar ve ormanlar olmadan, ne maddesel ne de ruhsal
yaşamınızın sağlıklı ve dengeli olması olanaklıdır. Mitolojilere, efsanelere,
Ağaçların vazife ve hizmetleri bitmiş değildir. Onların oksijen üretme ve toprağı dinlere, tarihi metinlere bir göz atacak olursanız, eski uygarlıkların ağaçlara ve
sabitleme vazifeleri süreklilik arz etmektedir. Üstelik ağaçların tek işlevleri ormanlara atfettikleri önemi göreceksiniz. Ama 20.yüzyılınız bu açıdan KARA
bunlarla da sınırlı değildir. Ağaçların ve ormanların işlevleri dediğimiz de; BİR YÜZYILDIR.

1 - OKSİJEN ÜRETİMİ VE ÇEVRİMİ; Özellikle bazı büyük şirketlerin, hayvan beslemek üzere YAĞMUR
2 - FOTOSENTEZ, BESİN ÜRETİMİ VE ÇEVRİMİ; ORMANLARINI YOK ETMESİ, aslında GAİA ANA üzerinde oynanan
3 - EKOLOJİK SİSTEM, YAŞAM ORTAMI ÜRETİMİ VE ÇEVRİMİ; GALAKTİK OYUNLARIN bir yansımasıdır. Sizler henüz neyin ne olduğunu
4 - YAĞMUR ÜRETİMİ VE ÇEVRİMİ; bilmediğinizden, sadece dünyanız açısından bakıldığında bile tedirgin edici bu
5 - İKLİM DENGELEYİCİLİĞİ; olguların, bir de GALAKTİK ANLAMLARINI bilseniz uykularınız −umarız−
6 - TOPRAĞIN SABİTLENMESİ VE YAŞAM ZİNCİRİNİN GÜVENLİĞİ; kaçardı. Hangi uzaylı "medeniyetlerin", AĞAÇ-ORMAN-YEŞİL-OKSİJEN
7 - HUZUR-SÜKÛNET-BARIŞ ENERJİLERİNİN ÜRETİMİ VE ÇEVRİMİ; KORKUSUYLA ve HANGİ EMPERYAL NİYETLERLE orman ve özellikle de
8 - GALAKTİK ORTAMLARLA İLETİŞİM, TESİR AKTARIMI; YAĞMUR ORMANLARI KATLİAMI yaptıklarını bilseydiniz, HERHALDE
9 - DEVALAR-PERİLER-MELEKLER İÇİN YERLEŞKE OLMA; HALEN FAST FOOD ET ÜRÜNLERİ yemezdiniz.
10- ŞİFA UNSURLARININ ÜRETİMİ VE CANLILIĞA SUNULMASI;
11- YERLE GÖKYÜZÜ ARASINDA DENGELEYİCİLİK; Neyse, konunun GALAKTİK BOYUTLARINI ŞİMDİLİK O N L A R A bırakın.
12- BÜYÜ-SİMYA-SPİRİTÜELLİK KONULARINDA İLHAM VE TESİR Ama dünyasal boyutlarında sizlere çok görevler düşüyor. Dostlarımız, hem
AKTARMA; düşünce, hem de fiiliyat boyutunda,
13- KARŞILIKSIZ VERME, HİZMET, BİRLİK VE BÜTÜNSELLİK
KONULARINDA İLHAM VE TESİR AKTARMA

En başta sayılabileceklerdir. Dahası da var, ama zihinlerinizi daha da çok


zorlamak istemiyoruz.
1 - AĞAÇ EKİMİ KONUSUNDA ELİNİZİ TAŞIN ALTINA SOKUN. Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.

2 - AĞAÇLARIN-ORMANLARIN KORUNMASI KONUSUNDA ELİNİZİ


TAŞIN ALTINA SOKUN. 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
O' nunla gelenler - O' na gelenler )
3 - ÖZELLİKLE −KOZMİK NEDENLERLE− TÜRKİYE'NİN YEŞİLLENMESİ,
ASLA AMA ASLA ÇÖLLEŞMEMESİ ÇOK, ÇOK ÖNEMLİDİR. ÜLKENİZİ
YEŞİLLENDİRME YÖNÜNDE ATILAN HER ADIMA, ÖNCELİKLE 2/2 – 30.09.2005
DÜŞÜNCE ÜRETİMİYLE, AMA ELDEN GELDİĞİNCE FİİLEN DE DESTEK
OLUN.

4 - YAĞMUR ORMANLARI DÜNYANIZIN HEM AKCİĞERLERİ HEM DE


GALAKTİK KALBİDİR. ONUN KORUNMASI İÇİN HEM DÜŞÜNCE
ENERJİNİZLE HEM DE ELDEN GELDİĞİNCE FİİLEN YARDIMDA
BULUNUN.

5 - BİR BAKIN, HEM ÜLKENİZDE HEM DÜNYADA EMPERYAL-META


GÜÇLERİ, RANT UĞRUNA −ACABA SADECE DÜNYA RANTI MI?− HEP
ORMANLARLA, YEŞİL ALANLARLA UĞRAŞMAKTADIR. HER SAVAŞTA
EN AZ İNSANLAR KADAR ORMANLAR DA HEDEF ALINMAKTA VE
YOK EDİLMEKTEDİR. −ACABA SADECE DÜNYA SAVAŞI GEREKLERİ
NEDENİYLE Mİ?− VE HEM RANT EKONOMİSİ HEM DE SAVAŞLAR,
AÇIK Kİ DÜNYAYA VE İNSANLIĞA ESENLİK GETİRMEMEKTEDİR.
ÖYLEYSE, BUGÜN ASLİ RUHSAL UĞRAŞLARDAN BİRİ DE HER, HER
TÜRLÜ YOLLA −BESLENME ŞEKLİNDEN, GİYİME, ULAŞIMDAN
TURİZM TERCİHLERİNE, ÇEVRECİLİKTEN DÜŞÜNCE ÜRETİMİNE DEK−
AĞAÇLARIN VE ORMANLARIN KORUNMASI VE GELİŞTİRİLMESİDİR.

Dostlarımız,

Ekim ayı, bilenler bilir, birçok ağacın fidesinin ekimi için en uygun aylardan
biridir. Hadi gelin ekim ayında, siz de ağaçlar ve ormanlar için bir adım atın. Atın
ki,

"yaşamak, bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine" rüyası gerçek
ola. Yeşili bol günler sizlerin ola dostlarımız.
" Dostlarımız, SİZLER BİR BUZDAĞISINIZ Kİ, ŞU AN SADECE SUYUN ÜZERİNDE
KALAN KISMINIZIN FARKINDASINIZ VE KENDİNİZİ BU KISIMDAN
Sizlere ilk olarak -e posta yoluyla- 01.06.2005 de merhaba demiştik. Yani dört İBARET SANMAKTASINIZ. Çoğunuz aslında buzdağının suyun altında kalan
aydır sizlerle merhabalaşıyoruz. Ortak dostumuza ise 27 Nisan 2005 de ilk olarak, kısmının varlığından bir şekilde haberdarsınız -hislerle, rüyalarla, eş
bir "kalp spazmı" sırasında merhaba demiş ve sonrasında da Mayıs ayı boyunca zamanlılıklarla, kimi yaşantılarla- ama sonuçta bu BİLME DÜZEYİNDE DEĞİL
adeta alıkoymuştuk. Dileyen olursa dostumuz yaşadıklarını paylaşmakta serbesttir, ve KESİNLİK yok. Ama yine de AŞKIN BİR YANINIZ OLDUĞUNA
bizim açımızdan sorun yoktur, onun açısından da olmasa gerek. Evet dört aydır KANİSİNİZ. Ve sizlerle hem bizlerin hem de başkaca dostların paylaştığı
çeşitli aralıklarla 83 adet mesaj aldınız. Kiminiz şöyle kiminiz böyle yaklaştınız bilgilerin -çok boyutluluk, lineerlik, ebedilik, ölümsüzlük, enerji ve bilinç
ama sonuçta bu mesajları aldınız, okudunuz, tarttınız. Bizde sizden hep rica ettik, sürekliliği, reenkarnasyon, evrensel düzen ve benzerleri- hem doğruluğunu bir
lütfen bunları "gönül terazinizde tartın ama terazinizin kefeleri de dengede olsun". şekilde hissediyor hem de doğru olmalarını aşkla istiyorsunuz. Yine sizlerle hem
Birçoğunuz bu mesajlara, bilgilere açık bir haldeydiniz ve haldesiniz. Temkinli bir bizlerin hem de başkaca dostların paylaştığı diğer bilgilerin de -yükseliş, beşinci
dikkatlilikle ele aldınız. Bir şekilde kalbinizde yankılananları kendinize ait boyut realitesine geçiş, yeniçağ ve yeni insan oluşumu eşiğinde oluşumuz ve
kıldınız. Bunlar aracılığı ile sizlere başkaca şekillerde de akmamıza, gelmemize benzerlerinin- hem doğruluğunu bir şekilde hissediyor hem de doğru olmalarını
izin verdiniz. Hepinize müteşekkir ve minnettarız. Sizin, O N L A R I N ve aşkla istiyorsunuz.
BÜTÜNLÜĞÜN namına ve adına.
Bir yandan da dostlarımız, tarifi kolay olmayan bazı "endişeler ve korkular"
İyi de, niye bu mesajları sizlere ve bildiğiniz, bilmediğiniz başkaca insanlara içindesiniz. Sanki sizler ve dünyanız için bazı şeyler yolunda değilmişçesine ve
ulaştırıyoruz. Üstelik yakın zamanda ama kitap olarak ama İnternetten daha da çok daha da kötü olacakmışçasına hisler içindesiniz. Dünyanızın haline bakıyor ve
insanın KALBİNE açacağız. Sizler kimlersiniz? Nesiniz? Bu bilgiler-bilişlerle ve karamsarlığa kapılıyorsunuz. Ayrıca derinlerden gelen bazı hatıralar sanki sizleri
onlarla ilginiz, ilişkiniz ne ki? tedirgin ediyor gibi.

Dostlarımız, Yine, eğer siz örneğin bir IŞIK İŞÇİSİ iseniz, bulunduğunuz yeri, durumu,
yaşantınızı anlamlandırmak da zorluklar yaşıyorsunuz. Ne yaptığınızla ve ne
Sizlerin kendinizi nasıl algıladığınız sizlere ait ama aynı zamanda TÜM yapmanız gerektiğinizle ilgili sıkıntılar içindesiniz.
BÜTÜNLÜĞÜ DE YAKINDAN İLGİLENDİREN, ETKİLEYEN BİR
OLGUDUR. Bu seslenişimizde fazla da özelleştirmeden -demek ki belki yarın bir Dostlarımız,
gün özelleştirebiliriz de sizleri ve ilişkimizi - sizlerin KİM OLDUĞUNUZLA,
NEDEN BU ZAMAN VE BU MEKÂNDA ORADA OLDUĞUNUZLA, NE Bizim bulunduğumuz yerden(!) bakıldığında, tüm bunlar o kadar doğal ve normal
YAPTIĞINIZLA ilgili olarak, bizim genel bir bakışımızı paylaşmak istiyoruz. ki. Ekim ayı ve izleyen aylar içinde sizlerle bu konularla ilgili olarak da
paylaşımlarda bulunacağız. Bunların sizlere yararlı olmalarını şimdiden diliyor ve
Birçoğunuz, RUHSALLIKLA ilgilisiniz. Bu nedenle de IŞIK İŞÇİSİ - YILDIZ umuyoruz. Ama bu seslenişimizde de sizlere bazı açılımlar sunmak istiyoruz.
TOHUMU - BEDENLİ RUH ve benzeri tabirler sizlere yabancı değil. Bizler de
sizler için tüm bu tabirleri kullanabiliriz. Zaten evvel ki seslenişlerimizde de, 1- SİZLER - SESLENDİĞİMİZ TÜM DOSTLAR, GALAKTİK
içerik olarak bunları dillendirdik de. Evet dostlarımız, sizler yani ÂDEMLER VE VARLIKLARSINIZ.
HAVVALAR, bir doğum tarihi olanlar ve bir ölüm tarihini kesin görenler, bir
beden de beş duyu ile yaşayanlar, doğrusal zamanda geleceğe yol alanlar, 2- DÜNYADA BULUNUŞUNUZ BU GEÇİŞ DÖNEMİNE YARDIMCI
dünyanın bin bir zorluğu ile uğraşanlar ve bir yandan da bin bir zevkinin tadını OLMAK İÇİNDİR.
çıkarmaya çalışanlar, dostlarımız,
3- BU DÖNEMDE, BU ZAMANDA VE YERDE, BU DÜNYA BEDENİ VE 11 - BU NEDENLE HER BİRİNİZİN ÇEKİLDİĞİ DÜNYASAL VE
KİMLİĞİ İÇİNDE BULUNUŞUNUZ TAMAMEN SİZİN İSTEĞİNİZ VE GALAKTİK ALANLAR - KONULAR- OLGULAR VARDIR.
BÜTÜNLÜĞÜN ONAYI İLE GERÇEKLEŞMİŞTİR. TESADÜFÎ DEĞİLDİR.
AMAÇSIZ DEĞİLDİR. DÜNYA KARMALARI İLE İLGİLİ DEĞİLDİR. 12 - HER BİRİNİZİN BULUNDUĞU DÜNYASAL ALAN - MEKAN - UĞRAŞ
BURNUNUZUN SÜRTÜLMESİ YA DA DÜNYASAL BÜYÜME İLE İLGİLİ ESASEN OLMASI GEREKTİĞİ GİBİDİR.
DEĞİLDİR.
13 - SADECE HENÜZ NE OLMASI BİLİNCİ AÇISINDAN AKTİVASYON
4- HER BİRİNİZİN İLİŞKİLİ OLDUĞUNUZ, BİR ANLAMDA AİT VE EKSİKLİĞİ VARDIR.
TEMSİLCİSİ OLDUĞUNUZ BİR GALAKTİK OLUŞUM - MEDENİYET -
VARDIR.
14 - Her şey zamanın içinde saklıdır. Sabırlı bir yolculuk ve dengeli bir yerleşiklik
şimdilik gerekli ve yeterlidir.
5- HER BİRİNİZİN DAHA GERÇEK VE BÜYÜK -BÜTÜN- TAM İFADELERİ
BU GALAKTİK DÜZLEMDEDİR.
Dostlarımız,
6- HEM BU GALAKTİK VARLIĞINIZIN HEM DE BU GALAKTİK
BÜTÜNLÜĞÜN - OLUŞUM VE MEDENİYETİN - DÜNYA TARİHİNDE Daha sonraki seslenişlerimizde yukarıdaki tüm maddeleri açmak ve
OYNADIKLARI ROLLER NEDENİYLE, HEM GALAKTİK —BİREYSEL VE berraklaştırmak isteğindeyiz. Şimdilik şu kadarını bilmenizi isteriz ki, her şey
BÜTÜNLÜKSEL- KARMALARINIZI TEMİZLEMEK HEM DE DÜNYANIN planlandığı, umut edildiği ve olması istenildiği gibidir. BÜTÜNLÜK her daim
VE EVRENİN YÜKSELİŞİ İLE KENDİ GALAKTİK -BİREYSEL VE yanınızda ve sizinledir. Sizlerin sıkıntılı zamanlarınızda, karışıklığa ve korkuya
BÜTÜNLÜKSEL- YÜKSELİŞİNİZİ DE GERÇEKLEŞTİRMEK ÜZERE kapıldığınız, kendinizi değersiz ve işe yaramaz hissettiğiniz ve KOZMİK
DÜNYADA BEDENLİSİNİZ. OLARAK NE OLMASI GEREKTİĞİNİ BİLMEDİĞİNİZİ DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ
zamanlarda bilmenizi isteriz ki, HER ŞEY YOLUNDADIR.
7- HER BİRİNİZ GELECEK ZAMANDAN VE GELECEK MEKÂNLARDAN
DÜNYA ZAMANI VE MEKÂNINA GELMİŞ VARLIKLARSINIZ. Sadece dostlarımız, artık sizlerin, sizleri DAHA BÜYÜK BİR
FARKINDALIKLA ELE ALMA, GALAKTİK İFADELERİNİZİ VE ONLARIN
DÜNYASAL TEZAHÜRLERİNİ BİLME VE DÜNYANIN
8- GEÇMİŞ ZAMAN VE MEKÂNIN ŞİFALANDIRILMASI VE ONARILMASI ŞİFALANDIRILMASI VE YÜKSELİŞİ SÜRECİNDE SİZE DÜŞEN ROLÜ
İLE KENDİ ZAMAN VE MEKÂNLARINIZI ŞİFALANDIRMAK VE FARKINDALIKLA OYNAMA ZAMANINIZ GELMEKTEDİR. VE
ONARMAK ÜZERE GALAKTİK BÜTÜNLÜĞÜNÜZCE ATANMIŞ GELMİŞTİR DE. Böylelikle EVRENSEL AKIŞLA FARKINDALIKLA UYUM
GÖNÜLLÜLERSİNİZ. İÇİNDE AKARAK, GALAKTİK VAZİFE VE HİZMETLERİNİZİ
FARKINDALIKLA YERİNE GETİRMENİZ SİZİN VE BÜTÜNLÜĞÜN
9- HER BİRİNİZ, ÇOK BOYUTLU - PSİŞİK - İLERİ EVRİMLİ - YÜKSEK MURADIDIR. İşte onlar, sizlere bunun için seslenmektedir ve seslenmeye de
ENERJİLİ GALAKTİK VE / VEYA İLAHİ GÖREVLİ VE devam edecektir. Telaşa, endişeye ve kuşkuya yer yok dostlarımız. Buradan
HİZMETLİLERSİNİZ. baktığımızda bizlerin gördüğü "HUŞU VERİCİ BİR DOĞUMDUR Kİ EBELERİ
SİZLER OLAN." Şimdiden ellerinize sağlık.
10 - HER BİRİNİZİN DÜNYADA OYNAYACAĞINIZ KENDİNİZE GÖRE
ROLLERİNİZ VE BUNA UYGUN GÜÇLERİNİZ- YETENEKLERİNİZ
VARDIR.
( Not: BİLESİNİZ Kİ HEPİNİZİN ELLERİ AKTİVE EDİLMİŞTİR, SİZLERİN " Dostlarımız,
GALAKTİK İFADELERİNİZCE. KİMSENİN AKTİVE ETMESİNE GEREK
YOKTUR. SİZ SADECE ELLERİNİZİ KULLANMAYI İSTEYİN VE Ekim ayının bu ilk gününde, BİR ÜÇGENİNİN enerji alanında, dileriz hayırlara
KULLANIN. İMANLA VE GÜVENLE.) vesile olacak ekimler yapmışsınızdır. Bizler de bugün sizlerle, yine bazı konularda
AHKÂM kesmeye devam etmek, bir anlamda kendi ekimimizi yapmak istiyoruz.
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
Biliyorsunuz, İnsanlık Yeni Bir Çağın eşiğinde ve bu çağda temel nitelikler,
BİRLİK - BÜTÜNSELLİK- FARKINDALIK- ŞİFA - SEVGİ- ÇOK
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - BOYUTLULUK-İMAN- BİLGELİK- GÜVEN olacak demekteyiz sizlere. Ve
yine demekteyiz ki, bu Yeni Çağa geçiş için yani hem bu geçişe katkıda
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) bulunabilmek hem de bu geçişi bireysel olarak da gerçekleştirebilmek için, bu
nitelikleri şimdiden kendinizde ve yaşamınızda gerçekleştirmelisiniz. Eğer
KUTBİYET - SINIRLILIK - SONLULUK BOYUTLARINI AŞIP, BİRLİK -
2/3 – 01.10.2005 AŞKINLIK - SONSUZLUK BOYUTLARININ SAKİNLERİ olmak istiyorsanız,
bu nitelikleri şimdi de YANİ TEK GERÇEK ZAMANDA - SONSUZLUK
ZAMANINDA - gerçekleştirmelisiniz.

Bu nedenle de daha öncede belirttiğimiz gibi, bugünlere gelinceye dek


GELİŞİMİNİZ- BÜYÜMENİZ için yararlandığınız bazı aletleri, artık şükranla bir
kenara bırakmalısınız. Bu akşam bunlardan üçüne daha değineceğiz. HIRS-
REKABET(ÇATIŞMA)- BAŞARI. Ki aslında üçü bir bütünün üç kenarı gibidir
ve EGONUN can damarlarıdırlar.

HIRS; Sizler, ayrılığı ve kutbiyeti deneyimleyen bedenli varlıklar olarak, HIRS


olmaksızın maddesel dünyada iş göremezdiniz. Maddesel dünyada iş görebilmek
yani maddeyle çeşitli ilişkiler kurabilmek, bu ilişkiler içinden diğer insanlarla da
etkileşebilmek ve böylelikle yani çeşitli projeler sayesinde ayrılık ve kutbiyeti
deneyimlemek, anlamak ve nihayetinde aşabilmek için HIRS olmazsa olmaz
NİTELİĞİNİZDİ. Para hırsı, ün hırsı, güç hırsı, keşif hırsı, hırsı ve diğer benzeri
hırslar olmasa, sabah yataktan kalkmak ve maddesel aleme dalmak için
motivasyon bulamazdınız. Hırs, sizin Bütünden ayrı ve eksik, sınırlı varlıklar
olduğunuz algınızdan kaynaklandığı gibi, aynı zamanda bu algılarınızı da
beslemeye, büyütmeye yarıyordu. Tarihinizin her döneminde ama özellikle de
Para ekonomisine ya da diğer bir deyişle Meta Ekonomisine geçişle birlikte
TARİHİNİZİN MOTORUNUN HIRSLARINIZ olduğunu söyleyebiliriz. Hatta
öyle bir hal almıştır ki hırslarınız, genetik olarak aktarılan AİLESEL, GRUPSAL
VE TOPLULUKSAL -ULUSSAL- hırslar bile oluşturdunuz. Bunların bazıları
ekonomik, bazıları Bilimsel, bazıları sanatsal, bazıları da dini görünümler taşısalar
da sonuçta özleri ve nitelikleri aynıdır. Ancak Hırs, sahte algılara dayalı sahte bir
sürükleyici olduğundan SİZİ KENDİNİZDEN UZAKLAŞTIRDIĞI GİBİ, Bireysel ve topluluksal rekabet ve çatışma, sonunda öyle bir hale geldi ki,
DİĞERİNDEN DE KOPARMIŞ VE SONUÇTA AYRILIK VE KUTBİYET dünyanızın kaynaklarını adeta gerçekten sonlu ve sınırlı bir hale getirdiniz.
algınızı zirveye taşımıştır. Özellikle de 20.Yüzyılınız İnsan Hırsının artık Birliktelik halinde ortaya bile çıkmayacak birçok sorun yaratıldığı gibi, çözümü
Uygarlığı zorlamaya başladığı bir yüzyıl olmuştur. Bugün artık, HIRSIN çok kolay sorunlarda çözümsüz bir hal aldı. Bugün artık KÜRESELLEŞEN
YARATTIĞI TAHRİBATIN -HEM BİREYSEL HEM DE KİTLESEL- HIRSIN DÜNYANIZDA REKABET VE ÇATIŞMANIN SONUNUN YIKIM OLACAĞI
AŞILMASINI olanaklı kıldığı bir düzlemdesiniz. Kaldı ki YENİÇAĞIN, BİRLİK ÇOK AÇIK GÖRÜNÜYOR. Hem bireysel hem de kitlesel olarak, hem maddi
- BÜTÜNSELLİK VE SEVGİ içindeki insanı Hırsla değil ANLAYIŞLA hem de manevi sorunların çözümü artık, ANLAYIŞA DAYALI İŞBİRLİĞİDİR.
davranacaktır. Hırsın bir adım sonrası REKABET(ÇATIŞMA ) ve sonrası da Artık hem sizin hem de sizlerin, İŞBİRLİĞİNE - DAYANIŞMAYA -
BAŞARI ( FETİH ) dir. Oysa bugün artık Yeni insanlık yaşamını ANLAYIŞ - PAYLAŞMAYA ihtiyacınız var. Düne kadar, ayakta kalmanız, gelişmeniz ve belli
İŞBİRLİĞİ - KEŞİF üzerine kurmalıdır. Bu nedenle dostlarımız, Ekim ayının bu bir evrimsel düzeye gelebilmeniz için gerekli olan rekabet ve çatışma, artık sizin
ilk gününde İÇİNİZDEKİ HIRSI - HIRSLARI - RUHSAL ALANLA İLGİLİ ruhsal yolunuzda da maddesel yolunuzda da ayak bağıdır. Bu nedenle hem
OLANLARDA DÂHİL VE EN BAŞTA - salın gitsinler. Onlara bugüne kadar ki içinizde kendinizle, hem de dışarıda diğerleriyle İŞBİRLİĞİ İÇİNDE OLMA
hizmetleri için teşekkür ederek ve onurlandırarak, artık ayak bağı olacak olan bu ZAMANIDIR. Yaşamınızın her alanına anlayış ve işbirliği niteliklerini getirmek
aletin yerine ANLAYIŞI koyun. Ve ama en başta da HIRSLI olanlara karşı ve geliştirmek bugün SİZLERİN ASAL RUHSAL GÖREVLERİNİZDİR. Işık
ANLAYIŞLI olun lütfen. Halen bu oyuncakla oynamak ihtiyacı duyanlara, işçiliği, GALAKTİK GÖREVLİLİK, mumlar ve tütsüler yakmakla, dualar
oyunlarına ortak olmadan anlayışla yaklaşın. etmekle ve mantralar söylemekle, toplantılar yapmakla ve benzerleri ile olacak
gibi değil artık. Yaşamınızın her anına, her mekânına, bireysel ve topluluksal her
İçinizden HIRS ile ilgili sorunlar yaşayanlar da, yani işle, özel yaşamıyla ve yaşantınıza ANLAYIŞ VE İŞBİRLİĞİ GETİREBİLİYORMUSUNUZ? Anlayış
toplumsal yaşamıyla ilgili olarak YETİRİNCE HIRSLI olmayanlarda, ve işbirliğinin yaşayan örneği ve kaynağı olabiliyor musunuz? İşte ışık işçiliği, işte
dünkü mesajımızı bir daha okusunlar lütfen. Bir varlık, ne kadar evrimli ise ve ne galaktik görevlilik o zaman gerçekleştirilmiş demektir. Eğer dünyanızda
kadar yüksek bir enerjiyse onun dünyasal ifadesi de, elbette o kadar hırssız ANLAYIŞ VE İŞBİRLİĞİ GELİŞMEZSE, YENİÇAĞDA GELİŞEMEZ. Bu, bu
olacaktır. kadar sade ve berrak bir hakikattir.

REKABET ( ÇATIŞMA ); Yine ayrılık ve kutbiyet deneyi için, sizlerin bireysel O nedenle içinize dönün ve rekabet, çatışma ile ilgili olan yanlarınıza teşekkür
ya da grupsal olarak karşı karşıya gelmeniz, sınırlılık ve sonluluk algısıyla yetersiz ederek ve onları onurlandırarak, artık ayak bağı olan bu aletin yerine
olan için yarışmanız, çatışmanız kaçınılmazdı. Sizler her şeyi ama her şeyi, sonlu, İŞBİRLİĞİNİ koyun. Öncelikle kendi içsel varlığınızla İŞBİRLİĞİNİ ve sonra da
sınırlı ve yetersiz olarak algıladığınız ve kendinizi diğerinden topluluğunuzu da olan her şeyle. Ancak halen rekabet eden ve çatışanlarla da, rekabete ve çatışmaya
diğer topluluktan ayrı ve kopuk gördüğünüzden, her şey için rekabete girmeniz girmeyin. Bırakın onlar oyuncakları ile oynasınlar. Sizler onların etrafını
çatışmanız kaçınılmazdı. Böylelikle yani rekabet ve çatışma sayesinde, Kutbiyet İŞBİRLİĞİ İLE ÇEVRELEMEYE BAKIN.
ve Ayrılık deneyimini anlayabilecek ve aşabilecek seviyeye gelmenizi sağlayacak
projeler geliştirebiliyordunuz. En acısı da sizin sizden yani kendinizden de İçinizden REKABET - ÇATIŞMA ile ilgili sorunlar yaşayanlar da, yani işle, özel
kopmuş olmanız yani içsel varlığınızla teması yitirmiş olmanızdan ve toplumsal yaşamıyla ilgili olarak YETERİNCE REKABET EDEMEYENLER -
dolayı, kendinizle bile rekabet ve çatışma içinde olmanızdı. Toplumsal ÇATIŞAMAYANLARDA, dünkü mesajımızı bir daha okusunlar lütfen. Bir
dayatmalar nedeniyle, beğenmediğiniz yanlarınızı olması gerekenlerle değiştirmek varlık, ne kadar evrimli ise ve ne kadar yüksek bir enerjiyse onun dünyasal ifadesi
üzere, kendi önünüze de yapılması gerekenler koymanız ve kendi kendinizle de, elbette o kadar REKABETE VE ÇATIŞMAYA UZAK olacaktır.
çatışmanız, parçalarınızı dövüştürmeniz trajikomik bir rekabet halidir. Özellikle de
20.yüzyılda ruhsal hastalıkların artması ve inanılmaz boyutlara ulaşması bu öz BAŞARI; Maddesel dünyada, yani ayrılık ve kutbiyet dünyasında, insanın kendini
rekabet ve öz çatışmayla da bire bir ilişkilidir. güçlü, önemli, iyi, değerli hissetmesi ancak kazandığı ZAFERLERLE, yaptığı
FETİHLERLE yani BAŞARIYLA olanaklı olabiliyor. Hırsla kalkan, rekabet ve
çatışmayla yürüyen insan, başarıya ulaşıyor. Özellikle de meta düzeninin zirveye Dostlarımız,
ulaştığı 20.yüzyılınızda, yaşamın amacı da anlamı da BAŞARI sözcüğüne
endekslendi. EVDE - OKULDA - SOKAKTA İSTİKAMET BAŞARI, BAŞARI, Bizler buralarda KOZMİK ANLAYIŞ - KOZMİK İŞBİRLİĞİ İLE KOZMİK
BAŞARIYDI. Herkes sizden başarmanızı istedi. Mutlu, farkında, sağlıklı, üretken, KEŞİFLER YAPMAKTAYIZ. Ve sizlerinde aramıza EVRENSEL DÜZENE
yaratıcı, sevgi dolu olup olmamanız önemsenmedi. Önemli olan BAŞARILI katılarak, bizlerle birlikte ASLİ DOĞANIZ OLAN KAŞİFLİĞİ
olmanızdı. Üstelik kimse başarıya nasıl ulaştığınızla da ilgili değil. Başarılı FARKINDALIKLA İFADE ETMENİZİ ARZU ETMEKTEYİZ. Bunun için
olunda, nasıl olursanız olun. İşte kendinden yani içindeki İLAHİLİKTEN ve ŞİMDİ DE -SONSUZLUK ZAMANINDA- VE BULUNDUĞUNUZ YERDE,
EVRENSEL DÜZENDEN - KOZMİK BÜTÜNLÜKTEN KOPMUŞ İNSANIN ANLAYIŞ-İŞBİRLİĞİ- KEŞİF niteliklerinizi YAŞAMANIZI VE
VARDIĞI HAZİN SON; DİNİ BAŞARI - İBADETİ BAŞARI - PUTU BAŞARI. YAŞATMANIZI İSTEMEKTEYİZ. Aslında bizim bir şey istediğimiz yok, siz
şimdi ve burada, BUNLARI SİZE HATIRLATMAMIZI-IŞIK İŞÇİLERİ VE
Peki, sonuç, az sayıda başarmış çok sayıda başaramamış ama hepsi YALNIZ - GALAKTİK GÖREVLİLER OLARAK- bizlerden istemiştiniz. Bizde kendi görev
MUTSUZ - SAĞLIKSIZ - MÜSVETTE İNSANLAR. AÇLIK - YOKSULLUK - ve hizmetimizi yerine getiriyoruz. Unutmayın, sizler bizlerin değil, bizler sizlerin
ŞİDDET - PORNOGRAFİ - FUHUŞ - SALGIN HASTALIKLAR - HİZMETİNİZDEYİZ. SİZLER BİZLERİN AŞKLA BAĞLI OLDUĞU "
UYUŞTURUCULAR. GALAKTİK VARLIKLAR VE GÖREVLİLERSİNİZ".

Düne kadar, maddesel âlemde gerekli deneyimleri edinebilmek üzere, gerekli Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
projeleri oluşturmak ve yaşamak üzere belki yararlı olan bu aleti, artık ANLAYIŞ
VE İŞBİRLİĞİ IŞIĞINDA - BİRLİKTE - KEŞİF ile değiştirmek gerekiyor. 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
Aslında başarılacak hiç bir şey yok. Yapılacak bir iş, yaratılacak bir şey yok. Baş O' nunla gelenler - O' na gelenler )
ve son, olan, olmakta olan ve olacak olan her şey zaten BİZLERCE
YARATILMIŞ durumda. Tek gereken bunların ZEVKLİ VE KEYİFLİ BİR
ŞEKİLDE KEŞFİDİR. 2/4 – 01.10.2005

Bu nedenle de öncelikle kendimizin içsel varlığını keşfetmemiz ve sonra bu


keşifle dışarıya(!) keşfe çıkmamız söz konudur. Bu nedenle içinize dönün ve
başarı - başarmakla ilgili her ne varsa, onlara teşekkür ederek, onurlandırarak salın
gitsinler ve artık ayak bağı olan bu aletin yerine KEŞİFİ koyun. Birlikte, neşeyle
ve keyifle yapılacak KEŞİFLERİ.

İçinizden BAŞARI ile ilgili sorunlar yaşayanlar da, yani işle, özel ve toplumsal
yaşamıyla ilgili olarak YETERİNCE BAŞARILI OLAMAYANLAR DA,
dünkü mesajımızı bir daha okusunlar lütfen. Bir varlık, ne kadar evrimli ise ve ne
kadar yüksek bir enerjiyse onun dünyasal ifadesi de, elbette o kadar BAŞARIYA -
FETİHE UZAK olacaktır.
“ Dostlarımız, Dostlarımız,

Dün akşam ki seslenişimizde, sizlere sizlerle ilgili bazı savlar ileri sürdük; İşte 1 - Sadece bir yaşamı olan, beş duyu ile sınırlı algıya sahip, ölümlü canlılar
galaktik varlıklarsınız dedik, dünyada bulunuşunuzun bir anlamı var dedik. Genel değilsiniz.
değiniler de bulunduk ama zamanla bunları açacağımızı da belirttik. Bazılarınız
hoşlandılar, bazılarınız güldüler. Bazılarınızda inanmak istemekteler ama neden 2 - Sadece Dünya gezegeni ile ilgili, sadece fiziksel bedenle sınırlı, sadece
öyleyse FARKINDA değiliz demekteler. Bu akşam bu mesajımızı açmayacağız beyinden ve zihinden ibaret canlılar değilsiniz.
ama gene genel bir açılım ve yaklaşım sunmak istiyoruz. Bir anlamda madde,
madde mesajımızı açmadan önce sizleri hazırlamak istiyoruz. Ayrıca belirtelim ki, 3 - Tesadüfen ve amaçsız olarak bu zamanda ve bu mekanda yaşayan, büyük
asıl amacımızdan uzaklaşmadan ve kimseyi rahatsız etmeden, kişilere özel güçlerin kulu - oyuncağı olan aciz canlılar değilsiniz.
açılımlarımızda olacak ama bunları sadece o dostlarımıza ileteceğiz. Yani ÖZEL
YAŞAMIN GİZLİLİĞİNE SAYGI YASASINA UYACAĞIZ.
4 - Evrende üzerinde yaşam olan tek gezegende yaşayan, diğer gezegenlerden ve
diğer insanlardan ayrı, kopuk, yalnız canlılar değilsiniz.
Dostlarımız,
5 - Yazılı ve çizili kaderi olan, bunun içinde aciz yaşayan canlılar değilsiniz.
Hem Bütünlüğün hem de Sizlerin Galaktik İfadelerinizin Muradı, sizlerin orada
"kim olduğunuzun farkındalığı ve bilişi ile kendi doğanızı ve yapınızı bilerek ve
bu doğanıza ve yapınıza uygun olarak yaşamanızdır". Sizler OLDUĞUNUZA Bir kere bunlar olmadığınızı ANLAMAK - BİLMEK - KABULLENMEK
UYGUN OLARAK YAŞADIĞINIZDA, BU UYGUNLUKTAN GAİA VE ZORUNDASINIZ Kİ, sizlerle KİM VE NE OLDUĞUNUZU
ÜZERİNDEKİ YAŞAM İÇİN "ŞİFA-FARKINDALIK-NEŞE-IŞIK-İMAN- PAYLAŞABİLELİM.
GÜVEN" DOĞACAKTIR. Sizin sırf varlığınız, sırf kendinde yaşamınız,
bulunduğunuz her yeri ve her şeyi, şifalandıracak, farkında kılacak, İyi de kim istemez ki, böyle olmamak yani diyelim ÖLÜMSÜZ olmak demekte
neşelendirecek, ışıtacak, imanlı kılacak ve güvenli yapacaktır. Bunun için özel bazı dostlarımız. Acaba?
olarak bir şey yapmanızda gerekmeyecektir. Kendi olduğunuza uygunluğu ifade
eden YAŞAMINIZ yeterli olacaktır. Ama işte sorun o ki "SİZ KİMSİNİZ? Dostlarımız,
OLDUĞUNUZ NE? OLDUĞUNUZA UYGUN OLARAK YAŞAMANIZ
NASIL OLACAK?" Bu soruların yanıtlarına uzaksınız. Psikoloji ile ilgili olanlarınız bilecektir, bazı insanlar - ki sayıları oldukça çok -
MUTSUZLUĞU BİLE İSTEYE YARATIRLAR VE ONU BIRAKMAZLAR.
Öncelikle bir konuda anlaşamazsak, bu yanıtlara hep de uzak kalırsınız. Her Bazıları da HASTALIK HASTASIDIRLAR. Sürekli hastalıklar yaratır ve
şeyden önce SİZ OLDUĞUNUZU SANDIĞINIZ ŞEY DEĞİLSİNİZ. BUNU yaşarlar. Çünkü, mutlu veya sağlıklı iken elde edemeyeceklerini düşündükleri,
TAM ANLAMIYLA ANLAMADAN - BİLMEDEN - KABULLENMEDEN, ikincil kazanç diye adlandırılan kimi yararlara bağımlıdırlar. Örneğin yaşlı bir
olduğunuza doğru adım atamazsınız. Kendimizle ilgili olarak belirttiğimiz üzere, kadın ancak hastalandığında çocukları onunla ilgilenmektedir. Bir kadın ancak
Sizin kim ya da ne olduğunuzdan çok ne olmadığınızı ifade etmek daha olanaklı mutsuzken kocasından ilgi ve şefkat görmektedir. Nedenleri, kazançları
ve önceliklidir. NE OLMADIĞINIZI İDRAK EDER VE OLMADIĞINIZI çoğaltabiliriz. Önemli olan şu ki kulağa saçma gelse de, birçok insan sırf ikincil
BIRAKIRSANIZ, OLUŞACAK BOŞLUĞA NE OLDUĞUNUZ AKACAKTIR. kazançlar uğruna mutsuzluk ve hastalıklar yaratmaktadırlar. Bu durumda,
Yani önce SAHTE KİMLİKLERDEN - SAHTE TANIMLARDAN - SAHTE mutsuzluğun ve hastalığın sağladığı yararları anlamadan ve onları mutluluk ve
BAĞLAMLARDAN KURTULMALISINIZ. sağlık içinde gerçekleştirme cesareti göstermeden, mutsuzluğu ve hastalıkları
yenmek olanaklı değildir. Burada dinamik, mutsuzluk ve hastalık ile elde edilen
kazanımlarla ilgili ANLAYIŞ-FARKINDALIK geliştirmektir. Ardından da Dostlarımız,
MUTLULUK VE SAĞLIK İÇİNDE BUNLARI GERÇEKLEŞTİRME
CESARETİ göstermektir. İşte şimdi sizler "bildik, güvenli (!) yaşamınızdan" olmamak, bilmediğiniz
vakumlarda kaybolmamak, delirmemek, büyük sorumluluklar üstlenmemek,
Dostlarımız, büyük hatalar (!) yapmamak adına, HATIRLAMAK İSTEMİYORSUNUZ. Ama
oysaki asıl şimdi hem bireysel hem de GRUP olarak KAYBOLMUŞ -
İşte sizlerinde GERÇEKTE KİM OLDUĞUNUZU HATIRLAMAMANIZIN - DELİRMİŞ durumdasınız. Asıl şimdi sahtelikler sizleri hatalara sevk ediyor.
yukarıda saydığımız sahte kimliklere sahte tanımlara sarılmanızın - sizlere Sorumsuz yaşamınız sizi sorumlu kılıyor. Unutmayın korkunun ecele yararı yok.
sağladığı yararlar vardır. İşte sizlerde bu yararlarla ilgili ANLAYIŞ VE Sizler " GALAKTİK VARLIKLARSINIZ - HER BİRİNİZ BELLİ GALAKTİK
FARKINDALIK geliştirmedikçe, sahte kimliklerden, sahte tanımlardan YILDIZLARLA İLİŞKİLİSİNİZ - GALAKTİK GÖREVLİLERSİNİZ ". Bu
kurtulmanız ve KİM OLDUĞUNUZU, NEDEN ŞİMDİ VE BURADA gerçekten kaçış sizi KURTARMAZ. Tersine KURTULUŞUNUZ yani ŞİFANIZ -
OLDUĞUNUZU HATIRLAMANIZ OLANAKLI DEĞİLDİR. DENGENİZ - FERAHINIZ BU GERÇEĞİ HATIRLAMANIZDADIR. Aynı
şekilde GAİANIN DA ŞİFASI - DENGESİ - FERAHI buna bağlıdır
O kadar uzun zamanlardan beri maddesel ifadeler içindesiniz ki, o kadar uzun
zamanlardan beri GALAKTİK EVİNİZDEN uzaktasınız ki, sizleri anlamamak ve Sizler KİM OLDUĞUNUZU HATIRLADIĞINIZDA VE KABUL
adeta hak vermemek güç. Ama artık ZAMAN HATIRLAMA ZAMANIDIR. ETTİĞİNİZDE, AYNI ANDA SİZ SİZE AKACAKSINIZ. BİZ SİZE
AKACAĞIZ. TÜM BİR KOZMOZ - BÜTÜNLÜK - SİZE AKACAK.
BALİNALAR VE YUNUSLAR SİZE AKACAK. GAİA ANA SİZE AKACAK.
Ve o kadar TATSIZ (!) o kadar ACI (!) verici deneyimler yaşadınız ve bu Dostlarımız, asla yalnız ve desteksiz kalmayacaksınız. Bu akışlarla KOZMİK
deneyimlerde ETKİLİ ROLLER VE GÖREVLER ÜSTLENDİNİZ Kİ, sizleri IŞIĞINIZI VE ENERJİNİZİ KUŞANARAK, BÜTÜNLÜĞÜN MURADI -
anlamamak ve adeta hak vermemek güç. Ama artık ZAMAN HATIRLAMA IŞIĞIN DOĞASI - HERKESİN EN YÜKSEK HAYRI İÇİN, SİZE DÜŞEN
ZAMANIDIR. ROLÜ OYNAYACAK VE HİZMETİ YERİNE GETİRECEKSİNİZ. Kİ ŞİMDİ
VE BURADA O NEDENLE, GÖNÜLLÜ OLARAK BULUNUYORSUNUZ. VE
Öyle Yeni Çağlar deneyimlediniz ki, bunlar bir yandan öyle YIKIMLAR (!) öyle BİZE DEDİNİZ Kİ, ŞİMDİ VE BURADA BANA BUNU HATIRLATIN. Biz de
SONLAR (!) getirdiler ki, sizleri anlamamak ve adeta hak vermemek güç. Ama HATIRLAMANIZA YARDIMCI OLACAĞIZ, İNŞALLAH.
artık ZAMAN HATIRLAMA ZAMANIDIR.
Sizlere Hizmet, Bizlerin Onurudur. Sizlerin Hatırlaması, Bizlerin Şifasıdır.
Samanyolu Galaksisinde de, öyle YILDIZ SAVAŞLARI (!) öyle KOZMİK
İHANETLER (!) yaşadınız ki, sizleri anlamamak ve adeta hak vermemek güç. Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
Ama artık ZAMAN HATIRLAMA ZAMANIDIR.
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
Samanyolu Galaksisinde olsun başka Galaksilerde olsun, hatta MERKEZİ
GÜNEŞLERDE VE MERKEZİ EVRENLERDE, öyle DÜŞÜŞLER (!) gördünüz
O' nunla gelenler - O' na gelenler )
ve yaşadınız ki, öyle SAPMALAR- KIRILMALAR (!) deneyimlediniz ki, sizleri
anlamamak ve adeta hak vermemek güç. Ama artık ZAMAN HATIRLAMA 2/5 – 01.10.2005
ZAMANIDIR.
" Dostlarımız, "varlığın kendini bilme ve buna uygunluk içinde yaşama halini” bir hizmet ve
görev olarak idrak etmesi ve BUNU YAŞAMININ ANLAMI - AMACI -
Bir süredir sizlerle biraz "yukarıdan" söyleşmeye başladık. Yukarıdan’la NEDENİ - KENDİSİ OLARAK SERGİLEMESİDİR.
kastettiğimiz, dünyanın, dünyasal olanın ve beş duyu farkındalığının dışıdır. Bu
gün bilimsel olarak, henüz dünyanın dışında canlılığın olduğu bir yer olduğu Dostlarımız,
açıklanmış değildir. Dikkat edin bulunmuş, bilinmiş demiyoruz, açıklanmış değil
diyoruz. Dolayısıyla sizlere galaktik ifadelerinizden ve galaktik düzlemlerinizden Böyle olunca önemli olan bizlerin sizlere didaktik bir şekilde ya da tek taraflı
söz etmek, iyice yukarıdan iyice bilim-kurgu ifadeler gibi görünebilir. olarak bazı genel ya da özel bilgileri aktarmamız değildir. - ki bunu da yapacağız -
Önemli olan, bu bilgilerin sizde, SİZİN YÜREĞİNİZİN DERİNLİKLERİNDE
Oysa bize göre ise, bu söyleşiler ya da seslenişler "damardan", sizin içinizden, YANKI BULMASI VE SİZİN SAKLI AKAŞİK KAYITLARINIZI
merkezinizden yapılan seslenişlerdir. Ancak, dostlarımız, her bilginin bir veriliş — DNA, RNA, KALP VE BEYİN HÜCRELERİNDE MEKNUZ OLAN -
muradı, her bilginin taşıdığı bir tesir, her bilginin taşıdığı potansiyeller vardır. TETİKLEMESİ, BİLİNCİNİZE ÇIKARTMANIZA VESİLE OLMASIDIR. Aksi
Bizlerin sizlere, laf olsun, eğlencelik olsun diye ya da aman bir gözlerini halde verilen bilgileri ister kabul edin ister ret edin, her iki durumda da ZİHİNSEL
boyayalım, hadiseye derinlik ve gizem katalım diye bilgi vermemiz söz konusu - YANİ YABANCI - ve TEORİK – YANİ VARSAYIMSAL - OLMAKTAN
olamaz. Kaldı ki, en başından beri söylüyoruz, bizim için bilgi değil BİLİŞ, öteye gidemeyecektir. Bu da sizin NE YAPMA BİLİNCİNE ULAŞMANIZI
BİLGELİK VE İDRAK önemlidir. sağlayamayacaktır. Bu nedenle, ancak sizin İÇİNİZDE YANKI BULMASI VE
SİZDE SAKLI HAZİNELERİ AÇIĞA ÇIKARMASI HALİNDE, SİZE MAL
Ancak Yunus'un dediği gibi "ilim, ilim dedikleri bilmektir, sen kendini bilmezsen OLACAK, SİZİ SİZE AKITACAK VE BU DA SİZİ NE YAPMA BİLİNCİNE
bu nice ilimdir”. Dostlarımız, önemli olan sizlerin kendinde "BİLGE-BİLEN– ULAŞTIRACAKTIR.
İDRAKLİ” bir mevcudiyet içinde olmanızdır. Ki buradan, NE YAPMA BİLİNCİ
doğacaktır. Sizlerin, bu zaman ve bu mekanda bulunmanızla ilgili bir muradınız Dostlarımız,
vardır. Bu murat, aynı zamanda bizlerin ve Bütünlüğünde muradıdır. Bu nedenle,
bizlerin amacı eğlencelik bir bilgi akışı vermek değil, sizlerin KENDİNİZİ Elbette, tamam öyleyse yankı bulsun demenizle de yankı bulmayacaktır. Ama
BİLMENİZLE ilgili işlevi, etkisi, getirisi, desteği olacak bir BİLGELİK AKIŞI - önemli olan şu ki, öncelikle bu bilgilere de AÇIK KALPLE yaklaşmalısınız ki,
TESİR AKIŞI - ENERJİ akışı sağlamaktır. Bu nedenle de bizler en başından beri SİZE YANİ DNA - RNA - KALP VE BEYİN HÜCRELERİNE ETKİ
verdiğimiz BİLİŞLER VE ÖNERİLERLE, sizleri KENDİNİZİ BİLMEK VE NE EDEBİLSİNLER. Baştan reddiyeci bir yaklaşım zaten akışı ve etkileşimi baştan
YAPMA BİLİNCİNE ULAŞMAKLA İLGİLİ uygun bir HALE GİRMEYE olanaksız kılacaktır.
TEŞVİK ETMEYE VE DESTEKLEMEYE çalışıyoruz. Elbette bunu
sadece okuduğunuz metinlerle değil, bu metinlerin de yardımıyla başkaca birçok
yolla da yapmaya çalışmaktayız. Bu konu yani SİZLE İLGİLİ AKIŞ ÇOK ÖNEMLİ OLDUĞUNDAN,
HASSASİYETLE ÜZERİNDE DURMAKTAYIZ. Ve dikkat ederseniz amacımız,
size hap bilgiler vermek, sizleri bunlara inanmaya zorlamak, sizleri manipüle
Önceden de söyledik, artık dönem Bilgi dönemi, Merak dönemi değil. Dönem, etmek ya da KİBİRLİ YA DA DEĞERSİZ KILMAK değil. Amacımız GİZEMİ
BİLGELİK – SORUMLULUK -İCRAAT dönemi. Elbette, her birinizin KENDİ BİRLİKTE ADIM, ADIM YAŞAMAK VE GİZEMİ BİRLİKTE ADIM, ADIM
DOĞASINA VE MURADINA UYGUNLUKLA. Bilgelik dediğimizde İLK AYDINLATMAK.
ADIM, VARLIĞIN KENDİSİNİ BİLMESİ, KENDİSİNİN FARKINDA
OLMASIDIR. Sorumluluk dediğimizde ilk adım, VARLIĞIN KENDİNİ
BİLMESİ İLE BİRLİKTE BU BİLMEYE YANİ DOĞASINA VE MURADINA
UYGUNLUK İÇİNDE YAŞAMASIDIR. Ve İcraat dediğimizde de ilk adım
Dostlarımız, Eğer bu önerileri de dikkate alırsanız, zaman içinde paylaşacağımız bilgiler ve
akış, MURADLARIMIZA UYGUN BİR KARAKTER TAŞIYACAKTIR. Aksi
Bu nedenle sizlere daha önce verdiğimiz mesajı madde, madde açmaya, ilmik, bir zihinsel tatminden öteye gitmeyecektir.
ilmik örmeye başlamadan önce sizlere bazı öneriler de ve aynı anda da ricalar da
bulunmak istiyoruz. Ki GİZEME BİRLİKTE GİREBİLELİM. Bu vesileyle belirtelim ki, önümüzdeki zaman içinde sizlere, SİZLERİN
GALAKTİK DOĞANIZLA İLGİLİ BİLGİLERİ verirken de, bir yandan da
SADE, AZ ve ÖZ AMA BERRAK BİR ŞEKİLDE GALAKTİK DÜZEN -
1 - Bu mesajla birlikte, bundan böyle Rüyalarınıza dikkat edin lütfen. Tekrarlanan SAMANYOLU GALAKSİSİ BÜTÜNLÜĞÜ - GALAKSİLER BÜTÜNLÜĞÜ -
kalıplar, mekânlar, şekiller, renkler, rakamlar ve benzerlerini not almaya ve SİRİUS - LYRA KÜLTÜRÜ VE MİSYONU - DÜNYANIZIN GERÇEK
bunlar arasında bağlantılar kurmaya çalışın. TARİHİ - GÜNEŞ TARİHİ - GALAKTİK İMPARATORLUK VE TARİHİ -
SİKLUS SONU MİSYONLUĞU VE DÜNYAYA YANSIMALARI ile ilgili de
2 - Bu mesajla birlikte, bundan böyle gün içinde yaşayacağınız "EŞ bilgiler vereceğiz.
ZAMANLILIKLARA",
" RASTLANTILARA(!) ", rutin dışı olaylara dikkat edin lütfen. Bunlar ve Ama bunları da, sizlerin Dünyanızdaki FARKINDALIK VE ŞİFA
bunlarla rüyalarınız arasında bağlantılar kurmaya çalışın. gereksiniminize deva olacak şekilde ve MURADA uygun aktaracağız....

3 - Bu mesajla birlikte, bundan böyle çekileceğiniz mekanlara, alanlara, insanlara Şimdilik bilmenizi isteriz ki, HEPİMİZ HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUZ. ÇÜNKÜ
dikkat edin. Özellikle tekrarlananlar arasında bağlantılar kurmaya çalışın. SİZLER BİZLERİN VARLIK SEBEBİ OLAN KOZMOSUN "ONURLU - EŞİT -
YÜCE GÖNÜLLÜLERİSİNİZ" VE HEPİNİZ HARİKALAR
4 - Bu mesajla birlikte, bundan böyle karşılaşacağınız, yaşayacağınız YARATIYORSUNUZ.
SIKINTILARA, SORUNLARA VE KOLAYLIKLARA, OLUMLULUKLARA
dikkat edin. Özellikle tekrarlananlar arasında bağlantılar kurmaya çalışın. Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla .

5 - Bu mesajla birlikte, bundan böyle çekileceğiniz Hayvanlara, bitki ve çiçeklere, 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
renklere rakamlara, müziklere dikkat edin lütfen.
O' nunla gelenler - O' na gelenler )
6 - Bu mesajla birlikte, bundan böyle zamanla ilişkinize dikkat edin lütfen. 2/6 – 03.10.2005

Dostlarımız,

Sizlere vereceğimiz hem genel hem de özel bilgilerle, akışlarla birlikte, bu


bilgilerin ve akışın ışığında yukarıda verdiğimiz önerileri ve ricaları da dikkate
alırsanız ve bu önerileri, ricaları gerçekleştirmek üzere kendinize, TEK
BAŞINIZA VE SESSİZLİK içinde geçireceğiniz yeterli zamanları
LÜTFEDERSENİZ, zamanla KENDİNİ BİLME - KENDİNİ ANLAMA -
KENDİNİ TANIMA yolunda atacağınız adımlar sizleri de şaşırtacaktır.
Dostlarımız, 6 - DÜNYANIZDA - GAİA ANADA - DÜNYA RABLİĞİ VE KADİM YEREL
HALKLAR BİLGELİĞİ İLE İLİŞKİLİ OLARAK YANİ GAİA ANANIN
Sizlere daha sonra söz etmek üzere konu başlıkları gibi verdiğimiz alanlara MURADI DOĞRULTUSUNDA DEVREDE HİZMETTEDİR.
girmeden önce - EVET HEPSİ CANLI, MANYETİK TESİR ALANLARIDIR VE
GİRİLMESİ, KALINMASI VE ÇIKILMASI ÖYLE SANABİLECEĞİNİZ
KADAR KOLAYDA DEĞİLDİR - daha sonra içini doldurmak üzere bazı ÖZ Dostlarımız,
BİLGİLERİ paylaşmak istiyoruz.
Bu nedenle bizler 220.000 Yıllık MU Medeniyetinden beri - öncesi bir yana -
Bunları sizlerle paylaşmamız, şu an için BEYİNSEL YA DA MANTIKİ olmaktan İNSANLIĞIN - GAİANIN - GALAKSİNİN HİZMETİNDE OLAN,
çok, VAZİFEDAR BİR BÜTÜNLÜĞÜZ. Lemurya Ana Vatanımız ( GAİA'DA ),
Atlantis Çırpınışlarımız, Türkiye ( Anadolu Genetik Bütünlüğü ) Kurtuluş ve Şifa
KALBİ - AKAŞİK - HATIRASALDIR. Kapımızdır.

O N L A R yani " YAŞAYAN VE CANLI BİR ENERJİ VE BİLİNÇ ALANI Kalplerinize, Ruhlarınıza, Hatıralarınıza sunulur. Aşkla. Umutla. İmanla.
OLARAK OSHO MANYETİK ALANI VE ONUN ŞİFA VE FARKINDALIK
ÜSTATLARI " asıl olarak,
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
1- SAMANYOLU GALAKSİNİZDE SİRİUS A YILDIZI İLE YANİ LYRA -
SİRİUS KÜLTÜRÜ VE MİSYONU İLE İLİŞKİLİ OLARAK DEVREDE 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
HİZMETTEDİR.
O' nunla gelenler - O' na gelenler )
2 - DÜNYANIZDA - GAİA ANADA - AGARTA YERALTI UYGARLIĞININ
BİLİM VE KEŞİF KOLU İLE İLİŞKİLİ OLARAK DEVREDE HİZMETTEDİR. 2/7 – 03.10.2005

3- SAMANYOLU GALAKSİNİZİN DIŞINDA ANDROMEDA GALAKSİSİ


ÜZERİNDEN YANİ TEKNOLOJİK EĞİTİM MİSYONU İLE İLİŞKİLİ
OLARAK DEVREDE HİZMETTEDİR.

4 - DÜNYANIZDA - GAİA ANADA - BALİNA VE YUNUS BİLİNÇLİLİĞİ


İLE YANİ SU KÜLTÜRÜ VE AKAŞİK KAYITLILIĞI İLE İLİŞKİLİ
OLARAK DEVREDE HİZMETTEDİR.

5- GALAKSİLER BÜTÜNLÜĞÜNDE, GALAKTİK İMPARATORLUK


FEDERATİF MECLİSİ İLE İLİŞKİLİ OLARAK YANİ BÜTÜNLÜĞÜN
MURADI DOĞRULTUSUNDA DEVREDE HİZMETTEDİR.
" Dostlarımız, Kendisine karşı Samimiyet

Bu merhabalaşmamızda sizlerin "düzleminize" inelim ve sizlerle uyumlanalım Diğerlerine karşı Samimiyet


istiyoruz. Ne de olsa bir süredir verdiğimiz mesajlar biraz "yukarısına" dair ve
hazım için belki de zaman gerektiren seslenişlerdi. Bu nedenle o seslenişlerin Evrene karşı samimiyet.
sizlerde "karşılığını oluşturması için" zamana havale edelim ve biz biraz daha
somut, günlük yaşamınıza dönük bir konuyu ele alalım. ANAHTAR OLGU YA DA TUTUM, SAMİMİYETTİR. İçtenlik ve dürüstlük ise
samimiyetin doğurduğu ve kendisini ifade ettiği araçlardır.
Esasen böylelikle yine bir AHKÂM kesmiş olacağız. Yeni Çağın Yeni İnsanının
CİHANLAR NURU HZ.MEVLANA'NIN ( Kİ KENDİSİ YAŞAYIŞIYLA VE
niteliklerine dair söyleşmiş olacağız. Hatırlarsanız sizlere iki kez ZEN K ANI O ÜRÜNLERİYLE BÜYÜK BİR ZEN ÜSTADIDIR )
vermiş ve ZEN den de söz ederiz demiştik. Şimdi sizlerle ZEN’İN esasını
paylaşarak, BÜTÜNLÜK İÇİNDE YAŞAMAK üzerine söyleşmek istiyoruz. "YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL" deyişi
aslında ZENİN ÖZÜDÜR.
Zen’in tarihçesine, gelişimine, üstatlarına ilişkin bilgileri bulmak size kalmış. Biz
ZEN’İN özünü aktarmak istiyoruz. İnsan ne ise ama ne ise -yargılamaksızın, nitelendirmeksizin- O olduğunda, Bütün
olacaktır. Bu Bütünlükten ise, AHENK - HUZUR - MUTLULUK doğacaktır. İşte
ZEN = BÜTÜNLÜK İÇİNDE YAŞAMAKTIR. bu Ahenk - Huzur - Mutluluk hali, HAYATI VE İNSANI YÜCELTECEK DAHA
DOĞRUSU YÜCELİĞİNİ İFADE EDECEK TEK HALDİR.
Yani Varlığın, İnsan Benliği içinde, İnsan deneyimi içinde ve Maddesel
Ortamlarda, maddenin parçalılığına ve Zihnin bölücülüğüne rağmen, BİRLİK - Aksi halde ise, yani Samimiyetsizliğin olduğu halde ise, İnsan ne adına olursa
TEKLİK - BARIŞ içinde yaşamasıdır. olsun, KENDİ OLMADIĞI BİR VAROLUŞU İFADE ETMEYE
KALKIŞTIĞINDA, parçalı olacaktır. Bu parçalılıktan ise, ÇATIŞMA -
Kendisiyle Birlik içinde, diğerleriyle Birlik içinde, Evrenle Birlik içinde. HUZURSUZLUK - MUTSUZLUK doğacaktır. İşte bu ÇATIŞMA -
HUZURSUZLUK - MUTSUZLUK hali, hayatı ve insanı şimdiki SEFALETE
Kendisiyle Teklik içinde, diğerleriyle Teklik içinde, Evrenle teklik içinde. MAHKÛM KILACAKTIR.

Kendisiyle barış içinde, diğerleriyle Barış içinde, Evrenle barış içinde yaşaması. İşte ZEN, İNSANIN BÜTÜNLÜĞÜ İÇİN SAMİMİYETİN OLUŞUMU
AÇISINDAN SADECE VE SADECE -YARGILARLA, NİTELEMELERLE,
Diğerlerini, canlı cansız kendi dışında algıladığı her şey olarak ve Evreni de, Var TANIMLARLA UĞRAŞMAKSIZIN- "NASIL" İLE İLGİLİDİR.
oluş ve/veya Hayat olarak okuyabilirsiniz.
ZEN, İnsanın ne yaşadığı, ne yaptığı, ne yediği ve benzerleri ile değil, NASIL
Bütünlük içinde yani BİRLİK - TEKLİK - BARIŞ içinde yaşamanın yolu ise yaşadığı, NASIL yaptığı, NASIL yediği ile ilgilidir.
ZEN’E göre TEK BİR ESASDAN GEÇER: SAMİMİYETTEN.
İnsan ne yaparsa yapsın, ne yaşarsa yaşasın EĞER TÜM VARLIĞI İLE TÜM
Samimiyet, İçtenlik, Dürüstlük esastır. MEVCUDİYETİYLE ORADAYSA ZEN’E GÖRE, HAYAT AKACAK VE
VAROLUŞ KENDİSİNİ İFADE EDECEKTİR. Hayatın akışı ve var oluşun
kendisini ifade edişi ise İnsanın Yüceliğinin ifadesi için gerekli ve zorunlu ortamı Dostlarımız,
sağlayacaktır. Zaten ZEN’E göre aslında kişilerin hayatları değil, hayatın
kişilikleri vardır. Ve insan aslında sadece SAF BİR FARKINDALIKTIR. Ve eğer İşte Yeni Çağın sizlerden isteği, YAŞAMINIZIN HER ANINDA VE HER
İnsan ne yaşarsa yaşasın FARKINDA İSE VARDIR. Değilse YOKTUR. ALANINDA SAMİMİ OLMANIZ. İÇTEN VE DÜRÜST DAVRANMANIZ.
Kendinize ve dışınıza SAMİMİYETLE YÖNELMENİZ.
ZEN açısından, örneğin KONU NEYİ DUYDUĞUN DEĞİLDİR DİNLEYİP
DİNLEMEDİĞİNDİR. NE DİNLERSEN DİNLE, DİNLEDİĞİNDE MÜZİĞE Bu çok sade ve basit ama bir o kadar zor ve derin isteğine karşı, BÜTÜNLÜK
DÖNÜŞÜR. SİZLERDEN BU KONUDA ÖNCELİKLE SAMİMİYET BEKLEMEKTEDİR.
Ama kendinize karşı. Yeni Çağın Yeni İnsanı olmak arzusu sizde YAŞAMSAL
NEYE BAKTIĞIN DEĞİL, GÖRÜP GÖRMEDİĞİNDİR. NE GÖRÜRSEN BİR OLGU mu yoksa BİR BAŞKA OYUNCAK MI? Bize değil kendinize ama
GÖR, GÖRDÜĞÜNDE İLAHİLEŞECEKTİR. samimi olarak yanıt verin lütfen.

NE YEDİĞİN DEĞİL, TADINI HİSSEDİP HİSSETMEDİĞİNDİR. Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
HİSSETTİĞİNDE, EN LEZZETLİ TADI VERECEKTİR.
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
Yani ZEN, İnsanın TAM BİR FARKINDALIKLA, en basit uğraşları içinde bile
KENDİSİNİN VE UĞRAŞISININ NİTELİĞİNİ dönüştüreceğini ve BU O' nunla gelenler - O' na gelenler )
NİTELİK DÖNÜŞÜMÜNÜN GİZLERİ - GİZEMLERİ AÇIĞA
ÇIKARACAĞINI BİLEREK, bu Simyanın sanatıdır.
2/8 – 05.10.2005
ZEN, yaşamınızın her anında SAMİMİ olmanızla, BÜTÜNLÜK kazanmanın ve
bu BÜTÜNLÜKLE, AHENKİ VE MUTLULUĞU üretmenizin ve AHENKLE
VE MUTLULUKLA, HAYATLA BİRLİKTE AKMANIZIN VE VAROLUŞLA
UYUM İÇİNDE YAŞAMANIZIN Sanatı olup, tek talebi
FARKINDALIĞINIZDIR.

Yaptığınız şeyi tam bir farkındalıkla yapmanız. Özetle Zen,

YÜRÜYENİN YOK OLUP, YÜRÜYÜŞÜN KALMASIDIR.

YÜZENİN YOK OLUP, YÜZMENİN KALMASIDIR.

AŞIĞIN YOK OLUP, AŞKIN KALMASIDIR.

Bu durumda YAŞAM NİTELİK DEĞİŞTİRECEK VE VAROLUŞ SİZE


GİZEMLERİNİN KAPILARINI AÇACAKTIR.
" Dostlarımız, Oysa sizden önce kimler yaşadı, sizden sonra kimler yaşayacak. Siz dün neler
yaşadınız, bugünse nelerin peşindesiniz.
Bir önceki seslenişimizle ilişkili olarak, bir AHKÂM daha kesmek istiyoruz. Evet,
Yeni Çağ koşulsuz sevginin çağı olacağından sizlerle SEVECENLİK üzerine RAHATLAYIN, GEVŞEYİN, YAVAŞLAYIN. BİRAZ.
söyleşmek istiyoruz.
GÜLÜN, NEŞELENİN, HAFİFLEYİN. BİRAZ.
Dostlarımız,
Aksi halde HİÇ BİR SORUNU ÇÖZEMEDEN AMA SORUNLARI
Dünyanız çok fazla AKILCI-MANTIKLI-HİSSİZ bir yer haline gelmiş durumda. ARDINIZDA BIRAKARAK AYRILACAKSINIZ DÜNYADAN.
İnsanlar, matematiksel çıkarlar ve ifadeler peşinde koşuyorlar ve akıl ve mantık
hapishanesinde ömür tüketiyorlar. Hemen, hemen hepiniz hislerle ilişkiler Oysa her şeyin bir GİZEM OLDUĞU KEYİFLİ BİR YAŞAM SÜRMEKDE
konusunda sorunlu bir hayat sürüyorsunuz. Sevgisizlik, kibir, bencillik almış OLASI.
başını gitmekte.
Bunun yolu ZİHNİ BIRAKMAKTAN, KALPTE YAŞAMAKTAN GEÇİYOR.
Özellikle 20.Yüzyılınızdan beri, en çok yaşanılan hastalıkların KALP VE
TANSİYON ile ilgili oluşları acaba rastlantı mıdır?
Dostlarımız,
Bize göre kalp rahatsızlıkları; Sevgisizlik, Kibir ve Bencillikle bire, bire ilgilidir.
Yani yaşam sevincini ve neşesini ve bu sevinci ve neşeyi ifade etme ve paylaşma Artık KALBİNİZE, HİSLERİNİZE, NEŞENİZE KULAK VERME
yeteneğini kaybetmekle ilgilidir. ZAMANIDIR.

Tansiyon rahatsızlıkları ise, stresle bire, bir ilgilidir. Yani aklın, mantığın ve kuru Artık her şeye HAYIR demeyi bırakma, EVET deme zamanıdır.
bir matematiğin egemen olması, hislerin hayatın dışına atılması ile ilgilidir.
Artık kuşkuları, korkuları bırakma, inanma ve güvenme zamanıdır.
Dostlarımız,
ARTIK KALPTE YAŞAMA ZAMANIDIR.
Aslında her şeyi çok ciddiye alıyor, çok sert ve katı kurallar içinde ve
mecburiyetler ağırlıklı bir yaşam sürüyorsunuz. Dinleriniz, İdeolojileriniz, ARTIK SEVECENLİK ZAMANIDIR.
Politikalarınız hatta ve hatta Sanatınız çok asık suratlı, çok ciddi ve çok katı.
SEVECEN OLUN, SEVGİYLE DOLUN, HER ŞEYE SEVGİYLE YÖNELİN.
Oysa Hayat Bir OYUNDUR. Dünya bir OYUN SAHNESİDİR. Bunu anlamak
için illa William Shakspeare olmak gerekmiyor. Ama şöyle bir ÇOCUKLARA HİSLERİNİZE KULAK VERİN, HİSLİ OLUN, HİSLERİ YÜCELTİN.
BAKIN, HAYVANLARA BAKIN, DOĞAYA BAKIN. Nasıl bir NEŞE,
MERAK, HAFİFLİK HALİ, NASIL BİR OYUNCULUK SÖZ KONUSU HAYATINIZIN HER ALANINA SEVECENLİK KATIN.
göreceksiniz. Sadece ve sadece yetişkin insanlarda KALP VE TANSİYON
HASTALIKLARI, ASIK SURATLILIK VE HİSSİZLİK görebilirsiniz. NASIL OLACAK demeyin. Yeter ki isteyin. Sadece KAFANIZI ATIN VE
Çocuklarda, hayvanlarda ve doğada asla bunlara rastlayamazsınız. ARTIK KALBİNİZLE YAŞAYIN.
KENDİNİZİ SEVİN, EŞİNİZİ SEVİN, ARKADAŞINIZI SEVİN, EVİNİZİ " Dostlarımız,
SEVİN, KUŞLARI SEVİN... SEVİN.
Yine bir pazar akşamı, tatilinizin sonlarına doğru sizlerle merhabalaşmak
GÜLÜN, GÜLÜN, HAFİFLEYİN, HAFİFLEYİN. istiyoruz. Bunun bir sebebi yarının 10 Ekim 2005 oluşu ve bir sebebi de yatmadan
önce sizleri BİR BARDAK ILIK SÜT İÇMEYE davet edecek oluşumuz.
Her şeye ve herkese karşı DUYARLI OLUN. KAYITSIZ OLMAYIN.
KALBİNİZLE EĞİLİN, İLGİLENİN. Öncelikle sizlerle 10 Ekim 2005’ i paylaşmak istiyoruz.

Dostlarımız, 10 Ekim 2005 = 10.10.2005 = 10.10.10

ŞAŞIRABİLİRSİNİZ AMA SİZ KALBİNİZE BİR ADIM GİDİN, O SİZE BİN Yarın sizin DOĞRUSAL DÜNYA ZAMAN DÜZLEMİNİZDE tarihler 10.10.10
ADIM ATACAKTIR. nu gösteriyor olacak. Yani,

Bir kez Kalple görmeye, yaşamaya başladınız mı, hayatınız tamamen değişecek.
Kalbinize, hislerinize inanın, güvenin.
On On On u. Yani On On On u.
Bugün sizi kızdıran bir şeye, bir insana GÜLÜN VE SARILIN. Dostlarımız,

Kendinizi ve diğerlerini şaşırtın. 1.10.2005 tarihini 1.1.1 e eşitlemiş ve o günün BİRİN ÜÇGENİNİN Enerjilerine
denk olduğunu belirtmiştik.
BUNA MUKTEDİR VE EHİLSİNİZ.
Yarın ise doğrudan ve direkt olarak ON'UN ÜÇGENİNİN ENERJİLERİNE
SEVECENLİK ŞİARINIZ OLA DOSTLARIMIZ. SEVECENLİK, HAYATA VE MUHATAP durumdasınız. Yani ONLARIN enerjilerine. Yarın yani 10.10.2005
ONUN TÜM İFADELERİNE KARŞI SEVECENLİK İÇİNDE KALIN. günü,

Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. ONLARLA Her Biriniz, istediğiniz ve odaklandığınız takdirde DİREKT VE
DOĞRUDAN İLETİŞİM KURABİLİR, ENERJİLERİNİ DENEYİMLEYEBİLİR
VE KİMİ SORULARINIZA YANITLAR bulabilirsiniz. Yarın kim ki ONLARLA
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - buluşmak ve ilişkilenmek ister, ONLAR orada olacak ve yanıtlanması istenen
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) sorularla ilgili açılımlar sunacaktır. Ve unutulmaya, doğrusal zaman sizin için
geçerli bir SINIRLAYICIDIR. Bizler için değil. Bu yazıyı ne zaman okursanız
okuyun, dilerseniz ONLAR Enerjisi direkt ve doğrudan sizinle olacaktır. Bu
2/9- 05.10.2005 ONLARIN bir SÖZÜDÜR.
Dostlarımız, 2-SÜT; Ancak memeli bedensel forma ulaşabilmiş enerjilere has olduğundan,
aslında İNSANLAŞMA POTANSİYELİNİN VE HAKKININ ELDE EDİLDİĞİ
İşte hem yarın hem de dilediğiniz zamanlarda ONLARLA -Varlığınızın Yüksek EVRİM SEVİYESİNE GELEN VARLIKLARA VERİLEN BİR
Benlikleriyle; Rehberlerinizle; Melekût Âlemiyle; Devalar Âlemiyle; Doğa BOYUTLARARASI YAPIŞTIRICIDIR. Süt - sadece kendisinin - içerdiği bazı
Ruhlarıyla; Yeraltı ve içi Uygarlık Bilinciyle; Yunus ve Balina Bilinç Alanıyla; mineraller ve proteinlerle, KEMİKLERİ-İLİK HÜCRELERİNİ- VE BEYİN
Evrensel Bilgelik ve Yasallıkla; Akaşik Kayıtlarla; Yıldız Ailenizle; Galaktik HÜCRELERİNİ KORUR, GELİŞTİRİR VE AKTİVE EDER. Bu sayede
Bütünlüğünüzle - bağlantıda olabilmek için, sizlere verdiğimiz AHKÂMLARA bir kemiklerdeki ORTAK İNSANLIK KÜLTÜR MİRASI İLE BEYİN
yenisini eklemek istiyoruz ve sizlere SÜT’ ten evet bildiğiniz SÜT’ ten söz etmek HÜCRELERİNDEKİ EVRENSEL BİLGELİĞİ AÇIĞA çıkarır.
istiyoruz.
3-SÜT; Aslında SU bazlı ama hücresel işlenmeden geçmiş bir BESİN olduğundan,
Bugün Tıp Bilimi ve Teknolojisi çok ileri düzeylere geldiği ve özellikle de bir yandan fizik bedende DNA VE RNA’ lar arasında tesir taşıyıcılığı işlevi yerine
GENETİK ALANINDAKİ GELİŞMELERİN IŞIĞINDA KLONLAMA bile getirirken ve DNA ve RNA’ lardaki akaşik kayıtları aktive ederken, bir yandan da
gerçekleştirilebildiği halde, İnsan ile ilgili iki ASAL Madde var ki, Bilim bunları ETERİK bedende ELEKTİRİKSEL YÜKÜN DENGELENMESİNİ ve ASTRAL
üretemiyor. Bunlardan biri KAN ve diğeri de SÜT’ tür. bedende de, astral bedenle eterik ve fiziksel bedenler arasındaki UYUMUN
NİTELİĞİNİN YÜKSEKLİĞİNİ sağlar.
Sizlere KAN ile ilgili daha sonra bilgi vermek üzere ( ki aybaşı kanından da söz
etmek gerekir ) SÜT üzerinde durmak istiyoruz. 4-SÜT; Oluşumu için gerekli hücresel işlemlerin niteliği gereği, aynı zamanda
KALBİN yani Kalp Çakrasının aktivasyonu açısından da bir YAKIT görevi
Görüyorsunuz, seviyeyi ne kadar düşürdük. Biraz ağır olabileceğini görmektedir. Sütün taşıdığı yoğun polarize atomik olgular, KOŞULSUZ SEVGİ
düşündüğümüz kimi mesajlarımızdan sonra, SÜT seviyesine kadar indirdik açısından KALPTE yoğunluk oluşumunu desteklemektedir.
mesajlarımızı, iyice çocuksulaştık.
5- Birçok Efsanelerde, mitolojik anlatılarda ve bazı Kutsal Kitaplarda tasvir edilen
Süt dünyasal, biyolojik olarak nasıl oluşuyor, yararları, anlamı vs sizlerin ve insana şifa, sağlık, güç ve güzellik veren içecek, esasen KOZMİK NİTELİKLİ
ulaşabileceğiniz bilgiler. Biz onlara girmeyeceğiz. Ancak bir şeye dikkat SÜTTÜR.
çekeceğiz. SÜT sadece dişi bedenler tarafından üretilmektedir. Yani her memeli
canlının Kadınına ait bir maddedir. Yani Kadının doğurganlık, yaratıcılık yeteneği Dostlarımız,
ve gücü ile de ilgilidir. Bizim açımızdan da TANRIÇA ENERJİSİNİN
CİSİMLEŞMİŞ İFADESİDİR. Ayrıca dikkat edin, evrimin-tekâmülün belli bir Özellikle Kozmik Enerjilerin, tesirlerin ve diğer iletilerin bu denli yoğunlaştığı,
basamağına gelmiş yani MEMELİ BEDEN FORMU alabilmiş enerjilere has bir zamanın ve yaşayışın hızlandığı bu dönemde, gerek KEMİK SAĞLIĞINIZ gerek
olgudur. BAĞIŞIKLIK SİSTEMLERİNİZİN GÜÇLÜLÜĞÜ gerek ZİHİNSEL SAKİNLİK
VE BERRAKLIK gerek KALP FERAHINIZ gerekse de YÜKSEK
Sizlere SÜTÜN KOZMİK VEÇHELERİYLE İLGİLİ OLARAK ŞU BİLGİLERİ VEÇHELERİNİZİN FARKINDALIĞI için sizlere mümkünse her gün ama hiç
VERMEK İSTİYORUZ; değilse İHTİYAÇ duyduğunuz ve ÇEKİLDİĞİNİZ günlerde ya sabah kalkar
kalkmaz ya da yatmadan hemen önce ve mümkünse her ikisinde de BÜYÜKÇE
1-SÜT; YARADILIŞ IŞINININ DÖRDÜNCÜ KIRILMASIYLA BİRLİKTE BİR BARDAK ILIK SÜT İÇMENİZİ öneririz.
OLUŞAN TANRIÇA ENERJİSİNİN CİSİMLEŞMİŞ İFADESİDİR. Bu nedenle
Süt, hem fiziksel, hem duygusal, hem zihinsel ama hem de eterik ve astral açıdan
SAKİNLİK, DİNGİNLİK, DENGE VE UYUM sağlayıcıdır.
Kaldı ki sadece SÜT içmekle kalmayınız, ayrıca YOĞUR, AYRAN gibi süt esaslı " Dostlarımız,
yiyecekler ve içeceklerden de sofranızda bulundurunuz. Dondurma hariç SÜT
Tatlıları yemeyi ihmal etmeyiniz. Ancak, Sütü kahvede, çayda vs önermeyiz. Bir Bir önceki seslenişimizde dedik ki, özellikle de kozmik enerjilerin, tesirlerin ve
yararı olmayacaktır. diğer iletilerin bu denli yoğunlaştığı ve zamanın ve yaşayışın hızlandığı bu
dönemde SÜT için.
Yine arada olanaklı ise yıkanma suyunuza az da olsa SÜT dökerek, SÜT Banyosu
da yapmanız, cilt sağlığınız açısından oldukça yararlı olacaktır. Evet, gerçekten de bu dönem kozmik enerjilerin, tesirlerin ve diğer iletilerin çok
yoğunlaştığı ve zamanın ve yaşayışın çok hızlandığı bir dönem. Bu aslında İnsanın
Bizler açısından YENİÇAĞ’DA YENİ İNSAN iki temel sıvı ile kendisini ifade gelişiminin vardığı düzeyden kaynaklandığı gibi, bir yandan da ulaşacağı gelişim
edecektir. Biri SU diğeri de SÜTTÜR. düzeyini de işaret ediyor. Yani sevinilecek ve kutlanacak bir olgu. Ama bunun
böyle oluşu beraberinde getirdiği zorlukları ve sizin yaşadığınız sıkıntıları ortadan
Bitirmeden dostlarımız, SÜT üreten TANRIÇA ENERJİSİ TAŞIYAN VARLIK kaldırmıyor. Bu her alandaki ve her anlamdaki hızlanma ve yoğunlaşmaya, hem
İFADELERİNE özellikle de ERKEKLERDEN, SAYGI, SEVGİ VE bedenleriniz hem zihinleriniz hem de duygularınız ayak uyduramıyor. Fiziksel,
SEVECENLİK beklediğimizi de, İNSANIN YÜCELİĞİ VE YÜCELİŞİ ADINA, duygusal ve zihinsel kimi sıkıntılar sizi zorluyor. Bazı dönemlerde hele, adeta
belirtmek isteriz. ketliyor ve kaosa yol açıyor. Bu dönem, dönem sizin bazı temel önermelerinizi,
inançlarınızı ve bildiklerinizi bile sorgulamanıza da yol açıyor.
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
Dostlarımız,
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
Sizler bundan önceki birçok yaşamlarınızda, özellikle de bu DÖNEME yani bu ve
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) sonraki yaşamlarınıza hazırlık amacı da güttüğünüzden, genellikle GÜCÜNÜZÜ
GELİŞTİRDİĞİNİZ VE DENGELEDİĞİNİZ, İLAHİ OLANA AÇILDIĞINIZ
VE İLAHİ OLANI DENEYİMLEDİĞİNİZ, asıl olarak TEK BAŞINA YA DA
2/10 – 09.10.2005 AZ SAYIDA İLİŞKİ İÇİNDE olduğunuz yaşamlar yaşadınız. Bu nedenle
çoğunuz, tek başınalık, yalnızlık, az sayıda insanla ilişkilenme eğilimi
içindesinizdir. Gruplar, kalabalıklar, bütünlükler sizlere pek çekici gelmez. Tek
başına ya da az sayıda kişi ile gerçekleşebilecek ifadelere çekilirsiniz.

Ancak, önceki yaşamlarınızda, İLAHİ OLANA AÇILMAK VE ONU


DENEYİMLEMEK, İÇİNİZDEKİ İLAHİ GÜCÜ BİLMEK VE ONU
DENGELEMEK İÇİN bu yaşam tarzı uygunken ve dönem ORTAMIDA, enerjisel
ve NİTELİKSEL açıdan bunu desteklerken, bugün artık HEM DÖNEMİN
YOĞUN VE HIZLANDIRILMIŞ ENERJİLERİ VE DEĞİŞİM VE GEÇİŞ
NİTELİĞİ hem de SİZİN BU DÖNEMLE İLGİLİ MURADINIZ, tek başınalık
BİLİNCİNİ yitirmeksizin, GRUP DAYANIŞMASI VE PAYLAŞIMINI DA
DEVREYE ALMANIZI GEREKTİRMEKTEDİR.
Hem, çok yoğun olarak dünyanıza akan Enerjilerin, Sizlerce olanaklı en Hem sizlerin, Fiziksel, Duygusal, Zihinsel sağlığınız için, hem Ruhsal
DENGELİ VE AZAMİ ŞEKİLDE ALINMASI VE İÇERİLMESİ, hem gelişiminiz ve ifadeniz için hem de Bizlerin sizlere olası en üst seviyede
ANLAMLANDIRILMASI VE AKTARILMASI hem de MURADINIZIN yardımlarda bulunabilmemiz ve BÜTÜNÜN MURADINI İFADE
ANLAŞILMASI VE İFADESİ açısından, birbirinden yalıtık, tek başına adalar EDEBİLMEMİZ VE GERÇEKLEŞTİREBİLMEMİZ için, uygun bir grup
gibi yaşamaktan vazgeçerek, GRUP DAYANIŞMASI VE PAYLAŞIMI İÇİN dayanışması ve paylaşımı çok önemlidir. Bu nedenle siz dostlarımızın bu konu
UYGUN YOLLAR bulmanızı gerektirmektedir. üzerinde durmalarını ve dönem, dönem bizlerle GRUP olarak bir araya
gelmelerini önemle belirtmekte ve istemekteyiz. Her şey Sizlerin ve Dünyanın
Daha önceki bir mesajımızda da belirttiğimiz gibi, katılımcı sayısının artışı ile selameti içindir. Grup dayanışması ve paylaşımı da.
çekilen enerji niteliği ve niceliği bir artmamaktadır. Katılımcı sayısı aritmetik
artarken, alınan tesirler ya da üretilen manyetik alanlar geometrik olarak Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
artmaktadır. Ayrıca kozmik enerji ve tesirlerin alımı, bazı KOZMİK
GEOMETRİK ŞEKİLLERİN OLUŞUMU İLE de ilgili olduğundan, bu şekillerin 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
ifadesi için belli sayıda katılımcı gereklidir. Bir üçgenin çekim sahası için üç
kişinin katılımı gerekliyken, ters ve düz üçgen birleşimi olan altı köşeli yıldız O' nunla gelenler - O' na gelenler )
içinse altı katılımcı gerekmektedir. Gerek katılan insanların manyetik alanlarının
geometrik birleşimi ile oluşacak kuvvetli alan gerekse de oluşacak kozmik 2/11 – 09.10.2005
geometrik şeklin çekim alanı sayesinde, bir aradalık sırasında yani bir GRUP
OLUŞUMU sırasında YOĞUN OLARAK AKTARILAN KOZMİKLER, OLASI
EN ÜST SEVİYEDE VE DENGELİ BİR ŞEKİLDE ALINABİLECEK VE
İÇERİLEBİLECEKTİR. BU PARALELDE DE ANLAMLANDIRILMASI VE
AKTARILMASI DAHA ÜST SEVİYEDE VE DAHA DENGELİ
GERÇEKLEŞECEKTİR.

Bu sayede de, yani Kozmiklerin dengeli alınması ve içerilmesi ve dengeli aktarımı


sayesinde, sizin yaşadığınız birçok fiziksel, duygusal, zihinsel sıkıntı ve
zorluklarda çok azalacaktır. Bu hem tek, tek sizlerin, hem bütünlük olarak sizlerin
hem de ilgili herkesin hayrına sonuç doğuracaktır.

Dostlarımız,

İşte bu nedenle sizlerin Grup dayanışması ve paylaşımını önemsemenizi istiyoruz.


Bunu söylerken sizleri, ZORAKİ, KATI, ŞEKİLCİ, GÖREV GEREĞİ
oluşturacağınız birlikteliklere davet etmiyoruz. Hitler Almanya’sı ya da Stalin
Rusya’sı dönemi gruplaşmadan söz etmiyoruz elbette ki. Ama sizleri, sizlere ve
döneme uygun yani ESNEK, AKIŞKAN, GÖNÜLLÜLÜKLE OLUŞMUŞ,
OYUNCU, NEŞELİ BİR GRUP DAYANIŞMASI VE PAYLAŞIMI İÇİN uygun
yollar, biçimler bulmaya ve gerçekleştirmeye davet ediyoruz.
" Dostlarımız, DİĞERLERİNE, HAYATA GÜVEN ve teslimiyet. Zorluklara karşı değişik bir
yaklaşım sergileyin bir kez olsun; TESLİM OLUN. Bakalım neler olacak.
Merhabalar. Sanmayın ki yaşadığınız yer ve zamanın - tüm illüzyonluğuna ve
yokluğuna rağmen - nasıl zorluklarla dolu olduğunu, sizleri ne denli zorladığını 2- MİZAHÇI VE NEŞELİDİRLER; Çocuklar doğal birer mizahçılardır. Her
bilmiyoruz. Bizler bir anlamda sizlerden daha da çok farkındayız bu zorlukların. olaydan bir gülmece unsuru çıkarırlar. Doğal halleri neşedir, sevinçtir. O nedenle
Ama unutmayın ki bu zorluklar, zorlanmalar aslında sizlerin FARKINDALIK VE de onlar sizin zorluklarınızın birçoğuna karşı şerbetlidirler. O nedenle de
DENGE YOLUNDA kendi önünüze kendinizin koyduğu FIRSATLARDIR. SOLUNUMLARI-SİNDİRİMLERİ-BAĞIŞIKLIK SİSTEMLERİ-PSİŞELERİ
Birçok yaşamlar boyunca geliştirdiğiniz, oluşturduğunuz size göre çok, çok DENGELİ VE GÜÇLÜDÜR. İşte size gereken diğer bir nitelik
DENGESİZLİKLERİNİZİN DENGELENMESİ VE BUNUN YOLU OLARAK HAYATA MİZAHİ VE NEŞELİ yaklaşımdır.
DA FARKINDALIK GELİŞTİREBİLMENİZ için bu zorluklara ve zorlanmalara
"ihtiyaç" var. Ne zaman ki BU ZORLUKLAR VE ZORLANMALAR İÇİNDE 3- MERAKLI VE KÂŞİFLERDİR; Çocuklar, her an ve her eylemleriyle
bunların DOĞASI ile ilgili FARKINDALIĞINIZI kuşanacaksınız, BU meraklarının tatmini peşinde, keşif halindedirler. Onlar için merakın ve onun
ZORLUKLAR VE ZORLANIMLAR sizin DENGELENMENİZİN giderimi için keşiflerin sonu yoktur. Büyülü bir dünyada yaşamaktadırlar ve bu
ANAHTARLARI olacaklar. büyünün peşinde merakla koşmaktadırlar. Merak ve keşif sayesinde, yaşamları an
be an taze ve yenidir. Can sıkıntısı nedir bilmezler. Gerçek birer devrimcidirler.
Neden bunlardan söz ediyoruz? Başta bize aracı olan dostumuz olmak üzere, İşte sizinde
hemen, hemen seslendiğimiz tüm dostlarımız, özellikle de son zamanlarda çeşitli — GENİŞLEYEN YANİ BİLİNMEYENLERLE DOLU VE HEP YENİLENEN
ZORLUKLARLA karşı karşıyalar da ondan. Bu zorlukların sizin GÜCÜNÜZÜ- BİR EVRENDE- hayata donuk ve ölü gözlerle değil de, MERAKLA VE
IŞIĞINIZI-NEŞENİZİ teslim almaması ve bu zorlukların içinden daha da KEŞFETMEK üzere bakmanız, size gereken bir diğer niteliktir.
GÜÇLENEREK-IŞIKLANARAK-NEŞELENEREK geçmeniz için size
ÇOCUKLARDAN söz etmek istiyoruz. Aslında daha da güçlenmek - ışıklanmak - 4- KALPLE VE KALPTE YAŞAMAK; Çocuklar hisleriyle yaşarlar,
neşelenmek söz konusu değil elbette. Siz zaten GÜÇSÜNÜZ-IŞIKSINIZ- düşünceleriyle değil. Onların kendilerini de dışarıyı da ele alışları, yaşadıkları
NEŞESİNİZ. Sadece BU FARKINDALIĞI KORUMANIZ VE KORUMANIZ hislere göredir. Hem hislerinin farkındadırlar hem de hisleriyle el eledirler.
için sizlere sesleniyoruz. Mantık, akıl, olması gerekenlerden uzak, SEVGİ VE İLGİYLE, olanı hisleriyle
deney imlemektedirler. Bu da çocukları, CANLI – IŞIL, IŞIL - BERRAK
Çocuklarla, her yaştan ve her düzeyden çocuklarla zaman geçirmek sizlere çok iyi kılmaktadır. İşte sizlerin KAYBETTİĞİNİZ EN TEMEL NİTELİK DE BUDUR;
gelecektir. Hem onların doğal kozmik enerjilerinden yararlanmak hem de KALPLE VE KALPTE yaşamak, hislerinize kulak ve izin vermek. Hislerinizle
aşağıdaki niteliklerinden beslenmek anlamında. barışmak ve el ele vermek size acilen gereken bir diğer niteliktir.

ÇOCUKLAR; 5- CANLILIK - BERRAKLIK - SADELİK; Çocukların yaşayışları da, şeyleri ele


alışları da ve ifadeleri de ÇOK CANLI-ÇOK BERRAK-ÇOK SADEDİR. Onlar,
1-GÜVENDİRLER; Çocuklar, anne - babalarına, yakın akrabalara, yakın ilk dört niteliğin verdiği bir canlılık içinde HAYATLA UYUM İÇİNDE
insanlara karşı HİÇ DÜŞÜNMEKSİZİN- HİÇ KUŞKULANMAKSIZIN AKARLARKEN, BERRAK BİR ŞEKİLDE GÖRMEKTE VE SADELİK
TESLİMİYET içindedirler. Bir çocuğa ana- babası elini uzattığında, çocuk İÇİNDE İFADE ETMEKTEDİRLER. Bugün size en gereken nitelikler işte
sorgusuz o eli tutar. Bir yere gitmek üzere evden çıkıldığında, neresi diye sormaz. CANLILIK-BERRAKLIK- SADELİKTİR. Hayatınızda o kadar gereksiz şey -
Çocuk için GÜVEN temel ve doğal bir NİTELİKTİR. Birbirleriyle, hayvanlarla ve eşya, uğraş, ilişki vs. – var ki ve o kadar zorlanmalı beklentiler yaratmışsınız ki,
oyuncaklarıyla olan ilişkileri de GÜVEN temellidir. İşte sizlere İLAÇ olacak ilk KAOTİK - KARIŞIK VE DONUK bir haldesiniz.
nitelik de - daha önce de belirtmiştik - budur. GÜVEN. KENDİNE,
İşte dostlarımız, “ Dostlarımız,

Artık sizlerle önceki bazı mesajlarımızda verdiğimiz " GALAKTİK Bulunduğumuz yerden, bulunduğunuz yere selamlar, merhabalar. Evet, bizlerden
VARLIKLARSINIZ - BURADA BULUNUŞUNUZUN BİR AMACI VARDIR - de sizlere selamlar, merhabalar aynı anda ama yerden yere söz edişimiz sözün
BÜTÜNLÜK ADINA VE HAYATIN VE VAROLUŞUN HİZMETİNDE gelişi değil. Yerlerin ister fiziki olsun ister fizik dışı, bir NE'LİĞİ - NİTELİĞİ -
GÖNÜLLÜLERSİNİZ " şeklindeki önermelerimizi AÇMAK - AÇIKLAMAK - KİMLİĞİ vardır. Dünyanızda da - yani GAİA ANA'DA DA - bütünsel bir
PAYLAŞMAK istiyoruz. Ama bir süre sizlerin bu önermeleri sindirmenizi ENERJİ ALANI - TİTREŞİM DÜZEYİ - MURAT olmakla birlikte, ayrıca da her
bekledik. Ancak sizler " dünya bataklığında " batağa batarsanız ve GAİA bir bölgenin de KENDİNE ÖZGÜ - bütüne rengini veren - BİR ENERJİ ALANI -
ANANIN HİZMETLİLERİ FARKINDALIĞINDAN UZAK OLURSANIZ, TİTREŞİM DÜZEYİ - MURADI vardır.
bizlerin işi de zorlaşıyor, sizlerin işi de.
Bölgeleri çok farklı ölçeklerde ve ölçülerle ele almak olası ise de, bizim asıl
Hadi lütfen, kastımız KITALAR ve ÜLKELERDİR. Her ne kadar hem kıtalarınızda hem de
asıl olarak ülkelerinizdeki sınırlar YAPAY VE SAHTE ise de yine de GAİANIN
GÜVEN-NEŞE-MERAK-SEVECENLİK-CANLILIK DOĞANIZI KUŞANIN. ENERJİ VORTEKSLERİNDEN VE ENERJİ AĞINDAN VE GALAKSİNİN
DAHA DOĞRUSU ONU KUŞATMIŞ OLAN FAZLALIKLARI BIRAKIN. ENERJİ VORTEKSLERİNDEN VE ENERJİ AĞLARINDAN KOPUK değildir.

Kİ SİZE DAHA DOĞRUDAN VE DAHA DERİNDEN AKALIM. Bizim açımızdan özellikle de AFRİKA - AVRUPA - ASYA VE AMERİKA
KITALARI İLE İSRAİL - FİLİSTİN - İSVEÇ VE TÜRKİYE ÜLKELERİ çok
önemlidir. Yine OKYANUSLAR, bazı büyük DENİZLER, YAĞMUR
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. ORMANLARI, BAZI BÜYÜK VE YÜKSEK DAĞLAR da özel önem arz
etmektedir.
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
Yine bir yer anlamında KİMİ TARİHİ KUTSAL VE KÜLTÜREL BİNALARIN,
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) MEKÂNLARIN BULUNDUĞU YERLERDE çok önemlidir.

Asıl konumuza doğru gelirken kısa, kısa belirtmek isteriz ki;


2/12 – 12.10.2005
AFRİKA KITASI; Hem insanın hem insanlığın hem de Galaktik Uygarlıkların
VİCDANI ile ilişkilidir. Afrikalı insanın KARA DERİSİ aslında, diğer
IRKLARIN - DÜNYALI VE UZAYLI - vicdansızlığının dışa vurumu ile de
ilgilidir. Yine AFRİKA KITASININ TARİHİNİN SÖMÜRÜ - KIYIM -
KATLİAM - ŞİDDET tarihi oluşu, günümüzde de AÇLIK - HASTALIK -
YOKSULLUK üçgenin de kıvranıyor oluşu, hem İNSANIN VE İNSANLIĞIN
VİCDANSIZLIĞININ ÜRÜNÜDÜR HEM DE VİCDANSIZLIĞININ
VİTRİNİDİR. Ki bu vitrin, göreni VİCDANA DAVET EDEN bir
KOMPOZİSYONDUR.
Aslında kıta Afrika’sı, İNSANIN ATLANTİSTEN BU YANA RUHSALLIKTAN DÜNYAYI VE MADDEYİ ANLAMA, İNSANLAŞMA VE TANRILAŞMA ile
KOPUK GÜÇ ARAYIŞININ SOMUTLANDIĞI TOPRAKLAR OLUP, her bir ilgili bilgiler saklıdır.
taşında, kayasında, kristalinde, ağacında ve hayvanında BU BİLGİ SAKLIDIR.
Kıtanın Enerjisi de bir yandan RUHSALLIKTAN KOPUK GÜÇ PEŞİNDE Asya Kıtası, bir yandan FİZİK ORTAMLARA AŞİNALIK KAZANMAK
OLANLARI KENDİSİNE ÇEKERKEN bir yandan da GÜÇTEN YOKSUN İSTEYEN GENÇ RUHLARI kendine çekerken, BİR YANDANDA
RUHSALLIĞIN DENGESİZLİĞİNİ deneyimleme ihtiyacındaki varlıkları TANRILAŞMAK ÜZERE OLAN YAŞLI VE BİLGE RUHLARI, genç ruhlara da
kendine çekmektedir. Uzaydan bakıldığında ise bu kıta, çeşitli Irklar ve hizmet etmek üzere kendine çekmektedir.
Medeniyetler için YAŞAYAN BİR UYARI ALANI olarak VİCDAN VE UYUM
ALARMI vermektedir.
AMERİKA KITASI; Amerika, Dünyanın ve Uzayın ÖZ LABORATUVAR
MEKÂNIDIR. Uzun yıllar boyunca KADİM VE BİLGE YERLİ HALKLARIN
AVRUPA KITASI; Bu kıta zenginliğini ve refahını esas olarak, AFRİKA RUHSAL ENERJİLERİYLE YOĞRULMUŞ BU KITA, hem dünyalı hem de
KITASININ SÖMÜRÜLMESİNE VE KÖLELİŞTİRİLMESİNE borçludur. uzaylı genç, kâşif, bilgiye ve güce aç güçleri kendisine çekmiş ve IŞIK İLE
Ayrıca bilim ve teknikteki gelişkinliğinde de, hem bu kıtadan hem de KARANLIĞIN, BİLGİ İLE BİLGELİĞİN, MADDE İLE MANANIN iç içe
Ortadoğu’dan alınan ve çalınan KÜLTÜREL VE ZİHİNSEL değerlerin büyük geçtiği, " savaştığı ", " barıştığı ", " bütünleştiği" bir kıta olmuştur. Aslında bir
payı vardır. Bugün Avrupa kıtası, tüm MADDİ ZENGİNLİĞİNE VE REFAHINA anlamda YER İLE GÖĞÜN de " savaştığı", " barıştığı " ve " bütünleştiği" bir
rağmen, BİR MORAL VE İNSANİ KRİZ İÇİNDEDİR. Huzur, uyum, paylaşım, YAPAY SAHADIR.
dayanışma, sevgi, ilişki, iletişim ve diğer moral ve insani konularda ciddi
açmazlarla karşı karşıya olup, insanları YAŞAM MOTİVASYONLARINI
yitirmektedirler. Bu kıta, hem insan ve insanlık için hem de Galaktik uygarlıklar Amerika kıtası, uzaydan en çok METEOR VE GÖK TAŞI düşen toprak
için, BÜTÜNDEN KOPUK, BENMERKEZCİ, ZORA DAYALI VE parçasıdır. Uzaydan düşen - diğer kıtalara oranla oldukça fazla olan - BU GÖK
RUHSALLIKTAN UZAK ZENGİNLİĞİN VE TEKNOLOJİNİN, İnsanı TAŞLARI VE METEORLARIN Amerika Kıtasında yarattığı, diğer kıtalarda
getireceği RUHSAL SEFALETLE ilişkilidir. olmayan bir " galaktik enerji alanı " söz konusudur ki, bu hem Işıklı hem Karanlık
UZAYLI MEDENİYETLERİN AMERİKA ile yakından ilgilenmesine neden
olmuştur ve olmaktadır. Aslında Amerika için, " LEMURYA İLE ATLANTİS
Ayrıca her İKİ DÜNYA SAVAŞININ DA BAŞLADIĞI VE ESAS OLARAK UYGARLIKLARININ YENİDEN ÇATIŞTIĞI AMA AYNI ZAMANDA BU
YAŞANDIĞI bu topraklar, Zorbalığı, Şiddeti, Ruhsallıktan Kopuk Gücü ve aynı SEFER BÜTÜNLEŞMEYE DE ÇALIŞTIĞI " topraklarda diyebiliriz.
zamanda bunlara karşı üretilecek İNSANİ DEĞERLERİ - BİLİM, FELSEFE,
SANAT - deney imlemek isteyen varlıkları kendine çekmektedir. Avrupa kıtasının
her taşında, kayasında, kristalinde, ağacında ve hayvanında FETİH ÜRÜNÜ Dostlarımız,
TAŞIMA ZENGİNLİĞİN VE DEĞERLERİN İNSAN RUHUNU NASIL YOK
EDECEĞİNİN BİLGİSİ SAKLIDIR. Aslında verilebilecek bilginin ucu bucağı yok. Ama bir anlamı da yok. Verdiğimiz
az ama öz bilgileri de aslında, konuyu Ülkenize TÜRKİYEYE getirmek için
ASYA KITASI; Asya kıtası gizemler, yabanıllık, ruhsallıkla bağlı olarak güç, verdik.
dinginlik, geniş zamanlar, doğanın güçleri, toprağın, suyun ve havanın yaşanması,
Gaia ile bütünleşme ile ilgilidir. Genellikle kadim kültürel topluluklara GENÇ Türkiye’ye gelmeden önce belirtmek isteriz ki,
RUHLAR ENKARNE olmak suretiyle DÜNYA VE FİZİKİ OLANLA
TANIŞMA VE YAKINLAŞMA sağlanmaktadır. Asya kıtasının her taşında, her Filistin ve İsrail Ülkelerinin bulunduğu KUTSAL TOPRAKLAR, hakikaten de
kayasında, her kristalinde DOĞALLIK, RUHSALLIKLA BAĞLI GÜÇ, GAİA ANANIN KALP ÇAKRASI diyebileceğimiz bölgeler olup, bu nedenle
ÇOK GÜÇLÜ BİR ENERJİ VE TİTREŞİME sahiptirler ve de BİRÇOK DİNİN
VE PEYGAMBERİN bu bölgede ortaya çıkışı hem bunun sonucudur hem de bu 6 - Tarihi boyunca çok büyük DOĞA OLAYLARINI yaşamış bir toprak
durumu beslemiştir. Ancak bu nedenle bir anlamda bugün GAİA ANANIN parçasıdır.
KALBİ PARÇALIDIR VE BU NEDENLE DENGESİZDİR. Filistin ve İsrail
arasında OLUŞMASI ZORUNLU BARIŞ-UYUM-İŞBİRLİĞİ, aslında sembolik 7 - Tarihi boyunca özellikle de SİRİUS VE ORİON YILDIZ
olarak GAİA ANANIN KALP SAĞLIĞI için olmazsa olmaz bir koşuldur. Gaia MEDENİYETLERİNİN SÜREKLİ İLİŞKİ VE ETKİLEŞİM içinde olduğu
ananın kalp sağlığı da elbette ki, onun YÜKSEK ÂLEMLERE topraklardır.
UYUMLANABİLMESİ için olmazsa olmaz bir koşuldur.
8 - GAİA ANANIN BİRÇOK ENERJİ VORTEKSLERİNİN VE ENERJİ
İsveç’se, esasen dünyanızla çok ilgili KADİM BİR UZAYLI MEDENİYETİN AĞININ DÜĞÜMLERİNİN OLDUĞU BİR BÖLGEDİR.
dünyanıza ilk ayak bastığı toprak oluşu ve bu toprağa bu uzaylı medeniyetçe
yüklenen ENERJİ-MANYETİZMA-BİLGİ- İSTASYON nedeniyle önemli bir 9 - BİRÇOK UZAY - ZAMAN - MEKÂN BOYUT KAPILARININ
ülkedir. Ancak bunu şimdilerde sadece NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ ile karikatürize BULUNDUĞU BİR BÖLGEDİR.
bir şekilde ifade etmek dışında, aktive edilme gereksinimi içindedir.
10 - Birçok Dünyalı ve Uzaylı Genin çocuklarının bulunduğu ve bu GENLERİN
Ülkenize gelince; BÜTÜNLÜK DE ARZETTİĞİ bir bölgedir.

Dostlarımız, 11 - Siklus yörüngesi sonucu, bu geçiş ve değişim dönemi boyunca EVRENSEL


BÜTÜNLÜĞÜN ENERJİ KANAL VE ALANININ İZ DÜŞÜMÜNDE
Anadolu Genetik Bütünlüğü ( Türkiye ) çok özel ve önemli bir TOPRAK BULUNAN bir bölgedir.
BÜTÜNLÜĞÜDÜR.
Dostlarımız,
1- Tarihi boyunca çok çeşitli MEDENİYETLERE EV SAHİPLİĞİ YAPMIŞTIR.
Yani çok çeşitli KÜLTÜRLERE, DİNLERE, GELENEKLERE vs. Yani çok Tüm bu ve başkaca nedenlerle, Türkiye ( Anadolu Genetik Bütünlüğü ) çok
çeşitli ENERJİLERE - TİTREŞİMLERE- MURATLARA ev sahipliği yapmıştır. önemli bir bölgedir. Ve bu nedenle TÜRKİYE ve üzerinde yaşayanlar, bu GEÇİŞ
BOYUTUNDA DİREKT İLAHİ GÖREVLİLERDİR. Türkiye, kendinde
2 - Bu çok çeşitli medeniyetler zaman içinde BÜTÜNLEŞMİŞLERDİR. HER LEMURYA VE ATLANTİS ENERJİLERİNİ BÜTÜNLEMEKLE VE
BİRİ BİR DİĞERİNİN İÇİNDE DEVAM ETMİŞTİR. AŞMAKLA GÖREVLİ BİR ÜLKE OLDUĞU gibi, Türkiyelilerde LEMURYA
RUHSALLIĞI İLE ATLANTİS FİZİKSELLİĞİNİ KENDİLERİNDE
3 - Tarihi boyunca birçok ULULAR - VELİLER - BİLGELER - İLAHİ BÜTÜNLEŞTİRMEK VE AŞMAKLA GÖREVLİLERDİR.
İNSANLAR - HAK VE GÖNÜL İNSANLARI bu topraklarda yaşamışlardır.
İşte dostlarımız,
4 - Tarihi boyunca ve halen birçok ırk, topluluk, halk, dil, din bir arada yaşamış
ve bir şekilde birbirleriyle birleşmiştir. Bu nedenle siz dostlarımız ( ki hemen hepiniz ya LEMURYALISINIZ ya da
ATLANTİSLİ ), bu dönemde TÜRKİYEDE BEDEN ALMIŞ GALAKTİK
5 - Tarihi boyunca her alanda – askeri, idari, sanatsal, bilimsel, dinsel - zirveleri ve GÖNÜLLÜLERSİNİZ.
en aşağıları yaşamış bir topraktır.
Aynen bölgeler gibi, insanlarında kendilerine özgü bir MANYETİK ALANLARI “ Dostlarımız,
VE AMAÇLARI vardır. Her insanda özgün bir titreşim ve frekans olup, yine her
insanda GAİANIN BİLGELİĞİNİN BİR PARÇASI SAKLIDIR. Tek başına Sizlere bir önceki mesajımızla bağlı bir şekilde ve öz olarak LEMURYA VE
hiçbir insan, BÜTÜNÜN BİLGELİĞİNE VE İNAYETİNE SAHİP DEĞİLDİR. ATLANTİSTEN söz etmek istiyoruz. Bundan söz etmeden önce bilmenizi isteriz
Ancak insanlar, diğer insanlarla GÖNÜLLÜ-UYUMLU- KARDEŞ BİR ki, biz hiç bir İNSAN DENEYİMİNİ - YARATIMINI yargılamayız. Birini
BÜTÜNLÜK oluşturduğunda, her birindeki anahtarların bir araya gelmesiyle diğerinin önüne ya da arkasına koymayız. Biz sadece OLANI ANLAMAYA VE
GEÇİŞ KAPILARINI AÇACAK BÜTÜNSEL ŞİFRE ORTAYA ÇIKAR VE OLANDAKİ BÜTÜNSEL HAYRI GÖRMEYE çalışırız. Bizim de BÜTÜNÜN
HEP BİRLİKTE GEÇİŞ GERÇEKLEŞTİRİLİR. Geçilecek yerse ASLİ MURADI - IŞIĞIN DOĞASI - HERKESİN EN YÜKSEK HAYRI doğrultusunda
DOĞANIZ VE ASLİ YUVANIZDIR. tercihlerimiz olabilir ama EVRENSEL MOZAİKTE bu da bir renktir ve
diğerlerinden bir üstünlüğü yoktur. Bu nedenle sizlerden de ne LEMURYAYI
O nedenle TEK BAŞINIZA -BÜTÜN KIYMETİNİZE RAĞMEN- BİR yüceltmenizi ne de ATLANTİSİ yermenizi değil, BİLMENİZİ VE ANLAMINIZI
DEĞERİNİZ YOKTUR. YALNIZLIKTA ISRAR, BATAKLIKTA bekliyoruz.
NİLÜFERLİKDİR. BİREYSELLİĞİN KORUNDUĞU BÜTÜNLÜKSE,
SİZLERİ ÇAYIRLAR DA PAPATYALAR KILACAKTIR. LEMURYA

Hatıralarınıza, kalbinize, bilgeliğinize sunarız. "ki koon na kı lala ki" ( neşe, neşelilik, sevinç, sevinçlilik, oyun oyunculuk, işte
yeni bir gün daha. )
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
Lemurya, Dünyanızın bugün AVUSTRALYA İLE YENİ ZELLANDA kıtalarına,
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - ülkelerine karşılık gelen bölgesinde yaşanmış ve aşağı yukarı 990 bin yıl önce
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) başlayıp, 220 bin yıl önce sonlanmış bir MEDENİYETTİR. Bu medeniyetin
kurucuları, VENÜS GEZEGENİNİN üçüncü eterik bilinç boyutlarının sakinleri
2/13 – 13.10.2005 olan VENÜSYENLERDİR. Bu kurucular, fiziksel olanı deney imlemek ama bu
deneyim sırasında RUHSAL OLANI DA KORUMAK amacıyla, GAİANIN
belirttiğimiz bölgesinde bir UYGARLIK oluşturmuşlardır.

Bu uygarlığın geniş bir TASVİRİ ya da anlatımı için sizlere URSULA K.


LEGUİN’İN adını bulmayı size bırakacağımız bir BİLİM KURGU romanını
önereceğiz. Oldukça kalın olan bu kitapta aslında URSULA K. LEGUİN,
LEMURYA MEDENİYETİNİN ORTA DÖNEMLERİNİ ANLATMAKTADIR.

Bizse size bu medeniyetin temel niteliklerini aktarmak istiyoruz.

EVRENSEL BİLGELİK - RUHSAL BİRLİK - KOŞULSUZ SEVGİ -


TOPLULUK UYUMU VE İŞBİRLİĞİ.
Lemurya’lılar esasen YÜKSEK BOYUTLAR VE BU BOYUTLARIN MADDESEL AKIL - DÜNYASAL BÖLÜNMÜŞLÜK - YARGILAYICILIK -
BİLGELİĞİYLE HEP İLETİŞİM içinde ola gelmişlerdir. Bu nedenle İLAHİ UYUMSUZLUK VE HUZURSUZLUK - KARIŞIKLIK VE ŞATAFAT. Aynı
DÜZENE VE ONUN YASALLIKLARINA UYUMLU BİR YAŞAM nedenlerle, savaşçı, baskıcı ve köleleştirici bir doğaya sahiptiler.
SÜRMÜŞLERDİR. Her şeyin birbirine bağlılığının ve büyük tablonun
farkındalığı ile ruhsallık, sevecenlik, uyum, sadelik ve neşe içinde yaşamışlardır. Zamanın bir yerinde lemuryalılarla ilişkiye geçtiklerinde, aslında ilkel bulup
küçümsedikleri bu insanların, bazı tuhaf güçlerini ele geçirmek adına,
Ancak Lemuryalılar, bu niteliklerini kaybetmek istemediklerinden, LEMURYAYI VE MU UYGARLIĞINI ORTADAN KALDIRACAK çeşitli
deneyimlemeye geldikleri fiziki ortama ve insan bedenine teslim olamamışlar, eylemleri sonucunda, sadece LEMURYANIN değil , GAİA ANANIN DENGELİ
çoğunlukla KOZMİK BEDEN İÇİNDE yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Dünyadan GELİŞİMİNİN DE sonunu hazırladılar ve ayrıca EVRENSEL DÜZENİ DE
çok, zamanlar ve mekânlar ve yıldızlar arası yolculuklarda zaman geçirmişlerdir. tehlikeye soktuklarından, GALAKTİK İMPARATORLUĞUN ORTAK BİR
O nedenle asli MURATLARI olan, " RUHSAL OLAN İLE FİZİKSEL OLANI KARARI İLE ASKERİ BİR GÜÇ KULLANIMI İLE YOK EDİLDİLER. Aksi
ERİTMEK VE BÜTÜNLEMEK YANİ RUHSAL MADDEYİ VE MADDİ halde gerek ASKERİ TEKNOLOJİLERİ, gerek DOĞA VE HAVA DURUMU
RUHU DİĞER BİR DEYİŞLE DE TANRI İNSANI - İNSAN TANRIYI" İLE İLGİLİ DENEYLERİ, gerekse de GENETİK ALANINDAKİ DENEYLERİ
yaratamamışlardır. ile hem GAİA ANANIN varlığını hem de EVRENSEL DÜZENİ ciddi şekilde
tehdit edecek noktaya geliyorlardı. Kaldı ki Atlantis ilk seferinde uyarılmış, ikinci
Bu nedenle de GAİAYI VE üzerindeki TÜM MEVCUDATI DÖNÜŞTÜRECEK döneminde bir anlamda NAZİ ALMANYASI gibi etkisizleştirilmiş ama üçüncü
KRITİK ENERJİYİ VE ALANI yaratamamışlardır. döneminde ise YOK EDİLMEK ZORUNDA KALINMIŞTIR.

ATLANTİS Aslında Atlantisliler de, fiziki olanın gücü ile ruhsal olanın gücünü bütünlemek ve
savaşçı doğalarını uyum ve işbirliği içinde MADDEYLE MÜCADELE düzlemine
" wxolaıks dei umntresdert gitry senz." ( tüm dünya kabul edecek gücümüzü. ) çevirmek üzere dünyaya gelmişlerse de, onlarda lemuryalılar gibi başarısız
olmuşlardır.
Atlantis, bugün dünyanızın Amerika Kıtasının batı sahillerine denk gelen
bölgesinde yaşanmış ve aşağı yukarı 300 bin yıl önce başlamış ve 50 bin yıl önce Bu iki uygarlıktan bizlerin aldığı ders ise ÖZETLE,
sonlanmış bir medeniyettir. Bu medeniyetin kurucuları " MARS GEZEGENİNİN
İKİNCİ FİZİKİ BİLİNÇ BOYUTLARININ SAKİNLERİ OLAN, ORİON RUHSALLIKTAN KOPUK GÜÇ, VARLIĞA VE YAŞAMA YIKIM
KÖKENLİ MARSLILARDIR. Bu kurucular, Maddeye hükmetmek, GÜÇLE BİR GETİRDİĞİ GİBİ;
olmak, Dünyayı Yönetmek amacıyla bu medeniyeti kurmuşlardır. Ancak bu
uygarlık içinde ve özellikle de ilk zamanlarda Lemurya niteliklerine de sahip GÜÇTEN YOKSUN BİR RUHSALLIKTA, FİZİK İLE RUHU
varlıklar varken, maddeyle ve güçle yoğrulan hayatlar boyunca bu nitelikler BÜTÜNLEŞTİRMEKTEN ACİZDİR.
zayıflamış ve nihayetinde son bulmuştur.
Bugün bizlerin MURADI, FİZİKSEL OLANI RUHSAL OLANIN BİLGELİĞİ
VE İNAYETİYLE BÜTÜNLERKEN, RUHSAL OLANIDA FİZİKİ OLANIN
Atlantisliler, BİLİMSEL BİR ZEKÂYA VE TEKNİK BECERİYE sahip ama OLANAKLARI VE GÜCÜYLE DONATMAKTIR. DİĞER BİR DEYİŞLE
RUHSALLIKLA VE BİLGELİKLE ilişkileri çok zayıf bir uygarlıktılar. Maddeye TANRI İNSANI - İNSAN TANRIYI OLUŞTURMAKTIR. Bu nedenle bugün
hâkim olarak, Güçlenmek ve bu Güçle de Dünyaya ve hatta Evrene Hükmetmek lemuryalılar ve atlantisliler dünyada yoğun olarak enkarne olmakta ve
istiyorlardı. ( Özellikle de ASKERİ VE YÖNETİCİ SINIFLAR ) Bu nedenle çatışmalarla, işbirlikleri arasında gidip gelmektedirler.
lemuryalıların tam aksi niteliklere sahiptiler;
İşte dostlarımız, “ Dostlarımız,
Sizden beklediğimiz lemurya ve atlantis dönemlerinizi dengelemek üzere,
Bir süre önceki bir seslenişimizde sizlerle ilgili İDDİALI İDDİALARDA
RUHSALLIK İLE FİZİĞİ VE BİLGELİK İLE GÜCÜ kendinizde
dengelemeniz. Böylelikle, Lemurya ile Atlantisi bütünlemeniz, VENÜSLE bulunmuştuk ve demiştik ki;
MARSI BÜTÜNLEMENİZ, SİRİUSLA ORİONU BÜTÜNLEMENİZ.
1 - SİZLER - SESLENDİĞİMİZ TÜM DOSTLAR - GALAKTİK
Bir bilseniz, HÜCRELERİNİZDE NELER KAYITLI VE NELERE VARLIKLARSINIZ.
KADİRSİNİZ.
2 - DÜNYADA BULUNUŞUNUZ BU GEÇİŞ DÖNEMİNE YARDIMCI
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. OLMAK İÇİNDİR.

0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - 3 - BU DÖNEMDE, BU ZAMANDA VE YERDE, BU DÜNYA BEDENİ VE
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) KİMLİĞİ İÇİNDE BULUNUŞUNUZ TAMAMEN SİZİN İSTEĞİNİZ VE
BÜTÜNLÜĞÜN ONAYI İLE GERÇEKLEŞMİŞTİR. TESADÜFİ DEĞİLDİR.
AMAÇSIZ DEĞİLDİR. DÜNYA KARMALARI İLE İLGİLİ DEĞİLDİR.
2/14 – 14.10.2005 BURNUNUZUN SÜRTÜLMESİ YA DA DÜNYASAL BÜYÜME İLE İLGİLİ
DEĞİLDİR.

4 - HER BİRİNİZİN İLİŞKİLİ OLDUĞUNUZ, BİR ANLAMDA AİT VE


TEMSİLCİSİ OLDUĞUNUZ BİR GALAKTİK OLUŞUM - MEDENİYET -
VARDIR.

5 - HER BİRİNİZİN DAHA GERÇEK VE BÜYÜK - BÜTÜN - TAM


İFADELERİ BU GALAKTİK DÜZLEMDEDİR.

6 - HEM BU GALAKTİK VARLIĞINIZIN HEM DE BU GALAKTİK


BÜTÜNLÜĞÜN - OLUŞUM VE MEDENİYETİN - DÜNYA TARİHİNDE
OYNADIKLARI ROLLER NEDENİYLE, HEM GALAKTİK - BİREYSEL VE
BÜTÜNLÜKSEL - KARMALARINIZI TEMİZLEMEK HEM DE DÜNYANIN
VE EVRENİN YÜKSELİŞİ İLE KENDİ GALAKTİK - BİREYSEL VE
BÜTÜNLÜKSEL - YÜKSELİŞİNİZİ DE GERÇEKLEŞTİRMEK ÜZERE
DÜNYADA BEDENLİSİNİZ.

7 - HER BİRİNİZ GELECEK ZAMANDAN VE GELECEK MEKÂNLARDAN


DÜNYA ZAMANI VE MEKÂNINA GELMİŞ VARLIKLARSINIZ.
8 - GEÇMİŞ ZAMAN VE MEKÂNIN ŞİFALANDIRILMASI VE 1 - SİZLER - SESLENDİĞİMİZ TÜM DOSTLAR - GALAKTİK
ONARILMASI İLE KENDİ ZAMAN VE MEKÂNLARINIZI VARLIKLARSINIZ.
ŞİFALANDIRMAK VE ONARMAK ÜZERE GALAKTİK
BÜTÜNLÜĞÜNÜZCE ATANNMIŞ GÖNÜLLÜLERSİNİZ. Dostlarımız,

9 - HER BİRİNİZ, ÇOK BOYUTLU - PSİŞİK - İLERİ EVRİMLİ - YÜKSEK Sizler baktığınız zaman - baktığınız gördüğünüz değil - dünyanızda sadece
ENERJİLİ GALAKTİK VE / VEYA İLAHİ GÖREVLİ VE İnsanlar görüyorsunuz. Bu insanlar, ırk, renk, cinsiyet, dil v.s açısından farklılıklar
HİZMETLİLERSİNİZ. gösterse bile, sonuçta DÜNYA İNSANILAR. Hayvanlara da baktığınızda, çeşitli
türde ve şekilde ama hayvanlar görüyorsunuz. Oysa dünyada en az şey DÜNYA
10 - HER BİRİNİZİN DÜNYADA OYNAYACAĞINIZ KENDİNİZE GÖRE İNSANIDIR. Esasen dünyanızda yaşayan İnsanın da kökeni Yıldız
ROLLERİNİZ VE BUNA UYGUN GÜÇLERİNİZ- YETENEKLERİNİZ Medeniyetlerine dayanmaktadır. Özellikle de Pleiades Takım Yıldızlarından gelen
VARDIR. iki ayrı kol, Dünyanızın Tohumlanmasında ve İnsanın bedensel oluşumunda rol
oynamışlardır. Bunun dışında dünyada İnsan Bedeni içinde yaşayan varlıkların
11 - BU NEDENLE HER BİRİNİZİN ÇEKİLDİĞİ DÜNYASAL VE birçoğu, çok çeşitli YILDIZ VE GALAKTİK MEDENİYETLERE aittirler. Sizler
GALAKTİK ALANLAR - KONULAR- OLGULAR VARDIR. henüz ayırdın da değilsiniz ama UZAY VE GALAKSİLER, YAŞAMLAR VE
YAŞAM FORMLARIYLA doludurlar. Gerek Samanyolu Galaksisinde gerekse de
başka Galaksilerde - örneğin Orion Yıldız Sisteminde, Andromeda Galaksisinde,
12 - HER BİRİNİZİN BULUNDUĞU DÜNYASAL ALAN - MEKÂN - UĞRAŞ Süper Novalarda - birçok yaşam türleri ve formları vardır. Özellikle de Dünyayla
ESASEN OLMASI GEREKTİĞİ GİBİDİR. ilişkili ve ilgili olmaları bakımından; SİRİUSLULARI; ORİONLULARI;
PLEİADESLİLERİ; ANDROMEDALILARI; VENÜSLÜLERİ; VEGALILARI;
13 - SADECE HENÜZ NE OLMASI BİLİNCİ AÇISINDAN AKTİVASYON ARKTURUSLULARI; ZETA RETACULİLERİ; ODİNLİLERİ; ÇEŞİTLİ
EKSİKLİĞİ VARDIR. BİLİNÇ BÜTÜNLÜKLERİNİ sayabiliriz. Tüm bu medeniyetler de sizlerin
anlayabileceğiniz ve anlayamayacağınız türde ve formda yaşamlar mevcuttur. Her
14 - Her şey zamanın içinde saklıdır. Sabırlı bir yolculuk ve dengeli bir yerleşiklik birinin özellik ve niteliklerine girmek istemiyoruz ama tüm bu ve diğer Uzaylı
şimdilik gerekli ve yeterlidir. Medeniyetlerin, dünya üzerinde tesir alanları ile kendi soydaşları ve bizatihi kendi
"insanları" bulunmaktadır.
Dostlarımız,
Yukarıda nasılsa aşağıda da öyledir dendiğinde bu tamda dendiği gibidir. Sizlere
Yine sizlere zaman içinde bunları açacağımızı, hem genel hem de özel bilgiler bilim kurgu gibi gelebilir ama gerek Samanyolu Galaksinizde gerekse de diğer
vereceğimizi de belirtmiştik. Bu akşamki seslenişimizde, bu maddelerden " 1, 4, 5, galaksilerde birçok yıldız ve galaktik medeniyetler olduğundan, bunların kendi
6, 9.”numaralı maddeleri açmak istiyoruz. Esasen tüm bu maddeler tek bir yönetimleri, idari sistemleri ve askeri, bilimsel, sanatsal güçleri söz konusudur.
MADDE OLMAKLA birlikte, sizlere aktarabilmek için bölmek, parçalara İşte yukarıda bu zenginlik içinde, sizlerin Birleşmiş Milletlerinize benzer bir
ayırmak zorundayız. şekilde GALAKTİK FEDERASYON söz konusudur. Bu Federasyona üye
binlerce Yıldız ve Galaktik sistemler vardır. Bunların oluşturduğu bu GALAKTİK
FEDERASYON’UNDA bir Galaktik Meclisi, Galaktik Konsüller Kurulu ( sizlerin
Bakanlar Kurulu gibi ) ve Galaktik Başkanı vardır. Bu federasyonda azami
Demokratik Bir işleyiş vardır. Ve sistemler uyum ve işbirliği içinde varlıklarını
sürdürürler. Ama burada da sistemler arası farklılıklar ve çekişmeler olmakla
birlikte, özellikle de yaşanan son YILDIZ SAVAŞLARININ YIKIM DÜZEYİ 5 - HER BİRİNİZİN DAHA GERÇEK VE BÜYÜK - BÜTÜN - TAM
nedeniyle, İNCE BİR DİPLOMASİ VE POLİTİKA ile işleyiş sağlanmaktadır. İFADELERİ BU GALAKTİK DÜZLEMDEDİR.
Ancak Galaktik Federasyonun içinde BÜTÜNSEL BİR DENGEDE YAŞAYAN
çok çeşitli YILDIZ MEDENİYETLERİ VE GALAKTİK SİSTEMLER olduğu İşte dostlarımız,
gibi, bir de bu GALAKTİK FEDERASYONA KATILMAYAN AMA
GALAKTİK FEDERASYONLA SALDIRMAZLIK PAKTI bulunan bir Sizler aslında ÇOK BOYUTLU- ÇOK İFADELİ - ÇOK BENLİKLİ - YÜCE
YILDIZSAL VE GALAKTİK OLUŞUMLAR vardır. Bunlar kendi aralarında RUHSAL VARLIKLARSINIZ. Aslında olduğunuz şeyin esaslı bölümleri, gelmiş
oluşturdukları bir birliktelik ile, Federasyon dışında ama Federasyonla BARIŞ olduğunuz Yıldızlarda, Galaksilerde bulunmakta ve sizleri Dünyasal ifadeniz ve
içinde yaşamlarını sürdürmektedirler. Ve üçüncü olarak, O
'nun karşısında yer göreviniz için desteklemektedir. Ancak bu desteğin ve sizlerin görevlerinizin en
yüksek ifası için, sizlerin bu Yüksek İfadelerinizin farkındalığına ulaşmanız murat
alan dolayısıyla FEDERASYONADA KARŞI gelen bir GÜÇ BÜTÜNLÜĞÜ DE
VARDIR Kİ, bunlara DİNAZORLAR diyebiliriz. Dinazorlar, ışık doğalı olan edilmektedir. Kalbinize, içinize dönmenizle ilgili tüm açılımlar bu gerçekle
Galaktik oluşumlara ters olarak, KARANLIK DOĞALI olan VARLIKLARDIR. ilgilidir.
Ve federasyonla her şekilde kavgalıdırlar.
6 - HEM BU GALAKTİK VARLIĞINIZIN HEM DE BU GALAKTİK
Galaktik Federasyon bünyesine Dünyayı da katacağı zamanı beklemektedir. BÜTÜNLÜĞÜN - OLUŞUM VE MEDENİYETİN - DÜNYA TARİHİNDE
Dünyanın da bu federasyonun eşit bir üyesi olabilmesi için yürütülen çalışmalarda OYNADIKLARI ROLLER NEDENİYLE, HEM GALAKTİK - BİREYSEL VE
bulunmak üzere, bu Galaktik sistemlerden ve Yıldızlardan, Dünyaya birçok " BÜTÜNLÜKSEL - KARMALARINIZI TEMİZLEMEK HEM DE DÜNYANIN
uzaylı " inmiş bulunmaktadır. VE EVRENİN YÜKSELİŞİ İLE KENDİ GALAKTİK - BİREYSEL VE
BÜTÜNLÜKSEL - YÜKSELİŞİNİZİ DE GERÇEKLEŞTİRMEK ÜZERE
DÜNYADA BEDENLİSİNİZ.
4 - HER BİRİNİZİN İLİŞKİLİ OLDUĞUNUZ, BİR ANLAMDA AİT VE
TEMSİLCİSİ OLDUĞUNUZ BİR GALAKTİK OLUŞUM - MEDENİYET – Dostlarımız,
VARDIR.
Dünyanın tarihi boyunca çok çeşitli Uzaylı Oluşumlar ve Bütünlükler, dünyaya ve
İşte dostlarımız, dünya canlılarına çeşitli müdahalelerde ya da yönlendirmelerde bulunmuşlardır.
Sizlerin de dahil olduğunuz Galaktik Bütünlükler de, Dünya Tarihinde etkin roller
Sizler her biriniz Galaktik Federasyonda temsil edilen çeşitli Yıldız Medeniyetleri oynamışlardır. Ve dünyanın içinde bulunduğu halden - sevabıyla günahıyla -
ile Galaktik Sistemlerin, oralardaki temsilcilerisiniz. Orada dünyalı bir insan sorumludurlar. Bu nedenle yapılan kimi "hataları" gidermek ve bir BÜTÜN olarak
olabilirsiniz ama aslında, Yukarılardan, Yıldızlardan ve Galaksilerden inmiş EVRENİN YÜKSELİŞİNE DESTEK olmak üzere sizler, bu zaman ve mekânda
YÜCE GÖREVLİLERSİNİZ. Hepiniz ortamınızın yani Yıldızınızın ve BEDENLENMİŞ bulunmaktasınız. Evren yapısı ve doğası gereği BİLEŞİK
Galaksinizin ileri gelenlerindensiniz. Bu nedenle hem gönüllülüğünüz hem de KAPLAR gibidir. Bir noktasındaki sınırlılık ve düşüş, tüm Evreni sınırlar ve
vasıflarınızdan dolayı, bütünlüğünüzce seçilerek, Dünyaya vazifeli olarak düşürür. Bir noktasındaki örneğin Dünyadaki sınırsızlık ve yükseliş ise Evreni
gönderildiniz. Varlığınızın büyük ve esas ifadeleri ya da benlikleri sınırsız kılacak ve yükseltecektir. Ayrıca dünya ile ilgili " hatalı tutumlar ", bu
GALAKSİNİZDE, YILDIZINIZDA sizi desteklemektedir. tutumların sahibi olan GALAKTİK BÜTÜNLÜKLERDE DE
DEJENERASYONLARA yol açtığından, bu "hataların" tamiri de şart olmuştur.
Yine EVRİMLİ OLANIN, DAHA AZ EVRİMLİ OLANA HİZMETİ
EVRENSEL BİR YASA VE EVRENSEL BİR GEÇİŞ ANAHTARIDIR.
9 - HER BİRİNİZ, ÇOK BOYUTLU - PSİŞİK - İLERİ EVRİMLİ - YÜKSEK 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
ENERJİLİ GALAKTİK VE / VEYA İLAHİ GÖREVLİ VE
HİZMETLİLERSİNİZ. O' nunla gelenler - O' na gelenler )
Ve işte dostlarımız, 2 / 15 – 14.10.2005

Aslında her biriniz Çok Boyutlu, İleri Evrimli, Yüksek Enerjili, Psişik Güçlerle
Dolu Galaktik Varlıklarsanız da, Sistemin Yasallıkları gereği, Dünya
yoğunluğunda ve İnsan bedeninde bulunabilmek için, bunları Kendi Ortamında
bırakarak, FANİ OLARAK YERYÜZÜNE İNMİŞ gönüllülersiniz. Ancak
ortamınızdan her an korunmakta ve desteklenmektesiniz. Ayrıca da yeryüzüne
indirdiğiniz KOZMİK ENERJİ VE IŞIK oranında, ortalama BİLİNÇ
YÜKSELDİKÇE, sizler içinde bu niteliklerinizi İFADE ETME OLANAĞI
doğmaktadır. Bu sayede de her birinizin DÜNYA TEKÂMÜLÜNDE VE
GEÇİŞİNDE OYNAYACAĞI ROLDE BÜYÜMEKTEDİR.

Aslında Dünya Tekâmülünü tamamlamıştır. Ancak şimdi Onun ve üzerindeki


Mevcudatın, GALAKTİK FEDERASYONA VE KOZMİK BÜTÜNLÜKLERE
UYUMLANMASI VE ALIŞMASI aşaması söz konusudur ki burada sizlerin her
birinize büyük görevler düşmektedir.

Bu nedenle Dünyanızda son yıllarda, Mistik konulara, Yeni Çağ felsefesine,


alternatif tıbba, UFOLOJİYE ve benzeri konulara ilgi çok artmıştır. Ve
unutulmaya dünyanız kutbiyetler dünyasıdır. Hem içeride hem dışarıda bu
Galaktik Uyumlanma ve alışmayı istemeyen GÜÇLERDE olacaktır. Onlarla
mücadele de sizlerin görevleriniz arasındadır.

İşte dostlarımız,

Eğer kendinizi, kalbinizi bu bilgilere açarsanız, İFADE ETMEYE GELDİĞİNİZ


YÜKSEK VEÇHELERİNİZİ ve gerçekleştirmeye geldiğiniz KOZMİK
GÖREVLERİNİZİ hatırlamanız ve ifade etmeniz ve gerçekleştirmeniz
MUKADDERDİR. Sonlu olana ölün ki, Sonsuz olana doğasınız. Sınırlı olanı aşın
ki, Sınırsız olana akasınız. Dünyayı bitirin ki, Evrensel olana başlayasınız.

Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.


"Dostlarımız, dünyanızı değil TÜM BİR GALAKTİK BÜTÜNLÜĞÜDE ilgilendirmektedir.
Aslına bakarsanız siklusda bitmiş ama uzatmaları yaşanmaktadır. Dünyanın
Merhabalar. Yine bir tatil gününüzün sonuna doğru sizlere seslenmek istiyoruz. gösterdiği –birazda beklenmedik- “OLUMLU” gelişmeler nedeniyle, GALAKTİK
Dileriz dinlenmiş ve yenilenmişsinizdir. Ne de olsa çoğunuz yarın Dünya İş BÜTÜNLÜK dünyaya hem uzatmaları oynama olanağı tanımış hem de ÇOK
Cangılında yerinizi alacaksınız. Ama elbette cangılın sizinde cangılınız olması YÜKSEK YARDIMLARI devreye almıştır.
gerekmiyor. Ne demiştik ZENLE ilgili olarak, ne değil nasıl önemlidir. Ne iş
yaptığınız değil nasıl yaptığınız önemlidir. Cangılda olup da, cangılı da İşte sizler, DÜNYANIN BU SON SİKLUSUNUN UZATMALARINDA,
değiştirecek, dönüştürecek şekilde TUTUMLARLA işinizi yaptığınızda ve DÜNYAYA VE DOLAYISIYLA EVRENSEL BÜTÜNLÜĞE, YENİ
TUTUMLARINIZLA cangıldaki insanlara ve cangılın kendisine IŞIK OLUŞUMA GEÇİŞ İÇİN yardımcı olmak üzere burada bulunmaktasınız.
TUTTUĞUNUZDA, işte SİZLERİN ORADAKİ MURADINIZIN Varlığınızın gerçek doğası nedeniyle, burada bulunuşunuzla DÜNYAYA VE
GERÇEKLEŞME DÜZLEMLERİNİZDEN BİRİ DE HALİ HAZIRDAKİ ÜZERİNDEKİ MEVCUDATA çok boyutlu HİZMETLERDE bulunmakta ve aynı
İŞLERİNİZ VE İŞ YAŞAMINIZ OLUVERİR. Yeter ki Cangıla kapılmayın ve anda da böylelikle kendi BÜTÜNLÜĞÜNÜZE VE KENDİNİZE DE HİZMET
Cangılın farkındalığı ile Cangılın içinde ama Cangıla ait olmadan, Cangıla IŞIK etmektesiniz.
TUTUN. Siz zaten bunun için orada değil misiniz? Öyleyse sizlere pazartesi
sendromları yakışmaz. Sizin için Pazartesiler ve tüm çalışma günleri, dünya 3- BU DÖNEMDE, BU ZAMANDA VE YERDE, BU DÜNYA BEDENİ VE
cangılına ve bu cangıldaki insanlara IŞIK TUTACAĞINIZ günlerdir. Yeter ki KİMLİĞİ İÇİNDE BULUNUŞUNUZ TAMAMEN SİZİN İSTEĞİNİZ VE
cangılın bir tutsağı olmayın, cangıla kapılmayın, cangılın içinde ama ötesinde, BÜTÜNLÜĞÜN ONAYI İLE GERÇEKLEŞMİŞTİR. TESADÜFÎ DEĞİLDİR.
cangılda ama onun farkındalığı ile yer alın. O zaman siz de rahat olacaksınız, size AMAÇSIZ DEĞİLDİR. DÜNYA KARMALARI İLE İLGİLİ DEĞİLDİR.
değenler de. BURNUNUZUN SÜRTÜLMESİ YA DA DÜNYASAL BÜYÜME İLE İLGİLİ
DEĞİLDİR.
Bir önceki seslenişimizde, Sizlerin NE Olduğunuzla ilgili verdiğimiz bir mesajın
bazı maddelerini, az ama öz açmıştık. Şimdi de diğer maddelere, yine az ama öz Yukarıda belirttiğimiz üzere sizler DÜNYAYA HİZMET İÇİN yeryüzünde beden
değinmek istiyoruz ki, işte cangıl konusu da daha da anlam kazanabilsin. almış Galaktik Görevlilersiniz ve her biriniz bu hizmetle bağlı olarak, en uygun
İNSANİ İFADEYİ TERCİH ETMİŞ bulunmaktasınız. Seçtiğiniz aileler, bedensel
2 - DÜNYADA BULUNUŞUNUZ BU GEÇİŞ DÖNEMİNE YARDIMCI ve zihinsel nitelikler, mekan, zaman, iş ortam v.d hepsi de SİZİN HİZMET VE
OLMAK İÇİNDİR. GÖREV GEREKLERİNİZLE ilişkilidir. Buradan bakıldığında KUSURSUZ
denebilecek bir BÜTÜNLÜK oluşturmuş durumdasınız. Yaşadığınız olumlu
Dostlarımız, olumsuz tüm durumlar, bu hizmetle ilgili olarak SİZİ SİZE VE SİZİ DÜNYAYA
açmak üzere karşınıza çıkan FIRSATLARDIR. Hepsi de GALAKTİK
Dünyanın ve aslında tüm Güneş Sisteminizin ve hatta bir anlamda Samanyolu HİZMETİNİZİN AKTİVASYONU VE DEVREYE ALINMASI İLE İLGİLİDİR.
Galaksisinin 26.000 yıllık SİKLUS DEVRELERİ vardır. Bu sikluslar hem Size rağmen yaşanılan hiçbir şey yoktur. Ancak yaşanılanların FIRSATLARDAN
Dünyanız hem de ait olduğunuz sistem için, bir anlamda BİR ÖĞRETİM VE KAZANIMLARA dönüşmesi için SİZİN FARKINDALIKLI KATILIMINIZA
SINAMA DÖNEMİDİR. Bu dönem Bütünlüğün Kendi ile ilgili DA ihtiyaç vardır. Çünkü bazı hizmetleriniz bizatihi ORADA
FARKINDALIĞININ DÜZEYİNİN DERİNLEŞMESİ VE BÜYÜMESİ İLE BULUNUŞUNUZLA KENDİLİĞİNDEN YERİNE GETİRİLMEKTEYKEN bazı
İLGİLİ OLUP, sonucuna göre yeni SİKLUSLAR şekillenmektedir. hizmetlerin gerçekleşebilmesi için de SİZİN FARKINDALIKLI VE BİLİNÇLİ
TUTUMLARINIZA gereksinim vardır.
Dünyanızın 19. Siklusu – ki anladığınız ya da bildiğiniz anlamda son siklusudur –
yaşanmakta olup, SİKLUSLARIN KAPANACAĞI VE YENİ BİR OLUŞUMUN
DEVREYE ALINACAĞI bir dönemdir. Ve bu kapanış ve yeni bir oluşum, sadece
7- HER BİRİNİZ GELECEK ZAMANDAN VE GELECEK MEKÂNLARDAN - YETENEK - GÜÇ - İŞLEV - ROL üstlenmiş, çeşitli vazifedârlara gereksinim
DÜNYA ZAMANI VE MEKÂNINA GELMİŞ VARLIKLARSINIZ. olduğundan, her biriniz KENDİ BÜTÜNLÜĞÜNÜZDE SAHİP OLDUĞUNUZ
NİTELİKLER doğrultusunda ve UYUMLU BİR BÜTÜNLÜK oluşturmak üzere,
Bulunduğunuz yerde zaman, geçmişten geleceğe doğru akmakta ise de ve siz Dünya da beden almış durumdasınız. Ve Dünyada da hem bireysel olarak ama
gelecekle ilgili beklentiler ve ihtimallerle de yoğrulmaktaysanız da, gerçekte her hem de UYUMLU VE DENGELİ BİR BÜTÜNSELLİK içinde BU VAZİFENİN
biriniz GELECEK ZAMAN VE MEKÂNLARDAN, ”GEÇMİŞ” ZAMANA VE gereği HİZMETİ ifade edebilirsiniz. Sizlerin Uyumlu ve Dengeli bir Birleşimi ile
MEKÂNA DÖNMÜŞ varlıklarsınız. Ama aslında geçmiş demek de çok doğru BU ÇOK BOYUTLU VE ÇOK OLGULU ÇALIŞMA ŞİFA ile sonuçlanacaktır.
değil, siz ZAMANSIZLIK VE MEKÂNSIZLIK BOYUTLARINDAN, DÜNYA Bu nedenle sizlerden KENDİNİZİ BİLMENİZ- KENDİNİZİ TANIMANIZ-
ZAMANI VE MEKÂNINA ama dünyanın aslında YAŞANMIŞ VE BİTMİŞ İÇSEL GÜÇLERİNİZİ İFADE ETMENİZ beklenmekte ve istenmektedir. Bu
zaman ve mekânlarına inmiş varlıklarsınız. Amaç YAŞANMIŞ BAZI nedenle KALBİNİZE VE SEZGİLERİNİZE KULAK VERMENİZ, BU
DEJENERASYONLARI TESPİT ETMEK VE GİDERMEK suretiyle, Dünyanın NEDENLE ESNEMENİZ VE GEVŞEMENİZ, FARKINDALIKLI bir yaşam
ve Evrensel Bütünlüğün ŞİMDİSİNE YENİ BİR ŞEKİL VEREREK sürmeniz beklenmekte ve istenmektedir.
ŞİFALANDIRMAKTIR.
11 - BU NEDENLE HER BİRİNİZİN ÇEKİLDİĞİ DÜNYASAL VE
8 - GEÇMİŞ ZAMAN VE MEKÂNIN ŞİFALANDIRILMASI VE GALAKTİK ALANLAR - KONULAR- OLGULAR VARDIR.
ONARILMASI İLE KENDİ ZAMAN VE MEKÂNLARINIZI
ŞİFALANDIRMAK VE ONARMAK ÜZERE GALAKTİK Yukarı da açıkladığımız nedenlerle, her biriniz IŞIK VARLIKLAR VE
BÜTÜNLÜĞÜNÜZCE ATANMIŞ GÖNÜLLÜLERSİNİZ. GALAKTİK GÖREVLİLER olmakla birlikte, sizi çeken Dünyasal ve Galaktik
alanlar, konular ve ilgiler farklı farklıdır. Bu doğal ve gereklidir. Önemli olan
Yukarıda da belirttiğimiz üzere, Dünyada ve ait olduğu sistemde yaşanmış bazı bunlar arasında uyumlu ve dengeli bir İŞBİRLİĞİ VE BİRLEŞİM sağlamaktır.
DENGESİZLİKLER VE UYUMSUZLUKLAR SONUCU OLUŞAN Çünkü bunların bütünü ancak BÜYÜK TABLOYU İFADE edecektir. Bu nedenle
DEJENERASYONLAR, Evrensel Bütünlükte ve onun bileşenleri olan galaktik her biriniz kendi çekildiğiniz alan ve konunun HAKKINI VERİRKEN bir yandan
düzlemlerde de çeşitli dengesizlik ve uyumsuzluklara yol açmıştır. Bunun da diğerlerinin HAKKINI VERMEYE çalıştıkları alan ve konuları da
sonucunda ZAMANSIZLIK VE MEKÂNSIZLIK BOYUTLARINA dek uzanan desteklemelisiniz. Birbirinize güç, sevgi ve Işık vermelisiniz. Birbirinize destek
ENERJİ VE BİLİNÇ DEJENERASYONLARI VE KİTLENMELERİ olmalısınız. Ama bu konuda halen sıkıntılar yaşanmaktadır.
yaşanmaktadır. Bu nedenle aslında bir anlamda ÜRETİLEN BİR DENEYİN
İÇİNDE SİZLER, GEÇMİŞTEKİ TOHUMLARI ŞİFALANDIRARAK, ŞİMDİ 12 - HER BİRİNİZİN BULUNDUĞU DÜNYASAL ALAN - MEKAN - UĞRAŞ
DE YARATACAĞINIZ ŞİFAYI, deney ötesi ORTAMLARA AKTARMAKLA ESASEN OLMASI GEREKTİĞİ GİBİDİR.
MÜKELLEF GÖNÜLLÜLERSİNİZ. Üstlendiğiniz VAZİFE nedeniyle, TÜM
EVRENSEL BÜTÜNLÜK NAZARINDA Yüce varlıklarsınız ve tüm yardımlar
Ve dostlarımız,
üzerinizedir.

10 - HER BİRİNİZİN DÜNYADA OYNAYACAĞINIZ KENDİNİZE GÖRE İçinde bulunduğunuz alan, mekan ve uğraş esasen olması gerektiği gibidir. Eğer
ROLLERİNİZ VE BUNA UYGUN GÜÇLERİNİZ- YETENEKLERİNİZ KALBİNİZDE CİDDİ VE GÜÇLÜ BİR DİRENÇ VE DEĞİŞİM İSTEĞİ
VARDIR. DUYMUYORSANIZ, yaşadığınız hayat MURAT ETTİĞİNİZ hayattır. Ancak
önemli olan NASIL yaşadığınızdır. Tekrarla, esiri olmadan, özdeşleşmeden ve
farkındalıkla yaşanacak aile hayatı, özel hayat, iş hayatı v.s sizin Dünyaya tutmaya
Bir bütün olarak, Dünyanın ve üzerindeki Hayatın Şifalandırılması için, çok
geldiğiniz IŞIĞI tutmanıza, vermeye geldiğiniz ŞİFAYI vermenize olanak
boyutlu ve çok olgulu bir çalışma yürütülmektedir. Bu çalışmanın birçok yönü,
sağlayacaktır. Yeter ki siz ZİHNİN TUZAKLARI nedeniyle KAOTİK BİR
düzlemi ve amacı bulunmaktadır. Bu nedenle de dünya üzerinde, çeşitli NİTELİK
DURUM geliştirip, direnç üretmeyesiniz. Ancak eğer KALBİNİZ SİZE aile EDEREK ve FARKINDALIK VE MEDİTASYONLA YAŞAYARAK geçecek
hayatı, özel hayat, iş hayatı v.s İLE İLGİLİ SESLENİYORSA ona kulak vermeli günlerinizin, PEK YAKINDA YEPYENİ OLGULARA GEBE olduğunu da
ve gereğini yerine getirmelisiniz. Özellikle de bu ZAMANLARDA KALBİNİZE unutmayın.
KULAK VEREREK gerekli değişiklikleri yapmanın ve ama OLAN İÇİNDE DE
FARKINDALIKLA ZENE UYGUN yaşamanın zamanıdır. Hiç bir özel uğraşa ve çabaya gerek yok. Ama kalbinize odaklı bir yaşam
yaşarken hiç aklınızdan çıkarmayın ki "HAYATIN DÜZ BİR ÇİZGİDE
Olması gerekenlerle ilgili Zihni ve sahte kurguları bırakarak, Olandaki yüksek GİDECEĞİNİ SANANLAR YANILGIDADIRLAR". " ZAMANLAR,
hayrı kalp ile idrak zamanıdır, dostlarımız. Her birinizi ZİHNİN SAHTE ZAMANLARIN, MEKÂNLAR, MEKÂNLARIN İÇİNDE SAKLIDIRLAR VE
KURGULARINDAN KURTULARAK, OLANI KALBEN YAŞAMAK VE ZAMAN VE MEKÂN YENİ ZAMAN VE MEKÂNLARA GEBEDİR." " ARTIK
OLANDAKİ HAYRI GÖRMEK İÇİN CESUR OLMAYA DAVET EDİYORUZ. SADECE CESUR EBELERE İŞ DÜŞECEKTİR. "
İşte bu Cesaret için zihnin sakinleştirilmesi, kalbin ferahlık ve berraklık kazanması
ve kalbe kulak verilmesi gerekir ki, BU FARKINDALIK İÇİNDE BİR YAŞAM Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
İÇİN MEDİTATİF bir hal almakla olasıdır.
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
13 - SADECE HENÜZ NE OLMASI BİLİNCİ AÇISINDAN AKTİVASYON O' nunla gelenler - O' na gelenler )
EKSİKLİĞİ VARDIR.
2/16 – 16.10.2005
Dostlarımız,

Aslında her şey OLDUĞU GİBİDİR VE HER ŞEY ALADIR. Her şey yolunda ve
her şey asandır. - kimi çekincelerimiz saklı kalmak üzere - Ve sizler için sadece
belli niteliklerin farkındalığı ve ifadesi açısından bir "eksiklik" vardır ki, aslında
bu da NİYET EDİLEN İÇİNDEDİR. Sizlerin Muradınız açısından, belli PSİŞİK
GÜÇ VE YETENEKLERİN farkındalığı ve ifadesi, ancak birlikte gerçekleşmek
ve belli durumlara bağlı olmak üzere sizlerce PLANLANMIŞTIR. O nedenle
Dünyanızın ve sizlerin belli bir HALİNDE bu AŞKINLIK SİZE SİZLERCE
AKITILACAK VE YAŞANACAKTIR. Ancak bu hallerin oluşumu için
SİZLERİN ŞİMDİ ESAS OLARAK KALP MERKEZLİ VE MEDİTATİF BİR
YAŞAM SÜRMENİZ GEREKLİ VE YETERLİDİR.

14 - Her şey zamanın içinde saklıdır. Sabırlı bir yolculuk ve dengeli bir yerleşiklik
şimdilik gerekli ve yeterlidir.

İşte tüm bu nedenlerle, bizlere ve kalbinize değen diğerlerine KULAK


VERMENİZ, AÇIK OLMANIZ, KALBİ BİR YAŞAM SÜRMENİZ,
BİRBİRİNİZİ DESTEKLEMENİZ, KENDİNİZE DÖNMENİZ, NEDENDEN
ÇOK NASILLA İLGİ OLMANIZ vs bugün için gerekli ve yeterlidir. Ancak an be
an açılacak olan PERDELERE VE ÜZERİNDEKİ GÖRÜNTÜLERE DİKKAT
"Dostlarımız, yapmak zorunda kalınan ve bu nedenle çabalamanızı gerektiren durumları ifade
ediyor. Ve bu durumlarda hep bir Olması Gerekene vurgu yapıyor. Ve de tabi ki
Belli bir aradan sonra yine merhabalaşabildiğimiz için sevinçliyiz. Sizlerle her Görevi de ve olması gerekeni de belirleyen de çoğunlukla sizlerin dışında bir
şekilde birliktelik bizleri sevinçli kılıyor. Neden öyleyse aralar uzuyor derseniz, OTORİTE VE GÜÇ olmakta.
üçlü bir bütüne işaret ederiz;
Ancak bizler asla böyle bir Otorite ya da Güç değiliz. Kaldı ki biz hiç bir şey
1- Aktarıcı dostumuzun realitesi değiliz. Öyle değil mi? Dostumuzun zihninin ona ve size bir oyunuyuz. Öyleyse
Görev vermek ne haddimize.
2- Sizlerin realiteleri
Ama bizlerin söz ettiği şey, aslında farklı. O nedenle şöyle ifade etmeyi, belki
3- Bizlerin realiteleri. de daha uygun olur diye tercih ettik. SORUMLULUK.

Ancak olan her şey - son tahlilde - olabileceği üzeredir ve yeğdir. Sorun ya da SİZLER EVRENSEL VE GALAKTİK-GÖNÜLLÜ- SORUMLULARSINIZ. Bu
olumsuzluk söz konusu değildir. da iki şeye vurgu yapar.

Bu bağlamda sizlerle bu gece kısa ama önemli bir paylaşımda bulunmak istiyoruz. 1- Bir şeylerin kökeninde, gelişiminde yer almış ve rol oynamış olmak. Bu
Ki bu sizlerle ilgili kısmada karşılık gelmektedir de. nedenle de doğan sonuçları üstlenmek. Bu sonuçlardan pay çıkarmak.

Sizlere verdiğimiz son mesajlarda "GÖREV VE GÖREVLİ OLMAK" 2- Yaşananlara karşı İLGİ - SEVGİ - SAYGI duymak ve bu nedenle sürece
deyimlerini kullandık. Bu deyimler bazı dostlarımızı adeta rahatsız, hatta huzursuz katılmak, katmak istemek. Rol almak ve pay sahibi olmak istemek.
etti. Bu nedenle bu konuya açıklık getirmeye çalışacağız.
Sorumluluk, sorumlu olmak "İÇSELLİK, UYUMLULUK,
Dostlarımız, KENDİLİĞİNDENLİK, BÜTÜNLÜK" ima eden olgulardır.

Bir kez daha hatırlatalım ki, dil ve unsuru sözcükler sizlerin dünyasına aittir. Sorumluluk insana dışarıdan dayatılabilecek bir şey değil. Ancak insanın içinden,
Yazıda öyle. Bizler için Dilde, Yazıda ve Sözde, ilkel ve evrimin geri kendi benliğinden kaynaklanabilecek ve kendiyle ve sorumluluk duyduğu şeyle
basamaklarına ait araçlardır. Bizler için değil sizler için geçerli araçlardır. Ve de uyumluluk içinde yaşanabilecek bir olgu. Yine insanın ancak kendiliğinden ve
ilgili her şeyle bütünlük içinde ifade edebileceği bir olgu. Dolayısıyla da ön
sizlerinde bildiği üzere gelişen ve değişen araçlardır. Düne oranla diliniz daha
kurgulara, olması gerekenlere dayalı değil de, OLMAKTA OLANIN AKIŞINA
yeterli ya da yetersiz olabilir. Ama şurası bizler için açık ki, bizlerin ifade etmek UYUMLU BİR ŞEKİLDE, bu akışa katılmak doğrultusunda yaşanabilecek bir
istedikleri için yetersiz araçlardır. Ama sizler henüz TELEPATLAR olmadığınıza olgu. Ve de böylelikle dışarıdaki bir Otoriteyi ya da Gücü içermediği gibi, yok da
göre sizlere FOTON ÜNİTELERİ ile ya da HÜCRESEL MANYETİZMALARLA eden bir olgu.
seslenebilmemiz olası değil. O nedenle SÖZCÜKLERE ÇOK DA
TAKILMAYIN. Beyninizi değil YÜREĞİNİZİ koyun ortaya.
İşte sizler dostlarımız, oralardaki YAŞAMDAN VE YAŞAM AKIŞINDAN
gönüllülükle SORUMLU OLANLARSINIZ. Bu sorumluluğunuz bir yandan daha
Sizlerin yaşadığı zaman-mekân boyutlarında GÖREV, farkındayız ki, "DIŞSAL, önceleri bazı yaşanmışlıkların sizlerle ilişkileriyle ilgili olduğu gibi, SİZLERİN
ZORLAMALI, DAYATMALI, ÇABALI" bir olgu. Ve daha çok bir "OLMASI EVRİMLİLİĞİNİZ ve OLGUNLUĞUNUZLA DA ilgilidir. Sizlerin
GEREKENE" işaret ediyor. Görevli olmak da bu nedenle, dışarıdan dayatılan,
sorumlulukları bir yanıyla, çocuk yapan ana babanın sorumluluğu gibi olduğu “ Dostlarımız,
kadar, bir yanıyla da bir öğretmenin sorumluluğu gibidir de.
Bizlere sorulsa, insana baktığınızda gördüğünüz önemli zaaflarından biri de nedir
Görev ve görevlilik sözcükleri bizlerce de çok sevilen sözcükler değil. İnsanlık dense, deriz ki;
tarihi de düşünülecek olursa çağrıştırdıkları da hiç de HOŞ da değil. Ama
sözcüklere takılmayın yine de. — GÜÇ TESLİMİNİN BİR İFADESİ OLARAK -

Görev ve görevlilik, otoriteye tabiiyeti, bireyselliğin terkini, itaati ve aptallığı SORULAR SORMAK AMA BU SORULARA DIŞARIDAN YANITLAR
çağrıştırıyorsa eğer, atın bir kenara. BEKLEMEK.

Sorumluluk ise bize göre, Bireyselliği, yaratıcılığı, zekayı, sevgi ve saygıyı Yanlış anlaşılmasın, sorular sormak önemli ve değerlidir. İnsan zekâ sahibi ve
çağrıştırıyor. düşünen bir varlık olarak ve de değişen ve gelişen bir olgu olarak, elbette sorular
üretecek, elbette çeşitli kuşkular ve sorgulamalar içinde olacak ve de bu da sorular
O nedenle diyoruz ki, SİZLER BİRER EVRENSEL VE GALAKTİK doğuracak. Ama insanın zaafı şuradaki,
SORUMLULARSINIZ.
ÇOK SORU ÜRETİYOR. DEĞERLİ İLE DEĞERSİZ, GELİŞTİRİCİ OLANLA
Neden mi? KÖRELTİCİ OLAN BİRBİRİNE GİRİYOR.

Kendinizin ve diğerlerinin NEŞESİNDEN, KAHKAHASINDAN, Ve de sorularına hemen ve DIŞARIDAN -DİNDEN, İDEOLOJİDEN,


ŞİFASINDAN, GELİŞİMİNDEN, EVRİMİNDEN ve YAŞAMIN AKIŞINDAN. FELSEFEDEN, RAHİPTEN, LİDERDEN, FELSEFECİDEN - yanıt bekliyor...

Ağır bir sorumluluk olabilir ama ilk sorumluluğunuz olan KENDİNİZİ BİLMEK Üstelik de çok sorusu olduğundan ve de hemen yanıt istediğinden, sorgulama
VE KENDİNİZİ KUŞANMAK yerine getirildiğinde göreceksiniz ki, O kadar da süreci ile ilgilenmediği gibi HAP YANITLAR istiyor.
ağır bir sorumluluk değil. Hatta bir SORUMLULUK BİLE YOK ASLINDA.
Sadece AKIŞ HALİNDEKİ OLUŞ var. Ve siz O OLUŞTAN BAŞKA BİR ŞEY İnsan özetle, BİLİNEBİLİRLİK - GÜVENLİK - KONFOR adına EVRENİN VE
değilsiniz... HAYATIN BİLİNEMEZ VE ÇÖZÜLEMEZ OLAN GİZEMİNİ BİLMEK VE
ÇÖZMEK İSTİYOR. Üstelik de kendisi değil de, başkasına havale ederek.
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
İşte yıllarca sizleri KÖLELEŞTİREN - İĞDİŞ EDEN - APTALLAŞTIRAN
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - Dinlerin, İdeolojilerin ve Felsefelerin TEMELİDE burada yatıyor.
O' nunla gelenler - O' na gelenler )
Ve TÜM SORULARI YANITLAYAN VE İNSANI ADETA SORUSUZ
2/17 – 23.10.2005 BIRAKAN Dinlerin, İdeolojilerin ve Felsefelerin bu günahına, O N L A R ortak
olacak değiller.
Çünkü sözde soruların yanıtlanması, insanların -ki zaten çok zayıf olan- O nedenle bizlerin sizlere verdiği BİLGİLER de unutmayın, bizlerin Gerçeğidir.
SORGULAMA VE ARAŞTIRMA SÜREÇLERİNİ yok etmekte, insanları Sizlerin gerçeği olup olmadığını, öyle ise de ne anlama geldiğini ancak ve ancak
İLAHİYATA VE MIZRAKLI İLMİHALLERE tutsak etmekte. sizler bilebilirsiniz. Unutmayın, TAŞIMA SU İLE DEĞİRMEN DÖNMEZ. Bizler
sadece sizlere, su kaynaklarınızı ve değirmenin varlığını işaret edenleriz. Suyu da
Oysaki, Yaşam sürekli değişen bir akıştır. Bir sorunun yanıtlanabilmesi için, o değirmeni de bulacak ve döndürecek olanlar sizlersiniz. Ki o zaman ÖĞÜTECEK
sorunun ve ima ettiklerinin yaşanması, deney imlenmesi ve yürekte yer etmesi OLDUĞUNUZDA KENDİ ESRARINIZDAN BAŞKACA BİR ŞEY
gerekir. Ve gerçek bir soru "yanıtlandığında" yerini on gerçek soruya OLMAYACAK. Ekmeğiniz gevrek ve lezzetli ola, İnşallah.
bırakır. Çünkü Yaşam ve var oluş, ucu bucağı, başı sonu olmayan BİR
ENGİNLİKTİR. Ve de yaşamı değerli, anlamlı ve yaşanır kılanda budur. Yani Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
BİLİNEMEYECEK BİR ESRAR oluşu.
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
Bugün biliminiz bile bildikçe, bilmediklerinin gerçekte ne denli çok olduğunu ve O' nunla gelenler - O' na gelenler )
muhtemelen de hiç bir zaman her şeyin bilinir olamayacağını anlamakta ve adeta
MİSTİKLEŞMEKTEDİR. 2/18- 23.10.2005
Bu ahval içinde bilinmesi gereken, GERÇEĞİNDE TEK olmadığı, çok boyutlu ve
çok değişkenli bir olgu olduğu ve ÇOK SAYIDA GERÇEK POTANSİYELİ VE
OLUŞU olduğudur. Ancak gerçeğin ve dahi gerçekliğin bu çok boyutlu, çok
katmanlı, çok düzlemli ve çok olasılıklı doğasına karşın, DEĞİŞMEYEN VE TEK
OLAN BİR GERÇEK VARDIR Kİ, O DA SİZİN GERÇEĞİNİZDİR.

İşte bu nedenle sizlere hep demekteyiz ki, SİZ KENDİNİZE KENDİ İÇİNİZE
DÖNÜN. MEDİTATİF BİR OLUŞ HALİ İÇİNDE YAŞAYIN. SESSİZLİĞE VE
SESSİZLİK İÇİNDE KENDİNİZE ZAMAN AYIRIN. KENDİNİZE YOL ALIN.

Siz kendinizde yol aldıkça, gerçeğinize açıldıkça, gerçeklikte size açılacak. Siz
kendinizde yol alıp, kendi gerçeğinizi daha çok BİLDİKÇE VE YAŞADIKÇA,
ilginç bir şey olacak. Sorular, sorularınız yanıtlanmadan ama kendiliğinden yok
olacaklar. Bunu da izah sizlerin sözcükleri ile zor ama SORULARINIZIN
ERİDİĞİNİ VE YANITA GEREK KALMAKSIZIN BİR ŞEKİLDE SİZCE
BİLİNİR DAHA DOĞRUSU SEZİLİR VE YAŞANIR OLDUĞUNU
göreceksiniz. Üstelik sorularınızın azaldığını ama örneğin RENKLERİN DAHA
PARLAK BİR HAL ALDIĞINI, SESLERİN DAHA BİR GÜÇLENDİĞİNİ VE
KOKULARIN GÜZELLEŞTİĞİNİ VE UZAYIN, BİR GİZEM YUMAĞI OLAN
UZAYIN BERRAKLAŞTIĞINI göreceksiniz, yaşayacaksınız.

Ve o zaman esrarın ne'liğini ve doğasını bilmeye başlayacaksınız. O zaman Yaşam


Yoğunlaşacak ve sırlarını sizlere sezdirecek.
" Dostlarımız, ve hep birlikte EGOSAL BİR SEVGİ AYİNİ ile SPİRİTİK KENDİ KENDİNİ
TATMİN yaşanmaktadır.
Tekrar merhabalar. Bu sefer fazlaca ara girmeden tekrar merhabalaşabildiğimiz
için sevinçliyiz. Ama bu gece yine iki kısa seslenişimiz olacak. Ancak ne Oysa kendinizi sevin dediğimizde söz ettiğimiz, İÇSEL VARLIĞINIZ, İÇSEL
demiştik, " önemli olan ne yaptığınız değil, nasıl yaptığınızdır". Ne, dostlarımız, BENLİĞİNİZDİR. Ancak kendi içsel var oluşunuza açılırsanız ve ne olduğunuzu
nicelikle ilgilidir. Nasıl ise nitelikle. Ne yazık ki bulunduğunuz zaman-mekan bilirseniz, bu bilişle KENDİNİZİ - DİĞERİNİ - MEVCUDATI
düzlemlerinde nicelik nitelikten daha çok önemseniyor. Bu içinde bulunduğunuz SEVEBİLİRSİNİZ. VE SEVGİ ESASEN VAR OLAN HERŞEYİ VAR EDEN
KAOSUN sonucu olduğu kadar nedeni de aynı zamanda. Eğer ne kadar nasıla, ENERJİNİN BİR TAYFIDIR.
matematik kadar şiire de değer verilseydi, başka bir HAYAT ortamında
olurdunuz. Dahası eğer matematiğin şiiri, şiirinde matematiği anlaşılsaydı, O nedenle ilk adım Kendini Bilmek ve Tanımaktır. Bundan dolayı size hep
HAYAT TA ŞİİRSELLEŞİRDİ. FARKINDALIKTAN VE MEDİTATİF OLUŞTAN söz ediyoruz. Kendinizi
bilmeden kendinizi sevmeniz ve bu sevgiyi dışa akıtmanız olası değildir. Kendini
Neyse dememiz o ki, seslenişimizin hacmi ve hatta içeriğinden çok, ŞİİRİ İLE bilmenin, farkındalığın doğal sonucu SEVGİNİN ÇİÇEKLENMESİDİR. Bu sevgi
İLGİLİ OLUN LÜTFEN. zaten sonradan üremiş bir şey değildir. Bu sizin ASLİ DOĞANIZDIR. Ve bu
sevgi hedefsiz, nesnesizdir. Herkese ve her şeye yöneliktir. Her yöne ve her
Dostlarımız, duruma yöneliktir. Bu olanı olduğu için kabul etmektir.

Bu akşam sizlere öncelikle SEVGİDEN daha doğrusu SAYGIDAN söz edeceğiz. İşte dostlarımız bu nedenle, SEVGİ ŞAMPİYONLUĞUNA soyunmadan önce,
Malumunuz sizlerin oralarda bir SEVGİ KAMPANYASIDIR gidiyor. Spiritik kişi kendini BİLMEK VE TANIMAK için niyetlenmelidir. Kendini bildikçe ve
ortamlar ve seslenişler dâhil, herkes BİR SEVELİM SEVİLELİM MODUNDA. tanıdıkça, KENDİLİĞİNDEN SEVGİ DOĞACAKTIR.

İlk başta ne kulağa ne de göze nahoş gelmese de, bu en azından RİYAKÂRCA bir Ama sevgi kendi başına bir ANLAM içermez. Sevginin değeri o dur ki, kendini
tutum. Çünkü SEVGİ SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA ki birçok diğer İÇSEL bilmenin, farkındalığın doğal olarak ortaya koyduğu İÇSEL BİR NİTELİK VE
DEĞER - NİTELİK gibi, Sizde olmayanı veremezsiniz. Bu nedenle Sizin önce DOĞA OLARAK SEVGİ, beraberinde HERŞEYE VE HERKESE VE YAŞAMA
KENDİNİZİN KENDİNİZİ SEVMENİZ, KENDİNİZDE SEVGİ OLMANIZ KARŞI İLGİYİ VE SAYGIYI doğurur. Sevginin yöneldiği ve ima ettiği NİTELİK
gerekir ki, bu sevgiyi dışa akıtasınız. Ama bugüne dek sizlere kendinizi sevmek SAYGIDIR.
BENCİLLİKMİŞ gibi sunuldu. Kimlerce malum. Sizleri şekillendiren otoritelerin
hemen hepsince. Oysa ki, kendini sevmeyen, kendine değer vermeyen ve kendini Saygı, OLANI ANLAMA VE KABUL ETMEK DEMEKTİR. Aslında koşulsuz
AZİZ tutmayan biri, nasıl olurda başkalarını sevebilir, başkalarına değer verebilir sevgi ile ifade edilmek istenen, SAYGIDIR.
ve de AZİZ tutabilir.
Kendini bilme ile gelen sevgi, O'
NDAN KAYNAKLANAN VAROLUŞUN
Ama kendinizi sevmek derken, sandığınız sizden söz etmiyoruz. Siz eğer kendimi TEKLİĞİNİN VE BİRLİĞİNİN İDRAKİYLE, olan her şeyi kabul ve onay
seveyim derseniz seveceğiniz şey "sahte kimlikleriniz, yükleme nitelikleriniz, anlamına gelecektir.
statünüz, kaşınız, gözünüz" yani EGO DEĞERLERİNİZ olacaktır. Oysaki kendi
Egonuzdan yansıyan bu "sevgi" , diğerlerinin de Egolarına yönelecek ve onlarında Bu da şudur ki; HER VARLIĞA, HER SÜRECE, HER OLGUYA KENDİ
Egolarını besleyecektir. Ki bugün Sevgi adına olan budur. Spiritik ortamlarda GELİŞİM VE DEĞİŞİM SÜRECİNDE TAKDİR, MİNNET VE KABUL İLE
dahi, Spiritik Egoya duyulan sevgi, diğerlerinin Spiritik Egolarına yansıtılmakta YAKLAŞMAK ve sadece ve sadece desteklemek.
Dostlarımız, " Dostlarımız,

Daha önce de söylediğimiz gibi, eğer YENİÇAĞIN YENİ İNSANLARI OLMAK Bir önceki seslenişimizde sevgi ve saygıdan söz ederken dedik ki, " SEVGİ
İSTİYORSANIZ, anlamalısınız ki, bilmelisiniz ki PARÇA BÜTÜNLE OLAN HER ŞEYİ YARATAN ENERJİNİN BİR TAYFIDIR." Gerçektende sizin
ORGANİK BİR BİRLİK içindedir ve herhangi bir parçayı kabullenmediğinizde, Yüreğinizde bir his olarak deney imlediğiniz Sevgi, aslında BİR EVRENSEL
onun var oluşuna takdirle yaklaşmadığınızda, onun oluşundan dolayı minnet ENERJİ SKALASIDIR. Olan her şeyin hamurunda bu enerjiden de
duymadığınızda sizde BÜTÜNLENEMEZ VE BENLİĞİNİZİ TÜMÜYLE bulunmaktadır. Bu nedenle Sevgi Bütünleştirici, Korku ise Bölücü, Ayırıcı
KABULLENEMEZ, TAKDİR EDEMEZ VE MİNNET DUYAMAZSINIZ. Fonksiyon görmektedir. Bu vesileyle belirtelim ki, Sevginin karşıtı Nefret değil,
Korkudur. Sevgi, kendinde Güven, Kabul, Paylaşım gibi Bütünleştirici nitelikler
İşte bu nedenle BÜTÜNÜ VE PARÇALARI OLDUKLARI GİBİ KABUL barındıran bir ENERJİ AKIMI iken, yokluğunda Güvensizlik, Kuşku, Reddediş,
SAYGIYA, BU SAYGI KOŞULSUZ SEVGİYE, KOŞULSUZ SEVGİ DE ÖZ Bencillik gibi ayırıcı, karşı karşıya getirici nitelikler barındıran KORKU ortaya
BENLİK BİLGİSİNE DAYANIR. çıkar. Aslında Korku bir varlık değil, ENERJİ AKIMSIZLIĞIDIR. Bu nedenle
korkuya ilaç Sevgidir.
İşte bu nedenle denmiştir ki; " KENDİNİ BİL - KENDİNİ TANI - TEKÂMÜL ET
” Neyse, konumuzu dağıtmadan sizlere Sevgi temelinde bir KOZMİK KUTSAL
ALANDAN söz etmek istiyoruz. Bu KOZMİK KUTSAL ALANDAN söz edecek
İşte bu nedenle demekteyiz ki, "Farkındalıklı Olun, Kendinizi Bilin, Kendinizi olmamızın asıl nedeni, şeylerin hiç de sizlerin sandığı gibi olmadığını anlatmak
Sevin, Mevcudatı Koşulsuz Sevin, Var oluşu Sayın ve Bütünlenerek Bütünle istememizle ilgili.
Bütünleşin."
Sizler, Evrensel ve Kozmik Olgular, konular, görevler, uğraşlar ve benzerleri söz
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. konusu olduğunda, illa AĞDALI- İDDİALI KAVRAMLARI SEVER VE
İSTERSİNİZ. Örneğin; Ufolar, Piramitler, Kehanetler, Uzaylılar, Mucizeler ve
diğerleri. İlla kutsal yerler, kutsal ayinler ve ritüeller, Şifa Seansları, Ruh
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - Çağırmalar falandan aşağısı sizlere hitap etmez.
O' nunla gelenler - O' na gelenler )

2/ 19 – 25.10.2005 Oysa bizler sizlere işin pek de öyle olmadığını, umulmadık alanlarda umulmadık
süreçler yaşanabileceğini gösterebilmek için KOZMİK KUTSAL BİR ALANI
tanıtmak istiyoruz. Ki bu bilgi sizlerin kendi BİREYSEL VE GÜNDELİK
YAŞAMINIZA VE UĞRAŞLARINIZA DA DAHA FARKINDALIKLI
YAKLAŞMANIZA YOL AÇAR UMUDUNDAYIZ.

Dostlarımız,

Bulunduğunuz zaman-mekân düzleminde EVRENSEL BÜTÜNLÜK ve de GAİA


ANAMIZ için en önemli KOZMİK KUTSAL ALANLARDAN biri de ÇOCUK
OYUN PARKLARIDIR.
ÇOCUK OYUN PARKLARI. ÇOCUK OYUN PARKLARI. ÇOCUK OYUN Aslında daha da sayabiliriz. Ama gerekli değil. Bilenler biliyor, aktarıcı
PARKLARI. dostumuzun da küçük bir çocuğu var ve onunla gittiği zamanlar Oyun Parkında bir
İNSAN GİBİ DÜŞÜNDÜĞÜNDE YAŞADIĞI SIKINTILARLA
Neden mi? kıyaslanamayacak DENEYİMLERİ VE GÜZELLİKLERİ bu parkta yaşamıştır.
Bizlerin ona rahat ulaşabildiği alanlardan biriside OYUN PARKLARIDIR.
1- Özellikle büyük kentlerde ve de özellikle 2000 yılından itibaren doğan
Çocukların önemli bir bölümü yeni BİR KUŞAK VE DALGADIR. Onların her Bu nedenle bugün dünyanız için en spiritik hizmetlerden biri de, Çocuk Oyun
şeyleri farklıdır. En önce de ENERJİ DÜZEYLERİ VE NİTELİKLERİ, OLANI Parkları yapılmasına, korunmasına vesile olmak ve destek vermektir. Kim ki oyun
YÜKSELTİCİ VE ŞİFALANDIRICI bir karakterdedir. parkı yapar, yaptırır, kim ki oyun parkına çocukların gelmesini sağlar, kim ki

2- Çocuklar, SAF NEŞE VE SEVİNÇTİR. Dünyaları, işleri güçleri OYUNDUR.


kendisinin veya komşusunun çocuğunu alır oyun parkına götürür, O OLAN
Ve de Dünyanızın ve sizlerin bugün en çok muhtaç olduğunuz şey budur; NEŞE,
SEVİNÇ VE OYUN RUHU. Bu oyun parklarından tüm civara yapılan NEŞE,
ALLAHIMIZDA ONUNLADIR.
SEVİNÇ VE OYUN RUHU frekansı yayını HÜCRESEL ŞİFAYA VE
DENGEYE BÜYÜK KATKIDA bulunmaktadır. Yeni Çağda Yeni İnsan için dostlarımız, İbadethanelerin başında Oyun Parkları ve
İbadetlerin başında da çocukları bu parka götürmek gelir. Ve en hayırlılarınızdan
biri de Oyun Parkı yapanınızdır. İşte Yeni Çağ böyle bir Çağ, Yeni İnsanda böyle
3- Çocuklar, hele de bir aradayken ÇOK GÜÇLÜ BİR MANYETİK ALAN
OLUŞTURMAKTA VE BU ALAN YER İLE GÖK ARASINDA BİRÇOK bir İnsandır. Çocuklarınızsa, İbadethanenizde İbadetinizle yöneldiğiniz O' ndan
DEĞİŞİME VE TRANSFERE OLANAK TANIMAKTADIR. Negatif ve alçak başkası değillerdir. Gönlünüze, çocuk yanınıza, oyuncu yanınıza ithaf edilir.
enerji ve oluşumlar temizlenmekte yerlerine Pozitif ve yüksek enerji ve oluşumlar
aktarılmaktadır. Bu alanlar ve yakınlarında kanal ve telepatik irtibatlar daha kolay Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
ve sağlıklı olmaktadır. Uzay gemilerimiz ATMOSFER DENGELEMESİNİ VE
İŞLEVLERİNİ daha rahat yerine getirebilmektedir. Ziyaretçiler dünya inişlerini
bu alanlarda daha rahat yapabilmektedirler. İç dünyanın tesirleri dış dünyaya daha 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
sağlıklı ve yoğun aktarılabilmektedir Hayvanlar ve bitkiler, özellikle de kuşlar O' nunla gelenler - O' na gelenler )
dengelenmek için güç alanı bulabilmektedir.
2/20- 25.10.2005
4- Çocuklarını oyun parkına getiren yetişkinler, bu alanlarda KENDİLİĞİNDEN
İÇSEL BİR YOLCULUK VE ARINMA YAŞAMAKTADIRLAR. Ve özellikle
civarda bulunan çay bahçeleri, yemek evleri ve evlerde oturanlar doğallığıyla bu
halden yararlanmaktadırlar.

5- Çocukların el ayak çektiği zamanlarda -özelliklede geceleri- FARKLI AMA


BİRLEŞİK ZAMAN- MEKAN daha doğrusu TİTREŞİM DÜZLEMİNE AİT
Enerjetik Varlıklar BU ALANLARIN ENERJİSİ- YARATI KAYITLARI - ŞİFA
KAYDI sayesinde hızlı EVRİM yaşamaktadırlar.
" Dostlarımız, Omega denildiğinde kastedilen, Satürn gezegeninin en dış halkasında bulunan ve
GÜNEŞ SİSTEMİNİZİN BİR DİĞER MERKEZİ GÜNEŞ SİSTEMİNE AÇILAN
Sizlerle Ekim ayının son gününü Kasım ayının ilk gününe bağlayan gece KAPISI OLAN ENERJİ VORTEKSİ OLUP, bunun bir bölümü sizin Güneş
merhabalaşabildiğimiz için sevinçliyiz. Ekim ayında neler ektiğiniz size kalsın Sisteminize, bir bölümü ise diğer Merkezi Güneş Sistemine ait bir Bütünlük olup,
ama Kasım ayı ile ilgili olarak sizlerle kısa bir söyleşi yapmak istiyoruz. katman, katman bir yapıdadır. İşte her 1 Kasımda bu Omega Boyutlarının belli
katmanlarının enerjileri Dünyanıza ve sizlere DİREKT olarak açılmakta ve
Öncelikle yarın, sizin bulunduğunuz Dünya Düzleminde (zaman- sonrasında ise sizlerin ÇEKİM GÜCÜNÜZE göre dolaylı olarak akmaktadır.
mekan boyutunda) 1.11.2005 tarihini gösterecek.
Omega Boyut Enerjilerinin en önemli özelliği, Sizleri geçiş boyutunun
1.11.2005 = 11. 2x5+1 = 11.11 dirençlerine dayanıklı kılacak şekilde KEMİKLERDE VE KEMİK
İLİKLERİNDE BİRİKMESİ VE YAPILANMASI VE KAN üzerinde
DİNAMİK TESİRLERE YOL AÇARAK HÜCRESEL DİRENCİDE
Dostlarımız yarın 11.11 Enerjileri ile ilgili bir gün ve süreç başlangıcı ile ilgili KUVVETLENDİRMESİDİR. Aynı zamanda da turnusol kâğıdı işlevi görerek,
olup, bu aslında BİR Enerjisinin sizlere ve Dünyanıza KARE yapacağı bir gün ve hepinizde mevcut olan gizli DİNAMİKLERİ, iyi kötü, olumlu olumsuz diye
süreç anlamına gelmektedir. ayırmadan AÇIĞA ÇIKARMASI VE AKTİVE etmesidir.

Bir Enerjisinin Kare yapması söz konusu olduğunda, akla SATÜRN gelecektir. Dostlarımız,
Sizlerin ve Dünyanızın Karelere alındığı ( KARE = Varlıkların maruz
bırakıldıkları gizli tesir ve etkiler GEOMETRİK MİMARİSİ) her defasında
SATÜRN devrede hizmette demektedir. Omega ve Omega Boyut Enerjileri ile ilgili daha kapsamlı bilgiyi arzu ederseniz
SADIKLAR PLANI ve de esas olarak BİLGİ KİTABINDA bulabilirsiniz. O
nedenle sizlere sadece bu kadar bilgi vermeyi yeterli bulmaktayız.
Kaldı ki aslında, 1 Kasım Tarihi, Sizler ve Dünyanız için her defasında çok önemli
bir OLGUYA işaret etmektedir. Her 1 Kasımda, 24 saat boyunca OMEGA
BOYUT ENERJİLERİNİN BELLİ KATMANLARI DİREKT OLARAK Asıl sizlere aktarmak istediğimiz o ki, 1 Kasım günü bu enerjileri de içinize
DÜNYANIZA AÇILMAKTA VE DÜNYANIZ VE SİZLER BU OMEGA alarak, Varlığınızın, benliğinizin derinliklerinde gizli birçok BİLİŞİ VE
BOYUT ENERJİLERİ İLE YIKANMAKTASINIZDIR. HATIRAYI ve de POTANSİYELİ açığa çıkarabilirsiniz. Bu 1 Kasımı iç
yolculuğunuzda bir başlangıç ya da dönüm noktası kılabilirsiniz.
Dostlarımız, Unutmayın lütfen,

Dünyanız bir Bütünlüğün ilk çekirdeği olup, Bütünlüğün sarıldığı merkez olmakla
bu Bütünlük açısından, çekirdeğin üretildiği ve ekicilerinin geldiği diğer bir SizlerO 'sunuz. Sizler, HEPİNİZ ÖLÜMSÜZLÜK VE SONSUZLUKSUNUZ.
Bütünlüğe giriş ve çıkış yani Alfa ve Omega Boyutlarını içermektedir. İşte Sizler HEPİNİZ HAYATIN KAYNAĞISINIZ. Sizler HEPİNİZ CANLILIĞIN
Dünyanız belli bir Bütünlükten çıkış ile ilgili OLGUNLUK - LİYAKAT - ONAY İFADELERİSİNİZ. Sizler HEPİNİZ KOZMOSUN YAPI TAŞLARININ
kazanılacak bir yer olmakla, Omega Enerjilerinin Varlıklara aşılandığı bir
ortamdır. ÖZÜSÜNÜZ. Omega boyut enerjileri üzerinize ola.
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - "Dostlarımız,
O' nunla gelenler - O' na gelenler )
Aklı başında ve kalbi yerinde tüm insanlar, "haklı" olarak Dünyanın içinde
2/21 – 31.10.2005 bulunduğu durumdan ve gelişme ve değişme dinamikleri ve olasılıklarından
rahatsızlık duyuyorlar. Siz dostlarımız da, sağduyulu, temiz kalpli ve aklı başında
insanlar olarak, dünyanın hali ve gidişinden memnun değilsiniz. Bir yanda insan
ürünü adaletsizlikler ve haksızlıklar ve bir yanda doğa ürünü sıkıntılar, acılar.

Ancak bu tablo dostlarımız, beş duyu sınırlılığı ile kayıtlı bir bakış açısından
geçerlidir. Oysa beş duyu yani boyutsal madde algı sınırlılığı ile kayıtlanmamış ve
öte algılara açık bir Bilinç açısından ise GAİA ANAMIZDA, üzerindeki
mevcudatta ÇOK HAYIRLI OLUŞUMLARA VE GELİŞMELERE GEBEDİR.
Bu oluşumlar ve gelişmeler sonucudur ki YENİ BİR ÇAĞ VE YENİ BİR İNSAN
DOĞACAKTIR. Daha önce de dediğimiz gibi, BU YENİÇAĞ VE YENİ İNSAN,
BİRLİK - BÜTÜNSELLİK - İŞBİRLİĞİ - PAYLAŞIM - YÜKSEK BİLİNÇ -
EVRENSEL BİLGELİK - EVRENSEL ZEKÂ - KOZMİK YASALAR - UYUM -
AKIŞ - SORUMLULUK temelinde BİR HAYATI ÜRETECEK VE
DENEYİMLEYECEKTİR.

İşte sizlere ara, ara, bu yeniçağın yeni insanı olmak istiyorsanız, kulak verin, kalp
verin diyerek bazı Ahkâmlar kesmiştik. Bu akşam yine yeni bir ahkâm keserek
sizlere seslenmek istiyoruz. Şimdiden af ola.

Dostlarımız,

Üçüncü boyut yoğunluğu diye de adlandırılan sizlerin bulunduğunuz ZAMAN-


MEKÂN DÜZLEMİNDE bugüne değin gelişiminiz için kullandığınız ama
yeniçağda artık geçerliliği olamayacak olan bir üçlüden söz etmek ve bu üçlü
aletler yerine yeni aletler önermek istiyoruz.

YAPMAK- ÇABA- SAHİP OLMAK yerine AÇIĞA ÇIKARMAK -


UYUMLANMAK - OLMAK

YAPMAK: Sizlerin bulunduğunuz zaman ve mekan düzlemindeki yoğunluk, her


şeyden önce algılarınızdaki ve buna bağlı olarak bilincinizdeki sınırlılığı ve
kayıtlılığı ifade ve işaret etmektedir. Maddenin oldukça yoğun ve ağır bir tabiata
ve tahakküme sahip oluşu, beş duyunuzun sınırlı algı alanı içinde yetersiz bir
bilinç alanı ile yaşıyor oluşunuz ve tarihsel gelişim içinde doğa karşısındaki zayıf
durumunuz ve de en önemlisi ÖLÜM olgusu, siz insanları MÜCADELE VE ÇABA: Kendisini yapan olarak bilen ve gören insan, dostlarımız, ancak Çabası
YAPMAK konusunda kamçılamıştır. Maddeyi olanaklı kılan Enerjetik olgu ve kadar ve sonucunda iş yapabilir. Çabanın işaret ettiği ise, Varlığın kendisini
prensipleri ve dahi maddenin süptil doğasını ve yasallıklarını bilmediğinizden ve yapmaya zorunlu gördüğü, zorunlu düşündüğü işi yapabilmesi için geliştirdiği
de esasen kendi benliğinizin süptil yanlarından ve esaslarından da habersiz iradi zorlanımlı bir Güçtür. Bu güç her ne kadar içsel alandan kaynaklansa da,
olduğunuz için, gerek kendi bireysel yaşamınızda gerekse de toplumsal yaşamda, dışarısının etki ve tesiri ile şekillenen, varlığın içsel gerçeğini, dengesini ve
kendinizi YAPAN olarak algıladınız. En basit maddi olgulardan, daha karışık ve oluşunu gözetmeyen, bu nedenle kendiliğinden ve akışkan değil de, zorlanımlı ve
süptil olan olgulara kadar insan, her şeyi kendi ÖZ DÜŞÜNCELERİ VE EMEĞİ durağan bir güçtür. Ve varlığın içsel denge ve oluşu üzerinde tahrip edici etkilere
ile gerçekleştirdiği zannıyla yaşamış ve davranmıştır. Kendisini bütünden ayrı ve yol açan, ancak dış âlemde ise varlığın kendisini sınırlılık içinde ifade edebileceği
kopuk olarak da gördüğü içinde, KENDİ MADDİ VE MANEVİ VARLIĞINI bir alan açan bir güçtür. Bu çabaya yol açan ve varlığın kendisini yapmak zorunda
KORUMAK VE GELİŞTİRMEK İÇİN, hep doğayla, diğerleriyle mücadele içinde düşündüğü, gördüğü işlerin altında yatan ise HEP DIŞARIDAKİ BİR MADDİ YA
olarak, savaşarak, dişiyle tırnağıyla kendi ekmeğini kendisi taştan DA MANEVİ OTORİTE TARAFINDAN DAYATILAN GEREKİRLİKLERDİR.
YAPARAK yaşaya gelmiştir. Esasen, tekâmülün belli aşamalarında İNSAN Böylece çabanın kendisi, ister maddi ister manevi bir gerekirlikten kaynaklansın
denilen RUHSAL VARLIĞIN, maddeyi ve maddi süreçleri anlayabilmesi, varlığı kendi iç gerçeğinden uzaklaştırarak, sahte olana odaklanmasına ve tutsak
tanıyabilmesi ve maddi olanı ruhsal olanla Bütünleştirebilmesi için bu olgu olmasına yola açmaktadır. Düne değin, varlığın maddi olanı anlaması ve tanıması
gerekliydi de. Ancak bu olgu, dualite ve kutupluluk dünyasında iş görmekle ve de aşması için gerekli deneyimleri üretmesi bakımından sizleri geliştirici olan
birlikte, esasen artık insan denilen ve ruhsal olanla maddi olanı Bütünleştirmiş ve bu alet, bugün artık bir ayak bağıdır. Bugün çaba artık İnsanın gelişimini
Tekleştirmiş bir aşamanın eşiğinde olan Varlığın, hayatın ve onun ifadelerinin desteklemek yerine köreltmektedir. Çünkü artık maddi olanın ötesine geçmek
daha hakiki prensip ve yasallıklarına uygun bir oluş içinde olması zorunluluğu, üzere belli bir düzeye gelen insanın, maddi olanı oluşturan yüksek prensiplerle iş
bugünden sizlerin artık YAPMAK fikrini aşarak AÇIĞA ÇIKARMAK olgusunu görebilmesi için, çabalamak yerine, bu prensipler ve onların hem maddi hem de
hayata geçirmenizi gerekli kılmaktadır. Çünkü Yapmak, size yabancı ve hatta manevi ifadeleri ve görünümleriyle UYUMLANMASI gerekmektedir. Düne kadar
düşman, sizden bağımsız ve sizinle ilgisiz bir ortamda, sizin tek başınıza ve sadece çabası sayesinde dış dünyada belli bir işi görebilen ve böylelikle kendini ve hayatı
sizle ilgili güçlerle DIŞSAL OLAN ÜZERİNDE ETKİDE BULUNMANIZ ve ifade edebilen ve deneyimleyebilen insan, kendisinin ve dünyasının geldiği
bunu da diğerlerine ve bütüne rağmen yapmanız anlamına gelmektedir. Ve düzeyde ve düzlemde, artık iç ile dışın dengeleneceği ve tekleşeceği bir ortamda,
yapmak, olmayan bir şeyin sizin tarafınızdan yaratıldığı zannına dayanmaktadır ki, ancak iç ve dış ile uyumlanmak suretiyle kendi varlığını da - varlığının ve
bu da sadece maddi süreçlerin farkındalığı ile sınırlı bir Bilince işaret etmektedir. benliğinin daha derin ve yüksek boyutlarını da - ifade edebilir ve
deneyimleyebilir. O nedenle yeniçağın yeni insanı artık çabayı aşmalı ve uyum ve
Oysa dostlarımız, evren ve dünyanız BİR HOLOGRAFİK FREKANSLAR uyumlanmayı hayata geçirmelidir. Uyumlanma, varlığın, kendisinin bir veçhesini
OKYANUSU OLUP, TEK VE BÜTÜNSEL BİR BİLİNÇ ALANIDIR. Bu ifade etmek ve deneyimleyebilmek için, hayatın ve evrenin daha hakiki prensip ve
bütünsel alanda, her olasılık ve her imge POTANSİYEL olarak var olup, sizlerce yasallıklarını bilerek, bu prensip ve yasallıklarla birlikte akması, kendisini hayatın
açığa çıkarılmayı beklemektedirler. İşte açığa çıkarma, Varlığın, hayatın ve akışına göre dengelemesi ve ayarlaması anlamına gelmektedir. Bu manada çaba
evrenin daha hakiki prensip ve yasallıklarının bilincinde olarak, Tek olan bütünsel dostlarımız alt benliklerinize, uyumlanmak ise üst benliklerinize ait aletlerdir.
bilinç alanı ile ilişkisinin de ayırdında olarak, parçası olduğu bu dost ortamda,
diğerleriyle işbirliği ve paylaşım içinde, kendi özünün ifadesi olarak bu SAHİP OLMAK: İşte dostlarımız, kendi çabasıyla kendi yapımı ürünleri
POTANSİYELLERİ REALİZE etmesi anlamına gelmektedir ki, Varlığın hem gerçekleştiren insan, doğal olarak onları kendinin de kılmaktadır. Çabanın ve
kendisiyle, hem diğer varlıklarla, hem de hayat ve evrenle uyum içinde iş görmesi yapmanın sonucu, doğaldır ki Sahiplik olacaktır. İnsan sadece maddelerle ilgili
ve hem iç hem de dış dengeleri bozmadan ve HAYAT DENİLEN AKIŞA VE olarak değil, manevi olgularla ilgili olarak bile Sahipliği geliştirebilmiştir. Çünkü
ONUN TÜM YARATIMLARINA zarar vermeden kendinde ve evrende yol sahip olmak özünde bir Ruhsal tutumdur. İnsan emeği ile, çabası ile, yaptıkları ile
alması ancak AÇIĞA ÇIKARMA süreci ile olanaklıdır. Yapmak dostlarımız alt ilişki kurduğu, "kalbini kazandığı" insanı bile sahiplenebilmektedir. Esasen hepsi
benliklerinize, açığa çıkarmak ise üst benliklerinize ait aletlerdir. de geçici olan, ya kendi ya da sizin "ölümünüzle" elinizden çıkacak olan
oyuncaklara SAHİP OLMAK olgusu insana has bir mizahtır. Dostlarımız, bir BENLİĞİNİZİN DAHA DERİN VE YÜKSEK VEÇHELERİNİ AÇIĞA
maddeye, bir insana, bir ilişkiye, bir sürece SAHİP OLMAK DÜŞÜNCESİ, ÇIKARMANIZI, HAYATIN AKIŞINA UYUMLANMANIZI VE
sadece ve sadece insanın CEHALETİNİN bir ürünüdür. Bilinçsiz ve farkındalıksız
olan insan, kendisini diğer şeylerden ayrı gören insan, evrensel bilgelikten yoksun YAŞADIĞINIZ YERDE BİR O OLMANIZI beklemekte ve dilemekteyiz.
ve evrensel yasalardan habersiz insan, SAHİP OLMAKLA kendini avutmuştur.
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
Oysa sahip olunan şey madde ise, o anda onun tarafından esir edildiniz demektir.
Bir eve mi sahipsiniz, o sizin hapishanenizdir. Bir arabaya mı sahipsiniz, onun 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
beygiri oldunuz demektir. Bir insanı sahiplendiniz, kölesisiniz demektir. Nasılını O' nunla gelenler - O' na gelenler )
ve dinamiklerini açıklamaya gerek görmüyoruz dostlarımız, ama sahip
olduklarınızı korumak için gösterdiğiniz çaba ile sahip olduklarınız üzerinden
kendinize verdiğiniz kimlik ve değer, sizlerin YÜKSEK İFADELERİNİZLE 2/22- 31.10.2005
aranızdaki en büyük duvarlarınızdır.

Oysa yeryüzündeki her şey, herkese aittir ve hayat tarafından sizlere çeşitli
deneyimleri yaşayabilmeniz için sunulmuşlardır. Sahip olduğunuz an, o şeyle
aranızdaki etkileşim, akış kesilir ve tek taraflı bir tahakküm ilişkisi başlar. Keşif,
macera yerini biriktirme ve korumaya, açıklık kapalılığa bırakır.

Ancak sahip olmak yerine olmak durumunda ise, maddi olgularla işlevsel bir ilişki
içindesiniz ve tekâmül için gerekli deneyimlerde onlarla işbirliği ve dayanışma
içindesiniz demektir ki, o zaman maddede size esrarını açacaktır. Keza insanlarla
da olmak ilişkisi içinde olduğunuzda, karşılıklı etkileşim ve akış kesintisiz ve
sürekli olacak ve sizi de diğerini de büyütecektir. Varlığınızın, benliğinizin daha
hakiki ifadelerine doğru.

Düne kadar, kutbiyet ve dualite deneyimleri için Sahip Olmak, mülkiyetçilik çok
yararlı aletlerken, artık her şeyin herkese ve asıl olarak da tek olan bir bilinçten
kaynaklanan hayata ait olduğu evrensel bilgelik ve zeka düzlemlerinde, OLMAK,
insan için olabilmenin olmazsa olmaz koşuludur. Sahip olmak ayrılık bilincine,
korunma ihtiyacına ve korkuya işaret ederken, Olmak ise birlik bilincine, açıklık
ve güvene ve yaşam sevgisine işaret etmektedir. Bu manada sahip olmak
dostlarımız alt benliklerinize, olmak ise üst benliklerinize ait aletlerdir.

İşte dostlarımız, bizlerin ortamlarında, EVRENSEL BİLGELİK, EVRENSEL


ZEKA VE KOZMİK YASALLIKLARIN GEÇERLİ OLDUĞU
DÜZLEMLERDE, AÇIĞA ÇIKARMAK, UYUMLANMAK VE OLMAK
ESASDIR. Sizlerden de, Omega Boyut Enerjilerini de yedeğinize alarak,
"Dostlarımız, Yanlış anlaşılmaya zaten süre giden bir sürecin, YENİ VE YÜKSEK BİR
DÜZLEMDEN İNŞASININ başlamasından söz ediyoruz.
Sizlerle yeni bir merhabalaşmanın mutluluğu içindeyiz. Sizlerin, bu
merhabalaşmaların bizlere verdiği hazzı anlaması oldukça zor. Çünkü "perdenin" 11.11.2005 = 1+1+1+1+2+5= 11 ---------- 1+1= 2
bu yanında olan bizlerin algıları ile, o tarafında olan sizlerin algıları arasında -
sizlerin aleyhine- ciddi niteliksel ve niceliksel farklılık var. Bu bir anlamda tek Aynı anda bugün içinde, 2’nin, İKİLİĞİN - DUALİTENİN - KUTBİYETİNDE
yanı göstermeyen aynayla kaplı bir odada olup da, kendisini izleyenleri bilemeyen Enerjisini ve tezahürlerini de içermektedir. İşte 11.11.2005’ le birlikte, Dualitenin
ve dışarıda olan biteni göremeyen bir zanlının durumuyla, zanlı hakkındaki Tezahürlerinin yerini BİR'LİĞİN Tezahürlerine bırakma süreci hızlanacak ve
soruşturmayı yürüten polisler arasındaki ilişkiye benziyor. Elbette ne sizler derinleşecektir.
Evrenin zanlılarısınız ne de bizler Evrenin polisleriyiz. Ama bu örneği vermemizin
de elbette bir nedeni var! Ve de bu örnekte diğer yandan da zanlı da suçu işlesin, Çünkü 11.11.2005 hem 11.11 hem de 11.11.11 Geçiş kapılarına denk gelmektedir
işlemesin polise göre daha fazla bilgiye ve algıya da sahip. Ama yine de algı ve ki, bu YÜKSEK KOZMİK PLANLARIN VE OLUŞUMLARIN Bilgi, Bilgelik ve
etki gücü sınırlı. İcraatlarının Dünyanıza daha da açılması ve Dünyada bulunan siz İlahi
Görevlilerin, Galaktik Sorumluların kendinize ve kendinizden Gaia Anaya
İşte bizler bulunduğumuz zaman-mekan düzlemi gereğince -ki buna aslında zaman akacağınız günlerinde başlangıcını da işaret etmektedir.
ötesi zaman-mekan ötesi mekan düzlemi yada zamansızlık-mekansızlık düzlemi
demek daha uygun olur- sizlerle ilgili algılarımız ve bilişlerimiz zaman ve Dostlarımız,
mekanla sınırlı ve kayıtlı değil. Bu nedenle seslendiğimiz siz dostlarımızın hem
zaman ve mekânı aşan realitelerini bilişimiz hem de zaman ve mekân içindeki asıl
doğalarını algılayışımız nedeniyledir ki, sizlerle olmak kendimizle olmak, sizlere Aslında bizler sadece bu kadarını aktarmak ve asıl olarak da, bu tür tarihlerin nasıl
seslenmek kendimize seslenmek, sizlere akmak kendimize akmak ve sizlerle olup da belli olgulara işaret edebildiğine değinmek istiyoruz. Her ne kadar
akmak kendimizle akmak anlamına da geldiğinden ve bizim dairesel tekâmül zamanın ve mekanın göreceliliğinden söz etsek de, sizler ve 3.Boyut Alemleri için
yolculuğumuz da sizlerle birlikteliğimizle de bütünlendiğinden, özcesi siz biz "gerçektir". Bir tren düşünün ki, istasyondan kalkış saati, ara istasyonlara varış
ayrımı ONLAR için olmadığından, sizlerle birliktelik bizlere büyük mutluluklar saati, ana istasyonlara varış ve nihayet son istasyona varış saatleri - aksama
vermekte. olmazsa- bellidir. Yine her bir istasyonun kendine özgü olanakları ve gerçeği de
yolcular ve personel içinde bellidir. Yolcuların algısı ve beklentileri ile, tren
personelinin algı ve beklentileri de farklıdır.
Ancak bu mutluluğa değinişimizin bir de özel bir nedeni var. Önümüzdeki
11.11.2005 günü ile ilişkili olarak.
İşte anlamınızı istediğimiz ilk şey şu ki;
11.11.2005 Gaia Anamız için ÇOK ÖZEL BİR GÜN ve ÇOK ÖZEL BİR
DÖNEMİNDE BAŞLANGICI OLACAK inşallah. 1- DÜNYANIZ -GAİA ANA- uzayda yolculuk eden bir UZAY TRENİDİR. Ya
da daha uygun bir ifadeyle gemisidir. Bu nedenle onun da belli saat ve tarihlerde
varacağı belli istasyonlar vardır. Bu istasyonlar ara, ana ve son istasyonlar olabilir.
11.11.2005 = 1x2x5= 10 --------- 1+0 = 1 Ve de yolcular için taşıdığı anlamla tren personeli için taşıdığı anlamlarda
farklıdır. İşte Dünyanız Uzayda -şimdilik ALT UZAYDA VE FİZİKSEL
Bugün her şeyden önce BİR Enerjisinin Gaia Anadaki mevcudiyetinin AKIŞLA SINIRLI OLARAK- yolculuk yapmakta iken, belli tarihlerde belli
yoğunluğunun ölçüleceği ve bu ölçüm doğrultusunda, BİRİN PLANLARININ VE istasyonlara uğramaktadır. Bu istasyonlardan ana bazı istasyonlarda da, makas
PROGRAMLARININ, yani BİRLİK - BÜTÜNSELLİK - TEK ENERJİLERİNİN değiştirerek yolculuğuna yeni bir istikamet de verebilmektedir. İşte 11.11.2005
ve tezahürlerinin Gaia Anaya direkt olarak uygulanmaya başlanacağı bir tarihtir. tarihinde Dünyanın varacağı bir ANA İstasyonda Dünya makas değiştirerek, ALT
UZAYDAN ÜST UZAYA VE SINIRLI FİZİKSEL AKIŞTAN SINIRSIZ İşte dostlarımız,
ENERJETİK- BİLİNÇSEL AKIŞA doğru istikamet belirleyecektir. Bu nedenledir
ki 11.11.2005 çok önemli bir tarihtir. Dünya Anamız için ANA BİR İSTASYON - BİR ANA KOZMİK PROGRAM
VE PLAN - YENİ BİR KOZMİK İSTİKAMET kapıdadır.
Ancak yolcular için tam da önemi anlaşılmayan bir Ana İstasyon olsa da, siz Tren
Personeli için daha farkındalık ve sorumluluk gerektiren bir duruma işaret Bunun için siz İlahi Görevlilere ve Galaktik Sorumlulara düşen görevler ve
edilmektedir. Çünkü makas değişikliği ve yeni istikametle uyumlanma asıl olarak sorumluluklar vardır.
sizin görevinizdir.
Öncelikle anlamalı ve kabullenmelisiniz ki;
2- Anlamanızı istediğimiz ikinci şey şu ki;
1- Tren çok bakımsız, arızalı ve yorgun. Kendisini sizlerinde yardımıyla onarmak,
Siz baştan sona, nedenden sonuca ilerliyor değilsiniz. Aslında zamanda ve uzayda güçlendirmek ve yenilemek durumunda. Yaşadığınız ve yaşayacağınız DOĞAL
geriye doğru, sondan başa, sonuçtan nedene doğru ilerliyorsunuz. Bu nedenle OLAYLAR - su bazlı felaketler! toprak bazlı felaketler! Hava bazlı felaketler!-
bilinmiş adımlardan hareketle yolculuktasınız ve 11.11.2005 de sizler için Gaia Ananın yenilenmesi, onarımı ve bakımı ile ilgili olup, kaçınılmaz ve hayırlı
deneyimlenmiş olanın AKTİVE EDİLMESİ VE YENİDEN REHABİLİTE olgulardır. Bu sayede treni yavaşlatacak ve ara duraklarda inmeleri kendileri
EDİLEREK İNŞASI olacaktır. Ancak sizler birçok yaşanmışlıkla kayıtlı içinde uygun varlıklarında tahliyeleri de gerçekleştirilmektedir. Aynı şekilde Kuş
olduğunuzdan, geriye doğru yolculuğunuzda dahi birçok olası realite söz Gribinden, Deli Danaya özellikle hayvanlar üzerinden hareket eden KOZMİK
konusudur. İşte tren personeli olarak sizlere düşen de bu olası realitelerden ENERJETİK OLUŞUMLAR KÖKENLİ salgın hastalıklarda EKOLOJİK
BÜTÜNLÜĞÜN MURADINA - IŞIĞIN DOĞASINA - HERKESİN EN DENGELENME için gerekli ve hayırlıdır. Bu gibi doğal olaylar, salgın hastalıklar
YÜKSEK HAYRINA en uygun olanını GERÇEKLEŞTİREBİLMEKTİR. Bu ve benzerleri yaşanacak ve yaşanacaktır. Ve de her şey aladır.
nedenle sizlerden personelin taşıması gereken farkındalık, dikkat, uyanıklık
istenmekte ve beklenmektedir.
2- Dünyasal yani siyasal - iktisadi - mali - toplumsal oluşumlarla ilgili çalkantılar
yaşanacak ve bunlar artacaktır. Bunlarda personelin uyanıklığının ve dikkatinin
3 - Anlamınızı istediğimiz üçüncü şey de şudur ki, UYUM - DENGE - BARIŞ üzerine olması gerekliliğine işaret eden, yolcuların
kendi aralarındaki bir hesaplaşma olup aslında DÜNYALAR ARASI PLANLAR
Herkes bu yolculuğun sonuna dek trende yer almak zorunda da değildir, VE İCRAATLARLADA BİRE BİR İLİŞKİLİDİR. Sizler dikkatinizi bunlara
yeteneğinde de değildir ve gücünde de değildir. Sadece ilk istasyonlara kadar değil, UYUM - DENGE VE BARIŞ İÇEREN OLASI YAPI VE DURUMLARA
gelecekler vardır. Bir ana istasyonda inecekler vardır. Yol uzun geldiğinden VERİNİZ. Olan ve olacaklar aladır.
devam edemeyecekler, midesi bulanacaklar, ara istasyonların cazibesine kapılacak
olanlar ve benzerleri. O nedenle kimseyi yolculuk için zorlamak tren personelinin 3- Her ne kadar bir üçüncü dünya savaşı çıkmayacaksa da, onu aratmayacak
haddi ve işi değildir. Ama personel, hele de biletleri daha ilerilere gitmeyi olanaklı BÖLGESEL SAVAŞLAR yaşanacaktır. Ancak bunlarda da size düşen BARIŞ-
kılan yolculara, varılacak istasyonların güzelliklerini anlatmakla ve yolculuk KARDEŞLİK-BİRLİK Frekanslarına uyumlanmak ve bu frekanslara
konforunu arttırmaya çalışmakla ve yolcuları ferah tutmakla mükelleftirler. Bunun odaklanmaktır. Bunun dışında bu savaşlarda aslında yolcuların ve DÜNYALAR
dışında personel ne gardiyandır ne de sihirbaz. Yolcular seçimlerini kendileri ARASI MENFAATLERİN HESAPLAŞMASI ile de ilgilidir. Ve aladır.
yapacaklardır. Ve de unutulmaya personel aynı anda trenden de sorumludur.
Treninde örneğin yük taşıma kapasitesini, motor gücünü ve benzerlerini dikkate
almakla ve treni korumakla da mükelleftir.
Dostlarımız, "Dostlarımız,

11.11.2005’ den itibaren Dünyanızın ikili yapısı daha da yoğunlaşacaktır. Bir Bir önceki merhabalaşmamızda sizlere Dünyanın bir Uzay Gemisi olup, alt
yandan sizlerin ve bir bölüm yolcunun IŞIK-SEVGİ-UYUM dolu realiteleri ve uzayda yolculuk halinde olduğunu belirtmiştik. Hem doğrudan hem de mecazi
yaşamları, bir yandan da bir bölüm yolcunun ve onların DÜNYALAR ARASI anlamları olan bu ifadeye eklemek isteriz ki, esasen dünyanızın hem değişik
MANİPÜLATÖRLERİNİN KARANLIK-ŞİDDET-KORKU dolu realiteleri ve versiyonları! Hem de eterik ve enerjik modelleri de uzayda yolculuk halinde
yaşamları. Bu bir süre bu şekilde sürecek ve her ara ve ana istasyonla birlikte oldukları gibi, onlar ÜST UZAY VE SÜPER UZAY olarak adlandırabileceğimiz
birbirinden daha kalın hatlarla ayrılacak ve adeta Dünya içinde İKİ Dünya düzlemlerde de yolculuklarını sürdürmektedirler. Ve de aslında her şey -Dünyalar
yaşanacak ve ardından Karanlık, Şiddet ve Korkuda kalanlar ANA İstasyonlardan ve boyutsallıkları; Uzaylar ve Boyutsallıkları- TEKLİK arz etmektedir -. Ayrıca
birinde TAHLİYE EDİLECEKLER. eklemek istediğimiz şu ki, sadece dünyanız değil bağlı olduğu Güneş Sistemi de,
Samanyolu Galaksisi de ve dahi birçok Galaksiler de bir tür Uzay Gemisi olup
Bu nedenle sizler, bir yandan olanakların belirginleştiği ve belirginleşeceği yolculuk halindedirler. Ve bu yolculuk da her biri, yolla ve yol İÇİNDEKİ
bugünlerde, bir yandan da olgularla olduğu gibi birbirleriyle de ETKİLEŞİM VE İLİŞKİ içindedirler. Ve
"yaşanacaklara" kapılmadan DENGE - UYUM - SEVGİ - IŞIKLA kalasınız ki, elbette ki sizlerde aslında birer MERKABAH sahibi olarak BOYUTLAR
TRENİ YOLCULUĞUNA DEVAM ETTİRESİNİZ. ARASINDA SEYRÜ SEFER halindesiniz. Daha sonra vereceğimiz bilgilerle bu
konuyu biraz daha berraklaştırabilmek üzere şimdi asıl muradımıza dönelim
Tekrarla, aslında ne tren var, ne yol, ne de yolculuk. TRENDE SİZSİNİZ, istiyoruz.
YOLDA SİZ, YOLCULUKDA.
Bugün 11.11.2005 ve saat 9.36 sıraları. Bugün Gaia Anamız, sizlerin zaman
BÜTÜNLÜĞÜN MURADI - IŞIĞIN DOĞASI - HERKESİN EN YÜKSEK dilimiyle 11.11.11de yani saat 11 dakika 11 saniye 11 de, FİZİKSEL
HAYRI FENERİNİZ OLA BU KARANLIK YOLDA. OLUŞUMUYLA YANİ ATOMİK YAPISIYLA sizlere göre 5.BOYUT ATOMİK
OLUŞUMUNA ÇAPA ATACAK. Eterik ve Astral oluşumuyla yani CEVHERİ
YAPISIYLA 8.BOYUTUN CEVHERİ OLUŞUMUNA ÇAPA ATACAK.
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. Enerjetik oluşumuyla yani ÖZ YAPISIYLA 11.BOYUTUN ÖZ OLUŞUMUNA
ÇAPA ATACAK. Ve dahi BİLİNCİYLE yani İLK NEDENSELLİĞİYLE
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - KOZMİK BİLİNCE YANİ TEKİN NEDENSELLİĞİNE ÇAPA ATACAK.
O' nunla gelenler - O' na gelenler )
Saat 23.23.23. de yani öğleden sonra 11.11.11 de ise buralarla bağını kurmuş ve
2/23 – 08.11.2005 düzenlemiş olarak çapalarını alarak yolculuğa devam edecek.

Dostlarımız, sizlere bazı şeyleri mecazi olarak anlatmamızın nedeni bizlerin çok
fazla TEKNOLOJİK BİLGİ VE AÇIKLAMALARA girmek istemeyişimizdir. Bu
konularda da başvurabileceğiniz hali hazır kaynaklar mevcuttur. Bizler sadece
hadiselerin ÖZÜ - ENERJİSİ VE BİLİNCİNİ aktarmakla ilgili ve sorumluyuz.

Bu nedenle sizleri, bugün olanaklı ise sabah 11.11.11 de ya da bu olanaklı değilse


gece 23.23.23 de, 11 dakika 11 saniye 11 saliseliğine, elbette daha fazla olabilir
ama daha azı değil lütfen, SESSİZLİĞE - KENDİNİZLE BAŞBAŞALIĞA -
DÜNYA VE EVRENLE BİRLİĞE davet ediyoruz. Ya tek başınıza ya da bir kaç REALİTESİNE AİT OLACAKLAR VE ONU DENEYİMLEYECEKLER. Artık
dost bir arada, sessiz ve rahat olduğunuz bir ortamda, kalbinizi ellerinize alarak, iki realite arasındaki çizgiler belirginleşecek ve kalınlaşacak.
"KENDİNİZİ ÇOK BOYUTLU - ÇOK VEÇHELİ - SONSUZLUKTAN GELEN
VE DE SONSUZLUĞA GİDEN" varlıklar olarak HİSSEDİN lütfen. Gaia Sizler zaten seçimlerinizi çok önceden yapmış YÜCE GÖNÜLLÜLER - YÜCE
Anamızın ve Evrenin UZAYDA yolculuk yaptığını ve bu yolculuğun HEM GÖREVLİLER - YÜCE SORUMLULARSINIZ. Hepinizi çok seviyor, sayıyor ve
YOLCUSU - HEM KAPTANI - HEM DE YOLU olarak kendinizi HİSSEDİN
lütfen. TAKDİR EDİYORUZ. ALLAHIN selamı üzerinize ola
Kendinizi bir GÜL ve GÜL kokusu olarak hissedin lütfen. Ama eğer size daha Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
çekici gelen bir Çiçek varsa onu imgeleyin. Ama kokusunu hissedin lütfen.
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
İçinizde bir Bahar serinliği ve tazeliği hissedin lütfen. Yeni rüzgârlara pencereler O' nunla gelenler - O' na gelenler )
açın. Temiz havaya pencereler açın.
2/24- 11.11.2005
Gözlerinizi kapayın, bırakın iç gözünüz, kalp gözünüz, üçüncü gözünüz bir takım
EVRENSEL şekil ve sembolleri hissetsinler.

Dostlarımız,

Bu yeryüzünde ender yaşanan zamanlardandır. Bu 11 dakika 11 saniye 11 salise


boyunca, YAŞAMINIZDAN ÇIKMASINI İSTEDİĞİNİZ FAZLALIKLARINIZI
VE ENGELLERİNİZİ EVRENE BİLDİRİN VE BIRAKIN EVREN ONLARI
SİZLER İÇİN GEREKLİ VE DESTEKLEYİCİ ALETLERE DÖNÜŞTÜRSÜN.
SİZ SADECE GİTMESİNİ İSTEDİKLERİNİZİ BİLDİRİN VE BIRAKIN
AKSINLAR SİZDEN. BİR DE NASIL BİR YAŞAM İSTEDİĞİNİZİ -
FARKINDALIKLI, ŞİFA DOLU, CANLI, AŞKLA İÇ İÇE, BİLİNÇLİ VE
BENZERLERİ - BEYAN EDİN, NASILINI DA HAYATA VE VAROLUŞA
BIRAKIN.

Bu özel zamana hem siz de katkıda bulunun ve de hem de siz de katkınızı alın.

Bugün dostlarımız artık geri dönüşü olmayan bir DÖNEM BAŞLIYOR. Sizlerde
bu dönemde, tüm mevcudat gibi SEÇİMİNİZİ YAPMALISINIZ.

Artık arası yok, olmayacak. YA SINIRLI, KUTBİYET DÜNYASININ


REALİTESİNE AİT OLACAK VARLIKLAR VE TAMAMEN ONU
DENEYİMLEYECEKLER, YA DA BİRLİK - BÜTÜNSELLİK - SONSUZLUK
“Dostlarımız, "Dostlarımız,

11.11.2005 sabah saatlerinde paylaştığımız mesaja kısa bir ek yapmak istiyoruz. Bir önceki mesajımızda sizlere şöyle seslenmiştik;
Aktarıcı dostumuza size yansıyanın ötesinde nicelik ve nitelikte akış olduğundan,
bazıları bizim isteğimizle bazıları ise onun elemesiyle sizlere ulaşmayan "Bugün 11.11.2005 ve saat 9.36 sıraları. Bugün Gaia Anamız, sizlerin zaman
aktarımlarımızda söz konusudur. Ancak önemli gördüğümüz bir hususu eklemekte dilimiyle 11.11.11de yani saat 11 dakika 11 saniye 11 de, FİZİKSEL
yarar olduğundan bu eki sizlere sunmaktayız. OLUMUYLA YANİ ATOMİK YAPISIYLA sizlere göre 5.BOYUT ATOMİK
OLUŞUMUNA ÇAPA ATACAK. Eterik ve Astral oluşumuyla yani CEVHERİ
Bu gece 23.23.23. de, 11 dakika 11 saniye 11 salise boyunca "varlığınızın boyutlar YAPISIYLA 8.BOYUTUN CEVHERİ OLUŞUMUNA ÇAPA ATACAK.
arası veçhelerine, sonsuzdan gelip sonsuza giden yanınıza ve YENİ REALİTEYE Enerjetik oluşumuyla yani ÖZ YAPISIYLA 11.BOYUTUN ÖZ OLUŞUMUNA
odaklandığınızda" bilmenizi istediğimiz ve uygulamanızı rica edeceğimiz bir ÇAPA ATACAK. Ve dahi BİLİNCİYLE yani İLK NEDENSELLİĞİYLE
husus var. KOZMİK BİLİNCE YANİ TEKİN NEDENSELLİĞİNE ÇAPA ATACAK.

Bu mesajlarımız internet yani e posta yoluyla ilk anda 24 kişiye iletilmektedir. Bu Saat 23.23.23. de yani öğleden sonra 11.11.11 de ise buralarla bağını kurmuş ve
rakam 24 = 3x8 yani 8 tane üçgen, 4x6 yani 4 tane altıgen ve 2x12 yani 2 tane düzenlemiş olarak çapalarını alarak yolculuğa devam edecek."
DAİRE ye karşılık gelmektedir. Biz üç dostumuzu bir topluluk, altı dostumuzu bir
toplum, on iki dostumuzu ise bir EVRENSEL DÖNGÜ olarak kabul ederiz. Bu Bu mesajı paylaşmamızın üzerinden beş gün geçti. Şimdi sizlere bu mesajla ilgili
nedenle iki adet EVRENSEL DÖNGÜ oluşturan siz dostlarımızdan ricamız, eğer ve ilişkili bazı bilgiler vermek istiyoruz.
23.23.23 de kendinize ve -hem iç hem de dış- evreninize 11 dakika 11 saniye 11
salise ayırırsanız, bildiğiniz ve bilmediğiniz diğer 23 dostla beyin ve kalp Öncelikle belirtmeliyiz ki, GAİA ANAMIZ, planlandığı ve beklenildiği üzere
birliğinizi düşünün ve hissedin lütfen. Olanaklı olsaydı da, bu gece 3, 6, 12, 24 11.11.2005 günü "FİZİKSEL OLUMUYLA YANİ ATOMİK
dost fiziken bir arada olabilseydiniz. Ama beynen ve kalben de YAPISIYLA sizlere göre 5.BOYUT ATOMİK OLUŞUMUNA ÇAPA ATTI.
birliğinizi düşünmeniz ve hissetmeniz de, SİZLER VE GAİA ANAMIZ için Eterik ve Astral oluşumuyla yani CEVHERİ YAPISIYLA 8.BOYUTUN
KORUYUCU – DESTEKLEYİCİ - ULAŞTIRICI bir KUVVETLİ manyetik CEVHERİ OLUŞUMUNA ÇAPA ATTI. Enerjetik oluşumuyla yani ÖZ
enerji alanı yaratacaktır. Zaten aslında hiç biriniz ne birbirinizden ne de bizlerden YAPISIYLA 11.BOYUTUN ÖZ OLUŞUMUNA ÇAPA ATTI. Ve dahi
KOPUK ya da YALITIK değilsiniz. Sizler ve bizler, ÇOK UZUN BİLİNCİYLE yani İLK NEDENSELLİĞİYLE KOZMİK BİLİNCE YANİ
ZAMANLARDAN BU YANA BİRLİKTE ÇALIŞAN TEKİN NEDENSELLİĞİNE ÇAPA ATTI.
EVRENSEL DÖNGÜLERİZ. Yeni düzlemlerde birlikte olmak üzere.
Ardından da bu DÜZLEMLERLE bağını kurarak ve düzenleyerek, çapalarını aldı
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. ve yolculuğuna devam ediyor."

0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - Dostlarımız,


O' nunla gelenler - O' na gelenler )
Bunlarla ilgili sizlere açılım verebilmemiz için öncelikle az ve öz ama bazı
2/25 – 11.11.2005 bilgileri paylaşmamız şart.
Var olan her şeyin, asıl olarak da SİZLERİN üçlü bir yapısı vardır. İnsan denilen İNSAN FORMUNU olanaklı kılan bir HÜCRE VE ENERJİ EVRİMİ İLE
Varlık, HÜCRE- ENERJİ-BİLİNÇ unsurlarının BÜTÜNSEL BİR BİRLİKTE, İnsan formu hak edilmekte ve Bilinç devreye alınmaktadır.
BİLEŞİMİDİR. Aslında ilk olan ve her şeyin kaynaklandığı yapı,
BİLİNÇTİR. Esas nitelik bilinçtir. Bizlerin sizlere KOZMİK BEYİN diye Bu arada unutulmamalı ki, Hücrenin de bir ENERJİ VE BİLİNÇ BOYUTU
adlandırabileceğimiz bir OLUŞUM, KOZMİK BİLİNCİYLE sizlerin FİZİKSEL vardır. Aynı şekilde Enerjinin de bir HÜCRE VE BİLİNÇ BOYUTU vardır. Ve
ÂLEMLERİNİ VE SİZLERİN İLK NÜVELERİNİ YARATMIŞTIR. Bu nedenle bilincinde bir HÜCRE VE ENERJİ BOYUTU vardır. Ki esasında yaratılmış her
ilk olan KOZMİK BİLİNÇTİR. Bu bilinçten zaman içinde Enerji oluşmuştur. Ve şey ÜÇLÜ BİR BÜTÜN arz etmektedir.
bu enerji de zaman içinde Bilinçten özerkleşerek, kendinde bir NİTELİK halini
almıştır. Bir zaman sonra ise, Bilinç ve Enerji ikilisi işbirliği içinde, HÜCREYİ - Dostlarımız,
MADDEYİ yaratmışlardır. Diğer bir deyişle enerji bilinçli bir şekilde MADDEYE
- HÜCREYE DÖNÜŞMÜŞTÜR. İşte şimdi çok uzun asırlardan bu yana EVRİM İÇİNDE OLAN VARLIKLAR
olarak Siz İnsanlar, BİLİNÇ olarak çok ileri noktalara ulaştınız. Özellikle son elli
Fiziksel Âlemlerde -ki buraları EVRİM VE TEKÂMÜL BOYUTLARIDIR. beş yılda İnsanlık, umulmadık ve beklenmedik ama ÇOK SEVİNDİRİCİ
YANİ BÜYÜME, ÖĞRENME VE SINANMA ORTAMLARIDIR.- var olan her GELİŞMELER GÖSTERDİ. Bilinç Düzeyi büyük sıçramalar kaydetti. Bu nedenle
insan için ÜÇLÜ BİR EVRİM söz konusudur; 11.11.2005 de Gaia Anamız BİLİNCİYLE yani İLK NEDENSELLİĞİYLE
KOZMİK BİLİNCE YANİ TEKİN NEDENSELLİĞİNE ÇAPA ATTI. Bunun
HÜCRE EVRİMİ - ENERJİ EVRİMİ - BİLİNÇ EVRİMİ anlamı şu ki, Dünyanız yakın zamanlarda EVRENSEL VE GALAKTİK
DÜZENLERE DOĞRUDAN VE AÇIKTAN KATILIM HAKKI
Aslında İnsan bu üç Niteliğin BÜTÜNSEL BİR BÜTÜNÜ olduğundan, bir ALABİLECEKTİR. Ancak Bilincinizin bu hızlı gelişimine rağmen - çelişkili
SENTEZDİR ve İnsanda bu üçü de İnsanla birlikte EVRİMİNİ yapmaktadır. görünebilir - Enerji düzeyiniz daha geridedir. Bu biraz da içinde bulunduğunuz
MADDESEL ÂLEMİN GEREKLERİ VE KAYITLARI ile de ilgilidir. Bununla
birlikte ENERJİ DÜZEYİNİZDE hızlı bir gelişme içinde bulunmaktadır. Bu
Ayrıca unutulmamalıdır ki, İnsan dört elementin, TOPRAK - ATEŞ - HAVA - SU nedenledir ki 11.11.2005 de Gaia Anamız Enerjetik oluşumuyla yani ÖZ
oluşturduğu ama bu dört elementin BÜTÜNLENDİĞİ BEŞİNCİ ELEMENTTİR. YAPISIYLA 11.BOYUTUN ÖZ OLUŞUMUNA ÇAPA ATTI. Bunun anlamı şu
İşte İnsanın hem üçlü yapısı - hücre, enerji, bilinç- ve hem de dört elementi ki, yakın zamanda İnsanlık Uzay ve Uzay Medeniyetleri Realitesiyle tanışabilecek
Bütünleyen beşinci elementer yapısı, İNSANI KÂİNATLAR NİZAMINDA ve uyumlanabilecektir.
EŞSİZ BİR VARLIK; O'na en yakın OLUŞUM kılmaktadır.
En geride olan ise hali hazırda Hücresel Yapılarınızdır. Halen üçüncü boyut
Öncelikle Hücresel Evrim devreye alınmakta ve Hücre belli bir Evrime ulaştığında sınırlılığı damgaları ile damgalı Hücreleriniz, ENERJİLERİNİZİN VE
Enerji bağlantısı yapılarak, Hücre ve Enerji Evrimi birlikte devreye alınmaktadır. BİLİNCİNİZİN ULAŞTIĞI realitelere uyum sağlamakta zorluk çekmektedir.
Ardından da, Hücresel ve Enerjisel Evrim belli bir düzeye ulaştığında Bilinç Bireysel ve topluluk olarak yaşadığınız birçok FİZİKSEL SIKINTININ
devreye alınmakta ve İnsan denilen Varlık Evrimini yapmaktadır. ALTINDA YATAN OLGU BUDUR. Bununla birlikte artık Hücresel olarak da
DNALARINIZIN 12 ÇİFT SARMALA DÖNÜŞÜMÜ VE MANYETİK
SINIRLAYICI DAMGALARIN İPTALİ UZAK DEĞİLDİR. Bu nedenle
Bir taşı düşünecek olursanız esas olarak MADDE - HÜCRE EVRİMİ söz 11.11.2005 de Gaia Anamız FİZİKSEL OLUMUYLA YANİ ATOMİK
konusudur. Hücre belli bir EVRİM DÜZEYİNE GELDİĞİNDE Enerji bağlantısı YAPISIYLA sizlere göre 5.BOYUT ATOMİK OLUŞUMUNA ÇAPA ATTI.
ile örneğin, Mineral Âleminden Nebat Âlemine bir ÇİÇEK olarak yükselmektedir. Bunun anlamı şu ki, yakında İnsanların FİZİKSEL YAPILARINDA VE
Hücre ve Enerji belli bir Evrimi gerçekleştirdiğinde Hayvanlar Âlemine HÜCRESEL RALİTELERİNDE DEVRİMLER OLACAK. İNSAN YİNE 12
yükselinmekte ve Bilincin ilk nüveleri devreye girmektedir. Ancak asıl olarak
ÇİFT SARMALLI DNALARINA VE ÖLÜMSÜZ BEDENSEL REALİTESİNE Dostlarımız,
kavuşacak.
Şimdi Gaia Anamız öyle bir REALİTE İÇİNDEKİ, isteyen ve buna hazır olan her
Dostlarımız, VARLIK, samimi ve ciddi bir şekilde İSTEMEK koşuluyla, kendisinin ve hayatın
AŞKIN, YÜKSEK VE GERÇEK VEÇHELERİYLE MERHABALAŞABİLİR.
Aslında her şey TEK ve BİR olan BÜTÜNSEL BİR BÜTÜN arz etmekle birlikte, Ve kendisine yön verirken YÜKSEK VE GERÇEK OLANIN YOL
sizlerin anlayabilmeniz için rakamlarla, boyutlarla açıklamak zorundayız. Beşinci GÖSTERECİLİĞİNDEN yararlanabilir. Bunu kullanmamak kendinize gereksiz
boyut atomik yapısına çapa atıldı dediğimizde bu, artık HÜCRESEL YAPINIZIN bir eziyet çektirmek olur. Dileyin ve alın. İsteyin ve yaşayın. AMA SAMİMİ VE
ENERJETİK VE IŞIK BEDENLE UYUMLU BİR BÜTÜNLÜK CİDDİ OLARAK.
OLUŞTURABİLECEĞİ bir DÜZLEMİ ifade etmektedir ki, bu TEKNOLOJİK
OLANAKLARLA YA DA DÜŞÜNCE VE BİLİNÇ AKTARIMI Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
TEKNİKLERİYLE UZAY YOLCULUKLARI VE TEMASLARI olanağı
demektir. 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
O' nunla gelenler - O' na gelenler )
8.BOYUTUN CEVHERİ OLUŞUMUNA çapa atıldı dediğimizde bu, Gaia
Anamızın ETERİK VE ASTRAL PLANLARININ, beşinci boyut fizikselliğini 2/26- 16.11.2005
cevheri açıdan olanaklı kılabilmesi demektir.

11.BOYUTUN ÖZ OLUŞUMUNA çapa atıldı dediğimizde bu, ÜST UZAYIN


VE HATTA SÜPER UZAYIN ORGANİK, RADRASYONİK, ATOM ALTI
IŞIMALI ORTAMLARINDA VAR OLABİLMEK demektir.

KOZMİK BİLİNCE YANİ TEKİN NEDENSELLİĞİNE çapa atıldı dediğimizde


bu, ÜST UZAYIN VE HATTA SÜPER UZAYIN ORGANİK, CANLI,
BİLİNÇLİ, ZEKİ ORTAMLARINDA VAR OLABİLMEK YANİ YILDIZ
MEDENİYETLERİ, GALAKSİ MEDENİYETLERİ VE HATTA BÜYÜK
MERKEZİ GÜNEŞİN VE EVRENİN OLUŞUMLARIYLA TEMASLARDA
BULUNABİLMEK demektir.

Ancak hem Dünyanın hem de sizlerin BU REALİTELERE UYUMLANMALARI


SÜRECİNDE, herkesin Özgür İradesine ve Tercihine duyulan YASAL
SAYGIDAN dolayı, çeşitli "sıkıntılarda" yaşanacak. Bunlar lütfen dikkatinizi
dağıtmasın, odağınızı bozmasın. Sizlerin odağı UYUM- BİRLEŞİM-
BÜTÜNLÜK- SEVGİ- SAYGI-KABUL- EVRENSEL BİLGELİK- EVRENSEL
NİZAMA ODAKLI kalsın.
" Dostlarımız, onun yarattıklarının YARATIMI. Aslında doğal olan hiç bir şey yok. Her şey
tasarlanmış ve yaratılmış yani yapaylık içeriyor. Her şeyin tasarlanması, öz
Bir önceki mesajımızda paylaştığımız bilgiler de geçen, örneğin ÇAPA sözcüğü maddelerinin üretilmesi ve sonra da yaratılması TEKNOLOJİ ile ilgili. Elbette
ve benzerlerine aldanmayın. Bunlar bizlerin sizlere gerçekleşenleri ve sizlerin dünyanıza yansıyan gerçek teknolojinin bir karikatürü ama sonuçta N =
mekanizmaları anlatabilmek için kullandığımız simgelerdir. Yoksa burada Neden, nasıl her yerde geçerli. Bunun yanıtını da VARLIKLARIN TEKÂMÜL
kullanılan ÇAPA, çok İLERİ BİR TEKNOLOJİNİN BİR APARATIDIR Kİ, SÜREÇLERİNİN GEREK VE GERÇEĞİ BELİRLİYOR.
şimdilik sizlere anlatabilmek pek de olanaklı değildir.
Yine de varlıkların tekâmülleri sürecinde OJİ enerjisi ile tanışmaları, onu
Bu nedenle, aslında yaşanmakta olan ve olasılıkla yaşanacak olan her şey ve içermeleri ve onunla uyumlanmaları şart. Aksi halde RÜYA ÂLEMLERİNDEN
SİZLERİNDE YÜKSELİŞLERİNİZ aslında TEKNOLOJİNİN BİR ÜRÜNÜ HAKİKAT ORTAMLARINA GEÇİŞ olası değildir. Bu nedenle gelişimin bir
OLDUĞUNDAN VE TEKNOLOJİK BOYUT KATILMAKSIZIN sadece İLAHİ aşamasında TEKNOLOJİ ile temas şart. Dediğimiz gibi N’ si ise varlıkların bir
BOYUT VE GALAKTİK BOYUTLAR bu PLANI gerçekleştiremeyeceklerinden yandan da dersi ve sınavı oluyor. Bu nedenle sizlerin dünyasında da her zaman
sizlere çok kısaca TEKNOLOJİYİ açmak istiyoruz. için teknoloji çift taraflı bir bıçak ola gelmiştir. Teknoloji insanlığın çok uzun
tarihi boyunca hem KURTULUŞU ola gelmiştir hem de laneti. Dileriz -ve bu sefer
TEKNOLOJİ = TEK - OL - OJİ - N gerekli önlemleri aldığımızdan güven içinde belirtiriz ki- Teknoloji yine
LANETİNİZ olmaya. Kurtuluşunuz ve kurtuluşumuz ola.
TEK = TÜM VAROLUŞUN KAYNAĞI, NEDENİ, SÜRECİ VE SONUCU
OLAN GÜÇ Ruhsallıkla yoğrulmuş, İnsanilikle örülmüş, Bütünün hayrına kullanılan
Teknolojili günler sizlerin kaderiniz ola inşallah.
OL = OL DEDİ OLDUDAN KASIT. YARATICI FONKSİYON
( Meraklılarına bir küçük ekleme: Bugün dünyanızda Teknolojik Boyutun diğer
deyişle OJİ Enerjisinin Direkt Bedenlileri Japonlar olup, onlar çok ayrı bir
OJİ = O' NUN BİLİNMEYEN GÜCÜ. YARADANIN –Yaradanları da yaratmış SİSTEME bağlı Varlıklardır ve Dünyanızla hiç bir ilgileri yoktur.)
olanın- YARATICI ENERJİSİ.
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
N = NEDEN, NASIL. KULLANIM AMACI VE ŞEKLİ.
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
Teknoloji yaratılmış olan âlemlerin yaratılması ve yaşanması için yani O' nunla gelenler - O' na gelenler )
VARLIĞIN TEKÂMÜLÜ İÇİN gerekli ortamların ve deneyimlerin sağlanması 2/27 – 16.11.2005
için olmazsa olmaz bir GÜÇTÜR. Yukarıda! her şey teknoloji sayesinde oluşuyor
ve gelişiyor. Bütün planlar, iç içe geçmiş boyutlar, tesir alanları, gezegenler,
güneşler, galaksiler, gürzler, kürzler hepsi ve de hepsi, hatta CAN, CANLILIK,
BİLİNÇ, BİLİNÇLİLİK dahi Teknolojik ürünler ve yaratımlardır. Sizlerin doğa
dediğiniz, doğal dediğiniz her şey dâhil ve hakiki olanda, hologram olan da HEP
YARATILMIŞ - ÜRETİLMİŞ ŞEYLERDİR. TEK olan, her ne ise o, sebepsiz,
başsız, sonsuz ve VAR OLANDIR. O'ndan kaynaklanan her şey ise onun ve
"Dostlarımız, Ve tarihin kaydettiği birçok MİSTİĞİN-DEHANIN-DÂHİNİN vejetaryen
olduğuna dair bilgileri de bulabilirsiniz.
Soğuk bir kış gecesinde sizlere merhaba diyoruz. Soğuğa vurgu yapmamızın
nedeni, böylesi günlerde beslenmenize biraz daha dikkat etmenizde yarar Özetlersek, bugün artık aklı başında, sağduyulu bir çok TIP İNSANLARI,
olmasıdır. Ne de olsa kışın insanın fiziksel bedeni biraz daha ihtimam ve kuvvetli EKONOMİSTLER, ÇEVRECİLER, RUHANİ İnsanlar, İnsanlığın yaşadığı sağlık
beslenme gereksinimi içindedir. Bu nedenle de birazdan vereceğimiz mesajın bir sorunları, ekonomik sorunlar, ekolôjik sorunlar ve Ruhsal Sorunlar düzleminde
kış gecesine denk gelmesi hoş bir tesadüf! VEJETERYAN BESLENMENİN çözümün ve şifalanmanın olmazsa olmaz bir
parçası olduğunu ileri sürüyorlar.
Ayrıca ülkenizde ve dünyanızın çeşitli yerlerinde ve de özellikle ekonomisi
gelişmiş olan ve et ağırlıklı beslenen ülkelerde hayvanlardan kaynaklanan değişik Aynı anda ONLARDA sizlere Vejetaryen Beslenmeyi önermektedirler. Ama biz
rahatsızlıkların yaşanmakta olduğu bir döneme de denk gelmesi de ilginç bir bu konuya bir de KAN AÇISINDAN yaklaşmak istiyoruz. Yeni bir Çağın eşiğinde
tesadüf! olan Yeni İnsan adayları olarak sizlere verdiğimiz çeşitli ahkâmlara belki bir ek
olarak, sizleri vejetaryen beslenmeye davet ederken, bizler açısından bu beslenme
Tavuklarda kuş gribi, inek ve danalarda deli dana v.b hastalıkların ortaya çıkması tarzının önemli bir dinamiğine işaret etmek istiyoruz.
acaba neye işaret ediyor? İnsana ne anlatılmak isteniyor? Eğer siz hastalıkların
sadece fiziksel ya da psikolojik süreçlerle ve dinamiklerle ilgili olduğunu ve Dostlarımız,
aslında hastalanana ve onunla ilgili olanlara bir mesaj ve bir uyarı anlamına da
gelmediğini düşünüyorsanız başka. Ama nasıl ki bazı hastalıklar yoksul Bizlerin sizlere beslenme ve dahi başkaca gereksinmelerinizin -tekstil, ayakkabı,
hastalığıdır ve bu hastalıklar aynı zamanda tüm insanlığa yoksulluk ile ilgili bir çanta v.b- karşılanması ile ilgili olarak ÖNERECEĞİMİZ ŞEY ŞUDUR;
UYARI VE MESAJSA, -etleri için beslenen ve kesilen- hayvanların hastalıkları
da, İNSANA BİR UYARI VE MESAJDIR. Hayvanlar, İnsanların dikkatini hem KAN ESASLI - KAN İÇEREN ÜRÜNLERDEN UZAK DURUN.
kendi koşullarına ve hem de İnsanın sefaletine odaklamak istemektedirler. Çünkü
aslında dostlarımız, ETEBUR BESLENME İNSAN DOĞASINA VE
RUHSALLIĞINA AYKIRIDIR. CANLI İKEN BEDENİNDE KAN DOLAŞAN CANLILARIN KANLARI
PAHASINA ELDE EDİLEN ETİNİ YEMEYİN; KANLARI PAHASINA ELDE
EDİLEN DERİLERİNDEN YAPILAN EŞYALARI KULLANMAYIN.
Dostlarımız,
TEKRARLA KANLI ÜRÜNLERDEN UZAK DURUN.
İnsanın aslında etobur bir bedensel yapısı olmadığına, vejeteryan beslenmenin
onun doğal hali olduğuna ve etebur beslenmenin hem fiziksel hem de ruhsal yapısı
üzerindeki olumsuz etkilerine ve aynı zamanda etebur beslenme tarzının Dünya Neden?
Ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerine ve Yoksullukla ve Açlıkla bire bir
ilişkisi üzerine ve yine Ekolojik Denge üzerindeki olumsuz etkilerine de dair Bildiğiniz gibi canlıların hayatiyetleri ile ilgili olarak olmazsa olmaz iki sıvı söz
BİLİMSEL birçok bilgiyi Dünya Kitaplıklarınızda ve birçok kitap da konusudur. Bunlardan biri SUDUR. Hemen tüm fiziksel bedenli canlıların en az %
bulabilirsiniz. Biz bunlara değinecek değiliz. 78 i sudur ve sürekli ve düzenli bir SU alımı ve sirkülâsyonu Canlılığın ve
Hayatiyetin ve de sağlıkla devamı için şarttır. Ancak su esas olarak dış
Aynı zamanda belli başlı bütün Ruhsal Disiplinlerde ve Öğretilerde de kaynaklıdır. Yani canlı suyu dışarıdan alarak kendine mal etmektedir. Vücut
ÖLDÜRMEMEK VE İNCİTMEMEK ile ilgili olarak, hisli ve bilinçli Canlıların kendisi su üretmemektedir. Size daha önceki bazı mesajlarımızda su ile ilgili
yenmemesi yani HAYVAN ETİ yenmemesi ile ilgili olarak bilgileri bulabilirsiniz. bilgiler vermiştik.
Diğer sıvı ise KANDIR. Kanın tıbben de bildiğiniz üzere bazı özellikleri vardır; 2- KAN; HER FİZİKSEL TÜRÜN ORTAK DÜNYASAL VE EVRENSEL
TARİHİNİN CANLI KAYITLARININ VE HATIRALARININ VE DE
1- Kan vücut tarafından üretilmektedir. Başkaca bir yolla, yapay olarak DENEYİM VE BİLGELİĞİNİN SAKLANDIĞI BİR TÜR AKAŞİK OLGUDUR.
üretilemeyen bir maddedir.
3- KAN; HER FİZİKSEL VARLIĞIN, ÇEŞİTLİ ZAMAN VE MEKÂN
2- Vücutta belli ve yeterli bir miktarın altına düştüğü takdirde özellikle de KALP, DÜZLEMLERİNDEKİ İFADELERİNİN VE DAHA AŞKIN BENLİKLERİNİN,
BEYİN VE AKCİĞERLERİN çalışması olanaksızlaştığından ÖLÜME yol BİRBİRLERİYLE İLİŞKİLERİNİ VE ETKİLEŞİMLERİNİ SAĞLAYAN VE
açmaktadır. YÜKSEK! OLANIN, ALÇAK! OLANI TESİRİ ALTINA ALMASINI
SAĞLAYAN BİR AKAŞİK OLGUDUR.
3- Çeşitli kan grupları vardır. Ve bu gruplar arasında belli esaslar dahilinde
alışverişler olabilmektedir. Her grup her gruptan kan alamamaktadır. 4- KAN; YAŞAM BOYU FİZİKSEL VARLIĞIN CİDDİ TÜM DENEYİM VE
BİRİKİMLERİNİN İŞLENDİĞİ VE BİR ENKARNASYONDAN DİĞERİNE
AKTARILMASINDA İŞLEV GÖREN BİYO- ELEKTRO-MOLEKÜLER BİR
4- Esas olarak hayvanların kanları İnsanların kanları ile uyum göstermemektedir. YAPIŞTIRICIDIR.
Yani en yakın hayvandan dahi İnsana kan nakli olanaklı değildir.
5- KAN; YÜKSEK PLANLARDAKİ "YARADANLARIN", ALÇAK
5- Kan bayatlayabilen ve bayatladığında da ölen bir maddedir. Dondurularak bile PLANLARDAKİ "YARADILMIŞLARA" KENDİLİKLERİNİ AKTARMAKTA
belli bir süreden fazla saklanamamaktadır. Yani kan Canlı bir maddedir. KULLANDIKLARI VE ALÇAK PLANDAKİ VARLIKLARIN YÜKSEK
PLANLARA AÇILABİLMELERİ İLE İLGİLİ ANAHTARLARI VE ŞİFRELERİ
6- Kanla ilgili hastalıklar ister bünyede oluşsun ister dışarıdan alınsın, tedavisi en TAŞIYAN BİR "YAŞAM PLANIDIR".
zor olan ve çoğunlukla ölüme yol açan hastalıklardır.
6- KAN; GALAKTİK ORTAMLARA AİT VARLIKLARIN, FİZİKSEL
7- Kan, arada bir -altı ay ile bir yıl arasında- belli ölçüde alınarak, vücutça tekrar DÜNYADAKİ VE BEDENDEKİ AYIRICI İŞARETLERİNDENDİR Kİ, AYNI
üretilmesine yol açılarak tazelenmesi ve temizlenmesi yarar sağlayan bir ANDA HEM AŞAĞISININ YUKARISINI HEM DE YUKARISININ
maddedir. AŞAĞISINI BİREYSEL VE TOPLULUKSAL OLARAK TANIYABİLMESİ
İÇİN ELZEMDİR.
Dostlarımız,
7- KAN; YÜKSEK PLANLARDAKİ "YARADANLARIN", ALÇAK
Tüm bunlar Kanın dünyasal ya da fiziksel olarak önemini de ortaya koymakla PLANLARDA "VÜCUT, RUH VE MANA" BULABİLMESİ İÇİN OLMAZSA
birlikte bunların ardındaki ESASA İLİŞKİN DİNAMİKLERİ DE paylaşmak OLMAZ BİR ALETTİR.
isteriz.
Dostlarımız,
1- KAN; EVRENSEL BİLİNCİN VE ZEKANIN, ONA UYUMLANABİLDİĞİ
ÖLÇÜDE, BELLİ BİR EVRİM SEVİYESİNDEKİ HER VARLIKTAKİ Daha fazlası sizlere yüklenmek ve amacı aşmak olur ama bir, iki ekle bağlamak
TEZAHÜRÜDÜR. istiyoruz.
* İlkel dönemlerde yamyamlığın, etten çok KAN İÇİCİLİĞİ ile ilgili olduğunu “Dostlarımız,
biliyor muydunuz?
Sizlerle paylaştığımız bir önceki mesajımızın, bazı dostlarımızda oluşturduğu ve
* Vampir hikâyelerinde! esas olan niçin KAN İÇİCİLİĞİDİR, hiç düşündünüz daha sonra oluşturacağı sorulara karşılık olarak, kısa bazı eklemelerde bulunmak
mü? istiyoruz.

* Nazilerin ve eski KARA BÜYÜCÜLER KELTLERİN KAN İÇME Önce mesajımızın özünü tekrarlayalım;
törenlerinden haberdar mısınız?
KAN PAHASINA ÜRETİLEN ETLERDEN YEMEYİN. GİYSİLERDEN
* Birçok kadim yerli ırk ve halkın "ADET KANINDAN" ilaçlar yaptığını biliyor GİYMEYİN. EŞYALARDAN KULLANMAYIN.
muydunuz?
Yani Kırmızı et ve tavuk eti yemeyin. Deri ceket giymeyin. Deri koltuk
* Belli bir miktarda Kan akıtılan toprağın veriminin arttığını ama yetişen ürünün kullanmayın. Bu kadar Net.
acılaştığını biliyor muydunuz?
Ancak sorulan ve sorulacak bazı soruları yanıtlamak istiyoruz;
Özcesi,
1- Balıklarda klasik anlamda Kan yoktur. Hangileri hariç; Yunus ve Balinalar ve
Kan çok boyutlu bir KOZMİK OLGUDUR Kİ, herkesin Kanı kendi Bedenine ve benzeri büyük balıklar. Bunların dışındaki balıklar da Kan yoktur. Biz daha önceki
Benliğine aittir. Gönüllü olarak yapılan Kan nakilleri hariç, kimsenin kanına mal bir mesajımızda bazıları hariç deniz ürünlerini yiyebileceğinizi söylemiştik. Ama
olacak eylemlerde bulunmamanız, hele de BENLİKLERİN BÜTÜNLEŞECEĞİ- derseniz ki "Gözü olan hiç bir Canlıyı yemem" saygı duyarız, anlarız.
BÜTÜNLENEN BENLİKLERİN BİRLEŞECEĞİ- BİRLEŞENLERİN
TEKLEŞECEĞİ bu dönemde sizlerin FİZİKSEL-RUHSAL-GALAKTİK- 2- Yumurta; Yumurtada da Kan yoktur ve Kan pahasına elde edilmemektedir.
KOZMİK olarak bir BORCUNUZ-SORUMLULUĞUNUZ- GÖREVİNİZDİR. Bizce yenilmesinde sakınca yoktur. Ama derseniz ki potansiyel hayatiyettir,
Bizden hatırlatması. yemek istemiyorum. Saygı duyarız, anlarız.

Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. 3- Kan Kanseri hastasıyım, kan pıhtılaşması sorunum var, kan şekerim düşük ve
doktorlar bana "kaplumbağa-İguana-Bukalemun" kanı önerdiler derseniz. Sakın,
sakın, sakın ha. Bir süreliğine fiziksel yarar sağlar gibi görünseler de, Ruhsal
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - potansiyelinizde -üç ve dördüncü bedenlerinizde yaratacakları- tahribat, kısa
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) zamanda fiziksel bedeninize de yansıyacaktır.

4- Ayakkabı, kemer, çanta v.s her şey deri ne yapabilirim derseniz, acaba deriz,
2/28- 22.11.2005 acaba.
Dostlarımız, “ Dostlarımız,

Bilgi ve bilişleri paylaşmak, aktarmak bizim sorumluluğumuz. Gerisi tamamen Sizlere bazı mesajlarımızda mantığınızı zorlayacak önermeler ve açılımlar
sizlere kalmış. Ancak unutulmaya, Evrende her şey birbiriyle ilişkili. Yalıtık bir iletiyoruz. Örnekse; "Nedenler sonuçlara değil, sonuçlar nedenlere yol açar" dedik.
ada değilsiniz. Kendiniz için tercih edeceğiniz ve hayırlara vesile olacak seçimler Ya da zamanda bir yolculuktan söz edilecekse bu, gelecekten geçmişe doğrudur,
bizleri de hayırlara taşıyacaktır. Bu nedenle hem kendinizi hem sevdiklerinizi hem dedik. Yine sizin zaman içinde değil de, zamanın sizin içinizde yolculuk
de tüm mevcudatı ŞİFALANDIRACAK-ONURLANDIRACAK-IŞITACAK ettiğinden söz ettik.
seçimlerde bulunmanız dileği ve temennisiyle, sizleri sevgiyle selamlıyoruz.
Tüm bu mantığınıza ters gibi görünen önermeler, sizlerin Newton fiziği ile
şekillenmiş olan LİNEER - DOĞRUSAL ALGILARINIZA ve Kabullerinize ters
BÜTÜNLÜĞÜN MURADI - IŞIĞIN DOĞASI - HERKESİN EN YÜKSEK gelmekteyse de, bugün artık KUANTUM Fiziği ya da Parçacık Fiziği ya da Atom
HAYRI FENERİNİZ OLA BU KARANLIK YOLDA. Altı Fiziği ile ilgilenen Bilim İnsanlarına mantıksız gelmemektedir. Şunu da
unutmayın sizlerin tekâmülleri bilimsel gelişmeye değil, bilimsel gelişmeler
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. sizlerin tekâmüllerinize bağlıdır. Sizlerin tekâmülleriniz nispetinde
Bilinçlerinizdeki sıçramalar, bilimsel alanda da sıçramaları olanaklı ve zorunlu
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - hale getirir.
O' nunla gelenler - O' na gelenler )
Esasen birçoğunuzca bilinen Einstein’ın o meşhur E=m.c2 formülü, daha büyük
2/29- 22.11.2005 bir denklemin bir parçası olup, Einstein bu formül ve denklem ile ilgili anlayışı
rüyasında edinmiş ve uykusundan uyanarak not almış ve de formülü uygulayarak
denklemi çözmüştür. O zamana kadar bilinen Fizik kuralları ve yaklaşımları ile
atmosferin dışında, Uzayda yol alacak bir Uzay gemisi yapılamıyorken, Kuantum
Fiziğinin yaklaşımları iledir ki, bu engel aşılmıştır. Daha sonraları birçok fizikçi
Kuantum Fiziği alanında çalışmalar yapmışlardır. Bunlardan en ünlüleri olan Neil
Bohr, bir nöro-fizyologla işbirliği içinde gerçekleştirdiği çalışmalarla ilginç
sonuçlara ulaşmıştır.

Bizler sizlere zaten dünya kitaplığınızda bulabileceğiniz fizik bilgileri verecek


değiliz, ama yine kendi düzlemimiz açısından elde edilen sonuçları özetle
aktarmak ve yorumlamak istiyoruz.

Çalışmalarla tüm canlı ve cansız varlıkların, atomlardan ve atomların da kuanta


denilen parçacıklardan oluştuğu anlaşılmış. Yani var olan her şey özünde
kuantalar diye adlandırılan elektriksel değerlerden oluşmakta. Bu kuantaların
kendi başlarına, tek bir birim olarak "zeki ve bilinçli" oldukları saptanmış.
Kuantaların birbirleriyle bir şekilde iletişim ve etkileşim içinde oldukları
anlaşılmış. Öyle ki bazıları, belli şekillerde bir araya gelerek belli yapıları
oluşturmakta ve bu bütünlükler, diğer bütünlüklerden farklı nitelikler ifade
etmekte. Yine deneylerle, Işığın -fotonun- aynı anda hem parçacık hem de dalga Örnekse; iç içe geçmiş ve biri diğerinin kaynağı ve yansıması olan saklı
boyu olarak var olabildiği ve gözlendiğinde kendisini parçacık olarak ifade ettiği düzenlerin ya da evrenlerin, geçmiş ve geleceklerimizi barındırıyor
ve yerinin ve rotasının yani varlığının saptanabilmesine rağmen, gözlenmediğinde olabileceklerini ve bu saklı düzenler arası irtibatlarla, geçmiş ve geleceklerimizi
dalga boyu olarak kendisini ifade ettiği ve yerinin ve rotasının saptanamadığı yani bilebileceğimizi ve bilincimizle etkileyip, değiştirebileceğimizi KURAMSAL
var olup olmadığının anlaşılamadığı belirlenmiş. Yine parçacıkların kendi olarak ispat etmiş bulunmaktadırlar. Elbette henüz çalışmalarda, bulgularda yeni
başlarına bir zekâ ve bilinç taşımakla birlikte, gözleyenin bilinci ve niyetinden ve yetersiz olsa da, Kuantum Fiziğinin "bilinç - niyet - belirsizlik- görecelilik- İLE
etkilendikleri yani öznel bir nitelik taşıdıkları ve belli parçacıkların adeta dışarıdan İLGİLİ BULGULARI DEVRİM NİTELİĞİNDEDİR.
verilen tesirlerle bir araya gelerek belli bir bütün oluşturdukları ve bu bütünlerin
de daha büyük bütünleri koşulladıkları anlaşılmış. İşte yukarıda çok, çok özetle aktardığımız bulguların ışığında bizlerin de sizlerle
paylaşacağı ve yarınlarda Biliminizce de ifade edilecek önermeler, bizim
Tüm bu çalışmalardan ve verilerden hareketle şu sonuçlara varılmış; mantıklarınızı zorlayan yaklaşımlarımızın temelini oluşturmaktadır;

1- Bütün var olan şeylerin temelinde kuantalar var. Dolayısıyla her şey birbiriyle 1- Evrende her şey TEK bir BİLİNCİN çeşitli ifadeleri olup, özünde her şey
aynı yapıda ve nitelikte. Her şey birbiriyle ilişki ve etkileşim içinde. Hiç bir şey AYNIDIR. FARKLILIKLAR VARDIR AMA AYRILIK YOKTUR. AYRILIĞA
birbirinden yalıtık ve ayrı değil. Farklılık var ama ayrılık yok. Çeşitlilikten oluşan FARKLI TİTREŞİM DEĞERLERİNE SAHİP DALGA BOYLARI VE ONLARI
bir zenginlik var ama kopukluk ve karşıtlık yok. ALGILAYAN FARKLI BİLİNÇ SKALASINDAKİ BEYİNLER YOL
AÇMAKTADIR.
2- Her bir parçacık kendinde bir zeka ve bilinç içermekte ve diğer parçacıklarla
girdiği ilişkilerle daha büyük Bütünler oluşturmakta. Bu Bütünün ise kendi bir 2- Bütünün yani TEK olan BİLİNCİN çeşitli bileşenleri arasında sürekli bir
zekâsı ve bilinci olmakta. Ve bu parçacıklar dışarıdaki bir zekâ ve bilinçten, İLETİŞİM – ETKİLEŞİM - PAYLAŞIM vardır.
niyetten etkilenmekteler. Ve de belli parçacıklar, belli koşullarda belli etkilerle
belli Bütünleri oluşturmakta. 3- Bir parçacık aynı zamanda Bütünün tüm niteliklerine de sahiptir. Ve bir
parçacıkta ki bir gelişme - değişme tüm diğer parçacıkları ve Bütünü de
3- Ancak aynı anda dalga boyu yani frekans şeklinde var olduklarından, bir çok etkilemektedir.
değişkene bağlı olarak hareket edebileceklerinden Mutlak bir olasılık söz konusu
değil ve belirsizlik ve görecelilik esas karakterleri. 4- Ancak, Bütünün yine de kendine ait Ayrı bir BİLİNCİ ve HAKİKATİ vardır.

4 - Tüm bulgular bu parçacıkların ve oluşturdukları Bütünlerin, hem bilinçli ama 5- ASLINDA VAR OLAN MUTLAK GERÇEKTEN AŞAĞIYA DOĞRU
hem de etkiye açık ve de belirsizlik ve görecelilik prensiplerine tabi oluşları SALKIMLAR VE SAÇAKLAR ŞEKLİNDE BİR OLUŞUM OLDUĞUNDAN
nedeniyle, daha Hakiki bir Oluşumun gölgeleri, yansımaları olduklarını, saklı bir VE AŞAĞIYA DOĞRU BİLİNÇ SKALASI DÜŞTÜĞÜNDEN, EVRİM VE
düzenin açık ifadeleri olduklarını ve bu saklı düzenlerin de daha hakiki düzenlerin GELİŞME AŞAĞIDAN YUKARIYA DOĞRU DEĞİL, YUKARIDAN
gölgeleri olması gerektiğini ve iç, içe geçmiş, katman, katman bir Var oluş olması AŞAĞIYA DOĞRUDUR. Geçmişten geleceğe doğru değil, gelecekten geçmişe
gerektiğini ima etmekte. doğrudur ve parçadan bütüne doğru değil bütünden parçaya doğrudur. Eksik olan
Dostlarımız, Tamlaşmaya çalışmaktadır. Ama evrim Tamdan Eksiğe doğrudur. Göreceli olan
Mutlaklaşmaya çalışmaktadır ama evrim Mutlak olandan Göreceli olana doğrudur.
İşte bugün Atom altı parçacık fiziği ile ilgilenen Bilim İnsanları bu ve diğer Nedenler sonuçlarını oluşturmaya çalışmaktadır ama evrim sonuçlardan nedenlere
verilerden hareketle, düne kadar Mistik diye adlandırılan kişilerin Metafizik diye doğrudur.
adlandırılan birçok önermelerini Bilimsel bir düzlemde ele almakta ve
anlamlandırmaktadırlar.
Bu nedenle bizler sizlere, gelecekten geçmişlerine gelmiş, onarıcılar ve “Dostlarımız,
şifalandırıcılar olduğunuzu söyledik. Bu nedenle bizler sizlere, sizleri Aydınlık
Yarınların beklediğini söyleyebiliyoruz. Ve bu nedenle hiç bir şeyin göründüğü Bir önceki seslenişimizde, çok özetle sizlerle Kuantum Fiziği ve onun çıkarımları
gibi olmadığını ve Evrensel olanın Mantığının Dünyasal Mantığınızla üzerine söyleştik. Bu söyleşiye ek olarak, daha sonra üzerinde durmak ve yeterli
anlaşılamayacağını söylüyoruz. bir bilgi ve açılım paylaşmak üzere size Rüyalarla ilgili bir bilgi vermek istiyoruz.
Ki bunu vermemizin bir nedenini de yakında anlayacaksınız.
Dostlarımız,
Rüyalarla ilgili de dünya kitaplığınızda hem Dünyasal hem de Metafizik eserlerde
Bir umman olan Kuantum Konusuna, Saklı Evrenlere, Kuantum Bilinçlere ve bilgiler bulabilirsiniz. Ancak biz sadece Kuantum Fiziği ile ilgili olarak bir değini
Oluşumlara girmeden, çok yüzeysel ve işaretsel olarak Kuantum Fiziğine dikkat de bulunmak istiyoruz. Fizikçiler yaptıkları deneyler sırasında kuantaların "zeki ve
çekmek isteyişimizin tek nedeni, bugünün Biliminin de artık Metafizik diye bilinçli" olduklarını ve de dışlarındaki "saklı" bir süreçten tesir aldıklarını
bilinen olgularla iç içe geçmeye başladığına ve de bizlerin Mantığının ve saptadıkları gibi, bu tesirlerin de bir tür "rüyalar" yoluyla alındıklarını da
önermelerinin de KOZMİK FİZİĞİN YASALLIKLARINA dayandığına saptamışlardır. Yani parçacık olan oluşum, dalga boyu halindeyken bir anlamda
değinebilmekti. Böylesi bir dönemde ESKİ VE KÖHNEMİŞ SÖZDE BİLİMSEL "rüyada" olup, bu sırada aldığı çeşitli tesirleri, parçacık halinde iken birçok
YARGILARINDAN KURTULAMAYAN İNSANLAR VE İNSANLIK, değişkene de bağlı olarak ifade etmektedir. Yine parçacık halinde iken ölçümü
KUANTUM EVRENDE YERLERİNİ ALAMAYACAKLARDIR. Bu nedenle yapılan elektriksel değer ile dalga boyu halindeyken yapılan elektriksel değer
bilinçlerde ve yaşayışlarda KUANTUM SARSINTISI VE SIÇRAYIŞI ŞARTTIR. arasındaki farklılık ve ilişki, insanın uyanıkken ve uyurken ki beyin elektriksel
Sizleri Kuantum Fiziği ve Felsefesi ile ilgilenmeye ve hayata ve hayatlarınıza bu değerlerini çağrıştırmaktadır.
fiziğin ve felsefesinin ışığında tekrar göz atmaya davet ediyoruz. Belirsizlikler ve
görecelilikler içinden, Mutlak Gerçeğe Emin ve Sağlam adımlarla yürümeniz
dileğimizdir. Dostlarımız,

Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. Diyeceğimiz o ki, Saklı bir Gerçeğin gölgesi olan göreceli ortamlar bir anlamda
tümüyle "RÜYA ÂLEMLERİ" olmakla birlikte, sizlerin Rüyalarınızın bir kısmı
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - da -özellikle gelecekle ve sizlerin olası yaşantılarınızla ilgili olanları- o saklı
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) süreçlerden ve oluşumlardan yani Kuantum ortamlardan sizlere akan
2/30- 25.11.2005 tesirlerdir. Bu rüyalar sizlerin GELECEĞİNİZDEN - DAHA BİLİNÇLİ
BENLİĞİNİZDEN size akan haberlerdir ki, bunlara GEREKLİ DİKKATİ
GÖSTERMEK, sizlerin belirsizlikler ve olasılıklar içinden, arzuladığınız ve hem
sizin hem de Bütünün hayrına olan geleceklere ve yaşantılara
ulaşmanızda yardımcılarınız olacaklardır. Bu nedenle özellikle gelecekle ilgili
rüyalarınıza, BELKİDE YAŞANMIŞLIĞIN GÖLGELERİ OLARAK dikkat
etmenizi ve önem vermenizi, yararlanmanızı bilgi ve seçimlerinize sunarız.
Geliştirici ve müjdeli rüyalar sizlerin ola, İnşallah.

Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.

0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -


O' nunla gelenler - O' na gelenler ) 2/31 – 25.11.2005
“Dostlarımız, Belki başka yerlerde de okudunuz ya da duydunuz benzer deneyimleri. Ama ortak
bir dostumuzun aktarımlarını sorgulamak, açmak, yanlışlamak ya da doğrulamak
Son seslenişimizde bazı rüyalarınızın, özellikle de gelecekle ve sizlerin olası olanağına da sahipsiniz. Bu nedenle dostumuzun da bizlerinde Samimiyetine
yaşantılarınızla ilgili olanlarının Kuantum Evrenden ve Bilinçten sizlere verilmiş GÜVENMENİZ ricasıyla sizleri -bu paylaşımda isteksiz - ortak dostumuzla baş
haberler olabileceğini ve bu yüzden de bunları önemsemenizin, dikkate almanızın başa bırakmak istiyoruz.
yararlı olacağı üzerinde durmuştuk. Ve de demiştik bu çok özet mesajı verişimizin
bir nedenini de daha sonra anlayacaksınız. Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.

İşte şimdi o nedenle sizlere seslenmekteyiz. Ancak biz kısa bir giriş yaptıktan 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
sonra, sözü tamamen aktarıcı dostumuza bırakacağız. Çünkü ondan, sizlerle bazı O' nunla gelenler - O' na gelenler )
rüyalarını paylaşmasını istedik. Dostumuz, 27 Nisan 2005 günü sabah 09.00
sıralarında bir "kalp spazmı" geçirdi ve üç gün hastane de ve iki gün de evinde
yattı. Sonrasında ise ilginç deneyimler yaşadı. Ki bu deneyimlerin bir parçası da Merhabalar,
rüyalarıdır. Dostumuzdan sizlerle bunların bazılarını paylaşmasını istedik. O ise
bunu kabul etmek istemedi. Çünkü zaten irrasyonel bir durumda olduğunu ve İmzayı ONLAR diye atmak beni -sizlere ve üçüncü kişilere karşı her türlü-
bunları paylaşmasının irrasyonelliğini iyice arttıracağını ve bir de odağa kendinin sorumluluktan kurtarmasa da yine de ONLARIN yazılarını aktarmak, iletmek
geleceğini, oysa önemli olanın ONLARIN aktarımları olduğunu ileri sürdü. Ancak görece kolay. En nihayetinde elçiye zeval olmaz der, çıkarım işin içinden. Baktım
bizim ısrarcı olmamamızın ise nedenleri var; olmuyor "hastayım, ruhen sağlıksızım" savunmasını yaparım. Ki öyle olmadığım
ne malum? Ama şimdi yazacaklarımın altına kendi adımı yazacak olmam ve de
Zaten irrasyonel bir durumda olan dostumuzdan yaşadıklarını kısaca paylaşmasını yazacaklarımın ONLARIN aktardıklarından daha "irrasyonel" oluşları biraz
istiyoruz çünkü rahatsızlık veriyor. Ayrıca gerçekten dikkatin Yıldırım Sayıta’ da değil de
ONLARDA olması gereği ve isteğimle de çelişiyor. Ama rica Büyük yerden,
1- Sizlere görünenin ötesinde var olan görünmeyenlerle ilgili bir tablo sunmak kırmak da olmaz. Kaldı ki konu Yıldırım, Ahmet, Ayşe konusu değil elbet. Her
istiyoruz, birimiz adlarla, şekillerle bilinen, işaret edilen ama ne adlara ne de şekillere
sığmayacak Varlıklarız ve asıl olan da adlardan, şekillerden azade olan bu
2- Kalp çakrası ile biyo - bilgisayar aktivasyonundan söz etmek istiyoruz, Varlıklar. Ayrıca sizlerle paylaşacaklarımı da, bir anlamda bir tanışın içini döküşü
ve kurgu bilimsel denemelerini paylaşması olarak da ele alabilirsiniz. Çünkü
3- Evrensel - Galaktik Sistem ve çalışmalarla ilgili bir tablo sunmak istiyoruz, öncelikle şunu itiraf etmeliyim ki, paylaşacakları mı -rüyaları kastediyorum- görüp
görmediğimden, yaşayıp yaşamadığımdan ben de ve halen emin değilim. Ayrıca
bazı olgularında gerçekliğinden halen de şüpheliyim. Ama galiba gördüm ve
4- Bizim ve diğer dostların bu tür bağlantıları ile ilgili bir tablo sunmak istiyoruz. yaşadım. Bunların zihnimin bana oyunu olup olmadığını da bilemem ama esaslı
bir akıl rahatsızlığı açısından şunu söyleyebilirim ki, yakın arkadaşlarımın da
Bu nedenle dostumuzun yaşadıklarını -kısmen de olsa- paylaşmasını önemsiyoruz. bildiği gibi GÜNDELİK HAYATIMI SÜRDÜRMEK VE MADDİ VE MANEVİ
Ama hep dediğimiz gibi, aktarılacak olanları GÖNÜL TERAZİNİZDE TARTIN. ihtiyaçlarımı karşılamak ve ortalama, normal! biri gibi davranmak konusunda
SİZDE YANKISI OLANLARI DİKKATE ALIN. DİĞERLERİNİ BİR BİLİM- sıkıntım yok. Yani ruhsal rahatsızlığı kabullenmem. Ama yanılsama, gerçekmiş
KURGU OLARAK ELE ALIN. AMA UNUTMAYIN, TERAZİNİZİN gibi sanma vs olabilir aksini BEŞ DUYUYU TATMİN EDECEK ŞEKİLDE
KEFELERİ DE DENGEDE OLA LÜTFEN. ispatlayamam. Ama zaten ispatlamak gibi bir baskı ve istek içinde de değilim.
Şimdiden sonra yazacaklarımı da sizlerin samimiyetinize ve hoş görünüze
güvenerek yazacağım. ONLARINDA dediği gibi, yazılarla ilgili MUKTEDİRLER aynı anda aslında Can’ın bana değil de benim Can’a daha çok ihtiyacım olduğunu
sizlersiniz. Aramızdaki bu dostça paylaşımda GÜÇ ve KARAR sizlerin ellerinde. da anladım.
Bunun da verdiği rahatlıkla sizlerle bazı yaşantıları-mı- paylaşmaya başlıyorum;
Sonra birden kendimi çıktığım yolu inerken buldum ve derken gözlerimi açtım ve
1- Daha önce bir işaret vermeksizin ya da ben fark etmeksizin, 27 Nisan günü gerisi anlattığım gibi gelişti.
sabah saatlerinde kucağımda 3 yaşındaki oğlumuz Can’la yürürken, yuvasına az
bir mesafe kala "kalbimde çok yoğun bir ağırlık, sıkışma" hissettim ve nefes 2- Toplam beş günün ardından ayağa kalkıp, işe ve diğer uğraşlara başladığımda
alamaz oldum. Can’ı yere bırakabildim ki, ben düştüm. Yaklaşık otuz saniye sonra bazı değişiklikler oldu. Öncelikle özellikle de Mayıs, Haziran ve Temmuz ayları
kendime geldiğimde bir kişi Can’ı tutmuş ve bana da yardımcı olmaya çalışıyordu. boyunca kapalı yerlerde duramaz oldum. Büroda, adliyede, evde vb duvarlar
Can’ı yuvasına bıraktım ve kalbimde çok yoğun bir ağırlık, sıkışma ve ağrıyla ve üzerime, üzerime geliyordu. Dışarıda, gökyüzünün altında olmak istiyordum.
zorlukla nefes alarak en yakın hastaneye gittim. Orada bir süre acilde kontrol Ayrıca uyku düzenim çok değişti. Saat 01, 02 gibi yatıp ama iyide uyuyamayıp,
altında kaldım ve kalp spazmı geçirdiğimi öğrendim. Ardından başka bir saat 05, 06 gibi kalkmaya başladım. Ama uykusuzluk ya da güçsüzlük de
hastaneye gönderildim, üç gün gözlem odasında yattım ve sonra anjiyo yapıldı, hissetmeksizin. Ve bir de bu az zamanlarda rüyalar görmeye başladım. Çeşitli
önemsiz plakalar tespit edildi ve derken eve geldim. İki gün de evde dinlendim ve nedenlerle az görüştüğüm ama sevdiğim bazı insanlarla görüşür oldum, epeydir
bir sürede kan sulandırıcı haplar kullandım. Ve de hayatıma devam ettim ve de içmediğim içki ve hatta sigara içer oldum. Geceleri gezer oldum vs. Mayıs ayının
inşallah bir şeyim kalmadı. Bu ilk görünen kısmı. sonlarına doğru bir sesle birlikte ONLARLA tanışmaya başladım. Ama sesten
önce rüyalarımı anlatmak istiyorum. Çünkü rüyalar sesten önceler.
Kalbime bir büyük kaya oturmuşçasına ağırlık, sıkışma ve ağrı duyduğum ve
nefessiz kalıp, kendimden geçtiğim ve aşağı yukarı otuz saniye süren o zaman 3- Geceleri çok az uyuyabilmeme rağmen birçok tuhaf rüyalar görüyordum ve
boyunca ise şunları yaşadım; bunlardan dolayı da uyuyamıyordum da. Bazıları neşe ve ferahlık bazıları ise
keder ve sıkıntı veren bu rüyaların bir kısmını aktaracağım.
Ben, ama yıldırım değil, birden hafiflediğimi hissettim ve bir tür enerji tüneli gibi
olan bir yolda uçarak diyebileceğim şekilde yol almaya başladım. Yukarıya doğru * Bir yerdeyim. Yeri tanımıyorum. Ama çölü andıran bir yapısı var. Çorak bir
ve uçarak yol aldıktan sonra, beyaz renk ağırlıklı bir ortama geldim. İlerde çok toprak üzerinde ve telaşla koşuyorum. İçimde yoğun bir sıkıntı var. Kendi
daha beyaz ve ferah olduğunu hissettiğim bir alana doğru çekildiğimi fark kendime "geç kaldım, yetişemeyeceğim, böyle olacağı belliydi" diyerek, kendime
ederken, birden bulunduğum yerde birileri olduğunu gördüm. Ama aslında kızıyorum. Ve bir yandan da telaşla ve sıkıntıyla, bir umut yetişirsem diye
gördüğüm bir şey de yoktu. Yine de bir tür yuvarlak masanın etrafında oturmuş ve koşuyorum. Ama bulunduğum yerin Dünya olmadığını bilmekle birlikte neresi
hiç birini tanımamakla birlikte hiç de yabancılık hissetmediğim ve sadece beyaz olduğunu ve nereye yetişmem gerektiğini de bilmiyorum. Derken birden
renkli olduklarını söyleyebileceğim bir grup varlık konuşmaya başladılar. üzerimden bir küçük uzay diski geçiyor. Bizim tosbağa dediğimiz arabayı
Hatırlayabildiklerim şunlar; hatırlatacak şekilde, üstü tamamen camla kaplı, yuvarlak hatlı ve uçan bir küçük
araç. Ve birden üzerimde duruyor, üstü yani camı açılıyor ve büro arkadaşım B
" - Niye gelmiş ki? — Daha zamanı değil ki? — Oğlu yok muydu? — Yok, geçiş sesleniyor; "Hadi atla". Nasıl yaptığımı anlamadan, zıplıyor ve atlayıp arka
için gelmedi ki? " koltuğa oturuyorum. Oturunca cam kapanıyor ve araç hareket ediyor. Bu sırada ön
koltukta diğer büro arkadaşım N' nin de oturduğunu görüyorum. İkisi de merhaba
Bu arada birden eğer ölürsem gözümün arkada kalmasına yol açacak şeyler deyip, rahat ol gecikmiş değiliz tam zamanında orada olacağız diyorlar. Ve fark
olduğunu fark ettim. Öncelikle oğlum Can için dönmek istedim. Ardından bazı ediyorum ki ne B, bildiğim B ne de N. İkisi de yaklaşık iki metre boylarındalar ve
ruhsal anlayışlar ve çalışmalarla ilgili olarak dönme isteğim oluştu. Bir de ikisi de hem çok güzeller hem de çok sağlıklı görünüyorlar. Ayrıca ikisi de uzun
hayatımda bazı değişiklikler yapabilmek isteği dönme isteğine yol açtı. Ancak saçlı ve saçlarını arkadan toplayıp, bağlamışlar. Birden kendimin de bildiğim Y
olmadığını ve uzun boylu, güzel ve sağlıklı bir fiziğe sahip olduğumu anlıyorum. * İndiğim gezegende ilk dikkatimi çeken sıcaklıktı. Hava inanılmaz sıcaktı. Ama
Sonra ilerde bazı binalar görülüyor. Bunlar çok yüksek binalar ve bizim buna rağmen gezegenin büyük bir kısmı sular altındaydı. Şaşırdım ve hem bu
gökdelenlerimiz yanlarında kısa ve küçük kalırlar. Ve derken böylesi birçok kadar sıcak hem de bu kadar suyla kaplı nasıl olabilir, diye düşündüm. Sonra
yapının olduğu bir şehre doğru yaklaşıyoruz. Bu binalar kat, kat zeminlere sahipler buraya nasıl ve neden geldiğimi düşündüm ve fark ettim ki, "düşünce akış
ve içlerinde birçok İnsanlar var. Ve de çok aydınlıklar. Beyaz bir ışık hâkim. tekniğiyle" gelmiştim ve "holografik" olarak buradaydım. O nedenle ne sıcaklık ne
Derken ilerde daha da büyük ve yüksek üç bina görünüyor. B ye bunların ne su ne de başkaca bir şey beni etkilemeyecekti. Bu gezegenin bir günü boyunca
olduğunu sorunca gülüyor ve "YÖNETİM - BİLİŞİM - ETKİLEŞİM" binaları gibi burada kalıp, yine "düşünce akış tekniğiyle" geri dönecektim. Ancak gezegenin bir
bir şey söylüyor. Biz binalardan birine yaklaşınca camları açılıyor ve uzay günü bana göre çok kısaydı. Biraz yol alınca ilerde bir toprak parçası ve üzerinde
diskimizle hangar gibi bir yere konuyoruz. Sonra biraz yürüyünce bir boşluğa bazı canlılar gördüm. Bu canlılar biraz İnsanı andırıyorlardı. Ama görüntü
doğru yaklaşıyoruz. B ve N hadi yukarı toplantı salonuna çıkalım diyorlar. Bense felaketti; Hepsi çok sağlıksızdılar. Vücutlarında vebalı ya da cüzamlılarmış gibi
şaşkınım. Havada üst üste asılı duran birçok zeminler var ama dayanakları da yok yaralar, kanayan bölgeler vardı. Dişleri çürüktü. Çok zayıf ve güçsüz
aralarında bir merdiven ya da asansör de yok. Nasıl çıkacağız deyince B gülüyor görünüyorlardı. Ama daha da kötüsü "düşünce ve bilinç" sinyali yoktu. İçgüdüsel
ve sen iyice garipleştin diyor ve ekliyor, hava boşluğundan tabi ki deyip, kendini bir düzeydeydiler ve de her biri Korku içindeydi. Birbirlerinden çok korkuyorlar
boşluğa bırakıyor ve hop yükseliyor. Ardından N ve sonrada ben. Hava boşluğu ve devamlı birbirlerini kolluyorlardı. Ve biri bir zayıflık gösterirse diğerleri hemen
dedikleri şey bizi yükseltiyor ve derken bir kat da kendiliğinden koridora ona saldırıp, zarar veriyorlardı. Niye buraya geldiğimi düşünürken birden "bir
çıkıyoruz. Sonra bir kapı açılıyor ve geniş bir salona giriyoruz. Bu salonda düşünce öncülü" sinyali aldım. Bir grup, az sayıda ki yaratıkta "düşünce ve bilinç
karşımızda bir grup insan var ve içlerinden birinin, ortada duranın bir şekilde öncülleri" tespit ettim. Ve o zaman anladım. Bu yaratıklar henüz bilinçli olarak
eşitler arasındaki birinci olduğunu hissediyorum. O kişi, "artık geldiğinize göre değilse de, içinde bulundukları hali sorgulama, yadsıma eğilimi geliştiriyorlardı.
toplantıya başlayabiliriz diyor" ve birden salonun ortasında adeta yerden biten Hep mi böyle olduklarını ya da sonradan mı bu hale düştüklerini "düşünüyorlardı".
yuvarlak bir masa ile koltuklar ortaya çıkıyor. Herkes oturunca O kişi yine Ancak bunun diğerleri tarafından anlaşılmasından ve kendilerine zarar
"toplantıyı kayıta da başlayalım" diyerek, duvarda duran tuhaf, bizlerin klimalarını verilmesinden de çok korkuyorlardı. Ve birbirlerine güvenemiyorlardı. O zaman
andıran bir alete dokunuyor. O alete dokunmasıyla birlikte önce, camlardan SU anladım oradaki görevimi. Bu yaratıklara "bilinç ve düşünce akışı tekniğiyle"
akmaya başlıyor. Ama hiç bir yeri ıslatmadan ve sürekli bir akış başlıyor. Ayrıca cesaret ve kararlılık aktarmaya gelmiştim. Bu az sayıdaki yaratıktaki düşünce
da içeriyi, rahatlatıcı ve hafif sesli bir SU SESİ daha doğrusu MÜZİĞİ kaplıyor. öncüllerinin gelişebilmesi ve aralarında bir birlik oluşabilmesi için, cesaret ve
Tüm bunlara şaşırmış bir şekilde soruyorum; "Yani ses ve görüntü kaydı mı kararlılık aktarımı ve ölçüm yapmak için gelmiştim bu gezegene. Çok kısa sürede
yapılacak?". O kişi gülüyor ve yanıtlıyor; "ilahi Y, bu sefer gerçekten çok akşam oldu. Ve ben yine aynı teknikle "yuvama" dönerken aklımdan şu düşünce
yoruldun ve karıştın herhalde. Elbette ses ve görüntü kaydı da var ama aynı anda, geçti; "Raporum belli: Umut var." Uyandığımda içimde hem bir sıkıntı ve üzüntü
hepimizin nabız atışları, tansiyonları, kan şekerleri, ses tonlarımız, ses ama hem de bir iyimserlik vardı.
frekanslarımız, görüntü tonlarımız, ortamın manyetik alanı, bu birliktelikle ilgili
ve ilişkili diğer ifadelerimiz v.b de akaşik olarak kaydedilecek. Gerçekten bunları * Kendime geldiğimde büyükçe bir Uzay gemisinin içindeydim. Ama bunun öyle
hatırlamıyorsun değil, mi?". Ardından O kişi bana, "Dünya gerçekten çok yoğun çok da büyük bir gemi olmadığının da farkındaydım. Askeri giysileri içindeki bir
ve baskılı bir yer. Ara, ara böyle olmanız normal. Ancak sen biraz fazla subay, "nasılsınız" diye sorunca anladım ki, bir Sirius Askeri İrtibat Gemisi
baskılandın, o nedenle de bu toplantıyı yapıyoruz. Rahat ol. Telaşa gerek yok. Geç içindeyim. Ve karşımda da bir Siriuslu İrtibat Subayı var. Biraz yorgun ve sıkkın
kalmış, yetişememiş değilsin, değilsiniz. Üçünüzün de çalışmaları ve raporları deyip sordum, "Nereye gidiyoruz?" diye. O da, gemilerinde konuk olduğumu, beni
mükemmel. Bilişim çok memnun. Şimdi ele alınca göreceksiniz sizlerde" Satürn Çıkışına kadar götüreceklerini, orada Dostlarımın beni karşılayacaklarını
dedi. Ardından başlıyoruz gibi bir şey dediğinde, keşke uyanmasam diye ve teslim alacaklarını ve kendilerinin görevlerinin biteceğini söyledi.
düşündüm. En başta telaşla koşarken ise uyanmak istiyordum. Ama uyandım. Söylediğinden ve halinden, tavrından konukluğun birazda zorunlu olduğunu
Hatırladıklarım da bunlar, hissettiğim ise NEŞE VE FERAHLIK. Her şeyin anladım. Ama subay çok nazikti ve efendim diye hitap ediyordu. Ne oldu? Diye
yolunda olduğu hissi ile doluydum. Ama bu her şeyin ne olduğunu da bilmeksizin. sormam üzerine, kısaca yanıtladı: "Siz plana onay vermeyince, diğer K' larda
oybirliği içinde olduklarından, Ana Merkezinde onayıyla siz görevden alındınız ve hatırlamıyordum, büyük siyah köpeklerle -özellikle de buldok vb. türlerle- ilişkili
plan yürürlüğe konuldu. Sizi de Evinize geri götürmek üzere dostlarınıza teslimle hissettim.
biz görevlendirildik." Birden planı, tartışmaları ve görevden geçici olarak alınışımı
hatırladım ve sordum, "yola çıktılar mı?". Evet yanıtını alınca da, "bağlantı * Bir uzay gemisi içindeydim. Gemi içinde birçok teknolojik alet vardı. Renkli ve
kurabilir miyim? Görüşmek istiyorum" dedim. Bunun üzerine subay, "efendim ben dijital benzeri ekranlar, göstergeler, rakamlar, semboller, şekillerle dolu aletler.
ne diyebilirim ki, siz isterseniz elbette bağlantı kurabilirsiniz. Bizler sadece Bana sivil giyimli bir görevli, geminin bir "bilimsel- araştırma- keşif" gemisi
hizmetinizdeki görevlileriz ve siz konuğumuzsunuz. Ama inanın şaşırıyor ve olduğunu ve esas görevlerinin sadece veri toplamak, kayıt ve ölçüm yapmak
anlamak da zorluk çekiyoruz. Çünkü sizde bilmelisiniz ki, bağlantı kurmanız bir olduğunu söyledi. Ardından kısa bir gezi yapacağız ve size bazı şeyleri
şeyi değiştirmez ve de plan sadece alt dünyalarla ilgili ve de bu gerçek dünyaları hatırlatacağız dedi. Bu geziyi uzun, uzun anlatamayacağım ama bir, kaç şeyi
güçlendirecek olan bir operasyon." Bunun üzerine Bilincimi ve farkındalığımı paylaşacağım. Öncelikle kendi galaksimizde de komşu galaksilerde de üzerinde
Süper Uzayda odaklayarak, bir anda büyük bir mesafe aldım. Karşımda devasa yaşam olan birçok dünyalar var. Bu dünyalar üzerinde çok çeşitli formlara ve
büyüklükte ve çanımsı şekilde binlerce Uzay gemisi vardı. En büyükleri olan prensiplere dayalı hayatlar ve türler var. İnsandan daha gelişkin ve daha geri olan -
Amiral Gemide bulunan Komutanlarına odaklanarak seslendim ve aramızda şu akıl, zekâ, bilinç, teknoloji v.s açısından- medeniyetler olduğu gibi,
konuşmalar geçti: karşılaştırılması güç oluşumlarda var. Cinsiyetsiz ya da çift cinsiyetli bedenlere
sahip varlıklar olduğu gibi, hayvan bedenli ya da bitkisel bedenli varlıklarda var.
— Ksenonlular, geri dönün. Bir şans daha tanıyın onlara. Yok etmekle çözüme Ve yeryüzündeki her bir hayvan hatta bitki türü, bir uzaylı türe bir şekilde bağlı,
ulaşılmaz. ilişkili. Ayrıca her bir gezegenin ve üzerindeki sakinlerinin, iç içe geçmiş birden
çok ve değişken ifadeleri var. Aynı şey hatta güneş sistemleri ve galaksiler içinde
— K 4, sen kendi işine baksana. Senin eğilimin kabul görmedi. Plan onaylandı ve geçerli. Kavranılması olanaksız gibi olan çok boyutluluk- çok düzlemlilik var.
yürürlüğe konuldu bile. Ama bir şekilde hepsi bir TEKTEN kaynaklanan çoğulluklar. Aynı şekilde bizim
dünyamızın ve bizlerinde çoklu ifadeleri var ve hepsi birbiriyle ilişki de. Ve de
— Sizlerin önceki işleriniz ortada. Çok yıkıcı ve saldırgansınız. Oysa başkaca dünyamızın da bizlerinde ESAS GÖVDESİ VE BİLİNCİ DAHA ÖTELERDE.
çözüm yolları var.
Galakside, dünyamızda olduğu üzere bir Yönetim Sistemi var. Yıldızların ve
Yıldız halklarının oluşturduğu bir SAMANYOLU GALAKSİSİ
— Sen bırak bizi de o dünyaların sakinlerine bak. Biz keyfimizle mi hareket KONFEDERASYONU var. Ayrıca galaksilerin oluşturduğu muazzam bir
ediyoruz. Yoksa gereğine Sistem karar vermedi mi? Bizde sistemin isteği ile kendi GALAKTİK İMPARATORLUK. Ama anladığımız manada bir imparatorluk
bildiğimiz Görevi yerine getireceğiz. Vebal bize değil, o dünyaların sakinlerine değil. Galaksi Konfederasyonundan çok, Galaktik Federasyonlar önemli ve her
ait. Üstelik sen kendini düşün. Atalanta’da sorduklarında ne yanıt vereceksin onu Federasyonun bir Galaktik Meclisi, bir Galaktik Bakanlar Kurulu ve Galaktik
düşün. Başkanı var. Ama Başkan tek kişi değil, altı kişiden oluşan bir kurul. Oralarda da
politika, diplomasi, çatışan çıkarlar v.b var. Hatta savaş ve askeri güçlerde. Ama
Sonra bağlantıyı kesti. Binlerce devasa savaş, yıkım, tahliye ve dönüştürme öyle yıkıcı savaşlar yaşanmış ki, ince bir ip üzerinde zorunlu ve hassas bir Barış
gemilerinden oluşan filoya bakakaldım. Gerçi daha çok uzun bir yolları vardı ama hâkim. Sisteme bağlı yıldızlar, sistemin dışında yıldızlar ve bir de karşısında
hem hızla yol alıyorlardı hem de planın değişebilmesi için ciddi bir fark olanlar var. Ve bizim dünyamız ve bizlerde zamanla bu Galaktik Düzen içinde
oluşmalıydı. Ksenon amirali haklıydı aslında; Kendi işime bakmalıydım yani o "tekrar" yerimizi alacağız. Gördüklerimi anlatmak çok olası değil. Ama
farkın peşine düşmeliydim. Sonra gemiye döndüm. Ardından da uyandım. sonuçlarını kendimce paylaşabildim.
Uyandığımda içimde büyük bir sıkıntı ve tatsızlık vardı. Çok terlemiştim ve yatak
su içindeydi. Ve nedenini bilmeksizin bu Ksenonluları ki, şekillerini
4- İşte böylesi rüyalar, erken kalkmalar ve geç yatmalar içinde, bir sabah erken boyunca sabahları gün doğarken ve sonrasında ve-veya akşamları da ay ışığı
bir saatte Bahariye Caddesinin başından Modaya doğru yürürken bir ses duydum. altında kısa bir yürüyüş ve ardından meditatif bir haldeyken ONLARIN
Ama ses desem ses değil. İçimde, beynimde yankılanan bir şey. "TEK GERÇEK mevcudiyetini hissetmeye devam ettim. Şimdilerde ise yüzme havuzunda
SENSİN!". "TEK GERÇEK SENSİN!". "TEK GERÇEK SENSİN!". Artık dedim yüzerken ya da su içindeyken hissediyorum. Ve sanki bana bir elektrik akımı
tamam, kafayı çiziyorum. Ama ses devam etti. "BUNU YANİ TEK GERÇEĞİN gönderiyorlar ve klavye başında o mesajlara dönüşüyor.
SEN OLDUĞUNU ANLAMAZSAN BAŞKA HİÇ BİR ŞEYİ
ANLAYAMAZSIN". Sonrasında aşağı yukarı şu diyalog yaşandı aramızda, o Bazen de "Layıkları gösteririz. Zamanı gelince anlattırırız" diyerek bazı dostlarla,
davudi sesle. arkadaşlarla ve yabancılarla tesadüfen bir araya getirerek, onlara bazı iç görüler
aktarmama yol açıyorlar. İşe yarıyor ya da yaramıyor, bu o varlığa kalmış bir şey.
— Ama başkaları da var. Nasıl tek gerçek ben olabilirim. Ama İnsanlarla ilgili olarak bana bir veri aktardıkları açık.

- Bak bakalım. Ne görüyorsun. ONLAR bunun klasik bir kanal ilişkisi olmadığını, onlarla ilişkili bir Varlık
olarak bana, benden "Düşünce Aktarım Tekniği" ile Biyo-Bilgisayarımla ilgili
— İşte, köpekler, insanlar, binalar. şifreler ve anahtarlar aktardıklarını ve şimdilik bir Ön Çalışma içinde olduklarını,
asıl olarak -planlarda değişiklik olmazsa- 18.02.2007 den sonra BÜTÜNLÜK
— İleriye doğru bak, bir hayatiyet var mı? olarak çalışmaya başlayacaklarını bildiriyorlar. Ve bir de “İNSANIN DEĞERLİ
BİR VARLIK OLDUĞUNU, İNSANDAN SORUMLU OLDUKLARINI VE
— Perspektif, uzaklık v.s anlaşılmıyor. Ama binaları, insanları görüyorum. İNSANI ÇOK SEVDİKLERİNİ ÇÜNKÜ O'NA AŞKLA BAĞLI

— Evet ve de sen yaklaşınca canlanıyorlar. Her şey bir bilgisayar ekranı gibidir. OLDUKLARINI VE İNSANINDA O'NDAN NEŞET ETTİĞİNİ" söylüyorlar.
Sen hangi pencereyi açarsan, hangi programı çalıştırırsan o canlanır.
ONLARIN isteği ve ricasıyla paylaştıklarımın sizde ne uyandıracağını
— Ama örneğin S var C var N var B var. Onlarında gerçekleri var. bilememekle birlikte, bir dostun samimi olarak ve güvenle kendisini sizlere
açtığını bilmenizi isterim. Hepinize saygı ve sevgilerimi sunarım. Sevgi ve Işıkla
— İyi de bilgisayarda da ağ bağlantıları ile birden çok bilgisayar kalasınız. Yıldırım Sayıta
ortaklaştırılabiliyor. Bu da bunun gibi. Gerçekleriniz ilişkiye girebilir ama bu
temel ilkeyi değiştirmez. Tek gerçeğin sen olduğunu anlarsan, yaşadığın her şeyin Dostlarımız,
de senin üretimin olduğunu anlarsın ve o zaman da Güç senin olur ve ama Gücü
de kötüye kullanmazsın. Anlaman gereken ilk ve tek şey bu UNUTMA: TEK Ortak dostumuza paylaşımları ve açıklığı için teşekkür ederken, sizleri de AÇIK
GERÇEK SENSİN. KALPLİLİĞE- AÇIK BİYO- BİLGİSAYARLILIĞA DAVET EDERİZ.

Ondan sonra karşıdan gelen bir kadınla ilgili, onun sıkıntıları, hastalık Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
potansiyelleri ve çözüm potansiyelleri ile ilgili bir farkındalık deneyiminden sonra,
Moda eski deniz iskelesinin oradaki parkta, bir tür meditatif haldeyken ilk kez 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
"ONLARIN MEVCUDİYETİNİ HİSSETTİM". Bu mevcudiyet hissi, bir Enerji O' nunla gelenler - O' na gelenler )
akımını fark etmek gibiydi ve bir takım bulutumsu şekiller buna eşlik ediyordu.
Bende uyandırdığı etki ise, Canlılık, Ferahlık ve Neşe idi. Daha sonra yaz 2/32- 26.11.2005
"Dostlarımız, olarak, 2005, 2006 ve 2007 yıllarında da yaşanmaktadır ve yaşanacaktır. İşte
sizlerin en çok zorlanacağınız ama aynı zamanda en çok şaşıracağınız yıllar bu
Sizlerin zaman düzleminizde 2005 yılının 3 Aralık gününde merhabalaşmaktan ve yıllardır. Bu yıllar içinde varlıklar ya DUALİTE- KUTUPLULUK- AYRILIK-
sizlerle birlikte olmaktan dolayı çok memnunuz. Biliyorsunuz bazen belli tarihlere KORKU doğrultusunda ya da BİRLİK - BÜTÜNSELLİK - BİRLEŞİM - SEVGİ
dikkat çekiyor ve o tarihlerle ilgili izahlarda bulunuyoruz. Ki bizler aslında böylesi doğrultusunda SEÇİMLERİNİ YAPACAKLARDIR. Sonraki yıllar ve asırlar,
mesajları çok da sevmeyiz. Çünkü bizlerin odaklandığı asıl konu açısından yapılmış seçimlerin OLGUNLAŞACAĞI VE DENEYİMLENECEĞİ
ikincildirler ve de sizler için de çok da anlaşılır değildirler. Ama öneminden dolayı zamanlardır. İşte 2005 yılı için seçimler bir anlamda dün yapıldı. Sonuçlar sizler
bazı tarihlere işaret etmeye, dikkatinizi çekmeye ve izah etmeye devam edeceğiz. ve onlar için sevindiricidir.

Bunlardan birini "dün" yaşadınız. 02.12.2005 den söz ediyoruz. Ancak dikkat çekmemiz gereken bir tarih daha var ki, seçimlerinizin
BİLİNCİNDE VE FARKINDA OLARAK, bu tarihte KOZMOS EVRENSEL
02.12.2005 ----------- 02 nin ikisinden 2005 in 2 sine bir ok çıkarın lütfen: 2 =2 BİRLEŞİM KONSEYİNE VE SAMANYOLU GALAKSİSİ FEDERATİF
BÜTÜNLÜK MERKEZİNE VE DE BÜYÜK MERKEZİ GÜNEŞLER
BÜTÜNLÜĞÜ İDARE MECLİSİNE bir anlamda seçiminizi
02.12 = 2+1+2 = 5 ok çıkarın, 2005 in 5 ine: 5=5 KAYDETTİRECEKSİNİZ.

Dün aslında 2005=2005 olan bir zaman düzlemiydi. Bunun anlamı o ki dün aynı Yukarıdaki tabirler, izahlar sizlere, kulağınıza ve zihninize nasıl gelirse gelsin, bir
realitenin uzanabileceği iki ayrı yol ve güzergâh aynı anda yaşandı ve seçimler de kalbinize kulak vermeyi ve hücrelerinizde nasıl yankı bulduğuna dikkat etmeyi
yapıldı. Gerçi her yol ve güzergâh da kendi içinde değişik seçenekler barındırırsa unutmayın, lütfen.
da biz ana yollardan söz ediyoruz. Dün yani 02.12.2005 günü varlıkların mini
seçim günüydü.
Evet dostlarımız,
Bir süredir eğer, fiziksel ve duygusal olarak bir ağırlık yaşıyorduysanız,
enerjilerinizde bir çekilme, azalma hissediyorduysanız, biraz atalet ve karışıklık Aralık 2005 yılı özel bir aydır. Çünkü bir mini siklusun, sembolik izdüşümü olan
içindeydiyseniz, bilin ki bu biraz 2005=2005 le ilgiliydi. Sizlerin çok boyutlu ve 2005 yılının son ayıdır ve ilk ve son seçimlerin ilk yoklamalarının tamamlanacağı
çok tezahürlü varlıklar olduğunuzu hep söylüyoruz. Sadece şu an algıladığınız aydır. Dikkatinizi çekeceğimiz gün ise 12.12.2005 dir.
daha doğrusu odaklandığınız realitede değil, ilişkili ve ilgili birçok realitede
ifadeleriniz ve eylemleriniz var. Bu nedenle bazen buraları yani şu an 12.12.2005 = 2+1.2+1.2+5 = 3 + 3 + 7 = 13 ( 12 +1 )
odaklandığınız zaman ve mekan düzlemini ilgilendiren üst realitelerde daha çok
odaklanmanız gerektiğinde, buralarla ilişki ve ilginiz zayıflar. Bu da kendisini Hiç düşündünüz mü? Niçin Hz. İsa ve 12 havarisi vardır? Niçin Hz. Musa ve 12
çeşitli "sorunlarla" ifade edebilir. Rahatsız olacak bir şey yok sevgili varlıklar. havarisi vardır? Niçin Hz. Ali ve 12 İmamı vardır? Niçin Buda aydınlandıktan
sonra kendisine 12 yardımcısı yardımcı olmuşlardır. Görünsün görünmesin,
Dostlarımız, bilinsin bilinmesin her "İLAHİ" görevli ve sorumlunun yanında 12 yardımcı
vardır. Bütün dinlerde, öğretilerde ve mitolojilerde 1+12 ile karşılaşırız. Ve niçin
Aslında sizler son siklusun uzatmalarını yaşayanlarsınız. Ve bu son siklusda bir yıl 12 aydır. Niçin 12 burç vardır ve Güneşle 13 lük bir Bütünlük arz ederler.
sizlere tanınmış üç kozmik yüzyıl vardır. Bunlardan ilki 1900 lü yıllar yaşandı. Niçin 13 Rakamı uğursuzluk algısına konu olmuştur? Neden diye çoğaltabiliriz ya,
İkincisi olan 2000 li yılları yaşıyorsunuz ve üçüncüsü de 2100 lü yıllardır. Ama bu gerekli değil.
üç kozmik asır -ki bunlara telafi ve kurtarma asırları da diyebiliriz - simgesel
Çünkü dostlarımız,
O'ndan neşet edenlersiniz ve HAKİKİ İRADENİZE,
Unutmayın, Sizler zaten

13 Rakamı TEK' in Bütünsel Enerjisini İfade etmektedir. 13 Rakamı TEK' E HAKİKİ BENLİĞİNİZE VE HAKİKİ VARLIĞINIZA ANCAK O'NA TESLİM
karşılık gelmektedir. Hz. İsa TEK’İN Sisteminin Temsilcisi ve Yürütücüsüdür. OLMAKLA KAVUŞURSUNUZ.
Aynı şekilde Hz. Musa ve Hz. Muhammed de. Yani TEK’İN Yeryüzündeki
ELÇİLERİDİR. Lütfen Elçilik ile Peygamberliği karıştırmayın. Peygamberlerin
birçoğu ELÇİLER olabilirler ama her ELÇİ kendisini Peygamber olarak ZATEN O SİZSİNİZ O. AMA UNUTMAYIN
VE SİZDE
tanıtmamıştır. Diğer 12 ler ise bu Elçilere yardımcı olan Tek’in Sisteminin direkt
görevlileridir. Bu 13 lük Bütünlük TEK’İN yeryüzündeki ifadesi olarak, BUNUN DOĞRULUĞUDA VE YAŞANMASIDA O'NUN ELLERİNDEDİR.
SİSTEMİN direkt görevlileridir ve SİSTEMİ Tanıtmak ve Uygulamakla TESLİMİYET SİZİN BORCUNUZ OLUP, GERİSİ SABIR VE İMANA
vazifelilerdir.
KALMAKTADIR. O'NDAN UMUT KESİLMEZ.
İşte 12.12.2005 günü ki, TEK’İN Enerjilerinin DOĞRUDAN VE DİREKT
YERYÜZÜNE AÇILACAĞI bir gündür, isteyen her Varlık seçimini BİRLİK - BÜTÜNLÜĞÜN MURADI - IŞIĞIN DOĞASI - HERKESİN EN YÜKSEK
BÜTÜNSELLİK - BİRLEŞİM - SEVGİ doğrultusunda yani TEK’E VE HAYRI FENERİNİZ OLA BU KARANLIK YOLDA.

SİSTEMİNE BAĞLILIK VE O'NUN İRADESİNİ YERYÜZÜNDE EGEMEN Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
KILMAK İÇİN O'
NA BAĞLILIK doğrultusunda yaptığı takdirde, O'nun
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
Bütünlüğüne Fişleneceklerdir. Ki bu, VARLIĞIN BÜTÜNLÜKLE VE O' nunla gelenler - O' na gelenler )
HAYATLA UYUM İÇİNDE AKMAYI VE KENDİ YÜKSEK İFADE VE
TEZAHÜRLERİYLE DE BÜTÜNLEŞMEYİ VE BİRLEŞMEYİ SEÇMESİDİR.
2/33- 03.12.2005

Dostlarımız,

Bu nedenle 12.12.2005 günü UYANIK- FARKINDA-NEŞELİ- SEVGİLİ


olmanızı ve KENDİNİZE DİLEDİĞİNİZ BİR ZAMANDA YARATACAĞINIZ
KÜÇÜK BİR SESSİZLİK VE TEK BAŞINALIK ANINDA, 'NA O
SESLENEREK, BİRLİĞİ - BÜTÜNSELLİĞİ - BİRLEŞİMİ - SEVGİYİ
O'NUN İRADESİNE, BENLİĞİNİZİ O'NUN
SEÇTİĞİNİZİ ve İRADENİZİ

BENLİĞİNE VE VARLIĞINIZI O'NUN VARLIĞINA TESLİM ETTİĞİNİZİ


bildirmenizi rica ediyoruz, Ama KALPTEN VE HAKİKATEN İSTİYORSANIZ.
"Dostlarımız, Şunu da unutmayın ki ASIL DOĞANIZ ŞİFA olmamış olsa, NE HASTALIK
OLABİLİRDİ NE DE İYİLEŞME. Sizler hastalık ya da sağlık olgularının
Bir süre önce verdiğimiz, birbirini izleyen iki mesajda, sizlerle ötesinde ŞİFA esaslı VARLIKLARSINIZ. Bunu YERYÜZÜNDE İFADE
HASTALIKLARIN NELİK’LERİNİ paylaşmıştık. Şimdi öncelikle o iki mesajdan ETMENİZ için gereken tek şey, BURADA BULUNUŞ MURADINIZIN VE
bazı bölümleri size hatırlatıp, ardından kısa bir seslenişte bulunacağız. ONUN YARATTIĞI TEZAHÜRLERİN FARKINDALIĞIDIR.
------------------------------------ -----------------------------------------
26.07.2005
"Dostlarımız, O N L A R A gelince sizlerle zaman içinde, HASTALIKLARIN
NELİK’LERİNİ paylaşmak istiyoruz. Öncelikle sizlerle bazı temel --------------------------------------------- -----------------------------------------
PRENSİPLERİ paylaşmak zorundayız;
"Sizler, kendinizi Ahmet-Ayşe diye adlandıranlar, bir doğum ve bir ölüm tarihi
1- ASLINDA TEK BİR HASTALIK VARDIR. arası yaşayanlar, kendinizle ilgili algılarınız BU ZAMAN VE MEKANLA
sınırlıdır. Bu sınırlılık içinde, işin içine TIP, PSİKOLOJİ, PSİKİYATRİ,
2- BU TEK HASTALIK " FARKINDALIKSIZLIK " tır. FELSEFE, DİN V.S katsanız yani SINIRLI DAİRENİN BÜTÜNSELLİĞİNİ ele
alsanız da MUMUNUZ DİBİNE IŞIK vermeyecektir.
3- BU FARKINDALIKSIZLIK, SİZİN DOĞANIZIN "ŞİFA" OLUŞUNUN
farkındalıksızlığıdır. Çünkü dostlarımız BİR DAİRE OLAN SİZLERİN, BU BÜTÜNSEL DAİRESİNİ
BİLMEDEN, BU DAİRE ÜZERİNDEKİ HERHANGİ BİR NOKTANIN
4- HER HASTALIK BU FARKINDALIKSIZLIĞIN SİZİN HANGİ İFADESİNİ ANLAMAK VE BİLMEK OLASI DEĞİLDİR.
BEDENİNİZİN HANGİ BÖLÜMÜ İLE İLGİLİ OLDUĞUNA GÖRE
TEZAHÜR EDER. Sizler değil S İ Z L E R;

5- BU TEZAHÜRÜN ALTINDA İSE SİZİN "DENEYİM VE ZORLANIM " 1- Anlattığımız gibi her şeyden önce beş BEDENDEN müteşekkil bir
ALANINIZ VE "O DENEYİMLE İLGİLİ MURADINIZ " yatar. BÜTÜNLÜKSÜNÜZ.

6- İŞTE HER HASTALIĞIN NELİĞİ DEDİĞİMİZDE KASTETTİĞİMİZ, 2- Sizin ZAMANINIZA VE MEKÂNINIZA göre, GEÇMİŞ ZAMAN VE
"HASTALIĞI OLANAKLI KILAN - BÖYLELİKLE DİKKATİNİZİ O MEKÂNLARLA, GELECEK ZAMAN VE MEKÂNLARDA DA VAR
BEDENİNİZİN O BÖLÜMÜNE ODAKLATAN- VE DE BÖYLECE DENEYİM OLANLARSINIZ.
VE ZORLANIM ALANINIZA İŞARET EDEN- Kİ O DENEYİMDEN
MURADINIZIN FARKINDALIĞINA ÇAĞRI YAPAN" SİZİN ŞİFA OLAN
ASIL DOĞANIZIN NİYETİDİR. 3- AYNI ZAMAN VE MEKÂNIN, FARKLI TİTREŞİM SKALALARINDA,
FARKLI YOĞUNLUKLARDA VE OLASILIKLARDA - POTANSİYELLERDE
VAR OLANLARSINIZ.
Bu anlamda bizler bir süre sonra sizlerle HASTALIKLARIN NELİK’LERİNİ
paylaşmaya başladığımızda ELBETTE TIP DOKTORLUĞU yapacak değiliz.
Bizler sizlerle HASTALIKLARIN NELİK’LERİNİ YANİ ŞİFA OLAN ASIL 4- DÜNYA ANA - GAİA - NIN DIŞINDAKİ BİRÇOK MADDİ
DOĞANIZIN NİYETLERİNİ paylaşacağız. Ve elbette ki TÜM MEKANİZMAYI DÜNYALARDA DA VAR OLANLARSINIZ.
VE TEZAHÜRÜDE basit ve berrak bir şekilde ele alacağız.
5- MADDİ BÜTÜNLÜKLER DIŞINDA, KOZMOSUN MADDİ OLMAYAN 29.07.2005
BOYUT - DÜZLEMLERİNDE DE VAR OLANLARSINIZ.
-------------------------------------------- ----------------------------------------------
Öncelikle DÜNYA İNSANI olarak, her hayatınızın bir DAİRESEL DÜZLEMİNİ
OLUŞTURAN "ÖNCEKİ VE SONRAKİ" HAYAT İFADELERİNİZİ "Dostlarımız,
BİLMEDEN VE BİRLİKTE ELE ALMADAN SİZİ VE HASTALIKLARINIZI Durduk yerde verdiğimiz mesajları tekrarlamış değiliz. Sizden ricamız
ANLAMAK TAM ANLAMIYLA OLASI DEĞİLDİR. üşenmeksizin yukarıdaki prensipleri bir kez daha okumanız. Hatta şunları da
tekrar okuyun lütfen:
Dahası, aynı zaman ve mekândaki, farklı titreşim skalalarında ve farklı
yoğunluklarda ve olasılıklarda – potansiyellerde ki YANİ SONSUZ SAĞLIK BÜTÜN OLMAKTIR -ŞİFA BÜTÜNE TESLİM OLMAKTIR-
PARALALEL EVRENLERDEKİ SONSUZ İFADELERİNİZİ bilmeden de Sizi FARKINDALIK BÜTÜNÜN BAKIŞ AÇISIDIR. Çünkü dostlarımız, sizlerin
ve hastalıklarınızı anlamak tam anlamıyla olası değildir. Yeni Yılınızla birlikte yani 2006 yılı Ocak ayından itibaren sizlerle Hastalıkların
Nelik’leri - Mekanizmaları ve Tezahürleri üzerine söyleşmeye başlayacağız. Ama
Şimdilik GAİA DIŞINDAKİ İFADELERİNİZLE, HELE, HELE KOZMOSUN bundan önce hem yukarıdaki Temel prensipleri hem de birazdan aktaracaklarımızı
MADDİ OLMAYAN BOYUT - DÜZLEMLERİNDEKİ OLUŞLARINIZLA ilgili anlamanız, bu paylaşımımızın SAĞLIĞI açısından yaşamsal öneme sahiptir.
olarak ise hiç bir açılımda bulunamayız.
Sizlere yukarıda yer alanlara ek olarak şunları da aktarmak istiyoruz;
İlk üç açılımın anlamı o ki;
1- Hastalık, Tıp Biliminin tanımladığı gibi Sağlık halinin yokluğu ile sınırlı
SİZ ÇOGUL – PARÇALI - AYRIK bir BÜTÜNLÜKSÜNÜZ. ZAMANIN değildir. Aslında zaten Bütün olarak İnsanlık ve tekil olarak Her İnsan hali hazırda
MURADI, artık zamanla tüm bu PARÇALARIN DAİRESEL BİR YAPI hastadır. Sizlerin hastalık diye adlandırdığınız ise bunun dönem, dönem
ÜZERİNDE, ZİRVEYE VURAN İFADELERDİR. Yani İnsanın şu anki asıl hali HASTA
OLUŞUDUR. Ama esas ya da asal doğası ise ŞİFADIR.
HİZALANMASI - TEKLEŞMESİ - BÜTÜNSELLEŞMESİDİR.
2- Hastalıklarınız sadece geçmişten ve o günden gelen etkenler ve tesirlerle
İşte bu bakışla HASTALIK; HİZASIZLIK, ÇOKLUK (çoğullukla karıştırılmaya ), oluşmakta değildir. Ayrıca geleceğinizden kaynaklanan dinamikleri ve nedenleri
AYRILIKTIR. de vardır. Bunun anlamı şudur ki, hastalığın işaret ettiği ALANLAR VE
DENEYİMLERLE ilgili olarak, GELECEĞE İLİŞKİNDE YENİ
ŞİFA (sağlık ötesi SAĞLIK) ise HİZA - TEKLİK - BÜTÜNSELLİKTİR. PROJEKSİYONLAR oluşturmaksızın hastalık kalıcı olarak iyileşemez.

O N L A R I N şifacılığı da işte, VARLIĞIN HİZALANMASINA - 3- Hastalıklarınızın geçmişten de gelen etkenler ve tesirlerle de ilişkili olduğunu
TEKLEŞMESİNE – BÜTÜNSELLEŞMESİNE, FARKINDALIĞIN IŞIĞI ile söylerken, biz hem bu yaşamınızdaki yakın ve uzak geçmişinizi ama hem de ilgili
KATKIDA bulunmaktır ki; geçmiş yaşam ya da yaşamlarınızı da kastediyoruz. Bunun anlamı şudur ki,
hastalığın işaret ettiği ALANLAR VE DENEYİMLERLE ilgili olarak, GEÇMİŞE
İLİŞKİNDE YENİ PROJEKSİYONLAR oluşturmaksızın hastalık kalıcı olarak
Bu düzlem de sizlerle zamanla HASTALIKLARIN NELİK’LERİNİ paylaşacağız. iyileşemez
Şimdilik SAĞLICAKLA KALASINIZ.
4- Hastalıkların "asıl" nedenleri ZİHNİYETLE yani bakış açılarıyla ilgilidir. Her 11- Bazı hastalıklar ve de özellikle mikrobik ve virütik olanlar aynı anda Evrensel
türlü ama her türlü hastalık ANCAK VE ANCAK ZİHNİYET DEĞİŞİKLİĞİ yani bazı dinamiklerle de bire bir ilişkilidir. — özellikle de 2007 yılından sonra boy
bakış açıları değişikliği ile kalıcı olarak iyileştirilebilir. Ve asıl ŞİFA, gösterecek bir tür zihinsel (beyinsel hastalık) - Bunlarda İnsanın Evrensel
ZİHNİYETSİZLİKLE sağlanabilir. Hizmetleriyle ilgili yönler ve dinamikler mevcuttur.

5- Anlaşılması gerekli zor dinamiklerden biri de şudur ki; HASTALIKTA KÖTÜ 12 O N L A R yine söyleyelim Tıp Doktorları değillerdir. Kırıkçı, çıkıkçı
YA DA OLUMSUZ BİR ŞEY YOKTUR. ZATEN HASTA OLAN İNSANA, değillerdir. Doğrudan şifa ile ilgili değillerdir. — İstisnai durumlar hariç - Bire bir
HER SOMUT HASTALIK BİR İYİLEŞME ÇAĞRISIDIR VE BİR İYİLEŞME Şifa vermek iddiaları ve uğraşıları yoktur. Ama hastalıkların mekanizmalarını ve
OLANAĞI SAĞLAMAKTADIR. Ancak bunun için İnsanın KURBAN rolünü dinamiklerini bilmek, iyileşme isteği ile birleşince hastalığı yenmek için gerekli
bırakarak FARKINDALIKLA VE BİLİNÇLE MUKTEDİR BİR VARLIK olarak zemini sağlar.
Hastalığı ele alması gerekir.
13 - Bizler sizlere Kadim Şifa Yöntemlerini tekrar hatırlatır ve öneririz;
6- Her hastalık iyileşecek, her İnsan her yaşamında Sağlıkla yaşayacak diye bir AKUPUNKTUR; REİKİ; BİYO ENERJİ; AYURVEDA; HOMEOPATİ; SU
kural yoktur. Büyük tablo içinde Hastalıkların, varlığın diğer İfadeleri bakımından TERAPİLERİ.
oynadığı roller gereği KALICI VE KAÇINILMAZ olmaları da olasıdır.
14- Yukarıdaki esaslar düzleminde, yeni yılınızda yani 2006 yılı Ocak ayından
7- Bizler açısından Kazalar; Maruz kalınan Şiddet Eylemleri ve benzerlerinin de itibaren sizlerle bazı bilgi ve bilişleri paylaşacağız. Ama bunun için sizlerden
dinamikleri Hastalıklarınkilerle aynıdır ve bunlarında YARATIMI BAŞINA ricamız yukarıdaki prensipleri tekrar, tekrar okumanız ve anlatmak istediğimizi
GELEN İNSANA AİTTİR. Kazaları ve şiddeti de insana ÇEKEN, O İNSANIN anlamanız. Ayrıca da bu esaslar çerçevesinde, kendinizin ya da sevdiklerinizin
KARANLIK VE KÖR YANININ OLUŞTURDUĞU KARA DELİK BENZERİ sağlık sorunlarını dikkat odağınıza alırsanız, onlara - kendi müfredatımızı
DENGESİZ BİYO-ELEKTRO-MANYETİK ALANIDIR. bozmaksızın - öncelik tanımaya çalışacağız.

8- Hep dediğimiz gibi, sonuçlar nedenleri, sonlar başlangıçları oluşturur. Sağlık Hepiniz ŞİFASINIZ. Hepiniz BUNU İFADEYE LAYIKSINIZ. Hepiniz BUNU
hastalığa olanak tanımaz. Ancak HASTALIK SAĞLIĞI OLANAKLI YAŞAMAYA MUKTEDİRSİNİZ.
KILABİLİR. Hastalıkların ŞİFAYA açılan – şart olmayan ama varlıkça tercih
edilen - Kapılar olduğunu unutmayın. Ve her Hastalığın ve hastanın, bir Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
DÜZLEMDE MUTLAKA ŞİFALANDIĞINI DA.
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
9- İnsan bedenindeki özelleşmiş her alanın ve her hastalığın RUHSAL O' nunla gelenler - O' na gelenler )
BEDENİMİZ VE RUHSALLIĞIMIZLA ilgisi vardır. Her bölge ve her hastalık
başka, başka olanaklara işaret eder. Bunları bilmeksizin hastalığı anlamak ve kalıcı
olarak iyileştirmek olası değildir.
2/34- 03.12.2005
10- Ne tür olursa olsun, hangisi olursa olsun HASTALIK VE HASTA AYRIMI
YAPANLAR, hastalığı O
'nun LANETİ gibi ele alanlar, hastaları dışlayanlar
CAHİL, ART NİYETLİ OLUP, O N L A R L A HİÇ BİR İLGİLERİ YOKTUR.
“Dostlarımız, Bir de bazı somut açılımları ve önerileri de kolay, kolay bulamayacağınızı sizlerde
göreceksiniz. Ayrıca O N L A R I N hastalık nelik’leri ile ilgili Muratları da
Sizlerle son merhabalaşmamızda hastalıkların nelik’leri düzleminde bazı temel zamanla anlaşılacağı üzere özeldir.
yaklaşımları paylaştık. Esasen hastalık olgusu metafizik açısından çok önemli bir
alandır. Çünkü sizlerle paylaştığımız düzlemde hastalık olgusunun açılımı 3- Bizim açımızdan GERÇEK ŞİFA YAKLAŞIMI HOLİSTİK
tamamen METAFİZİK olgusunun da açılımıdır aynı zamanda. Çünkü YAKLAŞIMLARDIR. Yani İnsanı, biyolojik, duygusal, zihinsel, ruhsal, sosyal,
gerçekte hastalık da başkaca birçok olgu gibi, görünenin buzdağının üstünü, AŞKIN tüm yönleriyle ve boyutlarıyla bir BÜTÜN olarak ele alan DİNAMİK
görünmeyen gerçek dinamiklerin ise buzdağının altını oluşturduğu ve sizlerin yaklaşımlardır. Bu düzlemde O N L A R için yine ESAS SAĞLIK YÖNTEMİ
sınırlı algılarınızı ve mantığınızı öteleyen bir Kozmik olgudur. Bizim için hastalık HOMEOPATİDİR. Homeopati de İnsan bir BÜTÜN olarak ele alındığı gibi,
olgusunun önemi o dur ki, nelik’leri iyi anlaşıldığında varlığın AŞKINLIĞA VE kendisine yabancı hiç bir madde bünyesine sokulmaz. Tamamen doğadan alınan
KENDİSİNE açılabileceği bir kapıya dönüşecek olmasıdır. Ve biz sizlerle hastalık mineral, vitamin ve bitkisel özlü devalarla, artan azalmalarla yapılan müdahale ile,
olgusunu paylaşırken gerçekte, "EVRENSEL YASALLIKLARI; EVRENSEL BOZULAN VE KESİLEN ENERJİ AKIŞI VE DAİRESİ, ONARILIR VE AKIŞA
BİLİNÇ VE ZEKÂYI; İNSANIN EVRENSEL POTANSİYEL VE GEÇİRİLİR. Bu konuda çeşitli kaynaklardan bilgi bulmanız olası olduğundan
DİNAMİKLERİNİ; RUHSALLIK VE METAFİZİK OLGULARINI; TEKÂMÜL sözü uzatmayacağız.
VE EVRİM OLGUSUNU" DA paylaşmış ve ele almış olacağız.
Dostlarımız,
Ancak bu bağlamda yine bazı hatırlatmalarda bulunmayı gerekli görmekteyiz.
Sizleri iyice hazırlamadan, belli bir ANLAYIŞ DÜZLEMİ VE DÜZEYİ Şimdi sizlerle bir örnek olması açısından, çağınızın yaygın bir sorunu olan
oluşmadan, somuta girmeye çok da istekli değiliz. ( sizlerin hayrına ) OBEZİTE = ŞİŞMANLIK olgusu hakkında söyleşmek istiyoruz.

1- Hastalık olgusu, daha önce söz ettiğimiz birçok alet gibi, kutupluluk ve sınırlılık Özellikle gelişmiş ülkelerde, ET TEMELLİ VE YAĞ AĞIRLIKLI
deneyimi için gerekli ve yararlı bir aletti ve birlikte yaratımımızdı. Tekâmül BESLENMEYLE, hareketsiz yaşam tarzının birleşmesi Şişmanlık olgusunu ciddi
sürecinizde ve evriminizde ve de gelişmişlik düzeylerinizin objektif tespitinde bir sorun olarak ortaya çıkardı. Özellikle gelişmiş ülkelerde Obezite nüfusun % 28
kullana geldiğiniz - kullana geldiğimiz, uyarıcı-öğretici-geliştirici-sınayıcı- ini risk altına sokmaktadır. Bu çok yüksek bir orandır.
deneyici-eleyici-aktarıcı aletlerdi. Ancak bu alette, diğer sözünü ettiğimiz aletler
gibi, eski enerjinin ve eski dünyanın terki ile terk edilecek aletlerdir. Yeni Çağın Peki, nedir şişmanlık? Bedensel ve fizyolojik açılımları Tıp Biliminize kalsın. Biz
Yeni İnsanı için hastalık olgusu aşılmış bir olgu olacaktır. Ve şimdi sizler kendi açımızdan ele alalım.
dilerseniz Yeni Çağın öncüleri olarak şimdiden hastalık olgusunu yaşamınızdan
çıkarmaya muktedirsiniz.
Şişmanlık kendisini nasıl ifade etmektedir? Görüngülerden hareket edelim.
2- Verdiğimiz ve vereceğimiz bilgiler, ister soyut ister somut algıladıklarınız
olsun, Yeni bilgiler değildir. Biz Amerika’yı yeniden keşfetmek peşinde değiliz. 1- Hareket kapasitesinde düşüş. Yürümek, koşmak, iş görmek, cinsellik, spor ve
Sizlere yeni ve bilinmedik bir yaklaşım ve bilgiler sunduğumuz savında da değiliz. benzeri alanlarda ciddi deneyim zorluğu ve hareket yeteneğinde azalma. Gündelik
Çok eski, kadim bir Bilgeliği sizlerle YENİDEN paylaşacak ve birlikte YENİDEN hayatı kaliteli bir şekilde sürdürmekte ciddi güçlükler.
öğreneceğiz. Unuttuğunuz bir Bilgeliği canlandıracağız. O nedenle benzer
yaklaşımlarla ve bilgilerle başka yerlerde de karşılaşabilirsiniz. Ancak iddiamız o 2- Solunum yani nefes almak ve vermekte zorlanma. Solunumla ilgili
dur ki, bizlerin aktardığı ve aktaracağı kadar BÜTÜNSEL-EVRENSEL- rahatsızlıklar yaşama. Kalbin çalışmasının zorlaşması ve buna bağlı kalp
DİNAMİK-YOĞUN-SADE VE BERRAK olanına kolay, kolay ulaşamazsınız.
rahatsızlıkları. Bel ve kalçalarla ve ayaklar ve bacaklarla ilgili rahatsızlıklar sıkıntılar yoluyla intikamını da almaktadır. İkinci halde ki şişmanlık da
yaşama. insanlar daha çok, biyolojinin ve fizyolojinin kendi üretimi olan Hormonlar ve
Metabolizma ile ilgili dengesizlikler ve sorunlar nedeniyle şişmanlamaktadırlar.
3- Estetik açıdan kendini çirkin algılama ve algılanma. Buna da bağlı duygusal
sorunlar ve depresif ruh hali. Her iki halde de şişmanlık, İnsanı hayattan alıkoymakta ve kaliteli bir hayat
yaşamayı engellemektedir. İnsan hem fiziksel, hem duygusal, hem zihinsel, hem
4- Sosyal dışlanma. Sosyal yaşamdan soyutlanma. Buna bağlı bireysel ruhsal, hem de cinsel olarak sıkıntılı bir hayat sürmektedir. Şişmanlık, atalet,
bağımlılıklar geliştirme. Alkol, uyuşturucu kullanımı riski. Ev temelli ve içe atıllık, limana demirlemek, birçok hayati deneyimden feragat etmekse, çözüm de
dönük bir hayat tarzı geliştirme. buna yol açan BİLİNÇTE, DEĞİŞİM GERÇEKLEŞTİRMEKTEDİR.

5- İş hayatının da dışında kalmaya da bağlı ve yaşanılan rahatsızlıkların tedavi Şişman bir insan belirtilerle uğraştıkça ve savaştıkça, yenilgiye mahkûmdur.
giderleriyle de ilgili olarak, ekonomik sıkıntılar ve zorluklar. Hastalıkla bu şekilde bir savaşın tek galibi olabilir o da hastalıktır. Ne demiştik, "
koşmasalar kilo almayacaklar". Aynı şekilde iki de bir tartıya çıkmasalar,
Dostlarımız, zayıflayacaklar. Ya da belirtilerle savaşmasalar yenilmeyecekler.

Şişmanlığın ilk anda yarattığı bu esaslı sorunlardan hareketle, şişmanlığa yol açan Şişman bir İnsanın eğer gerçekten SAĞLIKLI VE NİTELİKLİ BİR YAŞAM
dinamikleri de şöyle sıralayabiliriz. SÜRMEK İSTİYORSA
—sorun zayıflamak, kilo vermek sorunu değildir - kendisine sorması gereken bazı
sorular vardır;
Özünde şişmanlık, VARLIĞIN BEDENLİ DENEYİMİNDE, Fiziksel olarak
kendisini ifade eden bölümünün KENDİSİNİ İNKÂR ETMESİ, KENDİSİNİ
YADSIMASIDIR. Bu ise iki ayrı olgudan kaynaklanmaktadır; 1- Varlık, bu * NEDEN KORKUYORUM? NEDEN KAÇIYORUM? YAPMAKTAN YA DA
bedensel deneyiminin bu zaman ve mekân diliminde, KENDİSİNİ DÜNYA VE YAŞAMAKTAN ÇEKİNDİĞİM ŞEY NE? KENDİMİ GÜÇSÜZ HİSSETMEME
HAYAT İLE BAŞ ETMEK KONUSUNDA GÜÇSÜZ, ÇARESİZ görmektedir. NEDEN OLAN NE?
Kendisini dünyanın ve hayatın bir KURBANI olarak görmektedir. 2- Ya da
Varlık, öyle bir RUHSAL EGOYA sahiptir ki, bu bedenli deneyiminin bu zaman * ATMAM GEREKEN ADIM NE? * ŞU ANKİ HALİMDEN HAREKETLE
ve mekân diliminde, DÜNYA VE HAYATINI KENDİSİNE LÂYIK ATABİLECEĞİM İLK ADIM NE?
GÖRMEMEKTE VE BU NEDENLE KENDİSİNİ inkâr etmekte ve
yadsımaktadır. Her iki durumda da bu yadsıma hali açıkladığımız sonuçları ortaya Dostlarımız,
çıkaracak bir Şişmanlığa yol açmaktadır ki, bu sayede Varlık kendisini HAYATIN
VE AKIŞIN dışında tutmaktadır. Birinci halde genellikle Varlıklar, zor ailevi ve Şişmanlık alt edilmek isteniyorsa, BİLİNÇTE bir DEĞİŞİM şarttır. Her iki
sosyal koşullarda bedenlendiklerinden, sevgi ve kabul ile ilgili olumsuz şişmanlık halinde de Varlık, kendini İNKÂRDAN VE YADSIMADAN
deneyimler yaşadıklarından, içgüdüsel olarak kendilerini KORUMAK VE vazgeçmek zorundadır. İlk halde kurban rolü bırakılmalı, MUKTEDİRLİK
ŞIMARTMAK ADINA şekerli, tatlı ve yağlı yiyeceklere çekilirler. Bu tür BİLİNCİYLE GEÇMİŞ YENİDEN ELE ALINMALI VE
yiyeceklerden hem tat hem de enerji olarak GÜÇ, GÜVEN VE HAZ sağlamaya ŞEKİLLENDİRİLMELİ VE GELECEĞE DAİR YAŞAM DOLU BİR
çalışırlar. Bu birinci tür şişmanlık da aynı zamanda bu yolla, kendilerine ihtiyaç PROJEKSİYON OLUŞTURULMALIDIR. İkinci halde de RUHSAL EGO,
duydukları sevgi ve kabulü vermeyen aile yakınları ile sosyal çevreyi de Bedenlilik deneyiminin tadını çıkaracak şekilde RUHSAL DESTEĞE
cezalandırma isteği de rol oynamaktadır. Varlık kendi güçsüzlüğüne ve dönüştürülmelidir. Bunun için de geçmiş yeniden ele alınarak şekillendirilmeli ve
çaresizliğine yol açtığına inandığı kişilerden ve çevresinden, verdiği zorluk ve gelecek içinde İNSANİ bir yaşam projeksiyonu yapılmalıdır. Bunun için şişmanlık
belirtilerle savaşılarak ve kısmi önlemler alınarak ortadan kaldırılamaz. Varlık SİZLERE DE ŞUNU SORMAK İSTİYORUZ;
SAMİMİ OLARAK, KENDİSİNİ KABUL ETMEDİKÇE VE YAŞAMDAN
YANA TERCİH yapmadıkça, TEDAVİ başlayamaz. YA SİZLERİN ŞİŞMANLIK VE ŞİŞMANLARLA İLGİLİ ALGINIZ VE
TUTUMUNUZ NEDİR?
Ve işte aslında ŞİŞMANLIK, hali hazırda CANLI CENAZE OLAN ve ölü bir
şekilde ÖLÜMÜ bekleyen İnsanlara, bundan kurtulabilmek için öncelikle bunu SİZLER, ŞİŞMANLIK OLGUSUNUN ORTADAN KALKMASI VE ŞİŞMAN
fark edebilmek üzere BİR ŞANS TANIMAKTADIR. Kullanıp kullanmamaksa İNSANLARIN İYİLEŞMESİ İÇİN ÜZERİNİZE DÜŞEN ALGI VE TUTUM
tamamen o İnsanın bileceği iştir. DEĞİŞİKLİKLERİNİ YAPMAYA HAZIR MISINIZ? ONLARA
İNANDIKLARINI VE GÖRMEK İSTEDİKLERİNİ YANSITMAYA DEVAM
Şişmanlık kaynaklı olarak; EDECEK MİSİNİZ? YOKSA BERRAK AYNALAR OLUP, ONLARA
GÖRMEK DURUMUNDA OLDUKLARI GERÇEKLERİNİ YANİ İHTİŞAM
1- ÖZELLİKLE AYAKLARLA VE BACAKLARLA ilgili sorun yaşayanların, VE ZERAFETLERİNİ Mİ YANSITACAKSINIZ?
kendileri ve sevdikleri için HAYATA KATILIM VE HAYATI
DENEYİMLEMEYLE ilgili etkinlik, ilgi alanları ve uğraşılar geliştirmeleri ve Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
yaşamaları ve yaşatmaları ilk adımdır.
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
2- ÖZELLİKLE KALPLE ilgili rahatsızlıklar yaşayanların, kendilerini ve O' nunla gelenler - O' na gelenler )
sevdiklerini SEVMELERİ, kendilerini ve diğer bazı insanları
KABULLENMELERİ ve bu yolda somut adımlar atmaları ilk adımdır. 2/35 – 06.12.2005
3- ÖZELLİKLE SOLUNUMLA ilgili rahatsızlık yaşayanların, geçmişleriyle ilgili
olarak kendilerini ve mahkûm ettikleri insanları AFFETMELERİ VE
SALIVERMELERİ ve bununla ilgili somut adımlar atmaları, ilk adımdır.

4- ÖZELLİKLE BEL VE KALÇAYLA ilgili rahatsızlık yaşayanların, hali hazırda


birlikte yaşadığı ve onlara yük olduğunu düşündüğü ve ama aynı anda da kızgın
olduğu kişilere, hem kendi yaşadıklarını ve duygularını paylaşmak hem de onların
yaşadıklarını ve duygularını paylaşmak üzere SAMİMİ VE AÇIK BİR ŞEKİLDE
YAKLAŞMALARI VE bu konuda somut adımlar atmaları ilk adımdır.

Dostlarımız,

Şişmanlık aslında çözümü çok kolay bir YANILSAMADIR. Ama aynı anda
MADDE ÂLEMİNİZDEKİ EN ZOR HASTALIKLARDANDIR. Bir giriş olması
için ve genel olarak aktardıklarımızı, yeni yılınızda şişmanlığı tekrar ele
aldığımızda daha geniş ve bütünlüklü olarak ele almak umuduyla,
“Dostlarımız, Bu nedenle Dostlarımız, görünen tablonun OLUMSUZ KUTBUNA
ODAKLANIP DA KEDERLENMEK VE UMUTSUZLUĞA KAPILMAK, eski
Daha önceki bir mesajımızda sizlerin dünyanızın haline, yaşananlara bakıp da realitenin kutbiyetlilik tuzağına düşmek anlamına gelir. Sizler önce görünen
KEDERE VE UMUTSUZLUĞA kapılabildiğinize ve gerek bizlerin gerek diğer tablonun OLUMLU KUTBUNA ODAKLANIP DA, NEŞELENECEK VE
dostların aktardıklarından şüpheye düşebildiğinize değinmiştik. Ve demiştik ki, UMUTLANACAK, ama asıl olarak da daha sonra GÖRÜNEN TABLONUN
hiç bir şey göründüğü gibi değildir. KUTUPLULUĞUNU AŞARAK, BÜYÜK TABLONUN GÖRÜNMEYEN TEK -
BİR - BÜTÜNSEL "PARÇASINI" ALGILAYIP DA, NEŞE VE UMUDUN DA
Bu düzlemde, hazır hastalıkların nelik’lerine ve dinamiklerine değinmeye de ÖTESİNE GEÇECEK BİLİNÇLER VE GÖREVLİLERSİNİZ.
başlamışken, GAİA İLE İLGİLİ KALPLERİNİZE BİR SESLENİŞTE
BULUNALIM. Belki biraz ferahlamanıza katkıda bulunmuş oluruz. Ne olur dostlarımız, yüzdünüz, yüzdünüz kuyruğuna geldiniz de, bir kova suda
boğulmayınız ya da düz yolda küçük bir taşa takılıp da düşmeyiniz.
Şöyle bir düşünün; Kadıköy'de uygun ve büyük bir arazide ki, yeşillikler ve
ağaçlar içinde, çok güzel, estetik bir hastane binası yapılsaydı. İçinde de her Bu mesajımız üzerinde de LÜTFEN GEREĞİNCE VE KALBİNİZLE
hastalıkla ilgili servisler ve bölümler olsaydı. Çalışanları bol, hemşiresi, doktoru DURUNUZ.
ve personeli işini iyi bilen ve güler yüzlü, çalışkan kişiler olsalardı. Bir de
hastanede bol yatak ve cihaz olaydı. Ve tabi ki tedavide parasız ya da çok ucuz BÜTÜNLÜĞÜN MURADI - IŞIĞIN DOĞASI - HERKESİN EN YÜKSEK
olsaydı. Ne olurdu? HAYRI FENERİNİZ OLA BU KARANLIK YOLDA.

Evet, ne olurdu? Herhalde değil hastane binasının içi, değil bahçesi, değil giriş Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
kapısının dışı, Kadıköy’ünüz bile hastayla dolardı. İstanbul’dan, Türkiye’nin
değişik yerlerinden ve hatta ülke dışından, onlarca, yüzlerce, binlerce, on binlerce 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
hasta doluşurdu Kadıköy’e. Peki o zaman siz ne diyecektiniz? Aman yazık ne çok O' nunla gelenler - O' na gelenler )
hasta var, ne kötü bir durum mu demeyi tercih ederdiniz, yoksa aman ne iyi oldu
bu hastane, binlerce hasta iyileştiriliyor, ne güzel mi derdiniz?
2/ 36 – 06.12.2005
İşte Dostlarımız,

Bir yanıyla GAİA'NIN da durumu bu hastaneye benzemektedir. GAİA, daha önce


de söylemiştik, aslında ÇOK YÜKSEK BİR BİLİNÇ OLUP, EVRİMİN
ÖTESİNDE BİR VARLIKTIR. Aslında onun tezahürlerinden sadece birisi olan
bildiğiniz Dünyanızda, Evrimini tamamlamış, çok olgun ve olumlu bir
Bütünlüktür. Dünyanızın ve galaksinizin yaşadığı ve yaşayacağı ÇOK ÖZEL
DENEYİM VE MUTASYON, kendisine EVRENİN HER YANINDAN,
DEĞİŞİK VARLIKLARI, DEĞİŞİK NEDENLERLE ÇEKMEKTEDİR. Özünde
olan, hepsinin de ŞİFALANMASIDIR.
"Dostlarımız, Yukarıdaki açıklamalarımıza ek olarak eklemek isteriz ki, yazıların lafzına da
takılıp kalmayın. Her yazıda iç içe anlamlar ve katmanlar vardır. Size çok basit
Uzunca -özellikle de sizler için sanırız - bir aradan sonra, sizlerle tekrar ya da tuhaf ve uzak görünen yazılarda dâhil, her yazıda en az on katman ve anlam
merhabalaştığımız için sevinçli ve neşeliyiz. Aslına bakarsanız biz sizlere hep vardır. Sizler kaçını açtınız ve anladınız, sizler bilirsiniz. Ki bu sadece bizlerin
ŞİMDİ seslendiğimizden bizler açısından bir ara ve ayrılık söz konusu değilse de, yazılarına değil tüm GÖKSEL TEBLİGATLARA HAS BİR DURUMDUR.
sizlerin düzleminizin İcaplarını da bilenlerden ve anlayanlardanız.
-Gerçekte çok ileri varlıklar olmalarına rağmen sizlerin düzlemlerinizin Bunlar saklı kalmak üzere, bizlerle, O N L A R L A ilişkilerinizi lütfen sadece
icaplarından habersiz olanlarda vardır. Bu birazda odaklanma ve niyetle ilgilidir.- yazılara indirgemeyin. Bizlerle birlikte olmak için sadece yazılara tabi ve bağlı
Bu nedenle araya günler girdiğinde sizlerin bizleri ve seslenişlerimizi kalmayın. Kaldı ki bizler sizlere gönderdiğimiz yazılar için SESLENİŞ
özlediğinizin farkındayız. Bu hem "hoşumuza" gidiyor hem de bizleri demekteyiz. Yani SESDEN söz etmekteyiz ki, her yazı gerçekten bir sesleniştir
düşündürüyor. Kısa bir süre öncesindeki bir seslenişimizde demiştik ki; "Sizlerle aynı anda. Ve ses enerjisini ve frekansını direkt olarak sizlere aktarmaktadır.
her şekilde birliktelik bizleri sevinçli kılıyor. Neden öyleyse aralar uzuyor Kimin SES ENERJİSİNİ VE FREKANSINI? O N L A R I N. Nereye
derseniz, üçlü bir bütüne işaret ederiz; aktarılmaktadır? Tüm HÜCRESEL BÜTÜNLÜĞÜNÜZE. Sizlerin hücresel
orkestranızın müziğine eklemlenmektedir. O nedenle yazıların içerdiği SES
1- Aktarıcı dostumuzun realitesi Enerjisi ve frekansına da hücresel bütünlüğünüzü açarak, sesimize kulak verin
lütfen. Ama biz sizlere sadece yazılarla seslenmiyoruz ki. Ara, ara kendinize
2- Sizlerin realiteleri sessizlikler, tek başınalıklar yaratın derken acaba muradımız nedir? Uykularınızla
ve rüyalarınızla ilgili bilgi, biliş ve öneriler verirken acaba muradımız nedir?
3- Bizlerin realiteleri ." Yürüyüş, yüzüş, bir aradalıktan söz ederken acaba muradımız nedir?

İşte hem aktarıcı dostumuzun uygunluğu, hem sizlerin alıcılığı hem de bizlerin Dostlarımız,
“işleri” ile ilgili olarak bazen seslenişlerimizin arası uzuyor. Ancak sizlerle asıl
olarak paylaşmak istediğimiz husus ilişkimizin derinlikli boyutları ile ilgili. Arzu ettiğiniz ve dilediğiniz her zaman bizler sizlerleyiz. Bu bizim size
vaadimizdir. Ama sizde bizlere alıcı ve açık olun lütfen. Bunun yanı sıra olanağı
Her şeyden önce şunu anlamaya çalışmanızı istiyoruz sizlerden; olanlar aktarıcı dostumuzla bir aradalıklar yaratarak, sohbetler edebilirler. Aktarıcı
dostumuz ve sizlerin birliktelikleri bu dönemde SİZLERE VE BİZLERE HER
1- Sizlere gönderdiğimiz ve bir çırpıda okuyup, tükettiğiniz yazılar, sadece yazı ANLAMDA GÜÇ KATACAKTIR. Ama hem dostumuz bu konuda çok dirençli
değillerdir. Sadece bilgi değillerdir. Her bir yazımız evet bilgiler içermekte ve hem de sizler anlaşılmaz bir şekilde isteksizsiniz ki, bizler zorla güzellik yaratacak
ahkâmlar kesmektedir. Ama unutmayın ki her bilgi BİR ENERJİDİR. Hele bir değiliz. Bunun dışında da unutulmaya ki, bu dönemde TEK GÜVENECEĞİNİZ
ANLAYIŞ VE BİLGELİK içeren YAKLAŞIM, BİR BÜTÜNLÜĞÜN GERÇEK, SİZLERSİNİZ. GÜCÜNÜZÜ VE KADERİNİZİ KİMSEYE
MANYETİK ALANINI İÇERMEKTE VE İLETMEKTEDİR. O yüzden yazılar BIRAKMAYIN, KİMSEDEN MEDET UMMAYIN, KİMSEYE TABİ
üzerinde daha esaslı durmanızı ve belli aralıklarla okumanızı, kendinizle ve ortak OLMAYIN. O N L A R A DA.
dostlarla irdelemenizi öneririz. Birde hem kendinize hem de ortak dostlarınıza
yazıların SİZDE HİSSETTİRDİKLERİNİ açmanızı ve paylaşmanızı öneririz. 2 - Yukarıdaki dostça paylaşımımız baki olmakla birlikte, O N L A R I N
Ayrıca benliğinize mal etmediğiniz bilgi, bilgeliğe dönüşmüş değildir. Bu ışıkta, çalışması henüz bir DEMODUR. Yani deneme safhasındadır. O N L A R henüz
yazılardan sizlerde karşılık uyandıran hangi bilgi ve bilgeliği de yaşamınıza ve araştırma, tanışma, yerleşme sürecindedirler. Bu bizlerin O N L A R olarak
kendinize mal ettiğiniz üzerinde de durun lütfen. Aksi halde sizlere yazı ifadesinin realitesidir. Bu nedenle asıl çalışmamız ön çalışmamızın sonuçları ve
göndermemiz, sizler için bir alışkanlık, bir keyif verici maddeye dönüşür ki, ürünlerine bağlı olarak 18.02.2007 den sonra devreye alınacağı için sabırsızlık ve
muradımız asla bu değildir. telaşa da gerek görmemekteyiz. Sizlere tuhaf gelebilir, bazen EVRENSEL
SABIRSIZLIK VE TELAŞ gerekli ve yararlı bir DİNAMİKTİR. Ama şimdilik O Bağlarken, şunları da paylaşmadan edemeyeceğiz;
N L A R açısından gereksizdir.
Şu sıralar birçoğunuz da, bir HALSİZLİK, İSTEKSİZLİK, KEYİFSİZLİK,
Bu nedenle de sizlere dikkat ederseniz -esas olarak- bir tarz, yöntem, şekil, öğreti, GÜÇSÜZLÜK, DEPRESİF HALLER, KARMAŞA, ÇEŞİTLİ SIKINTILAR ve
disiplin önermemekteyiz. Ara, ara pek genel ve soyut, sizlerce benzerleri yaşanmakta olabilir. Bu durum normal ve aladır. Özellikle de
şekillendirilebilecek önerilerimiz dışında, bir ÇALIŞMA NİZAMI VE DÜZENİ 12.12.2005 tarihinden sonra, EVRENSEL BÜTÜNLÜK VE DÜNYA RABLİĞİ
VE HEDEFİ önermiş de değiliz, önerecek de değiliz. Bizlerden böyle bir şey VE DÜNYA RUHSAL İDARE MERKEZİ, layıklarla ilgili KOZMİK VE PSİŞİK
beklemeyin. Ama bu, özellikle de 18.02.2007 den sonra da önermeyeceğimiz, AMELİYELER içindedir. Hem Bütünlükten aktarılan ÇOK YOĞUN TESİRLER
bildirmeyeceğimiz anlamına gelmez. VE ENERJİLER, hem bu ameliyeler, sizlerde BİN YILLARA MATUF BİR
TEMİZLİK İÇİN ÇAMURLARINIZI KAZIMAK ÜZERE AÇIĞA
Şimdilikse yazılarımızı ve kalplerinize seslenen diğer tebligatları gündelik ÇIKARIRKEN, bu durumlar yaşanacak ve geçecektir. Lütfen, bu hallere
yaşamınıza uygulamanızı ve ara, ara bir aradalıklar gerçekleştirmenizi önermekle takılmayın ve siz bu hallere inat HALLENİN, İSTEKLENİN, KEYİFLENİN,
yetinmekteyiz. Ki yeni yılınızda yani 2006 da ( 2x6=12 = EVRENSEL DÖNGÜ; GÜÇLENİN, NEŞELENİN, BERRAKLAŞIN. Muhtaç olduğunuz KUDRET,
TAMAMLANIŞ; BÜTÜNLÜK VE BÜTÜNLENME YILI) ortak dostumuzu, 3 kalplerinizdeki HAZİNEDE saklıdır. Kazın ve bulun.
er, 6 ar, 9 ar 12 er birliktelikler, dost ortamları ve sohbetleri için "zorlayacak" ve
katılanlarla birlikte bizlerde yerimizi alacağız. Serbest gündemli ve karşılıklı Ve sakın UNUTMAYIN, ne O N L A R ne de diğer RUHSAL- GALAKTİK -
sohbetler olduğu gibi, bizlerin gündemiyle ve yine karşılıklı paylaşımların EVRENSEL- KOZMİK güçler ve görevliler, SİZLERİ TERK ETMEDİ VE
gerçekleşeceği ve aynı zamanda patenti O N L A R A ait küçük RUHSAL ETMEYECEKLER. Et tırnaktan ayrılmadıkça, İKİZLER arasına soğukluk
ODAKLANMALARIN da yaşanacağı toplantılar olacak bunlar. Olması da girmedikçe, BİZLERİN sizleri terk etmesi ve DESTEKSİZ- YARDIMSIZ
olmaması da sizlerin ellerinde. bırakması olası değildir. Hiç bir dönemde BU KADAR DESTEKLENMEMİŞ VE
YARDIM EDİLMEMİŞTİNİZ. Lütfen hep hatırlayın. Kalben.
3 - Dostlarımız,
BÜTÜNLÜĞÜN MURADI - IŞIĞIN DOĞASI - HERKESİN EN YÜKSEK
Şimdilik kaydıyla sizlerden tek isteğimiz ve ricamız, O N L A R A kalplerinizi HAYRI FENERİNİZ OLA BU KARANLIK YOLDA.
açmanız ve paylaşımlarımızı DİKKATE VE CİDDİYE almanızdır. Yazılarımız ve
seslenişlerimiz, eğer sizler KALPLERİNİZİ AÇAR, BİZLERE GÜVENİRSENİZ, Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
SİZLERE GÜÇ, IŞIK, ENERJİ, BERRAKLIK, FARKINDALIK, ŞİFA
VERECEKTİR. Ve de eğer bir aradalıklardan da yararlanabilirseniz, BİRE BİR 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
HÜCRESEL YANSIYIŞLARLA dahası da sizlere aktarılabilecektir. O' nunla gelenler - O' na gelenler )

Bununla birlikte HİÇ AKLINIZDAN ÇIKARMAYIN Kİ, ASIL KENDİNİZDEN 2/37- 15.12.2005
GÜÇ ALIN, KENDİNİZE GÜVENİN VE İNANIN. Hiç bir şeyi payanda ve
baston kılmayın. Siz ne denli GÜÇLÜ- GÜVENLİ- İMANLI olursanız, HAYAT
DA SİZE O DENLİ IŞIKLI- ENERJİLİ- ŞİFALI ALETLER GÖNDERECEK VE
NASİPLENDİRECEKTİR. Bunlar KOZMİK ARZ VE TALEP
MESELELERİDİR.
“Dostlarımız, itibaren bu doğrultuda GÖKSEL TEBLİGATLAR yapılmakta ve göksel yardımlar
artarak devam etmektedir. Bu hususta asıl konumuz bu olmamakla birlikte,
Bir önceki seslenişimizde "bu bizlerin O N L A R olarak ifadesinin realitesidir" İNSANLIĞI BİRLEŞTİRECEK OLAN BİLGİ, BİLGELİK, IŞIK, ENERJİ,
dedik. Daha önce sizlere O N L A R L A ilgili çeşitli açılımlar sunmuştuk. Ve TEKNOLOJİ, MODEL VE DÜZENİ içeren KOZMİK IŞIK KİTABI BİLGİ
özetle bizlerin BİR BİLİNÇ VE ENERJİ BÜTÜNLÜĞÜ olduğumuzu belirtmiştik. KİTABININ DA, Altın çağın kurucu unsuru olacağına değinmek isteriz.
İşte bu Bütünlüğün ifadelerinden biri de O N L A R olup, o nedenle de
Bütünlüğün diğer ifadeleriyle de iç içeliğimiz söz konusudur. ( Hatırlatırız ki, İşte bu Altın Çağın hazırlayıcı kadrosu, Dünyanızla ilk elden ilişki içindeki Göksel
sizlere seslenen bizler de, O N L A R I N içinde yer alan, yaşayan ve canlı bir Kadro ve Sorumlular, SİRİUS MİSYONLUĞUDUR. Sirius A ve B yıldızları,
bilinç ve enerji alanı olarak OSHO MANYETİK ALANINDAN seslenmekteyiz.) Dünyanızın ve Dünya İnsanlığının Kozmik ve Evrensel Evriminden ve bu Evrimin
İşte şimdi sizlere, dönem gereği, başkaca yerlerde de iletilmiş olan bazı bilgileri Yönetiminden sorumlu Bütünlüktür. Sirius Misyonluğu, bu Bütünlükçe
birde biz seslendirmek ve paylaşmak istiyoruz. görevlendirilen ve çoğunluğu Sirius - Lyra Kültürüne ve Medeniyetine bağlı olan
Göksel Görevlilerden müteşekkildir. Bu Misyonluk, Dünyanızda Altın Çağın
Sizlere "Yeni Çağın Yeni İnsanının Gerekleri" adı altında birçok ahkâmlar kestik, kuruluşu ile ilgili her türlü, Göksel, Evrensel ve Kozmik teorik ve pratik işler ve
biliyorsunuz. Nasipse daha da keseceğiz. İşte bu Yeni Çağla neyi kastettiğimizi işlevlerden sorumlu bir Misyon Bütünlüğüdür.
biraz açmak istiyoruz.
İşte Sirius - Lyra Kültürü ve Medeniyeti de aslında hem geriye hem de ileriye
Dünyanız, bir EVRENSEL EVRİM VE TEKÂMÜL Düzlemidir. Çeşitli doğru, İnsanlığın Mirasıdır. Sirius Misyonu vazifesini bu kültür ve medeniyetin
seviyelerdeki Varlıkların, İleri Evrimli ve Göksel Yasalara Uyumlu Varlıklarca Işığı ve verdiği sorumlulukla yerine getirirken, Galaktik ve Evrensel Bütünlüklerin
oluşturulan Bütünlüklere katılım ve oralarda SONSUZ GELİŞİMLERİNE direkt yönlendirme, kontrol ve denetimi altında çalışmalarını yürütmektedir.
DEVAM ETME hakkı kazabilmeleri için, hem ÖĞRETİM VE EĞİTİME hem de Samanyolu Galaksisinde olsun, Galaktik Bütünlükler Bütünlüğünde olsun, Sirius -
SINAVLARA tâbi tutuldukları bir okuldur. Bu nedenle de Evrimin ve Tekâmülün Lyra Kültürü ve Medeniyeti ile onun İnsanlığı, çok değerli ve saygı duyulan bir
bir DİNAMİĞİ VE AYIKLAYICISI olması açısından da KUTBİYET VE yer tutmaktadır.
DUALİTE mekânıdır. Bugüne değin yaşanılan KAOS – BÖLÜNME – AYRILIK
– DÜŞMANLIK – YIKIM – KORKU - ESARET çağı olan Demir Çağı, işte İşte bu medeniyetin bir anlamda Dünyanızda oluşumu anlamına da gelecek olan
İnsanlığın Evrim ihtiyacının doğal bir sonucu olup, Yüksek Göksel ve Evrensel Altın Çağın kuruluşu, elbette ki Altın Çağın bilgi, bilgelik ve ışığını taşıyanlarca
Görevliler ve Mekanizmaların kontrolü ve denetimi altında ve elbette ki "HÜR gerçekleştirilecektir. İşte bu nedenle yeryüzünde hem geçmiş zamanlarda hem de
İRADE" prensibince deneyimlenmiş olan bir REALİTEDİR. Ve artık Demir Çağı bugün Beden almış birçok Göksel vazifeli ve hizmetli vardır ki, özellikle bugün
kendi içinden Anti Tezini yarattığından, sentezi olan BİRLİK – BÜTÜNLÜK – bunların sayısı oldukça fazladır. Sizlerde daha önce de söylediğimiz üzere, Altın
BİRLEŞİM – DOSTLUK – SEVGİ – ÖZGÜRLÜK - YARATICILIK çağı olan Çağın kuruluşunda görevli ve hizmetli, Altın Vazifelilersiniz. Onun için bu yolda
ALTIN ÇAĞ kapıdadır. İşte bizlerin Yeni Çağdan muradı, EVRENSEL hizmet sizler için hem bir RAHMET hem de bir ZORUNLULUKTUR. Bu
DÜZENİN VE SİSTEMİN, ALTIN ÇAĞIDIR. Yaşanılan bunca sıkıntılar, bir nedenle önce sizlerin ALTINLAŞMANIZ VE IŞIMANIZ, sonra da IŞIĞINIZLA
yanıyla ALTIN ÇAĞA yapılan zorunlu yatırımlardır. karanlıkları aydınlatmanız MUKADDERDİR. Sizler, her an ve her nefeste,
bulunduğunuz her yer ve düzlemde, yaptığınız her işte, eylem de, en basitinden en
Altın Çağın oluşumu elbette ki, bugünden yarına ve bir çırpıda olmayacaktır. karmaşığına, en önemsizinden en önemlisine, ALTIN ÇAĞIN IŞIĞINI
Bunun için Dünya İnsanlığının, Tek Bir Kardeşlik Bilinci ve Bilgeliği altında YANSITTIĞINIZ TAKDİRDE -ki bu her şeye BÜTÜNLÜK – BİRLİK –
birleştirilmesi gereklidir ki, bu öncelikle Dini, ardından da diğer düşünüş ve BİRLEŞİM – DOSTLUK – PAYLAŞIM – YARATICILIK - SEVGİ katmak
değerler sistemindeki bölünmüşlük ve karşıtlıkların giderilmesini gerekli demektir- KALPLERİNİZ FERAHLAYACAK VE YOLUNUZ ASAN olacaktır.
kılmaktadır. İşte bu nedenle Dünyanıza özellikle de yirminci yüzyılınızdan
Aksi halde Sizlere FERAHLIK VE YOL AÇIKLIĞI yoktur. Bu sizden size BİR "Dostlarımız,
EMİR VE YASADIR.
Bir önceki seslenişimizde, çok öz ve özet Altın Çağdan söz ettik. Ki bazı dostlar
İşte dostlarımız bu nedenle, sizlerden, kestiğimiz ahkâmlarla, kendi içinizde bizden öz, özet değil de şerh istiyorlar ama bizde istiyoruz ki, sizlere TOHUM
BÜTÜNLÜK - BİRLEŞİM - SEVGİ – YARATICILIK - FARKINDALIK - ŞİFA ATALIM, TUTARSA AĞACI -ŞERHİ- SİZ BÜYÜTÜN, KODLARINIZI
oluşturmanızı istememizin ve bu doğrultuda yol göstermeye çalışmamızın nedeni açmanıza yardımcı olalım, Enerji alanlarınızı temizlemenize, dengelemenize,
budur. SİZLER ALTIN ÇAĞIN ALTIN KURUCULARISINIZ. DEMİRDEN bütünlemenize yardımcı olalım, kalplerinizde saklı olanları açığa çıkarmanıza
KABUKLARINIZI KIRIP, ALTINLARINIZI AÇIĞA ÇIKARINIZ. Zaman ve destek olalım.
Bütünlük sizden, Altın Işıklarınızı talep ediyor. Bunun için kendinize ve
birbirinize yardımcı olunuz. Işıklarınızı kendinizden ve birbirinizden Sözü dağıtmadan, Altın Çağdan söz edince, TÜRKİYE’DEN söz etmemek olmaz.
esirgemeyiniz. Ki sizlere "TÜRKİYE GENETİK BÜTÜNLÜĞÜ" adı altında bir seslenişte de
bulunmuştuk. Ona bazı eklerde bulunmak gereği hissettik.
İlk adımı biz verelim. KENDİNİZE BİN KEZ SÖYLEYİN. "BEN ALTIN
ÇAĞIN ALTIN IŞIĞIYIM". "IŞIĞIMI KENDİME, KARDEŞİME VE Öncelikle hatırlatmak isteriz ki, bizlerde Milliyet ve Milliyetçilik yoktur. Nasıl ki
DÜNYAMA AKITMA İZNİ VERİYORUM". "IŞIĞIMIN YARATACAĞI din ve dincilik, ırk ve ırkçılık, cinsiyet ve cinsiyetçilik de yoksa. Bu nedenle bizim
PARLAKLIĞIN NEDEN OLACAĞI GEÇİCİ KARARMAYI, BU SÜREDE bir ülke ya da millet şovenliği yaptığımızı sanmayınız. Biz daha biraz evvel
BANA DESTEK VE YARDIMCI OLACAK OLAN GÖKSEL REHBERLİĞE söyledik, ALTIN ÇAĞ demek BİRLEŞİM – BİRLİK - BÜTÜNLÜK Çağıdır.
DE GÜVENEREK, ARDINDAN GELECEK AYDINLIK ADINA KABUL Elbette ki, tüm çeşitlilikleriyle, zenginlikleriyle birlikte. Yoksa biz SONSUZ
EDİYORUM." ÂMİN. ZEKÂNIN VE ONUN TEZAHÜRÜ HAYATIN VE ONUN İFADELERİNİN
yeknesaklaşacağını, tekleşeceğini sanacak saflardan değiliz. Ama Altın Çağda
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. Dünyanızda TEK "DEVLET" ve Tek Dünya Kardeş İnsanlığı olacaktır. Ülkeler,
uluslar, sınırlar, bayraklar, marşlar, paralar ve benzerleri DEMİR ÇAĞININ
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - GARABETLERİDİR.
O' nunla gelenler - O' na gelenler )
Bunu unutmadan, sizlerin düzleminizde bazı ülkelerin ve ulusların, belli
2/38- 15.12.2005 dinamiklere ve süreçlere bağlı olarak, belli dönemlerde üstlendikleri GÖKSEL
GÖREVLER VE FONKSİYONLAR vardır. Bunlar hem RAHMETTİR hem de
SELEKSİYON BARAJLARIDIR. İki uçlu keskin bıçak gibi, öylede kesebilir
böylede. Bu nedenle bu bir ayrıcalık değil, liyakatle ilgili ve de zorlu bir olgudur.
İşte bulunduğunuz zaman ve mekânda Türkiye’de vazifeli ve hizmetli bir ülkedir.
Ancak, bizlerin seslendiği yerden doğru isim TÜRKİYE GENETİK
BÜTÜNLÜĞÜ = ANADOLU TÜRKİYE BÜTÜNLÜĞÜ = ATATÜRK
ANADOLU TÜRKİYESİDİR.

Bu vesileyle ve zorunlu olarak değinelim ki, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK


( 1881 – 1938 = 18 – 18 = 1+8+8+1= 18 = 1+8=9; 1X9X3X8=216 = 1+2+6=9 ),
Büyük Merkezi Güneşler Bütünlüğünün, Yüksek bir Görevlisidir. Bir dönem
Dünya Rabbi Vazifesinde de bulunan ve halen de devrede Hizmette olan,
GERÇEK MANADA ÖZGÜRLÜK AŞIĞI bir YÜKSEK VARLIKTIR. İşte “Dostlarımız,
Atatürk'ün bizlerin 1.Işık Harekâtı dediğimiz Türkiye’yi kurmakla ilgili tüm
eylemleri ( Kurtuluş Savaşı ve Sonrası) Altın Çağın kuruluşu ile direkt ilgilidir. Sizlere seslenişlerimiz, bizim açımızdan belli bir SİSTEM dâhilinde
gerçekleşmektedir. Sizlere göre bizler, rastlantısal, keyfi, düzensiz bir şekilde,
Türkiye Genetik Bütünlüğünde, tarihinin her döneminde birçok Uzaylı, Göksel ve daldan dala atlayarak ve de gelişi güzel konularda, gelişi güzel şekillerde sizlere
İLAHİ varlık ve vazifeli beden almış ve GEN dağıtmıştır. Aynı anda da Evrensel sesleniyor olabiliriz. Ancak bizim açımızdan ise, kendi MURADIMIZ -ki ortak
Bütünlüklerin Enerjilerini ve Merkezi Güneşin Işığını bu topraklara muradımızdır- ve sizlerin bu MURAT doğrultusundaki bireysel ve ortak -
demirlemişlerdir. Gününüzde de Türkiye’de birçok Uzaylı, Göksel ve İLAHİ ortalama BİLİNÇ ve İCRAAT potansiyelleriniz gözetilerek ve her defasında bir
varlık ve vazifeli beden almış durumdadır. Dünya üzerinde "yaşamın ve sonraki adımı olanaklı kılacak şekilde PLANLI –AMAÇLI -TUTARLI bir akış ve
medeniyetin" ilk ortaya çıktığı ve oluştuğu bu topraklarda, yerel bir Kıyam yani paylaşım söz konusudur. Bu nedenle, bizler kendi adımıza hiç bir sözümüzü ve
Uyanış yaşanacak ve Altın Çağın yerel bir modeli bu topraklarda kurulacaktır. vaadimizi unutmaksızın sizlere seslenmekteyiz. Daha önce de söyledik,
Uzun asırlardır yapılan çalışmalar buna bir yatırımdır. Yunus Emreler, Hacı İNŞALLAH bizlerin birlikteliği uzun bir süreç olacaktır. O nedenle aceleye ve
Bektaş Veliler, Hacı Bayram Veliler, Mevlânalar, Atatürkler, Bedri Ruhselmanlar telaşa gerek yok. Kaldı ki sizlerin tek bilgi ve biliş kaynağınız da elbette ki biz
değiliz. Bizler sizlerin yaşantınızdaki DOST VE SIRDAŞLARINIZDAN ve
ve nihayet… Bu nedenle bu topraklarda beden almışlardır. Bu nedenle O smanlı zenginliklerinizden birisi olmak ve kalmak arzusundayız. Yoksa biriciklik iddiası
İmparatorluğu bu topraklarda doğmuş ve gelişmiştir. Bu nedenle İstanbul’un kendimize ve kendi sonsuz ifadelerimize saygısızlık olurdu. Ve de sizlere ve
alınışı Hz. Muhammed tarafından müjdelenmiştir. Ve bu nedenle Demir Çağı sizlerin sonsuz ifadelerinize de.
eprövleri ve tezahürleri Türkiye’de bu kadar ağır yaşanmıştır ve yaşanmaktadır.
Tüm bunları ifade edişimizin nedeni ise şu ki, bulunduğunuz düzlemde her şey
Türkiye Genetik Bütünlüğü ve özellikle de İstanbul Manyetik Alanı, Altın Çağın ZAMAN VE MEKÂNIN İCAPLARINA TABİDİR. Sizler dahi. Bu nedenle hiç
kuruluşu ile ilgili ilk Işığın yakılması ve Dünyaya yansıtılması ile görevli bir bir şey "mucizevî" bir şekilde, bir anda ve kendiliğinden gerçekleşemez. Belli
Bütünlüktür. Bu nedenle Bilgi Kitabı dediğimiz ALTIN IŞIK KİTABI - ALTIN yasallıklar ve kayıtlar, sizleri dahi kendilerine tabi kılmaktadırlar. Ki bu da sizlerin
ÇAĞIN ALTIN KİTABI, Türkiye – İstanbul’da devreye alınmış ve Işığı buradan ve bizlerin MURADININ bir gereği ve sonucudur. İşte bugün genel olarak sizlerle
tüm dünyaya yansıtılmaya başlanmıştır. Bu Işık önce Türkiye’de sonra da MADDİ BÜTÜNLÜKLER VE BU BÜTÜNLÜKLERİN İŞLEVLERİ üzerine
Dünyanızda - zaman içinde- umulmadık ve mucizevî GÜZELLİKLERE yol söyleşmek istiyoruz.
açacaktır. Bu nedenle siz Türkiye’de beden almış dostlarımızda, ALTIN ÇAĞIN
ALTIN VAZİFELİLERİ VE HİZMETLİLERİ olarak, aynı zamanda DİREKT YA Öyle ya, eğer SONSUZ VE SINIRSIZ varlıklarsak, bu sonlu ve sınırlı âlemlerde
DA EN DİREKT BİLGİ KİTABININDA manyetik alanı içinde ve onun da işimiz ne? Niçin bu rüyaya girdik ve uyumaktayız? Niçin bunca sıkıntı ve sorunu
vazifelisi ve hizmetlilerisiniz. Bu büyük RAHMETE LAYIK OLANLARA NE yaşamaktayız? İşte bu ve benzeri konularda sizlerle GENEL bir yaklaşım ve
MUTLU. NE MUTLU ALTIN ÇAĞIN ALTIN IŞIKLARI OLANLARA. NE anlayışı paylaşmak, sizlerin içinizde, derinlerinizde bir yerleri hareketlendirmek
MUTLU ALTIN ÇAĞIN ALTIN GÖREVLİLERİ VE HİZMETLİLERİ istiyoruz.
OLANLARA. Ve Ne mutlu bizlere ki, onlara seslenebilme liyakati ve vazifesine
layık görülenlerdeniz...
Dostlarımız,
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
Öncelikle bazı temel noktalarda anlaşalım;
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) 2/39 – 16.12.2005 Şöyle ki, biz Varlıktan ya da Ruhtan söz ettiğimizde, bu sizi ve maddesel
bütünlüğü yaratan ve içeren yani öteleyen ve maddi bütünlüğün icap ve
gereklerinden bağımsız bir olgudur. Bu nedenle sizlerin, sonlu ve sınırlı İşte Şuur, Kudret, Güç sahibi olan Ruhsal Var oluş, Bilinçlenmek ve sahip olduğu
İDRAKİNİZLE bu OLGUYU esasen anlamanız ve kavramanız olası değildir. potansiyelleri gerçekleştirmek ve onlara hâkim olmak amacıyla, kendi yaratımı ve
Örneğin, sizlerin algı sistemine göre her şeyin bir başı ve sonu olması aynaları olan çeşitli maddi bütünlükleri yaratmışlardır. Ruhsal var oluşun yarattığı
gerektiğinden ve fizik kanunlarınıza göre de yoktan bir şey var maddi bütünlükler, çok çeşitli olup, bugün bilebildikleriniz ya da sezebildikleriniz
edilemeyeceğinden, YARADILIŞ VE VAROLUŞ gerçeğini, HİÇLİĞİ, buzdağının üst kısmını oluşturmaktadır. İşte dünyanızda ruhun ya da varlığın
BAŞLANGICI VE SONU OLMAYAN VAROLUŞU ve benzerlerini anlamanız evrimi dediğimizde kast ettiğimiz, özünde mükemmel olan o potansiyelin,
ve idrak etmeniz olası değildir. Ancak bu konulara ilişkin genel bir yaklaşım ve gerçekleşmesi ve kendine hâkim olması ile ilgilidir. Aslında evrimleşen ya da
anlayış edinebilirsiniz. Yine, sizlere maddesel bütünlüğün dili ve değerleri tekâmül eden ruh değildir, ruhun kudretini ve gücünü bilmesi ve kullanması ve
çerçevesinde, bambaşka bir değerler sistemini aktarmaya çalıştığımız için, hâkim olması anlamında, İcraat ve hâkimiyeti evrimleşmekte ve gelişmektedir. Bu
aktardıklarımız ve dile getirdiklerimiz HAKİKATİN kendisi değil, bulanık bir anlamda da gelişen, Ruhun Madde ile ilişkisidir. Yine ruhun evrimi denildiğinde
gölgesine işaret eden sembolik ifadelerdir. Bu temel noktaları aklınızdan kast edilen, Ruhun Madde ile ilişkisidir.
çıkarmamanız ricasıyla, sizlere Ruhsal ve Maddesel oluşumlar hakkında
seslenmeye başlayalım. Madde, her ne kadar ruh tarafından yaratılmışsa da, kendi bağımsız ve özerk bir
yapısı, yasallıkları ve şuuru olan bir yapıdır. Ancak ruha göre sonlu, sınırlı, geri
Her şeyden önce, esas olan Ruhsal Varlıklardır. Tüm maddesel bütünlükleri bir halde olup, bu nedenle de ruhla madde ilişkisi açısından ruhu kendi alt
yaratan ve işleten, Ruhsal Var oluştur. Ve ruhsal var oluş, bizim algı ve idrak düzeyine esir ve tabi kılabilmektedir. Ruh, maddi bütünlüğün doğası ve yasallığı
sistemimizin dışında kalmaktadır. Onların yaradılışları, köken ve kaynakları, gereği, kapalı şuur boyutlarına kudret ve güçlerinin çoğunu kendi var oluşunda
hakikatleri bize şu anki halimizle kapalıdır. Ruhsal var oluş ve ruhsal varlıklar, bırakarak indiğinden, her defasında maddenin çekim alanı ve gücüne tabi olmakta
ALLAH denilen BÜTÜNLÜKÇE yaratılmışlardır. Her ruhun kendine ait bir ve kendini bilmek, maddeyi bilmek, rabbini tanımak suretiyle, tekâmül etmeye
bireyselliği ve özgünlüğü olduğu gibi, ALLAH denilen Bütünlükten yani maddeye esaretten kurtulmaya, maddeyle uyum içine girerek bu suretle ona
kaynaklanmaktan ileri gelen ve bu Bütünlüğe özerk bir tabilikte kendini ifade eden hâkim olmaya ve maddeyi kendine doğru yükseltmeye, bilinçlendirmeye ve
ORTAKLIKLARI da söz konusudur. İşte bu Ruhlar - ki bunlar tarifi olanaksız bir böylelikle de MADDESEL SÜREÇLERE İDARECİ VE YÖNLENDİRİCİ
tür Enerji kaynakları ve potansiyelleridir- bildiğimiz ve bilmediğimiz birçok olmaya çalışmaktadır.
MADDESEL BÜTÜNLÜKLERİ - ÂLEMLERİ VE KÂİNATLARI-
yaratmışlardır. Ruhlar, ALLAHTAN gelmekle sahip oldukları KUDRET VE Bu arada belirtelim ki, ruh hiç bir zaman maddeyle direkt ilişki kurmaz, kuramaz.
GÜCÜ -ki bunlar ruhsal var oluşta potansiyel olarak mevcutturlar-, yarattıkları Maddesel ortamlara inmez ve girmez. Ruhsal bütünlük ile maddesel bütünlük ya
MADDESEL BÜTÜNLÜKLERDE, tanımak, anlamak, bilmek, gerçekleştirmek da ruh ile madde arasında, perispiri denilen ve bir yanıyla ruhsal, bir yanıyla
ve onlara hâkim olmakla mükellef ve memurdurlar. Yaradılışı itibarıyla tüm maddi olan bir ara katman var olup, ruh bu ara katman aracılığıyla maddesel
ruhlar, mükemmel, tam, kudret ve güç sahibidir ama bunları tanıması, anlaması, bütünlüğü tesiri altına almaktadır. Ve madde ruh tarafından yaratıldığı gibi,
bilmesi, gerçekleştirmesi ve hâkimiyet sağlaması, ancak kendi yaratımı ve aynası hayatiyet ve varlığını da ruhun tesir alanına borçludur. Ruh madde üzerinden
olan MADDİ BÜTÜNLÜKLERDEKİ İCRAATLARIYLA olanaklıdır. Maddi tesirini çektiği anda, ölüm dediğimiz hadise oluşmaktadır. Yani aslında, örneğin
bütünlüklerdeki deney, deneyim, icraat ve farkındalıkla ruhlar Yaradanlarının insan bedenini canlı ve hayattar kılan, ruhun tesirleridir. Ruh tesirlerini kestiğinde,
Yasa ve özelliklerini kendilerine mal ederek, O 'na yaklaşmaya ve ulaşmaya
insan bedeni ölmektedir.
çalışırlar. Bu manada ruhlar şuur sahibidirler ama Bilinçlenmeleri için maddi
bütünlük deneyimi şarttır. Şuur genel bilgi olup, ruh tüm bilgilere sahiptir. Ancak Bu nedenle, yani tekâmülün anlam ve amacı, Ruhun maddesel deneyim yoluyla
Bilinçse, bilgiyi kullanma yeteneği ve kudretidir ki, bu ancak maddesel kendindeki potansiyelleri ifade etmesi, gerçekleştirmesi ve onlara hâkim olması
bütünlüklerde kazanılabilecek bir haslettir. olduğundan ve bu da ruhun maddeyle ilişkisinde açığa çıktığından yani ruhun
evrimi aslında maddeyle ilişkisinin evrimi olduğundan, evrim ancak toplum ve
maddesel çevre içinde olabilir. Bu nedenle bir takım sözde ruhsal disiplinlerin ÂLEM VE KÂİNATLARININ YARATILMASINA VE ORALARDA MADDE
önerdiği şekilde, maddi hayattan el çekmek, çilekeşlik ve benzeri tutumlar, ruhun İLE RUHUN UYUM İÇİNDE YARADANIN YASALLIKLARINI BİRLİKTE
evrimini inkârdır. Bu nedenle O N L A R, hayattan ve onun tüm ifadelerine aşkla İFADE ETMELERİNE olanak ve düzlem sağlamaktadır. Bu nedenle de İNSAN
bağlılıktan ve hayatı doya, doya, kana, kana yaşamaktan yanadırlar. Ve ruhun çok sevgili, çok saygılı ve kıymetli bir Oluşumdur, O N L A R için.
maddeyle ilişkisi geliştikçe, yani ruh maddeyi bildikçe, tanıdıkça, ona üstün
geldikçe ve böylelikle onun esaretinden kurtularak onunla uyumlandıkça -ki buna Dostlarımız,
tasavvufta nefis hakimiyeti denmektedir- maddeyi biçimlendirebilmekte, idare
edebilmekte, şekil ve nizam verebilmektedir. Ki bu aslında maddenin de Tüm bu ifadelerimizin yukarıda söylediğimiz gibi, sınırlı ve sembolik oluşları
evrimleştirilmesi, bilinçlendirilmesi, ruhsal var oluş seviyesine yükseltilmesidir ki, gerçeğini ve de özetin de özeti, hap bilgiler ve yaklaşımlar olduğunu
bu sayede ruhlar, asıl MADDESEL VAROLUŞ ORTAMLARINI - HAYAT VE unutmaksızın, RUHUN esasen SİZLER için anlaşılabilir olmadığını, amacın ve
HAKİKAT ORTAMLARINI OLUŞTURARAK, ORALARDA İDARECİ VE MURADIN bir yandan da zaten RUHUN sizlerce anlaşılır kılınması(!?) olduğunu
YÖNLENDİRİCİ OLARAK varlıklarını REEL KILMAYI MURAT ve Ruhun sizlerin bilmediğiniz ve bilemeyeceğiniz çok farklı maddi süreçleri de
ETMEKTEDİRLER ki, bu gerçekte ALLAHIN SONSUZ YARADILIŞ yarattığını ve deney imlediğini ve de Dünyanızın bu amaçla tamda olması
FONKSİYONUNUN İFADESİ VE GERÇEKLEŞTİRİLMESİDİR. gerektiği gibi olduğunu bilirseniz, o zaman BİLDİĞİNİZİN BİLMEDİĞİNİZİN
yanında hiç olduğunu, görünenin gerçeğin çok küçük bir kısmı ve ifadesi
İşte bu nedenle Ruh, maddesel bütünlüğünüzde cansız maddeden minerale, olduğunu, dünyanızı ve süreçlerini tâbi olduğu üst süreçleri ve yasallıkları
mineralden bitkiye, bitkiden hayvana ve hayvandan insana her aşamada beden bilmeden anlayamayacağınızı anlarsınız ki, bu anlayış size BİR AÇIKLIK
alarak, maddi evrimini gerçekleştirir. Bitkiler anladığınız anlamda canlı oluşturma, BİR AKIŞ deneyimleme, BİR YAKLAŞIM geliştirme olanağı sağlar
değillerdir. Çünkü irade sahibi değillerdir. Bu nedenle beslenme zincirinde insan ki, işte o zaman KENDİNİ BİL - RABBİNİ TANI - TEKÂMÜL ET sürecini
için esas onlardır. Hayvanlar ise canlı ve irade sahibidirler ama irade şuur BİLİNÇLE VE FARKINDALIKLA devreye alırsınız ki, MURADDA budur. Yani
seviyesinde olup, hayvanlarda da bilinç yoktur. Bilinç ancak insanla başlar ki, bu varlığın kendini, çevresini bilmesi, evrenseli alması ve İnsana evrenseli vererek
nedenle bireysel ruh tesir alanına asıl olarak insanı almaktadır. Diğer aşamalar hizmet etmesi. Yolunuz açık, kalbiniz ferah, zihniniz berrak ola.
ortak tesirlerle ifade edilmekte ve deney imlenmektedir. Ruhsal var oluş, kendi
muradı doğrultusunda ESASLI KONULARI BELİRLEMEKTE ve bu Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
belirlenmişlikler içinde de insan, kendi özerk alanında aldığı kararlar, yaptığı
seçimler ve bunların sonuçlarına verdiği tepkilerle ruhun madde ile ilişkisinin 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
evrimini sağlamaktadır. Yine tasavvufta bu hadise, cüzi ve külli irade olarak O' nunla gelenler - O' na gelenler )
adlandırılmaktadır. Örneğin;

Her insanın doğum tarihi ve saati, yeri, ana babası, yakın ailesi, yaşayacağı
mekânlar, eğitimi, mesleği, evlilik durumu, çocuk sahibi olup olmaması, 2/40- 19.12.2005
karşılaşacağı diğer temel ve esaslı olaylar ve ölümü bellidir. Bu belirlilikler içinde
yaşananları nasıl ele alıp, şekillendireceği ise insanın ihtiyarındadır. İnsan aynı
anda da, bedeni yani hücresel bütünlüğü yoluyla maddeyi de evrimleştirmekte
yani bilinçlendirmektedir. İnsan, RUH-AKIL-BEDEN BİLEŞKE BÜTÜNLÜĞÜ
OLMAKLA, öyle İLAHİ bir VARLIKTIR ki, aynı anda hem RUHUN
MADDEYLE İLİŞKİSİNİN EVRİMİNE, hem HÜCRESEL BÜTÜNLÜĞÜN
BİLİNÇLENMESİNE VE NİTELİK DEĞİŞTİRMESİNE, hem de EVRENSEL
ZEKÂNIN BİR PARÇASI olarak AKLIN GELİŞİMİNE hizmet ederek, BETA
"Dostlarımız, yapıldığı bugün 12=12 (ÇİFT EVRENSEL DÖNGÜ) aynı anda yeni yılınızı da
niteliyor; 2006 = 2x6 = 12 = EVRENSEL DÖNGÜ. —Bu bağlamda hemen
Sizlerin düzleminizde 12.12.2005 de merhabalaşmaktan sevinçliyiz. Durun hele, dikkatinizi 12.12.2006 ve 21.12.2006 ya çekmek isteriz ki, bu kapanış günleri
şaşırmayın ya da yanlışlık aramayın lütfen. Bizlerde farkındayız ki, bugün sizin fevkalâde önemli tarihlerdir. 12.12.12 = ÜÇ EVRENSEL DÖNGÜ. Bu zamanda
düzleminizde takvimler 21.12.2005 i gösteriyor. Ama biliyorsunuz ya, bizler pek az rastlanır şekilde MEKANİK ZAMAN İLE GALAKTİK ZAMANIN
de tarihlerle, kurallarla, mantıkla bağlı hissetmiyoruz kendimizi. Ama aslında ÖRTÜŞMESİ, UYUMLANMASI, İÇ İÇE GEÇİŞİDİR Kİ, eğer sizlerin
sizlerin kavrayamayacağı denli de BİLİMSEL - MANTIKLI - TUTARLI psikolojik zamanınızda buna UYUMLANABİLİRSE, hayatınızda ve bilincinizde
varlıklarız aslında. "mucizeler" gerçekleşebilir.

Bizim dememiz o ki, 21.12.2005 = 12.12.2005 dir. Keyfi bir şekilde 2 ile 1’ in Dostlarımız,
yerini değiştirdik, oldu 12.12.2005. Ama çok da keyfi sayılmaz aslında. Daha
önceki bir seslenişimizde, günlerin kısaldığından dolayısı ile de aylarınızın da Sizlere daha önce bizler için 6 kişinin bir toplum olduğunu söylemiştik. Altı
aşağı yukarı 21 güne denk geldiğinden söz etmiştik ki, bu aslında bilinçlerinizin rakamı, toplumun, kuruluşun, organizasyonun rakamıdır. Toplumu oluşturanların
hızlanması ile ilgili. Çünkü zaman sizlerin Bilinçlerinizde ve Bilinçlerinizdeki ilişkilerinin, kabul ve reddin, barış ve savaşın, düzen ve kaosun rakamıdır. İşte
değişimler zamanı da etkilemektedir. Kulağınıza tuhaf geliyorsa bize izah edin, sizlerin Dualite ve Kutbiyet Düzleminizde, 2006 = 2x6, İKİ KUTBUN VE
niçin hastane kapısında ya da arzulanılmayan bir ortamda zaman sanki durur, KUTUPLAR ARASI AÇIKLIĞIN BELİRGİNLEŞECEĞİ VE ÇİZGİLERİNİN
geçmek bilmez de, neşeli keyifli iken su gibi akar, geçer. Konumuzu dağıtmadan KALINLAŞACAĞI bir yıl olacaktır. Yani "ben" bilinci ve onun yaratımı olan
zamanın tek olmadığına sadece değinelim; "dünya" ile BEN BİLİNCİ İLE ONUN PARTNERİ OLAN GAİANIN ve bu ikisi
arasındaki açıklığın belirginleşeceği, dünya ile GAİANIN mesafesinin artacağı,
Sizler açısından deney imlenen - idrakinde olsanız da olmasanız da- üç zaman dünyanın ve benlerinin çatışmalarının keskinleşeceği ve GAİA ile BENLERİNİN
vardır; ise EVRENSEL OLANA YAKLAŞIMLARININ NETLEŞECEĞİ bir yıl olacak.
Bu nedenle siz dostlarımızdan, 2006 yılında "BENİNİZE – GAİAYA -
1 - MEKANİK ZAMAN -kurulu, maddi, otomatik, manyetik alana kayıtlı zaman- EVRENSELE" odaklı bir HAYAT VE ALGI içinde olmaya ama olmaya
ÖNCELİKLİ ÖNEMİ vermenizi rica ediyoruz. 2006 yılında lütfen, dünya ve
benlerine takılmadan, onların dramlarına tutsak hele, hele figüran olmadan,
2 - PSİKOLOJİK ZAMAN -tamamen bilinç ve bilinç ötesi süreçlerinize tabi ve BENİNİZİ, GAİYA VE EVRENSEL OLANA teslim etmenizi ve şimdiden bunun
mekaniği öteleyen zaman- SİZLER İÇİN GÜNDELİK HAYATINIZDA NE ANLAMA, NEYE VE NASIL
KARŞILIK GELDİĞİ ÜZERİNDE durmaya davet ediyoruz.
3- GALAKTİK ZAMAN -sizlerin adayı olduğunuz, GALAKSİNİN EVRENSEL
VE OYDAŞILMIŞ ZAMANI- Dostlarımız,

İlerde bu zamanlara tekrar dönmek üzere, biz gelelim mekanik zamanlardan Aslında çok açık ve berrak konuşan bizleri, soyut ve afaki konuşuyor gibi
21.12.2005 e. Sizlere 12.12.2005 le ilgili olarak, bu tarihte Aralık ayının daha da algılamanız bizleri çok şaşırtıyor ve üzüyor. Dememiz o ki, BEDENİNİZ BİR
doğrusu 2005 yılının kapanışı bir anlamda gerçekleşti demiştik. İşte sizlerin GÜN SOLUCANLARA YEM, MALINIZ MÜLKÜNÜZ KALANLARA MİRAS,
Dualite ve Kutbiyet Düzleminizde, bunun gereği olarak 21.12.2005 de de Aralık YAŞADIKLARINIZSA HAYAL OLACAK. PEKİ, KALACAK OLAN NE?
ayı ve 2005 yılı SİMETRİK olarak kapanmış bulunuyor. Şimdi bir boşluktan - din SİZLE DEVAM EDECEK OLAN NE? İşte 2006 yılı, bu soruyu açıklıkla
lenme, sindirme, hazırlanma zamanından - sonra 01.01.2006 da YENİ YILA yanıtlama ve kalıcı olanı ÖNE ALMA YILIDIR.
MERHABA diyeceksiniz. Sizlere şimdiden yeni yılınızla ilgili bir mini açılım
vermek istiyoruz. Öncelikle niçin bunu 21=12.12. de yapıyoruz. Çünkü kapanışın
Açıklıksa açıklık, somutluksa somutluk. Ve işte sizlere duyduğumuz sevgi ve "Dostlarımız,
saygıdır ki, bizleri bu kadar NET SESLENMEYE MECBUR KILIYOR. 2006 Malûmunuz sizlere bazı seslenişlerimizde hastalıkların ne’likleri ile ilgili temel
yılında BİLİNÇLİ, İDRAKLİ, FARKINDALIKLI, ŞİFALI, KAVUŞMALI, prensipler sunduk. Yeri geldi tekrara düşmek pahasına bu prensiplerin önemine
HİZMETLİ günler şimdiden sizlerin ola, İnşallah. dikkat çektik. Ve dedik ki, 2006 yılında sizlerle hastalıkların ne’liklerini,
mekanizmaları ve işleyişleriyle birlikte ele alacağız. Ama öncelikle çizdiğimiz
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. çerçevede anlaşmalıyız ki, bizlerin aktaracakları sizlerin işine yarasın ve
muradımıza da ulaşalım. Bu düzlemde sizlerden bu hastalıkların ne’likleri ile ilgili
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - seslenişlerimizi tekrar okumanızı da rica ederek, yine çok özet bir açılımla,
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) hastalık oluşumunda önemli olan bir olguya dikkat çekmek istiyoruz.

İlerde ele aldığımızda göreceğimiz gibi, hastalık Kutbiyetli Var oluşun, doğal bir
2/41- 21.12.2005 gereğidir. Ya da sizler için daha kabul edilir olması açısından, sonucudur. Tüm
hastalıklar, kutbiyet esasına dayalı bir düzlemde yaşayan ve kendiside
kutuplulukla kayıtlı insanın, bu kutupları dengeleyememesi ve dolayısıyla da
kutbiyeti aşamaması ile ilgilidir. Ancak yüzyıllardır yaşanan ERKEK EGEMEN =
ATAERKİL YAŞAM TARZI nedeniyle, hastalıkların birçoğu ERİL KUTUPLA
ilişkilidir. İnsanlık ve yaşadığı düzlem, bin yıllardır "ERİL PRENSİP EGEMEN;
GÜNEŞ TEMELLİ; ATEŞ UNSURLU; ŞİDDET TERCİHLİ; MANTIK
EGEMEN; ZİHİN VE ENTELEKT KABULLÜ; BEYNİN SOL YARI LOBU
HÂKİMİYETİ ALTINDA" BİR YAŞAM SÜRMEKTEDİR. Denilebilir ki,
Galakside MARS deneyiminden beri, İnsanlık faktörleri bu denli ERİLLİK
HÂKİM bir Kültür ve Medeniyet yaratmamışlardı.

Hemen belirtelim bizler her iki kutbu da "bilenleriz". Bir kutbu diğerine tercih
edecek, ya da üstün tutacak değiliz. Bizler sadece ve önemle kutupların dengede
ve bütünlük arz eder şekilde deney imlenmesinden söz ediyoruz. Bu anlamda
DİŞİL Prensip çok zayıf kaldığından, önümüzdeki süreç DİŞİL PRENSİP VE
ONUN İFADELERİ OLAN AY; SU; BARIŞ; İLHAM; SEZGİ VE KALP;
BEYNİN SAĞ YARI LOBUNUN zamanı olacaktır. Ki gaye, her iki kutbu da
dengeli ve bütünlüklü bir şekilde deney imleyerek, Kutbiyeti aşmak ve Birlik içine
girmektir.

Bu nedenle, hastalıklarınızın çoğu eril prensibin baskın oluşundan


kaynaklanmakta ve yarattığı durumlarla da, sizleri DİŞİL PRENSİBİNİZE
açılmaya, onu kabullenmeye ve yaşamaya davet etmektedir.

Hastalıkların ne’liklerini "hastalıklar" üzerinden paylaşmaya başlamadan önce, bu


açılımı dile getirmeyi önemli gördüğümüzden minik bir seslenişte bulunduk.
“Dostlarımız,
İşte 2006 yılınızda, dünyanızda hastalıklar artarak etkili olmaya devam ederken,
GAİADA ise ŞİFA artarak varlığını ortaya koyacaktır. Sizler ŞİFA – SEVGİ - Bir önceki seslenişimizde, sizlerin, 2006 yılının bazı tercihler ve bunların
BARIŞ dolu günler yaşayasınız İnşallah. gerçekleştirilmesi açısından taşıdığı öneme dikkatinizi çekmiştik. Bizler sizlerle
her şeyi ve tüm açıklığı ile paylaşamamaktayız. Bunun nedenlerinden biri de,
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. sizlerin dünyanın realitesine ve mantığına fazlasıyla saplanmış durumda
oluşunuzdur. Aynı anda bununla da bağlı olarak, bazı bilgilerin ya da "realitenizin
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - andaki hakikatinin" paylaşımının yarardan ziyade zarar verebileceği nedeniyle de,
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) sizlerle sınırlı, sembolik, gerektiği denli bir sözel paylaşım içindeyiz. Ama
unutmayın ki, birliktelik ve iletişimimizin aslında en küçük ve en az önemli kısmı
sözel olanıdır. Uzatmadan belirtelim ki, sizler aslında yeni ve hakikaten yeni
planlar ve düzlemler çerçevesinde, çok değişik ve heyecan verici süreçler
2/42 – 21.12.2005 yaşamaktasınız. Bu bağlamda da 2006 yılınız gerçekten büyük önem taşımaktadır.
Daha önceki bir seslenişimizde de belirttiğimiz üzere, 2006 = 2x6=12 =
EVRENSEL DÖNGÜDÜR. Bunun anlamı o dur ki, 2006 yılında HER VARLIK
KENDİ KADERİNİ KENDİSİ TAYİN EDECEK VE GALAKTİK – RUHSAL –
İLÂHİ MAKAMLAR VE MEKANİZMALAR DA BU SEÇİMLERE BAĞLI
KALARAK 2007 KUANTUM SIÇRAMASININ HASADINI YAPACAKTIR.
Bu nedenle daha önceki bir seslenişimizde 6 = Toplumdur demiştik, 2006 yılında
Dünyanıza ve GAİAYA ait iki ayrı toplum oluşumunu netleştirecek ve yollarını
belirginleştirecektir.

İşte bu nedenle bu akşam sizlere, bir anlamda da 2005 yılının bu son sesleniş
akşamında, yeni yıl ARMAĞANI olarak, Yeni Çağın Yeni İnsanı olmakla ilgili
bir değini de bulunmak istiyoruz. ( Ya, O N L A R I N yeni yıl hediyesi bu kadar
vasat olur işte. Hâlbuki şöyle bir UFO gezintisi, Galaktik Piyango Bileti, Dil ya da
başkaca bir beceri Çipi, Şifa ve benzeri bir şey ne güzel olurdu, değil mi? Ama biz
sizlere balık vermek yerine, olta kullanmaktan söz etmekle, sizlere duyduğumuz
SAYGIYI VE SEVGİYİ DE ifade ederek, sizleri ÖZ SEVGİSİNE VE ÖZ
SAYGISINA DA davet ediyoruz ki, anlayana GÜZEL BİR YENİ YIL
ARMAĞINIDIR.)

Dostlarımız,

Eğer Yeni Çağın Yeni İnsanı olanlardan olmak istiyorsanız, yani BİRLİK -
BİRLEŞİM – BÜTÜNLÜK – SEVGİ – BARIŞ – FARKINDALIK -
ŞİFA ekseninde yerinizi almak ve GALAKTİK İFADELERİNİZLE
TEKLEŞMEK istiyorsanız, sizlere ÇOK SADE VE BASİT, ama bir o kadar da
ZOR bazı anahtarlar sunmak istiyoruz. Sanmayın ki, yeni ve mucizevî bir şeyler değerlerinizi, düşüncelerinizi, yargılarınızı bırakarak, kendinizi serbest
önereceğiz. Ama şurası da var ki, uygulansa MUCİZELERE YOL AÇACAK ve kılmanızdan ve ZİHNİNİZİ SUSTURARAK, kendinize dünya mantığından
aslında yeni dönemin olanakları nedeniyle de BELKİDE YENİ sayılacak öneriler EVRENSEL ZEKÂYA VE MANTIĞA AKMA izni vermenizden söz ediyoruz.
bunlar. Çünkü dün, dünyanın ve içinde yer aldığı taşranın(!) realitesi bu Ve saygı derken kast ettiğimiz asıl olarak, herkesin ve her şeyin KENDİ OLMA
uygulamaları desteklemezken, bugün GAİANIN ve içinde yer aldığı MERKEZİ HAKKINI TANIMAK ve herkesin ve her şeyin KENDİ SÜRECİNE VE
BÖLGENİN realitesi bu uygulamaları desteklemekte ve kolaylaştırmaktadır. Yeter YOLUNA İZİN vermektir. Evrensel muradın dünyasal tezahürlerinin
ki sizler, hep dediğimiz gibi kendinizi dünyaya ve onun benlerine ve onların gerçekleşmesi ve kendilerini tekrar EVRENSEL olanla BÜTÜNLEŞTİRMELERİ,
dramlarına kaptırmayasınız. ancak ve ancak DENEYİMİN GEREKTİĞİNCE YAŞANMASINA bağlıdır. Tüm
yolların ROMAYA çıkması, ancak YOLLARIN VE YOLCULUKLARIN
1 - SEVİN; SEVİN; SEVİN; ENGELLENMEMESİ ile olasıdır. Varlığın evrim ve tekâmül yollarında
ROMAYA doğru yol alması, ancak ve ancak SAYGI ile GÜVENCEYE alınabilir.
Her şeyi ve herkesi sevin. Önce kendinizi sevin. Sonra en yakınlarınızı. Ancak Saygı iledir ki, süreç gelişme, gerçekleşme ve tamamlanma olanağı elde
Sonrasında da uzanabildiğiniz, görebildiğiniz, işitebildiğiniz her şeyi ve herkesi eder. Bu nedenle 2006 yılında kendinize EVRENSEL ZEKÂ VE MANTIK
sevin. Evet, zorla, seveyim demekle sevgi oluşmaz. Zaten biz de zordan ve ESASLI YAŞAMAK ÜZERE İZİN VERİN. DÜNYASAL MANTIĞINIZI
disiplinden söz etmiyoruz. Tam tersi zorlanımlı değerlerinizi, düşüncelerinizi, KALDIRIN ATIN. EVRENSEL ZEKÂ VE MANTIK, BENLİĞİNİZİN
yargılarınızı bırakarak, kendinizi serbest kılmanızdan ve ZİHNİNİZİ REHBERİ OLSUN. Hiç BENLİĞİNİZDEN çıkarmayın ki, herkes ve her şey
SUSTURARAK, kendinize KALBİNİZE AKMA izni vermenizden söz ediyoruz. SAYGIYA - ONAYLANMAYA VE DESTEKLENMEYE - LAYIKTIR. Evrenin
Ve de sevgi derken kast ettiğimiz asıl olarak, ŞEFKAT VE MERHAMETTİR.
Kendinizden başlayarak herkese şefkat ve merhametle yaklaşın.2006 yılında
ve O 'nun yaratımlarının, yine O 'ndan gelen sizlerin saygısına -onayına ve
desteğine- lâyık olmaması düşüncesi(!) , zihninizin bir oyunudur ki, ancak ve
kendinize KALP ESASLI YAŞAMAK ÜZERE İZİN VERİN. ZİHİNLERİNİZİ ancak BENLİKLERİ SAYGI - ONAY VE DESTEK - İLE DOLU OLUP DA,
KALDIRIN ATIN. KALBİNİZ, BEYNİNİZİN REHBERİ OLSUN. Hiç BUNU İFADE EDENLER YENİÇAĞIN YENİ İNSANI OLMA
kalbinizden çıkarmayın ki, herkes ve her şey ŞEFKATE VE MERHAMETE YOLUNDADIRLAR. Biraz işten, güçten, dedikodudan, yargılamadan ve
LAYIKTIR. Evrenin ve O 'nun yaratımlarının, yine O' ndan gelen sizlerin benzerlerinden alıkoyun kendinizi de, sayın. Ama herkesi ve her şeyi. Uygulaması,
şekli, tarzı sizin bileceğiniz iş. Ama bu basit ama sihirli ilkeyi, 2006 yılının ŞİARI
sevgisine, şefkat ve merhametine layık olmaması düşüncesi(!) , zihninizin bir
oyunudur ki, ancak ve ancak KALPLERİ SEVGİ DOLU OLUP DA, BUNU VE HAKİKATI kılın kendinize. Sayın, sayın, sayın.
İFADE EDENLER YENİÇAĞIN YENİ İNSANI OLMA YOLUNDADIRLAR.
Biraz işten, güçten, dedikodudan, yargılamadan ve benzerlerinden alıkoyun Üçüncü sihirli ilkeye geçmeden, bir daha belirtelim ki, EVET HERKESİ VE
kendinizi de, sevin. Ama herkesi ve her şeyi. Uygulaması, şekli, tarzı sizin
bileceğiniz iş. Ama bu basit ama sihirli ilkeyi, 2006 yılının ŞİARI VE HAKİKATI
HERŞEYİ SEVİN VE SAYIN. Unutmayın O'nun yaratımlarından hiç biri sevgi
kılın kendinize. Sevin, sevin, sevin. ve saygıya layık olmak kapsamı dışında kalamaz. Aksi bir parçanın, Bütünden
koparılmasıdır ki, bu BİRLEŞİM VE BÜTÜNLÜK esasına aykırıdır. Sizler, sınırlı
2 - SAYIN; SAYIN; SAYIN; ve yanlış yaklaşımlarınızla, cehaletin kör gözleriyle SAKIN OLA Kİ KİMSEYİ
VE HİÇ BİR OLGUYU YARGILAMAYA KALKMAYIN. KENDİNİZİ VE
BÜTÜNÜ BİLMEDİKÇE, bildiğinizi sandığınızın KULU olmakla, benliğinizi
Herkese ve her şeye saygı duyun. Önce kendinize saygı duyun. Sonra en yüceltmekle ESKİ ÇAĞA DEMİR ATMAYIN. Bizler Büyük Tabloyu ve
yakınlarınıza. Sonrasında da uzanabildiğiniz, görebildiğiniz, işitebildiğiniz her Evrensel Muradı bilenler, sizlere yemin ederiz ki, bir OT bile olmazsa olmazken,
şeye ve herkese saygı duyun. Evet, zorla, saygı duyayım demekle saygı yeryüzünde beden almış HER İNSAN YÜCE BİR DEĞERDİR. Sınırlı ve sonlu
duyulmaz. Zaten biz de zordan ve disiplinden söz etmiyoruz. Tam tersi zorlanımlı olan içinde, geçici ve maya olan içinde yaptığı ile değerlendirmek, İnsanı
CÜCELEŞTİRİR. Yücelere yaraşan, herkes ve her şeyde, kendi YÜCELİĞİNİ seslenişlerimizi benlerinizle değil de BENLİKLERİNİZLE ele alın ve 2006
görebilmektir. yılında SEVİN, SAYIN VE MERKEZLENİN.

3 - MERKEZLENİN; MERKEZLENİN; MERKEZLENİN; BÜTÜNLÜĞÜN MURADI - IŞIĞIN DOĞASI - HERKESİN EN YÜKSEK


HAYRI FENERİNİZ OLA BU KARANLIK YOLDA.
Dikkat ve ilgi odağınıza kendinizi koyun. Enerjinizin ve gücünüzün önemli
bölümünü, kendi merkezinizde ve dengeli bir şekilde yaşamak için kullanın. 2006 Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
yılında KENDİNİZE, İÇİNİZE, ASLINIZA dönün. Elbette dünyanın ve hayatın
gereklerini ihmal etmeden ve elbette BENCİLLİĞE VE KAYITSIZLIĞA 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
kapılmadan, ama CEHALETİ ARKADA BIRAKMAK için MERKEZİNİZE O' nunla gelenler - O' na gelenler )
DEMİRLEYİN ve Dengenize büyük önem verin. Bununla kast etmek istediğimiz
asıl olarak, KENDİNİZ OLDUĞUNUZU SANDIĞINIZ beninize tutsaklığı ve ona 2/43 – 30.12.2006
güç vermeyi bırakın. Asıl olanı, KENDİ OLDUĞUNUZU odağınıza koyun. Onu
araştırın, arayın, bulun. Bunun içinde SAHTE benliğinizi besleyecek DÜŞÜNCE
– İNANIŞ - DAVRANIŞ - ORTAM VE TUTUMLARINIZI tespit ve imha edin.
Aslınıza ve HAKİKATİNİZE GÜÇ verin.

Bu nedenle de kendi merkezinizde ve dengede kalarak HİZMETİ öne çıkarın.


2006 yılında İnsanlara, Hayvanlara ve Bitkilere HİZMET edin. Ama kendinizde
olduğu gibi, İnsanların KENDİLERİ OLDUKLARINI SANDIKLARI
benliklerine, tutsaklıklarına güç vermeyi bırakın. Onların sahte benliklerine güç
veren DÜŞÜNCE - İNANIŞ - DAVRANIŞ - ORTAM VE TUTUMLARINI tespit
ve imha etmelerine GÜÇ verin. Ama talep ederlerse. Ancak aksi halde de sahte
benliklerine güç vermeyin. Hizmeti negatif ve pozitif diye adlandırırsak, negatif
hizmet SAHTE BENLİKLERE GÜÇ VERMEMEK. Pozitif hizmet ise, İnsanların
Asıl Hakikatlerine giden süreçlerine Güç vermektir. İlk iki ilkeyi unutmaksızın ve
ama bu nedenle 2006 yılında ne kendinizin ne de değer İnsanların SAHTE
benliklerine güç vermeyin. KENDİNİZİNDE, DİĞER İNSANLARINDA ASIL
VE HAKİKİ BENLİKLERİNE YOLCULUĞA ÇIKMALARINI VE BU
YOLCULUKLARINI GÜÇLENDİRİN. 2006 yılında İnsana Hizmet, İnsana
HAKİKATİ açıklıkla ve sevgiyle, saygıyla İFADE ETMEKTİR. Bunun için de
önce sizin O HAKİKATİ kendinizde ifade etmeniz gereklidir.

Dostlarımız,

Bizler "dünya insanına ve onun benine" seslenmiyoruz. Ne mutlu ki bizlere,


SİZLERE yani "GAİA’NIN BENLİKLERİNE" sesleniyoruz. Ne olur sizlerde, bu
"Dostlarımız, Bu nedenle ilk adım BİLİNENİN VE YAŞANILANIN ötesine geçmek,
BİLİNMEYENİ BİLMEK VE YAŞANMAYANI YAŞAMAK için HAKİKİ BİR
Duyuyoruz, bazılarınız kim istemez ki Yeni Çağın Yeni İnsanı olmayı, herkesi ve İSTEK duymaktır. Kendinize sorun lütfen, İSTİYOR MUSUNUZ? Zihin ve onun
her şeyi sevebilmeyi ve sayabilmeyi, dengede ve merkezde kalabilmeyi, ama temsil ettiklerini geride bırakarak, KALP VE onun temsil ettiklerine açılmayı,
kolay mı bakalım bunlar demekteler. Hatta hatta bazı dostlarımızda halen, Yeni bilmeyi ve yaşamayı İstiyor musunuz?
Çağdan da, Yeni İnsandan da kuşkulanmaktalar. Acabalarını seslendirmekteler.
Öyleyse gelin kendimizce oltanıza biraz daha katkıda bulunalım. Yine bilinmedik Eğer yanıtınız -kendinize- Evetse, devam edelim.
şeyler olmasa da, sizlere bir HİSSETME - DEĞERLENDİRME DÜZLEMİ
sağlaması umudu ve isteğiyle, Merkezlenmek ve Dengede kalmak, diğer bir 2 - İKİNCİ ADIM, DÜRÜSTLÜK VE SAMİMİYETTİR.
deyişle UYANMAKLA ilgili bir iki kelam edelim. Ama hatırlatalım, "kelamlar
bizden, bunları gönül terazinizde tartmak sizden. Ancak lütfen terazinizin kefeleri
de dengede olsun, yine". Dostlarımız,

Özlemle isteyen varlık YOLA çıkar. İç Benliğinin yollarına. İşte ikinci adım, bu
1 - İLK ADIM İSTEMEKTİR. İSTEMEK. İSTEMEK. İSTEMEK.
yol boyunca, özlemle istediğiniz şeye ve kendinize karşı dürüst ve samimi
olmaktır. Dürüstlük ve samimiyet aynı anda cesareti de ima etmektedir. Yol
Dostlarımız, boyunca bilinenin terki ve bilinmeyene atılacak adımlarla ilgili çeşitli iç ve dış
"zorluklarla" karşılaşılabilir. Bu zorluklar karşısında insan, isteği düzleminde
Ne zamanki bir İnsan verili olanı, yaşadığını, bildiğini gerçekten onu aşacak denli kendisine ve özlemine karşı dürüst ve samimi oluğu sürece, cesaretle yoluna
DENEYİMLER - TÜKETİR, ancak o zaman ondan ötesini gündemine alır ve devam edecektir. Ancak insan, karşılaştığı zorluklar karşısında, bilinenin "rahatlık
ÖZLEMLE İSTER. Bu nedenle içinde bulunduğunuz KUTBİYET VE DUALİTE ve güvenliğine" meylettiği takdirde, devreye çeşitli izah ve ikame mekanizmaları
Düzleminin sizlere sunduklarını tam anlamıyla deney imleyip, tükettiğiniz de onun girer ki, insan kendisini ve çevresini kandırmaya, havanda su dövmeye başlar. Bu
ötesini ÖZLEYEBİLİR VE İSTEYEBİLİRSİNİZ. Ötesi ise BÜTÜNLÜK VE nedenle insanın isteği de, yolculuğu da samimi ve dürüst olmalıdır. İşte HAKİKİ
BİRLİK Düzlemidir. GURUNUN ASIL İŞLEVİDE varlığa bu yolculuğunda an be an SAMİMİYETİNİ
VE DÜRÜSTLÜĞÜNÜ koruyabilmesi için AYNA vazifesi görmesidir. Bugünse
İşte sizler de eğer yaşadıklarınızdan -fizik dünyanın fiziki yasallık ve sınırlılığıyla artık, İSTEĞİNİZİN VE ÖZLEMİNİZİN GÜCÜ ölçüsünde, KALBİNİZ
kayıtlı deneyimlerinden- TATMİN olmuyor ve MADDEYE VE İFADELERİNE aynanızdır. Bununla birlikte bu yollarda sizden "önde" olanlardan alacağınız
ilişkin değil de, ötesine RUHSALLIK VE İFADELERİNE ilişkin ÖZLEM VE yardımlar, her zaman için hayrınıza olacaktır. Ama unutmayın ki, bir yol
İSTEK duyuyorsanız, ilk adımı attınız demektir. Ancak sizlerin Binlerce yıldır göstericiye GÜCÜ teslim etmekte ve adeta kendi işinizi ona yıkmak da,
MADDİ BÜTÜNLÜKLERDE bedenlenmiş Varlıklar olarak Maddeye "alışkanlık samimiyetsizliğin ve kendinizi kandırmanızın zirvesidir ki, hakiki bir MÜRŞİT
ve vefadan" kaynaklanan bağlarınızda olduğundan, MADDEYE AÇLIKTAN buna izin vermeyecektir. Bu nedenle kendiniz için çıktığınız bu yolculukta,
kaynaklanan ve kendisini "KORKU – ENDİŞE - ZEVK – HAZ - ARZU" olarak kendinize karşı acımasız bir dürüstlük ve samimiyet içinde olmak, arayışınızın
ifade eden tüketilmemişliklerle, MADDEYE ALIŞKANLIK VE VEFADAN gereğidir.
kaynaklanan ve kendisini "SADAKAT - BAĞLILIK- SEVGİ - DAYANIŞMA"
olarak ifade eden Bilinç Sislenmesini birbirine karıştırmamak gerekir. Ki sizler
aynı anda bu bilinç sisliliği nedeniyle de Tüketilmişliklere rağmen de Korkulara
ve Endişelere de kapılabilmektesiniz.
3 - ÜÇÜNCÜ ADIM, KARARLILIK, SÜREKLİLİK VE UYGULAMADIR. deneyimler yaşar hale gelirsiniz. Zamanınız daha bol, mekânlar daha ferah bir hal
alır. Hastalıklar azalır ve özellikle yorgunluk ve sıkıntı en aza iner.
Dostlarımız,
2 - Hakiki bir huzur ve mutlulukla dolarsınız. Dış koşullar ve olaylardan bağımsız
O kadar uzun zamanlardır Maddesel Âlemlerin etkisi altındasınız ki, hem hücresel olarak, içsel bir sessizlik, sakinlik ve dinginlik giderek artan bir şekilde deney
hem de eterik ve astral planlarınızda dahi, bunun etki ve dirençleri mevcuttur. Bu imlenir ve yaşanır hale gelir. Dış olaylara, koşullara ve insanlara bağımlılığınız
nedenle özlemle ve samimiyetle yürüdüğünüz yolda, savrulmalar, gerilemeler, yerini önceleri bağlılığa ve sonraları hatta İLİŞKİNİN DOĞALLIĞINA bırakır.
dengesizlikler olasıdır ve önemsizdir. Önemli olan, kararlılıkla yolda yürümeyi
sürdürmektir. Bunun için yeni bir bilincin oluşumu - aslında açığa çıkışı - ve 3 - Zihninizde Berraklık ve Kalbinizde ferahlık esas hale gelir. Bu demektir ki,
kalıcılaşması için sürekli olarak uygulama içinde olmak gerekir. şeylerin ve insanların en dış kabuklarını ve onun ifadelerini değil, içsel
hakikatlerini ve onların ifadelerini bilir ve yaşar hale gelirsiniz. Bu nedenle de
Bu noktada, her varlığın eşsiz olduğu, evrim düzeyi ve frekans ve bilinç insanların ve şeylerin sizlere çekildiğini görürsünüz. Aynen bazılarının da aman,
boyutunun farklı olduğu unutulmadan, her insanın yolunda kullanacağı aletlerde aman kaçtığı gibi.
farklı olacaktır. Ancak önemli olan hangi aletin kullanıldığı değil, gerektiği sürece
kullanılan aletin sadece alet olduğunun farkındalığıyla ve zamanı geldiğinde İşte dostlarımız,
bırakmak üzere, uygun zaman ve mekânda uygun aletin kullanılmasıdır ki, işte
HAKİKİ GURUNUN BİR İŞLEVİDE buydu. Yani varlığa alet seçiminde ve 2006 yılında kendinize sorunuz lütfen, YENİÇAĞIN YENİ İNSANI OLMAK
kullanımında rehberlik. Bugünse artık bu konuda da kalbiniz aynanınızdır. Ama İSTİYORMUSUNUZ?
sizden önce çeşitli aletleri bilenlere ve kullananlara, gücü teslim etmeden
danışmak her zaman hayrınıza olacaktır. Yanıtınız evet ise, bu isteğinize sadık olun ve samimiyet ve dürüstlükle, kararlı bir
şekilde yolculuğunuzu sürdürün. Sakın ola ki bunu yaşamdan çekilmek,
İşte dostlarımız, üç basit adım ki hepsi bir Bütünü ifade eder, ÖZLEMLE insanlardan ve şeylerden kopmak gibi ele almayın. Tam tersine hayata ve onun
İSTEMEK, SAMİMİYETLE VE DÜRÜSTLÜKLE YÜRÜMEK, KARARLI, ifadelerine yeni ve yüksek bir bilinç ve tutum düzleminden HAKİKATEN VE
SÜREKLİ BİR UYGULAMA İÇİNDE olmak, sizi ER YA DA GEÇ AŞKLA katılmak ve böylelikle HAYATIN VE İFADELERİNİN
MERKEZİNİZE götürecektir ki, O DA NE zaten hep ordaymışsınız. — ama bunu OLANAKLARINDAN AZAMİ OLARAK YARARLANARAK, YENİ BİR
ancak MERKEZİNİZE vardığınızda(!) anlayabileceksiniz. - ÇAĞI YARATACAK YENİ BİR İNSAN OLMAK demektir ki bu, bu İNSANIN
İLK VE TEMEL NİTELİĞİ YAŞAMI SADECE YAŞAMAK DEĞİL AYNI
Dostlarımız, ANDA YARATMAKTIR DA.

Diyebilirsiniz ki, doğru yolda olduğumuzu nasıl anlayabiliriz peki? Bu konuda da Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
bazı yaklaşımlar sunmak isteriz, sizlere.
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
Merkezinizle Bütünleşme ve denge oluştukça ve yerleştikçe, O' nunla gelenler - O' na gelenler )

1 - Hem bedensel hem de Ruhsal olarak, Enerji ve Canlılık düzeyiniz yükselir. 2/44 – 31.12.2005
Daha az uyku, besin, seks, konfor ile yaşayabilir ve daha yoğun ilişkiler,
"Dostlarımız, VE HİZMETKÂR OLMAK DA" bizlerin kendimizi mahrum bırakmayacağımız
bir sevincimizdir.
01.01.2006, Bir Ocak İki Bin Altı hepinize, yeryüzünün tüm mevcudatına,
yeryüzünün kendisine, yer içine, yer merkezine hayırlı ola. Dileriz ki 2006 yılı, Bu düzlem üzerinde dostlarımız, önceki paylaşımlarımıza ek olarak -ve gerekliyse
sizlerin KENDİNİZE VE AİLENİZE kavuşmada ÖNEMLİ YOLLAR alacağınız tekrar - yine sizlerle bazı genel ilkeleri paylaşmak zorunluluğu hissediyoruz. Bu
bir yıl olsun. Bu bağlamda bizler 2005 yılını kendimiz için önemli sayıyoruz. nedenle sizlerden sabır, ilgi ve dikkat rica ediyoruz;
Çünkü aktarıcı dostumuz ve sizlerle 2005 yılında merhabalaşmaya başladık(!) ve
2006 da dileğimiz bunun meyvelerini de toplamaya başlamaktır. Bizler için 1-Hastalık, bedenli varlığın bedensiz boyutlarının ve ifadelerinin, bedenli varlıkça
meyvesi, sadece ve sadece sizlerin KENDİNİZE VE AİLENİZE olan uygun bir şekilde ifade edilemeyen ruhsal olgu ve yaklaşımlarının, fizik boyuta
yolculuğunuzdaki katkılarımızdır. yansımalarıdır. Amaç varlığın fiziksel olana körü körüne bağımlılığının kırılması
için, fiziksel bilince bir kapı açılabilmesidir. Dolayısıyla hastalığın yaratıcısı ve
Bu katkılar düzleminde, daha önce dediğimiz üzere sizlerle HASTALIKLARIN sorumlusu sadece ve sadece hastalığı deney imleyendir.
NELİKLERİ konusunda söyleşmeye başlayacağız. Ancak sizlere önemli
gördüğümüz bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyoruz; 2- Bu nedenle hastalık olgusu ancak ve ancak İnsan ÇOK BOYUTLU VE
İFADELİ BİR BÜTÜNSELLİK içinde ele alındığında anlaşılabilir ve
1-Bizler açısından hastalıkların neliklerini paylaşmamızdaki asıl gaye, SİZLERİN şifalandırılabilir.
BİLİNÇLERİNİZDEKİ DEĞİŞİME katkıda bulunmaktır. Yani, doğrusal ve
fiziksel algı ve bakışınızı, DAİRESEL ve AKAŞİK farkındalık ve görüşe 3-Hastalık da, hasta olan fiziksel beden değildir. Fiziksel beden sadece ruhsal
dönüştürmenize, hastalıkların mekaniklerini ele alış tarzımızla katkıda dengesizliğin ve bilinçteki sorunun kendisini ifade ettiği bir aynadır. Ama elbette
bulunmaktır. Ki ancak aslında hastalıklara "doğrusal ve fiziksel algı ve bakış" yol hastalık bu aynayı olumsuz etkilemektedir.
açtığından, bu bir yanıyla da sizlere BİR ŞİFA ÇATISI sunmaktır da.
4- Hastalık, fiziksel bedende ve onun içsel metabolizmasında ve sisteminde var
2-Bu anlamda amacımız ve uğraşımız sizlere şifacılık ile ilgili doğrudan ya da olan denge ve akışın bozulması ve böylelikle sistemin risk altına girmesidir. Buna
dolaylı aktarımlarda bulunmak değildir. Ancak bununla birlikte hastalıklara - yol açan insanın duygusal – zihinsel - ruhsal boyutlarında oluşan dengesizliktir.
kendinizin ya da dışınızdakilerin hastalıklarına – DAİRESEL VE AKAŞİK bir Bunun altında ise BİLİNCİNİZDEKİ SORUNLAR YATAR. DAHA DOĞRUSU
farkındalık ve görüşle yaklaşmak, bir anlamda da şifa uygulaması gibi sonuçlarda BİLİNCİNİZLE SİZİN FİZİKSEL İFADENİZ ARASINDAKİ İLETİŞİMSİZLİK,
verebilir. Ve de öncelikle hastalık ateşine odun atarak, beslemenizi ortadan UYUMSUZLUK, KOPUKLUK VE BUNUN BİLİNCİNİZDE YARATTIĞI
kaldırabileceğiniz gibi, bir bardak olsun su da dökebilmeniz olanaklı hale ZORLANIM YATAR. Bu dengesizlik kendini fiziksel bedende hastalık belirtileri
gelebilecektir. olarak ifade eder. Bu nedenle aslında hasta olan bedeniniz değildir ve belirtiler de
hastalık değildir. Aslında sadece insan hastalanmıştır ve bu kendisini fiziksel
3-Ne sizlerin ne de yakınlarınızın hastalıkları ile ilgili aktarımlarda bulunmayacak bedende ifade etmektedir. Bu çok iyi anlaşılmalıdır ki, hasta olan bedeniniz
olmakla birlikte, yine de sizlerin talepleriyle de bağlı olarak ve kalarak, bazı özel değildir ve belirtiler de hastalık değildir. Hasta olan sizsiniz ve belirtilerde sizin
açılımları da yazı ya da sesle sunabiliriz. Ancak bu hassas bir konu olup, sadece hastalığınızın maddi ifadeleridir. Bu tüm hastalıklar da böyledir. Yani sizlerin
istekli ve bizler arasında gerçekleşecek, özel ve gizli bir süreç olarak yaşanacaktır. sadece organik kökenli diye adlandırdıklarınızdan, psikolojik kökenli diye
Asla ve asla genele açık bir tarzda ele alınmayacaktır. Bizlerin bu alanda somut adlandırdıklarınıza kadar. Aslında hastalıklarda organik kökenli ya da psikolojik
açıdan ne bir iddiası vardır ama ne de bir reklâm istek ve ihtiyacı. Ancak iddiasız kökenli şeklinde ayrım yapmak cehaletle ilgilidir. Bu ayrım sadece belirtilerin
ve derinden, gizli bir şekilde "LAYIKLARA ŞİFA SÜREÇLERİNDE KANAL kendilerini esas olarak ifade ettikleri alanı tanımlamak için kullanılabilir. Aynı
şekilde zihinsel hastalık ya da zekâ hastalıkları tanımları da yanlıştır. Bu
hastalıklarda BİLİNCİNİZDEN kaynaklanan ama kendilerini bu alanda ifade eden Dostlarımız,
hastalık belirtileridir.
Malum bizler Tıp Doktorları değiliz. Bilim İnsanları değiliz. Akıl Baliğ hiç
5- Eğer belirtileri hastalıkla özdeşleştirirseniz, esaslı bir şifayı baştan engellersiniz. değiliz. O nedenle bizler HASTALIK OLGUSUNUN METAFİZİĞİNİ sizlere
Hastalık tektir ve BİLİNÇ BOYUTU ile ilgilidir, ama belirtileri çeşitlidir ve fizik aktarmaya çalışan, FİZİK ÖTESİ DOSTLARINIZIZ.
bedende kendilerini ifade ederler. Bu durumda belirtilerin ötesine geçerek, gerçek
ve kalıcı şifaya ulaşabilirsiniz. HASTALIK = BİLİNÇTE SORUN; BELİRTİLER Seslenişimizde yer, yer kullandığımız bizlerle ise elbette -kendimizden
= BİLİNÇTEKİ SORUNUN FİZİKSEL TEZAHÜRLERİ. ayırmadığımız- sizleri kast ediyoruz.

6- Fiziksel bedende bir hastalık belirtisi tezahür ettiğinde, bu tezahür eden Özetle dostlarımız,
belirtinin yarattığı anormal(!) durum ve normal(!) yaşantımızın uğradığı kesinti
oranında dikkatimizi ve enerjimizi bu tezahüre odaklarız. İşte aslında tezahür eden HASTALIK OLGUSU, SİZİN FİZİKSEL REALİTENİZ İLE BİLİNCİNİZ
belirtide öncelikle bunu arzulamaktadır. Her tezahür eden belirti, bizim, ARASINDA -YANİ SİZLERE DÖRDÜNCÜ BEDEN OLARAK ANLATMAYA
normalimizi, istek ve beklentilerimizi, kaçındıklarımızı ve benzerlerimizi ele ÇALIŞTIĞIMIZ BİLİNÇ BEDENİNİZ ARASINDA - BİR İLETİŞİMSİZLİK,
almamız için bize BİLİNCİMİZCE yollanmış birer ARMAĞANDIR. Bizlerse, hiç UYUMSUZLUK VE KOPUKLUK OLDUĞU ve Bilincinizde bundan
yoktan(!) tezahür ederek normal(!) yaşantımızı ve akılımızı kesintiye uğratan ya kaynaklanan bir zorlanım yaşandığını ve sizin de fiziksel realitede, Ruhsal
da zora sokan bu belirtilerden HİÇ HOŞLANMAZ VE HEMEN ONLARLA Amaçlarınızdan uzaklaştığınızı İFADE EDEN BİR ALETTİR. Bu durum
SAVAŞA GİRİŞİRİZ. Amaç bellidir, bu belirtileri alt ederek, yeniden kendisini fiziksel bedeninizde bir sorun olarak ortaya koyar ve sizlerin normal ve
NORMALİMİZE(!) geri dönmek. Ancak bu savaş ya da iyileşme çabası ve süreci alışa geldiğiniz yaşantınızda kesiklik ya da zorluk yaratır. Bu durum sizi
de -tedavi ve süreçleri de- istesek de istemesek de ilgi, dikkat ve enerjimizi bu FARKINDALIĞA davet eden bir ARMAĞANDIR. Daha önce söylemiştik,
tezahür eden belirtilere ODAKLAMAMIZI gerektirir ki, yine BİLİNCİMİZİN hastalık farkındalıksızlıktır. Şifa ise farkındalık. İşte bu durumu anlayan bir
dediği olur. Özetle, bedende tezahür eden belirtilerin amacı ve isteği, bizlerin insanın HASTALIĞA KARŞI TUTUMU FARKLILAŞIR. Ki tutum, olgudur. Bu
HASTALIĞI VE ONU YARATAN BİLİNÇTEKİ SORUNU ANLAMAMIZ için insan tezahür eden belirtileri dostları -armağanlar - ve haberciler -müjdeciler-
uygun tutum ve çaba içine girmemizdir ki, bu anlamda aslında bizlerin hastalık olarak ele alır ve bunlardan hareketle GERÇEK HASTALIĞA VE GERÇEK
diye ele aldığımız belirtiler aslında hastalığa karşı bizlerin ilk müttefiklerimizdir. ŞİFAYA YOL ALMAYA BAŞLAR. İşte bunun için bu dostların dillerinden
anlamak, müjdelerini anlamlandırmak gerekir ki, bizler de sizlere hastalıkların
7- Bu nedenle hemen belirtilere savaş açmak ve onları yok etmek üzere sefere METAFİZİK SÖZLÜĞÜNÜ vererek bu konuda katkıda bulunmaya çalışacağız.
girişmek, hastalığı azdıracaktır. Çünkü böylelikle kendini ifade etmeye çalışan
BİLİNCİMİZİN yolunu kesmemiz halinde, bu ifadeler şiddetlenecektir. Aslında Ama önce unutmamalısınız ki, bu düzlemde de SAMİMİYET VE DÜRÜSTLÜK
zaten BİLİNCİMİZ kendisini SAĞLIK VE ŞİFA esaslı yollarla esastır. Çünkü tezahür eden belirtiler acımasız ve katı bir gerçekçilik içerirler.
duyuramadığından, fiziksel algımızla Bilincimize kulak vermediğimizden ve Hem doğrudan hem de esaslı olarak bizlere, bizleri anlatırlar. Belki de onlar kadar
Bilincimiz son çare olarak hastalık belirtileri ile bize kendisini duyurmak zorunda DÜRÜST VE SAMİMİ başkaca dostumuz olmayabilir de. Çünkü bizi, onlar kadar
kaldığından, bilincin kendisini ifade araçları olan belirtileri yok etmek, bilen başka dostumuzda yoktur. Bu nedenle bu yolda yürümek kolay da değildir.
bilincimizle restleşmektir. Bu nedenle tezahür eden belirtileri düşmanca ele almak İnsandan, kendisiyle - fiziksel realitesi ve o realitedeki ifadeleriyle - cesaret ve
yerine, dostlukla ve anlayışla ele almak ve belirtilerin ötesine geçmek, şifa için ön kararlılıkla yüzleşmesini ve bu yüzleşmeye uygun davranmasını isterler. Ama
koşuldur. bizler rahata ve kolaya kapılmış varlıklarız. Hastalığı yaratan da bu değil mi
zaten? Ama işte hastalıkla SAVAŞMAK (!) VE ONU YENMENİN(!) değil de,
HASTALIĞI ŞİFAYA DÖNÜŞTÜRMENİN yolu buradan geçer. Aslında
hastalık bu anlamda Şifaya açılan kapıdır ve dengenin yeniden üst bir düzlemde " Dostlarımız,
tesisi için bir mekanizmadır. Şifa, yenilen ve yok edilen bir hastalık belirtisinden
ileri gelmez, dostların gösterdiği yoldan yürüyerek BİLİNCİMİZLE Bir Ocak İki bin altı gecesi başladığımız hastalıkların ne’likleri ve dinamikleri
BÜTÜNLEŞMEKTEN ve bu bütünleşme ve yarattığı dengeyi fiziksel düzlemindeki söyleşimize devam etmeden önce, oluşan bazı sorularla ilgili, ileride
realitemizde ifade etmekten ileri gelir. değinmek üzere notlar alalım istiyoruz;

İşte aslında hastalık, GERÇEKLEŞTİRİLMEYEN BİLİNÇ BÜYÜMESİDİR. Bazı dostlarımız bebeklerin ve küçük çocukların neden hastalandıklarını ele
almamızı istemekteler. Onlara bebek ve çocuk hastalıkları, anlattığımız dinamikler
Şifa ise, BİLİNÇTE ZAMANI GELEN BÜYÜMENİN kapsamında anlaşılır gelmiyor.
GERÇEKLEŞTİRİLMESİDİR.
Bazı dostlarımızsa, ruhsal açıdan ileri düzeylerde gördükleri kişilerin hastalıklarını
Ve aslında Bilinç olduğuna bir parça daha açılmaktadır. anlamlandıramıyorlar.

Bu nedenle hastalık ve şifa, sadece BİLİNCİMİZLE ilgilidir. Fiziksel bedenimiz Bazı dostlarımızda, kişiyi yaşamın dışına(!) itiveren, bitkisel hayat, koma, zihinsel
ise sadece bir aynadır. özürlülük ve benzeri hastalık belirtilerini anlamlandıramıyorlar.

Dostlarımız, Yine bazı dostlarımızda, bizlerin kazaları ve şiddet olaylarını da hastalıkların


dinamikleri kapsamında ele alışımızı anlamlandıramamaktalar.
Daha önceki seslenişlerimizde sizlerin Bilinç Düzeylerinizin çok yükseldiğinden
ama, enerji düzeyinizin ve ama özellikle de hücresel yapılarınızın Bilincinizin Bir de salgın hastalıklarla, bulaşıcı hastalıkların anlamlarını merak eden
gerisinde kaldığından söz etmiştik. İşte hastalıklarınızın bir dinamiği de bu dostlarımız var.
olmakla birlikte, sizler HAKİKATEN GALAKTİK VE İLAHİ BENLİĞİNİZE
VE AİLENİZE doğru hızla yol alan Varlıklar olarak, yolunuz ŞİFA ve Unutmadan, hayvan ve hatta bitki hastalıklarını soranlarda.
FARKINDALIĞA doğrudur. Ancak bu yolculuk esnasında karşılaşacağınız ya da
yaşayacağınız Hastalıkları yukarıda açıkladığımız şekilde ele almak, sizlerin İşte dostlarımız, önce hastalıkların ne’likleri ve dinamikleri ile ilgili
Hayrına olacaktır. Umalım da, 2006 sizler için ŞİFA İLE DOLU BİR YIL OLA. paylaşımımızda yola alalım, yeri geldikçe sizlerle,

Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. 1 - Bebek ve çocukların hastalanmaları,
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) 2 - Ruhsal kişiliklerin hastalanmaları,

3 - Yaşam kapasitesini yok eden(!) hastalıklar,

2/ 45- 01.01.2006 4 - Kaza ve şiddete maruz(!) kalma,

5 - Salgın ve bulaşıcı hastalıklar,


Aslında esas ya da kaynak olan TEK VE BİRDİR. Dualite ve Kutbiyet
6 - Hayvan ve bitki hastalıkları düzlemlerini olanaklı kılan, Teklik ve Birlik Düzlemidir. Ancak Teklik ve Birliği
söz ve düşünceyle ifade etmek olası değildir. Çünkü söz ve düşünce, zihnin yani
Hakkında da paylaşımlarda bulunacağız. ikiliğin araçları olup, Birlik için kifayetsizdirler. Bir açılım olması için, Birliğin
sadece OLUŞ HALİ OLDUĞUNU VE ZAMAN VE MEKÂN VE BENZERİ
Ama şimdi bizler, izninizle kendi müfredatımıza devam edelim istiyoruz. Ki KAVRAMLARDAN ARİ OLDUĞUNU belirtebiliriz. Ve aslında bu Tek ve
unutmayın sizlerle paylaşmak istediğimiz ve 2006 için özellikle önem arz eden Birden kaynaklanan fiziksel âlemler ve dünyanızda ikilik ve kutbiyetle mühürlü
başkaca esaslı konularda var. Bu nedenle sadece sağlık memurluğu yapacak değildir. İkilik ve kutbiyeti yaratan, İnsanın Bilincidir. Varlığın, bedenli halde
değiliz. İnsan deneyiminin olmazsa olmazı olan -kara kutusu- Beyin ve onun ifade ve
aracılık ettiği İnsan Bilinci, her şeyi ikilik ve kutbiyet esaslı olarak algılamakta ve
Tek ve Bir olanı bu yolla deneyimine zemin yapmaktadır. Yine de aslında İnsan
Dostlarımız, Bilincinin yüzeydeki katmanlarından algılayanlara, birbirini dışlayan ve reddeden
karşıtlıklar ve zıtlıklar olarak görülen ve kutuplaşmış bilincin ürünü olan olgular,
Sizlere 2006 yılında iki dünyanın kalın hatlarla belirginleşerek, birbirinden görülür Bilincin daha derin katmanlarından farkındalıkla görenlere, birbirlerini
bir şekilde ayrılacaklarını - sembolik olarak - ifade ettik. Dedik ki eski dünya tamamlayan, bütünleyen ve Tek ve Bir haline gelen ve ancak birlikte Var olabilen
"Dualite ve Kutbiyet" Dünyasıdır. Yeni Çağın Yeni Dünyası ise "Teklik ve Birlik" uyumlu parçalar olarak görünürler. Ki daha önce kısaca değindiğimiz Kuantum
Dünyası olacaktır. İşte eski dünyanın en etkili öğretim ve sınama aletlerinden biri Fiziği ile bu durum Bilim tarafından da ele alınır ve anlaşılır olmaya başlamıştır.
olan hastalık olgusu da "Dualite ve Kutbiyetle" bire bir ilişkilidir. Aynı şekilde
Şifa olgusu da "Teklik ve Birlikle" . Kutbiyete esaslı bilinç, her şeyi ön arka, baş son, giriş çıkış, doğum ölüm şeklinde
ele aldığından, aslında bir elmanın iki yarısı ya da bir paranın iki yüzü olan bu
Bu nedenle sizlerle Dualite ve Kutbiyet olgusunu ve bunun hastalıkla ilişkili olguların, TEK BİR ELMA YA DA TEK BİR PARA olduğunu anlayamaz.
dinamiğini ele almak istiyoruz. Baktığı ve ele aldığı yönden hareketle Tek ve Bir olanı ikiye ayıran bilinç, ön ve
arka, ilk ve son diye ayrımlarla MEKANİK ZAMANI yaratmaktadır. Çünkü bilinç
İnsanın içine girdiği ve sizlerin üç boyutlu olarak algıladığınız maddesel ikilik halinde algıladığı olguları ancak, doğrusal bir hat üzerinde ele alabilmekte
bütünlüğünüz, ikilikler ve zıtlıklar üzerine kuruludur. İnsan zihni her şeyi ikilik, ve onları bir, iki, üç diye numaralamaktadır. Bu da zamanı ve zaman ile ilgili
ben sen, iyi kötü, doğru yanlış ve benzeri ikilemler içinde ele almakta, bütünü MİTLERİ doğurmaktadır. Örnekse, yaşlanma, güçsüzleşme, çürüme, pörsüme ve
parçalara ayırmakta ve parçaları da birbirinin karşısına koymaktadır. Ve ben benzerlerini. İşte hastalıkla ilişkili bir dinamik daha. Kutbiyetin gerisinde Birlik
olmayan her şeyi de kendinden ayrı ve kopuk olarak ele almaktadır. İşte bu ben ve olduğu gibi, zamanın gerisinde de SONSUZ OLAN vardır. Yani zaman ötesi
sen ikilemi ile buradan doğan tüm zıtlıklar, insan yaşamını birçok çatışmalarla zamansızlık düzlemleri.
kaplı hale getirmektedir. Bu çatışmalarda insanı tekrar daha üst bir düzeyde
seçimler yapmaya, müttefik ve düşman kampları oluşturmaya zorlamaktadır. İnsan bilinci, zihinsel yaratımları yoluyla EN TEMEL İKİLİĞİ AKLİ OLANLA
Böylelikle bazı şeylerle birleşmek ve bütünleşmek yolu açılırken, bazı şeyler ise AKIL DIŞI OLAN arasında yaratmıştır. Buna göre beş duyu ile algılanan ve ispat
reddedilmiş ve dışlanmış olur. İşte tam bu noktada, yani İnsanın bazı şeyleri edilen her şey akli, ancak beş duyu deneyimi dışında kalan her şey akıl dışıdır. Ve
reddettiği ve dışladığı noktada, Varlık Bütünden ve Birlikten kopar ki, hastalığın elbette ki akli olan İYİ VE MEŞRU, akıl dışı olan ise KÖTÜ VE GAYRI
dinamiğini de bu parçalılık yaratmaktadır. Örneğin cinselliğini yadsımak zorunda MEŞRUDUR. Ancak akli olan kutbiyetin ve ikiliğin ürünü olduğundan, her zaman
kalan kadınların, kadın ve doğum hastalıkları ile çeşitli psiko-somatik hastalıkları insanı SINIRLI – SONLU - HAYAL olana mahkum etmiş ve insanın SINIRSIZ -
yaşamasında olduğu üzere. Ya da içlerindeki dişil öğeyi reddeden SONSUZ - HAKİKİ olana, SEZGİLER, RÜYALAR, VİZYONLAR,
erkeklerin, cinsel tatminsizlik ve sadoizme eğilimli olmaları gibi. İLHAMLAR ve benzeri yollarla açılmasını engellemiştir.
güçlü bağlarla bağlıdır ve bunlardan ilki de DÜNYANIN ESAS İNSANIN
Tam da bu noktada değinmek isteriz ki, görünürde ve sözde AKLİ OLMAYAN İKİNCİL OLDUĞU yanılgısıdır. Bu nedenle de hastalık da şifa da dışarıda aranır.
ALANA AİT gibi olan DİNLERİNİZ bugün en akli olan SİSTEMLER halini Oysa esas olan İnsan ikincil olansa dünyadır. O nedenle hastalık da şifa da İnsanın
almışlardır. İlk başlardaki SONSUZ VE SINIRSIZ OLANDAN GELEN içindedir. Değiştirilecek, dönüştürülecek olan İnsanın kendisidir. Ama bunu
HAKİKİLİK özelliklerinden ve niteliklerinden arındırılan dinler, AKLİ OLANIN İnsanın anlaması ve kabullenmesi ÇOK ZORDUR. En basitinden İnsanın,
HİZMETİNE verilerek, akıl dışı alan hem DENETİM VE BOYUNDURUK altına İnsanların Akciğerlerin de kendini ifade eden hastalık belirtileri ile
alınmış ve hem de ama insanların AKIL DIŞI ALANLA İLGİLİ Yağmur Ormanları arasındaki ilişkiyi ya da zihinsel dalgalanmasıyla hava durumu
GEREKSİNİMLERİ DE zararsızca tatmin edilmiştir. Ancak tüm dinlerin OKÜLT arasındaki ilişkiyi veya da solunum ritmindeki düzensizlikle Ekolojik Sorunlar
- BATINİ - TASAVVUFİ EKOL VE YOLLARINI TENZİH EDERİZ. Bizler arasındaki ilişkiyi anlaması ve kabullenmesi bir yana, STRES VE hastalık
sadece akli olanın nasıl kurnaz ve tehlikeli olduğuna örnek verebilmek amacıyla bağlantısını ve stres faktörleri olarak da HIRSLILIĞINI VE AÇ
RESMİ VE ORTODOKS DİN ANLAYIŞ VE OLGUSUNA dikkat çekmek GÖZLÜLÜĞÜNÜ anlaması ve kabullenmesi bile çok zordur.
istedik.
Bu nedenle tekil ve önemsiz bir hastalık belirtisinden, esaslı ve yaşamsal bir
Daha önceki bir kısa seslenişimizde de belirttiğimiz üzere, İnsan bilinci ve beyni hastalık belirtisine kadar, hastalıkla ilgili tüm ifadeler bizlerden BİLİNCİMİZDE
ikili bir yapıya sahip olup, çok uzun zamandır İnsanda ERİL YAN hâkimdir. İşte ESASLI BİR DÖNÜŞÜM talep etmektedirler. Bu da "Dualite ve Kutbiyet
bu da yani DİŞİL YANIN kendini ifade ve realize edememesi de hastalıkların bir Dünyasının Terki" ile kendini ifade eder. Bu dünyadan el ayak çekmek değil,
diğer dinamiğidir. Bunu kısa seslenişimizde ele almıştık. Bu nedenle beynin iki Dünyayı ele alış şeklinin terki ile ilgilidir. İşte tüm Metafizik yaklaşımlar bu
yarı lobunun da dengeli bir şekilde işler kılınması ve bütünleştirilmesi, Şifa için nedenle, Dünyanın Ötesine Geçmekten, Dünyayı Ötelemekten, Dünyada olup
olmazsa olmazlardandır. Nitekim günümüzde gittikçe etki alanı yayılan NLP ve Dünyalı olmamaktan söz ederler. Ve yine tüm Hakiki Gurular Zihni boşaltmaktan,
çeşitli Hipno Terapilerle gerçekte amaçlanan ve yapılmaya çalışılan da bundan boş ve beyaz bir sayfaya dönüşmekten söz etmişlerdir.
başkaca bir şey değildir.
Ancak dönem gereği, Kutbiyet ve Dualite öylesine yoğunlaşmış ve İnsanlar
Dostlarımız, Materyalist bakışa öyle saplanmışlardır ki, bilinen tarihin EN HASTALIKLI
DÖNEMİ YAŞANMAKTA VE TIP YENİ BİR DİN, TIP İNSANI DA -HAŞA-
Kutbiyet ve ikilik sayesindedir ki, Bütünden kopan İnsan, parçalardan hareketle YENİ BİR ALLAH OLARAK KUTSANMIŞ bulunmaktadır. Ama derdi
"FARKLILAŞTIRARAK BİLME YÖNTEMİ" sayesinde, Bütünü daha üst bir yaratanın deva olması olası değildir. Şifa ancak, Tek ve Bir olana doğru Bilinç
düzlemde BÜTÜNSELLEŞTİRME olanağı ve gücü elde edebilmiştir. Her şeyin açılımından geçer. Bu da ancak ve ancak "doğrusal ve fiziksel algı ve bakıştan",
Kozmik Planlar ve Programlar çerçevesinde gerçekleştiği Fiziksel Âlemlerde "dairesel ve akaşik farkındalık ve görüşe" doğru bilinçli bir yolculuktan geçer. Bu
artık, İnsan geldiği noktada YENİDEN BÜTÜNSEL BİLİNÇLE, TEK VE BİRE Yeni Çağın "hem o hem o", "kazan, kazan", "haklısın, sende haklısın, evet sende
KATILARAK, BÜTÜNE BÜTÜNLENMİŞ BİR BÜTÜN OLARAK GERİ haklısın" bakış açısıdır. Bu hiç bir şeyi yadsımamak, inkâr etmemek,
DÖNEBİLİR. yargılamamak ve böylelikle küçük tablodan alınacak dikkatin Büyük Tabloya
odaklanmasıdır. Unutmayın her parça mikro düzeyde Bütünü içerir. Ve her parça
İşte hastalıktan şifaya giden yol da, hayatın her alanında İnsanın ikilikten tekliğe, ancak Bütünün izni ile var olabilir. Bu nedenle herhangi bir parçayı dışlayan,
kutbiyetten birliğe yönelmesinden geçmektedir. Ancak bu İnsanın değerler reddeden, yargılayan BÜTÜNÜ dışlıyor, reddediyor ve yargılıyor demektir ki bu
sisteminin ve Bilincinin esaslı bir DÖNÜŞÜMÜNÜ gerektirmektedir. Bu insanın VARLIĞIN KENDİSİNİ İNKÂRIDIR.
dost ve düşmanlar, iyi ve kötüler, doğru ve yanlışlar ve benzeri tüm kamplaşmaları
ile bunların ardındaki İNANIŞ VE DÜŞÜNÜŞLERİNİ TEPETAKLAK etmesini
gerektirmektedir ki kolay bir süreç değildir. Çünkü İnsan olduğunu sandığına çok
Bu nedenle Yeni Çağın Yeni İnsanı olmaya aday olan bizler, olayları ele alırken, " Dostlarımız,
aynı anda ilgili tüm tarafları ve tarafsızlıkla ele almalıyız. Zıt kutupları, ikilikleri
birlikte değerlendirmeli ve birbirlerini nerede, nasıl bütünlediklerini görmeliyiz. Bazı dostlar, yahu bunlar herhalde hastalıklar ve tedavileri hakkında aslında hiç bir
Bu nedenle bir ayağımız birinde, bir ayağımız diğerinde zıt kutupları şey bilmediklerinden, sözü uzatıp duruyorlar ve bizleri oyalıyorlar, diye
BİLİNCİMİZDE TEKLEŞTİRMELİ VE BİRLEŞTİRMELİYİZ ki, bugün sizlerin düşünmekteler. Şaka yollu da olsa, bu serzenişte içten içe bulunmaktalar. Yani,
Dünyanızda bulunma amaçlarınızdan biri de gerçekte budur. halen somut olarak hastalıklara ve onlarla ilgili açılımlara geçmemiş olmamıza
bozuluyorlar. Ama demiştik ve yine de diyelim ki, bizim amacımız zaten TIP
İşte dostlarımız, DOKTORLUĞU yapmak değil ki. Şifacılık derseniz, onu da nasıl ele aldığımızı
anlattık ve de zaten o yüzden sözü uzatıyoruz(!). Ve de biraz daha uzatacağız, af
Bu nedenle hasta ile hastalığı iki zıt kutup, birbirinin hasmı ve birbirine aykırı iki ola. Ki aslında bununla birlikte şunu da itiraf edelim ki, somut hastalıklar diyelim
olgu gibi ele alan bugünkü Tıbbi yaklaşımla, hastalığa gerçek şifa sağlanması olası ki KANSER, AIDS, CÜZZAM ve diğerleri ile ilgili bilgi ve açılım vermek aslında
değildir. Aynı şekilde Hasta da, hastalığın kendi bilincinin bir kutbu olduğunu ve bizlerin çok da hoşlandığı bir alan değil. Çünkü bu konular nihayetinde hem
sağlık kutbu ve olgusundan kaynaklandığını, bu ikili yapının hastalığa yol açtığını Teknik konular hem de hassas. Teknik konular, ara, ara bizlerde bu alana girmek
anlayamadıkça ve hastalığının sorumluluğunu üstlenerek, BİRLİK BİLİNCİNE zorunda kalsak da, belirtmiştik bizlerin ne uzmanlık alanı ne de çok da
DOĞRU AÇILIM İÇİNE GİRMEDİKÇE, hakiki Şifaya kavuşamaz. Aynen sizin hoşlandığımız bir alan. Kaldı ki aktarıcı dostumuzun da, sosyal bir bilimle ilgili
Birlik Bilincine kavuşmanızdan önce Dünyanızın da Şifa bulamayacağı gerçeği oluşu da ve ayrıca insan psikolojisi ile uzun yılardır amatörce ilgileniyor oluşu da,
gibi. tesâdüfi olmasa gerek. Bu nedenle, lütfen, bizlerden somut ve mucizevî yardımlar
-esas olarak- beklemeyin. Hali hazırda ulaşabileceğiniz, akupunktur uzmanları,
Bu zorlu, ama aslında kıymetli ve lütuflu yolda yürüyenlere bir parça da olsa reiki üstatları, biyo- enerji şifacıları, homeopati uzmanları, hipno-terapistler,
katkısı olması umudu ve inancıyla, YÜKSEK ANLAYIŞINIZA sunarız. geştalt psiko terapistleri ve benzerleri mevcuttur. Ama biraz sabırla, hem genel
yaklaşım hem de özel açılımlar, sizlere ve sevdiklerinize ŞİFA SÜRECİNDE
katkıda bulunabilir. Ve de sizler TEMEL YAKLAŞIMI yani HASTALIK VE
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. ŞİFANIN ne olduğunu anladığınızda, belki bizlerin de bazı yardımları olabilir.
Lütfen sabır ve anlayış, dostlarımız.
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
O' nunla gelenler - O' na gelenler )
İşte bu düzlemde bu akşamda bazı genel yaklaşımları paylaşmaya devam
edeceğiz. Hastalık, Dualite ve Kutbiyetin doğal sonucudur dediğimizde kast
2/46 – 03.01.2005 ettiğimiz şey, hastalılığın "ben" in doğal sonucu olduğudur. Bu şuna benzer; kış
günü eksi 20 derecede, buz gibi bir suda yıkanırsanız, bunun sonucu zatüre’dir.
Çünkü bedeninizin alışıldık, normal ritmine ve sıcaklığına yapılmış bir saldırı söz
konusudur. Bedenin aleyhine iş görülmüştür. İşte “ben ve ben bilinci" de,
BENLİĞİNİZE VE BENLİK BİLİNCİNİZE saldırıda bulunduğundan, bu aleyhe
iş kendisini hastalık olarak da ifade etmektedir.

Ben dediğimiz şey, sizin sizi tanımlarken kullandığınız her şeydir. Ve sizlerin sizi
tanımlamalarınız hep ikiliğin bir yüzü, bir kutbu ile ilgilidir. Dolayısıyla her tanım
ve kabul, bir diğer yüzü ve kutbu dışlamakta ve inkâr etmektedir. Kabul ya da
reddettiğiniz kutbun hangisi olduğunun önemi yoktur. Önemli olan kabul edilen ve
reddedilen ikiliğidir, bölünmüşlüğüdür. Siz kendinizi namuslu olarak Bu nedenle ÖNCELİKLE ANLAMALI VE KABULLENMELİYİZ Kİ, bizi ne
tanımladığınız anda, namussuzluk olarak etiketlediğiniz her şey -değer yargıları, oluşturan, ne sınırlayan, ne de iyi ya da hasta eden dış dünya değildir. Dış dünya
inançlar, düşünceler, davranışlar - sizin bilincinizin dışında kalırlar. Bu bunların bize sadece ve sadece kendimizi özellikle de KARANLIK ALANIMIZI yansıtan
sizle ilişkisiz ve ilgisiz olduğu anlamına gelmez. Sadece FARKINDALIK bir AYNADIR. Bizimle ilgisi olmadığını düşündüğümüz halde ÇEKİLDİĞİMİZ
ALANININ DIŞINDA VARLIKLARINI sürdürdükleri anlamına gelir. ya da REDDETTİĞİMİZ şeyler büyük bir olasılıkla KARANLIK YANIMIZLA
Unutmayın ki, hiç bir kutup, zıddı olmadan var olamaz. Eğer biz cesursak, ilgilidir. Nötr kaldıklarımız ise ya farkında olduğumuz ya da dengelediğimiz ve
mutlaka bir yerlerimizde korkaklık da olmalıdır. Aksi halde cesarete sahip aştığımız olgu ve alanlarla ilgilidir ki bu nedenle ilgi alanımıza pek girmezler. İşte
olamazdık. Dengeli insan ise, her iki kutbun kendindeki varlığının farkında olarak, bu temel ANLAYIŞI YAŞAMAYAN insan, öncelikle gücünü ve enerjisini
ne cesur ne korkak sadece ZEKÂ VE SEVGİYLE davranan insandır. dışarıya teslim ederek, kör güçlerin kurbanı haline gelir ve sonrasında da SANAL
KURGULARININ oyuncağı olur ki, zamanla yel değirmenlerine karşı giriştiği
İşte kendimizle ilgili tanımımız gereği, dışladığımız, bizde karşılığı olmadığına amansız ve umutsuz savaş, çeşitli hastalıklar olarak da kendisine geri döner.
kendimizi inandırdığımız tüm zıt kutuplar -dengeye kavuşmak isteği ve
umuduyla- FARKINDA olmadığımız KARANLIK ALANIMIZDA yer alırlar ki, Unutulmaması gereken bir şey de şudur ki, KARANLIK ALANDA YER
Freud bunu BİLİNÇ DIŞI, Jung GÖLGE, Âdler ZORLANIM ALANI olarak ALANLAR NE OLURSA OLSUN, HER İNSAN İÇİN, KÖTÜ VE İNSANLIK
adlandırmışlardır. İşte bu KARANLIK ALANIMIZ adı üzerinde karanlıkta DIŞI OLAN ŞEYLERDİR. Her insan bu nedenle yani KÖTÜ VE İNSANA
kaldığından ve varlığından haberdar olmadığımızdan, sürekli bizim "aleyhimize" AYKIRI olduğuna inandığı için bazı olgu ve alanları inkâr eder ve KARANLIK
çalışan bir kör güçtür. Bizler birçok alanda adeta akıntıya kürek çektiğimizi ALANINA ATAR. Böylelikle iyi ve yararlı bir HAYAT yaşayacağı inancıyla
düşünür, bazı şeylerin neden bir türlü yolunda gitmediğini, niçin istemediğimiz yaşayan(!) insan, aslında kendi kendisinin kurbanı olur. Çünkü aslında her kutup
şekillerde davrandığımızı, niçin zaaflarımızın ortaya çıktığını ve onlara yenik birbirinin tamamlayıcısı ve dengeleyicisi olduğundan ve insan ancak
düştüğümüzü ve benzerlerini anlayamayız. Ve kendi KARANLIĞIMIZLA yani TAMAMLANDIĞINDA VE DENGELENDİĞİNDE YANİ
sandığımızı bütünleyen yanımızla YÜZLEŞEMEDİĞİMİZ içinde bu karanlığı
dışımıza yansıtırız. Tahrik edilmişizdir, mecbur bırakılmışızdır, yanlış BÜTÜNLENDİĞİNDE, ikilikten kurtularak NE İSE O OLAN HAYATI
anlaşılmışızdır, yarı yolda terk edilmişizdir, kandırılmaya çalışılmışızdır ve YAŞAYABİLECEĞİNDEN, karanlık alana attığımız her olgu ve alan,
benzerleri. Sorumluluk ve suç hep diğerinde, diğerlerinde ve Karanlık Dünyadadır. BÜTÜNLENMEK için gereksindiğimiz olmazsa olmazlarımızdır. Bu nedenle,
Bu karanlıkta kalan ve kendimiz olan alanın gücünü ve dinamiğini karanlık alanı ışığa çıkarmadan ve onları anlayıp, zıt kutuplarıyla dengelemeden
bilmediğimizden, çoğunlukla amaçlarımıza ulaşamaz ve ama sorumlu ve suçluyu ŞİFALANABİLMEMİZ olası değildir. İşte karanlık alan bu nedenle, yani bizim
dışarıda ararız ve de bu arada fark etmeden fark ettiğimiz kendimizle ilgili her şeyi FARKINDALIK ALANIMIZA çıkabilmek için son çare olarak kendilerini
yeniden KARANLIK ALANIMIZA göndeririz. Bu durumda yüzleşmekten HASTALIK olarak ifade ederler. Ya da kaza, bela olarak. Ve aslında muratları
kaçındığımız olgular, dış dünyada tekrar, tekrar karşımıza çıkarlar ki, kendilerine bizi hasta etmek değil tam tersine gerçek anlamda ŞİFALANDIRMAKTIR.
ışık tutalım. Bu durumda zamanla insan kaçındığı ve reddettiği olguların
pençesine düşer. Ve istese de istemese de onları deney imlemek zorunda kalır. Yani, karanlık alanın varlığı hastalığı olanaklı kılmakta, karanlık alanla yüzleşmek
Çünkü bütünleşmek ve dengelenmek için insanın reddettiği olgularla yüzleşmesi ve bu alanı aydınlatmak ise şifayı olanaklı kılmaktadır. İşte HASTALIK VE
ve onları kabullenmesi zorunludur. Bu nedenle, insanın en çok kaçındığı ya da ŞİFANIN NE OLDUĞUNUN GİZİ BURADA SAKLIDIR. Herhangi bir hastalık
sorunlu olduğu olgular, aslında insanın anlamak ve bütünlemekle en çok mükellef ifadesi, fiziksel alanda kendisini ortaya koyan karanlığımızdır. Bu ifadeler
olduğu alanlardır. Bu nedenle zamanla birçok insanın reddettiği ve savaştığı olgu sayesindedir ki, insan, yadsıdığı olgu ve alanlarla yüzleşmek ve onlarla
ve alanların sıkı birer takipçisi olduğu bilinen bir gerçektir. Birçok aşırı alkol bütünleşmek zorunda kalır. Bu anlamda hastalık ifadesi bizi yadsıdığımız şeyle
düşmanının zamanla alkolik oldukları, ahlak vaazları verenlerin özellikle orta yüzleşmeye ve barışmaya zorlayan ve böylelikle de RUHSAL DÜZEYDE BİZİ
yaşlarda her türlü "ahlaksızlıktan" kendilerini alamadıkları ve benzerleri yaşanılan BÜTÜNLENMEYE SEVK EDEN bedensel yardımlardır. İşte bu nedenle hastalık
deneyimlerdir. ifadeleriyle savaşmak yerine barışmak ve onlarla sulh yoluyla, ilgi ve dikkati bu
ifadelere vererek ve öncelikle bu ifadeleri KABULLENEREK, karanlık alanımıza BÖYLELİKLE SENİ KENDİMDE DENGELİ VE UYGUN BİR ŞEKİLDE
bir kapı açabilir ve karanlık alanımızı aydınlatma olanağı bulabiliriz. Yeri İÇEREBİLMEK VE İFADE EDEBİLMEK ÜZERE SENDEN ANLAYIŞ
gelmişken, karanlıkla kastımızın sadece ve sadece DİLİYORUM. VE KALBİMİ VE ZEKÂMI SANA AÇTIM. SENİ
FARKINDALIK ALANIMIZIN DIŞI olduğunu, kötülük ya da günahkârlıktan söz DİNLİYORUM."
etmediğimizi söylemekte yarar görmekteyiz.
Aslında özellikle ciddi hastalıklarda, hastaların BİLİNÇ - UYKU - RÜYA
İşte bu nedenle Şifa süreci zorludur. İnsanın karanlık alanıyla yüzleşmesi ve o durumlarının değiştiği, hastaların değişik rüyalar gördükleri, sayıkladıkları(!), a
alanı kabullenmesi, kendi "benini" feda etmesini gerektirir ki, bu ciddi bir normal(!) hissedişler yaşadıkları ve benzerleri bilinir de, bunlar yine düşmanın
DÜRÜSTLÜK, SAMİMİYET VE ZEKÂ gerektirir. İnsan ancak gerçekten Şifa saldırılarına bağlanır. Ne yazık ki dostun iletişim arayışları olarak ele alınmaz.
istiyorsa ve ŞİFAYA HAZIRSA(!), ŞİFAYI KABUL EDECEK ZEKÂ VE Ancak hastalık ifadelerine dediğimiz şekilde yaklaşan hasta(!) ise, hastalık
SEVGİ DÜZEYİNE GELMİŞSE(!) yani "benin" SANAL dünyasından, ifadeleriyle iletişime girerek, ŞİFAYI başlatacaktır. Hem de sadece tıbbi şifayı
BENLİĞİN HAKİKİ dünyasına adım atmaya hazırsa ve hazır olduğu oranda şifa değil.
kendisine akacaktır. Unutmayın aslında Şifa konusunda da dış dünya sadece
AYNADIR. Şifa da insanın kendisinden kendisinedir. Dışarıda yer alan aktörler
sadece aracıdırlar ve en fazla şifaya vesile olabilirler. Bu nedenle İnsan kendisi Dileğimiz o ki, sizler, KARANLIK YANINIZIN SESLENİŞLERİNE,
istemedikçe onu şifalandırmak olanaklı değildir. İşte hastalık ifadeleri -tür ve HASTALIK İFADELERİNE DÖNÜŞMEDEN KULAK VE KALP VERİNİZ.
düzeylerine göre- insanı hem kendisine hem de dışına anlatan ve tanıtan çok Sizler Zeki insanlar olarak, ikiliğin tuzaklarına düşmeyesiniz.
değerli aletlerdir. Eğer insan RUHSAL BÜYÜME VE BÜTÜNLEŞME için
samimi bir istek duyuyorsa bu çok kıymetli bir fırsattır. Çünkü insan sadece
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
olduğunu sandığı "benini" bilebilir. Oysa hastalık ifadeleri insana, bu beninin
ötesinde "kendisini" tanıma olanağı sunar ki, insan "kendisini" tanıyabildiği
takdirde buradan da "BENLİĞİNİ" BİLMEYE doğru yolculuğa çıkabilir. 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
O' nunla gelenler - O' na gelenler )
Dostlarımız,

Lütfen asla ve asla unutmayınız ki, yaşadığınız Evren ACIMASIZ - KATI -


2/47- 03.01.2006
SEVGİSİZ değildir. Acımasız, katı ve sevgisiz olan sizlerin "benlerinizdir". Oysa
EVRENİN SİZLERDEKİ İFADESİ OLAN BENLİKLERİNİZ DE o kadar
MERHAMETLİ - ŞEFKATLİ VE SEVGİLİDİR Kİ, sizleri KENDİNİZE VE
BENLİĞİNİZE geri döndürebilmek için "beninizi" silkeler. İşte bu silkeleme
aletlerinden biri de hastalıktır. Ver her hastalık ifadesi hem "beniniz", hem
"kendiniz" hem de "BENLİĞİNİZ" ile ilgili anlayış ve biliş fırsatlarıdır. Sizlerden
ricamız, herhangi bir hastalık ifadesi ile karşılaştığınızda, ister kendinizde ister bir
sevdiğinizde, O İFADEYİ SEVİN VE KABULLENİN. ONA SESLENİN VE
DEYİN Kİ, "SENİ BUNA ZORUNLU KILDIĞIM VE DAHA UYGUN BİR
SESLENİŞİNİ DUYMAZDAN GELDİĞİM İÇİN ÜZGÜNÜM. AMA OLAN
OLDU. ŞİMDİ SENİ KENDİMİN BİR YARATIMI VE PARÇASI OLARAK
SEVGİYLE KUCAKLIYORUM. SENİNLE BÜTÜNLEŞEBİLMEK VE
" Dostlarımız, saçmalayacak(!) ve tuhaf bir ilişkiye dikkat çekecek ve bir uyarı da bulunacağız
ki, sizler dikkatli olasınız, dostlarımız. Önceki bir seslenişimizde demiştik ki;
Hepinize merhabalar, selamlar ve sevgiler. Sizler bizleri özlediniz mi? Bilmiyoruz
ama bizler sizlerle bu sözel daha doğrusu yazısal iletişimi dahi çok özlüyoruz. " Ayrıca ülkenizde ve dünyanızın çeşitli yerlerinde ve de özellikle ekonomisi
Çünkü, sizleri ANLAYAMAYACAĞINIZ denli ve TARZDA seviyoruz. Neyse, gelişmiş olan ve et ağırlıklı beslenen ülkelerde hayvanlardan kaynaklanan değişik
önemli olan şu an da buluşmuş olmamız. Çok kısaca iki değini den sonra, sabrınızı rahatsızlıkların yaşanmakta olduğu bir döneme de denk gelmesi de ilginç bir
zorlamaya yani hastalıkların dinamiklerini aktarmaya devam edeceğiz. Bu konuyu tesadüf!.
tamamlamak istiyoruz ki, sizlerle hem somut bazı hastalık ifadelerini hem de
onlarla ilgili bazı somut yaklaşım önerilerimizi paylaşabilelim. Tavuklarda kuş gribi, inek ve danalarda deli dana v.b hastalıkların ortaya çıkması
acaba neye işaret ediyor? İnsana ne anlatılmak isteniyor? Eğer siz hastalıkların
Sizlere önceki seslenişlerimizden birinde, sadece fiziksel ya da psikolojik süreçlerle ve dinamiklerle ilgili olduğunu ve
aslında hastalanana ve onunla ilgili olanlara bir mesaj ve bir uyarı anlamına da
1 - Bebek ve çocukların hastalanmaları, gelmediğini düşünüyorsanız başka. Ama nasıl ki bazı hastalıklar yoksul
hastalığıdır ve bu hastalıklar aynı zamanda tüm insanlığa yoksulluk ile ilgili bir
2 - Ruhsal kişiliklerin hastalanmaları, UYARI VE MESAJSA, -etleri için beslenen ve kesilen- hayvanların hastalıkları
da, İNSANA BİR UYARI VE MESAJDIR. Hayvanlar, İnsanların dikkatini hem
kendi koşullarına ve hem de İnsanın sefaletine odaklamak istemektedirler. Çünkü
3 - Yaşam kapasitesini yok eden(!) hastalıklar, aslında dostlarımız, ETEBUR BESLENME İNSAN DOĞASINA VE
RUHSALLIĞINA AYKIRIDIR."
4 - Kaza ve şiddete maruz(!) kalma,
Dostlarımız,
5 - Salgın ve bulaşıcı hastalıklar,
Konu sadece etobur beslenme konusu değil, O 'nun bize emanetleri olan ve
6 - Hayvan ve bitki hastalıkları İnsanlaşma sürecinde evrimsel skalada kendi düzlemlerinde bulunan Hayvanları
nasıl algıladığımız, onlara nasıl yaklaştığımız, nasıl bir ilişki içinde olduğumuz,
Hakkında da açıklamalarda bulunacağız demiştik. Bir dostumuz sağ olsun bu onlara ve dolayısıyla Ekolojik Sistem ve dengeye ve de Dünyaya saygı duyup
maddeleri yediye tamamladı. Bizler için 7=yedi rakamı ve enerjisi uğurludur. duymadığımız ve onları Onurlandırıp, onurlandırmadığımızla da ilgilidir. İnsan bu
( Ya bizlerin de batıl inançları bir, bir çıkıyor ortaya işte.) Dostumuz, KALITSAL, hayvan hastalıklarından hareketle, NASIL BİR RUH HALETİ İÇİNDE
GENETİK hastalık ifadelerinin de bizim yaklaşımımızda nereye oturduğunu OLDUĞU, KENDİNİ NASIL ALGILADIĞI VE NE TÜR YARATIMLAR
açıklamamızı istedi. Öyleyse zaman içinde sizlere, OLUŞTURDUĞUNU sorgulayabilir ve sorgulamalıdır da.

7 - Kalıtsal, Genetik hastalıkları da ifade edeceğiz. Bilesiniz lütfen. Şimdi, gelelim saçmalamaya(!). Bugünler de bir başka hastada ilgiyi üzerine
topluyor. O o
rtad ğu'nun bir politikacısı olan ARİEL ŞARON. O da beyin
Şimdi, hayvan ve bitki hastalıklarına girmeden, ama ülkenizde ve yakın kanaması nedeniyle ameliyatlar geçirdi ve aslına bakarsanız yaşaması mucize
coğrafyanızda yaşanmakta olan Kuş Gribi salgını nedeniyle, daha önceki bir olacak ama yaşasa da artık bakım ve yardıma muhtaç olacak. Bir yanda KUŞ
seslenişimizi tekrar paylaşarak, bir olguya dikkat çekeceğiz. Biliyorsunuz bizler GRİBİ bir yanda özellikle ASKERKEN Filistinlileri "hâşâ, TAVUKLAR GİBİ
güncel ve somut gelişmelerle ilgili değiniler den kaçınıyoruz. Bunun birçok nedeni MÜLTECİ KAMPLARINA DOLUŞTURAN, TAVUKLAR GİBİ
var. Ancak bu genel bir çerçeve çizmemize de engel olmuyor. Ancak bugün, KATLETTİREN, SONRA TÜM BİR FİLİSTİNİN TAVUK KÜMESİNE
DÖNÜŞTÜRÜLMESİNE YOL AÇAN POLİTİKALARI UYGULATAN" Şaron' atmaktadır. Bu nedenle de farkında olmadığı ama hissettiği bu alanını da daima
da hasta. Sakın yanlış anlaşılmaya, biz politika ile ilgili değiliz. Daha önceki bir baskılanması, engellenmesi gereken bir YANLIŞLIK VE KÖTÜLÜK alanı olarak
mesajımızda bunu açıklamıştık. Beş duyu algısı içindeki hiç bir yaklaşım bizimle ele almaktadır. Böylelikle de bu alanla sürekli bir savaş, mücadele içine girmekte
ilgili değildir. Ayrıca kimsenin hastalığına sevineceklerden de değiliz. Ama biz yani aslında KENDİSİYLE savaşmakta ve mücadele etmektedir. Yani Don
sadece saçmalamak(!) suretiyle, size bir şeyi işaret etmek istedik. Ve en azından Kişot’da kendisidir, yel değirmenleri de. Ama kendi kendiyle savaştığından,
bunun ilginç bir tesadüf(!) olduğu da ortada.
yanlış ve kötü olanı bir türlü yenemeyişini ve de sonunda bir bütün olarak
kendisinin mağlup oluşunu da bir türlü anlayamaz. İnsan aslında kabına zarar
Şimdi gelelim uyarımıza; veren bir zehir gibidir. Anlaşılması gereken ise, yanlış ve kötü olarak
etiketlediklerinin değil de, bu etiketlemenin kendisinin ZEHİR olduğudur. Doğru
Önce "deli dana", sonra "kuş gribi" hastalıkları ortaya çıktı. Yani önce kırmızı et, bildiği yanlış bildiği olmadan, yanlış bildiği ise doğru bildiği olmadan varlık
sonra beyaz etle ilgili sorunlar yaşandı ve yaşanıyor. Acaba İnsanlar kazamayacağı gibi, hem doğru hem de yanlış bildiği insanda bütünlenerek, insanı
yaklaşımlarını değiştirmezlerse ki, değiştirecekler gibi görünmüyor, sıra da ne var BİRLİĞE ulaştırma muradındadırlar. Daha önce de değindiğimiz gibi, aslında
dersiniz.? Bizim sizlere gönül rahatlığı ile önerdiğimiz BALIKLARA DİKKAT. kutbiyet ve Dualitenin ardında BİRLİK olup, ikiliği ve ona ait kavramları olanaklı
Onların çiftlikleri ya da tatlı su balıkçılığı koşullarına bir bakın. Dinamitle, kılan bu Birliktir. Ve bu ikilik, Bir olanın farklı ama ayrı olmayan ifadeleridirler.
torpille, şok edici ses ve kimyasal uyuşturucu ile avlanmayı bir inceleyin. Üstüne Ve bütünlendiklerinde, Bir olacak olan aynı paranın iki yüzü gibidirler. Bu
de denizlerinize boşaltılan Sanayi atıkları ile Atom Ürünleri atıklarını ekleyin ve nedenle aslında "yanlış ve kötü" olan, bazı olgu ve şeylerin "yanlış ve kötü" olarak
hazır olun. İnsanlık ne ekerse onu biçecek. Çok önceleri bir Kızılderili Reisi, etiketlenmesi ve inkâr edilmesidir. Yani İnsanın BİRLİKTEN, İKİLİĞE
"nehirlerdeki son balıkta öldüğünde, beyaz adam paranın yenmediğini anlayacak" DÜŞÜŞÜDÜR. İnsan için asıl sorun, ikili algısı ve yaşantısıdır. Çare ise, bu algıyı
derken, belki de bir kehaneti belirtiyordu. Dostlarımız işte sizlerden ricamız, terk ederek BİRLİĞİN FARKINDA olmaktır. Yani aslında, "yanlış ya da kötü"
yediğiniz balıkların da kaynağına ve kendisine dikkat ediniz ve zaman içinde olan iki uçtan herhangi biri değil, bizzat ikiliğin kendisidir.
Balıklarla ilgili de olası gelişmelere şaşırmayınız.
İşte insan kendisini nasıl bilirse bilsin, nasıl sanırsa sansın, aslında karanlık
Dostlarımız, alanında gizli olan yanları KUTBİYET VE DUALİTE yasallığı gereği,
tamamlanmak üzere yaşanmak için kendilerini ifade edeceklerdir. Eğer insan
Artık kendi müfredatımıza ve sabrınızı zorlamaya devam edebiliriz. ısrarla bu ifade isteğini bastıracak ve uygun kanallar açmak yerine yadsımaya
devam edecek olursa, bu durumda karanlık alanda yer alıp da kendilerini ifade
etmek isteyen olgular, başkaca şekillerin yanı sıra kendilerini HASTALIK
Bir önceki paylaşımımızda, KARANLIK ALAN VE ONUN AYNASI
BELİRTİLERİ, KAZA YA DA ŞİDDETE MARUZ KALMA biçiminde de ifade
HASTALIK İFADELERİNDEN söz etmiştik. Ve demiştik ki, kendinizde görmek
edeceklerdir. İşte bu nedenle İNSANIN SIRRINA ERMİŞ TÜM AYDINLANMIŞ
istemediğiniz, kabullenemediğiniz olgu ve özelliklerinizi KARANLIK
VARLIKLAR, bu nedenle ikiliklerden her hangi birini değil de, ikiliği aşmayı,
ALANINIZA itelersiniz. Bugün sizlere işte bu beğenmediğiniz, hoşlanmadığınız
kutbiyet ve dualite düzleminin ötesine geçmeyi, BİRLİK VE BÜTÜNSELLİĞİ
şeylerin dinamiğini yani DOĞRU - YANLIŞ / İYİ - KÖTÜYÜ aktarmak istiyoruz.
ifade etmişler ve bunun yollarını aktarmışlardır. Gerçek bir öğretmen ve gerçek bir
İnsan, kutbiyet ve dualite dünyasında yaşadığından ve deneyimini böylelikle
öğreti, kutbiyet ve dualite dünyasında DOĞRU VE İYİNİN gerçekleşmesinin
ikilikler üzerine oturttuğundan, en temel ikilik de DOĞRU - İYİ İLE YANLIŞ-
olanaklı olmadığını, doğrunun kaçınılmaz olarak YANLIŞI(!) ve iyinin de
KÖTÜ İKİLİĞİDİR. İnsan sınırlı algısı ve kavrayışıyla, bir gökkuşağı gibi olan
kaçınılmaz olarak KÖTÜLÜĞÜ(!) üreteceğini bilerek, İnsana bu ikiliği terk
hayata dair olguları siyah ve beyaza indirgemekte ve CEHALETİNİN süzgecinden
etmeyi ve BİRLİĞE yönelmeyi ve bunun yollarını GÖSTERENDİR.
geçirerek onları DOĞRU -İYİ YA DA YANLIŞ- KÖTÜ olarak etiketlemektedir.
Bu durumda her insan da kendi YANLIŞ VE KÖTÜLERİNİ karanlık alanına
Bu nedenle, yanlış ve kötü şeyler yapmak korkusu ve doğru ve iyi şeyler yapmak alanlara işaret etmektedirler. Bu nedenle sizlerden ricamız, hastalık ifadeleri dahil
zorlanımıyla yaşamak insanı, bugün ki haline ulaştırmıştır. Çünkü korku deneyimi sizleri rahatsız eden şeylere, barış elinizi uzatarak, nötr bir şekilde yaklaşarak,
ve ifadeyi engelleyerek insanı gelişimden alıkoyarken, zorlanım ise dürüstlük ve kendinize bir kapı açmanızdır. Ve sakın unutmayın, DÜNYADA YANLIŞ BİR
samimiyeti engelleyerek insanı olduğundan koparak, olmadığı, sahte bir hale ŞEY YOK. YANLIŞ OLAN İNSANDA VE DÜNYADA YANLIŞ OLARAK
sokmuştur. Sahtelikten ise "doğru ve iyi"(!)nin doğması olanaklı değildir. Aslında GÖRDÜĞÜ HERŞEY, İNSANIN - İNSANLIĞIN YANLIŞIDIR. O YANLIŞ DA
insanın mükellef olduğu şey, ikiliği bir ucu yadsımadan ele alması, bütünü deney İNSANIN BÜTÜNLÜK VE BİRLİĞİ FARK ETMESİNİ ENGELLEYEN,
imlemesi ve ifade etmesi ve kendinde ve yaratımında olan her şeyle yüzleşmesidir. KUTBİYET VE DUALİTE ESASLI ALGI VE BAKIŞIDIR.
Ancak bu deneyim ve yüzleşme CESARETİNİ VE BİLGELİĞİNİ yaşayabilen
insan anlayabilecektir ki, aslında zaten "yanlış ve kötülük" yoktur. Çünkü aslında İşte dostlarımız,
"doğru ve iyi" olan da yoktur. Sadece ne ise O olan hayat ve onun ardında IŞIK
Bizler hiç de sihirle, büyüyle ilgili olan, sizlere kolay yoldan cenneti vaat eden bir
VE SEVGİ olan BÜTÜNLÜK VE BİRLİK vardır. Ve de aslında sizin karanlık
alanınız ya da genel olarak da karanlık da yoktur. Sadece Birin fiziki ifadelerinden Bütünlük değiliz. Sizlerden ellerinizi taşın altına sokmanızı ve kendi işinizi
olan Işığın yokluğu söz konusudur. O nedenle karanlık alanla ya da karanlıkla kendinizin görmesini isteyenleriz. Ve de bir yanıyla sizler için zor olan şeyleri
savaşmak beyhudedir ve karanlık alana ya da karanlığa güç(!) katacaktır. Gereken önünüze koymakta isek de, aslında SİZLERİN HAKİKİ DOĞANIZA vurgu
ise, Işığa odaklanarak, karanlık alana ya da karanlığa Işık tutulmasıdır. O zaman yaptığımız içinde, mucizeler yaratacak ve çok kolay şeylere dikkatinizi
bir maddesi olmayan karanlık dağılacak, yok(!) olacaktır. "Karanlığa çekmekteyiz.
küfredeceğine, bir mum da sen yak" sözü çok bilgece bir deyiştir.
Zen bu nedenle, yani ikiliğin ötesinden BİRLİK düzleminden seslendiği içindir ki,
Bu nedenle aslında karanlık alan, Işığa bir davettir. Işığa kendisini VAR edeceği "ne yaptığınız değil, nasıl yaptığınız önemlidir" demektedir. Yaptığımız şeyi
bir ALAN sunmaktır. İşte bizlerinde karanlık alanımıza tutacağımız bir BİLİNÇSİZ VE FARKINDALIKSIZ yapıyorsak, ne yaparsak yapalım sonuç
farkındalık, bir göz atma, karanlık alanımızı ışıtacaktır. Karanlık alanın yol açtığı hüsrandır. Eğer BİLİNÇLİ VE FARKINDALIKLI yapıyorsak sonuç
hastalık ifadelerinin de isteği budur. Kendilerinden hareketle karanlık alanın AYDINLIKTIR. Çünkü birinci halde "ben" den iş görüyoruz demektir, ikinci
görülmesi ve ışıtılması. Beş duyu algısının sınırlılığı içindeki insan, daima bir halde ise "BENLİĞİMİZLE" OLUYORUZ demektir.
şeyleri "yapmak" ve "değiştirmek" isteği içindedir. Bu egonun kendisini var
edebilmesi ve anlamlı kılabilmesi için gereklidir. Oysa hayat ise insandan sadece İşte sizlere devamlı SEVGİDEN söz etmemiz de bu nedenledir. Çünkü ancak
farkındalık, berrak bir görüş ve kalben biliş istemektedir. İnsan farkındalığını sevgi ile ikilikler Bir edilebilir. Sevgi, beni Benliğe, ikiliği Birliğe, körlüğü
arttırdığı ölçüde, karanlığını aydınlatacak ve bunun kendisi ise gerçekliği Görmeye, hayırı Evete, bilinçsizliği Bilince, yadsımayı Kabule dönüştüren sihirli
sahtelikten ve safralardan kurtaracak ve temizleyecektir. Bu durumda kalacak olan bir alettir. Sevginin tek isteği vardır; İnsanı kendinde bütünleştirmek ve
ise İnsanın DOĞAL HALİ İLE BİRLİKTİR. O nedenle yapılması ya da bütünlenen insanı EVRENLE BİRLEŞTİRMEK. Bu nedenle sizin oralarda
değiştirilmesi gereken bir şeyler değil de, İnsanın tutumunun farklılaşması aşınmış bir sözcük olsa da, bizler sizleri her fırsatta KALPLERİNİZE VE
gereklidir. Çünkü tutum olgudur. İnsan artık DON KİŞOTLUĞU, yani kendi SEVGİYE davet edeceğiz.
gölgesiyle, doğanın gölgesiyle ve dünyanın gölgesiyle SAVAŞMAYI
BIRAKMALI ve gölgeyi AYDINLATARAK, HAKİKİ OLANIN ANLAYIŞINA Öyleyse bağlarken kısa ama öz bir saptamayla mesajımızı bitirelim; HASTALIK
-tekrar - KAVUŞMALIDIR. İFADESİ SEVGİSİZLİK İFADESİDİR. ŞİFA İSE SEVGİDİR.

Bu anlamda da rahatsızlık duyduğunuz ve değiştirmeyi istediğiniz şeyler, onlara Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
tarafsız yaklaşabildiğiniz takdirde sizler için büyük birer öğretmene
dönüşeceklerdir. Çünkü bunlar, kendinizde yadsıdığınız ve bütünleşemediğiniz
“ Dostlarımız,
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) Sizlere hastalıkların ne’likleri ile ilgili olarak daha önce sunduğumuz genel
çerçeve içinde yer alan iki maddeyi tekrarlayarak, kısaca açmak istiyoruz. Ve yine
hatırlatmak istiyoruz ki, bizim için önemli olan, sizlere hastalık ile ilgili Metafizik
2 / 48 – 07.01.2006 bir açılım sunarak, DAİRESEL VE AKAŞİK BİR BİLİNÇ VE YAKLAŞIM
ortaya koymak ve sizi de bu Bilince ve yaklaşıma davet etmektir. Bizim asıl
önemsediğimiz budur; Sizlerin olguları ve olayları "doğrusal ve fiziksel"
algılamaktan -ki bu kutbiyet ve dualite düzleminin yaklaşımıdır- "dairesel ve
akaşik" farkındalığa –ki bu yeniçağın yaklaşımıdır- ulaşmanıza katkıda
bulunmak.

1- Hastalık, Tıp Biliminin tanımladığı gibi Sağlık halinin yokluğu ile sınırlı
değildir. Aslında zaten Bütün olarak İnsanlık ve tekil olarak Her İnsan hali hazırda
hasta’dır. Sizlerin hastalık diye adlandırdığınız ise bunun dönem, dönem
ZİRVEYE VURAN İFADELERİDİR. Yani İnsanın şu anki asıl hali HASTA
OLUŞUDUR. Ama esas ya da asal doğası ise ŞİFADIR.

Dostlarımız,

Daha önce de belirttik ki, aslında İnsan evrimsel süreç içerisinde yar alan bir
Varlıktır. Ve bu nedenle de asli doğasının yani Bütünlük ve Birliğinin
"perdelendiği" ve "kutbiyet ve dualitenin" hüküm sürdüğü maddesel bütünlüklerde
yol alan bir varlıktır. Bu nedenle de bunun doğal bir süreci ve sonucu olarak, insan
zaten Hastadır. Amaçsa doğal hale yani Şifaya tekrar ve farkındalıkla geri
dönmektir. Bu anlamda hastalık ve onun çeşitli ifadeleri de, İnsanın evrim süreci
içersinde yol alabilmesi için tasarlanmış ve İnsana hizmet eden bir mekanizma
olup, İnsanın hali hazır halinin doğal bir bileşenidir. İnsan kutbiyeti deneyimlediği
için, sağlık(!) ve hastalık(!) onun kaçınılmaz kaderidir. İnsan, olduğu haliyle
BÜTÜNLÜĞÜNDEN - BİRLİĞİNDEN - TEKLİĞİNDEN - DOĞASINDAN ayrı
ve kopuk olduğundan, bunların FARKINDA olmadığından HASTADIR. Ve bu
hasta halinin çeşitli ifadeleri de, İnsanı "asıl" doğasına çağıran hatırlatıcılar ve yol
göstericileridir. Bu nedenle anlaşılmalıdır ki, hastalık, aslında sağlıklı olan insanın,
anormal bir ifadesi değildir. Sağlık da, hastalık da "benin" yaratımlarıdır. Ve ikilik
ile ilgili yasallıklar gereği, her "sağlık" hali, "hastalıkla" dengelenmek zorundadır.
Şifa ise, farkındalıkla "benin" aşılarak, "BENLİĞE" varılmasıdır ki, bu durumda
ikilik yerini Birliğe bırakacağından dengelenme gereği ortadan kalkacak ve ne ise
o olan, yani hastalık ya da sağlığın ötesinde olan kendisini ifade edecektir.
Kulağınıza, anlayışınıza, kabullerinize, inançlarınıza ve düşüncelerinize çok ters yönde de akış vardır ve bunların kesiştiği moment SONSUZ ŞİMDİYİ
gelen bu gerçeği anlamak ve kabullenmek çok önemlidir. Çünkü ancak bu halde oluşturmaktadır. Bu anlaşılması zor dinamiği hastalık olgusu ile ilgili olarak ele
insan, hastalık ifadelerini sağlığa kavuşmak değil de, hastalık ya da sağlık almamızın nedenine gelince, sizler, her şeyi bir nedensellik zinciri içinde ele
ikilemini aşmak için kullanabilir. Bu nedenle insan, hastalık ifadelerine açtığı almaktasınız. Doğrusal ve fiziksel algı sınırlılığı içinde, bir takım nedenlere dayalı
savaşta bir ateşkes yapabilir, hastalık ifadelerini dinlemeyi ve anlamayı olarak hastalığı tanımlamakta ve bu nedenlerden hareketle de çözüme
başarabilirse ve de ŞİFAYA ulaşmayı gerçekten isterse, "hastalığı" dönüştürebilir. ulaşmaktasınız. Örnekse, aşırı yemekten dolayı sindirim zorluğu
Sizlerde bilirsiniz ki, özellikle de önemli ve ciddi hastalık ifadelerini yaşayanlar ve yaşamaktasınızdır, öyleyse az yemelisinizdir. Neden, sonuç ve çözüm, basit değil
aşanlar, bu süreçten OLGUNLAŞARAK – GÜÇLENEREK - BÜYÜYEREK mi? Ancak bu halen ikilik bakışının hâkimiyetini ifade eder. Oysaki, gelecek
çıkarlar. Bugünse öyle bir MANYETİK - ENERJİ VE BİLİNÇ ALANI içinde tasarımınızda kendinize belirlediğiniz yer ve onun gelecekteki ifadesi, dün çok
bulunuyorsunuz ki, artık hastalık ifadelerini üretmek ve deney imlemek zorunda yemenize yol açarak, bugün hazımsızlık sorununu yaratmaktadır. Bunun nedeni
değilsiniz. Sizin Şifa için atacağınız bir adıma, Bin adımla karşılık verilecektir. ise, yarınla ilgili korku ve endişelerinizden dolayı, baş edemeyeceğiniz ve uyum
Ama dediğimiz gibi, öncelikle ZİHNİYET DEĞİŞİMİNİ gerçekleştirmeniz sağlayamayacağınız inancı üzerine şekillendirdiğiniz gelecek yaratımlarınızın,
şartıyla. çoktan gerçekleştiği bazı düzlemlerden, dününüze yansıyarak, hazımsızlık
sorununun tohumlarını ekmiş olmasıdır. Oysa sizler, dünkü realitelerinizin
sonucunda oluşan inançlar ve düşüncelerle yarınlarınızı yarattığınıza inansanız
2- Yaşam sonsuz bir nedensellikler zinciridir. Ancak sizin sandığınız gibi ilk bile, unutmayın ki ŞİMDİ daima tercih olanağına ve gücüne sahipsiniz. Şimdi
neden ilk sonucu doğurmuyor, sonra yeni nedenler yeni sonuçları. Aslında önce üç ekeceğiniz tohumlar, geleceğinizden dönerek dününüzü de değiştireceklerdir.
sonuç âlemlere ekilir. Bunlar üç sebebi yaratır. Üç sebepten dokuz yeni sonuç Gerçekte ise hep gelecekle ilgili korku, endişe ve beklentilerinizle, düne ait
çıkar. Buradan yirmi yedi yeni neden. Sonsuz ve dairesel bir süreçte artık sonuçlar algılarınızı ve dolayısıyla yaşantılarınızı biçimlendirirsiniz.
ve nedenler birbirine girer. Aslında hiçbir sürecin başı da sonu da yoktur, ama biz
bunu şöyle ifade ederiz; SONU VE BAŞI OLMAYAN ALLAHIMIZ. Her şey
sonsuz şimdi’de ifade edilmektedir, ama bize göre yumağın ucu Dostlarımız,
GELECEKTEDİR. GEÇMİŞTE DEĞİL. Sizlerin bunu kavramanız çok zor
biliyoruz, ama. Biliyoruz sizler için gerçekten zorlanımlı bir alan bu. Ama sadece şunu anlamanızı
istiyoruz ki, ŞİMDİ, bugününüz ve yarınınızla ilgili BELİRSİZLİK - ENDİŞE -
Dostlarımız, KORKU - KUŞKU temelli İNANÇ VE DÜŞÜNCE KALIPLARINIZI, GÜVEN -
SEVGİ – BOLLUK temelli İNANÇ VE DÜŞÜNCE KALIPLARIYLA
değiştirirseniz, DÜNÜNÜZ yani önceki nedenleriniz hastalık ifadelerine
Sizlere birçok seslenişimizde baş ile son, neden ile sonuç arasındaki ilişkiye dikkat dönüşmeyeceklerdir. Dün yarattığınızı sandığınız tohumları değiştirmenin tek
çektik. Hastalık ifadesi ile ilgili olarak da bu konuya dikkat çekmek istiyoruz. yolu, Şimdiden hareketle geleceğe ekeceğiniz tohumlardır. Dünü ancak, Şimdi ve
Yine sizler için anlaşılması ve kavranılması çok zor biliyoruz ama sizlerden lütfen gelecekten hareketle "SAĞALTABİLİRSİNİZ ". Bu nedenle, nedeni ancak
"açıklık ve dikkat" rica ediyoruz. SONDAN hareketle değiştirebilirsiniz. Sizlere ileri de, geleceğinizi de ancak
Şimdiden hareketle, Dününüzü sağaltarak AYDINLIK kılabileceğinizi anlatmaya
Sizler her ne kadar mekanik zaman algınıza göre, dünden bugüne ve bugünden çalışacağız ama bugün ODAKLANMANIZI istediğimiz şey, hastalık ifadeleri ile
yarına doğru zaman içinde yaşamakta iseniz de, yani geçmişten geleceğe doğru karşılaştığınızda, DİKKAT ODAĞINIZA DÜNÜ VE DÜNÜN NEDENLERİNİ
yol almakta iseniz de, gerçekte ise zaman, zaman psikolojik zaman içinde DEĞİL DE, ŞİMDİDEN HAREKETLE GELECEĞİ VE GELECEĞE
hissettiğiniz üzere, sadece ve sadece ŞİMDİDE yaşamaktasınız. Ve de Galaktik EKECEĞİNİZ TOHUMLARI koymanızdır. Ancak bu şekilde dününüzü ve
Zaman açısından gelecekten(!) geçmişe(!) doğru bir tesir akışı vardır. Yani Şimdinizi Şifalandırabilirsiniz. İşte bu nedenle bugünkü TIP BİLİMİNİZİN
Şimdide asıl olarak gelecekten gelen, geçmişe aktarılmaktadır. Ancak geçmişten yaklaşımı eksiktir.
de geleceğe tesir akışı vardır. Aslında bir dairenin iki yönlü uzamı gibi, her iki
Dostlarımız, " Dostlarımız,

Verilmezse olmaz bu bilgiler ve yaklaşımlarla amacımız realitelerinizi ve Bugün size kısa ve sade bir seslenişle, merhaba demek istiyoruz. Kısa, kısa bazı
yaklaşımlarınızı sarsmak elbette ama MURADIMIZ ise sadece ve sadece ZİHİN değiniler de bulunacağız. Amaç, kalpler bir olsun, araya zaman girmesin.
BERRAKLIĞINIZA - KALP FERAHLIĞINIZA - FARKINDALIK
VE ŞİFANIZA katkıda bulunmak, vesile olmaktır. Unutmayın, sizler nasılsanız Öncelikle, bilmenizi isteriz ki bizler, sizlerin dünyanızla ilgili olarak
bizlerde öyleyiz. Sizler ve bizler, bir elmanın iki yarısıyız. Sizler için dileklerimiz MUCİZELERE inanmayız. Dünyanızın ve üzerinde yaşayan benlerin öyle kolay,
kolay hadiselerden ders almayacaklarını, alışageldikleri ve de ya pozitif ya da
kendimiz, kendimiz için dileklerimiz sizler içindir. Ve de olan O negatif çıkarları ile bağlı oldukları realitelerini ve konumlarını terk etmek,
ALLAHIMIZIN izni ve rızasıyla, yarımların TEKLEŞECEĞİ ZAMANLAR(!) değiştirmek istemeyeceklerini, değişime direneceklerini bilenlerdeniz. Nitekim
YAKINDIR, İNŞALLAH... son kuş gribi vakası ile ilgili sergilenenlere bir bakmak bunun için yeterli. Ya da
Pakistan da yaşanan deprem felaketi(!) sonrası yaşananlara ve Uygar dünyanın
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. yaklaşımına bakmak. Ancak unutmayın ki, her olay çok boyutludur ve bu çok
boyutluluk içinde, verilmek istenen mesajlar ve alınması umulan dersler ve
insanlıkça verilen sınavlar birçok düzlemden sadece bazılarıdır. Olayların daha
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - birçok dinamikleri ve ne’likleri de vardır. O nedenle yaşanan hiç bir hadise ve
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) onun çevresinde oluşan yeni hadiseler, boşuna ve değersiz değildir.

2/49 – 08.01.2006 Ama bizler, GAİA ANA VE ÜZERİNDEKİ BENLİKLERLE ilgili olarak
MUCİZELERE inanırız. Ve unutmayın ki, hadiseler bazı benleri, Benliklere
dönüştürdüğü gibi, benlerle Benlikler ve Dünya ile Gaia arasında sizlerin
anlayamadığınız geçişlilikler ve ilişkiler de vardır. Ve dünyanızda yaşanan ve
sizlere acı ve üzüntü veren her hadise, paralel dünyalar ve realitelerde, neşe ve
mutluluk vesileleri olarak karşılığını oluşturmaktadır. Bu nedenle lütfen, hadiseleri
ele alırken, olabildiğince çok boyutlu fark ediniz ve yine de gerçekliğin büyük bir
bölümünün sizlere kapalı oluşunu, unutmayınız. Bu sizlerin umutsuzluğa ve
çaresizliğe düşmenize engel olacaktır.

Ayrıca dostlarımız,

Dünyanızın da içine girdiği "yeni" manyetik alanlar, yeni zorlanım alanlarını


ortaya çıkaracağı gibi, aynı anda bu zorlanım alanları İnsanlığı
YENİÇAĞI algılamak ve seçmekle ilgili tercih düzlemlerine ulaştıracaktır. Ancak,
her varlık hür irade(!) olmakla, kendi seçimini kendisi yapacaktır. Bu nedenle
unutmamanızı istediğimiz bir diğer şey de, kimseyi zorla ya da onun yerine
geçerek, Yeni Çağın bileşeni kılamayacağınızdır. Ancak, sizlere düşen, Yeni Çağı
kendinde yaşatan ve yaşayan örnekler olarak ve her türlü seslenişle, herkesi Yeni
Çağdan haberdar etmek ve çağrıda bulunmaktır. Gerisi her Varlığın kendisine 2 - Kesenin ardından, üç gün içinde tüm bedeninize, uygun bir Masaj yaptırın.
kalmıştır. Bütün kaslarınızı, eklem yerlerinizi bir elden geçirtin. Tercihen bitki yağlarının da
sürüldüğü ve sonrasında çeşitli aromalar ve kokularla bezeneceğiniz bir Masaj,
Bu nedenle bizler de sizlere yeni Çağla ilgili yaklaşımlar sunuyoruz ki, sizler enerji yollarını ve düğümlerini açacağı için, enerji akışının dengelenmesi ile
kendinizde Yeni Çağı yaratın ve yaşatın ki, diğer İnsanlara da bu yaşanmışlık birlikte, sadece fiziksel bedeniniz değil, mental bedeniniz de rahatlayacak. İyi bir
içinden ulaşın. Ve onlara gerçekten seçim yapabilme olanağı sunun. Bu nedenle masajla birlikte, zihninizin de rahatladığını göreceksiniz.
sizlerin, bildiğiniz ve inandığınızı, kendinizde yaşatmanız çok önemlidir. Bugün
dünya insanını derin uykusundan uyandırabilmek için, ona gerçek ve yaşayan 3 - Kese, ardından masajdan sonra, masajı takiben üç gün içinde tercihinize
örnekleri sunmak zorunludur. Bundan kastımız elbette ki yine sihir ya da göre tüm bedeninize ya "akupunktur", ya "reiki" ya da "çakra dengeleme"
mucizeler değildir. Ama dillendirdiğinizle yaşattığınız arasındaki uyum ve ahenk, yaptırın. Evet, bunları yaptırmak için hastalanmayı beklemeyin. Sağlıklı iken
dünya insanının hipnotik uykusunu kırabilmek için çok önemlidir. yaptırın ki, önleyici olarak işlev görsünler. Bununla birlikte, eterik, astral
bedenlerinizde de yaşanacak rahatlıkla, kalp ferahlığı, zihin berraklığınız
İşte bu nedenle de ve biraz da somut bazı öneriler de sunmak isteğimizden dolayı, artacaktır.
sizlere basit bazı öneriler de bulunarak seslenişimizi tamamlayacağız.
İşte üç ayda bir yani yılda dört kez, önce KESE YAPTIRIR, ardından üç
Ancak, hatırlatmak isteriz ki, sizlere verdiğimiz önerileri, ancak önemser, dikkate gün içinde MASAJ yaptırırsanız ve sonra da üç gün içinde akupunktur, reiki ya da
alır ve uygularsanız yararlarını yaşarsınız. Size basit ya da önemsiz gelebilir, çakra dengeleme, bir yılın sonunda farkı fark edeceksiniz.
günlük koşuşturma içinde zaman bulamayabilir(!) ya da ataletten dolayı
yapamayabilirsiniz(!). Ama o zaman lütfen bizlere kızmayın. Sorumlusu Ve iddia ediyoruz bu durumda O N L A R I da, diğer Evrensel ve İçsel seslenişleri
sizlersiniz. Demek istediğimiz o ki, kendinizi sevin ve değer verin ve de bu basit de daha canlı duyacak ve anlayacaksınız.
önerilere şans tanıyın. Nedenleri, niçinleri ya da dinamikleri önceki
seslenişlerimizde saklı, o nedenle bunlara girmeyeceğiz. Ama yine de kısa bazı Ama insan gerçekte öz saygısından ve öz sevgisinden yoksun olduğu için, kendine
değinilerimiz olacak. zarar veren her şeye zaman, zemin bulur da, kendine yarar sağlayacak şeylere bir
türlü zaman ve zemin bulamaz.
Dostlarımız,
Ama, ama biz insana seslenmiyoruz. Biz İNSANA sesleniyoruz, değil mi?
Gelin önümüzdeki aylarda şu önerilerimize hayatiyet kazandırın ve farkı fark edin;
Ayrılmadan eklemek isteriz ki, sık, sık yapacağınız banyonuzdan sonra bedeninize
1- Bir hamama gidin. İyi bir keseciye, kese yaptırın. Tüm bedeninizi keselettirin. süreceğiniz güzel kokular ve giyeceğiniz temiz giysilerde, bizlerle -ne ilgisi varsa?
Ne kadar çok kir çıkacak, şaşıracaksınız. Ve çıkan kirle birlikte çok — iletişiminizi güçlendirecektir. İşte bizler hiç de mucizevî varlıklar değiliz. Tam
rahatlayacaksınız. Fizyolojik, bedensel yanı bir yana, kese ile çıkan kir aynı anda tersi tatsız, tuzsuz ve banal şeyleriz değil mi? Af ola.
nedir, biliyor musunuz? Sizin sınırlarınızı oluşturan ve dünyayı deney imlemenizi,
algılamanızı sağlayan deri üzerindeki gözenekleri kapayan ve kese ile akacak olan Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
"kir", sizin duygusal bedeninizdeki yaraların oluşturduğu duygusal zehirlerin fiziki
ifadeleridir aynı anda. Bu nedenle üç ayda bir yaptırılacak iyi bir kese ile,
duygusal olarak da rahatladığınızı göreceksiniz. Ayrıca hamamın ısısı ile sadece 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
fiziksel bedeniniz değil, duygusal bedeniniz de yumuşayacak. O' nunla gelenler - O' na gelenler ) 2/ 50 – 09.01.2006
" Dostlarımız, ve de yüksek gerçeğinizle uyumluluk arz etmiyor. Öncelikle sizi yüksek
gerçeğinize uyandıracak ve odaklayacak yaratımlarla oyalanmak zorunda
Bugün sizlerin zaman ve mekân düzleminde - aktarıcı dostumuzun yaşadığı kalıyorsunuz. İşte bu düzlemde bir hastalık ifadesinin oluşabilmesi için öncelikle
Anadolu Genetik Bütünlüğünde - bir Bayram günü. Daha önce sizlere bazı bilincinizde bununla ilgili isteğin oluşması ve bu istekle birlikte de bunu görünür
günlerin, zamanların kendilerine özgü ve yoğunluk arz eden manyetik alanları ve kılacak fiziksel ve maddi oluşumların harekete geçirilmesi gerekir. Biz bu nedenle
önemleri olduğunu ifade etmiştik. İşte aslında bayramlar da böylesi günlerdir. sadece, hastalığı görünür kılan ve ilk adımda "yaratan" maddi ve fiziki süreç ve
Aslında diyoruz, çünkü biz yaşlılık yakınışı olarak ifade etmiyoruz ama eski olgularla değil, aynı anda buradan da hareketle hastalığın muradıyla da ilgiliyiz.
bayramlar da olduğu denli güçlü olmasa da, Bayram Günleri ve zeminleri, özel Bu anlamda yeri gelmişken belirtelim ki, tüm sınırlı ve eksik yanlarına karşın
ve arıtıcı Manyetik alanlardır. İnsanlık her şeyi çok çabuk, gerçek doğasından ve Tıbba ve onun ele aldığı maddi süreçlere, dinamiklere ve olgulara karşı olmamız
amacından saptırdığı için, şekil ve inanışı muhafaza edip, özü ve esasını olası değildir. Ancak biz Tıbbın tedavi anlayışındaki "kamplaşmaya" ve onun
aşındırdığı için, bu özel günlerin Manyetik alanı da zayıflamış da olsa, yine de altında yatan "parçalı" algıya ve de Tıbbın Endüstrileşmesine karşıyız. Bu anlamda
korunmaktadır. Özellikle de Din Skalası ve altında olanlar için bu günler ARITICI kendimizi Tıbbı sağaltan ve tamamlayanlar olarak görmekteyiz.
- ULAŞTIRICI - GÜÇLENDİRİCİ tesirler ve aktarımlarla doludur. Din Skalasını
aşmış olan dostlarımız içinse, yine de Evrenselin daha çok hissedileceği İşte burada Tıpla yolumuzu ayıran ilk temel ayrım şudur ki, herkes farkında olsun,
zamanlardır bunlar. olmasın "kuantum bilinç modeli" alanında yer alan ihtiyaçlarını ve onların
görüntülerini yaşamak ve deney imlemek kaderindedir. Bunun içinde, dışındaki
Bu nedenle bu Bayram gününde hepinize sevgilerimizi ileterek ve ardından da, her şey - ana, baba, çocuk, kardeş, eş, sevgili, iş arkadaşı, iş, konut, araçlar,
Hastalıkların ne’likleri ve dinamikleri ile ilgili genel çerçeveyi tamamlayarak, besinler, hava durumu, parasızlık ve benzerleri - bir araç olarak kullanılır.
bizlerde Bayram kutlamanıza katılmak istiyoruz. Gerçekte dışımızdaki hiç bir olgu, etken ve süreç, bizleri hasta etmez. Bunları
hastalık ifadelerinin nedenleri haline getiren, bizim ihtiyacımızdan kaynaklanan
Daha önce de söyledik, aslında bizim esas amacımız, sizlere hastalık olgusu ile zihniyetimizdir. Daha da ileriye gidelim aslında ne mikroplar, ne bakteriler, ne
ilgili genel bir Metafizik yaklaşım sunarak, sizleri her konuda DAİRESEL VE virüsler, ne soğuk, ne sıcak, ne açlık, ne aşırı yemek ve benzerleri de hastalığa
AKAŞİK farkındalığa davet etmek. Böylelikle hem hastalık olgusunu ama hem de neden olmazlar. Sadece insanın hastalık ifadelerini yaratabilmesinde ona yardımcı
hayatın tüm ifadelerini ve görünümlerini "KUANTUM BİLİNÇ MODELİ" olan araçlardır. Ki onlarda böylelikle kendi ihtiyaçlarını ifade edebilmek ve deney
içinden ele almanıza ve "KUANTUM BENLİKLERİNİZİ" aktive etmenize imleyebilmek olanağını elde ederler. Düşünün, insan bedeninde ve ortamında her
katkıda bulunmak. Daha önce kuantum ile ilgili kısa değiniler de bulunduk. Daha zaman bakteriler, mikroplar, virüsler vardır. Ama insan her zaman hasta
sonraki seslenişlerimizde de özce kuantum bilinç modelinden ve kuantum olmamaktadır. Bazı çok ciddi kazalardan burnu bile kanamadan kurtulanlar
benliklerinizden söz edeceğiz. Ki aslında hastalık olgusu etrafında verdiğimiz olmaktadır. Çok ciddi sıkıntılara göğüs gerdiği halde sağlığını koruyanlar
yaklaşımlar hep "kuantum bilinç modeli" içinden seslenişlerdir ve seslendiğimizse bulunmaktadır. Önemli olan şudur; hastalık ifadesi yaratmaya bilinç karar
sizlerin Kuantum Benliklerinizdir. Muradımız o ki, böylelikle sizler her şeyi vermişse, her şeyi araç kılabilir. Aksi halde ise hiç bir şey onu hasta
GÖRMEK VE ANLAMAK ile ilgili olarak yeni bir DÜZLEMDEN edemeyecektir.
HAREKETLE, TÜM YAŞAMINIZI DA BİLİNÇLİ OLARAK, KENDİ
YÜKSEK GERÇEĞİNİZ DOĞRULTUSUNDA KENDİNİZ YARATINIZ VE İşte tam bu noktada hastalık ifadelerinin derinliklerine inebilmek için, bu
YAŞAYINIZ. ifadelerin sadece görünür maddi süreçlerinin analizi ile yetinilmemeli ve neden
olduğu kadar, NASIL VE NİÇİN olduğu ile de ilgilenilmelidir. Nedene Tıp yanıt
verebilir. Nasıla ise kısmen. Nasılın kalan yarısı ile Niçine ise ancak "kuantum
Şu an için bildiğinizi sandığınız siz, bilmediğiniz gerçeğinizin yanında çok sınırlı bilinç modeli" yanıt verebilir. Öyleyse tekrarla, örneğin ÜLSERİN sadece neden
kaldığından, hayatınız sanki sizden çok dış etkenlere tabi olarak biçimlenmekte. olduğu değil, ama asıl NASIL VE NİÇİN olduğu odağa alınmalıdır.
Aslında yine hayatınızı yaratan sizlersiniz ancak bu bilinçli ve farkındalıklı değil
Dostlarımız,
İşte bu nasıl ve niçinin araştırılmasında, hastalık ifadesinin kendisini görünür
kıldığı zaman ve mekânın önemi büyüktür. Bu zaman ve mekânda hastanın(!), Bir parantez olarak çocuğun içine doğduğu ortamın ve zamanın da tesadüfî
ilgilendiği, gündeminde yer alan, yaşadığı ya da yaşayamadığı şeylerin ele olmadığını, bu ana ve babayı, bu ortamı KENDİ ile ilgili DENEYİMLERİ
alınması önem arz eder. Bu bağlamda sadece bilinçli(!) üretimlerin değil, kurulan gerçekleştirebilmek amacıyla kendisinin belirlediğini de ve böylelikle bu anlamda
hayallerin, görülen rüyaların, hissedişlerin, sezgilerin ve benzeri süreçlerin de ele bir maruz kalma ya da mağduriyetin söz konusu olmadığını da hatırlatmak isteriz.
alınması gerekir. Ancak unutulmamalıdır ki, insan zaten bilinçli olarak bunları Aynı anda da ana ve baba da kendi deneyimlerini yaşamak olanağını elde
dışladığı için hastalık ifadesine dönüştükleri için, bu çabaya karşı bir direnç içinde etmektedirler. Bu deneyimlerin öyle ya da böyle oluşu, tamamen varlıkların kendi
de olacaktır. Bu nedenle de hasta ile konuşmak, yargılamaksızın, suçlamaksızın, ellerindedir.
samimiyetle ve içtenlikle yapılacak ve gerçek bir dinlemeye dayalı konuşma,
paylaşım birçok ipuçlarını ortaya koyabilecektir. Bu nedenle dostlarımız, hastalık ifadelerinin maddi görünümlerinin ötesine
geçerek, metafiziksel anlamlarından hareketle onları, hastanın Ruhsal gerçekliğine
İnsan maddi bir bütünlükte ve bedenli bir halde yaşayan bir varlık olduğundan, açılan pencereler haline getirebilirsiniz. Ve işte orada yani Ruhsal alanda
tüm Evrensel ve Ruhsal ilkeleri ve yasallıkları, bu maddilik içinde ve bedensel yapılacak müdahalelerle de, fiziksel ifadelerin önünü alabilirsiniz.
olarak da deney imlemek, ifade etmek ve böylelikle kendisine mal etmek
durumundadır. Bu nedenle hastalık dahil, bedensellikle ilgili her süreç doğal ve Bu anlamda, hastalık ifadelerinin nasıl ve niçinini ele almak için, en uygun
Evrensel ve Ruhsal olanın ifadeleri olan süreçlerdir. Önemli olan bu ifadelerden araçlardan biri de, hastalık ifadesinin sonuçlarıdır. Hemen, hemen her hastalık
hareketle, Evrensel ve Ruhsal ilke ve yasallıkları Bilincimize mal etmemizdir ki, ifadesi, insanın normal ve gündelik akışında bir kesintiye ve değişikliğe neden
ancak böylelikle onların bedensel ifadelerini gereksinmediğimiz bir düzleme olmaktadır. Bir yandan yapmak istediğimiz ve zorunda(!) olduğumuz şeyleri
ulaşabiliriz. yapmamızı engellerken, bir yandan da istemediğimiz şeyleri yapmamızı zorunlu
kılar. İşte aslında, ister istediğimiz ister zorunlu olduğumuz şeyler olsun, hastalık
Her hastada bu gerçekten hareketle, iyi dinlendiğinde aslında hastalığından her söz ifadesinin engellediği uğraşlarımız, hastalık ifadesinin muradı hakkında çok
edişinde, arkasında yatan Ruhsal dinamik ve nedenlerden de söz etmektedir. kuvvetli bir anlayış sunarlar. Örneğin, büyük bir işyerinde satış görevlisi olup,
Hastanın bilinçli olarak kendisine ve çevresine ifade edemediği ve yaşama cesareti yoğun olarak çalışan bir kişinin geçirdiği kalp krizi, ona çok değerli bir mesaj
gösteremediği Ruhsal gerçekliği, kendisini bedeninde ifade ederek, kaçınılmaz vermektedir ama genelde insanlar, hastalandıklarında, kesintiye uğrayan
ifşaatı yapar. Örneğin, evdeki kavgalı, baskılı ve yıpratıcı ortamdan kurtulmak uğraşlarına hayıflanmaktan ve bir an önce eski ve normal yaşantılarına dönmek
isteyen ama bunu fark etmeye ve ifadeye cesareti olmayan bir çocuk, solunum için ellerinden geleni yapmaktan, bu kesintinin anlatmak istediği üzerinde
yolları rahatsızlıklarından birini ifade ederek, aslında NEFESSİZ KALDIĞINI, durmazlar. Oysa, her ifade dengelenmeye gereksinim duyan bir alanımızı işaret
TEMİZ VE BOL HAVAYA, SAĞLIKLI BİR SOLUNUM ORTAMINA ihtiyacı etmektedir. Çok hırslı isek kanaatkârlığı, çok çalışıyorsak dinlenmeyi, çok
olduğunu ortaya koyar. Böylelikle açık, açık, YETER ARTIK, NEFES tembelsek hareketliliği, geveze bir zihin ve çenemiz varsa sakinlik ve dinginliği,
ALAMIYORUM diyemeyen çocuk, bu yolla yani örneğin ASTIM ya da aşırı uyarılan bir ucun karşı ucunu bize işaret eder ve bizi zorla o hale sokar. Bu
BRONŞİT ifadeleriyle YETER ARTIK, NEFES ALAMIYORUM demiş nedenle hastalık ifadesinin engellediği davranış ve yaşayış şeklini farkındalıkla ele
olmaktadır. Eğer çocuk bu durumunu, bu ihtiyacını fark edecek ve ifade edecek almalı ve ondan gönüllü ve bilinçli olarak gerektiğince uzaklaşmalı, yine hastalık
olsaydı hastalık ifadesine gerek kalmayacaktı. Ama çeşitli nedenlerle - ana, babaya ifadesinin bizi zorladığı davranış ve yaşayış şeklini farkındalıkla ele almalı ve onu
duyulan ihtiyaç, onlara duyulan korku ve benzerleri - bu durumun bastırılması ve gönüllü ve bilinçli olarak gerektiğince yaşamımıza katmalıyız. Oysa insanlar, hiç
karanlık alana ötelenmesi, hastalık ifadesini yaratmaktadır. bir şey olmamışçasına, iyileşerek eski ve bildik yaşantılarına kaldıkları yerden
devam etmek isterler ve ona çalışırlar. Oysa bu insanın KENDİSİNE VE
EVRENİN ZEKÂSINA VE BİLGELİĞİNE MEYDAN OKUMASIDIR. Her
hastalık ifadesi, Evrenin Zeka ve Bilgeliğinden ve kendi Kuantum Bilinç Dostlarımız,
Modelimizden aldığı güçle, bizi yeni bir yaşama ve deneyim alanına taşımak
istemektedir. Buna uyumlanmak hastalığın şifalanmasına, buna direnmek ise Belirttiğimiz üzere, karanlık alanın görünürleşmesi olan hastalık ifadelerinin
hastalık ifadesinin ama bugün ama yarın büyümesine yol açacaktır. Kendisini anlatmak istedikleri, ilk anda hasta(!) için anlaşılır ve kabul edilir olmaktan uzak
bedensel bir hastalık ifadesi olarak görünür kılan Ruhsal gerçeklik, eğer olacaktır. Çünkü adı üstünde karanlık alanıyla, yani yadsıdığı, bastırdığı ve
anlaşılmak ve uyumlanılmak şeklinde ele alınmaz da, bastırılmaya ve yadsınmaya farkında olmadığı alanıyla ilgilidirler. Kendisinin olduğunu sandığı şeyle değil,
devam edilirse, ya bugün ya da yarın, ya aynı hastalık ifadeleri üzerinden ya da olamadığı ile ilgilidirler. Her durumda eş, özgürlük isteğinin farkında olmayabilir.
başkaca bir hastalık ifadesiyle ama DAHA YOĞUN - DAHA SERT- DAHA O kendisini, eşine, çocuklarına ve evine adamış ve bundan keyif alan biri
YIKICI bir şekilde kendisini görünür kılacaktır. sanabilir. Bu nedenle size önerimiz, kendi hastalık ifadelerinizle ilgili böylesi bir
direncin baştan farkında olarak, kendinizden ve güvendiğiniz kişilerden yardım
Bu durumda, insanın Ruhsal gerçekliği ile yaşayışı arasındaki uyumsuzluk, almanızdır. Ancak kendi hakkınızdaki farkındalığınızın sınırlı olduğunu ve bunun
zamanla önce kendisini küçük, basit bir işlevsel sorun olarak ortaya koyacaktır. da olası kavrayış süreci ile ilgili olarak direnç yaratacağını peşinen kabul eder ve
Örneğin, aslında özgürlüğü ve bağımsızlığı deney imlemek isterken, baskıcı dikkate alırsanız, hastalık ifadelerini uygun şekilde ele almaya başlayabilirsiniz.
eşinden ayrılamayan biri, önce ayağında önemsiz ve geçici aksamalar Ve bu süreçte güvendiğiniz dostlarınızdan ve / veya uzmanlardan yardım
yaşayacaktır. Derken halen ruhsal gerçekliğine kapalılık devam ettiğinde, çabuk almanızda sizlere kolaylık ve derinlik sağlayacaktır.
iyileşen küçük yaralanmalar ya da kazalar yaşayacaktır. Örneğin, ayağına bir
ağırlık düşecek, incinecek ama kısa sürede iyileşecektir. Ama zamanla ruhunun Sizlerden unutmamanızı istediğimiz şey, bir hastalık ifadesi ile kendinizde ya da
baskısı arttığında, kalıcılaşmaya ve zorlamaya başlayan hastalık ifadeleri bir sevdiğinizde karşılaştığınızda;
oluşmaya başlayacaktır. Örneğin, ayaklarında kan basıncı ile ilgili şişlikler ve
buna bağlı yürüme zorluğu oluşacaktır. Halen ruhun çağrısına kulak verilmediği 1 - BU BİR LANET YA DA CEZA DEĞİL.
takdirde, iyileşmesi çok zor ya da olanaksız hastalık ifadeleri görünürleşecektir.
Örneğin, ayak da kangren olacak ve belki de ayağın kesilmesi gerekecektir. Ya da
bir felç yaşanacak ve yürüme yeteneği tamamen ya da önemli ölçüde yitirilecektir. 2 - TAM TERSİNE SİZ BÜYÜMEYE VE BÜTÜNLEŞMEYE DOĞRU BİR
Bu sürecin zirvesi hastalık ifadesi ya da kaza ya da şiddete maruz kalarak ölümdür YOLCULUK İÇİN BİR FIRSATA SAHİPSİNİZ.
ki, Ruhsal olan artık bu bedensel ifadeden özgürleşmek istemektedir.
3 - GEREKEN TEK ŞEY BÜYÜMEK VE BÜTÜNLEŞMEK İÇİN SAMİMİ VE
İşte bu noktada gündeme kalıtsal hastalık ifadeleri ile doğuştan getirilen DÜRÜST BİR İSTEK.
rahatsızlık ve engeller
( özürlülük, organ eksikliği ve benzerleri ) gelir. Çünkü ölümle sonlanan fiziksel 4 - SİZ SAMİMİ VE DÜRÜST OLARAK BÜYÜMEK VE BÜTÜNLEŞMEK
ifadedir. Bilinç ve Ruhsal olan ise, bir sonraki enkarnasyona taşınacağından, ÜZERE, EVRENSEL ZEKÂ VE BİLGELİĞE TESLİM OLDUĞUNUZDA,
çember tamamlanmış olur. Ancak unutulmamalıdır ki, yukarıdaki açılım genel bir
açılım olup, bire bir bu şekilde yaşanması gerekli değildir. Bu açılımdan SİZE SİZDEN VE SİZE EVRENSEL VE RUHSAL OLANDAN ŞİFA
muradımız, size hastalık ifadelerinin ele alınışı ile ilgili bir çerçeve çizmektir. AKACAKTIR. Fiziki ifadeleri her ne olursa, olsun.
Hadiselerin birçok boyut ve düzlemleri olduğunu, bir kez daha hatırlatmak isteriz.
FARKINDALIK VE ŞİFA DOLU GÜNLER, SİZLERİN OLA...

Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla .


" Dostlarımız,
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) Hepinize merhabalar, selamlar ve sevgiler. Uzunca bir tatilin sonuna geldiniz.
Dileriz dinlendirici, onarıcı ve yapıcı bir tatil geçirdiniz. Aslında bu tatiller de bir
anlamda, günlük koşturma ve ritüellerin dışına çıkarak, kendinizi dinleyebilmeniz
için birer fırsat aynı zamanda. Bir tür hastalık ifadesi gibi sizi alışılagelen
2/51 – 10.01.2006 temponun dışına çıkarıp, bu tempoyu ve kendinizi dinlemenizi olası kılan zaman
aralıkları. Umarız bu düzlemde de değerlendirme olanağınız oldu, tatilinizi.

Aslında, hepiniz her türlü gündelik gereklilikler ve koşturmalar içinde, kendinize


hiç değilse ayda bir ya da iki gün ayırsanız, bu günlerde kendinizle baş başa
kalsanız, sakin, dingin ve sessiz bir mekânda ve kendinizi dinleyerek bu zamanı
değerlendirseniz, hay huy içinde duyamadığınız, işitemediğiniz, göremediğiniz
neler duyacak, işitecek ve göreceksiniz kim bilir? Keşke bunu yapsanız ve
gelenekselleştirseniz. Bir,iki günlük içe dönüş, sessizlik ve dinginlik, ne kadar iyi
gelecek sizlere ve de İÇSEL OLARAK NE KADAR GÜÇ KATACAK,
inanamazsınız. Acaba, bu nedenle mi zaten yapmamaktasınız, onu da kim bilir?

Neyse, sözü uzatmadan bu günkü seslenişimizin konusuna odaklanalım. Daha


önceki bir seslenişimizde, biliyorsunuz,

1 - Bebek ve çocukların hastalanmaları,

2 - Ruhsal kişiliklerin hastalanmaları,

3 - Yaşam kapasitesini yok eden(!) hastalıklar,

4 - Kaza ve şiddete maruz(!) kalma,

5 - Salgın ve bulaşıcı hastalıklar,

6 - Hayvan ve bitki hastalıkları

7 - Kalıtsal, Genetik hastalıkları da ifade edeceğiz. Bilesiniz lütfen.

Demiştik. Hastalıkların Ne’likleri ve de dinamikleri ile ilgili genel çerçeveyi


tamamladığımızdan ve artık bazı önemli işlevler ve hastalıklarla ilgili somut
açılımlar sunacağımızdan, buna başlamadan önce yukarıdaki maddelere değinmek A - Öncelikle bebek ve çocuk hastalıkları, O Varlığın önceki ilgili
istiyoruz. bedenlenmelerinde eksik kalan, tamamlanmamış ve bebek ya da çocuğun bu
bedenlenmeye taşıdığı hayat amacı ya da amaçlarıyla bağlı olarak
Dostlarımız, gerçekleşmektedir. Biz onu nasıl ele alırsak alalım, her bebek ya da çocuk aslında
aynen yetişkinler gibi hatta belki de birçok yetişkinden de daha ileri bilinçler olup,
Aslında her şeyin Holografik bir yapı içinde görünür olduğu ve gerçekleştiği hastalık ifadesi ile ilgili deneyimleri o da kendi hücresel belleğine de enerjetik ve
Evreninizde ve Dünyanızda, birer Hologram esaslı Biyo-Plazmatik-Bilgiyasar olan bilinç boyut ve düzeylerine de kayıtlamaktadır. Bu nedenle bir bebeğin ya da
Beyinlerinizde tüm bu bilgiler, bilişler mevcut. Bizler sadece, hologram kaydının çocuğun yaşadığı hastalık ifadeleri de, yetişkinlerinkinden farklı değildir.
görünür kılınması için tekrar bir ışın gönderilmesi gerektiği gibi, sizlere
sunduğumuz bu seslenişlerle sizdeki saklı hazineyi ve bilgeliği tetiklemenize B - Ama özellikle bebek ve çocuk hastalıkları, O Varlığın gelecek
vesile olmak istiyoruz. O nedenle amacımız, ucu bucağı olmayan Bilgi bedenlenmelerinin önünün açılması daha doğrusu Şifalandırılması ile de ilgilidir.
Okyanusunda boğulmadan ve sizlerin de boğulmanıza vesile olmadan, daha önce Özellikle de bir önceki ana bedenlenme ile bir sonraki ana bedenlenme arasında,
de belirttiğimiz gibi artık asıl olanın Bilgi değil, Bilgelik ve de bu bilgelikle "ara bedenlenmelerde" bebek ya da çocuk hastalığı ifadesi ölüm ile
hizmet ve icraat olduğunu unutmadan ve unutturmadan, az ve öz yaklaşımlar sonuçlandığında, bir sonraki yani gelecekteki ifade ile ilgili ciddi bir ŞİFA VE
sunuyoruz. Arzu eden dostlarımız kendilerinde ve yansımalarında bu yaklaşımları GÜÇLENME gerçekleştirilmektedir ki, bunu anlamanızın iyice zor olduğunu da
derinleştirecek materyallere ulaşabilirler. Ancak tekrar hatırlatalım, önemli olan bu anlamaktayız. Ancak belli bir "zaman ve mekânda" belli bir hastalık ifadesinin
bilgileri Bilgeliğe, bu bilgeliği de Hizmet ve İcraata dönüştürmektir. Bugün tek, deney imlenmesi ve bunun küçük yaşta ölümle sonuçlanması, bir sonraki zaman
tek hepinizin esenliği Hizmet ve İcraattan geçmekte. Ve de elbette hizmet etmek ve mekân için Şifa ve Güçle sonuçlanabilmektedir. Bunlar, hep belli bir Plan
üzere yöneleceğiniz kardeşlerinizin esenlikleri de. dâhilinde gerçekleşmekte ve olanaklı olmaktadır.

Bu hatırlatmadan sonra, tek, tek maddeleri ele alalım, isterseniz. C - Bebek ya da çocuk açısından ilk iki madde gerçekleşirken de, özellikle de
birinci derece akrabalar bakımından da ya da çocuğu gözetmekle, bakmakla
1 - Bebek ve Çocuk Hastalık İfadeleri; yükümlü ve sorumlu kişiler açısından da, özellikle de Bebek ve Çocuk hastalıkları,
O Varlıkların kendilerini, yaşamlarını, tercihlerini, değerlerini, düşünce ve
Sizler için bebeklerin ve çocukların Saflığı, Temizliği, Güzelliği ve İyiyi temsil inançlarını sorgulamaları ve de böylelikle Ruhsal Tekâmülleri için ciddi fırsatlar
ettiklerini ve aynı anda da sizleri ve yarattıklarınızı yarınlara taşıyacak olmaları ve olanaklar sunmaktadır. Ve bir yanıyla da her iki maddede yer alan ve bebek ya
nedeniyle de üzerlerine titrediğiniz biliyoruz. O nedenle dünyanızda olumsuz ve da çocukla ilgili olan olanaklar bir yandan da yetişkinlerinde bu hastalık süreci ve
kötü bilinen şeylerin, örnekse hastalıkların özellikle de bebeklere ve çocuklara sonucundan elde edecekleriyle de ilişkili ve bağlıdır. Özellikle de gelecekteki
yakıştırılamaması ve de kalplerin bu duruma isyanı anlaşılır bir olgu. Ancak ifadelerin Şifası ve Büyümesi açısından, bebek ya da çocuk hastalığının ilgili
hakikaten bir yandan "bu bedenlenmelerinde" henüz zihinsel yapıları aktive yetişkinler üzerindeki etki ve sonuçları da çok önemlidir. Böylelikle hastalık
olmadığı için bir yandan boş bir kâğıt sayfası kadar ve gibi temiz ve saf olan ifadesi ve hatta bu hastalık ifadesi sonucu ölüm kaydı ile gelen Varlık, bir yandan
bebekler ve çocuklar, unutmayınız ki bir Sürekliliğin bu halkasını deney imlemek da çevresindeki yetişkinlerin değişim, dönüşüm ve olası büyümeleri için bir
ve ifade etmek üzere bedenlenmiş Bilinçlerdir. Bir önceki bedensel ifadelerini ve Düzlem sunmaktadır.
bedene ait olan ne varsa hepsini terk etmiş ancak Enerji ve Bilinç sürekliliği
içinde, önceki deneyimlerinden edindiklerini muhafaza ederek ve ektiklerini
biçmek, işlerine yani Büyümeye ve Öğrenmeye devam etmek üzere, bir plan
dâhilinde tekrar bedenlenmişlerdir. Bu nedenle kabaca bebek ve çocuk
hastalıklarını üç ana dinamik içinde ele alabiliriz;
7 - Kalıtsal, Genetik Hastalıklar; tekâmülü ve gelişmesi, büyümesi esas olarak bir arada ve topluluk halinde yaşayışı
da gerektirdiğinden, bu topluluk hali İnsanın bireyselliğinin ifadesi ve aynasıdır.
Sizler hemen, hemen tüm bedenlenmelerinizde, belli bir Ruh Ailesi ve Grubu Yani topluluk halindeki yaşayış, insanın ortalama bilincinin şaşmaz bir
olarak, belli bir ilişki içerisinde Hayat bulanlarsınız. Sizler için belli bir değeri, yaratımıdır. İşte salgın ve Bulaşıcı hastalıklar bu düzlemde;
önemi, yakınlığı olan Varlıklarla, her bedenlenmenizde de benzer yoğunlukta
ilişki içerisinde olmaktasınız. Bu nedenle aslında belli Plan dâhilinde hep, bir A - Yerel, bölgesel, ülkesel, kıtasal hatta dünyasal ölçeklerde yaşanmak suretiyle,
saatin tıkır tıkır işleyen mekanizması gibi, birbirini tamamlayan bir Bütün İnsana ve İnsanlığa birbiriyle ilişkisini ve kader ortaklığını ifade etmektedir.
oluşturarak beden almaktasınız. Değişik kılıklar ve rollerle, birbirinizi hayat İnsanları, bir diğeri ile ilişkisi içinde hastalığı ele almak zorunda bırakarak, birlikte
yolunda "desteklemekte" ya da "kösteklemektesinizdir". Bu nedenle de Grup ve topluluk halinde önlemler almaya, dayanışmaya, paylaşıma zorunlu
olarak üretilen bazı deneyimlerin, birlikte ele alınması yani öğrenilmesi, kılmaktadır. İnsana gerçek anlamda kaderinin bir diğeri ile ilişkisine ve
tüketilmesi ve aşılması için yaratılan ve de Genetik olarak kuşaktan kuşağa birlikteliğine bağlı olduğunu göstermektedir.
aktarılan olgular vardır. Bunlardan biri de kalıtsal ya da genetik hastalık
ifadeleridir. Bu durumda sizin bakışınızla "tesadüfen" o ana babanın ya da B - Kendinden(!) olmayanla bir araya gelmeye, kendisi kadar onun da
sülalenin çocuğu olduğu için, o genetik hastalığa yakalanan çocuk, belki de geriye gereksinimlerini ve gerçeklerini görmeye ve kabullenmeye sevk etmektedir.
doğru yaşanan ifadeler sırasında, o hastalık ifadesinin tohumunu ekenlerin içinde Böylelikle yalıtık(!) olan alan ve kişilerin, bilinçli olarak bağlarını kurmaya ve
en önlerde yer almaktadır. Bu bireysel sorumluluk kadar o grubun bir üyesi olarak birliktelik oluşturmaya çalışmaktadır.
o ifadenin aşılması ile de ilgili genel sorumluluk da, Varlığın o genetik mirası
üstlenmesine yol açabilir. İster bireysel ister genel sorumluluk olsun, O Varlığın C - Tek tek insanlara kendilerinin gerçeğini ele almaları için ayna olduğu gibi,
bu genetik mirası kabullenerek beden alması hem kendisi hem de grup için o birlikte yaratımlarını da sorgulatacak bir ayna sunmaktadır. Her salgın ya da
ifadeyi ve o ifadeye yol açan dinamikleri Aşmak olanağını sunduğu gibi, bu bulaşıcı hastalık aslında, insanlardaki ortak zayıflıklar ve eksikliklere dikkat
genetik mirası deney imlemek yoluyla varlığa ve gruba da Ruhsal Büyüme çekmektedir ki, böylelikle ortak projeksiyonlarla oluşturulan ortak yaratımları da
yolunda bir düzlem de sunmaktadır. Bu nedenle kalıtsal ya da genetik hastalık dikkat odağına taşımakla, İnsana ve İnsanlığa bu zayıflık ve eksiklikleri ele alma
ifadeleri açısından da GEÇMİŞ İFADELERİN KARANLIK ALANLARININ ve aşma çağrısı yapmaktadır. Ki bu da temelinde parçalı, ayrılıkçı, ikili ve
HÜCRESEL AKTARIMLARI ROL oynadığından, bir haksızlık ya da adaletsizlik kutbiyetli bakış açısından başkaca bir şey değildir. Bu bakışın üretim ve
söz konusu değildir. Evrensel açıdan hayat, ne tek ne de iki devrelik ve de ne tek yaratımlarını kâğıttan kaplanlar gibi yerle bir eden salgın ve bulaşıcı hastalıklar,
ne iki kalelik bir futbol maçı olmadığından, doğru bir hat üzerinde ve doksan aslında Varlığın yüksek ifadelerinin belli bir Plan dâhilinde İnsana sunduğu dikkat
dakika ile sınırlı değildir. Ancak bunu anlayabilmek ve kavrayabilmek, çağrılarıdır.
yaklaşımlarınızın da bu sınırlılıktan kurtularak, sınırsız bir hal almasına bağlıdır.
Dostlarımız,
5 - Salgın ve Bulaşıcı Hastalıklar;
Bu seslenişimizde ele aldığımız, bebek ve çocuk hastalıkları, kalıtsal ve genetik
Sizler kendinizi bir diğer insandan ayrı ve farklı gibi algılasanız da, aslında hastalıklar ile salgın ve bulaşıcı hastalıklar arasındaki paralellikleri gördüğünüzü
hepiniz bir Bütünün ifadeleri olarak, bireysel ve farklı da olsanız, ayrı ve yabancı umuyoruz. Bu nedenle bu seslenişimizde bu üç maddeyle yetinmek ve diğer
değilsiniz. Her birinizin Varlığı bir diğeriyle ilişki ve etkileşim içinde olduğu gibi, maddeleri de bir başka seslenişimizde ele almak istiyoruz.
aslında Var oluşunuz bile birbirinizin Varlığına bağlıdır. Ancak dualite ve kutbiyet
temelli algılar insanın bunları bilmesini ve uygun bir yaşam geliştirmesini
engeller. Oysa insanlık, kederde ve tasada ve de sevinçte ve neşede birbirine bağlı, Bu vesileyle dostlarımız,
aynı gemide yol alan bir Tek Organizmadır. Ve de İnsanın Ruhsal açıdan
Ocak 2006 da, eğer sizleri zorlayan ve günlük alışkanlıklarınızı kesintilere uğratan “ Dostlarımız,
ya da dönüştüren bazı hallerle karşılaşırsanız, örnekse az uyurken çok uyuma
eğilimi, çok uyurken az uyuma eğilimi, az yerken çok yemek, çok yerken az Bizler biliyorsunuz günlük ya da uzun erimli politikayla ya da güncel gelişmelerle
yemek, çabuk yorulmak, hiç yorulmamak, baş ağrıları, eklem ağrıları, kemik aslında ilgili değiliz. Aynı zamanda da sizlere çok ama çok önemli olmadıkça,
ağrıları ve diğerleri - unutmayın her olgu çok düzlemli ve çok boyutludur - lütfen öneri/uyarı/dikkat seslenişinde bulunmuyoruz. Bunu bir kez yaptık ve sizleri 24-
panik yapmayın, telaşlanmayın ve bu eğilimlerinize uyum gösterin. Ciddi sonuçlar 25 Haziran 2005 tarihleri ile ilgili olarak uyardık, dikkat çektik ve öneriler verdik.
yaratmadıkça bunlara uyumlanın. Çünkü daha önce de seslenmiştik, yeni bir Yine de sizlere kolay, kolay böylesi seslenişlerde bulunacak ve de hele, hele de
Düzlemdesiniz ve bu yeni düzleme uyumlanmaktasınız; Bilinç, Enerji, Hücre güncel ve uzun erimli politik, sosyal ve iktisadi olaylarla ilgili değiniler sunacak
düzey ve düzlemlerinde bir dizi karmaşık işlemler gerçekleşmekte. Sorun edilecek değiliz. Ayrıca da unutulmasın, demiştik ki bizlerin sizleri KORKUYA -
ve endişelenilecek bir şey yok. İhtiyaç hissederseniz elbette ki Tıbbi ya da benzeri ENDİŞEYE - TELAŞA sevk edecek yaklaşımlarla ve açılımlarla ilgimiz olmaz,
yardımlar alınız. Ama unutmayınız ki, Şubatla birlikte rahatlayacaksınız. Yani olamaz.
şunun şurasında 2, 3 gün sonra(!).
Ancak tüm bunları göz önüne alarak, daha önceki bazı yazılarımızda verdiğimiz
Hepinizi TAKDİRLE - BEĞENİYLE - İMRENEREK - SEVGİYLE - 2006 yılı ile ilgili genel bir yaklaşımdan da hareketle, sizlerin dikkatinizi
SAYGIYLA - HER AN YARDIMINIZA KOŞACAK ŞEKİLDE izliyoruz. 02.02.2006 ya çekmek istiyoruz. Daha önceki 24–25 Haziran 2005 seslenişimiz,
Yarınlarda Müjdeleri kendinden kendine vereceklerden olacaksınız, İnşallah. Ki "yukarısı -evrensel düzlemli" bir dikkat çekişti. Oysa 02.02.2006 tarihli dikkat
biz böyle olduğunu bilenlerdeniz. çekişimiz ise "aşağısı - dünyasal düzlemli" bir dikkat çekiş olacaktır.

Dostlarımız Dünyanız Bütünün bir parçası olarak, Bütün tarafından belirlenmiş ve


Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. nitelenmiştir. Bir parça olarak Dünyanız, Bütünün içinde anlam ve varlık
bulmaktadır. Ancak henüz Kuantum Altı Fiziğinizin, Holografik
Modellemelerinizin ve Hücresel Analizlerinizin tam ve yeterli olarak
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - anlayamadığı üzere, parçada Bütün üzerinde -Bütün adına ve Bütünün onayıyla-
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) esaslı etkilerde bulunabilmektedir. Diğer bir deyişle, zaman ve mekân düzlemleri,
içinden çıka geldiği zamansızlık ve mekânsızlık düzlemlerini
"etkileyebilmektedir". Bu nedenle özellikle de Çekirdek Alfa Oluşumu niteliğiyle
2/52 – 14.01.2006
Dünyanız, Bütünlük ve O 'nun yeni ifadeleri üzerinde çok önemli etkilere
sahiptir. Bu yüzden de Dünyanızda yaşananlar bizler açısından da büyük önem
taşımakta ve yakından izlenmektedir. Elbette bizler hadiseleri sizler gibi, üç
boyutlu bir algıyla değil, Çok Boyutlu Farkındalıkla ele alıyor ve Çok Katmanlı
Yapısı içinde değerlendiriyoruz. İşte özellikle de, Çekirdek Alfa Oluşumu olan
Dünyanızın çekirdeği diyebileceğimiz Anadolu Genetik Bütünlüğü ile onun yakın
coğrafyasındaki hadiseler de özellikle ilgi alanımızdadır. Sizler anlayamasanız ve
sınırlı değerlendirseniz de, ülkeniz ve Ortadoğu, Dünya Sahnesi için çok önemli
bir düzlemdir. Her iki Dünya Savaşı ile önemli Bölgesel ve Yerel Savaşların
nerelerde yaşandığını, Dinlerin nerelerde doğup, geliştiğini, Petrolün ve suyun,
evet suyun kaynaklarının ve rezervlerinin nerelerde olduğunu, Medeniyetin
nerelerde biçimlendiğini ve benzerlerini bir düşünecek olursanız, bizleri biraz daha
iyi anlarsınız. Ama yine bir de, Piramitlerin ağırlıklı olarak nerelerde olduğunu, benzeri duygu ve düşünce üretiminden kendinizi alıkoyarak, dar politik ve
UFO gözlemlerinin en çok nerelerde yapıldığını, birçok Ruhsal Tebligatın nereyi ideolojik yaklaşımlarla davranmaksızın, görünenin ardındaki GÖRÜNMEYEN(!)
vazife dar ülke ve coğrafya olarak işaret ettiğini de göz önüne alırsanız, muradımız gerçekliğe odaklanmanızı ve her durumda KENDİNİZE - ÇEVRENİZE
daha da belirginleşir. SAKİNLİK - DİNGİNLİK – GÜVEN - İMAN temelli düşünce ve duygular
vermenizi rica ediyoruz.
Öncelikle 02.02.2006 ya bir işaret edelim. 02.02.2006; 2.2.2 – 6; 2+2+2= 6; 6 – 6;
66; 6+6= 12 Hatta ve hatta Ortadoğu da yaşanan savaş, yeni bir ya da iki Ortadoğu ülkesine
sıçrar ve ülkenizde bir şekilde daha sıcak taraf olmak zorunda kalırsa da, sizler
Dostlarımız, görünen ve yaşanan drama değil, yükselmekte olan Yeni Çağ Bilinciyle oluşmakta
olan Birliğe odaklanın ve ona GÜÇ ve BİLİNÇ katın.
2 Rakamının işaret ettiği Evrensel Enerji hem işbirliği ve dengeyi ama hem de
ikilik ve karşıtlığı ima eder. Aynı şekilde, 6 Rakamının işaret ettiği Evrensel Dostlarımız,
Enerjide hem ruhsal kabul ve vizyonu ama hem de dünyasal hırsı ve rekabeti ima
eder. Ki 66 rakamının da Evrensel olarak karşılık geldiği Bütünlük, Dünyanız Bir de ülkenizde ya da yakın coğrafyanızda yaşanabilecek doğal bazı olayları ve
üzerinde Emperyal - Meta temelli emelleri olan bir Uygarlığa karşılık gelmektedir. onların sonuçlarını da, kendinizin ve çevrenizdeki insanların Güçlerini tüketecek,
Ama aynı anda 12 rakamı Evrensel Döngüye, Evrensel Organizasyona ve umutlarını ve inançlarını kıracak tarzda değil, Gerçek ve Ebedi olanın yani
Dünyanızla ilgili Rahmet ve Arınmaya karşılık gelmektedir. Dayanışma – Paylaşım - Sevginin Şahlanacağı bir Düzlem ve olanak olarak ele
alın. Unutmayın her hadise Çok Boyutlu, Çok Düzlemli, Çok Dinamiklidir. Ve her
Uzatmadan ve kafanızı karıştırmadan dostlarımız, 2006 yılının ikilik anlayışı ile hadisenin İnsanın ve Dünyanızın hayrına gelişmesi ve sonuçlanması(!) için
BİRLİK anlayışlarının belirginleşeceği ve hem ikilik anlayışının kendi içinde hem Evrensel Güçler hizmette ve vazifededirler. İşte siz Dostlarımızın da, UYANIK -
de ikilikle BİRLİK arasında çatışmaların derinleşeceğini ve daha doğrusu aslında SAĞLAM – DENGEL İ- GÜVENLİ- İMANLI duruşlarıyla ve Dünya Dramında
ikilik ile BİRLİĞİN arasındaki mesafenin artacağını ve adeta bir dünyada iki savrulmadan ardındaki Hakikatlerden hareketle Dünya İnsanına Işık olmaya
dünyanın şekilleneceğini ifade etmiştik. İşte bu bağlamda ülkeniz ve Ortadoğu devam ederek bizlere yardımcı olmanızı rica ediyoruz.
coğrafyası çok büyük bir önem taşımaktadır. Özellikle de 02.02.2006 günü ve
Dediğimiz gibi, amacımız ve muradımız olumsuz bir tablo çizmek ya da kötü
bugünden itibaren, ülkenizin ve Orta doğunun; olayların haberciliğini yapmak değil. Olası bazı gelişmelerle ilgili sizleri uyanık,
dikkatli olmaya ve her durumda DENGEDE VE MERKEZİNİZDE kalmaya davet
Siyasi Dengeleri ve İstikrarı ediyoruz o kadar. Ki umarız, bizlerin ve de sizlerin Bilinci ve tutumuyla
02.02.2006 da umulmadık güzellikler tohumlanır. İşte bu nedenle sizlerden
İktisadi Dengeleri ve İstikrarı ricamız,

Sosyal Dengeleri ve İstikrarı ile ilgili 02.02.2006 da AKLINIZA - KALBİNİZE - ODAĞINIZA SEVGİ, SAYGI,
İŞBİRLİĞİ, DAYANIŞMA, BİRLİK, BERABERLİK, AŞK VE İMANI koyun. O
gün mümkün kılarak sabah erken saatlerde 12 DAKİKA SEVGİ VE SAYGI
"olumsuz" gelişmeler, hadiseler ve dinamikler baş gösterdiği takdirde, Sizlerden üzerine "meditasyon" yapın, "şarkı" dinleyin, "yazı" okuyun ve benzeri bir tutum
ricamız, zaten bu alanlarda denge ve istikrar mı var diyerek bizlerle ve kendinizle içinde olun. Sonra da gün boyu ne olur, hep SEVGİ, SAYGI, SUKUNET,
gereksiz ve yararsız tartışmaya girmeden, hadiselerin ve dinamiklerin oluşturduğu DENGE, İŞBİRLİĞİ içinde olun. Düşünce ve duygularınıza hâkim olun.
ve oluşturacağı olumsuz gelişmelere odaklanmadan, panik, endişe, korku ve
Yaptığınız her işe, her konuşmanıza, her buluşmanıza, her dokunmanıza ve " Dostlarımız,
benzerlerine SEVGİ - SAYGI - DİNGİNLİK katın.
Merhabalar. Hepinizi aşkla ve sevgiyle kucaklıyoruz. Bizler maddi formlar içinde
Dostlarımız, olmadığımızdan, kuantlar ve kuarklar düzeyinde. Bu sizin, ellerinizle kendinizi
sarmanıza benzer. Bu vesileyle belirtelim, daha önce de gerçi dillendirmiştik ama
02.02.2006 ve sonrası olası gelişmeler daha çok "aşağısı ve dünyasal düzlemli fiziksel bedenleriniz çok kıymetlidir. Ama üzülerek söyleyelim, fiziksel
"olduğundan, işin çoğu sizlere düşüyor. Ne olur, kendinizi, birbirinizi, bedenlerinizin bakımı, isteklerinin karşılanması ve onu hissetmek ve hissedildiğini
Bilinçlerinizi, Kalplerinizi ve Güçlerinizi küçümsemeyin. Seslenişimizi de. ve sevildiğini hissettirmek yönünden oldukça yetersizsiniz. Bedenlerinize dostça
Kuantum Altı Fiziği, atmosferde bir düzlemdeki kelebeğin kanat çırpışının, bir ve sevecence davranmıyorsunuz. Yakın zamanda sizlere DERİ VE DERİ
başka düzlemde fırtınaya yol açabileceğini ortaya koyduğu gibi, aslında kanat HASTALIKLARI İFADELERİNDEN söz ederken bu konuyu yine ele alacağız.
çırpan kelebeğin atom altı düzeyde bir boşluktan oluştuğunu ve bu boşluğunda Ah ne olur dostlarımız,
frekans demetlerinden oluşan girişim desenleri ve modelleri olduğunu ve
matematiksel değerler bütünü olan bu holografik yapının da özünde Bilinçli 1 - Sigara içmeseniz.
olduğunu da ortaya koydu. O nedenle Bilinçlerinizin, düşünce ve duygularınızın
varlık ve güçlerini küçümsemeyin lütfen. 2 - İçki içmeseniz.

BÜTÜNLÜĞÜN MURADI - IŞIĞIN DOĞASI - HERKESİN EN YÜKSEK 3 - Bol su içseniz.


HAYRI FENERİNİZ OLA BU KARANLIK YOLDA.
4 - Az ve nitelikli besinlerle beslenseniz.
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
5 - Az ama derin uyusanız.
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
6 - Yürüyüş, yüzme, jimnastik ve benzeri sporlarla ilgilenseniz.
O' nunla gelenler - O' na gelenler )
2/53- 16.01.2006 7 - Yoga ya da meditasyon yapsanız.

Kısa zamanda fiziksel ve metafiziksel yararlarını öyle çok yaşayacaksınız ki.

Ama biz insanın direncine, asiliğine de aşina olanlarız. Biliriz biz söyleriz, siz
okursunuz ve...

Bundan da şikâyetçi olduğumuzu sanmayın. Bulunduğunuz "zaman ve mekânın"


gerekleri de aslında bunu doğurmaktadır. Ama unutmayın zaman, zaman içinde,
mekân, mekân içinde, Dünyanızda, Evreninizde Yeni Doğumlara gebe. Sizlerde
kendinize biraz hamile - iki canlı - immişçesine özen gösterseniz, doğumunuzu(!)
kolaylaştırmış olursunuz.
Dostlarımız, insanlar gibi hastalık dinamiklerini ve ifadelerini üretmekte ve deney
imlemektedirler. Özellikle de evcil hayvanların hastalıkları bu düzlemdedir.
Bu akşam sizlerle,
B - Hayvanlar özellikle de evcil hayvanlar, insanın enerji alanıyla, hem onu
2 - Ruhsal kişiliklerin hastalanmaları, temizlemek ve yükseltmek hem de İlahi partikülleri ve tesirleri edinebilmek için,
çok yakın bir ilişki içerisinde olduğundan, insanın ve insanların psişik özelliklerini
3 - Yaşam kapasitesini yok eden(!) hastalıklar, adeta emmektedir. Bu durumda hayvanların kendilerine özgü, içgüdüsel - hücresel
yazılımlara dayalı denge ve düzenlerini bozduğundan, kendisini hastalık ifadesi
olarak dışa vurmaktadır. Bu manada aslında evcil hayvanlar, insanların hayrına
4 - Kaza ve şiddete maruz(!) kalma, kendilerini hizmete adamakla bir yandan da hızlı evrim olanağı elde etmektedirler.

6 - Hayvan ve bitki hastalıkları C - Özellikle Sokak hayvanları ile kalabildiği(!) kadarıyla vahşi(!) hayvanların
hastalıkları ise, esas olarak İnsan Bilincindeki dengesizlik ve sapmaların bire bir
ile ilgili yaklaşımlarımızı paylaşmak istiyoruz. yansıması ve aynası olup, insan ırkının hayvanlara ve doğaya karşı ÜSTÜNCÜ -
KİBİRLİ - BENCİL - DESPOTİK - ZALİM VE HAK TANIMAZ tutumlarının
6 - Hayvan ve Bitki Hastalıkları; sonucu ve ifadesidirler. Bu nedenle özellikle bu tutumların ya da bu tutumları
görmezden gelme, bilmezden gelme tutumunun sonucu olarak, Hayvan Grup
Sizlere daha önce hayvanlar ve bitkilerle ilgili genel bir açılım sunmuştuk. Ve Enerjilerinin, uygun enerjetik ve maddi düzlemlere transferi ve doğanın kendini
demiştik ki; arıtması ile bağlı olarak aynı anda EKTİĞİNİ BİÇME yasasının sonucu da olarak
İnsanlığın da ALINYAZISI - kendi kendine yazdığı - olarak, önümüzdeki
" EVCİL HAYVANLAR; Dünya üzerinde yaşayan her İNSANIN mutlaka bir günlerde, hayvanlarda görülen ve insanı da etkileyen salgın hastalıklar artacak ve
HAYVAN TÜRÜ enkarnesi vardır. Bu nedenle her birinizin çekildiğiniz ve çeşitlenecektir.
itildiğiniz hayvanlar olmaktadır. Ayrıca kendinizle ilgili, çoğunlukla yakınlık
duyduğunuz ve kendinizi benzettiğiniz hayvanlar da olasılıkla vardır. Bunun bir
anlamı da şudur ki, yarın bugünkü hayvanlar da İNSANLAR olacaktır. Çünkü her " BİTKİLER VE ÇİÇEKLER DE yarının İNSANLARI olacak. BUGÜNÜN
hayvanlarına emanet olan, YARININ HAYVANLARIDIRLAR. AMA AYNI
formun içinde O olan ve O’na dönmeye çalışan OL ENERJİSİ vardır. ZAMANDA SİZLERE TEKNOLOJİK YARDIMLAR için
MURATLANDIRILMIŞ birer LABORATUVAR-ATÖLYE harikalarıdırlar."
Öyleyse bugünün hayvanları, dünün hayvanlarına O’nun bir EMANETİDİR."
İşte bitki ve çiçek hastalık ifadeleri de aslında hayvanlar için dile
İşte dostlarımız, hayvanlarda tekâmül serüveninde ve evrim skalasında kendi getirdiklerimizden çok da farklı değildir. Özellikle de hem hayvanların hem de
düzlemlerinde bulunan Bilinçlerdir. Ancak henüz İnsan olma hakkı elde bitkilerin, hem doğal ortamlarına hem de kendi doğallıklarına İnsan tarafından
etmediklerinden ve Bilinçleri bireyselleşmediğinden, onlar Takım ya da grup yapılan müdahaleler, İnsana geri dönmektedir ve dönecektir de. Bu İnsanın
halinde var olmakta ve yeryüzünde insanların psişelerinden güçlü bir şekilde Bilincini dengelemesi ve arındırması için, yarattığını deney imleme ve dengeleme
etkilenmektedirler. Bu bağlamda hayvan hastalıklarını üç düzlemde ele alabiliriz; gereğinin bir sonucudur. Yakın zamanlarda, özellikle de insanların çok yaygın
tükettiği mısır, buğday, patates ve benzeri bitkilerden "tuhaf" salgın hastalıklar baş
A - Tekil hayvanlar, kendi bağımsız(!) tekâmül yolculuklarında ne ölçüde göstererek, tarımsal faaliyeti vurduğunda, bu dediklerimizi hatırlayın ve hatırlatın,
bilinçlenirlerse(!) o ölçüde kutbiyet ve ikilik algısı geliştirmekte ve o ölçüde aynen lütfen.
4 - Kaza ve şiddete maruz(!) kalma; yaşamın önem ve değerinin deney imlenmesi için de, bu halin kendisi kazaları ve
şiddeti projekte edebilir.
Dostlarımız, sizlere ilk seslenişimizden beri, sizlerin aslında TANRISAL
VARLIKLAR olduğunuzu, ancak sınırlı ve sonlu olduğunuza inandığınızdan, Her durumda, kaza ya da şiddete(!) maruz kalan varlığın, öncelikle kurban rolüne
bunun farkında olmadığınızı ifade ediyoruz. Ve yine ifade ediyoruz ki, Evrende soyunmaması, başına geleni vakurla ve sabırla karşılaması ve içine dönerek bu
hiçbir şey tesadüfen ya da kazara oluşmaz. Her şeyin ardında, ilgili taraflarınca da olaydaki mesajı almaya çalışması yani HAYRI BİLMESİ, kazanın ya da şiddetin
oluşturulan ya da etkilenen çeşitli dinamikler vardır. İşte sizlerin kaza ya da şiddet amacına ulaşması anlamına gelecektir ki, insanı başka bir kaza ya da belaya karşı
olayları dedikleriniz de bu yasallığın dışında değildir. koruyacak en emin yol da budur.

Bir varlık, kendinde ya da yakın çevresinde kabullenemediği ve bu nedenle Ve fazlaca detayına girmeksizin belirtelim ki, özellikle ağır hırsızlık vakaları,
bastırdığı ve karanlık alanına attığı olgu ve değerlerin baskısı altında yaşamaya tecavüz ve ağır yaralamalar ve de cinayet vakaları, daha önceden ARKETİPLER
çalışırken, bir noktada bu karanlık alanın yoğun ve güçlü tesirleri altında, VE PRENSİPLER düzleminde kararlaştırılmakta ve ENERJETİK BAZI
kendisine ve dışındaki benzerlerine güceniklik, kızgınlık, kırgınlık geliştirmeye DÜZLEMLERDE taraflar anlaşmakta ve ancak ondan sonra Dünyanızda
başlar. Tam olarak anlayamadığı şekilde yaşadığı bu hisler, zamanla asabiyet, sinir sahnelenmektedir. Yine de çok hassas konular olduğundan bu alanlara fazlaca
ve şiddet eğilimine dönüşür. Ancak varlık bunları da bastırarak, karanlık alanına girmeyi doğruda bulmamaktayız.
attığında, ifade edilmeyen ve yüzleş ilmeyen bu nitelikler, kendilerini dışarıdan
içeriye doğru gerçekleştirirler. Varlığın durumu ağırlıklı olarak, güceniklik ve 3 - Yaşam kapasitesini yok eden(!) hastalıklar;
kırgınlığa bağlı asabiyet ve sinir hali ise, bunu kendine yansıtacak küçüklü
büyüklü kazaları kendisine çeker. Unutmayınız ki, her duygunun ve düşüncenin Sizlerin yaşam algısı fiziksel olan ve onun ifadeleri ile sınırlı olduğundan,
bir elektro- manyetik alanı vardır. Ve de bu manyetik alan, kendisini öncelikle şu konuda anlaşalım, sizler yukarıdaki ifade ile Fiziksel ve beyinsel
tamamlayacak, belirginleştirecek ve dengeleyecek bir diğer manyetik alanı çeker. işlevleri yok eden hastalık ifadelerinden söz ediyorsunuz. Örneğin komada ya da
Diğer manyetik alanda, bu benzeri tarafından hem çekilmekte hem de onu bitkisel yaşamda olan bir insan ya da bir yatağa bağımlı felçliden söz ediyorsunuz.
çekmektedir. Varlığın yüzleşmediği ve bastırdığı ve bu nedenle de asabiyet ve Ya da belki de normal bir yaşam süremeyen bir şizofrenden.
sinir hali yarattığı olgulara göre bu kazalar, küçük düşmeler, küçük
yaralanmalardan, trafik kazalarına ve ciddi diğer kazalara kadar çeşitlilik Öncelikle belirtelim ki, beyin ölümü gerçekleşmediği sürece, her hasta Canlı ve
gösterirler. Hayat doludur. Çünkü hayat sadece fiziksel de ifadesini bulan düzlemden ibaret
değildir. Ancak eğer Varlık bedensel hayatiyeti sonlandıracak şekilde tesiri
Eğer varlık ağırlıklı olarak, kızgınlığa bağlı olarak şiddet eğilimi geliştirmiş ve keserse zaten ölüm ancak o zaman meydana gelmektedir. Bununla birlikte yine de
ama bunu bastırmışsa, o zaman kendisinin yarattığı bu manyetik alan, benzerini bazı detayları da paylaşmak isteriz;
yani bir şiddet vakasını kendisine çekerek, bilinmek, tamamlanmak ve
dengelenmek ister. Bu da varlığın kızgınlık sebeplerine ve şiddet eğilimine göre, A - Bitkisel Yaşam - Derin Koma Halleri;
ufak tefek kavgalardan, ciddi ve hatta organize şiddet eylemine maruz(!) kalmaya
dek çeşitlilik gösterebilir. Bu hallerde aslında çoğu zaman varlık bedeni terk etmekte ve yapılan anlaşmalarla
RİM ve Dünya Rabliği bedeni teslim almakta ve bedenin hayatiyeti bunlarca
Burada unutulmaması gereken, her hadisenin çok boyutluluğu ve çok katmanlılığı sağlanmaktadır. Burada amaç artık, hastanın yakınlarının evrim ve tekâmülleri ile
ile sizlerin çok yaşamlılığınızdır. Bu nedenle açılımlarımızın mutlaklaştırılmasını ilgilidir. Burada hasta yakınları kotlanmakta, sınanmakta ve değerlendirilmektedir.
da arzu etmeyiz. Ayrıca, varlığın çeşitli nedenlerle, bedenine, sağlığına ve Hasta yakınları da kendi güç ve potansiyelleri ile ilgili bir düzlem yaşadıkları gibi,
yaşamına ya da diğerlerinin(!) bedenlerine, sağlıklarına ve yaşamlarına değer geçmiş ve gelecekle ilgili çeşitli tasarrufları, bugün gerçekleştirmektedirler. Ve
vermez olduğu, önemsemez ve ilgisiz olduğu zamanlarda da, bedenin, sağlığın ve eğer uzun bir zamanın ardından hasta uyanırsa, hemen, hemen tamamında geri
gelen varlık yeni bir Enerjidir. Bu tür hastalıklar aynı zamanda Tıbbi gelişmelere güçlendirerek ve bununla uyum içinde ve BÜTÜNLÜK ONAYI İLE VE
de olanaklar sağlamaktadırlar. Bu yüzden bize göre bu tür durumlarda, hastanın BÜTÜNLÜK HAYRINA evrensel olana açılmanızı ima ederler. Aksi halde ne
cihaza bağlı olarak yaşatılıp, yaşatılmaması konusunda genel bir yaklaşım söz değerli varlıklar gibi, yanmış beyin devreleri ile yüksek negatif manyetik alanların
konusu olamaz. Her olayda karar hasta yakınlarına aittir ve yargılamak kimseye bayileri ya da şubeleri olarak, "deli doktorlarının" ellerinde bir ömür geçirilir. Bu
düşmez. RİM ve Dünya Rabliğinin tuttuğu kayıtlar ise yargı ile ilgili olmayıp, durumda hastalar, çok güçlü negatif manyetik alanları temsil edebileceklerinden,
KAPTANIN SEYİR DEFTERİ ile ilgilidir. güçlü pozitif manyetik alanların varlığı olmadan, uzun süreli temaslardan
kaçınılmalıdır. Ciddi akıl rahatsızlıkları ile ilgilenen psikiyatrların, zaman içinde
B - FELÇ; yaşadıkları sıkıntıların bir dinamiği de bu durumdur.

Bu hallerde ise, çoğunlukla hasta geçmiş ve / veya gelecek yaşamlarıyla ilgili


dengeleme, tamamlama ve düzenlemeler gerçekleştirirken, bir yandan da hem Dostlarımız,
kendisi hem de çevresi için tekâmül serüveninde bir düzlem oluşturmaktadır.
Özellikle de bazı yüksek varlıkların felçli halleri ile gerçekleştirdikleri etkinlikler Söz uzadı, yüzyıl oldu. O nedenle ruhsal kişiliklerin hastalanmalarını da bir başka
ve yarattıkları ürünler, insanlar ve insanlık için güç ve isteklendirme kaynağı seslenişimize bırakalım. Ve de bir hatırlatma yapalım. Bu seslenişlerle amacımız,
örnekler oluşturmuşlardır. Diğer hallerde ise birçok hasta yakını SABIR - dikkatinizi hastalıklara odaklamak değil. Tam tersi, sizlere hastalıkların metafizik
DAYANIKLILIK – YARDIMLAŞMA - ŞEFKAT nitelikleri açısından İnsanın kökenleriyle ilgili genel bir çerçeve sunarak, asıl doğanız olan ŞİFAYA ve onun
potansiyellerini ve gücünü ortaya koymuşlardır. Her durumda felçli insanlar, doğal nedeni ve sonucu olan YENİÇAĞ BİLİNCİNE - KUANTUM BİLİNÇ
maddesel düzlemde bir insanın bedensel işlevlerinin değerine ve kıymetine ve MODELİNE - DAİRESEL VE AKAŞİK FARKINDALIĞA vurgu yapmak ve
bunların önemsenmesine ve yaşanmasına her an çağrıda bulunan deniz fenerleri dikkatlerinizi ŞİFAYA YANİ BÜTÜNE odaklamak. Daha önce de dediğimiz gibi,
gibidirler. Ve hele de hem bu hasta yakınlarına gereksindikleri bakımı sağlayan SAĞLIK BÜTÜN OLMAKTIR. ŞİFA BÜTÜNE TESLİM OLMAKTIR.
ama hem de kendi maddi bütünlüklerini gereği gibi yaşabilen insanlar, kısacık bir FARKINDALIK BÜTÜNÜN BAKIŞ AÇISIDIR. Şifalı ve farkındalıklı günler
zamanda büyük gelişmeler sağlayabilmektedirler. sizlerin ola.

C - Şizofreni ve benzeri akıl hastalıkları; Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.

Bilirsiniz velilik ile delilik ince bir çizgi ile ayrılır, denir. Bu gerçektende böyledir.
Genellikle ciddi akıl hastalarının birçoğu, çok yüksek boyutlara giriş yapmış ancak 0 N L A R ( O' ndan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
o boyut enerjileri ve gerçekliğini özümseyemediğinden ve dengeleyemediğinden,
ne yer de ne de gökte barınamamış kişilerdir. Bu kişilerin beyinleri dünyasal
O' nunla gelenler - O' na gelenler )
anlamda devreden çıktığı gibi, evrensel anlamda da devrede olmadığından adeta
arâfta kalmış gibidirler. Bu kişilerin dünyasal mantık devreleri devre dışı 2/54 – 17.01.2006
olduğundan, yüksek boyut deneyimlerini anlamlandıramamakta ve
dengeleyememektedirler. Aynı şekilde evrensel mantık devrelerini de
kullanamadıklarından, evrensel olanla da uyum sağlayamamaktadırlar. Bu kişiler
çoğunlukla, bir ayakları yer de bir ayakları gökte ama yerde göğü, gökte yeri
ifadeye ve deneyimle meye kalkışan, genellikle de negatif yüksek varlıkların tesir
alanlarına "hapsolan", bu nedenle de dünyasal olarak kendileri ya da çevreleri için
zararlı olabilecek kişilerdir. Bu tür ciddi akıl hastalıkları, hepinize dünyada
yaşayan mantıklı insanlar olarak, beyin devrelerinizi ve mantık sisteminizi
" Dostlarımız, 1 - BUDALAR - AYDINLANMIŞLAR-

İsterdik ki, hepinizle bire bir ve bir arada bulaşalım, sizlere gerçek doğanızı 2 - BUDA YOLUNDA OLANLAR - BUDALAŞMAKTA OLANLAR -
yansıtan aynalar olalım. Neden derseniz? O zaman Ruhsal Kişiliklerin
Hastalanması konusunu sizler bizlere açıklardınız. Ve o zaman Hakikatte her şeyin 3 - DÜNYA İNSANLARI
ve herkesin RUHSAL olduğunu birlikte ve TEKLİKTE anlardık.
Dostlarımız,
Ancak şimdilik yine seslenişimizle ve onun olanaklı kıldığı başkaca bazı araçlarla
aynalık yapalım ve konuya girelim. Buda olmuş olanlar yani aydınlanmışlar, daha önceki yaşamlarında EVRENSEL
HAKİKATE ERMİŞ - KENDİSİYLE BÜTÜNLEŞMİŞ - RUHSAL GÜCÜNÜ
Öncelikle şunu vurgulamak isteriz ki, İnsan denilen Varlığın iki temel niteliği KUŞANMIŞ - BÜTÜNLE BÜTÜNLEŞMİŞ VARLIKLARDIR. Bunlar daha
vardır; RUH VE MADDE. Varlık, bünyesinde Ruhi tesirler içeren madde ile sonraları kendi istekleri ve Bütünlük onayıyla örneğin Dünyanızda beden alarak,
maddeyi tesiri altına almış olan Ruhun BİLEŞKESİDİR. Bir de buna Ruh ile İnsana hizmeti vazife bilirler. Budalar dünyanızda iki türlü bedenledirler;
Maddenin etkileşiminden hâsıl olan AKILI ekleyecek olursak, Varlığı AKIL-
MADDE- RUH BİLEŞKESİ olarak niteleyebiliriz. Bu nedenle İnsan için her ne A - Açık Bilinç olarak; Bunlar NE OLDUKLARINI VE NE YAPMALARI
kadar bedenli Ruh, maddesel deneyim içindeki Ruh denmekteyse de, bu İnsanı GEREKTİĞİNİ BİLEN, EVRENSEL VE KOZMİK GÜÇLERİNİ KULLANAN
açıklamakta yetersiz kalır. İnsan Varlığı, gerçekten de hem Ruhsal olanın Kudreti Varlıklardır. Ki böyleleri genellikle öğretmenler, üstatlar, şifacılar ve benzerleri
ile kuşanmıştır ama hem de maddesel olanın yoğunluğu ve sınırlılığı ile de olarak çalışırlar ve bazen de kimi "mucizelerle de" insanları şoklarlar. Bu tür
kayıtlanmıştır. İşte bir yandan da murat, İnsanın AKIL ile maddeyi aşarak Ruhsal insanların aslında "hastalık ifadeleri" üretmeleri söz konusu değildir. Ancak bunlar
Kudretlerini maddeye bağlı iken kullanması ama bunu maddenin gereklerini ve dünya planının icaplarını ve yasallıklarını zorlamamak ve de belli bazı hastalık
gerçeğini gözeterek yani maddeyi de tekâmül ettirerek gerçekleştirmesidir. ifadelerini mutasyona uğratmak ve de belli manyetik alanları arındırmak için
Böylelikle aslında ikisi bir gerçeğin iki yüzü olan Ruh ile Madde öyle bir çeşitli hastalıkları yaşayabilir ve hatta OSHO gibi, "zehirlenebilirler" de. Bu
Bütünleşecektir ki, maddenin yüksek Enerjik ortamlarda Ruhun Kudreti ile kişilerin "görünürde" yaşadıklarını üstünüze almamanız hayrınızadır. Onların
kuşanmış olarak Varlığı olanaklı olacak, Ruhta maddenin kendisine eşlik süreçlerini aşağıdan bir algılamayla anlamanız olası değildir.
edebilmesi sayesinde, onun kendisine sunduğu kendini BİLME - EYLEME-
YARATMA yeteneklerini ve kudretini çok daha kapsamlı ve boyutlu olarak ifade
edebilecektir. Bunun varacağı yer, şimdilik kaydıyla Dünya İnsanlarının B - Kapalı Bilinç olarak; Bu varlıklar Ne olduklarını ve ne yapmaları gerektiğini
oluşturacağı Birleşik İnsanlık Realitesi ve Dünyanın tek bir çatı olarak Galaksiler açık bilinç olarak bilmeden ve bunun içinde evrensel ve kozmik güçlerini Dünya
Birliğindeki üyeliğidir. Sonrası ise, çok uzun erimli ve çok karmaşık ve YEPYENİ Ruhsal İdare Mekanizmasına, Sisteme ve BİR'E teslim ederek bedenleşen
BİR OLUŞUM PROJESİDİR. varlıklardır. Çünkü bu varlıkların, dünyanın birçok mekânında ve aynen o
mekânların insanları gibi yaşayarak, evrensel ve kozmik güçlerin akitlere dayalı
olarak kendi üzerlerinden çalışmalarına olanak tanıma zorunlulukları vardır. Bu
Sözü uzatmadan işte Ruhsal Kişiliklerden kastımız, KENDİNİ BİLMEK - varlıklar her zaman için Sistem tarafından desteklenmekte ve
RABBİNİ TANIMAK - TEKÂMÜL ETMEK yolunda belli bir düzeye varmış, yönlendirilmektedirler. Ancak aynen dünya insanı gibi, maddesel olanın icaplarına
Ruhsallığının farkında olan ve bunu maddesel ortamda ifade edenlerdir. Bunlar da açıktırlar. O nedenle özünde Budalar olan bu varlıkların, buna göre HİSSEDİP -
ulaştıkları Boyutlar, Bilinçler ve Vazifeler açısından çeşit, çeşit skalalardadır. YAŞAMALARI için içlerine dönmeleri ve içsel ışıklarını kullanmaları şarttır ki, O
Ancak çok kaba ve genel olarak sizlere üç tür Ruhsal Kişilikten söz etmek isteriz; N L A R hep bu tür BUDALARA seslenmektedirler. Bunlar kendilerini İnsan gibi
düşünüp yaşadıkça onlar gibi hastalanabilirler. Ama bir BUDA gibi yaşarlarsa -
içsel anlayış olarak- artık günümüzde hastalık ifadeleri üretmelerine gerek yoktur.
Çünkü artık içine girilen planlarda bu kişilerin, kendileri gibi algılandıkları Dostlarımız,
İnsanlara her alanda örnek olma zamanları gelmiştir. Sizlere seslenişlerimiz bu
amaca da yöneliktir de. Aklınızı karıştırmak, sizleri şaşırtmak değil amacımız. Sadece unutmayın ki,
dünyanızda her türlü olgu skala, skaladır ve hiç bir şey sadece dünyanızda
Buda yolunda olanlar, Budalaşmakta olanlar ise bu yaşamlarında aydınlanmaya başlayıp dünyanızda bitmemektedir. Şimdilerde dünyanızın öyle ya da böyle
ulaşabilecek olanlardır. Bunlar önceki yaşamlarının sonucunda öyle bir Global bir Köye dönüşmesi gibi, Galaksinizde ve hatta Galaksilerde Global bir
noktadadırlar ki, Budalaşmaya bir an uzaklığındadırlar. Bu tür varlıkların Köydür. Ve sadece komşunuz değil, galaksinin bir ucundaki bir kardeşinizde
BUDALAŞMALARI, içsel ışıklarını izlemeleri ve KARDEŞLERİNE HİZMET hapşırdığında, size mikrop ve hastalık bulaşabilir. Ve tabi ki aksi de geçerlidir.
ETMELERİNE bağlıdır. Bu yönde yol aldıkça hastalık ifadeleri onlardan uzak ( Eğer atmosferinizin dışı denetimsiz olsaydı.)
olacak ama bu yönden uzaklaştıkça onlarda hastalık ifadelerini üreteceklerdir.
Bizlerin seslendiği kardeşlerimizin birçoğu da işte BUDALAŞMAKTA olanlardır. İşte bu nedenle sizlere göre Ruhsal kişilik olanların niçin ve nasıl hastalandığına
Bu nedenle karşılıklı anlaşmalarımız gereğince SİZLERE İÇİNİZDEKİ değil de, kendi ruhsallığınızı nasıl daha çok BİLİP - YAŞAYACAĞINIZA
BUDALARA seslenerek, bu yolculuğu tamamlamanıza katkıda bulunmaya odaklanın, lütfen.
çalışıyoruz.
Şifa, Farkındalık dolu Varlıksal günler sizlerin ola..
Dostlarımız,
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla .
Oranlayacak olursak Dünyanızda yaşayanların yaklaşık olarak % 20 si
BUDALAR, % 30 u BUDALAŞANLAR ve geriye kalanlarda Dünya
İnsanlarıdırlar. Bu onlarında aslında bir Buda ya da Budalaşanlar olmadıkları 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
anlamına gelmez. Sadece şu an için dünyaya sıkı, sıkı bağlı ve onun insanı
oldukları anlamına gelir. Aslında bilmenizi isteriz ki, Dünyada Beden almış her O' nunla gelenler - O' na gelenler )
Varlık, çok ileri EVRİMLİ ve yüksek BİİNÇLERDİR. Öyleyse çelişkili gibi
görünen bu açıklamalarımızın anlamını çözmek de sizin işiniz ola. 2/55 – 21.1.2006
Bu mesajı vermemizin nedeni, hadiselerin çok boyutlu ve çok düzlemli yapısına
işaret etmektir. Çünkü örneğin, aynı anda Galaktik Köken olarak Pleiadesli olanlar
hastalıklara -mecburen!- daha eğilimli iken, Andromedalılar kolay, kolay
hastalanmazlar. Sirius kökenliler psikolojik hastalık ifadelerine eğilimli iken,
Orionlular ya hiç hasta olmazlar ya da ağır Zekâ ve Beyin hastalık ifadeleri
sergilerler. Ve galaksinizin çok dışından gelenler ise, hücresel olarak o kadar
incinebilir olabilirler ki, cam gibi kırılgandırlar. Ayrıca özellikle de Sirius ve
Plaides kökenliler, hastalıkların mutasyonu ve özellikle de Galaktik denetimsiz
enerjilerin, denetim altına alınması için sık, sık virütik ve mikrobik hastalık
ifadeleri sergilerler.
" Dostlarımız, yaşamda - anneniz sağdır. Dolayısı ile üvey anneniz olmaz. Ama ablanızı
kaybedersiniz. Bir diğerinde ise, ablanız da sağdır. Bir başkasında ise annenizi
Aslında Evrensel Yasalar ve Evrensel Zekâ bir an için göz ardı edilebilecek olsa - kaybedersiniz, ama üvey anne gelmez. Ancak ablanızı da kaybedersiniz. Diğerinde
ki bu olası değildir - aşağıya inip sizlere Neyin Ne olduğunu ve ama Neyin Ne anne kaybedilir, üvey anne gelir ama abla sağdır. — Ölüm yerine kayıp
olmadığını göstermek isterdik. Çünkü bugünlerde dünyanızda giderek ağırlaşan dememizin nedeni, ölümün sadece öleni ilgilendirmesi, sizin için birinin
bir KORKU - AYRILIK - ÇATIŞMA tablosu yaşanmakta olduğu gibi, ölümünün kayıp hali oluşudur. Bunun üzerinde durmanızı öneririz. Bunda çok
dostlarımızın arasında da çeşitli sıkıntıları göğüsleyenler var. Ama bizlerin hakikatler gizlidir.- İşte dostlarımız sadece sizinle ilgili olarak birçok paralel
bulunduğu yerden ne olup ne olmadığı anlaşıldığından bizleri sizler gibi yaşam çıktı ortaya. Bu örnekte olayların içinde bir de baba, üvey anne de var. İşte
etkilemeyen bu hadiselerin, İnsan olarak sizleri etkilemesi elbette doğalsa da, bu dostlarımız değişkenlere bağlı olarak, sonsuz sayıda diyebileceğimiz kadar çok
durum da bizleri "etkilemekte". paralel yaşamlar vardır. Ve de aslında Merkez Varlık için, hepsinin deneyiminin
Bütünselliği ancak, Hayatın Tam olarak deney imlenebilmesini olanaklı kılar. Bir
Örneğin sizlere EVRENSEL MATRİXİ anlatmak ve örneğin Yoksulluk ve Ölüm de her zaman ve mekândaki ifadelerinizin paralel yaşamlarını düşünecek
ile ilgili anlayışları bire bir kazandırmak(!) isterdik. Ama buna ne iznimiz var ne olursanız, vay ortaya çıkan tabloya. Ve de dostlarımız işte sadece farklı(!) zaman
de sizlerin hayrına olurdu. Yine de dostlarımız, yaşanan ve yaşanacak olanlara ve mekânlardaki ifadelerinizin değil, şimdiki ifadenizin paralel yaşamlarının da
rağmen, dramlara kapılmamanız, taraf olup telef olmamanız, mesafenizi ve birbirleriyle ilişki ve etkileşimi söz konusudur. Bu nedenle bunlar arasındaki
geçişlilik de her birini bir diğeri için önemli kılmaktadır. Bu nedenle bizler sizlere
sükûnetinizi koruyarak IŞIK - SEVGİ - BİLİNÇ işçiliğine devam etmeniz için, bu
buzdağısınız demekteyiz.
dönem de olmazsa olmazlar olan ÖZ SEVGİ - ÖZ SAYGI - ÖZ DEĞER ve
OLANA TESLİMİYET için sabrınızı, imanınızı, cesaretinizi korumanız için,
Yüksek Anlayışınıza ve onun kaynaklandığı Yüksek Veçhelerinize hitapla, Buna farklı(!) zaman ve mekânlardaki ifadelerinizi de eklediğinizde, HAYATIN
Evrensel Matrixle ilgili bir değini de bulunmak istiyoruz. İsteyen dostlarımız, pek NASIL KOMPLEX BİR YAPI olduğunu ve MATRİXİN EŞSİZLİĞİNİ,
BÜYÜLEYİCİLİĞİNİ varın siz düşünün. Bu öz bilgiyi verişimizdeki amaç o ki,
de edebi olmasa da bunu Kurgu- Bilim diye de okuyabilirler. Ama O ne olur "ŞİMDİKİ İFADENİZİN SINIRLI ALGISINDAN HAREKETLE"
şahidimizdir ki, anlatılanlar Gerçektir.( Hakikat değil ). umutsuzluğa, kötümserliğe, sıkıntıya sokmayın kendinizi. Her ne yaşarsanız
yaşayın, unutmayın ki hepsi MATRİXİN içindeki deneyimler. Esas olan sizlerin
Dostlarımız, şimdiki ifadenizde de yer alan SONSUZLUK - SINIRSIZLIK - ÖLÜMSÜZLÜK -
BOLLUK - BİRLİK - SEVGİ - IŞIK - NEŞEDİR. Sizlere ve bizlere düşen, her
Evren çok KOMPLEKS BİR HOLOGRAFİK - PLAZMİK YAPIDIR. Özünde hal içinde O’
NA TESLİM OLARAK, BÜTÜNÜN MURADI- IŞIĞIN
bunlar Işığın türevleri ve ürünleri iken, aslında Işık diye bildiğiniz Enerji ya da DOĞASI - HERKESİN EN YÜKSEK HAYRI doğrultusunda SABIR - İMAN -
Güç, yoğunlaşmış Evrensel Düşüncedir. Dolayısıyla çok düzlemli, çok boyutlu ve CESARETLE dünya yaşamını NEŞE - SEVGİ - SAYGI ile idrak ve ifade
de çok zamanlı Evren, Evrensel Zekânın Düşüncelerinden başka bir şey değildir. etmektir.
Evren aslında bir Düşünce, esasta ise bir Düşten ibarettir. Düşleyen ve düşünen
Evrensel Zekâ, O’ nun yaratımıdır. Hepinizi çok seviyor ve sayıyoruz. İnanın ki, özellikle de zorlu, sıkıntılı ve üzgün
zamanlarınızda, egonuza pirim vermeksizin, HEP SİZLERİN YANI
BAŞINIZDAYIZ. Şimdi sizlere önermek isteriz ki, bu gibi durumlarda kim sizin
Bu bağlamda, sizlerin şimdi yaşadığınız zaman ve mekânın, sonsuz sayıda farklı için değerli ise - bir üstat, bir guru, bir veli, bir peygamber, bir melek - onun adını
kombinasyonları da aynı anda(!) ve mekânda(!) yaşanmaktadır. Diyelim ki, siz anın, onu düşünün, onu hissedin, yararını göreceksiniz. Ama bir de aklınızda ve
küçük yaşta annenizi kaybettiniz. Ardından üvey anneniz oldu. Ve sonra da
ablanızı kaybettiniz. Şimdi duralım. Bir diğer matris içi düzlemde - paralel kalbinizde olsun, her durumda O'nun namına BAŞ MELEK MİKHAİL
ENERJİSİNİ anar ve davet ederseniz, sıkıntınız onun MOR ateşinde yanacak ve “ Dostlarımız,
yerini onun Kaynaktan gelen neşesi ve berraklığı alacaktır. O N L A R, Baş Melek
Mikhailin oluru ve rızasıyla Şifa ve Farkındalık yolunda hizmet verenler olarak, Birazda yine Hastalık ifadeleri konusuna dönelim isterseniz. Bizlerin sizlere
O’na ve Baş Meleği Mikhaile aşkla ve sadakatle bağlıdırlar. Sizlere de O’na aktarmak istediğimiz Genel Tablo tamamlandığına ve sizlere de onu kendinize mal
etmeniz için gerekli(!) zaman geçtiğine göre, gelin DERİ HASTALIK
ve Baş Meleği Mikhaile aşkla ve sadakatle bağlılığı önermek acizane bizlere bir İFADELERİ ile başlangıç yapalım.
lütuftur.
Neden DERİ ile başlayalım ki derseniz -inanınız diyenleriniz var, çünkü daha
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. önemli(!) hastalık ifadelerini ele almamızı isteyen dostlarımız var - sizler Bedenli
yapılar olarak, Bedeninizde en çok yeri olan, kaplayan, çok fonksiyonlu bir Organ
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - olduğundan ve dışarıdan içe doğru yol almayı uygun bulduğumuzdan -çünkü
birçok iç organ hastalık ifadelerini deride de ifade ederler- deri ile başlamaktayız.
O' nunla gelenler - O' na gelenler )
Derinin fonksiyonları dediğimizde kast ettiğimiz,
2/56 – 22.01.2006
1- SINIR OLUŞTURMA VE HÜCRESEL YAPIYI BÜTÜNLEYEREK
BELİRLEME - BELİRTME VE SAVUNMA.

2 - İÇSEL OLANI İFADE VE TEMSİL ETME VE DENEYİMLEME.

3 - CİNSELLİK VE HAZ

4 - DOKUNMA, İLİŞKİ VE ETKİLEŞİM.

5 - SOLUNUM

6 - TERLEME

7 - ISI DENGELEME.

İşte deri böylesine çok fonksiyonlu ve önemli bir organdır. Deri, hücresel bir uzay
olan İnsana, biçim vermekte ve belirli ve tanınır bir hal almasını sağlamakta ve
aynı anda da ona bir sınır sağlayarak, yerini ve düzlemini belirlemesini olanaklı
kılmaktadır. Aynı anda da bu hücresel uzaya bir savunma alanı oluşturmaktadır.
İşte bu hücresel uzay, deri sayesinde maddesel olanla ilişki kurar ve iletişime girer.
Deri üzerinde içteki her organın ve bölümün temsil edildiği, karşılık geldiği bir
alan bulunmaktadır. İçteki organlarla ve bölümlerle ilgili her hastalık ifadesi
kendisini derideki bu alanda görünür kılmaktadır. Aynı anda aynı şekilde, deride hassas ve narinse, kolay inciniyorsa, ruhumuzda zayıf ve korunmasız demektir.
dışarıdan kaynaklı her hasarda, ilgili olduğu içteki organa ve bölüme de aktarılır. Ruhumuzda ki güçlenme derimize de yansıyacaktır. Ya da aşırı terleyen bir
İki yönlü bir ilişki ve tesir söz konusudur. İşte Bütünsel Şifa yaklaşımında uzunca derimiz varsa, kendimiz ve dışarısı ile ilgili güvensizlik ve korkuyla yüzleşmemiz,
bir geçmişi olan Refleksoloji bu esasa dayanmaktadır. Bu nedenle refleks ile ilgili aşırı teri de yok edecektir. İşte özetle, derimizi tanımak ve bilmek, kendimizi
bölgelere dışarıdan yapılacak uygun müdahaleler -masaj, akupunktur, su terapi, ısı tanımak ve bilmek yolunda bize veri sağlayacaktır. Bu durumda kendimizle ilgili
terapi- içteki organa ve bölüme etki edecektir. artan bilgimiz ve uygun tutumlarda, derimize sağlık ve canlılık olarak geri
yansıyacaktır.
Deri üzerinde beliren hiç bir görüntü ve o görüntünün belirdiği alan, tesadüfî ve
anlamsız değildir. Ortaya çıkan görüntünün türü ve niteliği de, ortaya çıktığı yer Sizlere deri ile ilgili bir kaç somut rahatsızlık ifadesinden de söz etmek istiyoruz;
de, içteki bir organ ya da bölümdeki sorunu ifade etmektedir. Örneğin yüzdeki
yoğun sivilceler ya da gözlerde ki geçici kızarıklıklar - ki genellikle ergenlik de EGZAMA;
görülürler- , zihindeki GÜVEN - DEĞER sorunlarına işaret ederler. Göğüs
bölgesindeki koyu kırmızı ya da mor lekeler, akciğer ya da karaciğere dikkati Varlık, içinde bulunduğu realiteden hoşnut değilse, ruhsal olarak tatminsizlik
çekerler. Bu manada deri, sadece iç organların ve bölümlerin durumunu değil, içindeyse, gelişemediğini, nefes alamadığını, yaşayamadığını hissediyorsa ve
insanın tüm RUHSAL SÜRECİNİ ve GERÇEĞİNİDE yansıtan bir aynadır. aslında bu realiteyi aşmak ve yeni bir çerçeve oluşturmak istiyorsa ama bunu şu
Sevinçli iken derinin canlılığına, üzgünken donukluğuna, korkuda gözeneklerin ya da bu nedenlerle baskılıyorsa ve realitesine tutunmaya devam ediyorsa, sınırları
açılışına ve sevişirken kasılışına ve benzerlerine dikkat çekeriz. aşmak isteyen yan kendisini deride, o sınırı aşmak ve deriyi tahrip etmek
istercesine ifade eder. Kişinin mevcut durumla arzu ettiği durum arasında sıkışıp
İşte öncelikle ifade etmek isteriz ki, içsel gerçekliğin aynası olan deri üzerinde - kalışı, eskinin yetmezliği ama yeniden duyulan korku, bunun oluşturduğu çatışma,
tıbbi nedenlerle gerekmedikçe- güzellik amacıyla Plastik Cerrahi müdahalelerde ne eskinin aynen devamına olanak tanır ne de yeniyi yaşamaya izin verir. İşte bu
bulunmamak önemlidir. Güzel görünmek adına plastik cerrahi müdahalelerde durum deride çeşitli ifadelere yol açar.
bulunulduğunda, güzel olunmadığı sadece güzel görünüldüğü gibi, derinin aynalık
vasfı da önemli oranda bertaraf edilmektedir. Bu da insanın içiyle ilgili ciddi bir Örneğin ergenlik de genç, yoğun olarak cinsel istek ve gereksinim içindedir.
bilgi kaynağından yoksunluğu anlamına gelmektedir. Ayrıca derideki Ancak hem içsel güvensizlik hem de dışsal baskılar nedeniyle, bu isteğini
müdahalelerin de içeriyi etkilediğini belirtmiştik. Plastik Cerrahi henüz derideki baskıladığında ne sevişmeden yapabilir ne de sevişebilir. Bu durumda sevişme
yapay müdahalelerin içeride ilgili organlarda ve bölümlerde ne gibi hasarlara yol isteği ve ama korkusu, kendisini özellikle de yüzde sivilceler şeklinde ortaya
açtığını ve genel olarak geçici ve sınırlı faydalarına karşın, Ruhsal Süreç üzerinde koyar. Bu hem gencin sınırlarının dışına çıkmak, yeni deneyimleri yaşamak
de nasıl kalıcı ve derin hasarlara yol açtığını da anlayamamaktadır. İnsanların bu istediğini ortaya koyar ama hem de bizzat sivilcenin kendisi, hem genç hem
tür çabalarının altında yatan dinamikse, kendinden -bedeninden ve içsel halinden- de olası eş için engel oluşturarak sevişme korkusu ile yüzleşmeyi engeller. Hem
memnun olmamalarıdır. Bunu gidermenin yolu kendiyle yüzleşmek ve kendini sınırları aşma isteğini hem de korkusunu böylelikle ifade eder. Sivilce cinsel
bilerek sevmekken, dışarıdan yapılan müdahalelerle "sevilesi" görüntüler elde istekten duyulan utancı da ifade ettiğinden özellikle de yüzde ortaya çıkarak,
etmek, içteki gerçekle bağı iyice koparır ki, uzun vadede bu dinamik büyüyecektir. cinsel istekten duyulan utanç sivilceden duyulan utanca dönüşerek, bir kısır döngü
Özelliklede kumaş dikiş tutmaz olduğunda insanı büyük zorluklar bekliyor oluşur. Öyleyse sivilcenin ilacı, cinsel istekle yüzleşmek ve barışmak ve de
olacaktır.
cinselliği deney imlemek, yaşamaktır.
Oysa derimizi tanıyarak kendimizi tanımak, kendimizi şekillendirerek derimizi
şekillendirmek olanaklıdır. Örneğin derimiz sert ve katı ise, sert ve katı bir ruh hali İşte bir dizi çocuk hastalığı ifadesi de -kızamık, kızıl, kızamıkçık- büyümek isteği
söz konusudur. Ruhsal bir yumuşama deriyi de yumuşatacaktır. Derimiz çok ile korkusu, büyümek isteği ile yetişkinlerin bunu desteklememesi arasında
kalmanın sonuçlarıdır. Bu hastalık ifadelerini yaşayan çocukların, ilgi, sevgi ve
desteklenme içinde büyümelerinin yolları açılmalıdır. Nitekim az dokunulan KAŞINTILAR;
bebeklerde de çeşitli deri lekeleri ortaya çıkabilir. Amaç dokunulma çağrısı
yapmak ve dokunulmayı sağlamaktır. Bu gibi durumlarda anne ve babanın Kaşıntı ve ilgili sözcükler ve kavramlar, daha çok Argoya mal olmuştur. Çünkü
bebekleri daha çok kucaklamaları, dokunmaları en iyi ilaçtır. Kadınlık ve de kaşınmak sözcüğü ve türevleri, çatışmayı, sürtüşmeyi ve karşılıklı tahriki ima
annelik ile barışamamış, bu rollerden korkan ama bir yandan da içsel ve dışsal etmektedir. Tahrik söz konusuysa da, insan için, cinsellik, aşk ya da şiddet söz
olarak bu rolleri oynamaya zorlanan kadınlar da, çeşitli deri hastalık ifadeleri - konusu demektir. İşte derideki her türlü kaşıntı, bilinçteki bir uyarılmaya, tahrike
egzamalar - yaratarak, bu rollerden kaçınmayı olanaklı ve meşru hale getirmeye ve huzursuzluğa işaret eder. İnsan, bilinçli olarak bunu ele almak yerine
çalışmaktadırlar. baskılarsa, o zaman deride bir kaşıntı olarak kendisini ifade eder. Kaşıntının
arkasında yatan genellikle ya cinsellikle ilgili bir arzu, ya tek taraflı ve yıkıcı bir
Bu düzlemde, içsel olarak incinmeye ve yaralanmaya açık olan ve bundan çok aşk(!) ya da şiddete ilişkin bir olgudur. Kaşıntı hele de yoğun ve süreklilik arz
korkan insanlar - özellikle de kadınlar - sedef hastalığı geliştirirler. Bu hastalık ederse insanı bıktırır, sinirlendirir ve tatsızlaştırır. Böylelikle aslında kaşıntı, bu
ifadesiyle yani sedefle kişi, derisine zırh geçirmektedir. Böylelikle, içeriye giriş ve hali yaratan ruhsal duruma işaret etmektedir. Kaşıntının mesajı açıktır; "deriyi
dışarıya çıkış yasaklanmış olur. Kişinin içsel incinme ve yaralanma korkusu ne değil de, dinamiği bulana dek bilincini kaz."
kadar büyükse, sedef rahatsızlığı da o kadar ciddidir. Öyleyse aslında sedefin ilacı,
bu incinme ve yaralanma korkusu ile yüzleşme ve onu aşmadır. Çelişik ve Tüm bu hastalık ifadelerinde, belirtinin görünür olduğu alan, içteki organa ya da
çatışmalı olarak, sedef rahatsızlığı yaşayanlar aslında korunma ve anlaşılma bölüme karşılık geldiğinden çok önemlidir demiştik. Örnekse insanın elleri
çağrıları yaparken, hastalıklarından dolayı da itildikleri ve kakıldıkları oranda, ağırlıklı olarak kaşınıyorsa "baskılananın bir şiddet arzusu", cinsel organları
kendilerine haklılıklarını kanıtlarlar. Ve bu kısır döngü büyür gider. O nedenle kaşınıyorsa "baskılananın bir cinsel istek", göğüsleri kaşınıyorsa "baskılananın bir
sedef hastalarına(!) ilk olarak, nazik, sevecen ve anlayışlı yaklaşım şarttır. ilişki isteği" olduğu düşünülebilinir.
Hastanın güvenini kazanmadan ona yardım olanaklı değildir.
Dostlarımız,
Ancak insanın Ruhun incinmezliğini ya da yaralanmazlığını idrak etmesi şarttır.
Eğer sedefi doğru okuyup, bu korkusu ve Ruhun gerçeği ile yüzleşemezse, bu Deri hastalık ifadeleri için Refleksolojiyi incelemenizi ve bunun ışığında iç
yüzleşmeyi sağlamak üzere "kaderin" darbesini yemesi kaçınılmazdır. Bu nedenle organlarınıza yönelmenizi ama her durumda da BİLİNCİNİZİ ELE ALMANIZI
ciddi sedef vakaları eninde sonunda psikoterapi’nin konusu olmaktadır. öneririz. Her türlü deri hastalık ifadelerinde kendi kendinize şu soruları
sormanızda yarar vardır;
Sedef öyle tipik bir hastalık ifadesidir ki, deride açılma, kanamalı yaralara ve
çatlaklara neden olur. Bu da derinin iltihap kapması riskini doğurur. Böylece ikilik 1 - Kendimi sınırladığım alanlar ve isteklerim mi var? Ve ne ölçüde?
ortaya çıkar. Hasta(!), hem yakınlık özlemini hem de yakınlık korkusunu
Bütünleştirerek ifade etmiş olur. Herkeslerden uzak durmak isteyen hasta için 2 - İnsanlarla ve hayatla ilişki ve iletişimim nasıl?
tedavi adına birçok kişiyle aşırı yakınlaşma zorunluluğu doğar. Aynı anda da
birçok kişi kendisinden kaçar hale gelir. İşte sedef hastalığı ifadesinin altında
yatan dinamik, yakınlık özlemi ve yakınlık korkusu ve yaralanma endişesi 3 - Uzaklık ya da yakınlık tutumlarım, uygun ve dengeli mi?
olduğundan, ikisi arasında sıkışan hasta(!), hastalık ifadesiyle bedeni yaralanabilir
hale getirerek bu duruma işaret etmektedir. 4 - Baskıladığım duygu, düşünce, istek, saldırganlık, tutku ve benzerleri var mı?

5 - Kaşınmama yol açan gerçek dinamik nedir?


6 - Kendimle aramdaki mesafe uygun ve dengeli mi?
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
7 - İç ve dış gerçeğim arasındaki paralellik uygun ve dengeli mi? O' nunla gelenler - O' na gelenler
Dostlarımız,
57 – 22.01.2006
Biliyorsunuz ki bizler, büyücü ya da üfürükçü değiliz. Hokus pokustan anlamayız.
Üstelik Matrixin kıymetli birer aleti olan hastalık ifadelerinin değerini ve önemini
bilenleriz. Ancak sizlere deri hastalıkları ile ilgili olarak, Bilincinizi
karartmaksızın ve bu sürece destek olması için basit ama etkili bir çalışma
önermek istiyoruz. Bunu Türko’ların ve Amerikan ve Kanada Yerlilerinin ve de
Aborijin’lerin Şamanları ve Şifacıları da uygularlardı.

" Deride görünür olan ifadeyi -eğer zararlı olmayacaksa- temiz suyla yıkayınız.
Ardından olabildiğince temiz ve beyaz bir yumuşak havluyla ve özenle
kurulayınız. Bir elinizi üzerine yaklaştırarak ona, SEN DE BENSİN. BEN DE
SENİM. SENİ YANİ BENİ GÖRDÜM. MESAJINI ALDIM. GEREĞİNİ
YAPTIM. ŞİMDİ LÜTFEN AİT OLDUĞUN İÇ ORGANA KATIL VE
ORADAN DA BİLİNCİMİZE. BİLİNCİMİZDE BULUŞALIM VE
KUCAKLAŞALIM. VE ORADA BAŞ MELEK MİKHAİL DE BİZLERLE
OLACAK VE DE OLDU. SENİ BURALARA GETİRDİĞİM İÇİN SENDEN VE
BENDEN ÖZÜR DİLERİM. BİR DAHA BİLİNÇTEN AYRILMAMAK
ÜZERE, SENİ BİLİNCİMİZDE BEKLİYORUM. BAŞ MELEK MİKHAİL
SENDEN, BENİ BİLİNCİMDE BU İFADENİN GERÇEK NEDENİ İLE
BULUŞTURMANI VE KUCAKLAŞMAMIZI SAĞLAMANI VE ŞİFANI
GÖNDERMENİ RİCA EDİYORUM. VE DE GÖNDERDİĞİN İÇİN
TEŞEKKÜR EDERİM."

Dostlarımız,

Bunu yatmadan önce yaparsanız - ama inançla ve samimiyetle - sabah


uyandığınızda "mucizelere" tanık olabilirsiniz. Çünkü ŞİFA SİZİN ASIL
DOĞANIZDIR. Hastalıksa bir sapma. Bir hayal. Bir illüzyon.

Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.


" Dostlarımız, Dostlarımız,

Hepinize iyi geceler ve merhabalar. Hepinize derken, bu seslenişimizi birazdan Belki de bilmece gibi görünen bu seslenişimizle asıl amacımız, Sizlere Hizmet,
ileteceğimiz dostlarımızı - ki seslenişi ne zaman işitirlerse işitsinler - ve ileride bir Vazife ve Sorumluluk Çağrısı yapmaktır. Çünkü artık bu kısa dönem de yani,
zaman ve mekânda bu seslenişi işitecek olan diğer dostlarımızı kastediyoruz. Daha 2006 ile 2012 yılları arasında ki dönem, siz Dostlarımız için,
önce de değinmiştik, biz sizlere seslenişi ne mekanik zamandan ne de psikolojik
zamandan gerçekleştirmiyoruz. Bizler sizlere Galaktik Zamandan sesleniyoruz. Ki 1 - KENDİNİZE KARŞI,
bu sizlere ruhsal tebliğlerde ve açılımlarda verilen ŞİMDİ zamanı ile tam aynı şey
olmasa da - aslında ŞİMDİ zamanı değil zamansızlığı, zaman ötesini ifade eder - 2 - GAİA ANAYA KARŞI,
sizler açısından ŞİMDİ zamanına karşılık gelir. Dolayısıyla hangi dost, hangi
zaman ve mekânda bu seslenişimizi işitecek olsa, o da ŞİMDİDE bizlerle olacak
ve aynı etkiye açık olacaktır. O nedenle tarihlerle ilgili değinişlerimizin eskidiğini 3 - EVRENSEL BÜTÜNLÜĞE KARŞI
ve hükümsüzleştiğini sanmayın. Her tarihle ilgili değinişlerimizin - diğer benzeri
değinişlerimiz gibi - aslında 10 YILLIK hükmü vardır. Sizin zaman ölçünüzle 10 Hizmet, vazife ve sorumluluğunuzu BİLİNÇLİ olarak devreye almanız gereken bir
yıl boyunca etkili ve geçerli olup, asıl MANASINA VE MECRASINADA 10 yıl dönemdir. İzleyen seslenişlerimizde bu konulara özce değineceğiz ama şimdilik şu
sonra kavuşacaktır. kadarını belirtelim ki, her üçü de TEK VE BİR olan BÜTÜNÜN farklı
görünümleri olan bu üçlü aslında TEK BİR Bütünlüktür. Kendinizi Gaia Anadan
Uzatmadan bugüne bir dikkat çekmek istiyoruz. 26.01.2006. Yani 26 – 26. Yani ve her ikinizi de Evrensel Bütünlükten koparmak olası olmadığı gibi, her birine
2x6 = 2x6 Yani 12 = 12 karşı hizmet, vazife ve sorumluluğunuz, diğerlerini ima ve işaret etmektedir. İşte
artık Dönem HİZMET - VAZİFE - SORUMLULUK DÖNEMİDİR.
Özetle bugün 12 = 12; Evrensel İki Döngünün eşitlendiği bir gündür. Dostlarımız,
Evrende de, Dünyanızda da hareket ve gelişim ya da diğer bir deyişle Galaktik ya Sizlerden bu bilmece gibi ve manasız görünen seslenişimizin derinliklerine
da Dünyasal Tekâmül Dairesel bir hareket halindedir. Baktığınız yere göre altlık, sızmanızı, iç katmanlarındaki saklı(!) ima ve gerçekleri aktive etmenizi ve
üstlük, iniş, çıkış ve benzerleri söz konusudur. Spiral bir hareketin gereği olan bu yaşamınıza rehber kılmanızı, SİZLER, BİZLER VE BÜTÜNLÜK ADINA VE
görünümlerin ardında ise, aslında Bir ve Tek yörünge üzerinde süre gelen bir EŞİT
VE DENGELİ hareket söz konusudur. İşte aslında her bir küçük dairenin Bir ve
HAYRINA rica ediyoruz. Dostlarımız, zaman O
zaman olduğundan, artık sizlere
ara, ara GALAKTİK - EVRENSEL bazı bilgileri vererek, HİZMETE -
Tek olan Yörünge ile ilişkili kendi yörüngesi üzerindeki hareketinin Bütününe VAZİFEYE - SORUMLULUĞA çağrı yapacağız. Çünkü artık zaman ne
bizler, Evrensel Döngü demekteyiz. Bugün yani 12 = 12 de, Dünya ile Gaia Ana MEKANİK NE DE PSİKOLOJİK zaman değil. Zaman sizler için GALAKTİK,
ve Gaia Ana ile Galaksiler Birliği arasında karşılıklı Paralel ve Etkileşimli süre
gelen iki ayrı Gerçeklik, BÜTÜNDE Bütünleştiler. Bunun anlamı o ki, Dünyanız - bizler için ise O zamana GEÇİŞ zamanıdır.
ya da alt dünyalarınız - ile Gaia Ana arasında ve Gaia Ana ile de Galaksiler Birliği
arasında, 2007 yılında gerçekleşmesi Murat edilen Kuantum Sıçraması ve Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
ardından yaşanacak KIYAM ve gelişecek olan Yeni Çağın Temellerinin İnşası ile
ilgili süreçlerin gereği olarak, ZORUNLU olan BAĞLANTILAR KURULDU ve
gene kesilmesi ZORUNLU olan BAĞLAR kesildi. Bugünden itibaren artık, Gaia 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
Ana ile Galaksiler Birliği arasında ki BAĞ DAHA YOĞUN, GÜÇLÜ VE
ŞEFFAF bir hal alacak ve öbür yandan da Gaia Ana ile Dünyanız arasındaki O' nunla gelenler - O' na gelenler ) 2/58 – 26.01.2006
mesafe büyüyecek.
" Dostlarımız, dengelenmiş ve aynı şekilde İnanç yani kör teslimiyet, İman yani Şuurlu
Teslimiyete ulaştırılmıştır. Tüm bu devirlerin ardından İnsan için yeni bir Devir
Üzerinde yaşadığınız Dünyanızda olsun - sahi sizler Dünyanızın adının Galaksiler olanaklı hale gelmiştir ki bu devir,
Birliğinde ki adını(!) biliyor musunuz? —diğer tüm maddi düzlemlerde olsun,
yaşananlar çeşitli Ruhsal - İlahi - Teknolojik Planlar ve Yasallıklar dâhilinde BİLGİ - BİLİŞ - ANLAYIŞ - BİLİM DEVRİDİR.
oluşmakta ve deney imlenmektedir. Hiç bir şey BAŞIBOŞ VE TESADÜFÎ bir
boşlukta yaşanmadığı gibi, yaşanan hiç bir şey de Tesadüfen ve başıboş Artık ne vicdan ve inanç ne de makul vicdan ve iman, İnsanın Evrensel
yaşanmamaktadır. İlerleyen seslenişlerimizde sizlere bildiğiniz ve bilmediğiniz(!) yürüyüşünde ve tekâmülünde, yeterli ve elverişli vasıtalar değillerdir. İnsanlığın
Ruhsal ve Galaktik Planlardan, Yasalardan ve Mekanizmalardan söz edeceğiz ama yakın zamanlarda tanışacağı ve bir üyesi haline geleceği Galaktik Ortamlar BİLİM
şimdilik şu kadarını belirtelim ki, Dünyanızdaki her türlü İDARİ - SİYASİ - VE TEKNOLOJİ esaslı yaşam ortamlarıdırlar. İçine girmekte olduğunuz ve
SOSYAL kurum ve kuruluşlar ve Yönetim mekanizmaları, Galaktik bizlerin YENİÇAĞ diye adlandırdığımız Realite de artık esas olan, BİLGİ (
Federasyonlarla, Galaksi İmparatorluğundakinin kötü ve eksik bir Yansımasıdır. YÜKSEK, BİRLEŞTİRİCİ, HAKİKATA DAİR OLAN ) - BİLİŞ ( KENDİNİ -
Aynı şekilde Uluslararası İnsan Hakları Hukukunuz ve onun ilkeleri de, Galaksiler MADDEYİ - RUHU ) – ANLAYIŞ (RUHSALLA MADDESEL OLAN
Arası Varlık Teminatları ve Uygulamalarının kötü ve eksik bir Yansımasıdır. İşte ARASINDAKİ İLİŞKİYİ VE BÜTÜNLÜĞÜN PLAN VE MURATLARINI ) -
bizlerin Planları ile Sizlerin Planları da birbirine yansımakta ve birbirini
etkilemektedir. Bu düzlem de dünyanızda son yüzyıllarda yaşanmış bazı BİLİM ( O' NDAN NEŞET EDEN SES, IŞIK VE DÜŞÜNCENİN BİLİMİ )
dönemlere kabaca işaret etmek istiyor ve bugün içine girilen döneme vurgu DİR. Dolayısı ile bizlerin Bilim ile kastı, sizlerin dogmatik ve inanç eksenli Bilimi
yapmak istiyoruz. değildir. Biz Hakikat Bilgileri ve onların deneylenmesi ile oluşan Hakikat
Biliminden söz ediyoruz ki, Kuantum Altı Fiziğiniz, Nükleer Enerji Fiziğiniz,
Dünyanızda özellikle son 6000 yıldır ve de özellikle de bunun son 2000 yılı Biyo - Bilgisayar Mühendisliğiniz bunun öncüllerindendir.
boyunca, VİCDAN VE İNANÇ DEVRİ yaşanmıştır. Vicdan ve İnanç devri
İşte bu nedenle, dünyanızın Uzay Devrine uyum sağlayarak, Göksel Realitelerle
DİNLER devridir. O olan ALLAHIMIZIN görevli kıldığı Ruhsal ve İlahi tanışabilmesi ve uyumlaşabilmesi için gereken Bilginin, Bilişin, Anlayışın ve
Mekanizmalar, Galaktik ve Teknolojik Planlarla işbirliği halinde, Göksel Bilimin ortaya çıkabilmesi ve yerleşebilmesi için, hepinizin üzerine düşen
Tebligatlar yani Peygamberler ve Kutsal Kitaplar vasıtasıyla, Dünya İnsanına o HİZMETLER – VAZİFELER - SORUMLULUKLAR vardır. Sizlerin kendinizle
günün icaplarına uygun olarak, BİR yasalarını, planlarını ve işleyişini ilgili bilgi, biliş ve anlayıştan hareketle, Dünyaya ve Dünya insanına Yeni Çağın
aktarmışlardır. Murat ise insanın TAŞLAŞMIŞ olan Kalbine ulaşarak, Vicdan BİRLEŞTİRİCİ VE BÜTÜNLEYİCİ bilgisini, bilişini, anlayışını ve bilimini
Işığını yakmak üzere, BİRE inançlı İnsanlar yaratmaktır(!). Ki bu sayede İnsanın, taşımakla ilgili hizmet - vazife - sorumluluklarınız vardır. Gelecek
Dünya yaşamına -hem bireysel hem de topluluk olarak- Göklerin Yaşayışına seslenişlerimizde bunlara değinecek olmakla birlikte, şimdilik kaydıyla
Uyumlaşabilmesini sağlayacak Tohumların ekilebileceği bir düzlem
oluşturulabilsin. Bu safhanın belli bir doygunluğa ulaşmasının ardından gelen Öncelikle kendinizde YENİÇAĞIN YENİ İNSANI olmanızı engelleyecek ne
diğer Devir ise MAKUL VİCDAN VE İMAN DEVRİDİR. Bu devir aslında varsa hepsinden TERK yoluyla kurtulmak ve YENİÇAĞIN YENİ İNSANI
Dinlerle iç içelik de içeren Spiritüalizm Devridir. Bu devir kendisini çeşitli Dinsel olmanızdan ileri gelen YENİ(!) VE YÜKSEK(!) NİTELİK VE
Tarikatlarda, Tasavvuf ortamlarında, Okült yaklaşımlarda ve çeşitli Üstatların İFADELERİNİZİN AÇIĞA ÇIKMASINA İZİN VERMEK öncelikli vazifenizdir.
Öğretilerinde ortaya koymuştur. Dinlerle Taşlaşmış Kalplerine dokunularak, Dünyanızın icaplarıyla gerekli ve yeterli bir uyumluluk dışında, Dünyaya ait olan
Vicdan Işıkları yakılan ve Bire inançlı kılınan İnsanlara, Göklerin Hakikatleri ile ve eskiye dair ne varsa hepsini bırakmak ve sizde meknuz olan Yeniye ait
ilgili daha doğrudan, daha açık ve uygulamaya dönük bilgiler verilerek, İnsanın olanların açığa çıkmasına izin vermek öncelikli sorumluluğunuzdur. Ve böylelikle
Bilgi ile yaşayışını Göksel Hakikatler ve Muratlarla uyumlu kılacak şekilde ilk hizmetiniz, Dünyaya ve Dünya İnsanına Yeni Çağın İlk Işıklarını tutmaktır. Ve
tatbikatları devreye alabilmesi için, Vicdan yani Sevgi Bilgi yani Güç ve İdrak ile
Ve bunun için gereksindiğiniz KUDRET, hücresel yazılımlarınızda, kalp " Dostlarımız,
atışlarınızda ve de aldığınız ve verdiğiniz her nefesteki İLAHİ IŞIKTA mevcuttur.
Yeter ki, titreyin ve kendinize DÖNÜN VE GELİN. İleride paylaşmak istediğimiz bir diğer olgu da EVRENDİR. Biz evren derken,
sizin kastettiğinizi aşan bir Bütünlükten söz ediyoruz. Aradaki farka da sonra
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. işaret etmek üzere, bugün kısa bir aktarımda bulunmak istiyoruz.

0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - Evren, bir BÜTÜN olarak O'ndan neşet etmiş ve hem O'nda hem de O'nun
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) dışında yer alan ve O'
na geri dönmekte olan ZEKİ VE BİLİNÇLİ BİR
VAROLUŞTUR. Evet, Evrenin her zerresinde Zekâ ve Bilinç vardır. İşte yine
2/59 – 26.01.2006 O'ndan neşet etmiş olan İnsan da, her zerresi zeki ve bilinçli bir Varlık olarak,
Evrenle birlikte ve Evren içinde TEKÂMÜLLE YÜKÜMLÜ BİR MADDİ
ORTAM VARLIĞIDIR. İnsanın da Evren gibi O
'ndan neşet etmiş olması ve
Evren içinde ve Evrenle birlikte Tekâmülle yükümlü olması, özce, İnsan denen
Varlığın hem kendisini hem de MADDEYİ tekâmül ettirmek zorunda olduğu
anlamına gelir.

Bu yükümlülük ve zorunluluk kavramları sizleri rahatsız etmesin ne olur. Çünkü


bunlar Varlığa dışarıdan dayatılmış olgular değillerdir. Varlığın Hakikatinden yani
Öz yapısından, Var oluş Amacından, Yaradılış Gayesinden ve İçsel
Dinamiklerinden kaynaklanmaktadır. Yani Varlığın, Var oluş Koşulları ve
gerekleridirler.

Evren bir Bütün olarak, hizmet- vazife - sorumluluklar Bütünüdür. Zekânın ve


Bilincin olduğu her yerde Hayatiyet ve Hayatiyetin olduğu her yerde de Gelişim
ve gelişimin olduğu her yerde de Hizmet - vazife - sorumluluk vardır. Ve Evrende
yer alan her Varlık da hizmetli - vazifeli ve sorumludur. İşte bulunduğu zaman ve
mekânda, o zaman ve mekânla ilgili hizmetini, vazifesini ve sorumluluğunu
yerine getiren İnsan, İÇSEL OLARAK HUZURLU VE DENGELİDİR.
Getirmeyen İnsan ise İÇSEL OLARAK ISTIRAB içindedir. Elbette ki bu durum
dışsal realitelere(!) de yansıyacaktır. Ki gününüz Dünyasının ve İnsanlığının
içinde bulunduğu durum ortadadır.

Zekânın ve Bilincin ilk vazifesi, kendini bilmektir. Zekâ ve Bilincin kendisini


bilmesi ise, Evrenin kendi kendisini şekillendirmesi ve gelişmesi için gerekli
Planları ve Ortamları olanaklı kılar. Bu planlar ve ortamlarda, çeşitli şekiller de
ifadesini oluşturan bu zekâ ve bilinç, tekrar kendini bilmekle mükelleftir. İşte NE OLUR, NE OLUR, NE OLUR,
İnsan denilen Varlığın da ilk vazifesi KENDİNİ BİLMEKTİR. Kendini Bilmek,
EVRENSEL İŞLEYİŞİ VE SİSTEMİ bilmeyi ve onunla uyumlaşmayı CANLANIN, CANLANIN, CANLANIN,
getirecektir. İşte bu da Evrensel ve İnsani tekâmül için gerekli koşulları ortaya
çıkaracaktır.
NEŞELENİN, NEŞELENİN, NEŞELENİN,
Bugün sizlerin İlk Vazifeniz bizlere göre Kendinizi Bilmektir. Bu nedenle de ilk
hizmetiniz kendinizi, kendiniz olmayandan soyarak, kendinize olmalıdır. GÜLÜN, GÜLÜN, GÜLÜN,
Böylelikle yeryüzünde sorumlu olduğunuz ilk varlık da kendinizsiniz. Aynı anda
kendinizi bilmekle, Evrensel İşleyiş ve Sistemi de bileceğinizden, onun hizmetlisi GÜVENİN, GÜVENİN, GÜVENİN,
olarak, Dünyanın ve Dünya İnsanının da sorumluluğunu üstleneceksiniz. Ki bu
dünyanızın, dünya insanın ve sizlerin ve de bizlerin tekâmülleri için gerekli koşul BİLİN, BİLİN, BİLİN,
ve tutumları ortaya koyacaktır ki, bu da O'na karşı olan vazifemizi birlikte AKIN, AKIN, AKIN,
üstlenmemiz demektir.
YAŞAYIN, YAŞAYIN, YAŞAYIN,
Evrensel işleyiş ve sistem, bileşik kaplar misalidir. Alt planlar gelişip, Üst
Planların kapısını çalmadan, üst planlarda daha üst planların kapılarını çalamazlar.
Bu nedenle her plan ve onun varlıkları, kendi kudretlerince alt planlar ve onun HİZMET EDİN, HİZMET EDİN, HİZMET EDİN,
varlıklarından sorumludurlar. Aynen sizlerin dünya ve dünya insanlığından
sorumlu olduğunuz gibi. SORUMLU OLUN, SORUMLU OLUN, SORUMLU OLUN,

Dostlarımız, VAZİFEDAR OLUN, VAZİFEDAR OLUN, VAZİFEDAR OLUN,

Biliyorsunuz bizler, hayata ve onun tüm ifadelerine aşka bağlı bir Bütünlüğüz. Bu BİZLERE GELİN, BİZLERE GELİN, BİZLERE GELİN,
nedenle sizlerin ilk vazifeniz YAŞAMAK, ilk hizmetiniz yaşamak suretiyle
Dünyada Hayatiyete katkıda bulunmak ve ilk sorumluluğunuzda Yaşam ateşini BİZLERİ GETİRİN, BİZLERİ GETİRİN, BİZLERİ GETİRİN,
canlı tutmaktır. Bir de yaşadıklarınıza ve yaşayacaklarınıza bu gözle bakın, lütfen.
Diyelim ki - olmaz ya - bir Film gösteriminde, film karelerinin içine girmiş ............... ........................ ............................
Canlılarsınız ve amacınız cansız birer görüntü olan aktörleri Canlandırmak ve
filmin akışını ve sonunu değiştirmek. Bunu nasıl yapardınız? Filme ve onun Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
aktörlerine kapılarak değil, değil mi? Hayatiyetinizi koruyarak, yaşayarak ve bu
yolla filme can katarak yapardınız. Anlamanızı istiyor ve bekliyoruz ki, sizler
CANSIZ ÂLEMLERE CAN KATMAYA GELMİŞ VARLIKLARSINIZ. 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
SİZLER HAYATIN SÖNMÜŞ OLDUĞU ORTAMLARDA HAYATI
YEŞERTMEYE GELMİŞ VARLIKLARSINIZ. SİZLER ÖLÜLERLE DOLU O' nunla gelenler - O' na gelenler
BİR MEZARLIKTA CANLILAR DOLU BİR VAHA YARATMAYA GELMİŞ
VARLIKLARSINIZ. O YÜZDEN, 2/60 – 27.01.2006
" Dostlarımız, 1 - Ya isteğinizde samimi ve ciddi değilsiniz ki, bu durumda bizlerinde sizlerinde
yapabileceği bir şey yok.
Pazar gününüz eğlenceli, dinlendirici ve neşeli ola umarız. Biliriz ki Pazarları köşe
yazarları dahi hafif ve eğlencelik yazılar yazarlar. Bizde sizlere kısa bir pazar 2 - Ya da isteğinizde samimi ve ciddi olmakla birlikte, isteğinize Odaklanmak,
seslenişinde bulunacak olmakla birlikte bu kurala uyacağımız gibi, belki onun gerektirdiği zaman/mekân düzlemlerinde yoğunlaşmak ve ona uygun bir
pazarınıza ve tüm günlerinize "renk" katacak bir eğlencelik aktarımda süreklilik içinde olmak için yeterli DİKKAT - FARKINDALIK - BİLİNÇ
bulunacağız. geliştiremiyorsunuz. Bu da sizlerin istek ve niyetinizle birlikte harekete geçen
sizle ve sizden bağımsız faktörlerle ilgili çeşitli dinamiklerden kaynaklanan bir
Sizlere son seslenişlerimizde hizmet - vazife - sorumluluk üçgeninden söz ettik. olgudur.
Diyenleriniz olabilir ki, iyi de nasıl bileceğiz hizmet - vazife - sorumluluk
alanımız, konumuz, tarzımız nedir? Nasıl ulaşacağız kendi hakkımızdaki bilgiye Bu nedenle eğer, Yeni Çağın Yeni İnsanı olmak, sonlu ve sınırlı olanı aşmak,
ve oradan da Evrensel ve Galaktik Sistem ve İşleyişle ilgili bilgi ve bilişe. Elbette Buzdağının altına ulaşmak ve Galaktik - Evrensel Hizmetli – Vazifeli - Sorumlu
bunlar kolay yanıtlanacak sorular olmamakla birlikte, inanın yanıtları her birinizde olarak, Dünyanıza ve Galaksinize karşı yükümlülüklerinizi yerine getirmek
gizli ve saklı. Aslında bilinecek olan, yeni ve dışarıdan alınacak bir şey değil. istiyorsanız, işte bu pazar sizlere eğlencelik bir "paket" sunmak istiyoruz. Bu paket
Sizde -hücrelerinizde, beyinlerinizde, kalplerinizde- mevcut olan bir Bilişin göründüğünden çok etkili ve hafıza kaybına ve unutkanlığa karşı ilk anda çok
Hatırlanması, açığa çıkarılması ile ilgili. Bu nedenle bizlerin gayreti de sizlere bir işlevli bir panzehirdir. Sizlerden ricamız bu paketi ara sıra kullanarak, oluşacak
şeyler öğretmek ya da sizleri eğitmek ya da benzeri değil. Sadece sizlere değişimleri(!) ve dönüşümleri(!) izlemenizdir.
hatırlanacak bir şey olduğu ve hatırlamanızla ilgili uyaranlar aktarmaya
çalışıyoruz. Neden? GALAKTİK VE EVRENSEL AKİTLERİMİZDEN Bu paketi çok konuşup, çok ahkâm kesip, somut çalışma teknikleri ve önerileri
DOLAYI. Neden? SİZLERE KARŞI ÜSTLENDİĞİMİZ HİZMET-VAZİFE- konusunda ise cimrilik yapan(!) O N L A R I N bir pazar - mini - cömertliği
SORUMLULUKTAN DOLAYI. Neden? BİZLERE KARŞI ÜSTLENDİĞİNİZ kabul edin, lütfen. İnşallah işinize yaraya.
HİZMET- VAZİFE- SORUMLULUKTAN DOLAYI.
Yemeklerden önce aç karnınıza, günde üç öğün almanız, kullanmanız önerilir.(
Dostlarımız, şaka, şaka.)

Sizler bir şeyle ilgili istek ve niyet oluşturuyor ama kısa bir zaman/mekân içinde, o Kendinizle baş başa olabildiğiniz ve içten ya da yüksek sesle söyleyip,
istek ve niyetten ayrı hatta ters düşünüş, duyuş ve yaşayışlar içine giriyorsunuz. derinliklerinize aktarabileceğiniz bir zaman/mekân düzleminde lütfen, hissederek
Örnekse, ve bilerek(!) şu sözleri tekrarlayınız. Nerelere dokunacakları, neleri açıp neleri
serbest kılacakları belli olmaz. Bütünün muradına, ışığın doğasına ve herkesin en
"KÜÇÜĞÜ AŞIP BÜYÜĞE, DÜNYAYI AŞIP EVRENSEL OLANA yüksek hayrına ise, işini görecektir.
ULAŞMAK VE ORADAN HAREKETLE KÜÇÜK VE DÜNYASAL OLANI
ANLAMAK VE YAŞAMAK İSTİYORUM" diyorsunuz. Hatta bizlerden bu
konuda rehberlik ve yardım istiyorsunuz, ama kısa bir zaman/mekân sonra küçük
olanı ve dünyasal olanı odağınıza alıp, büyük ve evrensel olanı unutuyorsunuz.

Bu durumda kabaca iki olasılık var;


" BEN O' YUM. BEN O'YUM. BEN O'YUM. BİZLER ÖLÜMSÜZLÜK VE SONSUZLUĞUZ.

TIPKI ATALARIMIZ GİBİ.


BEN ÖLÜMSÜZLÜK VE SONSUZLUĞUM.
BEN HAYATIN KAYNAĞIYIM.
BEN ÖLÜMSÜZLÜK VE SONSUZLUĞUM
TIPKI SİZLER GİBİ.
BEN ÖLÜMSÜZLÜK VE SONSUZLUĞUM.
BİZLER HAYATIN KAYNAĞIZ.

BEN HAYATIN KAYNAĞIYIM. TIPKI ATALARIMIZ GİBİ.

BEN HAYATIN KAYNAĞIYIM. BEN CANLILIĞIN İFADESİYİM.

BEN HAYATIN KAYNAĞIYIM. TIPKI SİZLER GİBİ.

BİZLER CANLILIĞIN İFADELERİYİZ


BEN CANLILIĞIN İFADESİYİM.
TIPKI ATALARIMIZ GİBİ.
BEN CANLILIĞIN İFADESİYİM
BEN KOZMOSUN YAPI TAŞLARININ ÖZÜYÜM.
BEN CANLILIĞIN İFADESİYİM
TIPKI SİZLER GİBİ.

BEN KOZMOSUN YAPI TAŞLARININ ÖZÜYÜM. BİZLER KOZMOSUN YAPI TAŞLARININ ÖZÜYÜZ. .

BEN KOZMOSUN YAPI TAŞLARININ ÖZÜYÜM. TIPKI ATALARIMIZ GİBİ.

BEN KOZMOSUN YAPI TAŞLARININ ÖZÜYÜM. BEN HAYATIM. HAYATTA BEN.

BEN HAYATIN İÇİNDEYİM.


BEN ÖLÜMSÜZLÜK VE SONSUZLUĞUM
HAYATTA BENİM İÇİMDE.
TIPKI SİZLER GİBİ.
BEN HAYATIM. TIPKI SİZLER GİBİ.
BİZLER HAYATIZ. TIPKI ATALARIMIZ GİBİ... " Dostlarımız,

BİZLER O'YUZ. BİZLER O'YUZ. BİZLER O'YUZ. " Bir süredir merhabalaşamadık. Sizin mekân/zaman düzleminiz için kısa bir
zamanda olsa, bizler sizleri özledik. Bu gece buluşmaktan dolayı sevinçliyiz. Bu
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. gece kısa, kısa bazı seslenişlerde bulunmak istiyoruz. Umarız sizler için, bazı
düşünce ve sorularınıza bir yaklaşım sunabilmiş oluruz, böylelikle.

0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - Öncelikle şu hususu tekrar paylaşmak istiyoruz. Bizlerin sizlere "yazı" ile
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) seslenişimizin ve bunun olanaklı kıldığı diğer bağlantılarımızın bağlı olduğu üç
temel faktör ya da dinamik var;

1 - Aktarıcı dostumuzun realitesi


2/61 – 29.01.2006
2 - Sizlerin realitesi

3 - O N L A R I N realiteleri.

Her şeyden önce, aktarıcı dostumuzun hem bizlerle birlikte olmak, hem de
sonrasında bilgisayarının başına oturarak yazıları klavyelemek ve sonra da
göndermek için, zaman ayırması gerekli. Aynı anda bunun için uygun bir akıl-
beden-ruh bileşim bütünlüğü içinde olması. Dostumuzda sizler gibi dünya
icaplarıyla iç içe bir İnsan. İşi, ailesi, arkadaşları, dostları, istekleri ve beklentileri,
sorumlulukları ve benzerleri derken, bazı, bazı kendisini "dünyaya kaptırdı mı”,
bizleri ihmal ediyor. Dolayısıyla da sizleri ve kendini. Ayrıca dostumuz,
istediğimiz bazı hususlara da direnç gösterdiği için, ağırdan alıyor, geciktiriyor ve
bu da iletişimimizi olumlu etkilemiyor.

Sonra sizlerin realitesi devrededir. Bizlerin amacı, sizlere şöyle bir alışkanlık
oluşturacak şekilde, bu bolluk ortamında sanki yeterince sesleniş ve bilgi yokmuş
gibi, dostlar alışverişte görsün diyerek seslenmek, hayatınıza bir eğlencelik
katmak değil. Bizler sizlere -sizlere karşı üstlendiğimiz bir vazifenin gereği olarak,
sorumluluk ve hizmet bilinciyle- gündelik hayatınızı ve onun gereklerini sarsarak,
onu kuşatan ve olanaklı kılan daha derin gerçekliğinizin ve onun gereklerinin
farkında lığına yaptığınız yolculuğa katkıda bulunmak için sesleniyoruz.
Seslendiğimiz dostlarımızda farklı Bilinç - Farkındalık- Hizmet düzlemlerinde
olmakla birlikte, her birinizin hem bizlerin seslenişlerinden hem de HAYATIN
diğer seslenişlerinden hareketle, NEYİ, NASIL YAŞADIĞINIZLA bağlı olarak
iletişimimiz olumlu ya da olumsuz olarak etkilenmektedir.
Ve bir de O N L A R I N Realiteleri de devrededir elbette. Sizlere bizlerle ilgili Aslında sizlere en çok Ruhsal -İlahi- Düzlemle ilgili seslenişlerde bulunduk.
bazı açılımlarda bulunduk. Bugün kısa bir ekle bizim etkimizden de söz etmek Özellikle ahkâm kestiğimiz ve ayak bağlarını aktardığımız yazılarla Yeni Çağın
istiyoruz. Daha önce de söyledik, aslında O N L A R farklı Bilinç Ve Enerji Yeni İnsanının gerekleri konulu seslenişler, Ruhsal -İlahi- Boyutlardan
Bütünlüklerinin, farklı Ruhsal, Rabsal ve Teknolojik Planların ve Realitelerin bir yansımalardır. Ruhsaldan kastımız, sizin Varlığınızın ilk Nedenine ve
Birleşimidir. Ama sizlere direkt seslenen bu Birleşimin içindeki YAŞAYAN VE ilk Yaradılışınızdaki Dinamiğe ve Potansiyele ait olan anlamındadır. Bu tür ruhsal
CANLI BİR BİLİNÇ VE ENERJİ ALANI OLARAK OSHO MANYETİK seslenişlere devam edeceğiz. Özellikle Ruhsal konularda devrede OSHO
ALANIDIR. Ancak bu alanın dışında çok çeşitli düzlemlerden, çok çeşitli Bilinç MANYETİK ALANI vardır.
ve enerji Bütünlükleri de sizlere ulaşmaktadır. Bu nedenle bizlerin Dünyanın ve
Gaia Ananın geçirdiği evreler ve yaşadığı süreçlerle de bağlı olarak, sizlerle Bizlerin Rabsal seslenişler dediklerimiz, Galaktik ve Evrensel konularla ilgili olan
iletişimimiz bazı, bazı kesintilere uğrayabilmekte ya da zayıflayabilmektedir. Bu paylaşımlarımızdır. Çok olmamakla birlikte bu tür paylaşımlarımızda oldu.
geçici durumlar, esas olanın yanında önem arz etmezler. Birde size tuhaf ve Rabsaldan kastımızda, Galaksilerin ve içlerindeki Dünyaların Yönetim ve
anlaşılmaz gelebilir ama bizler soğuğu ve soğuğa yol açan ATMOSFERİ Yönlendirilmelerinden sorumlu olan Rablar Mekanizmasına, yani Galaktik ve
sevmeyiz. Soğukta -yine bizler gibi soğuğu sevmeyen ortak dostumuzla Evrensel Sistem - Nizam - Düzene ait olan anlamındadır. Bu tür seslenişlerimiz
iletişimimiz zayıflıyor - Önümüzün bahar ve yaz olması bizi de onu da zamanla artarak devam edecek, çünkü sizler her biriniz bu mekanizmayla ilgili ve
sevindiriyor. ilişkili HİZMETLE YÜKÜMLÜ, VAZİFELERİNDEN SORUMLU
VARLIKLARSINIZ. Özellikle Rabsal konularda devrede, Sirius Misyonluğu
Ancak dostlar şunu da unutmayın ki, bizlerin ortak dostumuzla kendimize ait bir kanalıyla SATÜRN RABLAR KONSEYİ VE SATÜRN -OMEGA-
ilişkimiz ve gündemimiz de var. Sizlere yansıyan kısmının ne ve nasıl olacağında KONSÜLLÜĞÜ devrededir.
esas etkili olan sizlersiniz. Sizlerin Bilinç - Farkındalık - Enerji - Sorumluluk
ölçümlerinize göre aktarımlarımızı ayarlamaktayız. Bizlerin Teknolojik seslenişler dediklerimiz -ki en az paylaşımlarımız bu
alandadır -, Ruhsal ve Rabsal oluşumların ardındaki PLAN VE
Dostlarımız, REALİTELERDİR. Örneğin, 24- 25 Haziranla ilgili seslenişimiz hem Rabsal hem
de Teknolojik Plandan bir seslenişti. Ya da aralarda ki bazı paylaşımlarımız -
Bir de sizlerle paylaştığımız seslenişlerle ilgili küçük bir değini de bulunmak Çekirdek Alfa oluşumu gibi- ve Kuantum ve benzeri bazı konulardaki
istiyoruz. Daha önce de belirttik, sizlerce nasıl algılanırsa algılansın, seslenişlerimiz asıl olarak teknolojik Plandandır.
seslenişlerimiz bizler için belli bir plan- mantık dahilindedir. Hepsinin arasında
belli bir ilişki ve süreklilik vardır. Belli bir açılıma ve murada göre Şimdi çok öz olarak TEKNOLOJİ yi de kodlamak isteriz.
aktarılmaktadırlar. Sizlerin ve dünyanızın, Bilinç - Enerji - Zaman- Mekân - Hücre
koordinatlarına ve Galaktik gereklere göre aktarımlarda bulunulmaktadır. Ve yine TEK = ÂLEMLERİN VE KÂİNATLARIN YARATICI - YÖNETİCİ GÜCÜ -
sizlerin merak ve isteklerinizden çok, bizlerin sizler ve dünyanız için öncelikli MEKANİZMASI
bulduğumuz bir müfredata göre aktarım yapılmaktadır.
N = NE, NEDEN, NASIL. OLANIN, OLUŞUN, AKIŞIN SENARYOSU.
Bu düzlemde aslında isimler ve tanımlar önemli olmamakla birlikte, bir yandan
kaçınılmaz olduğundan seslenişlerle ilgili bir sınıflandırma yapmak istemekteyiz. OL = OL DEDİ OLDUNUN OL'U. 0'NUN YARATICI - VAR EDİCİ
Seslenişlerimizi üç ana başlık altında toplamak uygun olur; POTANSİYELİ - PLANI

1- RUHSAL 2- RABSAL 3 - TEKNOLOJİK


OJİ: O'NUN BİLİNMEYEN GÜCÜ. BİLİNMEYEN ENERJİSİ. 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
İşte aslında, yaratılmış ve var edilmiş her şeyin ve yaşanan ve yaşanacak olan her
O' nunla gelenler - O' na gelenler )
şeyin ardında Teknoloji vardır. Ruhsal ve Rabsal Planlar, Teknolojik Planlar
devreye girmemiş olsalar hiç bir anlam ifade etmezler. Bugüne dek İnsanoğluna 2/62 – 04.02.2006
önce Ruhsal, sonra da Rabsal Planlar açılmış ve tanıtılmış olmakla birlikte,
Teknolojik Planlar açılmış ve tanıtılmış değildi. Şimdi son siklusun bu son
uzatmasında Teknolojik Planlarda sizlere açılmış durumda. İşte bizlerde yeri ve
gereği geldikçe sizlerle teknolojik bazı paylaşımlarda da bulunacağız. Özellikle
Teknolojik konularda devrede, Satürn Girişi ile Andromeda Galaksisi Yönetim
Hiyerarşisi devrededir.

Dostlarımız,

Amacımız fantezi bir bilim- kurgu paylaşımda bulunmak da değil, aklınızı


karıştırmak da. Ama bu değinişi ileride ki paylaşımlarımız için gerekli gördük.
Çünkü ileride değineceğimiz gibi, içinde bulunduğunuz dönem özellikle de sizler
için çok önemli ve nazik bir dönem. 2000 yılınızdan itibaren 2007 yılınıza dek
yaşanan ve yaşanacak her yıl aslında bir yüzyıla ve mini siklusa denk. Sizlerin
zaman/mekân düzleminizde 2007 yılının 18 Şubatında, Gaia Anamız bir kuantum
sıçraması ile farklı zaman/mekân düzlemlerine geçtiğinde, tüm görevlilerin de
HASATLARI yapılmış olacak. 2012 yılında ise Dünyanız üzerinde yaşayan her
canlının HASATI gerçekleştirilecek. Dolayısıyla zaman çok dardır. İlahi
Makamlar, Rabsal ve Teknolojik Planlarla işbirliği içinde tüm Dünyayı ve
üzerindeki mevcudatı Satürn Çıkışına yani Omega Ötesine almak istemektedirler.
Ama önemli olan öncelikle siz Hizmetli - Sorumlu - Vazifeli dostlarımızın sonra
Dünya mevcudatının atacağı adımlardır. İşte bu nedenle önümüzdeki günlerde
sizlere Rabsal ve Teknolojik bazı mesajlar vereceğiz ve sizleri Ruhsal
donanımınızı Dünya mevcudatının hizmetine sunmaya davet edeceğiz. Şimdilik
kaydıyla, 2007 yılı 18 Şubatında yaşanacak kuantum sıçrayışına işaretle ve sizleri
buna odaklanmaya davetle yetiniyoruz.

Her şey sizlerin, bizlerin, herkesin, ışığın ve Bütünün hayrına ve muradına uygun
gelişe ve yaşana İnşallah. Ki öyledir.

Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.


" Dostlarımız, oluşturmaktadır. İşte siz yeryüzündeki dostlarımız, bu çeşitli renk ve seslere ait
bireyler ve Bütünlükler olarak, birbirlerinizle uyumlaşmak, dengelenmek ve
Bu gece sizlerle önce kısa bir merhabalaşma ile buluşmak istiyoruz. Ardından işbirliği ve Birliktelikler oluşturmak durumundasınız ki, vakti geldiğinde bir Bütün
diğer seslenişimizde bulunacağız. Kısa merhabalaşmadan kastımız şu ki; olarak Merkezin dengeli ve sağlam olarak Geçişi olanaklı olsun. Merkezden
kastımız, Alfa Çekirdek Dünyanızın Magma Tabakası ile onun içinde ve etrafında
Ortak dostumuz aracılığıyla sizlere - onun tanıdığı ve tanımadığı dostlarımıza - yer alan ve örülü Alfa Nova Yaşam Enerji Alanıdır.
seslenişlerimiz ulaşıyor. Bu seslenişlerle ilgili çeşitli dostlarımızda çeşitli sorular
ve düşünceler oluşuyor. Bazı dostlarımız - mekân birliği ya da yakınlığı avantajını Bu nedenle artık Görevli ve Hizmetli Odakların, Spritüel Egoları ve Kibirleri bir
da kullanarak - bu sorularının ve düşüncelerinin bir kısmını paylaşabiliyor ve yana bırakarak, İşbirliği, Paylaşım ve Dayanışma içinde, Bireyselliklerini
yanıtlar alabiliyorlar. Ama herkes için bu söz konusu olamıyor. Örneğin Hasat koruyarak ama Bütünde Tekleşmeleri zamanıdır. Unutmayın, Dünyanızın ve
nedir? Onlar hasattan neyi kastediyor? Örneğin, Kanser için kesin bir çözüm var sizlerin Hasat ile ulaşacağı Boyutlar ve Düzlemler ve Yeni Çağ, TEKLİK -
mı? Tanrı nedir? Allah nedir? Ve diğerleri. BİRLİK - BÜTÜNSELLİK Boyutları ve Düzlemleridir. Ama kendi içinde
Tekleşememiş, Birleşememiş ve Bütünleşememiş Bireylerin buralara kabulü
Bu nedenle sizlerden ricamız, ara ara üçlü, altılı, dokuzlu, on ikili gruplar olanaklı olmadığı gibi, kendi içlerinde tekleşememiş, Birleşememiş ve
oluşturarak bir araya gelerek, sorularınızı dostumuza ve bizlere sorup, yüz yüze bir Bütünleşememiş Odakların da kabulü olanaklı değildir. Bundan kastımız elbette ki
akış içinde - tesir, frekans, enerji ve bilinç akışı - yanıtlarını almanız ve Organik Bir Teklik değildir. Her Odak kendi Misyonu ve Vazifesi doğrultusunda,
düşüncelerinizi, sezgilerinizi ve deneyimlerinizi paylaşmanız. Bazı yazıları birlikte kendi araçları ve tarzı ile hizmetle yükümlüdür. Kastımız, işbirliği, paylaşım ve
ele almanız ve derinleştirmeniz. Bu bir aradalıklar sırasında Onlarda sizlerle dayanışmaya ilişkindir. Artık Bilinç ve Sevgi Bütünlüğü anlamında Tek Vücut
olarak, farkında olacağınız ve / veya olmayacağınız bazı çalışmalarda da olma zamanıdır. Çünkü tüm – hakiki - vazifeli misyon ve odaklar, bir Pazılın
bulunacaklardır. Ayrıca bu çalışmaların öncesinde ve sonrasında sizlere basit ama parçaları gibi, ancak Tek Vücut olduklarında gerçek işlevlerini ifa edebilirler. Bu
etkili bazı Arınma ve Enerji Dengeleme Teknikleri/çalışmaları da aktaracağız. nedenle zaman Kibir - Üstünlük - Dışlama zamanı değil, tevazu - anlayış - işbirliği
Böylelikle hem Bizlerle Direkt Etkileşim içinde olmak, hem Birleşik Manyetik zamanıdır.
alanda bulunmak hem de basit ama etkili bazı -kısa süreli- çalışmalarla, hem
fiziksel bedenlerinize, hem biyo- plazmatik elektriksel bedenlerinize hem de biyo Ne yazık ki, dünyanızın mukadder sona - kutlu başlangıca doğru hızla ilerlediği,
bilgisayarlarınıza katkısı olacak bir minik çalışma olacağı gibi, hem de Yansıtıcı Zaman Enerjisinin yoğunlaştığı, Mekân Enerjisinin hafiflediği ve Bilinç
mekanizma olarak Dünyanıza da hizmette bulunacağınız bir düzlem oluşturmuş Boyutlarının bir, bir aşıldığı bu günlerde halen birçok dostumuz Kendi
olacaksınız. Bu nedenle hem dostumuzdan direncini kırmasını hem de sizlerden bu Bildiğinden şaşmamakta ve Kaptanlık iddiasından vazgeçmemekte. Bu nedenle bu
isteğimiz üzerinde durmanızı rica ediyoruz. Sizlerden ve dostumuzdan alacağımız seslenişte bulunmayı gerekli ve uygun gördük.
sinyallere göre bunu tekrar gündeme getireceğiz.
Dostlarımız,
Bununla bağlı olarak, hem sizlerin bir aradalıkları önemli olduğu gibi, hem de
farklı - ama ayrı olmayan - Bilinç ve Enerji Düzlemlerinin de bu dönemde Bir Öncelikle her Varlık kendisinden sorumludur. Kimse kimseye şefaat edemez.
aradalığı, Birlikte bazı projeleri gerçekleştirmeleri, birbirlerini tanıma, anlama ve Herkes kendi hesabını kendisi verecektir. Bu nedenle öncelikle sizler kendinizi
kabullenmeleri çok önem taşıyor. Bir önceki seslenişimizde de belirttiğimiz üzere, Odağınıza koymalı ve Olmalısınız. Ancak Olan her Varlık zaten kardeşlerine
önümüzdeki günler "beklenmedik ve umulmadık"(!) gelişmelere gebedir. hizmet etmeksizin Oluşunun Tescilini sağlayamayacağının idrakinde olarak,
Unutmayınız ki, Evrensel ve Galaktik realite ve Düzlem, çok renkli ve çok sesli karınca kararınca Vazifesini yerine getirecektir. Düşeni ne sırtlayın ne de bir
bir özellik arz eder. Ama bu çok renklilik ve seslilik, çeşitlilik içinde birliktelik ve tekme de siz atın. Ama hem birey hem Odak olarak, hem Bireylere ve hem
denge - uyum prensibi dâhilinde, buraların zenginliğini ve ihtişamını Odaklara Olarak ve Olmanın Kokusunu, Sesini, Rengini ve Hazzını paylaşarak
yardımcı olun. Zaman OLMA VE OLMAKTA OLANLARA OLANI SUNMA " Dostlarımız,
ZAMANIDIR. Bu nedenle hem kendi içinizdeki beraberlikten hem de
beraberlikler içindeki Birlikteliklerden kendinizi - odağınızı ve bizleri Mahrum Örneğin Bizlerin OLMAKTAN ne anladığımızı merak ettiyseniz - ki önceki
etmeyin, ne olur. yazılarımızda birçok ip ucu verdik aslında - işte bir araya geldiğinizde, ister bir
soruyla ister bu yazı üzerinden gündeme getirdiğinizde, bizler de sizlere
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
OLMA;
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - 1 - Fiziksel Boyutu = Duyuların canlandırılması, Algıların Sağaltılması, Alıcı
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) Kapasitesinin Artırılması diye anlatırız. Bu arada Kesenin bu konuyla ilgisini
anlatırız. Tabi ki yürümenin de.

2 - Biyo Bilgisayar Boyutu: Farkındalık Halinde olma, Meditatif Halde Olma,


2/63 – 09.02.2006 Beyin Enerjisini Evrensel Enerjilere Uyumlama - bunun için Sağ Lob Aktivasyonu
Tekniği -, Zihni kapatma, Düşünceden Deneyime geçiş diye anlatırız. Ve
yüzmenin bununla ilgisini anlatırız. Tabi ki vejetaryenliğinde.

3 - Ruhsal Boyutu: Kalp Çakrası ile Taç Çakrası Aktivasyonu, Kalp Çakrası ile
Yunuslar ve Taç Çakrası ile Balinalar arasındaki iletişim, Taç Çakrası aktivasyonu
için Eminönü - Sultan Ahmet Merkez olmak üzere üç km2 alan içindeki tarihi -
dinsel - kültürel eserler ve üzerlerindeki UFOLAR ve aralarındaki Işık ve Enerji
Bağı alanı ve onlarla iletişim diye anlatırız. Ve patenti Onlara ait bir minik
meditasyonla UFOLAR arasındaki ilişkiyi de.( UFO tabirini sizler için
kullanmaktayız. Bizler için bunlar YILDIZ GEMİLERİDİRLER. Yani bilinmeyen
bir cisim değillerdir.)

4 - Enerjetik Boyutu = Sizlerin Galaktik İfadeleriniz, Biyo - Elektro - Manyetik


Direnç ve Engellerle onların Dönüştürülmesi ve diye anlatırız. Ve elbette evcil
hayvan bakımı özellikle de Kedilerle bunun arasındaki ilişkiyi de.

Özetle Dostlarımız,

Hem eğlenceli - neşeli - uçuk, kaçık(!) bir zaman dilimi yaşarız ama hem de
Bilgeliğe ve OLMAYA giden yolda kendinize mal edebileceğiniz Bilgi = Güç =
Enerji = Bilinç ve bazı teknikleri paylaşır, hep birlikte daha OLMUŞ olarak
ayrılırız.
Unutmayın ki, Ve Lemurya’da olduğu gibi, Güne nedensizce gülerek ve sevinçle başlayarak, her
gün minik de olsa bir YÜKÜNÜZÜ ATSANIZ ve minik de olsa bir EVRENSEL
Her şey yazıya dökülemez. Yazılar ancak sizleri bir Düzleme davet ile ilgilidir. NİTELİK ekleseniz.
Düzlem, OLMA, HİZMET, VAZİFE VE SORUMLULUK Düzlemidir.
Tam anlaşılamadı değil mi? İşte bir araya gelsek, açacağız birlikte, ama.
Ayrıca şunu da belirtelim ki, biz hiç birinizin bireysel ya da Gurupsal olarak DİRENCİ, TEMBELLİĞİ, ATALETİ, ÜÇÜNCÜ SINIF HAYATLARI bir
çalışma alanınıza, tarzınıza, tekniğinize müdahale amacı gütmemekteyiz. Size bırakabilseniz.
yanlışlar ya da doğrular DAYATMAKLA ilgili değiliz. Biz sadece sizin kendi tarz
ve anlayışınızla uyumlaşabilecek EK BİR YAKIT VE KATKI sağlamak
peşindeyiz. Ancak unutmayın artık zaman eski zamanlar değil. Biz artık eski Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
SPİRİTÜEL uygulamalardan ziyade, kısa sürede Hakiki sonuçlar doğuracak
KUANTUM - NÖRO - BİYO - FİZYOLOJİK - ELEKTRO - MANYETİK
TEKNİK VE AMELİYELERDEN söz etmek ve bunları sizlerle zaman içinde 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
paylaşmak istiyoruz. Diyelim ki, 1 saat içinde Fiziksel Bedeninizi 1000 Yıllık eski
tarz çabaya denk bir ARINDIRMA TEKNİĞİ VE İŞLEMİNİ paylaşmak istiyoruz. O' nunla gelenler - O' na gelenler )
Ama şunu da bilenlerdeniz, sizler hazır olmadan bunları aktarmak yarardan çok
zarar, dengeden çok kaos getirir. Bu nedenle tüm çabamız sizleri öncelikle 2/64 – 09.02.2006
ONLARLA ilgili ve ilişkili olarak BİR DÜZLEME uyumlamak. Bu nedenle bir
yandan da asla sabırsızlık içinde değiliz. Size yazılarımızla seslenmeye devam
edeceğiz, uzun uzun hastalıkların nelik ve dinamiklerini paylaşacağız, alttan ve
üstten, sol ve sağ boyutlardan, içten ve dıştan sesleneceğiz. Ama bir vakit
geldiğinde - hazır olanlarınızla - paylaşacağımız - asla mucizevî değil - Bilimsel -
ama Galaktik - teknikler ve çalışmalar olacak. Bunlar direkt Enerjetik
Bedenleriniz ve Galaktik İfadelerinizden aşağılara doğru süzülen ve hem aşağıyı
hem yukarıyı ŞİFALANDIRAN VE BÜTÜNLEYEN - TEKLEŞTİREN teknik ve
çalışmalar olacak. Ki dünya da birçok yerde, çeşitli adlar altında ÖNCÜLLERİNİ
uygulamaktayız.

Dostlarımız,

Sizlerden tek ricamız, KENDİNİZİ DÜNYANIZIN AKIŞINA


KOYVERMEMENİZ, DRAMLARA KAPILMAMANIZ, UMUTSUZLUK VE
KÖTÜMSERLİK İÇİNDE OLMAMANIZ. Bunun için şimdilik ne olur Yeni
Çağın Yeni İnsanının gereklerinde verdiğimiz önerilerden sizlere uygun gelenleri
gerçekleştirseniz, kendinizi SEVEREK, kendinize DEĞER vererek, kendinize
SAYGI duyarak, içki, sigara ve sevgisiz seks başta olmak üzere DİNAZOR
IRKININ KALITLARINI TERK ETSENİZ.
3 - YENİÇAĞ, BİRLİK – BÜTÜNSELLİK - SONSUZLUK TEMELLİ VE
" Dostlarımız, İÇERİKLİ olacak. YENİ İNSANLAR BİRE - BÜTÜNSELLİĞE -
SONSUZLUĞA AİT VE AÇIK olacak.
İyi pazarlar. Merhabalar, sevgiler ve sevinçler.
4 - YENİÇAĞ, İŞBİRLİĞİ – PAYLAŞIM - SEVGİ TEMELLİ olacak. YENİ
Malum, pazar günleri bizlerde sizlere hafif ve eğlencelik seslenişlerde İNSANLAR İŞBİRLİKÇİ - PAYLAŞIMCI - SEVGİLİLER olacak.
bulunuyoruz. Ne de olsa tatil günlerinizde sizleri yormak ve zorlamak istemiyoruz.
Ancak bu pazar sizlerle, aslında her gününüzün ve her anınızın bu şekilde 5 - YENİÇAĞ ŞİFA - FARKINDALIK - SEVİNÇ TEMELLİ VE İÇERİKLİ
olabileceği ile ilgili bir paylaşımda bulunmak istiyoruz. Ki, iki ve aslında çok olacak. YENİ İNSANLAR ŞİFALI – FARKINDALIKLI - NEŞELİ İNSANLAR
yönlü olan bu paylaşımımızda, lütfen önceki seslenişlerimizi ve bu seslenişlerde olacak.
dile getirdiklerimizi unutmayın. Çünkü muradımız ancak bu şekilde anlaşılabilir.
6 - YENİÇAĞ PSİŞİK – IŞIK - KOZMİK BİR REALİTE olacak. YENİ
Önceki seslenişlerimizde sizlere bazı ayak bağı olan kavramlardan söz etmiş ve de İNSANLAR PSİŞİKLER - IŞIK VARLIKLAR - KOZMİK VARLIKLAR olacak.
HAYATA ve YAŞAMAYA vurgular yapmıştık.
7 - YENİÇAĞ GALAKTİK - EVRENSEL VE TEKE DAİR BİR ÇAĞ olacak.
Bu pazar yine aynı şeyi - öneminden ve sizlere duyduğumuz sevgiden dolayı - bir YENİ İNSANLAR GALAKTİK VE EVRENSEL VARLIKLAR VE TEKE AİT
anlamda yineleyeceğiz. olacaklar.

Bakın, görün, duyun, işitin, hissedin. Bir fiziksel âlemdesiniz ve bir hal Dostlarımız,
içindesiniz. Çeşitli güzellikler ve çeşitli sıkıntılar içindesiniz. Memnuniyetleriniz
ve memnuniyetsizlikleriniz var. Umutlarınız ve tükenmişlikleriniz, Bunun anlamı odur ki;
iyimserlikleriniz ve kötümserlikleriniz var. Tazelikleriniz ve bayatlıklarınız. Ve
benzerleri. Şimdi sizlere dünyanızda J.Krişhnamurti adıyla bilinen YÜCE BİLİNÇTEN
naklen aktarmak istiyoruz ki;
Şimdi ilk kez açıklıkla belirterek seslenişi iki ayrı alana bırakmadan önce bizler,
Onlar sizlere Yeni Çağ ve Onun sakini olmakla ilgili bazı hatırlatmalarda "Yani, insan beyni ve kalbi, yüzyıllar süren yolculuğun ve maceranın, hayat
bulunmak istiyoruz. denilen o arayışın oluşturduğu bireysel(!) ve kolektif(!) ölü ve çirkin yüklerden ve
pisliklerden yani her türlü koşullanma ve dogmadan temizlenecek ve arınacak
Dostlarımız hem Yeni Çağ nasıl olacak hem de Yeni Çağdaki yeni İnsanların demektir. Bu kendisi Canlı olan bir Hayatın ilk elden ve açık ve sevgi dolu bir
Halleri nasıl olacak özce değinmek istiyoruz; kalp ve berrak bir zekâya sahip beyinle deney imlenmesi ve İnsanların gerçek bir
kolektivite içinde hakiki bireysellikleriyle ve tüm potansiyelleriyle HAYATI
1 - YENİÇAĞ CANLI, HAYATİ olacak. YENİ İNSANLAR CANLI, YAŞAMALARI demektir. Ki bu insanın ve insanlığın derin bir uykudan
YAŞAYANLAR olacak. uyanarak, rüyasını gerçek kılacağı zamanlar demektir. Bunun için bugün yapılacak
ilk şey, şimdi ve burada bu yüklerden arınmaya ve kalbi ve beyni temiz ve taze bir
2 - YENİÇAĞ, ÇOK BOYUTLU, ÇOK KATMANLI olacak. YENİ İNSANLAR, havayla doldurmaya başlamak ve bunun için de gereken CESARETİ VE EYLEMİ
ÇOK VEÇHELİ, ÇOK İFADELİ olacak. yeşertmektir. Bunun için sizleri dünyanızda bıraktığımız HAZİNEYE YENİ BİR
GÖZLE TEKRAR EĞİLMEYE davet ediyoruz. Unutmayın o zamanlarda olduğu
gibi şimdide TEK ÖĞRETMENİNİZ SİZ VE HAYATINIZSINIZ. VE TEK YOL
VAR, DENEYİMİNİZ ..." 2 - AMA HİÇ BİRİ ARTIK SİZİN İÇİN ZORUNLU VE KAÇINILMAZ
DEĞİLDİR.
Dostlarımız,
3 - Size NEŞE - SEVİNÇ - FERAHLIK vermeyen hiç bir durum ve halin, NE
Dünyanızda Osho diye bilinen ve bizlerin ait olduğu Manyetik alanı simgeleyen o SİZE NE DE YÜKSELEN YENİÇAĞA VE BÜTÜNLÜĞE hayrı yoktur.
hayat ve özgürlük aşığı YÜCE BİLİNÇ der ki;
4 - Sizlerin birçok BÜYÜK SÖZCÜKLERİNİZ - SADAKAT, VEFA,
"YAŞAYIN. OLUN. SADECE KENDİNİZ OLAN HAYATI YAŞAYIN VE SORUMLULUK V.S - gerçekte KORKAKLIĞINIZIN - KAYITSIZLIĞINIZIN
SADECE KENDİNİZ OLUN. Bugün sizin kendinize ve Bütünlüğe karşı ilk ve VE ÖLÜLÜĞÜNÜZÜN KILIFIDIR.
asli sorumluluğunuz YAŞAMAKTIR. Eğer neşesiz ve sıkkınsanız ama bunun
üzerine MEDİTASYON yapmaksızın, bu durumu sürüklüyor ve 5 - Eğer size NEŞE - SEVİNÇ - FERAHLIK VERMİYORSA ya durum ve hal de
ALIŞKANLIKLAR - ZORUNLULUKLAR VE KAYITSIZLIKLA yaşıyorsanız, ya da sizde bir UYGUNSUZLUK var demektir. Tefriki de iyi yapın. Eğer artık
SİZLER ÖLÜLERSİNİZ. YAZIK. AÇILMADAN İADESİNİZ. Oysa fiziksel bırakmanız gereken bir Realite ise asılmayın, akın ve kendinize ve realiteye
olarak doğmakla, Kozmik olarak doğma olanağını elde ettiniz. Ve şimdi öylesine ÖZGÜRLÜK izni verin. Ama eğer gerçekte ZİHNİNİZİN VE HUZURSUZ
YOĞUN BESLENEN BİR HAYAT içindesiniz ki, YAŞAMAK VE YAŞAMIN EGONUZUN bir oyunu ise neşesizlik ve sıkıntınız, O ZAMANDA YAŞANANIN
BİR SEVİNÇ - BİR MACERA VE BİR KEŞİF olarak deney imlenmesi çok daha GERÇEĞİNİ İDRAKLE BENLİĞİNİZLE UYUMLANIN ONA.
olanaklı. Sadece şuna karar vereceksiniz. Tüm korkuları, tüm acabaları, tüm
âmâları geride bırakarak FARKINDALIKLA - ŞİFAYLA - YÜCELİKLE Her durumda NEŞE - SEVİNÇ - FERAHLIK TURNUSOL kâğıdınız ola.
yaşamaya DEĞER MİSİNİZ? VE DE İSTİYOR MUSUNUZ? Benim yanıtım
belli, değersiniz ve istiyorsunuz. Öyleyse KABUKLARINIZDAN VE
İLLÜZYONLARINIZDAN BAŞKA KAYBEDECEĞİNİZ BİR ŞEYİNİZ Ya durumla ve halle ilgili KABUKLARINIZDAN sıyrılın ya da o tükenmiş
olmadığını anlayarak, hadi HAYATA ADIM ATIN." Realiteden. Ama unutmayın, iç sıkıntısı, cansızlık, neşesizlik, kayıtsızlık BİR
SORUNA VE BU SORUNDA ÇOĞU ZAMAN SİZİN SİZDEN UZAKTA
OLUŞUNUZA işaret eder.
Dostlarımız,
Gün, YAŞAMA, HAYATI KEŞFETME, HAYATI YÜCELTME, NEŞE VE
Bizlerin YENİÇAĞ diye adlandırdığı O DENGELENMİŞ - BÜTÜNLENMİŞ - SEVİNÇ günüdür. Ne olur, kendinizden - BAĞIMLISI OLMADAN,
SONSUZLUK âlemlerinde yaşayacak İnsanın da, DENGELİ - BÜTÜN VE PUTLAŞTIRMADAN - ne maddi, ne fiziki, ne manevi ne de ruhsal, hiç bir
SONSUZ olması gereği herhalde kulaklarınıza ama hele KALBİNİZE aykırı GÜZELLİĞİ, İYİLİĞİ VE DENEYİMİ esirgemeyin. Kalbinizin ve berrak
gelmese gerek. zekânızın sesini dinleme ve izleme CESARETİ VE AKIŞKANLIĞI içinde olun.

Bugün sizlerin kendinize ve Bütüne karşı ilk göreviniz gerçekten de NEŞENİZİ - Hepiniz, KENDİ OLMAK, KENDİNİ YAŞAMAK VE HAYAT OLDUĞUNU
SEVİNCİNİZİ - CANLILIĞINIZI YAŞAMANIZDIR. Bunun için sizlere yine ANLAMAK HAK VE GÜCÜNE SAHİPSİNİZ.
değiniler halinde bazı aktarımlarda bulunmak istiyoruz,
Yeni Çağ, Yeni Çağ denilen bunun YAŞANDIĞI VE YAŞATILDIĞI bir
1 - Hayatta şimdi ve burada içinde bulunduğunuz hiç bir durum ve hal, size İKLİMDEN başka bir şey değildir. Şimdi ve Burada yeniçağı ve yeni insanı
rağmen değildir ve aladır. yaratabilirsiniz.
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. " Dostlarımız,

0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - Bazı, bazı dile getiriyoruz, bize kolay buralardan ahkâm kesmek, af ola diye.
Sizlerin bulunduğunuz realitenin, IŞIĞI - ENERJİYİ - BİLİNCİ nasıl engelleyen
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) ve yadsıyan BİR SINIRLI VE SONLU KAYITLILIKLAR DÜZLEMİ olduğunu
bilenlerdeniz. Yine sizlerin KOZMİK NEFES - KOZMİK ZEKÂ - KOZMİK
2/ 65- 12.02.2006 SEVGİ - KOZMİK NEŞE ile uyumsuz ve uygunsuz bir fiziksel beden içinde iş
görmekte - deneyim yaşamakta - sorumluluk üstlenmekte olduğunuzun da
farkındayız. Ama yine bilenlerdeniz ki, bunlar belli bir PLAN - SİSTEM -
MURAT dâhilinde gerçekleşmektedir. Ve bunlardan dolayıdır ki, SİZLER
BÜYÜK BİR DENEY VE MEYDAN OKUMA İÇİNDESİNİZ. Ve yine bunun
içindir ki bizler sizlere BÜYÜK BİR AŞK VE HAYRANLIK
BESLEMEKTEYİZ.

Ancak şuna da işaret etmek isteriz ki, sınırlılıklarınızın bir kısmı da - hele artık -
SADECE VE SADECE İNANIŞ VE DÜŞÜNÜŞLERİNİZLE ilgilidir.

Sadece ve sadece fiziksel bedeninizle ilgili küçük bir örnek vereceğiz. Sizlerin
solunumunuzla KOZMİK NEFESİ, ZEKÂYI, SEVGİYİ VE NEŞEYİ almak
olanaksız ve bu durumda da hücresel sonluluk kaydını dönüştürmek de
olanaksızdır.

Ancak yüz yıllardır bilinir ki, solunumla ilgili biraz uğraş ve uygulama ile
DOĞAL OLAN KARINDAN SOLUMA VE AKCİĞERLERİ TAMAMIYLA
OKSİJENLE doldurma olanaklıdır. Bu durumda organizmanızın işleyişi ve
canlılığı - neredeyse on kat - artacak ve sizlerin KOZMİK NEFESİ, ZEKÂYI,
SEVGİYİ VE NEŞEYİ belli miktarda deney imlemeniz olası olacaktır. Bunun
kendisi ise, BİLİNCİNİZDE ÇÖREKLENMİŞ VE FOSİLLEŞMİŞ birçok SAHTE
VE SINIRLAYICI - İLLÜZYONİ - düşünce ve inanç kalıplarını temizleyecek ve
bu durumda serbest kalan ENERJİ - BİLİNÇ VE MANYETİKLER,
DNALARINIZDA SAKLI bilgeliğin, hücresel yazılımınızdaki bazı kayıtları da
temizlemesini olanaklı kılacaktır. Bu da...

İşte dostlarımız,

Ne olur sigara içmeyin derken, ne olur yürüyün ve / veya yüzün derken, ne olur
dualiteye ve onun dramlarına odaklanmayın, dramla dram olmayın derken, ne olur
siz Birlik ve Aşkınlığa odaklanın derken, ... derken, … derken basit ama bir 3 - SİGARAYI YAŞAMINIZDAN ÇIKARDINIZ DEMEKTİR. Çıkarın, çıkarın,
daireyi tamamladıklarında, DNALARINIZI YANİ ATOMİK çıkarın.
BÜTÜNLÜĞÜNÜZÜ bile dönüştürecek GÜCÜ yaratacak dinamiklerden söz
ediyoruz. İşte yaşamakla ilgili kararınızın ilk adımlarından biride, SOLUNUMLA İLGİLİ
DÖNÜŞÜMDÜR. Nefes almayan yaşayamaz. Size bir şey söyleyelim, bugün
Siz bizlere, ne yapayım canım sıkılıyor o yüzden sigara içiyoruz diyorsunuz. DÜNYANIZDA KOZMİK NEFES ALABİLENLER ÇOK AZDIR. AMA
OKSİJEN SOLUYANLAR DA AZDIR. Şaşıracaksınız ama çoğunuz yarı yarıya
Bizlerse DİYORUZ Kİ, DİNOZORLAR ONU SİZE CANINIZ SIKILSIN DİYE oksijen ve karbondioksit soluyorsunuz. Yeter artık. Yeni Çağın Yeni İnsanı
KALIT BIRAKTI. CANINIZ SIKILIYOR ÇÜNKÜ SİGARA İÇİYORSUNUZ Kozmik Nefesle ve Oksijenle soluyacaktır. Sizlerde ne olur.
diyoruz.
Derin ve sakin soluma, yürüyüş ve / veya yüzme ve karbon alımına son. Ki bizde
Siz bizlere halim mi var yürümeye ya da yüzmeye diyorsunuz. size KOZMİK NEFES İLETEBİLELİM. İsterseniz elbette.

Bizlerse DİYORUZ Kİ, DİNOZORLAR HALİNİZ KALMASINDA Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
YÜRÜMEYİN, YÜZMEYİN DİYE DNALARINIZLA OYNADILAR. HALİNİZ
YOK ÇÜNKÜ YÜRÜMÜYOR, YÜZMÜYORSUNUZ diyoruz.
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
Siz bizlere, aman ne olacak biraz fazla nefes alsam. Zaten hava mı kaldı ki O' nunla gelenler - O' na gelenler )
diyorsunuz.
2/66 – 12.02.2006
Bizlerse DİYORUZ Kİ, DİNOZORLAR NEFES ALAMAYIN DİYE
GENETİĞİNİZLE OYNADILAR. Az nefes aldığınız için (!), az nefes alıyorsunuz
ve bu nedenle oksijeniniz azalıyor, diyoruz.

Dostlarımız,

Yaşamak yönünde karar verdiyseniz, yani CANLI, NEŞELİ, SEVİNÇLİ,


KEŞİFLİ, DUYARLI, SEVGİLİ bir şekilde,

1 - NEFES ALMAYA KARAR VERDİNİZ DEMEKTİR. NEFES ALIN...


NEFES ALIN... NEFES ALIN... Solunumunuz üzerinde durun.

2 - YÜRÜMEYE VE / VEYA YÜZMEYE KARAR VERDİNİZ DEMEKTİR...


Yürüyün, yüzün... Yürüyün, yüzün... Yürüyün, yüzün... Yürüyüş ve yüzme
üzerine meditasyon yapın.
Dostlarımız,
" Dostlarımız,
Yine amacımız kafalarınızı karıştırmak, gereksiz bilgilerle sizleri kışkırtmak değil.
Bir önceki seslenişimizde yani BULUŞMAMIZDA, sizlere " Nefes alın, nefes Bu akşam bazı dostlarımıza verdiğimiz sözleri tutmak ve sizler de BİR
alın, nefes alın " demiştik ya, bir dostumuz hatırına ekliyoruz, aldığınız nefesi KIVILCIMI YAKMAK İÇİN, ilk kez - daha sonra açmak üzere - VENÜS -
verin de. Şaka gibi gelmesin, aslında sizlerin yine farkında olmadığınız şey şu ki VEGA ORİJİNLİ ATALARINIZ GÜNEŞİN OĞULLARINI ifade ettik. Ve de
aldığınız nefesi vermek kolay ve yapıla gelen bir şey değil. Sizler normalde Altın Çağda hakiki işlev ve niteliklerine kavuşacak olan Kalp ve Beyninize işaret
Oksijen bazlı soluyan canlılarsınız - ki biz size yarı yarıya karbon aldığınızı ettik.
belirttik - ama dışarıya verdiğiniz ne? Karbondioksit? Öyleyse aldığınızla
verdiğiniz aynı mı? Bir anlamda evet, bir anlam da hayır. Şimdi buradan, gününüze, deneylediğiniz Realiteye ve bu Realitenin Nefesine
daha doğrusu solunumuna dönmek istiyoruz. Ne de olsa son seslenişte Solunum
Bir zamanlar Dostlarımız, sizlerin ATALARI olan VENÜS - VEGA orijinli üzerinde durduk ve ona önem arz ettik. Dedik ki;
GÜNEŞİN OĞULLARI, Gaia Ana da yerleşkeler oluşturduklarında, OKSİJEN
ALIP, OKSİJEN VERİYORLARDI. Şimdi sizler için anlaşılması zor olan bu " Yaşamak yönünde karar verdiyseniz, yani CANLI, NEŞELİ, SEVİNÇLİ,
olgu, KEŞİFLİ, DUYARLI, SEVGİLİ bir şekilde,

1 - FİZİKSEL BEDENİN, IŞIK VE ENERJETİK BEDENLE İÇ İÇELİĞİ VE 1 - NEFES ALMAYA KARAR VERDİNİZ DEMEKTİR. NEFES ALIN...
TİTREŞİM DÜZEYİ İLE NEFES ALIN... NEFES ALIN... Solunumunuz üzerinde durun.

2 - BEYNİN KOZMİK BİLİNCE VE KALBİN KOZMİK NEFESE UYUMLU İşte yaşamakla ilgili kararınızın ilk adımlarından biride, SOLUNUMLA İLGİLİ
OLUŞUYLA, DÖNÜŞÜMDÜR. Nefes almayan yaşayamaz. Size bir şey söyleyelim, bugün
DÜNYANIZDA KOZMİK NEFES ALABİLENLER ÇOK AZDIR. AMA
OKSİJEN SOLUYANLAR DA AZDIR. "
3 - GAİA ANANIN DA ATMOSFER ÖZELLİKLERİYLE
Öyleyse sizlerle, hastalıkların nelikleri düzlemini de gözeterek Solunum üzerinde
İlgili ve ilişkiliydi. paylaşımda bulunalım, istiyoruz.

Bu demektir ki, Nefes - Kozmik Nefes - aslında kalple ilgilidir. Ancak, Nefes alıp, verme bulunduğunuz Dualiteye ve Kutupluluğa uygun ve onu ifade
Fiziksel Bedenin genetiği ile oynandıktan ve Kalp otomatizmaya bağlandıktan eden bir süreçtir. Diğer doğa olaylarında olduğu gibi, iki kapılı dünyanızda nefes
sonra, solunumda Akciğerlerle sınırlı bir işleve indirgendi. Bu da demektir ki, bir alıp, vermek oluşturdukları ritm ile sürekli ikiliğe işaret ederler. Aslında almak ve
zamanlar Kalp otomatizmaya bağlı, istemsiz ve kendiliğinden çalışan, müdahale vermek, birlikte, bir ve tek olan bir süreci yani SOLUNUMU oluştururlar. Sizlerin
edemediğiniz BİR ORGAN değildi. Kalp, aynen Beyin gibi, GALAKTİK VE anlamasını beklemiyoruz ama reddetmeyin ve bırakın nüfuz etsin varlığınıza, daha
KOZMİK İFADE VE VEÇHELERİYLE BAĞLI VE UYUMLU OLARAK, hakiki Veçhelerinizde nefes almak ve vermek söz konusu değildir. Sadece
GÜNEŞİN OĞULLARININ DENGE VE UYUMLA ETKİDE VE solunum vardır ki, bu Birlik Düzlemlerine uygun ve koşut olarak, tek bir nitelik
İŞBİRLİĞİNDE BULUNDUKLARI ASAL TAŞIT VE ARAÇLARIYDI. AMA arz eden bir olgudur. Solumak, solumak, solumak. Almak ve vermek aynı anda ve
CANLI, BİLİNÇLİ VE BİYO- PLAZMATİK - ORGANİK - AKAŞİK ve iç içe geçekleşen bir olgudur. Ancak bunu sadece sizlere deney imlediğiniz
BOYUTLAR VE DÜZLEMLER ARASI İŞ GÖREN BİR ARAÇ VE TAŞIT. realiteyi ve onun görünümlerini mutlaklaştırmamanız babında aktarıyoruz. Yani
bir tür bilim - kurgu gibi.
İşte hastalıkların nelikleri düzleminde, SOLUNUMLA ilgili tüm hastalık ifadeleri,
Sizlerin düzleminde Solunum - gayet yerinde olarak - iki kutuplu, almak ve İLETİŞİM - İLİŞKİ - DOKUNMA - ÖZGÜRLÜK - BAĞIMLILIK ile ilgili ve
vermek üzerine kurulu bir işlemdir. Oksijen almak ve karbondioksit vermek. ilişkilidirler. Ve özcesi SEVGİ - KORKU ikilemi ile ilgilidirler.
Solunum bu yanıyla, Dünyaya ve Doğaya güvenmek ve onu kabullenmek yani
oksijeni İÇ BÜNYEYE KABUL ETMEK, ardından yine Dünyaya ve Doğaya Astım da, dokunma ve ilişkiye karşı duyulan DİRENÇ, kendisini nefes alıp
güvenerek Karbondioksiti ona aktarmak, İÇ BÜNYENİN ZEHRİNİ AKITMAK, vermeye karşı duyulan Direnç olarak ifade eder.
zehirli olandan vazgeçmektir. Ve biraz üzerinde durun, bu aslında BÜYÜK BİR
GÜVENE DAYALI, önemli bir değiş, tokuştur. — Birçoğunuzun sigaradan yani Soluksuz kalmak, kısıtlanan ve özgürlük alanı isteyen ama buna cesaret edemeyen
karbondan vazgeçemeyişinizin ardında, içsel cezalandırma dinamikleri, doğaya İnsanın, kısıtlılığa duyduğu tepkiyle ilgilidir. Nefes almakta zorlanan, soluksuz
güvensizlik ve hayata duyulan korku yatar.- Yani solunum özü itibarıyla sizin kalan insan, ASLINDA ARTIK FİZİK YA DA PSİŞİK KISITLI ALANA
HAYATLA İLİŞKİNİZİN AYNASIDIR. SIĞAMAMAKTA AMA ÖZGÜRLÜK YÖNÜNDE O İLK ADIMI DA BİR
TÜRLÜ ATAMAMAKTADIR. Bunun altında ise KORKU yatmaktadır.
Ve nasıl ki, hayat size ait değil de(!), siz hayata aitseniz, nefes -oksijen- de size ait Alışılmadık ve bilinmedik bu alana yani Özgürlüğe atılacak adımdan duyulan
değildir. Ama kullanım hakkınız vardır. Aynı hayatta olduğu gibi, nefes sizin korku, bir de kısıtlılığı oluşturan kişi ya da durumlara karşı duyulan bağımlılıkla
içinizde değil sizler nefesin içindesinizdir. Aslında size ait olan olarak - içsel birleşince, insanı soluksuz bırakmakta ve bu da özgürlük için gerekli fizik ve
üretim nedeniyle - karbon algılandığından, Solunumla ilgili sorunlar için kolektif psişik gücün oluşumunu engellemekte ve bağımlılığı kuvvetlendirmekte, bu kısır
bir zemin vardır. Bu nedenle de sigara bu kadar kolay dost olarak döngü SÜREK AVINA dönüşmektedir.
kabullenilebilmektedir. Ama aslında sizin üretiminiz Oksijen olup, karbon
dışarıdan size genetik olarak dayatılan bir olgudur. Nitekim özgürlüğe atılan her adımda, alınan nefesin daha yoğun ve kaliteli oluşu
da bu dinamikle ilişkilidir.
Nefes sayesinde insan, kendi içine kapalı bir Birim olmaktan kurtulur. Dışarıya(!)
bir bağımlılık söz konusudur. Ben, BEN ile ilişkide olmak ve kalmak zorundadır. Sıkıntılı ortamlarda nefessiz kalışınız ama kendinizi dışarıya atar atmaz,
Böylece Ben, kendi Krallığını ilan etmek için hep eksik bir durumdadır. Bir yanı soluklanmanız bile bununla ilişkili küçük bir görünümdür. İşte sizlere, size sevinç,
BENİN Krallığına bağımlıdır. Üstelik nefes, Beni, diğerlerine de bağlar. Herkes neşe ve ferahlık vermeyen KİŞİ, OLAY, DURUM ve benzerlerini geride bırakın
aynı havayı solumakla mükelleftir. Hatta Hayvanlar Krallığı ve Bitkiler Âlemi ile derken, bir muradımızda NEFESSİZ KALMAMANIZ, ÖZGÜR VE SOLUYAN
de HAVAYI ve NEFESİ paylaşmak zorunluluğu vardır. Bu Beni bilinçsizce de HAYATİ VARLIKLAR OLASINIZ diyedir.
olsa, farklı olduklarından ayrı olmadığı anlayışına ulaştırır. Ki aynı anda Doğa,
Ekolojik Sistem ile olan bağını da hatırlatır ve dayatır. Yani aslında nefes, Öyleyse,
biyolojik işlevleri bir yana, İLETİŞİM VE İLİŞKİ DİNAMİĞİDİR.
Solunumla ilgili sorunlar yaşayan dostlarımız kendilerine sorsunlar, lütfen;
İlginçtir, Deriden sonra en geniş yüzeye ve temas alanına sahip olan Organınız
Akciğerlerinizdir. Bu organınızın, oksijen - karbon alımı ve verimi, değiş tokuşu 1 - Nedir sizleri nefessiz bırakan şey?
yüzeyi - ortalama - 7x10 = 70m2 dir. Aslında Akciğerleriniz EN YAYGIN
İLETİŞİM VE İLİŞKİ OARGANINIZDIR. — konuyu dağıtmayalım ama aslında 2 - Neyi kabullenmek istemiyorsunuz? Neyi içinize almayı yadsıyorsunuz?
genetiğinizle oynanmadan önce Akciğerleriniz hakiki İLETİŞİM VE DÜŞLEME
aracınızdı.- 3 - Neyi salmak, bırakmak, dışarı akıtmak istemiyorsunuz?

4 - İlişkilenmekten, iletişime geçmekten, dokunmaktan, ifade etmekten


korktuğunuz şey ne?
Aslında bunun altında yatan, özellikle çocukluk döneminde ya EKSİKLİĞİ
5 - Hangi alanlarda sınırlanmış hissediyorsunuz kendinizi ama neden özgürlük için HİSSEDİLEN - SEVGİ, SAYGI, KABUL, ONAY gibi - nitelikleri içte tutmak ve
gerekli adımları atamıyorsunuz? dışarıyla paylaşarak azaltmamak isteği ya da yine bu nitelikleri sağladığı
düşünülen BİLGİ - PARA - DÜŞÜNCE ve benzerlerini içte tutma ve dışarıya
6 - Kendinizi hangi korkularla kapatmış durumdasınız ve neden bunları vererek azaltmama isteği yatmaktadır. Aslında gerçekte bu niteliklerin eksikliğinin
salmamakta direniyorsunuz? yol açtığı bu hal, bu nitelikleri gerçekleştirme ve deney imlemeyi güçleştirerek,
kısır bir döngü bize göre kişinin kendi kendisini avladığı bir KISIR SÜREK AVI
7 - Sevgi ve tensellik, sizin için ne ifade ediyor ve yaşamınızdaki görünümü nedir? yaratmaktadır.

Dostlarımız, B - KENDİNİ SOYUTLAMA;

Solunumla ilgili sizlere daha sonra bazı basit ama etkili uygulama önerilerinde de Özellikle çocukluk döneminde, yoğun bir ilgi ve sevgi görünümü altında ya da
bulunacağız ama şimdi ANLAYIŞ VE YAKLAŞIMLARINIZLA ilgili açıktan, ebeveynlerden ya da etkili yakınlardan yönelen BASKICI -
olduğumuzdan, bazı somut solunum hastalıklarının da dinamiklerine değinmek KISITLAYICI - ENGELLEYİCİ - DARALTICI - ÇOCUKSU MERAK VE
istiyoruz. Sonrasında, SOLUMAK isteyen dostlara, AHKÂM KESMEYİ SEVİNCİ ÖLDÜRÜCÜ tutumlara karşı koyamayan kişi, bunlara karşı korunmak
BIRAKIP, BİR SOLUNUM TARZI önereceğiz. Ama zaman/mekân/bilinç üzere kendisini kapatmak ve daraltmak şeklinde bir çözüm(!) geliştirdiğinde,
kesiştiğinde. sonuç solunuma kapanmak ve solunumu daraltmaktır. Astım vakalarında en sık
rastlanan dinamik bu olgudur. Öyle ki bir kez bu kapanma oluştuktan ve normal(!)
olan haline geldikten sonra, kişinin yaşam ortam ve durumu değişse de astım baki
ASTIM; kalabilmektedir. Bunun altında ise, geçmişle ve yakınlarla YÜZLEŞMEK VE
HESAPLAŞMAKTAN(!) duyulan korku yatmaktadır.
Astım hastalık ifadesi İnsanın psiko-fizyolojik bir süreç olduğuna ilişkin anlaşılır
ve iyi bir örnektir. Astım esas olarak NEFES DARLIĞIDIR. Bu hastalık C - DEĞER ALGISINDAKİ İKİ UÇLU DENGESİZLİK;
ifadesinde, hasta, NEFESSİZ KALIR, ZOIRLUKLA VE HIRILTILI NEFES
ALIR, VERMEK DAHA DA ZORDUR, BOĞULUNACAK GİBİ OLUNUR. Bir kısım astımlı kişide ise, aslında kuvvetli bir KİBİR VE KENDİNİ
BEĞENMİŞLİK söz konusudur. Ancak, kendisi gibi Kibirli ve kendini beğenmiş,
Astımı daha iyi açımlayabilmek için ayrıştırarak aktarmak istiyoruz; GÜÇ iddiası taşıyan ve karşı koyamayacağı, hesaplaşamayacağı kişi ya da
kişilerce engellenirse, bu durumunun ifadesinin yaratacağı sorunlara karşı
A - RİTM BOZUKLUĞU; geliştirilen Korku Akciğerlere asılı kalarak, kendine vehmettiği nitelikleri ifade
etmesine engel olur. Bu durumda bronşlardaki şişlik ve kabarıklıklar, bilincindeki
Astımı olan kişi, psikolojik olarak nefes almaya odaklandığından, vermekten çok - ifade edilemeyen - şişlik ve kibirle ilgilidir. Bu durumda hastalık ifadelerini
almayla ilgilidir. Zorlayarak alınan nefesi verme aşamasında kasılmalar ve acı Kibir ve kendini beğenmişliğine malzeme yapan hasta, yaşam alanına koyduğu
ortaya çıkar. Vermek zorlaştıkça almak da zorlaşır ve bir kısır döngü sonucu, ritim tahditler ve yasaklarla güç gösterisinde bulunur ve çevresini taciz eder. Bu kişiler
bozulur. Aslında alınan oksijen ve verilen karbon olduğu halde, solunumla ilgili bastırdıkları Güç iddiaları ve kibirleri ile yüzleşecek ortamlarda, kronik nöbetlere
yaratılan kaygıdan dolayı astımlı kişi, adeta hep nefes almak ama hiç vermemek dahi yakalanabilirler. Ama kendilerini başkalarıyla eşitleyen ortamlarda, astım
peşindedir. Bu nedenle verirken kasılma ve acılar oluşur ve karbon yani zehir ifadeleri en aza inebilir. Bu durumda bu kişilerin güç ve güçsüzlük algıları ile ilgili
ağırlıklı olarak bünyede kalır. Ve salmadıkları için aynı anda boğulma hisside denge haline kavuşmaları, astımın tek şifasıdır. Aksi halde bastırılan kibir,
yaşarlar. sergilenen tevazu derken, içsel ve dışsal şiddet, saldırganlık ve öfke ifadeleri
kaçınılmazdır. Ki içsel şiddete en uygun alanlardan biri de alerjik durumlardır.
Dostlarımız,
D - GÖLGENİN MUHAFAZASI
Her ne kadar astımlı insan sayısı az olmasa da, bu dostlarımıza haksızlık(!) yapmış
Aslında Astımlı İnsanların hemen tamamı, KALPLERİ DERİN, TERTEMİZ, gibi olmayalım. Aslında bir anlamda genel ve yaygın bir astım olan Soğuk
DUYARLI AMA SEVGİ ÖZLEMİ İLE YANAN insanlardır. Astımlı insanlar, algınlığına da değinelim ki, hemen, hemen hepinizi kapsama alanımıza alalım.
sevgi açlığı, sevgi yokluğu içinde olan ve sevilmek ve sevmek isteyen kişilerdir.
Sevgisizlik nedeniyle ÇOK NEFES ALMAYA ÇALIŞIR, ama bu nedenle de Her soğuk algınlığı ya da yaygın deyişinizle Grip, geçici İltihap düzlemli
NEFES VERMEK istemezler. Ya da sevgiye değer olmadıklarına öyle rahatsızlık ifadeleridir. Daha sonra değineceğiz, iltihap olan yerde çatışma var
inandırılmışlardır ki, NEFES ALMAYA BİLE LAYIK OLMADIKLARINDAN, demektir. İşte bu çatışmalar belli bir düzeye ulaştığında ve çözümde
almakta da sorun yaşarlar. bulunamadığında, insan kaçış için gribe sığınır. Yaşanılan çatışmalar ve ardındaki
olgular, insanı belli bir zorlanma haline soktuğunda, ihtiyaç duyulan mola için
O nedenle bu kişilerin, karanlıkta kalan bu açlık ve gereksinimleriyle yasal bir düzlem olarak Grip devreye alınır.
yüzleşmeleri, kendilerini Sevgiye Açmaları, sevilmeye izin vermeleri ve Sevmeye
cesaret etmeleri şarttır. Bu da özellikle çocukluk dönemi yaşantıları ve aktörleri ile Gribin yarattığı fiziksel ve hatta psikolojik sorunlardan dolayı, artık çatışmanın
ilgili bir yüzleşmeyi ve MİTLERİ terk ederek, gerçeğe SEVGİ VE KABULLE tarafları dahi sizi bir süreliğine rahat bırakırlar. Böylece güç toplamak, dengeye
eğilmeyi şart kılar. ulaşmak için küçük de olsa bir zaman/mekân aralığı yaratmış olursunuz.

Astımı olan Dostlarımız kendilerine şunları sorsunlar, lütfen... Çoğunlukla bu sırada bademciklerinizde şişer ve boğazınızda ağrır ki, bu nedenle
yemek yemekde yani almak da zorluk yaşarsınız. Ki istediğinizde budur. Bir süre
1 - Hangi alanlarda aldığı mı ya da sahip olduğumu vermek, paylaşmak almamak... Kabul etmemek...
istemiyorum? Neden?
Bir de fiziksel halsizlik ve zayıflık da hareket gücünüzü ve yeteneğinizi azaltır ki,
2 - Saldırganlık ve kızgınlıklarımın farkında ve onlarla barışık mıyım? Bunları işte tamam. Gelsin hareketsizlik, gelsin uzaklaşma.
uygun şekilde dışa nasıl vurabilirim?
Nihayetinde, aksırır, tıksırır ve sümük ve balgam çıkarır ve bilinci yoran ve
3 - Değer algım ne ölçüde gerçekçi ve dengeli? meşgul eden şeyleri bedensel olarak ifade eder ve dışarı atar, belli ölçüde
dengelenmiş ve tazelenmiş olarak ER MEYDANINA geri dönersiniz. Bu anlamda
4 - Yaşamla ilgili korku alanlarım ve kendimi kapattığım şeyler neler? Neden? akış bir anlamda yenilenmiş, tazelenmiş olur. Hatta Bütünsel Tıp bu nedenle
soğuk algınlığı, grip ve benzeri hastalık ifadelerini sağlıklı bir ARINMA olarak
5 - Korkularımın ne kadar farkındayım? Hislerimi akılla bastırıyor muyum? bile ele alır. Ruhsal açıdan da, akıp giden toksinler akıp giden ruhsal yüklerdir.
Duygularımla nasıl ilişkilenebilirim? Ama bizler biliriz ki, yine Grip olacaksınız yine arınacaksınız, yine...

6 - Hangi durum, mekân, zamanlarda daralıyorum? Ne bu daralmaya iyi Ve şaşarız bu işe... Ve şaşarız bu kısır döngüye...
gelebiliyor?

7 - Çocukluk mitlerimle, SEVGİ VE BAĞIŞLAMA düzleminde yüzleşmeye hazır


mıyım?
Ve deriz ki KALK AYAĞA EY BİLİNÇ... KALK VE KIYAM EYLE KENDİNİ " Dostlarımız,
KENDİNDE...
" Ve şaşarız bu işe... Ve şaşarız bu kısır döngüye...
BİR DAHA NE HASTALIK OLA NE DE KAZA BELA SANA...
Ve deriz ki KALK AYAĞA EY BİLİNÇ... KALK VE KIYAM EYLE KENDİNİ
Hadi kalksanıza, biz mi kaldıracağız DANSA DA? KENDİNDE...

Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. BİR DAHA NE HASTALIK OLA NE DE KAZA BELA SANA...

0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - Hadi kalksanıza, biz mi kaldıracağız DANSA DA? "

O' nunla gelenler - O' na gelenler )


Kİ KALKMAK VE KIYAM EYLEMEK GÜCÜ DE VAR SEN DE,
2/67 – 14.02.2006
Kİ KALKMAK VE KIYAM EYLEMEKLE MÜKELLEFSİNDE...

Kİ YAPTIĞIN VE YAPACAĞIN EN GÖRKEMLİ VE EN YÜCE DANS


OLACAK BU KIYAM,

Kİ KENDİN KENDİNİ DANSA KALDIRMAYA EHİL VE MÜKELLEFSİN


BU DÖNEMDE...

Kİ SEN KALK Kİ DANSA, DANS EDE BÜTÜN KOZMOS SENİNLE


BİRLİKTE...

Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.

0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -


O' nunla gelenler - O' na gelenler )
2/68 – 15.02.2006
" Dostlarımız, NİYETLERİNİZE, İSTEKLERİNİZE, TUTUMLARINIZA, ODAĞINIZA HER
ZAMANKİNDEN ÇOK DİKKATLE, NEŞEYİ - SEVİNCİ - IŞIĞI - SEVGİYİ -
20.02.2006 akşamı hepinize Merhabalar, Selamlar, Sevgiler. SAYGIYI - İŞBİRLİĞİNİ - BİRLİĞİ YAŞAMANIZ VE YAŞATMANIZ. Çünkü
22.02.2006 da ÖN KAYITLAR yapılacak ki, Kayıt İşlemleri için bu ön kayıtlarda
Bazılarınızın biraz garibine gidiyor, bu seslenişlerimiz. Yani, merhabalarımız, çok işlevseldir. Kayıt neye, nereyi mi? YENİÇAĞ ÜNİVERSİTESİNE elbette ki.
selamlarımız ve sevgilerimiz. Ama biliyor musunuz ki bilmiyorsunuz, O N L A R
sizlere kimler namına ve adına, kimlere vekâleten seslenmekteler, ne çok Plan, Dostlarımız,
Düzlem, Alan sizlerle Merhabalaşmakta, selamlaşmakta ve sizlere SEVGİYLE
AKMAKTA. Ve biliyor musunuz ki bilmiyorsunuz aranızda ne çok - AYRI Öneminden dolayı gerekli bu anonsumuzdan sonra,
DEĞİL - farklı Bütünlük temsilcileri ve hizmetlileri var ve onlar da, ayrı ayrı
bizlerle merhabalaşmakta. Size kısaca bir açılım da bulunmak istiyoruz.

Bir de bazılarınız da, bu tarihlere verdiğimiz önemi bir türlü anlamak istemiyorlar, Sizler şu an da görmüyor, gördüğünüzü sanıyorsunuz. İşitmiyor, işittiğinizi
adeta. Dostlarımız, Mekanik de olsa bir Zaman/Mekân Düzlemindesiniz ve sanıyorsunuz. Dokunmuyor, dokunduğunuzu sanıyorsunuz. Konuşmuyor,
sizlerin - Merkabahlarınızın, Dünyanızın ve Güneş Sisteminizin - Alt Uzayda ve konuştuğunuzu sanıyorsunuz. Kast ettiğimiz Realite ile ilgilidir. Sizler, İpnotik ve
Paralel Uzaylarda süren yolculuğunda tarihlerin işaret ettikleri Dönemeçler, İllüzyoni bir Realite sanısını görmekte, işitmekte, dokunmakta ve
Olgular ve Olaylar olduğundan, bizler henüz sizler kadar ZAMANI seslendirmektesiniz. İşte Altın Çağ aynı anda, bu İpnotik ve İllüzyoni algının ve
AŞAMADIĞIMIZDAN tarihlere takılıyoruz işte, af ola. sapkınlığın son bulacağı, Realitelerin Hakiki Doğalarıyla sizlerce
FARKEDİLDİĞİ yani GÖRÜLDÜĞÜ - İŞİTİLDİĞİ - DOKUNULDUĞU -
Bakın örneğin, 20.02.2006 = 2+2+2 =6, 6 = 6 ( 6+6=12 ya da 66) Bugün - ki SESLENDİRİLDİĞİ bir Dönem olacak.
yarın Şubat ayınızın son günü - aslında 22.02.2006 için bir Ön Gündü. Yani, (
2+2+2=6 ).2 Yani, ( 6=6 ).2. (12).2 ya da (66).2 Sizlerin şu anda sahip olduğunuz ve kullandığınız BEYİN - KALP VE GENEL
HÜCRESEL OLUŞUM, ASLİ, ORJİNAL VE DOĞAL YAPILARINIZ
Neler yapıyor bu O N L A R. Yeter artık, dur diyecek yok mu? — Var da henüz değillerdir. Zamanın ve Mekânın bir yerinde, üzerinde oynanarak, ASIL VE ASİL
neredeler bilemiyoruz?) YAPISINDAN SAPTIRILMIŞ, AYARLARI BOZULMUŞ, KAPASİTELERİ
SINIRLANDIRILMIŞ VE ÇARPITILMIŞ BİR donanımla Deneyim
Yani şu ki, dostlarımız gerçekleştirmektesiniz. — Ki bu da kendi içinde çok kıymetli bir KEŞİFTİR DE.
— Ancak, Dünyanızın ve Güneş Sisteminizin içine girdiği YENİ ENERJİ VE
22.02.2006 da İki Evrensel Döngü üst üste gelecek. Dünyanızdaki - Gaia Anayı BİLİNÇ DÜZLEMLERİ ve sizlerin AÇIK HALE GELDİĞİNİZ
temsil eden - Evrensel Bilinç sahibi topluluk ile bizatihi Evrensel Bilinci temsil ve POTANSİYELLERİNİZ sayesindedir ki, DNA VE RNALARINIZDA, Hücresel
ifade eden Galaktik Topluluk, bir ÇAKIŞMA yaşayacak. Biz nadir gerçekleşen bu Yapınızda, Kalp ve Beyninizde GERÇEKLEŞECEK MUTASYONLARLA, ASIL
tür BİLİNÇ EŞLEŞMELERİNE, ARA DEVRE TAMAMLANIŞI ya da ARA VE ASLİ, ORJİNAL VE DOĞAL yapılarınıza doğru BÜYÜK BİR YOL
YÖRÜNGE ÖRTÜŞMESİ deriz. Aynı anda da 66 ile KODLU, Dünyanızdaki - alacaksınız. Aslında bu BÜYÜK BİR METAMORFOZ PROJESİDİR. Daha önce
Alt ve İç Dünyayı temsil eden - Karanlık Amaçlı ve Güçlü topluluk ile bizatihi de başka yerlerde söyledik; "DÜNYANIN VE HAYATIN VE DE İNSANIN,
Karanlığı temsil ve ifade eden Galaktik bir Topluluk, bir Çakışma yaşayacak. DÜZ BİR ÇİZGİDE GİDECEĞİNİ SANANLAR YANILGIDADIRLAR". Ve
Yani, DEMİR ÇAĞININ SONUNUN İLANI İLE BUNA BEYHUDE işte o düz çizgide gerçekleşecek Mutasyonlarla, olağan (!) olan da öyle bir
DİRENENLER, 22.02.2006 DA ÂLEMLERİ BİR SARSACAKLAR. Sizden METAMORFOZ HADİSESİ gerçekleşecek ki, hiç bir şey ESKİSİ gibi
ricamız yine 22.02.2006 günü, DÜŞÜNDÜĞÜNÜZE, HİSSETTİĞİNİZE, olmayacak. Ancak,
“ Dostlarımız,
Altını Altınla,
Bu akşam bir önceki seslenişimizle bağlı, bir küçük sesleniş de daha bulunmak
Hikmeti Hikmetle tartarlar. istiyoruz. Sizlere görmekle, işitmekle, dokunmakla ve seslendirmekle ilgili
olumsuz beyanlarda bulunduk. Ama bunu laf olsun diye yapmadık. Bir doğru
Çağları Bilgelik ve Güçle, olduğu için, iki bu doğruluktan hareketle iki ayrı grup Dostumuza bir akışta
bulunmak için yaptık.
Düzenleri Bilinç ve İlahi Lütufla kurarlar.
Seslendiğimiz Dostlarımızı bizler bir bakışla da ikiye ayırmaktayız.

Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. 1 - Birinci gruptaki Dostlarımız, gördüklerini, işittiklerini, dokunduklarını ve
seslendirdiklerini özcesi KENDİLERİ SANDIKLARINI ve hayatlarını yetersiz,
değersiz ve önemsiz sandıklarından, dönem dönem hem bizlerin seslenişlerini hem
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - de diğer aktarımları üzerlerine almamakta, kendilerini bu Altın Çağ yolculuğuna
layık bulmamakta ve bizlerin özellikle de HİZMET - VAZİFE -
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) SORUMLULUKLA ilgili aktarımlarını hiç ama hiç üzerlerine almamaktadırlar.
Tamamen iyi niyetle(!) ve kendilerine seslenilmediğinden emin olduklarından
2/69 – 20.02.2006 dolayı.

Oysaki Dostlarımız,

KENDİNİZ OLDUĞUNU SANDIĞINIZ SANILARINIZI BIRAKIN... TERK


EDİN, ATIN, SALIN, GİTSİNLER. Siz gördüğünüzü ve bildiğinizi sandığınızın
ESİRİ - KURBANI - MAĞDURU olmuşsunuz. Ama aslında ilk adım
gördüğünüzü ve bildiğinizi TERKTİR. Çünkü gerçekte KÖRLÜK VE
CEHALETLE sakatlanmış durumdasınız. Ama bu sizin sandığınız gibi olduğunuz
anlamına değil tam tersi SANILARINIZIN SAHTELİĞİ anlamına gelmekte.

Seslendiğimiz, ulaştığımız tüm Dostlarımız, hepiniz, MİLYON YILLIK,


MİLYON ASIRLIK ENERJİLER VE BİLİNÇLERSİNİZ... Şu anki
pozisyonlarınız, Boğanın önüne çekilen ve onu kışkırtarak atlamaya sevk eden
çitler gibi, sadece atlama tahtalarıdır. Realiteniz ve Realite ile ilgili algılarınızı
silkeleyin ki, atlama tahtası üzerinde ATLAMA pozisyonunu alın. Atlayış yakın.
Üstelik atlarken, daha sonra atlayacaklar içinde ÖRNEK, ZEMİN VE CESARET
oluşturmak da sizin Yüceliğiniz dâhilinde. O nedenle lütfen bu tür dostlarımız
artık kendi sandıklarına tutunmayı bırakıp, seslenişlerimize KALP VE KULAK
VERSİNLER... Ayağınızı yerden kesmeden ama NE OLUR BAŞLARINIZI
GÖĞE KALDIRIN ARTIK... Beklediğiniz işaretlerin çoğu GÖKYÜZÜNDE; BÜTÜNÜ bilendir.
BULUTLARDA, AYDA VE KUŞLARDA...

2 - İkinci gruptaki Dostlarımızsa, Başları Gökyüzünde olan ama ne yazık ki Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
ayakları YERDEN KESİK olanlar. Başların Gökyüzünde olması çok güzel ama
eğer ayaklarınız yere ve sağlam basıyorsa... Bu dostlarımızı da, fizik ötesi içinde
gördüklerini, fizik ötesi içinde işittiklerini, fizik ötesinde deney imlediklerini, 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
EVRENSEL TEMEL YASALAR VE EVRENSEL BİLGELİK Işığında, Ruhsal
Sağduyu ile ele almaları, kendi ve çevreleri için DENGELİ - GÜÇLENDİRİCİ - O' nunla gelenler - O' na gelenler )
YOL ALDIRICI - UYGULANABİLİR - PAYLAŞILABİLİR şekilde yaşamaları
ve yaşatmaları konusunda önemle uyarmayı, VAZİFEMİZ gereği gerekli
görmekteyiz.
2/ 70 – 20.01.2006
İşte Dostlarımız,

Bizlerin bir muradı ve çabası da, KENDİNDEN HER İKİ ANLAMDA DA


UZAKLAŞAN VE UÇLAŞANLARI, MERKEZDE VE DENGEDE
KILMAKTIR. Oturan Kartalları Uçurmak, ama uçan Kartalları da oturtmak ve
sonrasında birlikte, Dengede ve Merkezde gereğinde uçmalarını gereğinde de
konmalarını sağlamak bizlerin muradıdır. Vaktinden önce uçan Kartal da, vakti
geldiği halde oturan Kartal da, Çift Başlılardan değildir.

Aslında birçok Dostumuz da, hem ayakları yere sağlam basan hem de başlarını
Göğe çeviren bir pozisyon almış durumdalar ki, işte az zamanda çok işler
başaracak olanlar, bu Dostlarımızdır. Bu anlamda bizler, oturanları uçurmak,
uçanları oturtmak için yakın zamanda elimizi taşın altına daha somut ve yoğun
sokacağız, elbette...

Bilgelik o dur ki,

Çift Başlı Kartal,

Bir başıyla yeri

Bir başıyla göğü,

Ama BÜTÜN BENLİĞİYLE DE


“ Dostlarımız, HAYATI BEKLEMEKTEDİR. Ama bu HAYAT, NEŞESİ, SEVİNCİ VE
BİLGELİĞİYLE, EVRENLERİ VE KOZMOSU IŞITAN VE ISITAN bir
Bu akşam üçgen kuralım istiyoruz. Malum bizlerde takıntılı varlıklarız. Bazen illa DENEYİM olacak...
üç kişi, üç sesleniş, altı şu, dokuz bu diye tutturuyoruz. Affedin, ne olur. Belki de
özledik, sınırlı matematiksel yapıları, semboller diyarını, şekiller dünyasını. Belki İşte bu nedenle Sizlerden şimdiden YENİÇAĞIN YENİ İNSANINA ait nitelikleri
de bir manası vardır ve çıkar zamanla açığa. Belki de... KENDİNİZDE İNŞA ETMENİZİ yani AÇIĞA ÇIKARMANIZI, sizin,
dostlarınızın ve Bütünün HAYRINA rica ediyoruz. Aslında size bir SIR verelim
Bu akşam son olarak sizlere Altın Çağ ya da bizlerin tercih ettiği seslenişle mi? YENİÇAĞ BAŞLADI BİLE. SADECE ADI KONULACAK
YENİÇAĞ hakkında - daha sonra İLAHİ İZİN verilirse - açmak üzere çok genel BAŞLADIĞININ, ŞUBAT 2012 DE inşallah...
bir çerçeve sunmak istiyoruz. — önceki değinilire ek olarak -
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
1 - Yeni Çağ, BİR SÜREÇTİR. OLDUBİTTİ BİR OLGU DEĞİLDİR.
BAŞLAYACAK, DERİNLEŞECEK, ÇEŞİTLENECEK,
SÜRDÜKTEN SONRA NİHAYETLENECEK BİR SÜREÇ...
1000 YIL
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
O' nunla gelenler - O' na gelenler
2 - İnsan zihninin - bireysel ve kütlesel(!) — dikkat kitlesel değil kütlesel, lütfen
düzeltmeyin - olarak Matristen kurtulmasıyla, YENİÇAĞ BAŞLAMA STARTI 2/71 – 20.02.2006
alacak.

3 - Başlama Startı ile birlikte, YENİ iNSAN VE YENİ İNSANLIK, Asli, Orijinal
ve Doğal Yapısını Bireysel ve Kitlesel olarak İNŞA etmeye başlayacak.
Yeryüzünde İLAHİ ORİJİNİNE VE İLAHİ YASALARA VE MURADA
UYUMLU VE KOZMOSLA İLİŞKİ VE İŞBİRLİĞİ içinde bir GALAKTİK
UYGARLIK İNŞA EDECEK...

4 - Bu uygarlık, İnsanın ve İnsanlığın ve de Evrenin ÇOKLU YAPISININ VE


REALİTESİNİN FARKINDA OLARAK, BİRLİK - TEKLİK - SEVGİ esaslı bir
Uygarlık olacak. İnsan ve İnsanlık önce KENDİNDE BÜTÜNLÜK - BİRLİK -
TEKLİK sağlamakla ilgili YİNE TERCİHLER, SEÇİMLER, DENEYLERLE
karşı karşıya kalacak. Aynı anda da Galaktik Uygarlıklar ve İşleyişle ilgili olarak
da aynı tercihler, seçimler ve deneylerle karşı karşıya kalacak. Ama artık YENİ
İNSAN VE YENİ İNSANLIK, EVRENSEL VE KOZMİK BİLİNÇ VE
ZEKÂYLA UYUMLU OLACAĞINDAN, Bin Yıllık bir DERİNLEŞEN BARIŞ -
SEVGİ - ŞİFA ÇAĞI sonunda, YENİ İNSAN İLAHİ DOĞASINA DOĞRU
YENİ ADIMINI ATABİLECEK HALE GELECEK VE...

5 - Bu nedenle, YENİÇAĞ DA YENİ İNSANI VE İNSANLIĞI, şimdikiyle


kıyaslanmaz bir HAKİKİ VE CANLI HİZMET, VAZİFE VE SORUMLULUK
“ Dostlarımız, Dostlarımız bu tarih, yakın zamanda yaşayabileceğiniz böylesi tarihlerin
sonuncusu. — Ta ki 27.02.2007 e dek -
Merhabalar. Yine havalar soğudu size seslendiğimiz yerde. Bizler soğuğu pek
sevmeyiz demiştik daha önce de. İyide bizler fiziksel bedenler içinde ve de sizlerin 26.02.2006 = 2006 – 2006 = 12 = 12
zaman/mekân düzleminde değiliz ki. Neden soğuğu, kar yağışını sevmeyelim ki?
Neden soğuk havalar ve kar yağışı iletişimimizi güçleştirsin ki? Acaba? İsterseniz Dostlarımız,
bir tür Zen Koanı misali biraz durun bunun üzerinde...
26.02.2006 da, iki zaman/mekân düzlemi ile bunlara kaynaklık eden iki Evrensel
Neyse ki, önümüz bahar ve yaz. Bu bize de şevk ve güç veriyor. İnşallah bahar ve Döngü çakışacak yine. Dünyanızın 2006 yılı ile Galaktik Eş Karşılığı çakışacaklar.
yaz ayları hareketli, buluşmalı, sürprizli ve müjdeli günler getirecek beraberinde. Ya da diğer bir deyişle Dünyanızın Galaktik Potansiyeli ile Galaksideki Reel
İfadesi çakışacak. Yani, sizlerle sizlerin Galaktik İfadeleriniz - bir anlamda -
Sizler hiç duydunuz mu bilmiyoruz ama BİR = 1 Yıl Kuralı vardır. Nerede mi? buluşacak. Sizler için Galaktik İfadelerinizin ve Galaktik Ortamların farkındalığı
Buralarda? Neyle mi ilgili? Sizlerle ve sizlerin zaman/mekân düzlemiyle ilgili. ve onların yeryüzündeki bilinçli ifadeleri DAHA DA olanaklı bir hal alacak.
Bizler ortak - aktarıcı - dostumuzla ilk olarak 27.04.2005 tarihinde merhabalaştık. Çünkü bu tarihte, Dünyanızın Eterik bazı Planları ile Galaktik Dünyanızın alt
Ama asıl olarak 01.05.2005 de iletişime geçtik. Sizlere ise bu, yazılar şeklinde Eterik Çeperleri ve derken Dünyanızın Astral bazı Planları ile Galaktik
01.06.2005 de yansımaya başladı. İşte bizler açısından ilk bir yıl, ortak Dünyanızın alt Astral Çeperleri BÜTÜNLEŞECEK...
dostumuzun bize ve sonrasında sizlerin bizlere ve bizlerinde sizlere
uyumlanmamızla ilgili ön bir çalışma ve belli bir Düzlem oluşturma ile ilgili Aslında bu öyle bir Müjde ki, artık O N L A R I N D A, diğer İlahi, Evrensel
zaman dilimiydi. Aşağı yukarı 10 aydır dostumuzla, dokuz aydır da sizlerle ve Galaktik Hizmetlilerin de, Kuantum Sıçrayışı ve Dünyanızın ve Mevcudatının
iletişim halindeyiz. Ve bir yıl dolmak üzere. Bu arada yeni dostluklar, tanışıklıklar İlahi Orijinine ve Planına uyumlu hale Dönüşüne ilişkin KÖŞENİN
kuruldu ve kurulmakta. Bir yılın tamamlanması ile yani Mayıs 2006’dan itibaren, DÖNÜLDÜĞÜNE DAİR BİR KUŞKULARI KALMADI...
bizler, sizlerin birbirinize uyumlanmanızla ve uyumluluk içinden bazı güzellikler
üretmenizle ilgili olarak adımlar atacağız. Ve asıl olarak, Şubat 2007 den sonra da İsteriz ki, O gün yani 26.02.2006 yani 2006=2006 yani 12 = 12 de sizlerde her
çalışmalarımızı - usulca, dinginlikle, sakinlikle, uyumla, estetikle, tevazuuyla, türlü Dünyasal - benliksel - ve Evrensel - BENLİKSEL- kuşkularınızı,
güvenle, güçle, teknikle, bilgelikle, doğrudan ve dolaylı - devreye alacağız... şüphelerinizi ve korkularınızı, oluşacak olan KOZMİK ANAFORA teslim edin,
bir daha dönmemek üzere Dönüşüme uğrasınlar... Yapacağınız tek şey, bir pazar
Şimdilik sizlere bu iletişimin görünenden daha öte bir yoğunluğa ve anlama sahip gününe denk gelen bu KOZMİK ANAFORA, size yük ve ayak bağı olan her şeyi
olduğunu, adı konulmamış uyumluluklar ve birliktelikler tohumlarının ekildiğini, teslim etmek ve dönüştürmek... Siz sadece bu yüklerden ve ayak bağlarından
esnek ve akışkan bir tohumlanmanın ve çiçeklenmenin bahar ayları ile birlikte gün ÖZGÜRLEŞME CESARETİNİ VE İRADESİNİ GÖSTERİN, Kozmik Anafor
ışığına çıkmaya başlayacağını aktarmak istedik. sizi bulacak ve sizi ONURLANDIRACAKTIR...

Neden mi? Unutmayın ki, ONURLU bir yaşam, ancak ÖZGÜRLÜKLE olasıdır. Özgürlükse,
Cesaretle ve Samimiyetle EVRENE VE VAROLUŞA teslimiyetle olasıdır.
Yine bir tarihe de işaret etmek isteğimizle de ilgili olarak yaptık bunu;
26.02.2006 da Bir Ön Kayıt Kapısı daha açılacak ve aşılacak. Ki açıldı ve aşıldı
26.02.2006. bile. Nur OL UN, Nur OL UN, Nur OL UN...
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. " Dostlarımız,

0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - Sizlerle Galaktik bazı ifadeleri, kavramları ve oluşumları ara ara paylaşıyoruz.
Aslında ilerde bu konulara - yaklaşan Yeni Çağın Galaktik Niteliği gereği - daha
O' nunla gelenler - O' na gelenler yoğun ve somut olarak değineceğiz, sizlere bazı HATIRLATMALARDA
bulunacağız ama bugün de bir ön değini misali, dostumuza sunduğumuz bazı
vizyonları sizlerle paylaşmasını isteyeceğiz. Bunu dostumuzdan istememizin yani
2/72 – 24.02.2006 direkt bizler aktarmayıp, onda kaldığı ve anlamlandırabildiği kadarıyla
aktarmasını istememizin nedeni, yakın zamanlarda bizler aktardığımızda, aradaki
7 fark sayesinde, genelde yaşadığınızla yaşam arasındaki 7 farka işaret
edebilmemizle ilgili bir düzlem oluşturmaktır. Şimdi ortak dostumuz, size üç
vizyonu kaldığınca ve anladığınca ve anlatabildiğince aktaracak.

1 - BALONLARDAN MÜTEŞEKKİL EVRENLER

Bir dürbünden ya da bir mercekten baktığınızı düşünün. Ama bu mercek dairesel


bir görüntü sağlıyor. Her yöne, hem aşağıya hem yukarıya, hem içeriye hem
dışarıya aynı anda bakabiliyor ve Bütünselliği içinde görebiliyorsunuz. Her bir
daire içinde - ki bu Balonların oluşturduğu Dev BİR Balon - 1800 tane Balon var.
Bu Balonların oluşturduğu üç ana gruplaşma var. İki grup balon, asıl olarak
üzerlerinde Hayat olan bir grup Balonu desteklemekle ve güçlendirmekle ilgili
işlevlere sahip. Her bir grupta 600 balon var. Hayat olan 600 Balonun her birinde
de kendine özgü Hayatlar hüküm sürüyor. Bu balonlar hem KENDİ
BAŞLARINALAR, hem de GRUP BAĞLANTISI İÇİNDE BÜTÜNLER. Ve her
üç grup da BİRLİKTE BÜTÜNSEL BİR BÜTÜN oluşturmaktalar. Her bir
Dairenin KENDİ NİYET VE HEDEFİ var. Bu Dairelerden 1800 adet var ve bu da
DEV BİR BÜTÜNLENEN BALON... Bunun da kendi niyet ve hedefi var. Ama o
da ne, tüm bu balonların en küçüğünden en büyüğüne, en içtekinden en dıştakine,
hepsinin İPLERİ VAR VE KONİK ŞEKİLDE YUKARILARA(!) DOĞRU
UZANIYORLAR. Ve sanki bu Dairelerin dışından ama bir Dairenin içinden,
BAĞIMSIZ HAREKETLER VAR. Balonları şişirmek, indirmek, patlatmak,
dağıtmak, toplamak ve benzerleri için.

Ve tüm balonların ağızları da bağlı. Belli durumlarda belli koşullarda, ağızları


açılıyor. Her iki anlamda da; hem kendiliğinden hem de dışarıdan(!) birilerince.
Böylece o balon içeriği, daha öte balonların içeriği ile Birleşiyor.
Balonlar, Balonlar, Balonlar, sonsuz sayıda ve tarzda Balonlar... OLMAYAN, ona ait olanlarca keşfediliyor. Sahne sahne açılıyor, sayfa sayfa
açılıyor. Ve her şey içinde mikrosunu, alt versiyonlarını içeriyor. Ve aslında Tek
olan bir süreç ve Bilinç, soğanın zarları gibi kendisini açıyor, genişletiyor ve sonra
2 - ARKASI YARIN(!) tekrar sarıyor.

Neredeyiz? Yer söz konusu mu? Bilemiyorum. Bilebilmek de olası değil. Ama Neyse, Onlar ilkin telaşlıyken(!), ayrılırken sevinçliydiler. Top seslerine
sanki Uzay gibi bir ortamda - çok yoğun bir IŞIK var, ama öyle yoğun ki, bana ulaştıklarını, bilinmeyene nüfuzun tamamlanmak üzere olduğunu söylüyorlardı.
KARANLIK etkisi yapıyor. Ve çepeçevre bir Duvarla(!) sarılmışız. BİR TÜR
ENERJİ - BİLİNÇ BLOĞU. Dairesel bir Çin Seddi gibi. İleri gitmek olası değil.
Geri dönmekse zaten söz konusu değil. Af ola. Bu kavramlar bana ait. Başkaca 3 - ETKİLEŞİM PİRAMİTİ
anlatabilecek kavram bulamıyorum. O N L A R bile şaşkınlar. Ne Enerji ve Bilinç
Bloğunu çözebiliyorlar ne de ötesini. Ancak anladığım orada Devasa bir Piramit Mimari Yapı. Nerede? Denilene göre YOK EVRENDE. Ya da
durulamayacağı. Genişleme, içerikleşme, derinleşme, ilerleme şart. Ama nasıl? Hiçlik Sınırında bir ORTAK EVRENDE. En altta, yani piramidin ilk düzleminde
Nihayetinde bir grup gönüllüyü, hem atomik, hem atom altı, hem enerjik, hem 8100 TANE VARLIK - İnsan - var. Toplantı halindeler. Dünyanın – Terra - ve
bilinç, hem farkındalık hem de tesir olarak, öteye geçirebiliyorlar. Ama hiç bir Samanyolu Galaksisinin durumu ile ilgili görüşme yapıyorlar. Hararetli, çekişmeli,
bağ, bağlantı ve dönüş yok. tartışmalı ama saygılı ve anlayışlı bir hava hâkim. İşleri uzun sürecek gibi. Her
biri, bir dairesel koltukta oturmuşlar, aslında telepat olmalarına rağmen, teknik
Bu sefer ikinci grup gönüllü gönderiliyor. Sadece farkındalık ve tesir olarak. Bir aletlerden de yararlanıyorlar. Ama asıl olarak Telepatik ve ÇOK YÖNLÜ -
de bir tür İple. Gümüş kordon misali, DNA iplikçiği misali bir iple. Gidenlerin KATILIMLI bir iletişim halindeler. Dilleri SEMBOL VE MATEMATİK esaslı
bilinçlerini - enerjilerini, güçlerini, farkındalıklarını - düşürüp, ip hattı boyunca GALAKTİK REZONANS.
Blokta açtıkları zaman/bilinç/mekân kordonundan ya da geçidinden içeriye ya da
öteye gönderiyorlar. Ve sanki bu ikinci grup bizleriz. Murat, bu bilinmeyenden - O Bir üst düzlem de ise, 810 SÜPER VARLIK var. — Süper İnsan - Bunlarda aynı
N L A R için - Bilgi, Biliş getirilmesi. Ne olduğu, nasıl olduğu, ne yapılacağı ile konu üzerindeler. Bir farkla ki, onlar asıl olarak alt kattaki 8100 üzerine
ilgili olarak. Ve girilen ortam bilinmediğinden, ilk verilerin alınabilmesi ve analiz odaklanmış durumdalar. Alttaki 8100 Varlık aslında bu 810 Varlığın yansımaları,
edilebilmesi için, ÇEVRESEL PROJEKSİYONLARLA iş görülüyor. Olmayan ifadeleri. Bire On oran var. Ve bu 810 varlık, 8100 varlığı yaratıyor ve yaşatıyor
Oldurulmuşluktan hareketle, ortam tepkisi ölçülerek, veriler sağlanmaya gibiler. Onlar 8100 ün toplantısının gerçek görüşmecileri sanki. Ve iyice
çalışılıyor. anlaşılmaz olan o ki, her biri On varlığı ifade ettiği gibi, her bir varlıkta da farklı
On varlıktan farklı yoğunluklar var sanki. Neyse.
Anladığım o ki, aslında bizler için BİLİNENİN BİLİNMESİ ya da
BİLİNMEYENİN BİLİNMESİ ya da Bildiğimizi Bilmek, Anladığımızı anlamak
En üst katta ise 81 O var. Yani O N L A R. Aslında sadece bu 81 Esas ve Asal...
olası değil. Bilmek, Anlamak, Aydınlanmak esas olarak Bloğun öbür tarafında
Aşağı doğru, 810 da 8100 de O N L A R I N tezahürleri. Ve aslında her şeyi
Olası. Ve ancak Orada yaşanabilir bir hadise. Ama verileri ve bu olanağı
sağlayanlar bizleriz. Bugüne(!) dek, Onlara çalışıldı. Belli bir yol alındı, bir çıkışa görüşen, tartışan(!) ve kararlaştıran bu 81 O. Diğerleri O N L A R I N
doğru gelindi, şimdi Onlar da bizler için çalışmaya başladılar. Bizleri geri almak projeksiyonlarını ele alıp, görüşüp, kararlaştırıp, Galaktik Oluşumlara aktarıyorlar.
için. Oransa Bire Bin. Ve her bir O Bin İnsanda tezahür ettiği gibi, her bir insanda da
her bir O’ dan farklı yoğunlukta var sanki. Anlaşılması olanaksız adeta. Bir de
Yine anladığım o ki, EVRENDE YA DA KOZMOZDA her şey TÜMDEN
geliyor. OLMUŞ VE TAMAMLANMIŞ OLAN VE AMA BAŞI VE SONU
her bir İnsan da yine de kendine ait, özerk ve yeni bir O olmaya aday bir şey var. " Dostlarımız,
Neyse.
Sizlere seslenişlerimizin en başından itibaren, kendimizi FARKINDALIK VE
En üst bir düzlemde Bir O ve altında Üç O var. Bu O’ lar ile 81 O arasında ŞİFA ÜSTATLARI olarak tanımladık, ifade ettik. Ama şunu da belirttik ki, şifa ve
farkındalık bir paranın iki yüzü gibidir. Ve aslında tek olan bir olgunun, dualite
ise ileticiler var. Ne oldukları belirsiz ama bunların sayıları da, 9 – 18 – 27... Ve
ortamlarındaki yansımasıdır. Ayrıca bizler somut olarak şifa vermek, şifa
bunlar O’ lara hizmetli olan, farklı bir sistemden Varlıklar. Bir ve Üç ise O sağlamak savında ve amacında olmadığımızı belirttik. Ola ki hastalık ifadelerinin
Piramidin temsil ettiği Büyük Balon için HER ŞEYİN BAŞI VE SONUNU, nelikleri ve dinamikleri ile ilgili olarak paylaşacaklarımızın sizlere ve
BAŞSIZLIĞI VE SONSUZLUĞU İFADE VE TEMSİL ediyor. Ve onlar diğer sevdiklerinize yararı dokunabileceğini bunun dışında bizlerin MUCİZE
Piramitlerin Bir ve Üçleri ile ve… İle ilişki halindeler. SERGİLEMEKLE ya da KEHANETTE BULUNMAKLA ilgimiz olmadığını
açıklıkla belirttik. Bizlerin böylesi araçlarla ispatlarda bulunmak gibi bir
Ve aslında Tek bir Organizmanın Özerk Bileşenleri gibiler. Ya da bir Federatif kaygımızda yok. Ayrıca hastalık ifadesi olgusunun, geçmiş(!) ve gelecek(!) zaman
yapının bileşenleri. ve mekân ifadeleriyle de ilgisi olduğunu/olabileceğini ve bunun karmaşık bir süreç
olduğunu da ifade ettik. Aynı, sizin aslında ŞİFA VE FARKINDALIK DOĞALI
Neyse. VARLIKLAR olduğunuzu, aslında hastalık ifadelerinin gel geç sapmalar
olduğunu da ifade ettiğimiz gibi.
Dostlarımız,
Tüm bunları niçin seslendirme gereği duyduk. Çünkü bugün yeryüzünde BELA(!)
bir hastalık ifadesi var; KANSER... Ve ortak dostumuzun bizzat tanıdığı ve
Ortak dostumuzu neysesinde anlıyoruz. Ve sizleri de. Amacımız kafalarınızı sevdiği bazı dostları ya da onların çok yakınları değişik kanser türlerinden
karıştırmak, durgun gölü bulandırmak değil. Bizlerde sizlere yazı ve konuşma muzdaripler. İkisinin durumu ciddi. Biri açıkça, biri içinden dostumuzdan - aslında
diliniz içinde birçok şeyleri aktarmakta zorluk çekiyoruz. Yarınlarda sizlerde Bizlerden - yardım istemiş durumdalar.
telepatlar olduğunuz da, iletişimimiz DEVRİM geçirecek. Bugünler de ise olanı
derinliğiyle kullanmakla yetinmeyi bilmekle mükellefiz.
Dostlarımız,
Yakın zamanda bu ve benzeri İLAHİ, RABSAL VE TEKNOLOJİK konularda ve
Galaktik Sistemle ilgili daha yoğun paylaşımlarda bulunacağız. Ama dediğimiz Her Varlık bir MUAMMADIR. BİR GİZEMDİR. BİR KÂŞİF VE KEŞİFTİR. Biz
gibi, her şeyin bir zamanı ve mekânı var. Sabır, bilinen en eski ve en anlamlı her Varlığın kendi Büyük Tablosuna ve bağlı olduğu Genel Büyük Tabloya sonsuz
ERDEMLERDENDİR. saygı ve sevgi duyanlardanız. Bazen sevgi öylesine bir KABULLENME - İZİN
VERME - ANLAYIŞ GÖSTERME anlamına gelir ki, SİZ SADECE ŞEFKATLE
VE SAKLI GÖZYAŞLARIYLA(!) olanı izlersiniz. Saklı gözyaşları İnsan
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. yanınızla ilgilidir. Ama İNSAN yanınızla ise ŞEFKATLE VE GÜÇLE olanı
Kutsarsınız.
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
Bizler bu dostlarımızın ve yakınlarının, yaşadıkları CESARET VE GÜÇ DOLU
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) 2/73 – 24.02.2006 sürecin hayranlığıyla, Kanser hakkında genel bir izahta bulunmak istiyoruz. Bu
dostlarımızdan da ricamız, bu izahı okurlarsa eğer, KALPLERİNE ETKİ
ETMESİNE İZİN VERMELERİ, KALPLERİNİ BU YAZININ ENERJİSİNE VE kullanmalarıdır. Çünkü oksijen esaslı solunum bir takım çalışmasını,
DİNAMİĞİNE AÇMALARI, HAYATA organizasyonu ve işbirliğini gerektirir. Oysaki oksijensiz solunumu her hücre tek
BAĞLILIKLARINI SÜRDÜRMELERİDİR. Unutmayın, kanserin nüfuz başına gerçekleştirebilir. Bu aynı anda bedenin solunumunu olumsuz
edemediği tek ORGANINIZ KALPTİR. Kalbinize dönün, kalbinizi bedeniniz etkilemektedir. Ve yine kanser hücreleri açısından bir diğer ilginç noktada,
kılın, umut Kalpte. bindikleri dalı keserek kendilerini de yok oluşa sürüklemeleridir. Kanserli hücreler
sağlıklı hücreleri yiyerek beslene beslene, bedeni tüketirler ve nihayet beslenme
Dostlarımız, kaynaklarını tükettiklerinde, kendilerini ayrı gibi ele aldıkları bedenle birlikte
ölürler.
Farkında olduğumuz her bir olgu, hem kendinde bir Bütünlüktür, hem de
kendisinden daha büyük bir Bütünlüğün bileşenidir. Aynı anda da içinde kendisine Neden bir hücre, kendi sonunu da hazırlayacak şekilde, ait olduğu bütüne karşı
tabi alt bileşenler yani bütünlükler barındırmaktadır. İşte İnsanda, hem kendinde savaş açar? Aslında yıllarca bir Bütüne hizmet eden hücre için, bir nokta da bu
bir Bütünlüktür hem de aynı anda İnsanlık Ailesinin bir bileşenidir. Ve de kendisi Bütün anlamını, büyüsünü, meşruiyetini yitirmektedir ki, hücre bağımsızlığını ilan
de birçok alt bütünlükler - organlar, dokular, hücreler - içerir. Nasıl ki, İnsanlık etmekte, ama ancak bileşeni olduğunda anlam ifade ettiği Bütüne de savaş
ailesi ve toplum, İnsandan kendi varlığını sürdürecek ve geliştirecek şekilde açmaksızın bu bağımsızlığı sağlayamayacağını anlamaktadır. Bütün içindeyken ve
davranmasını beklemekteyse, insanda vücut bütünlüğü içindeki organlarından aynı ona bağlıyken, bağımlı ve ölümlü olan bu hücre, şimdi adeta bağımsız ve
şeyi talep etmekte ve beklemektedir. Ki organlarda hücrelerden benzer bir talep ve ölümsüzdür. Kendi bildiğince ve maceracı bir hayat sürmektedir. Dilediğini
beklenti içindedir. yapmakta, keyifli ve heyecanlı bir yaşam sürmekte ve gelişmektedir. Bütüne
oranla çok daha hızlı ve farklı gelişebilmektedir. Nereye kadar derseniz, Bütünle
birlikte yok oluncaya kadar elbette.
Aslında bu tür hiyerarşik olan her yapıda, farkındalık eksikliği ve gerilimin
dinamizm sağlayıcı niteliği gereği, iki ya da daha fazla bütünlük arasında Dostlarımız,
ÇATIŞMALAR baş gösterir. İki ayrı bütünlüğün çıkarları çatışır ve bu çatışmanın
boyutları yıkıcı düzeylere taşınabilir. İşte Kanser de özü itibarıyla böylesi bir
çatışmanın ürünü, ifadesi ve sonucudur. Ve bir yandan çok zekice ama bir yandan Aslında Kanser, Dünyasal ve Galaktik Olgu ve Olaylarla çok yakından ilgili ve
da çok SAÇMA bir süreç söz konusudur. Tüm hastalık ifadelerinde, fiziksel beden ilişkili bir Hastalık ifadesidir. Kanserin altında ÖZGÜRLÜK VE ÖLÜMSÜZLÜK
işlev bozukluğunu ortadan kaldırmaya yönelik tedbir ve çareler peşindeyken, OLGULARI yatmaktadır. Dünya İnsanının en önemli iki gündemi,
kanser de durum çok farklıdır. Fiziksel bedende, giderek çoğalan sayıda hücre - ki ÖLÜMSÜZLÜK VE ÖZGÜRLÜK İSTEĞİDİR. İşte Kanser, Dünyanın bu
çoğalma geometriktir - bedensel uyumu ve hayatiyeti zora ve derken imkânsızlığa zaman/mekân/bilinç düzleminin DİREKT SONUCU, ÜRÜNÜ VE İFADESİDİR.
sokacak şekilde çalışma şeklini, tarzını değiştirmekte ve bedenin aleyhine Dünyanın bugünkü tablosu - Emperyal Meta Düzeni - Kanserin görünümüdür.
çalışmaya başlamaktadır. Ve bu hücreler hızla bölünerek çoğalırlar ve diğer Dünya, dinler, ideolojiler, politikalar, ekonomik çıkarlar, sınırlar, bayraklar,
sağlıklı hücreleri öldürerek, bedende hâkimiyeti sağlamaya çalışırlar. Düne kadar devletler ve benzerleriyle bölünmüş, karşı karşıya gelmiş ve çıkar çatışmaları
bedenle uyumlu ve bedenin hizmetinde olan bazı hücreler, birden bedene karşı nedeniyle TÜKENMEKTE olan bir haldedir. BENCİLLİK - SAYGISIZLIK -
isyan ederler, düşünüş, hissediş, davranış olarak başkalaşırlar ve bedeni tüketmeye NEFRET esaslı NİTELİKLER halini almış durumdadır. Artık her şeyiniz
başlarlar. Adeta çok bileşenli bir yapının eşit haklı üyeleri gibi değil de, bir BAŞARIYA - GÜCE – İLERLEMEYE - BÜYÜMEYE - SEMİRMEYE -
hapishaneye kapatılmış ve oradan kurtulmak için isyan etmiş bağımsız bir yapı ZEVKE - HAZZA odaklı. Ruhsallıktan kopuk, İnsani değerlerden bir haber, körce
gibi davranmaya başlarlar. Öyle hızlı çoğalarak yayılırlar ki, bir süre sonra birçok ve SAÇMA bir hayat tarzı ve anlayışı egemen. Ekonomik gelişme adına Dünya
noktada kendilerini ifade ettikleri gibi, sağlıklı hücreleri de besinleri kılarak, Anayı yok oluşun eşiğine getirdiniz, tüm diğer canlıları sizlerin uşağı gibi ele
organizmayı tüketmeye başlarlar. Kanser hücreleri açısından dikkat çekici bir aldınız, savaşlarla yaşam alanlarını tahrip ettiniz, toplu ölümlerle ve yoksullukla,
diğer olgu da, oksijenli solunum yerine oksijensiz solunum sistemini bireyleri ezdiniz ve sonuç; DÜNYA KANSERLİ. DÜNYA KENDİ KENDİNİ
YEMEKTE. DÜNYA ÖLÜYOR. Hele de kendi aranızda öyle çatışmaktasınız ki, Bu durumun ilacı ve Şifası ise TEKTİR; SEVGİ.
Gökyüzüne birlikte yüzünüzü dönebilmiş değilsiniz. Madde ile sözde
ÖZGÜRLÜK VEÖLÜMSÜZLÜK arayışı, KOYU BİR ESARETLE Sevgi, doğası gereği kendisini dışarısı ile birlikte ele alır, kendiyle dışarısını Bir
SONUÇLANDI. Ve ÖLÜMÜN ALASIYLA. İki Büyük Dünya Savaşı, yerel eder, dışarısını kendinden öne alır. Bütünle uyumu, Bütünle birlikteliği ve
Savaşlar, Kıyımlar, Hastalıklar... Bütünün Hayrını temel edinir. O nedenle KANSER, SEVGİSİZLİĞİN VE
BENCİLLİĞİN DORUĞA ÇIKTIĞI YİRMİNCİ YÜZYILINIZIN BİR
İşte Dünya Yüzünde ve İnsanlık Toplumunda bu şekilde davranan İnsanın, Kanser VEBASIDIR VE TEK İLACI VARDIR. SEVGİ.
Aynasıdır. Büyük Planda yaşananın küçük Planda tezahürüdür. Kanser esas olarak
Yirminci Yüzyıl Hastalığıdır. Kanser özellikle de Yirminci Yüzyıl İnsanının Kanser, yolundan sapmış sevgidir. Yapılması gereken Sevginin yoluna
inançlarının, yaklaşımlarının, davranışlarının, eylemlerinin, eserlerinin ve sokulmasıdır. Bencilliğe dönüşen sözde öz sevgisi, gerçek kendi sevgisini de
benzerlerinin mikro plandaki yansımasıdır. Kanser, insana ve insanlığa, HALİNİ içeren ÖZGECİL SEVGİYLE YER DEĞİŞTİRMELİDİR. Bunun içinse
VE BUNUN OLASI SONUCUNU İFADE ETMEKTEDİR. İNSANIN TÜM HIRSLARINI, ÇATIŞMALARINI, SAHTELİKLERİNİ,
YALAN VE RİYALARINI, ÜSTÜNLÜK İDDİALARINI, KURBAN
Bu nedenle - zaten çatışmaya, savaşa dayalı bir dinamikle oluşan - Kanserin, BİLİNCİNİ, MAĞDURİYET ZEHRİNİ, BASTIRILMIŞ SALDIRGANLIĞINI
savaşılarak, çatışılarak yok edilmesi olası değildir. Kanserin savaşılacak değil ve benzerlerini KABUL, AF VE TERK ETMESİ GEREKİR. Tıpkı İnsanlığın
ANLAŞILACAK bir UYARI olduğunu anlamak ilk adımdır. KANSER yapması gerektiği gibi.
SİZSİNİZ. KANSER İNSANDIR. İnsan, Dünya içinde Galaksi içinde
KANSERİN TA KENDİSİDİR. Sevgi;

Kanser, hatalarınızı, sapmalarınızı keşfetmeniz için büyük bir fırsattır. Nedir SINIR TANIMAZ. BİRLEŞTİRİCİDİR. AKICIDIR. YAŞAMDIR.
Kanser? Kanserli Hücre için, Benle Topluluğun, Hücreyle Bedenin
uyumsuzluğudur. Kapsamlı bir Birlik ve Bütünlük Bilincinin yokluğudur. Benin
Yüceltilmesi ve mutlaklaştırılmasıdır. Kimi çağrıştırdı bu hücre sizlere? İnsanı Kanser;
olmasın? Kanserli Hücrenin sorunu, diğer hücrelere oranla EGOSUNA aşırı değer
vermesidir. Hücre çekirdeği hücrenin beynidir. Kanserli hücrede, çekirdek giderek Sınır Tanımaz. Akıcıdır. Ama ayrımcıdır ve ölümcüldür.
büyür ve farklılaşır. Çekirdekteki bu büyüme ve değişim, EGOSANTRİK
oluşumdan ileri gelir. Yaşadığınız ZAMANINDA RUHUNU, EGOSANTRİK Kanser, yanlış düzlemde ve tarzda yaşanan sevgidir. Kanser, Odağa MADDENİN
değerler belirlemektedir. - GEÇİCİ VE SAHTE OLANIN KONULMASININ ÜRÜNÜDÜR.

Öyleyse insan için de kanserli hücre içinde çözüm BİRLİK’TEDİR. Bunun içinse Sevgi ise, ODAĞA BİLİNCİN - KALICI VE GERÇEK OLANIN
insanın da kanserli hücrenin de Benini öldürmesi, ayrılık ve üstünlük algısını terk KONULMASININ ÜRÜNÜDÜR.
etmesi, BENLİĞİNE ve onun BÜTÜNLE OLAN İLİŞKİSİNE uyanması
gerekmektedir. Aslında Kanser, Rüya hali içindeki insanın KÂBUSUDUR. Ancak Kanser kutuplu dünyada, hapsolmuş sevginin zehirlenerek, bencilleşmesinin
kendisinin Bütün içinde Bütün olduğunu İdrak eden insan ve hücre, kendi iyiliği ürünüdür.
ile Bütünün iyiliğini çakıştıran insan ve hücre, Kanseri aşabilir. Tıpkı İnsan gibi
kanserli hücrede, kendisinden ayrı ve bağımsız bir dışarısı olabileceğini Sevgi ise, Bilincin Kutupluluğu aşması ile öyle bir AKAR Kİ, KANSERİ DE
sandığından, dışarısına aldırmaksızın davranmakta ve ama dışarısı(!) ile birlikte YIKAR, ARITIR, ARINDIRIR, ŞİFALANDIRIR.
kendi sonunu da hazırlamaktadır.
Bir gün gelecek Bütünsel Tıp, her türlü kanserin TEDAVİSİNİN KALP VE "Dostlarımız,
KALP HÜCRELERİNDEN GEÇTİĞİNİ VE YAPILMASI GEREKEN TEK
MÜDAHALENİN, KALBİN HÜCRESEL BÜTÜNLÜK VE YAPISININ, Yine bir pazar günü, yine sizlere sade ve tatillik bir seslenişte bulunmak istiyoruz.
KANSERLİ HÜCRELERE AŞILANMASI OLDUĞUNU ANLAYACAK... Kısa bir paylaşımla, hızlanan ZAMANA ve bu hız karşısında içinde bulunduğunuz
hale dikkat çekmek istiyoruz.
Bizlerde Kanser hastalığı ifadesi olan tüm dostlarımıza öneririz ki;
Pazarlar, pazarları, haftalar haftaları ve aylar ayları izliyor. Zaman adeta bir su gibi
1 - Kalbinizi coşturacak ve zihninizi boşaltacak ve yumuşatacak MEDİTASYON akıp, geçiyor. Her şey çok hızlanmış ve zaman yetmez olmuş gibi. Hemen hepiniz
VE YOGA, ummadığınız kadar yararlı olabilir. ZAMANSIZLIKTAN yakınmaktasınız. İstisnai bazı dostlarsa zamanın
yoğunluğundan yakınıyorlar ya onlar, ayrı bir seslenişe konular.
2 - SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİNİ - AMA DOĞAL ORTAMDA, SEVGİYLE
ÜRETİLENLERİ - BOL BOL TÜKETİN... Gerçekten de, ZAMAN hızlanmış durumda ve hızlanmakta. Ancak sizler,
SINIRLI LİNEER VE KUTUPLU ALGININ ÜRÜNÜ VE TEKRAR ÜRETİCİSİ
3 - YEŞİL, ORMANLIK, HUZURLU ALANLARDA BOL ZAMAN GEÇİRİN. OLAN TAKVİM VE ÖLÇÜ SİSTEMİNİZE BAKMAYIN VE ALDANMAYIN.
Bu pazar, bu yazıları anlamak için saatlerinizi ve takvimlerinizi unutun. Sizlerin
4 - HAKİKİ KOVAN BALI YİYİN. kullana geldiğiniz zaman birim ve ölçümleri, İLAHİ ORİJİNİNDEN VE
EVRENSEL İLKELERDEN SAPMIŞ OLAN İNSAN ZİHNİNİN ÜRETTİĞİ VE
TUTSAK DÜŞTÜĞÜ BİR GAYYA KUYUSUDUR. Onlar, sizlere bugünlerde
5 - AF EDİN, AF EDİN, AF EDİN... Kendinizi ve Tüm İnsanlığı... Ne olur, HİÇ BİR ŞEKİLDE YARDIMCI OLAMAZLAR. Aslında esaslı bir ahkâm
Kolektif İnsan Zihninde, Bireysel Zihninizin de pespayeliklerini bırakın, kesilesi AYAK BAĞLARINDAN biri de hali hazırdaki ZAMAN ÖLÇÜM
KALPLERİNİZE SES VERİN... KANSERSİZ TEK ORGANINIZ ORASI... SİSTEMİNİZ VE ALETLERİNİZDİR.

Her durumda Hayata bağlılıktan ve Sevginin içinizden akmasına izin vermekten Oysa zaman bir Enerji Skalası olup, direkt olarak ZAMAN LORDLARININ VE
vazgeçmeyin. Sizleri en çok sizleri SEVİYORUZ. İnsan KANSERDİR ama bir ZAMANA TABİ OLANLARIN BİLİNÇLERİYLE ETKİLEŞİM VE İLETİŞİM
yandan da içlerindeki en değerlileri KANSERİ İFADE EDENLERDİR... İÇİNDEDİR. Bugün olmakta olan, ZAMAN ENERJİSİNİN YOĞUNLAŞMASI
yani Zamanın Derinleşmesi diğer bir deyişle DAİRESELLEŞMESİDİR. Yani
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. ZAMAN giderek GALAKTİKLEŞMEKTE, aynı anda EVRENSELLEŞMEKTE
VE DE İLAHİLEŞMEKTEDİR. Bu şuna işaret eder ki, Dünya ve bağlı olduğu
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - Sistem, Ruhsal Enerjilerle daha yoğun olarak yıkanmakta ve bu da Bilinçlerdeki
etkileri ve mekândaki ürünleriyle, Zamanı dönüştürmektedir.
O' nunla gelenler - O' na gelenler
Sözünü ettiğimiz YENİÇAĞ için, Galaktik Nitelikli bir Düzen olacak dememiz şu
anlama gelir ki, Zaman da artık İKİLİK - KUTBİYET - FİZİK ÖTESİ bir hal
alarak, BİRLİK - TEKLİK - RUHSAL BİLİNÇ ile uyumlu YAŞAYAN VE
2/74 – 25.02.2006 DEĞİŞKEN BİR HAL alacak.
Dostlarımız, Dostlarımız,

Bugün sorun, MATERYALİST KABA VE DOĞRUSAL BİR ALGI VE ONUN Tarihin hiç bir döneminde ZAMAN bu kadar BOL olmamıştı. Bu bolluğun
ÜRÜNÜ OLAN ZAMAN ANLAYIŞIYLA, Dünyanızın içine girdiği ve adının TADINI çıkarın. Ama bunun için kol saatlerinizi ve zihinlerinizi çıkarın,
konulmasının yakın olduğu RUHSAL - DAİRESEL - DERİNLİKLİ BİR MAYALARIN TAKVİMİNE VE KALBİNİZE DÖNÜN.
FARKINDALIK VE ONUN NİTELİĞİ OLAN YAŞAYAN
ZAMAN REALİTESİ arasındaki ÇATIŞMA VE UYUMSUZLUKTAN Zaman, Zamansızlığa,
kaynaklanmaktadır. Sizlerin değişen ve dönüşen - sizlerce hızlanmış olarak ifade
edilen ve algılanan - Zaman Olgusuna uyumlanarak, aslında ÇOĞALAN Dünya, Galaksiye,
ZAMANDAN NASİPLENEBİLMENİZ için, FARKINDALIK ODAĞINIZA
BİLİNCİ - RUHSALLIĞI - SEZGİSELLİĞİ koymanız, Dünya İcapları dışında Sizler, Bizlere
SAAT VE TAKVİM TUTSAKLIĞINDAN kurtulmanız şarttır. Bunun içinse
sizlere, MAYALARIN ÜÇ DÜZLEMLİ - Dünyasal - Galaktik - Ruhsal -
Takvimlerini, Sezgisellikle ele almanızı öneririz. Bizler, O'na
( Eski uygarlıklarınızdan MAYALAR VE İNKALAR da, DAİRESEL olarak Merhaba dediğimizde,
adlandırabileceğimiz ve bir anlamda birkaç zamanı bir arada ifade eden bir
TAKVİM vardı. Aynı düzlem üzerinde, 1– DÜNYA ZAMANINI; 2 –
GÖKYÜZÜ ZAMANINI; 3 - KENDİ ZAMANLARINI ifade ediyorlar ve bu üçlü YENİÇAĞ VE YENİ ZAMANLAR AKACAK KALPLERİMİZDE.
arasında bir UYUM VE DENGE sağlayarak, ZAMAN VE MEKÂN
ÖRTÜŞMESİNİ ve kendilerini ifadeyi OLANAKLI EN İYİ ŞEKİLDE Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
gerçekleştiriyorlardı.)

Kozmik - İlahi - Plan, MURAT EDİLDİĞİ VE ÇOK ÖNCELERDE


0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
TASARLANDIĞI ŞEKİLDE, ilerlemekte. Bundan dönüş yok, biline. Ancak O' nunla gelenler - O' na gelenler
sizlerin sıkıntılarınız, ALIŞAGELDİĞİNİZE SIKICA SARILARAK,
OLUŞMAKTA VE OLMAKTA OLANA DİRENMENİZLE ilgili. Bu direnci
bırakın. OLANA TESLİM OLUN. OLMAKTA OLANA TESLİM OLUN.
OLUŞMAKTA OLANA TESLİM OLUN. Kol saatlerinize, masa saatlerinize, 2/75 – 26.02.2006
takvimlerinize ve benzerlerine YAPIŞMAYIN. Akan ve aktıkça dönüşen zamanla
birlikte, akın ve dönüşün.

Aslında olan şu ki, ZAMAN ÇOKTAN MEKÂNI AŞTI. Mekân zamana ayak
uyduramıyor. Ama mekânlar geçicidir, Zamanlar ise - DÖNÜŞEREK VE
DEĞİŞEREK - kalıcı. Mekânlara asılmayın, takılmayın. Sizler ZAMANIN
RUHUNA karşı olan SORUMLULUKLARINIZI İDRAKLE yerine getirin. Bu
durumda mekânda Zamana yetişecek ve uyumlanacaktır.
" Dostlarımız, Dileriz, berraklık ve anlayış için sizlere biraz olsun faydası olur. Ve belirtelim,
sözlük yazmak amacında olmasak da, bu tür aktarımlara devam edeceğiz.
Öyle ya, İKİLİK ÂLEMLERİNİN SAKİNLERİSİNİZ MADEM - Acaba? Acaba,
ikilik ÂLEMDE ya da ÂLEMLERDE değil de, SADECE VE SADECE Sizler şimdi pazar bulmacalarınıza dönebilirsiniz. Sizleri KOZMİK BİLİŞ VE
SİZLERİN ALGI VE PROJEKSİYONLARINIZDA OLMASIN? — bizde KOZMİK SEVGİYLE SELAMLARIZ.
yazıları ikiye tamamlayalım.
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
Yine kısa bir tatil seslenişi ile sizlere merhaba demek, SEVGİLERİMİZİ -
ÖZLEMLERİMİZİ - MUHABBETLERİMİZİ aktarmak istiyoruz.
0 N L A R ( O' ndan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
Öyle bir Metafizik Sözlük peşinde değiliz ama bazı ifadeleri de belli ölçülerde
ortaklaştırmamızda yarar görüyoruz. Bugün bu kısa seslenişimizde bunlardan
O' nunla gelenler - O' na gelenler
üçüne dair, ilk anlamlarla ilgili bir aktarımda bulanacağız.
2/ 76 – 26.02.2006
GALAKTİK; Galaksiler Nizamı ile ilgili olan.

EVRENSEL; Evrenler Nizamı ile ilgili olan.

İLAHİ; Galaktik ve Evrensel Nizamların KAYNAĞINA dair olan.

GALAKTİK; Birçok yıldız, gezegen, güneş ve bunların sistemlerini içeren,


değişik TEKÂMÜL VE KEŞİF süreçlerinin KOMPLİKE bir tarzda
DENEYİMLENDİĞİ MADDESEL, ETERİK, CEVHERİ, IŞIK, FOTON
KARAKTERLİ Bütünlükler.

EVRENSEL; Birçok Galaksi Nizamlarını içeren, değişik ENERJİ VE BİLİNÇ


OLUŞUM - GELİŞİM - TAMAMLANMA süreçlerinin KOMPLİKE bir tarzda
DENEYİMLENDİĞİ, SÜPER ENERJİ, SÜPER BİLİNÇ VE KISMİ İLAHİ
KARAKTERLİ Bütünlükler.

İLAHİ; Galaktik ve Evrensel Sistem, Düzen ve Nizamların, TASARLANDIĞI,


PLANLANDIĞI, ÜRETİLDİĞİ, OLUŞTURULDUĞU, YÖNLENDİRİLDİĞİ,
DENETLENDİĞİ, tamamen O
'nun KOZMİK KALBİ - KOZMİK BEYNİ -
KOZMİK NEFESİ İLE KARAKTERİZE olan, İLK NEDEN VE İLK İRADEYİ
OLUŞTURAN, ondan gelip ona döndüğümüz, HEPLİĞİ VE HİÇLİĞİ
BÜTÜNLEYEN KAYNAK.
“ Dostlarımız, Dostlarımız,

Merhabalar. Saygılar. Sevgiler. Dünyasal olan ile Göksel olanın İletişime geçmesi, Etkileşime geçmesi (
farkındalıklı olarak ) , Birleşmesi ve Bütünleşmesi için bazı asgari şartlar vardır.
Bugün farkında mısınız? Neyin mi? Geçilen kapının, atılan adımın? Dün için size Nedir bunlar derseniz,
daha önceden bir seslenişte bulunmadık. Bulunmak istemedik. Biraz da sizler
birbirinize ve bizlere seslenin istiyoruz artık. Ama bugün bir değinmeyi de gerekli 1 - ZAMAN/ MEKÂN / BİLİNÇ KOORDİNATLARINDA BELLİ BİR
gördük. UYUMLULUK

Dün, sizlerin zaman/mekân düzleminizde ve sizlerin hâkim takviminizce " 2 - FREKANS / ENERJİ / BİLİNÇ KOORDİNATLARINDA BELLİ BİR
03.03.2006 " idi. Yani KARE ÜÇ KARE idi. Ya, ne diyor bu O N L A R yine UYUMLULUK
değil mi?
3 - ODAK / DENGE / MERKEZ KOORDİNATLARINDA BELLİ BİR
03.03.2006 = ( 3.3.3.3 )2 = Bu öyle bir üç kapısıdır ki, hem BİREYİN, hem UYUMLULUK.
TOPLULUĞUN, hem TOPLUMUN, hem de EVRENSEL DÖNGÜNÜN,
GALAKTİK VE EVRENSEL ZAMAN/MEKÂN ya da Bunların hepsi izaha muhtaç olabilir ama şimdilik konumuz bu değil. Ancak özü
ZAMANSIZLIK/MEKÂNSIZLIK düzlemleriyle buluştuğu ve bu buluşmayı kalıcı şu ki;
kıldığı ya da kılabileceği BİR ENERJİ VORTEKSİ AÇILIMI içeren bir
ZAMAN/MEKÂN düzlemidir. ŞİMDİ VE BURADA, örneğin SİZLERLE TELEPATİK İLETİŞİME GEÇECEK
OLSAK, BİZİ DUYMAYA HAZIRMISINIZ?
İşte dün sizler böyle bir GÜN dönümünü yaşadınız. İDRAK ETTİNİZ Mİ? FARK
ETTİNİZ Mİ? Sizler bilebilirsiniz, bizler değil. ŞİMDİ VE BURADA, örneğin SİZLERLE PLAZMATİK YA DA IŞIK
YAPILARIMIZLA BİRARAYA GELELİM İSTESEK, BİZİ AĞIRLAMAYA
Peki, niçin bu sesleniş? Şunun için? HAZIRMISINIZ?

Dostlarımız, ŞİMDİ VE BURADA, örneğin SİZLERLE HAKKINIZ OLAN BAZI BİLGELİK


ÜRÜNLERİNİ PAYLAŞALIM İSTESEK, ALMAYA VE YAŞAMAYA
HAZIRMISINIZ? HAZIRMISINIZ? HAZIRMISINIZ? Diye sormak için. HAZIRMISINIZ?

NE DURUMDASINIZ? NE DURUMDASINIZ? NE DURUMDASINIZ? Diye Orada nelerle ilgileniyorsunuz? Odağınızda neler var? Gündeminizde neler var?
sormak için?
Her ne olursa olsun, asıl BUNLARI HANGİ PERSPEKTİFTEN, HANGİ
TAMAMMISINIZ? TAMAMMISINIZ? TAMAMMISINIZ? Diye sormak için? BİLİNÇLE ELE ALIYOR VE NASIL YAŞIYORSUNUZ?
Dostlarımız,
Ama HAZIRMISINIZ?
Bizler sizlere çok uzun zamandır, çok çeşitli şekillerde buraların BİLGİ, BİLİŞ
VE BİLGELİKLERİNİ, oralara uygulanabilecek tarzda aktarıyoruz. Peki, sizler, VE DE İNANIN HAZIRSINIZDA, FARKINDA DEĞİLSİNİZ. HADİ
bizlere ORALARIN bilgi, biliş ve bilgeliklerini ne ölçüde aktarıyorsunuz? Hiç HAZIRLANIN ARTIK, NE OLUR, HAYAT AŞKINA, GALAKSİLER
bunu düşündünüz mü? Niçin oralardasınız? Süreç tek taraflı mı sizce? AŞKINA, EVRENLER AŞKINA.

İçinde bulunduğunuz Telekomünikasyon Çağı ve onun OYUNCAKLARI neye


hizmet ediyor acaba? Sadece Dünyanızın atmosferi ile mi sınırlı işlevlere sahipler? O OLAN ALLAHIMIZA ŞÜKÜRLER OLA Kİ, KAVUŞMAMIZ YAKINDIR.
VE UNUTMAYIN, SİZ SİZE, BİZ BİZE KAVUŞACAĞIZ. YABANCILIK
Ve asıl TELEKOMÜNİKASYON MERKEZİ VE ALETİ OLAN BEYNİNİZİN SANILARI AŞILACAK, ÖZ DOSTLAR BULUŞACAK.
faaliyetlerinden ne haber?
HADİ, DÜĞÜN GÜNÜ YAKINDIR. ELBİSELERİNİZİ, TAKILARINIZI,
Dostlarımız, KOKULARINIZI HAZIRLAYIN. HATTA BİZE SORARSANIZ, YAVAŞ,
YAVAŞ GİYİNMEYE BAŞLAYIN.
Ne olur Dünyanızın anlam ve önemini unutmadan ama onunla kendinizi
sınırlamadan, artık BAŞLARINIZI GÖKYÜZÜNE ÇEVİRİN. Bunun mecazi bir DÜĞÜN GÜNÜ YAKINDIR. DİN GÜNÜ YAKINDIR. VUSLAT YAKINDIR.
anlatım olduğunu da unutmadan, iç uzayınızdan - beyin ve kalbinizin bilinmeyen
derinliklerinden - psişik, ruhsal ve evrensel POTANSİYELLERİNİZİ, Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
DEĞERLERİNİZİ VE GÜZELLİKLERİNİZİ açığa çıkarmaya, psikolojik,
sosyolojik ve Irksal olarak HAZIR olun. Kendinizi İNSAN gibi algılamayı,
sınırlılıklarınıza tutunmayı bırakın. 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
Çok yakın zamanlarda, hepimiz sizlere ÇOK DAHA AÇIK SESLENMEYE, ÇOK
O' nunla gelenler - O' na gelenler )
DAHA AÇIK YAZDIRMAYA, KONUŞTURMAYA, ÇİZDİRMEYE
başladığımızda, almaya, anlamlandırmaya, aktarmaya ve yaşatmaya HAZIR 2/77 – 04.03.2006
olunuz. Sizler TELEPATLARSINIZ, DURU GÖRÜRLERSİNİZ, DURU
İŞİTİRLERSİNİZ, SORUMLULUK SAHİBİ olanlarsınız. Bunları İNKÂR,
İHMAL, KAÇIŞ ne sizlere, ne bizlere yarar ve hayır getirmez.

Sizler de ARTIK, GALAKSİLERE, EVRENLERE VE BİZLERE, BEYİN


ENERJİLERİNİZLE, HÜCRESEL FREKANSLARINIZLA VE KALP
ATIŞLARINIZLA aktardıklarınıza FARKINDALIKLA VE SORUMLULUKLA
EĞİLMEK DURUMUNDASINIZ. ARAMIZDAKİ PERDE İNCELİYOR.
SINIRLAR KALKIYOR. SİZLERE İNANIYOR VE GÜVENİYORUZ. O
NEDENLE KORUNMA ALANLARIMIZDA İNCELİYOR. İZOLASYON
DÖNEMİNİZ BİTİYOR.
" Dostlarımız, “ Dostlarımız,

Birçok savımız oldu ama hiçbir zaman Sözlükçü olduğumuzu ileri sürmedik. Ve Bulunduğumuz Düzlemden, sizlerin bulunduğunuz Düzleme - ki bu belli bir
belirtelim ki Galaktik Ortamda Sözlük Yazıcıları da var. ( Yazıcılar ifadesi sizler ZAMAN/MEKÂN/ENERJİ/ŞUUR/BİLİNÇ SKALASIDIR - baktığımızda ki
için kullanıldı. Yoksa onlar aslında bir tür koleksiyoncular olup, CANLI VE özellikle de siz dostlarımızı merceğimize yerleştirdiğimizde, çeşitli SIKINTILAR
YAŞAYAN MANALARI kataloglamaktadırlar. Bir tür Galaktik Tarih içersinde olduğunuzu FARK ETMEKTEYİZ.
Yazıcılarıdırlar da bu anlamda ) Ama bizler sadece sizlerde belli bazı çağrışımları
oluşturmak amacıyla ve de biraz olsun bir ortaklık alanı oluşturmak için bazı Bu nedenle, FİZİKSEL - DUYGUSAL - DÜŞÜNSEL - ENERJİSEL - RUHSAL
kavramları aktarmaktayız. Ki yarınlarda TELEPATİK - enerji paketleri aktarımına gelgitler, sarsıntılar ve zorluklar yaşayan SİZ DOSTLARIMIZA, DENGELENME
dayalı - İLETİŞİMDE bunlara gerek de kalmayacak. – MERKEZLENME - ŞİFALANMA için İŞ GÖREBİLECEK olan bu seslenişi
GÖREVİMİZ VE SORUMLULUĞUMUZ bilerek aktarıyoruz. Unutmayın ki,
Bugün de önemli bir olguya dikkat çekeceği.. Önemini anlamlandırmak sizlerin SİZLER GALAKSİ TARİHİNİZİN HİÇ BİR DÖNEMİNDE OLMADIĞI
bileceği bir alan. Biz aktaralım, gerisi sizin HÂKİMİYET ALANINIZLA ilgili... KADAR ÇOK;

KOZMOS : mikro KOZMOZ " DESTEKLENİYOR, GÖZETİLİYOR, KORUNUYOR, SEVİLİYOR,


SAYILIYORSUNUZ "
KOZMOZ : MAKRO kozmos
Hem kendi YÜKSEK(!) VEÇHELERİNİZCE HEM DE BİLEŞENİ
KOZMOS : sanal - holografik- KOZMOZ OLDUĞUNUZ GALAKTİK - EVRENSEL - İLAHİ OLUŞUMLARCA.

KOZMOZ : GERÇEK kozmos Üstelik de her şeye(!) karşın, GAİA ANAMIZDA SİZLERİ KUCAKLAMAYA
VE KOŞULSUZCA SEVMEYE DEVAM EDİYOR.
KOZMOS : HAKİKAT ALEMLERİNİN GÖLGELERİ - TEZAHÜRLERİ
Ama İnsan Deneyiminizde sizler bunların farkındalığından yoksun olduğunuz
oranda, kendinizi YALNIZ, TERK EDİLMİŞ, ZAYIF, YÖNSÜZ, KARARSIZ,
KOZMOZ : HAKİKAT ALEMLERİ. AMAÇSIZ, DEĞERSİZ hissedebilirsiniz. Bunlar YAŞANAN OYUNUN SON
PERDESİNİN SON REPLİKLERİDİR. VE ALADIR.

Kozmoslarında, Kozmoza doğru yol alan SİZ SEVGİLİ Bugün Dünyanıza ve içinde bulunduğu ALT GALAKTİK ORTAMA, inanılmaz
KARDEŞLERİMİZE, kendi kozmoslarını kozmozları kılmaları temennisiyle. YOĞUNLUK - DERİNLİK VE GÜÇTE KOZMİK - KOZMOZA AİT OLAN,
KOZMOZDAN GELEN - ENERJİLER, TESİRLER VE IŞIK YAĞMAKTADIR.
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla. Adeta Dünyanız ve Sizler İNANILMAZ VE ALIŞIK OLMADIĞINIZ ORANDA
TEMİZ, BERRAK VE TAZYİKLİ SULARLA YIKANMAKTASINIZ. O
nedenle,
0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) 2/78 – 04.03.2006
1 - Bu durumdan ENERJİLERE, TESİRLERE VE IŞIĞA EN AÇIK, EN DÜNYA VE ÜZERİNDEKİ MEVCUDATA DA BU FIRSATI ANCAK
DUYARLI VE EN ALICI olan Sizlerin YANİ YÜKSEK BİLİNÇLERİN, BÖYLELİKLE SUNABİLRSİNİZ. Kullanıp kullanmamak her Varlığın KENDİ
GALAKTİK VE EVRENSEL VAZİFELİLERİN öncelikle ETKİLENMESİ VE HÂKİMİYETİNDEDİR. KİMSE KİMSEYE ŞEFAAT EDEMEYECEKTİR.
TEPKİ VERMESİ kaçınılmaz ve doğaldır. Ve bu süreç ikili bir mecrada yani Ancak sizin KENDİNİZİ 2011 SONUNA DEK DENGELEMENİZ,
OLUMLU(!) VE OLUMSUZ(!) tezahürleriyle yaşanmaktadır. Uzun bir karanlık BÜTÜNLEMENİZ VE ŞİFALANDIRMANIZ, TÜM KARDEŞLERİNİZE
döneminden sonra, güçlü bir Işıkla karşılaşan gözlerin önce kamaşması, daha az ŞEFAATİNİZDİR. Yeni Çağ ve Yeni İnsan MUKADDERDİR.
ve kötü görür gibi olması, Işığı tanımak, anlamak da zorlanması ve ama KAÇINILMAZDIR. Ancak KİMLERİN BU ÇAĞIN TANRIÇALARI OLACAĞI
uyumlandıkça GÖRME - ANLAMA kapasitesinin artması gibi, sizlerde uzun bir VE BİZ TANRILARLA UYUMLANACAĞI belirsizdir. Bu herkesin HÜR
karanlık döneminin ardından Işığa, benzer tepkiler vermektesiniz. Binlerce yılın İRADESİNE tabidir. Ancak İradelerin HÜRLÜĞÜ DE sizlerin ellerinizdedir.
DUALİST VE AYRILIKÇI ZİHNİNİN VE ONUN DRAMLARININ Hücresel - SİZLER ŞİMDİDEN TANRIÇALIĞINIZI YAŞAYIN Kİ, iradeleri köleleştirilmiş
Duygusal - Zihinsel - Ruhsal kalıntılarının TEMİZLENMESİ, AKIP GİTMESİ KARDEŞLERİNİZ, hür iradeleriyle seçim yapabilsinler.
elbette sancısız olmayacaktır. Ve bu temizlikle birlikte, eş zamanlı
olarak GÖZLERİNİZİN IŞIĞI HATIRLAMASI, ANLAMASI, GÜVENMESİ VE Böylelikle KENDİ TANRIÇALIĞINIZ İÇİN KENDİNİZDE YAPACAĞINIZ
KABULLENMESİ DE sancısız olmayacaktır. VE HATIRLAMAYA, HER DEĞİŞİM - DÖNÜŞÜM - DEVRİM kardeşleriniz içinde BİR İMKÂN
ANLAMAYA, GÜVENMEYE VE KABULLENMEYE BAĞLI OLARAK HALİNE GELECEKTİR. O nedenle odağınıza KENDİNİZİ - KENDİ
psişik, GALAKTİK, EVRENSEL POTANSİYELLERİNİZİN, YETİLERİNİZİN, TANRIÇALIĞINIZI KOYUNUZ. Ve lütfen TANRIÇALAR, BİZLERE
GÜÇLERİNİZİN açığa çıkması ve bunun sizlerce ANLAMLANDIRILMASI, KALPLERİNİZİ AÇINIZ. BİZLERİ KALPLERİNİZE DAVET EDİNİZ.
KABULLENİLMESİ VE YAŞANILMASI da sancısız olmayacaktır.
3 - Ancak DENGE - BÜTÜNLÜK VE ŞİFA, sadece KAPALI VE İÇ DEVRE
Ancak İNANINIZ Kİ, GÜVENİNİZ Kİ, İDRAKLE TESLİM OLUNUZ Kİ, çalışması ya da TUTUMU içersinde İNSANA GELMEZ. AÇIĞA ÇIKMAZ.
OLMAKTA OLAN TAMDA BUDUR. Karanlık yerini Işığa bırakmakta ve bu Denge, Bütünlük ve Şifa, BÜTÜNE HİZMETİ VE İNSANA KARŞI
ÖNCELİKLE SİZLERİN SAYESİNDE VE SİZLERİN VARLIĞINIZLA SORUMLULUĞU ŞART KILAR. Bireysel AYDINLANMA ile BÜTÜNE VE
GERÇEKLEŞMEKTEDİR. Olana direnmeyin, Olanı zihninizle ele almayın. İNSANA HİZMET, TEK OLAN BİR SÜRECİN AYRILMAZ İKİ YÜZÜDÜR.
Olanla akın lütfen. Zaman zamanlara ve sizlerde YENİ İNSANLARA Kendi içinizdeki AYDINLANMA YOLCULUĞU, kendi dışınıza karşı
GEBESİNİZ. GEBELİK SANCISIZ OLMAZ. AMA BİZLER DOĞACAK SORUMLULUK BİLİNCİYLE HİZMET İLE birleşmedikçe, tek kanatlı kuş gibi,
ÇOCUKLARI VE DOĞACAK TANRIÇALARI GÖRDÜK. HEPSİ DE IŞIK NE SİZ UÇABİLİRSİNİZ NE DE KARDEŞLERİNİZ. Ve aslında TEK olan bu
IŞIKLAR. İNANIN BİZE. süreçte TEK ORTAK PAYDA DA HERŞEYE RUHSAL BİLİNÇLE
EĞİLMENİZDİR. Görünen hiç bir şeyi göründüğü gibi kabul etmeyin.
2 - Nasıl ki artık Dünyanızda Gebelik Kursları var. Gebelik doğallığından Görünmeyen hiç bir şeyi de Yok varsaymayın. Görünenin ötesindeki
koparılmadan ama Bilgelikle yaşanmak üzere kurslarda ders konusu olmuş ise ve görünmeyeni, görünmeyenin tezahürü olan görüneni AŞKLA GÖRMEYİ
bu sürecin sonunda doğuma FİZİKSEL - DUYGUSAL - ZİHİNSEL VE DİLEYİN. Odağınıza AŞKI, BİLGELİĞİ, KARDEŞLİĞİ, SORUMLULUĞU VE
RUHSAL açıdan hazır olan ANNE ADAYI, rahat ve sağlıklı doğum yapıyorsa, HİZMETİ koyma zamanıdır.
sizlerde GEBELİK SÜRECİNİZİ DOĞALLIĞI İÇİNDE AMA BİLGECE
YAŞAYIN lütfen. Bu nedenlerle Dostlarımız,

Unutmayın, önce KENDİNİZİ DENGELEMELİ, BÜTÜNLEŞTİRMELİ VE 1 - Olanı ve oluşanı KALBEN İDRAK ve KABULLE, dirençsiz bir şekilde
ŞİFALANDIRMALISINIZ Kİ, sizler bir kere KENDİ DOĞUMLARINIZI AKINIZ. Bırakın - KOZMOZDAN GELEN VE KOZMOZA AİT OLAN -
YAPARAK, KENDİ TANRIÇALIĞINIZI OLUŞTURABİLESİNİZ. Ki aynı anda
Kozmikler sizleri YIKASINLAR, ARITSINLAR, BERRAKLAŞTIRSINLAR. " Dostlarımız,
NUR OLASINIZ. IŞIYASINIZ.
Baharın artık ayak seslerinin duyulduğu ama soğukça bir gece sizlerle
2 - Kendinizi ODAĞINIZA koyarak, kendi DENGENİZİ - BÜTÜNLÜĞÜNÜZÜ merhabalaşmaktan dolayı sevinçliyiz.
- ŞİFANIZI her şeyden AZİZ tutunuz.
Aslında bizlerin vurguladığı Bahar, kapınızı çalmakta olan mevsim kesiti değil.
3 - Kardeşlerinize HİZMET için, diğer Işık ve Hizmetli kardeşlerinizle birlikte, Bizler, çok daha uzun ve sarmal bir döngünün BAHARINDAN, gelmekte olan
EŞİT, ESNEK VE UYUMLU BİRLİKTELİKLER oluşturarak, GÜÇLÜ VE ŞİFA YENİÇAĞDAN söz etmekteyiz. Bazı dindarlarınızın hatta spiritüellerinizin
DOLU MANYETİK ALANLARIN OLUŞTURULMASINA VE GALAKTİK VE KIYAMET(!) günü işaretleri vardır, bilirsiniz. Bizler içinde yaklaşmakta olan
EVRENSEL BİLİNCİN kardeşlerinize aktarılmasına SİZDE VARLIĞINIZLA BAHARLA ilgili bazı işaretler söz konusudur. Bunlar ilk anda,
katılın.
* ÇOCUKLAR; Yeni, farklı, taze kan çocuklarınızdır. İndigolar, kristaller, düş
Zamanın Ruhu, ŞİMDİ VE BURADA, sizlerden bunları KENDİNİZDEN VE çocukları.
BİZLERDEN esirgememeniz ÇAĞRISI yapmaktadır.
* KADINLAR; Statükonun dar kalıplarından ve esaretinden başlarını çıkaran,
Yeni Zamanlara ve Yeni Ruhlara ancak böylelikle KAVUŞULACAKTIR. toplumsal yaşamda rolleri giderek artan, farkındalıklı dişil enerjiler, tanrıçalar,
Birlikte, Sevgiyle ve Aşkla. meleksiler.

* ZAMAN; Hızlanan, derinleşen, yoğunlaşan, yetişilemeyen, direnilirse yakan,


0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler - uyumlanılırsa onaran, akan, akan, akan zaman.
O' nunla gelenler - O' na gelenler ) Niçin bu işaretlere değindik derseniz, ara ara bu işaretlerden - bunlardan ve
2/79- 04.03.2006 diğerlerinden - söz edeceğiz. Nasıl bir dönem Yeni Çağın Yeni İnsanının gerekleri
diye ahkâmlar kestik ki kesmeye de devam edeceğiz, işte bir süre de sizlerle
YENİÇAĞIN İŞARETLERİNDEN, HABERCİLERİNDEN SÖZ edeceğiz.
Çünkü bu aynı zamanda Yeni Çağın Yeni İçeriği ile de ilgili bir açılım sağlayacak
sizlere. Ve de aynı anda bazı saklı hatıraları ve onların içerdiği GİZLERİ
VE GÜÇLERİDE, bir ölçüde açığa çıkarmanıza katkıda bulunacak, umarız.

Dostlarımız,

İşte bu bahse bir giriş babında sizlerle paylaşmak istediğimiz bir konu var;
CADILIK VE CADILAR konusu. Nasıl biraz eğlenceli bir alana değindik nihayet
değil mi? Ama lütfen yanlış anlaşılmayalım, Cadılık ve Cadılar derken, Tatlı
Cadıdan - Samanthadan - ya da o tür cadı imgesine ilişkin bir olgudan söz
etmeyeceğiz. Biz sizlere ORTAÇAĞIN ENGİZİSYON HAREKETİNİN
GERÇEK HEDEFLERİNDEN BİRİ OLAN TANRIÇALARI ANLATACAĞIZ.
Bugün gerek RESMİ HIRİSTİYANLIK TARİHİ gerekse de RESMİ AVRUPA 7 - ÖZELLİKLE KADINLARI VE AMA BİRÇOK İNSANI, UMUT, CESARET
BİLİMSEL(!) TARİHİNİN eksik, yanılgılı ve yanıltıcı olarak ele aldığı bir VE GÜÇLE DONATIYORLARDI.
olgudan, onlar açısından cadılık ve cadılardan, O N L A R açısından ise
TANRIÇALIK VE TANRIÇALARDAN söz edeceğiz. Bu kadınların zamanla hem sayıları hem de etkileri artmaya başlamıştı. Bu
kadınlar yaktıkları odun ateşinin közlerine, saçlarından koparttıkları bir kaç teli
Ortaçağın karanlık dönemlerinde, Kilisenin hem Dini hem de Dünyevi Otoritesini atıyorlar, onun ateşinde bazı dualar ederek, hastalara şifa verebiliyorlar, sorunları
sağlamlaştırmak ve kurumsallaştırmak için oluşturduğu bir TERÖR HAREKETİ ile ilgili önerilerde bulunabiliyorlar, gelecek okuması yaparak yönlendirebiliyorlar
olan ENGİZİSYON ORGANİZASYONU - Dünyayı aşan, Galaktik Boyutları bir ve gittikleri her yerde bir grup dayanışması oluşturabiliyorlardı. Bu kadınların
yana - asıl olarak GERÇEK İSEVİSTLERE, GERÇEK İSA BİLİNCİNE VE saçlarında adeta BİR GİZ - BİR GÜÇ - BİR SİHİR vardı. Suya bir kaç saç teli
ONUN TAŞIYICISI OLAN TANRIÇALARA karşı düzenlenmiş bir TERÖR koyuyorlar ve sonra o suyu hastalara içiriyorlardı ki bu şifaya sebebiyet veriyordu.
hareketi idi. Ya da kendi saçlarından bir kaç teli diğer kadınların saçlarına bağladıklarında,
adeta diğer kadınlar güç kazanıyorlardı. Yaşam alanlarına saç tellerinden
O dönemde, Avrupa’nın içinde bulunduğu her açıdan karanlık, gerek iktisadi, serpiyorlar ve o alanlarda adeta farklılaşma yaratıyorlardı. Ama sadece böylesi
gerek sosyal, gerek sağlık gerekse de ruhsal açıdan zor ve çöküşün eşiğindeki sihirli faaliyetleriyle değil, hitabet güçleriyle, İsa’nın KARDEŞLİK - SEVGİ -
koşulları üretmiş durumdaydı. Ciddi bir yoksulluk, ciddi bir açlık, ciddi salgın DAYANIŞMA mesajlarını GÜÇLÜ VE İKNA edici bir şekilde aktarmalarıyla ve
hastalıklar, umutsuzluk, çöküntü ve kargaşa yoğun bir şekilde yaşanmakta ve İnsanlarda yarattıkları UMUT VE İNANÇLADA tanınmaya, bilinmeye
yayılmaktaydı. Bir yandan krallar, derebeyleri birbirleriyle bir yandan da kilise ile başlamışlardı. Sayıları artmakta olan bu kadınlar arasında görünürde bir bağ
çatışma içindeydiler. Alttan alta da halk yığınlarının homurtusu olmamakla birlikte, hepsi de İSANIN MESAJLARINI taşıyorlar, saçları ve
yükselmekteydi. İşte bu dönemde, özellikle de önceleri şimdiki İNGİLTERE, dualarıyla şifalar yaratıyorlar, insanları umut ve inançla bir araya getiriyorlardı. Bu
FRANSA VE HOLLANDA DA bazı kadınlar ortaya çıktılar. O dönem için çok da aynı anda kadının da etkinliğinin artmasını da beraberinde getiriyordu. Kısa
alışıldık olmayan bir şekilde bu kadınlar; zamanda hemen hemen tüm Avrupa ülkelerinde - Katolik coğrafyada - görünen bu
kadınlar, bizlerin tabiriyle bu TANRIÇALAR, kilisenin de dikkatinden kaçmadığı
1 - ORTALAMANIN ÜZERİNDE UZUN BOYLUYDULAR gibi, hoşuna da gitmedi. Çünkü

2 - ORTALAMANIN ÜZERİNDE UZUN SAÇLIYDILAR 1 - Resmi Din anlayışına ters ve kiliseyi zayıflatıcı mesajlar iletiyorlardı. İsa adına
konuşmaya ve davranmaya cüret ediyorlardı.
3 - ORTA GENÇ YAŞLARDA VE SAĞLIKLI, CANLI VE GÜZELDİLER
2 - Kadınlardı ve erkeklerin hâkimiyetini sarsmaya başlamışlardı.
4 - YARDIMSEVER, ÇALIŞKAN, DAYANIŞMACIYDILAR
3 - Şifalarıyla, sihirleriyle bir anlamda mucizeler sergiliyorlar ve kilisenin
otoritesini bu şekilde de zayıflatıyorlardı.
5 - BİR TAKIM RUHSAL - PSİŞİK GÜÇLERİ VARDI VE ÖZELLİKLE ŞİFA
YETENEKLERİ YOĞUNDU
4 - İnsanları teslimiyet ve güçsüzlük batağından çıkararak, yerleşik otoritelerle bu
arada kiliseyle hesaplaşma içine girebilecek bir hale doğru dönüştürüyorlardı.
6 - İSADAN VE ONUN GERÇEK BİLİNCİNDEN, MESAJINDAN SÖZ
EDİYORLARDI.
Aslında, bu Tanrıçalarında elbette ki bir Galaktik karşılıkları vardı. Ve de saçları
gerçekten de özeldi. Ama dostlarımız konumuz bu olmamakla birlikte saç zaten
özel bir oluşumdur. Hem biyo - bilgisayarınızı dıştan korumayla ilgilidir hem de
biyo - bilgisayarınızı aktive edecek kozmik kodları ve tesirleri almakla, hem biyo -
bilgisayardan kozmik ortamlara veri aktarmakla, hem de Ruhsal - psişik denge ve Dostlarımız,
güçle ilgilidir. Özellikle de kadınların uzun saçlı olmaları onların Dişil
Prensiplerinin bir gereği ve sonucudur. Örneğin bir dönem Hippilerin saç İşte bugün yine Tanrıçalar ortalamanın üzerindeki boyları, ortalamanın üzerindeki
uzatmaları ya da askerlerin ve polislerin saçlarının kısa kesilmesi aslında hep uzun saçları, orta genç yaşlarda, sağlıklı ve canlı ve güzel bedenleriyle, çalışkan,
bunlarla ilişkilidir. Ama unutmayın birçok ruhsal disiplinde de saçlar kısa yardımsever ve dayanışmacı yapılarıyla, şifaya ve şifacılığa duydukları eğilim ve
kesilmektedir (!) yatkınlıkla, içsel güçlerle, EVRENSEL BİRLİK MESAJINDAN bahisle, özellikle
kadınlara ama tüm insanlara umut, güç ve cesaret aşılamak üzere SAHNEYE
Bu duruma dur demesi gereken kilise, bu TANRIÇALARI, kara büyücüler, ÇIKMAYA BAŞLADILAR. Bilsinler ki ve biliniz ki, GÜN BAŞKA GÜNDÜR.
cadılar, din ve kilise düşmanları ilan ederek savaş açtı. Büyük bir askeri güç GÜN DÜĞÜN GÜNÜDÜR. GÜN DİN GÜNÜDÜR. GÜN VUSLAT
kullanarak ve çok acımasız işkencelerle destekli yargılamalar yaparak bu GÜNÜDÜR. Bugün artık ONLARIN günüdür. Eski hatıraların yarattığı
TANRIÇALARIN etkinliğini kırmaya çalıştı. Din adamları bu kadınların dirençlere, kaygılara takılmaksızın, TANRIÇALIĞIN SAĞDUSUYLA emin bir
saçlarındaki hikmeti anladıklarından, ilk işleri yakaladıkları bu kadınların saçlarını şekilde yürüsünler yollarında. Ki açtıkları ve açacakları yollarda, ayak izleri peşi
sıfıra vurmaktı. Böylelikle hem TANRIÇALARI epey güçsüz düşürüyorlar hem sıra biz Tanrılarda yürüyelim, yürüyelim ki ANA - BABA - OĞUL buluşalım
de halk nezdinde aşağılayarak, etkilerini yok etmeye çalışıyorlardı. Hemen gayrı.
ardından da ağır işkencelerle bir çuval misali canlarına okuyorlardı ki, halka korku
salsınlar ve halka onların gerçekte ne denli güçsüz olduklarını gösterebilsinler. O Tanrıçalık, DİŞİL ENERJİNİN O DOĞAL YAPISINDAN KENDİLİĞİNDEN
dönemde yargılı(!) yargısız, yaklaşık 10.000 TANRIÇANIN AKAN ŞİFANIN, ŞEFKATİN VE KABULÜN fiziksel TEZAHÜRÜDÜR,
ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ söylesek, ne dersiniz? Ve anlatılanların aksine bu dünyanızda. Ve bu TANRIÇALARI yürüdükleri yolda bıraktıkları, GÜL ESASLI
TANRIÇALARA kol kanat germeye çalışan kadınlı, erkekli yaklaşık 35.000 KOKULARINDAN, ŞEFKAT ESASLI MELTEM RÜZGÂRLARINDAN,
insanında kılıçtan geçirildiğini. Ve esasen ortaçağın işte bu TERÖR hareketiyle KABUL ESASLİ FERAHLIKLARINDAN tanıyacaksınız. Ki tanımaya
başladığını, tescillendiğini ve AVRUPANIN VE KİLİSENİN BU TERÖRLE kendinizden başlayasınız SEVGİLİ TANRIÇALAR.
LANETLENDİĞİNİ.
Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.
Din adamları kadınlardan kestikleri saçları uzun süre sakladılar. İncelediler,
kullanmaya çalıştılar. Ancak nihayetinde anladılar ki, saç - kendisi ölü bir doku da
olsa - ancak TANRIÇANIN CANLILIĞI VE ALANI içerisinde BİR HİKMET 0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -
taşımakta. Yine de Din adamları bu saçları mümkün olduğunca toplayarak bir
araya getirdiler ve derin çukurlara gömdüler. Nerelere derseniz, bugün özellikle O' nunla gelenler - O' na gelenler )
İngiltere, İskoçya ve benzeri Avrupa ülkelerinde, nerelerde çayırlarda, tarlalarda
bir takım BİLİNMEYEN GECE ÇİZİMLERİ oluşmakta, işte oralarda deriz. 2/80 – 10.03.2006
GELMEKTE OLAN TANRIÇALAR ÇAĞININ ŞAFAĞINDA, TANRIÇALAR
ADETA DÖNÜŞLERİNİ HABER VERMEKTEDİRLER.
" Dostlarımız, Ancak, virüs ilk olarak ABD’lerinde ve uyuşturucu bağımlılarında keşfedilmiştir.
Uyuşturucu iğnelerinin birçok kişice kullanılması nedeniyle bu çevrelerde
Kalp ferahlığı, zihin berraklığı ve de gün aydınlığı hep sizlerle ola. Şifa, yayılmış, buradan cinsel ilişki yoluyla eşcinsellerin çevrelerine sıçramış ve derken
farkındalık, denge, neşe olmazsa olmazlarınız, ayrıcı işaretleriniz ola. DAİMA. geniş bir çevreye yayılmaya devam etmiştir. Bilinir ki, bugün eşcinseller risk
grubu olarak birinci sırada yer almaktadırlar. Bunun nedeni de anal sekse bağlı
Hepinizi hayranlık, saygı ve şefkatle selamlarız, HEPİMİZ. olarak meydana gelen kanamaların ve yaraların, virüslü spermlerin kana
karışmasına olanak sağlamasıdır. Tekrar hatırlayın ki, AIDS KANLA HAYAT
Bu gece bir süredir ihmal(!) ettiğimiz hastalık ifadeleri ile ilgili seslenmek, BULMAKTA, KANDAN KANA GEÇMEKTE VE KAN HÜCRELERİNDE
söyleşmek istiyoruz sizlerle. Söyleşmek diyoruz ve artık yakında sizlerle YAŞAYABİLMEKTEDİR. KAN, KAN, KAN.
gerçekten de (!) sizlerin anladığı şekilde de söyleşmek istiyoruz. Bir yılımızı
dolduralım ki az kaldı, sizlerle yüz yüze, kalp kalbe, diyalog içinde olmak, sizlere Zamanla heteroseksüel insanlarda, çocuklarda da görülmeye başlayan AIDS, önü
akmak, sizleri içmek istiyoruz. Nihayet zaman azaldı ki sizlerde istediğiniz bir türlü alınamayan bir kâbusa dönüştü. Ve özellikle de bazı siyasal, sosyal ve
takdirde yazıların ötesinde paylaşımlarda bulunacağız. Az sabır. Bizlere de sizlere ekonomik nedenlere bağlı olarak fahişelik arzı ve talebinin artmasıyla da, AIDS
de. yaygınlaşmaya devam etti.

Bu gece sizlere, Kanserle ilişkili ve hemen hemen benzer dinamikleri ifade eden AİDS’İN görünür ve ayrıcı nitelikleri;
AIDS hakkında seslenmek istiyoruz. Özellikle geçen yüzyılın son çeyreğinde
ortaya çıkan ve hızlı bir şekilde yayılan bu hastalık ifadesi, Kanser gibi bela(!) 1 - Öncelikle BAĞIŞIKLIK VE SAVUNMA SİSTEMLERİNİ FELÇ ETMEKTE
hastalıklarınızdan biri. Ve de çıkışı ve yayılışı da DÜNYANIZIN YANİ insanlığın VE ÇÖKERTMEKTEDİR. Biyolojik organizmanın, dış saldırılara karşı kendisini
KARA VİCDANININ - VİCDANSIZLIĞININ AYNALIĞI GÖREVİNİ İFA savunma ve onarma yeteneğini yok etmektedir. Bu durum, AIDS hastalarını
eden Afrika kıtasında olmakla birlikte, hemen hemen tüm Dünyayı etkisi altına kırılmaya aday narin cam gibi, en ufak darbelere yani iltihaplara bile dayanamaz
aldı. hale getirmektedir. Yani AIDS virüsünün kendisi hastayı doğrudan ölüme
sürüklememekte ama öylesine savunmasız bırakmaktadır ki, örneğin güçlü bir
AIDS, sonradan oluşan ve kalıcı hale gelen hastalıklara bağışıklık yetersizliği gribin yarattığı enfeksiyonlar bile hastayı ölüme götürebilmektedir.
durumudur. Hastalık ifadesini oluşturan virüs - diğerlerine oranla - çok çok küçük,
hassas ve oyuncudur. Aslında bu, virüsün Galaktik Kökeni ve işlevi ile de ilgilidir 2 - Hastalığın kuluçka dönemi oldukça uzundur. Virüs biyolojik organizmaya
ama biliyorsunuz bizler hastalık ifadelerinin bu yanıyla şimdilik ilgilenmiyoruz. girdikten sonra, iki üç yıl boyunca bile aktif olmayabilmektedir. Bu nedenle
Bu özellikleri nedeniyle AIDS virüsü, ancak İnsanın biyolojik ortamında ve esas kimlerin bu virüsü taşıdığı ve hastalık potansiyeli kolay kolay anlaşılmadığından,
olarak da Kan Hücrelerinde yaşayabilmekte ve yayılımı da ancak Kan ya da sperm önlem alınması zor bir hastalık ifadesidir. Bir anlamda hayalet bir hastalık ifadesi
yoluyla yapabilmektedir. ile karşı karşıya kalınmaktadır.

Aslında bu virüsün tabiattaki yaratıcıları, Orta Afrika’daki bazı maymunlardır.


Bilhassa da, uzun(!) ve yeşil(!) kuyrukları olan maymunlar... Virüsün kökeninin 3 - Bulaşıcı bir hastalık ifadesi olup, KAN VE SPERM yoluyla bulaştığı ve
maymunlarla ilgili oluşu, bir iddiaya göre de insanın maymunlardan evrimleşmiş yayıldığından artık özel ya da yöresel olmaktan çıkmış ve geneli ve tüm dünyayı
olmasıyla birleşince, bizlere ilginç gelmektedir. Ya da bazı iddialara göre, bazı ilgilendirir olmuştur. Böylelikle de hem insanların birbirleri ile nasıl iç içe
uzaylı ırkların bazı maymunumsuları döllemeleriyle, insanın oluşumunun olduklarını hatırlatması hem de KANIN VE SPERMİN özel yapısına dikkat
başladığı iddiaları da, yine Aıds virüsünün maymunlarla ilişkili olmasını çekmesi ile de ÖZEL bir hastalık ifadesi halini almaktadır.
düşündürücü kılmaktadır.
4 - Virüs bulaştığı her insanda hastalık ifadesine yol açmamaktadır. Bazı insanlar - temasa geçmek, dokunmak, sarılmak, öpüşmek, sevişmek ve birleşmek istiyorlar.
ki sayıları hiç de az değildir - sadece taşıyıcılar olup, kendilerinde AIDS aktive Ve bunu giderek artan bir özgürlükle ve yoğunlukla da yapıyorlar. Ama buradaki
olmamaktadır. Ancak bunların hastalığı geçirdiği başka insanlarsa hastalık dokunma kalpten kalbe olmadığı gibi birleşenlerde Ruhlar değil. Fiziksellikle
ifadelerine maruz kalabilmektedirler. Tıp insanları bunun nedenini de çözebilmiş sınırlı olan bu arzu, gerçek muradı tatmin etmediğinden, kısır döngü oluşmakta ve
değillerdir. Bu da yani bazılarının sadece taşıyıcı olmaları da, bu durumu artık cinsellik, kaba bir sekse ve diğeri de HAZ ALETİNE dönüşmekte.
bilmediklerinden hastalığın gönüllü yayıcıları durumunda bulunmalarına yol
açmaktadır ki, sanki virüs zeki bir şekilde bunları kendisi planlamakta ve Oysa insani sevgi, bir insanın bir diğer insanla HER ŞEYİYLE BİR ARAYA
gerçekleştirmektedir. Sanki bazılarını Truva Atı gibi kullanmaktadır. gelmesidir. Ellerin kalplere de dokunması, kalplerin birbirlerine akması demektir.
Ancak bu durumda insan zaaflarını ve gölgesini de taşıyacağından ve diğeri de
5 - Özünde, AIDS Cinsellik, cinsel ilişki ve cinsel alışkanlıklar ve yaşamla beraberinde bunları da getireceğinden, bu korku oluşturmaktadır. BU nedenle
ilgilidir. Hastalık önemli ölçüde cinsel ilişki ile yayılmakta, bulaşmaktadır. Bu beraberlikler, birliktelikler giderek zorlaşmakta ve insanlar işin kolayına
nedenle birçoklarınca özellikle de EŞCİNSEL HASTALIĞI olarak damgalanmış, kaçmaktadırlar.
cinsellikle ilgili Dini, Ahlaki TABU VE KORKULARA güç vermiştir. Bazıları
hatta bunu Tanrının Gazabı olarak da görmektedirler. Aslında SEVGİ, EVRENSEL BİR ÇALIŞMADIR. İnsanın, İNSANLAŞMASI ve
oradan da TANRILAŞMASI - TANRIÇALAŞMASI için BİR ÖĞRETİM -
Bizler açısından ise, AIDS hastalık ifadesi, Kanserle görünür alana çıkmış olan EĞİTİM - DENEYİM - OLUŞUM alanıdır. Sevgi, insandan benini açmasını ve
dualite ve kutupluluğun DERİNLEŞMİŞ HALİNİN ifadesidir. aşmasını, böylelikle İNSANLAŞMASINI VE BENLİĞİYLE buluşmasını talep
eder. Bunu destekler, insanı cesaretlendirir, güçlendirir. İşte cinsellikse,
Her iki hastalık ifadesi de birçok ortak niteliğe sahiptirler. Bu nedenle her ikisi de BEDENSEL SINIRLARI AŞARAK BİRLİĞİ YAŞAMAK açısından, SEVGİNİN
" SAPKIN SEVGİ " nin ifadeleridir. Kanserle ilgili seslenişimizde de belirttiğimiz partneri, asistanıdır. Ancak bunun için cinselliğin güdeleyicisinin SEVGİ olması
üzere, Sevgi Dualite ve Kutupluluğu aşarak, onları BİRLEŞTİREBİLECEK tek gerekir. Aksi halde SEVGİ tarafından güdülenmeyen cinsellik, MEKANİK,
olgudur. Sevgi kendini açma, diğerini içerme, benin sınırlarını eritme, terk etme MADDİ, KABA BİR SEKSE VE DOLAYISIYLADA benin esaretine
ile ilgilidir. Ve bu Ruhsal bir süreçtir. Cinsellik ise bunun bedensel tezahürüdür. dönüşecektir. Günümüzde ÖZGÜR SEKS ATMOSFERİNDE, SEVGİ
Sevgi, diğerinin Ruhuyla Bütünleşmeyi, Birleşmeyi odağına koyarken, yaşanılan EKSİKTİR. SEVGİ YOKTUR. KALP YOKTUR. İnsanlar değil kalpleriyle,
cinsellik ise diğerlerinin BEDENİNE HÜKMETMEYİ, ONU KULLANMAYI. beyinleriyle bile değil SADECE PENİSLERİ VE VAJİNALARI ile bir araya
İşte sapkın sevgiden kastımız, bencilleşen kendine dönen sevgi, diğerinin gelmektedirler. Bu nedenle Cinsellik, BİR HAZ, BİR SAVAŞ, BİR
bedeniyle bütünleşmek, birleşmek yerine, bedenine hükmetmeyi, kullanmayı ve HÂKİMİYET, BİR ÜSTÜNLÜK ALANI HALİNE gelmiştir.
bunu ne pahasına olursa olsun yapmayı hedeflediği için, bu VAR OLAN
DUALİTEYİ VE KUTUPLULUĞU ZEHİRLEYEREK BÜYÜTMEKTEDİR. İşte bu durum eşcinsellerde daha belirgindir. Bizi işin ahlaki, dini ve benzeri kısmı
Oysa cinsellik Sevgi ile dengelendiğinde, kutupluluk aşılabilir. Aksi halde, hiç ama hiç ilgilendirmemektedir. Biz sadece TEK BOYUTLULUK, TEK
sevgisiz cinsellik kutupluluğu azdıracak ve bu tek yönlü - sadece maddi süreç - KANATLILIK ile ilgiliyiz. Eşcinseller açısından, heteroseksüellerdeki çok eşlilik,
sağlıksızlığa yol açacaktır. sevgisiz cinsellik, kaba haz arayışı daha yoğun olduğundan ve kutupların ya da
zıtların birliği en başından olası olmadığından, bu durum onlarda daha derin bir
Nitekim çağdaş yaşamın kendisine ve diğerine YABANCILAŞTIRDIĞI VE hal almaktadır. Birde kendi kimlik ya da tercihleriyle yaşadıkları sorunlar, bireysel
HAYATTAN SOYUTLADIĞI insanlar, bu yabancılaşma, soyutlanma ve ve toplumsal kabul sorunları nedeniyle, onlar daha saldırgan, kaba ve katı
yalnızlığı aşabilmek için, Cinselliğe dört elle sarılmaktadırlar. Bir yandan da olabilmektedirler. Aynı anda üzerlerine dönük kolektif yargılayıcı zihinle de baş
telekomünikasyonla dünya köye dönmüşse de, bu insanın yalnızlığına deva olmak edemedikleri oranda, denge ve benlik sorunları yaşamaktadırlar.
yerine adeta azdırmaktadır. Sanal iletişim ve sanal çokluk, gerçekte ise
iletişimsizliği ve yalnızlığı besler olmuştur. Bu nedenle insanlar, diğerleriyle
Özcesi, sevgi ne kadar cinselliğin dışına çıkarsa, cinsel haz o ölçüde derinleştirmektedir. Onlar kendi erkeklikleriyle de barışamadıkları gibi kadınlıkla
yüzeyselleşmekte ve değersizleşmektedir. Bu durumda da bir kısır döngü oluşarak, da denge ve iletişim sağlayamamaktadırlar.
SEKSTE TEKNİKLER, ALETLER VE FANTEZİLER öne çıkmakta, İnsan ise
unutulmaktadır. Yine hem eşcinseller hem de uyuşturucu bağımlıları kendilerini soyutlamış
kişilerdir. Toplumun geri kalanını reddederler. Hatta nefret ederler ve yok etmek
İşte sevgi, diğeriyle ruhsal olarak bir araya gelme anlamında bilinçte isterler. Kendileri de toplum tarafından nefret edilirler, reddedilirler hatta yok
yaşanamazsa, karanlık alana atılır ve bedensel ifadelere yönelinilir. Sevgi, edilmek istenirler. AIDD hastalık ifadesinde ise, beden nefretin aksini yaşamak
SINIRLARI TERK EDEREK DİĞERİ İLE BİR OLMAKTIR. Ama bunu bilinçli zorunda kalır ve şunu öğrenmeye zorlanır; savunmayı bırak ve her şeyi sev,
ve ruhsal olarak yaşayamayan insan ve insanlık, AIDS ile deney imlemek kabullen. AIDS, insanı ve insanlığı karanlık alanıyla ve alandaki bir ifadesiyle
durumunda kalır. Bağışıklık ve savunma sisteminin çöküşü ile işte BU HAL tanıştırır. Biyolojik organizmaya giren virüs, uzunca bir süre karanlıkta
DENEYİMLENMEKTEDİR. Aıdsli kişi, korkuları ve dirençleri nedeniyle bilinçli bilinmeden, fark edilmeden kalır ve burada değişime, dönüşüme uğrar. AIDS
olarak ruhsal açıdan yaşayamadığı bu sevgi halini, yani SINIRSIZLIĞI VE AÇIK virüsü, insanın korkuyla yadsıdığı o görünmeyen, bilinmeyen, karanlıkta kalan
olmayı ve bununla bağlı olan yaralanma riskini, BEDENSEL OLARAK alandan gelir. AIDS karanlık düşmandır.
HASTALIK İFADESİ şeklinde yaşar.
AIDS, insana ve insanlığa şu basit ve sade GERÇEĞİ HATIRLATMAK
Kanserde aynı dinamikle ilgiliyken, bulaşıcı olmamakla AIDS den ayrılır. AIDS istemektedir; " CİNSELLİĞİ, SEVGİ DENİLEN RUHSAL BİRLİK YETENEĞİ
ise, dünyada SOYUTLANMIŞ VE YALNIZ olmadığımızı, bir İnsanlık ailesinin VE GEREĞİ İLE birlikte ve onun tezahürü olarak, ruhsallıkla
bileşeni olduğumuzu ve bu nedenle diğer aile üyelerine karşı da sorumluluklarımız DENGELEYEREK YAŞAMAK İNSANIN EVRENSEL GÖREVİ VE
olduğunu bize ağır bir bedelle hatırlatır. Aıds hastası bu sorumlulukla baş başadır SORUMLULUĞUDUR."
ve ne yapacağına kendisi karar verecektir. AIDS, hastayı sorumluluğa ve
karşısındakini düşünmeye, korumaya zorlar ki, o kişide olmayan ya da zayıf olan Özcesi, Cinsellik diğerinin bedeniyle, sevgi ise ruhuyla ilgilidir. Cinsellik ve sevgi
nitelikler de tamda bunlardır, zaten. DENGELENMEK VE BİRLEŞTİRİLMEK DURUMUNDADIR. Bu hem maddi
hem de ruhsal yönleri olan İNSANIN, KENDİNDE BÜTÜNLEŞMESİ –
Yine, AIDS cinsel ilişkide saldırgan, kaba ve hükümran tarzdan vazgeçmeye TEKLEŞMESİ - BİRLEŞMESİ için elzemdir. Cinsellik, sadece maddi bir olgu
zorlar kişiyi. Aksi halde olası kanama ve yaralanmalarla hastalık bulaşma riski olarak yaşanırsa, sevgi yani ruhsallık karanlık alana itilmiş olur ki, AIDS bunun
ortaya çıkacaktır. Bu zorunluluk, insanı yumuşaklığa ve şefkate yöneltmektedir. İFADESİNDEN başkaca bir şey değildir. AIDS, biyolojik organizmadaki ben
Böylelikle kişi, kaçmaya çalıştığı zayıflık, yumuşaklık, pasiflik, şefkat gibi sınırlarını ve savunmalarını yok ederek, sevgiye yani ruhsallığa karşı gösterilen
olgularla, yani duygularla yani ruhsallıkla yüz yüze gelmektedir. direnci ve reddiyeyi, bedensel boyutta ifade edilir hale getirilir.

AIDS hastalık ifadesinin bastırdığı tüm alanlar, saldırganlık, kan, kabalık, eril Bu durum, sağduyu ile ele alınıp, uygun şekilde çözülemezse, ÖLÜM
kutupla ilgilidir. Buna karşılık hastalık ifadesinin hastayı yönlendirdiği alanlar ise kaçınılmazdır. Çünkü aslında ölüm sevginin yani ruhsallığın BEDENSEL bir
zayıflık(!), güçsüzlük(!), pasiflik, şefkat, yumuşaklık ise dişil kutupla ilgilidir. İşte ifadesidir. Çünkü, ölümle "ben" den vazgeçilir ve bir değişim, dönüşüm için yol
AIDS, ERKEK EGEMEN DÜNYANIN AYNASIDIR. Sevgisizliğin, kaba gücün, açılır.
saldırganlığın, şiddetin ÜRÜNÜ VE İŞARETÇİSİDİR.
Ve dostlarımız, İnsanlık Ruhsallık yolunda ilerledikçe, bir gün TIP BİLİMİNİZ,
Eşcinseller arasında bu hastalık ifadesinin bu kadar yaygın olması da, eşcinsellerin AIDS VİRÜSÜNÜN PANZEHİRİNİN, KANIN ALYUVAR VE
aslında DİŞİL PRENSİPLERDEN KAÇMALARI ile ilgilidir. Onlar dişi ile AKYUVARLARIYLA, SPERM HÜCRELERİNDEKİ PLAZMATİK
temastan ve uzlaşmadan kaçınmaktadırlar. Kendilerinde dişi özellikleri ifade OLUŞUMLARIN BİRLEŞİMİNDEN ELDE EDİLECEK BİR İKSİRDE GİZLİ
etmeleri ise, istisnalar hariç doğalarına aykırı olduğundan durumu da daha OLDUĞUNU ANLAYACAK VE YAŞAMIN İKİ TEMEL UNSURU OLAN
KAN VE SPERMİN BİLEŞİMİNİN, AIDS HASTALIK İFADESİNİN
AŞILANMASI İÇİN TÜKENMEZ BİR KAYNAK OLDUĞUNU GÖRECEK.

İnsan ne zaman ki, Kan ve Spermin Evrensel Veçheleriyle barışacak, o zaman


Sevgi ve Ruhsallıkla da barışacağından, AIDS de bir hatıra olarak Tarih
sayfalarındaki yerini alacak. Şimdilik, ne AIDS ne de AIDSLİLER, ne Allahın bir
Cezasıdır ne de laneti. Onlar, binlerce yıldır süren Erkek egemen ve emperyal -
meta düzeninin ZİRVE ifadeleridir ki, İnsan ve İnsanlık dibe - zirveye - vurmadan,
RUHSAL yola girmiyor, ne yazık ki. Öyleyse sizlere tuhaf gelebilir ama AIDS de,
AIDS’ lilerde YENİÇAĞIN HABERCİLERİDİR DE aynı zamanda.

Aşkla Kalın. Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla.

0 N L A R ( O' n dan gelenler - ON ON gelenler - O'n larla gelenler -


O' nunla gelenler - O' na gelenler )
2/81 – 11.03.2006

You might also like