You are on page 1of 7

Ana Konu / Main Topic

80 Turk J Dermatol 2012; 6: 80-6 • DOI: 10.5152/tdd.2012.18

Sarkoidoz
Sarcoidosis
Nilgün Solak Tekin

Özet Abstract
Sarkoidoz, non-kazeifiye epiteloid granülomlarla karakterize etyolojisi Sarcoidosis is a multisystemic, inflammatory disease of unknown etiol-
bilinmeyen multisistemik inflamatuar bir hastalıktır. Sistemik sarkoidoz- ogy that is characterized by noncaseating granulomas. Approximately,
lu hastaların yaklaşık üçte birinde değişik morfolojilerde deri bulguları one-third of the patients with systemic sarcoidosis are observed cuta-
gözlenir. Deri sarkoidozu, son derece heterojen bir klinik tabloya sahip- neous manifestations of different morphologies. Skin sarcoidosis have
tir, bu yüzden “büyük taklitçi” ya da “klinik bukalemun” olarak tanımlan- extremely heterogeneous clinical picture, so it is defined as “The Great
maktadır. (Turk J Dermatol 2012; 6: 80-6) Imitator” or “clinical chameleon”. (Turk J Dermatol 2012; 6: 80-6)

Anahtar kelimeler: Sarkoidoz, kutanöz, deri Key words: Sarcoidosis, cutaneous, skin

Öğrenme hedefleri gelişimi ve seyrini etkilemektedir (1). Sistemik sarkoidozlu has-


taların %20 ila %35’i değişik formlarda deri tutulumu gösterir.
Deri sarkoidozunun heterojen kliniğini tanımlayabilmek, epide-
Deri lezyonları hastalığın herhangi bir döneminde ortaya çıka-
miyolojisini, muhtemel etyolojik ajanları ve deri sarkoidozunun
bileceği gibi genellikle başlangıcından itibaren bulunur (5).
tedavi yaklaşımlarını tartışabilmektir.
Akciğer tutulumu olguların %90 ila %95’inde görülmektedir. Bu
Giriş nedenle, kutanöz sarkoidoz hastalarının ekstrakutanöz hastalık
açısından değerlendirilmeleri gerekir (6, 7). Kutanöz sarkoidoz-
Sarkoidoz nonkazeifiye granülomların varlığı ile karakterize bir
da standart tedavi kortikosteroidler, antimalaryaller, metotrek-
multiorgan hastalığıdır. Akciğer, lenf bezleri ve deri en sık etkile-
sat, tetrasiklinler ve inatçı olgularda TNF-alfa inhibitörlerini
nen organlardır. Hastalık genellikle bu organlardan başlar.
içermektedir (1-4).
Genetik olarak yatkın bireylerde, bir veya birden fazla ekstrensek
antijenin inflamatuar yolların aşırı aktivasyonuna neden olarak, Epidemiyoloji
sarkoidal granülomların oluşumuna neden olduğu düşünül- Sarkoidoz sıklığı coğrafi konum, ırk ve cinsiyete göre değişir.
mektedir. Çalışmalar mikrobiyal antijenlere ve çevresel madde- İskandinav ülkeleri 50-60/100.000 ile dünyanın en yüksek preva-
lere maruz kalan bireylerin artmış riskine işaret etmektedir (1-4). lansına sahiptir (1). Amerika Birleşik Devletleri’nde, hastalığın
Hastalığa yatkınlığın genetik olarak belirlendiği, çeşitli genlerin prevalansının 10-40/100.000 olduğu tahmin edilmektedir (1, 8).
sarkoidozun prevalansını ve seyrini etkileyebileceği bildirilmek- Beyazlara göre Afrika kökenli Amerikalılarda daha yüksek bir yıllık
tedir. Özellikle, insan lökosit antijeni (HLA) genleri sarkoidoz insidans (10-14/100.000 karşı 35-64/100.000) mevcuttur (9, 10).
İnsidans kuzey Avrupa ülkelerinde 20-64/100.000, İspanya’da
Önemli Noktalar 1.4/100.000, Japonya’da 1.4/100.000, Afrika kökenli Amerikalı
• Sarkoidoz nonkazeifiye granülomlar ile belirlenir. kadınlarda 30-39 yaşlar arasında 107/100.000 olarak bildirilmiştir.
• Granülomlar sarkoidoz olgularının %60’ında ortadan İnsidans kadınlarda erkeklerden daha yüksektir. Hastalığın görül-
Bülent Ecevit Üniversitesi kalkar, ancak bazı hastalarda fibrozise ilerler. me sıklığı 25-35 ve özellikle kadınlarda 45-65 yaşları arasında iki
Tıp Fakültesi, Deri ve Zührevi
Hastalıklar Anabilim Dalı, • En sık; deri, akciğer ve lenf bezleri tutulur. pik yapar (11).
Zonguldak, Türkiye • Genetik olarak yatkın bireylerde mikrobiyal ve çevresel Sarkoidozun fenotipik özellikleri ırk ve etnik farklılıklara göre
Yazışma Adresi ajanlara maruziyet sonrasında immünolojik yollarla değişmektedir. Beyazlar ile karşılaştırıldığında, Afrika kökenli
Correspondence oluştuğu düşünülmektedir.
Nilgün Solak Tekin
Amerikalılar daha şiddetli ve hızlı ilerleyen bir hastalık seyri göste-
Bülent Ecevit Üniversitesi • HLA genleri ve diğer birçok gen sarkoidoza yatkınlık ve rirler. Toraks dışı organ tutulumu ve lupus pernio, plak, nodül ve
Tıp Fakültesi, Deri ve Zührevi prognozdaki farklılıklarla ilişkilidir. Hastalık şiddeti ve
tırnak distrofisi gibi kronik deri lezyonları, Afrika kökenli
Hastalıklar Anabilim Dalı, ekstratorasik tutulum ırk ve etnik farklılıklar gösterir.
Zonguldak, Türkiye Amerikalılarda beyazlara göre daha sıktır (1, 8). Japon hastaların
Tel.: +90 533 230 47 40 • Görülme sıklığı 25-35’dir ve özellikle kadınlarda 45-65
yarısından fazlası göz tutulumu gösterirken diğer etnik gruplarda
E-posta: yaşları arasında iki pik yapar.
nilgunstekin@gmail.com sadece %10 oranında göz tutulumuna rastlanır. Japon hastalar
Solak Tekin N. Sarkoidoz. Turk J Dermatol 2012; 6: 80-6 81

aynı zamanda en yüksek kardiak tutulum oranına sahiptirler, ki bu yüksek İnfiltratif sikatrisyel sarkoidoz eski sikatrikslerin üzerinden gelişebileceği
mortalite ile ilişkilidir. İskandinavlar diğer etnik gruplardan daha sık oranda gibi deriye uygulanan bir pikür, tatuaj, herpes zoster infeksiyonu sonrası
eritema nodozum ile başvururlar (1, 12). da keloidden klinik olarak ayırt edilemeyen lezyonlar gelişebilir (1, 5, 20).
Etyopatogenez
Klinikte Önemli
Sarkoidozdaki klasik patolojik bulgu, etrafını lenfosit, makrofaj ve fibrob-
lastların sardığı, ortada epiteloid histiyosit ve nadiren Langhans tipi dev • Deri lezyonları tipik granulom yapısının varlığı veya yokluğu ile
hücrelerin bulunduğu nonkazeöz granülomadır (11). ilişkili olarak “Spesifik” ya da “Nonspesifik” olarak sınıflandırılır.
• Deri lezyonlarının tipine göre şiddetli sistemik tutulum riski
Sarkoidozun etyopatogenezi tam olarak açıklanamamış olsa da bugün belirlenebilir:
için bilinen; genetik olarak yatkın bireylerde ne olduğu henüz bilinme- o Lupus pernio kronik ve sistemik hastalık habercisidir.
yen bir antijene maruziyet sonrası antijen sunucu hücreler (makrofaj
o Eritema nodozum nonspesifik lezyonların en sık görülenidir ve
ve dendritik hücreler) ve antijene spesifik T helper-1 lenfositler
iyi prognozla ilişkilidir.
yoluyla hücresel immünite, ve nonspesifik inflamatuar yanıtı düzenleyen
immün effektör hücrelerin gelişmesi ve granüloma yapısının oluşmasıdır Lupus pernio sarkoidozun en karakteristik deri lezyonudur. Burun, kulak,
(5, 13, 14). yanak ve dudaklarda kahverengi-mor renkte endüre papül, plak veya
Sorumlu antijen olarak infeksiyöz ajanlar (mikobakteriler, streptokok tür- nodüler fibrotik lezyonlar şeklindedir. Lupus pernio üst solunum yolları
leri, HHV8, HCV, HIV, vb) ve çevresel inorganik maddeler (berilyum, zir- (burun, oral mukoza, larinks, farinks, tükrük bezleri, tonsil ve dil) tutulumu,
konyum, nikel, krom, talk, titanyum, vb) suçlanmaktadır. Ayrıca sağlık pulmoner parankimal tutulum ve fibrozis, kronik üveit ve kemik kistleri ile
çalışanları, itfaiyeciler ve bazı askeri personelde görülmesi sebebiyle ilişkili olup kronik hastalık habercisi olarak kabul edilmektedir (11, 16).
mesleksel ilişkiler kurulmuştur (5, 11, 15). Nonspesifik deri lezyonları içerisinde en sık görüleni eritema nodozum-
Genetik araştırmalarda, Avrupalı olgularda HLA-1, HLA-B8 ve HLA-DR3 dur. Sıklıkla sarkoidozun akut döneminde ortaya çıkar ve iyi prognozla
ile, akciğere sınırlı olgularda HLA-B27 arasında ilişki saptanmıştır (11). ilişkilidir (17). Daha nadir görülen nonspesifik deri lezyonları; edinsel
iktiyoz, eritema multiforme, eritrodermi, pruritus, kalsifikasyonlar ve
Sarkoidoz olgularının %60’ından fazlasında granülomatöz değişiklikler 2
Sweet sendromudur (1).
ile 5 yıl içerisinde rezidüsüz ortadan kalkmaktadır. Ancak %10-30 olguda
hastalık kronikleşir veya fibrozise ilerler. Fibrozissiz granülomatöz infla- Löfgren sendromu; daha çok İskandinav kökenli hastalarda görülen sar-
masyon geri dönüşümlüyken fibrozis kalıcı doku hasarına neden olur (1). koidozun akut başlangıcıdır. Bilateral hiler lenfadenopati, ateş, artralji,
eritema nodozum ve üveiti içerir. Bu klinik tabloyla başlayan sarkoidozun
Kutanöz Sarkoidozun Klinik Belirtileri
2 yıl içinde yaklaşık %80 düzelme şansı vardır (21).
Sistemik sarkoidozlu hastaların %20 ila %35’i değişik formlarda deri tutu-
lumu gösterir. Deri lezyonları hastalığın herhangi bir döneminde ortaya Heerfordt sendromu; daha çok kadınlarda ve 20-40 yaşlarında görülen;
çıkabileceği gibi genellikle başlangıcından itibaren bulunur. Deri lezyon- üveit, fasiyal paralizi, ateş ve parotis bezi şişmesiyle kendini gösteren bir
larındaki çeşitlilik sebebiyle bu hastalık dermatolojide “büyük taklitçi” sarkoidoz varyantıdır. Santral sinir sistemi tutulumu da bu tabloda olduk-
lerden kabul edilir (5). Deri lezyonları doku örneklerinde tipik granülo- ça sıktır (22).
manın olup olmamasına göre “spesifik” ve “nonspesifik” olarak sınıflandı- Histopatoloji
rılır. Spesifik lezyonlar; makül, papül, nodül, plak, subkutan nodül, infiltre Sarkoidozdaki klasik histopatolojik bulgu, etrafını lenfosit, makrofaj ve
skar ve lupus perniodur. Nonspesifik lezyonlar; eritema nodozum, ikti- fibroblastların sardığı, ortada epiteloid histiyosit ve nadiren Langhans
yoz, eritema multiforme, eritrodermi, pruritus, kalsifikasyonlar ve Sweet tipi dev hücrelerin bulunduğu nonkazeöz granülomadır. Tipik olarak
sendromudur (1, 3, 16). Lupus pernio ve eritema nodozum dışındaki deri granülomanın çevresindeki lenfosit ve inflamatuar hücre sayısı azdır
lezyonlarının prognostik bir anlamı olmadığı, sistemik hastalığın yaygın- (çıplak granüloma). Langhans tipi dev hücreler genellikle eski lezyonlar-
lığıyla bir korelasyon göstermediği bilinmektedir. Eritema nodozum iyi da bulunur ve Schaumann ve asteroit cisimciklerini içerir. Bu histopato-
prognozu gösteren bir deri bulgusuyken, lupus pernio kronik hastalık lojik bulgular sarkoidoz için spesifik değildir. Tüberküloz, atipik mikobak-
habercisidir (17). teri enfeksiyonları, fungal enfeksiyonlar, yabancı cisim reaksiyonları ve
Sarkoidozda maküller genellikle koyu tenli kişilerin ekstremitelerinde romatoid nodüller histopatolojik ayırıcı tanıda göz önünde bulundurul-
hipopigmente şekilde görülürler. Papüller ve makülopapüler lezyonlar malıdır (11, 13, 16).
en sık görülen lezyon grubudur. Genellikle baş-boyun bölgesinde kırmı- Histopatolojide Önemli
zı kahverengiden morumsu renge kadar değişken renklerde görülürler • Ortadaki epiteloid histiyosit ve Langhans tipi dev hücrenin etrafını
(Resim 1-3). Lezyonlar birleşip büyüyebilir ve annüler lezyonlar oluştura- lenfosit, makrofaj ve fibroblastlar sarmıştır.
bilir. Plaklar kırmızı-kahverengi infiltre lezyonlardır ve sikatriks bırakma • Langhans tipi dev hücreler Schaumann ve asteroit cisimciklerini
eğilimleri vardır. (Resim 4) Genellikle bilateral simetrik şekilde ekstremite, içerir.
yüz, saçlı deri, gövde ve gluteal bölgeye yerleşirler. Papül ve plaklar • Histopatolojik bulgular sarkoidoza spesifik değildir.
diyaskopide elma jölesi rengi verirler (5, 13, 18).
Tanı ve Değerlendirme
Subkutan nodüller ekstremite ve gövdede yerleşen, deri renginde 0.5-2 Sarkoidoz tanısı, uyumlu klinik ve radyolojik bulgulara ek olarak bir veya
cm çaplı lezyonlardır (Darier-Roussy sarkoidozu) (Resim 5). Sistemik sar- daha fazla dokuda (deri, paratrakeal lenf nodları, tükrük bezleri) non-
koidozu olan vakaların %1.4 ila %6’sında gözlenebilen nadir bir durum- kazeifiye granülom yapısının gösterilmesiyle konur. Deri belirtileri olan
dur. Genellikle sistemik hastalığın başlangıcında ortaya çıkar ve şiddetli olgularda, sistemik tutulum açısından özellikle akciğerler, göz, karaciğer
olmayan sistemik tutulumla ilişkilidir (19). ve kalp değerlendirilmelidir (23). Çeşitli serilerde tanı esnasında hastala-
82 Solak Tekin N. Sarkoidoz. Turk J Dermatol 2012; 6: 80-6

Sarkoidoz….Klinik Bukalemun
rın %30-50’sinin asemptomatik olduğu, ancak hastaların tama yakınında Sarkoidoz dermatolojide “büyük taklitçi” hastalıklardan biridir.
3 yıl içinde iç organ tutulumunun geliştiği bildirilmektedir (24).
Deri lezyonlarının tipine ve lokalizasyonuna göre çok sayıda dermato-
Akciğerler değerlendirilirken, akciğer radyografisinde hiler ve/veya zla ayırıcı tanıya girer.
paratrakeal lenf nodları, parankim değişikliği olsun olmasın sarkoidoz
tanısını destekler. Bronkoskopik muayene ile transbronşiyal lenf nodu
Plaklar; lupus vulgaris, nekrobiyozis lipoidika, morfea, lepra, layşmanya-
biyopsisi ve bronkoalveoler lavaj (BAL) yapılabilir. BAL’da CD4/CD8 oranı-
zis, liken planus, numuler ekzema, kutanöz T ve B hücreli lenfoma, Kaposi
nın 3.5’un üzerinde olması sarkoidozu destekler. Bilgisayarlı tomografi
sarkoma, sekonder sifiliz ve eritema giratum repens ile benzerlik göste-
atipik klinik ve radyolojik bulgular varsa, malignite ve komplikasyondan
rebilir. Anuler ve serpinjinöz plaklar; granüloma anülare, aktinik granülo-
şüpheleniliyorsa yapılabilir. Akciğer fonksiyon testleri ile vital kapasite,
ma, anüler elastolitik dev hücreli granüloma ve malignitelerden ayırt
rezidüel volüm ve total akciğer kapasitesindeki azalma gösterilebilir.
edilmelidir (25).
Gallium-67 tarama sintigrafisi ile yüzde panda (parotis ve lakrimal gland-
larda gallium tutulumu ile oluşan görüntü) ve göğüste lambda (bilateral Nodüler lezyonlarda; tüberküloz, derin mantar infeksiyonları, kutane
hiler lenf nodlarında gallium tutulumu ile oluşan görüntü) görünümünü metastatik lezyonlar, melanom, epidermoid kist, lipom, romatoid nodül-
göstermek özellikle tanıda zorlanılan olgularda uygulanabilir (11). ler ve eritema indiratum akılda tutulmalıdır (1, 25).
İnfiltratif sikatrisyel sarkoidoz klinik olarak keloidden ayırdedilemeyebilir (5).
Tanıda Önemli
• Deri belirtileri olan olgularda akciğer, göz, karaciğer ve kalp Sarkoidozun en karakteristik deri lezyonu olan lupus pernio yerleşim
değerlendirilmelidir. yerine göre değişik hastalıklarla ayırıcı tanıya girer. Buruna lokalize oldu-
• Tuberkülin deri testi negatifliği belirlenebilir (Gecikmiş tip hiper- ğunda; lupus eritematozus, benign ve malign lenfositik infiltrat ve rinofi-
sensitivite reaksiyonlarında azalma). ma, kulak lobuna yerleştiğinde lepra akılda tutulmalıdır. Nadir görülen
• Akciğer grafisinde hiler ve/veya paratrakeal lenf nodları sarkoidoz mutilan lupus pernio ise malign pleomorfik lenfoma, Wegener granülo-
tanısını destekler.
matozu ve tersiyer sifilizden ayırt edilmelidir (13, 25).
• Tanıda zorlanılan olgularda destek bulguları;
º Bronkoalveolar lavajda CD4/CD8 oranının 3.5’un üzerinde olması. Saçlı deri sarkoidozu; alopesi areata ve seboreik dermatiti andıran eri-
º Gallium-67 tarama sintigrafisinde; parotis ve lakrimal bezlerde temli, hafif skuamlı skarsız alopesik plaklar şeklinde görülebileceği gibi,
gallium tutulumu (Panda görünümü), göğüste bilateral hiler lupus eritematozus , liken pilanopilaris, psödopelad ve alopesi neoplas-
lenf nodlarında gallium tutulumu (Lambda görünümü) izlenir. tikadan ayrımı zor yapılan sikatriksli progressif alopesi şeklinde de görü-
• Hiperkalsemi ve ACE yüksekliği görülebilir. lebilir (1, 25).
Hastaların şikayeti olmasa bile biyomikroskopla göz muayenesi, karaci- Hipopigmente maküllerin ayırıcı tanısında; postinflamatuar hipopig-
ğer tutulumu açısından karaciğer fonksiyon testleri, kardiyak tutulum mentasyon, pitriyazis alba, pitriyazis likenoides kronika, mikozis fungoi-
açısından ise elektrokardiyografi, Holter izlemi ve Doppler ekokardiyog- des, pitriyazis versikolor, layşmanyazis, sifiliz, lepra, vitiligo ve idiyopatik
rafi yapılmalıdır (5, 24). guttat hipomelanozis düşünülmelidir (13).
Sarkoidoz hastalarında periferik dokularda granülom oluşturmak üzere Ayrıca sarkoidozda nadir de olsa ülser, iktiyoz, eritroderma, psoriasis ve
toplanan T lenfositler ve monositler nedeniyle gecikmiş tip hipersensiti- morfea benzeri lezyonlar, alt ekstremitelerde ödem olabileceği unutul-
vite reaksiyonlarında azalma ortaya çıkar. Bu “tüberkülin deri testi” ile mamalıdır (4).
gösterilebilir. Tanıda yardımcı diğer bir test “Kveim-Siltzbach testi”dir.
Tarihi önemi olan bu test rutinde kullanılmamaktadır (11).
Tedavi
Sarkoidal histiyositlerdeki kalsitriol sentezindeki artış nedeniyle kalsiyum Sarkoidoz tedavisinde temel amaç; hastalık aktivitesini baskılamak, prog-
metabolizmasında değişim olmaktadır. Hiperkalsemi, hiperkalsiüri ve resyon yüzünden gelişecek hasarları önlemek ve semptomatik düzelme
nefrolitiyazis sarkoidoz olgularında görülebilen bulgulardır (1, 11, 24). sağlamaktır. Bugün için tüm dünyada kutanöz sarkoidoz için kabul edil-
miş standart tedaviler kortikosteroidler, antimalaryaller ve metotreksattır.
Sarkoidal granülomlardan salınan “angiotensin converting enzim” (ACE) hasta- Standart tedavilere verilen cevabın değişkenliği ve potansiyel yan etkiler
ların %40-80’inde serum ACE seviyesini normalin %50’sinin üzerine çıkarır (4). sebebiyle alternatif tedavi yaklaşımları vardır. Tablo 1’de kutanöz sarkoi-
Hemogramda anemi, lenfopeni, lökopeni, eozinofili ve sedimentasyon dozda kullanılan tedaviler özetlenmiştir (26-29).
yüksekliği görülebilir (24).
Kortikosteroidler: İmmünsupresif ve antiinflamatuar etkileri ile granü-
Ayırıcı Tanı loma formasyonunu inhibe eden kortikosteroidler topikal, intralezyonel
Sarkoidoz deri bulgularının zenginliği nedeniyle dermatolojide “büyük veya sistemik olarak kullanılabilirler. Lokalize küçük papül ve plaklarda
taklitçi” veya “klinik bukalemun” olarak kabul edilmektedir. Lezyonların güçlü topikal steroidler veya 2-10 mg/mL triamsinolon asetonid intra-
tipine ve yerleşim yerine göre ayırıcı tanıda akılda tutulması gereken pek lezyonel olarak uygulanabilir. Kronik ve cevapsız olgularda sistemik
çok hastalık vardır (5). prednizon 20-40 mg/gün başlanıp 4-6 hafta kullandıktan sonra klinik
Makülopapüler lezyonlar; ksantelazma, akne, granülomatöz rozase, tri- cevaba göre haftalar/aylar içinde doz düşürülerek kesilir (26).
koepitelyoma, sifiliz, polimorf ışık erüpsiyonu, lupus eritematozus, seba- Antimalaryaller: Granüloma formasyonunun ilk aşaması olan antijen
se adenom, liken planus, siringoma, granüloma anülare, lupus miliaris işleme ve sunma aşamasına etkili olan antimalaryaller küratif olmaktan
disseminatus fasiei ve granülomatöz periorifisiyal dermatit, lokalize çok supresif etkilidirler. Klorokin 250-500 mg/gün ve hidroksiklorokin
yabancı cisim reaksiyonu, tatuajın indüklediği granülomatöz reaksiyon
200-400 mg/gün kullanılmaktadır. Bu ajanların potansiyel oftalmolojik
ile ayırıcı tanıya girer (13).
yan etkileri sebebiyle tedaviye başlarken ve her 6 ayda bir göz muayene-
si önerilmektedir (27).
Solak Tekin N. Sarkoidoz. Turk J Dermatol 2012; 6: 80-6 83

Tablo 1. Kutanöz sarkoidozda tedavi (26-29)

İlaç Doz
Kortikosteroidler
Topikal/İntralezyonel
Prednizon 20 mg-40 mg/gün
Antimalaryaller
Klorokin 250-500 mg/gün
Hidroksiklorokin 200-400 mg/gün
Metotreksat 10-15 mg/hafta
Tetrasiklinler
Minosiklin 200 mg/gün
Doksisiklin 200 mg/gün
Mikofenolat mofetil 30-45 mg/kg/gün
Pentoksifilin 3x400 mg/gün
Talidomid 50-200 mg/gün
Leflunomid İlk 3 gün 100 mg/gün sonra 10 mg/gün
Takrolimus Topikal
İsotretinoin 0.4-1.3 mg/kg/gün
Anti-TNF ajanlar
İnfliksimab 5 mg/kg IV (0-2 ve sonraki her 4-8
haftada bir)
Adalimumab 40 mg subkutan (her 1-2 haftada bir)
Klorambusil 4-12 mg/gün
Siklosporin 100-600 ng/mL serum düzeyi
Melatonin 20 mg/gün
Allopurinol 100-300 mg/gün
Fototerapi PUVA veya UVA Resim 1. Alın ve sol göz altı iç kısımda eritemli papular lezyonlar
Lazer tedavisi

Resim 2. Alında eritemli papul ve plaklar


Tetrasiklinler: Antiinflamatuar özellikleriyle minosiklin ve doksisiklin
Şekil 1. Kutanöz sarkoidozun algoritmik tedavisi (1)
200 mg/gün dozunda kullanılmıştır. Etkili olabilmeleri için 2 yılın üzerin-
Metotreksat: Antiinflamatuar etki ile granüloma oluşumunu inhibe de kullanılmaları gerektiği bildirilmiştir (26).
eder. Steroide dirençli olgularda ikinci seçenektir. Haftada 10-15 mg şek-
Mikofenolat mofetil: Mikofenolat mofetil (MMF) diğer sistemik tedavilere
linde 6 ay ile 2 yıl arasında kullanılır. Kronik fasiyal granülomatöz lezyonlar
dirençli kutanöz ve sistemik sarkoidozu olan hastalarda 30-45 mg/kg/gün
ve ekstrafasiyal ülseratif lezyonlar metotreksata iyi yanıt verirler (28).
dozda kullanılmış ve 3 ila 6 ay içerisinde hastalıkta %70-%90 oranında düzel-
Hem metotreksat hem de antimalaryaller kortikosteroidlerle kombine me olduğu bildirilmiştir. MMF’in sarkoidoza bağlı üveit, nörosarkoidoz ve
kullanılabilir (26-28). renal sarkoidozda da başarıyla kullanıldığı bildirilmektedir (1).
84 Solak Tekin N. Sarkoidoz. Turk J Dermatol 2012; 6: 80-6

Resim 5. Her iki kolda çok sayıda subkutan nodül


Takrolimus: Kutanöz sarkoidozda topikal takrolimusun başarıyla kulla-
nıldığı bildirilmiştir (26).
İsotretinoin: Retinoidlerin T hücre aracılı immün cevabı suprese ettikle-
ri bilinmektedir. Olgu sunumları şeklinde olan yayınlarda isotretinoinin
0.4-1.3 mg/kg/gün dozunda 6 ay ya da daha uzun süre kullanımla fayda-
lı olduğu bildirilmiştir (26, 27).
Anti-TNF-α ajanlar: İnfliksimab ve Adalimumab direkt TNF-α’ya karşı
geliştirilmiş monoklonal antikorlardır. Bu iki ajan hem sistemik hem de
Resim 3. Kulakta eritemli papular lezyonlar kutanöz sarkoidozda başarıyla kullanılmaktadır. TNF-α reseptör antago-
nisti olan etanerseptin sarkoidoz tedavisinde etkili olmadığı bildirilmek-
tedir (26, 27).
Klorambusil: DNA ve RNA sentezini durduran bir alkilleyici ajan olan
klorambusil 4-12 mg/gün dozunda başarıyla kullanılmıştır. Ancak bu olgu-
larda özellikle hematolojik malignite ve infeksiyon riskinde artış, herpes
zoster ve fatal herpes simpleks infeksiyonu rapor edilmiştir (26-29).
Siklosporin: Tek başına veya steroidlerle kombine edilerek denenmiştir.
Ancak etkinliği ile ilgili birbirine zıt raporlar ve yan etkileri sebebiyle kul-
lanımı sınırlıdır (27).
Melatonin: 20 mg/gün dozunda 8-12 aylık uygulama ile yararlı olduğu
bildirilmiştir. Ancak ilacın kesimini izleyen günlerde nüks gelişmiştir (31).
Allopurinol: 100-300 mg/gün şeklinde kutanöz sarkoidozda kullanıl-
mıştır. Etkinliği ile ilgili birbiriyle çelişen raporlar bulunmaktadır (26).
Resim 4. Göz kapağı üzerinde eritemli papular ve sikatriks belirlenen
Tedavide Anahtar Noktalar
lezyonlar (Dokuz Eylül Üniversitesi arşivinden alınmıştır)
• Lokalize ve deriye sınırlı hafif hastalıkta yerel ve intralezyonel ste-
Pentoksifilin: TNF-α, IL-12 ve IFN-γ inhibisyonu yaptığı bilinen pentok-
roidler birinci basamak tedavidir.
sifilin günde 3 kez 400 mg şeklinde kullanılmıştır. Pulmoner sarkoidozlu
hastalarda yapılan bir çalışmada, 25 mg/kg/gün dozunda 6 ayda hasta- • Oral kortikosteroidler hızla ilerleyen veya yerel tedaviye yanıt ver-
ların çoğunda etkili olmuştur. Steroidlerle de kombine olarak kullanılabi- meyen lezyonlarda tercih edilir.
len pentoksifilinin kutanöz sarkoidozda etkisini göstermek için daha • Anti-inflamatuar ve immunsupresif ajanlar monoterapi veya
geniş çalışmalara ihtiyaç vardır (30). sistemik kortikosteroidlere adjuvan olarak kullanılırlar.
Talidomid: TNF-α ve IFN-γ inhibisyonu yapan talidomid 50-200 mg/ • TNF-alfa inhibitörleri dirençli deri sarkoidozunda yararlıdır.
gün dozda uygulanmış ve hastaların çoğunda etkili bulunmuştur (26).
Leflunomid: Romatoid artritte FDA onayı olan bu ilaç pirimidin sentez Fototerapi: PUVA hipopigmente maküler lezyonlarda ve sarkoidoz
inhibitörüdür. Sarkoidozda sınırlı sayıda yapılan çalışmalarda ilk 3 gün eritrodermisinde başarıyla kullanılmıştır. UVA1 generalize lezyonları olan
100mg/gün sonraki günler 10 mg/gün veya 20 mg/gün şeklinde uygu- bir olguda ve alın lokalizasyonlu bir olguda kullanılmış tam remisyon
lanmış, olumlu yanıtlar alınmıştır (26-29). bildirilmiştir (26-29).
Solak Tekin N. Sarkoidoz. Turk J Dermatol 2012; 6: 80-6 85

Lazer tedavisi: Farklı lazer tiplerinin kullanımıyla ilgili çelişkili raporlar 11. English JC 3rd, Patel PJ, Greer KE. Sarcoidosis. J Am Acad Dermatol
bulunmaktadır (26). 2001;44:725-43. [CrossRef]
12. Sharma OP. Sarcoidosis around the world. Clin Chest Med 2008;29:357-63.
Cerrahi tedavi: Sarkoidal deri lezyonlarının cerrahi olarak çıkarılması nadiren [CrossRef]
yapılır. Tedaviye dirençli, şiddetli şekil bozan lezyonlar rekonstrüksiyona veya 13. Tchernev G, Patterson JW, Nenoff P, et al. Sarcoidosis of the skin - A derma-
cerrahi eksizyon ve flep çevirmeye ihtiyaç duyabilirler (32, 33). tological puzzle: important differential diagnostic aspects and guidelines
for clinical and histopathological recognition. J Eur Acad Dermatol Venereol
Sarkoidozun tedavisinde algoritmik bir yaklaşım düşünülmelidir (Şekil 1). 2009;24:125-37. [CrossRef]
Özgün lezyonlarının belirlendiği olgularda lezyonlar kozmetik olarak 14. Iannuzzi MC, Rybicki BA, Teirstein AS. Sarcoidosis. N Engl J Med 2007;357:2153-65.
sorun oluşturmuyor ya da asemptomatik ise tedavi yapılmayabilir. Ancak [CrossRef]
semptomatik ve kozmetik sorun yaratan lezyonların varlığında, yaygınlık 15. Brownell I, Ramírez-Valle F, Sanchez M, et al. Evidence for mycobacteria in
ve şiddet değerlendirilir. Hastalık sınırlı, hafif ya da orta şiddette ise yerel sarcoidosis. Am J Respir Cell Mol Biol 2011;45:899-905. [CrossRef]
kortikosteroidlerin uygulanması önerilir. Bu olgularda yerel tedaviye 16. Marchell RM, Judson MA. Chronic cutaneous lesions of sarcoidosis. Clin Der-
yanıt alınamadığı takdirde antimalaryal veya metotreksat ya da tetrasik- matol 2007;25:295-302. [CrossRef]
linler uygulanabilmektedir. Bu ajanların dönüşümünden de yanıt alına- 17. Giuffrida TJ, Kerdel FA. Sarcoidosis. Dermatol Clin 2002;20:435-47. [CrossRef]
madıysa sistemik kortikosteroidlere geçilebilmektedir. 18. Judson MA. Sarcoidosis: clinical presentation, diagnosis, and approach to tre-
atment. Am J Med Sci 2008;335:26-33. [CrossRef]
Yaygın ve şiddetli olgularda veya lupus pernio belirlenen olgularda sistemik 19. Marcoval J, Moreno A, Mañá J, et al. Subcutaneous sarcoidosis. Dermatol Clin
kortikosteroidler ve yardımcı ajanların kullanımı önerilmektedir. Sistemik 2008;26:553-6. [CrossRef]
kortikosteroidlere kontrendikasyon durumlarında antimalaryaller veya 20. Sorabjee JS, Garje R. Reactivation of old scars: inevitably sarcoid. Postgrad
metotreksat yada mikofenolat mofetil uygulanması gündeme gelebilir. Med J 2005;81:60-1. [CrossRef]
21. Yanardag H, Pamuk ON, Karayel T. Löfgren syndrome in Turkey. Intern Med J
Kaynaklar 2003;33:535-7. [CrossRef]
1. Haimovic A, Sanchez M, Judson MA, et al. Sarcoidosis: a comprehensive revi- 22. Kittisupamongkol W. Heerfordt syndrome. QJM 2009;102:149 [CrossRef].
ew and update for the dermatologist: part I. Cutaneous disease. J Am Acad 23. Costabel U, Ohshimo S, Guzman J. Diagnosis of sarcoidosis. Curr Opin Pulm
Dermatol 2012;66:699. Med 2008;14:455-61. [CrossRef]
2. Newman LS, Rose CS, Bresnitz EA, et al. A case control etiologic study of sar- 24. Costabel U, Guzman J, Baughman RP. Systemic evaluation of a potential cuta-
coidosis: environmental and occupational risk factors. Am J Respir Crit Care neous sarcoidosis patient. Clin Dermatol 2007;25:303-11.[CrossRef]
Med 2004;170:1324-30. [CrossRef] 25. Fernandez-Faith E, McDonnell J. Cutaneous sarcoidosis: differential diagnosis.
3. Lazarus A. Sarcoidosis: epidemiology, etiology, pathogenesis, and genetics. Clin Dermatol 2007;25:276-87. [CrossRef]
Dis Mon 2009;55: 649-60. [CrossRef]
26. Doherty CB, Rosen T. Evidence-based therapy for cutaneous sarcoidosis.
4. Lodha S, Sanchez M, Prystowsky S. Sarcoidosis of the skin: a review for the
Drugs 2008;68:1361-83. [CrossRef]
pulmonologist. Chest 2009;136:583-696. [CrossRef]
5. Tchernev G. Cutaneous sarcoidosis: the “great imitator”: etiopathogenesis, 27. Baughman RP, Lower EE. Evidence-based therapy for cutaneous sarcoidosis.
morphology, differential diagnosis, and clinical management. Am J Clin Der- Clin Dermatol 2007;25:334-40. [CrossRef]
matol 2006;7: 375-82. [CrossRef] 28. Badgwell C, Rosen T. Cutaneous sarcoidosis therapy updated. J Am Acad Der-
6. Baughman RP. Pulmonary sarcoidosis. Clin Chest Med 2004;25:521-30. [CrossRef] matol 2007;56:69-83. [CrossRef]
7. Baughman RP, Teirstein AS, Judson MA, et al. Clinical characteristics of patients 29. Young RJ 3rd, Gilson RT, Yanase D, et al. Cutaneous sarcoidosis. Int J Dermatol
in a case control study of sarcoidosis. Am J Respir Crit Care Med 2001;164(10 2001;40:249-53. [CrossRef]
pt 1):1885-9. 30. Zargari O. Pentoxifylline: a drug with wide spectrum applications in dermato-
8. Hosoda Y, Sasagawa S, Yasuda N. Epidemiology of sarcoidosis: new frontiers logy. Dermatol Online J 2008;14:2.
to explore. Curr Opin Pulm Med 2002;8:424-8. [CrossRef]
31. Cagnoni ML, Lombardi A, Cerinic MC, et al. Melatonin for treatment of chro-
9. Rybicki BA, Major M, Popovich J Jr, et al. Racial differences in sarcoidosis inci-
nic refractory sarcoidosis. Lancet 1995;346:1229-30. [CrossRef]
dence: a 5-year study in a health maintenance organization. Am J Epidemiol
1997;145:234-41. [CrossRef] 32. Gurkov R, Berghaus A. Nasal reconstruction in advanced sinunasal sarcoido-
10. Reich JM, Johnson RE. Incidence of clinically identified sarcoidosis in a sis. Rhinology 2009;47:327-9.
northwest United States population. Sarcoidosis Vasc Diffuse Lung Dis 33. Smith R, Haeney J, Gulraiz Rauf Kh. Improving cosmesis of lupus pernio by excision
1996;13:173-7. and forehead flap reconstruction. Clin Exp Dermatol 2009;34:e25-7. [CrossRef]
86 Solak Tekin N. Sarkoidoz. Turk J Dermatol 2012; 6: 80-6

1. Sarkoidoz hastalığı genellikle hangi organdan başlar? 6. Aşağıdakilerden hangisi sarkoidoz histopatolojisinde yoktur?
a. Akciğer, deri ve/veya lenf bezleri a. Langhans tipi dev hücre
b. Kalp b. Schaumann ve asteroit cisimcikler
c. Böbrek c. Granüloma çevresinde yoğun lenfosit ve inflamatuar hücre
d. Dalak d. Çıplak granüloma
e. Karaciğer e. Epiteloid histiyosit

2. Sarkoidoz için en yüksek prevalans nerdedir? 7. Aşağıdakilerden hangisi sarkoidozun spesifik deri belirtile-
a. Güney Afrika ülkeleri rinden değildir?
b. İskandinav ülkeleri a. Papül
c. Japonya b. Lupus pernio
d. İspanya c. Subkutan nodül
e. Beyaz Amerikalılar d. Eritema nodozum
e. İnfiltre skar
3. Göz tutulumu hangi toplumda daha sık görülür?
8. Aşağıdakilerden hangisi sarkoidoz tanısını desteklemez?
a. Afrika kökenli Amerikalılar
a. Non-kazeifiye granülom
b. İskandinavyalılar
b. Bilateral hiler lenfadenopati
c. Japon
c. Bronkoalveoler lavajda CD4/CD8 oranının 3.5’un üzerin-
d. İspanyol
de olması
e. Beyaz Amerikalılar
d. Hipokalsemi
e. Serum ACE yüksekliği
4. Deri sarkoidozu sistemik sarkoidozlu hastalarda hangi sıklık-
ta görülür? 9. Lokalize ve deriye sınırlı sarkoidozda birinci basamak tedavi nedir?
a. %10 a. Topikal ve intralezyonel steroidler
b. %20-%35 b. Oral kortikosteroidler
c. %50-%65 c. Antimalaryaller
d. %75 d. Metotreksat
e. %95 e. Tetrasiklin

5. Aşağıdaki sarkoidoz tiplerinden hangisinin prognozu en 10. Aşağıdakilerden hangisi sarkoidozun sistemik tedavisinde
iyidir? kullanılmaz?
a. Löfgren sendromu a. Prednizon
b. Lupus pernio b. Hidroksiklorokin
c. Nörosarkoidoz c. Pentoksifilin
d. Heerfordt sendromu d. İnfliksimab
e. Kalp sarkoidozu e. Bleomisin

Cevap anahtarı: 1. A 2. B 3. C 4. B 5. A 6. C 7. D 8. D 9. A 10. E

You might also like