You are on page 1of 14

Aile ve Toplum Yıl: 11 Cilt: 5 Sayı: 20 Ocak-Şubat-Mart 2010

ISSN: 1303-0256
Aile
ve
Toplum
EĞİTİM-KÜLTÜR VE ARAŞTIRMA DERGİSİ

Montessori Metodunda Okuma ve Yazma


Eğitimi

• Abdullah DURAKOĞLU*

Öz Abstract
Montessori sistemi çerçevesinde okuma ve yazma Reading and Writing Education in
eğitiminin değerlendirilmesi amacıyla yapılan bu çalış- Montessorian Method
ma, literatür taramaya dayalı nitel bir araştırmadır. Bu This study is a qualitative research based on
araştırmada Montessori okullarında eğitim gören literature review, which aims at evaluating the reading
çocukların okuma ve yazmayı öğrenirken karşılaştık- and writing education within the framework of the
ları süreçler ayrıntılı olarak aşamalı bir biçimde ele Montessorian system. In this research study, the
alınmıştır. Çalışmanın önemli bir bölümünü eğitim process that children encounter while they learn to
sürecinde kullanılan materyaller oluşturmaktadır. read and write in Montessorian schools is examined in
Başka bir deyişle çalışmada ağırlıklı olarak Montessori detail in a progressive manner. Materials used in the
Metodu’nun en önemli unsurlarına yer verilmiştir. Aynı educational process constitute a significant part of this
zamanda bu çalışmayla Montessori Metodu’nun ana study. In other words, this study mainly includes the
hatlarıyla tanıtılması da amaçlanmıştır. most important elements of the Montessorian Method.
Anahtar Sözcükler: Montessori, Çocuk, Okuma It also intends to outline the Montessorian Method
ve Yazma Eğitimi. with its main features.

Key Words: Montessori, Child, Reading and


Writing Education.

________________________

(*) Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Felsefe Grubu Öğretmenliği Bilim Dalı, Doktora Öğrencisi. Rehber Öğretmeni,
Kaman Anadolu Lisesi.

Ocak - Şubat - Mart 2010 91


Aile ve Toplum Yıl: 11 Cilt: 5 Sayı: 20 Ocak-Şubat-Mart 2010
ISSN: 1303-0256
Aile
ve
Toplum
EĞİTİM-KÜLTÜR VE ARAŞTIRMA DERGİSİ

GİRİŞ dediklerini ezberlemek, yapmak ve tekrarlamakla


sorumludurlar. Montessori Metodu çerçevesinde
Pedagoji alanındaki geleneksel uygulamalara
yapılan eğitimde ise öğrencileri pasif hale getiren
karşı çıkan İtalya’nın ilk kadın tıp doktoru Maria
ve onlarda yetersizlik duygularının oluşmasına
Montessori (1870- 1952), özgün bir metot ortaya
neden olan hiçbir sürece yer verilmez (Korkmaz,
koymuştur. Bu metoda göre yapılan eğitimin en 2006; Sönmez, 2008).
önemli özelliği çocuk merkezli olmasıdır. Mon-
tessori okulları, bu amaç doğrultusunda çocukla- Amaç
rın, yetişkinin yardımı olmadan öğretim araçlarını
Bu çalışmanın amacı, Montessori Sistemi için-
kullanmalarına ve pratik hayatla ilgili faaliyetlerde de yer alan okulöncesi eğitim kurumlarında (Ço-
bulunmalarına imkân verebilecek tarzda tasarlan- cuklar Evi) eğitim gören çocukların okuma ve yaz-
mıştır. Bu nedenle Montessori okullarında başta mayı öğrenirlerken karşılaştıkları süreçlerin neler
sandalyeler, masalar ve dolaplar olmak üzere tüm olduğunu ortaya koymaktır. Bu genel amaç çer-
eşyalar çocukların boylarına uygun ebatlardadır. çevesinde Montessori Metodu’nun ana hatlarıyla
Bu ortamda yer alan çocuk, yetişkinin yardımı tanıtılması da amaçlanmıştır.
olmadan eşyaları istediği zaman yerinden alarak
kullanabilir. Bununla çocuğun yaparak ve yaşaya-
rak öğrenmesi amaçlanmaktadır. Montessori orta- MontessorI Metodu’nun Tarihçesi
mında günlük hayata ilişkin nesnelerle de meşgul ve Unsurları
olan çocuklar, pratik hayatla ilgili işleri de yaparak
öğrenirler. Bunlar arasında toz almak, sofra hazır- Montessori Metodu’nun Oluşum Süreci

lamak, bulaşık yıkamak gibi çeşitli ev işleri vardır. İtalya’da doğan ve ülkesinin ilk kadın tıp dokto-
Bu durum Montessori Sistemi’nde yer alan tüm ru ünvanını elde eden Maria Montessori, asistan
eğitim alanları için geçerlidir. Montessori okulların- doktor olarak çalışırken bir yandan da felsefe, eği-
da okuma ve yazma eğitimi de çocukların doğru- tim, antropoloji gibi birbirlerinden farklı alanlarda
dan materyallerle öğrenmelerine uygun bir biçimde araştırma ve çalışmalarda bulunmuştur. Yaşamını
yapılmaktadır (Korkmaz, 2006; Topbaş, 2004). özellikle çocukların eğitimine adayan Montessori,
önce zihinsel engelli çocuklarla çalışmıştır. Ona
Geleneksel metotlarla yapılan okuma ve yaz-
göre, bu çocukların akılları tamamen kullanılamaz
ma eğitiminde çocuklar fişlerden cümleler ezber-
durumda değildir, yalnızca kullanılamamaktadır.
lemekte, sayfalar dolusu çizgi, harf ve cümle ça- Bu düşünceyle hareket eden Montessori, zihinsel
lışmaları yapmaktadırlar. Bu çalışmaların her biri engellilerin eğitiminde kullanılacak özel eğitim ve
öğretmenlerin kontrolünde yapılmaktadır. (Pollard, gözlem programları hazırlamış ve bu programları
1996). Süreçlerden de anlaşılacağı gibi bu biçimde iki yıl boyunca uygulayarak kendi metodunu oluş-
verilen okuma ve yazma eğitiminin öğretmen mer- turmuştur. Uygulamalarında zihinsel engelli çocuk-
kezli olduğu görülmektedir. Böyle bir eğitim mode- ların materyallerle çalışarak başarı gösterdiklerini
linde önemli olan konunun belirli bir zaman dilimi ve onların da uyarılar bulduklarında tepkiler verdik-
içerisinde işlenmesidir. Başka bir deyişle eğitim, lerini deneyimleyen Montessori, bu metodu gerekli
öğrencilerin bireysel öğrenme hızlarına göre de- değişiklik ve ilavelerle normal zekâlı çocuklara da
ğil belirli bir plan doğrultusunda yapılmaktadır. Bu uygulayarak özgün bir eğitim metodunun temelle-
modelle yapılan eğitimde, öğrenciler öğretmenin rini atmıştır (Topbaş, 2004; Wilbrandt, 2009).

92 Ocak - Şubat - Mart 2010


Aile ve Toplum Yıl: 11 Cilt: 5 Sayı: 20 Ocak-Şubat-Mart 2010
ISSN: 1303-0256
Aile
ve
Toplum
EĞİTİM-KÜLTÜR VE ARAŞTIRMA DERGİSİ

Çocuk eğitimi alanında yaptığı çalışmalara mış, başlı başına bir akım haline gelmişti (Pollard,
daha fazla zaman ayırmak için üniversitedeki kür- 1996).
süsünden vazgeçen Montessori, hiç öğretmenlik
Montessori’nin uygulamalarını ülkesine yaydı-
eğitimi almamıştır. Bu nedenle küçük çocukların
ğı bu dönemde, Mussolini liderliğinde Faşist Parti
öğrenmeye nasıl başlayacakları konusunda öğ-
kuruldu. Daha sonra meclisten olağanüstü yetkiler
retmenler gibi sabit düşünceleri yoktu. Başka bir
alan Mussolini ve onun Faşist Partisi 1922- 1943
deyişle Montessori başlangıç noktası olarak çocu-
yılları arasında İtalya’nın kaderine egemen oldu.
ğu ele aldı. Böylece metot, çocuğun doğası üzeri-
Bu dönemde İtalya’daki tüm demokratik kurum-
ne inşa edildi. Montessori (1975: 133), bu süreci
ları kapatan Mussolini’nin amacı, devleti Faşist
şu şekilde özetler: Ortada belli bir yöntem yoktu.
Parti’de kişileştirmekti (Armaoğlu, 1983). Mussolini
Belli olan tek şey çocuğun kendisiydi. Engellerden
bu amaçla Montessori okullarını da kapattırdı. Bu
arınmış çocuk ruhu, kendi doğasına göre hareket
dönemden sonra yurt dışına çıkmaya karar veren
etmekteydi. Görünen işte buydu.
Montessori, metodunu dünyanın birçok ülkesinde
Çocukları gözlemleyen ve metodunu bu göz- tanıtma olanağı elde etti. Hollanda, İspanya ve
lemlerin sonucunda oluşturan Montessori’ye Hindistan’ın da aralarında bulunduğu çeşitli ülkele-
“Casa dei Bambini” (Çocuklar Evi) kurma önerisi re yaptığı uzun süreli seyahatler sonucunda, Mon-
geldi. Böylece 1907 yılında 3–6 yaş çocukları için tessori Metodu, kısa zamanda dünyanın en yaygın
ilk “Çocuklar Evi” açıldı ve kısa zamanda büyük eğitim metodu haline geldi (Pollard, 1996).
başarıya ulaştı. Montessori’nin Roma’nın kenar
Montessori Ortamının Etkin Aktörü: Çocuk
mahallelerinden biri olan San Lorenzo’da açtığı
okul, onun dünyaca tanınmasını ve çağdaş eğitim Montessori Metodu, çocukların rahatlıkla hare-
alanında adı geçen eğitimcilerden biri olmasını ket edebilecekleri bir eğitim ortamında uygulanır.
sağlamıştı (Pollard, 1996). Bu ortam hazırlanırken sadece eşyaların boyutla-
rına bakılmaz. Ortamın çocuğun iç dünyasına da
Montessori, açtığı okullarda, ihmal edilmiş, ba-
uygun olmasına özen gösterilir. Montessori örne-
kımsız çocukları kısa zamanda mutlu ve öğrenme-
ğin, günlük hayat uygulamaları yapan çocukların
ye hevesli çocuklar haline getirmişti. O, çocukların
özgüven duygusu geliştirdiklerinden dolayı huzura
eğitimi için onlara hayatla ilgili pratik alıştırmalar
kavuştuklarını düşünür. Bu nedenle ortamda ço-
yaptırmıştı. Çocukların akla gelebilecek her işi
cukların günlük hayat uygulamalarını gerçekleşti-
neşe içinde yaptıkları gözlemleniyordu. Zaman
rebilecekleri materyallere de yer verilmektedir. Ço-
geçtikçe önemli şahıslar da “Çocuklar Evi”ni ziya-
cuk, bu ortamda yetişkinin baskısı olmadan özel
ret etmeye başlamışlardı. Ziyaretçilerin duydukları
olarak tasarlanmış materyalleri kullanarak zihni-
hayranlık kısa sürede diğer çocuk yuvalarının da
ni ve bedenini geliştirir (Aydın, 2006; Wilbrandt,
açılışına zemin hazırladı (Schafer, 2006). Bu ne-
2009).
denle Montessori, San Lorenzo Mahallesi’ndeki bir
apartmanda ikinci “Çocuklar Evi”ni açmaya karar Montessori Metodu’na göre düzenlenen bu eği-
verdi. 1908 yılında Milano’da üçüncü ev, 1909 yı- tim ortamındaki en önemli amaçlardan biri çocuk-
lında ise Roma’da dördüncü ev açıldı. Böylelikle ların özgürleştirilmesidir. Bağımsızlığın kazanıl-
Montessori’nin çalışmaları bir tıp doktorunun eği- madan özgürlüğün elde edilemeyeceğini söyleyen
tim konusundaki özel çalışmaları olmaktan çık- Montessori, özgürlüğü temele alan bir eğitim me-

Ocak - Şubat - Mart 2010 93


Aile ve Toplum Yıl: 11 Cilt: 5 Sayı: 20 Ocak-Şubat-Mart 2010
ISSN: 1303-0256
Aile
ve
Toplum
EĞİTİM-KÜLTÜR VE ARAŞTIRMA DERGİSİ

todunun öncelikle çocuğun doğal gelişimini sınır- Montessori (1975)’ye göre, çocuk çevre içinde
layan bağlardan kurtarma amacına sahip olması biçimlenmekte olan bir varlıktır. Bu nedenle ha-
gerektiğini vurgular. O, bunu aktiviteyle gerçek- reketin çocuk için önemi büyüktür. Hareketleriyle
leştirmeye çalışır. Öyleyse Montessori Metodu’na eyleme geçen çocuk, çevresindekilerle ilişkiler ku-
göre yapılan eğitimde çocuk eylemsizlik ile değil rarak kişisel gelişimini gerçekleştirir. Ancak bunun
aktivite ile disipline edilir. Montessori’nin çocuklar farkında olmayan yetişkin çocuğun karşısına çok
için öngördüğü özgürlük onların serbestçe hareket sayıda engel çıkarır. Bunların büyük bir bölümü
etmesi anlamına gelir. Ona göre, çocuk ancak ye- çocuğu, kendi başına iş yapmaktan ve hareket
tişkinlerden bağımsız hale gelerek özgürce hareket etmekten alıkoymaya yöneliktir. Çocuklar doğal
edebilir. Öyleyse eğitim her şeyden önce çocuğun eğilimlerle işlerini kendi başlarına yapmak ister-
yetişkinlerden bağımsız hale gelmesi amacına yö- lerken yetişkinler, özellikle çabadan ve zamandan
nelik olmalıdır (Wilbrandt, 2009). tasarruf etmeye yöneldiklerinden dolayı genellikle
onların işlerini kendi başlarına yapmalarına ve ba-
Montessori (1953; 1975) etkin bir pedagojinin ğımsız hareket etmelerine engel olurlar.
aynı zamanda çocuğun çevreye karşı yoğun bir
Çocuğu kendi inançlarına göre yönetmek iste-
ilgi göstermesine elverişli olması gerektiğini söyler.
yen yetişkin, onun gelişimini engellemekle kalmaz,
Ona göre, çocuğun çevresindeki nesnelere karşı
çocuk üzerinde karakter ve duygu bozukluklarının
bir tutkusu vardır. Çocuk, doğal bir eğilimle ser-
ortaya çıkmasına neden olur. Montessori bu soru-
bestçe hareket ederek sesleri işitmek, çevresinde
nun ortaya çıkmaması için çocuğa değil yetişkine
gördüğü nesnelere dokunmak ister. Çünkü çocu-
müdahale edilmesi gerektiğini söyler. Ona göre,
ğun zekâsını geliştirebilmesi için nesnelere ihtiyacı
bazı eğitimciler çocuğun ihtiyaçları ve doğası hak-
vardır. Bu anlayışı doğa belirlemiştir. Bu nedenle
kında önyargılara sahiptirler. Bu eğitimcilere göre
çocuğun merkeze alındığı bu ortam ilginç aktivite
çocuk, her şeyi yetişkinden öğrenen ve sürekli mü-
biçimleri bakımından zengin olmalıdır.
dahale edilmesi gereken bir varlıktır. Bu anlayışla
hareket eden bazı eğitimciler, çocuğun hareketsiz
bir şekilde oturmasını disiplinin dışavurumu olarak
Montessori’nin çocuk merkezli eğitim anlayışı- algılarlar. Montessori ise disiplini, hayat kuralları-
na sahip olmasında Fransız düşünür Jean Jacqu- na sadık kalma olarak tanımlar. Başka bir deyişle
es Rousseau (1712–1778)’nun etkisini görmek çocuk, bir çalışmayla meşgul olur ve yoğun bir dik-
mümkündür. Montessori de Rousseau gibi çocu- kat gösterirse o çocuk disipline edilmiş demektir.
ğa karşı yapılması gereken en iyi davranışın onu Montessori’ye göre, çocukların iç ihtiyaçlarını bilen
kendi başına bırakmak olduğunu düşünür. O da, yetişkin, onlara baskıcı ve zorlayıcı davranışlarda
her çocuğun kendi kendini eğitme gücüne sahip bulunmaz. Bu nedenle önce eğitimciyi, çocukların
olduğunu düşünür. Öyleyse yapılacak iş, çocuğa doğası ve ihtiyaçları hakkında bilgilendirerek ön-
uygun materyaller vererek onun hiçbir dış yardıma yargılardan kurtarmak ve pasifize etmek gerekir.
gerek kalmaksızın gelişmesini sağlamaktır. Do- Daha sonra da çocuk için engellerden arınmış bir
layısıyla Montessori Metodu, Rousseau’nun “öz- çevre hazırlanmalıdır. Bu çevre, çocuğun eğilimle-
gürlük” ilkesi üzerine inşa edilmiştir (Aytaç, 2006; rini ortaya koyabilmesine ve zihinsel ihtiyaçlarını
Pignatari, 1967). giderebilmesine imkân verecek biçimde hazırlan-

94 Ocak - Şubat - Mart 2010


Aile ve Toplum Yıl: 11 Cilt: 5 Sayı: 20 Ocak-Şubat-Mart 2010
ISSN: 1303-0256
Aile
ve
Toplum
EĞİTİM-KÜLTÜR VE ARAŞTIRMA DERGİSİ

malıdır. Ayrıca çevrenin hazırlanması sırasında kân verdiğini söyler. Böylelikle çocuk bazı şeyle-
materyallerin her birinin çocukların ulaşabilecekle- re duyarlı bazı şeylere kayıtsız kalır. Buna örnek
ri raflarda bulunmalarına dikkat edilmelidir. Bu du- olarak dilin öğrenimi verilir. Çeşitli sesler çocuğun
rum çocuklara hareket etme ve seçme özgürlüğü kulağına karmakarışık dolarken çocuk, bu sesler
verir. Montessori, böyle bir çevrede yaşayan çocu- arasından kendisi için gerekli olan insan seslerine
ğun bağımsızlığı yoluyla özgürlüğünü elde edece- odaklanır. Montessori’ye göre, duyarlılık dönemin-
ğini ve kişiliğini geliştireceğini iddia eder (Savard, deki çocuk, kendisi için gerekli olanı tespit edebil-
1976; Wilbrandt, 2009). diğinden dolayı öğretmenin bu dönemdeki çocuğa
seçme özgürlüğü tanıması yeterlidir.
Özgürlük anlayışı ile biçimlenen eğitim orta-
mında çocuk, yapacağı faaliyetleri seçmekte hür Montessori ortamında yer alan çocukların faa-
olduğundan emrine verilmiş nesnelerle doğrudan liyetleri sadece öğretim araçlarını kullanmakla sı-
temas halindedir. Çocuk, bilgiyi öğretmenden değil nırlı değildir. Günlük hayata ilişkin nesnelerle de
materyallerden alır. Bu nedenle Montessori okulla- meşgul olan çocuklar pratik hayatla ilgili işleri öğ-
rında öğretmen ile öğrenci arasında güçlü bir ilişki renirler. Bunlar arasında toz almak, suyun dökül-
yoktur. Öğretmen, çocuğa sadece materyalin nasıl düğü yeri kurulamak, leke çıkarmak, halıları kaldı-
kullanılacağını göstermekle sorumludur. Öğren- rıp rulo yapmak, onları yere sermek gibi ilginç ev
ci sürekli materyallerle meşgul olduğu için ortam işleri de vardır. Bu alıştırmalar sadece çocuğun öz
öğretmene göre değil öğrenciye göre hazırlanır. bakım becerilerini geliştirmek için değil, daha çok
Öyleyse ortam çocukların, sadece eğitimleri için ellerini kullanma ihtiyaçlarını karşıladığından dola-
değil bir ev ortamındaki gibi yaşayabilecekleri ve yı yapılır. Çünkü çocuk işe en iyi zekâsının gereç-
her türlü ihtiyaçlarının karşılanabileceği bir mekân leri olan elleriyle yoğunlaşır. İş yaparken kullanılan
olarak tasarlanmıştır. Böyle bir ortamda çocuk, el hareketleri insan zekâsıyla yakından ilgilidir. Bu
öğrenmeye karşı olan eğilimlerini ortaya koymaya nedenle ellerini kullanan çocuk zekâsını daha da
başlar. Montessori’ye göre, çocuklar büyüyüp ol- geliştirir. Dolayısıyla çocuğun yaptığı sayısız ev iş-
gunlaşıncaya kadar özel bir dönemden geçerler. leri zihinsel gelişimini gerçekleştirmek için önemli
“Duyarlılık dönemi” olarak adlandırılan bu evrede, fırsatlar sunar (Montessori, 1970).
çocukların zihinleri öteki yaş dönemlerinden daha
farklı bir biçimde öğrenmeye açıktır. Çocuk, sa- Montessori Metodu’nun çocuğu merkeze al-
hip olduğu bu dönem sayesinde kimseye ihtiyaç ması, öğretmenin rolünü de kökten değiştirmiştir.
duymadan ve zorlanmadan öğrenir. Bu neden- Çünkü çocuk bilgiyi öğretmenden değil, deneyim-
le ortamda bulunan çocuk, kendine hizmet eden leri yoluyla ortamdan almaktadır. Montessori öğ-
yetişkinden “yalnız başıma yapmama yardım et” retmeninin görevi, geleneksel öğretmeninkinden
diyerek yardım ister. Bununla yetişkinin müdahale- farklı olarak sadece çocuğun bilgiyi yaşayarak
sinin sınırlandırılarak öğretmenin verdiği gelenek- keşfetmesine yardımcı olmakla sınırlıdır. Bu bağ-
sel dersler yerine çocuğun gerekli bilgileri kendi lamda Montessori Metodu’na göre yapılan eğitim-
gelişim ihtiyaçlarına göre kendiliğinden kazanması de en güçlü ilişki geleneksel metottakilerin aksine
amaçlanmaktadır. (Pollard, 1990; Savard, 1976). çocuk ile ortam arasında kurulur. Dolayısıyla “ken-
Montessori (1975), çocuğun sahip olduğu iç du- di kendine eğitim” ilkesi Montessori Metodu’nun
yarlılığın kendisi için gerekli olanı seçmesine im- özünü teşkil etmektedir.

Ocak - Şubat - Mart 2010 95


Aile ve Toplum Yıl: 11 Cilt: 5 Sayı: 20 Ocak-Şubat-Mart 2010
ISSN: 1303-0256
Aile
ve
Toplum
EĞİTİM-KÜLTÜR VE ARAŞTIRMA DERGİSİ

Montessori okullarında çocuk, kendi ilgilerine materyaline yüklediği anlam alışılmışın dışındadır.
göre dilediği kadar çalışmakta ve hatasını kendisi Geleneksel metotlarda eğitim materyalleri sadece
belirlemektedir. Başka bir deyişle, yetişkinin çocu- öğretmenin açıklamalarına destek olmak amacıyla
ğun hatasını düzeltmesine gerek kalmamaktadır. kullanılır. Başka bir deyişle materyali eline alan öğ-
Böylelikle çocuk, sorunları tek başına çözebilme, retmen, onun özelikleri hakkında çocuklara sadece
kendine güven geliştirme, analitik düşünme gibi bilgiler verir. Dolayısıyla bu materyalleri, çocuklar
yeteneklere sahip olmakta ve bireysel çalışmaları- istedikleri zaman kullanamazlar. Materyal tama-
nı tekrar etmek suretiyle de öğrenilenlere kalıcılık men öğretmenin kontrolünde olduğundan çocuk-
sağlamaktadır (Arslan, 2008; Aydın, 2006). Ancak lar, bunlarla özgürce kendi başlarına çalışamazlar.
metodun özünü teşkil eden “kendi kendine eğitim” Bunlar, daha çok öğretmenin kullanmasına uygun
ilkesi, uygulamalarda sorunların da ortaya çıkma- biçimde tasarlanmışlardır. Öğrencilerin aktivitesini
sına neden olabilmektedir. Montessori Metodu ile ise sınırlandırırlar. Materyaller sadece anlatılacak
ilgili uygulama programlarını yürüten Wilbrandt konularla ilgilidir ve tesadüfen seçilmiştir. Mater-
(2009), eğitimcilerin bireysel çalışmada çocukları yallerin seçiminde çocuğun psikolojik ihtiyaçlarıyla
denetleyemeyeceklerinden dolayı kaygılandıkları- ilgili hiçbir ölçüt yoktur. Montessori materyalleri ise
nı, bu durumunun uygulamaların istenen biçimde çocuğun bireysel deneyimler kazanabileceği şekil-
yapılmasını zorlaştırdığını söyler. Ona göre, bu de tasarlanmıştır. Bu özelliğinden dolayı materyal-
kaygılar, eğitimcilerin kendilerini belirli bilgileri öğ- ler, geleneksel metotlarda kullanılanlardan farklı
retme konusunda baskı altında hissetmelerinden olarak çocuğun özgürce kendi başına çalışması-
kaynaklanmaktadır. Eğitimcilerin bu kaygılardan na izin verdiği gereçlerdir. (De Bartolomeis, 1973;
zor da olsa kurtulabileceklerini düşünen Wilbran- Wilbrandt, 2009).
dt, deneyimlerine dayanarak bu sorunun çözümü
Montessori materyalleri öğretmenin kendi işi-
hakkında bilgiler verir. Ona göre, eğitimci tek bir
ni kolaylaştırmak için eline aldığı bir araç değildir.
çocukla çalışmadan önce tüm çocukların bir ça-
Öğretmen çocuğa materyalin renk, şekil, boyut gibi
lışmayla meşgul olmalarını beklemeli, kendisine
özellikleri hakkında anlatım yoluyla bilgi vermez.
çalışma seçememiş çocuklara ise önerilerde bu-
O, çocuğa sadece materyalin nasıl kullanılacağını
lunmalıdır. Eğitimci bu düzeni sağladıktan sonra
gösterir. Materyali amacına uygun bir biçimde kul-
bir çocukla çalışmaya başladıysa ve çocukların
lanan çocuk, materyalin özelliklerini kendi kendi-
herhangi birinden bir talep olursa eğitimcinin açık
ne keşfeder. Ayrıca öğretmenin çocuğa, materyali
ve dürüst olması da önemlidir. Onun çocuğun an-
hatasız kullanmayı öğretme gibi bir amacı yoktur
layabileceği bir şekilde, daha sonra kendisiyle ilgi-
(Montessori, 1950). Bu materyallerle çalışma ya-
lenebileceğini söylemesi gerekir. Ancak daha son-
pan çocuklar yeni beceriler kazanmaktadırlar.
ra mutlaka çocuğa verdiği sözü yerine getirmelidir.
Dolayısıyla Montessori materyalleri çocuğun geli-
Böylelikle düzen kurulacak ve her çocuk bu düzen-
şimine yardımcı olan gereçlerdir (Topbaş, 2004).
de çalışmalarına devam edecektir.
Montessori materyalleriyle ilgili yapılan bazı araş-
Montessori Materyalleri tırmalar da bu gerçeği ortaya koymaktadır.

“Kendi kendine eğitim” materyallerle mümkün- Öngören (2008), 4–5 yaş grubundaki çocukla-
dür. Bu nedenle ortam, Montessori Metodu’nun ra geometrik şekil kavramları (daire, üçgen, kare,
en önemli unsurudur. Ancak Montessori’nin eğitim dikdörtgen) hakkında bilgi veren iki ayrı eğitim

96 Ocak - Şubat - Mart 2010


Aile ve Toplum Yıl: 11 Cilt: 5 Sayı: 20 Ocak-Şubat-Mart 2010
ISSN: 1303-0256
Aile
ve
Toplum
EĞİTİM-KÜLTÜR VE ARAŞTIRMA DERGİSİ

programını etkililiği bakımından birbirleriyle karşı- lonun antrenörüne benzetilir. Antrenörün aletlerin
laştırmıştır. Bunlardan biri Montessori materyalleri sadece ne şekilde ele alınacağını ve kullanılacağı-
ile yapılan eğitim programı, diğeri ise Milli Eğitim nı göstermesi gibi Montessori öğretmeni de çocuk-
Bakanlığı okulöncesi eğitim programıdır. Selçuk larla iletişim kurarak materyallerin nasıl kullanıla-
Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi İhsan Doğra- cağını gösterir. Nasıl ki hiçbir öğrenci beden eğitimi
macı Anaokulu’nda eğitim alan 40 öğrenci üzerinde teorileriyle ilgili sözlerle vücudunu geliştiremezse,
yapılan araştırma için çocuklar, deney ve kontrol öğretmen de anlatımdan yararlanarak çocukların
grubu olarak ikiye ayrılmıştır. Deney gurubundaki gelişimine katkıda bulunamaz (Montessori, 1950).
20 çocuğa 6 hafta boyunca Montessori materyalle-
Ortamın temel unsurları olarak nitelendirilen bu
riyle eğitim verilirken, kontrol grubundaki 20 çocuk
materyallerin en önemli özelliklerinden biri hatanın
Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim Müfreda-
kontrolünü içermeleridir. Örneğin, bu ortamda farklı
tına uygun olarak eğitim almaya devam etmiştir.
ebatlarda silindirlerin yerleştirilmesine uygun boş-
Araştırmanın sonucunda Montessori materyal-
luklara sahip bir düzlem hatanın kontrolünü içer-
leriyle eğitim alan deney gurubundaki çocukların
mektedir. Bu düzlemde silindirlerin tümünü yanlış
kazanımlarının, Milli Eğitim Bakanlığı programı ile
yerleştirme olanağı yoktur. Bir silindir dışarıda kal-
eğitim alan kontrol gurubundaki çocuklarınkinden dığında bile bu durum yapılmış bir hatayı gösterir.
daha çok olduğu ortaya çıkmıştır. Bu düzlem bir gömlekteki düğme sırası gibidir. Zira
Montessori materyalleri, doğrudan bireyin düğmelerden birini iliklemeyi unuttuğumuzda veya
gelişimsel olgunlaşma ihtiyacına karşılık gelir. ilikleme sırasında öncelik sonralık hatası yaptığı-
Montessori’ye göre, materyallerin seçiminde hiçbir mızda sonunda kalan boş bir ilik yapılmış hatayı
öğretmen çocuğa rehberlik edemez. Çünkü hiçbir gösterir. Hatanın kontrolü, çocuğun dikkatle kü-
çük farkları ayırt ederek bilinçli hareket etmesine
öğretmen çocuğun olgunlaşma düzeyini ve ihtiya-
neden olur. Çocuk artık materyal olmadığında da
cını çocuğun doğası kadar bilemez (De Bartolo-
hatasını kontrol etme bilinci kazanır (Montessori,
meis, 1973). İçgüdüsel eğilimlerin yönlendirmele-
1950). Bu nedenle öğretmen, materyal kullanırken
riyle hareket eden çocuk, kendi gelişim planıyla
hata yapan çocuğa, hatanın giderilmesi için öneri-
uyumlu seçimlerde bulunur. Bu nedenle Montes-
lerde bulunmaz. Hatasını gören çocuk, bunu ken-
sori ortamındaki çocuklar, kendine sunulan nes-
disi düzeltmeye çalışır. Eğer çocuk materyallerden
nelerden hepsini değil, sadece kendi ihtiyaçlarına
hatasını göremiyorsa bu çocuğun yeteri kadar ge-
uygun olanları alırlar. Montessori okullarındaki do-
lişemediğini ve tekrar alıştırma yapması gerektiği-
laplar da “özgür seçim” ilkesine uygun bir biçimde
ni gösterir (Doğru, 2009).
çocukların boylarına göre tasarlanmıştır. Çocuk,
materyal seçerken öğretmen sadece gözlem ya- MONTESSORI SİSTEMİNDE
parak onun olgunlaşma düzeyini anlamaya çalışır OKUMA- YAZMA EĞİTİMİ
(Montessori, 1975).
Montessori okullarında doğrudan doğruya zi-
Montessori öğretmeni sadece materyal ile ço- hinsel süreçlere karşılık gelen eğitimler de “kendi
cuk arasında bir bağlantı noktasıdır. O, çocuğa kendine eğitim” ilkesi çerçevesinde yapılmaktadır.
verdiği işi açıklamak ve kolaylaştırmaktan başka Bunlardan biri de okuma-yazma eğitimidir. Bu eği-
bir şey yapmaz. Bu nedenle Montessori öğretme- tim de doğrudan doğruya materyaller aracılığıyla
ni, içinde gerekli spor aletlerinin bulunduğu bir sa- yapılmaktadır (Montessori, 1970).

Ocak - Şubat - Mart 2010 97


Aile ve Toplum Yıl: 11 Cilt: 5 Sayı: 20 Ocak-Şubat-Mart 2010
ISSN: 1303-0256
Aile
ve
Toplum
EĞİTİM-KÜLTÜR VE ARAŞTIRMA DERGİSİ

Montessori Sistemi’nde okuma-yazma eğitimi teneği dolaylı bir hazırlık sürecinin sonunda elde
yazmanın öğrenilmesi ve okumanın öğrenilme- eder. Dolayısıyla Montessori Metodu ile verilen
si olarak iki aşamada gerçekleşir. Öncelikle işe eğitimde çocuklar, tek bir harf bile çizmeden yazı
yazı yazmayı öğrenmekle başlanır. Daha sonra yazmayı öğrenirler (Montessori, 1970).
okuma öğrenilir. Ancak bu iki aşama Montessori
Yazı yazmayı öğrenmek için yazı yazma gere-
Sistemi’nde birbirleriyle kaynaşmıştır. Dolayısıyla
cini (kalem, tebeşir vb.) parmaklar arasında tuta-
yazı yazmanın öğrenilmesi için kullanılan süreçler
bilme ve onu, yazı yazılacak düzleme doğru yön-
okumak için de bir ön hazırlık niteliği taşır.
lendirme hareketlerini öğrenmek gerekir. Ancak
Yazma Eğitimi bu hareketlerin her şeyden önce yazma gerecinin
kontrolünü sağlayacak bir biçimde yapılmasına
Geleneksel metotlarda yazı yazmayı öğretmek
özen gösterilmelidir. Yazı yazma gereci, parmaklar
için alfabetik işaretler çıkış noktası olarak kabul
arasında ne çok sıkı ne de çok gevşek tutulma-
edilir ve işe harflerin çizgilerinden başlanır. Bu me-
lıdır. Ayrıca yazı yazma gerecini, yazı yazılacak
totta öncelikle çizgiyi çizenin durumu değil, çizgi-
düzleme düzgün bir şekilde yöneltmek için kaba
nin kendisi üzerinde durulur. Bu doğrultuda önce
bir biçimde hareket etmemek, aksine onun hafifçe
öğretmen tarafından çizgiler üzerinde açıklamalar
düzleme değdirilmesini sağlamak gerekir (Montes-
yapılır. Sonra eğik ve düz çizgiler çizilir, zamanla
sori, 1950). Bu şekilde yazı yazılması, ellerin kon-
çeşitli harfler çizilmeye başlanır. Oysa Montesso-
trol edilebildiğini ve yazma gerecinin kullanımı için
ri Metodu özneyi çıkış noktası olarak kabul eder.
gerekli yeterliliğin sağlandığını gösterir. Yazı yaz-
Başka bir deyişle bu metotla yapılan eğitimde öz-
mak için tüm harfleri tanımak yeterli değildir. Yazı
nenin bireysel öğrenme hızına göre hareket edil-
yazmakta kullanılan elin deneyimleri de önemlidir.
mektedir (Montessori, 1970; Wilbrandt, 2009).
Başlangıçta çocuk, eliyle yazma gerecini tam ola-
Montessori’nin okuma ve yazma eğitiminde rak kontrol edemediği için çizgiler düzensiz olur
kullandığı yöntem ise üç aşamadan oluşur. İlk aşa- ve çoğu zaman doldurulması gereken boşlukların
mada, çocukların yazı yazabilme yeteneği elde dışına taşar. Ancak yazma gerecinin kontrol edil-
edebilmeleri için çeşitli hazırlık alıştırmaları yapı- mesiyle birlikte çizgiler düzelir ve istenilen biçimler
lır. Bu alıştırmalar için kullanılan materyaller metal elde edilir. Montessori okullarında çocuklar, yazı
çerçeveler ile zımpara kâğıdından yapılmış harf- yazabilmek için sahip olmaları gereken yetenekle-
lerdir. İkinci aşamada, çocukların harfleri seslerine rin büyük bir bölümünü daha önce verilen duyula-
göre tanımaları ve bulmaları için taşınabilir harfler- rın eğitimi sayesinde elde ederler (Topbaş, 2004).
den yararlanılır. Bu aşamada çocuklar, yazılarını
Duyuların eğitimi çerçevesinde yapılan alıştır-
mükemmelleştirirler. Üçüncü aşamada ise çocuk-
malarda çocuklara; düz veya pürtüklü yüzeylere
ların okumayı öğrenmeleri için okuma kartlarıyla
hafifçe dokunabilme, katı cisimleri yuvalarına ko-
alıştırmalar yapılır (Korkmaz, 2006).
yabilme ve çıkarabilme, geometrik cisimleri iki par-
Montessori okullarında çocuğun, yazı yazmayı mağıyla tutabilme becerileri kazandırılır. Böylece
öğrenmesi için öncelikle yazı yazmada kullanaca- eller, yazı yazmada kullanacağı hareketlerin önemli
ğı tüm hareketleri yapabilme yeteneği elde etmesi bir bölümünü yapabilecek kadar yüksek bir olgun-
amaçlanır. Bu hareketler, çocuğa harf veya çizgi luk seviyesine ulaşır (Montessori, 1970). Ancak bu
çizdirilerek öğretilmez. Çocuk, yazı yazabilme ye- türden alıştırmalar, çocukların düzgün bir biçimde

98 Ocak - Şubat - Mart 2010


Aile ve Toplum Yıl: 11 Cilt: 5 Sayı: 20 Ocak-Şubat-Mart 2010
ISSN: 1303-0256
Aile
ve
Toplum
EĞİTİM-KÜLTÜR VE ARAŞTIRMA DERGİSİ

kalem tutmaları için tek başına yeterli değildir. Bu (Montessori, 1970). Böylece şekillerin içlerini, dış
nedenle farklı materyallerden de yararlanılır. hatlarını geçmeden doldurmayı da öğrenirler. Ço-
cuklar, bu alıştırmalar sayesinde birçok el hareketi
Metal Çerçeveler
yapmış olurlar. Bu şekilde çok sayıda alıştırma ya-
Çocuklara kalem tutma becerisi kazandırmak pan çocuklar yazı yazmak için gerekli olan kassal
için metal çerçevelerden yararlanılır. Bir düzlem koordinasyonunu sağlarlar (Korkmaz, 2006).
üzerinde bulunan ve kolaylıkla çıkarılabilen metal
Metal çerçevelerin kenarlarını takip ederek
çerçevelerden her biri farklı bir geometrik biçime
başlayan çizimler, çocukların albümlerdeki çeşitli
sahiptir. Bunlardan bazıları üçgen, altıgen gibi düz
hazır figürlerin içlerini doldurmaya başlamalarıyla
çizgilerden oluşurken bazıları daire, elips gibi eğik
daha da mükemmelleşir. İçinde hayvan, bitki gibi
çizgilerden oluşmaktadır (Montessori, 1970). Bun-
çeşitli figürlerin bulunduğu albüm, sayfaları birer
larla alıştırma yapan çocuk, yazı yazmada kulla-
birer dışarı çıkartılabilecek şekilde tasarlanmıştır.
nacağı el hareketlerini öğrenir. Metal çerçevelerle
Böylelikle çocuklar rahatça çalışma imkânı bulur-
yapılan alıştırmalar, çocuğun düzgün bir biçimde
lar (Montessori, 1970).
yazı yazması için yeterli değildir. Çünkü bu aşama-
daki çocuğun, henüz harflerin biçimleri hakkında Zımpara Kâğıdından Yapılmış Harfler
bilgisi yoktur. Ancak bu materyaller, çocuğun ka-
Metal çerçevelerle çizim yapabilme yeteneğini
lem tutma becerisini geliştirmesine yardımcı olur-
elde eden çocuklar, bu aşamadan sonra harfleri
lar (Lillard, 2008).
öğrenmeye başlarlar. Bu sürecin sonunda çocuk-
Alıştırma için çocuğa beyaz bir kâğıt ve renk- lar, harfleri çizebilme yeteneği elde edeceklerdir.
li kalem verilir. Metal çerçevelerden birini kâğıdın Montessori okullarında harfleri öğretmek için zım-
üstüne koyan çocuk, onun dış kenarlarını renkli para kâğıtlarından yararlanılır. Çocuklar, bunların
kalemle takip ederek çizer. Çerçeve kâğıdın üstün- her birine yazıldıkları yönde ve yazı yazmada kul-
den kaldırıldığında da geometrik figür ortaya çıkar. landıkları parmaklarıyla dokunurlar. Ayrıca kalem
Metal çerçevenin dış kenarlarını çizen çocuk, bir gibi tutulacak bir çubukla da harflerin üzerinde ça-
başka renkteki kalemi eline alır ve aynı işlemi ya- lışırlar. Böylelikle elin ve kolun hareketleri çocuğun
par. Çizim iyi yapılmışsa metal çerçeve kaldırıldı- belleğine işlenir. Bunun sonucunda çocuklar, her
ğında kâğıdın üstünde iki farklı renkte çizilmiş geo- bir harfin biçimi hakkında bilgi sahibi olurlar. Ço-
metrik figür görülür (Montessori, 1970). Çocuğun, cuklar, harfleri aynı zamanda gözleriyle de takip
çift çizgiyle geometrik figürün dış kenarları çizebil- ederler. Bu şekilde harf, belleğe hem görsel hem
mesi, onun kalem tutma ve kullanma da yararlana- de dokunma yoluyla olmak üzere iki yönlü işlen-
cağı hareketleri öğrendiği anlamına gelir. mektedir. (Pollard, 1996; Wilbrandt, 2009) .

Çocuklar, bu aşamadan sonra yazı yazmak Zımpara kâğıtlarıyla yapılan alıştırmada çocuk
için kullanacağı hazırlayıcı hareketleri öğrenirler. harfe dokunurken, öğretmen o harfin sahip olduğu
Bunun için çocuklar, çizdikleri figürlerin içlerini yu- sesi telaffuz eder. Örneğin çocuk, zımpara kâğı-
kardan aşağıya çizdikleri dik çizgilerle doldururlar. dından yapılmış iki ünlü harf olan “i” ve “o”ya do-
Başlangıçta çocuklar genellikle figürlerin içlerini kunduğunda, öğretmen sırayla bunların seslerini
kenarlarına bakmadan, büyük çizgilerle kabaca telaffuz eder. Sonra öğretmen, çocuğa, “bana ‘i’yi
doldururlar. Ancak yavaş yavaş çizimler düzelir ve ‘o’yu ver” der. Daha sonra çocuğa harfler gös-

Ocak - Şubat - Mart 2010 99


Aile ve Toplum Yıl: 11 Cilt: 5 Sayı: 20 Ocak-Şubat-Mart 2010
ISSN: 1303-0256
Aile
ve
Toplum
EĞİTİM-KÜLTÜR VE ARAŞTIRMA DERGİSİ

terilerek “bunlar nedir?” diye sorulur. Diğer harfler Taşınabilir Harfler


için de aynı biçimde alıştırmalar yapılır. Böylelikle
Yazmanın öğrenilmesi için Montessori okul-
çocuk, harfleri çizmek için gerekli hareketleri orga-
larında kullanılan diğer bir materyal de taşınabi-
nize eder. Bu süreç sadece yazmak için değil oku-
lir harflerdir. İki adet taşınabilir harf seti bulunur.
mak için de bir ön hazırlık niteliği taşır. Harflere
Bunlardan birinde büyük boyutlarda, diğerinde ise
dokunan çocuk, aynı zamanda onların görünüşle-
küçük boyutlarda harfler bulunmaktadır. Ünlü harf-
rini de incelemiş olur (Montessori, 1970).
ler ve ünsüz harfler farklı renklerde tasarlanmış-
Almanya’nın Münih şehrinin Çocuk Merkezi tır. Çocuk, harflerin bir bölümünü öğrense bile bu
Yöneticisi Prof. Dr. Hellbrügge zımpara kâğıtlarıyla harfleri yan yana koyarak kelime oluşturmaya baş-
yapılan çalışmaların kalıcı öğrenmeye neden layabilir. (Montessori, 1970). Çocuğun hareketli
olduğunu söyler. Ona göre, bu çalışmalarda harfin harflerle sesleri birleştirerek sözcük oluşturmasını
biçimi öyle belleğe yerleşmektedir ki, tıpkı bisiklet sağlayan bu sette ünlü harfler mavi, ünsüz harfler
sürmeyi öğrenmek gibi artık unutulmamaktadır. de pembe renklerdedir. Bu harflerle çalışan çocuk,
Zımpara kâğıtlarıyla yapılan çalışmanın ardından
kelimelerin seslerden oluştuğunun farkına vararak
bir sonraki adımın zor olmayacağını düşünen
analiz, bir kelimedeki seslerden farklı kelimeler
Hellbrügge, bu aşamadan sonra okumaya
oluşturarak sentez yapar (Wilbrandt, 2009).
kendiliğinden geçildiğini söyler (Wilbrandt, 2009).
Ayrıca Beken (2009) tarafından yapılan araştırmada Montessori (1970)’ ye göre, okunduğu gibi yazı-
yazı yazma eğitiminde kullanılan zımpara lan İtalyanca’da yazmayı öğretmek için bir kelimeyi
kâğıdından yapılmış harf ve metal çerçevelerin, oluşturan sesleri ayrı ayrı telaffuz etmek yeterlidir.
küp, silindir, sayı çubuğu vb. diğer materyallerle Montessori, buna örnek olarak “el” anlamına gelen
birlikte kullanıldığında el becerilerinin gelişmesine “mano” kelimesini verir. Bu kelimeyi oluşturmaya
de katkı sağladığı ortaya çıkmıştır. Bu araştırmanın çalışan çocuk, -m, -a, -n, –o seslerinden yola çıkar.
çalışma grubunu, Adnan Menderes Üniversitesi O, daha sonra bu seslere sahip olan harfleri setten
Eğitim Fakültesi’ne bağlı uygulama anaokulu ile Milli bularak yan yana koyar. Böylece çocuk, kelimeleri
Eğitim Bakanlığı’na bağlı anaokuluna devam eden uygun bir biçimde önce seslere bölmeyi, sonra da
32 çocuk oluşturmuştur. Deney ve kontrol grubu harflere dönüştürmeyi başarır. Bu şekilde alıştır-
belirlendikten sonra deney grubundaki çocuklara, malar yapan çocuk, bütünden parçaya giderek de
12 hafta boyunca toplam 48 etkinlikten oluşan alıştırma yapabilme yeteneği kazanır.
Montessori eğitim programı uygulanmıştır. Kontrol
grubundaki günlük eğitim öğretim etkililiklerine Montessori (1970) taşınabilir harflerle alıştırma
ise herhangi bir müdahalede bulunulmamıştır. yapan çocukların hiç yazı yazmadıkları halde ke-
Araştırmanın sonucunda Montessori eğitimi limeleri tam olarak yazabilme yeteneği kazandık-
alan deney grubundaki çocukların el becerileri larını söyler. Hatta bu olay, beklenmedik bir anda
kazanımlarının, Milli Eğitim Bakanlığı Okulöncesi meydana gelir. Öyle ki, kâğıt üzerine bir harf bile
Eğitim Programı ile eğitim alan kontrol grubu çizmeyen çocuklar ardı ardına sayısız kelimeler
çocuklarının el becerileri kazanımlarından daha yazarlar. Montessori, çocukların bu başarılarını
çok olduğu ortaya çıkmıştır. “yazı patlaması” olarak adlandırır.

100 Ocak - Şubat - Mart 2010


Aile ve Toplum Yıl: 11 Cilt: 5 Sayı: 20 Ocak-Şubat-Mart 2010
ISSN: 1303-0256
Aile
ve
Toplum
EĞİTİM-KÜLTÜR VE ARAŞTIRMA DERGİSİ

Okuma Eğitimi bilinen kelimeler veya çocuklara gösterilen nes-


nelerin adları yazılır. Eğer kelime, çocuğa göste-
Montessori Metodu’na göre, materyalleri ama-
rilen nesnelerden birine ilişkinse nesneler, okuma-
cına uygun bir şekilde kullanabilen çocuk bir üst
yı kolaylaştırmak için, çocuğun gözlerinin önüne
aşamaya geçebilmektedir. Bu anlayış çerçevesin-
konulur. Daha sonra çocuk, nesnenin adıyla onu
de ancak yazı yazabilme yeteneği kazandırmayı
temsil eden kelime arasında ilişki kurarak okuma
amaçlayan materyalleri başarıyla kullanabilen ço-
kartındaki kelimeyi okumaya çalışır. Okumanın öğ-
cuk, okumayı öğrenmeye başlayabilir. Dolayısıyla
renilmesi için bu biçimde birçok alıştırma yapılır.
metal çerçeveleri ve zımpara kâğıdından yapılmış
Bu alıştırmalara, okunuşu zor kelimelerle de baş-
harfleri kullanabilen çocuk, bu noktadan itibaren
lanabilir. Çünkü bu aşamada çocuklar, önceki alış-
okuma eğitimine başlayabilir. tırmalarda çok sayıda kelime oluşturduklarından
Okuma Kartları dolayı kelimelerin nasıl seslendirileceklerini bilirler
(Montessori, 1970). Okuma kartlarıyla yapılan ça-
Montessori (1970)’ye göre, okumayı öğrenme- lışmaların sonucunda çocuklar, yazılı sembolleri
nin başlangıç dönemi harfleri görmek ve tanımak- anlayarak okumada sürat kazanabilmektedirler.
tır. Bu aşama her ne kadar yazmayı öğrenmek için Bu çalışmayla çocukların çevredeki nesnelere ait
kullanılsa da okumak ve yazmak birbirleriyle kay- isim kartlarını okuyarak bunları ilgili nesnelerle eş-
naşan iki işlemdir. Özellikle harfleri yan yana ko- leştirebilme yetenekleri de desteklenir. Ayrıca bu
yarak kelimeler oluşturan çocuklar, kelimenin oku- çalışmayla çocukların okuduğunu anlama beceri-
nuşunu da içeren karmaşık bir alıştırma yaparlar. leri de geliştirilebilir (Wilbrandt, 2009).
Ancak Montessori, bu süreçten geçen çocukların
SONUÇ ve ÖNERİLER
kelimenin okunuşlarını öğrendikleri halde okumayı
tam olarak öğrenemediklerini iddia eder. Çünkü o, Sonuç
yazılan kelimenin seslendirilmesini “okuma” olarak
nitelendirmez. Montessori’ye göre, asıl okuma ya- Eğitim alanındaki uygulamalara karşı gelen
zılan bir kelime veya kelime grubundan düşünce- Montessori, bunların yerine bilimsel bulguları ve
nin yorumlanmasıdır. gözlemleri temele alarak geliştirdiği metodu öner-
miştir. Okuma-yazma eğitimi, onun ortaya koyduğu
Montessori’ye göre, tek tek kelimeleri, hatta metodun önemli bir parçasını teşkil etmektedir. Bu
cümleleri okuyup anlayan çocuklar bile kitaplardan doğrultuda Montessori Metodu çerçevesinde yapı-
uzun bir süre uzak kalmayı tercih ederler. O, buna lan okuma-yazma eğitimine ilişkin bazı tespitlerde
dayanarak eğitimcinin çocuk için yazı yazması- bulunmak mümkün görünmektedir:
nı ve çocuğun yazdığı kelimeleri seslendirmesini
Montessori okullarında çocuklara verilen oku-
önerir. Çünkü çocuğun basılı kitaplarda yazılı olan
ma-yazma eğitimi, Fransız düşünür Jean Jacques
kalıpları okuyup anlamlandırması uzun bir süre
Rousseau’nun pedagojik anlayışına uygun gelebi-
gerektirebilir. Bu nedenle Montessori okullarında
lecek bir biçimde tasarlanmıştır. Rousseau (2008),
okumanın öğretilmesi için özel alıştırmalar yapılır
çocukların çevrelerinde sürekli gözlemler ve keşif-
(Wilbrandt, 2009).
ler yapmalarına imkân verecek nesnelere ihtiyaç-
Okumanın öğretilmesi amacıyla yapılan alış- ları olduğunu söyler. Ona göre, öğretmenler ço-
tırmalar için kartların üzerine herkes tarafından cukların bu ihtiyaçlarını karşılamaya yönelmelidir.

Ocak - Şubat - Mart 2010 101


Aile ve Toplum Yıl: 11 Cilt: 5 Sayı: 20 Ocak-Şubat-Mart 2010
ISSN: 1303-0256
Aile
ve
Toplum
EĞİTİM-KÜLTÜR VE ARAŞTIRMA DERGİSİ

Bu nedenle Rousseau, çocuklara bizzat yaparak bilir harflerle yapılan çalışmalarda çocuklar, ortam-
ve yaşayarak öğrenebilecekleri bir ortam verilmesi da serbestçe hareket ederek birbirleriyle yardım-
gerektiğini savunur. Montessori okullarında oku- laşabilmekte, fikir alışverişinde bulunabilmekte ve
ma- yazma eğitimi de materyallerle yapılmaktadır. yaptıkları çalışmaları birbirlerine gösterebilmekte-
Bu süreçte sürekli hareket halinde bulunan çocuk- dirler. Ayrıca bu materyaller tek başına olduğu gibi
lar, okuma-yazmayı bireysel çalışmalarda buluna- ortaklaşa da kullanılabilmektedir.
rak öğrenmektedirler.
Montessori okullarında diğer eğitimler gibi oku-
Montessori yaklaşımıyla ilgili çalışmalarda bu- ma-yazma eğitimi de çocukların bireysel öğrenme
lunan Amerikalı Angeline Lillard (2008) tarafından hızlarına göre yapılmaktadır. Bu nedenle Montes-
yapılan bir araştırmada, Montessori okuluna devam sori okullarında okuma-yazma eğitimi, çocukların
eden çocuklar ile geleneksel okullara devam eden okuryazar olmalarını sağlamak amacıyla yapılma-
çocukların sosyal becerilerini geliştirme düzeyleri maktadır. Ancak bu okullarda bireysel öğrenme
karşılaştırılmıştır. Bu çalışmada Montessori okulu- hızları yüksek olan çocuklara, okuryazar olmala-
na giden çocuklar deney grubunu, geleneksel me- rını sağlayacak kadar okuma-yazma becerilerini
totların kullanıldığı diğer okullara kaydını yaptıran
geliştirme fırsatı verilmektedir. Bu yönden ele alın-
çocuklar ise kontrol grubunu oluşturmuştur. Araş-
dığında Montessori yaklaşımının temelinde, üç ile
tırmanın sonuçlarına göre, Montessori eğitimi alan
altı yaş çocuklarının okuma-yazma eğitimine hazır
çocukların geleneksel eğitim alan çocuklara göre
bulunuşluk düzeylerinin yeterli oldukları düşüncesi
sosyal becerilerini daha fazla geliştirdikleri ortaya
olduğu görülmektedir. Ancak okuma-yazma eğiti-
çıkmıştır. Bu veriye dayanarak bireysellik üzerine
minde belirledikleri amaç bakımından Türkiye’nin
inşa edilmesine rağmen Montessori Metodu’nun,
okulöncesi eğitim kurumları, Montessori okulların-
bireylerin sosyal gelişimlerini sağladığı söylene-
dan farklılık göstermektedir.
bilir. Ayrıca bu veri geleneksel eğitimcilerin sos-
yalleşme kavramına ilişkin anlayışına karşı gelen Türkiye’nin okulöncesi eğitim kurumlarında
Montessori’nin düşüncelerini de desteklemekte- okuma-yazma eğitimi Montessori okullarından
dir. Montessori (1953), sosyal hayatın yan yana farklı olarak hazırlık çalışmaları niteliğinde yapıl-
oturmak veya konuşan birini dinlemekten ibaret maktadır. Asla okuma-yazmayı öğretmek amacı
olmadığını söyler. Ona göre, sosyalleşmeden söz taşımayan bu çalışmalar, çocukların sadece ilköğ-
edebilmek için grubu oluşturan bireyler arasında retime geçişini kolaylaştırmak, hazır bulunuşluk
etkileşimin olması gerekir. Etkileşim ancak topluca düzeyini artırmak amacıyla yapılmaktadır. Tüm yıl
birbirleriyle kaynaşarak hareket eden ve ortaklaşa içinde yapılan bu çalışmalar etkinlikleri içermekte-
çalışmalarda bulunan insanlar tarafından gerçek- dir. (MEB, 2006).
leştirilir. Montessori materyalleri de çocukların bir-
birleriyle ortak çalışmalarda bulunmalarına uygun Öneriler
verecek tarzda tasarlanmışlardır.
– Türkiye’deki okul öncesi eğitim kurumlarında
Montessori okullarında okuma-yazma eğitimin- Montessori Metodu’nun başta okuma- yazma
de kullanılan materyaller de diğerleri gibi öğren- olmak üzere matematik ve beden eğitimi gibi
cilerin birbirleriyle iletişimde bulunmalarına imkân bazı eğitim alanları için kısmen uygulanması
vermektedir. Özellikle metal çerçeveler ve taşına- düşünülebilir.

102 Ocak - Şubat - Mart 2010


Aile ve Toplum Yıl: 11 Cilt: 5 Sayı: 20 Ocak-Şubat-Mart 2010
ISSN: 1303-0256
Aile
ve
Toplum
EĞİTİM-KÜLTÜR VE ARAŞTIRMA DERGİSİ

– Montessori, ana dili İtalyanca’nın okunduğu gibi – Montessori okullarında okuma ve yazma eği-
yazılan bir dil olduğunu göz önünde bulundu- timi için kullanılan materyaller ile Türkiye’nin
rarak çocuklara okuma-yazmayı öğretmek için okul öncesi eğitim kurumlarında okuma ve yaz-
taşınabilir harflerden yararlanmıştır. Türkçe’nin ma eğitiminde kullanılan materyaller etkinlikleri
de okunduğu gibi yazıldığı düşünülürse ülkemi- bakımından karşılaştırılarak araştırılabilir.
zin eğitim kurumlarında da taşınabilir harf setin-
den yararlanılabilir.

– Montessori Metodunun ilköğretim, ortaöğretim


gibi okul öncesi eğitim dışındaki diğer eğitim
kademelerindeki uygulamaları da araştırılabilir.

KAYNAKLAR

Armaoğlu, F.(1983). 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi 1914–1980. De Bartolomeis, F. (1973). Maria Montessori e La Pe-
Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. dogogia Scientifica. Floransa: La Nuova Italia
Editrice.
Arslan, M.(2008). “Günümüzde Montessori Pedagojisi”,
Doğru, S. (2009). “Özel Eğitimde Kullanılan Alternatif
Milli Eğitim Dergisi, 36, (177), 65- 79.
Programlar (Montessori Yaklaşımı)”, Tübav Bilim

Aydın, İ.(2006). Alternatif Okullar. Ankara: Pegem A Ya- Dergisi, (1) 1: 113- 122.

yıncılık. Korkmaz, E. (2006). Montessori Metodu. Ankara: Algı


Yayınları.
Aytaç, K. (2006). Çağdaş Eğitim Akımları. Ankara: Pelin
Lillard, A. (2008). “How Important Are the Montessori
Ofset.
Materials?”, Montessori Life, 20 (4), 20- 25.
Beken, S.(2009). Montessori Yöntemi Etkinliklerinin 5–6 MEB. (2006). 36–72 Aylık Çocuklar İçin Okul Öncesi
Yaş Çocuklarının El Becerilerinin Gelişimine Et- Eğitim Programı, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Ta-
kisi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Aydın: lim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, İstanbul: Ya-Pa
Adnan Menderes Üniversitesi. Yayınları

Ocak - Şubat - Mart 2010 103


Aile ve Toplum Yıl: 11 Cilt: 5 Sayı: 20 Ocak-Şubat-Mart 2010
ISSN: 1303-0256
Aile
ve
Toplum
EĞİTİM-KÜLTÜR VE ARAŞTIRMA DERGİSİ

Montessori, M. (1975). Çocuk Eğitimi. (Çev: Yücel Gü- Pollard, M. (1996). Maria Montessori. (Çev: Leyla Onat).
ler) İstanbul: Sander Yayınları. Ankara: İlkkaynak Kültür ve Sanat Ürünleri.

Montessori, M. (1953). La Mente del Bambino. Roma: Rousseau, J. J. (2008). Emile (Bir Çocuk Büyüyor).
Officine Grafiche Aldo Garzanti. (Çev: Ülkü Akagündüz). İstanbul: Selis Kitaplar.

Montessori, M.(1950). La Scoperta del Bambino. Roma: Savard, C. M. (1976). Çağdaş Pedagojiden Seçmeler.

Garzanti. (Çev: Nejat Yüzbaşıoğulları). İstanbul: Milli Eği-


tim Basımevi.
Montessori, M.(1970). Manuale di Pedagogia Scientifi-
Schafer, C. (2006). Ömür Törpüsü mü? Bal Küpü mü?
ca. Firenze: Gıunti.
(Çev: CeydaAydın). İstanbul: Sistem Yayıncılık.
Öngören, S.(2008). Okulöncesi Eğitim Kurumlarına De-
Sönmez, V. (2008). Eğitim Felsefesi. Ankara: Anı Yayın-
vam Eden 4–5 Yaş Grubu Çocuklarına Geomet-
cılık.
rik Şekil Kavramı Kazandırmada Montessori Eği-
timi Yönteminin Etkililiği. Yayınlanmamış Yüksek Topbaş, E. (2004). Montessori Yöntemi İle Çocuk Eğiti-
Lisans Tezi, Konya: Selçuk Üniversitesi. mi. İstanbul: Tekağaç Eylül Yayınları.

Pignatari, M. (1967). Maria Montessori. Roma: Comitato Wilbrandt, E. (2009). Maria Montessori Yöntemiyle Ço-
Italiano Dell’Omep. cuk Eğitimi Sanatı. İstanbul: Sistem Yayıncılık.

104 Ocak - Şubat - Mart 2010

You might also like