You are on page 1of 33

ÖĞRENCİ DAVRANIŞLARI

Öğrenciler arasındaki bireysel farklılıklar kalıtım çevre ve öğrenmenin etkileşimi sonucu


meydana gelir hangi Öğretim kademesi olursa olsun öğrenciler kişilik özellikleri ile geçmiş
yaşantılarının etkileşimi sonucu geliştirdikleri davranış örüntüleri ile okula gelirler.

Öğrencilerin sorunu davranışlarının anlaşılması ve değiştirilebilmesi için davranışın nedenini


bilmek gerekir. Sınıf yönetiminin başarısı ya da başarısızlığının en önemli göstergesi
öğrencilerin sınıfta sergiledikleri davranışlardır. Sınıfta öğrenciler rollerine uygun
davranıyorlarsa o sınıfta yönetim sorunu yok demektir. Ancak olumsuz öğrenci
davranışlarının sıkça gözlendiği sınıflarda önemli bir sınıf denetimi sorunu yaşandığı
söylenebilir.

I. Öğrencilerden beklenen davranışlar:

1. Okula düzenli ve zamanında gelme.

2. Okul araç gereç ve materyallerinin zamanında ve eksiksiz sınıfa getirme.

3. ev ödevlerini düzenli olarak yapma.

4. sınıftaki etkinliklere katılma.

5. dersi dinleme.

6. Okul ve sınıf kurallarına uyma.

Bu davranışları gösteren öğrenciler büyük ölçüde başarılı olurlar ve öğretim hedeflerine


ulaşırlar.

II. Olumsuz öğrenci davranışları:

Olumsuz Öğrenci Davranışları genellikle öğretime engelliler ya da kesintiye uğratır. Bu


nedenle sınıf yönetiminin temel amacı, sınıfta olumsuz öğrenci davranışlarının ortaya
çıkmasını engellemek ve ortaya çıkan davranışları anında durdurup olumlu yönde
değiştirmektir.

YARATTIĞI SONUCA GÖRE OLUMSUZ ÖĞRENCİ DAVRANIŞLARI:


*Davranış sonucunda;

~ sınıf düzeninin bozulması ( örnek: derse geç ve hazırlıksız gelme vs.)

~ öğrencinin kendi öğrenimini engellemesi ( örnek: hayal kurma, dersle ilgilenmeme vb.)

~ öğrencinin diğer öğrencilerin öğrenimini engellemesi ( örnek: yanındaki öğrenci ile


konuşma, gürültü yapma vb.)
~ Öğrencinin diğer öğrenciler de fiziksel, duygusal, toplumsal ve zihinsel huzursuzluk
yaratması ( örnek: söz istemeden konuşma, arkadaşına Hakaret etme vb.)

~ öğrencinin öğretmen de ileri derecede gerginlik yaratması ( örnek: öğretmenin söylediği bir
şeyi yapmama, öğretmene karşı gelme vb.)

~ öğretmenin ya da öğrencilerin malının zarar görmesi ( örnek: öğretmenin kişisel eşyalarını


karıştı, arkadaşının defterini yırtma vb.)

~ öğretmenin, öğrencilerin ya da davranışı gösterenin kendisinin zarar görmesi ( arkadaşını


itme, ona vurma vb.)

AŞIRI KONTROL VE KONROLSÜZLÜKTEN KAYNAKLANA


OLUMSUZ ÖĞRENCİ DAVRANIŞLARI ( HUMPHREYS’E GÖRE)

Kontrol sözlükten kaynaklanan davranışlar, öğrencinin kendisi ile
birlikte çevresindekilere de zarar verir.

Aşırı kontrolden kaynaklanan olumsuz davranışlar genellikle sınıftaki diğer
öğrencileri rahatsız etmez. Ancak bu davranışlar öğrencinin kendini sınıfta rahatsız
hissetmesine ya da derslerle ilgilenmemesine neden olur.

KONTROLSÜZLÜKTEN KAYNAKLANAN AŞIRI KONTROLDEN KAYNAKLANAN


OLUMSUZ DAVRANIŞLAR OLUMSUZ DAVRANIŞLAR

Hiperaktiflik Uç noktada utangaçlık


Düşünmeden hareket etme Özgüven zayıflığı ya da eksikliği
Başkalarına zarar verme Güçlü bir yalnız kalma eğilimi
Ödevlerde özensizlik Okul fobisi
Aşırı uyarılabilirlik Ürkeklik
Kontrolsüz gülme ya da kıkırdama Mücadeleden korkma
İlginin kolayca başka yöne kayması Konuşmama
Aşırı hızlı konuşma Oyunlardan uzak durma
Kendi ya da diğerlerinin malına zarar verme Diğer çocukların arasına karışmama
eğilimi
Kaba ya da müstehcen dil kullanma Aşırı çalışkanlık
Dinlememe Sıklıkla hayallere dalma
Okuldan nefret etme Yersiz kaygılanma
Yanlışlar ya da başarısızlıklardan dolayı Öğrenmeye karşı zayıf güdü
başkalarını suçlama
Başkalarını kıyasıya eleştirme Başarısızlıklar ve yanlışlar nedeniyle
yersiz üzülme
Kibirlilik Mükemmeliyetçilik
Gösteriş Aşırı duyarlılık
İlgi görme merakı Çok az ya da hiç yardım istememe
Tartışmacılık Her zaman Beğenilmek isteme
Haşin tavırlar Onay ve sevgiye zayıf tepki verme
Makul eleştiriye düşmanca tepkiler -
Huysuzluk nöbetleri -
Makul ricam ara saldırganca patlamalarla -
yanıt verme
Arkadaşlarıyla sık sık kavga etme -
Arkadaşlarına hükmetme ve onları kontrol -
altına alma

UZMAN YARDIMI GEREKTİREN OLUMSUZ ÖĞRENCİ


DAVRANIŞLARI
• Sınıfta öğrencinin kişilik özelliğinden, kalıtsal etmenlerden ya da çevreden kaynaklanan ve
sorun olarak nitelendirilebilecek davranış bozukluklarıyla karşılaşılabilir. Bu tür sorunlar,
ancak öğretmen, rehberlik birimi ve ailenin işbirliği ile çözülebilir.

1. Ba ş arısızlık Bu öğrencilerde başarısız olma korkusu vardır. Çalışmaya


sendromu: başlamaktan kaçınırlar ve hemen çalışmaktan vazgeçerler.
Başarılı oldukları konularda bile başarısızlık beklerler. işaretleri:
kolaylıkla hüsrana uğrama, pes etme, bir şey istendiği zaman ”
bunu yapamam” demektir.
2 . Bu öğrenciler Hata yapmaktan korkarlar. Kendileri için
Mükemmeliyetçilik: belirledikleri standartlar gerçekçi olamayacak kadar yüksektir. Bu
nedenle yaptıkları işten hiç tatmin olmazlar. işaretleri: çoğunlukla
kaygılı ve endişeli olma, yaptıkları işi beğenmeme.
3. Düşük beklentili Bu öğrencilerin başarı beklentileri düşüktür. Yapabileceklerinin
olma: en azını yaparlar. Okul çalışmalarına önem vermezler. işaretleri:
okul çalışmalarına karşı kayıtsız olma, çalışmaya karşı güdü
eksikliği.
4. Düşük başarılı Bu çocukların öğrenme güçlükleri vardır. Çalışmaya istekli olsalar
olma: da başarısız olurlar. Sorunları güdü eksikliğinden çok
hazırbulunuşluk düzeylerinin yetersiz olmasından kaynaklanır.
işaretleri: sınavlarda başarısızlık çaba gösterdiği halde
başaramamak.
5. D ü ş m a n c a Bu öğrenciler düşmanlıklarını açıkça gösterirler. Davranışlarını
saldırganlık: kolay kontrol edemezler. işaretleri: arkadaşlarına vurma,
eşyalara zarar verme, kolayca kızma, her şeye muhalefet etme.
6. Pasif saldırganlık: Bu çocuklar öğretmene karşı Dolaylı yoldan direnirler,
düşmanlıklarını açıkça göstermezler. işaretleri: kurnazlıkla karşı
gelme, kurallara sınırda uyma, katı özellikler, dersi gizlice
engelleme.
7. Meydan okuma: Bu çocuklar otoriteye direnirler öğretmenle güç mücadelesine
girerler, kendi yollarından gitmek isterler. işaretleri: bir şey
söylendiği zaman “ bana yaptıramazsın…” gibi cevaplar verme,
alaycı gülümseme, dinlerken uzaklara bakma gibi sözel olmayan
ifadelerle öğretmene meydan okuma.
8. Hiperaktiflik: Bu çocuklar oturdukları yerde bile aşırı ve tekrar eden hareketler
gösterirler. Hareketleri amaçsızdır. işaretleri: yerinde duramama,
bir şeyleri kurcalama, hareketlilik, obje ve kişilere dokunma.
9. Dikkat dağınıklığı: Bu çocukların dikkat süreleri çok kısadır. Dikkatlerini öğretim
materyali toplamada ve konsantre olmada çok güçlük çekerler.
Bazı hiperaktivite ile birlikte gözlenir. işaretleri: değişime uyum
sağlamada güçlük çekme, nadiren işin tamamlama, dış
uyarıcılardan kolaylıkla etkilenerek dikkatin dağılması, dersi
dinlememe.
10. Olgunlaşmama: Bu çocuklar kendini kontrol etme, kendini koruma, sosyal ve
açıdan yaşıtlarına göre daha az olgunlaşmışlardır. işaretleri:
kendisinden daha küçük çocukların davranışlarını gösterme,
kolayca ağlama, bağımlı olma, zayıf ait olma duygusu.
11 . A r k a d a ş l a r Bu çocuklar arkadaşlarıyla etkileşime girmek isterler, Ancak onlar
ı t a r a f ı n d a n tarafından kabul görmezler. işaretleri: yalnız başına çalışma ve
reddedilme: oynama, sosyal becerilerde yetersizlik ve çevresini rahatsız etme.
12. Kenara çekilme: Bu çocuklar diğerleri ile etkileşime girmekten kaçınırlar ve onlara
olumlu tepkiler göstermezler. işaretleri: sessiz ve ciddi olma, Bir
işi yapmaya gönüllü olmama kendini özen göstermeme.

BİR GRUP TARAFINDAN GÖSTERİLEN OLUMSUZ ÖĞRENCİ


DAVRANIŞLARI

a. Çalışma ve davranış standartlarına uymama.

b. Sınıftaki bir öğrenciye topluca tepkide bulunma

c. Gösterilen olumsuz davranışı sınıfça onaylama

d. Çevredeki değişikliklere uyum sağlamama: yerlerin değiştirilmesine topluca karşı çıkma,


ders saatinin veya sınav saatinin değişmesine karşı koyma.

e. Sınıf bütünlüğünü bozma: sınıfın çoğunluğu tarafından alınan karara karşı çıkma , sınıfta
alt gruplar oluşturma.

ÖĞRETMENLERE GÖRE KABUL EDİLEBİLİR VE EDİLEMEZ


ÖĞRENCİ DAVRANIŞLARI

• Bunun sınırları her öğretmene göre farklılık gösterir. GORDON öğretmenler arasındaki
bu farklılığı “ kabul çizgisi” kavramıyla açıklamaktadır. Kabul çizgisi öğrencinin kabul
edilebilir ve edilemez davranışlarını ayıran hayali bir çizgidir. Öğretmenin kabul alanına
girmeyen ne kadar az davranış varsa kabul çizgisi o kadar yüksek demektir.

• Öğrenci davranışlarının çoğunu kabul edilebilir gören öğretmenler hoşgörülüdürler. Kendi


doğru ve yanlış tanımlarını başkalarına dayatmaya gerek duymazlar. Bu öğretmenlerin sınıf
yönetiminde daha etkili olması beklenir.

• Aynı öğretmen duruma göre kabul alanını değiştirebilir. Gordon’a göre kabul
çizgisinin değişmesini etkileyen üç temel etmen vardır.

1. Öğretmendeki değişiklikler: Öğretmen daha dinç ve neşeliyken, özel yaşantısında sorun


olmadığı zaman kabul çizgisini genişletebilir. Bu durumların zıddını yaşayınca da kabul
çizgisi daralabilir.

2. Öğrencideki değişiklikler: Öğretmenin kabul çizgisi öğrenciden öğrenciye farklılık


gösterebilir.

3. Durum ve çevredeki değişiklikler: davranışların yapıldığı durum ve zamana göre


öğretmenin kabul çizgisi değişebilir. örn: öğretmen öğrencilerin teneffüsteki
koşturmalarına tepki vermezken sınıfta koşturmalarını kabul etmezler.

OLUMSUZ ÖĞRENCİ DAVRANIŞLARINA NEDEN OLAN SINIF İÇİ


ETMENLER

• Sıkılma: Sınıfta işlenen dersle ilgilenmeme, arkadaşlarıyla itişme, ayağa kalkıp dolaşma
gibi bir çok olumsuz davranışın en önemli nedeni, öğrencinin derste sıkılmasıdır.

• Uzun süreli zihinsel çaba: Akademik çalışmalar, öğrencinin zihinsel çaba göstermesini
gerektirir. Bu süre uzarsa öğrenci yorulur, dikkati dağılır ve olumsuz davranışlar
göstermeye başlar.

• Beklenen işi yapamama: Sınıfta öğrencilerden belli sürede tahtadaki yazıları defterlerine
geçirmeleri çalışma kağıtlarını doldurmaları kitabın belli bir bölümünü okumaları gibi
çeşitli işler beklenir. Bazı öğrenciler bu işleri yapmada yeterli olmayabilir ya da
kendilerinden beklenen işi anlamayabilir. Bu nedenle olumsuz davranışlar
gösterebilirler.

• Sosyal olma: öğrenciler arasında güçlü arkadaşlıklar kurulur, çatışmalar yaşanır ve ilgiler
paylaşılır. Teneffüslerde yaşanması beklenen Bu ilişkiler bazen sınıfa da taşınarak
olumsuz davranışlara neden olur.

• Düşük akademik özgüven: Öğrencilerin geçmiş Okul yaşantılarındaki


başarısızlıklar, kendilerine olan güveni yitirmelerine neden olur.

• Duygusal güçlükler: Bazı öğrencilerin, kendisiyle ve ailesiyle ilgili olarak duygusal


problemleri olabilir. Bu sorunları nedeniyle sınıfta dikkat çekme ihtiyacı duyarak
olumsuz davranışlarda bulunabilirler.
• Okulda derslere yönelik olumsuz tutum: Bazı öğrenciler okulla ilgili olarak geçmiş
yaşantılarının etkisi ile ya da öğretmen ve arkadaşlarıyla iletişim kurmada güçlük çekmeleri
sonucu okula, derslere karşı olumsuz tutum geliştirebilirler.

ÖĞRENCİ DAVRANIŞLARINI ETKİLEYEN SINIF DIŞI ETMENLER

Öğrenci davranışlarını yönlendiren pek çok etmen vardır; bu öğrencilerdeki bireysel


farklılıklardan kaynaklanır. Bireysel farklılığın temel kaynağı öğrencinin kalıtımsal
özellikleri, yetiştiği toplumsal çevre ve öğrenme sonucu kazandıkları davranışlardır.

TOPLUMSAL ÇEVRE

Öğrencinin içinde yaşadığı toplumsal çevrenin davranışlar üzerinde önemli etkisi vardır.
Birey birçok davranışını yakın çevresindeki kişi ve gruplarla etkileşime girerek öğrenir.

AİLE

Aile çocuğun ilk temel sosyal davranışları öğrendiği kurumdur. Ailenin ait olduğu kültürün
özellikler, anne babanın eğitim durumu, ailenin sosyoekonomik durumu, aile üyelerinin
çocuğa verdiği değer, çocukla ilgilenme düzeyleri, ailedeki çocuk, eğitime verdiği önem gibi
birçok etmen çocuğun okuldaki davranışlarını etkiler.

Baskıcı ve otoriter ailelerin çocukları şuç’a meyilli olur ve bu çocuklar bazen küskün, silik,
çekingen, kolaylıkla başkasının etkisinde kalabilen hassas bir yapıya sahip olabilirler.

Disiplinin yok denecek kadar az olduğu ailelerde gelince bu tür ailelerde aşırı hoşgörü ile
yetiştirilen çocuklar bencil, idare edilmez, sabırsız, anlayışsız olabilir.

Anne ve babanın dengesiz kararsız tutumu çocuğun kişilik gelişimini olumsuz yönde
etkileyecektir. Ailenin çocuğa yönelik tutum ve davranışları; çocuğun kişiliğinin yanı sıra
okul başarısını da etkiler.

Anne ve babaların çocuktan beklentileri çocuğun akademik başarısı ile orantılıdır. Aile
içi ilişkilerinin dengeli ve düzenli olması çocuğu olumlu açıdan etkiler. Ev çevresi ve
desteği ailenin eğitime katılımı öğrencinin okula devamlı gitmesini sağlar.

AKRAN GRUBU:

Özellikle ergenlik döneminde akran grubu üzerinde etkisi büyüktür. Çocuk bu dönemde
ailenin etkisinden çıkarak akran grubuna yönelir. Çocuğun yöneldiği arkadaş grubu başarısını
etkiler.

OKUL:

Öğrenciler günün yarısını okulda geçirmektedir. Bu nedenle çocuğun davranışlarını


değiştirmede okul ve öğretmenlerin rolü büyüktür. Öğretmen öğrencinin sosyal çevresi
üzerinde etkilidir. Her okulda farklılıklar vardır. Bu farkın en önemli kaynağı:
1:okulun akademik görevlerini kuvvetle vurgulaması

2:okulun açık ve tutarlı kurallarının olması ve bu kurallara uyulmasının sağlanması

3:okulda kişiler arası ilişkinin güçlü ve uyumlu olması

Okulun genel yapısı ve yönetim dışında öğretmenin dersteki tutum davranışları, öğretim
yöntem ve teknikleri de öğrenci davranışını etkiler.

TOPLUMSAL DEĞİŞME VE ÖĞRENCİ DAVRANIŞLARI:


Son yıllarda okullarda istenmedik davranışlar artmaktadır. Toplumsal değişme eğitim
kurumlarını da etkiler. Türkiye de sınıf disiplini değişimi 1980 den sonra teknolojinin
hayatımıza girmesiyle ve Türkiye’nin kapılarını batıya açmasıyla hızlanmıştır.

AİLEDEKİ DEĞİŞİMİM DAVRANIŞ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ:


1: Ailelerin Çocuk Yetiştirme Konusundaki Yaklaşımları:

Uzun yıllar ülkemizde geleneksel eğitim anlayışının hâkim olması ile çocuk yetiştirmede katı
disiplin anlayış egemendi. Bununla birlikte kurallara sıkı sıkıya uyma görülürdü. Öğrencinin
toplumsal kurallara da uyması toplumda bütünlük sağlardı fakat uyma davranışının sorgusuz
ve koşulsuz olması demokrasi anlayışına ters düşmekteydi. Otoriteye sorgusuz güvenen
kişilerde radikal gruplara katılma ve güçlü bir lider arayışı vardır. Bu kişilerde özgüven
eksikliği ve karar vermede güçlük çektikleri görülür. Bu da toplumda mutsuz ve başarısız
olmalarına sebep olur.

Eğitim düzeyi yüksek aileler; çocuğa özgür düşünme ortamı sağlayarak, kendilerini rahatlıkla
ifade edebilecekleri bir eğitim ortamı sunmak isterler. Büyük şehirlerde ki çatışmanın temel
kaynağı budur geleneksel ile modern eğitim sistemi çatışır. Yeni çağın başlangıcında
demokratik aile yapısının egemen olması istenen bir olgudur.

2: Aile Yapısında Meydana Gelen Değişimler :

Kadınların ekonomik bağımsızlığını kazanması ile boşanmalar artmış ve bundan en çok


çocuklar etkilenmiştir. Amerika da yapılan araştırma da tek ebeveyn ile yaşayan çocuğun daha
sık okul değiştirdiği, matematik yazma becerisinin daha düşük olduğu gözlemlenmiştir.

3: Ebeveynlerin Çalışma Koşullarındaki Değişimler:

Annenin çalışması çocuğu doğrudan etkilememekle birlikte ebeveynlerin çalışma koşullarının


ve yaşantılarının çocuğu etkilediği gözlemlenir. Çok uzun ve yorucu işler kişide stres
yaratmakta buda dolaylı olarak çocuğun yaşantısını etkilemektedir. Bu tip aileler de çocuğu
cezalandırma ve reddetme tipi oldukça sık rastlanır.

TEKNOLOJİK GELİŞMENİN ÖĞRENCİ DAVRANIŞLARI ÜZERİNDE


ETKİSİ:
Ülkemizde renkli televizyonların ve kişisel bilgisayarların yaygınlaşması çocuğun yaşantısını
etkilemiştir. Daha öncesinde var olan radyo çocukların dinleme becerilerini artırmıştır.
Okullar anlatım yönüyle ders vermekteydi buda çocuk üzerinde olumlu özelliğe sahip
olmuştur. 1980 li yıllardan itibaren televizyon çok izlenmeye başlandı. Bununla birlikte
çocuklar hem görme hem işitme duyusuna hitap eden bir araçla içi içe yaşamaya başladılar.
Bu dönemde televizyonlar çok sıkı denetlendiği için çocuklar üzerinde olumlu etkisi
bulunmaktadır. 1990 lı yıllarda televizyonun özelleşmesi ile eğitici yönü azalmıştır ve
akabinde çocuklar üzerinde olumsuz etki bırakmaya başlamıştır. Hazır yapılan oyuncaklarda
çocukların küçük kas gelişimini olumsuz etkilemektedir bu nedenle ilkokula başlayan çocuk
kalem tutmakta zorluk çeker.

EKONOMİK YAPIDAKİ DEĞİŞMELER VE ÖĞRENCİ


DAVRANIŞLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ:
Köyden kente göçün artması ile birlikte şehirlerde gecekondulaşma oranı artmıştır ve
ekonomik dorumu daha kötü olan ailelerin çocuklarında suç oranının daha fazla olduğu
görülmüştür. Daha şiddete meyilli öğrenciler bulunur. Bunlar büyük sorunlardır ve
düzeltilmesi daha zordur. Yoksul bölgelerde yaşanan diğer bir sorun ise öğrencilerin okula
devam etmemesi ya da terk etmesidir. Ailede yeterli sevgi ve ilgi görmeyen çocuklarda okulda
bu açığı kapatmak için olumsuz davranışlarda bulunurlar. Bu çocuklar ergenlik döneminde
sigara, alkol gibi zararlı alışkanlıkları daha kolay edinirler.

OKULDA BAŞARISIZ OLMA RİSKİ TAŞIYAN ÖĞRENCİLER:


Bazı öğrenciler okula devam konusunda risk taşırlar. Riskli öğrenciler okulda daha fazla
sorun çıkartırlar. Başarısızdırlar kabul edilemez sosyal davranışları vardır. Ön bilgileri
eksiktir okulu terk etme oranları yüksektir.

Risk taşıyan öğrencilerin başlıca özellikleri şunlardır:

1:ailesi ve diğer yetişkinlerle zayıf ilişkisi olan öğrenciler

2:kişisel yetersizlik ya da güç eksikliği hisseden öğrenciler

3:davranışları dış etmenlerden etkilenen öğrenciler

4: akademik başarı açısından kendine güven düzeyi düşük öğrenciler

5: sosyal biliş düzeyi düşük, arkadaşları ile iletişim kuramayan öğrenciler

6:problem çözme becerisi zayıf olan öğrenciler

SINIF ORTAMI VE GRUP ETKİLEŞİMİ


- Bir topluluğun grup olarak belirlenmesinin en önemli belirleyicisi ‘etkileşim’ dir.
Etkileşimi sağlayan şeyler de inançlar, amaçlar ya da işlerdir.

- Kalıcı ve güçlü gruplarda aşamalı olarak aşağıdaki özellikler gerçekleşir:


• Bireyler kendini o grubun üyesi tanımlar.
• Diğerler insanlar tarafından da o gruba ait tanımlanır.
• Ortak çıkarları için normlar oluştururlar. (kopya çeken arkadaşını hocaya
şikayet etmeme sınıfta norm özelliği taşır.)
• Birbirine bağlı rolleri vardır.
• Ortak idealleri paylaştıkları için birbirlerine benzerler.
• Grup yaşantısını ödüllendirici bulurlar.
• Karşılıklı bağımlılık gerektiren yeni hedefler geliştirirler.
• Birlik algısı geliştirirler.
• Çevreye karşı da bu birlik içerisinde hareket ederler.
- Bu özelliklerin hepsi bulunan grup çok güçlüdür. Dolayısıyla bir grup olarak
sınıfın, öğretimin etkililiği üzerinde olumlu etkisinin olabilmesi için:
✓ Sınıfın ortak amaçlarının belirgin olması
✓ Herkes tarafından kabul edilmesi
✓ Sınıfta iletişim ve etkileşim düzeyinin yüksek olması
✓ Herkes tarafından kabul edilmesi
✓ Üyelerin amaçlarda odaklaşması önem taşır.
Formal grup: kişiler çalışma gruplarına atama yoluyla katılırlar. Öğrenciler sınıflara okul
yönetimi tarafından dağıtıldığı için sınıflar da formal gruptur.

İnformal grup: etkileşim sonucu ortaya çıkar. Gönüllülük vardır. Normlar daha belirgindir.
Birlikte hareket etme olasılığı daha yüksektir.

- Her sınıfın kendine özgü özellikleri vardır (kültür, şehir vs. farklıdır.)

- Öğretmenin beklenmedik olayları yönetebilmesi için özel yönetim becerilerine sahip


olması ve yönetim davranışlarını otomatik hale getirmesi gerekir.

- Öğretmenin sınıfta yönetici olmanın yanı sıra lider olabilmesi için sınıf üyeleri tarafından
lider olarak benimsenmesi gerekir. Liderin soğukkanlı ve zeki olması gerekir. Yoksa
karşılaştığı problemleri çözeceği yerde büyüten, kısa zamanda karar veremeyen, zorluklar
karşısında yılan zayıf öğretmenlerin üstüne daha çok giderler.

- Otoriter öğretmenle daha çok iş verimini, demokratik öğretmenler insan ilişkilerine önem
verir daha fazla özgürlük alanı tanır. Otoriter öğretmenler sınıfın hakimi kendisi gibi
davranır ve kararları tek başına alırken demokratik öğretmen öğrencilerin de görüşlerini
alır.

- Öğretmenin lider özelliği olan öğrencileri iyi tanıması ve kendi yanına çekmesi gerekir.
- Grup Sürecini Etkileyen Etmenler:
1.
Sınıfın büyüklüğü
2.
Grup kompozisyonu: iş gruplarında homojen gruplar heterojen gruplardan daha
başarılıdır. Çünkü birbirini tamamlayıcı farklı yeteneklerde üyelerden oluşur.
Sınıfta böyledir.
3.
Grup normları: grup içindeki kural ve beklentiler. Okullarda Öğretmenlerin ve
yöneticilerin belirlediği normlar vardır. Ancak bazen öğrenciler bu normlardan farklı
normal geliştirebilir. Mesela çalışkan öğrenciyi dışlamak gibi. Bu durum
öğretmenlerle öğrenciler arasında bir çatışmaya neden olabilir.
4.
Grupta işbirliği: öğrenciler arasında işbirliği teşvik edilse bile ygs gibi seçme sınavları
öğrenciler arasında rekabet oluşturur. Bu olumsuzluklara neden olabilir. Zayıf
öğrenciler kendilerini kötü hisseder. Ancak işbirlikçi ortamda öğrenciler birlikte hareket
ederler. Kendilerini iyi hisseder, yeni şeyler öğrenirler. Öğretmen böyle bir ortam
oluşturmalıdır.

- Etkileşimin niteliğini etkileyen girdiler; öğrencinin bireysel özellikleri, grubun özellikleri


ve ödül yapısıdır.

DESTEKLEYİCİ VE BÜTÜNLEŞMİŞ SINIF OLUŞTURMA


ETKİNLİKLERİ
İLKÖĞRETİM
1.
Mutlu sınıf oluşturma yolları: dönem başında öğrencilere ‘sınıfı daha iyi bir yer haline
getirebilmek için neler yapılabileceği’ sorulur. Liste panoya asılır. Öneriler yenilenir.
2.
Sınıf düzenlemesi: öğrencilerin sınıf dekorasyonuna katkıda bulunmaları sağlanır.
3.
Sınıf ruhu oluşturma: okul başındaki heyecanlarından sınıf ruhu oluşturmaya çalışılmalı.
Bunun için çeşitli etkinlikler yapılabilir. Örneğin isim öğrenme oyunları gibi.
4.
Sınıf tarihi oluşturma: 5-6 öğrenci her ayın sonunda önemli sınıf içi olayları yazıp dağıtır
5.
Fotoğraf albümü
6.
Açış kapanış soruları: ilk dersin 5-10 dakikası ‘bugün kendinizi nasıl hissediyorsunuz’
gibi sorularla problemi olup duygularını paylaşan öğrenciler rahatlar. Yine son ders10
dakika ‘bugün ne öğrendiniz, bugün en çok sevdiğiniz veya sevmediğiniz olay neydi?’
gibi sorularla öğrencilerin kendilerini değerli hissetmelerine vs. sebep olur.
7.
Özel günler: okuldaki monotonluğu bozmak için farklı şeyler yapılır. Mesela
okula sevdiğin oyuncağı getirme günü, beyaz giyme günü gibi.

ORTAÖĞRETİM
Farklı okullara dağıldıkları için amaç öğrencilerin yanlış gruplara katılmalarına engel olup
okulda arkadaş edinmelerini sağlamak.
1. Tanışma çalışması

2. Temel grup: ortak özelliklere sahip 4-5 kişilik farklı gruplar oluşturulur. Yakınlaştırılır.

3. Grup kararı aldırma: örneğin sınıfla ilgili kararları öğrencilerle birlikte belirleme.

SINIF İÇİ İLETİŞİM VE ETKİLEŞİM


ÖĞRETMEN-ÖĞRENCİ ETKİLEŞİMİNİ ETKİLEYEN ETMENLER

Sözel Olmayan Öğretmen Davranışları

Duruş: Dik ve rahat davranan öğretmen kendine güvendiğini gösterir ve öğrencileri olumlu
etkiler. Elini önünde kavuşturarak ders anlatan öğretmen iletişime kapalı, açık tutan ise
iletişime açık olduğunu gösterir.

Mimikler: Mimiklerini iyi kullanan bir öğretmen belli bir olay karşısında tepkisini
mimikleriyle ifade öğrencinin davranışını anında düzeltmesini sağlayabilir. Örneğin
konuşan bir öğrenciye ser bir ifadeyle bakmak susmasını sağlayabilir.

Dokunma: Öğrenciye yakın mesafede durması ve ona eliyle temas etmesi öğrencinin
sevildiğini ve güvende olduğunu hissetmesini sağlar.

Göz Teması: Göz teması iletişimi kolaylaştırır, öğrenciye güven verir. Dersi anlayıp
anlamadığı hakkında da öğretmene bilgi verir.

Öğretmen Özellikleri

Dış Görünümü: Görünümüne önem vermesi öğrencilere ‘size önem veriyorum’ mesajı
verir. Abartıdan kaçınmalı öğrencilere benzer giyinmemelidirler.

Hoşgörülü Olma: Öğrenciler belirli dönemlerde birçok olumsuz davranış sergileyebilirler.


Öğretmenler bu davranışlar karşısında hoşgörülü olmalıdır.

Sevecen Anlayışlı ve Esprili Olma: Sınıfta öğretmen tarafından yapılan küçük şakalar
öğrencileri mutlu eder. Espri sınıftaki gerilimi azaltır, iletişimi kolaylaştırır, güveni artırır ve
disiplin sorununu azlatır.

Kendine Güven Duyma: Kendine güvenen öğretmen olumsuz öğrenci davranışları


karşısında alınganlık göstermez. Kaygılı öğretmen öğrencisini de kaygılandırır.
ÖĞRENCİ-ÖĞRETMEN ETKİLEŞİMİ

Aynı öğretmen farklı sınıflarda farklı tavırlar sergileyebilir. Bunun en önemli sebebi
sınıftaki öğrencilerin davranışlarıdır.

Bir öğretmenin başarısız olarak algıladığı öğrencilere yönelik davranışları;

- Sınıfın arkasında birbirlerine yakın biçimde oturmasına izin verirler.

- Daha az göz teması kurarlar ve daha az gülümserler.

- Sınıfa yöneltilen sorulara yanıt vermeleri için başarısız öğrencilere daha az şans tanırlar.

- Başarısız öğrencilere soru yönelttiklerinde daha kısa süre tanırlar.

- Soruları doğru yanıtlamaları için daha az ipucu verirler.

- Yanlış yanıtlarını daha çok eleştirirler.

- Yanlışlarını düzeltmek için daha az zaman verirler.

- Yaratıcı ve farklı yanlarını daha az ödüllendirirler.

Öğretmen tarafından başarısız olarak algılanan ve bunu hisseden öğrenci kendisini başarısız
değerlendirmeye başlar ve bunu davranışlarında yansıtır. Ders çalışmaz, dikkatini derse
vermez vs..

Öğrencilerle Etkili İletişim Kurma Becerisi

Öğretmen;

I. Öğrencilerle ilişki kurmaktan zevk almalı, sıcak ve arkadaşça yaklaşmalıdır.

II. Sınıfta kendi istek ve ihtiyaçlarını açıklayabilmelidir.

III. Öğrencileri önyargısız kabul etmeli, anlayabilmeli ve olumlu yaklaşmalıdır.

IV. Öğrencilerine kendilerinin anlaşıldığı ve korunduğunu hissettiği bir ortam hazırlamalıdır.

İLETİŞİM ENGELLERİ

a. Emir vermek, yönlendirmek = ‘Sınıftan çık’, ‘sızlanmayı bırak da ders çalış’

b. Uyarmak, göz dağı vermek = ‘Biraz daha konuşursan sınıftan atarım’

c. Yargılamak, eleştirmek, suçlamak = ‘Sen zaten hep konuşuyorsun’, ‘Sen zaten tembelsin’

d. Ad takmak, alay etmek = ‘Bebek gibi davranma’, ‘Ooo.. nerelerdeydiniz?’


e. Yorumlamak, analiz etmek, tanı koymak = ‘Arkadaşınla konuştuğun için dersi
anlamıyorsun’, ‘Akşam geç saatlere kadar televizyon seyredersen sabah kalkamazsın’

BEN İLETİSİ

Sorunlu durumlarda en etkili iletişim biçimlerinden biri ‘ben iletisi’dir. Öğretmen


öğrencilerine ‘çok konuşuyorsun’, ‘Yine geç kaldın’ demek yerine ‘Konuşman beni rahatsız
ediyor’, ‘Sınıfa geç gelince motivasyonum bozuluyor’ gibi durumun kendi üzerindeki etkisine
vurgu yapan ben iletisini kullanması sorunun çözümlenmesini kolaylaştırı.

Ben İletisinin 3 Temel Öğesi:

Sorun yaratan davranışın tanımlanması: önce sorun olan davranış belirlenmeli

Ör: Yere atılmış çanta gördüğüm zaman.., Ödevlerinizi yapmadığınız zaman..

Öğrencilerin yanlış davranışının öğretmen tarafından kesin, gerçek somut etkisinin


söylenmesi: Davranışın kendisini nasıl etkilediği belirtilmeli

Ör: Yere atılmış çanta gördüğüm zaman ayağımın takılmasından.., Ödevlerini yapmadığında
yeni anlattığım konuları anlamayacağından..

Duyguların dile getirilmesi

Ör: Yere atılmış çanta gördüğüm zaman ayağımın takılmasından korkuyorum, Ödevlerini
yapmadığında yeni anlattığım konuları anlamayacağından endişe ediyorum.

Olumsuz Davranış Gösteren Öğrencilerle İletişim Kurarken Dikkat Edilmesi Gereken


Hususlar

- Öğretmen öğrenciyle olumsuz davranışının hemen ardından iletişime girmelidir. Önce


gözüne bakmalı, jest ve mimikleriyle sözel olmayan iletiler göndermelidir.

- Olumsuz davranış sergileyen bir öğrencinin önce kendisiyle konuşulmalıdır. İdare


veya aileyle değil.

- Öğretmen ne kadar öfkenlenmiş olsa da onunla nazik konuşmalıdır.

- Sürekli göz teması kurmalıdır.

- Kişiliğiyle ilgili iletiler göndermemeli, yapılan davranış üzerine odaklanmalıdır.

- Öğrenciye ‘neden konuşuyorsun’ vb olumsuz sorular sormamalı ‘Lütfen beni dinle’


gibi düz cümleler kurmalıdır.

ÖĞRENCİLERLE ETKİLİ İLETİŞİM KURMA YOLLARI


a. Öğrencilerin düzenlediği ya da rol aldığı etkinliklere ilgi göstermeli, olumlu iletiler
vermelidir.

b. Öğrencilerden gelecek bireysel görüşme isteklerini karşılamak için zaman ayırmalıdır.

c. Öğrencilerin iyi ve kötü günlerini bilmelidir ve bu gibi durumlarda ona özel


davranmalıdır.

ÖĞRENMEYE UYGUN OLUMLU BİR SINIF ORTAMI OLUŞTURMA

Sınıf öğretmenin 25 ya da daha fazla aynı yaştaki öğrencinin yönetimini üstlendiği bir
ortamdır. Bu ortamda öğretmenden sınıfı kontrol etmesi, belirlenen program ve
planlar çerçevesinde öğretim etkinlikleri düzenlemesi beklenir.

Öğretmenler genelde olumsuz öğrenci davranışları artınca sınıf yönetimiyle ilgili sorunlara
yönelmektedir fakat deneyimli öğretmen sorun çıkmadan önlem almalıdır. Sorun
çıkmadan önlem alınması ve olumlu öğrenme ortamı oluşturulması gerekmektedir.

Öğrenme ortamında öğrencileri olumlu ve olumsuz etkileyen birçok etmen vardır. Fiziksel
ortam, öğrencilerin güdüsü, sınıf kuralları vb.

ÖĞRENCİLERİ GÜDÜLEME
Güdü öğrencilerin davranışlarını yönlendiren en önemli etmenlerden biridir. Öğrenmeye
güdülenmiş öğrenciler sınıfta bir sorun çıkarmaz ve böyle bir sınıfı yönetmek kolaydır. Sınıfta
birçok olumsuz öğrenci davranışının nedeni öğrencilerin öğrenmeye karşı güdülenmiş
olmalarıdır. Bu öğrenciler farklı şeylere yönelerek öğretmenlerini veya arkadaşlarını rahatsız
etmekte veya kendi iç dünyalarına çekilerek dersten uzaklaşmaktadır. Her iki durumda sınıf
yönetimi için problemdir.

Öğrencilerin güdülenmesi karmaşık ve zor bir süreçtir. Öğrenciyi güdüleme ilkeleri aşağıdaki
gibidir:

ÖĞRENCİLERİN AKADEMİK İHTİYAÇLARI VE ÖĞRENMEYE


KARŞI GÜDÜLENMELERİ
Öğrencilerin fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik ihtiyaçlarının yanında akademik ihtiyaçları
da vardır. Bunların karşılanması öğrencilerin öğrenmeye karşı güdülenmelerinde önemli rol
oynar. Öğrencilerin öğrenme ortamına etkin olarak katılmaları ve öğrenmeye karşı
güdülenmeleri için bazı akademik ihtiyaçlarının karşılanmadı gerekmektedir.

Öğrencilerin akademik ihtiyaçları;

1. Öğrenme Hedeflerini Anlama Ve Değer Verme:


2. Öğrenme Sürecini Anlama: Öğrencilerin öğrenmeye karşı güdülerini artırmak
için öğretmenlerin öğrenme süreciyle ilgili olarak öğrencilere bilgi vermesi, sınıfta
öğrenmek için ne yapmaları gerektiğini açıklaması gerekir.

3. Öğrenme Sürecine Etkin Katılma: Öğretmenin öğrencileri öğrenme işine


katmak için öğrenci merkezli öğretim yöntemlerinden yararlanması gerekir. Grup
tartışması, iş birliğine dayalı öğretim teknikleri vb. Bu yöntem ve teknikler
öğrencinin öğretim süresine etkin katılmasına ve öğrenmeye karşı güdülerinin
olumlu yönde olmasına sebep olur.

4. Kendi Öğrenmeleriyle İlgili Sorumluluk Alma

5. Başarılı Yaşantılar Geçirme: Öğretmenin öğrencileri çalışmaya güdülemesi için,


onlara başarılı olma fırsatı vermesi gerekir.

6. Gerçekçi Ve Anında Dönüt Alma: Dönüt öğretmenin öğrenciye yaptığı işle ilgili
performansı hakkında bilgi vermesidir. Dönütün etkili olabilmesi için veriliş
biçimi ve niteliğine de dikkat edilmesi gerekir.

7. Güvenli Ve İyi Düzenlenmiş Öğrenme Ortamı: Her öğrenci okulda kendini


güvende hissetmek, kendisinden beklenen davranışları bilmek ister. Belirsizlik
öğrencide kaygı ve olumsuz davranış oluşturabilir.

8. Öğrendiklerini Bütünleştirmek İçin Zaman: Öğrenciler öğrendiklerini


bütünleştirmek için zaman bulamazlarsa başarısız olurlar ve güdüleri düşer.

9. Arkadaşlarıyla Olumlu İlişki Kurma: Öğrencilerin en önemli ihtiyaçlarından


biri sınıftaki arkadaşları tarafından sınıfın bir üyesi olarak kabul edilme ve onlarla
iyi ilişki kurmadır.
SINIFTA KAYGI
Öğrencilerin öğrenmeye karşı güdülenmelerini engelleyen en önemli etmenlerden biri
kaygıdır. Öğrencinin başarısız olmaktan, sınıfta yapılması gereken bir işi
tamamlayamamaktan ya da yanlış yapmaktan endişe duyması; kendini baskı altında
hissetmesi kaygılı olduğunu gösterir.

Öğrencinin kaygısı kişilik özelliklerinden, öğretmenin, ailenin tutumundan, geçmiş


yaşantısındaki başarısızlıklarından kaynaklanabilir. Öğrencinin kaygı düzeyinin yüksek
olması dikkatinin dağılmasına, öğrenme güçlüğü çekmesine ve sınavlarda başarısız olmasına
neden olur. Bu nedenle öğretmenlerin kaygılı öğrencileri tanımaları ve onlara yardımcı
olmaları gerekmektedir.

SINIFTA FİZİKSEL ORTAMIN DÜZENLENMESİ

Sınıfın fiziksel ortamı öğrencinin davranışı ve güdüsü üzerinde etkilidir. Etkili sınıf
yönetimi sınıfın fiziksel ortamının düzenlenmesiyle başlar. Fiziksel ortamın
düzenlenmesinde 4 faktör önemlidir:
-
Sınıfın genel görünüş ve düzeni
-
Sınıfın yoğunluğu
-
Öğretim materyal ve araçlarının yeri ve düzeni
-
Sıraların yerleşim düzeni

Sınıfın Genel Görünüşü ve Düzeni


Çekici ve iyi düzenlenmiş sınıf ortamı öğrencilerin öğrenmeye olumlu tutum geliştirmelerine,
başarılı olmalarına ve kendi güvenlerini kazanmada etkilidir. Dağınık, kırık, dökük ve çok
fazla uyarıcı bulunan sınıflarda öğrencinin de öğretmeninde dikkati dağılır.

Sınıfın büyüklüğü öğrenci sayısına uygun olmalı. Öğrenciye eşyalarını koyabileceği,
rahatça dolaşabileceği alan bırakılmalıdır. Bu alanlar öğretmenin de rahat
dolaşmasını onlarla yakından ilgilenmesini sağlar.

Ortada ayaklarına takılıp düşürebilecek nesneler olmamalı, sivri ve köşeleri keskin
eşyalar bulunmamalı.

Öğrenci kendini evindeymişçesine rahatta ve güvende hissetmelidir.

Sınıf görme okumanın rahatça yapılabileceği kadar aydınlık olmalı.

Işık tahtayı parlatmamalı, gözü rahatsız etmemelidir. Bu sebeple mümkünse
doğal ışıktan faydalanılmalıdır.

Sınıf öğrencilerin formalarıyla oturup üşümeyecekleri ısıda olmalı. Çok sıcak ya da
soğuk olması dikkatlerini dağıtabilir, uykuları gelebilir veya hasta olabilirler.

Sınıfın duvarları boyalı ve temiz olmalı. Liseye kadar pembe, sarı, şeftali rengi; lise ve
sonrasında ise mavi ve mavi-yeşil tonları tercih edilmeli. Tüm renklerin karışımının
olduğu aydınlatma da ise sadece beyaz renk olumlu davranışlara yol açmıştır.

Her teneffüs sınıflar havalandırılmalı, sınıfı temiz tutma yolları öğretilmeli ve her
öğrenciye sırayla sınıfı temizleme görevi verilmeli

Sınıfın Yoğunluğu
Sınıfın yoğunluğu, sınıfın alan olarak büyüklüğü ve öğrenci sayısına bağlıdır. Sınıfta
her öğrenci içi oturabileceği, eşya koyabileceği, oturduğu yerde rahat hareket
edebileceği ve öğretmeninde sınıfta rahat dolaşabileceği, eşya ve materyalleri
koyabileceği alan olmalı.

Sınıfın küçük olması;



Öğrencilerin sıkışık oturmaları, yer paylaşımından doğan olumsuzluklara neden
olabilir.

Sınıfta oksijenin azalmasına ve rahat nefes alamamaya neden olur.

Sınıftaki öğrenci sayısı ise öğretmenin öğr. İle ilgilenme süresini etkiler. Dolayısıyla bu da
akademik başarıyı etkiler. (40’tan fazla ise olumsuz, 18 ve altında ise olumlu- Glass 1981)

Kalabalık sınıflarda öğretmenin ilgisi çok fazla öğrenciye dağıldığı için öğrencilerin
kontrolü güçleşir.

Öğretmen Tüm öğrencileri tanımakta güçlük çeker ve ilgilenemez. Bu durumda
öğrenciler dikkat çekmek için olumsuz davranış gösterebilir. Öğretmenleri
tarafından ilgilenilmediğini ve ya onları görmediğini düşünerek konuşabilir. Bazısı
ise hayal kurma, derse ilgisiz kalma gibi davranışlar gösterebilir.

Öğretim Materyal ve Araçları



Materyaller güzel, ilgi çekici ve işlevsel olmalı

Sıralar, sandalyeler, dolap ve kütüphane gibi eşyalar çocukları gelişim çağına
uygun olan boyutlarda olmalıdır. Çocuklar bunları fizyolojik gelişimleri
bozulmadan kullanabilmeli.

Tahta, tepegöz perdesi, tv gibi araçlar rahat görebileceği ve kullanabileceği yerlere
yerleştirilmeli

Ortak kullanıma sunulan tebeşir, silgi, çöp kutusu gibi eşyalar rahatça
kullanabilecekleri ve diğerlerini de rahatsız etmeden ulaşabilecekleri yerlere
konulmalı

Araç ve materyallerin rahatça kullanılması içi alt yapısının da doğru tasarlanması
gerekir. Örneğin prizler elektrikli aletlerin yanında olmalı ve sınıfta uzun kablolar
olmamalıdır.

Sınıf duvarlarına ve panolarına öğretim hedeflerine uygun materyaller asılmalı,
öğrenci çalışmalarına yer verilmeli. Bu şekilde öğrencinin güdüsü artırılır ve bu
yüzden de sınıf düzenlenirken panoların yerleri iyi seçilmeli ve içleri iyi
tasarlanmalıdır.

Sıraların Düzeni
Sıraların düzenleniş biçimiyle öğrencinin güdüsü, derse katılımı ve birbirleriyle etkileşimi
arasında ilişki vardır. Sıraların öğretimi destekleyici biçimde yerleştirilmesi için pek çok
etkenin öğretmen tarafından göz önünde bulundurulması gereklidir.

Sıraların yanında rahat hareket etmesini, arkadaşını rahatsız etmemesini ve öğretmenin
de aralarda dolaşabileceği, yanlarına yanaşıp kontrol edebileceği boşluklar olmalıdır.

Küçük grup çalışmaları ve iş birliğine dayalı çalışmalarda grup biçimi; anlatım,
gösterim ve tüm gruba yönelik yöntemlerde ise sıra, daire ya da U biçimi tercih
edilmeli.

Sıralar öğretmenin eylem sınırı içinde olmalı(action zone). Öğretmen yakından
başlayarak arka orta sıraya kadar olduğu alan üçgen bölge eylem sınırıdır. Bunun
dışındakiler öğretmene daha az ulaşır ve öğrenmeye da az olumlu tutum gösterir.
Bu sınırın dışında oturmayı tercih edenlerin ise kendine güven duymadıkları,
akademik yeteneklerinden şüphe duydukları ve öğretim ortamının ya da
öğretmenden kaygı duydukları görülmüştür.

Sıralar öğretmen-öğrenci ve öğrenci-öğrenci ilişkisi göz önünden bulundurularak
ayarlanmalıdır. Öğretmen ve öğrencinin yüz yüze gelerek göz teması kurması gerekir.
Öğrencilerin kendi aralarındaki etkileşim ise küçük grup çalışmalarında önemlidir.

Anlatım yöntemi uygulanacaksa öğrencilerin birbiriyle iletişim kuramayacağı şekilde
oturtulmalıdırlar.

Sıralar öğrencilerin sınıfta sunulan uyarıcıları görebileceği şekilde düzenlenmeli ve
aralarında engel olmamalıdır.

Başlıca düzenleme biçimleri ve yaklaşımları şöyledir;


1.
Sıra ve Sütun Biçiminde Düzenleme
Ülkemizde yaygın olarak kullanılan düzenleme biçimidir. Sıralar sınıfın büyüklüğüne göre iki
ya da üç sütun halinde arka arkaya dizilir. İki kişilik oturma yeriyle masası birleşik sıralar bu
biçimde yerleştirilir.

Sınıftaki alanın en verimli şekilde kullanılmasını sağlar. Bu nedenle sınıfın
küçük mevcudun kalabalık olduğu sınıflarda en uygun yerleşim biçimidir.

Öğrenciler birbirine yakın olduğu için etkileşim fazla olur. Bu sebeple
çoğunlukla olumsuz davranışlar ortaya çıkar.

Sıra ve sütunlar biçimindeki yerleşimde en uygun öğretim yöntemi anlatım ve
göstermedir.

Küçük grup yöntemleri, iş birliğine dayalı öğretim ve tartışma yapmak zordur.

Özellikle aktif grup öğretim yöntemlerinin kullanılacağı sınıflarda bu düzen
kullanılmamalıdır.

2.
Sıraların Gruplanarak Düzenlenmesi

Buna göre sıraların dördü ya da altısı bir araya getirilerek gruplanır.



İş birliğine dayalı öğretim, tartışma ve diğer küçük grupla öğretim yöntemleri
için uygundur.

3.
Daire ve U Biçiminde Düzenleme

Öğrencilerin hepsi birbiriyle yüz yüze iletişim kurabilirler.

Öğretmen öğrencilerle daha kolay göz teması kurabilir.

Büyük grupla tartışmak, grupla problem çözmek, anlatım ve gösterim
yöntemlerini kullanmak mümkündür.

Öğrenciler arası işe yönelik etkileşim ve derse katılım miktarını artırarak
öğretimi olumlu etkiler.

Ancak kalabalık sınıflarda kullanmak güçtür.

Sütün, gruplandırma ve daire biçimindeki düzenlemelerle öğrencilerin sınıf içi davranışları


arasındaki ilişki araştırılmıştır. ( Rosenfield ve arkadaşları 1985). Araştırma öğrencilerin
dinleme, tartışmaya katılma ve dersi engelleyici davranışlar gösterme sıklıklarının sıraların
düzenlenmesine göre farklılaşmadığını göstermiştir. Ancak;
✓ Grup biçiminde oturanların daire biçiminde oturanlara göre daha fazla parmak
kaldırdıkları
✓ Dairedekilerin sütundakilere göre daha fazla izinsiz derse katıldıkları ve sözel tepki de
bulundukları
✓ Sütundakilerin diğer iki biçimdekilere göre daha az derse katıldıkları gözlemlenmiştir.

Buna göre her düzenleme biçiminin kendine göre olumlu-olumsuz yönleri vardır. O halde
okulda kolay taşınabilir ve birleştikleri zaman birbiriyle uyumlu olacak sıralar kullanılmalıdır.
Öğretmen kullanacağı yöntem ve etkinliğe göre düzeni değiştirebilmelidir.

Öğrencilerin Sıralara Yerleştirilmesi


Özellikle ilkokullarda öğrencilerin boylarına göre öne ya da arkaya yerleştirilmeleri
önemlidir. Ancak bu uzun boylu ve erken gelişen öğrencilerin genellikle eylem sınırı dışında
kalmasına ve öğretim etkinliklerinden yeterince faydalanamamasına neden olur. Bu sebeple
kalabalık sınıflarda zaman zaman yerlerin değiştirilmesi önemlidir.

Ortaokullarda ise tercih genelde öğrencilere bırakılıyor. Bu da çalışkan ve dersle


ilgilenenlerin önde diğerlerinin ise arkada oturmasına neden oluyor. Ancak bu durum
öğretmenlerin arkadakilerle fazla ilgilenememesine, onların da başarısız olmalarına ve
olumsuz davranışlarda bulunmalarına neden olur.

Olumsuz davranışları en aza indirmek ve başarısızlara da öğrenme fırsatı sağlamak için;

1. Mümkün oldukça zıt özellikte ki öğrenciler yanyana oturtulmalıdır. Örn: Dışa dönük-
İçe dönük, başarılı-başarısız, ilgili-ilgisiz. Zamanla orta yolda buluşmayı öğrenebilirler

2. Öğretmenin eylem sınırı dışındakilerle diğerleri arasında yer değiştirilmesine imkan


sağlanmalı. Sürekli aynı öğrencilerin elverişsiz yerde oturması geri kalmalarına neden
olabilir.

3. Birbirlerini sürekli olumsuz etkileyenlerin yerleri değiştirilmeli

4. Yerler belli aralıklarla belirli ilkeler çerçevesinde sürekli değiştirilmeli. Böylece her
birinin diğerleriyle yakın olması ve etkileşim halinde olması sağlanarak gruplaşmalar
engellenebilir.

SINIFTA KURALLAR GELİŞTİRME VE UYGULAMA


Öğretmenlerin öğrencilerden beklediği bazı davranışlar vardır. Bu davranışlar genel ve tüm
eğitim kurumları için ortak olmakla birlikte bazı davranışlar okul, derse giren öğretmen ya da
öğretim yöntemlerine göre özelleşebilmektedir. Öğretmenin ve okulun beklediği davranışlar
kural ya da işlemler olarak iki türlü belirlenebilmektedir.

KURALLAR: Sınıfta öğrenciden beklenen ve yapmaması gereken davranışları gösteren yazılı


ifadelerdir. Öğrenciye sınıfta neler yapıp yapamayacakları hakkında bilgi vermektedir.
İŞLEMLER: Sınıftaki etkinliklerin nasıl tamamlanacağını ya da yürütüleceğini gösteren
ifadelerdir. Sınıftaki yapılan özel etkinliklerin tamamlanmasıyla ilgili işlem sıralarını gösterir.
Çoğunlukla yazılı değillerdir.

Kurallar ve işlemler

-Olumsuz öğrenci davranışlarının oluşumunu önler

-Gereksiz zaman kaybını engeller.

-Öğrencileri belli bir etkinliğe başlarken belirsizlikten kurtarır.

SINIF KURALLARININ BELİRLENMESİ


-Sınıf kuralları okul kuralları ile uyumlu olmalıdır.

-Kurallar öğrencilerle birlikte belirlenmelidir.

-Sınıfta beklenen olumlu davranışlar tanımlanmalı, olumlu ifadelerle kural cümlesi haline
getirilmelidir.

-Kurallar önemli davranışları kapsamaktadır.

-Kural ifadeleri, kısa ve açık olmalıdır.

-Kurallar gözlenebilir davranışları belirtmelidir.

-Kurallara uyma ve uymama davranışlarının sonucu belirlenmelidir.

SINIF KURALLARININ ÖĞRETİLMESİ


Öğretmen öğrencileri kuralların belirlenmesi sürecine katmak için öğretim yılının başında
sınıf kurallarının belirlenmesinin önemi hakkında sınıfta sınıfta tartışma açmalıdır. Bu
tartışma bir yandan kuralların belirlenmesini sağlarken diğer yandan da öğrencilerin kuralları
öğrenmesine ve içselleştirmesine yardımcı olur.

BAZI YARATICI KURAL ÖĞRETME YOLLARI


Kukla oyunları: Özellikle okul öncesi ve ilköğretimin ilk yılları için etkili bir yöntemdir.

Posterler ve Oyun oluşturma, Kart gösterme, Sözleşme.

İlköğretim Okulları İçin İşlemler


-Sınıftaki mekanı ve araçları kullanmalarına ilişkin işlemler

-Öğrencilerin sınıf dışındaki mekanları kullanmalarına ilişkin işlemler

-Sınıf etkinlikleri sırasında yapılacak eylemlere yönelik işlemler

-Küçük grup çalışmalarına yönelik işlemler

Ortaöğretim Okulları İçin İşlemler


a) Çalışmanın gerekleri

-ödev başlığı –kullanılacak kalem türü – sayfa ve kağıt düzeni – tamamlanmayan ödevlerde
neler yağılacağı – geç teslimde neler yapılacağı –teslim tarihi

b) Sözel ödevler

-Ödevlerin belirlenmesi – Ödev için not verme ölçütleri –Ödeve katılmama koşulları

c)Sınıfta ödevlerin kontrol edilmesi

-ödevlerin öğrenciler arasında değiştirilerek kontrol edilmesi –ödevlerin notlandırılması –


ödevlerin geri verilmesi – not verme işlemleri

SINIFTA ZAMANI VE ÖĞRETİMİ YÖNETME BECERİLERİ


Derste anlatılanları anlamayan, merakını çekmeyen öğrenciler sıkılmaya başlayıp sınıfta
gezme, birbirleriyle konuşma gibi davranışlarda bulunurlar.

1- Sınıfta zamanın yönetimi

Sınıf iyi bir şekilde yönetilirse etkili zaman kullanımı olur ve derse ayrılan süre daha uzun
tutulur.

1970’lerde yapılan araştırmalarda sınıf içinde geçen zaman şu şekilde tanımlamışlardır:

-Planlı zaman, öğretmenin ders planı yaparken etkinlikler için belirlediği zamandır.

-Ayrılmış zaman (allocadet time), öğretmenin belirli konu, işe, etkinliğe ayırdığı zamandır.

-Meşgul olunan zaman (engoget time), öğrencinin işe, etkinliğe gerçekten ayırdığı zaman.

-Akademik öğrenme zamanı, öğrencinin meşgul olduğu iş ve ya etkinlikte geçirdiği süre ve


işi başarma zamanı.

Planlı zamandan akademik zamana kadar harcanan süre azalır. Akademik öğrenme zamanı
arttıkça öğrenmeden alınan verim artar. Bu zamanı ek öğretim sürenin artırılmasıyla ve ya
ders içinde engelleyici etmenleri en aza indirerek (en etkili yol) yapılır.

Sınıfta zamanı iyi kullanmak için 3 yol vardır:

-Öğretim sürecinin iyi planlanması

- “ dışı etkinliklerin en aza indirilmesi

- “ sürecinin etkili kullanılması

2- Planlı Öğretim

Öğretim planı, sürecin başarılı olması, hedeflenene ulaşılması, zamanın etkili kullanılması
için yapılır. Yıllık, ünite, günlük plan olmak üzere üç çeşittir.
Yıllık planlar, öğretmenin tüm yıl boyunca yapacaklarını planlamasıdır. Zamanı doğru
kullanmaya kolaylık sağlar. Hangi konularda ne kadar zaman harcayacağı, kullanacağı
materyalleri belirler.

Ünite planları, yıllık plana göre daha detaylıdır. Ünite hedefleri, konu ayrıntıları vs düzenlenir.

Günlük plan, her ders saatinde ne yapacağını planlamasıdır. Bunu yapan öğretmen derse
hazırlıklı gelerek kullanılacak materyallerde, öğretim etkinliklerinde zorluk yaşamaz.

3- ÖĞRETİM DIŞI ETKİNLİKLERİN EN AZA İNDİRİLMESİ

Sınıfta yapılan duyurular, yoklama alma, olumsu davranış gösteren öğrencileri uyarılması
ders dışı tartışmalar gibi örnekler öğretim dışı etkinliklerdir.

Öğretmenin grup olarak öğrencilerle ilgilenmesi, sorunun özüyle ilgilenip gereksiz


davranışlardan uzak durmasıyla öğretim daha hızlı ve düzgün olur. Sessiz sınıfta 1 kişi ders
dışı şeylerle meşgul olduğu için ona bağırması ve ya yerde bulduğu kağıdı bu kimin diye
öğrencilere sorması vb şeyleri yapması dersin aksamasına sebep olur. Dersi kaynatmaya
çalışan öğrencileri erken fark etmesi ve müdahale etmesi ders planının aksamasının önüne
geçer.

4- Öğretim Yönetimi Becerileri

A- Derse Başlarken Yapılması Gereken Etkinlikler


En zor aşamadır. Öğrencinin konuya dikkatinin çekilmesiyle ders verimli hale gelir.
Gürültünün en yoğun olduğu, adaptasyonun en zor aşamasıdır. Öğretmenin ortaya çıkan
düzensizliği ortadan kaldırmasının en iyi yolu sene başında beli uyarıcıları öğrencilere
öğretmesidir. Ders zili, öğretmenin belirlenen bir sözü, hareketi olabilir. Bunu benimseyen
öğrencilerin derse hazır hale gelmeleri kolaylaşır.

B- Dersi Geliştirirken Yapılaması Gereken Etkinlikler


Öğrenme süreci başladıktan sonra bazı dikkat dağınıklıklarının ortaya çıkmasıdır. Bu
durumda şu yollar izlenebilir:

-Tüm öğrencilerin davranışlarının farkında olma

Öğretmenin öğrencilerini iyi gözlemlemesi gerekir. Öğretmen öğrencileri görebileceği açıda


durmalı, onlarla göz teması kurmalı ve sırtını onlara dönmemelidir. Tahtayı kullanırken de bir
gözü öğrencilerde olmalıdır.

Olumsuz davranışları zamanında fark edip müdahale etmelidir.

-Aynı anda meydana gelen olayları kontrol etme

Aynı anca birçok olay meydana gelebilir. Öğretmenin bunları yönetebilmesi gerekir. Sorun
çıkaran öğrencilerle göz teması kurması ve ya ders anlatırken dinleyen öğrenciye dönmesiyle
müdahale de edebilir. Her seferinde sözle dersi bölmesi uygun olmaz.

-Grubu uyanık tutma


Öğrencilerin dersten kopmaması için yapılır. Sürekli soru sorarak ve ya kalemleri bırakın,
beni dinleyin gibi ihtarlarla bunu sağlayabilirler.

-Öğretimin hızı

Öğretmenin etkinliklerde kendine ve öğrencilere ayırdığı süredir. Bu süre çok hızlı olursa
anlatılanları öğrenciler anlayamaz ve dinlemeyi bırakır. Yavaş olursa da detaylarda çok
durulması, konunun tekrar edilmesi öğrencileri sıkar.

Bunu etkileyen etmenler, öğretmenin konuşma hızı, sınıfın bilgi seviyesidir. Buna göre
öğretim hızı ayarlanmalıdır.

-Etkinlikler arasında kesintisiz geçiş sağlama

Sınıf içinde çeşitli etkinlikler yapılır ve geçişlerde öğrenciler birçok soru sorabilir ve sorun
çıkarabilir. Öğretmen bu süreçte en hızlı şekilde yol almalıdır.

-Etkileşimli Öğretim

Öğrenci-öğretmen etkileşiminin kopmaması gerekir. Etkileşimden kopan öğrencilerin ilgisi


başka bir yöne kayabilir. Öğretmen öğrencilere yaptıracağı etkinlikleri artırabilir, grup
çalışmaları, soru-cevap tekniği kullanılabilir. Sorular çok kolay çok zor olmamalı, tüm sınıfa
hitap etmeli, cevaplamaları için yeterli zaman verilmeli, yanıt verecek örencileri belirlemeli,
doğruysa pekiştireç yanlışsa doğrusu söylenmelidir. Sorular amaca uygun olmalı ve ne zaman
sorulacağı bilinmelidir. Bunlar aktif katılımı sağlayıp dersten alınan zevki, verimi arttırır.

-Açık ve anlaşılır öğretim

Öğretmenin açık ve anlaşılır olması için önemli noktaları tahtaya yazması ve onu tekrar
etmesiyle olur. Öğrenciler yazdıktan sonra tekrar yapar. Anlaşılmadıysa anlayacakları dilden
onlara tekrar anlatmaya çalışır.

Metcalf bu konuda şunların yapılası gerektiğini söyler:

Öğretmen derse hazırlıklı girer. Materyalini, önemli kısımları, anlatacağı sırayı belirler.
Öğrencilerin durumuna göre belirler.

Önemli noktaların üzerinde durur. Konunun önemli kısımlarını belirler ve bunları öne
çıkarır. Tahtaya yalnızca önemli kısımları numaralandırarak yazar, önemsiz kısımları
yazmaktan kaçınır, öğrenciler defterlerine geçirir, yapıp yapmadıklarını kontrol eder, önemini
vurgular.

Önemli kavram ve fikirleri zenginleştirir. Kavramlar bol örnekle açıklanmalı varsa alt
kavramlardan bahsedilmeli, yazılı, görsel materyaller kullanmalıdır.

Öğrencilerin öğrenmelerini izler. Öğrenip öğrenmediğine bakar. Yüz ifadesinden, halinden


anlaşılır. Boş gözlerle bakması, başka şeylerle ilgilenmesi anlamadığını gösterir. Soru
sorulabilir. Varsa öğrenmeme durumu giderilmeye çalışılır.

C- Dersin Sonunda Yapılması Gereken Etkinlikler


Ders sonunun geldiğini öğretmen genelde zil çalınca fark eder. Fakat öğrenciler dakika
saydıklarından toplanmaya başlarlar ve dikkatleri dağılır. Bu sürede verilen bilgiler boşunadır.
Son 5-10 dakikada sonuç kısmına girilmelidir. Derisin eksikleri kapatılır ve dersi
sonlandırıyorum mesajı verir.

-Dersin sonunda soru sorarak, etkinlik yaptırarak, tablo şekil çizerek konuyu özetlenmelidir.

-Bir sonraki dersin hedefleri söylenmelidir.

-Gerekliyse ev ödevi verilmelidir.

-Teneffüse çıkması için öğrencilerin hazırlanması sağlanmalıdır.

Olumsuz Davranışların Durdurulması


Müdahale Etmeye Karar Verme

Sınıftaki sorunu müdahale için dikkat edilmesi gereken hususlar:


 Eylemin kendisi: Öğrenciler birbirine zarar verecek davranışlarda bulunduğu zaman,
bazı öğrencilerin gereksizce soru sorup diğer öğrencileri dersten soğuttuğu zaman
 Eylemi yapan kim: Eylemi yapan kişi lider kabiliyetli olan, olumsuz davranışlarda
bulunan biriyse hocanın müdahalesi gerekir.
 Eylemin olduğu durum: Sınıfta o anda bulunmaması gereken davranışlarda bulunan
öğrenciler. Ör: faaliyet ve etkinlikleri sabote eden öğrenciler.
 Eylemin önceliği: Öğretmenin yaptığı işin ehemmiyeti sınıfın çoğunluğu ders
dinliyorsa iki üç kişiye müdahale gerekli değil.

Öğrenci davranışları iyi gözlemlenmeli ve olumsuz davranışın kaynağı iyi tespit edilmeli.

Zamanında Müdahale Etme

Öğretmenin bunu yapabilmesi için sınıfı iyi kontrol etmeli, sınıfta olup bitenleri iyi takip
etmeli, sorunu hızlı tespit etmeli ve oluşabilecek sorunu önceden tahmin etmelidir.
 Olumsuz davranış yayılır: birkaç kişi tarafından başlatılan sorun büyümeden müdahale
edilmeli.
 Olumsuz davranışı gösterenlerin sayısı çoğalır: olumsuz davranışı gösteren kişiye
müdahale zamanında olmazsa sınıfa yayılır. Konuşma gülme gibi.
 Olumsuz davranışın durdurulması güçleşir: zamanın da ufak müdahalelerle
durdurulmazsa zamanla mevzu öğretmeni aşabilecek duruma gelebilir.

Bazen erken müdahale de sorun çıkarabilir. Örneğin her sıra arkadaşıyla konuşan kişiye
müdahalede bulunmak sınıfın dersten kopmasına sebep olur.

Olumsuz Davranışlara Gösterilebilecek Uygun Tepkiler


1. SÖZEL OLMAYAN TEPKİLER

2. SÖZEL TEPKİLER

3. DURUMUN DEĞİŞTİRİLMESİ

1. Sözlü Olmayan Tepkiler


Olumsuz davranış diğer öğrenciler tarafından fark edilmediyse ilk olarak sözsüz uyarı yapılır.
 Göz teması: olumsuz davranış öğretmene belli edilmeden yapılmaya çalışır öğretmen
bunu bildiğini hissettirecek şekilde göz teması kurarsa öğrenci bundan vazgeçer.
 Davranışı görmezlikten gelme: davranışçı yaklaşıma göre bireyin davranışına
yaklaşım nötrse bu davranış giderek söner. Küçük olumsuz davranışlara bu şekilde
müdahale edilebilir. Davranışın sönmesini sağlar.
 Öğrenciye yakınlaşma: bir şey söylemeden göz teması kurarak öğrencinin yakınına
gitmesi.
 Dokunma: öğrenciye yaklaşıp öğrencinin koluna ya da sırtına hafifçe dokunma.
 Öğrenciye not yazma: sadece o öğrencinin görebileceği bir yere onun davranışı
üzerine düşünmesini sağlayacak not bırakabilir.

2. Sözel Tepkiler
Sözel olmayan tepkilerin yetersiz kalması durumunda sözel tepki kullanılır, çok
çeşitlidir hoca kendi durumuna uygun olanı seçer.
 Arkadaşının olumlu davranışını pekiştirme: küçük öğrenciler için geçerlidir genelde.
Bilmedikleri için yanlış davranışta bulunan öğrenciyi uyarmak yerine doğru davranış
yapan öğrencinin pekiştirilerek model alınmasını sağlama.
 Soru sorma: ders dışı etkinliklerle ilgilenen ve hayal kuran öğrencilere diğer
arkadaşlarının önünde küçük düşürmeden yapılabilecek bir şey.
 Sınıf kurallarını hatırlatma: kural dışı davranan öğrencilere önceden bildirilen kuralları
hatırlatma.
 Ben iletisi gönderme: öğrenciye ayağa kalkma demek yerine sen ayağa kalktığında
dikkatim dağılıyor demek.
 Doğru davranışı ve olumlu sonucunu belirtme: olumsuz davranış gösteren öğrenciye
doğru davranış ve o davranışın sonucu hatırlatılır.

3. Durumun Değiştirilmesi
Dış etkenlerden kaynaklanan olumsuzluklar için davranışa neden ola durum değiştirilir.

 Bozucu objelerin ortamdan kaldırılması: öğrenciler sıkıldıkları zaman ders dışı


objelerle ilgilenir. Bu objelerin ya çantaya konulması ya da kendisin
verilmesini isteyebilir öğretmen. Ne zaman geri alabileceği konusunda
bilgilendirilir.
 Sınıfın oturma yerlerinin yeniden düzenlenmesi: bazı öğrencilerin yerini değiştirme.
 Ortamdan uzaklaştırma (mola): sınıftaki bazı şeylerden etkilenen öğrencileri “bir su iç
gel” şeklinde sakinleşmeleri için ortamdan uzaklaştırmak.
 Öğretim yöntemini değiştirme ya da öğretime ara verme: sınıftaki öğrencilerin çoğu
sıkılmış veya ilgileri dağılmışsa öğretmen ders anlatma yöntemini değiştirmeli ya da
ara vermeli.

Ceza
Sözel olmayan, sözel uyarı ve ortamın değiştirilmesinin yetersiz olduğu durumlarda
düşünülebilir.

1. Cezanın Olumsuz Yönleri


 Davranışı baskı ile durdurur fakat değiştirmez.
 Doğru davranışın ne olduğunu öğretmez.
 Ceza kaçınma davranışının gelişmesine neden olur. Yalan söyleme, okula gelmeme
gibi olumsuzluklar getirebilir.
 Öğretmen ceza verirken öğrenciler için olumsuz davranış örneği gösterir.
(saldırganlık davranışı)
 Öğrencinin kaygı düzeyini arttırır, öğrenme hevesini kırar.

 Öğrenci üzerinde kızgınlık yaratır. Okula, öğretmene ve derslere karşı olumsuz


tutum ir geliştirir.
 Öğrenci davranışın bedelini ödediğini düşünür sorumluluğunu tartışmaz.

2. Ceza Türleri

Bireye hoş olmayan, onu rahatsız edici bir uyarıcının rahatsız bir yarıcının verilmesi
sonucu oluşan cezalar. Fiziksel cezalar, azarlama vb.

Bireyin hoşuna giden bir uyarıcının çekilmesiyle oluşan cezalar. Not kırma vb.

Eğitimde mümkün olduğunca cezadan kaçınmalı. Özellikle fiziksel ve çocuğun kişiliğini


zedeleyici cezalar asla kullanılmamalıdır.

Okulda uygulanabilecek cezalar

✓ Azarlama ve kınama
✓ Doğal sonuçlar
✓ Mantıksal sonuçlar
✓ Davranış cezası
1. Azarlama ve kınama (sözel uyarı)
Öğrenciden doğrudan doğruya yanlış davranışını durdurması istenir. Sıkça kullanılan bir
tepkidir. Bunu yaparken dikkat edilmesi gereken hususlar;

Yanlış davranışın ne olduğu, neden yanlış olduğu ve doğru davranışın ne olduğu
belirtilmeli.

Öğrenciyle göz teması kurarak ciddi ve yüksek olmayan bir ses tonuyla verilmeli.

Öğretmedin duruşu ve mimikleri sözel uyarıcıyı tamamlamalıdır.

Sözel uyarıcı verildikten sonra öğrencinin davranışı durdurup durdurmadığı takip
edilmelidir.

Öğrenci davranışını durdurduktan ya da değiştirdikten sonra pekiştireç

verilmelidir. Azarlanmak bazı öğrencileri etkiler bazılarını etkilemez. Azarlanan çocuk;

1. Azarlamaya yanıt veriyor veya ağız burun büküyorsa,

2. Öfke nöbetine tutuluyorsa,

3. Azarlamayı ilgi göstermek olarak algılıyorsa, başka yöntem bulunur.


2.
Doğal sonuçlar.

Davranışların doğal sonuçları vardır. Arkadaşına sataşan dayak yer. Bazen böyle durumlarda
müdahale edilmez ki öğrenci yaptığı şeyin doğal sonucunu görsün.
3.
Mantıksal sonuçlar

Öğretmen olumsuz davranış karşısında öğrencinin karşılaşacağı olumsuz davranışla mantıksal


ilişki olan bir sonuç yaratır. Yere çöp atan öğrencinin yer den çöpü kendisinin alması.
4.
Davranış cezası

Her davranışın mantıksal veya doğal sonucu olmayabilir. Bu durumda davranış cezası
uygulanır. Öğrenci önceden sesli uyarılır davranışının devam etmesi durumunda nasıl ceza
alacağı kendisine ve diğer öğrencilere duyurulur. Davranışın devam etmesi durumunda ceza
mutlaka uygulanmalıdır.

Ceza Verilirken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

1. Mümkün olduğunca az kullanılmalıdır.

2. Okul yönetiminin hangi cezaya izin verdiği öğrenilmeli.

3. Uygulanması mümkün olmayan cezalarla tehdit edilmemeli.

4. Öğrenciye kızgınken ceza verilmemeli.

5. Öğrenci için olumsuz, öğretim için gerekli olan davranışlar ceza olarak verilmemeli.
Ör: ödev

6. Ceza yapılan davranışa uygun olmalı.


7. Ceza geciktirilmemeli.

8. Ceza verilen kişi ya da olay hakkında şüphe bulunmamalıdır.

9. Ceza kişileştirilmemeli, öğrencinin kişiliğine yönelik olmamalı.

10. Ceza verirken çifte standart uygulanmamalıdır.

11. Cezaya kara verilmişse geri dönülmemelidir.

Not: öğrenciye hiçbir zaman fiziksel ve ağır ceza verilmemeli.

OLUMSUZ DAVRANIŞLARIN DEĞİŞTİRİLMESİ

DAVRANIŞ DEĞİŞTİRME PROGRAMLARI

-Davranışçıların temelinde olumsuz davranışların söndürülmesi, olumlu davranışların


pekiştirilmesi vardır.

- Davranış değiştirme programları ve tekniğinin ortak özellikleri vardır, bunlar şu şekildedir:

∞ Davranış değiştirme programını öğretmen hazırlarken öğrencinin değiştirmek istediği


davranışı net olarak tanımlamalı, anlamalıdır.

∞ Çocuğun kişiliğine uygun, davranışı değiştirecek kuvvette pekiştireç ile program


hazırlanmalıdır.

∞ Olumsuz davranışı öğrenci ne sıklıkla yaptığını anlamak için bir gözlem formu
hazırlanmalıdır.

DAVRANIŞI DEĞİŞTİRMEDE KULLANILABİLECEK


PEKİŞTİREÇLER
Sosyal pekiştireçler: Aferin deme, gülümseme, öğrenciyle birlikte yürüme.

Etkinlik Pekiştireçler: Gruba lider seçme, sınıfta fıkra anlattırma.

Maddi Pekiştireçler: Çikolata alma, oyuncak – giyecek alma.

Simgesel Pekiştireçler: Yıldız, artı koyma gibi.

SİMGESEL PEKİŞTİRME( Token Economy)

☺ İlköğretimin ilk yıllarında sınıf kurallarını ve işlemleri öğretmek için etkilidir.

☺ Tüm sınıfa- tek öğrenciye uygulanabilir.

☺ Bu yöntem kullanılırken öğretmen öğrencileriyle toplanır. Onların hoşlandıkları şeylerin


listesini yapar. Sonra her etkinliğin hangi ve kaç simgeye denk geleceğini belirler. Daha
sonrabir hafta içinde kaç öğrencinin ne kadar simge toplaması gerektiğini öğrenciye söyler ve
bu uygulama aşama aşama güçleşir.
☺ Walkar ve Shea’ya göre sınıfta simgesel ödül kullanma ilkeleri şöyledir:

1) İstenilen sınıf davranışı belirleme

2) Çocuklara proğramın nasıl yürütüleceğini açıklama

3) Uygun simge seçme

4) Simgelerle alınabilecek ödülleri belirleme

5) Ödüllerin simgesel değerlerine karar verme

6) Ödül programını uygulama

7) Simgeleri ve ödülleri öğrenciye zamanında verme

8) Yavaş yavaş simge ve değerlerini değiştirme

9) Zaman zaman ödülleri ve değerlerini değiştirme

☺ Simgesel oyunun uygulandığı bir diğer teknik de ‘ İyi Davranış Oyunudur.’

SÖZLEŞME YAPMA

☺ Öğrencinin bir pekiştireci hangi koşullar altında alacağını gösteren yazılı belgedir.

☺ Tek öğrenciyle de sınıfla da sözleşme yapılabilir.

☺ Bu sözleşmelere eğer çocuk sınıftaki olumsuz davranışı evde de devam ettiriyor ise
sözleşmeye aile de katılabilir.

KENDİNİ İZLEME(Self Monitoring)

☺ Çocuk genelde davranışının farkında değildir. Öğrencinin bunun farkına varması için ona
rehberlik etmek gerekir.

☺ Öğrenci kendini izler ve olumsuz davranışının kaydını tutar. Böylece olumsuz davranışı
ne sıklıkla yaptığının farkına varır.

☺ Bu programın hazırlanmasında izlenmesi gereken basamaklar şu şekildedir:

1) Öğrencinin izlemesi gerektiği davranışı ona tanıtma.

2) Öğrencinin yaşına uygun bir form verip, nasıl dolduracağını anlatma

3) Öğrencinin olumsuz davranışında azalma görülürse ona pekiştireç verme.

DAVRANIŞ DEĞİŞTİRME PROGRAMLARININ SINIRLILIKLARI

-Davranış değiştirme programlarının etkili olması için çok iyi hazırlanması gerekir.
-Uygulanma esnasında kayıt edilmelidir. Aksi taktirde sonuç alınmaz.

-Bu program dıştan pekiştirme ilkesine dayalıdır. Ama dıştan pekiştirmede aşırı ya gidilirse
ahlaki açıdan olumsuzluklar doğurabilir.

- Öğrenciler başta dıştan pekiştirici yadırgasalar da alışmaktadırlar.

PROBLEM ÇÖZME YAKLAŞIMLARI

-Bu yaklaşım öğrencinin davranışını değiştirmesine yardımcı olurken aynı zamanda


davranışlarından sorumlu olmaya ve vatandaşlık becerisi kazanmasına da yardımcı olur.

-Temelini bilimsel problem çözmeye dayandırır. Basamakları da şu şekildedir:

1) Öğrencinin problemi fark etmesi

2) Problemin tanımlanması

3) Problemin çözümü için denenceler kurulması

4) Problemin çözümü için gerekli bilgilerin toplanması

5) Denencelerin test edilmesi

ETKİLİ ÖĞRETMENLİK MODELİ

-Thomas Gordon tarafından hümanist yaklaşıma dayanır.

- Etkili iletişim becerileri kullanılarak öğretmen- öğrenci ilişkisinin geliştirilmesi esaslanır.

- Bu yönteme göre problem çözmede ilk aşama problemin kime ait olduğunu tespit etmektir.
Sorun öğretmende mi öğrenci de mi bu tespit edilmelidir.

- Eğer sorun öğrenciye ait ise öğretmen etkin ö. m kullanarak öğrencinin kendi kendine
sorununu çözmesine yardımcı olabilir.

-Sorun öğretmende ise ben iletisi kullanılmalıdır.

-Sorun her iki tarafta ise bir çatışma çıkması kaçınılmazdır. Bunu iki taraftan biri kazanır.
Burada ‘Kaybeden yok’ yöntemi kullanılmalıdır. Yani çözüm her iki tarafın da kazançlı
çıkmasını sağlamalıdır. Bu yapılırken öğretmen- öğrenci baş başa vererek çözüm
aramalılardır.

GERÇEKLİK TERAPİSİ

-William Glasser tarafından geliştirildi. Bireyin sosyal sorumluluk içerisinde gerçekçi bir
biçimde ihtiyaçlarını karşılaması ve sosyal bağımsızlık üzerinde odaklanmasıdır.

- Bu terapiye göre bireyin sorunları sevilme ve değer verilmeme sebeplerinden dolayı


kaynaklanmaktadır.
- Glasser öğrencinin olumsuz davranışlarının sebebini öğretmen olarak görür. Öğretmen,
olumsuz sınıf koşullarını değiştirerek öğrencilerini başarılı kılacak koşullar yaratmalıdır.

- Bu terapide şunlara dikkat edilmelidir:

1) Kurallar üzerinde uzlaşma sağlama: Kurallar öğrenci tarafından kabul edilebilir


olmalıdır.

2) Gösterilen davranışlara odaklanma: İnsanlar olumsuz davranışlarında yüzleşmede


kaçınırlar. Öğretmen değiştirilmesi istenen davranışta çocuğa yol göstermelidir.

3) Söz verme: Bir plan yapıldığı zaman öğrenciden sözlü yada yazılı şekilde söz
alınmalıdır.

4) Çocuğa yönlendirici sözcükler, cümleler kullanma

5) Çocuk bu süreçte bir hata yaptığında hiçbir şekilde özür kabul edilmemelidir. Aksi
taktirde çocuk davranışı sürekli yapar.

6) Davranışın değerlendirilmesi: Öğretmen çocuğun olumsuz davranışının sonucunu


diğer insanlar üzerindeki etkisini görmede çocuğa yardımcı olmalıdır.

7) Öğretmen çocuğun davranışının olumsuz sonuçlarını göstermeye çalışmalıdır.

8) Ceza vermede kaçınmalıdır.

-Problem çözme yaklaşımı Glasser’e göre davranış değiştirmede en önemli yöntemdir. 7


aşamadan oluşur. Bu aşamalar şu şeklidedir:

Birinci Aşama: Öğretmen problem çözmeye başlamadan önce öğrenciye sıcak davranmalı,
iyi bir ilişki kurmalıdır.

İkinci Aşama: Öğrenciden yaptığı davranışı tanımlamasını ister. Öğrencinin yaptığı davranışı
düşünmesini sağlar.

Üçüncü Aşama: Davranışı öğrenciye tanımlattıktan sonra davranışı değerlendirmesini ister.

Dördüncü Aşama: Öğrenci davranışının olumsuz olduğunu kabul ederse öğrenciyle beraber
davranışın değiştirilmesi için bir planlamaya gidilir.

Beşinci Aşama: Planın uygulandığı aşamadır.

Altıncı Aşama: Çocuğun planı uygulayıp uygulamadığının izlendiği aşamadır.

Yedinci Aşama: Bu aşama planın işlenmeme durumunda devreye girer. Öğrenciye ceza da
verilmemeli, özrü de kabul edilmemelidir. Ama öğrenciye ilk üç aşama tekrar edilmeli ve
neden planı uygulamadığı sorulmalıdır.

-Bu yöntemin kullanılması öğrencinin okula ve öğretmene karşı tutumlarını olumlı yönde
değiştirmesini hedefler.

GRUPLA PROBLEM ÇÖZME


-Sınıfta bir problem ortaya çıkarsa ve bu sorun bir yada birkaç öğrenciyi ilgilendiriyorsa bu
problemi sınıf dışında çözmek daha doğrudur.

- Çocuğun problemi hem sınıftakilerle paylaşılmaz hem de çocukla iletişim daha kolay olur.

- Sorun tüm sınıfla alakalı ise o zaman sınıf toplantısı yapmak daha doğrudur. Sınıf
toplantısının yürütülmesinde dikkat edilmesi gereken durumlar şu şekildedir:

1) Çocuklar birbirlerinin yüzünü görecek şekilde daire yada yarım ay şeklinde


oturtulmalıdır.

2) Toplantı tüm grubu ilgilendiren bir sebepten dolayı olmalıdır.

3) Sınıftaki kişi-kişiler eleştirilmemeli, çocukların çözüm yolu bulmaları için çaba


harcanmalıdır.

4) Toplantının gündem maddeleri olmalı, bunun dışına çıkılmamalıdır.

5) Öğrencilerin toplantı esnasında fikirlerini söylemelerine dikkat edilmelidir.

You might also like