You are on page 1of 35

Prof. Dr.

Nesrin Zeynep Ertan


İAÜ, Tıp Fakültesi
Fizyoloji Anabilim Dalı
Kontrol sistemleri
Vücudun işlevleri başlıca iki sistem
tarafından kontrol edilir:
1. Sinir sistemi
2. Hormonal ya da Endokrin sistem
Vücut işlevlerinin kimyasal haberciler
ile düzenlenmesi
1. Nörotransmiterler:
2. Endokrin hormonlar:
3. Nöroendokrin hormonlar:
4. Parakrinler:
5. Otokrinler:
6. Sitokinler:
Vücut işlevlerinin kimyasal haberciler ile düzenlenmesi
1. Nörotransmiterler: Sinirlerin akson sonlanmalarından
sinaptik aralığa serbeslenir.
2. Endokrin hormonlar: Bezler ya da özelleşmiş hücreler
tarafından kana serbestlenir.
3. Nöroendokrin hormonlar: Nöronlar tarafından kana
salgılanır.
4. Parakrinler: Hücreler tarafından hücre dışı sıvıya
salgılanır ve farklı tipte hücreleri hedef alır.
5. Otokrinler: Hücre dışı sıvıya salgılanır ve kendisini
salgılayan hücrenin işlevini etkiler.
6. Sitokinler: Hücre dışı sıvıya salgılanırlar ve diğer
gruplardaki gibi etki edebilirler, (Yardımcı hücreler tarafından
salgınan ve immün sistemin diğer hücrelerini etkileyen lenfokinler gibi)
Hormonların yapısı
 Hormon:
Bir veya bir grup hücre tarafından, vücudun iç sıvılarına
salgılanan ve vücudun diğer hücreleri üzerinde fizyolojik
kontrol etkisi gösteren bir kimyasal maddedir.
Hormonal sistem(Endokrin sistem)
Endokrin sistem, endokrin bez diye adlandırılan ve hormon
salgılayan bezlerin tamamından oluşur.
Esas olarak,
➢ Hücrelerdeki kimyasal reaksiyonların hızları,
➢ Maddelerin hücre zarlarından taşınması
➢ Büyüme
➢ Salgıla(t)ma
➢ Hücre metabolizmasının diğer bazı konularını düzenler.
Endokrin sistem bir kontrol ve düzenleme
sistemidir. Vücuttaki 3 ana fonksiyon ile
yakın ilişkilidir.
1. Metabolizmanın düzenlenmesi: Vücut
sıvılarındaki kimyasal maddelerin
konsantrasyonunun, protein, lipid ve
karbonhidrat metabolizmasının düzenlenmesi,
2. Vücudu dışarıya karşı savunmak: Sinir sistemi ile
birlikte vücudun streslere karşı koymasına
yardım etmek,
3. Büyüme ve gelişmenin düzenlenmesi: Seksüel
gelişim ve üremeyi de içine alan büyüme ve
gelişmenin düzenlenmesi.
Hormon salgılayan organlar
➢ Hipofiz bezi- ➢ Diğerleri
Hipotalamus ⚫ Böbrekler
➢ Tiroid bezi ⚫ Pineal bez
➢ Paratiroid bezi ⚫ Timus bezi
➢ Böbrek üstü bezleri ⚫ Kalp
➢ Pankreas ⚫ Sindirim kanalı
➢ Gonadlar-cinsiyet
bezleri
Hedef hücre-organ
 Dolaşıma salgılanan bir hormon, vücudun bütün
bölgelerine gidebilir.
 Ancak bazı hormonlar etkilerini sadece belirli
hücrelerde ve dokularda gösterir.
 Bu hücrelere ve organlara hedef hücre veya
organ denir.
Hormonların etkisi
 Kısa süreli: Bazı hormonal etkiler saniyeler
içinde oluşur. Ancak aynı şekilde etkileri
çabuk geçer. (Noradrenalin ve adrenalin
gibi)
 Uzun süreli: Bazılarının etkileri ise uzun
zamanda oluşur ama etkileri de haftalar veya
aylarca sürebilir. (Tiroksin ve büyüme
hormonu gibi)
Hormonların Etki Tarzları

 Parakrin etki; bazı durumlarda hormonlar,


salgılandıkları yerlere bitişik komşu hücreler üzerine
etki gösterecek şekilde lokal bir etki gösterirler.

 Otokrin etki; Bazı durumlarda hormon, kendisini


üreten hücre sekretör etkisini modifiye etmek için lokal
bir etki gösterir.
 Örneğin 17β-östradiol’ün normal endokrin
fonksiyonuna ek olarak ayrıca kendini salgılayan
foliküler granüloza hücrelerinin aktivitesini modifiye
etmesi.
Hormonların taşınması
 Suda çözünen hormonlar (peptitler ve
katekolaminler) plazmada çözünür ve yapım yerinden
hedef dokulara kadar bu şekilde taşınırlar. Dokuda
difüzyonla kapillerlerden interstisyel sıvıya geçer,
oradan da hedef hücrelere ulaşırlar.
 Steroid ve tiroid hormonlar ise, kanda esas olarak
plazma proteinlerine bağlanarak taşınır. Bu
hormonların genellikle %10’dan daha az bir kısmı
plazmada serbest olarak bulunur. Ancak, proteine
bağlı oldukları sürece kapillerden kolayca difüze
olamaz. Bu nedenle proteinden ayrılmadığı sürece
aktif değildir.
Hormonların kanda Taşınma Şekilleri
 Plazmada taşıyıcı proteinlere bağlı olarak taşınan
hormonlar, serbest halde taşınanlara göre dolaşımdan çok
daha yavaş temizlenirler.

 Bu durum bağlı halde taşınan proteinlerin yarı ömrünün


çok daha uzun olduğu anlamına gelir.

 Steroid ve tiroid hormonların peptid hormonlara göre etki


sürelerinin daha uzun olmasının nedeni, bu hormonların
bağlı halde taşınmasıdır.

 Ayrıca hormonların plazmada bağlı halde taşınması,


hormonun dokulara nispeten sabit bir hızda ulaştırılmasını
ve düzgün bir endokrin yanıt oluşmasını sağlar.
Hormon reseptörleri
Hormonlar etkilerini belli reseptörleri aracılığıyla
gösterir. Bu reseptörler
 hücre membranı yüzeyinde
 sitoplazmada
 çekirdeğin içinde
bulunabilir.
Hormonların sınıflandırılması:

 Hormonlar genel olarak üç ana gruba ayrılır:


1. Proteinler ve polipeptitler: Ön ve arka hipofiz bezinden, pankreastan,
paratiroid bezinden salgılanan hormonlar.
2. Steroidler: Adrenal korteks, overler, testisler ve plasentadan salgılanan
hormonlar
3. Tirozin aminoasidi türevleri: Tiroid bezinden ve adrenal medulladan
salgılanan hormonlar.
Peptid hormonlarının sentezi ve salgılanması
Peptid ve protein yapısındaki hormonların
sentezi ve salgılanması

 Bu hormonlar 3 ila 200 arası çeşitli sayıda aminoasitten


meydana gelir. 100’den az olana peptit, 100’den fazla
olanlara da protein denir. Bu hormonlar, endokrin
hücrelerde inaktif olarak sentezlenir (preproprotein).
Sonra granüllü endoplazmik retikulumda parçalanır
(proprotein). Bu hormon öncülleri salgı veziküllerinde
depolanmak üzere golgi aygıtına taşınır. Veziküllerdeki
enzimlerle parçalanarak hormon haline gelir. Hücre
bir uyarı ile depolarize olursa iki yoldan hormon
salgılanır.
 1- Hücre içi Ca artışı.
 2- cAMP artışı ile protein kinazların aktivasyonu
Enzim bağlantılı reseptör, leptin reseptörü
 Leptin, reseptörün hücre dışındaki
parçasına bağlanır ve hücre içinde reseptörle
bağlantıda olan janus kinaz2 (JAK2)’nın
fosforilasyonunu ve aktivasyonunu sağlar.
Bu da sinyal dönüştürücü ve transkripsiyon
aktivatörü proteinlerin (STAT)
fosforilasyonuna neden olur. Daha sonra bu
proteinler hedef genleri etkinleştirir ve
protein yapımı gerçekleşir.
Reseptörü sitoplazmada olan lipofilik bir
hormonun etki mekanizması
Steroid hormonlar
 Steroid hormonların kimyasal yapısı kolesterole
benzer ve çoğunlukla kolesterolden sentezlenirler.
Lipitte çözünürler. Steroid sentezleyen endokrin
hücreler, genellikle çok az hormon depolar. Genel
olarak, bir uyaranı takiben, sitoplazma
vakuollerinde depolanan kolesterol esteri, steroid
sentezi için hızla mobilize olur. Steroidler,
lipidlerde yüksek oranda çözünürler. Bu nedenle,
yapılır yapılmaz kolayca hücre zarından difüzyonla
interstisyel sıvıya oradan da kana karışırlar.
Steroid hormonların etki mekanizması
Amin hormonlar
 Amin hormonlar tirozinden türetilirler. Tirozinden
kaynaklanan iki grup hormonun, tiroid ve adrenal medulla
hormonlarının her ikisi de, salgı hücrelerinin
sitoplazmasındaki enzimlerin etkisi ile oluşur.
 Tiroid hormonları tiroid bezinde yapılır, depolanır ve
aynı bezdeki büyük foliküllerde depolanan tiroglobülin
proteininin makromolekülüne katılır. Aminlerin
tiroglobulinden ayrılması ve serbest hormonların kana
geçmesi ile hormon salgısı gerçekleşmiş olur. Kana
geçtikten sonra büyük kısmı plazma proteinleri ile özellikle
tiroksin bağlayan globülin ile bağlanır. Bu proteinler,
hormonları hedef dokularda yavaş bir şekilde
serbestleştirirler.
Hormon etki mekanizmaları
 Suda eriyen hormonlar (amino asit ve protein yapılı
hormonlar) hücresel olayları membrana yerleşmiş reseptörleri
aracılığıyla düzenlerler.
 Bu mekanizmaya göre hormon (1. haberci) hücre yüzeyindeki
reseptörüne bağlanınca siklik AMP(cAMP)(ikinci haberci)
oluşur.
 İkinci haberci olan cAMP hücre içine diffüze olarak hücrenin
farklı fonksiyonlarının gerçekleştirilmesini sağlar.
G proteini ile eşleşen bir reseptörün
aktivasyon mekanizması
Hormonların hücre işlevinde cAMP’nin rolü
Etki şekline göre hormonlar iki grupta toplanabilir:
 Lokal hormonlar: Özgün organ ya da dokulara etki
ederler.
Örnek: Kolesistokinin
 Genel hormonlar: Bunların çoğu özel endokrin
bezler tarafından salgılanır. Yaygın etki alanı vardır.
Örnek: Epinefrin, norepinefrin
Hormonların kandaki düzeyleri ve
salgılanma hızları
 Hormonların kandaki düzeyleri, 1 ml kanda
1 pikogram (1 gramın milyonda birinin milyonda biri)
ile birkaç mikrogram (1 gramın milyonda birkaçı)
arasında değişebilir.
 Salgılanma hızları da genellikle günde mikrogram ya
da miligram olacak şekilde son derece düşüktür.
 Bu kadar düşük miktarda olan hormonlar, hedef
organlarda ya da hücrelerdeki özelleşmiş
mekanizmalar sayesinde kuvvetli bir etki gösterirler.
Hormon salgısının kontrolü
 Negatif feedback: Hormonal sekresyonlar genellikle
negatif feedback sistemler ile normal seviyede
tutulur. Uyaran, hormonun serbestleşmesine yol
açtıktan sonra, hormonun etkisine bağlı olarak ortaya
çıkan durum veya ürünler onun daha fazla
salgılanmasına engel olur.
 Pozitif feedback: Bazı ender koşullarda, hormonun
biyolojik etkisi hormon salgısını daha da arttırır. Örn:
Ovülasyon öncesi östrojen LH salgısını uyarır. LH
daha fazla östrojen salgılanmasına neden olur. Daha
fazla östrojen daha fazla LH salgılanmasına neden
olur. Belirli bir seviyeye eriştikten sonra tipik negatif
feedback mekanizma devreye girer.
Non-steroid hormonların etki mekanizması

You might also like