Professional Documents
Culture Documents
1. Endokrin uyarı
2. Parakrin uyarı
3. Sinaptik uyarı
4. Otokrin uyarı
• Her dört uyarı Ppinde de, hedef hücreler, kendilerine ulaşan uyarı
molekülüne bağlanarak cevap oluşmasını sağlayan özel proteinlere
sahipPr. Bu proteinler reseptör olarak adlandırılır.
• Uyarı molekülünün hedef hücredeki özel proteinlere bağlanması,
gelen uyarıya cevabın başlamasına neden olur. Bu 4 uyarı Ppinde de
uyarı ilePminde ligand ve reseptörler kullanılır.
Sinyal molekülleri (Ligandlar):
• Pep$dler
- Hormonlar: insulin, glukagon, büyüme hormonu (GH), FSH, prolakPn
- Büyüme faktörleri: NGF, EGF, PDGF, sitokinler
• Steroidler: steroid hormonları (glukokorPkoid ve mineralkorPkoidler)
•Aminler: asePlkolin, katekolaminler (dopamin, norepinefrin, epinefrin),
serotonin, melatonin, histamin, Proid hormonları
• Lipidler: Eikozanoidler (çoğu parakrin etkilidir:prostoglandinler,
prostasiklinler, tromboksanlar, lökotrienler)
• Purinler: ATP, GTP
• Gazlar: NO; CO
Parakrin sinyal
• Sinyal molekül [lokal ]
bölgesel aracılar olarak rol
oynar.
• Komşu [yakınındaki hüc]
davranışını düzenler.örnegin
pancreas da
• Glukagon; somatosta;n
insülin salgılayan
hücreler üzerine etki
eder.
Nöronal (Sinap:k) Sinyal
• Nöron hücre [sinir ] taraRndan
oluşan sinyalleri
verilebilir.ase;lkolin
,noradrenalin.
• Nöronlar uzun aksonları ile
uzaktaki hedef hüc.ler ile
temas kurarlar. Çevreden yada
diğer nöronlardan gelen
sinyaller nöron aksonu boyunca
elektrik impulsları şeklinde
ile;lir. Bu impuls
nörotransmiBerlerin
salgılanmasını saglar.
ENDOKRİN SİNYAL
Endokrin sinyal
• Endokrin hücreler hormon sinyal
mol. Kan damarı içine salgılar.
Hormon kan dolaşım yoluyla
transport edilir. Farklı hedef
hücrelere ulaşan hormon
reseptörü ile etkileşerek sinyali
hücre icine ile;r.
• Örnek;
• Estradiol,insülin,thyroxin,adre
nalin
Otokrin sinyal
• Hücrelerin kendisi taraRndan oluşturulur diger bir deyişle hücreler kendi
kendilerine sinyal gönderirler
• İmmün Sistem Hücrelerinde
• Büyüme faktörleri ,interlökinler gibi moleküller,
• Hücre farklılaşması ve çogalması için te;k mekanizmasıdır. Ayrıca
gelişme esnasında hücre farklılaşmasında otokrin sinyaller kri;k rol
oynar.
• Otokrin sinyalindeki anormallik ise kanser hücrelerinin çogalmasına
neden olur.
Otokrin sinyal
• Hücre kendi kendine sinyal gönderir
• Erken gelişim evresinde “komünite etkisi”
• Kanser hücrelerinin
büyüme faktörlerine
gereksinim
duymamalarının nedeni
hücre içi sinyal
sistemlerinde gerçekleşen
bozukluklardır. Hücre
çoğalmasını sağlayan
sinyal yollarında görev
yapan büyüme faktörü
reseptörlerinin ya da
başka proteinlerin
kontrolsüz ak;vitesinden
kaynaklanır.
® Erişkinde otokrin sinyalleşme;
• Eicosanoid
- yağ asidi türevleri
- Arachidonic asitden yapılır
- Erişkin memelilerde otokrin sinyal
molekülleri
Otokrin sinyal molekülleri (prostoglandinler, prostacyclin,
tromboxan, lökotrien)
Eicosanoidlerin çeşitli biyolojik ak-viteleri
• Düz kas kontraksiyonunu etkileme (uterus kasında doğum sırasında-
prostoglandin)
• Trombosit agregasyonunu etkileme
• Ağrı, ateş
• İlPhabi reaksiyon
Doku hasarı ®eicosanoid sentezi (siklooksigenaz, lipoksigenaz)
Eicosanoidlerin çeşitli biyolojik ak-viteleri
Terminal
Tıkaç (Tight
Junction)
actin
Yapışma Kuşakları
Hücre- Hücre (KADERINLER) Kaderinler
Bağlantısı
desmosomes
(Kaderinler) IG-LIKE CAMS
İntegrinler
Gap junctions Selektinler
(Konnexinler)
hemidesm. focal
Hücre – Matriks
(integrins) contacts Integrinler
Bağlantısı (integrinler)
Bağlantı Plagı yok
basal lamina
Sinyalleyici Moleküller
• Bir sinir hücresi (nöron) bir kimyasal haberci yani bir nöroaktarıcı (nörotransmiBer)
sentezler. Çevreden ya da diğer sinir hücrelerinden gelen uyarılarla etkinleşen bu nöron
(presinap;k nöron=sinyal hücresi), aksonu boyunca süratle elektriksel uyarılar (etki
potansiyelleri) ile;r; böyle bir uyarı akson ucuna eriş;ğinde, akson ucunda bulunan
veziküller içindeki nöroaktarıcı bu hücreden sinaps boşluğuna (sinap;k aralık) salınır
(ekzositoz). Sinaps boşluğu, sinir hücresi ile bunun hedefi olan hücre (sıklıkla bir başka
sinir hücresi=postsinap;k nöron) arasındaki dar boşluktur. Sinaps boşluğuna salınan
nöroaktarıcı hemen bi;şiğindeki hedef hücrenin zarındaki reseptörüne bağlanır ve bu
hücrede istenen yanıt başla]lır. Sinap;k haberleşmede sinyal molekülleri her ne kadar
sinap;k aralık kadar kısa bir mesafe kat etse de, nöronlar uzaktaki hedef hücrelerle
teması sağlayan uzan]lara (aksonlar) sahip oldukları için vücudun birbirinden ayrı ve
uzak bölgeleriyle (örneğin beyinden ayak başparmağına kadar) ile;şim sağlanmış olur.
• Sinap;k haberleşmede ile;şim çok hızlıdır: Sinir hücreleri bilgiyi uzak mesafelere hızı
saniyede 100 metreye ulaşabilen elektriksel uyarılar aracılığıyla ile;r; sinir ucundan
salgılanan bir nöroaktarıcının 100 nm’den daha yakın olan hedef hücreye difüzyonla
ulaşması 1 milisaniyeden kısa bir sürede gerçekleşir.
ENDOKRİN
Endokrin bez - endokrin hücrelerinden oluşan ve kanalsız olan endokrin
bezleri salgılarını doğrudan kana vermektedir.
Endokrin hücreler hormon adı verilen sinyal molekülleri sentezler. Bu
hormon molekülleri kan dolaşımı yoluyla taşınarak, vücudun uzaktaki
hedef hücrelere ulaşır.
Hücre dışı sinyallerin, hücre içine girişi genel olarak
- Uzun süre yüksek konsantrasyondaki sinyalin etkisi alPnda kalan hedef doku hücrelerinde reseptör
konsantrasyonu azalmaktadır.
- Endositoz ile sağlanan azalma hedef dokunun sinyale olan duyarlılığını zayıflamasına (desansi?zasyon,
adaptasyon) ve biyolojik etkinin azalmasına yol açmaktadır.
-Dolaşımdan sinyalin uzaklaşması ile reseptörler yeniden plazma membranındaki yerlerini almakta ve hücre
duyarlılığı geri kazanılmaktadır.
• Bu mekanizmalar ile sinyal molekülü kendi reseptörlerin (homolog etki) veya başka bir sinyal moleküle ait
reseptörlerin konsantrasyonunu (heterolog etki) değiş?rebilmektedir.
Ekstrasellüler sinyallere iletişim genellikle altı aşamayı içerir:
• Bazı sinyaller hedef hücrede zaten mevcut olan bir ya da daha fazla
enzimin akPvitesinde değişikliğe yol açar, bu da hücre yanıanın hızlı
olmasını sağlar.
• Bu şekilde hızlı değişiklikler oluşturan uyarı moleküllerinin çoğu suda
çözülebilir yapıda olup hücre zarı üzerinde yer alan özel reseptörlere
bağlanırlar.
• Suda çözünür yapıda olmayan diğer uyarı molekülleri ise gen
ekspresyonunu uyarırlar. Bu moleküller yağda çözünür yapıdadır ve
suda-çözünür uyarı moleküllerinin oluşturduğu değişikliklerden daha
yavaş fakat daha uzun süre yanıta yol açarlar
Ligand ilişkili reseptörler
• Bütün sinyal ilePm molekülleri hedef hücreleri üzerinde bulunan hücre
dışı proteinler sitosol veya nükleusa yerleşebilen hücre içi proteinlere
bağlanarak etki gösterirler.
• Pek çok durumda, bu reseptörler hedef hücre yüzeylerinde eksprese
edilirler, ancak bazı reseptörler sitozol ve nukleusa yerleşebilen hücre
içi proteinlerdir.
• Uyarı molekülü (ligand) reseptöre bağlandığında reseptör-ligand
kompleksi hücre fonksiyonunu değişPren bir dizi tepkimeyi başlaar.
• Steroid hormon grup sinyal ilePmi molekülleri ; Proid hormonu,
vitamin D3 ve rePnoik asit dahildir
Hidrofobik özelliklerinden dolayı steroid hormonlar;
plazma zarından difüzyon ile hücre içine girebilme
özelliğine sahiptir.
• Reseptörler Ppine bağlı olarak bazı sinyal molekülleri hücre içi cAMP
konsantrasyonu ya çoğalar ya da azalarlar.
• Örneğin; ß-adrenerjik reseptörlere adrenalin bağlanması adenil
siklazı ak$ve ederken,
• α2-adrenerjik reseptörlere adrenalin bağlanması adenil siklazı
inhibe etmektedir. Bu fark reseptörün adenil siklaz ile ilişkisini
sağlayan G proteini Ppinden ileri gelir.
• GTP siklusunun doğrulanması, kolera toksininin fonksiyonunun
çalışılmasıyla ortaya konulmuştur.
• Çeşitli toksinlerle yapılan çalışmalar sonucu
hücre uyarısında görev yapan, GTP’ye bağlı
G protein Tipleri çeşitli düzenleyici G proteinlerinin varlığı
ortaya konulmuştur
İkincil Haberciler ve Etki Şekilleri