You are on page 1of 3

T.C.

DANIŞTAY

SEKİZİNCİ DAİRE

Esas No: 2013/11579

Karar No: 2018/372

Karar Tarihi: 29.01.2018

İstemin Özeti : İdare Mahkemesinin 10/09/2013 gün ve E:2012/1264, K:2013/734 sayılı


kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca
temyizen incelenerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : Emine Ferdane PANDIR KIM

Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dava, .........Enstitüsü İşletme Fakültesi Dekanlığı İşletme Bölümü ............ Ana Bilim Dalı
Başkanlığında araştırma görevlisi olan davacının izinsiz ve kurumlarınca kabul edilen özür
olmaksızın kesintisiz 3 ila 9 gün devamsızlık göstermek disiplin suçunu işlediğinden bahisle
bir yıl süre ile kademe ilerlemesi cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işleme karşı yapılan
itiraz sonucu verilen 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin
27/09/2012 tarih ve 2012/123 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince; .........Enstitüsü İşletme Fakültesi Dekanlığı İşletme Bölümü ............


Ana Bilim Dalı Başkanlığı öğretim elemanı olan davacının izinsiz ve kurumlarınca kabul
edilen özür olmaksızın kesintisiz 3 ile 9 gün devamsızlık göstermek disiplin suçunu
işlediğinden bahisle yapılan disiplin soruşturması kapsamında 12-13-14-15/09/2011 ve
19/09/2011 tarihlerinde göreve gelmediğine ilişkin anabilim dalı başkanı, bölüm başkan
yardımcısı ve bölüm başkanı tarafından tutulan tutanaklar ile sabit olduğu, dolayısıyla
davacıya isnat edilen fiilin sübuta erdiği anlaşılması karşısında 1/30 oranında aylıktan kesim
cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle
davanın reddine karar verilmiştir.

Yükseköğretim Kurumları Yönetici Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nin


9. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, "İzinsiz veya kurumlarca kabul edilen özürü
olmaksızın kesintisiz 3-9 gün veya kısmi statüde bulunan öğretim üyeleri için 12-36 saat
devamsızlık göstermek" kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller
arasında sayılmış, 33. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde ise, "a - Uyarma, kınama
ve aylıktan kesme cezaları disiplin amirleri tarafından verilir. b - Kademe ilerlemesinin
durdurulması cezası, görevlinin bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan
sonra atamaya yetkili amirler tarafından, dekanlar için ise, bu ceza disiplin amirinin teklifi
üzerine Yüksek Disiplin Kurulu kararı ile verilir." kuralına yer verilmiştir.

Aynı Yönetmeliğin 47. maddesi'nde;

"Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı itiraz,
kişinin bağlı olduğu kurumdaki disiplin kuruluna yapılabilir. Kişinin itirazının görüşüleceği
toplantıya cezayı veren disiplin amiri katılamaz. Bu şekilde kurulun oluşturulamaması halinde
bir üst disiplin kurulu yetkilidir.

Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına, kişinin bağlı olduğu yükseköğretim kurumu


aracılığıyla Yüksek Disiplin Kuruluna itiraz yapılabilir. İlgili yükseköğretim kurumu itiraza
ilişkin dilekçe ve soruşturma dosyasını 7 gün içerisinde Yükseköğretim Kuruluna iletmekle
yükümlüdür.

Bu Yönetmelikte yer alan disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir."
düzenlemesine yer verilmiştir.

Anılan Yönetmeliğin İtiraz Süresi ve Yapılacak İşlem başlıklı 48. maddesi'nde;

"Disiplin amirleri ve disiplin kurulları tarafından verilen disiplin cezalarına karşı yapılacak
itirazlarda süre kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren 7 gündür. Bu süre içinde itiraz
edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir.

İtiraz halinde, itiraz mercileri kararı gözden geçirerek verilen cezayı aynen kabul
edebilecekleri gibi cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler.

İtiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin, kendilerine intikalinden itibaren 30 gün
içinde kararlarını vermek zorundadırlar." hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, .........Enstitüsü İşletme Fakültesi Dekanlığı İşletme Bölümü


............ Ana Bilim Dalı Başkanlığı araştırma görevlisi olan davacının izinsiz ve kurumlarınca
kabul edilen özür olmaksızın kesintisiz 3 ila 9 gün devamsızlık göstermek disiplin suçunu
işlediğinden bahisle yapılan disiplin soruşturması sonucunda düzenlenen 16/02/2012 tarih ve
388-01 sayılı disiplin soruşturma raporunda özetle; ilgilinin ifade ve savunma yazılarında
belirtilen tarihlerde okulda olduğuna ve göreve geldiğine dair net ifadeler belirtmediği, somut
kanıtlar sunamadığı, genel olarak savunmasını kontrol ve gözlem süreçlerine, imza föyü
uygulamasına ve mobbinng-psikolojik şiddet iddiasına ayırdığı ve tanık ifadelerine
başvurulmasını istediği, davacının amiri konumundaki üç öğretim üyesinin yaptıkları
kontrollerde göreve gelmediğini ve bu durumu tutanakla kayıt altına aldıklarını
belirttikleri, benzer şekilde resmi görev yerindeki oda arkadaşları da net bir şekilde belirtilen
tarihlerde görev yerinde olmadığını belirttikleri, diğer yandan kullanmakta olduğu diğer odada
görev yapan arkadaşı Ş. Ş. ise işe gelip gelmediğini hatırlamadığını ifade ettiği, delil ve
ifadeler doğrultusunda 12-13-14-15/09/2011 ve 19/09/2011 tarihlerinde davacının işe
gelmediğinin görüldüğü bununla birlikte Araş Gör. Ö. A.'ün, İşletme Bölüm Başkanlığı'nın
31/10/2011 tarihli yazısı ile .......Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. H. K. tarafından üç hafta
süre ile sabah geliş, sabah ayrılış, öğle geliş, öğle ayrılış saatleri imza altına alındığı ve
08.00-17.00 olarak uygulanan mesai saatleri içinde işe geç geldikleri hususları tespit
edilerek davacıya isnat edilen fiilin sübuta erdiği gerekçesi ile 1/30 oranında aylıktan kesim
cezası ile cezalandırılması üzerine işbu disiplin cezasının iptali istemiyle bakılan davanın
açıldığı anlaşılmaktadır.

Akademik alanda çalışan kişilerin yaptıkları iş ve çalışma şekilleri dikkate alındığında,


gerektiğinde kendilerine tahsis edilen odalarının dışında da çalışmalarını devam
ettirebilecekleri açıktır. Bu şekilde, akademik kariyerin ve akademik çalışma hayatının bir
parçası olarak, gerek kütüphane ve benzeri yerlerde araştırma yapmak, derslere girmek,
projeler yönetmek gibi faaliyetlerde bulunmak amacıyla mesai saatlerinde fakülte binası
dışında bulunabilmeleri mümkündür.

Soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulan kişilerce, davacının belirtilen tarihlerde işe


gelmediği yönünde açık ve kesin beyanlarda bulunulmadığı gibi, davalı idarece tutulan
tutanaklarda her ne kadar tarih belirtilmiş ise de; hangi saatte davacının bulunduğu odaya
gelindiği ve davacının odasında bulunamadığı belirtilmemiştir. Ayrıca, tutanakta imzası
bulunan üç kişinin eş zamanlı olarak odayı denetleyip denetlemedikleri de alınan ifadelerden
net bir şekilde anlaşılamamaktadır. Ayrıca, 12-13-14-15/09/2011 ve 19/09/2011 tarihlerine
ilişkin olarak; davacının odasında hangi saatlerde bulunmadığı konusu açık olmadığı
gibi, davacının okula hiç gelmediğine ilişkin herhangi bir tespitte davalı idare tarafından
yapılmamıştır.

Kaldı ki; idarede mesaiye başlama ve bitirme zamanlarını kayıt altına alan, turnike, kart
sistemi gibi bir uygulamanın bulunmadığı görülmekte olup; yukarıda belirtilen tutanaklar
dışındaki daha sonra başlatılan imza föyü uygulamalarına bakıldığında ise; davacının
makul saatler içerisinde mesaisini tamamladığı anlaşılmakta ve imza föylerinde davacının
okula gelmediğine dair bir tespit de yapılmamış olduğu görülmektedir.

Bu durumda, dava konusu işlemin tesisine dayanak alınan 12-13-14-15/09/2011 ve


19/09/2011 tarihli tutanaklarda bulunan eksiklikler ve soruşturma kapsamında alınan
ifadelerde davacı aleyhine kesin ve açık bir biçimde beyanda bulunulmamış olunması
sebebiyle davacı hakkında iddia edilen eylemlerin somut delillere dayanmaması, fiillerin
subuta erdiğine dair kesin tespitlerin yapılmaması karşında, aksi yönde verilen Mahkeme
kararında hukuki isabet bulunmamaktır.

Açıklanan nedenlerle; İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın


yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini
izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 29.01.2018
tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :

İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip
bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında
yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.

İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, bozulması
gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması
gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.

You might also like