You are on page 1of 3

BAŞVURUCU: ÖZCAN ZENGİN

Başvuru Konusu: Başvuru; yurt dışında bulunan ve Yükseköğretim Kurulu tarafından tanınan bir
üniversiteden alınan lisans diplomasına denklik verilmesi talebinin reddedilmesi nedeniyle eğitim ve
mülkiyet haklarının, bu işleme karşı açılan davaya bakan mahkemeye talimat verildiğinden bahisle
davada adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

İnceleme eğitim, mülkiyet ve adil yargılanma hakkının ihlali bakımından gerçekleştirilmiştir

Olayın özeti:

1. Başvurucu, YÖK’e bir dilekçe yazarak Kosava’da bir yükseköğretim kurumu olan Iliria Kraliyet
Üniversite Hukuk Fakültesi’nde eğitimini lisans düzeyinde tamamlamak istediğini, belirtilen
üniversitenin YÖK tarafından tanınırlığının bulunup bulunmadığını soruyor.
2. YÖK üniversitenin listelerinde bulunduğunu ve tanındığını ancak 6/11/2020 tarihli ve 27751
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yurt Dışı Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliği
uyarınca denklik işlemlerinin yapılacağını söylüyor.
3. Başvurucunun ilgili okuldan mezun olduktan sonra denklik için YÖK’e yaptığı başvuru ise
“başvurucunun hukuk alanındaki lisans eğitimi kazanımlarının elde edilebilmesi için gerekli
olan eğitime devam süresinin (yani ülkede kalış süresinin) yetersiz olduğu” gerekçesi ile
denklik verilmesi talebini reddediyor.

Başvurucunun ülkede kaldığı toplam gün sayısı: 69 gün,

Okulun devam zorunluluğu yok.

Ankara 10. İdare Mahkemesi Kararı: Yurtdışı Yükseköğretim6/11/2010 tarihli yönetmelik hükümleri


uyarınca denklik başvurularında lisans eğitiminin düzeyi ve içeriğine yönelik olarak YÖK tarafından
inceleme ve değerlendirme yapıldığını, bu kapsamda başvuru sahiplerinin yurt dışında kaldığı sürenin
de dikkate alınacağının tartışmasız olduğunu ifade etmiştir.  Devam zorunluluğu gerektiren ve örgün
eğitim veren hukuk fakültesi eğitimi için "ülkede kalış süresinde ciddi biçimde eksik bulunduğu"
gerekçesiyle davanın reddine kadar vermiştir.

İstinaf dilekçesi: ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın yerleşik Danıştay içtihatlarına,
uluslararası sözleşmelere, kanun ve yönetmeliklere aykırı olduğunu, idarenin takdir yetkisini
kullanırken objektif ilke ve kurallara riayet etmesi gerektiğini belirtmiştir. Uyuşmazlığa tatbik edilecek
norm olarak Mahkemenin 5/12/2017 tarihli ve 30261 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan  Yurtdışı
Yükseköğretim Diplomaları Tanıma ve Denklik Yönetmeliği  (5/12/2017 tarihli Yönetmelik)
hükümlerini dikkate aldığını belirten başvurucu, anılan Yönetmelik'in 7. maddesinin (6) numaralı
fıkrasının (d) bendinde öğrenime devam süresinin tespitinde Türkiye'deki ilgili yüksek öğretim
mevzuatının esas alınacağının belirtildiğini, bu bağlamda üniversitelerin senato kararlarıyla
öğrenime katılmadaki süreleri belirlediğini, bu hususta ülke genelinde yeknesak bir uygulama
olmadığını, ülke genelinde üniversiteler arasındaki bu uygulama farklılığı sebebiyle yurt dışında
eğitim alan öğrencilerin eğitim aldıkları ülkede ne kadar kalmaları gerektiği konusunda bir belirlilik
ve öngörülebilirlik bulunmadığını belirterek yapılacak istinaf incelemesi neticesinde ilk derece
mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

Başvurucunun istinaf istemi, Bölge İdare Mahkemesince mahkeme kararının dayandığı gerekçenin
usul ve hukuka uygun bulunmuş olması sebebiyle reddedilmiştir.
1- ADİL YARGILANMA BAKIMINDAN

Başvurucunun iddiası: 2018 yılı idare ve faaliyet raporunda da görüleceği üzere nihai karar mercii olan
istinaf mahkemesinin başkanına mevzuat ve denklik davaları hakkında YÖK’ün konu ile ilgili birimleri
tarafından bilgi verilmiştir. Hiçbir merci veya makam mahkemelere talimat veremeyeceği veya
telkinde bulunamayacağı için bahsi geçen bilgilendirme sebebiyle tarafız ve bağımsız mahkemelerde
yargılanma hakkının ihlal edildiği iddia ediliyor.

Bu bakımdan bir “Tarafsızlık” tartışması yapılıyor.

Davaya bakacak olan hâkimin davanın taraflarına karşı eşit, yansız ve ön yargısız olması, hiçbir telkin
ve baskı altında kalmadan hukuk kuralları çerçevesinde vicdani kanaatine göre karar vermesi
gerekir. Bu yüzden YÖK bünyesindeki ilgili birimlerce istinaf yargılamasını yürüten mahkeme
başkanının da aralarında bulunduğu kişilere yapılan bilgilendirme inceleniyor.

Bilgilendirmenin başvurucunun yargılamasına ilişkin olmayıp genel nitelikte olduğu, yükseköğretim


alanındaki mevzuatın da sürekli değişmesi ve karmaşıklaşması nedeniyle hakimlerin mevzuatı takip
etmelerinin ve bu konuda bilgi almalarının işlerinin kaçınılmaz bir parçası olduğunu, istinaf
yargılamasını yürüten çok sayıda hakimin sırf şeffaf bir çalışma toplantısına katılmış olmalarının
tarafsızlık sonucunu doğurmayacağı sonucuna ulaşıyor.

Başvurusunun tarafsızlık iddiasının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna ve ihlalin bulunmadığına karar veriliyor.

2- MÜLKİYET HAKKININ İHLALİ BAKIMINDAN

Başvurucunun iddiası: Diploma sayesinde ileride ifa etmek istediği avukatlık mesleğini icra
edemeyeceği, bu sebeple ret kararının mülkiyet hakkını da ihlal ettiği iddiası.

Mülkiyet hakkı gerçekten söz konusu mudur incelemesi yapılmış.  Anayasa'nın 35. maddesinde
düzenlenen mülkiyet hakkı mevcut mal, mülk ve varlıkları koruyan bir güvencedir. Bir kişinin
hâlihazırda sahibi olmadığı bir mülkün mülkiyetini kazanma beklentisi -kişinin bu konudaki menfaati
ne kadar güçlü olursa olsun- Anayasa'yla korunan mülkiyet kavramı içinde değildir.

Bunun bir istisnası var o da “meşru beklenti” durumu.

Meşru beklenti: Meşru beklenti, makul bir şekilde ortaya konmuş icra edilebilir bir alacağın
doğurduğu, ulusal mevzuatta belirli bir kanun hükmüne veya başarılı olma ihtimalinin yüksek
olduğunu gösteren yerleşik bir yargı içtihadına dayanan, yeterli somutluğa sahip nitelikteki bir
beklentidir. 

Başvurucunun diplomasına denklik verilebilmesi yönünden hukuki düzenlemelerle öngörülmüş


standartları karşılayamadığı, davasının bu sebebe dayalı olarak reddedildiği anlaşıldığından
başvurucunun diploma denkliği verilmesi hususunda meşru beklentisi bulunmadığı sonucuna
ulaşılmıştır.

Bu yüzden konu bakımından yetkisizlik nedeniyle ihlalin kabul edilemez olduğuna karar verilmiştir.

3- EĞİTİM HAKKININ İHLALİ BAKIMINDAN

Başvurucunun iddiası: Üniversiteye kaydını yaptırmadan önce denklik bulunup bulunmadığını dilekçe
ile sorduğunu, YÖK’ün denklik işlemleri bakımından Yönetmeliğe tabi olunacağını belirttiğini, söz
konusu yönetmelikte denklik için yurt dışında kalış süresinin dikkate alınacağına ilişkin bir hükmün
bulunmadığını, bu noktadan hareketle diploma denklik incelemesi bakımından yurt dışında kalış
süresinin dikkate alınmasının hukuki belirlilik ve güvenlik ilkesine aykırılık teşkil ettiğini iddia ediyor.

+ olarak yurt dışında kalış süresinin dikkate alınmadığı kararlar olduğu için kararın eşitlik ilkesine aykırı
olduğunu, avukatlık mesleğini ifa edemediği için de çalışma hakkının da ihlal edildiğini ileri sürüyor.
Çalışma hakkı sözleşmede düzenlenen bir hak olmadığı için bununla ilgili ayrıca bir inceleme
yapılmıyor.

Ayrımcılık iddiası bakımından: ayrımcılık iddiasının incelenebilmesi için başvurucunun kendisiyle


benzer durumdaki kişilere yönelik farklı uygulamaların meşru bir temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet,
din, dil vs. gibi ayrımcı bir nedene sahip olması gerektiğini belirtiyor.

Eğitim hakkı ile ilgili ise bu hakka bir müdahalenin var olduğu kabul ediliyor. Başvurucunun ulusal
düzeyde denkliği olan bir üniversiteden almış olduğu eğitim sonunda diplomasına denklik verilmesi
yönündeki talebi, aldığı eğitimin ülkenin resmî makamlarınca tanınması ve başvurucunun eğitiminden
menfaat sağlaması için bir gerekliliktir. Aksi takdirde başvurucu, aldığı eğitimden yurt içinde bir
kazanım sağlayamayacaktır. Bu nedenle denkliği olan bir üniversitede tamamlamış olduğu eğitim
sonrasında başvurucunun diplomasına denklik verilmesi isteminin reddedilmesinin eğitim hakkına
müdahale teşkil ettiği kabul edilmiştir.

Müdahalenin ihlal oluşturup oluşturmadığı noktası:

Başvurucu; her ne kadar ilgili Üniversiteyi devam zorunluluğu bulunmadığı için seçmiş olduğunu,
ülkemizdeki birçok hukuk fakültesinde senato kararı ile devam zorunluluğu aranmadığını belirtmekte
ise de başvurucunun denklik talebinde bulunduğu eğitim türünün örgün eğitim olduğu açıktır.
6/11/2010 tarihli Yönetmelik'te örgün eğitime ve uzaktan eğitime ilişkin usul ve esaslar ayrı ayrı
düzenlenmiş olup örgün eğitimde kural olarak öğrencilerin eğitim-öğretim süresince ders ve
uygulamalara fiziken devam etme zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bağlamda kaydolduğu üniversitede
devam zorunluluğunun bulunmaması yahut ülkemizdeki birçok hukuk fakültesinde devam
zorunluluğu aranmaması başvurucuya talep ettiği diploma denklik işlemlerinde örgün eğitim
bakımından devam mecburiyetinden muaf tutulma hakkı vermez.

Başvurucu, denklik işlemlerinde YÖK'ün nazara aldığı devam mecburiyetine ilişkin kriterin
öngörülemez olduğunu belirtmiş ve buna ilişkin olarak örnek yargı kararları sunmuştur. Denklik
işlemlerine ilişkin başvuru usulü ve aranacak belgelerin 6/11/2010 tarihli Yönetmelik'in 4.
maddesinde düzenlendiği görülmektedir. Buna göre örgün eğitim modeline tabi olarak alınan bir
diplomanın denkliğinde devam mecburiyetinin dikkate alınacağı hususu açıkça belirtilmemekle
birlikte ilgili Yönetmelik'te yükseköğretim süresince kullanılan pasaportların asıllarının veya tasdikli
suretlerinin talep edileceği belirtilmiştir. Bu durum gözönünde bulundurulduğunda denklik
işlemlerinde yurt dışında kalış süresinin dikkate alınacağı hususunun öngörülemez olduğu
söylenemez.

Not: Yurt dışında kalış süresi bakımından yeterli sayılan gün sayısının tespiti konusunda mevzuatta bir
hüküm yok. Bu bakımdan devletin takdir yetkisi olduğu söyleniyor. Yurt dışında eğitim gördüğü
ülkede 69 gün kalınmış olmasını da, yetersiz olarak değerlendirmenin makul olduğu sonucuna
varılıyor.

You might also like