You are on page 1of 49

İMPLANT TEDAVİSİNDE

KOMPLİKASYONDAN KORUNMA YOLLARI

Dt.Yunus Emre BAYRAKDAR


 İmplantlar , total dişsiz ve belirli
bölgelerde diş eksikliği olan hastalar için
iyi bilinen bir tedavi yöntemidir.
 Yapılan çalışmalara göre dişsizlik ve
beslenme arasında güçlü bir ilişki vardır.
 Örnegin dişsiz hastalarda vitamin eksikliği
görülmesi.
Aktif peri-implant bölgesi
• İmplant gövdesi etrafında ~ 1 mm genişliğinde
bir bölgedir; bu, hayvan ve insan çalışmalarında
gösterilmiştir.
• İmplant yüzeyi ile peri ‐ implant kemik
arasındaki etkileşimlerin sürekli olarak
meydana geldiği bir alandır.
İmplant Yüklemesinden Sonra Kemik
Aktivitesindeki Değişimler
 Osteotomi ve kemik kondensasyonu
(Örn. osteotomiler kullanılarak yapılan)
sonucunda peri-implant kemik dansitesi
değişmektedir ve kemik, fonksiyonel
yükleme ile stimüle edilerek dansitesi
artmaktadır.
İmplant Yüklemesinden Sonra Kemik
Aktivitesindeki Değişimler
 Uygun stimülasyon sonucunda, hücre
sinyal yolları, peri‐implant kemik
yoğunluğunda geç (delayed) yükleme
protokolleri kullanılarak elde edilenin
üzerinde bir yoğunluk artışına yol açar.
İmplant Yüklemesinden Sonra Kemik
Aktivitesindeki Değişimler
 Remodeling kuvvetleri, kemiğin cerrahi
rehabilitasyonu sırasında uygulanan statik
kuvvetlere adaptasyonu ile sonuçlanır.

 Bu kemik adaptasyonu, belirli mekanik


fonksiyonlara dayanma kapasitesine ulaşmak
amacıyla, yüklere yanıt olarak kemik oluşumu ve
kemik erimesi olarak tanımlanabilir.

 Tüm bu faktörler klinik başarıyı arttırır ve gerekli


tedavi süresini kısaltır, daha fizyolojik ve dinamik
bir osseointegrasyon konseptinin uygulanmasına
izin verir.
 İmplantlar sağlığımızı geliştirmek için
değerli bir tedavi alternatifidir. Ancak bazı
durumlarda implantlarda erken veya geç
kayıplar yaşanabilir.
 İmplant tedavisinde implant kaybına yol
açmayan komplikasyonlar da gelişebilir.
Krestal Kemik Kaybı
Marjinal krestal kemik kaybı, birçok potansiyel
nedensel faktör içeren karmaşık bir fenomendir .

Kemiğin remodelingi ile ilişkili birinci Bakterilerle ilişkili ikinci grup faktörler:
grup faktörler :

 Cerrahi travma,  Siman tutuculu


 İmplant-abutment restorasyonlardaki artık
bağlantısının tipi, siman,
 Abutmentin çıkarılıp  Protez başarısızlığı kaynaklı
yeniden yerleştirilmesi, abutment hareketi,
 Mikro-gap varlığı,  Peri-implantitis nedenli
progresif kemik kaybı
 İmplantın yanlış
konumlandırılması.

Bu faktörler kontrol altına alınmazsa implantın sağkalımı


tehlikeye girmiş olur.
Krestal Kemik Kaybı
Krestal Kemik Kaybı
 Biyofilm birikimi peri-implant hastalıklara
katkıda bulunan önemli bir faktördür.
 Cortellini ve ark. Peri-implant
komplikasyonlarını kontrol etmek için
destekleyici tedavinin önemli olduğunu
belirtmiştir.
 Cerrahi olmayan peri-implant tedavileri ve
sıkı bir bakım protokolü, klinik durumda
iyileşme ile sonuçlanır.
Cortellini S, Favril C, De Nutte M, Teughels W, Quirynen M. Patient compliance as a risk factor for the outcome
of implant treatment. In: Romanos GE, ed. Risks and their Prevention in Implant Therapy. Periodontol 2000.
2019;81(1):209‐225.
Krestal Kemik Kaybı
 Günümüz teknolojisinde peri-implant
sulkustaki pro-inflamatuar belirteçlerin
teşhisi ve analizi radyografide kemik kaybı
olmadan ileride kayıp olacağını
gösterebilir.
 Bununla birlikte, hastalığın ilerlemesini
tanımlamak için, bir dizi radyografiye
ihtiyaç vardır.
 Farklı implant sistemleri, implant
yerleştirildikten sonra implant platformu
çevresinde farklı kemik yanıtları ve
hastalık şiddetinin ilerlemesinde farklılıklar
gösterir.
 Çalışmalar, farklı yüzey özelliklerine
(mikro-dizayn) sahip implantların
çevresinde farklı kemik rezorpsiyon
miktarları göstermiştir.
• Abrahamsson I, Albouy JP, Berglundh T. Healing at fluoride‐modified implants placed in wide marginal defects: an
experimental study in dogs. Clin Oral Implants Res. 2008;19(2):153‐159.
• Albouy JP, Abrahamsson I, Persson LG, Berglundh T. Spontaneous progression of peri‐implantitis at different
types of implants. An experimental study in dogs. I: clinical and radiographic observations. Clin Oral Implants Res.
2008;19(10):997‐1002.
 Sondalamada
kanama, süpürasyon
ve artan sondalama
derinliği gibi klinik
iltihap belirtileri,
mukozit gibi peri-
implant
hastalıklarıyla ve
ilerleyen kemik
kaybıyla birlikte
peri-implantitis ile
ilişkilidir.
 Bir implantın başarılı olduğunu
söyleyebilmek için sert ve yumuşak doku
stabilitesi gereklidir.
 Zayıf klinik değerlendirme ve yetersiz
eğitimle yapılan implantların başarılı olma
ihtimali oldukça düşüktür. Bu implantlarda
genelde biyolojik komplikasyon gelişir.
 Bir konsensusta Albrektsson ve ark. iyi
bilinen implant sistemlerinin kullanılmasını
tavsiye etmiştir. Ancak bu sistemlerde bile
tamamen komplikasyonsuz olacağını
gösteren hiçbir bilimsel kanıt yoktur.

Albrektsson T, Buser D, Sennerby L. Crestal bone loss and oral implants. Clin Implant Dent Relat Res.
2012;14(6):783‐791.
 Albrektsson ve Zarb için implant başarı kriterleri
(1986)

1.Klinik olarak test edildiğinde tek başına implantta hareketlilik


olmamalıdır.

2.Radyografik olarak implant çevresinde herhangi bir radyolusent


alan görülmemelidir.

3.İmplantların yüklenmesinin 1. yılını takiben implant çevresindeki


vertikal kemik kaybı 0.2 mm’den az olmalıdır (marjinal kemik
kaybı yüklemenin yapıldığı ilk yıl 1.5 mm’den az olmalıdır).

4.Geri dönüşü olmayan ağrı, enfeksiyon, nöropati, parastezi veya


mandibuler kanal perforasyonu gibi semptom ve belirtiler
olmamalıdır.

5.Bir implantın güvenilir olması için yukarıdaki kriterleri 5 yıllık


gözlem periyodu sonunda %85 ve 10 yıllık periyod sonunda %80
oranında yerine getirmelidir.
Albrektsson T, Zarb G, Worthington P, Eriksson AR. The long‐term efficacy of currently used dental implants: a
review and proposed criteria of success. Int J Oral Maxillofac Implants. 1986;1(1):11‐25.
Biyolojik Yanıt : Erken Kemik Kaybı
 İnsan çeneleri belirli bir kemik hacmine sahiptir.
 Geleneksel genişlikteki implantlar, geniş (5mm)
implantlara göre uzun vadede daha başarılı
sonuçlar ortaya çıkarmıştır.
 Bu sayede cerrahi travma daha aza indirgenmiş
olur.
 Ayrıca geniş çaplı implantların yaklaşık %82’sinde
bukkal dişeti çekilmeleri bildirilmiştir.
 Bir diğer nokta ise dar çaplı implantların geniş
çaplı implantlara göre primer stabiliteleri daha
yüksektir.
Biyolojik Yanıt : Erken Kemik Kaybı
 Geniş çaplı implant yerleştirmek ; kemik remodellingi
ve damarlanmanın daha iyi olduğu süngerimsi kemiği
daha fazla uzaklaştırarak başarısızlığa neden
olmaktadır.

 Operasyon uzunluğu, agresif çalışmak, cerrahi travma


gibi etkenler enflamasyon belirtisi vermeksizin kemik
rezorpsiyonu ile sonuçlanır. Bu biyolojik olay peri-
implant bölgede radyografide krestal kemik kaybı
olarak görülebilir.

 Krestal kemik rezorpsiyonu genellikle biyomekanik


uyumsuzluk, implant etrafında hareketli diş eti varlığı
ve yumuşak doku kalitesi ile ilişkilendirilir.
Protetik Faktörler
 Bukkal kemik kalınlığının en az 2mm
olması gingival çekilmelere engel olur.
 Platform switching kullanımı krestal kemik
kaybına büyük ölçüde engel olur.
Protetik Faktörler
 İmplant malpozisyonu
bukkal kemik kaybı ve
yumuşak dokuda
çekilmelere sebep olur.
 Konik (Morse-taper)
bağlantıların krestal kemik
stabilitesini koruduğu
bildirilmiştir.
Protetik Faktörler
 Subkrestal implant yerleştirilmesi ve
abutmentların değiştirilmediği durumlarda
krestal kemik stabilitesinin korunduğu
gösterilmiştir.
 Bu konsepte 1-abutment konsept adı
verilmektedir.
 Son zamanlarda yapılan köpek çalışmaları,
subkrestal implant yerleştirilmesinin, implant
platformunun koronal kemik yüksekliğini
korumada avantajlı olduğunu göstermektedir.
•Fetner M, Fetner A, Koutouzis T, et al. The effects of subcrestal implant placement on crestal bone levels and
bone‐to‐abutment contact: a microcomputed tomographic and histologic study in dogs. Int J Oral Maxillofac
Implants. 2015;30(5):1068‐1075.
Protetik Faktörler
 Ek olarak, bir abutmentin çıkarılıp yeniden
yerleştirilmesinin, peri-implant marjinal
kemik seviyelerini önemli ölçüde etkilediği
bulunmuştur.
 1-abutment 1time konseptinin kullanıldığı
implantlarda, abutmentın çıkarılıp takıldığı
implant uygulamalarına göre daha az peri-
implant dikey kemik kaybı olmasına
rağmen, bu etkinin estetiği
artırmayabileceği de dikkate alınmalıdır.
İmplant Abutment Bağlantısı İle
Biyofilm İlişkisi
 Peri implant bölgesindeki biyofilm,
periodontal bölgelere göre daha komplekstir.

 Periodontal hastalığa sahip bireylerde yapılan


çalışmada ,periodontal olarak sağlıklı kişilere
kıyasla periimplantitise yakalanma riski daha
yüksektir.

 Bu yüzden implant uygulaması öncesi


peridontal olarak dokuların sağlıklı olması
oldukça önemlidir.
İmplant Abutment Bağlantısı İle
Biyofilm İlişkisi
 İmplant-abutment bağlantısı , hem in vitro
hem de in vivo olarak bakteri
kompleksinin değiştirilmesinde önemli bir
rol oynar.
İmplant Abutment Bağlantısı İle
Biyofilm İlişkisi
 Krestal kemik kaybı "mikro boşluk" ile
ilişkilidir . İmplant-abutment ara yüzünde bu
boşluğun varlığı mikro sızıntıya ve
implantların başarısını etkileyebilecek bakteri
birikimine yol açar.

 Hermann ve arkadaşları tarafından yapılan ilk


çalışmalar, implantların etrafındaki biyolojik
genişliğin bu mikro boşluk tarafından
belirlendiğini doğrulamıştır.
Hermann JS, Schoolfield JD, Schenk RK, Buser D, Cochran DL. Influence of the size of the microgap on crestal
bone changes around titanium implants. A histometric evaluation of unloaded non‐submerged implants in the
canine mandible. J Periodontol. 2001;72(10):1372‐1383.
İmplant Abutment Bağlantısı İle
Biyofilm İlişkisi
 Coelho ve arkadaşları tarafından yapılan
sonraki çalışmalarda, önde gelen implant
şirketleri tarafından üretilen test edilen
implant sistemleri grupları arasında
sızıntının önemli olduğu gösterilmiştir.
 Kontrollü torklamaya rağmen, test edilen
tüm sistemlerde implant gövdesi ile
abutment arasındaki sızdırmazlık
sağlanamadığı gösterilmiştir.
Coelho PG, Sudack P, Suzuki M, Kurtz KS, Romanos GE, Silva NR. In vitro evaluation of the implant abutment
connection sealing capability of different implant systems. J Oral Rehabil. 2008;35(12):917‐924
İmplant Abutment Bağlantısı İle
Biyofilm İlişkisi
 Şu anda, çok sayıda çalışma bu mikro aralığın
etkisini ve krestal kemik kaybı ve peri-implantitis
prevalansı üzerindeki etkisini araştırmaya
odaklanmıştır .

 Bu nedenle, artık daha fazla üretici, bakteri


kolonizasyonu açısından daha güvenli görünen
konik implant-abutment bağlantıları üretmektedir

 Bununla birlikte, El Haddad ve arkadaşları yakın


tarihli bir in vitro çalışmada, konik bağlantıların
her zaman tam sızdırmazlık ile ilişkili olmadığını
göstermiştir.
El Haddad E, Giannì AB, Mancini GE, Cura F, Carinci F. Implantabutment leaking of replace conical connection
Nobel Biocare® implant system. An in vitro study of the microbiological penetration from external environment
to implant‐abutment space. Oral Implantol (Rome). 2016;9(2):76‐82.
İmplant Abutment Bağlantısı İle
Biyofilm İlişkisi
 Konik bağlantı, kendi başına bakteriyel
sızdırmazlığı garanti etmez çünkü abutment-
implant arayüzündeki açılanma sistemler
arasında farklılık gösterir.

 Şu anda, konik bağlantı (6 ° açılı) en iyi


sızdırmazlığı sağlıyor gibi görünmektedir.

 Son zamanlarda yapılan bir sistematik


incelemeye dayanarak, çoğu çalışma implant-
abutment arayüzünde bir miktar mikro sızıntı
olduğunu göstermiştir
İmplant Abutment Bağlantısı İle
Biyofilm İlişkisi
 Seramik (zirkonya) abutmentler, titanyum
abutmentlere göre mikrosızıntıya daha
yatkındır ve en azından şu anda, düşük oklüzal
kuvvetlere sahip yüksek estetik vakalar dışında
kullanımları tavsiye edilmemektedir.
İmplant Prognozunu Etkileyen
Sistemik Faktörler
 Sigara ve şeker hastalığı gibi implantların
iyileşmesini ve prognozunu etkileyen diğer
faktörler literatürde kapsamlı bir şekilde
tartışılmıştır.
 Çalışmalar, orta ve şiddetli periodontitis
prevalansının puro ve pipo içenlerde sigara
içmeyenlere göre önemli ölçüde daha yüksek
olduğunu göstermiştir.
 Nikotin ile yüksek implant başarısızlığı
arasındaki ilişki ile ilgili tartışmalı sonuçlar
bildirilmiştir.
İmplant Prognozunu Etkileyen
Sistemik Faktörler
 Kronik hiperglisemide büyüme faktörlerinin
salınımının baskılanması ve re-
epitelizasyonunu bozarak yara iyileşmesini
geciktirir.
 Klinik çalışmalar kontrol altında olan tip 2
diyabet hastalarının implant başarı oranları
sistemik olarak sağlıklı olan bireylerle aynı
oranda gösterilmiştir. Kontrol altında
olmayan hastalarda implant tedavisi hastalık
kontrol altına alınıncaya kadar ertelenmelidir.
İmplant Prognozunu Etkileyen
Sistemik Faktörler
 Fazla sigara tüketen
hastalar üzerinde
yapılan çalışmada hem
platform switch
implant uygulaması
hem de immediate
yüklenen implantlar
başarılı ve 5 yıl
sonunda sağkalımları
oldukça yüksek olduğu
belirtilmiştir.
Aşırı Yükleme —Biyomekanik
Faktörler
Aşırı yüklenmenin peri-implant dokular
üzerindeki etkisini değerlendirmek için
farklı çalışmalar yapılmıştır . Bu
çalışmalarda oklüzal kuvvet seviyesinin
kesin bir tanımı yoktur.
 Duyck ve arkadaşlarının çalışmaları,
tavşan kaval kemiğine yerleştirilen aşırı
yüklenmiş implantlarda krater tipi peri-
implant kemik defektlerini ortaya koydu.
Duyck J, Rønold HJ,Van Oosterwyck H, Naert I,Vander Sloten J, Ellingsen JE. The influence of static and dynamic
loading on marginal bone reactions around osseointegrated implants: an animal experimental study. Clin Oral
Implants Res. 2001;12(3):207‐218.
Aşırı Yükleme —Biyomekanik
Faktörler
Miyata ve arkadaşları tarafından yapılan
diğer çalışmalar, oklüzal kuvvetlerin fazla
olduğu implant destekli üst yapıların
yarattığı oklüzal kuvvetlerin , peri ‐
implant dokuları tahrip etmediğini
göstermiştir.
 Bununla birlikte, oklüzal aşırı yük ile
birlikte plak birikiminin peri-implant
hastalığının ilerlemesine yardımcı olduğu
bildirilmiştir.
Miyata T, Kobayashi Y, Araki H, Motomura Y, Shin K. The influence of
controlled occlusal overload on peri‐implant tissue: a histologic study in
monkeys. Int J Oral Maxillofac Implants. 1998;13(5):677‐683
Aşırı Yükleme —Biyomekanik
Faktörler
 İmplant destekli protezlerin uzun vadeli
stabilitesini sağlamak için implantın aşırı
yüklenmesinden kaçınmaları önerilir.
İmplant Doku Etkileşimleri
 İmplantların başarısız olmasına neden olan
peri-implantitisli 12 hastadan alınan peri-
implant doku biyopsileri analiz edilmiş; 12
numunenin 9'unda (% 75) , bazen birlikte
olmak üzere titanyum ve demir tespit
edilmiştir.
 Saf titanyum yüzdesi daha yüksek olan
örneklerde lenfositler de tespit edilmiş ;
bu arada, büyük metal parçacıkları olan
alanlarda makrofajlar tespit edilmiştir.
İmplant Doku Etkileşimleri
 Çıkarılan implantları değerlendirmek için
Mikro CT kullanıldı; çıkarılan implantların
çoğunun aşağıdaki yüzey değişikliklerinden
bir veya daha fazlasına sahip olduğu
bulundu :
◦ implant-abutment bağlantısında aşınma,
◦ ezikler, çukurlar ve çizikler
◦ plastik deformasyonların, mikro çatlakların ve
implant kırıklarının kombinasyonları
İmplant Doku Etkileşimleri
 Son olarak, Shemtov ‐ Yona ve arkadaşları,
87 titanyum alaşımından (Ti ‐ 6Al ‐ 4V)
veya saf titanyumdan (CP ‐ Ti) yapılmış,
çıkarılan 100 implantın bütünlüğünü
değerlendirdi .
 Taramalı elektron mikroskobu ile enerji-
dağılımlı X-ışını analizi , implantların %
60'ından fazlasında 2 tip yüzey kusuru
(çatlak benzeri ve tam çatlak) gösterdi .
Shemtov‐Yona K, Rittel D. On the mechanical integrity of retrieved dental implants. J Mech Behav Biomed Mater.
2015;49:290‐299.
İmplant Doku Etkileşimleri
 Bu nedenle, titanyum ve diğer metal
parçacıkların ve iyonların aşınma, bozulma
veya kırılmalar sonucu açığa çıkma olasılığı
reddedilemeyeceğini bildirdi.
İmplant Doku Etkileşimleri
 Bu parçacıkların neden olduğu ne tür bir
bağışıklık reaksiyonu kemik kaybına neden
olabilir?
 Yakın tarihli bir sistematik incelemenin
sonuçları, proinflamatuar sitokinlerin,
inflamatuar yanıt hücrelerinin ve artmış
osteoklast aktivitesinin , peri-implant
dokularda metal partikül ve iyonların
varlığıyla uyarıldığını gösterdi .
İmplant Doku Etkileşimleri
 Olmedo ve arkadaşları ayrıca, alınan
kapama vidalarının çevresinde
gerçekleştirilen mukozal biyopsilerin %
41'inin metal partiküller içerdiğini ve
immünohistokimyasal analizin,
makrofajların ve T lenfositlerinin bu metal
partiküllerle ilişkili olduğunu buldu.

Olmedo DG, Paparella ML, Spielberg M, Brandizzi D, Guglielmotti MB, Cabrini RL. Oral mucosa tissue response
to titanium cover screws. J Periodontol. 2012;83(8):973‐980.
İmplant Doku Etkileşimleri
 Ayrıca titanyum mikropartikülleri
fagositozlaştıran makrofaj ve nötrofillerde
dejeneratif değişiklikler ve titanyum esaslı
nanopartiküller içeren bir ortamda
kültürlenen insan hücrelerinde mutasyonlar
bildirilmiştir .
 Dental implantların degradasyonundan açığa
çıkan kalıntı , peri-implant dokular için
sitotoksik ve genotoksik potansiyele sahiptir .
 Dolayısıyla, bozunma ürünlerinin miktarı ve
fizikokimyasal özellikleri, peri-implant
dokular üzerindeki zararlı etkinin
büyüklüğünü belirler
İmplant Komplikasyonlarından
Korunmak İçin Bilinmesi Gerekenler
 Sistemik risk faktörlerinin yanı sıra, lokal
anatomik faktörler, dental implant
yerleştirilmesi sırasında kritik risk
faktörlerine katkıda bulunur ve bu da intra
veya postoperatif kanama, hematom
oluşumu gibi komplikasyonlara yol açar .
İmplant Komplikasyonlarından
Korunmak İçin Bilinmesi Gerekenler
 Ayrıca, implant bölgelerinde çok sayıda
etiyolojik faktör , sert ve yumuşak doku
eksiklikleri ile ilişkilidir.
 Kapsamlı cerrahi eğitimi ve sürekli
uygulama ile, klinisyenler intraoperatif
komplikasyonları önlemek ve postoperatif
enfeksiyonları daha etkili bir şekilde
yönetmek için beceriler geliştirir .
İmplant Komplikasyonlarından
Korunmak İçin Bilinmesi Gerekenler
 Bununla birlikte, implant tedavisinin
biyomekanik ve protetik yönlerinin yanı
sıra yumuşak ve sert dokunun yönetimi,
implantın hayatta kalmasını tehlikeye
atabilecek komplikasyonları kontrol etmek
ve önlemek için gereklidir.
İmplant Komplikasyonlarından
Korunmak İçin Bilinmesi Gerekenler
 İmplantlar, diş yapısını eski haline getirmek
için zorunlu olarak önemlidir, ancak birden
fazla eksik dişin olduğu durumlarda, eksik
olan her diş bir implant ile
değiştirilmemelidir.
 Her bir eksik dişi 1 implant ile değiştiren
klinik durumlardan kesinlikle kaçınılmalıdır
çünkü ciddi kemik kaybı ve peri-implant
enfeksiyonları meydana gelebilir ve kanıta
dayalı protokoller izlenerek kolayca tedavi
edilemez .
İmplant Komplikasyonlarından
Korunmak İçin Bilinmesi Gerekenler
 Sonuç olarak, klinisyenler, implant
komplikasyonlarını kontrol etmek ve
önlemek için sürekli eğitim ve cerrahi
becerilerinin iyileştirilmesi ile birlikte tüm
biyolojik ve biyomekanik faktörleri göz
önünde bulundurarak implant tedavisinde
yeni bir konsept geliştirebilirler.
İmplant Komplikasyonlarından
Korunmak İçin Bilinmesi Gerekenler
 Cerrahi ve protetik parçalar hakkında
derinlemesine bilgi sahibi olmadan veya
her bir sistemin dikkatlice
değerlendirimeden birçok farklı implant
sisteminin kullanımından kaçınılması
şiddetle tavsiye edilmiştir.
 Teşekkürler…

You might also like