You are on page 1of 21

SOSYOLOJİK VERİLERİN GRAFİKLERİ

Katılımcıların %73’ü gibi yüksek bir oran Gaziantep’in metropol ilçelerinde doğmuş, %19
gibi azımsanmayacak bir oran ise il sınırları dışındandır. Ancak veriler 18 yaş altını içerdiği
için ve bu kişiler il içinde doğmuş olsalar da ikinci veya üçüncü kuşak göçmen aileleri
çocukları olabilecekleri için sadece bu veriye bağlı kalarak uyuşturucu kullanımı ile
göçmenlik arasında ilişki olmadığı söylenemez.

Madde kullanıcılarının hemen hemen tamamı şehir merkezi doğumludur. Ancak burada da
bir önceki tabloda olduğu gibi ailenin kırsal göçmen ya da başka bir şehirden göç etmediği
anlamına gelmez.
Aile nüfus kütüğünün %73,8 oranla kırsal-kentsel dahil olmak üzere Gaziantep il sınırları
içindedir. Ancak şehir dışından olduğunu beyan eden %26’lık kesim de azımsanacak bir kitle
değildir.

Burada madde kullanım artışının yoğunlaştığı mahalleler ayrı bir araştırmayı hak etmektedir.
Örneğin coğrafi olarak yan yana olan ve sınıfsal anlamda da benzer bir nüfus profili gösteren
Karşıyaka ve Kayaönü arasındaki farkın sebebi, ya da Yukarıbayır, Düztepe, Hacıbaba ve
Dumlupınar arasındaki farklılık irdelenmeye değerdir. Belki de etnik veya mezhebi
gettolaşma, oranların yüksek çıktığı mahallelerde madde bağımlılığının motive kaynağı
olabilir. Hacıbaba, etnik gettolaşma ile alt gelir grubu olmanın birleştiği bir mahalle olması
sebebiyle yüksek oran şaşırtıcı değildir. Yeditepe ise öğrencilerin ve memur ailelerin (ki
bunların çoğu da göçmen olarak kabul edilmelidir) yoğun yaşadığı bir mahalledir. Bu
mahallede öğrencileri madde kullanımına teşvik eden ortamların tespit etmenin ve gerekli
müdahalelerin önemini göstermektedir.

Bu tablo, en azından klinikte tedavi görenler açısından, alt ve alt-orta gelir grubu ile madde
bağımlılığı arasındaki ilişkiyi açıkça ortaya koymaktadır. Ancak bu tablo, üst, orta, orta-üst
gelir grubunda madde kullanımı olmadığı anlamına gelmemektedir, bu gruplara mensup
bireylerin klinikte tedavi görmeyi tercih etmediğini de gösteriyor olabilir.

Ev hanımlığı kategorisi, evli kadınların işsizliğini gizleyen bir kavramdır. Annelerin büyük
bir çoğunluğu işsizdir ve bu da ailenin gelir durumunu ciddi bir şekilde etkilemektedir.
Dolayısıyla gençlerde madde bağlılığını önlemenin bir yolu da, aile kurumuna zarar
vermeden kadın istihdamını teşvik etmektir.
Bu tablo, kentsel yoksulluk ve madde kullanımı arasındaki bağlantıyı çarpıcı biçimde
göstermektedir. Alt gelir grubunda yer alanların yaşam koşullarını düzeltmek, işsizliği
önleyici politikalar geliştirmek ve belki de en önemlisi kadın istihdamının önünü açmak,
madde bağımlılığıyla savaşta çok önemli önlemlerdir.

Müstakil denilen ev tipi, gecekondu tipi konforsuz konuttur. Getto karakteri taşıyan
mahalleler, bu mahallelerdeki konut tipleri ile madde bağımlılığı arasındaki bağ
tartışmasızdır. Apartman dairesi cevabını %32’lik gibi az olmayan bir oran vermiş olsa da,
apartman dairesinde yaşayanların madde kullanım oranları müstakil gecekondu konutuna
göre çok daha düşüktür. Dolayısıyla aslında doğru bir şekilde kurgulanan, kişilerin sosyal-
kültürel dünyalarıyla uyumlu bir kentsel dönüşümün madde kullanımını önlediği
görülmektedir.
Ev mülkiyetine sahip olma ile kirada oturma başabaş gitmektedir. Kirada yaşam, başlı başına
ailenin ekonomik konfor durumunu zedelemektedir. Mülkiyet sahipliği ise çoğunlukla
gecekondu muhitinde olduğu için olumlu anlamda bir yaşam standardını işaret etmekten
uzaktır.

Çoğunlukla evler üç odalıdır. Çocuk sayısının düşük olduğu ailelerde üç odalı ev, kişi
açısından özel bir yaşam alanına sahip olmasını sağlar. Ama çocuk sayısı fazlaysa, geniş aile
olarak hanede oturuluyorsa kişinin özel yaşam alanı olmayabilir. Kişi, özel yaşam alanı
olmadığı durumlarda çözümü sokakta bulabilir. Dolayısıyla sokakta yaşam, sokakta daha
fazla vakit geçirme, evde özel yaşam alanının yokluğu ile madde bağımlılılığı arasında bir
korelasyon olduğu söylenebilir.
Özel odaya sahip olmama oranı, olma oranından yüksek olsa da, katılımcıların yarıya
yakınının hane içinde bir özel yaşam olanağı görülmektedir. Tabi ki %54 gibi yüksek bir
oranda olmama durumuna özel bir önem atfetmek gerekir.

Genellikle boşanmış aile ve madde bağımlılığı arasında korelasyon kurulur. Oysa bizim
verilerimizde büyük çoğunluğun ailesinin boşanmamış olduğu görülmektedir. Burada
kişilerin ailesinin mercek altına alınması gerekmektedir. Aile içi şiddet, istismar, aile içinde
ciddi gerilimlere rağmen geleneksel yapı nedeniyle boşanmama durumu veya ayrı yaşıyor
olsalar da boşanmamış olma gibi değişkenler hesaba katılmalıdır.
Bu tablo için bir üstteki tablonun bilgisi geçerlidir.

Gelir getirici mülkün yokluğu, halihazırda sahip olunan mülk hakkında da fikir vermektedir.
Gecekondu tarzında bir şekilde edinilen müstakil ev, sahip olunan tek varlıktır. Madde
bağımlısı kişilerin ailelerinin yoksulluğunun göstergesi olan bir veridir.
Klinik verileri, 18 yaşına kadar olan ergenlerden toplanmaktadır. Çalışma oranlarının
yüksekliği, bir bakıma çocuk işçiliğin, erken yaşta gelir getirme mecburiyetinin bir
göstergesidir. Bazı durumlarda çalışılan işlerdeki iş arkadaşları çevresi madde bağımlılığına
vesile olmaktadır.

Okul terk sayısındaki yükseklik, aralarında hiçbir üniversite öğrencisinin olmaması ilginçtir.
Kişiler ya madde bağımlılığı nedeniyle okulu terk etmişler, ya da okulu terk ettikleri için
madde bağımlılığına bulaşmışlardır. Her iki koşulda da çocuk ve ergenleri aktif- örgün-yüz
yüzyüze eğitimde tutmak ile madde bağımlılığı arasında bir ters orantı vardır. Bu veri, çocuk
ve gençleri eğitim hayatında tutmanın önemini göstermektedir.
Önceki tabloda yazılanlar burası için de geçerlidir. Maddi nedenlerle okulu bırakmak zorunda
kalan çocukların okula devamı için belediye veya kamu otoriteleri önlem geliştirmelidir.

Madde kullanımına başlama, ergenliğe tekabül eden 12-15 yaş arasıdır. Belediye ve kamu
otoriteleri, bu yaştakilerin oluşturduğu arkadaş grupları için spor, müzik, eğlendirici
faaliyetler üretip gençlerin negatif alışkanlıklara yönelimi engellenmelidir.
Az önceki tablo ifadeleri burası için de geçerlidir. Akran grupları gözlem altına alınmalı,
değişik boş zaman aktiviteleriyle kötü alışkanlıklara yönelimleri engellenmelidir.

Bu veri, aileden kullanımı görme durumunun çok fazla etkili olmadığını göstermektedir.
Çekirdek ailede görmemiş olsa da akrabalarda kullanım görmüş olma oranı yarıya yakındır,
bu da büyük bir orandır. Madde kullanımına başlama konusunda akrabalık ilişkilerinin
negatif bir etkiye sahip olabildiği görülmektedir.

Madde bağımlılığının kişinin kendine zarar verme ihtimalini arttırmaktadır.

Her şeye rağmen madde bağımlılığının en önemli panzehiri aile kurumudur. Madde
kullananların aileyle beraber yaşamaya devam etmeleri, bu bağımlılığa karşı savaşın aile
merkezli yürütülmesi gerektiğini göstermektedir. Sadece madde bağımlısı bireyin değil,
ailenin tamamına terapiler, destekleyici hizmetler uygulanmalıdır.
Kayıtlı bir suça karışma oranı yarıya yakındır, ki bu da yüksek bir orandır. Polis karakolları
tutanakları ya da mahkeme kayıtlarına giren ama adli sicile işlenmeyen vakaların da
olduğunu unutmamak gerekir.

Önceki tabloya cevap, burası için de geçerlidir.


Aile kurumunun suça yönlendirme boyutunun olmadığını bu veri göstermektedir. Dolayısıyla
suç ve madde bağımlılığıyla mücadelede ailenin rolü açığa çıkmaktadır.

Uyuşturucu temin yerinin sokak olması, sosyal bir bünye olan mahalle olgusunun üzerinde
daha fazla durulmasını gerektirir. Gettolaşmış mahalle, bir sosyal kontrol aracı olmasının bazı
durumlarda suçun kaynağı da olabilmektedir. Dolayısıyla bu veri de, kentsel dönüşümün
önemini göstermektedir.
Madde bağımlılığının suç yaratıcı özelliğine örnek bir tablodur. Burada hırsızlığı arttırdığı
gözlenmektedir.

Ergen arkadaş gruplarının denetiminin önemini gösteren bir tablodur. Bu arkadaş gruplarının
boş vakitlerini değerlendirebileceği sportif, sanatsal, dini faaliyetlerin acilen gündeme
sokulması, okul yönetimlerinin ve öğretmenlerin okullarda denetimi daha ciddiye almalarını
göstermektedir.
Bir önceki tabloya yapılan yorum, burası için de geçerlidir.

Bir önceki tabloya yapılan yorum, burası için de geçerlidir.


Bir önceki tabloya yapılan yorum, burası için de geçerlidir.

Kullanıcıların çoğunun düz Anadolu lisesinde öğrencilik yapmış olması, günümüz lise
eğitiminin zayıf karnının bu liseler olduğunu göstermektedir. Bu liselerin kalitesi arttırılmalı,
öğretmen ve idarecilerinin motivasyonunu arttırıcı destekler yapılmalıdır.

Sigara kullanımında fazlalık, bu madde kullanımının uyuşturucuya başlamak için bir


basamak oluşturduğunu göstermektedir.
Yarıya yakınının alkol kullanması alkol ve uyuşturucu ilişkisini göstermektedir. Bireyler,
pahalılık veya maddi yetersizlikler nedeniyle alkole ulaşamayınca daha ucuz yollu sentetik
maddelere yönelmektedir.

Ailede alkol kullanımının yokluğu, madde bağımlılığına konu olan kuşağın kırılganlığını
gözler önüne sermektedir. Sanayileşme ve göç gibi hızlı değişme yaratıcı faktörler, kenar
semtlerdeki ergen nüfusu negatif yönde etkileyebilmektedir.
Alt gelir grubundaki insanlar, en kolay ve ucuz yoldan ulaşabildikleri uyuşturucuya
yönelmektedir.

Bir önceki tabloya yapılan yorum, burası için de geçerlidir.


Siyasi görüş yokluğu çok anlamlıdır. Nitekim siyasi görüş, ideoloji insan hayatına anlam
katan olgulardır. Bunların yokluğu, hayatın anlamsızlaşmasının ve uyuşturucuya yönelime
yol açar. Sadece uyuşturucu değil, bir çok suça yönelimin sebeplerinden biri de budur. Ayrıca
siyasi gruplar, kişilerin üzerinde sosyal kontrol uygulayıp suç teşkil eden davranışı önleyici
bir rol oynayabilirler.

Bir önceki tabloya yapılan yorum, burası için de geçerlidir. Din de insan hayatına anlam
katan ve bir çok suç davranışını yasaklayan-önleyen bir özelliği vardır. Söz konusu gruplarda
dinin anlamını kaybetmesi ile suç davranışı arasında ciddi bir korelasyon vardır.
Bir önceki tabloya yapılan yorum, burası için de geçerlidir.

Madde bağımlılarının ailesi başka bir şehirden göç etmiş olsa bile uzun yıllardır Gaziantep’te
yaşadıkları, bir bakıma bu şehirde kültürlendikleri söylenebilir. Ancak bu veri, genel bir
Gaziantep kategorisine yaslandığı, il sınırlarındaki kırsal ilçelerden ve köylerden metropol
ilçelere göçü içermediği için il içi kırsaldan kente göç hakkında bilgi vermemektedir.
Alt gelir grubundaki insanlar, en kolay ve ucuz yoldan ulaşabildikleri uyuşturucuya
yönelmektedir.

Uyuşturucu kullanımı, maddeyi tedarik etmek için bir gelir gerektirir. Bu gelirin yokluğu durumunda
en çok yönelinecek davranış hırsızlıktır. Yani madde bağımlılığının en çok teşvik ettiği suç davranışı
hırsızlıktır.

You might also like